Ekşi Duyuru

walk on diyor sanki, yuru anlaminda

yorkshire:)

www.youtube.com

evet, walk on diyor.

140 bin nerede acaba bu fiyat ?

çetaş istanbul. zaten sitelerinde 146 yazıyor, bayide pazarlık ve nakit ile 140 civarına düşmüşler.

Aynı fiyatlara ibiza da var. Ama atmosferik sanırım. Bunlar harici egea ve clio da olabilir.

Fena değil fiyat ama 1.2 atmosferikse boşa heyecan olur bu devirde turbosuz araba alınmaz bence.

(2014 corsa 1.2 kullandım 4 sene)

turbolu ise al, atmosferik ise alma.

yorum bu kadar.

1.2 atmosferik pişmanlıktır.(çekmiyor, gitmiyor)
manuel vites 2. pişmanlıktır.(ikinci elde değerlenmiyor)


imza: eski bir manuel 1.2 atmosterik kullanıcısı.

2016 Ekim ayında 1.4 Kia Rio otomatik almıştım sıfır. 55 bin lira. O zaman, bir iki arkadaş yahu ne kadar pahalanmis bu paraya eskiden Mercedes falan alınırdı falan dedl, ben de içimden, yahu moralimi bozmayın, herkes de birkaç yıl önce arabaların ne kadar ucuz olduğunu söyleyip duruyor napam zaman makinesi ile geçmişe mi gldem falan diyordum. Şimdi ben de o arkadaşlarimin yerine geçtim. Muhtemelen 2016 yılında 140 bin lira ile Mercedes veya BMW alınırdı. Benim arabanın sıfırı ne kadar bilmiyorum ama 170 bin civarında olsa yaklaşık 3 kat yükselmiş fiyat ama maaşlar 3 kat artmadı.

Cuneyt Ozdemir
Gecen youtube canli yayinini gordum de tikladim ne diyor Bogazici konusunda diye. Adam kendini cumhurbaskani danismani zannediyor resmen, siz bunlari bilmezsiniz, ben laik camianin icini bilirim, Bogazici olayinda soyle davranin soyle yapin diye tavsiye veriyor saraya. Bildigin muhbir olmus. Muhalefet bu gosteriler icin ellerini avusturuyormus, muhalefet pusuya yatmis, Bogazici olayi ile kendine prim yapacakmis, bu oyuna gelmeyin diyor saraya. 2 dakika dinledim bogure bogure kusuyordum. Cuneyt varken baska akpli aramayin

Bir insanın 2021 yılında hem malum partili hem dinlenebilir olmasının imkanı yok. Ilk 5 yıl 10 yıl hadi neyse ama 2021 yılında. Aynısını viktor orba', trump, putin destekcileri icin de düşünüyorum. Oturup dinlenebilecek nokta geçildi.

dinlenebilir olanları kovaladılar. benim de aklıma kimse gelmiyor. takvim gastesi ankara temsilcisi vardı. zafer şahin . o olabilir bak... şaka şaka...

Kaba mantığını anlamışsınız ; Eşler farklı il ve veya ilçelerde iken mazerete bağlı atama çıkıyor , bu çıkış dar kadrolu ve hizmet puanı esası ile yapıldığından çok sayıda olan talep gerçekleşemiyor.

Öğretmenlerde, bakanlıktan norm fazlası kadrolu il,ilçe emri açılmasını istiyorlar ama özellikle batı illerinde norm fazlası öğretmen haddinden fazla durumda olduğundan bakanlık kulaklarını tıkıyor.

Öğretmenlerde aile bütünlüğüne dayanarak kamuoyu baskısı yaratmaya çalışıyor ama görünen yarattıkları baskı ile kalacak zira norm fazlalılığı cidden büyük sorun teşkil ediyor.

Norm fazlası : Öğretmenin branşının kadrosunu herhangi bir okulda dolduramaması ve kısmen atıl durumda kalması (anlaşılabilir olsun diye böyle yazdım)


Neden ayrılar sorusu karışık , ilk atamaları doğu ile ise eş durumundan eşinin olduğu ile gelmeye çalışılır. Eşlerden birisi memur değildir , şark görevi çıkınca aile bütünlüğü bozulur.

Meb durduk yere göndermiyor , zorunlu hizmet adı altında 4 ve6 yıl arasında değişen büyükşehirler münhal alanların dışında görev zorunluluğu işe ilk başladıkları günden itibaren önlerinde hep var.

1- normal

2- valla 70de bile 5e geçebilir. 80de kesin geçilir. eğer araç 5 vitesse. 4. vitese maksimum 90 falan yapmalısın o bile fazla 75 falan iyidir.

3- debiraj kavrama noktasında iken freni bırakıp gaza basıp araba hareket edince yavaşça çekmeliydin

4- normal bir şey bu, kavrama noktasında gaza basmasan da araba gider.

1- Tamamen durup, sonra dönmek için hareket ediyorsanız araç otomatik vitesdir. Tamamen durmuyor da 80'den 50'ye gibi düşüyorsan dizel araçlarda bu aralıklar vites düşürmeden su kaldırıyor çoğu modelde.

2- Normaldir, araç ufak motorlu zaten ama 4. vites bahsettiğin hızlar normal, hatta ben genelde 90 km sabit hızda 6. vitesde hız sabitleme ile kullanıyorum.

3- debriyajı araç hareketini alıp ta gücü hissetiğin anda bırakabilirsin, zamanla bu saniyelik bir hareket olacak, kas hafızan buna alışacak.

4- dizel araçlarda çok normal, tork gücü benzine göre yüksek, rölanti devrinde bile kalkıp gider.

Öncelikle direksiyon eğitiminde 80 90 la gitmek bana çok mantıklı gelmedi. Bence orda bir hile var.

1- u dönüşü yapmak için çok çok yavaşlamanız gerekiyor, vites değiştirmeden bunu yapmak nerdeyse imkansız acemi biri hiç yapamaz. Hocanız muhtemelen değiştiriyordur, siz de yola çok odaklandığınız için farketmiyorsunuz.

2- arabayı nasıl sürdüğünüze, arabanın gücüne gibi değişkenlere bağlı o, çok bir şey diyemiyorum.

3-yan tarafınızdaki hocanın pedalı vardır muhtemelen o yardım ediyordur yokuşlarda, bugün de etmemiş. Yokuşta ayağın fren deyken debriyajı kavrama noktasına getir ve ayağını fenden kaldırıp gaza bas. Arabanın gittiğinden emin olduktan sonra ayağını tamamen debriajdan kaldır. Emin olmadan kaldırma stop edersin.

4-niye gidiyor bilmiyorum ama manuel araçlarda en iyi özellik bu bence. Araba kullanmayı çok kolaylaştırıyor.

1. i20 için 80-85 km/s demek asgari 4, ideal olarak da 5. vites demek (tahminimce 2000-2200 devirlere denk gelir). Bu hızlardan yavaşlayıp U dönüşünde vites düşürmüyorsanız muhtemelen 4. viteste dönüşleri yapmaya başlıyorsunuz ve döndükten sonra aracınızda şiddetli bir boğulma hissediyorsunuz demektir. eğer dönüş yaparken arabada çok ciddi bir boğulma/ağırlık hissetmiyorsanız hocanızın vites ile oynuyor olması yüksek ihtimallidir. vites düşürmeniz gerekir, ben sınava girecek olsam mutlaka düşürürdüm.

