Ben geçici görevdeyim valla :) Ama son 1 ay içinde 6 arkadaşım İzmir'e taşındı hem de iş sebebiyle. Mis gibi memleketmiş valla, ben de şu son 1 hafta ciddi düşünmeye başladım.

İzmir de İstanbuldan hallice
altyapısı da kötü köy gibi bi yer benim gözümde
neden abartılıyor anlamıyorum
ve evet göç alıyor, sayı arttı daha da artacak
çeşme alaçatı bittiği için sahili olan her yer imara açılacak
zenginlere peşkeş çekilecek orayı da mahvedeceğiz

istanbul depreminden sonra yeni megakent izmir olacak zaten normal yükselişte olması.

istanbuldan toplam 5 arkadaşım izmirde yaşıyor veya yaşayacak. hepsi de burdan gitti ya da gidecek.

Bu reklam sebep olmuş diyorlar !

youtu.be

Benim bile İzmir'de yasayasim geldi

3 buçuk ay oldu izmir'e taşınalı. :)

Zorlu'da Eataly var.

kozmonot pub?

eataly nin marketinde mevcut ama restoran kısmının internetteki menüsünde göremedim.
İçmişliğiniz varsa tabi ki de..

4 levent'te cool jr var, limoncello var mi menude bilmiyorum. bir arayip sormak lazim.

Taksim'de Pizzeria Pera'da var. Pizzaları da çok iyi, sonrasında içmiştik fakat likör diyince ben normalde hafif alkol anlıyorum, belki daha önce içtiklerim yanlıştır, fakat buradaki limoncello direkt sahibinin yaptığı, bir ay mı ne etil alkole yatırdığı baya sağlam alkollü acı bir şey. Ben sevmiştim çok ferahlatıcıydı ama yakıyordu. :D

www.tripadvisor.com.tr

vermmoor

hizmet kalitesi konusunda en sonda gelir onur air. görüp görebileceğin en dar koltuk aralıklarına sahip onur air uçakları. uçak içerisinde boş koltuğa geçmek istersen para falan istiyorlar :D

Yurt iciyse hayir, yurt disinda da sandvic falan veriyordur. Onur Air'i kotulerken sunu da hatirlatayim, Haziran'da Paris'ten Istanbul'a bir Atlas bir Air France vardi istedigim tarihte. Fiyat da ayniydi elbette Air France sectim ve kalite yerlerdeydi.

yurtdışı sandviç yok. adamlar online check-ini parayla yaptırıyor aga. mecbur seni o mahşerimsi kalabalığa sokuyor sadece kabin bagajın olsa bile. bindiğim en kötü havayoluydu. sizi istediğiniz yere ulaştırmasından başka hiçbir beklentiniz olmasın.

sadece rengarenk şekerler dağıtıyorlar.
not. bordosu çok güzel ^^

Ferah ve havadar bir şekilde açık havada dans etmek büyük keyif. Yeme içme çok kuvvetli değil ama ortam çok güzel.

alkol ve yemek fiyatları nasıl peki ortalama olarak?

aslında, cumartesi öğlenden gitsek; denize girip, kurulanıp, üst baş değiştirip, akşam takıldıktan sonra gece dönebilinecek bir yer mi?

Denize girme olanağı yok Peyote'de. Fiyatları hatırlamıyorum ama ne çok ucuz ne çok pahalı gibi kalmış aklımda, fıçı bira ~15 olabilir.

gevende konserine gitmistik bir ay falan once. bayildim ben. cok guzel ortam. genisce bir bahce gibi. sahne var, kofte ekmek veren bir stand var, bir de bar tezgahi var. etkinlige gore sandalye oluyor orta alanda. koselerde buyuk hoparlorler var. birani alip, duvara oturup muzigini dinleyebiliyorsun. acik hava mis gibi, arkanda deniz. agaclar kuslar. mutlaka gidin derim. vapurun yanastigi yerden yuruyerek 15-20 dakika suruyor, hafif yokus var. keske istanbul'da daha yakinda olsa oyle mekan.

Gittim mekan çok ferah ve eğlenceli. Yemek yemedim ama alkol vs var işte.

Havalar güzelken bolbol gidilesi.

peki peyote'ye yakın girebileceğimiz bi plaj var mı? bunun da tavsiyesini alırsam süper olur.

sabahtan gidelim yüzelim, akşamüstü peyote'ye geçelim istiyorum.

@rajaz orada denize girilen tek yer martha koyu diye biliyorum. Arasi cok yakin sayilmaz ama ne kadar uzak olabilir ki adada.

Hobaaaa imkansıııızz! Yöneticinizin onayı olmadan bankalar böyle bir şeye girmez.

Yönetici sizden habersiz onay verdiyse o parayı napıyor mutlaka açıklaması lazım, ATM kiralarının maşallahı var.

yöneticiyi sevmiyorsanız dövmek için size fırsat diyebileceğim bir durum. banka yetkilileri gelipte kafasına göre ATM koymaz kirasını oderler mal sahibine. ya da @lcha dediği gibi yönetici cepliyor parayı. eger konusma sırasında su kadar para aldık bu para apartman için kullanılacak falan derse inanmayın üstüne gidin. sizin imzanızı almak zorunda

Banka kira öder ATM için, mutlaka bir sözleşme vardir.

Yönetici gelen parayı çıtır çıtır yiyordur şimdi. Şaka şaka, denetmen vardır yönetim kurulunda, onunla birlikte inceleme başlatın.

yönetimin kendi başına bir karar alması imkansız, kat maliklerinin oy birliği ile alınabilecek bir kararla ancak ortak alanların kirası mümküündür. yönetici ile görüşün, kendi başına böyle bir şey yapmışsa yasal yollara başvurmaktan çekinmeyin.

Oluyor fazlasıyla.
Genel bir unutkanlığım da var onunla ilgili zannediyorum ama sizde sadece buysa vitamin eksikligi vs. olabilir.
Dalgın stresli zamanlar geçiriyorsan onunla da etkisi olabilir.

Bende de oluyor ama normal karşılıyorum. Beyin sürekli faal arada bi kaçırıyordur diyorum ama şu da var o can sıkıcı.

Şu an senin nickini mesela ezbere biliyorumdur, 1 gün sonra aklıma gelmez.. Ertesi gün bi daha hatırlarım. Bu beni korkutuyor tek.

Bana da oluyor ama bu kadar tuhaflarindan ne zam!n baktirsam b12 yerlerde cikiyor. Bir kan tahlili verin isterseniz.

her gün et-tavuk-yumurta-peynir vb. hayvan gibi yiyorum zaten b12 eksikliği olması imkansız yani.

ona güvenemezsiniz, zira b12 emilimi problemleri oluyor, ne kadar yerseniz yeyin bağırsaklarda emilim olmazsa b12yi dışardan takviye etmek gerekiyor.

malesef durumlar öyle, o güzel insanlar da azınlık gibiler. artık insanlar herşeyi çok hızlı yaşayıp bir an önce tüketmeye çalışıyorlar ve bu gerçekten çok üzücü. işler eskiye oranla daha fazla çaba gerektiriyor ve bu karşılaştığın kişiler de uğraşmak istemiyor gibiler.

Gelişen iletişim imkanları insanları artık daha az dolaylı olmaya doğru itiyor. Çünkü etraflarındakiler de öyle, rekabette bir adım önde olmanın şartı bu olsa gerek.

sikayet ettigin mecraya bak. ne "rizik" olmadigin kalmis ne de "rahat" takilmadigin.

hakediyorsunuz ama. benim gibi adamlara kiymayacaktiniz.

Kolundan tutup zorla eve/tatile götürmüyorsa problem yok. Oyna devam.

theseachange +1

çoğunluk böyle evet ama senin karşına çıkanlar bi de o çoğunluğun da en kötü örnekleri olmuş gibi.

Seni yine tatile çağırmışlar beni bu yaz 3 kişi çadır kampına çağırdı.

Belli bi yaştan sonra bahsettiğin "bir süre konuşma görüşme, birkaç kere buluşma, sonra sevgili olma" süreçleri çok angarya gelmeye başlıyor.

"bir süre konuşma görüşme, birkaç kere buluşma, sonra sevgili olma" süreçleri ne kadar angarya olsa da bir insanı daha ilk dakikadan bir yere davet edecek kadar angarya değil. illa ki biraz zaman geçirilir yahu.

isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü derler ya.. öyle düşünüyor olmalılar.

Ben de deliriyorum. yakın arkadaş çevremde yanlış yazan yok, hatta biri dalgınlıkla ya da yanlış basıp hata yapsa hunharca dalga geçiyoruz.

Ama...çalıştığım iş yerinde (ki eğitim ortalaması baya iyi) millet haldır huldur yazıyor deler dalar.. Deliricem anlayacağın. Sessiz kalıp kendince dalgasını geçmen dışında bi önerim yok malesef.

Kendin bol bol yaz. Yazım kurallarına verdiğin değerin sınırlarını genişlet. Mesela anlık konuşmalarda bile dikkat et. Bir süre sonra mükemmeliyetçiliğin bir sınırı geçtikten itibaren çok da faydalı olmadığını, kendin bile hiç ummadığın hatalar yaptığını göreceksin. Bu senin dengeye gelmeni sağlar.

Fakat bir yandan da, başka konulardaki tepkilerini hassas olduğun konular üzerinden ifade ettiğini zannediyorum, buna bi dikkat et. Anadile saygı ve sevgi -bana göre- her şeyin üstündedir ama denge şarttır, çünkü mükemmel olamayız.

@yaren anlık mesajda kısaltma bile kullanmam ve hatalar yaptığımı falan görmedim. ikinci paragrafını da anlamadım.

Yani hani başkalarına kızıp olmadık bi anda patlarız ya, veya hayatın bütün kahrına çilesine olan tepkimizi -mesela- futbol maçlarından çıkarırız ya, seninki de birazcık buna benzemiş veya bu hale yaklaşmış olabilir.

Anadil konusunda alabildiğine bilgi ve bilinç gerek. Fakat bu bilgi ve bilinci, insanların iç dünyalarını hal ve hareketlerini anlamadan dayatmaya kalkışırsak o zaman başarı değil haşarı üretiriz. Yani çok tepki olur, hem de zıt etkilemiş oluruz, insanlar inadına yanlış yazabilirler bile. O yüzden bir yandan insanların nasıl bir zihin durumunda veya bilinç(sizlik)le yanlışlara lâkayt kaldığını gözlemleyip anlamak ve ihtiyaçları göz önüne almak hem bizi yumuşatır hem de daha kısa sürede daha başarılı olmamızı sağlar.

