Sadece ikinci soruya cevap verebileceğim.
www.trendyol.com
Şunu kullanıyorum 3 senedir. İki çıkış var, birisi (renkli olan) evin duvarındaki elektrik ile aynı hızda şarj ediyor, muazzam bir aygıt, daha iyisiniz bulabileceğinizi sanmıyorum.

1. şarjlı istiyorsan. amzn.eu
şarjsız amzn.eu
2. adaptör orijinal olmasına gerek yok. amzn.eu bundan al iki girişi de var.
3. kullanabilirsin. 5w bile kullanabilirsin. daha yavaş şarj eder sadece. usb-a type c kablo alcaksın onun için.

"Kurum, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Ekrem İmamoğlu'na karşı yarışmış ve seçimi kaybetmişti." diye bir cümle de var.
Muhtemelen aramalarda çıkıp siteye ziyaretçi çekmek için otomatik olarak keywordler ile oluşturulmuş metinler.

chatgpt yazmış

Ben siteye takıldım. "Mebmebbis" diye bir siteden haber takip etmekle zaten büyük risklere giriyor olabilirsiniz.

Dün bbc documentary podcast'te dünyadan 3 gazetecinin dezenformasyon konusundaki yayınını dinledim birisi böyle sitelerden bahsetti yapay zeka araçları ile sahte makaleler yazdırıp arama motoru optimizasyonu ve insanlarda güven uyandırmaya çalıyorlar. (Haber makale sayısı çokluğu ile)

Tabi bu kadar abuk bir siteyi nereden buldunuz bilemedim.

Hocam AI'ın yürüttüğü öngörülemez spontane kodlar sebebiyle paralel evren webine bağlanmışsınız. Paradoksal bir olaya sebep olmadan sayfayı kapatıp google'a bilgi verin.

Almıyorum maalesef

Alıyorum. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyim, bir ateist olarak aşırı derecede şükürcü bir insanım.
Ayıptır söylemesi, iyi kazanıyorum; yalnız yaşıyorum, minimal de olsa her şeyim var, kendime fazlasıyla yetiyorum yani hayat kalitemi yüksek tutabiliyorum.
Babam rahmetli, annem sağ ama onun da hayat kalitesi yüksek ve sağlığı yerinde. Tüm arkadaşlarım da aynı şekilde yani ciddi bir problemi olan yok.
Hobilerim çok çok ulaşılabilir şeyler. Gusto sahibi olduğumu düşünmüyorum, çok rafine zevklerim yok (var aslında da devede kulak yani ulaşamadığım şeyler değil) bundan dolayı rahatça eğlenebiliyorum.
Gelecekten büyük beklentilerim yok, kaybetmekten çok korktuğum şeyler yok, maceracı bir yapım yok. Kaygılarım olmadığından tatlı tatlı yuvarlanıp gidiyorum :)

@norek, sen ben misin be karşim

Gelecek kaygım yok, sevdiklerim yanimda/hayatta ve sağlıklı, özgürüm, büyük oranda istediğim hayatı yasayabiliyorum ve YAZ GELDİİİĞĞĞ O.o daha fazla ne istenir ki hayattan

Odaklanamama sorunumu bir halletsem alacağım da

Alamıyorum bazen.

Almıyorum. Kendimi nasıl motive ediyorum ? Hayatın sonlu olduğunu kendime hatırlatmaya çalışıyorum. İlgi duyduğum, yapmaktan keyif alacağım spor & hobi kovalıyorum. Oyalanabildiğimiz kadar güzel oyalanalım işte.

ne zaman hayattan keyif alamadigini düsünüyorsun mesela? o keyif almamani saglayan tetikleyici faktörü bulup onu degistirebilirsin.

ben genel olarak hayattan keyif aliyorum. üzüldügüm seyler de oluyor tabii. is okul ayri bir stres ve genel olarak hayattan keyif alamama sebebim ama hayatin bir parcasi onlar da. onlarsiz olmaz.

yasamayi seviyorum. harika bir hayatim var. yani mesela nefes aliyorum ve diyorum ki ne güzel nefes aliyorum akcigerlerim var? biraz suursuz olmak lazim sanirim hayattan keyif almak icin :)

hayatimda az ve öz insan var. onlari cok seviyorum..
arkadaslarim beni cok sever. ben de onlari. tanistirdigim sevgililerim bile sasirirdi arkadaslarin seni ne kadar cok seviyor gözünün icine bakiyor herkes diye. ben de onlarla zaman gecirdikce mutlu oluyorum. gecen gün bir arkadasimla bulusacaktik o beni bekliyordu ben onu görünce ona dogru kollarimi acarak kosmaya basladim o da bana cok hizli kostu ve yolun ortasinda sarildik :D o kiz kocasini görünce öyle sarilmiyordur eminim dflkgjf

kitap okumayi, gükmeyi, icki icmeyi ve su siralar tekrardan sporu da seviyorum/keyif aliyorum.

Alıyorum ya.

Almiyorum. Ama olmekten cok korkuyorum. O yuzden yasiyorum mecbur. Ne yasamak istiyorum ne olmek.

Değişiyor. Bazen keyif alıyorum, bazen de almıyorum.

Almıyorum. Annem alzheimer hastasıydı, yıllarca onun bakımı ile meşgul oldum. Bu yıl vefat etti. Kurtuldu diye seviniyorum ve kendimi berbat hissediyorum. Babam da tansiyon hastası. Annemin ölümüyle sağlık durumu daha da kötüleşti.
İşimi sevmiyorum, para için yapıyorum. İşimden hobilere zaman kalmıyor. İşimden yaşamaya zaman kalmıyor.
Arkadaşlarımla zaman geçirmeyi eskiden severdim. Çok düşüncesiz insanlar, dünya onların etrafında dönüyor ve hep dönecek sanıyorlar. Şuraya yazdıklarımı onlara anlatmaya çalışsam oflamaya başlarlar hemen. Bu yüzden aramıza mesafe koydum.

neredeyse sıfır. anlık dopaminler harici hiç bu kadar kötü dönemim olmamıştı sanırım

Alıyorum. Çok sevgi dolu ve huzurlu bir insanım ama uyuyamama sorunum var. Onu da çözersem benden iyisi yok.

no dostum no. kedolarin sagligi disinda zevk alma hissi pek yok mecburen şükretmeyi ogreniyorum hayatimda ilk defa. tek yol bu cunku. bi de slotta kazanmak iyi hissettiriyo
.......neyasimki...

nietzsche abinin dediği gibi acı çekiyoruz ki gülmeyi keşfettik, aynı hesap

Ben de 40'dan sonra bıraktım. İyi oldu. Kuruyemiş yiyorum onun yerine.

yemiyorum. eskiden de yemezdim. yani yerdim de kırk yılda bir. o da az.

cipsler ağır kanserojendir. zaten her şey kanser yapıyor. bir de bonus eklemeye gerek yok. illa yiyeceksen yağsız tuzsuz pirinç patlakları var. onları kemir. :)

bu yaz bir ara iyice abarttım. sonra kilo alınca bıraktım.

Gençken de az yerdim, yine az yiyorum. Lays fırından ya da Pringles klasik alıyorum çok canım isterse. Diğer patates cipsleri çok yağlı, sevmiyorum.

şanslı gruptanım. cipsleri hiç sevemedim. biz çocukken tombi falan vardı onları da sevmezdim. yalnız dondurma ve çikolataya özellikle bitter çikolataya karşı koyamıyorum.

cips benim icin tam bi guilty pleasure ya. patos aciliyi ben bilmezdim bi arkadas dedi ki nasil bilmezsin cok iyi cips falan canimi cektirdi. merak ettim gittim aldim hakkaten guzelmis. nadiren kafama esiyor gidip aliyorum sonra 2-3 gun yiyip sikilinca birakiyorum tekrar :D

ama onun disinda artik fiyati 70-80 lira olmus malesef hakiki misir cipsi var macro'da falan bazen alip nacho falan yapiyorum evde ya da duz yiyorum ama cok sik alma sansim olmadigi icin ayda yilda bir. 38/E

ruffles, lays falan degilde daha boyle kalin kesim, tuzlu, yag cekmekten saydamlasmamis bulursam aliyorum. yiyeceksem guzelini yiyeyim bari dusunuyorum sanirim.

genel olarak korkunç beslenmeme ve doktorların "sen daha ölmedin mi" demesine yol açacak kadar rafine şeker tüketmeme rağmen ilginç bir şekilde cips merakım yoktur. neredeyse hiç yemem. ayda belki bir paket, güzel dizi filan izliyorsam canım çekmişse.

yaş: 38
eskiden biranın yanındaki bir numaralı atıştırmalığımdı.
şimdi 2 ayda bir belki alıyorum. eşim zaten yemiyor. benim de canım çok çekmiyor. kızım da çok sevmediği için hayatımızdan neredeyse tamamen çıktı artık.

Sivilce sorunum olmasa yerim sürekli. Çok nadir yerim. Küçükken en sevdiğim şeylerdendi

başlama sakin. Gerçekten Bi gün yiyince gene istiyo insan. Ben yiyorum ama keşke yemesem.

Abur cubur tuketme aliskanligim yok, aklima gelmiyor. Denk gelirsem belki 1-2 tirtiklarim ama genelde o da olmaz. Karnim toksa bir seyler yemeyi dusunmem, canim cekmez.

Ortaokuldan sonra çok ilgim olmadı cipslere, lisede fakültede arkadaş ortamında bira falan varken alan olursa yerdim kendim gidip aldığım mega nadirdi. 25 yaşından sonra ortamda olsa da pek sürmedim ağzıma.

Doritos Turca ve yeşilikli Chips Master seviyorum. Haftada bir kez ya da iki haftada bir kez film izlerken bu cipslerden birini yeme alışkanlığım var.