2. her aracın sürat-vites değerleri değişkenlik göstermekle birlikte, bahsettiğiniz sınıf araçlarda -aracın ilave bir özelliği olmadığı ya da fantastik bir modeli olmadığı takdirde- 70-80'den itibaren aracınızı 5. viteste kullanabilirsiniz. min. 3000 devirci arkadaşlar bu yazdığıma itiraz edebilirler ancak şehir içi "ekonomik" sürüş için standart budur. muhtemelen i20'de "ecodrive, driveassist" vs. isminde bir özellik vardır. o özelliği açarsanız vites tercihlerinizi yaparken kadran üzerinde yukarı ok/aşağı ok gözükecek yönlendirme işaretleri ile araç size yardımcı olabilir. bunun vites değişimlerinde siz araca alışana kadar faydası olabilir.

3. ve 4. bu dediğiniz kavrama noktası oluyor işte. yeni araba kullananların ilk başta zorlandığı, ancak çok kısa bir süre sonra farkına bile varmadan rahatça halledeceğiniz bir şey. bunu öğrenmenin en hızlı yolunu yazacağım şimdi size; düz yolda aracınızı 1. vitese alın. ayağınızı yalnızca debriyaja basılı tutun. ayağınızı yavaş yavaş çekerken arabanın titremeye ve ilerleme başlaması ile ayağınızdaki baskıyı kontrol altına alın ve arabanın titremesini durdurup yalnızca ilerlemesini sağlayın. buna iyice alıştıktan sonra aracınızı bu sefer 2. vitese alın ve gaza ve frene dokunmadan aynı şeyi tekrarlayın. buna da alışınca önce 1. viteste, sonra da 2. viteste kalkışı tatlı meyillerde yapmayı deneyin. 4 uygulamayı da sorunsuz yaptığınız an itibariyle bir daha kavrama noktası vs. düşünmeyeceksiniz bile.

önemli not: elbette trafiği tehlikeye atmadan, tamamen hocanızın kontrolünde bunları yapmalısınız. trafikte riskli işlere hayır :)

çünkü türkiye'de micro tedarik yok. yani 100kg alayım dobloya atayım marketlere satayım diye bir şey yok. gelişmemiş.

herkes toptancının gelip 100 ton patates alamasını bekliyor.

devlet patates ithalatına izin veriyor. toptancı gidip çin'den alıyor 500 ton. halde satıyor.

geçmiş olsun.

(bkz: dondurulmuş patates firmasının ortadoğu danışmanı)

Dobloya atıp marketlere satılmaya kalkılırsa kayıt ve denetim dışı olur söz konusu durum ancak geri kalmış ülkelerde olan bir şey. Bizdeki asıl sıkıntı aracıların olması ve çiftcilerin yeteri kadar kooperatifleşmemesi. Bir diğer konu tarım ürünlerinin ithal edilmesi (buğday, saman, ceviz, et vs.) bir ekonomi için kötü değil tam tersine olumlu bir şeydir ayrıca üreticiye zarar vermez sadece fiyatları dengede tutar halk ekonomi bilmediği için ekşide, sosyal medyada yalan yanlış bilgiler var.

Bluetoothlu kulaklik ile online meetinglere katilmanizi onermem. Bluetooth'un transfer kapasitesinden dolayi, iki yonlu ses transferi yaparken epey zorlaniyorlar. Kimileri komple iptal ediyor, digerlerinde ise ses kalitesi asiri dusuyor. Ne zaman bir toplantiya katilsam, airpodslu felan birileri varsa kulaklarim agliyor resmen.

@haldamir, evet kesinlikle öyle bende de airpods var ve ne zaman konuşsam karşı taraf rahatsız oluyor anlıyorum. o yüzden attığım linkteki gibi hem bt özellikli hem de kablolu arıyorum. zoom teams webex vs kullanırken de kabloyu kullanmak istiyorum. ancak kabloluda da bu sorun olabiliyormuş

Bütçenizin biraz üzerinde ama Jbl 600btnc tavsiye ederim. Hem Bluetooth hem de kablolu kullanabiliyorsunuz. Bilgisayarınızın kulaklık ve mikrofon girişi ayrı ise ekstradan bir de ayırıcı almanız gerekebilir.

Skullcandy cassette öneririm. Hem kablolu hem de bluetoothlu kullanılabiliyor. Müzik dinlemek için ses kalitesi de hiç fena değil + fiyatı uygun.

Haldamir +1
kablo girişi 3.5mm olan kulaklıklar bilgisayardan hem ses alıp hem veremiyor, mikrofon özelliğini kablolu kullanamazsın yani. yerinde olsam usb girişli kulaklıklara bakardım. tabii profesyonel seri oldukları için bütçenin üzerinde kalarak başlıyor fiyatları.
www.kulaklikcenter.com

Büyük olasılıkla Merkel soyadını taşıyorken tanınır hale geldi, sonradan değiştirmek istemedi.

+1 @signore

almanya'da bence partnerler arasında soyadı takıntısı yok. bazı kadınlar eşinin soyadını almıyor bile. hatta eşinin soyadını alan erkekler bile var.

kendisi bir fizikçi ve akademisyen. akademi camiasında soyadı değiştirmek sıkıntılı bir şey.

O soyadla tanındığı için +1 Bizde de böyle bir durum var. Boşansan bile bazı durumlarda eşinin soyadını taşımaya devam edebiliyorsun.

Tmk 173/2: Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.

yukarıdakilere ek olarak almanyada kendin bir soyadı seçebiliyorsun. veya aile kurarken bizim ailemizin soyadı artık ne benim ne eşiminki "x" olacak diyebiliyorsun zaten.

Bu olabilir mi?

youtu.be

www.youtube.com

kendisine rahmet diliyorum :(

(bkz: kazim akboga)

Is mir egal... evet buydu. intihar etmişti şimdi hatırladım. çok keyif alarak dinlemiştim ilk çıktığında. teşekkürler

tersi var da dediğin yok. o yüzden 3.5 mm kulaklık kullanıp, lightning dönüştürücü kullanmak daha mantıklı.

C#

kotlin + ComposeUI

Python için tkinter güzel ama python programlarını paketlemek ölümdü 3-4 yıl kadar önce, bi ilerleme varsa bilemiyorum.

Eğer üşenmezsen flask'la web app'e çevirip host et bi yerde, URL paylaşırsın kullanır millet. HTML basit bir şey, öğrendikçe update edersin dağıtım derdi de olmaz.