Yani eğer bu alanda çevremizi bilinçlendirmek istiyorsak.

sinirlenmiyorum fakat yazım hatası görünce o kişiyi ciddiye alamıyorum.

dil esnek bir iletişim ortamı, çok da sınırlamamak ne bileyim anlatımla zenginleştirmek lazım. bu açıdan baktığımda yanlış yazılmış sözcüklere ne bileyim kısaltmalara filan çok darlanmıyorum. farklı bir anlatım tarzı benimsemiş diyip geçiyorum. kendim hata yapmamaya dikkat ediyorum fakat yazım yanlışına kuduracak kadar kafayı yemedim, bence sen de sakin olmayı dene :)

o zaman: twitter.com

sizi kudurtan tam olarak nedir? atiyorum, her sey'i bitisik yazan birini gordunuz. onu oyle yazma nedeni buyuk ihtimal bitisik yaziliyor zannetmesi. yoksa neden yanlis yazsin degil mi? ya da ozensizlik olabilir. ya da ogrenip unutuyor, kafasinda tutamiyordur.

aklinda tutamiyor diyelim, cok zeki degil. gerci ileri bir zeka gerektirmiyor ya bu durum, neyse. peki bu ona kizmayi gerektirir mi? oyle dogmus napalim?

bilmiyor olabilir dedik. cunku gercekten berbat bir egitim sistemimiz var. e ben biliyorum ama naber diyecekseniz de azinlikta oldugunuzu unutmayin. cook buyuk bir kesim, entellektuel olanlar dahil, bilmiyor cogu yazim kuralini. ya da eksik biliyor. bunun sebepleri ayri bir tartisma konusu.

ozensizlik var bir de. sizi kudurtan bu mu acaba? sizin onem verdiginiz bir konuda baskasinin umursamaz davranmasi? eger oyleyse rahatsizliginizin dozunu bastan bir degerlendirebilirsiniz cozum olarak.

yanlis yazan kisi cok sevdiginiz biri olsa gene delirir misiniz? anneanneniz, babaniz yanlis yazsa bu kadar rahatsiz olur musunuz?

yazım hatasını sadece internet ortamında görebileceğimizi düşünerek yorumumu yapıyorum.

14 yıldır falan internet kullanıyorum; yazım hatası yapan ve hatta zamanında "yha, qie, shey" gibi abuk subuk şekillendirmeler yapan herhalde binlerce insanla etkileşime geçtim internet üzerinden. benim deneyimlerime göre bu insanların tek bir tanesi ama tek bir tanesi bile kaliteli insan diyebileceğim karakterde değildi.

yazım hatası görünce kudurmuyorum ama karşı tarafın kalitesiz biri olduğu kanaatine çok net varıyorum artık. yer imleri çubuğumda da www.facebook.com bu adresi barındırıyorum, kafamın karıştığı bir durum olursa açıp bakıyorum.

edit: attığım linke tekrar baktım da adamlar "maalesef" kelimesini bile ekleme gerekliliği hissetmişler. o derece artık durum.

Yazım hatası maalesef sadece internet ortamında görülmüyor, kitaplarda bile o kadar çok var ki. Televizyonda, sinemada, altyazılarda, reklam panolarında ve şu an aklıma gelmeyen bir dolu yerde.

Düzgün yazılmasını beklemek çok da abartılı bir istek olmasa gerek.

Bu nedir mesela? twitter.com

Bu soruya cevap yazan herkesin doğru yazması manidar olmuş :)

ama su var ki; buraya cevap yazanlar da hata yapabiliyor. ben dahil. bazilari bilerek. ama bilerek yanlis yazmak onu dogru yapiyor mu? hayir. siz mesela (ben de) hep kucuk harfle baslamissiniz. ama forumlarda kucuk harfle baslar cumleler diye bir kural yok. kudurmak'tan sonra soru isareti koymussunuz. @icha baya yazmis. dogrusu bayagi. @yaren bi dikkat et demis. dogrusu bir. @liyakat filan demis. ben napalim demisim. @drive 14 yildir falan demis. @freak gulen surat noktalama isareti degil. oluyor yani, yapiyoruz.

duzgun yazan insan gorunce bi hosuma gidiyor mesela ama tersine ofkelenmem. ofke icin baska kriterlerim var. saygisizlik, kabalik, ukalalik, kotuluk vs. gibi.

12 yil Turkce dersi alip hala en basit seyleri ogrenemeyen kisilerin gercekten cahil oldugunu dusunuyorum. Esege 12 yil Turkce dersi verseniz 'Merhaba' diye anirmaya baslar. Biz Turkce ogretemiyoruz.

want2die +1

Devlet zorunlu tuttu bunu ama o kadar az kişi onay verdi ki şimdi ödeme alan tüm platformlar "lan müşteri kaybedicez" diye panikledi.

Uzatıldı bu süre bugün. 31 Aralık 2017'ye kadar eski usul işlem yapmaya devam edilecek. Bu tarihten sonra yani 2018 itibariyle yalnızca onay verdiğiniz kartlar online alışverişlere açık olacak.

İlgili haber: v.aa.com.tr

Avukat değilim ama iş hukuku dersi aldım. Hocamız hangi sözleşmeye imza atarsan al tazminat alamazlar diyordu. Teoride var pratikte yok.

Ha %100 rakibe geçiyorsan uğraşırlar, ama değilse hiçbi firma peşinden koşmaz.

Belirli süreli sözleşmeler özellikleri gereği, sürelerinin sonunda ya da tarafların birbirlerine sözleşmeyi yenilemeyeceklerini beyan etmesi durumunda, süresi sonunda fesih olur.

Taraflardan birinin beyanı ile sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi iki taraf için de cezai bir takım sonuçlar doğurabilir. Bu durumda sözleşmenin kim tarafından hangi nedenle feshedildiği önem taşımaktadır. Süresinden önce yapılan fesih 4857 Sayılı İş Kanunu Madde 24 ve 25’te belirtilen haklı bir nedene dayanılarak yapılabilir. Haklı nedenle feshedilmiş sözleşmeler için tazminatlar konusunda yasada belirlenen şartlara ve durumlara göre işlem yapılır. Bu nedenler dışında bir nedene dayandırılan fesihler geçersiz fesih olmaktadır. Geçersiz fesihler için alacak durumları Borçlar Kanunu hükümlerine göre değerlendirilir

Süresinden önce haksız feshedilmiş sözleşmeler için öncelikle eğer sözleşmede taraflar için belirlenmiş bir cezai şart var ise fesheden taraf bu cezai şartı ödemek zorunda kalır. Bu cezai şart sözleşmede hem işçi için hem de işveren için olmalıdır. Sözleşmeye yalnızca tek taraf için cezai şart konulamaz. Usulüne uymadan sözleşmeyi fesheden taraf bu cezai şartı yerine getirmekle yükümlüdür.

1 hafta cinque terre için çok uzun bir süre o yüzden yakın çevreden kuzeyde Sestri Levante-Rapallo-St. Margherita Ligure-Portofino gezisi(2 gün sürer tahmin ediyorum, 1 günlük isterseniz Rapallo-Portofino görün yeter) güneyde günübirlik Portovenere gezisi yapmanızı öneririm.


edit: özelden yazdım buraya da yazayım, o bölgenin pesto sosu meşhurdur bu yüzden pestolu bir şey yemeden dönmeyin :)

deniz tatiline gidiyorsan 1 hafta çok değil aslında, deniz-kum-güneş yaparken günde 1 köy gezerek sakin bir tatil yapabilirsin.

köyler çok büyük değil zaten, yapacak ekstra çok bir şey yok sokaklarda gezmekten başka. her köşeye gir ama gezerken, nereden nasıl güzel manzara çıkacağı belli olmuyor.

deniz tatil yapmıyorsan 2 gün bile yeter ki ben tek günde gezdim hepsini. floransa'ya bile gidilir o sırada.

Tam1Hi0n3 +1 kesinlikle.
Ayakkabı al +1 kesinlikle.
Portofino'da yemek yeme +1 kesinlikle.

SantaMargarita'da Ristorante pizzeria Da Alfredo'da deniz ürünlü makarna ye
Lerici'de La Gerla'da pizza ye.

Son www.ayyapim.com

Masum
20 Dakika

Masum
20 dakika
Bıçak sırtı

işler güçler
kardeş payı
leyla ile mecnun

yok izlediklerimin tadında olsun diyorsan şiddetle "içerde" diyorum.

edit: unutmadan kuzey güney

Tabi ki; suskunlar
Kayıp.
Ikisi de bomba gibi.

SON.

46 yok olan

Suskunlar
Poyraz Karayel
Çemberimde Gül Oya

Ildırı civarına bakın hocam.

Günizi Beach. bungalov mevcut.

www.gunizibeach.com

Ielts Toefl'dan daha kolay diyorlar, eğer biraz da çalışırsan alırsın bence.

daha kolay olduğunu duydum da daha net bir cevap arıyorum aslında :D

toefl'a çalışmadan girmiştim, ielts'te böyle bir hedefim olduğu için biraz bakmak da istiyorum.

Calismadan girip bu puani aldiysan harika! IELTS'te de yaparsin benca ancak 8 icin biraz da sans gerekiyor. Birkac yanlista 7,5'a dusuluyor.

Valla artık e devleti herkes kabul ediyor anladığım kadarıyla.

birkaç hafta önce başka bir aracı firma ile aldığım italya vizesinde e devletten aldığım nüfus kayıt örneği kabul edilmedi, tam vukuatlı olanlar nüfus müdürlüğünden verilebiliyormuş ve oradan almam gerekiyormuş.

sgk "4a" dokumunu barkodlu istiyorlar artik (idata da boyledir muhtemelen) ayri bir sayfadan aliniyor edevlet uzerinden.
onun disinda, ito faaliyet belgesi'nin elektronik imzali ya da orijinal olmasini istemislerdi bir keresinde.

Hocam içini ferah tut.. Yağ bezesidir.

ölmekten değil sürünmekten korkuyorsun.
yağ bezesidir yahu o yaygın bir şey.

girmiyorum. canım çekmiyor öyle olunca. blowjob week.
e,28

Hayır. Pre kullanınca kadın çok değişik halledere giriyor duygusal olarak. Pre kullanıp yapmak yerine bir ay hiç yapmayalım ben kabul ederim. Genel olarak pis abicim işte mide lazım.

Hayır, asla

bir kaç gün uçkuruna sahip çıkamayan adam değildir zaten. ben ilişkiye girmem. yoksa o önemde ilişki bana girer..

Severek giriyorum, kadın daha ıslak ve daha azgın oluyor. Ayrıca gebelik riski de olmadığı için içine boşalabiliyorum. <3 Bu çiş ya da kaka değil, kan. Damarlarımızda dolaşan sıvı. Pis değil yani. Biraz demir kokuyor sadece, bunun dışında olumsuz bir tarafı yok. Yatağa koyu renkli bir havlu seriyorsun, o kadar. Boşaldıktan sonra da yıkayınca geçiyor.

Kadın tarafı tampon kullandığında daha iyi. İçerdeki kanın büyük kısmını tampon emdiği için ortalama 10-15 dakika süren ilişkide yeniden kanama pek olmuyor. Olursa da çok pozisyon değişikliğine gitmemekte, çık gir yapmamakta fayda var. Erkek girince boşalana kadar çıkmamalı yani. Ele falan kan bulaşıyor hâliyle.

