Neden pc kuruyoruz? Özel bir nedeni var mı?

Özel bir nedeni yoksa güvenlik kamerası kayıt cihazları bu işi çok güzel yapıyor, işletim sistemi derdi yok (pc gibi) virüs girdi derdi yok vs vs.

4-8-16 kamera çalıştıran modeller var, lokasyona göre kaç kamera kurulacaksa ona göre cihaz seçilir.

Hepsini de cep telefonundan girip canlı izleyebilirsiniz, hepsi de birbirinden bağımsız kendi içindeki diske kayıt yapar.

@john
ekrandan izleme yapabiliyor muyuz? kayıt cihazı ile işte anlık geriye sar, ileri al, şu güne git vs.

Kayıt cihazı gerekiyor. PC demek virüs ihtimali demektir aynı zamanda.

Ucuz güvenlik sağlamak demek bazen sonuçları pahalıya patlayacak güvenlik demek olabilir.Hiç değilse kayıt için kullanılan HDD güçlü uzun süreli kullanıma dayanıklı bir şey olmalı

bizim sitede kullandığımız, sanırım 16 kameralı bir sitem var, 2 tb hdd, monitör ve fiber doğrudan cihaza bağlı. monitörden yada internetten erişerek hem canlı hem de geçmişe dönük kayıtlara erişip izleyebiliyoruz. kayıt için yer kalmadıysa en eskiden başlayarak görüntüleri silerek yenisini kaydediyor.

ancak bunlar tek bir lokasyonda, sitenin etrafında olan kameralar. lokasyon'u yanlış anlamadıysam, 20-30 farklı lokasyon için daha profesyonel bir çözüme ihtiyaç duyulabilir.

PC üzerinde kayıt almak dvr kartları ile 2008 öncesinde kullanılan bir sistemdi. Şu an için eski teknoloji kaldı.

Bunun yerine analog sistemse dvr, ip sistemse nvr cihazları kullanılıyor.
Bu cihazlar 4-8-16-32-64-128-256 kanal olarak üretiliyor. Kayıt diski ise 1-2-4-6-8-16-24-48 v.s gibi ilerliyor.

5 kameralalık bir sistem için 8 kanal dvr+ 5 adet 2-5 mp ahd kamera + 1 adet ihtiyaca göre 1-4 tb güvenlik diski + kamera beslemesi için güç kaynağı optimum bir çözüm olur. Cihazlarıda bir dvr kabinet içine alırsanız çok daha sağlıklı olur.

Uzaktan izleme için internet gerekli, modem&switch üzerinden ethernet kablosu kayıt cihazının ethernet portuna bağlanacak.

Cihazlar üzerinde görüntü için vga&hdmi portu bulunur,kontrol içinde usb mouse kullanabilirsiniz. Yerelde ise mevcut bir pc varsa dvr yazılımı ile network üzerinden de izleme yapılabilir.

20 farklı lokasyon tek bir noktadan izlenecekse İş İstasyonu+Dvr yazılımı ile izlenebilir.
Tüm cihazlar bu yazılıma tanımlanabilir.
Bunun için port yönlendirme veya p2p bağlantılarının yapılması gerekir.
Dikkat edilmesi gereken nokta canlı izleme yapılacaksa hem merkez hemde uzak lokasyonlarda ki internet upload hızlarının yüksek olması gerekir.

deri sanayi bölgesindeki arıtma tesisinin kalkması lazım, o da kısa zamanda pek olası değil. lodoslu günlerde çok yayılıyor, biraz rüzgara bağlı yani bazı günler pek kokmuyor.

Tuzla'nın her yeri kokmuyor. Ben Evora'da oturuyorum ve koku problemi yaşamadım. Sadece bazen, tersane bölgesinden bu tarafa boya ve tiner kokusu gelebiliyor.

Kuzeydeki sanayi bölgeleri ve özellikle deri sanayi bölgesi, güneyde ise İSKİ'nin biyolojik atıksu arıtma tesisi ve tersaneler Tuzla'nın en büyük koku kaynakları. Bunlar ortadan kalkmadıkça koku problemi de çözülmez bence.

Koskoca OSB ve biyolojik arıtma tesisinin kalkması lazım. Özetle imkansız yani.

organize sanayi bölgesini bugün kaldırıyoruz deseniz(tüm bürokratik ve mali sorunlar çözülmüş olsa dahi), bölgenin seçimi, kamulaştırma-satın alma işleri, hafriyat işleri, altyapı inşaatları, ulaşım sorunun çözülmesi, fabrika inşaatları, firmaların taşınması 12-15 seneden önce bitmeyecektir, işin içinden birisi olarak yazıyorum.

Osb'leri şehir dışına taşımak da pek çözüm olmuyor, 2000'lerin başında dilovası civarlarında OSB kurmak isteyenlere dilovası kuzey-köy bölgeleri gösterildi o zamanlar yol geçmeyen dağ başı bomboş arazilerdi, aradan geçen zamanda 5 adet yeni osb kuruldu, küçük sanayi siteleri kuruldu, kuzey marmara bağlantı yolları yapıldı, toki osb çevresine yeni inşaatlar yapmaya başladı, köy nufüsları inanılmaz arttı, bir 20 sene sonra şehrin içinde OSB mi olur diyecek insanlar, bu durumu engelleyecek bir siyasi irade ülkemizde maalesef yok.

bok kokusu deri osb'den, pas ve demir kokusu tersanelerden, kimyasal kokusu kimyacılar, tosb ve taysad taraflarında geliyor.

İsu geçen senelerde gebze teknik üniversitesinin altına çok büyük bir artıma tesisi yaptı, abduş gölünün orada tuzla arıtma tesisleri var, yazın sıcak havalarda buralarda kokuya sebep olur.

www.epdk.gov.tr
bu linteki en güncel dosyayı indirin,nihai tarife tablosu-tek terimli-alçak gerilim/orta gerilim başlıklarına bakabilirsiniz.

sealth+1

evsel kullanıcılar ulusal tarife olduğu için her yerde aynı

önce kendi evimde sistem sıkıntısız çalışıyosa sonrasında bazı semtlerde yapacağım inşaatlarda yapmaya niyetim var. mk şehrinde elektrikli panjur taktıran akıllı ev diye pazarlıyo, uyuz oluyorum.

1- genelde kaba inşaatdan sonra elektrik projesi ile birlikte planlama yapılır fakat resmi işlemler hakkında bilgim yok.

2- kullanılan cihazların büyük oranı wireless fakat wifi dağıtmak için mesh cihazlarına kablo çekmek isteyeceksin. kablo kalitesine önem verin.

3- bir sırrı yok hayal gücüne bağlı. Sınırsız yapabileceğin şeyler var. istersen hergün saat 08:00 kahve ve yumurta bile pişirttirirsin.

4- fiyatlar dolara endeksli ve marka ve kalitesine göre değişken.

5- kullanacağın internet hızı ve markası fark etmez, alt yapının desteklediği en yüksek seçenekleri seçmekte fayda var.

6- yapacağın şeyleri önceden planlardan neyi nereye koyacağını da planlamış olacağından ileriye dönük olarak çok faydası olacaktır. en azından tüm odalara ve bahçeye internet kablosu çektir. mutlaka ihtiyac oluyor.

2-bu kablo işi wifi router görevi için o zaman.

4-inşaat sektöründe bazı malzemelerin fiyatını dolar euro olarak söylüyolar. bi fiyat listesi görsek en azından da maliyeti az çok tahmin etsek fena olmazdı.

6-yazın çoğu vakti bahçede geçireceğimi düşünüyorum o yüzden bahçe şart zaten de boş olarak da bırakılabilen bişey mi bu? misal 1 sene sonra havuz yapcam. aydınlatmasını akıllı yapcam. yeri belliyse buraya böyle bişey yapcam deyince. havuzu yaparken ekleyeceğim bi aparatla sorun çözülüyo mu? boş bi komut eklemek gibi bişey kastetmek istediğim.

Kablo döşetme çok önemli, sonrasında orayı burayı kazmak, delmek zorunda kalınıyor veya kolon-kiriş vb var diye istenen yapılamıyor. 1000 metre fazladan döşense 3000 tl ek maliyet olur. Sağlayacağı konfora değer

Genel olarak yazıyorum.
İlk etapta istenilen özellikler belirlenir, buna göre ürün seçimi yapılır, kablo tipi ve haberleşme protokolleri netleşir, buna göre proje çizilir, inşaat aşamasında altyapı, borulama ve kablolama işlemleri yapılır, ileriye dönük olarak yedekli kablo-boş boru ve geçişler için şaft-müdahale kapağı bırakılır.

Profesyonel sistemlerde maliyet kısmı için projelendirme gerektiği için internette fiyat bulamamak normaldir.

Diğer sorularınızın tüm cevapları talep edilen özellikler, kullanılacak ürüne göre değişir.

Anahtar kelime olarak knx ve dali üzerinden aramalar yaparsanız, kafanızda biraz daha netleşir.

Örnek olarak;
teoremenerji.com.tr

kayseri'de yaptıran bir arkadaşım ile balıkesir'de yapan birisi ile görüşmelerim sonucu kendi sorularıma cevap vereyim.

1) sistem istenilen yerlere boru bırakmak gerekiyor.
2) cat6 yeterli.
3) sınırı yok. tuvaletin taharet musluğunu dahi sisteme bağlayabiliyormuşuz.
4) kayseri'de apartman dairesinde pek tutmamış bu iş. çok ihtiyaç olmadığına kanaat getirmişler zamanla. villalarda devam ediyor. fiyat 2,5 katlı 100 metreye oturan bahçeli villa için 200-250 k arasında bokunu çıkarsan 300 k'yı geçmez diyorlar. yapan arkadaşın dediğine göre esas para beyin ve kabloya gidiyor. ana maliyetin yanında ilave şeyleri ekletmek daha ucuza geliyor. 3 özellikle 30 özellik arasında çok ciddi fark yok gibi anladım ben. 30 özellikle yaparsan özellik başı fiyatı aşağı çekiyor.
5) bulunduğun yerin altyapısına göre
6) boş kablo ve boş komut bırakılabiliyor.

@b1020 son mesajına cevaben;

1-Asma tavan veya alçıpan tavan olacaksa desant ve planşe borularını yedekli atmak gerekir, belirli noktalarda küçük müdahale kapakları olması sağlıklı olur, ileride servis verilmesi, yeniden kablo çekilmesi gerektiğinde kırma dökme işlemi olmaması için.
tesisat boruları çekilirken mümkün olduğunca az köşe dönüş yapılması ve buatların bir tık büyük seçilmesi iyi olur.

2-kablo kullanacağın uç birimlerin haberleşme portlarına göre değişir, ethernet tabanlı ise cat6, bus ve seri haberleşme ise uygun liycy kablosu kullanılır.
Kablosuz sistemlerde ise kablosuz kontrol cihazlarına hat çekmek gerekiyor.(data+enerji)

3-sınırı bütçe belirler, uç birim sayısı arttıkça merkezi kontrol ünitesi ve kontroller cihazların kapasitelerinin artırılması gerekecektir. Genel kontrol uygulamaları aydınlatma, panjur (yazlık bir yerde iseniz çok kullanışlı oluyor), enerji izleme, kapı kontrol, kombi, diafon, havuz aydınlatma ve genel kontrol, arıtma sistemi otomasyonu v.b sistemler.

4-İlk kurulum için merkezi kontrol ünitesi, haberleşme modülleri, güç kaynağı v.b sistemlerin olması gerekli bundan sonrası için input(kontrol etmek istediğin cihaz adedi) sayısına göre ilave modüller alarak sistemi genişletiyorsun.
Maliyet olarak 1. Cihazlar/2. Altyapı kablolama/3. İşçilik servis gibi düşünebilirsin.

Bu tip bir işe gireceksen dikkat edeceğin en önemli nokta işini düzgün yapan, dürüst insanlar ile çalışmak olsun.
Diğer türlüsünde sistemler otomatikleşip, komplike hale gelince arızalara müdahale ve servis ihtiyacı daha çok artıyor, bir sorun olduğunda firmanın ulaşılabilir olması ve ilgili soruna en kısa sürede müdahale edip,sorunu çözmesi çok önemlidir.

şu video da 10dk'dan sonra bahsediliyor.
www.youtube.com

O dönem Avrupasının nasıl bir Dünya olduğu hakkında çok ince detaylar yakalamıştım ben o kitabı ikinci okuyuşumda.
İlk okuduğumda çocuktum. Hiç görmemişim o detayları.
Bir daha okumak isterim aslında.

Şu kitaptan bahsediyoruz tabi

www.idefix.com

merhaba;
öncelikli olarak bireysel olarak prefabrik yapı konteyner alabiliyor musunuz, stok durumu nedir bunu teyid edin birkaç üreticiden, tüm üreticiler full kapasite devlete, derneklere çalışıyor şu anda,
www.karmod.com
www.ekonomim.com

Sealth, aynısını düşünmüştüm ama bölgeden öğrendiğimiz kadarıyla aileleri tarafından alıp gönderilen konteyner evlerde oturan kişiler oldukça fazlaymış.

İkisinin toplamı 180. İki günde bir çamaşır, bulaşık makinesi, süpürge çalıştırırım. Her gün duş alırım. Beyaz eşyaların enerji sınıfları, ampullerin verimliliği vs etkilidir muhtemelen.

su için abonelik tipinize bakın mesken mi, şantiye mi?
tüketim miktarlarını m3 olarak geçmiş aylara göre karşılaştırın son ayda artış varsa klozet varsa bahçe sulama v.b sızdırıyor olabilir, kontrol edilmesi gerekir.
www.aski.gov.tr

elektrik içinde abonelik tipini kontrole edin. mesken mi, ticari mi sanayi mi
elektrik birim fiyatları abonelik tipine ve tüketime göre değişmektedir.
bunun haricinde ısınma klima veya elektrikli ısıtıcı ise normal sayılabilir.

4 kişi
elektrik 370
doğalgaz 1080
su 160

elektrik 270
su 110

ocağımız elektrikli.
istanbul

Elektrik: 623
Su: 163
Doğalgaz: 670

1,5 sene önce 1/4 ödüyordum hepsini.

2 Kişi.

elektriğiniz şantiye elektriği olabilir veya üçlü tarife olabilir. üçlü tarifede gece daha ucuz, akşamları daha pahalı fiyat var. üçlü tarife ise kullanım alışkanlığınızı gözden geçirin veya tekli tarifeye geçin.