İlla masaüstü olması gerekiyorsa korkunç bir yöntem ama flask + electron da bir çözüm: github.com

Java var.

kart cikarma olayi basit bir olay. parasini veriyosun aliyosun.

burdan da hes ile eslestiryosun.

kisisellestirme.istanbulkart.istanbul

Yaşlarınız yakın gösteriyorsa problem yok. İsim soyisim ve yaş şoförün ekranda çıkıyor çünkü. Yakalanırsan en fazla kartı alıyorlardı, kart sahibine de aylık akbil cezası kesiyorlardı yeniden çıkartmak isterse. Şimdi hes kodu olayı var ama kanuni bir şey değil. Öyle olsa her belediyede olması gerekirdi. Örneğin bursada yok. Özetle polislik olmazsınız korkmayın

urun.n11.com

Sana uygun boyutu (metre), ışığı, kargo dahil fiyatı en uygun olanı al;

www.n11.com

max 1-2 saat
(önceden arayıp yazdıracağınız şeyi sorabilirsiniz. nadir de olsa bazen 1 harf olmayabiliyor)

evet kendileri bestelemişler. yalnız baya iyi olmuş

öğreticiliği tamam. bilişsel bilgileri şarkı aracılığı ile vermek tamam.

ama sağlam diyemem. prozodiye pek dikkat edilmemiş şarkıda. bazı kelimeler kulak tırmalıyor o halleri ile.

writing de en onemli sey zaman kontrolu, benim icin oyleydi en azindan. yazdim ama okumaya firsatim kalmadi.

cue card'lar onceden belli (yillardir ayni seyler), eger vaktin varsa hepsini hizlica gozden gecir aklinda biseyler kalsin. Spotify'da ielts speaking pod cast var, ben sinava giderken 5-6 konu dinlemistim ve onlardan biri cikmisti 'kot pantolonlar'.

ben en yuksek notu speaking'den aldim, akici konus ama hizli konusmaya calisma. sustugun zaman konu hakkinda mi dusunuyorsun yoksa gramer agzindan dogru cikmayacagi icin mi takiliyorsun anliyorlar, isleri bu. konusurken bi sonraki cumleni dusun, not almani isteyip 2-3 dakika konusmani isteyeceklerinde konuyla ilgili iyi notlar/kelimeler ayala, uzun uzun notlar almak yerine hatirlatici keyword'ler yaz ki onlara bakip devam edebil.

1) internetten speaking sınavlarının nasıl olduğuna dair video izle.

2) kaliteli kaynakalrdan (artık biliyorsunuzdur) speaking sınavının akışı, soru tipleri hakkında yeterli bilgiyi toplayın

3) aynada kendi kendinize ses kaydı alarak bir çok sefer speaking sınavı yapın. her seferinde aynı şeyi söyleseniz bile bunu daha akıcı hale getirmeye bakın.

4) sınav günü zihniniz açık olsun sallayarak hikaye uydurmak zorunda kalabilirsiniz gelecek topic'e göre

5) eğer belli bir seviyede ise ingilizceniz sadece biraz pratiğe bakıyor (kendinizle de pratik yapabilirsiniz dert etmeyin) writing sectionındaki gibi çok fazla gaddar değirler bunu bilin.

6) eğlenceli ve rahat geçiyor. keyfinize bakın. strese çok gerek yok.

veritabanı var, her aşılanan kaydediliyor anlık

saramazsın.

Eğer video kısmı açıksa geriden gelip izleyebilirsin izleniyor yani.

Tek bir insan sesini örneklemişler (sampling) daha sonra da onu çalmışlar. (bkz: sampler)

Formant bir synth'de olabilirdi (bkz: formant) ama pes sesin uzayıp tiz seslerin kısa çalınması tipik klasik sampler davranışı.


Olabilecek en basit sampler cihaza örnek
www.youtube.com

Kuyumcular alıp ölçüp tarttığında hmm bunun fiyatı 850 liradır evet deyip işçiliği umursamadan hesaplıyor, aynen öyle.

O yüzden yatırım için aldığınız altının işçiliği az, üstünde taş gibi ağırlık olmayan şeyler olması daha iyi oluyor. Dümdüz bilezik gibi.

İşçilik satarken para etmiyor, gramından bozuyorlar. Ama alırken öyle değil.

Alırken ayarına göre kaç gram altın alıyorsanız o bedel + işçilik ödersiniz
Satarken işçilik hesaba katılmaz kuyumcu eritecek nihayetinde modelin şıklığı onu ilgilendirmez
Taşlı süslü modellerle yatırım yapılmaz bu sebeple

Yatirimlik gram altin ya da cumhuriyet falan alinmasi lazim. Taki olayinda duz bilezik bile olsa can sikici sekilde fiyat kirmaya calisiyorlar.

Her zaman satış fiyatından düşük olur.
Örnek verirsek; 5 yıl önce bileklik almışım 1000 lira, satacak olsam her zaman yarı fiyata kadar düşer.

Diyelimki bilekliği bugun satıyorum, altın fiyatları yükseldiği bir dönemdeyim, 1200 liraya satabilirim.
Fakat o bilekliğin bugünkü değeri 2500 lira falan olmuş.

Para olarak rakamın yüksek olması değer olarak da yükseldiği anlamına gelmiyor. İşçilikli altın her türlü düşer, bazıları yarıya düşer. Ama illa satılacaksa altının yükseldiği döneme denk getirilirse eline geçen para miktarı artar, kâr zarar olayından bağımsız.

Cevaplara + olarak hurda gram altın fiyatındab alırlar.

Vergisini falan verdikten sonra kullanabiliyorsun. Ama en fazla 2 yaşında olmalı. En son buydu durum.

www.youtube.com

gumrukrehberi.gov.trçlar-gümrük-vergisinden-veya-ithalat-vergilerinden-muaf-olarak-türkiyeye-getirilebilir

en "basit" olanı dukto ve benzerleri :

alternativeto.net

Anlattığınız tanıma Google drive uyuyor.

Wifi fle transfer, şahane ötesi.

whatsapp

WhatsApp+

Engellemiş biri varsa eğer ona yazabilirsin taşımak istediğin metin, foto video vb. dosyaları mobilden.

chrome eklentisi olarak pushbullet.

yukarıdaki whatsapp tekniği riskli olabilir. karşıdaki kişi engeli kaldırırsa dosyanın gitme ihtimali var :D

onun yerine whatsapp'ta iki kişilik bir grup kur, sonra ikinci kişiyi uzaklaştır. artık sana ait bir grubun olacak.
istersen tepeye sabitleyebilirsin.
kendine (whatsapp) mesaj göndermek de var ama ben grup kurmuştum.

Filehub

Documents

Telegramınız varsa kendize mesaj veya dosya gönderin. Anında gelir bilgisayar versiyonuna...

Saved Messages / Kayıtlı mesajlar diye bir şey var telegram'da

marka model nedir?

sahibinden ve letgo'da bilgisayar modelini yazıp aratın. ikinci elini bulursunuz.

www.dataservis.net

böyle binlerce parça satan yerler var, parça kodunu öğrendikten sonra büyük ihtimalle bulurusn.

zaten muhtemelen aynı kabloyu bir sürü başka modelde de kullammışlardır, reddit'e sor cevap alırsın.,


zaten üstünde seri kodu yazıyormuş.

tam oturmayan yeri bildiğiniz para bandıyla bantlayıp temas etmesini sağladım. şimdi açıldı ama yarın öbürgün yolda bırakacakmış gibi duruyor.

@akiskan, asusx550jk XO012d marka model. bilgisayar alma arefesindeyim, içerisinde milyon tane dosya var, onları önemsediğimden dayanmasını istiyorum.

Awm 20798 80c 60v

şu kodu yazarak arat, benzer kablolar çıkıyor önemli olan kaç pin olduğu ve uzunluğu sanıyorum, soket tipleri de farklı olabilir.

bilgisayardakinin fotoğrafını çek, boyunu ölç belki bi şekilde uyar n11 de falan çeşitli türevleri var.

ayrıca şurada bir sürü çeşidi de var, büyük ihtimalle uzunluğu değişiyor

elektrocelebi.com

@killerbee çok teşekkürler hocam, direkt bendekine benzeyen inceliktekini bulamadım ama nerde nasıl arayacağımı öğrenmiş oldum. uygun boydakini bulur 4-5 tane sipariş veririm sanırım (touchpad'de aynı kablo var ve o da yıprandığından çalışmıyordu bir kaç aydır ona da almış olurum)

www.gittigidiyor.com aradığınız flex kablo bu olmalı

ublock engelliyor.

olmamasına işaret eden bir sebep veya açıklama yok...

