Problem biraz da orada. Birlikle ilgili hiç bir iletişim bilgisi vermedi sağolsun askeriye. "İnternette bulursunuz" gibi saçma bir cevap verdiler acemideki komutanlarımız, ayrılış-katılış belgesinde de hiç bir bilgi yok, internette de yok.
Koca tugayı arayıp bana şu tabur şu karargahtaki adını bilmediğim ama komutanım olacak kişiyi bağlayabilir misiniz mi diyeceğim?

Dışarıda kalmaya izin olacağını sanmıyorum, kritik bölge olmasından dolayı. Misafirhane vs. konusu da düşündürüyor tabi. Asıl problem de nasıl ulaşacağım konusu. Zira doğrudan havaalanı olan Siirt'e inmek yerine KTM ile Elazığ-Batman-Diyarbakır-Siirt rotası çizilmiş bana. Ki teslim olacağımız tarih tam olarak arefe günü, dolayısıyla konvoy ne yapacak herhangi bir bilgimiz yok.

siirt merkez ise hic kafana takma 10 numara yerdir. 2 sene kaldim, teror vs sehir merkezinde yok. gidersen siirt fistigi gonderirsen sevinirim:)

hocam biraz çekinmekte haklısın sonuçta askeriye ancak koca tugayı aradığında konuşacağın adam oepartör bir er olacak. o da bir astsubaya filan bağlar zaten. o şekilde sorarsın, fazla babalanma zaten telefonda kimseye, güzel güzel derdini anlat. mümkünse sallıyorum tamamen, x taburunda x bölüğü x takım asteğmenine bağlar mısınız gibisidnen şansını da deneyebilirsin.

bol şans, sağ salim git gel.

Sağolun arkadaşlar cevaplar için.

@rentts not aldım :)

dalalım dalmasınada onu öldürmek verilerini geri getirmeyecek. bu işi prof yapanlar var www.verikurtarma.com gönder onlara yapsınlar işte. o adamdan parasını alırsın. ha birde toplanıp dövmek değilde tek dövmek daha cesurca geldi bana. ama insanca değil.

@douglas
Adam tutup dövmeyi prof. yapanlar gibi olmuş cevap ahahah. İşin şakası tabi, canı sağolsun. Kendi başıma bir software ile halledebileceksem göndermek istemiyorum kişisel bilgiler ve resimler sebebiyle açıkçası. O sebeple sordum.

bir de active partition recovery ile denemeni öneririm.

www.easeus.com

bunu bir dene.

bir de dosya değil partion olarak kurtarmayi deneybilirsin.

Hayatımda her şey olmasını istediğim gibi gitmiyor. Üstelik çok uykusuzum ama mutlu bir şekilde uyandım. Bakış açını değiştirmeye çalış. Mutluluk bir sonuç değil süreçtir.

Planlı bir şeyler yaparsam mutlu olabiliyorum ben. Bir işim yoksa dana gibi yatıyorum çok afedersin ama "arkadaşlarla piknik" gibi bir şey ya da bir randevulaşma varsa hem heyecanlı hem de mutlu uyanıyorum.

Gecenin nasıl bittiğine bağlı.

Yaz okulu bitecek, iş derdin başlayacak. Kimsenin tıkırında giden bir şeyi yok (portakal sulu kahvaltıya uyanan ve çalışmadan geçinebilen bir zenginsen o ayrı). Kendini zorlayıp motive edip mutlu olmaya çalışan insanlar var sadece. Mutlu kalkan yok, "mutluyum" diye kendine telkin edip çaba gösterenler var kısacası.

çok uzun zamandır uyuyamıyorum kalkarken de yorgun ve mutsuzum

hayat çok yolunda değil, yaklaşık 2 haftadır biri afyonda biri izmirde olmak üzere 2 kına 2 düğün geçirdim, ayaklarım topuklulardan yara oldu, imansızlara altın almaktan imanım gevredi,borç batağındayım . Ama bi sevgilim var ki tam bir eşşek sıpası sayesinde her güne güzel uyanıyorum. kendine mutluluk sebepleri yarat :)

o yazdığın şeyler de hayatında olmadığında, bu sefer başka nedenlerden dolayı mutlu olmayacaksın.

mutsuz olmak için sayısız sebep buluyor insan her daim.

sabah kalkarken mutlu olan biri mi? gerçekten hayal bile edemiyorum böylesi var mı...

2-3 saniyeliğine mutlu uyanıyorum ama sonra aklıma boşu boşuna patlamadan çatlamadan terörden öldürülmüş insanlar geliyor. Bencilce düşünürsek mutluyum bi sıkıntı yok ama düşünemiyorum. Ya da fazla düşünüyorum. Bilemedim.

son birkaç yıldır çok mutsuz uyuyorum. gün içinde çok mutsuzum.
ama sabahları hep mutlu uyanırım. saatler geçtikçe bok olur günüm.

Değiştirmek istediğim, keşke başka türlü olsaydı dediğim birkaç şey olsa da genel olarak hayatımdan memnunum ve mutlu uyanıyorum. Hayatta geçirdiğim çok zor dönemler oldu ama modum kendimi bildim bileli hep yüksekti benim. Yapı meselesi bu sanırım.

Bir arkadaşım var benim, ailesi inanılmaz zengin, aklın hayalin almaz o derece. Kız 28 yaşına geldi hala daldan dala konuyor, bir üniversiteye giriyor bitirmeden diğerine geçiyor, yediği önünde yemediği ardında ama gel gör ki ondan mutsuzu ondan bedbahtı yok. Kendisini tanıdığım andan beri depresyonda, rahat batıyor zahir.

Ben ise ruhsal durum olarak bu kızın tam tersiyim. Çok basit şeyler bile keyfimi çabucak yerine getirebiliyor benim. Bir de hayatta değiştiremeyeceğim şeyler ve mecburiyetler yüzünden üzülmem. Bir şeyi yapmak zorundaysam yaparım, "uufff ne salak bir şey yaa neden uğraşıyorum bunlarla neden yaa neden! :(" moduna girmem. Hatta tam tersi bu tip meşakkatli evrelerden geçerken moralimi her zamankinden yüksek tutarım zira o zaman bu tip sıkıntılı dönemler çok daha çabuk geçiyor.

Hayat baya bok gibi ben de yaz okulundan beter bir bute kaldım ve muhtemelen okulum 7. Yıla uzayacak ama garip bir şekilde bugün mutlu ve enerjigim. Arada oluyor böyle.

Yorgun ama mutlu kalkiyorum. Sikiyosa mutsuz kalk max 5 dk suruyor sebek sagolsun

@köstebek kurabiye
Pozitif düşünemiyorum. Ortada kötü bir durum varsa kötüdür, istedeğim kadar olumlu düşüneyim sadece kendimi kadırmış olucam. 11 gün sonra Muse geliyor mesela, hem okuldan hem de fahiş bilet fiyatlarından gidemiyorum. Hoşlandığım kızın ne yapmaya çalıştığını çözemiyorum ki ciddi anlamda hoşlanıyorum rüyalarıma falan giriyor, olmayacak bu iş de. Ailede aldatılma olayı yaşadıktan sonra kimseye en ufak güvenim zaten kalmadı. Başkası için çok sıradan olup benim çok isteyip yapamadığım şeyleri görünce umut falan kalmıyor.

uzun zaman oldu.
birdenbire üzüldüm la kendime.

Ben. Çarşamba hayvan gibi bacak çalışmışım, yataktan zor çıktım, yeni uyanınca ağrı çok oluyor. O bi mutlu ediyor insanı. Sonra soğuk duşa girince yaşadığımı hatırlıyorum. Mutlu olmak için alengirli şeylere ihtiyaç duymuyorum. Dövme yaptırmak dışında. Ha bide huzur kampta.

sonuçta abd'nin öncülüğünde kurulmuş bir proje. küfrü basıp kendi hallerine bıraktığında abisine ne diyecek ki türkiye? ne diyebilir? 'mittifikimiz' diye geziyorlar her yerde. ha, kaba organı yerse bıraksın. sonuçta ışid'e silah yardımı yapan biziz. neden kendimize sıkalım ki? o kadar göstermelik şeyler oluyor ki, kimin eli kimin cebinde belli değil.

biri diyor ki, abd ışid'i petroller için bir kukla olarak kullanıyor. diğer yandan göstermelik vuruyor. türkiye ışid'e silah yardımı yapıyor, diğer yanda ona karşı mücadele, bir diğer yanda suriye petrollerinden ufak paylar alması..

ilginç olaylar. köy kaba organına gitsin diyebiliriz ama iç yüzünü bilemiyoruz.

"sonuçta abd'nin öncülüğünde kurulmuş bir proje. küfrü basıp kendi hallerine bıraktığında abisine ne diyecek ki türkiye?"

"sonuçta ışid'e silah yardımı yapan biziz."

(yardım ettiğini farzediyorum)
Öyleyse Türkiye Amerikanın telkini veya emri ile yardım ediyor işid'e

@tosiba Öyle mi?

Yoksa Amerika, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa ve tüm diğer istihbarat servisi olan ülkeleri aldatıp, onlardan gizli işide yardım edip, petrolünü mü alıyor?

kendi hallerine bırakılmalılar çünkü sınırlarımız dışında yürüttüğümüz her türlü askeri operasyona karşıyım.

niye eğitiyoruz ki onları? örgütleyen silahı veren kimse o eğitsin. kaldı ki ırak hükümeti de oradaki varlığımızdan ve yaptıklarımızdan rahatsız,topraklarından çıkmamızı istiyorlar. bizimkiler ise hiç siklemeden oradaki özerk bölgede kafalarına göre takılıyorlar. nasılsa ırak güçsüz, nasılsa amerika izin veriyor diye en hafif tabirle şımarıklık yapıyoruz.

bizim topraklarımızda bizim rızamız olmadan üs kuran ve ayrılıkçı gruplara eğitim veren bir komşumuz olsa nasıl olurdu?

Barzani ile pkk'nın hedefleri aynı. Mücadele oluşan kürdistan'ı ben yönetirim, yok ben yöneteceğim mücadelesi.

Destek değil, köstek olunması lazım ama işte...

abd oyun kuruyor, her 3 tarafta kurulan oyunu oynuyor.


.

@vapurlarfalan

türkiye'nin ışid'e yardım ettiği zaten belgelerle, fotoğraflarla ortaya kondu. silah yardımı meselesinde tırlar için böyleydi.

geçtiğimz günlerde mecliste ışid'in ses kaydının konuşma metnini gösterdiler. gaziantep'te nasıl hastane kurduklarını, militanların otelde kaldığını ve bunların dinlenmesine rağmen emniyetin nasıl hiçbir müdahelede bulunmadığı..

kimse bir yerinden uydurmuyor. akp'liler gibi de kimse peçete kağıdı sallamıyor kürsüden. adam buyrun alın, dolaştırın belgeleri okuyun dedi. hepsi ortada, türkiye'nin ışid'e destek verdiği zaten açık.

evet, amerika'nın telkinleriyle yardım ediyor. öte yandan abd abisinin ağzına sürdüğü bir parmak petrol ile de sesini kesiyor, uslu uslu yardıma devam ediyor. ırak'tan türkiye'ye gelen petrol tanklarının görüntüleri de rusya tarafından servis edildi zaten.

almanya, fransa vs. bunların haberi olmadan olması mümkün değil zaten. hepsi enayi mi de o kadar uçak gönderiyorlar incirlik'e? biri akdeniz'e gemi gönderir diğeri uçak. türkiye gibi kukla bir devlet dahi pay alıyorken, onlar da elbette pay alıyor.

ortadoğu'da güzel bir tiyatro dönüyor açıkça. ışid'in onca saldırıya rağmen hala ayakta kalmasının başka bir açıklaması olduğunu düşünmüyorum. belgeler de zaten onu gösteriyor.

@tosiba

Bana tek bir, inkar edilemeyecek, bariz delil verir misin?

Ben şuana kadar yurtdışında bu sözleri söyleyenlerin tek bir cevap veremediğini fazlasıyla gördüm.

İspatın nedir? ispat olarak tır göstermezsin umarım. maddi gerçeklere dayanan bir ispat göster lütfen. Benim de ağzımı açık bırak.

insan biraz utanır. ışid Türkiye'den destek alıyorsa, niye bu kadar bomba patlatıyor???

pkk'da pek çok iş ve eylem yapıyor, hükümet engelleyemiyor. Bir acziyet var ama bilerek göz yumulmaz.

Suriye'ye giden tırlar oldu. cia ile birlikte yaptılar ve silahlar öso'ya gitti. O zamanlar ışid vs. de hep öso'nun içindelerdi. Ancak daha sonra olay başka boyutlara taşındı, ayrılıp ışid'i kurdular. Bu aşamadan sonra Türkiye bir süre sessiz kalsa da kesinlikle ışid'e yardım etmedi. Şu anda da ışid karşıtı koalisyon içinde.


.

Bırakamaz ki. Kırmızı çizgileri öyle bir aştık ki bir zamanlar kurulamaz dediğimiz Kürt Devleti şu anda karışık Suriye ve Irak ile aramızdaki tampon bölge oldu. Perşmerge olmasa Suriye ve Irak batağına daha fazla düşerdik maalesef, 15 senede getirdikleri hal bu. Şimdi tek çabamız farklı ülkelerdeki bu otonom Kürt yönetimlerin birleşmemesi olmalıyken halen daha bunu engellemeye yönelik bir çalışma yapmadığımız gibi salak bir gerekçeyle Rus uçağını düşürüp Suriye'den de dışladık kendimizi. Hiç bir kontrolümüz yok orada şu anda. Maalesef ilerleyen günlerde daha da muhtaç olacağız kendilerine çünkü petrol sahaları Kürt yönetimlerin elinin altında olacak. Türkiye'deki ayrılıkçı Kürt gruplar da tüm bu siyasi gelişmelerden güç alıp bir anda atağa geçtiler zaten.

@kartallar yuksek ucar

yanlış hatırlıyorsun. "Özgür Suriye Ordusu" Suriye rejimi ile ters düşen ordu mensupları tarafından sadece suriyeliler tarafından kuruldu.

İşid ile yakından uzaktan alakası yok. rejime olduğu kadar Suriye dışı güçlere karşı işid ve benzeri jihadistlere karşı da savaşıyorlar.

@kartallar yuksek ucar

Işid'i destekledik, çünkü merkezi yönetimin zayıflamasını istiyorduk. Komutanları Türkiye'de tedavi oluyordu, Fatih'te adam topluyorlardı. Şile'de Işid iftarına belediyenin su tankeriyle su taşıdığını bizzat gördük.