Klişe olacak ama bunları yiyen de ölüyor yemeyen de ölüyor. Her gün yemek sağlıksız ve kötü tabii ki ama canımız isteyince istediğimiz cipsi yiyemeyeceksek o hayatın ne anlamı var. Ucunu kaçırmaktan korkmuşsunuz. Hayatta bazen ucunu kaçırmak da var. Bir kere kaçırırsanız bir daha bir iki ay hiç yemezsiniz.

haftada bir yerim. eskiden daha az yerdim bu aralar saldım biraz yiyorum. yaş 29

Çok severimmmm. Pringles yiyince çoraplarımı yiyormuşum gibi hissediyorum. Onun dışında her türlü yiyorum. Orta boy lays ya da ruffles ama bir anda hepsini bitirmiyorum.

kendi patlattığım patlamış mısır ve kuruyemiş, çok nadir pringles

canım isteyince 100 gramlık pakedi bitiririm 2 ya da 3 ayda bir

Arada yiyorum bazen yedikçe yiyesim geliyor. Özellikle geceleri.

kim ne kadar yiyor peki kimse onu yazmamış. Yerim dediğinizde 110 gr'lık paketi tek başınıza bitiriyor musunuz? Benim öyle oluyor :/

edit: tam ben bunu yazarken freebird5406_2 cevap vermiş sağolsun :D

Fiyatları bu kadar uçuk olmasa her gün yerim. Ben 30 K, eşim 35 E acayip seviyoruz. Haftada birkaç gün yiyoruz mutlaka. Bir tane 169 ya da 218 gr doritos, yanına da 117 gr falan olan çerezza ya da lays falan. İki cips bir kola alsan en az 50 TL. O yüzden her gün almıyoruz.

ara sıra canım çekerse hiç sorgulamadan alıp yiyorum doyasıya.

almam, yemem. çok nadir barda, bir mekanda, misafirlikte vs. önüme konursa 1-2 tane alırım.

Ben eskiden beri yemem ama mesela anneannemler 85+ ve hala cips yiyiyolar :)

Öyle arada bir canım çektiğinde biraz yiyorum. 1 paket cips alırsam 2-3 hafta sürünüyor. Cipsi de zaten 3-4 ayda bir alıyorum.

Yeşil pringles ve turuncu doritos hariç yemiyordum, 1 yıldır hiç yemedim ama canım çok istiyor.

10 liralık badem alıyorum.

bir avuçtan azıcık daha fazla oluyor. iyi oluyor.

yağ ve tuz
ve patatesin nişasta şekeri
muazzam lezzet
keşke evde birebir yapılabilse

ayda yılda bir yiyorum. gerçekten aşırı zararlı bir şey. gereksiz bir kimyasal.

Ayda bir kadar. Canım nadir çekiyor çekince de ilk aşamada yememek için alternatiflere yöneliyorum genelde. Arkadaşlarla toplanınca yerim ya da çok nadir film izleyince ararım.

cok cok nadir pringles yerim birkac ayda bir onun disinda hic cips yemem. hastalik yapma ihtimali cok yuksek kanser, kalp krizi...

Çok nadir. Gidip kendim almam, anca ortamlarda olduğunda.

Tyrells ve pringles dışında hayır. Bir de enteresan farkli cipsler olursa.

Onlar da ayda bir kere belki ya da uzun yolculuk yaparken.

Yağsız tavada 4-5 dakika çevirebilirsiniz.

Varsa mikrodalga, yoksa tava.

Tavada mı yaptınız istavriti? Hemen tarif veriyorum.

Un, yağ, az salça kavrulur. ( mümkünse zeytinyağı), içine bol sarımsak, bol limon suyu eklenir. Koyu kıvamlı bir çorba kıvamına gelene kadar su eklenir.(hatta çorbadan koyu olsun, sos kıvamı gibi diyeyim) fokurdayınca dünden kalan soğuk balıklar içine atılır, balıklar ısınana kadar fokurdatılır.

Ekmek bana bana yenilir.

arabamı aldığımda ilk olarak 4 saat şehirlerarası yolculuğa çıkmıştım. şehirlerarası yolculuk şehir içinden çok çok daha rahat.

@adventchant, evet herkes böyle söylüyor ama şehirler arasinda ölümlü kaza oranı daha yüksek ve bir sürü kamyon tır var. ;/

ilk uzun yol tecrübem ehliyetimi aldıktan uzun yıllar sonra olmuştu. O güne kadar hep uçak kullandım ama araçla uzun yolun keyfi başkadır bana kalırsa. İstanbul gibi şehir içi yerlerde kullanmak çok daha stresli bir iş. Navigasyonunuz açık olsun, arada göz ucuyla keskin virajları önden görüp hızınızı ona göre düşürün. Aracın yağına suyuna baktırın. Olası bir yolda kalma durumunda arayabileceğiniz çekici hizmetlerinin numaralarını kaydedin. Kasko, trafik sigortası ya da yetkili araç servisinizin ücretsiz hizmetleri olabiliyor onları bi kontrol edin. Tek başına gitmektense yanınızda bir yol arkadaşı olması her anlamda iyidir uzun yolda.

EK: Bu arada evet ağır vasıtalardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın. Dikkatiniz hep yolda olsun, başka şeyler düşünüp dalıp hız yapmayın.

arabamı ilk aldığımın 3. günü şehirlerarası yolculuk yapmıştım. gerçi mersin-adana arasıydı :/

tam hatırlamıyorum ama cok uzun bir süre değildi. bence artık cıkabilirsiniz. zaten uzun bir rota değil. şehirlerarası hıza alıştıktan sonra şehiriçine girince reflekslerinizi unutmayın :)

Siz şeridinizde kaldıktan sonra problem yaşamazsınız merak etmeyin. Kamyonlardan ve tırlardan da diğer araçlardan korktuğunuz kadar korkun ya da kaçın.

Şerit takip önemli, diğer konula şehir içindeki gibi; başka insanların hata yapma ihtimaline karşı azami dikkat, trafiğe uyumlu bi hız, navigasyon ile çıkışların girişlerin kontrolü o kadar.

(bkz: yol yabdılar)

Eskiden uzun yol tecrübesi çok önemliydi, neredeyse tüm şehirler arası yollar gidiş gelişti ve bölünmemişti.

Her gün hatalı sollamadan dolayı kafa kafaya çarpışan arabalar ve ölümlü kazalar olurdu. Asfalt kalitemiz de çok kötüydü, araç teknolojisi de.

Şimdi bölünmemiş yol yok, hatalı sollama ile kafa kafaya biriyle çarpışmak neredeyse imkansız. Artık yeni moda yavaş giden büyük aracı sağdan sağlayıp emniyet şeridindeki tırın/kamyonun altına girmek maalesef.

Rahat olun, stres yapmayın, trafiğin akışına uyun, çok yavaş gitmeyin. Hızlı gitmeyeceğiniz zaten belli.

Önünüzdeki araçla mesafenizi koruyup hızınızı dengeleyin, o giderse başka araçla yapın bunu, tabi ki hız sınırları içerisinde. Trafikle beraber akarsanız kolay kolay bişey olmaz.

Yavaş giden bir ağır taşıtın arkasında düşerseniz acele etmeyin, uygun zamanda sağlıklı bir şekilde sollayın.

arabayı aldıktan 1 saat sonra, çorum-ankara yaptım. sonraki gün de ankara eskişehir :D

dümdüz yol başkan. bas geç. dert edilecek bir şey değil.

şehir içi birkaç denemeden sonra uzun yola çıkanlardanım. sorun yaşamamıştım. 8 aydır kullandığına göre rahat rahat gider gelirsin.

naçizane birkaç tavsiye; yol boşsa bile gaza gelip radara yakalanmayın ve mümkünse tek başına çıkın yolculuğa.

bu arada @John +1 yollar gayet iyi.

bir yıl dolmamıştı sanırım benim de. kesinlikle çıkın, yoksa yirmi-otuz yıldır araba kullanıp şiir dışına çıkamayan çok tanıdığım var. sadece, ilk uzun yol deneyimlerimde, korkusuzluğun da verdiği cesaretle saçma yanlışlar yaptığımı fark ettim sonradan. misal, benzin istasyonundan ana yola geçerken "o araba çok ilerde yaa, geçerim" diye fırlamayın sakın. hiç araç kalmayıncaya kadar bekleyin. "sollayıvereyim" demeyin. abartılı bir dikkatiniz olsun ve bunu hep koruyun.

bunun dışında müzik dinleyin, yola bakın, keyifli zaman geçirin. kutsal anlardır yolculuklar.

Viraja, kavşağa girerken yeterince hız düştüğünüzden emin olun. Düz yolda hızınız anlaşılmıyor. İki yıl şehir içinde kazasız araç kullanıp, otoban çıkışına girerken savrulan, aracın kontrolünü kaybeden arkadaş var. Temkinli olursanız sorun yaşamazsınız.

Kurallara uyun, hız sınırlarını aşmayın, bir de yorgun yola çıkmayın hiç bir şey olmaz.

Daha uzun rotalarda en çok 4 saatte bir mutlaka mola verin dinlenin.

Ehliyetimi aldıktan sonraki ilk bir kaç sene işim oldukça ödünç alarak babamın arabasını kullandım. Kendi arabamı aldıktan sonraki bir sene içinde ilk uzun yoluma çıktım (Ankara - İstanbul).
Kurban bayramı (ilk gün) sabahıydı ve erkenden çıkmıştım.
Yollar bomboştu ve çok güzel bir deneyimdi.

İlki 3. Ay 50 km lik bölünmüş yol gidiş-geliş,tavsiyem hız adaptasyonu ve dikiz aynaları hakimiyeti.

bende p20 lite kullanırken whatsApp bildirimlerinde sorun yaşıyordum. ayarlar kısmında bildirimler var, whatsappın bildirim ayarlarını sıfırla yapmıştım düzeldi. belki sende de işe yarar.

Deneyeceğim teşekkürler

Whatsapp'ın genel problemi.

Telefon, pil tasarrufu için uygulamayı arka planda öldürdüğü için olabilir mi? EMUI'da nasıl bilmiyorum ama pil ya da uygulama ayarlarını kurcalaman gerekebilir. whatsapp'ı beyaz listeye eklemen lazım.

@In a silent way
Olabilir. White list olayını beceremedim. Aynı problem storytelde de var. Arka planda oynatmıyor. Araştıracağım white list'i.

Teşekkürler.

bilkent rollhouse.

Kentpark

downtown'da - rollhouse un armadadaki dükkanı- var diye hatırlıyorum

bahçelievler bilardo akademisi.

Champs

Antares AVM en alt katta vardı bi yer. Bowling, masa tenisi falan da var. Ben sürekli görüyorum kızları. Bilardo var mıydı tam emin olamadım ama şu an.
Bi araştırın, varsa iyi bir seçenek olabilir.

Izlemediyseniz sick note oneririm. Bir de fam var sitcom ben sevmistim ama 1 sezon. 2.sezon baslamadi daha.

