dinlenmegozlugu
1 tb+256 ssd mi yoksa 512 gb ssd mi ?Merhaba arkadaşlar. Bilgisayar alacağım 2 taneye kadar düşürdüm. Tüm özellikleri hemen hemen aynı sadece birinde 1 tb+256 gb ssd var diğerinde 512 gb ssd var. Fifa 19 ve Nba 2k19 oynayan biriyim doğal olarak ssd'ye işletim sistemi ve bu iki oyunu kurmak istiyorum
1 tb+256 ssd mi yoksa 512 gb ssd mi ?
Merhaba arkadaşlar. Bilgisayar alacağım 2 taneye kadar düşürdüm. Tüm özellikleri hemen hemen aynı sadece birinde 1 tb+256 gb ssd var diğerinde 512 gb ssd var.
Fifa 19 ve Nba 2k19 oynayan biriyim doğal olarak ssd'ye işletim sistemi ve bu iki oyunu kurmak istiyorum. Duruma göre bazen üçüncü bir oyun da yükleyebiliyorum.
Ne tavsiye ederseniz ?
Merhaba arkadaşlar. Bilgisayar alacağım 2 taneye kadar düşürdüm. Tüm özellikleri hemen hemen aynı sadece birinde 1 tb+256 gb ssd var diğerinde 512 gb ssd var.
Fifa 19 ve Nba 2k19 oynayan biriyim doğal olarak ssd'ye işletim sistemi ve bu iki oyunu kurmak istiyorum. Duruma göre bazen üçüncü bir oyun da yükleyebiliyorum.
Ne tavsiye ederseniz ?
0
oyun olaylarını bilmem ama 512gb ssd iyidir.
hdd çok lazım olursa usb'den bir tane bağlarsın.
hdd çok lazım olursa usb'den bir tane bağlarsın.
0
pati
İyi dilekleriniz beni mutlu eder. Şarkı da olur.https://i.hizliresim.com/V9yoVy.jpg
0
Sevdiklerinizle birlikte geçireceğiniz nice mutlu, sağlıklı ve başarılı yıllara. Doğum gününüz kutlu olsun. Bu da hediyeniz:
www.youtube.com
www.youtube.com
0
nice mutlu yıllar dilerim. tüh ya haberimiz de olmadı ki hiç hazırlanamadık, artık bununla idare et bu sene.
www.youtube.com
buyur bu da şarkın.
www.youtube.com
www.youtube.com
buyur bu da şarkın.
www.youtube.com
0
m e b
Evimizde mutfak tezgahı olması gereken yöne doğru değil de zıt yöne doğru meyilli, banyonun gideri de öyle.Niye böyle? Ayarlaması üstün yetenek mi gerektiriyor yoksa ustaların aptal umursamazlığı mı?Bu sonradan düzeltilmez mi?
Evimizde mutfak tezgahı olması gereken yöne doğru değil de zıt yöne doğru meyilli, banyonun gideri de öyle.
Niye böyle? Ayarlaması üstün yetenek mi gerektiriyor yoksa ustaların aptal umursamazlığı mı?
Bu sonradan düzeltilmez mi?
Niye böyle? Ayarlaması üstün yetenek mi gerektiriyor yoksa ustaların aptal umursamazlığı mı?
Bu sonradan düzeltilmez mi?
0
turkiyedeki sozde "usta"larin buyuk bir cogunlugu su terazisini kullanmayi bilmiyor. senin evi yapan usta da bilmiyormus anlasilan. ters kullanmis su terazisini, dolayisiyla da egim ters tarafa olmus.
0
Bizim evden mi yazıyor acaba diye kıllanmadım değil.
Mutfak tezgahı görece yeni yapıldı, yapan ustanın denyoluğu ters tarafta gölleniyor su.
Küvete de bizden evvel oturan her ne yaptıysa, giderin aksi tarafı eğimli, alıştık böyle yıllardır :)
Mutfak tezgahı görece yeni yapıldı, yapan ustanın denyoluğu ters tarafta gölleniyor su.
Küvete de bizden evvel oturan her ne yaptıysa, giderin aksi tarafı eğimli, alıştık böyle yıllardır :)
0
1-ustanın becereksizliği veya umursamazlığı
2-ev sahibinin pintiliği
mal sahibi paraya kıyıp iyi bir ustaya kaliteli malzeme kullandırsa böyle dandik işler olmaz. iyi bir usta da ucuza çalışmaz.
2-ev sahibinin pintiliği
mal sahibi paraya kıyıp iyi bir ustaya kaliteli malzeme kullandırsa böyle dandik işler olmaz. iyi bir usta da ucuza çalışmaz.
0
Usta(!!) diye gecinen herifler yuzunden.
Hem su terazisi kullanmayi bilmezler, hem de herife "bak burasi yamuk/egri duruyor gormuyor musun, terazi kullansana!" desen bir ton laf isitirsin.
Eline iki tornavida, bir cekic alan usta diye cikiyor piyasaya da ondan.
Hem su terazisi kullanmayi bilmezler, hem de herife "bak burasi yamuk/egri duruyor gormuyor musun, terazi kullansana!" desen bir ton laf isitirsin.
Eline iki tornavida, bir cekic alan usta diye cikiyor piyasaya da ondan.
0
2 ev yaptirirken basimiza gelen;
Dusakabinin zeminini fayans/seramik yaptiriyoruz.
Iki evdede giderin tersine olmus egim. Iki ustada farkliydi bi de.
Sonradan uzerine tekrar seramik doseyip dogru egimi verdi ikiside. Dusakabinin taban yuksekligi kurtardigi icin siritmadi.
Mutfak tezgahi daha buyuk sikinti gibi. Altindaki dolaplar falanda ona gore ayarlaniyo o yapilirken. Bilemedim.
Dusakabinin zeminini fayans/seramik yaptiriyoruz.
Iki evdede giderin tersine olmus egim. Iki ustada farkliydi bi de.
Sonradan uzerine tekrar seramik doseyip dogru egimi verdi ikiside. Dusakabinin taban yuksekligi kurtardigi icin siritmadi.
Mutfak tezgahi daha buyuk sikinti gibi. Altindaki dolaplar falanda ona gore ayarlaniyo o yapilirken. Bilemedim.
0
duvarların yamukluğu ile birlikte geleneksel özelliklerimizdendir.
ha bir de kapanmayan sineklikler var .
ha bir de kapanmayan sineklikler var .
0
Ustalık tamam kötü bir de zamanla eğimin değişmesi söz konusu.
Yüksekliği eğip bükerek veriyorlar, sonra arada boşluk kalınca zamanla çöküyor yüksekte durması gereken yerler.
Bir de şöyle düşün; o usta dediğin adamda o kadar kafa ve beceri olsa neden fayans ustası olsun? Türkiye'de kaç kuruş ödüyoruz ki işçiliğe? Malzeme fiyatı her zaman işçilikten önde. Dünyanın hiçbir yerinde işçilik malzemeden ucuza gelmez aslında. Ekmek köfte.
Yüksekliği eğip bükerek veriyorlar, sonra arada boşluk kalınca zamanla çöküyor yüksekte durması gereken yerler.
Bir de şöyle düşün; o usta dediğin adamda o kadar kafa ve beceri olsa neden fayans ustası olsun? Türkiye'de kaç kuruş ödüyoruz ki işçiliğe? Malzeme fiyatı her zaman işçilikten önde. Dünyanın hiçbir yerinde işçilik malzemeden ucuza gelmez aslında. Ekmek köfte.
0
Mutfak tezgahı belki sonradan düzeltilebilir, eğim istenmeyen taraftaki dolap ayaklarınının ayarını açarak alttan yukarı doğru dolabın hafifce yükselmesini deneyin.
Banyo gideri dediğin duş teknesi ise o da aynı teknikle düzelebilir. Yok yerdeki süzgeç ise yeni fayans döeşemeden düzelmez.
Sebebi çok basit;
Bütün çocuklarımız üniversite okusun, büyük adam olsun istiyoruz. Ama çok azı gerçekten işe yarar bir meslek sahibi oluyor, gerisi AVM işçisi.
Belki de çok iyi marangoz, oto tamirci, fayanscı, sıvacı vs olabilecek çosukları istemeden LC Waikiki ya da MC Dolands'a tezgahtar yapıyoruz.
E usta piyasası da ya aptallara ya da ahlaksızlara kalıyor.
Banyo gideri dediğin duş teknesi ise o da aynı teknikle düzelebilir. Yok yerdeki süzgeç ise yeni fayans döeşemeden düzelmez.
Sebebi çok basit;
Bütün çocuklarımız üniversite okusun, büyük adam olsun istiyoruz. Ama çok azı gerçekten işe yarar bir meslek sahibi oluyor, gerisi AVM işçisi.
Belki de çok iyi marangoz, oto tamirci, fayanscı, sıvacı vs olabilecek çosukları istemeden LC Waikiki ya da MC Dolands'a tezgahtar yapıyoruz.
E usta piyasası da ya aptallara ya da ahlaksızlara kalıyor.
0
nop
UFO'ların flamanı gibi infrared ısıtıcı ile çalışan mini mutfak fırınları Türkiye'de var mı?https://external-preview.redd.it/cPClsQMJcEfkcTYXSMm-6aeNERnoTnaLO6mhgBoMGuo.jpg?width=640&crop=smart&auto=webp&s=01bdeca9255e096495e26783a6a568067df4d504
UFO'ların flamanı gibi infrared ısıtıcı ile çalışan mini mutfak fırınları Türkiye'de var mı?
external-preview.redd.it
external-preview.redd.it
0
ne işe yarayacak ki, tabağın/tepsinin altında kalan kısım ışınları görmeden pişecek?
0
Ben bu infrared, ışın ile ısıtma işinin tıraş olduğunu sanıyorum.
Kaç tanesinin kırılmış halini gördüm, camın içinde bildiğim rezistans tel var. Telin bir ucuna nöt bir ucuna faz veriyorsun ve onlara direnip ısınıyor işte.
Nerde kaldı ışın?
Kaç tanesinin kırılmış halini gördüm, camın içinde bildiğim rezistans tel var. Telin bir ucuna nöt bir ucuna faz veriyorsun ve onlara direnip ısınıyor işte.
Nerde kaldı ışın?
0
0
abi bunlar infrared değil ki. john bloor+1 klasik rezistanslı ısıtıcılar. infrared başka bir olay yav. pii ufolara infrared mi deniyomuş :(
0
ya ben lan neyse
8-13. yüzyıl arası dönemde ne olmuş ki fen zirve yapmış orta doğu'da? motivasyon kaynağı neymiş?ayrıca:o zamanki islami yaşayış mı daha doğruydu yoksa şimdiki mi?
8-13. yüzyıl arası dönemde ne olmuş ki fen zirve yapmış orta doğu'da? motivasyon kaynağı neymiş?
ayrıca:o zamanki islami yaşayış mı daha doğruydu yoksa şimdiki mi?
ayrıca:o zamanki islami yaşayış mı daha doğruydu yoksa şimdiki mi?
0
islamcılar, muhammed peygamber'den sonra bir çağdaşlık arayışına girmişler (onun zamanında başlayan şeyin devamı). ama bu bizimki gibi, şekil bazında sığ bir çağdaşlaşma değil, bir medeniyetin inşaası için çağdaşlaşma olmuş. çağdaşlaşmanın ilk koşulu da çağın en ilerisi olmak olduğu için bunun için çabalamışlar. yani şu an ABD, EU ülkerinin yaptığı gibi. sonucunda da başarılı olmuşlar. kendilerince bir sosyal yaşam, ekonomik düzen, askeri sistem, devlet yapısı kurmuşlar ve buna bağlı kalmışlar. mesela faizli borç yerine hisse verip sonra alma gibi yola girişmişler ya da devlet başkanı seçme konusunda kriterler koymuşlar (en tecrübeli olacak, iki kişi en tecrübeli ise yaşça büyük olan olacak gibi). aslında çok uzun bir konu ama kabaca bir sistemleri varmış ve buna uyup bağlı kalmışlar.
0
Abbasilerin kendilerini ilmin ve fennin en onemli destekcisi ve ureticisi olarak gosterme istegi bunda onem tasir. Eski Yunan metinleri Arapca'ya tercume ettirilir ve devamli tercume calismalari devam eder. Sonrasi da uzun konu...
0
Tarihçi değilim. Bize okulda öğretilene göre o dönemlerde Avrupa'da veba, hastalık, açlık, kilise baskısı, derebeylerin keyfe keder yönetimleri, sınıf ayrımları hat safhada olduğundan Avrupa geri kalıyor. Amerika zaten yok o dönem.
Fırsattan istifade bizim müslümanlar da yardırıyor. Malum sınıf yok müslümanlıkta, kölelik yok, o dönem gavur icadı diye bir kavram da yok zira gavur icat yapamıyor. Öncü medeniyet durumundalar, jeopolitik avantajları var, istikrar var. Yalnız gelişim göstermiyorlar fazla. Sadece eldeki en önde olmalarına yetiyor.
Müslümanlar o dönemden daha farklı değiller etik olarak, bilimsel yöntem olarak, yaşam tarzı olarak. Ama kalan herkes uçtu gitti.
Fırsattan istifade bizim müslümanlar da yardırıyor. Malum sınıf yok müslümanlıkta, kölelik yok, o dönem gavur icadı diye bir kavram da yok zira gavur icat yapamıyor. Öncü medeniyet durumundalar, jeopolitik avantajları var, istikrar var. Yalnız gelişim göstermiyorlar fazla. Sadece eldeki en önde olmalarına yetiyor.
Müslümanlar o dönemden daha farklı değiller etik olarak, bilimsel yöntem olarak, yaşam tarzı olarak. Ama kalan herkes uçtu gitti.
0
0
AÇILIN
Antik Yunan ve Roma eserlerini Arapçaya çevirerek bu sürece katkı sağladım.
Antik Yunan ve Roma eserlerini Arapçaya çevirerek bu sürece katkı sağladım.
0
Farabi kahkaha attım
Eline sağlık balım iyiki çevirdin
İslamı şimdi ki yaşayış çok garip
Eline sağlık balım iyiki çevirdin
İslamı şimdi ki yaşayış çok garip
0
araplar aslında zeki millet. bunu dillerinin kompleksliginden anlayabilirsin.
adamların edebiyatı falan da gelişkinmiş zaten islamdan önce.
ama kabileler birbiriyle çatışıp duruyormuş.
islam sayesinde birlik sağlanıp bir düzenli bir devlet oluşturmuşlar.
ama zamanla yine islamin kötüye kullanılması sayesinde geriye gitmişler.
adamların edebiyatı falan da gelişkinmiş zaten islamdan önce.
ama kabileler birbiriyle çatışıp duruyormuş.
islam sayesinde birlik sağlanıp bir düzenli bir devlet oluşturmuşlar.
ama zamanla yine islamin kötüye kullanılması sayesinde geriye gitmişler.
0
neynep
Yoğun heyecanlı yaşıyosun mesela, geçecek. ama şimdi belli etsen, izi kalacak, sonra gel de açıkla.. onun için çaktirmiyim diyosun ama içinde de patlamasın. böyle şeyler oluyor mu size de? nasıl idare edilir? Yazı yazmak geldi aklıma, bi de aynada kendime konuşmak.
Yoğun heyecanlı yaşıyosun mesela, geçecek. ama şimdi belli etsen, izi kalacak, sonra gel de açıkla..
onun için çaktirmiyim diyosun ama içinde de patlamasın.
böyle şeyler oluyor mu size de?
nasıl idare edilir? Yazı yazmak geldi aklıma, bi de aynada kendime konuşmak.
onun için çaktirmiyim diyosun ama içinde de patlamasın.
böyle şeyler oluyor mu size de?
nasıl idare edilir? Yazı yazmak geldi aklıma, bi de aynada kendime konuşmak.
0
ses kaydı alıyorum. muhteşem bir ses kaydı kütüphanem oluştu. arada dinleyip dinleyip sırıtıyorum kendi kendime.
0
Bazen her duyguyu yansıtmak uygun olmuyor. Ama her şeyi içe atmak da çözüm değil. Bunun bir orta yolu var bulabilirsen o bulamazsan düşünür durursun saatlerce sıva çatlağına bakıp.
Aktaramadığın duygularını bir uğraş ile yansıt mesela resim, müzik, yazmak belki. Bunlar olmuyorsa da bol bol yürü.
Aktaramadığın duygularını bir uğraş ile yansıt mesela resim, müzik, yazmak belki. Bunlar olmuyorsa da bol bol yürü.
0
Bir gün karşına çıksın istemiyorsan içine atmak en iyisi, seni yargılamayacak bi insan bulamazsın, içten de olsa yargılar. Bir defter tutabilirsin arada yırtıp atabileceğin işe yaramıyor gibi gözükse de yarıyor..
0
Ben genelde heyecan duygusunu paylaşarak yönetebiliyorum. İnsanın hislerini ifade edebilmesi güzel şey. "Şu an biraz heyecanlıyım" demek bile rahatlatıyor. "Evet, duygumu dışa vurdum şimdi elimden geldiğince yapmak gerekene odaklanayım" hissiyatı taşıyorum.
"ama şimdi belli etsen, izi kalacak, sonra gel de açıkla.." Sizin kastınız romantik bir heyecanı yönetmekse başka şeyle meşgul olmak, başka yöne bakmak önerilebilir galiba. Bunlar da gerçi en kabak gibi, "heeey ben heyecanlandım!" diyen hareketler.
Geriye kalan duygular için yalnız kalıp ağlamak, kendi kendine konuşmak, müzik dinlemek, aklın sesini dinlemek diyebilirim.
"ama şimdi belli etsen, izi kalacak, sonra gel de açıkla.." Sizin kastınız romantik bir heyecanı yönetmekse başka şeyle meşgul olmak, başka yöne bakmak önerilebilir galiba. Bunlar da gerçi en kabak gibi, "heeey ben heyecanlandım!" diyen hareketler.
Geriye kalan duygular için yalnız kalıp ağlamak, kendi kendine konuşmak, müzik dinlemek, aklın sesini dinlemek diyebilirim.
0
Allah beni kahretsin ki şekerli şeyler yiyorum :/ stress-eater mode: on. ya da sigara içiyorum. sonra kalp krizine bir-iki bir-iki (-_-)
aslında en güzeli yürürken konuşmak, onu da son zamanlarda sık yapmaya başladım bak. böylece yeme ve sigara içme isteklerim azaldı, iyi oldu.
aslında en güzeli yürürken konuşmak, onu da son zamanlarda sık yapmaya başladım bak. böylece yeme ve sigara içme isteklerim azaldı, iyi oldu.
0
bir dağa yahut ormana gidip, ağacın birinin kovuğuna fısıldayıp, çamurla kapatıyorum.2046
0
anonim bir blog yazmaya baslayin ve adresini kimseye söylemeyin sizde sakli kalsin.
0
levent bilgen
1)Tarafgirlik, partizanlık, gereksiz mübalağa ya da eleştiriden uzak; nesnel bir dil ve tavırla bunun sebebini açıklayabilir misiniz? 2)Sizce amacına ulaştı mı? Dilimiz işlevselleşti mi? Anlatımı zenginleşti mi? 3)Yeni nesillerle eski nesiller arasında Türkçe konuşma ve kullanım derinliği açısından
1)Tarafgirlik, partizanlık, gereksiz mübalağa ya da eleştiriden uzak; nesnel bir dil ve tavırla bunun sebebini açıklayabilir misiniz?
2)Sizce amacına ulaştı mı? Dilimiz işlevselleşti mi? Anlatımı zenginleşti mi?
3)Yeni nesillerle eski nesiller arasında Türkçe konuşma ve kullanım derinliği açısından ne gibi farklar var? (Eskiler kelime dağarcığı çok daha zengin ve rafine bir Türkçe konuşuyorlardı, şimdiki toplum ortalaması 250-300 kelime ve en çok kullandığımız kelime “şey” imiş yabancı kaynaklı bir araştırma komisyonuna göre. Ama bu erozyonu Atatürk’le ilişkilendiremeyiz kanaatindeyim.)
Açıklamaya çalışalım, politize etmeye değil.
2)Sizce amacına ulaştı mı? Dilimiz işlevselleşti mi? Anlatımı zenginleşti mi?
3)Yeni nesillerle eski nesiller arasında Türkçe konuşma ve kullanım derinliği açısından ne gibi farklar var? (Eskiler kelime dağarcığı çok daha zengin ve rafine bir Türkçe konuşuyorlardı, şimdiki toplum ortalaması 250-300 kelime ve en çok kullandığımız kelime “şey” imiş yabancı kaynaklı bir araştırma komisyonuna göre. Ama bu erozyonu Atatürk’le ilişkilendiremeyiz kanaatindeyim.)
Açıklamaya çalışalım, politize etmeye değil.
0
Hiçbir kültür bütünüyle geri (gerici) olamaz. Kültür çok uzun bir geçmişin ürünüdür. Mekanik bir anlayışla kültür ithal etmek, bir tüketim malı ithalinde olduğu gibi kültür ithal etmek, bilimsel değildir. Bizim aklıevvellerimiz (resmi ideoloji üreticileri), zaten kültürün Arap ve Fars karması, melez bir kültür olduğunu
ve Türk kültürünün baskı altında tutulduğunu, dolayısıyla bu kültürden radikal bir kopuşun ileri bir adım olduğunu ısrarla ileri sürüyorlar. Osmanlı kültüründen radikal bir kopuşla "boşalan yerin" nasıl doldurulacağı sorusuna ise inandırıcı cevap veremezler. Ama "Güneş-Dil Teorisi" gibi gariplikler üretmelerine ne demeli?
"Tarih Tezi" gibi saçmalıklar üretmekle mi boşluk doldurulacaktı? Elbette bunun, kendine dönmek, benliğe
dönmek olduğu ileri sürülüyor. Doğu İslam kültüründen radikal kopuş "milliyetçilik" sayılırsa, kendim emperyalist kültürün kucağına atmak ne olur? Boşluğun Batı burjuva kültürüyle doldurulması olmaz mı?
Bu bağlamda ani bir kararla, Arap harflerinin atılarak yerine Latin harflerinin alınması bir talihsizlik olmuştur. Genç nesiller, yüzyıllardır birikip gelen kültür mirasının dışına atılmışlardır. Arap harflerinin yerine Latin harflerini
alınmasına gerekçe olarak da, bu alfabenin zorluğu ileri sürülüyor. Oysa, bir ülkede okuma yazma bilmeyenlerin çokluğunu veya azlığını alfabeye bağlamak inandırıcı değildir. Latin harfleri alındıktan sonra da
oku-ma-yazma bilmeyenler büyük bir oran oluşturmaya devam etti. Sorunun çözümü alfabeyle değil, doğrudan eğitim politikasıyla ilgilidir. Aksi halde dünyanın en karmaşık alfebelerinden birine sahip olan Japonların okuryazarlık
sıralamasında sonlarda yer almaları gerekirdi... Üstelik, yaşam boyu hemen hiç ya da pek az okuyan kişinin belirli yaşlarda okuma-yazma öğrenmesi de sanıldığı kadar önemli değildir. Okuma-yazma bilmekle ilgili tartışmaya burada girmemiz gerekmiyor.
Bir toplumda devrimden söz edebilmenin koşulu, tarihsel olarak geri toplumsal sınıfların etkisizleştirilip daha ileri sınıfların toplumsal süreci belirler hale gelmesidir. Mustafa Kemal bu anlamda hiçbir köklü yeniliğe
yanaşmadı. Zaten toplumsal güç dengeleri ve geçerli hakim sınıf ittifakı köklü dönüşümlere asla izin vermezdi. Toplumsal (egemen) sınıfların gücü onun kişisel iradesinden daha önemliydi.
Böylesi bir ortamda (üretim ilişkilerine dokunmadan) yapılan "inkılaplar", Türkiye'nin az gelişmişlik yolunda daha hızlı
ilerlemesinden öteye bir anlam taşıyamazdı. Latin harflerinin Arap
harflerinin yerini alması kitlelerin yaşam koşullarında bir iyileşme sağlayabilir miydi? Yoksul köylüye toprak ve toprağı işleyecek araç gereç sağlanıp, ağaların ve tefecilerin sömürü ve baskısından kurtarılsaydı, işçilere sendikalarını, öz örgütlerini vb. kurma yolu açılsaydı emekçi kitleler için gerçek anlamda "inkılaplardan" söz edilebilirdi.
ve Türk kültürünün baskı altında tutulduğunu, dolayısıyla bu kültürden radikal bir kopuşun ileri bir adım olduğunu ısrarla ileri sürüyorlar. Osmanlı kültüründen radikal bir kopuşla "boşalan yerin" nasıl doldurulacağı sorusuna ise inandırıcı cevap veremezler. Ama "Güneş-Dil Teorisi" gibi gariplikler üretmelerine ne demeli?
"Tarih Tezi" gibi saçmalıklar üretmekle mi boşluk doldurulacaktı? Elbette bunun, kendine dönmek, benliğe
dönmek olduğu ileri sürülüyor. Doğu İslam kültüründen radikal kopuş "milliyetçilik" sayılırsa, kendim emperyalist kültürün kucağına atmak ne olur? Boşluğun Batı burjuva kültürüyle doldurulması olmaz mı?
Bu bağlamda ani bir kararla, Arap harflerinin atılarak yerine Latin harflerinin alınması bir talihsizlik olmuştur. Genç nesiller, yüzyıllardır birikip gelen kültür mirasının dışına atılmışlardır. Arap harflerinin yerine Latin harflerini
alınmasına gerekçe olarak da, bu alfabenin zorluğu ileri sürülüyor. Oysa, bir ülkede okuma yazma bilmeyenlerin çokluğunu veya azlığını alfabeye bağlamak inandırıcı değildir. Latin harfleri alındıktan sonra da
oku-ma-yazma bilmeyenler büyük bir oran oluşturmaya devam etti. Sorunun çözümü alfabeyle değil, doğrudan eğitim politikasıyla ilgilidir. Aksi halde dünyanın en karmaşık alfebelerinden birine sahip olan Japonların okuryazarlık
sıralamasında sonlarda yer almaları gerekirdi... Üstelik, yaşam boyu hemen hiç ya da pek az okuyan kişinin belirli yaşlarda okuma-yazma öğrenmesi de sanıldığı kadar önemli değildir. Okuma-yazma bilmekle ilgili tartışmaya burada girmemiz gerekmiyor.
Bir toplumda devrimden söz edebilmenin koşulu, tarihsel olarak geri toplumsal sınıfların etkisizleştirilip daha ileri sınıfların toplumsal süreci belirler hale gelmesidir. Mustafa Kemal bu anlamda hiçbir köklü yeniliğe
yanaşmadı. Zaten toplumsal güç dengeleri ve geçerli hakim sınıf ittifakı köklü dönüşümlere asla izin vermezdi. Toplumsal (egemen) sınıfların gücü onun kişisel iradesinden daha önemliydi.
Böylesi bir ortamda (üretim ilişkilerine dokunmadan) yapılan "inkılaplar", Türkiye'nin az gelişmişlik yolunda daha hızlı
ilerlemesinden öteye bir anlam taşıyamazdı. Latin harflerinin Arap
harflerinin yerini alması kitlelerin yaşam koşullarında bir iyileşme sağlayabilir miydi? Yoksul köylüye toprak ve toprağı işleyecek araç gereç sağlanıp, ağaların ve tefecilerin sömürü ve baskısından kurtarılsaydı, işçilere sendikalarını, öz örgütlerini vb. kurma yolu açılsaydı emekçi kitleler için gerçek anlamda "inkılaplardan" söz edilebilirdi.
0
yazdiklarin harf degil dil devrimiyle ilgili daha cok. ben bunu olumlu buluyorum. turkce sozcukler yerine farsca, arapca dolmus ozellikle elit kesimin lugatinda.
harf inkilabina gelince osmanlida okuma yazma orani cok dusuktu arap alfabesinden dolayi argumani bana da inandirici gelmiyor. sonucta ben kucukken camiye gittigimde 2 haftada ogrendiysem bu oranlarin dusuklugunun ne alakasi var alfabenin zorluguyla. cevap veren olursa ogreniriz.
harf inkilabina gelince osmanlida okuma yazma orani cok dusuktu arap alfabesinden dolayi argumani bana da inandirici gelmiyor. sonucta ben kucukken camiye gittigimde 2 haftada ogrendiysem bu oranlarin dusuklugunun ne alakasi var alfabenin zorluguyla. cevap veren olursa ogreniriz.
0
alfabenin degismesiyle, dil devriminin bir alakasi yok aslinda. dil devrimi yapanlar salakti. alfabenin degismesi iyi oldu araplara degil batililara yakiniz imajiydi bu. ki cidden diger alfabe zor. ama konusulan dilin degismesi, ozturkce safsatasi tammamen ideolojik. elle tutulur tek bir yani yok. ataturk de onaylamiyordu. o uydurulan kelimelerin birini bile kullanmadi. nutuk'u yky gunumuz turkcesine uyarlanmistir diye basmis gecen gordum. bu dil degismesi sacmaligina ataturk'un nasi tepki verdigi falih rifki'nin anilarinda var. insanlara bunu anlatmak cok zor ama yallah arabistana filan diyorlar. gezi parki olaylarini iktidarin diliyle okuyan cocuklara da yarin obur gun laf anlatilmayacak mesela. akademik olarak arastirip okumak lazim. etimolojik hicbir dayanagi olmayan kelimeler uydurdular arap kokenli sozcukler kullanilmasin diye. uc kurus bes kurus karsiliginda tdk'ya kelime uyduran tipler vardi. uzun hikaye bunlar 61'de tamamen degisti zaten akademik makale okuyun uzun hikaye bunlar..
0
harf inkılabının sözlü dille alakası yok. günde 250-300 kelimeyle konuşan neslin bambaşka sorunları var. aslında bunu başka türlü tanımlardım da argo diye hemen siliyorlar. Şu an argosuz tanımladım.
Dilin anlatımı harf inkılabı ile gelişmez. Anlatım kültürün bir parçasıdır. Türkiye'de arapça harflerle gelişmeyen anlatım araplarda gelişmişti zamanında. Bu salt alfabe alakalı değil.
harf inkılabını da "arap alfabesini ben öğrendim yea o kadar da zor değil" diyerek de incelemek zor.
harf inkılabı "bence" batıya yüzünü dönme hamlesiydi. ama sizin sorduğunuz şeyler atatürk'ün dil üzerinde yaptığı şeylerin sonuçları daha çok.
dil üzerinde yaptığı değişiklikleri neden yaptığını soruyorsanız şayet şunu deneyin.
türkçe dinlediğiniz bir hikayeyi, kril alfabesi kullanarak, portekizce anlatın.
bu sorunun giderilmesi ve bir dil kültürünün geliştirilmesi amacıyla bir çok çalışma yapıldı.
bir dili yabancı etkilerden tamamen arındıramazsınız. Fakat bir kültürü arındırabilirsiniz. Atatürk dildeki Türkleştirme ile arap ve fars kültürünün etkisini de kırmayı planladı bana göre. Başarılı oldu mu? zamanında olmuştu. Ama yaptıklarını anlayacak kimse çıkmadığı için tekrar arap kültürünün kucağına düştük.
Dilin anlatımı harf inkılabı ile gelişmez. Anlatım kültürün bir parçasıdır. Türkiye'de arapça harflerle gelişmeyen anlatım araplarda gelişmişti zamanında. Bu salt alfabe alakalı değil.
harf inkılabını da "arap alfabesini ben öğrendim yea o kadar da zor değil" diyerek de incelemek zor.
harf inkılabı "bence" batıya yüzünü dönme hamlesiydi. ama sizin sorduğunuz şeyler atatürk'ün dil üzerinde yaptığı şeylerin sonuçları daha çok.
dil üzerinde yaptığı değişiklikleri neden yaptığını soruyorsanız şayet şunu deneyin.
türkçe dinlediğiniz bir hikayeyi, kril alfabesi kullanarak, portekizce anlatın.
bu sorunun giderilmesi ve bir dil kültürünün geliştirilmesi amacıyla bir çok çalışma yapıldı.
bir dili yabancı etkilerden tamamen arındıramazsınız. Fakat bir kültürü arındırabilirsiniz. Atatürk dildeki Türkleştirme ile arap ve fars kültürünün etkisini de kırmayı planladı bana göre. Başarılı oldu mu? zamanında olmuştu. Ama yaptıklarını anlayacak kimse çıkmadığı için tekrar arap kültürünün kucağına düştük.
0
Eskiler kelime dağarcığı çok daha zengin ve rafine bir Türkçe konuşuyorlardı.