Bombalar patlıyor çünkü
A: Işid'e destek verilemez oldu çünkü Işid isyancı-islamcı hilafetçi gruptan vahşi terörist gruba hızlıca evrildi ve savunulamaz oldu. Desteğimizi kesip koalisyonla bomba yağdırınca düşmanları olduk.
B: Bombaların patlamasına göz yumuluyor. 2 sene önce PKK'ya nasıl göz yumuluyordu? Unuttunuz galiba. Şu an PKK bombaları da patlıyor, çünkü yığınak yapılmasına izin verildi. Işid'e de izin verildi.
C: A ve B'dekileri yapan insanlar, başkanlığı elde etmek için kaos ortamı yaratabilir, işlerine gelir. PKK'ya göz yumulduğunu biliyorsun, Işid'e göz yumulduğunu biliyorsun da bu bombaları patlatmayacaklarını mı düşünüyorsun?

* ÖSO, cia ve Türkiye tarafından kuruldu. Dünyanın pek çok yerinden cihatçı(!)nın suriye'ye geçmesi sağlandı.
* Belli bir süre sonra ÖSO içindeki bir grup ayrılıp, IŞİD'e katıldı ve sonrasında da büyümeye devam etti.
* ÖSO'dan pek çok kişi ve PYD'den de pek çok kişi Türkiye'de tedavi gördü.

Ancak ışid'e geçenlere resmi, lojistik, silah yardımı yapılmamıştır. Bir süre sessiz kalındı, sonrasında da karşı çıkmaya başladılar.

Işid adam topluyormuşta, toplanmışlarda bir sürü hikaye. pkk bu ülkede 30 senedir adam topluyor, eylem yapıyor. Olması göz yumulduğu manasına gelmez.

Türkiye'nin yanlışı yok mu, var. Baştan sona tüm Suriye politikası yanlış ama bu yanlışların içinde ışid'e destek yok...

.

www.youtube.com

eren erdem'in ışid ile ilgili meclis konuşması.

şimdi buna inanmayanlar çıkacak, zamanında akp'li bakanın 250 bin liralık saatini maaşımla aldım dediği zamanlarda kürsüden salladığı peçete parçası gibi nitelendirenler olacak.

bu adam diyor, alın abicim kendiniz bakın. hatta dolaştırın aranızda. bu adam yalan söylüyor olsa, zaten ilk açığında mahvederler. ki doğruları söylemesine rağmen yine havalimanında adamı resmen göz hapsinde tuttular.

pkk ile ışid'i bir tutamazsın her şeyden önce.

pkk'da adam topluyor 30 yıldır, evet. ama pkk'yı besleyenler belli. neden gelip bu adam karadeniz'den adam toplayamıyor öyle rahat rahat? barındırırlar mı adamı? gidiyor güneydoğu'da kendi sempatizan ailelerinden topluyor yahut kaçırıyor. besleyeni var ve barınıyor.

ışid'in de besleyeni var. dedim, diyorum. onca ülke ışid'e karşıyken, zamanında 15 bin militanı olduğunu açıklamışken, ki o zaman da abd adamların tepesine füze yağdırıyorken bu kadar büyümesi, ayakta kalması normal mi? normal görüyorsanız hayret ediyorum.

kaos ortamı yaratılıyor mu? evet.

7 haziran'da sonra çıkıp 'milleti ya istikrar ya kaos dedik, millet kaosu seçti' diyen danışman burhan kuzu değil miydi? bizzat kendisiydi. 2 yıl pkk'ya göz yumuldu, adamlar silah depoladı, envanterini genişletti, adam topladı.. kocaman bir 2 yıl boyunca öylece toparlanmalarını izledik. bugün acısını çekiyoruz. kaos ortamını seçmişiz, buyrun kaos. 7 haziran'dan beri gelen şehit sayısı 550'yi geçti. pkk'ya 2 yıl göz yumup seçim kaybedince onları halkın üstüne salan zihniyetin ışid'i desteklemesi neden bu kadar garip geliyor?

A, B, C diye sıralamak güzel, ciddiyet uyandırıyor ama

1- Boş konuşmaktan öteye gitmiyor
2- Ülkesine karşı bir haset beslediğini gösteriyor
3- halen tek bir ispat yok.

@kartallar

Ben Şileli'yim. Ezbere konuşmuyorum, gözümüzle gördük.

(git: www.vidivodo.com) O namaz videosunda arkada gördüğün tuvaletler, açıda olmayan su tankeri bizzat İBB tarafından alana getirildi. Bu piknikte Işid broşürleri dağıtıldı. Cihad sloganları atıldı.

”Bize savaşın başında katılan savaşçıların çoğunun yanı sıra teçhizatımız ve tedarikimiz Türkiye üzerinden geldi”
"Bazı savaşçılarımız, hatta IŞİD’in üst düzey üyeleri Türk hastanelerinde tedavi gördü."
Işid Komutanı röportajı, 12 Ağustos 2012, Washington Post

IŞİD’in en üst düzey komutanlarından ve El Bağdadi’nin sağ kolu olan Ahmet El H, Şanlıurfa’da bir hastanede tedavi gördü. Sağlık Bakanı iddialara karşı "Bu insani bir konudur." dedi. Işid Komutanı gözaltına alınmadı, tutuklanmadı.

"Mücahitlerin ülkemiz sınırlarından Suriye’ye geçişlerinde Hatay ilimiz stratejik bir konuma sahiptir. İslamcı gruplara lojistik desteğin aktarılması, eğitimleri ve yaralıların tedavisi ve mücahitlerin geçişleri ağırlıklı olarak buradan yapılacaktır. Milli İstihbarat Teşkilatımız ve ilgili merciler bu konuda görevlendirilmiştir.” 13 Haziran 2014 tarihli İçişleri Bakanlığı Genelgesi

Yani böyle binlerce şey varken ben inanmıyorum, olamaz deyip geçmek ne güzel. Bağcılar'da Işid Hediyelik Eşyaları satan bir dükkan var, halen açık. Adresini de vereyim mi?

(git: www.diken.com.tr
)

@vapurlarfalan

Yazdığını yeni gördüm. Polemiğe girmeyeceğim, sadece ülkeye haset beslemiyorum ve senden daha fazla sevdiğime eminim. Nasıl ki zamanında ne dediysek vatan haini ilan edildik ama bugün dediğimize gelindi; PKK ile masaya oturmanın hata olduğunu gördüler, cemaat belasını gördüler, komutanları hapise atmanın bedelini gördüler ve sanki bunları savunan kendileri değilmiş gibilerdi; ışid konusu da aynısı olacak, ki oldu bile. "Sinirli çocuklar"dan terör örgütüne evrildi çok şükür.

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, sırf Esad'ı devirebilmek için karşısındaki tüm güçleri destekledi, cesaretlendirdi. Bugün de gene taktı geri vitese gidiyor. Komutanların tedavi edilmesi, militanların Türkiye üzerinden geçisine izin verilmesi, ne olduğu belirsiz grupların eline silah gönderilip Işid'in eline geçirilmesi yanlıştır ve asıl vatanını sevmeyen buna izin verenlerdir, eleştirenler değil.

Vatanını seven ne yaparsa ses etmeyen değil, doğruyu yapması için çalışanlardır. Sanki Öso kadın, çoluk, çocuk öldürmüyor da ona silah gitmesi normal. Bravo.

Ben kendi düşüncelerimi söyledim. İnanmak istemeyenin kendisinin bileceği bir iş. Ancak bu işin bilerek kampanya haline getirildiği için uyarmak istedim. Bunun bir sonraki aşaması, Türkiye ışid'e destek veriyor diyerek demokrasi bombalaması yapılmasıdır. O zaman pişman olursunuz bunları desteklediğinize...

O demiş, bu demiş vs. hepsi hikaye. @mimarbasi,

* Ben de gidip belediyeye bir pikniğimiz var, yardım edin desem, araya adam soksam getirtirim tankeri, tuvaleti. Bu belediyenin orada ışid bildirisi dağıtılacağını bildiği manasına gelmez.

* Mücahit çok genel bir kavram. Suriye'de savaşan Türkmen ve ÖSO kuvvetlerine de mücahit deniyor.

* Hediyelik eşya dükkanı ise tam zaytung'luk bir haber. Oradaki Peygamberimizin mührü. Sen islamın simgelerini kullanıyor diye ışid'e mal edersen yanlış olur. Bir terör örgütü haç'lı bir sembol kullansa, tüm dünyada haç satımını yasaklamak mı lazım?

Bu konuyu çok uzatmak istemiyorum. Dileyen, dilediğine inansın. Ben Suriye'nin bu hale gelmesinde en büyük sorumululuğun ve yanlışın Türkiye'de olduğunu düşünüyorum. abd tarafından büyük oyuna getirildiler ve büyük kazık yediler. En başta bu silah gönderme, suriyeyi karıştırma işine hiç girişmemeleri gerekirdi...

Kendi sorumu cevaplayayım. Eğer yedek subay aday adayı iseniz (kısa dönem hakkı olanlar) geçerli duyuru Mayıs ayında yayınlanan şu duyuru:

(git: www.msb.gov.tr)

Yani yarın herkes e-devletten girip bakacak grubuna ve yerine. soruda verilen link er-erbaş adayları için (uzun dönem). Yarın bakıldığında da hangi gruba (Ağustos - Eylül Sevki) tabi olduğumuzu öğreneceğiz.

Uzaydan kasıt kara delikler, zaman ve evrense Stephen Hawking - Zamanın Kısa Tarihi

yıldızların altında, yıldızların zamanı çok güzel kitaplar ama satışları yok, kütüphanelerde bulabilirsiniz. onun dışında evrenin kısa tarihi bu ikisine göre daha ağır ama çok iyi. carl sagan'ın kitaplarını da öneririm. bir de eğer biraz daha roman havasında bir kitap da olur derseniz yıldızlar altında bir yıl var, gökyüzünün mevsimlere bağlı değişimini bir amatör astronomun hayatı üzerinden anlatması açısından oldukça güzeldi o da.

3-4 kez denedim. Her seferinde "bu kadar insan yanılıyor olamaz" diyerek tekrar şans veriyorum. Yok aga, bu kadar insan yanılıyor. "Çiğ balık yiyor adamlar" geyiği olacak ama bildiğin çiğ balık kokusu yerken burnuna burnuna da geliyor.

Not: Balık da mecbur kalmadıkça ve rakı yoksa sevmeyen bireyim. Kokoreçi götürür, kalamara yumulurum. Midyeye biraz mesafeliyim.

Dünya mutfaklarıyla arası iyi olan biri olarak ben pek beğenmiyorum, çok yavan, lezzetsiz ve bazen de plastik yiyormuş hissine kapılıyorum ama damak zevki tabi.

ben ilk denediğimde californis roll denemiştim çünkü onda çiğ balık yok. çok sevmiştim daha sonra hepsini yemeye başladım.

vallahi bayila bayila yiyorum. 2-3 damla soya sosuyla deneyebilirsin eger kokusu cok fazla rahatsiz ediyorsa.

bu kadar insanın niye yanılması gerekiyor? dünyadaki 7 milyar insan aynı şeyi sevecek diye bir kural mı var? seven yer, sevmeyen yemez. "türk ağız tadına uygun" kalıbı da çok saçma bence. dünyada milyar tane farklı şey var. bunların hepsini 3-5 kez yesen, bir kısmına hasta olursun. bir kısmından da nefret edersin. bunun ağız aşinalığıyla alakası yok. o sadece bir tadı 1 kere deneyip de "aha bu bizim biber dolma gibi aynı" shortcut'ını beyne atmadan rahat edemeyen tembel ağızlı insanımızın beklentisi. hiçbir şeyle eşleştiremeyince beğenmediğini sanıyor. 3-4 kez yese o da aşinalaşacak halbuki. 3-4 kez yiyip de sevmeyen zaten zorlamasın. herkes aynı şeyi sevse dünyada balık kalmaz.

ben seviyorum. sıcak rolllar daha sevilebilir gibi.

Cok seviyorum. Turkiyede hic yemedim. Bizim orlarda luks degil ogrenci yemegi gibi zAten. Guzel, fresh.
Maki de guzel ama. Favorim zaten avokado maki.

Sonra somon ve ton balikli sushi.

Yosunu cok kokuyor.

yani fena değil ama olmasa aramam öyle diyeyim, damak tadına bağlı. Başlangıç için california roll tavsiye ederim

Mümkündür.
Sayfa numaralarının görünebilmesi için kitabı calibre üzerinden kabloyla atman gerekiyor diye biliyorum. Ondan sonra o loc yazan yere bir iki kere bastığında değişecek o sayı sayfa numarasına gelecek.

bazı kitaplarda sayfa no.da yazıyor. ama hepsine geçmedi.

location da ediğiniz gibi 6'şar 10'ar atlıyor.

Kindle yapısı gereği sen fontu büyütüp küçülttüğünde sayfa numaralandırması da değişiyor buna göre. Yani ortada gerçek anlamda bir sayfa olmadığı için yüzdelik dilim ya da diğerleriyle anlatmak zorunda kalıyor. Büyük fontla bir paragraf sığsa 500 sayfa(?) sürecek, en küçük fontta 200 sayfa. Tabii bu anlattığım dijital için özel olarak üretilmiş kitaplarda. Yani görmek istediğin ne? Kindle'da kaç sayfa çevirdiğin mi? Basılı halinde kaçıncı sayfaya denk geldiği mi? Kindle'ın işte bu sebeple kendi numaralandırma seçenekleri var. Yüzdeye alış bence o daha basit geliyor bana.

Calibre'den atılanların bir kısmı gerçek kitabın taranıp ocr ile mobil formata getirilmiş hali. Ancak bunlarda da desiğim gibi yine Kindle'da fontu pinch ile büyütürsen Kindle'da 3 sayfa da değiştirsen hala atıyorum 16. Sayfayı okuyor oluyorsun. Bu sebeple kafan karışıyor. O yüzden yüzde iyidir, yüzde candır. :)

tamam süper bence de böyle.

yani 20TL yerine 14TL iade etmemde yasal olarak da bir sıkıntı yok.

sitede de satış sözleşmesinde de yazdık aslında; kampanya dahilinde kazanılan haklar, kampanyadan çıkılması halinde iade edilir vs. tarzı.

ama işte sözleşmeye yazsak bile, yasa neyse o geçer o yüzden sormak istedim :)

öyle yapıyorlar. 50'nin altına düşünce iade edilecek tutardan kargo payını kesiyorlar.

öncelikle ianal.

mesafeli satış sözleşmenizde böyle yazıyor mu ona bakın. dün yaptığım alışverişlerin sözleşmelerine baktım, böyle yazmıyor. sizin dediğiniz mantıklı geliyor. ama alıcı olarak bana böyle yapsalar ilk olarak sözleşmeye bakarım.