The IT Crowd

Entourage

atypical

scrubs

modern family

bazı zamanlarda aşırı üzücü ve acıklı olsa da, shameless (abd) da çok eğlencelidir aslında.

edit: bulabilirsen Кухня çok güzel +1

The it crowd +1

Кухня 'nin üstüne tanımam.

black books
the office

brooklyn 99

brooklyn nine-nine yazmaya gelmiştim yazmışlar o halde şunu deneyin "the good place"

Shameless ve Californication

californication +1
misfits ilk bikaç sezon
community
how to make it in america

urun.gittigidiyor.com

Oyun oynayacak mısınız peki? Film ve ofis için ekran, ses ve klavye kalitesinden dolayı en iyi Apple, öyle bir durum var.

Şu notebook özelliklerine göre çok iyi fiyatta. Tavsiyem bunu alıp yanına 512 GB NVMe SSD ve 8GB 2400 mhz ram alın ve servise taktırın. Ortama 5500 lira civarına oldukça güzel bir bilgisayarınız olmuş olur.

www.hepsiburada.com

hp omen 17" ve dell g3 15" kullanıyorum. 16 gb ram ve 1050 TI ekran kartı var iki modelde. ikisi arasından taşınabilirlik açısından dell' i tercih ederim.

urun.n11.com

kullanım alanınız sadece film ile sınırlı kalacaksa-gamer değilseniz- hiç bu paralara gerek yok.

bu bütçeyle ses sistemi+projeksiyon alabilirsiniz.

değilse lenovo y720 modelleri var aşağı yukarı o fiyatlarda

elmaya neden sicak bakmadigini yazarsan belki fikrini degistiririz. 5 sene once elmaya gectim, sikinti bitti. sadece satis sonrasi teknik destek bile yeter.

arkadaşlar hepinize cevaplarınız için teşekkür ederim (@norek, @synthetic a priori, @undertaker, @ilkot, @cooperr)

@synthetic a priori: oyun oynamayacağım. zira yaşım da oyun oynamak için epey ileri.

@ilkot: gamer değilim. bu kadar paraya gerek yok derseniz daha basit modellere de bakabilirim tabi. işi bilen kişiler olarak sizlere teşekkür ediyorum

@cooperr: alışkanlıktan dolayı aslında. biraz da özelliklerine göre pahalı geliyor. sanırım macbook air falan var bu paraya o da film izlemek için küçük hem de.

@unidentified aynen bende korkarak gectim, hala bazi menuler falan ters geliyor. ama 5 sene oldu Air ile, sikinti yok.

fan sesi yok, hafif, virus yok, takilma yok. bir kere format atildi o da keyfi olarak bir temizlensin diye. pili hala 10 saat civari gidiyor. internette dolanmak icin, office icin, film izlemek falan icin ideal.

sağlamlık konusunda lenovo thinkpad iyidir.
alttaki model işinizi görür muhtemelen.

www.hepsiburada.com

site verilerini silmeyi deneyin. sağ tıklayıp incele>application>clear site data yaptıktan sonra sayfayı yenilemeyi deneyin.

ya youtube tarafında ya da chrome tarafında sıkıntı var. çünkü aynı durum benim başıma da geliyor.

@gelecegin yildizi maalesef işe yaramadı hocam.

diğer tarayıcılarda durum nedir acaba?

Edge'de hiçbir sorun yok.

Ahh kıyamam ya. Acaba kapının üstüne pervaz tarafına yuvalandı da sonradan yuvası ve yumurtası düşmüş olabilir mi? Kuşlar içgüdüsel olarak yukarı kısımlara yuva yaparlar. Yer onlar için güvenli değil.

Kapının üzeri tertemiz. İnce metal bir boru var yalnızca ve oraya da konabileceğini sanmıyorum. Direkt yere yapmış gibi görünüyor. Hala gelmemiş geri.
Edit: Binanın içinde dolanırken gördüm güvercini. Görmüş olsa gerek yuvanın yeni yerini. Hiç ellemeden öyle bırakıyorum. Umarım gelir bulur.

Benim tanıdığım tek kişi var takan. 4 tane almis genç işi. Saçını ettirdi yakın zamanda normalin 3 katı para verdi. Amerikada retina değişimi ile gözlerini mavi yaptırmak istiyor. Saçlarını platin sarı yapacakmış ettirdiği saçlar uzayınca. Evli çocuklu 30 yaşında ama 40 yaşında gösteren bir arkadaş. Gençlerin önünü açmak lazım bu konularda.

istiyorum ama takamıyorum. saat bile takamıyorum aslında.

Hani şu, ipi çapa ile tutturulan ve bir ara epey popüler olan bileklikler vardı ya; zamanında bir arkadaştan almıştım, hatırasına binaen onu takıyorum. Bir de, pek bileklik sayılmaz ama bir toka takıyorum genelde bileğime. İkisini döndüre döndüre kullanıyorum.

İkisi haricinde, mazisi olan bir marteniçka var bir de, bağlı olduğu için o sürekli duruyor.

Yaş 25, öğrenciyim bu arada.

Takmiyorum cunku cok varos/apaci/ozenti/demode duruyor.

şunlara bi göz at. resmi kıyafetle de gidiyor
massimo dutti

www.massimodutti.com

Lgbt değilim o yüzden takmıyorum.

takarım takmayı çok severim. ip takıyorum, ekseriyetle siyah ve koyu mavi oluyor.

yaş 20 öğrenci erkek:D

günlük hayatımda bileklik ve saat kullanıyourm her zaman çok güzel dönüşler alıyorum genelde kızlar begenıyor ama kullandıgım bıleklıkler kendi yaptıklarım.
ayrıca cok varos/apaci/ozenti/demode bunların hiç birine katılmıyorum :)

Saat hariç aksesuarım yok.

Slash'in bileklikleri gibi bir çok modelim var. Deri, gümüş, çelik vs..
Çalışırken takmam. Kıyafete göre, gideceğim yere, bulunacağım mekana göre değiştirerek takıyorum.

26 yaşındayım. bi yazılım firmasında satış yöneticisiyim.
mi band 2 akıllı bileklik takıyorum. plastik kordonlu. çin'den tanesi 40 cent gibi bir fiyata bir çok farklı renk ve desene sahip kordonlar da aldım, giydiğim kıyafetin rengine göre takıp çıkarıyorum.

saat dışında hiçbir şey takmıyorum.

27/çalışan.

Takıyorum, deri bileklik. metal olanları altın, çelik, gümüş vs asla takmam.

Bir tane deri bir tane metal takıyorum. Metal olan somun anahtarı şeklinde açık bir şey deri olan da üçlü standart çapalı olanlardan.

28 takım giyen çalışan.

takıyorum, seviyorum ben. altın - gümüş sevmem ama. ipli - deri falan.

Takıyorum bende
O günki ruh halime göre değişiyor . Annemin kendi elleriyle yaptığı var hiç çıkarmadım mesela.
yaş 33

Takamıyorum. Anlamsız kötü bi hissiyat veriyor bileğimde bir şey hissetmek.

Not: Bilekliğimsi dövmem var sol bileğimde.

Şimdiye kadar sadece aşık olduğum kadınların tokasını bileklik olarak kullandım. O da yıllar öncesiydi.

Şimdi sadece çelik kordonlu saat takıyorum. Deri asla takmam.

29’u doldurmak üzereyim. Erkek, çalışan

yalnızca yazın takıyorum birkaç parça renkli deri bilekliği doluyorum ince ince, güzel bir aksesuar olduğunu düşünüyorum +30

Takıyorum. Erkek 25 yaş. Kız arkadaşımın tokası.

eksiup.com

Üç senedir benimle.

Kendi işimi yapıyorum.

27.

takmiyorum. karsilastigim bileklik takanlar genelde hep havali karaketere sahip insanlardi.

Yarı akıllı bir bilekliğim var, onu takıyorum.

Kötü durduğunu düşünmüyorum. Takım elbiseyle sunuma gittiğim zamanlar da taktım, şu an daha rahat bir giyim tarzım var ama yine takıyorum. Merak eden, soran ve beğenen çok oluyor.

28 yaşındayım, kurumsal bir şirkette çalışıyorum.

cdn1.expertreviews.co.uk

sadece tatillerde bordo veya yeşil bir ip bileklik takıyorum
moduma iyi geliyor

Yok.
İnanmiyorsam ibadeti gösteriş için yapmış olurum, o da etik değil.

var, inanmadigi halde kucuklukten beri oruc tuttugu icin tutmadigi zaman kendini garip hisseden bu nedenle tutmaya devam eden arkadaslarim var. ayrica, cuma namazini, toplu yapilan meditatif bir eylem olarak goren/hisseden ve giden arkadaslarim da var.

Bizimkiler cuma vakti müşteridelerse bazen müşterilerle birlikte cumaya gidiyorlar (her seferinde değil). İnanan da inanmayan da gidiyor. Çünkü müşteri profilimiz öyle gerektiriyor. Hatta rakip firma çalışanı yahudi bir adam kendini müşterilere muhammed diye tanıtıyor.

türkiyenin %80 kuran ı kerimi anlamadığı halde öyle boş boş dinler camilerde
tvlerde her yerde dolu görebilirsin hatta idda ediyorum %90 dır

var elbette, ibadetler ayni zamanda kulturel olaylardir.
mesela kiliseye gidip mum yakanlarin hepsi hristiyan mi? Degil.

bunun nedeni de baski ya da vicdan olmayabilir. bir seremoniye katilmis oluyorsun, hakikaten ibadet eden arkadaslarin varsa onlara eslik ediyorsun. namazi yoga niyetine kilabilirsin. pek cok olasilik mumkun.

kamuda network cumada ve teravihde yapılır. kaç dededen ateist cumada cebinden yanlışlıkla kartvizitini, çok önemli olmayan iş dosyasını, cep telefonunu falan yanlışlıkla düşürüveriyor, unutuyor bilemezsin.

yüzde yüz imanlı biri olmak mümkün değil bence. o zaman erersin zaten.

Bir arkadaşım oruç tutuyor inanmadığı halde. Çok üstüne gidiyoruz sebebini anlamak için ama seviyorum diyip gülüp geçiyor. Ailesi de tuttuğu için muhtemelen onlarla papaz olmamak için uyuyor onlara derim de, bozmuyor da dışarda.

ben cenaze ritüellerine uyuyorum. ölen kişi neye inanıyorsa onun ritüelleri ile gömülmesinin hakkı olduğunu düşünüyorum. müslümansa arkasından kılınan cenaze namazına katılıyorum.

www.hayvansitesi.com

www.youtube.com
The Weeknd - Often
(Ben sana vurgunum'un sample'ıymış bu, Karlar Düşer değil ama Nilüfer ve sample diyince aklıma bu geldi)

Nilüfer bile değilmiş. Kafamı sikiym :D

Askere gidecek olman su anda çok iyi bence. Çünkü bu depresyon havasından en azından uzalaşacaksın başka ortam göreceksin. Evet yapacagin sey askerlik bile olsa baska ortam goreceksin kafanda baska seyler olacak.