Gören de dil devriminde önce ülkeden Tolstoyar, Balzaclar, Hugolar çıkıyor zannedecek, o zamanlar da cahil bir toplumduk şu anda daha cahil bir toplumuz; bunun harfle, dille alakası yok; cahil olunca cahil oluyorsunuz, ister Ugandanca olsun ister Sümerce bunlar araçtır sadece bilgiye ulaşmak için, bilgiye ulaşma vizyonunuz olmayınca uzaylı dili öğrenseniz boş.
Gören de dil devriminde önce ülkeden Tolstoyar, Balzaclar, Hugolar çıkıyor zannedecek, o zamanlar da cahil bir toplumduk şu anda daha cahil bir toplumuz; bunun harfle, dille alakası yok; cahil olunca cahil oluyorsunuz, ister Ugandanca olsun ister Sümerce bunlar araçtır sadece bilgiye ulaşmak için, bilgiye ulaşma vizyonunuz olmayınca uzaylı dili öğrenseniz boş.
0
@gezegen olan pluton Hangi mağarada yaşıyorsun bilmiyorum ama 40’ların, 50’lerin, 60’ların hatta 70’lerin İstanbul Türkçesine, o zamanın edebî eserlerindeki dile, üsluba, anlatım zenginliğine zerre kadar vakıf olsan ve şimdiki durumla karşılaştırsan böyle cahilane yorumlar yapmazdın. Kendini o kadar da yalıtma yani cahil addettiğin güruhtan, pek yabancı olmadığın, mesnetsiz kaynaksız üfürmenden, kesme işaretini bile kullanmaktan aciz oluşundan belli.
Şu sıralar Atatürk’le ilgili kitaplar okuyorum, bu konuya özellikle ehemmiyet veriyor ve sebebini bilsem de daha önce okumuş/araştırmış insanların fikirlerini, vardıkları sentezi öğrenmek istiyorum. O yüzden şahsın da üslubun da tavrın da konuyla alakasız.
Şu sıralar Atatürk’le ilgili kitaplar okuyorum, bu konuya özellikle ehemmiyet veriyor ve sebebini bilsem de daha önce okumuş/araştırmış insanların fikirlerini, vardıkları sentezi öğrenmek istiyorum. O yüzden şahsın da üslubun da tavrın da konuyla alakasız.
0
1- araplar'dan mumkun oldugu kadar uzaklasmak icin atilan adimlardan biri.
2- gunumuz turkiye'sine bakinca malesef hayir.
3- ayni erozyon diger dillerde de var, sadece turkcenin problem degil.
2- gunumuz turkiye'sine bakinca malesef hayir.
3- ayni erozyon diger dillerde de var, sadece turkcenin problem degil.
0
@godsparticle
burada olsun cesitli ortamlarda olsun onlarca kisi yazmistir daha once alfabe yuzunden osmanli'da okuma orani cok dusuktu o yuzden devrim yapildi diye. ben de ilkokulda camiye giden cocuklar kisa surede ogreniyor dedim. bu arguman yanlis mi simdi? nesi yanlis? harf devrimi siyasidir sonucta.
uydurma sozcukler bence gayet iyi. sozcuk kelimesi mesela osmanlida var miydi?kelime uydurmazsan saf turkce yetersiz bir dil.
burada olsun cesitli ortamlarda olsun onlarca kisi yazmistir daha once alfabe yuzunden osmanli'da okuma orani cok dusuktu o yuzden devrim yapildi diye. ben de ilkokulda camiye giden cocuklar kisa surede ogreniyor dedim. bu arguman yanlis mi simdi? nesi yanlis? harf devrimi siyasidir sonucta.
uydurma sozcukler bence gayet iyi. sozcuk kelimesi mesela osmanlida var miydi?kelime uydurmazsan saf turkce yetersiz bir dil.
0
boğazımıza kadar araplığa battığımız şu günlerde hala bunun kıymetini anlamadıysan yapacak birşey yok.
0
Konunun farklı bir tarafından bahsediyorum belki ama dil devrimiyle bağlantılı. anadili konuşucuları kelimeleri birbiriyle ilişkilendirir ve sözlükçesine (beynindeki sözlük diyebiliriz buna) alır. şimdi her ne kadar kelimeleri bilsek de biz arap değiliz ve arapçadaki kelime ilişkilerinden büyük ölçüde haberdar değiliz. demek istediğim ktb kökünden türetilen kitap, katip, katibe, kütüphane gibi.
dil devrimiyle bir türk'ün sözlükçesindeki kelimeler arası bağlantı artırılmıştır. yaz kökünden türetilen kelimelere bakalım. yazı, yazıcı, yazar, yazgı, yazın vb.
şimdi bu kelimelerin arapçalarına bakalım. eskiden yazı için inşa, yazıcı için katib, yazar için müellif vb kelimeler kullanılırdı. peki günümüz türkçesinde yaz- kökünden türediği açıkça belli olan kelimelerin yerine arapçalarını kullandığımızda ne oluyor? o sözcüklere olan erişimimiz azalıyor.
bunu şöyle düşünebiliriz. ortak kökten gelenler bir gruptaysa eğer biz anadili konuşucuları bir gruba tümüyle/çoğunlukla ulaşabiliyoruz ama bu sözcükler farklı dillerden gelen kelimelerden oluşursa aralarındaki bağlantıyı kuramıyoruz. bu da bizim düşünce biçimimizden tutun da fikir ortaya koymaya kadar her şeyi etkiliyor.
küçük bir not: rafine dilden kastınız ne bilmiyorum ama özellikle servet-i fünun dönemini incelerseniz şairlerin kendilerinin uydurdukları sözcükler ve tamlamalar olduğunu görürsünüz. tabii ki dillerdeki sözcüklerin çoğunluğu uydurmadır. biz masaya masa dediğimiz için masa, çorap desek çorap olur. bu da dilin nedensizlik ilkesinden dolayıdır ama benim burada anlatmaya çalıştığım konu farklı.
umarım anlatabilmişimdir.
dil devrimiyle bir türk'ün sözlükçesindeki kelimeler arası bağlantı artırılmıştır. yaz kökünden türetilen kelimelere bakalım. yazı, yazıcı, yazar, yazgı, yazın vb.
şimdi bu kelimelerin arapçalarına bakalım. eskiden yazı için inşa, yazıcı için katib, yazar için müellif vb kelimeler kullanılırdı. peki günümüz türkçesinde yaz- kökünden türediği açıkça belli olan kelimelerin yerine arapçalarını kullandığımızda ne oluyor? o sözcüklere olan erişimimiz azalıyor.
bunu şöyle düşünebiliriz. ortak kökten gelenler bir gruptaysa eğer biz anadili konuşucuları bir gruba tümüyle/çoğunlukla ulaşabiliyoruz ama bu sözcükler farklı dillerden gelen kelimelerden oluşursa aralarındaki bağlantıyı kuramıyoruz. bu da bizim düşünce biçimimizden tutun da fikir ortaya koymaya kadar her şeyi etkiliyor.
küçük bir not: rafine dilden kastınız ne bilmiyorum ama özellikle servet-i fünun dönemini incelerseniz şairlerin kendilerinin uydurdukları sözcükler ve tamlamalar olduğunu görürsünüz. tabii ki dillerdeki sözcüklerin çoğunluğu uydurmadır. biz masaya masa dediğimiz için masa, çorap desek çorap olur. bu da dilin nedensizlik ilkesinden dolayıdır ama benim burada anlatmaya çalıştığım konu farklı.
umarım anlatabilmişimdir.
0
Politik amaçlarla yapılmış bir devrimi politize etmeden nasıl açıklayacağız? "Politize etmek" kavramına olumsuz bir anlam yüklediyseniz, şunu hatırlatmak isterim: Bu konu öyle bir konudur ki, onu politize etmeden açıklamaya çalışan, onu olumsuz anlamda "politize etmiş" olur.
1. Harf Devrimi'nın temel sebebi elbette "Batıcılık"tır. 1830'lardan beri kalabalıkların ve aydınların büyük bir kısmının yalnız üstyapısal anlamı ile kullanıp tartıştığı bir kavram olarak bırakmayalım bunu, üretim ilişkilerine bakarak anlamaya çalışalım.
Tüm kazanımlarını kabul etmekle birlikte, Cumhuriyet için bir burjuva devrimi diyebilir miyiz? Yoksa burjuva toplumu kurmaya niyetli bir kadro devrimi midir? Veya "Kemalist" sözcüğünün hakkını verecek kadar tepede yalnızlaşmış bir Mustafa Kemal mi vardır? Tüm bu sorulara verilecek cevaplar sayfalar tutabilir. Yalnız özel olarak sorunuza verilen cevaplar arasında da gördüğüm yanlış, Mustafa Kemal'in üretim ilişkilerinde herhangi bir yeniliğe yanaşmadığı biçimindeki, güya Marksist, aslında üstyapıyı temelden ayırıp havada bırakan tezdir. Biraz önce kapsamını belirleyemediğimiz iradenin somut eylemlerini ve amaçlarını, tarih bilimi sayesinde biliyoruz: Bu iradenin, İzmir İktisat Kongresi ile çubuğu açıkça kapitalizme kırdığını da... Kapitalistleşmenin olmazsa olmazı ilkel sermaye birikimi ve merkezileşmedir, yani ulus devlet.(Unutmayalım, milliyetçiliği düşünce dünyamıza armağan eden en büyük burjuva devrimi olan 1789'dur.) Kapitalist üretim tarzı ve ulus devlet örgütlenmesi için; yalnız kurumlar nezdinde bir merkezileşme yetmez, ideolojik mücadele de gerekir. Bu yüzden Harf Devrimi, Şapka Devrimi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu vs. bütün köklü değişiklikler Osmanlı'nın, İslam ve Araplık etkisindeki, eski yarı-merkezi feodal yapısını yıkmaya ve yerine yeni tarzda bir üretimi koymaya yönelik girişimler olarak okunabilir. Bu girişim; kimisi için artık mezar taşlarını okuyamamak, kimisi içinse -kadınlar- okula gidebilmek ve seçme seçilme hakkına sahip olabilmek anlamına geliyordu. Ne olursa olsun, yaratılmak istenen, tastamam yeni ve özgün bir kimliktir. Harf Devrimi'ni diğer yeniliklerden ayırarak değil, ancak bu bağlamda doğru anlamlandırabiliriz.(Not: Türkiye'de kız okulları henüz Osmanlı yıkılmadan açılmıştır, kadın mücadelesi de Cumhuriyet'ten önceye dayanır. Fakat kadının okuldan başlayarak sosyal hayata tastamam girişi Cumhuriyet'in iradeciliği ile gerçekleşti. Harf Devrimi, gericilik saydığı ne varsa onu hallaç pamuğu gibi atmaya çabaladığından, bu iradeciliğin kollarından biri sayılmalı. Biri çıkıp buradan itiraz etmeye kalkar diye doldurdum bu parantezi.)
2. Bu soruya önce, ilk cevapta tarif ettiğim amaca göre cevap vermeliyim. Diğer devrimlerle birlikte, geniş çaplı bir kültür devrimine yardımcı oldu ise amacınına ulaşmış gibi duruyor. Dağınık etkiler müstesna olmak üzere eğitimi, özel olarak akademiyi ve edebiyatı dolaylı olarak laikleştirdi; hâliyle bu araçların aktarımları ile donanmış kentli kalabalıkları yarattı.
Harf Devrimi'nin dilimizi işlevselleştirip işlevselleştirmediği, tek başına, tasfiye olan sözcüklerle değil; devrimin, kitleleri içine taşıdığı yeni kültür dairesi göz önüne alınarak anlaşılabilir. Böyle bir uğraşın hakkını ancak bir doktora tezinin verebileceğini düşünüyorum. Yalnız Harf Devrimi'ne eşlik eden özleştirme politikası -Güneş Dil Teorisi değil- pek çok sözcüğün kaderine terk edilmesine yol açmıştır, buradan işlev üzerine bir şeyler çıkabilir. Bu sözcüklerin de, dilce kitlelerden kopuk Osmanlı Edebiyatı'nın -Hem Divan hem Tanzimat, hem "ara dönem" hem de Hem Servet-i Fünûn- kaybı mı yoksa okuyucunun kaybı mı olduğu tartışmalıdır. Buradan dilin işlevi denince "yüksek" bir edebiyatı anladığımız sonucu mu çıkıyor? Divan Edebiyatı mı, günümüz Türkçesi mi Yunus'a yakındır, tartışalım. (Dil tartışmalarında öldüren bir referans olarak Yunus...)
3) En zor soru bu, hâlâ yaşayan bir nesli haritadaki yerine yerleştirmek güç. Genel olarak bu neslin dille ilişkisi kopuktur. Pisa sonuçları fecaat, ana dillerinde okuduklarını anlamıyor çocuklar. Okumayan nasıl konuşabilsin? Hâliyle eski nesillere kıyasla, kullandıkları sözcüklerin sayısı da, bu sözcüklerin besleyeceği, ince anlam ayrımları da az. Gün aşırı olmadık birleşik fiiller üretiyor, İngilizce ünlem ve vecizlere gittikçe alışıyorlar. Şükür ki dahi anlamındaki de/da'nın ve bağlaç olan -ki'nin yazılışını öğrendiler.
Hem çevremdeki yaşlılarla konuşurken hem de eski nesillerin yapıtlarını okurken akıp giden bir dil gözlemliyorum. Sözcükleri kolayca buluyorlar; ince anlam ayrımları dedim biraz önce, benzer durumları özgünleştirecek daha fazla sözcük var dağarcıklarında, yeni nesle göre. Düşük cümle kurmaya kalkışacaklarsa da söz diziminin üstesinden rahatlıkla geliyorlar. Üstüne, birkaç cümleyi aşan bir yazıda veya konuşmada dağılmadan, bağlamı koruyarak ilerleyebiliyorlar. (Gözlemler "ortalama" yaşlılar ve gençler için geçerli. Her iki taraftan da -iki tarafa indirgemek de hatalı gerçi- bu ortalamanın altında ve üstünde yer alacak örnekler çıkabilir.)
Bu farkların başrolünde 12 Eylül'ün kökünden uzayan dallar; o günden bugüne yeğlenmiş tüm eğitim politikaları ve liberal medya -dün tv'ler, bugün internet- var. Ancak öte taraftan o "internet"te de/da duyarlılığını aşan bir okuma aşkı da yükseliyor. Umutlu olalım, yeni nesillerden başka, işlevsel bir dili adım adım kuracak kimsemiz de yok üstelik. Becerebilirlerse zihnimizde yeni pencereleri onlar açacaklar.
1. Harf Devrimi'nın temel sebebi elbette "Batıcılık"tır. 1830'lardan beri kalabalıkların ve aydınların büyük bir kısmının yalnız üstyapısal anlamı ile kullanıp tartıştığı bir kavram olarak bırakmayalım bunu, üretim ilişkilerine bakarak anlamaya çalışalım.
Tüm kazanımlarını kabul etmekle birlikte, Cumhuriyet için bir burjuva devrimi diyebilir miyiz? Yoksa burjuva toplumu kurmaya niyetli bir kadro devrimi midir? Veya "Kemalist" sözcüğünün hakkını verecek kadar tepede yalnızlaşmış bir Mustafa Kemal mi vardır? Tüm bu sorulara verilecek cevaplar sayfalar tutabilir. Yalnız özel olarak sorunuza verilen cevaplar arasında da gördüğüm yanlış, Mustafa Kemal'in üretim ilişkilerinde herhangi bir yeniliğe yanaşmadığı biçimindeki, güya Marksist, aslında üstyapıyı temelden ayırıp havada bırakan tezdir. Biraz önce kapsamını belirleyemediğimiz iradenin somut eylemlerini ve amaçlarını, tarih bilimi sayesinde biliyoruz: Bu iradenin, İzmir İktisat Kongresi ile çubuğu açıkça kapitalizme kırdığını da... Kapitalistleşmenin olmazsa olmazı ilkel sermaye birikimi ve merkezileşmedir, yani ulus devlet.(Unutmayalım, milliyetçiliği düşünce dünyamıza armağan eden en büyük burjuva devrimi olan 1789'dur.) Kapitalist üretim tarzı ve ulus devlet örgütlenmesi için; yalnız kurumlar nezdinde bir merkezileşme yetmez, ideolojik mücadele de gerekir. Bu yüzden Harf Devrimi, Şapka Devrimi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu vs. bütün köklü değişiklikler Osmanlı'nın, İslam ve Araplık etkisindeki, eski yarı-merkezi feodal yapısını yıkmaya ve yerine yeni tarzda bir üretimi koymaya yönelik girişimler olarak okunabilir. Bu girişim; kimisi için artık mezar taşlarını okuyamamak, kimisi içinse -kadınlar- okula gidebilmek ve seçme seçilme hakkına sahip olabilmek anlamına geliyordu. Ne olursa olsun, yaratılmak istenen, tastamam yeni ve özgün bir kimliktir. Harf Devrimi'ni diğer yeniliklerden ayırarak değil, ancak bu bağlamda doğru anlamlandırabiliriz.(Not: Türkiye'de kız okulları henüz Osmanlı yıkılmadan açılmıştır, kadın mücadelesi de Cumhuriyet'ten önceye dayanır. Fakat kadının okuldan başlayarak sosyal hayata tastamam girişi Cumhuriyet'in iradeciliği ile gerçekleşti. Harf Devrimi, gericilik saydığı ne varsa onu hallaç pamuğu gibi atmaya çabaladığından, bu iradeciliğin kollarından biri sayılmalı. Biri çıkıp buradan itiraz etmeye kalkar diye doldurdum bu parantezi.)
2. Bu soruya önce, ilk cevapta tarif ettiğim amaca göre cevap vermeliyim. Diğer devrimlerle birlikte, geniş çaplı bir kültür devrimine yardımcı oldu ise amacınına ulaşmış gibi duruyor. Dağınık etkiler müstesna olmak üzere eğitimi, özel olarak akademiyi ve edebiyatı dolaylı olarak laikleştirdi; hâliyle bu araçların aktarımları ile donanmış kentli kalabalıkları yarattı.
Harf Devrimi'nin dilimizi işlevselleştirip işlevselleştirmediği, tek başına, tasfiye olan sözcüklerle değil; devrimin, kitleleri içine taşıdığı yeni kültür dairesi göz önüne alınarak anlaşılabilir. Böyle bir uğraşın hakkını ancak bir doktora tezinin verebileceğini düşünüyorum. Yalnız Harf Devrimi'ne eşlik eden özleştirme politikası -Güneş Dil Teorisi değil- pek çok sözcüğün kaderine terk edilmesine yol açmıştır, buradan işlev üzerine bir şeyler çıkabilir. Bu sözcüklerin de, dilce kitlelerden kopuk Osmanlı Edebiyatı'nın -Hem Divan hem Tanzimat, hem "ara dönem" hem de Hem Servet-i Fünûn- kaybı mı yoksa okuyucunun kaybı mı olduğu tartışmalıdır. Buradan dilin işlevi denince "yüksek" bir edebiyatı anladığımız sonucu mu çıkıyor? Divan Edebiyatı mı, günümüz Türkçesi mi Yunus'a yakındır, tartışalım. (Dil tartışmalarında öldüren bir referans olarak Yunus...)
3) En zor soru bu, hâlâ yaşayan bir nesli haritadaki yerine yerleştirmek güç. Genel olarak bu neslin dille ilişkisi kopuktur. Pisa sonuçları fecaat, ana dillerinde okuduklarını anlamıyor çocuklar. Okumayan nasıl konuşabilsin? Hâliyle eski nesillere kıyasla, kullandıkları sözcüklerin sayısı da, bu sözcüklerin besleyeceği, ince anlam ayrımları da az. Gün aşırı olmadık birleşik fiiller üretiyor, İngilizce ünlem ve vecizlere gittikçe alışıyorlar. Şükür ki dahi anlamındaki de/da'nın ve bağlaç olan -ki'nin yazılışını öğrendiler.
Hem çevremdeki yaşlılarla konuşurken hem de eski nesillerin yapıtlarını okurken akıp giden bir dil gözlemliyorum. Sözcükleri kolayca buluyorlar; ince anlam ayrımları dedim biraz önce, benzer durumları özgünleştirecek daha fazla sözcük var dağarcıklarında, yeni nesle göre. Düşük cümle kurmaya kalkışacaklarsa da söz diziminin üstesinden rahatlıkla geliyorlar. Üstüne, birkaç cümleyi aşan bir yazıda veya konuşmada dağılmadan, bağlamı koruyarak ilerleyebiliyorlar. (Gözlemler "ortalama" yaşlılar ve gençler için geçerli. Her iki taraftan da -iki tarafa indirgemek de hatalı gerçi- bu ortalamanın altında ve üstünde yer alacak örnekler çıkabilir.)
Bu farkların başrolünde 12 Eylül'ün kökünden uzayan dallar; o günden bugüne yeğlenmiş tüm eğitim politikaları ve liberal medya -dün tv'ler, bugün internet- var. Ancak öte taraftan o "internet"te de/da duyarlılığını aşan bir okuma aşkı da yükseliyor. Umutlu olalım, yeni nesillerden başka, işlevsel bir dili adım adım kuracak kimsemiz de yok üstelik. Becerebilirlerse zihnimizde yeni pencereleri onlar açacaklar.
0
1- bunun sebebi hakkında iki görüş var; birincisi okuma yazma öğretmenin kolaylaşması ve yaygınlaştırılması. ikincisi de Arap dünyası ile bağımızın kesilip batı dünyası ile bağ kurma isteği. bence ikincisi baskın. yoksa çin bu alfabe ile ilerlediyse, rusya Kiril alfabesi ile uzay yarışını kazandıysa, ilki çok da mantıklı değil.
2- dilimiz zenginleşti, ama alfabe sebebiyle mi, bilemiyorum. yani Tevfik Fikret şiirlerini Osmanlıca alfabe ile yazdı, zengin değil miydi? Ama latin harfleri ile yazıp çizmek batı ile daha kolay bağ kurmamızı sağladı. O açıdan başarılı oldu. Bugün Ingilizce öğrenirken bir de alfabe öğrenmeye uğraşmıyorsak başarılı olmuş demektir.
3- konuşma derinliğinin kullandığın alfabe ile alakası yok. eski nesiller çok daha ağdalı bir dil kullanıyordu. daha çok Arapça-farsça sözcük kullanıyordu, şimdi bambaşka karışımlar var.
bir de eskiden o 300 kelime ile konuşan kesim köylerde olduğundan fazla görünmüyordu, şimdi hepsi kentlere geldi. eskiden her köyde okul varken şimdi bunlar kapatılıyor. şu eğitim sisteminde liseden mezun olan ortalama bir kişi anadilinden kendisine sorulan soruların %90 civarını yapamıyor derken bok oldu tabi.
2- dilimiz zenginleşti, ama alfabe sebebiyle mi, bilemiyorum. yani Tevfik Fikret şiirlerini Osmanlıca alfabe ile yazdı, zengin değil miydi? Ama latin harfleri ile yazıp çizmek batı ile daha kolay bağ kurmamızı sağladı. O açıdan başarılı oldu. Bugün Ingilizce öğrenirken bir de alfabe öğrenmeye uğraşmıyorsak başarılı olmuş demektir.
3- konuşma derinliğinin kullandığın alfabe ile alakası yok. eski nesiller çok daha ağdalı bir dil kullanıyordu. daha çok Arapça-farsça sözcük kullanıyordu, şimdi bambaşka karışımlar var.
bir de eskiden o 300 kelime ile konuşan kesim köylerde olduğundan fazla görünmüyordu, şimdi hepsi kentlere geldi. eskiden her köyde okul varken şimdi bunlar kapatılıyor. şu eğitim sisteminde liseden mezun olan ortalama bir kişi anadilinden kendisine sorulan soruların %90 civarını yapamıyor derken bok oldu tabi.
0
stavro
SB
SB
0
türkiye’deki cahillikten, kibirden, vicdansızlıktan anti-hümanist olmaya başladım diyebilirim.
0
humanist geçinip başımı derde sokan arkadaşlarımı gördükten sonra anti-humanist olmaya karar verdim.
0
Bana göre kendini seven, kimseden nefret etmez. Ben insanları seviyorum, fakat her insanı da sevmiyorum veya koşulsuz bir sevgim de yok.
Hayalci hümanist değilim, her gördüğüme yardım da etmem. Birilerinin doğru bir iş yaptığına inanıyorsam, elimden de geliyorsa yardım etmeye çalışırım.
Eskiden bazen gözüm görüyor, gönlüm katlanmıyordu. Şimdi karşımdaki ihtiyacı olduğu halde yardım almaya açık değilse hiç karışmıyorum.
Hayalci hümanist değilim, her gördüğüme yardım da etmem. Birilerinin doğru bir iş yaptığına inanıyorsam, elimden de geliyorsa yardım etmeye çalışırım.
Eskiden bazen gözüm görüyor, gönlüm katlanmıyordu. Şimdi karşımdaki ihtiyacı olduğu halde yardım almaya açık değilse hiç karışmıyorum.
0
Yas değiştikçe tahammül ettiğimiz şeyler değişiyor. Lisede birbirine özenen tipler garip gelirdi şimdi ergenliğin doğasının bu olduğunu düşünüyorum. Rahatsız olmak yerine ergenlik deyip geçiyorum. Şimdi ise daha önemli konulara bakıyorum. Çalışanlarına iyi davranmaya iş verenler, işi bilmeyen prof.lar, politikacilar, comarlar, vb rahatsız ediyor. Kısacası ergenlerde karşı daha humanistim ama yetişkin olup başkalarına çeşitli şekillerde rahatsızlık verenlere anti-humanistim.
0
İnsanlıktan nefret ediyorum. Hiçbir insandan kişisel olarak nefret etmem. İnsanların büyük kısmı nasıl yetiştirilirse öyle bir hal alır. O nedenle suçu o kişide bulmam. Bu nedenle kimseye nefret beslemem son derece de nötr herkese duyduğum bir saygım vardır. Ama insanlıktan nefret ediyorum. Sebebi de doğaya, kendine, çevresine doğrudan veya dolaylı olarak zarar vermeleri. Var olan dünya düzenine karşıyım. Bir çok şey böyle olmaması gerekiyor.
Çocuk doğurulmasına karşıyım, 7 milyar insan doğayı tüketiyor.
Et yenmesine karşıyım. Kitlesel acıya ve doğanın yok olmasına sebep oluyor. Sağlıklı falan da değil.
Fosil yakıtlı taşıtlara karşıyım. Elektriğe çoktan geçmemiz gerekiyordu. Bu teknolojiye sahibiz insanlık olarak.
Fosil yakıtlı enerji üretimine karşıyım. Buna gerek yok.
Hayvanlar üzerinde denenen kozmetiklere karşıyım. Estetik kaygısı için hayvan sömürüsüne gerek yok.
Deri ve yün kullanımına karşıyım. Eskimo değiliz buna gerek yok.
Tüm bu ve bunun gibi onlarca etmen gereksiz yere acıya, doğal dengenin bozulmasına ve açlığa neden oluyor. Dünya'da 1 milyar aç insan, 2 milyar obez insan yaşıyor. Demek ki biri birinin hakkını yiyor.
Çevre bilincim zaten vardı, eğitimim de bu yönde oldu gençliğimde. Yaşadığım ülkede çevre bilincinin düzeyi dünya standartlarının çok çok üstünde. Bu nedenle her gün insanlıktan biraz daha nefret ediyorum. Son derece aptalca yaşıyoruz. Sebebi bu yazıyı okuyan sen ben değil. Sebebi kollektif bilinçle hareket etmiyor oluşumuz. Sebebi bizi yöneten insanların hiçbir etik ve çevresel etmenin umurlarında olmaması.
Çocuk doğurulmasına karşıyım, 7 milyar insan doğayı tüketiyor.
Et yenmesine karşıyım. Kitlesel acıya ve doğanın yok olmasına sebep oluyor. Sağlıklı falan da değil.
Fosil yakıtlı taşıtlara karşıyım. Elektriğe çoktan geçmemiz gerekiyordu. Bu teknolojiye sahibiz insanlık olarak.
Fosil yakıtlı enerji üretimine karşıyım. Buna gerek yok.
Hayvanlar üzerinde denenen kozmetiklere karşıyım. Estetik kaygısı için hayvan sömürüsüne gerek yok.
Deri ve yün kullanımına karşıyım. Eskimo değiliz buna gerek yok.
Tüm bu ve bunun gibi onlarca etmen gereksiz yere acıya, doğal dengenin bozulmasına ve açlığa neden oluyor. Dünya'da 1 milyar aç insan, 2 milyar obez insan yaşıyor. Demek ki biri birinin hakkını yiyor.
Çevre bilincim zaten vardı, eğitimim de bu yönde oldu gençliğimde. Yaşadığım ülkede çevre bilincinin düzeyi dünya standartlarının çok çok üstünde. Bu nedenle her gün insanlıktan biraz daha nefret ediyorum. Son derece aptalca yaşıyoruz. Sebebi bu yazıyı okuyan sen ben değil. Sebebi kollektif bilinçle hareket etmiyor oluşumuz. Sebebi bizi yöneten insanların hiçbir etik ve çevresel etmenin umurlarında olmaması.
0
herşeyi soran adam
Hayatımın en karanlık dönemini yaşıyorum. İnşallah birileri bana yardımcı olabilir. Tahmin ediyorum ki, buranın profiline çok uzak bi hayatım var ama bi ümit işte.1,5 yıllık evliyiz. Erkek tarafıyım.Evlilikten önce 3-4 yıllık bir ilişki geçmişimiz vardı.Biz doğulu ve gelenekçi bi aileyiz. Ailem ise
Hayatımın en karanlık dönemini yaşıyorum. İnşallah birileri bana yardımcı olabilir. Tahmin ediyorum ki, buranın profiline çok uzak bi hayatım var ama bi ümit işte.
1,5 yıllık evliyiz. Erkek tarafıyım.
Evlilikten önce 3-4 yıllık bir ilişki geçmişimiz vardı.
Biz doğulu ve gelenekçi bi aileyiz. Ailem ise bana aşırı düşkün. Eşim de uzaktan bi akrabam zaten.
Ben pek gelenekçi değilim ama karşı da çıkmam geleneklere. Çünkü pasif karakterli biriyim ne yazık ki.
Eşim de geleneklerin farkında olmasına rağmen, uyum sağlamayı hep reddetti. Ailem ise, koyu gelenekçi. Dolayısıyla, daha evlenmeden evvel çatışmalar başladı. Benim de mizacım gereği, hem aileme karşı gelememek hem de pasifizmin öncüsü olduğum için, arada kalarak, bir gün düzelir diyerek, evlilik kararı almış olduk.
Ve o sorunlar hiç düzelmedi. Biz ailemin alt katına taşındık evlenince, ailemin isteği sonucu. Ailem sürekli eşimden şikayetlerini dile getirdi. ‘Böyle gelin olmaz’ şeklinde. Eşim de uyum gösterecek bi mizaca sahip değil zaten, zor biri yani. Eşimin görüşü de şöyle; ailen seni paylaşamıyor, seni kıskanıyor diyor.
Ben de artık inanılmaz bunaldığım için ve çözüm de bulabilecek tipte bi adam olmadığım için, ne haliniz varsa görün diyip, iki taraf ile de muhatap olmayı kestim bir aydır. Ama hala aynı yerde yaşıyorum tabii.
Bugün ise, ailem baskı yaparak, bu iş böyle yürümüyor, boşanın diyorlar. Bu isteklerini birçok kez dile getirmişlerdi ama geçiştiriyordum. Fakat artık çok ciddi bi baskı var. Bi dönüm noktasındayım yani. Eşim de eğer boşanırsak kendimi öldürürüm diyen biri. Babası daha önce vefat etmişti, annesi yaşıyor ama o da problemli biri. Oradan ancak kızımın ölüsü çıkar diyen birisi.
Yani ne yapacağım, bilmiyorum. Boşanalım kurtulayım bu hayattan istiyorum ama sonrasında hem beni hem eşimi hem ailemi nasıl bi hayat bekler bilemiyorum. Kafam zaten tamamen bulanık.
Lütfen yardım edin.
1,5 yıllık evliyiz. Erkek tarafıyım.
Evlilikten önce 3-4 yıllık bir ilişki geçmişimiz vardı.
Biz doğulu ve gelenekçi bi aileyiz. Ailem ise bana aşırı düşkün. Eşim de uzaktan bi akrabam zaten.
