Giriş
(11)

lisans mezunları neden askerlikten kaçabildiği kadar kaçıyor?

neoluyokardesimnebutantantana
2 yıl daha tecil etme hakları var tabi ki biliyorum ama bedelli yapabilen bedelli yapsa,benim gibi o ücreti veremeyecekler 6 ay yapıp hemen kurtulsa veya( astsubay olma seçeneği de var 12 ay) daha iyi bir seçenek değil mi?yani demek istediğim şey lisans mezunu oldun.bir işe gireceksin diyelim ,en ba
2 yıl daha tecil etme hakları var tabi ki biliyorum ama bedelli yapabilen bedelli yapsa,benim gibi o ücreti veremeyecekler 6 ay yapıp hemen kurtulsa veya( astsubay olma seçeneği de var 12 ay) daha iyi bir seçenek değil mi?

yani demek istediğim şey lisans mezunu oldun.bir işe gireceksin diyelim ,en basit iş bile askerliğini bitirmiş eleman istiyor.bunu olabildiğince ertelemek yerine hemen yapıp kurtulmak daha mantıklı değil mi?
0
neoluyokardesimnebutantantana
(10.07.21)
Saf işsiz güçsüz biriyse evet direkt gitmek mantıklı. Mezuniyetten sonra yabancı dil kasan, kpss hedefleyen, x konusunda tecrübe edinmek isteyen birinin tüm hedeflerini baltalıyor askerlik. Bedelli zaten yeni mezunun kolayca yababileceği bişey değil. Anne baba çok zengin olacak ki “al bakalım 43bin’i 1 ay askerlik yap gel” desin.

Kendi iş yerini açabilecek gücü bilgisi ve parası olanlar, ne iş olsa yaparımcılar içinse çok mantıklı direkt gidip gelmek
0
avatar is back
(10.07.21)
herkesin sartlari, gelecekten beklentileri farkli. her universite mezunu "simdi mezun oldum, oradan ise girecegim ve emekli olana kadar calisacagim" gibi dusunmuyor, sartlari farkli.

mesela yurtdisinda master'a basvurmak istiyor diyelim. 2 yili dolmadan kazanip gitmek amaci. veya askerlik sart demeyen is bulup para biriktirip bedelli yapmak istiyor olabilir. yeni bir hic gitmemeli bedelli bekliyor olabilir. gitmek istemedigi / karsi oldugu / korktugu icin erteleyebilecegi kadar erteliyor olabilir. yurticinde master / doktora yapmak istiyor olabilir. ne bileyim sayisiz opsiyon var. ilk paragraftaki kisi icin muhtemelen hemen gitmek daha mantikli bence de evet, ama her durumda gecerli degil. ben askerlik cagim geldikten sonra 10+ sene erteledim. master yaptim, yurtdisina basvurdum vs. sonra kosulsuz bedelli bekledim, sonunda cikti 18 bin liraya mi ne kislaya ayak basmadan hallettim. hic bir yerde maasli calisma niyetim de yoktu benim isime geldi mesela. herkes icin boyle olmayabilir.
0
robokot
(10.07.21)
mallık çünkü, mezun olunca ilk 6 ay iş bulacağın kesin değilse direkt gideceksin aslında. ben o hataya düştüm. okulun son 3 ayını pandemi yüzünden uzaktan geçirdim, sonra pandemi, okuduğum bölümün boktanlığı vs. derken 7 ay işsiz kaldım, evde kaldım. bu 7 ayın 3 ayı değişik işlerde çalıştım, o yüzden 7 ay işsiz kaldım diyebiliyorum. sonra bir iş buldum, şimdi de asgari ücretle çalışıyorum. tecilimin bitiş tarihi eylül 2022. o zamana kadar bedelli askerlik için kayda değer bir birikim yapmam imkansız bu maaşla. hatta şu an çalıştığım iş de 3 ay sonra bitiyor. tekrar iş bulacağım da meçhul. askere gitmek istemiyorum. kafamda sürekli okulu bitirdiğim günden itibaren geçirdiğim o 7 boş ay geliyor. o 7 ayda nasıl halletmedim bu işi, nasıl bir mallık yaptım bilmiyorum. insan karar veremiyor. bi bakıyorsun 2 sene tecilin var, iyi ya daha varmış diyorsun, ama zaman fırt diye geçiyor. o arada kenara para da koyamıyorsun, iş de bulamıyorsun. e sonra buluyorsun iş de boktan. birikim yapamıyorsun. askere gidip gelmen en az 8 aylık bir süreç. e sekiz asgari ücrete çalışsam elime geçecek para yemeden içmeden 24 bin lira, bedellinin yarısı. bedelli yapasın da gelmiyor, o paraya da acıyorsun, kendine de acıyorsun. bok gibi bir durum. okuldan mezun olur olmaz iş hayatının i'sini dahi görmeden askere gidip geleceksin ve sanki okuldan yeni mezun olmuş gibi hayatına devam edeceksin. en güzeli o. ben yapamadım, okuyan arkadaşlar varsa yapsın. son bir saattir bu konu hakkında düşünüyordum, duyuruyu görünce döküldüm biraz, zamanınızı çaldıysam kusura bakmayın.

öyle işte.
0
fyodor fyodorovic
(10.07.21)
Okul 21 Yaşında bitti, biter bitmez işe girdim, o zaman açıköğretime dikey geçiş yapanlara koşulsuz şartsız 30 yaşına kadar tecil veriyorlardı, '' ulan önümde daha 9 sene var be eheyy ne gidicem buradaki yerimi garantileyeyim'' dedim gitmedim. Ulan bi baktım yaş oldu 28 sınavlarında zaten hiçbirine girmedim var milyon tane ders 2 senede siksen bitmez, allahtan bedelli çıktıda bi telefon parasına askere gittik.

Şimdiki aklım olsa işim yoksa diplomayı alır ertesi gün giderim, işim varsa 1 sene çalışır öyle giderim.
0
paramolacak
(10.07.21)
Hocam çok çetrefilli konular. Geneli iş bulur para biriktirir bedelli yaparım diye düşünüyor ama Türkiye şartları buna pek imkan vermiyor..

Bu arada askere gitmek de bedavaya olan bir şey değil. Tsk er harçlığı olarak aylık 150 tl verir ve sigara tüketen, askeriye ortamında ortalama bir hayat yaşayayım canımın istediğini yiyeyim içeyim vs dersen ayda 1500 tl harcıyorsun zaten. Askerlik öncesi alışveriş vs 1000 tl de hazırlık aşaması var.

Kısaca 6 aylık askerliğin bir kişiye maliyeti zaten 10 bin tl. 2 sene çalışıp o aradaki 30 bini biriktirebilirim gibi geliyor.
0
materyalist imam
(10.07.21)
Eger gideceksen gec gitmek daha mantikli, isyerinden tazminat da aliyorsun gelince de is hayatini bilerek geliyorsun.

Mezun olup gidince gidene kadar 3 ay falan bosa geciyor, 6 ay gittin geldin.
Geldigince cepte 5 kurus yok, is bulamiyorsun, ortamlardan kopmussun arkadaslarin terfi falan almis sen meslegi bile unutmussun.


Ben mezun olunca gittim bir de yedek subay, gittim geldim is buldum diyene kadar 2 sene gecti.
Is gorusmesine gidiyorum ne ingilizce kalmis ne pc bilgisi kafa resetlenmis.
Benim donemdekiler o ara takim lideri falan olmuslardi aramizda ucurum olusmustu.
0
divit
(10.07.21)
Ben hemen gitseydim bedelli yapamayacaktım, yasalar değişiyor.

Bir de herkesin hayat amacı okul, askerlik, iş, evlilik, ölüm değil; şartlar ve istekler farklı +1
0
howfaristhesky
(10.07.21)
2018de mezun oldum. Uzatabilecegim kadar uzatmak istiyorum gitmeme sürecini. Çünkü hayatımdan 6 ay vermek istemiyorum. Şimdi yüksek lisans yapıyorum. 2024e kadar tecilli. Doktoraya başlar yine gitmem. En sonunda bir iki ayda kazanacağım bir meblaga dönecek bedelli parası. O halde neden 6 ay gitsin hayatımdan.
0
dre mithatoğlu
(10.07.21)
Senin için daha iyi bir seçenek olabilir ancak herkesin amaçları farklı. Ben mezun olduğum gün işe başladım. Tecilimin bitmesine yakın da bedelliye başvurdum. Başka bir arkadaşım 3 ay iş aradı bulamadı. Sonra dil kursuna gitti. Dil kursundan sonra şans yüzüne güldü yurtdışına yerleşti. Bir başkası mezun olur olmaz uzun dönem askere gitti. Başka bi arkadaşım aylarca iş aramadı tatil yaptı. Mezun olduktan 1 sene sonra işe başladı ve bedelli parası biriktirdi. 40 çeşit insan, 40 çeşit hayal/hayat var anlayacağın
0
birmilyonunvarmi
(10.07.21)
2 sene calisip bedelli yapacak maddi gelire sahip olmaya beklerdim ben de olsam, bizim zamanimizda bedelli surekli olmadigi icin her turlu tecille uzatip bedelli yakalamaya calisiyordur tabi.
0
pofudukayi
(11.07.21)
Askerlik; çoğu serseri, ciğeri beş para etmez adamla aynı sofrada yemek yeyip, aynı yatakhanede uyuyacağınız bir yer. Ve asıl sıkıntı, bu ciğeri beş para etmez serserilere orada yetki veriliyor. Tertipçilik, devrecilik vs cabası. Geçenlerde internete düşen bir video vardı, elemanın birisine üst devreleri eziyet ediyordu. İşte askerlik öyle karaktersiz heriflerle dolu.

Üni mezunlarına sesleniyorum, bedelli yapma imkanınız yoksa eğer erken gidin,zira kendinizden küçüklerle askerlik yapmak iyi bir şey değil. Ben 7 yaş küçüklerle askerlik yaptım(okulu 6 senede bitirdim), neyse ki yazıcı olarak yaptığım için askerle sadece yemekhanede ve yatakhanede karşılaşırdım, onun dışında komutanların içinde memur gibi geçti askerliğim. Ama yazıcı olmasaydım mutlaka birilerini döverdim.
0
el conquerador
(11.07.21)
(6)

İngilizce telaffuz

dissendium
Blow kelimesinin fiil ve isim olmak üzere iki sözcük türü var. İki sözcük türünde de telaffuzlar aynı.https://www.oxfordlearnersdictionaries.com/definition/english/blow_1https://www.oxfordlearnersdictionaries.com/definition/english/blow_2Merak ettiğim, fiil olanı farklı, isim olanı farklı okunan kel
Blow kelimesinin fiil ve isim olmak üzere iki sözcük türü var. İki sözcük türünde de telaffuzlar aynı.

www.oxfordlearnersdictionaries.com

www.oxfordlearnersdictionaries.com

Merak ettiğim, fiil olanı farklı, isim olanı farklı okunan kelimeler var mı İngilizcede? Yoksa kelimenin telaffuzu sözcük türünden bağımsız mı? Fiil de olsa isim de olsa telaffuz aynı mı?
0
dissendium
(09.07.21)
fiil ve ismin farkli telaffuz edildigi cok ornek var. record ve present geldi aklima ilk. kimisi ayni oluyor ama kimisinde degisiyor telaffuz.
0
der meister
(09.07.21)
e haliyle
(09.07.21)
Live on tv /layv/

I live in ... /Liv/
0
howfaristhesky
(10.07.21)
İkisi de fiil olup farklı okunanı bile var. Read/read. Present olanı riid, past olanı red.
0
kobuzchu kiz
(10.07.21)
@kobuzchu kiz, onu biliyorum. Hatta yazılan örnekleri de biliyordum ama hiç aklıma gelmedi niyeyse. Enteresan bir olay.
0
🌸dissendium
(10.07.21)
ingilizcede katı bir kural olmamakla birlikte şöyle bir eğilim var. bir kelime, fricative (f,v,θ,ð,s,z,ʃ,ʒ,h) bir ses ile bitiyorsa ve isim ile fiil ayrımına gidiliyorsa (yani o kelimenin hem isim hem de fiil versiyonu varsa) isim olan voiceless fricative (f,θ,s,ʃ,h), fiil olan ise voiced fricative (v,ð,z,ʒ) bir ses ile seslendirilir.

excuse
fiil /ıkskju:z/
isim /ıkskju:s/

use
fiil /ju:z/
isim /ju:s/

close
fiil /kloʊz/
sıfat /kloʊs/

breathe
fiil /bri:ð/
isim /breθ/ gibi.

bazı durumlarda bu fenomen yazıya da yansımıştır.

believe (fiil) /bıli:v/
belief (isim) /bıli:f/

relieve (fiil) /rıli:v/
relief (isim) /rıli:f/ gibi.
0
the guy from batman
(10.07.21)
(2)

Amerikan doları 10 kat değer mi kaybetti?

neysene
1950lerden günümüze varıncaya kadar dolar 10-11 kat değer mi kaybetti?Bir belgeselde 1950lerde 15 cent’e alınan bir şeyin günümüzde 1.60 usd olduğunu söyledi de.
1950lerden günümüze varıncaya kadar dolar 10-11 kat değer mi kaybetti?
Bir belgeselde 1950lerde 15 cent’e alınan bir şeyin günümüzde 1.60 usd olduğunu söyledi de.
0
neysene
(09.07.21)
Geçen 90larda çekilen bir film izliyordum, market sahnesi geldi şimdiki fiyatlarla karşılaştırayım dedim, her şeyin fiyatı aynı mı olur inanamadim.
0
howfaristhesky
(09.07.21)
Senede %2 kaybediyor bu sene %4 kaybetti galiba.

90'larda, ortalama ustu semtlerde istanbul evleri 30bin dolardi.
En pahali ozel okullar 5bin dolara yakindi.
0
divit
(09.07.21)
(16)

Yönetici/Müdür olmak herkesin hayali mi?

mysticriver
Türkiye şartlarında ciddi maaş artışı oluyor tabi çoğu insan belki bu yüzden istiyor. Ancak merak ediyorum özellikle yönetici olmak istemeyen var mıdır? Örneğin bir yazılımcı yönetici olunca bir daha dönüp kod yazamayacak belki. İnsan yönetmek yerine kod yazmayı tercih etmez misiniz? Yoksa bende mi
Türkiye şartlarında ciddi maaş artışı oluyor tabi çoğu insan belki bu yüzden istiyor. Ancak merak ediyorum özellikle yönetici olmak istemeyen var mıdır? Örneğin bir yazılımcı yönetici olunca bir daha dönüp kod yazamayacak belki. İnsan yönetmek yerine kod yazmayı tercih etmez misiniz? Yoksa bende mi bir tuhaflık var oturayım iş yapayım istiyorum. :/
0
mysticriver
(08.07.21)
Benim değil. İnsanla(özellikle Türk insanıyla) kesinlikle uğraşılmaz. Teknik iş yapmayı insan yönetmeye her zaman tercih ederim.
0
alisamadim
(08.07.21)
Hayır herkesin hayali değil.
Sektör burada bayağı önemli. Yönetici olduğunda alınacak riski stresi yogunlugu istemeyen bi suru iş arkadaşım var.
0
a perfect lie
(08.07.21)
ya şimdi türkiye şartlarında müdür olmadığın zaman sürekli ezileceğin için müdür olmak iyidir. yoksa iyi bir müdürün varsa güzel güzel çalışmak iyidir. ama tr'desin müdür olmak zorunda gibisin.
0
duyurukullanıcısı
(08.07.21)
Benim degil, daha once denedim. Iki kez. Ilkinde isini yapmak istemeyen benim de ustumle (CEO) ile gorusup isten kaytardilar. Digerinde insanlar isini yapmayinca ben terfi etmeden onceki arkadaslarimla aram bozulmaya basladi. Iyi arkadaslar ama iyi bir calisan degiller. O nedenle kendim is yapmayi tercih ediyorum.

Mudur olmak isteyenlerin cogu bence hava atmak icin istiyor. 2000 lira fazla alirim diye sabah ogle aksam, hafta ici ve hafta sonu is dusunmek istemiyorum.
0
howfaristhesky
(08.07.21)
@duyurukullanıcısı bence işin en kötü kısmı o. Yöneticinin biri gelecek belki senden daha tecrübesiz ama sırf title'dan dolayı ezileceksin.
0
🌸mysticriver
(08.07.21)
Yapılacak yöneticilik var, yapılmayacak yöneticilik var. Çok genel bir soru. Hayalim değil ama iyi fırsatlar için neden olmasın diye düşünürüm.
0
dissendium
(08.07.21)
Sende dogustan yoneticilik kumasi yoksa 8-5 kod yazmaya devam, zaten cogunluk boyle.

Yonetici kafasi olan adam icin ise amelelikten baska birsey degil, vakit kaybi.
0
cooperr
(08.07.21)
2 Kere müdürlük teklifi geldi ikisini de reddettim. Müdür olunca CEO ya ona buna yalama yapman lazım, bazen haksızlığa göz yumman lazım, personelin değil yönetimin tarafında olman lazım hatta bazı durumlarda hak yemen yenen hak için ses çıkarmaman lazım. Ben bunları yapabilecek bir insan değilim
0
paramolacak
(08.07.21)
Benim degil. Su anki calistigimdan daha fazla calismayi/daha fazla sorumluluk aldigimi dusunemiyorum.
0
hot potato
(08.07.21)
Valla ben insanları yönetmekten, insanlarla uğraşmaktan nefret ediyorum. Yöneticilik işi de yönetim dışında bir yerde ağzının iyi laf yapması, manipülasyon ya da tam tersi bazen dayatma-zorlama olayı olduğu için hiç istemiyorum böyle seyleri.
0
j r r tolkien hayrani
(08.07.21)
Benim eski it mudurumun loglarina bakmistim, aylarca sisteme girmemisti.
Dusun adam pc acmiyor. Hic login olmamis aylardir.

Sadece toplantilara giriyor onda da fikir one surmuyor, uyduruyor bir seyler. Kimse ona soru sormuyor aptal rolu yaptigi icin sorunun cevabindan korkuyor herkes.
Pandemi boyunca deniz kiyilarinda gezdi istanbulda evdeymis rolu yaparak.

Boyle mudur olduktan sonra daha ne olsun.
Onun direktoru de sadece outlook acardi.
Sadece mail atiyorsun 50bin maas veriyorlar.

Kim istemez bunu.

Ha depo muduru falansan o kotu tabi.
ama yazilim mudurlugu cok asiri sorunlu 24 saat calisan bir yerde degilsen kebap is.
0
divit
(08.07.21)
ben kesinlikle ekip yönetme taraftarı değilim, özellikle çok uluslu firmalarda seni bağlayan çok fazla şey var. öyle kafana göre at koşturamıyorsun. küçük firmada yaparım ama neşter benim elimde olacak. benim segmentimde öyle değil maalesef.
0
roket adam
(08.07.21)
Benim öyle bi hedefim isteğim yoktu ama oldum. Daha doğrusu TR'de piyasada o teknik kararları verebilecek (ve işler patlayınca sorumluluk alabilecek) kimse kalmadığı için ihale bana kaldı.

Kötü değil. Hala kod yazıyorum, ekstradan insandır, maildir, toplantıdır oluyor bir sürü. Ama en güzel tarafı şu, önceden de çalıştığım yerde zaten bi şekilde neyin nasıl yapılacağına ben karar vermek zorunda kalıyordum, yani millete, yöneticime "bu böyle olmaz, şöyle yapalım" diye laf anlatmakla uğraşıyordum. Şimdi o yok, böyle diyorum öyle oluyor. Daha pratik yani.

Bu karar verme dürtüsü yoksa zaten yönetici olmayın, boşuna strese girersiniz. Sonrası da yanınızda çalışanlara dert olur.
0
plutongezegendegilmi
(09.07.21)
ben “insan yönetmek” kısmını anlamadım çok. daha doğrusu, benim yönetici saydığım kişiler çok doğru konumlanabilen, kafasını çok iktisatlı kullanabilen, tecrübeli kişilerdi. teorik bilgi ve çok çalışmakla edinilmiyor o beceri. yani, sizin model biraz daha uzak, anlıyorum da... herkes insan yönetiyor, zaten. yani, yaptığımız şeyler her zaman insanlarla alakalı. iyi idareci durumları yönetiyor. teferruatla uğraşmıyor ama benim bitmiş işime bakıp nerede yanlış olabileceğini söyleyebiliyor. “bunu niye böyle yaptınız?” sorusuna çünkü şöyle şöyle çalışmadı” denildiğinde çalıştırıyorsa cabası. yani, artık rehberlik etmek isteyeceğiniz seviye gelebilir. bundan zevk alabilirsiniz de... sadece parayla alakalı değil bunlar.
0
e haliyle
(09.07.21)
(5)

amerikan biralarının genel karakteristiği

we are floating in space
tatlılık amerikan biralarının genel karakteristiği midir? yani hepsi miller gibi mi? öyle ise çok kötü.
tatlılık amerikan biralarının genel karakteristiği midir? yani hepsi miller gibi mi? öyle ise çok kötü.
0
we are floating in space
(08.07.21)
Tatli mi? Tatli olan bir iki biralari var o kadar: corona, miller, bud light. Diger tum biralari sour IPA.

Hatta disari cikinca bira icmeye korkuyorum. Alman biralarini, Cek biralarini, hatta Efes ve Tuborg'u bile ozluyorum aci IPA icince.
0
howfaristhesky
(08.07.21)
tatlı biralar genelde ingiliz biraları oluyor.
0
jamiro
(08.07.21)
Hayir oyle degil. Hatta biradan anlayan Amerikalilar asla Miller, Bud Light falan icmez. Yaninda icince de dalga gecer. Sadece Pacific NorthWest denilen bolgede bile muaazzam bir bira kulturu var.

Buranin Migrosu sayilabilecek Ralphs/Safeway/Vons gibi supermarketlerde bile sadece bira icin genellikle 2 devasa reyon olur. Biri domestic digeri import biralar icin. Onlarda bile en az 50 adet farkli marka var. Tekel tarzi sadece alkol satan Total Wine, BewMo gibi buyuk supermarketde zaten butun dunyada satilan urunleri getiriyor. Benim evime yakin Total Wine'da Yeni Raki geldigi gun bitiyor. Ortalama Amerikali yeni seyleri denemeyi sever. Miller gibi biralar buranin Bafra sigarasi gibi. Ucuz oldugundan, yoklukta olana iyi gidiyor iste.


misal
seattle'daki butik bira imalatcilari
www.google.com!4m4!2m3!5m1!4e3!6e5
0
rm
(08.07.21)
Ben IPAciyim. Yuzlerce marka bira var, iki markaya bakip karar vermek yanlis olur.

Milleri, bud lighti falan evime sokmam, daha cok bir seferde yuzlerce kutu bira alan lescilerin takildigi markalar bunlar.

Lokal kucuk ureticilerin IPAleri super oluyor, craft biradan sasmiyorum son zamanlarda. Daha pahali ama icimi harika.
0
cooperr
(08.07.21)
deli gibi local draft bira yapan isletmeler var. bud,corona fln bildigin comar amerikalilar iciyor.
0
oscar
(09.07.21)
(15)

Avrupada dayak yediniz mi?

ir mania
Edirnenin batısında kalan herhangi bir ülkede şöyle bir muameleye maruz kaldınız mı?https://www.instagram.com/p/CRBg2GPj6QJ/?utm_source=ig_web_copy_linkKaldıysanız naptınız?
Edirnenin batısında kalan herhangi bir ülkede şöyle bir muameleye maruz kaldınız mı?

www.instagram.com

Kaldıysanız naptınız?
0
ir mania
(08.07.21)
ben dayak yemedim ama dayak yiyen baya yabancı gördüm. avrupada dayak yiyeceğimi anladığım anda ya kaçarım ya da ortamı yumuşatırım. özellikle doğu avrupada karşınızda bir izbandut oc varsa kalıcı sakatlığa varabilecek bi dayak yiyebilirsin ve bu dayağın sonucunda polis bile herhangi bir şekilde seninle bir turist olarak ilgilenmez.
0
mg3929
(08.07.21)
Yemedim ama yiyene denk geldim +1
0
evrim halkasi
(08.07.21)
Akşam saati Londra da arkadaşimla yolda yürüyorduk,

Sabit duranin yanından geçtik Türkçe konuşuyorduk, İngilizce para istedi, sorry mate diyerek yanından geçtik.

Meğersem arkamızdan gelmiş, bana çelme taktı yere düştüm.

2- 3 metre geride Eleman direk kavga gardinı aldı,

O esnada arkadaşla konuştuk , benim sabah dönüş uçağım var dedim , o dedi oturuma başvurdum sıkıntı olur dedi

Fuck off diyerek uzaklaştık..

Içimde uktedir, şimdi olsa arkadaş vatandaş oldu bende 10 senelik vizem var çok farklı olur şuan.
0
kleider
(08.07.21)
Romanya'da bir sabah çorba içerken biri gelip sigara istedi, kullanmıyorum dedim inanmadı gitti. Dışarda beklemiş lavuk beni ben çıkınca yanıma gelip ''para kullanıyorsundur heralde para ver dedi'' yok onuda kullanmıyorum dedim çıkardı muştayı eline yerleştirdi o arada ''nerelisin'' dedi ''Türküm'' dedim neresinden dedi ama herif hazırlanıyor yerleştircek bende uçuş pozisyonu alıyorum bi yandan Trakya tarafından olduğumu söyleyince vay biz aynı coğrafyanın insanlarıyız diyip saldı beni denyo :D

Birkez daha aşık oldum canım Trakya'ma
0
paramolacak
(08.07.21)
O zaman vatanımızın kıymetini bilmek gerek diye anlıyorum
0
🌸ir mania
(08.07.21)
ingiltere'de :D
bir şey çıkmadı
0
passion rules the game
(08.07.21)
Sırbistan'da barda güvenlik görevlisi parmağımı tuttu
0
howfaristhesky
(08.07.21)
Yere dustugunde vurmaya devam etmiyorsan hic bisey olmaz. Durum gore en fazla para cezasi olur o da kavganin buyuklugune yaralanma siddetine gore degisen mebla olur. (Silahli bicakli kavgadan bahsrtmiyorum yumruk yumruga olandan bahsediyorum)
0
c1b2k3
(08.07.21)
Dayak yemedim ama birisi bilerek carpti bisikletle.
Bu videodan bile daha buyuk haksizlikti.
Doveyim dedim sonra bizim konsolosluk sahip cikmaz karakollarda surunurum diye vazgectim, arkadasi da vatandasi olmasina ragmen tuttum.

Hala zoruma gidiyor keske dovseydim pici sonra atsalardi ulkeden(hollanda)
0
divit
(08.07.21)
ne kadar sarhoş olduk ölçmek için birbirimizi tokatladığımız sonra hissettim hissetmedim dediğimiz olmuştur.
0
duyurukullanıcısı
(08.07.21)
www.youtube.com

sonra bu hale geldiler.
0
jamswety
(08.07.21)
pariste hava alanında taksicilerin arasında büyük bir kavga çıktı sopalar havada uçtu. kaldığımız yer tam getto sayılmasa da lüks bir mahalle de değildi. gece geç saatte dışarıda olmak istemezsin.
0
orpheus
(08.07.21)
Floransa’da fiorentina manchester maçında baya kavga gördüm.
0
suicides underground
(08.07.21)
Avrupa'da yemedim cok sukur.

Yalniz videodaki olay dunyanin her yerinde basiniza gelebilir, Avrupa'da olmaz diye bir sey yok. Videodaki unprovoked attack diye geciyor, sebepsiz yere baslatilan saldiri. Arti LGBTye yonelik nefret sucu da kremasi olmus, yaralamaya, olume giderse cezasi agir bunun, hapishanede ya da timarhanede gecer kalan omru(yarginin oldugu bir avrupa ulkesinde).

Bu saldirilar kimlerden gelebilir:
- eglenmek isteyen ergenler
- haplanmis evsiz, junkie takimi, ruhsal sagligi bozuk bireyler
- gasp, kapkac, soygun icin amaci da gudenler

Erkekligi, gururu birakin, ben olsam soyle yapardim, boyle karsi koyardim, vucut yaptim, dovus sporu egitimi aldim falan bunlar hikaye, goruldugu gibi kalabaliklar, ondekini indirdin diyelim digerleri de saldirdi kavga kizisti, biri panige kapilip sana bicagi gecirdim mi, bitti iste hayatin, karsi tarafin kaybedecegi bir sey olmayabilir ama senin coktur.

Ingiltere'de chavlar, gangcilik oynayan siyahi ergenler bulasti bir kac kere muhattap olmayip, kendi yolumda yuruyunce dokunmadilar. Eger bulasirsan acid attacktan, knife crime'a isin hangi boyuta gidebilecegi belli olmaz, istatistik olarak haberlerde another knife crime diye yer alirsin bir kac dakikaligina.

Ilk yillarimda olaylara mudahale ediyordum, acemiydim:) bir keresinde liseli siyahi bir ergen otobuste ayagini demire vuruyor, ust kattayiz, cat cat diye deli rahatsiz edici bir ses cikiyor, kimse de bir sey demiyor. Kafam zaten bozuktu o gun, o sesle cok rahatsiz oldum rahatsiz olunmayacak gibi degil zaten, wtf you doing fcuking idiot falan cok sert girdim, naapiyorsun herkesi rahatsiz ediyorsun falan saydirdim, daha da sert vurmaya basladi, not your business temali bir suru kufurle karsilik verdi, 10 -15 dakika sonra duragi geldi indi bu, daha set vurmaya devam etti tabi bu aralarda, en son inerken beni cagirdi gel in diye disarda kavgaya gel diye, kufur ettik karsilikli ben inmedim ne ugrasicam elin ergeniyle. Sonuc olarak kimse de bana destek cikmadi etrafta. Sonra anladim ki adamlarin kulturu bu, kavgadan tartismadan cok korkuyorlar, son ses disariya rap muzik veren kisiye cevreden tek bir mudahale yok, sesini kisar misin diyemiyorlar, adam kabileyi birakmis gelmis, ayaklarini koltugu dayiyor, ot iciyor trende ingiliz gikini cikarmiyor, cunku karsi tarafin backgroundini bilmiyorsun, bicaklanip olebilirsin aninda.

