yetmeyebilir ayrıca hp ısınma gürültü gibi problemleri var gittigidiyorda 900 liraya i3 işlemcili bilgisayarlara bakın

rami çıkartıp 4+4 8gb ram takarsan işini fazlasıyla görür.

Benzer ozellikte bir bilgisayar aldim yine celeron ama islemcisi daha iyiydi. 720P takilmadan oynatiyor ama birkac sey bir arada olunca sapitiyor. Ornegin antivirus guncelleme yapiyorsa sikinti oluyor gibi. Ben de ram alip takmayi dusunuyorum. Bu 2gb yanina bir de 4 takinca sikinti olmaz sanirim.

ya belki ben yanlış anlıyorum ama oturduğun yerden bizene? şirketinden bizene? aldığın araçtan bizene? reklam mı yapıyorsun soru mu soruyorsun belli değil. sorduğun sorunun cevabı da belli ya neyse. hayırlı olsun, ekleyen kızlardan bir kaçını yönlendir.

Eğer komşunuz bayi tanıdık değilse ben olsam Mengerler, Çiftçiler ve Çiftkurtlardan da teklif alırım. Biraz muhabbete güzel indirimler alınabiliyor.
Range Rover alacak olsan yardımcı olurdum. Benim 2013 modeli alırken iyi indirim almıştık ama spottan almıştık.
Jeep de çok farklı değildir herhalde Etiler tarafındaki spotçulara da bir bakmak lazım.

Benim Ferrari'yi alırken epey indirim yapan bir bayi vardı adı aklıma gelirse diyeceğim.

sıcak para varsa gidip pazarlığını yapacaksın hocam. bu ekonomide nakit her kapıyı açar.

arkadaşlar renegade o kadar pahalı bir araç değil. golf'ten ucuz.
cevaba gelirsek ben olsam bayilere gider yüzyüze indirim alırdım, kişiye göre fiyat veriyorlar genelde.

Gaziantep Topcuoğlu Otomotivi bir ara sonrada bana haber ver. bakalım bir şey yapabilir miyiz?

Eğer komşunuz bayi tanıdık değilse ben olsam Mengerler, Çiftçiler ve Çiftkurtlardan da teklif alırım. Biraz muhabbete güzel indirimler alınabiliyor.
Porsche Cayenne alacak olsan yardımcı olurdum. Benim 2013 modeli alırken iyi indirim almıştık ama spottan almıştık.
Jeep de çok farklı değildir herhalde Etiler tarafındaki spotçulara da bir bakmak lazım.

spot araba almanızı tavsiye etmem, bayi çıkışlı araçlara yönelmeye devam edin.

fiyat konusunda tabi ki farklı teklifler verebilirler, en azından vw'de öyle, istanbul içindeki bayilerde bile farklı teklifler oluyor. 500-1000 lira da olsa oluyor.

bir üsteki beyfendi, zaten en başta yazdım belki ben yanlış anlıyorum diye.
en azından ben eleştiri yaparken kimsenin bi yerini sikmeye kalkmıyorum.
anlamadığım nokta ise şu; "ben beylikduzunde oturuyorum. bizim sirketin hemen yaninda birmot var."
bu bilgi bana çok saçma geldi? gelemez mi? gelmesi için senden izin mi almalıyım? zihniyetin neresi sikilir? kimsenin neye bindiği umrumda değil, benim ehliyetim bile yok. sadece ucuz göründü, aklımdan geçeni yazdım, sikmeden de anlaşabiliriz.

Her bayi farkli fiyat verir abi. Yada hic olmadi bi ikise opsiyon eklerler. Yine digerlerine sor sen mutlaka.

@in search we trust bildiginiz uzre burasi soruya cevap vermek icin var. Ondan bana ne bundan banane diye de cevap olmaz yada digerlerinin yaptigi gibi. Hava atiyorsa da atiyor olabilir. Benim anladigim ise su oldu " is yerime yakin birmot var, beylikduzundeki bayii" burada bayi belirtiliyo ki taniyan bilen varsa soylesin.

@hep mutlu olmak istedim

sözlüğün ünlü bir lafı var, ironiden anlamayan nesle aşina değilim diye.
arkadaşım rahatsız mısın sen? oyma falan, nerden geliyor bu rahatlık?
sanane be istediğim şeyi istediğim gibi yazmak için sana açıklama mı yapmalıyım? git küfürlerini başka yerde savur.

2 bin indirimli alacagim diye sana kitlemesinler de başka bi arac, dikkat et.
2015 serileri gelince belki indirime girebilir; ama istedigin donanım yoksa patlarsın o zaman. zaten su an istdigin donanım yoksa beklersin baya; 2015 serisi gelir o da pahali olur.

herhangi bi bayinin direk elinde olan modeli alırsan makul bence.
0 aliyorsan fiyat listesinden 2bin falan düşerler en fazla kanımca. 1-2 nin peşinde koşma derim.

Azcik daha bekle sonra mengerlerden al

ford fiesta düşünebilirsiniz o fiyata otomatik ve dizel bulunabilir.

@nuca cola

ford fiesta'ların da içi ticari araç gibi ya, sanki minibüs direksiyonu gibi. gel gelelim otomatik şanzımanlarının sorunsuzluğu hakkında bilgim yok, sağlam olabilirler.

@duyulmasi gerektigi kadar

civic'lerin çok eskileri denk geliyor bu fiyatlara otomatik olarak, şanzımanlarını bilir misin?

hem 30.000, hem otomatik hem de dizel olsun diyince ne yazık ki başka bi alandan ödün vermek zorundasınız.

Dizel değil ama lpgli honda city olur.

peugeot 207
hem dizel
hem otomatik.

honda'nın dizeli yok, o yüzden lpg sisteminin kalitesini/ömrünü bilmediğin bir araba alma. benzinli otomatik civic (2004-2005-2006 model falan; kilometresi 120-130 binin üzerinde olmasın) alıp 1000 tl gibi bir lpg harcaması yaparsan daha iyi olur. 10 saniyelik arama sonucu denk gelen bir örnek vereyim:

www.arabam.com

gibi. ilandakine çok benzer bir araba kullanmıştım, otomatik vitesinde sorun yoktu. kayınpederde de var 2008 modeli, onunla uzun yol falan da yaptım ki gyaet keyifliydi. şimdiden kazasız belasız kullanmak nasip olsun diyim.

edit: asla ve asla peugeot alma. fransız arabasından uzak dur.

Arkadasım 2006 ford focusunu satıyor ılgılenırsenız msj atabılırsınız

asla ve asla fransız arabasına düşman olanlara inanma. bir senedir kullanıyorum. bildiğin keyif arabası.

ayrıca 207'nin motoru bmw ile ortak üretildi. o nedenle için rahat olsun.

Honda city, mitsubishi colt, honda jazz.

bende lpg'siz, komşumda lpg'li honda civic var.
benim 2007, onunki 2012 model.

ikimiz de gayet memnunuz.

ben arabayı sıfırken almıştım bir kere sorun çıkarmadı. vites geçişlerini hissetmek mümkün değil. üst segment arabalar dışında kullandığım net en iyi şanzıman diyebilirim.

ama eğer lpg'siz alacam dersen yakıt olayında üzer. şehir içi 11lt/100km.

honda'ya doğru yavaş yavaş kayıyorum sanırım.

citroen'leri önerecek arkadaşım var mı? c3 dizel otomatik falan?

30 bine kadar otomatik sorunsuz ve az yakan araç deyince ilk aklıma gelen ve insanlara önerdiğim araba: jazz

motor olarak bir şey diyemem ama vırt zırt tarzda çok hata veriyor.
abimde c4 ve c5 vardı şirketin verdiği, babamda da c4 picasso var. ikisi de 6 ayda bir far değiştirirler mesela.

3. citroenimi kullanıyorum. hiç problem çıkartmadı. Fakat düz vites hep benim arabalarım. Açıkçası fiyat performans anlamında iyi. c3 çok küçük o yüzden bir yorum yapamam. iyi ustasına denk geldiniz mi rahat götürür sizi.

Tam istediğin araç bence. Hakikaten başarılı bir alet BMW 1.16.

70k'ye 2.el araba almak isteseydim 1.16 alırdım.

A180 motor neden eksi?
Çok düz değil mi BMW nin kokpit
En azından Astra J nin içerisine bak;
data.motor-talk.de

Birde bmw ye
www.parsarackiralama.com



A180 dizel derim ben.

Alfa romeo giulietta?

Mercedes A180 alma. Net konuşuyorum, forumlarda biraz araştır göreceksin zaten ne derece bok bi araba olduğunu. Süspansiyondan tut, keyifsiz sürüşüne kadar. Bozuk yollarda kullanması felaket, bildiğin üzere Türkiye'de de neredeyse düzgün yol yok. (büyükşehirler dahil)

116i tam dediğin özellikte bir araba. Çok değer kaybedeceğini düşünmüyorum, (5 sene sonra satarsan değer kaybetmesi muhtemel, o bütçeye alacağın araba son model olmaz çünkü).

Ha benim 70k param olsa gider 2. el z4 ya da 320 falan kovalardım. gençlik, heyecan arayışı işte.

@roket adam ve @lehim ve havya ile mikrocip yapan adam teşekkürler destek için.

@kahve kokusu: teşekkürler. klişe şekilde "ya abi renault onun motoru bikbik" değil demiyorum elbette ama çok ses çıkardığı ve sportif bir araç performansı vermediğini (mercedes'ten beklenen düzeyde yani) duyuyorum kullananlardan (kendim test edemedim daha). Evet maalesef göğüs çok düz BMW'de, a180 hem dış hem iç harika bir araç (hele abisi CLA'yı yolda görünce içim gidiyor) ama işte diğer özelliklerle birlikte kokpiti düşününce BMW'nin artıları ağır bastı...

@vendorth: teşekkürler. tabii aklımdan geçti julietta da, tasarım nefis ama kolay satamam onu sonra ve fiyat daha çok düşer sanırım diğerlerine kıyasla. bir de şu "tutulmama" olayı var sanırım, etrafta çok görmeyince julietta'yı sürü psikolojisiyle uzaklaşıyor insan :)

beemve nin içi senelerdir aynı zaten 1 de de aynı 5 te de aynı. bazı detaylar hariç. mercedes a class'tan daha güzel duruyor bence.

@archely: teşekkürler. A180 ile ilgili bende bunları duydum hep, hele süspansiyon olayı çok dezavantaj, bin tane kasis ve çukur var hepsinde omurga hasarı verecekse o araç ne kadar atletik görünse de insanın eli gitmiyor işte ama yinede bir test sürüşü yaparım a180'le.

f20 118i sahibi konuşuyor;

her zaman derim 1.6 motor ile hatchback sınıfında türkiyede en iyi satılan seri bmw 1 serisidir diye. ekonomi, güç, yol tutuşu bir araçtan bekleyeceğin herşey var. arkadan çekişli olmasıda ayrı bi zevk veriyor.

@kahve kokusunun yaptığı karşılaştırma Eski E87 serisi bmwye ait.


30000 tl kredi çek hatta 118i falan al asıl zevk onda

Evet bence de 1.18 alsan daha iyi olur. A180 muhteşem güzel bi araç ama sadece dışı güzel işte. 1.18 her yönüyle çok keyifli bi aletti.

a180 önden çekişli ve bmwdeki zevki alamazsın net.

