değişiyor, benden öncekiler 5dk da çıktı, beni yarım saat koşturdular. Sanırsam kalbinin belli bir yük altında çalışmasına bakıyorlar. Belki doktor arkadaşlar aydınlatır.

Not: kros ve atletizm yapıyorum

kondisyonuna bağlı.

hedef kalp hızına ulaşana kadar devam eder. ne kadar iyiyse kondisyonun hedef kalp hızına o kadar uzun sürede ulaşırsın.

kimisini yürütürler sadece 5 dakika yeterli olur, kimisini de koştururlar.

evet kisiye ve rahatsızlığına göre değisiyor o süre. benimki de 12 dk sürmüs. ama son etabı yaptırmamıstı mesela. nabız 160'tan asağı inmeyince zorlamadı.

Evet zorundasın. Belki çürük verirler zaten daha iyi değil mi?

bence fmf için askerlikten muaf etmezler ama.

Yatırmıyorlar hastaneye. Ayaktan muayene ediyorlar. Ama uzun sürebilir. Bir günde hallolmaz o mesele.

mesai arkadaşım fmf sayesinde askerden muaf.

FMF'i olanlar muaf ediliyor askerlikten. Ben kadınım ama acildeki zevzek doktor "tüh, erkek olsaydın askerlikten yırtardın, çektiğin ağrıya değerdi" diye insanı deli eden bir cümle kurmuştu. (FMF'in ataklarını bilen, neye sinirlendiğimi çok iyi anlayacaktır.)

Bilgi verim dedim; yaklaşık 2,5 hafta önce muaf oldum askerlikten.

verimli olmaz. laptop icin fonksyonlu bi klavye alin daha iyi olur.

başbelası.

Teşekkürler

imkansız.

Teşekkürler arkadaşlar

jackass?

yok yok. bir tane hanım, bir tane de erkek sunucu vardı; tüm izleyiciler falan toplanırdı etrafa. Çok da meşhurdu yahu, hay aksi.

fist of zen vardı bir de.
ama buna arkadaş grubunla takılıyordun.

I bet you?

i bet you will :)

durup dururken fazla yatırırsanız hesapta bekler, günü gelince çekilir. yani bankanın bundan haberi olmaz, faiz de düşmez. fakat ara ödeme gibi bankaya bu konuda bilgi vererek yaparsanız belki onun için ekstra bir işlem yapıyor olabilirler. gugıldan "mortgage ara ödeme" gibi aratıp bi bakın.

bence olmaz. bankalar erken ödenmesini istemiyor ki erken ödeme cezası gibi maddeler koyuyorlar mortgage sözleşmelerine.

iradeniz kuvvetliyse şöyle bir şey yapabilirsiniz, TEB'deki marifetli hesap gibi bir şey açarsınız ve kredi vadesinde otomatik ödeme talimatı verirsiniz, fazla yatırdığınız paralar faiz görerek birikir, biriken paraya göre krediniz erken biter.

550 tl lik kredim için bunu denedim, 600 attım, 700 attım yeri geldi 750 attım sonra bilyonere para çektim, 200-300 lira az yatırdım sistem çöktü, şimdi sadece tutarı yatırıyorum.

şikayetvar'ı geç, seninki resmi suç olan bir eylem. direkt bankayla muhattap ol. Dolayısıyla yazıyı da kısaltıp dilekçe benzeri bir hale getirmen gerek diye düşünüyorum.

bankadaki paranın açıklamasını yapmana gerek yok. Banka ki, kişiye mahsus birikimdir bunu 3. kişilerle paylaşması gizlilik ilkesine aykırıdır zaten. parayı neden orada tuttuğun hakkında açıklama yapmana gerek yok derhal bu konunun üstüne düşmeleri mecburidir.

başı lüzumsuz olmuş.

ikinci olarak da şikayetvar daha çok "müşteri hizmetleri telefonu açmıyor", "aidat alınmayacaktı alındı" tarzı şikayetler için bir yer. sizin durumunuzda kanuni bir problem var. o yüzden doğrudan bankayla iletişime geçin..

Bankayla iletişime geçin ve resmi olun.
Asla geri adım atmayın size getirisi çok olur.

Bankaya dilekçe vermelisin. Şikayetvarı falan boşver.

şikayetvar'a üstü kapatılmaya çalışılmasın, ciddiye alınsın diye yedek olarak yazmayı düşünmüştüm ama gerek yokmuş. tamam şikayeti ziraat bankası sitesinden direkt yolladım. duruma göre devam edeceğiz artık.

Şikayetvar'ı ben de kesinlikle tavsiye etmem.

Bence aşağıdaki broşürü önce bir incele;
www.ziraatbank.com.tr

Yok bu kadar resmiyete girmeden önce bankaya bir sormak istiyorum dersen, o zaman aşağıdaki linkten şikayetini bildirebilirsin.
www.ziraatbank.com.tr

yurt dışı harcama olarak görünüyor. para çekme diye bir şey yok.

hayır alışveriş diye geçer

dan brown,christophe grange ve stephen king'e sar. seni bir süre oyalar. gelmiş geçmiş en iyi ifadesi de ne bileyim olmaz ki öyle bir şey.

tolkien falan hiç girmedim onlara herkesi açmıyor çünkü.

patrick süskind - koku
a song of ice and fire serisi
kazancakis - zorba

ilk etapta aklıma gelen kitaplar. yani benim için ilk 10'dadır bunlar diğerlerini aklıma geldikçe yazarım.

Sanırım, bugüne kadar okuduğum ve en beğendiğim kitap haruki murakami'nin sahilde kafka kitabıydı. Bu kadar sürükleyici bi kitap okumamıştım.

Yüzyıllık yalnızlık evet +1000, 2. olarak.

Celine - gecenin sonuna yolculuk
George orwell - bin dokuz yuz seksen dort
Jack london - martin eden

Barış bıçakçı'nin tum kitapları benim icin en iyisi herkes beğenmiyor ama bi tanesini okuyabilirsin:)
Peyami safa'nin kisilik tahlillerini anlatimini kelime kullannimini cok begeniyorum en iyi kitabi bence yalniziz mutlaka okunmali.
Nedendir bilmiyorum zweig'in satrancini en iyi 10 kitabim arasina koyarim.

Ihsan oktay anar-puslu kitalar atlasi
P. Coelho- simyaci
G.g. Marquez- yuzyillik yalnizlik

Louan brezindine -Kadin beyni
Louan brezindine -Erkek beyni
John stossel - hurafeler, yalanlar, akil almaz aptalliklar
Yilmaz Erolgac - Amerika'da 40 yil
Richard Restak - Akil
Karen Huoppert - Lanet

Bunlar aklima gelenler. Gelmis gecmis en iyi olmayabilirler benim icin.

Hayatın Kaynağı Ayn Rand
Kürk Mantolu Madonna Sabahattin Ali
Masumiyet Müzesi ve uçurtma Avcısı arasında kararsız kaldım.

Gündüz Vassaf - Cehenneme Övgü
Sabahattin Ali - İçimizdeki Şeytan
Peyami Safa - Yalnızız

Çanlar kimin için çalıyor -E.H. basta olmak üzere bir sürü dünya klasiklerinden kitap sayabilirim.
Yakup kadri'nin kitapları da girer bu kategoriye.
Yüzyıllık yalnızlık, kürk mantolu madonna gibi bazı kitaplar kesinlikle var.
P.C.- on bir dakika'sını çok sevmistim ben.

3 olmuyor ya eleyemedim:)

Alev Alatlı-Kabus
George Orwell-Bin Dokuz Yüz Seksen Dört
Hüseyin Nihal Atsız-Ruh Adam

Haruki Murakami - Zemberekkuşu'nun Güncesi ve Sahilde Kafka(Eskiden Yann Martel - Pi'nin Yaşamı idi, filmden sonra çok soğudum)
Frank Schatzig - Sürü

yeraltından notlar
genç werther'in acıları
karamazov kardeşler

ursula le guin - mülksüzler
milan kundera - varolmanın dayanılmaz hafifliği
trevanian - şibumi

vakıf serisini de sevmiştim baya bi.

çocuk kalbi

Genç Werther'in Acıları
Savaş ve Barış
1984

işsizlik işte.

garsonlar ve tahammül konusunda haklısınız, bu arada bana göre de çok yüzeysel bi tespit bu tivitteki.

fakat tiviti yazanın niyeti, bizatihi garsonları ya da garsonluğu değil de çok bariz bi durumun soru ile teyit edilmesini ti'ye almak. garson orada bi nevi konu mankeni olmuş.

