Giriş
(16)

Hayatimda ilk kez devlet hastanesine gidicem

Kittie
Biraz cekiniyorum.Ortopediye gidicem.Muayeneler asiri pahali oldugundan bu sefer boyle yapmaya karar verdim.Cok onemli bi durumum oldugunu da sanmiyorum.Ondan biraz rahatca aldim.Daha once kimseyi de goturmedim devlet hastanesine. Refakatcilik de yapmadim yani. Hep haberlerde gordum. Biliyorum feci
Biraz cekiniyorum.
Ortopediye gidicem.
Muayeneler asiri pahali oldugundan bu sefer boyle yapmaya karar verdim.
Cok onemli bi durumum oldugunu da sanmiyorum.
Ondan biraz rahatca aldim.

Daha once kimseyi de goturmedim devlet hastanesine. Refakatcilik de yapmadim yani. Hep haberlerde gordum.
Biliyorum feci snob, feci itici bir yazi oluyor ama durum bu :(

Yeni bi sehir hastanesi sectim. Temiz oluyorlar diye. Ona guvendim.
Peki ya ortopedi de olsa kan aldirmak isterlerse?
Anksiyetem tutacak diye korkuyorum.
Ya hijyenik degilse diye.
Kan isterlerse yaptiramam galiba :(

Bi de hastane cok kalabalik olur mu?

Su ana dek gittigim en alt seviye hastane de medicana.
Ordan bile memnun olmayan insanim. Ama acibadem, memorial da asiri artti biktim.
0
Kittie
(19.07.24)
Sıranı kaptırmamaya dikkat et.
Temizlik görevlileri, güvenlikçiler, kayıt kontrol gibi yerlerde çalışan insanlar aşırı gergin ve agresif olabiliyorlar. Bir şey derlerse üstüne alınma, herkese öyleler.
Sıran gelmeden zinhar doktorun odasına girme, paparayı yersin.
Hijyen konusunda olumlu ya da olumsuz bir şey diyemem.
Anksiyete atağı yaşayabilirsin, çıkışta zamanın varsa sakinleştirecek bir etkinlik planla.

Geçmiş olsun.
0
sekizdokuzon
(19.07.24)
Kan aldırırken çekinme, her malzeme tek kullanımlık.

Hastane kalabalık olabilir, sıranı kaptırma+1
Araya kaynak yapmaya çalışanlar olabiliyor, doktora bir şey soracağım falan diye doktorun odasına girmeye çalışıyorlar sıra almadan işini halletmeye çalışıyorlar.

Hastanede çalışan herkes gergin oluyor genelde, yoğunluktan dolayı kişisel alma.

Özel hastanede göreceğin özeni göremeyebilirsin. Çünkü maalesef para dünyada her şeyden daha fazla saygı görüyor.

Geçmiş olsun
0
rock n roll
(19.07.24)
Hiç korkmayın.
Belki 20 yıldan uzun süredir özel sağlık sigortam var, kendim için devlet hastanesine hiç gitmem gerekmedi.

Birkaç yıl önce devlet hastanesinde muayene ve tedavi olmam gerekti bir hastalık için. Belki bana öyle geldi ama özel hastaneden hiçbir farkı yoktu. Neredeyse yoktu diyeyim. Elbette biraz daha kalabalıktı, bankodaki kişi biraz daha az gülümsüyordu ama hiçbir sorun yaşamadım, yabancılık çekmedim. Bahsettiğim hastaneler İstanbul'da, şehir içindeki yoğun hastanelerdi.

Ama bu yaz tatilinde Milas'ta acil servise gittim oğlum için, o deneyim güzel değildi. Doktor çok zor durumdaydı, çok çalışıyordu ama 80-90 dakika kadar bekledik doktoru görmek için vs.

Yani özetlersem randevulu gittiğimde hiçbir sorun yoktu. Kan vermem de gerekti, yerini söylediler, sıra numaramı aldı, sıram gelince içeri girdim, güleryüzlü hemşireler kanımı aldı, çıktım.

