Giriş
(5)

Faizler düşücek mi şimdi

condom kurşunu
Konut kredi faizlerinde seçim öncesi kampanya gelir mi acaba?
Konut kredi faizlerinde seçim öncesi kampanya gelir mi acaba?
0
condom kurşunu
(03.02.24)
mb başkanı faiz artırıyor diye görevden alınmadı bence. aynı politika devam eder, düşmez
0
paintov
(03.02.24)
Başkan değişikliğinin faizlerle bir ilgisi yok bence de. Zaten Mehmet Şimşek'in önerdiği başka bir isim yerine geldi. Anladığım kadarıyla bu seferki istifanın nedeni para politikası vs değil. Kaç haftadır ortada dönen haberler nedeniyle yaşandı bu istifa.

Dolayısıyla seçimlerden önce ya da sonra keskin bir değişiklik beklememek gerekir para politikasıyla ilgili.
0
fraise
(03.02.24)
öyle bir şey gündemde bile değil
0
benarrivo
(22.02.24)
hafize fazla dejenere oldu o yüzden değiştirdiler.
0
ferenc
(22.02.24)
sıkıp ,suyunu çıkarma politikaları aynen devam, faiz indirimi söz konusu değil.
0
Rao
(22.02.24)
(13)

Bir kizin erkek arkadasiyla yasamasi

screwedup2
Turkiyede sizce bir kizin erkek arkadasiyla yasamasina ne kadar oranda aile okey olur, ne oranda olmaz?
Turkiyede sizce bir kizin erkek arkadasiyla yasamasina ne kadar oranda aile okey olur, ne oranda olmaz?
0
screwedup2
(01.02.24)
Kadının yaşı ve maddi kazancı arttıkça sevgilisiyle yaşayabilme oranı da artıyor bence.
0
inawen
(01.02.24)
Kabul edecek ailenin genel nüfusa oranını soruyorsan %5 in altındadır. Ne kadar altında olduğunu bilemem.
0
Mirket
(01.02.24)
Buraya göre normal, büyük şehirlere göre normal, kırsal bölgelere göre değil, fakirsen değil, zenginsen normal, statülüysen normal ... gibi gibi koşullara bağlı.
0
ferenc
(01.02.24)
Bi arkadaşım yaşıyor.

Bence okuma seviyesi yüksek yada aile bağı kopuk gençlerde oluyor.

Aileler genellikle okay olmaz. %98 bile az olur.
0
baldan kaymak
(02.02.24)
Türkiye "bilmiyorum, bilmek istemiyorum, ama tahmin ediyorum" toplumu. Çoğu kişinin kızı erkek arkadaşıyla yaşıyor ama aileler "yalnız yaşıyor" diye biliyor. Bir şeyler tahmin etseler bile sormuyorlar karışmıyorlar, çünkü net olarak "evet onunla yaşıyorum" denirse büyük ihtimalle olay çıkar.

Mesela çoğu baba, kızının erkek arkadaşı olduğunu tahmin ediyor ama iş evlilik gibi konulara gelmeden duyup tanışmak istemiyor.
0
nhk ni youkosu
(02.02.24)
kabul edeceklerin oranı %5-10 arasındadır. ikna aşamasına ihtiyaç duymadan direkt buna okey diyecek mindsete sahipleri soruyorsan, o %1'i geçmeyebilir. bu ülkenin yarısından fazlası sağcı, diğer yarısı da solcu görünümlü sağcı arkadaşlar. nerede yaşadığınızı unutmayın.
0
kent sakini
(02.02.24)
İnanç bence tersine en büyük etken. Yeterince "muhafazakar" hiçbir ailenin buna onay vereceğini sanmıyorum bu ülkede. Paraya, ekonomik özgürlüğe falan bakmaz katı muhafazakar aileler.

Benim hem anne hem baba tarafım son derece muhafazakardır. Evlerden ırak Sülalemde, kızı başörtülü olduğu halde sırf pantolon giydiği için (o da kot veya dar pantolon değil bu arada) yeterince dindar bulmayan ve baskı yapan tipler var düşün.

Bu tarz bir aile böyle bir şeye onay verir mi yani, verir dese biri güler geçerim:)

Türkiye'nin maalesef realitesi bu
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(02.02.24)
%5 bile onay veren çıkmaz.
0
Tisatiaşer
(02.02.24)
türkiye'deki büyük çoğunluk kız evlatlarının evlenmeden bir erkek ile birlikte yaşama konusuna sıcak bakmaz. ama pratikte ailesinden ayrı-tek kalıyor, kız arkadaşıyla kalıyor vs şeklinde süregelen bu durum gerçekte elbette herkesin malumu. yalnızca küçük bir azınlık bu konuda prtatikte ve reelde farklılık gösterebilir. açıkçası bu durum ile eğitim seviyesi veya kazanç ile doğrudan bir korelasyon kurulması kesinlikle doğru değil. ancak kız evladın yaş durumu bu konuda önemli bir parametredir. 35 yaşını geçkin kuzenim bazı günler erkek arkadaşının evinde kalmasına rağmen ailesi tarafından hala kız arkadaşında kaldığı şeklinde bilinir. ailesi elbette şüphelenir bilir vs aslında ama bunu yekten erkek arkadaşında kalıyor şeklinde kabul edip hem kondurmaz hem de sindiremezler.

türk toplumu genel olarak muhafazakardır. muhafazakarlık genelde hep inanç bağlamında düşünülür ama çok bu büyük bir yanılgı. inançsız olupta muhafazakar olan çok insan var.
bizim toplumumuzda en son babalar duyar diye klişe ama gerçek bir tespit var. ailelerin ekseriyeti böyle bir durumu kabul etmez. ama ironik bir şekilde önemli bir kısmı buna engelde olamaz. sadece potansiyel olarak reddeder. ve yüzleşmek istemez.
0
ezkaza
(02.02.24)
binde bir ve altı diyorum
0
ananiyimioguz
(02.02.24)
Okey olmak, açık onay anlamına geliyorsa binde birden de azdır herhalde. Kapalı onay (ses etmemek, bahsetmemek) belki yüzde 1.
0
nic cage
(02.02.24)
Bir kadın olarak söylüyorum %1dir kabul edilme oranı.

Evlenmeden önce sevgilimle yaşadm ama ailem başka şehirdeydi. Hiç görmediler. Görselerdi muhtelemen şimdi yaşamıyor olurdum.
0
turuncu tonlarda
(02.02.24)
sessiz onaylama baskin olmak uzere %7-8. konu komsu bilmesin yeter diyeni de var, cikarlarina uygun dustugu icin memnun olani da, bunu dogal karsilayani da, hepimiz bilelim ama seni mervelerde zannedelim diyeni de. istanbulda her turlusu vardir da anadoluda sanmiyorum. bireyselligi kabullenmislikle alakali bi durum bunu da sosyo-ekonomisi iyi olanlar cogunlukla kabul ediyor. manitasiyla yasayan biri olarak parasiz kadinlarin yapmamasi gereken bir eylem oldugunu dusunuyorum. ya aile karsilayacak ihtiyaclarini ya kendi. tersi cinsiyetler icin de gecerli. hem bireysellik hem geleneksellik karisir na-makul
0
ala09
(02.02.24)
(1)

ercument ovali

monicapp
sahtekar mi? kendisinin hic mi olumlu referansi yok?
sahtekar mi? kendisinin hic mi olumlu referansi yok?
0
monicapp
(31.01.24)
h indexi 23. Kötü bir araştırmacı değil ama sahtekar da denilemez. Bir şeyler yapıyor işte. Messi değil, bir superlig futbolcusu gibi.
0
ferenc
(31.01.24)
(5)

DELL Laptop Alınır mı? Garanti kapsamı Hk.

Defanstaki son adam
Selamlar arkadaşlar,Dell marka gaming laptop almayı düşünüyorum. G16 serisi. Kullanan var mı, önerir misiniz? Teknik servisleriyle kim ilgileniyor acaba? Evde servis hizmeti var mıdır?Teşekkürler.
Selamlar arkadaşlar,

Dell marka gaming laptop almayı düşünüyorum. G16 serisi. Kullanan var mı, önerir misiniz? Teknik servisleriyle kim ilgileniyor acaba? Evde servis hizmeti var mıdır?

Teşekkürler.
0
Defanstaki son adam
(31.01.24)
hem de nasil alinir. 8 yil once aldigim dell laptop'tan yaziyorum bu yaniti. tas gibi.
0
bohr atom modeli
(01.02.24)
Giriş seviye modeller (vostro) vb sorun çıkarabiliyor. G16 alınır ama veya XPS serisi veya latitude.
0
ferenc
(01.02.24)
dell 'in teknik servis sorunlarını teknik serviste bilmiyor genelde youtube'dan çözmekte fayda var bende senelerce kullandım. Dell cihazların orijinal olmayan her parcaya alerjisi var. Adaptor orijinal olmazsa cpu güç dahi kesiyor. Enteresan olayları var ama yan sanayi kullanmayacaksanız alın güzel güzel kullanın ben 3 adet makine kullandım 3'ü de calısır durumda fakat suan hp omenden yazıyorum :)
0
Aşk Adamı
(01.02.24)
kuzey amerika'da buyuk firmalar cogunlukla dell kullanir, orta karar laptoplarini senelerce kullandim, bozamadim. 5-6 sene rahat problemsiz gidiyor.

gecen sene sifir bir tane hp verdiler, dell kadar memnun degilim. kulaklikla problem yasiyorum, bluetooth stabil degil, surekli fan aciyor, vs..
0
cooperr
(01.02.24)
Kurumsal firmalar genelde Dell ile çalışır. Kurumsal müşteriye verdikleri teknik servis çok güçlüdür ve windows kullananlar için en stabil çalışan marka olarak biliniyor sanırım.

Yani apple al 10 yıl kullan derler ya, Dell de bunun windows tabanlı muadili gibi düşünüyorum. Ben laptoplarını kullanmadım ancak diğer her türlü ürününü deneyimledim ve çok memnunum. Bir çok arkadaşıma da XPS aldırmışlığım var, hepsi çok memnunlar. Alt segment ürünleri muhtemelen her marka kadar sorunludur.
0
kent sakini
(01.02.24)
(41)

Duyurudaki tenhalık

rock n roll
Selamlar, belki biraz gereksiz bir soru olacak ama duyurulara eskiden daha çok mu cevap oluyordu? Biraz seyrekleşti sanki. Ne düşünüyorsunuz? Duyuru kendini yok edebilir.
Selamlar, belki biraz gereksiz bir soru olacak ama duyurulara eskiden daha çok mu cevap oluyordu? Biraz seyrekleşti sanki. Ne düşünüyorsunuz? Duyuru kendini yok edebilir.
0
rock n roll
(30.01.24)
10 sene önce ne güzeldi ya bir duyuruya 30 40 cevap gelirdi ortalama
0
Gradient_tabanlı_mor
(30.01.24)
Sözlük sub-etha linkini aşağı tarafa aldığından beri sessizleşti, uygulamadan erişim de zaten yok galiba. Sadece cevap sayısı değil, duyuru sayısı da inanılmaz düşmüş. eskiden sayfalarca geri giderdim gün içi duyuruyu bulmak için.
0
iustitia omnibus
(30.01.24)
Bence insanlar duyuruyu bilmiyor. Sözlükte sürekli duyuruda soru olacak başlıklar açılıyor bir de.
0
peki madem
(30.01.24)
Bence bir nedeni de ban ve uçurulma. Mesela ben doğrudan duyuruya üye oldum ve sanırım 4 yıllık üyeliğımdeki doğru cevap / cevap oranım 1547/1874. Ama geçtiğimiz aylarda sanırım 2 ay süreyle ban yedim. Yeni üyelik çok değildir, ban yedikten sonra geri gelme de azdır diye düşünüyorum.
0
prole
(30.01.24)
Eskiden daha özgür ve salaş bir ortam vardı fakat son zamanlarda kurallar çok katılaştı.

Cinsellikten tutun da siyasete kadar her şeyi soruyor cevaplıyorduk, artık yasak.

O yüzden ben bile neredeyse 11 yıllık üyeyim ama arada bir ya uzaklaştırma alıyorum ya 1 aylık ban yiyorum.

E bazen acil bir şey oluyor sorman gerekiyor bir topluluğa. Elin kolun bağlanınca insanın çok giresi de gelmiyor.
0
ananiyimioguz
(30.01.24)
İlk sebebi uzun süredir sözlükte sub-etha linki yok. İkinci sebebi yazar kalitesi, yerlerde.
0
kimlanbu
(30.01.24)
@prole ve @ananiyimioguz +1000...

Ben de ban yedim. Hiçbir şey yazasım gelmiyor. Hatta cevap vermek istediğim bir şey varsa genelde mesajla vermeyi tercih ediyorum. O da ne buraya giresim, ne de cevap yazasım gelmediği için nadir oluyor.
0
nawar
(30.01.24)
Cevap sayısı konusunda sizin gibi düşünmüyorum. Yeterli sayıda cevap geliyor bence. Eskiden 40 tane cevap gelirdi, 5 tanesi faydalı olurdu. Artık 5 tane cevap geliyor, 3 tanesi faydalı oluyor. Bence böylesi daha verimli.

Ancak sorulan soru sayısında bariz düşüş var. Bu daha kötü bence. Demek ki buranın müdavimleri bu kültüre sahip çıkıyor ancak yeni gelen üye sayısı düşüyor.

Sözlükte sub-etha kesinlikle daha görünür olmalı. Sözlükte açılan forum başlığı gibi başlıkları da azaltacaktır.

*Kuralların katılığı konusunda eleştirilere katılıyorum, devlet dairesi gibi bir ortam var. Biraz da eğlenceli olacak ki, insanlar eğlensin, varlık göstersin. Verilen cevap başına ücret almıyor kimse burada sonuçta.
0
kent sakini
(30.01.24)
Cevap sayısında ve ayrıca soruların kalitesi hususunda da tenhalık var.
Bunlar da cevap veriyorum aslında ama şunu mu alsam bunu mu giysem pastanın üstüne kakao parçacıkları mı serpsem? türünden çok soru var.

Duyurunun Türkçe siteler içinde benzerini ben görmedim ama bunu fırsata çevirerek konsept gündelik içeriklerden daha çok biraz daha üst seviyeye çıkarılmalı.
Alanında yetkin kişilerin katkısı daha fazla olmalı ve soru kategorileri biraz daha genişletilmeli.
0
diyecevaplandı
(30.01.24)
Her yorumu siliyorlar. İnsan bırakmadılar. Bunu da silerler.
0
Kahvedesu
(30.01.24)
Sürekli siliyorlar ve bircok kisi banlandı
0
mirty
(30.01.24)
ayrımcılık oldugunu da dusunuyorum. ne zaman duyuruda sorduklarima tesekkur etsem (yanlislikla) format geregi olmaz deniyor veya usuluyle ilgili sorsam kaldiriliyor. bunlarin tam tersini yapanların kalıyor. benim gozlemim boyle ve bir tane yazarin dedigi gibi de bilmeyenler de var veya orada daha fazla dikkat cekecegini dusunuyor.
0
evimin paspasi
(30.01.24)
1 ay ban yemiştim geçenlerde. 1 gece ard arda psikolojik destek ihtiyacı olan insanların sorularına aldığım şiddetsiz iletişim eğitiminin verdiği bilgi ile cevap verdiğim için spam falan diyip silmiş sonra engellemişler. O değil de adminlerin agresif tavırları üzücü. Gücü üzerine kullanmak diyoruz buna. Bir empati versem pamuk gibi olurlar aslında. İfade özgürlüğü çok uzun zamandır yok zaten internette. Birkaç yalnız tipin günlük soruları haricinde bomboş artık duyuru
0
hasmetizm 2046
(30.01.24)
en büyük sebep moderasyon.
işlerine gelmeyen her yorumu siliyorlar.
kafalarına göre hesap uçuruyorlar.
hele seçim dönemleri işlerine gelmeyen her cevaba tartışma başlatıcı içerik diye siliyorlar.
seçim yaklaşıyor tekrar başlarlar.
0
my fault
(30.01.24)
Google'da çıkmıyor bunun da etkisi var.
0
ferenc
(30.01.24)
Enteresan şekilde çok silinen sorum ya da cevabım yok. Genel olarak trigger eden şeylere karşı "aman banane" demeyi öğrendim. Bir de bazı sorulara ak ya da kara cevap vermek yerine akin da karanin da olabildiğini gostermeye çalışıyorum çünkü bazı konularda çok kesin cevaplar oluyor, özellikle başka ülkelerle alakalı orayı hayatında görmemiş kişiler tarafından. Bunlara gri cevap verince silinmiyor da duzeltmeye kalkarsan siliniyor. O yüzden amaaan banane diyorum.

Eskiden daha canliydi o kesin. Ama eski ne kadar eski emin değilim.

Tek can sıkan google'da ilk linkte çıkanı soran sorular. Ha bunlar da olmasa herhalde western filmlerindeki çalı geçecek buradan =d

Kullanımi zor bir de, eskisi olmayan için burayı kullanmayi gerektirecek hiçbir şey yok. Ekside sorduğum soruya daha cok cevap geliyor misal.
0
logisticsmanager
(30.01.24)
verilen bkz. lara yönlendirmenin bile güncellenmediği platform için gayet iyi durumda.

ben görece yeni kullanıcıyım, duyuruda bakış açısını, düşünme şeklini sevdiğim bilgisine/deneyimine güvendiğim 6-7 kişinin verdiği cevapları okumaya giriyorum özellikle kullanıcı adını aratıp. mesela içlerinden birisi @hasmetizm. simdi cevapları okurken banlandığını öğrendim. yazdıkları sayesinde 2023'te iletişim konusunda kendi içimde devrim yaptım fakat spamden banlanmış.

siyah-beyaz-gri cevap olayından "tartışma başlatıcı içerik" sebepli silinecek diye düzgün yazası gelmiyor kimsenin, eğer tartışma gerçekten başlarsa taraflara mute atmak daha iyi bir çözüm olabilir yoksa herkesin yazdığı kendine zaten.
0
gule gule
(30.01.24)
Evet eskiden sohbet muhabbet olurdu sırf onun için her gün girerdik. Şimdi tatsız. Duyurudan kankilerle yüz yüze görüştük mecbur.
0
ruhen hastayim ben
(30.01.24)
Ilk kez 11 yil once girdim buraya. O zamanlar bambaskaydi. Simdi buradan faydali cevap alma sansin cok dusuk. Ben de oldukca niş bi konuda yazmaya useniyorum cunku sansur cok agir uygulandi ortamin tadi kacti.
0
floydian
(30.01.24)
Ucurdular herkesi modlar kimse kalmadi cevap yazacak

edit: bak normalde bu cevabı yazdım diye beni uçururlardı kimse görmeden.
0
duyurukullanıcısı
(30.01.24)
adminler benim bir kaç duyurumu anlamsız sebeplerle sildi. Benim de giresim gelmiyor artık.
0
EXXE01
(30.01.24)
Yazılan hemen hemen her şey saçma sebeplerle siliniyor, akıl tutulması yaşıyo insan. Ondan kimsenin yazası gelmiyor bence.
0
truf
(31.01.24)
Eskiden burada cidden bilmediğim bi şeylere denk geliyordum. Artık hangi ayakkabıyı alayım sorularıyla ya da gerçekten kısa bi google aramasıyla rahatlıkla bulunabilecek şeylerle dolu ortalık. Buraya emek veren bir çok kişi banlandı zaten. Bom boş bi yer oldu.
0
zimbirik
(31.01.24)
Ucurulma olayini cok ciddi seviyede kapattim. Kurallari da basitlestirecegim. Google Adsense'in yapma dedigi kurallar, ve genel olarak saygili bir alan olmasi disinda da 300 tane kural olmasi gerekmiyor. Cunku bu gidisle siteden geriye hic bir sey kalmazsa kurallari olsun ne degisecek ki?
0
compumaster
(31.01.24)
aslinda bu konsepti cok seviyorum ve hatta sozluk uyeligim yokken burada hesap acmistim ama ben de girmiyorum artik.

kisacasi yonetim beceriksizligi olarak ozetlenebilir. yanlis kararlar, keyfi yonetim anlayisi, ahbap cavus iliskisiyle dagitilan yetkiler, bu yetkilerin kullaniminda bir denetleme olmamasi. akp'nin yonettigi ulke neden cokuyor demek gibi retorik bir soru. hicbir accountability'si olmayan bir yonetim olabilir mi? insanlari bastirirsaniz uzaklasirlar. su duyuru altinda bile insanlar oto sansurle yaziyorlar.

istemem eksik olsun.
0
antikadimag
(31.01.24)
oo compucum gelmiş. dağılabiliriz. değişim gelmesi güzel. compu elin değmişken en çok istenen istekleri de yapabilirsin belki :) sorulara cevaplara artı eksi verme güzel olurdu mesela. ama bu kadar zaman sonra yapar mısın bilmiyorum. chatgpt'ye de yaptırabilin :)

soruya cevabım: eskilerdenim ben de. uzun zaman sonra geri geldim. eskisi kadar takılmıyorum ama. türkiye ile ilgili sorularım olmaya başladıydı o yüzden gelmiştim. ama eskinin hatırına da tam gidemedim işte. ben de banlanmıştım kısa süre çok saçma bişey için. yine de gitmedim tam. yardım etmeyi de seven biriyim. umarım değişim bir işe yarar. yeni özellikler gelmesi de güzel olurdu hani.
0
ermanen
(31.01.24)
eskiler banlandı ve küstürüldü. divit kardeş mesela. gerçi işlerine gelmiştir. zamanlarını daha iyi değerlendiriyorlardır.
0
gabe h coud
(31.01.24)
bir arkadaşım compu'nun cevabını bana whatsapp'tan gönderdiği için özel olarak buna cevap vermeye geldim.

duyuru tabii ki tenhalaştı.
çünkü ismi lazım olmayan ve son senelerde ortaya çıkmış bir mod, olur olmaz cevap silip, insan banlayıp durdu.

yani 15 yıldan uzun süredir burada belki maksimum 1-2 cevabı silinmiş, uzun uzun cevaplar yazan, bir başlığın altında günlerce konuşan ben ve diğer insanlar bugüne kadar kuralları yanlış biliyormuş, bu arkadaş sayesinde kural öğrendik son 3-4 senede.
bizi hizaya soktu sağ olsun.

herkes mesaisi sırasında, zaman ayırıp birilerine faydam olur diye burada duyuru açıyor ya da cevap yazıyor.
sen insanların zaman ayırıp yazdığı şeyleri kafana göre kural uydurup silemezsin, herkesin işi gücü var.

ben bunu zamanında gerek diğer mod arkadaşlara, gerek compu'ya bildirdim ama önemsemediler.
millet gittikten sonra banlama yasaklansa ne olur, yasaklanmasa ne olur?

kaç senelik kullanıcılar abuk subuk, neredeyse var olmayan kurallarla uçuruldu durdu.
her yazılan, yorum ve fikir içeren cevap silindi.
kaç tane duyuruya "o kadar yazacağım, silecek yine" diye cevap vermediğimi hatırlıyorum.

zaten artık bu yüzden girmiyorum da.
popüler olan ya da olmayan birçok kullanıcı da girmiyor.
banlamasa bile küstürdü çünkü.
eskiden bilgisayarı açınca maillerimle beraber duyuruya bakardım.

bir modun eline teslim ettiler duyuruyu, iş işten geçti, geçmiş olsun artık.
zamanında yapılacaktı bunlar.


edit:
bu cevap da silinebilir.
0
blatta hiberna
(31.01.24)
özenip bezenip yazdığım paragraflarla dolu cevabımda geçen ancak muhatabı dahi olmayan, hatta birçok kişiye göre argo dahi olmayan bir sözcük yüzünden silindikten sonra her şeye cevap yazmıyorum. hatta çoğu kez yazıp "amaaan nasılsa birisi keyfine göre siler, ne uğraşacağım" diyor ve yazmıyorum.
0
Improbable
(31.01.24)
Guardian yilini sarkisi falan secmis bunu, su kisimda: youtu.be Mcdonals calisanlarina hakaret var sanki, cancel sebebi degil mi bu batida? Yoksa ironi falan mi var orada diye soru sordugum icin duyurum silinmisti. Tartisma baslatici icerikmis.
Sanirim Modlardan biri zamaninda turkishmusic.org'da moddu. Sezen Aksu tartismasina zamaninda mudahale edemedigi icin isler cigirindan cikti ve efsane kufurler literaturumuze gecti:) Ve bu olay o modda travma yaratti. Her sorunun her cevabin turkishmusic.org'daki sezen aksu tartışması gibi olacagindan korkarak ne bulduysa sildi, sildi, sildi. Teshisim budur.
0
speedy
(31.01.24)
@compumaster yazdığı için yazıyorum. @antikadimag otosansür hakkında haklı. Şu duyuruya otosansür olmasa çok farklı cevap veriyordu insanlar, ben de dahilim. Bunun sebebi de uçurulma endişesi değil, tekrar uçurulmadan durumu/derdini aktarabilmek.

Compumaster "Kurallari da basitlestirecegim." demiş. Düzenli takip edemedim Duyuru'nun zevksizliği ve kısıtları yüzünden ama son zamanlarda banlanan kişiler ve silinen şeylerin %90'ının kuralları çiğnemediğine eminim. Yani en azından kendimden gördüğüm kadarıyla. Kurallar basitleşsin tabii ama ondan daha önemli bir konu var, o da bu kuralların uygulanıp uygulanmadığını, uygulamanın doğru olduğunu kimin takip ettiği
0
nawar
(31.01.24)
1.5 sene önce ban yemişim, çabuk kalktı dikkat edersen.
bu kadar zamandan sonra bi' soğuma oluyor tabi ama bu süre zarfında bile giriyordum. Sorularda azalma görüyorum ben, doğal olarak cevaplar da azalıyor.
0
kumandanim
(31.01.24)
Üzgünüm compü abi geç kaldın biraz.

Sana bulabildiğim tüm ortamlardan yazmıştım modlar terör estiriyor buraları çok sahipsiz bıraktın diye ama olan oldu giden gitti benim gibi eli alışanlar hariç kimse kalmadı.

Buradan tanıştığım eşimin bilmem kaç yıllık hesabı bile uçuruldu moderatörler neden böyle yapıyor duyurusu açtığı için. Yazık gerçekten.
0
chicha_v2
(31.01.24)
@compu

yapma allasen

biz sana yazıyorduk sözlükten modların hatalarını o zmn girme kardeşim diyordun bize. benim sözlük hesabı duruyu istatisliklerinde top5'teydi. bir tane mod kafasına göre uçuruverdi beni.

