yakın zamanda yunanistandan kapıda vize alıp rodos'a giden var mı? Vize ücreti kapıda kaç euro ve herhangi bir sorun çıkıyor mu? direk sınırdami işlemleri yapıyoruz? acenta aracılığıyla falan zorunlu mu?

kpds sınavında saçlarım çok uzun olduğu için şapka takmıştım. kadın bu örnek olaydakinin aynı biçimde zorla şapkamı çıkarttırdı. tutanak tutup sınava almamakla tehdit etti. "ama kadınlar başörtüsüyle girebiliyor?" dememe rağmen milletin içinde bana bağırdı. "onlar kadın takabilir" falan dedi. şimdi şu haberi gördüm:

www.ntvmsnbc.com

2010 da oldu olay. ben anında şikayette bulundum. eskişehir ösym il temsilcisi herif tehditvari biçimde "olayı türbana getirirsen uzar, çok uzatmamanı tavsiye ederim." falan dedi. ösym ye dilekçe yazdım 9 ay sonraki ikinci dilekçemle birlikte ancak cevap geldi onda da "personel uyarılmıştır." yazıyordu.

şimdi dava etme hakkım var mı? çok mu zaman geçmiş? bu mahkeme kararıyla gidip dava etsem ne sonuç çıkar?

dava açma imkanım var. o zaman yoktu. kazanma ihtimalim nedir?

edit: erkeğim.

Değerli dostlar soru başlıkta özetle; sesimin radyocu sesi olduğuna dair bir çok duyum alıyorum etraftan ve bunun üzerine küçük bir gelir elde etmek adına seslendirme / dublaj yapmak istiyorum.

Sinema ve Televizyon öğrencisiyim fakat piyasada binlerce cast ajansı var. Ne yapılmalı nerelere başvurulmalı ?

yedeklemem gerekir m?

Gece 1 gibi film bitecek. Fındıkzadeye nasıl döneriz?

anayasa mahkemesine bireysel başvuru diye bir şey çıkmıştı geçtiğimiz aylarda.

ben anayasaya mahkemesine başvurmadan direk aihm'e gidebilir miyim?

gençler okulu bitirir bitirmez kaçma planları yapıyorum, şu an aklımda birkaç şey olsa da buradaki arkadaşların da tecrübeleri bildikleri varsa ve anlatırlarsa çok sevinirim şahsen.

özellikle anglo sakson ekolündeki ülkelere(kanada, amerika, ingiltere ve avustralya) gitmek için nasıl bir yol izlememiz mümkün?

öptüm sizleri.

Nasil olur gunduz-gece dongusu ekim ayinda? Gunler cok mu kisa oluyor? 3-4 gun icin deger mi? Birde pahali ulkeymis heralde?

Öncelikle inançlı biriyim. Gerçekten anlamadığım için soruyorum. Avliye ve reddiye yöntemine de baktım fakat anlayamadım.

Anlatabilecek biri var mıdır? Ya da burada detaylı, güzelce anlatılmış diyen?

www.turandursun.com

Selamlar ,


Küçüklüğümden beri çok saçma şeyleri önceden görebiliyorum. Mesela özellikle orta okul ve lise zamanlarımda aklıma gelen çok alakasız filmler iki gün içeriisnde yayınlanıyordu,

Dün sabah bir otelde tatilde olduğum halde bir anda aklıma bu olay geldi ; m.hurriyet.com.tr ve bugün haberi çıktı.


Böyle böyle küçük küçük şeyler var anlam veremedim ve nasıl olduğunu anlamadığın.

Nedir bu? Sizin başınıza da geliyor mu?

Ha birde rastgele bir radyo istasyonu açtığımda da içimden gelen şarkılar ( eskilerden ) çalabiliyor.

yok mu bunun bir yolu. bir temiz dövseler valan şöyle el tersiyle falan, ya da ne bileyim sıcak kömüre yatırsam, yanaksızlara bağışlasam... çare bre duyuru!

(not: biliyorum, kilo verdikçe vücut yağ depolarından harcar, biliyorum, kilo verdikçe yanaklar küçülecek, bölgesel kilo vermek mümkün değil onu da biliyorum da iki kocakarı ilacı verseniz ben de uygulayıp içimi rahatlatsam kiloyu verene kadar deyu)

Akademik olarak değil de kişisel olarak Türk mitolojisine ilgi duyan birisine giriş aşamasında hangi kitapları önerirsiniz?

bu mereti yenmek için yapılacak edilecek şeyler nelerdir?

harbiden organik midir?
tanesi 1 liraya geliyor çünkü.

