Giriş
(18)

Seçim yaklaşıyor, heyecanlı mısınız?

gadlemler
Bende bugün itibariyle gündeme daha da yoğunlaşmış bulunuyorum ve heyecan var...Herbir partinin ne sonuç alacağı ile ilgili çıkarım yapmaya çalışıyorum kendimce; 2018 seçim sonuçlarını inceliyorum sabahtan beri. Günlerdir duygusuzdum, nötr. Bugün başladı heyecan.Tek bir sorum var: Siz de heyecanlı m
Bende bugün itibariyle gündeme daha da yoğunlaşmış bulunuyorum ve heyecan var...
Herbir partinin ne sonuç alacağı ile ilgili çıkarım yapmaya çalışıyorum kendimce; 2018 seçim sonuçlarını inceliyorum sabahtan beri. Günlerdir duygusuzdum, nötr. Bugün başladı heyecan.
Tek bir sorum var: Siz de heyecanlı mısınız?
Görüşünüz hiç farketmez: Evet mi, hayır mı?
0
gadlemler
(09.05.23)
Hayır.
Zor günler geride kaldı daha zor günler ileride. Fetret devrindeyiz, kim gelirse gelsin çıkmazda hissediyorum. Bir nesil böyle böyle sürünerek kaybolup gidiyor işte ne heyecanı.
0
pavlis
(09.05.23)
Heyecanlıyım.
0
dissendium
(09.05.23)
Negatif basanla iletişimi kesiyorum. Tam motivasyon full heyecan, kazanacağız bu kez. :)
0
unidentified floating object
(09.05.23)
kaygılıyım. özellikle yapılabilecek hilelerden dolayı.
0
lazpalle
(09.05.23)
Heyecanlıyım çünkü bu kadar kafa kafaya bir seçim görmedim hayatımda, 45 yaşındayım gördüğüm seçim sayısını siz tahmin edin.

Seçim sonrası için hiç heyecanım yok çünkü olacakları az çok tahmin ediyorum, kim kazanırsa kazansın bizim için kısa vadede hiç bir şey değişmeyecek. Bu sıkıntıları 1-2 sene daha çekmeye devam edeceğiz, sonrasında da hemen güllük gülistanlık olmaz.

Ülkemiz ve insanımız için hayırlı olsun inşaallah, Allah bu günlerimizi aratmasın.
0
John Bloor
(09.05.23)
seçimler beni her zaman heyecanlandırmıştır. umut sarıkaya'nın karikatüründeki gibi o renkler, haritalar, yayınlar... takip etmesi acayip eğlenceli oluyor. yerine göre oturup slovakya seçimi takip etmişliğim bile var sırf aynı sebepten.

onun haricinde bir heyecanım yok ama. gidip oyumu kullanacağım ama birincisi kazanacağımıza pek inanmıyorum, ikincisi bu ülke öyle 3-5 yılda düzelecek noktada değil. ölümü gördüğümüz için sıtmaya razıyım işte, öyle ufak bir kıpırtı var.
0
mark greg sputnik
(09.05.23)
hiç değilim.
0
deartheodosia
(09.05.23)
inanılmaz heyecanlıyım.
yorulmadan - hiç üşenmeden gönüllüleri organize ediyorum. etrafımda heyecansız bir kişi bile yok.
0
irene
(09.05.23)
Değilim, zira milletimize güvenemiyorum.
0
drako
(09.05.23)
heyecanlı değil kaygılıyım. seçim günü ve sonrasında bişeyler olmasından korkuyorum.
0
scudman1
(09.05.23)
Heyecan, korku, kaygı, umut, nefret, öfke.. Kanal D pembe dizi tanıtımı tadındayım uzun zamandır. Onlu yaşların başından beri farklı bir hükümet görmemiş olmak da ayrı bir etken.
0
lüzumsuz adam
(09.05.23)
2018 ve bir önceki genel seçimlerde çok daha heyecanlıydım. keşke seçim sonuçları açıklanırken uçakta falan olsam da şu gündemi takip edemesem diyorum şu an. iktidar ya da muhalefet fark etmeksizin sunulan her vaat beni daha da sinirlendiriyor, seçimlerin maaşlı özel sektör çalışanına faydadan çok daha fazla zararı var şu an itibariyle.
0
roket adam
(09.05.23)
bu tip rekabete dayalı şeylerde heyecansız ve tarafsız olmak imkansız bence.
0
roe
(09.05.23)
Bende gerginlik ve heyecan var.
0
yalniz kizkulesi
(09.05.23)
ailemden akpli olanları instagram’da çıkardım. heyecanlı değil, sinirliyim.
0
gabe h coud
(09.05.23)
bazen heyecanlı bazen değil, herkes sonuçları kestirmeye çalışıyor
0
cccbehzatccc
(09.05.23)
Heyecandan cok tedirgin ve merak icindeyim. Ikinci tura kalacak bence o yuzden pazari milat gibi dusunemiyorum.
0
mor oje
(09.05.23)
2019 yerel seçimlerinde Ekrem İmamoğlu için oy kullanırken giydiğim uğurluğu tişörtümü sandıktan çıkarıp seçimi beklemeye başladım ince bir tedirginlikle karışık heyecanla.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(09.05.23)
(12)

bir şey dinleyerek uyumayı sevenler neler dinliyorsunuz ?

freebird5406_2
podcast ile uyurum: (podcast ismi)müzik dinleyerek uyurumsesli kitap dinleyerek uyurumasmr ile uyurum (ne dinliyosunuz merak ettim :))spor programları dinleyerek uyurumradyo tiyatrosu dinleyerek uyurumgenelde ne dinliyorsunuz şu sıralar spesifik ne dinliyorsunuz çeşit olsun merak ettimbu ara mahir ü
podcast ile uyurum: (podcast ismi)
müzik dinleyerek uyurum
sesli kitap dinleyerek uyurum
asmr ile uyurum (ne dinliyosunuz merak ettim :))
spor programları dinleyerek uyurum
radyo tiyatrosu dinleyerek uyurum

genelde ne dinliyorsunuz şu sıralar spesifik ne dinliyorsunuz çeşit olsun merak ettim

bu ara mahir ünsal eriş ve töre sivrioğlu nun geri dönüyoruz podcasti güzel, bir şey bulamazsam kaan kural'lı potacast/amerikan mutfak hangisi varsa
0
freebird5406_2
(05.05.23)
Vizyonumun kısıtlı olması sebebiyle; Radyomadyo uygulamasını indirdim, radio45'lik çalarken uyku zamanlayıcı kuruyorum.
Aslında şurada iki ay önceye kadar TV'de NTV veya Habertürk açarak zamanlayıcı kurar öyle uyurdum. Sonra onun büyüsü bozuldu, ses ve ışık rahatsız etmeye başladı. Tabii bunda çatı katı bir eve taşınmam ve kafamı çevirince gökyüzünü görüyor olmak da etkili olmuş olabilir. Çünkü neden olmasın?
0
pavlis
(05.05.23)
youtube'da bir şey anlatan birinin videosunu açıyorum. ana sayfamdan, aboneliklerimden rastgele seçiyorum. bu aralar müzik teori videoları mesela.
0
floydian
(05.05.23)
Tam bir uyku ilacı: www.youtube.com

Bonus: www.youtube.com
0
halitkin
(05.05.23)
Sadece hiç uykum yoksa ve uyumaya çalışıyorsam şu ablayı dinliyorum çok garip şekilde hızlıca uykuya dalıyorum
youtu.be
Bir de ateş bana huzur veriyor. Şömine ateşi sesiyle uyumak çok rahatlatıyor
youtu.be
0
personaa
(05.05.23)
ferdi tayfur - içim yanar (repeat)
ya da kendi yaptığım müslüm baba listesi
arada orhan baba da takılıyorum
0
thedepressed
(05.05.23)
kardes payi en komik sahneler.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(05.05.23)
asmr hikaye dinliyorum fısıltılı. çocukken bize okudukları gibi. subodifay'da.
0
mark greg sputnik
(05.05.23)
Ben konusma acar uyurum, bu konusma podcastte de olabilir, radyo programi da film de. Yeter ki birileri konusuyor olsun ve arka planda ya ses olmasin ya da muzik varsa pozitif/notr bi tinisi olsun. Yuzde 98 ingilizce konusmalari dinlerim cok nadir de turkce. Birileri konusmadan uyuyamiyorum, kafamin icinde kendim konusmaya basliyorum yoksa.
0
unidentified floating object
(05.05.23)
cok fazla sey. genelde rahatsiz edici sesle. ismini vermek istemiyorum....... deniz goktas selam selami dinlerken uyudum aksam
0
ala09
(06.05.23)
Podcast ile uyurum: Teknoseyir haftalık gündem değerlendirmesi ya da haftalık muhabbet programı. Levent pekcan'ın sakin sakin bir şeyler anlatışı beni kıvama getiriyor.
0
Bruce
(06.05.23)
spor programı dinler uyurum ya da bi yayının tekrarını. arkada konuşan olsun yeterli.
0
koela
(06.05.23)
podcast: spurensuche (true crime)

hem dil açısından iyi oluyor hem de enteresan hikayeler var. yalnız ben hep ilk 2-3 dakikasından sonra uyuyakalıyorum.
0
bohr atom modeli
(06.05.23)
(6)

tang, nazo gibi tozlu içecekler artık yok mu?

mark greg sputnik
belki çocukluk nostaljisi bilmiyorum ama bazen canım acayip çekiyor bunları. türkiye'de zaten içecek konusunda çeşit pek az. kola, fanta, gazoz, şurup gibi tadan tuhaf mavili-pembeli bazı şeyler vs... bazen buz gibi suya tang yapıp içeyim diyorum amma lakin ki öyle değildir.bu tarz tozu dök karıştır
belki çocukluk nostaljisi bilmiyorum ama bazen canım acayip çekiyor bunları. türkiye'de zaten içecek konusunda çeşit pek az. kola, fanta, gazoz, şurup gibi tadan tuhaf mavili-pembeli bazı şeyler vs... bazen buz gibi suya tang yapıp içeyim diyorum amma lakin ki öyle değildir.

bu tarz tozu dök karıştır içecek yok mu artık? ben ne online marketlerde ne de süpermarketlerde görebildim. sektör bitti mi?
0
mark greg sputnik
(04.05.23)
Eskisi gibi bahsi geçmiyor ortalıkta.

Bu arada "link" adında içeçekte vardı.
Bu videodan sonra onu da gören yok sanırım:

m.youtube.com
0
diyecevaplandı
(04.05.23)
link duruyor daha geçen gün içtim, hatta kapağını değiştirmişler iyi olmuş
0
🌸mark greg sputnik
(04.05.23)
Nazo var ya reklamını gördüm yakın zamanda.

Off Tang harikaydı hergün 1 litre içerdim. Kola falan halt etmiş cidden. Aşırı pratik, serinletici, gazı kaçtı derdi yok vb.
0
msb
(04.05.23)
Nazo, Mahbuba ve Altunsa markalı içecekler var.
Genellikle internetten alıyoruz. Şu anda en hesaplısı Altunsa.
0
pro9it9is9
(04.05.23)
a101'de var markasini bilmiyorum
en son iki sene once aldim sanirim iyi hatirlattin :))))
0
nibba
(04.05.23)
(4)

seçimle ilgili kocaeli milletvekili sorusu

mark greg sputnik
malum asıl olay cumhurbaşkanlığı olduğu için ben diğer kısmı tamamen unuttum. ikametgah adresim kocaeli. son günlerde "tip'e versem boşa gider mi?" tarzı tartışmalar gördüğüm için merak ettim. kocaeli için durum nedir? herkes kendi adayıyla mı girdi? akp'ye karşı en güçlü aday kim olarak görünüyor ş
malum asıl olay cumhurbaşkanlığı olduğu için ben diğer kısmı tamamen unuttum. ikametgah adresim kocaeli. son günlerde "tip'e versem boşa gider mi?" tarzı tartışmalar gördüğüm için merak ettim. kocaeli için durum nedir? herkes kendi adayıyla mı girdi? akp'ye karşı en güçlü aday kim olarak görünüyor şu an için şehirde? kimseyle siyasi tartışmaya girmek niyetinde değilim, ben kendi adıma yıllardır "bu ülkenin seçimle yönetim değiştirilebildiğini, demokrasinin varlığını hatırlaması lazım" diyen birisiyim, o yüzden stratejik kullanacağım. karşılarındaki en güçlü aday %3 oyuyla turşu bidonu olsa onları seçerim. bu noktada İYİP mi daha güçlü CHP mi acaba? büyükşehri en son CHP almıştı diye hatırlıyorum, o yüzden sanki onlar daha mantıklı ama adayları pek tanımıyorum işin açığı.
0
mark greg sputnik
(04.05.23)
freebird5406_2
(04.05.23)
çok teşekkür ederim. o zaman chp'ye verelim boolum.
0
🌸mark greg sputnik
(04.05.23)
Kocaeli'de en son genel seçimde (2018) yurtdışı oyları dağıtıldıktan sonra HDP ilk kez vekil çıkarmıştı da o baya olay olmuştu milletin dilinde. 2019'da CHP yok abi, İYİP girdi, ama AKP'li başkan seçildi hem de baya açık ara farkla falan.

Başkanlık seçiminin il bazında bi anlamı yok. Orada KK'dan devam edebilirsin.

MV listelerine de bakma bence, İYİP'in adayı şu eleman mesela: www.youtube.com

HDP'nin adayı da Gergerlioğlu.

Bunların seçilebileceğini sanmam. CHP'nin adayları iyi ama.
0
plutongezegendegilmi
(04.05.23)
Chp izmit belediyesini kazandı son seçimde, Fatma Hürriyet Kaplan izmit belediye başkanı. Büyükşehir akp'de ama hâlâ. Tip'in ordan vekil çıkarması zor gibi, kılıçdar/chp ikilisi iş yapar
0
nundu
(04.05.23)
(7)

4 yaşında kız çocuğu için müzik aleti yardımı

semenderrr
kızıma bir enstruman alayım diyorum. ne önerirsiniz?
kızıma bir enstruman alayım diyorum. ne önerirsiniz?
0
semenderrr
(03.05.23)
Baglama
0
allah yazdiysa bozsun
(04.05.23)
bütçeniz müsaade eder mi bilmiyorum ama ben piyano derim.

çünkü temel yaklaşım açısından basit bir alet. sadece tuşa basıyorsunuz. dört yaşındaki çocuk için içselleştirmesi daha kolay olur diye düşünüyorum. zihinsel gelişimine, motor kapasitesine katkısı ise inanılmaz olacaktır. gitar, keman vs. tabii ki öğrenemeyeceği şeyler değil ama daha kompleks veya sıkıcı bulabilir çocuk onları. kaldı ki 4 yaşından atıyorum 10 yaşına kadar piyano çalan bir çocuk devamında zaten diğer enstrümanlara geçişi de daha rahat yapar diye düşünüyorum.

tamamen sıradan vatandaş olarak desteksiz sallıyorum ben tabii, şahsi fikir. kendimi düşünüyorum mesela, dört yaşındayken "anaa buna basıyorum bu ses çıkıyo" diyebileceğim bir enstrüman olan piyanoyu çok daha rahat öğrenebilirdim sanırım.

zaten amacınız muhtemelen çocuğun belli bir disiplin geliştirmesi, motor kabiliyetlerini güçlendirmesi... virtüöz olsun, dünya çapında sanatçı olsun demiyorsanız bence piyanoyla başlamak iyi fikir olabilir. alışması görece kolay ama faydası büyük. ileride kendi ilgisine göre başka enstrümanlara geçiş düşünülebilir belki.

büyüdüğünde sanatçı olursa buraya yazın ama yine. bi konseri olur bi şey olur, haberimiz olsun. izleyelim.
0
mark greg sputnik
(04.05.23)
eğer zengin değilseniz 4 yaş için piano biraz abartılı... onun yerine bir org alabilirsiniz. benim de vardı çocukken. şimdi de amatör olarak müzikle ilgileniyorum, çaldığım enstrümanlar var ve kendi başıma öğrendim. bağlama, gitar falan bunlar o yaş için zor, eğer çocuğun ilgisi ve eğitim verecek birisi yoksa. tuşa bastıkça ses çıkaran en makulüdür. :)
0
motosiklet burclu adam
(04.05.23)
Çocuğunuz ile sık sık müzik enstrümanlarıni inceleyebileceği mağazaları ziyaret etmenizi öneririm. Bir enstrüman çalması onun isteği mi yoksa sizin hayaliniz mi? Çocuk konserleri de iyi bir başlangıç olabilir. Konser bitiminde ilgisini çeken bir enstrüman varsa hakkında bilgi edinebilir, birlikte inceleyebilir, YouTube kanallarındaki çocuk kayıtlarına göz atabilirsiniz. Bir çocuğun bir enstrümana ilgisini canlandırmak ile onu bu dünyadan soğutmak arasında ince bir çizgi var. Çok da keyifli bir yolculuktur.
0
from where i ride
(04.05.23)
Eğer eviniz müsaitse bir davul seti alın derim.
0
vedatchilipeppers
(04.05.23)
Kolay taşınabilir bir şey alırdım ben olsam, keman, flüt gibi, gittiği yerlere götürebilsin, bi parkta, bi bahçede, denizde, kırda, bayırda çalsın, alıştırma yapsın minik kız.
0
birbilmecemvarçocuklar
(04.05.23)
4 yaş enstrüman seçmek için çok ideal bir yaş değil, ama piyano en makulu. Tabii çocuğun ilgisi alakası da önemli.

Piyano genel müzik teorisi için iyidir, ilerde ilgisine göre her enstrümana sıçrar. Ya da hiç ilgilenmez.

yamaha ya da casio'nun dijital piyanolarından birini alın. Taşınabilir stage piyano bile olur hem yer kaplamaz.

Dijital piyano diye altını çiziyorum çünkü tuşe önemli, çocuklar org vb tuşesiz enstrümanlardan çabuk sıkılıyor. Ama dijital piyano alırsanız epey gerçekci bir enstrüman elde edersiniz.

9-10 bine sıfır dijital piyano bulunur. 88 tuş, weighted keys özellikli bir enstrüman almanız önemli.

bu arda 2. elde daha da ucuza denk getirirsiniz.
0
anten
(04.05.23)
(3)

mühür de "evet" vs "tercih"

avatar is back
bugün arkadaşlarla cb seçimi için oy kullandık, ben ve bi arkadaş aynı salonda bastık bizimkinde "tercih" yazıyordu da diğer salondaki 3-4 arkadaş da ise "evet" yazıyordu. hiç bir önemi de farkı da yok değil mi?
bugün arkadaşlarla cb seçimi için oy kullandık, ben ve bi arkadaş aynı salonda bastık bizimkinde "tercih" yazıyordu da diğer salondaki 3-4 arkadaş da ise "evet" yazıyordu.

hiç bir önemi de farkı da yok değil mi?
0
avatar is back
(01.05.23)
yok.
0
sparkle kiddle
(01.05.23)
yok, yılların geyiğidir. kendimi bildim bileli var bunların ikisi de.
0
mark greg sputnik
(01.05.23)
Aslında 100 yıldır "evet" idi, ama anayasaya oylamasında evet-hayır seçimi yapılırken bu tercih mührünü çıkardılar, kafa karışmasın diye. Sanırım muhalefet bu yönde bir öneri sunmuştu, hayır oyu verecekler için mantıklı değil vs diye.

Demek ki o seçimden beri kafaya göre karışık kullanıyoruz bu kaşeleri.
0
John Bloor
(02.05.23)
(10)

antinatalizm (doğum karşıtlığı) hakkında ne düşünüyorsunuz?

mhmt11226
okuyup araştırıp üzerine düşündükçe mantıklı gelmeye başladı siz ne düşünüyorsunuz?
okuyup araştırıp üzerine düşündükçe mantıklı gelmeye başladı siz ne düşünüyorsunuz?
0
mhmt11226
(28.04.23)
Çocuğum yok çocuk sahibi de olmayacağım ama böyle uç akımların hepsi saçma oluyor, bu da saçma.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(28.04.23)
uremeyi tesvik edenlere bakinca cok makul bi -izm gorundu bana. cocuk hic sevmem ayrica(belki nefret ediyorum) ama bi gun can sikintisindan dogurmayacagimin garantisini veremiyorum. cocuk yaparsam tamamen bu gorusun bahsettigi bencillik, duygusal bosluktan falan olur
0
ala09
(28.04.23)
@Kaleci Saçlı +1

Çocuk sorumluluğu alabilecek güçte göremiyorum kendimi, hayata ve insanlığa o kadar güvenmiyorum. Ama güvenenler, baş edebilecek güçte olanlar var. İnsanlığının sonunun gelmesine katkıda bulunmaktansa insanlığın kalitesini yükseltmeye katkıda bulunmayı tercih ederim.
0
muhayyer divan
(28.04.23)
@ala09

evlatlık da düşünülebilir
0
🌸mhmt11226
(28.04.23)
Mantikli ama gercekci degil, o yuzden felsefe olarak kalacak.
0
unidentified floating object
(28.04.23)
acı döngüsünün çözümünü doğurmamakla bulan bir fikir. kendilerine katılmıyorum. acının kaynağı insanların nüfusu ile alakalı değildir. düşünce ve dolayısıyla ilişkilerin değişmesi ile acının da azalacağı görüşünü savunuyorum. mesela bağlı hissedilen ırk, millet, din, aile, aşiret vs. gibi aidiyetlerin ve bağımlılıkların ortadan kalkmasıyla daha barışçıl bir dünya olacağını düşünüyorum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(28.04.23)
Halen dinlere inanan insanlara nasıl şaşırıyorsam (saygı duymakla birlikte), belli bir süre bu dünyada yaşayıp acının kaçınılmazlığını gören insanların antinatalist olmamasına da öyle şaşırıyorum.

Yine de antinatalizm üzerine çok düşünmek ve konuşmak anlamlı gelmiyor. Antinatalizm benimsenip unutulmalı: İstemesem de doğdum, bunu geri alamam. İntihar da etmeyeceğim. Keşke doğmasaydım diye ağlanıp sızlanmanın bir anlamı yok. Ahlaki yükümlülüğüm, hiçbir canlıyı yoktan var edip de varoluș yüküyle baş başa bırakmamak. Bu noktaya geldikten sonra artık antinatalizm üzerine düşünceler kenara bırakılmalı. Sonrası absürdizm mi olur nihilizm mi olur bilemem. Ölene kadar takılmaya devam.
0
signore
(28.04.23)
insan olarak varlığıma ve özgürlüğüme karşıt olmayan her anlayışa, ideolojiye ve düşünce yapısına belli ölçüde saygım var. bu neticede bir fikirdir, felsefedir, düşünce ürünüdür. o açıdan saygı duymakla beraber kesinlikle katılmıyorum. ben kendim çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum ama kendimce şunu söylüyorum: bildiği tek şey "var olmak" olan bir cins olarak bizim antinatalist olmamız ne kadar tutarlı ki?

ben kendim çocuk sahibi olmak istemiyorum ama ne zaman bir tanıdığım çocuk sahibi olsa heyecanlanıyorum, mutlu oluyorum. hayat tek başına bir mevcudiyet olarak bence ilginç. değerli veya önemli demiyorum. bildiğimiz tek şey olması itibariyle benim kendisine saygım var. ben evrenin %99.99999'luk kısmında yoktum mesela.... algım, bilgim, varlığım, sahip olduğum ve tanımlayabildiğim her şey geriye kalan süreçte gelişti. bu değerli mi? önemli mi? orasını bilmiyorum ama neticede şu an için VAR bu.

bu açıdan bana makul gelmiyor. sofistike maymunlar olarak insan hayatını, insanlığı, maddiyatı ön plana çıkaran hiçbir ideolojiyi benimseyemiyorum şahsen. önceliğimiz buradayken keyif alarak, iyi hissederek yaşayabilmek olmalı ve bazı insanlar için bunun yolu soylarını devam ettirmek, kendilerinden "yeni bir kopya" üretmek. bununla bir problemim yok açıkçası.
0
mark greg sputnik
(28.04.23)
Doğduktan sonra hayatı sevmek ve yaşamak istedikten sonra başkalarının hayatına, doğumuna karşıt olmak çok anlamsız.
O halde sadece doğuma, değil çevremizdekilerin yaşamasına da karşıtlık değil mi bu?

Bu akımı savunanların gücü olsa erkek ve kadındaki üreme fonksiyonları iptal edilir mi? Edilir.

Sonuçta kime karşı ne kazanacağız?
Sorusu da önemli.
0
diyecevaplandı
(29.04.23)
Çocuğum yok, çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum, uzun vadede hepimiz ölüyüz. İsteyen ebeveyn olsun, istemeyen olmasın.
0
salihdt
(29.04.23)
(8)

psikologa gittik diyelim...

Kittie
nasil gelisiyor olay? cok cekiniyorum gitmeye. ama kararliyim yillardir erteledigim seyi yapmaya karar verdim. cok utanirim diye dusunuyorum ama.ve nerden giriliyor konuya?anlat bakalim neden burdasin mi denecek, ne diyecegim cevap olarak?bir de beni rahatsiz eden seyleri dusununce bile hassas oldug
nasil gelisiyor olay?
cok cekiniyorum gitmeye. ama kararliyim yillardir erteledigim seyi yapmaya karar verdim. cok utanirim diye dusunuyorum ama.

ve nerden giriliyor konuya?
anlat bakalim neden burdasin mi denecek, ne diyecegim cevap olarak?

bir de beni rahatsiz eden seyleri dusununce bile hassas oldugum donemlerde hemen gozlerim doluyor. yani anlatmaya baslasam bi seyleri aglarim yuzde yuz.
rezil olurum diye de cekiniyorum.

gitmeden bi kadeh bi sey mi icmeli mesela? napsam?
kendime hakim olmak isterim. aglarsam daha gitmem ikinciye acir bana.

bir de nereye gitsem istanbul avrupa yakasinda?
ben b.koy pedamedi dusundum ne dersiniz?

bu isin seans ucretleri ucuk degilse gitmek istiyorum ve sorularim boyle.

tesekkurler
0
Kittie
(26.04.23)
rezil olacak bir sey yok parasini veriyorsun neticede. agla ve acil diye senden para aliyor, kimseye anlatmayacaginin garantisini veriyor. niye rezil olasin. bir de senden kotulerini gormustur kesin. dolayisiyla sal.

bir sey icme hayir.
0
hot potato
(26.04.23)
Şikayetlerinizi soracak. Dürüst olmalısınız.
0
ruhen hastayim ben
(26.04.23)
imkanınız varsa kesinlikle psikoloğa gidin ve lütfen çekinmeyin. onlar sizin muhtemelen hayal dahi edemediğiniz türlü çılgınlıklar dinlemiş oluyor. paranız varsa kıyın, şehrinizdeki en iyilerinden birine gidin.

ben 10 sene kadar önce psikiyatriste gitmiştim. kendisi beni psikoloğa yönlendirdi. o zaman param yoktu, devam edemedim. psikiyatrist genelde ilaç yazıp gönderir. psikolog ise konuşma, terapi kısmıyla ilgilenir.

geçen sene yine işler dayanılmaz boyuta varınca ben paraya kıyıp gittim. yemin ederim filmlerdeki gibiydi. ilk 2-3 seans sadece beni tanımaya uğraştı, söylediğim her şeyi not aldı, milyon tane soru sordu... ve beni en çok şaşırtan kısmı şuydu: 14-15 gün sonra gittiğimde KADIN HER ŞEYİ HATIRLIYORDU. yani gerçekten beni kafasına yazdığını, beni tanıdığını, önemsediğini hissediyordum.

terapi acayip güzel bir şey. önemli olan sanırım biraz da kimya. ben mesela terapistime karşı gerçekten çok rahat ve açık olabiliyorum. çekinmeden her şeyi patır kütür anlatıyorum. ki benim önümde kolonya, peçete, şeker vs. oluyor... yani ağlarsam ağlarım, orası buna müsait bir alan, hiçbir terapist size "ne ağlıyon karı gibi" filan diye çıkışmaz... orası her türlü saçmalığı yapabileceğiniz, yargılanmadan dinleneceğiniz bir yer. esprisi tam olarak bu zaten.

ilk gittiğinizde muhtemelen zaten terapist yönlendirecektir konuşmayı. haliyle ağlayacak kadar kötü olacağınızı sanmıyorum. kendinizden bahsedersiniz çoğunlukla. o ağlama kısmı ilerleyen seanslarda.

ben mesela henüz ağlamadım ama 2 yılı aşkın süredir terapi alan bir kadın arkadaşım neredeyse hepsinde hüngür hüngür ağladığını söylüyor. bu çok doğal. oraya tam olarak bunun için gidiyorsunuz. hissettiğinizi, düşündüğünüzü anlatmazsanız terapi zaten işe yaramaz.
0
mark greg sputnik
(26.04.23)
basur ameliyatında kıçınızı göstermeniz nasıl ayıp değilse
psikologa ağlamakda gayet normal tıbbi bir durum.

psikologlar intiharın eşinde vakalarla uğraşıp intihar etmesini önlemeye çalışıyor. bazende beceremiyorlar hasta intihar ediyor.
sen ağlamaktan bahsediyorsun.
0
aslindasorunumpsikolojik
(27.04.23)
Adamlar her gün sizin gibi yüzlerce insan görüyor.
İlgilenmiyorlar bile.
Keşke ilgilenseler.
0
vizivozo
(27.04.23)
utanman da psikolojik bir sorun. kendinle yüzleşmeyi öğreneceksin zaten orda.
0
sanemz
(27.04.23)
Merhaba. Benim de kız arkadaşım psikolog. Şirketime de yakın zamanda ücretsiz psikolog hizmeti verilmeye başlandı. Sırf merakımdan başladım. Spesifik bir problemim de yok. Bakış açım tam olarak şöyle netleşti.

Psikolog gözde büyütülecek elit bir hizmet değil. Spor'a gitmek gibi tam olarak. Gidiyorsun, gittikten sonra olaylar zaten gelişiyor, zamanla da faydası gözle görülür oluyor. Bu da diğer tüm işler ve hizmetler gibi teknik bir iş. Arkadaş sohbetiyle aynı gibi sanılsa da alakası yok. Çok gözünüzde büyütmeden güvendiğiniz ve bütçenize uygun bi yere başlayın. İçinize sinmezse değiştirin. Ama mutlaka fayda görürsünüz.

İsterseniz kız arkadaşıma sorup öneri de alabilirim size yakın bir yerlerden.
0
vaveylababa
(27.04.23)
ağlayabilirsin, bi şey yok bunda. o zaten seni yönlendirecek, sorular soracak. bi süre sonra konuşmaya başlayacaksın. ben konuşmayı çok seven biri değilim, kendimi vır vır konuşurken buluyodum hep. bi şey anlatırken başka konuya falan geçiyosun farkında olmadan. merak etme, düşündüğün gibi olmuyor yani. karşındaki seni yargılayan biri değil, yardımcı olmaya çalışan biri. böyle düşünerek gidersen rahatlayabilirsin.
0
nathanieltroy
(27.04.23)
(7)

oturmaktan popom ağrıyor

hknty
günde min. 10 saat oturarak çalıştığım için popom ağrıyor. nasıl bir sandalye almalıyım? aldımda sünger var yine ağrıyor. :( çalışmayı seviyorum ama ağrıdan dolayı kalkmak zorunda kalıyorum. nasıl bir sandalye ağrıtmaz? sizde de ağrıyor mu?
günde min. 10 saat oturarak çalıştığım için popom ağrıyor. nasıl bir sandalye almalıyım? aldımda sünger var yine ağrıyor. :( çalışmayı seviyorum ama ağrıdan dolayı kalkmak zorunda kalıyorum. nasıl bir sandalye ağrıtmaz? sizde de ağrıyor mu?
0
hknty
(26.04.23)
iyi sandalye + spor
0
abi bi dizi buldum on numara
(26.04.23)
abi simit yastık almanı tavsiye ederim. benim genetik olarak g*t kemiğim sıkıntılı. nadiren de olsa öyle bir ağrı tutuyor ki ne oturabiliyorum ne ayakta durabiliyorum. ortopediye gittiğimde bundan yazmıştı doktor. bildiğin simit yastık, ortası boş. bana o kadar iyi geldi ki anlatamam. hatta onu aldıktan sonra düzenli kullanmasam bile bir daha aynı problemi yaşamadım. ingilizce adı coccyx miydi neydi öyle bir kemik, ben evrimi tamamlayamamışım galiba o çıkıkmış biraz, oturunca çok rahatsız ediyordu. onu boşluğa salınca mis gibi oluyordu ama. o yastıktan almanı tavsiye ederim, şerefsizim 50 saat otursan etkilemez, pamuk gibi resmen.
0
mark greg sputnik
(26.04.23)
Nurus Me Too benim oturduğum en rahat sandalye. Ya ama şöyle de bir şey var, dünyanın en ergonomik sandalyesi de olsa bu şekilde çalışıldığı müddetçe her türlü ağrı ve boyun fıtığı kaçınılmaz olacak.