Dedigim gibi ilk yillarimda mudahale ediyordum, beyaz ingiliz bolgedeyim liseli kizli, erkekli, okuldan cikmis grup 20-30 kisi tek bir cocuga saldiriyordu tekme tokat, kizlar da vuruyor oyle kotu tablo. Ben olayi gordum aninda mudahale ettim, aralarina girip, vurmayin , naapiyorsunuz diye o cocugu aldim ellerinde sasirdilar zaten, yok bize facebookta kufur etti bilmemne diyorlar, yalniz olay da high street dedikleri semtin ana caddesinde oluyor, kimse mudahale etmiyor, esnaftan, pubdan, restorandan hic bir yerden mudahale yok. Orda cocugu kurtardigim icin kendimle her zaman gurur duyarim, gerci yaslari kucuktu max 14, ve beyaz ingiliz bolgesiydi o yuzden mudahale edebildim sanirim, simdi olsa gene mudahale ederim ama siyahi arkdaslar icin ayni sozu veremem cunku bicak cikartabiliyorlar.

Lise'de (Turkiye)birgun okuldan ciktim, kostura kostura dersaneye etute gidiyorum, civarda da bir duz lise vardi, ara sokalardan birinden gecerken videodaki gibi bir tip saldirmisti bana, ben de anadolu lisesi uniformasi var ya onlarin lisesinin kizlarina artislik icin burdan geciyormusum iddiasina gore, tekme tokat saldirmisti, kacmistim bir daha o yolu kullanmadim. Hanim evladi degiliz ama Kavgayla adam toplamakla harcayacak zaman yok sinirden, stresden hedefler de yuksek zaten. netleri, puani nasil yukseltecegiz, konulari nasil bitirecegiz diye sacimiz dokuluyor o yasta bizim, gereksizin biri gelmis bizim lisenin kizi bilmemne diyor:)

Daha baska ulkelerden de olaylar var da uzun uzun yazamayacagim, uzun oldu zaten, her yerde olabilir, yanlis zamanda yanlis yerde olmamaniz dilegiyle
0
neck_and_neck
(08.07.21)
Avrupa'da da Türkiye'de de dayak yemedim. Dayak da atmadım sayılır.

Neck, hocam biri çıksın da bu soruyu sorsun diye mi beklediniz hocam :))
0
mezarkabul
(09.07.21)
(28)

Söyleyin kaçınız ?

AlsterWasser
sevdiği işi yapıyor ?cidden sevdiğin işi yapıyorsunuz yani böyle severek uyanıyorsunuz falan. imkansız. inanmıyorum. ama yine de söyleyin siz daha da hasetleneyim işime geliyor.
sevdiği işi yapıyor ?

cidden sevdiğin işi yapıyorsunuz yani böyle severek uyanıyorsunuz falan.

imkansız. inanmıyorum. ama yine de söyleyin siz daha da hasetleneyim işime geliyor.
0
AlsterWasser
(07.07.21)
Yüzde 70 oranında seviyorum, kabul olur mu hocam ?
0
paramolacak
(07.07.21)
Ben!

ABD'de Türkçe öğretiyorum. Bu alanda yüksek lisansim. Burada da doktora yapıyorum. Esnaf bir ailenin çocuğuyum. Yasitlarim 90'larda okuldan kaçıp top oynarken ders çalıştım. Anadolu lisesinde okudum. Sonra devlet üniversitesinde okudum. İlk yıl burs alamadım çok sorun yaşadım, ikinci yıl tekrar başvurdum burs aldım. Lisede son iki yıl sabah 7 akşam 8 okul ve dersanede zaman geçirdim. Başarılı olduğum için de dersaneye para vermedim. Herkes gibi ortalama bir zekam var ama çalışkanım. Zekaniz ve paranız çok değilse, çalışmak zorundasınız, yoksa şikayet etmeyin.
0
howfaristhesky
(07.07.21)
çok seviyorum. sabah öf pöflesem de iş başında düzeliyor.
0
ya ben lan neyse
(07.07.21)
kendi işi olmadığı halde sabah severek giden bence cindir. yok yani sanmıyorum. müthiş para almam falan lazım anca öyle.
0
phiphi
(07.07.21)
Valla ben iş tanımının getirdiği zorunluluk ve dayatma olayını sevmiyorum dolayısıyla da severek uyanma gibi bir durumum falan yok. Alarmla uyanmak zorunda kaldığım her gün istisnasız küfür ederim.

Yaptığım şeyden zevk alıyorum mu? Alıyorum ancak işte onu böyle saçma sapan standartlara oturtulması ve başkalarını zengin etmek için uğraşıyor olmam canımı sıkıyor.
0
j r r tolkien hayrani
(07.07.21)
Ben seviyorum abi su saatte kod yaziyorum.
dun sabah 6'ya kadar yazdim 2 saat uyudum 8'de mesaiye basladim. Kimse de bana demedi calis diye.

Ama firsatim olsa calismam, isi sevmekle calismak ayni degil ki.

Araba surmek gibi surmesi iyi, ama soforluk kotu.
0
divit
(07.07.21)
seviyorum diyemem ama sevmiyorum da değil.. çalışma arkadaşlarım süper ama bayağı kıyak ortamımız var :D çekilir kılıyor diyeyim.
0
theseachange
(07.07.21)
İşim çok bomba da yeterince para kazanamıyorum hala :D
0
hedep
(07.07.21)
Ben seviyorum valla
0
aquarium
(07.07.21)
Ayda birkaç bin lira daha kazansam çok severim işi. Aslında şu anda da seviyorum ama hayatımı komple düze cikaracak maddi gelirim olmadığı için canım sıkılıyor arada.
0
dre mithatoğlu
(07.07.21)
Yaptığım şeyi seviyorum ama bunu belirli mesai saatleri içinde içinde, deadline yetiştirmeye ve müşteri memnun etmeye çalışarak yapmayı sevmiyorum. Şirket, çalışma arkadaşlarım ve yönetici tarafından rahat bırakılmış olmak olmasa devam edemezdim burada.
0
Jux
(07.07.21)
Severek yapıyorum.
0
ruhen hastayim ben
(07.07.21)
meslegimi seviyorum da, severek icra edebilecegim bir sirket bulamadim. :/
0
batlegolas
(07.07.21)
Severek uyanmak için sevdiği işi yapmak yeterli sebep değil ki. Severek yaptığın işi birlikte yaptığın insanların onu ne kadar çok kirlettiği ortamdaysan asla huzur bulamazsın mesela. Ayrıca mutlu uyanmanın tek kriteri bunlar da değil. Ekonomik şartlardan güvenlik alanına, ülkece yaşanan psikolojik kaostan ailevi ve özel hayata kadar milyom tane etken var.

Evet sevdiğim işi yapıyorum ama Severek yapmamı engelleyenler, bunu kendilerine en doğal hak görenler, müdahale edince en pislik entrikalar çevirenler var.
0
1bir1bir1
(07.07.21)
İşimi seviyorum. Hem bedava araba ve bedava yakıtla geziyorum, hemde sevdiğim satışçılık işini yapıyorum. %90 diyeyim, %10, ayda çok fazla km yapmaktan kırıyorum.
0
etna
(07.07.21)
Ben de işini severek yapanlardanım. Zor ve yorucu tarafları tabi ki var ama keyif aldığım işi yapıyorum.
0
fotrsapka
(07.07.21)
Mesleğim fena değil. Ama beni mutlu edecek sektöre geçiş yapmam lazım.

Mesleğimi yüzde %60 seviyorum.

Sevdiğim bi sektörde çalışırsam bu oranı yukarı taşıyabilirim. Ama şuan bankacılık sektöründeyim iş tatmini %30 falan.
0
zimbirik
(07.07.21)
@howfaristhesky hayatım aynı şekilde geçti hep inekledim dershanelere hep burslu gittim her okulumu dereceyle bitirdim, kpssde de derece yaptım üstelik. ama şu an iş var ama var sadece. zerre sevmiyorum. şimdiki aklım olsa ylsy kasardım kpss kasacağıma kimse de akıl vermedi.
0
Hallegadola
(07.07.21)
Sevmek zorunda olduğum işi yapıyorum diyebilirim.

Yıllarca hiç alakam olmayan bir sektörde aşırı yoğun şartlarda çalıştım.
Şu an en azından okulunu okuduğum işi yapıyorum ve görece daha insani şartlarda çalışıyorum.
İşten çıkarken şöyle bir işte çalışsam ne güzel olur dediğim işi yapıyorum tam olarak.
Bu da herhalde özellikle bizim ülkemizde gerçekten bir lüks. Bu yüzden nankörlük etmek istemiyorum.

Mesleği sevmek başka bir durum ya zamanında daha çalışkan olup, daha bir okulda daha iyi bir bölümde okuyup daha çok seveceğim bir işi yapabilir miydim, yapardım, ben tembelliği seçmişim şimdi bunu ödüyorum.
Bu yüzden şikayet etmeye hakkım yok diye düşünüyorum.
0
mutekebbir
(07.07.21)
iş iyi de parası az, pandemi falan.
0
duyurukullanıcısı
(07.07.21)
asker gibi çalıştığım bir işte çalışıyordum 1.5 yıl öncesine dek. tüm getirilerine rağmen işi sevmediğim için işini sevenler kendilerini kandırıyor gibi geliyordu bana da aynı sizin gibi. bastım istifayı, 1 sene yattım. kafaya koydum sadece sevdiğim işi yapacağım diye iş aramaya başladım sonra. başvurduğum ilk yer oldu. iyi ki de olmuş. artık sevdiğim ne kelime, hayalimdeki işi yapıyorum. hani burada soruyorlar ya şu kadar paranız olsa ne iş yaparsınız, hala çalışır mısınız vs, trilyonlarım da olsa hala yapacağım işi yapıyorum artık. 2 durumu da dibine kadar yaşamış biri olarak biliyorum ki insanın sevdiği işi yapması kadar hayatını dengeye oturtan, kişiye huzur veren bir şey daha yok.
0
dnzbrs
(07.07.21)
Sinema ve Televizyon mezunuyum. MSA Profesyonel Aşçılık sertifikam var. Her ikisini de mesleki anlamda tecrübe ettim. Şu an ilginç bir şekilde lojistik sektöründe çalışıyorum. Artık sevmek sevmemek olarak değil de vazife olarak değerlendiriyorum. İş haricindeki hayatımı güzelleştirme peşindeyim.
0
lüzumsuz adam
(07.07.21)
risk management alanında head seviyesinde yöneticiyim. normalde işimi çok seviyorum. fakat işin kendisini seviyorum. üstümdeki kişi ile uğraşmak, etraftaki gerçekte iş yapmayan ama hep şikayet eden veya light konuları yönettiği halde daha fazla önem verilen kişilerle aynı organizasyon içinde olmak beni içten içe öldürüyor.
0
twelfth
(08.07.21)
10+ senedir sevdiğim işi yapıyorum çok şükür.
0
SiyamkedisiZorro
(08.07.21)
öğretmenim hiç severek yapmıyorum işimi.
sevdiğim işte başarılı olursam ileride istifa etmeyi düşünüyorum.
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(08.07.21)
iki yıldır sevmediğim işi yapıyorum. hedefim 5-10 sene içinde sevdiğim bir alana geçebilmek. iş sonuçta sevilir mi bilmiyorum
0
pasifik beyaz surmeli yunus
(09.07.21)
sevdiğim işi yapıyorum. sıkıntı insanlarda. insanları sevmiyorum.
0
timmie
(09.07.21)
Ben +1
0
basond
(11.07.21)
(4)

Amerika Afganistanda ne yapmaya çalışıyor?

Mehmet Ersoz
yıllarını ve tonca parasını doktu afganistana. birden neden çekiliyor?bu çeilme ruslara ve çinlilere yaramaz mı?çekilecekse neden girdi afganistana bunlar?
yıllarını ve tonca parasını doktu afganistana. birden neden çekiliyor?

bu çeilme ruslara ve çinlilere yaramaz mı?

çekilecekse neden girdi afganistana bunlar?
0
Mehmet Ersoz
(06.07.21)
Birden mi? Obama döneminden beri konuşuluyor. Fehim Taştekin oku, izle.
0
rastinon
(06.07.21)
Bir devlet için askerlerin geri çekilmesi, içeride oldukça problemler yaşadığını gösterir. Yıkılmaya kadar da gider.
ABD nasıl ki sözde orta doğuya demokrasi getirme adına her türden terör örgütlerini besledi ve hala besliyor ise Afganistan da uyuşturucu işlerine ev sahipliği yaptığı söyleniyor. Büyük devletlerin atlarını en kolay koşturduğu yerlerden biri de siyasi istikrarsızlık içinde olan ve sürekli olarak problemlerin yaşandığı diğer devletlerdir.
Standart olarak değişmeyen şey, geri çekilse bile (Rusya'nın da zamanında yaptığı gibi) ABD adına işleri(!) vekaleten yürütecek bir terör örgütü var olmalı Afganistan'da.
ABD, zamanında aldığı ağır vietnam yenilgisi üzerine o zamanki yönetim, kendi halkı tarafından sorgulanır oldu.
Kendi askerlerinin abd bayrağına sarılı tabutlar ABD hükümetini kamuoyu önünde zor durumda bırakacağından dikkat çekmemek veya bunu en aza indirmek için doğruca o bölgeden örgütler kurmak ve desteklemek daha ideal(!) ve pratik.
Abd, bu salgında kırılan zenci vatandaşlarına bile terör örgütlerine yaptığı yardım kadar yardım etmemiştir deseler hiç şüphe etmem.
0
Erva
(06.07.21)
Büyük resim kursu öğrencileri gelmiş. Her ülke elbette bir gün yikabilir ama ABD, şuradan buradan asker çekiyor diye yıkılacak anlamına gelmiyor bu. Azıcık ABD haberi okuyun. İngilizce öğrenin. ABD'den bildiriyorum, cumhuriyetciler Bush doneminde bunu destekledi, demokrat Obama çekilmek istedi ama Trump'la cumhuriyetciler geri geldi, şimdi tekrar Biden demokrat parti olarak çekiliyor.

Ayrıca ABD vatandsi olmasam bile covid nedeniyle $1500 dolar yardım aldim, her covid testi olduğumda ayrıca para aldım. Üstelik siyahiler de demokrat bunu unutmayın.
0
howfaristhesky
(07.07.21)
Trumpla birlikte bizim ne isimiz var orda burda muhabbeti cok tuttu, daha oncesi de var tabi de Trumpla birlikte saha kalkti o soylem, vergilerimiz bosa gidiyor diye, artik fazla intervention istemiyor Amerikan halki. Arti Afganistan tam bir bataklik, cok zorlu cografya, cahil, radikal halk vs, battikca batarsin, sovyetler afganistan yuzunden dagildi muhabbeti var. Girersin ama battikca batarsin, ne haliniz varsa gorun seviyesine geldiler.
0
freedonia
(07.07.21)
(9)

Şu An Biraz Birikmiş Paranız Olsa Ne Yaparsınız?

pantepember
Mesela 50 bin TL.
Mesela 50 bin TL.
0
pantepember
(06.07.21)
O kadar param var zaten, faizde duruyor cok da yuksek bir para degil, 5000 euro ediyor mu?
0
howfaristhesky
(06.07.21)
hiçbir şey. 50 bin tl ile hiçbir şey yapılmaz.
0
jelly bear
(06.07.21)
Mevduat'a koyarım, ne emmeye ne gömmeye diye tabi ettiğimiz bir meblağ.
0
paramolacak
(06.07.21)
%40 BTC
%40 ETHEREUM
%20 CHAINLINK alıp cüzdanıma çekerim. 6 ay sonra kar almaya başlarım.
0
ehti
(06.07.21)
Guzel bi tatil.
0
brkylmz
(06.07.21)
Olabildiğince borç ödeyip yükümü azaltırım.
0
1bir1bir1
(06.07.21)
Valla bu tür sorular bende garip duygular uyandırıyor. Önceden direkt parayı döviz karşılığına çevirip ona göre cevap verirdim ve "o paraya bişey olmaz", "o da para mı" tarzı olurdu cevaplarım ancak işin bir de diğer yönü var maalesef. Yani maaşları baz alıp düşününce de oldukça büyük bir para gibi geliyor insana bu meblağlar.

Atıyorum ortalama 5 bin maaşı olan biri her ay maaşının yarısını bir kenara atsa bu para 20 aylık bir birikimin sonucu, o yüzden iyi para etmesi gerekir. Ancak pratikte maalesef öyle olmuyor ve bu da cidden üzücü bir durum. O yüzden böyle "o da para mı" tarzı cevaplar bir yerde de sanki küçümseme gibi geliyor. Ne bileyim ben gelip 2 yıl bişeyleri zar zor biriktirip daha sonra da o para eriyip gitmesin diye tavsiye duymak istesem ve biri bana gelip "o para hiçbir sey" dese sinirlenirim. Tamam onu diyen adam da haklı ve o paranın pek bişey ifade etmemesi de onun suçu değil ancak yine de insana o cevabı duymak garip geliyor.

Neyse, sanırım gereğinden fazla uzattım yine. Ben sanırım o parayla döviz alırdım en azından paramin her geçen gün eriyip gitmesini izlemek istemezdim.
0
j r r tolkien hayrani
(06.07.21)
%50 btc, %50 eth
0
cooperr
(07.07.21)
Bu parayı bilerek biriktirmedim. Epey zamandır minimal bir hayat yaşıyorum. Eskiden olduğu kadar alışveriş yapmıyorum - giyim, ev eşyası vb. Sanırım biriken bu paranın en büyük nedeni bu. Yaklaşık bu kadar da okul için harcamama rağmen.

Soruyu sorarken detay vermedim, çünki sorunun daha genel olmasını istedim. Herkes kendi sorusuna cevap verebiliyor böyle olunca. =]

Bu arada, yıllar önce 100 TL'lik BTC almıştım. Az önce kontrol ettim, 1400 TL olmuş =0
0
🌸pantepember
(07.07.21)
(10)

Almanya'daki okulumdan mezun oldum. Türkiye'ye dönüyorum.

bengayetiyiyim
Herkese selam. 24.5 yaşındayım. Almanya'da, ortalamanın üzerinde olarak kabul edilen bir üniversitede(World University Rankings 251.) matematik bölümü okuyorum. Türkiye'de hiç üniversite okumadan 21'imde buraya gelip üniversiteye başladım. Eğer her şey yolunda giderse, tam bir yıl sonra, 2022 yılınd
Herkese selam. 24.5 yaşındayım. Almanya'da, ortalamanın üzerinde olarak kabul edilen bir üniversitede(World University Rankings 251.) matematik bölümü okuyorum. Türkiye'de hiç üniversite okumadan 21'imde buraya gelip üniversiteye başladım. Eğer her şey yolunda giderse, tam bir yıl sonra, 2022 yılında 25.5 yaşında mezun olmuş olacağım. Yaşıtlarım 2018 yılında, çoktan mezun oldular. Adeta ömrümden ömür ç/alan bölümümden mezun olduktan sonra, hem ailevi nedenlerden hem de kişisel nedenlerden dolayı Türkiye'ye dönmeyi ve iş hayatıma ilk olarak orada başlamayı düşünüyorum, en azından bu şekilde planlıyorum. Açıkçası kafamda çalışmak istediğim belirli, net bir sektör yok. Ancak departman olarak pazarlama, satış, planlama gibi departmanlarda çalışma, kariyer yapma fikrim var. Ve haliyle dönersem eğer, hemen iş bulabilir miyim, bulduğum iş maaş beklentimi karşılar mı gibi soru işaretleri de var kafamda. Şu ana kadar Almanya'da hiçbir kurumsal şirkette staj yapmadım. Nedeni ise okuldan ve geçimimi sağlamak için çalıştığım işten arta vakit kalmaması.

Buraya detaylı bir özgeçmiş yazmayacağım, sadece kendimle alakalı en temel bilgileri yazıyorum:

-Bölüm: Matematik
-Yaşıtlarımdan 4 yıl daha geç, 25.5 yaşında mezun olacağım
-Bir Alman üniversitesi diploması ve ortalamanın üzerinde bir bitirme notu
-Çalışmak istediğim alanda 0 yıl tecrübe
-C2 düzeyinde Almanca ve İngilizce 118 TOEFL puanı
-Çok iyi derecede MS Office bilgisi

Sizce böyle bir özgeçmiş ile çok zorlanmadan, tatmin edici maaşı olan bir iş bulabilir miyim? Sizden ve özellikle şirketlerin insan kaynakları, işe alım gibi departmanlarında tecrübe sahibi olan kişilerden ricam, iş ve kariyer durumuma genel bir yorumda bulunmanız. Lütfen konudan alakasız olarak Türkiye'ye dönülmez, orada kal vs. gibi yorumlar yapmayın. Düşüncelerini paylaşacak olanların, iyi niyet ile paylaşacaklarını varsayıyor ve şimdiden teşekkür ediyorum.
0
bengayetiyiyim
(05.07.21)
öncelikle bu duyuru neden film kategorisinde? düzenleyin bence. kategorisini "soru" yapın ki daha çok insana ulaşsın.

soruya gelecek olursak pazarlama ve satış gibi alanlarda çalışan arkadaşlarımdan biliyorum, başlangıç maaşları eğer en büyük firmalara girmediysen çok ama çok kötü. abartı gelebilir ama gerçekten asgari ücretin bir tık yukarısı. ancak bence sizin büyük şirketlere girme şansınız yüksek. özellikle uluslararası şirketlere çünkü iyi derecede almanca ve ingilizceniz var. bu türkiye'de çok büyük avantaj. almanya'da üniversite okumuş olmanız da yine büyük şirketlerin gözlerini çok güzel boyar. ortalamanıza bakmazlar bile.

zamanınız da var. önce yapmanız gereken türkiye'de çalışmak istediğiniz alandaki şirketleri araştırmak. eğer türkiye'de o alanda çalışan hiç eşim dostum yoksa ben linkedin'e girer o şirkette o pozisyondaki insanlara mesaj atardım. bilgi almak için. elbet geri dönerler. böylece kafanda hem şirketler hem pozisyonlar hakkında üç aşağı beş yukarı fikirler oluşur. -mezun olacağını garanti sayıyorum- mezun olmadan en az 2-3 ay önceden başvurulara başlayın. yeni mezun süreçleri daha uzun oluyor. aynı zamanda türkiye'deki yeni mezun rakiplerinizden de geride kalmazsınız.

maaş konusunda özellikle saydığın pozisyonlarda hiçbir tutarlılık yok. iş bulamayan da var asgari ücret * 3 ile başlayan da. o kısım biraz gireceğiniz şirkete bağlı.
0
ilgeru
(10.07.21)
aklın varsa tr'Ye gelme.
0
ayseee
(10.07.21)
-Bunu kesinlikle laf sokmak icin soylemiyorum-
Profilinize bakinca bence ailenizin baglantilari vardir, o sekilde bir ise girersiniz. Normalde sadece bu resumeyle cok tatmin edici bir ise giremezsiniz ama.
Dolayisiyla vakit kaybemeden aile uzerinden tanidiklari falan yoklardim ben kisa yoldan.
0
hot potato
(10.07.21)
sakin ha. ben o hatayi yaptim, hayatimi kararttim. sen karartma.
0
cramschoolgirl
(10.07.21)
Hayır bu şekilde düzgün bir iş bulamazsınız. Bölümden ve iş tecrübesi sahibi olmamanızdan kaybediyorsunuz. Staj ve çalışma geçmişiniz yok. Bu koşullarda sizi işe almazlar demeyelim ama iş bulma şansınız çok zor. Eskiden Türkiye'de eğitimin bir önemi vardı. Belki 20-25 sene önce bu duyuruyla ilgili cevabım mutlaka iş bulunursunuz olurdu ama bugün şartlar çok farklı. Mutlaka bir iş tecrübesi aranıyor ve en çok dikkat edilen şey okurken bir işte çalışılması. Özellikle pazarlama, satış gibi alanlarda aşırı mezun var. Bu sektörler şuan kurtlar sofrası gibi. Diplomanız ve dil bilmeniz yeterli olmaz. Dil bilgisi, office bilgisi şeyleri zaten önemsemiyorlar bile bi zahmet bunu öğrenmiş ol gözüyle bakıyorlar.

Eğer Türkiye'ye kesin olarak dönecekseniz, yapacağınız en mantıklı şey bir yüksek lisans programına başlamak olur. Yüksek lisans yaparken şirketlerin staj programları dışında eğitim programları da var. Bu şekilde yaparsanız yüksek lisans yaparken bulduğunuz staj ile düzgün bir iş bulma şansınız artar.

Ya da Almanya-Türkiye ortaklaşa çalışan bir şirketin Almanya'da olan ofisinde işe başlayacaksınız bir süre sonra Türkiye ofisine geçeceksiniz.
0
GoodMorningTeacher
(10.07.21)
valla en iyi firsati size alman firmalari sunacaktir. bilisim alaninda isi iste ögrettikleri bitakim isler, firmalar olabiliyor. bi ara cevremde sikca rastladigim test mühendisligi diye bi pozisyon vardi. biraz almanca bilen yeni mezun cocuklar patir patir giriyolardi.
bunun haricinde dedigim gibi direkt almanyayla is yapan firmalar ararsaniz is bulmaniz mümkün bence. güzel bi cv hazirlayip büyük kücük demeden alman firmalarina basvurular yapin. toptan yapmayin. ki yaptikca geri dönüslere göre özgecmisinizde neler eksik vs. bunlari görüp bir sonraki basvuruya daha hazirlikli olabilirsiniz.
ben olsam ilk olarak ise sirket stalklamakla baslardim.
bi de su yas isini kafaya takmayin. bugün siz gec kalirsiniz yarin baskalari:) benim de hazirligi gecip bölüme basladigimda yasim 23tü
0
klar
(10.07.21)
turkiyeye donmekle hayatinin hatasini yaparsin
vasifsiz da olsa almanyada calis
it sektorundeyim, sektorde saygi duyulan sertifikalarim, iyi ingilizcem olmasina ragmen 8 ay issizlik cektim
dusun artik it boyleyse diger sektorler nasildir kim bilir
issizlik gercekten cok buyuk bir sorun turkiyede. sirf bunu yazmak icin login oldum sen dusun gerisini
0
nibba
(11.07.21)
Valla sanirim donmeme olayi hemen hemen secenek disi gibi o yuzden orayi direkt es geciyorum. Acikcasini soylemek gerekirse de matematik diplomasiyla cok tatmin edici bir maas alamazsin su durumda. Hani almanyada bisekil is tecruben olmus olsa is degisirdi ancak bu durumda olay biraz zor gibi. Bunun disinda kafandaki mass beklentisinin ne oldugu da onemli. Yani maas beklentini euro kuru uzerinden falan kuruyorsan ve 10000 olarak belirliyorsan sikinti.
0
j r r tolkien hayrani
(11.07.21)
Gelme, iş bulamazsın net. Türkiye memur ülkesi.
0
integrative
(11.07.21)
Aileniz zenginse ve size baglanti kuracaklarsa gelin, ki bence aileniz ortalama ustu. Onun disinda sizinle benzer ozelliklerde cok matematik mezunu var. KPSS'ye girip belki matematik ogretmeni olursunuz. Hala pedagojik formasyon var mi? Isterseniz orada pedagojik formasyon bakin.
0
howfaristhesky
(11.07.21)
(5)

Abd resmi olarak Kızılderili soykırımını tanıyor mu?

sonhakan
Kaynak göstererek cevaplarsanız sevinirim
Kaynak göstererek cevaplarsanız sevinirim
0
sonhakan
(04.07.21)
Hayır tanımıyor. Bakın 2-3 ay öncenin köşe yazısı: www.washingtonpost.com
0
kobuzchu kiz
(04.07.21)
Bir de o zamanlar ABD de henuz yoktu ya da bugunku ABD degildi. Daha cok Ingilizlerin ve Ispanyollarin soykirimi diyebiliriz.

Bir de sistematik oldurme yerine, eski dunyanin siradan hastaliklarina karsi bagisikliklarinin olmamasindan da cok yerlinin oldugu soyleniyor.
0
howfaristhesky
(05.07.21)
Sistematik oldurme var ama tanimazlar.
Kanada da tanimiyor anca ozur diliyor. Ozur bedava.

Yerlilere yiyecek kalmasin diye bizon soykirimi bile yapiyorlar
en.m.wikipedia.org
0
divit
(05.07.21)
ozgur demirtas bugun bir tweet atmıs diye, altında kaynak vs vardır belki.
0
delidiyorum
(05.07.21)
emperyalistler bu tarz vukuatlar karsisinda yarim agiz ozur diler gecer.
adamlarin uzerinden silindirle gecmisler ama bosuna soykirim falan demelerini beklemeyin.
0
cooperr
(05.07.21)
(4)

Kedilerin dil bilmesi

dissendium
Şu videoda kedinin tepkisi söylenen şeyi anladığını mı gösteriyor?https://youtu.be/2gtqtkjPYG0Diyelim bu kedi doğduğu andan itibaren hep Türkçe öğrendi. Biz bu kediye Türk kedi diyelim. Bu Türk kedi ABD'ye gitse söylenen şeyleri anlar mı? Bir süre İngilizce öğrenmesi mi gerekir? Yoksa kediler dil bi
Şu videoda kedinin tepkisi söylenen şeyi anladığını mı gösteriyor?

youtu.be

Diyelim bu kedi doğduğu andan itibaren hep Türkçe öğrendi. Biz bu kediye Türk kedi diyelim. Bu Türk kedi ABD'ye gitse söylenen şeyleri anlar mı? Bir süre İngilizce öğrenmesi mi gerekir? Yoksa kediler dil bilmiyor da sadece konuşma biçiminden mi anlıyor söylenenleri?

Kediniz varsa neleri anlıyor?
0
dissendium
(04.07.21)
Kedinin önceki videosuna sonradan ses de eklenmiş olabilir. Internette gördüğünüz her şeye inanmayın.

Dilbilimci olarak bu konuda çok test okudum. Hayvanlar kelime ogrenebilir. Stop kelimesini duyan köpekler gerçekten buna alismissa durur and dur derseniz durmaz. Yüksek sesle söylerseniz belki dikkatini çektiği için bir saniye bakar. Bu kendi gözlemim. Tabi bir cümle anlayamazlar.
0
howfaristhesky
(04.07.21)
@howfaristhesky, her şeye inandığımızı nereden çıkardın?
0
🌸dissendium
(04.07.21)
Cumleyi anlamiyor vurguya ses tonuna falan bakiyor.
Polis kopeklerine ayni komutlari baska dillerde de ogretiyorlar. Yine tek hece tabi.