Birkac ayligina evi kapatiyorum.
Yapmam gerekenleri ve unutmamam gereken seyleri listeleyelim, yanimda goturceklerimi vs.
Patates sogan, acikta yiyecek birakmamak gibi.. ??
Not: en buyuk korkum evi bocek basmasi.

evet. dizim ve dizimin arka tarafı ağrıyor üç gündür. ben bunun için romatolojiye mi, ortopedi ve travmatolojiye mi yoksa fizik tedavi ve rehabilitasyona mı gitmeliyim?
bu konuda çok cahilim maalesef.
teşekkür ediyorum şimdiden.

Olayı hızlıca özetleyeyim,

Apartmanımızda zemin katta bir daireyi su bastı. Daire sigortalıymış. Akşamüzeri apartman yöneticisi kapımızı çaldı, sigorta şirketi demiş ki ''bu durumdan apartman sorumludur, bu nedenle sigorta bedelini apartman sakinleri ödeyecektir.'' biz de şaşırdık tabi biraz.

Böyle şey olur mu? Bir sigorta şirketinin bunu deme hakkı var mı? Pazartesi günü 120'şer lira ödeyecekmişiz, bu yasal mı? Buna kim nasıl karar verir? Bu durum için ne tür evrakları görmemiz gerekir? Bu mahkeme kararı falan mı? Hukukçu ya da sigortacı arkadaşlar var ise olayı aydınlatırlar mı? Çok teşekkürler.

Bir dolu program var, github, cvs, svn, mercurial.
hangisini kullanmak lazım:
*tek kişilik ev kullanımı. amacım yedekleme ve change history.
*herşeyiyle local olacak
* elbette ücretsiz olacak.
* windows da çalışacak.

Korkuyor musunuz?

19 yasinda erkegim. Mersin vilayetinde sabaha kadar disarida kalsam umrumda olmuyor ama İstanbul'da her an götümü keseceklermiş gibi hissediyorum. Paranoyak oldum.

Selam wozniaklar,
Bir application fikrim var uzun zamandır sinemde tuttuğum. İyi de bir şey ayıptır söylemesi.
Şimdi bu projeye zaman ayırabileceğim sanırım.
Sorun:
Kendim yapayım dersem dil öğrenmem gerekiyor. Temelim var ama insanların ömür verdikleri işi sadece application için öğrenmeye çalışmak boşa kürek çekmek gibi geliyor. Mümkün değil gibi.
Sadece iş planıyla yatırımcı bulmak zor. Prototip için de teknik bilgi lazım.
Okul arkadaşlarımdan bilişim sektöründe birkaç insan var ama application yapan yok. Java tanrısı olan insanlar tanıyorum ama 40 yaş üstü onlara ancak fikir danışabiliyorum. Bana bu işe benimle gönül koyacak genç insan lazım.
Maaşlı birini çalıştırayım desem proje oturana kadar şu anki işimden kazanacağım parayla maaş vermem gerekiyor ki bunun da sonunu öngöremiyorum.

Benim sahip olduklarım: sadece html, css, javascript ve jquery bilgisi. "okuduğumu anlayacak kadar" da php. :( Programlama bambaşka bir dünya sonuçta.

Napayım ben sizce?

Merhabalar,

Yabancı bir kız arkadaşım var ve aslında yabancı olup olmamasının önemi olmamakla birlikte kendisine 'mahalle baskısı' konusunu izah edebilmem çok zor oluyor.

Karadeniz turu düşünüyoruz ama en son gittiğim karadeniz şehri rizeydi ve 6-7 yaşındayken gittim dolayısıyla hiç bir karadeniz şehri konusunda bilgim yok.

Trabzon, ordu, samsun, rize vs. kız arkadaşımın şortla, kısa kollu kıyafetle gezmesi halinde sorun yaşar mıyız? Yani buna laf atmak vs. dahil?

Nasıl bir ülkeyiz şu rezilliğe bakar mısınız şu soruyu sormak bile utanç verici aslında..

Biri ordulu, birisi de giresunlu iki arkadaşıma sorduğumda aldığım cevaplar şöyle oldu;

1) Turiste karışmazlar.
2) Kız arkadaşın gezer. Turist o sana bulasirlar. Kız mini etek giyiyo diye degil sen giydiriyosun diye (adamların mantığa bak).

size de oluyor mu? şifre girmeden alışveriş yapıyorum. demin yine oldu mesela.