Kendimi yerinize koyuyorum. Hakkınız tabiki ama ben olsam kargo parasını kesmezdim. Ancak daha sonra suistimal olmaması için de mailde "yapmamız gereken .... kesinti de size özel olarak memnuniyetiniz gözetilerek kesilmemiştir." derim. İyi izlenim 10 tl kargodan önemli bence.

sanırım sekiz yaşındaydım o zamanlar, bi sabah uyandığımda çenemin oralarda bir şeyin pıt pıt pıt gezdiğini hissettim ve hışımla uyandım yüzümde kocaman bir hamam böceği. dondum kaldım ilk başta ama sekiz yaşındaki bi çocuğun daha sonra o korkuyla nasıl bir tepki vereceğini hayal edin. şu an bir şey yok korku falan ama yine de nerde görsem bir irkilme geliyor.

Düşündükçe daha çok artıyor bu. Odayı değiştir bir iki gün, salonda falan yat. Olayın tazeliği geçtikten sonra biraz normale dönersin bence. Ben de seneler önce apartmana girince bana doğru koşturan fare ile gözgöze gelmiştim, halen hafiften tedirgin olurum girerken.

komple evi ilaçlatsanız? ilaçlandıktan sonra oturmaya devam edebileceğiniz ilaç türleri var.
uçanıyla karşılaşmadığınıza dua edin. asıl onlar tam bir pislikler :(

"Neden sokaktaki 80 yaşındaki amca evinde torun seveceksen bana selpak uzatıyor lan?"

Ya sen naptın gece gece :/

Herkes kendini kurtaracak işte. Insanların kıytırık memurluk için aylarını dersane köşelerinde stresten tırnak kemirerek curuttukleri bi yer iste. En kötüsü de olsa bi yerden sonra normalin o oluyor. Keşke olmasa.

Üzdün beni ya, güzel özetlemişsin ağlamaklı oldum.

Ne yapacağız bilmiyorum. Ruh hastası olacağız, öyle de yaşamaya devam edeceğiz sanırım. Napalım. Benim yurt dışına gitmek gibi bir isteğim zerre yok. Çok daralırsam en fazla ıssız kuytu köşe bir yere yerleşir elimi eteğimi güncel davalardan, politikadan, ülkenin gidişatından mümkün olduğunca çekerim diyorum. Ha bu da bana suçluluk hissettiriyor. Ülkenin aydın genç kuşağından biriymişim gibi düşünüyorum ve ilgisiz davranmak, arkamı dönmek ihanetmiş gibi geliyor. Ama ne yapabilirim onu da bilmiyorum.

Öperim seni, yüreğini ferah tut ne diyeyim. Yine de belki biz göremesek bile çocuklarımız, onlar göremese bile torunlarımız..

Yani bizi bokun içine at. Bi iki debelenir ama orada da yaşarız. Insanın her halta alışıyor. Keşke alismasak ama alışıyoruz. O amcaları görüp bi iki dertleniyor, sonra işimize gucumuze bakıyoruz. Keşke bakmasam. Ama işte sorunun çözümü zaman istiyorsa aklımızı kaçırmamak için görmezden gelmeyi öğreniyoruz. Yaşamaya devam etmek için. Ne varsa bu yaşamakta da artık. Umut ediyoruz demek ki. Gün gelir güzel günler de görürüz diye. Ne bileyim ya, Gece gece üzdün beni de.

bravo. diyecek bir şey yok, kitlendim kaldım.

@damdanakan Kurtaramıyoruz işte. Tepemizde 30 milyon insan tepiniyor. Eziliyoruz altında. Sesimiz çıkmıyor ki? Ağaçları kesme diyorsun hainsin, 3.Köprü yanlış diyorsun tırıvırısın, kadın hakkı diyorsun hümanist pıtırcıksın, niye patlıyoruz diyorsun teröristsin. Annem yarın öbür gün olur da şehit düşersem "Ne oldu benim oğluma?" Derse o malum zat bir elinde mikrofon diğer eli havada benim anneme laf edecek lan? "Terbiyesiz kadın, şehit annesi olmuş şükredeceğine isyan ediyor!" diyecek. Demeyecek mi? Kim ya bunlar?

Oooof of.

Öncelikle başka tiplere bakarak inancının sarsılmasına izin vermemen gerektiğini düşünüyorum. Ben ateistim, yani kendimi bildim bileli bu şekildeyim, böyle mutluyum, inanç diye bir şey bana yüklenmemiş sanki. Yalnız, gördüğüm kadarıyla senin bu bireysel alanında, kendi çapında yaşadığın inancının gerekliliklerinden ve ritüellerinden büyük keyif alıyorsun. Dolayısıyla sırf başkalarını kafaya takarak bu keyiften uzaklaşma. Din, inanç senin kendi alanındır.

Diğerlerine söylenecek çok şey var da gerek yok şimdi. Yalnız lahmacunun 5 lira olması hakikaten çok saçma.

sokağa çıkıyorum nereye baksam suriyeli, 22den sonra içki alamıyorum, alsam bile sanki kokain satar gibi saklı gizli veriyor zavallı bayici.

hadi tamam zihniyetiniz ülkeyi ileri götürmüyor ama geriletmesin be kardeşim. 10 yıl önceyi mumla arar olduk.

Bazen tasi taragi satip egenin issiz bi kosesinden iki donum toprak cevreleyip tarim ekonomisine donsem mi diyorum. Uzay caginda mutsuz yasamaktansa ilkel olup mutlu mu olsam acaba? Skym

@soso ahahahah, ya senin gibi insanlar yüzünden kopamıyoruz işte ülkeden. Oradan o lahmacunu çektin aldın ya dert olarak. Sen gönlü güzel adamsın işte.

Din konusu örnek, yani inan inanma bayramda el öperdik. Şimdi 9 gün tatil dışında bir şey ifade etmiyor. Anlatmak istediğim bu. Bu ülkede "değer" adına ne varsa bu ahlaksızlık içinde yitip gitti. Geriye bir b.k çukuru ve içinde debelenen biz kaldık. İki grubun tutunacağı ortak hiç bir şey yok artık.

Bunlar hep asgari üstü maaş almaktan. Gir bi asgari maaşlı ise, "Eve yürüyerek mi gitsem, otobüse mi binsem? Yok ya yürüyeyim, İki adımlık yol için gitmesin 2,4 lira" hesapları yapmaktan böyle değermiş, ahlakmis düşünmeye fırsatın kalmaz. Herkese tavsiyemdir. Her şeyi unutturacak kadar zengin olmadıktan sonra para kazanmanın da anlamı yok. Kitap alacak kadar parası olmayacak insanın bu ülkede.

@buff Teşekkür ederim, "yavaş yavaş deliriyoruz, kimse farketmiyor. Kendimiz bile." işte. @yons @absinthe75c 26 yaşında adama her gün sgk hizmet dökümünde emeklilik kaç sene sonra diye hesap yatıran bir ülke burası. En güzeli köye dönmek de işte ne köy eski köy, ne köylü milletin efendisi. Kendi bataklıklarında boğulan, iş bulurum diye akp'li kim varsa yanaşan, o meşhur eski tevazusunu toprağın altına gömüp, cahilliğe övgü yapan insanlara dönüştüler maalesef. Hepinizin köyü artık böyle değil mi?

İyi de @dandanakan , bu ülke hiç bir zaman asgari ücret üstüne çıkmadı ki? 95,96'da da vardı bu asgari ücretle çalışanlar. Dediğinin tam tersi sanki hesap yapmaktan vazgeçip her şey yolundaymış gibi davranmaya başladı herkes. Ben iyi kötü kazanırken bu kadar bunalıyorken bu adam asgari ücretiyle neden mutlu bu kadar? Ya da mutlu demeyelim mi, memnun? Anlamıyorum dostum, anlamıyorum.

mevcut durumdan herkes şikayetçi aslınca ancak bir yerlerden bir şey gelir, güçlünün yanında olalım kafası gidişatı daha da kötüye götürüyor.Bunu yapanlar genelde eğitimsiz insanlar ve sonuçtan en çok zararı görecek kişilerde kendileri.Adam bir paket makarnaya tav oluyor.

Bilim,sanat vs hiç bir zaman olmadı bu ülkede o açıdan bi beklentim yok ancak bir mizah duygumuz vardı o da günden güne azalarak yok oluyor. Üniversite kampüslerine 2. 3. cami yapılırken gençlerin kendilerini geliştirebilmeleri adına hiçbir girişim yok. Hayalsiz ve mutsuz bir gençlik var. Hayat pahalılığı da cabası. Giyimden beslenmeye kadar her şey pahalı.Halkı fakirleştirip eğitimsizleştirip her şeye tamah edecek hale getirmek istiyorlar.

Geçenlerde uzun zaman sonra Taksimdir ortaköydür bir gezeyim dedim. Kalabalığa karışınca bir ürperti geldi içime. Ne tarafa baksam arap, suriyeli vs. Ülke kevgir gibi olmuş. Elini sallayan sorgusuz sualsiz girebiliyor ülkeye. Evden metroya kadar yürürken 4-5 durdurup para istiyorlar.Annem babam olmasa başka bir ülkeye bir yaşam kurmak isterdim kendime

organizasyon yeteneğimiz yok, farklı inançlardan farklı kültürlerden farklı kişiler ile aynı amaç uğruna bir araya gelemiyoruz, bir şekilde bunları aşarak direniş göstermemiz lazım yada komple ülkeyi teslim edeceğiz ve gideceğiz bu kadar basit.

direnişin nasıl gösterileceği ise duruma göre pasif, agresif vs. olabilir ama organize olmadan hiç bir şey yapamıyoruz bu çok açık. organize de olamıyoruz o halde götü kurtarıp gitmekten başka çare yok bence.

boş muhabbet olmuş
haybeye karartmışın içini

"buna da şükür"

güzel özetlemişsin..

bence biraz uzaklaşmaya ihtiyacın var, haber falan izleme milletle siyaset ya da başka bir şey tartışma.

yurtdışına değil de küçük bir tatil kasabasına git, köy kahvesinde sıradan bir 80 yaşındaki adamla çay iç sohbet et, bir pınar bul elini yüzünü yıka, fotoğraf falan çek. sadece kuş seslerinin olduğu diğer her şeyin sessiz olduğu sokağıı bul. o an kendini bile dinleme..

çünkü her şeye rağmen hayat devam ediyor..

tv izleme geçer hocam.

aynı ben :(

sanki köye gidip tarla çevirsen seni rahat bırakacaklar
bi şekilde toprağını suyunu zehirler ağacını keserler burası türkiye

siyasal islamla yönetilen dünyadkai istisnasız her ülkenin sonunu yaşıyoruz arkadaşlar. kendinzi daha kötüsüne hazırlasanız iyi olur.

siyasal islamla yönetilip de bunlar dışında şartların olduğu tek bir ülke yok dünyada.
ve iş daha da tırmanacak.

siyasal islam yok edicidir. asla üretmez, asla yapmaz, asla ortayolcu olmaz, asla asla asla. tüketir, ötekileştirir, karıştırır, çalar, çırpar.

@redeath @hakim oynayin dedi
valla televizyon izlemeyi bıraktım zaten her kanalda adamı görmekten. Sinirim bozuluyor ciddi ciddi. Politika falan da konuşmuyorum artık, takip de etmemeye çalışıyorum ki genelde politika konuşması sevilen/istenen biriyim. Ona rağmen bu haldeyim.

Yahu Rusya'ya çalışmaya gideyim dedim, Rusya ile kriz çıkardı. Kız arkadaşıma sürpriz yapacağım, vize krizi çıkardı, kapı vizesinden iş yattı. Hastalık sebebiyle ödemek zorunda kaldım, 900 küsür GSS primi ödedim; ödemeyenleri affetti ama benimkini geri vermiyor. İyi vatandaşım, dolandırmıyorum kimseyi ya, cezalandırılıyorum resmen.

Ben hiç bir şey yapmasam bile adam hayatımı baltalıyor, şaka gibi.

Hislerin tercümanı, gündemin aynası olmuş yazdıkların.

Sorunun cevabı yok maalesef... Belki de Kapıkul'den dışarıdadır huzur, ben ciddi ciddi düşünmeye başladım bu ara ...

Ayipli (hatali) urunu iade etme, paranizi alma hakkiniz var yasal olarak.

Teknosa süründürür de süründürür. Israr edin para iadesi için. Maalesef yapamıyoruz derlerse tam olarak şunu diyeceksiniz. "Beyefendi 6502 sayılı Tüketicinin Korunmasına Dair Kanun'un 11. Maddesi uyarınca sözleşmeden cayma, ayıp oranında indirim, değişim seçimlik hakkı sizin tasarrufunuzda değil, bende bulunmaktadır ve ben çek, indirim, değişim değil para iadesi talep ediyorum. Eğer bu kanunu uygulamıyoruz diyorsanız getirin firma yetkilinizi kanunu uygulamadığınıza dair bir tutanak tutalım. Firma politikanız olduğunu da özellikle belirtin ki tazminat hakkım da doğsun."

Bunları kararlı bir halde avukat izlenimi oluşturacak şekilde söylersen tutuşur yüzde 90 yetkili özür dileyerek iade yapar. Yok yine diretirlerse de "Beyefendi şu anda bu kanuna karşı gelerek suç işliyorsunuz ve bunun cezai müeyyidesi vardır. İş bu raddeye gelecekse firma ve yetkili olarak başınız ciddi şekilde ağrır. Siz bilirsiniz, çağırıp polisi bu tutanağı tutturalım mı? Sürekli bu işlerle uğraşıyorum ben!"

Tebrikler. Bir adet iade işleminiz gerçekleşti. :)

Artık insanlarla bu tarz işlemlerde çok fazla tartışmıyorum ben. 2 dakika net araması ile ilgili maddeyi bulun, madde numarasını ve kanunun adını belirtin. Seve seve alıyorlar iadeyi.

İlgilenirseniz de ilgili madde şu:

6502 sayılı Kanun Madde 11 ;
“Tüketicinin seçimlik hakları
MADDE 11 – (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.
…
(4) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.
(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
(6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.”

@mimarbasi harika cevabın için sağol, yarın kesin deniyorum, eyvallah

@citanin ete doydugu an Ne demek :)

Seni aldatmaya gidiyorum mu desin.

Kizlarla orda karsilasmis olabilir mi ?

bunu ona sor. sen onu tanıyorsun yalan söyleyip söylemediğini en iyi sen anlarsın.

@angelus +1

Aldatan adam instagrama fotoğrafını koymaz. Kendisine sor bence.

kesinlikle halısaha macına gitmistir (beyler destekleyelim arkadaşı)

Kendisi koymamış fotoğrafı. O kızlardan biri koymuş.