Bizim akrabanin kedisine de of her yerim tuy oldu kalk ustumden diyordu anlayip gidiyordu. Orada anladigi tek sey kadinin of demesi.
Of hava cok sicak dese yine kalkacak.
0
divit
(04.07.21)
Hayvanlar uzun ve komplike cümleleri anlayamazlar.
Basit ve anlaması kolay kelimeleri ( ses tonu ve vurgudan da faydalanarak) tanırlar. Türk kedisi türkce kelimelere daha yatkın olur tabi ki.
0
vizivozo
(04.07.21)
(8)

Unsuz şekersiz tatlı

jepa
tedavi gördüğü için unlu ve şekerli tatlı yemesi yasak olan birisine doğum günü için nasıl bir pasta ya da benzer bir ürün yapılabilir? Yulaf olabilir.. Aklımda meyveli tatlılar var ama karar veremedim.
tedavi gördüğü için unlu ve şekerli tatlı yemesi yasak olan birisine doğum günü için nasıl bir pasta ya da benzer bir ürün yapılabilir? Yulaf olabilir.. Aklımda meyveli tatlılar var ama karar veremedim.
0
jepa
(04.07.21)
Mirket
(04.07.21)
instagram'da @fitmuhendisce var, tarifleri unsuz şekersiz ve güzel oluyor.
0
gmzo
(04.07.21)
İncir tatlısı olabilir; süt ve incirden yapılıyor sadece bildiğim kadarıyla. Dışarıdan şeker katılmıyor.
0
ozgurluk savascisi
(04.07.21)
www.instagram.com Şu satıcı keçiboynuzu ununun un ve şeker yerine geçtiğini söylüyor.
0
jamiro
(04.07.21)
Muz dondurun, sonra mutfak robotundan geçirin, pasta kabına koyun, tekrar dondurun, çıkarıp üzerine meyve ve mum koyup dondurma pasta şeklinde servis edin. Robottayken içine çikolata ya da hurma başka meyve veya kuruyemiş de ekleyebilirsiniz tat vermesi için.
0
howfaristhesky
(04.07.21)
Ben şunları kaydetmiştim instagramda yaparım diye hünüz denemedim. Bu arada ikisinde de bal var bilmiyorum sıkıntı olur mu?
www.instagram.com
www.instagram.com
0
carmenta
(04.07.21)
@konetsu verdiğiniz bilgi doğru değil. tek başına fruktoz ekleniyor olsa tatlıya dediğinizde haklısınız. fakat meyve yalnızca fruktozdan oluşmuyor. lifler, vitaminler içeriyor. badem unu ve hurmadan yapılan bir keki yemek ile beyaz un ve rafine şekerden meydana gelen bir kek yemek arasında dağlar kadar fark var. rafine şeker ve beyaz buğday ununu keserek önemli sağlık problemlerimden kurtuldum. yanlış bilgi yaymayın.
0
gmzo
(04.07.21)
Gmzo+1
Böyle bilgileri nasıl yaziyorsunuz anlamadim.
www.nhs.uk
Bana bir tane added sugar ile natural sugar ayni sey diyen makale bulursaniz sevinirim.
Bunun yaninda bir de meyve yerine bir kaşık toz şeker yiyin gibi mantığı destekleyen birşey bulursaniz da sevinirim. Ben bulamadım.
Neyse; kisinin hastaligi nedir bilemem. Diyabetse meyve yiyebiliyor ve ben misal antep fistikli kayisi ezmesi/incir ezmesi toplarini falan severim. Ingilizce arastirirsaniz daha cok da çıkabilir.
0
logisticsmanager
(04.07.21)
(3)

Neden bazı insanlar Hindistan'a gidiyor?

gelmeistemem
Tası tarağı bırakıp buraya yerleşiyorlar. Neyi var? Ben Türkiye'den oraya iş bulsam bile gitmezdim.
Tası tarağı bırakıp buraya yerleşiyorlar. Neyi var? Ben Türkiye'den oraya iş bulsam bile gitmezdim.
0
gelmeistemem
(03.07.21)
Zamaninda ABD'de yuzune gorsen bakmayacagin birkac tip Turkiye'ye gelip Ingilizce ogretmeni olmaya calisiyorlardi; restoran mudurleri, otel calisanlari, kizlar bunlara hayrandi adam sarisin Amerikali olunca. Kendi ulkesinde pislikken Turkiye'de inanilmaz deger goruyordu. Orada da benzer bir durum olabilir.
0
howfaristhesky
(03.07.21)
Neyin yoksa onu arıyorsun.
Türkiyede paramız, kültürümüz, sağlığımız, sanatımız yok.
Bize avrupa / amerika daha sıcak geliyor.

Amerikada borsada çalışıp, 30 yaşında milyoner olan adamın da huzuru, mutluluğu yok.
O da onu arayıp "doğunun mistik shit"ine gidiyor.

Bütün kış ofise gidip daralıp, yazın tatile gitmen gibi düşün.
Herşey dahil otele gidiyorsan henüz o "huzur arayan" adam kafasına gelmemişindir.
Bozburun, palamutbükü gibi sessiz yerleri seçiyorsan işte o huzur arayan adamsındır.

O huzur aramanı 50 ile çarp.
Ofiste müdürün sana azıcık baskı yapınca deliriyorsun

Wall Streette çalışan adam 1 hisseyi 1 dakika geç alsa satsa 20 30 milyon dolar kaybetme tehlikesi altında
0
summatinyourteeth
(03.07.21)
spiritüel olarak giden kesimden bahsediyorsan, tibet'ten sonra uğrak yerlerden biri. osho öğretilerinden sonra da merak edenlerin gittiğini biliyorum. ley hatları genelde insanları kendilerine çekiyor. hindistan da buralardan biri olabilir, diye hatırlıyorum.
0
evimin paspasi
(03.07.21)
(12)

Biontech’in yan etkileri üretimden mi kaynaklı?

neysene
İşin teknolojisini normal insanlar kadar bilmekle beraber mrna aşılarının virüse ait parçalarının antikorlar tarafından tanınması için üretildiğini biliyorum. Peki ya olsun veya olmasın; pıhtı, adet düzensizliği, nörolojik rahatsızlığa neden olan esas şey ne olarak görülüyor? Aşı içeriğine konulan e
İşin teknolojisini normal insanlar kadar bilmekle beraber mrna aşılarının virüse ait parçalarının antikorlar tarafından tanınması için üretildiğini biliyorum. Peki ya olsun veya olmasın; pıhtı, adet düzensizliği, nörolojik rahatsızlığa neden olan esas şey ne olarak görülüyor? Aşı içeriğine konulan ekstra bir kimyasal mı(belki etken madde)? Virüs kopyasının gövdesini oluşturan bölüm mü? Yoksa gerçek virüs gelseydi de ortaya çıkacak olan virüse karşı aşırı tepki veren immün sistemimiz mi? Bu aşıyı gerçek virüs ya da geleneksel aşıdan daha şuçlu yapan bölüm nedir?

Not: görülen yan etkilerin aşı olan popülasyonda oransal olarak normal düzeyde olup olmadığını bilmiyorum fakat suçlayan bilimsel çevre aşının hangi kısmında suç buluyor?

Not2: mesela bir antibiyotik grubu var. Normalde “başka hiçbir antibiyotik çeşidinin etki etmediği durumlarda son çare olarak kullanılabilecek olan. Etken maddesi kalıcı nörolojik hasarlara neden oluyor.
0
neysene
(03.07.21)
twitter.com

bu senin görüldü dediğin şey 300milyon dozda 1100 adet farklı vaka yani 275.000 kişi de bir.

yan etkilerin görülme istatistiği senin covidden ölme istatistiğinden daha düşük o sebeple aşı oluyorsun.

''Bu aşıyı gerçek virüs ya da geleneksel aşıdan daha şuçlu yapan bölüm nedir?''

ya böyle bir durum yok. sinovac geldiğinde televizyona çıkan doktorların biontech neden gelmedi konusuna karşı geliştirdiği saçma sapan yayınları çok izlemişsiniz maalesef. tıp'da geleneksel metod diye bir şey yoktur. yoğurt değil bu.

bu kadar tv izlemeyin, tvdekilere inanmayın.
0
duyurukullanıcısı
(03.07.21)
@duyurukullanıcısı
Aşı karşıtı değilim hocam. Not: diye yazdığım bölümde zaten bunun popülasyon içinde kabul edilebilir düzeyde olup olmadığı muamma.
Bu arada biontech ilk aşımı oldum ikinciyi de olacağım. Olayın bununla ilgisi yok.
Mrna aşının mucidi kişi dahi bu yan etkilerin olabileceğini söylerken türkiyeyle ilgisi olmayan bir durumun “ yok öyle bir şey” diyerek kestirilip atılması da bilimsel değil.
tr.euronews.com
Doğru ya da yanlış demiyorum. Sadece bu kanıya varmalarında hangi sistemi suçluyorlar onu merak ediyorum.
0
🌸neysene
(03.07.21)
haber clickbait, yani tıklanma için oltalamış.

twitter limkinde direk rakam var bende verdim. haberde ise beklenende yüksek diyor rakam yok.

yani 5 milyar aşıda da 3 bekliyorduk 5 çıktı da o haberin konusu
0
duyurukullanıcısı
(03.07.21)
Diyelim A asisi var, baskici bir ulkenin urettigi, elestiri yaparsan hapse atiliyorsun.

B asisi var, tum dunya kullaniyor, uzerinde binlerce test yapiliyor, bolca yan etkisi bulunuyor.

Kisaca test yapmazsan, yan etki de bulmazsin, ne demek istedigimi umarim anladiniz.
0
howfaristhesky
(03.07.21)
@howfaristhesky
Sorduğum soruyla verdiğiniz cevabın bir ilgisini göremedim

Arkadaşlar soru gayet açık ve net. Neden sorduğum soruya cevap vermek yerine kendi bildiklerinizi tekrarlıyorsunuz anlamadım. Aşı karşıtı değilim, suçlamıyorum da.

Şu yazdığım “Peki ya olsun veya olmasın; pıhtı, adet düzensizliği, nörolojik rahatsızlığa neden olan esas şey ne olarak görülüyor?“ cümlesinden aşı karşıtı olduğum ve televizyon izlediğim kanısına nasıl varıyorsunuz çok merak ediyorum ya.
0
🌸neysene
(03.07.21)
www.google.com

Immun sisteminin reaksiyonu diyor. Altina da neden reaksiyon verdigini aciklamislar bilimsel olarak.
0
logisticsmanager
(03.07.21)
Anladığım kadarıyla biontech içerisinde bulunan bu bahsettiğiniz tartışmalı şey, insan hücrelerine virüsün "spike protein"ini üret mesajı taşıyan ve bu spike protein'in (virüsün dış yüzeyindeki hücreye tutunmasını sağlayan dokunaç görünümlü özel şekilli parçalar) bağışıklık yaratacak kadar çok sayıda üretilmesini sağlayan sentetik mRNA parçaları. direkt içerik değil ama bu sürecin kendisinin çok fazla spike protein üretimine sebep olup bu spike'ların da vücutta serbestçe gezinmeleri durumunda bazı istenmeyen etkiler yapabileceği yönünde şüpheler olduğu kanısı oluştu bende, emin değilim ama aslında içerikteki maddeden çok bu sürece takıldıklarını düşünüyorum.
0
engelbert humperdinck
(03.07.21)
Asinin vucuduna urettirdigi proteinlerden ve asiyi tasiyan lipid nanopartikullerden kaynakli. Asinin yan etkilerinin cok oldugunu dusunenler mekanizmaya degil raporlanan vakalara bakiyor.
0
dunal
(03.07.21)
2 tane sikintisi var.

Birisi bagisiklik hucrelerini harekete gecirdigi icin haliyle vucut tepki veriyor. Antikor olusurken atesin cikiyor hasta hissediyorsun basin agriyor vs..

ikincisi de asidaki yan urunlerin alerji etkisi gostermesi.
Bunun icin 20dk bekle eve gitme diyorlar.
Bir sey olursa basacak adrenalini.

Ayrica turkiye'de bunlar raporlanmiyor ki, asi olup evde alerji soku gecirsen de kimse bilmiyor.
0
divit
(03.07.21)
@divit; nasıl? Türkiye'de 20 dakika bekletilmiyor mu? Avrupa'da böyle olunca orada da öyledir diye düşündüm.
Neden bekletmesinler ya :/
0
logisticsmanager
(03.07.21)
@logistic bekle diyorlar da basip gidiyorsun kimsenin salladigi yok.
Eve gidince de bisey oldu mu olmadi mi takibi yok.
Ellerinde milyonluk veri saglama imkani varken takip etmiyorlar sasiriyorum.
0
divit
(03.07.21)
@divit o da insanlarin gerizekaliligi.
Burada bekleme salonuna aliniyorsun ve belgenin üstünde saat kacta cikabilecegin yazıyor. O gelmeden cikamiyorsun.
Yüzlerce insanla bekledim, su ana kadar bir tane reaksiyon gösteren gördüm, o da yere uzandiktan 10-15 sn sonra ayaga kalkti. Ama böyle başı dönme vs gibiydi belki asidan korkuyordur.
0
logisticsmanager
(03.07.21)
(17)

Lohusa depresyonu şımarıklık mıdır?

neil manke
evetse neden, hayırsa neden açıklarsak sevinirim.
evetse neden, hayırsa neden açıklarsak sevinirim.
0
neil manke
(03.07.21)
neden şımarıklık olsun, bunu doğuran kadınlar cevaplasın ama empati kurduğumda belki dünyada en mutlu şeylerden biri diğer tarafta bilinmezlik değişim kaygılar, bunun yanında fizyolojik değişimler, hem zihinsel hem hormonlar sebepli duygular çatışması, insan breakdownlar yaşamayıp depresyona girmesin de napsın
0
freebird5406_2
(03.07.21)
Bence değil. Yakınen ablamdan biliyorum. Etrafta bulunan yakın uzak herkesin her şeye müdahale etmesi, çok biliyormuş gibi çocuk her ağladığında, aç bu yedir, acaba sütün mü yetmiyor tarzında konuşması, kadının altına girmiş olduğu sorumluluk, dinlenmeden uyumadan geçen günler, acaba doyuyor mu gazı mı var gerçekten yetemiyor muyum gibi düşünceler, emzirirken göğsü yara olduysa çektiği acılar vs. derken gerçekten zor bir süreç. Eğer bu süreci depresyonsuz atlatan varsa gerçekten helal olsun. He şımarıklığa çevirip bu durumu kullanan var mıdır? Olabilir, bir şey diyemem.
0
hrvl
(03.07.21)
Çok hassas bir canlıya bakmak onu iyi bir insan olarak yetiştirme sorumlulugunda olmalısın
Ben erkek olarak bile lohusa depresyonuna girerdim baba olsam
0
howfaristhesky
(03.07.21)
değildir ama lohusa depresyonunun şımarıklık olup olmadığını düşünmek şımarıklıktır bence. neden değil olduğu konusu freebird+1
0
Mossy
(03.07.21)
Mossy +1
Ayrıca depresyonun herhangi bir türü şımarıklık değildir.
0
amugochi
(03.07.21)
ben hormonlardan kaynaklı olduğunu ve insanın elinde olmadığını düşünüyorum
0
iwillsee
(03.07.21)
Hayır değil. Çocuğum 2 yaşına girecek, anlam veremediğim değersizlik, kaygı, endişe, hüzün halinden yeni yeni çıkabiliyorum. Şımarık bir insan değilim, bu süreçte de şımarıklık yapmadım, ama depresifim. Değişen hormonlar, yaşam tarzı ve sorumluluklara karşılık psikolojik bir denge arayış hali bence. Kimisi 40 günde buluyor dengeyi, kimisi 2 senede.
0
curukturpkokusu
(03.07.21)
Degildir.
Bir daha asla degistiremeyecegin, geri veremeyecegin, iptal edemeyecegin bir varlik hayatina giriyor. Artik hicbir sey eskisi gibi olmayacak. Buyuk bir sorumluluk. Agir bir degisim.
0
brkylmz
(03.07.21)
Içinden bir canlı çıkıyor. Böyle kollu, ayaklı bir canlı. Bu bile başlı başına travmatik. Bu travmayı atlatamayanlar zaten direkt psikoz haline giriyor. Bebegini kabul etmeme, halüsinasyon vs. Bence hamilelik, doğum, sonrası hassas ruhlar için bütünüyle atlatması çok zor süreçler.
0
velvetmorning
(03.07.21)
Hayır, değil.
Yukarıda yeteri kadar nedenleri anlatılmış.
Hele de destek yerine köstek olan yakınları ve kılını bile kıpırdatmayan, şımarıklık olarak gören bir kocası varsa, vay o lohusanın haline.
0
pro9it9is9
(03.07.21)
mossy +1
0
candide
(03.07.21)
Gebeyken kadının vücudundaki vitamin mineral doku vs reservinin bir kısmı bebeği beslemek için, bir kısmı da bebeğe ait dokuları oluşturmak için kullanılır. Yani kadın doğum yaptığında birçok eksiklikle başbaşa kalır. Önce gebelikle sonra doğumla birlikte birçok hormonal değişiklik yaşayan kadın bir de o eksikliklerle birlikte depresyona girebilir, çok doğaldır. Bunu bilip de bunun ardına sığınabilen kadın çok yüksek ihtimalle beceremeyecektir, doğuran kadınlar depresyona girebilirler ama şeytanlaşamazlar, herkesi kendiniz gibi bellemeyin.
0
1bir1bir1
(03.07.21)
doğum yapmış biri olarak yanıtlayayım, değil. duygular hormanlar nedeniyle öyle bir boyuta ulaşıyor ki kontrol edilemiyor, ben edemedim. zamanla geçti ama korkunçtu. ben o sıra eşimle ayrılık ve başka zorluklar da yaşamıştım, onların da etkisi olabilir tabii, prenses gibi yatıp şımarmak isterdim, o da tüm doğum yapmış kadınların hakkı bence (şu an bunları da klavyeye uzanmaya çalışan 11 aylık bir bebekle mücadele ederek yazıyorum)
0
deartheodosia
(03.07.21)
iki-üç ay boyunca saat kur ve her üç saatte bir uyan. Başka bir şey yapma, sadece uyan, sonra tekrar uyu. Yalnızca bu sebepten bile depresyona girersin.
Bir de bu üçer saatlik aralarda başka işler yapmaya çalışmayı dene, arada hiç uyumadan diğer üç saate geç filan. Hakikaten zor.
0
burfak
(05.07.21)
hayır
cevap basit: hormonlar

hormonlar duygu durumunu değiştiren en önemli (hatta tek) şey olmasaydı bile doğum yapmak başlı başına depresyona elverişli bir olay. içinden insan çıkıyor. olmayan bir varlık önce oluyor sonra içinden çıkıyor.
0
rewlack
(05.07.21)
Ben bunu ilk çocuğumu doğurduktan 5 ay sonra yaşadım. İlk 3 ay manyak pompalanmış hormonlar sayesinde ilnsan bir şekilde ayakta kalıp atlatıyor ama ondan sonra sistem bir anda çöküyor. Sebep uykusuzluk, stres; sütüm yetti / yetmedi, çevreden , akrabalardan gelen binbir türlü yorum ve karşılaştırma, bazen ebeveynler arası iş paylaşımının getirdiği hem bedeni yorgunluk hem de insanın haksızlığa isyanı vs. vs. Bir de bunu "şımarıklık" olarak tanımlamak üzerine tüy dikmek valla.
Dediğim gibi ilk çocuğumdu, neyi nasıl yapacağımı tam bilmiyordum (ilkler hep öyle olur zaten), kesintisiz 6 saat uyku uyuyamamak beni çok yormuştu, üstelik annem çok yardımcıydı bana ama mesela kvalide bu yardım konusunda çok laf söylüyordu. Ben de dolduruşa gelip örneğin hafta sonları annemi mümkün olduğunca karıştırmamaya çalıştım, sonuçta sinirli, bağırıp çağıran biri haline dönüştüm. Buna halden anlamaz bir işyeri yöneticisini de ekleyin. Huniyi geçiriyordum kafama. Hala daha o dönemi ürpertiyle hatırlarım.
Şükür buna uyanıp kendimi tekrar anneciğimin ellerine bıraktım, eşim eve gelince zaten yardım ediyordu ama bunun dışında annesini dizginlemeyi de başardı, öyle öyle atlattım.
0
SiyamkedisiZorro
(05.07.21)
lohusa depresyonu dediğiniz şey hormonların anormal derecede dalgalanmasından ortaya çıkıyor bu nasıl şımarıklık olabilir? ayrıca bebeğin doğumundan sonra yaşanan şeyler her ama her anne için çok zor bir süreç insanın depresyona girmesi an meselesi
0
iwillsee
(05.04.22)
(4)

Köpekler gerçekten siyah beyaz mı görür?

Cenk Daniels
Bunun bilimsel bir kanıtı var mı? Varsa nasıl anlaşılmış?Çok teşekkürler.
Bunun bilimsel bir kanıtı var mı? Varsa nasıl anlaşılmış?

Çok teşekkürler.
0
Cenk Daniels
(03.07.21)
retina da görmeyi sağlayan iki tip hücre bulunuyor. Koni hücreler renkleri algılar, çubuk hücreler siyah beyaz olarak şekilleri görmeyi sağlar. köpeklerdeki çubuk hücre-koni hücre sayısı oranlarını insanlardaki ile karşılaştırıp böyle bir kabulde bulunmak mümkün oluyor.
0
chavezding
(03.07.21)
Hemen bir deney tasarlayalim. Kokusu olmayan ya da cam arkasinda sari renkte mama veriliyor. Köpek mamanın rengine alışıyor. Sonraki beyaz oluyor, köpeğin yine ağzı sulanıyor. Ardından mavi gibi daha koyu renkte mama gösteriliyor. Köpek koyu renklerin tümünü siyah gördüğünden mama olduğunu anlamiyor. Bu basit bir deney. Yüz yıl önce bu deneyle bu anlaşılabilmis.

Bugün de yukarıda yazıldığı gibi retina hücreleri araştırılabiliyor.

Ayrıca bildiğim kadarıyla siyah ve beyazın yanında başka birkaç renk daha görebiliyorlar.
0
howfaristhesky
(03.07.21)
siyah beyaz görmüyorlar

mavi ve mor tonlarında görüyorlar

youtu.be
0
Northern Mariner
(03.07.21)
tam siyah beyaz değil; grinin tonları, mavi ve menekşe rengi ağırlıklı
0
gezegen olan pluton
(03.07.21)
(15)

Evinizde yaptığınız az bilinen tasarruflar

heathen
Gündüz banyonun ışığını açmayıp pencere ışığıyla loş banyoda duş almak ve akşamları mum ışığında oturmaya alışmak benzeri alışkanlıklarınız var mı? :) Özellikle yalnız yaşayanlar yapıyor da bunları.
Gündüz banyonun ışığını açmayıp pencere ışığıyla loş banyoda duş almak ve akşamları mum ışığında oturmaya alışmak benzeri alışkanlıklarınız var mı? :) Özellikle yalnız yaşayanlar yapıyor da bunları.
0
heathen
(02.07.21)
Yapilir da lambanin tasarrufundan bisi olmaz pek. Asil tasarruf kalemleri bana gore;
Sac kurutma makinesi
Ani su isiticilari
Firin
Ütü
Guclu bir masaustu bilgisayar.

Mesela ben tek yasayan biriyim. Evimde sac kruutma makinesi nerde su an bilmiyorum. Utulu bir sey giymeyeli 10 yil olmustur. Kiyafetler ve giyimim ona göre. Zaten yapamiyordum da.
Kurutma makinesi

Kisaca ani isiticilardan tasarruf daha göze gelebilir.
0
Filinta61
(02.07.21)
kapalı alanda mum kanserojen bu arada, sağlık masrafı olarak pahalıya patlayabilir uzun vadede.

soruya cevap: bir arkadaşım sifonu gün sonunda çekiyordu.
0
ateistanbul
(02.07.21)
sürekli bulaşık makinası kullanıyorum (daha az su harcıyor), tabakları bulaşık makinasına koymadan önce sudan geçirmiyorum, bir peçeteyle kabaca siliyorum.
0
roket adam
(02.07.21)
Ellerimi yıkarken lavabonun içine küçük bir kova koyuyorum, onu da tuvalete döküyorum, atık su haline gelmiş suyu iki kere kullanıp daha az su tüketmiş oluyorum, su değerli bir şey

yurt dışında mutfakta ya da banyo lavabosunda kullanılmış suyu tuvalet rezervuarında toplayabilen tesisat sistemi var benimkisi onun türkiye versiyonu :)
0
freebird5406_2
(02.07.21)
* banyo lavabosunun altindaki su musluklarini kistim. yukaridan actigimda cok basincli akmiyor. birim zamanda daha az su harcamis oluyorum.

* sifon icin kucuk tarafini cekiyorum genelde, bazen de yarim basinca bastigim kadar su akiyor, pislik yoksa sorul sorul akitmamis oluyorum

* lambalari gereksiz yakmiyorum. ampuller tasarruflu ve ornegin avizede 4 ampul varsa ikisini gevsetiyorum. ikisi yetiyor

* banyoda suyun isinmasini beklerken akan suyu bosa tutmuyorum, kova var onun icinde biriktiriyorum, yer temizligi, cicek sulama vs isleri icin kullaniyorum.

* @filintanin dedigi gibi elektrik icin asil sarf kalemleri ani isiticilar, yoksa tv radyo vs cok fazla tuketmiyor, kettle, utu, elektrikli isitici, vs daha cok elektrik harciyor
0
exlibris
(02.07.21)
Banyoda boşa akan su yerine isinana kadar akan suyu kovaya dolduruyorum
0
howfaristhesky
(02.07.21)
Babam klozetin su haznesinin içine iki tane içi dolu su şişesi koymuştu. Her bastığında 1 litre az su gidiyordu. 1000 kere bassan 5-10 lira tasarruf olur, maddi olarak bir şey değil ama su tüketimini azaltmak için yapıyordu. Yukarıda arkadaşların dediği su tasarrufların da çoğunu yapıyordu tabi.
0
sckxyss
(02.07.21)
Duş alırken işemek. Sifon küçük gözle çekilse de en az 3 4 litre su gidiyor. Her gün en az bir kez duş aldığımı düşününce aylık yaptığım tasarruf, aylık içerek tükettiğim su miktarından daha fazla.
0
IncredibleMau
(02.07.21)
Zor arındırılan ıspanak-pazı gibi yeşillikleri tüketmiyorum.
Evdeki tüm muslukları alt vanasından kıstım.
Gereksiz lamba yakılı bırakmıyorum.
Bulaşık makinesi kullanıyorum.
0
onune3012
(02.07.21)
bilgisayarda işim varken televizyonu açmak yerine kanalın online yayınını açıp ikinci monitörümden izliyorum.

zarar görmemiş kargo kutularını ve içinden çıkan koruyucu patpatları vs.. başka yerlerde kullanıyorum.
0
jepa
(02.07.21)
Dusa girmeden once su isinsin diye akitiyorum. Simdi pek olmuyor laps diye soguk suya giriyorum da kisin olmuyor o is :) iste isinana kadar akan o suyu kovaya/kovalara dolduruyorum. Onlarla da cicek sulama, sifona dokme gibi seyler yapiyorum. Faturaya etkisi oldu mi bilemem kontrol etmedim. Genel su israfi olmamasi icin yapiyorum bunu.
0
invictae
(02.07.21)
İki gün üst üste fırında bir şey pişireceksem, yağlı kağıdın iki yüzünü de kullandığım için kendimi tasarruflu zannediyordum. Cevapların bazıları beni dumura uğrattı.
0
ruhen hastayim ben
(02.07.21)
yukarıda sayılanların çoğunu yapıyoruz özellikle su tüketimini yarıya düşürdük örn.ellerimizi yıkadığımız suyu ve banyoda su ısınması için beklerken akan suyu biriktiriyoruz sadece dışkılama sonrası sifon çekiyoruz.
bütün fişleri yatarken çıkarıyoruz

tabi ki faturalara hiçbiri yansımıyor yani tüketim miktarı azalsa da faturalardaki kalemlerin çoğu sabit olduğundan ödediğimiz tutarlar çok değişmiyor ama işte enerji ve kaynak tüketimi konusunda en azından elimizden geleni yapıyoruz.
0
windymimas
(02.07.21)
Bu devirde yapılacak en akılcı ev içi tasarruf yöntemi, tüm musluklara perlatör takmak, perlatör takılamayan muslukları perlatörlü musluklarla değiştirmektir bence
0
Mirket
(02.07.21)
Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi hariç takılı fiş olmuyor. Stand by modunda olmalarına müsade etmiyorum. Xbox, tv, robot süpürge vs.

Ampuller tasarruflu.

Bulaşık ve çamaşır makinesi kısa programda çalışmıyor, hep eko.

Bulaşık makinesini çalıştırmayı ertelemeye çalışıyorum. Akşam yediğim tabağı, çatalı hızlıca sudan geçirip kahvaltıda da kullanmak gibi.

Bilgisayarla uğraşırken tv açmıyorum.
0
baal
(02.07.21)
(19)

3. doz muhabbeti nerden çıktı?

msb
Daha önce 2 doz sinovac aşısı olan 65 üstü annem için soruyorum.Bu aşılar 2 doz değil miydi? Şimdi millet üçüncü dozu almaya başlamış. Arada bi şey mi kaçırdım acaba?Dünya genelinde var mı böyle bi uygulama?
Daha önce 2 doz sinovac aşısı olan 65 üstü annem için soruyorum.

Bu aşılar 2 doz değil miydi? Şimdi millet üçüncü dozu almaya başlamış. Arada bi şey mi kaçırdım acaba?

Dünya genelinde var mı böyle bi uygulama?
0
msb
(02.07.21)
ozetle ucuz diye basta yoneldikleri 2 doz sinovac olsa bile antikor miktarinda belli bir sureden sonra dusus yasandigini gorduler. biontech'in de viruse ve cesitli varyantlarina karsi diger asilardan daha etkili oldugunu gorduler.

dunya genelinde boyle bir uygulama yapan baska bir ulke yok, zaten 1. sinif dunya ulkeleri tatava yapmadan biontech basti gecti genel olarak.

edit: dunyada 3. dozun gerekebilecegi konusuluyor ancak uygulamaya gecen yok henuz. (grip asisinin her yil yenilenmesi gibi)
0
do you remember me
(02.07.21)
Üçüncü doz yaklaşık 6 ay sonra hatırlatma aşısı olarak yapılacak ve ilk 2 aşının hangisi olduğundan bağımsız olarak BioNTech olacak.

Bir de şöyle bir şey var: www.cnbc.com
0
himmet dayi
(02.07.21)
rte'den.
0
duyurukullanıcısı
(02.07.21)
Bu olaydan bağımsız, toplum bağışıklığı kazanıp virüsün dolaşım alanını kısaltmazsak bundan sonrasında her sene 2 doz olmak gerekecek gibi duruyor. çünkü mutasyona uğradıkça bazı aşıları elimine etmeye başladı, önümüzdeki kış daha başka mutasyonlarla karşılaşma ihtimali de artacak ve bu durumda bazı eski aşılar yetersiz kalacak, belki de yeni aşı çıkacak.