önceden komik olmayı bir zümreye bırakıp köşemizde onlara gülüyorduk. sosyal medyayla birlikte herkes komik olup ilgi çekici şeyler yazmaya çalışıyor. normal olmak artık çok kıymetsiz olduğundan herkes zorluyor. zorlayınca da böyle şeyler çıkıyor işte.

Abartmıyorsun. Bence haklısın. Toplumda statüsü sizden düşük olan insana tahammül ve saygı az ne yazık ki. Yazar bence de yaşamamış böyle bir şey ""şerefine" esprisi için yazılmış bir tweet gibi geldi. Ama mevzu üzerinden fikrimizi beyan edelim dedik.

Aslında böyle bir durumda çoğu kişinin aklından benzer şeyler geçer ama tabii kabaca ve espri kasarak yazmak itici olmuş.

Sosyal hayatta katlanamadığım, beni saniyesinde çileden çıkartan yegane insan garsonlara veya herhangi bir hizmet elemanına kötü davranan insandır. Direkt olarak çiğ görüyorum bu tip davranışlarda bulunan insanları.
Türkiye'de çok büyük bir çoğunluk "ne oldum delisi" olduğu için çokça karşılaşıyoruz bu tip davranışlarla.
Bir sebebi de çoğu insanın hiç vasıfsız işlerde çalışmamış olması. Üniversite çağındaki bir gencin okurken ufak bir işte çalışmasını çoğu insan "acılı" bir yüz ifadesi ile karşılıyor.
Bu herifçioğlu da kendi küçük dünyasında yaşıyor işte. (Çok doluyum bu konularda. Sinirlendim yine. -_-)

garsonlar özelinde şöyle bir durum da söz konusu. gittiğimiz öğrenciyken gittiğimiz kahve'de bizim garson sarı her masayı dolaşır sonra ocakçıya

"15 çay, 2 oralet, 3 kivi, 1 muz 3 tostum var" diyerek dolaptan aldığı 4 kola 5 sodayı masalara dağıtmaya başlardı.

öte yandan sözüm ona lüks bir yerde 2 tane çayı aklında tutamayan garson var. tweetle alakalı değil ama sarı'yı tanıtmak, yüceltmek istedim. az çayını içmedik.

abartıyorsun. o durumu yaşasa garsona böyle bir şey demeyecek, dediğin gibi geyiğine insanlar okusun gülsün diye yazılmış. kimi güler kimi gülmez o ayrı. bira mı diye soran garsona da, bunu mizahi bir twite çevirene de tahammül etmeyi bilmek lazım.

bu kadar gergin olma diycem ama, haleti ruhiyemizin orospu olduğu memlekette hepimiz gerginiz sen de haklısın. :)

(bkz: chromebook)
çok pratik, sadece dediklerini yapacaksan bence chromebook alabilirsin.

hizlial.com baya ucuz oluyor. bir de kredi kartlarına bonus puan vs. kampanyası da oluyor. buradan bakabilirsin.

en azından i5 olan ve 4gb ramli bir bilgisayar işini görür bence.

www.hepsiburada.com

700 TL bundan iyisi şamda kayısı.

tablet alıp bluetoothla klavye de bağlayabilirsin.

Kısaltma gibi: başına "It feels like" getirirseniz cümle tamamlanacak.

@federer +1

it feels like olacak,

kendince kısaltmış.

it yazılmasa da olur da doğrusu yukarıdaki yani.

it yazmanıza gerek yok, böyle de kullanılabilir.

hani nerede duyurunun mükemmel ingilizceye sahip yazarları? bir el atıverseniz.

Zaten ingilizce altyazı çıkıyor, sen onları çeviriyosun saniye ayarlamana falan gerek olmuyor. Divxplanet forumda falan araştırabilirsin.

Yabanci dildeki altyaziyi indirip onun icinde degistirebilirsin. Herhangi bir program falan indirmene de gerek yok boylece. Sonra da yuklersen divxplanet tarzi sitelere falan. Hicbir proseduru falan yok anlayacagin.

divxplanet.com sitesini ve özellikle forumunu incelersen gerekli bilgilere erişebilirsin.

ingilizce altyazı + not defteri haricinde bir şeye ihtiyacın yok. çevirip divxplanet gibi sitelere üye olup yükleyeceksin o kadar.

zaten söylemişsin ama maddi bir getirisi olmayacağını da eklemek lazım yine de.

çeviri programı olarak subtitle workshop iyidir. doğrudan translation modu bilem var.

nişe ağladığında
divan

bir kitabı daha var irvin yalom'un vakalardan oluşan adını hatırlayamadım.

Psikanaliz ve Sonrası / Engin Geçtan

Fanustaki İnsanlar & Psikanalitik Öyküler / Vamık Volkan

Kolay, Kısa, Keyifli Psikoloji / Fulya Taşçeviren

İnsanları Okumak 1 / İnsanların Davranışlarını Çözümlemenin Yolları / Jo-Ellan Dimitrius

30 Saniyede Psikoloji / Christian Jarrett

Bağlantılı olarak sosyal psikoloji ile ilgili: Günümüzde İnsan ve İnsanlar Sosyal Psikolojiye Giriş / Çiğdem Kağıtçıbaşı

Suçlu psikolojisi, biraz daha spesifik bir kitap: Psikolojik Sorgu Teknikleri / Tamer Topsakal

Çok sağolun acayip yardimci oldu.

Parası çok olup yırtabileni gördüm. Kanserin tipine ve hangi merkezde takip edileceğine çok bağlı.

diğer akciğere yayılım yoksa, lenf tutulumu ve başka organ tutulumu yoksa gayet uzun yaşar.

başka bir organa sıçrama görünmedi. yarın beyin tomografisi çekilecekmiş sadece ek olarak, oraya galiba daha sinsice yerleşiyormuş ne bilim.

tek akciğerde bu arada. diğeri temiz.

ciğerin ilgili bölgesi alındı. kemoterapi ve ilaçlı tedaviye başlandı. geçen zaman içinde ciğer kendini yenilemiş ve gayet sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürüyor. eskiye göre bize yansıttığı tek fark merdiven çıkarken nefes nefese kalması ve çabuk yorulması... 5-6 sene geçti sanıyorum...

bu işlerin paraya bağlı olmadığını da söyleyeyim. cebimizden ekstra hiç bir ücret çıkmadı ve sigorta ile halledildi. üniversite hastaneleri gayet başarılı bu konularda. eğer bilgi isterseniz tedavi gördüğümüz hastaneyi, doktoru falan özelden bildiririm.

akciğer duvarına yapışık

kanserin küçük hücreli olup olmadığı yerin belli olacak

valla ne söylesek o kadar boş ki hiç belli olmaz.

beyinde metastaz yoksa bu iyi bir şey.
tek akciğerde varsa bu daha iyi.
lenf bezlerinde de görünmüyorsa daha da iyi.

yani küçük hücreli dışı da çıkarsa galiba olabilecek en iyi olasılıklar bir araya gelmiş gibi kanser olması dışında.

eğer şartlar bu ise ameliyat olabilir ve tamamen iyileşebilir bile. ama tekrar nüks etme olasılığı her zaman var. sürekli takipte olacaktır.

umarım kurtulur, geçmiş olsun.

belli olmuyor aslında, başka organ derken mesela özellikle ciğerin üst kısmında ise ve bronşlara yakınsa nefes alıp vermekte ciddi zorluk yaşanır. bronşlara yayılmaya devam ederse öksürükler başlar, öksürüklerden sonra kanamalar olabilir. daha sonra da nefes almak oldukça zor hale gelir... en riskli durumlardan biri bu bence.

www.cancer.org

Non-small cell lung cancer Stage IB kabul edersek:

Stage IB

T2a, N0, M0: The cancer has 1 or more of the following features:

The main tumor is larger than 3 cm across but not larger than 5 cm.
The tumor has grown into a main bronchus, but is not within 2 cm of the carina (and it is not larger than 5 cm).
The tumor has grown into the visceral pleura (the membranes surrounding the lungs) and is not larger than 5 cm.
The tumor is partially clogging the airways (and is not larger than 5 cm).
The cancer has not spread to lymph nodes or distant sites.

www.cancer.org

Hastaların %45'i 5 seneden uzun yaşıyor.

Small cell Stage IB olduğunu varsayarsak:

Stage IB

T2a, N0, M0: The cancer has 1 or more of the following features:

The main tumor is between larger than 3 cm across but not larger than 5 cm.
The tumor has grown into a main bronchus, but is not within 2 cm of the carina (and it is not larger than 5 cm).
The tumor has grown into the visceral pleura (the membranes surrounding the lungs) and is not larger than 5 cm.
The tumor is partially clogging the airways (and is not larger than 5 cm).
The cancer has not spread to lymph nodes or distant sites.

www.cancer.org

Hastaların %31'i 5 sene yaşıyor.