Belki geriye bir seyler icin daha kararli donersin.

Not:Yasadigin depresyona ortak olmus biri olarak yaziyorum. Yarinin ne getirecegini ne sen ne ben ne de baskasi bilemez.

Bu ruh haliyle sakın askere gitme bence. Askerde hiçbir sıkıntısı olmayan insan bile çıldırabiliyor.

Dostum, devlet hastanesinde bir psikologa gorun, onun yonlendirmesiyle hareket et. Uykun ve beslenmen bozulmussa belki bir hekime yonlendirirler, kimyani duzenlerler. Yap dediklerimi.

Oyun oynayan adam hayattan umudunu kesmez :)
Borderlands 3'ü, Tsushima'yı, Sekiro'yu hiç mi merak etmez.
Şaka bi yana ben de benzer durumdayım aslında. İş yolunda gitmiyor. Yapayalnızım, yalnız yaşıyorum. Sadece yeni çıkan oyun ve diziler hatrına yaşıyormuşum gibi hissediyorum. Ama bu durum kotarıyor işte hayatı.
Hobileri çıkar hayattan, millet çatır çatır sıkmazsa kafasına ben hiç tanıyamamışım insanları. Bu kadar adam hafta sonunu zor getiriyor ki Galatasaray'ın maçı var diye. Nisan ayını bekliyor ki Game of Thrones için.
Diyeceğim o ki; oyun oynayarak hayata bağlanmaya çalışmak çok kötü bi durum değil. Biraz sakin olmaya çalış. Gel Dota atalım hatta. O olmasa da oynayacak bi şeyler buluruz.
Steam id: umt4us

Bir çok psikiyatrist e göründüm özeline de gittim.
Valla sorma ya fortnite hatrina yaşıyorum. Aslında şu dota chessi merak ediyorum ama hiç dota geçmişim yok.

Hatta 5aydir falan efexor 150mg içiyorum. Aslında düzgün bir iş bulabilsem kafamda bi şeyler var yapmak istediğim ama iş yok :(

evet

göbekli olmakla alakası yok ama evet hissediyordum(eskiden göbekli idim)

Göbekli değilim ama bunu ben de hissediyorum.

Denedim hissetmedim simdi.
Gobekliyim.

Parmak uclarindan da nabizi hissedersin. Ayni elini baska bir yerine yaslayip deneyebilirsin.

Göbekliyim, hiç tanıdık gelmedi bu durum. Şaşkınım hatta şu an nasıl fark edebildi bu kadar adam bunu diye.

ben bacak bacak üstüne attığımda bacağım bile sallanıyor kalp atışımla sen ne diyon? kalp bu... bildiğin dalgıç pompa.

Ben de çiğ pırasa yiyorum cips gibi. Limonu basınca çok güzel oluyor.

canan karatay: "turp yiyen turp gibi olur diyor."

Iyi bari tek degilmisim. Yalniz ben bazen degil bayagi bayagi her gun adet edindim bunu. Sendeki eksik neyse bende de var demeye geldim.

turp iyidir severim meyve gibi yemem ama sıkıntı görmüyorum olabilir

Her sabah kahvaltida yiyorum. Katık ihtiyacini gideriyor hem de tadi guzel.

ben de pancar ve lahanayi yiyorum cigden. hem saglikli hem lezzetli. ustunde dusunme ye gitsin.

her sabah kahvaltıda mı :( ben salatalarda severdim de midemde zurnalar çaldırdığını anladığımdan beri yemiyorum sabah yesem halim ne olur bilemiyorum ne güzel mideleriniz var vallahi özendim.

avcılarda belki bu işle ilgilenen yada öğreten bir yer vardır diye yazdım neden yazmayim ki?

videoların tamamnı izledim yapamıyorum! tek başına öğrenilmiyor

Biz lisede iki arkadaş Youtube'dan öğrendik. Üşenmeyip ta o zamanlar izlediğimiz videoları bulacağım sana hepsi en az 10 yıllık. Buldukça editleyeceğim, bana da nostalji oluyor.
Birincisi şu: www.youtube.com
Bi diğeri bu: www.youtube.com

İkinci mesajını yeni fark ettim, videolar sana teknik katar ama evet uygulamada birinin daha olması iyi olur birbirinizi tutar desteklersiniz. Biz beden eğitimi derslerinde kullanılan minderlerde denemek istemiştik, hocalar izin vermemişti sakatlanırız diye. İmkanlarımız da oldukça kısıtlıydı, sadece okulda buluşuyorduk ve bir haftada ikimiz de öğrendik düşe kalka. Az önce 6 saatte öğrenen bir adama da denk gelince anılarım canlandı tekrar. Mutlaka izle bunları.
www.youtube.com


Hahaha pardon ya arkadaşlarla bi şey tartışıyorduk da Furkan vakfı ile ilgili, video araya kaynamış kopyala-yapıştır yaparken. Yine de büyüsü bozulmasın kaldırmıyorum.

birinci videoyu izleyerek takla atman zor olur :) "Semra Kuytul Hocahanım, Furkan Vakfına yapılan operasyonun asıl sebebini açıkladı!"

tek başına çalımanda hafiften ciddiye doğru şu bölgelerde sakatlıklarla karşılaşman olası: bilek, omuz, boyun, hayat.

birkaç yıl önce müsabaka sonrası sevinç taklası atarken boynu kırılarak ölen profesyonel güreşçiyi hatırlatırım.

Gelir, gelmezse alırsın paranı zaten. Fakat buyer protection zamanının son 10-15 gününe doğru gelir ancak. O buyer protection dolmaya yakın gelmezse dispute edersin zaten.

Hiçbir sorun çıkmayacak merak etme. 2 haftası var.

aynı ürünü aynı şekilde ben de aldım. 7 kasım’da sipariş verdim hala gelmedi. en son gelen mailde turkiye’ye ulaştığı söylendi fakat takip no ile baktığımda sadece 2 hareket var ikisi de yurtdışına ait. yani şimdilik ses seda yok. yalan olacak herhalde. 27 kasım’da turkiye’ye gelmiş güya

Bildiğim kadarıyla gözü oluşturan hücrelerin pigmentleri siyah olarak üretiliyor default şekilde. Belli bi aşamada devreye girip de rengi değiştirmiyor yani.

Genler protein değildir. DNA denen yapının işlevsel parçalarına gen denir. Bu genlerin üzerine RNA polimeraz denilen enzimler bağlanır ve ve buradan o genin koduna uygun bir kodon taşıyan mesajcı RNA sentezlenir. Bunun ardından bu mesajcı çekirdek dışına iletilir ve burada RNA ribozom denilen organeller tarafından okunarak kendi dizisine uygun aminoasitler uygun sırada birleştirilerek uygun polipeptid/protein zincirleri oluşturulur ve hücrede kullanılır. Her proteinin özelliği ve etkisi farklı olduğu için genlerin de etkileri ve özellikleri farklıdır. Örneğin siyah göz için protein kodlayan gen, yukarıdaki mekanizma ile göz irisinin siyah olmasını sağlayan pigment proteinini kodluyor.

Gen denen şey dna'daki bir sıra tanımlı nükleotiddir. Canlıların oluşum kodları nükleik asit zincirleridir. Bunların en küçük anlamlı dizisine gen deniliyor. 4 harfli bir alfabeden yaratılmış anlamlı en küçük kelime diyebiliriz.

Bu genetik koda göre hücre içinde protein sentezi yapılır. Sürecü yukarıdaki arkadaş anlatmış zaten.

baba diyorum genelde. arada geyiğine hoca dediğim olur.

cicikuş diyorum. sadece ben cicikuş diyorum zannederdim, meğer yanlız değilmişim.

Genelde baba derim ama arada "reis" veya "yaşlı kurt" dediğim oluyor. Yalnız ablam bokunu çıkarabiliyor bazen. Fadırella nedir birader. (Yaşlar 30+ bu arada)

Taksim'de ben bir şeye takılmışım. Babam önden gitmiş fark etmemiş. Dursun diye bağırıyorum "CİCİKUUUUUUŞ"

memo derdim..

Baba
Tatlım (anneme de derim)
X Bey
X'ciğim

Ruh halime gore bunlardan birini kullanıyorum. Rehberime Sezar diye kayıtlı.

ismiyle hitap ederim, ismine ek takarım ismini kısaltırım babammmmmmm derim mr. soyadımız derim. çok ciddi biri olmasına rağmen hiç laf etmiyor.. burdan kendisini sevdiğimi sölemek istiyorum.

Baba derim. Standart ve en normali bence

baba/babacım

baboy ve reyiz

Kendisine hitap ederken "baba", başkalarıyla babamın gıyabında konuşurken "bizim peder" derim.

Çoğunlukla baba, babacım dışında "naber dostum" falan derdim. Bir de saçlarını karıştırıp naber ufaklık dediğim zamanlar olurdu, çok gülerdi saçma bulduğu için.

mühendis olarak çok düz adamım herhalde.
annem bababm ve kardeşlerm telefonuma isim ve soyisimle kayıtlı.
anneme anne , babama baba derim.

Isim ya da baba

kendisine hayatım boyunca baba dışında bir hitabım olmadı. ama telefonda "the ismi" şeklinde kayıtlı.

buba bunlar kompuladaki buba sesiyle...

baba diyorum

samuray :)

ciddiyet gerektiren bir ortamda değilsek babilim diyorum.

Baba diyorum dümdüz.

Hello papa.

Genellikle isim+cım.
Ağır işim düşerse dede.
Dışarda isim+bey.
Bunların saygısızlık kabul edileceği bir ortam varsa baba.
Canım benim ömrü uzun olsun.

Baba derim işim düşerse ve ciddi bir konuşma yapılacaksa isim bey kombinasyonu tercihim.

Babacım, baboli.

Babişkom ya da babişkocum..