Benim plan yatarak çalışmalı bir setup kurmak. Baya bildiğin yatakta dümdüz yatarak, şu şekil: youtu.be
0
vedatchilipeppers
(26.04.23)
50 dakikada bir yerinizden kalkıp dolaşın. Kan dolaşımı nedeniyle ...
0
alfired
(26.04.23)
35 senedir pc karşısında günde 12-14 saat oturan biri olarak söylüyorum.
"thunder X3"
al geç.
edeceğin dualardan fatiha tercihimdir.
0
aslindasorunumpsikolojik
(27.04.23)
Şunu tavsiye ederim www.hepsiburada.com
0
mungojerry
(27.04.23)
mungojerry +1
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(27.04.23)
(3)

kredi ve kredi kartı tuhaflığı

mark greg sputnik
bugün sırf verecek mi diye merak ettiğimden enpara'ya 2000 lira kredi başvurusunda bulundum. vermedi. kredi kartı istedim. 30 BİN LİRA LİMİTLİ kartı onayladıklarına dair mesaj geldi. benim 6 bin lira limitli bir başka kartım var ki ben şu an öğrenciyim, aylık kılçıksız gelirim de 6-7 bin lira filan.
bugün sırf verecek mi diye merak ettiğimden enpara'ya 2000 lira kredi başvurusunda bulundum. vermedi. kredi kartı istedim. 30 BİN LİRA LİMİTLİ kartı onayladıklarına dair mesaj geldi. benim 6 bin lira limitli bir başka kartım var ki ben şu an öğrenciyim, aylık kılçıksız gelirim de 6-7 bin lira filan. kendi işim var ama başvurularda işyeri adresi olarak sadece ilçe yazıyorum hani detay bile vermiyorum.

bu son yılların politikası mı? kredi kartı verelim, patlatırlarsa patlatsınlar, nasılsa kendileri ödeyecek diye? çünkü hatırlıyorum 10 sene kadar önce gelire bağlıydı bu. 1000 lira maaşı olan adamın her biri 3 bin lira limitli üç tane kartı olamıyordu.

ben bunu zaten kullanmam tövbe estf geldiği gibi ya limit düşürür ya da kırar atarım, ortalama gelirimin nerdeyse beş katı limit var. manyaklık.

bana 24 ay vadeyle 2000 liracık vermeyen banka neyime güveniyor da her ay 30 bin liraya kadar delebileceğim kart veriyor? valla arayıp "siz napıyosunuz lan manyak mısınız" diye sorasım geldi, çok acayip değil mi bu?
0
mark greg sputnik
(26.04.23)
iyi de 30 bin limitli kredi kartı 2000 tl krediden her türlü iyi.
çünkü taksitli nakit avans faizi 1.36 iken kredi faizleri özel bankalarda 2 falan.
kredi kartı genel olarak krediden çok daha rahat veriliyor.
0
jelly bear
(26.04.23)
yok ben banka açısından merak ettim zaten. yani bana vereceği 2000 lira. geri 2400 lira olarak alıyor. vadesi 24 ay. ben bunu hiç ödemesem bile onlara zararı olmaz. halbuki 30 bin liralık kartı ben aynı gün içinde patlatabilirim. gerçi tamam bu da onlara koymaz ama sayısal olarak bakınca banka açısından BANA bunu vermeleri daha riskli değil mi? o açıdan tuhaf geldi.
0
🌸mark greg sputnik
(26.04.23)
kredi kartı kullanmak ilk aşama.
kredi daha sonra çıkıyor.
hayatında hiç kredi kartı kullanmamış insana kredi çıkması zor bu yüzden.
0
jelly bear
(26.04.23)
(10)

Saç ektirenler, memnun musunuz?

vizivozo
s. b.
s. b.
0
vizivozo
(24.04.23)
Ben ailedeki tüm saç genetiğini tek başıma sömürdüğüm için ne yazık ki kardeşime bir şey kalmadığı ve saçı döküldü o da saç ektirdi, yani normalde biz "çok farkı olmadı lan galiba" diyorduk ama sonra eski fotoğraflarla yenilerini karşılaştırdığımızda bayağı fark ettiğini gördük. Yani iyi bir yere yaptırdıysan donör bölgen iyiyse özellikle sigara kullanmıyorsan çok iyi sonuçlar alınabiliyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.04.23)
Evet çok memnunum. Buradaki önemli etken saç açıklık dereceniz ve dönör malzemeniz ve ekim merkezi seçiminiz. Size tavsiyem, öncesinfe iyi araştırma yapın, eon zamanlarda çok fazla ekimci türedi. Mobilyacı olup da ekimci arkadaşının yanında bir süre bir süre çalıştıktan sonra ekimlere girmeye başlayanı biliyorum :) Sacekimsonucları.com var ben bu siteden ekimin tüm aşamaları için çok fazla şey öğrenmiştim
0
Geceler
(24.04.23)
ben değil de ev arkadaşım ektirdi. çok memnun. cidden fırça gibi saçı var adamın. kaleci saçlı forvet'in dediği gibi eski fotoğraflara bakınca özellikle acayip fark ediyor. normalde 30-32 yaşında kafasında saç kalmayacakmış, şimdi 20 yaşında çocuk gibi aslan yelesi var adamın.
0
mark greg sputnik
(24.04.23)
bir arkadas iki kere ektirdi, kafasi elek gibi oldu elemanin ve hala seyrek.
kok sayisi ve kok kalitesi ciddi fark ediyor sanirim.
ucuncuye ektirecek simdi..
0
cooperr
(24.04.23)
iki grup var, bi zaten kel kalacağım diyip biraz çıksa bile mutlu olanlar; bir de kafası fırça gibi olan ama önlerdeki azıcık açılmayı veya crown bölgesi denen arka tepedeki açılmayıp takıp ektirenler. Bu ikinci grup asla mutlu olmuyor. Kellikten dönen benim gibiler mutlu oluyor (tepem hala açık oraya ekilmedi ön kısma ekildi)

Çok fırça gibi olanlar büyük ihtimalle ekim sonrası minoxil ve/veya finasterid de kullanmıştır. Ben doğal hali ne kadar oluyorsa olsun dedim mesela.
0
nhk ni youkosu
(24.04.23)
Askerde bi komutanım yaptırmış. Çok araştırdım ve zamanına göre iyi para verdim demişti. Bi başka biri söylemişti saç ektirdi o diye. Çok şaşırmıştım. Sordum ve eski fotoğrafları gösterdi. Arada inanılmaz fark vardı.
0
mekaniker
(24.04.23)
7 ocakta ektirdim, şuan yeni yeni çıkmaya başlıyor ve çok memnunum.
düzgün yerde, işin ehli tarafından yapılması çok önemli.
0
MtKrt
(24.04.23)
@nhk ni youkosu, o ikinci grup dediklerin neden mutlu olmuyor?
0
🌸vizivozo
(25.04.23)
@vizivozo, beklentilerle ilgili. Gerçek saç kadar sık ekilemeyebiliyor. Halihazırda saçı olanlar* o ek kısmı beğenmiyor.(çok bişey demek istemiyorum ama hafif önler açılınca ektirenlerinki biraz şımarıklık gibi geliyor bana ve beğenmeyen de onlar oluyor genelde :D) Arka tepe de kan dolaşımı açısından zor bir yermiş düzgün ekilse bile pek başarılı olmayabiliyor.

* Bak mesela Harun Tekin gibi olanlardan bahsediyorum. Aslında baya saçı var asla kel değil, ama önler biraz düzelsin diye böyle kişiler de ektirebiliyor.
tanitim.boun.edu.tr
0
nhk ni youkosu
(25.04.23)
@nhk ni youkosu
tepeden açılma olarak o ikinci gruba girdiğim için özellikle sordum :)
0
🌸vizivozo
(25.04.23)
(8)

alkol toleransı hk

mark greg sputnik
merak ettiğim ve anlaşılabilir sebeplerden dolayı kendi üzerimde denemeyi hiç istemediğim bir şey var. şimdi malum alkol, vücudun tolerans geliştirdiği bir şey. hiç içmeyen iki birada yamuluyor, alışık veya şüşko olan 10 birada devrilmiyor vs...merak ettiğim şu: bir insanın 70'lik vodka devirip etki
merak ettiğim ve anlaşılabilir sebeplerden dolayı kendi üzerimde denemeyi hiç istemediğim bir şey var. şimdi malum alkol, vücudun tolerans geliştirdiği bir şey. hiç içmeyen iki birada yamuluyor, alışık veya şüşko olan 10 birada devrilmiyor vs...

merak ettiğim şu: bir insanın 70'lik vodka devirip etkilenmeyecek toleransa ulaşması fiziksel olarak mümkün mü? yoksa o aşamaya gelene kadar ölür mü insan?

neden aklıma takıldı: görüyorum mesela adam alkolik, gerçekten alkol tüketmeden fonksiyonu yok, ciddi sorun haline gelmiş. ama bu insan bile sürekli sarhoş geziyor. yani uyuşturucu gibi "artık bu yetmiyor, daha fazlasını içmem lazım" durumu pek yok. yerine göre 3-5 bira içince bile sapıtıyor.

bu toleransın bir sınırı var mı insan vücudu için? neblim bi' 35'liği fondip yaptıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eden birini gördünüz mü örneğin?
0
mark greg sputnik
(24.04.23)
metin akpınar'ın tam 3 gün süren rakı sofrası hikayesi var.

6:20'den itibaren sofranın başlama hikayesini,

9:14'ten itibaren de bünyesinin bilimsel olarak nasıl dayandığını anlatıyor.

youtu.be
0
onemoremile
(24.04.23)
Merakını gidereyim bro ama önce sistemin nasıl çalıştığını anlatayım: Alkol toleransının aslında kiloyla yaşla kılla yünle çok ilgisi yok. Sen alkol aldığında alkol karaciğerde önce endoplazmik retikulum sayesinde parçalanır (endoplazmik retikulum ne işe yarar diye hep sorulur) sonra alkoldehidrogenaz isimli bir enzim sayesinde sindirime uğrar, düzenli alkol tüketen bir kişide bu ADH enzimi sayıca artar ve alkolün seni etkileme süresi azalır ve tolerans gelişir. Yani karaciğerde ne kadar ADH olursa o kadar tolerans sahibi olursun, alkol aldıkça da bu gelişir. Yani bunu şöyle düşün: Ağırlık çalışıyorsun kaslara hasar veriyorsun sonra protein+karb alıyorsun kasların iyileşip büyüyor, onun gibi. Sen de alkol aldıkça bu enzim artıyor ve toleransın yükselmeye başlıyor.

İkinci olarak da düzenli alkol aldığında beyindeki gaba isimli nörotransmitterlerin etkisi artar, bunu kabaca açıklamak gerekirse bu beyindeki kimyasal bir maddedir ve alkolün uyarıcı etkisini inhibe eder, yani etkisini azaltır, yani sarhoşluk etkisi azalır. Yine düzenli alkol tüketince bu gaba isimli inhibitör transmitterlerin etkinliği artar uyarıcı transmitterlerin etkinliği azalır, bu da yine ilk maddede olduğu gibi toleransı yükseltir. Ha bu sonsuz bir eylem midir diye soracak olursan teknik olarak evet, yani sürekli 70'lik vodka devirirsen bir noktada noktaya erişirsin ama o noktaya gelmeden önce muhtemelen alkol zehirlenmesinden ölürsün.

Burada sana rahmetli ses sanatçısı Amy Winehouse'u hatırlatmak isterim, öldüğü gece kanında 4,16 promil alkol çıkmıştı ve alkol zehirlenmesinden ölmüştü, hiç heveslenme yani bu işlere.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.04.23)
yok abi zaten alkolik olup ölmek gibi bir niyetim yok, ben meraklı adamım, ondan işin bu kısmını merak etmiştim. detaylı açıklama için teşekkür ederim. metin akpınar'ın sohbeti de çok tatlıymış, hiç görmemiştim daha önce.
0
🌸mark greg sputnik
(24.04.23)
Ruslar zaten anlattığın gibi değil mi. Ailede alkol kullananlar vardı, var. Zamanla o noktaya ulaşabilirsin ama bu yıllar sürebilir. Bir de düzen önemli. Haftada bir kez içiyorsan o noktaya hiç gelmeyebilirsin.
0
dissendium
(24.04.23)
yok yav ben hiç öyle rus görmedim, en alkolikleri bile 50'lik vodkayı devirince yerlere düşüyordu.
0
🌸mark greg sputnik
(24.04.23)
35ligi devirip devam eden cok gordum.
mevzu hem antrenman hem de genetik, yani sadece antrenman yetmez.
0
cooperr
(24.04.23)
O alkolik ben olmusum sanirim. 35lik votkayi bitirip devam ediyorum. İkinci 35’ligi almaya tekele gidiyorum onu da bitirince iptalke. İptalke dedigim baya koltukta sızmaca yani. Fondip falan gibi seyler yapmam efendi gibi iciyorum dumduz. Alt ast degerlerim falan baya kotuydu en son gastroenterolog senin karaciger b.ku yemis hafiften yavrucum, boyle gidersen sirozun yollari tastan demisti. Bakalim gorucez
0
vedatchilipeppers
(24.04.23)
kas ve yag miktari da onemli diye biliyorum. yag coksa cok carpiliyorsun. kas coksa az…
0
alperz
(24.04.23)
(13)

Yurt dışına gitmek

dissendium
Merhabalar. Yasal olarak yurt dışına nasıl gidebilirim? Amacım çalışmak, yaşamak. Makine mühendisiyim ama ABD, Almanya gibi ülkelerde kasiyer olarak da çalışabilirim. Sorun ettiğim bir şey değil. İngilizce biliyorum. Almanca öğreniyorum. Olası planlar neler? Teşekkür ederim.
Merhabalar. Yasal olarak yurt dışına nasıl gidebilirim? Amacım çalışmak, yaşamak. Makine mühendisiyim ama ABD, Almanya gibi ülkelerde kasiyer olarak da çalışabilirim. Sorun ettiğim bir şey değil. İngilizce biliyorum. Almanca öğreniyorum. Olası planlar neler? Teşekkür ederim.
0
dissendium
(24.04.23)
Yani muhendisseniz ve yaşınız da genç ise ne diye Almanya'da kasiyer olarak calisasiniz ki? İngilizce biliyormussunuz, almancayi B2 seviyesine getirin derim ilk hedef olarak.

Sonrasında Almanya'da yüksek lisans başvuruları ve iş başvuruları yapabilirsiniz. İş bulmak biraz zorlayabilir kanunlar gereği fakat imkansız değil. Kaldı ki Almanca bilirseniz şansınız artar. Yüksek lisans çok daha kolay olur. Sonrasında da orada bir hayat kurarsınız zaten.


İlk hedef almancayi B2 yapmak olsun bence.
0
fraise
(24.04.23)
fraise, yani tabii ki şansım olursa mesleğimi yapmak isterim ama kendimi çok sınırlamadığımı belirtmek için onu ekledim. Sağ olun.
0
🌸dissendium
(24.04.23)
kendini sınırlandırmak istemediğini söylemişsin ama hedefini sınırlandırmalı ve ona göre hareket etmelisin. yani amerika da olur almanya da olur gibi bir yurt dışı planı olamaz.

almanya istiyorsan yemeyip içmeyip almancanı geliştirmeye bak, goethe'den sınava girip belge al ve düzgün bir cv, düzgün bir cover letter'la ölümüne iş başvurusunda bulun. çok daha kısıtlı iş imkanına sahip kişiler bile kafaya koyduklarında avrupa'da iş bulabiliyor. sen bir sanayi ülkesine göçmek isteyen makine mühendisisin, yani almanya'da iş bulma imkanın ortalamanın çok üzerinde.

baktın altı ay-bir yıl geçti hala sonuç yok, birikmiş paran varsa iş bulma vizesiyle gel ve almanya'da iş aramaya devam et. yukarıda dendiği gibi yüksek lisansla da gelebilirsin. tabii tüm bunlar olurken almancanı asla boşlama, b2 düzeyinde konuşacak seviyeye gelmeye çalış.

gerekirse kasiyer olurum kafalarına hiç girme. almanya'da mühendis olarak çalışmak istiyorum de, planını ona göre belirle. gereken çaba ve motivasyonu gösterirsen yüzde doksan dokuz başarırsın zaten. bir mühendis için çok da atla deve bir şey değil.
0
sir gawain
(24.04.23)
genel olarak uc yolu var:

1- egitim
2- (diger bir ulkeden) is teklifi
3- evlilik (aile birlesimi)

"kasiyerlik de yaparim ne olsa yaparim" seklinde bir rota kesinlikle yok. rasgele adam alan tek sistem abd'nin green card'i, onun cikma ihtimali sayisal loto tutturmak gibi.

almanya'da yuksek lisans mantikli. bedava zaten. egitim dili ingilizce olan programlara bak (hayir yeterince almanca bilmiyorsun, B2 de yapamazsin - onu unut ingilizce'ye odaklan). almanya (ve sanirim artik avrupa'da bir cok ulke) yuksek lisans yapanlara 1-2 yil is arama/calisma izni veriyor, bu da sirket sponsorlugu bulma gerekliligini ortadan kaldiriyor genel olarak.
0
hot potato
(24.04.23)
Ilk olarak şunu söylemek lazım;
Avrupa'da nitelikli adam eksiği var. Yani ben her zaman derim; bugün mobilim, İngilizcem iyi ve birazcık deneyimim var diyen herkes tedarik zincirinde iş bulur. Benim kendi yerime adam almam lazım, resmen nasıl bulacagiz lan diyoruz.

O sebepten ne is olsa yaparım diye girme. Ben öyle girdim sonra salak miyim lan her yerde is var dedim.

Onun dışında en mantıklısı yüksek lisans. Çevremde böyle Avrupa'nın çeşitli yerlerine dagilan hintliler var ki biri de yakin arkadaşım. Bütün arkadaslari iki sene master sonrasi iyi yerlerde.

Ha param yok diyorsan orasi sikinti oluyor.

Bu arada edmon honda dediğine biraz katılıyorum. Kafan biraz fazla karışık.
0
logisticsmanager
(24.04.23)
yuksek lisans kabulu ile baslayabilirsin, ogrencilere yari zamanli calisma firsati(haftalik 20 saat galiba) taniyor almanya. almanya'ya gittikten sonra da belki alan disina yonlendirmis gibi olacagim ama software test engineer egitimlerine bakabilirsin. haftalik calisma iznini de bu sektorde bir yer bulabilirsen kalici olma yonunde baya yol almis olursun.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(24.04.23)
fraise +1
Makine mühendisisin, kalite alanında çalışmışsın ve almanya gibi sanayisi gelişmiş ve kalite konusunda disiplinli bir ülkeye kasiyer olarak gitmeyi mi hedefliyorsun? Alınma ama neden bu vizyonsuzluk? Madem almancan var otur almanyadaki alanınla ilgili iş ilanlarına bak. Neler bilmeni istiyorlar,hangi yetkinlikleri bekliyorlar. Ona göre eksiklerini tamamla ve iş için başvur

@edmond honda bir de tavuk çiftliği vardı onu unutmuşsun
0
yazdonumu
(24.04.23)
yazdonumu, aslında vizyonsuzluk değil de öz güvensizlik diyelim. Almanya bildiğiniz gibi mühendislerin krallarını yetiştiren bir yer olduğu için Türkiye'den gelmiş mühendisi ne yapsınlar diyerek öyle düşündüm. Haklısınız. Çok iştahlı gözüküyorum ama içimde hep bir şeyler yapma isteği var. Ondan oluyor.

Yüksek lisans için bayağı para harcamam gerekir maalesef. Ben daha maliyetsiz yollar arıyorum.
0
🌸dissendium
(24.04.23)
abi ben senin yerinde olsam ayu gibi kasar para biriktirir ve yüksek lisans için giderdim. bu senin için çok kompleks bir yöntem değil. maddi durumunu bilmiyorum ama imkanın varsa gerekirse bir süre ailenle yaşa. masrafları olabildiğince kıs. evet almanya'dan vize almak için çok para gerekiyor ama sen çalışan adamsın. varını yoğunu euro yap. yerine göre olmadı kredi bile çekersin. almanya'da okullardan kabul almak çok sorun değil de vize alırken istedikleri gelir garantisi problem. şu an ne kadar bilmiyorum ama 10-12 bin euro civarıdır sanırım.

yapacağın şey gerekirse üç sene telsizi kapatıp para biriktirmek, sonra kendi alanında yüksek lisansa başvurup affedersin sktir olup gitmek. olmayacak iş değil. halihazırda üniversite mezunu, meslek sahibi adamsın. e öyle veya böyle para da kazanıyorsun. onu kenara koyup euro'da biriktirmeye çalış. bugün zaten dünyada yüksek lisans, doktora işleri için 30-35 yaş kesinlikle geç değil. o açıdan da sorun yok.

oraya gittikten sonra zaten en kötü dönercide filan çalışır yine bir şekilde kendini finanse edersin. evet kolay şey değil, risk ama anadan babadan çok zengin olmayan herkes zaten kaçarsa böyle kaçıyor. biraz b*ka batmak gerekiyor açıkçası. kaldı ki illa dönercide kaçak göçek 300-400 euro'ya çalışacaksın diye bir kaide yok, daha iyi şeyler bulabilirsin belki.

ingilizcenin çok önemli olduğu konusuna katılıyorum ama almanca bence almanya için manyak bir avantaj. evet ingilizceyi daha iyi hale getirmeye çalış ama bir yandan almancan da olsun bence. zararını görmezsin. bence senin önündeki tek engel maddiyat. onu da iş sahibi biri olarak çözme şansın var. türkiye maaşıyla almanya eğitimi finanse etmek kolay değil evet ama sen üniversite okuyan veya anasından babasından para istemek zorunda kalan birine göre daha şanslısın. en azından ipler senin elinde.

bence macera arama. dişini sık, paranı biriktir, mühendislik alanında yüksek için git. devamında zaten orada kök salarsan baktın olmuyor o zaman kasiyerlik de yaparsın.

almanya'nın mühendislik devi olmasının almanlarla pek alakası yok. baktığın zaman abd de dünyanın açık ara en zengin, saçmasapan varlıklı bir ülkesi ama katma değeri yaratanlar hintli, çinli, vietnamlı dayılar filan. bu ülkeleri dev yapan şey kafası çalışan adamlara imkan sağlamaları. yoksa bira şişesi toplayıp onun depozitolarıyla hayatta kalmaya çalışan alman da var. hepsi mühendis olmuyor, hepsi zeki veya başarılı büyümüyor.
0
mark greg sputnik
(24.04.23)
amac ne?
memur zihniyetli isen, para cok onemli degil tr'ye yakin olayim diyorsan avrupa.
yok vahsi kapitalizmciyim, para pesindeyim diyorsan amerika.
ortaya karisik birsey ariyorsan, britanyanin kopegiyim diyorsan commonwealth.

kesiyerlikten baslarim kafasi olumlu cunku buyuk ihtimal oyle olacak, ama olene kadar kasiyerlik yaparim yeterki cikayim kafasi sakat.

dil konusu cok kafaya takilacak bir mevzu degil, halledilir.
0
cooperr
(24.04.23)
yukarda güzel özetlenmiş. yasal olarak gitmenin 5 yolu var aslında diye bir ek yapayım:

1-Eğitim
2-İş bulmak
3-Evlilik
4-İş kurmak
5-Yatırım yapmak (bazı ülkeler için geçerli)

Her birinin ülkeden ülkeye değişen kırılımları var. Öncelikle "kasiyer olarak da çalışırım" yeter ki gideyim kafasından çıkın. Mühendisseniz ve ortalama üstü kazanan bir mühendisseniz almanya'da vb kasiyer olarak ya da benzeri vasıfsız işlerde çalışamazsınız yaşam kaliteniz ciddi oranda düşer. Türkiye'de işinde gücünde ve ortalamanın biraz üzerinde kazancı olan insanların vasıfsız işçi olarak gitmesi çok manasız. Muhtemelen yurtdışı için tek fırsatınız olacak hayatınızda, onu da böyle boşa harcayacaksınız.

Adım adım üstünden geçelim. yukardaki adımların.

1-Eğitim: bu zaten net. yüksek lisans için başvuru yapabilirsiniz. Birçok ülkede ab dışından gelenlere eğitim paralı. Ama bazı ülkeler ya da üniversiteler mühendislik, ziraat vb niş alanlara yönelik imtiyazlar sunuyor. İş geçmişiniz varsa yüksek lisans başvurusunda büyük avantaj. Burada da 2 kriter var. Almanya gibi ülkelerde yüksek lisans çok ciddiye alınır ve epey sıkı ve zorlu bir kabul süreci sizi bekler. Hollanda, İsveç, İngiltere, İtalya, İspanya, Polonya, Çekya vb ülkelerde çok iddialı olmayan özel okullardan daha kolay kabul alırsınız. Size çok büyük bir artı sağlamaz oradan alacağınız diploma tabii. Ama AB sınırları içinde yasal olarak oturma hakkı sunar. Ayrıca yine o ülkede bir eğitim kurumundan diplomanızın olması yine iyi kötü bir avantajdır iş ararken. Bazı ülkeler mesela polonya, okurken çalışma konusunda epey esneklik sunuyor. Tabi bu çok suistimal edildiğinden, lisans gibi gidip vasıfsız işlerle çalışma izni alıp ülkede kalanlar olunca, vize süreçleri zorlaştı oralarda da. Bu yolla gitmek istiyorsanız, yüksek lisans konusunda ciddi olduğunuzu göstermeniz lazım. Hakikaten sonrasında da bu alanla ilgili işler kovalayacaksınız orada.

2-aİş bulmak. AB özelinde konuşuyorum mühendislik diplomanızla ve iş geçmişiniz de varsa blue-card almanız çok zor değil. Yeter ki "vize sponsorluğu" sunan bir şirketten teklif alın. Türkiye'de uluslararası bir şirketteyseniz zaten türkiye'den oraya zıplamak çok zor değil. Ha AB ülkeleri son zamanlarda türkiye'den daha zor adam alıyor. Onun yerine Türkiye'den Dubai'ye giden çok. Çünkü Dubai Expat bölgesi. Orada 2-3 sene hem para biriktiriyor hem çevre ediniyor. Çünkü dubai'de çalışan avrupalı ve amerikalılar birkaç yıl sonra başka ülkeye geçiyor ya da evlerine dönüyor. Eğer iyi bir network sağladıysa bu bağlantılar da özellikle yönetici seviyesinde ab ülkelerinde iş kapısı açabiliyor. Vasıflı işçiyseniz bu arada almanya'da iş arama vizesi var. 6 ay almanya'da oturma ve iş arama hakkı sunuyor size. Türkiye'dense orada iş aramak daha rahat olabilir. ama tabii 6 ay orada geçinecek paranızın da olması şartı var.

2-bİş bulmanın diğer yolu da mavi yakalı sayılabilecek bir meslek sahibi olmak. Özellikle AB'de beyaz yakalı vasıflı insan çok. Ama daha teknik alanlarda çalışacak tekniker, operatör gibi insanlara ihtiyaç çok. Ya da berber, terzi, aşçı, tesisatçı, vinç operatörü gibi meslek sahibi insanlara... Bu tabii ki elini kolunu sallayarak olmuyor. Ciddi ciddi bir eğitim kurumundan belgenizin ve bu alanda iş geçmişinizin olması lazım. Bir de beyaz yakalı işlerde ingilizce yeterli oluyor genelde ama bu işlerde gidilen ülkenin dilini b1 seviyede bilme şartı oluyor genelde. Yine de Türkiye'den ciddi ciddi bir "mavi yaka" göçü de var. bu konuda çalışan ajanslar var. Aynı zamanda işkur üzerinden de sık sık almanya gibi ülkelerden bu konuda iş ilanları düşüyor. Burada özellikle aşçılık birçok ülkede iş fırsatları açabilen bir alan. Ama çok ciddi eğitiminizin ve iş geçmişinizin olması lazım en azından 2-3 yıllık.

3-Evlilik. Allah mesut etsin, çeşme'de, antalya'da birinin kalbini çalabilirseniz alır götürür sizi de.

4-İş kurmak. Ankara anlaşması çok büyük nimet. Birçok AB ülkesinde şahıs şirketi kurarak oturum hakkı elde edebiliyorsunuz. Tabii ki çok sıkı şartları var. Öncelikle alanınızla ilgili bir iş yapmanız lazım ve o alanda türkiye'de bir iş geçmişiniz olmalı. Yani mühendisim ben şimdi de hollanda'ya restoran açacağım derseniz kimse yemez. Ama şunu yapabilirsiniz, makine mühendisiyim ve hollanda da mühendislik alanında danışmanlık ve ekspertiz hizmeti vereceğim diyebilirsiniz. Mesela bu yöntemle bir firmayla freelance iş anlaşması yapıp normal çalışan gibi oraya iş yapan bir arkadaşım oldu Londra'da (ui designer). Bu yöntemle ya ciddi ciddi şirket kurar çalışırsınız. Ya da freelancer olarak fatura kesip normal bir firmada iş yaparsınız. Şartlar ülkeden ülkeye değişiyor. En kapsamlı bilgi hollanda konsolosluğunun sitesindeydi benim gördüğüm. Ama bu vizenin de bağlayıcılığı var, mesela yıllık belli bir gelir limitini tutturmanız lazım vizenin yenilenmesi için. Başvurularda da iş planınızı çok iyi anlatmanız lazım. Uzun vadede istihdam sağlayabilmeniz de önemli.
Özellikle danışmanlık, freelance vb şekilde çalışabilecek beyaz yakalı iş kolları için çok fırsat sunuyor ve çok da faydalanan oldu. Ya da türkiye'de aşçı, kuaför falan olup dil öğrenip yurtdışında böyle iş kuranlar da oldu. Youtube'a yazın çıkıyor. Ankara anlaşmasıyla kuaför falan açanlar var hollanda'da. Bir de henüz AB'ye girmemiş ama eli kulağında bazı balkan ülkelerinde şirket açmak falan kolay. Şu anda karadağ mesela türk restoranlarıyla, dükkanlarıyla dolu. Onlar heyecanla AB'ye girmeyi bekliyor orada. ABD'de ise 900.000 dolar yatırımla bir iş kurar ya da bir işe ortak olursanız direkt vatandaşlık alabilirsiniz.

5-Yatırım. Bazı ülkelerde gayrimenkul yatırımı yaparak oturum hakkı alabiliyorsunuz. Hepsinin şartları kendi içinde değişiyor. Bazısı vatandaşlık veriyor, bazısı sadece oturum veriyor, bazısı yanında çalışma izni de veriyor gibi gibi... Varsa sermayeniz, gelir de sağlayabilirseniz gayrimenkulle bu da bir yöntem.

bunun dışında umut fakirin ekmeği greencard her zaman bir fırsattır.

Ama sizin manteliteyi bi değiştirmeniz lazım. Niyetiniz ne o bile belli değil.

Yani gidip birkaç yıl para kazanayım sonra döneyim türkiye'de ezeyim mi diyorsunuz? O zaman basın gidin dubai'ye, katar'a...

Yok orta sınıf rahat bir hayatım mı olsun diyorsunuz. O zaman nitelikli göçmen olarak Avrupa'yı zorlayın. Ama burada da seçiçi olun. İnanın almanya'da kasiyer olarak çok daha süper bir hayatınız olmayacak. Bir de AB ciddi ciddi otomasyon yatırımları yapıyor. Çünkü nüfus az, niteliksiz nüfus da az. İşçi maliyetli. Haliyle birkaç yıl sonra vasıfsız işçi statüsü daha da zor olacak AB bünyesinde.

hele ABD'de kasiyerlik falan niyetiniz varsa hiç boşa uğraşmayın. ABD'de türkiye'yi mumla ararsınız. ABD gerçekten orta üst sınıf olarak yaşamayı garantileyen bir gelir ya da iş fırsatı varsa tercih edilebilecek bir ülke. Kasiyerlik, uber sürücülüğü yapmak için ABD'ye gittiğinizde nolur hasta olmayayım da hastaneye düşmeyeyim diye dua edersiniz her gün. Ha ben oraya kapağı atayım, kendime nitelikli işler bulurum diyebiliyorsanız ona bişey diyemem. ABD yükselmenin de, dibe vurmanın da sonunun olmadığı bir ülke.

AB sınırları içinde özellikle kuzey avrupa'da devlet sizin dibe vurmanıza mani olur. sosyal yardım yapar, iş bulur hatta norveç'te falan ev bile bulur. Ama ABD'de sistem çok acımasızdır.
0
anten
(24.04.23)
Alanınızda yetkinliğiniz varsa tr’den başvuru yapıp kabul alıp gidebilirsiniz. Öyle mühendisler var ki almanca, hollandaca bilmese bile oralarda yüksek maaşa iş bulup gidiyorlar. İyi değilseniz para verip kursa fln kaydolun. Bir şekilde kalmanın yolunu bulursunuz zaten oraya gıdince.
0
yalniz kizkulesi
(25.04.23)
ana dilini öğrenmekte zorlanacağın herhangi bir ülkeye gitme.
0
rain when i die
(25.04.23)
(10)

Ince ye oy verecek var mi aramızda?

sonhakan
...
...
0
sonhakan
(23.04.23)
Ben varım. (hala galiba sadece ben varım koca duyuruda)

saat 22.43 hala ben varmışım.
0
Kahvedesu
(23.04.23)
Ben bütün cevremde ve sosyal medya cevremde sadece bir kişi gördüm.
Kahvedesu ile iki oldular.
0
logisticsmanager
(23.04.23)
@logisticsmanager +0,5
Ben de bütün çevremde ve sosyal medya çevremde 1 kişi duydum. O da bir arkadaşımın babası. @Kahvedesu ile 2 oldu.
0
nawar
(23.04.23)
Başkasına vermeyi kendime olan saygiya yakıştıramıyorum.
0
deer hunter
(23.04.23)
ben düşünüyordum da vazgeçtim. hdp'den yüzünden oğan'a atacağım.
0
Erestor
(23.04.23)
Ben @Kahvedesu'dan başkasını görmedim.