99da annem de tümör aldirdi. İyi huyluydu. Ceviz kadarmis. Herhangi bi bölgeye baskı yapıyor muydu bilmiyorum. Ama şimdi turp gibi.

Ki 15 sene önceki tıp ile şimdiki arasında dağlar kadar fark vardır bence.

Doktorlar moralin çok önemli olduğunu söylemişler. Gerçekten ben çok küçüktüm ama hatırladığım kadarı ile annem ameliyat olacakmış gibi değildi hiç. Hatta tumor nedir ameliyat nedir nasıl yapilacak onun bile farkında değildi çok. Ve onunla ayni zamanda ameliyat olmuş kişilerden çok daha önce toparlandı. Doktorlar şaşırmıştı hatta.

Tabi her zaman risk vardir. Ben de kesin bi'şey diyemiycem. Ama şimdiden karalar bağlamamak lazim. İyileşir mutlaka.

Gecen gün haberlerde gördüm. Küçük bi cocugun beyninde de boyle bu durum olduğu öğrenilmiş tesadüfen. Büyüklüğünü hatırlayamıyorum ama okuduğunda sok olmuştum. Ameliyat sonrası gösterdiler çocuğu. Yine gayet saglikliydi.


Çok çok geçmiş olsun.

Tarif ettigin sey hipofiz adenomu gibi. Iyi huyludur ve yayilma gostermez. Ancak yayilmasa da oldugu yerde buyuyup beyne baski yapabilir.

Eger tahmin ettigim tani dogru ise yara izi bile kalmadan dudagin altindan girerek ameliyat edebilirler cok zor bir operasyon degil.

öncelikle gönlünü ferah tut, bu tip ameliyatların çoğu büyük başarıyla atlatılıyor. hemen örnekleyeyim. babaannemin de beyninden 2,5cm çapında kist çıkartmışlardı 2001 yılında. 2-3 sene evvel bir arkadaşımızda benzer bir sorun oldu, ameliyat öncesi %50 şansı var demiş doktor (derin bir bölgede miydi neydi, zor bir ameliyattı). kız atlattı, hatta birkaç ay önce anne oldu, turp gibi maşallah.

moral gerçekten çok önemli. ameliyat öncesi yapılacak tek şey, bir an önce ameliyatın olmasını istemek ve böylece kurtulacağını hayal etmek. olumsuz geçmesini aklınıza bile getirmeyin; sevgilin sanki dişçiye gidip bir dolgu yaptıracak gibi bir ruh haline girsin senin de desteğinle. ameliyat sonrası özel olarak nelere dikkat edilmesi gerektiğini doktor zaten söyleyecek ama ayaklanmak için uzun bir süre gerekmediğini biliyorum. o süre içinde de pışpışlarsınız işte, biraz şımartırsınız :) atlatır hayırlısıyla, geçmiş olsun.

ben çook ufakken (yaklaşık 20 sene önce falan) teyzemin aynı tipte olduğunu tahmin ettiğim iyi huylu bi tümörü vardı, ameliyat oldu, burundan girdiler demişlerdi o zaman. bir daha hiçbir sıkıntı yaşamadı bu konuda, hatta unuttuk bile. içinizi ferah tutun. hiiçbir sıkıntı olmayacak umarım ki.

birincisi bu yazdıklarım kesinlikle sizi umutsuzluğa sevk etmesin. çok dikkatli olmanız ve tek bir doktorun sözüyle iş yapmamanız için yazacağım.

çok yakın bir arkadaşım, tam olarak tarif ettiğiniz gibi bir tümörle yaşadı uzun süre. baş ağrıları dayanılmaz olduğunda doktorlar ameliyat teklif ettiler. o da oldu. lakin... doktorların beceriksizliği yahut operasyonun zorluğu sebebiyle, ne olduğunu bugün hala bilmiyorum, görüşünü kaybetti, ameliyat sırasında görme sinirleri zarar görmüş... düzelecek diye kandırdı ailesi bir süre, üzülmesin diye... o gün bugündür görmüyor arkadaşım. ameliyatın olduğu yıl lise sonduk, sınava babası hazırladı... hala her mesajını babası okur, her derse beraber çalışırlar.

kesinlikle güvenilir bir doktor bulduğunuzdan emin olun kısacası.

çok, çok geçmiş olsun... yanında olun sevgilinizin.

altında imzasıolan doktorun başını yakabiliir. bir de belgede sahtecilik meselesi var.

doktora bi şey olmaz, kendisi belgede sahtecilikten sürünür

büyük bir firmada çalışan kendini akıllı sanan zat, 1 günlük raporun yanına 0 ekleyerek bunu 10 yapıyor. müdürü bu doktoru telefonla arayarak soruyor ve gerçeği öğreniyor. anında işine son veriliyor.

Resmi belgede sahtecilik
Madde 204- (1) Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde
değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi
başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu
görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde,
verilecek ceza yarısı oranında artırılır.

ben lisedeyken yapardım bi şey olmazdı da şöyle ki rapor alınca sgk'ya işlemiyo mu yani bi sisteme filan düşmüyo mu? aylık belli bi günün üstünde raporlu olunca maaşın o günlük kısmını sgk'nın ödemesi şirketin ödememesi falan filan gibi mevzular vardı galiba. iş oraya gidince sıkıntı çıkar gibi geliyor bana.

aynen ben de sgk ayağından dolayı diyorum yoksa patronu bunu sallayan bi adam değil raoru ver gelme tipinde biri ama muhasebeci sigortaya falan bildirmiyor mu onu sgk yakalamıyor mu gibisinden soruyorum

3 güne kadar işyeri, ondan sonrası sgk'yı ilgilendirir. 3 günden az olursa işyeri o kadar gün maaşından keser ücreti. işyeri sallamıyor bence.

Raporlar sistemden sgkya bildiriliyor verilirken. Her raporun sistemde kaydi ve recete numarasi gibi bir numarasi oluyor.

lg g2. evet.

lg g2 benim de dikkatimi çekti aslında onu da düşünüyordum.
neden s5 değil de s4 peki?

çok da büyük bir telefon istemiyorum ama o yüzden mini diye düşündüm. mesela şu an iphone 4s kullanıyorum boyutlarından çok memnunum.

g2 bu aralıkta hepsini döver her açıdan.

g2

sony xperia z1 compact

o fiyatlara güzel lumialar var.

swift

her ulkeye gore degisiyor. ulke?

ülkesine, bankana, o bankaya her ay ne kadar para yatırdığına vs bağlı değişir. normalde hem gönderen banka hem de alan banka ücret alıyor, ama mesela gönderen bankaya her ay düzenli para yatırıyorsan ücretsiz gönderebilirler.

paypal

enpara 15 tl masraf alıyor. bence daha uygunu yok.

Bitcoin al, sonra satıp o hesaba aktar parayı. Ucretsize yakın :D

Paypal ile cekeceksin hesaba. Daha ucuzu mumkun degil.

Şikayetçi olabilirsiniz. Az sonra polisler gelir genelde tutanak tutarlar. Siz de orada şikayetçi olup olmayacağınızı söylersiniz. Şikayetçi değilseniz yaralanmanin durumuna gore kisi hakkında takipsizlik verilebilir. Kaza anından itibaren 1 yıl içinde iş gücü kaybı veya başka zarar varsa dava açabilirsiniz.

Trafik kazasi gecirdigini hastanede belirtirsen adli sureci baslatirlar. Adli rapor tutulmasi ni istedigini belirt. Belki doktor fark etmeyebilir trafik.kazasi oldugunu veya cok yogun anina denk gelir adli rapor tutmayabilir.

tepe home'un uygun fiyatlı olanlarından kullanıyorum ben, kalitelerinden gayet memnunum. natilyus ve cevahir'deki mağazalarına bakabilirsin.

Ben koctastan malibu yatak.odasi takimi aldim 1990 tlye 100 liraya da kurdurdum gayet memnunum. Hem uygun fiyat hem de demode degil.

Kalitesi hakkinda cok.yorum yapamayacagim ama evladiyelik oldugunu dusunerek almadik diyelim.

tepe home kadar kazık bir yer görmedim. ben yerel bir mağazadan almıştım. şu an satıyorum gerçi ama gerçekten sağlam ürünler yapıyorlar.

seri üretim mobilyalar sanki o kadar da sağlam değilmiş gibi geliyor bana.

Ben hazir almadim, benim için nasil kullanisli olacaksa çizdim ve yaptirdim, tavsiye ederim

Sağlam ve güzel olsun diyorsan bulunduğun sehirdeki mobilyacilar sitesini gezmen gerekiyor. Orada mdf evladiyelik ürünler bulabilirsin. Boyle iki renkli parlak cilalı ince sunta olanlar uyduruk, önce onları gösterirler. www.bode.com.tr

Benimki bu tarz bir şey. Gayet sağlam. www.sitelerankara.com

Ben de koctastan aldim.

Adena serisinden
5 kapili dolap 1000 lira
Komodin 140 tanesi goo.gl

Dolabin iç dizayni çok güzel, her turlu ihtiyaca uygun dizayn edilmiş.

Elimdeki gardrobu çok pahali almistim ama fazla buyuk ve buna ragmen o kadar kullanissiz ki...

Acikcasi yabanci bir kulturu anlattigi icin ilgimi cekti epey. Dediginde haklisin ama daha cok kisinin izlemesi icin bu sekil yapiyorlar. Bir de ecnebiler altyazili izlemeye cok alisik degiller izlemez o zaman kimse.

Yerel diziler oluyor benim de daha cok hosuma gidiyor. Mesela monte kontunun fransiz yapimi mini dizisi var cok hos olmus.

Abi biraz mantik ya. Hele bazilari var bunu sacmalik bulmus gibi soyluyorlar ya. Yok efendim romalilar nasil ingilozce konusuyomus. Tabi yonetmen yapimci senarist hepsi gerizekali romalilarin ingilizce konustugunu dusunuyorlar. Hedef kitle ingilizce konusan bir millet ve konusmalarin ingilizce olmasindan daha dogal bir sey yok.

aa yönetmen bilmiyor mu onların asıl dilinin ne olduğunu. wikipediada yazıyor ama :O

yahu biliyoruz o kadarını. benim söylediğim şey asyalıların ing. konuşması diğerlerine göre çok daha absürt geldi. bu konuda yalnız mıyım onu merak ettim ve değilmişim.
ilgi çektiği için tarihi dizilerden yürüyorlar, bi yenilik ararken dil değişikliğine cesaret eden olur mu acaba ve olursa nasıl olur diye bir şey sormuşum esasında.

Elektrik çarpması gibi bir titreşim ise tehlikeli olabilir. Kalp damarlarından biri tıkalı olabilir vs. En kısa sürede muayeneye gitmeni tavsiye ederim. Geçmiş olsun.
(doktor değilim. açık kalp ameliyatı olan bir hasta)

Bu titresim eger elle hissedilebilecek boyutta ise ciddi bir sorun olma ihtimaline karsi bir an once kardiyoloji uzmanina gorunmekte fayda var.

Common Causes: Palpable thrill

Some of the possible common medical causes of Palpable thrill may include:

Valvular heart disease
Congenital heart defects
Anemia
Narrowing of the arteries
Hyperthyroidism
Pregnancy
Abdominal aortic aneurysm
Turbulence of splenic artery
Cirrhosis
Renal artery stenosis
Tricuspid regurgitation
Celiac artery stenosis

bir çoğu herkes kapatıyo diye kapatıyo.

kısmen doğru, bazıları da ilan kopyalanmasına karşı kaptıyorlar. zaten plakadan sorgulamak kesin çözüm değil, kesin çözüm şasi numarasından sorgulamaktır. plaka değiştiyse hasar kaydı çıkmaz ama şasi numarasından çıkar.