Ankaradayım ben de. Elektrik 1200, su 500 küsür geldi. Geçen senenin 2 katı direkt.

Baktım, ölçüm tarihleri biraz oynamış. Yani işte 30 + 15 gün gibi ölçmüşler, 1 ay değil de 1,5 ay gibi. Biraz da zam + enflasyon diyince normal gelmişti ama yukarıdakileri okuyunca bana da fazla geldi şimdi.

3+1 ev
elektrik 280 TL
su 45 TL
Çankaya Oran

en pahalı ve en verimsiz elektrikli soba
en verimli ve ekonomik olan doğalgazlı petek

mutfakta alan varsa orada yaşa, hem alan olarak küçük olduğu için çabuk ısınır hem de ocak çalışacağı için onun ısısından da faydalanmış olursun

Alan çok büyük, ufaltmaya çalış :)

Sürekli evde yaşıyorsan en mantıklısı doğalgaz ile ısınmak, ama geceden geceye geliyor gündüz yoksan, kısa süreli ısınma için klima ya da elektrik sobası. Tüketimlerini hesaplamak lazım.

36m2 az değil. mümkünse evin dışarıya en az cephesi ve camı olan odasını kullan. doğalgaz bu seçenekler arasındaki en ekonomiği.

bu arada ısıyı 2-3 derece düşürmek en az %20 tasarruf sağlar. üşümeyeceğin min. sıcaklıkta 20-21 derece gibi tutabilirsin.

ilk başta, tahmini bir metrekare hesabı yapmıştım ve 36 metrekare yazmıştım. şimdi ölçerek baktığımda 25 metrekare olduğunu anladım.

elektrik pahalı olur, en düşük derece de doğalgazı çalıştır, duruma göre derecesini artırırsın veya bir tık kalın giyinirsin.

elektrik kwh fiyatı 1. kademe 1.73tl, 2. kademe 2,6tl, ufo 2kwh olsa 6 saat çalıştırsan, günlük 31tl eder (tüketim yüksek olacağı için 2. kademe fiyatıbı baz aldım), 30'la çarpsan yaklaşık 936tl sadece ısınma için para vermiş olursun. Klima içinde buna benzer bir hesap çıkar.

tek odanın peteğini açmak sistemi bozmuyor ama tasarruf olarak mantıklı mı bilmiyorum. öğrenciyken genelde otururken salon peteğini açıp yatmadan yarım saat önce odanın peteğini açıyodum. ne kadar tasarruflu oldu ama pek fikrim yok.

Şu sayfada güzelce açıklamış.

www.cse.org.uk

Aynı durumdayım, geçen ay geceden geceye ve hafta sonları elektrik sobası yaktım sadece 471 tl fatura geldi, doğalgaz olsa daha çok gelir miydi emin değilim ama ben memnunum

biyrun
eksisozluk.com

bu güzel
eksisozluk.com

Bu tarz hikayeleri de okumak zevkli tabi ama böyle karabasan gibi alkarası gibi nesilden nesle aktarılan tarzda hikayeler daha çok ilgimi çekiyor. Belki anadolunun geneline yayılmamış daha ufak yerde kalmış o yüzden internette falan aradığımda bulamadığım hikayeler çıkar diye umuyorum

mehmet berk yaltırık'ın youtube kanalına veya sözlükte yazdıklarına bir göz atın, birçok derleme hikaye var bu şekilde.

www.youtube.com

Üretici ve dağıtıcıların elinde gelen enerjinin oranı vardır. Atıyorum sattıkları 100 megawatelektriğin 20 megawatı yenilenebilir. Bu durumda 20 megawatı farklı bir tarifeden, 80 megawatı standart tarifeden satabilirler. Sonuçta haneye giren elektriğin niteliği aynı olacak, hatta satıcılar daha fazla para kazandıkları için yenilenebilir elektrik üreticileri teşvik edilecektir.

enterkonnekte şebeke de bu dediğiniz mümkün değil, bu tip abonelik modeli yok,

burada serbest tüketici olarak epaş firmalarından enerji anlaşması yapabilirsiniz, bu firmalardan portföylerinde ki santrallerin oranlarını, termik mi, doğalgaz mı yenilenebilir kaynaklardan mı sağlanıyor bunları öğrenebilirsiniz.

sktt kapsamında karbon temelli ve yenilebilir kaynaklardan üretilen enerjinin ptf tavan fiyatları farklıdır.

seffaflik.epias.com.tr

%60
çok da memnunum diyemem.

Bana söylenen 57 ortalama 50 sen üstündesin dendi. Salı günü görürüz neyin ne olduğunu. Temmuz ayında 30 almıştık. Maaşlar netten ödeniyor bu arada. Ocak maaşı üstünden 3 maaş da prim vermişler

Millete 35 bana 40 denildi ama henüz bordroyu görmedik

%30
%100 yapsa belki memnun olurdum

%50 ile %80 arasında değişiyormuş, kıdeme göre. Düşük olanlar daha fazla zam alacak. Ortalama %65.

benim çevremden duyduğum, Haziran gibi düzeltme alanlara %30 küsur veriyorlar. Düzeltme yapmayan yerler %70-80 vermiş.

Dün belli oldu benim.

Temmuz'da yüzde 30 almıştık kıdem vs. fark etmeksizin. Ben yüzde 50 gibi bir şey bekliyordum ama yüzde 77 geldi ve bunun bana özel olduğu diğerlerinin biraz daha düşük aldığı söylendi. Ne kadar gerçek bilmiyorum beni yiyor da olabilir direktör :D

temmuzda tüm personele %30 yapılmıştı, bu sefer %55-72 arası yapılmış, bana %70 yapılmış, şikayetçi değilim durumdan.

temmuzda ortalama %25, şimdi ortalama %55 yapıldı.

tarihçi değilim ancak okuduklarımdan aklımda kaldığı kadarıyla şu şekilde anlatabilirim;

14-16 yy. arasında merkezi devlet güçlü olduğu için tımar sistemi devam edebildi, kazanılan savaşlardan ganimetler alınıyordu, devletler vergiye bağlanıyordu, imparatorluğun her yerinden gelir sağlanabiliyordu.

16. yy ortalarından sonra ortaya çıkan celali isyanları(bu isyanların sebep ve sonuçları, devam eden yıllarda ki etkileri çok önemlidir), büyük kaçgun ve bazı çevresel sebeplerden dolayı köyler boşalmaya başladı tarımsal üretim gerilemeye, vergi toplanamaya başladı, batı karşısında kaybedilen savaşlar, yeniçeri isyanları ve imparatorluğun her yerinde sürekli çıkan isyanlar ile merkezi otorite de zayıflamaya başlayınca bu tarihlerden itibaren bölgesel güçlü aileler, ayanlar ortaya çıkmaya başladı ve toprakları bunlar işlemeye,vergi toplamaya, kendi askerlerini yetiştirmeye başladı.

Merkezi hükümet ise bu ailelerle, eşkiya ve ayanlarla başa çıkamayınca bunları devlet görevlisi vali, paşa yaptı.

Bu şekilde ite kalka bu sistem(batılılaşma çabaları, tanzimat, meşrutiyet v.b) 1900'lere kadar gelebildi.
2. Mahmud'un hayatını ve yaptıklarını araştırırsan genel bir fikrin olacaktır.
tr.wikipedia.org

Ancak yeni kurulan, savaştan çıkmış, borç içinde olan Cumhuriyetinde bu düzeni değiştirecek yeterli gücü yoktu (bunun yerine devrimler, eğitim v.b çabalarla bu düzenin zaman içinde kendiliğinden çözüleceğini düşünmüşler, kısmende haklı çıktılar) ve mecliste hali hazırda bu aşiret, ayan ve büyük ailelerin kendileri de bulunuyordu.(günümüzde de hala böyle).

Mehmet Genç hocanın kitaplarına bakabilirsiniz.
www.kitapyurdu.com


Doğan Avcıoğlu "Türkiye'nin Düzeni Dün Bugün Yarın" kitabı genel bir fikir vermesi açısından iyidir, hala güncel sayılır.

"Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi"-Halil İnalcık

Cumhuriyet Dönemi için, @sealth'in söylediklerine katılmıyorum.
Çok şey yapılmıştır.
1934 iskan Kanunu incelemeye değer.
Bulabilirsem kaynak da paylaşacağım.

Aha Cumhuriyet dönemi ilk yıllarını anlatıyor.
Gayretler Menderes ile kesiliyor. Menderes kendisi bir toprak zengini. Daha sonra 55ler Olayı falan var.

webftp.gazi.edu.tr

@Mirket benzer şeyi söylüyoruz cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmaya çalışılan toprak reformu konusu, köy okulları, iskan kanunu v.b çabalar var ancak tam anlamıyla uygulanabilmiş başarılı olmuş girişimler değillerdir.
dergipark.org.tr

Osmanlının son zamanlarından cumhuriyet'e kadar çok büyük tarım arazileri, ovalar, köyler ve çiftlikler batıda büyük ailelerde ve osmanlı yönetim kademesinin elinde, doğuda ise aşiretlerin elinde (tabi burada ermeni ve rumlardan kalan arazilerin, malların el değiştirmesi konusuna ayrıca bakmak gerekir) ve cumhuriyetle beraber bu kişiler meclise'de giriyor, gruplaşıyor ve kendi düzenlerini bozabilecek her türlü girişimi engellemeye çalışıyorlar ve kısmende başarılı oluyorlar.

yani cok sey olabilir.

a. adam olta atmistir. o goruntuyu uyusturucu, teror, cinayet icin kullanmak icin kullanabilir. hayatin kararabilir %10 ihtimal
b. olay adamin dedigi gibidir. ve diger adam sana dava acar. %15 ihtimal
b. hicbirsey de olmayabilir. %75 ihtimal.

Adam ağzında bir şeyler geveleyerek anlatmış orayı sonradan anlamışlar görüntülerdeki kadın ve erkek, adamın kızı ve kızının kocasıymış.

İşin tuhafı biz 2 hafta önc muayenehaneyi açıp başladık ama sağlık bakanlığındaki kadın siz başlayın doktor hanım isterseniz borçlarınız vardır ama prosedürler biraz sürüyor biz izni anca veririz demişler hanıma.

Şu an bir şahıs şirketi olarak da görünmüyor yani durduk yere oradan da başımız yanmasın :D

Veya hanım şeyden korkuyor şimdi adam psikopattır gelir hepimizi vurur beni niye ifşa ediyorsunuz diye diyor.

olma ihtimali var ama çok düşük. paylaşma durumu size kalmış. yasal olup olmadığına bakıp karar verirsiniz.

birşey olma ihtimali düşük ancak, bundan sonrası için prosedürünüz şöyle olsun;
kvkk gereği 3. kişilerle(1 devlet, 2 sen, 3 diğer herkes) güvenlik kamera görüntülerini paylaşmayın, isteyen olursa da savcılığa, polise yönlendirin suç duyurusunda bulunsunlar, olayla ilgili adres ve zaman bilgisini versinler, onlar bizden alırlar aksi takdirde suç olur diyin, tedbir amaçlı görüntülerin kendiniz bir yedeğini alabilirsiniz ileride adli bir olay olursa vermek isterseniz.

Bir daha uğraşmayayım dersen dış cephe ki kameraların görüş açılarını sadece vitrini ve kapıları gözükecek şekilde ayarlayın ya da komple sökün.

Gaziantep mı?

@rodeocu, evet ama bunun konumuz ile ne alakası var :/

Daha önce iş yeri kamera görüntüsü talebi oldu ancak durum şöyle ilerledi. İyi giyimli genç iki kişi gelip sokakta bir olay için kamera görüntüsü talep ettiklerini, izin verirsek almak istediklerini söylediler. Polis olduklarını söylediler. Geçmiş zaman unutmuşum sanırım önce görüntüye bakıp işlerine yarıyorsa alacaklardı, tabi gerekli izin dahilinde.

Bakmalarına izin verip, kendilerini de karakoldan teyit ettikten sonra yasal izin belgesine binaen görüntüyü vermiştim. Gerçi karakoldan teyit edince çok dert etmemiştim sanırım. Karakolla zaten iş nedeniyle irtibatımız vardı o yüzden direkt arayıp sormuştum kim bunlar diye :)

Ama yani öyle istedi diye gelen herkese görüntü vermediğimi iyi biliyorum ki on yıl falan önceydi. Örnekte görüldüğü üzere polis için bile teyit, resmi izin falan sıkı tutmuştum işi. Ama zaten polis de yasal izinle talep etmişti, demek ki görüntülerin rastgele kullanılması sorun çıkarabiliyor. Bundan anladığım bu.

Yanlış anlama da duyurularını okuyorum, sizin hanım hayata karşı hem çok tecrübesiz hem de çok kafasına göre gibi. Valla ben duyurularda bunalıyorum, Allah kolaylık versin. Kusura bakmayın bu kısmı bundan sonrası için daha temkinli olun, bazı şeylere daha dikkatli, hassas davranın, ölçüp biçin diye tavsiye niyetine yazdım.

bir kere bende isteyen taraftaydım, iki ayrı mekandan kayıtları görmek istedik, izlettiler sağolsunlar ama vermediler, polisle gelin dediler.

@epitaf, tesekkurler evet temkinli olmak lazim zaten adam karsiya berbere gecmis orada bulup geri sildirmisler ben buradan bilgi almaya calisana kadar :D Tamam polisle gelelim o zaman demisler.

Hanim konusunda da evet onun da benim de zayif yonlerim var tabi birbirimizi tamamlamaktan baska care yok secimimi bilincli yaptim. Hayat veya iliski tecrubelilerden de ne hayir gorduk ki diye de ekleyeyim :|

çernobil dizisinde şu versiyonu vardı;
"What’s as big as a house, burns 20 litres of fuel every hour, puts out a shitload of smoke and noise, and cuts an apple into three pieces? A Soviet machine made to cut apples into four pieces!"

Elektrik prizlerinin hepsi ayni hattadir ve prize takilip calisan pos cihazi, tarti vb elektrik vermek icin tum prizlere elektrik vermek gerekiyordur. Sirf belli prizler icin binanin elektrik sistemine yeni bir hat kurmamak icin mecburen boyle yapmislardir diye tahmin yurutuyorum.

a101 demek neden bu kadar zor?

güç kaynağı sadece soğutucuları besliyordur. tartı-kasa-pos cihazına bağlı değildir olabilir yani.

a101 demek bence zor değil. a101 demenin zor olduğu görüşüne katılmıyorum.

yani bu benim içinde bulunduğum bina ile sınırlı bir mesele midir, yani tikel olarak o binanın tesisatıyla ilgili bir şey midir, yoksa marketlerde bu durum olur mu, olağan mı, olagelir mi. bunlar tabi sorular. ama bence önemli de değil. boşverin.