Antalya'dan mı daha rahat yoksa Alanya-Gazipaşa dan mı ?
Direk Alanya merkezine transfer durumu nedir? Nasıl gidilir bi yardım be gençler

bir depo takip programı var.
telefonlar imeileriyle beraber kaydoluyor.
yalnız bulundugumuz yer 6 şube + 1 ana deponun merkezi merkez ofis oldugu için tüm stok önce buraya giriyor. buradan dagılıyor diger subelere.
bir ürün kargosu geliyor 100 tane telefon birden, ardarda okunuyor bunlar.
sorum şu:
imeilerin yazılmıs oldugu barkodlar 15 haneli 353888888888888 gibi.
mesela bir imei yi şu sekilde okumus: 358987789987789.
yani en bastan 3.karakteri farklı okumus. 3 yerine 8 okumus.ardarda 50 tane imei okunuyor ve içlerinden sadece birinde bu sıkıntı cıkıyor.

ama sonra bir vesileyle tekrar okuttugumuzda imei'yi normal olarak okuyor, yani olması gerektigi gibi.
bunu bir kaç üründe tekrarladı bu cihaz. ve iki hafta öncesine kadar taş gibi çalışan bir cihazdı.

bu mümkün müdür ?

Şimdi dedemın bağı bahçesi mal mulku var. vefat ediyor.
babaanneme kalıyor o da vefat.

9 çocukları var 4 u vefat 5 ı yaşıyor.

ölen 4 çocuktan biri benım babam. bu 4 kardeşin toplamda 13 çoçuğu var.

şimdi yaşayan 5 kardeşin çocukları mırasa ortak mı ?

ölen 4 kardeşin çocukları yanı torunlar hak edebilir mi.

bu kadar mirasçı varken dava açşsam bir şeyler alabilir miyim.

hiçbiri ile irtibatım yok yalnız. telefonları bıle yok

Web yazılım sekoturunde çalışmak nasıldır istanbulda. Ajanslarda falan şartlar nelerdir, ajanslar güvenilir midir, gelecek var mıdır. Çalışmaya değer mi kısaca.


bir yerle anlaştım ve son kararımı vericem. İzmir den istanbula geçicem bu iş için ama kafamda gerçekten sorular var. Kariyer edinebilir miyim, gelecek var mıdır vs gibilerinden.

belki de gotum um buçuk atıyor istanbula gelmek için, o da olabilir tabi

izliyor musunuz? evetse/hayırsa neden?

Sonuçta tüm gün evde yalnız kalacak, ancak akşam görebileceğim.
Kediye eziyet olur mu diye düşünüyorum.

Eskiden bir kediye bakmıştım geçici olarak.
evde sıkılıp kapıda miyavlayıp duruyordu, gelmemi bekliyordu.

Bu sene mikroislemciler dersi dahilinde 8086 isimli lanet bir program kullaniyoruz. Mantigini bi turlu kavrayamadim. Konu anlatimi iyi ve isi temelden alandan bir site bilen var mi? Sitenin videolu anlatimli olmasi ayri bir guzellik olur.

yani türbanlılara ciddi düşmanlık besleyen, gerekirse ordunun darbe yapması gerektiğini savunan, ülkede sel olsa "sarı saçlım mavi gözlüm" şarkısını son ses açan, kürt ve kürtçeden ürken, özelleştirme karşıtı, uzun sakalları görünce hemen kes diyen bir grup var bildiğiniz. bu arada kesinlikle Atatürkçü olarak nitelendirmiyorum. bu grubun çoğu üyesi 50 yaş üstü kişiler. Ama şu anda genç nesilde böyle bir görüş yok sanırım doğru mudur ? yani bir 10 seneye bu tarz bir görüş bitecek mi sizce ?

giriş cümlesi bulamadım, başından sonundan anlatacağım. 95 doğumlu bir kız kuzenim var. konu onunla ilgili.

akrabalar içinde en modern, en geniş fikirli aile benimkiler. anneanne ve dede hacı, teyze tam bir büyümemiş ergen kezban, dayılardan biri kendi halinde ama eline 3 kuruş para geçtiğinde kumara kaptırdığı için şimdi zorda kalmış bir devlet memuru, diğer dayı da lise terk, çocukluğundan beri eczanede çalışmış ama 5-6 yıl öncesinde o zamana kadar hep çalışmış olduğu tek eczane kapanınca 1 yıl kadar işsiz kalmış, iş bulana kadar anneannemlerden para almak zorunda kalmış, şimdi asgari ücretle sabahtan akşama kadar eşşek gibi çalışan, yaptığı iş tamamen fiziksel güç gerektiren, ileri seviyeye ulaşmış şeker hastası, birisi bu mevzubahis kız olan 2 çocuk sahibi. diğeri ilkokul yaşlarında bir oğlan.