Bende de oyle bir izlenim oluyor. Direk pert kayitli diyorum. Ama en guzeli begendiysen ruhsatin fotosunu istemek. Hem plaka hem sasi no orda goruluyor.

spor yap.

en hızlı çözüm bir yerlere gitmektir. bir haftalığına falan bir yerlere git bu yapmaya çalıştığın şeylerden ve mevcut kişilerden biraz ayrı kal.

bu kitaptan fayda göreceğinize inanıyorum
yalnız oku, geç bi kitap değil. çalışma, alıştırma isteyen bir kitap.

eksisozluk.com

bulunduğum yerden uzaklaşmak zor olur okul dolayısıyla ama kitap önerisini dikkate alacağım.

yanıtlar için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.

Seks yapın.

Sanirim senin sorunun sorunsuzluk. Sevgilin ile kavga edersen hayatina bir heyecan gelebilir mesela.

Öğlene kadar uyuyacak genişliğe sahip olsam hiçbir şeyden şikayet etmezdim. Kaşınıyorsun.

başka insanlara faydalı olun.
mesela bir barınağa gidip köpekleri sevin veya bir yerde gönüllü olarak bir aktivite yapın. kimsesiz çocukları sevindirin, onlarla vakit geçirin.

Bunu bir deneyin. kaybedecek birşeyiniz yok. ciddi söylüyorum, hayat yeniden anlam kazanıyor böyle. içinizdeki boşluk ve tatminsizlik duygusu yok oluyor.

Tvde kalite bence oldukce iyi. Sanilanin aksine HD kanallarda bile takilma falan yok. Aylardir kullaniyoruz kesinti vs. Cok nadir oluyor ve kisa sureli.

Tek eksi yani kutusu yavas algiliyor bazen islemleri. Ama bir uydu alicidan cok da yavas degildir.

eskiden kullandım bok gibiydi. internet hızın 24 mbit üzeriyse düşünebilirsin. aksi durumda hiç bulaşma. ayrıca cihazın tepki süresi de çok kötü. kanal listesini aç dersin 5 sn sonra açar vs. teledünya 82 kat daha iyi.

teledünyanın kanal sayısını çok kısıtlı buldum ben. eve yeni tivibu bağlattık, yayınlar daha iyi gibi geldi bana. 16mbps'e kadardı net 18'e mi ne çekmişler tivibu bağlatınca. ben gayet memnun kaldım.

10mb internette sıfır sıkıntı kullanıyorum. çok memnunum. eğer takılma problemi yaşayan varsa mutlaka ttnet ile görüşüp kutu değişimi talep etsin. eski settupbox airties dı ve çok kötüydü şimdiki motorola sıfır takılma var.

8 aydır falan kullanıyoruz, evde fibernet var zaten çok iyi kanallar hızı vb. çok memnunuz. o kadar alışmışız ki durdur tekrar izle olayına başka eve gidince sıkıntı çekiyoruz :)

10 mbit bağlantı ile HD kanal alamazsın muhtemelen. alsan da HD kanal izlerken internetin pert olur. tabii hattın 10 mbit üzerini kaldıramıyorsa durum böyle. aksi durumda QoS denen çok tatlı bir olay sorunu hallediyor. her ne olursa olsun teledünya döver.

10 mbit bağlantı ile HD kanal alamazsın muhtemelen. alsan da HD kanal izlerken internetin pert olur. tabii hattın 10 mbit üzerini kaldıramıyorsa durum böyle. aksi durumda QoS denen çok tatlı bir olay sorunu hallediyor. her ne olursa olsun teledünya döver.

o geniş kısımda üzerine oturulan minder sabitse, oturulduğunda devamlı kaymıyorsa güzel. ama interneylerden koltuk alınmamalı, oturulup denenmeli diyorum.

zamanında benzer bir şey aldım ama hiç rahat değildi. büyük yastıklı modeller daha rahat oluyor.

rahatlık açısından yorum yapamam ama keskin çizgiler ve modern duruşu güzel .fiyatı da. ama ben rengi sevmedim. şöyle kül rengi falan ya da koyu gri daha hoş olur gibi.

Sandıklılar çok sert ve rahatsız oluyor. Sertlik önemli değilse güzel.

Istanbulda isen kesinlikle alma git yerinden begenerek al derim. Zaten bedava getirip kuruyorlar. Bahcelievlerdeydi sanirim cok mobilyaci var. Vivense.com da 2650 liraya satilan koltuk takiminin aynisini 1000 liraya bulmustum.

Sahibinden.com mobilya bolumune bak sifir mobilya satan sirketlere.

bende var bundan. göründüğünden küçük duruyor. 3 kişi anca oturabilir. ona göre al. bana yetiyor.

Gecen hafta gittim, gidiliyor :)

Gidilir gidilir.

abi ne var burada anlamıyorum :)

hayır ben buradan kaçmaya çalıştıkça insanlar geliyor. hele yazık o japonlara. binip binip geliyorlar. o kadar yoldan sonra beğenmedik de diyemiyorlar tabi :)

hava güzel sayılır şimdilik. soğuk ama tabi yinede ki kar soğuğu gibidir buranın soğuğu.

yılbaşında eğlenceler oluyor ama alanlarda bir şey yok sanırım. öğrenirsem yazarım yine ama :)

Ucret yok. 4 6 gunde hesaba yatiyor kesintisiz. Daha once defalarca cektim.

Genelde bütçe meselesi oluyor. Bazen yayınlayacak kanal bulamıyorlar vs. Yayıncı kanal ve yapım şirketi belirliyor o tarihleri yani.

Kanal veriyor. Dizinin reytinglerine göre bölüm sipariş ediyorlar. Ha The Walking Dead'in reytingi düşük de ondan mı az bölüm yapıyor, hayır, hikâye boka sarmasın diye.

Bir de kanalların tarzları var, ABC, CBS falan 24-25 bölüm yayınlar, HBO'nun hiç öyle dizisini görmedim. AMC de aynı şekilde az bölüm yapar.

Diziden diziye degisiyor. Mesela bir dizi grubu var yilda 20-25 bolum yayimliyor. Bunlar nispeten yilin buyuk bolumunde yayindalar. 3 aylik aralari ve christmaslari falan oluyir genelde. Bu tip diziler siklikla cok olay yaratanlar olmuyor cerezlik diye tabir edebiliriz bircogunu. Tabi istisnalari var.

Diger bir grup ise yilda 10 bolum civari yayimlayanlar. Bunlar da 3 ay gosterimde kalip 9 ay ara verir genelde. Bu tip dizilerin butceleri genellikle daha yuksek oluyor. Hem hikayeyi cabuk bitirmemek hem de para yetistirebilmek adina bence bu sekil yapiyorlar. Mesela bir bolum milyon dolarlar harcarken cektigin her ekstra bolum epey bir masraf giriyor.

Bunlar benim nacizane dusuncelerim.

Psikolojik olabilir.

benim de belim çok ağrıyor pescador. bir zahmet bilgisayar başından kalkıp spora yazılman gerekiyor :) yoksa ömür boyu ağrıyacak. belde hiçbir problem olmasa bile yanlış oturup kalkıyorsan ağrır. çok oturuyorsan çok ayakta duruyorsan ağrır. çok yatıyorsan bile ağrır. herşeyin ortası güzel. aynı zamanda bol bol spor yapacaksın ki pas tutmasın vücudun da yalandan sağı solu ağrıyacak zaman bulamasın :))

@vendorth, hocam yok yauuu! psikolojik olamayacak kadar ağır. hafif bi sızı falan olsa eyvallah psikolojik derim de çat diye kilitleniyorum yani. muhtemelen fayfim'in dediği gibi eğri büğrü oturmaktan, berbat yatakta yatmaktan dolayı. bi de kilo aldım o yüzdendir belki.

@fayfim, abi yürüyemiyom şu an ne sporu :( düzelirsem yapıcam ama spor.

spor dediğim illa futbol boks değil. yatalak hastanın bile kendine göre sporları var. yürüyemiyorsan oturarak spor yapmaya başlayacaksın, koşamıyorsan yürüyerek :) bel jimnastikleri dene. internette binlerce olduğuna eminim.

psikolojik olabilir +1. ağrının derecesi ile ilgili değildir

pilates yap

bir ftr uzmanıyla görüş. sana bel için egzersizler yazsın. her gün uyandığında ve yatmadan önce yap. biraz belin güçlensin. sonra da spora yazıl. alternatif olarak bol bol yüzebilirsin.

imza: bel ağrısı çeken biri

belinin kavisi olması gerektiğinden fazla olabilir.

evet çok kavisli belim. böyle olunca ağrıyor muymuş ki? bayağı kavisli yani. anneminki de öyledir. sırtüstü yattığım zaman bolu tüneli gibi oluyor. altımdan kol mol geçiyor yani rahatlıkla.

Kefilsiz ve gelir belgesiz normalde cekemezsin. Ya kendine memur veya emekli bir kefil bulup cekeceksin veya ing bankin migros araciligi ile verdigi krediye basvurabilirsin.

bu şartlarda kredi çekebileceğini sanmıyorum ancak öğrenci isen işbankası falan öğrencilere kart veriyordu 500 limitli. alırsan da sonrasında çok kullanmamaya dikkat et derim. sonra ödemeleri seni üzmesin.

vermezler. örenciler için kredi kartları var onnara başvur.

karikaturistan.files.wordpress.com

Kredi kartın varsa çoğu bankanın uygun faizli taksitli nakit avansları oluyor limitin dahilinde tabi.

500 limitli kartın nakit avans limiti 125 lira olur kredi kartından nakit çekme olayını unut. Kartla altın alıp bozdurmak belki bir çözüm olabilir ama biraz fazla komisyon gider.

Seker yüklemesi yapılmadan ne desek bos.

250'nin uzerine seker hastasi diyebiliriz ama seker yuklemesi ve hba1c baktirin

dönemsel olma ihtimali yok mudur? hemen derhal bırsakm şekeri kurtulma şansım yok mudur :(

şeker hastasısın, lipit ölçümleri vs yapılmalı. bir hastaneye gidersen kan, idrar testleri yapsınlar, sonrasında ne durumda, organ hasarı var mı vs gibi sonuçları belirleyip diyet ve ilaçlarını bir an önce al derim. 370 çok yüksek bir sonuç, ihmal etme.

edit. hastaneye tam olarak aç git ki sağlıklı sonuç çıksın ve o gün içinde tüm tesler yapılabilsin.

malesef şeker hastalığının iyileşmesi gibi bir durum söz konusu değil. bir kere şeker hastasıysanız artık hep şeker hastasısınızdır. ama yediklerinize içtiklerinize dikkat ederek şekerinizi normal bir seviyede tutabilirsiniz.

dünya başıma yıkılmış gibi hissediyorum
artık bir çözüm kalmamış gibi geliyor :(

şeker hastaları diğer insanlara göre daha uzun yaşarlar derler çünkü beslenmene hep dikkat ediceksin daha sağlıklı olucaksın. o kadar kötü bişi değil merak etme.