Pos cihazları genelde internet bağlantısı gerektiriyor. İnternetin çalışması için de binanın ortak kullanımındaki internet dağıtıcı kutunun çalışması lazım. Bina elektriği kesilince bu kutu çalışmayacağı için marketin kendi modemi jeneratörden elektrik alsa bile kablo/fiber internet çalışmaz. Tartı için bir yorumum yok. Market açısından soğutucuların çalışması kasalardan daha kritik olduğu için sadece onlara öncelik vermişler ama garip tabi, kasalarda kullanılacak elektrik gücü dolaplara, aydınlatmaya göre çok düşük çünkü.

bu arada kasa çalışıyor, yani nakit ödeme alıyorlardı. pos cihazı ve tartı çalışmıyordu.

elektrik projesini çizen kimse, salaktır.

teknik açıklaması şu kasaya gelen ups prizlerinde boş yer yoktur, üçlü priz taksalar çözülür, ancak orada çalışan personelin sorunu olmadığı için uğraşmamışlardır.
IT&Network, Kasa, Cctv, güvenlik sistemleri genelde ups üzerinden beslenir.

jeneratör ile ilgili olarak güç büyüdükçe jeneratör ebatlarıda büyür ve bunu koyacak yer olmayabilir, ilave olarak yakıt konusu da var.


Dondurucu grubu, aydınlatma(yeni mağazalarda led'dir) , kapılar v.s sistemler jeneratör üzerinden beslenir.

kabul etme. risk almaya değmez.

Çek B2B'de çok yoğun kullanılır. Gerçek kişinin kullanması ise kıllanmak için yeterli bir sebeptir. Müdürüm Amerika'dan yeni mi gelmiş. Kamuda yüksek mevkide memur olma ihtimalini bile sorgularım. Nakit, havale. Başkasını kabul etme. Gerekirse satış yapma. Tahsil edemeyeceğin satış aslında bir hibe, bir bağış, bir write off'tur.

bu kadar kolay kredi alınan bir yerde niye çek diye sorarım bankalar para dağıtıyor.

çeki sordurmak gerekir; kim yazmış, kim cirolamış, çek sahibinin ödenmeyen çeki var mı, ne kadarlık çek ödemesi yapmış v.b bilgileri öğrenin, bir bankacı tanıdık varsa yardımcı olur.

çekin vadesi nedir, 90 günden fazla ise kimse pek almaya yanaşmaz, alacak olanda çok kırar.

nakite acil ihtiyacım yok vadesini beklerim dersende, nakit alacağının üzerinde bir çek istemen gerekir, arada ki vade farkı için.

Çek işinde hep risk vardır, Acil ihtiyacın yoksa çek alma derim, karşı taraf diretirse de acil nakite ihtiyacın olduğunu, çek ile uğraşmak istemediğini söyleyebilirsin.

malzeme alım satım, taahhüt işleri hala çek üzerinden dönmektedir, piyasa da çok fazla nakit dönmüyor.

Bir şahsın hele de bir memurun çek karnesi olması garip geldi bana.

kendi çeki değildir. çeki sorgulatabiliyorsun findeks falan. oradan kontrol et sıkıntı yoksa al. memurun cirosu da olsun

memurun çek defteri olması bile garip bence de.

@roket adam
çek defteri olmasına gerek yok ki yaptığı bir iş karşılığı veya bir alacağına karşılık çek almıştır.

memur mu çek karşılığı iş yapacak? ben olsam uğraşmam.

Arkadaşlar kusura bakmayın. Farkı nedir bilmiyorum ama çek değil senetmiş vereceği.

senet daha mantıklı ama alma derim, yine de.

senetse alma. çek daha garanti. karşılıksız çekte hapis cezası var. senet tam bir sürpriz. ne çıkacağı belli olmaz

rüşvet çeki/senedi olabilitesi yüksek. bulaşma derim. naçizane tavsiyem...

edit : senetse hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiç alma.

Hiç problem yaşamazsınız. Zaten pasaport polisinin soracağı şeyler belli kaç gün kalacaksın, neden geldin, nerde kalacaksın..

Prag çok romantik bi şehir tam sevgiliyle gitmelik, şimdiden iyi eğlenceler

Biz nazım Hikmet’in de gittiğ bi kafede vakit geçirmiştik çok hoşuma gitmişti, kafka müzesi var tavsiye ederim, küçük bi kafka turu yapmıştık, ücretsiz bahşişle yapılan turlardan, bi de Prag a yakın bi toplama kampına gitmiştik, tavsiye ederim, yahudi kültürüyle vs ilgileniyorsanız, yine çok gzl sinagoglar gezdik Prag’da özellikle Endülüs göçmenlerinin kurduğu söylemeseler cami sanacağım sinagog da çok güzeldi.

Bi de hiç istemeyecek sırf yanımdaki arkadaş istedi diye trenle yakın bi kasabaya gitmiştik, tamamen iskeletten yapılmış bi klişe vardı, Google layınca çıkar bunlar, o da acayip birşeydi, iyi ki görmüşüz

evraklarınız, rezervasyonlarınız eksiksiz olsun , gerekirse çıktı alın yanınızda bulunsun, telefona google çeviri programını indirin, ingilizce ve çekya dillerini offline indirin, yazarak veya internetiniz açık olursa anlık çeviri ile her türlü işinizi çözersiniz. Google haritalardan da gerekli haritaları indirin.

otobüs bileti alın kontrole denk gelirseniz, uğraşmayın.

havalanından otobüs ile bir durağa gelip, buradan metro ile devam ediyorsunuz. şehir içinde de tranway falan var ancak biz hiç kullanma gereği duymamıştık, merkezi bir yerde kalacaksanız her yer yürüme mesafesinde zaten.

yazılanlara ek olarak bir kaç ay önce prag'taydım. türk telekom doğru düzgün çalışmıyor hatta hiç çalışmıyor. telefon uyumluysa e-sim veya prepaid hat alırsanız daha iyi olur.

Rahat ol hocam en çok kullanacağın kelimeler belli, check please, how much is it, can i have bla bla. Anlamadığınızı gören satıcı hesap makinesine tutarı yazar gösterir. Başka ne var ki lazım olacak. Pasaport polisine de travel de geç.

Öyle ilk yagmurda eve kacacaksaniz evden hiç çıkmamak lazim

avukat olan ve ticaretten de biraz anlayan biri olarak akıl vereyim.
ilandaki fotoğrafları saklayın, ayrıca dükkanın içinden başka fotoğraflar da çekin.
bunlar telefonunuzda bulunsun.
sonra emlakçıyla etrafınızda şahit olmadan yüz yüze konuşun.
"mimar arkadaşlarla konuştuk, yandaki adam alacaklarını aldıktan sonra, KDV dahil aynı işi 50 bin liraya yapacak, ben de faturayı size iletip kiradan düşüyorum" deyip geçin.

"bizim tanıdık usta var, aynı işi yapacak parasını biz vereceğiz" vs diyeceklerdir, "biz ustayla değil mimarla çalışacağız, kusura bakmayın bekleyemeyiz" deyin.

"tamam biz yandakiyle hallettik işimizi, rahat olun" diyecekler. konu kapanacak.

bunun dışında; ticaret yapacaksanız ihaleyi başkasının kucağına bırakıp kenara çekilmeyi öğrenmeniz gerek. siz diyeceğinizi deyin, sonrasını onlar düşünsün.

1. Herşeyi dört dörtlük sanıyorsunuz ama hayat öyle değil ticaret zorluklarla dolu sadece Türkiye değil heryerde böyle ilk günden pes edecekseniz vazgeçin. 2. Kimse kimsenin dükkanından bir şey sökemez kendinize bir avukat bulun gerekirse işlem başlatın. 3. Emlakçının birsucu olduğunu düşünmüyorum emlakçı sadece kiralama işlemini yapar ihtilaflı konularla hukukçular ilgilenir emlakçı haklı olarak geçiştirmiş. 4. Alacak varsa sizi bağlamaz sizin borcunuz değil. 5. Kiracıyı çıkarmak kolay değil kiracınında hakları var mülk satılsa bile kiracı düzenli ödeme yapıyorsa ve sorun çıkarmıyorsa kolay kolay çıkarılamaz. Son olarak kendinize iyi bir avukat bulun ve ona danışın.

Kira sözleşmen elinizdeyse ve kapı kilidini de değiştirdiyseniz konu sizi niye ilgilendiriyor ki?
Gitsinler aralarında sorunlarını halletsinler. Size ne?
6 ay sonra bir tesisatçı gelip, 'Ben takmıştım, paramı vermediler, muslukları almaya geldim.' dese o konunun peşindende mi siz koşacaksınız?

burada sizi ilgilendiren birşey yok, para falanda vermeyin, birşeyde söktürmeyin.

Ben işyerini bu şekilde kiraladım, böyle birşey olduğu bilgisi bana verilmedi, eski kiracıya sorunu mal sahibi veya emlakçı ile çözün diyip işin içinden çıkın, alttan almayın.

Emlakçı veya mal sahibi eski malzemeleri verelim, yenisini biz taktırırız derse de kabul etmezdim ,ben olsam birde tadilatla mı uğraşacağım, herkes kafasına göre iş yapacak sorunlarıyla ben mi uğraşacağım diye yokuş yapardım,

onun haricinde @de jure +1

Türkiye'de en üç kağıtçı grup emlakçılar. Hiç birinin sözüne güvenmeyeceksin.

Dün dükkanda ölçü alırken kapıya 2 adam geldi ellerinde elektrikli testere merdiven falan. Eski kiracılarmış. Emlakçı ben asma tavanın parasını veremem yeniler de kabul etmez öyle bir şeyi öyle tuttular, gidin sökün isterseniz dışarıdaki tabelayı da demiş.

Biz de dayılandık biz burayı böyle tuttuk bir şey alamazsınız tamam siz de mağdursunuz ama gidin emlakçıdan veya mal sahibinden alın paranızı diye. Çünkü adam tabelayı sökmeye gelmiş sadece ama içerideki asma tavanın da parasını almaya çalışıyor.

Tartışıp emlakçının ofisine gittik. Emlakçı iki tarafla da ayrı ayrı görüştü. Kusura bakmayın ben bu detayı söylemedim nasıl olsa kabul etmezsiniz diye. O tarafa da cüzi bir şey vererek anlaşırım diye düşünmüştüm hatta anlaşmıştım da ama şimdi neden 10bin verin diye çıkıştı anlamadım ben ona bir kaç bin verip anlaştım, onlar sadece dışarıdaki demir tabelayı sökecekler dedi (o tabelayla işimiz yok zaten sökecektik). O yüzden hadi öpüşelim barışalım dedi.

3 taraf da öpüştük barıştık olaysız dağıldık.

Tavsiyelerimizin işe yaradığını gördük.
Pazar gününe mutlu başladık :)

Sıva altının su geçirmezliği garanti edilemeyeceği için öyle bir ürün bulmanız olası olmayabilir. Sonuçta ipx5'e kadar (bkz ip kodu) koruma demek bu ve sizin montajda bıraktığınız ufak bir boşluk bile bu özelliği ipx0 konumuna getirebilir.

aslında www.amazon.com.tr gibi ürünler var, belki farklı komponentler de olabilir diye sorumu yenilemek isterim

Kapaklı priz var
www.hepsiburada.com

Ama bunlar genelde banyolarda su sıçramasına karşı tedbir sağlıyor. Dış mekânda yağmur altında riskli olacaktır
Sıva üstü alıp deliği büyütüp içerisine gömmek işe yarar mı acaba?

Kapaklı priz ve montajda silikon kullanmak çok çok işe yarar, ama ek olarak bir şapka gibi, gölgelik gibi bir ek ile direkt yağmurdan korumak da gerekebilir.

Evde ve binada KAKR varsa korkacak bi şey yok aslında, su girerse KAKR atar.

birkaç yurtdışı firmansının dış mekan ürünleri var ancak pek piyasada bulunabilen şeyler değil, bulunanların da fiyatları yüksek.

Alternatifler;
1- kapaklı priz+bağlantı yerlerine silikon çekilmesi+ şapka tarzı birşey +1 @John Bloor
2-sıva üstü ikili nemli yer prizi alınıp, bağlantılarını yaptıktan sonra için protolin basmak.
3-Normal kapaklı priz+ prizi buat içine almak.

Genel olarak ip66 için prizi buat veya panoya montaj yapmak. Priz, buat, pano kapaklarının oring ve contalarla sızdırmazlık sağlanması gerekiyor.

www.gewiss.com
www.n11.com
www.n11.com

üstten açılan alma çünkü yerleştirmesi, çıkarması, dibine ulaşması, karını temizlemesi zor. No frost çekmeceli bir şey al. Biz çekmeceli eski tip aldık pişmanız. Her sene 1-2 kere kar temizliyoruz eritip.

Ben de bir ara düşünüp almaktan vazgeçtim/erteledim.
O ara baya video izlemiştim, bence statik olanlardan almama imkanınız varsa almayın. Buzlanma yapmasını sevmiyorum, koyduğum ürünü sulanmış almak iyi değil. No-frost dolaplarda bu sorun olmuyor.

Beko Arçelik joker özellikli olan güzel. Hem derin dondurucu hem buzdolabı.

ben eylülde anneme aldım. uğur derin dondurucuyu öneriyodu herkes. yani her markanın var, ama diğer markaların başka ürünleri varken uğuru düşünmezken adamlar derin dondurucu işinde yürümüşler. ek olarak, no frost özelliği alırsan karlanma olmuyomuş. diğerlerinde yılda 1 kere buzları eritip çözdürmek lazımmış. ben no frost almadım, fiyat farkı çok geldi. sandık tipi olanlar bana hiiiç kullanışlı gelmiyor o sebeple de çekmeceli aldım. temel kriterler bunlar alırken.

ailemin evinde iki tane var markası uğur derin dondurucu, birisi 550 lt sandık tipi, aylık faturaya etkisi 50 civarı şu an (yaklaşık aylık tüketim hesabı=yıllık tüketim/12*kwh birim fiyatı), alalı 5 yıl oldu.
diğeri 240lt sandık tipi 15 yıldan fazla olmuştur alındığı, hernagi bir sorunla,arızayla karşılaşmadık.

