çiçek gönderen erkek centilmendir, ince ruhludur, naziktir.
bu önce cepte olsun.
ben olsam, ilişkim iki günlük de olsa, 234 günlük de olsa; sevgililer günü de olsa, kabotaj bayramı da olsa, çiçek almak isterim.
sıradan bir günde, çok fazla şey hissetmediğim bir erkekten bile çiçek almak yüzümü güldürür, hoşuma gider.
bir şirkette çalışıyor olsaydım masamın baş köşesine koyardım hemen.
kısa ya da uzun, bir şekilde ilişki yaşadığı adamın gönderdiği çiçekten rahatsız olacak kadın nasıl bir kadındır ben anlayamıyorum.
iş yerine gelmesinden rahatsız olurum diyenler olmuş, olabilir tabii.
ama bence bunlar ilişkideki ruhu öldürür, coşkuyu bitirir.
ben mi 60'larda yaşıyorum, millet mi tuhaf oldu anlayamıyorum bu konularda.
yani akşam yüz yüzeyken verilen çiçekle, gönderilen çiçek farklı şeyler.
çiçeği alırsın, üstündeki kartı okursun, bir telefon edersin, iki kıkırdarsın falan...
güzel şeyler bunlar.
"bundan rahatsız olacak kadın olur mu yahu?" derdim, ama cevapları görünce tuhaf olan benim herhalde diye düşündüm.
eskiden aldığımız çiçekleri kurutup saklardık.
geçen gün lisede aldığım bir gülü alakasız bir çekmecede buldum mesela.
şimdi masraf diyen olmuş, çöpe atılır diyen olmuş...
kendimi 93,5 yaşında gibi hissediyorum.
o yüzden, karşısındaki kızı analiz etsin biraz.
en güvenlisi (?!) akşam görüşüldüğünde vermek herhalde.
ama sevgililer gününe karşı (sevgililer gününe karşı olmak ne demekse) olup da çiçek buketini adamın kafasına atar falan...
saksılı bir şey almasa bari.
bilemiyorum, şaşkınım.
edit:
60'lardan kasıt, kadın-erkek ilişkileri açısından.
teknoloji açısından değil yani...
belirtmiş olayım da.
0