Vaka sayısı 3-4 haneli rakamlara inmediği sürece zor gibi görünüyor. Elbette aşı ve aşı sonrası ortaya çıkacak tablo büyük etken olacak.

@silgi tozu, olmasına işaret eden sebep var mı? ben 4 ocağa kadar yasaklar devam edecek diye duyduğumu hatırlıyorum ilk başladığında

Herhnagi bir deadline verilmemişti. Dewamke

Gay birine neden gay olduğunu sormak absürt olmuş ama kimsenin canı da yanmamış gibi duruyor. Yorumlar daha komik ;)

bu video dünya üzerinde en çok güldüğüm şeylerden biri olabilir.

neden öyle bir şey sorulduğunu bilmiyorum ama muhtemelen sunucunun ve bağlı olduğu kitlenin gaylere uzaylı muamelesi yapmasıyla ilgilidir.

"herhangi bir mantığa oturtamadım konuşmaları. sunucu ne alaka öyle bir şey soruyor, ve diretiyor? :D"

sag tarafta uzun versiyonu cikiyor: www.youtube.com

youtu.be daha komiği bu bence :))

Hard reset yap duzelir.

amazonda ödeme onaylandığına emin misiniz? çünkü sipariş veriliyor ama sonradan ödeme onaylanmıyor bazen.

evet hocam onaylandı, sipariş kargoda ve geliyor

Hala bi hata olma ihtimali var. Benim geçen bir kartın süresi uzadı. Kart no değişmedi ama arkadaki 3 hane değişti.

Amazon parayı çekememiş olması muhtemel, hoş güvenlik kodu kontrolü yoksa kart numarası aynı kaldığı için geçmiş olabilir.

50 TL puan değil mi bu arada? O puanı puan olarak harcamanız gerekir, 50 tl ekstre indirimi verdiklerini zannetmiyorum.

google chrome'da video indirme uzantıları var. onlar belki işe yarar.

(git: chrome.google.com) şu baya işe yarıyor.

Ekran kaydedici ile kaydet

@scudman1 şimdi yükledim denedim ama videoyu bulamıyor eklenti maalesef.

siteye göre değişir tabi ama ben en abuk subuk sitelerde bile çalıştığını gördüm. benzer eklentiler var deneme yanılmayla bulunabilir belki. net bir şey söylemek zor.

linki ekleseniz de görsek nasıl olur?

@momento kullanıcı adım ve şifrem ile girebildiğim bir sitede yüklü videolar. açık değil maalesef.

izliyorum şu an inanılmaz sıkıldım. ne ilerletme var ne hızlandırma var. altta fareyle ileri geri yapmak istesem 2-3 dk sağa sola kayıyor bunaldım yahu

öğreyi denetlede network'e gidin orada chrome'un neyi indirdiğini sırayla göreceksiniz. en çok indirdiği şey muhtemelen videodur o linke odaklanın.

opera skyload eklentisini denediniz mi? indiremediği yer yok gibi

@momento sen müthiş bir insansın. çok teşekkürler. tak diye yakalayıp indirebiliyorum videoları.

sorun çözümlenmiştir, yardımcı olmaya çalışan herkese teşekkürler

Julia Klöckner ismi de geçmekte.

Artık bu tür işlemler için GPU (ekran kartı) kullanılıyor diye biliyorum. Daha iyi bilenler açıklar sanırım.

Dümdüz çalıştırdığın bir program CPU'yu kullanır tabii orası ayrı.

Bunları bilgisayarda mı yapacaksınız? Amazon’u da araştırın isterseniz.

aws.amazon.com

Sorunun cevabı yapacağınız işlemin doğasına bağlı. 1 kb'lık bir data üzerinde 1 dakika sürecek işlem yapıyorsanız bottleneck cpu, 1 gb'lık bir data üzerinde 1 dakika sürecek bir işlem yapıyorsanız bottleneck ram oluyor.

Veriyi işlemeniz için verinin ram'de olması lazım. Diskten okuyup ram'e yazmak cpu'da yaptığınız işlemden uzun sürüyorsa cpu'yu artırın, değilse ram'i.

"İnternet sitesinden veri çekmek" dediğiniz işi nasıl yaptığınız önemli. 10 Gbps destekleyen network kartınız, internetiniz, ona uygun anakartınız vardır, iyi ram'iniz vardr, gelen veriyi diske yazmadan işleyebiliyorsunuzdur, o zaman network daha hızlı. Geri kalan tüm senaryolarda disk daha hızlı.

Edit: yaptığınız işlemin doğasına göre GPU da kullanmak isteyebilirsiniz. En temel fark yapacağınız işi ne kadar paralelize edebileceğiniz. Basit ve çok sayıda iş için GPU, kompleks ve sequential işlemler için CPU'yu tercih etmek daha iyi olur.

bir kere işlenecek verinin boyutu çooooook yüksekse, ram önemli olur. ama küçük küçük işlemlerden trilyon tane varsa cpu önemli olur. öte yandan ekran kartlarının işlemcileri çok tekrarlı işleri daha iyi yapıyor(muş) .. mesela bitcoin vs madenciliğinde gpu daha önemli. eğer özel bir program yazıldı ise bu tabii ki..

excel ile ilgili bir çalışma ise excel ram değil işlemciye göre hızlı sonuç veriyor.
iş yerindeki bilgisayarım ile evdeki bilgisayarımın ram değeri aynı işlemcileri farklı, işlemcisi yuksek olan daha hızlı hesaplama yaptırıp sonuç veriyor

valla biz flow analysis yaptiriyoruz multicore islemci ile hiz artiyor. algoritmaya gore de bellek degisiyor. bazi algoritmalarda bellek ihtiyaci dusuk olabiliyor.

"Bizim yaptığımız iyi şeyler ile başkalarının (S.S.) yaptığı saçmalıklar aynı değeri görüyor." demek istedi bence. Pandemide ilk yasakların iç işleri bakanlığınca berbat edilmesine rağman Soylu'nun bu olaydan güçlenerek çıkması parti içi rakibi damadın hoşuna gitmedi haliyle.

Fetullahtan sonra herkes pay kapmaya calisiyor iste. Pelikancilar, menzilciler, ulkucu klikler, mafya vs. Nasil ki fetullah arka planda senelerce yonetti gene kukla belli asil yoneten kim olacak kavgasi.

bence girişte bir problem yaşayabilirsiniz. 1 sene kalmış pasaportun bitmesine ve siz uzun süreli gideceğinizi söylüyorsunuz. gümrük memuru için baya kuşkulu bir durum.

normal pasaporta geçip, vizenizi alın bence kafanız rahat olsun.