Ben pek gelenekçi değilim ama karşı da çıkmam geleneklere. Çünkü pasif karakterli biriyim ne yazık ki.
Eşim de geleneklerin farkında olmasına rağmen, uyum sağlamayı hep reddetti. Ailem ise, koyu gelenekçi. Dolayısıyla, daha evlenmeden evvel çatışmalar başladı. Benim de mizacım gereği, hem aileme karşı gelememek hem de pasifizmin öncüsü olduğum için, arada kalarak, bir gün düzelir diyerek, evlilik kararı almış olduk.
Ve o sorunlar hiç düzelmedi. Biz ailemin alt katına taşındık evlenince, ailemin isteği sonucu. Ailem sürekli eşimden şikayetlerini dile getirdi. ‘Böyle gelin olmaz’ şeklinde. Eşim de uyum gösterecek bi mizaca sahip değil zaten, zor biri yani. Eşimin görüşü de şöyle; ailen seni paylaşamıyor, seni kıskanıyor diyor.
Ben de artık inanılmaz bunaldığım için ve çözüm de bulabilecek tipte bi adam olmadığım için, ne haliniz varsa görün diyip, iki taraf ile de muhatap olmayı kestim bir aydır. Ama hala aynı yerde yaşıyorum tabii.
Bugün ise, ailem baskı yaparak, bu iş böyle yürümüyor, boşanın diyorlar. Bu isteklerini birçok kez dile getirmişlerdi ama geçiştiriyordum. Fakat artık çok ciddi bi baskı var. Bi dönüm noktasındayım yani. Eşim de eğer boşanırsak kendimi öldürürüm diyen biri. Babası daha önce vefat etmişti, annesi yaşıyor ama o da problemli biri. Oradan ancak kızımın ölüsü çıkar diyen birisi.
Yani ne yapacağım, bilmiyorum. Boşanalım kurtulayım bu hayattan istiyorum ama sonrasında hem beni hem eşimi hem ailemi nasıl bi hayat bekler bilemiyorum. Kafam zaten tamamen bulanık.
Lütfen yardım edin.
0
Bayagi ilgincmis gercekten. Bence artik kendi mutlulugunuzu dusunmeniz lazim. Bu zamana kadar es-aile catismasini girmissiniz ki sizin aileniz artik esinizle olan ailedir. Yani esiniz biraz hakli gibi geldi bana, yine de bilemem cunku bosanirsan kendimi oldururum diyen birisi soz konusu. Sizin hataniz da yangina korukle gidipz uyusamayan insanlari ayni yerde yasatmak.
Siz esinizi seviyorsaniz bir sekilde halledip, iki tarafi cok karsi karsiya getirtmemeye calisin.
Siz esinizi seviyorsaniz bir sekilde halledip, iki tarafi cok karsi karsiya getirtmemeye calisin.
0
bence siz boşanin, babam da aynen sizin gibi.annem ilk olarak babamın ailesi ile yaşamayi birakarak, onlardan uzaklaşarak rahatlamış. Ancak annem hala eziliyor, babam ailesine karşı onu korumuyor. Ben 30 senelik evliliğin dahi bitmesini istiyorum. Siz değişmeyeceksiniz, o kadınla da aileniz evlenmedigine göre eşiniz sizden boşansın.
0
oo hayatının kararı resmen.
çuvallarsan bir daha hiç mutlu olamazsın. psikolojin dağılır söyliyim.
tüm cesaretini topluyorsun, gerekirse bir psikoloğa danışıyorsun,
ailenden uzakta bir ev tutup yaşıyorsunuz.
boşanırsanız vicdan azabı ve aşağılık kompleksi, depresyon peşini bırakmaz.
çuvallarsan bir daha hiç mutlu olamazsın. psikolojin dağılır söyliyim.
tüm cesaretini topluyorsun, gerekirse bir psikoloğa danışıyorsun,
ailenden uzakta bir ev tutup yaşıyorsunuz.
boşanırsanız vicdan azabı ve aşağılık kompleksi, depresyon peşini bırakmaz.
0
pasif karakterinizi değiştirmediğiniz sürece evli de kalsanız, boşansanız da, başkasıyla da evlenseniz bir şey değişmeyecek.
öncelikle ailenizden bağımsız olarak, eşinizle ne kadar mutlusunuz onu düşünün. onlar böyle gelin olmaz diyor olsa da önemli olan onların istediği gibi bir gelin olup olmaması değil, sizin istediğiniz gibi bir eş olup olmadığı. yani böyle bir eş olur mu size? buna karar verdikten sonra ya eşinizle, ailenizden uzak bir yere taşının. ya da eşinizden boşanın ve gene ailenizden uzak bir yere taşının.
öncelikle ailenizden bağımsız olarak, eşinizle ne kadar mutlusunuz onu düşünün. onlar böyle gelin olmaz diyor olsa da önemli olan onların istediği gibi bir gelin olup olmaması değil, sizin istediğiniz gibi bir eş olup olmadığı. yani böyle bir eş olur mu size? buna karar verdikten sonra ya eşinizle, ailenizden uzak bir yere taşının. ya da eşinizden boşanın ve gene ailenizden uzak bir yere taşının.
0
Maddi yönden aileye bağımlı değilseniz gidin başka yere. Yapabiliyorsaniz başka şehre.
Sesinizi de yükseltin.
Yapabilir misiniz bur şey diyemem ama gereken bu
Sesinizi de yükseltin.
Yapabilir misiniz bur şey diyemem ama gereken bu
0
doğulu ailelerin genel yapısı bu maalesef. çocuklarını asla rahat bırakmıyorlar, sürekli hayatlarına müdahil konumda kalmak istiyorlar. ailenizle olan ilişkinizi daha bireyselci bir seviyeye çekmediğiniz sürece sorunlar bitmeyecek. önce bunu çözmelisiniz. işiniz zor gerçekten, kolay gelsin.
0
Karım şunu yapıyor ailem de o yüzden boyle gelin olmaz diyor gibi bir seyden bahsetmemissin. Ailen durup dururken sorun cikarıp durmuş, sen de karını alıp baska yere taşınacagına iki taraftan da uzak durmaya karar vermissin. Gercekten inanılmaz pasif bir adammışsın. Eşine üzüldüm.
Ayri bir yere taşındığınızda belki yine anlaşamayip boşanmayi dusunecektiniz ama insan en azından denemez mi ? Ortada somut bir sey yokken ailen eşine saldirıyor sen de boşanayim diyorsun. Gercekten ilginç. Boşanmanız eşinin iyiligi icin gerekli gibi.
Ayri bir yere taşındığınızda belki yine anlaşamayip boşanmayi dusunecektiniz ama insan en azından denemez mi ? Ortada somut bir sey yokken ailen eşine saldirıyor sen de boşanayim diyorsun. Gercekten ilginç. Boşanmanız eşinin iyiligi icin gerekli gibi.
0
bir omurgaya sahip olup kendi kisiligini ortaya koymayi, esine sahip cikmayi falan dusundun mu hic? captainobvious cok hakli. sokakta yan bakana kafa at demiyorum ama bu kadar pasif olamazsin. bu senin evliligin, senin esin. kararlari birlikte verebilmeniz, agirligini koyabilmen, ailenle iliskini duzenleyebilmen gerekiyor. "arada kaldim" diye bir insan hem esine hem ailesine kusebilir mi, bu nasil bir kafa? nereye varmayi hedefliyorsun bu sekilde? senin kendi fikrin, inancin falan yok mu? niye annenlerle, esinle iletisim kurmaya calismiyorsun mesela? bu yasta hala "anam ne derse olur" deyip de sozunden cikamiyorsan o zaman esinden ayrilacaksin. yok ben seviyorum diyorsan da biraz agirligini koyacaksin, esinle baska bir yerde evliliginizi bizzat sizin yonettiginiz bir duzende yasamaya baslayacak ve ailenizin iliskinize mudahil olma duzeyini de siz ayarlayacaksiniz.
kusura bakma ama bu yaptigin agir karaktersizlik ve bayagilik ornegi. ben pasifim, ailemiz gelenekci vs. bunlar bahane degil. oyleyse evlenmeyecektin. esinle ailen tartistiginda cocuk gibi iki tarafa da kusup onlari karsi karsiya getireceksen, sorumluluk bilincin bu kadar zayifsa niye evleniyorsun?
kusura bakma ama bu yaptigin agir karaktersizlik ve bayagilik ornegi. ben pasifim, ailemiz gelenekci vs. bunlar bahane degil. oyleyse evlenmeyecektin. esinle ailen tartistiginda cocuk gibi iki tarafa da kusup onlari karsi karsiya getireceksen, sorumluluk bilincin bu kadar zayifsa niye evleniyorsun?
0
bir erkek çocuğu olarak ailemi çok seviyorum, aşırı da bağlıyım. ama şunu çok net biliyorum; aile tutsaklıktır, aile tüm kötülüklerin anasıdır. aileden kopmadan ne kendin olabiliyorsun ne de yeni bir aile kurabiliyorsun. senin hatan burada.
sen dertliysen, eşin 2 kat dertli duruyor. düşün ki, hem kayınvaliden üst katında yaşatacak hem de her fırsatta 'senden gelin olmaz' diyecek ya da bu düşüncesini hissettirecek. ölüm gibi. seviyorsanız bunu ona yapmayın. sevmiyorsanız da yapmayın. bir insana yapılmaz.
ne istediğini biliyor musun? asıl mesele bu. eşinden ve önceki kararlarından eminsen, anne babayı karşına alıp güzelce konuşman gerekiyor. anlayıp anlamamaları onların derdi. sadece sen düzgünce kendi açından durumu anlatmalısın. böylelikle alacağın aksiyonun mantığını önceden belirtmiş olacaksın. 'ah bizim oğlanın da aklına girmiş bu kadın' demelerine fırsat vermeyeceksin.
ben yerinde olsam, karımı 1 hafta gönderirdim annesinin yanına, tüm bu diyaloglardan uzak tutardım. aileyi karşıma alıp konuşurdum. maddi durumum el veriyorsa (maaşımın yarısı kiraya gitse bile ve biraz daha kötü şartlarda yaşayacak olsam bile) ev arayışına başlardım. aile bu durumda, direkt geri adım atıp sizi rahat bırakacak, aman yavrum gitme moduna girecektir. işte bu nokta, taviz verilmemesi gerekilen nokta bence. bi kere verdin mi tavizi, geçmiş olsun.
maddi durum el vermiyorsa da bir ultimatom olarak, taşınmayı düşünüyorum diye açıkça ailemle konuşurdum.
eşiniz sert mizaçlı olabilir, ikna edilmesi güç olabilir, değişime açık olmayabilir. ama o sizin hayat arkadaşınız ve sizinle evli. size güveniyor. onu bu durumlardan uzak tutup, hayatını yaşamasına olanak vermelisiniz. benim annem yıllarda bunun çilesini çekti. bir oğul olarak babamı bu açıdan affetmeyeceğim, anne tarafımın sülalesini de küfürle anıyorum.
dirayetli olmanız dileğimle.
sen dertliysen, eşin 2 kat dertli duruyor. düşün ki, hem kayınvaliden üst katında yaşatacak hem de her fırsatta 'senden gelin olmaz' diyecek ya da bu düşüncesini hissettirecek. ölüm gibi. seviyorsanız bunu ona yapmayın. sevmiyorsanız da yapmayın. bir insana yapılmaz.
ne istediğini biliyor musun? asıl mesele bu. eşinden ve önceki kararlarından eminsen, anne babayı karşına alıp güzelce konuşman gerekiyor. anlayıp anlamamaları onların derdi. sadece sen düzgünce kendi açından durumu anlatmalısın. böylelikle alacağın aksiyonun mantığını önceden belirtmiş olacaksın. 'ah bizim oğlanın da aklına girmiş bu kadın' demelerine fırsat vermeyeceksin.
ben yerinde olsam, karımı 1 hafta gönderirdim annesinin yanına, tüm bu diyaloglardan uzak tutardım. aileyi karşıma alıp konuşurdum. maddi durumum el veriyorsa (maaşımın yarısı kiraya gitse bile ve biraz daha kötü şartlarda yaşayacak olsam bile) ev arayışına başlardım. aile bu durumda, direkt geri adım atıp sizi rahat bırakacak, aman yavrum gitme moduna girecektir. işte bu nokta, taviz verilmemesi gerekilen nokta bence. bi kere verdin mi tavizi, geçmiş olsun.
maddi durum el vermiyorsa da bir ultimatom olarak, taşınmayı düşünüyorum diye açıkça ailemle konuşurdum.
eşiniz sert mizaçlı olabilir, ikna edilmesi güç olabilir, değişime açık olmayabilir. ama o sizin hayat arkadaşınız ve sizinle evli. size güveniyor. onu bu durumlardan uzak tutup, hayatını yaşamasına olanak vermelisiniz. benim annem yıllarda bunun çilesini çekti. bir oğul olarak babamı bu açıdan affetmeyeceğim, anne tarafımın sülalesini de küfürle anıyorum.
dirayetli olmanız dileğimle.
0
Eşin hangi geleneklere karşı çıktı? Bence ailelerden uzaklaşın. Bilgi az ama eşin haklı gibi geliyor bana..
0
Annen istedigi gelini alamamis. Bosanirsaniz annenin sana dusundugu biri var. Buyuk ihtimalle de onceden gelinin ailesini falan cok sevmiyordu.
Hep ayni hikaye oluyor genelde. Bosanirsan yagmurdan kacip doluya tutulcaksin hesabi olacak.
Hep ayni hikaye oluyor genelde. Bosanirsan yagmurdan kacip doluya tutulcaksin hesabi olacak.
0
ailen korkunç insanlar. sen de karaktersizsin. umarım eşin senden sonra çok iyi biriyle evlenir.
0
ailen "böyle gelin olmaz" diyormuş ya, ne yapmış da "gelinlik" görevini yerine getirememiş?
üzüldüm eşine, yazık ya.
üzüldüm eşine, yazık ya.
0
bosandigin zaman (eski) ailenin dedigi seyi yapmis oluyorsun iste, bastan beri istedikleri o, sen de onu yapiyorsun yani seni basariyla kontrol etmeye devam etmis oluyorlar.
normal sartlarda derdim ki hemen bosan kiz da bu cehennem hayatindan kurtulsun. ailen belli ki seni hayatin boyunca kontrol edecek... ama esin de ayrilmaya gonullu degil muhtemelen ekonomik ozgurlugu falan yok diye dusunuyorum ortada kalma korkusu falan. zor bir durum (onun acisindan).
sene 2018 hoca. eger esini biraz seviyorsan ailenin alt katinda yasama sacmaliklarini falan birak, toplanin kimsenin size direk karisamayacagi bir yere tasinin. sen de tasmani kopar artik, yetiskin insanlarsiniz herkes hayata nasil gogus geriyorsa siz de gerersiniz kimseye ihtiyacin yok, zaten onlar da yola gelir zamanla. bir ay muhattap olmayacak kadar sozunu gecirebiliyorsan daha fazlasini da yaparsin.
aile kontrolu, "gelenekler" vs uzerine de kritik dusunmek icin bir firsat olur sana. birbirini seven iki kisinin arasinda gelenek denen sacmalik nasil giriyor nasil olaylari bozuyor otur dusun.
yazdiklarina bakarsan hep "ailem" dedigin seyin parmaginda oynamissiniz, sen kendini elin ailesinin kontrolunde hayat nasil olurdu hayal edebiliyor musun?
AILEM duskun. AILEMLE daha evlenmeden catismalar... AILEMIN alt katina tasindik, neden? AILEMIN istegi sonucu. AILEM surekli sikayet dile getirdi. (esin "boyle gelin olmaz" diye saldiran kisiye niye uyum gostersin? karakterli biriymis, zor biri degil.) devam ediyoruz, "bugun ise AILEM baski yaparak..." "AILEM bosanin diyorlar"... ailem ailem ailem de ailem, bana gina geldi iki paragrafta esin iyi dayanmis.
evlendiysen senin ailen esinle senin kurdugunuz unitedir. ailem de ailem ailem de ailem dedigin insanlar bir gün ölecek, siz yine esinle bas basa kalacaksiniz. senin ailen ikinizsiniz iste. biri esine saldiriyorsa onu savunmalisin, savunamayacaksan zaten evlenme. evlenmissin madem geregini yap.
dusun ki bir kadinla evleniyorsun, seni evlendigin kadinin "ailesinin" alt katina yerlestiriyorlar, sonra da laf ediyorlar taciz ediyorlar, esine de bosan da bosan diye baski yapiyorlar. akil sagligini ne kadar sure koruyabilirsin? boyun me egersin? boyleymis mi dersin yoksa biraz karakterin var da "bu boyle olmaz" diyebilir misin? esinin icinde bulundugu durum tam olarak bu.
normal sartlarda derdim ki hemen bosan kiz da bu cehennem hayatindan kurtulsun. ailen belli ki seni hayatin boyunca kontrol edecek... ama esin de ayrilmaya gonullu degil muhtemelen ekonomik ozgurlugu falan yok diye dusunuyorum ortada kalma korkusu falan. zor bir durum (onun acisindan).
sene 2018 hoca. eger esini biraz seviyorsan ailenin alt katinda yasama sacmaliklarini falan birak, toplanin kimsenin size direk karisamayacagi bir yere tasinin. sen de tasmani kopar artik, yetiskin insanlarsiniz herkes hayata nasil gogus geriyorsa siz de gerersiniz kimseye ihtiyacin yok, zaten onlar da yola gelir zamanla. bir ay muhattap olmayacak kadar sozunu gecirebiliyorsan daha fazlasini da yaparsin.
aile kontrolu, "gelenekler" vs uzerine de kritik dusunmek icin bir firsat olur sana. birbirini seven iki kisinin arasinda gelenek denen sacmalik nasil giriyor nasil olaylari bozuyor otur dusun.
yazdiklarina bakarsan hep "ailem" dedigin seyin parmaginda oynamissiniz, sen kendini elin ailesinin kontrolunde hayat nasil olurdu hayal edebiliyor musun?
AILEM duskun. AILEMLE daha evlenmeden catismalar... AILEMIN alt katina tasindik, neden? AILEMIN istegi sonucu. AILEM surekli sikayet dile getirdi. (esin "boyle gelin olmaz" diye saldiran kisiye niye uyum gostersin? karakterli biriymis, zor biri degil.) devam ediyoruz, "bugun ise AILEM baski yaparak..." "AILEM bosanin diyorlar"... ailem ailem ailem de ailem, bana gina geldi iki paragrafta esin iyi dayanmis.
evlendiysen senin ailen esinle senin kurdugunuz unitedir. ailem de ailem ailem de ailem dedigin insanlar bir gün ölecek, siz yine esinle bas basa kalacaksiniz. senin ailen ikinizsiniz iste. biri esine saldiriyorsa onu savunmalisin, savunamayacaksan zaten evlenme. evlenmissin madem geregini yap.
dusun ki bir kadinla evleniyorsun, seni evlendigin kadinin "ailesinin" alt katina yerlestiriyorlar, sonra da laf ediyorlar taciz ediyorlar, esine de bosan da bosan diye baski yapiyorlar. akil sagligini ne kadar sure koruyabilirsin? boyun me egersin? boyleymis mi dersin yoksa biraz karakterin var da "bu boyle olmaz" diyebilir misin? esinin icinde bulundugu durum tam olarak bu.
0
normalde bu kadar net yorum yapmam inanın. ama burada aileniz bariz hatalı. ve siz ömrü billah bırakın yuva kurmayı, bir birey dahi olamazsınız bu aile ile.
eşinizi de alın uzaklaşın. biraz sınır çizin. bu nedir allah aşkına? evlatsınız siz, size bunu yapmaya hakları yok
eşinizi de alın uzaklaşın. biraz sınır çizin. bu nedir allah aşkına? evlatsınız siz, size bunu yapmaya hakları yok
0
"boşanalım kurtulayım diyorum"
siz eşinizi sevmiyor musunuz?
siz eşinizi sevmiyor musunuz?
0
Burada 2 büyük yanlışınız var :
1. Olayı baştan konuşmanız lazımdı. Benim böyle bir aile yapım var. Evlenirsek ailemle yanyana yaşarsın, şöyle şöyle şeyler beklerler demen lazımdı. Bu olayı çok yumuşatırdı. Eğer konuşmuşsanız, bu konuşmalarınızı eşinize hatırlatın. Gereğini yapmasını isteyin.
2. Olayı kendi haline bırakırsanız, gitgide daha kötü olur. Zaten öyle de olmuş. Sizin her olayda arayı bulmanız ve eşinizi korumanız lazımdı.
Ben olsam:
1. orta yol bulmaya çalışırdım.
- eşimi karşıma alır konuşurdum.
- Ailemi karşıma alır konuşurdum.
Bu durumda çatışmalar hiç bir zaman sonlanmaz ama yaşanabilir hale gelebilir.
2. Anladığım kadarıyla siz orta yolu geçeli çok olmuş. Bu durumda evliliği devam ettirmek istiyorsanız, ailenizi karşınıza alın "ben sizi seviyorum ama ailemi de devam ettirmek istiyorum" diyerek taşının. Ailenizi tek başınıza ziyaret edin. Eşinizi de özel günlerde (bayram vs) götürürsünüz. Yok ben ailemsiz yapamam veya evliliği devam ettirmek istemiyorum derseniz de boşanın...
.
1. Olayı baştan konuşmanız lazımdı. Benim böyle bir aile yapım var. Evlenirsek ailemle yanyana yaşarsın, şöyle şöyle şeyler beklerler demen lazımdı. Bu olayı çok yumuşatırdı. Eğer konuşmuşsanız, bu konuşmalarınızı eşinize hatırlatın. Gereğini yapmasını isteyin.
2. Olayı kendi haline bırakırsanız, gitgide daha kötü olur. Zaten öyle de olmuş. Sizin her olayda arayı bulmanız ve eşinizi korumanız lazımdı.
Ben olsam:
1. orta yol bulmaya çalışırdım.
- eşimi karşıma alır konuşurdum.
- Ailemi karşıma alır konuşurdum.
Bu durumda çatışmalar hiç bir zaman sonlanmaz ama yaşanabilir hale gelebilir.
2. Anladığım kadarıyla siz orta yolu geçeli çok olmuş. Bu durumda evliliği devam ettirmek istiyorsanız, ailenizi karşınıza alın "ben sizi seviyorum ama ailemi de devam ettirmek istiyorum" diyerek taşının. Ailenizi tek başınıza ziyaret edin. Eşinizi de özel günlerde (bayram vs) götürürsünüz. Yok ben ailemsiz yapamam veya evliliği devam ettirmek istemiyorum derseniz de boşanın...
.
0
Boşandığınız zaman kurtulmayacaksınız. Bu sefer bir başka kız bulup "evlen, evlen, bununla evlen, tek başına olmaz" diyecekler.
Sonra (eğer o kızı beğenmişlerse) "çocuk, hani çocuk, çocuksuz olmaz" diyecekler. Çocuk olunca kadınların bir süre odak noktaları değişir biliyor musun. Çocuklarını korumacı olurlar. Bu sefer Gelin için yeniden "olmaz bu kız, çok farklı tanıttı bize kendisini, boşa onu burnu sürtsün" diyecekler.
Siz ne diyeceksiniz? Siz ne hissediyorsunuz? Eşinizi diğer huyları neler, ailem dediğiniz anne-babanız neden bu kadar üzerine geliyor bilemiyorum. Ailem dediğinizde neden karınızla kurduğunuz aile gelmiyor aklınıza mesela? Eşiniz dediğinde çok net haklı, seni paylaşamıyorlar, kıskanıyorlar. Kadıncağızdan kurtulduklarında rahata ermeyecekler. Sen de rahata ermeyeceksin.
Sonra (eğer o kızı beğenmişlerse) "çocuk, hani çocuk, çocuksuz olmaz" diyecekler. Çocuk olunca kadınların bir süre odak noktaları değişir biliyor musun. Çocuklarını korumacı olurlar. Bu sefer Gelin için yeniden "olmaz bu kız, çok farklı tanıttı bize kendisini, boşa onu burnu sürtsün" diyecekler.
Siz ne diyeceksiniz? Siz ne hissediyorsunuz? Eşinizi diğer huyları neler, ailem dediğiniz anne-babanız neden bu kadar üzerine geliyor bilemiyorum. Ailem dediğinizde neden karınızla kurduğunuz aile gelmiyor aklınıza mesela? Eşiniz dediğinde çok net haklı, seni paylaşamıyorlar, kıskanıyorlar. Kadıncağızdan kurtulduklarında rahata ermeyecekler. Sen de rahata ermeyeceksin.
0
bütün sıkıntı ailenden kaynaklanıyor. Eğer eşin "saygısızlık" yapmıyorsa ailene, ailenin tatava yapmaya hakkı yok. ailenin sana düşkünlüğü filan muhafazakarlıkla alakalı değil, ciddi anlamda psikolojik sorun. belirtildiği gibi, eşinden boşanırsan yarın öbür gün evlenmen için karşına başkasını getirecek ailen ve sen yine mutsuz olacaksın.
yapacağın şey basit: vur yumruğunu masaya, hadi bize eyvallah de.
yapacağın şey basit: vur yumruğunu masaya, hadi bize eyvallah de.
0
Geleneklere ve gelenekçi insanlara uzak biri olarak söylüyorum ki eşinize ailenizi musallat ederek ona bir kere kötülük yapmışsınız. Haklı olduğu yerlerde dahi muhtemelen ailenize karşı desteklemediniz de ve şimdi de sırf onların baskısı yüzünden boşansam mı diye düşünüyorsunuz. Siz pasif karakterli olmanın yanında aşırı bencil düşüncesizsiniz de. Ağır olduysa kusura bakmayın ama, bir kadının hayatını mahvediyorsunuz. Zaten eşinizin de sağlıklı bir ruh halinde olmadığı kesin zira sizin gibi birinden boşanınca mutlu olması gerekiyordu. Ben bunu şunu yapın diyemeceğim ama boşanırsanız umarım eşiniz intihar etmez. Eminim daha güzel bir hayat yaşayabilir.
0
Kusura bakmayin ama bu yasa gelip hala ailenin etkisinden cikamayan, ustune ustluk esini de buyuk ihtimalle sevmeyen bir adamla evli esiniz. Uzuldum kadina. Bosanin ve esinizin hayatini kurtarmis olun. Sizden koca olmaz.
0
eger ki hemen esinizi oradan alip aileyle biraz mesafe koyacak dirayeti gosteremeyecekseniz bence bosanip esinizi ailenizden ve kendinizden kurtarin. esinizin gelenekci olmamasi istemedigi seyleri kabul etmemesi onu zor biri yapmaz. hepsini gectim ne kadar zor biri olabilir ki ailenizin alt katinda yasamayi kabul etmis? esiniz "zor", annesi "problemli". kaldi ki bosanalim kurtulayim demissiniz ustelik. yapici yorum yapabilen arkadaslari kutluyorum nerenizden tutsam elimde kaliyorsunuz. uzuldum
0
rahat ya
sb. not:yetişkinler için soruyorum. teşekkürler.
sb.
not:yetişkinler için soruyorum.
teşekkürler.
not:yetişkinler için soruyorum.
teşekkürler.
0
Öğrenir tabii, niye öğrenemesin? Ben hiçbir zorunluluk olmadığı zamanlarda bazen sol elimle yazmaya çalışıyorum her ne kadar yavaş olsam da. Sol eliyle yazdıkça alışır, yavaşlıktan kurtulur bence.
0
Ben 12 yaşından sonra değiştirdim. Yetişkinler de değiştirebilir bence.
0
öğrenir elbette ama bence aynı anda iki yerde kazanamazsın. yani birinden biraz kazanınca diğerinden biraz kaybedersin.
0
ogrenir. nereden biliyorum? 40 yaslarina yakin yuksek lisansta arkadasim yazi yazdigi sag kolunu kirdi, 2 ameliyat olmasi gerekti 5 ay falan kullanamadi hic kolu ve eli. okulda mecbur sol elle yazmasi gerekti. basta hic yazamadi, 5 ayin sonunda gayet rahat yaziyordu. yazisi doga olarak kotu (sag elinde de), sol elle yazdigi da kotuydu ama yaziyordu iste.
0
Zorlanmadan öğrenirsin.
Solagim ve sağ elimle yavaş da olsa okunaklı yazabiliyorum. Alıştırma yapsaydım hız kazanırdim. Ama sol elimle yazdığım kadar düzgün olmazdı. Diğer insanlar için de geçerli bu.
Solagim ve sağ elimle yavaş da olsa okunaklı yazabiliyorum. Alıştırma yapsaydım hız kazanırdim. Ama sol elimle yazdığım kadar düzgün olmazdı. Diğer insanlar için de geçerli bu.
0
Editleyemiyorum.
Zor bir şey değil. Devamlı sol elini kullan. Sağ elinle yazdığın kadar guzel yazamazsin, yine de yazarsın.
Zor bir şey değil. Devamlı sol elini kullan. Sağ elinle yazdığın kadar guzel yazamazsin, yine de yazarsın.
0
binder dandet
soru başlıkta.hadi bakalım burdan yakın.not: çok vurmayın.
soru başlıkta.
hadi bakalım burdan yakın.
not: çok vurmayın.
hadi bakalım burdan yakın.
not: çok vurmayın.
0
esasında falcılar kalın sesli 40 yaş üzeri cinli teyzelerden oluşur, kaliteli ve net bilgi verirler, evlerini bok götürür. ekseriyetle 3 kuruşa bakarlar ya da hiç para almazlar.
ama onları da yalnızca ehli bilir, tanır.
bu cafelerde filan gördüğünüz tipler işin ekmeğindedir.
ama onları da yalnızca ehli bilir, tanır.
bu cafelerde filan gördüğünüz tipler işin ekmeğindedir.
0
canimnicknameyazmakistemiyor +1 Tarifine uyan bir teyzeye gitmiştim. baraka gibi bir yerde yaşıyordu. Ulan kadın ne dediyse hepsi tek tek çıkmıştı ya. Para bile almamıştı kadın. 2 paket makarnaya tav oluyordu. Öldü gitti sonra, allah rahmet eylesin.
0
altıncı hisleri daha kuvvetli ve ağızları iyi laf yapıyor diye olabilir.
bir arkadaşın meyilli :), bir arkadaşı yatıya kalmış.
sabah, gece hic uyuyamadım bu evin altında yatır falan var heralde demiş.
araştırınca cidden böyşe birşey çıkmış.
yaa yaa.
bir arkadaşın meyilli :), bir arkadaşı yatıya kalmış.
sabah, gece hic uyuyamadım bu evin altında yatır falan var heralde demiş.
araştırınca cidden böyşe birşey çıkmış.
yaa yaa.
0
Gay oldukları için toplum tarafından dışlandıkları için yapabilecekleri en karlı iş falcılık oluyor; o sektöre yöneliyorlar.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Malum yine Tayyip seçildi. Seçim biter bitmez anında enflasyon tavan yaptı. 16 yıldır mevcut durumu korumak dursun gittikçe batıyoruz. Hedef 2023' ün Türkiye' nin bitiş noktası olduğunu düşünüyorum. Peki bu süreç sonunda hiç kafama yatmıyor ama malum kitlenin isyan çıkarıp iç sava
Merhaba arkadaşlar,
Malum yine Tayyip seçildi. Seçim biter bitmez anında enflasyon tavan yaptı. 16 yıldır mevcut durumu korumak dursun gittikçe batıyoruz. Hedef 2023' ün Türkiye' nin bitiş noktası olduğunu düşünüyorum. Peki bu süreç sonunda hiç kafama yatmıyor ama malum kitlenin isyan çıkarıp iç savaş çıkaracağını düşünüyor musunuz?
Biliyorsunuz Suriye'de de on yıllardır Esad Rejimi iktidardaydı ve dibe batınca silahlı isyan çıkarıp iç savaş başlattılar. Şimdi isyan çıkaran Öso ile malum kitle tıpatıp aynı. Yani bütün şartlar aynı. Böyle bir şeyin olmaması sürpriz olur diye düşünüyorum. Zaten Tayyip de bütün kontrolü eline aldı polis, asker her şey onun elinde. Sizce yanılıyor muyum?
Güncelleme: Sanırım yanlış yazdım. Yani iç savaş derken malum kitlenin iktidara karşı isyan başlatmasını kastediyorum.
Malum yine Tayyip seçildi. Seçim biter bitmez anında enflasyon tavan yaptı. 16 yıldır mevcut durumu korumak dursun gittikçe batıyoruz. Hedef 2023' ün Türkiye' nin bitiş noktası olduğunu düşünüyorum. Peki bu süreç sonunda hiç kafama yatmıyor ama malum kitlenin isyan çıkarıp iç savaş çıkaracağını düşünüyor musunuz?