Buzlanma, karlanma yapmıyor, ancak bizimkiler tıka basa doldurduğu için altlardan birşey almak veya ne var diye bakmak zor oluyor.

Küçük birşey lazımsa dikili tip olanlardan alın, sandık tipi olanlar çok alan kaplıyor.

Valla ben de anlamadım, sıkıldım, kafam daha sakinken bir kez daha bakmak üzere rafa kaldırdım sonra.

dnd&fate, rol yapma oyunu bazlı bir sistemi var, karakter buildi, zar olayı, seçimlerinin hikayeye etkisi falan derken karmaşık bir yapısı var.

Alışık olmayan biri için pek anlam ifade etmeyecek şeyler, geek tayfanın bu kadar coşmasının sebebi türde az oyun çıkması ve bu oyunun en iyilerinden birisi olması,

İki kere bitirdim şahsi fikrim; hikayesi, görselliği, anlatımı, müzikleriyle mükemmel bir oyun.

tavsiyem bir iki yayıncıdan izle, sarmazsa sal gitsin.

Cok guzel oyun. Tekrar oynayasim geldi simdi.

2-3 sene oldu ben bitireli ama hatirladigim kadariyla cevap vereyim: baslarda bir sey anlamamaniz normal zaten, cunku karakteriniz de kim oldugunu, nerede ve ne yaptigini hatirlayamadan uyaniyor. Dolayisiyla siz de neler dondugunu bilmeyerek gidiyorsunuz bir sure, yavas yavas anliyorsunuz ne oldugunu.

ileride cinayet çözmeye çalışan bir dedektifi oynuyorsunuz, soru cevap üzerine çoğunlukla.

Aşağıdaki video'da anlatılan konular benim çok ilgimi çekmişti.
Kahramanlık, savaş hikayeleri ve döneminin diğer güç odakları ile mücadeleri değerlendirilebilir.

www.youtube.com

ilk çocuk müslüman olması hep etkileyicidir. bu olayın peygamber üzerindeki etkisi de önemli. onu ilerde damadı yapıyor çünkü peygamber. zamanında verdiği destek sonrası, kızını emanet edebilecek kadar çok güven duyuyor ona. ikisinin arasında hep bir ahdi vefa ilişkisi var.

eğer süre fazlaysa, cemel olayı diye bilinen, Hz Ayşe ile aralarındaki tartışmaya ve savaşa da oradan bakardım. peygamber varken en sevdiği eşi ve en güvendiği kişi, onun yokluğunda ilişkilerini yürütemiyorlar.

ben olsam bu aşağıdaki hikaye üzerinden giderim.


Ey Resulullah!
Neden herkesten çok Ali' yi seversin?

... Efendimiz s.a.v.:

Neden çok sevdiğimi anlatayım mı?

-Anlat derler.Efendimiz s.a.v.sorar:
... -Sizlere sormak isterim; birisi size kötülük yapsa ne yaparsınız?
-İyilik yaparız efendim derler...
-Yine kötülük yaparsa?
-Yine iyilik yaparız.
-Soruyu tekrar eder;
Yine kötülüğüne devam ederse? Cevap verirler:
-Düşünürüz Ya Resulallah derler.
Peygamber:
-Çağırın Ali'yi diye buyurur. Hz. Ali gelir, Peygamber Hz. Ali' ye sorar;
-Ya Ali! birisi sana kötülük yaparsa sen ne yaparsın?
Cevap verir;
İyilik yaparım, der. 7 kez tekrar eder. Hz. Ali 7 kez "iyilik yaparım" der. Son defa sorunca da o iyilikler şahı şu mükemmel cevabı verir;
-Ya Resulullah! Kötülük yapan kötülüğünden usanmıyorsa, ben iyilik yapmaktan niye usanayım ki...! der.

Efendimiz s.a.v. soru soranlara döner ve "neden çok sevdiğimi anladınız mı" buyurur.

Ben (bir Alevi kökenli olarak) İslam adına yaptığı katliamları anlatırdım. mesela:

(bkz: beni kurayza katliamı)

trafo merkezinden kasıt nedir, 154-380kv hatlar ise teiaş tm, indirici merkez ve ges trafo kapasiteleri olarak aratırsanız listeler mevcut.
Örnek aşağıdaki link;
silo.tips

Tüm og tesislerinin koordinatları (osb'ler dahil) ilgili edaş firmasında bulunur, bu tip cbs verileri yayınlanmıyor.

Benim lg de öyle yapıyor.
Değiştirebilecegin bir ayar da görmedim.
Bir de uzaktan kumanda da sleep yani belli zaman sonra kendi kendine kapama tuşu yok. Ki bence çok gerekli bir tuş.

Kesintisiz güç kaynağı takılabilir alarmı kapatma özelliği olması şartıyla

benzer bir sorunla karşılaşmıştım sebebi tv'lerde bulunan "CEC" denilen bir özellik, bu durumda tv'ye hdmi ile bağlı Nvr kayıt cihazı elektrik kesintisi sonrasında açıldığında Hdmi üzerinden sinyal göndererek Tv'yi açıyordu.

Tv'ye bağlı oyun konsolu, pc, kayıt cihazı v.s bunların kablosunu çıkarıp bir test edin.

lg simplink ayarlarını da kontrol edebilirsin.
www.lg.com

Servis ayarlarında vardır mutlaka bu ayar, model ismi ile "servis ayarı" diyerek internette aratın ve nasıl yapıldığını öğrenin.

Ayrıca gereksiz bilgi ama yazayım, eski tüplü tv'lerde de bu ayar var, yine servis ayarları ile "enerji verildiğinde direkt açılması" için bir ayar oluyor.

Hemen hemen tüm CRT TV'lerde var, olmayan çok azdır. Mesela Arçelik bir çok eski tüplü televizyonunda "menu 9301" tuşlarına basarak servis menüsü açılır. Vestel'de menü 4725 vs gibi her markada farklıdır.

Sizin TV'de belki de servis menüsü filan kurcalamadan normal kişisel ayarlarda bile bunun ayarı olabilir. Eğer yoksa mutlaka servis menüsü ile yapılır.

silk and cashmere var ancak fiyat olarak aynı sayılır, bi tık düşük olarak massimo dutti kadın kazaklarına bakılabilir.
Yerli markalarda bu tip kalite de kazak pek olmuyor.

Not olarak mohair, kaşmir v.b yün kumaşlarının bakımı zordur.

Camper, timberland 45 numara giyiyorum, ayak uzunluğum 28.5cm 45 numara ecco'ta tam oluyor.
Taraklı kısmına modele göre karar vermek lazım klasik deri ayakkabılarda parmaklara doğru daraldığı için sıkabilir, bot ve snekarlarda sorun olmadı bende.

tr.ecco.com
bu modelde 45 numara tam oldu, ön kısımda iki cm kadar boşluk oluyor.

kardeşimin reebok ayakkabıları 44, adidas'ta 44.5 giyiyor, ecco'da ise 44.
gene de denemeden bilmeniz imkansız ya... markadan markaya bile değil modelden modele değişiyor bazen kalıplar.
hepsiburada'dan almak mantıklı değişim için sizden alıp yenisini gönderiyorlar.

Hesap hatası var sanırım, T toplam tüketimi gösterir, 30 gün ile çarparsak 167 kw yapar.

O da güncel kw birim fiyattan çarpılır.

T1-T2-T3 gün içinde farklı zaman dilimlerine ayırıyor, bu tarifeyi seçerseniz hepsi ayrı ayrı fiyatlandırılır.

Yani bu tablo 24 saat ise, aylık 20.000 kw kullanım yapmaz.

Kaçırdığımız bir şey var, ya da soruyu anlamadım.

evet tutmuyor. acaba çevirme hatası mı yapıyorum diyordum. acaba 5566 rakamını 556,6 kw olarak mı okumamız gerekiyor?

@John Bloor +1

20.000 Kwh verisi nereden geliyor?
Görselde iki farklı zamanda ki anlık endeks verisi alınmış, farkı hesaplanmış, burada ki T0 değeri toplam tüketim oluyor.

Tüketim hesabı için geçmiş dönem faturalarınızdan aylık tüketim değerlerine bakın / gün sayısı yapın.

Bunun haricinde sayac üzerinden optik port+yazılım ile veri okunabilir ancak optik port kolay bulunan birşey değil.

Sayaç/marka model nedir?

MAKEL C410. faturadaki tüketim aylık 18-20.000 kw. sayaç görsellerini ekledim.

Ekrandaki T 1.8.0 değeri bu zamana kadar ki tüketimin toplam endeksidir.

Geçen ayın faturası varsa, bu ayın T0 endeksini (şu an anlık gördüğün değerde olur) Eylül ayının Toplam Tüketim T0 son endeksinden çıkar, çıkan rakamı 30'a böl bu senin yaklaşık günlük tüketiminin olur.

Saatlik ve günlük olarak sayaç verilerini almak istersen optik port+sayaç okuma yazılımı ile sayaçtan yük profili çekmek gereklidir.

Günlük hesaplama yapmak için bugün ve yarın gece 00:00'da T0 endeksini alabilirsin.
Haftasonu tüketim değişiyor ise hafta sonu içinde ayrıca endeks almak gerekir.

Sayaç üzerinden butonla veri okumak için aşağıdaki linkte mavi butona uzun basılarak yapılan işlemi deneyebilirsin. Burada ki ho1 T0 değeri geçen ayın T0 değeri olacaktır.
ekilavuz.com

Noktadan sonrası ince hesap, kafanızı karıştırmasın. Bu hesapta günlük toplam tüketim 5,56 KW

Yani ayda 166 KW ortalama olacak.

80 çarpanı varmış ama tam mantığını çözemedim. Aylık kw x 80 yapınca günlük tüketim tutarlı çıkıyor

Sincap gördüm. Askerlik yaparken kışlada ağaçkakan gördüm sanırım. Görünce aklıma geldi. Kışlada her gece kirpi görüyordum. Meğer gece ortaya çıkan bir hayvanmış.

kirpi, tilki, çakal bahçede gördüm.

sincap, bülbül, ağaçkakan edirne'de askerliğim sırasında her gün görüyordum.

yılan, akrep vs. de gördüm de onları saymaya gerek yok. hepsinin tek ortak noktası betondan uzakta görülmüş olmaları.

saydığınız hayvanlardan akbaba harici hepsini doğada gördüm. ek olarak sayısız yaban domuzu, akrep, yılan, yengeç, kokarca, ceylan, dağ keçisi ve iki kez ayı gördüm. ikinci ayı görüşümde tek başıma kamp yapmayı bıraktım.

her akşam yaban domuzları inip çöplerden karınlarını doyuruyor görünüşleri korkutucu fakat ürkek hayvanlar
www.hizliresim.com

Dilovası köyler bölgesi ve yalova da ki şantiyelere gelip giderken, saha da gezinirken sürekli domuz, tilki, sincap, atmaca,tavşan, bir sürü farklı türde kuş, kirpi, yılan, gelincik ve fare çeşitlerini görüyorum.

Köyde kurt, ayı, sansar, çaylak da görmüşlüğüm var, yer bolu.

evimim bahçesinde kirpi ve kaplumbağa görmüşlüğüm var şehrin içinde biryer.

@freebird, valla hocam akşam çöp atmaya çıkınca bunu karşımda görsem direkt topuklarım.

Sivas'ta tilki, ateş böceği ve çok sayıda kirpi görmüştüm. Tilki çok güzel hayvan ama :)

yaban domuzu ve kirpi çok gördüm, yaban domuzları bizim evin oraya da çok iner hatta konu komşu yazın yemek atıklarıyla beslerdi (eski evmizde).

Sincap hiç görmedim ve çok istiyorum görmek ya. Çok sevdiğim bi hayvan ama hiç göremedim :(

Listedeki diğer hayvanlardan bülbül ve ağaçkakandan emin değilim, diğerlerini görmedim. Mesela alakasız ama hiç yıldız kayması da göremedim şu ana kadar. Yani bi iki kez denk geldi bulunduğum ortamda orada da hep aa yıldız kaydı görmedin mi durumuna maruz kaldım :(

Sincap birkaç yıla kadar İstanbul'un göbeğinde Yıldız Parkı'nda bile görülebiliyordu, kedi köpekten soyları tükendi herhalde sürekli gidiyorum hiç görmüyorum son zamanlarda.

Tilki ve tavşan bu yaz birkaç kere gördüm Muğla'da ve Trabzon'da akşam vakti arabayla ıssız yollarda giderken.

Değişik değişik kuşlar da görüyorum ama bülbül neye benzer bilmiyorum pek. Geçen sene çok güzel bir ak balıkçıl görmüştüm büyüleyici bir şekilde uçuyordu tek başına.

Büyük yırtıcı kuşlardan da bir iki tanesini gördüm yakın zamanda ama hangisidir bilmiyorum.

Geçen yıl yine Muğla'da dağ yolunda oklu kirpi görmüştüm. Beni en çok heyecanlandıran anlardan biriydi yoldan karşıya geçiyordu ve epey (bir kuzu kadar vardı) heybetliydi.

Bir de 2010 yılında Amerika'da ücra yerlerde bisiklet sürerken devasa bir kuş görmüştüm. Dinozor gibi bir şeydi çirkin ama kanat açıklığı çok genişti. Bir akbaba türü olabileceğine karar vermiştik uzun araştırmalar sonucu.

Yine Amerika'da ayı da gördüm şimdi @cooperr'ın cevabında görünce hatırladım.

yasadigim yerde yabani hayvan bol, aracla gezerker gorduklerim:

tilki - malesef birini otobanda telef ettim.
agackakan
atesbocegi - 30 sene kadar once karadeniz gezisinde gormustum, sonra bir daha gormedim, inanilmazdi.
sincap - bol
geyik - bol, kapinin onunde gozgoze geldigim cok oldu.
kokarca
ayi
yaban tavsan

Tilki daha gecen gun gorduk, sincap bu mevsimde pek olmuyor ama parklarda bolca gorulur zamaninda. Bunlar disinda balikcil/turna, kugu, ordek, nar bulbulu de bolca denk geliyor. Bir de arada tavsan denk geliyor.

atmaca, istanbul, kendim yakaladım, 4-5 gün besledim, sonra bağını kopardı uçtu gitti, 25 sene önce falan.
sincap; bursa (istanbulda da var ama görmedim daha)
tavşan; istanbul - şile
tilki - istanbul - şile ve diğer şehirlerin köy yollarında gezerken
ateşböceği - istanbul - maltepe (eskiden vardı artık yok)
domuz - istanbul - bahçeköy/hacıosman civarında
köstebek - istanbul polonez köy (ölmüştü)
leylek - bursa

Baykuş, Sincap, Yaban Domuzu, Çakal, Tilki, Yılan, Kırlangıç, Köpek Balığı, Yunus, Ahtapot, Akrep, Çiyan, Sıçan, Kırkayak, şu şeffaf kertenkelelerden
Barcelona’da Parakeet gördüm zilyon tane. Bizdeki sokak köpeği gibiler.

batman'da yaşıyorum.