Zaten yeşil pasaportta 3 aylık vize var sadece. Bunu bilmeyen bir arkadaş erasmusa gidip 3 ay sonra türkiyeye dönüp vize almak zorunda kalmıştı.ben de yeşil pasaportum olmasına rağmen vize aldım 3 aydan daha uzun süre kalacağım için.

orada kalacağınızı düşündüğünüz/belirttiğiniz süre kadar pasaportunuzun olması önemli. nasıl olsa eğitim için gidiyorsunuz, size her türlü vize verecekler, alın normal bir pasaport, alın vizenizi kurtulun.

girişte problem yaşayacağını dusunmuyorum. ingiltereye zaten ayrıca vizeyle gidiyorsun. kalan pasaport suresi problem olacaksa bunu vize alırken belirtirler ve pasaportunu kabul etmezler.

yeşil pasaport ile vizesiz şekilde avrupa ülkelerinde geçirebileceğin süre 6 ay içinde 3 ay diye biliyorum. ingilterede oldugun sure bu sureden sayılmayacak. zaten 6 ayın 3 ayı gezemezsin. bence yeşille git. bittiginde konsolosluktan değiştirirsin.

yeşil pasaport turistik girişler içindir.
öğrenci olarak gideceğin için yeşil pasaportun da olsa vize alacaksın.
dolayısıyla zaten pasaport sürenden daha uzun vize veremeyeceklerine göre senden yeni pasaport getirmeni isteyecekler.
tercih sana kalmış olmayacak yani.

dizel bir yakıt türü değildir. dizel bir motor çeşitidir ve mazot (motorin) ile çalışır.

Diesel aslında motorun adı(bkz: Rudolf diesel). Diesel motorda kullanılan yakıt da diesel fuel, yani dizel motor yakıtı. Aslında mazot, diesel fuel'e karşılık geliyor.

Ham petrolü işlediğinde en altta kalan mazot onun üstünde kalan benzin onun üstünde kalan da LPG oluyor. Ham petrolün işlem gördükten sonra hidrokarbon moleküllerine göre ayrışmasıyla elde ediliyor. Misal doğalgaz da petrol yataklarının üstünde ham petrolden sızan gazların birikmesiyle oluşuyor. Hepsi ham petrol kaynaklı yani.

Dizel motor yakıtının adı mazot. Mazot petrol haricinde bir çok hammaddeyle de yapılabiliyor.

motorin mazot oluyor. petrolün em iyi yanan kısmı benzinin en iyi kısmı benzinli arabalarda kalan kısmı motorin dizel arabalarda kullanılır. çabuk alev almaz o sebepten diesel motor sistemine uygundur.

Ben 80le atanamıyorum (alan pdr). Atanma puanları branşa göre baya değişiyor ayrıca. Pdr’de atanamayan kişinin puanıyla diğer branşlarda derecede falan olabiliyosun. 60 bin isteyenler ben gibi sınırın altında kalanlar. O sayıda atama ihtimali çok düşük bence ama geçen sene 40 bin atadılar mesela.

Alanına göre değişir ama 70-74 arası p10 puanıyla ve eğer şu branşlardan birindeysen kesin atanırsın:

- Din kültürü
- Lise matematik
- Okul öncesi (bunun puanı 60 bile olabilir)
- İngilizce
- Sınıf öğretmenliği
- Türkçe öğretmenliği

80 bile alsan atanamayacağın bir örnek branş:

- Felsefe

@hazalelif18 ve @Avoiding The Puddle

kpss'de o puanlar zaten kolay değil mi? kpss'ye girmedim ama bi arkadaşım hiç çalışmadan girip 78 civarı almıştı. yoksa bu alan bilgisi kısmı mı çok zor?

Geçen sene pdr birincisi 84 almıştı bu sene 87 sanırım. 90lara çıkan yok bizde. Bir de yığılma faktörü var 1 soruyla çok kişi oynuyor sıralama. Ama tabiki 80 yüksek bir puan değil fazla haklısınız.

KPSS'nin sözel ve eşit ağırlık kısımlarında (yani branş ve bilgine göre konuşuyorum) matematik çok ayrıştırıcı bir yere sahip.

Senin o arkadaşın muhtemelen matematiği çok iyi yapmış, 25 net falan çıkartmış olmalı. Bir de standart sapması yüksek olan bonus sorular var.

ÖABT'de de 20 net barajını geçenler güzel puanlar elde edebiliyor. Eğitim bilimleri safi ezber işi onu zaten geç.

Sağda solda atama tweetleri atanlar genelde yıllarca kpss’ye girmiş ve 70’den yukarıya çıkamamış kişiler oluyor. Benim atandığım dönem 40 bin alım olmuştu bunlara hala yetmemişti. Daha fazlasını istemişlerdi, görüyorum ki hala istemeye devam ediyorlar.

Bir de sınıf öğretmeni olarak şu konuda ufak bir sitem edeceğim. Sınıf öğretmenliği atamalarındaki taban puanın 70’lerde olması çok eleştiriliyor ancak 70 alan bir sınıfçı da insanların bir gününü bile geçirmek istemeyeceği yerlerde görev yapmak durumunda kalıyor. Yani öyle imrenilecek bir durumları yok, aksine insan acıyor. Mesela ben istanbul’un en güzel ilçelerinden birinde doğup büyüdüm. Ege veya iç anadolu bölgesini bile beğenmeyip tercih vermedim. Daha sonra İstanbul’da yine güzel bir ilçeye atandım. Bu da 70’lerde bir puanla maalesef çok zor. Demek istediğim, taban puana bakarak hedef belirlemek insanı yanıltır. Hangi branştan olursanız olun yüksek bir puan alırsanız zaten güzel bir yere atanırsınız.

Ekleme: Ben de kpss’ye ilk girdiğim zaman 89 almıştım. Maalesef p10 türü öğretmenlik için yeterli olmuyor. Eğitim bilimleri ve alan eğitimi gk ve gy’den daha zor. Bu da puanları düşürüyor.

Lol
Neredeyse en fazla atama yapılan bölüm sınıf öğretmenliği. Biri de gelmiş tweet atanlar 70' aşamayanlar diyor. Arkadaşın coğrafya, kimya, biyolojiye ayrılan kontenjanlardan haberi yok galiba. 80-85+ alıp atanamayan on binlerce insan var. Güler misin ağlar mısın.

Tweet atanlar 70'i geçememiş diye düşünenler bayağı yanılıyor. Fizik öğretmenleri 88, 89 ile atanamıyorlar çünkü kontenjan yeterli değil. Atanmayı sağlayan şey aslında tamamen kontenjan. Kontenjan ne kadar yüksek olursa puanlar o kadar düşer. Sınıf öğretmenliği üzerinden değerlendirmek iyi bir yaklaşım değil çünkü Türkiye'de en fazla kontenjana sahip olan bölümlerden biri.

Alanına göre epey değişken +1
Benim branş özel eğitim, bizde geçen Ağustos atamasında 66’ya kadar düşmüştü, keza okul öncesi de öyle. Sınıfçılar da sanırım 70 küserlerde seyrediyor.

60 bin atama ise bence hiç gerçekçi bir beklenti değil, yani vermezler o kadar kontenjan. 20 bin sabit hadi en fazla 30 bin olur.

Tweet atanların profile gelirsek; hadi kontenjanı olmayan veya kuş kadar kontenjan verilen, gerçekten atanması imkansıza yakın olan bölümleri bir kenara ayırıyorum ama Türkçe öğretmenliği, sosyal bilgiler, sınıf öğretmenliği gibi alanlardan mezun olup da atanamıyoruz diye ağlayanları da anlayamıyorum.
Etrafımdan çokça şahidim, bu bölümlerden mezun olup canını dişine takıp çalışarak yeterli puanı alıp atanan arkadaşlarım var. Yani imkansız olsa, kontenjan olmasa neyse de bu dediğim alanlardan mezun olup da söylenenleri anlamıyor ve samimi bulmuyorum.
Bunlar da ağlıyorsa fizik, felsefe, edebiyat gibi alanlardan mezun olanlar ne yapsın yani?