2000'e yakın duyurum, %85'ten fazla tickli cevabım vardı. 14 yıldır duyurudaydım.

modlar bizim gibi insanları uçuruyordu, biz sana yazıyorduk sallamıyordun bizi.
çok yanlış işler yaptın compü!
dahası hiç birşey yapmadın!
alacağın var!
0
duyurukullanıcısı
(31.01.24)
himmet abi, kaleci sacli, bruce gibi kaliteli yazarlar gitti bence o da biraz duyurunun modunu dusurdu.
0
hot potato
(31.01.24)
düşene vurmak gibi olmasın ama buranın gelişmesi adına objektif olabileceğime emin olduğum görüşümü ve deneyimimi aktarmak istedim;

duyuruyu yıllardır takip eden ancak sadece soru sorduğum zaman 1 soru sorduysam 3-5 cevap verip çıkmayan bir kullanıcıyım. bir tür sosyal sorumluluk gibi görüyorum burayı. buranın dramasını, atmosferini, gediklilerini ve hatta compu nickli kişiyi bile bugüne kadar bilmeyen bir kullanıcıyım.

geçenlerde aldığım bilmem kaçıncı "yanıtınız silindi" özel mesajından sonra düşündüğüm şey tam olarak şu olmuştu; ulan 20 seneye yakın süredir forum, sözlük, reddit vb. bir sürü yazılı iletişim mecrasında çok yüksek sayıda katılımı, yöneticilikleri olan ve bugüne kadar hiç hesabı banlanmamış ve belki de sayılı uyarı almış birisiyim. buraya ne zaman bir şey yazsam, bir sonraki girişimde mesajlar sekmem parlamış ve uyarı yemiş oluyorum. ne garip moderasyonu var demiş ve ciddiye almamaya başlamıştım siteyi... bir farkındalık olması hoşuma gitti.
0
kent sakini
(31.01.24)
compu: Kandirildik. Modlar kendi arasinda paralel bir yapi olusturmus. Kullanicilarin ucurulup, cevaplarin silindigini enistemden ogrendim.
0
freedonia
(31.01.24)
Ya bence tek sorun modlar ve insanların küstürülmesi de değil.
Bir de artık kaynaksız ve doğru olmayan çok bilgi paylaşılmaya başlandı. Bu gerçekten bilgili insanların küstürülmesi nedeniyle olabilir tabi. Ama yalan yanlış çok fazla bilgi dönmesi de şuan hala içeride olan, bilgili ve faydalı yazarları uzaklaştırıyor.
Eskiden her soruma burada doğru cevap alırken şuan kulaktan dolma bilgilerle cevap veren yazarlar arasında bazen doğru bilgi bulamıyorum bile.
0
zimbirik
(31.01.24)
Beni de uçurdular. Sebebi bile yok. Bu yan hesabım. Ne yazsam siliyorlar ve silinmesi için hiçbir sebep yok bile. Soğudum. Yaklaşık 10 yıldır duyuru kullanıcısıydım üstelik. Bu duyurunun anında silinmemesine şaşırdım.
0
birgumuspeni
(01.02.24)
Nawar+1
Kurallar eskiden de vardı ama böyle devamlı silinmiyordu duyuru ve cevaplar. Sıradan bir şey soruyorsun, çat siliyorlar. Nedeni de yok. Bunu sorunlu tek bir mod mu yapıyor yoksa hepsi mi böyle merak ediyorum. Normal koşullarda bu yanıttan sonra bu hesabımın da uçurulması gerekirdi.
0
birgumuspeni
(01.02.24)
blatta hiberna +1
İnsan gibi vakit ayırıyoruz. Anında siliyorlar.
Şimdi de uçurulmayı bekliyorum hahah. Birkaç dk içerisinde olabilir.
0
birgumuspeni
(01.02.24)
(6)

bu çifte standart niye?

fakat
eksiduyurada ev arkadaşı ilanı verdim, instagram hesabım var diye sildiler yine düzelttim verdim. hemen altımdaki ilanda instagram, telefon numarası var ama silinmiyor. bu çifte standart sizce niye?
eksiduyurada ev arkadaşı ilanı verdim, instagram hesabım var diye sildiler yine düzelttim verdim. hemen altımdaki ilanda instagram, telefon numarası var ama silinmiyor. bu çifte standart sizce niye?
0
fakat
(29.01.24)
Duyuru moderasyonu/yönetimi nicke göre muamele yapıyor. Birçok sorum saçma sebeplerle silindi. Fakat silinen sorularımın silinme sebebi olarak belirtilen birçok maddeye aykırı bir şekilde halen soru soruluyor burada. Hatta sadece soru da değil, verdiğim cevaplar vs. Moderasyon resmen diyor ki buranın horozu benim. Ayrıca; Diktatör olunca yapılacak ufak şımarıklıklar. :)
0
ulukayin
(30.01.24)
bence diğer ilan da acayip "muck :)" nedir abi? gerçekten ev arkadaşı mı arıyorsun?
0
ferenc
(30.01.24)
Silip silmeyecegini nickine göre karar veriyor hazretler
0
allah yazdiysa bozsun
(30.01.24)
moderatörler gönüllü olarak bu işi yürütmeye çalışan, diğer yandan da kendi sorumlulukları (iş, ev, aile, çoluk çocuk vb.) devam eden insanlar, android değiller. birini erken fark etmiş, diğerini daha geç fark etmiş/ediyor ya da hatalı davranıyor olabilirler. illa altında bir irade, çifte standart, ego vesaire olduğunu düşünmüyorum. sadece insan olduklarını düşünüyorum.
0
Phoebe
(30.01.24)
@Phoebe +1
0
Mirket
(30.01.24)
Sözlükte eksiduyuru basligindaki son girdilere bakarsan sebebini görürsün, keyiflerine göre siliyorlar.
0
mirty
(30.01.24)
(10)

Geçmişe duyulan özlem hakkında

dedeminhirkasi
Durduk yere birden düşüyor aklıma. Abimle aldığımız ilk oyun CD’sini. Heyecanla bilgisayarın başına geçişimizi. O zamanlar alması bugün gibi zor olan kamera alıp saçma video kayıtları. Yani ailemle olan daha çok ailemle ve çevremle olan geçmişimi çok özlüyorum. O zaman daha mutlu olduğuma eminim. Mu
Durduk yere birden düşüyor aklıma. Abimle aldığımız ilk oyun CD’sini. Heyecanla bilgisayarın başına geçişimizi. O zamanlar alması bugün gibi zor olan kamera alıp saçma video kayıtları. Yani ailemle olan daha çok ailemle ve çevremle olan geçmişimi çok özlüyorum. O zaman daha mutlu olduğuma eminim. Mutlu olamadığım için mi özlüyorum yoksa geçmişi herkes mi özler. Ailedeki hastaliklar, dertler mi beni o döneme itiyor bilmiyorum. Şunu biliyorum hem ben hem ailem eskiden daha mutluyduk. Bu herkeste mi böyle bilmiyorum.
Siz de durum nedir?
0
dedeminhirkasi
(29.01.24)
Bana da oluyor. Hep bir 2011 yılına gidiyorum.
0
rock n roll
(29.01.24)
Ben 90'ların sonunu seviyorum. Win 98, o dönem oynanan oyunlar. Fransa 98. Atari. Türkçe pop. Temmuz sıcağında amaçsızlık.
0
ferenc
(29.01.24)
Bilinç geçmişteki kötü anıları çabuk siler, önemsizleştirir, bilinç altına iter.
Bu güzden geçmiş anılarımız hep olduğundan daha güzel olarak hatırlanır.
Aslında hiç de öyle değildir.
0
Mirket
(29.01.24)
Bende de oyle. Buyuk bir ozlem hissediyorum. Kare kare canlaniyor gozumde. Bu ara daha cok hissediyorum ve acayip bi huzun kapliyor icimi ustelik sonrasinda. Istahim falan kaciyor gecmis ozlemim yuzunden bazen anlik yani. Hatta boyle bir soru acmayi bile dusunmustum bu hafta.
0
Kittie
(29.01.24)
Evet ozluyorum, mutluyduk. 90'larin sonu 2000'lerin basi guzeldi. Mahallede buyumek. Disarda vakit gecirmek. Aileyle vakit gecirmek, beraber seyahat etmek. Akrabalarla pikniklere ormanlara gitmek.

Telefona ve sosyal medyaya gomulme yoktu o zamanlar. Ama Atari ve bilgisayarimiz olmustu. Eski oyunlar da guzeldi.

Bence sosyal medya insanlari cok etkiliyor. Ben ara veriyorum hep. Tabii aile/akraba ortami da degisiyor zamanla.

Gerci annemi de erken kaybettigim icin gecmise gitmek huzun veriyor daha cok. Dusunmemeye calisiyorum.
0
ermanen
(29.01.24)
her dakika neredeyse. kendime başka bir şehirde doğru düzgün bir hayat inşa edemedim, çok bir şey ummuyordum ama bulduklarım bazı açılardan yeterli olmadı, kendimi açabildiğim biri yok, kapalı ve savunmacı yaşamak zorunda hissediyorum. otomatik olarak bunların hiçbirini yapmak zorunda kalmadığım 4-5 sene öncesini özlüyorum. bir çeşit savunma mekanizması kurmaktan başka bir şey değil yaptığımız.

ama bu konuda güzel bir kitap var, svetlana boym'un nostaljinin geleceği diye. orada nostaljinin aldatma ve manipülasyon mekanizmaları anlatılıyor. kitap biraz daha nostaljinin tarihsel bir olgu olması üzerine kurulu ama belki size cevaplar verecektir.
0
black holes in the sky
(29.01.24)
Mirket +1

Ama ben de özlüyorum o ayrı.
0
pispinti
(29.01.24)
Mirket +1

Daha eskiden çok iyiydik çok mutluyduk demeyene denk gelmedim. Hatta 10 sene sonra konuşsak eminim bu yıllar güzel gelecek.
0
logisticsmanager
(30.01.24)
bende cok ozluyorum cocuklugumu. gunes bile bir farkliymis gibi geliyor bazen

5-10 sene onceki hayatima da ozlem duyuyorum bazen

muhtelemen 10 sene sonrada bugunu ozleyecegiz
0
foster
(30.01.24)
ben ozlem duymuyorum cunku bana gecmis hep "yasadigim cok kotu bir olaya x yil kalmis olan yil" gibi geliyor.

gecmise donmek istemezdim sanirim. bazi seyleri en basindan degistirebilseydim isterdim ancak.
0
bohr atom modeli
(30.01.24)
(4)

Hollandada bir iş ama Japon Firması

jimjim
Halihazırda yurt dışında çalışıyorum. (Hollanda değil). Janmar motor’ın Hollanda ayağı için bir görüşme önerdiler.Pozisyon satış ama mühendis veya teknik alt yapısı olan birini arıyorlar. EMEA bölgesindeki müşterilere sürekli (işin yarısı) ziyaret içeriyor.Maaş aralığı da aman aman yüksek değil (gib
Halihazırda yurt dışında çalışıyorum. (Hollanda değil). Janmar motor’ın Hollanda ayağı için bir görüşme önerdiler.
Pozisyon satış ama mühendis veya teknik alt yapısı olan birini arıyorlar. EMEA bölgesindeki müşterilere sürekli (işin yarısı) ziyaret içeriyor.
Maaş aralığı da aman aman yüksek değil (gibi duruyor) blue card’ın altında kalıyor. Ama tabi tatil parası,13.maaş vs var mı bilmiyorum.
Hollandaya gidersem kiram çok az olacak. (Kalacak yerim var)

Endişe ettiren şey firmanın japon olması. Çalışma hayatında amerikan firmalarından bile beter bir yaklaşımları var gibi düşünüyorum.
Bir de üstüne seyahat olayının çok olması ve bir de afrika ülkeleri falan.. :/
Korkudan turistik amaçlı mısır’a bile gitmemiş insanım.

Daha çok erken ama sizce hangi şartlarda kabul edilmeli bu iş? Ya da kabul edilmeli mi?
0
jimjim
(29.01.24)
mevcut isinle ilgili bilgi vermemissin ki, nasil kiyaslayalim. ama belli ki istemiyorsun, o yuzden gorusmeyi reddedebilirsin.
0
hot potato
(29.01.24)
Hocam Japon kültürü diye japon firması aynı şeyleri Hollanda'da yapacak diye bir olay yok. 100 küsur yıllık amerikan firmasindayim, tabiki amerikan kültürü hissedilse de öyle vahşi kapitalizm yok çünkü fransa.

Yani firmanin japon olup olmamasi önemsiz. Honda japondu ama Türkiye'de çıkarken görülmemiş güzellik yaptı çalışanlara. Siz firma hakkında iyi konuşulup konuşulmadigina bakın.


Pozisyon fena değil gibi yani farkli şeyler goreceksiniz, müşteri ziyareti falan insani gelistirip konfor alani dışına cikarir.
0
logisticsmanager
(29.01.24)
Biraz önyargılı davranıyorsunuz gibi geldi bana. Şirket Japon olda bile Hollanda’da olduğu için buranın normlarına göre bir düzen vardır diye düşünüyorum. Burada da beyaz yaka işler genelde rahat ve profesyoneldir.
0
but that was just a dream
(29.01.24)
Almanya'da falansan hiç düşünme koşarak git. İngilteredeysen gitme. Değişir yani nerede olduğuna göre. Mülteci çöplüğü yerlerde yaşanmaz.
0
ferenc
(29.01.24)
(2)

ABD Üniversitelerinde kontenjan

michael_knight
ABD'de öğrenciler pek çok üniversiteye başvuruyor sonra bazılarından kabul alıyorlar ve içlerinden birini seçip okuyorlar. Peki bu okullar kontenjanlarını nasıl ayarlıyorlar?Yani bir okul 100 öğrenciye kabul verip sonunda bunların sadece 10 tanesi başvurabilir ve kontenjanın çoğu boş kalır. Veya 100
ABD'de öğrenciler pek çok üniversiteye başvuruyor sonra bazılarından kabul alıyorlar ve içlerinden birini seçip okuyorlar. Peki bu okullar kontenjanlarını nasıl ayarlıyorlar?
Yani bir okul 100 öğrenciye kabul verip sonunda bunların sadece 10 tanesi başvurabilir ve kontenjanın çoğu boş kalır. Veya 100'ü de başvurur, bu sefer de tüm öğrencilere yetecek yer olmaz.
Bu sistem nasıl çalışıyor?
0
michael_knight
(29.01.24)
Abi yedekler?
0
jimjim
(29.01.24)
ABD eğitim sistemi Türkiye gibi. Aynı bizdeki gibi sınav sistemi var. Ek olarak bir miktar para ödeniyor devlet okullarına. Özellere çok daha fazla. Sistem hemen hemen aynı. Eğitim kalitesi de dandik. 4-5 üniversite dışında eğitim kalitesi avrupa'dan düşük. Ek olarak dersler zor. Paso ezberli, projeli falan filan. Zirilyon tane üniversite var.
0
ferenc
(29.01.24)
(9)

bütün dünyadaki bu mülteci ve göç problemiyle amaçlanan nedir?

ilgeru
amerika'da da bu sorun var, avustralya'da da kanada'da da, avrupa'nın en ileri ülkeleri diyebileceğimiz ülkelerinde de. yani dünyanın neredeyse bütün ülkelerini etkileyen bir problem haline geldi. bunun sebebini sormuyorum sebebi açık zaten.ancak son zamanlarda bunun ülkelerin en temel sorunu haline
amerika'da da bu sorun var, avustralya'da da kanada'da da, avrupa'nın en ileri ülkeleri diyebileceğimiz ülkelerinde de. yani dünyanın neredeyse bütün ülkelerini etkileyen bir problem haline geldi. bunun sebebini sormuyorum sebebi açık zaten.

ancak son zamanlarda bunun ülkelerin en temel sorunu haline gelmesi ve buna hala göz yumuluyor oluşu ile ne yapılmak isteniyor? amaçlanan şey nedir? bu göç alan ülkelerin hepsi isteseler 1 günde önleyebilirler bunu, hak, hukuk, adalet, insan hakları, medeniyet, istediklerinde pek umurlarında değil çünkü.
0
ilgeru
(27.01.24)
Yaşlı nüfusa karşı bir çözüm olarak görülüyor. Batı dünyasında hatta Türkiye'de bile nüfus çok yaşlandı ve doğum oranları çok düşük. Halk istese de istemese de genç nüfusu fazla olan ülkelerden göç gelecek bu ülkelere. Sen Avrupa'da dünyanın bebek yardımını da versen şehirdeki bir çift 2den fazla çocuk yapmıyor genelde ama göçmenler sınırsız insan gücü gibi bir şey. Türkiye'de de sanayicilerin keyfi çok yerinde göçmenlerle aynı şekilde.
0
nundu
(27.01.24)
Ucuz iş gücü, kapitalistler ve işletmeciler için yüksek kâr. Örneğin AB ve ABD'de doğu Avrupalılar (mesela Polonyalılar), ABD ve Kanada için Meksikalılar ucuz iş gücüdür. Kendi vatandaşının saatte 15 dolara yapacağı işi bunlara 5 dolara yaptırır, bir de fazla çalıştırır. Bizde de Suriyeliler, Afganlar böyle. Hatta bir bakan söylemişti: "Suriyelileri gönderirsek birçok sektör batar" gibi bir şeyler.
0
prole
(27.01.24)
Diğer ülkeler için durum şundan farklı değil: www.cumhuriyet.com.tr
0
prole
(28.01.24)
Cultural Marxism conspiracy theory: rationalwiki.org
0
freedonia
(28.01.24)
ideolojik anlamda bakarsak göç konusu, ulus devletlere karşı olan küreselcilerin daha çok işine yarayan bir durum. Devletleri zayıflatan,kırılgan hale getiren önemli bir etmen ne de olsa.

Göçü arttıran en önemli faktörlerden biri de batı tarafından iç karışıklık çıkarılan devletlerde yaşam alanı iş sorunu yaşayan, kendi ülkesinde hangi devletin bayrağını görüyorsa oraya gidiyor.
Mesela İngiltere'de Pakistanlı ve Hindu görmek normal.

Abd'yi de barış, demokrasi ve özgürlük götürdüğü(!) yerlerde yaşananlar ve aldığı göç konusunda anlatmaya gerek yok.

Fransa'da yı yine çok kan döktüğü yerlerden gelen Afrikalılar ziyaret etmekteler.

Türkiyemiz ise tam aksine ortalığı karıştıran değil, 3 kıta arasında önemli bir noktada bulunması sebebiyle bu sorunu yaşıyor.

Batının hak, adaletten bahsetmesi teröre destek verenlerin barış kardeşlikten bahsetmesiyle tamamen aynıdır.

Alıcıların çıkması veya kabul edenin olmadı veya ortamlarda yer edinmek için sosyal /resmi mesajlar vermek temeldir bu konularda.
0
diyecevaplandı
(28.01.24)
Amaclanan ne derken suriye savaşı bu olayi asıl baslatan olay. Yani bunun uzun süreli bir plan olduğuna falan inanacak değilim.

Avrupa'da da olay çalışmaya gelen adam değil de daha çok işte yasal olmayanlar ya da ne bileyim gemiyle falan gelenler.

Çözüm de öyle dediğiniz gibi 1 günlük olay değil. Öyle olsaydı Amerika'da meksika sınırını falan 1 günde çozerdi.

Ki bu ileride küresel isinma ile daha da kötü olabilir.
Göz yumulan da şu; genelde sol partiler değişen bakış açısı ile humanist takıldı ama şu an genel olarak ellerinde patladi çünkü bunu konusmayan partiyi istemeyenler çok. Ben de misal solcu olsam da Fransa'da melanchonun partisine oy vermem.

Misal Fransa'da son göç yasası mahkeme tarafindan durduruldu çünkü bazı yasalara uymuyor. Neyse yani bu iş öyle kolay değil yani.

Ha tabiki göçün devletlere yardımı çok. Fransa enteresan şekilde doğum oranının çok yüksek olduğu bir yer ki göçmenler ile alakası yok, harbiden herkesin çocuğu var hatta genelde iki tane çünkü yardım çok fazla. Ama çoğu ülkede Fransa'ya oranla az ve kesinlikle dışarıdan göç gerekiyor.

Neyse böyle planlanan vs bir şey yok, planlanan bir şey olsa sol hükümetler seçimlerde yenilmeyi göz önüne alarak bunu yapmazdi. Bu tam tersine planlanan/istenen şekilde gitmemesi olayı ve benim görüşüm asıl patladığı yer Suriye savaşı. Aynı Türkiye'de olduğu gibi. Suriye savaşına kadar Türkiye'de bir şey yoktu. Türkiye'nin planı ucuz/kayitsiz iş gücü+Avrupa'ya karşı elde kozdu.
0
logisticsmanager
(28.01.24)
Diğer yerleri bilmem ama amerika'da ucuz iş gücü ve sömürü. Saati 5 dolardan adam çalıştırıyorlar. Abd'ye meksikadan giren veya turist olarak gelip çalışanların geleceği yok.

Kanada abd vahşi kapitalizminde tutunamayanların yeri. Abd'ye eğitim için gelip sonrasında tutunmayanlar kanada'ya akıyor. Kanada'nin geçen hafta -30 dereceyi gören yerleri vardı. Burada getir götür işi de zor olduğundan mültecilerin hayatta kalmaları zor.

Almanya zaten küçük Türkiye. Giden ne ingilizce ne almanca öğrenir. Türkiye'deki bir memurun durumu Almanya'daki işçiden iyidir bence.

Şunu da diyeyim, bir yer göç alıyorsa, bol göçmen kabul ediyorsa, kaçak takılan çoksa oraya gitmeyin. İş azdır, konut azdır, sorun boldur, kaos boldur.
0
ferenc
(28.01.24)
Bence acikcasi Avusturalya'daki Kanada'daki gocun seni neden bu kadar rahatsiz ettigini sorgulamalisin. Alan memnun satan memnun bir durum var. Yukarida aciklanmis, ucuz, genc is gucu. Peki Turkiye'de yasayan ve muhtemelen hayati boyunca orada kalacak biri icin bu niye bir sorun teskil ediyor? En garipsedigim sey bu. Batida uretilen sagci komplo teorileri dogulu gecnlere dert oluyor kendi problemlerini cozmus gibi. Garip degil mi?
0
hot potato
(28.01.24)
abd'den kanada'ya geçenlere ilişkin istatistiki bilgi sorulmuştu. ciddi olmayan bir cevap verince silinmiş.

şöyle diyeyim; abd çalışma vizesi h1b alma olasılığı şuan %10 falan. alınsa da işten çıkma durumunda hemen yeni sponsor bulmak gerekiyor ki bu çok zor. geriye kalan %90 lık kitle abd de eğitime para döktükten sonra 3.dünya ülkesi olan memleketine dönmek istemiyor. en yakın seçenek kanada olunca oraya akıyorlar.

ek olarak, new york city'de kaçak takılarak bir abd'li olabileceğini düşünenler saatlik 5 dolara çalısıldığını, sağlık sigortası olmadan abd'de yaşamanın ihtihara teşebbüs olduğunu fark edince bir kaçış yolu arıyorlar. bu yol da kanada'ya çıkıyor.

abd-kanada tartışmasında kanada'da yaşayan kişiler duygusal tepkiler vermeye fazlasıyla yatkın oluyorlar. dibindeki bir ülkenin alım gücünden, iklimden, diğer olanaklardan uzak yaşamak pek de iyi değil sonuç olarak.
0
ferenc
(28.01.24)
(10)

Eşinizin işyerindeki karşı cins arkadaşı

meraklitursucu
Eşiniz işyerinden farklı departmandaki karşı cins arkadaşıyla fotoğraflar paylaşsa tepki gösterir misiniz? Normaldir karışmam mı dersiniz?
Eşiniz işyerinden farklı departmandaki karşı cins arkadaşıyla fotoğraflar paylaşsa tepki gösterir misiniz? Normaldir karışmam mı dersiniz?
0
meraklitursucu
(27.01.24)
paylaşmasının beni rahatsız ettiğini söyler kaldırmasını isterdim sakince.
0
gizemli dede
(27.01.24)
Çok değişken. Örneğin eşimi tanıdığımdan beri çeşitli arkadaşlarıyla fotoğraf koyuyordur hiç önemsemem ancak doğru düzgün instagram bile kullanmıyorken yıllar sonra ansızın sadece bu kişiyle sıkı fıkı bir fotoğraf koymuştur bu dikkate değer bir şey olur ve rahatsız eder.

Eşinizi siz daha iyi tanırsınız. Bize değil size garip gelip gelmediği önemli. Tuhaf bulduysanız konuşun.
0
akhenaten
(27.01.24)
Böyle yapan biri eşim olamaz, kıskandığımdan değil bazı temel kuralları düşünemediğinden
0
olaylar olaylar
(27.01.24)
bekar erkek olarak yazıyorum;

iş yerinde evli bir kadın arkadaşımla fotoğraf çektirecek olsam ve bunu sosyal medyaya koyacağını söylediyse mümkün olduğunca ciddi/resmi bir şekilde fotoğraf çekilmek isterim. eşinin rahatsız etme ihtimali olan bir fotoğraf karesinde olmak istemem.

eğer evli olsaydım;
eşimin fotoğraf koymasına bir şey demezdim. ama bu fotoğraf iş yerinde çekilmiş olmalı. iş yerinde şakalaşmalı da olabilir gülümsemeli de olabilir sorun değil. ama dışarıda bir yerde böyle bir fotoğraf çekmiş olması rahatsız ederdi. tabii dışarıda arkadaşlarla gidilen bir iş yemeği ise bu durum da rahatsız etmez.

yani fotoğraf çekilen yere ve fotoğrafın içeriğine bağlı.

fotoğrafın nasıl bir şey olduğu hakkında biraz daha bilgi verirseniz daha iyi olur.
0
tabudeviren
(27.01.24)
Eşimin karşı cinsten arkadaşı neden varki, birlikte fotoğraf çektirecek kadar yani.
işyeri arkadaşları olarak hepberaber yani tamamda.
0
Tina
(27.01.24)
Olaylar +1 o kişi eşim olamaz.

Ama konuda çok değişken var. İş yerinden karşı cins bir arkadaşımla neden foto çektireyim, çektirdim diyelim neden paylaşayım?

Her beraber tüm ekip, olabilir.
Patronu, yöneticisidir, bir Ödül ve alıyordur, olabilir.



Ama kahve içerken fotomu paylaşmam.

O kişi artık eşim değildir.

m.youtube.com
0
neden beni sevmedin
(27.01.24)
eşim diş hekimi bütün hastaları ve doktor arkadaşlarıyla paylaşıyor benim insan içine çıkacak halim kalmamış o zaman :D

yav ne garip garip şeyler paylaşırsa paylaşsın sanki paylaşınca yollu paylaşmayınca namuslu mu oluyor bu insan ırkı. hiç bir şey paylaşmayıp neler neler çeviren tanıyorum.