@damdanakan İnstagramda baskasi onun fotosunu koyup etiketliyemiyor mu ?

ayrılma sebebi

"günün nasıl geçti" gibi birşeyler sorduğunda falan gününü anlatırken bundan bahsetmemesi sakat. tabi bunu "kıskanç değilim" dedin diye söylüyorum. ama dur yaf 1 dk, sana göre kıskançlığın ölçüsü ile bizimkiler belki tutmayabilir. yani kıskanç değilim derken pek de kıskanç biri olabilirsin belki de. önce bunu netleştirmemiz gerekiyor.

instagram'a gelince. birileri bizi etiketlediğinde şak diye hesaplara düşüyorsak saçmaymış. feysbuk'ta bile biz izin vermedikten sonra isteyen istediği yere etiketlese bile kaç yazar hani. koskoca instagram'da bu olay yoksa hiç de o kadar koskoca değilmiş bu instagram diyebiliriz.

matrix + 1

Aklıma bir de şu geliyor. Daha önce gittikleri yerlere laf etmişsen, şaka bile olsa 'Bensiz içine sindi mi' tarzı demişsen ya da 'Yaaa oraya beraber gidecektik' diyeceğin bir yerse, sen tepki vermeyesin diye de söylememiş olabilir.

aldatan adam kendini etiketlirmez, etiketlenirse de ışık hızıyla kaldırır. öğrenin bunları. biz mi anlatalım (adam olun, akıllı olun. kimseyi aldatmayın tabii)

kız arkadaşları ile buluşurken normalde söylüyorsa sana sadece bunu söylemediyse niyeti daha farklı olabilir. Belki gizliden flört ediyorlardır. ya da orada bir şeyler olacağını düşünüyordur.

Olay onun niyetinde bitiyor yani normal arkadaşları olsa herhangi farklı bir şey düşünmese zaten söylerdi.

Ya bu tarz adamları nereden buluyorsunuz. Ben yerinde olsam ağzına sıçarım.

erkekler doğası gereği tek eşli olamıyor, bu tarz durumları hoş görmek lazım.

büyük ihtimalle ortada bir aldatma veya aldatmaya niyetlenme var.

Angelus +1

Sadece sarilip uyumuslardir belki.

kesinlikle ortada bir bok yeme durumu var. instagram aç yanında, sonra onu ekle sonra nerden gördüysen oraya bak. bunların yanına mı gittin diye ağzına sıç.

Olay A. adlı arkadaşta bitiyor. A. adlı arkadaş oradaysa aldatmadı büyük ihtimalle ve karşılaştılar, A. adlı arkadaş yoksa aldattı. A.'ya odaklan.

Kendi adıma konuşursam (yalan söylediğini varsayarsak) ben böyle bir yalan söylersem ya da yakalarsam ilişkim biterdi. Güven sarsıldıktan sonra ortada ilişki değil alışkanlık ve şüphe kalır.

ayrılma sebebi falan değil. lütfen ama lütfen senaryo yazmadan önce iletişim kurun. konuşun konuşun konuşun..

Ben kotta hep aynı bedeni alıyorum, colins, mavi, levis, le cooper, lee vs. hep aynı beden.

Kot, kumaş, kadife, kanvas gibi kumaş değiştikçe değişiyor benim beden.

Streç, skinny gibi saran modellerden giymiyorum, onlar nasıl olur haberim yok.

Mavi nin kendi sitesinden alırsanız, mağazadan değiştirme imkanı var. Diğer sitelerden alırsanız durum nedir bilmiyorum.

Benim hiç tutmuyor. Levi's 29-30-31 var. Mavi'de 27 beden iki tane var. 38 var 42 var. Massimo Dutti'den 34 yazan pantolonum bile var. Tutmama ihtimali yüksek.

Al hocam. Olmazsa 14 gün içinde ücretsiz iade hakkın var internette. Denersin, olmazsa iade.

@mimarbasi babuş aldık diyelim geri istediğim kargoyla yollayabiliyo muyum? artı, ucreti bana giriyo mu? bilio musun?

Magazada deneyebiliyorsan en dogrusu o. Modelden modele de degisiyor.

@brad pitt yok, ücret yok. Sana getiren kargoyla aynen firmaya geri yolluyorsun. Kargo masraflarını da onlar karşılıyor.

Ben memnun kaldım genelde ancak şans işi tabii. Gerçek çiçeği görerek gönderme şansınız yok, bunun için eski usül çiçekçiye gidip sipariş vermeniz gerekmekte. Çiçeksepeti stoğunu denetleyerek anlaşmalı olduğu yakın çiçekçilerden gönderiyor bildiğim kadarıyla, yani çiçekçinizin çiçekleri iyiyse iyi oluyor.

pek değil ama yorumlara güldüm.

i.hizliresim.com

Söyleyenin cinsiyeti ne yahu o.O

@komsu komsunun nickine muhtactir Kadın kendisi, Laura Pergolizzi :)

ben pek begenmedim acikcasi bu aralar gelemiyorum bu tarz seylere.

gecenlerde sozlukte gormustum sarkiyi: canseverin ingilizce sarki soylemesi diye sakdgsfdskas

güzel. birkaç aydır dinliyodum, yeni meşhur oluyo galiba.

söyleyen kişi eşcinsel bir kadın bu arada.

bu gerçekten çok güzel bir şarkıymış.

"müzik bilmek" gibi bir şey olamaz bence. :) müzik zaten öznel bir şeydir. zevkler ve renkler işte. zaten koca bir derya deniz. ne kadarlık kısmında yüzebilmiş olabiliriz ki hani.

bir de başlığa takılasım geldi. Allah'ın duyuru'yu da takip ettiğini söyleyebilir miyiz bu durumda? :)) gerçi "O heryerdedir" mottosu gereği neden olmasın ki diyorum. Allah'ın bulunmadığı yer olamaz. Banyolarımızdan tutun, koyunların zeytinimsi kakalarının içinde dahi yer alması gerekiyor. Herşeyin bütünü ne de olsa. :)

Bu arada alınmayın. Nick bazlı yazmadım bunları. kim yazsa yazardım. şu kafa haline girdiğimden ötürü :) belki de şarkının kendisi beni bu kafaya soktu, kim bilir.

şarkıyı da 2. kez dinleyecek kadar sevemedim malesef. sonradan sese alışıyorsunuz ama başlarda epey bir kulak tırmalıyor. müzik bir nebze güzel olabilir ama. ses sistemimin hakkını vererek dinledim bu arada. gerçi youtube ne kadar kaliteli olabilir hani. bir de flac formatında falan bulup dinleyip, içinde yüzmek gerekiyor konser gibi. yine de bu şarkıya tekme tokat dalıp burnundan kan getirebilecek başka şarkılar örnekleyebilirim.

Ayşen Gruda la bu? Şarkı hakikaten güzelmiş bu arada.

Evet 2 haftadır falan mırildaniyorum bunu, güzel bi şarkı

mesela zabıtalık istanbulun neresinde? yani en kötü 3 lira alman gerek ki geçinebilesin. zabıtaya da o kadar vermiyorlardır sanırım. doğu illeri hangileri bi de onları da yazarsan iyi olur.

Pardon yazmayi unutmusum.kadikoy ve arnavutkoyde.

Ben ankara yenimahalle yasiyorum.bugun zabitalarla konusmaya gittim.aldiklari maasa cok sasirdim 4000e yakin aliyorlarmis.maas belediyeden belediyeye degisiyormus ama 3300 3400 un altina dusmuyormus buyuksehir belediyelerinde.

Maddi olarak zor bence orada yaşamıyorum ama kime sorsam bunu diyorlar .

istanbulda eve adım atmak en az 3 bin lira. eşyayı katmadım daha. kadıköy daha yaşanabilir bir yer eğer ücret 3 liradan fazlaysa düşünülür. tabi orası da gelirse puanına.

Puanim 89.6 gelecegini dusunuyorum acikcasi.ama basa dogu mu istanbul mu yazmakta kararsizim.doguda 4 5 sene sonra batiya tayin var ama.istanbul cakili kadro bi memurla karsilikli anlasilirsa degisiklik olabiliyormus

kimisi aşık olur, kimisi nefret eder. ben ikinci gruptanım. birkaç işimi halletmek için geldim, 2-3 günde bunaldım. yaklaşık 4 sene nasıl yaşamışım burada, hayret ediyorum kendime. gürültüsüz, ışık kirliliği olmadan geçen tek bir dakika yok. ha sakin bir muhitte oturup bunun bir nebze önüne geçebilirsin ama gün içinde insan içine karışacak ve farklı yerlere gideceksin sonuçta, ömür beylikdüzü'nde geçmiyor ki.

ben doğu illerini tercih eder miydim bilmiyorum ama alternatifim varsa kesinlikle istanbul'a gelmezdim.

Annemle babam zamanında ankarada yaşarken istanbula geldiler. Her yıl ankaraya geri dönme hayalleri kurdular ama hala istanbuldayız :) Ankara insanı yapamıyor burda pek.

Kocaeli'de yaşıyorum. Mühendislik öğrencisiyim. Mezun olduktan bir süre sonra İstanbul'a taşınmayı düşünüyorum. İstanbul iyidir. Anne tarafım zaten İstanbullu. Bence ekonomik durumunuz iyi olacaksa taşının. Doğuda hayat geçmez. (Kars'a otobüsle gitmiş bir insanım)

Ben üniversite eğitimi dolayısıyla İstanbul'da 4 yıl yaşadım. Sonra iş sebebiyle doğu illerinin birinde de 4 yıl kaldım. İstanbul'u doğu illerine on milyon kez tercih ederim. Açıkçası bahsettiğin memurluğun ne kadar kazancı olur bir fikrim yok ama yaşam pahalı, bu doğru. O konuda İstanbul'u savunamayacağım.

Ben tayinimi İstabul'a isteyebilecekken istemedim, çünkü Eskişehir, Ankara gibi seçeneklerim de vardı. Ama bugün İstanbul ile doğu illeri arasında kalsam bir saniye düşünmeden İstanbul'u seçerim.

ne istediğine bağlı. ben avmsiz yapamam illa her hafta sinemaya gitmem lazım kalabalığı severim trafiğini çekerim diyorsan yazabilirsin istanbulu. doğu illerinde de farklılık çok havaalanı olanlar nispeten daha elit oluyor sosyal aktivitesi de olur. ama bahsettiğin küçük bi yerse pek olmaz. bi de şöyle bişey var doğuda memurlar daha sıkı dost olurlar. aktiviteyi sen arkadaşlarınla planlarsın ve uygularsın. o taraflarda memurlar genç olduğu için genellikle kendi yaş grubun daha fazla olur ama istanbulda evli çocuklu iş arkadaşların olur. tercih senin hangisi sana göreyse onu seç.

Bu biraz da hayattan ne beklediğine bağlı bence.

Diğer duyurunu da hatırlıyorum. Misal ben senin yerinde olsam İstanbul'da yaşamak yerine Kars veya Bingöl'de yaşamayı seçerdim (ben de Ankara'da yaşıyorum şu anda) Neden dersen büyükşehirde yaşamaktan bıktım. Sakinlik ve doğa istiyorum. Hiç para biriktiremiyorum, biriktirmek istiyorum. Para biriktirip iş dışında esas istediğim şeyleri de yapabilmek istiyorum. Bir de büyükşehirde yaşıyor olmama rağmen şehrin avantaj olarak görülen imkanlarından faydalanmıyorum. Evden işe, işten eve. Arada dışarıda arkadaşlarla buluşma, sinemaya vs gitme dışında bir şey yaptığım yok. Bu noktada senin bir şehirden neler beklediğini sorman lazım kendine.

Lakin benimki elbette çok kişisel bir yılgınlık. Bir de iki kadının tek başına olma durumu var, doğuda nasıl olur bilemedim. Gerçi İstanbul çok mu güvenli bu konuda, orası da tartışılır.

Evet aslinda beni de dusunduren dogu durumu.yani tek basina istanbulda yasamak ister miyim sorusunun cevabi asla istemem.ama doguya gitmekten daha mi iyi sorusuna cevap bulamiyorum.doguya hic gitmedigim icin yorumlayamiyorum.

gelirin ne kadar olacak ?

beklentilerin nedir?

normalde nasil bir yasantin var?

bir de ister istemez sehire ayak uyduruyorsun? maddi bakimdan acilma yasayabilirsin.

Çok zor kardeşim. 4-5k arası alıyorum, tek başıma yaşıyorum ve zorlanıyorum açıkçası.

500 TL kira verdiğim evin anahtarını almam 3k'yı buldu. Eşyalar da 5k civarında tuttu, ayrıca yemek yapmaktan da tiksindim bu aralar. Dışarıdan söylüyorum paso. 4-5k almazsan tek başına zor ki ben; İstanbul'da en uygun kirayı verdiğimi düşünüyorum.

mesela kadıköy de 3 ile yaşayamazsın. zor. yani yaşanır da kirasıydı şusuydu busuydu hayat kaliten ne olur tartışılır. istanbul'da yaşamanın keyfi biraz da parayla çıkıyor. harcayamadıktan sonra napim istanbul'u diyor ve kendim de taşınıyorum zaten. doğuya git bi kaç sene takıl deseler,böyle bi iş imkanım olsa giderdim bile.

Çok pis genelleyeceğim şimdi ama "Sivas'tan göçtük, bok gibi bura", "Rize'den geldik, İstanbul rezil bir yer", "Bilecik'ten geldik, İstanbul sucks" gına getirdi artık. Gelmeyin abi. Sivaslı gelir kendi mahallesini kurar Sivas'ını buraya taşır, Mardinli gelir çetesini kurar Mardin'i burada yaşar, İzmirli kordona aşık ama anca bayramlarda gider. Geçen nerelisin diyen birini İstanbullu olduğuma inandıramadım, dedemin dedesine kadar çıktım yine ikna olmadı, en son "utanma yahu memleketinden, neresiyse söyle!" dedi. Bir İstanbul var da her şey bok gibi değil; sen, ben, o bok gibiyiz. Yaşanmaz hale getiren de sensin, eşin, dostun. Eh be arkadaş!

istanbul kesinlikle memura göre bir şehir değil.İstanbul'a atanan memurlar çareyi evlenip çift maaşla geçinmekte buluyorlar.

Antalya,Muğla, İzmir gibi yaşanılası yerler varken düşünme bile.

Arkadaslar sanirim yanlis anlasildi konum.ben de zaten istanbulda yasamak istemiyorum asla.bogazda yali verseler istemem.ilk tercihlerim zaten ankara olacak.ankaralilar beni anlar burdan kopmak zordur.ama ortada bi mecburiyet var soru tam olarak kisaca su:


4000 kusur maas ile dogudaki havaalanlarinda calismak mi yoksa 3500 lira maas ile istanbulda kadikoyde ya da arnavutkoyde zabitalik mi?

Dhmi'de tayin olayları nasıl? Kolay gelinemediğini duymuştum.

Zabıtalar belediyeden belediyeye değişiyor, sosyal dengeyle beraber 3500 ü geçiyorlar. Ben olsam, bu ikisinin arasında istanbul'u tercih ederim, ayrıca doğuda kadın olarak yaşamanın zorlukları da var.

Belediyelerin kpss ile alım yapma zorunluluğu kalktı diye biliyorum.