Okulda falan babam arıyor arkadaşların yanında telefonu efendim babişkocum diye açıyorum, kazık kadar adam olarak tuhaf duruyor tabi ama seviyorum öyle demeyi.

kinoa üretimi

mantar,solucan,sümüklü böcek üretimi
bence en güzeli bir şey üretmek

Kafe açmak riskli geliyor bana. Hayvancılıkta ciddi para var. Sermayeniz yeterli.

Bence biraz daha bekleyin. Ortam çok gergin, krizleri iyi takip ederseniz iyi fırsatlar çıkarabilirsiniz.
Hem bu ekonomik piyasada devlet de birşeylere el atıp, teşvik filan sunabilir.
O zamana kadar paranın erimemesi için faiz filan düşünebilirsiniz.

Etna haklı

Mobildeyim mesaj atamiyorum. Oylesine sormuyorsaniz, ciddiyseniz yazin gercekci fikirler vereyim.ciddiyseniz diye sormamin nedeni 4 ortak demeniz. En tecrubeli is insani bile 4 ortakli ise girmeyi goze alamaz çünkü. Ama biz cok iyi 4 arkadasiz diyeceksiniz buyuk ihtimal ama srkadasliginiza yazik olur cok para kazansaniz bile. Sermayeler esitse 4 arkadas ayni isi 4 farkli sekilde kurar en azindan herkes nasibini yer. 4 kisinin bir konuda mutabik kalmasi hayatin akisina aykiri.

4 kişi bildiğiniz bir olay yoksa karar alması zor bir ortam, iki kişi sermaye artırsın, kararları bu iki kişi versin, diğer ikisi de kara ortak olurlar ve alınan kararları uygularlar.

4 ortak bir sığıra bile girilmez.

Bildiğiniz işi yapmanızı tavsiye ediyorum. İşletmecilik tecrübeniz yoksa kafe vs olabilir.

forum.donanimhaber.com?

Shell'den aliyordum onceden.

Hemen karsisindaki GO Petrol'u denedim bi ara. Hem 30-40 km fazla goturuyor hem de min 40 kurus daha ucuz. Yaklasik 1 senedir GO'dan aliyorum ve memnunum. (Cok cok az yerde varlar ama.)

Shell 3,45'ken GO 2,99

edit: ist

Varsa, önceliğim Aygaz. Performans çok ciddi şekilde fark ediyor.

şu an shell kullanıyorum. genelde lpgde çok değiştirmeme öneriliyor. fiyatlar bölgelere göre değişiyor. antalya kemerden 3.29ken pamukören aydında 3.09dan almıştım.

ben opet'ten alıyorum. yoksa shell, o da yoksa petrol ofisi. lpg işi çok sıkıntılı. bilmediğim yerden ve ucuz olan yerden ve bu 3 firmadan başka yerden kesinlikle almam. belki biraz abartıyorum ama yıllardır hiç sıkıntı yaşamadım. önceden babam ne zaman ucuza gaz alsa ya arıza lambası yakar, ya da performans düşerdi. benim bulunduğum yerde opet biraz ucuz veriyor 3.11

Hep aynı istasyon ve hep aynı pompayı kullanmaya çalışırım.(Aynı pompa bazen mümkün olmayabiliyor) istasyon ile internet fiyatları farklı olur genelde. Çünkü istasyonun kendi kazancından vazgeçtiği pay, indirim olarak yansıyor pompa fiyatına. Ayrıca bir yerden gaz alırken depoyu dolduruyorsam ve adam benim arabanın başında bekliyorsa soruyorum pompacıya; "Gazı nereden alıyorsunuz? Gaz katkılı mı yoksa katkısız mı?" diye. Mesela aytemizin iki istasyonu, oept ile aynı yerden gaz aldıklarını söylemişti. Ama katkısız satıyoruz demişti.
Güvenal gaz diye bir firma ise Bp ile aynı gazı kullandıklarını ama katkı olmadıklarını söylemişlerdi.
Milangaz ise kendi sitesinde yazıyor Cezayir'den ithal ediyoruz diye.

Gaz alırken marka olarak değil de performans olarak, uzun menzil yaptıran yerden almakta fayda var. bunun için taksi şöförlerinin aldığı yerden almak iyi bir yöntem.

fakirlikten oldu benimki.

Ahlaki ama 7 yılın sonunda bedenime zarar verdiğimi düşünüyorum

Ahlaki

Netflix belgeselleri yuzunden oldu benimki

araya girip şu soruyu sormak istedim: süt içmekle et yemek arasında ahlaki açıdan fark var mı hakikaten? mesela normalde 20 yıl civarı ömrü olan inekler gördükleri eziyetten ötürü 4-5 sene yaşayabilip, ki buna yaşamak da denemez, daha sonra süt üretemez hale gelince yine kesilip et oluyor. bu durumda vejetaryenlerle et yiyenler arasında ahlaki açıdan ne kadar büyük bir fark olabilir?

bu arada kendim de şu anda vegan değilim, ayrı bir disiplin ve bütçe gerektirdiği için. kendiliğinden de sebze ağırlıklı beslenir oldum da vejetaryenliğin ahlaki açıdan pozisyonunu çözemiyorum pek.

Soso yok tabi ama benim limitim bu kadardı veganlığı sürdüremedim. Vejelerde yıllık hayvan katlinin bir kısmını önlüyor en azındna

Ahlaki.

Ahlaki

bir canlıyı öldürüp yemeyi hiçbir zaman aklım almadı. çocukluğumdan beri yemiyorum. ahlaki mi oluyor bilemedim.

Ahlaki

@soso
www.instagram.com

Linkteki resme bak. Ben de en başta öyle sanıyordum ama vegan olunca her etin her sütun vb alternatifini bulmaya gerek yok.

Etik sebepler. Hayvanların benim kölem olamayacağını gördüm ve buna son verdim. Hİç kimse kölem değil

Veganım vegan süt peynir vs kullanmıyorum. Bu tür şeylere ihtiyaç yok. Alışkanlıktan gelen parçalar bunlar.

Tahin pekmez , baklagiller ve sebzeyle gayet iyiyim. Soya sütüne filan gerek yok. Kekler sütsüz de yapılabiliyor.

Ortaokulun ikinci senesinde tamamen vejetaryen olmustum, hayvan olusu yemek rahatsiz edici bir dusunceydi benim icin. Sonrasinda 7-8 sene vejetaryen yasamanin sebebi biraz aliskanliktandi. Arkasinda etik bir altyapi yoktu cok.

Zaten vejetaryenligin neresi ahlaki ki? Hemen oldurtmeyip, inegin senelerce tecavuze ugramasini, zorla hamile birakilmasini ve hareketsiz gecen, yariya inen hayatinin desteklenmesi mi ahlaki?

Koku tiksinme yutamama durduk yere geldi basima

raf

Çok alakalı değil ama cidden söylemek istediğim bi şey var:
Kullanmadığın eşyalara kıyıp atmaya başla hocam. "Bi gün kullanırız" işi çözüm değil. Çöp işte onlar ve birikiyor. Karart gözünü at çoğunu. Kullanmayacaksın bi daha, anısı falan da yok.

@norek esya yok:) ondan daginik duruyor. Kullanmadigim bir seyim yok ki. Epey minimalim o konuda sikinti yok.

Dolap almak istemiyorum demişsin ama görünüşe göre başka çaren yok, belki içinde askılar olan kapalı vestiyer gibi bişey yaptırabilirsin. Duvara monte edilecek 1 kasa 2 kapak, bitti gitti.

sağlam kutular alıp ıvız zıvırı tasnifleyip türlerine göre kutulara yerleştirmek sanırım işinizi görür.

75 kuruştu herhalde.

1,25 e yaptırıyoruz biz.

1 ekmek fiyatına yapıyorlar Urfa'da. 90 kuruş.

Yalnız yaşıyorum ben, annem geldiğinde iç hazırlıyor. Biraz da kaşar alıyoruz, kıymalı ve kaşarlı pide yaptırıp atıyoruz topluca buzluğa. Sen lahmacun demişsin ama pek farkı yok. Ankara'da oturuyorum, tanesini bir ekmek parasına (1 lira) yapıyorlar burada.
Atıyorum 10 tane çıktıysa 10 lira veriyorum.

Ben Malatyalı yım. Burada sadece ekmek ücretini alıyorlar.

1tl falan tanesi.

malatyada fırınlarda lahmacun, peynirli pide, sucuklu pide, yumurtalı pide, ıspanaklı pide gibi şeyleri kendin hazırlayıp her sokakta, caddede bulunan fırınlara götürüp yaptırıyorsun. Zaman zaman malatyada lahmacun yaptırıp gelirken getiriyorum buzluğa atıyorum. memleketten uzakta en çok her daim sıcak pideleri, lahmacunları özlüyorum.

Ararsan ya da mesaj atarsan sonsuza kadar kaybedersin. Kisa sure icinde o ararsa olur bu is ama aradan aylar gectikten sonra ararsa bil ki stepnesin.

konu bitmiş kardeşim. akşam buluşman hata olmuş bence, seni yanda tutmak istiyor olabilir. eğer ayrılma lafı çıkmışsa ne kadar temiz o kadar iyidir. bulaşma hiç, mesajlara cevap falan verme. bir kaç haftaya ben seninle arkadaş olmak istiyorum diye dönebilir, umursama hiç.

Güzelce bitirmişsiniz dostum uzatmanın anlamı yok boşver. Bi aaşkasıyla görüşmeye başlarsan hatta en iyisi olur çabucak unutursun.

dosyayı kapatıp sonra da yak. ileride sana dönmeye çalışırsa ne istediğini bilmediği bir dönemde demektir ki bu en tehlikelisi. çok üzer, aman diyim.

hemen tinder yükle. akşam biriyle buluş, seviş, onu anında unut.

bundan sonra hiçbir şey yazma. bunu taktik olarak yapma ama. kafandan tamamen at. aylar sonra "selam naber" diye geri dönerse geç yaz, soğuk yaz, hatta en iyisi yazma.

çok iyi yapmışsın, sakın arama. o seni ararsa oldu bil bu işi aramazsa da defteri kapatırsın.

Hacı kapat artık boşver. Kız belli ki kibar biri. Sırf nezaketten dolayı kıramıyor seni. Seni “o anlamda” sevse öyle bir mesaj yazmazdı en başında. Lütfen uzatma. Uzatırsan olay çirkinleşecek muhtemelen. Kız içinden “Amma yapıştı haa fakir sümüğü gibi, güzelce reddettim anlamıyor, illaki kaba ve sert bir şekilde mi davranmam gerekiyor yav hayret bir şey cık cık cık” diyecek.

