Decathlon/Domyos F/P olarak iyidir, parası önemli değil kalite daha önemli dersen SKLZ ürünlerine bakabilirsin. 35 kg fazlasıyla yeter, progressive overload mantığına göre 15 kg lik alıp başta zorlanmak ve yavaş yavaş artırmak daha iyi sonuç verebilir. Ayrıca yüklenen ağırlığı, barfiks çubuğuna astığın bu bandı ayağının altına değil de dizine koyarak da azaltabilirsin.

Belirli bir ömrü oluyor evet özellikle keskin sivri yerlere gerip uyguladığında ufak bi yırtılma zamanla artıp tamamen kopabiliyor.

60 kiloyum 15'lik aldım. 25'in desteği çok fazla, 35 ise seni uçurur. biraz ilerleyince 5 olanını aldım ama onu kullanmadan lastik olayını bıraktım. ama ben başka hareketlerde de kullanırım diyorsan 25,15 35 hepsi olsun.

@candanag

ben zaten ağırlıkla barfiks çekiyorum fakat bildiğin üzere zaten zor bir hareket olduğundan 4 set 6-5-4-3 tekrar şeklinde ilerliyor, başta şöyle 10-15 tane rahat rahat çekebildiğim bir ısınma turu amaçlı almak istiyorum.

@kafadanbacaklı

25 desteği fazla diyorsan tavsiyene uyacağım. hem 25 ile farklı hareketler de deneyebilirim dediğin gibi alışırsam diğer 15-35 liğini falan da alabilirim.

teşekkür ettim cevaplar için..

YouTube saçma salak şeyler izliyor mu

kıskanıyor mu acaba, benim kardesim de boyleydi sadece yasıtlarına düsmandı.

Çocuk işte ilgi çekmek için yapıyor. Fazla tepki göstermezseniz birkaç ayda unutur o hareketi, başka şeylere başlar.

Kendini rahat hissetmediğini gösteriyor. Tanımadığı insanlarla nasıl başa çıkacağını bilemiyor. Okula gitmiyorsa göndermenizi öneririm. Sosyal beceriler erken yaşlarda ediniliyor. İyi bir okul bunun için güvenli bir ortam.

küçükken bana misafir vs gelince zorla bazı cümleleri söyletirlerdi, asabileşir salak salak davranır ve sesimi hırıltılı yapardım.
öyle olabilir mi

anaokuluna gitmiyor, tek kardeş ve kendi yaşıtı çocuklarla bir araya gelmiyorsa kendi yaşıtlarıyla bir araya geldiğindeki hiçbir davranışı anormal diye nitelendiremezsiniz ki.

pedagoglar artık 3 yaşında başlatın diyorlar anaokuluna, yeğenim 1,5-2 yaşında başladı ki ne kadar erken başlarsa o kadar avantajlı oluyor, aynı yaştaki diğer yeğenim 3,5 yaşında başladı biraz daha zor adapte olmuştu.

artık bütün çocuklar tek, ana babalar çalışıyor, eski aile buluşmaları kuzenler muzenler bir araya gelmeler yok çünkü çocukların kuzenleri yok:)

üşenmeyin her gün parka çıkarmaya çalışın yaşıtlarıyla düşsün kalksın oynasın gülsün ağlasın.

tahta/ağaç yapıştırıcı ile evde kendin yapabilrisin bence

www.facebook.com

Bu arkadaş gitar üretiyor. Yapabilir eminim.

Ekşi den emfuzi yönlendirdi de hatta :)

Tiyatro sokağına gir, soldaki pasaj, içeride sağdaki dükkan.
Yenisinden iyi yapar.

İzmirdeysen tabii.

Olur da o gitar icin deger mi bilmiyorum.

Sanki 100 dolarlik dandik gitarlardan...

tamir edilemeyecek gitar yoktur. bu da deniz tutkalı gibi sağlam bir yapıştırıcı ile elbette tutturulur.

ancak gitar kendi kendine tellerin gerilimi yüzünden kırıldıysa, saptaki ağaç demek ki yetersiz güçte. yapıştırdıktan sonra bu sefer de farklı yerden kırılacaktır. (kesin)

ha birisi üstüne basıp düşüp falan kırıldıysa amenna. yapıştırmak denenebilir.

1-görmeden bi'şey demek zor tını iyiyse dert tasa yok bence.
2-herhangi bir yerden alabilrisin şehir ücra değilse.
3-metod kitapları,onlarca video,web site varken hocaya gerek yok nasıl diy varsa liy (learn it yourself) de var.
4-fena değil,önemli olan çalan,gitar çok iyi olsa da müzisyen daha önemli.

çok uzun süre çalınmadan kenarda beklemiş bir gitar; sap ayarı için luthier e götürmeni tavsiye ederim. tel değişimi vs de sap ayarının içinde zaten.

bunu şunun için diyorum, uzun süre sap ayarı yapılmamış gitarlarda bazen sapta onarılamaz bozulmalar yamulmalar olabiliyor, truss rod falan kurtaramıyor. bu riski göze alma.

ilk olarak washburn almıştım ben, çok sert bi gitardı yani kötü gitarlar çok yorabiliyor insanı, ondan sonra jd brothers diye bi marka almıştım, türk malı, gel zaman git zaman elimden belki 20 tane üst model gitar geçti ama ben jd brothers daki rahatlığı hiç birinde bulamadım, senelerdir içime uktedir,keşke bi luthiere götürüp manyetik değiştirip kullansaymışım.

teller saptan yukarıda ise ya sap ayarı bozuk, ya mevcut tansiyondan ince bir tel taktın ya da tremolo kolunun bağlı olduğu yaylara ayar çekilmesi lazım, görmeden zor, bilen insan şıp diye anlayıp çözer.

valla heryerde tel değiştirip pena alırsın baştan fiyat sormadan, marka model araştırmadan(evet tellerin marka modelleri ve fiyatları bellidir) gitme, tel değiştirmeye çoğu yer para almaz ama istisnalar olabilir.

gitarının şu anki fiyatı 1500 tl civarında yani kötü bir gitar değildir eğer sen de rahat ediyorsan masrafa gerek yok.

ben bişey alacak olsam processor alırdım mesela. pantolonu gösteren ütüdür gitarı gitar yapan processordür.

Piramit ya da ters piramit gitmende bence prb yok progressive overload sağlayabildiğin müddetçe. Ama bu şekilde ben bele fazla yük bineceğini düşünüyorum, ben sağlam bir sırt çantası ile yapıyorum bu hareketi ve ağırlığı sırtıma yayıyorum. Diğer alternatifim ise direnç bantları ile oluyor. Ayrıca Son setlerde incline/decline gibi farklı açılar da denenebilir ama çok önemli değil.

@candanag

aslında belirttiğin gibi ağırlıklı şınavda sırt bölümüne ağırlığı yaymak en mantıklısı. fakat bu tarz antremanları programıma dahil etmeden önce enine boyuna çok araştırırım, sırt çantasıyla çalışanlardan birisinin sırtındaki 20 kg'ın dengesini kaybettiğini ve çantanın sola doğru devrilip ciddi bir omuz sakatlığı geçirdiğini okuyunca sırt çantası ihtimalini eledim. ancak şöyle bir şeye sahip olursam :) www.roguefitness.com

yine dediğin gibi hareketi yapmadan önce ben de bele fazla yük bindireceğini düşünüyordum -ki zaten bu tarz konularda çok temkinliyimdir, videodaki adam gibi direkt 40 kg ile başlamadım- ancak 15 kg'la yaptığım son sette bile böyle bir şey hissetmedim. bunda belki ayaklarımı koyduğuum bölümün, ellerimi koyduğum yerden 2 kat yüksek olması da etkili olabilir -yani incline bench press'in tersten yapılışı gibi düşün:)-

zaten başlığı açma amacım da uzun vadedeki olumlu-olumsuz deneyimlerdi, artık ben yazarım buraya deneyimlerimi -senin ağırlık kemeri duyurun gibi olur, hortlatırım:)

www.t-nation.com buradaki anlatım ve görsellerde ki doğru yerleştirmeleri dikkate almanı öneririm. Bu arada loadtrainer baya egzantirikmiş, ev kullanımına gereksiz ama vücudu halter gibi düşünme fikrini takdir ettim.

1. nin işlemci fanı arızalı olabilir, bu ucuza çözülür. hdd de bad sector olabilir, yeni hdd gerekir. problem ram veya anakartta da olabilir ancak düşük ihtimal. parçaları çıkararak deneme yapmak lazım. ilk iş işlemci sıcaklığı okuma programı ile bakın işlemci sıcaklığı sabit mi?

2. bilmiyorum.

Tamir edilebilir ilki. İkincisi de yedek parça olarak değerlendirilebilir.

Bozuk olarak satın letgo veya sahibinden'de falan. Veya donanımhaberde. Tamir edenler falan alırlar genelde. Ama çok para ödemezler. Speclerine göre değişir gerçi. Hala iş yapacak bir işlemci veya ekran kartı varsa mesela. Ramleri de para eder.

1. Yapılır yüksek ihtimal macun yenilenecek.
2. Ekran ve klavye takılır yine çalışır hale gelir.

tr'deki hiçbir bilgisayarcıya güven olmaz.

laptop ekranı değiştirmek sandığınızdan çok daha kolay. yapamam derseniz etrafınızda muhakkak yapabilen birileri vardır, eş dost arkadaş kuzen vs.

ist'da oturuyorsanız mecidiyeköy'de piyasanın epey altında fiyatlara bu ekranları bulabileeğiniz yerler var.

2-3 sene önce 120-130 liraydı 2014-2015 çıkışlı bir laptop ekranı ortalama fiyatı.

yine de laptop'ı birine-bir yere verecekseniz yaptırtmak için, harddiskini çıkartarak verin (modelini + hard drive remove şeklinde aratın), bu tip aletleri insanların sandıklarından ziyade olabildiğince pratik yapıyorlar, arkadan sadece küçük bir kapağı çıkartarak harddiski alabilirsiniz)

1. laptop da yapılır ama performansı sizi pek tatmin etmez, onun da harddiskini alıp direkt yedek parça olarak satabilirsiniz 200-300 liraya

bionluk.com da bulunabilir bu işi yapanlar fakat iyi seçmek lazım işi yapacak kişiyi.

o zaman armut.comdan falan da bulabilir miyim?
ne diye aratacağım peki?

bionluk bu işler için biraz daha uygun. kurgu olarak arayabilirniz.

bu videolardaki esas olay ses. yoksa videoyu kırpıp kes yapıştır herkes yapar.

bunu yapabileceğini iddia eden birisinin muhakkak youtube'da şakalı komikli videoları vardır. örneklerine bakın. örnek çalışması olmadan "yaparım" diyene kesinlikle itibar etmeyin ve para kaptırmayın.

örnek verdiğiniz video'daki sadece şarkıyı oluşturmak, programları çok iyi bilen bir ses mühendisi-müzisyen'in min 8-10 saatini alır (editlenmeye müsait uygun ses dosyalarını videodan bulup cımbızla çekme, tek tek her heceye autotune oturtmak, mixleme, harmonikler vs)

format dışında bir çözüm yok.
answers.microsoft.com

pc eskiyse 64 bit kurduğunuza pişman olabilirsiniz.

sistem özelliklerini yazarsanız yardımcı olabiliriz belki (ram, cpu)

i.hizliresim.com

paylaşmakta sıkıntı yok ama batma olasılığın yokmuş gibi bir izlenim aldım.
yüksek ihtimalle hemen başlarda batacaksın ve 5x borcu nasıl ödeyeyim bana kupon önerin diyeceksin gibi geldi.

eğer para verecek kişi sıkıntı yapmıyorsa paylaş tabi bence sıkıntı doğrumaz. Sonuçta yeni icat edilen patentli telifli bir icat değil

Borç olayı yok, küçük bir ihtimal ama batma durumunda adam benden parasını geri istemeyecek, anlaşma ona göre yapılacak. Onun dışında düz bahis yapan biri değilim, dönem dönem farklı sistemler deneyip bunların olasılıklarını programlar yazarak hesaplıyorum. Şimdiki sistem için henüz yazmadım ama öncekilerden çok daha iyi olduğu bariz, paylaşım yapmadan önce yazıp girdisini çıktısını gösteriyor olacağım. Sistem de öyle "ya tutarsa" kafasında bir şey değil; "oynanan tekil bir maçın tutma olasılığı %70" gibisinden bir ön kabul ve buna bağlı olarak istatistiksel bir çıktı var. Tek yanılgı o maçı tutturma olasılığını yanlış vermek olabilir ki tamı tamına doğru vermek zaten mümkün değil. Ama o o ön kabulü de paylaşıyor olacağım zaten anlaşacağım kişiyle, ona göre kafasına yatarsa tamam diyecek.

Kurdugun sey saadet zinciri oldugu icin oradan ceza yersin.

Ilk basta kuponlarin parasini odeyip daha sonra gelen yeni uyelerin parasini digerlerine vereceksin. Sonunda da batis.