çok de şey yapmamak lazım bir halt yerse yolları ayırırsınız.

ben paylaşmam ama ne alaka derim bu arada. çok eski arkadaşım falan olacak da belki.

ya da hikaye falan atarsın da öyle kalıcı fotoğraf falan ne mana derim. Ama atarsa da kaldır şunu ne bu hal demem.

ben paylaşsam da eşim bişey demez ama "ne mana" durumu var yine. Herkesle atıyorumdur karşı cinsten de atarım, bir fark olmaması lazım karşıdaki insanın niyeti kötü değilse.

tamamen ortama, kişilere ve çevreye bağlı.
0
ananiyimioguz
(27.01.24)
ben ayrılırdım ama bu şahsi fikrim. Daha doğrusu öncesinde çıkmazdım bile.

Bu durumdaysam söylerdim. Yapmıyorsa büyük kavga çıkardı.

@Neden beni sevmedin +1
0
baldan kaymak
(27.01.24)
Yukarıda diş hekimi örneği verilmiş. Bu normal. Sonuçta reklam yapıyor ve para kazanacak.

Ama normal iş arkadaşıyla keyfi fotoğraf bence normal değil. Ben bekar erkek olarak ilişkim yoksa bir kadınla fotoğraf paylaşmam.
0
ferenc
(27.01.24)
Diş hekimi, doktor, diyetisyen vs bunlar normal, yadırgamam. Ama atıyorum kadın ya da erkek bankacı, ikisi birlikte fotoğraf çekilip paylaşıyorsa yadırgarım. Toplu bir iş yemeğidir, yan yana oturup yakınlaşmış gülümsüyorlardır, içim bi tuhaf olur. Ciddi bir ortamda çekilen fotoğrafsa hiç yadırgamam.

Bazı sınırlar vardır ve aşmamak gerekir.
0
birgumuspeni
(27.01.24)
(2)

ABD'deki yazılim firmaları relocate yapıyor mu ?

Chips
Avrupa'daki neredeyse bütün ülkeler vize işlemleri konusunda destek verirken, Birleşik Devletler'de ozellikle iş açıklamasında sponsor olamayacaklarını belirtiyor. Bu durum genel mi yoksa benim karsilastiğım firmalar mı boyle ? ABD'de çalısmak isteyen bir yazılımcı icin tek yol green card mı ?
Avrupa'daki neredeyse bütün ülkeler vize işlemleri konusunda destek verirken, Birleşik Devletler'de ozellikle iş açıklamasında sponsor olamayacaklarını belirtiyor. Bu durum genel mi yoksa benim karsilastiğım firmalar mı boyle ? ABD'de çalısmak isteyen bir yazılımcı icin tek yol green card mı ?
0
Chips
(25.01.24)
ABD'nin çalışma vizesi (h1b) çekilişe dayalıdır yani lottery. Her yıl belli sayıda kişi bu vizeyi alabilir.

Eğer böyle olmazsa ABD'li işsiz kalır. Özellikle iç kesimler kırsal bölgeler oluyor. İş imkanı fazla yok. Yozgat gibi falan düşün. Ayrıca latin amerikayla bağlantısı nedeniyle göçmen istilasına uğrama riski her daim var.

Green card'da çözüm olmayabilir. Computer science doktorası olan çok abd'li var. Yazılım işi artık ABD'de artık eleman ihtiyacı duyan bir alan değil. Dışarıdan gelmeyi geçtim doğma büyüme ABD'li olup da iş bulamayan çok var.
0
ferenc
(25.01.24)
ya manager seviyesine cikip l1 ile geleceksin.
ya sirket icin duzenli olarak disaridan calisirken sana her sene h1 basvurusu yapacaklar ve cikarsa gideceksin.

1. yol en garanti yol. ama yoneticilik yapman gerekiyor giris seviyesi yazilimci gelemez.
2. yol yalan oldu artik ama talihin varsa cikar.

oyle sifirdan linkedin'den ise basvurdum, kabul aldim, amerika'ya gittim gibi bir olay yok diger ulkelerde oldugu gibi.
0
antikadimag
(25.01.24)
(7)

yurtdışı yaşam almanya,isviçre,amerika

alp9900
genç bir mühendis olsanız yeterli mesleki birikim ve kısmı maddi bir gücünüz olsa hangi ülkeye yerleşmek isterdiniz?
genç bir mühendis olsanız yeterli mesleki birikim ve kısmı maddi bir gücünüz olsa hangi ülkeye yerleşmek isterdiniz?
0
alp9900
(22.01.24)
İsviçre'de neresi olduğuna bağlı.
Şöyle ki ben şu an Fransa'da yaşıyorum ve gerek İsviçre'de yaşayan İsviçreli ve expat kişilerden duyduğum tabiki para daha iyi olsa da iş hayatının daha yorucu olduğu, iş kültürünün Fransa'ya göre daha sert olduğu. Bir de genel olarak insanlar çok fazla halka karışamama, insanlardan şikayet ediyor. Ben misal şu ana kadar Fransa'da tam tersini yaşadım hep, ondan İsviçre'den fırsat oldu mu cekiniyorum.

Amerika zaten çok alakam olan ülke değil, yaşamak istediğim hayat biçimine ve ortamina ters bir yer.

Almanya İsviçre'nin bu arkadaş bulamama, insanlarla iletişim zor olaninin daha az para vereni.

Ondan İsviçre giderdim bu üçünde ama genç diyince iş karıştı.

Eğer sürekli Amerika'dan Türkiye'ye uçmak gerekmeyecekse Amerika'ya giderdim genç olarak çünkü İsviçre ve genç kavramı biraz ters. İsviçre daha yükselmeye baslayip aile falan kurdukca,ki su anki durumum, iyi. Onun dışında 25-26 yaşında insan için zor olur.
0
logisticsmanager
(22.01.24)
cok para pesinde degilsen, memur zihniyetliysen, sanat sepet isleri ve turkiye'ye yakinlik onemli ise avrupa.
kapitalizmin kopegi olmak istiyorum, para pesindeyim ne kadar cok para o kadar iyi diyorsan USA.
ortaya karisik ne idugu belirsiz bisey olsun diyorsan commonwealth
0
cooperr
(22.01.24)
ABD. Irkçılık çok az, okyanuslarla çevrili olduğu için ekonomisi dış etkenlerden çok az etkileniyor. Savaş bile çıksa, okyanus çok önemli bir unsur.

İlla Avrupa olacaksa, İrlanda. Yaşam kalitesi çok yüksek, AB üyesi, bilişim ve telekom altyapısı çok iyi, vergiler mantıklı, yabancı sayısı oldukça fazla ve kolay adapte olursunuz.
0
alfired
(22.01.24)
asla Almanya'ya gitmezdim. hayat standartlarının giderek düştüğü, yaşam doyumunun Avrupa Birliği'nde Bulgaristan ile beraber en düşük olduğu ülke. Enflasyon var ve maaşlar yeterince yükselmedi. Irkçılık ciddi boyutlarda. Altyapısı sorunlu. Trenler düzgün çalışmıyor vs.

İsviçre'de non-EU vatandaşlıkla iş bulmak aşırı zor, çünkü kota uyguluyorlar. Orada yüksek lisans yapmış bir arkadaşım çok sayıda iş başvurusu yaptı ancak hepsinden de aynı gerekçeyle (non-EU olması) reddedildi. Reddit'te falan da okuyorum Harvard mezunları vs iş bulamıyorlar. Yaşama gelecek olursak, hayat kalitesi en yüksek 2-3 ülkeden birisidir herhalde dünyada. Her yer tertemiz ve doğası muhteşem. Sistem tıkır tıkır işliyor, herkes çok dakik. Mükemmele en yakın yer olabilir İsviçre ülke olarak. Lakin, halkı çok muhafazakar ve yabancı düşmanlığı yaygın. Göçmenlere bakış genel olarak olumsuz. Sosyalleşmek çok zor, yalnızlık büyük problem. Saat 18'den sonra hayat bitiyor genel anlamda. Bir süre sonra çok sıkıcı olabilir. Genç ve bekar bir mühendisseniz mutlu olamayabilirsiniz. Ancak evliyseniz ya da burada zaten bir sosyal çevreniz varsa güzel bir hayatınız olabilir.

ABD ise neresi olduğuna göre değişir. Ben 4-5 ay kadar midwest'te kaldım. Avrupa'dan birçok açıdan farklı. Avrupa'ya göre artıları:
-ırkçılık daha az Türklere ön yargı neredeyse hiç yok
-farklı milletlerin bir arada yaşadığı bir yer (Avrupa da öyle ama göçmenlik farklı algılanıyor ve Eurocentrism diye bir gerçek var)
-daha az vergi var dolayısıyla daha çok kazanıyorsunuz
-Dil
eksileri:
-genel olarak sosyal haklarınız çok daha az. paralı izin diye bir kavram neredeyse yok. herhangi bir gün kovulabilirsiniz.
-sağlık sistemi berbat, hastaneye gitmemeniz gerekiyor ne olursa olsun.
-yemekler çok kötü
-çok uzak
-yürünebilir şehir sayısı çok az. arabasız yaşam mümkün değil.
0
but that was just a dream
(22.01.24)
Erkrn emekli olmak icin amerika
0
lapaz
(22.01.24)
oo amerika'ya yine çantayı alıp göçüyoruz. hani şu arnold schwarzenegger varya aktör, sporcu, kalifornia valisi.. bu adamın abd vatandaşı olması 20 yıl sürdü. 7 defa dünya şampiyonu oldu, film çekti vb bu süreçte. ona rağman abd'ye tam resmi göçü 20 yıl sürdü

abd göçmen almayan bir ülkedir. göç politikası yoktur. ancak sadece sorun bu değil. iç kesimleri komple kırsal. köy gibi ortamlar var. Sağlık sistemi sadece paraya dayalı.

Irkçılık yok denilmiş de neye göre yok? Boston'da yok, California'da yok, New york city'de yok. İç kesimlerde var. Olmayan yerleri kaotik ve pahalıdır.

ve en berbat yönü de homeless sorunu. abd'de birdenbire sokakta kalabiliyorsun. işine bağlı değilsen, borç yaptıysan sokakta kalabilirsin. İklimi iyi bölgelerin homeless'ı boldur.
Diğer bir sorun uyuşturucu serbest bölgeleri var. Buralar genelde sorunlu
0
ferenc
(22.01.24)
almanya'yi da amma gommusler. almanya hakkindaki abartili ifadelerin olumlusu da olumsuzu da yalandir onunla baslayayim. isvicre guzel ama genc bir muhendislik bir sehri yok gibi isvicrenin ya. sanki emekli memleketi gibi bence. profesyonel hayati bilmiyorum bir sey diyemem.
amerika ise bence aralarinda en iyisi. zaten alman muhendislerin bir kismi da oraya kapagi atmaya calisiyor. hem entegrasyon kolay hem dil ingilizce. bu nedenle turkler icin almanya'dan daha kolay olur. ben abd'de birkac ay bulundum, insanlar bana karsi almanya'ya gore cok daha sicakkanliydi cunku onlara gore farkliydim. meksikali olsaydim o kadar ilgi gormeyebilirdim. iste almanya'nin meksikalisi da turkler oluyor.

bence avrupa icin hollanda da guzel bir alternatif.
0
bohr atom modeli
(23.01.24)
(8)

Columbia ayakkabılar giydikçe açılır mı?

Amaranta ursula
Selamlar,Yarım beden de olsa esneme payı var mıdır acaba? 37 giyiyorum normalde ama yeni diye mi bilmiyorum ama bir tık sıktı sanki. 37.5'u da var sitede ama şimdi iade yeniden sipariş vs derken çok zaman alacak sanki. Deneyimleyen arkadaşlar bilgi verebilirse çok mutlu olacağım. Cevaplar için çok t
Selamlar,
Yarım beden de olsa esneme payı var mıdır acaba? 37 giyiyorum normalde ama yeni diye mi bilmiyorum ama bir tık sıktı sanki. 37.5'u da var sitede ama şimdi iade yeniden sipariş vs derken çok zaman alacak sanki.
Deneyimleyen arkadaşlar bilgi verebilirse çok mutlu olacağım.

Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.

Edit: outdoor model.
0
Amaranta ursula
(21.01.24)
bağcıkları biraz gevşetmeyi deneyebilirsiniz belki işe yarar.
0
a7x
(21.01.24)
Yani modele göre değişir ama, sıkıyorsa çabuk yırtılabilir. TR’deyseniz eğer çok para vermişsinizdir diye tahmin ediyorum ama ben geçen yıl Columbia bir ayakkabı aldım 2-3 ay içinde iç tarafta 1 yıl sonra da dışında yırtılmalar oldu. O yüzden ben olsam değiştirirdim.
0
but that was just a dream
(21.01.24)
değiştir bence. gercekten dayanıksız oluyor ayakkabıları.
0
ferenc
(21.01.24)
Yorumlardan sonra değiştirmek yerine acaba iade mi etsem diye düşünür oldum. Bu kadar dayanıksız mı cidden:(
0
🌸Amaranta ursula
(21.01.24)
Ayakkabının rahatsız edil etmediğini yokuş asagiya hafif hızlı tempoda iner gibi deneyin. Ayağınıza dar geldiyse zaten sizi orda rahatsız eder. Fakat bu soruyu sorduysanız ben olsam değiştirirdim.
0
dedeminhirkasi
(21.01.24)
Outdoorrda bir numara büyük almak gerekiyor colombiada. Ben de 37 giyiyorum ama northface ve colombia 37 dar oluyor. Outdoor bir de yürürsünüz, uzun süre giyersiniz rahat olmaz sıktıysa bence büyütün numarayı.
0
Kediyi üzdün
(21.01.24)
Ayakkabı değil botunu aldım. Kendi ayak numaram sıktı ve kumaş olmayan yerler kalıp gibi olduğu için denemek için giyip çıkartırken bile rahatsız ediyordu. 1 numara büyüğüyle değiştirdim huzur buldum. Anneme de almıştım ona da dar geldi, o da 1 numara büyüğüyle değiştirdi. Columbia.tr'den aldiysaniz mağazadan değişim yapabilirsiniz.
0
beetlejuice
(22.01.24)
Futbolcular yeni krampon aldiklarinda özel bir ayakkabi firini gibi bir alete koyup sonda giyiyorlar. Bunu görüp yeni ayakkabilarimi bende fön makinesiyle iceriden isitip giymistim. Hem ayagimi vurmamasi hem de ayagima cuk diye oturmasindan dolayi tavsiye edebilirim.
0
VIPCH
(22.01.24)
(9)

Kuzenimin bebeğine ne takmaliyim?

matilda
Selamlar,1 ay icinde kuzenim dogum yapacak. Bebege bir sey takmak lazim (sacma ama) ama ceyrek altin cok pahali malum. Ben zaten evliyim ve cocuk asla dusunmedigimiz icin o altinin bana geri donme sansi da yok. Ama kuzenim de yakin oldugum biri. Sık gorusmeyiz ama mesafeli de degiliz. 50 dolar tak f
Selamlar,
1 ay icinde kuzenim dogum yapacak. Bebege bir sey takmak lazim (sacma ama) ama ceyrek altin cok pahali malum. Ben zaten evliyim ve cocuk asla dusunmedigimiz icin o altinin bana geri donme sansi da yok. Ama kuzenim de yakin oldugum biri. Sık gorusmeyiz ama mesafeli de degiliz. 50 dolar tak falan diyen var. Ayip olur mu? Siz ne dusunuyorsunuz?

edit: gram altının geri dönüşü olmasa da sorun değil arkadaşlar ama çeyrek altın takacak olsam dönüşü olsun isterim. çeyrek altın ne kadar oldu:) boşa gitsin istemem açıkçası. yoksa kimseye bir şey takmamak gerekir. yazın arkadaşım evlendi (çok eski, uzun zamandır hiç görüşmüyorduk ama nikahına davet etti) ona da gram altın taktım geri dönmeyeceğini bilerek ve umursamayarak. geri dönme olayına çok takılmışsınız cimri ve bencil görünmüşüm istemeden. yani gram takmak ya da 50 dolar/euro takmak bana koymaz ama daha büyüğü geri dönsün isterim şahsen. ki bu kişi 3 kere nişanlanıp 1 kere evlendi. hepsinde de çeyrek taktık :D ama o zaman çeyrek bu kadar koymuyordu işte.
cevaplar için teşekkürler, gram altın takacağım. görüp de bir şey eklemek isteyen yine de yazabilir, tikler gelecek.
0
matilda
(20.01.24)
En dogrusunu anneniz bilir
0
oscar
(20.01.24)
bir şey takmak zorunda değilsiniz. şık bir takım götürmek de oluyor. ama illa takmak isterseniz gram altın ya da yine gram altın ağırlığında bir hediye altın takmak olabilir. Bebeklere takmak için oluyor öyle seçenekler kuyumcularda.
0
lovemyself
(20.01.24)
50 dolar takana kadar gram altın...Anne babanız ne taktı acaba; ve düğünlerinizde birbirinize ne taktınız..
Ya da güzel 40-50$ bebek hediyesi satın alabilirsiniz
0
cccbehzatccc
(20.01.24)
50 dolar veya gram altın. Racon budur hiç düşünme, o bebişe yardımcı olacaksın, sana dönüşü olsun ya da olmasın hayat uzun, hastalıkta sağlıkta şu fani hayatta 1000, 2000 tl hiç dokunmaz kimseye.
0
ardolf rendall
(20.01.24)
Böyle bir gereklilik artık yok bence. Çocuğa hediye alabilirsin.
0
ferenc
(21.01.24)
Bebege destek olmalik bir durum yok arkadaslar zaten benden 10 kat zenginler. Maksat adet yerini bulsun.
0
🌸matilda
(21.01.24)
biz de maddi durumu çok iyi olanlara genelde para ya da altın takılmıyor, altın gelenek olsa da orada es geçiliyor. öyle bir tanıdık vardı herkes ihtiyaç olabilecek güzel tatlı şeyler götürmüştü. kimisi 1 tencere dolma, kimisi bebek puseti için mini battaniye kimi oda aydınlatma bilmem ne. bahsettiğin "benden 10 kat" zengin dediğin birine 50$ falan bence pek doğru olmayabilir.
0
avatar is back
(21.01.24)
Gram altın pahalı geliyorsa çocuk giyim mağazasından veya bütçeye göre (lcwaikiki) gibi mağazalardan hediye kartı alabilirsiniz. İstediğiniz tutarda yükleme yapıyorlar bildiğim kadarıyla
0
Geceler
(21.01.24)
Bu altın olayı gelenek meselesi, örneğin benim eşimin ailesinde böyle takı olayı hiç yok, sadece hayırlı olsun diyip geçiliyor veya bi kıyafet alınıyor. Ama benim ailemde altın şart mesela. Almayınca çok ayıp kaçıyor. Sizin aile geleneği nedir, çok ayıp kaçacsksa geri dönüşü olup olmayacağına bakılmaksızın gram altın almanız lazım.

Mesela ben 4-5 yıl önce kuzenime çeyrek takmıştım. O bana benim düğünümde yarım altın taktı. Benin ona 1 çeyrek borcum kalmıştı, o yüzden bbeği doğduğunda 1 çeyrek taktım bebeğe. Aranızda böyle bi borç varsa onu takmanız lazım.

Ben olsam ona sorardım bebeğe almayı düşündüğün bir şey var mı benim alabileceğim, ben bir hediye alıcam nehe ihtiyacı varsa onu alayım diye sorabilirsin. Yok derse ya gram altın ya da bütçenin yettiği kadarıyla 50 euro filan verebilirsin, sırf gelenek yerini bulsun diye dediğin gibi.
0
turuncu tonlarda
(21.01.24)
(8)

assistant professor ve research assistant phd farki

tuborg yesili
farki var mi?
farki var mi?
0
tuborg yesili
(19.01.24)
research assistant phd diye bir ünvan yok. post doctoral researcher olabilir. post doc researcher kadro bulamamış, iş bulamamış ancak boş durmak istemeyenlerin 1-2 yıl takıldığı bir pozisyon. maaşı ancak hayatta kalabilecek kadardır.

research assistant phd türkiye'de olabilir. 33a kadro almışsa ömür boyu DR. Arş gör olarak çalışabilir.

assist prof ise henüz doçent olmamış, doktorayı tamamlamış bir akademik kadro. Entry level gibi.
0
ferenc
(19.01.24)
kadrolar trde bu arada, kafami karistiran iki pozisyonda doktorasini tamamlamis, e farki ne bu durumda?
0
🌸tuborg yesili
(19.01.24)
research assistant phd bildiğiniz araştırma görevlisi kadrosu, araştırma görevlisi doktorayı bitirdiyse araştırma görevlisi Ali Veli demek yerine araştırma görevlisi Dr. Ali Veli diyorlar.
0
ted
(19.01.24)
sonra o arastirma gorevlisi kadrosundan docent olamiyor mu?
0
🌸tuborg yesili
(19.01.24)
Olamaz. Önce assst prof olarak ders vermesi lazım. 2 sene kadar en az.

Eskiden mümkündü ama.
0
ferenc
(19.01.24)
ferenc'in son dediği yanlış bence, doktor unvanına sahip olanlar da ders verebiliyorlar şu an, verenleri biliyorum. o yüzden olabilir (asst. prof. iken ders vermesi gerekmiyor diye biliyorum, sadece ders vermeleri gerekiyor diye biliyorum. kendim oturup araştırmadım ama doktora sonrası ders verenleri biliyorum şimdiden doç. kriterlerini tamamlamak için)
0
ted
(19.01.24)
benim bildiğim 2 sene full ders verir bir kadroda çalışılması gerektiği. 2000'lerin başında kamuda çalışırken doçent olanlar oluyordu.
0
ferenc
(19.01.24)
research assistat da doktorasini bitirdi yani ogrenci degil aslinda ondan anlayamamistim farki
0
🌸tuborg yesili
(19.01.24)
(7)

Üniversitede mühendislik - Hangi işi seçmeliyim

kararsızataletfilozofu
An itibariyle bir hayırlı olsun alırım, bu hafta karar vermem lazım :)6 yıl hayal edip gerçekleşince bile insan kararsız kalıyormuş.1.İşbir bakanlığın taşrasında büro personelliği - 33k maaşeve 5 dkka uzaklıkta kira yok.iş çok rahat yılda 2 ay yoğun, şef işleri veriyor.çoğunluk işi şef hallediyor, e
An itibariyle bir hayırlı olsun alırım, bu hafta karar vermem lazım :)
6 yıl hayal edip gerçekleşince bile insan kararsız kalıyormuş.

1.İş
bir bakanlığın taşrasında büro personelliği - 33k maaş
eve 5 dkka uzaklıkta kira yok.
iş çok rahat yılda 2 ay yoğun, şef işleri veriyor.
çoğunluk işi şef hallediyor, emekli olursa ve iş tek bana kalırsa yanarım :)
4 sene sonra unvan değişiklik sınavıyla mühendisliğe geçilebilir fakat açılacak il belirsiz.

2.İş
İzmirde Üniversitede Mühendislik - 45k maaş
ev belli değil kira en az 15k
işin durumunu tam bilmiyorum.
müteahhit, işçiler, projeler, tamir-bakım filan olacak herhalde.
Bir daha başka yere tayin hakkı yok gibi bir şey.
İyi yönlerini yazmak gerekirse memleketten daha çok imkan var şehirde.

yaş 29E diyelim.
aile 75+ sağlıkları yerinde memlekette kalacaklar.
en çok kararsız kaldığım şey onlara yardımcı olamayacak olmam.
üniversitede başladıktan 5-6 sene sonra memlekete geri dönmek ister miyim ? daha rahat bir iş ortamı arar mıyım bilemiyorum altan ?

Hangi işi seçersiniz ?
0
kararsızataletfilozofu
(18.01.24)
1 derdim ben. para biriktirme şansı ve yükselme imkanı ile. ilerde eş durumundan da başka ilden yine geri dönebilme olayı olur.
0
tolgan
(18.01.24)
2 özel sektör mü devlet üniversitesi mi? özelse seçme bence.

1 temiz yol. gerekirse ek iş yaparsın. yükselme imkanı da varsa 1'i kaçırma derim. özel sektörün kahrı çekilmiyor. Kamuda oldun mu ipler senin elinde olur. iş yapmak zorunda değilsin. sadece ortamla iyi geçin yeter
0
ferenc
(18.01.24)
Üniversite ortamı rahattır, diğer devlet kurumlarina göre giyimine laf etmezler, giriş çıkışlar daha esnektir. Ayrıca unvanınız mühendis olacağı için ona göre muamele görürsünüz. Yine üni imkanlarindan (spor salonu, kulturel etkinlikler) faydalanabilirsiniz.

Unvan değişikliği sınavı garanti acılır diye bir şey yok. Kurumun başkanı müdürü değişir belki hiç açılmaz, belki yıllar sonra açılır.

Kamu mühendislerinin koşulları şu an gündemde, bir iyileştirme gelebilir.
0
sanguine
(19.01.24)
1.işte zaten çalışıyorum :)
2side 657'nin 4/B sözleşmeli personel.

1.si çok rahat ama meslekle ilgisi yok
2.si bilinmiyor ne iş yapılacağı
0
🌸kararsızataletfilozofu
(19.01.24)
kira ve yol olmadığı için 1.işe aslında 50-55k maaş falan diyebilirsin. aile ile de aran iyise, yardımcı olmayı da seviyorsan 1 derim ben. 2.işe gittikten sonra özlemiydi, uğraşıydı, onlara bir şey olur mu endişesiydi bence üzer ve gerer. bir de bu konuda kimsenin kafasını karıştırmak istemem ve kendim de rahatsız olurum ama 30'lu yaşlar ve sonrasında yeni hayata düzene, hele ki diğer tarafta daha rahatı varken geçmek çok yorar ve yıpratır. izmir ile alakan varsa, eş dost ortam biliyorsan iyi gelebilir. he bunlar hiç yoksa o yaşta ortam kurmak da çevre yapmak da çok zorlaşabilir. bir çok açıdan 1 bence daha mantıklı gibi duruyor. bu yazdıklarımı mesela bazı arkadaşlarımın gözüyle düşündüm tam tersini yazacaklarını fark ettim, yeni hayat kurmak, herkesten uzaklaşmak, büyük şehirde yeni macera vs vs. hayata bakış açısıyla alakalı aslında
0
avatar is back
(19.01.24)
kaldirim muhendisiyim.

1.isi kesinlikle secmem, "iş çok rahat yılda 2 ay yoğun" deneyimsiz birisi icin bu cumle olumcul. Bu sekilde baslardan senden bir baltaya sap olmaz. Muhendislikte bir yerlere gelebilmen icin kariyerinin ilk yarisinda asilman lazim. Ikinci yarisinda nispeten "rahat" is bakacaksin. Surekli ogrenme modunda olman gerekiyor.