Biliyorsunuz Suriye'de de on yıllardır Esad Rejimi iktidardaydı ve dibe batınca silahlı isyan çıkarıp iç savaş başlattılar. Şimdi isyan çıkaran Öso ile malum kitle tıpatıp aynı. Yani bütün şartlar aynı. Böyle bir şeyin olmaması sürpriz olur diye düşünüyorum. Zaten Tayyip de bütün kontrolü eline aldı polis, asker her şey onun elinde. Sizce yanılıyor muyum?
Güncelleme: Sanırım yanlış yazdım. Yani iç savaş derken malum kitlenin iktidara karşı isyan başlatmasını kastediyorum.
0
"türkiye'de asla öyle şeyler olmaz" demiyorum, gerçekten acınacak haldeyiz ama daha o kadar batmış değiliz. kitlenin ve şartların aynı olduğunu da düşünmüyorum. türkiye'de hala kaybedecek çok şeyi olan çok fazla insan var - buna sağcılar, reisçiler vs. de dahil.
erdoğan şu an tüm gücü elinde toplamış durumda. karşı taraftan saldırı gelmediği sürece iç savaş çıkması için bir sebep kurmuyorum. adam zaten "meşru" olarak aldı her şeyi, yönetiyor istediği gibi. işin raydan çıkması için erdoğan'ın zayıflaması, can havliyle pozisyonunu geri kazanmaya çalışması lazım. şu an öyle bir durum yok.
bir de kimle iç savaşacağız allasen, fasıl tutkunu plaza çalışanları mı savaşacak yoksa aylık geliri 6 bin lira olan, viyana'da berlin'de "kaçamak" yapan instagramcılar mı?
erdoğan şu an tüm gücü elinde toplamış durumda. karşı taraftan saldırı gelmediği sürece iç savaş çıkması için bir sebep kurmuyorum. adam zaten "meşru" olarak aldı her şeyi, yönetiyor istediği gibi. işin raydan çıkması için erdoğan'ın zayıflaması, can havliyle pozisyonunu geri kazanmaya çalışması lazım. şu an öyle bir durum yok.
bir de kimle iç savaşacağız allasen, fasıl tutkunu plaza çalışanları mı savaşacak yoksa aylık geliri 6 bin lira olan, viyana'da berlin'de "kaçamak" yapan instagramcılar mı?
0
olmaz arkadaşlar. bu ülkede her şey olur, iç savaş olmaz. suriye başka türkiye BAMBAŞKA ülkeler/devletler. insanları bambaşka. temsil ettiği şeyler bambaşka. en azından yakın geçmiş için ülke tarihleri devlet tarihleri başka.
bu ülkeyi küçük veya sıradan bir ortadoğu ülkesi olarak göremezsiniz. alev alatlı'nın geçen bir sözü vardı, türkiye batarsa denizler taşar.
bu ülkede kendini bu vatan topraklarına ait hisseden, sağcısı solcusu ateisti alevisi kürdü birbirinin boğazına sarılmaya kadar gelseler bile yeri gelirse çok kolay yek, bütün olabilir.
ki bazen ayrışmak vatanın sıhhati için elzemdir. ayrıştırabildiğin kadar ayrıştırırsın, sonra zamanı gelince dökersin çimentoyu ve ayrılmamacasına bütün olunur.
o eli silahlılara aldanmayın, bu devlet hiçbir kesimi diğerine yedirmez, o pompalıları onların içinde patlatır.
bi de şunu düşünmeyin, tayyip erdoğan gücü elinde tutmak için ortalığı karıştırmak pahasına direnir filan. buraya yazıyorum yanılırsam açıkça hatırlatacağım, en geç 2019'da 2. erken seçim olacak ve tayyip erdoğan seçime bile girmeyecek. ak parti anap gibi bi şey olacak. siyasal islamcılık misyonunu tamamladı ve dönemi bitti, ulusalcı bir dönem geliyor. bekleyip görelim.
bu ülkeyi küçük veya sıradan bir ortadoğu ülkesi olarak göremezsiniz. alev alatlı'nın geçen bir sözü vardı, türkiye batarsa denizler taşar.
bu ülkede kendini bu vatan topraklarına ait hisseden, sağcısı solcusu ateisti alevisi kürdü birbirinin boğazına sarılmaya kadar gelseler bile yeri gelirse çok kolay yek, bütün olabilir.
ki bazen ayrışmak vatanın sıhhati için elzemdir. ayrıştırabildiğin kadar ayrıştırırsın, sonra zamanı gelince dökersin çimentoyu ve ayrılmamacasına bütün olunur.
o eli silahlılara aldanmayın, bu devlet hiçbir kesimi diğerine yedirmez, o pompalıları onların içinde patlatır.
bi de şunu düşünmeyin, tayyip erdoğan gücü elinde tutmak için ortalığı karıştırmak pahasına direnir filan. buraya yazıyorum yanılırsam açıkça hatırlatacağım, en geç 2019'da 2. erken seçim olacak ve tayyip erdoğan seçime bile girmeyecek. ak parti anap gibi bi şey olacak. siyasal islamcılık misyonunu tamamladı ve dönemi bitti, ulusalcı bir dönem geliyor. bekleyip görelim.
0
Ki yani hukumete karsi bir ic savas ciksa bile TSK ile Suriye ordusunu karsilastirmamak lazim. TSK NATO'daki en buyuk ordulardan biri, devleti savundugu surece Turkiye'de baslayacak catismalarin Suriye'deki boyutlara ulasmasi imkansiz bence.
0
%52 bir yerde toplanıyor diğer partilerin toplamı buna bile yaklaşamıyor.soldan iktidar olmaz arkadaşlar iç savaş miç savaş geyiklerini bırakın bu halk enflasyonu 1 yapıcaz dese de sol ona oy vermez bünyesi kabul etmiyor alerjisi var milletin sola bunu bilince daha anlaşılabilir oluyor her şey.
devlet hala güçlü bu ülkede sadece huzurlu yaşamanın sevdiğinin iktidar olmasını istemekten ibaret olmadığını bilmek lazım.
ya da apolitik.
devlet hala güçlü bu ülkede sadece huzurlu yaşamanın sevdiğinin iktidar olmasını istemekten ibaret olmadığını bilmek lazım.
ya da apolitik.
0
Bizim milletin cani tatlidir ic savas mic savas olmaz. Herkes dusmus kurbanda koye mi tatile mi gitsek’in derdine :)
Sonra okullar falan basliyo zaten. Yogunuz bro yani milletce :)
Sonra okullar falan basliyo zaten. Yogunuz bro yani milletce :)
0
Suriye'deki iç savaşın temel nedeni, Katar'daki doğalgazın Avrupa'ya Suriye üzerinden götürülmesini Esad'ın kabul etmemesidir. Bunun temelinde de ABD - Rusya çekişmesi yatıyor. ABD, Rusya'nın dış gelirlerini dinamitlemek için AB ülkelerinde Rusya'ya ambargo uygulaması için talimat verdi. AB ülkeleri doğalgazı artık Rusya'dan almayacağı için Katardan alacaklardı. Suriye bu boru hattına izin vermeyince ülkeyi patlattılar.
Yarın Türkiye benzer bir ikilemde kalır ise Suriye'ye dönmemesi için bir sebep yok. Tek fark: Türkiye NATO ülkesi. Ama o da çok sorun olmaz.
Bu arada (bkz: kobani olayları)
Yarın Türkiye benzer bir ikilemde kalır ise Suriye'ye dönmemesi için bir sebep yok. Tek fark: Türkiye NATO ülkesi. Ama o da çok sorun olmaz.
Bu arada (bkz: kobani olayları)
0
yahu ben anlamadım malum kitle iktidara neden isyan başlatsın?, zaten kendileri iktidarda. türkiye suriye olmaz, olursa iran olur. o da akp güçlüyken olmaz. akp zayıflayıp gerici kitleyi kontrol edemediğinde olur.
0
arockm
Merhaba, buralarda konuşuyorlar dolar 3 tele olacak hatta 2 ye düşecek. Ekonomi canlanacak diyorlar. Olur mu böyle bir şey?:)
Merhaba, buralarda konuşuyorlar dolar 3 tele olacak hatta 2 ye düşecek. Ekonomi canlanacak diyorlar. Olur mu böyle bir şey?
:)
:)
0
ahahahah! diyorum...
ciddi ve kökten bir değişiklik, yabancı yatırımcıya güven veren uzlaşmacı bir ortam gerekiyordu.
ciddi ve kökten bir değişiklik, yabancı yatırımcıya güven veren uzlaşmacı bir ortam gerekiyordu.
0
bunu iddia eden mallara söyle, uzun vadede hiçbir zaman tl değer kazanmaz Euro ve dolar karşısında. bazen yavaş bazen hızlı ama mutlaka değer kaybeder. En basit nedenleri sürekli dış ticaret açığı vermemiz. Dolarla borçlanıp faizini de dolarla ödememiz.
0
bir zamanlar 2.50'lerden 1.16'ları görmüştü. neden olmasın diyebilsem de bunun zamanını kestiremiyorum. bir gün elbet olacak.
0
Dolar 4'e düşsün kendimi yakarım benzin döküp o kadar da büyük konuşuyorum.
ABD deli gibi para basacak da, hayvan gibi dış ticaret fazlası verecez de biz görecez o günleri. Hem de milyon dolarları man adasında olan bir oligarşi ile. Hahaha
ABD deli gibi para basacak da, hayvan gibi dış ticaret fazlası verecez de biz görecez o günleri. Hem de milyon dolarları man adasında olan bir oligarşi ile. Hahaha
0
neden olmasın? trump çıkıp "herkese (7 milyar insana) benden 100 bin dolar, fed faizleri sıfırlıyor gidin naparsanız yapın" derse 2 olabilir mesela.
0
eğer önümüzdeki 1-2 yıl içinde diye soruyorsan "ahahahahahahaha!" diyerek @lcha'nın mesajına birkaç a ve h daha ekliyorum.
Tabii ki dolar 3'e hatta 2'ye düşebilir ve düşecektir. Benim tahminim 2024-5 yılı gibi düşebilir. ondan önce belirsizlik kalktığı için buralarda takılma, belki 4'e doğru biraz gerileme olabilir yakın dönemde. eğer mevcut politika (gerek beşeri gerek ekonomik) devam ederse, önümüzdeki yıl 5'i görmek sürpriz olmaz ama.
Tabii ki dolar 3'e hatta 2'ye düşebilir ve düşecektir. Benim tahminim 2024-5 yılı gibi düşebilir. ondan önce belirsizlik kalktığı için buralarda takılma, belki 4'e doğru biraz gerileme olabilir yakın dönemde. eğer mevcut politika (gerek beşeri gerek ekonomik) devam ederse, önümüzdeki yıl 5'i görmek sürpriz olmaz ama.
0
ohoo... ne 2 3'ü... 1 aya kalmaz amerikaya bir zeytin tanesi verip 100 dolarlarını alıcaz. o kadar büyüdük şu an.
0
dolar düşmez en iyi ihtimal sabit kalır. yani 3 azalır 5 artar sonra 2 artar 4 düşer sonra 1 azalır 3 artar 5 azalır 3 artar.
bu en iyi ihtimal
dolar tl,
i.hizliresim.com
dolar nok
i.hizliresim.com
dolar japon yeni
i.hizliresim.com
gelişmekte olan ülkelere bakalım,
dolar brezilya riali
i.hizliresim.com
dolar kore wonu
i.hizliresim.com
dolar çin yuanı
i.hizliresim.com
dolar tayvan doları
i.hizliresim.com
yani önemli olan düşmesi veya çıkması değil önemli olan sabit kalması. 5 yıl sabit kalsın ki insanlar kur farkından dolayı zarar edip birde kur farkı finansmanına girmesinler. sadece kur farkı için kredi çekiliyor bu ülkede.
ekonomi danışmanı olacak adamım ama işte duyuruya yazıyorum. yok mu bir bakanlık görevlisi beni tavsiye edecek?
bu en iyi ihtimal
dolar tl,
i.hizliresim.com
dolar nok
i.hizliresim.com
dolar japon yeni
i.hizliresim.com
gelişmekte olan ülkelere bakalım,
dolar brezilya riali
i.hizliresim.com
dolar kore wonu
i.hizliresim.com
dolar çin yuanı
i.hizliresim.com
dolar tayvan doları
i.hizliresim.com
yani önemli olan düşmesi veya çıkması değil önemli olan sabit kalması. 5 yıl sabit kalsın ki insanlar kur farkından dolayı zarar edip birde kur farkı finansmanına girmesinler. sadece kur farkı için kredi çekiliyor bu ülkede.
ekonomi danışmanı olacak adamım ama işte duyuruya yazıyorum. yok mu bir bakanlık görevlisi beni tavsiye edecek?
0
bugün bi yerde bi yorum olarak gördüm. soğanın 40 kuruşa düşeceğini filan söylüyolarmış.
0
millet hala dolar yükseliyor sanıyor. tl düşüyor dolar yükselmiyor. doların şimdikinin yarısına düşmesi demek tl nin aşırı değer kazanması demek. bu da kısa vadede imkansız.
zaten doların 1,7 tl olduğu zamanlar da dolar endeksi dünya çapında düşüyordu. tl değer kazanmıyordu.
zaten doların 1,7 tl olduğu zamanlar da dolar endeksi dünya çapında düşüyordu. tl değer kazanmıyordu.
0
düşmez hatta inşallah haftaya 20 lira olur. bokunda boğulur memleket.
0
basubadelmevt
Eyalet sistemine geçsek nasıl olur ülke olarak? Sanıyorum bu konu gündeme daha sık gelecek.
Eyalet sistemine geçsek nasıl olur ülke olarak? Sanıyorum bu konu gündeme daha sık gelecek.
0
ben geçilmesinden yanayım. çoğu insan türkiyeyi ankara istanbuldan ibaret sanıyor. biz egede kazanıyoruz, bütün yatırım istanbul ankaraya yapılıyor, hiç adaletli değil. ben egeliyim egenin kazandığı egede kalsın egeyide egeli yönetsin neden ben karadeniz,iç anadolu veya doğunun istediği şekilde yönetiliyorum?
0
mantıklı olur.
ama iktidarda olanların işine gelmez, zira şimdi tüm ülkeyi yönetirken o zaman bazı eyalet yönetimlerini kaybedecekler. bu yüzden de gelmez.
ama iktidarda olanların işine gelmez, zira şimdi tüm ülkeyi yönetirken o zaman bazı eyalet yönetimlerini kaybedecekler. bu yüzden de gelmez.
0
Bölünmez. Ama, vatan bölünmez edebiyatından değil; para gitmesin diye. Zaten, @mikahakkinen'in dediği sebepten ötürü bölünmüyor. Öyle olsa; 3 büyükşehir ayrılsa, paraları kendilerine kalsa devlet yıkılır; kalan diğer yerlerdeki insanlar da birleşip yağma veya pay için o eyaletlere saldırır, onları da öylece kaybederdik zaten. Ha, bir ihtimal, kalan illerdekiler kabile hayatına geri de dönebilirler ama önceki kısmı aynı olurdu diye düşünüyorum.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
İstisnasız bugüne kadar hangi akp seçmenini dinlediysem, konuştuysam hepsi birlik olmuş gibi sağlık hizmetleri üzerinden propaganda yapıyorlar. Aynı argümanlar hep; eskiden ilaç alamıyorduk, muayene olamıyorduk vs vs.Bugün yine gittiğim bir esnaf lokantasında aynı muhabbetle karşılaştım ve sırf bunu
İstisnasız bugüne kadar hangi akp seçmenini dinlediysem, konuştuysam hepsi birlik olmuş gibi sağlık hizmetleri üzerinden propaganda yapıyorlar. Aynı argümanlar hep; eskiden ilaç alamıyorduk, muayene olamıyorduk vs vs.
Bugün yine gittiğim bir esnaf lokantasında aynı muhabbetle karşılaştım ve sırf bunun için bile oy verilir diyor adamlar. Hala kararlılar yani.
Bu işin aslı astarı nedir, benim göremediğim bir nokta mı var ? Siz bu argümanla karşılaştığınızda ne cevap veriyorsunuz?
Bildiğiniz açıklayıcı bir yazı vs varsa paylaşırsanız sevinirim.
Sanki geçen seçimlerin birinde türk tabipler birliğinin sağlık politikası gerçeği ile ilgili hazırladığı bir yazı vardı ama unuttum şimdi
Bugün yine gittiğim bir esnaf lokantasında aynı muhabbetle karşılaştım ve sırf bunun için bile oy verilir diyor adamlar. Hala kararlılar yani.
Bu işin aslı astarı nedir, benim göremediğim bir nokta mı var ? Siz bu argümanla karşılaştığınızda ne cevap veriyorsunuz?
Bildiğiniz açıklayıcı bir yazı vs varsa paylaşırsanız sevinirim.
Sanki geçen seçimlerin birinde türk tabipler birliğinin sağlık politikası gerçeği ile ilgili hazırladığı bir yazı vardı ama unuttum şimdi
0
eskiden ssk'lı hastalar 2. sınıf köpek muamelesi görürdü hakketen, akp tüm sağlığı birleştirdi ve tek çatı altında topladı. şu ana kadar yaptıkları tek doğru şeydir sanırsam. benim ailem memur olduğu için bir sıkıntı yaşamazdık ama sgk'nın hastaneleri en berbat hastanelerdi ve millet gece 4'te sıraya girerdi vs.
0
yahu bu, akp gelmeden önce çevirmeli telefonlarda sürünüyorduk, akp geldi cep telefonlarına geçtik demek gibi bir şey. 16 yıl olmuş be. onca gelişme oldu tabi ki bunların yansıması olacak.
niye kimse eskiden emekli ssk-bağkurluların muayene-reçete-ya da ilaçta katkı payı ödemediklerinden bahsetmiyor? eskiden bunlar da vardı.
* ulan hala sıra beklemiyoruz deniyor, bilgisayarı da akp icat etti değil mi?
niye kimse eskiden emekli ssk-bağkurluların muayene-reçete-ya da ilaçta katkı payı ödemediklerinden bahsetmiyor? eskiden bunlar da vardı.
* ulan hala sıra beklemiyoruz deniyor, bilgisayarı da akp icat etti değil mi?
0
eskiden rontgen ıcın 1 saat beklıyorduk sımdı anında goruyor doktor ekranından. acile giriş cıkıs 10 dakka sürüyor.(gecen bisikletten dustum, bisiklet yolundan yürüyen beton sevdalısı çomarlar sagolsun, koca kordon var/tartan pist var ama betonu seviyor adamlar). bu akp nin mi teknolojının mı basarısı? gerceği ancak bi akpli bükebilir.
0
attirmayin makedonun kafasini
pek normal bir şey olarak karşılanıyormuş sanıyorum.harem sahibi olmak gibi, saray eşrafının, bilhassa hükümdarın kadınları mı yoksa tüysüz oğlanları mı sevdiği diğer hükümdarlar tarafından araştırılır ona göre politika belirlenirmiş.yani bir kişinin tüysüz oğlanları seviyor olup olmadığı araştırıla
pek normal bir şey olarak karşılanıyormuş sanıyorum.
harem sahibi olmak gibi, saray eşrafının, bilhassa hükümdarın kadınları mı yoksa tüysüz oğlanları mı sevdiği diğer hükümdarlar tarafından araştırılır ona göre politika belirlenirmiş.
yani bir kişinin tüysüz oğlanları seviyor olup olmadığı araştırılarak bilinebiliyormuş.
dolayısıyla eşcinsellik o kadar da saklı gizli yapılan bir şey değilmiş.
bu doğru mu?
harem sahibi olmak gibi, saray eşrafının, bilhassa hükümdarın kadınları mı yoksa tüysüz oğlanları mı sevdiği diğer hükümdarlar tarafından araştırılır ona göre politika belirlenirmiş.
yani bir kişinin tüysüz oğlanları seviyor olup olmadığı araştırılarak bilinebiliyormuş.
dolayısıyla eşcinsellik o kadar da saklı gizli yapılan bir şey değilmiş.
bu doğru mu?
0
Yes. Osmanlının oğlancılığı meşhurdur o derece. Osmanlı dönemindeki çoğu şiirin manzumenin esin kaynağı bu aşklar, kadınlar değil.
0
benim bu dediğim şeyi ben siyasetname'de gördüm. ki o osmanlı'dan aşağı yukarı 200 yıl öncesini anlatıyor. islam kanunlarına göre idare olunan bir devlette padişahın oğlancı olduğu bilinebiliyor ama bir şey yapılmıyor.
ya onlar islam'ı yanlış anlamış ya bugün islam yanlış anlaşılıyor.
işin içinden çıkamadım.
ya onlar islam'ı yanlış anlamış ya bugün islam yanlış anlaşılıyor.
işin içinden çıkamadım.
0
antik yunan'da da bu konu normal karşılanıyor.
planton'un devlet kitabında da insanların birbirleriyle olan diyaloglarında birbirlerinden nasıl hoşlandıkları görülebiliyor.
planton'un devlet kitabında da insanların birbirleriyle olan diyaloglarında birbirlerinden nasıl hoşlandıkları görülebiliyor.
0
Acikcasi benim asiri hakim oldugum bir konu degil fakat zaten birbiriyle celistigi icin genelde Islam karsitlari bu argumani kullanir, Islamcilar, Osmanliseverler inkar eder, Cumhuriyetciler de iyice yerin dibine sokmak icin detayina inerler falan filan. Konu hakkinda daha kapsamli bilgiye sahip "tarafsiz" birisi aciklamali sana eger ogrenmek istersen.
0
bakınız benim derdim salt osmanlı veya antik dönemlerden beri süregelen bir şey olup olmaması değil.
islami kurallarla yönetilen bir devlette oğlancılığın gayet tabii görülmesi. gizli saklı yapılmıyor olması. kız mı yoksa oğlan mı sevdiğine bakılarak kişiliğini tanımak ve ona göre politika belirlemenin düşünülüyor olması.
islami kurallarla yönetilen bir devlette oğlancılığın gayet tabii görülmesi. gizli saklı yapılmıyor olması. kız mı yoksa oğlan mı sevdiğine bakılarak kişiliğini tanımak ve ona göre politika belirlemenin düşünülüyor olması.
0
ya twitter yok, youtube yok, internet yok, gazete yok.
Şöyle düşünün devlet hırsızlık da yapsa, birinin kellesini uçursa, başka bir şey yapsa da haberiniz olmuyor, halkın haberi olmuyor. Din adamları şu ankinden farksız padişah ne derse o doğru diyor. şeyhülislam zaten padişaha bağlı. Ayrıca demokrasi değil ki rakip olsun kimse olumsuz bir şey söyleyemiyor. Çünkü padişahlık = Dikatatörlük. Dış mihrak yine dış mihrak. Yalan söylüyorlar yine yalan söylüyorlar.
Yani bunların varlığı evet saray çevresi tarafından biliniyor ama ses çıkaramıyorlar.
Halkın haberi zaten yok. Olsa bile inanmazlar ki din gerçekten kimsenin umrunda değil. Olay para. Her zaman paraydı. Bundan 300 sene önce de pek fark yoktu anadoluda. Yok para bırakırlarmış ihtiyacı olan alırmış şeyleri yalan dolan. Devlet adamları her türlü haraç, rüşvet alırmış ki Fuzuli Şikayetname'de dile getirir. Yani bu topraklar, bu toprakları geçtim, dünya toprakları hep böyleymiş. Bok gibiymiş. Hiç bir şey yeni değil. Her zaman lağum gibiymiş.
Oğlancılık meselesi için bir sürü ikona var bunlar gerçek dışı olamaz. Osmanlı gerçekten oğlancı bir devlet geleneğine sahip bir devlet benim okuduğum, gördüğüm verilere göre.
Şöyle düşünün devlet hırsızlık da yapsa, birinin kellesini uçursa, başka bir şey yapsa da haberiniz olmuyor, halkın haberi olmuyor. Din adamları şu ankinden farksız padişah ne derse o doğru diyor. şeyhülislam zaten padişaha bağlı. Ayrıca demokrasi değil ki rakip olsun kimse olumsuz bir şey söyleyemiyor. Çünkü padişahlık = Dikatatörlük. Dış mihrak yine dış mihrak. Yalan söylüyorlar yine yalan söylüyorlar.
Yani bunların varlığı evet saray çevresi tarafından biliniyor ama ses çıkaramıyorlar.
Halkın haberi zaten yok. Olsa bile inanmazlar ki din gerçekten kimsenin umrunda değil. Olay para. Her zaman paraydı. Bundan 300 sene önce de pek fark yoktu anadoluda. Yok para bırakırlarmış ihtiyacı olan alırmış şeyleri yalan dolan. Devlet adamları her türlü haraç, rüşvet alırmış ki Fuzuli Şikayetname'de dile getirir. Yani bu topraklar, bu toprakları geçtim, dünya toprakları hep böyleymiş. Bok gibiymiş. Hiç bir şey yeni değil. Her zaman lağum gibiymiş.
Oğlancılık meselesi için bir sürü ikona var bunlar gerçek dışı olamaz. Osmanlı gerçekten oğlancı bir devlet geleneğine sahip bir devlet benim okuduğum, gördüğüm verilere göre.
0
Halk bilmiyordu Osmanlı sarayda gizli gizli yapıyordu, bir şey de diyemiyorlardi, diye bir şey yok.
İsteyen o donemlerin bu konu ile ilgili yazılı edebiyatına bakabilir, bu tip ilişkilerin ne kadar normal görüldüğü izlenimi çıkar herkes tarafından. Tarihi şu anki ahlak anlayisiniz ile değerlendirmek saçma ve yanlış.
İsteyen o donemlerin bu konu ile ilgili yazılı edebiyatına bakabilir, bu tip ilişkilerin ne kadar normal görüldüğü izlenimi çıkar herkes tarafından. Tarihi şu anki ahlak anlayisiniz ile değerlendirmek saçma ve yanlış.
0
bundan 100 sene önce de karacaoğlan 15 yaşındaki kızlar için şiir yazıyordu, çok uzaklara gitmemek gerek, kültür insanları değiştiriyor, kızlar okumak ve erken yaşta evlenmek istemiyor. oğlancılık da aynısıdır, orada zorlama ve kölelik var ama
0
sadece sarayda değil tüm toplumda oldukça yaygınmış ve normal karşılanıyormuş.
murat bardakçı'nın bir yazısında vardı, osmanlı'da hamam oğlanları kayıtlıymış ve vergi veriyorlarmış. hatta bir minyatürde meslek odaları töreninde, bu meslek sahibi oğlanların geçişi resmedilmiş. türkçe'de zamparanın benzeri kulampara kelimesi var. zampara kadına düşkün, kulampara oğlana düşkün demek oluyor.
İşin komik yani, eski yunanı hariç tutarsak, bu iş geldiğimiz ortaasya'da da gidemediğimiz batı'da da, bu kadar yaygın ve kurumsal değil. Ortaasya kaynaklı bir kültür bu. Bize de oradan geçmiş muhtemelen. kadınları hayattan izole edersen, erkekler de birbiriyle eğlenmeye başlar.
Bir osmanlı devlet adamının sözü vardı, batılı elçilerden utandığımızdan oğlanlarımıza varamaz olduk diye.
murat bardakçı'nın bir yazısında vardı, osmanlı'da hamam oğlanları kayıtlıymış ve vergi veriyorlarmış. hatta bir minyatürde meslek odaları töreninde, bu meslek sahibi oğlanların geçişi resmedilmiş. türkçe'de zamparanın benzeri kulampara kelimesi var. zampara kadına düşkün, kulampara oğlana düşkün demek oluyor.
İşin komik yani, eski yunanı hariç tutarsak, bu iş geldiğimiz ortaasya'da da gidemediğimiz batı'da da, bu kadar yaygın ve kurumsal değil. Ortaasya kaynaklı bir kültür bu. Bize de oradan geçmiş muhtemelen. kadınları hayattan izole edersen, erkekler de birbiriyle eğlenmeye başlar.
Bir osmanlı devlet adamının sözü vardı, batılı elçilerden utandığımızdan oğlanlarımıza varamaz olduk diye.
0
@titiraprap orta asya değil de fars, arap adeti bu. Orta Asya'da kadın hiç de izole değil kültürümüzde.
0
Vlad tepeşin hayatını okuyun yani malum drakula.adamlar 2 kardeş fatihle birlikte okuyorlar.her ikisi de harem oğlanı.önce vlad hükümdar oluyor sonra isyan ediyor.sonra kardeşini yerleştiriyorlar.sorsan en dindar onlar.dinin amacı ahlak filan değil para ve kitleleri el altında tutmak.
0
p133mmx
Bu konuda bir yerlerde okuyabileceğimiz bir açıklama yaptı mı?Ve orada ne yapıyor?
Bu konuda bir yerlerde okuyabileceğimiz bir açıklama yaptı mı?
Ve orada ne yapıyor?
Ve orada ne yapıyor?
0
3. dünya ülkesinde yaşamak istediği için olabilir
edit: hahaha yanlış yazmışım yahu elbette "istemediği" için olacaktı :)
edit: hahaha yanlış yazmışım yahu elbette "istemediği" için olacaktı :)
0
Kancuktan kurtulmak icin, ama nerden bilebilirdi ki kancuk da gocecek. Hahahhaha.
0
imkanı olan her insanın yapması gereken mantıklı bir hareket. mesleği uygundu, parası vardı, göçtü. neden göçmesin ki?
0
baskı kurmak için ssg'ye hapis cezasını kitlediler. ama 3 yıl içinde tekrarlamaması şartıyla ceza uygulanmadı.
yani ayağını denk al yoksa öperiz dediler. o da totoyu kurtarmak için amerika'ya kaçtı.
orada bir iş yapıcam diye bahane uydurdu. oysa o güne kadar böyle bir işten hiç bahsetmiyordu. halen de o "iş" ortada yok. buradan kazandıklarını eziyor.
www.diken.com.tr
www.hurriyet.com.tr
yani ayağını denk al yoksa öperiz dediler. o da totoyu kurtarmak için amerika'ya kaçtı.
orada bir iş yapıcam diye bahane uydurdu. oysa o güne kadar böyle bir işten hiç bahsetmiyordu. halen de o "iş" ortada yok. buradan kazandıklarını eziyor.
www.diken.com.tr
www.hurriyet.com.tr
0
tutan ve para getiren bir is yapmissin ama hergun baski, hergun mahkeme kararlari vs.
kalip donkisotluk yapacagina, genc yasta kazandigi parayi yemeye gitti. zaten cesme akiyo burda, isin basina da kanzuk'u oturttu.
ha dersen ki ikinci bir projesi var mi ortada? yok. kira geliriyle gecinen emekli amca gibi takiliyo iste.
kalip donkisotluk yapacagina, genc yasta kazandigi parayi yemeye gitti. zaten cesme akiyo burda, isin basina da kanzuk'u oturttu.
ha dersen ki ikinci bir projesi var mi ortada? yok. kira geliriyle gecinen emekli amca gibi takiliyo iste.
0
yanlış anlama ama soru bana çok saçma geldi. Ssg neden 'Amerika'ya geç göçtü?' diye mi soracaktın acaba
0
titiraprap
evde şöyle sosyal medya kullanmalık, dizi izlemelik bir bilgisayar istiyorum.ssd'si olsa iyi olur sani.
evde şöyle sosyal medya kullanmalık, dizi izlemelik bir bilgisayar istiyorum.
ssd'si olsa iyi olur sani.
ssd'si olsa iyi olur sani.
0
sadece bu amaç içinse, ssd ye ihtiyacınız yok. daha ucuza ssd olmayan modellere bakabilirsiniz.
ne alırsanız alın ihtiyacınızı karşılayacaktır. daha ziyade markaya odaklanın derim
ne alırsanız alın ihtiyacınızı karşılayacaktır. daha ziyade markaya odaklanın derim
0
bu iki iş için tablet almanızı önermeye geldim. hem daha ucuz, hem daha hızlı, hem pili daha uzun gidiyor hem de daha hafif.
hem windows olayından da kurtulursunuz.
hem windows olayından da kurtulursunuz.
0
francescodellamorte
alaattin çakıcı hapiste hapisten ne zaman çıkacak?fadıl akgündüz hapiste mi dışarıda mı?
alaattin çakıcı hapiste hapisten ne zaman çıkacak?
fadıl akgündüz hapiste mi dışarıda mı?
fadıl akgündüz hapiste mi dışarıda mı?