370 şeker koması demektir. şuan ölmüş olman lazım mumin kardeşim.

hiç dünya başına yıkılmış gibi hissetme. hayatını belli yönlerden değiştirmen, buna adapte olman gerekiyor sadece. normal dışı bir hayat yaşaman falan gerekmiyor. çok şey yazıldı çizildi bu konuda, söyleyebileceğimiz her şey de binlerce kez yazılmıştır. sakin ol, oku, adapte ol ve hayatına daha sağlıklı olmaya çalışarak devam et.

sakin olmaya çalışıyorum.içimde bir umut var hala.
yüksek olsa bile bu kadar olamaz gibi geliyor.
şekeri hayatımdan çıkartacağım. umarım bir yanlışlık olmuştur :(

herkese çok teşekkür ederim

bi sürü insan var şeker hastası olan, gayet de sağlıklı yaşayan

"şekeri" hayatından çıkarmayacaksın, diyetini düzenleyeceksin. yaşın kaç bilmiyorum ama geç ortaya çıkmış tip 1 de olabilir senin şekerin.
şimdi yapman gerekn durumu kabullenmek, diabet hakkında bilgi sahibi olmak, gerekirse destek gruplarına gitmek ve kendine dikkat etmek. dibaetin komplikasyonlarını öğrenmen lazım.

baba tarafında herkes şeker. büyük ihtimal ben de ilerde şeker hastası olacağım. babaannem ve halam neredeyse tüm komplikasyonları yaşamışken babam canavar gibi, hba1c'si 5.5 :) neden? adam dikkat ediyor.

Diyetini duzene sokup, kiloluysan kilo verip duzenli,spor yapmaya basladiktan sonra hic ilac kullanmana bile gerek kalmayabilir. Simdilik bu.kadar kendini yiyip bitirmene gerek yok. Ancak bu durumun ciddi.bir durum oldugunu bil ve gerekli ozeni goster. Sadece seker yememek yeterli degildir. Tum karbonhidratlar vucutta sekere donusur.

muhtemelen şeker hastasısın. geçmiş olsun.

Bazı bankalar buna izin veriyor. Kredi kartından çekilen tutara nakit avans gibi faiz işlemeye başlıyor ama. Bazısında (faize ek olarak) nakit çekim ücreti uygulanıyor bazısında uygulanmıyor.

Kredi kartina paypal hesabi tanimla. Baska bir paypal hesabina odeme yap kira kadar tutari. Daha sonra da banka hesabiba cek. En hesapli yolu bu.

garanti ve hsbc'de var, ama komisyon kesiliyor bilginiz olsun. garanti 999,99 tl'ye 25 tl civarı bir komisyon alıyor,diğerini bilmiyorum.

bonusta var. ama faizi işlem ücreti vs.si var.

altin al bozdur hocam senin dediğin sistemle olmaz

Akbank da var, fazla bir eft ücreti de almiyorlar.

10 sekme ve 1080p filmler konusunda emin değilim ama fiyatı çok iyiymiş.
en azından 5 sekme ve 720p rahat izlersin :)

2gb ram sekmeleri zorlayabilir.
misal bende şu an 11 sekmesi açık olan chrome, tek başına minimum 1.6 gb kullanmakta.
eklentileri saymadım bile.
hatta buyrun:
i.imgur.com
tabi bu alette 8gb ram var, sistem ona göre rahat rahat kullanıyor ram'i ama 2gb olunca ufak yavaşlıklar sezebilirsiniz.

intel hd graphics'in hangi versiyonu olduğunu göremedim linkte. özellikle hdmi ile 1080p takılacaksanız ona da bir bakın bence. ancak bende hd graphics 2000 olan bi bilgisayar var. 1080p ekranda güzel çalışıyor. gerçi benimkinin işlemcisi zayıf, 1080p video açsam baya zorlanıyor.

Aynı sitede şu notebook var. www.hizlial.com 50 tl daha ucuz aynı gibi geldi bana.

@creepy islemcisi daha zayif.

Bime/A101 gibi marketlere ayda bir guzel laptoplar geliyor 700-800 araliginda. Onlari takip etmenizi oneririm.

32GB'lik bir sistem asla almayin, film izleyecegim diyorsunuz, nereye koyacaksiniz filmleri :) Cok mantiksiz bir hareket olur.

Oneri olarak su olabilir: www.pcdepo.com
2GB daha ram taktiginizda sizi goturur :)

Sistem hızlı olur diye düşündüm, film işini de hariciden hallederim diye düşündüm ama olmaz mı dersiniz :)

32gb ile olmaz, bende 120gb var ssd,program yuklememeye dikkat etmeme ragmen 65gb'i bos sadece, kalani dolmus. 32gb ile kesin sorun cikar.

32gb olan ssd'yi cikartip 160 liraya 120gb'lik ssd alirsaniz sorun kalmaz tabi. Cok rahat sisteminizi kurar, yanina da on tane 1080p film koyabilirsiniz. Ssd degisim islemini serviste filan cok az bir ucrete yaptirabilirsiniz. (Tabi almadan once arastirin oluyor mu diye.)

O zaman ssd olmayan modellere yöneleyim. Çünkü bütçeyi arttırmayı düşünmüyorum.

G2

G2 tabii

Zenfone diğerleri yanında Tofaş kalmış.
G2.

G2 kullanıcısı olarak kesinlikle G2 diyorum.

aralarında batarya performansı olarak en iyisi G2.
stabilite açısından ise nexus. ama nexus batarya olarak en kötüsü. hatta çok kötü.

bu sebeple g2 al, kafan rahat etsin.

minerva'yı bilmiyorum ama çelik jant meselesi yalan olmuş. belki başka bir şey demek istemiştir yanlış anlamış olmayasın.

neden takılmasın? ben kullanıyorum gayet kış lastiklerini çelik jantlarla

minerva`yı boşver. lastik önemli paradan kaçamayacak. kış lastiği için bütçen yeterse continental yoksa petlas. başkasına bakma

lastik ölçülerin nedir?

Bak aşağıdaki listeden. minervaya vereceğin parayla en azından petlas alırsın. Kış lastikleri iyidir petlasın

www.hepsiburada.com


www.hepsiburada.com

@merhum yanlış anladığımı sanmıyorum, çünkü lastikleri değiştirme konusunu birkaç kişiye sordum ve dikkatle dinledim. araba konusunda pek bir şey bildiğim yok ama erkeklerde de şunu fark ettim ki; konu araba olunca her erkek diğerinin dediğini yanlışlıyor, kafam karıştı artık.

çelik janta yeni kış lastiği takılabilirliği konusunda herkes hemfikir. lastikçi sana yeni jant da kakalamak istemiş.

adam uğraşmak istememiş bariz. jant çizilir falan ondan tırsıyordur veya. 4 tane uyduruk jant alıp lastikleri de onlara taktırıp jant değiştirme muhabbetinden kurtulabilirsiniz ama gerek var mı bence yok.

Ben daha dün değiştirdim. Ben de böyle saçma bir şey duymadım.

Önceden lastiklerin karşılaştırıldığı yazılar okudum. Minerva'yı hatırlamıyorum. Vardı büyük ihtimalle ama hafırlamıyorum. Bu yüzden de tavsiye etmiyorum. Kış lastiği bu, paraya kıyıp almanız lazım.

jantlarda öyle bir şey yok. gayet kullanılıyor. yanlış bilgi bu.

lastik olaraksa kesinlikle petlası öneririm. daha da iyisi olsun derseniz continental olsun. başka markalara çok da gerek yok bu ikisi varken.

kış lastiğine çelik jant takılır tartışmaya lüzum yok.
125 liraya onu alacağına sana good year ug9 öneririm. Ben kullanıyorum çok memnunum.

www.hepsiburada.com
burda hem kargo bedava hem de world kartınız varsa 50 tl world puan veriyor. Lastik tarihi konusunda endişeyeliysen de lastikler 2014 44. hafta geldi bana, gayet yeni yani.

Ben de kis lastigi konusunu arastiriyordum ve gecen hafta taktirdim. Arkadasin.bambaska.bir sey soylemis veya bu isten anlamiyor.

Gidip taktiracagin yerlerden alman pahaliya gelir. Kalitesiz lastigi pahaliya takarlar. Ben kis lastiginde en iyi marka diye bilinen nokian marka 4 lastigi internetten 535 liraya aldim. 30 liraya da taktirdim. Celik jantlari kullaniyorum hala.

Atatürk oto sanayi sitesinde goodyear bayisi ile görüştüm @nuevo önerisi olan GOODYEAR 185/60 R15 84T UltraGrip 9 Kış Lastiği (Üretim: 2014) 160TL bedelle takacak. yoruldum, bu işe daha fazla enerjimi tüketemeyeceğim, elin kızı inernetten elbise bakar biz kış lastik bakıyoruz. cevaplayan herkese teşekkür ederim.

Agriyi azaltmak icin dokunma hissini kullanma durumu.

Kapi teorisi deniyordu galiba arastirabilirsin.

www.scientificamerican.com

Yukarıdaki teoriye göre elimizle dokunduğumuzda beyin dokunmamız ile gelen sinyallerden durumun çok da vahim olmadığı sonucunu çıkartıyormuş. "Bacağın kopmadı, yara çok büyük değil, bunu dokunarak da anladım, sakin ol" diyerek acıyı azaltıyor bir nevi.

İlave olarak aynı soru reddit'te de sorulmuş: www.reddit.com

cok kulaktan dolma olacak ama reiki'de de genelde avuç içiyle yapılıyor artık ne yapılıyorsa. reiki yoga çok saçma şeyler barındırsa da içinde bana göre bio enerji diye bir şey var bence ve o da avuç içinde toplanmış durumda.

(bkz: kapı kontrol teorisi)

herhangi bir dış etkeni hissedebilmek için deri üzerinde reseptörler bulunur. bu reseptörlerin işi dış etkenleri algılamak ve bunları sinir sistemi boyunca iletilmek üzere elektrik atımlarına dönüştürmektir. reseptörlerdeki akımlar sinir lifleri ile iletilir ve bu reseptörler 5 çeşittir.

bunlardan ikisi dokunma, biri ağrı ve sıcaklık, biri titreşim biri ise gerilimi iletmekle görevlidir. Aynı zamanda derinlikleri de farklıdır işlevleri gereği.

sinir sistemine bu iletiler ayrı ayrı liflerle iletilir. bu liflerin kalınlıkları farklıdır ve temel kural lif ne kadar kalınsa iletilen sinyal o kadar hızlı ulaşır. ağrı için kullanılan lifler inceyken, dokunma için kullanılan kalındır.

ağrı hissedildiği anda aynı bölgeye dokunulduğunda ise olan, dokunma hissinin ağrı hissinden daha hızlı bir biçimde beyine iletilmesidir. Bunun sonucu olarak beyinin ağrı algısı, uyaran değişmemiş olmasına karşın hafifler. bu durum, ağrıyan bölgeye dokunma refleksini yaratır.

anneler öpünce geçer ya aynı olay.
üstteki arkadaşlar+1 (yogalı hariç)

öpünce geçmeye dair;

başka birine yapıldığında biraz daha karmaşıklaşıyor aslında süreç. öpülende durum yine aynı. öpenin motivasyonu ise sadece empati değil. Beyinin duysal korteksinde en çok dudaklar ve parmaklara karşılık alan geliyor. Aynı zamanda duysal korteks de motor korteksin hemen yanında (motor korteks istemli yapılan hareketlerin başlangıç emrini veren yer). başka bir deyişle en çok hissedebildiğimiz alanlar dudaklar ve parmaklar. Haliyle bu da "öpeyim geçsin"i çok kolay ulaşılabilir bir doğal sonuç haline getiriyor.

popoya yapılan kas içine yapılır, damara denk gelmemesi gerektiğinden en lop orayı bulup yapıyorlar.

kasa yapılan daha riskli diye biliyorum popiş o yönden daha risksiz diye kalmış aklımda ne kadar doğru bilmiyorum.

askerde öğrendiğim bir bilgidir;

götü 4'e böl (hayali tabiki) üst iki parçadan birine vur iğneyi.

başlığı görünce aklıma penadur iğnesi geldi, içim bi kötü oldu, titreme falan geldi, yediler lan çocukluğumu

Damar icine verilmesi gereken ilac ile kas icine verilmesi gereken ilaclarin genellikle kimyasal yapisi farklidir. Bazi ilaclar her iki yontemle de verilebilse de genellikle ilaclarin ayri formlari olur.