Çevremde de yok yani.
0
Mirket
(23.04.23)
benim yakınımda yok,
ailem tayyip’i, diğer bütün çevre (iş-arkadaş) kılıçdaroğlu’nu destekliyor.
0
perloneth
(23.04.23)
bir kişi biliyorum. maalesef 30 yaş üstü. gerçi belli olmaz, son olaylardan sonra fikrini değiştirdiyse şaşırmam.
0
mark greg sputnik
(24.04.23)
oy vereceğini söyleyen 1 kişi dahi görmedim. sadece sosyal medyada görüyorum. 15 mayıs günü incenin açıklamalarını merakla bekliyorum.
0
kondansator
(24.04.23)
alt komşum ailecek yıllardır akpliydi, bu seçimde aynı ekip yaklaşık 12 kişi hepsi muharrem inceye oy vereceklerini söylüyorlar. başka da duymadım ama seçim sohbeti yapılan ortamlarda da bulunmuyorum pek
0
kakamelsokoban
(24.04.23)
(10)

Soru sorarken telefondan okumak normal mi?

sailor
Merhaba,Özellikle son dönemde Oğuzhan Uğur'un açık mikrofon programlarında çok dikkatimi çekti bu durum. Soru soranların çok büyük bir kısmı, soruyu telefondan okuyarak soruyor. Bu eskiden hoş olmayan bir şey olarak anılmaz mıydı?Ben 87 doğumluyum, ilkokuldan itibaren bir şey anlatacaksam da soracak
Merhaba,

Özellikle son dönemde Oğuzhan Uğur'un açık mikrofon programlarında çok dikkatimi çekti bu durum. Soru soranların çok büyük bir kısmı, soruyu telefondan okuyarak soruyor. Bu eskiden hoş olmayan bir şey olarak anılmaz mıydı?

Ben 87 doğumluyum, ilkokuldan itibaren bir şey anlatacaksam da soracaksam da bir yere bakmadan (kağıda vs) muhataba bakarak akıcı şekilde yapmam söylendi. Böyle öğrendim. Aksi durumu ayıp veya hoş olmayan bir şey olarak kodlamıştım.

Bu durum değişti mi?
0
sailor
(22.04.23)
Bro o an heyecan yapabilirsin stres olabilirsin unutursun ne soracağını, neticede resmi bir ortam değil, ayıp ya da hoş olmayan bir değil normal bence.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(22.04.23)
eskiden yayıncılık ve format genel olarak farklıydı. şu an çok daha farklı ve hızlı bir dünyada yaşıyoruz. oğuzhan uğur'u takip etmiyorum ama muhtemelen o soruları anlık alıyordur, yani önceden hazırlanabileceği ve aklında tutabileceği içerikler değildir bunlar. bence sorun yok. yani ben de bir programa konuk olsam ve seyircilerden gelen sorular okunsa asla yadırgamazdım. okumadan bana nasıl aktaracak :)
0
mark greg sputnik
(22.04.23)
@ mark greg sputnik

yok siz soruyu yanlış anladınız :) Soruları, oğuzhan uğur aktarmıyor. Katılımcılar, direkt siyasetçiye (konuk) soruyorlar ama direkt akıcı şekilde konuşarak sormak yerine telefondan okuyorlar genelde.
0
🌸sailor
(22.04.23)
Sizin bakış açınız doğru. Bana da böyle öğretildi diye hatırlıyorum. Yani kağıttan okumak yerine muhataba bakıp konuşmak gerek. Ha önünde metin olur arada bir bakarsın o ayrı, ama baştan sona kafanı kaldırmadan okumak bence hoş değil, karşı taraf da da iyi bir izlenim oluşturmaz.
0
bhhs
(23.04.23)
Okuyarak sormak hitabete aykiri. goz atmak baska bi sey ama programdakiler konusunda size katiliyorum. duz cumle kuramiyoruz
0
ala09
(23.04.23)
kesinlikle normal değil. o soruyu soracak kadar güveniyorsan kendine kağıttan ve telefondan okumak bir cesaretsizlik ve özgüvensizlik örneği olarak yorumlanır kolaylıkla. eğreti bir durum.

ancak o programdaki sorular önceden belirleniyor. spontane bir şey söz konusu değil. kimin ne soru soracağı belli. seyirci olmak için başvururken ve kesinleştiğinde zaten soruyu belirtiyorsun. hatta seçilmende sorunun etkisi çok büyük. bireysel olarak kendi hazırladığın sorunu da sormak isteyebilirsin ama bu soruyu önceden belirtmek zorundasın. hatta aynı konuyla ilgili benzer soruları sormak isteyen kişilere aynı soruyu sordurmamak için farklı kategoriden sorular veriliyor tekrara düşmemek için. yeni soru verilen kişilerde soruyu unutmamak için böyle bir yol izliyor olabilir. veya sipariş sorulardır bunlar. kişi orada tamamen o soruyu sorsun diye gönderilmiştir ve bakarak okumayı tercih eder. bir çok parametre söz konusu.
0
ezkaza
(23.04.23)
Şimdi burada eski nesil, z kuşağı vs muhabbeti yapmak istemiyorum ama yaşı yetenler hatırlarlar. Eskiden abbas güçlü ile genç bakış, siyaset meydanı gibi programlarda kimse bir yerden bir şey okumadan çatır çatır sorardı soracağını. Evet heyecan olurdu, bazen cümleler devrik vs olurdu, hatta bazen sunucu-moderatör destek çıkardı bunu mu sormak istiyorsunuz gibisinden. Yani bir şekilde o soru bir yerden okumadan sorulurdu zorlanılsa bile. Şuan maalesef bir sürü insan kendini ifade etmekte çok zorlanıyor galiba.
0
yazdonumu
(23.04.23)
Sunum yaptırdığım gençler kağıttan okumadıkları hiçbir mantıklı cümleyi baştan sona söyleyemiyorlar. İlle bir yerlerde saçmalıyorlar.

AKP sistemi böyle. Söyledikleri gibi adalet getirdiler. Herkesi en alt standartta eşitlediler. Hepimiz cahiliz. Hepimiz beceriksiziz. Hepimiz asgari ücret ve civarında maaş alıyoruz.
0
alperz
(23.04.23)
Yaz dönümü + 1
Okuduğum uni.ye programa gelmislerdi genc bakis ekibi canlı yayına ben de katılmıştım. Hatta beraber gittigm arkadaş soru yöneltmisti konuk siyasetçiye. Evet simdikilerle mukayese edilemez maalesef.
0
2027
(23.04.23)
değil soruya çalışıp gelmeye üşenmişler, nasıl olsa telefon var niye beynimi yorayım

tersine evrim
0
bir soru sorcam
(23.04.23)
(6)

Süresiz vekaletler problem oluşturur mu?

havadakarada
Bir iş davası sebebiyle avukata süresiz vekalet vermiştim. Artık hiçbir işim kalmadı. 4 sene olmuş. Noterden fethetmek gerekiyor mu?
Bir iş davası sebebiyle avukata süresiz vekalet vermiştim. Artık hiçbir işim kalmadı. 4 sene olmuş. Noterden fethetmek gerekiyor mu?
0
havadakarada
(22.04.23)
Avukatı “fethetmek” biraz fazla değil mi sizce de? bence azilname yeterlidir :)
0
irene
(22.04.23)
konuya çok vakıf değilim ama ben babam vefat ettikten sonra çeşitli işlemler için kardeşlerimden vekalet almak durumunda kalmıştım. evindeki gazın kapatılmasından tutun da arabasının satışına kadar. aldığım vekalette bunlar tek tek, ayrıca yazılmıştı. bir sürü soru sormuşlardı.

o açıdan sorun olmaz diye düşünüyorum çünkü vekaletnamede hangi işlemler için izin verildiği spesifik olarak yazılıyor benim anladığım kadarıyla. öyle genel olarak "şu kişi işlerimi yapma konusunda yetkilidir" şeklinde süresiz vekaletname hazırlanacağını sanmıyorum.
0
mark greg sputnik
(22.04.23)
@irene fethetmek:) azilname gerekiyor mu, yapmazsam bu bir problem olur mu? 4 sene sonra durduk yere insanlara ayıp olur gibime geliyor belki unuttu bile benim vekaletnameyi
0
🌸havadakarada
(22.04.23)
Yine fethetmek yazmışım. FESHETMEK :)
0
🌸havadakarada
(22.04.23)
yani şart değil ama içiniz rahat edecekse yapın. yoksa bir şey olacağını sanmıyorum.
0
paintov
(22.04.23)
İşiniz bitse de azletmeniz gerekmez. 4 yıl sonra azilname göndermeniz de hoş olmaz bence. Abrıça vekaletname olması öyle kafasına esen her şeyi yapabileceği anlamına gelmiyor. Avukatla işiniz kötü bir şekilde bitmediyse bence hiç uğraşmayın. Hem Birgün başka bir meseleden dolayı tekrar görüşme ihtimaliniz olur. Avukat unutmuştur o vekaletnameyi boşuna hatırlatmayın :)
0
bhhs
(23.04.23)
(10)

bakırköy'e kapatma mevzuları (psikiyatri-psikoloji)

mark greg sputnik
iyi akşamlar,ülkemizde bu olay nasıl işliyor? belli bir kanunu, yolu yordamı var mı? ben özel kliniğe gidiyorum mesela. söyleyeceğim herhangi bir şey halk arasında bilinen adıyla "akıl hastanesi"ne yatırılmama sebep olabilir mi? olursa nasıl olur? gittiğim yer basbayağı ofis çünkü yani kapısında pol
iyi akşamlar,

ülkemizde bu olay nasıl işliyor? belli bir kanunu, yolu yordamı var mı? ben özel kliniğe gidiyorum mesela. söyleyeceğim herhangi bir şey halk arasında bilinen adıyla "akıl hastanesi"ne yatırılmama sebep olabilir mi? olursa nasıl olur? gittiğim yer basbayağı ofis çünkü yani kapısında polis bekleyecek hali yok. prosedür nasıl işliyor?

mesela yabancı bir tanıdığa sordum, onun iki günlük tecrübesi var. zamanında intihar etmeye kalktığı için gelip almışlar. onunki intihar girişimi ama. arkadaşının ihbarı sonucunda iş üstünde yakalayıp direkt hastaneye götürmüşler. hem ülke hem de olay farklı.

bizde nasıl oluyor bu? speedy mustafa gibi "BANA NUTELLA ATTILAR, BEN BIÇAK ATTIM" diye kudursam misal süreç nasıl işliyor?

tamamen merakımdan soruyorum bu arada kendimi ya da başkasını öldürmek gibi bir niyetim yok. terapiste de sorarım ama zaten vaktimiz kısıtlı o kadar para veriyoruz, oradan yemek istemiyorum.
0
mark greg sputnik
(22.04.23)
Bildiğim kadarıyla bir şekilde hastaneye götürülürsen acil serviste psikiyatri doktoru varsa muayene eder, yatışına karar verebilir. Yattığın yer de psikiyatri servisi oluyor doğal olarak. Kapatılma gibi bir şey yok aslında. Sadece hastaneye yatırılmış oluyorsun. İşin içine bıçak girerse polis de girer. Dosya adli vaka olur. Adli vaka olunca işin içine hukuk giriyor zaten. Başına nöbetçi bile dikebilirler.
0
dissendium
(22.04.23)
ben de bildiğim kadarını söyleyeyim, psikotik isen yatırabilirler. bipoların ileri halleri, şizofreni gibi durumlarda ailenin kaymakamlık yardımıyla hastaneye yatırma hakkı var. bir de dediğin gibi intihar girişiminde ya da isteğinde yatışın verilir.
0
anna sun
(22.04.23)
Bu arada yüksek güvenlikli adli psikiyatri servisleri ayrı oluyor. Her hastanede yok. Orada cidden zapt-u rapt altına alınabilir kişi.
0
pembe mezarlık
(22.04.23)
yatırılmanı gerektirecek bir rahatsızlığının olup olmadığını ancak doktorun bilir. öyle bir durumdaysan zaten sana bunu söyleyecektir. daha ileri bir durumdaysan bu durumu bildirebilir.
0
paintov
(22.04.23)
@paintov,

abi zaten öyle bir durumda olmadığımı kendim de biliyorum ama mesela ben kalkıp "birini öldürcem, kafama koydum!" desem alıp götürürler mi onu merak ediyorum. majör depresyon geçmişim var, okb de var ama çok şükür kafa hala yerinde, yani gayet normal ve sağlıklı olarak iletişim kurabiliyorum. sadece kendine zarar veren denyonun tekiyim.

ben mesela kalkıp şiddet eğilimli bi şeyden bahsetsem gizli bi düğmeye basıp ekipleri mi çağıracak yani o kısmını anlamıyorum. dediğim gibi bunları tamamen meraktan soruyorum, gerçekte kimseye zarar vermek gibi bir isteğim yok ama ilaçların biraz fazla "enerjik" yaptığını düşünüyorum açıkçası, neblim gidip atış talimi yapasım filan geliyor tuhaf tuhaf. durduk yere "aa deli bu" diye içeri tıkmalarından korkmuyorum desem yalan olur.
0
🌸mark greg sputnik
(22.04.23)
Psikiyatri servislerinde bir açık ve bir de kapalı taraf vardır. Ayrıca kapalı olan tarafta hücre tipi koğuş odaları da vardır.
Hangisinde yatacağına, kendine ya da başkasına zarar verme veya kaçma olasılığına karşılık hekim karar verir.
Hatta buralarda kullanılan ve google'da aratırsan nasıl bir şey olduğunu görebileceğin 'Deli Gömleği' adında çok işlevsel bir giysi de vardır.

Bir de o servislerde hastayı karyolaya bağlama konusunda uzman, özel ve iri hastabakıcılırla kıyafet üzerinden ışık hızında sakinleştirici iğne vurabilen hemşireler vardır.
0
Mirket
(23.04.23)
Hastayla anlaşıp yatış verme olayı da oluyor.
Gidip ben sıkıntılıyım diyorsun, doktor bir süre seni serviste yatıralım diyor, çantanı hazırlayıp gidiyorsun.
0
vizivozo
(23.04.23)
oraya bir şekilde ulaştıysan doktor yatırır ama asıl mesele oraya gitmek

çünkü kendi ailen dahil hiç kimse seni zorla bir yere götüremez
ancak çevreye zarar verici davranışlar sergileniyorsa polisin devreye girme hakkı var
eğer kendi halinde saçmalıyorsan ambulansa bile zorla bindirilemezsin teorik olarak

yine ancak ailen ve sağlık görevlileri haline acıyıp zor kullanırsa, bir şekilde sakinleştirici iğne yersen gidersin
0
bir soru sorcam
(23.04.23)
bir durumun varsa bunu mutlaka doktora anlat. hastaneye yatman dışarıda birine zarar vermenden daha iyidir. evet tehlikeli olmadığın müddetçe yatırılmazsın ve düğme falan yoktur. ama hastaneye tıkılma, kapatılma gibi düşünme. hastaneye normal hasta gibi yatıp tedavi oluyorsun. sen doktoruna deli doktoru diyor musun? bu da öyle bir şey.
0
paintov
(23.04.23)
yakınlarının senden çok şikayetçi olmaları lazım. tanıdığım bolca vaka var. hemen hepsi yattı hastanede. adana'da yatan bile var. ikisinin eşleri şikayetçi oldu, birinin annesi.
0
sanemz
(23.04.23)
(12)

türkiye'de ziyaret etmeye değer mezarlık var mı?

mark greg sputnik
"ne alaka" diyenler olabilir. zamanında arkadaşımla lviv'deki liçakiv mezarlığını ziyaret etme şansımız olmuştu ki yolu düşen herkese tavsiye ederim. bakın ben inançsız insanım. oraya gidene kadar affedersiniz gtümüz çıktı bizim, ayakta duramıyorduk. kapısına kadar geldik, büfeden kahve aldık, "geri
"ne alaka" diyenler olabilir. zamanında arkadaşımla lviv'deki liçakiv mezarlığını ziyaret etme şansımız olmuştu ki yolu düşen herkese tavsiye ederim. bakın ben inançsız insanım. oraya gidene kadar affedersiniz gtümüz çıktı bizim, ayakta duramıyorduk. kapısına kadar geldik, büfeden kahve aldık, "geri dönsek mi" diye düşündük; hani daha içeri girip gezmesi ve geri dönmesi imkansız geliyordu.

yalnız oraya girince öyle rahatladık ki resmen ruh olup uçtuk. arkadaşım da aynı fikirde. hani yalnız olsam diyeceğim ben çok sapıttım ama yok. ki kendisi bana kıyasla çok daha rasyonel, makul, dengeli birisidir. oradaki hikayeleri okumak, o kadar "ölü"nün arasında saatlerce dolaşmak yıllar sonra bile asla unutamadığım, müthiş etkili bir anı olarak kaldı aklımda.

benzer tarzda türkiye'de gidilip görülebilecek mezarlık yahut şehitlik öneriniz var mı? ben işin tamamen "ölümlü" olduğunu hatırlama, hafifleme, mental öğrenme kısmındayım bu arada. kimin yattığı önemli değil. ha orada hikayeleri, fotoğrafları varsa daha iyi elbette. o daha yardımcı oluyor.

bizim mezarlıklarımız inanılmaz iç boğucu maalesef, özensiz. ama güzelleri de vardır herhalde. nerede onlar?
0
mark greg sputnik
(22.04.23)
Anamgillerin evi.

Mutfak penceresi musevi mezarlığını görüyor. Çocukluğumdan beri o büyük çam ağaçları altındaki süslü, resimli taşlarda garip bir huzur buluyorum. İnsanı inanılmaz an’da hissettiriyor. Sadece rüzgar ve kuş sesi oluyor. Maalesef musevi değilseniz girmeniz mümkün değil ama :’)
0
ruhen hastayim ben
(22.04.23)
lviv'deki mezarlığa ben de gittim. evet ilginç bir yer ama sizin gibi etkilenmedim ben. :)

öneri olarak da konya üçler mezarlığı diyorum.
0
naksidil
(22.04.23)
Eyüp Sultan Mezarlığı güzel bildiğim kadarıyla. Aşiyan Mezarlığı da ünlü. Bence atmosfer görmek istiyorsan Çanakkale'ye git. Ben gitmedim ama hikâye arıyorsan orada bulabilirsin.
0
dissendium
(22.04.23)
çanakkale'ye gittim ya, hatta orası hariç diye ekleyecektim ama vazgeçtim. müthiş ortam kesinlikle, ona sözüm yok ama zaten askeri tarih meraklısı biri olarak yeterince gördüğüm bir yer. o açıdan aslında şehitlik de kabulum elbet ama sivil mezarlıkları daha ilgi çekici buluyorum.
0
🌸mark greg sputnik
(22.04.23)
Sivil mezarlık arıyorsan aslında arkeoloji müzelerine de gidebilirsin. Kocaeli ve Sakarya'da Bizans lahitleri var. Bayağı işlenmiş lahit görünce yetkili bi abimizmiş diyorsun. Bu da farklı bir bakış açısı katabilir.
0
dissendium
(22.04.23)
Karacaahmet mezarlığı
dünyanın en büyük mezarlığı.
0
deepex
(22.04.23)
Aşiyan+1
Ankara - Cebeci Asri saatlerce gezmek istemiştim.
Listemde Ankara - Karşıyaka mezarlığı var.
Edit: Çanakkale de güzel.
0
Amaranta ursula
(22.04.23)
ahlat selcuklu mezarligi gorulebilir ama o tarafa yolunuz duserse. ben gittigimde baya sasirmistim, cunku atalarimiz eski inanclari ve yeni inanclarini harmanlamislar. bir mezar tasi yapmislar sanirsin orhun kitabesi.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(22.04.23)
Lvivle kiyaslanmaz ama eskiden haydarpasa ingiliz mezarligina giderdik ilk aklima o geldi
0
ala09
(22.04.23)
Antakya mezarlığı, cebeci asri mezarlığı Ankara
0
primetime
(22.04.23)
Amcamın eşi Tokatlı, zamanında bu düğün dernek kıl yün işleri için Tokat'a gittiğimizde yolumuzun üstünde ahşap/tahta mezarların bulunduğu bi mezar yeri vardı, benim hayatımda gördüğüm en gizemli yerdi. Yani duruyor mudur bilmiyorum bize bunların 150-200 yıllık olduğu söylenmişti o zamanlar ve bayağı çürümeye yüz tutmuştu, çok enteresan bir yerdi.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(22.04.23)
ankara karşıyaka mezarlığı 1. ve 2. kapı arası fena değil.
0
theseachange
(23.04.23)
(3)

kuzey kore'yle ilgili

sanemz
madem basına kapalı, görünmeyen taraflarının sefalet içinde olduğunu nerden öğreniyorlar?
madem basına kapalı, görünmeyen taraflarının sefalet içinde olduğunu nerden öğreniyorlar?
0
sanemz
(22.04.23)
o kadar da kapalı değil. bir şekilde sızıyor bazen. kaldı ki görmeye gerek yok. dünyadan bu kadar izole bir toplumun mevcut sistemde varlıklı ve müreffeh olması mümkün değil. habire gıda yardımı filan yapılıyor zaten kuzey kore'ye.

yalnız algı operasyonunu da göz ardı etmemek lazım. "kuzey kore iyidir" demiyorum ama bugün abd'nin sevmediği tüm rejimler terörist, insanlık düşmanı olarak lanse ediliyor. evet kuzey kore tırt bir ülke ama kim'in kafasına esince amcasını kurtlara yedirdiğini filan hiç zannetmiyorum. bugün kapıları açıp abd'nin köpeği olsalar yarın times'ın kapağında görürsün kim'i "ilham veren lider" diye.
0
mark greg sputnik
(22.04.23)
0
🌸sanemz
(22.04.23)
K.Kore'den bir sekilde kaçip, G.Kore'ye siginanlar var, onlarin anlattiklari yeterli zaten.

Ayrica adamlar ambargonun allahini yemis, teknoloji veya arge sifirin altinda, yokluk içinde olmamalari mi beklenecek hâlâ o kosullar altinda.
0
Yourcousinmarvinberry
(22.04.23)
(10)

bugun neler yapacaksınız? Planlarınız?

baldan kaymak
SB.
SB.
0
baldan kaymak
(22.04.23)
Akşama kadar evde dinlenicem bacaklarım çok ağriyi :/ 8-9 gibi çıkarım, arkadaşım ve ablasıyla buluşcam Taksim’de, bira içeriz bol bol hoplar zıplarız biraz. Beyle
0
vedatchilipeppers
(22.04.23)
Eve misafir gelecek diye işe gitmeye karar vermiştim ama yollar tıklım tıklım kan ter içinde kalmamak için binmedim metroya geri çıktım.
Eve de gitmek istemediğim için avm'ye geçtim burası da çok kalabalık ama hava iyi diye herkes dışarıda. İçerde sakin bir yere gömüldüm. Bilgisayarın şarjı bitene kadar bir şeyler izleyeceğim.
Sonrasıyla ilgili planım yok maalesef umarım gelenler erken gider de eve geçebilirim.
Bayramlardan hiç hoşlanmıyorum :/
0
mutekebbir
(22.04.23)
Şimdi denizden geldim. Sezonu açtım, aşırı keyfim yerinde. Duş + hazırlanma, sonra arkadaşlarımla buluşacağım saat 4 gibi. Günün kalanını onlarla geçireceğim. Tek üzüldüğüm nokta, herkes içecek ama ben içemeyeceğim. Onu da yapabilsem 10/10 bir gün olacaktı.
0
irene
(22.04.23)
Son üç gündür olduğu gibi bugün ve yarın da yüksek lisans tezi için literatür okuyup not alacağım gün boyu.
0
estranged
(22.04.23)
muzik esliginde resim
0
ala09
(22.04.23)
ders çalışmaya devam.
0
rakicandir
(22.04.23)
Dün bütün gün ev baklavası yediğim için bugün adeta karanlık bir odada 7 ay çiğ etle beslenip sonra doğaya salınmış vahşi bir ayı gibi antrenman yaptım, eve gidebilirsem yemek yiyip uyurum gibime geliyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(22.04.23)
mutlu olcam
0
sanemz
(22.04.23)
çalışıyom ben. iş bitince para durumuna göre "gırmızı tuborh" yüklemesi yapabilirim, karar vermedim. gece de buz hokeyi izlicem paso, playofflar var.
0
mark greg sputnik
(22.04.23)
Koştum. Sonra da uzun yol araba kullandım.
0
gabe h coud
(22.04.23)
(8)

Bayramın 2.günü eski patronlara tebrik mesajı atmak geç veya ayıp olur mu?

psmstc
1.günü unuttuk 2.günü atılan mesajların bir ayıbı olur mu yani? Şimdiden teşekkürler.
1.günü unuttuk 2.günü atılan mesajların bir ayıbı olur mu yani? Şimdiden teşekkürler.
0
psmstc
(22.04.23)
Geç olur ama hiç olmamasından çok daha iyidir.
Kurban'da telafi edersiniz.
0
Mirket
(22.04.23)
Mevcut ya da eski hic bir patronuma, yoneticiye, is arakadasima bayram mesaji atmadim. Istekiler iste kalsin bir zahmet.
0
freedonia
(22.04.23)
bir şey olmaz, atılır.
0
ala09
(22.04.23)
Bayramın 1. gününde yapılan tebrik 2. 3. gününde de yapılır.
0
diyecevaplandı
(22.04.23)
Birinci gün yakınlar (ziyaret)
İkinci gün uzaktakiler (arama, mesaj)
0
etna
(22.04.23)
aksine 2.gün daha iyi, daha müsait
0
bir soru sorcam
(22.04.23)
1. gün: yakın akrabalarla yeme içme piiz
2. gün: hısım akraba ziyareti ve el öpme işleri
3. gün: evde dinlenirken eşe dosta, büyük tanıdıklara mesaj ya da arama.

böyle yaparsan en temizi oluyor.
0
alperz
(22.04.23)
bayram tebrik ediyorsun yahu, ikinci günde yaptın diye bozulacaklarsa onların ayıbı olur. bu bayram bir günlük değil. kaldı ki ilk gün insanlar akrabalarını ziyaret ediyor, meşgul olabiliyorlar, yoğun insan trafiği oluyor vs... bayram bayramdır, tebrik tebriktir. bence kesinlikle geç veya ayıp değil.
0
mark greg sputnik
(22.04.23)
(15)

stresli bir dönemden geçiyorum o yüzden serdar ortaç açtım

Lubb
artık düşünmekten kafam durunca serdar ortaç açtım. bir rahatlama geldi, yalan yok. fake de olsa mutlu gibi oldum.müzik zevkim oldukça farklıdır ama sanki iyi geliyor bir tavsiye üzerine deneyeyim dedim. ama bağımlılık yapmasından korktum eşe dosta anlatamam yıllardır duruşum farklı.siz de yapıyorsu
artık düşünmekten kafam durunca serdar ortaç açtım.
bir rahatlama geldi, yalan yok. fake de olsa mutlu gibi oldum.

müzik zevkim oldukça farklıdır ama sanki iyi geliyor bir tavsiye üzerine deneyeyim dedim.

ama bağımlılık yapmasından korktum eşe dosta anlatamam yıllardır duruşum farklı.

siz de yapıyorsunuz değil mi böyle şeyler?
0
Lubb
(16.04.23)
serdar ortaç iyi ya
yapıyoruz
0
basond
(16.04.23)
Türkçe pop bağımlılık yapıyor maalesef.

Aynı odadayken kardeşim beni bu batağa düşürmüştü yıllar önce. Arada açar dinlerim.

Serdar ortaç - ben adam olmam benden size gelsin :(
0
ruhen hastayim ben
(16.04.23)
niye "fake" mutlu oluyorsun ki? normal mutlu ol. gayet iyi sarkilari var bence. her turlu yalin, kenan dogulu, emre aydin, murat boz vs o gruptan daha iyidir.


benden gelsin:
www.youtube.com
0
hot potato
(16.04.23)
önerileri dinledim teşekkür ederim. valla çıkamıyorum.

"sor" çok iyimiş valla www.youtube.com
0
🌸Lubb
(16.04.23)
Bende yapıyorum aynı şeyi.
Hatta öneri bile istemeyi planlıyordum.
Uzi,cakal,ben fero veya club müzikleri önerisi isteyecektim çünkü insanın modunu toparlamasına yardım ediyor bu tarz müzikler bir hareket katıyor
0
kararsızataletfilozofu
(16.04.23)
keske serdar ortac dinleseydim dedirtti cunku ben SEMINCEK fankilap
0
ala09
(16.04.23)
Serdar Ortaç dinlenmez mi ya?

Yar Diye Diye dinledim geçen.

Gram da sevdiğim bir şarkı.
0
dissendium
(16.04.23)
Murat Başaran vardı bir zamanlar dinlerdik "bir öpücük kesmez "
www.youtube.com

Gökhan Özen - Budala
www.youtube.com

Bonus: www.youtube.com

Yolda dinlerken garip bir şekilde enerjimi artırıyor bu şarkılar:)
0
nerthus_
(17.04.23)
90'lar Türkçe Pop'u eğlenirken. 60 ve 70'ler Türkçe Pop'u dinlenirken dinlerim arada. İlgili dönemlerdeki şarkları, şarkıcıları ve çalma listelerini açarım doğrudan. Serdar Ortaç, Demet Akalın bir de bir tane daha eller havaya vardı onu hiç özellikle gidip açmadım ama.
0
nawar
(17.04.23)
Ortamdaki Serdar Ortaç şarkısı ile rte sesini kısma sürem milisaniyelerle yarışır, biri geç kalsa diğerinin hatrı kalır o derece.

Hande Yener var mesela.

Yalan söylemem ben hiç, mutlu olma benden sonra.
Her gece gez dur ya da bir yuva kur; ama gün yüzü görme benden sonra :)

diye bol beddualı şarkısıyla giriş yapılabilir.

Şaka maka Tr'nin en kaliteli sözlü elektronik müzik albümlerinden biri bu kadında şu an.
0
onemoremile
(17.04.23)
Sabahın bu saatinde Britney Spears, RuPaul vs eşliğinde çalışıyorum. Biri sorsa cevabım çalışırken klasik müzik, diğer zamanlarda rock ve metal... olur ama ara sıra böyle boş boş pop dinlemek çok güzel geliyor, utanmayı saklamayı da bıraktım.

Bir de ara sıra Youtube'da 90'lar Türkçe pop batağına düşüyorum, Hadi Yine İyisin'le kafamı sağa sola oynatırken başım dönmeye başlayınca bırakıyorum. Daha iki gün önce yemek yediğimiz yerde Yonca Evcimik, Burak Kut, Serdar Ortaç (ama 90'lar şarkıları) falan çalıyordu, acayip mutlu oldum çok eğlendim.
Bunu da ben ekleyeyim: www.youtube.com
0
kobuzchu kiz
(17.04.23)
Ben böyle durumlarda radyoyu özlüyorum.
İnsan gerçekten bazen böyle şeyler dinlemeye ihtiyaç duyuyor.
Şimdi açmak istesem;
1- Ne açacağımı bilmiyorum.
2- Spotify algoritmam mahvolacak :)

Böyle normalde açıp dinlemeyeceğin bir sürü "leş" şarkı türkçe pop radyolarında peş peşe insana çok iyi geliyor.

Bağımlılık yapmaz toparlayınca normal zevklerine de dönüyorsun.
0
Dağcı
(17.04.23)
faydalıdır, sözlerle kendini ilişkilendiriyorsun, skıntın problemin ne ise bir başkasıda senin gibi hissediyor, düşünüyor diye kendini yalnız hissetmiyorsun, aynı zamanda müzikle de bir rahatlama oluyor, eğer zihnin melodiyi tahmin edebiliyorsa (basit şarkıların sevilmesi bu nedenle) daha da rahatlayorsun, mealen bildiğin şarkıları açarsan daha da rahatlarsın.