Ek: Devlet hastanesinin kendine göre bazı kuralları vardı. Kan testi için kan vereceksem saat 11:00'e kadar alıyorlardı mesela. Bu gibi alışık olmadığınız durumlar olabilir ama bir sonraki gün doğru saatte giderseniz hiç sorun olmaz.
0
michael_knight
(19.07.24)
Hijyenle alakalı bir sorun yaşamazsınız. İçiniz rahat olsun.
0
pispinti
(19.07.24)
Sizi temin ederim ki ortalama bir devlet hastanesinde malzeme sterilliği, en iyi özel hastaneden iyidir. Ayrıca doktor kalitesi ve tedavi hizmetleri de Türkiye'de en iyi üniversite ve eğitim araştırma/şehir hastanelerindedir
0
nundu
(19.07.24)
ilk kez gidene hiçbir şey olmaz korkma.
0
ferenc
(19.07.24)
Nundu +1

Düzgün bir devlet hastanesi her zaman her yerde özelden iyidir (çok spesifik bir şey değilse). Belki konforu daha azdir belki Gülen yüzü daha azdir ama yetkinlik vs ben özel ile karsilastirmam. Bunu da ailesinde 30 sene sağlık alaninda çalışmıs bir anne baba, bir hemsire, bir laborant, iki doktor olan biri olarak yazıyorum.
0
logisticsmanager
(19.07.24)
Ailecek özel sağlık sigortamiz var, amerikan ve Memorial arasında geçti hep ömrümüz.

Taa ki 2021'de covid olana kadar. 2021 Mart'ta covid oldum baya ciddilesti durumum ateşim vs inmiyor (vaka sayıları tavan donem) Memorial da amerikan Hastanesi de almadı full dolu diye.

Basaksehir cam ve sakura'da çok yakın bir doktor arkadaşım var dedi gel buraya. Sagolsun ilgilendi odaya çıkardı. 1 hafta yattım orada ve Amerikan hastanesinin odaları bile o kadar lüks değildi:)

Daha sonra da çok gittim oraya. Her şey inanılmaz pratik. Kimliğini çipten okutup tak diye gidiyorsun kan veriyorsun film cektieiyorsun sıra vs yok.

Bütün aletler en son teknoloji -amerikan ve Memorial'da yok bir çoğu-

Tabii işin üzücü kısmı bunları aslında Türk vatandaşları amaç edinerek yapmamislar. Sağlık turizmi amaclanarak bir çok şehir Hastanesi bu kadar lüks yapılmış. Pandemi patlayınca mecburen halka hizmet tadında :)

Öte yandan tüm bunların yanında doktor arkadaşımla gezerken ne kadar doktorla karsilastiysak hepsi çok mutsuzdu. Liyakatsiz yerleştirilen bashekimler yuzunden organizasyonda hep sıkıntılar var ve hepsi doktorlara patlıyor vs

Sözün özü şehir hastaneleri hem doktor hem de hastane olarak pek çok özelden iyi, hele medicana Acıbadem falan kıyaslama dışı bile kalır.

İçin rahat etsin, Sait çiftçi vs gibi eski devlet hastaneleri bile medicana ve Acıbadem'den iyidir.
0
makbur
(19.07.24)
Hastanede beyaz önlüklü ve yesil önlüklü birtakim kisiler göreceksin, çekincen olmasin, onlar doktor ve de hemsireler.
0
Yourcousinmarvinberry
(19.07.24)
Makbur: benim de ozel saglik sigortam var ama kullanamiyorum memorialin muayenesinde. Memorialin oldugu pakete de amerikan giremiyor denildi bana. Bu sigortaci kandiriyor mu beni diye dusunuyorum su an. Bununla ilgili de bi duyuru acayim bir ara
0
🌸Kittie
(19.07.24)
Ben zamanında Şanlıurfa'da bir devlet hastanesine gitmiştim. Ortamı görseydiniz heralde orada ruhunuzu teslim ederdiniz.