Tüm bu hızlı aşı kampanyaları covid'in grip gibi her sene aşı gerektiren hızlı mutasyona uğrayan bir virüs halini almadan yok edilmesi için yapılıyor.
0
Jux
(02.07.21)
bu aşılar zaten altı aylık etkiye sahip.
bir kere olunup ömür boyu etki sağlamıyor ki.
şu anda 3. doz olanlar, aşı ilk geldiğinde, yani altı ay önce aşı olmuş olanlar.

altı ay geçtikten sonra ikinci parti için biontech diyorlar işte.
"3. doz" tabiri kafa karıştırıyor.
grip aşısının yenilenmesi gibi +1
0
blatta hiberna
(02.07.21)
Sinovac delta varyantina karsi istenilen etkiyi saglyamiyor. O yuzden ucuncu asi biontech. Guclendirmek icin.
0
kuehles blondes
(02.07.21)
Ellerde asi kaldi muhtemelen, vurdukca vuruyorlar.

Hollanda 1 kere covid gecirene 1 doz vuruyor.
0
divit
(02.07.21)
Daha sene başında ilk aşı yapılırken ikinci dozdan sonra koruyuculuğu 6 ay olacak diye bir bilgi vardı.
Sanırım, bu 6 ay içerisinde herkes aşılanacak, hastalık bitecek diye düşünülüyordu. 6 ay sonrasında hastalığı durduracak bağışıklık, dünya genelinde sağlanamadı.

Şapkadan çıktı gibi gelmiyor bana.

bir de "do you remember me" +1.
0
burfak
(02.07.21)
"booster" butun ulkeler vuracak. hepsinde aşı yok. kanada mesela 2. dozu bile 4 ay arayla yapiyor (biontech yapmayin dese de), 20 senedir ilk defa 4 ayak uzerine dustuk. sinovac deltaya karsi falan korumuyor. endonezyada sinovac olan doktorlar patır patır ölüyorlar su anda (delta varyanti), turkiye'de durum ne bilmiyorum ama kendi imkanlariyla amerikaya gidip 3. doz biontech booster olan doktorlar vardi.

neyse sonucta booster eninde sonunda gerekecek. hatta dunya asi olmada cok yavas oldugu icin aşısız populasyonlarda ortaya cikacak yeni varyantlar sebebiyle bu varyantlar icin gelistirilmis yeni aşıları da olacağız. sonra grip aşısı gibi senelik bir mesele mi olacak yoksa kurtulacak mıyız bu beladan büyük ölçüde zaman gosterecek.

yani buna 3. doz diye degil booster olarak bakmak lazim.
0
robokot
(02.07.21)
endonezya'da 160bin doktor asilanmis 10 tanesi ölmüs.

Nasil salliyorsunuz abi patir patir ölüyor falan.
0
divit
(02.07.21)
Aha bu da haberi.

getir.net
0
divit
(02.07.21)
ABD'de 3 yok çünkü ilk iki biontech. Do you remember me +1
0
howfaristhesky
(02.07.21)
@divit toplam ölüme degil ölen doktorlar arasındaki sinovac oranina bakacaksin. istatistik 101. 2 doz aşısını olan birinin ölmeyi bırak ağır hastalık geçirmemesi beklenir, hele ki bu oranlarda.
0
robokot
(02.07.21)
Oyle istatistik bukeceksek biontech asisi olduktan sonra olen kisi sayisi daha fazladir.
Hatta yan etkiden olen sayisi da 10'dan fazladir.

Gecen burada birisi de istatistik paylasmisti, rakama baktim asi virusten daha oldurucu adamin dataya bakarsak :) bilgi paylasirken verinin kaynagini da paylasin da patir patir ne demekmis ogrenelim.

% 0,006 = patir patir
0
divit
(02.07.21)
benim annem babama da çıkmış.. ikinci doz sinovacı mart ayında olmuşlardı 4. ayda çıkmış görünüyor. yaşlı insanlara hadi tekrar aşıya da diyemiyorsun. tam bir karmaşa var. doğru dürüst bilgi yok.. sağlık bakanı geleneksel aşılar en güvenilir deyip mrna aşılarını kötülerken şimdi aksini iddia ediyor.. kim bilir ileride neyi iddia edecek?

biz de henüz karar veremedik. şimdi biontech yaptırsak ocak gibi yeniden mi olması gerekecek bilmiyoruz. biraz bekleyip ekim gibi yaptırsak o zamanki aşı durumu ne olacak belirsiz.
0
jepa
(02.07.21)
@divit istatistik bukmeyle alakasi yok, burada covidin ne kadar bulasici / olumcul olduguna dair bir arguman degil, belli bir aşının ne kadar koruyucu olduguna dair bir arguman sunuyorum. sen ise doktor sayisi / ölüm sayısı uzerinden bir istatistik sunuyorsun. tamamen alakasiz seyler yani. "patir patir" derken ölenlerin ne kadarinin tam sinovac aşılı olduguna dair bir benzetme yapıyorum yani (cunku normalde ölmemeleri bekleniyor). yoksa covidin ve varyantlarinin olduruculuk orani asagi yukari zaten belli.
0
robokot
(02.07.21)
dün oldum 3. dozu. Sinovac'in oluşturduğu antikor kısa süreli ve delta varyantına etkisiz. Biontech'in daha uzun süreli olduğu söyleniyor. Delta varyantına etkisi de çok yüksek düzeyde. Bu durumda imkanı olan ve iki doz Sinovac olanlar üçüncü doz Biontech aşısını mutlaka olsun. Korkulacak bir yanı yok.
0
nundu
(02.07.21)
Haha iste buna guluyorum, daha dun yazdim korona gecirenlere hollanda 1 tane vuruyor diye.

Dun gece bizim ulke de korona gecirenlere iptal etti 2. dozlari.

Bu gidisle 3'ler de iptal olur.
Resmen sonradan uydurdular 3. Doz olayini.
0
divit
(03.07.21)
iki doz Sinovac olanların 3. doz Biontech olmaları iptal olmaz ve sonradan uydurulan bir şey değil, gayet bilimsel olarak çalışmaları da var. Sinovac tek başına yeterli değil özellikle son çıkan delta varyantına. Sinovac ilk çıktığında her aşı hiç aşıdan iyidir mantığıyla olduk ama şimdi asıl koruyucu aşı olma imkanı verildi Sinovac olanlara.
0
nundu
(03.07.21)
(4)

demir eksikliği için

diffarentiationation
Neden demir tozu yutmuyoruz?
Neden demir tozu yutmuyoruz?
0
diffarentiationation
(02.07.21)
onu sindirebilecek misin?
0
howfaristhesky
(02.07.21)
bunu sormandaki sebep, demirin öyle her sebzede bulunmayışı, -takviye gıda/hap- olanının da maliyetli oluşuysa;

FERIFER 50 mg/ml oral damla(demir) 15 tl.

Kırmızı etteki b12 bile bedava;

b12 ampul, DODEX 1 ml 1000 mcg 5 ampül 19 tl
(kas içi***. internetten kendine yapmayı öğrenebilirsin)
0
comp
(02.07.21)
yutuyoruz. demir eksikliği için verilen ilaçlarda demir II sülfat tarzı bileşikler bulunur. yukarıda belirtildiği gibi bildiğimiz işlenmiş araba yapılan demiri sindirmek zor olacaktır.
0
wallets wide shut
(02.07.21)
Döküm tavada pişirilen yemeklerle demir eksikliğinin gidebildiğin gözlenmiş,bilimsel araştırması var googledan çıkar muhtemelen.
0
essoist
(03.07.21)
(7)

almanca basit gramer sorusu

herseysermayeicin
meine Familie wohnt in Bursa. Neden wohnen değil, onlar(sie) değil mi?
meine Familie wohnt in Bursa. Neden wohnen değil, onlar(sie) değil mi?
0
herseysermayeicin
(01.07.21)
Tekil olarak ele alınıyor böyle şeyler.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(01.07.21)
benim ailem Bursa'da yaşıyor. gördüğün gibi özne, "aile" kelimesi ve tekil. "aileler" değil. o nedenle fiil de tekil olacak.
0
chillbabe
(01.07.21)
ek yapıyorum Eltern için de mi aynısı geçerli?
0
🌸herseysermayeicin
(01.07.21)
eltern çoğul. Meine Eltern leben... olacak.
0
chillbabe
(01.07.21)
Eltern için çoğul alıyoruz. İngilizce'de de parents deriz.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(01.07.21)
Kaç ailen var?
0
howfaristhesky
(02.07.21)
ingilizce biliyorsan ayni aslinda. my family lives in bursa - burada family yine tekil. they olsaydi "they live in bursa" olurdu.
0
robokot
(02.07.21)
(8)

Şu abinin aksanı nereye ait?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Youtube'da ara ara videolarına baktığım silah uzmanı bir abi var. Kendisi aslen İranlı ama bilgilerde yanlışlık yoksa 25 yıldır falan Amerika'da yaşıyormuş. Bu abinin videolarını izlerken çok iyi derecede anlıyorum, altyazı falan açma gereği duymuyorum. Normalde listeningim pek iy
Merhaba arkadaşlar,

Youtube'da ara ara videolarına baktığım silah uzmanı bir abi var. Kendisi aslen İranlı ama bilgilerde yanlışlık yoksa 25 yıldır falan Amerika'da yaşıyormuş. Bu abinin videolarını izlerken çok iyi derecede anlıyorum, altyazı falan açma gereği duymuyorum. Normalde listeningim pek iyi değildir, bir tek FOX News, CNN gibi haber kanallarındaki pro spikerler gibi güzel konuşan insanları altyazıya ihtiyaç duymadan dinleyebiliyorum. Onun dışında genellikle altyazı açma gereği duyuyorum.
Her neyse öyle çok aksan olaylarıyla ilgilenmediğim için Çin, Rus aksanı gibi kalıplaşmış aksanlar dışında aksanların nereye ait olduğunu pek kestiremiyorum. İngilizleri de biraz kestiriyorum.

Merak ettiğim bu abi aksansız mı konuşuyor yoksa İranlı olduğu için ben mi daha kolay anlıyorum? Çünkü İranlıların konuştuğu İngilizce'yi de kolay anlıyorum.

www.youtube.com

Siz ne diyorsunuz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(30.06.21)
soyadı sarkisyan ermeni soyadı değil mi? yoksa siz mi iranlı olduğu tahmininde bulundunuz?
0
amugochi
(30.06.21)
Ben de soyadını görünce ilk sizin gibi düşündüm ama internette öyle yazıyor. 1995 yılında ailesiyle İran'dan kaçmış.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(30.06.21)
İran'da da Ermeni nüfusu var, onlardandır
0
burya
(30.06.21)
ortalama k.amerikali iste, aksanlik bir olayi yok abinin
0
neverletyougodown
(30.06.21)
aksanlı konuşuyor.
0
bronz böcek
(30.06.21)
Aksanlı konuşuyor, ben de daha kolay anlıyorum. Bizim de dahil olduğumuz coğrafi bölgenin aksanıyla konuştuğu için olsa gerek. Nativelerin yaptığı gibi kelimelerin sonunu yutmadan, net telaffuz etmesi anlamayı kolaylaştırıyor.
0
mikro patlama
(30.06.21)
kuzey amerika iran karışımı bir aksan ama çok anlaşılır.
0
but that was just a dream
(30.06.21)
Ben en başta Orta Doğu aksanı olarak dusundum sonra soyadını gördüm. Ermeni adam İran'dan ABD'ye gitmiş olabilir.
0
howfaristhesky
(30.06.21)
(8)

Çocukla etkinlik önerisi

goklerdengelenkarar
Selamlar. Bugün izinliyim. 5 yaşındaki kızımla geçirmek istiyorum tüm günü. Baba-kız günü olsun :)Pandemiden beri o da bunaldı zaten. Ne yapalım? Nerelere gidelim?Şehir İstanbul. Araba var.
Selamlar.

Bugün izinliyim. 5 yaşındaki kızımla geçirmek istiyorum tüm günü. Baba-kız günü olsun :)

Pandemiden beri o da bunaldı zaten.

Ne yapalım? Nerelere gidelim?

Şehir İstanbul. Araba var.
0
goklerdengelenkarar
(30.06.21)
Gayet klasik olacak ama Oyuncak Müzesi. Çok tatlı yer.
0
whoosie
(30.06.21)
hayvanat bahçesi, darıca.
0
reanarchy
(30.06.21)
biraz uzak kalabilir ama ormanya.
0
tantunisultansuleyman
(30.06.21)
Oyuncak müzesi +1

Hayvanat bahçesindeki hayvanların esarer atında perişanlığını görmesin çocukcağız. Buna ortak olmayın lütfen ya:(
0
suicides underground
(30.06.21)
darıca da hobbit evleri var, eğlenceli olabilir. hemen yanındaki oyun köyünde de (güzel bir park) eğlenir oynar.
0
vampir akrep
(30.06.21)
oyuncak müzesinde korkmuştum ben :) bazı kuklalar aşırı korkunç bence. çocuğunuzun palyaço ya da kukla bebeklere karşı ufak da olsa bir çekincesi varsa oyuncak müzesine dikkat.
0
ofelia
(30.06.21)
Koç Müzesi

Hayvanat Bahçesi'nda hayvanlar küçük kafeslerdeyse gitmeyin
0
howfaristhesky
(30.06.21)
kesinlikle oyuncak müzesi. ordan çıktıktan sonra da piknik yapın baba kız yumuşak yumuşak :)
0
naksidil
(30.06.21)
(7)

güneş kremi hakkında

penceredengorunenmorbina
Bir önceki yıldan kalma güneş kremini kullanıyor musunuz yoksa çöp mü?
Bir önceki yıldan kalma güneş kremini kullanıyor musunuz yoksa çöp mü?
0
penceredengorunenmorbina
(30.06.21)
Oda ısısında saklandıysa, görüntü ve kokusunda problem yoksa (ki hiç bozulduğunu görmedim en azından 1 yılda) kullanıyoruz. Zaten son kullanım tarihleri de 1 yıldan fazla olmalı.
0
orient blue
(30.06.21)
5 yıl da kullanırım skt gecmemisse
0
howfaristhesky
(30.06.21)
sorunu görünce anladım ki hiç 1 tam kremi bitirecek bir yaz sezonu geçirmemişim, hepsi ertesi seneye kalmış; üzdün...

hatta bir tanesine iyi para vermiştim, ikinci yazını geçirecek, duruyor çekmecede. skt'sine bakmadım gerçi ama 1 senelik olanları kullandım çok defa, bu korumadı dedirtmedi.
0
Jux
(30.06.21)
Güneş kremine bir bok olacağını sanmıyorum
0
grid
(30.06.21)
@jux soruyu sorarken ben de aynı farkındalığı yaşadım :/

kullanmaya devam o zaman, herkese teşekkür ederim.
0
🌸penceredengorunenmorbina
(30.06.21)
son kullanma tarihleri oluyor. bazılarında 12m yazar mesela açtıktan sonra 12 ay dayanır.
0
jelly bear
(30.06.21)
benim çocuğun güneş kremi mustela, 9 ay yazıyor üstünde.
İnternetten satın almıştım tarihe dikkat etmemişim, firma aradı dedi 8 ay sonra bitiyor son kullanma tarihi, buna dikkat ederek mi aldınız? Hayır dedim ama zaten 1 sezon demek ki kullanım ömrü gönderin dedim. Adam da zaten biz tarihi geçenleri firmaya gönderiyoruz, yeni tarih basıp geri gönderiyorlar açılmadığı sürece sorun yokmuş dedi. Ama açıldıysa 9 ayı tekrarladı.
Ben çocuk sözkonusu olduğu için 9 ayı geçirmem ama kendi güneş kremimi iki yaz kullanıyorum :)
0
somethinginthewayshemoves
(30.06.21)
(6)

Bu ingilizce okuma parçası hangi seviye için?

neysene
A1?A2?https://i.hizliresim.com/bptsd63.jpeg
0
neysene
(29.06.21)
ingilizce hocası değilim. ingilizce öğreneli de çok oldu o yüzden seviyelerdeki farkı hatırlamıyorum.

ama seviyeleri yeni öğrendiğim başka dillerden kıyas yaparsam A2.1 derim.

edit:
gerçi hiç zaman farkı göremedim. bir modal verb var A1.2 falan en fazla ya da.
0
AlsterWasser
(29.06.21)
A2
0
bugisme
(29.06.21)
Bir tane infinitive gördüm. Bu üniversite hazırlıkta B1 bile olabilir. A2 ile B1 arası denebilir. İngilizce öğretmeni değilim.
0
dissendium
(29.06.21)
A2
0
debian
(29.06.21)
İngilizce öğretmeniyim A1 sonu A2 başı
0
howfaristhesky
(29.06.21)
A2 degil, B1.
0
Avoiding The Puddle
(30.06.21)
(5)

Wimbledon kimsede maske yok

exlibris
Maclar ustu kapali sekilde oynaniyor. Tamamen dolu degil ama yine de kalabalik ve kimsede maske yok. Baska spor karsilasmalarinda maske goruyordum ama simdi sasirdim. Bu britler ne yapmak nereye varmak istemekteler. Virus sadece garibe mi isliyor?
Maclar ustu kapali sekilde oynaniyor. Tamamen dolu degil ama yine de kalabalik ve kimsede maske yok. Baska spor karsilasmalarinda maske goruyordum ama simdi sasirdim. Bu britler ne yapmak nereye varmak istemekteler. Virus sadece garibe mi isliyor?
0
exlibris
(29.06.21)
ingiltere'de nüfusun %65'i aşılanmış. toplumsal bağışıklık için yeterli oran olduğu söyleniyor.
0
zgrydn
(29.06.21)
Wembley'de de şu an kimsede maske yok. Adamlar rahat.
0
himmet dayi
(29.06.21)
ABD'de de maske kalkti, gelismis ulkeler asilandi.
0
howfaristhesky
(29.06.21)
Ulkeler en basindan beri ekonomi (buyuk sirketlerin karlari diyelim) ile halk sagligini dengelemeye calisiyor.

%65 asi toplumsal bagisiklik icin yeterli falan degil, Ingiltere'de buyuk oranda kullanilan AZ'nin de varyantlara karsi etkili oldugu mehcul. Ki seyirciler arasinda da cok vardir asi olmayan, reddeden falan. Yaz sonuna dogru (gecen seneki gibi) vakalarin ve olumlerin artacaginin farkindalar ama bu tip para getiren buyuk organizasyonlari da yapalim diyorlar (Turkiye ve benzer ulkelerin turistlere kapilarini acmasi vs gibi)

www.worldometers.info

Daily new cases grafigine bakin. Bunun elbette ki farkindalar ama belli bir seviyeye kadar varsin olsun wimbledon'dan daha mi onemli yaklasimi var.
0
hot potato
(29.06.21)
UKde outdoor hic maske zorunlulugu olmadi en basindan beri. bu arada wimbledon bir covid trialin parcasi(full serbesti ile ilgili)

ps: ya iki asini en az 14 gun once olmus olman gerekiyor. ya da pcr testi gibi bisi. ve proof gostermen gerekiyor wimbledon alana girmeden once.
0
camussar
(30.06.21)
(6)

Osmanlı yükselme döneminde Rusya ile savaşsa ne olurdu?

havadakarada
Biliyorsunuz tarihte Rusya ile yaptığımız savaşların çok büyük çoğunluğu Osmanlı Devleti'nin gerileme ve dağılma dönemine ait. Eğer Fatih, Yavuz, Kanuni dönemlerinde Rusya'ya girilse size göre ne olurdu? Direkt bir cümle değil de açıklama ile birlikte belirtebilir misiniz?
Biliyorsunuz tarihte Rusya ile yaptığımız savaşların çok büyük çoğunluğu Osmanlı Devleti'nin gerileme ve dağılma dönemine ait. Eğer Fatih, Yavuz, Kanuni dönemlerinde Rusya'ya girilse size göre ne olurdu? Direkt bir cümle değil de açıklama ile birlikte belirtebilir misiniz?
0
havadakarada
(29.06.21)
O yillarda Rusya bu kadar guclu degildi ve henuz Slav birlikleri gibiydi. Kievan Rus adinda kucuk bir ulkeydi. Carlik Rusya'si 1600'lere dogru basladi.

Kaynak: en.wikipedia.org
0
howfaristhesky
(29.06.21)
Rusya diye bir devlet olmadigi icin kolay olurdu.
Rusya timur rakiplerini eleyince bu kadar yukseldi.
0
divit
(29.06.21)
O dönem o tarafa doğru fetih yapsak fena olmazmış o zaman.
0
🌸havadakarada
(29.06.21)
Rusya yoktu ki o zamanlar. Altın ordu haraca bağlamıştı rus prensliklerini. Altın ordu yıkılınca altın orduya bağlı hanlıkları ve Türk şehirlerini teker teker yuttu Ruslar.
0
Hallegadola
(29.06.21)
osmanlı iyi dönemlerinde viyana'yı da alamadı mesela. önemli olan düzenli ve disiplinli bir ordu ile iyi yetişmiş uzman kadro.

bu denklemi sağladığınız zaman subutay gibi küçük ordular ile herkesi de yenebilirsin.
0
duyurukullanıcısı
(29.06.21)
Osmanlı'nın yükselme dönemi "iyi" bir dönem değil ki. O dönemdeki politikalar yüzünden Anadolu'da Celali isyanları çıktı, ondan sonra da Anadolu'da kontrolü kaybetti zaten Osmanlı. Duraklama dönemi gökten inmedi yani.

Yani savaşsa ve işgal etse bile elinde tutabilecek araçlara sahip değildi. Daha 1500'lerde bile Umman'ı kaybediyor, 1-2 geri alsa da en son elinde tutamayıp terkediyor. Kaldı ki bu önemli ticaret limanlarından birisi, para etmeyen Ukrayna yaylalarını napsın.

Ki zaten 1571'de Moskova'ya giriyorlar, ama yağmalayıp çıkıyorlar. O kadar uzaktaki toprağı kontrol edebilecek durumları yok.
0
plutongezegendegilmi
(29.06.21)
(4)

Biontech Aşısı

sec guard
Arkadaşlar,Biontech aşının 4. fazı sahada yapılmış oldu ve ciddi bir sorun yok diyebilir miyiz? aşı olma konusunda biraz karasızım da.
Arkadaşlar,

Biontech aşının 4. fazı sahada yapılmış oldu ve ciddi bir sorun yok diyebilir miyiz? aşı olma konusunda biraz karasızım da.
0
sec guard
(29.06.21)
şimdi baktım dünyada en az 1 doz aşı olanların sayısı 2,96 milyar insan olmuş. günlük 41 milyon doz aşı vuruluyor şu an. hala hiç bir şey çıkmadı. türkiye'ye yeni yeni başlandığı için endişelerimiz devam ediyor ama çoğu ülkede biontech aylardır yapılıyor. herhangi bişey yok hala.
0
avatar is back
(29.06.21)
Tarihte üretilmiş tüm aşıların ciddi yan etkilerinin ilk 8 hafta içerisinde çıktığına yönelik yazılar okudum. Dünya aşılamaya başlayalı epey oldu. Ancak herkesin bünyesi başka, o nedenle sadece seni inceleyerek %100000 güvenli denebilecek bir tedavi türü günümüz dünyasında yok.
0
lcha
(29.06.21)
ABD'de asilanma neredeyse bitti. Ben Mart'ta oldum gecti. Asi karsitlari disinda neredeyse herkes oldu. Onlarin icinden de covid'den olenlerin paylasimlari yapiliyor. Artik diyecek bir sey yok zaten. Egitim sart.
0
howfaristhesky
(29.06.21)
Diyemeyiz, resmi olarak bile hala onay almadi ve uyarilari arttiriyorlar.
0
dunal
(29.06.21)
(6)

Vantilatör önerisi?

bradfords
Merhaba arkadaslar, bu yaz sicaklarina çözüm bulabilen bir vantilatör arıyorum. Kullandığınız, bildiğiniz, önerebileceğiniz marka model varsa çok sevinirim
Merhaba arkadaslar, bu yaz sicaklarina çözüm bulabilen bir vantilatör arıyorum. Kullandığınız, bildiğiniz, önerebileceğiniz marka model varsa çok sevinirim
0
bradfords
(29.06.21)
Premier sanayi tipi

10 yil once aldim, 8 yil kadar calisti. Bozulunca aynisindan aldim 2 yildir kullaniyorum.
0
howfaristhesky
(29.06.21)
Raks sf 16 rx aldım ben memnunum.
0
Josephine.
(29.06.21)
Sanayi tipi vantilatörler çok gürültü çıkarıyor. Sıcağa mı katlanayım, gürültüye mi ikilemi oluyor.
0
himmet dayi
(29.06.21)
Bundan aldım sanırım 4 yıl önce, her yaz yalnızca tozunu alıp canavar gibi kullanıyorum.

yorumbudur.com (site alakasız, örnek olsun diye verdim)
0
whoosie
(29.06.21)
valla hocam bu duyuruya baktım. portatif klima mı normal klima mı sanayi mi derken briz marka aldım. daha gelmedi, gelince yorumlarım.

şu beko'nun falan altında su tankı olanlardan var bende ama pek fayda etmedi.
0
passion rules the game
(29.06.21)
bende bundan var her odada ve balkonda. tam kıvamında donuyor hasta etmiyor. ama kışın almak lazım fiyat cok artmış. www.epey.com
0
cptxxx
(29.06.21)
(6)

Mikrodalgada yemek yapılır mı

condom kurşunu
Sadece ısıtılır mı yoksa? Bayramda ev tuttuk. Evde set üstü ocak ve mikrodalga var. Bazı günler evde bişeyler yapar yeriz diye düşünüyorduk ama aç mı kalırız ki?
Sadece ısıtılır mı yoksa? Bayramda ev tuttuk. Evde set üstü ocak ve mikrodalga var. Bazı günler evde bişeyler yapar yeriz diye düşünüyorduk ama aç mı kalırız ki?
0
condom kurşunu
(28.06.21)
ocak varsa aç kalmazsın. mikrodalga için de donmuş yiyecekler alınabilir
0
jelly bear
(28.06.21)
Yapilir :) Ben patates bile hasliyodum. Cok secenegin var :)
0
e mice
(28.06.21)
yapilir tabi yhu bircok sey sey yapabilirsn mikrodalgada

mesela en guzeli yukarda da dendigi gibi patates haslayabilirsin

ben balik bile yapiyordum. firin posetine koyuyorsun yaglayip tuzlayip. sonra koyuyorsun mikroya. yumusacik oluyor.
0
yoggi
(29.06.21)
Bardakta kek bile yapabilirsin
0
howfaristhesky
(29.06.21)
Kumpir yapıyorum tavsiye ederim.
0
ketkaratudun
(29.06.21)
herkes buraya ayda yılda bir yaptığı şeyleri yazmış.
mikrodalga ile 9 günü kotaramazsınız.
siz yemek işini ocakta çözecekmiş gibi plan yapın.
0
teritori
(29.06.21)
(4)

Son kullanma tarihi 06.2021 olan krem şanti?

coca cola
İyi pazaaarlaar Tarhi geçmiş mi oluyor yoksa 3 gün daha mı var?Bir paketini 2 hafta önce yaptım bir şey yoktu tadı da iyi sadece biraz az köpürdü ama fazla süt koymuş olabilirim. Katayım mı pastaya
İyi pazaaarlaar
Tarhi geçmiş mi oluyor yoksa 3 gün daha mı var?
Bir paketini 2 hafta önce yaptım bir şey yoktu tadı da iyi sadece biraz az köpürdü ama fazla süt koymuş olabilirim. Katayım mı pastaya
0
coca cola
(27.06.21)
kullanabilirsiniz, bir şey olmaz.
0
blatta hiberna
(27.06.21)
Üzerine gün koymayacak kadar önemsizse 3-5 günün önemi olmaz; yapıştır, spatula ile ehüehüe
0
Jux
(27.06.21)
Ben 1 ay geçmişse bile yiyorum. Skt her zaman yerseniz zehirlenirsiniz demek değil. Eskisi kadar taze olmaz demek. Böyle konularda en önemli olan tadına ve kokusuna bakmak.
0
howfaristhesky
(27.06.21)
Skt yanlis bir terim, tavsiye edilen tuketim tarihi dogru olan. 1 temmuz gelince mucizevi bir sekilde birden bire bozulmayacak urun :)
0
kuehles blondes
(27.06.21)
(14)

gerçek olabilir mi?

diffarentiationation
ödüm koptu biraz. bu mail gerçek olabilir mi?https://i.hizliresim.com/9qwxpzk.jpg
ödüm koptu biraz. bu mail gerçek olabilir mi?

i.hizliresim.com
0
diffarentiationation
(27.06.21)
Gerçek olacağına ihtimal veriyorsan kanıt iste, emin olursun böylece.
0
Jux
(27.06.21)
Eskiden daha inandırıcı olsun diye, public leak'lerden düşen şifreleri falan koyuyorlardı, "bak şifrelerini bile biliyorum" gibilerinden.

Yeni hackerlar çok tembel.
0
plutongezegendegilmi
(27.06.21)
Valla kendini "I am a hacker who..." diye tanıtan birinin mesajının geri kalanını okumaya gerek yok.
0
j r r tolkien hayrani
(27.06.21)
Yok ya ne gerçeği. Salla geç
0
komando kani var bende
(27.06.21)
tırstım valla. kanıt falan istemem, olsa zaten maile eklerdi.

kamerayı bantlamak lazım gerçekten. antivirüs de yok ciddi bir hacker denk gelse mahveder.
0
🌸diffarentiationation
(27.06.21)
Antivirus falan degil, kameranin onune yapiskanli hamur gibi bir sey koy. Biriyle konusacagin zaman cikarirsin.

Porno izlerken laptobu kucagina al gogsunun uzerinde kalsin. Yataga gec uzan.
0
howfaristhesky
(27.06.21)
Tam bir gerizekalı. .de uzantılı mail, ortadoğulu bir isim, bol bol noktalı harfler.. sürreal bi çalışma olmuş.

Tehdit ettiği sözde videonun gerçeğini kaydedip göndermek lazım.
0
IncredibleMau
(27.06.21)
Valla o değil de "antivirüs değil, kameraya hamur koy" gibi süper bir güvenlik tavsiyesi de efsane olmuş. Birisi senin bilgisayarına, bilgilerine, şifrelerine ulaşırsa senin mastürbasyon yaparkenki görüntülerinden daha önemli sorunlar vardır.