O yuzden direk 2. Ilerde Ogrenme durunca da baska is bakarsin. Ilk 20 sene 3-4 senede bir ziplamak lazim.
0
cooperr
(19.01.24)
İkincisi tabii ki. Mesleğiniz sorulduğunda büro personeliyim demek var, mühendisim demek var. Prestij + potansiyelinize uygun iş. Büro personelliği size hafif gelir. Taşrada da hayat geçmez, kendinizi geliştiremezsiniz, gerilersiniz günden güne. Maceraya atılmayı, riske girmeyi tercih ederdim şahsen. Sonuçları belirsiz işlerde insan çok tereddüt ediyor evet, ama diğer durumda da yerinde sayıyor, atıl kalıyor, tekdüze bir hayat sürüyor. Bilmiyorum belki de bu sizin istediğiniz şeydir, herkesin beklentisi farklı.
0
kesmekes laleler
(19.01.24)
(9)

Yurt Disinda Olup Calisma Izni Cikartmak

fernando mustafa
Bunu yasayanlar var mi? Ben yurt disinda yasiyorum ancak calisma iznim yok, burada herhangi bir is bulursam calisma izni alip oturma iznini uzatabilir miyim?ekleme: avusturya
Bunu yasayanlar var mi? Ben yurt disinda yasiyorum ancak calisma iznim yok, burada herhangi bir is bulursam calisma izni alip oturma iznini uzatabilir miyim?

ekleme: avusturya
0
fernando mustafa
(16.01.24)
Burada neresiyse onu soylerseniz daha iyi olur.
0
logisticsmanager
(16.01.24)
@logisticsmanager, avusturya hocam
0
🌸fernando mustafa
(16.01.24)
Avusturya'da yaşamıyorum ama buyrun bu var;
www.bmeia.gv.at:~:text=The%20working%20permit%20has%20to,during%20the%20visit%20in%20Austria.

"The working permit has to be applied for by the future employer before entering the country (so named “Einzelsicherungsbescheinigung”).
The working permit isn’t issued during the visit in Austria."

housinganywhere.com

"If you're from outside the EU/EEA/Switzerland and want to work in Austria for more than 90 days, you must apply for an Austrian work visa (Visa D) in your home country. You'll also require a work and residence permit for stays longer than 6 months."


Job seeker vizaniz varsa oluyor da turist vizesi ile olmuyor gibi ki aslında çoğu ülkede de olmuyor turist vizesi ile ama ülke ülke gene bakmak gerekiyor.
0
logisticsmanager
(16.01.24)
İş bulmanın ön koşulu çalışma izninin olmasıdır. Ancak tersi durumlar nadiren olabiliyor. Ülkenin ihtiyaç duyduğu bir vasıfta isen olabilir.
0
ferenc
(16.01.24)
benim bildigim internette cikan sonuclar genelde ülke disindan gelenler icin fakat benim ülke icinde oturum iznim var, farkli bir durum benimkisi ve bildigim kadariyla is yerinden kontrat alip gerekli belgeler saglandiktan sonra cikarilabiliyor ama emin degilim
0
🌸fernando mustafa
(16.01.24)
Oturum izni dediğin turist vizesi falansa o şekilde çalışma imkanı olsa tüm dünya zenginliklerin olduğu ülkelere akar. Mesela hintli tutamazsın hindistada. İranlı pakistanlı tutamazsın 1 tane ülkede.

Kaçak bir iş yapmanı önermem. Sınırdışı edilirsin veya yapsan da 3-5 ay yapıp sonra dönersin.
0
ferenc
(16.01.24)
Bulundugunuz ulkedeki fb expat ya da turk gruplarina sorun. Avusturyadaki turkler gibi gruplar vardir, en rahat bilgiye oyle ulasirsiniz.
0
oscar
(16.01.24)
oturum iznin varsa çalışma iznin nasıl yok? orada spesifik bir durum var gibi, bize değil göçmenlik avukatı/danışmanı birine sorman lazım gibi.
0
nhk ni youkosu
(16.01.24)
özelden bana ayrintilari yazabilirsiniz.
0
bora benim lan aslında
(17.01.24)
(2)

Bazı mekanlar ve bazı insanlar sizin de ruhunuzu basıyor mu?

psmstc
Bunu yeni farkediyorum. Bazı insanlar ve bazı mekanlar her görmem her gitmemde ruhuma kasvet veriyor. Size de oluyor mu ve neyle ilgilidir bu?
Bunu yeni farkediyorum. Bazı insanlar ve bazı mekanlar her görmem her gitmemde ruhuma kasvet veriyor. Size de oluyor mu ve neyle ilgilidir bu?
0
psmstc
(16.01.24)
Herkese olur, hafızanın çeşitli türleri var. Gördüğünüz şeyler size doğrudan sıkıntı versiyese ya da sizin yaşadığınız sıkıntılı süreçlerde siz o zaman farkında olmasanız bile dolaylı yoldan oradalarsa size kötü çağrışım yapar.

Örneğin ben beyaz ışıktan bunalırım, lavantalı oda kokusundan aşırı rahatsız olurum. Dağınık öğrenci evi tarzı bir yer görürsem içim sıkılır.
0
akhenaten
(16.01.24)
Havalandırılmayan muhafazakar insan evlerinde oluyor bana. Asla cam açmıyorlar ve evde ağır bir yemek kokusu oluyor. Yanık salça gibi
0
ferenc
(16.01.24)
(8)

Oda arayan insanlar nasıl insanlar oluyor?

ahm1
Lafım meclis dışı ancak oda arayan ve öğrenci olmayan kişilere karşı önyargım ve korkum var. Yani öğrenci biri gelip evimdeki bir odayı kiralamak istese "öğrenciliğin fıtratında zaten bu var, ailesi karşılıyordur parasını, benim de bir sürü arkadaşım 2-3-4 kişilik evlerde yaşadı" diyorum ve kişiyi b
Lafım meclis dışı ancak oda arayan ve öğrenci olmayan kişilere karşı önyargım ve korkum var. Yani öğrenci biri gelip evimdeki bir odayı kiralamak istese "öğrenciliğin fıtratında zaten bu var, ailesi karşılıyordur parasını, benim de bir sürü arkadaşım 2-3-4 kişilik evlerde yaşadı" diyorum ve kişiyi bir tehdit olarak görmüyorum.

Ancak 10 bin+ kira verebilecek insanlar genelde öğrenciler olmuyor. Görüştüğüm birkaç kişi de sıkıntılı insanlara benziyordu.

Dediğim gibi, genel olarak önyargım var öğrenci olmayıp da evimi kiralamak isteyenlere karşı. Bu konuda tecrübesi olanlar ne diyebilir bu konu hakkında? Gelen herkesi "serseri, bağımlı ya da başka bir şekilde sıkıntılı bir tiptir herhalde" olarak görmeli miyim? Yoksa bu kadar kafaya takacak bir şey yok mu?
0
ahm1
(12.01.24)
Ekonomik sorun dışında o tarz yaşam zaten mantıklı değil. Banyo, tuvalet, temizlik, mutfak.. hepsi sorun
0
ferenc
(13.01.24)
Günümüz ekonomik şartlarında ailesinden uzak yerde işe girmiş insanların en azından tutunana kadar başvuracakları yol eşyalı bir evde oda kiralamak.

Hepsine potansiyel tehlike olarak bakmak yersiz ama ev arkadaşlığı öğrenci olsun, başka şey olsun hem risk ve hem de sorun barındırıyor.

İkna edici bir hikaye dinlemeden ve sosyal medya geçmişini didik didik irdelemeden bir yabancıyı eve kabul etmek cesaret işi bence.
0
Mirket
(13.01.24)
Bir gelir kanıtı, sabıka kaydı vb istemelisin muhakkak. Adam diyelim ki suç örgütü üyesi veya ağır bağımlı. Ne yapacaksın??
0
ferenc
(13.01.24)
Bu konu yaşanılan şehre göre değişir bana göre, örneğin. İstanbuldaysa şartlar kira fiyatlarından dolayı bu tip oda arayan insanların talebi anlaşılabilir.

Ama diyelimki görece kiraların düşük olduğu bir doğu şehrinde yaşıyorsunuz, o zaman biraz daha şüpheci davranılabilir.

Ancak ekonomik olarak şartlar giderek dahada kötüleşiyor, bu durumda insanlar zorunlu olara bu yola başvuruyor olabilirler.

Bence tamamen soğuk bakmamak lazım, gerçekten çok düzgün bir aday olup gerçekten ekonomik şartlardan dolayı zorunlu olarak çaresiz kalınmış olabilir.

Kişinin konuşması, hal ve hareketleri, tutarlılık veya tutaksızlıklarını bakarak, vb. daha bir çok filtreleme ile değerlendirme yapılabilir.
0
Rao
(13.01.24)
Yurt dışında kiralar ve evler pahalı olduğu için çok fazla paylaşımlı ev var.
Yaşa ve statüye bakmıyor, oda kullanan çok insan var.

İstanbulda da bir dönem airbnb yaptık 3 odamız için. 6 ay falan tutan oluyordu. bir sorun yaşamadık.

Bazı iş arkadaşlarım aynı evde kalıyordu. Ekonomi kötüleştikçe, kişi de düzgünse yapılabilir bence. Kira direkt 2 ye 3 e bölünüyor düşünsenize.

Benim böyle ev paylaşma, blablacar gibi araç paylaşma işlerine bakış açım hiç bir zaman kötü olmadı hep kullanırım.

Ama kültürel olarak bizim insanımız o ne öyle evime başkasını mı alıcam, arabama başkasını mı alıcam diye bir bakış açısı var. Halbuki aynı yolu bedava gitmek varken veya teksin diyelim sohbet ede ede gitmek varken fazla para vermek mantıksız gelmiyor.

Tek olsam, kişi düzgün olduktan sonra kalırım ben şahsen.

Yurt dışında eşimle de kalıyoruz airbnb ile. E öyle oluyor da.. şartlar öyle gerektirirse uzun da kalınabilir.
0
ananiyimioguz
(13.01.24)
8 yil once izmitten istanbula farkli bir is icin gecmistim ve 6 ay sonra da evlenecektim ancak kalacak bir yere ihtiyac duydum ve yeni sirkete yakin bir yerde birisi ile anlastik. Ben makine muhendisi isinde gucunde bir adamim ama ihtiyacim oldu bir odaya. Ev tutup sonra degistirsem benim icin kulfetli ve mantiksiz olurdu. (Esimin atama durumuna gore vs ev tutacaktik)

Zamanla beraber kaldigimiz kiside farkli durumlar oldugunu ogrendim, detaya girmiym (o da benim gibi normal bir calisan) ve bir sekilde kirmadan evden ayrildim.

Yani ikimiz de ogrenci degiliz ancak birimiz iyi bir insanken digerimiz tehlikeli.
Ozetle tamamen kisiye bagli ve iyi analiz etmek lazim, kestirip atmamak da lazim.
0
va
(13.01.24)
Kafaya takacak bi durum var bence.
Bu devirde kimseye guvenmem. En duzgun gozukenin bile manyak cikma olasiligi var. Baska yerden para kazanma yollarina bakarim.
Ha tanidigin, guvendigin biri araci olur anca o zaman olur benim icin.
0
Kittie
(13.01.24)
Ne olabilir ki peki en fazla? Adamın çalıştığı yeri falan biliyorum diyelim.

Yani kişi manyak veya atıyorum uyuşturucu kaçakçısı çıksa bile benim hayatımı alt üst edebilir mi? Anladığımda kovarım evden, gelip beni bıçaklayacak insanlar değilse 1-2 gün canım sıkılır belki, sonra unutulur.
0
🌸ahm1
(13.01.24)
(16)

Karakoldayım Akıl Verin Lütfen

french lover
Daha önce gürültü sebebiyle şikayet ettiğim komşum bugün sarhoş bir şekilde kapıma dayandı. Kapıyı yumrukladı ve tehdit etti. Polisi aradım ve şu an karakoldayım. Polisler şikayetçi olmamam konusunda akıl veriyor. Adam daha da azabilirmiş vs. Sorunlu bir tip.Polisler uğraşmak istemiyor belli ki.Sizc
Daha önce gürültü sebebiyle şikayet ettiğim komşum bugün sarhoş bir şekilde kapıma dayandı. Kapıyı yumrukladı ve tehdit etti. Polisi aradım ve şu an karakoldayım. Polisler şikayetçi olmamam konusunda akıl veriyor. Adam daha da azabilirmiş vs. Sorunlu bir tip.

Polisler uğraşmak istemiyor belli ki.
Sizce ne yapmalıyım?
0
french lover
(11.01.24)
Ölümle tehdit edildim, çok berbat bir histi. 1 odalık dairede çaresizce polis bekledim.
0
🌸french lover
(11.01.24)
polisler doğru söylemiş. davadan kanundan ciddi birşey çıkmaz, adam arızalı ise daha beter bela olur. fiziksel bir zararın da olmamış. boşver.
0
parka
(11.01.24)
En azından bir korksun istiyorum. Gelip özür dilerse çekerim şikayetimi. Böyle hiç şikayet etmeyince de cesaret alabilir.
0
🌸french lover
(11.01.24)
o adam sana bıçağı takar. ondan sonra bile polis olaya karışmaz.
0
ferenc
(11.01.24)
Ben de park yeriyle ilgili benzer süreç yasamistim. Polis "istersen şikayet etme biz bı görüşelim" demişti. Sonra beni arayıp "konustuk, bundan sonra istediğin yere park edebilirsin" demişti.

İşlem yapılması polisin de işine gelmiyor tecrubelerimden anladığım. Benim yaşadığım tarzda bir şey onerebilirsin polislere
0
abuzer
(11.01.24)
Polis ugraşmak istemiyor. Şimdi siz deseniz şikayetçiyim diye bir sürü evrak kitap işleri çıkacak adamlara. Ben olsam şikayetimden vazgeçmem. Dava da açtırım ölümle tehdit huzur ve sükunutu bozmakta. Sonra acilen de ordan taşınırdım. Sikayet etseniz de etmeseniz de adam size kafayı takmış. Apartman boşluğunda kıstırabilir
0
limonlu eksi
(11.01.24)
polis uğraşmak istemiyor. siz şikayetçi olun polise kalsa iş olmasın. olay savcılığa intikal etsin eleman nasıl korkuyor. tehdit var zaten. o çekinsin bu çekinsin tamam da o zaman pısalım bekleyelim. hukuk yok da ülkede herkesin babasının malı değil.
0
mikahakkinen
(11.01.24)
Bu saatten sonra geri adım atmanız bence de doğru olmaz.

Şikayetinizi yapın. Sonrasında yanınıza gelebilecek birileri varsa, onları çağırın. Erkek kardeşiniz, babanız vs. En kötü bu sıkıntı devam ederse, tanıdıklar vasıtasıyla ağzını burnunu kırdırın.

Bu cinsler nezaket, geri adım gördüğü anda daha sert üstünüze gelirler.

Bunlar bana ve çevreme ters, ne biçim öneriler bunlar diyorsanız, taşının...


.
0
kartallar yuksek ucar
(11.01.24)
Polise bakmayin, gidin sikayetci olun. Korkup geri cekilirseniz daha cok rahatsiz eder. Ben de gurultu nedeniyle komsumu sikayet ettim.
0
Kahvedesu
(11.01.24)
polise değilde doğrudan savcılığa şikayet edin. polisler uğraşmak istemiyor.
0
my fault
(11.01.24)
Her bir adli vaka, kayıtlara, istatistiklere olumsuzluk olarak yansıyor. Bu da asayişi teminden sorumlular için kötü puan demek oluyor.
Asayişi sağlamakla sorumlu olanların görevlerini yapmak yerine mağdurun gözünü korkutarak sindirmek istemesi de ibretlik bir olay.
Bir avukatla görüşün. +1
Savcılığa gidin +1
0
Mirket
(11.01.24)
kanıt varsa şikayet edin. yoksa boş verin
0
gizemli dede
(11.01.24)
Şikayetinizden vazgeçmeyin, ileride duruma göre vazgeçersiniz.
0
drako
(11.01.24)
Polis şikayeti işleme koymak zorunda. Cimere ya da kollukgozetim.gov.tr e şikayet edin.
0
jazzabel
(11.01.24)
şikayetinden vazgeçme.
0
gabe h coud
(11.01.24)
vazgeçersen daha da azabilir. edip wsonuç alamazsan da. şikayeti geri çekersen, ileride oluşacak yeni bir sıkıntıda, bir öncekinde şikayeti geri çektiğini sana söyleyecekler. konu eskisine göre daha tehlikeli bie hal alsa da ciddiye alınmayacaksın.
0
alispaint
(12.01.24)
(2)

Diş Tedavileri için Türkiye'ye gelen Yabancı Hasta Sayıları

pangea
Merbaha,Diş Tedavileri için Türkiye'ye gelen Yabancı Hasta Sayılarına erişmek istiyorum; ancak aramalarım sonuç vermedi.Acaba buradan birileri biliyorsa link gönderebilir mi? Tşk.
Merbaha,

Diş Tedavileri için Türkiye'ye gelen Yabancı Hasta Sayılarına erişmek istiyorum; ancak aramalarım sonuç vermedi.

Acaba buradan birileri biliyorsa link gönderebilir mi?

Tşk.
0
pangea
(08.01.24)
Net bir sayıya ulaşman imkansız.
0
ferenc
(08.01.24)
Tuik sağlık turizmi verilerine bakabilirsiniz.
0
diyecevaplandı
(08.01.24)
(4)

galatasaray, istanbul erkek eskiden nasil ogrenci aliyordu?

antikadimag
ben sanmiyorum ki baris manco, ferhan sensoy, okan bayulgen turkiye derecesi yapip girmis olsun. eskiden nasil ogrenci aliyormus buralar?
ben sanmiyorum ki baris manco, ferhan sensoy, okan bayulgen turkiye derecesi yapip girmis olsun. eskiden nasil ogrenci aliyormus buralar?
0
antikadimag
(05.01.24)
Aydemir Akbaş babam beni götürdü okula yazdırdı aldılar gibi bi şey demişti Galatasaray Lisesi için.
0
Bir ben var benden şurada
(05.01.24)
zamanında bir hocamı milliyet arşivde ararken istanbul erkek lisesi kazananlar listesi küpüründe gördüm. küpürde galatasaray lisesi ve kadıköy koleji(kadıköy anadolu) için de kazananlar listesi vardı ayrıca. ne kadar katılan vardır sınava, kazanma oranı nedir bilmiyorum. 1957 doğumlu.

şimdi tekrar baktım 313 puan yapılmış sınavda 261 puanla asil olarak girilebiliyormuş istanbul erkek'e, galatasaray için 253 puan.
0
gule gule
(05.01.24)
Her okul kendi sınavını yaparmış. Merkezi sınav veya yerleştirme yokmuş.
0
burfak
(05.01.24)
Galatasaray lisesine genelde zengin çocukları giriyormuş.
0
ferenc
(05.01.24)
(15)

Tv’de gösterilen memur maaşları hakkında soru

mozart
Tv’lerde dönen öğretmen maaşı 42 bin küsür oldu, polis maaşı 49 bin küsür oldu haberleri var ya, bu insanlar net maaş mı alıyor? Bu kanallarda dönen haberler nasıl anlaşılmalı?
Tv’lerde dönen öğretmen maaşı 42 bin küsür oldu, polis maaşı 49 bin küsür oldu haberleri var ya, bu insanlar net maaş mı alıyor? Bu kanallarda dönen haberler nasıl anlaşılmalı?
0
mozart
(03.01.24)
bakanlıkta çalışan kariyer meslek memurları zamdan önce 30k alıyordu. Asker polis zaten en az 30 alacaktır bu durumda. Öğretmenler ek ders hariç 22-23 alıyor sanırım emin değilim. ama ek ders vs ile 26-27 ye çıkıyorlar sanırım. Bu maaşlara %50 ilave ederseniz zamlı maaşlara ulaşabilirsiniz
0
hasco912
(03.01.24)
Memurlukta kademe diye bir şey var. Başlangıç seviyesi biri değildir onlar. 15 yıl üstü kıdemi olanlar için olabilir
0
ferenc
(03.01.24)
Başöğretmen unvanına sahip öğretmenin ek derssiz çıplak maaşı 42 küsür oldu.
0
ruhen hastayim ben
(03.01.24)
Net.
0
pispinti
(03.01.24)
o maaşların hepsi o ünvandaki en üst noktadaki insanların maaşları. yani en az 10-15 yıllık bir öğretmen o parayı alır. diğerleri çok daha az alacaktır.
0
ilgeru
(03.01.24)
Biraz önce bir sitede gördüğüm kadarıyla 1. derece 4. kademedeki öğretmen maaşından bahsediliyor. 28 yıllık öğretmen yani.
0
Mirket
(03.01.24)
sormak istediğim, nasil net oluyor, kademeli vergi yok mu aydan aya artan? bu deger ortalama mi?
0
🌸mozart
(03.01.24)
memurların brütle işi yok ki. Özel sektörde bile, bugün işverenin 42 net için atıyorum 55 brüt ödüyorsa, yeni dilime girince 65 brüt ödüyor olabilir. Onlar hesaplanıp ödeniyor. İşçi net alıyorsa eline hep aynı para geçiyor.
0
nhk ni youkosu
(03.01.24)
yıl sonuna doğru vergi diliminden dolayı ele geçen para düşüyor elbette.
0
telgrafin tellerine konamayan kus
(03.01.24)
annem öğretmen ama bordrosunu hiç görmedim tabii. Fakat yıl sonuna doğru vergi dilimini geçince memurların aldıkları para düşüyorsa bu daha büyük skandal bence :) Cidden öyle mi net bir cevap alabilir miyim?

edit: maaştan vergi kesilmesi ayrı konu, brüt maaşın her ay aynı olup yıl sonuna doğru eline geçen net maaşın değişmesi ayrı konu.
0
nhk ni youkosu
(03.01.24)
Gecen sene en dusuk ogretmen maasi 30 bin diye haber yapiyordu a haber. O sirada ele gecen para 21 kusurdu. Ordan hesaplayin artik ne kadar dogru.
0
balpolen
(04.01.24)
@nhk Hacı vergi dilimine girince maaşın değişmesi brüt işte. net dediğin maaş vergiden etkilenmez her ay aynı maaşı alırsın.

Öğretmen olarak cevap vereyim. Devlette 4. Yılım hiçbir zaman tv deki maaşları almadım. O maaşlar 25 yıl üstü eşi çalışmayan 6 yaşından küçük iki çocuğu olan öğretmenin maaşı olarak hesaplanıyor genelde. Halbuki işe yeni başlayan öğretmen şuan 23 bin liranın altında alıyor. Yani maaşı yüzde 50 zamla 33-34 bandına gelecek. Tabi bu vergi dilimini geçene kadar. Daha sonra kademeli olarak düşecek. Ek ders mevzusu herkes için aynı değil mesela bizim okulda aylık 1000-1500 lira ek ders alan öğretmenler var. Çünkü girecek ders yok. Bunun yanında 6000 lira ek ders alan hocalar da var ama 40 kişiden 3-4 tanesi yani. İdareciler ise her zaman full ek ders alır.
0
rodeocu
(04.01.24)
@nhk

devlette doktorum. Evet yıl içinde aylar ilerledikçe vergi dilimine bağlı olarak aldığımız para azalıyor. Bu kişi vergi dilimine girdi, brütü artıralım mantığı olmuyor yani.
0
nundu
(04.01.24)
her ay vergi dilimi değiştikçe daha az maaş alıyorum +1
0
unalub
(04.01.24)
Ozeldeki gibi yilin basinda 40 aliyorsa yil sonunda 30 aliyor gibi bir durum soz konusu degil memurlarda. Yilin basinda 40 aliyorsa sonunda 39 aliyordur.
0
va
(04.01.24)
(12)

ABD vizesi - kabul oranı yüksek ülke var mı tavsiye edebileceğiniz?

yazamajor
Amerika vizesi için ülkemizde malum, hem uzun bir sıra var (en yakın randevu 6 ay sonrasına) hem de kabul oranı düşük.Bu 2 sebepten dolayı vatandaşlarımız son 1 yıldır Katar veya Dubai'den başvuru yapıp alıyorlardı. Fakat artık orada da Türkler sürekli geldiği için durumu anladılar kabul oranları dü
Amerika vizesi için ülkemizde malum, hem uzun bir sıra var (en yakın randevu 6 ay sonrasına) hem de kabul oranı düşük.
Bu 2 sebepten dolayı vatandaşlarımız son 1 yıldır Katar veya Dubai'den başvuru yapıp alıyorlardı. Fakat artık orada da Türkler sürekli geldiği için durumu anladılar kabul oranları düşmeye başlamış.

Türklerin başvurusuna müsade eden ve kabul oranı yüksek başka hangi ülkeleri tavsiye edersiniz (gitmesi kolay olmalı, Almanya diyebilirsiniz ama Almanya'ya vize almak da zor :D)
0
yazamajor
(26.12.23)
katar ve dubaiden turistik vize başvurusu yapildigina emin misiniz ? GC mülakatına oraya gidiyor olmasınlar ?

Normalde oturumunuzun ( ikametgahinizin ) olduğu ülkeden vize başvurusu yapabilirsiniz.
0
oscar
(26.12.23)
İyi bir iş ve gelirin varsa her yerden alırsın. Memursan %100.
Gelirim kaçak takılırım fırsat ararım diyorsan hiç deneme derim. Hem kendini hem de gerçekten bir amaç doğrultusunda gidecekleri sıkıntıya sokmamış olursun
0
ferenc
(26.12.23)
Red oranlari konusunda gercekten bir veri var mi yoksa kulaktan duyma bir varsayim mi?

Turk vatandaslarinin dosyalari ekstradan deseleniyor ve keyfi red veriliyorsa sirf almanya'dan basvurdun diye ciddi bir degisiklik olacagini sanmiyorum. Hatta sirf onun icin almanya'ya gittigin izlenimini alirlarsa cok daha fazla dikkat cekersin turkiye'den normal basvuruya gore.
0
hot potato
(26.12.23)
amerika'da turist vizesiyle yurtdisinda bulunan birine, oradaki konsolosluktan vize vermez. "Git ulkenden basvur cakal" der gecer. Zamaninda bana demisti :)
0
cooperr
(26.12.23)
Mülakatını daha öne çekmek için deneyebilirsin ama kabul oranı pek değişmiyor, bazen oturumunun olmadığı yerler ters bile tepebiliyor.
0
yeninesiltupcu
(26.12.23)
@oscar hocam turistik var mı emin değilim, ama eğitim için ve wat için alan çok sayıda genç var.

@ferenc hocam dünyanın her yerinde yapabileceğim freelance işim var, döviz maaşlı. ama durum artık öyle bi noktaya geldi ki bazen maddiyat bile yetmeyebiliyor. gözünün üstünde kaş var diye red alabiliyorsunuz.