Niye bu kadar panik oldunuz anlamadım. hiçbirşey olmaz.
0
komando kani var bende
(19.07.24)
Hijyen değil de kalabalık rahatsız edebilir. Sağlık personelinin steriliteye, temizliğe dikkati aynıdır ama size muamelesi biraz avam gelebilir size
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(19.07.24)
Kittie, sigortacı kandırmıyor. Acıbadem, John Hopkins ve bir iki hastane daha ayrı bir pakette ve o paketi almak isterseniz sigorta priminiz iki kat yükseliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.07.24)
Ne insanlar var şu duyuruda... Hayattan kopuk, gerçeklerden uzak. Anksiyete diye sayıklayan.
0
Shepard
(19.07.24)
Sorma shepard hayat cok zor be
0
🌸Kittie
(19.07.24)
Terapist de çözmek için uğraşıyor, halbuki devlet hastanesine git, metroya bin vs dese çözülecek bütün ruh hali.
0
Hallegadola
(20.07.24)
(18)

hangi marka ayakkabı giyiyorsunuz - erkekler

baldan kaymak
puma, adidas, nike. bende şu an bu üç markanın 4 ayakkabısı var.sizleri merak ettim.
puma, adidas, nike. bende şu an bu üç markanın 4 ayakkabısı var.
sizleri merak ettim.
0
baldan kaymak
(19.07.24)
Pumaya gectim deniyorum bakalim ne kadar dayanacak.
Onceden nike ve hummel midir nedir onu kullandim.

Sen bize saglamlik f/p vs yorum yapabilirsin baya ayakkabin varmis
0
Zetnikov
(19.07.24)
Adidas ve decathlon
0
nothing in my way
(19.07.24)
son 6 ayakkabım da adidas koşu ayakkabısı. ultra boost light'ı özellikle beğendiğimden 2 çift aldım biri açık biri koyu renk. 2012'den beri adidas dışında ayakkabı almadım.
0
konetsu
(19.07.24)
Asics'ten şaşmam.
0
biergarten
(19.07.24)
ecco - buna benzer 4-5 ayakkabı
tr.ecco.com
buna benzer 5 ayakkabı
tr.ecco.com
adidas ultraboost 5 tane
nike alphafly next %3
nike vaporfly next 3
nike pegasus trail
massimo dutti 5-10 tane
0
gabe h coud
(19.07.24)
Aldo derimod mudo fabrika
0
lapaz
(19.07.24)
Under armour iki tane basketbol bir tane yazlık bot
Salomon patika koşu için
Lomer günlük kullanım için
Adidas powerlift ayakkabı gym için
Columbia kışlık bot aldım yeni soğuk hava yürüyüşü için
Keen uneek sandaletim var
merrell deniz ayakkabım var
Uyuduruk adidas var bir tane de giymiyorum hiç.
0
hasmetizm 2046
(19.07.24)
2 tane daha adidas sneaker var biri kısa biri uzun. Çok rahatsızlar onları da giymiyorum hiç.
2 tane de deri yazlık ayakkabım var onları da çok nadir giyerim.
0
hasmetizm 2046
(19.07.24)
adidas
altra
camper (bot)
nike
skechers (eski, kisa mesafede kullaniyorum)
adidas (bu biraz sorunlu)
camper
asics (indoor spor)
nike (basket sahasi)
0
lemmiwinks
(19.07.24)
2 gündür ayakkabılara bakıyorum. Kalıba göre 45 ya da 46 numara almam lazım. Ya çirkin modeller var ya da plastikten yapılmış şeyler. Ayakkabı numarasını yazdığım anda ürünlerin %90'ı uymuyor zaten. Şuraya ekmek kırıntısı olarak bu yorumu bırakayım da akşam bakarım.
0
nawar
(19.07.24)
columbia ve sketchers. smart casual da timberland.
0
kveldulv
(19.07.24)
new balance ve adidas cogunluk. skechers, puma, reebok ve asics de var kral.
0
baldur2
(19.07.24)
Nike idi son üç dört yıldır. Asics'e geçtim.
0
unalub
(19.07.24)
Timberland, ecco, clarks, hoff, camper business casual için
new balance, adidas, vans, reebok north face sneaker, spor, outdoor
0
Bruce
(19.07.24)
Bütün ayakkabılarım Skechers. Kalktım saydım 11 çift varmış.
Kışlık bot olarak da bir tane Helly Hansen var ama neredeyse hiç giymedim. Artık eskisi kadar soğuk olmuyor buralar.
0
pispinti
(19.07.24)
daha önce adidas, nike, skechers giydim. en son salomon alınca "oh be" dedim. bundan sonra şaşmam spor ayakkabıda salomon'dan.
0
mustafakesekci
(19.07.24)
15 yıldır falan sadece geox