3500 ile istanbul tabii ki. doğu nedir ya bi kadın için. erkek için bile güzel yerler değil.

doğunun merkezi illerinde olacağın için ben doğuyu tercih ederdim. sonradan tayinle bir şekilde gelirsin...

İstanbul'un sakin yerleri var. Halkalı tarafındaki güvenlikli sitelerde çift maaşla arabayla falan gayet güzel yaşanıyor. 1+1 ankastreli peyzaj manzaralı daire 1000tl.

yaşanmıyor.
birçok insan hareket etmekten korktuğu için istanbul'da çakılı kalmış; yeni düzen, yeni iş, yeni şehir, yeni olan ne varsa korkutucu geliyor. lanet olası bir kaos gibi görünse de öldürücü bir rutin/monotonluktan başka bir şey değil istanbul. gördüğüm en pis alışkanlık "istanbul'da yaşamak."

pahallı bir evde deprem korkusuyla yaşamak istiyorsan gel,
işe gitmek için 3-4 vesait yapıp 1-1,5 saat trafik çekmek istiyorsan gel,
avm'de, konser'de, terminal'de, herhangi bir açık hava etkinliğinde patlama ihtimalini göze alıyorsan gel,
tenha ya da kalabalık eğlenmek için çıktığın her sokak ya da cadde potansiyel tacizci-tecavüzcü dolu; başa çıkabilirim diyorsan gel...

kısacası; burası kalabalık, burası tehlikeli, burası pahallı...

Artılarıyla eksilerini tarttığında artıları ağır basıyor. Nefret ettiğim yönleri var ama doğu ile kıyaslarsak kesinlikle İstanbul.

Öncelikle 4000'e yakın alacaksan 1000 tl kiralı evde gayet geçinirsin, 500 tl kira veren arkadaş nasıl yaşıyor (yaşayamıyor) bilmiyorum. ama düzenini oturtana kadar baya para harcarsın. eşyası, emlakçısı, depozitosu ayrı dert.

doğu illerinden her türlü evladır istanbul, kusura bakılmasın. istanbul'u sevmeyenlerdenim ama doğruya doğru. arnavutköy eğer beşiktaş'taki ise on numara olur. kadın için doğu illeri çekilmez yerler.
bir ev arkadaşı ayarlayıp masraflarını kısabilirsin. sonra bir yolunu bulup dönersin ankaraya.

istanbul'da maddi olarak yorulursun.
kadıköy ve çevresi ya da arnavutköy,beşiktaş vs gibi merkezi yerlerde 1500 tl'ye ahır kiralanıyor ancak.2000tl'yi gözden cıkarman lazım sadece kira için.
bu noktada ev arkadası bulman şart bence.
ya da gidip istanbul'un bir ucunda 700-800e ev bulup her gün 1.5 saat gidiş dönüş yolu çekersin.

bunları doğu illerinde yaşama ve çalışma şartlarını bilmeden yazıyorum ama muhtemelen oralarda idare edebilirsen de iyi para biriktirirsin.
bir önceki duyurunuzda kars ile ilgili cevaplar vardı.gidip görme şansınız,tanıdık vs araştırma durumunuz varsa bence bir gidin görün derim.
belki de para sıkıntısı olmadan,sizin gibi insanlarla tanışıp gayet rahat yaşayacaksınız.
istanbul seçeneğinin olayı belli,diğer tarafı da detaylı inceleyin seçmeden önce bence.

Benim de tam tepemde, agzima burnuma esiyor. 24 dereceye ayarlayip fan hizini da 1 yapiyorum. Rahatsiz etmiyor oyle

yerını degıstır, normali ortamın 20-22 olması.

23

22 - 24 arası normal ama bazen yeterli olmadığı oluyor, ofisin büyüklüğü ve güneşe/ısıya ne kadar maruz kaldığı da önemli.

tam tepemize esmesin diye içeriye karton gibi bir şey koyup havayı yönlendirmelerini rica ediyoruz biz, tepeme vurdu hasta oldum olayını öyle çözüyoruz. tavsiye ederim.

zaten bedenin sinyal veriyor. daha önemli olanı ise ondan uzak kalman gerek. bakımları belli araliklarla yapilmadi ise klimadan esen havayı soluman tehlikeli hastaliklara yol açabilir.

ben evde 25-26 derecede kullanıyorum

18 yapmışlar ya, delilik. :(

nem alma konumuna getir, hava abartılı sıcak değilse yeterli ferahlamayı sağlıyor.

Ben 19 yapiyorum, cogu zaman bedensel olarak aktif bir sekilde calistigim icin bunaliyorum. Normal otururken 21 filan iyi.

18 yaparım üşüyünce kaparım ama asla direk kendime gelecek şekilde durmam

ben dışarıdan biraz daha düşük yapıyorum. mesela bizim burada hava 38 ama klimayı 18 yapıyorlar donuyorum sizin gibi açıp kapatmak zorunda kalıyorum. o yüzden hava 38se 30 hissettirse mesela güzeldir. hava 30sa 25, 25se 20 böyle belli kademelerle aşağısını ayarlıyorum.

Nerede okudum/izledim hatırlamıyorum ama bir uzman hava sıcaklığı-9 derece olmalı maksimum demişti.

Ben sabah ilk gelen olduğumdan 16'ya çekiyorum. Sonra millet geldikçe yükseltiyor. En son gelen sürekli üşüyen kızlardan 28'e falan çıkarmaya kalkanlar oluyor. 21-22 çoğu kişiyi tatmin eder.

Otobüsle Balıkesir'e git, oradan Edremit'e ya da Akçay'a geçersin.

@franz kafka

Ona da baktım. 1 Temmuz Cuma mesai bitiminden sonra bayram boyunca 4 gün falan hiç yer yok.

Edremit'e de bakabilirsiniz. Edremit'e gidip, Akçay tarafına gitmeden İzmir istikametine giden otobüsler var. Edremit'ten Akçay'a servis veya minibüs ile gidersiniz.

Balıkesir Uludağ gibi firmalara da bakabilirsiniz. 2 temmuz 00:15 (anadolu) Edremit otobüsünde yer var gözüküyor şimdi.

Lokasyon belirtilmediği için İstanbul kabul ettim.

@inheritance
Bir Türkiye klasiği, bayan yanı :) O da yattı. Te allam.

3 temmuz 23:15 (ist. anadolu) edremit otobüsü, orta kapının arkası komple boş.

@inheritance
Plaza köleleleriyiz zaten, 9 günün 3'ü yanmış oluyor o şekilde. Neyse bekleyeceğim galiba yer açılır diye. Teşekkürler.

@sinasibabur
Sağolasın teklif için, bayramda orada olmam lazım. Büyükler orada :)

Ver kurtul

Iyi guldum:) Dost kalmak istiyorum diye bir sey yok, ya uzaklasacaksin ya da her seye razi olacaksin. Senin istedigin gibi gitmez o olay. Bol sans.

hetero yoktur az vodka vardır olmus o olay.

Lol.

www.dailymail.co.uk

Thas being said, drunk words are sober thoughts diye bir söz vardir, bilincaltin eller havaya diye cikisa gecmis, bir sorgula istersen.

Nasıl eminsin heteroseksüel oldugundan. Bunlari yapabildiysen belki de hetero değilsindir.

dostum sarımsağı nerede yediysen, ağzını orada kokut derler eskiler.

yargılamak için söylemiyor. asla yargılamıyorum da. madem o yürüyüşteydin, adama da umut vermişsin; o da gelip böyle böyle der tabii ki. normali bu zaten.

Öncelikli olarak güldüm ve kusura bakmazsanız soruya cevabımı sorunuzu gönül işine taşıyarak dolaylı olarak vermiş bulunmaktayım :D

ayrıyeten krem peynir+1

kehkehkeh.. hacı demek ki her türlü giderin varmış.. dost kalmak istiyorsan git konuş bence.

adam seni taciz etmiş, kasıklarını sıkmış, öpmüş ve sen hala dost kalmak istiyorum diyorsun. bunun bir adım sonrası kestanenin cizdirmektir haberin olsun. hadi diyelim ki sen bu "abi"ne, "dost kalalim, ben heteroyum ilgimk cekmiyorsun" dedin ve bu "abi" de kabul etti diyelim. emin ol sarhoş halindeki sessizliğini bildiğinden, ilk sarhos olduğunuzda senin kestane yine çizilecek .


kısaca, o kişiyle gorusmeye devam edersen her türlü senin o kestane çizilecek, muhtemelen oral seks filan da yaptıracaktır sana.

bunların olacağını bil ve ona göre ilişkinin şekillendir, bu ilişkiyi , anal seksi filan göze aliyorsan devam edebilirsin .

olaya bir de şu açıdan bak, erkeklerin de ilgisini çeken bir tipin var. bence bi değerlendir durumu hemen geri çevirme.

bir kedi kumuna işeyen arkadaşın duyurusu bir de bu :)

bence görüşmeye devam edersen götü kurtarman biraz zor. ya hem yardan hem serden vazgeçeceksin ya da hayatına biseksüel devam edeceksin.

<3 ahaha yorumlar <3

abi deme lazım olur +1 diyorum

Bi-curious olabilirsin. Bunda utanilacak bir sey yok.

Krem peynir +1milyon filan.

adsfsdgfjhgsdfjkas

kedi kumundan beri bu kadar gülmemiştim :))

katılıyorum, bi-curious olma ihtimalin yüksek. ya adama durumu anlat ya da iletişimi kes tamamen peşine düşecek hali yok sonuçta.

kedi kumu +

yalnız bi de götünün fotoğrafını koyan arkadaş vardı, bu kızarıklıklar ne diye. onu unutuyorsunuz...

soruya cevap;
dost kalma piliiiis.

Adam arkadaşından telefonunu almış docrivers, vermese de verdi derler bundan sonra. Madem verdi bilineceksin, için de kıpır kıpır belli. Madem dünya seni ılık bilecek o zaman sen de ver! Ama öyle bir ver ki asırlarca dilden dile hikayen anlatılsın. asjkakfsahndkdsabhdbsf
Nasıl duyuru lan bu? Bicurioussun doc sen, kendini zorlama :)

Aha kesin gizli gaysin :P
O degil de ben de ne kadar sarhos olursam olayim oyle bir kivama gelmezdim, nasil heteroluk bu? Dikkat et bak beynini yikamaya calisiyorlar burada denemekten cekinme diye, durup dururken escinsel olmaya gerek yok simdi:)

telefonunu veren arkadaşın şimdi whatsapp gruplarında "docrivers da iyi ılıkmış" diye muhabbetini yapıyordur.

abi deme lazım olur.

oha manyak mısınız ya gönül işlerine almışsınız

"abi deme lazım olur" cevabım soruya cevap değil gerekçesi ile silinmiş. sanki şu duyuruya verilen cevaplarda herkes atomu parçalıyor aq

cevabımı düzeltip soruya cevap veriyorum. ver kurtul +1

Şile-Ağva'ya gidin ancak Ağva plajı değil, Kilimli Koyu'nda denize girin. Ağva'daki amele populasyonu yoktur, nispeten daha sakindir. Ancak dikkatli olmakta fayda var, Ağva'ya nazaran daha dalgaya açık bir koydur. Açılmayın yani, Karadeniz'in şakası olmaz. (Kütük Şile-Ağva :) )

Şurası oluyor:

(git: www.clubgrandbecassier.com )

benim de bildigim yogun bakimdan ucret alinmiyor ozel hastanede. Babami kaybetmeden once ozel hastanede yatiyordu, yogun bakima alacaklardi ve yogun bakim devlet guvencesi altinda demislerdi. saglik bakanliginin hatti var orayi arayip kesin bilgi alin

Adam yolma yöntemi bu maalesef sık görülüyor özellikle de yabancılara karşı. Sezeryan sonrası küveze (böyle mi yazılıyor emin değilim) alınıyor zaten genelde ama fiyatlar uçuk olmuş. İsterseler sorumluluğu üstlendiğini belirten bir belge imzalayarak çıkartabilirler. Biraz da bebeğin durumu ile alakalı. Sonra nakil işini düşünebilirler vs. ya da pazarlık bir şey kassınlar; 1500 lira günlük nedir yahu?

Ambulans ile devlet hastanesine ya da guvenilir bir ozel hastaneye nakil etsinler.

Hangi hastane bunu yapan? Cok metak ettim.

birkaç özel hastaneden fiyat aldım ama aynı fiyatı verdiler, ortalama 1500-2000 lira günlük yoğun bakım ücreti.

devlet hastaneleri ücretsizmiş ama onlar da yerimiz yok dediler, bilmiyorum ne derece doğru.

bu arada doktor bebeğin gayet sağlıklı olduğunu fakat enfeksiyon kapıp kapmadıklarından emin olmak için bir hafta yoğun bakımda gözlem altında tuttuklarını söylemiş, ben çok büyük ihtimalle hastadan para koparmak için yaptıklarını düşünüyorum.

enfeksiyon şüphesi nedeniyle 1 hafta tutulmaz yoğun bakımda bebek. solunum sıkıntısı var mı yok mu diye bakılır bir gece, o geceyi rahat geçirmişse güzel emmişse şekeri düşmemişse anne yanına verilir, orada da 24 saati sıkıntısız geçirirse anneyle beraber taburcu edilir. yoluyorlar resmen.

ayrıca yoğun bakımlar sigortanız var ise ücretsizdir. mesela sigortanız var ama yoğun bakımda değil normal serviste yatmanız gerekiyor, onu sigorta karşılamaz tamamen. ama yasa gereği yoğun bakımlar her zaman ücretsiz olur sigortanız var ise. sigorta yoksa hele de yabancı uyruklu iseniz böyle yolarlar ne yazık ki :/ geçmiş olsun. sağlık bakanlığını arayın veya arayacağınızı söyleyerek üstlerine gidin biraz. tabi tehdit veya şiddet gösterme manasında değil bu üste gitme olayı. özel hastanelerde ne gibi salaklıklar döndüğünü bildiğim için azcık bi üste gitme olayıyla geri çekileceklerdir gibime geliyor. hele de küçük bir hastane diyorsunuz.

devlete sevk ettirebilirsiniz ama yer ayarlamanız lazım. devletler tıka basa dolu olur boş yer olsa bile kendi bünyelerinde doğan bebeklere saklarlar o yeri, dışarıdan alım çok zor eğer sağlam tanıdık yoksa.

şimdi doktor ve finans departmanı ile kendim görüştüm.

bebek anne karnında kakasını yuttuğu için enfeksiyon kapmış, şuan solunum cihazına bağlı. bir hafta boyunca antibiyotik ile enfeksiyonu temizlemeye çalışacaklarmış.

ödeme içinde biraz gözlerini korkuttum o da şöyle, bu parayı ödemezsek ne olur işleyiş nasıl deyince siz ne kadar ödeyebilirsinize geldi konu. resmen pazarlık yaptık. ilk üç gün için 1250, sonraki günler için 1100'e anlaştık. gene çok ama piyasa böyle olduğu için boyun eğiliyor mecburen.