Seviştiğim kadının kadınlığına dair fonksiyonlar beni iğrendirmez. Özellikle o dönemde sevişelim gibi bir derdim de yoktur. Ama bazı kadınlar daha istekli olabiliyorlar. Ben de hayır demem adetli diye. Duşunu alırsın akar gider kan. Bu yüzden enfeksiyon kapan bir kadınla karşılaşmadım. Tıbbi konu, yorum yapamıyorum.

Bu konuda biraz titizim.
Başkalarını dinlerken iğrenme durumum olmuyor normal karşılıyorum ama ben ne regl ne de ağdasız durumlarda yapamıyorum.

Twelfth haklı
Mutekebbir beden olumla nedir araştır bak. Tüm kadınları bu kurtaracak :)
Sevişilir ama kadın üste olursa daha rahat oluyor bulasma vs olmuyor yatağa. Sonrasında duş şart

öyle kolay tiksinen bir tip değilim. bir kere denedim, bana bulaşan biraz kanı sorun etmedim. tekrar olsa yaparım.
oral yapmam ama, o kadar da değil.

Girerim. Ortalığın kan olması nedeniyle o kadar özgür hareket edemediğim için süper rahat hissetmiyorum ya da normal zamandakiyle aynı sıklıkta olmayabilir ama çok da büyük sorun değil.

İlgili dönemde cinsel isteğim daha yüksek olmasına rağmen girmiyorum. Zamanında 1 kez denedim, daha da girmem o topa.

1- pre. bile olsa pis ve kadının bu kadar mikrop almaya yatkın olduğu bir dönemde riske gerek yok.
2- çok ıslak olunduğu için zevkli değil
3- kokuyor ve bulaşıyor.

Netice ile hem güzel bir deneyim değil, hem de enfeksiyon riski var. Gerek yok.

Girmem.
İki taraf için de sağlıksız

Duşun altında sevişilebilir diye düşünüyorum. Pre olmasa da olur.

Siyasi mevzuları hiç açma.. Bol bol film filan izleyerek evde vakit geçir, iletişimi azalt ama bir şey istediklerinde de üsteletmeden yap. 1 ay sık dişini, sonrası 10 ay özgürlük.

Şakın dalaşma. Okulunu bir an önce bitir, ekonomik özgürlüğünü kazanınca çıkar gidersin. Arada bir görüşünce aranız da düzelir, merak etme.

Okulu birakmanin pismanligini bir ömür yasarsin. Diploma denen kagit parcasinin bilgiden daha önemli oldugu bir dönemdeyiz. Senin gectigin yollardan bende gectim. Bu durum aklima her geldikce de, iyiki de bitirmisim diye dua ediyorum.

sakın bırakma, hayatının hatasını yaparsın. biraz daha sabredip mezun ol. sonra istediğini yaparsın. yapabiliyorsan okurken bir yandan da çalış, maddi olarak da onlara bağımlı olmazsın böylece. ben öyle yapıyordum, zor oluyordu ama yapacak bir şey yok.

takiyye yap, para aldığın ailene doğru gördüğün görüşlerini açık açık söylemek senin sorumluluğun değil. AKPli olduğunu gerçeği gördüğünü filan söyle.

Okulu bırakırsan bir ömür bu lafları daha alt bir statüdeykendinleyeceksin. Sakın bırakma okulunu. Okulu bitir sonra selamı sabahı kesersin, önce ekonomik özgürlük.

dostlarım, abilerim, ablalarım.. iyi ki varsınız.

Okula devam. Anne babaya he he deyip okulu bitiriyorsun sonra yüksek bir maaşlı işe girince birden canım evladımmm diye övünüp sağa sola anlatmaya başlıyorlar.

keyif almaya çalış bu durumdan. çok güçlüyüz amerika'ya da kafa tutacağız inşallah diye hoşlarına gidecek şeyler söyle. karşı çıkmak bi şey kazandırmaz aksine evdeki huzurundan olursun. akpli gibi davran. milli iradenin önünde diz çök yaz tatillerinde. anan baban bu yaştan sonra seni dinleyip chpli olacak değiller boşuna tartışma yani. idare et.

hee evi terketsin, soybağının reddi davası açsın... Bırakın bu ergen kafalarını. Ben de çok tartıştım zamanında, lisede rus klasikleri okumaya başladığımdan beri komünist diyolar vatan haini diyolar, şuan yaşım 27. 10 sene olmuş, artık tartışmıyoruz. Seçim zamanları bazen sıkıştırıyolar kime vereceksin kime verdin diye, asla söylemiyorum gizli oy ilkesi var diyorum sonra geyik yapıyorum şakaya dönüyor iş. Ama bikaç sene öncesine kadar 'sütümü helal etmem'e kadar yolu vardı. İşin çözümü onların sataşmalarını olgun 1-2 cümle ve şakayla savuşturmaktan geçiyor.
Bi de şu avantajım var, her ne kadar aynı görüşte olmasak da iktidarı desteklemiyoruz, ortak bi noktamız olmuş oldu yani son senelerde.
Okulu falan bırakma sakın. Okul bittiğinde sana saygı duyacaklar, daha az karışacaklar. Haberler izlenirken falan yanlarında durma, özellikle sana soru yöneltirlerse kavga çıkartmak için, evet haklısınız bence de Allah zeval vermesin falan de, çok iyi oluyor gözlerine baka baka yalan söylemek ve iki tarafın da bunun bilincinde olması :)
Kişisel düşüncem ve küçük bi tavsiye olarak da şunu söyleyebilirim, ne kadar meraklı da olsan içinden faal olma arzusu coşsa da gençlik kollarına fln üye olma, sicilin temiz olsun, tuhaf bi devirde yaşıyoruz temiz sicil lazım.

Genel manada konuşuyorum. Aile hiç bir zaman çocuğunun kötülüğünü istemez. Ailen şu an yanlış bir yolda olduğunu düşündükleri için, akıllarına gelen her türlü yolla seni ikna etmeye çalışıyorlar. Duydukları, bildikleri o kadar. Verdikleri paradan pişman olduklarını sanmam.

Bence çok alınmayın, bu konulara çok girmeyin. Okulu da asla bırakmayın...


.

Bir insan yaratmanın maliyeti çok yüksektir.

Sıkıntı, üzüntü, acı, göz yaşı, sabır, umut..

Bir çok süreçten geçmişsin ve hala da geçeceksin. Sabretmeye devam et, güçlü ol eninde sonunda hayatını kendi eline alacaksın. Bunu düşün ve asla unutma

bi tesisatçı çağırıp düzgün şekilde açılması lazım boruların, lavabo açıcılar açamaz o kadar çamuru.
spiral bir teli sokuyorlar, o şekilde boruyu temizliyorlar. başka türlü baş edemezsin.

Klozetin boru çapıyla küvetin boru çapi yapısı aynı değil, sevmesen de klozete dök bundan sonra.

Tesisat malzemeleri, japon pazarı gibi yerlerde hosein'in bahsettiği spiral teller satılıyor. onlardan al bi tane çok pahalı bişe değil. denersin açılmazsa tesisatçı çağırırsın
Bir de bol su döküp pompayla çekersen boruyu tıkayan çamur pislik filan kıpırdar suyla akıp gider. Önce pompa dene sonra spiral olmadı tesisatçi.

Trollziya +1. Yaşanmıştır sırf komşunun senin gibi davranması nedeniyle bizim evi bok bastıydı zamanında. Sonrası inşaat zaten.

Klozete dök+1
Kendi kendine açıcı kullanıp durma boruları eritirsin +1

benim aklıma takılan sıçtığımız yere neden kirli suyu dökmeyi sevmiyorsunuz? Klavuz teller var. nalburda olur. Bununla deneyin

st1.myideasoft.com

Klozete dök, basina is acacaksin.

neden kirli suyu sıçtığınız yere değil de banyo yaptığınız yere dökmeyi tercih ediyorsunuz? Pompayla deneyin

Hocam Milano dediğin büyükşehir.. Ben Eco-Hotel La Residenza'da kalmıştım. Zaten 1 gece kalacaktım ve tek kriterim metroya ulaşımının kolay olmasıydı.

metroya yakın olmasına dikkat etsin. ben burada kaldım, o an için en uygun merkezi yer burasıydı, şimdi bilemiyorum.
www.turkish.hostelworld.com

sakın ha atm den para bozdurma, havalimanından da bozdurma komisyon alıyorlar. Mümkün olduğunca dışarıdan tercih et bozdurma olayını yaşadığım olayı copy paste yapayım.

efendim herşey Cumartesi havalimanında döviz almak istememizle başladı.Yoldan geldik direk havalimanına gittik cumartesi pazar açık döviz bürosu bulamadık.

Gittik havalimanına oradaki bankalar ve change office ler %4 komisyon alıyoruz dediler(Oha dedik vede euroyu piyasadan pahalıya satıyor) 1500 euroda 60 euro hava parası bize göre değil dedik,

Hani biz çok zekiyiz ya, parayı hesabımız olan iş bankasına yatırdık ve günlük limit 600 euro çektik. Sorun yok.

Sonra bir baktık denizbank ATM si komisyonsuz change yapıyor(Denizbank müşterisi değiliz kartsız işlem yapıyoruz.)

Neyse efendim 700 Euro alacaz taktık 1800 tl yi saydı tamam dedi fiş istermisiniz dedi evet dedik fişi verdi işlem bitti! bize ne Euro verdi nede yatırdığımızı geri verdi.
Öyle Tüm paramız yutulmuş dımdızlak kaldık ortada.

Hemen aradık Denizbank'ı efendim birşey yapamayız pazartesi bakılır dediler.
Bizde kardeşim ben yurtdışına çıkıyorum uçağım 1 saat sonra ben yurtdışında parasız ne yaparım dedim elden bişiy gelmez dediler.

Mecbur Tamam dedik.Neyseki bankada daha paramız vardı onu çektik komisyonlu almak zorunda kaldık o anı kurtardık. Günlerden Perşembe oldu bize denizbanktan bir mesaj geldi. Böyle bir işlem yapılmamıştır yalan söylüyorsunuz tadında. Gözümden kan sıçradı. Aradım gene bak kardeşim böyle böyle diyoruz tekrar bakalım diyorlar.

Sonunda 10 gün sonra evet 10 gün sonra Türkiyeye döndük.Hala bunlardan ses seda yok.

Gittim bastım bir Denizbank şubesini Fişi gösterdim, derhal paramı iade edin dedim. Mail attılar taradılar fişi, falan filan yaptılar aradan 3 gün daha geçti tamam size paranızı iade edicez ama euro olarak dediler.

Dedim ben zaten ATM den pahalı aldım gittim geldim yurtdışına, euroyu götümemi sokacam dedim. Malesef öyle dediler. Bende lanet olsun verin paramıda naparsanız yapın dedim 2 gün bankaya git gel fiş kesicez merkez onaylayacakda bokuda püsürüde git gel sonunda aldım paramı geri.

Ama 2 hafta telefonlarda konuşmalar Bankalara gidip beklemeler eziyet üzerine eziyet.

Siz Siz olun Denizbank Atm si ile döviz işi yapmayın. Ha yapacaksanızda Başınıza bir iş gelirse Anlayışsız bankacılarla, sizi sallamayan telefonlarla, ilgilenilmeyen işlemlere hazırlıklı olun.

hem kur fark ediyor, hem de komisyon alıyor havaalanındaki dövizciler.