Dedirtme bunu kendine. Ne güzel medeni bir şekilde son bulmuş bak.

@acemi +1

kızla aranızda ne oldu? sevgili misiniz arkadaş mısınız anlayamadım pek. bana biraz aklı karışık kız tribi gibi geldi. kız seni beğenmiyor olabilir ama iyi birisisin onun için ben böyle anladım. başkalarıyla takılmaya çalış yada başka şeylerle uğraş. kızın dönme ihtimalini de unutma ona göre davran.

Seni en az 1 erkekle eş zamanlı olarak aldatıyor. Klasik sen çok iyisin, seni üzmek istemiyorum tavırları.........

acemi +1 diyorum

artık arka cepte hazırolda bekliyorsun

silivrinin insan yasamayan bi mahallesindeyim. buraya bile geliyor.

Var ben gece uyandim birkac sefer. Istanbul.

İzmir'de var.

Keçiörenliyim, her gece duyuyorum.

sanırım bu
www.deezer.com

Kediyi sahiplenemezsin ki, o seni sahiplenir. Canı istediğinde sevdirir, istemediğinde kıçını döner gider. Sabah bir bakmışsın yalayaark uyandırır, başka zaman eline aldığında kaçmaya çalışır. Sorunuza cevap: Kedi size göre değil, hem de hiiiç

Ben de kedi sahiplenmek istiyorum. Şu anlattıklarına bile güzel geldi. Beklentini çok yüksek yüksek tutuyor olabilir misin ?

Linç etmeyin demişsiniz ama bir kediden ne beklediğinizi anlayamadım? Saydıklarınız kedilerin özellikleri zaten, her hayvan gibi yer içer yatar. Ayrıca cool hayvandır, isterse sevdirir istemezse sevdirmez, işine geldi mi duyar gelmedi mi duymaz, kimseye müdanası yoktur o yüzden nankör diye iftira atılır. Bazı özellikle yavru kediler çok hareketlidir üstüne atlar acaip sevimlidir ama büyüyünce o da diğerleri gibi olur genelde. Kedi bizi sevdiği için ya da başka bir beklentiyle sevmeyiz, o umursuz hallerini bile severiz. anlaşılan o ki hayvan beslemek size göre değil, sahiplenip 2 gün sonra sokağa atacak bir hava veriyorsunuz, bence hiç hayvanlara ilişmeyin.

anlattığını dinlemeyip gidiyorsa boşver hocam sahiplenme. a*na koyam öyle hayvanın.

"Bişey anlatıyorum konuşurken kalkıp gidiyor."
hiç güleceğim yoktu :) kedi o yahu.
klasik koşullanma ile belki ufak tefek şeyler öğrenir ama genel olarak kafası nasıl eserse öyle.
çağırırsın gelmez, çağırmazsın gelir, perdedeki sineğe atlar vazoyu kırar, penceredeki kuşa atlar 3.kattan düşer, halıya sıçar, parkeye kusar, en sevdiğin çantana koku bırakır, masada unuttuğun tatlını yalar vb. vb. :))

uzun zamandır kedi besleyen biri olarak tavsiyem, hatta ısrarla tavsiyem, kedi beslemek işinden vazgeçmeniz. arkadaşınızın kedisini arada gidip sevebilirsiniz.

Yavru alıp büyütürseniz size birazcık daha bağlanabilir, sonuçta arkadaşımızın kedisi ve sizi sallamıyor pek.
Ama yine de beklenti çok yüksek olmasın, kediler günün üçte ikisini uyuyarak geri kalanını da öyle mal mal dolanarak geçirir. Canı isterse sevdirir istemezse tınlamaz bile. Ha kucak delisi dibinizden ayrılmayan kediler de var ama çok nadir.

iyice hindistana döndük, kediye tapan bir güruh yetişti ülkede, kedi sana değil falan diye ateş püskürüecek bir kitle oluşur aşağıda şimdi yorumlarda bak gör

aksiyon istiyorsan gelincik al, en temizi.

www.youtube.com

kedileri rahat bırakın kedi fetişistleri. evde beslemeye uygun değiller. evde hayvan beslemek hayvana eziyet.

şöyle düşün, sen çocukluk arkadaşınla olan samimiyetin aynısını arkadaşının arkadaşı ile olan ilişkinde bekleyebilir misin ki arkadaşının kedisinden aynı şeyi bekliyorsun?

o kedinin arkadaşınla olan ilişkisi ile seninle olan ilişkisi aynı olacak diye bir şey yok. birde her kedinin huyu suyu farklıdır.

ben kediyi eve alalı 7 sene oluyor neredeyse ilk aldığımda bir tek mama yerken sevebiliyordum ondada kafasından başka yere dokundurmuyordu şimdi beraber yatıyoruz her gün mıncırıyorum falan.

kediden neden insanla özdeşleşmiş özellikler bekliyorsunuz ya shdjdjfjfjfd

hahah herkes niye bu kadar sert çıkmış anlamadım. bence çok komik bir duyuru olmuş :D

arkadaşının kedisi olduğu için sana o kadar pas vermiyordur. benim iki kedim var, birine 2 aylıkken, diğerine doğduğundan beri bakıyorum ve ikisi de gel deyince geliyor, dert dinliyor, teselli ediyor. tamamen yetiştirmeyle ilgili :p

elbette bu kadar değil. ama kedi yıllardır senin kedin olunca hem o sana daha alışkın ve sıcak davranıyor, hem de sen ona alıştığın için ne zaman ne yapacağını kestirip ona göre davranabiliyorsun. mesela kedilerimden birini sabahtan akşama kadar mıncıklasam hoşuna gider, o yüzden habire alıp yoğuruyorum. diğeri ise canı isteyince geliyor yatıyor çok ellersen kalkıyor. her kedinin başka başka huyu var. ama gel diyince gelen modeli yok bunların. aksiyon olarak ise uyumadığı zaman evde koşturur, yüksek yerlere zıplar, bardak devirir, yatağın koltuğun altına saklanıp birden bacağına atlar oyun için falan; böyle özellikleri olan modellerimiz mevcut. bir de default olarak her modelde lazer eklentisi var, lazer görünce dayanamıyorlar. bir dene bence.

bunu 10 saat önce sorsaydın linci yediydin ama ben de fikrimi beyan edeyim:
ben ankaralıyım, bana kalsa ankaranın 2 adım dışı vatan değil, ama sorun da değil. istanbuldan nefret ederim mesela. istanbulu şişiren istanbullulardan da öyle. 10 yıl yurtdışında okudum, çalıştım. sıkıntı çekmedim. üç dili rahat konuşuyorum. babam göçmen ama annem anadolu türkmeni, iki dedesi de sarıkamış şehidi. ülkenin kurucu unsuru yani. atatürkçü chp tabanı hem annemin hem babamın ailesi. pkk'lı falan zannedilmeyim diye diyorum.

bu ülke önce isimden kaybediyor. "türkiye" çok... türk. etnik unsur değil de coğrafi isim olmasını tercih ederim ben öncelikle. Anadolu Cumhuriyeti dedin mi kardeşim, bu ilk aşama.

MİLLİyetçilik milli olmakla başlar. benim millilik anlayışım da ekonomik tabanlıdır ırk tabanlı değil. kürt iş kurunca verdiği vergi benim ülkeme geliyor mu? çıkardığı ürün yerli malı oluyor mu? vatandaş olduğumuz sürece evet. o zaman türkiyeli kürtler millidir. milli oğlu millidir, başımın üstünde de yeri vardır.
azeriyi kürtten daha çok seven kimse "milliyetçiyim" demesin.

vatansevelik milliyetçilik değildir. vatan coğrafi bi kavramdır, hatta arapçadır. türkçesi de "yurt" sanırım. senin bi coğrafyayı sevip sevmemen sana ait olmasıyla değişiyorsa bu sevgi falan değildir. android kullanırken ios'e bok atıp da kendisine iphone alınınca apple fanboyu olan çocuklar gibi geliyor bana. gayzerler ve falez yapıları çok güzel geliyor bana. bu ülke topraklarında yok mesela. falez var, yetersiz sayıda. nasıl seveyim şimdi kriterlerim buysa? sokayım girip yüzemediğim denize.

bu ülkenin erkekleri fazla romantik. fazla duygusal hepsi.
savaşlar bundan çıkıyor.

Yıllardır benzer şeyi söylüyorum, makul olan da bu zaten.

Ben teknik olarak karşı değilim ama direkt topraktan feragat etmek, bir şekilde, Ankara'nın batısında yaşayanların da yaşayacak bir yer bulamamasına neden olabilir. Abdulhamit dönemine bakalım. Verdiği her tavizin sonrasında hiç savaşmadan tarihin en fazla toprak kaybı yaşandı, yine olmayacağının garantisi yok. Ha yeni dünya düzeni muhtemelen bunlarla uğraşacak değildir ama yine de risk. Bu anlamda özerklik vs. daha mantıklı.

Emperyalizmin mantığını anlasaydın, bu dediğinin çözüm olmadığını görürdün. Bunu yaparsan, pkk ve abd istanbul'u, İzmir'i, Mersin'i ister. İstanbul en çok Kürtün yaşadığı şehir.

Ayrıca bölünme isteyen 25-30 milyon Kürt kökenli vatandaşımız değil, 25-30 bin abd köpeği pkk'lı.

Bu arada babanın bostanını mı veriyorsun? Alsınlar, gitsinler diye... Milyonlarca insanın kanıyla alınmış, işgalden korunmuş o topraklar. Hala da kanımızla koruyoruz...


.

New Millennium Sans

benziyor ama değil gibi.. bunun harfleri kuyruksuz..

Ertesi gün sabahtan çıkıyor hocam.
Evinize en yakın AÇSM ya da Toplum Sağlığı merkezine saat 11:00'den önce nişanlınızla birlikte AÇ KARNINA gidin, ertesi sabah sonuçları alabilirsiniz.

peşin not: evleneli 4 sene oldu :) küçük bir ildeyim.
testleri sabah verip öğleden sonra aldık. evrakları eksiksiz istemişlerdi, sonra versek olmaz mı? yemedi bizde.
ücreti hemen alıyorlar.

önce gun alıyorsunuz. size istenen evrakların listesini ve varsa doldurulması gereken matbu formları veriyorlar. sonra evrak teslimine gidiyorsunuz ve seçtiğiniz gu n nikahı bekliyorsunuz...