kız geçen yıl üniversiteye başladı. ankarada yaşıyorlar, aldığı puan en düşük bölümlere ancak yetiyordu. eskişehirde mezun olduğunda hiçbir iş bulamayacağı bir bölümü yazdı tek tercih olarak. aynı bölüm ankaradaki üniversitelerde de tutuyordu. ben tercih döneminde yurtdışında olduğum için konuya çok hakim olamadım ama aile fertlerinden yakın çevredeki arkadaşlara, hepsi ankarada bölüm yazması için binbir dil dökmüşler. hatta aile dostlarından birisi ankarada okursan bütün eğitim masraflarını ben karşılarım demiş. ama bu gerizekalı ankarada kalırsa üniversite öğrencisi gibi yaşayamayacağını, ne olursa olsun eskişehire gideceğini, en yakın arkadaşına söz verdiğini ve onu yarı yolda bırakamayacağını söylemiş, kimseyi dinlememiş. üstelik aileye sormadan diğer kıza ev bile tutturmuş, eşyaları aldırmış, her şeyi ödemek zorunda kalmak için ailesine yani dayımlara baştan duyurmamış. sonra iş orda yurt ayarlama aşamasına geldiğinde ben zaten ev tuttum falan demiş. dayımlar da hayır yurtta kalacaksın diyince evden kaçarım falan diye tehdit etmiş sanırım, o kadar detayını bilmiyoruz.

şimdi bu aile şöyle bir şeydi; ben 1. sınıfta saçlarımı kırmızıya boyattım diye dayım anneme de bana da saymadığını bırakmadı. zaten cahilin önde gideni, öyle cahilce şeyler söyledi ki, ciddiye alınacak gibi değildi zaten. zaten benim ailem de takmadı, dikkate almadı. ama bu kız daha lise 2ye giderken kaşını gözünü dudağını deldirdi, saçlarını ilk ay kırmızıya ikinci ay maviye üçüncü ay mora falan boyadı. anneannem dayıma kızdığında da "e kocaman kız artık kendi kararını kendi versin" diyerek anneanneme çıkıştı. zaten altından kalkamadığı durumlarda hep hakaret ederek karşılık veren bir tip.

neyse, dayımın durumu şu günlerde iyice kötü. adam günde 15 saate yakın çalışıyor, yengem göstermelik işlere girip girip çıkıyor, ay çok zormuş, uf çok sıkıcıymış vs. dayım çoğu zaman koli taşıyor ve onları taşırken de dizlerine falan çarpıyormuş. artık hastalığından dolayı da vücudundaki yaralar iyileşmemeye başlamış. parmakları bacakları hep yara olmuş.

bu arada bizim kuzen ne yapıyor acaba diye facebooktan fake bir hesaptan ekledim. her haftasonu eskişehirden istanbula gitmiş. eskişehirde hep barların tuvaletlerinde falan saçma salak fotoğrafları var. dövme falan yaptırmış. bir de bu kız babasının o durumuna rağmen sürekli ev değiştiriyor (her seferinde aynı arkadaşıyla). bir keresinde laptop'ım çalındı demiş, daha taksiti devam ederken. dayım da yenisini almış göndermiş. ama biz çalındığını hiç sanmıyoruz, muhtemelen satmıştır. en son bi iphone 5s almış, geçenlerde de onu tuvalete düşürmüş, bunu facebookta yazmış. arkadaşları nasıl kurtarabileceğini anlatmış yorumlarda, bu da aman ya boklu telefonla ne uğraşıcam, yenisini aldım bile yihoho gibi şeyler demiş. hatta bir paylaşım daha var ki kanım dondu. bitstripten ev arkadaşıyla kendisini çizmiş, konuşma balonlarında da bir süpermarkette daha önceden yaptıkları hırsızlık gibi bunu da çok kolay halledebiliriz falan diye bir şeyler yazmış. burda kamera yok gel buraya aldıklarını arkadan çantama koy vs.