çok kirpi görüyorum.

serçe, kumru, güvercin, saksağan, ebabil... bunları her gün görüyorum. baykuş nadiren. kış mevsimde de mutlaka karga. artık martı da görebiliyorum. son on-on beş senedir batman'da habitat kurdular. eskiden yoklardı.

sincap görmüşlüğüm var ama çok değil. tilki görüyorum. kedi ve köpek allah'ın emri zaten. iki su samurunu yüzükleri vakit izlemiştim. yaban domuzuyla da karşılaştım.

bir de sivri kulaklı kediye benzer fakat kediden çok daha büyük bir hayvan görmüştüm. vaşak demek istiyorum ama emin olmadığım için bir şey demiyorum.

Tilki, domuz, baykuş, ateş böceği, ağaçkakan.
Bu arada hepsini aynı yerde (Hadımköy-Nakkaş yolu civarı) görüyordum ve geçen hafta gittiğimde toki bölgeyi dümdüz yapmış üzerine mobilyakent şantiyesi kurmuştu.

ateş böceği küçükken görmüştüm. yılana çok denk geldim ormanda.
kirpiler geceleri çıkıyor ortaya eskişehirde.
tilki ve sincap egenin ilçelerinde gördüm. yaban domuzu keza milli parkta çöpleri karıştırmaya sahile geliyor.

kuşları çok ayırt edemiyorum. kargagilleri ayırt etmeye çalışıyorum birbirinden.

Günlük hayatta bir ton kus goruyorum. Simdi kopegim oldugu icin cok daha az goruyorum, gelmiyorlar yakina. Avci kuslari sehir icinde de goruyorum.

Tilkiyi daha gecen hafta yasadigim yere 20 m uzaklikta gordum. Buyuk bir sehrin gobeginde yasiyorum Almanya´da.

Sincap her gün. Tavsan her gün.

Kedi bazen.

Cddebostan sahilde papağanlar var, 40 sene öncesinin İstanbul'unda Emirgan'da bülbül görmüştüm, ama yoktur herhalde. Yine 15 sene önce Tarabya'daki Alman konsolosluğu yazlık rezidansının bahçesinde ateşböcekleri vardı. Bir de geçen hafta Atlıköşk'ün bahçesinde sincap gördüm. Bunlar İstanbul'un orta yeri.
Kırsala çıktınız mı tilki, kirpi, çakal, kartal, şahin görürsünüz, ben gördüm. Türkiye'den bahsediyorum.
ABD'de geyik, akbaba, bolca ağaçkakan, turnamsı su kuşları görüyordum.

Bu arada şirketin kampüsünde bir ara tavşan vardı.

Şirkete bağlı ya. Hissemin olduğu bir startup ise "ortalama"sı 10 saat vardır.

Ama düz kurumsal şirketse 2-3 saat ancak. Zam dönemleri bi kasar 4-5 saate çıkarsın (o da toplantıyla falan baltalamıyorlarsa), sonra normale dönüş.

Bu arada senin "gezmen" de "aktif çalışma" bence. Yani işi yapmak için bi yerden bi yere yürümen gerekiyorsa o da iştir sonuçta. Verimini artırmak istiyorlarsa sana bi golf arabası versinler :)

projeye gore degisiyor ama ortalama olarak soylersem uc gun full gerisi yatis. yatislarda isle alakali olan ama vakitsizlikten yapilamayan seylerle ilgileniyorum. nadiren de kisisel projelerim icin kullaniyorum bu zamani

it

Bankada çalışıyorum ve bugün ay sonuydu üstüne pzt gününe denk geldi. 7 saat aralıksız müşteri aldık. Normal günlerde de rahat 5 saat calışıyoruzdur. Gün sonunda kafa göz patlıyor.

IT/OT karışımı bir işle uğraşıyorum aktif çalışma sürem 3 saat kadar diyebilirim. (maillere cevap ver, proje iş takibi yapma, rutin evrak işleri, ıvır zıvır IT işleri, OT kısmı için rutin takip, izleme, planlama ve işletme işlemleri), kalan zamanda kendi ekstra işlerimle ilgileniyorum.

proje ve saha da yapım işleri olduğu zamanlarda (sene de 5-8 kez ) 8-10 saate kadar çıktığı oluyor.

senelik ortalamam gunde aktif 3-4 saattir herhalde...
gunde 7.5 saat calisma zorunlulugum var, her saattin hesabini vermek zorundayim.

7 saat vardır. Akşam baktığım da oluyor.

Çok değişiyor. Bugün duyuru’da fink attım ama kahvaltı ve öğle yemeği yemeden akşam 20.30’a kadar çalıştım. Ofisten çalışırken 8-5 yapıyorum, günün çoğunda çalışıyorum. Evden çalışırken mesai uzuyor, çalışma saati doğru orantılı olmasa da daha çok çalışıyorum. Ay ortası daha rahat ay sonu ve başı daha yoğun. Bilemedim. Uzun vadeli ortalamam yüksektir yine de.

3-4 saat toplanti, kalan 3-4 saat de is olarak geciyor benim. anlik bosluk olursa, yetistirmem gereken is filan yoksa sesimi asla cikarmiyorum.

doğru, tam da bundan dolayı medeniyetimizin en ileri seviyesini günümüzde yunanistan, iran ve mısır temsil etmektedir. hadi yunanistan ile iran'ın bize kıyaslamasını tartışabiliriz ama mısır? gerçekten mi ya?

neden sonuç ilişkisi kurmayı deneyip bilgisizlikten dolayı becerememiş birinin fazla iddialı bir yorumu gibi geldi bana. dahası coğrafyadaki yapısal faktörleri ve tarihteki pek çok olayı gözardı etmiş. bence bu konulara hiç girmesin.

Yorum bence de yanlış. Bu konuya kafa yoruyorsan şu kitabı mutlaka okumanı öneririm: (bkz: türkiye'de geri kalmışlığın tarihi/@roket adam)

tarih bilgisinden yoksun bir kişinin sığ anlatımı olmuş; yazacak çok şeyim var ancak yazmaya üşendim o derece;

Özetle; bu yorumda bahsedilen şey Eurocentric(Avrupa Merkezci) tarih yazımının bir yansımasıdır, bu konuda yazılmış olan makale ve araştırmalara bakabilirsin.

Türkiye özelinde mevcut durumu anlamak için;
İsmail Cem-Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi
Doğan Avcıoğlu-Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın
Halil İnalcık-Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar
Ahmet Yaşar Ocak hocanın Selçuklu ve Osmanlı üzerine olan araştırmaları

Bu kitaplar giriş ve bir fikir vermesi açısından yeterli olur, ancak neden geri kaldı sorusunun cevabı için çok yönlü bir araştırma okuma yapmak gerekir, sadece Türkiye değil, etkileşimde olduğu coğrafyada ki diğer medeniyetler ile de ilişkilerine bakmak gerekir.

Cevap belli. İ….

Din diye dayatılan dogmalar, Arap kültürü, yolsuzluk, biat kültürü. Biraz da sanırım iq’muz ortalama altında :)
Birey olamamamız. Status quo’cu oluşumuz. Anlamını bilmediğimiz kelimeleri tekrar ederek günlerini brain fog içinde geçiren milyonlarca emekliyi besliyor oluşumuz. Avantacı oluşumuz. Cülus nedir abi. Cülus için padişah değiştirmek nedir. Bir de yeni dünyanın keşfi. Bizim ticaret rotalarını tutmamızın bir anlamının kalmayışı. Son olarak da 19 ve 20. yüzyılda nüfusumuzun azlığı.

Niyazi berkes - Türkiye'de çağdaşlaşma bu kitaba bir bakın bulabilirseniz.

Argüman çok zayıf ve konunun sahillerine yutturma amaçlı yazılmış. Ben zayıflığı kadar kötü niyetli buldum. Neden? Fazla antropoloji ve arkeoloji merkezli. İkincisi modern mimari odaklı. Sonra Kültürel ve sosyal dinamikleri yok sayıyor ki söylediği şeylerde önemli faktörler.

Ek olarak, bunu diyenin bakış açısı önemliyse "hayır canım biz hep çok medeniyiz Fransızlar helayi hamamı bizden öğrendi" olayını savunuyorum diye de böyle demiyorum.

alışveriş değilse amacınız kesinlikle Roma ve çevresi. tarihi açıdan Milano'da pek bir şey yok. savaşlar sırasında bombalandığı için şehir diğerlerine göre bir miktar daha yeni. tabii ısrarla duomo'yu göreceğim derseniz sizin tercihiniz.

Daha önce gitmediyseniz Roma daha etkileyici ve güzel bir şehir.

Kesinlikle Roma.

Roma'da çok daha fazla yapılacak, görülecek yerler var, ilk defa gidilecekse Roma mutlaka görülmeli,

Milano'da ise şehir olarak benim için pek görülecek birşey yoktu, Como gölü ve çevresi mutlaka görülmeli.
Venedik de trenle Milano'ya yakın sayılır, bu tarafa geçiliyorsa iki günde Venedik'e zaman ayrılabilir.

Ayrıca Nisan&Mayıs aylarında plan yapın derim, yaz sıcaklarında uzun süren yürüyüş, geziler insanı ekstra yoruyor.

Bu yaz bayram tatilinde İtalya'ya gittim, Milano'ya uğramadım. Kimse önermiyor. Zaten Milano gezi videoları izlerseniz pek bir şey yok.

Roma+1

Linki göremedim ama ABD'deki bir çok mutfak aleti sadece 120 V ile çalışıyor. Dolayısıyla voltaj dönüştürücü edinmeniz lazım. O da uzun vadede size çok sağlıklı bir çalışma performansı göstermeyecektir.

Edit: Linki şimdi gördüm eğer cihazda 120-240V yazıyorsa linkteki işe yarar.

Linkteki ürün sadece fiş tipini dönüştüren bir adaptör.

Voltaj ile ilgili asla bir müdahalesi yok.

ABD'den gelen ürün elektronik bir ürün ise yüksek ihtimal "input 100-240 volt" gibi bir ibare vardır ve çalışır.

Ama elektronik değil de içinde motor barındıran elektrikli bir ürün ise sadece 110 volt ile çalışır, onun için de voltaj düşürücü bir regülatör lazım.

Çok teşekkür ederim ikinize de.
@John Bloor
Bizim ürün stand mikser. Aşağıdakinin aynısı.
www.amazon.com

sizin söylediğinizden voltaj düşürücü gerekli olduğunu anlıyorum. Elektrik bilgim ampul değiştirmenin ötesinde olmadığından mazur görün. Voltaj düşürücü diye arattığımda aşağıdaki gibi hiç görmediğim şeyler çıkıyor:
www.amazon.com.tr

Bu şeyler direkt internetten alıp kullanabileceğim şeyler mi, yoksa bir servistir, elektrikçidir bulmak mı gerekir?
Teşekkür ederim yine.

ilk yolladığın link mekanik adaptör sadece. macbook veya telefon şarjı gibi giriş seviyesi 95-265 volt arası olan cihazlar için. sendeki cihaza bağlarsan cihazın yanar.

diğer yolladığın link ise dc/dc dönüştürücü konuyla hiç alakası yok.

ihtiyaç duyduğun ürün ise 220/110 volt dönüştürücü. bu alet mecburen trafolu ve ağır/pahalı bir cihaz olacak. gücü de sizin mikserin gücünden bir %20 fazla seçilmeli. mesela mikser 800w ise bu dönüştürücü 1000w gibi olmalı.

not: mikser 500w gücündeymiş bu durumda min 500w tercihen 600w veya üzeri bir dönüştürücü seçmelisiniz.

öncelikle cihazın etiketine bakın 120~240 yazıyorsa postunuzdaki fiş işinizi görürü.
Eğer etikette sadece 120 yazıyorsa (büyük ihtimal öyledir) o zaman aşağıdaki gibi bir ekipman almanız lazım. Bunu alırkende cihazın kaç Watt güç çektiği önemli. Bu değeri de cihazın etiketinden okuyabilirsiniz.

www.amazon.com.tr

amazon linkinde ki ürün 120VAC 500W gözüküyor, bunun için 110VAC-220VAC çevirici almak gerekir, ancak 500W üzeri bir çevirici ayrı bir mikser ebatlarında birşey olacaktır, bu şekilde kullanır mısınız, ona karar verin.

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

Maalesef tuğla gibi ağır ve büyük bir dönüştürücüye ihtiyacınız var, verdiğiniz dönüştürücü elektronik ürünler için "DC to DC", sizin işinize yaramaz.

Yerli malı olan dönüştürücüler var, onlardan alabilirsiniz.

Mesela;

www.yesilkoyelektronik.com

www.hepsiburada.com

Şu linkte manueli var. 120V olduğu ve dönüştürücü ile kullanılmaması gerektiğini yazmışlar. Ha belki yine de sorunsuz olarak çalışır, kesin bilmek zor.
www.cuisinart.com

ben bu kadar bilgiyle cok birsey soyleyemezdim, bu kurum kimlere hitap ediyor sorusunun cevaplanmasi gerek, ondan sonra belki verilecek tavsiyeler anlamli olur. Kimlere hitap ediyr derken; hangi gelir seviyesi, hangi demografi etc

@hewit bölgenin pahalı yerlerinden biri olacak. En pahalısı olmasa da onların bir tık altında gibi düşünün. Muhtemelen orta üst gelir grubu çift ya da aileler tercih edecek.

uzun yıllar otelcilik sektöründe çalıştım. sohbet edebiliriz isterseniz. burdan şunlar şunlara dikkat edin veya önemseyin yazamıyorum çünkü detay yok yeterince :).

