bu türde çok fazla kaliteye bakmıyor aslında bence kitle. ortalama üstü ses, ilgi çekici bir fizik ve en önemlisi yapımcıların gazlaması.

yapımcılar kimi gazlarsa o ilah oluyor, olay bu. e bu kadının kocasının da eli uzun onu biliyoruz. normal bu kadar abartılması.

eğer aynı tarz/kültür içinde sayarsak lady gaga alayını donunda sallar.

canlı performansı çok iyi. ben iki merdiven çıkınca nefes nefese kalıyorum, kadın saatlerce sahnede dans ederek sesi titremeden şarkı söylüyor. yaptığı dans da aşırı hareketli zaten, nasıl bir ciğer var kendisinde bilmiyorum o yüzden. şarkıları bana hitap etmiyor ama canlı performans konusunda kusursuz.

edit: kylie minogue da öyleydi ama yaşlandı artık.

Abarti direkt. Biraz vucuttan guzellikten de ekmek yedi.
Lady Gaga donunda sallar hepsini +1

Çok yetenekli bir hatun. Ben çok seviyorum. Hem sesi güzeli hem kendi güzel. Üstelik Austin Powers Goldmember'da çok tatlı bir rolü vardı.

Lady Gaga veya Katy Perry'nin onunla karşılaştırılabilmeleri için daha bir 10 yıl piyasada kalmaları lazım bence.

teritori +1

götü olmasa bu kadar meşhur olmazgillerden.

beklentilere bağlı biraz aslında.
beklentin çok net olarak çok üst düzey ses kalitesi ise, audiofili isen bu platformlar seni kesmez.

ama üst düzey ses kalitesi ve istediğin şarkıya en kolay yoldan ulaşmak istiyorsan bu platformlar gerçekten kullanışlı.

ne ile dinlediğine bağlı. 600-700 dolarlık kulaklığın/amfin ve farkı anlayacak dinleme tecrüben varsa arşivindeki flac dosyaların kalite farkını duyabilirsin. onun haricinde çok zor, bazı kişiler duyduklarını iddia etseler de iddia sahiplerinin çok azı neyi fark ettiğinin farkında oluyor. yani kapışabilir, evet. zaten 3 tanesi flac oynatıyor.
arşivdeki 320 ile stream'deki 320'nin farkını anlayabilmen daha da zor. teknik olarak bir fark olabilir, o da sıkıştırma formatıyla alakalıdır ancak çok büyük olasılıkla anlayamazsın.

Apple Music: 256kbps AAC
Spotify: up to 320kbps OGG
Google Play Music All Access: Up to 320kbps MP3
Deezer: 320kbps MP3, 1411kbps FLAC
Tidal: 1411kbps FLAC, 320kbps AAC, 24-bit MQA
Amazon Music Unlimited: Undisclosed, presumed 320kbps
Qobuz: 320kbps MP3, 1411kbps FLAC, 24-bit FLAC

sporjinaldakini alma gibi bir hata yaptım. daha doğrusu ikinci kez new balance alma gibi bir hata yaptım. ben hayatımda bu kadar kolay deforme olan ve kıçı başı dağılan bir ayakkabı görmedim.

adidastan devam aga.

eksisozluk.com

new balance nazlı ayakkabı fiyatının karşılığını vermiyor.

İkinci model kötü kalite olarak birincisi ise iyi. New balance nin deri modelleri uzun süreli sıkıntısız kullanılabiliyor ve kalite olarak daha iyi

new balance günlük ayakkabıları çok kötü. performans ayakkabılarında çok iyi ama. çok hafif ve çok güzel modeller var. onlara bakabilirsiniz. bir de ben adidas'ın stan smith'lerini beğeniyorum. yeşilli olanları pek bir güzel. :)

- ıslak mendil
- roll-on/deodorant
- parfüm
- post-it
- diş fırçası/macun
- powerball
- tesbih
- çiğ badem
- ağrı kesici ilaç
- tırnak makası
- fosforlu kalem

1 tane majezik. kutu değil tane.

5-6 tane plastik bardak. sebildeki bitiyor bazen aşağı inip almak istemiyorum. zula yaptım.

çakmak. sigara içmiyorum. firmanın biri dağıtmış. atmışım çekmeceye.

başka da bir şey yok.

şarj aleti.

diş fırçası, diş macunu, el kremi, güneş kremi, bitki çayları, yedek tişört, şarj aletleri.

İpad
Islak Mendil
Lokum
Gaviscon Şurup
Arveles Ağrı Kesici
Deodorant
Bere
Çakmak Gazı
Ekran Kartı
Not Defteri
Powerbank
Kartvizitler
Ivır zıvır faturalar

aşağıdaki soruya bir başkasına lüzumlu olabilecekleri yazdım. madem buraya da full çekmece içeriklerini yazayım. canım sıkılıyor zaten eğlence olur. ofis melzemeleri hariç.

üst çekmece: bura sırf ofis malzemesi.

orta çekmece: 5 kutu voltaren sr 75, 1 kutu majezik, 1 kutu parol, 2 kuru sirdalud, 1 kutu dorsilon, madecassol merhem, fucidin pomad, la roche posay, neutrogena, bepanthol el kremleri, ıslak mendil, 100'lük paket yara bandı, mandalina kolonyası, biber gazı, diş fırçası ve macunu, ayna, cımbız, tırnak makası, gözlük silme bezi, lens solüsyonu (tarihi geçti galiba bunun), tansiyon aleti, kibrit.

alt çekmece: 31 parça hassas tornavida seti, kalem ve ince kalem pil, pil kontrol aleti, kırk yılda bir kullandığım kartlar (market kartları vs), 1 adet kullanılmayan tablet, 3 adet eski cep telefonu (biri kırık note 3, ekranına 500 lira istedi hayvanlar), aksiyon kamerası ve bağlantı kolu, güneş gözlüğü (hasstr burdaymış lan aramadığım yer kalmamıştı, kaybettim sanıyodum, sayende buldum, boş gözlük kutusu sanıyodum ben bunu, buraya yazayım diye içindekine bakayım dedim) ofisin yedek anahtarı.

yan çekmece: peçete, ekran temizleme bezi ve fısfısı, 1 kutu lateks eldiven, eski yedekleri çektiğim cd'ler.

cipralex
ıslak mendil
cubuk kraker
karbonat
d.fırçası
ayakkabı boyası
kalemler

-deodorant
-parfüm
-çakmak
-bilimum şarj kablosu ve kulaklık
-jöle
-ağrı kesici
-ayakkabı süngeri
-çift taraflı bant (ne için getirdim de kaldı acaba)
-tırnak makası
-kahve
-frençpress
-diş fırçası
-fincanlar
-fotoğraflar
-basında çıkan yazılarımın arşivi
-eski ajandalarım
-saç lastiklerim (2 gün önce saçları kestirdiğim için artık ihtiyacım kalmadı :( )

tahminimde yanıldım. bir benim çekmece bomboşmuş.
@kibritsuyu güle güle kullan gözlüğü. tam mevsimine denk geldi.

Portakal, jilet, bere, pnömatik piston, alüminyum dişli.

peçete
bant
çeşitli laçlar
pil
vesikalık fotoğraf
sigara + çakmak
ıslak mendil
bereket tanrısı şeysi (uzun pipili olan)
tarak
kolonya

mesaj attım.
duyuruyu silme.

buyrun

teritori teşekkür ederim.

goccia city zero. hem katlanabilir hem pedal destekli.

teknik değil görünüş olarak belirtiyorum,
mosso müthiş seksi görünüyor.

Hayır, hayır.

Yoo.

30 yaşında sakallı bıyıklı göbekli hayvan gibi adamız. 1 nisanı mı kalmış.

ben yaptım ama bana kimse yapmadı. geçen sene çok kötü bir şaka yapmışlardı ama uzun süre de söylememişlerdi gerçeği sinir olmuştum

hayır.

şaka yapacak modumuz kalmadı galiba milletce...

hayır. hayır.

bizde şöyle oldu,

beraber çalıştığımız bir arkadaş ısrarla "abi diğer arakadaşlara haftasonu mesai var diye şaka yapalım" konusunda başımın etini yedi. ben de herkese haftasonu mesai var tandanslı bi mail attım.

hepsi "hafatsonu programımız var keşke cuma 17:00'de değil de daha erken atsaydınız" şeklinde serzenişi oldu haliyle. şaka yapmamı isteyen arkadaş ise sigaray inmişti. ben de herkese şaka olduğunu söyledm. ama şaka isteyen arkadaşa söylediğimi söylemedim.

cumartesi sabahı herkese "biz geldik siz nerdesiniz", "genel müdürü aradık mesai filan yokmuş", "nasıl haftasonumuzu mahvedersiniz tarzında" mesaj attırdım. diğer arkadaş panik oldu filan.

öyle işte.

eskiden sözlükte bile 1 nisan şakası olurdu.

yapılan tek şaka bir arkadaşımın whatsapp'tan gönderdiği "seni engelledi" şakası idi.

bana yapıldı.
öğrencim "arkanda kuş var öğretmenim" dedi. (yaşı 6,5)

üyelik değil iptal koşullarına bak. özellikle superonline mafya, dikkat et.

kablonet'ten memnunum. ara ara internette yavaşlamalar falan oluyor ama aradığımda müşteri hizmetleri gün içerisinde geliyor. tv+internet paketleri var, fiyatları da makul.

Kablo tv var ise süper olur.
Binada fiber var demişsin ama mesela fiber kimin ?
Bende Türk Telekomun fiberi var superonline kullanmıyor onu.

kablonet'ten cok memnundum f/p

internet için kendine en uygun paketi seç.
tv'ye üye olma. bir tane receiver al ve uydudan izle veya onu da yapma direkt olarak bir amazon fire veya benzer kutu al.

en son maç dışında ne zaman tv izledim bilmiyorum. eşim bile izlediği dizileri artık mutfakta android tv box üzerinden izliyor istediği zaman.