Yayınladı diyelim kim ne yapacak senin mastürbasyon yaparkenki görüntüne? Ortada herhangi bir suç yok, etik dışı bişey falan yok. Millet bilmiyor mu insanların mastürbasyon yaptığını sanki.
0
j r r tolkien hayrani
(27.06.21)
çalınan eposta ve şifrelerden oluştudukları bir database var. bundan yola çıkarak bu mailleri atıyorlar hatta mailin sonuna bir de herhangi bir sitede kullandığın şifreyi ekliyor ki inandırıcı olsun.

buradan şifrenin herhangi bir database içinden çalışnıp çalınmadığını kontrol edebilirsin.
haveibeenpwned.com
0
orpheus
(27.06.21)
Bu mailden almayan son kişi bir sen kalmışsın heralde. Hepimize geldi. Hatta benim mailde yaygin olarak kullandığım şifremi bile yazmışlardı.
0
elorelia
(27.06.21)
Hayır. Kesinlikle yanıt yazmayın. Herhangi bir bağlantıya tıklamayın. Sağ üstte göndericiyi engelle butonu var, o yeterli olur. Mesajı da silin ardından.
0
ryhmer
(27.06.21)
bana da gelmişti, sallamadım, birşey olmadı. aynı şekilde benim de şifrem yazıyordu ama şifremin çalındığını zaten firefox çeşitli sitelerdeki kullanıcı bilgilerinin çalınması ile ilintili olarak göstermişti -mesela linkedin'de kullanıcı bilgilerinin çalındığı dönemde o şifreyi kullanıyordum, eleman da onu göndermişti- haliyle he he deyip geçtim.
0
pasp
(27.06.21)
ya yok ya bu tip mailleri biraz daha gerçekçi kılmak için sana senin password'ünü de gönderiyor mesela. tutuyorda çünkü bir site patlamış oradan eline geçmiş büyük ihtimalle site sahibi de olabilir.

ama ben fake hesabımla üye olduğum için onun şifresini gönderiyorlar.

böyle bir şey olsa zaten bir tane resmini atar.

oltalıyorlar işte.
0
duyurukullanıcısı
(27.06.21)
Tabii ki gerçek. 300 dolar gönderirsen ben olayı çözer sistemlerinden silerim.
0
renegade
(27.06.21)
(4)

Makale Aramak/Bulmak

toujours pure
şu sıralar bi ödevim var ve çok sayıda makaleye ihtiyacım var ama googledan bulamadım. sizin bildiğiniz ve sosyal bilgiler alanındaki (Education) makalelerimi rahat bulabileceğim bir site var mı? rus bir site hakkında epey bir dedikodu duydum ama adınını bilmiyorum.
şu sıralar bi ödevim var ve çok sayıda makaleye ihtiyacım var ama googledan bulamadım. sizin bildiğiniz ve sosyal bilgiler alanındaki (Education) makalelerimi rahat bulabileceğim bir site var mı? rus bir site hakkında epey bir dedikodu duydum ama adınını bilmiyorum.
0
toujours pure
(25.06.21)
(bkz: sci-hub )

Edit: Bu arada @howfaristhesky' nin dediğine ek yazayım. Halihazırda üniversite öğrencisiyseniz, kampüse gitmeden üniversitenizin proxy ayarlarını bilgisayarınızda yaparak bazı makalelere kampüs dışı erişim sağlayabilirsiniz. Kimi makale siteleri kampüs ağıyla makaleyi açıyor, proxy ayarlarıyla kampüse gitmeye gerek kalmıyor.
0
Amaranta ursula
(25.06.21)
Bir universitenin kampusune gidip orada internete baglanirsaniz hepsini indirebilirsiniz, ornegin Bogazici'nde oranin internetine baglanin.
0
howfaristhesky
(25.06.21)
google'dan kasıt scholar.google.com değil mi?
dergipark.org.tr, tez.yok.gov.tr'deki tez veritabanı ve üniversitenizin (ödev dendiği için üniversite olduğunu varsaydım) sanal kütüphanesi oldukça iş görecektir.
0
d e j i n
(25.06.21)
proquest
0
westblack
(25.06.21)
(4)

EURO 2020'de saibeli, tartismali kararlar var miydi?

neverletyougodown
Sorum sampiyonayi ciddi ciddi takip edenlere. Elenen ulkelere bakarken dikkatimi cekti, alayi sevilmeyen, uvey evlat ulkeler resmen:) Biz cok kotuyduk bizim maclar temizdi gerci ama bir seyler donmus olabilir gibi, gizli bir el ayarlasa sampiyonayi bu kadar olur yani. Elenenler:Turkiye Rusya (Anlatm
Sorum sampiyonayi ciddi ciddi takip edenlere. Elenen ulkelere bakarken dikkatimi cekti, alayi sevilmeyen, uvey evlat ulkeler resmen:) Biz cok kotuyduk bizim maclar temizdi gerci ama bir seyler donmus olabilir gibi, gizli bir el ayarlasa sampiyonayi bu kadar olur yani. Elenenler:

Turkiye
Rusya (Anlatmaya gerek yok, Navalny'den tut, NATOya bir milyon tane sorun)
Makedonya (Avrupa'nin her anlamda en ezik ulkesi belki de, Yunanistan istiyor diye ulkenin adini bile degistirdiler:)
Iskocya (Arada kalmis, ne Ingiltere sever bunlari ne AB, Ukden ayrilacagiz referandum yapacagiz bilmemne diyen bir basagrisi tek kelimeyle)
Macaristan (Adi yeter Orban)
Polonya (Kurtaj karsitligi, asiri sag, Orbanla kankalik)
Slovakya (Ufak ulke, abilerin yaninda yeri yok)
Finlandiya (buna bir sey bulamadim, ufak ulke, abilerin yaninda yeri yok diyelim:)
0
neverletyougodown
(25.06.21)
saibeli yoktu, tartışmalı kararlar elbet olabilir. ama zannetmiyorum öyle bir komplo teorisi olacağını.
0
fff02561
(25.06.21)
yok yahu. 2002 dünya kupası'ndaki güney kore'nin ispanya ve italya maçları gibi bir durum yok ortada.

makedonya'yı zaten geç. rusya'yı şampiyonanın favorilerinden biri olan (şampiyona başlamadan önce bahislerde en az oran verilen 3. takımdı) belçika dağıttı, eriksen sonrası son maçta toparlanan danimarka da dağıttı. iskoçya'nın zaten buraya nasıl geldiği belli değil, bir karşıtlık olsa play-off'larda sırbistan'ı eleyemezlerdi, onlar da hırvatistan'a yenildi, asıl hırvatlar kaybetse büyük sürpriz olurdu. macaristan yine 2 puanla iyi iş çıkardı. slovakya'yı da ispanya beşledi.

diğerlerine sebep bulmaya gerek yok. illa birileri elenecekti, 8 takım elenmek zorundaydı sonuçta.
0
hlot
(25.06.21)
Iyi de bu ulkelerin cogu zengin olmayan, futbola yatirim yap(a)mayan ulkeler.

Zaten, EURO2020 takimlarinin yarisini buraya yazmissin, diger yarisi da zaten zengin ulkeler. Buyuk resim kursu olmus seninki.
0
howfaristhesky
(25.06.21)
Macaristan'i o gruba atmalarinda bir is var ama neyse. En son Orban LGBT okullarda ogretilmesin diye yasa cikarmis sanirim, Hollanda basbakaninin bugun aciklamasi vardi edition.cnn.com Bu orban olayi bakalim nereye kadar gidecek bakalim, adam tum Avrupa'ya posta koyuyor
0
freedonia
(25.06.21)
(4)

21 yaşındaki biri hangi aşıyı olmalı size göre?

sevimli yukarı norveç mahallesi
Kardeşim için alacağız. Annem ve babam diğerine pek güvenmedikleri için Sinovac olacak diye baskı yapıyorlar, ben Biontech olsun diyorum. Babam daha önce kalp krizi geçirdi, kardeşimin de kalp kapakçıklarında problem var. Biontech için kalp sorunlarına sebep olacak deniyor ya, o açıdan veriyorum bu
Kardeşim için alacağız. Annem ve babam diğerine pek güvenmedikleri için Sinovac olacak diye baskı yapıyorlar, ben Biontech olsun diyorum.

Babam daha önce kalp krizi geçirdi, kardeşimin de kalp kapakçıklarında problem var. Biontech için kalp sorunlarına sebep olacak deniyor ya, o açıdan veriyorum bu bilgileri.

Bu soru daha önce bin kez soruldu biliyorum ama çocuğun yaşı falan da göz önüne alındığında size göre hangi aşıyı olmalı?
0
sevimli yukarı norveç mahallesi
(24.06.21)
öncelikle 30+ yaşında bir erkek olarak biontech oldum, fakat İsrail ve Abd'nin söylediği şey "26'dan küçük erkekler"deki kalp sorunları üzerine. Siz yine doktora sorun ama halihazırda kalp kapakçığında problem varsa üstüne risk eklemek iyi olmayabilir sanki. Ama corona olursa bu risk daha fazla, yani hastalıktan korunması veya hafif atlatması için bir aşı olmalı, o Sinovac mı olur yoksa bekle Sputnik mi ol der doktor vs. bir danışın işte.
0
nhk ni youkosu
(24.06.21)
www.youtube.com

Az önce bir soruya daha bu linki bıraktım. Bahsi geçen kalple ilgili yan etki çok düşük bir ihtimal ile ortaya çıkıyor. Bu olası yan etkinin tedavisi var ve kalıcı bir rahatsızlığa neden olmuyor. Kalp rahatsızlığı olanlara aşının daha fazla yan etkisi olacak ya da olur diye bir şey söz konusu değil. Anne babanızın mesleği ne bilmiyorum ama güvenmedikleri Alman aşısının nasıl ve hangi şartlarda üretildiğini öğrenmek, denetlemek diğer aşılara göre daha kolay. Kardeşinizin kalp kapakçığında hangi sorunun olduğunu yazmamışsınız, benim annem kalp hastası biontech iki doz aşısını oldu, çok şükür hiçbir yan etkisi olmadı. Diş hekimliğindeki arkadaşlarımın hepsi biontech aşısı oldular, bir sorun yaşamadılar.
0
Evinizinkedisi
(24.06.21)
Biontech gelişmiş ülkelerde yapıldığı için üzerinde çok fazla araştırma yapılıyor, ne kadar araştırma yaparsan o kadar çok sorun bulursun. Ama hiç araştırma yapmazsan hiç sorun bulmazsin. Umarım ne demek istediğimi anladınız.
0
howfaristhesky
(25.06.21)
Abi risk cok dusuk de olsa o riski almaya ne gerek var.
Yapistir cin asisini.
0
divit
(25.06.21)
(12)

Hayatıma nasıl yön verebilirim ? (dertleşme içerir, biraz uzun olabilir)

top_secret
32 yaşındayım ve çok mutsuzum. İşimde mutsuzum, özel hayatımda mutsuzum yani toplamda hiç istediğim gibi değil durumlar.Bir devlet kurumunda çalışıyorum ama en alt pozisyondayım. 12 senedir bu işi yapıyorum. Zamanında "ohh ne güzel memurluk" kafasıyla girdim ama artık zoruma gidiyor benden vasıfsız
32 yaşındayım ve çok mutsuzum. İşimde mutsuzum, özel hayatımda mutsuzum yani toplamda hiç istediğim gibi değil durumlar.
Bir devlet kurumunda çalışıyorum ama en alt pozisyondayım. 12 senedir bu işi yapıyorum. Zamanında "ohh ne güzel memurluk" kafasıyla girdim ama artık zoruma gidiyor benden vasıfsız amirlere hizmet etmek. Hizmet dediğim öyle iş tanımında olan şeyler değil bildiğiniz ayak işleri. Yük taşı çay yap vs. Sürekli bi aşağılanma küçük görme yaşıyorum. En son bir amirimin kafama, elini sildiği peçeteyi top yapmak suretiyle kafama atmasıyla iyice gözüm döndü ama hiç bişey yapamadım. Bunun gibi nice örnekler var 12 senedir. Bu eziyete karşılık aldığım ücret 4100 TL.

Özel sektörde 12 sene çalışsam belki müdür hatta bölge müdürü filan olurdum. Şu an kazandığımın daha fazlasını kazanırdım belki.

Bu durumu değiştirmek için iki yıllık dört yıllık bir çok okul okudum (çoğu açıköğretim iş sebebiyle) tezsiz yl de yaptım ama bunlar para etmiyor işte.

Özel hayatım da pek parlak değil. Sevgilim yok epeydir yok. Kadınlarla sevgili olmaya yönelik adımlar atmasını bilmiyorum(ama çok iyi sohbet ederim friend zone a düşmek bende bir adet oldu) Utanıyorum çekiniyorum yazamıyorum yürüyemiyorum. Gözümün içine bakan kızlara gidip merhaba diyemiyorum. Neden bilmiyorum. Şu anki şartlarda evlenebilmem için bir kadının gelip bana açılması filan lazım ancak öyle olabilir.

Bu yaşta ailemle kalıyorum, evden ayrılmanın ekstra masraf olacağını düşünüyoru-m-z. Kendime ucuz yollu bi araba alayım dedim alamadım. Zaten arabamız varmış. Ama rahat edemiyorum, istediğim yere gidemiyorum istediğim saatte eve gelemiyorum. Kendime ait sadece yatağım var bir de cep telefonum.

Sonuç olarak; sabah işe gidip akşam eve geliyorum. Burada biraz takılıp uyuyorum, sonra yine aynı şeyleri yapıyorum. Bazen çılgınca bişey yapıp hafta sonu yürüyüş yapıyorum. Tek başıma bişeyler atıştırıp eve dönüyorum. Sonra yine biraz burada takılıyorum ve uyuyorum. (Arkadaşım yok, hepsi başka başka yerlere gitti)

Yaşamak bu mu? Ömrüm böyle böyle geçip sonra sessizce ölüp gidecek miyim? Yoksa bir yerde bir şey olacak ve her şey değişecek mi?

Akıl, fikir, eleştiri vs. açığım.
0
top_secret
(24.06.21)
32 yaşında para kazanan bir adamın ailesiyle yaşaması normal değil, gerçekler için üzgünüm. Kadınları da soğutuyor olabilir. Ben kadın olsam sogurum çünkü beni annesi yerine koyacak diyecek.

Çözüm ne? Git iyi bir eve çık. Istediğinde ailenin evine de git elbette. Arkadaşlarını çağır, yemek yap onlara, onlar yapsın, maç izleyin, film izleyin. Biraz arkadaş çevren olur. Belki bir kızla da tanisirsin.
0
howfaristhesky
(24.06.21)
ailesiyle aynı evde yaşıyor diye bir erkekten soğuyacak herhangi biriyle sevgili olamadığınız için üzülmeyin. ben de 31 yaşındayım, işim var, sosyal hayatım var, ekstra gidip oturabileceğim bir evim var ama ailemle birlikte yaşıyorum. hayatıma bariz bir kötü etkisi yok. istediğim saatte eve gelemiyorum konusu biraz şüpheye düşürdü beni. aileniz mi baskı yapıyor yoksa siz şık olmaz diye mi geç gitmiyorsunuz eve? söz konusu maaşla eğer büyük bir şehirde yaşıyorsanız istediğiniz eve çıkmanız zaten pek mümkün değil. hayat kaliteniz düşer

çalışılan yerde ezilmek ve hor görülmek konusunda maalesef yapabileceğiniz bir şey yok. özellikle devlet kurumlarında zaten liyakat hak getire. yol yordam bilmeyen insanlar kolayca üst makamlarda görev alıyor. siz daha iyi bilirsiniz yaşadığınız için.

kendinize bence bir hobi edinin. çok daraldığınızda hafta sonları en kötü piknik yapmaya gidin, kafa dağıtın. her şey arkadaş çevresi ve sosyal ortam değil buna takılmayın. insan kendi kendiyle de kaliteli vakit geçirebilir. bence bir noktada bunu yapmaya çalışın. evde muhtemelen kendinizi rahat hissetmiyorsunuz, kendinizi rahat hissedeceğiniz ortamlara kaçın.

ayrıca 32 yaş yeni bir iş öğrenmek için çok geç değil. hele ki sizin şartlarınızda yaşayan biri bir iki sene dişini sıkar ve ailesinden de destek görebilirse herhangi bir alanda freelance çalışabileceği bir iş öğrenebilir. orası sizin isteğinize ve ilginize baktığı için iş öneremiyorum ama çok geniş bir yelpazede yeni işler denenebilir.
0
bunetantana
(24.06.21)
Öncelikle kendini kötü hissetme. TR Y kuşağının %90'ı böyle zaten, yalnız değilsin. Sadece genelde o yaşlarda evlenip kaçanlar var, onun dışında geneli böyle.

Bunun dışında aile ile yaşamak bir boyunduruktur, yani sadece aynı evde bulunmak değil, 32 yaşında birinin kararlarına saygı duymayıp engellemek de aile ile yaşamaya dahil. Bu yüzden ben de diğer arkadaşlar gibi bir an önce o konuda özgürlüğe kavuşmanı önereceğim. Ondan sonrası doğal yöntemlerle ilerleyecek, çünkü konfor alanından çıkmış olacaksın. Eve çıkamıyorsan da kendine araç alabiliyorsan al. Rahat et, istediğin yere git, istediğin saatte gelebilecek bir kıvama getir hayatını.
0
roket adam
(24.06.21)
Yani aslında farkındalığınız yüksek, neyi istediğinizi de biliyorsunuz bence ama cesaretsizsiniz. Yanlış karar veririm, reddedilirim, yenilgiye uğrarım diye adım atmaya çekiniyorsunuz. Yapamam, edemem diyerek kendinizi frenliyorsunuz, hatta belki yaşadığınız bazı olumsuzlukları da yapamayacağınızın kanıtı olarak görüyorsunuz. Bence asıl yenilgi isteklerden kaçınarak istemediğimiz hayata kendimizi hapsetmek, hayatı kaçırmak. Yaşamak bu değil bana kalırsa. Yaşamak sonucu iyi veya kötü, kendi seçimlerinin sorumluluğunu alabilmek. İnsanın başına ne geliyorsa biraz da kusursuz davranmaya çalışmaktan geliyor bence. Rezil olun, utanın, reddedilin ama açılın bir kadına, biraz bunları yaşadıkça insanın cesareti artıyor. Evden ayrılmak size daha iyi gelecekse yapın mesela. İstediğiniz hayatı yaşama sorumluluğundan kaçabilirsiniz ancak bu size stres, kaygı olarak döner.

Yoksa bir yerde bir şey olacak ve her şey değişecek mi? demişsiniz. Zaman akıp gidiyor, değişme sorumluluğu yalnızca sizin elinizde. Yapamam, edemem diyerek kaçıngan kişiliğe bürünmektense, kötü de olsa deneyim kazanmak bence daha iyi. Üstte bir arkadaşın yazdığı gibi mesele konfor alanından çıkmaya bakıyor, isteklerinizden kaçmayıp üzerine gitmeniz lazım. Bunları uygulamak yazıldığı kadar kolay değil elbette, bir uzmandan yardım almak uygulamayı kolaylaştırabilir.
0
Josephine.
(24.06.21)
yasitiz. bizim kusakta cok var boyle.
evi mevi birak reis. kendi basina evlenebilen yok dogru duzgun.

ya anasindan babasindan ev kalmistir ya dugun icin anasindan babasindan yardim alir.


ulkenin hali cogunlukla kotu tek sen degilsin yani. ha bence durumun berbat da degil. ulkeye gore ortalamadasin.
soyledigin seyler de oyle hallolmayacak seyler degil.

bence en onemlisi sagligina dikkat et.
ya biraz da beklentiler onemli. lisedeyken eve gec gelmeyi bir sey zannerdim... simdi eve 12 den sonra geldigimi hatirlamiyorum. ne isim var gecenin korunde sokakta ugursuzu sarhosu berdusu. diyorum ya beklenti ve uzaktakinin guzel gelmesi.

bazi cocukluk arkadaslarim var durumlari iyi, babasi universiteyi bitirdi diye yasi 31 taycan aldi. herifin zaten spider'i vardi. zerre gulumseme sevinme yok. tesekkur ederim dedi kapatti mevzuyu. adam her seyi gormus tatmis.

omur dedigin biraz da boyle. maddi seylere cok bel baglamamak lazim. cunku bos anlamsiz geliyor insan sorguluyor. bunun icin mi geldik dunyaya dersin yoksa.
0
turbo sadık
(24.06.21)
Geri kalan noktalarda yorum yapamayacağım. Daha doğrusu üşeniyorum.

Sadece şunu söyleyeyim 30 yaşında olup sizden çok daha düşük maaşa çalışan milyonlarca insan var bu ülkede.

Özel bir yeteneğiniz, şansınız ve de çok iyi bir eğitiminiz olmadığı sürece özel sektörde muhtemelen anca 25-26 yaşınızda yeni yeni asgari ücretten fazla almaya başlayacaktınız ve muhtemelen şu anki ücretinizle aynı parayı alıyor olacaktınız.

12 yıldır bu durumu değiştirmek adına bir aksiyon almamanız, bence özel sektörde müdür, bölge müdürü vs olamayacağınızın bir kanıtı.

Bu sebepten dolayı kendinize yüklenmeyi bırakın.

Mutsuzluktan kaynaklı fevri adımlar planlamak yerine, önce kendinizle yaşamayı öğrenin. Önce bir kendi evinize çıkın, kendi başınıza yaşamayı öğrenin, araba istiyorsanız onu alabilecek cesaret kazanmayı öğrenin.

Sonra özel sektörde bölge müdürü olursunuz.
0
denizgonen
(24.06.21)
tayin iste ve orada yaptığın özgüvensiz hareketleri yeni yerinde yapma. uyuz oldum o amire ama senin duruşun ona bu hareketi yapmasına izin vermiştir.
0
xrated
(24.06.21)
Hangi şehirdesiniz bilmiyorum ama ayrı eve çıkmak hakikaten masraflı. Maaşının yarısı gider. Araba almak daha mantıklı. Odana kanepe tv vs. Almak belki iyi olabilir. Ama yaşadığın şehire göre eşyalı bir eve çıkmak belki de çok tutmaz bilemedim. Aynı yaştayız. Bekar olan çoğu kişi benzer, evli olanlar da başka türlü sorunlarla yaşayıyoruz. Kitap, müzik, spor vs. İle oyalanıp gidiyoruz.
0
cilekli krep
(24.06.21)
Arkadaş edinebilirsin erkeklerle takıl sosyalleşmeyi öğrenmek için

Memur olduğun için kovulman çok zor haksızlığa uğradığında sesini çıkarmalısın
Ama bunu ani kararlarla ve kendini haksız duruma düşürmeden

2. Araba çok mantıklı deil
Ayda bir uzak yerlere git mevcutla
0
bir soru sorcam
(25.06.21)
Eksikliğini gördüğün şeyleri 6 ayda çözersin
Sadece tecrüben yok ve geç kalmışsın

Hayatına doğru kişi çıkarsa evlenip çözebilirsin
Kötü biri çıkarsa sömürülürsün
Buna dikkat et

Dini konuları da ihmal etme
Yardım faliyetleri
0
bir soru sorcam
(25.06.21)
Josephine+1

burda bence tek sorun cesaret. dogdugunuzdan beri ayni duzende yasadiginiz icin hareket etmesi cok zor oluyor biliyorum ben de 27 yildir aile evinde yasiyorum nisbeten rahat olsalar da bir odada yasamak zor. ama sizinki zincirleme bi kendini kapatma durumu. su an elestirdiginiz hosuna gitmeyen seyler birbiriyle alakali gibi.

yerinizde olsam kesinlikle atama isterim. ayni sehirde ayri eve cikmaniz icin aileyle puuu cok savas vermen lazim arabaya bile masraf etme diyorlarsa. Kesinlikle atan ve mecburen eve cikinca her seyin yolu acilir. yeni hayat icin sans ver ve memurlugu avantaja donustur
0
ala09
(25.06.21)
Hocam nacizane görüşlerim:

-Spora başlayın.
-2022 KPSS'ye hemen yoğun olarak çalışmaya başlayın.
-Hobi edinin. Sosyal ortamı beraberinde getiren bir hobi daha iyi olur.
-Hayatın anlamını ve nasıl bir insan olarak yaşamak istediğinizi sorgulayın. Sonra da hemen o belirlediğiniz kişi olun.
-Rahat olun.
0
havadakarada
(25.06.21)
(14)

Erkeklerde kolye, zincir keko işi mi?

neysene
Hayatımda bileklik dışında bir takı takmadım. Onu da uzun zamandır takmıyorum. Esasen takı da sevmiyorum yalnız son zamanlarda keko hissi verse de zincir kolyelere bir sempatim oluştu. Özellikle tshirt üzerinde güzel duruyor.Şu tarz: https://encrypted-tbn0.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQhoqUvAvdyFl
Hayatımda bileklik dışında bir takı takmadım. Onu da uzun zamandır takmıyorum. Esasen takı da sevmiyorum yalnız son zamanlarda keko hissi verse de zincir kolyelere bir sempatim oluştu. Özellikle tshirt üzerinde güzel duruyor.

Şu tarz: encrypted-tbn0.gstatic.com

Bir erkeğin zincir kolye takması sizce keko işi mi?
0
neysene
(23.06.21)
kolye, zincir olayları yakışıklı ve tarz erkeklere yakışıyor sadece. onun dışında evet keko gibi bence :)
0
rose parks
(23.06.21)
Kisa cevap vermek gerekirse evet.
0
hot potato
(23.06.21)
güzel&yakışıklı olunca en keko sayılan şey bile güzel oluyor. yorma kendini. hoşuna gidiyorsa boşver başkalarını tak hevesini al.
0
lazpalle
(23.06.21)
Zincire göre değişir. İnce uzun gümüş zincirler kötü değil bence.
0
Josephine.
(23.06.21)
Linkteki keko değil. Kombinin bağlı. Gömlekle falan keko evet ama düzgün bir tişörtle havalı da durabiliyor.
0
bugun hava gunluk gureslik
(23.06.21)
Uygun kombin,uzun boylu yakisikli erkekse ok :)
0
matilda
(23.06.21)
Fotoğraftaki gibi zarif kolyeler keko gibi durmuyor.
Gömlek içi kalın zincirler ise keko duruyor. Bir de Nuri Alço'yu akla getiriyor :)
0
pro9it9is9
(23.06.21)
Tak gitsin ya.
0
elorelia
(23.06.21)
Fotograftaki guzel.
0
invictae
(23.06.21)
Bizim insanimizin en buyuk sikintilarindan biri devamli olarak "baskasi ne dusunur" kiskaci altinda yasamasi. Tak gitsin, disarda zenciler yazin ortasinda leopar desenli cakma kurkle dolasiyor :D
0
cooperr
(23.06.21)
hot potato +1
0
camussar
(23.06.21)
Bence bileklik de keko ama kekoluk tanımı kişiden kişiye değişir yukarıda yazanlara göre.
0
howfaristhesky
(23.06.21)
kanki çirkinsen belli kalıpların dışındaki bütün giyim kuşam tarzın karşı taraf için keko muamelesi görecek, türkiye gerçekleri böyle
0
nahtoderfahrung
(23.06.21)
Abi hoşuna gidiyorsa tak. Sana keko diyecek olan lord mu ?
0
ycaycayca
(24.06.21)
(5)

ABD hakkında siyasi toplumsal soru

iddaaci
Merhaba, vikipedia’da Amerikalı kişiler hakkında okuma yaparken early life bölümünde yahudi olduğu özellikle belirtiliyor. “Born into a jewish family” diye. Şehirler hakkında okuma yaparken de demografi kısmında şu kadar beyaz bu kadar afro american diye istatistik sunuluyor. Bu neden yapılıyor? Yan
Merhaba, vikipedia’da Amerikalı kişiler hakkında okuma yaparken early life bölümünde yahudi olduğu özellikle belirtiliyor. “Born into a jewish family” diye. Şehirler hakkında okuma yaparken de demografi kısmında şu kadar beyaz bu kadar afro american diye istatistik sunuluyor. Bu neden yapılıyor? Yani ne gerek var? Bizim bilmediğimiz ama böylesi doğru diye düşünülen bir şey mi var?
0
iddaaci
(23.06.21)
Aile soykırımdan kaçıp ABD'ye yerleşmiş olabilir. Daha ayrıntılı araştırma yapmak isteyenler için ipucu olabilir.
0
dissendium
(23.06.21)
Resmi kurumlarda (hastane dahil) Formlarda hep race kısmı oluyor abd’de. Black, white, asian gibi seçenekler oluyor şıklarda da.
0
but that was just a dream
(23.06.21)
Ornegin white degilsen universiteye giriste sansin daha yuksek. Benzer sekilde ailede universite okuyacak ilk kisi sen olursan onceligin oluyor. Is bulmak istersen de cesitlilik olmasina dikkat ediliyor.

Bu arada Turkiye'deki unlu kisilerin sayfalarina da bakin "born into an Armenian family" vb seklinde seyler de yazar. Yani her kisinin sayfasinda yazar. Almanya'daki kisilere bakarsan "born into a Turkish family" diyecektir.
0
howfaristhesky
(23.06.21)
Atiyorum unlu kisi bir gazetede, dergide roportaj sirasinda kendini anlatiyor, Wikipedia da o bilgiyi kullaniyor, abdye ozgu degil. Yeter ki bilgi olsun. Kisi aile ici siddete maruz kaldi, okulda bullylige maruz kaldi falan gibi seyler de olabiliyor sayet o kisi bahsetmisse daha onceden, wikipedia'da kullanir yani. Sehirlerle ilgili bilgiyi de nufus sayimlarinda cekiyorlar genelde, kendinizi hangi etnik kimlige ait tanimlarsiniz diye soruyorlar sayimda. Devlet dairelerinde vs de anketlerde soruyorlar, yararli da olabiliyor, siyahiler genetik olarak prostat, seker hastaligi riski daha fazla vs
0
neverletyougodown
(23.06.21)
Bana sadece race mevzusu değil de, Amerikalıların genel olarak bi istatistik/data takıntısı var gibi geliyor. NBA'de 50 yıldan beri kim kaç blok koymuş onun bile kaydı var.

