ülkeden ülkeye tamamen değişken.

arkadaşımdan bildiğim kadarıyla Almanya'da mezun olduktan sonra 1 sene içerisinde bölümünle ilgili bir iş bulman gerekiyor çalışma izni alman ve kalabilmen için.

@kurnaz bu ulkelerin listesini bulabilir miyim bir yerden?

ingiltere'de eskiden vardı, kaldırdı 2011 yılında o olayı.

hollanda ve almanya veriyor. belçika vermiyor.

Irlanda 1 senelik oturma/calisma izni veriyor mezun olunca.

@dunden

bu ülkelerin listesi filan olmaz, azıcık araştırmanız gerekli, oralarda yaşayıp çalışmak isteyen biri de az baksın bir zahmet.

bu kurallar her gün değişebilir. sallıyorum ingiltereye çalışma izni veriyor diye gidersiniz, adamlar ab den çıkabilir.

kadınlar için söyleyebiliriz bunu ama erkekler biraz daha futbolcu çıtasının altında bence.

katılıyorum. kadın fotosu daha çok benzemiş hatta.

www.google.com.tr

Doğru gibi

katılıyorum

tüek erkeği de türk kadını da ortalamada bunlar kadar zayıf değil gibi geliyor bana.

babilbaligi evet aslında daha kilolular, ben zaten fenotipi kastettim burada. 10 turk insanından 8-9 U bu resimdeki ler gibidir, çok garip geliyor bana .

Aşağı yukarı yansıtıyor, evet. Geneli böyle hatta daha tipsiz.

Bence de evet.

bence kadınlar da erkekler de bunların daha altında kalıyor. bir kere adamların göbeği yok ve boyları daha uzun. kadınlar basensiz kalmış. üstelik sadece azınlık saçlarını sarıya boyatmış.

www.google.com.tr



www.google.com.tr

evet böyleyiz

kabul edilebilir bir tespit.

erkekler bundan daha tipsiz, kadınlar böyle evet

milli takımdaki hangi erkek birbirine benziyor da böyle saçma bir çıkarım yapıyorsun?

gerçekten son zamanlarda gördüğüm en saçma tespiti yapmışsın.
bravo.

döşemeciden koltuğun üzerine kaplama fln yaptır. böylece enayi fln yerine konmamış olursun. fln fln fln

ek: bi de koltuğu yaktım ne yaparım fln yazsan çözülecek soru 4 sayfa fln yazmışsın çohenteresan. fln

cidden ne kadar uzun yazmışsın gereksiz yere. ayakkabı konusunda kanıtın yok. lafını etmeye bile kalksan çirkefleşir, olay daha da karışır. 250-300 lira teklif et. kabul etmezse de çek git. senin için rahat olur hiç değilse.

bir an önce ayrılın bu ne karşılıklı fesatlaşmalar böyle :)

koltuğu kullanılmaz hale getirmemişsin sonuçta o kadar da yeni koltuk almak zorunda değilsin. anladığım kadarıyla yastığı bütün ama değilse iz olan yeri ters çevirip kullanabilir. benim de abim aynı şeyi yapmıştı kadife koltuğuma, çok seviyodum valla üzülmüştüm. ama yapacak bir şey de yok. :)

sen daha sık yazsana bu ev olaylarını got u beklerken ıyı olur.

@sour
Bilerek yakmadım elbette. Bunu nasil düşündünüz aklim almadi. Gerçekten buyuk bir ayip ettiniz.

Koltuga normal kumas muamelesi yaptım bilmeden. Kadife olduğu icin farkli bir parlaklik ve sey oldu. Normal kumas olsa idi iz fln olmazdi 2 sn utuyu koydum diye.

Koltugu cok seviyor mu bilmiyorum, sadece begeniyor ve ucuza hallettiği icin memnun.

Açıkçası her tartismada benim daha fazla hatali oldugumu sanmıyorum. Elbette hatalarim var ama herzmn benim daha hatali oldugumu sanmiyorum. Cunku diger ev arkadaşımla da sürekli sorun yaşıyorlar. Normal zamanda digeri ile daha yakinlar. Ama dolunca icini bosaltmak icin digerinin bana söylediği seyleri buraya yazmiyim diyorum.

Bir de bütün yaziniz beni elstirmekle ve cirkin suclamalarla dolu. Yok bilerek yakmisim. Yok ben hep haksiz imisim ama bunu hafifletmeye çalışıyormuşum. Bana yeni koltuk aldirmali imis. Elestirin ama bu suclamalar cok saygisizca.

Burda yazmadığım seyelr uzerine kafanizdan birşeyler ilave etmeniz benimle bir derdiniz olduğunu düşündürdü.

Buarada yeni koltuklar bakarsak öğrenci evinde 350 ye satanlar var çok da fark olacağını sanmıyorum verecegim para ile.

Adeta bir game of thrones , spoiler işareti lazım.

www.eksiduyuru.com

@jugador hahahahaha, ben de bu duyuruyu nereden hatirliyorum diyordum.

@sour
Buhafta evden taşınacağım sevgili yazar. Icim rahat etsin istiyorum son kez sorudm o yüzden.

Hatta kendimde linke atıfta bulunmayı düşündüm. Ama aynı cümleleri kurdugum icin gerke görmedim sonradan.

Kısacası tatmin edici bir cevap alamadığım için tekrar açtım.

Ben göründüğünü bilmiyor muyum aynı duyurunun.

Hala tatmin edecek bir cevap bekliyorum.

Benimle ilgili istedigin gibi düşünebilirsin. Ama oyle biri olsa isim burada ne yapsam diye kafa yoracagima kiz hic bahsetmiyorken konusunu bile acmazdim.

Sadece bana karsi oldukca fesat oldugunu bildigim birine karsi enayi konumuna dusmek istemiyorum.

@sour
yorumlanırınızı silmeniz ve yeni bir şeyler yazmnız beni de yeni bir yorum yazmaya zorunlu kıldı.

öncelikle bilerek yaktığımı söylediniz. bilere yakman hiç hoş değil diyerek.
bilerek yakmadığımı söyledim. ki bilerek yaksam burda ne yapayım da daha adaletli olsun diye bir duyuru açmazdım. çok zeki çıkarımlarınız yok anladığım kadarı ile.
ortaya bir laf atıyorsunuz ne kadar karıştırırsa.

ikinci yorumundaki bilinçaltına katılabilirim, olabilir. bilinçaltımız ayrı bir dünya.

ama benim ne adaletli bir insan olduğumu da bilmiyorsun. diğer ev arkadaşımla araları baya açıkken ikisinin de bu evde kalması daha iyi olacağı ve ben mezuniyetim dolayısı ile ayrılacağım için ikisinin arasını düzelttim.

bu esnada ikinci kişinin bana onun hakkında söylediği onlarca şeyi unutmuş gibi davrandım. çünkü en doğru ve olgun davranış bu idi.

istesem bir daha hiç konuşmayacakları şekilde açabilirdim. bunu ben değil onların söyledikleri, yaptıkları gerçekleştirirdi. ama ben birleştirici bir rol üstlendim.

benim konuşmadığım biri de olsa, gerekli olgunlukta, anlayışta ve sevgide davranabilecek biriyim. konuşmadığım biri diye kin besleyecek biri değilim. elime başkalarının koz fırsat olarak gördüğü şeyler geçince, başkaları yerimde olsa kullacakken, bunları kullanacak biri değilim. böyle şeylere takılmam açıkcası. ama onun benim yerimde olsa nekdr benim gibi davranabileceğinden emin değilim işte. herneyse.

ayakkabı konusunda suçlamamın berbat birşey olduğunu da biliyorum. daha fazla detay daha fazla ayrıntı var. yine de emin olmadan böyle birşey söylemem çok kötü. ama elimde değil. yüzde yüz emin değilim. öyle olmadan belki o almış olabilir demem hoş değil. ama neler yaşandığını da ben biliyorum.

minik konu olayı, bardağı nereye koyduğundan, suyu nasıl taşıdığına(senin kendi suyunu) kadar laf sokabilecek biri. ve bunu erkek arkadaşı söylüyorsa buyüzden defalarca kavga ediyorlarsa, ben söylüyorsam, diğer ev arkadaşım söylüyorsa bilemiyorum. belki de bu konuda garip olan odur.

Buhafta evden taşınacağım. Icim rahat etsin istiyorum son kez sorudm o yüzden. Hatta kendimde linke atıfta bulunmayı düşündüm. Ama aynı cümleleri kurdugum icin gerek görmedim sonradan. Ben göründüğünü bilmiyor muyum aynı duyurunun.

Kısacası tatmin edici bir cevap alamadığım için tekrar açtım. ve düşündüğün gibi biri olsa idim, burda ne yapayım diye sorup vaktimi harcamak yerine, hazır konusu hiç açılmamışken unutmuş gibi davranırdım. ki öğrenci halimle cebimden para çıkacak farkında isen.

Benim tek derdim, bana karsi oldukca fesat oldugunu bildigim birine karsi enayi konumuna dusmek istemiyorum. Eski ev arkadaşı ile de sorunlu idi. Arkasından çok konuştu. Benim de konuşmaması için sebep göremiyorum.

son cevabı okuyan var mı? varsa evliya ilan edecem doğru söyleyin.

ben okudum.

bak, birisi seni üstelik de haksızca rahatsız eden bir şeyler yaptığında bunu o zaman söylemeyi seçmezsen hata senin olur. maalesef böyle. çünkü karşındakine "sen de bana benim davrandığım gibi davranacaksan, ancak o zaman, bunları seninle paylaşmayı seçebilirim" demiş değilsin. evet, bunun evvelden denmemiş olmasını bazen insanlar "yapmasaydın, seni zorladım mı" gibi kullanabiliyor.

yani karşındaki gerçekten böyle bir çakalsa yapacak bir şeyin yok. ama onle bir şeyler paylaşmayı, sırf onun da paylaşabildiğini görmek için bunu yapmayı, şayet böyle yapıyorsan, kesmek durumundasın. bu boşa kürek çekmek olur.

onun dışında koltuğun bilmemnenin hesabını ben bilemeyeceğim. seni kazıklamaya kalkarsa elbette kendini kazıklatmayacaksın ama sen bilmeyerek de olsa onun çok sevdiğini bildiğin bir eşyasını yakmış durumdasın. eğer o da benim bütün erzağımı yedi diyeceksen bunu ona söylemelisin. yani "bugüne kadar izinsiz yediğin her şeyin parasını alayım lütfen" dersin o zaman. koltuğu da aynı kumaşı bulup birine döşettirirsin. ayakkabı ile ilgili durumun bununla alakası yok. kanıtlayabileceğin bir şey değil.

yani bunları yapmak için de yukarıdaki gibi belli seviyede çirkinleşmen gerekebilir.

yazdığın şeyde anahtar kısım bence şurası: "benim konuşmadığım biri de olsa, gerekli olgunlukta, anlayışta ve sevgide davranabilecek biriyim. konuşmadığım biri diye kin besleyecek biri değilim. elime başkalarının koz fırsat olarak gördüğü şeyler geçince, başkaları yerimde olsa kullacakken, bunları kullanacak biri değilim. böyle şeylere takılmam açıkcası. ama onun benim yerimde olsa nekdr benim gibi davranabileceğinden emin değilim işte. herneyse."

o nedenle sen bence aslında şu cevabı arıyorsun: evet enayi olmasan da seni enayi yerine koyan birileri olabilir. evet bu insanlar bencil olabilir ve evet herkes aynı değil, herkes benzer ölçüde samimiyet vs beklemiyor. aradıkları ve değer verdikleri şeyler aynı olmayabilir.

sen dostluk gösterdiğini ama görmediğini düşünüyorsan yapacak bir şey yok.


sana verilen cevaplar belli. tatmin olmamışsın ama yapılacak milyon çeşit şey yok. yapılabilecekleri insanlar saymış zeten. demek ki senin tatmin olmayışın bu kişiyle biraz manevi olarak ilgili.

sana bir şey söyleyeyim: eğer çıkarken eşyalarını bırakacağın tarz bir türk filmi çekersen ve bu kişi düşündüğün gibi bir kişiyse zerre utanmaz, anca güler. daha bile mutlu olur, hatta "eziğe bak, her şeyi bıraktı gitti" der. o ne derse desin de sen yine zarar edersin. bazı insanlarda aradığın utanma duygusunu bulamayacaksın, hayır. doğal gördüğün "adalet" vb duyguları da. şimdiden kabul et bunu da rahatla. ancak öte yandan bil ki falan filan durumda bunu, şunu yapacak biri olmaman bundan sonra kendini korumana engel değil.