Evet, hız limitleri ve anlık trafik durumu düşünülerek hesaplanıyor.

Ek olarak ücretli yolları seçip seçmediğinize göre de değişiyor güzergah seçimi.

Yaklaşık doğru çıkıyor. Çok denedim, varış saati hep tuttu.

Aşağı yukarı 10 dk oynuyor. O da şoförün araba kullanım şekline göre

zaten bütün veriler telefonu android olan insanlar vasıtasıyla anlık alınıyor.

.çok sefer kullandım ve çok küçük hata payı ile tutturuyor.

ben de eskiden (10 yıl önce :))bu hattı kullanıyordum ama haritadan güzergahına baktığımda çok dolanıyor gibi geldi bana.

Trafi diye bir uygulama var genelde gayet makul öneriler sunuyor bu konuda. Toplu taşıma kullanacaksanız tavsiye ederim. Onun dışında artık Google Haritalar da aynı hizmeti vermeye başladı ancak onu çok fazla test etmedim açıkçası. En makulü 2 gibi duruyor onun dışında ayrilikcesmeden Pendik Kadıköy minibüsü ile de ulaşabilirsiniz.Trafi 9 dakika daha hızlı gösteriyor ama neticede aktarma olacağı için belli olmaz

Macfit'e gitmiyorum ama gittiğim salonda üyelik esnasında fotoğraf çekiliyordu, turnikeden geçişte görevlinin ekranında fotoğraf çıkıyordu. Yakalanırsan büyük rezillik.

Sabah aksam olacaksa kullanabilir. Ama 2-3 saat icerisinde tekrar girmeyi deneyince acilmiyor kapi

bizim macfit'te avuç içi okuması var, diğerleri de öyle midir bilmiyorum. İki kişinin kullanması imkansız bu durumda.

döner kapılı şifre var

hemen hemen hepsinde avuç içi okumaya geçiyorlar. eğer yoksa aynı cinsiyetli 2 kişi gider yoksa imkansız

eskiden gittiğim macfit'te parmak okuma vardı.
giremezsiniz yani iki kişi.

Her kulübün girişi aynı değil, şifreyle girilen bir kulüp ise olabilir.

Aynı gün sistemde dikkat çeker belki, ama bir gün biri diğer gün biri şeklinde olabilir.

benim gitigim macte sifreli giris var. banko girisin karsisinda degil. sahtekarlik yapmak icin ortam musait.

resepsiyondaki kişinin bilgisayarına giriş yapan kişinin fotoğrafı düşüyor. dolayısıyla yakalanabilirsiniz. işini seven birisi olması lazım tabi ama fazla yoğun bir saatte kullanmıyorsanız yakalanırsınız. bahsedildiği gibi biyometrik önlemlere hızla geçiyorlar zaten.

ayrıca macfit ya? 50-75 tl den başlayan üyelikleri var neden iki kişi üye olayım?

tadını çıkaracaksın bu mutlu günlerin, yapabilecek en güzel şey bu. ailenle kahvaltılarda uzun uzun sohbet et, arkadaşlarını ara. gez toz. süper işte.
gerçekten şu an senin yerinde olmak isterdim.

Hiç yaşamadığım için bir yorum yapamıyorum. Umarim böyle devam eder.

Ben, "kesin bir bokluk var" deyip panikliyorum. Sonra her şey kötü oluyor ve rahatlıyorum.

@teritori, aksach eyvallah çok teşekkür ederim. @rahip janick, ben de öyle düşünüyorum işte, içten içe de kendimi yiyorum bitiriyorum bir şey mi var ulan ben mi göremiyorum acaba diye.

Hacıvit, kendini kötü hissetmeyi ertele derim. Şu an kendini kötü hissedebileceğin bir tek iş bulma durumu var, onu kafana takacağın vakte kadar keyfini çıkarmaya çalış aylaklığın.

Eğer hayatında herşeyin iyi gittiğini düşünüyorsan (aksi de olablir tabi ) bir şükür namazı kıl. Içinde bir sıkıntı varsa allahım hayra çevir diye dua et ve normal yaşamına devam et.

e issizsin?

once bir is bul bakalim. maasi iyi, seni gelistiren, ufkunu acan, is arkadaslarini sevecegin, emegini somurmeyen bir yer olsun.

sonra tekrar konusuruz.

rahat ol sevgili exla. Insan geleceginin nasil/nerede olacagini bilmedigi zaman geriliyor ister istemez. ama gelecegin tamamen belli oldugunda da büyük bir yük olacak bu, bunun bilincinde olarak özgürlügünün tadini cikar. bir sekilde su yolunu bulur, kimsenin hayatinda büyük zarar olusturmuyor 3-5 ay bos kalmak.

@want2die, askerliği yeni tecil ettim. 2 yıl tecil + yüksek yaparım diye düşünüyorum bitmeden 4-5 senesi var yani daha uzağa attık bakalım biraz. şimdilik tek sıkıntı iş gibi duruyor.

Git biraz tatil yap, bahar geliyor tadını çıkar, iş hayatına atılınca hiçbirine vakit bulamayabilirsin.

iphone u bilmiyorum ancak androidlere rahatça atarsınız ve mxplayer gibi bir medya playerla rahat rahat oynatırsınız.

Ios için vlc kurunuz, daha sonra itunes'a iphone'u bağlayınca telefon ikonunu seçin, file sharing kısmından vlc'yi bulun vlc seçiliyken sağ taraftaki boşluk kısma atacağınız (sürükleyeceğiniz) çoğu video formatı yalnızca vlc uygulaması üzerinden oynayacaktır.

Android için hali hazırda olan playerin de oynatacağını varsayıyorum ama vlc, mx gibi bir oynatıcı da kurabilirsiniz, filmi herhangi bir klasöre atabilirsiniz.

rock player vardı eskiden, halen var mı ve aynı şekilde çalışıyor mu bilmiyorum.
uygulamayı kuruyorsun, cihazın bilgisayarına kablosuz ağ üzerinden ip adresi ile bağlanıyor ve bilgisayardan istediğin filmi atabiliyorsun.

not: ios.

HUawei her şeyi oynatır istediğin şekilde atarsın. Ayfon uğraştırır ama yapıyor sanırım o da.

www.pinterest.com

eksisozluk.com

burada meramımı dile getirdim.

Türkiye Cumhuriyeti anayasası;
MADDE 3. – ...
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.
...
MADDE 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
www.tbmm.gov.tr

Diyeceğim şu ki sözlerin değişmesini anayasa engelliyor. Beste için bir yasak söz konusu değil. 1924'te ilk olarak farklı bir beste kabul ediliyor. 1930'da ise bugün kullandığımız yeni beste ile çalınıp okunmaya başlanıyor.
Beste serbestliği, şöyle çalışmaları da mümkün kılıyor; www.youtube.com (çok mu gerekli? Kötü bir şey gibi gelmiyor bana ama ulusal marşı şarkı türkü okur gibi kayıtsız el kol hareketleri ile okunması çok çirkin. Kendi eyyorlamam.)

Bence gerek "larda yüzen al sancak" gibi kısımları, gerek herkes tarafından okunmaya müsait olmaması (ismini bilmiyorum, herkesin sesinin inemeyeceği ince seslere iniyoruz arada) nedeniyle değiştirilmesinde sakınca yok ama ÇOK büyük bir sorumluluk olduğunu ve çok çok büyük titizlikle hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu çapta bir müzisyenimiz var mı, popüler isimlerin olmadığı kesin ama benim gibi sıradan vatandaşın bilmediği cevherler varsa neden olmasın? Ama gönlümden geçen; bu seçimin siyasetçilere veya siyasetçileri seçen halka bırakılmaması, önemli sanatçılardan oluşan "seçkin" bir grubun karar vermesidir. Açıkçası ben sanatçılara da sanatçıları seçecek olanlara da siyasetçilere de halka da kendime de güvenmem marş seçimi konusunda.
- O yüzden hiç kurcalanmaması çok daha iyi.

Erdoğan'ın açıklaması, bestenin değişeceğine işaret falan değil. İstiklal Marşı'nın kabulünün yıl dönümü sebebiyle yaptığı açıklamaya eklediği, konuyla ilgili söylenmiş sözler sadece. Birkaç gün önce Kadınlar Günü'nde de saçma sapan açıklamalar yapan hocalara veryansın etmişti.

Benim bir beklentim yok. Değişiklik falan da olmayacak. Bu konuşmadan sonra olarak tek şey; Erdoğan terörle mücadele ve 15 temmuz hakkında marşların olmamasından yakınmış olduğundan, şehitlerimiz ve 15 temmuz hakkında şiirler yazılıp yayınlanacak bir süre.

akp adına bir şeyler ters gidiyor. anket yasaklamalar boşuna değil. ekonomi,savaş falan hepsi çok kötü. suni gündem yaratma çabaları bunlar.

telefon tableti bilemem de bilgisayarda engelleyen eklentiler mevcuttu.

(bkz: YOUTUBE kids )

www.apkmirror.com

youtube kidsi bilmiyordum teşekkür ederim.
@ferhan: kanallar engelli zaten ama yine de geliyor.

edit: youtube kids türkiyede yok ne yazık ki.

bauhaus bir ara kiralıyordu günlük.

eskiden bauhaus ve baumax alet kiraya verirdi. izmirdeki şubalari kapandı, istanbulda kaldı mı bilmiyorum.

yakınlarda marangoz falan varsa rica etseniz verirler belllki, ben olsam vermem o ayrı profesyonel aletler çok pahalıdır. verse de bi çorba parası 3-5 atmanız lazım tabi. onun yerine bim de a101de ayda bir kere mutlaka matkap kampanyası olur. onu almak daha ucuza gelir, hem de ev bulunmuş olur. yokken ihtiyaç duyulmuyor da varken baya işe yarıyor.

bazi nalburlar hilti falan kiraliyor sorabilirsiniz

Al şöyle ucuz bir şey gitsin;

urun.gittigidiyor.com

Uzun süreler çalışmaya dayanmaz, ama ara sıra evde bir iki delik için iş görür. Bir de kolon kiriş gibi sert yerleri delmek için çok uğraştırır, fazla ısıtıpp yakmadan sabırla kullanılır. Senede kaç delik deleceksiniz ki?

bu arada 85bin takipçi var.
gönderilerin eriştiği kişi sayısı 15bin kişi falan.