şimdi bulamıyorum artık
0
duyurukullanıcısı
(19.07.24)
Nike air force
Nike air max
Dr martens
0
ferenc
(19.07.24)
(9)

Uçakta maksimum taşınabilecek ağırlık

ferenc
23kg diye biliyorum. Kabin bagajı buna dahil mi?
23kg diye biliyorum. Kabin bagajı buna dahil mi?
0
ferenc
(19.07.24)
Ağırlıklar uçuşa, firmaya ve biletinizin sınıfına göre değişiyor. Genelde X Kg check-in bagajı ve Y kg kabin içi diye hesaplanıyor eğer check-in hakkı varsa (23kg + 8 kg gibi mesela)

Bilet alırken koşullarda belirtiliyor.
0
salihdt
(19.07.24)
Tek bir parça valiz 32kg geçemez, onun dışında maksimum kuralı yok.
0
jülsezar
(19.07.24)
@julsezar

mesela 90 kg alabiliyor muyuz yani maksimum yok derken? Benim bildiğim ücret ödeyerek bile 30 kg fazlası olmuyor
0
🌸ferenc
(19.07.24)
Ben 33 +8 ile uçtum hocam geçen aylarda

Misal:
Türk Hava Yolları online kanallarından tek seferde en az 3 kg veya 1 parça; en fazla 230 kg veya 10 parça ekstra bagaj satın alınabilir

www.turkishairlines.com
0
jülsezar
(19.07.24)
@jülsezar +1 uzunca bir süredir tek parça 32 kiloyu geçirmiyorlar. Çoğunluğu banttan gitse de insan müdahalesi de gerektiği yerlerde o adamlar bel fıtığı olmasın diye :)

Ama bagaj sınırlaması düşündüğünüz kadar az değil. Geçenlerde uluslararası bi bilet almıştım 2x23 kg bagaj hakkım vardı bir de kabine aldım yaklaşık 10 kg iki parça hiçbir sorun olmadı.
0
chicha_v2
(19.07.24)
Makul bir ucretle 23-30 kg oluyor, hatta daha farkli rakamlar da olabilir. Onun disinda kilo isi ayrica satiyorlar, bunun fiyati daha pahaliysa geliyor genelde.
0
mbond
(19.07.24)
Bir parça için en büyük ağırlık 30 veya 32 kilo diye biliyorum. Çünkü onu da bir insanın kaldırıp indirmesi gerekebiliyor bazı noktalarda.
Mesela köpek taşıyacağız biz uçağın kargo bölümünde, kutusuyla birlikte toplam ağırlığı 50 kiloyu geçemiyor.

THY'den geçen gün bilet alırken gördüğüm kadarıyla 3 seçenek vardı.
- Sadece kabin bagajı
- Kabin + 23 kg
- Kabin + 30 kg


Ekstra bagaj hakkı ihtiyacınız varsa bileti satın alırken almak daha ucuza geliyor. Benim aldığım güzergahta 230 kiloya kadar izin veriyordu ama tabi bir parça bu kadar ağır olamaz, bunu parçalara bölmek lazım. Bir de daha ucuz desem de yine de ciddi bir para.
0
michael_knight
(19.07.24)
Thy öğrencilere yurtdışı uçuşlarda 40kg hak veriyor.(yaptık bunu) Tek parça 32yi geçemediği için 2 parça alıyorsun. Abd kanada uçuşlarında da bilete direkt 2x 23kg dahildi diye hatırlıyorum. Parayla daha da alınabiliyor mu bilmiyorum.
0
nhk ni youkosu
(19.07.24)
Ağır bir yükünüz varsa, valiz olmak zorunda değil.

Oversize baggage kısmı da var bu işin. Çamaşır makinesinden biraz büyük 70-80 kiloluk sandıklarla iş için ülke ülke gezmişliğim var.