@godoşu beklerken,
uzun olan herşeyi okuyup, yine bukadar uzun bir cevap yazdığın için teşekkür ederim.
söylediklerinin hepsinde haklısın.
çok doğru, çok güzel bir analiz yöntemin var.
yazınla farkedemediğim noktaları görmek imkanı buldum. çok sağol:)

:(

Göbeği açık tişörtleri seviyorum bence güzel. Fit olana da çok yakışıyor. Şalvar konusunda model görmem lazım tam bi şey diyemeyeceğim.

Göbeği güzelse hoş tabi. Şalvar pantollar çok kezban işi.

Bir erkek olarak hem çok estetik hem de çok tahrik edici buluyorum. Tabi giyen kişinin iyi bir fiziğe sahip olması koşuluyla.

Şalvar ise bir o kadar kötü. Allah'tan eskisi gibi sık rastlanmıyor sokaklarda artık.

Göbeği açık olanlar güzel bi göbekle gayet seksiyy. Eğilip öpesi geliyor insanın. Piercing ile de süslenebilir.
Geniş pantolon yani şalvar normal ya da altı şeklinde değerlendirilebilir. Pek göze hitap ettiği söylenemez. Ama fazlası değil.

Edit: Pomç pomç pomç.

Erkek olarak cok sekis buluyorum. Yakisiyor. Salvar gibi pantolonlarin yok olmasini diliyorum.

90'larda seviyordum, şimdilik henüz gözüm alışmadı. Estetiktir, o ayrı da, şimdilik komik geliyor. 4-5 seneye ancak alışıyor benim gözüm modaya. Metrobüste bir kadını dediği gibi "O eciş bücüş şeylere gözüm alışana kadar 5 yıl geçiyor. Sonra da modası geçiyor zaten". Yine de yakışana yakışıyor.

ya sokakta çok fazla görüyorum ve o açık kısımda görünen şey yağlı bir göbek olduğu zaman güzel görünmüyor. ama sıfır yağlı bir karnın varsa ve hatta göbek piercingin falan varsa seksi olabilir.

göbeği açık tişörtler güzel güzel

www.giyimvemoda.com
şu pantolonlardan ortadaki güzelken en soldaki kötü. modeline göre değişebiliyor.

Fikren ikisi de çok güzel ama tabi kadına göre değişir

Aychovsky, ahaahah benim annem de geçen gün konuşurken'90'larda kalmadı mı o moda?' dedi. Bustiyer kadar olanlarına benim de gözüm hala alışmadı ama hafif kısa olanlar çok da kötü değil sanki.

Rayde, ortadakinin modeli güzel, kumaşı kötü mesela bence.

göbeği ortada bırakan tişörtü estetik bulmuyorum.
şalvar desen şehir hayatında çok sikko duran bir giysi, köy yerinde çok güzel hele de çiçekli olanları.
at

bende bıraktığı izlenim lise sonu-üniversite başı gençliği giysisi. giyeni ciddiye almam manasında değil de, hafiften hovarda bi imajı var sanırım. estetik olarak çok hoşuma gitmiyor, seksi de bulmuyorum.

Estetik olarak uygun bedene sahip kişilerde gayet güzsl duruyor.

Hafif göbek açık iyi güzel. Şalvar ----> Princess jasmine vignette4.wikia.nocookie.net :D

bu salvar hate e katilmiyorum. guzel oluyor. hele poposu guzelse bole bingil bingil oynamasi hos duruyor. o ara gelip sapadank diye vuracan popoya ama medeni insanlariz o yuzden hos degil.

Giyen arkadaş fitse ben çok beğeniyorum.

şalvar pantullar çok rüküş bu arada.

Göbeği açık ✔
Şalvar X

göbeği açık kullanıyorum, seviyorum:)

şalvar tarzı hiç kullanmadım ama bayağı rahat görünüyor, deneyebilirim:)

şalvarı rahat diye giyeceksen giy, insanlar ne düşünüyor diye endişeleniyorsan zaten giyme. göbeği açık tişörtler için de aynısı geçerli.

chicha +1

Benim icin dusuk bel>crop top

Crop top'a alisamadim hala

göbeği açık kıyafetleri beğenmiyorum, şalvar konusunda mesafeliyim. rahat görünüyor. erkek tarafıyım.

@ekaterina asfsgagga

ben nötr m bu konuda.

şalvarın içine don giymesen de oluyor :D :D

çok yakışmasına rağmen sapık turnusolu bi giysi olduğunu düşünüyorum. o pis bakışlar hemen beliriyor. ama insan kendine yakışanı giymeli tabi.

Estetik değil, ucuz ve bayağı görünüyor. Geniş pantalonların bazıları güzel, bazıları çirkin.

La noix, ben de düşük bel sevemedim bir türlü ya :( hiç rahat gelmiyor.

Nic, yok burdaki fikirlere göre alacagim ya da almayacağım demedim. Insanlae ne düşünüyorlar diye merak ettim :)

Yaşların küçük olduğunu düşünüyorum ben de nedense.
Evde sürekli giydiğim bir şey, çok sıcak çünkü. Dışarıda denemedim, çıplakmışım hissi gelecektir muhtemelen. Fonksyonel de değil. Kolları kaldırsan, sütyeni sergiliyorsun.

Şalvarı sevmiyorum. Etnik yogacı şalvarı da sevmiyorum.

Ben asıl t-shirtlerin içe toplanıp yüksek belli pantolonların meme ucuna kadar çekilmesine alışamadım. Ağzım açık bakıyorum bir süre, ve çok gülmem geliyor.

ben kadınların bir sonraki evrede nerelerini açacağını merak ediyorum sadece. Göğüs dekoltesi halledildi, göbek açıldı ya sonrası?

herkes gibi göbek güzelse kısmına katılıyorum, ama bi tık yağ varsa bile(göbekli demiyorum bakın, onlar zaten bulaşmasın) çirkin oluyo.
şalvar dediğinde modeline göre çok değişiyo ama yine güzel vücut, uzun bacak falan gerekiyor diye düşünüyorum. kısacası ikisinin de ortak özelliği götü göbeği salmış kadınların giymemesi gereken kıyafetler oluşu.

Göbek öpmeyi ve yalamayı sevdiğim için göbeği açık t shirtleri estetik buluyorum

Göbekle pantolon arasındaki açık büyükse çok itici duruyor.

ikisini de cok seviyorum. minyon ve balık etlimsi bir görünümüm oldugundan ikisini de kendime yakıstıramıyorum, giymiyorum :( çünkü ikisi de ' fit' bir vücut istiyor bence...... göbeği açık tişörtler adeta içimde yara......

göbeği açık tshrtler göbeğiniz yoksa güzeldir bunu bilin ona göre alsın kim alacaksa.
bunun bir de tayt versiyonu var.

Mini şort ve yuvarlak çerçeve gözlük ile birlikte kızılay dağıtmıyor muydu onları? Fit bir vücutta güzel durabilir, durdu da. (Ebu leheb?)

Şalvar, tayt, tulum falan... Neden giyiyorsunuz bunları? % 1 falan anca güzel oluyor. O da sadece güzel vücut değil, giyilen şeyin de tipine bağlı.

Göbegi hafif acik, ya da yari acik, fit insana cok güzel. Seksi de bence.

Salvar, tulum, bilimum benzer sey, nope, no fucking way. i.giphy.com

Modayi hicbir zaman anlamadim, bir kadinda sevdigim ve sevmedigim seyler hicbir zaman modayla alakali olmadi. Erkegim, göz zevkime göre konusuyorum.

insan neyle rahat ediyorsa onu giysin felsefesinden hareketle göbeği açık tişörtleri manasız buluyorum, ayrıca gerçekten şu ana kadar 100 göbeği açık kız gördüysem sadece 2 tanesi giydiğini yakıştırmıştı.

şalvar ise aşırı tatlış bi' şey bence, çok seviyorum. çok kısa boylu ve tombiş değilse giyen kişi bence istisnasız yakışıyor. bi' kere rahat ya. raaaahat. keşke işe gidip gelirken de giyebilsem.

karnı dümdüz bir hatun giydiyse öpesim geliyor, yağlar pörtlemişse pek de estetik bir görüntü olmuyor.

avm lerdeki ciks paşabahçe mağazalarında var. ama ne kadar hoşlanırsınız bilmem.

oralarda pahalı olur diye tahmin ediyorum :d. daha ucuz bir şeyler bulmam gerek.

şuraya bak derim en azından:
www.gittigidiyor.com

markafoni vs.de lav'ın kampanyaları oluyor. ben dev su bardakları seviyorum diye almıştım, özlerinde bira bardağıymışlar :)
ama yok kulplu olan baya bira bardaklarından diyorsan ikea'dan almıştım, tahtakalede gördüğümü hiç hatırlamıyorum

Pahalı biliyorum ama crateand barrel çok iyi

artık büfelere promosyon bardaklar gelmiyor. yasaklandı. avm'lerdeki züccaciyecilerde güzel bardaklar oluyor. bazı bar pub'larda belki rica ederseniz markalı bardaklardan da verebilirler.

paşabahçe + 1.
pahalı derken ne kadarı kastettiniz bilmiyorum ama 3.75 tl civarında bardaklar.

www.pasabahcemagazalari.com

ikea da olabilir.
www.ikea.com.tr

Metro marketlerde bir çok çeşit oluyor. Fiyatını tam karşılaştıramıyorum ama uygun olabilir diye düşünüyorum.

ikea. çok güzel bardaklar var

Ben direkt gittigim barlardan(samimi olduklarimdan) istiyorum, yada tekelden aliyorum.

sakın değiştirme senin aldığın buraya koydukların içinde en güzeli.

Seninki çok klass. Güle güle giy.

sağolun <3
:)

seninki güzel

en çok, beyaz olanı beğendim.