Test sonuçları çıkmadan başvurabiliyordunuz hatırladığım kadarıyla. Yani test olumsuz çıkarsa doktorun sizi bilgilendirmesi gerekiyor. Kurtuluş parkının karşısında arada bir yerde asm var orda yapılıyor testler. Hatırladığım kadarıyla biz önce teste başvurmuştuk.

@curukturpkokusu'nun cevabı doğru.

ilerde ihtiyacı olacak arkadaşlar için prosedürü yazıyorum:

- kurtuluş'ta boncuk sokak'ta aile sağlığı merkezi var. oraya çift olarak gidiyorsunuz.
- orada bazı formları doldurduktan sonra akdeniz anemisi ile alakalı bilgilendirme yapılıyor. burada 1 fotoğraf lazım oluyor.
- sonra kan veriyorsunuz. tahlil sonuçları 1 hafta sonra geliyor. fakat sonuçlar gelmeden belediyeye başvuru yapabilirsiniz. burada doldurduğunuz formlardan birine mühür vuruluyor, bunu belediyeye götürüyorsunuz. bu belge 6 ay geçerliymiş.
- başvuruyu vedat dalokay'da yapıyorsunuz. burada 4 adet fotoğraf gerekli. çiftler çankaya ikametgahlı ise otomatik olarak bütün formlar dolu olarak çıkıyor.
- ücreti hemen yatırmak zorunda değilsiniz. numara alıyorsunuz, düğünden 10-15 gün önceye kadar gidip yatırmak gerekiyor.

bizim ne aldığımızı ne yapıcan, babanı en çok tanıyan sensin. neye ihtiyacı olduğunu da en iyi sen bilirsin abi?

ben mezar taşı yaptırdım.

Herhangi bir ilgi alani yok. Tavuk besler, yumurta toplar, tarla eker ve kahveye gider.
Sizin aldiklariniz emsal olabilir diye seyettim. Yaziverin aldiklarinizi.

nostaljik bir hediye daha mutlu eder gibi geliyor, en azından ben bir kaç kişide bunu gördüm. ona geçmişi hatırlatacak hediyeler alabilirsiniz.

kümesi büyütmek güzel olabilir, yer varsa çeşitli cins tavuk horoz almak.

silah ruhsatı çıkartıp, av tüfeği almak

kışlık bot sağlam parka, eldiven bere almak.

çok şey olabilir

kasket, köstekli saat,albümden eski siyah beyaz bir fotoğrafının (tercihen annenle birlikte olan) fotoğrafçıda taranıp, büyütülmesi ve çerçeveletilmesi gibi...

motorlu testere al.

urun.n11.com

Bi şişe rakı al git hocam. Oturursunuz akşam güzel güzel.

kafa lambası al. karanlık havalarda kümeste vs. işe yarar.

www.decathlon.com.tr

en ucuz şarabı alıp düdüklü tencereye koyup damıtacan düzenekleri var. rakıcı amcalar öyle yapıyor.

üç seçenek görünüyor;

1- eczanelerde tıbbi kullanım maksatlı etil alkol var. iki sakıncası var; birincisi katkı olmasa da içilmek için yapılmıyor. ikincisi eczaneden almak zır.

2- hala satışta olanlar kovalamak.

3- fermentasyon ve damıtım. şeker pancarı, kayısı, üzüm ve benzeri şekerli meyveleri maya ile fermente ederek etil alkolü kendin üretebilirsin. burada avantaj fiyat, litresi 4-5 liraya geliyor. fakat sıkıntısı da işlemin uzunluğu, ekipman çokluğu ve metil alkol ayırmanın zor olması.

kendiniz şarap yapıyorsanız şarabı havalandırmadan damıtmanız lazım...

hocam Biotekno diye de bir marka var etil satıyorlar. meyin alkolunden daha da ucuz. sipariş usulu yolluyorlar. ege zirve aş. diye bir firma. tamamen face gruplarında gördüğüm için ismi biliyorum. kalitesi ve tadı hakkında hiçbir bilgim yok.

macro center, metro market, kipa

şeker su maya aktif karbon. metil alkol çıkmıyorbildiğim kadarıyla ama mayanın kapasitesine göre max %15 alkol elde ediyorsunuz. o yüzden ufak bir damıtma ekipmanı şart. bu arada distile içki yapmak yasak o yüzden ben sadece saf etil alkol nasıl elde edersiniz onu söyledim =)

Migros'ta var hocam. Bulamazsanız danışmaya sorun, yardımcı oluyorlar.

İzmir Karşıyaka'da tekellerin çoğunun camında yazıyor etil alkol bulunur diye. Belki sizin tekellerde de vardır bir sorabilirsin.

İstanbul'daki hiçbir Migros mağazasında kalmamış durumda.

@argent: maya varsa o içki distile içki olur mu yahu? öyle saçma şey mi olur?

ortaklik teklif et?

iş başka aşk başka demişler ama oraya gidip abinin müşterilerini çalacaksınız kısmen. kazandığı parasını alacaksınız. bu yüzden başka seçenek olmadığını, bu işe sizin de emek verdiğinizi söyleyin. işi daha oraya taşımadan önce bir çay, kahve ısmarlayıp oturup güzelce konuşun. en iyisi ortaklık bence de.

Valla ben çok gücenirdim onun yerinde olsam. İş başka aşk başka ama o olmasaydı bu işte başarılı olamayacaktın kuvvetle muhtemel. Yapılan ayıp mıdır bilmiyorum ama üzücüdür.

Yapılan ayıptır net.

Taşınmama şansı varsa onu zorlardım ben. Ortaklık çözüm değil maalesef.

Adamin ortakligima ihtiyaci yok ki.ve evet bu isten para kazanilacagi o olmasa aklima bile gelmezdi.adam sadece fikir vermedi isi a dan z ye ogretti.kaderin cilvesi resmen oraya tasinma mecburiyetim.sanki birine kazik atmis hissi yasiyorum.yuzde yuz icimi rahatlatmam lazim.

madem is güzel, ablanız da yatırım yapacak siz kalın taşınmayın...

Hem bu işi başarılı bi şekilde sürdürüp hem de gönlünüzü hoş tutmanız mümkün değil gibi görünüyor. İşinizi tabi ki yapacaksınız, burası insanlara o kadarcık özgürlüğün şimdilik sunulduğu bir ülke ama o kişiyle konuşmayı bir kez daha deneyin, bir şekilde ulaşın. Ona en azından bu kadarnı borçlu olduğunuzu unutmayın.

Adam sana onun ekmegine mani olmadigin muddetce yardimci olacagini soylemis ve sozunu tutmus. Ben o abinin yerinde olsam cok kotu hissederdim. Yaptigin hic etik degil. baslangicta bahsedilen kosullari cigniyorsun.

Belki de ilk defa bir konuyu okuyup bitirdikten sonra yazacak bir fikrim yok, ne biçim iş gerçekten.

İnşallah hüsnü kuruntu yapıyorsunuzdur da mesajı görmemiştir, ''aaa harbiden mi, ne güzel haber, hoş geldin o zaman, aşk olsun ne gücenmesi, hem rekabette bereket vardır'' gibisinden bi şeyler söyler. Ya da yine inşallah hüsnü kuruntu yapıyorsunuzdur da oturduğunuz muhitlerin arasındaki mesafe kazanç bakımından birbirinizi hiç etkilemez.

Yoksa bilmiyorum, karşılıksız bir yardımla size güzel bir ekmek kapısı edindirmiş kişiye bunun karşılığında hediyeniz bu olacak düşünsenize. Kârına ortak olmak.

Ailemden biri hasta ve tedavisi orada yapilacak.benim destegime ihtiyaci var.tasinma mecburiyeti var.onun yasadigi yer buyuk.ikinci isyerini kaldirir ama abi orda imparator gibi para basiyor.ben mi ona zarar veririm yoksa golgesinde mi kalirim belli degil.kesin olan tasinma mecburi ve bu isten vazgecemem.ama abiyle helallesmem sart.

işin pazarı bu kadar küçük mü ki adamın elindeki müşterileri alasın? rekabet kaliteyi getirir, yoluna çomak sokmadıktan sonra faydan bile dokunabilir. belki de seni değil onu tercih edecekler çeşitli sebeplerden, bilemeyiz. zaten aksi durumda ne olacak ki, işsiz kalmayı mı seçeceksin? sana bu iyiliği yapan insan bunu kabul edecek mi, orası da var.

bunu bu şekilde yüz yüze anlat abiye, ya da gördüyse gelsin buraya, sizi orta yolda buluşturalım. iş nedir ne değildir bişey anlamadım ama senin iyi niyetin ortada, abi zaten iyi niyetle bu işi sana söylemiş. bence tatlıya bağlanır orta yol bulunur.

sonradan cevap eklemişsin; tamam madem adam imparator, sen bu saatten sonra onun işine geldiğin gibi ket vuramazsın ki. anca çok agresif reklam meklam yapman lazım, onu yapmayıp kendi ekmeğine bakacaksan hiçbişey olmaz. buradaki "delikanlı" tiplere bakma sen, gören de şövalyelik döneminde yaşıyoruz sanır. napacak adam taş mı yesin, kaderin bi cilvesi işte, orta yol bulunacak.

hiç doğru olmaz bunu yapmak. taşınmama şansın varsa onu kovala. olmadı başka iş planları düşün. yine olmadı mecbur yap ama bir şekilde ortak nokta bulmaya çalış adamla.

Iyice bunalima soktunuz beni:)

Ayıp ötesi. Hiç uygun olmaz.
Ama kısmet işte.. diyip oraya taşınmayı planlıyorsun. Madem bu sadece ailevi sebep ise işi neden orada kurmayı planlıyorsun?
Çok ayıp çok.