Ha gönül ister ki özelde şartlar iyileştirilsin, millet atanmak için kendini yırtmasın ama Türkiye gerçeği maalesef. Öğretmenlik okuyunca insanlar en büyük çareyi atanmakta görüyor.

atacağınız kişi belliyse Dear Mr/Mrs XXX

belli değilse ve resmiyet önemsizse Hello diye başlayabilirsiniz. ufak tefek iş maili atarken hello deyip geçilir genelde.

belli değil ve resmiyse to whom it may concern ya da dear sir or madam denebilir.

bana sorarsaniz size hello uyar. :D

edit: edit.

dear la başla garanti olsun

dear+1

teşekkürler, hello deyip yolladım. kurumun bir departmanıydı kişi falan bilmiyordum yoksa dediğiniz gibi direkt dear x derdim.

not : "dear x kurumu" gibi bir kalıp varsa da bilmiyordum :D

Dear ile başlanır. Kadınlara mutlaka Ms. diyin. Mrs evli olanlara söyleniyor ve evli olup olmadığını bilmediğiniz için Ms. diye hitap etmek daha kibar.

Dear Representative

Dear Sir or Madam yaz.

Eğer Good morning, good evening demediysem hello diyorum

Unideyken babam birkaç kere PTT'denn TC kimlik numaram üzerinden para yollamıştı. Kimliğinizi gösterip TC numaranız uyusursa bir sorun olacağını sanmıyorum.

Ben de güncel araçların tasarımlarının iyi olduğunu düşünüyorum ama bu durum bence bir yanılgı. Yani şu an düşününce 2010 yılında Ford Fiesta yeni tasarımıyla çıkınca o kadar hoşuma gitmişti ki. Şimdi çok sıradan geliyor. Peugeot 206 ilk çıktığında da benzer etki olmuştu. Şu meşhur filli bi reklam vardı. Arabanın kaportasını fil oturtarak şekillendirdikleri reklam. O zaman da 206 çok revaçtaydı.

Şu anda bazı araçlar gerçekten göz doldururken bazıları ise gelişim gösteremedi. Yeni fiesta, yeni İbiza, Leon, Golf, Passat falan yıllardır aynı görünüme sahip. Ufak tefek makyaj yapılıyor sadece.

surekli trendler degissiyor ve ureticiler geri kalmmak icin iddiali tasarimlar yapiyorlar

ve evet senin dedigin gibi peugeot tasarimlari son yillarda mukemmel seyler uretiyorlar, keza saydigin diger markalar da... ama eskiden hastasi oldugum bmw'ler buyuk s*cista bence, dunyanin en klas tasarimlarina sahip uretici son yillarda sivamaya basladi. berbatlar

premium araclarda tasarim olarak bazi markalarda tersine devrim var
BMW berbat durumda bence.
Mercedes bir tik daha iyi ama araclarin ici cin kerhanesine dondu, pembe isiklar falan.
Audi'yi begeniyorum ama onda da bozulmalar var.

Son donemde en cok hosuma giden arac lecxus lc 500
cdn.motor1.com
cdn.motor1.com
cdn.motor1.com
cdn.motor1.com

Bu farklılığı yaratan iki tane büyük "devrim" var. Biri LED teknolojisi, ışıklandırma araçları acayip değiştirdi. İkincisi de iç mekanda kullanılan yine LED'ler ve ekranlar.

Excel diyorum. Ben yaptim oluyor. Cok logical programdir.

Site olarak bilemiyorum. Complex bir is cunku. Ne istediginizi yazarsaniz belki buradan yardim eden cikar.

@baldan kaymak dedigim gibi mevcut birikime her ay ekleme yaparak, toplanan paranın da direkt bir yatırımda tahmini değerleme oranıyla 60-72-120 ay gibi sürelerde ulaşılan miktarı görmek istiyorum o kadar.

kendim yaptım tabi de çok mağara vari bir excel şeysi oldu. ekonomistlerin uğraştığı uygulamalar illa vardır diye tahmin ettiğimden soruyorun

Anüite hesaplamaları/formülleri diye arayın. Size uygun olan formül ile devam edin. Biraz karıştırırsanız hazır Excel de bulabilirsiniz.

inanılmayacak kadar saçma. ekonomi böyleyken ötv'den feragat edeceklerini düşünmüyorum. araçlar için ötv reformu gelir, hurda araç indirimi gelir ama bu gelmez bence.

Mesut Bıyık bu konularda hükümete yakın birisi. Ondan haber alabilirsiniz bu konularda.

bu dediğiniz şey imkansıza yakın. üst model araçlarda çılgın gibi ötv alıyorlar, yüzde 70 indirim yapsalar ben 10 yıl satmama sözü verip alırım.

şu da var, devlet niye al satçıların önüne geçmeye çalışsın ki? devletin ne zararı var? devlet vatandaşı değil kendi cebini düşünür. her al sat işlemi devlet için ekonomik girdi, noter harcı, plaka harcı şu budur. benim alıp 5 yıl satmayacağım araçta devlet nasıl kar edecek?

engelliler ötvsiz araç alıyor. ona bile sınırlama koyduktan sonra, bu anlatılan olmaz, olamaz, olabilemez.

Bunu kim uyduyduysa iyi uydurmuş. Böyle bir şey olması imkansızın da ötesinde.

Bırakın araçlardan alınan ÖTV'yi kademeli kaldırmayı, adamlar milletin aldığı oyun konsollarından alınan %20 ÖTV'yi sözde "geçici" olarak %50'ye çıkardılar, sonra o "geçici" süre bitince tekrar uzattılar. Eminim o süre de bitince kalıcı hale gelecek.

Recep tayyip erdogan'in chp'ye katilmasi daha olasi.


Ciddi ciddi otv indirimi bekleyenlere inanamiyorum.

sanmiyorum cunku bu sekilde satislari kitlersin ve yakin zamanda genel dunya ve turkiye ekonomisi vergi indirimine uygun durumda degil.

Bu otv isinden geri donus nasil olacak merakla bekliyorum. Bu vergileri zamaninda verenlerin magduriyetleri ne olacak?

Saniyorum tek secenek otv'yi yavas yavas azaltmak ve insanlara alacaklari yeni arabalara donuk, eskiden verdikleri otvler uzerinde vergi kredisi verip yeni arac almaya tesvik etmek.

Hiç birşey imkansız değildir.

Korona biter. Hükümet değişirse neden olmasın.

İmkansız bu. Hükümet değişse bile zart diye birkaç milyar dolar para birden oluşmayacak hazinede. Hükümet de uzunca bir süre daha değişmeyecek muhtemelen.

benim insanım arabayı satamazsa perte çıkartır raiç bedel üzerinden sigorta firmasından alır parasını yine satmış olur. :)

yüksek bir bina, çok net değil ama kafayı uzatıp köprüyü gördüğüne göre zorlu olabilir.

soruyu soruyla cevaplamayı sevmem ama neden almasın? cambly bütün büyük youtuberlara reklamlar veriyor. adam ekonomist, youtube işinden bir gelir oluşturmaya çalışıyordur muhtemelen. 3-5 değil 25 milyonum dahi olsa ben de kaliteli şirketlerden reklama hayır demezdim.


ha bu arada o mikrofonu yeni aldı. belki onun parasını çıkarmaya çalışıyordur :)

Bilgi her zaman para demek degildir. Cok iyi teknik analiz bilen herkes milyoner olmuyor :) ben cok zengin biri oldugunu sanmiyorum.