@pangea beyaz derken acaba toz pempe gibi olanı mı kastediyorsunuz?

seninki daha güzel, diğerleri popüler renkler diye o kadar fiyat farkı var. bence gereksiz, aldığın çok daha güzel güle güle giy.

aldığın güzel ama markapark güvenilir değil.oradan hangi markayı alsam sorun yaşadım.

Giriş asgari ücretin bir tık üstü, transfer veya kıdemde ise bir standart yok. Çünkü çoğu Türk Bankası'nda gerçek anlamda hazine veya fon yönetimi pratikte var gibi gözükse bile, uygulamada alakası yok.

3000-3500 bence

Bir zirvede ozi Van kenobi diye bir ark ile tanışmıştım. Finans sektöründe o da. Bana primin hikaye olduğunu söylemişti.

arkadaşlarımın görüşme-buluşma taleplerinde kullanıyorum genelde. çünkü gerçekten zamanım olmuyor; iş+okul+diğer sorumluluklar nedeniyle. ama tlepleri bir iş, yalnızca benim elimden gelecek bir şey falansa zorlayıp yapıyorum. sonra o ekstra zamansızlık olarak bana döndüğünde küfretmiyor değilim gerçi..

manuel mandalina + 1
Sürekli kullanıyorum ama yalan değil, gerçek. En son ne zaman bir iki saatten fazla boş zamanım olduğunu hatırlamıyorum. Hatta, şundan bir iki ay öncesine kadar 'Görüşelim mi' diyenlere 'Şu an imkansız, bir ay sonra söz. Haftaya buluşalım deyip seni kandırmayayım' diyordum. Eğer yapmam beklenen şey o an kaldırabileceğimden fazlaysa söylemek zorundayım, başka çare yok ki. Açıkçası, Facebook'ta bir şey paylaşmamdan, ,yürüyüşten veya nadir de olsa bir açık hava yürüyüşüme, bunalıp bir çay/kahve içmeye çıkmama 'Hani zamanın yoktu' gözü ile bakıyorsa da arkadaşlığı feda ederim. Aralıksız olunca, bir noktadan sonra bir saatlik işi 3-4 saatte yapabilirim. Yine de buluşma dışında bir şey istenirse 'zamanım yok' demem genelde, zamanım olmasa da 'Şu zaman yapabilirim' diye belirtirim. Gecikebilir ama yaparım. Şu an düşündüm, istenip de kesinlikle yapmadığım bir şeyi hatırlamıyorum.

Çok kullanmıyorum ama cidden zamanım yoksa söylerim. Ya da karşı tarafı kırmadan reddetmek için de söylenir.
Hiç cevap vermemek daha büyük kabalık.

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.

:)

en sevdiğim şiirdir nıç, behçet necatigil, sevgilerde...

Uzunca bir süre bana her gelenin yardimina kostum. Isini yaptim, ödevini yaptim, kontrolünü yaptim, anlattim, calistirdim, gece gece evlerine cikti alip tasidim, bilgisayar kurulumu yaptim, konsolosluga eslik ettim. vs vs. Sonra tek bir defa, zorunda kaldigim icin, tek bir is icin cevreme sordum, ders programim cakistigindan yer degistirecektik.

Erken uyanmak istemedi hiyarlar. Ögleden sonraki derslerini benimle degistirmediler, zorunda kalmasam sormazdim, biliyorlardi, zorunda oldugum icin dersi birakmam gerekecekti, sonra yalvar yakar ögretim görevlilerine, tanimadigim iki cocuk kabul etti. 10 dk olmadi tanisali, cok acil ihtiyacim var, yoksa birakmam lazim vs diye yalvardik resmen. Degistirdiler, olur mu öyle sey, tabi ki dediler.

O günden sonra bazen yüzlerine dahi, abi dedigin seyi yapmak degmez diyorum. Zamanim yok diyorum, ben bilmem diyorum. Dizi izleyip yan gelip yatacak olsam dahi vaktim yok diyorum. Yok cünkü, vaktim var da, size yok. Onlar da sadece isleri olunca gelir oldu zaten, bir iki redden sonra da gelmediler. O kadar onurlari varmis demek.

Insanlarin bana iyilik borcu olmasini ister, ben de hep karsiligini vermeye calisir borclu kalmamaya calisirdim. Bir benmisim öyle düsünen ama. Bir benmisim.

boyle bisiler?
www.google.com

tablet al

tabletin dokunmatik olmasi filan sikinti olmaz mi? chromebook'u inceleyeyim, hakkinda hic bilgim yok.

bence de tablet al. dedem kullanıyor öyle söylim. gayet de memnun. dede derken baya ak sakallı hacı dede yani. büyükbaba değil.:)

datça, sokakağzı, asos... o taraflar.

datca - mesudiye/selimiye cok güzel yerler, hem deniz hem doga acindan.

Selimiye'yi duydum ama gece çıkıp bir iki kadeh bir şeyler de içelim, vakit geçirelim istiyoruz. Oralarda böyle imkanlar var mı? Köy diye geçiyor ya, o yüzden soruyorum.

ören,, akyaka

Ev ahalisine belekte hersey dahil 5 gece 6 gun aldim.1800 lira iki yetiskin iki cocuk.iyi otel.cocuklara aksiyon vs icin hersey dahil mantikli,ben kendi tatilimde pansiyonda kaliyorum,hamakta uyuyorum,olabildigince doganin icinde olmaya calisiyorum.

Bozcaada,evet ama degil bence.evet romantik bir hava yaratildi,daha entelektuel izlenimi var ama klasik adadasin ve bir kac yerel isletmenin elindesin,fiyatlar ederinin uzerinde,guney fransada dolce vita parasi oduyorsun gercekler bozcaada.benim fikrim tatil olmaz 1 gece 2 gunduz kalinir,o da gormus olmak icin.

Gocek olur,kas olur,datcada olur,palamutbuku falan .

Bu arada duyuru ben yazarken bayagi datca yapmis,artik gitmesen olmaz,ayip olur datcaya.

Datca'nin merkezi disinda gece cikilacak bir yer yok. köyler de her gün gidilecek mesafede degil.
bu durumda ben kas'a giderdim sanirim.

Belek cok guzel bir yer. Cok fazla otel cesitliligine sahip, anralya merkeze 1 saat uzaklikta ve diger beldelere de yine 1 2 saat uzakliginda. Tavsiye ederim

güzelçamlı

Var. Klasöre sağ tıkla kuralları yönet de açılan kutucukta yapabilirsin. Orda bütün kurallar çıkarsa panikleme, uyarıyı açmak istediğini seç. Şimdi pc başında değilim, bulamazsan yaz özelden tam adımları bulup yazayım.

ya o bi yerden gelen mailler nasıl gruplanıyor? :(

@nıç rule yazıyorsun. sender, subject gibi parametrelere göre rule yazdığında o kriterli mailler seçtiğin yere düşer. ilgili maile sağ tıklayıp create rule dan yapabilirsin.

çok sağol. tiklemek isterdim ama benim duyurum değil. :)

bostancı değirmenyolu caddesi. altıntepe diye geçiyor aslında ama bostancıya daha yakın. kozyatağı'na da 1 durak.

edit: güzergah www.google.com.tr!3m1!4b1!4m13!4m12!1m5!1m1!1s0x14cac6574ae7fcd9:0x679cc2928c647b72!2m2!1d29.102852!2d40.964714!1m5!1m1!1s0x14cac6f7e235fb37:0x9bbad3cb74d1bba!2m2!1d29.1068079!2d40.9573503?hl=tr

tek önerim belediye blokları, kozyatağı-bostancı arasında e-5'in aşağı kısmında kalıyor. binalar eski, ancak içi yenilenmiş 2+1 bir daireyi 1500-2000 arasına bulabilirsin.

onun dışında küçükyalı'nın e-5'ye yakın tarafları (kadir has lisesi, atatürk caddesi vs.) biraz daha uygun fiyatlı olabilir.

1500-2000TL'yi eve vermek bana mantıklı gelmiyor açıkçası. işime 10 dakika olmasına da gerek yok. gerekirse 1 saat de sürebilir. fiyat önemli bir etken

o zaman metro güzergahında kartal'a kadar bir alana bakılabilir. tavsiyem metro istasyonundan çok uzaklaşmaman yönünde olacaktır. daha önce yaşadığım iki bölgeden örnek verdim, maalesef küçükyalı'dan ötesindeki kiraları pek bilemiyorum.

belediye blokları iyi , eski evim ordaydı ancak size tuzlu gelecekse içerenköy taraflarına bakın. yakın hem uygun ev bulabilirsiniz.

içerenköy +1

ben de içerenköy demeye gelmiştim.

icerenkoy

düzgün kurusun diye banyodan sonra bi ayırımını belirginleştiriyorum, hafif kuruyunca da tarıyorum. ıslakken zarar veriyor.

hemcinslerim demişsin de senin cinsiyetin ne onu bilmiyoruz ki?

Ben duştan sonra havlu ile ıslaklığını alıp nemliyken tarıyorum. ama öncesinde loreal'in bir serumu var onu sürüyorum.

duştan sonra biraz suyunu alıp tarıyorum. kuru iken asla saç taramam

interview with the vampire, ıslakken ipek gibi açılıyor saçlar ama, neden zararlı olabilir ki? Okuduğum yerde de açıklamıyordu. sen biliyor musun?

Suicides, "uzun saçları olan herkes" diyerek düzelteyim o zaman :)

Duştan çıkınca tarıyorum. Saçımda boya ve kurutma haricinde ısıl, kimyasal işlem yok. O yüzden rahat tarıyorum. Fırça kullanıyorum. Tarak değil.

saç uçlarımda boya olduğu için ıslakken birbirine dolanıyor. bir de saçlarım ince telli ve dalgalı.
saç tipine göre de değişiyor o yüzden bence. benimki kuruyken açılıyor. uçlara argan yağı sürüyorum ben de.

dustayken uclara sac kremi suruyorum, sonra kremi biraz akitip tariyorum. dustan ciktiktan sonra bir daha taramiyorum, havluyla kuruluyorum sadece. boyle yapinca sacim kivir kivir oluyor, cok hosuma gidiyor. dustan ciktiktan sonra tararsam daha duzlesiyor, hafif dalgali gibi oluyor. oyle sevmiyorum.

duşta, krem sürdükten sonra biraz bekletip tarıyorum.

Ben sacimi hic taramiyorum. Ayda bir belki, o da bir yerde taragi gorunce alip sacima goturup iki kez gezdirmek. Ama banyo sonrasi islamken tarayin daha az kirilir.

Islakken Tangle Teezer tarzı bir şeyle kurutmaya başlıyorum. Öncesinde havluyla kurulayıp şundan uçlara bir iki fısfıslıyorum.
www.mychemist.com.au
Hafif kuruyunca şununla fırçalıyorum.
encrypted-tbn3.gstatic.com
Gün içinde de bundan başka tarak kullanmıyorum pek, bu açıyor çok net bir şekilde benim saçımı.
encrypted-tbn3.gstatic.com
Ama gün içinde 3 milyon kere taranmamış hale geliyor ve ben yeniden bir fırça geçiyorum. Hele rüzgarda 10 saniye sonra ilk haline geliyor.
Gün içinde çok kuru iken şu yapdan kullanıyorum.
2.bp.blogspot.com

Benimki kıvırcık olduğu için gün içinde tarama gibi bir şansım. Duşta tarıyorum, her gün.