@hot potato hocam veriler var, nerde olduğundan emin olmamakla birlikte konsolosluğun sitesinde olabilir diye hatırlıyorum. bi excel dosyası içinde istediğiniz yıl-ay için tüm vize türlerinin kabul/ret oranlarını görebiliyorsunuz.
0
🌸yazamajor
(26.12.23)
ABD'de yaşıyorsan vergi vermek zorundasın. Kilit nokta bu. ABD'de vergi = her şey. Çünkü turist vizesiyle de olsa alt yapıyı kullanıyorsun. Bu ABD'nin istemediği bir şey. Red nedeni de bu. Turist vizesiyle yaşasan da belli bir süre sonra vergi mecburiyeti doğuyor. Gelirinin eyalete göre değişen bir oranda miktarını vergi olarak ödemen lazım. Vize alamama nedenin tam olarak bu.

Ek olarak, bir sosyal güvenlik numaran yoksa. Sağlık sigortan yoksa, kiranın 3 katı gelir, 650 üstü kredi skoru gösteremiyorsan ev değil oda bile bulamayabilirsin. Hadi buldun diyelim başka bir çok sorun yaşayabilirsin. Hastaneye düştüğün anda bütün paran uçup gider. Meksika sınırından girip bu hallere düştüğü için ABD'de köle olarak kalan çok kişi var.

Sana anlatılan ABD var, bir de gerçek ABD.

Şimdi diyeceksin vergi ödemeyiz yeaa ne olacak. O olmuyor işte. Amerika para konusunda affetmiyor. Kaçak uberciler bile vergi ödüyor. Hatta öğrenci çalışanlar bile ödüyor. Bu rakamı ortalama %15 gibi düşün. Sağlık sigortası da bir %15 yapar. Gelirin yarısı uçtu gitti..
0
ferenc
(26.12.23)
Daha önce iki farkli ülkeden abd vizesi aldim, her seferinde oturum kartı kontrol edildi. Sonuncusu gecen ay ingiltere’deydi, amerikali memurla olan mülakattan önce ingiliz memur belgeleri ve oturum kartini kontrol etti.
Ögrenci vizem varken de okul uzatma amacli alinan yeni vizeyi bile kendi ülkemize dönüp almamiz gerektigini söylüyordu defalarca, böyle bir sey olsa kimse Cin’e, Hindistan’a dönmez, sinir komsusu Meksika’dan alirdi.
0
feliss
(26.12.23)
Kabul edilen özel durumlar bunlar ki bu durumlarda bile ücüncü ülkeden basvurmak dezavantajli bir durum: iso.mit.edu
0
feliss
(26.12.23)
TRden yapılan başvurular için abd turist vizesi red oranı geçen sene %20 civarlarındaymış, abd resmi olarak bu oranları açıklıyor. (googleyabilirsiniz)
profiliniz uygunsa abd vize talebini kolay kolay reddetmiyor.
0
nuisance
(26.12.23)
Geçen senelerde wat için Meksika üzerinden vize alanlar vardı ama sanırım onuda artık kabul etmiyorlar
0
my fault
(26.12.23)
@ferenc hocam ilk mesajında da ikinci mesajında da beni kaçak göçek işler çevirecek, bi yasağı delecek biri olarak değerlendirmişsin de ne öyle bi niyetim var ne de öyle bişey dedim mesajımda. Sadece şansımı artırmak için başka ülkeye gitsem nasıl olur, mümkünse hangi ülkeden yapayım diye sordum. Daha önce ABD veya başka bi ülkeden red almadım hiç. Sadece başvuran kişilere bakarak yorumladım şartları.
0
🌸yazamajor
(26.12.23)
(6)

Dil bilmeden ilk defa yurtdışına çıkış

dedeminhirkasi
Dostlar merhaba, böyle bir niyetimiz var. Vallahi dil bilmeden sıfır İngilizceyle italya’ya gitmeye niyetlendik. Uçak biletlerini aldım oteli ayarladım. Vize çıkarsa tabi gideceğiz bakalım. Sorum şu: Pegasus’tan aldığım uçak biletleri için yapmam gereken bir şey var mı yani İtalya da pasaport kontro
Dostlar merhaba, böyle bir niyetimiz var. Vallahi dil bilmeden sıfır İngilizceyle italya’ya gitmeye niyetlendik. Uçak biletlerini aldım oteli ayarladım. Vize çıkarsa tabi gideceğiz bakalım. Sorum şu: Pegasus’tan aldığım uçak biletleri için yapmam gereken bir şey var mı yani İtalya da pasaport kontrolünde bu biletleri geri dosunu vs göstermek istiyorum fakat bunun İngilizce halini mi temin etmem gerekiyor. Neler yapmam lazım bu konulard,a teşekkür ediyorum.
0
dedeminhirkasi
(23.12.23)
italya gümrük polisinin bırak doküman kontrolünü soru sorduğuna bile şahit olmadım henüz :) hatta surata bile baktıkları çok görülmemiştir :)

soruna cevap olarak gerek yok. çok kıllanırsa zaten pnr numarasından kontrol ettirir
0
delidir yakalayin
(24.12.23)
Eğer yurtdışında minimum 2 sene yaşamamışsan zaten aslında dil bilgin yok demektir. Refleksif cevap veremezsin, konuşulanı anlamazsın. O açıdan çok normal.
0
ferenc
(24.12.23)
Uçak biletleri için yapmanız gereken bir şey yok. Pasaport polisi soru sorabilir, ne zaman döneceksin diyebilir nerede kalacaksın diyebilir. İngilizce bilmeniz şart değil, orada illa ki yardımcı olacaklar çıkar.

Sorun yaşamazsınız özetle.
0
pispinti
(24.12.23)
Google translate varsa sıkıntı yok, gümrük polisinin de bişey Sorduğunu hiç görmedim ama sen yine de otel rezervasyonun dönüş uçak biletinin çıktısını al yanına, sorarlarsa gösterirsin.Yol ve ulaşım konusunu da Google Maps ile çözersin.
0
morfeus emmi
(24.12.23)
Hocam Google translate uygulaması ile evlenen insanlar gördüm torun sahibi olan falan o yüzden eglenmene bak
0
Zetnikov
(24.12.23)
google translate yükle offline olarak türkçe italyanca ingilizce indir oradan en kötü yarım yamalak da olsa çevire çevire anlaşırsın.
0
basond
(24.12.23)
(5)

Yeni tel alayım mı yoksa eldeki ile devam mı?

bi anlatabilsem dunya degisir valla bak
Elimde iphone 11 /128GB var. Bu telefonu şu anda 15 bine satabiliyorum. Pro max model almayı hep çok istemişimdir. İş gereği telefonu çok yoğun kullanıyorum/.Elimdeki cihazın garantisi bitti ve pil sağlığı 80 altında. 14 ve 15 pro max arasında kaldım. Bir yandan da kriz var bunun pilini değiştirip y
Elimde iphone 11 /128GB var. Bu telefonu şu anda 15 bine satabiliyorum. Pro max model almayı hep çok istemişimdir. İş gereği telefonu çok yoğun kullanıyorum/.

Elimdeki cihazın garantisi bitti ve pil sağlığı 80 altında.

14 ve 15 pro max arasında kaldım. Bir yandan da kriz var bunun pilini değiştirip yola devam edeyim diyorum.

Sizce şimdi almak mantıklı mı? Yani ilk baharda falan fiyatlar daha da yükselir mi yoksa en azından 14 pro max için biraz iner mi? Bu cihazların fiyatlarının yaz ortlarında falan şimdiki fiyatlardan çok daha yüksek olur diye düşünüyorum. Elimdeki cihazı 7500 tl almıştım
0
bi anlatabilsem dunya degisir valla bak
(18.12.23)
Değmez bence. 2 sene sonra bir daha alman gerekecek. iphone pili 2 sene dayanıyor. Çok zengin değilsen ciddi israf
0
ferenc
(18.12.23)
cok bos israf bence de. evdeki kusursuz calisan firini buzdolabini keyfi yenilemiyorsan cep telefonuna o kadar para dokmek celiskili.
0
hot potato
(18.12.23)
Bu kadar kafana takıldıysa belli ki sen pilini değiştirsen de 6 aya kalmaz yeniden bu telefonlara bakmaya başlayacaksın.

2 sene daha yeni pille kullanayım dediğinde iphone 11'i o zaman yok parasına satacaksın. Elindeki para ediyorken istediğin bir telefonu al derim.

Yoksa hem pile para vereceksin, bir de yakın bir zamanda yeni telefona.

14 pro max de iş görür sanki.
0
burfak
(18.12.23)
elindeki telefonu sat yeni bir android e geç ekosistem ihtiyacın yoksa

15-20 bin arası androidler seni 5 sene götürür
0
freebird5406_2
(18.12.23)
para ediyorken sat. yakında uygulamalar güncelleme vermemeye başlar, telefon kasılmaya başlar.
14 pro max ile 15 pro max arasında aman aman bi fark yok, bence 14 pro max harika. hatta bende 14 pro var, onun ekran büyüklüğü bile gayet tatmin edici.
0
faberkastelli
(18.12.23)
(7)

Ikea Jarvfjallet

Tisatiaşer
Arkadaşlar 9-10 bin tl verdim bu koltuktan aldım rahat edeyim diye. Oturulan yer harici fonksiyonları da iyi ama bir koltuktan temel beklenti oturulan yerin rahatlığı değil midir? Süngeri mi ince, başka sebepten mi bilmiyorum ama bir süre oturduktan sonra taşa oturuyormuş hissi veriyor. Değiştirme i
Arkadaşlar 9-10 bin tl verdim bu koltuktan aldım rahat edeyim diye. Oturulan yer harici fonksiyonları da iyi ama bir koltuktan temel beklenti oturulan yerin rahatlığı değil midir? Süngeri mi ince, başka sebepten mi bilmiyorum ama bir süre oturduktan sonra taşa oturuyormuş hissi veriyor. Değiştirme imkanı varmış, markusla değiştireyim mi, yoksa üstüne bir de oturma minderi alıp mı kullanayım rahat ettirir mi? Fikirleriniz için teşekkürler.
0
Tisatiaşer
(18.12.23)
ikea'da deneyip tam bu sebeple Markus almıştım. Markusun süngeri daha kalın ve yumuşak. Fakat onda da sırt ayarı yok, boyuna beline uyuyorsa uyuyor, uymazsa yine mutlu olmazsın. Jarvfjallet'te kol ayarı vs. var mı bilmiyorum, Markus'ta o da yok.
0
nhk ni youkosu
(18.12.23)
@nhk ni youkosuekşi sözlük yazarı: Jarvfjallette kol ayarı var: ileri geri ve yukarı aşağı oynuyor. Koltuğu ileri geri yapabiliyor. Bel desteği ve boyun desteği de yukarı aşağı yapıyor. Sırtı da yatıyor, kalkıyor. Her yeri oynuyor, harika. Gel gelelim oturağı berbat. Bunu da 5-10 dakikalık bir deneyimle anlamak mümkün gelmedi bana. En ucuz sandalye de kısa süreli bir oturuşla rahat geliyor. Bir sandalyenin notunu bikaç saatlik oturuşlarka bir kaç günlük denemeden sonra verebiliyoruz.
0
🌸Tisatiaşer
(18.12.23)
Kesinlikle parasının hakkını vermiyor. Bir gaming koltuk çok daha iyidir. Ayrıca toz tutuyor.
0
ferenc
(18.12.23)
ben deneyip markus almıştım markusta da biraz beldeki destek rahatsız fakat yastık aldım o kısma
0
edaddy
(18.12.23)
markus daha iyi ama bence ona da para verilmez. direkt gaming koltuk en temizi.
0
ferenc
(18.12.23)
ikea'da ortalama kalitede urun gormedim. value prop'lari basit ve hizli kurulan kalitesiz urunler satmak uzerine.
0
antikadimag
(18.12.23)
Markusla 3. yılımı doldurdum, bunda da aynı taşa oturma hissiyatı var. Aman diyim.

Şimdi yeni ne alabilirim diye bakınıyorum.
0
groovettyn
(28.12.23)
(9)

Hayatıma nasıl yön vermeliyim?

UriahHeep
6-7 ay öncesine kadar Türkiye’deyken iyi bir kariyerim vardı. Kobi’lerde müdür olarak başlayabiliyordum diyeyim özetle. Ama bir çok kişi gibi bir şeyler yetmedi turist vizemi kullandım amerikaya önce Miami ye yerleştim orada bir kaç ay Uber vs çalıştıktan sonra California ya yerleştim 1 ay oldu. Ot
6-7 ay öncesine kadar Türkiye’deyken iyi bir kariyerim vardı. Kobi’lerde müdür olarak başlayabiliyordum diyeyim özetle. Ama bir çok kişi gibi bir şeyler yetmedi turist vizemi kullandım amerikaya önce Miami ye yerleştim orada bir kaç ay Uber vs çalıştıktan sonra California ya yerleştim 1 ay oldu. Oturum alana kadar vizemi öğrenci vizesine çevirip 5 yıl kadar daha burada kalabilirim sorum ya da fikir istediğim konu vize yerleşme değil.

Buraya ilk geldiğimden itibaren Türkiye’den ne ihraç edebilirim diye düşünüyordum. Bazi şeyler denedim internet siteleri kurdum tek tek potansiyel müşteriler gezdim asla tek bir kalem dahi satamadım fiyat rekabetçi olmasına rağmen. Burada iş modeli de sormayacağım sizlere.

Ya gerçekten merak ettiğim şey doğru mu yapıyorum acaba. Bir hayal peşinden geldim aylarca şöförlük yaptım gecem gündüzüm karıştı sonra ticaret denedim olmadı belki de henüz olmadı bilemiyorum. Çok nadir Türkiye deki haberlere bakıyorum enflasyon almış başını gitmiş birisi hakeme yumruk atmış liselere öğle arasında cumaya gitme izni adabı muaşeret dersi filan duyunca soğuyorum ülke iyiye gitmiyor. Annem ve kardeşlerim yaşlandılar bir de onlardan da uzağım. Özlem duyuyor insan tabii ama daha iyi döneceğim diye karar verdim kendime hep.

Bir de düşünüyorum burada bir çocuğum olsa hayata çok avantajlı başlar eğitim sistemi hayat hobiler ekonomi her şey çok farklı Türkiye ile karşılaştırdığımda.

Şans mı gerekiyor sizce şimdi iş aramaya başladım. Sponsor olabilecek firma imkansızda geçici olarak çalışma iznim olmadan garsonluk filan yaparım diyorum. Beni anlayıp zaman ayırıp cevap veren hepinize teşekkür ederim.
0
UriahHeep
(13.12.23)
bu hayattan ne istediğine neyin seni daha çok mutlu edip neyin daha çok üzeceğine göre değişecek bir konu. türkiye'nin bir 1. dünya ülkesi olmadığı malum zaten tek tek detaya girmeye gerek yok ama ben burada 1.5-2k usd karşılığı bir gelirle edirne'den dışarıya çıkmayı hayatta düşünmem. buraya dair sevmediğim çok şey var tabi ama tüm bağım da burayla. kültürüm burada, ailem arkadaşlarım burada, bildiğim mekanlar burada, ciğerini bildiğim insanlar burada, birlikte hepsi yalan söyleyebileceğim veya gibi'den gora'dan replik söyleyip gülebileceğim insanlar burada. bunlar benim için önemli şeyler. az çok yaşamımı ve hobilerimi sürdürecek ve üstüne nispeten düzgün bir çevrede yaşayabildiğim bir gelir elde edebiliyorsam bunları bırakmayı düşünmem. ancak herkesin öncelikleri farklı. maddiyat senin için hepsinden daha önemlidir veya yaşadığın ülkenin daha özgürlükçü bir yönetim anlayışına sahip olması veya çocuk düşünüyorsan çocuğunun hayata 1-0 önde başlaması vs. o zaman senin avrupa'da abd'de falan yaşaman seni daha çok mutlu eder demektir. hayattaki öncelikli isteklerini seni nelerin daha çok mutlu edeceğini düşünüp ona göre kararını vereceksin. belki gitmeden önce bunları çok detaylı düşünmeyişin hata olmuş ancak iyi tarafından bakarsak sen bu teraziyi herkesten daha iyi kuracak bir konumdasın artık. türkiye'de zaten yıllarca yaşadın çalıştın bir süredir de abd'de yaşamak ve çalışmaktasın. artıları eksileri terazinin kefelerine çok daha somut şekilde yerleştirip ağır basan yeri daha net görebilirsin en azından.
0
pietro crespi
(13.12.23)
@pietro +1
0
havadakarada
(13.12.23)
Bu soruyu soruyorsan Abd çalışma izni hakkkında hiçbir şey bilmiyorsun demektir. Binlerce dolar eğitime dökenlerin şuan %90'ı geri dönüyor.

Kaçak takılanlar saati 7-8 dolardan restoranlarda çalışıyor. Kira, yeme içme derken para da biriktiremiyor. Tam 8 sene senin gibi taksi, restoran falan takılıp sıfır birikimle dönen tanıdım.

Burada falan Kanada'da yaşanların çoğu Abd'ye gelip tutunamamış tipler. Böyle binlercesi var. Meksika sınırından kaçak girmek için kartele 20 bin dolar verip sonra new jersey'de sokakta yatan, iş bulamayıp Türkiye'ye geri dönen dolu Türk var. Ayrıca olası bir sağlık sorununda sigortan yoksa geçmiş olsun, allah rahmet eylesin.
Mühendis veya yazılımcı değilsen sponsor bulma ihtimalin neredeyse %0. Hadi buldun diyelim iş vizesi kurası %10 ihtimal. Hadi bu da oldu diyelim işten atılma durumunda sponsor bulmak için 2 ay süre var.. Hooop en baştasın.
0
ferenc
(13.12.23)
Amerikadan bildiriyorum, online pazara yonelin amazon degil de etsy ozellikle. ogrenci vizesi yerine imkaniniz var ise e-2 yatirimci vizesi alin. Elinizden de gelir ise arac kaplama kurslarina gidin ogrenin isi sonra yavas yavas kendiniz yapmaya baslarsiniz kendi yerinizi acarsiniz ( az maliyet ile guzel para kazanirsiniz ) tr den sunu aldim hadi satiyim fln zor, online olarak kolay is yaparsiniz. fiili olarak Ucuza da verseniz kolay kolay kimse sizden mal almaz, sari cizneli mehmet agasiniz. Hic merak etmeyin yilmayin, aklini kullanan herkes cok guzel paralar kazaniyor burada.
0
oscar
(13.12.23)
bu arada eb3 vizesi sizin kurtulusunuz olur, su an uzun suruyor ama 3 yila gc alirsiniz. Aklinizda olsun
0
oscar
(13.12.23)
amerika cok vahsi bir ulkedir. avrupa gibi, asya gibi binlerce yillik kulturu olan yerler degil buralar. commonwealth gibi, somurge topraklari gibi lokal kulturun cok dusuk seviyede seyrettigi yerler. bu gocmenler icin buyuk bir avantaj oluyor cunku adapte olman gereken derin bir kultur yok. mevcut olan azicik kulturu de amerika'nin medya dominasyonu sayesinde iyi taniyorsun. ama cok ruhsuz, mekanik ve fake gulumsemesinin arkasinda korkunc bir ruh olan yerdir amerika.

hindistan'da oteldeyim is basina daha cok zaman var saglam entry girecegim buraya. amerika'da ne tip insanlar bulunur?

1- wasp: amerika'nin aileden zengin, old money sahibi beyaz kesimi. bunlar dunya uzerindeki mumkun olan en guzel hayati yasiyorlar. sayilari azdir, cogu paralariyla instagramda hava atiyor artik.

2- cilekes amerikan: amerika yerlilerinin geri kalan kesimidir ve her irktan bulunurlar. bunlar oyle aileden cok paraya sahip olmaz. amerika'da gelirler yuksektir ama giderler de yuksektir. bu kesimden birisi ogrenci kredisiyle okur ve hayata borcla baslar. sirtinda surekli bir kamci vardir ve cok guzel bir hayat yasayamaz. bu kesimden cevval olanlari amerika cok guzel doyurur ve besler. hatiri sayilir bir kesimi hayatini kurtarabilir ama geri kalani surekli korku icinde yasar. isten atilacak miyim (is garantisi ve isci haklari cok dusuktur), sigortam bu tedaviyi karsilayacak mi vs. ev alir borc icinde yuzer vs.

3- community sahibi amerikan: latino, guneyli gibi kendi kommuniteleri icerisinde azicik asim agrisiz basim seklinde sosyal destek mekanizmasiyla yasayanlar. bunlarin cilekes amerikanlar gibi career aspirationlari yoktur, daha basit ama huzurlu hayatlar yasarlar.

simdi gocmenlere gecelim;

1- american dream gocmenleri: bunlar ya is, ya ask, ya okul ile bir sekilde amerika'ya gelip yerlesmis; dis dunyayi iyi tanidigi icin amerikadaki firsatlari cok iyi degerlendirip hayatini kurtaran insanlar. normal amerikalilar ne kadar privileged olduklarinin farkinda degiller o yuzden tr'den 90'larda 00larda okumaya gitmis zeki turkler cok guzel hayatlar kurdular kendilerine maddi olarak. ama artik bu kapi kapandi. istersen harvard'a git calisma izni almak icin stres terleri dokuyorsun. o ruya kismi bitti amerika'nin ama cok kisi farkinda degil.

2- vasifsiz gocmenler: amerika'nin en sevdigi ve uzerine bindigi gocmen turu. vasifsiz ne is olsa yaparim abi kafasiyla amerika'ya gelirler ve ayak isleri yaparlar. cogu disini sikip ailesine para gonderir veya para biriktirmeye calisir. ama amerikanin astari yuzunden pahalidir ve cok talihsiz hayatlar yasarlar. onlar american dream gocmeni olacaklarini sanirlar ama bir bakarlar ki hayat cok baska. bu hayat yasanacak bir hayat degil bence. kucuk bir kismi biraz sans, biraz hirs yardimiyla kendini bu siniftan disari atabilir zamanla. ama kaybedecek bir seyi olmayan insanlar disinda kimseye tavsiye etmem bu hayati.

3 - statulu gocmenler: kuradan green card alip, turkiye'de de ailesinden bir miktar birikimle buraya gelebilenler statuleri oldugu surece kuyrugu dik tutabilirler. super bir hayat yasamazlar ama bunlarin yasam kalitesi tr'ye gore yukselir.

bir de amerika'da su kadar calistim su kadar kazandimcilarin anlatmadigi nokta giderler kismi. amerika'da guzel bir hayat yasamak istiyorsan para su gibi akip gidiyor. mesela cok basit araba uzerinden anlatayim.

ogrenciyken $17k'ya vergi dahil 5 yasinda passat aldim. araba guzel, sorunsuz. simdi senelik giderlere bakalim.
depreciation - 1 sene icinde araba $4k'ya yakin deger kaybetti. (biraz da fed politikalari yuzunden)
sigorta - kasko dahil yillik $2k. iyi sigorta.
bakim - frenler, fren suyu, 2 kere yag degisti. $1k.
benzin - bu ucuz ama surekli gezdigim icin tahmini $1k da buna gitmistir hic gitmemisse.
otopark - $2.5k kapali garaj.

kabaca hesaplayinca ortalama bir arabayi maintain etmek icin yilda $10k para yakmisim. sigortayi, bakimi biraz daha kalitesiz alirsan azicik daha dusurursun ama cok degil. ve bu giderlerin icinde arabanin ariza yapmasi yok. araba ariza yapmis olsa allah bilir kac $k'da oradan girecek.

simdi boyle bir ortama instagramdan uber yaptim gunde su kadar kazandimcilari izleyerek ayak isi yapmaya gelen adam perisan olur. hayat kalitesi duser. simdi sen kendini buraya atmissin vasifsiz gocmen statusunde. 3. dunya ulkesinden gelmiyorsan ki turkiye butun problemlerine ragmen kesinlikle degil, ben tavsiye etmem kimseye. bir sekilde statu kazanabiliyorsan (ogrencilik, evlilik vs) durumu duzeltebilirsin. yoksa amerika cekilecek yer degil cunku insanlik falan yok burada. butun hayat para uzerinden fayda uzerinden donuyor.
0
antikadimag
(13.12.23)
Antikadimag güzel yazmış.

Bunlara ek olarak doğma büyüme amerikan olup da sefalet yaşam sürenleri de eklemek lazım. Amerika'da fakir aileden gelenin zengin olması zor. Okullar paralı, iş kurmak istesen yine para. Maaşlı vasıfsız iş yapsan vergi ve sağlık sigortası maaşın %25 ini görebilir.

İşten çıkarmalar apayrı bir konu. İş temposu çok yüksek. Amerika şansın ve sermayenin ülkesi. Kesinlikle bir Avrupa değil. Zengin-fakir ayrımı çok keskin.

Uber falan hiç tavsiye etmem. Bir kaza geçirsen kimse bakmaz bile. İnanmazlar sahtekar zannederler. Zaten para yoksa sağlık hizmeti alamazsın. Bir kanal tedavisi 1500 dolar sağlık sigortan yoksa.
0
ferenc
(13.12.23)
Anladığım kadarıyla ekonomik durumunuz yeterli değil, hayalleri gerçekleştirmenin yolu ekonomik özgürlükten geçiyor maalesef.

Bunun için elinizdeki en güçlü silah, çalıştığınız ülkeniz para birimi, orada gelirinizini güzelce arttırıp , doların güçlü olduğu ülkelerde yatırım yaparak (örneğin : türkiye) , yan gelirlerinizi attırmanız gerekiyor, bu size daha fazla özgürlük özgüven ve tutunma gücü verecektir.

Bunun için en güzel yol, siz uyuduğunuzda bile para kazandıracak bir sistem, o da e-ticaret, dropshipping vs. artık
hangisini yapabiliyorsanız, ona yönelmenizi tavsiye ederim.
0
Rao
(13.12.23)
Mümkünse Kanada'ya yerleşmeyi planlayın, ama kaçak işçi olarak değil. Vasıflı göçmen olarak. Kanada'da çok daha kolay iş bulursunuz, insanları daha iyidir, ABD'den farkı pek yoktur. Soğuk filan hikaye, alışırsınız. TR'den iyidir.

Kanada olmuyorsa, Türkiye'de bugün itibariyle yeni bir hayat kurmanız çok çok zor. Ekonomi ve toplum psikolojisi darmadağın. Ama aileden birikim, ev filan varsa dönün derim.
0
alfired
(13.12.23)
(13)

5 yaşında çocukla hangi ülkeye taşınırsınız?

fuck is a four letter word
Selamlar,Bu aralar yeni iş bakıyorum. Yıllardır uzaktan yurtdışına çalışıyordum. Ancak bu aralar başvurularıma hep relocation kabul edersen görüşelim diye dönüyorlar.Hollanda'ya sıcak bakıyordum ama izlediğim videolarda genelde oraya giden insanların ancak geçimini sağladığını, genelde çocuklarının
Selamlar,

Bu aralar yeni iş bakıyorum. Yıllardır uzaktan yurtdışına çalışıyordum. Ancak bu aralar başvurularıma hep relocation kabul edersen görüşelim diye dönüyorlar.