%100 ingilizce olmayan tıp fakültelerinin tümünü hazırlık yok olarak düşünebilirsiniz..

hazırlık olmayan okul yok.
çalışıp hazırlığı çoğunda geçebilirsin.

ingilizcesi olan kişi, hazırlık var mı diye sormaz. girer sınava ve geçer.
hazırlık var mı diye soran kişi eğer ingilizce bilmiyosa, doktor olmayı pek düşünmese iyi olur.
doktor olmaya doktor olur sonunda ama bayaa bi eksik kalır.

tartışmasız mühendislik. en geç 10 yıl sonra devlet doktoru da kpss ile almaya başlayacak. etrafınızda yunanistanda olduğu gibi işsiz doktorlar göreceksiniz. hadi diyelim ki böyle bir şey olmadı. aylık 5 bin liradan yılda 60 bin lira kazanacak. sırf 6 yılda okula harcayacağı parayı çıkartması 5 sene. 2 sene de fazladan okuyor. yani mühendis olarak 2018de mezun olduğu sıfıra sıfır elde var sıfır noktasına tam 7 sene sonra, 2025te gelebilecek. 30 yaşında. bu zaman zarfında mühendis olarak kazandığı parayı yakalaması daha da geç. bunun yanında 7 yıllık tecrübeli mühendis de devlette en çok kazanan uzman doktordan daha fazla kazanacaktır tahminen.

özetle mallığın lüzumu yok. mühendis olsun.

tıpçı olarak söylüyorum; şu zamanda o kadar para verip doktor olmak hiç akıl karı değil..

Bedavaya bile okunmaz doktorluk. Muhendislik tabiki.

Zaten yan gelip yatana iş yok. Ben istanbul'da olmayan, çok ortalama bir üniversiteden, çok revaçta olmayan bir mühendislik dalı mezunuyum, 2.3'le başladım işe.
Kendini geliştirmek, doğru yerde doğru şeyi yapmak önemli.

6 yıl artı mecburi hizmet, artı tus

bunları da düşünmek lazım

o siralamaya zaten ulkede burssuz tip yok. en kotu siralama 18-19 bindir. kibrisda kiytirik bi yer var 44binle alan onunda denklik falan sorunlari varmis. yani ogrencimiz zaten o siralamaya tip okuyamaz

özel okula gittiğinde "canımmm sen bu kadar para harcadın üniversiteye, mecburini sahilde yap" demiyolar. ya da tus'ta bi ekstrası olmuyor. hatta çoğu özel tıp fakültesinin eğitimi ciddi kötü

mühendislikte olay staj. stajında kendini güzel gösterirse o firma onu tutar. belki bikaç sene az maaş alır ama işsizlik vs yaşamaz. sonra da ilerler kariyerinde

ayrıca klasik doktor maaşı en az 5000 değil. ya da devlet bana verdiği paradan çalıyor

doktorluk maaşı 3200 gibi bi rakamla başlar 5000le değil. kaldı ki döner alınmayan vakıf üniversiteleri var burada doktorluk bildiğin ar.gör. maaşı 1800 bilemedin 2200. istanbul'da hem bu. bu sayılar da uydurma değil.

ayrıca tıp ömürden ömür yer. o "çok zor" mühendislikler hiç bir tıp fakültesinin yarısı kadar zor değil. türkiye'deki tus dünyanın resmi olarak ikinci en zor sınavı.
mezun oluyosun zorunlu hizmet, tusu kazanabildiğin yerde okuyabiliyorsun yalnızca, üzerine 2 ila 4 yıl daha zorunlu hizmet. sonra uzmanlık hastanende kalmayacaksan bekle ki hayalini kurduğun ilde kadro açılsın da git.
ah hatta bak şu yazıyı oku:
eksisozluk.com

özet: mühendislik okusun

ikisi de değil, eczacılık bence. bilgisayar mühendisi olarak söylüyorum, şimdiki aklım olsa eczacı olurdum.

300 bin lira verip tıp okursa maldır bu kadar net. Bunu bir doktor olarak söylüyorum.

Bu parayla çok güzel işler kurulabilir. Örneğin ortalama bir devlet üniversitesinde bilgisayar mühendisliği okusun bir yandan da o 300 bin ile kendine güzel bir iş kursun bilişim alanında. Yazılım olur mesela. Oradan yürür gider böyle bir sermayeyle.

aksi halde 6 yıl (belki de 7 hazırlıkla) sonra parayı çıkartması için de en az 10 yıl çalışacak bu parayı 16 yıl içinde amorte edecek. Tabi daha sıfıra gelmiş olacak yani 35 yaşında.

Tabi bunu doktor olmak için yanıp tutuşmuyor diye söylüyorum. Öyle olsa mühendislik ile kıyaslanmazdı. Kar zarar hesabı yapınca mühendislik ''no brainer'' dır bu şartlarda.

biri de dememiş ki çocuğa soralım, ne istiyo?

yazın kafanıza göre tıpı-mühendisliği, bak bakalım okuyabilecek mi? okusa da meslek edinebilecek mi? edinse de mutlu olacak mı?

kafanıza göre hesap yapıyonuz da tutmaz o.

cevap: istediği bölüme gitsin.

bir de eğitime, o insanın bütün hayatı olacak mesleğine parasını üç senede çıkarır, beş senede çıkarır gözüyle bakmasak ne güzel olur.

ailenin parası vardır verir, çocuğun geleceği için, mutluluğu için işin getirisini düşünmez.

ama sen dersin tıp öğretimi şudur budur, getirisi şudur. mühendislik öğretimi şudur budur. artıları eksileri yazarsın. ona göre kararını versinler.

amaç para kazanmaksa 300 bin tl ile iş kursun hepsinden iyi. hem kendi işinin patronu olur. Hem de doktordan da mühendisten de fazla para kazanır.

bir kisi de gidip cocuga sordu mu oglum/kizim sen doktor mu olmak istiyorsun muhendis mi? yada baska birsey mi? bahsettiginiz bolumler zorla okuncak bolumler degil. bosu bosuna cocugun yillarini heba edeceksiniz, 3,4 yil sonra ben aslinda konservatuara girmek istiyorum, guzel sanatlara girmek istiyorum cok mu gec kaldim diye gelecek burada duyuru acacak.

ya mutluluk, eğitim, vatan-millet-Sakarya filan dedik ama 300 bin de az para değil.

o paraya ya da üzerine biraz daha ekleyip yurtdışında iyi bir eğitim, olmadı yüksek lisans yapılır. hepsini düşünmeleri lazım.

Sunu anlamadim: Bu sartlari saglayan biri icin blog acmak birkac tiktan ibaret basit bir is.

Nicun sizle calismali insanlar?

fever +1

neden?

Güzel soru. Birkaç madde yazarsak:
1) Subdomainler ile birbirine bağlanmış ve çok kaliteli özgün içeriklerden oluşan bir blog network SEO açısından birbirine destek verirler. (anasayfa aracılığıyla) Dolayısıyla, iyi bir network içinde yazmak kendi başınıza blogspot'ta bir sayfa açıp yazmaktan daha iyi google rank sonuçları getirecektir.
2) Güzel yazıları sıklıkla anasayfamıza çıkarıyor olacağız. Böylece otomatikman blog'un reklamı yapılıyor olacak. Bu da + trafik demek.
3) Hernekadar blog açmak çok kolay gibi görünse de, bir çok insan uğraşmak istemeyebiliyor ya da motivasyon bulamayabiliyor. Burada halihazırda güzel bir arayüz sağlıyor olacağız. Yazara kalan tek şey bilgisayarında word dosyası açıp yazar gibi yazmaktan ibaret olacak. (daha fazla uğraşmak isteyenler içinse opsiyonlar mevcut olacak tabii ki de)

Peki bu isin sonralarda bir gelir modeli olacak mi? Kurucu olarak siz mi kazanacaksiniz? Insanlari yazmaya devam etmek icin motive eden ne olacak?

Gecmiste gelir paylasimli kolektif blog denemeleri oldu ama surdurulebilir olmadi.

Bir de siz kimsiniz, insanlar hangi referansa guvenip sizinle yola ciksinlar? Talep ettiginiz kadar iyi yaziyor musunuz bir konuda?