Dustan cikar cikmaz tararim kuruturum duzlestireceksem firca ile ustunden gecerken tararim bir de baska tarak surmem :D

Ialakken puskurtmeli kremden iki fisfis yapip oyle tariyorum.

Not: her gun dus aliyorum ama cok az sampuanliyorum

Ben de sadece duşta tarıyorum, sonra hiç taramıyorum. Dağınık topluyorum topladığımda. Bir tek perçemlerimi düzeltiyorum, o kadar.

duşta uçlarını kremleyip tarıyorum. daha doğrusu bir dolaşklık varsa kuruyken asılmam duşta kremleyip tararım. çıkınca nemliyken bi kez tararım. öyle kuruturum veya kurumaya bırakırım. bu arada beni örnek almayın ben saçımı 3-4 günde 1 falan yıkıyorum :3 yağlanmıyor meret. her gün yıkarsam kaşınmaktan kafayı yiyorum. yani 4 günde 1 falan nemliyken tarıyorum özet olarak.

edit. konusma ben konusuyorum daha da yazmış görmemişim, o saçını 4 günde 1 yıkayanlardan biri benim. rekorum da 15 gün onu da paylaşayım lol. asıl ben anlamıyorum abi nası her gün kimyasallayıp kafanız yanmadan durabiliyosunuz ;_;

Saçları banyoda yıkamanın saçları kırdığını ben de duydum hatta saçlar çok nemliyken taramak da kırıyormuş. Havlu ile suyunu iyice alıyorum ondan sonra kalın uçlu tarakla tarıyorum. Kuruyken taramıyorum, taramak durumunda kalmışsam da bakım yağı var, onu sürüyorum ondan sonra tarıyorum.

normalde kuruladıktan sonra tararım. daha az koptuğunu düşünüyorum.
ama düşündüm de en son ne zaman taradım onu hatırlamıyorum. genelde taramıyorum sanırım.

duştan çıktıktan sonra ıslakken tarıyorum. bu arada ben de saçlarımı haftada 1 fln yıkıyorum. 2si 1 arada şampuan kullanıyorum. ekstra başka hiçbişi kullanmıyorum. o 1 haftalık süreçte de hiç taramıyorum. saçlarım dalgalı ve uzun.

Ben de BodyShop'ın bambu tarağını kullanıyorum banyo çıkışında ve güniçinde. Sanki daha sağlıklı gibi oldu.

Saçlarını bir hafta yıkayan arkadaşlara soruyoruz o zaman :)

1) Yazın ne sıklıkta yıkıyorsunuz?
2) Saçınızda boya var mı?
3) Koku yapmıyor mu veya yağlanma olmuyor mu?

Duştan sonra tarıyorum ben de. Ancak kıvırcık olduğu için mecburen kimyasal uyguluyorum, yoksa açılmıyor daha da karışıyor. Şampuan sonrası saç kremi kullanmak da önemli bir faktör, yoksa daha sert oluyor saçlar ve taramak da zorlaşıyor bir nebze.

1. yazın da max 4- 5 günde 1 yıkarım. tabi tatile gitmediysem. tatilde maalesef hergün yıkamak zorunda kalıyorum denize, havuza girdiğim için. (bu arada bu saç için geçerli vücuttan bahsetmiyoruz :) )
2. hayatımda hiç boya falan sürmedim saçıma hiçbir kimyasal işlem de yok. kuaföre de senede 1-2 giderim kestirmek için o kadar.
3. koku yapmıyor, yağlanma da son gün oluyor zaten o zaman da yıkıyorum.

yaz mevsimindeyiz ve 3 gün önce yıkadım. bugün 4. günü. yarın sabah uyandığımda kirlenmiş olursa yıkayabilirim. bazen duşa girip suyun altında durup hiç şampuanlamadan vücudumu yıkayıp çıkıyorum. tozlu topraklı yerlerde gezdiysem. onun dışında aynı düzen devam. çok sıcakken vücudumu 2 kez yıkadığım bile oluyo ama saç hayıf. yağlanmıyor. daha doğrusu alışıyor saç ayrıca o kuru kaşıntılı kepekli hali hiç olmuyor. tam tersi daha sağlıklı oluyor bir süre sonra. saçımda boya var evet ama dibinde değil. ombremsi röflemsi bir şey var. kökünü ilgilendiren bir durum yok yani.

shotgunwoman ve sta, saçlarınız kuru mu? ince telli mi? nasıl? laboratuvara alıp inceleteceğim :)

Bir de sonradan mı alıştırdınız, kendinizi bildiniz bileli böyle miydi saçlarınız?

Duştan sonra, havluyla bir 5-10 dakika suyunu aldıktan sonra tarıyorum. Saçlarım dalgalı, kuruyken tararsam kabarıyor. Her gün yıkadığım için her gün taramış oluyorum.

Hayatım boyunca hiç saçımı taramadım.

dessy saçım kuru ama boy kısmını yağdır serumdur yumuşatıyorum dibine sürmeden. orta telli kalın değil, kısa saçlıyım zaten. küt saç daha doğrusu.

ha çocukken zaten haftada 1 yıkıyolardı. ergenlikte coşmuştu yağlanması. 2 günde 1 falan en geç yıkamam gerekiyodu. ama sonra yavaş yavaş azalttım. yıllardır durum bu şekilde.

bildim bileli böyle yıkarım hiç sık yıkamadım. saçım göğsümün altında şu anda 4-5 parmak geçiyordur göğsümü. inceyle orta arası kalınlığı var saçımın. kesinlikle kalın değil ama onu biliyorum:)
kuru da değil ortalama işte.

orjinalinin fiyatını bilmiyorum fakat ben iphone 5'imin bataryasını aynı problemden dolayı geçen sene ağustos ayında doğubankta 75 liraya değiştirdim. şuan ufak pazarlıkla 55-60 liraya değiştirirler diye düşünüyorum. bana takılan orjinal dendi ama pek inanmadım çünkü büyük xxxle bağlan hayata firmasının mağazalarında bile yan sanayi ürün takıyorlar. şimdiye kadar hiçbir sıkıntı yaşamadım.
edit: "iphone 5'imin bataryasını" :)

çok sağolun. @golgiaygıtı komple telefonu mu değişirdiler anlamadım?

Kafan rahat olmayabilir mi? Takıntılı bir insan mısın? Günlerin nasıl geçer? Vücudun yorulur mu?

Ben anında gidenlerdenim mesela. Kafam çok rahattır.

Fiziksel olarak yorulmuyosun ve gece yatınca fikirler kafana doluyor . Diğer ihtimal de geç kalkıyorsun hep .

spor yap

bende de aynı kaç senedir, sürekli kafanda düşünceler doluşuyor düşünmekten uyuyamıyorsun tavsiyem koyun saymak gerçekten işe yarıyor veya kulaklıkla doğa sesleri/podcast dinlemek.

yatağa uykum gelmeden girmediğim için böyle bir sorunum yok. "uykuya geç dalma" diyelim seninkine. "geç bir saatte uyumak" gibi algılanabiliyor böyle çünkü. benim de derdim o çünkü. saat 12-2 arası uykuda olmak istiyorum normalde dmt'den yararlanmak için. ama 1-2 yıldır en erken 3-4-5 yatış saatlerim.

ben de öyleyim çocukluğumdan beri. evdeki herkes uyumadan uyuyamam çoğunlukla.
sanki gün yetmiyor gibi geliyor bana, biraz daha uyanık kalmak istiyorum o yüzden. üniversitede lisede en son ben offline olurdum mesela, işe girince daha da beter oldu kısıtlı vaktim olduğu için hiç yetmiyor vakit.
hala çözemedim yani, kendini yalnız hissetme diye yazdım. :)

eksisozluk.com

Stephen Hawking's Grand Design

story of god morgan freemanlı olan

angelus direk enkaz altında bırakmış adamı, ömürlük belgesel ihtiyacını karşılarsın o linkten :)

ya açıkcası ayıp etmek istemem ama o belgesellerin çoğu geyik, evrenin sınırları, kalbin aynası, evren, karadelik gibi şeyler konusunda çoğu bilgim belgesellerden daha fazla olduğundan o bilgilrin çoğu tartışmaya açık bilgiler. ve cidden hafif.

daha çok teknoloji üzerine olsa güzel olur.

ufo teknolojisi filan değil, alien bilmemnesi de olmasın:)

Cosmos

Önce Neil Degrasse Tyson'lı olan, sonra da 1980 yapımı Carl Sagan'ın sunduğu. İzlemezsen darılırım bak. (Ay ben ne diyorum :D )

Cidden izle, acayip güzel. Sonra bana dua edersin :)

Cave of Forgotten Dreams www.imdb.com

Encounters at the End of the World www.imdb.com

The Jinx: The Life and Deaths of Robert Durst www.imdb.com

açıkçası sugar man beni biraz baymıştı.

Where to invade next
Meru

fener rum patrikhanesine çıkılabilir.

işkembe içilebilir mesela. oyhşş.

bol bol da fotoğraf çekilir.

oraya kadar gitmişken yokuşu tırmanıp kariye'yi de görün.

Ekümenik Patrikhane çıkılacak bir yerde değil, lütfen yanlış yerlerde aramayın. sahile paralel sokakta bulunuyor, aşağıda yani.

Fener Rum Lisesi'ni zaten hemen hemen her yerden görürsünüz, mükemmel bir bina, gidin ve binayı izleyin 10 dakika. öyle bir mimari.

Dimitri Kantemir Müzesi var ilginizi çekerse.

Bir de sahilde Bulgar Kilisesi var, demirden yapılmış ilginç bir kilise o da.

yanılmıyorsam bulgar kilisesindeki restorasyon bitmedi henüz.

kariye +1
muazzam!

molla gürani'ye çıkın. ezel'in çekildiği yerlerden biri, manzarası çok güzel

sahil komple piknik alanı olacak bu hafta. çünkü haftaya ramazan... trafik de ona göre olur ama gerçi haftaya çok daha fazla olur. yolun sonu feshane çünkü. bunu da göz önünde bulundurun.

Sahilde bir balık yenir mis.

Reklam vermiyorum :)

çukurcuma times blog'unu biraz kurcalayın derim. o bölgede geziyor epey. www.cukurcumatimes.com
www.cukurcumatimes.com

alkolizm içki sayısıyla değil, zihin durumuyla alakalı bence. kendini kaybediyorsan o 1 bira da olsa 10 bira da olsa normalden farklı bir durum...