Hollanda'ya sıcak bakıyordum ama izlediğim videolarda genelde oraya giden insanların ancak geçimini sağladığını, genelde çocuklarının geleceği için oraya katlandıklarını gördüm.

Öncelikli meselemiz çocuğumuzun eğitimi ve geleceği. Ama bunun sırf için de kendimizi heba etmek istemiyoruz. Güzel bir denge içinde kendimizin de bunalmayacağı ama çocuğumuz için de iyi bir gelecek vaat eden ülke hangisi olur?

Seçeneklerimiz Hollanda, Almanya, İspanya, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti.

Teşekkürler.
0
fuck is a four letter word
(12.12.23)
İspanya
0
alfired
(12.12.23)
Almanya.
0
Cesario
(12.12.23)
Endonezya , döviz kazananlar için güzel bir ülke ve dijital nomad cenneti, ve hayat ucuz diyor gidenler.
0
Rao
(12.12.23)
Hollanda, almanya ve Avusturya'da yaşayan arkadaşlarım var. Ancak kendimizi gecindiriyoruz diyen duymadım. Yani eğer kişi düz adam gidiyorsa tabi sıkıntı her ülkede olur.

Ben Fransa'dayim, eminim burada da çıkar. Ama bana sorarsan ben iyiyim yani ve yaninda hintli ya da Faslı arkadaşlarım var (sirkette müdüruz) hepimiz iyiyiz.

Videolara bakmayin. Okuyun, redditte falan sorun. Kac para alacaginiza bakin ona göre redditte sorun bunla ne yapılır diye. Hayatımda hayatından mutlu olup amacı para kazanmak olmayip video ceken görmedim. Ya amaç para kazanmak (vlog vs) ya da hayatları kötü gittiği için. Bunu harbiden diyorum, aklıma gelecek son şey fransa videosu çekmek olur misal.

Ben nereye tasinirim? Vallaha akdenize kıyıları olan yerlere. Misal Fransa kuzeyinde yaşadım, şimdi güneye üç saatim. Acayip fark var. Yani ülkede bile ciddi fark ediyor. O sebepten almany, Avusturya hep uç geliyor. Çek insanlarini baya sevmistim, onun dışında ispanya zaten ülke olarak uzmez de ekonomik olarak emin değilim.
0
logisticsmanager
(12.12.23)
Vidyo cekenlerin cogunlukla bos beles insanlar olduklarini unutmamalisin. Akli basinda duzgun isi evi olan niye video ceksin. Hollanda da harika bir ulke bence. Her sey duz para degil.
0
hot potato
(12.12.23)
Kesinlikle İsviçre
0
limonlu eksi
(13.12.23)
Hollanda’da yaşayan birisi olarak ev krizinin ciddi boyutlarda olduğunu belirtmek isterim. Bu şu anlam geliyor: düzgün bir evde yaşamak istiyorsanız vergisi faturası şusu busu dahil 2k euro eve ödüyorsunuz. Araba almak isterseniz aylık gideri arabay göre değişir ama yakıt dahil en az 250 euro masrafı oluyor. Çocuk kreşleri de el yakıyor. Haftada 3-4 gün için 1.5k euro ödüyorlar.

Kısacası Hollanda finansal açıdan çok mantıklı bir yer değil.

Buna ek olarak kışlar çok zor, hep karanlık hem yağmurlu. İlk yıllar idare ediyorduk ama artık dayanılmaz noktaya geldi bu boğucu hava. Yemekler çok kötü.

Siyasi olarak da %70’i sağcı/muhafazakar olan bir toplum burası. Arkadaş edinmek kolay değil. Ama tabii kimse kimseye karışmaz. Genel olarak tolerans seviyeleri çok yüksek. Herkesin ingilizcesinin çok iyi olması bir diğer artı.

Buradan bakınca saydığınız ülkelerden Avusturya ve İspanya çok mantıklı geliyor. Ancak belki de mevsimin boğuculuğundan güneydeki ülkeler çekici geliyordur bana.
0
but that was just a dream
(13.12.23)
Taşınabileceğin en iyisi ve mantıklısına. Demek istediğim çalışma izni almak öyle kolay bir şey değil. Bütün Iran, hindistan, pakistan ve filipinler senin istediğini istiyor.

Uzaktan iş başvurusu ile olmaz. Göçmenlik süreci uzun ve kolay olmayan bir süreçtir. Şahsi fikrim çocuklu ve evli insana göre değil.

Beğenmediğin Hollanda'ya gitmek öyle basit değil. Giden Almanya'ya gidiyor. Orası da kevgir gibi olmuş. Sokağa çıksan her köşede 10 Türk görürsün.

Avusturya ve İspanya için de ispanyolca ve Almanca lazım. Bunlar ulus devletler ve kendi dilleri var. İngilizce bilmek zorunda değiller. Dil-kültür birbiriyle iç içe.
0
ferenc
(13.12.23)
saydıklarınız arasında hollanda.

almanya - avusturya en son seçenek, avusturya'da türkleri pek sevmiyorlar + olarak toplumun genel yapısı da sağcı.

almanya, almanya zaten çok bir yoruma gerek yok ne olduğu belli. elini kolunu sallayan giriyor artık.

bu arada bunlara ek olarak ingiltere tavsiye edebilirim ben. londra dışınnda karı koca toplam 90-100k geliriniz olursa hem minimum ırkçılıkla ( avrupaa'da göçmenlere en alışık olan ülke ) hem ingilizce kolaylığı ile yaşayabilirsiniz.
0
garavel
(13.12.23)
Cek cumhuriyetini bilmiyorum, Ispanya'yi en sona koyardim cunku ingilizce konusan sayisi az.
Hollanda, Avusturya, Almanya diye siralardim, TR'de ulke gibi goruyoruz ama bunlarin sehirleri bile cok farkli.
0
spherical
(13.12.23)
garavel'in ingiltere önerisine katılıyorum ancak ingiltere göçmenlik konusuna en mesafeli ülke. nufusları 1970'lerden günümüze neredeyse yatay seyrediyor. bu yüzden standartları yüksek. tarih boyunca maksimum sömürdü, minimum sömürüldü.
0
ferenc
(13.12.23)
Kanada diyip suyu bulandırmaya geldim. Buranın göçmen politikası ve eğitim sistemi seçim için makul sebepler.ırkçılığın ve ayrımcılığın en az olduğu yerlerden birisi.

İklimi, uzaklığı ve vasıfsız biriysen geçim sıkıntısı handikapları.
0
bugisme
(13.12.23)
Bu tamamen sizin ve ailenizin hayattan beklentilerine bagli.

Hollanda'da yasiyorum uzun zamandir, yazilimciyim esim de finansla ugrasiyor mevcut durumda ortasinifin biraz ustuyuz diyebiliriz, genel olarak hayatimizdan memnunuz. Ancak gecimini saglayan, cocuklarinin gelecegi icin buraya katlanan arkadaslar var ki benim gozlemledigim kadariyla ( genelleme yapmak icin yeterli degil ) durumlari biraz farkli. Evli ciftlerden birisi is bulup geliyor, digerinin meslegi ogretmenlik, avukatlik gibi yetkin fakat baska bir ulkede, kulturde denklik alinmadan yapilamiyorsa ortalik karisiyor. Turklerin pek cogu yeni meslek ogrenmek ya da degistirmek istemiyor, denklik almak da cok zor oldugundna ugrasmiyorlar. Farkli sektorlerle ve gundelik islerde calismayi da gurur meselesi haline getirip calismamayi secenler oluyor bu durumda da tek kisinin geliri ile hayatlarini surdurmeye calisiyorlar. Bu senaryonun disinda aile olarak gelip, ciftlerin ikisinin de calistigi ve ancak gecimini saglayan ornek gormedim, duymadim.

Hollanda ozelinde konusursak, her yil cocuklarin en mutlu oldugu ulke siralamasinda tepelerde cikiyor arastirmalarda. Cevre, sosyal hayat, egitim sitemi vs. Turkiye ile karsilastirilamaz cocuklar icin. Bahsedilmis, kresler cok pahali fakat ciftlerin ikisi de calisiyorsa, toplam gelirlerine gore hesap edilen devletin geri odemesi var ki yine de yuksek bir miktar. Ilk 4 yil cocugun gelisimi ve yasanilan ulkenin dilini ogrenmesi icin krese gitmesi sart. Genelde cocuklar 5 gun gitmiyor zaten.

Hollanda cennet degil, bahsedilmis zaten basta iklim ve ev krizi olmak uzere sorunlu yanlari cok fazla. Secimlerden sonra Wilders gibi bir irkci buyuk ihtimalle hukumette olacak, bu yuzden gocmenlerin cogu tedirgin.
0
whisky
(13.12.23)
(8)

Doktora yapmanın zorlukları neler olabilir?

fraise
Ağustos sonunda yüksek lisansımi tamamladım ve bittiği güne kadar her gün "şu savunmayi yapayım; bir daha asla okul, sınav, tez yüzü görmek istemiyorum" deyip durdum (bunda danışman hocamın da etkisi olabilir, çok zorladı ve iletişim kurması çok zor biriydi.). Fakat son bir haftadır sürekli üniversi
Ağustos sonunda yüksek lisansımi tamamladım ve bittiği güne kadar her gün "şu savunmayi yapayım; bir daha asla okul, sınav, tez yüzü görmek istemiyorum" deyip durdum (bunda danışman hocamın da etkisi olabilir, çok zorladı ve iletişim kurması çok zor biriydi.). Fakat son bir haftadır sürekli üniversitelerin doktora başvuru sayfalarını açıp açıp kapatıyorum.

Biliyorum ki doktoraya başlarsam ders döneminden sonra yine çok zorlanacağım ve sürekli soylenecegim ama bitirdikten sonraki o başarmış olma hissini seviyorum galiba. Ayrıca ders çalışmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi de seviyorum.

Alanım da sosyal bilimler ve üniversite sonrası hem akademik hem de mesleki eğitimlerin çok çok önemli olduğu bir bölüm. Bir ara da ikinci bir yüksek lisansa başlamayı düşünmüştüm.

Hem çalışıp hem doktora yapmanın zorlukları neler olabilir? Başlayıp pişman olan var mi? Birileri olumsuz bir şeyler söylemezse bu işin sonunda kendimi doktoraya başvuru yaparken bulabilirim sanırım.

Herkese şimdiden teşekkürler.
0
fraise
(12.12.23)
çevrem öğretim/araştırma görevlisiyken bile doktorasını yıllarca bitiremeyenlerle dolu. Ben ders dönemi + tez önerisi + 2 tez izleme sonrası bıraktım :D Doktora-terkim.

Gerçekten isteyip yüzde yüz asılabileceksen yaparsın. Birazcık bile içinden gelmiyorsa zulüm olur diyorum ben. "illa biter" diye de bişey yok, doktora bu. Ha sağda solda çok kötü tezlerle mezun olanları görüyoruz ama bilmiyorum benim hocalarım ve jüri üyeleri gayet sert ciddi tiplerdi.

Yani şöyle diyim, tüm hayatı akademi olanlar bile tezin sonlarına doğru deliriyor. Fakat doğal yetenek gibi hep makale ve tez yazmak için doğmuş tipler var, onlar çok rahat şekilde bitiriyor. Öyle biri misin bilmiyorum.
0
nhk ni youkosu
(12.12.23)
2022'de doktoramı bitirdim alanım sosyal bilimler. Dr. Öğr üyesi olarak çalışıyorum. Mesleğimi çok seviyorum ama bir kere daha doktora yapmak ister misin deseler elli kere düşünürüm. Sanırım yapmam. Başladığımda 30 yaşındaydım 5 yılda bitirdim. Hem çalışıp hem derslere yetişmek hem mental ve fiziksel anlamda zorluyor. Ama değmez mi vs diye düşünürseniz bitirdiğiniz anda daha fazlasını hedef koyuyorsunuz. Bu kaçınılmaz bence. Ancak bu öğrenme hırsı ve merakı olan biri zaten bu sürece sabredebilir. Sadece sizin değil sizi sevenlerin de hazır olması gerekiyor bence çünkü onlara ayıracağınız zamanı makaleler, yayınlar, dersleriniz çalacak. Ben evliliği erteledim mesela. İyi ki de öyle yapmışım çünkü evlilik hazırlıklarıyla tik vs veremezdim. Fikir vermesi açısından doktora tezlerinin ön sözlerine bakabilirsiniz diye düşünüyorum. Danışman-öğrenci dengesini kurmak, veri toplamak, ağır makaleler ve dersler, yeterlilik, tez izlemeler bunlara girmiyorum.

Bana göre zorluk seviyesi kabaca şu şekilde:
Doktora yeterlilik>doktoraya kabul almak>yüksek lisans tezi yazmak>lisansı bitirmek
Ben şu an post doc ve doçentlik kriterleri ile kafayı bozdum mecburen. Bitirince rahatlamıyorsunuz, her mertebe yeni sorumluluklar yeni dertler ekliyor.

Sonuç olarak ömrünüz boyunca keşke deneseydim demek istemiyorsanız elbette bu yola girin derim. Ama zor olduğunu ve fedakarlıklar gerektirdiğini bilerek girin. Her şey gönlünüzce olsun.
0
buzbebek
(12.12.23)
Akademide devam etmeyi düşünmüyorsanız pratikte doktoradan hiçbir kazancınız olmayacak zaten. Ayrıca işiniz nedir bilmiyorum ama overqualified görülme tehlikesi de taşır bunun sonu.

Doktora cidden yıpratıcı ve uzun da bir süreç. Sadece cv'ye eklemek için doktora yapmak bence çok anlamlı değil. Akademi dışında gerçek karşılığını bulamıyor hem.

Bunun yerine kendi yüksek yaptığınız alanı tamamlayıcı, benzer bir alanda ikinci bir yüksek yaparsanız aynı konuda sektör için muhtemelen gereksiz dozda bir dikey uzmanlaşma yerine sektördeki bilginizi yatay olarak genişletip göze çarpabilirsiniz. Ayrıca çok daha kolay olur.

Aynı zamanda tezli yüksek lisans yapmanıza da gerek yok bence. Zaten bir yüksek lisans teziniz ve ana uzmanlığınız var.
0
akhenaten
(12.12.23)
Tez yüzü görmek istemiyorsan doktora yapma. Master'da yaptığın tez tez falan değil. Buradan paylaşılan anketlerle yapılan tezler sadece bir training. Bu bir çaba bile değil doktora için.
0
ferenc
(12.12.23)
1 ay sonra yeterlilik sınavım var. Ama tek bir sayfa okumuşluğum yok hala. Bu sizin iş temponuz ve yaşam stilinizin ne ölçüde imkan verdiği ile alakalı. Ben çalışırken hazırlanamıyorum yeterliliğe. Ama benim yaşadığım yer ve koşulların buna imkan veremediği bir gerçeklik var.
0
Amaranta ursula
(12.12.23)
biraz senle biraz eşinle alakalı bir durum (destek anlamında) eşim bitirdi çok oldu doçent ünvanı aldı ama geçtiği seviyeler çok zorlayıcı. akademiden yürümek isterim dersen yayın yayınlamak hazırlamak vs bildiğin gibi zor işler(sosyal bilimlerde daha zor) ama imkansız değil.
tabi hocanın burada etkisi büyük.
yurtdışında yayın yapmak senin açından biraz daha kolay o anlamda türkiyedekiler kadar zorlanacağını düşünmüyorum.

özetle doktora sonrası yürüyecem dersen(ki bence kesin öyle olacak) zor yol ama senin için minik bir tık daha kolay.

ha sadece doktora yapar daha bakmam dersen yapma attığın taş ürküttüğün kuşa değmez.
detay için iletişimi biliyorusun :)
0
basond
(13.12.23)
Yüksek lisans süreci sonunda tövbe etme aşamasına geldiyseniz ve doktora yapacağınız yer, hoca benzer olacaksa eziyet olur.

İyi bir hocanın yanında, sağlam bir doktora yapacağım derseniz hayatınız doktora çalışmaları olacak, işiniz hobi gibi kalacak. Böyle olamayacaksa yine çok büyük eziyet olur.

Doktora sizi tek başınıza veya birilerine danışmanlık yaparak orijinal işler yapabilecek duruma getiren son aşama. Zor gelmezse ya uyduruk biriyle, pek bir şey öğrenmeden doktora yapıyorsunuz ya da siz aşmış bir insansınız demektir (master tezi zor geldiyse siz de çoğumuz gibi normalisiniz büyük ihtimalle).

Ders çalışmayı seviyorum demişsiniz. Belki dersleri (ve acı çekmekten keyif alıyorsanız yeterliliği) seversiniz ama tez ders çalışma gibi değil. Araştırma yapacaksınız, ortaya orijinal işler koyacaksınız. Bazen hiç bir yere gitmeyecek, bazen aylarca boşa çalışmış olacaksınız. Bunu kaldırabilecek misiniz?

Sosyal bilimlerde de, fen bilimlerinde de doktora yapan, yapmış birçok insan var çevremde. Sosyal bilimler çok daha zor çünkü çoğu zaman bir tek doğru yok ve herkes kendi doğrusunu çılgınca savunabiliyor. Bulgularınız, çıkarımlarınız, danışmanınızla ve tez jürinizle çakıştığında zorlanabilirsiniz. Bazen danışmanla jüri saçma sapan sebeplerle çekişir, sizin işiniz sekteye uğrar. Yeterlilikte hocanıza kıl olan birileri zor sorup bırakır. Hep olan şeyler.

Yukarıda yazılan "overqualified" olma durumu da çok ciddi. alanınızdaki durumu siz daha iyi bilirsiniz ama düşünmeniz gereken en önemli konulardan biri bu.
0
cosmicstring
(13.12.23)
Burada belirleyici soru "doktora yapmayı ne kadar çok istiyorsunuz?" İstemeden yapılan en basit işler bile zor gelir insana. Doktora ise istemeden yapılacak bir iş değil.

Doktora elbette kolay değil ama anlatıldığı kadar zor da değil. Zor diyenlerin büyük kısmı ya planlı çalışmıyor, ya danışman problemleri yaşıyor ya da sevmediği bir konu çalışıyor. Bu üç durumu yaşamıyorsanız çok zorlanmazsınız doktora yaparken.

Bunun dışında doktora yapmanın doğası gereği bazı zorluklar var.

Başta süre çok uzun. En erken 4 yılda bitirebiliyorsunuz (bunun bazı istisnaları var tabi).

Danışmanınızı mutlaka çok iyi seçmelisiniz (aynı konuya ilgi duymalı, sürekli iletişimde bulunabilmelisiniz). Danışman iyi değilse en baştan ya danışmanı değiştirin ya da başka üniversiteye geçin.

Doktorada en çok zaman alan dönem ders dönemi. Çalışırken dersleri takip etmek, sunum yapmak, her ders için makale çıkarmak (bu zorunlu değil ama beklenir) oldukça zaman alıyor.

Kırılma noktası yeterlik sınavıdır. Alanınızda tüm temel kavramlara, kişilere ve konulara hakimiyetiniz ölçülüyor bu sınavda. Çok iyi hazırlanmalısınız.

Tez dönemi ise en az zorlanacağınız dönem olacak. 6 ayda bir tez izleme komitelerinde tezinizin gelişimini sunacaksınız. 6 aylık dönemler planlı çalışan biri için çok uzun süreler. Yorulmazsınız.

Son aşama savunma aşaması. TİK'ler sağlıklı geçerse bu kısım da sizi zorlamayacaktır.

İlk etapta aklıma gelenler bunlar. Sormak istedikleriniz olursa yazabilirsiniz.
0
unuttum konu neydi
(13.12.23)
(4)

Olum korkum hayatimi yonetiyor

Kittie
Bundan kurtulamiyorum. Kendime gore riskli buldugum seylerden kaciniyorum. Terapistim "yasayan olu" olunuyor bu sekildeden yuruyor. Anlayamiyorum. Kabul ediyorum zaten durumumu. O yuzden gidiyorum. Ama ben bi yere varamiyorum bu doktorla ya. Beni yasayan olulukten kurtar o zaman yani yok sanki sorun
Bundan kurtulamiyorum. Kendime gore riskli buldugum seylerden kaciniyorum. Terapistim "yasayan olu" olunuyor bu sekildeden yuruyor. Anlayamiyorum. Kabul ediyorum zaten durumumu. O yuzden gidiyorum. Ama ben bi yere varamiyorum bu doktorla ya. Beni yasayan olulukten kurtar o zaman yani yok sanki sorunu goruyor ama cozum uretemiyor...


Ilk gittigimde depresyonum da tepe noktasinda oldugundan genel bir degerlendirmede ilerledik. Ama bu konum "ana konu" olamiyor bir turlu bu adamin elinde. Onu biraktigim an iyice bosluga dusucem diye devam ediyorum. Ya allah rizasi icin birini onerin bana. Direkt bu konudan gireyim istiyorum yeni biriyle. Artik sulu goz biri degilim. Sakince anlatabilirim derdimi gidecegim kisiye. Boylece konuya odaklaniriz belki. Sakinligimin sebebi erapiler degil, lustral.. beni asiri hissizlestirdi gerci bundan da pek de memnun degilim ama daha iyi "gozukuyorum".
Bu adama gittigimde ilk 3 seans habire agliyordum...


Ve kendi deneyimlerinizi de, fikirlerinizi de yazar misiniz. Olum cok korkutucu benim icin ama tabii ki bir gun olucem. Icimden, bir tepe insan oldu simdiye kadar senin ne ozelligin var, bi tek sen mi degerlisin diyorum. Onlar da neler hissetti kim bilir, as bunu artik diyorum ama mantigim one gecmiyor bir turlu. Yapmak istedigim, hatta yapmam GEREKEN cogu seyden vazgeciyorum. Ve daha da hirslanip sinirleniyorum bu "beceriksizligim" karsisinda..

Bana bi yol gosterin nolur.


Cok hizli dusunuyor sanki beynim. Icinden cikamiyorum. Ruyalarim bile gariplesti.
Yardim bekliyorum cidden her telden ne olursa olsun bana fikir verin lutfen.

Kisi onerecekler icin istanbuldayim. Avr.

Tesekkurler
0
Kittie
(11.12.23)
öncelikle birisini önerecek değilim ama şimdi psikolog bir arkadaşıma mesaj atıp bu konuyla ilgili çalışmış bir tanıdığı var mı diye soracağım.

ikincisi benzer şeyleri ben de yaşadım hatta hala yaşıyorum diyebilirim. belli ki hayatınızda yolunda gitmeyen bir şeyler var ve bu da depresyona yol açmış, boşluğa düşmüşsünüz. bu boşlukta da insan bu konulara çok kafa patlatıyor. aslında hepimiz ölümden korkuyoruz ama çoğumuz bunu bastırmış durumdayız. günlük hayatın temposunda kimsenin aklına gelmiyor. işte sizde ortalama bir insanın günlük temposu olmadığı için bu tarz şeyler düşünüyorsunuz.

benim tavsiyem ölüm korkusunu yenme üzerine değil de bunu ortaya çıkaran sıkıntıya odaklanıp çözmeniz. eminim ölüm dışında da başka kaygılarınız vardır, zaten tüm korkuların ana sebebinin ölüm korkusu olduğu söylenir. yani sizi bunu düşünmeye itecek sorunu, depresyona girmenize sebep olan sorunu çözmeniz lazım, bu olunca tüm sıkıntı da geçecektir.
0
candide
(11.12.23)
Emdr terapi deneyin, altinda mutlaka bir sey vardir. Cok net sonuc aliniyor.
0
kassiopeia
(11.12.23)
Her şeyden önce insan kendini doktorudur, sizi sizden iyi kimse anlayamaz.
Önce kendinizi tanıyacaksınız, tüm düşüncelerinizi kağıda yazacaksınız ve parçalara ayırıp ele alacaksınız.
Gerekirse chatgpt uygulamasına yazıp , analiz etmesini isteyin size fikir verecektir.
Çoçukluğunuzdan başlayarak yazın, travmalar, baştan geçen kötü olayalar vs. her şey kağıtta olsun.

Ara ara tekrar okuyun ve üzerinde düşünün bunların bir sebebini kendinizde bulabilirsiniz bana göre.

Eğer olmadı, bu gibi korkuların ilacı insanlara yardım etmektir, eğer inancınız varsa, dernek, vakıf vb. gibi sosyal
yardım kuruluşlarına başvurun görev alın, oda olmuyorsa belirli tutarlarda yardım gönderin.

Bu sizi vicdanen rahatlacak , yaptığınız iyiliklerin karşılığını alacağınız düşüncesi ağır basacak bu korkunuzu yenmenizde
büyük faydası olacak diye düşünüyorum.

Ayrıca hormon ve vitaminlerinizi kontrol edin, yediklerinize dikkat edin, doğal beslenmeye çalışın, çeşitli ve bol miktarda
baharat tüketin.

Terapist olarak ta bir kedi edinin ki sürekli yanınızda olsun ve enerjinizi düzenlesin.
0
Rao
(12.12.23)
Panik atak gibi. Psikiyatriste gitmelisin
0
ferenc
(12.12.23)
(9)

kediler ne kadar saldırganlaşabilir?

kent sakini
merhabalar, sokakta sahipsiz bulduğumuz kedilere baktığımız bir barınağımız var, yaklaşık 20 kedi var bu açık barınakta. etrafı tamamen korumalı tellerle çevrili, dışarıdan bir hayvanın girmesi pek mümkün değil. tüm kediler düzenli olarak besleniyorlar ve veteriner kontrolündeler.yolda ölüme terkedi
merhabalar, sokakta sahipsiz bulduğumuz kedilere baktığımız bir barınağımız var, yaklaşık 20 kedi var bu açık barınakta. etrafı tamamen korumalı tellerle çevrili, dışarıdan bir hayvanın girmesi pek mümkün değil. tüm kediler düzenli olarak besleniyorlar ve veteriner kontrolündeler.

yolda ölüme terkedilmiş bir yavrumuz vardı, tedavilerini yapıp bu barınağa getirmiştik, diğer yavrularla da oynamaya başlamıştı 1 ay içinde. şu an tahmini 6 aylıktı. dün barınağın köşesinde bir yerde paramparça halde bulduk. çok detaya girmeyeceğim ama vahşice öldürüldüğü çok belli, bazı uzuvları dahi kopmuş durumda.

merak ettiğim şey şu, kediler bu kadar vahşileşebilir mi? uzuv koparacak kadar güçlüler mi? eğer dışarıdan başka bir vahşi hayvan girdiyse bunu bilmek ve önlem almak istiyoruz. eğer kediler böyle vahşileşebiliyorsa barınaktaki diğer yavru kedilerle alakalı nasıl önlem alabiliriz? sizce bu olay neden gerçekleşmiştir.
0
kent sakini
(11.12.23)
evet vahşileşebilir, insanlar bu yüzden hayvan barınaklarına karşı çıkıyor, yazın ayağı sakat bir kedi bulup belediye veterinerine götürmüştüm bir hafta on gün barınakta kaldı, almaya gittiğimde kedinin başka yerleri ve kuyruğunda parçalanmış tedavi edilmiş (tentürdiyot sürmüşler) yaralar açılmıştı
0
freebird5406_2
(11.12.23)
Hocam kediler kişisel çıkarları için evcilleşmiş gibi yapan canlılardır, isteseler parça pinçik yaparlar hasmını çok güçlüler ve saldırganlardır normalde, bal porsuğu gibi düşün o kadar vahşileşebilirler isteseler.
0
Bir ben var benden şurada
(11.12.23)
Kediler birbirini parçalamaz.