şaka gibi yani.

Genele hitap eden bir hesap değil, like almaması normal. Yani misal bir insan neden nişan tepsisi fotoğrafına like versin ki.

@angelus,

doğru tabi ki ama tüm reklamlarımızı nişan tepsisine verdik ve sayfayı beğenenler de bu yüzden beğendi. ben 1000 like alsın demiyorum ama 30 like anormal. görüntüllenmeler de ayrı rezalet üstelik.

youtu.be

bir blogger bunun hakkında konuşmuş. doğru mudur bilemem tabi

şahsen bu sayfa için şöyle düşündüm, elimin altında lazım olur diye dursun. Pek göz önünde durmasına gerek yok.
İnsanlar takip ediyordur ama fotolarına bakmıyordur. Sürekli ihtiyaç olan işi düşen şeyler değil. Ama ürünleriniz emek harcanmış güzel ürünlermiş.

like olayını kafanıza takmayın bu kadar , ürünleriniz gayet iyi duruyor , iyide fotoğraflanmış . Normal bence herşey

Hangi fotonun daha çok beğenildiğini öğrenmek için her gün storyde anket yapın bence. Mesela iki aynı konsept tasarımı yan yana koyup hangisini daha çok beğendiklerini sorun hem gerçek takipçi kitleniz ile tartmış olursunuz hem de insanlara oyun gibi gelir sürekli oylarlar bence.

insanların akışta görüp de parmaklarıyla fışt fışt diye geçtiği sayfalardan birisi.
ürünleriniz bence de başarılı ve o seksenbeşbin kişiden birisinin ihtiyacı olursa "aaa dur lan böyle bir sayfa vardı" diye akıllarına geleceksinizdir.

like olayını çok da şeyyapmayın bence.

ingilizce hashtagler kullan kısa sürede like sayın artacaktır.

bi de kimse o sayfayı like bombardımanına boğmaz emin ol.

Takip sayınızı da artırıp fotoğrafçılarla, organizasyon firmalarıyla likelaşın. Herkes beni takip etsin, herkes beni likelasın, ben kimseyi likelamayayım yapmayın.
Hashtag koyun. 3 tane 5 tane değil. Baya bi doldurun. İnsanlar hashtag de takip ediyor.

Ürünler güzel ama fotoğraflar dikkat çekici gelmedi, Genelde fon renkleri ürün renkleri ile benzer tonlarda olmuş, soluk duruyor.
Mesela hiç dikkat çekici değil: www.instagram.com

Renkli fonlar kullanabilirsiniz, veya bembeyaz sonsuz fon kullanabilirsiniz; hem daha profesyonel bir görüntü veriyor. Veya yumuşak gün ışığından, gölgelendirmelerden yararlanabilirsiniz, dışarıda yeşillikler arasında çekim yapabilirsiniz.
Ayrıca fotoğraflarda hiçbir hareket yok, netlik ve alan derinliğini kullanabilirsiniz.
Mesela bunlar güzel çekilmiş:
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
i.pinimg.com
i.pinimg.com
i.pinimg.com

Amatör olarak fotoğrafla ilgilenen biri olarak yorumlarım bu kadar.

Urunler icin tasarimci ile calismaniz lazim.

like meselesinin bununla ilgili olduğunu pek sanmıyorum, mutlaka özel günler için sayfanızı aklında tutan bir sürü insan vardır ama ürünleriniz fazla çiçekli ve göz yorucu değil mi :/ her şeyde aşırı çiçek var. biraz daha sade ürünlerle daha fazla zevke hitap edebilirsiniz sanki.

Bizim 450 falan takipçimiz var, aynı like sayıları neredeyse :(

Ben bizim sayfadan takip edeyim. Like'laşırık.

ürünleriniz hoş, şimdi baktım da evlenme arifesinde olan birkaç arkadaşım da sizi takip ediyor, ama like'ladıklarını hiç görmedim.
yukarıdaki yorumlara katılıyorum her paylaştığınız fotoğrafa like atılcak bir sayfa değil burası, ihtiyaç olursa hoşa giden birkaç şey beğenilir..
ben sizi takip ediyor olsam ben de bakar geçerdim, fotoğraflarınızın -kusura bakmazsanız- klası yok, daha fazla ışık daha farklı fonlar aksesuarlar eklemeniz lazım diye düşünüyorum. böylece sayfamda karşıma çıksa paylaştığınız ürüne ihtiyacım olmasa bile hoş bir fotoğraf olduğunu düşünüp like'lardım, şu an o hissiyatı vermiyor..

Insanlarin altinda goygoy yapabilecekleri dugun/nisan paylasimlari atin.

Arka fonda urunleriniz gorunsun ama fotografin asil temasi bir hikaye olsun, insanlar da altina "aaa bizim nisanda da boyle olmustu" vs. diye yorum yazma ihtiyaci hissetsin. Urunler guzel ama 2 tanesine baktiktan sonra hepsi ayni.

instagramın algoritması çok değişti maalesef. takipçilerinizin çok büyük bir kısmı görmüyor bile paylaştıklarınızı. her yeni post attığınızda bunu story üzerinden duyurun. ekranı ss alıp, yeni fotoğrafı emoji ile kapatıp "yeni post" filan yazabilirsiniz. story izlenmeleriniz ne kadar oluyor ortalama? çok daha fazla görünürsünüz storyde.

bir de insanların sürekli ihtiyaç duydukları bir şey değil herkesin dediği gibi. beğenilerin düşük olması normal ama sizinki fazla düşük geldi bana.

Bence sari zeminden kurtul... renklerin anlamlarini ogren... dunyaca ünlü firmalari logo renklerine bak.. resimlerde kirmizi, pembe, beyaz zemin kullan...

Shadowban yemişsindir takipçilerin paylaşımlarını görmüyordur.

fotoğraflar evet, daha güzel olabilir ama 30 like alacak kadar kötü de değiller. etkileşimleri analiz etmek lazım 15k etkileşim evet 85k takipçi için az ama 30-100 like da gelmemeli.

İnsanlar kendi takip ettiği için mi görüyor fotoğraflarınızı keşfet'ten mi buluyorlar?

Eğer like'ı önemsiyorsanız herkesin gündelik yaşantısında kullanacağı bir ürün tasarlayıp like son 3 fotoğrafı beğenin diyip beğenenler arasından çekiliş yapabilirsiniz.
Bir sayfanın fotoğraflarını beğenince uzun süre sebepsizce beğendiğimi fark etmiştim ben mesela :)

bir de buketler, tokalar vs. için model kullanın. bir yakınınızdan rica edin en azından.

@peggy +999999

ürünler güzel. her şey kaliteli ama pazarlama başarısız.
neşe satmanız, dikkat çekici olmanız gerek sanırımmmm

Çok güzelller, yaptığınız masrafın ve emeğin karşılığını alabiliyor musunuz merak ettim? Kadınlarkulubünde paylaştınız mı? Bir sürü talip çıkacaktır.

öğretim görevlileri ve idari personel hariç kampüse araçla giriş yok zaten. eskiden herkese giriş serbestti. sonra girdi çıktı ücretli oldu. sonra otopark yerine bina yapılmaya başlanınca anca yol kenarı park yerleri kaldı. onlar da öğrenciler gelirse yetmiyor diye dediklerim haricinde araç girişi yasak.

otopark bulamazsınız. atatürk fen lisesi civarındaki sokaklara bırakıp cami/şantiye girişinin oradan yaya olarak giriş yapacaksınız.

@deveyi diken adamin ta kendisi

abi neredeyse silivri den geleceğim. kampüse çok yakın bir nokta olmasa dahi kabulüm. Otobüs, metro vs. tarzı toplu taşıma ile ulaşsam da olur marmara üniversitesine. O gün sokakta da yer bulamazsam sınava yetişme falan sinir basar beni.

İste okulun arka kapisi civarinda mutlaka yer bulunuyor. Garanti olsun derseniz sogutlucesmede genis bir ispark var. Tek otobusle 3-4 dkda okuldasiniz. Ama o İSPARK otoparki da dolu oluyor genelde. Park sorunu yasamazsiniz ya.

okul içerisinde park yeri bulman için çok erken gitmen lazım. seneler önce SPK sınavına girmiştim de az daha geç kalıyordum sınava. kadıköyde bir otoparka parkedip dolmuşla göztepe kampüse geçebilirsin.

tavsiye edebilececğim otoparklar
rıhtım ispark
yandex.com.tr

eski salıpazarı ispark
yandex.com.tr

söğütlüçeşme camii otopark
yandex.com.tr

fiyat aralığın önemli.
camper bu dediklerine uygun bir model ama pahalı.

camper aldım pişmanım.
derimod’da güzel modeller var.

android telefonlara fotoğraf makinesi bağlanabiliyor. onu araştırmanı tavsiye ederim.
veya samsungun fotoğraf makinesi gibi lense sahip olan telefonları vardı. onların kamerası iyidir diye düşünüyorum.

amerikaysa cok ucuz.