Kas icine verilenler genellikle kalcadan yapilir ki vucutta en buyuk kas kitlesi oradadir. Kas icinden etraftaki damarlara difuzyon ile gecer. Damar icine yapilanlar ise direk kana karisir.

Dolayisiyla saniyeler icinde etki isteniyorsa damar icine, 15 20 dakikada etki isteniyorsa kas icine, yarim 1 saat sonra etki etmesi yeterli ise ilaclar agizdan verilebilir.

Tabi bazi ilaclar yalnizca agizdan veya yalnizca damardan verilmeye uygundur. Bunlar islerin teferruati.

koldan kastın omuz ise cevap verme mantığı külliyen değişecektir:). omuza yapılan hiç bir aşı damara yapılmaz. cilt altına ya da kasa yapılır. yetişkinler için konuşacak olursak aşılar için kullanılan enjektörlerin iğnesi küçük olduğu için ister cilt altına yapılacak olsun ister kas içine omuz tercih edilebilir. ilaç verilecek ise o enjektör iğneleri daha büyük olduğu için kalça tercih edilir. çocuklarda ise kas içine yapılacak ise aşı da olsa ilaç da olsa hemen her zaman kalça tercih edilir. iğne kısmı küçük de olsa çocukların omzundaki kas gönül rahatlığıyla kullanılacak kütlede değildir.

edit: 1-kalça tercih edilmesinde sinir, damar gibi yapılar için en az risk olmasının etkisi var elbette.
2- yukarda çocuklara kalçadan bikbikbik dedim de bebek ve çocuklara kalçadan ziyade bacak kasına yapılır aşılar.

kasa yaptığın zaman da aslında damara yapıyorsun. nasıl mı? ilaç kas içinden yavaşça damara geçiyor. damara verdiğinde ise ilacın tümünü aynı anda kana vermiş oluyorsun. vermek istediğin ilacın hızlı etki etmesini istiyorsan damardan verirsin. ve bazı ilaçlar dolaşıma hızlı geçtiğinde önemli yan etkilere sebep olurlar.

o araba şehiriçi 10 lt yakıyor(otomatik) care lpg.

normal. lpg şart.

100 km / 11,5 LT gibi bir ortalamanız var.. (100 TL yakıt, 22 litre benzin.. 22 LT - 190 Km'den yürüyerek 100 KM / 11.5 LT)
İstanbul'da otomatik vites arabayla normal..
Ben de aynı değerlerdeyim..

biliyorsundur gerçi ama en azından 190ı 200 yapmanın yolu biraz daha yavaş gitmek ve mümkün olduğunca az fren kullanmak. yani ayağı gazdan çekmek de fren görevi görür. aracın hareketini stabil devam ettirmek mümkün. fren daha keskin hız düşüşü ve sonraki aşamada daha keskin gaza basmak demek. dur kalklar için konuşuyorm.

Otomatik + benzinli + İstanbul trafiği = Az bile yakmış.

normal opelse tamamen normal.
söylemesi ayıp bende toyotayla 100 tl ile 480 km gidiyorum.


ama diesel.

çözüm yavaş gitmek değil, herkes tarafından kabul edilen ancak aslında çok yanlış olan bu bilgiyi kafanızdan silin sevgili dostlar. yavaş gitmek 200 yerine 120 ile gitmediğiniz sürece daha az yakmanızı sağlamaz. önemli olan sabit hızla gitmektir. sürekli gaza basıp çekmemektir.

mümkün olduğunca sabit hızla gitmeye çalışın.

Otomatik + benzinli olumcul kombinasyon. Care lpg.

Panpa ben 4,5 lt yakiyorum. Dizel birde. Ben de ilk araçta Benzinli hatasını yaptım. O yüzden geçmiş olsun. LPG ee yüzde 25 30 düşürür

5,5 litre 1.2 motor benzinli twingo :))

5.8 lt Honda jazz benzinli

abiler ablalar
kısa mesafede benzin-motorin farkediyor mu?

Yahu benim yıllardır anlatamadığım benili dizel araç arasında 8-10 bin tl fark var ayda 1500-2000 km yapmıyorsanız dizel çok karlı değil çünkü baştan 2 yıllık benzin paranı zaten gömüyosun?

@kilimanjo Ne alakası var? Satarkende benzinliye göre daha pahalı satıyorsun zaten.
Birde bunu 100 binlik araba alırken 10 bin hesabı yapan modelleri de mevcut evet.

İnşallah duyuru silinmez ve arayan arkadaşlara bir faydam olur

Şimdi şöyle başlamak istiyorum gidip mercedes alırken 5-10 bin hesabı yapmaktan değil polo corsa gibi giriş seviyesinin 1 tık üstü araçlardan bahsediyoruz aha ben şimdi buraya polo yu yazacağım ince ince ve dizel benzinli karşılaştırması yapacağım kiminiz diyecektirki vw giydiriyor helele hülele fakat isteğe göre başka modelleride yaparım fiesta olsun corsa olsun...

Şimdi elimizde
benzinli olarak 1.0 tsi 75 ps polomuz 38.700 den satılıyor hadi düz 39 diyelim
dizel olarak 1.4 tdi 75 ps polomuz 51.900 den satılıyor hadi düz 52 diyelim
(Buarada ikiside 3 silindirli ve ikiside aynı donanım paketiyle geliyor, ikiside düz vites)

Şimdi burada kafadan 13.000 tl içerdeyiz eğer dizele yönelirsek (ufak bir beyin fırtınasıyla sırf dizele yönelirsek muadil benzinli aracın ederinin %33 ü kadar ekstra para veriyoruz diye düşünebiliriz)

Şimdi gelelim yılda kaç km yaptığımıza ortalama bir kullanıcı 15-20 bin yapıyorsa dizele yönelir diyelim ve bi şekilde 20 bin km seçelim yılda ikisinide bu aksamda değerlendireceğiz tabiiki fabrika verileri üzerinden...

1.0 benzinli aracımız.
-6,4 şehir içi
-4,4 şehir dışı

1.4 dizel aracımız
-4,4 şehir içi
-3,2 şehir dışı

Verilerimizide aldık geliyoruz sadede

Bu 20 bin km nin 5000 ini şehir dışı 15 bininde şehir içi olarak kabul edeceğim ve benzinlide 6,4 ü 7 dizelde ise 4,4 ü 5 olarak alacağım çünkü trafik dur kalk vs... Aynı şekilde işlem kolaylığı için mazotu 4 lira benzini 4,5 lira kabul ediyoruz

Buna göre benzinli aracımız yaklaşık 1050 litresi şehir içi 220 litresi şehir dışı olmak üzere 1270 yani yaklaşık 1300 litre tüketecek yani 5850 tl ye tekabül ediyor

Buna göre dizel aracımız yaklaşık 750 litresi şehir içi ve 160 litresi şehir dışı olmak üzere 910 yani yaklaşık 900 litre mazot tüketecek yani 3600 tl ye tekabül eder

5850-3600= 2250 tl yani bu durumda bu kadar kar ettik dizeli seçtiğimiz için her sene bu kadar kar etsek 6 senede tam olarak aradaki fiyat farkını kapatmış (yani hala kar etmiyoruz) olacağız

Şimdi buraya kadar tamamsa hem dizel hem benzinli araç kullananlardan ricam benzinlinin bakım masrafları vs dizelin bakım masraflarını ortaya koyarsanız ki çoğu kişi bilir dizel araçların servis bakım sıklığı ve masrafları benzinliye göre daha maliyetli ve çoktur... Bu denklemle 7 senede eşitlik bile zor gözüküyor

Başka karşılaştırmalarıda bu şekilde yapabilirsiniz arkadaşlar.

Biliyorum türk insanındaki ama anlık daha az gidiyor cebimden mantığı hiç bi zaman geçmeyecek ama bu ufak anektodumuzla dizelin NORMAL kullanıcıya faydası pek yoktur yani bu demekki adam sıçmaya arabayla gitmiyor bazen toplu taşımda kullanıyor vs...

Ayrıyetten dizel arabam olmadı ama çok sürdüm ve bu kadar keyifsiz gitmeyen resmen basıyorum gaza köklüyorum yavaştan kalkıyor yani ne diyem neyse ya, siz dizel keyfinize devam, biz performans ve sessizlik açısından benzini seviyoruz...

benim 1.6 170 bg'lik aracımla aynı yakıyorsun nerdeyse. öküz gibi kullanınca full depo (52 lt) 450 km görüyorum bende

Adam diyor ki 52 lt ile 450 km gidiyorum diye, ben 60 lt ile 1400 felan gidiyorum. Yarıdan fazla fark var.
Yıllık min 40 bin km yol için 20.000x0.4 ile 8 bin tl fark eder ilk yıldan.
Satsan ikinci elde zaten hızlı ve pahalı gider kafadan 5 bin.
Bakkala mi gidip geliyorsunuz sadece anlamıyorum ki

Bu arada öyle bir yuvarlamissin ki matematiği katletmissin.
Arkadaş 0.5 Tl ben 0.18 tl yakiyorum.
0.32 her km için kar
20 binde 6400 TL eder.
Nasıl h hesap yaparsın sen?

Araba sürmesini bilmiyorsun demek ki,
Dizeldeki tork ve ivme Benzinli de yoktur

Adamla ilgilimiz yok kahve kokusu 2 muadil araçla ilgimiz var yuvarlama yapma yılda 4000 kar et 5000 et genede 3 senede çıkaramıyorsun KAR YOK anlatamıyorum heralde ya bende polo gti var hergün 200 görüyorum ibrede 50 kuruş yakmıyor neyin derdindesiniz 0,39 Tl yakıyorum ben senin 2 katın yakıyorum desek işte buda en baba 3000 tl fark ettirir bana yılda...

Ayrıca Dizel bakım masrafını hiç konuşmuyorsun? Benzinlinin 2 katına varabiliyor bakımlar dizel partikül filtresidir vs ayrıca dizel motorlar patlama prensibiyle çalıştığı için daha sık bakıma girerler 40 bin km de en aşşa 5-6 kere bakım demek 2-3 bin tl demek en az...