11 yıllık turizmci ve otelci tanıdığı bol biri olarak mesaj atarsanız sohbete ben de açığım.

işin biraz mutfak ve teknik kısmıyla ilgili olarak genel birşeyler şeyler yazmak gerekirse;

1-İlk olarak işini düzgün yapan, dürüst, çalışma isteği olan personeller bulmaya çalışın.

2-menüleri belirleyin, tarif reçetelerini hazırlayın, maliyet hesabı yapın, tüm yemekleri hazırlayın, tadım yapın,

3-tedarikçileri araştırın, hangi malzeme nereden temin ediliyor, ne kadar sürede geliyor, ödemeler nasıl yapılıyor (nakit, çek, vade v.b)

4-projeler hazırsa temel mutfak malzemelerine karar verilmiştir diyorum (bulaşık mak, derin dondurucu ve buzdolapları, fırınlar, ocaklar, fritözler) , bunun haricinde mutfak ta yemek hazırlarken pratik olması açısından sebze ve et doğrama, parçalama, dilimleme makinalarına, mikserlere göz atın derim.

5-Mutfak için düzgün bir havalandırma sistemi mutlaka olsun.

6-Otel kısmı için online rezervasyon siteleri ile iletişime geçin.

7-Otel ve restoran genelinde düzgün çeken bir wifi sistemi kurun.

8-Odalarda kartlı giriş, otomatik çalışan havalandırma, ışıklar, merkezi tv sistemi, telefon v.b sistemler olacaksa boru ve kablo altyapsını şimdiden belirleyin.

9- Mutfak kısmı için ekipmanların tüm güçlerini hesaba katarak düzgün bir proje çizdirin.
Tüm cihazların prizleri yanlarında olsun.
Yüksek güç çeken cihazlar için ayrı hat çektirin, sigortası ayrı olsun.
Aydıntlatmaları mümkün mertebe fazla linye yaptırın, kısım kısım açılıp kapatılabilsin.
Pos konulacak noktalar için enerji + cat6 data kablosu çektirin.
Data ve telefon kabloları için ortak bir alan belirleyin burada toplayın tüm kabloları.

10- Mutfak kısmı tavana kadar fayans yapılsın.

daha da yazacak çok şey var da ilk aklıma gelenler bunlar oldu. spesifik birşeyler varsa yeme içme ve teknik kısımlarla alakalı yardımcı olmaya çalışırım.

Sektörde tecrübem yok, müşteri ve gözlemci olarak fikirlerimi söylüyorum.

- İsmini kolay söylenen bir şey yapın. Türkçe olması daha da iyi. Bunu "dilimiz yozlaşmasın" sebebiyle değil, insanlar birbirine kolay söyleyebilsin, tavsiye edebilsin diye diyorum.

- Mümkünse işletmenin önüne bir heykel,figür, resim, farklı bir şey koyun. "Ananas heykelinin oradaki restoran, kırmızı filin oradaki cafe" şeklinde insanların aklına kazınsın.

- Restorana bir farklılık getirin. Çok maliyeti olmayan bir farklılık. Atıyorum (ama siz bundan daha iyisini bulun) her müşteriye bir adet salatalık soyup, dikine kesip yanında tuzla verin. Hıyarla, hıyarlıkla ilgili yapacakları birbirinden farksız esprilerin hepsine gülün :)

- İnsanların içeri girmeye korkacağı kadar fazla para harcamayın, çok pahalı görünen yere hem insanlar girmekten çekinir hem de siz o dekorasyonun parası çıksın diye fiyatları artırmak zorunda kalıp kendi işinizi baltalarsınız. Dekorasyona para harcama işini yıllara yayın. Sizin ve müşterilerin tercihlerini öğrendikçe devam edin.

- Güleryüz çok önemli . En beceriksiz bir servis elemanı bile güleryüzü sayesinde müşterinin mekandan mutlu ayrılmasını sağlayabilir. Personel bulmanın kolay bir iş olmadığını tahmin ediyorum ama müşteriye güleryüzlü davranmaya çok önem vermeyi unutmayın. Restoranın arka kısımlarında, mutfakta bu güleryüzün başlayarak müşterilere yansıması en güzeli, elinizden geldiğince siz de çalışanlara o şekilde davranın.

- Konseptinize bağlı, özellikle rahatsız sandalye de seçmek isteyebilirsiniz ama mümkünse rahat, en rahat sandalyeleri seçin. Usta size 40 yıldır sandalye yaptığını, işinde çok iyi olduğunu söylese de mutlaka sandalyeyi kullanacağınız masanın önünde deneyin, test edin. Bazen binlerce lira harcanmış mekanlarda bile sandalye-masanın uzunluğu birbirini tutmuyor, rahatsız ediyor insanı.

- Yüzlerce yemek seçeneği yerine çok daha az ürünü hem daha iyi hem de daha düşük maliyetle üretmeye odaklanın. Vegan-vejetaryen seçeneklerinizin de olduğunu görünür bir yere yazmak iyi bir fikir olabilir. Bir vegan 4-5 kişilik bir grubu restorana getirebilir ve sadık bir müşteri olabilir.

- Cep telefonu şarj etme konusunda bir çözüm getirmenizi öneririm. Telefonu şarjda olan bir müşteri, mutlu bir müşteridir.

- Tuvaletlerin temizliği (özellikle de orta-üst gelir grubuna hitap ediyorsanız) çok önemli. Kadınlar tuvaleti daha da önemli.

Her sektörde tecrübe çok önemli ama hizmet sektöründe çok daha önemli diye düşünüyorum. Öyle bir imkan bulabilirseniz 1-2 ay benzer bir işletmede bedava da olsa çalışın derim.

Aile mekanımız var.

İmkan ve zaman varsa msa'nın restoran işletmeciliği eğitimleri var. Mutlaka gidin. Çok iyi ipuçları ve aklınıza gelmeyecek detayları anlarsınız.

Otelciliği bilmiyorum ama yemek tarafını anlatayım. Bazıları oteli de ilgilendirir gerçi.

-Personel personel personel. Personelin kadar iyisin. Dekorasyon menü vs bir yere kadar. Müşterinin muhatap olduğu adam ya da yemekleri yapan adam iyiyse sorun yok. Değilse geçmiş olsun. Şikayetlerin önünü alamazsınız. Müşteriyi geçtim siz de uğraşırsınız. Personeli çok iyi seçin.

-Gıda işinin en büyük sorunu stoklarının çok çabuk bozulması. Çöpe giden her şey zarar. O yüzden menüyü, haftalık tahmini satışı stokları çok iyi ayarlamak lazım. İyi bir aşçı burada çok işinize yarar.

-Sosyal medyayı önemseyin. Başından itibaren en büyük vitrininiz olacak. Bizim en büyük müşteri kaynağımız instagram.

-Zomato, tripadvisor gibi yerlere direkt girin.

-Otopark işini halledin. En büyük sorunlardan biri bu oluyor:)

vergi kaçırmak+bankaya güvenmedikleri için olası kriz durumunda. bankalar yüklü döviz çekmeye izin vermiyor.

Vergi kaçırmak için yapıyorlar. Maliyeden para kaçırıyorlar. Çünkü Kayıt altında olmayan paranın kimse hesabını sormaz

bu tip bürolara, kuyumculara emanet edilen paralar/altınlar bankanın verdiğinden yüksek faiz/kar verdiği ve kayıt dışı kaldığı için veriliyor.

Parayı toplayanlar da bu paraları sermaye olarak kullanıp iş yapıyor veya tefecilik yaparak daha yüksek faizlerle başkalarına borç veriyor.

Vergi kaçırmak için değil. Gerektiğinde parayı çekmek ve işletmek için yapıyorlar ayrıca yaygın bir durum.

@beemaker bankadan neden cekemesinler ki ?

implantların markası önemli yerli ise normal, ithal implant ise bedava gibi (Straumann, astra v.b isveç markaları) doktor işinde iyiyse, güveniyorsan yaptırılabilir.

Fiyat karşılaştırması için hangi marka implant kullanılacak bunu öğren, kaplama ve gerekirse kemik tozu v.b tedavilerde buna dahil olacak mı sorabilirsin.

Belli ki implantlar yerli. Normal fiyat.

her şey çok pahalı. anormal gelmedi bana, hele 2 implant demişsiniz.

Eğer şebekeye bağlı olmayacaksa bulutlu geçen günlerin akşamı karanlıkta oturacaksınız demektir. Bizim sitede bi kaç kişi yaptırdı bahçesine bunlardan, yazın yine ışık veriyor ama kışın kendini zor aydınlatıyor bu lambalar :)

yurt dışında genelde normal şebekeye de bağlı oluyor ve üretilen elektriğin fazlası aldığın fiyattan elektrik şirketine satılıyor mesela bu sayede ilk yatırımdaki maliyeti çıkarması daha kısa sürüyor. ayrıca depolamakla vs. uğraşmak gerekmiyor. şuan üretilenin fazlası depolanacaksa orada da hem bi verim kaybı olacak hem de aküler de zamanla değişim gerektirecek vs. panel kalitesi nasıl lambalarla bütünleşik mi lambalar ömrünü doldurunca paneller de çöp olacak mı maliyeti ne kadar devlet teşviği/desteği vs. var mı elektriği normal alma maliyeti ne kadar vs. bir ton etken var ama bence edilen masrafa değmeyecek zarara sokacak gibi duruyor.

Bu kararın alındığı site toplantısına katıldınız mı? Bu bahsettiğiniz endişelerin hepsi diğer site sakinleri tarafından dile getirilmiştir, o birliği ile karar alınmıştır. Sitenin yarısı güvenmiyorsa oy birliği sağlanamaz ve bu iş de yapılamazdı, bir dahakine toplantıya katılıp karar sürecini etkilemeye çalışın derim.

@roketadam: sorun da orada işte. değişik bir yönetim planı var. 35 tane blok var ve her bir blokun bir temsilcisi var. toplantılara bu temsilciler katılıyor ve onlar da dünyadan bihaber. mevcut yönetimin 1 senesi kaldı ama o kadar sorunlular ki istifaya zorluyoruz.

Merhaba; Genel olarak aşağıdaki sorurları sorabilirsin, mevcut armatürlerin led ile değişimi mantıklı birşeydir. Ancak güneş enerjili sistemler merkezi bir güneş santrali(ges) kurulup buradan beslenmeyecek ise mantıklı birşey değil, direk üzerinde kendi güneş panelleri olan modeller için konuşuyorum.

0-Mevcut aydınlatma direkleri kullanılacak mı yoksa yeniden direkt alımı, ankraj v.b işlemler yapılacak mı?
1-Akülü sistem ise ne kadar sürede kapalı havalarda ve geceleri ne kadar süreyle yanacaktır.
2-Akülerin kullanım ömrü nedir, kaç sene sonra değişmesi gerecektir, yaklaşık maliyeti ne olacaktır.
3-Bakım destek anlaşması yapılacak ise kapsamı ve maliyeti nedir?
4-Piyasa araştırması yapılıp, farklı firmalardan keşif ve fiyat teklifi alınmış mı? Alınmış ise karar verilen firma neden tercih edilmiş, fiyat mı ürün kalitesi mi, yoksa tanıdık olması mı?
5-Bu işin bir teknik ve idari şartnamesi, sözleşmesi var mı? Ürün ve işten beklentiler nedir, ne şekilde yapılacaktır, hangi malzemeler kullanılacaktır, ne kadar sürede malzeme temin edilip, montaj yapılıp teslim edilecektir.
6-Mevcut aydınlatma direklerine ait elektrik altyapısı değişecek mi yoksa aynı mı kalacak. Mevcut altyapı sökülecekse kablolar ne olacak.(mevcut direk elektrik altyapısını hiçbir şekilde değiştirtmeyin)
7-Armatürler led şeklinde mi yoksa yol aydınlatma armatürü şeklinde mi?
8-Ledlerin kullanım ömrü kaç saatir.

Marka, model nedir, maliyeti nedir, kaç yerden teklif alınmış sorsanız yeterli.

net maaş çalışıyoruz, ortalamada %40 verdik. (e-ticaret start upı)

Ben %100 civarı bekliyorum.

Sektör: Yazılım

Çalıştığım şirkette yılbaşında %50 yapıldı, ara zam olarak %40-50 arası birşey olması konuşuluyor, hükümetin asgari ücret artış ve ara zam açıklamasını bekliyorlar netleştirmek için.(Sektör Osb, net maaş)
Çevremden duyduğum 30-40 arası artış yapanlar var,(sektör otomotiv, demir-çelik,kimya)

bankaların çoğu %30 zam yaptı

yazılımcıyım. %50 veriyor bizimkisi

ankastre dediğiniz binanın içindeki dağıtım kutusu mu? cat5 ve üzeri kablo işinizi görür.

Orient blue +1

Sakın ucuz diye telefon kablosu kullanma. Telefon kablosu ile en fazla 30 mbps hız alabiliyorsun.

yağlı kablo dediği dış ortam telefon kablosudur, eğer hat adsl ise cat5 kablo al geç, dış ortamda güneş altında kalacak ise pe cat5 kablo al.
Binada fiber var ve fiber kutusundan bakır kablo çekeceksen, cat6 kablo kullan.

Tapu kayıtlarına bakıp hisseli olup olmadığı, üzerinde herhangi bir şerh olup olmadığı veya davalı olup olmadığına bakabilirsin.

Belediyeden imar durumunu.

en son çok garanticiysen kadastrodan çalışma olup olmadığını sorabilirsin. tabi fiziken gördüğünü varsayıyorum.

ciddi bir yatırım yapıyorsan haritacı götürüp fiili durumun tapu kayıtlarına uyup uymadığını da tespit ettirebilirsin

Sorunun tamamına değil de bir kısmına cevap vereceğim.

'Satılık arazi. Üzerine tinthouse veya prefabrik ev yapabilirsiniz' sözü bazı .. .emlakçıların kullandığı bir argüman.

Doğrusu şu şekilde. Bir arazinin, yola cepheli olması koşuluyla ve belediyeden gerekli izinleri alarak 5000 metrekareden büyük olan kısmına kısıtlı büyüklükte ve kısıtlı yükseklikte bina yapabilirsin.

İmar planı uygulanmış arsalara ise imar planında belirtildiği şekilde bina yapabilirsin ki bu arsalar zaten yeterince değerlenmiştir.