her geöen gün bu kız iyice boka batıyor, görüyoruz. ama ailesinin hiçbir şeyden haberi yok. hatta geçenlerde kim milyoner olmak ister'den çağırdılar istanbula gidiyorum demiş. güya ilk mülakatta "biz size haber vereceğiz ama mutlaka istanbulda durmalısınız ayrılırsanız çağıramayız" demişler. bu da baya 1 ay falan istanbulda takılmış. daha önce ben de çağırıldım o yarışmadan, tamam gitmedim ama kimse yemez heralde kanalın 1 ay boyunca istanbulda kalacaksınız demesini. ama dayıma da öyle bir demiş ki, işte o parayı kesin alıcam size de yardım edicem vs.

neyse bu kız böyle bi dolu şey yapıyor hala. sizce ne yapmalı? muhtemelen uyuşturucu falan da kullanıyor, paylaşımları, yazdıkları, fotoğrafları falan tam o şekilde. geri dönülmez yola girmiş mi? girmeden biz dayımla konuşup ne pahasına olursa olsun eskişehirden çekip almalı mıyız kızı? inanın ne yapacağımı bilemiyorum ve dayımın o halini düşündükçe, kızın yediği bokları gördükçe üzüntü kızgınlık neyse hepsi birbirine giriyor.

hatta eğer eskişehirde olanınız varsa bu şüphelerim yerli mi yersiz mi diye 1-2 gün takip bile ettirmeyi düşünmedim değil.zaten eskişehirde kim nerde ne yapıyor herkes birbirini tanıyor sanırım. dikkat çeken de bir tip, görmek bulmak zor olmayacaktır.

edit: tekrar okuyunca yobaz bağnaz gibi bir izlenim verdiğimi gördüm. benim derdim dövmesiyle saçıyla başıyla değil. ama biliyoruz ki bu işler dünya para istiyor. babası hala her akşam yemeğini sırf masraf olmasın diye anneannemlerde yerken bu kızın bu savurganlığı, hasta olan babasını düşünmemesi beni çileden çıkarıyor.

edit 2: bahsetmem gereken bir şeyi unutmuşum. bir keresinde bu kız kaburgalarını kırıp ankaraya eve gitmiş. nasıl olduğunu sorduklarında da yataktan düştüm demiş. gerçekten dayım buna nasıl inandı, inanmadıysa nasıl sessiz kaldı aklım almıyor. kaburga nasıl kırılır ki? tek bir arkadaşım kaburgalarını kırdıi o da yamaçparaşütü kazasında. öyle yataktan düşmeyle kaburga kırılsaydı hepimiz çok kolay ölürdük sanırım.

Nişanda bir insan ne giyinmelidir,nasıl giyinmelidir? Genç hakanlar göreve modern tip düğüne tey tey

4-5 yıl önceki vergi kayıtlarını arayan bir arkadaşımın ricası üzerine soruyorum: Var mı? Bildiğiniz, duyduğunuz...

insanlarin beyaz tenli, soguk iklimdekilerin esmer olmasi gerekmiyor mu?

Romalılar, Galyalılar,

Sinirden ağlamak üzereyim. Böyle bir eziyet, böyle bir taciz olamaz.

Konu:

Little Ceasars İzmir Manavkuyu şubesi (Tel: 0232 347 10 40) yerini bile bilmiyorum.

Komik olan tarafı adamların evime sipariş imkanları bile yok. Yani servis bölgeleri dışındayım.

İlgili şubeyi ve genel çağrı merkezlerini 10'un üzerinde defa aramama ve SMS almak istemediğimi söylememe rağmen, son olarak bugün attıkları SMS 'ten sonra bu görüşmeleri gerçekleştirdim, "tamam efendim, hallettik efendim" adlı klasiği yine dinlememe rağmen, tam 25 dk sonra yine SMS geldi.

Ne olur arkadaşlar savcılığa gitmeyi düşünüyorum, nedir bunun hal çaresi, gelin el atın, ben böyle bir işkence metodu daha görmedim. 2014 yılında dijital taciz demek ki böyle oluyor.

Bir insanın bir firmadan SMS almamayı isteme hakkı yok mudur bu türkiye cumhuriyetinde?

Aslında ne yazacağımı planlamadım ama başlayayım da bir yere bağlanır nasılsa.