İstanbul'un kalbinde daha bu ay iyi bir maaşla işe başlamış biri bilgisayar mühendisi olarak (ilk işim, o yüzden bu iş için ayırabileceğim bir bütçe yok elimde) milleti dolandırıp hapislere düşmeye hiç niyetim yok ama saadet zinciri şeklinde düşünebileceği aklıma gelmemişti, teşekkürler bu bakış açısı için.

eksisozluk.com

Zamanında yazdığım bu tarz entry'ler var, ekşi'de yapacağım paylaşım da fazla detaylı olacak. Sistemin istatistiksel olarak çıktısını verecek algoritmayı şu an yazıyorum, kaynak kodu da millet sistemi çözmesin diye maskelenmiş şekilde paylaşmayı düşünüyorum. Ayrıca yapabilirsem bu işi maksimum 3-4 kişi ile yapmayı planlıyorum, sonra elimde yeteri kadar kasa oluşmuş olacak zaten.

Simdi iyi niyetli oldugunu dusunelim.

"yıl sonunda elinize geçecek para koyduğunuzun genelde %10-11 fazlası.

sonuçlardan çıkarılan sonuçlardan çıkarılan sonuç:

banka faizi > martingale"

Bi kere zaten banka faizi (hem de sifir riskle) %20 buradan patliyorsun.

Ikincisi para kazanma ihtimalin yuksekse neden birine ihtiyac duyarsin. Limitless filmindeki gibi astronomik kazanc sansin olsa hadi tefeci bulursun ama seninki zaten normal kazancin bile altinda. Bu yuzden saadet zincirine donusmesi kacinilmaz.

Ben de senin meslektenim, bi ara kafa yormustum. Sonra bahis sirketlerinden biriyle temasim oldu. Baktim heriflerin icinde zaten tonla bilgisayar muhendisi var ve bunlar zaten uluslararasi bahiscilerle(yine muhendis) de calisiyorlar(ve hicbiri butun dataya sahip olduklari halde bahis oynamiyor). Bu kadar toplam zekayi yenip kazanamazsin.

istanbul'un kalbinde iyi maaşla işe başlamış bir bilgisayar mühendisiyseniz iddaa'nın bahis firmalarının en kötülerinden biri olduğunu, iddia'yı geçtim en iyi firmaların dahi bu tarz sistemlerin tamamına karşı önlemler geliştirdiğini, çoğunlukla geliştirmeye dahi zahmet etmeyip çok fazla kazanan kullanıcıların hesaplarına limit koyduğunu öğrenecek/bilecek kadar akıllısınızdır sanırım.

işin yasal kısmı hakkında bir bilgim yok ama planınızın sonuç vermeyeceğinden adım kadar eminim. kendim çok bahis yaptım, profesyonel olarak sektörün içinde de bulundum ve rahatlıkla söyleyebilirim ki bahis İSTİKRARLI bir biçimde para kazanmak için tercih edilebilecek en yorucu, en yıpratıcı ve saçma yol.

bahis oynanmaz demiyorum ama bu şekilde oynanmaz. başkasının da başını yakmayın.

(sen de mi der meister)

Hoşuma gitmeye başladı olay, 21'de gibi hissettim.

öncelikle "acemi" adlı yazara,

Gönderdiğim entry'de zaten yapılması mantıksız olan bir sistemi açıkladım, şu anki sistemle alakası yok. 2 hafta gibi bir sürede kasayı biraz da risk alarak (risk almamak için bütçe arıyorum zaten, yoksa elde etmek istediğim miktara ulaşmak 1-2 yılı bulur) 6 katına çıkardım, öyle diyeyim. Bu süreçte sisteme tamamen bağlı kaldım, aldığım riskten kasıt ise sık kupon yapmak.

-

Çok fazla kazanan kullanıcıların hesaplarına limit koyma gibi bir olay şimdiye kadar duymadım, görmedim. Böyle bir şey olsa bile gider bayiden oynarım, bayilerin tümüne fotoğrafımı gönderip "bu adam kara listede" demeyecekler herhalde? Onun dışında hayvani kazanç durumunda İddaa'nın önlem alacağının elbette bilincindeyim ancak atıyorum, ayda 15 - 20k gibi bir kazancı önlemeye çalışacaklarını sanmıyorum.

Etiğe fazla önem veren biri olarak ben toplamda 5000 lira birikimi olan bir adamdan tüm birikimini yalvarsa da almam. Orada burada değil de ekşi'de paylaşacak olma sebebim de bu zaten. Ulaşmak istediğim kitle maddi açıdan fazla rahat, vereceği parayı gözden çıkarabilir, aynı benim gibi 21'i izledikten sonra MIT'ye girmek isteyen ama hayatına İstanbul'da beyaz yaka olarak devam eden kitle.

Benim yaptığım sistem ile uzun vadede, sürekli para kazanma gibi bir olay zaten imkansız. Uzun vadede kasanın kaybetmeyeceğinin bilincindeyim yani. Benim elde etmek istediğim belirli bir miktar var ve o miktara kadar sorunsuz gitme olasılığı ise oldukça yüksek. Basitçe öyle düşünülebilir,

1942304756

"sonsuz"un içinde üstteki sayının bulunma olasılığı %100,
10000 basamaklı bir rakam dizisinde üstteki sayının bulunma ihtimali çok az.

Ben sonsuz değil, 10000 adım atmayı planlıyorum.

imla

"Kurdugun sey saadet zinciri oldugu icin oradan ceza yersin." @acemi

adam bütün olayı tek bir cümle ile özetlemiş.

çok saf biri olduğunu ümit ederek, aman diyorum. nitelikli dolandırıcılık işlenir direkt sabıka kaydına.

Allah allah, dolandırıcılık yapmadığım halde dolandırıcılık olarak geçerse ilginç olur cidden. Aldığım parayla yaptığım kuponları (maç içeriği hariç) zaten adama ibraz ediyor olacağım, yani eğer bir ihtimal batılırsa adam o paranın gerçektten bahisle gittiğini bilecek. Parasını fazlasıyla iade ederken yine kuponları ibraz ederek paranın bahis yapılarak arttırıldığını açık şekilde gösteriyor olacağım. Onun dışında adam benimle olası batma riskini de kabul ederek, olur da batarsa parayı geri istemeyeceğini taahhüt ederek anlaşıyor.

Bunların dışında, saadet zinciri olmadığını kesin olarak ortaya koymak için anlaştığım her kişiden benim müdahele edemeyeceğim bir internet platformuna (örneğin hepsinin ekşi yazarı olduğunu var sayarsak nick altına) benimle anlaştığına dair bir yazı yazmasını ve bana parayı gönderdiğine dair bir dekont vesaireyi de göndermesini isteyeceğim. Bu şekilde her şey daha da şeffaf olacak, dediğim gibi maksimum 3-4 kişiyle bu işi yapıyor oluşum herkes tarafından görülebilecek.

bankadan ihtiyaç kredisi fln çekseniz onun yerine? sonuçta taksit taksit ödeyeceksiniz, bu kadar eminseniz ödeyebileceğinize neden işin içine bir başkasını sokuyorsunuz ki?

"O kadar" emin değilim. Atıyorum, %85 ihtimalle kasayı 2 katına çıkarıp %15 ihtimalle battığım bir durum için geri ödemek zorunda olacağım ve geri ödemeye gücümün yetmeyeceği miktarda para almak alınabilecek risk değil, çünkü %15 gayet olası bir ihtimal. Ama maddi durumu iyi biri gözden çıkarabileceği miktarda parayı böyle bir durumda gözden çıkarabilir.

Bende yok. Ama vardir illaki.

bence vardır. normalleştiriyor çünkü. hele de bugün 8-9 yaşındaki bebeler bile bunları görüyor oynamaya çalışıyor, iyice yerleşiyor zihinlerine.

bilimsel birçok araştırma yok diyor. mantık olarak da bilgisayar başında uzun süre geçiren ve şiddet dürtüsünü kolayca 0 tehlike ile tatmin eden kişi başka yerde şiddet göstermez.

kişisel deneyimim. internet kafede uzun yıllar müşteri ve çalışan olarak bulundum. en devamlı müşterilerimiz karıncayı incitmez, sokak köpeğine hoşt dedikten sonra köpek kaçtı diye ağlar, öyle ince ruhludurlar.

Hayir yoktur.
Hatta istatiski olarak bakip korelasyon yakalamaya calisirsan durum tam tersi. Evet boyle bir veri var, sallamiyorum.

siddete meyilli ruh hastalari oyun oynamadan da siddet uygular. ben siddetin oyunlarla alakasi oldugunu dusunmuyorum. kisilikte varsa vardir.

Ortaokul caglarinda cogumuzun evinde boyle oyunlar oynayacagi pc, xbox falan yoktu o yillarda ama siddet icerikli oyunlari seve seve (simit, zimba, kemer sakalma gibi siddetten ibaret oyunlar) kendi aramızda oynardık erkek çocukları olarak. O siddet icerigini erkek tabiati nedeniyle bir sekilde buluyorsun zaten teenage caglarda testosteron tavan yaptiginda.
Hiçbirimiz de ileride psikopat falan olmadi.

küçük yaşta belki ama zannetmiyorum. etrafımdaki oyun oynayan insanların,aslında genel olarak kendi başına bir şey yaparak eğlenmeyi başarabilen insanların başkalarına zarar verdiğini pek görmedim. genelde hayvansever olurlar bir de.
vücut geliştirmeyle uğraşan insanlar da sert,şiddete meyilli zannedilir ama büyük çoğunluğu gereğinden fazla kibardır.

Alakası yok bence. Çok fazla politik doğruculuk doğru değil evet ama politik normlarımız bozuk buna bağlıyorum ben.

50 yasindaki esnafin GTA oynadigini dusunmuyorum.

genel olarak yanlış bir yargı var:

"eskiden böyle değildi şimdi çok bozdu."

eskiden de böyleydi. hatta belki daha da fenaydı. şu anda kitle iletişim araçları çok fazla ve insanlar pek çok konuda daha bilinçli oldukları için (mesela kadınlar artık susup içlerine atmıyorlar) bu tür olaylardan eskiye nazaran çok daha fazla haberdar olabiliyoruz.

her yerde kamera var. herkesin elinde akıllı telefon. merkez yerleşim yerlerine en uzak bölgelerde dahi bu böyle. hal böyle olunca bu tarz vakalar eskiye nazaran çok daha fazla "belgeleniyor" ve "şimdi daha çok arttı" gibi yanlış bir genellemeye sebep oluyor.

oyunlar konusunda da çocuklar çok fazla küçümseniyor. elbette psikolojilerini korumak için +7 +13 vs gibi limitlere dikkat etmek lazım ama çok küçük yaştan itibaren bir çoğu gerçek/simülasyon farkının ayrımında oluyor zaten.

Bence bunlar artmıyor. Sadece kayıt altına alınan vaka sayısı artıyor. Gitgide de artacak.

Şiddetin tarihi ne yazık ki Rockstar Games’in kuruluşundan daha eskiye dayanıyor.

Yoktur.

Merhabalar,

Yoktur. Bahsettiginiz turden oyunlarin, evet, oyuncu uzerinde bir nebze hissizlik yarattigi gozlenmistir, ancak siddet egilimini arttirdigi yonunde herhangi bir vargi bulunmamaktadir.

Ayrica “hayvanlara ve korunmasiz kimselere siddet”in arttigini nereden cikariyorsunuz yahu? Ha, eskiden direkt olduruyorlardi, eger bundan bahsediyorsaniz tamam...

hayvanlara ve kadınlara şiddet artmıyor

soruna cevap, yoktur

Bkz format.

@baldan kaymak :)

Görev yöneticisi, çalışan programlara bakın, servisler de bilinmeyen uygulamalar olabilir.

6. yaşlarına girmek üzere olan 2 adet erkek yeğen sahibiyim.

legoları çok seviyorlar. arkadaşlarının falan da var hep. o yaş aralığı için en temiz hediye:)

12-13 yaş kız çocuğuysa çok sakat iş, zor beğenirler ve beğenmediklerini de epey belli ederler:(

nintendo oyun konsolu getir. bayılacaklar

alınır tabi on numara alet.

Aynı ikilemde kalan biri olarak alacağım sanırım. Çünkü hem tüm kitaplarımı yanımda taşıma imkanı veriyor bana hem de kağıt israfını aza indirgememi sağlıyor.

Bu iki sebepten ötürü almayı düşünüyorum.

@cureforlove normalde çok kitap okurdum işte ama taşıma problemi çok önüme çıktı son birkaç senede. bütün kitaplarım da istanbul'da kaldı. ben taşındım falan. hepsini taşımak da zor geliyor o bu şu derken. alışkanlık azaldı. vaktim var okumaya. isteğim de var. önemli olan kindle'yi aldıktan sonra aletin beni çıldırtmaması.

1. Cok Kitap okumuyordum ayda maksimum 1.
2. Fiziksel halini daha çok seviyodum (hala öyle)

Kindle aldım ve pişman değilim kesinlikle alın illa kindle değil e kitap okuyucu.

Çünkü

1. Kitabı yanımda taşımak amelelik
2. Bir çok Türkçe kitap ve nerdeyse tüm İngilizce kitaplar bedava.
3. Not alma, altını çizme, notlarına ulaşma, sözlük vs çok daha kolay.

3.sü gerçekten kıymeti bilinmeyen bir olay. Hala kitap alıyorum bu arada çünkü bazı Türkçe kitapların e kitabı ya yok ya da çevirisi kötü daha iyi yayınevininkini alıyorum

cok iyi bi okuyucuysanız alın. yoksa gerek yok.