Güzel bişey ben seviyorum. Bişeyi merak edip bakacağın zaman her şeyin kaydı çıkıyor. Genel olarak araştırma yapacaksan, önemli bi konuda karar vereceksen veriye ulaşabilmek faydalı, o yüzden kaydediyorlardır.
0
plutongezegendegilmi
(23.06.21)
(22)

Alman disiplini

dissendium
Alman disiplini gerçek mi yoksa biraz abartılıyor mu? Bir videoda izlemiştim, Celâl Şengör'e bir Alman profesör sabah saat 7 için randevu vermiş. O da ben 12'de uyanıyorum, 7'ye randevu mu verilir diyordu. Gerçek hayatta Almanlar gerçekten çalışmasa bile erken saatte uyanan, zamana dikkat eden insan
Alman disiplini gerçek mi yoksa biraz abartılıyor mu? Bir videoda izlemiştim, Celâl Şengör'e bir Alman profesör sabah saat 7 için randevu vermiş. O da ben 12'de uyanıyorum, 7'ye randevu mu verilir diyordu. Gerçek hayatta Almanlar gerçekten çalışmasa bile erken saatte uyanan, zamana dikkat eden insanlar mı?

Almanya'da yaşayan bir tanıdığım var teyzemin tarafında. Çocukları olduğunda çocuğun uyku saati geldiğinde çocuk ağlasa da çocuğu uyutuyorlardı. Türkiye'de çocuk ağlayınca tamam, uyuma deyip pes ediyorlar. Bu örnek abartılı mı yoksa tüm Almanya'ya yayılmış bir olay mı?
0
dissendium
(23.06.21)
Abartı şeyler bunlar. Nice disiplinsiz alman arkadaslarim oldu, nice almanla calisiyorum hic de öyle makine gibi değiller.
Dakikligi bilemem de öyle herkes 7de uyanıyor falan saçma.
0
logisticsmanager
(23.06.21)
Ortaokul ve lisede anadolu lisesinde Alman hocalarla okudum, net bir şekilde bu konularda karakterime yön verdi. Buraya bile yayılıyor yani :) Tabii ki Alman disiplini olsun diye diye yapmıyorlar, normalleri öyle, bizim gibi sallapati yaşamak diye bir konsept yok. Çünkü her şeyin belli bir günü ve saati var, x şey için yarın alırım diyemiyorsun çünkü kapalı oluyor kesin vs. Ama tabii ki tüm ülkenin her bireyi aynı değil. Yoksa delisi divanesi de çok, niye olmasın.
0
whoosie
(23.06.21)
Adamlar ilkokuldan üniversiteye önemli şahsiyetler olarak Kant, hegel, marx, scheler, huserrl, nietzche filan okuyorlar ya da onları okumuş öğretmenler tarafından yetiştiriliyorlar. Biraz farkları olsun.
0
iddaaci
(23.06.21)
genelleme yapmak gerekirse, almanlar kesinlikle daha sistemli calisiyorlar, isleri belirli bir plana gore ilerliyor ve zamaninda da tamamlaniyor. esneklige, son dakika degisimlilerine acik degiller haliyle. planinin disina cikmak, is taniminda degisiklerin olmasi tolere edebilecekleri seyler degil. bu sadece is icin gecerli degil, sosyal yasantilari da oyle, spontane hadi suraya gidelim gibi durumlar onlara ters geliyor. bulusulup biryerlere gidilicekse cok onceden planlanmis olmasi gerekiyor.
0
Labyrinthe
(23.06.21)
Üniversitedeyken Alman öğrencilerle birlikte okumuştum. Öğlene kadar uyuyup dersi kaçıranı da var projeyi iki hafta önceden bitirip hazır bekleyeni de var. Mesela biri her gününü saati saatine planlar, sabah altıda uyanırdı. Onun yakın arkadaşı kervan yolda düzülür kafasındaydı.
Genelleme yapmak cok zor. Mesela ben Alman olmama rağmen ortaokuldan beri her sabah altıda kalkar, günlük programa göre hareket ederim. Bence milletle pek alakası yok.
0
Anthony McCarten
(23.06.21)
Böyle şeyler genele nispet edilir. İlla zıt örnekler vardır. Benim gözlemimde genel anlamda dakikler. Düsseldorf’ta sabah 6’da tramwaylar dolu oluyordu hep insanlar işlerine gidiyordu erkenden.
0
but that was just a dream
(23.06.21)
@iddaaci, dediğiniz şeyle bağlantı kuramadım maalesef.
0
🌸dissendium
(23.06.21)
avusturya liseliyim.

bir öğretmenimizin eşi vefat ettiğinde kadın "yasımı kendi boş zamanımda tutabilirim." diyerek ertesi gün okula gelip derse girmişti.
bunun gibi çok örnek hatırlarım lise yıllarımdan.

genel olarak "iş zamanında iş yapılır, boş zamanda boş zamanda ne yapmak istiyorsan o yapılır" kafasındalar.
0
blatta hiberna
(23.06.21)
Almanya'da Erasmus'ta okulda surada burada iki Alman tanidim, onlar soyledi o zaman 85 milyon Alman'in hepsi boyle diyen tipler turemis. Bunlarin Alman versiyonu iki Turk gorunce tum Turkler barbar diyen tipler.

Gercek su, Almanya'da disiplin kulturu var. Kultur var kisaca. Cogunluk bu kulture uyum saglar. Arada 15 milyon farkli insan da secebilirsin, kalan 70 milyon bu acigi kapatir.
0
howfaristhesky
(23.06.21)
cocugu bilmem ama is hayati su sekilde:

mesai girisi: 7:15 olan isler var. 7:15'te gelirsen personeli bulursun.

bir is gorusmesine gittim. berlin'de potsdam diye bir bölge var. berlin merkeze uzak. görüsme 8'deydi. ben 7:50'de vardim. görüsmeciler 2. tur kahveye dönüyordu.

son örnek: asi merkezi 7:12'ye randevu verdi. 7'de gittim. sira vardi ve islemler baslamisti. öyle bir iki degil calisan. ~70-80 kisilik bir ekip var asi merkezinde.

diyecegim o ki is ve saat konusunda hassaslar.
0
helenart
(23.06.21)
Ben size Almanlarda neyin farkli oldugunu soyleyeyim.Elbette Alamanlarda da kaytaran, tembellik yapan, vergi kaciran, kurallara uymayan, toplumsal normlara ters hareket eden kisiler var.Ancak bu gibi davranislarda bulunan kisiler yaptiklarini arkadas grubunda anlattiginda herkes ayiplar.Kimse helal olsun demez.Toplumsal ahlak cok guclu.Bu toplumsal ahlak insanlari dogru ve duzgun olana yonlendiriyor.Bizde ise tam tersi.Ne kadar kaytarirsan, kurallari ihlal edersen o kadar itibar gorursun.Herkes seni takdir eder.
0
turkuaz
(23.06.21)
Almanya'da doktora yapiyorum en caliskan ögrenciler Tr'den gelenler. digerleri saat 17 olunca kaciyorlar. Alman caliskanligi yalan.
Sabah erken kalkiyorlar ama saat 8'de zaten heryer kapaniyo, erken uyuyorlar.
sert bi disiplin degil de, yapilacak isleri programlayip yapiyorlar, ama aklina sert yogun bi is programi gelmesin.

edit: zuhahaha
0
durgunfoton
(23.06.21)
Almanlara spesifik bir disiplin değil bu bana göre. Kuzey ve batı Avrupa'da cehalet az olduğu için insanlar olması gerektiği gibi yetiştiriliyor. Olması gereken bu yani.
Ha Almanlar o bölgenin bayrak sallayanı olduğu için adları çıkmış tabii disiplinli diye.
2. Dünya savaşı ile anilmalarinin da bunda büyük etkisi var işte Nazilerin gümbür gümbür yürümesi gibi :)
0
yarey
(23.06.21)
Alman ekolunde mukemmelliyetcilik kesinlikle var, herseyin perfect olmasi lazim. Liyakat cok onemlidir. Almanlar disiplinde herhalde dunyada ilk uce girer. Oyle olmasa o kadar dunyaca unlu markayi sansa cikartamazlardi.
0
cooperr
(23.06.21)
21. yüzyılda ajanda kullanıp 3 ay sonra yapacağı (çok da önemli olmayan) şeyi yazan Hollandalı gördüm ama Alman görmedim. Belki de Hollandalı disiplinini konuşmalıyız?
0
1195
(23.06.21)
Almanya bizim gibi jenerasyonlar arasi devasa farklar var.

Su an disiplin falan yok aldiklari projeleri bitiremiyorlar, berlin havalimani insaatina bakabilirsin.
Asiyi bile vuramadilar kendi urettikleri halde beceremiyorlar.

Iyi zamanlar gevsek insanlar getirir muhabbeti iste.
Projeye turk muhendis almasinlar fabrikalari bile acamazlar.
Biontech gocmenlerden olusmasa 100 yil gecse o asiyi bir alman bulamazdi
0
divit
(23.06.21)
Türkiye ya da diğer orta sınıf ülkelerden giden doktora öğrencileri ABD'de de daha iyi çünkü o ülkenin kendi vatandaşının iş bulmak için ugrasmasina bizimki kadar gerek yok. Lisan bitirdi diye ayda en az 3000 dolar maaşla işe basliyorlar. Bizim lisans bitiren mühendisimiz 1000 dolar maaş alamıyor. Yüksek lisans yapayım doktora yapayım da maaşım 8000'e çıksın en azından 1000 dolar olsun diye uğraşıyor. Bu nedenle Batı'da ortalama biri Türkiye'de ise en iyiler yurt dışında doktora yapıyor. Onların en iyileri dünyanın en büyük sirketlerinde.

Bu nedenle doktora öğrencisi karşılaştırması yapmak yanlış. Hala iki üç Almanla Almanya'yı karsilastiriyorsunuz.
0
howfaristhesky
(23.06.21)
yanlış bulunsa da doktora öğrencisi olarak da yazacağım :D
Tanıdığım tüm arkadaşlarımın ajandaları var, çok yükleri yok ama kesinlikle programlarına uyuyorlar.
bir proje sundular, 10 yılda bitirdik, başarılıyız vs. diye, şok geçirdim. Türkiye'de 3 öğrenci ile 4 yılda yapılır. ama 1 ay çok yapılabilir, 1 ay gevşek yapılabilir, bunlarsa aynı sabit hızla ilerliyorlar. Kendi araştırma merkezimde hiç 10 yıllık proje görmedim, belki askeriyede vardır bizde.
0
Ley
(23.06.21)
Kaç zamandır %90 Almanlardan oluşan bir ortamda çalışıyorum. X jenerasyonundan Z jenerasyonuna kadar her tür her insan var. Ben övülen disiplinlerinden çok gereksiz prosedür ve bürokrasi ile isleri zora sürmelerinden başka bir maharetlerini görmedim.
0
PopeHope
(23.06.21)
Hem Almanya'da, hem Türkiye'de çeşitli projeler için Almanlarla birlikte çalıştım. Almanlar zamanı verimli kullanıyor. Bir de sorumluluk bilinci yüksek. Arada elbette gevşekler var. Ama genel oranda sayıları bizdekinden fazla. Fark bu. Şöyle özetleyeyim gözlemlerimi:

-Ofisten genelde Türk ekipleri en son çıkar. Daha çok çalıştığımız için değil. Gün içinde geyiğe çok sarıp işi yetiştiremediğimiz için. Almanlar iş saatinde iş yapıyor. Bizde 10'a kadar çay sigara eşliğinde güne hazırlanma. 11'e kadar statüs görünümlü sohbet muhabbet. 45 dk iş. 1145'ten itibaren yemek için hazırlanma. Uzun bir öğle yemeği, yemek dönüşü bir sigara. Türkiye'de gerçek mesai 1buçukta başlar. Böyle uluslararası projelerde genelde İtalyanlarla Türkler çok iyi anlaşır:)

-Buna ben akıllı çalışmak diyorum. Genelde yukardaki örnekteki gibi durumlarda Türk ekibi şöyle bir tribe girer... "biz geceye kadar mesai yaptık". Yahu mevzu mesai yapıp kendini yıpratmak değil ki. Akıllı ol günü verimli kullan sen de 6'da çık.

-Paralarını da tasarruflu kullanıyorlar. Genelde savurganlıktan hoşlanmazlar. Bizde her ofis çalışanının mesela bir temizlikçisi vardır. Maaşı kaç olursa olsun. Almanlar'da bu oran çok düşüktür. Dışarda yemek konusu da öyle. Çoğu insan yemeğini evden getirir.

-Ben bir toplantıya hazırlanırken şirketin genel müdür yardımcısının elinde paspasla yerleri sildiğini gördüm. Türkiye'de bu pozisyonda bir adam gidip kendi suyunu bile almaz mesela. "AYşe hanım 1 çay 1 su rica edelim...". Hatta Türkiye'de şunu görmüşlüğüm var yediği yemeğin çöpünü odası kokmasın diye kapının önüne bırakıyor adam. KApının önü 100 kişinin çalıştığı ofis. Çöpe atmıyor adam "title"ı yüzünden. Almanlar bunlara çok takılmıyor gördüğüm kadarıyla.

-
0
anten
(23.06.21)
Uzun süre Almanlar ile çalışmış birisi olarak gerçek olduğunu söyleyebilirim.
0
depresif çocuk
(23.06.21)
Alman yöneticileri olan biri olarak iş anlamında konuşabilirim. Disiplinden ziyade sistemli çalışıyorlar bence de. Belirledikleri sistem dışına çıkman, inisiyatif alman, sonuçları olumlu olacak olsa bile onlar için anlamsız. Zaten sistem kendini götürüyor niye ekstra bir şey yapman gereksin ki modundalar.

Alman politikası ile Türkiye'de iş yapmaya çalışmak çok zor, buradaki pazarın farklı olduğunu anlamak bile onlar için zor; sebepleriyle anlatıyorsun ama öyle bir sebebin olacağını bile kavramakta zorlanıyorlar. Açıklıyorsun, olsun yine de normaldeki gibi yapalım diyorlar. Ve işin tuhafı, sistemin dışına çıkıp sıra dışı başarı göstersen bile sonuca odaklanmayıp bi dahakine böyle olmasın diyorlar.

Jenerasyon arası fark olduğuna katılıyorum ama. Eskileri aynı zamanda despot, gençler biraz daha sistem dışına çıkmaya meyilli; en azından seni anlamaya çalışıyorlar.
0
Jux
(23.06.21)
(6)

Filtre kahve muhafazası nasıl yapılır?

applebite
Merhaba. Paketi açtıktan sonra en uygun saklama yöntemi nedir?
Merhaba. Paketi açtıktan sonra en uygun saklama yöntemi nedir?
0
applebite
(23.06.21)
hızlıca tüketmen lazım. ne yaparsan yap 2 haftada aromasını kaybediyor. bu yüzden ufak paketler halinde almak ya da haftalık olarak çekirdekten öğütmek öneriliyor. ben hava geçirmez vakumlu kapaklı ir kavanozda saklıyorum.
0
orpheus
(23.06.21)
sağlam bir paketse kesinlikle paketinden çıkarmıyorum havasını aldırıp poşet kilitlerinden takıyorum çok uzun süre aroması gitmiyor. kavanoz ağzı hava almasa da mutlaka ışık giriyor ve içinde hep hava kalıyor artık koymuyorum.
0
windymimas
(23.06.21)
ben ağzı vakumlu cam kavanoz kullanıyorum ama mümkün olduğu kadar da küçük paket almaya çalışıyorum.
0
invictae
(23.06.21)
bence de ağzı vakumlu cam kavanoz iyi.
0
silver apple
(23.06.21)
ağzı vakumlu cam kavanoz iyidir dedikleri gibi. ama öyle feveran ettikleri gibi 20 dakikada bir yere kaçan bir aroma söz konusu değil. açıldıktan sonra -kahve çekilmişse- 1,5-2 hafta içinde tüketilmesi gerekiyor ama. ona bir şey diyemem. aromasını yitirdiğini -zaten- kokusundan anlıyorsun.

en iyisi çekirdek kahve almak, grinder'da öğütmek. en uzun ömürlüsü bu.
0
mermize
(23.06.21)
Ben kahveyi her zaman buzdolabinda saklarim.
0
howfaristhesky
(23.06.21)
(10)

amerika'ya gitmeye karar verememek

durbikonusucaz
merhaba herkesegeçtiğimiz günlerde amerika'dan bir iş teklifi aldım ama kabul edip etmeme konusunda kararsızım. işin kendisi, maddiyat sorun değil ama böyle büyük bir adım atmaya hazır mıyım bilmiyorum. hazır olduğunu nasıl anlar insan onu da bilmiyorum.türkiye'de maks bir yıllık eğitim sonucunda am
merhaba herkese

geçtiğimiz günlerde amerika'dan bir iş teklifi aldım ama kabul edip etmeme konusunda kararsızım. işin kendisi, maddiyat sorun değil ama böyle büyük bir adım atmaya hazır mıyım bilmiyorum. hazır olduğunu nasıl anlar insan onu da bilmiyorum.

türkiye'de maks bir yıllık eğitim sonucunda amerika'ya gideceğim eğer kabul edersem. pek sosyal biri sayılmam bu beni biraz korkutuyor. burada kemik 6, toplam 10 arkadaşım vardır. onların bi anda binlerce km uzakta olcağını düşünemiyorum.

çekincelerim genel şeyler. insanlar nasıldır, alışabilir miyim, orada çalışmak iş yapmak nasıldır ya bilemiyorum. kafamda her şey var hiçbir şey yok.

siz ne dersiniz. genel her şey diyebilirsiniz. iyi kötü bir şeyler duymaya ihtiyacım var çokça

eyalet virginia
0
durbikonusucaz
(21.06.21)
ben olsam düşünmeden kabul ederim. Kalıcı olarak gitmeyebilirsiniz. Her türlü yurtdışı tecrübesi ufuk açıcı olacaktır.

bir kaç sene usa'da çalışıp dönseniz bile türkiye'de çok daha fazla iş imkanlarınız olur.
0
hayaletimsi
(21.06.21)
alisirsin. en kotu ihtimalle ingilizcen gelisir, geri donecek olsan bile.

asiri sosyal olman sart degil, 2-3 tane dise dokunur arkadasin olsa yeter ki onlari da zaman icinde bulursun.

arkadas edinmenin vs en onemli sarti gittigin ulkedeki insanlarla ortak payda olusturmak. yani onlarin okudugu gazeteleri okumali, sevdigi sporlari yapmali, yedikleri restoranlarda yemeli, izledigi televizyonlari izlemelisin ki hem senin konusacak seyin olsun hem de onlarin konustuklari seyleri anlayabil. bu kulturel kesif biraz zaman alacaktir ki bu da normal.
0
hot potato
(21.06.21)
reddit'te ilgili sub-reddit'lere sorun bence bunu bir de. özellikle virginia sub'indaki yerliler de güzel yol gösterir diye düşünüyorum, insanlar nasıl, sosyalleşme imkanları nelerdir vs gibi. göçle ilgili sub'lara da bakın. çoook büyük bir fırsat, umarım hayırlısı olur.
0
asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
(21.06.21)
Ailem burada deseniz anlarım da arkadaşların uzağında kalacağınız fikri bana biraz anlamsız geldi. Kaldı ki çok yakın arkadaşlıklarım var ve hepsini ailem kadar da severim ama burada sizin hayatınız söz konusu.

Ben olsam kesinlikle giderdim. İşin kendisi ve maddiyat sorun olmadığı için bunu rahatlıkla söylüyorum.

Her ne kadar gelişmiş bir Avrupa ülkesi gibi olmasa da ABD'nin demokrasisi çok gelişmiş bir demokrasi ve insanlar haklarının farkında. Dolayısıyla Türkiye'deki gibi kanunsuz bir çalışma ortamı olacağını sanmıyorum.

İnsanları tektipleştirmek doğru olmaz. Zaten bilindiği üzere multikültürel seviyesi en yüksek ülkelerden biri. Dolayısıyla her çeşit insan var. Genel olarak insanlar sıcak kanlı. Hiç tanımadığınız insanlar bile sizi görünce selam verir. Biriyle tanışma, arkadaş edinme konusunda da başlarda biraz problem yaşayabilirsiniz ama insanlar başkaları ile tanışmaya oldukça açık. Önemli olan sizin ne kadar dışa dönük bir insan olduğunuz. Pek sosyal biri değilim demişsiniz gerçi ama bunu kırarsanız çok rahat edersiniz.

Bana en çok farklı gelen anlayış, bizim şimdi pandemi ile alıştığımız o sosyal mesafe var ya, ABD'de bu zaten yerleşik haldeydi. Şöyle bir durum yaşadım. Bir self-servis restoranda ketçap, mayonez, tuz, biber vb. şeyler yanda duran bir tezgahın üstünde yer alıyor ve kendiniz alıyorsunuz her şeyi (Starbucks'ın şeker, peçete masası gibi ama daha çok şey var). Bu masanın boyutunu 2 kişinin yan yana yemek yiyebileceği boyutta düşünün. Bir hanımefendi sandviçini almış oradan hardalını falan alıyordu. Biraz ağır hareket ediyor. Ben de yanında olan boşluktan kolumu uzatıp bir şeyler alayım dedim. Kadın bir anda hopladı ve özür dilemeye başladı. Ben de aşırı şaşırdım ve ben ondan özür diledim (sosyal alanına tecavüz etmiş oldum aslında). Bu gibi örneklere şahit oldum. Sıra beklerken falan bizde arkamızdaki kişinin nefesi ensemizde buğulanma yapıyor mesela. ABD'de bu kadar iç içe değil insanlar. Ama örneğin bir gece kulübüne giderseniz orada da tam tersi. Herkes iç içe dans ediyor. Yani özetle herkes yerini biliyor. Yakınlaşmak gereken ortamda da yakınlaşmaktan çekinmiyor insanlar. Tabii şimdi pandemi nedeniyle bu yakınlaşma işleri de bitmiş olabilir tamamen. Onu bilemeyiz.

Benim en zorlandığım şeylerden biri de günlük konuşma diline alışana kadar insanlarla anlaşmak oldu. İlk gittiğim hafta, hatta ilk akşam bilindik bir yerden yiyeyim diye McDonald's'a gittim. İstediğim menüyü söyledim (big mac MEAL demeniz lazım, menu deyince yanlış anlaşılıyor). Kasadaki arkadaş oldukça hızlı bir şekilde "for here to go?" dedi ve bana baktı. Analamadım dedim. Tekrar etti. Yine anlamadım dedim, yine tekrar etti. Sonra "özür dilerim ben yabancıyım da, ne demek istediğinizi anlamadım." dedim "Burada mı yiyeceksin?" dedi. Yani benim aslında "one big mac meal for here please." demem gerekiyormuş :) Bu gibi bazı günlük konuşma söylemleri mevcut. Bunlara alışana kadar zorluk yaşadım açıkçası.

Virginia eyaletini hiç bilmiyorum. O konuda bir yorumum yok maalesef. Ancak uzun lafın kısası mutlaka değerlendirin.
0
himmet dayi
(21.06.21)
Reddit +1. Orada size net cevap verecek bir sürü insan vardir.
Amerika Avrupa'ya oranla daha kolay arkadas bulunabilen ve insanlarin yabancilarla daha çok konuştuğu bir yer.

Isin sartlari ne bilmiyorum ama Amerika Avrupa'ya oranla is sartlarinda daha kötü. Şöyle diyeyim; calistigim sirketin Amerika'daki customer service calisaninin tuvalete gidis saatleri olculuyordu ve mesai yapmadigi için "neden yapmiyorsun calisma arkadaslarin yapiyor" gibi yorumlar aliyordu.
Benim çalıştığım yerde ise müdürüme aksam ver ben yapayim o hesaplamayi dedigimde "ya bak gec oldu ugrasmak istedigine emin misin" diyor ya da "sen tatil planladin mi? Biraz tatile cik cok calistin" falan diyor. Kısacası Amerika'daki kültür biraz farkli ve çalıştığın yere göre de degisebilir. Ama Türkiye'den çok daha kötü olacagini sanmam ki en en en kötü ihtimal 3-4 sene orada çalışan adam Türkiye'de daha iyi bir kariyere isterse gelebilir. Yurtdışında çalışmak Türkiye'deki cvlerde ise yariyor.
0
logisticsmanager
(21.06.21)
Iki sikinti var:

1 - Atlantik kiyisini bilirim, north carolina ve guneyinde bayagi dolandim. Buyuk ihtimal redneck mekani. Bu abiler pek gocmen/yabanci seven tipler degildir. Zaten cok sosyal degilim demissin, sosyallesmek burada iyici zor gelebilir.

2 - Bir de maas falan onemli, o konuda bir bilgi vermemissin. Pahali yerler degil ama maas cok dusukse mantiksizlasabilir.

Avantajlar:

Yukarida NYC, asagiya inince Miami, KeyWest, Bahamalar vs.
Turkiye'ye nispeten yakinlik, tek ucakla ulasabilme imkani.
0
cooperr
(21.06.21)
Selamlar,

Valla yurtdışına gitmek neresi olursa olsun bir kere ufuk açıcı. Afganistan'a da gitsen, Amerika'ya da gitsen hep bize insan olarak yararı var.

Sosyal anlamda çekincen olduğunu düşünüyorum ve arkadaşlarını kaybetme korkun da var. Açıkçası o korkuyu aşmanı tavsiye ederim çünkü bir süre sonra gözden uzak olan gönülden de uzak oluyor ve o arkadşların seni unutuyor. Unutmayanlar ise gerçek dostların oluyor. Böylece süper bir eleme yapmış oluyorsun doğal seleksiyon sayesinde :)

Bak yurtdışında yaşamanın 2 yararını şimdiden sıraladık. Bu arada ekonomik tarafları zaten araştırdın ve orada problem yok diye anlıyorum o yüzden o konulara hiç girmiyorum.

Tabi olumlu yönlerden biri de dili geliştirmek olacaktır.Okulda veya kurta öğrendiğimiz gibi olmadığını göreceksin. Ayrıca buraya dönersen burada da yurtdışında çalışmış biri olarak ayrıcalıklı olacaksın. İşverenler her zaman yurtdışı görmüş adama farklı yaklaşıyor.

Olumsuz yönlerinden biri de asla gerçek arkadaş bulamayacaksın ve orada çok çok yalnız olacaksın. Yalnızlığın dibine vuracaksın hatta ve çok korkacaksın. Sonra yavaş yavaş alışıp yalnızlığın güzelliğinin farkına varacaksın. Bu adeta bir kabuktan çıkmak gibi, farklı bir boyuta geççmek gibi bir şey. Çünkü biliyorsun ki gerçekten aslında yurtdışına gitmesen bile yalnızsın, bunun farkına varınca karakter olarak daha da güçleneceksin.

Dünya'nın pek çok yerinde ırkçılık var ve buna maruz kalacaksın farkında olarak veya olmayarak. Buna isyan edeceksin, ama elinden hiç bir şey gelmeyeceksin. Ardından kabullenip biraz daha olgunlaşacaksın.

TL;DR kesinlikle git ve deneyimle. Sonra ister dön ister kal ama muhakkak gidip bunu yaşa.
0
Nocturne
(22.06.21)
pisman olacaksan yapip pisman ol. icinde ukte kalmasin.
0
baldur2
(22.06.21)
Yapmayin, bos yere gittim demeyin. Gitmeyi gercekten cok isteyen kisiler var. Onlara engel olmayin.

Ben ABD'de yasiyorum, sizin gibi dusunen kisiler mutlu degiller. Bir adam annesiyle gelmis, biri evden cikmiyor falan.
0
howfaristhesky
(22.06.21)
Yani bunlar güzel fırsatlar. Ama dediğin gibi içine kapanık bir bünyeysen bu sana fırsat gibi gelmeyebilir. İki açıdan bakalım.

-Sektörü bilmiyorum ama, ABD birçok sektör için iyi tecrübedir. Orada kalmasan bile Türkiye'ye döndüğünde çok kapı açar sana. bir de konfor alanının dışına çıkmak, bilmediğin bir ülkede yaşam kurmak, hiçbir okulun öğretemeyeceği bilgiler verir insana. Dil konusunda çok büyük ilerleme kaydedersin. Yeni insanlar tanırsın, yeni fırsatlar elde edersin. Aileden uzak olmak istememeyi anlayabilirim ama arkadaşlardan uzaklaşma endişeni anlamadım. Eminim o arkadaşlarının çoğu böyel bir fırsatta arkasına bile bakmadan gidecektir. Zaten bir süre sonra çoğu evlenecek, kendi yoluna gidecek, taşınacak, ülke değiştirenler olacak. Hiçbir arkadaş grubu sonsuza kadar bir arada kalamıyor:) Aradaki bağlar kopmasa bile insanlar eski halleriyle kalmıyor. Ben bile çoğu "kemik" arkadaş grubumla iletişimde olmama rağmen hayat görüşüm, önceliklerim değişti hissediyorum. Daha az ortak şey buluyorum onlarla. Zaten çoğu zaman buluştuğumuzda artık vaktimizin büyük bölümü eski günleri konuşmakla geçiyor. Çünkü yeni hallerimizle çok ortak yönümüz kalmadı. Bence insan her 5 senede bir arkadaş çevresini komple revize etmeli. Dostluk ayrı bir durum tabii.


-Öte yandan her yurt dışı tecrübesi herkes için aynı olmuyor. Yeni bir şirkete gittiğinde bile kendini kabul ettirmen biraz efor istiyor. Bir de bunu yabancı bir ülkede dışardan gelmiş biri olarak yapmak daha da eforlu bir süreç. Dediğin gibi sosyalleşmek senin için bir eziyetse, bu süreç bir kabusa dönebilir. Yani o ülkede hayatın evden işe, işten eve, minimum sosyallikle geçecekse, vaktinin çoğunu online olarak türkiye'deki arkadaşlarınla görüşerek geçireceksen çok da verimli bir iş değişikliği olmaz.

Ben olsam, gözümü karartır giderim. Çünkü aklının bir köşesinde "acaba gitse miydim" sorusu kalacak. En azından git ve "iyi ki gitmişim" ya da "en azından gittik denedik bize göre değilmiş anladık" de. Ama gitmeden bunu bilemeyeceksin.

Bir de yine ben olsam sosyal kabuğumu biraz kırmaya çalışırım. Yani Türkiye'de bile kalsan dediğim gibi hayat sadece aynı çevreyle geçmez. Çok kısır kalırsın. Zaten o sosyal çevreyi de koruyamayacaksın sonsuza kadar. Sana sevgi kelebeği ol, o ortamdan bu ortama koş demiyorum. Ama "sosyal biri sayılmam" insanın hayatını çok kısıtlayan bir cümle.
0
anten
(22.06.21)
(25)

Çocuk sahibi olmak

dissendium
Çocuk sahibi olmak hakkında düşünceleriniz neler?Ben günümüzde çocuk yapmanın çılgınlık olduğunu düşünüyorum. Hem dünyada birçok sorun var (küresel ısınma, aşırı nüfus, su kıtlığı, besinlerin kalitesizliği, hava ve deniz kirliliği, savaşlar...) hem de ekonomik olarak büyük bir yük olduğunu düşünüyor
Çocuk sahibi olmak hakkında düşünceleriniz neler?