Arkadaş alıp toprağa mi gömüyorsun arabayı yarın satarken zaten pahalıya satacaksin.
Baktım sahibinden de
2012 polo 1.6 TDİ 50 bin
2012 polo 1.2 tsi 36 bin
Sen gibi iyimser bakalım
Ben yılda en az 40 bin yapıyorum.
Aramızda 20 kuruş fark var
O da 8 bin lira eder iki yılda 16 bin
Hehe hem aradaki fark tolere etti hemde 14 lira fazlaya satiyorsun
Bakım masrafı demişsin de 10 binlira bakım mı çıkacak ne hesap bilmezsin yav.

40 bin normal bi değer değil 20-30 bin bile çok ben 12-13 bin arası yapıyorum hatta biz diyeyim ki heryere arabayla gideriz tatile bile 40 bin nereye sürüyorsun 20 bin bile günde 60-70 km demek hayatın yolda geçiyor o zaman dostum

Birde beni güldürdün türkiyede 2. El piyasasından hesapmı yapılır bunun kazalısı var extradan kitlemeye çalışanı var üstünde değer isteyeni var da var lan tdi 0 ı 51 bin diyorum adam 2. Elini 50 ye bulmuş hemde 2 yıl eski kim alır olm onu az mantıklı düşün 0 tdi ile arasında 1 milyar var ve 2 yıl eski

dostum eğer çevrimiçi çalışma imkanın varsa senin ilacın "prezi"

kesin bi yerde gördü beğendi. klasik yönetici ajkshdas
prezi+1

Sirkette online calisamiyoruz, internet neredeyse tamemen kisitli. E kullanilacak dokumanlarin cogu da sirket aginda oldugu icin prezi isi olmuyor genclerr

Cevrimdisi da calissa benim su anda isime yaramiyor =(

Evde indirip usb diske atip isyerinde yapabilirsin. Su saatten sonra oturup flash ogrenemeyecegine gore ya prezi ya da birine yaptiracaksin parayla.

Efenim zaten parayla yaptitmak istesek bu ise kim bakar, kime sormak lazim onlari da sormaya calismistim esasen ama pek aciklayici olamadim galiba ;)

@emirkulu2, çok katıldım.
aklıma da şu karikatür geldi:
www.komikim.com

bilmezsen kötü, bilirsen sorumlulukları yükledikçe de yüklerler.

@okuyorum oyleyse varım, çalıştığınız yerin bilgi işlem bölümü varsa, siz sunulacak metin, tablo, grafik gibi doneleri verin, onlar balonlu, konfetili hale getirsinler o vakit.
sizi anlıyorum, bilmiyorum demek zor ama direkt söyleyin, benim bilgim dahilindeki programlar işe çevrimdışı çalışılmıyor. profesyonel destek alabiliriz deyin.
ya da parasını versin, hızlandırılmış balonlu sunum hazırlama kursuna göndersin sizi. sonra siz yapın.

he ya. ben de sageye çok katılıyorum. interneti açtırmak için mis gibi bahane sana.

powerpoint'te bunu yapmaniz gayet mumkun. sadece cok ama cok fazla ugrasirsiniz.

bir adim otesi olarak mac os x'te keynote uzerinden yapmaniz daha pratik olabilir. efektleri powerpoint'ten daha guzel ve kullanmasi daha pratik.

bunun yaninda internette template arayin, cok guzel template'ler bulabilirsiniz.

Valla bu vesileyle internet acilsa cok sukela olur ama, bu gozler o gunleri gormez =)
Sirketin pazarlama tarafiyla da IT tarafiyla da gorustuk. Onlar da yilsonu telasindan topa girmek istemediler sanirim, "biz size ajans adi verelim" deyip ciktilar isin icinden.
Fazla zaman yok diye ihale bana kaldi mecburen. Balondan vazgectik de bulutlar falan hala baki... bu isi becerirsem hosuna da gidecek keratanin, yilbasi zammi oncesi benim de hosuma giden bisey olur belki =) o yuzden kastim bu kadar yoksa 2 salla 1 yolla bitmisti simdiye kadar...

bir de size pro-tip vereyim, kagit uzerinde ne istediginizi, mumkunse patronla beraber, oturun konusun, planlayin, her slayti teker teker cizin. cok rahat edeceksiniz.

Yahu resmen bosa gecti gunum bu sunum meselesi yuzunde =(
Patronda butun gun toplantida olunca yaptiklarim taslak taslak kaldi oyle. Eve gidince prezi ile sabahlayacagim herhalde.

vücudunuz susuz kalmış olabilir. o da yapar baş ağrısı. bol bol su için.

Agri kesici icmeyi denedin mi?

Soyleyecegimin herhangi bir tibbi yani yok ama kesin cozum. En azindan dene birsey kaybetmezsin.

1 su bardagi madensuyuna 1 adet limon suyu sik ve gripin tozu at icine. Karistir. Kopurecek. Hemen ic onu fondiple. 15 dk sonra birseyin kalmayacak.

mentol kremi ya da hiç olmadı vicks varsa şakaklara, anla, boyna sürebilirsiniz.
başa buz torbası koyabilirsiniz.
o damarları bi büzüştürmek lazım.

*doktor vs. değilim*

su tüketimi + bir saat kadar rejenerasyon uykusu. bende böyle geçiyor.

bende icemint'in dediğinin benzerini yapıyorum şakaklarıma ve enseme nane yağı sürüyorum. birde bol su içip uyuyorum.

the wire çok ağır ilerlediğinden başlarda sıkılabilirsin. biraz daha zaman tanı. karakterlere ısındıkça daha da izlenesi bi hal alır. 2. sezon zaten efsane.

the wire efsanedir, normalde herhangi bir diziyi 8 bölüm izleyip çok beğenmeyen birine 'olmuyorsa bırak' derdim ama wire için; biraz daha şans verilebilir.

bence devam et, gittikçe çekiyor içine. yalnız son sezonun bir bölümünde öyle bir kafam attı ki 2 bölüm kala bıraktım diziyi.

devam et. ben de 6 ya kadar sevmedim ama ondan sonra cok sevdim.

yazındaki dizilerin biri hariç hepsini izledim ve bahsettiğin kriterlerden gerçekçilik the wire'da hepsinin üstünde. dizi suçu anlattığı için sfu gibi bir karakter yoğunlaşması beklememelisin diziden. ağır ilerleme ve karanlık tarafı çok değil evet ama bir şekilde kendini izlettirmişti bana.

Ilk sezon biraz yavastir ama ikinciye basladiktan sonra bitmesine uzuleceksin.

Jenerik muzigi bile guzeldi valla ozledim.

way down in the hoooole

rire öyle hafifi can sıkarak başlıyor. başta "izlemesem mi?" vs derken sonra bakıyorsun bir şeyler olmuş, hastası olmuşsun. aynen devam

uydunet varsa o daha uygun ve daha kalitelidir.

eğer taahhüt yoksa ttnet'i arayıp fiyattan dolayı iptal ettireceğim diyebilirsiniz, bu şekilde fiyat düşüren çok okudum. ama kapatırlarsa bir şey demeden karışmam :)

taşınma olasılığı varsa uydunetten uzak dur. taşındığın yerde altyapı olmazsa da taahhütünü tamamlamak durumundasın. dsmart ise her türlü ahlaksızlığı yapabilir. deli olursun durduk yere.

superonline hakkında fikrim yok olan arkadaşlar söylerler. ben şu durumda ttnetten başkasına geçmeye tırsıyorum açıkçası.

diyabet demek

normali 5.5'un altı

Diyabetli sonucu bu zaten de çok mu yüksek 8 demek, "ayağını denk al" mı demek yoksa "biraz daha dikkat etsin yeter" mi demek kabilinden soruyorum.

8 yüksek. çok mu yüksek, hayır. ama 10'un üstü hastaneye yatırılarak tedavi ediliyor.
işin kötü tarafı bu 3 aylık ortalama şekerin yüksek olduğu manasına geliyor. 1 hafta diyet yapayım 5'e düşsün diye bir şey yok. büyük ihtimal uzun süreli ilaç ve diyet tedavisinden sonra normal sınırlara inebilir, inmemesi de oldukça olası

Çok teşekkür ederim.

ilaçlarına ve diyetine dikkat etmiyor demek. kötü kontrollü diyabet demek. bu şekilde devam ederse diyabetin komplikasyonları ile karşılaşabilir demek.

metformin kullanıp şeker ve unlu gıdalardan uzak durucan demek.

şekeri bırak.

şeker bence de

şeker +1

Un, vücuda girince şeker oluyor; ikisi de aynı şey yani.

şekeri bırakmak daha kolay.

birini tek başına çıkarmak daha zor.

ikisi de eşit şekilde zararlı çünkü özünde aynı şey. ikisini birden bırak bence. bir anda bırakınca aramazsın ama hamur yediğin zaman zaten şekeri arar olursun

Hemen hemen aynidir cok fark yok. Ama sekeri gunde 20 30 gram alirken 400 gram ekmegi goturebilirsin. Yani unu birakmak daha faydali olur totalde.

"Un, vücuda girince şeker oluyor; ikisi de aynı şey yani." hergün yeni bişi öğreniyom burda

3 sene önce biorezonans diye bi davaya gitmiştim, merak ederseniz netten aratın
orda o naneyi yapan doktor bana 7 ay buğday unu ve buğday unu içeren herşeyi yasaklamıştı. ben hayatımda o kadar zinde olduğum başka dönem hatırlamıyorum. şekeri hiç kesmedimn, kesemedim azıcık azalttım ancak yine o doktor dedi diye. aslında komple kesmek lazımmış. bağırsakları ve devamında tüm organları negatif etkilediği biliniyor. kanserin baş sebeplerinden, ve yayılmasına sebep olanlardan.

Sadece birisini bırakamazsın çünkü vücutta yaptıkları etki ve sebep oldukları bağımlılık aynı.

Hepsi öyle midir bilmiyorum ama Kağıthane Devlet Hastanesinde kan tahlili için randevu gerekmiyor. Danışmaya kan tahlili yapacağınızı söylediğinizde bir doktora yönlendiriyorlar ve o laboratuvara istekte bulunuyor. Sonuçlar aynı gün çıkıyor.

Bulunuduğunuz ilin hıfzısıhha laboratuvarına gidin. İstemsiz olarak cüzi bir miktar paraya yaptırabilirsiniz.

Aile hekimine gidip orda gittiğin gün kan verebilirsin. 10 a kadar alıyorlar genelde ve tabi aç olman lazım. Ücret ödemiyorsun aile hekimini bi arayıp sorsan en sağlıklı bilgiyi alırsın aslında. Bazı yerlerde haftanın belli günleri kan alınıyor çünkü

Aile hekimine git yaptir. Eger bagli oldugun bolgenin devlet hastanesinde yapilan testler ise aile hekimin yaptirir sonuclarini da ertesi gun alirsin.

2. el araba piyasasında en yüksek fiyatlar yaz aylarında olur. en azından yaza doğru satarsın.

arabanın marka modeli ne?

Su anda satmak cok mantiksiz.

1. Sifir araclarda indirim ve faizsiz kredi sezonundayiz.

2. Kisin 2. El tasit fiyatlari dusme egilimindedir. Alacak olanlar yas basindan bayram oncesinden almiatir cogunlukla.

3. Dedigin gibi bedelli icin elindeki tasitlari satacak kisi sayisi da artma egilimine girebilir. Bu da fiyatlari dusurebilecek bir etken. Malum binlerce kisi bedelliyi bekliyordu.