Bir yazara tam yetki verilmeden önce belli bir adede kadar kontrol edilerek yayınlanacak. (ilgili programlar da kullanılarak) Bu kontrolü geçen yazar yazılarını direkt olarak yayınlamaya başlayabilecek ancak rutin kontroller devam edecek.

Paradan söz eden de yok spor olsun diye yazacak kişileri bulmak zor.

Avantajları yadsinamaz fakat bloguna haftalık olarak düzenli yazan insan azdır sanıyorum. Misal benim hedefim aylık 2-3 yazı oluyor ama sin bir ay yazmadım mesela. Sizde yazmaya başlarsam benden süreklilik ve kararlılık beklersiniz haliyle. Bu hobi ve benim icin zorunluluk yoksa benim bu kadar performans sergilemem de mümkün olmaz.

Sonra diyelim ki ayrıldım veya proje sıçtı ve benim yazılar kaldı sizin domainde. kendi blogumu mamur etmiş olma fırsatını kaçıracağım. Ben sizde yazdıklarımı ayrıca kendi bloğumda yayınlarsam belki bu sorun asılır sanırım.

@vendorth: Maddi getiriden bahsedince iş ilanına girdiği için moderatorler duyuruyu uçuruyorlar. İlgilenen arkadaşlar yeşil.

@simbolmina: Herhangi bir sıklık düzeyi belirlenmiş değil. Önemli olan kendi alanın sahiplenilmesi. Tarz, içerik, yazıların uzunluğu - doygunluğu yazardan yazara değişecektir malum.
Sitenin kapanması durumunda yazılarınızın hepsini kendi blogunuzda tabii ki yayınlayabilirsiniz.

Tabiki BMW 5.20D.

herkes civic demiş, arkadaşın jetta almış :)

ben de olsam jetta alırdım ama tavsiyelerden nasıl faydalanmış anlamadım :)

520d yakıt olarak daha avantajlı. E serisine göre de daha kalantor kaldı iki kasanın da geçirdiği makyajdan sonra. Bir de E serisinin geçirdiği Facelift daha ağır. Piyasadaki makyajlı kasalar daha çok göz alıyor. 520d'deki değişimi çoğu kişi farketmez bile. Yani, çoğu kişide olan bir araba almış olursun. Bence bu iş biraz da zevk meselesi.

www.googlefight.com

normalde iki markanın kıyaslamasına genel vereceğim cevap: coupe ise Mercedes, sedan ise BMW.

fakat gel gör ki ortalık 5.20 kaynıyor. Zibil gibi 5.20 var her yerde.

E daha cazip geliyor o yüzden. Çok da bir farkları yok.

ha bir de, 5.20'de her şey opsiyonel ve fiyat arttırıyor, o açıdan da bir fiyat kıyaslaması yapın.

myhosting.com
www.vps.net
bit.ly

cloud döver

Firmanın kendi sitesinden gayet güvenilir oluyor ama diğer satış sitelerini bilemiyorum.

genelde firmaların kendi sitelerinden alıyorum ben

Tesekkur ederim cevapladıgınız icin oyleyse firmaların kendi sitelerinden bileti almak en iyisi.

belirgin bi indirim yoksa kendi sitelerinden al.

bazen govegoda indirim oluyor %50 mesela çok bilet aldım bir sorun çıkmadı.

Vendorth cok tesekkur ederim govego cok uygun :)

fotopaylas

çok düz oldu farkındayım :D

fotomoto.com

eğer öğretmenseniz arıcılık yapabilirsiniz. ama ilginiz olmalı bu işe.

#arandur istanbul da ikamet ediyorum sanırım bu fikriniz zor hem hiç anlamam ki biraz birikim gerekmiyor mu?

özel ders.

makale yazabilirsin eğer biraz yazma kabiliyetin varsa.

mesleğiniz nedir?

#snowman belediye de memur

natro işini görür. verileri alan adına yönlendirmen lazım. internette aratırsan nasıl yapılacağı yazılıdır. uzun zaman önce yapmıştım tam hatırlayamadım şu an. ama internetten araştırarak yapmıştım, sen de yaparsın.

Godaddy'den al indirim kuponlarıyla. Daha dün aldım 1$ idi.

alan adının kontrol paneli olur aldığın sitede. ordan linki yönlendirirsin. acemisin, inglizcen çok iyi değilse yardım alabilmek için türk sitelerinden almanı tavsiye ederim.

alan adını türkçe sitelerden alman daha sonra telefonla destek imkanı sağlar.

bence isimtescil.net'ten al müşteri hizmetleri de yardımcı olur telefonla ulaşırsan.

diğer şeyler için google diyorum.

Ters giderse paraya daha da çok sıkışabilirsin. Futbol tarihi bu ters gitmenin örnekleriyle dolu.

katılıyorum da kumar işte bu kazanmak için risk almalı sanki

turnuva başından beri almanya düşünen ben bile oynamayacağım. çünkü özellikle 7-1 sonrası tüm dünya almanya'ya odaklanmış durumda, herkesin yığınla para basacağı taraf almanya. işte bu korkutuyor beni. atıyorum, oynayanların %75'i bile almanya'nın kupayı alacağına oynuyorsa ki bu yüksek bir oran, çok çok azdır bu kadar kişinin doğru seçim yapıp tüm büroların delice zarar ettiği maç sayısı.

bu yüzden elim gitmiyor maalesef. kafalarda kazananı çok net belli olan bu tip önemli maçlar genelde patlar. almanya'nın patlaması için büyük iş düşüyor arjantin'e, çok zor. ama dediğim gibi ben maç içindeki performanslardan çok milletin bu kadar yüklenecek olmasına takılıyorum ve oynayamıyorum o kadar bekleyip planlamama rağmen.

Maç berabere biter, uzatmalarda lala gibi giden paralarımıza bakarız :)

Dikkat et. Buralar evi arabayi hollanda arjantin macina 1 basanla dolu.

arjantine bas.
mac sonu burdayim.

Eğer almanya kazanır veya berabere kalıra oynarsan olabilir. Ne olur ne olmaz diye.

Örneğin 500 lira mı basacaksın.

150-200 almanya kazanıra bas
200 almanya çifte şansa bas
100 de ilk yarı beraberlik olabilir mesela.

iy 0 veya 2-3 gol benim favorim..

açıkcası yorumlar beni iyice ortada bıraktı. özellikle naelektrisan'ın yorumu mantıklı geliyor kulağa. sistem bu kadar yüklü meblağyı kaybetmeyi göze alamaz sanırım.

Bu kadınların, o adamlarla bikaç sene çıkıp, beraber gezip dolaşıp tatile gidip, evlenme kararını öyle verdiğini mi sanıyosun? Yaşı geliyo, birisi istiyo evleniyo. Ailesi buluyo, evleniyo. Babası istiyo, evleniyo. Borç oluyo, evleniyo. Açlıktan ölüyolar, evleniyo. Tehdit ediliyo, evleniyo.

''Ailesi buluyo, evleniyo. Babası istiyo, evleniyo. Borç oluyo, evleniyo. Açlıktan ölüyolar, evleniyo.''
açlıktan ölüp , borç yüzünden evleniyorsa zaten fahişelikten bile aşşağılık bir tavır sergiliyor demektir.
babası istiyo evleniyo , ailesi buluyo evleniyo durumu ise ''sen eşşek olursan sırtına semer vuran çok olur '' sözüyle açıklanabilecek nitelikte..
kendi düşen ağlamaz diyorum bende , üzülmüyorum.