Yurt içi söylemeyi unuttum.

nereden nereye olduğunu neden söylemiyorsunuz? madem güzergahı söylemekten imtina edeceksin neden soruyorsun? güzergahı söyleseniz uçakta koltuğunuzun başına gelip kafana mı sıkcaz nedir yani?

geçmiş olsun sağlam kazık yemişsin ben geçen hafta 20 liraya aldım

Oha çok pahalı

Bu ülkedeki genel problem aslında. Normal şartlarda yüzüne bakmak için kafasını kaldıramaycak adamlar gelip taşak geçmeye çalışıyor. İnsan gibi soru sormuşuz neden böyle yapıyorsunuz ki. Eğleniyor musunuz. Sonra şurda küfür edince hukuk mukuk giriyor işin içine.

yaz aylarına göre uygun. gidiş cuma dönüş pazar ise iyi fiyat bile diyebiliriz.

normal bir fiyat. avantajlı değil. hatta 5-6 ay sonrası için hiç değil.
eşim öğretmen, sömestr tatili cuma başlıyodu. cumartesi sabahına 120 liraya aldım bilet. hem de uçuştan 5-6 gün önce.

dostum kalkış ve varış noktalarını belirtmezsen neye göre yorum yapacağız?

mesela geçen hafta istanbul > antalya 27 liraya bilet vardı ama atıyorum şuan hatay'dan erzurum'a 450 liraya zor bulursun.

şimdi ödediğin 125 lirayı hangisiyle kıyaslayalım?

bi de afra tafra yapmışsın şaka gibi.

Gayet iyi bence. Yaz aylari icin neresi olursa olsun normal fiyat. Yerine gore ucuz bile denebilir.

gelip burada afra tafra yapmışsın insanlara. benim merak ettiğim ise gelen cevaplardan bir tanesi bile senin merakını gidermedi mi? maşallah sıfır tıkla kapatmışsın konuyu.

apple magic mouse, sağa sola scroll olayı muhteşem, özellikle photoshop ve müzik uygulamalarında

fakirler anlamaz, samsung fotoğraf makinası falan kullananlar özellikle.

Apple Mighty mouse diyeceğim 360 derece topu için, magic mouse felaket düşük profilli bir mouse belli bir süre sonra mutlaka elde can sıkıntısı yapıyor.

En iyi mouse falan değil tabi felaket kusurlu bir alet ama benim işimi en çok gören en sevdiğim odur.

aşsjdh

Benim makineyi kastediyorsan onun abisi nikon su anda yanımda duruyor. neden söyleme ihtiyacı hissettiysem :)

logitech mx master

m705

logitech g700s. 4 seneden fazla oldu. 2500 mah pili 30 saatte bitirebilmesi dışında her şeyinden memnunum. bu bozulursa yine bundan alırım ya da g900

Razer Mamba

www.hepsiburada.com

USA'de Bestbuy'da indirimde görüp 100 $'a almıştım Türkiye'de öyle çok fetiş falan değilsen zor. Razer Firefly ile ateş ediyor.

eksisozluk.com

Daha önce de soruldu buna benzer sorular aslında, çoğunluk kimin sorduğuna bakmadıklarını söylüyordu.
Ben de soruya göre (konuya dair bilgim veya fikrim var mı diye yani) cevap veriyorum genelde. Eğer üsluptan falan hoşlanmadığım veya tarzını onaylamadığım biri olduğunu anlarsam cevap vermemeyi seçiyorum.

Ben kim soru sormuş kullanıcı adına bile bakmam. Ama daha önce cevap yazanlara "tik" atmamış ise o soruya emek harcayıp cevap yazmam.

hiç bakmam.

Saçma sapan üsluplu 1-2 kişi dışında kimseye geçmişine göre bakmıyorum. Onun dışında zaten bu dediğim 1-2 kişinin de sorularına baktığım zaman, daha aşağıya bakmadan kimin yazdığını anlıyorum ve genelde cevap vermekle uğraşmıyorum.

Genel olarak soruyu soran kişinin adına bile bakmadan cevap veriyorum. Ama cevaplarıma üst üste tik vermediğini bir şekilde fark etmişsem daha sonraki sorularında -bu durum aklıma gelirse- cevap yazmayabiliyorum.

Teknikekip +1

Sosyallesme icin kullancak kadar yalniz degilim.

kobuchu kiz gibi buna cevap yazmam bir daha dediklerim varsa ona dikkat etmeye calisiyorum.

Onun disinda cevabim varsa veriyorum.

soruyu kimin yazďıgına hic bakmam. bildigim her seyi cevaplamaya calisirim.

dümdüz cevaplarım ben de. ama gözüme çok batan birkaç kullanıcı oluyor, sorusunun mahiyeti de olmadığı için cevaplamayı tercih etmiyorum.

Kullanıcı isimlerini hatırlamam bu yüzden sadece soruya bakarım yanıtım varsa yazarım yoksa yazmam.

ben bana saçma gelen soruları troleybüsing yapıyorum, böyle böyle bakıyorsun hakkaten boş beleş her gün laf olsun diye bir sürü duyuru açan, soru soran tipler oluyor.

onları atıyorum hafızaya, sonra her seferinde yabıştırıyorum cevabı.

var bi tane manyak, adam ölüyorum geberiyorum yazıyor, 2 saat sonra, insansız hava aracı yaptık aselsan ve tübitakdan destek almak istiyoruz yazıyor, geçiyor ingiliz kraliyet ailesine ulaşmam lazım falan yazıyor. ee haliyle insan uyuz oluyor.

ha bunun dışında da sorunlu bi kaç tip var, geçmişte yaptıklarından dolayı uyuz oluyorum.

onun dışında sorduğu şey aşırı saçma olmadığı ve flood yapmadığı sürece elimden geldiğince yanıtlamaya çalışıyorum.

kızdığım şeyler de olmuyor değil, arkadaş kulaklık sorusu sormuş bi sayfa yazmışım.

bak şu model şu iş için alırsan eğer amacına uygun kullanmayacağın için ulan 2 milyar para verdim, sesler tın tın çıkıyor dersin diye inciğine cinciğine kadar anlatmışım.

geçmiş aradan 3 gün, adam mesaj atmış hocam ben şunu aldım ama sesler tın tın çıkıyor bana kulaklık amfisi önerirmisin diye *-*

Bilgim varsa cevaplıyorum.

daha çok o günkü ruh halime göre cevap veriyorum.

Bakıyorum. Gıcık olduğum biriyse cevabı bilsem de cevap yazmıyorum.

ben bakıyorum,tanıyorsam ve sevmiyorsam cevaplamıyorum. tanımıyorsam zaten tanımadığım nötr oluyorum ve cevaplıyorum.

ilk etapta bakmıyorum soru ilginç gelirse bakıyorum kimmiş diye.

kim olduğuna bakmadan ne biliyorsam yazarım.

Sürekli "mal mal" sorular sorduğu zihnime kazınmış bir kullanıcının yine gereksizden de öte bir sorusu olduğunu fark edersem es geçiyorum. Genelde nicke bakmıyorum. Konuya göre sözlük yazarı mı duyuru kullanıcısı mı diye nickin yanındaki simgeye bakarken nicke de bakmış oluyorum tabii.

Tez ciltleyen yerlere bakabilirsin

ozalit, baskı merkezi falan gibi yerlerde. il belirtmemişsiniz ama İstanbul'daysanız Beşiktaş'ta çok var.

İstanbuldayım evet. Özalitler patır kütür gidiyor, sert kapak olmasa bile en azından bez cilt gibi bir şey arıyorum.

Evde dikişli cikt yapabilir miyim acaba?

ben lisedeyken dağılan sözlüklerimi tutkal ile ciltlemiştim. taş gibi olmuşlardı.
ama çok ince ayar lazım yoksa açamazsın sayfaları :)

Süleymaniye Cilt Evi:
www.google.com.tr

istanbul ciltçi diye google araması yaparsanız bir çok sonuca ulaşabilirsiniz. tabi çoğunluğu seri üretim yaptığı için tek bir kitabı yapmak istemeyebilirler yada maliyeti fazla olabilir. onun dışında mücellitler genel anlamda işin sanat, tezyinat boyutuna eğilerek iş yaparlar. sizin istediğinizde bu değil sanırım. ayrıca genelde bizim mücellitler türk tipi ciltleme yaparlar. cildin sırtı düzdür, sayfalar ve cilt sıfır gelir vs vs. bu tip ciltli kitapları dikine değik yatay koymak lazım kütüphaneye. eğer özel, anlamı olan bir kitapsa düşünülebilir ama sağlamlık açısından istiyorsanız ozalitçiler spiral dışında kalın kuşe kağıttan kaplama ciltlerde yapıyorlar. fiyat/performans için en mantıklısı bu olur.

evde tabi ki yapılabilir ama cildi oluşuturacak malzemeyi kesmek hazırlamak sorun olur, el yatkınlığı gerekir. bayağı bir deneme yapmanız lazım :)

cilt işini kendiniz de öğrenip yapabilirsiniz. öyle şok gösterişli bi şey hedeflemiyorsanız çok kolay öğrenirsiniz.

40ar sayfadan küçük yuvarlak bitişli cilt yapabilirsiniz A4'ü ikiye katlamış olacaksınız. Zaten 20 yaprak kullacaksınız, 20 yapraklık 5 cildi de birine dikebilirsiniz, tığ iğnelerine bakın, normal dikiş iğnesiyle olmaz.
Ya da yine 30ardan önce yandan zımba sonra çevresine renkli bantla küçük ciltler yapıp birkaç tanesini birleştiriyordum ben mesela, oldukça rahat da okunuyor.
Baskı sırasında kenar boşluklarını standarttan daha içe ayarlamayı unutmayın özellikle zımbalı bantlıda. Bu zımba ve bant işi zaten tez cildine çok benziyor.

rowenta hiç kullanmadım ama philips azur iyidir. çok fazla seveni var.

Philips azur kullanıyorum memnunum. Başka marka kullanmadığım için karşılaştırma yapamam ama annem de bunu kullanıyordu memnun oldugu için tavsiye etti.

philips azur'u 5 yıldır kullanıyoruz.
roket!