4. Yeni yilda sifir tasit vergilerine yapilacak muhtemel bir zam ikinci el tasit fiyatlarini da arttiracaktir.

bayram öncesi satacaksın, bu zamanda da alacaksın. sıfır opel corsa'lar otuz altı bine kadar düşmüş. bilsem işten çıkmazdım :P

bana da oluyor öyle hızlı çarpınca. normalmiş de:

www.healthcaremagic.com

www.healthcaremagic.com

geçmiş olsun.

Normaldir odem vardir vs. Ondan his azalmask olur. Zamanla duzelir.

bakip bakmamasi konusunu bilmiyorum ama samimi olmadiğim bi tanidiğim cümlesi gereği eğer geri almayi planlamadigin bi 2bin tlye sahipsen verebilirsin

verme parayı. gitsin samimi olduğu birinden alsın. gelene geçene para mı dağıtılır.

18 yaş altı her kişinin sağlık güvencesi bir nevi devlet. artı, sağlık güvencesi olmayan birisi tedavi bitiminde ücrete tabii tutulur, ve yoğun bakımın neredeyse günlüğü sizden istenen fiyatlara eşdeğer bile olabilir. ezcümle, inanmayın.

ssk'nın karşılamadığı bir durum söz konusu olabilir mi ki? bunu da göz önüne almalı. samimi olmasan da tanıyorsun sonuçta, güvenilir olup olmaması önemli. yok mu hiçbir fikrin?
direkt verme diyemiyorum, gerçekse üzüldüm.

@uzunuzunilgi yoğun bakım ünitelerinde böyle bir durum yok.

Tamam da devletin karşılamadığı hiç mi bir durum yok sanki. Küçük çocukların ilaçları, ameliyatları için bir sürü kampanya yapılmıyor mu?
Bence sen iyi bir araştır hatta git çocuğu gör ve borç vereceksen de git kendin yatır parayı. kimseye para verme.

Ne yapacaklarmis yatirmazsa yogun bakimdan mi cikaracaklarmis? Komik olmus gercekten :)

ya belki başka amaçlıdır ancak para bulamayıp çocuğunu kalkan olarak kullanmıştır. madem tanıdık, sizin de acil bir işiniz yoksa (eğer onun da borcunu ödeyeceğinden eminseniz) neden vermeyesiniz ki?

hemen yargılamamak lazım insanları.

sizi yanıltıyorsa borç vererek enayi konumuna düşeceğiniz, yanıltmıyorsa da borç vermeyerek vicdansız durumunda olacağınız kanısındasınız muhtemelen.

çok ters bir yer değilse yeğenin durumunu öğrenmek, yakınların geçmiş olsun demek için gidebilirsiniz. orada durumu (hastaneden, kurum görevlilerinden) öğrenip karar verebilirsiniz. orada ihtiyaçtan emin olursanız ve sizi sarsmayacaksa, geri ödenmeyecek dahi olsa parayı verebilirsiniz bence.

çocuğun rahatsızlığına bağlı sanırım. bence vereceksen öğren durumu ciddi şekilde ve bir şekilde güvenceye al kendini. senet menet ne bileyim vardır illa bir yolu.

kendi verdiğim daha ufak miktarlardan ve başkalarından gördüğüm yakın miktarlarda verilen borçlardan çıkardığım, verilen paranın geri alınamadığı ya da taksit taksit verdikleri için çar çur olduğu.

hatta burda bile verdikleri borçlarını alamayan insanlar kaç kere duyuru açtılar. birkaç tane de borç alıp ödemeyen insan duyuru açtı "adamdan borç aldım, vermedim, arayıp rahatsız ediyor, napayım?" diye.

her ilde temsilcileri oluyor yarı amatör. örneğin 3. lig maçına gidiyor gol olduğunda haber veriyor gibi.

sisteme kayit oluyorsun, hem ilde elemanlar var. mac basi mac parasi arti belli bir para karsiligi gidip maci izliyorsun. sonra merkeze haber veriyorsun. guvenirliligini saglamak icin bir maca birbirinden habersiz birden fazla kisi gonderebilirler.

ihtiyaç sahiplerine rastlayınca evet. mesela bazen gece vakti dilenenler çıkıyor. belli ki utanıyor. gece tanıdıklarına rastlamayacağını düşünüyor. o zaman cepleri boşaltıyorum.
ha ramazada kadilde türeyen çingenelere de veririm. maksat bu meslek yok olmasın.

vermiyorum. verenleri de ezilmeye mahkum tipler olarak goruyorum. zira 1 dilenci ortalama 1 saatte 50 lira kazaniyor.

hiç umurumda olmuyor valla.

hayır. nefretim katlanıyor ben de görünce. yanlız değilsin...

benzer bir duyuru açmayı düşünüyordum. Eskiden verirdim ama artık vermiyorum ama üzülüyorum da hele şimdi suriyeliler de çok

çok nadir...bazen dayanamıyorum...

ben dilencilere para vermiyorum fakat mendil falan satıyorsa soruyorum ne kadar diye, insan gibi 50 kr, 1tl derse alıyorum. ne verirsen derse de ederi neyse onu veriyorum. ama içimden de saydırıyorum.

Genelde vermiyorum. Ama montumun cebinde 1 lira falan unutmussam veriyorum. O da her zaman olmuyor tabi.

Bi keresinde de gunum bok gibi gecmisti kendimi kesecektim nerdeyse. Dilencilere para dagita dagita eve gittim.

dilenciler gözümde din fırsatçısı lderlerimiz gibi.

vermem. su, mendil satarken acındırandan da almam. hiç kimsenin tek çaresi dilenmek değildir

Su ekmek meyve suyu filan veriyorum. Onlar da şansa elimde oluyor, veriyorum. Bir kere sadece markete gidip elma aldım gelipverdim. Bir kere de çipköftecide gleip istedi para, dürüm aldım.

Dilenciler değil de "abi bir lira var mı, yolda kaldım" cılar daha dilenci. Sinyalizasyon deniliyor jargonda. 10 kişiden alsa şarap parası çıkıyor.

Çok yaşlı bi teyzeyse veririm,mendil,lif,çorap satıyorsa direk alırım. Suriyeli ise tayyip versin bsg diyerek yanlarından geçerim.

yhaa çok hassassınız hakkat. denizlide paü tıp'ın önünde dilenirler. çocuğum hasta falan diye. birinde, bi arabadan 50 tl aldı dilenci. ben bisikletle geçerken ışıkta durduk, orada gördüm. dilenci sevindi tabii. ışık yeşil oldu. araba gitti. dileci de çocuğuyla beraber çekti evine gitti. bence iş ahlakı budur. ben böyle esnafı severim.
ayrıca, her dilenciye para verecek değilim ama gerçekten ihtiyacı olduğunu anladığımda cepleri boşaltırım, acımam. benim param o kadar değerli değil amk. ot gibi yaşamadığımdan da anlıyorum kim muhtaç, kim meslek erbabı. biz de fakir olduk, kenar mahallede büyüdük. site çocuğu değiliz allaha şükür.

genelde veriyorum. sadaka ömrü uzatır.
video edit: taksimdekilere vermiyorum. ihtiyacı olmayana versem de çok önemli değil.

Düz dilencilere para vermiyorum. Akıl sağlığı yerinde değilmiş gibi gözükenlere ve gerçekten fiziksel bir durumu olanlara veriyorum. Mendil, kalem, dergi, anahtarlık vb satanlara daha büyük rakamlar veriyorum. Çalgı çalanlara da çok veriyorum. Ama en büyük payda mendil vs satanlarda. Onları çok seviyorum.

Dilencilere vermiyorum çünkü benden daha fazla para kazanıyorlar. Vergisiz hem de oh ne ala..

Ama taciz etmeden ve acındırmadan kendi halinde bişeyler satanlardan ihtiyacım olmasa da mutlaka bişeyler alırım. özellikle yaşlılarsa.

O anki halet i ruhiyem ile cok alakali

sirf dilenenlere pek veremiyorum ama dayanamiyorum da, basimi ceviriyorum bakmiyorum. Ama bazen gercekten veresim geliyor.

Bi de canta mendillerimi mendil satanlardan aliyorum, 1 lira diyorsa 5lira veriyorum ama acaba onu orda durmaya tesvik mi ediyorum diye dusunuyorum sonra

bir de insanlarin göz cevresi ifadesi beni cok etkiliyor bazen, konusmasa bile degisik seyler hissediyorum, ne yapacagimi bilemiyorum , bazen kaldirimda oyle bakakaliyorum hissettigim seylerden dolayi. Cok anlatamadim sanirim ama hissetmek diyelim.

Bazen safi kizginlik doluyor icim, bir yandan da korkuyorum, yapisip kalanlardan. Onun kaybedecek hicbirseyi yok cani bile kiymetsiz diye dusunuppesimden dussun diye veriyorum, bunlar genelde suriyeli.


Dilencilik muessesesi insan olarak beni cok utandiran bir sey.
Kendimi 21.yyda kole pazarina dusmus gibi hissediyor utaniyorum, kim icin ne icin insanlar yolunu bulmus yasiyor, bankada altin hesabi olan dilenci varken ???

Cok karisik yazmisim ama bence sen anladin.

vermem. ama yarim yamalak flut calan bir insana veririm.

vermiyorum, vermicem. acimiyorum da dilenenlere. ne insanlar var. mendil, cakmak, su vs satiyor. ama serefiyle, kimseye dilenmeden. mendil ihtiyacim yoksa bile alirim ondan. ayakustu muhabbet eder, hayirli isler diler giderim. benim gozumde en asil insandir o. emek vererek kazandigi icin.

Doğrudan para vermiyorum, bir şey satıyorlarsa alıyorum. Çocuk dilencilere çok üzülüyorum ama verdiğim paranın onların boğazından geçeceğine inanmadığım için onlara da vermiyorum. Bakkal, market vs. varsa çevrede bir şeyler alıp vermeyi tercih ediyorum.

lafı hiç eğip bükemeyeceğim ben veriyorum. kalem satıyorsa kalem, mendil satıyorsa mendilvs alıyorum. el açıyorsa da boş döndürmüyorum, veriyorum para. başka türlü içim rahat etmiyor. ya sahiden ihtiyacı varsa, ya gerçekten çok zor durumdaysa diye içim içimi yer vermezsem. ne olursa olsun, başkasına el açmak kolay değil.

ben paralarını almayı bile düşünüyorum

hayır vermiyorum. sende de sıkıntı yok.

ek olarak şey vardı bir de. çocuğun biri dal sigara istiyordu. insanlar da veriyordu. hani acıyıp(?) vs. sigara içenler için sigara bir "ihtiyaç" olduğundan başka bakıyorlar sanırım olaya. ben içmiyorum ama yanımdaki arkadaş içiyordu. ben sigara vermesine engel oldum. çocuk o sırada konuşma olayına girdi vermeyince. "abi istiyorum sigara enayiler de veriyor. bak enayi sigarası bak bu da enayi sigarası" diye diye topladığı dallardan iki paket doldurdu yanımda.

hani dilencilere bakış açım bu. verdiğiniz her paranın ardından "oh bugün de bir enayi para verdi" diyorlar sonra onları 8000 lirasını kaybetmiş, 10000 lirasını dolandırmış olarak görüyorsunuz.

eli ayağı sağlam, sağlıklı olanlar gerçekten ihtiyaçları olunca zaten kötü şartlarda köpek gibi çalıştırılan normal vatandaştan daha da kötü şartlarda çalışmayı göze alıyorlar.

vermedim hiç.
mendil satan adamdan mendil alayım dedim, parayı verdim ki normalin iki üç katı bir paraydı. mendili çekiyorum adam vermiyor, ben çekiyorum adam direniyor. sıkıca çektim en sonunda mendil benim oldu.