"kitapların fiziksel halleri olmadan okumak aynı şekilde keyif vermediğinden dolayı"

kindle gibi bir elektronik okuyucudan böyle bir deneyiminiz olduysa -yazdığınıza göre olmuş- almayın tabii.

ha bence bir kere kindle gibi bir şeyden okumaya alışınca bu sefer de basılı kitaptan okumak zor geliyor. zaten şimdiki aklım olsa kindle değil direkt e-pub açan bir cihaz alırdım. kindle insanı zorla korsana sevk ediyor (tr'den orj alacağınız kitap epub, mobi ye çevirirken kilidi milidi vs uğraştırıyor)

kortizon yada steroid burun mukozasını inceltiyor, uzun süreli kullandığınız zaman mukoza yani burnun içindeki nemli kısım yara olmaya başlıyor. Avamyste de kortizon varmış, aerius antihistaminik olduğu için böyle bir etkisi yoktur. işin garibi, avamyste kortizon var mı diye hiç bakmamıştım, yok sanıyordum. bende de alerjik rinit var ve bir doktor avamysi daha uzun süre kullanabilirsin diye tavsiye etmişti. belki içindeki kortizon/steroid türevi mukozaya daha az nüfuz eden bir türüdür. İLiadin falan kullanınca 3. günde yara oluyor benim burnum, avamyste olmamıştı.

@curukturpkokusu

prospektüsünde de yazıyor zaten burun kanatır diye, doktor bir arkadaşım da demişti burnunu kanatırsa korkma diye demek ki sizin belirttiğiniz "kortizon ya da steroid burun mukozasını inceltiyor, uzun süreli kullandığınız zaman mukoza yani burnun içindeki nemli kısım yara olmaya başlıyor." sebebi.

kardeşim nedir bu alerjik rinitlilerin çektiği:)

merhaba diger ben. ben de senin gibiyim, ustune benim bir de alerjim var fakat donem donem engelleyemiyorum ve yiyorum. yemekle zerre aram yok bu arada, yesem de olur yemesem de hatta tatliyi yemekten once yerim, oyle bir sevgi duyuyorum. bunun bir cozumu yok, ben yedigim donemden bi sure sonra cikiyorum canim bile cekmiyor pastaneye gidip yemeden kalkiyorum. tamamen beyinde ve irade icin hicbir yerden cozum gelemez. sartlaman lazim kendini bu zehirli diye.

bir anda değil de yavaş yavaş bırakmaya çalış

çok eskiden çaya 3 şeker atardım. bir müddet sonra 2, sonra 1, sonra yarım. çok uzun süredir şekersiz içiyorum.

abur cubur çok yiyorsan bir anda bırakma. yavaş yavaş bırak.

bir de evde yiyeceğinden fazla bulundurma. o şey evde duruyorsa muhakkak yenir çünkü.

3 4 gün yoksunluk hissediyorsun sonra geçiyor. Sabır lazım.

caletti +1
ilk 4-5 gun bayilacagim sandim, artık şekerli bir şey yiyince içim bayılıyor, canım istemiyor.
ilk bir hafta zor gerisi kolay

Şuursuz gibi şekerli gıda, çikolata, bisküvi, tatlı tüketen biriydim. 6 şubat'ta sıfır şeker hareketine katıldım. Sadece bir kez, başladıktan birkaç gün sonra açık büfe yemeğe gittiğim için tatlı yedim, onun dışında bugüne kadar rafine şekersiz geldim.

Özellikle yemeklerden sonra, sigara tiryakisi gibi yoksunluk çekmeye başladım son bir iki gündür. Çözüm olarak kuru kayısı aldım, canım tatlı çektikçe bir iki tane yiyorum.

Yer fıstığı yemek de şekersiz bir çözüm.

21 gün kendimi ve nefsimi terbiye ettikten sonra, çerçöp önüme gelen tatlıyı bisküviyi yemek yerine, kaliteli ve temiz tatlılardan (baklava gibi, dondurma gibi) ikram edildikçe abartmadan yemeyi planlıyorum.

Bu 12 günde geri çevirdiğim, ikram edilen, yemekten sonra önerilen tatlıları saysam aklınız hayaliniz durur. Eski ben olsam hepsinden fazla fazla yemiştim. Hepsini zor da olsa reddettim. Kararlıyım.

Bir şeylere bağımlı olmak fikri beni çok rahatsız ediyor. Bu sebeple sigara, alkol bağımlılığım da yok. Tatlı bağımlılığımdan da kurtulacağım.

aynı şeyleri yaşadım. şeker yüzünden kendime belki geri dönüşü olmayan zararlar verdim. aşırı şeker tüketimine bağlı olarak gerçekleşen aşırı kilo artışı yüzünden eklemlerimi, belimi vs. darmadağın ettim.

ne yazık ki işe yarar bir tavsiye veremeyeceğim ama belki güç verir: ben son iki ayda yaklaşık 10 kilo verdim ve inan neredeyse hiçbir şeyi değiştirmedim hayatımda. sadece meşrubat tüketmedim, kalori alımımı sınırlamaya çalıştım. daha önceki denemelerimde çok sıkıldığım için bu sefer kendimi sıkmadım. yediğim her şeyin kalorisini saymaya çalışmak yerine, akşam yemeğinde iki tabak yediysem, o gün gofret yememeye karar verdim mesela.

benim için en büyük motivasyon sigarayı bırakmak olmuştu. "sigarayı bıraktım, şekeri de bırakırım" dedim. tamamen bırakmış değilim ama memnunum. ekstrem önlemler işe yaramıyor. bir yerde kafayı yiyip bırakıyorsun.

ilk bir hafta gerçekten ölümdü. bak yetişkin adamım, kek-çikolata istiyorum diye kafamı duvara vuruyordum. kendimi eve kilitleyecektim neredeyse. o "detoks" haftasında gerçekten hiçbir şey yapamadım, tüm gücümle kendimi disipline etmeye çalıştım.

sonra istek azaldı. kolasız yaşayabildiğime hala inanamıyorum. akşam eve dönerken çikolata alma zorunluluğu hissetmemek, "rahatlamak" için yemek zorunda olmamak... bunlar büyük nimetler. artık şekere abanma fikri rahatsız ediyor, o yüzden geri "düşme" korkum bile kalmadı açıkçası. istemiyorum çünkü, mücadele etmek zorunda değilim.

umarım en azından motivasyon sağlayabilir. çünkü bu işten kurtulmanın belirli bir yolu yok. ben belki 5 sene okudum, araştırdım, denedim... hiçbir şey 3-4 günün ötesine götürmedi beni. en sonunda kafayı tamamen yaktım, kendimi gerçekten aşırı zorladım ama "zehri" attım. 10-15 gün sonrasında kafam da yerine gelmeye başlayınca aşırı şeker tüketerek kendime verdiğim zararı daha net gördüm.

dediğim gibi tamamen bırakmış değilim, öyle bir şey düşünmüyorum da açıkçası. benim isteğim sağlıklı olmaktı, bu yolda adım attım. bağımlılığı kırdım. beslememek için de ölçülü olmaya gayret ediyorum. zaten canım çekmiyor bile artık, sadece teklif edilirse ya da ortamda varsa yiyorum.

sana da bunu hedeflemeni tavsiye ederim. ben kendimce detoks yapıp belirli bir süre için HİÇ tüketmemiştim ama gerek yok. azaltmaya çalış.

sigarayı bıraktım, şekeri azalttım. dünyadaki en iradesiz insan olabilirim. vallahi yaparsın. evet çok zorluyor, çok üzüyor ama en fazla bir hafta sürüyor bu. kendini bir şeye ver. ben o süreçte mesela sapık gibi nba maçı izliyordum kardeşimle. tatilde ve stressiz olmamı fırsat bilip, tüm gücümü bağımlılıkla mücadele etmek için ayırmıştım. bazısında ters teper bu tarz bir yaklaşım. bende çalıştı. kendin bulacaksın. yaparsın.

Azaltma ile olmuyo kesmek lazım bağımlıyım

abur cubur yerine, instagramda unsuz şekersiz kek vs. gibi şeyler oluyor onlara geçiş yap. ben çikolatalı kek yapmıştım mesela çok sevmedim tabi ki ama ülker kek yiyeceğime daha iyi bir alternatif oldu.

Artık internette rafine şekersiz tatlı tarifleri veren birçok site/instagram sayfası var.

örn: badeninsekeri.blogspot.com

Ben de annem şeker hastası olduktan sonra şekeri azalttım. Hem kendim hem onun için böyle tarifler deniyorum. Eğer üşenmiyorsan -ki bence bu tip tarifleri normal tatlılara göre yapması daha kolay- bunları deneyip tatlı isteğini bastırabilirsin.

Tamamen kesmen gerekiyor ancak sadece tatlıyı degil bir sure sekere donusen neredeyse her seyi kesmen lazim. O zaman yoksunluk daha kisa suruyor, daha az istek duyuluyor ve daha kolay bas ediliyor. Yani icinde un olan hicbir sey+nisastali gidalar+ glisemik undexi yuksek olan sebzeler vs yeme. Bol su ve hareketi arttir 1 hafta icinde ataklar etkisini yitirecek. Bir sure sonra lan benim canim neden seker istemiyor diye sasiriyorsun. Biraz da aliskanlik degisimi lazim. Mesela yemekten sonra 10-15 dakika da olsa yuruyus yapmak vs. Bi de kahve ve kuruyemis ogunleri iyi oluyor. Zamanla biraz hafifletirsin seker disindakilerden gene ufaj ufak yersin.

Brian Greene kitapları olabilir. Hatta aynı kitapların belgeselleri de var. Elegant Universe ve The Fabric Of The Cosmos.

Stephen Hawking'in Zamanın Kısa Tarihi gene en çok satmış popüler bilim kitabı olabilir. Benzer konuları işler.

@bos gezenin bos ustasi

teşekkürler. zamanın kısa tarihini okumuştum. elegant universe listemdeydi ne zamandır başlayamamıştım ona da başlayacağım.

yalnız değinmek istediğim çok fazla konuya giriyorlar bu tarz bir sürü konuya ucundan değinen bir kitap-derleme var mıydı sormak istediğim; www.google.com

zamanın kısa tarihi özetin özeti şeklinde bilim tarihi gibiydi. buradaysa biraz kurgu, bilim-din çatışması, yapay zeka, ölümden sonrası vs gibi yığınla konu var. sanırım çok fazla şey istiyorum:)

yasalarin ise yarayacagini hic sanmiyorum. atom bombasi, bilim ve teknolojinin bir urunu, keza ayni sekilde nukleer silahlar da. yasalar var ama kim dinler yasalari. gizliden gizliye yapiyorlar/gelistiriyorlar. iran, rusya, amerika, fransa...
neden? gozdagi vermek, gucluyuz'u vurgulamak.

robotlarda da durum ayni. yasak gelir belki ama dinleyeceklerini sanmiyorum. gizliden gelistirmeye devam ederler. sesini cikarma bak bizde bu var salarim uzerine diye birbirlerine embesilce karsilikli mesajlar vermeye devam ederler. politikacilardan insanligi dusunmesini beklemek abes olur.
ayrica bu islerde para da var. karanlik kapitalistler var. silah sektoru var.

yani anlayacagin yasalar bilim ve teknolojiye hic sinir koyamadi. koyamayacak da.
en iyisi insan iyi dusunup hayati iyiye yasamak, iyi isler, diger insanlar faydali isler yapmak. yikici isler degil.
diger yandan kotuluk hep varligini devam ettirecektir. ama sorun degil, iyilik her zaman ondedir. her zaman oldugu gibi.

yasaların gerçekten adalet için varolduğunu düşünmen ilginç.

www.coopersguns.com

musclewiki.org

exrx.net

telefonda şu uygulama da gösteriyor

play.google.com

www.bodybuilding.com

bodybouilding.com +1

ben basit 90 lira civarina 26(13x2) kilo aldım. 3 haftadır calisiyorum memnunum. o kadar para vermeye bence gerek yok ilerleyen dönemde kalan parayı halter setine vermek daha mantıklı. bir adet de kapı barfiksi tamamdır.
urun.n11.com şunun gibi bisey

Ayarlanabilir set alın mutlaka hep aynı kiloda çalışamazsınız mantıken...

www.decathlon.com.tr

salon tecrüben varsa göğüs, kanat, omuz hareketlerinde 30-40 kg'lara kadar çıkabilirsin evde dahi çalışsan.

ben 50 kg'lık set alıp sonra letgodan 2. el 4x5 2x2,5 25 kg daha almıştım.

döküm set alabilirsin. ben evde çalışıyorum temiz olsun diye krom almıştım yıllar önce. ilave aldığım ağırlıkları döküm aldım, krom çok pahalı ve o kadar lüzumlu da değilmiş.

plastik dambıllara hiç bulaşma bence.

Gerçek bir dram istiyorsan Gazap Üzümleri.

@angelus vadideki zambağı okudum.
@ruhen, istediğin kitap bu tarz değil. mesela bir insanın iç dünya sıkıntısı ne bileyin hayatında yaşadığı olumsuzluklar yenilgiler vs vs. yani birilerinin manevi mutsuzlukları olsun istiyorum

yeraltından notlar?

ya da aylak adam geldi aklıma.