Gerçekten şuursuzsunuz ya. Amk o kadın allahın varoşunda, köyünde sanki insan haklarını bilerek mi yetişti? sen bi çocuğa doğduğundan beri değer vermez, sopanı esirgemez, ona bi insan gibi değil de eşya, sermaye gibi davranırsan nasıl bir çıktı, nasıl bir vizyon bekliyosun acaba o insandan? Sizin çocuklarınız öyle olmaz amk. Yaşadığınız şehirle, gördüğünüz mahalleyle sınırlı kalmayın. Sanki okumuş, gönlünce yaşamış, dünyayı gezmiş kadınlardan bahsediyoruz da çok şaşırıp müstehak görüyolar. Hay güzel allahım akıl ver bu fütursuzlara ya.

birader, kadına şiddeti yalnızca tek bir şeyde mazur görebilirim: aldatılmak. aldatılan bir insanın gözü dönüyor, hiçbir şey düşünemiyor/göremiyor. o yüzden o noktada kadına vurduysa -ki kalıcı hasar vermekten bahsetmiyorum. tokattan falan bahsediyorum- adamı suçlamam. ha ileri gidip ağzını burnunu kırarsa allah belasını versin. o zaman suçlarım. ayrıca aldatılan bir kadın da kendini kaybedip erkeğe vurur, anahtar fırlatır, saldırır. o an apayrı bir an ve herkesi mazur görürüm.


aldatılmak dışında herhangi bir durumda kadına el kaldıran erkeğin elleri kırılmalı. gebersin orospu çocuğu.

pandispanya'nın dediği hususların çoğunda kadının söz hakkı yok, bağımsızlığı yok. kendi düşmek değil bu, zorla itilmekten bahsediliyor. küçük, steril dünyanızdan çıkın azıcık.

bir partnerin diğerine el kaldırmasını insanlık dışı buluyorum. velev ki aldatılmış olsun.

pekiyi tercih, karar mekanizması yoksa veya çalışmıyorsa o kadına dayaktan sonra sosyal birey muamelesi yapmak ne kadar doğru? hani doğada neden-sonuç ilişkisi var. ateşe atlarsan yanarsın. bu adamla evlenirsen de dayak yersin. eğer buna rağmen ses çıkaramıyorsan hayatta karşına çıkabilecek yegane tehdit dayakçı koca da olmaz bence.

aslında uzun süredir kafamı karıştıran bir durum bu. istisna da olsa güneydoğu'da törelere karşı çıkıp büyükşehirlerde başarılı olan kadınların hikayesini duyuyoruz. demek ki olabiliyormuş.

bunu yapabilenler haber oluyor işte, sizin de belirttiğiniz gibi istisna. bunu herkesten beklemek adil değil.

Evlenenlerin hic sucu yok bence, hemen hepsi zorla evlendiriliyor ama bunun haricnde kadinlar ciddi anlamda suru psikolojisiyle hareket eden suursuz varliklar oldugu icin otu boku kadin cinayetine getiriyor. Kadin kocasini, kocasinin kardesiyle aldatiyor hooop kadin cinayeti, kadin sevgilisyle kocasini olduruyor, kocasinin kardesi de bunu oldurunce hooop kadin cinayeti.

Kadinlar isi o kadar abartti ki sirf kadin oldugu icin asla el kaldirilmaz insanustu varlik olarak kabul edilmek istiyor. Hatta abartip kadin isterse kocasini aldatabilir, ozgur bir birey, bunda ayiplanacak bir sey yok diyen de oldu.

Sonucta ne kadar ciddiye alip adam yerine koyarsan o kadar aptalca istekleri oluyor ve bunun siniri yok. O yuzden zaten kadinlar kendilerini siklememis erkekleri unutamiyor, kopekleri oluyor. Ama bir kadini sirf ayrilmak istiyor diye oldurene hak veremem.

duyuruyu açan arkadaşla benzer düşünüyorum. benim de kafama bazen aynı sorular takılıyor. üçüncü sayfa cinayet haberleri, kadına şiddet haberleri vs gördüğümde ilk refleks olarak mağdura üzülmek en doğalı ama şöyle bir düşününce onların (evet onlar) dünyasında bizim kadar travmatik mi bir erkeğin kadını dövmesi? ya da internete kafede kız meselesi yüzünden bir çocuğun diğerini bıçaklaması? bir döngü gibi daha çok. bıçaklanan çocuk o gün bıçaklanmasaydı belki iki ay sonra bıçaklayanı o bıçaklayacaktı? ya da şiddet gören kadın, kendi kızını da zorla bir ayıyla evlendirecek? mağdurun şiddet karşıtı ve iyi olduğu çıkarımını bir gazete küpüründen nasıl çıkarabiliyoruz? en son ne zaman bir lise çıkışına denk geldiniz, devlet lisesindeki çocukların ortamını ne kadar biliyorsunuz emin değilim ama ev-iş güzergahım gereği yıllardır lise çıkışlarına denk geliyorum. geleceğin davarı olması kesin, 16 yaşında elinde tespihle dolaşan kıro kıro çocuklar o liselerin alfaları konumunda ve geleceğin mağduru olacak o acıdığımız kızlar da gayet mutlu mesut bir şekilde o çocukların sevgilileri. ileride gayet de kendi rızalarıyla o çocuklarla evlenecekler, o çocuklara kaçacaklar, o çocuklardan bebek yapacaklar. artık insanlığın dibi sayılabilecek hardcore anadolu kırsallarındaki görücü usülü ve zorla evlendirilmeleri istisna tutuyorum ama özellikle şehirlerde varoş da olsa her kadın da zorla evlendirilmiyor, bunu unutmamak lazım.

@YEŞİLTAŞ ergensin galiba. Bu kadar sığ düşünebilmene başka bir anlam veremiyorum.

Ekranda görünen tiplerin pek ilk görüşte aşık olunacak adamlar olmadığı kesin. Ama öte yandan, gayet severek evlenip de sonra dünyası değişen kadınlar da var. Adam ne kadar eğitimli olursa olsun, evlenince ruh hali değişiyor, kıskançlık sahiplenme derken iş dayağa dönüyor.

tercih eden sonuçlarına katlanır ve bu kadın yüzündendir diyorsun. o halde bi kamyoncu aracına çarpıp seni ve aileni yaraladığında, trafiğe çıkmayı tercih ettiğin için bu senin suçun, kasıtlı adam yaralamaktan sen suçlanmalısın, vicdanen de kendini sorumlu tutmalısın.

insanlar hayatları daha güzel olsun diye evleniyor, nerden bilsinler evlendiği kişinin insan bile olmadığını.

Sanki shift delete ile silince tamamen gidiyordu diye biliyorum ama tam da emin degilim

Yok oyle olmuyor, data recovery programlariyla tarandiginda veri kurtarliabliyor.

CClenaer'ın disk temizleme özelliğini kullanabilirsiniz, boş alanı üstüne yazıp tekrar siler, Bu tür işlemler uzun sürer söyliyim.


Bundan sonra Advanced SystemCare gibi yazılımların dosya öğütücü aracını kullanabilirsin.

shift delete yaptıktan sonra büyün harddiski dolduracak kadar veri yükleyin. üzerine bişey yazılınca kayboluyorlar diye biliyorum.

hard disk güzelce formatlanır (ntfs ise fat32 fat 32 ise ntfs) ardından da ıvır zıvır veriyle (mesela filmlerle) tamamen doldurulur. bu noktada profesyonel şirketler de verilerinizi bulamaz.

wipe format deniliyor. içinde wipe geçen programlar bunu taahüt ediyor; ama hardiski yok etmek dışında yakmak, parçalamak daha yüzde yüz garanti sağlamaz. ama şöyle birşey duymuştum. o harddiskteki herşeyi silip 50-60 kez full doldurup format atarsan kurtarılamaz hale geliyormuş. ergenekon davasında bilmem kaçıncı kez format atarken yakalanan askerlerin haberinden hatırlşıyorum.

Disk bitlocker ile şifrelenip partition silinir.
Dünya üzerinde bunu kurtarabilecek bir adam tanımıyorum
Sevgiler.
((:

@atom karincanin torunu
Harddiski formatlamadan yapilabiliyor mu bu? Boyle bir imkan varsa iyi olur.

Evet yapılabiliyor, ccleaner>araçlar>sürücü temizleyici, burada dikkat etmen gereken sadece boş alan'ı temizlemen gerekiyor. Boş alan çoksa tekrar belirteyim, aşırı uzun sürebilir.

türkçesini bulamadım ingilizce varsa bu işe yarar.

......For example, you would want to run this command when you sell the drive or otherwise physically dispose of the drive. You might also want to use it if you deleted some sensitive data, and there was a risk that someone may gain physical access to the drive (such as with a laptop).

Open "My Computer" from your desktop and note the desired drive letter
OPTIONAL: Delete any files from that drive that are no longer needed.
Click the Windows Start button and select "Run..."
In the "Run dialog", type cmd and then press OK.
A command prompt window will be opened.
Type cipher /w:D:\ (You can substitute the desired drive letter for D)
Press Enter and wait for the operation to complete.

To cancel the operation, press Ctrl+C. All the commands are case-insensitive.

türkçesini buldum


HDD inizde sildiginiz veriler , kolayca geri getirilebilir , eger bunlarin geri getirilememesini istiyor ve

bu isi yapmanin programsiz bir yolunu ariyorsaniz bunun icin cmd ekraninda asagidaki komutu kullanin

cipher /w:X


X : sürücü harfinizdir , ve bu komut HDD inizdeki bos alanlarda yeralan veri kalintilarini kurtarilamaz hale getirir ,
yani veri kurtarma yazilimlari ile sildikleriniz geri getirilemez

Olabildiğince çok veri silmek için, lütfen CIPHER /W çalışırken diğer tüm uygulamaları kapatın.