Aslında teknik olarak şansınız var mı bilmiyorum ama en karlısı şu:

Bağlı olduğunuz bankada döviz hesabınız varsa dövizinizi mobil şubesinden bozdurup ATM'den çekin. Böylece en avantajlı kurdan yardırmış olursunuz.

Ahmet Cambaz ya da Biçem Şinik

orta sert için yataş'ın athletic modelini de öneririm.

ben de yataş athletic demeye geldim. fiyatı da uygundu biz alırken.

İstanbul'daysan Halsa'ya da bir bak derim. Malaren modelini aldık, şimdiye kadar yattığım en rahat yatak.

@peggy aşırı pahalı ama o :(

Yok ya pazarlık yapıyorlar. Beğendiğimiz bir yataş yataktan 200 TL daha pahalıydı, düşünmedik aldık.

Yatsan'a da bakın derim. Gerçi orası da biraz pahalı ama değer diye düşünüyorum.

tek ceyrek yeter bence. normal olur.

ama ille az gelir diyorsanız, iki çeyrek çok saçma zaten bir yarım alabilirsiniz ama bu dönemde bence de fazla.

dediğin gibi 100 lira civarında bir kolye filan alınabilir kıza. ama onu da sevecek mi filan zevkini bilmek zor. yerinde olsam tek ceyrek takardım.

Hocam ben böyle bir durumda (geçen sene) 1er gramlık 2 altın aldım. Çeyreği bir geçiyor ama yarım etmiyor. İkisi de yakın arkadaşımdı. Başkalarıyla evlenseler çeyrek-çeyrek takardım o keksin ama napiim :/ Ekonomi lazım. 2 gr iyidir.

Kaputt, dediğim gibi ikisi de arkadaşım olduğundan kime takıcam tek çeyreği sorunsalı var ben ikisine de bir şeyler hediye etmek istiyorum. Ev hediyesi gibi başka şeyler yapsam, düğünde takılmıcak ama sonra ayrı mı versem bi ara?

ikisine de ayrı ayrı takmana gerek yok. ya bi tane çeyrek ya ya da iki gram al ikisinin de yakasına tak. o kadar kasma bence.

Bir diğer yorumum da; borçları vs. olacak çabuk maddiyata çevrilen bişi almak iyidir. Kolye vs. yok parasına gidiyor satılırken.

artık yakaya takma kalmadı zaten ya. bir kese oluyor onun içine atıyorsun, geline ya da damada takmıyorsun. yani tabii evlenenleri tanımıyorum ama keseye atma olabilir. değilse geline takarsın zaten, daha kibar olur.

kolye filan alırsan lcha da yazmış yani anlamsız olacak onların paraya daha ihtiyacı vardır.

düğünde çeyrek takıp eve giderken de bir ihtiyaclarını karşılayabilirsin. ama düğünde her şekilde çeyrek tak.

ya da yine lcha'nın dediği mantıklı ikisine ayrı ayrı gram altın da olabilir.

ben olsam bi tane çeyrek altın alırdım. daha sonra evlerine giderken tekrar bi hediye alırdım. o an ikisinede bişey takmak yerine böyle düşünürdüm.

Birer tane gram altın al. 150 Tl civarı tanesi.

Geçmiş olsun, büyük ihtimalle tutulmuşsunuzdur, ama boyun fıtığı da benzer yerlerde ağrıya neden olabiliyor. Ortopedi ya da beyin cerrahi bölümlerinden birinde bir uzman doktora kontrol ettirebilirsiniz.

hocam biraz ağrı kesici ile 1-2 gün atlat; baktın geçmiyor o zaman git doktora. Muhtemelen tutulmadır.

Evet.. krem sür kaşıma nemlendir.

Hocam çok darda kaldıysan kaynat soğut iç.

İstanbul'da çok çok zorda kalmadıkça içmiyorum.

Devlete kalsa Çernobil sonrası çaylar da içiliyordu, çok meraklıysa Kadir Bey şebeke suyu içsin ben içmiyorum.

Genel itibariyle temizdir ama ara ara bozulur. Dikkat etmezsen de ishal başta olmak üzere sıkıntılar çıkarır. Ben tavsiye etmem.

İçme suyunu pet şişelerden, diğer ihtiyaçlarını iski'den kullan.

not : beyoğlu için değil, genel konuştum.


.

Diyetisyenin söyledikleri bana çok ters geldi, sağlıklı bir insan mı olmak istiyorsun yoksa sağlıksız ama normal kiloda birisi mi ? 1,5 ekmek nedir ayrıca, o kadar karbonhidratı vücuduna alacaksın, bir de hiç hareket etmeyeceksin, bence başka bir uzmana daha mutlaka danış. Bu programla kilo alsa bile sağlığına etkileri hiç iyi olmaz.

Evet haklısin ya. Gerçi hiç hareket etme demedi. Azalt dedi. Ćunku ben cok hareketli olduğumu soyledim ona. O gunden beri hic bisiklet surmuyorum mesela. Kafam karman çorman. Rabbim dert verip derman aratmasın.

Hocam acilen o diyetisyeni değiştir

Aman hepsi ayni. Ayrica kimseye derdimi anlatamiyorum. Ben 6 öğun yiyemiyorum yoksa açklik hissetmiyorum diyorum anlamiyorlar.

Bana da o kadar karbonhidrata o kadar az hareket biraz garip geldi. Bence ekmeği de diğer besinleri de normal seviyede tut, geri kalanını tahmin edersin zaten, protein de ye yağ da ye karbonhidrat da ye ama kalitesiz yemeklerden alma bunları, vb.

Mobildeyim duzeltemiyorum da yazmayi unutmusum, bisiklete de binmeye devam edin bence hocam, gayet sağlıklı bi şeydir.

Sadece karbonhidrat alırsan göbek olur. Protein almaya çalış. Bir de spor yap. 6 öğün yemen normal ve acıkmaman da normal mideni genişletmen lazım ilk zamanlar zorlayığ yerken bulantı hissi bile yaşayabilirsin.

1.5 ekmek mi? Bu diyete 6 ay devam et, ondan sonra hastalıktan hastalık beğenirsin kendine.

Ben sana bir sey onereyim, sadece ve sadece canin istedigi seyleri ye. Oyle karnimi doyurayim diye yeme, sevdigin seyleri ye. Ayrica aclik hisettigin an acilen karnini doyur hic vakit kaybetmeden.
Bu sekilde devam edersen kilo alman kacinilmaz. Bu surecte biraz saglikliz beslenirsin belki ama kilon cok kritik durumdaysa biraz toparlamak icin bir sure boyle devam edebilirsin. En azindan kiyafetler uzerinde biraz duzgun durana kadar.

O diyetisyeni degistir. Bazi diyetisyenler kilo aldircam diye karbohidrati dayiyor. O kadar ekmegi yersen hasta olursun. Bence hareketini azaltmana falan gerek yok, kilo olmak icin hareket azaltmak nedir yahu? Hareket berekettir bisikler surebiliyoken nasil birakirsin?! Sinirlendim bak simdi o diyetisyeni degistirin gercekten sagliniza yazik. Hala boyle listeler verildigini gorunce cildiriyorum.

Hareket azaltmak asiri sacmaymis gercekten. Kilo alirken de verirken de hareket edilir, hareket kesilmez. Hareketsiz kalmanin insan vucuduna zarari saymakla bitmez oyle soyleyeyim.

Sizin diyetisyen dediğiniz kişinin gercekten diyetisyen oldugundan emin misiniz? Günümüzde çoğu meslekte çantacılar kol geziyor.

saçmalamış, vucudun yağ biriktiriyor olsaydı bu güne kadar zaten bunu yapardı.
hareketsiz kalarak ve fazla karbonhidrat alarak kilo alamazsın. alabiliyor olsaydın bile çok sağlıksız olurdu.

yapman gereken düzgün bir antreman programı ile beraber kalori ve protein alımına dikkat ederek kilo alma işini uzun zamana yaymak. 40 kilo biri için aylık 0.5-0.6 kg gibi düşün bunu. yani yavaş bir süreç. ektormorflara uygun bir program ve beslenme izlemeni tavsiye ederim.

Birde kandida diye mikrop olurmuş bağırsaklarimizda. Hindistan yağı iyi olurmus falan. Birde bunun uzerine giedecem.

Tabi youtube da bi kiz var 43 kilo dan 50 ye cikmis. Onun videolarini izleyeceğim.

bence pes etme. ugrasmissin o kadar ve hakeden biri gibi duruyosun. baskalari olsa coktan pes ederdi. ben senin yerinde olsam daha da hirslanip artik gurur meselesine donusturmustum bunu. doktorayi alip yirtacagimi bilsem bile o almadan pes etmezdim

Hocam üzüldüm ama malesef böyle bencil ve manyaklar var.. Bence de 4 senelik emeğin çöp olmasın, mutlaka çıkar yol bulunur. Sık dişini.

Ben euro uzerinden yaptirdim Goreme'de. Euro karsiligini odedim. Bir problem cikmadi.

Orta üstten para birimini TL olarak değiştirebilirsin. Sorun olmuyor her türlü.

fake rezervasyon ve uçak bileti ile çözüm senin.

Arabayla istanbul'dan yunana geçecekler ne yapıyor? İlla fake uçak bileti mi yani?

Arabayla geçeceğini, uluslararası ehliyetini, geçtiğinde kalacağın yerlerin rezervasyonunu gösterebilirsin o zaman. Bunları planlamadım diyorsan sana en kolay yolu fake diyorum.

profiterol <3

diyet yapanlara hakaret gibi soru olmuş ahaha.
profiterol diyelim de modları kızdırmayalım.

profiterol+1 demeye geldim ama ben olsam üşenir kedi dillerini dizer üstüne puding yapar dökerdim.

tavuk göğsü candır ya. olsa da yesem

profiterol. 2. olarak tavuk göğsü.

İrmik tatlısı

trileçe, kadayıflı tavuk göğsü, magnolia, tiramisu da olur.

Tiramisu tabiki..hem daha pratik

Adı var mı bilmiyorum, tarif verir gibi olacağım o yüzden.
Alta beyaz puding/krema (kıvamını koyulaştırabilirsin)
Ortada kakaolu bisküvi/kedi dili/ pötibör
Üstüne de jöle/ süt yerine vişne suyu ya da limonatayla pişirilmiş vanilyalı puding

profiterol demek isterdim ama evde yapılan profiterol çok güzel olmuyo bence. tavukgöğsü hem daha pratik olur hem lezzetli.

Mantıklı bir diyete geç.

çikolatalı eti formlardan ye

böyle kriz anında dilinizin altına 1 parça bitter çikolata koyun, yavaş yavaş erisin. krize bire bir.

bal, helva...

O diyetle zaten sağlık sorunların başlar. Bırakır daha çok kilo alırsın

Doktorla görüşmeden paldır küldür diyet yapmayın. Kilo vermeye çalışırken hormon sisteminizi bozup sonra asla kilo veremeyen insanlar haline geliyorsunuz.