önemli olan serdar ortaç değil, istersen arabesk dinle, rap dinle, önemli olan senin duygularını senin anlayabileceğin basit bir dille sana anlatsın.

bende moralim bozulunca oyun havaları açıyorum, ya ankara havası ya balkan havası. olmadı kiss yada eski pop şarkılar falan.
0
selam
(17.04.23)
tabii ki. başkasına zarar vermedikten sonra nasıl rahat hissediyorsan o. benim bu tür süreçlerdeki favorim ünlü sanatçı FARUK K'nın HONKİ PONKİ adlı şarkısıdır mesela. HONKİ PONKİ TONİNO ÇALONA BİMBO BORİRO
0
mark greg sputnik
(17.04.23)
Ben iflah olmaz bir Kolpaçino bağımlısıyım, derdim tasam olduğunda açar izler pırıl pırıl olurum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(17.04.23)
(19)

Tipinize kaç puan verirsiniz?

yazdonumu
SelamYüz ve fizik olarak ayrı ayrı puanlarsak 10 üzerinden kaç verirsiniz kendinize? Cinsiyet ve yaş belirtilmesi önemle rica olunur. Ara ara sorulurdu bu tarz sorular kimse sormayınca ben sorayım dedim. Duyuruya biraz hareket gelsin :)
Selam
Yüz ve fizik olarak ayrı ayrı puanlarsak 10 üzerinden kaç verirsiniz kendinize? Cinsiyet ve yaş belirtilmesi önemle rica olunur. Ara ara sorulurdu bu tarz sorular kimse sormayınca ben sorayım dedim. Duyuruya biraz hareket gelsin :)
0
yazdonumu
(15.04.23)
yuz 8 vucut 7.5. biraz daha insan icine cikilir sekilde giyinirsem 9, spor yaparsam 10 olabilir
edit: 29bayan
0
ala09
(15.04.23)
2 (yazıyla iki). 2 puanı da dudağımın hatrına verdim.
32, erkek.
0
m e b
(15.04.23)
@yazdonumu, senin 10/10 olduğunu biliyorum ;)

Bir puan veremezdim kendime sanırım. Ama yüzüm ve fiziğim uyumlu diye düşünüyorum.
0
ruhen hastayim ben
(15.04.23)
Yüz 10 vücut 11 gözler 12 dişler 13. Burnumu yaptırdım. Öncesi 9,5 sonrası 19,5
0
gabe h coud
(15.04.23)
@ruhen hastayim ben sağol. o senin 10/10 luğundan ötürüdür
0
🌸yazdonumu
(15.04.23)
İkisine de 5 veririm. tam orta yolcuyum. 35-e
0
duyulmasi gerektigi kadar
(15.04.23)
1
31 -E
0
olaylar olaylar
(15.04.23)
34 yaşında er kişisi.

Yüz 7 Vücut 5
0
put it in your appropriate place
(15.04.23)
0
33-E
0
insanlik icin buyuk bir adim
(15.04.23)
yüz: 7/10

dikkat çekici yakışıklılıkta birisi değilim ama yüzümde beğendiğim şeyler var, fena değilim diye düşünüyorum. 6-6.5 da olabilir, o biraz değerlendirme kriterlerine bağlı. 8 olmam ama 6'nın altına da düşmem bence.

fizik: 2/10. proporsiyon ve genetik olarak vücudum düzgün ama ben öküz gibi yiyerek rezil ettim. iki puanı da hala ayakta durabildiğim, dışarıdan bakınca "yapılı" filan sanıldığım için verdim. koca gtlünün tekiyim. fiziğimin "çekici" bulunması bana imkan dahilinde gelmiyor, en fazla "kabul edilebilir" olur, yani "çok kötü değilmiş bu" diyebilir hanımlar. ötesi olmaz şu an.

28 e
0
mark greg sputnik
(15.04.23)
Yuz 7
Vucut 6

Erkek 29
0
floydian
(15.04.23)
Aynada: 8
Normalde: 7
Fotoğrafta: 6

Erkek olarak vücuda nereden puan veriyoruz? Sanki zayıf, normal, kaslı ve şişman ile uzun veya kısa dışında puanlama yok gibi. Bunların kombinasyonuna mı oy veriyoruz? Kaslı uzun 10, kısa şişman 1 gibi.

34E
0
nawar
(15.04.23)
yüz 9, vücut 9 34,erkek
0
mysql34
(15.04.23)
Yüzüme bi 7 veririm ama fiziğe 9,5tan aşağısı olmaz. Bana kalsa 10. Tabi ki Aslan Burcu torpili de eklendi içine.

30/k
0
Gradient_tabanlı_mor
(16.04.23)
30E
9 Yüz
8 Fizik
Turuncu saç, yeşil göz
0
Amory Lorch
(16.04.23)
yazılanlara baktım kendisini bildiğim bir kişi çıkmış oda doğru puanı vermiş tebrik ederim.

yüz - 50 kuruş var mı tırrek
fizik - su içsem yarıyor
39 e
0
basond
(16.04.23)
29e

vücut 3.8/10
yüz 6.4/10

şu sıralar sivilce sorunuyla boğuşmasam surata 7 veririm iyi günümde :D
0
glamdr1ng
(16.04.23)
yüz 5
fizik 4
karizma on yüz milyon :)

38 e
0
antihero
(16.04.23)
9-33E
0
abi bi dizi buldum on numara
(17.04.23)
(18)

baklavayla ayran ictiniz mi?

antikadimag
mukemmel bir kontrast degil mi? ben bunu universite yemekhanesinde baklava ve ayranin oldugu bir gun denemistim ve bayilmistim. muhtemelen denemeyenler iyy o ne be diyeceklerdir ama deneyenlerin yorumlari nedir?
mukemmel bir kontrast degil mi? ben bunu universite yemekhanesinde baklava ve ayranin oldugu bir gun denemistim ve bayilmistim. muhtemelen denemeyenler iyy o ne be diyeceklerdir ama deneyenlerin yorumlari nedir?
0
antikadimag
(14.04.23)
Ablam ve abimin söz &nişan etkinliğinde baklava ve ayran servis edildi. Ben çok severim. Insanlar neden kola ile tüketip şeker komasına koyarlar anlamıyorum.
0
Amaranta ursula
(14.04.23)
Denemedim. Iyy.
0
dissendium
(14.04.23)
Çok severim
0
okumakserbestbegenmeksart
(14.04.23)
birlikte olmaz, baklava üstüne ayran olabilir. ağızda ve boğazda bıraktığı aşırı tatlılığı alacaktır.

ama yine de ekşi ve tuzlu yerine daha nötr tatlar, mesela şekersiz çay veya süt en iyi eşlikçisi olacaktır. denemediyseniz sütle deneyin.

baklavayla kola içilir mi ya?
0
kibritsuyu
(14.04.23)
severim.
kekle de yoğurt yiyorum millet garipsiyor.
bence güzel.
ayrıca ayran içince daha çok baklava yiyebiliyosun
0
jelly bear
(14.04.23)
cevizli baklavaysa traditional bi hava katar. ne guzel derim ne de berbat. turkiye kokan bisi, romantik.
0
ala09
(14.04.23)
İçmedim. içmekte istemem.

Ayran biraz ekşiliğiyle daha güzel oluyor. Yanında tatlı olmaz.
0
diyecevaplandı
(14.04.23)
evet kaliteli fistikli baklavada gerek yok. ama glikoz suruplu cevizli baklavaya sinif atlatir bu kombinasyon.
0
🌸antikadimag
(14.04.23)
Iy içmem ya.
0
kafasizbiri
(14.04.23)
yok hiç denemedim ve düşününce "ıyy" diyen taraftayım. baklavayla sütü çok severim çünkü baklavanın şekerini sütün nötr tadı dengeliyor ama ayran fazla tuzlu, iki taraftan da darbe yemek gibi olur sanki. baklavanın yanına vanilyalı dondurma, şekersiz çay ya da süt olur ama tadı/aroması yoğun şeyler yiyemem ayu olmama rağmen. bayılır giderim.
0
mark greg sputnik
(14.04.23)
İlk duyunca ben de ıyy demiştim de üzerine içince cidden rahatlatıyomuş insanı
Ayrıca baklava üzerine bi lokma ekmek de iyi gidiyo
:)
0
photo85
(14.04.23)
Guzel oluyor, 20'li yaslarimda baklavayi hep ayranla yerdim. Ama mazide kaldi benim icin 30larda tatliyi biraktim:)
0
freedonia
(14.04.23)
hiç denemedim ama güzel olabilir gerçekten. karpuzla beyaz peynirin iyi gideceğini de düşünmezsin normalde ama olabiliyor işte.
0
bohr atom modeli
(14.04.23)
şahsen çok çok seviyorum ama çevremdeki çoğu insan da "ıyyy" diyor.
0
penceredengorunenmorbina
(14.04.23)
Severim guzel gider, bazi tatlilarla da ayran güzel gider. Iyy diyenleri anlamıyorum. Damak zevki. Çoğu şeyi bala da banarım mesela alakasiz ama..
0
ananiyimioguz
(15.04.23)
şerbetli tatlıya bolca limon sıkmayı deneyin bir de. Beyaz peynire vişne reçeli dökmeyen de ne bileyim...
bu arada ağızdaki tadı değiştirdiğiniz için mantıklı da bir eylem teknik olarak. afiyet olsun.
0
sparkle kiddle
(15.04.23)
Yani kontrast olarak ben de tatlıyla kahve çay vs benzeri şeyler içilmesi taraftarıyım ama ayran bunların içinde yer bulur mu emin olamıyorum, hayal ediyorum "lan neden olmasın" diyorum. Gerçi ben hayal edince çok anlamsız birçok şey için de "lan neden olmasın" diyorum, olabilir yani denemek lazım.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(15.04.23)
Diğer efsane tatlı - ayran ikilimi hatırladım.

Revani ile ayran mükemmel gidiyor denemenizi tavsiye ederim.

@sparkle kiddle, onları da yapıyorum zaten teşekkürler tavsiye için.
0
ananiyimioguz
(15.04.23)
(16)

anne olmak için en güzel yaş

lahmacun
kaçtır sizce?
kaçtır sizce?
0
lahmacun
(13.04.23)
Anne degilim ama annem super bi anne ve aramizda 22 yas var. Cok iyi anlasiyoruz. Bence ne kadar erken anne olunursa o kadar guzel olurmus. Ben 30'um, degil cocuk, hayvan bile bakmak istemiyorum. Insan kendi hayatina duskun olmadan, rahata alismadan coluk cocuk sahibi olmali eger onunde sonunda bir hayali varsa, yoksa zor bence. Bana imkansiz gorunuyor en azindan.
0
unidentified floating object
(13.04.23)
klasik ve tırt bir cevap olacak ama "kişinin kendini en anne hissettiği yaş" diyeceğim :)

bana bunun ideali 24-26 arası gibi geliyor. ne genç, ne yaşlı. öte yandan 30-32 yaşında doğurmuş kadına da "hadi len sen anne misin?" demek saçma olur. bence biyolojik olarak, olgunluk ve mevcut dünya düzeni vs. düşünülerek ilk çocuk için 24-26 yaş arası ideal nokta diye düşünüyorum ama tabii ki herkesin hikayesi, yaşantısı farklı. bebe sağlıklı olduktan sonra anne 35 yaşında olsun, ne çıkar?
0
mark greg sputnik
(13.04.23)
Karakterin oturup baska bir canlıya bakim saglayabilecek olgunluga erisebilmesi bakimindan en erken 32-34 diyorum
0
instant crush
(13.04.23)
Ben en az 35 diyorum. 20'li yaşlar kesinlikle değil bence. Birçok kadın üniversite okuduktan sonra evlendiği için ya da çocuk yaptığı için bir gün bile çalışmadan, kendi parasını kazanmadan, o kadar okumanın, uğraşmanın tadını çıkarmadan, tecrübe kazanmadan eve tıkılıp kalıyor. Başlarda bebeklikten çıkmasını bekliyorlar ama sonra bir bakmışlar çocuğu okula götürüp okuldan alıyorlar. O saatten sonra zaten çalışmak isteseler de kopmuş oluyorlar. Çocuk yetiştirmek için önce kişinin kendini geliştirmesi gerekiyor. 20'li yaşlar direkt sıkıntı çünkü çoğu hayattan habersiz oluyor.
0
dissendium
(13.04.23)
35'ten sonra bebek için riskli. anomalili doğabilir.
0
toua tokuchi
(13.04.23)
35 yaşında cocuk sahibi olmuş biri olarak yazıyorum enerji yetmiyor bence 30 ideal.
0
mirty
(13.04.23)
hicbi yas :))))) bana gore hicbi yas ama ideali dusunursem 28-29 diyecegim. maddi kaynaklarini cok on plana katmadan tadinda ve sevimli annelik icin bir miktar genclik lazim, o agirlik cokmeden, cocuk bakmak kolaylasabilir. cok kucuk yasta anne olunca da sosyal hayattan epeyi kopuluyor bir arkadasim 23unde dogurdu, biz yeni yeni para kazandikca gezip tozuyorduk o ise evin icinde yemek yapip cocuk bakiyordu. bence o yasta kaldirilabilrcek bir sey degil ki kendisi bunaliyordu. ama bazi zevkleri yasayip anne olunsa icinde ukde de kalmaz diye dusunuyorum.
0
ala09
(13.04.23)
29 yaşındayım.

24-26 yaşlar denmiş o yaşlarda çok çocuktum düşünüyorum da.

halen daha kendimde anne hissi yok. ben daha kendim hayatımı yaşamadım koşturmacadan.

33-35 yaşlarına kendimi hazırlıyorum.
0
Hallegadola
(14.04.23)
31 yaşında anne oldum. Bazen erkenmis diye düşünsem de şu an enerjim yetmezmiş gibi geliyor. Ama asla 30 yaş altı anne olmazdım.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(14.04.23)
33-34 denmiş 25’ten sonra insan yaşlanmaya başlar. 30’tan sonra çocuk sahibi olmak sıkıntılıdır diye düşünüyorum.
0
hold the door
(14.04.23)
İlk çocuğunu 20'li yaşlarda, 2. çocuğunu 30'lu yaşlarda doğurmuş bir anne en güzel cevabı verecektir. Çünkü çocuk bakmak ve büyütmek gerçekten yorucu, enerji isteyen, güç isteyen, sabır isteyen bir iş.

Biyolojik olarak da en idealinin 20-30 yaş arası olduğu yazılıyor bilimsel kaynaklarda, 35 yaşından sonra tüp bebek için bile işlemlerin oldukça zor olduğu belirtilmiş.

Allah isteyen herkese sağlıklı çocuklar nasip etsin, hepimizin çocuklarını da esirgesin, amin.
0
John Bloor
(15.04.23)
34 te doğurdum. Bi tık geç kaldığımı düşünüyorum, gerçi biz denedik kendisi anca tüp bebekle geldi napalım :)
30 civarı iyi gibi zira 30 dan sonra insanın enerjisi günden güne düşse de daha olgun olunuyor. 30 +-3 diyeyim kabaca.
0
physcos physcos
(15.04.23)
Cocuk yapmak niyetinde degilim. Fakat, 20li yaslarda cocuk sahibi olmak bana tam bir delilik gibi geliyor.
39 yasindayim, kafa olarak en iyi zamanim simdi bence. 39-45 yas arasi annelige cok daha saglam bir kafa ile yaklasabilirim. Ama fiziksel olarak senelerce uykusuz, yavas adimlarla cocuk pesinde yuruyen, cocukla oyun oynayacak vs durumda degilim kesinlikle. 30-35 daha uygun olurdu onun icin herhalde. Simdi enerjimi kendime harcamak istiyorum.

Mamafih, dedigim gibi, cocuk yapma niyetinde degilim.
0
sopiro
(17.04.23)
30-31 geçişi
sonrası geç
öncesi erken.
0
noisnot
(17.04.23)
ben 29’da anne oldum, 7/24 yalnız büyütüyorum. enerjim yetmiyor. 35lerimde şöyle rahat bi nefes alabilmeyi umuyorum. mental olgunluk açısından 30ların ikinci yarısı iyi gibi duruyor ama bir yandan da o yaşa kadar insan o kadar rahata alışıyor ki 30lardan sonra başka varlığın düzenine adapte olabilmek de zor, çocuk çok büyük bir challenge.

herkesin uygun vakti farklı. benim için 28 hamile kalmak için ideal görünüyordu.
0
deartheodosia
(17.04.23)
23-24
0
abi bi dizi buldum on numara
(17.04.23)
(3)

Ukrayna

dissendium
Eskiden insanlar Kiev'e gidiyordu. Şimdi artık 5 10 yıl hayal mi oldu? Ukrayna'nın tamamı turistler için güvensiz mi? Turizm bitti mi tamamen?
Eskiden insanlar Kiev'e gidiyordu. Şimdi artık 5 10 yıl hayal mi oldu? Ukrayna'nın tamamı turistler için güvensiz mi? Turizm bitti mi tamamen?
0
dissendium
(12.04.23)
kanka savas halindeki ulkenin baskentini mi soruyosun anlamadim soruyu acarsan cevap gelir
0
ala09
(13.04.23)
E yani sokakta yürürken roket saldırısı mı olacak, kamikaze drone kafamıza mı inecek, kaldığımız otelde siz niye asker değilsiniz diyecek ve bir transporter içinde zorla cepheye mi çekecekler hiçbir şey belli değilken ben gitmem, savaş bitince de gitmem.

Patlamamış bombalar, psikolojisi bozuk insanlar, harabe şehirler görmek istesem Suriye daha yakın.
0
chicha_v2
(13.04.23)
ahahaha tam "bi şey olmaz" temalı cevap vermeye hazırlanıyordum ki ukrayna genelinde sirenler çalmaya başladı yine. 15-20 dakika sonra editleyeceğim bunu.

edit: bi şey çıkmadı, belarus'taki hava üssünden uçak kalkınca ötüyor hemen, muhtemelen aynısı oluyor.

abi şimdi kiev ve batısında kalan her nokta görece güvenli. kafana bomba yeme ihtimalin mevcut olmakla beraber çok az. hava savunma sistemlerinin haber veremediği çok az saldırı oldu. vurduklarında da genelde enerji santrali filan vuruyorlar, sokakta yürürken sivilin öldüğü saldırı YÜZDE VE ORAN OLARAK az. risk her zaman var ama türkiye'dekinden %2-3 fazladır yani. milyonlarca insan her gün kiev'de sabah kalkıp işe gidiyor hala.

savaş kiev'den çok uzak. savaştan uzak bölgeler için en büyük risk geniş çaplı hava saldırısı. rusya arada hem savaş uçaklarıyla, hem karadeniz'den gemilerle hem de kamikaze dronlarıyla saldırıyor. böyle 1-2 saat içinde 100-120 tane sallıyorlar, ne kadarı hedefe ulaşırsa. yalnız uzun süredir onu da yapmamaya başladılar. muhtemelen ukrayna'nın muhtemel saldırısından dolayı şu an harcamak istemiyorlar ki zaten o saldırılar da pek bir halta yaramadı, 3 saat elektrik kesiliyor filan o yani.

seni bugün kiev'e ışınlasak çok korkman gerekir miydi? bence hayır. biraz daha dikkatli, "siren çalsa nereye kaçabilirim" diye etrafı kollar vaziyette olsan muhtemelen çok sorun yaşamazsın.

ama gezmeye gidilir mi dersen bence manası yok. çünkü malum bir sürü yere bomba düştü. her türlü hizmet aksayabiliyor. insanların tadı yok. her yerde kolsuz bacaksız adamlar dolaşıyor, kaçak silahlardan dolayı canı sıkılan komşusuna el bombası filan atabiliyor vs... yani turist olarak keyif alacağın, güzel vakit geçireceğin bir ortam değil şu an. keza her yer mezarlık ve kamuflajlı dayıt dolu, çok depresif bir görüntü.

ben 2022'den önce bomba seslerini duyabileceğim kadar yaklaşmıştım donbass'ta cepheye. doğrudan tehdit yoktu ama bum bum diye vururdu arada uzaktan uzaktan. o dönemde mesela kimsenin umrunda olmazdı orası. çünkü yıllardır doğuda savaş vardı, kayıp sayısı çok daha azdı ve insanlar alışmıştı.

şu an durum çok farklı. eline roketatar verilmiş köylüler değil koskoca iki tane devlet savaşıyor 200-300 bin askerlik ordularla.

kısacası gitsen ölmezsin ama para verip de şu an o bölgeye gitmenin manası yok. yarın bunlar belarus'tan yine dalmaya kalkar bi şey olur filan öyle riskler de var tabii.
0
mark greg sputnik
(13.04.23)
(10)

kardeşimin bilgisayarı modemi görmüyor, sebebi ne olabilir?

mark greg sputnik
internette biraz bakındım ama dalga geçer gibi antin kuntin bariz cevaplar dışında bir şey göremedim.ben interneti geçenlerde yeni bağlattım. kendim sorunsuz erişim sağlıyorum farklı cihazlardan.kardeşim cep telefonundan bağlanabiliyor. bilgisayarda ise wifi diğer tüm ağları görmesine rağmen benim m
internette biraz bakındım ama dalga geçer gibi antin kuntin bariz cevaplar dışında bir şey göremedim.

ben interneti geçenlerde yeni bağlattım. kendim sorunsuz erişim sağlıyorum farklı cihazlardan.

kardeşim cep telefonundan bağlanabiliyor. bilgisayarda ise wifi diğer tüm ağları görmesine rağmen benim modemi görmüyor.

bunun sebebi ne olabilir? yani düşünerek eleyeyim diyorum nereden tutsam elimde kalıyor. diğer bütün cihazlar gördüğüne, bağlandığına göre modemden veya ayarlardan kaynaklı olmasa gerek. e diğer taraftan çocuğun bilgisayarı da diğer tüm ağları görüyor, sadece bizimkini görmüyor. nasıl şeyapabiliriz bunu, fikri olan var mı?
0
mark greg sputnik
(11.04.23)
benim laptoplardan birine aynısı oldu. yeni bağlattığım ağı görmüyor.
0
abi bi dizi buldum on numara
(11.04.23)
bilgisayarın üzerinden de ayar yapabilirsiniz ama çok karışık bir iş. kolay yolunu söyleyeyim, modemin wireless ayarlarından kanal kısmına bakın. otomatikte ise 11. kanala veya 9. kanala alın. öyle deneyin. bazı ağ adaptörlerinde oluyor.
0
delidir yakalayin
(11.04.23)
aklima ilk gelen sey modemin 5ghz olup kardesinin bilgisayari eski oldugu icin 5ghz desteklememesi
modem ayarlarini bir karistir bakalim sadece 5ghz mi acik? 2.4ghz de ac sonucu soyle
0
nibba
(11.04.23)
2.4 de açık. kanal işini bilgisayara geçince deneyeceğim, teşekkürler.
0
🌸mark greg sputnik
(11.04.23)
Bu kanal işi biraz daha karmaşık. Farklı ülkelerde ve bölgelerde farklı kanallar var ve bazen bilgisayar bölgeye karar veremezse etraftaki sinyallerden bölgeyi seçiyor ve ona göre kanal aktive ediyor.

Bizin bir range extender vardı, çin pazarı için üretildiği belli çünkü priz girişi bile farklıydı. Bu range extender açıkken arkadaşımın laptopu kendisini çinde sanıp bizim modemi görmüyordu. İnternete bağlanacağı zaman gidip onu prizden çıkarıp öyle bağlanıyordu.

Eğer sizde de öyle bir şey varsa, onu deneyin. Eğer yoksa modemin ve bilgisayarın bölge ayarlarının doğru ayarlandığına emin olun. Bölgeler arasında bazı kanallar örtüşüyor, o kanalları seçmek de iş görür ama kalabalık bir kanal(çevrenizde herkes 11 kullanıyorsa mesela) seçerseniz hızınız yavaş olur.

Listesi şurada var kanalların ve bölgelerinin: en.wikipedia.org
0
bk
(11.04.23)
5Ghz wifi bağlantısı veya kanal olabilir arkadaşların dediği gibi. ABD'den gelen laptoplar kanal konusunda uyum sağlayamayabiliyor. Böyle bir durum varsa modem ayarlarından kanalı elle ayarlamanız gerekiyor.
0
PoscheN
(11.04.23)
kanal değişikliği de işe yaramadı maalesef.

ekip bağlantıyı yapmaya geldiğinde iki tane küçük cihaz getirmişti. birini duvara yapıştırdılar, diğeri modemin arkasında. ben ilk kez görüyorum bunları hayatımda :) bunlardan biri range extender olabilir mi? kablosuz modeme uzak sayılabilecek mesafeden 110mbps aldığım oluyor (normalde benim paket max 100) o açıdan makul geldi bana. ben ama hangisi nedir bilemediğim için kontrol etmekten de çekindim açıkçası, halbuki bomba mı ulan bu yanlış kabloyu çekince patlasın ama yok.
0
🌸mark greg sputnik
(12.04.23)
onlar ont cihazı. fiberden, utp'ye dönüştürür sadece konumuzla alakası yok yani :) o halde tek çözüm wireless kartının ayarları ile oynamak. modelini bulabilirsen bir bakayım sorunun nedenine.

modelini, denetim masası, sistem özellikleri, aygıt yöneticisi üzerinden ağ adaptörleri kısmında görebilirsin. intel veya realtek'tir zaten.
0
delidir yakalayin
(12.04.23)
ağ bağdaştırıcıları kısmında bir ton şey var ama en tanıdık gelenler şunlar oldu,

qualcomm atheros ar956x wireless network adapter

realtek pcie gbe family controller

bunlar işimize yarar mı? :/
0
🌸mark greg sputnik
(12.04.23)
qualcomm atheros ar956x

ağ bağdaştırıcınız bu. araştırdığım kadarıyla bu kart 5 ghz wireless netwoklerde sorun yaratıyor. ilk olarak şu driver'ı deneyin

dlcdnets.asus.com

olmadı modem'den 5 ghz'i tamamen kapatın. sadece 2.4 kalsın.
0
delidir yakalayin
(13.04.23)
(5)

sürücü koltuğunda kadınların çektiği story'ler

niyeti bozuk http nesnesi
selam sevgili sözlükçü instagram ahalisi,intagram'da çok fazla kadının sürücü koltuğunda otururken ve araba hareket ederken story çektiğini görüyorum. bu story'lerde arkada bir şarkı çalıyor, bu kadınlar da bu şarkıyı söylüyormuş gibi yapıyor. bu sırada kafaları hareket ediyor sağa sola, genelde sol
selam sevgili sözlükçü instagram ahalisi,

intagram'da çok fazla kadının sürücü koltuğunda otururken ve araba hareket ederken story çektiğini görüyorum. bu story'lerde arkada bir şarkı çalıyor, bu kadınlar da bu şarkıyı söylüyormuş gibi yapıyor. bu sırada kafaları hareket ediyor sağa sola, genelde sola doğru kameraya bakıyorlar 4-5 saniyelik aralıklarla.

bunun illegal olması ya da sorumsuzluk olması vs değil takıldığım yer. ben bunu nasıl yaptıklarını anlamıyorum. yani araba giderken ve belli ki onlar kullanırken nasıl böyle video çekebiliyorlar? bana yapılması çok zor ve çok yüksek oranda kazaya sebebiyet vermesi gerekiyor gibi geliyor ama hiç öyle bir haber de okumadım. yani benim çözemediğim bir pratiklik olması lazım.

nasıl yapıyorlar bunu?
0
niyeti bozuk http nesnesi
(10.04.23)
sadece bu akım değil ki... direksiyondan video çeken bir sürü insan var. arada kameraya bakıyorlar, konuşuyorlar vs... sana katılıyorum, bunun cezası olmalı. atıyorum aracında cep telefonuyla konuşan birini hadi tespit edemeyebilirsin, kaldı ki çok acil bir şey olmuştur, gerçekçi olmak gerekirse araç kullanırken başka şeyler yapmak zorunda kalabiliyor insanlar ama video açıp kameraya bakarak araba sürmek tamamen delilik bence.

hepsinin yüzleri apaçık görünüyor yani bence de böyle bir şeyin mümkün olmaması lazım ama niyeyse hiçbir şey yapılmıyor. bildiğim kadarıyla yurtdışında filan da cezası yok bunun. araba dediğin alet doğru kullanmayınca ölüm saçar. artık günlük hayatın parçası olduğu, herkes sürekli kullandığı için bu basit gerçek göz ardı ediliyor sanırım. 3 bin saat düzgün sürersin ama bir anlık dikkatsizlikte takla atıp ölebilir veya başkalarını öldürebilirsin sonuçta. ben efendi gibi odaklanıp süremem diyen toplu taşımaya binsin.

ama işte kime anlatıyoruz, böyle yani şansa yaşıyoruz işte, doğru dürüst yapılan hiçbir şey yok.
0
mark greg sputnik
(10.04.23)
kameralardaki ayna efektinden dolayı aslında yolcu koltuğunda oturan kadınları direksiyon başında gibi algılıyor olabilir misin?
0
elorelia
(10.04.23)
telefonu bi yere sabitleyince çok zor değil. eliyle tutsa bile tek elle otomatik araba kullanılır rahat.
0
jelly bear
(10.04.23)
Demek ki acemi değiller, tamam tehlikeli ama bir süre sonra kas hafızası, el kol ayak koordinasyonları meleke cezbediyor.

Yani "şurada frene basmam lazım" - "şimdi vites değişmeliyim" - "şurada gazı biraz arttırmalıyım" vs gibi düşünmüyoruz sürerken. İstemsizce bunlar hızlıca ve bir koordinasyon içinde gerçekleşiyor.

Geriye kalan tek bir nokta var, yola bakmak, yoldan uzun süre gözü ayırmak kısmı. Tehlikeli olan bu aslında, ama sürekli kameraya bakıp yoldan gözünü ayırmaz kimse.

Kamera/telefon zaten genelde önde yada ön çaprazda, yani sürekli kameraya bakıyormuş gibi olsa da bir gözü sürekli önüne/yola bakıyor istemeden de olsa.

Bu videolar da genelde akıcı trafikte yada trafik sıkışıklığında çekiliyor, yüksek süratlerde yapılması çok tehlikeli ki zaten yapmaya çalışmaz kimse (sanırım)
0
John Bloor
(10.04.23)
kamera sabitlendikten sonra zorluğu olduğunu düşünmüyorum. el kol serbest sonuçta tek yapılan konuşmak ve birkaç saniye kameraya bakmak. beni en çok düşündüren hem hızlı araba sürüp hem yolu çekenler. gerçekten NASIL yapıyorlar bilmiyorum. birkaç kere deneyeyim dedim yok yok yani ben mi çok beceriksizim onlar mı fazla yetenekli anlayabilmiş değilim.
0
chanandler bong
(10.04.23)
(2)

İngilizce Tabir Sorusu

put it in your appropriate place
Maçı çirkinleştirmenin tabiri nasıl denir İngilizce'de? Türkçe örnek cümle veriyim.- Adamlar resmen maçı çirkinleştirdi. Güzel güzel oynuyorduk.- Kazanmalar için maçı çirkinleştirmeleri gerekiyordu.
Maçı çirkinleştirmenin tabiri nasıl denir İngilizce'de? Türkçe örnek cümle veriyim.

- Adamlar resmen maçı çirkinleştirdi. Güzel güzel oynuyorduk.
- Kazanmalar için maçı çirkinleştirmeleri gerekiyordu.
0
put it in your appropriate place
(05.04.23)
play dirty, spoil/ruin the game/match with dirty tricks vs
0
speedy
(05.04.23)
diğer cevaplara ek olarak eğer argo müsaadesi varsa "shithouse" fiilini öneririm. hedef kitlenizde britanyalılar varsa direkt onları kaparsınız bununla. isim hali shithousery. yani "gtlük yapa yapa, pisleşerek maçı kazandılar" demek istiyorsanız misal "they shithoused their way to victory" filan diyebilirsiniz. en sevdiğim ve en çok güldüğüm tabirlerdendir.
0
mark greg sputnik
(05.04.23)
(3)

Bankalarda Eski Tip Kimlikle Hesap Açılabiliyor mu?

Internette arama yapınca aralık 2022'ye ait '2023 yılından itibaren eski kimlikle işlem yapılamayacak' haberleri çıkıyor.Konu hakkında net bilgisi olan var mı?
Internette arama yapınca aralık 2022'ye ait '2023 yılından itibaren eski kimlikle işlem yapılamayacak' haberleri çıkıyor.

Konu hakkında net bilgisi olan var mı?
0
(03.04.23)
Valla annemin bankada kiralık bi kasası var, oraya bi şeyler koymak için gittik şubeye sadece teyit amaçlı olarak kimlik gösteriyorduk, annemin kimliği eski tip olduğu için kabul etmediler, muhtemelen hesap açmak için de yeni kimlik isterler.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.04.23)
vizivozo
(04.04.23)
ben 2022 yazında eski kimliğimle gittiğimde bile sorun yaşamıştım. bazısı kabul etti ama bazısı etmedi.
0
mark greg sputnik
(04.04.23)
(28)

İçki içmek ama oruç tutmak

meraklitursucu
Çevremde içki içen ama ramazan ayı geldiğinde tüm ay oruç tutan birçok insan var. Bu tezatlık neyden kaynaklanıyor sizce? Ya da bana mı tezat geliyor bu durum?
Çevremde içki içen ama ramazan ayı geldiğinde tüm ay oruç tutan birçok insan var. Bu tezatlık neyden kaynaklanıyor sizce? Ya da bana mı tezat geliyor bu durum?
0
meraklitursucu
(03.04.23)
Bana da tezat geliyor, domuz eti yemiyorlar, alkol alıyorlar, ramazanda da oruç tutuyorlar. Ben de anlamıyorum.
0
Kahvedesu
(03.04.23)
'Dini gereklerden birini aksatan, dinden çıksın, gitsin.' mantığı mı bu?