----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yöneticiler, Cipher.exe şifreleyip <a0>NTFS</a0> dosya sistemini kullanan sürücülerde verilerin şifresini çözmek ve dosya ve
klasörleri bir komut isteminden şifreleme durumunu görüntülemek için kullanabilirsiniz. Cipher.exe, Windows Server 2003 ile gelen
sürümünü, böylece onu kurtarıldı erişilen veya sildiğiniz verilerin üzerine becerisine sahiptir.

Dosya veya klasörleri sildiğinizde, verileri başlangıçta sabit diskten kaldırılmaz. Bunun yerine, silinen veriler tarafından kullanılan disk
üzerindeki alanı "ayırmanın." Bunu ayırmanın sonra yeni veriler diske yazıldığında alanı kullanılabilir. Alanın üzerine dek, silinen veriler
bir alt düzey disk Düzenleyicisi veya veri kurtarma yazılımı kullanarak kurtarabilirsiniz.

Düz metin dosyaları şifrelerken, şifreleme işlemi sırasında bir hata oluştuğunda, veri kaybı değil şifreleme dosya sistemi (EFS) dosyasının
yedek kopyasını sağlar. Şifreleme işlemi tamamlandıktan sonra yedek kopyayı silinir. Bunun üzerine kadar olarak diğer silinen dosyalar ile
verilerin tümüyle kaldırılmaz. Şifreleme hizmet programı Windows Server 2003 sürümü, bu tür verilerin yetkisiz kurtarma engellemek için
tasarlanmıştır.

Üste
Üzerine yazarken, şifreleme güvenlik aracı kullanmak nasıl veri silinmiş.
NotCipher /w komut 1 KB'DEN daha küçük dosyalar için çalışmıyor. Bu nedenle, dosya boyutunu onaylamak için denetlediğinizden
emin olun yoksa 1 KB'DEN daha küçük. Bu sorun longhorn düzeltilmesi planlanmıştır.

Cipher.exe kullanarak bir birimdeki silinen veriler üzerine yazmak için cipher komutuyla /w</a1> anahtarını kullanın:

Tüm programlardan çıkın.
Başlat ' ı tıklatın, Çalıştır ' ı tıklatın, cmd yazın ve ENTER tuşuna basın.
Cipher /w: folder yazın ve folder, temizlemek istediğiniz birimindeki herhangi bir klasör olduğu, ENTER tuşuna basın.
Örneğin, cipher /w:c:\test komutun üzerine C sürücüsündeki tüm deallocated alanı sağlar. C:\folder bir bağlama noktası veya
başka bir birimde bir klasörü, bu birimdeki tüm deallocated alanı işaret temizlenmesi.

Dosya veya klasörler için ayrılmış olan verilerin üzerine yazılır. Bu veriler kalıcı olarak kaldırır. Büyük miktarda alan yazarak, bu
işlem uzun zaman alabilir.

Evet ödememişsin gibi faiz işliyor bildiğim kadarıyla.

ödemeyi dikkate alır elbette ama "asgari tutarı ödememiş" olarak görebilir.

hayır sadece kalan borç kadar faiz işler.

ancak kural olarak o ayki ödemeni yapmamış sayılırsın, kartın kapanabilir.

ispark el atmazsa iki gün sonra değnekçiler el atar oraya, günlük 3 lira değil, saatlik 5 lira verirsiniz.

ara sokak değil belediye tesisinden bahsediyorum...

www.hafifmuzik.org

araç için mi yoksa yaya girişi için mi para alıyorlar anlamadım?

araç için alıyorlar

Beyaz zambaklar ulkesinde. Finlere bir kez daha hayran birakmisti. Yalniz ben hayatimda harry potter serisi dahil 15 kitap okumamisimdir. Evet benim gibiler de nefes aliyor.

kör saatçi - richard dawkins
john stuart mill - hürriyet üzerine

İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali

Aylak Adam - Yusuf Atılgan

Bunlar da roman ama okuduklarınla pek alakası yok.

karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı
tüfek mikrop ve çelik

al bu ikisini hakkını vererek oku ufkun baya bir genişler.

roman olarak da şunları önerebilirim şu an için;

suç ve ceza
germinal
1984
alamut

edit:bu romanların suç ve ceza'sı hariç diğerleri aslında siyasi roman olarak da tanımlanabilir ama eminim senin istemediğim tarzda siyasi kitap değiller.

Semerkand Amin Maalouf

zorba

Aylak adam +1

Celine - gecenin sonuna yolculuk
George orwell - bin dokuz yuz seksen dort
Oscar wilde - dorian gray'in portresi
Ivan goncarov - oblomov
Yasar kemal - ince memed
Sabahattin kudret aksal - gazoz agaci
Trevanian - sibumi ve katya'nin yazi
Henri charriere - kelebek
Jack kerouac - yolda
Haruki murakami - sahilde kafka
Dostoyevski - beyaz geceler
Mihail lermontov - zamanimizin bir kahramani

erich maria remarque oku hocam.

hackers and painters,
kevin mitnick aldatma sanatı

Portakal kız.

keyif alıyorsan neden boş olsun? vakit değerlendirmek bence.

Hayatta ne yapmaktan zevk aliyorsaniz o is yapin, zira o is asla bos bir is degildir, olamaz.

-babamasoliim

Benimde blogum var keyif için yazıyorduk şimdi reklamlardan güzel para kaldırıyoruz o kadar getiriyor ki işi bile bıraktım evde takılıyorum.

bırakma

hiç değil hatta çok zevkli bir iş ve bu işle profesyonel olarak uğraşmayan birisi için çoğu "boş iş"ten de çok çok dolu bir iş. umarım wordpress kullanıyorsundur ama blogspot da iyidir tabi.

devam et o alandan para kazanırsın siteden. ama sadece makele yazma siteni geliştirmek için de oku öğren. sadece yazmakla olmaz yani.

İnsanlara da katkısı olacak bir şeyse kesinlikle boş iş değil.

Ben de hep istedim bir blog açmayı. Snooker hakkında veya Tottenham hakkında bir blog açmak istedim yıllarca ama "kim okuyacak ki" diyip girişmedim bile. Tottenham ile ilgislibir twitter hesabı açtım, onu da takip eden 15 kişi yoktur. Hevesim kırıldı o konuda.

Ama senin yazılarını 1-2 kişi bile okusa ve faydalansa baya güzel iş bence.

devam et. en kötü ingilizcen gelişir. tutarsa da güzel yerlere gelirsin

edit: ekstra olarak da ufaktan facebook, twitter, sayfaları aç bloguna ait. oradan da ufak ufak paylaşımlar yap. bir de tumblr, blogger gibi sitelerden blog al, ordan da özgün bir kaç makaleyle sitene backlink ver. seo için etkili olacaktır

konu pek ilgimi çekmiyor ancak özgün bir içerik oluşturuyorsan, sayfanın da üzerine düşeceksen eğer boş iş değil kesinlikle. reklam da koyarsan uzun vadede güzel bir ek getiri sağlayabilirsin.

kesin devam et.ben de su tarz bir site yapmayı planlıyordum ama yalan oldu koşuşturmalarım bitmedi.
www.thedesignconfidential.com
diy home decor ideas gibi.

linkini versene sitenin bakalım biz de:)

ya bukadar mı cok olur bi olay, moda ve makyaj blogu.. neredeyse herkes bu konularda ahkam kesip bişeyler yapıyor ve bu olay artık acaip sıktı. Ben anlamıyorum bir kişide entellektuel kulturel toplumun bilgi seviyesine vs. katkıda bulunan bişeyler araştırıp yazssın ilgilensin, ilerideki nesillere boyle çöplük bırakmasın internet uzerinde. kıyafetle makyajla mı karın doyurup toplulumumuzu ilerleticez.delilik seviyesinde bunlara sarmış ama sosyolojik kulturel hatta insanlık adına özellikler yonunden de bi okadar içi boş insanlar gormekten ben bıktım ya etrafta.. En basitinden badana gibi makyaj yapıp ikoncan gibi giyinip ama mesela bi kuyruk oldugunda haksız yere on sıraya gecmeye calışan yada toplutaşımada bagıra cagıra bize sevgilisini kaynanasını cekiştirip kafamızı patlatan insanlar okadar cok turedi ki. bu tip seylere çözum bulmak için yazılsa çizilse keşke..

elantra

hyundai accord?

asddfghjk accord honda'ymış bu arada..