Ben günümüzde çocuk yapmanın çılgınlık olduğunu düşünüyorum. Hem dünyada birçok sorun var (küresel ısınma, aşırı nüfus, su kıtlığı, besinlerin kalitesizliği, hava ve deniz kirliliği, savaşlar...) hem de ekonomik olarak büyük bir yük olduğunu düşünüyorum çocuk sahibi olmanın. Hele 3 çocuk sahibi olan insanlar bana bayağı ilginç geliyor. Ben 1 çocuğumun olmasını isterim. 2 çocuk bile bence fazla. Maliyet direkt iki katına çıkıyor. Siz kaç çocuk sahibi olmayı istiyorsunuz? 2 ve üstü sayıda çocuk düşünen kişilerin motivasyonları ne? Çocuk yapmak yerine evlat edinmeyi düşünür müydünüz?
0
dissendium
(19.06.21)
Bu hayatta en net olduğum konulardan biri çocuk sahibi olmamak

Evlat edinmek değil ama ekonomik olarak biraz rahat olsam çocuk ya da çocukların eğitim ve sosyal hayatına destek olmak isterim
0
freebird5406_2
(19.06.21)
Çocuk yapmak yerine evlat edinmeyi düşündük. Ama kedi sahiplenmek gibi kolay değil. Biz kritere uymadık mesela. Evimiz kira, benim kronik rahatsızlığım var, en az 5 yıldır evli değiliz. Direkt eleniyoruz. Kriterler uysa da 3 yıl çocuğa koruyucu aile oluyorsun daha sonra mahkeme kararıyla çocuğu evlat edinebiliyorsun. Evlat edinmek kolay olsaydı tüm varlığımızı, paramızı son kuruşuna kadar tüp bebek merkezine gömmezdik. Bizim çocuk sahibi olma motivasyonumuz kendimiz gibi bir insanın daha olmasıydı. Tabi bu özetin de özeti. Ben kendim gibi farkındalığı olan, duyarlı ve ahlaklı bir insan daha olsun istedim. dondurulmuş embriyolarımız var. İlerde maddi gücümüz ve sağlığımız elverirse bir embriyo çözdürebiliriz:)
0
suicides underground
(19.06.21)
Çocuk sahibi olmak istemiyorum. Hatta istememekten öte bu konuda çok netim. Dünyanın en büyük sorumluluğu ve insanların çok büyük bir kısmının bu kadar rahat bir şekilde bu sorumluluğun altına girmesi bana da çok ütopik geliyor.

Çocuklardan hiç hoşlanmıyorum açıkçası ve evlat edinmek de çok ütopik bir şey benim için bu yüzden. Mümkün değil başkasının çocuğuna dokunamam ya da hiçbir çocukla 1 gün bile geçiremem.
0
ms brownstone
(19.06.21)
çocukları severim ama çocuk sahibi olmayı pek düşünmüyorum, her açıdan büyük sorumluluklar gerektiren bir iş.

32 e
0
blue rebel motorcycle club
(19.06.21)
ben öyle bu dünyaya çocuk getirmek istemiyorum gibi argümanları sevmem ama çocuk bakmak dünyanın en sıkıcı şeyi gibi geliyor bana. komşunun çocuğunu, yeğenlerimi falan seviyorum. güzel bir bebek gördüğümde de dayanamayıp severim ama konu çocuk bakmaya gelince bana çok korkunç geliyor. bir kere sosyal hayatın sıfırın altına inecek. hele ki yaramaz bir çocuk insanı çok hızlı yaşlandırır. bu pahalılıkta hala 3-5 çocuk yapanları ben de anlamıyorum.
0
nothing in my way
(19.06.21)
youtu.be

Sirf 46 gun yuva yapmaya kasiyor, sonra kari koca besliyorlar. Hatta erkek olan disiyi besliyor.
Sonra bunun cogu ölüyor. 2 tanesi ucuyor.

Bunun bir de sahinli versiyonu var, o kadar vahsi kus dagin basina et tasiyor devamli.
Disi kaciyor, yavrularin hepsi ölüyor erkek yine bastan basliyor.

Dusun iste cocuk yapmak oyle manyak bir icgudu, istemesen bile genlerinde kodlu oldugu icin karsi koyamiyorsun.
0
divit
(19.06.21)
Cocuk dogurmanin bencil ve yanlis bir davranis oldugunu dusunuyorum. Ebeveynler kendi istek ve kaygilari dogrultusunda dunyaya bir hayat getiriyorlar. Ancak bu bebege yasamak istiyor musun diye soran yok.
Kendi istek ve arzularimiz disinda dogurulup bu dunyaya atiliyoruz...
0
nax
(19.06.21)
Ekonomik durumum iyi, duygularımı saklamam, sevgi göstermekten çekinmem, haksız olduğum kanıtlanırsa kabul ederim vs. vs. çok iyi bir baba olacağımı düşünüyorum ama bu dünyaya bir çocuk getirme planım yok.

Hem hedeflerim çok büyük, isteklerim çok fazla; çocuk yaparsam zaten az olan kişisel zamanım yok olacak çünkü hepsini ona ayıracağım; çocuğu boşlamayacağım.

Hem de ülkeye göre iyi bir durumdayım ama bu ülkeye çocuk mu getirilir. Mutsuz yaşayacağına hiç var olmasın daha iyi bence. Hadi yurtdışına gittim diyelim; insanların gelir artışının enflasyonun çok altında olduğu bir sistem sürüyor. 30 yıl sonra ne durumda olacak insanlık bilmiyoruz.

Kirlilik, su krizi, küresel ısınma, nüfus patlaması bunlar yaşanabilir alanları yok ediyor ve yakın gelecekte yüz milyonlarca mülteci olacak. Sistem değişmediği sürece çocuk yapmayı düşünmüyorum. Şu an ilişki durumumuz karışık olan son sevgilim de çocuk yapmaya karşıydı ama evlat edinmeye açıktı, eğer gerçekten kişisel olarak istediğim noktaya gelirsem o opsiyonu düşünebilirim.

Yine de gelecek hayallerimde çocuk yok. Kedi ve tavşan ağırlıklı planlar yapıyorum.
0
aguen
(19.06.21)
Valla ben istiyorum ya da istemiyorum şeklinde net bir şey diyemiyorum. Hayat bu insan değişiyor her şey değişiyor. Ancak çocuk yapma büyütme süreci oldukça meşakkatli. Öte yandan bir canlıya ahlaki ve insani şekil vermek çok zor, ağır ve önemli bir sorumluluk. Böyle bakınca ne gerek var diye düşünüyorum. Ama birgün anne olursam iyi bir anne olacağıma inanıyorum. Evlat edinme konusunda da olumlu düşünüyorum.
0
Amaranta ursula
(19.06.21)
Çok doğru düşünüyorsunuz. Çocuk sahibi olmak isteyenlerin en büyük argümanı "çocuk evin neşesi" klişesi. Çok büyük bir istismar bu, çocuğu eğlence aracı olarak görüyorlar. Diğerleri de sanki 200 IQ'lari varmış gibi genlerimi aktarmak istiyorum diyor. Bu kişiler bu konuyu düşünenler yine de. Diğerleri ise ne toplumu ne de kendi hayatini sorgulamayan kişiler. Koyun gibi oku, çalış, çocuk yap, tüket, emekli ol, öl mantığında kişiler.
0
howfaristhesky
(19.06.21)
Hayattaki kendi verebileceğim kararlar içerisinde ilk kırmızı çizgim heralde. Çocuk istemiyorum. 30 e.
0
the real brad pitt
(19.06.21)
Antinatalizm deniyo bu olaya, çocuk yapmanın doğru bir şey olmadığını savunan bi akım.

Ben şahsen çok olumlu bakıyorum çocuk olayına, hedef 5 çocuk. Henüz hiç yok gerçi, belki ilk 2'den sonra fikrim değişir, bilmiyorum :)

Sorumluluk almak hayatta en sevdiğim şey, öbür türlü sıkılıyorum. O dandik Twitter postlarından gibi olacak ama bi sürü ülke gezdim, her şeyi yedim içtim falan, baydı bi noktadan sonra. Yani kötü değil ama kesmiyor diyeyim. 50 yaşıma gelip 3. kedimle baş başa oturuyor olmak düşlediğim gelecek değil.

Niye 1-2 değil de 5? Çok çocuklu geniş ailelerde çocuğun daha geniş bir özgürlük alanına sahip olduğunu düşünüyorum. Önemli bir şey bu.
0
plutongezegendegilmi
(19.06.21)
Bir çocuk istiyorum, iki çocuk belki. Esim iki cocukmus ve iki cocuk konusunda mantıklı yorumları var.

Yalniz çocuğu yapmadan aşağıdakiler olacak;
-arabanin kredisi bitecek (39 ay)
-benim kalacagim ülke ya da sehir daha netlesecek (bir üst müdürüm 4 seneye falan emekli.amaclari beni onun pozisyonuna atamak ama büyük firmada olunca bir anda kendimi İsviçre, İrlanda'da falan bulabilirim).
-bu ikinci kisim olursa artik bir eve girisecegiz.

Bunlar olunca cocuk yapabiliriz diyoruz. Normal sartlarda herşey düzgün giderse çocuk 18 yasina geldiginde isteyecegi eğitim icin bi 20-30 bin euro para olabilir ama iki cocuk olursa biraz zorlu.

Neyse; genel düşüncelerimiz para durumumuzun iyi olmasi ve benim kariyerimin biraz daha belli olmasi. Öyle acayip çocuk yapalim olayimiz yok. Daha yasimiz var, bir 4-5 seneye bakariz.

3 cocuk bana göre de fazla :)
0
logisticsmanager
(19.06.21)
Çocukken bile diğer çocukları sevmeyen bir çocuktum. "Biyolojik saatin alarm verecek, sen de çocuk isteyeceksin" dediler yıllarca, kırkıma geliyorum ama hâlâ istemiyorum. Dünyanın sorunları, ülkenin ekonomisi falan gibi "mantıklı" gerekçelerim yok. Basitçe, çoğalma güdüsüne sahip değilim.

Evlat edinmek gibi bir niyetim de yok. Kedilerimden biri üç gün önce ameliyat oldu, ilaçları, iğneleri, kuma giremediği için parkeye işemesi derken ameliyattan bir gün sonra "Yok ben zaten çocuk falan bakamazmışım, bu ne ya, bıktım, yoruldum, yeter" diye homurdanıyordum evde, o bile fazla geldi. Çocuk isteyen arkadaşlarım, yakınlarım çocuk sahibi olduğunda onlar için mutlu oluyorum ama bir yandan da çok çekecekler ya yazık diye üzülüyorum içten içe.

Çok çocuk yapma motivasyonu çok karmaşık. Üremek ve soyunu devam ettirmek çok ilkel/temel bir insan güdüsü, bir kısmımız mantığı devreye sokup çocuk yapmazken ya da bir çocuk yapıp bütün sermayesini/enerjisini ona yöneltirken bir kısmımız da "bol bol çocuk yapayım da en az biri soyumu devam ettirsin" seviyesinde davranıyor (bunu bilinçli yapması gerekmiyor, güdü işte). (Mültecilerin kamplarda bile çocuk yapmaya devam etmesi, pandeminin ortasında insanların bile isteye çocuk yapması da buna dahil bence.)

Ya da inancı gereği doğum kontrolünden uzak duranlar var, eğitimi-parası-imkânı olmadığı için doğum kontrolüne erişemeyenler var. Çok fazla ve karmaşık sebep var bunun arkasında.
0
kobuzchu kiz
(19.06.21)
çok üstün zeaklı olursun ya da ne biliğim dünya için çok önemli şeyler başarırsın belki genlerin bir sonraki nesle aktarılması için yaparsın da arkadaş dünyayı tüketmekten başka bir şey yapmayanlar neden illa kendi egoist ihtiyaçlarını karşılamak için ürer. Neyse ki uzun vadede insanlar ya çocuk yapmayı seçmeyecek ya da imkanları buna el vermeyecek ya da bunun kombinasyonu olacak.
0
bartholomew87
(19.06.21)
Temeli sağlam bir aşk evliliği yapmak, sevgi, saygının olduğu huzurlu bir yuva kurmak çocuk yapma eyleminden çok daha zorlu geliyor bana. Şiddetli geçimsizlikten herkesin apar topar boşandığı, birbirine tahammülünün zayıfladığı bir dönemdeyiz. Belki kendi anne babamda sağlıklı evlilik göremediğim için inancım bu kadar zayıf olabilir. Sıcak bir yuvada, eğitimli, ekonomik olarak rahat ve ruh sağlığı yerinde anne baba ile büyüyen çocuklar özgüvenleri, hayata karşı pozitif bakış açıklarıyla kendilerini belli ediyorlar zaten hemen. Çocuk doğduğunda bir kil kütlesi gibi aslında, çevre ona bir heykeltıraş gibi şekil veriyor sunduğu iyi ve kötü yaşantılarla. Gerçekten doğru eşi bulduğuma inanırsam ki olasılık biraz düşük geliyor bana, ekonomik açıdan da sıkıntı yaşamadığım sürece 1 tane çocuk yapmak isterdim. Herkes anne baba olmak zorunda değil, olmamalı da zaten. Hele evliliğini kurtarmak için eve neşe gelsin diye çocuk hiç yapmamalı. Asgari düzeyde fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçları bile karşılayamıyor çoğu ebeveyn, bencil ebeveynler bu gibi ebeveynler bana göre.
0
Josephine.
(19.06.21)
çocukları çok seven, çocuk hassasiyeti fazla olan biri değilim ama çocuk sahibi olmak istemenin bununla bir ilgisi pek yok gibi.
elbette çocuk isterim.
hatta duruma göre 2-3 tane de istenebilir ama şartlar çok önemli.
maddi ve manevi olarak kısıtlı imkanları bölüştüreceksem gerek yok.
onu ilkini yaptıktan sonra düşünmek lazım.

benim asıl kriterim gerçekten benden çocuk yapmak isteyen birinden, gerçekten çocuk dünyaya getirmek isteyeceğim biriyle bunu yapmak.
önemli olan bu.
0
blatta hiberna
(19.06.21)
biz yaptık büyütüyoruz maşallah sağlıklı sıhhatli büyüyor yapmak isteyen yapar istemeyen yapmaz zaten ama kısır döngü bu bilinçli insanlar az çocuk yapıp yada yapmayıp bilinçsizler üredikçe toplum git gide daha kötü yozlaşıyor
0
basond
(19.06.21)
Biraz dar bir perspektiften bakıyorsun. Mesela kendine çocugun tum masrafları devlet tarafından karşılansa çocuk dogurup doğurmayacağını sorabilirsin. En son danimarka tatilde hamilelik oranı daha yuksek oldugu icin tatile teşvik paketleri başlatmıştı. Ya da Almanya 25 yaşına kadar çocuğa gelir sağlıyor. Vallahi ben doğurmak istiyorum. Ama finlandiya'ya taşınacağım galiba doğurmak için. 3 yaşına kadar evde bakacağım çocuğuma deyince maaş ödüyor ebeveyne. Jeff evde ilgilenir, Aylık 200 euro da bu bakıcı maaşın dışında çocuk için veriyorlar. Bir de bütün bebek bakım malzemleri koli ile geliyor yaş ilerledikçe. Her çocuk başına para artıyor çocuk sayısı arttıkça. Bukadar maliyet dedin diye yazdım bunları (*-*)/ Ülkeye göre gideri bırak üzerine para alıyorsun.
0
velvetmorning
(19.06.21)
@velvetmorning, yahu Danimarka, Finlandiya gibi 5, 6 milyonluk ülkelerde 50 yaşındaki insanlar da çocuk yapar. Almanya zaten yaş ortalaması yüksek bir ülke. Tarihten silinmemek için mecbur teşvik etmesi gerekiyor. Ben bunları referans kabul etmiyorum maalesef. Bu tip ülkelerde doğmak zaten hayata 3 0 önde başlamak demek. Ben Türkiye'yi ve yakın coğrafyayı dikkate aldığımda dar bir perspektife sahip olduğumu düşünmüyorum. Bu arada erkeğim. Bunu doğum konusu için belirttim. Ama para da verseler yine 2'den fazla çocuk istemem.
0
🌸dissendium
(19.06.21)
Maddi durumlari cok iyi olanlar genelde cocuk yapiyor. Gozlemim bu yonde.
0
medusa
(19.06.21)
benden 16 yaş küçük kardeşimin yalnız bir çocukluk geçirmesinden dolayı diyorum ki: eğer çocuk sahibi olunacaksa en az 2 tane olmalı ve yakın yaşlarda olmalılar. tek çocuk her şeyden önce çocuk için sıkıntı. kardeşim mesela pandemi vardı okula gidemediler, dışarı çıkamadılar, çıksalar oyun oynayamadılar. kardeşi olsa bu kadar yalnız ve oyunsuz kalır mıydı? hayır. ebeveylerle buyuklerle bir yere kadar oluyor o ve gerisi olmuyor, olmaz. bu konuda aşırı netim. tek çocuğa karşıyım. eğer bir gün anne olursam o yola en az 2 çocuk için çıkmışımdır. ama çok büyük ihtimalle olmayacağım, çünkü 1) doğurmaktan ve hamilelikten ölesiye korkuyorum 2) klişe ya da her neyse bu dünyaya çocuk getirip üzülmesine, yorulmasına, haksızlığa uğramasına, çaresiz kalmasına vb hiçbir şekilde yaşayacağı olumsuz şeylere sebep olmak istemiyorum. ben her türlü yanında olurum ama illa ki büyüyecek ve hür bir birey olacak, bu ülkede veya bu ülkeden kaçıp herhangi bir yerde ne kadar hür olabilirse tabii. e bir de baba olacak kalibrede erkek tanımamam da etkili tabii. ama buna gelene dek zaten oluru yok.
0
levybroo
(19.06.21)
Ben çocuk istemiyorum, ama hormonlarım zaman zaman baskı yapıyor. :) Çocukları severim aslında. Fakat bakımını üstlenmek istemediğim için evlat edinmeyi de düşünmem.
0
auroraaurora
(19.06.21)
2 tarafın da ana baba sağ ise ve yakında oturuyorlarsa yapılabilir
2 taraf da çalışabilir bu durumda
ama anne 3 yaşa kadar izin alma imkanı olursa daha sağlıklı olur
0
bir soru sorcam
(19.06.21)
cocuk sahibi olmak istemiyorum. kimsenin dusunmedigi, umursamadigi kadar cok sorumluluk gerektiriyor.

ulkenin hali belli. dunyanin hali belli. dogaya verdigimiz zarar, siyasi sorunlar... bunlar zaten hayati mahveden seyler. boyle bir hayata bir cocuk getirirsem karsilasacagi sorunlarin ustesinden nasil gelirim bilmiyorum.

hem ben bu cocuga yeterli ilgiyi veremem, cok yogun bir is hayatim var. cocuklari da oyle cok sevmiyorum. basa cikamam.

zengin degilim, her istedigini yapamam. kaliteli bir hayat yasamasi icin gereken ihtiyaclarini asgari olcude bile karsilamam cok zor. saldim cayira mevlam kayira bir sekilde cocuk buyutmeyi dogru bulmuyorum.

saglikli, mutlu, ozguvenli, merhametli, egitimli, enerjik, ogrenen, eglenen, akilli, bilgili, saygili bir cocuk yetistirmek icin yapmak gereken cok sey var. bu cok seyi ben yapamam. zamanimi cocuga ayiramam. yeterli de olamam zaten.

evim, arabam, birikmis param yok. ben bu cocugun gelecegini nasil garantileyecegim? bana bir sey olursa bu cocuga ne olacak?

en basitinden saglikli beslenmesini saglayamam. kendim bile saglikli beslenmiyorum. yemek yapmayi sevmiyorum.

bu cocugun okulu var, lisesi var, universitesi var, erasmusu var, masteri var. var oglu var.

ben bu egitim sureci boyunca ona hicbir sekilde destek olamam. ha benim gibi tasarimci olacaksa olurum ama matematik, fizik, kimya, biyoloji... bunlardan anlamiyorum. destek olamam. ogretmen tutmak gerekir, para ayiramam.

bir suru hastalik var. hastalandiginda en iyi tedaviyi almasini saglayamam. para para para. oldu da kotu bir durum yasadi diyelim. bir uzvunu kaybetti veya yasitlarina gore daha sakin yasamasini gerektitecek bir kalp hastaligi cikti diyelim. ben ona bu durumda ihtiyaci oldugu psikolojik destegi saglayamam. benim zaten psikolojim bozuk.

evet bak benim psikolojim bozuk. nereden yaptim bu cocugu keske yapmasaydim derim. cocuga yazik ettim kendimden nefret ediyorum derim. berbat gunler geciririm. bu hallerimle cocugu korkuturum. onun da psikolojisi bozulur.

benden anne manne olmaz. yok yok istemem.
0
batlegolas
(20.06.21)
(12)

Bu adama ne oluyor?

bittimgozunaydin
3 yıllık evliyiz. Eşimle incir çekirdeğini doldurmayan her konuda tartışıyoruz.Geçen gün sofrada tuzlugu kullanıp ondan uzağa ama ulaşabileceği bir noktaya koydum beni düşüncesiz birisi olmakla ve incelikten yoksun olmakla suçladı ( yemin ederim şaka değil)Aşırı tembel çöpü bile atmaz, unuttum der g
3 yıllık evliyiz. Eşimle incir çekirdeğini doldurmayan her konuda tartışıyoruz.
Geçen gün sofrada tuzlugu kullanıp ondan uzağa ama ulaşabileceği bir noktaya koydum beni düşüncesiz birisi olmakla ve incelikten yoksun olmakla suçladı ( yemin ederim şaka değil)

Aşırı tembel çöpü bile atmaz, unuttum der geçer gider
Evle ilgili asla bir yardımı olmaz, aksine her şeye müdahil olur. Bunları söylediğim zaman da onu suçlayan agr sif ve tahammülsüz birisi olduğumu söyleyip hemen kendini mağdur konumuna koyar.

Ben kendimi nasıl koruyabilirim? Pandemi sebebiyle işten çıkarıldım, bosansam maddi manevi yanımda olacak kimsem yok (annem ve babam da dahil)
Şu an doktora yapıyorum, akademisyen olmak istiyorum, özel sektörden de hiç geri dönüş olmuyor.

Çok zor durumdayım ne yapabilirim?
0
bittimgozunaydin
(19.06.21)
Hep evdeyseniz kavga oluyor, bizim yoneticiler ofis kapali olmasina ragmen ise gidiyorlar hergun.

Adam ise gidiyor mu?
0
divit
(19.06.21)
Çekilecek çile değil. Ancak şu an boşanabilecek gibi değilsiniz anlaşılan. Anne baba neden destek olamıyor? Özel bir durum mu var yoksa siz destek olmayacaklarını mı düşünüyorsunuz?

Kısa vadede boşanmak bir seçenek değilse iş arama sürecini yoğunlaştırın. Ancak bundan önce eşinizle ciddi bir konuşma yapın. Böyle mutlu olmadığınızı ve sürdürmenin çok zor olduğunu vs. belirtin. Ancak bu konuşma sırasında sakin kalın ve o sinirlenirse onu da sakinleştirin ve kavgaya dönmesine müsaade etmeyin. Bu konuşma sonrasında bir değişme olmaz ise hiç daha fazla uzatmayın bence.
0
himmet dayi
(19.06.21)
@divit evet çalışıyor

@himmet dayı ailem maddi ve manevi anlamda yetersiz. Özellikle manevi anlamda hiç bir zaman yanımda olamadı
0
🌸bittimgozunaydin
(19.06.21)
Bence iyi bir aile danışmanlığı alın bir psikiyatrdan yada psikologdan. Burada yazılan profesyonel olmayan tavsiyeler genelde ya sizi fazla doldurur yada vazgeçtirir. Bu yüzden bir tavsiyede bulunmayacağım.
Çocuk yapmak tamamen yazı tura demek ya kötü olursa herşey çocuğun psikolojisini düşünün.bu ve diğer tavsiyeler özele inildiğinde havada kalır sorunun merkezine inmeniz gerek "profesyonel" olarak.
0
Raymalifalitiko
(19.06.21)
bana eşinizin başka problemleri var da acısı sizden çıkıyor gibi geldi.
bence kendi çabalarınızla bunu öğrenmeniz, öğrenseniz de çözmeniz çok zor.

profesyonel destek +1
0
south park in kapusonlu uyesi
(19.06.21)
3 senedir sürekli böyleyse sıkıntı büyük. Bu durumda bazı şeyleri daha en başından oturtamamışsınız gibi duruyor. Yok, son zamanlarda böyleyse o zaman bir sıkıntısı ya da bir sorunu vs olabilir. Her durumda da oturup açık açık konuşmanız şart bence de.
0
j r r tolkien hayrani
(19.06.21)
Olayi tek agizdan dinledigimiz için hüküm vermek zor ama evlilik terapisti falan bunlar da vakit kaybi.

Sorun büyük ihtimalle baska yerde, ekonomik yük kocanizin sirtindaysa bu onu agresiflestirmis olabilir.
0
Avoiding The Puddle
(19.06.21)
Iş arayın bulun bosanin hayat böyle geçmez
0
howfaristhesky
(19.06.21)
bana sanki kopmuşsunuz gibi geldi.

acaba altında cinsel ya da ekomomik bir neden yatıyor olabilir mi?
bunlar sadece tahmin tabii ama "aşırı tembel" gibi muhtemelen başından beri olan huyları sizin işten çıkmanızla birlikte hassasiyetinizin artmasıyla mı gözünüze batar oldu?
yoksa duygularınız en başından beri mi böyle?

eğer şu anda boşanabilecek durumda değilseniz, "belki bir süreçtir" diye iyimser düşünmeye çalışıp iletişim kurmak için uğraşmaktan başka çareniz yok gibi.
en azından boşanabilecek duruma geldiğinizde de elinizden gelen her şeyi denemiş olursunuz.
0
blatta hiberna
(19.06.21)
evlilikle ilgili benim de sorunlarim var erkrk kişisi olarak. boşanmak sizi rahatlatmaz. seven eş anlamaya çalişir destek olur. bol bol konuşmak gerek milim milim. bence eş doktoradan da onemli
0
tunaktunaktun
(20.06.21)
Tabi ki eşin de isteği olmalı ama bence rahatsızlıklarınızı konuşmayı deneyin.

www.dr.com.tr
0
kismisolungac
(29.06.21)
aile terapistine gidin lütfen.

mevzu gördüğüm kadarıyla sizin kötü bireyler olmanız değil, artık nefes alıp verseniz bile karşı tarafa batar olmuş. bir taraf ak derken diğeri bunu kara anlıyor. doğru iletişim kanallarını bozmuşsunuz.

lütfen bir aile terapistine gidin. aile terapistleri illa ilişkiyi düzeltmeye çalışmazlar. bakarlar, ilişki yürümeyecekse en azından sağlıklı sonlandırmanıza yardımcı olurlar.
0
yemrem
(29.06.21)
(16)

milletin dişi nasıl bembeyaz?

batlegolas
televizyondaki oyunculara bakıyorsun beyaz, instagram 'da influencerlara bakıyorsun beyaz, sinema oyuncularına bakıyorsun beyaz, zengin arkadaşlara bakıyorsun beyaz.ben günde 2-3 kere dişimi fırçalıyorum, zararlı olmasa daha fazla fırçalardım. bir şunlar gibi beyaz olmadı. yanlış macun ve fırça seçi
televizyondaki oyunculara bakıyorsun beyaz, instagram 'da influencerlara bakıyorsun beyaz, sinema oyuncularına bakıyorsun beyaz, zengin arkadaşlara bakıyorsun beyaz.

ben günde 2-3 kere dişimi fırçalıyorum, zararlı olmasa daha fazla fırçalardım. bir şunlar gibi beyaz olmadı. yanlış macun ve fırça seçimi mi acaba?

diş fırçam sensodyne yumuşak olan. macunum ise sürekli değişiyor aslında. şu an signal.

ben nerede yanlış yapıyorum? öyle bembeyaz dişlerim olması için ne yapmalıyım?

teşekkürler.
0
batlegolas
(17.06.21)
florürlü diş macunu önemli de, tanıdığım insanların çoğu diş beyazlatmaya gidiyor. ben de pandemi sonrası düzenli olarak gideceğim sanırım senede birkaç kez.
0
aguen
(17.06.21)
bazı insanların diş rengi yapısı güzel bu çok az bir kesim geri kalanın dişlerinde kaplama var, oyuncular kamera önü insanları için diyorum gülüş tasarımı diye aratabilirsin

yani pahalı diş macunlarıyla elektrikli diş fırçalarıyla dişlerinize haldur huldur sert girmeyin :(
0
freebird5406_2
(17.06.21)
+1, hiç bir zaman bembeyaz olmadı dişlerim. cevapları dört gözle bekliyorum ben de.
0
mrtkp1234
(17.06.21)
Yapıdan kaynaklanıyor bence. Ben hiç gitmedim beyazlatmaya ama yine de dişlerime iltifat alırım :)
0
kaptan maydanoz
(17.06.21)
beyazlattırıyorlar ya da veneer taktırıyorlar (türkçesini bilmiyorum ama bütün dişlerin sökülüp yerine beyaz inci beyazlığında bir şeylerin takılması). bence korkunç görünüyor aşırı beyaz ve dümdüz dişler. normal ve sağlıklı dişlerin uçları tırtıklı ve şeffaflaşmış, rengi de hafif kremsi/sarımsı olabiliyor. bazı şeylerin sırf fotoğraflarda, televizyonda güzel göründüğü için piyasa değeri var.
0
aweamadeus
(17.06.21)
ya beyazlatıyorlar ya kaplatıyorlar vs. yani o ünlüler bizim gibi fırçalayıp da bembeyaz hale getirmiyorlar.
0
rose parks
(17.06.21)
dis rengi genetik, kimilerinin disleri ne kadar fircalarsan fircala bembeyaz olmaz.
kaplama kesin cozum, 10-15bin dolar harcarsan dis macunu reklamlarinda oynayacak kivama gelirsin. Ama saglikli disi daha beyaz olsun diye kestirmek pek iyi bir fikir degil..
0
cooperr
(17.06.21)
beyazlatma ya da veneer +1
butun unlulerin genetigi iyi olacak degil sonucta.
signal white now falan da yetmez bu islere. mekanik beyazlatma lazim.
0
Kittie
(17.06.21)
veneer +1
0
howfaristhesky
(17.06.21)
diş rengi kemik rengiyle alakalıymış. benimkiler de sarımsı. bu iş de burun estetiğine döndü. herkesin dişi beyaz olmak zorunda mı diye bir düşünmek lazım belki de. gösteri dünyasında değilseniz dişlere zarar verdirmeye değer mi diye iki kere düşünmek lazım bence.

sarı dişli olsam da güzelim. sağlıklı olsun gerisi önemli değil.
0
durme
(17.06.21)
Bunu ben de araştırmıştım, nasıl bu kadar parlıyor diye.