Philips GC4522/00 Azur Performer PluS ben bunu kullanıyorum çok memnunum. benden sonra 3 arkadaşım daha aldı nasıl anlattıysam artık :D

azuru ark önerdi çok memnunmuş. ben de alıcam

şarjlılarda dyson dışında beklediğin verimi alamazsın. öyle "vuuuuuuuuuu" diye bir çekim olmaz. gırgırın hızlısı işe diğerleri.

teritori +1, black and decker da iyi diyorlar.
ben de siemens var hiçbir işe yaramıyor.

hocam ben fantom hamarat aldım hem filtreli hem de çekişi iyi hem de yerli üretim sevisi de tatminkar

sarjli dyson guzel cekiyor demeye geldim. 180 dolara almistim, uzun boru almadim. (sapli mapli alinca pahaliya geliyor buradan almaktan farksiz oluyor)

ipadde whatsapp kullanılamıyor.
belki jailbreak filan işe yarar.

Cep telefonunuz whatsapp’a bağlı olduğu sürece kullanmanıza imkan veren uygulamalar var. Ücretliydi diye hatırlıyorum. Tablet yanımda değil şu an, uygulamanın adı için editleyeceğim gün içinde.

Whatsapp web harici kullanamazsin. Ama jailbreak ile mumkun, vaktiyle kullaniyordum.

isim doğru yazılamamış olabilir konstantin ushakov olabilir.

şimdi tekrar baktım da stefanov da olabilir bu arkadaş pasör çaprazı oynayandı ve toplar genelde ona giderdi.

türk olması lazım :/

arçelik'te oynadı mı hatırlamıyorum ama sinan cem tanık olabilir bir dönem öyle bir imajı vardı diye anımsıyorum.

voleybol oynadı mi hatırlamıyorum ama Ömer Çatkıç olabilir diye hatırlıyorum.

yok yahu ömer değil :)
ömer o zamanlar uzun saçlıydı.

Ekran buyuklukleri sadece ama 9,7 olan pro degil
-www.apple.com

Gelmiyor

-www.lifewire.com

Burada birseyler yazmis ama usb den birseyler yuklemek veya usbye birseyler atmak apple in sizi uzaklastirmak istedigi olaylardan birisi.yukle icloud dan al istedigin bilgiyi,ekstra bir cihaza neden ihtiyac duyacaksin seklinde dusunuyor.

apple pencil kullanmayacaksanız ipad pro almanızın pek bir anlamı yok gibi. yanında gelmiyor. 450 tl gibi bir fiyatla satılıyor. ayrıca kılıfsız kullanmaya kıyamayacaksınız. 150 tl civarı da kılıfa yazın. ama dediğim gibi apple pencil kullanmayacaksanız boş heves. illa alıcam diyorsanız 12.9 alın bu arada

pencil kullanmayacaksan pro alma +1
ben tablet olayında alinabilececk en ufak modelin alınmasından yanayım.
ipad'den şaşma, en ufak ve en güçlü modelini al. anladığım kadarıyla bütçe var zaten.

isini gorur mu bilmiyorum, kaliteli scanner'lar cok daha pahali zaten.

www.bim.com.tr

kurumsal bir yerde çalışan tanıdığın yok mu?
ondan rica et, peyderpey workcentre'larda tarasın.

şimdi bir şey yazacam moderasyon silecek.
ben at kafalı diyim siz anlayın.

ahahahah sabah sabah güldüm hocam, ama maalesef paper'a at kafalı yazamayacağım :)

bir mentöre sahip olamamış, yönetim eğitimi almamış, kendi kafasına göre yöneticilik yapan birisi.

madem at kafalı yazamıyorsun, otokratik yazabilirsin o zaman.

bence arabadaki eşleşme problemini çözmeye çalışsan daha kolay olur.

şu iki taraflı jak kablolarından alıp bağlasan?

Mesaj attım.

aux kablo işi çözer bence de. araçta telefonla konuşma olayına faydası olmaz ama konu o değildi. :p

@tuzumkuru: aux çıkışı kapalı arabada. şirket aracı olduğu için de değiştirmek istemiyorum.

ben olsam hepsine ne yaptıysa video kaydını gönderirdim.
hem ibb'ye, hem de okula. ayruca servisin bağlı olduğu şirkete de.

milli egitim mudurlugune git.

show haber falan filan whatspp haber hattı var ya onlara da gönder.

ne yaptı bu arada?

xiaomi mipad 2

iPad Pro ve Surface yalnızca profesyoneller için. Sonuçta açıp çizim yapacağım, Autocad kullanacağım demiyor arkadaş.

Android tabletler konusunda bilgim yok.

vallaha tablet konusunda ipad'den gerisi bana yalan geldi.
android tablet de kullanma şansım (şans demeyelim gerçi ona :)) oldu ama ipad'in düzeni hiçbirinde yok.

telefonda 3 senedir kullandığım iphone 6 öldükten sonra tercihim android olacak ama tablette sanırım ipadden vazgeçmeyeceğim.

benim tavsiyem bütçeni en az zorlayacak ipad modelini seçmek.

Benim de 2 tane thy çalışanı hostes arkadaşım var. biri facebook'u pek kullanmıyor, diğeri de şu anda Avrupa'da kocasıyla kayak tatilinden fotolar atıyor. Bence senin arkadaşlarının paylaşımları samimi. Art niyet arayacak bi şey yok

İnsanlar rakip şirketlerde çalışıyorlar diye birbirlerine düşman değiller ya. Orda da arkadaşları, tanıdıkları var insanların. Gayet doğal bir şey yaptıkları.

Benim de 3 tane thy çalışanı arkadaşım var, 3ü de bir şey koymadı.

herhangi bir havayolu ile yaptığınız uçuş sonrasında görevlilere geçmiş olsanız deseniz bile garip karşılamazlar.

Bak aynen yaziyorum.

Ne alaka sirket politikasiymis,insan gibi davranmislar,gordukleri yaziyi paylasmislar,gerzek gerzek dusuncelere ne gerek var,olmasi gereken bu,dedi,dusuncene sunturlu bir kufur gonderdi,allah korusun cok kotu olabilirdi diye ekledi.

@dupts: arkadaşın keşke yazım kurallarını bilseydi.
bir şeyler duydum ki yazdım buraya. thy içerisinde haber bültenlerinde firma ismi geçmemesi rahatsızlık doğurmuş. THY uçağı olsaydı net bir şekilde belirtilirmiş.

konu bundan ibaret. merak etmeyin insanlığı bir çoğundan daha iyi bilirim.

Firma ismi geçmemesi mi? Kabak gibi fotoğraflar var daha ne olsun. Ayrıca havacılık camiası daha aile gibidir. İstisna primatlar elbette var ancak bu gibi temenniler çok normal.

www.talpa.org

TALPA da geçmiş olsun mesajı yayınlamış. Şirket politikası olduğunu sanmıyorum. Kişilerin bireysel iyi niyet ifadesidir.

Kişisel olarak da herhangi bir havayolu şirketi bir kazaya karıştığında isminin gizli tutulmasını zaten yanlış buluyorum. Ama piyasa ekonomisi vs. vs.

şirket politikası ile hiç alakası yok orada çalışanların yarısından fazlası eski iş arkadaşı, bu yüzden paylaşımları içlerinden gelmiş.

eski thy hostesi arkadaşım da geçmiş olsun temalı paylaşımda bulunmuş.

Bi arkadaşım da paylaşmış.

score hero değil dimi? ünlü isimler var mıydı onda hatırlayamadım.

score olması lazım

Score heronun ünlü goller versiyonu ama oyunu bulamadım.

sadece score oyunun adı
goller aynen tarihi goller ama isim yok
gerçi daha sonradan paralı olarak takım paketleri çıkmaya başladı

ben ofisteki dolaba koyuyorum:
bal, tarçın, yulaf, kuru meyve alıyorsun. sütle yiyorsun hepsini karıştırıp.

Ofiste 3 tane kafeterya var ucretsiz kahvalti veren, o gun ne yemek istedigime gore birini seciyorum.

Ekmek ve peynir ile evde sandviç ya da tost hazırlıyorum. Buzdolabı poşetine sarıyorum. Ofise getiriyorum.

Ben de ofiste yapıyorum kahvaltımı.

Genelde Eti'nin yulafından alıyorum ve içine kuru üzüm ve ceviz koyup sütle karıştırıyorum. Yulaftan sıkıldığımda da tost yapıp yiyorum (bu imkanınız var mı bilmiyorum). Bunlar haricinde bazen yoğurt getirip içine elma dilimliyorum ve üzerine tarçın döküyorum.

Bir aralar dışarıdan simit & poğaça yiyordum sıklıkla ve hem kilo aldırdı hem de sıkıldım, o nedenle artık hazır bir şeyler yememeye çabalıyorum.

Sabah çıkmadan yumurta haşlıyorum. Ofise peynir yumurta kuruyemiş zeytin ve mevsim sebzeleri götürüyorun. Kahvaltı en kolayı ya ne var ki onda

Ben aksam 7'den sonra birsey yemedigim icin sabahlari kopek gibi ac oluyorum. Bu sebeple evde kahvalti yapmadan cikamam. Ancak ozellikle kadinlarin ve evi ise cok uzak olanlarin isi zor. Kolayliklar diliyorum kardeslerim..

Kahvaltı yapmak istediğim zaman yulaf+muz+çiğ badem+süt ile yapıyorum. Süt yerine süzme yoğurt da olabilir. Ofiste bir şey yerken kokmamasına özen gösteriyorum, haşlanmış yumurta önerisi gelmiş ama sıkıntı olabilir.

yemekhanede kahvaltı çıkıyor.
canım ne isterse cuzi bir fiyata alıyorum.

tabi bu senin beklediğin cevap değil.
eski işyerimde ya evde sandviç hazırlıyordum ya da ofise gelirken simit alıp, dolaptan da ortak aldığımız peynirlerden yiyordum.

pff, sabahları ofise gelirken simit, açma veya poğaça tarzı hamur işi alıyorum maalesef /: bazen yanına ayran.
en kötüsünü yapıyorum sanırım

kahvaltı yapmıyorum.

sabah 6 da uyanmaya çalışsam da hep 6.30 da uyanıyorum evden 6.45de çıkıyorum 12.50 ye kadar sadece kahve ve sigara. sonra öğle yemeği. akşam yemeği 6 da. sonra ertesi gün 12.50 ye kadar yine aç.

evde yulaf+muz+ceviz+süt şeklinde yapıyorum

Haftaiçi kahvaltıda yoğurt, yulaf, lifalifin kuru meyvelisini elma veya muz+ tarçınla karıştırıp yiyorum.
Hazırlanma aşamasındayken kahve demleyip onu bir termosa koyarak yanımda getiriyorum.
Sabahki ilk arada bir muz veya başka bir meyve yiyorum (elmayı açken yemek iyi gelmiyor bana hipoglisemi olduğu için), kahve içiyorum.