Acil hastalar sosyal güvencesi olsun olmasın tedavi edilmek durumundadır. Acil durumu geçince de ilgili sağlık kuruluşuna yönlendirilirler. Eğer bebek doğar doğmaz yoğun bakıma alındı ise bu acil bir durum olduğunu gösterir. Eğer acil değil de önlem olarak almışlarsa ödeyecek durumunuz olmadığını belirtip bir devlet hastahanesine sevkedilmesini talep edin. Senet falan önerirlerse de reddedin. Acilse ücretsiz tedavi etsinler, değilse uygun bir devlet hastahanesine sevk etsinler.

Bunu yaptırabilir misiniz ya da yasa izin veriyor mu bilmiyorum ama mantıken ve bildiğim kadarı ile durum böyle. Bir proje dolayısı ile özel hastahane tasarlayan ve başhekimle her konuda sohbet eden bir mimar olarak ben size işin iç yüzünü kendisinden naklen anlatayım.

"Sevgili mimarbaşı, bize mümkün olan en fazla yenidoğan yoğun bakımı ve en az yetişkin yoğun bakımı koyun. Çünkü SGK yoğun bakım için yenidoğana da, yetişkine de aynı ödeneği veriyor. E biz de yetişkine 20cc ise ilaç sonuçta bebeğe 5cc veriyoruz. Yani 4 bebekte bir ilaç kar ediyoruz. Masraflar %25 azalmışken gelen para aynı kalıyor. O yüzden bebekleri yoğun bakıma almak çok karlı.

Mesela başka bir durum da şu var. Diyelim ki abartayım adamın kafası koptu trafik kazasında, biz yine o adamı ex olmasına rağmen bir yoğun bakıma alırız. Gerekirse doktor içeride telefonu ile oynar 20 dakika. 20 dakika sonra da çıkar 'kaybettik' der. Böylece hem yine yoğun bakım parası alırız, hem de ölse dahi ilgi isteyen hasta yakınlarının tepkisini azaltırız.

Ya da mesela laboratuar testi yapılacak. Oraya şeker testi, kan testi, gaita analizi yazarsan bunları herkes bilir; zaten o sebeple de ucuzdur bu testler. Ama blabla alt batın blablası (hatırlayamadım) yazarsın 300 lira dersin, e hasta da bilmiyor gerekli mi gereksiz mi, sorgu sualsiz öder."

Yani demem o ki özel hastahaneler kan emici vampirler ve ticarethaneden başka bir şey değiller. Kendilerine bu dediğim şekilde acil ise ücretsiz tedavi etmek zorunda olduklarını, değilse de ilgili hastahaneye nakil etmek zorunda olduklarını hatırlatın. Bir de muhakkak yapılan işlemleri de listeleyen ayrıntılı hesap dökümü, fiş vs. alacağınızı ve bunu il sağlık müdürlüğünde çalışan bir tanıdığınıza inceleteceğinizi söyleyin, vermek zorundalar. Fiyatlar bakın nasıl düşüyor bir anda.

paraya tamam dediyseniz ve orda devam edecekseniz fatura istediğinizi belirtin. faturada alınan ücretin yenidoğan yoğun bakımı için alındığının belirtilmesini isteyin. bunu sağlık bakanlığındaki ilgili birimlere soracağınızı söyleyin. eğer usülsüz bir işlem varsa ya önce çamura yatıp ücretin yenidoğan yoğun bakımı için alındığına dair bir belge veremeyeceklerini söyleyeceklerdir ya da ücrette yine indirim yapacaklardır veya ücret almayacaklardır.

@yemrem;

az önce 3 günlük ödeme yaptık, 3 gün sonra tekrar 4 günlük ödeme yapacağız. önce parayı veriyoruz sonra bebek yoğun bakımda kalıyor yani.

bu 3 günlük ödeme için detaylı fatura istedim ama faturayı çıkarken vereceklerini söylediler. şimdi vermeleri için ısrar ettim işe yaramadı.

halbuki ödemeyi peşin yaptık, böyle bir hakları var mı?

bilgi almak için 184'ü aradım ancak anne-babanın adı-soyadı, geçici kimlik numarası almışlar mı almamışlar mı, pasaport kayıtları yapılmış mı, hastane ismi, bu çiftin uyruğu gibi bilgiler istediklerinden ve ben de bilmediğimden cevap vermediler. bu bilgileri verince kayıt oluşturuyorlarmış ve çok kısa sürede ilgili birim geri dönüp bilgi veriyormuş. bu gibi bilgileri bilen biri arayabilirse en azından daha sağlıklı bilgi alabilirsiniz.

ayrıca birimlerinde yabancı dil bilen biri yokmuş. arkadaşlarınız türkçe bilmiyorsa yardımcı olun lütfen.

Androidi bilmiyorum ama iphoneda sadece çalarken yapılıyor.

Nexus 4 kullanıyorum, telefonun altını üstüne getirmiş biri olarak direkt Android'de böyle bir özellik yok bence.

Şöyle programlar varmış: android.stackexchange.com

IF diye bir uygulama var markette, bunu indir hayatını yaşa :) Basitçe, koşullandırma uygulaması. Şu olursa Şu programda Şunu yap uygulaması. Örneğin "Yarın Hava Yağmurlu ise Şemsiye Almamı Hatırlat", "Şuraya Geldiğimde -GPS'ten nokta seç- Telefonu Sessize Al", "Cevap Veremezsem Şu Mesajı At", "Instagram'da Fotoğraf Paylaşırsam Facebook'ta Şu Albüme Koy", "Twitter'da #abc hashtagi ile tweet olursa bildir", "Etiketlendiğim Facebook Fotoğraflarını Dropbox'a Yükle" vb. sınırsız tarif var. Hazır da var sen kendin de oluşturabiliyorsun. Biraz kurcala sadece sorduğun soru değil her konuda inanılmaz rahatlarsın.

Olmaz, kredi karti gerekir.

Depozito çektikleri için olmuyor.

Belki banka kartınıza yüklü para koyarsanız olabilir. Oradan çekerler kredi kartı gibi. Onu bilmiyorum.

tek kredi kartı bile yetmeyebilir hatta.

belli bi tutara kadar karta bloke koydukları için kredi kartı şart.

Ucuz olması için Rentalcars.com'u öneririm, ücretsiz iptal de sunuyor. Kiralamak istediğin ofisi de bir ara, Bodrum'da benim Debit Kart'tan Enterprise 300 tl çekmişti kredi kartı çalışmayınca. Sonra aynen iade etti. Yapabiliyorlar da konuşmak lazım kısacası.

KAKS - Kat Alanı Kat sayısıdır. Yani diyor ki, 450 metrekare arsanın %15/30 kadar toplam inşaat alanın var (Tüm katların toplam metrekaresi, basitçe). Ama diyor, bu inşaatın da 9.50 metreyi geçemez.

Bu arada bu yüzde olayını anlamam ezelden beri, sahibinden ilanlarında falan kullanırlar. KAKS ve TAKS genelde katsayı ile ifade edilir, 2.0 - 1.25 - 3.0 vb. %15/30 derken arsanın yüzde 15'i ile yüzde 30'u arası kullanım amacına göre değişir mi diyor yoksa 15/30 = 0.5 mi diyor belirsiz. 0.5 kastetti ise örneğin 450*0.5=225 metrekare toplam inşaat alanınızdır.

yani 450 m2 için maksimum 150 m2 oturma alanı inşa edebilirim ve bunun yüksekliği 9.5 metreyi geçemez.

+ bodrum katı bu yüksekliğe dahil mi?
+ 15/30 derken 0,5 olmadığını düşünüyorum. öyle olsa direk 0,5 ya da 1/2 falan yazarlardı. 15 ile 30 arası bir şey sanırım. bu net rakamı tapudan mı öğrenebiliyoruz?

Çoğu belediyelenin kendi e-imar uygulamaları vardır. İlgili belediyenin internet sitesinde bulabilirsiniz uygulamayı. Oradan ada-parsel ile sorgu yapabilirsiniz. Ya da şurayı da kullanabilirsiniz.

(git: parselsorgu.tkgm.gov.tr)

150 metrekare dediğiniz yapı oturum alanını da TAKS belirler. Bu da KAKS gibi ifade edilir ancak KAKS tüm inşaat alanını belirlerken TAKS taban alanını belirler. Yine çok basitçe KAKS = TAKSxKAT SAYISI'dır. Belediyeden belediyeye farkeder bu da. Örneğin TAKS ve arsa müsaitse - arsa metrekaresixKAKS - kadar tek katlı bir bina da yapabilirsiniz; ya da inşaat alanını 3'e bölüp, 3 metre kat yüksekliğinden 3x3=9 metre+0.50 çatı yüksekliği kadar 3 katlı yapı da yapabilirsiniz. Bodrum katın emsale girip girmemesi yaşam için (iskan) kullanılıp kullanılmamasına ve arsa, proje ile ilgili bazı değişkenlere bağlı.

Net rakamı belediyeden ya da belediye verileri yüklemişse alternatif olarak yukarıda verdiğim linkten öğrenebilirsiniz.

Burada verdiğim bilgiler çok afaki bu arada. Arsa ince uzundur başka plan çıkar, plan notu farklıdır başka plan çıkar, belediye merdivenleri-kat hollerini emsale dahil eder-etmez başka plan çıkar, çıkmaya izin verir-vermez başka plan çıkar. :)

Karışık olmuş özetleyeyim. Arsanı alıyorsun, belediyenin o parsele verdiği TAKS katsayısı ile çarpıp oturum alanını buluyorsun. Sonra arsanı KAKS oranı ile çarpıp toplam inşaat alanını buluyorsun. Sonra da arsana taban alanın oturum alanını, tüm inşaatın da çıkan inşaat alanını geçmeyecek şekilde ister tek katlı ister çok katlı (maksimum yükseklik gabari kadar) yapıyorsun. Yaparken de belli kaideler var belediyeden belediyeye değişen. Bazısı asansör, kat holleri, yangın merdivenleri, bodrumlar vs.'yi emsal metrekaresinden saymıyor; bazısı sayıyor.

ben de ödedim, her ay 2000 liralık ilacımı ve yine yüzlerce liralık testlerimi karşılayamayacağım için ödemek zorundaydım. ama hiçbir şey yapılamayacağını düşünüyorum.

hırsız bi ülkenin vatandaşı olmaktan utanıyorum. umarım bir gün kaçabilirim.

O iş yaş, üzerine bir bardak soğuk su için...

ödeyen enayidir diyorum.
ödemek için arabasını satanlar oldu diye duydum.
komiksiniz.

@eksimeksi

Dediğim gibi benim ve nathanieltroy'unki gibi mecbur olduğunuz durumlar oluyor ve ödüyorsunuz. Bilip bilmeden hakaret etmemek lazım. Yine de sizin başınıza gelmez ve hiç ödemezsiniz umarım.

Bildiğim kadarıyla hukuk önünde anne-baba olamamak gibi bir şey. Miraslarından yararlandıramıyorsun, seni ziyarete anne-baba kontenjanından gelemiyor çocukların vb.

Hah buldum:
`
Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesine göre 'annelik hakkından men' cezası yani velayet ve vesayet hakkının alınması şu durumlarda gerçekleşiyor:

"Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma

(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan,

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılır.

(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.

(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar."`

vesayet ile veraset ayrı şeyler; miras hakkı ile ilgisi yok.

vesayet, vasi olarak bir çocuğun kanuni temsilcisi olmak demektir. boşanma vb. durumlarında gündeme gelir.

Astarı yüzünden pahalı.

Ayrıca ağır değil o koşul.

tüketici hakem heyeti ucretsiz para falan odemezsiniz bilirkisi ve tebligat ucreti bakanlikca karsilanir. hakknizi arayabilirsiniz haftada 1 sirke temizleme cidden garip bir madde basvurun birsey kaybetmezsiniz.

@kurnaz bence ağır bir uygulama. kim yapar ki böyle birşey. titizlik hastası falan olmak lazım normal şartlarda

@Fritz-X başvuru aşamasında hatta ilk karara kadar sıkıntı yok ama tüketici lehine çıkan kararları mahkemeye götürdüklerinde kaybedersem vekalet ücreti falan epey yüklü tutuyor diye biliyorum

haftada 1 sirke ile temizlik kireçlenme içindir
www.hafiftarif.com
www.faydalibir.com

elektrikli çaydanlığın su sızdırması ile kireçlenmenin bir alakası yoksa hakem heyeti sizi haklı bulur bence
ayrıca madem ki böyle çakallık yapıyorlar, siz de "her hafta sirke ile temizledik" dersiniz olur biter.

hangi marka model?

Kaybetme ihtimaliniz yok gibi bir şey. Tüketici heyetine başvurun. Ben ayakkabı konusunda 3 dava kazandım; damga pulu, vekalet ücreti, bilirkişi ücreti toplam 100 lirayı geçmedi kaybeden taraf için. Sizin de maksimum 200 tl olur dava ve itiraz için toplam. Ama dediğim gibi %99 kazanırsınız. Dilekçenize de böyle saçma madde mi olur yazmayın, "gerekli bakımları tarafımızdan yapılmasına rağmen" yazın. Nereden anlayacak haftada bir değil de ayda bir kullandığınızı? Bir de sirkeli temizliği her gün kullanan haftada bir yapar, iki haftada bir kullanan ayda bir yapar. Öyle muallak bakım önerisi mi olur? Firma saçmalamış. Ürün "Korkmaz" ise benim için de vurun bir tane. :)

oruçludur, bişeye sinirlenmiştir, hesaplayamamıştır
nedense oruçlu olunca bütün dünyaya ters davranma hakkı olduğunu sanan insanlar var. muhtemelen onlardan biridir.

ters tarafından kalkmıştır. kocasıyla kavga etmiştir. dalgındır. art niyetlidir. her şey olur.
bunun için 3 paragraf yazı mı döşenir allasen ya

yanlış yaptını belki kabullenemedi
belki açığı var kapamaya çalışıyor(art niyetli)
Belki gerçekten verdiğini düşündü.

Zaten 3 kuruş paraya çalışıyorlar, kasadan da 5 kuruş eksik çıksa maaşlarından kesiyorlar. İki ihtimal var istemeyerek vermesinin; ya dediğiniz gibi size kaktırmaya çalıştı ve isteyince bozuldu, ya da hakikaten oruç vs. hesaplayamadı ama verdiğinden emin olduğu için maaşından kesileceğini düşünerek asabiyet yaptı. Migros, macrocenter dahil bayağı kötü şartları o kasiyerlerin, ben iyimser bakıp ikinci olduğunu düşünüyorum.

Tipik hatasini kabullenmeyen ruh hastasi birisi bence. Yani orada parayi yanlis saymadigindan o kadar emin ki ufak bir yanlisligi sahsina hakaret algilayip o yuzden polemige girmis. Kaktitma acinda olsa panikler hemen cikarir verirdi sanki.