0
aladdin çakıcı hapiste. bu ülkede 35 kere ağırlaştırılmıştır müebbet alan adam bile çıktı oda çıkar.
0
ne merak edecen akp ve rte ye sırtını dayamış halkı s.. servetine servet katıyor
0
@mikahakkinen
35 kere agirlastirilmis muebbet cezasi alan adam zaten 30 sene yatar. amerikadaki gibi ceza isimleri uygulama ile ortusmuyor. 20 sene aldiysa 5 sene yatar mesela.
35 kere agirlastirilmis muebbet cezasi alan adam zaten 30 sene yatar. amerikadaki gibi ceza isimleri uygulama ile ortusmuyor. 20 sene aldiysa 5 sene yatar mesela.
0
acaba amerikada bizdeki gibi indirim oluyor mu.
diyelim 20 yıl ceza aldık. tam 20 yıl mı yatıyoruz. :)
diyelim 20 yıl ceza aldık. tam 20 yıl mı yatıyoruz. :)
0
0
@baldur2 biliyorum 35 kere ağırlaştırılmış alıp tahliye olabiliyor. abartı yazdım. ergenekon davasını düşünerek söyledim.
0
titiraprap
bilişimin geldiği bu noktada çok saçma ve sinir bozucu değil mi?teknoloji geliştikçe yazılımlar daha kullanıcı dostu olması gerekirken,sözlükte tersi oluyor.
bilişimin geldiği bu noktada çok saçma ve sinir bozucu değil mi?
teknoloji geliştikçe yazılımlar daha kullanıcı dostu olması gerekirken,
sözlükte tersi oluyor.
teknoloji geliştikçe yazılımlar daha kullanıcı dostu olması gerekirken,
sözlükte tersi oluyor.
0
sınır bilişimden dolayı değil, site yöneticileri o zaman ki toplu entry silmeye karşı getirmişlerdi.
0
mikahakkinen
- Sandık kurullarının nasıl oluşacağı, görev ve yetkileri 135 sayılı YSK genelgesiyle ilan edildi. Buna göre sandık kurulları 1 başkan, 6 asil, 6 yedek üyeden oluşacak. 5 üyeyi siyasi partiler verecek. - Burada kriter son seçime katılmak üzerinden belirlendi. İYİ Parti’nin sandık kurullarına üye ver
- Sandık kurullarının nasıl oluşacağı, görev ve yetkileri 135 sayılı YSK genelgesiyle ilan edildi. Buna göre sandık kurulları 1 başkan, 6 asil, 6 yedek üyeden oluşacak. 5 üyeyi siyasi partiler verecek.
- Burada kriter son seçime katılmak üzerinden belirlendi. İYİ Parti’nin sandık kurullarına üye verme hakkı bulunmuyor. Ve bu temel bilgi az biliniyor.
- Gelelim düğüm noktasına: Bazı siyasi partiler sandık kurulu için üye bildirmez, ya da bildiremezse İlçe Seçim Kurulu o partinin üyesinin yerine, en yüksek oyu alan partiden birini atayabilecek.
- Seçim günü, her sandıkta seçimin başlamış sayılması için dört kişinin varlığı yetiyor.
Bir başkan üç üye. Ve sandık kurulu başkanları ilk kez atanmış kişilerden oluşacak.
Peki ne olacak?
135 sayılı genelge ile ilk kez ortaya çıkan iki soru işareti:
- Sabah erkenden, diyelim ki başkan, atanmış üye, AKP üyesi ve MHP üyesi ile dört kişi toplandı. Sandık kurulu başkanı, “Dört kişi olduk, yemin edip başlayalım” diyecek mi?
Yani ücra köşelerde ücra sandıklarda üstünlük tek partide olacak.
Zaten ümidim yoktu, az olan da bitti.
- Burada kriter son seçime katılmak üzerinden belirlendi. İYİ Parti’nin sandık kurullarına üye verme hakkı bulunmuyor. Ve bu temel bilgi az biliniyor.
- Gelelim düğüm noktasına: Bazı siyasi partiler sandık kurulu için üye bildirmez, ya da bildiremezse İlçe Seçim Kurulu o partinin üyesinin yerine, en yüksek oyu alan partiden birini atayabilecek.
- Seçim günü, her sandıkta seçimin başlamış sayılması için dört kişinin varlığı yetiyor.
Bir başkan üç üye. Ve sandık kurulu başkanları ilk kez atanmış kişilerden oluşacak.
Peki ne olacak?
135 sayılı genelge ile ilk kez ortaya çıkan iki soru işareti:
- Sabah erkenden, diyelim ki başkan, atanmış üye, AKP üyesi ve MHP üyesi ile dört kişi toplandı. Sandık kurulu başkanı, “Dört kişi olduk, yemin edip başlayalım” diyecek mi?
Yani ücra köşelerde ücra sandıklarda üstünlük tek partide olacak.
Zaten ümidim yoktu, az olan da bitti.
0
1adam, senin gibi dini butun adama secimde hile yapmanin kolaylasmasina sevinmek ondan medet ummak yakisiyor mu?
yani diyorsun ki hile ihtimalini kuvvetlendiren duzenleme benim umudumu arttirir oyle mi?
yani diyorsun ki hile ihtimalini kuvvetlendiren duzenleme benim umudumu arttirir oyle mi?
0
kurul murul hikaye hepsi. tek bir konu var zaten sonucu belirleyecek olan; mühürsüz oyların kabulu. bitti.
0
@robokot
1adam müslümanlığı, çıkar sağlayanları ve suç işleyenleri desteklemek için kullanan bir tip. islamda böyle şeyler yok.
1adam müslümanlığı, çıkar sağlayanları ve suç işleyenleri desteklemek için kullanan bir tip. islamda böyle şeyler yok.
0
@titiraprap, kinaye yapiyorum yoksa hepsi boyle. bir an gardini dusurup kalbini acik etti de yuzune vurayim dedim.
0
Bakiyorum da kimileri icin adalet onemli degil, onemli olan oyle ya da boyle kendilerinin kazanmasi. Her yol mubah...
Soruya gelince evet benim de umidim cok az, halen de degismedi ve secime kadar da degismeyek dusuncem. Secim sonucu da beni hic sasirtmayacak. Secimden oeoey umitli olanlari goruyorum bazen de, su saate kadar uyanmayan milletin son dakikada uyanacagini dusunmeye iten nedir merak ediyorum onlari.
@kaptan
referandumda nasil hile yapildiysa oyle yapilir, cok basit.
Soruya gelince evet benim de umidim cok az, halen de degismedi ve secime kadar da degismeyek dusuncem. Secim sonucu da beni hic sasirtmayacak. Secimden oeoey umitli olanlari goruyorum bazen de, su saate kadar uyanmayan milletin son dakikada uyanacagini dusunmeye iten nedir merak ediyorum onlari.
@kaptan
referandumda nasil hile yapildiysa oyle yapilir, cok basit.
0
@robokot
hile gizli olur. üstteki anlatılan durum herkesin bildiği bir durum.
bu arada gardı falan açık ettiğim yok. gard almaya gerek yok. açık konuşana da dayanamıyorsunuz. ne güzel değil mi burada hiç bir muhalif cevap almadan kendi yağınızda kavrulmak..
@titiraprap
senin kadar burada ileri giden olmadı. bunu unutmayacağım. söylediğinin hafife alınır bir tarafı yok.
hile gizli olur. üstteki anlatılan durum herkesin bildiği bir durum.
bu arada gardı falan açık ettiğim yok. gard almaya gerek yok. açık konuşana da dayanamıyorsunuz. ne güzel değil mi burada hiç bir muhalif cevap almadan kendi yağınızda kavrulmak..
@titiraprap
senin kadar burada ileri giden olmadı. bunu unutmayacağım. söylediğinin hafife alınır bir tarafı yok.
0
@1adam, muhalefet sorun degil ya eglence oluyor bize de bir yerde.
>hile gizli olur.
mesele de gizlemenin kolaylasmasi zaten. yeni duzenleme butun taraflar sandik basinda yer almadan oylamanin baslamasini kolaylastiriyor, yani olabilecek usulsuzlukleri "gizlemeyi" kolaylastiriyor, yani "hileyi" kolaylastiriyor. mesele de o zaten. sen de bunu "ümidim arttı" diye karsiliyorsun. acik ettigin de bu zaten ama ya farkinda degilsin ya laf ceviriyorsun.
titiraprap az bile demis tabii. senin 1adamin, zamaninda "bir gun beni zengin gorurseniz bilin ki haram yemisimdir" diye agzini doldura doldura konusmuslugu var, ama pesinden kosarsiniz hala.
>hile gizli olur.
mesele de gizlemenin kolaylasmasi zaten. yeni duzenleme butun taraflar sandik basinda yer almadan oylamanin baslamasini kolaylastiriyor, yani olabilecek usulsuzlukleri "gizlemeyi" kolaylastiriyor, yani "hileyi" kolaylastiriyor. mesele de o zaten. sen de bunu "ümidim arttı" diye karsiliyorsun. acik ettigin de bu zaten ama ya farkinda degilsin ya laf ceviriyorsun.
titiraprap az bile demis tabii. senin 1adamin, zamaninda "bir gun beni zengin gorurseniz bilin ki haram yemisimdir" diye agzini doldura doldura konusmuslugu var, ama pesinden kosarsiniz hala.
0
Bu acidan degildim tesekkur ederim fakat bu bana eski kurallarla ayni gibi geldi. Ysk tarafindan atanan 1 baskan, yine Ysk tarafindan atanan bir baskan yardimcisi ve 3 siyasi parti uyesi yeterliydi onceki secimde. Fark nedir?
Buna gerek birakmayan secim hileleri ise sunlar: 1) Ysk'nin tamamen partizan olmasi ve orneklerle sabit hukumet tarafindan baskiya tabi olmasi. 2) Secmen listelerinin denetimsizligi, orneklerle sabit hayali secmenler 3) Bireylerin verdigi oylarin saglamasini yapmaya olanak taniyacak muhurlu/muhursuz orijinal materyallerin hukumet tarafina saglanmasi. Bireylerin verdigi oydan emin olabilmek de baski/tesvik/vaat araciligiyla cok net bir hiledir.
Buna gerek birakmayan secim hileleri ise sunlar: 1) Ysk'nin tamamen partizan olmasi ve orneklerle sabit hukumet tarafindan baskiya tabi olmasi. 2) Secmen listelerinin denetimsizligi, orneklerle sabit hayali secmenler 3) Bireylerin verdigi oylarin saglamasini yapmaya olanak taniyacak muhurlu/muhursuz orijinal materyallerin hukumet tarafina saglanmasi. Bireylerin verdigi oydan emin olabilmek de baski/tesvik/vaat araciligiyla cok net bir hiledir.
0
@robokot
sen laf çevirmeyi bırakıp sunu söylüyor olabilir misin?
-biz neden hile yapamıyoruz yea ? belki de asıl derdin budur
maksat niyet okumaksa al sana soru..
sen laf çevirmeyi bırakıp sunu söylüyor olabilir misin?
-biz neden hile yapamıyoruz yea ? belki de asıl derdin budur
maksat niyet okumaksa al sana soru..
0
asil derdim olamaz cunku ayni kurallar bana da gecerli, ben de hile yapabilirim. senin aksine ben, benim hile yapmami kolaylastiracak bir seyi de savunmam, cunku hile sevmem, secimde hile beni gelecek icin umitlendirmez, senin ve efradinin aksine.
niyet okuyacak bir sey yok, biri gelmis demis "bu hileyi kolaylastirir, umudum azaliyor", sen de cikip gelmissin "oo o zaman benim umidim artiyor", okuyacak bir sey yok, cevirmeye de calisma acik acik yazmissin.
niyet okuyacak bir sey yok, biri gelmis demis "bu hileyi kolaylastirir, umudum azaliyor", sen de cikip gelmissin "oo o zaman benim umidim artiyor", okuyacak bir sey yok, cevirmeye de calisma acik acik yazmissin.
0
@robokot
bak hile yapmaya hazır halin var madem. başka bir şey demiyorum. konu kapandı benim için.
bak hile yapmaya hazır halin var madem. başka bir şey demiyorum. konu kapandı benim için.
0
hannibal094
Merhaba benim kuzenim bilgisayar mühendisliği mezunu daha iş bulamadı onla konuştuğumda muhendusliklerin artık eskisi gibi olmadığını is bulmanın zor olduğunu söylüyor kiminle konuşsam aynı cidden böyle mi. Eskisi gibi ihtişamlı bir şey değil mi mühendislik okumak? Niye böyle oldu bi fikriniz var
Merhaba benim kuzenim bilgisayar mühendisliği mezunu daha iş bulamadı onla konuştuğumda muhendusliklerin artık eskisi gibi olmadığını is bulmanın zor olduğunu söylüyor kiminle konuşsam aynı cidden böyle mi. Eskisi gibi ihtişamlı bir şey değil mi mühendislik okumak? Niye böyle oldu bi fikriniz var mı ben mühendisliğin hep bi numaralı bölüm olduğunu düşünürdüm. Niye böyle durum...
0
çünkü her okula her mühendislik bölümünü açtılar, bu durumda da bir sürü mühendisimiz oldu. ve muhteşem ekonomimiz sağolsun ülkede yatırımcı pek yok, kaçan kaçana. zaten istanbulda değilse iş bulmak 5 kat zor.
0
bilgisayar için konuşuyorum. kendini geliştirmeyen kesinlikle tutunamaz. sadece okumak yetmiyor. kendi istediği alanda güzel stajlar, eğitim sertifikaları yoksa. güzel bir linkedin, github profili falan kasmamışsa okulda verilen eğitim hiç de yeterli değil. isterse iş bulur ama asgari ücretle başlamaya burun kvırıyodur
0
Mühendislik diye bir kavram kalmadı maalesef. Mühendislik fakülteleri zaten kötüyken üstünde teknoloji fakülteleri de mühendis çıkarmaya başladı tam oldu. Ülke hakkıyla mühendis yetiştiriyor olsa diplomaların %80'i hiç var olmazdı. Ha kime sorarsanız ben de inşaat mühendisiyim, ben de olamazdım.
0
teknoloji fakultelerine bok atmadiginiz kalmisti :D
kendisini gelistirirse bulur. teknoloji fakultelerinin uygulamali egitim vermesi neden insanlarin zoruna gidiyor anlamiyorum. insaat muhendisigi ile bilgisayar muhendisligi cok ayri bi dunya. sektor disindan insanlar yanlis yonlendiriyor iste boyle
kendisini gelistirirse bulur. teknoloji fakultelerinin uygulamali egitim vermesi neden insanlarin zoruna gidiyor anlamiyorum. insaat muhendisigi ile bilgisayar muhendisligi cok ayri bi dunya. sektor disindan insanlar yanlis yonlendiriyor iste boyle
0
Dünya bazındaki iş bulma istatistiklerine bakarsanız iş bulma oranının en yüksek olduğu alanlar yazılım ve bilgisayar mühendisliği. İş bulamamasının muhtemelen nedeni ya türkiyedeki iş marketinin bozukluğu ya da kıytırık bir üniversiten mezun olup kendini geliştirmemesi. 3 4 yazılım dilini iyi bilen diplomalı bir bilgisayar mühendisi türkiyede bile iyi maaşlı bir iş bulur diye düşünüyorum.
0
mühendislik dediğin şey senin kafanda kurduğun gibi elon musk'lar, tesla araçlar, mars'a araç göndermek vs. değil türkiyede. hele bilgisayar mühendisliği iyice ayağa düştü. iyi bir üni mezunu değilsen asgarinin biraz üstünde iş bulabilirsin, o da şanslıysan.
benim 8. yılım, elektrik mühendisiyim, daha yeni 7-8k civarında alabiliyorum.
benim 8. yılım, elektrik mühendisiyim, daha yeni 7-8k civarında alabiliyorum.
0
uzaktan eğitim ile mühendis yetiştiren üniversite var bu ülkede. mühendislik cidden eskisi gibi değil. bir de arz-talep dengesine bakılmıyor. yani ülkede istihdamı artıracak faaliyetler, açılan üniversiteler ve bölümlere nazaran çok az. istihdam olduğu yerde kaldıtan sonra her yıl binlerce mühendis mezun edersen o adam da işsiz kalıyor ya da asgari ücret alıp operatör gibi çalışıyor.
0
diğer alanları bilmem ama bilgisayar/yazılım mühendisliği bölümlerinden eğitimli insan çıkmıyor artık. Ne kadar iş başvurusu varsa bomboş cvler. Yeminle iki yıllık programcılıktan mezun kişiler daha donanımlı çıkıyor. Ne olmuş bu mühendislik bölümlerinin eğitimine bilemiyorum! Bu nedenle bomboş çıkanlar iş bulamıyor. Yoksa piyasada bu alanlarda iş çok.
0
200 küsur puan alıp mühendisliğe yerleşen niteliksiz sayısalcıların kendilerini çok zeki sanması.
Neyse ki mühendisliğe yerleşen zekidir algısı yavaş yavaş kırılıyor. Gerçekten yüksek puanlar alıp mühendis okuyan arkadaşlar alınmasın fakat toplum içinde de konu komşu tarafından boş bir pohpohlanma içindeydi bu 10-15 net matematik yapıp yerleşen sayısalcılar.
Tabii @111111 +1
Bu da her köşeye mühendislik açılmasının bir sonucu
Neyse ki mühendisliğe yerleşen zekidir algısı yavaş yavaş kırılıyor. Gerçekten yüksek puanlar alıp mühendis okuyan arkadaşlar alınmasın fakat toplum içinde de konu komşu tarafından boş bir pohpohlanma içindeydi bu 10-15 net matematik yapıp yerleşen sayısalcılar.
Tabii @111111 +1
Bu da her köşeye mühendislik açılmasının bir sonucu
0
diploma=para olayinin 70'lerden sonra gazi kacmaya baslamis. bu sadece turkiye'de degil, eli yuzu duzgun ulkelerde de boyle. istisnalar vardir tabii, deli para kazanin ITciler gordum ben ama tek tuk. okumus kesimden ortalama olarak iyi para kazanmaya devam edecek olanlar tip ve hukuk ile baglantili birseyler okuyanlar gibi gozukuyor.
0
lise binası dikip içine mühendislik bölümü açtılar.
teknik öğretmenlere mühendislik tamamlamayla diploma verdiler.
teknoloji fakültelerine mühendislik diploması verdiler.
mühendislik puanlarını dize kadar çektiler.
at mühendisliği, süt mühendisliği, kıl-tüy mühendisliği adı altında sürüsüyle şey açtılar.
piyasadaki mühendis ihtiyacıyla mezun olan mühendis sayısı orantısız derece açılıyor.
üniversitelerde mühendislik eğitimi kalitesiz.
not: mühendisim.
not olarak diğer bütün meslekler böyle oluyor. hukuk da dahil. tek bi tıp hariç. tıp hala prestijli.
teknik öğretmenlere mühendislik tamamlamayla diploma verdiler.
teknoloji fakültelerine mühendislik diploması verdiler.
mühendislik puanlarını dize kadar çektiler.
at mühendisliği, süt mühendisliği, kıl-tüy mühendisliği adı altında sürüsüyle şey açtılar.
piyasadaki mühendis ihtiyacıyla mezun olan mühendis sayısı orantısız derece açılıyor.
üniversitelerde mühendislik eğitimi kalitesiz.
not: mühendisim.
not olarak diğer bütün meslekler böyle oluyor. hukuk da dahil. tek bi tıp hariç. tıp hala prestijli.
0
theconqueror
internette gördüm ilginç geldi bu ürün sizce tutar mı? (pazar araştırması yapmıyorum merak etmeyin) Büyük sitelerde satışına henüz denk gelmedim.https://www.geek.com/gadgets/bar-soap-dispensers-will-double-as-cheese-graters-in-a-pinch-1305013/
internette gördüm ilginç geldi bu ürün sizce tutar mı? (pazar araştırması yapmıyorum merak etmeyin) Büyük sitelerde satışına henüz denk gelmedim.
www.geek.com
www.geek.com
0
hayır. toplu yerler köpüğe geçti, eve de bunu almak saçma. al eline sabunu yıka işte.
0
sabun ıslanınca lavabo kenarında baya iz yapıyor pis oluyor, eriyip gidiyor tabi bi de, böyle kuru kalıyor.
olumlu yönü bu bence.
olumlu yönü bu bence.
0
sıvı sabundan artısı ne ki, sıvı sabun ya da köpük daha basit değil mi?
0
sıvı sabuna, özellikle umumi tuvaletlerde kullanılan dandik sıvı sabuna reaksiyon gösteren, kullanınca anında eli kupkuru olan ve yaralar çıkan benim gibi kontakt dermatit mağdurları için nefis bir şeymiş bu. rahatsızlığım yüzünden dışarıda elimi yıkayamaz oldum.
ama umumi tuvaletlerde yine tutmaz bu. yani sıvı sabun dispenserları gibi hijyenik durmuyor. sıvı sabun veya köpük varken kimse tuvaletine bunu koymaz.
ev için de yukarıda dendiği gibi güzel sabunluğum, medikal sabunum var zaten. bunu niye alıp eve koyayım, sabunu elime alır yıkarım.
ama umumi tuvaletlerde yine tutmaz bu. yani sıvı sabun dispenserları gibi hijyenik durmuyor. sıvı sabun veya köpük varken kimse tuvaletine bunu koymaz.
ev için de yukarıda dendiği gibi güzel sabunluğum, medikal sabunum var zaten. bunu niye alıp eve koyayım, sabunu elime alır yıkarım.
0
limoncello
sevgilinizin dizlerine kadar selüliti var diyelim rahatsız olur musunuz?
sevgilinizin dizlerine kadar selüliti var diyelim rahatsız olur musunuz?
0
Sevgilimken olduysa olmaması için uğraşmasını bekler yine de olmuyosa dert etmem.
Ama gidip dizine kadar selülitli biriyle sevgili olmam.
Ama gidip dizine kadar selülitli biriyle sevgili olmam.
0
rahatsız olmam. normalde de olmam da, selülit en fit görünüşlüde bile olabilen bir lanet, haksızlık yapmamak lazım.
0
Kadınların yüzüne bakmadığı tiplerin "olurum" cevaplarını göreceğiz burada bol bol. Taş gibi adamların olmadığına bizzat şahidim oysa.
0
sevdiğimse olmam ama teyzelere de üzülmesinler diye bence hiç rahatsız edici değil gibi yalanlar uydurmam.
0
bacaklarım çirkin olsa da erkekler beni istiyor, o halde sorun yokcu kezolar belli etmiş kendini. taş gibi adamlar dediğin en ölücü tiplerdir türkiyede. güzelinden çirkinine ipe dizer geçerler mideleri yoktur. kendinizi özel sanmayın yani isteniyorsunuz diye.
cevap: olurum ama önemsemem.
cevap: olurum ama önemsemem.
0
Taş gibi adamların niye kriteri olmasın lan isterlerse taş gibi kadın ayarlayabilecek adamlar niye çirkinle çıksın aşırı mantıksız bı yer oldu burası
0
Hic rahatsiz olmam. Bende mi acayiplik var bilmem ama bu selulit neden bu kadar abartliliyor anlamadim hic. Cok igrenc bir seymis gibi. Belki ben anormalimdir bilmiyorum ama cok abartili olmadikca bana rahatsizlik vermiyor. Onu gectim cekici bile gelir biraz selulit, tahrik eder beni.
0
Selülit tüm kadınlarda bulunur, victoria's secret mankenleri veya prof kadın sporcular dahil. O kadınları saat öğlenin 12sinde plaja bir götürün bakalım. Kadın olmanın (östrojen hormonunun) getirisidir. Beslenme ve spor ile azaltılır, ama asla yok olmaz.
Hasbelkader Scarlett johansson ile sevgili olsanız ondan da rahatsız olursunuz siz, bence kimseyle sevgili olmayın:)
i.pinimg.com
Edit: rahatlayın biraz ya ahahaha "siz scarlett değilsiniz" falan:D yaz da geldi ya hormonlar coştu, bünyede sinir yapıyor sanırım.
Hasbelkader Scarlett johansson ile sevgili olsanız ondan da rahatsız olursunuz siz, bence kimseyle sevgili olmayın:)
i.pinimg.com
Edit: rahatlayın biraz ya ahahaha "siz scarlett değilsiniz" falan:D yaz da geldi ya hormonlar coştu, bünyede sinir yapıyor sanırım.
0
40ı aşmış, gram spor yapmayan kadın tanıyorum. zerre selülit yok.
olmayınca olmuyor.
olmayınca olmuyor.
0
40ini asmis ve hic spor yapmayan zerre seluliti olmayan kadin benim de gormuslugum olmakla birlikte hemen hemen herkeste vardir diyorum bende. Uc bes istisna bunu degistirmez, neredeyse herkeste az cok vardir selulit.
0
biraz genetik eksenli bir konu sanırım bundan dolayı görüntü olarak hoşlanmasam da rahatsız olmam fakat bilinçli olarak kötü beslenme,hareketsiz yaşamla oluyorsa sağlığı için dikkat etmesi gerektiğini belirtirdim.
0
titiraprap
2 kere uyardım hala silkiyor.balkonumdan penceremden saçlar kıllar topluyorum.ben bu kadını ne yapayım, kocasıyla mı konuşayım?bu arada ben erkeğim.
2 kere uyardım hala silkiyor.
balkonumdan penceremden saçlar kıllar topluyorum.
ben bu kadını ne yapayım, kocasıyla mı konuşayım?
bu arada ben erkeğim.
balkonumdan penceremden saçlar kıllar topluyorum.
ben bu kadını ne yapayım, kocasıyla mı konuşayım?
bu arada ben erkeğim.
0
yöneticiye söyleyin uyarmış olsun
sonrasında zabıta
halı silkme refleksine bakarak, kocası ile konuşmanın pek olumlu gitmeyeceğini düşünüyorum.
sonrasında zabıta
halı silkme refleksine bakarak, kocası ile konuşmanın pek olumlu gitmeyeceğini düşünüyorum.
0
Eşiyle görüş.
"Abi, bizim balkonda birikiyor herşey. Yakışık almaz dedim, senden rica edeyim istedim. Yengeye sıkıntıdan bahsetsen de, dikkat etse güzel olur" de.
Şu konuşmaya tav olmayacak erkek yok. Bak adam benim karım üstümdeki hakimiyetimi kabullenmiş, ne yapıp edip o kadını engellemem lazım ki, adam gözündeki otoritem sarsılmasın diyecek. :D
Biraz eli yüzü düzgün muhitteyseniz, konuşarak zaten herkwesle çözülür. Ama öbür türlüsüyle, "lan sen beni yöneticiye şikayet etmişsin auuuammgoduuum" diye dönebilir iş. Değmez.
"Abi, bizim balkonda birikiyor herşey. Yakışık almaz dedim, senden rica edeyim istedim. Yengeye sıkıntıdan bahsetsen de, dikkat etse güzel olur" de.
Şu konuşmaya tav olmayacak erkek yok. Bak adam benim karım üstümdeki hakimiyetimi kabullenmiş, ne yapıp edip o kadını engellemem lazım ki, adam gözündeki otoritem sarsılmasın diyecek. :D
Biraz eli yüzü düzgün muhitteyseniz, konuşarak zaten herkwesle çözülür. Ama öbür türlüsüyle, "lan sen beni yöneticiye şikayet etmişsin auuuammgoduuum" diye dönebilir iş. Değmez.
0
eski komşuyla da gürültü yüzünden papaz olmuştuk.
bu da gürültü yapıyor ama artık uğraşmaktan sıkıldığım için ses etmiyordum.
şimdi de tepemden toz pislik yağmaya başladı.
insanı zorla psikopat edecekler.
bu da gürültü yapıyor ama artık uğraşmaktan sıkıldığım için ses etmiyordum.
şimdi de tepemden toz pislik yağmaya başladı.
insanı zorla psikopat edecekler.
0
dusune dusune bilenme. deveyi diken +1 diyorum. Esiyle o sekilde konusursan az cok tahmin edebilecegimiz gibi o adam icin kadini durdurmak mesele haline gelecektir. Baktin olmuyor, yonetici vs denenebilir.
0
Kadınla konuş bence, ama kapısına giderek değil (kapıma geldi diye uyuz olabilir) apt. da merdivenlerde filan rast geldiğin zaman. Rica et yapma ablacım filan de.
Bu zihniyette insanların, konuşmaktan filan da anlayacağını pek zannetmiyorum gerçi. Yine de şansını dene bence.
Bu arada benim tepemden, tırnak, kıl, saç vb. silkeleyen bir komsu vardı. Kadına kibarca rica ettiğim halde çemkirmişti bana. Yani işin zor, üzgünüm.
Bu zihniyette insanların, konuşmaktan filan da anlayacağını pek zannetmiyorum gerçi. Yine de şansını dene bence.
Bu arada benim tepemden, tırnak, kıl, saç vb. silkeleyen bir komsu vardı. Kadına kibarca rica ettiğim halde çemkirmişti bana. Yani işin zor, üzgünüm.
0
Kadının birinin halisi benim balkonuma düşmüştü. Halisini istemeye gelince vermemiştim. Aaaa böylesini ilk defa görüyorum diye çemkirmişti bana. Bizim balkonun hemen altından arabalar geçer kamyon filan geçerse kasasına atacaktım. Eşim zorla elimden alıp vermişti. Defalarca uyarmama rağmen aynı devam etti. Halı olayından sonra daha kuduruk çırptı. Velhasıl bi şey çıkmaz devam ederler.
0
kaybeden adam
sigortam yok. genel sağlık sigortam da yok. ama mhrs den aile hekimime randevu alabiliyorum. tam kan sayımı yaptırmak istiyorum yaptırabiliyor muyum? ne kadar ücret ödemem gerekiyor? ücretsiz mi?
sigortam yok. genel sağlık sigortam da yok. ama mhrs den aile hekimime randevu alabiliyorum. tam kan sayımı yaptırmak istiyorum yaptırabiliyor muyum? ne kadar ücret ödemem gerekiyor? ücretsiz mi?
0
duyuru nick uyumu:)
kaybetmeye mahkumsun.
mantıken sigorta yok ve gss'den yana da sorun varsa ücretli olacak tüm işlemler.
bilen fiyatlandırmadan bahseder ama sabah gitmeden arayıp öğrenebilirsin.
kaybetmeye mahkumsun.
mantıken sigorta yok ve gss'den yana da sorun varsa ücretli olacak tüm işlemler.
bilen fiyatlandırmadan bahseder ama sabah gitmeden arayıp öğrenebilirsin.
0
@qxgviper üzdün. böyle mi söylenir.
araştırıyorum tüm iyi niyetimle, 5510 sosyal güvenlik mevzuatını kanunu, yada her ne deniyorsa. madde var amk şu şekilde; sığınmacı ve vatansızlar yararlanabiliyor.
..
araştırıyorum tüm iyi niyetimle, 5510 sosyal güvenlik mevzuatını kanunu, yada her ne deniyorsa. madde var amk şu şekilde; sığınmacı ve vatansızlar yararlanabiliyor.
..
0
hocam gss borçlarının büyük kısmını sildilerdi. hiç baktın mı ne kadar borcun var ?
edevlette provizyon sorgulama diye birşey de vardı sanki.
edevlette provizyon sorgulama diye birşey de vardı sanki.
0
gss kanunu ile birlikte sigortasız tc vatandaşı kalmadı. herhangi bir güvencesi olmayanlar da otomatik olarak gss kapsamına alınarak borçlandırılıyor (meşhur gss primleri) ama aktivasyon için sgk'ya falan gitmek gerekiyor olabilir ondan emin değilim.
0
devilred
1. Phoebe2. Buffy3. Kediş4. Bonbon5. BihterOylama başlasın!
1. Phoebe
2. Buffy
3. Kediş
4. Bonbon
5. Bihter
Oylama başlasın!
2. Buffy
3. Kediş
4. Bonbon
5. Bihter
Oylama başlasın!
0
1
- adı ne?
+ fobi
- aa, niye fobi?
+ Hayır öyle değil. Phoebe diye yazılıyor.
- hmm güzelmiş
- adı ne?
+ fobi
- aa, niye fobi?
+ Hayır öyle değil. Phoebe diye yazılıyor.
- hmm güzelmiş
0
@bass solo
Ha ha, aynen ben de ona takılıyorum. Anlatamazsın da böyle böyle vampir avlayan bir gacı vardı diye insanlara.