Dinini, bildiğince ve elinden geldiğince yaşıyor işte.
0
Mirket
(03.04.23)
Bana da garip geliyor. Ama kimsenin inancını, davranışını yanlış görmenin doğru olmadığını hatırlıyorum, devam ediyorum.
Bildiğim kadarıyla bu Türk Müslümanlara özel bir durum da değil, tüm dünyada var.
0
michael_knight
(03.04.23)
dinini elinden geldigince yasiyor iste. siyah beyaz degilk ki hic bir sey dunyada. temizlik yapmak gibi dusunun, nasil ki her temizlik yaptigimizda butun koltuklarin mobilyalarin altini fln supurmuyorsak, her seferinde perdeleri yikamiyorsak, bu da oyle bisey. oldugu kadar. hesaplasmasini allah ile yapacaklar, bizimle degil.
0
taurina
(03.04.23)
Açılın içki içen ve oruç tutan geldi.

En son 17 Şubat cuma günü içtim. O gün kendime söz verdim, ramazanın sonuna kadar içmeyeceğim. Gerçi niyetliyken zaten varsılayan olarak içilmiyor.

Bunun sebebi irademe sahip çıkmak. İsteyerek içmemek. Nasıl istediğimde içiyorsam, istediğimde içmeyeceğim.
0
put it in your appropriate place
(03.04.23)
Herkes nefsine hakim olabildiği ölçüde inancını yaşıyor. Ben de oruç tutan namaz kılmaya çalışan biriyim ama baş örtülü değilim. Yeri geldiğinde epey açık giyiniyorum.
0
Amaranta ursula
(03.04.23)
turk tipi islam, yersen.

kurallara uymamak bizim atasporumuz, herseyi "2-3 yaklasik" yapan bir milletiz, bu herseye yansiyor..
0
cooperr
(03.04.23)
ben bu insanların iki ibadet yaptı diye her şeyi yapmasını beklemenize o kadar şaşırıyorum ki. nesi tezat? dümdüz insanı bi şey. birini yapar öbürünü yapmaz bu bu kadar. karşına geçip "kardeşim ben yeryüzünün en dört dörtlük müslümanıyım ona göre ayağını denk al" demedikçe, ki bi müslüman diyemez/dememeli bunu, yaptığı yahut yapmadığı ibadetlerden size ne. hayatınızda nisbeten özgürlüğü tanıyan 1 kişiyle de mi aynı sofraya oturmadınız hep mi dedikodu ortamında yetiştiniz hep mi pencereden bakıp geleni geçeni eleştirdiniz? ben dümdüz inançlı biriyim oruç tutmuyorum e bu nolcak allahı inkar edemiyorsam ama ibadet etmiyosam. inanıyorum kardeşim bunu mu yalanlayacaksın hayır inansan öyle olmaz diye?
türkiyede iki takıntı var 1- alkollü içki veya içki 2- başörtüsü. bunlar bi kimlik oluşturuyor kafalarda ama öyle bi sınır yok. bence icki icen oruc da tutmamalı diye bi kural yok.
0
ala09
(03.04.23)
ben oruc tuttugum zamanlarda icki de iciyordum. cunku bence orucun mantigina ters dusen bir sey yoktu. gunah ayri, sevap ayri. ramazani komple bir gunah detoks ayi olarak gormuyordum yani.

bir arkadasim vardi 5 vakit namazini kilan, ama icki de iciyordu. sorarlardi ee sen namaz kiliyosun ama icki de iciyosun diye. ee gunah benim sana ne diyordu.
0
supergirl
(03.04.23)
turk tipi islam falan degil bu. diger dinlere inanan insanlarda da baksak boyle tezatliklar bulabiliriz. tamamen insani bir durum, bence bazi ibadetler artik gelenek haline gelmis bizim toplumumuzda, oruc da bunlardan biri.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(03.04.23)
ateist birinin 'hay allah' ya da maşallah demesi gibi bir şey.
0
brkylmz
(03.04.23)
Çeşitli yerlerde karşılaştım dinledim okudum. Aslında ramazan ayı oruçla birlikte oldukça özel ve önemli bir aydır. Bütün aylar da ona tabidir.
Müslüman, evet haram da işleyebiliyor ama bu aya ayrıca hürmet ve önem çok kişilerin affına da sebep olabiliyor.
eski zamanların birinde mecusi birinin bile kendi çocuğuna, oruç tutan müslüman çocukların yanında bir şeyler yemesi nedeniyle yaptığı uyarı , ölümüne yakın zaman iman etmesine sebep olduğu bile dini kaynaklara geçiyor.

Benim de zamanında tanıdığım biri vardı. Her gün ama nerdeyse her gün içer ve arabasında bazen o halde uyuya kalan bu kimse Ramazan ayı geldiğinde bu yaptıklarından uzaklaşıyordu.
Af ve mağfiret ayı ne de olsa. Kimin ne olacağı belli olmuyor.

Dinen şöyle bir şey var ki, haramı yapan ayrıca ibadette etmemeli diye bir şey yok.
Günahkâr müslüman için tevbe kapısı ölene kadar açık.

Mesele olabildiğince nefsin istediklerinden uzak kalabilmekte.
denilir ki, nefsinin istemediklerinde hayırlar vardır.
0
diyecevaplandı
(03.04.23)
sadece ilahiyat acisindan bakarsak bir sorun yok bunda.

oruc bir ibadet.
icki uzak durulmasi soylenen (ancak haram kilinmamis) bir tuketim. domuz dogrudan haram edilmistir kuran'da. ancak icki haram edilmemistir ickiliyken namaza yaklasmayin diye ayet vardir ornegin. yani kisinin hem icki icebilecegi hem ibadet edebilecegi belirlenmistir. sadece kesistirmeyin denir.

hatta allahin size haram kildigindan baskasini kendinize haram kilmayin diye de ayet vardir. ama bircok kisi ickiyi de haram kategorisine alir. sanirim kafa karisikligi buradan doguyor.
0
antikadimag
(03.04.23)
dindarlik ile dincilik arasinda ciddi fark var.

diger dinlere inanan dindarlarda da "sunu yapayim bu salla" gibi mantik gormedim, sorgusuz sualsiz ne varsa uyguluyorlar. dinin zaten olayi bu.

bizde dindar az, dinci cok. herkes sekil pesinde..alkol yasak, bitti. Bunun gelenegi gorenegi falan olmaz., dinde boyle bir esneklik yok.

Ben gozlemimi soyluyorum bu arada, dini hicbir ritueli takip etmedim, etmem.
0
cooperr
(03.04.23)
Kendi içinde tutarlı olmayan şeyler eleştirilir. Net. İşlerine gelince “hoşgörü” başkası yapınca “ama saygısızlık”
0
ruhen hastayim ben
(03.04.23)
Alkolün haram sayilmasi hälâ tartismali...
0
Yourcousinmarvinberry
(03.04.23)
Bana tezat gelmiyor, 1 ay boyunca nefsini kontrol ediyor insanlar, kimseye de bir zararı yok. Babam da 11 ay içki içerdi, ramazanda içmezdi. Fitre, zekat da verirdi ama hiç namaz kıldığını görmedim mesela, ha iyi bir müslüman mıydı bilemem ama son derece iyi bir insandı.
0
(03.04.23)
bunun çok basit bir sebebi var. başka konularda da olduğu gibi "elalem ne der" veya aile-iş yeri- toplumda dışlanmamak. namaz kılıp kılmadığını kimse bilemez, hacca gidip gitmediğini de, ya da diğer ibadetlerini de başkalarına görünmeden yapabilirsin. ancak ramazan ayında oruç tutmadığını görürlerse eğer muhafazakar bir çevredeysen sorun olabilir. benim açımdan milletin diğer ibadetleri yapmayıp da oruç konusunda hassas olmalarındaki en önemli kriter bu.
0
jepa
(03.04.23)
başkalarının yaşam tarzına ve inancına ikiyüzlüce dil uzatmadığı sürece bence kimsenin dini yaşama pratiğini eleştirmemek lazım.

inanç en başta kalp işidir. rasyonel bir zemini yoktur. bir insan allah'a inandığını, müslüman olduğunu söylüyorsa öyledir. bunu sorgulamak bildiğim kadarıyla şirk sayılır ki en büyük günah malum.

dinin kurallarına uymamak insanı "günahkar" yapar sadece. en düzgün müslüman bile günah işler. insanız. islam inancı zaten bunu söylemiyor mu? insanın mükemmel olması, allah'ın isteklerine kusursuz uyması mümkün değildir ama allah bağışlayıcıdır değil mi temel mantık? yani her şeyi yaratan bir tanrının buyruklarına harfiyen uyulabileceği inancı en başta günah olmaz mı?

insanları yargılamamak lazım. adam belki alkolik. belki istese de bırakamıyor. belki oruç tutmaya dayanamıyor. bu insan kötü olabilir, günahkar olabilir vs. ama kalbinde iman olan insan benim bildiğim müslümandır ve kul hakkı dışındaki her şeyin hesabını allah'a verecektir; haliyle onu inancıyla yargılamak büyük günah olur.

ben ateistim ama benim düşüncem bu şekilde. ben o yüzden kimseye "sen nasıl müslümansın" demem, tanrı olsun veya olmasın, o benim işim değil EĞER benim yaşantıma karışılmıyorsa. ben nasıl ki bunu demiyorsam onların da bana sen nasıl şusun busun vs. dememesini beklerim.

ha domuz eti yiyenlere hakaretler edip alkol tüketen adama zerre saygım yok. o ayrı bir konu. bu tam anlamıyla ikiyüzlülük, terbiyesizlik. ama "müslümanım diyorsun ramazan'da içki içiyorsun" diye bir şey yok. "allah affetsin" deyip geçmek bana göre hem islam inancında hem de insanlık olarak en doğrusu. biz kimiz ki bizi hiçbir şekilde etkilemeyen bir konuda, tamamen içsel ve dogmatik bir meseleyi irdeliyoruz? o adamın kendi derdi.
0
mark greg sputnik
(03.04.23)
bana tezat gelmiyor. oruc tutmak en kolay ibadet sekli. namaz kilmak gibi hergun surekli yapilan bir eylem degil. kuran okumak zaten kitap okumak, o da yok. digerleri zaten para gerektiriyor (zekat, hac). baktiginda bu kisiler icki icmek disinda pek cok diger gunahi da isliyorlar zaten. icki icmek gorece zevkli bir sey, diger kullanicinin dedigi gibi domuz etiyle kiyaslamiyorum. domuz etinin tadi kulturel olarak bize guzel gelmiyor. satisi yok, alismadigimiz bir tat. biraz balik gibi. yani domuz eti hayatimizda yer etmis olsaydi, icki icip domuz eti yiyip ayni zamanda oruc da tutarlardi. dini kurallara yuzde yuz riayet eden insan bulamazsiniz zaten. kimi %10, kimi %90. kimisi icki icip oruc tutuyor, birakin icki icmeyi kokusundan bile kaciyor veya bulundugu ortama girmiyor (dini nedenlerden oturu).
0
Sour
(03.04.23)
Tezat değil ki. İçkiden kaçınmak nasıl bir görev ise oruç tutmak da o şekilde farklı bir görev. Birini yapmıyorsun diye neden ötekini de feda edesin
0
KUCO
(04.04.23)
müslümanlığın en kolay aşaması domuz eti yememek. tıpkı akp'lilerin 29 ekim'i 23 nisan'ı çılgınlar gibi kutlaması gibi bir olay. o da cumhuriyeti sevdiğini göstermenin en kolay yolu.

neyse din ile siyaset işini karıştırmayalım duyuruda. ben hiç tezat olarak görmüyorum. başı kapalı olan ama tutmayan bir sürü tanıdığım da var. şirketin sigara içme alanı başı kapalılar ile dolu bu günlerde.
0
duster
(04.04.23)
bir günahı işlemek dinden çıkarmaz, günahkar yapar. günahın -sevabın hesabı allah'a verilecek. dert ediyorsanız o kişiye günahı bırakması konusunda nasihatte bulunun.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(04.04.23)
zina yaptıktan sonra gusül abdesti alan da çok var.

benim bakış açıma göre zinadan sonra gusül abdesti almak = içkiyle oruç açmak.
0
1331c112
(04.04.23)
beş vakit namaz olmadan oruç tutmak bile bana tezat geliyor. ahirette ilk sorguya çekileceğimiz ibadet namaz. bir inşaatin kolonlarını dikmeden ara katları ya da duvarları yapılamaz. namaz dinin direği. namaz yoksa diğer ibadetlerin çok bir hükmü yok.
yıl boyu içki içip ramazanda oruç tutmak ise başlı başına bir tezat. biraz mahalle baskısından, biraz "diyet" niyetiyle aç kalmaktan bir farkı yok diye düşünüyorum ben.
0
faberkastelli
(04.04.23)
bu tezatlığın mümkün olabilmesi türklerin dine olan hoşgörüsünden gelmekteydi fakat akp ile birlikte bu yok olmaya başladı. şimdi herkes "gerçek müslümansan x yapamazsın" falan diye birbirini yargılıyor. o yüzden eskiden türkiye daha özgür bir memleketti. özgürlük endeksinin azalmasıyla böyle milletin birbirini yargılaması arasında bir korelasyon var.

aslında avrupa'da da dine bakış böyle. kimse rahibe gibi yaşamıyor ama inanan da var. bizim ulaşmak istediğimiz yer bu olmasına rağmen insanlar birbirini "türbanlı ama x" "camiye gidiyor ama y" diye yaftalıyorlar.

biz bunu yaparak geriye gidiyoruz. arabistan'a doğru. bunu yapan kişiler de avrupa'ya gıpta ile bakanlar. çok yaman bir çelişki.
0
bohr atom modeli
(04.04.23)
türk milleti din ne kadar kendine uyarsa uysun dini kendine uydurur. adam faiz haram diyor promosyona dokunmuyor, kredi kartı kullanıyor kredi çekiyor.
0
mikahakkinen
(04.04.23)
Kimse mükemmel müslüman değil, hepimiz günahkarız. Kimimiz içki içer, kimimiz zina yapar, çoğumuz faiz yer, daha da çoğumuz gıybet yapar.

Adam 11 ay içse, zina yapsa, faiz yese, her türlü harama bulaşsa da; demek ki hala imanı var.

İmanı var ama günahkar, Allah affedicidir, bağışlayıcıdır. Allah'ı inkar etmedikçe, ortak koşmadıkça, bağışlanmayacak günah yok neredeyse. Ama elbette ki "nasılsa Allah bağışlar" diyip her günaha saldırmamak lazım, ama nefs var, dayanamıyoruz yapıyoruz.

Ne yapalım şimdi? Günah işliyoruz diye imandan da mı çıkalım Allah korusun. Günahlarımızı terk etmeye çalışacağız, günah işlediğimizi bilecek ve Allah'tan af isteyeceğiz.

Unutmayalım ki ne kadar günahkar olsak da imanımızı koruduğumuz sürece umudumuz var inşaallah.
0
John Bloor
(04.04.23)
(13)

Eşinizin siz öldükten sonra...

dissendium
Merhabalar. Çok yakın bir zaman önce rahmetli ve ünlü bir şarkıcının doğum günüymüş. Eşi olan hanımefendi kendisini anmayı ihmal etmemiş. Eşi kendisinin ölümünden sonra başkasıyla evlenmiş. Yeni eşi bu anmadan rahatsız olmamış gördüğüm kadarıyla. Siz öldükten sonra eşinizin başkasıyla evlenmesini is
Merhabalar. Çok yakın bir zaman önce rahmetli ve ünlü bir şarkıcının doğum günüymüş. Eşi olan hanımefendi kendisini anmayı ihmal etmemiş. Eşi kendisinin ölümünden sonra başkasıyla evlenmiş. Yeni eşi bu anmadan rahatsız olmamış gördüğüm kadarıyla. Siz öldükten sonra eşinizin başkasıyla evlenmesini ister miydiniz? Ya da eşiniz öldükten sonra evlenir miydiniz? Ya da birinin yeni eşi olsanız ve eşiniz rahmetli eşini ansa bu sizi rahatsız eder miydi?

Şarkıcı eşine belki bir sürü şarkı yazdı. Zamanına göre anlamlıydı ama şu an çok boş geliyor bana. Ölenle ölünmez, kimse tek yaşamak zorunda değil gibi bir sürü şey sıralanabilir. Bunlar zaten bilinen şeyler. Ama bir tarafta kulağa çok sağlıklı gelmese de bir ihanet, bir değersizlik duygusu oluşmuyor mu? Kimsenin mutluluğunda gözüm yok bu arada. Umarım mutlu yaşarlar. Hatta eşinize ve size sağlıklı ve uzun ömürler. Ben burada çok temel bir kıskançlık duygusundan bahsediyorum.
0
dissendium
(03.04.23)
Ben mutlu olmasini isterdim. Sonucta ben canliyken birakip gitmis degil, olmusum yapacak bi sey yok. Sonsuza dek aci icinde takilip kalmasi, devam edememesi uzerdi beni.
0
aguen
(03.04.23)
Eşimin ölümümden sonra başkasıyla evlenmesi hakkında konuşacak olursam, yani kimse şen şakrak, hevesli bir şekilde aman da eşim ben ölünce gitsin başkasıyla evlensin diyor olsun sanmıyorum. Sonuçta burada bir mecburi ayrılık söz konusu. Önce bunu kavramak gerekiyor. Ben ölüyorken tutup da eşimin önünde artık ne kadar hayat varsa oturup benim yadımı tut, hayat da senin için burda bitsin artık demeye ya da bunu hissettirmeye utanırım şahsen. Bence bu ayıp bir şey. Ha tabi başka biriyle mutlu olacağını düşünüp sevinmem de. Sadece en azından hayatına devam edebileceğini düşünüp içim rahatlar. Bunlar birbiriyle iç içe ama birbirinden ayrı konular.

Diğer konuysa tamamen insanlar ve onların amaçlarıyla ilgili. Herkes aynı şeyi aynı amaçla veya aynı şekilde yapmıyor ki, normalde temiz kalple eski eşini andığına inanıyorsam rahatsız olmam, aksine güvenim artar. Ama başka hesaplar peşinde olduğunu hissetssem rahatsız olurdum. Her iki durumda da ihanet duygusu hissetmem.
0
akhenaten
(03.04.23)
kayahan'ı anlatıyorsun sandım açıkçası :) evet ben ölürsem eşimin hayatına olması gerektiği gibi devam etmesini isterim. kimse ben erken ölürsem, kendisi ölene kadar benim yasımı tutmasın, aksi bir düşünce çok bencilce olur. keza evlilik de hayatın içinde, gerekirse evlenebilir.
0
roket adam
(03.04.23)
sevdiceğimi her şeyden çok seviyorum. sıklıkla derim ben erken ölürsem mutlaka evlen ama çocuklarımın hakkını ihmal etme diye ahahahhaha.

bence bir insan ölünce bitiyor işte her şey. geride kalanın ise hayatı devam ediyor. eğer hissedilecek bir şey olursa onun mutluluğunu hissetmek isterim.

büyük konuşmiyim ama ben evlenmem bu arada.
0
Hallegadola
(03.04.23)
ben öldükten sonra eşimin, sabah akşam yas tutması, yemeden içmeden kesilmesi, sersefil ortada gezmesi ahirette kemiklerimi nurla dolduracaksa isterim tabi. ama sanmam öyle olacağını. o yüzden eşim dahil tüm insanlar için huzurlu bir hayat dilerim.
0
sanemz
(03.04.23)
Ben eşimin evlenmesini isterim yaa, tek kalmasını hiç istemem, üzülmesini karalar bağlamasını hiç istemem :( zaten benim minnoşum daha karabiberle kimyonu ayırt edemiyor, yalnız kalamaz :(
0
turuncu tonlarda
(03.04.23)
Ölüm geride kalanlar için büyük bir olay, yani biz erkekler için o kadar travmatik oluyor mu bilmiyorum, aranızda hiç babası ölen oldu mu annenizin durumunu gözlemleyebildiniz mi onu da bilmiyorum ama babam ölmemiş olmasa muhtemelen ben de "evlenmesin ya" bencilliği yapardım ama babam öldükten sonra gördüm ki o psikolojiyi atlatabilmesi biraz daha mutlu olabilmesi için keşke annem evlenseydi diyorum, yani tabii üstünden yıllar geçti hayata küsmedi şu anda da gayet sağlıklı ama ne gereği var yani "ölüm onları ayırana dek" mutlu yaşamışlar işte, sonradan neden mutsuzluğa mahkum olsunlar ki? Ben öldükten sonra da aynı şekilde eşimin evlenmesini mutlu olmasını hayatına kaldığı yerden devam etmesini isterim, normal olan bu.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.04.23)
gercek sevginin, biriyle birlikte olsaniz da olmasaniz da karsinizdaki kisinin gercekten mutlu olmasini istemekle epey ic ice oldugunu dusunuyorum. bunu karsimdaki icin gercekten isteyemiyorsam da gercekten sevdigimi degil, ego kaynakli bir bencillik ve sahiplenme hissi oldugunu ve esasen kendi kendimi degersiz gormem ve karsimdaki evlenmesin de ne kadar degerli oldugumu kanitlasin gibi bir yerden geldigini dusunurdum sanirim. yani olumumden sonra bile, degerimi 3. kisilerin insiyatifine biraktigimi fark eder, yasarken bunun uzerine kafa yorardim sanirim. dolayisiyla, hele de ben oldukten sonra cok cok cok mutlu olmasini isterdim.

ayrica, o dediginiz ihanet duygusu ve gecmise aniya deger vermeme duygusu zaten, yasanmislik ne kadar guzel ve biricikse siz isteseniz de istemeseniz de olusuyor. yasamayan bilmez. yasayan biri olarak, sevdigim hic kimsenin de boyle bir aci cekmesini istemem. basiniza gelmeyen hakkinda atip tutmak hakkaten kolay.
0
kassiopeia
(03.04.23)
Ben öldükten sonra kim ne yapıyorsa yapsın. Ben öldüm diye eşim de yaşarken mi ölsün? Eşimin, eski eşini düzenli olarak anmasından rahatsız olurum ama bir yerden sonra. İlişkide sessiz 3. kişi var ve eşim asla tamamen benimle/bende değil gibi hissettirir.

Ünlü bir eski eş başka tabii. Onu çok fazla kişi anıyor. Michael Jackson öldüğünde eski eşi falan yoktu ama ölüm gününde 1412512 milyar kişi anıyor kendisini. Orada biraz farklı.
0
nawar
(03.04.23)
ben evlenmezdim. benden sonra herkes canı ne isterse yapsın.
0
gabe h coud
(03.04.23)
bu tamamen olayin nasil gelistigine gore degisir.

kayahan uzerinden gidersek, ipek zaten kayahan'in asik oldugu milyonuncu hatundu buyuk ihtimal, ergenler hatirlamaz ama ben "sari sekerim" ile savanora'da yaptigi dugunu net hatirliyorum. gider ayak taze bir ceviz daha kiralim dedi, hatun da gelecegini dusundu peki dedi. Kayahan'in benden sonra evlenmez diye dusundugunu sanmiyorum, evlenecegi belliydi.

Obur taraftan, diyelimki 20li yaslarda birisiyle evlenmisim. 40 sene evli kalmisiz, coluk cocuga karismisiz. Ikimiz de 60li yaslara gelmisiz. Ben geberdikten sonra hatun gidip biriyle evlenirse, obur tarafta yanima geldiginde soyleyecek iki cift lafim olur.

Bir tanidigimiz 40 sene evli kaldiktan sonra kocasini kaybetti, birakin baskasini bulmayi 1 sene yas tuttu hatun, surekli siyah giydi, makyaj yok vs..saygi duyulacak bir hareket bu, olmasi gereken budur..
0
cooperr
(03.04.23)
ahiret inancı olan birisi değilim, öldükten sonrasının tıpkı doğmadan önceki gibi olacağına inanıyorum. o açıdan eşimin ben öldükten sonra yapacaklarıyla ilgili hiçbir kaygım/düşüncem yok. kaldı ki öteki taraf inancım da olsa sanırım önemsemezdim - ben iyi anması, kalbinin bir köşesinde hayatına dokunmuş önemli birisi olarak görmesi güzel geliyor kulağa ama onun dışında benimle ölsün istemem. gönlüne göre birini bulacaksa, hayatının geri kalanını mutlu ve iyi geçirecekse evlensin. ölmüşüm yav aklı bende kalsa kime ne faydası olacak. güzel hatırlasın, hatırama sahip çıksın yeter. onu yapmasa bile bana ne, ölüyüm çünkü.

ben şu yaşta eşim ölse muhtemelen 5-6 yıl filan toparlayamam ama gerçek şu ki insan özellikle yaşlandıkça yol arkadaşına ihtiyaç duyuyor. belki tekrar aşık olurum, belki sadece kendim gibi birisiyle bir hayat paylaşmak için o yola girerim... bilemiyorum. karşıma çıkacak kişiye bağlı. eşim ölünce "aaa ne güzel karım vardı lan, olmadı böyle. iyisi mi yine evlenem" diye düşünmem ama bir noktadan sonra önüne bakmalı insan. önünde başka bir evlilik mi, aşk mı, asla bitmeyen bir acı ve yalnızlık mı olur orasını bilemem elbet.

birlikte olduğum kişinin eski eşini anması konusu da beni rahatsız etmezdi. ben 28 yaşındayım, şu an olsa üzer belki evet çünkü genciz, eşimin "hayatının aşkı" olmak, ilişki anlamında onun hayatına girmiş en özel insan olmak isterim. olamamak biraz burukluk yaratır sanırım. ama 35-40'tan sonra öyle olmaz diye düşünüyorum. hatta aksine hoşuma bile gidebilir eşimin eski kocasına vefa duyması, onu iyi anması. neticede adam ölmüş yani kalkıp ona kaçacak hali yok ki, kıskanacağım biri değil. "ne iyi kadın lan ben ölünce beni de özler herhalde" derim herhalde.

şahsi görüşümce hayat ne yazık ki romantik komedi tadında değil, öyle rüya gibi ilişki yaşayan insan sayısı yüzde 1-2 filandır. o açıdan ben vefalı, dürüst, sevgili, saygılı kadına tavım. eski kocasını özlesin, ben ölünce evlensin vs. bunlar zaten ilişkiyi ilgilendiren şeyler değil pek; denklemden en az bir kişi çıkınca oluşan ihtimaller. o yüzden o açıdan kafam rahat.
0
mark greg sputnik
(03.04.23)
Evlenmezdim, onun da evlenmesini istemezdim. Anlaşamama vs gibi bir durumdan ilişkimiz bitmemiş ki, öyle olsa hayatına devam etme kafasını anlıyorum. Ama hayat arkadaşım ölmüş, yani nasıl evlenebilirim ki.
0
kafasizbiri
(13.04.23)
(9)

türkiye'de niye sağlıklı noodle yapılmıyor, korelilerin yediklerinden?

sanemz
marketlerde satılanların içindekiler çok zararlı ama mukbangların yediklerine bakıyorum çok daha farklı sanki. mesela şu kızın yedikleri çok leziz görünüyor:https://www.youtube.com/watch?v=y7Dk6khqI1k&t=281s
marketlerde satılanların içindekiler çok zararlı ama mukbangların yediklerine bakıyorum çok daha farklı sanki. mesela şu kızın yedikleri çok leziz görünüyor:

www.youtube.com
0
sanemz
(31.03.23)
3cü dünya ülkesi olduğumuzdan. insan sağlığının değersiz olmasından.
sadece noodle değil ingilterede satılan algida ile burada satılan algida veya knorr çorbalar gibi bir çok örnek var.
0
astronom bey
(31.03.23)
2 yumurta koydu diye bunun yedigi saglikli mi oldu simdi:)
0
freedonia
(31.03.23)
uzak doğu mutfağı kokusu/yağı bütünüyle sağlıksız izlenimi var bende, özellikle streetfood olanlar hiç hijyenik koşullarda hazırlanmıyorlar.
0
deartheodosia
(31.03.23)
@freedonia, 2 yumurtayı üzerine kırdı, ben içeriğinden bahsediyorum. noodle dedim eğer okduğunu anladıysan. sunumdan söz etmedim.

içeriğine neler katıyorlar bilmiyorum tabi. yapılışını hiç izlemedim.
0
🌸sanemz
(31.03.23)
@sanemz normal hazir noodle iste ne kadar saglikli olabilir: www.ramennoodlist.com
0
freedonia
(31.03.23)
bu videodaki noodle'ın sağlıklı olduğu sonucuna nasıl vardın, anlamadım. iştah açıcı da görünmüyor. yağ içinde yüzüyor. gerçi yüzmese bile noodle sağlıklı bir besin değil zaten. alt tarafı makarna.

soruna gelecek olursak, noodle'ın kalitesini artıran şey içindeki soya sosu ve malzemeler. türkiye'de bir kikkoman kaç paradır kim bilir. ya da malzeme eklemek istesen o malzemelerin fiyatı da uçmuş gitmiştir. her şey paraya bakıyor ne yazık ki.
0
sir gawain
(31.03.23)
hazır, paketli, işlenmiş... adına ne dersen de bu gıdalar hiçbir yerde sağlıklı değil. gelişmiş ülkelerdekinin belki besleyicilik oranı, vitamini şusu busu biraz daha yüksektir; yoksa içinde ne idüğü belirsiz kimyasallar var. olmasa zaten o kadar ucuza milyonlarcasını üretemezler.

ramen olayı uzakdoğuluların kültüründe var, belki bundan dolayı daha kaliteli üretiyorlardır ama hazır noodle'ın olsa olsa "daha az zararlı" olacağını düşünüyorum, "sağlıklı noodle" anca temiz ev yapımı, sebzeli filan normal yemek şeklinde hazırlanıp eser miktarda tüketileni olur.

güney kore ve japonya, abd'nin asya'daki uyduları. haliyle onların mısır şuruplu çerçöpü oraya da girmeye başladı. elimde istatistik yok şu an ama biraz arasan muhtemelen son 20-30 yılda obezitenin orada da uçup gittiğini görürsün.
0
mark greg sputnik
(31.03.23)
Korelee gibi mekanların çoğalması sayesinde umuyorum ki Kore mutfağı yeşerecek ve saçılacaktır. Benim bildiğim en meşhur örneği Korelee olduğu için yazdım. Yeşeren Kore mutfağı sektöründe başka firmalar da var elbet.
0
mada
(31.03.23)
arkadaşlar videoda gördüğünüz noodlae a101'de satılan nodüller aynı değil. size göstereceğim kaynak yok ama kore mutfağına ilgim var. nasıl yapıldığını gösteriyorlar. malzemeleri tek tek aklımda tutamasam da zararlı bir madde yok bizdeki erişteyle aynı. marketlerdeki yani bizdeki noodleların içinde 9 tane koruyucu var. birde bunların dokusu çok farklı oluyor.

ayrıca yağ içinde yüzmesi kişinin tercihi yapılışıyla ilgisi yok. aynı senin makarnan gibi.

birde mısır şurubu ne alaka?
0
🌸sanemz
(31.03.23)
(10)

yıkılan şehirler nasıl olur, uzun binalar olmaz de mi artık?

sanemz
depreme dayanıklı olmasının kat sayısıyla ilgisi yok diyen de var ama merak ettiğim yine mimari istanbul depremi gibi boşverilir aynı düzende mi kurulur.olmaz diycem de geçen biri yazdı burda 17 ağustos depreminde de aynısı denmiş ama şimdi istanbul gökdelenden geçilmiyor. keşke aklı başında kursala
depreme dayanıklı olmasının kat sayısıyla ilgisi yok diyen de var ama merak ettiğim yine mimari istanbul depremi gibi boşverilir aynı düzende mi kurulur.
olmaz diycem de geçen biri yazdı burda 17 ağustos depreminde de aynısı denmiş ama şimdi istanbul gökdelenden geçilmiyor. keşke aklı başında kursalar bari.
0
sanemz
(30.03.23)
Temelini sağlam yapıp malzemeden çalmazsan yapılır neden yapılmasın.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.03.23)
Gölcük depreminden 10 sene sonra herşeyi unuttuk. B
Bundan da 10 sene sonra her şeyi unutacağız.

Arazi ve bina konusunda bu kadar fazla rant ve bizde de bu cehalet olduğu sürece bir şey değişmez.

Selin yıktığı dere yatağındaki binayı aynı yere kondurmuyor muyuz?
0
Mirket
(30.03.23)
Bu tip sözler çok klasikleşti ama uygun zemine uygun binayı uygun şekilde yapmak esas olan. Ben hiçbir depremde şaşalı bir göktelenin yıkıldığını görmedim mesela, belki vardır.