Valla çay bardağı kadar bile içsen her gün ihtiyaç duyuyosan alkoliksin. Kimisi 10 bardağa ihtiyaç duyar kimisi bir bardağa. Önemli olan ihtiyaç duymak.

tek kriter miktar değil ama miktar da bir kriter. bunun yanında;

- içme sıklığı;
- sosyal aktivilerin tümünü ya da büyük kısmını buna bağlama eğilimi;
- evde alkol bulundurma eğilimi;
- içmeme durumunda içindeki ruh halin;
- günlük hayatına yansıması;

vs vs bir sürü kritere bakarak bu tanıyı koyuyor doktorlar.

bence her gün içme. alkolü sevmen dert değil, sevmeden neden içesin ki zaten? mevzu alkol nedeniyle hayatının sekteye uğraması.

pubs.niaaa.nih.gov

Hergun icmekle baslar bence alkolizm:)

3 biradan fazlasını nasıl içiyorsunuz bilmem. bira buz gibiyken iyi ama maksimum 3 bence. sonrası saçmalık.

ben kendime söz verdim ve 1 senedir içmiyorum. en ufak bir eksiklik hissi yok.

bence birayla alkolik olunmaz.
yaz geliyor, havalar püfür püfür, tam bira içilecek hava.
canın normalden fazla çekiyorsa alkolikle ilgili değil havalardandır.

Miktar ile alakalı sonuçta alkol almıyorsan alkolik olma şansın yok. Ama olma riskini genetik ve cinsiyet miktardan daha fazla etkiliyor. bir de şöyle bir şey var 40 yıldır her gün içen insan alkolik midir değil midir? Önemli olan yoksunluk çekip çekmemen.

Ben birayı çok seviyorum orası ayrı. Genelde hafta içi içmeyip hafta sonu canım daha fazla istemeyinceye kadar içiyorum. Konu benimle ilgili değil.

Bahsettiğim durum evde alkol varsa bitirene kadar rahat edememek,
Normal bir günde, sohbette herkes daha birinci birasındayken hızlıca içip 2.ye 3.ye geçmek,
Buna göre de daha erken sarhoş olmak,
Tek başına votka alıp sek shot yaparak bitirmek,
Her gün başka sebeplerle içmek için bir sebep bulmak
ve tüm gece içilse bile eve dönerken o tek birayı almak.

tabii duygusal değişikliklerden bahsetmiyorum bile şu an.

ne düşünmeli bu durumda?

uyanır uyanmaz aklına gelmesi lazım. saati önemli miktarı değil.

boş ver sen devam et ayık kafa ile çekilir gibi değil bu dünya.

Kimi konularda evet kimi konularda hayir. Parasal olarak lisede hayal ettigim yerdeyim ama hayalini kurdugum gibi saglikli yasamiyorum. Spor yapmiyorum. Daha fazla parti yapmiyorum.

ilk paragraf için;

hayır. hayır. hayır.

eh işte. iş hayatımda kendimi daha farklı bir yerde hayal etmiştim. daha alakasız bir yerdeyim. ama daha iyi yerlere geleceğime hala (!) inancım tam.

+hayallerinizi gerçekleştirdiniz mi?
-gerçekleştirmek için çaba gösterdiklerimi gerçekleştirdim, gerçekleştiriyorum.en azından gelişme var.

+istediğiniz yere gelebildiniz mi?
-kısa vadede olmak istediğim yerdeyim, uzun vadede olmak istediğim yer baya farklı. nasıl bir geçiş yapmam gerekiyor bilemiyorum, göreceğiz :)

Türkiye'de iş konusunda başarılı olmak ya da yaptığından bir şekilde tatmin olmak çok zor. Zira sevdiğin işi bulsan parasal olarak tatmin olmuyorsun, parasal olarak tatmin olacağın işe girsen hayatın kalmıyor. Bu yüzdendir ki iş konusunda "en mutlu olduğum iş olsun" dan ziyade "iyi yaptığım ve hayatımı sikmeyecek iş olsun" a yönelmeyi tercih ettim.

Benim hayattaki en büyük başarımsa kurduğum denge diye düşünüyorum. Zira bu ülkede hayal kurmak bile vergiye tabi olabilir.

Basarinin olcutu cok subjektif ama kendi acimdan, ummadigim kadar "basarili" oldum. Lakin basarinin tanimi kafamda biraz degisti o yuzdne su anda baska hedeflerim var.

başarılı buluyorum çünkü hala açlıktan ölmedim. geçen o kadar seneye rağmen hala "bir şeyler yapabilirim" ümidimi koruyorum.

başarısız buluyorum çünkü yapabileceğimin %1'ini yaptım herhalde anca. çok aptalım.

Kendimi oldukca basarili bulsam da olmak istedigim yere daha var.

Uzun dönemli en son 13-14 yıl önce hayalim vardı ve onu da 10 yıl önce gerçekleştirdim. Kovaladığım kutup yıldızı gibi yön gösteren bir hayalim, "şuraya ulaşacağım" dediğim bir yer yok ama yaptıklarımı seviyorum, daha fazlasını yapmak istiyorum. Bu yolun üstünde olanları da kabul ederek devam ediyorum. Bu yol bir yere getirirse getirir, getirmezse kendi bilir. Başarılı olmam çok önemli değil ama başarısız olmamak, kendi standartlarımı karşılayabilmek istiyorum. Kendi standartlarımın altında olduğum zamanlar oluyor ve üzülüyorum ya da üstünde gördüğümde gurur duyduğum da oluyor ama önemli olan bu kısa süreli üzüntüler-mutluluklar değil; önemli olan tutturduğum yolun bana verdiği manzaranın bütünlüğü ve kendi çıtamı yükseltebilmek. Kısa süreli hedeflerimin peşinden tavşan kovalar gibi koşmayı seviyorum.

Ikındım,sıkındım; potansiyelim bu kadar. Potansiyelimi birçok kişiye göre yeterli bulmuyorum ama yaptığımı seviyorum.

kendimi kapitalist düzenin kurallarına göre başarılı bulmuyorum, bu düzende bir yere gelemeyeceğim çok net. oldukça vasat biriyim ve kendimi hiçbir konuda geliştirmedim. yeterli değilim, öyle hissetmiyorum.

hayallerimi yine de gerçekleştirebileceğimi düşünüyorum, insani açıdan istediğim noktadayım çünkü. biraz şans, biraz inanç lazım sadece.

Beni genelde başarılı bulurlar ama ben kendimi hiç hayal ettiğim gibi bulmuyorum. Hayallerim gerceklesmedi büyük ihtimal de gerceklesmez, hayırlısı :)

evet.

hayallerimi çok küçük tutmuşum. bu yüzden belki büyük ölçüde gerçekleşti ama hayallerim de değişti yıllar geçtikçe. yani kendimi pek başarılı bulmuyorum ya da bulunduğum yerden tatmin olmuyorum sanırım.

kendime kizinca cok kolay harciyorum hicbi b.ku beceremiyorum diye ama aslinda dusununce idare eder durumdayim. yine de olmak istedigim yerle aramda ucurumlar var malesef. belki de hic olamiycam orada, bunu da bilemiyorum. yasayip gidiyorum ben de oyle.

potansiyelimi sahaya yansıtmadığımın farkındayım ama çok büyük hedeflerim olmadığı için kendimi ne başarılı buluyorum ne başarısız. stresli anları saymazsam memnunum hayatımdan.

Dalida'nın bu konuda şöyle bir sözü vardır: "J'ai réussi dans la vie, mais ma vie, c'est quoi". "Hayatta başarılı oldum ama gerçekten benim hayatım ne ki?" gibi birşey anlamına gelir.

Ha, ben de bundan hissediyorum. İşte kazandım denebilir, aşkta ise total failure. :p

başarı kıstasım mutlu bir hayat sürmek. şu anda mutluyum, o yüzden evet; başarılıyım.
elle tutulur hayal kurmam, hayallerim uçuktur o yüzden hayallerimi gerçekleştirdim diyemem. elle tutulur amaçlarım ise çok yoktur, en büyüğünü geçen sene gerçekleştirdim. iyiyim iyi.

gerçekleştirdim hatta fazlası bile var, kalanlar hayaller için de çalışıyorum.

ben canım acayip sıkıldığında tanımadığım insanları, dışarı bira içmeye davet ediyorum. 3 - 4 kişiden 1 tanesi kesin kabul ediyor. hem biri ile tanışmış sohbet etmiş oluyorum hem de kafa dağıtıyorum. bir çok arkadaşım oldu öyle.

Pola, hadi gel bir şeyler içelim diyen bir çok arkadaşım buralardan tanıştıklarım.

Farklı tarzlarda şarkıları söyleyip kaydetmek, sonra dinleyip silmek.

Ben mesela sahilde bisiklete binerken halısahadaki maçları seyrediyorum, sonra sahaların girişlerindeki kapıları sürgülüyorum.

Biten şeyleri atmaktan ben de mutlu oluyorum, sonu gelmeden çöpe atmak yerine bitirebilmeyi başarmışçasına, param boşa gitmemiş gibi hissediyorum.

Onun dışında nevresim değiştirmek. En geç 3 günde bir değiştiriyorum sırf bu yüzden :D

dondurma yemek

Bu hafta sonu bisiklet kiralayıp sahil ve plaj boyu gezdim, uçurtma uçurdum. Böyle mutluluk var ama bu da çok sağlam bir mutluluk. Bunu yaz bitene kadar yaparım rahatlıkla, uçurtma her seferinde olmasa da arada keyifli oluyor. Ekim'den sonra imkansız hale geliyor. Yapmayı sevdiğim daha minik şeyler biten şeyleri atmak çok zevkli geliyor bana. Bakım yapmak, ağda gibi şeyler kuş kadar hafif hissettiriyor. Bir de tabaktakilerin önce kötülerini yiyip yavaş yavaş en iyilerine gelmek, o en iyiye yaklaşınca çok hak etmiş gibi hissediyorum.

Kendime bir şeyler ısmarlamak :)

Mutsuzsam mutsuz oluyorum ben. Mutlu olmaya çalışırsam daha da mutsuz oluyorum çünkü. Mutsuzken sakin kalmaya çalışıyorum. Öyle hoşuma giden, aniden modumu değiştiren küçük bi şey gelmedi aklıma. Yok sanırım.

geçen gün ana ekranı açık unutup yanlışlıkla telefonuma dokunmuşum, whatsappla instagram yer değiştirmiş, uygulamaların hepsinin yeri bir sıra kaymış. sonra whatsapp için telefonu açtığımda bir garip oldum, böyle anlık bir heyecan geldi 'allah allah whatsapp burada değildi?!' diye. sonra fark ettim ne olduğunu ve iki gündür böyle kullanıyorum, değiştirmedim. hala her açtığımda gözüme farklı geliyor ve ilk seferki heyecanı yaşıyorum jasjhahah. ay çok mutlu oldum kendi kendime. böyle bir şeye mutlu olacağımı bilsem çok önceden yapardım. benim için de şok oldu. hehheh:D

Evde biseylerin yerini degistirmek, yenilige alisana kadar gozume hos geliyor. Ya da cekmece dolap vs duzenlemek. Esyalari duzenli uyumlu gormekten haz aliyorum gecip izliyorum dolabimi veya cekmeceyi. Bir de tanimadigim birine yardim etmek.

farklı yerlerde yatmak (yerde, koltuklarda ya da başka bir otel odası yatağında vs), dışarıda uyumak (parkta, plajda, bankta vs), sabaha karşı dışarıda bulunmak, bir sokak köpeğiyle münasebette bulunmak, farklı saatlerde işe gitmek ya da işten ayrılmak. ayrıca kedinin yatmak için tuhaf, yeni yerler keşfettiğini görmek de acayip hoşuma gidiyor. bir de kampta gece hacet gidermek büyük bir iş başarmışım, böyle bir doğa insanıymışım gibi hissettiriyor. o da favori hislerimden.

sesli bir şekilde şiir okuyup kaydedip daha güzel okumaya çalışmak

ben seyahat planı yapıyorum. gidemeyecek olsam da yapıyorum. booking.com'da otelleri hostelları falan araştırıyorum, bütçe planlaması yapıyorum, çantama koyacaklarımı listeliyorum, gideceğim yer ile ilgili araştırma yapıyorum, orada konuşulan dillerde birkaç kelime öğreniyorum, sonra tekrar bakıyorum otellere vs. peki sonuç olarak ne oluyor? bir yere gidemiyorum. neden? çünkü para biriktirebilme gibi bir yetim yok, aptal saptal şeyler alıp borç açıyorum başıma. ama olsun, seyahat planı yaparken kafam dağılıyor. kendimi o şehirlerde yürüyormuş gibi hissediyorum, içimi bir mutluluk kaplıyor. hem belli mi olur, belki bu planlar bir gün işe yarar, bu yaz olmasa da belki seneye giderim :)

saati tahmin etmek.

bulunduğum ortamda saatin kaç olduğu merak ediliyorsa "dur bakma" diyerek bikaç saniye düşünüp olabilecek en doğru şekilde tahmin etmeye çalışıyorum. dakikası dakikasına tutturduğum çok olmuştur, en son bugün 3 saniye ile doğru saniyeyi kaçırdım.
i723.photobucket.com

Cisimleri atese vermek:)

Oje sürmeyi çok seviyorum. Kendime bakmak iyi geliyor sanırım.