Her iki durumda da yapacağın binanın, (trafiğe tescilli, çekilebilir durumda olanlar hariç) konteyner, tinyhouse, prefabrik, ahşap, betonarme olması arasında hiçbir fark yoktur.

Yani 5000 metrekareden küçük, imar planı uygulanmamış araziye yaptığın her şeyin adı gecekondudur ve bir gün belediye onu başına yıkıp, yıkım parasını senden alabilir.

Bu konuda bazı ... emlakçılara çok sinirliyim.

Valla alma işini bilmem de aldıktan sonra askıya çıkan belediye ilanlarını takip et. Senin arsanı alıp saçma sapan yerde sana arsa verebiliyor. Askı süresinde görmez, itiraz etmezsen her şey bitiyor.

genel olarak yukarıda yazılanlar +1
alacağın arsanın yola cephesi mutlaka olsun
elektrik, su, telefon hatlarına uzak olmasın, altyapının olmadığı yerlerde bu işleri yaptırmak inanılmaz zor.

İş ve arkadaş çevremden birçok kişi kuzey marmara otoyolu sevindikli, şemsettin köyü civarlarından yerler aldı, bahçe falan yaptılar, hafta sonu istanbuldan 45 dakikaya gelip takılıyorlar.

İstanbula yakın olsun dersen kuzey marmara otoyolu çıkışlarına yakın köyler bölgelerine bakabilirsin.

Yalova çiftlik köy/ kılıç gişelerine yakın bölgelere de bakılabilir. Bu yerler geçen 5 sene de çok değer kazandı, körfez geçiş köprüsü yapılınca ve yeni osb alanları tescillendiğinde.
Yine de bölgedeki osb'ler yeni yeni kurulmaya devam ediyor, uzun dönemli olarak mantıklı bir seçim olur, 5-10 sene içinde bu Osb'ler ve yan sanayileri tamamlandıkça büyük bir nüfus artışı olacak.

Gözünün önünde olmayacak yerlerden alma. Yukardaki sebeplerin tümü kaynaklı söylüyorum bunu.


Bir gün bir bakmışsın belediye ortasından yol geçirmiş haberin bile olmamış:)

Bir de bu tiny house falan işleri özellikle inşaat aşamasında teferruatlı. Çok fazla bürokrasi ve belge var. O instagram hayalleri, youtube blogları belediyede belge peşinde koşarken kayboluveriyor.

Bu arada o tiny houseları çalıp götürüyorlar vinçle gelip ücra yerlerdeyse arsanız.

Ne kadar güvenilir bilmiyorum ama bir iki gayrimenkul firması proje arsa satışlarına başladı. En azından temel düzeyde bir yaşam alanı oluşturuyorlar arsaların ortasında, hastane, okul, dükkan vs gibi. Sonra herkes kendi arsasına istediği evi dikiyor.

En azından çevrede insan yerleşim olacağı için güvenli olabilir.

çok net top gun derim.

top gun çok daha iyiydi.

İkisinide izledim sinemada.
Tabiiki top gun

Bende bir şey olmadı. İstanbul'da yaşamıyorum ama. Çevremde de duymadım bu arada.

bi arkadaşla dışarı çıkacaktık da o da dedi midem bulanıyor diye.halsizlik var falan dedi

İshal oldu ama kusma olmadı. Etrafımda 3 kişi daha oldu.

mide bulantısı+kusma var. iş yerinde kola iç geçer dediler günde bi litre kola içiyorum işe yaradı bence

Ataşehir'deki arkadaşımda 2 hafta önce oldu.
Önce 4 yaşındaki çocuk, sonra anne, sonra baba, sonra kayınpeder, sonra kayınbiraderi geçirdiler.

vurdu, once 2,5 yas kizim, sonra ben. yer ankara.

İstanbul'da ben ve çevremde hiç yok öyle bir durum.

bende bir şey yok. fethiye'den istanbul'a yeni geldim, belki ondandır.

iki hafta önce ofiste 8 kişi ve ailesi yakalandı bu salgına, ishal, kusma , mide bulantısı, halsizlik belirtileri vardır, hastalık geçmesine rağmen hala mide sorunları devam etmekte bir çoğunun, birçok yemeği yiyemiyorlar.

gölcük küçücük biryer değirmendere ve gölcük merkez arası 4-5 km nasıl uzak kalıyor anlam veremedim, araç varsa yeniköy ve yazlık ılıca tarafları güzeldir genel olarak, yüzbaşılar taraflarına da bakılabilir.
Merkeze yakın olsun derseniz topçular ve okul bölgesine bakabilirsiniz.

kira için bir şey diyemem, o ekonomik güce bağlı sonuçta ama uzak kaçmasına her türlü değer değirmendere. bundan emin olabilirsiniz :) gölcük bence türkiye'nin aynı zamanda hem en şirin ve sevimli ilçelerinden hem de en tırt gettolardan biri... değirmendere sadece gölcük standartlarında değil, ülke standartlarında bile ay gibi parlayan sempatik bir yer. konuya olgunluktan uzak, toy bir bakış açısı olacak belki ama şöyle söyleyeyim: gölcük'te akp'nin %55 küsür aldığı bir dönemde değirmendere'de gece 10-11 gibi tenis oynadığımı, etek giymiş kadınların o saatlerde rahat rahat gezebildiğini hatırlıyorum ki bizim sandıktan %60 cehape zihniyeti çıkmıştı mesela.

bazı açılardan gerçekten avrupa rahatlığında, çok huzurlu bir yer değirmendere. muhafazakar insanlar için de öyle. gölcük zaten çok büyük yer değil yani bir ucundan diğerine dolmuşla bile taş çatlasa bir saatte varılır sanırım.

velhasıl gölcük içinde kalacaksanız bence hiç mesafeyi düşünmeyin bile, her türlü değecektir.

ben yüzbaşıları seviyorum. pandemide gölcükte orada yaşadım. yüzbaşılar iyi idi. sakin aklıbaşında insanlar istiyorsanız tüvtürkün arkasındaki sitelere bakın.
bu arada kesinlikle yolun deniz tarafındaki yakadan bir daire kiralamayın. gölcükte 2020'de hastane yaptım zeminini çok iyi biliyorum. anayoldan yukarıda olsun eviniz.

deprem açısından mı diyorsunuz?

@emno evet

Veri kurtarma garantili olabilir, seagate surveillance serisinde vardı galiba, bakabilirsiniz.

Nvr, dvr v.b sürekli yazma işlemi yapan ancak okuma az yapan cihazlar için WD Purple ve Seagate Skyhawk serisi sabit diskler tercih edilir.Normal diskler bu tip 7/24 sürekli yazma durumlarında sık arızalanır. Bu tip 8tb diskler 3500-4000 tl arasında değişiyor.

Bu kadar para vermek istemiyorsanız, kayıt cihazının hdd uyumluluk listesi vardır, burdan bir hdd seçebilirsiniz.

Veri koruma olayı yalan yanlış işler dikkate almayın.

Aynı anda iki farklı diske kayıt özelliğinden (raid) bahsediliyor olabilir.
Bu arada 8tb çok yüksek bir depolama alanıdır.
Tavsiye olarak mesela azami,
x günlük sürede,
saniyede x kare hızında ,
x çözünürlükte,
x codec şıkıştırma özelliğinde gerçekte ne kadar alana ihtiyacınız olduğunu gösteren tablolar vardır bunlara bir bakmanızı tavsiye ederim.

Örnek olarak:
optiviewusa.com

Tahminim size azami 2-3 tb yeteceği yönünde. Yoksa full HD kayıt yapmaya gerek yok.
Zaten kayıt alanı dolmaya yakın eski veriler üstüne yenisi yazılır.
Kamera sayısı ve görüntü kalitesi ayarı arttıkça HDD daha çabuk dolar.

Su anki icindeki hdd de sataya baglidir

mevcut hdd sata girşine bağlıdır, ilave olarak dvd sürücüsü varsa bunun yerine adaptör ile sata ssd takabilirsin.
laptop marka modeli/motherboard olarak aratıp görsellerinden, dokümanlarından bakabilirsin.

analog tip sistemse dairelerde ki ünitelere girdi çıktı şeklinde devam eder sistem, eğer sizin katta ki ünitede enerji yoksa üst katlarda ki cihazlarda çalışmıyor demektir.

multimetre varsa klemensler üzerinden 24VDC ve Gnd arasını ölçebilirsin. Kısa devre yaptırma güç kaynağı kendini korumaya alır.
24vdc canlı ucu çıkar/ayır üst daireler de ki ünitelerde çalışmıyorsa güç kaynağında sorun yok demektir.

Genel tavsiye olarak hatbaşı ilk ünite ve son ünite arasındaki gerilim seviyelerini ölçmek gerekir, üst katlarda iseniz gerilim düşümü olabilir.

Alt ve üst katta ki kablo ve klemens bağlantılarını kontrol etmek gerekebilir, gevşek bağlantı, kısa devre v.b durumlar var mı diye?

Özetle servisi çağırın, kolon hattında ki üniteleri kontrol etsinler genel olarak.

Dedicated sunucu kiralasanız olmuyor mu? Satın alıp barındırmak yerine her ay küçük küçük ödersiniz, sonuçta elinizde sunucu olmaz ama başlangı maliyetiniz yüksek olmamış olur. Ne tip bir sunucuya ihtiyacınız var bilmiyorum ama tavsiye olarak bunu yazmak istedim.

Dedicated sunucu düşünmüyorum. Belki bir sonraki upgrade zamanı.

www.hepsiburada.com

6 kullanıcı için bir server'a neden ihtiyaç duydunuz? günümüz sistemleri işinizi fazlasıyla görür özellikle sunucu aramanızın bir nedeni var mı?

Merhaba öncelikli olarak bütçe nedir? buna göre öneri sunmak daha mantıklı olur.

Normal bir pc işinizi görüyorsa ve bütçe sorunu varsa İş İstasyonu tarzı bir ürün veya giriş seviyesi bir sunucu tercih edilebilir, 7x24 çalışma ve bellek,depolama kapasitelerini artırmak için.
Mevcut kullanım senaryonuz için çok yüksek depolama, bellek kapasitesi, birden fazla işlemci gibi özellikler gerekmediğini anlıyorum, eğer ileride sanallaştırma yapmayacaksanız.

Özellik olarak aşağıdaki tarz bir konfigürasyon olabilir, network kartları kullanım senaryonuza göre eksiltilebilir.

2x16 gb Bellek
Xenon Silver serisi işlemci 8-10 core
10K 12Gbps SAS 2.5" HDD disk, ihtiyaç duyulan Raid ve disk Kapasitesine göre;
Çift Güç Kaynağı
4 adet Gb Ethernet(Bonding yapmak için), yedekleme olacak ise 10GB SFP+ portu

İkinci el sunucu alınabilir, teknik destek ve garanti kapsamının neleri kapsadığını ve kaç yıl olduğuna dikkat etmek gerekir.

www.dellsunucu.com

Cevaplar için çok teşekkürler.
Server ı dayanıklılığı ve bileşenlerin uzun saatler çalışabildiği için istiyorum aslında. Tabi muhasebe sistemimizi kuran firmanın ve teklif aldığımız diğer firmanın da yönlendirmesi var. Ancak @solo'nun dediği gibi yoğun bir ihtiyacımız yok. Buradaki amacımız başımız ağrımasın.
Bütçe olarak @kosun lan mevzu var'ın önerisi civarında. 6 kullanıcı yakın gelecekte 10-12 arasına çıkabilir.

modeme girecek olan (fiber internette telefon kablosu yerine cat6 üzerinden geliyor veri modeme) kabloyu buraya takıyorsunuz oradan da modemin girişine takıyorsunuz. Modemden çıkan kabloları buraya takmanıza gerek yok diye biliyorum.

Data haberleşme kartı(usb/ethernet/snmp) genelde opsiyonel olur, piyasada ki upslerin büyük bir kısmında bulunmaz, genelde usb bulunur. Data haberleşmesi ile ups ayarları, arıza olay kayıtları, ups şarj v.b durumlar izlenebilir, log kayıtları alınabilir.

Görselde ki Rj45-rj11 giriş çıkışları ethernet hattı üzerinden gelen darbelerden pc, modem, switch korunmak amacıyla kullanılır, balun mantığında, ups ağ haberleşmesi için kullanılmaz.

www.makelsan.com.tr
Sayfa 24-25

elektrik kalemi, şarjlı tornavida/matkap için uç seti, papağan pense (kalorifer vs için gerekli),su terazisi, duvar işi oluyorsa spatula, alyen anahtar seti
ps:malesefki tavan taban yamuk o kadar fazla ev gördüm ki, kibritsuyunun belirtiği gibi alttan üstten ölçü alıp astığım rafların yamukluğu, çamaşır makinesi üzerine kurutucu koyarken dengesizliği, banyo giderinin eğimini ters veren ustalar, klima montajı yaparken tahliye musluğunu, kalorifer peteğini dengesiz takan adamlar gördükten sonra su terazisi vazgeçilmezim oldu. Ayrıca o yokkende rijit bir şeffaf şişeye bir damla kabarcık bırakıp ölçü almışlığım çoktur.

Her şeyi kendi kuran; tamirini, geliştirmesini falan da kendi yapan bir kişiyim. Size gerçekten lazım olan tek şey elektrikli tornavida ve mümkünse uç seti. Manuel tornavidayla mobilyayı ya hiç kuramazsınız (vida yuvaları açık değildir mesela) ya da kurana kadar perişan olursunuz. Almışken de paraya kıyıp iyi bir şey alın. Bim'de falan satılanlar beş para etmez diyorlar. Bosch alın mesela evladiyelik.

Bunun dışında benim en çok kullandıklarım çekiç ve ingliz anahtarı. Nadiren alyan anahtarı, saatçi tornavidası seti, pense ve matkap (mesela matkap çok pahalı ve nadiren kullanılan bir şey olduğu için bende de yok, lazım olursa arkadaşlardan ödünç alıyorum). Çok nadiren de testere. Falçata, metre, elektrik bandı, tutkal, kroşe gibi şeyleri saymıyorum. Siz de benim vaktiyle yaptığım gibi lazım oldukça alırsanız hem kalitelisini almış olursunuz hem de boşa masraf etmezsiniz. Setlerin kaliteli olduğunu hiç sanmam.

Edit: Hepiniz su terazisiyle ne yapıyorsunuz lan :( Çok kıskandım. Ben de alacağım bir tane.