Ha ha, aynen ben de ona takılıyorum. Anlatamazsın da böyle böyle vampir avlayan bir gacı vardı diye insanlara.
0
titiraprap
2 tane evli kadın komşum var.bana asılıyorlar.şaka şaka.yahu bunlar temizlik hastası.mesela üstümdeki tam bir manyak. kadın tepemde her gün sabahtan akşama temizlik yapıyor. karınca gibi hiç durmuyor.yandaki kadın yıkama manyağı. sanırım evinde sanayi tipi bir çamaşır makinası var. her hafta kilimle
2 tane evli kadın komşum var.
bana asılıyorlar.
şaka şaka.
yahu bunlar temizlik hastası.
mesela üstümdeki tam bir manyak. kadın tepemde her gün sabahtan akşama temizlik yapıyor. karınca gibi hiç durmuyor.
yandaki kadın yıkama manyağı. sanırım evinde sanayi tipi bir çamaşır makinası var. her hafta kilimleri, yorganları (nevresimleri değil bildiğin yorganları), yastıkları, herşeyi yıkıyor. balkonunu çamaşırsız görmedim şimdiye kadar. nerdeyse terkosu kuruttu tek başına.
yahu bu kadınlar niye bu kadar takıklar temizliğe? işte bunlar hep seks (eksikliği) mi?
bana asılıyorlar.
şaka şaka.
yahu bunlar temizlik hastası.
mesela üstümdeki tam bir manyak. kadın tepemde her gün sabahtan akşama temizlik yapıyor. karınca gibi hiç durmuyor.
yandaki kadın yıkama manyağı. sanırım evinde sanayi tipi bir çamaşır makinası var. her hafta kilimleri, yorganları (nevresimleri değil bildiğin yorganları), yastıkları, herşeyi yıkıyor. balkonunu çamaşırsız görmedim şimdiye kadar. nerdeyse terkosu kuruttu tek başına.
yahu bu kadınlar niye bu kadar takıklar temizliğe? işte bunlar hep seks (eksikliği) mi?
0
Cok dogru hepsi seks eksikligi. Is simdi sana dusuyor burada troll arkadasim. Kadinlar bolca temizlik yaparak sana mesaji vermisler.
0
Tabii bir kışlık/yazlık temizlik halleri veya genel olarak aşırı hassas insanlar olabilir ama ben bu kadar saplantılı şekilde temizlik yapılmasının mutsuzlukla bağlantısı olduğunu düşünmüşümdür hep. Hayatınızda genel olarak her şey sizin kontrolünüz dışında gelişiyorsa (sizi pek takmayan kişilerle çalışıp yaşıyorsanız, pek sevilmediğinizi hissediyorsanız, ekonomik özgürlüğünüz yoksa, fikriniz sorulmuyorsa genel olarak vs) "kontrol edebildiğim şeyi elden bırakmayayım bari" diye coştukça coşuyor insanlar. Kadın, erkek herkes aynı.
0
hayır işleri yok. tüm gün evde oturunca, sosyalleşemeyince temizlik takıntısı geliştiriyorlar.
0
@sopiro kontrol altina alma teorisi +1
hayatta her sey kontrol disi gittigi zaman ve baska bir kacis olmayinca ev ortaminda kendini obsesif olarak temizlik islerine verme olayi sık goruluyor, kadinlara has da degil sadece memlekette ev erkeginden cok ev kadini oldugu icin. erkekler de ayni problemi baska sekillerde disa vuruyorlar. bir seyin kontrolunun elinde olmasi anksiyeteyi azaltiyor gecici olarak.
seni cok geren bir odevin projen vs oldugunda ve bir turlu baslayamadiginda "dur su odayi evi toplayayim once iyi bir, bilgisayar masaustumu de adam edeyim oyle baslayayim" deyip saatler kaybettigin oldu mu hic? onun her gun yasanani gibi dusun. ama proje yok... ve gecen hafta evi topladin, temizledin, bilgisayari formatladin, butun dosyalari kategorileden iki farkli diske yedegini aldin, masaustu kusursuz, evde tozlu yuzey yok ve bugun yapacak hic bir sey kalmadi. ne yaparsin? sira yorganlara gelir degil mi?
hayatta her sey kontrol disi gittigi zaman ve baska bir kacis olmayinca ev ortaminda kendini obsesif olarak temizlik islerine verme olayi sık goruluyor, kadinlara has da degil sadece memlekette ev erkeginden cok ev kadini oldugu icin. erkekler de ayni problemi baska sekillerde disa vuruyorlar. bir seyin kontrolunun elinde olmasi anksiyeteyi azaltiyor gecici olarak.
seni cok geren bir odevin projen vs oldugunda ve bir turlu baslayamadiginda "dur su odayi evi toplayayim once iyi bir, bilgisayar masaustumu de adam edeyim oyle baslayayim" deyip saatler kaybettigin oldu mu hic? onun her gun yasanani gibi dusun. ama proje yok... ve gecen hafta evi topladin, temizledin, bilgisayari formatladin, butun dosyalari kategorileden iki farkli diske yedegini aldin, masaustu kusursuz, evde tozlu yuzey yok ve bugun yapacak hic bir sey kalmadi. ne yaparsin? sira yorganlara gelir degil mi?
0
genellemeyse genelleme, 3 şeye inanıyorum:
1 temizlik takıntısı olan kadının
2 trafikte agresif takılan erkeğin
3 altında çalışanı ezen yöneticinin, cinsel hayatı kötüdür.
1 temizlik takıntısı olan kadının
2 trafikte agresif takılan erkeğin
3 altında çalışanı ezen yöneticinin, cinsel hayatı kötüdür.
0
Bir de birbirlerine bakıyor bunlar o en fenası. Ayşe'nin, fatma'nın evine gidiyor temiz gelip o da başlıyor temizliğe.
So da bu artarak gidiyor gizliden ya da alenen birbirlerinin evini kontrol etmeler, hangimiz daha temiz onun kıyaslaması, sürekli punduna getirip kapı kenarlarını, sehpanın altını, koltukların arkasını kontrol etmeler. Sonra da kendi böyle diye başkasını da böyle zannetmeler ve sonsuz bir döngü.
Temizliği ben daha iyi bilirim halleri.
So da bu artarak gidiyor gizliden ya da alenen birbirlerinin evini kontrol etmeler, hangimiz daha temiz onun kıyaslaması, sürekli punduna getirip kapı kenarlarını, sehpanın altını, koltukların arkasını kontrol etmeler. Sonra da kendi böyle diye başkasını da böyle zannetmeler ve sonsuz bir döngü.
Temizliği ben daha iyi bilirim halleri.
0
evde kalmaktan kafayı yemiş, hayata dair zerre amaç ve fikri olmayan insanlar.
bizim çevremizde de var öyle.
bizim çevremizde de var öyle.
0
Hayatlarında yolunda gitmeyen şeyleri unutmak için kendilerini bi güzel yoruyorlar. Hırslarını böyle alıyorlar. Ya da gerçekten takıntılılar.
0
üst kat kadın komşum da böyle, her sabahın yedisinde elektrik süpürgesini çalıştırır, alarmı kapatıyorum artık elektrik süpürgesiyle uyanıyorum, günde bilmem kaç kez de halı silkeler filan, temizlik konusunda obsesyonları olduğunu düşünüyorum.
0
for day to break
ağlatanın da ağladığı ibretlik örnekler var mı etrafınızda. bizim bir tanıdık oğlum olmuyor diye hanımın üzerine evlenmiş, oğlan şimdi burnundan fitil fitil getiriyor. ama öyle böyle değil babasını öldürmeye bile kalktı. birde karısını 5 sene önce çirkin diye boşayan adam hala bekar kimseyi bulamadı
ağlatanın da ağladığı ibretlik örnekler var mı etrafınızda. bizim bir tanıdık oğlum olmuyor diye hanımın üzerine evlenmiş, oğlan şimdi burnundan fitil fitil getiriyor. ama öyle böyle değil babasını öldürmeye bile kalktı. birde karısını 5 sene önce çirkin diye boşayan adam hala bekar kimseyi bulamadı. böyle örnekleriniz var mı okumak isterim.
0
@neo, bence aceleci olmamalısın. henüz şimdilik gülüyor da olabilirler.
0
Genellikle ağlatan ağlıyor.
Bir kişi birinin ekmeği ile oynadı tamamen sudan sebeplerle. Yıllarca hayalini kurduğu işi yapması onun iki dudağının arasındaydı, önce ümit verdi sonra def etti. 2 yıl sonra her şeyden üstün gördüğü bütün makamını kaybetti şuanda psikolojik tedavi görüyor.
Kimsenin yaptığı kimsenin yanına kalmıyor demek büyük laf ama genel olarak bu bu şekilde işliyor.
Bir kişi birinin ekmeği ile oynadı tamamen sudan sebeplerle. Yıllarca hayalini kurduğu işi yapması onun iki dudağının arasındaydı, önce ümit verdi sonra def etti. 2 yıl sonra her şeyden üstün gördüğü bütün makamını kaybetti şuanda psikolojik tedavi görüyor.
Kimsenin yaptığı kimsenin yanına kalmıyor demek büyük laf ama genel olarak bu bu şekilde işliyor.
0
yoo. gulmesinin ya da aglamasinin bize yaptiklariyla alakasi oldugunu dusunmuyorum. gulebilir de aglayabilir de. bunu insanin kendisine baglamasi falan tumuyle bullshit, kendini kandirmaca.
0
yok öyle birşey. hatta tersi.
mesela hepimizin hayatını kabusa ceviren bir pez. var.
sefa sürmeye devam ediyor.
mesela hepimizin hayatını kabusa ceviren bir pez. var.
sefa sürmeye devam ediyor.
0
oğlu olmuyo diye karsını boşayacak adam tabi ki bok gibi bir baba olduğundan bok gibi bir çocuk yetiştirecek. burdan ilahi adalet devşirmeye çalışmak çok saçma. ağlatan güler, ağlar belli olmaz böyle şeyler.
0
@ghilleinthemist, adamın güzel vefalı çocukları da var ayrıca karısını boşayıp başkasını bulamayana ne demeli? ayrıca şu da çok güzelmiş: eksisozluk.com
0
bence siyasetçilerin birçoğu ettiğini fazla fazla buluyor. hepsi itibarı 5 paralık biçimde can veriyor. malum pez. arkadaş içinde öyle bir son umut edenlerin sayısı az değil. bakıp göreceğiz artık.
0
ilahi adalet, karma gibi şeylerden medet ummayı bırakırsak her şey değil ama birkaç şey kolaylaşıyor.
0
inanıyorum. var öyle bir şey. örnekleri de var.
ama tam tersi örnekleri de var!
bir, o hırsız şerefsiz; iki, o vefasız... ikisinin de yaşattıklarını yaşamalarını diliyorum. ikincisine karşı hala sevgim ve merhametim var, sadece anlamasını istiyorum. anlasın ve vicdanı rahat vermesin ona. birincisinin ise, Allah belasını versin.
ama tam tersi örnekleri de var!
bir, o hırsız şerefsiz; iki, o vefasız... ikisinin de yaşattıklarını yaşamalarını diliyorum. ikincisine karşı hala sevgim ve merhametim var, sadece anlamasını istiyorum. anlasın ve vicdanı rahat vermesin ona. birincisinin ise, Allah belasını versin.
0
onun gulduguyle benimki bir degil, karistirdiginiz bu. onun mutluluguyla benimki bir degil, onun mutsuzluguyla benimki bir degil.
0
Bana sisko diyen cocuk simdi kel. :)
Ciddi ornek olarakta bizim bir hoca arastirma merkezinin muduruydu. Yuksek lisans, phd ogrencilerini kullanip atti. Cok olay oldu burda uzun uzun anlatamayacagim. Rektor degisince bunu kovdu. Simdi adini anan bile yok.
Ciddi ornek olarakta bizim bir hoca arastirma merkezinin muduruydu. Yuksek lisans, phd ogrencilerini kullanip atti. Cok olay oldu burda uzun uzun anlatamayacagim. Rektor degisince bunu kovdu. Simdi adini anan bile yok.
0
stavro
Tanklari, bildigimiz tank. Evetse ne kadar seviyorsunuz tarif eder misiniz?
Tanklari, bildigimiz tank. Evetse ne kadar seviyorsunuz tarif eder misiniz?
0
0
ben çok seviyorum. o köpüğü falan anlayamazsınız.
suriye iç savaşında epey tank aksiyonu var ben de biraz öğrendim t55 candır.
suriye iç savaşında epey tank aksiyonu var ben de biraz öğrendim t55 candır.
0
hangi açıdan soruyorsun bilmiyorum fakat ben de mekanik araçlardan tren seviyorum, youtubeda farklı demiryollarının videolarını açıp izliyorum rotalarına özelliklerine bakıyorum
0
Çok. Aynı zamanda Nazilerin üniformalarını da. Zerre savaş yanlısı biri olmadığım halde hem de. Allah affetsin.
0
ben seviyorum.
küçüklükte hangimiz bir uçak ya da tank kullanmak istemedik ki?
küçüklükte hangimiz bir uçak ya da tank kullanmak istemedik ki?
0
Bu konudan yakın zamanda bir tane daha açıldığına ve gelen cevapların genelde şuna bakar mısınız bu sevilmez mi tarzında resim vermeli olduğuna dair yemin edebilirim.
0
tanklı inkjet yazıcıysa, evet seviyorum. 100 ml mürekkeple 8 bin sayfa yazdırıyor.
0
seviyorum, çünkü askerde hayatımızı kurtarmıştı.
motor sesi, sonra mermiyi attıktan sonra basınçtan dolayı çıkan fiiüüüüüüppp sesi ve hedefe isabet edince çıkan yer gök inleten gürültüsü vee sonrasında çatara parata silah seslerinin kesilmesi ve sessizlik ve huzur çok güzeldi.
motor sesi, sonra mermiyi attıktan sonra basınçtan dolayı çıkan fiiüüüüüüppp sesi ve hedefe isabet edince çıkan yer gök inleten gürültüsü vee sonrasında çatara parata silah seslerinin kesilmesi ve sessizlik ve huzur çok güzeldi.
0
Ben sevmem pek, uçak gemisi severim. Ama savaş uçaklarını da sevmem, yolcu uçağı severim.
0
İkinci Dünya Savaşı'nı hayat felsefesi yapmış biri olarak Pzkpfw VI Tiger diyorum. Hatta abartmadan bütün benliğimle söylüyorum eğer ki bana istediğim tarihte istediğim kişi olarak hayata gözlerimi açma fırsatı verseler aynı saygıdeğer Wittmann gibi Tiger ası olmak olurdu. Hayran olmamak elde değil. O kadar çok üstün başarılara imza atmış ki sanki kendi başarımmış gibi gurur duyuyorum. Sherman, T34 gibi tanklara konserve tenekesi muamelesi yapmasını bırakın IS 2, Pershing gibi savaşın son demlerinde cepheye sürülen tanklara bile haddini bildirecek güçtedir kendisi.
0
Maalesef cocukken oynadigim Tank 90'dan beri tanklarla ilgili iyi-kotu dusuncelerim olmadi.
0
Tank <3 ben
Wargame: Red dragon adında ünitelerin detaylıca olduğu bi rts oyunu var. Orada tankları yönetmek ayrı haz veriyor.
Wargame: Red dragon adında ünitelerin detaylıca olduğu bi rts oyunu var. Orada tankları yönetmek ayrı haz veriyor.
0
İlköğretim 8. sınıfta çizdiğim tank resimlerini görsen geleceğimin bayağı parlak olduğunu düşünebilirdin. Öyle seviyordum. Sonra büyüdükçe savaşa karşı olan ilgim azaldı.
0
hayir sevmiyorum. cunku dunya'da sevebilecegim onca guzel sey varken; insanlarin birbirini daha hizli ve pratik bir sekilde oldurmek icin urettigi bir silahi neden seveyim ki? prensiplerime aykiri.
bilim-teknoloji(silah sektorune hizmet etmeyen), sanat, doga ve ekonomi gibi seyleri seviyorum.
bilim-teknoloji(silah sektorune hizmet etmeyen), sanat, doga ve ekonomi gibi seyleri seviyorum.
0
ben tankın heybetine, asaletine hayranım; hele o paletlerin toprakta, asfaltta çıkardığı sesler inanılmaz. Bir gün kullanmayı çok istiyorum, kullanamasam da hareket halinde üzerine binsem yine mutlu olurum sanırım.
0
Stoneface
son dönemlerde gördüğüm başlıkların en azından %50'si futbol ve türevleriyle alakalı olmaya başladı. diğer yarısının da büyük bir kısmı anket doldurmaca. bu durumun rastgele alınan çaylaklarla alakalı olduğunu mu düşünüyorsunuz?
son dönemlerde gördüğüm başlıkların en azından %50'si futbol ve türevleriyle alakalı olmaya başladı. diğer yarısının da büyük bir kısmı anket doldurmaca.
bu durumun rastgele alınan çaylaklarla alakalı olduğunu mu düşünüyorsunuz?
bu durumun rastgele alınan çaylaklarla alakalı olduğunu mu düşünüyorsunuz?
0
Ben her fener puan kaybettiğinde maç başlığına girip sadece hahahahahahahahaha yazıyodum attılar beni bi senenin sonunda :d
0
@catch the arrow +1
futbol başlıkları sorun değil. sorun başlıklara yazan kişiler ve alınan çaylaklar çok saçma sapan kafalarda. zaten herhangi bir kalite beklentisi yok. benim arkadaşım zamanında gayet 10 kaliteli entry girip sırasını beklemeye başlamıştı. o hesap hala yazar değil. aynı arkadaşım geçen sene çoğu boş, bol küfürlü ve bakınızdan ibaret 10 entryli bir hesap daha açtı. o hesap şu an yazar, efendi uslu olanı hala sıra bekliyor. futbol başlıklarına bakıyorum, karşısındaki rakip takım taraftarı diye o*** ç*** demekte beis görmeyenler var.
sözlüğün mevcut hali, nicelik > nitelik şeklinde ve işletmeci kafası ile baktığında da bunda sorun yok. neticede adam gelecek click sayısına bakıyor, sitesinin kayda değer olup olmamasına değil.
ekleme: bak brad pitt'in başına gelen güzelmiş. keşke aynısını, aynı şeyi yapan diğerlerine ve de "rakibe ne kadar çok küfür edersem, o kadar iyi taraftarım" diye düşünenlere de yapsalar. futbol başlıkları okumaya değer olur. ben sadece engelleyip geçiyorum mesela.
futbol başlıkları sorun değil. sorun başlıklara yazan kişiler ve alınan çaylaklar çok saçma sapan kafalarda. zaten herhangi bir kalite beklentisi yok. benim arkadaşım zamanında gayet 10 kaliteli entry girip sırasını beklemeye başlamıştı. o hesap hala yazar değil. aynı arkadaşım geçen sene çoğu boş, bol küfürlü ve bakınızdan ibaret 10 entryli bir hesap daha açtı. o hesap şu an yazar, efendi uslu olanı hala sıra bekliyor. futbol başlıklarına bakıyorum, karşısındaki rakip takım taraftarı diye o*** ç*** demekte beis görmeyenler var.
sözlüğün mevcut hali, nicelik > nitelik şeklinde ve işletmeci kafası ile baktığında da bunda sorun yok. neticede adam gelecek click sayısına bakıyor, sitesinin kayda değer olup olmamasına değil.
ekleme: bak brad pitt'in başına gelen güzelmiş. keşke aynısını, aynı şeyi yapan diğerlerine ve de "rakibe ne kadar çok küfür edersem, o kadar iyi taraftarım" diye düşünenlere de yapsalar. futbol başlıkları okumaya değer olur. ben sadece engelleyip geçiyorum mesela.
0
black mamba
bugün son günmüş galiba. ödemesek ne oluyor? ben unutmuştum bile. bugün gitmek mi gerekiyor? ödemeye niyetim yok bunu. işsiz görünüyorum zaten ne borcu? 700 lira borç görünüyor. başka gün gitsek sildirebiliyor muyuz?
bugün son günmüş galiba. ödemesek ne oluyor? ben unutmuştum bile. bugün gitmek mi gerekiyor? ödemeye niyetim yok bunu. işsiz görünüyorum zaten ne borcu? 700 lira borç görünüyor. başka gün gitsek sildirebiliyor muyuz?
0
işsiz olduğun için prim borcu çıkıyor zaten. borç sildirmek ayrı, faizden kurtulmak ayrı. bugün akşama kadar gecikme faizi olmadan borcunu ödeyebiliyorsun. borcu sildirme hakkın varsa istediğin zaman sildirebilirsin.
0
ödemek istemiyorum aslında. en son ne zaman hastaneye gittiğimi bile unuttum. borç 720 lira, zam 70 lira. ödemeyi düşünmüyorum ama bir şekilde daha sonra zorla ödersem de zam fazla değil. o yüzden bugün gitmemi gerektirecek bir şey yok değil mi?
daha sonra gelirim olmadığı için sildirebilirim sanırım. ama geriye dönük siliniyor mu?
daha sonra gelirim olmadığı için sildirebilirim sanırım. ama geriye dönük siliniyor mu?
0
ipmus90
Merhaba.Döşü kıllı erkeği mi tercih edersiniz kılsızı mı.Azıcık kıl göğüste olmalı mı yoksa karın tarafı uuzun olmayan kıllarla mı kaplı olmalı? Yoksa hiç kıl olmamalı mı?Özellikle göbeksiz, yapılı birisi için..Tercihiniz ne olurdu? yaş cinsiyet yazarsanız sevinirim. Şimdiden cevaplar için teşekkür
Merhaba.
Döşü kıllı erkeği mi tercih edersiniz kılsızı mı.
Azıcık kıl göğüste olmalı mı yoksa karın tarafı uuzun olmayan kıllarla mı kaplı olmalı? Yoksa hiç kıl olmamalı mı?
Özellikle göbeksiz, yapılı birisi için..
Tercihiniz ne olurdu? yaş cinsiyet yazarsanız sevinirim.
Şimdiden cevaplar için teşekkür ederim.
Döşü kıllı erkeği mi tercih edersiniz kılsızı mı.
Azıcık kıl göğüste olmalı mı yoksa karın tarafı uuzun olmayan kıllarla mı kaplı olmalı? Yoksa hiç kıl olmamalı mı?
Özellikle göbeksiz, yapılı birisi için..
Tercihiniz ne olurdu? yaş cinsiyet yazarsanız sevinirim.
Şimdiden cevaplar için teşekkür ederim.
0
kıllı bence, neden çünkü bende kıl var.
ben de kadın tüylü mü olmalı tüysüz mü diye açayım bir :D
ben de kadın tüylü mü olmalı tüysüz mü diye açayım bir :D
0
kadınlar kılsız seviyorum der ama kıllıyı da severler.
beklentilerle gerçekler asla örtüşmez. götümden sallamıyorum bu arada, bu konuda yapılmış araştırmalara göre konuşuyorum. speed dating experiments diye bakarsanız görürsünüz ki insanların aşk konusunda ön tercihleriyle, yaptıkları seçimler büyük oranda tutarsız. sözün özü: kılsız seviyorum diyen bir kız pekala kıllı bir erkeğe aşık olabiliyor. ya da sarışın seviyorum diyen bir erkek pekala esmer birine aşık olabiliyor.
sonuç: aşk, sevgililik gibi konularda ön tercihler çoğu zaman yapılan seçimlerle uyumsuz oluyor. bu sebeple duyuruda bu tarz başlıklar açmak size hiçbir zaman doğru sonuçlar vermeyecektir.
beklentilerle gerçekler asla örtüşmez. götümden sallamıyorum bu arada, bu konuda yapılmış araştırmalara göre konuşuyorum. speed dating experiments diye bakarsanız görürsünüz ki insanların aşk konusunda ön tercihleriyle, yaptıkları seçimler büyük oranda tutarsız. sözün özü: kılsız seviyorum diyen bir kız pekala kıllı bir erkeğe aşık olabiliyor. ya da sarışın seviyorum diyen bir erkek pekala esmer birine aşık olabiliyor.
sonuç: aşk, sevgililik gibi konularda ön tercihler çoğu zaman yapılan seçimlerle uyumsuz oluyor. bu sebeple duyuruda bu tarz başlıklar açmak size hiçbir zaman doğru sonuçlar vermeyecektir.
0
benim gözlemim bu konuda akdenize kıyısı olan ülkelerin kızları daha çok kıllı seviyor, yukarıya çıktıkça bu oran düşüyor.
0
valla kime sorsam killi diyor, kilsiz cocuk gibiler diyorlar.
orta doğu kılıysa bence de hiç olmasın, sarı kumral tüyümsüler hoş oluyor vücutta. bence.
orta doğu kılıysa bence de hiç olmasın, sarı kumral tüyümsüler hoş oluyor vücutta. bence.
0
Humat+1 çok güzel demiş.
Ben de kıllı bir erkeği sevemem sanardım. Şu an hiç farketmez diyorm. Tabii sırtında falan olmasın ve aşşırı da olmasın nihayetinde kıl çok da sevilesi birşey değil. Ayrıca humat+1 dedim çünkü örtüşmeyebiliyor. Erkekte uzun saça bayılan ölen biten biri olarak kel bir sevgiliyle 5. Yılımdayım ;)
Ben de kıllı bir erkeği sevemem sanardım. Şu an hiç farketmez diyorm. Tabii sırtında falan olmasın ve aşşırı da olmasın nihayetinde kıl çok da sevilesi birşey değil. Ayrıca humat+1 dedim çünkü örtüşmeyebiliyor. Erkekte uzun saça bayılan ölen biten biri olarak kel bir sevgiliyle 5. Yılımdayım ;)
0
all girls dream
Hangisi neden tercih etmeliyiz
Hangisi neden tercih etmeliyiz
0
Sariciyim ben de. Beyaz yoruyor. Ama bunu ne icin kullanacaginiz onemli. Mesela is yerinde hareketli aletler varsa testere vs florasan cok tehlikeli. Calismiyormus gibi goruntu veriyor falan.
0
Bizim salon büyük biraz iki bölgede iki ampul yeri var. Bizimkiler beyaz kullanır hep. Bir tanesi patlayınca yerine yanlışlıkla sarı almışlar.
Böyle bir güzellik yok. Kapatıyorum herkes gidince beyazı sadece sarı açık kalıyor.
O an anlıyorsun sarının kıymetini işte.
Kesinlikle sarı diyorum.
Böyle bir güzellik yok. Kapatıyorum herkes gidince beyazı sadece sarı açık kalıyor.
O an anlıyorsun sarının kıymetini işte.
Kesinlikle sarı diyorum.
0
Sari. Goz yormuyor.
Beyaz hem hastane ortami gibi gelir hep bana.
Beyaz hem hastane ortami gibi gelir hep bana.
0
evde sarı, daha yumuşak rahatlatıcı.
ama görsel/detaylı/dikkat isteyen işler yaparken beyaz.
ama görsel/detaylı/dikkat isteyen işler yaparken beyaz.
0
Duvarların rengine göre seçmek lazım. Örnek: duvarlar buz mavisiyse beyaz, beyaz ise sarı ışık, gibi
0
Warm white denilen zimbirti. Bu arada beyaz isiktan nefret ederim. Ciddi anlamda sevmiyorum.
Sapsari olunca da biraz az aydinlatabiliyor.
Sapsari olunca da biraz az aydinlatabiliyor.
0
Günbatımından sonraki saatlerde ve evlerde beyaz ışık kullanılmaması gerekiyor çünkü vücuda gün ışığı algısı yaratarak melatonin düzeyinin düşmesine o da uyku problemlerine yol açıyor. Artık cep telefonlarında ve bazı tv'lerde bile akşam saatlerinde ekran rengini otomatik olarak sarı tonlara çeken programlar çalışıyor.
Gündüz işyeri vs. ortamda beyaz, gece sarı ışık kullanılmalı.
Gündüz işyeri vs. ortamda beyaz, gece sarı ışık kullanılmalı.
0
yatak odasinda yumusak sari kullanilmalidir cunku uyku kacirmaz, uykuya gecmeye yardimci olur. beyaz isik ise uyku acar ya da kacirir, bu yuzden calisma ortamina, salona falan artik nerede uyanik kalmak isterseniz oraya beyaz isik kullanilir.
0
sarı ışık hiç sevmiyorum ya, loş kalıyor ortam ya da gerkesiz bi romantik hava oluyor. Beyaz ışık iyidir, her şey net, her şey belli. Beyaz <3
0
meli malı kısmına hakim değilim ama bana göre;
sarı mutsuzluk, beyaz umut.
sarı eskimişlik, beyaz teknoloji.
sarı kir, beyaz temizlik.
sarı sararmış, beyaz yıkanmış.
sarı odalar, beyaz saray.
gibi.
sarı mutsuzluk, beyaz umut.
sarı eskimişlik, beyaz teknoloji.
sarı kir, beyaz temizlik.
sarı sararmış, beyaz yıkanmış.
sarı odalar, beyaz saray.
gibi.
0
darkwizard
5 ay gibi kısa bir sürede beni mahvetti bu hastalık.https://eksisozluk.com/entry/76072241durumumu tekrar anlatmak istemiyorum entry'i de var zaten. çınlamalar beni mahvetti ya gün içinde de oluyor şiddetli baya, kulaklarım kalın kalın zonkluyor çok dikkat dağıtıcı. zaten çınlamalar vardı bu son olan
5 ay gibi kısa bir sürede beni mahvetti bu hastalık.
eksisozluk.com
durumumu tekrar anlatmak istemiyorum entry'i de var zaten. çınlamalar beni mahvetti ya gün içinde de oluyor şiddetli baya, kulaklarım kalın kalın zonkluyor çok dikkat dağıtıcı. zaten çınlamalar vardı bu son olanlar çok ağır oldu kaldıramıyorum. sürekli yeni çınlama geliyor.
doktorlar bir şey bilmiyor, 22 yaşında oldu şu an 23 oldum, normalde doktora gitmem ama 5 ayda 5 doktora gittim maalesef çözümsüz.
eksisozluk.com
durumumu tekrar anlatmak istemiyorum entry'i de var zaten. çınlamalar beni mahvetti ya gün içinde de oluyor şiddetli baya, kulaklarım kalın kalın zonkluyor çok dikkat dağıtıcı. zaten çınlamalar vardı bu son olanlar çok ağır oldu kaldıramıyorum. sürekli yeni çınlama geliyor.
doktorlar bir şey bilmiyor, 22 yaşında oldu şu an 23 oldum, normalde doktora gitmem ama 5 ayda 5 doktora gittim maalesef çözümsüz.
0
@camussar yok müzik dinleyemiyorum çok fazla da bir de zaten bastıramıyor sesler çınlamayı
0
umarım geçer. geçmezse de insan herşeye alışıyor. bir süre sonra normal halini unutuyorsun, hep öyleymiş gibi geliyor.
0
tinnitus deniyor galiba bunun tıpta bir çaresi yok. bende doğuştan kbb sorunları var ve belli dönemlerde çınlamalar basınçlar hissediyorum ancak böyle yaşamam gerektiği bana söylendi. böyle sorunu olan bir arkadaşım sarımsak yağı istedi ve kulağına döktü ancak geçip geçmediğini bilmiyorum.
0
bi arkadaşımın daha yaşadığı benim de berbat bi gece kulübü deneyiminden sonra 1 hafta boyunca çekip sonra ucundan döndüğüm hastalık. hala çok korkuyorum bi mekana gidince, hoparlörden uzak duruyorum filan başıma bir şey gelmesin diye.
neyse.. çok çok geçmiş olsun hocam. diğer yaşayan arkadaşım en azından dayanılabilir bir seviyeye indirdi ilaçlarla. baya konserine vs. gidebiliyor ama yine de yanında her zaman kulak tıpası var tabii.
neyse.. çok çok geçmiş olsun hocam. diğer yaşayan arkadaşım en azından dayanılabilir bir seviyeye indirdi ilaçlarla. baya konserine vs. gidebiliyor ama yine de yanında her zaman kulak tıpası var tabii.
0
dergus
Arkadaşlar toplam 6 dairelik bir apartmanda yaşıyorum. Bu dairelerden biri boş, diğer 5'i dolu. Ben giriş kattayım.Ayda 50 TL aidat toplanıyor. Kara düzen. Resmi bir yönetim yok ama Fatma teyze var. Fatma teyze gayr-ı resmi yöneticimiz ve binanın eski toprak sahibi. Şimdi de 3 akrabasıyla beraber bi
Arkadaşlar toplam 6 dairelik bir apartmanda yaşıyorum. Bu dairelerden biri boş, diğer 5'i dolu. Ben giriş kattayım.