Bisiklet sürmek kendimi cok özgür hissettiriyor.

Boya yapmak. Sırf bu yüzden geçen yazı abuk sabuk bir sürü şey alıp boyayarak geçirdim. Yer kalmayınca yarısından fazlasını atmak zorunda kaldım. Renklerle oynamayı seviyorum.

kendi yaptığım birşey aklıma gelmedi ama annem gece yürüyüşe çıktığımızda suratında çocukcu bir gülümsemeyle yollardaki babaların üzerlerinden atlar.

Pilates topunun ustunde ziplaya ziplaya mutfaga nasil gidildigini lutfen biri bana aciklasin:)

çöpe bir şeyler atmak, kendime ödül olarak ot içmek. başga yog :(

Ben sıkılınca esneme hareketleri yapıyorum. Canımın yanması çok hoşuma gidiyor.

Evde bir yıldır kullanmadığım şeyleri bulup çöpe atmak. Kafamdaki sorunlarımı da atıyormuş gibi hissediyorum.

Makyaj yapmak. Sıkılsam gecenin bir yarısı da olsa makyaj yapmak için kalkarım ya. Bir sürü şey denerim sonra siler uyurum ahahs.

Kahve öğütmek.

kpop açıp kedinin patisiyle tempo tutturuyorum, halay çektiriyorum.

www.youtube.com

köstebek kurabiye +1
buna ek olarak google map'te gezinmek. büyükşehirler, gidemediğim yerler öncelikli ama özellikle kırsal alanlarda streetview mükemmel oluyor.

him biten seyleri atmak +1 turdesleri birlestirmek, ayni kaba koymak :)

googlelamak, daha sonra yapmak uzere bir seyler ogrenmek, DIY seyleri

aliexpressten ivir zivir bir sey almak

Kpss sitelerine baktın mı hocam. Orda özet geçiyorlar.

site degil de yillar evvel milliyetin verdigi iki ciltlik illerimiz kitaplari, istenen seyi veriyor. güncel degil cok, ama bir sürü defa cocukken ödevlerimi kurtarmislardi. benzer konseptte basitlestirilmis seyler icin @tolganin dedigi gibi ders/ödev/okul temali seylere yönelmeni öneririm. kitaplar su an el altimda degil, olsa üsenmez gerekli yerleri ceker atardim.

bazi il belediyelerinin (ya da valilikte olabilir) şehir tanitm vcdleri oluyor. onlari bir ara istersen nette. ben de tunceli ve ağrı nın cdleri bulunuyor.

Ben de KPSS için istiyorum sitelerden de maalesef bulamadım

il yıllıkları

kpss için işine yarar mı emin değilim ama illerin sosyal kültürel özellikleri ile ilgili şeyler bulabileceğin bir site var: www.kulturportali.gov.tr

Çalışıyor musun? Çalışıyorsan fena olmayan bir gelirin var mı? Evetse, almaman için bir sebep yok bence.

Davetiye konusunda katılıyorum. Önümde abimin yanına gidicem diyen bir çocuğu reddettiler.

mesleğinle ilgili ücretsiz bir konferansa kaydol, düzenleyen kurumdan davet mektubu al. İş güç için gidiyoruz hesabı olsun.

Ozel sektor calisanim. Ama aldigim gercek ucreti gosteremiyorum. Dusuk gorunuyor. Schengen basburularinda bunu gostermistim.

usa vizesi yeni aldık. grup olarak başvuruldu 1 kişi çok sağlam işi maaşı var, evi var, arabası var vs., bir kişi işsiz babasından maaşı var, diğeri de eşi ve çocuğu..
10 seneliği yapıştırdılar 3 gün sürdü.

işin komiği bütün bu belgelere bakmadılar bile. merhaba merhaba o kadar.

üzerine tapu yoksa işin zor moruk. şengenler hava civa abd vizesi için. uk, kanada, avustralya vizeleri olumlu etki yapar.

Tapuya ne alaka yahu. Ben ve en az 7 8 arkadaşım tapu olmadan vize aldı. Düzenli gelirler var öyle çok da yüksek değil

tapu şart diye bir şey yok. geçen hafta ben tapusuz mapusuz aldım. arkadaşım tapusunu gösterdiği halde alamadı. ben kadın, o erkek. muhtemelen erkeklerde kaçaklık potansiyelini daha yüksek görüyorlar. iş güç hesabı kafama yattı ama onun vize tipi de ayrı, kafa karıştırmasın? iyice bir öğrenmek lazım.

edit: arkadaşın daha önceden alınmış ama bitmiş UK ve Schengen vizeleri de vardı. :(

@nıç
Erkeklerin kacak olma potasinsiyeli daha yuksek goruluyor orasi dogru. Erkegin yasi, egitim durumu ve bekar ya da evli olmasi da bu potansiyeli etkiliyor aslinda. Ornegin bekar erkegin potansiyeli daha yuksek.
Sizin arkadasin neden alamadigini ben de merak ettim dogrusu. Uk vizesi falan da varmis.

vizeye gittiğimde turist vizesine gelen istisnasız herkese türkiye'de eviniz var mı diye sordular. alakasını siz hesap edin artık.

ret sebebi ortadan kalkınca. aynı şekilde tekrar gidince tekrar ret yer. zaten sen görüşmeye girdiğinde vizenin çıkıp çıkmayacağı belli oluyor. erkek arkadaşın potansiyel göçmen olarak görülmüş. işsiz falan mı?

@cekilmis gayfe değil işsiz. Hatta amerikan menşeili bilinen bi firmada çalışıyor. Üzerine ev tapusu bile gösterdi. Tek eksiği seyahat sigortasıydı ama ona da bakmazlar artık dedik çünkü bana bakmamışlardı. Bir de hesapta gösterdiği paranın çoğunu kredi ile çekmişti. Uçak biletlerini de almıştık acaba göstermeli miydi? Ya da ailesindeki birinin sicili etkili midir? Ne sebep olmuştur acaba bunlardan?
ek olarak çocukken suriyeye gitmişler gezmeye ama yeni pasaportunda yok onun vizesi.

seyahat sigortasına bakmazlar ne demek :) öyle bir dünya yok. ailesinde abd'de kaçak yaşayan var mı?

yani benimkine bakmadılar ve nedense çok da önem vermediklerini düşündüğüm bir belge diğerlerinin yanında. her neyse olabilir de ama o yüzden red yememiştir diye düşünüyordum aslında demeye çalıştığım oydu. :(
ailesinde abd'de kaçak yaşayan yok.

saçma gelebilir ama bu durumda farklı konsolosluğa hemen başvurup vize alanlar biliyorum.

@bay b istanbul'da 1 tane vardı değil mi?

beraber gidiyorsaniz beraber basvuracaktiniz, mulakata beraber aliyorlar oyle olunca. ucak biletlerini de gostermesi lazimdi,

Redden sonra hemen basvurup onay alani da duydum, bir daha deneyebilir

evet istanbul'da da var konsolosluk.

@oscar evet biz de pişman olduk öyle yapmadığımıza ama ben 1 gün önce başvurduğum için aynı güne alamamıştık. bir de ayrı gidiyoruz dediğimiz için randevuyu da ayrı ayrı almamızda sakınca görmedik.

@bay b biz de istanbul'dan başvurduk zaten ankaraya nasıl gidelim :(

seyahat sigortasiyla alakasi oldugunu sanmiyorum. daha gecen cuma ben de amerika vizesi icin basvuru yaptim; yanimda goturmek bir yana ne sigorta yaptirdim, ne bilet aldim, sorsalar da gosteremezdim yani ama onaylandi dediler hicbir sey istemeden. bence baska bir sebebi olmali.

valla ne diyim abi ben gördüklerime dayanarak söyledim :)

dönüş uçak bileti önemli. döneceğinizi bilmek istiyorlar.

bir de işveren yazısı olursa antetli kağıda, kaşeli maşeli. Bu bizim adamımızdır, severiz, gitsin gelecek deyu... büyük ihtimalle alır.

@fever uçak biletini almıştık sadece belgelerde yoktu. işyerinden alınan mektup vs her şey vardı. :(

doğum yeri/nüfusa kayıtlı olduğu yer de etkili olmış olabilir.
yıllar önce ben hiç sorunsuz alırken, tamamen benzer özelliklere sahip olduğum ve başvuuruyu beraber yaptığım arkadaşım reddedilmişti. daha sonra sorunun bu olabileceğini söylemişlerdi bize halkımız.

@tavukbanalop doğru o aramızdaki farklardan biri ama bu arkadaşımız da sarışın bir trakyalı. yani alkoliktir bu diye vermemiş olmamalılar ya :(

hemen ertesi gün bile başvurabilirsiniz. randevu ilini değiştirin başvuruda.

ilk başta istanbuldan başvurduysanız ankaraya gelin. duyduğuma göre ankaranın vize verme oranı daha yüksek. ankaradan alamadıysanız istanbulu deneyin. çünkü aynı konsolosa denk gelme ihtimaliniz var. bundan kaçının.

bir de daha önce red aldığını, neden aldığını sorarlarsa mutlaka söylesin ve düzgün bir açıklama yapsın.

@epistemofili peki acaba ankara'ya neden geldiniz gibi bir soru sorarlar mı? ikametgah istanbul, neden ankara'yı zorladınız gibi düşünmesinler?

giresun-yağlıdere'ye kayıtlılara vize vermiyorlarmış diye duymuştum. oradan kaçak çok diye. o değil de belgelere neyi koydunuz o yok bu yok ne var? sen kapıda veriyorsun evrakı orada inceliyorlar, vize memuru senin evrak önüne geldiğinde verip vermeyeceği yüzde 90 belli oluyor zaten. senin bakmıyor dediğine aslında bakıyorlar.

randevuyu alırken söylesin 4 haziranda bilet diye araya sıkıştırırlar. vize ücretini tekrar yatıracaksınız, ona da gerek yok demezsin umarım :)

@cekilmis gayfe :) yani haklısın tabii. Yeni başvuru yaptık, bu kez tüm gerek yok dediklerimizi götürücez. :) En erken 26 Mayıs'a ve Ankara'ya yer bulabildik. Telefonla aradık ama en erken 26 dediler, daha da öne alabileceklerine dair bir şey sormadık, onlar da öyle bir şeye niyetlenmedi sanırım.