Fırçalamayla herkeste o kadar beyazlık olmuyor.

Karanlıkta saat kadranı gibi parlayan diş istiyorsan yukarıdaki arkadaşlar haklı, bir miktar para harcamak gerekiyor...
0
hayirsiz
(17.06.21)
ya hadi unluler para verip de yaptiriyor da bu amerikalilarin falan da bir cogunun disleri hakkaten bembeyaz oluyor, bu veneer vs dediklerinizin disinda da baska bir sebebi var sanki bu isin ama anlamadim gitti..
0
bay b
(17.06.21)
@bayb

neden bilmiyorum fakat amerikada diş sağlığına çocukluktan önem veriyorlar bir bozukluk varsa küçük yaştan müdahale ediyorlar
0
freebird5406_2
(17.06.21)
Abi dis dedigin kemik sonucta.
Kemik dedigin kemik renginde olur beyaz olmaz, olsa da dış etkenlerden sararir.

beyaz olanlar istisna oyle dusun. Bunlar sansli kisiler ama ortalama renk pek beyaz degil.

Unlulerin disleri,memesi,gozu her seyleri sahte zaten.
Eski hallerine bakarsan tarkan'in on dislerinin arasindan vapur gecer haldeydi.

influencer'larda sahte yaptiklari yemekten tut bebegine kadar her pozlari oynanmis ya da estetik gormus.
Mesela selfie'yi aslinda telefonla degil dslr ile cekiyorlar ama ellerinde iphone goruyorsun. Onu yapan neler yapar sen dusun.

Su an turk dizileri bile kamera filtresiyle(yazilim tabanli) yayinlaniyor.
0
divit
(17.06.21)
milletin saçı da güzel; iyi kuaför
vücudu da güzel; iyi spor salonu
beyaz diş için de formül aynı; emek ve para verip biraz bakım yapacaksınız. en basitinden opelesence falan. laminasyon da olabilir çok problemliyse.
diş hekimine gidip danışmalısınız.

*amerikada diş macunu içindeki peroksit mi bişey işte etken madde oranı bizdekinden farklı. avrupadan da farklı sanırım. ayrıca sağlıklı beslenme, kemik yapısı, gen vs. çok şey etkiliyor.
0
rewlack
(17.06.21)
Kaplama dişler düzenli olarak hekim gördüğünde öyle anca. Diş normalde bembeyaz olmaz zaten.
0
rm
(18.06.21)
(19)

hangi ilde / ilçede yaşardınız?

Stoneface
- aylık geliriniz 100.000 TL üstü / internet üzerinden kazanıyorsunuz - daha önce hiç tek yaşamamışsınız (istanbul'da öğrenci evleri hariç) - yurtdışına çıkmayı düşünmüyorsunuz- arabanız yok, ehliyetiniz yokhangi il / ilçede yaşamak isterdiniz? istanbul mu izmir mi? izmir ise izmir'in neresi? yoksa
- aylık geliriniz 100.000 TL üstü / internet üzerinden kazanıyorsunuz

- daha önce hiç tek yaşamamışsınız (istanbul'da öğrenci evleri hariç)

- yurtdışına çıkmayı düşünmüyorsunuz

- arabanız yok, ehliyetiniz yok

hangi il / ilçede yaşamak isterdiniz? istanbul mu izmir mi? izmir ise izmir'in neresi? yoksa üçüncü bir seçenek var mı?
0
Stoneface
(16.06.21)
Edirnede yaşarım,
1 saate Bulgardayım
2-3 saate Yunandayım
100 bin lira hariç şu an yaşadığım hayat

Hoş eğer yurtdışına çıkmayı düşünmüyorsunuz maddesine gezmekte dahilse o zaman hiç farketmez Şırnakta bile yaşanır.
0
paramolacak
(16.06.21)
3.seçenek, yeşil küçük bir şehir. Benim şahsi cevabım olur ama memleketinize yakın, İstanbul’a yakın gibi yerlerde, hele ki ilişiğinizin olduğu bir yerler bulursanız tadından yenmez. Aylık 100bin lira gelirden bağımsız olarak köşede 10-12 milyon lira da varsa, o zaman muhtemelen istanbul’da deniz manzaralı bahçeli ev falan bakardım.
0
avatar is back
(16.06.21)
@paramolcak - yurtdışına çıkmaya yeni yeni başlamıştım ki virus olayı girdi malesef. gezmeyi seviyorum yoksa. yaşamayı düşünmüyorum.

@avatar is back : aracım olmadığından ve ehliyetim de olmadığından yapabilir miyim diye düşünüyorum küçük şehirde yaşamayı. genelde o tarz yerlerde ulaşım biraz problem oluyor çünkü.

10 milyonluk bir birikimim yok :)
0
🌸Stoneface
(16.06.21)
İnternetten kesin yüz bin gelirim olacaksa direkt "hepinizden iğreniyorum" moduna girip büyük şehiri falan terk ederdim, ne uğraşacam onun derdiyle. Giderdim görece küçük bir kasabada falan yaşardım. Tabii interneti iyi olmalı. Hangi kasaba falan dersen de söylemem onu da sen bul.
0
j r r tolkien hayrani
(16.06.21)
Tekirdağ olurdu sanırım güzel bir müstakil evde merkeze çok uzak olmayacak şekilde. Araba ehliyet alınır. arabasız olmaz
0
atom karincanin torunu
(16.06.21)
Güney Marmara'nın iklimi çok güzel. Öyle bi senaryoda Çanakkale'den (Biga falan) zeytinlik alır takılırdım. İnternet de çok problem olursa bi starlink çakar geçersin.
0
plutongezegendegilmi
(16.06.21)
Küçük ege kasabasında o kadar parayı ne yapacağım yalnız başıma. Yurt dışına çıkış olmadığı için İstanbul'da kalırdım. İstanbul parası olana güzel bir şehir bence.
0
himmet dayi
(16.06.21)
istanbul'da kalırım.
rahat yaşayabilen için istanbul gibisi yok.
0
blatta hiberna
(16.06.21)
datça muğla
adalar istanbul
0
rewlack
(16.06.21)
istanbul ve izmir cevabını verenlerden ilçe / semt önerisi de bekliyorum
0
🌸Stoneface
(16.06.21)
İzmir'de Alsancak Gül sokak civarı evlere çok özeniyorum hep. O civar ufak bi avrupa gibi tam olarak kafeler, butikler falan sokaklar da güzel. Onun dışında Güzelbahçe de olabilir şehrin gürültüsünden uzak ama toplu ulaşımla bile gidip gelenebilecek bi yer. Bi dolmuş/otobüsle f altay üzerinden metro ile tüm İzmir'e ulaşırsın. Ben Balçova'da yaşıyorum Balçova'yı da seviyorum güzel yaşanılası mahalleleri ve siteleri var bakılabilir.

Karşıyaka Bostanlı civarı ya da Mavişehir de güzel ama karşıyakaya hiç hakim değilim ya kaç yıllık İzmirliyim ama yılda max iki üç defa geçiyorum o tarafa :)

İzmir dışında Çanakkale'yi çok seviyorum ben. Merkezi de güzel, Biga gibi ilçeleri de. Ya da Ayvalık gibi bi yerde güzel bi ev bulunursa yaşanabilir. Sakin güzel bi yer de bulunabilir ege/akdeniz şeridinde.
0
nundu
(16.06.21)
-edirne yunan/bulgar için çok mantıklı. virüs işi elbet bitecek. tabi küçük şehir beni boğmaz ve sıkıntı yaşamam derseniz. ayşekadın, esentepe, gölet oturmak için güzel yerler.

-gezmeyi tozmayı çok seviyorsanız, hısım akraba varsa, biraz da ortam çocuğuysanız mutlaka istanbul. deniz manzaralı güzel ev iyi gider. anadolu yakasını seviyorsanız moda, erenköy, suadiye olabilir. avrupa yakası daha güzel derseniz darphane, ortaköy, etiler, bebek, yeniköy, bahçeli ev vs isterseniz zekeriyaköy.

-izmir'de arabasız biraz zorlanabilirsiniz. ehliyet alır araba alırım diyorsanız mutlaka izmir'i seçin. ege'nin ortasında, canınız sıkıldığında her hafta bir yerlere kaçabilirsiniz. karşıyaka, çeşme, foça belki aliağa.

şahsım aynı şartlarda olsaydı sanırım moda tarafında oturup ehliyet/araba alır yazları gezer, kışları da moda'nın ekmeğini yerdim.
0
golgi aygıtı
(16.06.21)
Edirne cok sacma. Aylik 100 bin dolar gelir varsa ucaga binebilirim zaten, 1 saatte bulgaristan'a gidebilmenin herhangi bir degeri yok. Zaten o kadar param olsa bulgaristan'a mi gidicem.
0
hot potato
(16.06.21)
yaz dışında Antalya, yazları kafama neresi eserse orası. Türkiye'nin en güzel şehri Antalya'dır.
0
levybroo
(16.06.21)
İzmir
0
psmstc
(16.06.21)
Caddebostan dalyan arası denize sıfır mis.
0
Mistyimage
(17.06.21)
Mecburen Istanbul Caddebostan ya da Etiler, Sariyer taraflari.
0
howfaristhesky
(17.06.21)
Bisikletle Türkiye'yi ağır ağır gezer nerede kalabileceğime bakardım. Bisikletle gezmek istemezseniz de kendime aday şehirler belirler, her birinde 15-30 gün kadar konaklar, evet ben burada mutulu mesut yaşarım dediğim yerde kalırdım.
0
Tutkun
(17.06.21)
bir kere mutlaka ehliyet alırım. arabasız bu kadar paranın keyfi çıkmaz.

bekarsam - istanbul fenerbahçe, etiler
evliysem - istanbul zekeriyaköy, riva, beykoz, şile, kilyos tarafındaki müstakile evler

100 bin tl üstü kazanıp köyde yaşamak istemem.
0
roket adam
(17.06.21)
(8)

Aileler ve çevre çocukları neden evlendirmekle meşguller?

bare gud dømmer meg
Kendi hayatını bile yaşayamıyosun. Sürekli evlilik,evlen bilmem ne. Boğuyorlar insanı bi nefes aldırmıyorlar. Neden aileler ve çevre başkasının hayatıyla meşgul bu kadar? Sanki kişi evlenmiyo aileler evleniyor bu nedir ya
Kendi hayatını bile yaşayamıyosun. Sürekli evlilik,evlen bilmem ne. Boğuyorlar insanı bi nefes aldırmıyorlar. Neden aileler ve çevre başkasının hayatıyla meşgul bu kadar? Sanki kişi evlenmiyo aileler evleniyor bu nedir ya
0
bare gud dømmer meg
(15.06.21)
1- Toplum baskısı
2- Evlatlarına karşı görevlerini tamamlayamama ( aile bir görev olarak görüyor bu durumu)
3- Evlensin yuvasını açsın düzenini kursun mantığı ( evlenilmeden düzen oluşmaz kafası)
4- Evli olunca mutlu olunur algısı
0
paramolacak
(15.06.21)
Valla esas olay bence kontrol etmeyi isteme olayı. Evlilik o kontrol etmeye çalışma olayının sadece başka bir aşaması. Evli olsan bu sefer "çocuk ne zaman, torun istiyoruz" torun olsa "nerede bunun kardeşi" vs şeklinde sürekli bir kontrol etmeye çalışma olayı olacak. Yani iş evlilik ile son bulmayacak.

Niye hep aynı şeyleri öneriyorlar dersen, yani niye gidip "dünyayı gez" değil de "evlen artık" diyorlar dersen o da yaşadıkları toplumdaki genel gözlemler sonucu oluşmuş. Yani herkes bişeyi yapıyorsa ya da çoğunluk yapıyorsa o şey doğrudur gibi düşünülüyor. Genelde insanlar da evlendiği için istenen şey hep o oluyor. Yani istekleri genelde toplum belirliyor. Onlar ise o istekleri kullanarak kontrol etmeye çalışıyorlar.
0
j r r tolkien hayrani
(16.06.21)
Cunku evlilik olunca cocuklarinin "adam" olacagini dusunuyorlar. Adami cinsiyetten bagimsiz olarak kullandim. "adamlik" kelimesini toplumda kabul goren, tam ve varolus amacini gerceklestirmis insan olarak dusunebiliriz. Evli olunca calistigin is yerinde bile bakis acisi degisiyor insana. Bir de evliligi bir basari olarak goren/kabul edenler var... evlilik toplumsal izlerini hayatin her aninda bireylere hissettirdigi icin bunu bir gereklilik olarak goruyoruz. Evliysek daha ciddiye aliniyoruz mesela. Ne alakaysa... "Aman evli olsun, yeri belli olsun"

Bunun yaninda evliligi soyun devamini saglayan baslangic olarak goruyoruz. Cunku uremek icin evli olmaliyiz. Ureme, soy devam ettirme zaten insanoglunda varoluşsal bir güdü. Bu hepimizde mevcut. Toplumsal zeminle birleşince daha da karşı konulmaz oluyor.

Bir de gozu disarda olmasin, bir duzeni olsun, harama el uzatmasin, elalem evde kaldi demesin vs. Gibi turlu sebeplerle de pekistiriliyor cogunlukla.

Ezcumle, ebeveynler cocuklarini toplumsal konjonktürde "tam" olarak ilan etmek icin evlenmelerini istiyorlar. Onun icin bir silsile izliyoruz hep. Oku-askere git-is bul-evlen-cocuk yap-emekli ol-ol.
"Okudun, askerligini yaptin, e mesleginde var evlilik ne zaman?" Cunku siradaki ve en onemli eksik parca evlilik...
0
pardus
(16.06.21)
Bir de su var; "onun da oglu/kizi var su yaslarda evlenemedi hala" diye bir diyalog eminim hepimizin hayatinda yer almistir. Bu istenilmeyen bir durum ve bu durumun oznesinin kendi cocugu olmasini istemiyor ebeveynler. Dogru veya yanlisin otesinde yazdiklarim sadece tespit amaclidir. Bu tum soylediklerim kisiler icin dogru da olabilir yanlista. Soylediklerimden bu amaclarla evlilik yapilmaz veya yapilir anlami cikmaz. Evlilik kisinin hayatindaki en stratejik karardir.
0
pardus
(16.06.21)
Sosyal yasam matematik degildir ama muhafazarlik arttikca sosyal yasam matematik gibi tek dogrusu yani tek yasam bicimi varmis gibi kabul edilir. Insan okumali, is bulmali, evlenmeli, iki uc cocuk yapmali, yazlik ev almali, hayatini tuketerek gecirmeli, ne kadar tuketebilirse de o kadar basarili sayilmali algisi var. Bunun disina cikanlar, yanlis sayiliyor, yasam bicimine matematik gibi yaklastiklari icin.
0
howfaristhesky
(16.06.21)
kendi hayatlarını yaşamamayı öğrendikleri ve bunun farkına varamadıkları için kendilerinden sonraki neslin de hayatlarını yaşamalarına izin vermiyorlar.
kendilerine uygulanan manipülasyonu, üzerlerindeki kontrolü başkasına (yani sonraki nesle) aktarmayı norm haline getirdikleri için.

bunun dışında kültürel olarak da dünyalarının küçük olması, herhangi bir hayat amaçlarının olmaması ve sosyal etkinlik eksikliği gibi etkenler de var.
0
blatta hiberna
(16.06.21)
Ebeveynlikten "mezun" olmak için. Ciddiyim.
Düşünürsek bu bir döngü. Türk aile yapısında (hele kız çocuğu için) ebeveynliğin son noktası çocuğunu evlendirmek. Elbette şimdilerde büyükanne&büyükbabaları bekleyen torun bakma durumu da var ama buna kesin bir görev diyemeyiz. Ana sorumluluk anne-babada, büyükanne&büyükbabada değil. Bu sebeple sorumluluklarını sizi evlendirerek tamamlamak istiyorlar. Tabii sonrasında "torun yap torun sevelim" hikayesi de gelecek ama onun motivasyonu daha çok soyun devam etmesi bir de "yar bana bir eğlence" kafası.
0
SiyamkedisiZorro
(16.06.21)
valla türkiye'de çoğunluk aile böyle galiba, bizimkiler de tam tersi. o yüzden garibime gidiyor.

sürekli kimseye ihtiyacın yok, aslansın kaplansın, ne evliliği boş ver hayatını yaşa gibi cümleler duydum. bu da iyi bir şey değil çünkü duygusal ilişki kurmakta ve devam ettirmekte zorluklar yaşadığım zamanlar oldu ve bu biraz beni yalnızlığa itti. oysa ki çok insani olarak sevmeye ve sevilmeye ihtiyaç duyuyorum.

neyse her şeyin en dengelisi en güzeli galiba.
0
elma
(16.06.21)
(4)

biontech 2. asiyi ne kadar surede olucaz?

buenosdias
ve surec nasıl isliyor? bilgisi olan var mı? yurtdisina cikicam da. acilen olup gitmeliyim.
ve surec nasıl isliyor? bilgisi olan var mı? yurtdisina cikicam da. acilen olup gitmeliyim.
0
buenosdias
(15.06.21)
ilk aşını olduktan itibaren 6 ile 8 hafta arasında olman gerekiyor. ilk aşıyı tamamladıktan sonra mhrs üzerinden 2ci aşı için randevu alacağın tarihler belli oluyor ve randevunu alabiliyorsun.
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(15.06.21)
ABD'de tam 21 gun sonra ikinciyi olduk.
0
howfaristhesky
(15.06.21)
bugün ilk aşıyı oldum. ikinciyi en erken 29 temmuz'a verdi.
0
sir gawain
(15.06.21)
Pazar günü ilk aşıyı oldum, ikinciyi 27 Temmuza organize ettim (Verilebilecek en erken tarihti).
0
va
(16.06.21)
(3)

Amerika ve avrupada evler nasıl?

ir mania
Amerikan filmlerinde hep müstakil evler görürüz. Bana buralarda yaşamak hep daha zor gibi gelir. Özellikle benim gibi tamirden anlamayan biriyseniz. Avrupada bizim gibi apartman hayatı var sanırım orda tamir işleri falan nasıl? Türkiyedekilerden daha mı konforlu konutlar?
Amerikan filmlerinde hep müstakil evler görürüz. Bana buralarda yaşamak hep daha zor gibi gelir. Özellikle benim gibi tamirden anlamayan biriyseniz. Avrupada bizim gibi apartman hayatı var sanırım orda tamir işleri falan nasıl? Türkiyedekilerden daha mı konforlu konutlar?
0
ir mania
(15.06.21)
avrupa'da eski bina türkiye'ye göre daha çok. 100-200 yıllık binalarda falan oturabiliyorsun -yerine göre çok daha eski. 100 yıl önce anadoluda beton bina yoktu zaten neredeyse.

tamir işleri de aynı ama türkiye'de daha hızlı ilerliyor her şey. bizim banyoyu yaptırmıştı ev sahibi 10 gün sürdü kalebodur tuvalet ve duşakabin. türkiye'de olsa 2-3 günden fazla sürmezdi diye düşünüyorum. mekan alamanya. başka ülkeleri bilemem.
0
bohr atom modeli
(15.06.21)
ABD'de buyuk birkac sehir disinda evler hep mustakil. 2 + 1 de olsa insanlar mustakil evde yasiyor. Dunyada yuzolcumu en genis ulkelerinden biri, araba fiyatlari da iyi. 1000 dolara bile araba bulabiliyorsun, 50 dolara depoyu doldurabiliyorsun, bu nedenle toplu ulasimin iyi oldugu yerlerde yasamak zorunda hissetmiyorlar. Ayrica yollar da inanilmaz genis. En buyuk metropoller disinda trafik yok.

Tamirci pahali, cunku insan gucu degerli. Annen baban sen kucukken tamir yaptiysa onlardan ogreniyorsun iste. Yemek yapmayi annen nasil ogretirse, musluk tamir etmeyi de ogretiyor.
0
howfaristhesky
(15.06.21)
Fransa: büyük sehirdeysen (paris-lyon-toulouse-bordeaux-rennes-marseille-grenoble-lille) yüzde 90 apartmanda yasarsin.
Daha ufak şehirlerde mustakil ev fazla ve büyük sehirlerdeki apartman parasina havuzlu villa var. Misal su an tatil yaptığım montpeiller yakinlarindaki sehirde havuzlu villa ile benim yaşadığım yerde 3+1 apartman dairesi ayni fiyat.

Genelde yüzde 95 insanlar emeklilige yakin ya da sonrasi buyuk sehirden uzaklasip daha ufak köylere, tatil yerlerine geçiyor. Hava daha temiz, mustakil ev/arazi alip ev yapmak ucuz/saginda solunda yerel üretici var (tavuk,ordek,dana, sebze meyve vs).

Apartman daireleri eski, ben su an 80 yillik dairedeyim. Ama deprem riski vs olmadığı icin kimsenin umrunda değil.
Konutlar; Türkiye'den daha ufak olmasi muhtemel. Çünkü burada büyük apartman dairesine para vermek yerine müstakile gecmeyi tercih ediyor insanlar. O yüzden 100-200 m2 apartman dairesi arayan insan zor.
Tamir; Türkiye'ye oranla daha pahalı çünkü her elini kolunu sallayan tamirci olamiyor. Elektrikçi yazıyorum 3 tane falan cikiyor. Ama bu sebeple bu isi yapan adamlar genelde düzgün oluyor ve hayatları da düzgün oluyor (esimin ailesinin evinin karşısında emekli boyaci var. Simdi de emeklilikte bmw jip almis taksiye cikiyor arada)

Ev sigortalarina ben tesisat ve elektrik olayini da ekliyorum ki kafam rahat olsun, sigorta karsilasin diye. Yoksa pahali. Şöyle diyeyim; haftasonu anahtari kapida unuttuk, cilingir geldi, patlatmak zorunda kaldi. Çilingir 200, yeni kılit 60-70, üstüne kdv 300 tuttu. 200 sigorta verdi, 100u ben odedim.

Yalniz devletin yeni olaylari var, iste yeni ev alip kiraya verirsen gelir vergisinden düşüyor vs diye. Yeni ev cok yok, zaten oyle projelere falan halk karsi çıkıyor eger yesil alanları ya da görüntüyü tehdit ederse.
Bir de tamir vs isleri uzun sürüyor evet çünkü yasalar sebebiyle adam full calisamiyor ya da yanina gidip ufak cocuk calistiramiyor. Ama Türkiye'de biliyoruz ki millet cocugu is öğrensin diye yaninda falan getiriyor.
0
logisticsmanager
(15.06.21)
(8)

Şu martı scooterlar çok uyuz bir şey değil mi rahatsız olmuyor musunuz?

binlercedansozvar
Bisiklet yolunda bisiklet sürerken sürekli bunları görüyorum kalabalık yaratıyorlar yolda. Hayır ne anlıyorsalar onu da anlamadım böyle tembellik olabilir mi git yürü koş bisiklet sür spor yap. Sonra türkiye neden avrupanın en obez ülkesiHer şeyi geçtim trafiğe çıkıyorlar ve bu alet bisikletten bile
Bisiklet yolunda bisiklet sürerken sürekli bunları görüyorum kalabalık yaratıyorlar yolda. Hayır ne anlıyorsalar onu da anlamadım böyle tembellik olabilir mi git yürü koş bisiklet sür spor yap. Sonra türkiye neden avrupanın en obez ülkesi
Her şeyi geçtim trafiğe çıkıyorlar ve bu alet bisikletten bile daha açık hedef haline getiriyor süreni. Araba bi değse al başına belayı.
0
binlercedansozvar
(15.06.21)
bisiklet yolunda uyuz olmuşsun bi de yaya kaldırımda dene şansını, yol vermeyince zile basıyorlar yetmiyo bi de laf ediyorlar, pardon paşam :D
0
nahtoderfahrung
(15.06.21)
Geçen istanbullular şikayet ediyordu, bir kaldırımı boylu boyunca en az 20 martı park halinde işgal etmiş yürüyecek yer kalmamış, bir de arkası olan bir girişim

Ülkede cehennem hayatı yaşıyoruz, normalde her büyük araç bir küçüğünü kollamalı bizde tam tersi, otomobil>motor>bisiklet>yaya gibi, otomobiller sağdaki araç tamponlarını çizmesin diye direksiyonu bisikletlinin üstüne kırmaktan çekinmiyor, adam aracı çizilmesin diye insan öldürmeyi göze alıyor

Hakkım olan taşıt yolunda bisikletle çokça kaldırıma doğru sıkıştırıldım, bazen sinirim bozulup benim de kaldırıma çıktığım oluyor yalan yok fakat yayalara dikkat ediyorum geçiş hakkını onlara veriyorum kaldırımda bekliyorum

Bu biraz istisna fakat gece geç saatte can sıkıntısından bisikletle turlamaya çıkmıştım solumdan geçen arabadan bira şişesi fırlatıldı üstümden geçip sağ tarafımdaki duvarda patladı bi ay bisiklete küsmüştüm çünkü buna insan olarak anlam veremiyorsun, biraz iç dökmesi gibi oldu :)
0
freebird5406_2
(15.06.21)
Iyi de bu insanların yanlışı, araçta bir sorun yok. Kötü sürücüler var diye otomobiller zararlı demek gibi bir şey.
0
howfaristhesky
(15.06.21)
adam bununla parka giriyor milletin yuruyus yapip kostugu yerde mal gibi gidiyor kimse umrunda degil. sokakta kaldirimda saygisizca gidiyorlar, olur olmadik yere birakiyorlar ordan yaya mi geciyor falan umurlarinda degil. ben acayip rahatsiz oluyorum. boyle diyince de millet arabalar daha beter falan diyor da konumuz araba degil ki, scooter ozelinde bunun da bokunu cikarmis durumdayiz bence.
0
bay b
(15.06.21)
arabam yok, toplu taşıma kullanıyorum. evden toplu taşımaya ulaşana kadar 15 dk yürümem gerek. evimin önünde kolayca bulabildiğim bir martıyla bu süre 5 dk. spor ya da eğlence amacıyla hiç kullanmadım, o yüzden bence yürü/koş/spor yap vs bunun ikamesi olabilecek şeyler değil. ben bir yere yetişeceksem martı kullanıyorum. acelem yoksa yürüyorum.

en kalabalık caddede bile sürsem (ör. bahariye caddesinde çok kullanıyorum) kimseye çarpmıyorum. kimseden yol vermesini beklemiyorum. yaya neyse martının üzerindeki kişi de o bence. kimi yaya hızlı yürür, önüne biri çıkarsa yavaşlar ya da sağından solundan geçer. martının bundan ne farkı var? ben de kalabalık yerlerde hızımı düşürüp millet çekilene kadar arkalarından ağır ağır gidiyorum. bu şartlar altında neden sinir olunduğunu anlamıyorum. bence gözünüz alışmadı diye böyle tepki veriyorsunuz.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(15.06.21)
Kaldırım işgalinin ciddi bir problem olduğu konusuna katılıyorum ancak şehirde kısa mesafe ulaşım sorununa da iyi bir çözüm olduğunu düşünüyorum. Özellikle istanbul gibi toplu ulaşımın bölük pörçük tasarlandığı, taksicinin kısa mesafe yolcu almadığı bir şehirde bu tarz bir alternatife ihtiyaç var.
Belki bunlara ayrılmış küçük park alanları olsa ve sadece oraya bırakılabilseler daha iyi olur. Bir arabalık yere rahatlıkla 8-10 tane scooter park edilebilir. Ancak bisiklet yolunu kullanmaları normal bence. Yaya kaldırımı için fazla hızlılar ve araç yolu için fazla yavaşlar.
0
chavezding
(15.06.21)
trafikte görünce kıl oluyorum. geçen gün karayolu alt geçidinde gördüm düşün yani. yayaya açık olmayan bir yol.

kask yok bir şey yok. bi koysan al başına belayı.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(15.06.21)
e-scooters olayini ingiltere bile cozemedi, kac yildir nasil yapsak diye mevzuati yerlestirmeye calisiyorlar
0
neverletyougodown
(15.06.21)
(6)

Yaşlanmak ve dil öğrenimi

binlercedansozvar
25 olucam 1 ay sonraLiseden sonra ing görmedim ama 2 yıldır ing okuma yaptım 2 3 ay da toefl’a çalıştımR29 l20 s17 w22 aldımSizce yaşlandığımdan dolayı kelime haznemi bundan sonra daha az mı geliştirebilirim hatta bildiklerimi de mi unuturum?
25 olucam 1 ay sonra
Liseden sonra ing görmedim ama 2 yıldır ing okuma yaptım 2 3 ay da toefl’a çalıştım
R29 l20 s17 w22 aldım
Sizce yaşlandığımdan dolayı kelime haznemi bundan sonra daha az mı geliştirebilirim hatta bildiklerimi de mi unuturum?
0
binlercedansozvar
(14.06.21)
Hayır.
0
hayirsiz
(14.06.21)
Benim babam iş sebepli İngilizce ögrenmişti. Ve yaşı 45 di. Üzerinden birkaç yıl geçti ve çok akıcı ve güzel bir İngilizcesi var. 25 yaşında olup böyle bir düşünceye kapılmanız oldukça anlamsız
0
limonlu eksi
(14.06.21)
teyzem 65 yasinda 3 kur ingilizce bitirdi kaldi ki hafizasi tandiigim insanlar arasinda ennnn zayifi :) o yaptiysa sen de yaparsin :)
0
e mice
(14.06.21)
Yabanci dil ogretiminde doktora yapiyorum oyle bir sey yok, tam aksine alzheimer hastasi yaslilara bile dil ogretilmesi oneriliyor. Ben her gun bir seyler ogrenmeye devam ediyorum.

Bilimsel olan sey 4 -5 yasindan once ogrenirsen ana dilin olur, senin de Ingilizceyi ana dilin yapma niyetin yoksa ogrenmeye devam.
0
howfaristhesky
(14.06.21)
30larda 2. 40larda 3. yabancı dili B1 e kadar getirdim.
türkçe üzerinden değil de ingilizce üzerinden başka bir dil öğrenmeye başlayın ingilizcenizin geliştiğini göreceksiniz.
0
lilith 979
(14.06.21)
Babam tam 55 yasinda macarca ogrenmeye başladı, 2 sene sonra bana macaristanda tercumanlik yapıyordu. Şimdi bülbül gibi şakıyor macarcayı.
0
duster
(15.06.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.