Ayda 50 TL aidat toplanıyor. Kara düzen. Resmi bir yönetim yok ama Fatma teyze var. Fatma teyze gayr-ı resmi yöneticimiz ve binanın eski toprak sahibi. Şimdi de 3 akrabasıyla beraber birer daire sahibi.
Bu yüzden ben de 10 aydır bu binada ev sahibi olmama rağmen biraz da aramız bozulmasın diye apartmanla alakalı konulara pek karışmış değilim. Ne derlerse "he" diyordum.
Şimdi bu vatandaşlar daire başı 50 tl ücret topluyorlar ayda. Bu paranın da önemli bir kısmı asansöre gidiyor. Yok bakımı, yok elektriği derken ıvır zıvır işte. Binada kapıcı vs, yok. Sadece yer silme için 50 Tl ödemiş gibi oluyorum anlayacağınız.
Bu noktada asansörü kullanmadığım için ödemem gibi bir durumu her ne kadar dile getirsem de kanuni olarak apartmanda her şeye ortak olduğumu bildiğim için sorun yapmadım, ödedim. Canımı sıkan tek şey, müteahhit henüz bodrum katı satamadığı için ondan para istenmemesi oldu. Benim mantığıma göre onun da bir dairesi olduğuna göre o da ödemeli.
Fakat geçen asansör bozuldu için 50 TL aidat dışında bir 50 Tl daha istendi. Canım acıya acıya verdim. Neyse dedim, ama bir hafta daha geçmeden bu sefer de asansörün senelik belediye bilmemne ruhsatı için 60 TL istenince yeter dedim ve bu konularla alakalı kanuni vaziyetleri araştırdım.
Ve gördüm ki apartmanda kimsenin ben asansör kullanmıyorum diye asansör masrafına katılmamak gibi bir hakkı yokmuş. Herkes ödemek zorundaymış, ama çok önemli bir farkla. Herkes "KENDİ ARSA PAYI ORANINCA" katılmakla yükümlüymüş bu ücretlere. Ve benim arsa payım 6 kişilik apartmanda 10/1. üstümdeki 4 dairenin 10/2. Bodrum kat ve satılmayan dairenin de 10/1. Zaten evim de daha küçük bir ev.
Bu bağlamda benim bundan sonra aidatın ve asansör masraflarının, hatta ileride binada yapılacak herhangi bir tadilatın yarısını ödemem gerekmiyor mu? Kat mülkiyeti kanunun 20.maddesinde açık açık yazıyor bu. Ama bu insanlar kanundan hukuktan anlayan insanlar değiller pek. Daha çok eski usül ve baskın yöntemlerle yaşamaya alışmışlar.
Eğer bu hakkımsa bunu nasıl izah etmeli, komşuluk ilişkilerime zarar vermeden nasıl izah etmeli? Asansör işi abartılmasaydı ver 50 TL'yi kimseyle kötü olma diyordum ama artık dayanacak gücüm kalmadı. Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Ayda 50 TL aidat toplanıyor. Kara düzen. Resmi bir yönetim yok ama Fatma teyze var. Fatma teyze gayr-ı resmi yöneticimiz ve binanın eski toprak sahibi. Şimdi de 3 akrabasıyla beraber birer daire sahibi.
Bu yüzden ben de 10 aydır bu binada ev sahibi olmama rağmen biraz da aramız bozulmasın diye apartmanla alakalı konulara pek karışmış değilim. Ne derlerse "he" diyordum.
Şimdi bu vatandaşlar daire başı 50 tl ücret topluyorlar ayda. Bu paranın da önemli bir kısmı asansöre gidiyor. Yok bakımı, yok elektriği derken ıvır zıvır işte. Binada kapıcı vs, yok. Sadece yer silme için 50 Tl ödemiş gibi oluyorum anlayacağınız.
Bu noktada asansörü kullanmadığım için ödemem gibi bir durumu her ne kadar dile getirsem de kanuni olarak apartmanda her şeye ortak olduğumu bildiğim için sorun yapmadım, ödedim. Canımı sıkan tek şey, müteahhit henüz bodrum katı satamadığı için ondan para istenmemesi oldu. Benim mantığıma göre onun da bir dairesi olduğuna göre o da ödemeli.
Fakat geçen asansör bozuldu için 50 TL aidat dışında bir 50 Tl daha istendi. Canım acıya acıya verdim. Neyse dedim, ama bir hafta daha geçmeden bu sefer de asansörün senelik belediye bilmemne ruhsatı için 60 TL istenince yeter dedim ve bu konularla alakalı kanuni vaziyetleri araştırdım.
Ve gördüm ki apartmanda kimsenin ben asansör kullanmıyorum diye asansör masrafına katılmamak gibi bir hakkı yokmuş. Herkes ödemek zorundaymış, ama çok önemli bir farkla. Herkes "KENDİ ARSA PAYI ORANINCA" katılmakla yükümlüymüş bu ücretlere. Ve benim arsa payım 6 kişilik apartmanda 10/1. üstümdeki 4 dairenin 10/2. Bodrum kat ve satılmayan dairenin de 10/1. Zaten evim de daha küçük bir ev.
Bu bağlamda benim bundan sonra aidatın ve asansör masraflarının, hatta ileride binada yapılacak herhangi bir tadilatın yarısını ödemem gerekmiyor mu? Kat mülkiyeti kanunun 20.maddesinde açık açık yazıyor bu. Ama bu insanlar kanundan hukuktan anlayan insanlar değiller pek. Daha çok eski usül ve baskın yöntemlerle yaşamaya alışmışlar.
Eğer bu hakkımsa bunu nasıl izah etmeli, komşuluk ilişkilerime zarar vermeden nasıl izah etmeli? Asansör işi abartılmasaydı ver 50 TL'yi kimseyle kötü olma diyordum ama artık dayanacak gücüm kalmadı. Tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
Yukarıda yazılanlara ek bilgi: Kat Mülkiyeti Kanunundaki arsa payı ile ilgili hüküm emredici değildir. Yönetim planında aksine bir düzenleme varsa o uygulanır. Böyle bir düzenleme yoksa arsa payı oranınca ödeme yapılır.
0
Yönetim planı dediğimiz şey binada ilk kat mülkiyetine geçilirken hazırlanan metin.
0
Oturduğum apartmanda kiracıyım. Böyle sizin teyze gibi bizimde bir emekli memur amcamız vardı. Canımıza tak etti, kiracıdan yönetici olmaz dedi, isyan bayrağını kaldırıp tüm apartmanın kanına girdim ve yönetici şu an benim. Sevmediği diğer bir dairede yardımcı oldu.
Apartmanımız 10 dairelik. 1 tanesi boş, diğer bir dairede müteahhit evi tadilat yaptı ve satmak için boş bir şekilde bekliyordu. Her ikisi de seve seve aidat ödediler. Bunu isteyin.
Asansör ortak alan evet. Siz ödemek zorundasınız.
KMK'da ne yazıyorsa o dur. Apartman yönetimi yapan şirketlerden ya da bu konuda uzman avukatlardan yardım isteyin.
Apartmanımız 10 dairelik. 1 tanesi boş, diğer bir dairede müteahhit evi tadilat yaptı ve satmak için boş bir şekilde bekliyordu. Her ikisi de seve seve aidat ödediler. Bunu isteyin.
Asansör ortak alan evet. Siz ödemek zorundasınız.
KMK'da ne yazıyorsa o dur. Apartman yönetimi yapan şirketlerden ya da bu konuda uzman avukatlardan yardım isteyin.
0
sizin gibi insanlar her apartmanda var demek ki. asansörü kullansanız da kullanmasanız da ödemek zorundasınız. o binada yaşıyorsunuz ve asansör binaya ait. ben kullanmıyorum, ödemem diye bir şey yok. toplu alanda nasıl yaşanır bilmiyorsunuz sanırım. aynı şey bizim apartmanda başımıza geldi, giriş katta oturup kullanmıyorum ödemem diyen kişiyi mahkemeye verdiler.
artık ödüyor. :d
artık ödüyor. :d
0
1/10, 2/10 derken tapunuz arsa payı üzerinden mi? Muhtemelen öyle değil, daire üzerinden. Bu durumda 1/10 2/10 dediğiniz durumda siz 1+1 diğeri de 3+1 oluyor sanırım. Öyle mi dağılımınız? Muhtemelen yönetim planında daire bazında planlama yapılmıştır. 1+1ler ve 3+1lerin olduğu yerde bu paylaşım biraz adaletsiz gibi görünebilir elbette.
Çatı, otopark, bahçe, bodrum kat/sığınak, yangın merdiveni, asansör, dış cephe, merdivenler vs. hep ortak alanlar. Bunlarda ödeme tüm kat maliklerine yansıtılır. Boş dairenin payını, daire sahibi öder. 6 dairenin payını 5e bölüp, dairem boş diye ödemeye yapmayan pay sahibinin çakallığına izin vermeyin derim ben.
Çatı, otopark, bahçe, bodrum kat/sığınak, yangın merdiveni, asansör, dış cephe, merdivenler vs. hep ortak alanlar. Bunlarda ödeme tüm kat maliklerine yansıtılır. Boş dairenin payını, daire sahibi öder. 6 dairenin payını 5e bölüp, dairem boş diye ödemeye yapmayan pay sahibinin çakallığına izin vermeyin derim ben.
0
Apartman yonetiminde ayri bi karar olmamasi halinde masraflar ortaktir. Ornegin ofisim giriste olmasina ragmen asansor meselesinde de aidat oduyorum. Ailemin yasadigi apartmanda giris katlar 5 10 lira daha dusuk aidat oduyor.
0
fatma teyzeye gidip bodrum kattaki dairenin de kanunen ödemesi gerektiğini anlat.
o da nası alıcaz buyur al derse (biraz uzun iş) en azından daire kapısına toplam borcunu asarsınız, evi almayi düşünen olunca borcu olduğunu görür.
o da nası alıcaz buyur al derse (biraz uzun iş) en azından daire kapısına toplam borcunu asarsınız, evi almayi düşünen olunca borcu olduğunu görür.
0
Asansörün aylık elektrik, bakım vb. giderlerine kat malikleri eşit olarak ortak oluyorlar. Aynı şekilde apartman görevlisinin aylık maaşına, aylık elektrik faturasına, aylık su faturasına vb.
Fakat apartmanda yeni bir imalat yapılacaksa, mesela su deposu yoktur o yapılacaktır veya apartman görevlisinin işine son verilecektir ve tazminatı ödenecektir veya merkez sistem ısıtmadır ve aylık doğalgaz faturası bölüştürülecektir; o zaman arsa payınıza göre bölünmesi gerekiyor.
İlk apartman toplantısında dile getireceksiniz. Yapılan bu masrafların faturalarını veya makbuzlarını isteyin ve nasıl bölüştürüldüğüne dair izah isteyin. Bodrum kattaki dairelerin sahibi müteahhit ise o ödeyecek. Satmış satamamış size ne ilgilendirir? Ayrıca, asansör ile ilgili o ruhsat bedelini de büyük ihtimalle mütahhit ödemesi gerekiyordu.
Sizin fazladan ödediğiniz bölümü toplarsınız ve bir sonraki aidatların yerine mahsuplaştırılmasını istersiniz.
Bu tip apartmanlarda çok zor işler bunlar gerçekten. Fatma teyze kendi kafasına göre yapıyor belli ki. Anlatsanız belki anlamaz, belki de çoğunluk oldukları için sallamaz.
Fakat apartmanda yeni bir imalat yapılacaksa, mesela su deposu yoktur o yapılacaktır veya apartman görevlisinin işine son verilecektir ve tazminatı ödenecektir veya merkez sistem ısıtmadır ve aylık doğalgaz faturası bölüştürülecektir; o zaman arsa payınıza göre bölünmesi gerekiyor.
İlk apartman toplantısında dile getireceksiniz. Yapılan bu masrafların faturalarını veya makbuzlarını isteyin ve nasıl bölüştürüldüğüne dair izah isteyin. Bodrum kattaki dairelerin sahibi müteahhit ise o ödeyecek. Satmış satamamış size ne ilgilendirir? Ayrıca, asansör ile ilgili o ruhsat bedelini de büyük ihtimalle mütahhit ödemesi gerekiyordu.
Sizin fazladan ödediğiniz bölümü toplarsınız ve bir sonraki aidatların yerine mahsuplaştırılmasını istersiniz.
Bu tip apartmanlarda çok zor işler bunlar gerçekten. Fatma teyze kendi kafasına göre yapıyor belli ki. Anlatsanız belki anlamaz, belki de çoğunluk oldukları için sallamaz.
0
titiraprap
SMS engellemek için bir program indirdim (Calls Blacklist adında).Bunu default SMS görüntüleyici olarak seçiyorum ama arada sistemdeki sms görüntüleyici aktif olup duruyor. Bunu düzgün çalıştırmak için yapacak birşey var mı?
SMS engellemek için bir program indirdim (Calls Blacklist adında).
Bunu default SMS görüntüleyici olarak seçiyorum ama arada sistemdeki sms görüntüleyici aktif olup duruyor. Bunu düzgün çalıştırmak için yapacak birşey var mı?
Bunu default SMS görüntüleyici olarak seçiyorum ama arada sistemdeki sms görüntüleyici aktif olup duruyor. Bunu düzgün çalıştırmak için yapacak birşey var mı?
0
Dediğim doğrudan cevap olmayacak ama şöyle bir şey söyleyeyim. Her telefonda kendiliğinden spam/istenmeyen mesaj kutusu oluyor genel mesaj ayarlarında. Oradan kelime ya da numara bazlı engelleme yapılabilir herhangi bir programa gerek duymadan. Oradan bir baksanız daha iyi değil mi?
0
ssiradanbirigibi
çok mu güzel? hiç içmedim. kaçak çay dedikleri seylan çayı dimi?uygulanan vergi çok yüksekmiş galiba, dün markette 1kg'lik paketi 50 tl'ydi.
çok mu güzel? hiç içmedim. kaçak çay dedikleri seylan çayı dimi?
uygulanan vergi çok yüksekmiş galiba, dün markette 1kg'lik paketi 50 tl'ydi.
uygulanan vergi çok yüksekmiş galiba, dün markette 1kg'lik paketi 50 tl'ydi.
0
misafir geldiğinde normal çaya az miktarda karıştırarak içiyoruz. çaya biraz sertlik ve renk katıyor. he tabi sadece kaçak çay demleyip içen de var ama biz alışamadık. öyle tirebolu çayı gibi demleyip de içeyim olmuyor :/
0
Bizim evde kendimi bildim bileli kacak çay demlenir. Ama marketten almayız. Ben alıştım tadına. Başka çaylar kötü geliyor.
0
tam kaçak çay tadı vermiyor. esaslı kaçak çay bulursan müptelası olursun. mesela mevlana çayı diye bir çay var 10 numara.
0
teritori
az önce bisikletle alakalı bir soruda gördüm de insanlar bisikletleri için "o benim canım", "onsuz hayatta yapamam" tarzı şeyler yazmışlar. yanlış anlaşılmasın bunu kesinlikle yadırgamıyorum. herkesin hayatta çok kıymet verdiği bir obje/nesne/kişi vardır ama bu derece tutkulu bir şekilde bağımlılık
az önce bisikletle alakalı bir soruda gördüm de insanlar bisikletleri için "o benim canım", "onsuz hayatta yapamam" tarzı şeyler yazmışlar.
yanlış anlaşılmasın bunu kesinlikle yadırgamıyorum. herkesin hayatta çok kıymet verdiği bir obje/nesne/kişi vardır ama bu derece tutkulu bir şekilde bağımlılık da bana enteresan geliyor.
bunu bisikletten çıkarıp telefon, saat, french press, akü, zeytinyağı vb.. şeylere kadar indirgeyebiliriz. ama benim düşünceme göre o insanlar o nesneye değil onun yaptığı işe bağımlılar. mesela o bisiklet yerine daha iyi bir bisikleti olsa ona da bağlanacak veya mevcut kullandığı bilgisayar yerine daha iyi bir bilgisayar alsa ona tapınacak. kullanılan eşyalarla alakalı muhakkak "yaşanmışlıklar" da vardır ama dedim ya ben hiçbir eşyama bu derece tutkuyla bağlı değilim.
sormak istediğim sizin neler var böyle tutkuyla bağlı olduğunuz eşya ve bir hatırası var mı?
yanlış anlaşılmasın bunu kesinlikle yadırgamıyorum. herkesin hayatta çok kıymet verdiği bir obje/nesne/kişi vardır ama bu derece tutkulu bir şekilde bağımlılık da bana enteresan geliyor.
bunu bisikletten çıkarıp telefon, saat, french press, akü, zeytinyağı vb.. şeylere kadar indirgeyebiliriz. ama benim düşünceme göre o insanlar o nesneye değil onun yaptığı işe bağımlılar. mesela o bisiklet yerine daha iyi bir bisikleti olsa ona da bağlanacak veya mevcut kullandığı bilgisayar yerine daha iyi bir bilgisayar alsa ona tapınacak. kullanılan eşyalarla alakalı muhakkak "yaşanmışlıklar" da vardır ama dedim ya ben hiçbir eşyama bu derece tutkuyla bağlı değilim.
sormak istediğim sizin neler var böyle tutkuyla bağlı olduğunuz eşya ve bir hatırası var mı?
0
ben işlevinden çok hatırası olan eşyalara bağlıyımdır. hiçbir şekilde atmaya kıyamadığım ufak tefek saçma eşyaları yıllardır saklarım. ilk konser bileti, bilardo salonundan çaldığım bilardo topu, ilk içtiğim viski şişesi, çok değer verdiğim arkadaşın hediye ettiği tespih vb. ufak şeyler.
bunun dışında senin verdiğin örneklere de katılıyorum. kimisinde eşyanın kendisinden çok işlevi bağlılık yaratıyor. gitarını seven gitarcı, kamyonunu seven şoför gibi. bunlar daha iyisini aldıkları zaman eskisinden vazgeçiyorlarsa senin dediğin gibidir, eskisinden vazgeçemiyorlarsa benim dediğim gibidir.
bunun dışında senin verdiğin örneklere de katılıyorum. kimisinde eşyanın kendisinden çok işlevi bağlılık yaratıyor. gitarını seven gitarcı, kamyonunu seven şoför gibi. bunlar daha iyisini aldıkları zaman eskisinden vazgeçiyorlarsa senin dediğin gibidir, eskisinden vazgeçemiyorlarsa benim dediğim gibidir.
0
Kesinlikle yaptığı işle alakası olmadan bağımlı olduğum eşyalar var. 6-7 tane enstrümanım var, hepsine karşı farklı bağımlılıklarım var. Hepsini ayrı seviyorum. Hepsi konusunda da çok güvensizim ve öyle herkesin dokunmasına izin vermem. Bu enstrümanların 4'ü gitar mesela. Ama 4'ünü de çok seviyorum. Biri daha iyi olduğu için ötekine olan bağımlılığım azalmıyor. Hatta bir tanesi var ki, ona kimse dokunamaz. Aralarında maddi olarak en kıymetsiz olanı olmasına rağmen benim için en değerli olanı o.
Fakat telefon, bilgisayar falan duygusal bağımın olduğu eşyalar değiller. Bilgisayarımın ya da telefonumun karıştırılmasını tabii ki istemem. Ama yeni ve daha iyisini edindiğimde, eskisindeki kişisel verilerimi alınca; benim için anlamı olmayan bir cihaz haline gelir. Böyle cihazlardaki hassasiyet cihazın kendiyle değil içindeki kişisel verilerle ilgili genelde.
Fakat telefon, bilgisayar falan duygusal bağımın olduğu eşyalar değiller. Bilgisayarımın ya da telefonumun karıştırılmasını tabii ki istemem. Ama yeni ve daha iyisini edindiğimde, eskisindeki kişisel verilerimi alınca; benim için anlamı olmayan bir cihaz haline gelir. Böyle cihazlardaki hassasiyet cihazın kendiyle değil içindeki kişisel verilerle ilgili genelde.
0
Bisiklet sorusuna ben de yazdım. Çalınsa şu an başka bisiklet alacak bütçem yok. Kıymetlim değil ama seviyorum tabii kendisini.
19-20 yaşıma kadar, neden bilmiyorum, sürekli kullandığım günlük eşyalara sapıkça bir bağımlılığım vardı. Mesela kahve kupama ve yastığıma. Babam yastığımı kullandı diye direkt atmıştım. Eve misafir gelen anneannem bilmeden kupamla su içti diye kadının gözü önünde kahve kupamı sinir krizi geçirip çöpe atmıştım.
Şu an, fonksiyonu olan bir şeyi çöpe atmam. Eskisine oranla çok daha paylaşımcı biriyim. Freegan yaşadım, iki ay bir işgal evinde kaldım. Eşyaya bağımlılığımı aştım.
19-20 yaşıma kadar, neden bilmiyorum, sürekli kullandığım günlük eşyalara sapıkça bir bağımlılığım vardı. Mesela kahve kupama ve yastığıma. Babam yastığımı kullandı diye direkt atmıştım. Eve misafir gelen anneannem bilmeden kupamla su içti diye kadının gözü önünde kahve kupamı sinir krizi geçirip çöpe atmıştım.
Şu an, fonksiyonu olan bir şeyi çöpe atmam. Eskisine oranla çok daha paylaşımcı biriyim. Freegan yaşadım, iki ay bir işgal evinde kaldım. Eşyaya bağımlılığımı aştım.
0
@büfekür: 19-20 yaşına kadar olan şey titizlik ve ergenlik fevriyetiyle açıklanabilir aslında :) o zamanlar kupa konusunda ben de takıntılıydım. kimse içemezdi kupamdan çünkü o benimdi. sonra kaldığım öğrenci evinde bunların hepsini aştım.
0
var mesela, şu pıçağa aşıkım.
i.hizliresim.com
nesi var derseniz, benim gibi bir hijyen hastasını çok mutlu ediyor.
sapla metal kısmı tek parça olduğu için arasına kir girmiyor.
birşey kestikten hemen sonra boydan boya siliyorum, mis gibi oluyor.
koku - artık kalmıyor.
istersen kaynat, istersen çamaşır suyuna at.
sapının bozulma derdi yok.
ohş kıymetlim benim. her kullandığımda sevgim büyüyor.
i.hizliresim.com
nesi var derseniz, benim gibi bir hijyen hastasını çok mutlu ediyor.
sapla metal kısmı tek parça olduğu için arasına kir girmiyor.
birşey kestikten hemen sonra boydan boya siliyorum, mis gibi oluyor.
koku - artık kalmıyor.
istersen kaynat, istersen çamaşır suyuna at.
sapının bozulma derdi yok.
ohş kıymetlim benim. her kullandığımda sevgim büyüyor.
0
Sevdiğim eşyalarım var, ancak "tutkuyla bağlı olduğum" galiba hiç olmadı.
Tabii telefonumu, ipad'imi kaybetsem üzülürüm. Ancak anısı var diye ilkokuldan beri sakladığım kalem, kurdela, bilet, gazete kağıdı vb yok; olandan da kaçarım şahsen :)
Fazla eşya bence yük insana, ne kadar az eşya o kadar özgürlük :)
Tabii telefonumu, ipad'imi kaybetsem üzülürüm. Ancak anısı var diye ilkokuldan beri sakladığım kalem, kurdela, bilet, gazete kağıdı vb yok; olandan da kaçarım şahsen :)
Fazla eşya bence yük insana, ne kadar az eşya o kadar özgürlük :)
0
Eşyaya tutkuyla bağlı olmayı anlıyorum ancak bu durumdan kurtulmak gerektiğini düşünüyorum. Sevdiğim eşyalarım var evet. Bir kısmını fonksiyonneliği için seviyorum, bazılarını beğendiğim için. Bir de değerli olduğunu bildiğim şeylerin üzerine titriyorum-titriyordum diyelim. Hepsi hala kıymetli benim için ama gitgide "tutku" duygusunu aşmaya çalışıyorum. Becerdiğimi de düşünüyorum. Örnek; eve hırsız girdiği zaman ilk düşündüğüm şey "şükür çocuklar evdeyken olmadı" olmuştu. Önemli olan sağlık, hayat. Geri kalan her şeyin aslında ne kadar detay olduğunu zamanla anlıyor insan.
0
ilk arabam olduğu için, şu an kullanmakta olduğum için otomobilimi bu kategoriye alabilirim. yüksek ihtimalle, büyük bir arızası vs olmazsa yıllarca kullanırım, daha iyisini alacak param olsa da.
onun dışında genelde en az önemsediklerim teknolojik alet, eşyalardır. el yapımı veya bir hatırası vs olan eşyaları daha çok sahipleniyorum. bir de kitaplarım herhalde bu özel değer verdiğim nesnelerden. kimseye kitaplarımı hediye etmem bağışlamam.
onun dışında genelde en az önemsediklerim teknolojik alet, eşyalardır. el yapımı veya bir hatırası vs olan eşyaları daha çok sahipleniyorum. bir de kitaplarım herhalde bu özel değer verdiğim nesnelerden. kimseye kitaplarımı hediye etmem bağışlamam.
0
Ben de her şeye inanılmaz kolay bağlanabilen bir insanım. Kitaplarım, plaklarım, spor ayakkabılarım, güneş gözlüğüm... Düşününce anında bir sürü şey geldi aklıma. Ama eski telefonum zirve noktamdı sanırım, onu da düşürüp kullanılamaz hale getirdim.
0
Eşyaya ve yerlere aidiyet hissetmiyorum. Sevdiğim eşyalar ise senelerce kullanıp alıştığım şeyler ama şunu öğrendim her şeyin yeri doluyor. 6 senelik kupamı oda arkadaşım kırdığı zaman çok üzülmüştüm ama günün sonunda unutup gittim. Hatta kıran arkadaşım kırdığı için ağlamıştı şimdi hatirlayinca keşke o kadar üzülmeseydim de o gün, arkadaşım ağlamasaydı.
0
bence de konunun eşyayla bi alakası yok burada eşyaya yüklenen anlam daha çok onunla elde ettiğimiz keyif verici zamanlardır. (maddi değer taşıdığı için mal,mülk sevici olanları hariç tutuyorum) .benim de onsuz yaşayamam dediğim bir kaç eşyam var ancak daha iyisini elde ettiğim vakit onsuz yaşayamam dediğim eşyaları elden çıkartmakta hiç bir zorluk çekeceğimi sanmıyorum.
0
kalemlerime, kahve kupalarıma, kitaplarıma acayip bağlıyımdır. onlarla aramda hikaye kurarım, bir kalem ile ne zaman, hangi deftere ne yazdığımı genel olarak hatırlarım, çok severim anlam yüklemeyi.
0
Bende de eşyaya bağlılık söz konusu. Bisikletli duyuruya da yazmıştım ^^
İçime sinmeyen bir şeyi kolay kolay almam. Aldıktan sonra da memnun kaldıysam kolay kolay bırakmam, özenle kullanırım, bakımını yaparım, insanlardan sakınırım. Ama bir şekilde elimden çıktığında, bozulduğunda/kırıldığında yerlerde yuvarlanarak ağlamıyorum.
Çok sevdiğim bir kupam vardı, kardeşim bana geldiğinde düşürdü gözümün önünde parçalandı. Çocuğun ödü koptu, döveceğim falan sandı herhalde ama canın sağ olsun dedim topladım parçaları çöpe attım. Hatıralara çok önem veriyorum, nostaljiyi de seviyorum ondan herhalde bu bağlılık hissi. Bizzat kendim baktığım bir evcil hayvanım olmadı, o şekilde çok daha farklı olurdu sanırım. Bir süre toparlayamayabilirdim.
İçime sinmeyen bir şeyi kolay kolay almam. Aldıktan sonra da memnun kaldıysam kolay kolay bırakmam, özenle kullanırım, bakımını yaparım, insanlardan sakınırım. Ama bir şekilde elimden çıktığında, bozulduğunda/kırıldığında yerlerde yuvarlanarak ağlamıyorum.
Çok sevdiğim bir kupam vardı, kardeşim bana geldiğinde düşürdü gözümün önünde parçalandı. Çocuğun ödü koptu, döveceğim falan sandı herhalde ama canın sağ olsun dedim topladım parçaları çöpe attım. Hatıralara çok önem veriyorum, nostaljiyi de seviyorum ondan herhalde bu bağlılık hissi. Bizzat kendim baktığım bir evcil hayvanım olmadı, o şekilde çok daha farklı olurdu sanırım. Bir süre toparlayamayabilirdim.
0
dedi ayca
sabahtan beri cuma günü olan bir olayı düşünüyorum. egzama ve rosam var, iş yerindeyim, sarı kantaron yaptım şimdi belki bir işe yarar diye. düşünmeden edemiyorum, yüzüm yanmaya, kızarmaya ve kaşınmaya başladı. bir el atın, düşünmemi engellemem ve sakin olmam lazım.
sabahtan beri cuma günü olan bir olayı düşünüyorum. egzama ve rosam var, iş yerindeyim, sarı kantaron yaptım şimdi belki bir işe yarar diye. düşünmeden edemiyorum, yüzüm yanmaya, kızarmaya ve kaşınmaya başladı.
bir el atın, düşünmemi engellemem ve sakin olmam lazım.
bir el atın, düşünmemi engellemem ve sakin olmam lazım.
0
bence iyi gelecek şey cuma günü olan olayı buraya anlatman. altına da yazarsın böyle böyle çok kötü hissediyorum içimi rahatlatın diye. arada zıt tipler yazıyor ama genel yardımcı olur insanlar.
0
meditasyon videoları var youtubeda. hangi konuda istersen. kabullenme, öfke, şevkat, özgüven, endişe, stres, şükran vsvs.
0
sakın @charlotte blanc ın dediğini yapma.
Bak ben yaptım ne oldu : eksiduyu.ru
insanı daha çok üzüyorlar.
Ama seni anlayabilecek birine yazman rahatlatır seni yada konuşman
Bak ben yaptım ne oldu : eksiduyu.ru
insanı daha çok üzüyorlar.
Ama seni anlayabilecek birine yazman rahatlatır seni yada konuşman
0
@charlotte zaten çoğu şeyi yazıyorum buraya ama bu yazıp paylaşabileceğim bir şey değil ne yazık ki. dünyam tersine dönmüş gibi hissediyorum. kimsenin yardım edebileceği bir şey de değil zaten, "aksiyon alınabilecek" bir şey değil çünkü.
0
ben sinirlenince hep şu şarkıyı dinlerim beni sakinleştirir;
www.youtube.com
bu ne yea rap dinlemem ben diyip geçme. dinle. sözlerini okuyarak dinle.
www.youtube.com
bu ne yea rap dinlemem ben diyip geçme. dinle. sözlerini okuyarak dinle.
0
sorun çözülmeden tam anlamıyla geçmeyecek bu durumunuz fakat zamanla daha sakinleşirsiniz. onun dışında uyumak ya da bir yakınınızla paylaşmak da biraz daha iyi gelebilir.
0
dusunduklerini bir kagida yaz. sonar yirt at.
aklina baska bir sey gelirse gene yaz yirt at.
yaz yani. yazdiklarini altini cize cize oku.
ama attiktan sonra aklini isine yonlendirmeye de biraz zorlaman lazim.
aklina baska bir sey gelirse gene yaz yirt at.
yaz yani. yazdiklarini altini cize cize oku.
ama attiktan sonra aklini isine yonlendirmeye de biraz zorlaman lazim.
0
dikkat et, SSRI tipi bir antidepresan kullaniyorsan sari kantaron icme. beraber tehlikeli oluyorlar.
0
@hosein iş yerinde bir problem yaşadığımı nereden çıkarttın? yaşadığım şey iş hayatımla ilgili değil.
@acemi "kocam" var. derdim o da değil.
şahane sığsınız tebrikler.
@acemi "kocam" var. derdim o da değil.
şahane sığsınız tebrikler.
0
geçen hafta da falanca kişi bunu dedi filanca kişi beni kıskanıyor demiştin, ondan önceki hafta yine benzeri bir duyurun vardı. ya doktorunu değiştir ya da işten ayrıl.
0
titiraprap
rafine deniz tuzu çok kötüymüş de kaya tuzu süpermiş.canan hoca böyle diyor.içinde bazı mineraller varmış falan.e arada bir tane maden suyu içeriz alırız mineralimizi.öyle değil mi?http://www.hurriyet.com.tr/video/karatay-hocanin-yeni-onerisi-korkmayin-kaya-tuzu-kullanin-40752752
rafine deniz tuzu çok kötüymüş de kaya tuzu süpermiş.
canan hoca böyle diyor.
içinde bazı mineraller varmış falan.
e arada bir tane maden suyu içeriz alırız mineralimizi.