Ben bu insan faktorunu es gecmek icin direkt bankamatik ya da kredi karti veriyorum hep.

Fişi çöpe atması iyimser düşündürmüyor maalesef, fişi verse yine aynı olay yaşansa, yanlış hesaplamıştır deriz ki çok normal hangimiz yapmıyoruz, hatasını kabul etmemeye gelince herkesin agresif dönemleri olur terslikler yapar hadi o da anlaşılır.

Para üstünü eksik verdiğin bir fişi müşteriye vermeyip atmak anlaşılır bir şey değil, düpedüz bir şeyler çevirmek istemiş sebebi yukarıda yazanlar olabilir bilemiyorum.

Muhtemelen sizden sonra başkalarına benzer şeyler yapıp yedirmeye çalışmıştır.

kasiyerlerin ne kadar zeki olacağını düşünüyorsun ki hocam, normaldir.

Bu tarz durumlarda ısrar ederlerse müdürü çağırıp, kamera kaydını seyretmeyi talep edin.

hayır gerek yok..

Risk almayın, ilan verin. Ehliyet de kimlik statüsünde işlem görüyor. Kötü niyetli kişiler zarara uğratabilir. Akbil için gerek yok.

risk almak ile alakası yok istersen bütün gazetelere tam sayfa ilan ver ama herhangi bir geçerliliği yok..

Yarın o ehliyetle araç kiralanıp canlı bomba şeklinde saldırı yapılmayacağının garantisi varsa vermeyin.

Uzaktan satışta bizim ülkede bile koşulsuz iade var ise, amazon'da hayli hayli vardır.

Ürün iptal olur. Siz gerekli adımları izleyin sadece.

amazon bu konularda sıkıntı yaşatmaz, sana tavsiyem amazon chat'le canlı görüşme yap.

Amazon üzerinden yapilan alisverislerde iptal durumunda cekilse bile geri yatirilir, eger gönderim yapildiysa, geri gönderildiginde, iadesi gerceklesir. Satici kim olursa olsun, amazon bunu sagladigi icin müsteri memnuniyeti sagliyor. Rahat ol. Iptal ettiysen siparisi, birkac is gününe geri yatar.

@wiillii, hemi de bikaç gün? :O
bi an panik yaptım, haklısınız hepiniz rahatladım teşekkür ederim. kur farkından bişeyler kazanırsam sakız alıcam size <3

Amazon dünya üzerinde seni bu konuda mağdur edecek son firma merak etme. Sakın bankayı arayıp işlemi ben yapmadım gibi bir beyanda bulunma yasal süreci araya sokman seni zararlı çıkartır. Sakin ol amazon ile görüş.

Aga naptın? :) FBI'ı devreye sokmadığın kalmış. Help'ten Canlı Chat'e ulaş, "yanlışlıkla oldu, lütfen iptal edin" de anında ederler. Herkesin dediği gibi o ürün senin evine kadar bile gelse Amazon iade alır, adamlar mükemmel.

sevgili tomi bilhassa mail atarak "abi bizimkiler de öyle valla bu yeni neslin eline internet minternet vermiyceksin" diyip siparişimi iptal etti. çetteki kamila da "paran 2-3 güne yatar abicim, yaramazlara çok kötü davranma yapmışlar bi haytalık" diyerek cigerime su serpti. çok duygulandım bu sefer iptal etmemesine alıyorum!!

para hakkınız tabiki de almalısınız. ayrıca askere gideceğinizi belirtmişsiniz lazım olacağından özellikle almalısınız bence, zaten bunu düşünerek vermeleri gerekir diye düşünüyorum. ha ayıp olmasın o kadar iyilik yaptılar diye düşünüyorsanız temmuz başında bırakın ne şiş yansın ne kebap.

patrona söyle, almak istemiyorum de. hem iyi bir intiba bırakırsın hem de maaşını "vayy koçuma bak bee" deyip verir sana.

Sıkıntı olmaz alabilirsin. Sonraki çalışmanda böyle ufak tefek şeylere takılmazlar...

@duster

Valla "vay koçuma" deyip vermezse de sıkıntı olabilir :) Alırsam iyi aslında da acaba ayıp mı olur diye düşünüyorum.

bu benim anlayışım, eğer sürekli çalışan olsan ve yılını doldurmuş olsan ya da dolduracak olsan al derdim çünkü hakkın, ama 5 gün çalışacaksın, köylü çakallığıdır yapacağın bence. sistemin hukukunu kendine yontman olur bence, ben böle düşünürdüm.

5 gün ise gidip. Parayi istemediğini söylesen nasıl olur. Madem güzel ihtiba bırakıyoruz bu daha mantikli değil mi?

İşe git parayı verirlerken bu benim hakkım değil dersin,teşekkür edersin.
Muhtemelelen iyi niyetli insanlarsa,harçlık olarak almanı isteyeceklerdir.
Adamların yaptığı kıyağa karşılık sen de kıyak yapmış olursun.Asker dönüşü daha iyi karşılanırsın alsanda, almasanda..

@belkider @çınarım

Yok yahu, ne yaptınız. 5 gün gidersem maksimum yapacağım tatil hariç sadece o 5 günü almak olur, gelip de sonra hibe edemem. Zaten bilen bilir, mesaisi olmayan, gerektiğinde gece 12'de çıkılan bir sektördeyiz, tek taraflı iyilik değil yani. Sigorta olayında da win-win durumu var. O da sigorta, vergi vs. ödemiyor sonuçta. Ha ama kolaylık sağladı mı, sağladı evet.

kesinlikle almalısın; ama aynı zamanda iyi intiba bırakmak istiyorsan, patronuna " aslında bu kadarlık çalışma ücretini almak istemezdim, fakat askere gideceğim için ailemin/yakınımın bu paraya ihtiyacı olabilir" diyebilirsin. zaten orada seviliyorsan askere giden adamın maaşını ödememezlik yapmazlar.

ben olsam durumu bize anlattığım gibi patrona anlatırdım
siz benim yerimde olsanız ne yapardınız derdim
kolaylık sağladılarsa daha önce, al diyecektir zaten
senin de için rahat eder

@superb

Güzel fikir. Topu onlara atmak, en sevdiğim. :)

Resmi bagın olsa zaten askere giderken kıdem tazminatı alma hakkın olacaktı.

Hakkın olanı neden almıyorsun.

iş hayatında hakkın olanı alacaksın ki sen askere gittiğin için vermek zorundalar. yani bu senin vermen gereken bir karar değil arkadaşım, kanun firmaya " vereceksin "diyor.

sende sakın ben bunu almayayım falan filan deme, askerden sonra hak iddia edemezsin o para üstünde, uğraşır durursun. babanın oğlu değil onlar, sonuçta yabancı bi firma.

Arkadaşlar kendi talebimle sigortalı değilim, dolayısıyla yasal olarak tazminat hakkım yok.

Feribot bileti aldığınız yer genelde bunu halleder. Belgeleri en 4-5 gün önceye kadar yollayın yeter.

Örnek:

(git: www.rodosferibotu.com )

konusma +1
diziyle filmle olur bu işler ama hangi ispanyolcayı öğrenmek istediğine karar ver. latin amerika ispanyolcası öğrenirsen ispanyollar dalga geçer :(

konusma ben konusuyorum daha bitirmedim + 1
Tek fark, İspanyol İspanyolcası öğrenmek istedim. Latin İspanyolcası aksanı boğaza yılan kaçmış gibi bir his bırakıyor bende. Ona alışkın olanda da İspanyol İspanyolcası peltek, tükürüklü bir his veriyor. (la noix + 1, İki taraf da birbirini pek sevmez. İspanyollar Latinleri "köylü", Latinler İspanyolları "şeytani, burnu havada" bulur) O yüzden İspanyolca diziler ve şarkılarla haşır neşir oldum. Aguila Roja var, en ünlü dizileri. Onların sezonlarını altyazı ile izledim. Bir de yarışma programları en iyisi oldu. Çünkü yarışma programlarında genelde soru aşağıda yazıyor. O şekilde can simidi görevi görüyor ilk başlarken. Saber y Ganar diye bir yarışma var, 1997'den beri hafta içi her akşam oluyor. Onların bir yıllık arşivleri tve'nin sitesinde var. Onları dinliyordum yol boyu.
Bir de notes in spanish podcast'leri çok başarılı. Hemen her podcast'te günlük hayatta kullanılan deyimler, terimler, sokak ağzını da sunuyor.
Bir de ben çok fena "Dilbilgisi bilmiyorsan, acil durumlar dışında, kapa çeneni" insanı olduğumdan, torrent'ten birtakım gramer podcast'leri indirmiştim. Onlar da başlarılı.

anaaa :/
işler karışık öyleyse.
ben bayaa ispanyada konuşabileyim ve de ispanyolca basit düzeyde birşeyleri (gabriel garcia marquez okumam şart değil : ) çeviriye gerek kalmadan okuyabileyim diye istiyorum.

Yalniz adamlarin dalga gecmesi de oyle yerin dibine sokma seklinde olmuyor. Tatli tatli laf sokuyorlar :p

Amaaaaaan her sekil laf sokacaklar istedigin gibi ogren bosver :p adamlarin hayati laylay

Öncelikle, latin amerika sporluyum:)

Ben Brezilya'da öğrendim, orada kursa gittim ama çok az gittim (2 ay kadar), film, dizi, arkadaş ortamı derken geliştirdim kendimi. Portekizce ile birlikte aynı anda götürdüm daha kolay oldu. Arjanin'e gittim pekiştirdim vs. O yüzden Arjantin ispanyolcası rules diyorum:)

Kurs mutlaka al, tek başına olmuyor. Onun dışında dizi, film, müzik +1
Duolingo.com, sistemli kullanılırsa bence çok başarılı bir web sitesi.

bunun dışında insanlarla oturup konuşmak çok geliştiriyor, biraz ilerlettikten sonra facebook'taki mesa de espanol gurubuna katılabilirsin, insanlar buluşup ispanyolca konuşuyorlar, anadili ispanyolca olanlar da geliyor.

Ben ispanyol radyolarını falan dinliyorum arada, oradan arkadaşlarımla whatsapp grubum var sürekli isp konuşuluyor vs. Ama fiili olarak konuşmayınca cidden unutuluyor. Eskiden sular seller gibi konuşurken şimdi duraksayabiliyorum:(

Kız arkadaşım İspanyolca öğretmeni. Formasyon vs. İstanbul Üniversitesi'nden, 2-3 ay kadar da İspanya'da kaldı. Vakit ve kişi uygun olursa özel ders de veriyor.

en azından b2 ye kadar kurslara devam edin, zaten bir çoğu yeterli kişi olmadığı için c kuru açmıyor. ondan sonra, derslerinize hep ispanyolca kaynaklardan çalışın.

askerlik

askerlik

Gezi

askerlik

Askere gidip ne yapacaksın bu alemin tek keki sen misin, biraz paran varsa gez dolaş askere her zaman gidersin de bu yaşlara bir kere geliyorsun sadece.

İlk işiniz askerlik işlemlerini başlatmak olmalı. Askere gidiş tarihine kadar da eğer süre yetiyorsa bence mesleki kurslar veya dil kursu olabilir.

Askerden geldikten sonra da 1-2 ay dinlenme ve gezi, ondan sonra hayat mücadelesine hoşgeldiniz.

eğer askerliği bedelli vb bir şekilde yapmayı düşünmüyorsan tabi ki de askerlik

gez biraz
sonra hemen para kazanabileceğin bir işe gir.

boş durma üret yani. daha sonra "gerçekten" yapmak istediklerine daha çok zaman ve fırsat yaratabilirsin.

Gez. Daha sonra yüksek lisans başvurularına bak. Askere gitmek çok saçma değil mi? bedelli yaparsın.

Hemen hemen aynı durumda bulunmuş biri olarak yorum yapacağım. Ben askerliği kesinlikle yapmama taraftarıyım. Bunun için tecil süresini sonuna kadar kullanıp yüksek lisansa başlamayı da düşünüyorum.

Ben bu boşluk zamanlarımı mesleğin gerektirdiği belgeleri almakla ve yurtiçi gezileri yapmakla kullanıyorum. Geriye kalan boş zamanlarım film, dizi, kitap, müzik, tiyatro, konser vs. gibi zevklere kalıyor. Şartlar düzeldiğinde elbette mesleğimi yapmayı düşüneceğim. O zamana kadar biraz keyif yapmakta bir sakınca yok.

Askerlik. İşe girip, düzenini kurduktan sonra her şeyi durdurup minimum 5 buçuk ay ara vermek berbat bir şey. O yüzden seni bağlayan bir şey yokken aradan çıkarmanı tavsiye ederim.

Bütçeni ayarlayabilirsen Interrail yap, ayarlayamazsan yurt içinde gez. Ama mutlaka gez. Öyle koştur koştur faydalı şeyler yapacağım diye kasma kendini, yaşın daha çok genç.

Ardından yüksek lisans kovala derim. Askerliği boşver.

Askerlik.

Sonrasında iş ararken ayağına dolanır yoksa.

6 ay sonrasında ne geleceği, ondan sonra ne yapacağına göre sen tercih etmelisin.

cevap da vermek gerekirse, zorunlu olan askerlik gibi en iyi seçenek. yine de yüksek sonra akademik kariyer ya da yurt dışına yerleşip orada yaşayıp-çalışma imkanına göre değişir

başarılar

green card abd vatandaşlığı vermiyor ki. google green card diye yazıp biraz araştır istersen

Avantajı Amerikan vatandaşlığı :) Daha ne olsun. Neredeyse istediğin her ülkeye vizesiz girersin, Amerika'da yaşayabilirsin, çalışabilirsin, mülk edinebilirsin. Bir Amerikan vatandaşının tüm haklarına, oy verme hariç, sahip oluyorsun. Şu andaki duruma göre de biraz kalifiye bir elemansan buradakinden çok daha iyi şartlarda yaşarsın. En bariz dezavantajı ise Amerikan vergi sistemi çok katıdır. Amerika içinde-dışında edindiğin tüm gayrimenkul ve servet için Amerika'ya da vergi ödersin.

kavramları karıştırmışsın. çekilişle amerikan vatandaşlığı alamazsın. green card alabilirsin onda da oy verme ve federal işlerde çalışabilme hariç her şeyi yapabiliyorsun. bir de pasaportun olmuyor tabii. oturma+çalışma izni işte.

vatandaşlık dediğinde oy da atarsın, federal işlerde de çalışabilirsin, pasaportun da olur. önemli farkları var yani.

Şu olabilir mi?

pbs.twimg.com

@mimarbasi maalesef :/

kasket?

Soldier hat, military style hat diye geçiyor bildiğim kadarıyla.