@nıç kesinlikle sormazlar. istanbuldasın istanbulda başvurmak gibi bir zorunluluk yok çünkü. sorsa sizin lehinize. atıyorum evrak eksikti, vizeyi alamadım, 4 haziranda gitmem gerekiyor, en yakın randevu burada vardı, o yüzden geldim der. sorması işinize yarar yani bence.

ret aldığını sorarlar. nedeni neyse söylesin. yani evirip çevirmeye, yalan söylemeye çalışmasın. zaten orada ret nedenini görüyor adam. iyice kötü izlenim olmasın.

eğer ingilizce konuşabiliyorsa görüşme dilini ingilizce olarak seçsin.

@epistemofili çok sağol. neden red yediğini bilemiyoruz aslında. Ama sorarlarsa belgelerimde eksikler olmuş olabilir tekrar gözden geçirmek için tekrar başvurdum demesini planlıyoruz. Bu sefer konser bileti ve uçak biletini de ekleyeceğiz belgelere. Sicil kaydına gerek var mı sizce?

turist vizesinde ingilizceye gerek yok türkçe girsin.
red aldığında sorsaydı keşke nedenini.
eksik evrak olmayabilir, onun için bilmiyorum desin. büyük ihtimal eksik evrak değil potansiyel göçmen olarak görüldü.

tekrar başvurduk ve ankara'dan randevu aldık. ama daha sonra istanbul'da boşluk bulunca öne aldırdık yakın olsun diye. şimdi, bu arkadaş aynı konsolosa denk gelse ve (ona denk gelmek istemediği için) görmemiş gibi yapsa da sırası kaçsa tekrar numara alabilir mi? ya da yemezler mi diyorsunuz?

@nıç şu köylü kurnazlığından ne zaman vazgeçeceksin?

@cekilmisgayfe o konsolos o gün birçok kişiye ret vermiş. merak ettim ve soruyorum abi seni rahatsız eden nedir? illa öyle yapıcaz diye bir şey yok ki. ayıp ediyosun.

@cekilmisgayfe beynini yormak istemiyorsan cevap vermezsin. ne zaman vazgeçeceğimi düşünme yani bir de.

oy kıyamam :) tamam numarayı göremedik desin ya tutarsa. başka konsolos ret aldığını görmeyecekmiş gibi takılın.

ahahaha aynen eğer reddedilirse de, la la lalalalalaaaa duyadım duymadım diye bağırıp yandaki adama gidin askduhas

:) yaaa ne güldük. Aynen öyle yapcaz hemen eksik olmayın.

Orda sıradaki insanlar tuvalete giderken merak etmiştim sıra kaçsa nolur diye. Hepsi bu.

popcorn time çalıştı ve alt yazısı mı kaldı ?

özel ayar diyerek internetten indirmiş olduğunuz başka bir altyazıyı ekleyebilirsiniz.

Ya alt yazı yüklemeyi biliyorum tabii ki

önceki versiyonlarda bu sorun vardı ama en son şu adrestekini indirdiğimde artık dışardan eklenen altyazılarda türkçe karakter sorunu yapmıyor. siz de aynı adresten mac versiyonunu indirip bir deneyin isterseniz.

popcorntime.sh

Not: biliyorum .io adresi kapandıktan sonra birçok farklı adres ortaya çıktı. bu adresin güvenliğinden net emin değilim, sadece popcorntime subreddit'inde bu adres öneriliyordu.

Sevgili neredesin sen diye hesap sorduğunda hiç trip yemeden cevap vermeye yarıyor.

Gece belli saatten sonra da farklı şeylere yarayabiliyor bazı bazı ama o konuya hiç gitmeyeyim ;)

www.wired.com

anneye anlatır gibi anlatır mısınız? hiçbişe anlamadım

Meme

sosyal bir çevren varsa, bu insanlara fotoğraf gönderiyorsun, muhabbet sohbet.
mirc ne işe yarıyorsa, o işe yarıyor.

@tavukbanalop peki bbc,cnn filanı gördüm ben onlar ne yapıyor bu ortamda?

bbc, cnn, al jazeera threesome yapiyo bu durumda, eldeki verilere gore boyle gibi yani.

benim gördüğüm sadece sex hizmeti veren ablaların ucundan azcık gösterip müşteri toplamaya kastığı

Tüm sosyal medyanın yaptığı gibi cinsel teşhire yarıyor.

şirketin firewall'ı engelliyor olabilir. browser kaynaklı olabilir. chrome, firefox, internet explorer gibi seçeneklerle deneyin.

chorme yada mozilla farklı browser da dene

olmuyor. ingilizce forumlarda da karşılaştım aynı sorunla. herkesin dediğini denedim. chrome, safari, firefox, ie. opera bile denedim ya. evden denedim bunların çoğunu. ofiste chrome ve ie denedim olmadı.

2 gün sonra başka bir bilgisayardan daha denedim ve oldu.

Diğer tüm mesleklerden insanlar gibi doktorların da bazıları kendini asla geliştirmeyen mal insanlardan oluşuyor. Yani ben lisede nasıl tiplerin inekleyip tıp kazandığını biliyorum, şimdi birileri o hıyarlara canını emanet ediyor. Elbette iyi doktorlar da var ama bulmak, denk getirmek lazım.

uzun süren grip, öksürük şikayeti vb. varsa yazabiliyorlar. ama ablanız grip olur olmaz gittiyse ve hemen antibiyotik yazıldıysa yanlış yapmış olabilir. tabi ne gibi şikayetlerde bulundu doktora bilemiyorum.

antibiyotik genel bir ilaç türü. Ancak buradaki sıkıntı ota, çöpe antibiyotik yazdıkları için virüsler antibiyotiğe direnç sağlıyorlar.

antibiyotiği tank gibi düşünün, gripte sinek olsun. sineği tankla öldürüyorsunuz. Bu arada düşman askeri virüsler tankın manevralarını görüp, tankı yok edecek sistemler geliştiriyor gibi düşünün. Halbuki basit bir ilaç ve dinlenme yeterliydi...

not : doktor değilim, anlatılanlardan benim kafamda böyle canlandı. yanlış olabilir.

gereksiz değil, ama sadece "her durumda" bonibon gibi alınmasın diyor iyi doktorlar.
Siz çok aldıkça vucut bağışıklık kazanıyor, işe yaramıyor.

Doktorlar yalnızca abartılan insanlar, bunun nedeni biraz da kazandıkları parayla ilgili. Nasıl ki kafası çalışmayan kendini geliştiremeyen öğretmenler, avukatlar, hatta akademisyenler varsa doktorlar da öyle.

Yıllarca öğretmenlere öğrencileri dövmek kötüdür denir ama öğretmenler de öğrencilerin başka türlü uslanmadığını(?) söyler. Doktoralara antibiyotik gereksizse zararlıdır demeye devam edelim, öğretmenler gibi bahane bulup hastalıklar başka türlü iyileşmiyor(?) diyecekler.

Bir de bunun halk yanı var. Bilinçsiz hasta olduğumuz için aspirin gibi antibiyotik alıyoruz.

yazının tamamını okumadım ancak antibiyotikler gereksiz değil. sadece yanlış tüketimi söz konusu. insanlar kafasına göre her hastalıkta antibiyotik istiyor ve iş bilmeyen doktorlar da yazıyorlar.

viral enfeksiyonlarda ise bazen yine antibiyotik yazılır bunun sebebi viral enfeksiyona sekonder hastalıkların gelişmesini önlemektir.

doğru kullanıldığında antibiyotik candır.

bence o kadar da gereksiz değil. daha iyi çözümler geliştirilemeyen durumlarda mecburen de veriliyor olabilir. ya da ancak öyle durumlarda kullanılabilir gibi düşünebilirsin.
ben çok çok ağır grip olduğumda senede 1 kere kullanıyorum.

Antibiyotik gereksiz değil. Antibiyotikler gereksiz olduğu durumlarda da kullanılıyor. Bu durum güçlü bakterilerin hayatta kalmasına neden oluyor. Normalde o antibiyotikle tedavi edeceğin hastalığı tedavi edemiyorsun. Bunu kendi vücudunuzda oluyor diye düşünmeyin. Toplumda da güçlü türler baskınlaşıyor. Antibiyotikleri rastgele vermemek o yüzden önemli.

Viral enfeksiyonlarda antibiyotik virüse etkili bir şey değil. Eğer doktora üzerine binen/binecek bir bakteriyel enfeksiyonu düşündürdüyse, etkeninden emin olamadıysa, hasta riskliyse bu bakterilere karşı verebilir.

Doktora gidip bir antibontik bile yazmadın diyenler var, yazınca antibiyotik gereksizmiş deyip kullanmayan var. Çok boyutlu bir durum yani.

antibiyotikler gereksizdir demedim zaten arkadaşlar; viral hastalıklarda gereksiz anlamında demiştim. cevaplar için teşekkürler bu arada.

Kimse gerçek nedeni yazmamış. Hastalarımız her boku bildiği gibi kendisini kurtaracak olan şeyin antibiyotik olduğunu doktordan iyi biliyor. Yazmayan doktor olunca istiyor yine yazmazsa yazacak olana gidiyor. İdealist yeni mezun doktor önce yazmıyor sonra bakıyor herkes yazana gidiyor bakıyor performans cart curt var başlıyor yazmaya. Antibiyotik viral hastalıklarda bihalta yaramaz evet ve yine evet geleceğin en önemli sağlık sorunu ne olacak söyleyeyim. Antibiyotik direnci.

gerekli evrak konsolosluk sitesinde yazıyor. evrakı başvuru sırasında yanında götüreceksin. randevu telefonla alınıyor.
para da gösterebildiğin kadar göster işte.

Parayı aşırı çok gösterme. Vermiyorlar. 1.500.000₺ ile red yerken 2 ay sonra 150.000₺ ile verdiler.

Bu kadar parayla geldi mi gitmez dediler sanırım.

@shenergy abi turist vizesi içindi ya o kadar parayı zaten nereden bulalım :)

www.interpals.net/

@vicky yok bu değil :/

www.eksiduyuru.com

busuu
chatroulette
duolingo
omegle
babbel

@nıç ikisi de değil :(

yok hiçbiri değil :((

siteden bahsedeyim biraz. her kullanıcının bir profili vardı ve hangi milletten olduğumuz, hangi dilleri ne kadar bildiğimiz ve hangi dili öğrenmek istediğimiz yazıyordu. arkadaş arama seçeneklerinde ülkesi şu olsun ya da şu olmasın diyebiliyorduk. böylece site eşleştirmeler yapıp bize arkadaş önerileri sunuyordu. bunlara davet gönderip olumlu cevap bekliyorduk.

livemocha, italki? başka kaldı mı la :D

livemocha'da değilse başka hiç biri değildir.

interpals, busuu ve livemocha var bu söylediklerini yapan.

daha da yok artık :) www.eksiduyuru.com

Bulursan bana da haber et, ben de arıyorum böyle bi şeyler. Pratik yapmadan öğrenilmiyor.

howdoyou.do
hellotalk (uygulama)

müjde arkadaşlar buldum. gospeaky. hadi gidin konuşun hayırlı olsun :)

wetransfer 2 gb limitli. google drive olabilir ya da yandex disk

Winrar ile 2 GB lık parçalara bölüp gönderin.