Yukaridakilere katılmakla beraber(bir şeyi iyi yapıyorsan bedavaya yapma:)) muhtemelen kanalın giderleri içindir. Zira sanıyorum ki kendisi sadece video kayıt ediyor bunun işlenmesini vs başka birinden yardım alıyor. Yardımcı olan kişinin veya kişilerin giderlerini denkleştirme vs için olabilir. Oradan gelen parayı kediler için bile harcıyor olabilir. Ben lde öyle bir izlenim bıraktı. :)

3-5 milyon dediğiniz tl ise o kadar büyük bir para değil. Bundan sonra yatayım bu parayı yerim ölene kadar idare eder parası değil yani bence. Zaten çok da zengin biri gibi durmuyor. YouTube'a emek harcıyor ve madem imkan var neden para kazanmasın ki?

@sivrisinek Youtube yeni bir güncellemeyle artık kanal sahiplerine sormaksızın reklam koymaya başladı.

Kesinlikle sağda solda 3-5 milyonu vardır.
3-5 milyon para mı? Değil.
Madem emek veriyor reklam alıp para kazanacak tabi. Kimse hayrına iş yapmaz.

sinpaş altınoran ya da merkez ankara olabilir

55 veya 58

Bu seride 55 yok diye biliyorum, ya 50 ya da 58’tir

55 değil gibi. 50 bence

49 veya 50, tv nin altındaki sepetler ikea da genişlik 32cm imiş, photoshop da sepeti copy paste ile ekran üzerine döşeyince 3.30 falan sığıyor

Onu bulması zor olur. Sistem geri yükleme yaparak o tarihten önceki bir tarihe geri yükle. Bi de windows hizmetlerini kapatma. Sandığın kadar bir 'hizlanma' olmaz zaten.

yeni mezun mu tatile çıkıyor, ev ve araba alıyor?

evlenip maaşları birleştirip uzun süreli krediyle ev, araba alıyorlar. aileden destek alıyorlar. benim zamanımda mezuniyetten sonra bir şeyler alıp yerleşenler hep mezun olur olmaz evlenenlerdi. bir de bekar adam ailesiyle yaşıyorsa, çok sağlam birikim yapabilir. bir arkadaşım var, maaşının %95'ini biriktiriyor, 15 senede milyonları oldu. hep de likit adam, ne araba var, ne ev.

Evlenenler eve giriyor, sonra 10 sene boyunca tek tarafın maaşını komple mortgagea yatırarak ev alınıyor.

Single çalışanlar ev arkadaşı buluyor. Kira vs. bölüşerek kalan parayla tatil yapabiliyor.

malesef aksi zor.


*Kira konusunda: 2 sene önceki deprem sonrasında yeni evlerin hepsi zamlandı. Yeni evde oturayım deniyorsa 1+1 evler ennn iyi ihtimalle 2500e bulunuyor. Ha ben Tuzla'da yaşarım diyen varsa durum değişir. Başıbüyük'teki yeni sitelerde bile 3+1lere 3800 civarı. Kimse bana "2000 az nerede deniyor?" demesin. Nerde denmiyor? onu bilelim de taşınalım.

10 senedir çalışıyorum. 40+ yaşında bir evde yaşıyorum tek varlığım da motorum.

kira meselesine katılıyorum. buradakilerine bakıyorum maşallah herkes kadıköy'de yaşıyor. bir ben miyim gop'ta sürünen diye düşünüyorum:)

2000 lira kiraya az diyenler maalesef yüksek gelir grubunda değiller. son birkaç haftadır çok acayip konuşmalara denk geliyorum. spor salonunda soyunma odasında iki temizlik görevlisinin konuşmasına şahit oldum. 2000 liraya anca ev bulduklarından bahsediyordu. dün de migrosta iki çalışanın konuşmasına denk geldim. kadın 2500'e anca ev bulduğunu zar zor 2200'e indirdiğini anlatıyordu. bu insanların yüksek gelir grubunda olduğunu ya da gerçeklerden koptuklarını sanmıyorum. istanbul gibi bi yerde deprem tehlikesi de varken güvenilir bir ev arıyorlardır en fazla.

mezun olup aileyle yaşanıp birikim yapılmıyorsa ciddi anlamda para biriktirme ihtimaliniz 0.

lcha+
herkes istanbulda değil. devlet memuru olup küçücük şehirlerde/kasabalarda ucuza yaşayan üstelik ot gibi takılıp sıfır ekstra harcama yapanlar var.
evlilik ve sonrasında (düğün + çift olunca ekonomik yaşam vs) alanlar var.
2,5 k kira veriyorum o da aynı evde çok eski kiracı olduğum için.
ev almayı düşünmüyorum. ayrıca maaşlar öyle olmuyor. çok daha düşük başlıyorsunuz ama ilerleyen yıllarda bazen başka yatırımlar yapıp gelir elde ediyorsunuz vs. alınırsa öyle alınıyor, kuru kuru maaşım yatsın üstüne ev alacak gibi param kalsın devri yok artık. işin doğası gereği zaten maaşla çalışıyorsanız kendinizi değil başkasını zengin etmek için çalışıyorsunuz demektir.

maas hesabi yanlis.

bugun 5000'e ise giren biri 5-7 sene sonra bugunku parayla 10-15 bin arasi kazanir en az.

öncelikle stewie+1

ailesiyle yaşayıp ilk 5-6 sene evlenene kadar çok ciddi para biriktirenler var. mesela 4 senedir beraber çalıştığım iş arkadaşım her ay maaşının %90'ı ile altın alır. %10 ona yetiyor da artıyor. altının inanılmaz yükselmesi ile 4 yıllık birikimi inanılmaz bir noktaya ilerliyor.


onun haricinde sizin örnek verdiğiniz gruba girdiğim için bir açıklama getirmek isterim. şanslı gruptanım, bir sene stajyerlikte asgari ücret ile çalıştıktan sonra bahsettiğiniz ücrete yakın bir ücretle işe başladım. geçen 3-4 yıllık süreçte:
2017 %12
2018 %15 + %15 (2018 krizi sağolsun)
2019 %12
2020 %12

olmak üzere zam aldım. 5-7 yıllık olsam kıdem vs. de alacağım için düşündüğünüz meblağın çok üstüne çıkmış olacağım. ama her ne kadar kazanırsam kazanayım bu şartlar altında bir ev alamam, bir araba alamam. tek yaşamak, günlük ihtiyaçlar, beyaz yakalılığın dayattığı kılık-kıyafet alışverişi sebebiyle bir ayda yapılabilecek maksimum birikim 1000 tl oluyordu, covid sonrası her şey zamlandığı için onu da yapamıyorum. tatile gitmedim mesela bu sene. kişisel zevklerime artık para harcamıyorum. ülkemizde bir görgüsüzlük kültürü olduğu için bir çok insan tatil için, telefon için kredi çekiyor ve en az bir yıl bu krediyi ödüyor. 1 hafta gidilecek tatil için 1 yıl kredi ödemek ne kadar mantıklı bilemiyorum.


biraz iç döküm gibi oldu, fakat durumu anlatmak istedim.