Şu bölmeli saklama kaplarından var, onlar bayağı pratik, bugün de yanımda yumurta, zeytin, havuç, salatalık getirdim misal öğlen için. (Okulda da yemek var fakat benim programım biraz yoğun olduğundan gidemiyorum genelde.) Başka zamanlarda da adam gibi yemek getirip mikrodalgada ısıtarak yiyorum.

Tost, poğaça vs biraz boş. Yanına kuruyemiş, avokado vs ekleyin bari de bir besleyici değeri olsun.

Kısaca: yulaflı bir şeyler ve beslenme çantası içinde kahvaltılık.

geçen yıl ocak ayında 60bin olan ""0"" araç bu yıl ocak ayında 85-90bin tl. erkek kurtlanmakta haklı böyle bir ülkede.

ev alsınlar niye ev almıyolar? ev alsalar kiradan kurtulurlar bir, ikincisi evlerini istedikleri ve beğendikleri şekilde seçebilirler ve düzenleyebilirler.

1 sene birikim yapıp yüzde 25 ini falan tamamladıktan sonra, aldıkları eve bence 3000 tl ödesinler her ay, geriye kalan 3 bini de değerlendirsinler, belki ilerde ev borcu bitmeden de araba alırlar beli, ara ödeme yaparlar 1 2 senelerini rahatlatırlar.

ev yatırım aracı değildir, sürekli eskir, kiracısı sorun çıkartır, o olur bu olur, ev eğer oturulcaksa alınır? uzun bi araştırma süreci gerektirir.

Ev alıp gencliklerini de borc ödemek için geçirmek istemiyorlar. Hayat sıkınca iyice zor gelir yaşamak nefes almak diye düşünüyorlar.

Erkek kurtlanip 3 4 yaşında bi araba alıp o defteri kapatalım sonra gezelim kafasında.

Bence araba alsınlar hayata bi daha mı gelecekler :) bu da benim fikrim :)

araba ne kadar eski o önemli. ne kadar sorun çıkarttığı da önemli.

ama en iyi yatırım evdir bana göre. araba 2. planda kalır.

Altın alsınlar bankaya falan da koymasınlar. Arabayı gittiği yere kadar kullansınlar, tabi aşırıya kaçmadan. Bakımlarını düzenli yaptırsınlar. Hayat sigortası da yaptırsınlar çocuklar için.

"Param var fazla arabayı mı yenilesem?" Şeklinde cereyan eden düşünceler silsilesi. Kendimden biliyorum hehe.

Yalnız değilsin. *swh* ama tek kişinin isteği değil, çift kararı olmalı. Aile olmak ihtiyatlılık gerektirir; birlikte karar almalısınız.

kirada oturan bir ailenin yeni araba alması ne saçma. üstelik elinde halihazırda bir araba varken.

önceliğiniz ev olmalı. on sene sonra ne olacağı hiç belli olmaz.
çok uzun gibi görünse de aslında kısa bir zaman on sene.

yerinizde olsam öncelikle ev alırdım. çünkü düzenli bir hayatınız var ve kira ödüyorsunuz. on sene boyunca kira ödeseniz, on senelik kira çöpe gidecek. oysa bir ev almaya niyetlenirseniz, o para evin maliyetini karşılamış olur.

Ev tabii ki. Ev kredisi bittikten sonra kralsın. Kira da yok, kredi de yok. O zaman istersen son model arabaya binersin. Çocuklar daha küçük anladığım kadarıyla. Onlara bırak üniversiteyi, liseye başlayınca su gibi para gidecek. Bir bakmışsın elinde 5-6 binden eser yok. Bir de gençliğini borç ödeyerek geçirme geyiği var. 50 yaşında kira ödemek sizi etkilemeyecekse gençliğinizi borç ödeyerek geçirmeyin tabii.

memleketin geleceği belirsiz. ben olsam dolar, euro ya da pound yapıp atardım yastık altına. evet, bankaya da koymazdım. güvenim yok bu hükümete.

altın da almazdım. öyle.

2009'dan beri aynı arabayı kullanıyorum. şu aralar aklımda işe girdiğim an, kullandığım arabayı satmanın ardından bankadaki paramı çekip; mercedes a180 cdi için borca girmek var.

bekar 26e

Couklarinin alacagi egitim arabandan onemli.

Arabanizi gittigi yere kadar kullanin ve biriktirin paranizi,yilda 60k gibi parayla bir sekilde ev alinabilir,istanbul disiysaki 10k nin 5-6 si kaliyorsa oyledir,cok rahat alirsiniz.ya da yettigi bir yerden alin,kiraya verin kendi kiraniza katkida bulunsun.

erkek tarafi vay salahhadin yeni araba yapmis desinler derdinde gibi geldi.

olm 10 bin TL kazanıp nasl 5-6 bin lira arttırıyorsunuz anlayamıyorum ben. ben hep kıt kanaat :(

araba alın. araba acil durumlarda büyük ihtiyaç. öyle "taksi çağırırım" demekle olmuyor. öyle bir zaman gelir ki taksi bulamazsınız.

edit: kıçımla okumuşum soruyu. araba varmış. kalsın araba gidiyorsa.

yeni düzgün bir araba yüz bin lira.

yüz bin liraya ev alsınlar, ufak ufak taksit öderler.

Çocuklar için birikim yapın.

düşük çözünürlüğe sahip bir fotograf. belli olmuyor evet.1

Fotoğrafta yaşlı görünüyor ama gerçekte olmayabilir. Fotoğrafın açısı ve ışıkla ilgili bir durum.

Ben 33 yaşındayım. 45 yaşında göründüğüm tesadüf bir fotoğraf var. Milyon kez fotoğraf çeksem belki o açı, ışık ve yüz ifadesini tekrar tutturamam belki. Çok fazla kriterin bir araya gelmesiyle insan bazen gerçekten çok daha yaşlı veya genç görünebiliyor fotoğraflarda.

bence kadın minimum 55 yaşında gibi görünüyor.

Yaşlı duruyor.

50'den de fazla görünüyor.

anne oğul sandım. kadın yaşlı baya

fotoğrafı verdiniz de en azından mağdurun ismini silseydiniz.

fotoğrafı ben zaten google'dan buldum. iki şahsı da tanımıyorum.

Mağdurun ismi silinse nolacak silinmese nolacak?

üniversiteler en mantıklısı gibi.

iphone'dan icloud dışında bir cloud'a upload yapmak kanser edici olabilir, uyarayım. ekran kapandığında muhtemelen upload etmeyi durdurur vs vs.

kablonetin varsa veya kablonetli arkadaşın, bir günlüğüne upload paketi satın al. 10mbit upload veriyor.

Soruna cevap degil ama yanına şarj aletini almayı unutma. Ek olarak ayarlar ekran suresi sinirsiz. Hayirli işler.

Beşiktaşta hayvan gibi uploadu olan bi internet kafe varmış. Oraya sorayım.

evde bir hasar varsa mutlaka sözleşmede belirt. çıkarken depozitoya konmasın.

o zaman bugun bir sozlesmeyi alip etut edeyim onu aksama.

@teritori
ev sifir fakat yinede calismayan birsey varsa not aldirmam gerekecek sanirim sozlesme hazirlarken.

abartmayın yaw matbu sözleşmedir o.

zaten kanun "ufe oranına kadar"dır, orada tamamen ev sahibinin insafına kalırsın.

evdeki "taşınmaz" tanımına dikkat edebilirsin, oraya sadece kombiyi yazdır. işin içine avizeler armatürler şunlar bunlar girmesin.,

Hukukçu değilim, sadece yaşadıklarımdan yola çıkarak tecrübelerimi yazabilirim. matbu sözleşmenin dışında üzerine eklenen her yazı sizi bağlar.o alanları dikkatle okumak lazım. Evde olmayan hiçbir şeyin orada var gibi gösterilmemesi gerekir. Hem demirbaş anlamında hem de evin kusurları anlamında. Depozitonun miktarı ve nasıl alındığı yazılmalı. Bankadan alınacaktır deyip, elden verirseniz, karşıdaki kişiye göre sıkıntı çıkarmaya müsait bir durumdur. Kefil kira müddetince sorumludur gibi ifade yazmak istiyor ev sahipleri ancak, yargıtay bu süreyi 1 yıldan uzun olamaz dediği için anlamsız kalıyor.
Bence, aman karşıdaki bozulur, kırar mıyım gibi düşüncelerle hareket etmemek lazım. her şeyi baştan bilip, görüp, net ve açık olmak gerekir. Burada size iştirak etmiyorsa, gelecek adına karar gözden bile geçirilebilir.

artık çoğu yerde sözleşmeyi matbu yapmıyorlar. baştan bir sözleşme yazıyorlar, araya da kendi istediklerini serpiştiriyorlar.

ev. kalamar kızartıcaz bi tek farklı olarak sanırım.

Ev. Tek. Portakal.

Uyucam

arkadaşlar parti diye tutturdu, merkezde ev kiralayalım, içelim sonra kulübe gidelim sonra eve gelip tekrar içelim dediler ama hem param yok hem de istemiyorum açıkçası, son etkinliği pek beğenmemiştim, yrrak gibiydi ortam kimse kimseyle ilgilenmiyodu. otururum evde muhtemelen, özel bi şey yapacağımı sanmıyorum.

Arkadaşta toplanacağız.