çok param olsa veririm.

veriyorum ama o kişiyi çok dusundugumden veya acıdıgımmdan değil.
içim rahat etmiyor vermezsem suclu hissediyorum. verirsem iyi hissediyorum.

dilenciye vermem. birkaç kez para değil de yemek vereyim dedim, pişman oldum. bir keresinde poğaça alayım dedim, kadın kokoreç istedi lan. tavuk dönerde anlaşalım diyorum, ille de kokoreç diyor. ashaha. ne değişik tipler var.

mendil satan çocuklara veriyorum ama bazen. bu dilenmek kategorisine girmiyor zannımca. ayrıca bunların birçoğu (taksimde falan değillerse) sandığınız kadar kazanmıyor. bi tanesiyle tanışınca anladım ben de. iki ucu boklu değnek aslında. sen para verdikçe bu çocuğun anası babası mendil sattırmaya devam ediyor. değirmene su taşımış oluyorsun. öte yandan, tanıştığım ufaklık hasta kardeşine ilaç için satıyordu mendili. kesin bilgi. şimdi hal böyle olunca dayanamıyor da insan.

vermiyorum ama geçip gittikten sonra versemiydim acaba diye düşünüyorum..ama yine de vermiyorum.

reşat nuri'nin miskinler tekkesi'ni okuyun ve kemal sunal'ın tokatçı ve korkusuz korkak filmlerindeki dilence sahnelerini izleyin.

hiçbir ihtiyaç sahibi dilenmez bence. açlığından öür yine dilenmez. bu ülkede parası olmadığı için soğuktan ölen insanlar var. çocuklarını doyuramadığı için intihar edenler var.

miskinler tekkesi'ni okuyun; orada dilencinin nasıl bir psikolojiye, nasıl bir düşünme biçimine sahip olduğunu iyi anlatır ve olayın muhtaçlıkla alakası hiç yoktur.

ben hiçbir şekilde yardım etmiyorum. vicdan yaptığım zamanlarda da şahıslara yardım etmekten sorumlu kişinin ben olmadığımı düşünüp, gram vicdan yapmıyorum, özümsedim bunu.

asla

DUHA SURESİ: 10- El açıp isteyeni de azarlama!

%99 vermem. Çocuksa prensip olarak kesinlikle vermem, mendillerini kalemlerini almam. Bu onların daha da çalıştırılmaya devam etmesine fırsat veriyor.

Eskiden bolca verirdim. Artik dilenenlere tek kurus vermem. Ustte biri asgari ucretten fazla kazaniyorlar yazmis, dogrudur. Bir kere gece vakti copten artik yiyecek toplayip yemek icin bir kenara yigan suriyeli aile gormustum, paramin hepsini vermistim. Gorsem oyle birini, yine veririm. Ama artik gercekten ihtiyaci olanlara veriyorum sadakalari. Yolda dilenen suriyeli veya cingene cocuklara da asla para vermem. Ana babalari bakti para geliyor, daha cok dilendirir. Orgutluyorlar cocuklari, bu bile vermemek icin bir sebep.

hayır vermiyorum. hele bu abi 1 lira var mı sinyalcilerini tokatlamaya başlıcam yakında.

allah rızası için, allah aşkına vs. içinde allah kelimesini geçirerek yalvaranlara asla para vermem. bunlar aynı akpliler gibi çünkü. din sömürüsü yapmaya çalışıyorlar.
suriyeliyse zaten üstüne idrarımı yapıp öyle geçesim geliyor o derece nefret ediyorum.
çocuğunu koyup dilenenlerin de onlara para verenin de allah belasını versin zaten.

vermiyorum.

ben hayatım boyunca 1 defa verdim. 2 adet tinerci önümü kesti abi 1 lira ver diye tırstığım için 2-3 lira bozuk vardı onları verdim. normal şartlarda hiç işim olmaz. şu sevgi pıtırcıkları yüzünden çoğalıyor zaten bunlar.
asgari ücretle köpek gibi çalışan adama en ufak destek (maddi manevi) vermeyen tipler. taşaklarını yayıp yatan adamı paraya boğuyorlar. buraya gelip vicdan masturbasyonu yapıyorlar.

omron'un bilekten değil de koldan bağlanan modelleri iyi diyorlar, çapa'Da bile hemşireler onunla ölçüm yapıyorlardı.

15 senedir tansiyon takibi yapmak zorundayım ve omron vermişti hastane, 1 kere olsun bozulmadı.

manuelden şaşma abicim. manuel hiçbir zaman yanlış ölçmez ve hep isabetlidir. elektroniklerin her zaman yanlış ölçme ihtimali vardır. yanıltabilir.

Manuel iyidir ama kendi basina kullanamaz hasta. Bilekten degil koldan olcen bir alet al. Omron da bu isin en iyi markasidir.

Manuel iyidir ve kullanması da basittir, ogrenirsin.

en iyisi mekaniktir bence de. pili bitmez, kolay bozulmaz. her yerde çalışır. böyle kritik önemde olabilecek şeyleri alırken dayanıklılık önemli bir özellik bence.

5000 tl :(

Çift hane

+ 10 bin

ev kirası çıktıktan sonra lükslerine para ayırabiliyorsan iyi maaştır. Bu benim için 3000 liradır mesela.

Yeni başlayan mühendis için 3.500 - 4.000 arası net. Tabi bunu aileden ayrı, kirada yaşayan birisi için söylüyorum. Aileyle yaşanıyorsa ve kira derdi yoksa 2.500'e kralsın.

3-4 bin üzeri her maaş iyidir.

2 aydir calisiyorum, ilk isim, maasim tek basima bir eve cikmama musade etmiyor istanbul icin. kendi evime cikip istedigim gibi yasamama yeticek maas su anda 4000 tl en az istanbul icin.

6 bin üstü iyi maastir gozumde.

Benim psikolojik sinirim 6bin tl. Bunun altindaki bir maas bana az gibi geliyor.

6-10k arası. 10 üzeri farklı bir kategoriye giriyor.

kiramı, benzimi, faturalarımı rahat ödeyebildiğim, az da olsa kenara para atabildiğim, haftada bir ulan bu kokteyl de çok pahalıymış demeden gece çıkabildiğim, bir kursa gidebildiğim, markette bi çeşit peynir değil de iki çeşit peynir alabildiğim, arada güzel bir ceket ya da ayakkabı gördüğümde aldığım için pişmanlık duymayacağım, kitap alıp sinemaya rahat gideildiğim bir hayat yaşatacak maaştır o. ha buradaki ev 1000 tllik, ceket 100 liralık bir ceket tabi. bir de şunu anladım ben işe ilk başladığım dandik maaşla da ayın sonu zor geliyodu sene sonra dolar üzerinden aldığım ve Türkiye standartları üstü maaşımla da yine para biriktiremiyodum,arada banka hesabında avansa düşüyodum o ayrı bi mesele. aldığın kadar harcaman oluyot doğru bi laf. bu ülkede memur maaşıyla aile geçindirip çocuk okutan babayiğitler var.

Hobilerine, özel zevklerine para ayırdıktan sonra kenara atacak paran kalıyorsa iyi maaş alıyorsundur.

3000 - 8000 lira arası.

8000 - 14000 arası pekiyi maaş,
14000 üzeri yıldızlı pekiyi.

3.000 ve ustu iyi bence. Tabii ki gercek anlamda iyi maas 5.000'den basliyor ama 3.000 aliyosan bence maddi olarak problemin olmamali.

5000 şu devirde çok temiz maaştır. akarı yok kokarı yok. beşiktaşta denizi gören bi ev tutup, araba taksidine girebilirsin.

3000 +

50bin tl minimum

istanbulda 5 bin,diğer şehirlerde ise 3 bin

hakettiğin maaştır.

20binliralık çalışıp 19bin alıyorsan iyi maaş değildir.

Hiç bi sikim yapmayıp 10bin alıyorsan o da iyi maaş değildir.

201.000 km'deki bir polo'yu alma bence.

Dizel araba 200.000 km çok bence. 7 yılda çok yol yapılmış. Yıllık nerdeyse 30 bin km. Dizelde genelde 150 binden sonra pek yanaşılmaz ondan tavsiye etmem. Bir de dizel bir sorun çıkarırsa tam çıkarır ve o da baya masraflı olur.

20 bine alınır zaten o yaşta dizellerin km odur fakat ne hikmetse sahibindende 150k km geçmemiş ilanlardan geçilmez.

Ben almam.

1998 model 160.000 km'de tipo slx'in 14.500 TL'ye satıldığı bir memlekette bu paraya bu araba çok iyi bence.

şahsen km'si o kadar fazla olan bir arabayı ben de almam.

mümkünse 5 bin daha biriktirip 120 bini geçmemiş bi dizel araç alın
200 bin ve 150 bin psikolojik sınır satarken zarar edersin

Dizel araç ve kilometresi fazla. Wolksvagen servisine 246 tl verip masraflarini sorup al. Sonra çok masraf açabilir.

Bence ya buyuk hasar kaydi ya pert kaydi vardir. Piyasayi iyi takip etmis biri olarak 20 bine 2007 polo gormedim hic. Piyasanin altinda fiyat. Saticinin sorgulayin da arayin beni yormayin demesinden de bir bit yenigi oldugu belli.

Öğrenciliğimde (2004 yılında) aldığım Profilo çamaşır makinesini mezun olunca (2009) İzmir'den Bursa'ya getirdim, annem hala hiçbir sorun yaşamadan kullanıyor. Yine 2004'te aldığım buzdolabını da getirdim, babaannemin evinde şu an tertemiz çalışıyor.

Evlenince kendi evime Hotpoint Ariston aldım o ayrı. Fiyat / performans olarak Profilo ve Ariston benziyor birbirine sanırım.

evde çamaşır makinası profiloydu zamanı geldi mecburen değiştirdik annem yine profilo aldırmıştı, memnunum diyordu.

Camasir makinesi ve buzdolabini profilo aldim yakin zamanda. Kurulumabgelen servis bisch ve siemens ile neredeyse birebir aynidir dedi. Tabi ayni olan modelleri icin.

Tamamen.ayni gorunum ve ozellikteki camasir makinasi profilo 1000 lira bosch 1350 lira siemens 1500 lira. Bence para markaya veriliyor. Servis agi ve fiyat performans olarak aylarca arastirma sonucunda profilo aldim ben.

yok. ikisi birlikte ancak yeticek. geçmiş olsun.

Kullanilir. Gerekirse 3 4 tane bile birlikte kullanilabilir. Hekim gerek gormusse aksatmadan kullan.

Evet. Zamaninda 3 farkli biyot kullanmistim

Kullanılır

bu ceveba bir erkek olarak cevap verdiğim için üzgünüm. yıllardır başım ağrıdığında majezik alırım 20 dakikada tüm ağrıyı geçirir. daha geçenlerde açtım okudum 'lan neymiş acaba tam olarak' diye. meğer regl sancıları için üretilen bir ilaçmış. öyle işte.
yine de doktor tavsiyesi alalım internetten tavsiyeyle ilaç almayalım :)