Dengeli beslenme önemli. Abur cuburu komple yememen lazım zaten. Değil diyette normal zamanda da geçerli. Belli ki canın şeker istiyor, kuru meyve yiyebilirsin ama coşmadan.

çorbayı yine iç üstüne çikolatalı pasta ye.

tatsız tuzsuz galetalardan yiyordum canım bir şey çekince, tüm iştahımı yok ediyordu

kendine ne zorun var da çorba diyeti yapıyorsun?
ayrıca çorba içersen canın tabiki çikolata falan ister. bol proteinli bol yağlı bir diyet yap tok kal

Tatlı kuruyemişlerden yeyin.

Diyetiniz bana da çok sağlıklı gelmedi. İşi bilen birilerinden yardım alın.


.

Çikolatali çorba <3 teşekkürler arkadaşlar. Çorbayi öğlen ve kahvaltıda içiyorum akşam yemeğinde ızgara köfte ya da sebze yiyeceğim. Diyetisyen arkadasim program vermedi de abur cuburu kes öğünleri azalt dedi çünkü 3 kilo fazlam var. Öğünler arası yoğurt yiyorum :)

Diyet bana da başarısız geldi.

Muz üstü tarçın tatlı isteğini tatmin ediyor. Muz+kakao da yapılabilir.

tarçın tatlı isteğini bastırıyor. yoğurtla beraber şeettirebilirsin.

kuru meyve yulaf ve bal ya da pekmezden granola yap. sütle karıştır ye beni aşırı tatmin ediyo tatlı konusunda. gerçi ben diyet yapmıyorum pasta da yiyorum keşke diyet yapsam.

Illa yemiycem diyorsaniz cayi demlerken kabuk tarcin kullanin tatli istegini bastirir.

toplaman lazım. yoksa temizleyemez

Toplamalısın. Otelden çıkarken bile yatağı düzelten bir eski kafalı olarak insanlara kendi dağınıklığımı toplatmayı doğru bulmuyorum. Ayrıca bilmediği bir evde neyi nereye koyacağını bilmeden nasıl toplayacak ki?

Ev cok daginiktan kastiniz ne ? Eger her sey her yerde durumundaysa toplayin ki daha kolay olsun isi. Diger turlu once daginikligi toplayacak.

Dağınıklığı topla ama evi temizleme.

no strings attached

ugly truth

15 temmuz arefesi oldugu için soruyorum

'o da mı yasak?' derken? Ne yasaklandı ki?

algı oyunu mu anlamıyorum ki? alkol yasak falan değil. bugün de yarın da içilebilir.

Ben öyle bi sey duymustum da

Ben bu akşam çıkıcam ama yarın çıkmam.. Manyağın tekinin gelip rahatsızlık vermeyeceğinden emin olamıyorum. O nedenle gerek yok.

bu akşam değildir ama yarın muhtemelen sıkıntı olur. yasal açıdan değil de mahalle baskısı ile.

resimdekiyse 20 liraya yaparim.

not: dovmeci degilim

dövmede açılış ücreti vardır. Yani gidip nokta koysan da o ücreti alırlar. Aşağı yukarı 150-200 lira civarıdır bu da..Tabii ki lokasyon ve dövmeciye göre değişir. Ortalama konuşuyorum. Normalde basit renksiz dövemelerde cm karesi 6-7 lira olur (yine ortalama konuşuyorum)

Senin dövmende eğer minimal-renksiz ve eğer küçük ebatta olacaksa yine bu minvalde bir fiyat tutar.

350-400

Çokmuş :) Bu kadar yüksek olacağını tahmin etmiyordum. Demek ki komple dirsekten bileğe kadar büyük bir dövme yaptırsam 2000-3000 TL gibi rakamları görebilirim
Vazgeçtim

200-300 civarı. onu çizmek bile bir yetenek ister, buna da pahallı diyorsan sen hayatın boyunca dövme falan düşünme bence.

@awareim Düşünmüyorum artık zaten, vazgeçtim :) teşekkürler

Valla hocam 100 liraya da yaptırırsın ama sonra gidip lazere daha çok para verirsin.

Bu gösterdiğin dövme ince iğneyle ve el yeteneği ile çizilecek türden, o nedenle pahalı diyorsan yaptırma. Bir ömür vucudunda taşıyacağın şeyin fiyatı olmaz bence. Ve evet dediğin gibi, büyük bir dövme yaptırırsan o rakamları görürsün.

Bu tam çağrılıkmış. Çağrı yapar bunu ama en az 500 alır diyorum.

www.instagram.com

Bana bunu yaptı 350 aldı.

Hocam migrenin vardır büyük ihtimalle ve kokudan tetikleniyordur. Üzgünüm ama parfüm kullanamazsın.

vücut spreylerinden alabilirsin, daha hafif oluyorlar.
bulabilirsen katı parfüm deneyebilirsin.

ıcha +1

migrenim var ve özellikle başım ağrıdığında bir koku duyarsam daha da feci şekilde başımı ağrıtmaya başlıyor kolonya kokusunda bile siz düşünün. parfüm kullanmıyorum. kokusu daha çabuk uçacak şeyler kullanıyorum. yakın arkadaşlarım yanımda parfüm sıkmaz. açık parfüm dükkanlarının önünden bile geçemiyorum. kimse parfümsüzlükten ölmez temiz olduğun sürece kıyafetlerin düzenli değiştiği sürece insanlar senden rahatsızda olmaz.

23:00 yatış saatim 05:00 kalkış saatim

01'den aşağı pek yatmıyorum. Genelde bu saati de geçiyor. Sabahları da 8-9 arası uyanıyorum. Erken uyanmamın sebebi havuza gidip yüzmek ya da akademik olarak çalışmaya erkenden başlamak istemem. Geceleri de genellikle kitap okuyorum. Bu genellikle telefondan oluyor.

Çalışma sırasında çok değişiyor, daha çok "Boşluğu buldun, uyu. Bir dahaki ne zaman belli olmaz" şeklinde ama daha insani çalışma zamanlarında genelde 1:00-8:00 arası gibi. Esnek çalışma daati olduğubda da 3:00-11:00. Haftasonu ise 00:00-12:00/13:00 şeklinde. Bugün tatildeydim, 2:00-11:00 ve 13:00-16:00 arasını uyudum ama yol yorgunluğu vardı. Kimse dokunmasa 10-11 saat falan uyurum.

Kendi evimdeysem yatmadan önce yüzü yıkama-nemlendirme, vb bakım süreci oluyor ama bu tarz şeyler ortalıkta değilse, misafrlikte falan unutuyorum. Uyumadan önce bir dizi izlerim, hatta uykuya o şekilde daldığım da olur.

1,5 hafta önce köpek geldi eve. ondan önce tamamen rastgeleydi.
şimdi 8-10 arası uyuyorum yorgunluktan, sabah 6.30 ayaktayım köpek sağolsun. oyun moyun oynuyoruz, sonra işe gidiyorum.

22:58-08:58

yatarken günlüğe notlar ve 5-10dk sosyal medya

uyandıktan sonra yüz yıkama ve cici bebe yeme.

01.00-08.30 yaklasik saatler bunlar.

Rutinim yok ama gece uyumadan onceki yarim saatlik surecte yaklasik yarim litre su iciyorum, neden ben de bilmiyorum.

06:30'da kalkarım.
Yatış saatim çok değişken. Evdeysem, normal bir günde 12 gibi yatarım. Yorgunsam 10:30-11:00'de bile yattığım olur.
Dışarı çıktıysam eve dönüş 02:00'yi bulur en geç, bu saatte yatarım aşağı yukarı.

Yatış: Pazartesi - Çarşamba 11-11:30 / Pazar- Salı - Perşembe: 12-12:30
Kalkış: Pazartesi Çarşamba: 8 - Salı Perşembe: 6 / Cuma: 9

Hafta sonu serbest :)

Haftaiçi Salı-Perşembe spor.. Kalan günler rutinsiz.

2 den sonra uyuyorum genelde. sabah 7de uyanıp işe gidiyorum.

En geç 22.00 gibi kanepede sızma ve 23-24 civarı yatağa geçme, sabah 5te kalkış, ev toparlama ve yürüyüşe çıkma.

02:00-08:30

en erken 12 en geç 1 de uyurum. ne erken ne geç uyuyabiliyorum. enteresan bir durum.

her sabah da şaşmaz 6 da kalkarım iş günleri. haftasonu her daim değişkenlik gösteriyor.

gece yatarken instagramda deniz fotoğrafları okyanus falan gezinirim. çok hoşuma gidiyor.

sabahları bir şey hatırlamıyor oluyorum.

00.00 - 06.05

22:00-10:00

Yatış 23:20 -24:00 arası kalkış sabah 07:00 -07:31 arası. Takip ettiğim forumlara bakar ve biraz kitap okurum.

hafta içi tam 12 de yatağa girerim ama uyumam 30-45 dakikayı bulur, hayal kurarım bu süre içinde. sabah 6,50 uyanış evden çıkmadan 10 dakika gazeteler, sözlük vs. dünyada ne olmuş bitmiş, savaş çıkmış mı? her şey yolunda mı? kontrol ederim. hafta sonları ise uyumam gece 2-3, uyanış yazın 8-9 kışın 10-11.

Hayatimda hicbir seyin duzenliligi/rutini olmamasi bunu da etkiliyor ama genellersem depresif olmadigim zamanlarda 12-1 gibi yatip 9-10.30 arasi kalkiyorum. (Genelde 10 gibi aslinda)

Sabah kalkar kalkmaz ilacimi alirim, tek duzenli yaptigim sey bu. Bir de son 2 aydir filan kahvemi yapiyorum gorece duzenli olarak.

Aksam da disimi fircalarim, makyaj silmece-yuz yikamaca-lensleri cikartip gozluk takmaca. Bunlar fiks.
Yataga girince de son kez sosyal medya/duyuru takibi ve gozlerin kapanisi.

tatilde olduğum için hiç düzenli değil şu an, gece 3'te yattığım da oluyor akşam 9'da da, hatta abrartıp sabah 11'de, öğlen 2'de uyuduğum günler de var. uyanma da minimum 11 olacak şekilde akşam altıya kadar giden bir skalada

Hafta içi 12 - 1 civarı yatıp, 6'da kalkıyorum. Ama işyerinde çok yorulmuşsam gelir gelmez yemek yemeden 7'de yattığım da oluyor. tatil günleri öğlenden önce kalk(a)mıyorum.

gece yatağa girince instagram'a bakıyorum biraz. bazen e-book okuyorum.

Sabah 3-5 arasi bir saatte uyuyup 8-10 arasi bir saatte uyaniyorum normalde ama son zamanlarda daha duzgun saatlere cekmeye calisiyorum bunu. Gece yatmadan once son yaptigim seyle sabah uyaninca ilk yaptigim sey ayni: su icmek, tuvalete gitmek, dis fircalamak, yuzumu ve gozlerimi yikamak, yuzumu nemlendirmek ve son olarak ellerime nemlendirici surmek. Sabahlari uyurken gelen mesajlara bakarim bikac dakika, bi de bazen instagramda dolanirim. Gece uyumadan once cikip yuruyorum biraz. Bu rutine ek olarak gece uyumadan kitap okumayi eklemeye calisiyorum bir de.