Yalnız bir şey yapmadan geçicek

Evde, yalnız, mümkünse 22.30'da yatağa girmiş olarak.

3 senedir yalnız giriyorum yılbaşına ve bağımlılık yarattı. Harika oluyor, deneyin.

Tek başıma kendimi dışarı atacağım.

Bana kalsa hazır 3 gün tatil varken evden çıkmazdım ama arkadaşlarım kendi kendilerine plan yapmışlar İstanbul'a gelmek için. Onlarla olacağım yani mecburen.

sopiro +1

Planım vardı ama nöbet kitlemisler yılbaşına.

arkadaşlar tutturdular evde içelim diye. fakat hiç canım istemiyor. ankara' ya gitme durumum var sevgili annem ile. bakalım.

Gündüz babamla sinema-yemek, akşam da annemle evdeyim.

Arkadaşlarla çıkacaktık ama annem de babam da bozulunca ektim.

o gün çalışmayı düşünmüyorum. böylesi özel günlerde kendime tatil vererek kendimi normal insan gibi hissediyorum. o gün uzun süre sonra ilk kez yemek dışında içki tüketeceğim. ayrıca bir de izlemediğim bir film ve dönem şerefine daha önceden izlediğim bir film seyredeceğim. gündüz de geçmişin çağırdığı yerlere; ya nişantaşı'na ya da arnavutköy'e uğrama planım var.

ek: 1'i sabahında da snoopy, şirinler ya da heidi'den 2-3 bölüm izleyeceğim.

Ev, bence en güzeli.

üç yıldır üstüste nöbet kitliyorlar, çalışacağım :/önceden napıyordum cin içerek victoria’s secret show izliyordum.

ailede bir sürü boşanmış insan olduğu için -teyzeler ve dayı- kuzenler, teyzeler, dayı, hatta dayının eski eşi falan da hep beraber yılbaşı kutlayacağız da inşallah dayı kişisi çok içmez, içince saçmalıyor çünkü :/ en küçük kuzenim 10 yaşında, aslında onun için toplanıyoruz bir nevi, yoksa annemin kalça kırık, iki teyzemin de evi istanbul'un birer ucunda, üstelik biri ağır gripli. ha bir de zaten herkes çalıştığı için zor görüşüyoruz, babama zaten her yıl olduğu gibi gene nöbet kitlediler, üç gün evde yok adamcağız :/ muhtemelen küçük kuzenin gönlü olsun diye tombala oynar, mandalina sıkarız gözümüze karşılıklı aşjksdlsajda

ha bir de yılbaşı gecesi huysuz virjin varmış, onu izleyip nostalji yapabilirim umarım, bir sorun çıkmaz da :/ ya da ne bileyim, böyle bir son mutluluk kazanıp sonra da ölmem de, falan... amma da dahi anlamında de ve şu suratı kullandım -> :/

üniversite arkadaşlarım ile maaile bursada evde buluşuyoruz. zaten ayda bir buluşuruz çoluk çocuk.

Ertesi gün çalışacağım malesef. Hatta o gün De akşam 6'ya kadar çalışacağım. 7 buçuk gibi evde olup tüm geceyi erkek arkadaşımla film izleyerek geçirmeyi planlıyorum. 12 olur olmaz da yatış :(

1 kilo mandalina alıp dizi film takilmaca.

ev ortamı gibisi var mı? missss

muhtemelen 00.00 olmadan sızacağım. manitaya kalsa şuraya gidelim buraya gidelim. iyi gidelim de mekanlar dolu para yok nereye?
güya ailesi otele gideceklerdi olmadı bana gelirsin başbaşa gireriz yeni yıla dedi. tabiki reddettim olası ailesinin geri dönmesi benim onların gözünde itibarımı sıfırlar diye.
kardeşim gelecekmiş
ay bilemiyorum altan ben uyucam galiba.

parti vericektim. parti vericek tüm arkadaşlarımla bağımı kopardığım için yıkıklar gibi mandalina emicem evde...

Anne babamın yanına gidicem onlarla evde güzel bi yemek yeriz sonra da 12 olunca sarılırız

aklım şu geldi.
çocukken minyatür bir bilardo setim vardı. ıstakalardan biri kırılmıştı.
bende bir iğneyi iyice kızdırıp kırık yerlerden içeri sokarak birleştirmiştim. belki buna benzer bir şey olabilir.

@teritori

Mantıklı da, bantla idare ediyorum gibi şimdilik. Olmadı bi bant daha takacam gibi :S

@teritori o kalem dijital gibi bi şey, deforme olunca kullanilmiyor. yani sadece ucundan ibaret degil..

ALiexpress'te cakma oluyor.. 50 tl Turkiyede. hb da bulabılırsın. hb magazasından al baska yer olmasın cakma kakalarlar

Hb dediğin eticaret mağazası dimi bildiğimiz?

orjinal çıkma kalemi 30 tlden ayarlayabilirim istanbuldaysanız

Türkiye'ye ulaştıktan sonra PTT teslim aldıysa uluslararası kargo takip numaranızla PTT'nin sitesinde de kontrol edebilirsiniz gönderinizi.

Posta dağıtım merkezine gidip sorun, bazne taşeron eleman değişimi oluyor dağıtıa çıkmıyor orada kalmış oluyor vs.

Eğer böyle bir şey olmadıysa da posta gelince daha dikkatli olurlar "lan bu adam postasını soruyor" diye.

Biraz gecikmiş, buyer protection süresine dikkat edin geçmesin.

4 aydır gelmeyen kargom var :)

Gönderi tipi önemli. Eğer aliexpress standart shipping ise bu kadar uzaması normal değil.

Ama yok china registered airmail falansa yani düz mektupsa gecikebilir. Buyer protection dolmadan despute açın

Sayın kalinda94'ün de dediği gibi evin fiyatı aynı kalmayacak ki, mutlaka artacak. Kira da artacak, ama ödediğiniz kredi taksidi hep sabit kalacak.

Kira senede tefe/tüfe ortalaması ile %10-12 gibi artar, 10 desek sizin kira ilk sene 825, ikinci sene 905, üçüncü sene 1000 gibi olur ortalama. (küsüratları salladım)

Evin fiyatı da en az %10 senelik artar, bölgeye ve talebe göre bazen uçabilir de fiyatlar.

Gerçi siz elinizdeki peşinatı 70 bin TL daha arttırarak daha rah ödeyeceğinizi anlatmışsınız.Ödeyeceğiniz 200 bin peşinatı 130 bine düşürmekten bunu anlıyorum.

bu aradaki 70 bin eksiğinizi 2-3 ayda biriktirebiliyorsanız dediğiniz mantıklı olabilir, ama yok bir iki sene sürecekse hatalı bir düşünce.

Oturmak için ev alan insanlara her zaman "acele edin, ne zaman alırsanız alın erken almış olacaksınız" derim hep.

bu sorunun en basit cevabı şu,
kiran her sene artacak ama kredi taksidin sabit kalacak. ayrıca kredi taksidin bitince artık kira derdin olmayacak. her ay bin küsür lira cepte kalacak.

ödemeler zorlamayacaksa vakit kaybetmeyin. arkadaşlar beklemenin dezavantajlarından bahsetmişler zaten. ek olarak konut kredisi faizleri daha da yükselirse (ki düşme emaresi görünmüyor kısa vadede) o zaman işiniz daha da zorlaşır.

Tl biriktirme, dolar euro altin biriktirirsen senin soyledigin daha mantikli.

Ya allah diyip alin (eger oturacaginiz evse).

Gecen ay 1,03 olan kredi fazileri su an 1.11lerden baslayip 1.30lara gidiyor.

Beklediginiz her gun; elinizdeki para eriyecek, kira artacak, evin degeri yukselecek. (Birikiminiz dogrultusunda odeyeceginiz faiz azalacak dogru ama reelde pek bi faydasini goremeyeceksiniz acikcasi).

ben olsam siz ile başlardım. tabi çalışma ortamına göre değişir de bence her zaman siz, hanım/bey iyidir. bence birden siz'e geçersen sorun olduğunu düşünebilir. aranız iyiyse kendisine sorabilirsin.

ilk günlerden sen dememek lazım, bana göre. hanımlı ya da sizli konuşup ilerleyen süreçte sene geçiş yapardım yavaş yavaş. diğer çalışanları vs de gözlemleyip, ona göre de karar verebilirsiniz.

Hocam çok geç olmadan sor. Ben herkes siz diyor diye siz dedim ama nasıl hitap etmemi istersiniz de.

Ben de iş ortamında sizli bizli kullanıma uyuz oluyorum resmen ağırlaştırıyor işleri

Bence sormak en mantıklısı, "x hanımcığım ben ilk başlarda sen dili ile konuştum sizinle ama hiç de sormadım siz hangisini tercih edersiniz diye, hanım ile devam mı edeyim ne dersiniz?" gibi :)) uzun oldu bu biraz ama kısaltabilirsin.

edit: ichayla aynı olmuş. o halde icha +1 :)

eger sorarsaniz "farketmez" yanıtı almanız olası ancak, eger "bağlı olduğunuz" biriyse, bu durumda "siz" demeniz daha uygun olur.

işyerinde, hele ki ilk günlerde, "sen" diye hitap edilmesi hiç iyi bir davranış şekli değildir.

açık açık sor. bunda çekinecek bir şey yok.

En iyi çözüm sormak. Siz dediğim üstlerim bana zorla sen dedirtiyor. O yüzden öyle genelgeçer kurallar yok. Kişilere bağlı.

ne kadar basit sorunlar ne güzel. siz demen gerekir.