Genc werther’in acilari

9. hariciye kogusu

@ kljg, aylak adamı da okudum, yer altından notları okumadım ama ona bakacağım, teşekkürler

@keuhles, evet bak bu öneri hoşuma gitti. Aşk temalı kitapları pek sevmem aslında ama dur bakalım.

İngilizce biliyorsan one soldier’s war.

9.hariciye koğuşu +1
akşam güneşi
vurun kahpeye

sabahattin ali - kuyucaklı yusuf

Bir süre yere paralel gittikten sonra - barış Bıçakçı

tatar çölü'nü istiyorsun.

Yukarıda tam yerinde öneriler var.

Genç Werther +1
Yeraltından Notlar +1
Kuyucaklı Yusuf +1

Yabancı
Bulantı
Uyuyan Adam

kaplumbağalar
cengiz aytmatov kitapları

Ben Camus'den bir de La Chute önerebilirim. Okurken benim içimi sıkmıştı bayağı. Tehlikeli Oyunlar da olabilir. Osamu Dazai'ın ningen shikkaku'sunu da mutsuzluk için öneriyorum. Hatta sanırım tam istediğiniz şey olabilir Ningen Shikkaku. Yazdıkça fikir değiştirdim ve Ningen Shikkaku diyorum.

Chuck Palahniuk - Görünmez Canavarlar

Hermann Hesse - Gertrud

Edit: Hatta Rosshalde sevgisizliği ve mutsuzluğu Gertrud'dan daha iyi anlatıyor.

www.idefix.com

Hepinize çok teşekkür ederim. Okumadiklarimi sanırım tek tek alıp okuyacağım

yapılmışı var.
bknz: Felsefe'nin kısa tarihi Nigel Warburton

aristonun altın ortası vardır. erdem ortadır, uçlarda bulunmaz der. kısaca hayatın her alanında ortayı benimsemeliyizdir felsefesi. azı karar çoğu zarar meselesi yani. örneğin cesur olmalıyız, ne korkak ne gözü kara. cömert olmalıyız, ne cimri ne savurgan. kısaca her şeyin ortası iyidir.

platon için de mağara alegorisini örnek verebiliriz. nette kısacık bir yazısı var, okuyabilirsiniz.

sofie'nin dunyasi kitabi cok kisa degil ama herhalde tum filozoflar icin makul kisaliktaki ozetleri topluca bulabileceginiz bi kitaptir.

felsefe 101 - Paul Kleinman

jimjim+1 dili sade, guzel. basitce temel fikirleri acikliyor. Soruyu yazan icin iyi bir baslangic olacaktir.

Youtube'da geçen aristoyla ilgili animasyon görmüştüm birkaç dklık.

www.youtube.com

bryan magee tarafındna yazılmış felsefenin öyküsü adında felsefe tarihini epey yüzeysel özet geçen bir kitap var.

iyi haberim, immanuel tolstoyevski bu kitabın özetini yememiş içmemiş sözlüğe yazmış.

bir entry'ye göre çok uzun ama felsefe tarihini anlamak için bulabileceğin en kısa özet:

eksisozluk.com

Hocam keşke fotoğraf eklesen. Şimdi böyle elde olanları yazmışsın ama normal ev tipi kasadakiler aklıma geliyor, sendeki parçaların boyutları neler? Ekran kartı hayvan gibi bişey ama dana mı öküz mü? Power supply ne kadar?

Bence fotoğraf ve ölçüleri alalım

Anakart atx standart. Büyük anakart, daha büyüğü yok.

thunderbolttechnology.net

Ekran Kartı bu: goo.gl

Soğutucu bu:
goo.gl

Power bu: goo.gl

SSD hap kadar zaten önemi yok. Siz bunları en verimli şekilde nasıl sığdırabilirim, biraz fikir verirseniz ordan yürürüm ben.

Evde bu aletin mobilya gibi durması lazım. Öyle gaming rog mog carbonfiber kasa zart zurt olmayacak gayet elegant bi şekilde durması gerek, emir büyük yerden.

burada ilginc dizaylar var
duvara asmalı gibi

www.youtube.com

@kingcyrax linkindeki fikri masaya monte etmek için kullanabilirsin. böylelikle kasa minimalistlikten görünmezliğe evrilir:)

pcdepo ya bi bak

laptopsa kampanya kovalayacaksın. ayda bir kdv indirimi yapıyorlar. masaüstü toplayacaksan parça parça almak en iyisi. yine indirim takip etmek lazım tabi

Masaüstü ise inventus.com öneririm.

@bardakigüneşgözlüğü

Birader dalga mı geçiyorsun? Google'a bir yaz istersen, ekşi'de, dh de yüzlerce sayfa yorum dolandırılan insan var.

@038576 şu anda bu entryi yazdığım bilgisayarı pcdepodan zamanında sistem özelliklerine oranlara çok ucuza aldım hocam.eğer farklı bir konu varsa şimdi bakıyorum editlerim sonra

Hala pcdepo yazılıyor, gerçekten ilginç.

3-4 sene önce 10 bine yakın kişiyi dolandırıp vurgun yapıp kaçan site bu. Biraz araştırın.

notebook için arçelik bayileri ile pazarlık yap. bazılarının elinde stok birikti, eritmek isteyebilirler

masaüstü ise mecidiyeköy'de eksen bilgisayar var.

fiyatı uygun, parçaları istersen tek tek de alabilirsin istersen onlar da toplayabiliyorlar ücretsiz.

laptop'ta da kafanda belli bir marka model varsa -olmalı- en ucuz nereyi bulursan ora.

Aferin Sinüs - akıntı ve baş ağrısı için
Sinüs Rinse - sinüsleri temizlemek için

Tylol hot da diğer parasetamoller gibi ağrı kesici. Sinüzit ağrını alır ama iyileştirmez. Öte yandan pseudoefedrin var içinde kafanı bulandırır sırf bu nedenle yasak Avrupa'da o ilaç.

Sinüzit geçmez ayrıca. İlerlemesini tetikleyecek durumlara sokmayacaksın kendini.

Sinüs banyosu

antibiyotik alsam kurutmaz mı?

üst solunum yolu enfeksiyonu, alerjik nezle ve kronik sinüzit birbirine sık sık karıştırılır.

eğer burnun musluk gibi akıyor, geniz akıntın var, boğazın da hafif acıyor ve kendini kırgın hissediyorsan üst solunum yolu enfeksiyonu; ilerlerse antibiyotiklik olursun.

bu safhadaysan nurofen flu'yu 4-5 saat arayla içip 5 gün boyunca sabah ve akşam 2 burun deliğine bir kere iliadin sıkabilirin.

nurofen hastalığı geçirmez öteler, içtikten sonra iyi uyuyup güzel beslenmen gerekir (C vitaminie aban; portakal, yeşil biber vs) iliadin ise hem burun akıntını bitirir, hem burnunu açar tedavide payı büyüktür. yalnız iliadin'i kesinlikle 5 günden fazla kullanmamalısın.

(çok öksürüğün varsa balgam söktürücüler var onlardan da alabilirsin)

Mesala gitarda şarkıların akorları bellidir. Sen çalarken o akoru şarkıya göre ayarlayabiliyorsan yani ritmi tutturuyorsan müzik kulağın var demektir. Ya da ilk kez duyduğun müziğin notalarını çıkartmak

İlk kez duyduğun bir müziği bildiğin bir enstrümanla çalabiliyorsan müzik kulağım var diyebilirsin.

bu arada müzik kulağı olmak 0-1 ya da siyah-beyaz gibi ikili varlık durumu değil. yani ben de duyduğum müzikleri çalabiliyorum mesela ama üzerinde 1 saat falan çalışmam gerekebiliyor. bazı adamlar var duyduğunu cart diye çalıveriyor.

@himmet
heh iste asil meseleye parmak bastin. Muzik kulagim var ya da yok dendigi icin ben de bu bir true-false durumu galiba diye dusununce nerden biliyoruz diye merak ettim var oldugunu.
Tam olarak kafama takilan kisim bu aslinda. "muzik kulagim var, duydugum muzigi gitarda calarim" e ugrasinca caliniyor zaten? Ben de senin gibi ugrasirsam caliyorum ama elime alip zart diye calamiyorum aninda. Ama eninde sonunda calisyorsun yani. Ama 10dk sonra ama 1 saat sonra caliyorsun bir sekilde. Bana herkes de yapabilirmis gibi geliyor aleti kullanmayi bildikten sonra:)

En temel haliyle duyduğun ritmi tekrar edebiliyor musun, buradan anlayabilirsin. Bir arkadaşın eliyle masaya vurarak bir ritim tutsun, sonra sen onu tekrar etmeye çalış.

Müzik kurslarında genelde bu şekilde bakılır mesela. Bir enstrüman çalmayı bilmiyorsan istersen müzik dehası ol duyduğun şarkıyı pat diye çalamazsın. Bildiğin bir enstrüman varsa onun üzerinden sadece dinleyerek şarkı notası çıkarmak ise evet, müzik kulağı iyi dedirtir. Var ya da yoktan ziyade iyi ya da kötü demek daha doğru aslında, ritim tutmayı beceren herkes duyarak akor çıkaracak diye bir şey de yok. Aynı zamanda eğitilebilir bir şey, ben herkesin çalışarak bir noktaya gelebileceğini düşünüyorum.

(bkz: müzik kulağı testi)

m.youtube.com

Aha boyleysen muzik kulagin var demek. Tabi bu abarti yetenek, bundan az ama biseyler varsa o da iyi.

yaygın kanının aksine müzik kulağı çalıştırılarak da geliştirilebilir.

eskiden ear master pro diye bir program vardı bildiğin mutlak kulak olmuştum.

(bu arada google'a yazdım hala varmış o program, çok faydalıdır.)

@├acemi'nin linkteki çocuğun yaptıklarını öğretiyor arada dediğim program:)

@makbur
Muzik kulagi tamam da mutlak kulak dogustan gelen bir sey diye biliyorum ya.
Hatta "profesyonel" muzisyenlerin sadece %11'inin mutlak kulagi oldugunu soylemisti amerikan yapimi bir belgeselde.

Varsın gülsünler nolucak, git tabi.

Acile gitsen de göğüs hastalıkları polikliniği kontrol önerirler. Bu sorunu acilde çözemezsin.

Evet acillik bir durum değil göğüs hastalıkları polikliniğine gitmelisiniz

sivi kan mi yoksa balgamla beraber pihtilasmis kan mi? ikincisiyse ben de cok oluyor. genelde burnumdan genzime dogru akan kanlar balgamla beraber katilasiyor. ilki icin bir fikrim yok ama kimse kan kusuyorum dediginde gotuyle gulmez.

@crucio yok, pihtilasmis kan. sivi degil.
Pimpirikli davranmak istemedigim icin o sekilde yazdim acikcasi.
Siz doktora gorunmus muydunuz?

yok gorunmedim hic.

gün içerisinde burnunuz kanadıysa aradan çok saatler geçse bile bazen kanlı balgam gelebiliyor.

bazen sistemsel araclar sapitabiliyor. task manager altinda resource manager diye detayli gosteren bir tool daha var oradan bakabilirsin.

win büyük bir update ile kurulum yapıyor olabilir.

bir de kurduğun bir sanal makine varsa onlar çok yiyebilir.

bas formatı kurtul, 2ye1 oran veriyorum

Muhtemelen "nonpaged memory leak" denilen hikaye başınıza geldi. Görev yöneticisinde performans>bellek kısmında "disk belleği olmayan havuz" yavaş yavaş bütün belleği dolduruyor ve bilgisayarı yeniden başlatana kadar düzelmiyor.

Büyük olasılıkla windows güncellemesidir. Her birkaç hafta ya da ayda bir olabiliyor. Eğer öyleyse görev yöneticisi kullanıcı modunda açıldığında görünmüyor, admin modunda açmak gerekiyor.

bazen bu sorunlar donanimsal olabiliyor. makinenizi fiziksel olarakta temizlemeyi deneyin. toz vb biriken pislikler makineyi yorabilir.

pimapencilerde, belki bazı hırdavat ve alüminyum satan yerlerde.

hırdavatçı +1

Her nalburda vardır, bir milyoncularda da olabilir.

nalburlarda olmuyor çoğu zaman. 7 8 nalbur gezdikten sonra x bir pimapenciye girdim, kocaman bir poşeti önüme attı ne kadar lazımsa al dedi adam. onlar için bu malzemenin bir değeri yok, çuvalla alıyorlar.

nalburda ya da pimapencide bulacağın yuva onunla birebir aynı ölçüde olmayabilir.

o yüzden almaya giderken sinekliğin üzerindekini parçayı da sök öyle git. adam önüne birden fazla seçenek çıkarırsa uyanı deneyerek bulursun (vida yerleri özellikle aynı hizada ölçüde olmalı)

ha oldu da aynısı yok, farklı ölçüde 2 parça alırsın. ancak bu sefer sinekliğin üzerine de pimapen çerçevesine takacağın parçayı çok ince ölçüp ayarlamalısın. yoksa hiçbir şekilde oturmaz. (tecrübeyle sabittir :( )

uluslararası camiada "metal archives" tutuyorsa başta içerik olmak üzere iyi bir tasarım ile metal günlükleri neden tutmasın, bence hiç teenager falan değil, siteyi açtıktan sonra bu sorunun altına da paylaş takipçisi olalım.