Hyundai Accent Blue

valla herkes farklı bişey söylemiş de yeni accentlere benziyor bence.

Hyundai accent blue. Geç kaldık

Net bir şekilde accent. Elantra daha şık bir araba. (Hyundai ve şık kelimeleri)

custom-style.css ile oynaman gerekiyor.

kısıtlayıcı değil de az özellik koymuşlar diyelim. o özelliklerin her birini oyması ayrı külfet.

css dosyasından kafana göre ayarlayabilirsin biraz öğrendikten sonra.

kiz degilim.

eskisi cemaat abisi gibi göstermis seni, yeni gözlügün yakismis. güle güle kullan.

gözler +6 diyoptri galiba; eskisine göre yeni çerçeve güzel, biraz daha küçük seçebilirdin sadece. lens kullanmayı düşün derim ben, büyük rahatlık.

Oo ifsa

Yenisi iyi

ben de +1
eskisi cemaat, yeni daha iyi, lens tercih etmelisin yine de.

@diabolus79 yok yahu o kadar değil bi taraf 2.75 diğer taraf 3.5 diyoptri nedir anlamadım gugıllamama rağmen

gözlük iyi de bıyıkları kes abi.

yoksa gidisat su: www.youtube.com

gözlük falan da kurtarmayacak.

yakışmış güle güle kullan. bu arada kardeşime çok benziyorsun. kendisi bile gözlerine inanamadı:)

ben eskisini daha çok beğendim.
yeni de kötü durmamış ama.

Büyük değil mi ya? Yüzünü aşmış gözlükler. Bence olmamış ama kız olmadığım için ciddiye alma.

yenisi daha iyi. hem katkısızdan hem de eskiden.

@ufukcel simitçi bıyığı bırakıyorum yahu niye karışıyorsunuz hahaha

@1a2b3c4d başkan öm yolla istersen bende meraklandım şimdi :)

@cemallamec ya seksen tane gözlük denedim en insancılı buydu.

lan niye bilmiyorum da ahmet dursun geldi aklıma seni görünce. kardeş payındaki. yeni hali +1

kardeş şaka maka biraz büyük olmuş
gözlükçüye git aynısının küçüğünü alıcam de camları da ona göre tekrar kesebilir

bıyıklar gitsin, saçları da az uzat.

bıyıkları kes panpa

Kesin dalga geçmeli bi fotoğraftır diye açtım, gerçek insanmış. Bence tam mattia, matteo filan öyle bi tipin var gerçekten. Bi insan bu kadar mı mattia olur ya şok oldum. Neyse, yeni gözlük iyi olmuş, hayırlı olsun.

Vay eski dinci Faruk hoca

o biyik ve sakalda israrciysan eski gozluk daha iyi.

o biyik ve sakali kes derim ben, o zaman yeni gozluk guzel durucak.

evet kizim.

lazer ameliyatı ol. gözlük coni dep hariç kimseye yakışmıyor.

Yeni gözlük diyorum.

yalarun

evet bayanım ama erkeksi

yenisi daha iyi.hatta gözlüksüz halinden de iyi.
güle güle kullan.

Kilo ver.

yenisi daha iyi. ama bıyıklar efsane.

karşı tarafın maili okuyup okmadığını gösteren bir chrome uygulaması var.

peki maili atınca spama mı düşer?

valla spam olarak mı görünür, görünmez mi bilemeyiz. lakin genelde gmail mail sunucularında kara listeye eklenmez pek. o kişi iş adresinden size mail atabiliyorsa bir deneyin derim. yok eğer mümkün değilse işiniz şansa kalmış...

niye spama düşsün ki anlamadım? daha önce spam yapmadıysan düşmez.

spam olarak düşmez.
bir e-postanın kendiliğinden spam olarak düşmesi için o e-postanın servis sağlayıcısı ticari kaygılarla oluşturulmuş bir site kaynaklı olması ve diğer kullanıcılar tarafından da bolca spam olarak şikayet edilmiş olması gerekiyor.

siz normal bir kullanıcısınız ve servis sağlayıcınız da google, yandex veya outlook/hotmail'den birine ait zaten. sizinki düşmez yani.

budget'te de vodafone redlilere %50 indirim varmış. red tarifesinde birini bulmak daha kolay olur avea prime'ı ilk defa duydum.

Gideceğimiz rotada Avis daha işlevsel, dolayısıyla hala kod ihtiyacımız var, ikinci planda Budget'ı düşüneceğiz başka yöntemlerle.

Degerli Prime musterimiz, Avis subelerinde arac kiralamada %50 indirim ayricaligindan 44302881 sifresiyle faydalanabilirsiniz.

Çooook teşekkürler ama eğer sakıncası yoksa telefon numaranız gerekli bu şifreyi kullanabilmemiz için, size mesaj attım, yine mesajla sakıncası yok ise bana numarayı yazabilirseniz çok seviniriz.

türkçe şart demiyorsan tam "okunacak, vakit geçirilecek, bir şeyler öğrenilecek" bir platform olarak amerikalıların ekşi sözlüğü var: reddit

Aah ah, bundan 7 sene önce olsa Uludağ sözlük derdim şimdi o da bok ötesi oldu.
bloglarda gezinmek de hoş oluyo bazen.

stumbleupon derim. ilgi alanlarını girdikten sonra gerçekten çok kaliteli sayfalar çıkarıyor karşına.

türkçe kısmı biraz sıkıntılı tabi, türkçe içerik az. ama ingilizce olarak çok kalitedir.

itü sözlüğün ekşi sözlükten daha iyi olduğunu düşünüyorum her konuda.

donanımhaber.





bu arada hocam boşver illa bir yer mi olmalı? aç kitap oku. sözlükler gerçekten aslında saçmalık daniskası

Sözlük olması şart değil tabi. Ben burayı 2002 den beri takip ederim, 2003 den beri de yazarım.
Kitap okumak mesele değil, saatlerce wikipedia'da gezinebilen bir adamım. Sözlükte biri bir şey yazıyor, içinden bir kelime veya bir olaya takılıyorum, sonra dibine kadar onu araştırıyorum. Sözlüğü daha çok çıkış noktası almak için kullanıyorum diyelim. Futbol ve eski sevgiliden daha fazlası gerek bir şeylerden keyif alabilmek için.

Linux konusunu ben de bilmiyorum ama turk firmalari rezalet. Gecen namecheap hostingi deneyeyim dedim hosuma gitti benim, bir bak.

Ben güzel hosting'teki 19.90 TL'lik pakedi (GER-Ekonomi-1) kullanıyorum yaklaşık bir yıldır herhangi bir sorun ile karşılaşmadım, zaten destek birimi bi sorun olduğunda en geç 24 saat içinde cevaplıyor. Ayrıca dns değişimi, yeni uygulamalar (tek kullanımlık şifre gibi), kampanyalar (paypal indirimi vs.) olduğunda mail ile önceden bilgilendiriyorlar..

sonuçta prof değilsin ara sıra kesintiler olur, yedeklerini dikkatli ve düzenli aralıklarla alırsan çok sorun yaşamazsın.

couchsurfing ve the hospitality club

(bkz: couchsurfing)

bunların dışında vardı bir tane onu bulamadım.

airbnb?

helpx var bi de ama onda yardim karsiliginda kaliniyor.

adamın kartından eksiye mi ineceksin ? çüşşş bırakta parası olunca versin

:) evet aynen öyle olacak. 8 aydır verecek hatırlatmıyorum bile :)

Acıma, paranı nasıl alabiliyorsan al.

Yetmiyormuş gibi bir de adamın borcunun faizini ödüyorum.

sanalpazardan bir ilan aç, örneğin domain, site gibi sanal bir şey üzerine.

mesela 300 lira alacağın var diyelim, 300/95*100=315.70 TL'lik bir ilan aç. Arkadaşın kartan geçsin sen de ertesi gün paranı al.

%5 komisyon alıyor, hesap ona göre yapıldı. komisyon sana girmesin diye 315 :)

jazz derim. Sonuçta çok al sat yapmıyorum diyip 10 senelik mazdadan bahsediyorsunuz.