Ben muhafazakar bir firmanın genel müdürlüğündeyim. Departmanda giriş maaşı ortalama 5bin. Sizin örneğe uyuyor diye düşünüyorum.
Burada bekarlar aile evinde kalıyor. Farklı şehirden gelenler de 1000 liraya ev tutup paylaşıyor biriyle. Şiket dağın başında kiralar uygun.
Tüm bekarların arabası var. 35 yaş altında kocadan-babadan zenginler harici Lacoste vs seviyesinde giyinen yok Mavi vs. marka seviyesi. Herkes yazın yurdışına tatile gidiyor ama hostel kadar olmasa da dandik otellerde pegasus kampanyaları ile tatile gidiyor.
Yemeğe gidiyorlar ama yıldönümü yemeği Lacivert değil de Kız kulesi mesela lüks seviyesi bu.
evlenenler üç beş senede ev taksidine giriyor. Genelde eşler çalışıyor çalışmayanlar da pozisyonu yüksek olanlar zaten. Çift çalışanlardan birinin maaşının büyük kısmı bu ev taksidine gidiyor.
Kadıköy’de oturan yok. Alınan evler max. 500k
Bu insanlar İstanbuldaki üniversitelerde mühendislik okumuş insanlar. Tatil mal mülk ediniyorlar ama tutumlu indirim araştıran kafayla. Hem moda sahilden evim olsun hem haftasonu boğazda yiyeyim diyeyim diyen adamlar böyle maaşlı işle o hayatı yaşayamaz yeni mezun hiç yaşayamaz. Yaşayan anca yüksek seviyede yönetici olur veya kendi işinin sahibi.

Bu karakteri ben de merak ediyorum nereden internet esprisi oldu

orijinalini bulamadım da eleman mix yapmış burada var: www.youtube.com

1:10'dan sonrası

Oy Didem şarkısının klibindeki kız bu.

Geçen gün duydum. Ne kadar doğru bilmiyorum ama eğer rte görev süresinin bitimine 1 yıldan fazla varken erken seçime giderse tekrar aday olabiliyor dedi biri. Gerçi aksi olsa ne olacak yasayı değiştirir yine aday olur, dert değil bence. Ama mantıklı geldi.

Diğer bir ihtimal de işler daha kötüye gitmeden erken seçime gidip hem kamu nezdinde güvenoyu tazelemek hem de görev süresini uzatmak isteyebilir hükumet. Ancak günümüz şartlarında epey riskli görüyorum. Ancak bu söylentilerin çıkma sebebi 2023'e kadar başta ekonomi olmak üzere her şey daha da kötüye gidecek. Uzun vadeli bir ekonomik plan yok. Varsa yoksa damat "ekonomimiz yükseliyor" diye sallıyor. Artık çocuklar bile inanmıyor söylediklerine.

Vergi affı geldi.
Ayasofya cami yapıldı.
Abuk subuk askeri harekatler yapılıyor.
Seçim yakında yapılmayacaksa, secim yapılacağı zaman hangi kartları oynayacaklar merak ediyorum.
Bence abd secimini bekliyorlar.

ABD seçimini bekliyorlar +1
Kabine değişecek diyorlar bir de seçim olmasa da (kesin bilgi değil)

AKP surekli anket yaptiran ve secime cok vakit olsa bile surekli secim varmiscasina davranan bir parti. Gecmis basarilari da burdan geliyor zaten.

Oteki taraftan parti kadrolari eski caliskanliklarini kaybetmis durumda. Herkesin derdi devletin kaynaklarina cokmek, kendisine ve yakinina pastadan daha cok pay kapmak. (Teorik olarak eskiden de boyleydi de en azindan kapi kapi dolasiyorlardi) Ekonomi su noktadan sonra surekli bayir asagi oldugu icin saglam oy kaybi var ve genc nesli egitim sistemi uzerinden sekillendirme fikri de iflas etti. Kazanabileceklerini hissettikleri an secim yaparlar ama bir turlu gecici bir nefes alma + oylari stablize etme durumu olusturamiyorlar.

1. rtenin ve akpnin oyları her geçen gün eriyor.
2. şu an rte 2. döneminde ve cumhurbaşkanı 2. dönemindeyken erken seçim kararı alınırsa tekrardan seçilebilir.

Bugün Erdoğan kadroların güçlendirilmesini, 30% genç, 30% kadınlarla doldurulmasını istedi. Bana da hazırlık gibi geliyor.

Hükümetin erken seçim istediğine dair bir imare yok bu sadece ana muhalefet partisinin dönem dönem ortaya attığı bir iddia. Sanırım ana muhalefet partisi ara sıra kendisini hatırlatmak için böyle bir yola başvuruyor. Hem erken seçim olsa bile AKP'den CHP'ye kayda değer miktarda oy kayacağını sanmıyorum.


Ayasofya camisi sorunu on yıllardan beri gelen kronik bir sorundu ve çözüldü bu meselenin seçim yatırımyla uzaktan yakından alakası yok uluslararası denklemlerle alakalı bir konu hatta Ayasofya'dan önce daha önce müze haline getirilmiş bir çok camii sessiz sedasız aslına döndürüldü Ayasofya sembol olması sebebiyle açılışı biraz gürültülü oldu o kadar. Vergi yapılandırmasıda (af değil af farklı bir şey) rutin bir uygulama seçim yatırımı değil kesinlikle her 3 yılda bir vergi yapılandırması yapılıyor zaten muhtemelen bir 36 ay sonrada yeni bir yapılandırma olacak amaç hem vatandaşa ödeme kolaylığı sağlamak hemde alacakları tahsil etmek.

Çay, kahve için dediğiniz durum zaten mevcut . 80 derece de tüketiniz diyor veya kaynadıktan sonra 1-2 dk bekleyip öyle ekleyin diyor.


fakat yemek yaparken içindeki , sebze ,et , bakliyat gibi ürünlerin belli bir süre yüksek sıcaklıkta durması, yumuşaması veya aromasını aktarması gerekir. hatta bazen 100 derece de yetmez , bu durumda düdüklü tencere kullanılır.

bazı bakterilerin ölmesi için olabilir mi acaba?

70-80 derecede pisebilen bircok sey var ama kaynamanin takibi cok daha kolay o yuzden oyle deniyor.

Trump Financial Times gazetesine verdiği özel röportajda, "Şansölye Merkel ile harika bir görüşme yaptım. Beş kez elini sıktım ve sonra yan yana oturduğumuzda sanırım bir gazeteci 'onun elini sık' dedi. Ama, ben bunu duymadım" ifadelerini kullandı.

Bence de kafa başka yerde, duymadı o el sıkın poz alalım laflarını. Tavır yapıyor olsa espri yapmazdı, kerizliğine yani.

Nato için daha çok para istemişti. Merkel pek yanaşmamıştı. Aralarındaki gerilimin sebebi buydu. Hatta sonrasında abd, bir kısım kuvvetlerini, Almanya'dan Polonya'ya kaydırdı.

Nato sözleşmesine göre üye ülkeler GSMH'sının %2'si kadar askeri harcama yapmak zorunda. Trump, "ABD harcıyor, sizi koruyor. Siz para katkısı yapmıyorsunuz" diye kızıyor.

Ama elini neden sıkmadı, bilemiyorum. Duymadım dediyse, duymamıştır. Trump, bildiğin öküz. Aklında ne varsa, pata küte söylüyor.


.