Yüzlerce kedi ile yaşadım. Hiç böyle bir şey olmadı, çevremden de duymadım.

Barınağa telin altından veya üstünden gelincik girmiş olabilir.

Bir de tavuk besliyorsanız, tavuk yapmış olabilir, tavuklar et yer ve hasta/güçsüz olanlara grup olarak saldırırlar. Bizzat şahit oldum. Yaklaşık 5-6 aylık bir kediyi komple yemişlerdi, sadece postu kalmıştı. Bir de horoz yediler. Malesef ...
0
alfired
(11.12.23)
daha çok köpek saldırısına benziyor. aynı alandaki tek bir kedide bu durum olduysa garip diğerleri kaçmış bu nasıl kaçamamış. ya da hastalanıp öldü ve bir hayvan yaptı desek bu da hemen olmaz fark edilirdi. kediler ölümüne aç kalmadıkça başka bir kediyi yemez veya parçalamaz.
0
orpheus
(11.12.23)
kuduz kediler çok saldırgan olabilir.
0
ferenc
(11.12.23)
kediler vahşileşir birbirlerine zarar verirler de uzuv koparacak bir durum olmaz bence. kuduz durumunu bilemem ama başka bir hayvan gibi duruyor
0
paintov
(12.12.23)
bir arkadaşımın yıllardır baktığı kedi (5yada 6 yaşlarında) biranda psikopata bağlayıp kızın ağzını yüzünü dağıttı. sebebini anlayamadık hiç. kolları bacaklar yara içindeydi dudağı ve dili de aynı şekilde. yani evet kediler vahşileşebiliyor.
0
hobarey
(12.12.23)
kedi istese bizi bile parçalayabilir.
0
sta
(13.12.23)
Mirket
(13.12.23)
(4)

Swatch almalı mı? Alternatifler?

robokot
Swatch dizaynlarını beğeniyorum ama kafamda şu soru işareti var: normal plastik kayışlı bir saatin kayışını 2-3 yılda bir değiştirmem gerekiyor kullanılmaz hale geldiği / koptuğu için. Casio masio saatlerin kayışları her yerde bulunuyor. Bakıyorum bu swatchların kayışları ne garanti kapsamında (ki 2
Swatch dizaynlarını beğeniyorum ama kafamda şu soru işareti var: normal plastik kayışlı bir saatin kayışını 2-3 yılda bir değiştirmem gerekiyor kullanılmaz hale geldiği / koptuğu için. Casio masio saatlerin kayışları her yerde bulunuyor. Bakıyorum bu swatchların kayışları ne garanti kapsamında (ki 2 yıldan sonra ne olacak garanti olsa da) ne de ayrı olarak satılıyor(muş?). E bunların dizaynları kayışlarıyla bütün olduğu için gidip rastgele bir kayış da alamayız. Swatch saatin kayışını değiştirmeyi reddettiği zaman çöp mü oluyor bu saatler?

Swatch sever birinin beğenebileceği benzer fiyat bandında iyi saat markaları nelerdir bir de?
0
robokot
(11.12.23)
Çok sesli çalışıyor. Sadece bu yüzden alınmaz.
0
ferenc
(11.12.23)
Casio Gshock'un güzel serileri var. Ben şahsen Seiko severim, Swatch kadar renkli olmasa da çok güzel saatleri vardır.
0
salihdt
(11.12.23)
Swatch alırsan içinin açılmadığını, arıza halinde çöp olduğunu bil. Sadece pil değişimine izin veriyor. Yerinde olsam Casio tercih ederdim.
0
halitkin
(11.12.23)
Casio'nun saatlerinin de içi açılmıyor ama solar teknolojisi olan bir saat alırsan pil değişimine gerek yok. Zaten casio'nun pek arıza yaptığı görülmemiştir. f91 gibi en ucuz saati pil değiştirmeden 10 sene dayanıyor
0
ferenc
(11.12.23)
(10)

hijyen, tüketim kültürünün bir sonucu mu?

ahm1
bu aslında bazı postmodernistlerin söylemi sanırım ama geçen gün bir programda akademisyen ve yazar vedat ozan'ı dinliyordum ve özetle şöyle dedi: "eski çağlarda sıcak su bulmak çok zordu, dolayısıyla birkaç ayda bir yıkanılıyordu, belki senede bir. kimse yıkanmadığı için de kimse kimseye kötü kokmu
bu aslında bazı postmodernistlerin söylemi sanırım ama geçen gün bir programda akademisyen ve yazar vedat ozan'ı dinliyordum ve özetle şöyle dedi: "eski çağlarda sıcak su bulmak çok zordu, dolayısıyla birkaç ayda bir yıkanılıyordu, belki senede bir. kimse yıkanmadığı için de kimse kimseye kötü kokmuyordu. pis kalalım demiyorum ama saçlardaki yağın orada olmasının da bir sebebi var. şu an hijyen paranoyası yaşıyoruz." vs. diyip tüketim kültürüne bağladı bu kadar fazla temizlik ürünü tüketmemizi.

düşündüm de, tuvaletten çıktıktan sonra elleri yıkamanın illa ki faydası vardır ama 1-2 günde bir duş almanın, saçları yıkamanın da gereği olmayabilir cidden. tabii ki şimdi düşününce "ıyy yağlı yağlı olur mu öyle" diye düşünüyoruz ama bunun pis olduğu bize öğretilen bir şey zaten. çinlilerin yemek kültürünü garipsemekle aynı şey. 300 sene önceki insanların kendilerini pis hissettiklerini hiç sanmıyorum.

bu konuda ne düşünüyorsunuz? araştırmak için kaynaklar var mı?

edit: yazarın kendisi de küçükken sıcak su haftada bir verildiği için haftada bir banyo yapıyormuş. kimse kimseye kötü kokmuyordu ama çok terli biri gelince hala kokusu kötü geliyordu diyor. sanırım ben de ilkokulda haftada bir banyo yapıyordum. sadece bazen saçlarımı hafta ortasında 2. kez yıkıyordum. çocukken terimiz o kadar kötü kokmuyor mu, anlamadım. şu an haftada bir banyo yapmam imkansız.
0
ahm1
(07.12.23)
eskiden saçlarına metro havası ya da egsoz yapışmıyordu
buradan sık yıkanma modasını* reddetmek gibi ahlaki bi tavır çıkmayabilir. ama su zengini de değiliz.
0
lambırcek
(07.12.23)
@lambırcek'e ilave, eskiden yediklerimizde bu denli kimyasal katkı yoktu, bunun da tere ve çabuk kirlenme hissine etkisi var. Bir de kozmetik dünyası "yağlı saç = kirli saç" gibi bir algı yarattı. Oysa sebumun saç derisine faydasını sadece merak eden araştırıp öğreniyor. Koku işin kırmızı çizgisi elbette, vücutta bir noktada koku varsa orada bakteri vardır, kirlenmiştir ve en kısa zamanda temizlenmesi gerekir.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(07.12.23)
bir şeyin iyisine alışınca "eskiden bunu nasıl yapıyormuşuz ya" dersin. Koku duyusunda, temizlikte vs. her şeyde böyle bence.

Türkiye'de bazı kişilerde hijyen paranoyası var ama genel olarak bakarsak son 100 yılda insan ömrünün uzaması da bu hijyene bağlanıyor mesela.
0
nhk ni youkosu
(07.12.23)
Yani böyle düşününce ayakkbı giymeme akımları da var mesela. Bir video görmüştüm, adam "bana neden ayakkabı giymiyorsun?" diye soruyorlar halbuki ben en güzel ayakkabılara sahibim zaten, yalınayak dolaştığımdan beri kendimi harika hissediyorum falan diyor.

Teknolojinin hangi miktarının doğal olduğuna kim karar veriyor ki? Eskiden diyorsunuz da, eskinin de eskisi her daim var. Bunun sonu yok. O gün ne doğru düzgün tesisat vardı ne de bu kadar kapsamlı baraj sistemleri, haliyle yapılanıyordu. Bugün var, yapılabiliyor.

Bizim ülkede çok fazla eskiler romantizmi yapılıyor. Ben duya duya usandım artık aslına bakarsanız. Diğer taraftan antibiyotik gibi basit bir şey olmadığı için ishalden bile kolayca ölebiliyordunuz eskiden örneğin.

Bu yola girmeyin bence, bu yolun sonu hiç iyi yerlere çıkmıyor.
0
akhenaten
(07.12.23)
Kalabalık bir ilkokula giderek kokup kokmadığını test edebilirsiniz. Koku direkt ciğerinize işliyor.
Ayrıca, yıkanmak, banyo yapmak, duş almak farklı farklı kavramlar. Sıcak su bulamayan derede yıkanır, ama yine de temizlenir.
0
auroraaurora
(07.12.23)
akademisyen kimliğine bürünüp sallamış biraz anlaşılan. yağı kümden yok etmiyoruz zaten saçtan, ciltten. etraftan binbir pislik yapışıyor cilde. temizleyip kurulayıp nemli olsun diye yağlı krem sürüyoruz.
akademisyen(!)'in dediklerinde doğruluk payı var ama baktığı ve durduğu nokta yanlış. köyde herkes tezek koktuğu için ve burun da bir müddet sonra alışacağı için, köydeyken o kokuyu almaz olabilirsiniz ama bu durum cildinize, kıyafetinize, o kokuya sebep olan koku molekülleri, mikroorganizma vb her neyse, onların sindiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. ve bu sağlık için risktir. En başta da söylenmiş, bugün bir çok zararlı kimyasal molekül havada uçuşup bizlere yapışıp duruyor.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(07.12.23)
saçımızı yıkamadığımız zaman biriken şey sadece yağ değil ki? sigara kokusu, toz toprak vs... zaten saçtaki yağ 6 cm'e kadar gidiyormuş. saçın kalanı için o yağın bi faydası yok.

bence şurada sıkıntı var. iki günde bir duş almak normal örneğin. ama her duşta delicesine sabun, duş jeli, şampuan, krem cart curt kullanmak evet tüketim kültürünün bir sonucu olabilir. geçen bi kuaförün youtube kanalına takıldım. saç kremlerini yorumluyor ve hepsinin arkasında saça bolca uygulayın yazıyordu. halbuki uzun saça en fazla iki fındık büyüklüğü yetermiş.

ev için olan temizlik malzemelerinde de durum bu bence. geçen bi doktorun paylaşımında gördüm. atıyorum 2 lt suda bir damla çamaşır suyu bile en güçlü mikrobu öldürür diyordu. ben klozet harici bir yerde çamaşır suyu kullandığımı hatırlamıyorum ama tuz ruhu ile buzdolabını silen biliyorum mesela, çok saçma bu.

yani sonuç olarak reklamların filan bize normalmiş gibi göstermeye çalıştığı bazı ürün kullanım şekilleri var ve bunlar çok gereksiz katılıyorum. ama eskiden su yoktu az yıkanıyorduk bu normaldi, eee, bu devirde de az yıkanalım demek mantıksız.
0
elorelia
(07.12.23)
İnsanlar eskisine göre çok daha fazla bir arada yaşıyor (15 milyon İstanbul'da) ve etkileşim çok fazla, şehirler arası, uluslar arası uçuşlarla mikroplar çok hızlı ve uzaklara taşınıyor.
O yüzden mikrop çeşitliliği ve maruz kalınması çok daha yüksek eskisine göre.
Tüm bunlara rağmen yaşam kalitesi ve süresi uzuyor, çünkü abidik bir mikropla ölme ihtimalin düşük hijyen sayesinde.

Eskisi gibi dağda tek başıma yaşayacağım diyorsan, daha gevşek davranabilirsin bence.
0
burfak
(07.12.23)
(kesinlikle duyuruya cevaptır)

su hakikaten sayılı. öyle bol bol kullanmak, 2 günde 1 yıkanmayı bile alt sınır saymak bilemiyorum. ankarada sular uzun süre kesildiğinde içme suyu kullandık. bakanın biri 2 günde 1e indirdim yıkanmayı dedi de bu lütfunu ayıpladık.

daha 20 sene olmadı, haftada 1 yıkanmak normaldi. muhtemelen bazı yerlerde halen öyle. şimdi 2 günde 1 normal oldu. normal değişiyor. tüketim değişiyor.

her tenefüs 100lerce çocuk savaş ediyor, okul kokar, kokmalıdır

ilaç iyi bi şey tabii ama eskiden antibiyotiği alt ede ede ejderhaya dönüşmüş bakteri de yoktu
ih1.redbubble.net

çamaşır suyunda zaten 5 litreye 1 kapak atın yazıyor ki bu bile suları kirletiyor. biz o suyu içiyoruz. balık geliyor soframıza oradan. başka hayvanlar yiyor oradan bize ulaşıyor. eskiden insanlar eşerya koliden ölmüyordu, demek ki tuvalet temizleme yöntemleri mevcutmuş.
0
lambırcek
(08.12.23)
Vucut temizliği dışında tüketim kültürü sonucudur. Ev temizliği, aşırı kıyafet temizliği hem zaman hem de kaynak israfıdır.
0
ferenc
(08.12.23)
(9)

Kurutma makinesi çamaşırlarımı çektiriyor

denizgonen
Genellikle tamamen pamuklu şeyler giyerim. aslında sanki eskiden bu kadar çektirmese de son zamanlarda çektirdiğinden kesinlikle emin oldum. Geçenlerde satın aldığım bir pantolonun paçalarının kısaltılması gerekiyordu ben de meraktan 6 defa yıkadım ve kuruttum sonunda ise pantolon kesinlikle üstüme
Genellikle tamamen pamuklu şeyler giyerim. aslında sanki eskiden bu kadar çektirmese de son zamanlarda çektirdiğinden kesinlikle emin oldum.
Geçenlerde satın aldığım bir pantolonun paçalarının kısaltılması gerekiyordu ben de meraktan 6 defa yıkadım ve kuruttum sonunda ise pantolon kesinlikle üstüme tam oluyordu.
bu olay sonrasında da üstümdeki tişörtün birebir aynısını mağazada denemeye gittim ve ciddi bir beden farkı olduğunu görünce emin oldum.
evim ufak ve balkonu da yok. nasıl bir programda nasıl bir kullanımla kullanmalıyım ki bu kıyafetler çekmesin. sadece 2 ay sonra abartmıyorum en az 1-1.5 beden küçülüyor bunlar...
0
denizgonen
(05.12.23)
@orient blue hassas modu kullanmaya başladım son zamanlarda ama gene de sıkıntılı. ütü kuruluğunda falan mı çıkarayım makineden peki?
0
🌸denizgonen
(05.12.23)
aynı sorunu yaşıyorum, takipteyim. 38 bedenim, 44 beden pantolon aldım nasılsa çekecek diye :(
0
dediysem dedim
(06.12.23)
araya kaynamış gibi oluyorum ama ben de çamaşır makinesinde yaşıyorum bunu. 30-40 derecede yıkamama rağmen. var mıdır bunun çözümü?
0
jepa
(06.12.23)
ben bu yüzden biraz nemli çıkarıyorum. en düşük ısıyı seç.
0
ferenc
(06.12.23)
marka nedir? ısı pompalı mı?
pamuklu 2.5 saate koyuyorum çamaşırları daha küçülme olmadı.
0
eja
(06.12.23)
Aynı problemi biz de yaşıyoruz, sırf bu yüzden asarak kurutmaya döndük. Ütü kuruluğu diye bir seçenek var nemli bırakıyor o zaman çekmiyor ancak öyle de yine asmak lazım. Çözemedik kısaca:(
0
mirty
(06.12.23)
@arçelik. Isı pompalı. Ben de eskiden pamukluya koyuyordum çekti. Narin moduna koydum hala çekiyor...
0
🌸denizgonen
(06.12.23)
www.eksiduyuru.com

Bir kaç ay önce benzer bir başlık açmıştım.

Ütüleme sonrası eski haline geliyorlar
0
kaiserr76
(06.12.23)
yorgan modu varsa onu deneyin bir de.
0
brkylmz
(06.12.23)
(3)

%100 yün ceket giyince elektrik çarpıyor, nasıl çözerim?

mr.goodcat
zara'dan %100 yün ceket aldım. geçen giydim. asansöre binerken kapıyı açarken falan sürekli çat çut elektrik çarpıyor. napcam buna? iade de edemem çünkü giydim yani. çözümü var mı?
zara'dan %100 yün ceket aldım. geçen giydim. asansöre binerken kapıyı açarken falan sürekli çat çut elektrik çarpıyor. napcam buna? iade de edemem çünkü giydim yani. çözümü var mı?
0
mr.goodcat
(01.12.23)
Zaman zaman kendinizi topraklayın.

Mesela avuç içini toprağa tutun 3-5 saniye, veya kalorifer peteğine tutun, veya çıplak ayakla yürüyün.
0
alfired
(01.12.23)
Sık el yıkamak da elemtriği alır. Topraklama şart.
0
erty_ksk
(01.12.23)
ceketi ıslatman lazım.
0
ferenc
(01.12.23)
(10)

Böyle şanssızlıklar sizi de buluyor mu?

tavish11
Geçenlerde iPhone 14 aldım. Alırken birlikte şeffaf kılıf ve ekran koruyucu da aldım. Ekranı koruyucuz kullanmak daha keyifli diye takmayı erteledim ve olduğu gibi kullandım. Telefonu cebime koyarken özen gösterdim ama bir ara sırt çantamın içine atmıştım. Herhalde o ara çizildi. Temmuz ayında aldığ
Geçenlerde iPhone 14 aldım. Alırken birlikte şeffaf kılıf ve ekran koruyucu da aldım. Ekranı koruyucuz kullanmak daha keyifli diye takmayı erteledim ve olduğu gibi kullandım. Telefonu cebime koyarken özen gösterdim ama bir ara sırt çantamın içine atmıştım. Herhalde o ara çizildi.

Temmuz ayında aldığım telefonun Ekim ayında ekranı çizildi sanki kedi tırmalamış gibi. Ekranı kullanırken belli olmuyor ama güneş ışığı yansıyınca sürekli gözüm oraya gidiyor.

Çok canım sıkılıyor bu duruma. Telefondan soğudum.

Sizin de başınıza benzer şeyler geldi mi?

Not: 4 sene boyunca xs max kullandım. Bunun son 1,5 senesi ekran koruyucuzdu ve çizik bile yok. Yeni iPhone modellerinin daha hassas olduğunu düşünüyorum.
0
tavish11
(30.11.23)
Şanssızlık bu değil ya bile isteye olmuş…
0
Boris
(30.11.23)
Bu şanssızlık değil ki abi şanssızlık dediğin kavram çok farklı bir şey, sen üşengeçliğinin kurbanı olmuşsun sorun kaderde değil sende.
0
Bir ben var benden şurada
(30.11.23)
oldukça ucuz bir xiaomi telefonu ekran koruyucusuz 1dk kullanmadım. hatta baya pahalı ekran koruyucu aldım.
0
ferenc
(30.11.23)
Şanssızlık tanımını kullanmak kendimi avutmak gibi oldu galiba.

Gerçekten çok pişmanım bu kadar çabuk böyle bir şey olacağını tahmin edemedim
0
🌸tavish11
(30.11.23)
mat ekran koruyucu taktırırsan oluşan çizikler görünmeyebilir
0
freebird5406_2
(30.11.23)
Abi yanlış anlama cebinde falan taşısan neyse de bir de çantaya atmışsın çantada her türlü çizilir içinde ne vardır allah bilir, benim çantaya baksam tırmık falan bile çıkar :)
0
Bir ben var benden şurada
(30.11.23)
bu sanssizlik degil yaw..
0
cooperr
(30.11.23)
Çantanın içinin temiz olduğuna eminseniz ekranı silerken çizilmiş olması da çok olası. En çok bu sebeple çiziliyor bence camlar.

Böyle işler için ayrı bir temizlik bezi kullanılmalı. Çok amaçlı kullandığınız bezlerde oldukça sert granüller kalabiliyor. Siz yumuşacık bezle sildiğinizi düşünürken bir milimetreden daha küçük bir parçacık ekranı çizebiliyor.
0
akhenaten
(30.11.23)
Geçmiş olsun, çantaya atma süreçlerinde aynı sonuç doğuyor. Çantanın boş gözüne koyarken bile çekinirim şahsen.
0
kondansator
(01.12.23)
Bu şanssızlık değil bence. Riske girmişsiniz ve zarar gerçekleşmiş.
0
curukturpkokusu
(02.12.23)
(4)

Dünyanın geleceği hakkında

Rao
Merhabalar, Hepimizin malumu , yapay zeka hızlı bir şeklide gelişerek devam ediyor , ai insan hayatını kolaylaştırırken aynı zamanda bir çok mesleği insaların elinden alma potansiyeli ile ilerliyor.Dünyada bir çok ülke borç batağında ve bu borçların faizi vatandaşlara çeşitli şekillerde ödetil
Merhabalar,


Hepimizin malumu , yapay zeka hızlı bir şeklide gelişerek devam ediyor , ai insan hayatını kolaylaştırırken aynı zamanda bir çok mesleği insaların elinden alma potansiyeli ile ilerliyor.

Dünyada bir çok ülke borç batağında ve bu borçların faizi vatandaşlara çeşitli şekillerde ödetiliyor.

Ekonomik sorunların da içersinde bulunduğu nedenlerde savaş riskleri giderek daha da artıyor.

Zenginler daha zengin olurken, fakirlerin sayısı gitgide dahada artıyor, çoğu ülkelerde yaşlanan nüfusa bağlı olarak
sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilmesi, en azından yeter miktarda maaş ödenmesi gitgide dahada zor hale geliyor.

Malum tv ve sosyal medya sayesinde , yeni bir hastalık ortaya çıktı. Kıyaslamalar ile mutsuz ve depresif , bireyselci ,metaci , tek tip insanların sayısı daha da artıyor.

Gıda güvenliği ve kalitesi sorunu maliyetlerin yükselmesi etkisiyle giderek büyüyor. Tip dahada gelişirken hastalıklar ve hasta sayıları giderek artıyor.

İnternetin dolayısı ile sosyal medya ve video içerik üreticilerin yaygınlaşması ile bilgiye erişim kolay ve yaygın hale
gelirken aynı zamanda bilgi kirliliği ve dezenformasyon artarak aslında bir anlamda doğru bilgiye erişim zorlaşırken,
yeni şeyler , yeni yetenekler öğrenmenin, kendini güncellenmenin önemi gitgide artıyor.

Genel olarak farkında olmasakta genel olarak yaşam kalitesini arttırmak ve giderleri karşılamak için insanlar daha fazla çalışmak , hatta en kötüsü daha hızlı olmak zorunda kalıyor. Hızlı yaşam döngüsündede daha çok tüketiyor,
farkındalıklar ve bilinç azalıyor ve sınırlı olarak verilen yaşam süresi daha hızlı bir şekilde tüketiliyor.

Tüm bu şartlar düşünüldüğünde , dünya insanları hayatta ve sağlıklı kalmak için daha akılcı, stratejik ,mantıklı ileri görüşlü düşünmeye zorluyor.

Bu anlamda siz ne düşürüyorsunuz?, tüm olumsuzluklar ve risklerden en az etkilenmek , defansta kalmak kendimiz, sevdikleriz ve aileniz dahada geniş kapsamda toplum için ne yapmak gerek.

Teşekkürler.
0
Rao
(25.11.23)
Tüketimden olabildiğince kaçmak ve fazla ürememek en önemli 2 şey. Ekonomik anlamda çok stabil değilsen olabildiğince minimal yaşayacaksın. Ayrıca devletler çocuk sayısını azaltacak önlemler almalı. Örneğin temel eğitim bile ücretli olmalı.
0
ferenc
(25.11.23)
bahsettiğiniz üzere zaten filmlerde de olanların aynısı oluyor. insan olarak doğal yaşantımızın dışına çıkmamak lazım yoksa fabrika ayarları şaşıyor. yani bu dönemde daha çok ilüzyondan çıkılmaması isteniyor, daha suni şeylere bulaşmamız isteniyor.frenc'in dediği gibi hele hele aşırı tüketme dayatılıyor eskiye nazaran. basic yaşam sizi hayatta tutar, merak güdüsü sönmemeli.
0
evimin paspasi
(25.11.23)
Abi bu bahsettiğin muhabbete gavurlar "doomsaying" diyorlar. Yani dünya kötüye gidiyor, aman duralım, ilerlemeyelim, tüketmeyelim, nüfusu azaltalım falan standart depresif ve kötümser solcu refleksi direkt. 50 yıldır falan üzerine baya üzerine yazılıp çizilmiş bi muhabbet.

Bireysel olarak yapabileceğin tek şey toplumsal sorunlara çözüm üretmeye çalışmak, onun haricinde "ben kendimi kurtarayım" çok da oluru olan bişey değil. Sorunu sen çözemiyorsan da, "ben çözerim" diyenlere destek olmaya çalışabilirsin. Bir sürü doğru şey yapılırken bir sürü de hata yapılıyor, kötüleri ayıklayıp tek tek çözmekten başka çare yok.