şurada aradığın tüm cevaplar var.

forum.donanimhaber.com

Amazon'da Türkiye'ye gönderilen ürünler var, gönderilmeyen ürünler var. Adreslerine Türkiye adresini kaydettiysen "Ship to Turkey" filtresini seçebilirsin. En kötü "Proceed to Checkout" seçtikten sonra sana gönderilmiyorsa uyarı verir zaten.

Amazon'un kendi satış yaptığı ürünler var, diğer satıcıların yaptıkları var. En sorunsuz alışveriş için "by Amazon" ürünlerini satın alabilirsin. Satış sonrası destekleri bu ürünlerde muazzamdır.

Amazon'un sistemi şöyle işler. Sen vergiye dahil bir ürün alıyorsan (75 Dolar üstü), Amazon senden o ürün için belirlenen vergi yüzde dilimi kadar (%10-18) kapora alır. Örneğin 1000 dolarlık ürün için 100 dolar kapora alır ve senin için UPS aracılığı ve senin UPS elemanına vereceğin imza ile bu vergi işlemlerini de halleder. Daha sonra vergi tutarı aldığı kaporadan düşük ise aradaki farkı sana iade eder, yüksek ise kendi karşılar, senden ekstra bir şey istemez (İnanılmaz değil mi?).

Kısacası, Amazon'dan sipariş veriyorsun. Vergi için senden bir tutar alıyor. UPS elemanı evine geliyor, imza veriyorsun. Vergiyi, teslimatı da senin adına Amazon halledip ürünü evine ulaştırıyor. Paran arttıysa sana veriyor, az geldiyse cebinden ödüyor.

Kargo konusu karışık. Ürün bazında değişiyor. Biraz yüksek gelebilir Aliexpress vs.'ye göre ancak Amazon'dan aldığın ürün maksimum 10 güne elinde olur. Aliexpress ve benzerleri gibi aylarca beklemezsin, kayıp olma ihtimali de çok düşüktür.

1- Türkiye'ye gönderilen ürünler zaten "This item ships to Turkey" yazıyor (tabi adres bilgilerinde Türkiye'yi seçtikten sonra)

2- Türkiye'ye ücretsiz kargo yok. Benim aldığım iki parçaya 10 dolar istendi.

3- 75 euro üstüyse vergiyi amazon zaten fiyata dahil edecek ödeme esnasında. Bir de türk lirası ödeme yapma amazon kuru yüksek. Dolar olarak ödeme yap.

Elvis Costello - She

www.youtube.com

Vanessa paradis / tu si na cosa grande

mutluluklar :)

norah jones şarkıları

Jason Mraz - I'm Yours'un olmadığı romantikli playlist olmaz olsun.

@hushhush Teşekkürler :)

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

yine jason mraz: lucky

youtu.be

Ekleme değil ama, Someone like you boşver senden iyisini bulurum temalı bir şarkı, listeden çıkarmanızı öneririm.

one and only - adele

farka deger

@bryan fury 6S plus diyorsunuz yani? Neden peki

bende hala G4 ümün geri gelmesini bekliyorum.. imkanım olsa şu dakka 6s plus alırdım..

Valla IOS diyorsun ama Galaxy Note serisine bir bak derim. Samsung'un en mükemmel serisi ve Android'de de en güçlü ve muhtemelen en işlevsel telefonlar Note serisi.

bu sorunu s3'te yaşadım, güç tuşunu sökerek çözdüm.

eğer iade vs mümkün olmadıysa ve telefon elinizde patladıysa yani yapacak hiçbir şey kalmadıysa içini açıp güç tuşunu çıkartın sorun çözülüyor.

ha ne oluyor? telefonu açmak ve tuş kilidini aktif hale getirmek için ataç kürdan vb ince sivri bir nesneye ihtiyaç duyuyorsunuz

iphone 5s kullanıyorum.
bundan önce g3 ve note 2 kullandım.

her ikisi de 5s'den büyük ekrana sahip olduklarından 5s'e geçerken sıkıntı olur diye düşündüm.
sıkıntıyı bırak müthiş bir rahatlık oldu küçük ekran olması.
bu nedenle, tamamen subjektif olarak, gündelik kullanan insanlara plus gereksiz diye düşünüyorum.

hayır.
onlara ayrı tebligat gidiyor zaten.
sizin bir şey yapmanıza gerek yok.
onlar sizinle irtibata geçerler zaten, hesap numaranızı istemek için.
bende öyle olmuştu.

İrtibata geçmiyor çoğu. Dediğin gibi belgeyi isteyenler de çıkıyor. Kesinlikle verme, onlara da tebligat yapılıyor. Elindeki belgeyle git, IBAN numaranı ver, 1-2 güne hesaba geçer. 3 ya da 4 dava kazandım ben, en güzeli. Kimseyle uğraşmıyorum artık, hayat bana güzel. :)

geri veririm işe yaramaz bir taştır muhtemelen.

İade et. Aklında bulunsun böyle işleri asla tanıdıklara yaptırtma.

Ya iade edeyim de geriliyorum bu tarz şeylerde. Adamın can dostuyla arası benim yüzünden açılacak o olmasa enişte bana trip atacak. Başka yerden alacak vakit de yok.

ya adam eniştenin gerçekten can dostu olsa zaten "can dostumun yeğenidir" diye düşünür sana böyle bir kelek yapmazdı. git geri ver ne idüğü belirsin taşı başkasına kakalasın. kaldı ki sen taşı geri verdin diye eniştenle adamın arası niye açılsın? adam mal satıyor, sertifika istiyorum diyorsun, tamam diyor, ama sonra sana uyduruk bişey veriyor, e tabii ki haliyle geri vereceksin. sonuçta parasını veriyorsun, karşılığını almak senin hakkın. merak etme kimsenin arası bu yüzden açılmaz.

"bunların sertifikası var, öyle olacak" ibaresi baya bi ilginçmiş.

basbaya oyuna getirmiş sertifika konusunda. gözünün önünde siteyi aç, böy böyle de. bu olmaz de. cumartesiye vakit var. iade et. kapalıçarşı'dan özelden yardımcı olurum gidebileceğin bi kaç yer öneririm. oralara git. sertifalı al.

eniştenle araları açılırsa zaten açılsın, saçma salak şeyleri arkadaşının akrabasına kazıklayan adamla arası açılsın zaten

adres ver dövelim.

@neo yahu şaka yollu dedim zaten :) takılmaz mısınız siz hiç böyle? Kaldı ki benim bile içim rahat etmiyor, aha buyur başımdan geçeni. Haklılar valla sertifika isteyenler de. Bir karar vereyim, yardım lazım olursa haber ederim. Teklif için teşekkürler.

Ulan en çok canımı sıkan aptal yerine konmak şu hayatta. Siteye bir bakın allah aşkına. Bunu yiyen mi olur? Süzme tipi mi var. Çok sinirlendim.

o.cocuklarina bak tezgah kurmuslar. polise bile sikayet ederdim.

ayrica oyle enistenin benle arasi bozulacaksa kendisine, arkadasiyla arasi bozulacaksa da o aralarindaki iliskiye .... diyip gider geri verirdim. ne sinirlendim ya aksam aksam.

benim takıldığım bunların sertifikalı olanları var,onlardan al mı dedi?
öyle anladımda ben.

www.dclab.co.uk
ben bu siteden kendiminkini sorgulayabiliyorum benimkide öyle alalade bi Kuyumcudan alindi. gidin geri verin

@melodi

Oraya zaten İstiklal Marşı'nı yazsan da sertifika bulundu diyor.

@logisticsmanager

Onu diyen benim kız arkadaşım. Ben aliexpressten alıcam sama yüzük falan diye takılınca cevaben o da öyle kontra yapıyor :)

Ya cidden ben uyanık bir tip olmasam ve aldığım gibi versem bu halde yüzüğü düşeceğim konum sinir ediyor. Kız arkadaş şeytan dürtse bir kontrol edeyim dese yaşayacağım mahcubiyet katil ettirir adamı. Ben farkındaydım bu merdiven altı sertifikaların da işte tanıdık hesapta, insan güveniyor.

Aradım kuyumcuyu az önce bu arada. Aptala yattı. Getir bir bakalım falan. Bakalım ne olacak, 3. sayfada kuyumcu haberi görürseniz beni bir yoklayın. :)

adımı yazdım Certificate Was Found dedi:)

@safepassage

Ya sırf eniştenin bozulması da değil de ben karşı tarafı gerekmediği müddetçe kırmamaya özen gösteren biriyim. Dediğim gibi saygım büyük enişteme, çok da severim. "Senin önerdiğin çocukluk arkadaşın bana böyle yaptı" dersem onun düşeceği konum da beni rahatsız ediyor. Empatiden öleceğim resmen, mahcubiyet yaşatmak istemiyorum.

Öylesine bişey yazınca serificate was found diyor arkadaşım. sertifika bulundu mu diyor Sizinkinde yoksa bende oldugu gibi taşın durumunu mu gösteriyor. dcl daha ucuz taşların sertifikalari diye biliyorum.
valla ben yüzüğü takalı 2 sene oldu seritifikasini kontrol etmek siz soylemeseniz aklıma gelmezdi

buyrun bu da benim sorgulanan
<a href="hizliresim.com">

@melodi

Sonuç hep bu ve bu kadar. Dediğim gibi böyle bir seetifika yok. Ucuz taşların sertifikası değil, sahte, kolpa bir sertifika.

Özelden soranlar oldu. Taş 0.52, G ve VS1 bu arada. Telefonda kuyumcu en son "GIA sertifikalı falan bulmak lazım" diye geveledi. "E günaydın" diyemedim.

(git: i.hizliresim.com )

(git: i.hizliresim.com )

@melodi

İlginçmiş, bende bunun basılı hali var işte, adamın yüzükle verdiği. Ama numarayı yazdığımda gösterdiğim gibi çıkıyor sonuç. Neyse yine de dediğim gibi site tümüyle sahte bir site. Belli ki kuyumcular arasında popüler bir sahte sertifika sitesi. Menülerden, domainden, iletişim bilgileri olmamasından, ne yazarsan yaz bulundu demesinden belli. Kaldı ki geçerli hiç bir kaynakta da adı yok DCL diye sertifikanın.

Git geri ver bence, hemde hiç vakit kaybetme. Ayrıca sayfanın adres satırında ki linki de şahane görünüyor.

www.dclab.co.uk

Sayfa.aspx :) Türkçe bildiğin

Valla o yüzük bende 2 senedir var basılı halde sertifikali.ilk defa sizin duyurunuzu görünce sorguladim.bu satilicak bişey değil ömürlük durucak sertifika çok gerekli bişey değil bence tabi ki. sadece benimkininde koduyla çıkması şahane

www.swissgemlab.com
yazılar da buradan çalınma.

Originally part of an international network founded in Europe in 1974, EGL USA opened its first U.S. lab in the heart of New York's international diamond and jewelry district in 1977

EGL USA DCLAB ile değiştirilmiş.

konuyu once enistene ac, durumu anlat boyle boyle de. zaten ya enisten ben konusurum diyecektir once o sorar, ya da sana tabi git konus der.

direkt gidip kuyumcuyla görüşün, eniştemle aranızdaki hukuk ayrı, benim tüketici olarak haklarım ayrı deyin, iade edin. eniştenizede durumu aynen bu şekilde açık açık izah edin. art niyetle yapmadıysa bile ben evleneceğim insana hediye edeceğim bir şeyde böyle katakulliler olmasını manevi olarakta doğru bulmuyorum, sadece parasında değilim deyin.

İade ettim arkadaşlar, sağolun hepiniz.

aferin dogru olani yapmissin. enistenle bir durum olursa onu da yaz :)

Mynet'e girip yönlendireceğinize Hotmail içinden içeri aktar deyin. Aynı şey, mynet'i kurcalamak zorunda da kalmazsınız. Benim hotmail, yandex, şirket vb. tüm maillerim Gmail'e aktarılıyor, hotmailde de vardır böyle bir ayar.

kamera saneye yaklasıyor. o vinç gibi alet var taşıyor onu. yada drone yapıyorlardır afsdfa.

O kadar hizli mi hareket ediyor o alet?

spider camera

drone değil, jimmy jib hiç değil.

buyrun: qph.is.quoracdn.net

cache4.asset-cache.net

i.telegraph.co.uk

jimmy Jib, Pan+Zoom beraber bence.

ardacan haklı

spider için ortam uygun değil derken? açsana biraz çok merak ettim...

kapalı alanda kullanılmıyor muymuş yoksa? :)

"açının pan hareketi zaten spider olmadığını gösteriyor" valla ne dediysen o da anlaşılmamış ama sana şöyle söyleyeyim, spider ile yapılmayacak bir hareket yok orada.

iç mekanda spidercam nasıl kullanılmış, ne hareketler yapılabiliyormuş bakmak istersen.

youtu.be

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Aslında jimmy jib olabilir. Hatta muhtemelen de jimmy jib ama gidiş yolunuz yanlış. Spider geniş açıda kullanılır ancak o çekimde çok geniş açıda değil. Bunu deseniz kabul ederdim. Oturun sıfır.

Onlarca kez ve bayağı ağır aksanlı. Kesinlikle barındırılmaması gerekir çağrı merkezinde, kimse kusura bakmasın. Irkçılık sayılmaz, işi dinlemek ve anlatmak olan bir insan herkes tarafından anlaşılacak ses tonu ve diksiyonda olmalıdır.

Vodafone Supernet'te denk gelmiştim bir kaç defa. Bence hiç önemli değil insanların aksanları. İşlerini düzgün yapsınlar da...

yalznıca bir defa denk gelmiştim.
yine internetle ilgili bir sorundu muhtemelen.
iletişimde de bir sıkıntı yaşamamıştım.

enparaya euro yatırabilirsin istanbuldaki bazı atm'lerde. fakat yurtdışındaki atm'lerden euro hesabına ulaşamazsın. para tr hesabında türk lirası olarak durmalı. her çektiğinde türk lirasından çektiğin ülkenin para birimine çevirip öyle para veriyor. bu değişim de bazen masraflı oluyor saate ve güne göre + bir de komisyon alınıyor.

yaklaşık 400 liralık çekmeye 10 lira komisyon almış enpara geçen ay.

hmmm. o zaman baya gözüm gibi bakarak bütün parayı cüzdanda tutayım. 200 euro cüzdanda geri kalanını yan ceplerime falan istifliym. bi kısmını da kız arkadaşıma vereyim öyle gezelim.

bildigim kadariyla cepteteb banka kartiyla yurtdisi atmlerini kullanabilirsin. euro hesabinda tut parayi, yurtdisi atmde o hesabi gorursun diye tahmin ediyorum
www.cepteteb.com.tr

Cepteteb komisyonsuz ve dövizden döviz çekmeyi sağlıyor yurtdışında ancak rotanızdaki ülkeler dahil mi arayıp sormak lazım. Bir de giderken bilgi vermeyi unutmayın bankanıza, bloke edebiliyorlar hesabı.