11 Eylül'de 2 tane uçak çarptırdılar mesela yıkmak için.

Deprem dalgalarının niteliği de çok önemli, şu videoya bakın.

youtu.be
0
akhenaten
(30.03.23)
gökdelenler bilinenin aksine depreme çok daha dayanıklı yapılar. 5-10 katı geleneksel yöntemlerle yapabilirsin ama 40 katı arkasında destekleyici ciddi bir ekip ve çalışma olmadan ayakta bile tutamazsın. türkiye’de büyük şehirlerde nüfus artışı bu seviyede olduğu sürece dikey mimarinin alternatifi yok.
0
roket adam
(30.03.23)
Depreme 3 katlı betonarme bina yerine uygun zemine doğru mimari ve mühendislik ile çalışılmış 30 katlı çelik konstrüksyonlu, radye temelli, sismik izolatörlü 2018 sonrası yapılan gökdelende yakalanmayı tercih ederim. Neden uzun binalar olmasın? Dikey yapılaşmanın birçok sorunu var ama deprem bunlardan biri değil.
0
nawar
(30.03.23)
ya rönesans rezidansı görmediniz mi tuz buz oldu. ay yok ben oturamam artık şu saatten sonra çok katlı binada, büyük konuşmayım Allah esirgesin. hem ayrıca ben deprem az olan bi yerdeyim ama maraş depremi burda bile hissedildi yukardakiler daha çok sallandık dediler.
0
🌸sanemz
(30.03.23)
Ulkenin yuzde 60'inin asgari ucretle calistigi ve asgari ucret'in 300 dolar oldugu ulkede herkesin mustakil evde oturmasini daha cok beklersin kanka.
0
baldur2
(30.03.23)
rönesans rezidans gökdelen değildi.
0
mark greg sputnik
(30.03.23)
rönesans dediğin yer 11 katlı normal apartman, gökdelen dediğin en az 30-40 katlı olur.
0
roket adam
(30.03.23)
dayanikliligin kat sayisi ile alakasi yok. sikinti rant ve ahlak cokuntusu.

turkiye'deki en guvenilir binalar gokdelen sinifindaki yapilar. kat sayisini 3'e de dusursen, amele kafasiyla yaparsan ve hicbir denetime tabi tutmazsan yine cokecektir.
0
cooperr
(31.03.23)
(4)

türknet'te başıma gelen saçmalık - ödenmeyen fatura

mark greg sputnik
yıllar önce türknet kullanmış, sonrasında aboneliğimi kapatmıştım. geçenlerde tekrar başvurmak için aradığımda ödenmemiş faturam olduğunu ve ancak faturalar ödendikten sonra işlem yapabileceklerini söylediler.telefonla aradığımda 15 ve 11 liralık iki ayrı fatura söyledi kayıt. farklı aramalarımda is
yıllar önce türknet kullanmış, sonrasında aboneliğimi kapatmıştım. geçenlerde tekrar başvurmak için aradığımda ödenmemiş faturam olduğunu ve ancak faturalar ödendikten sonra işlem yapabileceklerini söylediler.

telefonla aradığımda 15 ve 11 liralık iki ayrı fatura söyledi kayıt. farklı aramalarımda ise "ödenmemiş borcunuz bulunmamaktadır" ve "2500 liralık borcunuz avukatlık firmasına verilmiştir" dedi.

internet bankacılığından abone numarasıyla sorguladım cidden iki tane fatura var. onları ödedim. e-devlet'ten bakıyorum adıma icra veya dava dosyası yok. o sistem üzerinde yine adıma görünen ekstra borç harç hiçbir şey yok.

online işlemlere giremiyorum. şifre istediğimde "numaranız kayıtlı olmadığı için şifre veremeyiz" diyor. halbuki telefonda "aradığınız numaraya kayıtlı abonelik için işlem" tuşu var, ona bastığımda benim aboneliğimden bahsediyordu?

çağrı merkezleri de yok bunların, nasıl ulaşacağımı şaşırdım ya. sorularım,

1) ödenmemiş borcun faizi yüzünden cidden 2500 lira takmış olabilirler mi? bahsettiğim süre yaklaşık üç yıl. bu arada bana bırakın avukatlık firmasını, ödenmemiş faturam olduğuna dair turknet'ten dahi hiçbir şekilde bilgi gelmedi. e-devlet'te, hiçbir yerde çıkmıyor. şu aşamada ne yapmam lazım?

2) bu utangaç arkadaşlara ulaşabileceğimiz bir telefon numarası, ne bileyim müşteri hizmetlerine bağlayacak bir numara kombinasyonu vs yok mu? neyi seçersem seçeyim ASLA gerçek insana bağlamıyor, sadece operatör.

3) ankara/yenimahalle için tercihen taahhütsüz, başvurudan kısa süre sonra gelip kuran, 50mbps üstü hız verebilen sağlayıcı öneriniz var mı? superonline ve telekom'a baktım ama onlar o kadar veremiyor sanki.
0
mark greg sputnik
(30.03.23)
3. netspeed öneririm. türk telekom alt yapısını kullanıyor. 100 mbit 159 tl. referans koduyla 149 tlye gelir.
0
jelly bear
(30.03.23)
Yeni abone olmak istiyorum seçeneği ile işlem yap internette, "biz sizi arayalım" kısmına tıkla ararlar. Ama bu dediğimiz sizin telefon numarası ile olmayabilir, başka bir telefonla deneyebilirsiniz.

Twitter Destek +1
0
John Bloor
(30.03.23)
turk.net

türknet aboneliğimi sonlandırdıktan borç sorgumu burdan yapıyorum
tc. no, ad, soyad yeterli
0
meko
(30.03.23)
@meko, orayı denemiştim ama "böyle bir abone yok" hatası vermişti dün.

bugün dediğiniz gibi aradılar tekrar, halihazırda başvurum bulunuyordu zaten. "biz o konuda yardımcı olamıyoruz, 80 81'le biten numarayı arayın" dediler, "müşteri hizmetleri yok ki orada, aramadım mı sanıyorsunuz" deyince çemkirdi biraz hanımefendi, dedim neyse sen şimdi bana internet bağlayabiliyor musun? "borç varsa hata çıkarır ama yine de deneyelim" dedi.

sonuç itibariyle başvuru işlemini tamamlayabildik. şimdi borç ödeme ekranında da alacak/verecek görünmüyor.

3 yıldır ödenmeyen faturanın bence 26 lirada kalması pek mümkün değil ama telefonda bahsi geçen bu 2500 lira ne e-devlet'te görünüyor, ne onların sisteminde... bilemedim şimdi bu konuda rahat edebilir miyim ama etmesem ne yapacağım, nereden öğrenirim ki bunu?
0
🌸mark greg sputnik
(30.03.23)
(3)

tl yüklemek istediğiniz hat uygun durumda olmadığı için...

mark greg sputnik
yükleme yapılamamaktadır şeklinde uyarı alıyorum turkcell'den hattıma paket almaya çalışınca. aktif olarak kullanıyorum, paket dün bitmişti zaten. şu an internet erişimim yok, o yüzden mobil internete ihtiyacım olacak ama turkcell'in bu saçmalığı yüzünden ne paket alabiliyorum ne de param kalmadığı
yükleme yapılamamaktadır şeklinde uyarı alıyorum turkcell'den hattıma paket almaya çalışınca. aktif olarak kullanıyorum, paket dün bitmişti zaten. şu an internet erişimim yok, o yüzden mobil internete ihtiyacım olacak ama turkcell'in bu saçmalığı yüzünden ne paket alabiliyorum ne de param kalmadığı için müşteri hizmetlerini arayabiliyorum. internetten almaya çalıştığımda bu hatayı veriyor, mobil uygulamadan almaya çalıştığımda ise 3d secure ekranı gelmiyor. bankadan şifre geliyor mesela ama ekran beyaz.

daha önce böyle bir şey yaşayan var mı? nesi var ki yani hattın hep kullandığım hat? borçtan dolayıdır diye düşündüm ama alt sınır 55 liraymış. benimkinin 40 lira borcu var. yine ne olur ne olmaz onu ödeyeyim başta dedim onda da aynı hatayı verdi. yani borçla alakalıysa bile borcu da ödeyemiyorum. ne yapacağımı şaşırdım.
0
mark greg sputnik
(28.03.23)
banka uygulamasından yüklemeyi denediniz mi?
0
jelly bear
(28.03.23)
orada para yükleme seçeneği var. para yükleniyor evet ama paket alamıyorum.
0
🌸mark greg sputnik
(28.03.23)
hocam şöyle deneyin o zaman. bankadan para yükleyin borcu çeksin. sonra paket yükleyin
0
jelly bear
(28.03.23)
(5)

güvenilir vpn ihtiyacı (ücretli de olur)

mark greg sputnik
merhaba,izlemek istediğim bazı yayınlar için vpn'e ihtiyacım var ama ücretsiz olanlar ya ülke seçme hakkı sunmuyor ya da çok kısıtlı data imkanı sunuyor. bana aylık 100gb belki daha fazlası lazım. ülke seçme şart değil ama olursa ekstra güzel olur.bir de bu işin matematiğini bilmiyorum belki söyledi
merhaba,

izlemek istediğim bazı yayınlar için vpn'e ihtiyacım var ama ücretsiz olanlar ya ülke seçme hakkı sunmuyor ya da çok kısıtlı data imkanı sunuyor. bana aylık 100gb belki daha fazlası lazım. ülke seçme şart değil ama olursa ekstra güzel olur.

bir de bu işin matematiğini bilmiyorum belki söylediğim mümkün değildir ama internet hızını fazla kesmemesi lazım. ethernet kablosuyla 90mbps civarı alıyorum, yine o civarda olsun yani vpn'de 10-11'e düşmesin. orijinal hızın korunması mümkün değilse bile 50+ olması gerek, yoksa zaten soruyu yok sayabiliriz.

bu kriterlere uyan, laptop için önerebileceğiniz vpn var mı? chrome eklentisi de olur ama program daha iyi. hani açayım, gireyim, tarayıcıdan bağımsız olarak pata küte açsın hepsini.
0
mark greg sputnik
(26.03.23)
kaspersky vpn gayet iyi, saydığın şeyleri de yapıyor. ücretsizde sınır var sadece.
0
roket adam
(26.03.23)
Surfshark

Android uygulamasıyla alınca yıllık 250 lira falan ücreti
0
westblack
(26.03.23)
Usttekilerin ikisi de güvenilir degil romalılar cmon. kaspersky direkt rus hükümetine çalışıyor.

vpn direkt önerilebilecek bir şey değil gibi aslında, araştırmak gerekiyor tek tek.

Ben expressvpn kullanıyorum. Normalde "biz log saklamıyoruz" diyenlere cok inanmam ama zamanında fetullahçılar falan diye tayyipgiller expressvpn türkiye sunucularını raidlediklerinde log tutulmadığı için verecek bi bilgi bulamadılar. O yuzden biraz guveniyor gibiyim.

NordVPN'i ovuyorlar. Ben hala biraz shady buluyorum ama onlar da log tutulmadigini iddia ediyor.

Mullvad ve protonvpn en iyileri deniliyordu. Protonvpn satildi mi satilacak mi emin degilim arastirmak lazim.


Express'te yurtdisi netflix/hulu/paramount+ vs girip izliyorum ya da torrent ile bir seyler indiriyorum hiz sikintisi olmuyor.
0
aguen
(27.03.23)
hocam güvenilirlikten kastım bilgilerimin filan sızdırılmaması, şifrelerin çalınmaması aslında. o kadarı bana yeter. kaspersky rus hükümetine çalışsın yani ben vpn açıp maç izleyeceğim zaten, putin'den gizlim saklım yok, en fazla "sen zelenski'yi savundun!" filan derler gittiğimde.
0
🌸mark greg sputnik
(27.03.23)
tantavizisyon
(27.03.23)
(9)

kardeşe izletmelik black mirror bölümü önerileriniz (spoiler yok)

mark greg sputnik
ben zamanında yine başka birinin önerisiyle, onunla beraber rastgele izlemiştim. erkek kardeşimin bu tarz işleri sevdiğini fark edince tavsiye ettim, birlikte benim favori bölümüm hated in the nation'ı izledik. çok sevdi. aynı şekilde üst düzey, en sağlam bölümlerden bazılarını izletmek istiyorum am
ben zamanında yine başka birinin önerisiyle, onunla beraber rastgele izlemiştim. erkek kardeşimin bu tarz işleri sevdiğini fark edince tavsiye ettim, birlikte benim favori bölümüm hated in the nation'ı izledik. çok sevdi. aynı şekilde üst düzey, en sağlam bölümlerden bazılarını izletmek istiyorum ama karar veremedim. yarın mesela 2-3 bölüm atarız belki diye düşündüm, sürekli denk gelemiyoruz zaten o yüzden seçim yapmam gerek.

asker, kavga dövüş vs. işleri sevdiği için şu ordulu fire'lı bölüm aklımda. onun dışında sizin önerileriniz ne olur? hani mesela biriyle üç bölüm izleyeceksiniz, o beğenmezse sizi vuracaklar filan deseler jdfjdkf neler seçerdiniz?
0
mark greg sputnik
(15.03.23)
white christmas cunku jon hamm*-*
0
ala09
(15.03.23)
1. white christmas
2. the entire history of you
3. fifteen million merits

en sevdiğim üç bölümü. kardeşin erkek ve ergense 2'yi white bear ile değiştirebilirsin. onu daha çok sever. playtest'i de sever.
0
sir gawain
(15.03.23)
the entire history of you (imdb 8.5) bence en güzeliydi. Çoğunluğun beğenisini soruyorsanız IMDB ye göre top 3:

White Christmas 9.1 puan
Hang the DJ 8.7 puan
San Junipero 8.6 puan almış

Aslında düşününce çoğu bölümün konusunu ve adını hatırlamıyorum, üstünden 10 yıl geçti bazılarının. white c. hangisi diye baktım hatırlamak için, o da baya iyiydi.
0
wct3 org
(15.03.23)
kardeşin kaç yaşında yazmamışsın ama şunları seveceğini düşünüyorum.

Nosedive
Metalhead
0
jepa
(16.03.23)
19 yaşında. men against fire'ı en başa koydum askeri/politik şeyleri sevdiği için. ben her ihtimale karşı bütün bölümleri indirdim ama sanırım MAF'tan sonra fifteen million merits ve nosedive'ı seçeceğim. bunlar hem sindirmesi kolay hem de vurucu bölümler. white christmas'ta sıkılır belki bunları izlemeden direkt oraya dalarsak.
0
🌸mark greg sputnik
(16.03.23)
1-Black Museum
2-White Christmas
3-The Entire History of You
0
beraesad
(16.03.23)
White Christmas zaten net Black Mirror'un en iyi bölümü puanı da en yüksek zaten. Benim ilk üçümü bırakayım şöyle:

1. White Christmas (S2 E4)
2. Playtest (S3 E2)
3. White bear (S2 E2)

Nosedive ve Entire History of You da güzel
0
bitanisanseversin
(17.03.23)
the national anthem'i izlemeyin de naparsanız yapın demeye geldim ama son cümle ilginç geldi benim ilk üçüm şunlar olurdu (sırasız):

- crocodile
- hang the dj (black museum)
- metalhead

hepsi şans eseri 4. sezondan arka arkaya çıkan bölümlermiş. ama şimdi düşündüm de hang the dj yerine black museum daha iyi. o da 4. sezon. zaten büyük ihtimal geri kalanları da izlemek isteyeceksiniz.
0
curious mind
(17.03.23)
bölüm isimlerini bilmiyorum ama;

herkesin birbirine sosyal medya üstünden puan verdiği
başına iş gelen ve korkuyla kaçan kadına yardım etmek yerine herkesin video çektiği
fena fena işlere bulaşmış adamların şantaj yoluyla kötü işler yaptırıldığı

şu üç bölüm benim favorim.

bir de netflix varsa bandersnatch'i mutlaka izleyin.
0
kibritsuyu
(17.03.23)
(15)

Hiç iyi değilim

maryjane
Ülkede yaşanan her şeyden (deprem, sel, yangın, ekonomi, siyaset) dolayı ben artık toparlanamıyorum. Özellikle bu depremden sonra iyice çöktüm bakın gerçekten pandemide vs asla böyle olmadım. Her gün mutsuz uyanıyor, mutsuz işe gidip geliyor, evde de mutsuzluk saçıyorum. Çevremdeki herkesi de rahats
Ülkede yaşanan her şeyden (deprem, sel, yangın, ekonomi, siyaset) dolayı ben artık toparlanamıyorum. Özellikle bu depremden sonra iyice çöktüm bakın gerçekten pandemide vs asla böyle olmadım. Her gün mutsuz uyanıyor, mutsuz işe gidip geliyor, evde de mutsuzluk saçıyorum. Çevremdeki herkesi de rahatsız etmeye başladım bunun da farkındayım ama düzelemiyorum arkadaşlar. Evlilil arifesindeyim bi yatak olmuş 7-8 bin lira, insanlar yurtdışında bu fiyata 2.el araba alıyor biz burada ne yaşıyoruz ya, gerçekten mutsuzluk ve umutsuzluktan ölmek üzereyim.

Sevdiceğime dedim ki gel gidelim buralardan, araştırdık ettik, kanada, amerika vs neresi varsa. Tabii ki para ve zaman gerektiren şeyler bunlar ama bu süreçte ben nasıl ayakta kalacağım, nasıl iyileşeceğim, nasıl mutlu olup etrafımı eşimi dostumu da rahatsız etmeyeceğim? Gerçekten kendimi toparlamak istiyorum ama olmuyor. Mutsuzum işte. Tavsiyesi olan?
0
maryjane
(13.03.23)
ülkede yaşanan ve somut olarak sana dokunmayan her şeyden bu kadar etkilenen biriysen bence psikolojik destek almanda ve kendini psikolojik olarak güçlendirmende fayda var. tv izlemeyerek, sosyal medyayı azaltarak, kendine ve ailene vakit ayırarak, farklı aktiviteler yaparak yani gerçek bir hayat sahibi olmaya ve kendi hayatını yönetmeye çalışarak başlaman lazım. yoksa sosyal medya ve tv'lerdeki felaket senaryolarını, olumsuz haberleri, gece gündüz yapılan anlamsız propagandayı sürekli takip edersen insanın psikolojisini bozmaması mümkün değil.

böyle hassas bir bünye kanada, abd gibi ülkelerde yaşanan olaylara da göçmenliğin verdiği zorluk da eklenirse daha da çok tepki verecektir.
0
roket adam
(13.03.23)
spor yap. ciddi bir cevap. aynı şekilde depremden sonra artık insanlıktan çıkmak üzereydim. her konuda çok empati yapan biriyim, iş olsun aile, aşk vs olsun beni çok etkiliyor. iş stresim zaten uyutmuyordu bir de depremde sabahlara kadar ayaktaydım. kardeşim deprem bölgesindeydi. haftalarca zombie gibi gezdim. çok ağır spor yaparak çözüm bulduğumu düşünüyorum. hem spor hem de recovery sırasında vücut resetliyor kendini.

kimyasallar iyi bir çözüm değil. terapi ve duyguları yazmak, üzerine ağır spor. aileyle, sevgi dolu insanlarla vakit geçirmek vs.
0
gabe h coud
(13.03.23)
Kanada'ya Amerika'ya gidince orada da mutlu olmayacaksın ki orada da farklı bir nedenle bu psikolojiyi yaşayacaksın, ya yanlış anlaşılmak istemem ama benim çevremde bi şekilde Kanada'ya giden çok kişi oldu mutlu olan bir kişi olmadı çoğu geri döndü, ABD zaten daha bok gidebiliyorsan bi Avrupa ülkesine falan gitmeye çalış en azından.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.03.23)
ingiltere'de yaşıyorum geçen bi kafede 3-4 arkadaş oturduk saadet binası önünde yapılan cb adaylık açıklamasını izledik. fiziksel olarak uzaklaşmakla olmaz, olmuyor. ekonomik olarak sıkışıp kaldık zaten hepimiz. geçen sene 14k£ civarına mercedes e aldım hep hayalimdi. yarın tr'ye dönmek istesem napacam bilmiyorum. satsam gelsem tr'de 300'e verdikleri araçlara bakıyorum, değil almak binmek, kapımın önünde komşumun park etmesini istemeyeceğim araçlar. neyse konumuz bu değil. eğer geleceksen özellikle avrupa'da refah var ama burda bir süre çalışayım döneyim tr'de yaşam standardımı yükseltmiş olarak devam edeyim diyemezsin.

ben avrupadan memnunum sakin güzel ama abd'de çevrem ve güvendiğim kişiler olmasını ve oraya gitmeyi çok isterdim, öyle bir keşkem var. lisansta bölümümdeki bir kız öyle gitti, 3*4 akrabası da vardı çok samimi olduğu arkadaşları da, hepsi elinden tuttu yol yordam gösterdi şimdi çok güzel paralar kazanıyor. avrupa'da esnaflık - ticaret harici bu çok zor, onu yapabilmek için de çok ciddi tecrübe açısından birikiminin olması gerekiyor.

"yav dayı ne uzattın, ne diyorsun özet geç, ne yapalım dersen?" eğer; şu an kk'yı başkan yapıp onun ve 6'lı masanın çok iyi bir kadro ve hükümet kurmasını ummaktan başka yapacak bişey yok. tr potansiyeli olan ama asırlardır bunu kullanmaya beceremeyen bir ülke
0
avatar is back
(13.03.23)
Bu ortamda evlenmek çok yanlış.
Evlenmeyi düşünen birinin yurtdışı hedeflemesi ayrı bir yanlış.

yanlış*yanlış = yanlış^2
0
scholar
(13.03.23)
Spor yap gece uykusunu kaliteli ve yeterli uyu güneşe maruz kal ve magnezyumunu ve d vitaminini takviye et. Yetmezse antidepresan gerekebilir.
0
muhayyer divan
(13.03.23)
Meditasyon deneyimi varsa yas çemberleri çok iyileştirici oluyor.

yasveolumbilgeligi.org

Bir kez katılmıştım. Yas çemberi yaptıran burcu ertunç çok iyiydi açıkçası.
0
hasmetizm 2046
(13.03.23)
spor yapacak iradeniz varsa kişisel deneyimime dayanarak antidepresan kadar etkili olduğunu söyleyebilirim. yoksa psikolojik destek alın. gerçekten karmaşık canlılarız, şimdi sizi alıp da bütün bu sıkıntıların olmadığı bi türkiyeye koyma imkanımız yok ama, belki başka sebepleri de vardır. o yüzden bi oturup düşünmek ve yazmak da lazım.

bi de çok sevdiğim bi söz var "if you're going through hell, keep going." (cehennemden geçiyorsan, geçmeye devam et.) bi şeyleri bastırmadan yaşayıp tüketmeye çalışıyorum artık ben her şeyi.
0
curious mind
(13.03.23)
Ben de aynı durumdayım. Paralize olmuş gibi hissettiğim için psikiyatriste gittim. Antidepresan verdi, kullanmaya başladım. Daha iyiyim sanki:/
0
boyalı kuş
(13.03.23)
koca ülkenin ve dünyanın derdini sırtınıza yüklüyorsunuz. modern insanın en büyük problemi bu bence - her şeye erişim fazlasıyla rahat olduğu için kırılgan beynimizin kaldırabileceğinden çok daha fazlasına maruz kalıyoruz. klasik tavsiye olacak ama lütfen sosyal medyayı azaltmaya çalışın. haberler için işe yaramaz sansasyonları değil de daha bilgilendirici ve bilimsel/politik yönü olan, rapor/röportaj tarzı işleri okumaya çalışın illaki geride kalmamak niyetindeyseniz.

yaşanan acı şüphesiz çok büyük, üstüne üstlük ülkenin gidişatı da ortada ama her şeyi bilmek insanın üstünde inanılmaz yük oluşturuyor. don külot hayvan peşinde koşalım, ağaçlardan sallanalım demiyorum ama bence insanlık olarak biraz fren yapmamız lazım. "mutlu" dediğimiz kitleler kendi dünyalarında yaşayan insanlar hep. cahillik mutluluktur demiyorum. öğrenmek, bilmek bence her zaman iyi ama bu kadar derine dalmak iyi değil çünkü bireysel olarak hiçbirine müdahale edecek kapasitemiz yok.

kulağa tırt gelecek ama mutluluk gerçekten akşam eve gelip bulgur pilavı yedikten sonra diriliş ertuğrul filan izlemekle oluyor sıradan insan için. onu yapmaz kitap okursun, eylem değişir ama kilit nokta DÜNYANIN/ÜLKENİN SORUMLULUĞUNU YÜKLENMEMEK. karşılaştırmalardan uzak durmaya çalışmak.

yalan değil bugün ben de avrupa'da yaşayanlara bakınca motivasyonumu kaybediyorum, "bizim yaşadığımız hayat mı?" diyorum ama 18. yüzyılda rus toprak işçisi/kölesi de olabilirdim. o adam muhtemelen bizden mutlu yaşadı çünkü kendisinden daha iyi yaşayanları görmüyordu bile.

eyyorlamam bu şekilde. hayat anlamlı veya kompleks bir şey olmak zorunda değil. hepimiz ölüp gidiyoruz, 10 sene sonra yüzümüzü bile hatırlamıyorlar. kendiniz için uğraşın elbette ama mükemmeli, kusursuzu, şahaneyi arayarak canınızı sıkmayın. sırf keder. hiçbir karşılığı, getirisi yok.
0
mark greg sputnik
(13.03.23)
hocam mesele ülke mi yoksa ekonomik durumun mu? gördüğüme göre ekonomik. asıl nokta ihtiyaçlarınızı karşılamanız. değilse abd'de de yaşasınız isviçre ya da norveş'teki insanın refahı size dokunur. ekonomi karşılaştırmasında sınır yok o yüzden siz kendi ihiyaçlarınıza bakın kıyasa girmeyin.
0
uyuya kalip kavimler gocunu kaciran adam
(13.03.23)
ülkemizdeki enflasyon artışı özellikle ücretli çalışanlarımızın alım gücünü ciddi oranda düşürdü ve birçok kişinin umutsuzluğa kapılmasına sebep oldu bu bir gerçek ama insanlar arasındaki umutsuzluk muhabbetleriyle, herkesin birbirine avrupa, abd övmesiyle ekonomik anlamda 1 birim kötüye gittiysek psikolojiye etkisi 10 oldu maalesef bu psikolojiden çıkmak gerekiyor önce. mesela bir yemeğe atıyorum 200 lira veriyoruz masada biri diyor ki almanya'da buna 20 birim veriyorlar. e tamam da almanya'daki mühendisin, yazılımcının maaşı 3bin, 4bin birim onu söyleyen yok. burada 20bin birimler normal maaş oldu artık bu pozisyonlar için. yanlış anlaşılmasın tabi ki onların alım gücü bizden yüksek ve özellikle araba konusunda çok halk düşmanı bir piyasamız var ama geliri hesaba katmadan gider üstünden konuşunca 15 kat kötüyüz gibi etkisi oluyor psikolojiye. dolayısıyla insanlar avrupa'ya gidince tüm dertlerimden arınıcam gibi hissedip orayı idealleştirirken burayı cehennemleştirip iyice kötü hissetmeye başladı. öyle bir şey yok tabi ki. hem fiziksel olarak buradan çıkmayla burayı önemsemeyeceksin diye bir şey yok illaki sevdiklerin, değer verdiklerin olacak burada ve türkiye'deki kötü şeyler gene seni üzmeye devam edecek. bence önce bu ruh halinden çıkmak gerek. avrupa ülkelerinin yeryüzündeki cennet olmadığını her yerde insanların sıkıntı çektiğini kabul etmek gerek. tabii ki türkiye'nin fakiri avrupa'nın fakirinden daha fakir ama polyannacılık yaparsak türkiye'de zengin olmak da avrupa'da zengin olmaktan daha kolay çünkü bizdeki gelir eşitsizliği çok daha fazla. içinde bulunduğumuz ekonomik umutsuzluğa depremde yaşadıklarımız eklenince bazı kişilerde sizdeki gibi bunaltmalar normal ama burada benim dediklerim ve diğer arkadaşların dedikleri biraz sizin bakış açınızı değiştirmiyorsa gerekiyorsa kredi falan çekip bir psikoloğa gidin. çünkü tek başına bir yurtdışı çalışma izni çözüm olmayacak böyle bir bunalmaya.
0
semaforo de medianoche
(13.03.23)
hayatta sorunlar bitmeyecek. gelen dalgaları atlatmaya bak işte, hepimiz öyle yaşıyoruz. muhteşem bi mutluluk yok, hiçbir şey de bunu garanti etmiyor.
0
deartheodosia
(13.03.23)
Almanya'dan sevgiler, tavsiyem evlenmeyi erteleyip harcamalarınızı dil kursuna yapmanız olur gerçekten gitmek istiyorsanız. Bir de spor yap düz koşu 1 saat. Biraz iraden kuvvetlenir, kafan dağılır.
0
abi bi dizi buldum on numara
(14.03.23)
kanada'nin kotu psikolojisi olani daha da kotulestirdigine defalarca sahit oldum, gocmeden once cok iyi dusunun derim.

7-8bin liraya araba alma isi de yalan, o araba ilk 3 ayda patlar paraniz da cope gider.
bunlar hep bizim dustugumuz kuyular :)
0
cooperr
(14.03.23)
(6)

şeker ilacı ile kilo vermek

kondansator
ofisten bir arkadaş kilo vermek için şeker ilacı kullanacağını söyledi. dışarıdan böyle bir müdahalenin metabolizmaya zarar verebileceğini düşündüm. o da çok güvendiği birisinin tavsiyesine göre hareket edecekmiş. açıkcası şeker ilacı böyle bir konuda uygulanabilir mi gerçekten
ofisten bir arkadaş kilo vermek için şeker ilacı kullanacağını söyledi. dışarıdan böyle bir müdahalenin metabolizmaya zarar verebileceğini düşündüm. o da çok güvendiği birisinin tavsiyesine göre hareket edecekmiş. açıkcası şeker ilacı böyle bir konuda uygulanabilir mi gerçekten
0
kondansator
(13.03.23)
Şeker ilacıyla zayıflayamazsın abi öyle bir şey yok, ancak insülin direncin varsa, yani hücrelerine şeker girmiyorsa ve şeker yağ olarak depolanıyorsa, Metformin baz maddeli ilaçlar insülin direncini kırmak için hücrelere zorla şeker sokarak kilo almanı engellemeye, insülin duyarlılığını arttırmaya çalışıyor ama bunu yaparken de 50 tane metabolik sorun çıkarıyor, yani ne bileyim paso ishal dolaşıyorsun işte. Böyle olur olmaz ilaç kullanımı çok enteresan bi şey yapmayın böyle şeyler.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.03.23)
Var oyle bir sey nasil yok :) ozempic ilacin adi da. Unluler arasinda falan cok yaygin. Okumak isteyen icin guzel bi yazi: www.thecut.com
0
ghilleinthemist
(13.03.23)
Bunu yapan birini tanıyorum ama ben böyle şeylerden korkarım.
İlacın adı nedir bilmiyorum ama kullanan kişi çok işe yaradığını söylüyordu.

İsteyince kendi kendine (diyet + spor) zayıflayabilen biri olarak böyle şeylerden uzak duruyorum beni korkutuyor.
Kilolu olma sebebim boğazımı tutamamak tutarsam zayıflarım diyerek kendi kendimi böyle şeylerden uzak tutuyorum.
0
Dağcı
(13.03.23)
belki uygulanabilirdir, kaleci saçlı'nın dediği gibi bilimsel olarak bir karşılığı olma ihtimali var ama bence çok ama çok yanlış bir yöntem. en basit aspirin bile prospektüsüne bakarsan bin çeşit yan etkiye sahip. ilaçlar eskiden çözemediğimiz sorunlara alternatif üretmekle beraber mecbur değilseniz kullanmamanız gereken şeyler. öyle hap atayım zayıflayayım işi tembelliktir, vücuda zarardır, günü kurtarmaktır. şeker hastası olmayan birinin şeker hastasıymış gibi yaşaması muhtemelen vücuda uzun vadede büyük zararlar verir.

kilo vermesinin önünde hormonal yahut fiziksel bir engeli olmayan her insan, yapması gerekeni yaptığında kilo verir. bu işin matematiği (en azından somut olarak) basit. günümüz hazır/kolay erişilebilir gıdaları çok yüksek kalorili. hareket edeceksin ama en başta diyetin temiz olacak. et, bakliyat, yeşil yapraklı sebze, zeytinyağı vs. işlenmiş, "light" diye içine tonla yapay şeker basılmış şeyleri yiyince şişiyor insan.

kilo vermek kolay iş değil, olsa en başta ben verirdim eyvallah ama ideal kiloda ve sağlıklı yaşamak günümüzde emek/istikrar/dikkat isteyen bir şey ne yazık ki. bunun mucizevi yolu yok. çay, hap, zart, zurt... safi zarar, safi tehlike. onu yapacağına şişko yaşamaya devam et daha iyi.
0
mark greg sputnik
(13.03.23)
İnsülin direnci için kullanılan metforminin aşırı yüksek dozlu (ve insülin gibi karından enjekte edilen) bir versiyonu var. Belki de etken maddesi başka bir şeydir, emin değilim. Bir arkadaşım bununla kilo verdi, açlık hissini o kadar bastırıyor ki kadın yemek yemeyi unutuyordu, çökmemek için zorla protein ağırlıklı bir şeyler yemeye çalışıyordu. Fakat kullandığı süre boyunca bir doktorla takip ettiler, ilacın dozunu sürekli düzenlediler vs.

Ha sonra hem yemesi normale döndü, hem hareketi azaldı (spora başlamıştı, bıraktı) ve eski kilosuna çabucak döndü.