Kendinizi, hobinizi neden küçümsüyorsunuz? :) Ben de 32'sinde bir kadın olarak ergenlikten beri metal dinliyorum zevkle, moonspell ile fasulye ayıklayıp dimmu borgir ile nevresim değiştiriyorum ahaha.

Arada yabancı albüm yorumlarını da okuyorum sitelerde, gideri var yani. İsmi önemli değil ama şekil olsun istiyorsanız İngilizce isim koyabilirsiniz.

Abi aç okuyalım. Gerçi ben Hipster müziğine yöneldim epeydir. Ama metal tracker.com dan bunalti.com dan hayvan gibi indirme yaptığım günleri de iyi bilirim.

Bir ara bir site vardı. Sürekli Cynic övülen Florida death metal grularının bulunduğu bir blog vardı. Duruyor mu hala bilmiyorum. Arada güzel içerikler oluyordu.

Ama yolla dinleyelim. Daha seksi bir isim bulabilirsin tabi. Metal günlükleri diyince pembeler içinde, ortaokuldaki anahtarlı günlüklerin her yere sacildigi bir metal klibi aklıma geliyor sbdjdhd.

Metal günlükleri +1

metali 16-18 yaşları arasında 2 sene dinledim sonra kafam kaldırmadı.

metal müzik zaten genelde ergen işi bence isminde sıkıntı yok.

@whoosie, yok yav niye küçümseyeyim, hatta kendimi metal dinlediğim için bir level üst insan sayıyorum (ciddiyim). geyik yapayım dedim sadece. benim eşim de aynı sizin gibi, kamelot dinleyip bebek emziriyor hahah.

Metal bitti abi kimse girip bakmaz. Sana gore bitmemis olabilir, kamuoyuna gore bitti:)

isim önemli. hatta slogan da önemli. daha önce metal dinlemiş birisi başka müzik türleri dinlese de metal dinlemeyi bırakmaz.

knowyourmeme.com

metal bitti diyenler de bitmedi bi' türlü. aç abi her türlü okuruz.

metal'in cok kati bir tanimi olmadigindan bitmesi de mumkun degil. cogu insan metal diyince akillarina tek gelen brutal vokalli death metal falan. ben de masallah sizden bayagi buyugum ama hala dinlerim. yalniz ben zamaninda ne dinlediysem orda kaldim zerre bilgim yok son 10-20 yilin metalinden.

o yuzden acip da gecmis metal turleri ve gruplariyla karsilastirmali da yazarsaniz ben cok da guzel okurum belki sayenizde cagin muzigine de sans veririm. yapin bunu.

Dediğim site şuydu

www.pasifagresif.com

metal bitti aga. bosver.

Yazar olarak alsana beni de \m/ (ciddiyim)

aklıma trt-2'deki rock market geldi nedensizce:)

insanlar metal bitti derken 90'ların sonu 2000'lerin başındaki metal müziğin o şaha kalkmış dönemini baz alıyorlar. bizim orta-lisede bir sene sonu konserleri oluyordu sanırsın death metal festivali. (şimdinin akpli müdür sağolsun yasaklamış..)

öyle bir dönem belki bir daha olmayabilir ama metal müzik asla bitmez. 20 yy ile klasik müzik bitti mi mesela? şimdiki çocuklar arasında da metal müzik dinleyen bir kitle var. ciddi bir çalışma yaparsan emeğini her türlü alırsın.

ben bu yaşımda hala daha yeni gruplar keşfediyorum (yeni dediğim adam 90'larda aktifmiş ben yeni keşfetmişim) ki bunun yanında bilmediğim bir sürü günümüz grubu var.

youtube'da kanalları olan müthiş amatör müzisyenler var. varoğlu var yani.

özellikle ülkece bir baskı dönemindeyiz. bu tarz işler böyle dönemlerde çok çok daha kıymetli olur. ben her türlü desteklerim. iyi şanslar..

49 dakikalık video. uygun bir yerini gösterin de bakalım..

@ i dont know i dont care

saniyeli link verdim, verdiğim anda tekerlekleri ayırıyorlar 5-10 saniye sonra şasiyi kesiyorlar, hemen sonra da kaynak başlıyor. verdiğim andan itibaren 1-2 dakika izleyeceksin o kadar. link de düzgün açılıyor..

kaynak sağlamdır. ülkemizde eline kaynak alan herkes kaynakçı sanır kendisini ama bunların da sertifikaları, eğitimleri vardır.

mühendislikten başlar, sonra kaynak metodu, elektrik ark, gaz altı, argon gibi hangisinin kullanılacağı seçilir, sonra kaynak için kullanılanacak elekrot/tel seçimi yapılır. kaynak yapıldıktan sonra da çeşitli metodlarla(mesela kaynak test boyaları), ultrason veya rontgen çekilerek kontrol edilir.

yani kaynak konusunda sıkıntı yok, sağlam yapılmış bir kaynakta kırılma olmaz, genelde de kaynaktan değil onun ilerisinden ya da gerisinden kırılır.

mühendisliğine de kafa patlattıklarına göre sorun yok.

pardon :) seçtğiniz anın görüntüsü biraz ilgisiz olunca videoda başlarda olunca en başı gibi geldi.
video almanca. bir yerde argon falan diyor. argon kaynağı vs mi acaba?
bir kez rollercoaster üretimi yapan bir "atöllye" belgeseli izlemiştim. o kaynaklar için gerçekten çok uğraşıp özel bir eğitim beceri ile yapıyorlar. tabii ki donaanımları da farklı ve iyi. evet kaynak tutuyor.. rollercoasterlerda bile tuttuğuaa göre :)

çeşit çeşit kaynak var ama kaynak sağlamdır asla malzemenin kendisi kadar sağlam olamaz tabi.

kullandığı kaynak makinası gaz altı kaynak makinası.

argon gazı ile beraber kullanılır, argon gazı püskürtür kaynak yapılacak yeri argonla sarar, dolayısıyla ortamdaki oksijeni kaynak yapılan alandan uzaklaştırır. amacı budur. rüzgarlı yerlerde pek yapılması önerilmez.

zehirli değil boğucu bir gazdır, kaynakta çok kullanılır.

ayrıca tig kaynağında da büyük boru kaynakları gibi işlerde, kaynak yapılacak borunun iki ucu strafor ile tıkanır ve ortasından içeri argon gazı basılır.

böylece boru içinde de oksijen yerine argon olur, delme uzama yapmaz, temiz ve standartlara uygun bir kaynak olur.

ayrıca uçak kanatlarının yapıştırılarak tutturulduğuna şaşırmıyorsak kaynağa hiç şaşırmamamız lazım :)

Geçenlerde çok büyük bi iş makinesi üreticisinin Türkiye distribütörlüğünden servis müdürü müydü yoksa başka bi şey miydi tam hatırlayamadığım biriyle görüştüm. Kaynak teknolojisinin çok geliştiğini söyledi.

Yırtılan ana bom, arm bomu vs kaynakla tekrar tamir edilebiliyo. Ki bu makineler tonlarca yükün altında çalışan makineler. Düşün orijinal bomunu yırtmış adam o kadar ağır çalışıyo.

Bizim ülkede de çok sağlam kaynak yapan firmalar var.

ülkemizde kaynak teknolojileri üzerine master programları bile mevcut. epey detaylı mevzu.

bir de yerli kaynak teknolojileri geliştiren şirket bile var: www.gedikkaynak.com.tr

cevaplar için çok teşekkür ederim güzel bir derleme oldu:)

İyi yapılmış bir kaynak malzemenin kendisinden bile daha sağlam olur, malzemeyi keserken kaynağa denk geldiğinizde kesim zorlaşır.

Evet.

Evet. Kalmadim ama birakiyolar.

Sinyalsiz donus sadece kendi hayatini degil baskasinin hayatini da tehlikeye atmak demek.

Evet, 2 sene önce sağa yanaşırken sinyal vermedim bıraktılar.

www.istanbulehliyet.com

Şans. Sınav komisyonundakilerin ruh haline göre değişir. 5 kere stop edeni geçridiklerini de gördüm. Stepnenin ne olduğunu bilmeyeni bıraktıklarını da.

bir arkadaş şans demiş katılıyorum.

uzun seneler önce direksiyon sınavına girdiğimde, yanımda oturan kurs hocası aşırı panik biriydi. arabaya bindim kemerimi bağlarken daha habire elime falan vurup kaş göz yapıyordu "el frenini indir", "vitesi 1'e al" diyordu fıs fıs fıs sonra arkadaki meb müfettişleri adama hönkürdüler "karışmayın efenimm" diye. adam da bunlara hönkürdü. bu sırada ben gazı verdim yola çıktım bile. bunlar hiç beni takip etmidiler ve aralarında tartışıp durdular.

o kadar kamyonlarn falan geçtiği yolda sinyal vermeden döndüm, sinyal vermeden yanaştım, arabayı da öyle bir durdurdum ki herkesi bir öne silkeledim. "naaptın makbur" falan dediler, indim arabadan.

benden hemen sonra ablam bindi. u dönüşünde muntazam durdu, sinyalini verdi, yanaşırken sinyalini verdi, o da biraz sert durdu. dedim beni kesin bıraktılar.

sonuç: beni 85 ile geçirdiler ablamı bıraktılar.

bilgisayarım, bu bilgisayar, my computer; klasörün adı neyse ona sağ tıkla özelliklere gir.

açılan pencerede sol üstte aygıt yöneticisi var onu aç.

alt alta dizili aygıtlarda soru işareti olan aygıt varsa ona gir, sürücüsünü otomatik bul gibi bir şey vardır.

soru işareti yok da çarpı varsa, üstüne gel tekrar aktifleştir de.

bunların hiçbiri yoksa aygıt yöneticisinde, aygıt yöneticisinde üstte donanım değişikliklerini tara var, tarat çıkar o silinen sürücü.

Hemen deniyorum teşekkürlrr

parmakla ağırlığın yarısını kaldırabilen birileri varsa alnından öp ne yapacaksın

Abi yarısını kaldırmasa da yardım ediyor işte, yarısı lafın gelişi.

yani sen al diyene kadar bara dokunmayacak bir buddy bulman lazım. senden yaşça küçük ve daha tıfıl varsa onlardan seç. söz dinlerler :)

Bunlar cok kucuk detaylar. O adamin yardimi senin gelisimine negatif ivme kazandirmiyor. Zaten bu biraz “buyuk resim” sporu. Kucuk detaylarda bogulmaya degmez cidden. Birak parmagiyla yardim etsin :)

RPE Skalası kavramını uygularsan barın altında kalmazsın. RPE zorluk derecesini belirler, mesela 1'den 10'a kadardır, 10 RPE ile çalışıyorsan ağırlığın altında kalabilirsin ama 9 RPE ile çalışıyorsan fazladan 1 tekrar yapacak gücün vardır ama yapmazsın, o zaman da barın altında kalmazsın ya da spotter ihtiyacı hissetmezsin, ben hep bu şekilde çalıştım, PR'lar dışında da barın altında kaldığım pek olmadı, barın altında kaldığında da kendine zarar vermeden ağırlığı yıkmayı deneyebilirsin, bunun da teknikleri var.

Bench press yapmıyorum.

salonda power rack yok mu?

Power rack var da bench yapmaya uygun değil.

20 senelik bir tecrube ile sunu soyliym ki agirlik sana degil sen agirliga hukmetmelisin. Yani maxta 120 kilo basabilirim. Ama halterci degilim. Bu nedenle vucutcu icin cok kilo cok onemli degil. Inan buna. 50 kiloyla bile yedire yedire 10 sn de indirerek kasini yor. Cok proflarla calistim. Inan bana olay bu. Kasi yormak. E hadi ben sasirtacam ve kilo basmak istiyoum diyosun. Ok. O zaman al eline iki 40 lik dumbell dizlerinin uzerine koyup yuklen. Takildigin yerde kollarini yana ac ve yavasca dikkatle yere birak. Bu hareketi egik sehpada daha kolay yaparsin. Dumbelleri gogsune indir. Ordan dizlerine birak.son onerim de su : barin her iki yanina iki eleman koy. Ben soyleyince ayni anda iki plaka cikarin de. Sen haber verince 2.5 veya 5 kilolari cikarsinlar. Herseyden hepsinden onemlisi bu ise sevdaliysan, bu isten gercekten anlayan bir hoca bul derim.

ağırlık artıracağım zaman yakında çalışan kim varsa sesleniyorum. altında kalabilirim yardım isterim o zaman diyerek. 2 kere kaldim şimdiye kadar. göğsünde tutuyorsun zaten bişey olmuyor. adam gelip yardim ediyor sonra. ben sevmiyorum bara dokunulmasini. barı ben alir ben geri koyarım ona da karışıyorlar, el ayarları da yok. safe zone ile isim olmaz.

altında kalabileceğimiz ağırlığın altına yatmıyoruz. bu kadar basit.

@hasmetizm tam omya mesele. Kaldıramazsam zaten göğsüme indiricem barı. Ben o zaman yardım etsin diye rica ediyorum, adam baı parmaklıyor. Ulan sen parmağının ucuyla bile dokunsan ben hissediyorum az da olsa yardım ediyor yani, deliriyorum amk :)

aynen abi, salonda çalışan çpocuklar falan var zaten söylesem geliyorlar ama dinlemiyorlar dediklerimi. yabçak bişey yok. düzenli artan yükleme yaparsan zaten kalmazsın altında kolay kolay. kalırsan da "yardım" diye seslen gelir illa ki birisi.