2 yıl çalıştığım iş yerindeki müdüre herkes ahmet abi derken ben ısrarla ahmet bey dedim. bigünden bigüne de adam bana siz demene gerek yok demedi. sonra orayı bıraktım başka bir yerde ben yönetici oldum. bazıları bana kablelvuku bey, hocam,şefim, kablelvuku diyo. kablelciğim diyene gidip "aramızdaki mesafeyi koru" demiyorum. ben de siz diye hitap edilmesini tercih ediyorum.

kişiden kişiye değişir bu.

ben de siz ve bey kullanarak başladım. belli bir zaman sonra bana abi diyebilirsin dedi :D tabi nasıl alışırsan öyle gidermiş şimdi abi diyemiyorum ama ofiste bey,siz kullanıyorum dışarıda bazen abi diyorum.

ama eski çalıştığım ofis çok kalabalık bir yerdi senli benli, ablalı, abili konuşurdum stajyerim diye. baktım bir süre sonra seni çocuk görüyorlar, her şeyi söyleyebileceklerini zannediyorlar. ben de dedim ki bundan sonraki yerde hanım, bey, siz, biz olacak dedim.

özetle, başlangıç olarak sizli bizli hanımlı beyli olmak iyidir. adam yerine koyarlar.

stanley akar kanka.

150 tl'ye stanley bulursun. ama 1 litrelikleri 200'e yakın haberin olsun.

Contigo

stanley çok kalitelidir, o kadar kalitelidir ki belki ihtiyaçlarına fazla bile gelebilir. 30 saate yakın sıcak tutma kapasitesi, düşme çarpma vs ye karşı dayanıklı oluşu falan.
www.tekbasinadaolur.com
şu linkte adam kafa göz dalıyor stanley'lere ve hiçbir şey olmuyor :)
amazondan alabilirsin dediğin fiyatlara bulunur muhtemelen.

(bkz: thermos)

termos adı nereden geliyor zannediyorsun?

bende 1.2 litreliği var 24 saat sonra hala çay demleyebiliyorum

emsa kullaniyorum, 4 saatten fazla sicak tutuyor, 90 tl civarinda bulunabilir. asla dokulmuyor akmiyor 2 seneye yakindir kullaniyorum.

Tchiboda rengarenk trendix markalı termoslar satılıyor. 1 senedir kardeşim ve ben kullanıyoruz çok memnunuz. Termos denilince önemli olan zaten çelik olması ve çift duvarlı olması. Trendix de öyle ve kapağı sızdırmıyor. Kapasitesi 75 diye hatırlıyorum. Fiyatı da 60 liraydı. Günlük ihtiyacı karşılıyor bence. 7-8 saat sıcak tutuyor. Geçen contigo markasını da gördüm tchiboda 100 küsür liraydı.

argent dawn +1

contigo aldım 1 saate soğudu. ya benimki bozuk ya da model sıkıntılı

Stanley +1 demeye geldim.

Bir tane ofiste one hand olan 470 ml'lik, bir tane de kamp vs. için aldığım 750 ml'lik var ikisi de hayvan gibi beklediğimin çok üstünde bir kullanım sunuyor.

Amazon'da takip edip kargo dahil 30-40 dolar arasına alabilirsin acelesi yoksa.

www.ikea.com.tr

Buna benzer bir ürün kullanıyorum, öğlen 12'de demlediğim çayı akşam 7'de içmeye çalışınca ağzım yanıyor. Günlük kullanım için çok ekstrem ürünlere para vermek gereksiz olabilir, ki BİM'den aldığın ürünü bile uzun süre kullanmışsınız.

Soğuk kış kampları/yürüyüşleri vs yapmıyorsanız daha fazla para vermenize gerek var mı hesap edin.

Bir de penguen diye yerli bir marka olacak, ona da bak istersen.

Stanley bu işin piridir.

Ama ben o kadar para vermem derseniz;

1 lt: www.decathlon.com.tr
0,35 lt yeter derseniz (kahve/yeşil çay için ben kullanıyorum. memnunum.) : www.decathlon.com.tr

bence kreş ama iyi araştırılmış bir kreş. sosyalleşmesi açısından daha iyi olacağını düşünüyorum.

seneye için düşünüyorsunuz bence tuvalet eğitimini kazandıktan sonra iyi bi kreşe gidebilir. 3,5 yaş için bakıcıdan çok fazla verim alamazsınız. sadece yedirir içirir uyutur. ama o yaş çocuğunun sosyalleşmesi ve akranlarıyla da yavaş yavaş birlikte olması gelişimine katkı sağlar. şartlarınızı bilmiyorum ama ben iyi öğretmenli bir kreşi tercih ederdim.

kreş iyidir, sosyalleşir, arkadaş edinir, oyun oynar.

@dedim ben sana 2.5 yasinda olacak aslinda. Tuvalet egitimi bitmemis bile olabilir. Bir de tam gun kres bu yas grubu icin cok fazla olmaz mi? Yataktan kaldirmak sabahin korunde birakmak, evden ayirmak bilemiyorum.

Kres ve sosyallesme fikrine tamamen katilmakla birlikte tum gun ne yapar sorusu kafami kurcaliyor..

kreş +1

30 aylıksa kesin kreş. artık tam oyun çağı çocuğu, evde tutmanın anlamı yok.

artık eskisi gibi değil, çok güzel kreşler var.

kızım 35 aylık, 8 aylıkkenden beri tüm gününü kreşte geçiriyor. bütün gün oyun oynuyor, dans ediyor, arkadaşları ile itişip birirlerine vuruyorlar, 2 saate yakın uyuyor, ayda bir kreşte tiyatroya gidiyor, yazları haftada bir havuza giriyor (evet kreşte havuz da var. her gün farklı bir bilgi edinip eve dönüyor. defne bana şunu dedi, arda burnunu karıştırdı biz ona "pis" dedik, ev yaptık çatısına parça parça bişeyler yapıştırdık falan.

bazen oyuncak gönderiyoruz, çantasından çıkarıp oynamaya vakit bulamıyor. rahat olun, bir hafta sonra kreşin girişinden koşa koşa gider.

aynı dönemlerde çok yakın bir arkadaşım kreşe göndermeye başladı sizin gibi sebeple.
kız ilk başta gitmek istemedi (1-2 hafta) ancak ondan sonra akşamları alamadılar kızı kreşten :)

kreşe alışacaktır merak etmeyin.
uyku konusunda da kreşten geldiğinde uykusu geleceğinden sabah kalkmakta sorun yaşamaz.
Ancak servisten ziyade sizin bırakmanızı tavsiye ederim.

Merhaba, öncelikle hayırlı olsun. Ve biz burada ne yazarsak yazalım iyisine denk geldinizse doğru, denk gelmediyseniz yanlış olacaktır.

* Büyük kızımı 3 yaşında anaokuluna yarım gün başlattım. Tuvalet probleminin çoğunu çözmüş gibiydi. O sorunun tümden çözülmesine yardımcı oldular. Arkadaştan görerek çok şeyi "sorun" haline getirmeden çözebiliyorlar.

* Kendisinden daha girişken çocukların zorbalığına maruz kaldı. Öğretmenler ne yazık ki "hayat becerilerini öğrensin" diye çok da karışmıyorlar. Bu kızımda travma olmadı belki ama hala daha aklına tam yatmayan bir arkadaş grubu olduğunda yanlız kalmayı tercih ediyor.

* Kaç yaşında başlarsa başlasın çocuklar ilk okul senesinde deli gibi hasta oluyorlar. O yüzden siz kreşe çocuğu verip işe rahat rahat başlayamayacaksınız. O çocuk illa ki hasta olacak, kreşe gidemeyecek.

* İdeali haftanın iki günü oyun grubu + bakıcı, ama maddeten bunu karşılayamam diyorsanız bakıcı diyorum.

o yaş grubu çocuklar genelde erken uyanır zaten. uyku düzeniniz yoksa başlarda biraz zorlar ama daha sonrasında gün boyu hareketli olacağından akşama eve perti çıkmış bi vaziyette gelip uyumak isteyecektir. tuvalet eğitimi tam oturmamış olursa da sınıflarda özbakım becerilerine yardım edecek personel ya da yardımcı abla var mı diye sorarsanız daha sağlıklı bilgi edinebilirsiniz. hatta çocuk sayısı az oluyorsa öğretmenleri bile ilgilenebilir. çağın çocukları bazı şeylere evet mecbur kalıyorlar ama inanın bu onlar için daha iyi. aksi halde dil gelişimi, sosyal normları öğrenmesi, toplu yaşama kurallarına uyum sağlaması hep daha geç olacaktır.

"tum gun ne yapar"

cocuk tüm gün evde ne yapiyorsa kreste de onu yapiyor, oyun oynuyor. bizde esim part time calisiyor. sabah ben birakiyorum, öglen yemegini yedirip uyutuyorlar, uyanmasina yakin esim gidip aliyor (bir bucuk yasindan biri gidiyor, simdi 28 aylik). tuvalet egitimi henüz yok, orda altini degistiriyorlar. ama mesela aylar öncesinde daha bizim evde hic bir lafi gecmezken kreste tuvalet lafini ögrenmisti. sanirim bu gidisle ordaki cocuklardan görüp söylemeyi de ögrenecek.

ayrica servis yerine siz birakin +1. biz hava güzelse yürüyerek gidip geliyoruz. kres yolunda bile o kadar cok sey ögreniyor ki. bizimki bir de araclara epey merakli. hele bir de polis arabasi veya ambulansa falan denk gelirsek cok mutlu oluyor. bir de simdi yavas yavas renkleri ögretmeye calisiyoruz. artik yaya gecidinde kirmizi yaniyor duralim, yesil yaniyor gecelim demeye basladi. 10 dakikalik yolda bunlari ögrenen cocuk kreste neler ögrenmez.

başka bir mecrada yapıp ekran görüntüsü alarak word'e aktarsanız?

tablo oluşturup yapılabilir gibi duruyor. yalnız 6yı çıkartır gösterirken eksi 6 ile aynı hizada olur gibi.

tablonun önce tüm kenarları silinir, sonra da draw table ile bu çizgiler çizilebilir.

ben 1 dakikada şöyle bir şey yaptıysam eminim daha iyisi de yapılabilir:

www.dropbox.com

www.dropbox.com

@sanat guresi: wordde çizgileri kullanarak yaptım vallaha. beklediğimden de kolay oldu :)