Bu saatlerde uyuyor, 7:30'da kalkiyorum. Geberiyorum. Bazi cumartesileri gunduz uyudugum oluyor birikmis uykusuzluk oldugu icin.

Her halukarda pazar gunleri de en gec 09:00 - 10:00 arasi kalkarim, istesem de daha fazla yatamam. Zorlayip yatsam da zombi gibi olurum, yuzum iyice kararir, gozlerimin alti morarir ve tum gun basim agrir ayrica gun boyu uyku hali devam eder. Bu yuzden pazar gunleri ogleye kadar uyuma olayim yok. Cumartesi gece sabahladigimda bile en kotu pazar 11:00'a kadar yatabilirim.


Yatarken belli bir rutinim yok, canim ne istiyorsa onu yaparim. Genelde intertten bir seyler arastiriyor oluyorum yatmaya yakin.
Sabahlari da rutinim yok, kalkar ustumu giyinir vakt varsa saca hafif fon ceker ve cikarim. Genelde son dakika kalktigim icin fon cekmeye de vakit olmaz, ustumu giydigim gibi cikarim. Genelde daha uyanamadan ustumu giyinip cikiyorum, disari ciktiktiktan sonra yolda yavas yavas uyanip gozumu aciyorum. Kapidan ciktigimda daha gozum acilmamis oluyor:) Ayni gunun gecesi yine uykum gelmiyor, boyle devam ediyor.

24:00-5:00.

Gece 12de yatma, sabah 7:30 uyanış. Spor yapacaksam sabah 6:45 uyanış.
Yatmadan önce 5dk stretching yaparım, kaslarımı esnetirim. Alışkanlık oldu artık yapmadan uyuyamıyorum.

02.00-03.00 gibi yatıyorum. Sabah da 08.00-09.00 arası.

Hafta içi: 01:00/01:30 - 06:10
Hafta sonu çok değişken.

12-1 yatış 7-7.30 kalkış

kalktığım gibi kahvaltı yaparım.

Hotel İz diye bir yer buldum. İyi gibi sanki. Bilen var mi?

Bütce söylersenix daha saglikli olur.Bana gore swiss veya movenpickte kalin:)

biz her gittiğimizde mini hotel'de kalıyoruz çünkü baya ucuz (bi oda 120 lira civarı), çok temiz, personel çok ilgili ve konumu baya merkezi.

Armis otel

Ben de 2010'da girdim; sayısal 5649 EA 2815'ti.. Bugün girsem 100binlerde olurum muhtemelen merak ediyorum..

Benden 1 sene önce giren ilk 1000deki arkadaş 6 yıl sonra tekrar girip Çapa Tıp'a yerleşti. Öyle çılgınlar gibi de çalışmamıştı. Valla helal dedim, zeka başka bişi.

İlk girdiğim yıl 2 bin civarındaydım, geçen yıl hiç çalışmadan girdim 16 bininci oldum. 2 yıl geçmişti ve matematiği bayağı unutmuşum. Çok zeki değil ama çalışarak girdiklerini düşünüyorum. Ne kadar zeki olursan ol bir süre sonra çok iyi bildiğin şeyler bile unutuluyor ya da insan köreliyor.

2012, 2013 ve 2017'de girdim. hepsinde aşağı yukarı aynı puanları yaptım, dil-1'de 460'ın altına düşmedim sanırım, sıralamam daima 2 bin civarı olmuştur. dilde kolay gerçi bu, hem ingilizce olması hem de öğrenci sayısının az olması nedeniyle. temel matematik konularını eğer kullanmıyorsan unutabilirsin ama ingilizcen iyiyse ve ingilizceyi kullanıyorsan unutmazsın, haliyle aradan 15 sene de geçse girdiğinde sınavda yine yaparsın.

ygs netlerim de üç sınavda neredeyse değişmedi ama zaten iyi değildim onda. türkçe 35-5, sosyal 25-5, matematik 10-0, fen 2-0 falan olur genelde. sayısalda yapabildiğimi çözer, diğerlerinde hiç risk almayıp bırakırım.

ha gafa çalışıyo mu dersen hala az buçuk iq kırıntısı var ama üniversiteye giriş sınavında sürekli başarılı olan biri illaki zeki olacak diye bi kaide yok. burada başarı kriteri de önemli. ben üç sınavda ingilizceden sırasıyla 77-3, 73-7, 76-4 yaptım 80 soruda ama yaşıtlarım mezun oldu ben hala sınava giriyom amk, bu başarıysa başarılıyım yani.

YGS oluyor calismadan ama LYS unutuluyor.
Kardesim girdi oylesine,YGS hic calismadan 10k filandi ama LYS'de Mat-Fen'de unutmus konulari ilk seneye oranla.
Ozellikle biyoloji filan iyi yapiyorsa kesin calisiyorlardir, cunku ezber tamamen.

Ben girerken öss idi ve ea sıralamam 1600 civarındaydi

Geçen sene ilk bölüme girdim 17 olmuştum. Bir diğer puan türünde de 1400 lu bir sıraydi

Yalnız ales vs derken ben hep o soruların içinde kaldım.

Çalışan demir mevzusu yani

ilk girdiğinde fen fak kazanan (o zamanlar burslu fen fakülteleri yüksek puanla alıyordu)insanlar sonraki girişlerinde de yüksek yapar ben MBG mezunuyum fizik, kimya, biyoloji, matematik zaten hepsini okulda görüyoruz.
ama mimarlık veya tıp kazanıp 5. senesinde yine yüksek derece yapan adam varsa kafa çalışıyor demek.

unutuluyor çoğu şey özellikle matematik ve fen konuları ayrıca soru tipleri de değişiyor o kadar kısa sürede adapte olmak zorlaşıyor, bana da olmuştu 7-8 yıl sonra tekrar girince çuvallamıştım.

2003'te kazandım, 2009'da çalışmadan tekrar sınava girip daha iyi bir yer kazandım. (ege, marmara)
üstelik o aradaki altı seneyi bir zihinsel karadelikte geçirmeme rağmen. zaten ilkini terk ettim, ikincisini hala bitirmeye çalışıyorum.

kendi adıma ders çalışmak anlamında ineklikle hiçbir alakam yok. öğrencilik hayatım boyunca da ders çalışmadım ama üniversiteye gireceğimden de hiçbir zaman şüphem olmadı. yani yapacağımı adım gibi biliyordum.
zekâyla da alakalı olsa gerek ama öyle çok da abartılacak bir durum yok.
ben daha çok hafızamın çok güçlü olduğunu düşünüyorum.

Şehir? Semt?

Selam, cevap vermek istersek okunduya basıyoruz. Yani okundu simgesi çıkmadan pekala okuyabiliyoruz takipleşmediğimiz birinden gelen mesajı.

Hadi canim var mi oyle bisey al-se? Nasil.

Valla ben okundu yapıp cevap vermemeyi daha gıcık buluyorum. O nedenle okurum ama cevap vermem hıh! :)

"Geri Çevir" ve "İzin Ver" şeklinde 2 seçenek var. İzin ver denmediği sürece okundu bilgisi gitmiyor ama mesaj okunabiliyor.

yatıya mı gideceksin, amaç bu mu; italya'da kalmak? yatağı konforu güzel otel mi istiyorsun mesela?

evet, orada kalacağim ama uygun fiyatlı yerler arıyorum. hatta arkadaş bile arıyorum. cünkü yalnız gidiyorum ve ilk gidişim

Roma'da kalacaksanız,
www.greenrooms.city
Haziran ayında böyle bir B&B'de kaldık. İki kişilik oda fiyatı 60-65 euro. Odalarda özel banyo var, ortak kullanımlı mutfak mevcut, isterseniz kendi yemeğinizi pişirebilmeniz için. Hayatımda gördüğüm en temiz, en güzel otel/B&B idi. Sahipleri de çok tatlı, çok ilgili. Sizi tren istasyonunda karşılayıp otele getiriyorlar. Semt olarak da çok güzel bir yerde. Gelince bir arkadaşıma tavsiye ettim, sonra o da kaldı, o da çok beğendi.
Bir de sahibiyle iletişime geçip konuşmuştum, booking.com'dan değil de kendi sitelerinden rezervasyon yaparsam kullanabileceğim %10'luk bir indirim kodu vermişti bana, düşünürseniz size o kodu da iletirim.

iyi de abicim italya'da nerede kalmak istiyorsun? mesela kolezyum ilgini çekiyor mu, vatikan falan? o zaman roma önericez. ya da ben assassin's creed oynadım floransa'yı merak ediyorum diyeceksin. ya da yaz geldi yüzeyim diyeceksin, amalfi falan önericez.

yani sen italya'ya ne için gitmek istiyorsun, önce onu de hele.

bruce, abi ben roma floransa, venedik, milan şehirlerini gezeceğim ve 13 günü bu günlere yayacağim:)

abi tek kişi fiyatı mı 60euro civarı? biraz pahalı ya.

hostellerde kalmanı öneririm tek kişiysen. hem ucuz olur hem de ordan arkadaş edinebilirsin gezme amaçlı

İtalya dediğin koca ülke. neresine gideceksin?

bende 23 temmuzda senin güzergahı gezicem ama ben nisanda ayarladım. heryerde kalınabilir her yer hostel

soyle bir sey olabilir mi, benim annem de mesela, seninki kadar olmasa da, biraz ayni seyi yapiyormus gibi hissediyordum ama sonra sunu fark ettim, biz olmadigimizda bizden bahsederken aynen o anlattigin anneler gibi ovguyle gururla anlatiyor. ama bizim yanimizda 'bunlari zaten yapacaksiniz' modunda takiliyor, yani onlar zoru gorerek buyumusler, bizi de oyle buyutmusler, dolayisiyla 'azmimizi kaybederiz' gibi bir dusunce icine giriyor sanirim. bence sezarin hakki sezara deyip b.kunu cikarmamak ve ovmek de lazim ama guclu olmamazi istiyorlar sanirim ondan kaynaklaniyor.

uzman degilim ama annenizin kişiliği bu saatten sonra degismez. siz sadece onun kisiligindeki patolojik durumları tespit edin. kendinizi annenizin kişiliğini baz alarak yargılamayın. ve bu bakış açısını çocuğunuza aktarmamaya çalışın.
benim annemde de bazı garip davranışlar var. ben bunları yeni yeni farkediyorum. düşünüyorum ananemde de vardı. hatta kendimi bilinçsizce onun gibi davranirken buluyorum. demek ki çocukluğumda bana oyle davrandığı için onu modellemisim. o davranışları yavaş yavaş tespit ediyorum ve öyle davranma isteği geldiği anda tam tersini yapıyorum. umarım çocuğuma geçmeden zinciri kırarım.