Smartımsı gibiymiş. Kendi işletim sistemi, arayüzü falan var mı

Yok galiba ya, sourcelar çıkıyor karşıma açınca PC,hdmı, USB ,scart gibi. Dijiturk açınca görüntü geliyor.Ya da usbden bir şeyler izleniyor.Bahsettigim YouTube uygulaması Dijiturk portal üzerinde,orda bir kaç uygulama daha var ama bunlar Dijiturk hizmeti herhalde

Smart ise kumanda üzerinde smart tuşu vardır.
Yine de emin olmak adına tv’nin arkasından ya da menüsünden modeline bakıp internette arayabilirsiniz.

TV'nin marka modelini yazarsan daha kolay olur..

siz digiturk kutusu üzerinden youtube'a giriyorsunuz.

o cihaza da belki netflix kurulabiliyordur, digiturk'ü arayıp sorun bence.

tv içinse diyeceğim, çoğu üretici 5-6 yılı dolduran smart tv'lere güncelleme yapmıyor (yenisi alınsın diye) ve aldığınızda smart olan tv şu anda youtube vs açamıyor olabilir.

bizde mesela axen markasında bi smart tv var sunny'nin alt markası olan fakat netflix'e girmiyor. desteklemiyor yani. her smart tv netflix'i açacak diye bi şey yok.

not: bu arada netflix'i açıyor, izleme kısmına kadar geliyorum ama izle deyince desteklenmiyor uyarısı çıkıyor ekranda.

Coil whine bobin ıslığı demek. İşlemcide bobin olmadığına göre ya fanınız sürtüyor, ya da benim tahminime göre ekran kartından ses geliyor siz yanlış anlıyorsunuz. Ekran kartını kısıtlamak kolay. işlemciye voltaj sabitleyerek bir şeyler yapılabilir.

K işlemcisi sanmıştım. eğer laptoptaysanız hdd ye baktınız mı benim laptop hddsi de cızırtı yapıyor bu arada.

evet haklısınız yaygın adı o olduğundan öyle dedim. fan sürtmüyor ses direkt işlemcinin içinden geliyor. laptop olduğundan ve işlemci unlocked olmadığından oc ayarlarına giremiyorum.

ssd kullanıyorum hocam. sesin işlemciden geldiğine %100 eminim....... www.google.com

geliyor işte hocam bilmiyorum. telefonu da sessiz ortamda kulağınıza dayayıp işlem yaptırırsanız telefonun işlemcisinden de ses geliyor

hepsini denedim komple fanı %0 hızda çalıştırınca da ses geliyor. linke tıklarsanız anlayacaksınız

işlemci ses yapmaz, ona güç veren elemanlar falan yapar o sesi. işlemciye yük bindiğinde sesi duymanız bu yüzdendir.
güç yönetimi - gelişmiş güç ayarları - güç yönetimi seçeneklerinden minimumu değiştirince bir şey değişiyor mu acaba?

prime95 falan calistir. islemciyi de limitlersin sabirim onunla.

@
gkhncnzdgn yük bindiğinde değil yüksüz olduğunda ses yapıyor o yüzden hafif yük altında çalışmasını istiyorum ısınmadan. deneyeyim onu şu an %100 min

pardon, tersini düşünmüşüm ama belki etkisi olur yine de.

@alperz prime95 işimi görecek sanırım ama 2 worker seçtiğim halde %100 çalıştırıyor cpuyu. daha az yükü nasıl ayarlayabiliriz?
edit: 1 worker ile %17 yük bindiriyor fan çalıştırıyor bu haliyle biraz daha düşürmem lazım

meraktan youtube yorumlarını okurken şuna denk geldim;

-- spoiler ---

No it has nothing to do with fan, PSU charging or whatever, when I scroll in IE/Chrome, it get even more noisy. Very annoying.

Reply 1
SamseDK
SamseDK1 year ago

I had that noise when i scrolled down and up once, I just uninstalled realtek sound drivers, and it was gone.

--- spoiler ---

benim naçizane düşüncem de, wireless adaptörleri de bu tip sesler çıkarabiliyor. wireless'ı bir kapatıp çalışın bakalım devam ediyor mu aynı sesler?

denedim hocam olmadı. blogs.msdn.microsoft.com şu program işimi çözdü. istediğim yükü verebildim

Cok genel bi soru. Bence muzik türünü editle ona gore oneride bulunalim.

önemli grupları rolling stones 100 artist diye arattır. en sondan başla ve hiçbir tanesini atlama. rock müziği jazz dan daha çok seviyorum o yüzden bunu dinlememe gerek yok deme. hepsi özeldir. queen, metallica, çok popülerdir o yüzden onlar daha iyidir diyerek hareket etme. bu şekilde gidersen, hem tarihe damga vurmuş olanları dinlersin hem de yeni olanların eskilerden ne kadar esinlendiğini bilirsin.

dünya klasiklerinin özetlerini isteyenler de vardı burada.

bu tarz konularda tahmin ettiğinin aksine "bilgili görünmek"ten ziyade, bilmemek daha keyifli bence. bazı kitapları ve şarkıları onları hiç bilmediğim zamanlara gidip, ilk karşılaşmamdaki heyecanı ve zevki tatmak için pek çok şeyi feda ederdim heralde.

bence arkadaşlarından duyduğun grupları şarkıları araştır ve dinle, keyif almaya bak.

"müzik türleri, önemli gruplar ve sanatçıları hem hızlı bir şekilde tanımak"tan benim anladığım: "ben bir database oluşturayim da arkadaş ortamında sönük kalmayayim" . bu kafayla zaten ne öğrendiğin aklında kalır ne de aklında kalanlar sana bir şeyler katar.

unutmadan; o 100 artist, 100 greatest hits, 100 guitar solo vs listeleri de hep tırt olur.

müzik tarihi - ahmet say

ortamlarda millet ac/dc, deep purple derken, sen rönesans, baroktan girer ekspresyonizmden çıkarsın. :))
popüler müzikten bahsediyosan louis armstrong‘dan başlayabilirsin.

normal sütte 100 gramda 3 gram protein varken bunda 5 gram var. yağını alıyorlardır en fazla

Adamlar sütün-yoğurdun içine harici olarak whey koyuyor ondan artıyor protein miktarı, whey de peynir suyu, üstünde o kadar düşünecek bir konu değil. Beyaz peynir yedikten sonra üçüncü kolunun çıkma ihtimali ne kadarsa bunları kullanınca da o kadar.

o zaman zararsiz yani? e tamam madem cok tesekkurler.

Steroidçi balon dediğin beylerin çoğunluğu o tozları içeriğindeki tek bir harfe kadar değerlendiriyor.
Filtrasyon sistemleri en iyi olan, en düzgün markayı seçmek için günler harcıyorlar.
Proteinli sütlerin etiketlerine baktım, içeriğindeki proteinin ne olduğuna dair hiçbir bilgi yok, elbette angelus'un dediği gibi whey ancak bir de şu etikete bakar mısın?

eksiup.com

Whey üretim esnasında çok fazla sağlığa zararlı madde ortaya çıkabiliyor, düzgün firmalar bunları elemek için ciddi uğraşlar veriyorlar. Bu tozları paranın yettiği en iyi markadan almak lazım diye düşünüyorum.
Ayrıca o hazır sütler de hiç öyle ucuz değil.

@okur, ya oyle abanacagimdan degil, diyet esnasinda gunde 1 tane kucuk kutu sut icicem veya haftada 1-2 kez kuvuk proteinli yogurt yiycem en fazla. tozla mozla zaten isim olmaz. "bu bi rutine donusurse sorun olur mu ilerde basima" idi aslinda ogrenmek istedigim.

"steroid alip alip balona donusen badicilerin kullandigi yapay seyler gibi" diyenlere protein tozu satamayacakları için sütün içine koyup pazarlıyorlar.

bir nevi keriz silkeleme yani.

bunları alabilirsiniz ama aman sakın haa protein tozu falan gibi yapay şeyler almayın.

peynir altı suyu, whey proteini falan neymiş araştırıp bakmayın yazmaz internette.

@makbur, bu da yeni moda herhalde soru sorani asagilayip azarlamak? herhangi bir sey google'da bulunabiliyor mesela o zaman neden duyuru var? her neyse, yazdiklarimin hangi kismina gocundugunuzu bilemiyorum ve size bana cevap ver diye baski yaptigimi da hatirlamiyorum zaten. her boka laf sokma eksi sozlukte prim yapar da burasi duyuru, farkli bir yer. isterseniz google'a da sorup emin olabilirsiniz.

başka bişey söylemeye gerek duymadım

www.youtube.com

youtu.be

kesinlikle www.youtube.com

Çarpılacaksın...
youtu.be

Yalniz araya akustik de iteliyorsunuz fark etmiyor degilim.

sen sarkı dinleme kardeş.

Bildigin tirt, biraz degil. Sokakta 10 tane genc erkek cevir, 8'i caliyordur ya da calmistir. 2 tane akorla ne soylesen yiyolar. Daha tirt bir enstruman olabilir mi.

gitar çalmaktan gitar çalmaya fark var, örneğin youtube'da profesyoneller dışında o kadar yetenekli insanlar var ki onları izleyince insanın ben de çalıyorum demeye dili varmıyor, o kadar saçma insan tanınıyorken bu insanlar nasıl ünlü olamıyor diyorsun, tabi herkes müziğe aynı ilgiyi duymuyor.

30 dakika kendini dinleten piyano belirli bir seviyenin üzerindedir, o seviyede gitarı da başka enstrumanı da dinlemek müziğe meraklı insana zevk verir, etrafımızda gitara başlayıp o seviyeye sabredip çıkan pek yok o yüzden farklı seviyeleri karşılaştırmak hatalı olur

bunun yanında gitar müziğini sevmiyor olabilirsin, klasik gitarın çıkardığı sesi sevmiyor olabilirsin yani şart da değil

"bilmiyorum, üstüme klasik gitar yığın" şeklinde bir iyi niyete bağladığım için;

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

erkan oğur bir de bunun perdesiz olanını çalıyor. değil 30 dk, 24 saat bir şey yemeden içmeden dinlerim mesela onu

mega.nz/#!OaYwQAZT!mJmDS-cataQKPl-j-k2JZUAKy6hqVGOhZ_CQbzmELHQ

bu da altyazı: www.turkcealtyazi.org (25 FPS olan uyar)

yalnız bu film tek başına bir şey ifade etmez. 5 sezon dizisi, 6 adet filmi ve 1 spin-off dizisi mevcut babylon 5 evreninin.

(bkz: stremio)

turktorrent.im
14 tb hdd var, yüklenen her filmi arşivliyorum.

@ben robot değilim

canım benim eyvallah, babylon seyir rehberi başlığını okudum:)

az dizi izleyen birisi olduğum için bir şey izleyeceksem araştırıyorum epey, battlestar galactica'yı çok sevmiştim onu sevenler bunu da seviyormuş falan filan.

bu arada link için çok teşekkürler iniyor..

@smasdi ve @aslindasorunumosikolojik sizinkileri de not ettim sağolun varolun..

Yeleğin kilosu sabit, kemere kafana göre ağırlık takarsın.

Ayrıca sırt çantası da güzel fikirmiş.

@John Bloor yeleğin kilosu değişken, ama diyelim 10 kg üzerine çıkmak istiyorsan baştan daha yüksek kiloya çıkabilen yelek alınması lazım gelir, muhtemelen gymholix gibi yerlerde vardır. Sırt çantası versiyonunu plaka koymak suretiyle ben evde kullanıyorum hem barfiks hem de şınav için baya memnunum.

Konfor farkı var başka bir fark yok, hepsi çekilen yükü artırmaya, kaslara daha çok direnç göstermeye yönelik araçlar, tabii bu dediklerim kaslara gösterdiği etki nedeniyle olan durum ama bu tip araçlarda bana göre ağırlık merkezi vücuda ne kadar yakın olursa o kadar sağlıklı olur, o nedenle yelek daha iyi bir seçim olabilir. Onun dışında ağırlık kemerinde ivmelenme çok olacağı için özellikle barfiks yaparken omza istenmeyen rotasyonlar yaptırabilir, o nedenle bir miktar riskli bir araç. Benim salonda ikisi varsa yeleği kullanırdım, yelek yoksa kemeri kullanmazdım. Çanta olayına hiç değinmedim dikkat edersen zira çantaya ağırlık yükleyip onu da sırta aldığında, çantadaki yük onu zaten senden uzaklaştıracaktır, senden uzaklaşan çanta beline gereksiz yük oluşturur omzunu sakatlar vs, o işe hiç girme. Yani kısaca, bu tip harici araçlar vücuduna ne kadar yakın olursa o kadar iyi.

ağırlık kemeri'yle belini (ve karın kaslarını) daha fazla zorlarsın.

barfiks çekerken bele, vücudun ağır bölgelerinden olan bacakların yükü biner. nasıl ki fazla kilo kaldırınca omurlara disklere olan baskıdan bel fıtığı oluyorsa, barfiksle de beline tersten yük bindiriyorsun. tabii aradaki fark, barfiksi vücudunu güçlendirmeden yapamazsın. o yüzden barfiksten sakatlanan pek duymazsın.

ağırlık kemerinin vücuda sarındığı bölüm pelvis. yani bacaklarının yüküne bir de ağırlığı ekliyorsun. karın kasları da ağırlığı tutabilmek için devreye giriyor.

yelekte ise ağırlık omuzlara çok daha konforlu bir biçimde yükleniyor.

tavsiyem, her ikisini de kullanacaksan ağırlıkları gıdım gıdım arttırman. ağırlık kemerine direkt 10 kg bağlayıp asılanları görüyorum, bence riskli.