Ne kadar süre sonra silinebilir dosya? Bir ay içinde diyosan sana bir aylık FTP hesabı vereyim, yükle oraya indirsin indiren. Yer bol bende.

eski duyurularına göre hayvansever olduğunu gördüm o yüzden bu iyiliğimde. Başkaları görüp ben de istiyom demesin.

turkcell'in akıllı deposu var. oyle bişey dene.

dropbox'a yüklesen, link versen?

megadan hesap aç, 50gb

2- greencard'a başvurabilirsin. kaçak olarak yaşarım dersen bir kere gittikten sonra iş bulursan kaçak olarak yaşayabilirsin, mülteci başvurusu filan yapan da var.

3- ankara anlaşması ile bir şeyler yapılıyor. arama kelimen ankara anlaşması.

@fakyoras biliyorum ankara anlaşması'nı. ama plan lazım, iş lazım. başta da geçinecek yüklü para lazım :(

1.almanyada türk işletmesi değilse kuzeninin koyacağı hiç bi torpil para etmez. ben mercedes türkiye staj için araya müdür soktum fayda etmedi. almanya evet hesaplı diğerlerine göre master ile gel o sürede iş bul mülakata gir vizeni değiştir olay bu.

2. amerikada mesleki eğitim veren okullar var. 2 yıllık meslek yüksek okulu gibi düşün. bunlara kaydolup meslek sahibi olabilirsin bitirdikten sonra yasal olarak iş arama hakkın da var ama makedon arkadaşım göndermişti bana bizim okul en ucuzu buna bi bak diye seneliği 11k dalırs.

3.ingilterede üni okumak pahalı. mastersportal.eu'ya bak. kabaca fikir edinirsin ama güncel verileri sitelerinden takip et her zaman bu site güncel olmayabiliyor.

dostum türkiye dışında özellikle batıda insanca bir yaşam talep ediyorsan o ülkelerde şu anki durumunla legal olarak çalışabileceğin bir mesleğe, yeteneğe plaza terminolojisiyle kualifikasyona sahip olman lazım. yüksek lisans bunlara sahip olmayan ama potansiyeli olan bir insan için bir araç. ab ülkeleri ülkesinde yüksek lisans yapan üçüncü ülke vatandaşlarına son yıllarda kısıtlanmakla birlikte belli bir süre iş arama ve şirket bulması şartıyla çalışma imkanı veriyor. kafadan gideyim dil eğitimi alayım yüksek lisans yapayım bu süreçte kendimi geçindirecek işlerde çalışırım(ciddi bir süreçtir) dersen ciddi bir enerji ve başta bir miktar maliyete tabi ki katlanman gerek. umarım ruh halin "ülkede yaşanmaz artık yeaa gitcem buralardan kanka" gibi kronikleşmemiştir.

ek biç ye iç diye bir yer vardı taksim-gumussuyu tarafında. hiç gitmedim ama.

doğaya dönüş www.vedatmilor.com

Mobildeyim cevapları bu sekilde takip edeyim, kusuruma bakmayın.

buradan konuşsanız da biz de öğrensek ya? :)

kapak atma şansın varsa hiç durma git. eğer yoksa tanışalım ben de ankarayı hiç sevmiyorum :)

kapak atmayı deneyebilirim tabi ama özgüvenim pek yok sanırım halbuki eğitimim de iyidir. yurtdışını gözümde fazla büyütüyorum yoksa çok aman aman okullarda okumayanların yurtdışında harika işlerde çalıştığınıçok gördüm.

hayır gram altın arkadaş edinmeye kasıyorum ama insanlar öyle gıcık ki ankara'da. türk gıcıklığı. bir de ben fazla naifim sanırım.

Kendini fazla gaza getirme ki 2 ay sonrası fazla ağır gelmesin

zaten dönünce kesin depresyona giricem biliyorum. daha önce de olmuştu master yapmıştım ondan dönünce. OFFFFFFFFFFFFFFFFFFFF

ağaç değilsin ya Ankara da yaşamak zorunda değilsin. özel sektörde çalışıyorsun anladığım kadarıyla. iş ara başka şehre taşın. eğer orada yaşamak zorundaysan da inan bana (5 yıldır istemediği yerde yaşayan biri olarak söylüyorum) bu sızlanmaların depresyonların ilerde sana hirç bir faydası olmayacak. hatta çok pişman olacaksın. o kadar yılı depresyonda geçireceğime şunu şunu yapsaymışım diyeceksin ilerde. hayatına bak, kendini geliştirmeye çalış, düşünme şeklini değiştir hiçbir şey değiştiremiyorsan. hobilerle uğraş insanlarla uğraşma kafayı takma. çok pişman olacaksın.

bence gitmek sana özgüven katmış. dönünce onun ekmeğini yersin merak etme. başta bi üzülürsün kesin ama sonradan eskisi gibi olmaz belki de.

Ben sırf bu sebepten türkiyenin en taşaklı okullarından birini bıraktım Ankara'da. Allah Ankara'nın belasını versin tüm insanlar nemrut. Kalabiliyosan kal orada.

@ambrosia hem de ne nemrut. burda bir yerde görüyorsun hemen facebbok'tan ekleşiyorsun program yapmaya başlıyorsun. ankara'da bir kere couchsurfing buluşmasında muhabbet ettiğim bir kıza "sinemaya gidelim" demiştim de bön bön mal mal bakakalmıştı suratıma. gerizekalı.

ankara sevimli degil de... su yukaridaki metni yazan kisi de sevimli degil, bunu bilin.

ortalama ucu çok açık bir seviye :) yakın zamanda başka bir sınavdan aldığın puana göre kıyas yapabilirim.

@kovacic haklısın öyle gözüküyor. :) bilmem, anadolu lisesi hazırlık okudum ama önemi olduğunu sanmıyorum. üniversitede de hazırlık okudum ve kısmen ingilizceydi bölüm.
yıl sonu proficiency sınavını geçmiştim. ayrıca geçen sene bşişecam'ın yaptığı ing sınav+mulakatı da geçtim. hepsi bu :)

ielts cambridge 1-9 serisi ile hazırlan.

İstedigin 5 ise evet, alirsin.

mülakatlar biraz formalite, gidince zaten karar verilmiş oluyor büyük ihtimalle, çok büyük bir şey olmazsa karar değişmez.

neden gidiyorsun sorusu gelince şurdan oda tutucaz, uçak bileti aldık, şu konsere gidicez filan diyeceksin. arkadaşımda kalcam demeyin, oda tutucam diyin mis gibi.

arkadaşta kalacam işine girme.
bileti almayaydın iyiydi.
türkiye'de evin var mı diye soruyorlar.

@cekilmisgayfe arabam var, bir işe yarar mı?

Valla benim önümdeki teyze, saçını tepeden kelebek tokayla tutturmuştu. Neden gideceksiniz diye sordular "kocam orda görmeye gitcem" dedi. Burada ne yapıyorsunuz sorusuna "Çocuğum var, çocuk bakıyom" dedi. Vizesini onayladılar.


Ben arkadaşlarımı görmeye gidecektim. Ne yapıyor arkadaşların diye sordu. Doktora dedim, hangi şehirde dedi 3 şehir saydım. Sonra arkadaşın çalışıyor muydu? diye bir daha sordu. Ben de doktora yapıyor dedim. Ah evet filan dedi (sanırım beni aradı)

Tutarlı ol, yalan söyleme. Eğer yakın akraban zamanında Amerika'ya yerleşmediyse sorun olmaz.

fakyoras hakli, bundan 5 sene once koca koca 2 klasor dokumanla mulakata gittik. 3 basit sorudan sonra vizeniz onaylandi hayirli olsun dediler. klasorlere acip bakmadilar bile.

Yalan soyleme, yeter.

Bana neden gidiyorsun dedi. Anlattim.
O zaman lisedeydim daha ama son sinifa geciyordum. Anam-babam karsilayacakti masraflari.

Hatta dedim ki "10 yillik istiyorum, daha giderim ben cunku" :D sonra "10 yillik vizenizi onayladim" dedi. Ama zaten bunu demesem de verirdi herhalde.

Ingilizce konusabilmek de biraz onemli gencsen, ingilizce konusamayanlarinteker teker reddetmisti (konusmalarin icerigini duyamadim tabi, belki de cok riskli profildenlerdi)

ildiğim kadarıyla kartı yeni verdiklerinde limit düşük oluyordu?: hayır.

geciktirmemiş olsanız limitiniz yükselirdi. şu anda geciktirmeden bir iki ay yatırsanız hsbc yine yükseltir. play kart limit yükseltme de muhtemelen reddedilir bu gecikmelerden ötürü.

karta asgari ödeme yapıyorsanız yine limit arttırımını unutun. borcun tamamı kadar ödeme yapmanız gerekiyor.

HSBC kartınız yeni mi? Yasa gereği aylık belgelenebilir net gelirinizin kartı aldığınız ilk yıl için 2 katı daha sonra ki yıllar için 4 katını geçemiyor.

Bir de hangi bankadan çıkarırsanız çıkartın limitiniz sabit olur. Tüm bankaların gördüğü bir müşteri limitiniz oluyor, onun toplamını geçemeyecek kadar limit artırabiliyorlar. Mesela play cardı kapatırsanız, hsbc limitinizi 500 tl daha artırabilir.

@Icha 1 sene falan anca oldu-olacak sanırım kartı alalı.

aslında uçak bileti almak için neredeyse kartın borcunun tamamını ödedim. ama sonra bi baktım thy ödemede hsbc'ye taksit yapmıyor. bu yüzden yapı kredinin limitini artırayım bari dedim.

hsbc'nin alotaksit olayı var bi de, o da 3300 tl'yi üstüne 6 aya bölmek için 300 lira falan ekliyor üstüne yaklaşık. Çok. :(

bir yıl arka arkaya(ya da toplam, emin değilim) 3 asgari falan ödediyseniz de limit o yıl artmıyor. baya şartları şurtları var. aksattıysanız zor yükseltmeleri, başka bankaların da.

findeks'ten toplam borç, toplam limit, aksatma durumlarını falan görebilirsiniz.

minyonsan cool olamazsın

Roman'da ve ParkBravo'da bir kaç model var bu sene.

Minyonsan olmaz +1

ramsey'e bakabilirsin.

kısa boya ve dar omuza uzun kaban gitmez. pastel tonlarda kısa kaşe montlar çok yakışır ama. şimdi kızlarda görüyorum bordo, sarı, lacivert tonları kemerli montlar. poponun yarısını örtecek uzunlukta.

OMUZLARIM GENİŞ :(((((

muğlaya git derim
yaşanır neden yaşanmasın?