@kassiopeia teyzeme gecen bir döküldüm o da siz yokken hep sizden bahsediyor Dedi ama sanki ruhu bizimle degil gibi geliyor hep. Biraz da geçmişe cok takıntılı ve artık ben de Nasıl olsa beğenmeyecek diye yapma istegi kalmıyor.
Hakikaten suyunu çıkarmadan biraz övseler ne iyi olur.. İçim gidiyor böyke anneleri görünce. Hatta bazen şakayla söylüyorum 'e ben niye öveyim gören görür' diyor

@betys hakikaten çocuklarımıza geçirmememiz şart bunu. İnanılmaz karşılaştırma filan yapıyorlar, arttık ben kızım söz konusu olunca sinirli davrandığım için cekiniyorlar söylemeye annem teyzem hatta ablam. Benim sorunum biraz da ona yardımcı olmak istiyorum ama duvarları var sanki. Misal ben dün doktora gidelim dedim Bi sorunu için. o teyzemle gitmek tercih ediyor

Annenle konuştun mu? Farkında mı acaba durumun?

Bir de bunun farkında olduğun için kızına öyle davranmazsın bence ve dilerim ki sana gururlar yaşatacak bir birey olsun çocuğun.

annenizin teyzenizle doktora gitmek istemesinin nedeni psikolojik olarak yaninda daha rahat hissetmesi, kotu bir sey olursa orada olmamanizi istemek, vs. gibi bir cok neden olabilir aslinda. bazen fark etmeden insanlari bazi durumlarda rahat ettiremeyebiliyoruz, boyle bir sey de olabilir (oyledir demiyorum).
bir arkadasim benzer bir durumda direk annesiyle konustu, sakince hissettiklerini anlatti. elbette degismesi mumkun degil, hele bu yastan sonra, ancak ilerleme kaydettiklerini soyluyor. ben hic konusmadim ama artik rahatsiz eden bir durum olursa o anda tepki veriyorum. o da anlamsiz sekilde bana tepkili yaklasiyor, bir sekilde iletisim kurmaya calisiyoruz ama benim oncelikli amacim rahatsiz oldugum bazi durumlar ile 'kendi icimde barismak' bunu da ya o anda konusarak/tepki vererek ya da degismiyorsa kabul etmeye calisarak yapmaya calisiyorum.
yaptigin seylerin gorulmemesi hissi sorun ama aslinda gorulsunler diye yapmiyorsun, kendin icin yapiyorsun. bunu hatirlatmak, kendimizi sakinlestirmek lazim sanirim.
biraz daginik yazdim ama umarim biraz anlatabilmisimdir ne demek istedigimi.

Benim annem de böyle. Ben umursamamayı öğrendim artık elde ettiğim tüm başarıları kendim için yapıyorum, çoğu zaman anlatmıyorum. Üniversitedeyken bunun eksikliğini çok hissetmiştim, herkes sınavdan çıkınca annesi arardı, ya da onlar annelerini arardı geçtim/kaldım demek için. Annem beni hiç aramazdı, ben arayınca da eh iyi bakalım kaç tane kaldı? Öbür arkadaşların x, y naptı? Herkes geçmiş heralde ozaman... (Bi şekilde sindirir hevesimi kursağımda bırakırdı)
Böyle böyle umursamamayı öğrendim. Sen de takma artık, hepimiz kendimiz için yaşıyoruz.
Şuan kardeşime üzülüyorum, anneler bi araya gelip herkes çocuğunu abartıp iyi şeylerini anlatırken kendi çocuklarını yüceltmek için kardeşime b*k atıyolar, annem de onlardan yana olup hak veriyor. Bikaç kez eve geldi kardeşime kızdı utandırdı, suçladı ben olayı çaktım ve annemi uyardım.
Şuan daha ayık. Arada yine bozuyor, ben sarsıp kendine getiriyorum.
Durumun farkındasınız işte ne güzel, çocuğunuzun arkasında olun asla başkalarının arkasından laf söylemesine izin vermeyin.
Ben olsam, yalnız ve arkadaşsız bir anne olma pahasına çocuğuma ömür boyu destek olurdum. Size güvensin ki başarılarını-başarısızlıklarını paylaşsın, bişey saklamasın.

Annemin rutin kontrolü oldugu için rahat hissetme meselesi oldugunu düşünmüyorum. Sadece sanki onun sözüne daha cok güveniyor ama genelde söyle bir algı yaratıyor 'çocukları ilgilenmiyor, ilgisiz kalmıs' mesela bir yere gidiyoruz vok güzel bir yer, bir kusur buluyor muhakkak. Cok sıkıldım annem teyzem hepsi böyleler.

Kendimden biliyorum, mükemmeliyetçi annenin çocuğu olmak zor. Ne yazık ki biz de onlara benziyoruz istesek de istemesek de. Kendi adıma çok korkuyorum bir gün çocuğum olur da bu mükemmeliyetçilik dürtüsünü kontrol edemezsem diye. Kendi yaşadığını, evladına yaşatmamalı insan. Anneler de kendi annelerinden görüyor çünkü bunu, böyle gelenek şeklinde devam ediyor döngü. O döngüyü kırmak gerek.

Başkalarının çocuğunu övme meselesi, komşunun tavuğu komşuya kaz görünür meselesi biraz. O şimdi övdüğü kişilerin annesi olsa onları da övmeyecekti. Bunu fark edince işler daha da kolaylaşır sanırım ki ben de tam şu an fark ettim :) Anne konusunda şanssız olduğumuzu kabul edip hayata devam etmeliyiz sadece.

Şanssız değiliz elbet ama ortasına düştükleri o negatiflik bir türlü geçmiyor, anneden kıza cok sey geciyor. Ben ne olursa olsun bunu kıracağım. Baslarda farketmiyordum ama kızım 1 yasında suan. Davranışları gelişiyor, bir oyun hamuru gibi. Sadece Mutlu bir insan olsun istiyorum. O yüzden annemin ve digerlerinin bu olumsuz bakış acılarını kıracağım bir yerde

Geçmiş olsun daha kötü bir görüntü bekliyordum. (annem baya ciddi yanık olur, o kadar değil senin omzun)

Öncelikle ders olmuştur bir dahakine krem sürme imkanın yoksa güneşe çıkmazsın. Yanık geçer, yanık kremi acısını alır. Renk dengelemesi için malesef cildinin toparlanma hızına göre birkaç ay beklemen gerekir.

hametan sürebilirsin. geçer bir iki haftaya. ancak geçene kadar güneş altında (güneş kremi sürsen dahi) pek kalmamanı öneririm.

fazla bir yanık yokmuş. geçen sene tatilde başıma gelenleri görseydin daha kötü durumdaydım ben.
soyulma, kaşınma olacaktır. kaşımak isteyeceksin ama fazla oynamamanı tavsiye ederim.
annem nivea nemlendirici krem sürmüştü. daha sonra vazelin kullanmaya başladık. kaşıntıyı geçirip daha hızlı soyulmasını ve yanmasını geçirdi. vazelin varsa kullan derim.
test edildi, onaylandı :)

Hametanı sürebilirsin çok fazla yan etkisi olan bir ilaç değil zaten. Ben dudaklarım kuruduğunda bile sürerdim. İhtiyacın olduğunda, sabah öğle akşam ne zaman istersen sür yani.

Hametan olur. Eczane varsa silverdin alınabilir.

Bepanthol de iyi gelir, cildi yeniler, aciyi alir.

Silverdin +1
4-5 sene önce abim çok fena yanmıştı denizde, yatamıyordu, uyuyamıyordu. 1 hafta kadar Silverdin ve anestol kullandık, doktor yazmıştı. Biri yanmayı kesiyor biri iyileştiriyor. İmkanın yoksa da olduğun yere gelecek gidecek birilerinden istersen süper olur.

Birinci derece yanık bu. Geçer bir şey olmaz. Hametan sürebilirsin. Güneşten koru yeni ortaya çıkan deriyi. Silverdin'e gerek yok, güneşte leke yapar o. Kabarcık göremedim ben resimde. Su toplarsa sürebilirsin.

Hepinize çok teşekkür ederim. Ama çok pis bir huyum var ki el alışkanlığından dolayı elim sürekli omzuma gidiyor ve tekrar soyuyorum, kendime engel olamıyorum. Bu konuda tavsiyeniz var mı?

Tırnaklarını kısa kes. Hala yoluyorsan parmaklarına yara bandı sar. Bir şey tutamazsın zaten.

Yanıga iyi gelen kremler: hametan silverdin madecassol. Birde rossmanda aynısefa merhemi var o çok iyi. Acısını da alır kısmen analjezik etkisi var.

bu sezon dore, antrazit, lame, rose türü tonlar bol ışıltılı ayakkabılar var. (ben ışıltı sevmeyen bir insan olarak bunu giyip sahneye mi çıkacaz acaba tepkisi versem de her yerde bunlardan var, her rengin altına veriyorlar) bordo veya lacivert düz deri bir ayakkabı bulmanızdan çok daha yüksek olan ihtimal antrazit ışıldayan bir ayakkabı bulmanız. bir de bu tonları birbisiyle karıştırdıkları ayakkabılar var -ki bence güzel duruyorlar.

krem rengi (koyu krem değil) önü iki, üç parmak kadar açık, bilekten bağlamalı çok güzel ayakkabılar mevcut. açık mavi ile gayet yakışır.

peşin edit: bayan değilim, eski bir ayakkabıcı olarak sadece fikrimi söylüyorum. yakışacağını düşünüyorum karar sizin :)

krem veya pudra dıyecektım, soylenmış. aynı kombını kendım de yapmıstım zira.

açık krem +1
gümüş

bence ayakkabıyı patlatmaya gerek yok. ince bantlı sade bir ayakkabı çok hoş durur (şunun gibi: i.hizliresim.com ya da şu: i.hizliresim.com )

gumus +1 dugunde daha guzel olur, taki ve canta ile de tamamlarsiniz.

pudra krem ya da gümüş

Elbisenin ışıltısı sarı (dore) tonlarındaysa krem rengi, eğer gümüş tonlarındaysa lame bir ayakkabı seçebilirsiniz.

siemens reklamında irem sak ayakkabılarına bak bence tam olarak istediğin o bence
niye ama artı bir

Kolu çevreleyen dövmeler hoş ama bunu kendimce bir anlamı yoksa sırf hoş göründüğü için yaptırmak istemezdim. Bir şey ifade etmiyor bana. Bir ömür boyu taşıyacaksın neticede.

Mesela kolu çevreleyen bir dünya haritası gibi bir figür daha hoş olabilir.

Teen Wolf sonrası meşhur oldu sanırım bu dövme modeli, bana biraz ergen iş gibi geliyor bu nedenle.

hocam teen wolf nedir bilmem ben :)

dövme çok subjektif bir olay. Eğer hoşuna gidiyorsa yaptırırsın. Bazen anlamlı olan bir şey yaptırırsın bazen sadece estetik kaygılarla yaptırsın. Sana kalmış bir olay.

bazıları güzel oluyor şeritlerin özellikle dotwork, linework çalışılmış olanlar..