@angelus sırt çantasını sıkı bağlayınca latissimus dorsi civarında oluyor ağırlık ne arkaya ne de aşağı sarkma söz konusu. Bahsettiğin şekilde sıkıntı çıkacaksa nette denk geldiğim ve fazlasıyla absürt bulduğum şu baş boyun zamazingosunu urun.gittigidiyor.com yüksek ağırlıkla kullanan hastanelik olur

Bi dene omzuna aşırı yükleme yapmıyorsa sıkıntı çıkmayabilir ama her zaman söylüyorum vücutta en kolay sakatlanan bölge omuz bölgesi, o nedenle ağırlık çalışmalarında omuz ne kadar az aktive edilirse o kadar iyi. Yani şöyle düşün: Sen çantayı sırtına takıp atıyorum 10 kilo ağırlık koyduğunda çantanın askısı omuzdaki Coracoacromial Ligament dediğimiz eklemleri birbirine bağlayan bağa denk gelir ve ekstra bir baskı yapar ki bu bağın kopması çok kolaydır, koptuktan sonra da kolay kolay iyileşmez. Ha kesin kopar demiyorum ama böyle bir risk var, böyle bir risk varken de neden böyle bir şey yapasın. Eğer görsellerden bakarsan, bu bağ tam da askının geldiği yere denk gelir, o nedenle riskli işler.

herhangi birini aldınız mı acaba?

deneyimleriniz var ve paylaşırsanız sevinirim.

Yok almadım, sırt çantasına ağırlık ekleyerek devam ediyorum, karşılaştırma yapamayacağım ama bu versiyonda bel ağırlıklı sırt bölgesini daha fazla zorladığı aşikar.

@angelus'un fikir yürüttüğü gibi omuz bölgesinde bir zorlama, baskı hissetiniz mi hiç?

ben de ikisi arasında kararsızım bir müddet evde çalışmam lazım, olmadı sizin gibi çanta da kullanabilirim.

bir de kaç kg koyuyorsunuz çantaya:) 10 kg falan denediniz mi taşıyor mu:)

Ben öyle bir omuza yüklenme hissetmedim çünkü henüz 5 kg falan yetiyor bana belki 10 kg üzerinde hissederim her hareketi ağırlık arttıkça yanlış formlarda yaptığında RİSK artar elbet. Benim çanta baya sağlam bu arada 20 kg falan rahat alıyor, şınav için denemişliğim var. Kişisel olarak, benim gibi evde spor yapacaksan çok daha elzem ekipmanlar var onlara para ayır derim.

durup durup burayı diriltiyor gibi oluyorum ama:)

ağırlık kemeri tam alıyordum ki şöyle bir diy videoya denk geldim

www.youtube.com

nalburdan 2 metrelik zincir kestirdim 4mm'lik, 2 tane de karabina aldım 6mm'lik toplam 20 lira. bugün ilk kez denedim önce 2,5 kg ile, sonra da 5 kg ile gayet rahattı. ola ki ağırlık arttıkça zincir batması gibi bir durum olursa zincirin bel bölümüne denk gelen kısmına havlu sarılıp kotarılabilir.

Yalan dolan bunlar. Mis gibi gdolu yumurtalar var. Götür ekmeksiz. Adam kazıklama aracı bunlar

delay fuze +1

hicbirine inanmiyorum. sehirde yasiyorsan ne yedigin belli degil.

Organik ile free range aynı değil.

Organik yumurta, organik yem tüketen tavuktan elde edilen yumurtadır. Bu tavuklar 30x20 cm lik hücrelerde bu yemi alıp yumurtlamakla mükelleftir. Günışığı dahi göremezler.

Free range yumurta ise ikiye ayrılır. Indoor ve outdoor olarak. Indoor olanda tesis kapısından dışarı çıkartılmazlar. İçerde düz bir zeminde binlerce tavuk öylece takılır. Bunlara yem verilir, bunlar yer, yumurtlar. Bu kadar.

Outdoor free range ise reklamlarda gördüğün şekilde tavuklardır. Dışarda takılırlar, dolanırlar sonra gelir kümese yumurtlarlar. "Nispeten" daha etiktir.

Indoor free range sadece bir pazarlama safsatasıdır. Organik yerine dışarda gezen daha makbuldür zira dışarda gezen tek tip besinle beslenmez. O hayvan bulduğu şeyleri de yer dışarda.

Omega3 katkılı yumurta denen şey ise hayvana balık unu katkılı yem verilmesi ve omega3'ünü yükseltmesi. Gel gelelim yumurta doğası gereği omega6 ağırlıklıdır ve bu nedenle ne yaparsan yap çok sağlıklı bir besin değildir. Kolesterol yapar her halükarda.

Mark Hyman gibi gıda konusunda bazı otoriteler tavuk ve yumurta konusunda organik-serbest gezen ikilisinde organik olanın tercih edilmesi gerektiğini belirtmekte beraber arama yapsak tersini savunan ve destekleyenlere de rastlanabilir. Benim gibi haftalık bir koli den aşağı yumurta tüketmiyorsan maddi boyutunu da hesaba katman gerekebilir, ortalama olarak organik olan serbest gezene göre %20-50 daha pahalı olabiliyor.

@bos gezenin bus ustasi

spor yapmadığım dönemler kahvaltıda 3 yumurta (ikisinin sarısını yemiyordum)

spor yaptığım dönemlerde ise günde 10 yumurta (üçünü sarısıyla yiyordum)

yiyen ve her sene check-up yaptıran birisi olarak şimdiye kadar bütün değerlerim -doktorun deyişiyle- "mükemmel" çıktı. doktora da ısrarla yediğim yumurtaları söylüyorum her sene ve "ne yapıyorsanız aynen devam edin kolestrol değerleriniz çok iyi" cevabını alıyorum.

yaş 32, 10 yıldır bu şekilde yumurta yiyorum bu arada. (daha fazla da olabilir)

yediğim yumurta da bildiğin bim'in standart yumurtası:)

ikisi de aynı götten çıkıyor. benim yan komşu tavukçu, migrostan bimden ucuza yumurta alıp bişey suyuna batırıyorlar (üstündeki tarih vb silinsin diye) azıcık samana boka batırıp organik diye tanesini 2 3 liradan satıyorlar. abi'de zenginlerle çalışıyor, adamlar organik diye bim yumurtası yiyor...

Makbur
Benim de dedem 70 sene sigara içti 90'ını devirdi de öldü kanser de olmadı üstelik. Sigara sağlığa zararlı değil mi demeliyim o halde? Bu tip konularda istatistik rakamlar ve araştırmalar referans alınır.

okudugum bir cok arastirmaya dayanarak aralarinda besin degeri olarak kaydadeger bir fark yok. etik olarak serbest gezen tabii ki.

hatta bildircin yumurtarsi vb. yumurtalarla normal tavuk yumurtasi arasinda da pek fark yok besin olarak.

taksim taraflari uyarsa :

bit.ly

@brkylmz

teşekkürler, konum olarak da iyi yerdeymiş.

ses kartı driver ini sil
tekrar kur

ses kartının driverını silip tekrar kur+1

yine düzelmezse sistem geri yüklemeden ekran kartı programını kurduğun günden daha eski bir güne al.

ses kartlarının kayıt aygıtlarında "stereo karıştırıcı" diye bir mode vardır. bunu seçtiğinizde herhangi bir ses kaydı yaparken kayıt o anda pc'de varolan tüm sesleri alır, ekran kaydedi "kayıt aygıtları"ndan bunu seçmiş. tekrar mic'i seçeceksiniz. ses seviyesinin düşük çıkması da, uygulamanın bu ayarlarının kontrolünü ele geçirmiş olmasından kaynaklanabilir. düzeltmek için;

denetim masası -> ses

kayıttan yürütte yeşil tık olan aygıta bir kere basın. sonra altta özelliklere tıklayın. üstten gelişmiş bölümüne gelin. özel kullanım modunda 2 tikli madde var ikisini de boşaltın (maddelerde tam dediğim şeyden bahsediyor.)

bunları yaptıktan sonra win ses ikonundan sesi fullerseniz bir daha inmez sanırım.

tüm cevaplar için teşekkür ederim.

Toptan sil, yükle, format dışında yöntemlerin de varlığına inancımı desteklediğiniz için ayrıca teşekkürler @makbur :)
önerilerinizi uyguladım. ayrıca durumu yorumlayabilmemi sağladı. Tekrar deneyeyceğim. sağolunuz.

amaaaa olmadı :/
ses aynı seviyede. yine benim bildiğim max'a çıkamıyor

şans oyunları dışında mlsf şansınız yok.

800k / 60 = 13.300dolar.
maaşın yarınısını kenara attın diyelim 26.600dolarlık işe girmen lazım. tl ile 126.084tl maaş alman lazım ayda.
6 ay için firmanın sana ödemesi 756.504 net. vergiler dahil sen adama 200.000tl'ye mal olursun ayda o da 6 ayda 1.200.000tl eder.
bir iş veren cironun ortalama %2-3'ünü CEO'ya verse 1.200.000 / 0.03 = 40.000.000tl

yani bir firmaya girip şöyle diyeceksin ben size her 6 ayda 40.000.000tl satış yaptırırım bunun karşılığında da ayda 200.000tl'nizi alırım. bunun 120.000tl'si sana gelir 60.000tl'sini kenara koyarsın.
60.000tl * 60ay = 3.600.000tl o da 4.74'den 760.000 dolar yapar. 40.000dolar da işte prim falan filan bulursun.

bir fikir bir acik bulacaksin kendi isini kuracaksin. o cins paralar o sure icinde genelde kendi isini kurarak ve basarili olarak kazanilir. maas vs. zihniyetinden cikmak lazim yani, maas veren sen olacaksin.

1- Para kazanmayı öğrenmek gerek.
2- Kesinlikle tasarrufu öğrenmek gerek.
3- Yatırım yapmayı/iş kurmayı öğrenmek gerek.
4- Birikim yapmayı(artı değer üretmek) öğrenmek gerek.
5- Ancak yukarıdakileri şu anda biliyor olsaydın bu parayı çalışıp, iş kurup kazanabilirdin.
6- Sıfırdan başlıyorsan ilk 5 yılın yukarıdaki ilk 4 maddeyi anlamakla geçebilir. Ondan sonraki 5 yılda böyle bir para kazanabilirsin.

ilham editi: www.youtube.com

@dedim dedim, hocam fikir mantıklı ama o iş zor. Ceo'luk vasfım yok, olsa zaten hiç düşünmem direkt olaya girerim.

@robokot, evet aslında aklımdaki o. Tarımda mesela getirisi yüksek ürünler yetiştirip bunları pazarlamak... Ama bu işte tutturmak ne kadar mümkün? Risk nedir acaba? Onları merak ediyorum.

@hey corc, kardeş hayatları takas edelim mi?

Benim 30000 dolara ihtiyacım var daha onu bile nasıl oldururum bulamadım

Sana kolay gelsin

abi ozel olmayacaksa merak ettim ne icin istiyorsun bu parayi? yani rakam fazla spesifik geldi, neden 1 milyon falan degil de 800 bin?

bu corc da kanadalara gitmis milyoner olmus adam hala duyuruda kendini ovuyor. eee vizyon parayla alinmiyor tabii. kanada'da yasayip senelik 500k usd+ gelirim olacak, duyuruya yazacagim ben de zengin oldugumu. ohooo. reddit'e falan git bari abi.

@idexo, şimdiye kadar hiç böyle bir ihtiyacım yoktu açıkçası, tam da bugüne kadar. Hazırlıksız yakalandım.

@kitap arasında, eyvallah hocam, cümlemize...

@meister, biraz özel bir mevzu kardeşim, hırs filan değil de bir tür manevi operasyon diyelim (dini değil tabii). Ama manevi işler bile parayla oluyor.

trade yapmayi ogren, her ay duzenli olarak bitcoin/ethereum al. scalp yada day trade yapmak zor ama swing trade yapabilirsin, yada direk position trade edersin.

@hey corç, onun farkındayım, o çerçeveden çıkılabilir mi diye düşünüyorum zaten. Belki bir çare...

@aristarkos, kardeş gerçek hayat (haşa huzurdan) bok gibi, biraz kendimi aşmak istiyorum. İyi mi kötü mü bilmiyorum ama, insan dediğinde ruh var. O ruh yapıyor ne yapıyorsa...

5-10bin'lik bir yatırımla e-ticaret işine girebilirsin. Alibaba'dan alıp amazon.com'da satacaksın. Tutturursan o para rahat kazanılır.