13 yıldır çalışıyorum. Okurken çalışmaya başladım. Büyük şirketlerin Reklam ve Halkla İlişkiler departmanlarında medya planlama & satın alma başta olmak üzere çizgi üstü ve çizgi altı işler diyelim. Daha sonra (bundan 3 yıl önce) kendi şirketimi kurdum. Biraz alakasız oldu ancak bir çeviri ofisi açtım. Şirketi kurmadan önce de 1 yıl kadar serbest çevirmenlik yaptım. Neyse açtığım şirkette önce bir ortağım vardı. Bir yıl dolmadan arkadaş ortaklıktan ayrılmak istedi. Yollarımız ayrıldı. Bu arada 2+1 güzel bir ofisimiz vardı. Kuruluş döneminde harcadığımız paralar vs derken gelir gider dengesini güzel kuramadığımızdan dolayı batayazdık :) diyelim. Sonra bir kedi misali 4 ayak üstüne düşerek durumu toparladım bu arada ofisi de kapamış bulundum. Şirketi kurarken küçük bir arabam vardı onu satmıştım. 3 sene geçti arabanın parasını kenara koyabildim. 3 yıldır da yiyip içtiğim yanıma kar kaldı diyelim.

Şimdi işin rengi biraz değişti. Müşterilerim hep kurumsal şirketler. Ofise gelip ziyaret etme ihtimalleri yılda 1 kez olsa da var. Noter işleri gibi işler yapmıyoruz. 3 tane dergi, basın bültenleri, kullanım kılavuzları, kataloglar yapıyoruz.

Şimdi diyorum ki yeniden bir ofis tutmanın zamanı geldi sanırım. Ama ilk dönemde açtığım ofisi ayakta tutamamış olmak beni korkuttu. Ürküyorum duyurucular. Bana bi şeyler söyleyin. Ofis derken aklımda 1250 tl kirası olan asma katlı bir dükkan var. Orayı kiralayıp yerleri çini kaplamak ortaya kocaman ahşap bir masa koyup güzel bir çalışma ortamı yaratmak istiyorum. O ofis olursa içeride 1 grafiker, 1 proje sorumlusu, 1 çevirmen, 1 ben olmak üzere 4 kişi çalışacağız.

Korkmakta haklı mıyım? Yoksa bodoslama gireyim mi?

en son ne zaman kullanılabilir? 30 Haziran'da mı yoksa 31 Temmuz'da mı?

(Eğer önemi varsa- Yapı Kredi Adios)

2048 oynuyordum. 16384 yapmıştım. bi yandan da bi video açtım bilgisayardan çat diye gitti bilgisayarım. kapanma sorunu var zaten onu sormiycam.

ben ah vah ederek bilgisayarı açtım chrome'u açtım. sekmeleri yükledim. aaa oyunum devam ediyor :) bi sevindim anlatamam.

nasıl oldu bu? şimdi ben evden gidicem birkaç günlüğüne, oyuna devam etmek istiyorum arada. bitirmek istemiyorum sıkıyor.

reset mi atayım bilgisayara kaydolması için? ne yapim? hııh?

Bıkdım.
Yaşıtlarıma bakıyorum, çalışırlarken kimse de "hııı pek gençsin" demiyor.
Ben kiminle iş yapmaya çalışsam önce rüştümü ispat etmem gerekiyor. "Beyfendi ben miyendisim -_-" ya da "ehehe o kadar da yeni sayılmam bu işte" muhabbetleri yapmak zorunda kalmadığım insan çok nadir. Şantiyede çalıştığım dönemde ustalar lise stajyeri sanmış ilk başta mesela. (şantiyede ne lise stajyeri bilmiyorum.)

Saçlar uzun kıvırcık, dalgalı yapıyorum. Ten soluk beyaz, kahve tonlarda makyaj yapıyorum. Gömlek, pantolon, topuklu giyiyorum. Takı, çanta her şey tamam. Yine de kurtulamıyorum. Tamam zaten 35 yaşında değilim ama 25im; küçüleyim de cebinize gireyim.

Kimlik sorulmasına alıştım da sanayici adama önden kimliğimi uzatacak halim yok iş yaparken. Bir çözüm bulmam gerekiyor.

Numarasız gözlük mü taksam naapsam tipim yaşıma yakınsar a dostlar? :')
Ben nerde yanlış yapıyorum?

edit: İlk "kıymetini bil" diyene 1 litre ab-ı hayat hediye ediyorum.

Koskoca ülkede bir tane çıkmaz mı? yok mu yahu kimse?

çalışan kadın. ama plazada, bankada değil de devlet dairesinde çalışıyor. benim bakış açımdan bakarsak: yaşamak için çalışması gereken biri, emeğinin ücretini de devlet bütçesinden alıyor. klasik devlet memuru, devlete sırtını dayamış geyiklerini bir yana bırakırsak (gönül işleri çerçevesinde) bu kadının yaptığı iş nasıl bir ön yargı oluşturuyor kafalarda?

oluşturuyor mu ya da?