Tavsiye olarak sadece şunu verebilirim : popüler olmuş ya da şu an trend olmuş şeyleri yaptırken biraz daha düşünmek gerek. Çok sevilirse yine yaptırılır ama genelde trend olan şeyler insanın "beğenme" durumunu dönemsel olarak etkiliyor. Bu tarz durumlarda aklima 90larda gençken yaptırılmış tribal dövmeler geliyor.. Genel olarak motifi belirleyip üzerine bir kaç ay bekleyip bu sırada gözün önünden ayırmamak gerek sonra hala aynı beğeni ve istek varsa yaptırılabilir.

ben de seni öptüm kib tschüss

Valla ben de güzel buluyorum. Seviyorsan sıkılmayacaksan yaptır neden olmasın ki? Omuz üstü dantel gibi olan dövmeleri seviyorum ben de ama sıkılacağımı düşündüğümden yaptırmayı düşünmüyorum.

Kolunuz kaslıysa yaptırın. Öyle aşırı şiş koldan bahsetmiyorum ama cılızsanız hoş durmuyor. Kaslı erkeklerde beğeniyorum ve çekici geliyor.

illa bir anlamı olması gerektiğini düşünmüyorum.estetik olarak da hoşunuza gidiyor olması yeterli bence.

Fotoğraftakiler bana göre kötü duruyor, bayağı kaba. Bunların daha zarif, ince duranlarını seviyorum bazen. Ancak koluma yaptırır mıyım? Tabii ki hayır. Çünkü kendime dövme yaptırmayı şu ana kadar hiç düşünmedim, düşünmem de.

Güzel geliyor bana.

Ben de dusunuyorum.

Dovme, kupe... dusunuyorum bu aralar.

Kafanda bitiremedikçe her seferinde başa dönersin.

Sigara krizi sürekli olmayan birşey. Ben o anları soğuk su icerek atlatıyordum.evet sigara içiyor olmamız çok saçma haklısın.

kafada nasıl bitirilir? bunu öğrenelim

her paket alasın geldiğinde aç bu duyurunu oku, alma.

Ben de inanamıyorum valla. Bir insan neden bile bile zehir solumak ister..

Benim eşim de içiyor maalesef, hipnoz yöntemini düşünüyoruz. Henüz araştırma aşamasındayım ama.

bi tanidigim psikolog. bagimlilik uzerine uzmanlasmis. soyle diyodu beyindeki bagimlilik merkezi surekli bi uyari yolluyor sigara vb maddeyi hatirlatmak icin. kullanmayi birakinca bu hatirlatma sikligi azaliyor ama tamamen de bitmiyor. ama ister aradan seneler gecmis olsun tekrar kullanmaya baslarsaniz bu hatirlatma dongusu tekrar basa donuyor sanki daha dun icmissiniz gibi.

valla ben de sırf mallığıma içiyorum. tadı hoşuma gitmiyor hatta bazen midem bulanıyor.

birileri içiyor diye eşlik etmek, muhabbete dahil olmak, ne bileyim otobüs falan beklerken bir tane yakıp vakit geçirmek, yemeklerin üstüne içmek falan hoşuma gidiyor sadece.

kafada bitirmek için kaynak yapmaya geldim. lele ^^

spor yap.

Kafada nasıl biter?
1- "Gerçekten içmek istemiyorum" diye düşünüyorsan, aklın bedenine engel olabilir bu güç sende olmalı.
2- Rahatlatma düşüncesi ile içiyorum: bu tamamen yalan biliyorsun değil mi? Sigara rahatlatmıyor, öyle bir özelliği yok, kendini kandırmana sebep olmasın ona yüklediğin anlamlar.
3- Çevrendeki insanların sigara içmesi senin içmene sebep olmamalı. Anne sözüyle geleyim: onlar kendini köprüden atsa, sen de mi atacaksın? :)
4- Alma yeni paket tabii ki.
5- Sigaranın yerine bir şey koyma. Sakız, çekirdek vs. Çünkü bunlar da sigarayı unutmanı değil hatırlamanı sağlar. Hiç hayatında olmamış gibi düşünmen lazım.
6- Canın isteyecek olursa 1 numaradan tekrar başla.

Dondurma ye onun yerine

Kaynak yapmaya geldim. Evet çok saçma, pis bir şeyi içimize çekip duruyoruz. Bırakmaya çalışanlar grup mu kurup motive etsek birbirimizi?

@curukturp neden olmasın yapabiliriz

grup kurarsanız kadir inanır tarzı motivasyon mesajlarımla elimden gelen desteği sağlarım.

allahını seven benim de üstüme cevap atsın. yıllardır 50 kere bırakmaya çalıştım.

sigara icen biri olarak ben seker konusunda daha rahatsizim sigaranin ne oldugu belli. cok zararli oldugunun farkindayim ama daha gencim, vucudum tolere edebilirmis gibime geliyor. seker ise tam oc, tam sinsi.

kostugunda canin sigara cekmiyor mesela ama bir ice tea veya kola icin adam oldurebilirsin seker bagimlisiysan. cocuklara hediye olarak sigara vermezsin ama fruktoz surubu basilmis igrenc, bagimlilik yapici zehirleri veriyoruz. sigara tek bir sey. biraktiginda bitiyor gidiyor. bu seker denen it oglu itin girmedigi sey yok. kacamiyorsun. tamamen kesilmeli demiyorum, zaten o konuda yorum yapacak yetkinligim yok ama en masum sandigimiz urunle bile zehirleniyoruz ve bunun zararlari az buz degil.

bilmiyorum belki ben abartiyorum ama 18-22 yas arasi sadece "onlenemez seker tuketimi" yuzunden gecirdigim rahatsizliklari, aldigim kilolari, yasadigim iq dususunu anlatsam kitap olur. sigara oyle degil. her yerde karsima cikmiyor.

evet sigara icmek de cok kotu ve ciddi bir problem ama benim icin su an oncelikli degil. ukrayna'dan iki kartonluk stok da yaptim paketi 5 liradan parliament pufpuf oh mis. ama seker iste aplam seker o cok berbat. onu nasil birakicaz iste. tatli yemiyosun makarna sosundan cikiyo serefsiz boyle bi sey olabilir mi ya kesinlikle dogru bulmuyorum

Sigarayı vücudun terk edinceye kadar iç. Her bir içişini kendinle ilgilenme seansı olarak değerlendir ve her seansta bundan kurtulmak istediğini, bunu sevmediğini, kokusundan dumanından tadından çok rahatsız olduğunu tekrar tekrar söyle kendine. Fakat kendini sınırlama ve dürtme. Normalin neyse onu içmeye devam et. Bir yandan da niyet et. Bu bağımlılıktan kurtulmaya niyet ettim de. Hiç başım ağrımadan, hiç öfkelenmeden, hiç strese girmeden, hiç dişlerimi sıkmadan, hiç kabız olmadan, tamamen sağlıkla ve ferahlıkla, neşe içinde kurtulmaya niyet ettim de.

Bunları her bir sigara içişinde tekrar tekrar söyle. Eklemek istediklerin olursa ekle. Mesela sigara dumanı ve kokusu bana hiçbir şey ifade etmesin. Hiçbir şekilde canım istemesin, rahatsız da etmesin. Kilomu koruyayım... gibi.

Vücudun ve bilinçaltın bir olup kendi bırakacak. Senin bişey yapmana hiç gerek kalmayacak. Emin ol. Her bir dal sigaradan sonra mutlaka 1 bardak su iç. O suyu da kendinle bu seansları yaparken yanında bulundur, en sonunda iç. Bak göreceksin. 3 ay veriyorum.

böyle kitaplar falan var mı peki ise yarayan?

kırk kere bırakıp başladım ben. şu an 22 gün oldu ki hala bıraktım diyemem. artık bırakırken bir türlü motive olamıyorum. sabah karar verip ikindide bozuyorum falan. en sonunda 21 gün ölsen de ağlasan da içmeyeceksin ondan sonra ne bok yersen ye diye kendime söz verdim. ilk gün resmen azap çektim her sigara aklıma geldiğinde suya sarıldım bol bol içtim bir yandan da sigara içmeyen bir iş arkadaşımı aklıma getirdim. gün içinde ben ne yaşıyorsam üç aşağı beş yukarı o da aynı şeyleri yaşıyor ama o gününü sigarasız geçirebiliyor hatta aklına sigaranın gelmesi söz konusu bile değil. böyle böyle 22 gün geçti şu an sigarasız devam. sigaranın fiziki ve psikolojik açıdan bizi nasıl esir edip aslında hiçbir faydası olmadığını içselleştirmeye bir yandan da fiziksel aktivitelere ağırlık vermeye çalışıyorum. allen carr'ın bir kıtabı var onu okumak da yarar sağlayabilir.

Allen carr'ın sigarayla ilgili filmini görmüştüm. Tamamen bir kandırmaca. İnsanda hakiki bir kurtulma isteği uyandırmıyor. Tamamen ego savaşına teşvik ediyor. Yukarıda anlattığım tekniği ben hiç bilmeden, hiçbir yerden öğrenmeden, hiç de tasarlamadan, plan falan yapmadan uygulamıştım. Öyle kendiliğinden oldu yani. 2 eylül 2014 21.30'da 3 sene dolu dolu bitecek. O kadar ferah öyle rahat öyle neşeli bıraktı ki vücudum, "ya bu neyin kafası ne içiyosun biz de istiyoz" diyorlardı ve "ay aksine içmiyorum" deyip bi daha gülüyodum. Hâlâ sigaradan rahatsız olmuyorum ve canım da hiç çekmiyor. Hiç yoksunluk sendromu kriz mriz yaşamadım.

Kendiliğinden oldu bu. Ben de olduğu gibi yazdım işte.

cok uzun yillar hic icmedim. merak da etmedim. son 3 aydir günde 1 paket bitiriyorum. neşet baba benim yerime cevabini vermis

www.youtube.com

Türk malıysa TSE garantisi de vardır. Tseyi arayıp çemkirin.

yerli mali pismanliktir. fakat dava ederseniz falan cok uzun sureler gecer zaman asimina ugrar (belki) ulkemiz adaletten yoksun oldugu icin karsi tarafta ceza almaz bence. vaktiniz ve nakdiniz bosa gider sikayetvar.com dan yazin yazabileceginiz yerlere vs millet gorsun almasin.

öncelikle bebeği yürütece koymayın her türlü çok zararlı ve yürümesini geciktiriyor ayrıca çok tehlikeli. çocuğumu asla yürütece koymadım koymam da. ben olsam başıma böyle bir şey gelse önce aldığım yerle görüşürdüm.

Yürütecin firmasına bilgi verin, eğer hızlıca dönmezlerde sosyal medyada yayın.

aldığınız mağazaya götürün ve iade talep edin. bir an önce. mümkünse de mağazanın yoğun olmadığı bir saatte ve günde gidin ki birbirinizi anlama imkanınız olsun.

Geçmiş olsun. Mağazayla görüşsen bir yere varamazsın, bence fotolarla birlikte üretici firmaya bir mail yaz, ilgili bir kişi ile görüşmek istediğini yaz, telefonla ara diyeceğim ama bilirsin bir sorun olunca aradığın kişi bilmem kim bey ilgileniyor der, başkasına aktarır, o ona derken, aynı sorunu on kere anlatmaktan sıkılırsın.