Valla belli ki adam İstanbul’da değil. Sağlık tedavisi için İstanbul dışında bir yerde istanbul’dakinden daha iyi hizmet alacağın da şüpheli. E iyi de para kazanıyormuşsun. O halde aileni İstanbul’a gidip tedavi almaya ikna et.

modern brütüs

Adamla ortak ol

açmaktan başka şansın olmadığını varsayıyorum.

hadi ilk ay kurmaydı, reklamdı ıvır zıvır olsun. ikinci aydan itibaren üç ay için elde ettiğin net gelire ve eğer kaybettiyse abinin kaybına bakarsın. müşterileri başka kanallara dağılsa bile sana gelen bellidir, üç aşağı beş yukarı gönlünü alırsın. tabi müşteri sayısı sabit veya işte talep elastik ise zor. 3 ayda da net bir fikre ulaşmak zor aslında ama kısa dönemli işte. uzun bir süre lazım zaten net etkileri görebilmek için.

başka satıcılar da varsa çok dert etmeye gerek yok gibi, serbest piyasa mantığında isteyen pazara girip çıkıyorsa başkası da girebilirdi. ama etik değil, o ayrı konu.

sektörü de anlamadım yani pezevenklik mi nedir :D - nasıl bir satıcı daha girince abi küsüyor, monopol mü olmuş :D kartel kurarsınız olmadı :)

@passion valla sektörü ben de merak ettim :)

@passion rules the game: sektör tahminine bayıldım. torbacılık falan geldi benim de aklıma nedense :) breaking bad made in turkey vakası mı yaşanıyor haydaaa
jk jk

Turkiyede torbacilardan baska para kazanan yok mu.hem mevzu isin noldugu degil.bu gonlu nasil alacagim.

Valla sektörü merak ettim ben de. nasıl bir iş ki akla gelmeyip çok para kazandırıyor.

Arkadasim burda bir komsum kayatuzu ve kayatuzu lambasi satiyor.sehirde tek.bu herkesin aklina gelir mi.ama o da iyi kazaniyor.amma paranoyaksiniz.

Başka seçenekler her zaman vardır, bakınca görebilirsin.
Başını yastığa koyduğunda seni rahatsız hissettirecek hiç bir şey yapma. Hayat uzun, huzur yoksa başka hiç bir şeyin anlamı olmaz.

muhtemelen bu olay nedeniyle bir daha kimseye iyilik yapmayacak...

o size bir seçenek sunmuş "benim olduğum şehre gelip kurmadığın sürece" demiş, siz de muhtemelen "olur mu öyle şey" dediniz. şimdi yaptığınız tabi ki etik değil.

ha para kazanılan bir işi bırakmak kolay mı, o da değil. fakat sorunun cevabı tek.

kimse de dememiş ki niye taşınıyon? para kimde? sende, o halde senin borun öter karşim, ben gitmiyom dedin mi o konu kapanır.

'Gönlünü almak' diyerek bile ayıp ediyorsun.
İşlerin rast gitmez bence, o zaman elinde ne kalır?

Benim de icim hic rahat degil ama tasinmaya da mecburum.

Sen içini rahatlatmaya gelmişsin ama olmaz. Adamın gönlünü Alman da çok zor. Başta şart koşmuş işte benim şehre gelmemen şartıyla diye. Şimdi başkalarına da yardım etmeyecek adam .

tatlı alabilirsin.

Bence hediye için çok kasma
Çikilata al git
Ayrıca adetler öi değişti kız istemeye arkadaşlar da mı geliyor artık?

Damat tarafı kalabalık, arkadaşım ise tek çocuk galiba biraz onun etkisi var.

Cicek

Kolonya. Pasabahcede meyve aromali kolonyalar varya onlardan

çiçek alınır, çikolata alınır takıya gerek yok. sizin için çok özel biriyse, bütçeniz sarsılmayacaksa minik bir küpe alabilirsiniz, hatıra kalır.

taşınabilir kullanmadım. dahili var bende ama şunu söyleyebilirim ki en değerli donanımım kendisi.
daha önce hiç ssd kullanmadıysanız verdiğiniz paraya değdiğini söyleyeceksiniz.

Bir bilgisayarda mutlaka olması lazım ama dosya saklamak için son derece gereksiz.

tesekkurler

yok bu bilgisayar icine konulmuyor.

usb drive ama ssd

usb3.0 bile olsa bağlantı hızı usb ile sınırlı olacağından mekanik hasarlara karşı dayanıklı olması dışında taşınabilir diskte ssdnin bir avantajı yok.

2,5 taşınmazını al, www.orico.cc gibi adaptörlere yerleştirip taşınabilir kullan.

www.hepsiburada.com

biraz daha büyük ama hem kapasite daha iyi hem daha ucuz bunlardan var bende

çok çok gereksiz. ssd hala depolama için pahalı + depolama için kullanmak ssd'nin performansına hakaret. klasik 2.5 kaliteli bir hdd de usb 3.0 ile gayet güzel hızlar verebiliyor. (100 MB üzeri)

ssd ıcın verılen her kurus deger

"ssd için verilen her kuruşa değer"e

2012'de aldığım hala çalışan OCZ vertex 4 128gb,
raid 0 olarak kullandığım 2 tane samsung evo 850 evo ve şu an kullandığım
samsung 960 evo 500 gb ve sandisk ssdplus 480 gb ile sonuna kadar katılıyorum amma velakin bu alet harici, şayet üzerine işletim sistemi kurup mobil olarak taşınmayacaksa sadece film vs gibi veri transferi yapılacaksa gereksiz.

Diyetisyen İbrahim Taşdelen : formibrahimtasdelen.com

Busra Totan

açs'ler ve aile planlama merkezlerinin diyetisyenleri var, ücretsiz hizmet veriyorlar.
benim babam birinin yöneticiliğini yapıyor, kurumda iki diyetisyen var ve ikisi de birbirinden şahane insanlar. bütün gün oturuyorlar çünkü öğleden sonra hiç hasta gelmiyor. bilmiyor insanlar bu hizmetin orada ücretsiz verildiğini. psikolog da keza öyle. babamla sık görüşemediğimizden hafta içleri öğlen saatlerinde yemeğe çıkmaya çalışıyoruz, iş yerine uğradığımda gördüğüm manzara bu. herkes kitap okuyor boşluktan.

özel kliniklere bakmadan önce semtinizdeki sağlık ocağına ya da açs'ye bi uğrayın derim hocam.

hangi semtte olduğunuzu da yazarsanız ben de yardımcı olmaya çalışırım hatta. özel mesaj da atabilirsiniz.

@norek hocam yildiz da oturuyorum.

Bu mu:
www.youtube.com

değil :(

vocaroo.com şuraya bi mırıldansan?

www.google.com.tr

Bu değil di mi ?

(bkz: possession)

www.imdb.com

o oyuncu da isabelle adjani'dir yalnız. muhteşemdir yani eheh.

vimeo.com

"subway breakdown scene" diye arattım, ilk çıkan sonuç.

İyi marka araçların otomatik buğu algılayıcıları vardır ve buğuyu alırlar.

Ön cam buğusu için kalorifer açılmaz, klima açılır ve ön cama verilir.

Klima açılır +1

Klima iyonize hava üflüyor ve buğuyu hemen alıyor.

Ben kırmızı ile mavinin ortasına alıp açıyodum havalandırmayı ile yarıyordu. Demek ki klima açsana daha iyi olacakmış, öğrenmiş oldum:)

havalandırmayı cama çevirip maviye getirin.

Oyuna sağ tıklayıp özellikler, yerel dosyalar kısmından dosya bütünlüğünü doğrulamayı deneyebilirsiniz.

onu da denedim, olmadı. sağol yinede.

sağ tıklayıp ekran kartını seçerek çalıştırdınız mı hiç ? anakarttaki ekran kartıyla çalıştırıyor olabilir mi? veya güç seçeneklerinden enerji tasarrufunu disable ettiniz mi?

tam olarak aynı problem değil ama ilintili olabilir.

abi bende bazen yönetici olarak çalıştordığımda çalışıyor bazı oyunlar.

Belli başlı bir kaç noktaya değineyim, ayrıca sorun olursa mesaj atmaktan çekinme :)
Bir uygulayıcı kuruluş buluyorsun kendine, onlar gerekli ön eğitimleri vereceklerdir. Teknoparklar olur bunlar üniversite bünyesinde yer alan.

Öncelikle bu adamlar (destek alıp almayacağına karar veren jüri) işinin ehli kişiler değil. Sektörü bilen kişiler de olmayacaklar muhtemelen, akademisyen olacak bir çoğu. O yüzden tekniğe çok önem veriyorlar. Sakın tartışmaya girme. Örnek veriyorum (ürünün bir yazılım olsun mesela); "Ürünü neden şu dille geliştirmedin?" diye sorarlarsa "Çünkü şunu şunu o dille yapamayız" diyerek tartışmayı uzatmak yerine "O dil de olurdu tabi ama ekibimiz bu dili uygun gördü çalışmak üzere" diyip geçeceksin.

Ürünün bok gibi basit de olsa adamlar iş fikrinin sağlamlığına bakmıyorlar, hayvan gibi arge arıyorlar ürünlerde. Yani şimdi on tane THY eden Twitter fikriyle gitsen seni döve döve dışarı atarlar mesela. Twitter harika bir iş fikri ama zerre arge ihtiyacı olmayan bir ürün, o yüzden ne kadar sağlam olursa olsun onların gözünde hiç değeri yok. Ürününü arge yönünden parlat. Gereksiz uçan kaçan özellikler eklemiş gibi yapacaksın artık.

Ürününün çalışacağı alanla alakasız bir bölümde falan okuyorsan (Örneğin Allah gibi yazılım biliyorsundur, ürünün de yazılımdır hatta prototiplerini falan da başarıyla yapmışsındır ama işletme okuyorsundur. Sıçtın.) göstermelik de olsa güzel bir ekip topla, mutlaka yetkin bir mühendisin olsun ekipte.

En son 150 bin lira veriyorlardı şu an bilmiyorum ama 150 diyelim, ne kadar paraya ihtiyacın olduğu ve nerelere ne kadar para harcayacağına dair bir form dolduracaksın başvuru sonunda. Öyle bir hesap yap ki tam 148 bin lira falan ihtiyacın çıksın ofis giderleri ve vergiler hatta senin ve diğer çalışanların aylık personel giderleri dahil. 150 bin verdikleri programdan 600 bin lira istersen ne kadar iyi ürün yaparsan yap "zaten bu parayla yapılmaz bu, sen başka programlara başvur en iyisi" diye gönderirler. Tam tersine "15 bin yeter bana" diye yazarsan da yine elerler seni. Hesabını tam denk getir.

Böyle bir gözlemim olmadı ama şöyle bir açıklama bulabilirim belki. Gençken bir 'Hayatı çözdüm, anladım. Ben bu hayatı parmağımda oynatırım' duygusu oluyor. Belki o pompalanmış özgüvenin getirdiği bir kibirdir. Yaşla beraber daha da anlamadıklarını görebiliyorsun. Bir ton hatadan geçtikten sonra her şey daha insani görünüyor. Daha az kendinden ve başkalarından emin oluyorsun. Dolayısıyla yargılama düzeyi gençliğe göre düşüyor olabilir.