Ama bunu yaparken "seçici" olmak mühim. PETA'ya Greenpeace'e, WWF'e falan destek olursan bi faydası olmaz. Ben bu e/acc'cileri seviyorum bayadır. Nick Land yıllardır yazıyor da, Elon Musk muhabbetini yaptığından beri çok daha "görünür" oldular.
0
plutongezegendegilmi
(26.11.23)
şahsen, belki 10-20 sene sonra fikrim değişir ama şu an dünyayı kurtarmaya soyunacak enerjim yok. bana dokunmayan sorunları pek düşünmemeye çalışıyorum. zaten seçimler sayesinde yeterince yaşlanıyoruz. tabii temennim keşke zenginlere %50 vergi gelse falan ama eh, bir ümidim yok.

yapay zekanın işini elinden almayacağı bir kariyere yönelmek gerek. bunun için de iyi araştırıp kendi ilgi ve yeteneğine göre bir şeyler bulmak gerek. kolay bir konu değil. ben daha çok bu yönde kafa yoracağım.

evrensel temel gelir olur mu diye düşünüyorum ama belki biz çok yaşlıyken görürüz, gelişmiş ülkelerde 5-10 milyon kişi açlıktan ölmeden, zorunda kalmadan böyle bir şey yapacaklarını sanmıyorum. halbuki başka bir çözüm bulunamazsa gidişat bu yönde, böyle bir şeyin uygulanması lazım. 20 sene önce 1000 kişinin yaptığı bir işi 30 sene sonra 50 kişi yapacaksa zaten isteyenin de aza tamah edip yan gelip yatma şansının olması gerekiyor. daha fazla para isteyen de çalışacak. bu kadar teknolojinin insanlığa bunu sağlaması gerekiyor. şu anki kültürde bu "tembellik" olarak kötü gözüküyor olabilir ama bakış açısı zamanla değişir, çalışmak da her zaman kutsanmıyordu sonuçta. tabii en kötüsü de bütün teknolojik gelişmenin payını yüzde 1'lik kesimin alıp on trilyonlarca dolarlık servetlere ulaşması olur.

bu konuda çok kitap yazılmıştır ama son zamanlarda şu kitabı okuyorum, tam da bu tip konulara değiniyor. mesela bir tıp doktorunun, hayatı boyunca bütün bilgilerini 3 kere yenilemesi gerekiyormuş, aynı şekilde teknisyenin de. kitap 17 sene önce yazılmış, muhtemelen bu sayılar da artmıştır biraz. kitap: yeni kapitalizmin kültürü.
0
kehende
(26.11.23)
(6)

iş yerinde zorbalık yapan çalışma arkadaşı

anlamsiz geliyor
selamlar. mevcut iş yerimde birlikte çalıştığım arkadaşım son zamanlarda oldukça zorba davranışlar sergiliyor. şu zamana kadar maytaba aldım yanlış mı yaptım bilmiyorum ama dozu arttırdığı için canım oldukça sıkılmaya başladı. önceki iş yerimde de benzer bir davranışı yapan arkadaşa rahatsız olduğum
selamlar. mevcut iş yerimde birlikte çalıştığım arkadaşım son zamanlarda oldukça zorba davranışlar sergiliyor. şu zamana kadar maytaba aldım yanlış mı yaptım bilmiyorum ama dozu arttırdığı için canım oldukça sıkılmaya başladı. önceki iş yerimde de benzer bir davranışı yapan arkadaşa rahatsız olduğumu tekrar aynı davranışı yapmaması söyledikten sonra aramız oldukça buz olmuştu. (tamamen başka bir konuydu) sonra da sosyal medyadan falan silmiş (çok da umrumda değildi de neyse). şimdi bu durumda süreci nasıl yöneteceğim gerçekten bilmiyorum. yöneticime söylemek aklımdan geçiyor (bu arada şakayla karışık bir kere o da takılmıştı ben de ne alakası var deyip biraz sert çıkmıştım) ama bu durumda da diğer çalışma arkadaşlarıma bana tavır almasından endişeleniyorum. her gün yüzyüze çalıştığım insanlar sonuçta bunlar.
0
anlamsiz geliyor
(24.11.23)
İşyerleri arkadaş edinmek için gidilen yerler değil. Sizin de böyle bir söylemeniz yok zaten o yüzden rahatsızlığınızı karşı taraf ile görüşerek dile getirin. Daha sonra ister tavır koyar ister koymaz sizi ilgilendiren bir durum değil. Amirle bu konuyu konuşmanız sonraki süreç eğer hala devam ederse o zaman görüşürsünüz.
0
dedeminhirkasi
(24.11.23)
zorbaca davranışları biraz daha açma şansınız varsa daha iyi anlayıp daha iyi yorum yapılabilir. anlattığınız kadarıyla cevap verecek olursam da o dediğiniz konuşma önceden yaşadığınız durum gibi birisiyle aranızı tamamen buz yapabilir yine. böyle olması sizi rahatsız etmeyecekse yapın tabi ama sorma şeklinizden bunu da istemiyorsunuz gibi anlıyorum o yüzden ondan önce o kişiye rahatsızlığınızı ima yoluyla anlatmayı deneyebilirsiniz bence. veya direkt söylersiniz ama böyle uzun ve sert bir konuşmayla değil de o kişi tekrar o davranışları sergilediğinde anlık olarak net ama kısa ve olayı çok da ciddileştirmeyecek bir tonda uyarabilirsiniz.

yöneticiye söyleme işi gerçekten de son çare olmalı çünkü kendin konuşmadan etmeden bir şey denemeden direkt yöneticine gidersen onun gözünde sen de kendini "çocuk gibi kendi sorunlarını kendi çözemeyip şikayete gelen tip" durumuna getirebilirsin. yöneticiye anlatma noktasına geldiğinde yöneticine gerçekten de yapacak başka bir şeyi kalmamış dedirtmelisin.
0
semaforo de medianoche
(24.11.23)
detay yok. en önemlisi bu kisi patrona vs. yakin mi?
zorbalik yaptiklarinda cevap verdigin icin tavir almak isteyen alsin. seni önemsemeyeni sen de önemseme.
biraz alan ac yalnizken, ezik bu desin, sonra topluluk icin de iyice bir boz ama sizin benimle kisisel bir proleminiz mi var seklinde.
0
wishmaythşngs
(26.11.23)
daha önce yaşadığın olaydan pek ders almışa benzemiyorsun, bir yerde nasıl başlarsan öyle gider.

ilk olayda bundan rahatsız olduğunu belirtecektin, senin için dalga geçip unutacağın bir konu değil demekki dalga geçmeyecktin, hoşlanmadığını gözünün içine baka baka söyleyecektin. o gün yapamadın bu gün yapacaksın.

eşşek kadar insan o da, dikkat ederim diyip tekrarlamaması gerekir, çocuk gibi küsecekse küssün.
0
selam
(27.11.23)
İşin içinde iş, ekmek, para gibi unsurlar varsa arkadaşlık falan yok. İş dışında muhabbet kurma, selamlaşma. İşin neyse onu yap. Ne fazlası ne eksiği.
0
ferenc
(27.11.23)
yöneticiye söylersen daha kötü olur, düzgün bir şekilde iş arkadaşınla konuşman lazım. bir kere eskisi gibi arkadaş olmanız zor, devamında ne olacağı ise o anki bağlama bağlı... yani en makul olan tepki özür dilemesi, bir daha bunu yapmaması ve sana kin de beslememesi olurdu. ama muhtemelen "ya ben nereden bileyim" ya da "herkese yapıyorum onun alınacağı tuttu" falan, bu tarz bir dışsallaştırma ile olumlu benlik imajını korur, sen de o iş yerinde benlik yüceltmek için kullandığı gündelik bir nesne olarak devam edersin...

bununla beraber eğer sen kuracağın diyalogta ona, yaşananların yegane sorumlusunun o olmadığını hissettirebilirsen yukarıda bahsettiğim savunma mekanizmasını tetiklemeden işi çözebilirsin
yani, "ya işte, böyle böyle oldu/böyle böyle bir dönemden geçiyorum, çok stresliyim, çok şakayı kaldıramıyorum bazen sana da patlamaktan korktum, öyle bir an olursa şimdiden kusura bakma" gibi, tabi ben böyle yazdım, o şu şekil konuşur diğeri bu yöntemi beğenmeyebilir
0
Coyote
(29.11.23)
(7)

muhendislik diplomasiyla masa basi ne tur isler bulunabilir?

antikadimag
kimya muhendisliginde yuksek lisansi olan biri alaniyla alakasiz ne tur islerde calisabilir? benim aklima gelenler bankacilik, firmalarin proje/sozlesme birimleri vs. bunlar mantikli mi? baska neler olabilir?
kimya muhendisliginde yuksek lisansi olan biri alaniyla alakasiz ne tur islerde calisabilir? benim aklima gelenler bankacilik, firmalarin proje/sozlesme birimleri vs. bunlar mantikli mi? baska neler olabilir?
0
antikadimag
(23.11.23)
masa başı ve home office işim var, satış sonrası hizmetlerde çalışıyorum otomotiv sektöründe ama makina mühendisiyim.

gerçi yaşadığım ülkede bu işi yapan orman mühendisi bile vardı.
0
rain when i die
(23.11.23)
Data science
0
kuehles blondes
(23.11.23)
Sigortacılık,sigorta şirketlerinde risk mühendisi ya da teknik personel.
Risk müh masa başı değil ama keyiflidir.
0
erty_ksk
(23.11.23)
baliklama sigorta isine gir +1
0
cooperr
(23.11.23)
Nerede tanıdık olduğuna göre değişir. Sağlam yerde referans varsa mümkün olabilen her işi yapar. Bireysel çaba ile özel sektörde zor iş bulur. Kamuya yönelmesi gerekir.
0
ferenc
(23.11.23)
Fabrikaların satınalma departmanları
0
ditu
(24.11.23)
Lojistik ve satınalma olabilir.

Özellikle kimya firmalarında, kozmetik, ilaç firmalarında da üretim, planlama, sertifikasyon olabilir.

Firmalarının kalite kontrol birimleri olabilir.

Alan çok geniş aslında. Memelekette kimse kendi işini yapmıyor. Bir yerden başlayıp ona göre devam ediyor. Tıp gibi çok spesifik bölümler okunmadıysa malesef bu böyle. Mesela ben denizcilik mezunuyum ancak havacılık sektöründe yöneticiyim.

Ya gerçekten kendini tanıyıp ne yapmak isteidğini bileceksin ki burada sorduğuna göre böyle bir durum yok ya da kriterlerine uyan ilk olumlu dönüş aldığın yerden başlayıp deneyimleyerek devam edeceksin.
0
Evocati
(24.11.23)
(2)

Yakın zamanda abd vizesi alan var mı?

hadeoradan
Eşimle birlikte new york’a gitmek istiyoruz. Max 15 gün hatta dahada az olabilir. Ancak vize problemi nedeniyle çekiniyoruz. 7 yıl önce vize reddi yedim sebebi ise daha önce hiç yurtdışına çıkmamam diye söylemişlerdi ancak şu an o günden bugüne 5 tane vizemiz oldu yaklaşık 8 ülke 12 şehir gezdik. Di
Eşimle birlikte new york’a gitmek istiyoruz. Max 15 gün hatta dahada az olabilir. Ancak vize problemi nedeniyle çekiniyoruz. 7 yıl önce vize reddi yedim sebebi ise daha önce hiç yurtdışına çıkmamam diye söylemişlerdi ancak şu an o günden bugüne 5 tane vizemiz oldu yaklaşık 8 ülke 12 şehir gezdik. Dikkat etmemiz gereken öneriniz olur mu?
0
hadeoradan
(20.11.23)
Vize reddi ihtimali yüksek. Nedeni ise abd ye turist vizesiyle girenlerin çalışabileceğini zannetmeleri. Ülkeye döneceğinize dair somut kanıt sunmalısınız. Evli olmak artı puan. Çok fazla kaçak giren var. Bu nedenle sağlam kanıtlarınız yoksa başvurmayın
0
ferenc
(20.11.23)
önceki vize reddi üzerinden uzun süre geçmiş. hayatınızda köklü değişiklikler olmuş (evlilik gibi). yurtdışına gezme amaçlı çıkmışsınız, vizeleriniz var...
bir iş yerinde de uzun süredir çalışıyorsanız (en azından 1,5-2 sene) almamanız için hiç bir sebep yok.
alırsınız.
0
artci sarsinti
(20.11.23)
(2)

Doktora bursları

birgumuspeni
Aşağıdaki soruda yüksek lisans bursları sorulmuş, aynı sorunun doktora versiyonunu sormak istiyorum. Doktora ABD ve Avrupa ülkelerinde (İngiltere başta olmak üzere İskandinavya ülkeleri vs) ücretli mi, burslu doktora yapmak istemek ütopik bir durum mı? Burs veren bildiğiniz kurum ve kuruluşlar neler
Aşağıdaki soruda yüksek lisans bursları sorulmuş, aynı sorunun doktora versiyonunu sormak istiyorum.

Doktora ABD ve Avrupa ülkelerinde (İngiltere başta olmak üzere İskandinavya ülkeleri vs) ücretli mi, burslu doktora yapmak istemek ütopik bir durum mı? Burs veren bildiğiniz kurum ve kuruluşlar neler?

İsimlerini yazsanız ben kalem kalem hepsini detaylıca araştıracağım ama burada yurtdışında doktora yapmış ya da bilgisi olan varsa paylaşırsa sevinirim. Teşekkürler.
0
birgumuspeni
(15.11.23)
Hibe şeklinde burs yok. Özellikle İngiltere için yok. Humanities alanı için ingilizler de çoğunlukla para ödüyor. Varsa lab'ı olan dallar için olabilir onda da deli gibi çalıştırırlar.

Burs dediğin olay asistanlık alıp çalışmak şeklinde olur. İş yükü fazla, verilen para frugal olacak şekilde. Verilen para ile 3 roommate ile paylaşımlı yaşayıp çantada yemek taşıman gerekiyor. Ortalama bir Türk'ü zorlar. Her şey güllük gülüstanlık olarak sosyal medyada falan görünen tiplere aldanma.
0
ferenc
(15.11.23)
Selam, İngiltere hariç Avrupa’da doktora öğrencileri genellikle maaş alırlar. Okulun bir çalışanı olarak kendilerine burs değil maaş ödenir. Almanya’da burslu doktora yapmak da oldukça yaygın ancak bu durumda okulun çalışanı olmazsınız. Hollanda, Belçika, İsveç, İsviçre, Danimarka, Avusturya ve Norveç’te akademik iş ilanlarını takip edebilirsiniz. Ütopik bir durum tabii ki değil bu ülkelerin normali bu. Abd’de süreç biraz daha karışık.
Ancak böyle olduğu için de kabul oranları oldukça düşük oluyor.
0
but that was just a dream
(15.11.23)
(2)

Yüksek lisans burslarını nereden bulabilirim? Tavsiyesi olan var mı?

lostinway91
Arkadaşlar doğru yere mi yazıyorum bilmiyorum ama başta Avrupa ulkerinde olmak üzere (ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda olabilir) tam burslu (eğitim+oturma+geçim masraflarini karsilayan) yüksek lisansı yaptıktan sonra Türkiyeye geri dönme şartı olmayan bütün yüksek lisans burslarını nereden bula
Arkadaşlar doğru yere mi yazıyorum bilmiyorum ama başta Avrupa ulkerinde olmak üzere (ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda olabilir) tam burslu (eğitim+oturma+geçim masraflarini karsilayan) yüksek lisansı yaptıktan sonra Türkiyeye geri dönme şartı olmayan bütün yüksek lisans burslarını nereden bulabilirim? Böyle bursları bilen varsa buraya yazabilir mi?

Benim şu ana kadar kısa bir araştırma yaptım. ABD için Fullbright Bursunu sağlıyor, Almanya için DAAD+TEB bursu var ama Araştırdığım kadarıyla bu bursların Türkiyeye geri dönme şartı var. Bunların dışında sanırım İtalyanin, İtalyan Devlet Bursu var, sanırım bu bursa ülkeye geri dönme şartı yok. Ben araştırmalarım hala devam ediyorum ama diğer ülkeler için benim aradığım tarzda (tam burs+ülkeye geri dönüş şartı olmayan+ylyi yaptıktan sonra o ülkede 15 - 18 ay iş arama için kalabileceğiniz) yl bursları varsa, bunları buraya yazabileyen yada nerelerde bulabileceğimi yazan olursa sevinirim.
0
lostinway91
(15.11.23)
ingiltere: www.siuk-cyprus.com
0
fakyoras
(15.11.23)
Yüksek lisans için hukumet bursu dışında burs pek olmaz. Yüksek lisans ülkeler için bir gelir kapısıdır. Ek olarak ülkelerin kendi vatandaşları da okul ücretini yabancılara göre indirimli de olsa ödüyor.

Tavsiyem paran varsa bas parayı yap. Diğer türlü internette umut satanlara, reklam kasanlara kanma.

Hatta bir örnek vereyim, her yıl milyonlarca hintli abd'ye mastera 50 000 dolar para döküp mezuniyet sonrasında ülkesine dönüyor. Hiçbir ülke fakir veya fakirlik ithal etmek istemiyor.
0
ferenc
(15.11.23)
(9)

Yurtdışı Danışmanlık Şirketi

heritage
Merhaba,Yurtdışında iş bulup göndereceğini vadeden bir şirket var. Tabii bir ücret karşılığı yapıyorlar. Kazıklanmadan önce bunların sahtekar olup olmadığını nasıl anlarım? Şirket mevzubahis ülkede ilgili faaliyet alanlarıyla kayıtlı. Adamın ismi de gözüküyor. Yardımcı olabilecek kişilere teşekkürle
Merhaba,
Yurtdışında iş bulup göndereceğini vadeden bir şirket var. Tabii bir ücret karşılığı yapıyorlar. Kazıklanmadan önce bunların sahtekar olup olmadığını nasıl anlarım? Şirket mevzubahis ülkede ilgili faaliyet alanlarıyla kayıtlı. Adamın ismi de gözüküyor. Yardımcı olabilecek kişilere teşekkürler.
0
heritage
(15.11.23)
Daha önce bu şirket ile gidip iş bulabilmiş var mı ona bakmak lazım.
0
durbidakka
(15.11.23)
İş bulup gönderiyor derken? Bu tür aracılar genelde işverenlerden komisyon alırlar doldurdukları pozisyonlar için, iş arayanlardan değil. Eğer siz bir tutar ödeyecekseniz bile iş bulduktan sonra ödeme yapılacak şekilde bir anlaşma/sözleşme işine girin. Diğer türlü ne için para ödeyeceksiniz ki tam olarak?
0
salihdt
(15.11.23)
@salihdt
Danışmanlık hizmeti altında bilgilerimizin kuruma iletilmesi ve sürecin yönetilmesi için isteniyor para. Ücretin yarısı 1 taksit olarak önden, kalanı da vize işlemleri başlarken isteniyor.
0
🌸heritage
(15.11.23)
İşverenin seni almadığı durumda ucret iadesi yapıyor mu? Genelde salihdt'nin dediği şekilde işler bu süreçler.
0
mirty
(15.11.23)
Açıkçası amerikadaki work and travel olaylarında mağdur olan bayağı kişi vardı. Gerçek bir iş bulur bulmaz ayrı bir de maaşınızı öderler mi ya da anlaştığınız fiyattan öderler mi vs.

Bunu anlamanın yolu maalesef firmadan hizmet alan kişilerin deneyimleri, başka bir şey değil. Onu da anca şikayetvar da falan görürsünüz belki de. Linkedinde adam “bu firma beni çalışma vizesiyle şuraya gönderdi” diye yazmaz, üstüne bunu saklamaya çalışır. E haliyle nicknamei olan bir kullanıcı yorumu dışında böyle birileri bulunabilir mi bilmiyorum. Yani dil okulu falan olsa millet yazar eder ama prosedür gereği biraz sıkıntılı konu. Firmadan referans isteseniz onlar zaten kötüleyecek adamla size kontak sağlamaz, belki de çalışanını referans diye kakalar.

Yani firma yorumlarına güvenmekten başka seçenek kalmıyor gibi
0
filipis
(15.11.23)
@mirty
Evet, olmazsa para iadesi yapıyoruz diyorlar.
0
🌸heritage
(15.11.23)
Selam. Böyle bir şey mümkün değil. Her ülkenin göçmelik koşulları farklı. Hiçbir şirket size yurtdışında iş bulamaz. Kimseye tek kuruş vermeyin.

"Yurtdışında" o ülkelerin vatandaşlarının bile iş garantisi yok. Yurtdışında herkes zengin değil. Yurtdışında mükkemmel sosyallik ve sonsuz welcoming bir ortam yok. Genel prensip şu; Türkiye'de gelirin iyi ve saygınsan aynısı devam eder. Türkiye'de dikiş tutturamamışsan yurtdışında sokakta kalırsın. Türkiye'deki en dipte olan insan belki bir ev falan alır. Yurtdışında kebapçılarda kaçak takılan ağrı gibi şehirlerden çıkma insanların tek oda kiralamaktan başka bir gelecek belkentisi yok.

Umarım yeterince net olmuştur.
0
ferenc
(15.11.23)
reddit bunlarla dolu, Hintlileri falan sahte şirket mektupları ile kandırıyorlar.

"senden para alan şirket dolandırıcıdır veya hayal satıyordur" bu kadar açık. Çünkü normalde şirket seni aldığında şirketten alırlar o parayı.

Çoğu şirket sponsor olmak istemiyor zaten. Senin başvurularını yöneticez diye para alıyorlarsa, "eee sen işe giremedin şirketler kabul etmedi, para bizde kalacak" diyebilirler ki bu en masum senaryo. Umut tacirliği yapıp paranı kapmış olurlar bir dolandırıcılık yok demektir bunda.

Bir scam de kendi kurdukları şirketle bir şekilde referans olup o ülkeye gerçekten getirtmeleri. Bu tür şeylerde gerçekten vize alıyorlar ama gittiğinde işin olmuyor :) BBC'de haber görmüştüm Nijerya'dan insanları böyle getiriyorlarmış ama geldiklerinde fulltime iş yerine diyelim haftada 4 saat veriyorlar, azıcık parayla da aç kalıyor insanlar.
0
nhk ni youkosu
(16.11.23)
%99.9 dolandirici..
son zamanlarda herkes uzamak istedigi icin boyle firmalarin sayisi asiri artti..
0
cooperr
(16.11.23)
(3)

ABD'de Uber

parcaliham
Selamlar,Yarın 210 dolarlık bir UBER seyahati yapacağım. Usül nedir, bunun üstüne tip/bahşiş vermem gerekir mi sizce?
Selamlar,

Yarın 210 dolarlık bir UBER seyahati yapacağım. Usül nedir, bunun üstüne tip/bahşiş vermem gerekir mi sizce?
0
parcaliham
(15.11.23)
Seyahati tamamladıktan sonra Uber uygulaması bahşiş vermek istiyor musunuz diye sorar, bahşiş miktarını da oranları(%15, %20 vs) ile birlikte seçenek olarak gösterir. Eğer servisten memnun kaldıysanız secebilirsiniz. Mecbur degilsiniz. Ama Amerika'da genelde bahşiş verilir. Bahşiş Uber ücretinden ayrı olarak hesabınızdan çekilir.
0
congratulationsyouwon
(15.11.23)
Paran çoksa ver tabi de, ABD insanı 1 doların hesabını yapıyor biz gibi değiller.
0
ferenc
(15.11.23)
Vermek zorunda degilsin, sistem sorar ama verme zorunlulugun yok no tip bas gec. Ben vermiyorum, veren cok gormedim.
0
Uncle Sam
(18.11.23)
(9)

sizce türkiye işgal edilebilir mi?

ayseee
10 yıl içerisinde ortadoğu planları dahilinde bir sebep bulunarak ordu'da her geçen gün yıpratılırken böyle bir şeye inanır mısınız? türkiye'ye savaş açmaya cesaret edebilirler mi?
10 yıl içerisinde ortadoğu planları dahilinde bir sebep bulunarak ordu'da her geçen gün yıpratılırken böyle bir şeye inanır mısınız? türkiye'ye savaş açmaya cesaret edebilirler mi?
0
ayseee
(24.05.20)
türkiyede hangi yeraltı kaynağı var ki işgal edilsin

stratejik olarak da ortadoğu ile kimse sınır komşusu olmak istemez, türkiye nispeten güvenli bir bariyer
0
freebird5406_2
(24.05.20)
Dünyada fileen savaş dönemi bitmiştir. Bunu tartışmak bile çok anlamsız.
0
plastic_angel
(24.05.20)
@plastic_angel daha 2 sene önce tr sınırında 100 bin kişinin kafasını kestiler. unuttun galiba.
0
🌸ayseee
(24.05.20)
10 milyonluk Suriye Avrupa'nın dengesini bozdu.

Boğazlar ve Ruslar olduğu olduğu sürece NATO blogu ile ABD bizi ne ileri ne geri bırakır. Memur gibi ne uzariz ne kısalır.
0
Fritz-X
(24.05.20)
sanmam.
aklı başında hiç kimse orta doğu'da sınırları olsun istemez.
0
pangea
(24.05.20)
edildi bile.
0
since1907
(14.03.24)
İşgal etmek yerine mülteci toplama merkezi yapmak daha işlevsel. Türkiye'deki 10 milyondan fazla mülteci avrupa'ya gitse büyük sorun yaşarlardı. Türkiye bir islam ülkesi olduğu halde çıkan olaylar ve sorunlar ortada.
0
ferenc
(14.03.24)
@plastic_angel iki sene öncesine kadar tüm batı da böyle düşüyordu ancak Rusya-Ukrayna savaşı ile öyle olmadığı görüldü. İkinci dünya savaşı sonrası konvansiyonel savaş olmaz, vekil örgütler ile savaşlar devam ettirilir deniliyordu, Nato&Rusya karşı karşıya geldi.

Türkiye için en olası senaryo, ülkenin doğusunda kürt ve arap bağımsız bölgelerinin (şiiler ve sünniler olarak iki ayrı grup) oluşturulması olur.
Demografik yapının bu kadar hızlı bozulması hiç iyi değil, daha 100 yıl önce nüfus çoğunluğunu oluşturmadığımız, elde tutamadığımız tüm topraklardan çekilmek zorunda kaldık.
Türkiye batı ve arap sermayesinin sömürgesi haline geleli çok oldu. Mevcut düzen devam ettiği, hükümetler denilenleri yaptıkları sürece mevcut durum böyle devam eder.

Türkiye-Suriye-Irak sınırında zaten çok sayıda örgüt var bunların etki alanlarının Türkiye içine uzanması, ülke içinde örgütlenmesi ve olası bir çatışma durumunda bu bölgelerin ele geçirilmesi çalışılır. Doğuda ki hendek olayları bunun bir testi, denemesiydi.

BOP denilen şey temelde bölge de güçlü merkezi devletlerin olmadığı, siyasi ve ekonomik olarak tamamen dışarıya bağımlı bölgeler oluşturulmasını amaçlıyor.
Irak, suriye ve afganistanda bunu başardılar.
Sırada İran'ın bölgede ki etkisini azaltmak, sonrasında ise iç savaş ve çatışmalar ile bölünmesi gibi duruyor.

2013 tarihli nytimes yazısı
archive.nytimes.com
0
sealth
(14.03.24)
İşgal derken neyi kastediyorsunuz bilmem ama şu an Türkiye resmen işgal altında. Ne ve kim olduğu belli olmayan 15 milyon insan Türkiye'de kaçak yaşıyor.

Bildiklerimiz :
* 2 milyon kadarı cia'nın yetiştirdiği Afganlar,
* Bazı IŞİD üyeleri,
* Bazı ülkelerin (İsrail gibi) ajanları
* Irak'tan gelen şii teröristler
vs. vs.


Daha işgal olması için ne lazım. Suriye gibi iç savaş vs. kastediyorsanız, sorunu çözmezsek bir 5-10 sene sonra o da olur.


.
0
kartallar yuksek ucar
(14.03.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.