Öyle bir şey yapılacaksa da doktor kontrolünde ilerlemek lazım, sonrasında da düzgün beslenmeyi sürdürmek lazım. Bu şekilde verilen kilo geri gelmeyecek diye bir şey yok.
0
kobuzchu kiz
(13.03.23)
Ingiltere'de soyle bir ilaci kabul etti yakin zamanda: www.youtube.com Boyle ilaclar var, yok degil ama sayilari az, Turkiye'de yoktur olsa da dunyanin parasidir. Dedigin gibi bir trick olsa tum dunya kullanir zaten.
0
freedonia
(13.03.23)
(4)

Alman instagram hesabıyla mesajlarda alıntı yapamama

Huan8
Farklı telefonlar ve farklı hesapları denedik ama Almanya'dan açılan bir hesapta, mesajlaşmada atıyorum bir cümleyi alıntılama yapıp cevap vereceğiz, buna instagram izin vermiyor. Kiminle mesajlaşıldığından bağımsız durum su. Çıkan seçeneklerde böyle bir özellik ne iPhone'da ne android telefonlarda
Farklı telefonlar ve farklı hesapları denedik ama Almanya'dan açılan bir hesapta, mesajlaşmada atıyorum bir cümleyi alıntılama yapıp cevap vereceğiz, buna instagram izin vermiyor. Kiminle mesajlaşıldığından bağımsız durum su. Çıkan seçeneklerde böyle bir özellik ne iPhone'da ne android telefonlarda çıkmıyor. Böyle bir sorunla karşılaşan ve çözebilen oldu mu?
0
Huan8
(13.03.23)
Eğer gizli bilgi değilse verin biz de deneyelim, bazen yanıtla dediğimde @ ekleyip kullanıcı adını yoruma yazıyor sistem, ama cevap vermede sıkıntı oluyor. o etiketlemeyi kaldırınca düzeliyor.
0
John Bloor
(13.03.23)
evet olmuyor almanya'da ben de yapamıyorum. hesabı almanya'da açmadığım halde olmuyor.
0
bohr atom modeli
(13.03.23)
avusturya icin de olmuyor. hatta bu hesapla türkiye'ye gelince de olmuyor.
0
c1b2k3
(13.03.23)
hayatımda almanya'da sadece bir kez uçuş aktarması için 5-6 saatliğine bulundum, türkiye'deyim, yıllardır ben de mesaj alıntılayamıyorum.
0
mark greg sputnik
(13.03.23)
(6)

"Peşinden koşturmak"

Avoiding The Puddle
Artık bu tabir tarihe mi karıştı nedir ? Erkekler eskiden; "bu kızın peşinden az koşmadım" derlerdi. Keza kadınlar da; "bu çocuğu peşimden az koşturmadım" filan şeklinde.N'oldu şimdi artık herkes 30dk'da birbirini kabul eder veya reddeder mi oldu da bu tarz bir ifadeyi duyamaz oldum ?
Artık bu tabir tarihe mi karıştı nedir ? Erkekler eskiden; "bu kızın peşinden az koşmadım" derlerdi. Keza kadınlar da; "bu çocuğu peşimden az koşturmadım" filan şeklinde.

N'oldu şimdi artık herkes 30dk'da birbirini kabul eder veya reddeder mi oldu da bu tarz bir ifadeyi duyamaz oldum ?
0
Avoiding The Puddle
(10.03.23)
because of seçenek bolluğu...
0
candide
(10.03.23)
İnsanlar medenileştiği için böyle oluyor. Ne o öyle birinin "peşinden koşmak"...

Bir kadın beni peşinden koşturuyorsa, bana yukarıdan bakıyor demektir. Ben bir süre uğraştıktan sonra beni kabul etmeyi planlıyorsa da "lütfetmiş" olacaktır... Bu kafadaki bir kadın için uğraşmaya devam edip kendimi küçültecek değilim elbette. Romantik ilişkiler denklik ilkesiyle çok daha düzgün oluyor.
0
long live rock n roll
(10.03.23)
Modasi gecti
0
ala09
(10.03.23)
eskiden kara sevdaya da tutulurmuş insanlar, o ne demekse artık.
0
deartheodosia
(10.03.23)
Hala var, sadece öyle denmiyor. Hiçbir şey denmiyor aslında. Burada duyuruda da hemen hergün birinin peşinde koşan insanların dertlerini görebilirsiniz.

30dk'da peşinden koşulup koşulmayacağı netleşiyor. Ondan sonra koşu başlıyor. Ön onaylı koşu.
0
akhenaten
(10.03.23)
yoo hala var. koşan erkeklerdi, yine onlar. seçenek bolluğu kadın için var (ki onların da hepsi için yok).

sadece günümüzde insanlar kendilerine daha fazla değer veriyor, o yüzden "peşinden koşturma" veya "naz yapma" gibi kekolukları daha az insan yapıyor. ben birini seviyorsam onunla mutlu olmak isterim. beni koşturacaksa, üzecekse, iletişim kurup sorunları çözmek yerine "burnu sürtsün" deyip aptal gibi davranacaksa o kişiyle olmanın bir manası yok.

birliktelik sevgi, saygı, hayatı paylaşma, bir arada mutlu olup huzur bulabilme işi. peşinden koşacaksam, kıskandırılacaksam filan bunun ne manası var ben rastgele birine tutulup onun için de üzerim kendimi? veya kendi perspektifimden bakayım olaya, ben sevdiğim insanı niye koşturmak ya da onu üzmek isteyeyim?

bunlar salak salak şeyler. eğitimsiz, cahil, kendini tanımayan insan tırtlığı.
0
mark greg sputnik
(10.03.23)
(5)

dil öğrenmenin geleceği ve yapay zeka

anten
Şu anda deepl, chatgpt, notion gibi araçlar sayesinde hiç zorlanmadan beklemeden saniyeler içinde her içeriği bağlamına sadık kalarak istediğimiz dile çevirebiliyoruz. Hatta konuşma tonunu bile samimi falan gibi ayarlayabiliyoruz. Şimdi ses dinleme teknolojileri de hızlı gelişiyor. muhtemelen birkaç
Şu anda deepl, chatgpt, notion gibi araçlar sayesinde hiç zorlanmadan beklemeden saniyeler içinde her içeriği bağlamına sadık kalarak istediğimiz dile çevirebiliyoruz. Hatta konuşma tonunu bile samimi falan gibi ayarlayabiliyoruz.

Şimdi ses dinleme teknolojileri de hızlı gelişiyor. muhtemelen birkaç yıl içinde direkt konuşmamızı istediğimiz dile yazı olarak çevirebileceğiz.

Ben iş gereği yapay zeka konuşma motorlarıyla içerik de üretiyorum. Yani verdiğim bir metni neredeyse saniyeler içinde seslendirebiliyor hem de birçok insanın robot diyemeyeceği tonlamalarla.

daha ileri seviyede birinin sesini sample olarak alıp, onu bu motorda kullanabilen uygulamalar da var.

Yani 2-3 sene içinde benim türkçe konuşmamı alıp, simultane olarak karşı tarafa benim sesimle çevirebilecek uygulamaların ilkel hallerini görebiliriz. Hatta daha da hızlı bir şekilde gelişmiş halleri de gelebilir.

Bu durumda dil bilmek mesleki anlamda eski cazibesini yitirecek mi sizce? Yani 3 dil biliyorum, alman lisesinde okudum, fransa'da yüksek lisans yaptım b2 fransızcam var vs gibi kriterler artık o kadar da önemli olmayacak sanki?

Siz ne dersiniz merak ettim.
0
anten
(06.03.23)
bu teknolojiler cidden inanılmaz şeyler ve maddi kazanç anlamında dil bilmenin önemini biraz azaltabilir ama bence insanın dil öğrenmesi paranın ötesinde çok şey katıyor. kültürel olarak, öğrenme sürecinde belki o topluma karışarak vs... şimdi mesela Google translate kullanıp turist olarak gittiğin yerde iyi kötü işini görürsün evet ama dilini iyi konuşabildiğin bir yere gittiğinde veya yüz yüze iletişimde dil bilmek bence her zaman önemli olur.

biraz iş koluyla da ilgili bence. şimdi altı dil bilen bir doktor kendi kariyerinde bunların sadece birini kullanıyor olabilir, diğer dillerden maddi kazanç elde etmeyebilir ama üç dili akıcı konuşan birisi belki dış ticaret sektöründe sadece İngilizce bilen birine kıyasla çok iyi yere gelebilir. yahut aynı adam sekiz dil biliyordur ama bunu kullanacağı iş alanı yoktur.

bence şu an gerçekleşen şey sadece iletişimin kolaylaşması. dil bilmenin görece önemsiz bir şeye dönüşmesi için en az 20-30 yıl gerek. İngilizce, Almanca, Fransızca ve Latince bilen bir akademisyen sadece İngilizce bilenle aynı olmaz diye düşünüyorum, ikincisinin makinede yaptığı çeviriyi birinci de yapıyor zaten, hatta birinci orada hata veya eksik varsa onları da anlayabiliyor.

dilde yapay zeka bence şu an destekçi konumunda. bundan hareketle hatta tam aksine dil bilen insana daha çok yarar. İstanbul'da ayakkabı satan adam bile mesela iş görecek kadar dil öğreniyor vura kıra da olsa, nasılsa çeviri programları var deyip ona yönelmiyor. dil gibi kullanım alanı uçsuz bucaksız bir mefhumu öğrenmenin faydası az şey değil, bence yakın gelecekte azalmaz.
0
mark greg sputnik
(06.03.23)
dil bilmek bence mesleki anlamda uzun zaman önce cazibesini yitirdi zaten. ben hem ingilizce hem almanca biliyorum, teknoloji sektöründe almanca kullandığım bir an bile olmadı. bence ing dışı dil öğrenmek artık muhabbet etmek ve genel kültür açısından gerekli, bir de yurtdışında yaşamayı düşünüyorsan yerel dili bilmek önemli. onun dışında ingilizce bilen insan %95 yeterli oluyor. kültürel açıdan üstüne bir de fransızca bilen biri daha kültürlü olacaktır tabii ki ama iş açısından fark etmez.

sadece türkçe bilen birine yapay zekanın çok isabetli yardımcı olabileceğini düşünmüyorum maalesef çünkü türkçe diğer dillere göre az konuşulan bir dil ve dolayısıyla teknoloji yatırımı da o kadar çok yapılmıyor. o yüzden az bir ingilizce bilmek şart.
0
roket adam
(06.03.23)
evet dil bilmenin değeri azalıyor gibi görünsede , bu konuya iletişim yönünden da bakmak gerekiyor

Şöyle düşünün siz yabancı biri ile google translate kullanarak ne kadar sağlıklı iletişim kurarsınız, veya o kişi bu iletişimi me
ne kadar süre devam ettirmek ister. işte burada dil bilmenin önemi ortaya çıkıyor.

Ayrıca bu gibi durularda siz araya bir araç koymuş oluyorsunuz, buda iletişimi sadelikten ve basitlikten uzaklaştırıyor.

Bu açıdan düşündüğünüz de çeviriler ne kadar gelişsin veya hızlanırsa hızlansın aracısız bir iletişimin yani dil bilmenin önemi kolay kolay azalmayacak.
0
mrctrk
(06.03.23)
insanlarla birebir iletişim halinde olup, terimler üzerinden anlaşman gerekiyor ise konuşarak bence dil öğrenmenin bir cazibesi hala var. mesela satış sonrası hizmetler teknik masalarında almanca, italyanca, hollandaca, fransızca dillerini bilen çok iyi paralar kazanıyor ve kazanmaya devam edecek. birebir mühendisler arasında bir şekilde ingilizce anlaşılır fakat iş teknisyenlere bir şey anlatmaya geliyorsa sözlü olarak, o dili bilmek avantajlı.

ayrıca iddia ediyorum. istediğin kadar yapay zeka ve türkçe tercüme uygulamaları kullansınlar, bir ingiliz mühendis türk ustaya bu uygulamalar ile kesinlikle çözümünü anlatamaz veya teknisyen ingiliz mühendise derdini anlatamaz.

anlatabilse zaten otomotiv satış sonrası hizmetlerin uluslararası operasyonları türkçe bilen insan barındırmazdı.

lan server'ı cerver diye yazan insanlardan bahsediyoruz.

-------

not: almancam olsaydı, ingilizce bildiğim kadar bilseydim şu an bmw satış sonrası hizmetler uluslararası operasyondaydım.
0
rain when i die
(06.03.23)
Mesleki ifadesi çok önemli bir şey barındırıyor. Edebiyat. Ülkü Tamer, Sevin Okyay, Kutlukhan Kutlu olmasaydı belki Harry Potter iyi çevrilmediği için hiç hayatımıza giremeyecekti. Zaten Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın YKY öncesi ilk çevirisi berbat. Bu insanlar iyi okullarda okumamış olsaydı İngilizceyi bu kadar iyi öğrenemezlerdi. Bu nedenle donanımlı insana hep ihtiyaç olacak. Böyle insanlar olmazsa toplum çöker. Birilerinin hep yukarı çekmesi gerekiyor toplumu.

Dil bilmek iletişimin kalitesini artırıyor. Fabrikada çalışıyorum. İngilizcenin İ'sini bilmeyen bir İtalyanla günaydın dışında bir şey konuşamadık. İngilizce bilen başka bir İtalyan şaka bile yaptı. Bu samimiyeti bilgisayarla kuramazsın.

Ve en önemlisi iletişim yabancı dilin ötesinde bir şey. Bazen bir el, bir kafa hareketiyle bile bir şey anlatabilirsin.
0
dissendium
(06.03.23)
(9)

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olanlar, semptomlarınız neler?

nefertarii
sanırım bende bu var, en çok aşırı düşünme (overthinking), odaklanamama, organize olamama (yer yön duygusu, koordinasyonsuzluk) gösteriyorum.2 senedir terapi görüyorum (çocukluk travmaları dolayısıyla) , modum düzeldi öyle çok mutsuz değilim artık yani. ama hala organize olma ve overthinking'e çare
sanırım bende bu var, en çok aşırı düşünme (overthinking), odaklanamama, organize olamama (yer yön duygusu, koordinasyonsuzluk) gösteriyorum.

2 senedir terapi görüyorum (çocukluk travmaları dolayısıyla) , modum düzeldi öyle çok mutsuz değilim artık yani. ama hala organize olma ve overthinking'e çare bulamadık.

psikologuma bu durumu açsam saçma mı olur? yani bence bende deha var desem nasıl karşılar sizce, kendime teşhis koyuyorum gibi...
0
nefertarii
(05.03.23)
Sanal dünya tüm zihinleri dağıtıyor. Elinde telefonu olan herkes dehb li bence. Dağınık zihin kitabını oku. Tabi sendekinin şiddeti ne oranda ona doktor karar versin
0
sanemz
(05.03.23)
aşırı düşünme, maymun iştahlılık, dalgınlık, sıkılganlık, sürekli mutsuzluk ve yalnızlık.

genelde bu teşhisi koymuyorlar diye görüyorum neden bilmiyorum ama ben de normal bir insanın düşünce yapısı nasıl, bizim onlar gibi olma şansımız var mı diye merak ediyorum.

bence açın. bir de çocuklukta böyle belirtileriniz var mıydı?
0
konsomatrix
(05.03.23)
asıl konu dehb veya diğer hastalıklar değil, esas konu insanın doğanın ve doğalın dışanda yaşamaya bir anlamda itilmesi. Ve bunun sonucunda çeşitli sorun ve hastalıklarla karşı karşıya kalması, tabiki her kes kalacak diye bir şey yok ancak, her insanın bünyesi ve verdiği reaksiyonlar bir değil.

İnsanoğlu bir çok fiziki ve mental hastalıkların önüne geçmesinin tek yolu, kendi yaratılışına uygun şartlarda yaşaması.

Dehb gibi hastalıklar zaten aşırı bir şekilde telefon ve bildirimlere maruz kalan insanlarda , doğal olarak gelişiyor.
Hatta Yapılan araştırmalarda , insan beyninin fiziki olarak bile değişim gösterdiğini yönünde.

Yani şahsi tavsiyem, rahatsız doktorlara gitmek yerine, rahatsız olmadan kendimize sağlıklı bir şekilde yaşayabileceğimiz bir
ortam oluşturmak.

Evet teknolojiden de uzak kalayamıyz ancak bunun dozunu ayarlayarak sağlığımızıda koruyabiliriz.
0
mrctrk
(05.03.23)
psikoloğunuza bu durumu açmanız sizin adınıza bence çok yararlı olur. ilaç tedavisi, terapi vs. tam olarak bunun için var. ben 28 yaşında OKB tanısı aldım. takribi 12-13 yıldır gerizekalı gibi yaşıyordum söylemesi ayıp. hayatta kalmak için gereken minimum aktivitenin ötesine geçemiyordum, mental olarak paralize olmuş gibiydim. kendimi çok üzdüm, yıprattım bu süreçte.

sonra bir şekilde imkan oldu terapistle görüştüm, bir ilaç yazdı, yemin ederim "leke mi lan o?" deyip domestos'la sağa sola girişen manyak biri oluverdim. ha elbette sihirli değnek değil; hayat boyunca yaşadıklarımız, genetik vs. bazı şeyleri etkiliyor. kimi insan hep depresyona veya takıntıya meyilli. ona yapacak şey yok. ama ilacın bende yarattığı değişimi görünce açıkçası biraz kalbim bile kırıldı yani, "ben bunları yapabiliyordum da bu zamana kadar hasta olduğum için mi yapamadım?" diye düşünüp üzüldüm.

psikoloğunuza kesinlikle anlatın. yalnız teşhis için şişirmeyin, bu çok önemli. dürüst olun, samimi olun, ne hissediyorsanız onu paylaşın.
0
mark greg sputnik
(05.03.23)
saydığınız belirtiler herkeste bir ölçüde olan/olabilecek şeyler. bu yüzden dehb tanısı konulurken hayatı ne kadar etkilediğine çok önem veriliyor, birkaç alanda etkilenmeniz bekleniyor. benzer şekilde uzun zamandır (çoğunlukla çocukluktan beri) olması da tanı için gerekli görülüyor.
0
matlii
(05.03.23)
yetişkin dehb tespiti zor çünkü kişiler standart yaşama zorlanarak da olsa bir şekilde adapte olmuş oluyor. ama bunun arkasında potansiyelin ne kadarı ziyan oluyor ne kadarı işe dönüşüyor tartışılır.

dehb tespiti için aslında devlet hastanelerinin dehb klinikleri var. direkt overthinking ve koordinasyon eksikliğini dehb ile etiketlemek yanlış olur. overthinking-koordinasyonsuzluk bunların hepsi kaygıya bağlı da ortaya çıkabilir.
0
orpheus
(06.03.23)
Bende var dikkat eksikligi bozuklugu, ama teshisi benim terapistim onerdi bana. Su su su davranislarin ve dusunce seklin bana adhd olabilecegini dusunduruyor dedi, testler biseyler yapildi.
Bendeki onemli kriterlerin biri insanlarin acilarina dertlerine duyarli olmama, kendimce yardimci ve kibar biri olmama ragmen cocuklugumdan beri insanlara ilgi duymamamdi. Yani biri yanimda otuz saat otursun donup "merhaba" demem, biriyle bes saat konusayim adini sormam, yillardir tanidigim insanlarin hayatlarina dair onemli detaylari sormak aklima gelmez. Neredeyse kirk yasindayim, uc tane falan arkadasim var. Herhangi bir seyi dinlemem gerekirse "yeteeeeer bu cok can sıkıcı" diye bagirmamak icin buyuk caba harcamam gerekiyor. Is toplantilari, konferanslar vs tam bir savas. Asagi yukari dort bes dk icinde one arkaya saga sola sallanip ayaklarimi yere vuruyorum vs cunku baska turlu oturup bir sey dinleyemiyorum. Film izleyemiyorum. Onceden zaten izlemis olmadigim seyleri izleyemiyorum, ama saatlerce kitap okuyabilirim. Sozlu verilen instructionlari anlamiyorum.

bir de tam olarak alakasini hatirlayamiyorum ama adhdli kisilerin denge problemlerini siklikla yasadigini okumustum bir kitapta. Ben de ayakta dururken duvara carparim, yururken yanimdakinin ustune duserim vs. Komik bir detay olarak da bu var.

Terapistinize bahsedin tabii.
0
sopiro
(06.03.23)
psikoloğunuzla mutlaka konuşmanız gereken bir konu bu bence. bazen yetişkin dönemi dikkat dağınıklığı, overthinking, korodinasyonsuzluk vb. şeyler çocukluk travmalarının da uzantısı olabiliyor. koordine olamayan, bir türlü bir işi toparlayıp tamamlayamayan bir arkadaşımızın terapisinde annesinin hemen her gün sen hiç heves etme zaten beceriksizsin, bu kızımız da saftirik olan, aman ona iş vermeyin yapamaz eline yüzüne bulaştırır vb. demesinin uzantısı olduğu ortaya çıkmıştı mesela.

ayrıca sanal dünya, uygulamalar, bildirimler vb. şeylerin de dengeyi bozduğuna inanıyorum. bankacılık, çok elzem birkaç program, wp vb. dışında hiç bir uygulama yüklü değil benim telefonumda. haber, hava durumu, uygulama bildirimleri vesaire hiç biri yok. ekranıma bildirim düşmüyor. misal wp girince görüyorum gelen bildirimleri ki onların da tamamı sessiz, bildirim sesi yok gibi gibi. sosyal medya zaten çok sınırlı kullanıyorum. özellikle ofis ortamında dikkat, odaklanma gibi konularda hepsinden yaşça çok büyük olmama rağmen hepsinden ilerdeyim ve kesinlikle bunlarla alakası olduğunu gözlemliyorum.

bu anlamlarda sadeleşmek size de iyi gelebilir.
0
Phoebe
(06.03.23)
Yani bende overthinking, bir dusunceden bir dusunceye atlama, organize olamama, odaklanamama, ortamdan kopma, yeni seyler ogrenememe cok var. yani nerdeyse kendimi bildim bileli var.

Gecen bir siseye yakin sarap ictim, aman allahim birden bire her sey sustu. Yani sadece o anin icindeydim, baska hicbir sey dikkatimi cekmedi vs.

Sema terapi aliyorum, ve yetersizlik/basarisizlik semasi var. ama cocukluk travmalarina bagli olan mutsuzlugum gecti gibi. Takmiyorum artik, degistiremeyecegim seyler, ailemle arama mesafe koydum, artik beni o kadar da etkilemiyorlar. Ama yine de bu saydigim semptomlarda bir sey kaydedemedim giib ve isimi etkiliyor…
0
🌸nefertarii
(06.03.23)
(11)

sarhoşluk ve hatırlama durumu

meiyisi
merhabalar,hiç alkol kullanmadım, kullanan yakın arkadaşım da yok, o yüzden sarhoş olma ve sarhoşken yaşanılanları ve söylenen/dinlenenleri hatırlama konusunda bir fikrim yok.alkolik olan ve ciddi anlamda sarhoş olan birisi sarhoşken yaşadıklarını hiç bir şekilde hatırlamıyor mu? insandan insana muh
merhabalar,

hiç alkol kullanmadım, kullanan yakın arkadaşım da yok, o yüzden sarhoş olma ve sarhoşken yaşanılanları ve söylenen/dinlenenleri hatırlama konusunda bir fikrim yok.

alkolik olan ve ciddi anlamda sarhoş olan birisi sarhoşken yaşadıklarını hiç bir şekilde hatırlamıyor mu? insandan insana muhakkak değişir tabii ama ben genel olarak merak ettim.

teşekkürler.
0
meiyisi
(04.03.23)
evet böyle bir eşik var, herkesin bu eşiği geçmesi için gerekli miktar farklı

bu eşiğin bazı durumlar için bahane olarak kullanılması da yaygın bir kılıf
0
freebird5406_2
(04.03.23)
açılın evde iki alkoliği olan uzman geldi.
kişiden kişiye değişiyor. alkolik baba sarhoşken yaptıklarını kesinlikle hatırlamıyor (işine gelmiyor değil, hatırlamıyor), cinsini sevdiğim cinsine çekmiş alkolik oğlu ise a'dan z'ye hatırlıyor. miktardan bağımsız ikisi de, 1 biradan tutun 10 bira+1 viski+2 şişe köpek öldürene kadar her miktardaki alkol ve sarhoşluk durumu ile vukuat gözlemim var.
0
halanne
(04.03.23)
Eğer zoom olacak kadar içtiysem zatwn dışarıdan anlarsın, mantıklı konuşamam, sağa sola yıkılıyo olurum. O zaman hatırlamayabiliyorum.
Ama eğer seninle mantık çerçevesi içinde konuşabiliyorsam sarhoş olsam bile o zaman hatırlarım. En azından sen hatırlatınca hatırlarım biraz.
Tamamen unutmak bence biraz abartı. Yani tamamen unutacak kadar içtiysem zaten benimle konuşulmaz.
0
zimbirik
(04.03.23)
Eşik aşılırsa mümkün. Diyelim normalde 35 cc içiyorsanız 70 cc içerseniz 35 cc değilde 50 cc den sonrasını hatırlamayabilirsiniz. Normal bir durum ama utanılacak şeyler yapmama kaydı ile.
0
ground
(04.03.23)
Hicbir sey hatirlamama degil de kopukluklar oluyor. Ama mesela filmlerde seks yapip hatirlamama geyigi de sacma, o kadar buyuk bir olayi hatirlarsin, ha diyelim ki o kadar ictin ki beyin gitti komple o durumda da seks yapamazsin.

Alkol gunun sonunda bir zehir oyle bakmak lazim
0
another satisfied lover
(04.03.23)
cok fazla alkol tukettigim donemler oldu. hicbir zaman bu durumu yasamadim.

kisinin alkol esigiyle alakali bir mevzu. ama alkolden kustugumda bile hatirliyordum her seyi. benim basima gelmedi yani.
0
antikadimag
(04.03.23)
Ben de hatirliyorum.
0
nax
(04.03.23)
sarhoşken olanları unutmak gerçekten ekstrem bir durum. içen insanların çoğu bunu yaşamaz. 10-12 yıldır aralıklı; son 3-4 aydır öküz gibi içiyorum, hayatım boyunca önceki güne dair hiçbir şey hatırlamadığım sadece BİR gece oldu. tam aksine, çok sarhoş olunca duygular yoğun yaşandığı için insan mental olarak yorulur; çok sarhoş olduğun geceyi bazen aylar sonra bile hatırlarsın.

ben misal dozu ayarlayamayıp evde duvarlara çarpa çarpa tuvalete gittiğim dönemleri çok net hatırlıyorum. sarhoşluk öyle insanın aklını alıp götüren bir şey değil. onun olması için komalık filan olman lazım.

çok içen biri saçma davranabilir, normalde hiç yapmayacağı şeyleri yapabilir, iş "sarhoşken söylenenler aslında gerçekte hissedilenlerdir" boyutunu geçebilir ama ertesi günü hatırlamamak, ne yaptığını hiç bilmemek vs. ne bileyim bunlar bana çok ekstrem geliyor.

bunu ne yazık ki alkol tüketimi miktarıyla rusları korkutmuş bir insan olarak söylüyorum. hatırlamayacak kadar içen adam zaten ikinci üçüncü denemesinde ölür muhtemelen. bazı detayları hatırlamazsın filan ama öyle "aaa tamamen gitmişim yok hiçbi şey" durumu bence pek mümkün değil. onun için düşüp uyuyakalman lazım yani, ben saatlerce şunu bunu yapayım sarhoşken, ertesi gün hatırlamayayım yok. alkol uyuşturucu ama o kadar ağır bir uyuşturucu değil, tribe sokacak bir şey değil.
0
mark greg sputnik
(04.03.23)
Sarhoşluk ile ilgili ‘dakika başına düşen fotoğraf karesinin azalması’ diye bir tabir var. Bence Kesinlikle nokta atışı. Mesala ayıkken dakikada 10 bin fotoğraf çeken video gibi hatırlarsın her şeyi ama kandaki alkol oranı arttıkça dakika da 5-10 a düşer, parça pincik hatırlarsın yani. Sonrasını hatırlamıyorsan ya sızmışsındır ya da bayılmış
0
piranase
(04.03.23)
Alkolik olma sarti saglanmadan da bu yasanabiliyor. 1 kez tam yasayinca, yasanabilecegine ikna oluyorsun. En fazla birkac kez oldu. Kendimi rahat ve guvende hissettigim ortamlardaykendi. Zaten tekinsiz bir his oldugu icin tekrar o esige cikmamak icin dikkat ediyorsun.

Tumuyle perde kapaniyor ama yaptiklarina devam edebiliyorsun(musum). Disardan bakinca, kayisin o siralarda koptuguna dair hicbir isaret yokmus.

Bir yerden sonra sizma ve belki kusma vs. eslik ediyor. Nerdeyim ben, nasil buraya geldim vs. dusunceleriyle uyanmak ayirt edici oluyor. Cok fazla icince oluyor evet ama bence kilit nokta hizlica yuksek alkol yuklemesi.
0
jnlbnnn
(04.03.23)
Hayatımda sadece iki kere kör kütük sarhoş oldum. Birisi 5-6 ay önceydi. 7 kadeh rakı içtim. Onda bile topuklularla yürüyüp hesabı ödeyip taksi çağırıp evime dönebildim ki tek eksisi utanıyorım taksiye kusmam oldu, onda da adam çok salladı arabayı. Hatta temizlik parası falan teklif edecek kadar da kendimdeydim. Bence ergen gibi kusmak dışında bahsi geçen hatırlamama durumu bir şehir efsanesi. Ki ben sık alkol tüketen hatta alkolü seven bir insan da değilim, bağışıklığım da yok.
0
ruhen hastayim ben
(05.03.23)
(16)

Depremde en üst kat mı güvenlidir alt katlar mı

bebegim sende kimsinn
Evet arkadaşlar soru gayet anlaşılır. Deprem olduğunu varsayalım ve bina sağlam değilse en alt kattaki mi avantajlı en üst kattaki mi? Sorulan şey en üst kattakine yardımın daha çabuk ulaşması değil binanın yıkılması durumunda sadece sağ kalma ihtimalidir.
Evet arkadaşlar soru gayet anlaşılır. Deprem olduğunu varsayalım ve bina sağlam değilse en alt kattaki mi avantajlı en üst kattaki mi? Sorulan şey en üst kattakine yardımın daha çabuk ulaşması değil binanın yıkılması durumunda sadece sağ kalma ihtimalidir.
0
bebegim sende kimsinn
(02.03.23)
üst kat, yıkım en alt kattan başlar depremin süresi arttıkça katları kese kese gider.

enkaz fotoğraflarına bakarsan giriş veya ilk 2 katı yıkılmış ama üst katları duran birçok bina görebilirsin. ama en üst katı yıkılmış fakat gerisi ayakta bina bulman mümkün değil.
0
orpheus
(02.03.23)
üst katlar daha güvenlidir. alt katların ne yazık ki çok minik bir "camdan fırlayıp kaçma" ihtimali dışında hiçbir faydası yok. onun için de zaten depremin siz uyanıkken olması, fiziksel olarak canavar gibi olmanız filan lazım... kaldı ki o bile işe yaramayabilir, yani üç metreden atladınız mesela, siz tekrar kalkıp yola koyulana kadar o bina üstünüze yıkılabilir.
0
mark greg sputnik
(02.03.23)
binanin nasil yikildigi ile cok alakasi var.
0
tadellesever
(02.03.23)
genel olarak üst.
0
candide
(02.03.23)
Benim analizim de üst kat.
0
Cekcekli
(03.03.23)
bina zeminden dolayı olduğu yerde kendi üstüne çökmez de yan yatarsa alt kat güvenilir, olduğu yere çökerse üst kat.
0
sumuklurakun
(03.03.23)
bence en güvenlisi orta katlar eğer bina yan yatarsa üst kattakiler direk ölür çökerse alt kattakiler direk ölür o yüzden en iyisi orta kat.
0
sizofren06
(03.03.23)
üst kat kesinlikle.

giriş, zemin ve bodrum katlar ise çok tehlikeli.
deprem bölgesindeki videoları izleyin bir çok yıkılmayan ağır hasarlı bina bile giriş katın üzerine ezilmiş bir şekilde kalmış.
yani bütün bina evi güvenle tahliye ederken giriş kattakiler ezilmiş.
0
nuisance
(03.03.23)
genel olarak üst ama binanın zemin yapısı ve yapı kalitesi belirleyici unsur. çünkü binalar olduğu yerde çökme gibi yıkılmıyor her zaman. yanlara veya öne doğru da yıklabiliyor.
0
debian
(03.03.23)
Japonlar bu soruyu hiç düşünmek zorunda kalmıyor
Hepsi riskli bence +debian
0
photo85
(03.03.23)
turkiye'de binalar pancake oldugu icin, sence ustunde 7 kat varsa mi enkazdan cikman daha kolay yoksa tek kat oldugunda mi?
0
cooperr
(03.03.23)
bu depremde bile birçok binaya yardım gitmedi. bizdeki çürük binalarda çök kapan filan olayı da pek işe yaramıyor zaten, o bina yıkılmasında değil de kafana bişeyler düşmesin diye olan bi olay. kattan bağımsız olarak bina çöktüğünde zaten çoğunluk ölüyor. ilk yıkılma anında hayatta kalanların bir çoğu da yardım gelmeden günler içinde ölüyor.

buradaki herkesin aksine ben bina yıkılırsa binde bir kurtarılma ihtimaline göre değil ilk etapta çıkabilme şansına göre yorum yapıyorum ve giriş kat en avantajlı diyorum. hele ki marmara bölgesinde beklenen deprem tahminlerdeki gibi 7 üzeri olursa yardım gelme ihtimali bu depremde gördüğümüzden de düşük. bina yıkılınca hayatta kaldın iyi güzel, nasıl çıkacaksın?

tldr: binanın içinde kalacağın durumlarda evet üst katta hayatta kalma ihtimali daha yüksek ama giriş kattan dışarı çıkabilme şansı üst kattan bina yıkıldıktan sonra kurtulma ihtimalinden daha yüksek.
0
konetsu
(03.03.23)
@konetsu

soruda bina "yikildi" varsayiliyor, yani senin giris kati ayak seviyesine inmis durumda. Kafa hizzasinda 3./4. kat falan var.
0
cooperr
(03.03.23)
cooper bina yıkılmazsa hepsi güvenli zaten. yıkılacağı bir depremde de kurtulma şansının en yüksek olduğu durum dışarı çıkabilmene bağlı. yoksa aradaki kıyasladığımız durum 0.01% ile 0.02% arasındaki fark gibi bişey gerçekçi bakarsak. ilk yıkılma anında enkaz altında sağ kalma ihtimali evet çok daha yüksek ama "üst kattakilere yardımın daha çabuk ulaşması" ile bitmiyor olay. çoğu binada üst kata da o yardım ulaşmıyor işte. marmara depreminde eğer ciddi değişiklikler olmazsa bu durum daha da kötü olacak. umudu enkazdan çıkarılmaya bağlamamak lazım diyorum kısacası.
0
konetsu
(03.03.23)
@konetsu

hocam siz pek buyuk deprem yasamadiniz galiba, 7.2 yasamis biri olarak giris katinda da olsan bina yikilirken disari atlama olasiligin cok dusuk, kitlenip kaliyorsun, ki burda insanlarin hepsi uykuda yakalandi.

son deprem sonrasi roportajlara bak mesela, ust kattakileri is makinasi olmadan cikartabiliyorlar, adam 10 saat sonra cikmis, arama kurtarmaya yardim ediyor hastanelik bile olmamis...

golcuk depreminde en ust kattan kurtulan 80lik bir cift biliyorum, yuruyerek cikmislardi enkazdan. Alt katlardaki insanlarin cogu pestil oldu malesef.
0
cooperr
(03.03.23)
nurdağı'nda yaşamış biri olarak belli olmuyor gibi. üst katlar genelen daha iyi. üst katta olanlar daha çok kurtuldu.

ama 3 katlı olan yerin çöküp alttaki bodrum katın aynen kaldığına da şahidim.
0
patronaj1
(04.03.23)
(7)

ekmek arasi salam kasar yanina ne gider?

buenosdias
eskiden bakkallarda yaptirirdik. canim cok cekti. seftali suyuyla beraber aksam yemegi olarak yicem. yanina ne gider sizce?
eskiden bakkallarda yaptirirdik. canim cok cekti. seftali suyuyla beraber aksam yemegi olarak yicem. yanina ne gider sizce?
0
buenosdias
(02.03.23)
Bu yeter hocam daha ne olacak, tatlı matlı diyorsan bu menünün yanına şambali gider.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.03.23)
zeytin
çay
0
exlibris
(02.03.23)
kemalettin tuğcu romanlarında bakkaldan ekmek, peynir ve üzüm aldırıp yerlerdi, aklıma o geldi. afiyet olsun.
0
deartheodosia
(02.03.23)
Kaşar salam fanta seviyorum ben aklıma nedense direk fanta geldi . Çay da iyidir .
0
dunyatuhaf
(02.03.23)
lays
0
Kittie
(02.03.23)
Rus salatası da koyduklarını hatırlıyorum :)
0
plutongezegendegilmi
(02.03.23)
hıyar turşusu
0
mark greg sputnik
(02.03.23)
(9)

Putin vs. Rte hangisi daha otoriter?

mikahakkinen
Putin’s Witnesses belgeselini izledim kendine ters yapan dahil muhalefet liderlerini ya zehirliyor ya da öldürtüyor. Rteyle karşılaştırdığımızda Putin daha mı otoriter?Yani hangisi ülkelerinde daha baskın?
Putin’s Witnesses belgeselini izledim kendine ters yapan dahil muhalefet liderlerini ya zehirliyor ya da öldürtüyor. Rteyle karşılaştırdığımızda Putin daha mı otoriter?