Edit 2: Sağ olun bilgilendirdiğiniz için @lazpalle ve @kibritsuyu. Şu yardımseverliği ve çocuksu erkek neşesini başka hiçbir başlıkta bulamazsınız. Erkeğin alet çantasıyla yaşadığı aşk bambaşkadır. Tevekkeli değil herkes sevgilisinden bahseder gibi takımlarından bahsetmiş. Alın size buram buram pozitif maskülenite.

yılların birikimi takım çantası sahibi olarak yukarıdakilere ilaveten.

allen anahtar takımı
açık ağız anahtar seti
cımbız
su terazisi
teflon bant
ayarlı pense

evet en önemli şeyi unutmuşum bende ayrı bir çantası olduğu için. uç seti ile beraber satılan şarjlı vidalama montajda hayat kurtarır.

hepsi size lazım olmayabilir tabi. fikir olsun diye yazıyorum. bende çektirme sekman pensesi gibi az lazım olacak şeyler de var.

yere dusup kirilan sarap kadehi'ne cevap editi: usta havası veriyor. şaka bir yana bir şekilde lazım oluyor. çamaşır makinesi düz dursun, mobilya kapakları çarpılmasın diye ayaklarına ayar çekerken vs.

Ev kullanımı için ise çakma bir şarjlı matkap alabilirsiniz işinizi görür. Mutlaka olması lazım.

Mobilya kuracaksan gönye al. Yamuk yumuk monte etmeni engeller. Metre dışında küçük ölçüler için çelik cetvel al. Metrenin ucundaki metal zamanla gevşiyor. Hatalı ölçersin.

hazır takım çantasını önermem. içinde hiç kullanmayacağınız şeyler de olur. en güzeli bir tane boş çanta alıp içini doldurmak. eksik alet fark ettikçe gidip onu da almak çok eğlenceli.

ayarlı pense veya boru anahtarı yazılmış mı göremedim. ingiliz anahtarı veya kurbağacık ile birlikte bulunsun. bir tarafı sıkarken dönmesin diye karşı tarafı tutmak için işe yarar.

biri küçük biri büyük olmak üzere birer düz ve birer yıldız tornavida, kontrol kalemi, pense, kargaburnu, yan keski, çekiç, ufak bir testere, falçata, şerit metre, kurbağacık ve ayarlı penseyi yukarıda saydım, içi çeşitli amaçlar için boy boy vida ve çivi dolu bir kutu, boy boy dübel, bir tane kurşun kalem, bir tane asetat kalemi.

şarjlı vidalama gerçekten hayat kurtarıyor. biraz torklu ve devirli, hatta darbeli model alırsanız çok sert olmayan duvarlarda matkabın işini de görüyor.

çeşitli yapıştırıcılar, koli bandı, maskeleme bandı, çift taraflı bant, elektrik bandı, ahşap tutkalı, derby, japon türevi hızlı yapıştırıcı, 4k epoksi, yapıştırdığın şeyleri tutsun diye ufak bir işkence seti, ısıyla daralan makaron (+ daraltsın diye çakmak), vida deliği daraltmak için kibrit, musluk contası, keten, teflon bant.

spatula, bir yaprak ince zımpara, en küçüğünden boya fırçası.

havya, lehim, sıcak silikon tabancası, soğuk silikon tabancası.

bunların hepsi tek çantada değil, temel aletler takım çantasında, vidalama, matkap, dübel vs, ayrı çantada, silikon milikon türleri dolapta, lazım olunca alıp götürmek üzere.

benim ev tamirhane gibi valla. çoğunu da kullanıyorum ha, illa lazım oluyor.

not: su terazisi ile en basitinden duvara televizyon, ayna vs. asarken düz durup durmadığına bakıyorsun. geçen gün bi de kumpas aldım, şerit metrenin yetersiz kaldığı yerlerde hassas ölçüm için.

yıllarını bu işe vermiş biri olarak cevap yazayım, amaca göre bir set yapmak gerekir,
ev kullanımı içinse;
Kontrol kalemi
farklı çaplarda ikişer adet yıldız ve düz tornavida
pense
yankeski
kargaburun
ingiliz anahtarı
papağan pense(tesisat işleri için)
falçata
metre
elektrik bandı
teflon bant
su terazisi
kağıt bant
allen anahtar seti
küçük bir çekiç
klemens tornavida seti (elektronik cihaz v.b tamiri için)
Kablo bağı iki farklı ebatta
Ara kablo 5 mtlik falan

bende ekstradan neler var, bu malzemeleri elektrik, zayıf akım ve tadilat işlerinde kullanıyorum.
Multimetre, pensampermetre
rj45-rj11 çakma pensesi
vde tornavida seti
data kablo test ve takip cihazları
şarjlı vidalama, matkap, taş motoru
Kablolu kırıcı-delici, tilki kuyruğu testere
el testeresi, bıçkı
dübel vida çeşitleri
kablo pabuç, yüksük sıkma pensesi
eğe, spatula, mala
ara kablo 50 mt
anahtar setleri
tork anahtarı
manivela, levye

marka olarak da cetaform, elta, izeltaş bakabilirsin.

Cihaz çıkışından direkt HDMI ile TV'ye aktarabilirsiniz, cihaz ve tv destekliyorsa VGA kablo ile de aktarım olur ama ses olmaz sadece görüntü olur.

Ya da PC'yi hdmi veya vga ile TV'ye bağlarsınız, Windows ise Win tuşu ve P harfine basıp ekran seçeneklerini açın. Ekranı uzat seçeneğini seçin, program ya da tarayıcının penceresini tutup sağa doğru sürükleyin.

PC monitöründen çıkıp tv ekranına götürmüş olursunuz böylece, pc ekranı uzatılmış modda böylece kullanabilirsiniz iki ekran olarak.

Yerel de izlemek için 3 yol var.

1-Dvr-Nvr cihazının vga-hdmi kablosunu direkt tv'ye taşıyabilirsiniz.
Bu durumda kayıt cihazının yerel arayüzü gelir, görüntüleri bilgisayarın bulunduğu yerden kontrol etmek isterseniz dvr cihazının usb mouse bağlantasını(usb-cat6 extender) da taşımanız veya kablosuz mouse kullanmanız gerekir.
Mevcut hdmi zaten kullanılıyorsa hdmi çoğaltıcı almak gerekir.

2-Bilgisayar varsa tv ile arasına hdmi kablo atıp, İvms programını tv'ye yansıtabilirsiniz.

3-Andorid tv ise marketten İvms 4500 HD uygulamasını indirip, tv'yi aynı wifi ağa bağlayıp(dvr'ın bağlı olduğu ağ), İvms uygulamasını üzerinden bağlanmayı deneyebilirsiniz.

sipariş programı kullananların çok işine yarıyor. ufak ufak kutucukları parmakla tek tek tıklama yerine bu kalemle fıtı fıtı işaretliyorlar.

Tasarim falan islerinde de ekran goruntusu alip kalemle uzerinde cizimler yapmak, notlar almak cok rahat oluyor.

Toplantilarda not almak icin de kullaniliyor. cok efektif olmasa da acil durumlarda is goruyor.

Ben uzun yillardir note serisi kullandigim icin aliskanliktan biraz da ayni seriden devam ediyorum. Ama kalem "olmazsa olmaz" degil benim icin.

çalıştığım sektörde (gayrimenkul değerleme) kullanan çok var.
Evi gezerken proje fotoğrafını telefondan açıp projeye aykırı bir uygulama varsa direkt proje üzerine işliyor.

eğer işe yaramayacaksa kalemli telefon bence de gereksiz.

Note 3 çıktığından beri Note serisi kullanıcısıyım nerdeyse 10 yıl olmuş,elektrik elektronik alanında işler yapıyorum, hangi işler için kullanıyorsun dersen;

*saha ekiplerine teknik çizimler, fotoğraflar üzerinden bir işin, cihaz bağlantılarının nasıl yapılacağını tarif ederken

*keşif çıkarırken, hesaplama yaparken

*bir ekran görüntüsü, fotoğraf üzerine notlar alıp düzenlemeler yaparken

*aklıma gelen işleri, düşünceleri çizerek görsel olarak kaydetmek istediğimde kullanıyorum.

Parmak ile dokunmatik ekran üzerinde çizerek yapamayacağın şeyleri çok daha hassas ve rahat yapmanı sağlıyor özetle.

10 senedir kalemli telefon kullanıyorum.

Öğrencilik hayatım boyunca derste not aldım, yetmedi tabletini aldım defter taşımaktan kurtuldum. Onlarca ders defterim fotoğraflı notlarla birlikte tek bir yerde internet üzerinden depolanıyordu. Telefonumdaki notları tablette, tablettekileri telefondan görüp düzenleyebiliyordum. En güzeli de ilk yıllardan beri herhangi bir kırpılmış görüntüyü, not ekranına atıp oradan oklar çıkararak not almak inanılmaz kullanışlıydı. Çektiğin fotoğrafların üzerine yazı yazmak muzazzam bir olaydı. Bilmiyorum ben mi abartıyorum ama mesela ev geziyorsunuz, çok fazla gezince not alması zorlaşılıyor ama ben önemli bilgileri o görselin üzerine yazıyordum.

Veya eve bir şeyler alıcam diyelim. Eşyayı koyacağım yerin fotoğrafını çekip, fotoğraf üstüne çizgilerle duvar uzunluklarını, eşya yüksekliklerini falan çiziyordum. Mimarlık planı gibi olmuyordu da işte virtual reality'msi bir şey oluyordu gerçek görüntü üstüne.

İlk yıllarda çok gelişmiş değildi fakat o zamanda bile fotoğraf düzenlerken (sokak fotoğraflıçığı ile uğraşıyordum) veya insan yüzüne rötuş yaparken kalemin ince uç olayı çok işime yarıyordu. Çünkü parmak yüzey alanı nerde, kalem ucu nerede..

Bazı metinler vardır mobil uygulamalarda veya sitelerde, parmakla seçince kopyalayamazsınız. Kalem için kullandıkları ayrı bir yazılım, onları seçebilmeye zorluyordu. İnanılmaz güzel bir şey. Bazen annemin babamın telefonunu kullanırken sinir krizi geçiriyorum bir şeyi kopyalayamınca. Hadi diyelim yazı öyle bile kopyalanamıyor. Hatta bir resim üzerinde bir yazı var. Kalem ile alanı seçip, yazıya çevir diyebiliyorsunuz. Böylelikle bazen iban ı görsel olarak atanlara daha az sövüyorum.

Bir toplantıdasınız diyelim, önemli anları not alacaksınız. Telefonu çıkartıp whatsapp a yazar gibi yazı yazmak mı daha estetik olur yoksa telefonu masaya koyup ekrana kalem ile notlar almak mı? Ben şahsen aynı anda konuşurken veya dinlerken, klavyeye yazmaktansa yazı yazmayı daha kolay buluyorum. Diğeri beynimi daha çok yoruyor.

Kalem tutma arzusu demişsiniz, normalde pek kalem tutmayı seven bir insan değilimdir. Ama ekran zaten küçük, ince işler yaparken daha fazla hareket alanı sunuyor. Mesela küçük fotoğrafları gezerken kalemi ekrana yaklaştırıp (dokunmanıza gerek olmadan nereye tuttuğunuzu algılayabiliyor note serisinin kalemleri 2012-den beri) görseli büyütme, mesela bir bildirim veya haber başlığı var ama sığmadığı için ... şeklinde bitmiş yazı. Onun üzerine gelip tamamını okuyabiliyoruz. Açmaya veya tıklamaya gerek olmuyor bazen.

Ekran görüntüsü aldıktan sonra kalemle notlar almak yine çok kullanışlı.
Ekran video kaydı alırken kalem ile bir şeyler çizip anlatmak yine çok başarılı. Hem ses hem görüntü hem çizimler.. mükemmel bir üçlü oluşturuyor.

Yeni cihazlarda, kalemi, tıpkı bazı televizyonlardaki sihirli kumanda gibi havada oynatarak mouse gibi kullanabiliyorsunuz. İsterseniz telefonu TV ye kablosuz olarak bağlayarak, tv de telefon ekranı değil de bilgisayar ekranı çalıştırarak (samsung dex) kablosuz mouse gibi kullanabiliyor, galerideki fotoğrafları kalemlere sihirli bir şekilde kaydırma, internet sayfasını veya instagramı dokunmadan yine kalemle kaydırabilme, fotoğraf çekebilme, kameralar arası geçiş yapabilme, ses kaydı başlatabilme vs. vs. gibi özelliklerden yararlanabiliyorsunuz. Slayt gösteriyorsanız onun tetikleyicisi görevi de görüyor haliyle. Telefonu bir tripoda sabitleyip karşısına geçince de uzaktan komut verebiliyorsunuz haliyle.

Sizin görmemeniz algıda seçiciliktir diyeceğim belki ama inanın ben de çok görmüyorum. Az da olsa kullanan güzel kullanıyor fakat kalemi olsa dahi kullanmayanı çok gördüm.

Hala tabletimde de telefonumda da kalem kullanırım. Sırf bunun için marka model değiştiremiyorum. Artık gördüğüm bir fotoğrafı detaylı kırpamazsam, düzenleyemezsem, yabancı gördüğüm bir kelimenin üstüne gelince anında çeviri yapamazsam ölecekmişim gibi hissediyorum. Şaka şaka o kadar da değil ama işte adamı böyle bağımlı yaparlar 10 yılda.

Ek olarak; mesela havuzda, buharda, denizde, kaplıcada falansınız.. -oralarda da telefon kullanma be kardeşim- ama kopamıyorsunuz diyelim. Nemden veya ıslaklıktan ötürü ekran düzgün çalışmaz. Fakat kalem ile suyun altında bile telefonu kullanabiliyorsunuz.

Bir de dijital görsel sanatlar ile uğraşanlar için çizim olayları inanılmaz gelişti. Adam tuvali ağlatıyor ekranda öyle söyleyeyim. Renkleri karıştırıyor, fırça püskürtüyor, kara kalem yapıyor. Kaleme dik basıyor, yandan vurguluyor, eliyle dağıtıyor falan ağlarsınız. Artık mimarlar falan da autocad falan kullanabiliyor diye biliyorum telefonda. Tam performanslı olmasa da idare ediyor sanırım.

Parmaginda ergonomik sorunlari olanlar icin de kalemli telefonlar epey kullanisli

Bana çok pratik geldiği icin kullanıyorum. Telefon alırken en büyük kriterim.