:) derim sadece.

jazz tabi ki. 10 senelik mazdaya 30 bin verilir mi allasen?

dişçimin dediğine göre, anestezi uzmanını çağırıyorlar hasta bayıltılıyor ve işlem gerçekleşiyor.

hepsinde bayıltma olmuyor sadece sakinleşiyor stresin azalıyor ve sonrasında da olanları hatırlamıyorsun.

kafa yapıyor kaba tabirle.

sedasyon demek sersemletme demek diyebiliriz.

yani seni rahatlatacak bir ilaç veriliyor, sen de ulan diş mi çekilecek, çekilsin beaaaa xDxD kıvamına geliyorsun. bu ilaçlar genellikle amnezi yaptığı için yapılan müdahaleyi de hayal meyal hayırlıyorsun.

bayıltma farklı bir durum. ona genel anestezi deniliyor ve entübasyon gibi işlemlerin de dahil olmasını gerektiriyor. sedasyonda entübasyon yapılmaz.

işine yarar mı bilmem ama öncelikle belirtmeliyim: benim yaşadığım sedasyon durumu diş ile ilgli değil ensemden geçirdiğim bir operasyonla ilgiliydi ve o acıyı hiç de almadı. bilakis her müdahaleyi hissettim.

haziranın başında ensemden bir operasyon geçirdim. lokal anesteziyle gerçekleşti ama yine de acıdı. yetişkin bir erkeğin alabileceği tam dozu verdikleri halde hem herşeyi hissettim hem de acıdı. operasyonun sonlarına doğru sedasyon* denen şeyi uyguladı. uygularken hafif bi uyur gibi oldum ama sonra nasıl olduysa ayıldım ve buna rağmen operasyonun sırasında ensemde gezinen soğuk aletleri ve dikilmekte olan ensemi hissettim. sırf sedasyon yaptığı için de bir gece hastanede müşahade altında kaldım. ertesi gün doktorumun bana söylediği ağrı eşiğimin çok düşük olduğu bunun için çok acı çektiğim idi.

senin de ağrı eşiğin düşükse acıya bilir. ama sanmıyorum öyle olacağını. bilgin olsun.

dişte lokal anestezi güçlü oluyor ağrı hissetmezsin.

sedasyon deneyimi yaşamadım ama dişçi aletleriyle çok kez buluştum. benim tercihim her zaman için genel anestezi olur. çünkü diş çekimi v.b. sadece acı veren değil aynı zamanda psikolojik olarakta insanı zorlayan bir operasyon (en azından bende öyle. tabii bunda maksimum dozda uygulanmasına rağmen yeterli verimin alınamadığı lokal anestezinin de etkisi olabilir).

Matematik ve ingilizce öğretmenliği dışındaki branş öğretmenlerinin iş bulmasının çok zor olduğunu düşünüyorum. Acayip kpss kasacaksan olabilir ama diğer seçenekler ne tabi onları da görmek lazım.

kpss kasman lazım, alan sınavı oldukça zor ki eğitim fakültelerinde alana dair dolu bir eğitim verildiği söylenemez istisnalar hariç... hoş sen bitirene kadar kpss kalır mı o da ayrı mevzu...
ama arkadaşa katılıyorum, matematik ve ingilizce öğretmenliği ile kıyaslandığında iş alanı çok daha düşük.
ama neden olmasın?

Ben edebiyat ogretmeniyim. Okunmasi bizim bölüme göre çok rahatti. Okuyan bir sürü arkadasim ve şuan okulda calisan da var. Okunmasi ve calismasi en kolay bolumlerdendir. Alan sinavi var ama bunun farkinda olarak bölüme baslayacagindan daha avantajlisin.

Başkent Türkçe öğretmenliği tutuyor tercih edilmeli mi

Atanamıyorlar.

biraz dayanırsan bence aşarsın. ben de ne zaman ingilizce kitap okumaya başlasam ilk 30-40 sayfa eziyet gibi geliyor ama dayanabilirsem sonra kayıp gidiyor.

bir kere gaza gelip harry potter ve felsefe taşı'nın orjinaline "bilmediğim her kelimeye sözlükten bakıp deftere yazacağım" gazıyla başlayıp 10 sayfada bırakmış biri olarak rahat ol derim. zaten advanced seviyedesin diye anladım. bu noktadan sonra "seviyorsan bırak gitsin, dönerse senindir" felsefesi benim işime en çok yarayan oldu. Yani kelimenin anlamını cümleden çıkarmaya çalış, eğer tekrar tekrar görüyorsan anlamı kafanda oturacaktır. Yok bir daha görmüyorsan zaten bilmene çok gerek olmayan bir kelimedir. Gördün gördün hala anlamadın o zaman sözlüğe bak.

ben de 10 gündür bakıyorum ama yok :)

govego'yu takip edebilirsin arada metro kampanyası oluyor.

www.yolyola.com a bi bakin derim..

Koyunun okmadigi yerde keciye abdurrahman celebi? ajshdhshdhdhsh (eglendim. :/)

(bkz: ölümü görüp sıtmaya razı olmak)

Bu durumun adı: Yokluk.

e kötünün iyisini(ehven-i şer) seçmek, sendrom değil bir eylemdir.

@ay nov artı 1 :)

pazarlamada var bir tanımı yamulmuyorsam, 21 filminde benzer bir sahne vardı

(bkz: ehvenişer) (ehven-i şer diye yazanlar da var)

diatonik, chromatik?

edit: bob dylan bak biraz hoş olur.

www.youtube.com

Hemen hayattan soğutur ama dikkat et :)

love minus zero: www.youtube.com

the prison song: www.youtube.com

en sevdiğim 2 mızıka temelli şarkı.

bob dylan şarkıları zaten güzel oluyor da onun dışında kıyıda köşede kalmış parçalar varsa diye sormuştum.

aile hekimine git. antibiyotik kullanman gerekiyor gibi görünüyor anlattığın kadarı ile.

çocukluktan beri deli gibi bademcik sorunu yaşayan biri olarak antibiyotik antibiyotik nereye kadar dedim. antibiyotiğin bünyemde yaptığı etkiden daha da hasta oluyordum. en son 2-3 hafta önce yine şişti, ateş dayandı 39'a, habire farhexledim kendimi. ateş düşürücü-ağrı kesici içtim. 2 gün kalkamadım doğru düzgün yerimden ama 3. gün ortalıkta cirit atıyordum yine. antibiyotik kullansam da kullanmasam da aynı süreçte ayağa kalkacaktım aynı şeyleri yaşayarak-hatta daha fazlası-; bunun hakkında hiç zorlanmadan 15 sayfalık bir yazı bile yazabilirim kişisel tecrübelerimle.
zaten dünyada antibiyotiklerin, sürekli kullanımından dolayı etkilerinin azaldığı görülmeye başlanmış, alarm çalıyorlar, kullanma olabildiğince.

bol bol ılık su içmeye çalış bir de, mümkünse limonlu. karbonat-tuz karışımını denemedim bilemiyorum... kendini henüz iyi hissediyorsun, yolun başındayken geri dön derim ben, farhez al. ben geç kalmasam büyük ihtimal 2 gün yatmazdım. ilaç değil bu, biliyorum ama dezenfekte yeteneği var işte. rahatlatır boğazını-bademciğini.

2 yemek kasigi balin içine yarim yemek kasigi kadar toz zencefil koy. Karistir güzelce ye. Üstüne su falan içme biraz yakiyor ama iyi geliyor. 2 yemek kasigi çok dersen 1 yemek kasigi bala 1 cay kasigi kadar da yapabilirsin. 1/4 oran olmasi lazim iste ona gore ayarlarsin. İlk yediğinde bile fark ediliyor etkisi zaten 2 güne bir şeyin kalmaz.

Başlarda baymıştı beni, sonra sardı. Dexter izleyebilirsin.

breaking bad'den kötü, lost'dan daha iyi bir dizi. Bence izle, sürükleyici baya.

kesinlikle evet. prison break'i bırakmakla da iyi yapmışsın.

kitabını okusan 10 üzerinden 9.5 derim. dizisi 10 üzerinden 8dir bence.

tabii lan manyak mısın

İzle kanka entrikanın dibi çok sarıyo. Kız arkadaşım çok sekisli izlemesen diye tribe giriyodu ama her şey ayarında, ne de olsa HBO yapımı. İzledikten sonra komik capsleri de diğer izleyen arkadaşlarınla paylaşmak da ayrı zevkli.ehe

Dizi iyi ama izlemeye başladıktan sonra internette Game of Thrones'un g'sini gördüğünüz an kaçmanız gerekiyor.

ilk 3 sezonu sıkıntıdan izlenir.4.sezon iyi baya

tcnin son numarasına göreymiş artık. bugün soran bir milyonuncu kişi olarak ipad kazandın.

ipadi almak için 100 TL kargo ücretini (amerikadan göndereceğiz) TR 8989800080009890003400 nolu hesaba gönderdiğiniz takdirde kargonuzu göndereceğiz. açıklama kısmına ipad kargo ücreti ve isminizi yazmayı unutmayın :)