Yani hangisi ülkelerinde daha baskın?
0
mikahakkinen
(02.03.23)
Bence putin. Batidan daha kopuk olmanin verdigi rahatlik onda daha fazla
0
another satisfied lover
(02.03.23)
Abi doğru bi karşılaştırma değil bu, RTE'nin karşısında yine iyi kötü bir muhalefet var halk var vs var. Bi olay olduğunda Twitter'da bile biraz isyan edince adam geri vites yapabiliyor pek çok konuda, Putin allah gibi bir şey Rusya'da köpeksiz köyde değneksiz dolanıyor, Türkiye öyle bir yer değil hala. Bence asıl karşılaştırma Putin mi daha psikopat yoksa Kim Jong-Un mu şeklinde olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.03.23)
putin. rusya zaten sovyetlerden bu yana otoriter yönetiliyor. halk daha çok sindirilmiş. muhalifleri, gazetecileri öldürüyorlar. bizimki daha o seviyede belli
0
paintov
(02.03.23)
putin, tartışmaya açık bile değil. bizimkisi putincilik oynuyor kendince.
0
mark greg sputnik
(02.03.23)
istanbul'u kaybeden otoriter olmaz,

putin'in moskova'yı kaybettiğini düşünsene.
0
duyurukullanıcısı
(02.03.23)
putin daha otoriter ama niye?
adamın doğal kaynakları, sabit geliri var.
yurtdışından para bulmak için otoriter değilim görüntüsü vermek zorunda değil.

putin muhalefet liderlerini öldürüyormuş, bizim ülkede hapse atıyorlar ya da ülkeden kaçırıyorlar.
ayrıca sinan ateş olayına bakılırsa öldürülüyor da olabilir.
0
vizivozo
(02.03.23)
Bizimkinden Putin'in kotu bir kopyasi bile olmaz.

Putin eski KGBci, bizimki eski IETTci..pehh
0
cooperr
(02.03.23)
şöyle örnek vereyim rusya'da olsa istanbul seçimlerinde imamoglu iptal edilen ikinci seçimlere giremezdi.
0
bisorumvargaliba
(03.03.23)
cevap verilmis. ben de iki lideri baska bir acidan karsilastirayim.

birisi imam hatip cikisli bir iett memuru.

digeri ise phd sahibi bir kgb ajani.
0
antikadimag
(03.03.23)
(7)

sizce en iyi 40 yaş altı aktrisler

semaforo de medianoche
güzellik vs. ayrı konu da ben direkt oyunculuk yetenekleri olarak çok beğendiniz 40 yaş altı aktrisleri soruyorum. en az 5 tane yazarsanız sevinirim daha fazla yazabiliyorsanız daha iyi.benimkiler: kristen stewart, rooney mara, margot robbie, jessie buckley, jennifer lawrence, scarlett johansson ve
güzellik vs. ayrı konu da ben direkt oyunculuk yetenekleri olarak çok beğendiniz 40 yaş altı aktrisleri soruyorum. en az 5 tane yazarsanız sevinirim daha fazla yazabiliyorsanız daha iyi.

benimkiler: kristen stewart, rooney mara, margot robbie, jessie buckley, jennifer lawrence, scarlett johansson ve belki florence pugh'u da alırım bu listeye. 41 yaşında ama hadi natalie portman'ı da ekleyeyim.

edit: lea seydoux'u unutmuşum oha
0
semaforo de medianoche
(28.02.23)
40 dahilse Emily Blunt.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(28.02.23)
80 sonrası doğanlar diyelim:
Anne Hathaway
Phoebe Waller-Bridge
Eva Green
Emma Stone
Bryce Dallas Howard
Rebecca Ferguson
Victoria Pedretti
Keira Knightley
Gemma Arterton
Olivia Wilde
Ana de Armas
Sydney Sweeney
Kerry Condon
Alison Brie
Natasha Lyonne
Madelyn Cline
Sarah Wayne Callies
Sophie Turner
Riley Keough
Emma Watson
Chloë Grace Moretz
Alexandra Daddario (yeteneksiz ama çok güzel)
0
gabe h coud
(28.02.23)
Anne Hathaway
Phoebe Waller-Bridge
Eva Green

üçlüsüne ben de katılıyorum.
0
rakicandir
(28.02.23)
Merve Dizdar
Anna Taylor-Joy
Margot Robbie
Maisie Williams
Carly Chaikin
0
vedatchilipeppers
(28.02.23)
florence pugh ve Saoirse Ronan oyuncudur diğerleri güzel kadın sadece.
0
Hallegadola
(28.02.23)
scarlett johansson ve lea seydoux'un kölesi olsam dünyanın en mutlu insanı olurdum sanırım
0
mark greg sputnik
(28.02.23)
ben bu yazilanlardan sadece florence pugh'u begeniyorum. bir de emma stone ve emily blunt, belki.

hos gerci gabe'in yazdigi herkesi tanimiyorum. ama mesela anne hathaway, emma watson falan bence felaket.
0
hot potato
(28.02.23)
(30)

Kanada'ya taşınır mıydınız?

whatdreamsnevercome
%100, sorunsuz bir şekilde taşınma imkanınız olsaydı, taşınır mıydınız? Yerimde olsaydınız taşınır mıydınız?Yazılımcıyım, son dönem işlerim iyi gidiyor, iyi bir semte taşındım. Mutluydum, sonra Türkiye her zamanki gibi cıvıtmaya başladı. Gelecek kaygısı başladı, şuan oturduğum semtte uzun süre otura
%100, sorunsuz bir şekilde taşınma imkanınız olsaydı, taşınır mıydınız? Yerimde olsaydınız taşınır mıydınız?

Yazılımcıyım, son dönem işlerim iyi gidiyor, iyi bir semte taşındım. Mutluydum, sonra Türkiye her zamanki gibi cıvıtmaya başladı. Gelecek kaygısı başladı, şuan oturduğum semtte uzun süre oturabilecek durumda olmamaya başladım. Yani bu evden çıksam, mevcut semte tekrar taşınma ihtimalim yok, çünkü kiralar artık 100bin liralara dayandı şakasız. Ve bu semt dışında bir yerde yaşamak da beni tatmin etmeyecek artık (istanbulda çok yerde yaşadım) bunun da sebepleri var. (hem istanbulun, türkiyenin bu kadar derdini kahrını çekip hem de istemediğim semtteki evlere 30-40bin lira kira ödeyemem).

üstüne bu deprem dalgası eklendi. sıradaki depremde bizim oturduğumuz evin yıkılmama ihtimali çok düşük. (evin eskiliğinden ziyade, bulunduğu konum nedeniyle) bunun üzüntüsü var üstümde.

her şey iyi gidip, iyi gelir kazanıp projelerim yatırım almasına rağmen "istediğim evi" satın almamın 20-25 yıldan önce mümkün olmadığını, bu ülkenin fırsatlarının ben ne kadar koşarsam koşayım benden o kadar uzaklaşacağını anladım.

deprem dönemi olan devletin eksikliği, insanların düştüğü haller, istanbul'un, izmir'in, adana'nın vb. önümüzdeki yıllar yıkılacak olması, ev arzındaki yetersizlik, hukukun kalmaması, ekonominin ne yaptığını bilmemesi gibi şeyler beni çok yordu.

çok yordu. tahmni edemeyeceğiniz kadar yordu. çalışıp çalışıp, elimde olmayan koşullar nedeniyle geri düşmek beni çok yordu.

--------

velhasıl önce amerika'ya gidişin yollarını araştırdım. çok mümkün olmadığını anladım kısa zamanda. çok zor, çok düşük ihtimal, uğraşmaya kendimi paralamaya değmeyecek kadar düşük bir ihtimal. avrupa, şu aşamada çok cazip gelmiyor.

kanada ise %100 oluyor, o bölgede de arkadaşlarımız var üstelik. ama baktığım zaman yazılımcı maaşlarını da çok beğenmedim o bölgede. ama hem kalıcı oturum hem vatandaşlık almak daha mümkün.

ülkemi normalde seviyordum, istanbulda yaşamayı da. buradaki arkadaşlarımal buluşmayı da.

ama bir günün sabahı her şeyini kaybetme ihtimali olan bir ülkede bu tür şeylerden de doyasına keyif alamıyorum artık.

siz olsanız taşınır mıydınız?
kanaada çok toz-pembe bir ülke değil. mutsuz olma ihtimalim de yüksek. ama sanki orada bir gelecek var gibi geliyor. en azından ev alabilriim, en azından daha rahat yaşayabilirim. buradaki mücadeleden ve düşüncelerden çok yoruldum.
0
whatdreamsnevercome
(26.02.23)
genel iklim ve buraya olan uzaklığı sebebiyle kanada aklımın ucundan dahi geçen bir yer değil. olağanüstü bir para kazanacağım bir durum yoksa hiç mantıklı gelmiyor bana (şahsi fikrimdir)

(edit: evden çalışan biri için) --> istanbulda 100 bin lira kira vermeden de insan gibi yaşanabilecek bir çok yer var ve deprem kuşağında da değiller. illa caddebostan fenerbahçe takıntısı olan biri değilseniz iyi para kazanan biri istanbulda ülkenin dertleriyle uğraşmadan da iyi bir hayat yaşayabiliyor.

illa yurtdışına taşınacaksam, eğer kalıcı olarak gitmeyi düşünüyorsam ab ülkeleri veya abd'yi, geçici olarak gideceksem hızlıca para vurabileceğim uae gibi ülkeleri tercih ederim.
0
roket adam
(26.02.23)
@roket adam,

işte insan gibi yaşamk konusu baya göreceli hale geliyor o noktada. caddebostan/fenerbahçe bölgesindeki sosyal olanak (köpeğini çıkaracağın devasa parkıdır, çevresindeki sakinliktir şudur budur)/demografik yapı istanbul'da başka yerlerde yok. sarıyerde de ataşehirde de şişlide de oturdum. oraları bir daha tercih etmek istemem.

bilmyiorum belki kendimi ikna etmeye çalışıyorumdur. ama hepsinin ötesinde türkiyede bir gelecek göremiyorum artık. en azından kendim için.

amerika olsa zaten 1 saniye bile düşünmez, sormazdım bile.
kanada benim de çok hazettiğim bir yer olmadığı için sorma fikir alma gereği duyuyorum.
0
🌸whatdreamsnevercome
(26.02.23)
Kanada iklim açısından sıkıntılı. Bu sorun olmayacaksa taşınılır. Alım gücü maaşlar ne durumda buna da bakmak lazım.
0
seaman
(26.02.23)
şuan şirketim üzerinden elde ettiğim gelirin aynısıyla kanadada aslında daha iyi bir alım gücüne ulaşıyorum. (bu tabi geçici, dolardaki baskı kalkınca türkiye'de de fiyatlar dolar karşısında yerlebir olacak/yerle bir olmaya mecbur)
0
🌸whatdreamsnevercome
(26.02.23)
İstanbuldaki çıtanız kiraların 100k olduğu yerdeyse minimumda ve ona rağmen buradan ev almayı karşılayamıyorsanız o zaman kanadada da eşdeğer bir çıta koyarsanız oradaki yaşamı karşılayamayabilirsiniz gibi geliyor bana.
Şuan demografik yapı olarak fenerbahçe altına inemiyorsanız o zaman kanadada da sizin gibi beyaz yakalı göçmenlerin yaşadığı mahalleler sizin çıtanızın altında kalabilir. Çünkü o mahallelerde de her kültürden her milletten insan olacak ve demografik açıdan sizi tatmin edeceklerini sanmıyorum.
Çünkü sizin içinde bulunduğunuz (bulunmak istediğiniz) çevre türkiyede ve diğer ülkelerde hala iyi koşullarda yaşadığı için kendi ülkesinden ayrılmıyor kolay kolay.

Ama gidip bi demeden bilemezsiniz. Sakinlik, sosyal devlet anlayışı, hayat kalitesi yüksek olacak. Bir şey kaybetmezsiniz gidip bir kaç yıl yaşasanız ve duruma baksanız.
0
zimbirik
(26.02.23)
100% tasinirdim. Hatta tasindim ve asiri memnunum. "Cok kotu ulke, kurulu duzenimiz olmasa aslinda TR muthis"ciler gelecektir birazdan. Herkesin zevkleri, hayata bakisi falan farkli tabii o yuzden genellemek sacma.

Bu arada ev almak demissin de Turkiye'de her turlu ev almak 10 kat daha kolay. Motivasyonunun sadece maddi ise hayal kirikligina ugrayacaksin. O kadar ugrastiktan sonra daha yeni ev alim misal 30 sene mortgage ile, ayni cabayi, para biriktirme disiplinini falan Turkiye'de gostersem su an 3. evi almistim herhalde. Yasamaya deger yerlerinde konutlar Turkiye'ye gore cok cok daha pahali, onu kafanda oturt oncelikle.
0
hot potato
(26.02.23)
Toronto, Vancouver gibi büyük şehirleri emlak açısından bayağı pahalı 1+1 düzgün evler 2000 küsur cad çıkıyordu ben bir ara araştırdığımda. Ev ve muhit hayalin varsa orası da İstanbul gibi emlak krizinde. Daha küçük şehirlerde de işini yapabilir misin düşünmen lazım.

Benim gördüğüm, Hollanda'ya gidenler çok mutlu olup hemen ev alıyor (çünkü devlet yabancılara kredi işini kolaylaştırmış galiba, hemen mortgage'a girebiliyorlar) Hollanda'da iş imkanın var mı bir bak derim. 5 yılda vatandaşlık alabiliyorsun (ama şu an TC vatandaşlığını bırakman gerekiyor)

"çalışıp çalışıp, elimde olmayan koşullar nedeniyle geri düşmek beni çok yordu."
Daha geçen yakın arkadaşımla aynısını konuştuk. İş hayatına başlarken hayal ettiklerimizde bulduklarımız çok farklı ve çok kötü. Maaş olarak dolar cinsinden geriye gitmemek için kasıyoruz yıllardır, bırak zammı :D

Tek seçenek Kanadaysa gidip 5-6 yılımı verip vatandaş olup sonra rahat olayım dersen mantıklı. Çifte vatandaş olmadığımız her an riskteyiz. Kanada (veya herhangi batı ülkesi) vatandaşı olarak gerekirse gidip AB'de de iş ararsın en azından ülkeye girip yüz yüze görüşme ihtimalin olur.
0
nhk ni youkosu
(26.02.23)
iyi kötü mutlu olduğun yerden neden ayrılıyorsun ki? o istediğin evde de otursan saraylarda da otursan kesinlikle mutsuz olacak ve kendine mazeretler yaratıyorsun gibime geliyor. türkiye'de işler çabuk değişir. bugün bozuk ekonomi yarın düzelir. bunların hepsi düzelir. anan baban kardeşin arkadaşların yanında mı, yanındaysa bunlardan maddiyat uğruna ayrılmayı kantara koyduğunda hangisi ağır basıyor hesabını kendin yap.
0
deranzo1
(26.02.23)
cok caresiz olmadikca kanada gocmenlik icin (ulkenin sunduklari bakimindan) cok iyi bir ulke degil.
siralama abd>ab>kanada>avustralya seklinde.

ama abd ve ab'ye gidemiyorsam evet niye tasinmayayim? hic olmadi geri donersiniz yani begenmezseniz. beklentilerinizi gercekci tutarak giderseniz hayal kirikligi da yasamazsiniz.
0
antikadimag
(26.02.23)
Tek tasinma isteğiniz paraysa tartışılır.
Misal Türkiye'de yaşamak baya kötü. O sebepten bana Fransa'da kazandığım paranın 3 katını falan verseler anca gelirim Türkiye'ye. Gelirsem de birkac yil anca çünkü cekemem o hayati uzun süre.

Sizin derdiniz Türkiye'deki hayat değil ama maddi gibi. Bu noktada bir de özellikle emlak demissiniz ama kanada benim de bildiğim emlak konusunda baya sıkıntı. Bence tek derdi emlak/para olan biri için mantıklı değil.
0
logisticsmanager
(26.02.23)
Gelir açısından değecekse gidilir. Onun dışında bir evde 2-3 yaşayan almancı tayfa gibi sadece gitmek için gidilmez.
0
scholar
(26.02.23)
kendim taşınırım. senin yerinde olsam da taşınırdım.

normalde kuzey amerika merakım yok, hatta ABD'den nefret ederim ama buz hokeyini çok seviyorum. soğuk iklim seviyorum. kanada, ABD'nin daha sosyal versiyonu gibi yönetim anlamında. aynı şeyin laciverdi ama biraz daha sevilebilir ve tercih edilebilir geliyor bana. öyle aç açıkta kalmayacaksam gidip yaşamak isterdim. montreal, toronto vs. olmasına da gerek yok yani winnipeg, calgary filan bile olur. veya daha küçük bir yer.

ailesine, dostlarına, yaşadığı yere çok bağlı olan ve başka yerde mutsuz olacağını düşünen insanları anlayabilirim. onlar, "dışarıda mutlu olacağıma burada mutsuz ölürüm" diyebiliyor. bu insanın gitmesinin manası yok mesela, gitmesin. yalnız senin gibi fikirleri, düşünceleri olan insanlar için bence İMKAN DA VARKEN türkiye'de kalmanın manası yok. en kötü geri dönersin. farkındayım bu da kolay bir şey değil ama ben olsam giderdim.

deprem bu ülkedeki sorunların en büyüğü bile değil bu arada. ona gelene kadar öldürebilecek veya psikolojiyi bozabilecek o kadar şey var ki... bu depremi de birkaç aya unuturuz, görürsün. bir daha işte artık ne zaman vuracak olursa. gölcüklü sayılırım. 99'u hatırlıyorum. devamında olanları da. dünyanın hiçbir yerinde "sıradan vatandaş" zaten çok zeki veya bilinçli olmaz. bu sistem, politika, devlet işidir. bu ülkenin başındakiler (akp gitse bile) böyle reformlar yapar mı, güvenilir bir düzen oluşturur mu? sanmıyorum.
0
mark greg sputnik
(26.02.23)
1 2 yıl için taşınabilirdim.
0
dissendium
(26.02.23)
30-40bin lira kiralardan bahseden biri turkiye'nin kaymak tabakasindandir.
kanada, kaymak tabakadan gelen birini zorlar.
seni mutlu edecek evler de burada milyon dolarlardan basliyor zaten.

kanada overrated bir mavi yaka ulkesi, ustunu iklimi, saglik sisteminin bitikligi....Ben olsam amerika'ya bakarim, kanada'ya hic bulasmam.
0
cooperr
(26.02.23)
hali hazırda yurt dışındayım.

kanada için bir firma bana teklif verse ve kabul alırsam, koşa koşa giderim.

vatandaşlık alana kadar da dönmem.
0
rain when i die
(26.02.23)
sadece başlığı okuyarak evet diyorum. söz konusu lüksemburg yada kanada ise gerisi teferruattır.
0
baldan kaymak
(26.02.23)
trde bir yazılımcının fenerbahçeden aşağı oturmam takıntısı şımarıklık. kanadaya gidin biraz burnunuz sürtülür ayaklarınız yere basar.

yazılımcılık burada geçici süreliğine diğer mesleklere göre iyi kazanan bir meslek fakat kanadada bir mavi yakalıdan çok farklı bir maaş almayacaksın. o yüzden gidip görün.
0
nuisance
(26.02.23)
@nuisance,

ya cidden kendinizi böyle mi tatmin ediyorsunuz? "yazılımcılar aslında çok dandik, yakında sürünecekler" diye falan mı tatmin ediyorsunuz? ben hayatımın 10 yılını gecekonduda yaşadım, bir daha da kendimi öldürür ama yine de oralara geri dönmem. tüm ülke gecekonduya dönüşürken ben de buraları terketmek istiyorum. çünkü evet "fenerbahçe şımarıklığı" var üstümde. insan gibi insanlarla komşu olup, dışarı çıkınca bir parkta yürüyüş yapabildiğim bir yerde yaşamak istiyorum. çünkü 7 gün 24 saat çalışyıorum ve zaten tüm 10lu ve 20li yaşlarım fakirlik içinde ölüp bitmişken, bi 20 yılımı daha berbat yerlerde berbat şartlarda berbat kiralarla geçmesin istiyorum.

kanadadaki emlak piyasasını ben de biliyorum bu arada malesef. ama aslında burada anlatmak istediğim şey şu: yüksek kira ödüyorsam, karşılığında bir yaşam satın alayım. yaşam dediğiniz şey de, türkiyenin %99'unun hiç yaşamadığı şeydir.
0
🌸whatdreamsnevercome
(26.02.23)
standartiniz ev satin almaksa evet kanada uygun bir yer degil ama ulkeden ve ulke gundeminden uzaklasmak bence insana cok sey katar. isim olsa sizin gibi, giderdim.
0
ala09
(26.02.23)
yazılımcıyım, tr şartlarına göre iyi kazanıyorum. evim var, hatta fazladan evim var başka yatırımlarım da var. fena bir semtte oturmuyorum ama fenerbahçede ev kiralarım daha altı olmaz diyecek kadar uçmadım, sonuçta bir beyaz yaka bordrolu çalışansın.

ticaret yapmadığın veya kendi işini kurmadığın sürece olabilecek şartlar belli, fenerbahçe çok populer bir destinasyon atadan dededen gayrimenkul zenginleri de orayı istiyor ayda 8-10bin usd kazanan digital nomad ta, arap veya rus zengini de...

siz kendi çapınızın farkında olun bence, bunun da en iyi yolu orada en fazla bir mavi yaka kadar olabileceğiniz kanadaya yerleşmek olabilir.
0
nuisance
(26.02.23)
@nuince, ayda 8-10k usd kazanıyorum eşimin maaşı ve şirket ortaklıklarımdaki haklarım hariç. şmdi fenerbahçede yaşamayı isteyebilir miyim?
0
🌸whatdreamsnevercome
(26.02.23)
yani hocam sonuçta bu işin hem mantık hem de duygusal tarafı var. genel olarak insanlar trnin olumsuz ruhsal ikliminden duygusal olarak etkilendikleri zaman da gitmek isteyebiliyorlar, bunu anlayabiliyorum. bu gruba dahil olduktan sonra artık gitme gitmeme kararı değil nereye gideceğini tartışmak lazım. siz de belli ki en kaymak tabakadaki bir birey olarak sizi fiziksel olarak etkilemese bile kendinize buradaki ortamdan psikolojik olarak bunaltacak bir hayat kurmuşsunuz. ayrıca bir dönem avantajlı piyasa şartlarından ötürü (düşük kiralar, döviz kazanma vs) fenerbahçe, caddebostan gibi istanbul'un creme de la creme denebilecek şartlarda yaşamışsınız ama bu anormal olan dönem şu anda bitti ve o bölgelerin tekrardan eski seviyelerine ulaşmasından etkilendiniz gibi görüyorum. standart bir beyaz yakanın fenerbahçede yaşaması zaten ütopik bir dönemdi ve bitti veya azaldı, eskiden de yoktu yani böyle bir şey milyonların hayal bile edemeyeceği bir bölge ve döviz kazanan birey de tlnin değer kaybetmemesiyle daha da maliyetli bir yaşam sürmeye başladı (zaten tüm planını tlnin değer kaybına bağlayan bir hayat düzeni kurmak da yanlış olurdu)

kanada dediğimiz yer de dünyanın yüzölçümü olarak en büyük ülkelerinden bir tanesi. emlak piyasasına da hakimim demişsiniz, o zaman tavsiye olması babında, bence şehir bazlı bir duyuru daha açsanız daha isabetli tavsiyeler alabilirsiniz diye düşünüyorum. çünkü sizin derdiniz hem maddi ama biraz da manevi, maddi konu belki daha fazla kazanmanızla çözülür ama manevi olarak bu "bavulunu toplamış olma" hissiyatını çözemezsiniz. belki de gidip birkaç sene bu privileged hayattan uzaklaşıp, standart bir göçmen olarak yaşamak iyi gelecektir (eleştirmek için değil ciddi söylüyorum)

son olarak bir de gideceğiniz yerin vergi durumunu da araştırın derim, yurtdışına iş yaparken tl çok rahat bir ortam sunuyor şu an için kimse vergi falan sormuyor ama mesela kanadada gelir vergisi ödemek durumunda kaldığınız durumu da hesaplamak lazım. (edit. hani zaten düşünmüşsünüzdür de yazayım dedim)
0
roket adam
(26.02.23)
taşınmam. Türkiye'de istanbul'dan başka bir şehre göç ederim. yazılım işi uzaktan da yapılıyor diye biliyorum. gelirim iyi ise, arsa alır ve o arsaya kendi müstakil evimi inşa ederim. depreme dayanıklı ve istediğim şekilde yaparım. istanbul'daki korkunç kutu evlerde kalmam.

neden Türkiye'den ayrılmam? çünkü ailem, sevdiklerim, arkadaşlarım ve anılarım burada. bu kocaman bir ömür demek. hayat demek. başka diyarlarda bunu inşa etmek uzun sürer. insan ömrü kısa. yurtdışı benim için değil, çocuklarımın kendi hayatını inşa etmesi için güzel bir seçenek olur.

tabii benim perspektiften böyle görüyorum. sizin şartları bilmiyorum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(26.02.23)
Yazdıklarınızdan anladığım oldukça duygusal bir insansınız. Bu sebeple sizin olumsuz bir durumda mutsuz olma eğiliminiz yüksek olabilir.

Öncelikle konu paraysa, Türkiye'de para kazanmak birçok ülkeye göre daha kolay. "Yoooooeeaa ne alaka" demeyin. Maaştan bahsetmiyorum, para kazanmaktan bahsediyorum. Yazılımcısınız, kendi işinizi kurup para kazanma şansınız çok daha kolay birçok ülkeye göre çünkü türkiye'de sistem işverenin zenginleşmesi üzerine. Vergi indirimleri, vergi düzenlemeleri, sık sık gelen vergi afları, maaşların düşüklüğü vb... Vermek zorunda olmadığınız yan haklar... Hele ki yazılım ihracatı yapıyorsanız, yani dolar kazanıp TL ile maaş ve harcama yapıyorsanız muhteşem... Kur farkının yanında yararlanabileceğiniz teşvikler, ihracat sebepli vergide daha da indirim vs....

Diğer konularda yazdıklarınızdan biraz toplumun genelinden "izole" bir hayat aradığınızı anlıyorum. Açıkcası kanada gibi ülkelerde bu aradığınızı bulmanız zor. Bir yazılımcı ortalama 50-60 dolar kazanıyor saatte. Bir tesisatcı 30-40 dolar saat ücretiyle çalışıyor. Yani muhtemelen o dünya para bayılacağınız evinizin, tabii maaş/ev fiyatlarına bakıp alabilirseniz, tam karşınıza koca f150sini park eden bir mavi yakalıyla dip dibe oturma ihtimaliniz yüksek.

Orta sınıf her yerde orta sınıftır:)

Ben maaşla çalışacaksam gitmem. Kendi işimi kurup çok kazanacağımdan eminsem hemen giderim.

Sizin yerinizde olsam oralardan remote iş kovalar, burada yaşarım.
Ya da dubai vb gibi yerleri kovalarım.
0
anten
(26.02.23)
senin için problem türkiye'de yaşamayı sevmen. yani eğer oturduğun muhitte, kiralar uygun ve evler sağlam olsaydı bu fikir aklını böyle meşgul etmeyecekti. o yüzden muhitini depremden az etkilenecek ve sağlam evlerin bulunduğu bir konuma kaydırman olabilir.

benim aylık gelirim senin kadar olmasa da iyi. ama şöyle de düşünüyorum gidersem bu standartı yakalayamam. dayanılmaz olmayana kadar gitmem fikrindeyim
0
paintov
(26.02.23)
Bro Kanada'ya taşınıp da mutlu olan bir tane tanıdığım yok alayı geri döndü, bazısı çoluğunu çocuğunu bırakıp falan geri döndü öyle bir geri dönüş, Kanada sanırım adaptasyonu çok zor bir ülke, ben taşınmazdım.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(27.02.23)
eger belli bir gucunuz var ise usa icin E1 YA DA E2 vizelerini dusunun derim. ben E2 aldim aklinizda soru olursa mesaj atin. kanada hakkinda bilgim yok ama malum usa ve yazilim tartisilmaz.
0
oscar
(27.02.23)
"%100, sorunsuz bir şekilde taşınma imkanınız olsaydı, taşınır mıydınız?"

sonrasını okumadım; net taşınırdım.

türkiye'de hayatımı idame ettirmek için vereceğim çabanın belki iki üç katını verirdim ama en azından düzgün bir ülkede yaşardım ve bu çaba için elimde bir motivasyon olurdu.
0
knight of cydonia
(27.02.23)
hayır. kadıköyde oturmak zorunda değilsin. radiohead, u2, guns and roses dinleyen insanların böyle düşünceleri oluyor…
0
sert siyah krom
(27.02.23)
abi bence boğaza karşı yalıda oturmak istemiyorsan türkiye'de bu gelirle elde edemeyeceğin çok az şey var. ayda 5 bin dolar kredi ödesen 100 bin lira ödemeyse 20 milyonluk ev alabilirsin. o yüzden anlamsız geldi.

ayrıca hedeflere de tek seferde ulaşmak mümkün olmasa da adım adım ulaşılabilir. yani bugün yalı alamasan da ufak bir yer alırsın. 3-5 yıl sonra satıp başka yer alırsın. böyle böyle büyürsün.
0
hknty
(04.03.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.