öyle değil mi?
www.hurriyet.com.tr
canan hoca böyle diyor.
içinde bazı mineraller varmış falan.
e arada bir tane maden suyu içeriz alırız mineralimizi.
öyle değil mi?
www.hurriyet.com.tr
0
Yok hacı öyle bir şey, tuz işte. Hatta sağdan soldan himalaya tuzu vs. diye alınan tuzların içinde yabancı madde bulunma olasılığı da var.
0
titiraprap
s.b.
s.b.
0
Hic bi sey.
Ben kutudan cikan plastik kilif ile kullaniyorum arkasi seramik oldugu icin.
Istersen geaarbest den ekran jelatini alabilirsin.
Ben kutudan cikan plastik kilif ile kullaniyorum arkasi seramik oldugu icin.
Istersen geaarbest den ekran jelatini alabilirsin.
0
Spigen Liquid ekran koruyucu kullanabilirsiniz klasik ekran koruyucu yerine. Islak mendille siler gibi ekranı siliyorsunuz. Ekranda görünmez bir katman oluşuyor, rahatsız etmiyor. 6 ayda bir değiştirirseniz sıkıntı olmaz.
Ben mi note 3'e uyguladım. Oldukça güzel
Ben mi note 3'e uyguladım. Oldukça güzel
0
0
Cebinizd ekranı çizdirmeyi nasıl başardınız? Anahtarla falan aynı cebe mi koyuyorsunuz? Öbür türlü baya zor da ekranın çizilmesi.
0
Gg5 anahtarla parayla falan çizilmez cepte. Mi6 da gg5 çift taraflı.
Arkasına silikon ucuz bir kılıf, önüne de en ucuzundan temper cam her türlü koruma sağlar. Yere çalmadığın sürece çizilmez bile.
Arkasına silikon ucuz bir kılıf, önüne de en ucuzundan temper cam her türlü koruma sağlar. Yere çalmadığın sürece çizilmez bile.
0
@nundu
@bos gezen
mi note 3 ekrani ekstra bir siddete maruz kalmamasina ragmen cok ince kilcal cizildi. benim de aklim almiyor ama gunluk hayattaki bir takim materyal veya partiküller en baba camlari bile ciziyor bi sekilde.
@bos gezen
mi note 3 ekrani ekstra bir siddete maruz kalmamasina ragmen cok ince kilcal cizildi. benim de aklim almiyor ama gunluk hayattaki bir takim materyal veya partiküller en baba camlari bile ciziyor bi sekilde.
0
terlik yutan canavar
bi arkadaşın olayını anlatıyorum. ekol değil gerçekten arkadaş. bana geldi, benim de kafam çok basmıyor böyle şeylere sizlere soralım dedik.bu kızımız iş yerinden biriyle tanışmış fazla mesai sonu servis beklerken. servis gelmemiş mal gibi kalmışlar.aynı yerde oturuyolarmış meğerse, sonra taksi çağ
bi arkadaşın olayını anlatıyorum. ekol değil gerçekten arkadaş. bana geldi, benim de kafam çok basmıyor böyle şeylere sizlere soralım dedik.
bu kızımız iş yerinden biriyle tanışmış fazla mesai sonu servis beklerken. servis gelmemiş mal gibi kalmışlar.aynı yerde oturuyolarmış meğerse, sonra taksi çağırıp beraber uzun ve bol muhabbetli bi yola gitmişler. herif en son inerken görüşelim mutlaka diyip adını sormuş kızın tekrar emin olmak için, vedalaşmışlar.
kız fena kapılmış gibi,uzun zaman sonra ilk defa kalbim attı diyo. dedim hay senin.. neyse.
sonra yemekhanede denk geliyolar ikisi de tek ama kimse kimsenin yanına oturmuyo.
kız dayanamayıp en sonunda 1 haftanın sonunda herifi linkedinden ekliyo. aynı şirkette oldukları için zaten önerilenlerde çıktığından dikkat çekmez diye düşünüyo. herif kabul ediyo ama yazdığı yok.
en son yine iş yerinde karşılaşıyolar herif yürüyüp geçerken buna gülümsemiş yürümüş geçmiş sonra. güldü galiba bana aşık sendromunda kız şu an.
neyse herifi gördüm ben mülayim bi tip. kız ekledi bunu diye lambur lumbur yürücek birine benzetemedim.
kızımız napsın? öyle takılayım modunda da değil kız düzgün ilişki istiyor.
git fesbuktan ekle madem dedim yok yapmam utanırım diyo.
bahisleri alalım.
-herif o gözle bakmıyodur.
-kızın hoşlandığını anlamıcak kadar saftır.
-işyeri diye çekiniyo olabilir. beraber iş yapmıyo olsalar da yapma ihtimalleri var neticede.
bu kızımız iş yerinden biriyle tanışmış fazla mesai sonu servis beklerken. servis gelmemiş mal gibi kalmışlar.aynı yerde oturuyolarmış meğerse, sonra taksi çağırıp beraber uzun ve bol muhabbetli bi yola gitmişler. herif en son inerken görüşelim mutlaka diyip adını sormuş kızın tekrar emin olmak için, vedalaşmışlar.
kız fena kapılmış gibi,uzun zaman sonra ilk defa kalbim attı diyo. dedim hay senin.. neyse.
sonra yemekhanede denk geliyolar ikisi de tek ama kimse kimsenin yanına oturmuyo.
kız dayanamayıp en sonunda 1 haftanın sonunda herifi linkedinden ekliyo. aynı şirkette oldukları için zaten önerilenlerde çıktığından dikkat çekmez diye düşünüyo. herif kabul ediyo ama yazdığı yok.
en son yine iş yerinde karşılaşıyolar herif yürüyüp geçerken buna gülümsemiş yürümüş geçmiş sonra. güldü galiba bana aşık sendromunda kız şu an.
neyse herifi gördüm ben mülayim bi tip. kız ekledi bunu diye lambur lumbur yürücek birine benzetemedim.
kızımız napsın? öyle takılayım modunda da değil kız düzgün ilişki istiyor.
git fesbuktan ekle madem dedim yok yapmam utanırım diyo.
bahisleri alalım.
-herif o gözle bakmıyodur.
-kızın hoşlandığını anlamıcak kadar saftır.
-işyeri diye çekiniyo olabilir. beraber iş yapmıyo olsalar da yapma ihtimalleri var neticede.
0
Gidip konuşsun. O onu eklesin suradan eklesin buradan eklesin nedir ya. İlla erkek mi yapcak her seyi. Madem kalbi atiyo konuşanı cezalandırmıyorlar sonuçta.
0
birçok nedeni olabilir. bence kendisi iletişime geçsin, merhaba desin mesela. sıcak bir merhaba birçok güzelliğe vesile olabilir.
0
Herif ağır dengesiz. Selam bile vermesin. Beraber yolculuk yapıyorsun, yolda muhabbet ediyorsun, inerken adını soruyorsun, mutlaka görüşelim diyorsun; iş yerinde iki kez karşılaşıp hiçbir şey demiyorsun. Bu dengesizliğin de ötesinde bir şey. Geri zekâlı olabilir.
0
adamın sevgilisi var. o an gaza gelip görüşelim falan demiş sonra çark etmiş.
umutsuz vaka.
umutsuz vaka.
0
boşversin.
herif birilerinden kız hakkında bir şeyler duymuştur. belli ki olumsuz şeyler.
gidipte herife yazmasın, yürümesin daha da kötü olur kendisi için.
herif birilerinden kız hakkında bir şeyler duymuştur. belli ki olumsuz şeyler.
gidipte herife yazmasın, yürümesin daha da kötü olur kendisi için.
0
3000 kişinin çalıştığı yerde kolay denk gelme ihtimalleri yok aslında gün içinde, yürümekse amaç internetten olması daha kolay sanki. bi de kız işe yeni başladı 3 ay falan oldu, alakasız bölümdeler. sanmıyorum kız hakkında bişi bilsin. bişeysi de yok zaten.
diyoki gönlü olan adam çoktan belli ederdi di mi diye soruyo.
diyoki gönlü olan adam çoktan belli ederdi di mi diye soruyo.
0
Bu 3 olasılık da olabilir. Çok kaptırmayacaksa kız kahve içmeyi teklif etsin. Olumsuz bir durum olursa boşversin. Çocuk şu an aşık filan değil ama kız doğru adımlar atarsa neden olmasın.
0
Bence konuşmasın. Bi olaya girmişler sonuçta. Artık karşı tarafın düşüncesini sezmeye çalışıp ona göre pozisyon alıcak ama aynı zamanda onun için ölüp bittiğini belli etmicek. (Tabi nasıl olur bilmiyorum ama aynı ortamda bulunmalılar komiklikler şakalar falan anladın)
Ama adam mülayim bi tip diyorsun o yüzden bu anlattığım tutmayabilir yani adam hoşlanıyosa bile kıza belli etmeyebilir. Bu durumda red yemeyi göze alarak hoşlandığını söyleyebilir
Ama adam mülayim bi tip diyorsun o yüzden bu anlattığım tutmayabilir yani adam hoşlanıyosa bile kıza belli etmeyebilir. Bu durumda red yemeyi göze alarak hoşlandığını söyleyebilir
0
internetten yazmasın.
bir dahaki yemek arasında yanına otursun. konuşsunlar, kız bir yere davet etsin.
bir dahaki yemek arasında yanına otursun. konuşsunlar, kız bir yere davet etsin.
0
sayko gibi internetten ekleyip durmasın adamı. gidip konuşsun. muhabbeti devam ettirmeye çalışsın. internetten ekleyip durmak, bir noktadan sonra ürkütücü hissettirebiliyor karşı tarafa.
0
stavro
Camasir suyundan, deterjandan dolayi rengi ala-bula olmus donu giyer misiniz yoksa cope mi atarsiniz? Giydinigiz donlarin rengi canli mu olur daima yoksa yarisi soluk falan mi?Sorulmadan soyleyeyim, derdim kalmadi.
Camasir suyundan, deterjandan dolayi rengi ala-bula olmus donu giyer misiniz yoksa cope mi atarsiniz? Giydinigiz donlarin rengi canli mu olur daima yoksa yarisi soluk falan mi?
Sorulmadan soyleyeyim, derdim kalmadi.
Sorulmadan soyleyeyim, derdim kalmadi.
0
çok sevişgen bir hayatım olmadığından yırtık,pırtık olmadığı sürece giyerim.lastiği falan çok gevşeyince,kıçımdan düşmeye başlayınca atıyorum.
bi de halı sahaya giderken düzngün olanlardan giymeye çalışıyorum.
bi de halı sahaya giderken düzngün olanlardan giymeye çalışıyorum.
0
Don dediğin rengiyle, dokusuyla, kokusuyla temiz ve canlı olmalı. Eskimiş donları direkt çöpe atarım. Hiç acımam.
0
güzel don giymekten mutlu oluyorum. o yüzden rengi solan eski don giymem çöpe atarım.
0
benim donları hanım alıyor, eskiyenleri de o atıyor. atmayınca da kavga çıkıyor. o sebep bizde son sözü ben söylüyorum: "tamam karıcım" :))
0
Temiz olduğu sürece eskimiş, pörsümüş vs olmasına pek aldırmam ama alabula olmuş donu da giymem muhtemelen. Belli olmuyor zira, nadir de olsa akşam eve gideyim yatayım diye düşünüp de akşam yatakta iki kişi yatarken bulabiliyor insan kendini. Önceden planlı bir durum varsa daha güzellerini seçerim tabii.
0
donun tanesine servet veriyorsam, yırtılana kadar giyerim. soluk moluk farketmez. konforu asla bitmez.
0
benzeri başıma geldi. boxer ile donları aynı makineye attım. beyaz donlar oldu mu kırmızımsı turuncumsu donlar :D
sporda giyiyorum onları rahat oluyor :)))
sporda giyiyorum onları rahat oluyor :)))
0
güzel don rahat dondur.
eskimiş donlarımı da tozbezi yapıyorum.
hatta bir tanesini ayakkabı silmek için su saatinin yanına koydum.
inşalla sayaç okuyan kişi bundan bir meşaz çıkarmaz.
gerçi erkeğim, sıkıntı yok.
eskimiş donlarımı da tozbezi yapıyorum.
hatta bir tanesini ayakkabı silmek için su saatinin yanına koydum.
inşalla sayaç okuyan kişi bundan bir meşaz çıkarmaz.
gerçi erkeğim, sıkıntı yok.
0
kumaşı esnek penye olacak, ama giydikten sonra gevşemeyecek, esnek dediysem de öyle lastik gibi fazla sünmeyecek.
bu şartları sağladıktan sonra rengine bakmam, eriyip yırtılana kadar giyerim.
i.hizliresim.com
şurda adamın üstündeki gibi olan donlarımı sadece gece yatarken giyerim, dışarı giymem. ama atmaya da kıyamam.
bu şartları sağladıktan sonra rengine bakmam, eriyip yırtılana kadar giyerim.
i.hizliresim.com
şurda adamın üstündeki gibi olan donlarımı sadece gece yatarken giyerim, dışarı giymem. ama atmaya da kıyamam.
0
titiraprap
ne alıyoruz? nereden alıyoruz?xiaomi mi 6 mi?
ne alıyoruz? nereden alıyoruz?
xiaomi mi 6 mi?
xiaomi mi 6 mi?
0
mi 6 aldım 1-2 ay önce.
son güncellemeden sonra iki sıkıntı çıktı ortaya;
1- bildirimler (her bildirim geliyor ancak telegram bildirimi iki kere geliyor. vatsap, müzik vs herhangi bi program arkada çalışırken onunla ilgili üstte devamlı X arka planda çalışıyor uyarısı kalıyor.)
2- müzikçalarda iken şarkı otomatik atladığında değil de kendin değiştirdiğin zaman ses gelmiyor. durdur başlat yapınca ses geliyor. bazen düzeliyor bazen böyle, kafasına göre işte.
bunlar dışında bi problem yok, memnunum.
ben şuradan almıştım, kredi kartına vade farksız taksit yaptığı için
profil.gittigidiyor.com
son güncellemeden sonra iki sıkıntı çıktı ortaya;
1- bildirimler (her bildirim geliyor ancak telegram bildirimi iki kere geliyor. vatsap, müzik vs herhangi bi program arkada çalışırken onunla ilgili üstte devamlı X arka planda çalışıyor uyarısı kalıyor.)
2- müzikçalarda iken şarkı otomatik atladığında değil de kendin değiştirdiğin zaman ses gelmiyor. durdur başlat yapınca ses geliyor. bazen düzeliyor bazen böyle, kafasına göre işte.
bunlar dışında bi problem yok, memnunum.
ben şuradan almıştım, kredi kartına vade farksız taksit yaptığı için
profil.gittigidiyor.com
0
Ben de Mi6 aldım şu ana kadar gayet memnunum. Gittigidiyor, N11 vs. harici en ucuzu Migros'taydı ben alırken.
0
bende mi 5s hanımda mi 6 var memnunuz en son çıkan mi note3 ü övüyorlar. o da düşünülebilir.
0
her şeyin lite olanından, light olanından, alt modelinden kaçacaksın. redmi serisi xiaomi önermem mesela, mi serisi güzel. huawei p serisi falan iyi.
0
titiraprap
ben güldüm şahsen.küçükken giriyormuş oraya ama büyüyünce sıkıntı olmuş :)http://www.hurriyet.com.tr/dunya/anitin-icine-sikisti-40795267
0
büyük olsa aptal derdik çocuk olunca sevimli oluyor. espri orda.
biz de yaptık zamanında benzer şeyler :)
* hande ataizi'nin disko penceresine sıkışma hikayesini hatırlayan ? :)
biz de yaptık zamanında benzer şeyler :)
* hande ataizi'nin disko penceresine sıkışma hikayesini hatırlayan ? :)
0
Valla komik. Yapacak birşey yok, çocuklar yapıyor böyle şeyler. Haberlerde gördüm, Kastamonu da bir çocukta düdük yutmuş, doktor nefes al diyor, çocuk ötüyordu, kahkaha attım.
0
Benzeri başıma gelmişti. Meydandaki Atatürk heykelinin etrafında oynarken başım Atatürk'ün bacakları arasına sıkıştı. Neyse ki babam kısa süre sonra beni kurtardı ve küçük yaşta kafamdaki tüm şeriat düşünceleri silindi.
0
hiç komik değil. fotoğrafta çocuğun ne kadar korktuğu belli oluyor. biraz daha geç kalınsa çocuk ayaklarından olacakmış. bunun nesi komik?
ailesindeki endişeyi düşünemiyorum bile.
bütün gün akıllı tv izleyen nesil olsa gerek, bu başlığı açan..
ailesindeki endişeyi düşünemiyorum bile.
bütün gün akıllı tv izleyen nesil olsa gerek, bu başlığı açan..
0
değil.
verdiğim ilk tepki yazık oluyor.
düdük gibi nefes alan çocuğa da çok üzüldüm.
çok komik ve esprili biri olduğumu düşünüyorum ama böyle şeylere oldum olası gülemedim.
verdiğim ilk tepki yazık oluyor.
düdük gibi nefes alan çocuğa da çok üzüldüm.
çok komik ve esprili biri olduğumu düşünüyorum ama böyle şeylere oldum olası gülemedim.
0
haha.
güldüm ama buna benzer bir şey kardeşimin başına gelmişti, onu hatırlattığı için güldüm.
parkta beton borular oluyor ya, kanalizasyon için, işte onun içine girmişti kardeşim. ayakları bir tarafta bacağı diğer tarafta, hiçbir şekilde kıpırdayamıyordu. balyozla kırmak zorunda kalmışlardı. :))
güldüm ama buna benzer bir şey kardeşimin başına gelmişti, onu hatırlattığı için güldüm.
parkta beton borular oluyor ya, kanalizasyon için, işte onun içine girmişti kardeşim. ayakları bir tarafta bacağı diğer tarafta, hiçbir şekilde kıpırdayamıyordu. balyozla kırmak zorunda kalmışlardı. :))
0
sagittal
istiyorum. nasıl yapılır?
istiyorum. nasıl yapılır?
0
bildiğim kadarı ile yapılamıyor. toplu silme diye bir şey yok. üstüne bir de dürümcü limit koydu tek tek entry silmeler için, sanırım 30 saniyede sadece 1 entry silebiliyorsunuz.
0
entrylerden hukuki olarak sorumlusun ama toplu silmeye izin verilmiyor.
biri beni mahkemeye çağırırsa dürümcü sildirtmedi diyecem.
biri beni mahkemeye çağırırsa dürümcü sildirtmedi diyecem.
0
tipcigamer
Biraz komik bir soru olacak ama, bu işleri hiç bilmediğim için soruyorum;Sadece belirli bir ürünü hırsızlığa karşı sigortalatmak mümkün müdür?Mesela sadece 7000 TL'lik bilgisayarı hırsızlığa karşı sigortalatmak mümkün müdür?
Biraz komik bir soru olacak ama, bu işleri hiç bilmediğim için soruyorum;
Sadece belirli bir ürünü hırsızlığa karşı sigortalatmak mümkün müdür?
Mesela sadece 7000 TL'lik bilgisayarı hırsızlığa karşı sigortalatmak mümkün müdür?
Sadece belirli bir ürünü hırsızlığa karşı sigortalatmak mümkün müdür?
Mesela sadece 7000 TL'lik bilgisayarı hırsızlığa karşı sigortalatmak mümkün müdür?
0
Sigortacılıktan anlamam ama "Sigortalama" olayı zaten böyle bir mantıkla olmuyor mu? Olur herhalde.
0
Sanki paket halinde tüm evi sigortalatmam gerekiyormuş gibi hissediyorum, haliyle tüm evi sigortalatsam 7binlik eşya için ayda 1000 lira isterler gibi geliyor (bu konularda hiç bilgim yok, araştırdım ama bulamadım malesef)
0
mümkün. bulunduğunuz yer için hırsızlık sigortası yapıyorsunuz. o ürün için de faturasını beyan ediyorsunuz.
yalnız şirket bilgisayarı ise şirketi sigortalatmanız lazım. şirket bilgisayarı için evi sigortalattığınızda, şirket üzerinden alınmış pc'yi beyan edemiyorsunuz.
yalnız şirket bilgisayarı ise şirketi sigortalatmanız lazım. şirket bilgisayarı için evi sigortalattığınızda, şirket üzerinden alınmış pc'yi beyan edemiyorsunuz.
0
teoride mümkündür diye düşünüyorum.
ama uğraşacaklarına değecek bir miktar olmalı. risk analizi falan yapacaklar sonuçta.
7bin liralık laptopunu yapmazlar ama 7 milyon liralık laptopun varsa yaparlar. bence.
o yüzden senin poponu sigortalamazlar ama jennifer'ınkini sigortalarlar :)
ama uğraşacaklarına değecek bir miktar olmalı. risk analizi falan yapacaklar sonuçta.
7bin liralık laptopunu yapmazlar ama 7 milyon liralık laptopun varsa yaparlar. bence.
o yüzden senin poponu sigortalamazlar ama jennifer'ınkini sigortalarlar :)
0
antipodes
selamlar,sözlükte 8 sene önce yazdığım entariyi 7 sene önce birileri şikayet etmiş. geçenlerde ifade vermeye çağırdılar, gittim, halkın dini değerlerini falan aşağılamışım. var mı kader ortağı buralarda? hasbihal edelim.
selamlar,
sözlükte 8 sene önce yazdığım entariyi 7 sene önce birileri şikayet etmiş. geçenlerde ifade vermeye çağırdılar, gittim, halkın dini değerlerini falan aşağılamışım.
var mı kader ortağı buralarda? hasbihal edelim.
sözlükte 8 sene önce yazdığım entariyi 7 sene önce birileri şikayet etmiş. geçenlerde ifade vermeye çağırdılar, gittim, halkın dini değerlerini falan aşağılamışım.
var mı kader ortağı buralarda? hasbihal edelim.
0
kaldırıp kenara atmışlar sanırım dosyayı. zaman aşımı yaklaştığı için işleme aldıklarını söylediler. sayfa sayfa da entari vardı dosyada, benim gibi bi dolu adam var.
0
Adnan oktar da youtube yorumlarına dava açıyor haberiniz olsun. Sıkıntısız atlatırsınız umarım.
0
ssg var. benzer bişeyden ceza almıştı.
merak ettiğim şey zaman aşımı yokmuymuş ?
merak ettiğim şey zaman aşımı yokmuymuş ?
0
@xvyz
aşağılayacak bir şey yaptığımı düşünmüyorum zaten. "her kesim" bana ne kadar saygılıysa ben de her kesime o kadar saygılıyım. sabahtan akşama kadar sözlükte sövülmedik şey kalmıyor, konu belli bir kesim ile ilgili olunca nedense herkes çok medeni oluyor.
aşağılayacak bir şey yaptığımı düşünmüyorum zaten. "her kesim" bana ne kadar saygılıysa ben de her kesime o kadar saygılıyım. sabahtan akşama kadar sözlükte sövülmedik şey kalmıyor, konu belli bir kesim ile ilgili olunca nedense herkes çok medeni oluyor.
0
@titiraprap
zaman aşımı 8 yıl işte. o süre zarfında işlem yapılmazsa düşüyor.
zaman aşımı 8 yıl işte. o süre zarfında işlem yapılmazsa düşüyor.
0
eskiden acımıyorlar, davayı açıp yapıştırıyorlardı cezayı (örnek ssg ve saz arkadaşları),
ama bu sıralar mahkemeler falan çok yoğun, bilemedim.
ama bu sıralar mahkemeler falan çok yoğun, bilemedim.
0
viviano
selam herkese.boksla uğraşıyorum. amatör olarak maçlara çıkıyorum, para kazanıyorum. maç başına 500 lira ila 2500 lira arasında değişen paralar. ek gelir oluyor yani. öğrenci olduğum için lazım da oluyor. ama şöyle bir sıkıntısı var; takdir edersiniz ki biraz sakat bir spor ve sürekli yüzümde, vücud
selam herkese.
boksla uğraşıyorum. amatör olarak maçlara çıkıyorum, para kazanıyorum. maç başına 500 lira ila 2500 lira arasında değişen paralar. ek gelir oluyor yani. öğrenci olduğum için lazım da oluyor. ama şöyle bir sıkıntısı var; takdir edersiniz ki biraz sakat bir spor ve sürekli yüzümde, vücudumda yaralar oluşuyor. maçlardan sonra kız arkadaşım yüzüme bile bakamıyor. maçlarımı izlemeye gelmiyor bile. maç bittikten sonra eve geldiğimde evde olmuyor beni görmemek için. geçen gün bana rest çekti, ya boksu bırak ya da beni diye. açıkçası boksu bırakamam çünkü bu sporda ilerlemeyi düşünüyorum, iyi de para kazanıyorum ve seviyorum da. ama kız arkadaşımı da seviyorum. onu nasıl ikna edebilirim bu duruma? ben de memnun değilim sürekli kaşım açık, suratım şiş biçimde gezmeye ama benim işim bu. okuldan yana umudumu kestim açıkçası, akademik bir kariyerim olacağını düşünmüyorum, mezun olmak için okuyorum işte. ama boks bambaşka bir dünya benim için. yeteneğim de var. devam ediyorum. antrenmandan, çalışmaktan, dövüşmekten keyif alıyorum. dediğim gibi para da kazanıyorum, ilerde artacak da bu kazandığım para. bilmiyorum aklım çok karışık. boksu bırakmak istemiyorum ama onu da kaybetmek istemiyorum. ama ikisi bir arada da olmayacak gibi. ikisinden birini illa seçeceksem galiba dövüşmeye devam etmeyi seçeceğim. sizin fikirleriniz neler? :(
boksla uğraşıyorum. amatör olarak maçlara çıkıyorum, para kazanıyorum. maç başına 500 lira ila 2500 lira arasında değişen paralar. ek gelir oluyor yani. öğrenci olduğum için lazım da oluyor. ama şöyle bir sıkıntısı var; takdir edersiniz ki biraz sakat bir spor ve sürekli yüzümde, vücudumda yaralar oluşuyor. maçlardan sonra kız arkadaşım yüzüme bile bakamıyor. maçlarımı izlemeye gelmiyor bile. maç bittikten sonra eve geldiğimde evde olmuyor beni görmemek için. geçen gün bana rest çekti, ya boksu bırak ya da beni diye. açıkçası boksu bırakamam çünkü bu sporda ilerlemeyi düşünüyorum, iyi de para kazanıyorum ve seviyorum da. ama kız arkadaşımı da seviyorum. onu nasıl ikna edebilirim bu duruma? ben de memnun değilim sürekli kaşım açık, suratım şiş biçimde gezmeye ama benim işim bu. okuldan yana umudumu kestim açıkçası, akademik bir kariyerim olacağını düşünmüyorum, mezun olmak için okuyorum işte. ama boks bambaşka bir dünya benim için. yeteneğim de var. devam ediyorum. antrenmandan, çalışmaktan, dövüşmekten keyif alıyorum. dediğim gibi para da kazanıyorum, ilerde artacak da bu kazandığım para. bilmiyorum aklım çok karışık. boksu bırakmak istemiyorum ama onu da kaybetmek istemiyorum. ama ikisi bir arada da olmayacak gibi. ikisinden birini illa seçeceksem galiba dövüşmeye devam etmeyi seçeceğim. sizin fikirleriniz neler? :(
0
Kızı bırak. Boksa devam. Sen de restini çek. Ben boksta ilerlemeyi, mesleğimi bu alanda yapmayı düşünüyorum, de.
0
Boksu sevmeyebilir ama sizi desteklemesi gerek. Hiç düşünmeyin, açıkça konuşun, boşuna sporda zaman ve motivasyon kaybetmeyin genç yaşta. Telafisi zor olur.
Samimi özet: yol ver gitsin.
Samimi özet: yol ver gitsin.
0
hic kafa travmasi gecirdin mi bilmiyorum ama bence bu travma isini bir arastir. kafaya devamli darbe yedigin bir sporla uzun sure ugrasanlar, eger yasliliklarini gorebilirlerse, baya sikintili bir hayat geciriyorlar. su anda para tatli gelebilir ama ilerisini dusun. ilerde bu kazadigin paralardan cok daha fazlasini harcasan bile sagligini geri getiremeyebilirsin...
0
kız bu spor işini bile bile başlayıp şimdi yan çiziyorsa saçma. yine de öngörememiş olabilir. bilmiyorum, ben kıza hak verdim biraz çünkü ben de istemezdim. seçim yapmak zorundasın.
0
@cooperr para kazanmadan da şuan yaşadığımız hayat, hayata benzemiyor. en azından dünyadaki bir çok zevki tatmadan 70-80 yaşına kadar yaşasan nolur, yoksa her şeyi yaşadıktan sonra 55-60 yaşında ölsen nolur? getirdikleri o kadar fazla ki ve artacak da, götürecekleri pek umrumda değil. benim sorum da zaten bu değildi dostum teşekkürler.
0
Kız haklı. Bu şekilde hayat mı yaşanır. Sporcu olup resmi müsabakalara çıksan neyse.
0
Kız bile bile başlamış olabilir ama başlarken “Hmm boksla ilgileniyor” diye düşünmüştür. Her maçtan sonra yaralar oluşacağını, yüzünü göremeyecek kadar olduğunu tahmin edememiştir. Tecrübenin, bilginin olmadığı konuda hayal etmek zor. Ben de soruyu okumaya başlarken “Hmm, niye boksu bırakmasını istesin ki” ike başladım. Maçtan sonra yaraları okuduktan sonrra sevgilimi o şekilde düşündüm ve onun yerinde olsam ben de maç falan izleyemezdim. Muhtemelen “Ben mi, boks mu” demeden ayrılırdım büyük olasılıkla. İnsana tutkusunu bıraktırmak sevgiliye, eşe veya ailesine düşmez.
Maalesef, ikisini bir arada götürebileceinizi sanmıorum uzun vadede. Kız buna alışsa bile, bununla yaşamak istemeyecektir. Ötesinde, hani sizin gelecek planlarınız belli de, kız muhtemelen aksiyonsuz ve 70 yaşına kadar yaşamayı riske atmayacağı bir ilişki istiyodur. Siz boksu bırakmayacaksınız, o belli gibi ama ikna etmeye çalışın. Belki alışır .
Maalesef, ikisini bir arada götürebileceinizi sanmıorum uzun vadede. Kız buna alışsa bile, bununla yaşamak istemeyecektir. Ötesinde, hani sizin gelecek planlarınız belli de, kız muhtemelen aksiyonsuz ve 70 yaşına kadar yaşamayı riske atmayacağı bir ilişki istiyodur. Siz boksu bırakmayacaksınız, o belli gibi ama ikna etmeye çalışın. Belki alışır .
0
sen kararını çoktan vermişsin ama biraz destek almak iyi gelebilir.
evet bende kesinlikle boksa devam et diyorum. bu senin için güzel bir fırsat, yeteneğinden para kazanabilmek bu dönemde büyük marifet. kız arkadaşın yarın sıkılıp seni bırakabilir ama boks seni bırakmaz. dediğin gibi iyi bir gelirin var, umarım daha da artar. diyelim ki bıraktın, cebinde para yok kız seninle bir ömür devam eder mi? bence etmez.
inandığın yoldan kimse için dönme.
evet bende kesinlikle boksa devam et diyorum. bu senin için güzel bir fırsat, yeteneğinden para kazanabilmek bu dönemde büyük marifet. kız arkadaşın yarın sıkılıp seni bırakabilir ama boks seni bırakmaz. dediğin gibi iyi bir gelirin var, umarım daha da artar. diyelim ki bıraktın, cebinde para yok kız seninle bir ömür devam eder mi? bence etmez.
inandığın yoldan kimse için dönme.
0
net kızı bırak.eğer boks yapmayan birini istiyorsa seninle çıkmasaymış.senin iyiliğini düşündüğünü sanmıyorum.bu kızların genel diş geçirme denemesi.bir şey istiyorlar olmayacak yaparsan siktiri çekiyorlar senin yumuşak bailı olduğunu düşünüp eğer kabule etmezsen kadanı dırdırla yiyip sana da bağlanacak.ama bence kızdan ayrıl.insanların başkasının hayatında söz sahibi olduğunu düşünmesi çok saçma.
0
Kafaya darbe alarak para kazanmaktan haz duymak enteresanmış gerçekten. Kızı bırak bence, kıza yazık.
0