Şurada detaylı anlatımı mevcut:

sampriestley.com

şans oyunuyla kazanılmaz o para. şans oyunuyla para kazanılmaz. 3-5 tutturursun belki ama öyle paralar, büyük ikramiyeler hayal.

bu fetö operasyonları yeni başladığında bir haber görmüştüm. son 10 yılın mp büyük ikramiye kazananları fetö'den göz altında diye. doğrudur yanlıştır bilmem ama o paraları sana bana yedirmezler.

ticaretle kazanırsın. ancak ticarette de 100 kişiden 1'i başarılı oluyor.

bir de şu bir fikir bir kod bilgisi olayı var.

>@robokot, evet aslında aklımdaki o. Tarımda mesela getirisi yüksek ürünler yetiştirip bunları pazarlamak... Ama bu işte tutturmak ne kadar mümkün? Risk nedir acaba? Onları merak ediyorum.

Sana pesinen soyleyeyim herkesin yaptigi iyi bilinen bir is ile bir yenilik bir "fikir" ama dahice bir fikir sunmadan dedigin surede boyle bir kar elde edemezsin, dedigin seyler sansin yaver giderse gecinmelik isler olur.

Ha mesela tarimda kimsenin akil etmedigi bir acik (atiyorum), uretimi, verimliligi, pazarlamayi, lojistigi, herhangi bir seyi kimsenin gormedigi bir acidan gelistirecek bir fikrin olur (veya herkesin bildigi ama yapamadigi bir fikri hayata gecirmene yardimci olacak baglantilarin olur), bunu hayata gecirirsin, o zaman bu cins paralar seni bulur. Bunu yapabilmek icin o isi yalayip yutmus olmak gerekir en bastan genelde ki neresi verimli neresi verimsiz, neresi gelistirilebilir bulasin. Bir uzmanlik istiyor yani. Yoksa bilmedigin bir sektorde bilmedigin bir isi yapmaya kalkip boyle paralar kazanmayi bekleme.

Uzmani oldugun bir is var mi? Egitimini aldigin? Sektorunu, musterisini vs. bildigin? Ona odaklan orada fikir uretmeye calis.

@robokot, hocam kendi sektörümde maksimum kazancım 10 bin lira. O da maksimum yani. Demek istediğim şuydu, ben az da olsa sermaye sağlayacağım, işi bilen birisiyle iş yapacağım. Mesela türkiye'de yeni yeni yetiştirilmeye başlanan meyveler var, bunlar alternatif tıpta filan kullanılıyor diye getirisi yüksek. Ama işte evdeki hesap çarşıya uymayabilir. İki yıl içinde 150-200 bin lira biriktirme ihtimalim var, eldeki üç beş kuruşu da kaybederim diye korkuyorum. Mevzu o.

baska bir yol da programlama bilmiyorsan programlama ogrenip, mobil oyun yapabilirsin. eger tutacak bir oyun yaparsan 1 yilda kazanirsin o parayi

iyi bir is fikri bulur ve bunu ilerletirsen 2 - 3 sene icinde bu yatirimi alabilirsin. girisimcilikle ilgili kitaplara bir goz atmani tavsiye ederim. fakat kotu haber su. salt para kazanma ugruna icine girecegin islerden para kazanma olasiligin genelde cok dusuktur.

ahlakını ve vicdanını bir kenara koyarsan türkiye'de böyle bir para gayet tabii toparlarsın, hem de çok daha kısa bir sürede..

yasa yok, keriz çok: dolandırıcılık.

geçmişten günümüze titan, jet fadıl, çiftlikbank, aralarda mesela bir herif 600-700 taksi plakası parası topladı kaçtı vs bunlar gibi onlarca örnek, senin çapındaki paralarda da yüzlerce belki de bini aşmıştır örnek sayısı.

önemli olan yaratıcılık. afili isimler bulabilmek; geçmişte saadet zinciri, şu anda da "network marketing" gibi.

sonra günün konseptlerini yakalayabilmek; bak o çiftlikbank'ın açılışı efsane mesela, kurban kesip dua okutup dış güçe sövüp tayyip övüyorlar millet de şakşaklıyordu pokasdpad

kredi çekip bahis bürosu da açabilirsin. 3-4 ay millete düzgün hızlı ödeme yapıp sonra bir anda yok olursun. zaten illegal, kimse hukuki bir mecraya başvuramaz.

ha alnının akıyla dersen,

türkiye'de alnının akıyla iş yapana ceza olarak az para verilir.

fiyatına göre değişiyor. ama hiç çalmamaktansa alıp pratik yapıp sonra arada stüdyoya giderek gerçek davulla da deneyim yaşarsın. sıkıntı olmaz. gruplarımda öyle yapan arkadaşlarım çok oldu

şunun kesinlikle faydası yok: www.hepsiburada.com

ancak şunların en giriş versiyonları bile faydalı: www.musiciansfriend.com

kuzenimde buna benzer bir roland vardı. sert tuşeli punk-metal türevlerini konudışı tutarak, kendisini daha teknik usturuplu tuşeli çalmaya sevk ettiğini iddia ediyordu.

Tuzdan dolayı oluyordur hocam, ılık su ile ovala geçer

@lodos1907

işte benim de sorduğum soru, ovalayayim mi yani?

(ovalarsam sanırım o iç camdaki anti-fog özelliği tamamen kaybolacak, ya da bilmiyorum daha da kötü olur mu?)

buharlaşmama özelliği zaten hafiften kaybolmuştu gibi onun gitmesi çok önemli değil de daha kötü bir şey olur mu ovalarsam? merak ettiğim bu

dalış öncesi genel prosedürdür, maske camlarına tükürülür ovalanır sonra bir suya sokulup takılır buharlanmayı önlemesi için. vücut ısısı yüksek kişilerde su 21-22 derece bile olsa bu taktik işe yaramayabiliyor. bu durumlarda;
maske camına diş macunu sürülüp 1-2 gün beklenip yıkanır
veya şampuan-deterjan iyice camına sürülüp durulanır (canavar gibi oluyor benim buhu sıkıntıma tek çare resmen)
veya antifog sürülür dalış öncesinde genellikle tükürmek yerine tercih edilebilir ama tükürmek daha ucuz.
deniz gözlüğünde de aynı prosedür uygulanabilir. muhtemelen şampuan sürüp yıkaman oluşmuş lekeleri de çıkaracak. kullanım talimatlarına uydum demişsin ama yine de hatırlatayım denizde veya havuzda nerede kullanırsan kullan, kullanım sonrası duru sudan mutlaka geçir. gün sonunda değil yalnız, yüzdün çıktın durula 2 saat sonra yine yüzdün çıktın yine durula. tuzlu klorlu kalmasın. her tarafına zarar malzemenin.

Nasıl bir leke anlamadım ama, belki kirlenmiştir bir şekilde.
Benimkinde rimelimi temizlemeyi unutup kullandığım için rimel lekesi olmuştu, su tutarak geçmeyen yapış yapış bir şey. Dalış maskeleri için kullanılan hem temnizleme hem de antifog özelliği sağlayan spreylerden vardı evde. Ondan sıktım biraz bekletip duruladım. Geçmeyince tekrar sıktım, baktım iç yüzeyindeki leke ovalamadan geçmeyecek, mecburen peçete ile ovalayarak lekeyi çıkardım.
Ama ondan sonra eskisi gibi oldu, sorun yaşamadım.

Aldığınız yere de bir danışabilirsiniz.

@nwnd

denizden çıkınca zaten hemen kenarda duş alıyorum, gözlüğü de yıkıyorum ancak şimdi hatırladım arada bir yüzebilen biri bulunca ilerdeki koylara kadar yüzüp orda kıyıya çıkıp oturuyorduk falan o esnada da kafamda oluyordu gözlük.. şampuan ı deneyeceğim ama, teşekkürler..

@peggy

antifog spreyini nereden aldınız ve tavsiye edeceğiniz bir ürün var mı acaba? bir kaç yerde okudum ama gerçek cam olmayan böyle plastik yüzücü gözlüklerinde de işe yarar mı?

Kapı barfiksi istemediğinizi söylememize rağmen uygun genişlikte koridor varsa dechatlon da satılan. Kendinden vidalı barfiksler çok rahat sizi kaldırır. Kapı değil de koridor dememin sebebi kapıyı deforme edebilir.
Hiç vida atılmamış, kendisinden sıkıştırılmış halde 110 kg arkadaşım asıldı kimildamadi.

Tuğla duvar uygun delik/dubel/vida ile fili bile taşır. Düzgün montaj yapılırsa merak etmeyin.

Bahçe için salıncak alınabilir saçma değilse. :) böyle parklardaki gibi ayaklı mayaklı. Çocuk olunca da özel salıncağı olur bebenin.

yaklaşık 10 yıldır koridorda iki duvar arasına sıkıştırılmış ve bu sıkıştırmada vida veya benzer bir aparat da kullanılmamış bir barfiks çubuğu var. zamanında kapı barfiksi de kullandım ama kapı barfiksi kapı çerçevesi metal değilse ahşapa zarar veriyor. sonuş itibariyle koridor için barfiks çubuğu fazlasıyla iş görür

@kisa, @ihb

şunu diyorsunuz heralde www.hepsiburada.com

evet bu alınabilir vidasıyla daha da sağlam olur, ancak koridor biraz biçimsizdio evde. tekrar bakmam lazım.

@John Bloor

hocam kafamı karıştırdın gene:) bak şunda herkes yazmış beton duvar olmazsa olmuyor diye (gerçi çelik dübel oturmuyor demişler, belki de dediğiniz gibi plastik dübel ile gayet oturtulabilir) www.hepsiburada.com

@naksidil

:) bahçede zaten bir salıncak var ama barfiks çekilebilecek türden bir şey değil, parktaki gibi bir salıncak fikri de aslında uzun vadede yaratıcı:)

Telefonuna tuner yükle bi tane. Hepsini olması gereken notaya çek. Kopmaz merak etme. Onun olayı zaten gergin olması :)

Yok hocam esnemesi lazım eminim kopacağından

gitar nedir? elektro mu?

elektro ise hep 0.9 tel kullanıp bu sefer 0.10 tel takmış olabilirsiniz mesela

Hayır akustik ve 0.12. 0.11den geçiş yaptım

eğer söylediğiniz gibiyse daha gevşek olması lazım korkmayın tuner yardımıyla gerdirin biraz sonra salacak zaten biraz daha germek zorunda kalacaksınız

@ertokilicoglu

011'den 012'ye üstelik aynı akort düzeninde geçiyorsanız aşırı gerginlik hissetmeniz çok doğal.

e ye kırsanız bir sıkıntı çıkmaz ama gerginlik sizi rahatsız edecek seviyedeyse tekrar 011' dönün.

ayrıca gitarınızın modelini markasını bilmiyorum ama köprüye ve sap'a da epey bir gerilim binecek. hele ki gitarın sap ayarı falan imkanı da yoksa 011'e dönün derim.

bu duyuruyu dün görmüştüm ama daha bilgili biri bir şey paylaşır diye cevap yazmamıştım.

harddisklerin çalışma mantığı şu şekildedir, siz diske bir şeyler kaydettikçe o veriler diske yazılır. herhangi bir veriyi sildiğinizde ise o bölüm boş görünür. hiçbir silme işleminde veri direkt kaybolmaz. harddisk sadece sizin sildiğiniz veri, üzerine veri yazılabilir hale gelir. üzerine bir şey yazılmadıkça da silinen her şey kurtarılabilir.

kamera cihazlarında ise devamlı bir yazıp-üzerine yazma olayı mevcut. kısır döngü gibi yeni veriler sürekli en eskiden başlayarak üzerine yazılır.

üzgün olarak böyle bir şeyin mümkün olmayacağını düşünüyorum. umarım yanılıyorumdur çünkü bu işin uzmanı değilim.

umarım mahkemede işler iyi gider.

yağ oranının düşüklüğünden kaynaklı yüzde 3-4 duruyor bunu 7-8 yapsa gayet herkesin estetik kabul ettiği bir konuma gelebilir.

yağ oranı çok düşük, hoşunuza gitmeyen kısım o sanırım.

Natural demiş ama çok natural gelmedi bana, tabii bilemem.
Evet yağ oranı çok düşük ve damarları biraz rahatsız etti beni.
Bir de alt kısmı hiç göstermemiş, vücudu bir bütün olarak değerlendirmek lazım.

şöyle ki kas işi abartılınca göze hoş gelmiyor, daha doğrusu bana hoş gelmiyor. daha insani ve düzgün bir vücut daha estetik durabilir.

tas gibi cocuk maasallah!

ama kas olayini biraz abartmis sanki.

ne yapıyosa onu yapmaya devam etsin, azıcık da yağlı kıvrımlı olsun taş gibi herif bence gideri var :D

size estetik gelmeyen genetik.

body building yapan herkes brad pitt - fight club kıvamına ya da fiziğini çok beğendiğiniz adamlar haline gelemezler.

bu adamda hoşunuza gitmeyen bence

1- omuzları geniş değil ve artı "trapezius" kasları da çok gelişmiş: omuz iyice dar görünür.

2- kol kasları vücuduna oranla epey büyük. göğüs hacmi de genetik olarak dar.

haa bana sorarsan adamın vücudu mükemmel. ama dediğim gibi ölçü hep genetik olarak omuzları-göğsü geniş adamlar oluyor. bu yüzden size süper gelmiyor.