Bunun için, çekçek arabayla, havalimanında bu kapılar nereye açılıyor dediğiniz kapılardan geçip yükünüzü teslim ediyorsunuz.
0
nop
(19.07.24)
(3)

Psikoloji mezunu biri klinik psikoloji dışında nelere yönelebilir?

dilhun
ülkemizde psikolojinin alt alanları gelişmedi sanıyorum yoksa adli psikoloji, nöropsikoloji gibi çok güzel çalışma alanları mevcut olurdu. güncel bilgisi olan varsa okumayı, araştırmayı seven biri neler yapabilir psikoloji mezuniyetiyle? şu yüksek lisans bölümü de gelişmeye açık dediğiniz bölümler v
ülkemizde psikolojinin alt alanları gelişmedi sanıyorum yoksa adli psikoloji, nöropsikoloji gibi çok güzel çalışma alanları mevcut olurdu. güncel bilgisi olan varsa okumayı, araştırmayı seven biri neler yapabilir psikoloji mezuniyetiyle? şu yüksek lisans bölümü de gelişmeye açık dediğiniz bölümler var mı?
0
dilhun
(18.07.24)
sosyal bilimler mezunu birinin kamuda çalışmaktan başka yapabileceği hiçbir iş yok. dünyanın neresine gidersen git bu böyle.

bu tip bölümler easy money olarak görüldü ve patladı.

Bir meslek seçecekken kaç kişinin ne yapabildiğine bakmak lazım. Kağıt üzerinde herkes avukat, herkes psikolog, herkes herşey olabilir. İnsanlar duymak ve inanmak istediklerine de inanabilir (!)
0
ferenc
(18.07.24)
Benim en yakın arkadaşım, (aynı zamanda bölüm ikincisi oldu); endüstri ve örgüt psikolojisi alanında yüksek lisans yaptı ve o alana yöneldi. Şu anda ik departmaninda işe alım uzmanı olarak çalışıyor.

Sınıfımızda 7-8 kişinin yöneldiği alan ik oldu.

Başka bir arkadaşım da sosyal psikoloji yüksek lisansı yaptı; reklam ajansında çalışıyor. Yaptığı iş reklamlarda yaratıcılık, etki vs üzerine sanırım.

Özellikle yeni nesil start-up şirketler insan kaynaklarında psikolog çalıştırmayı seviyorlar.

Bunun dışında kamu personeli olarak atananlar var. Hastane, adliye, çocuk mahkemeleri vs gibi geniş bir skala o alan.


Tabi noropsikoloji gibi çok güzel bir alan var ama Türkiye'de çok sınırlı iş alanı. Benim şu anda yaşadığım ülkede bayağı laboratuvarlar var her hastanede. Türkiye'de bu gelişme 20 yılı bulacaktır sanırım.
0
fraise
(18.07.24)
Kendinizi bu alanda geliştirirseniz user researcher tarzı pozisyonlara yönelebilirsiniz, lisansta araştırma yöntemleri derslerine ilgi duyduysanız eğer. STK'larda araştırmacı olarak çalışabilirsiniz. Yüksek lisans bölümünden ziyade kendinizi yüksek lisansta nasıl geliştirdiğiniz önemli. Örneğin çocuklarla ilgili bir alanda deneyim kazanırsanız eğitim kurumlarında çalışabilirsiniz, istatistik derslerine ağırlık verirseniz veri ile ilgili iş pozisyonlarına başvurabilirsiniz.

Ferenc'in dediği doğru değil. Türkiye'de EdTech, oyun firmalarında araştırmacı ve kullanıcı araştırmaları alanlarında çalışan psikoloji mezunu arkadaşlarım var. Reklam ajanslarında, STK'larda çalışan arkadaşlarım var, İK'da çalışan var vesaire.
0
fotrsapka
(18.07.24)
(9)

LGBT normalleşti mi Türkiye'de?

ferenc
Sarıgül'ün LGBT kaset söylentileri hiç ilgi görmedi. Sanki normalleşti gibi. Ne düşünüyorsunuz?
Sarıgül'ün LGBT kaset söylentileri hiç ilgi görmedi. Sanki normalleşti gibi. Ne düşünüyorsunuz?
0
ferenc
(18.07.24)
Sarıgül edilgen konumda olmadığı için olay büyümedi bence.
0
Bir ben var benden şurada
(18.07.24)
Sana bir tr gercegi soyleyeyim mi

Gay lezbiyen yada trans insanlarin sayisi gercekten baya fazla

Ama cogu gizlenerek yasiyorlar insanlarin cogu zannediyor ki lgbt sadece nadiren gorunen bisey

Aslinda cevremize baktigimizda amcamiz dayimiz teyzemiz yengemiz kardesimiz abi ablalarimiz daha bir cogu lgbt olabilir fakat dedigim gibi insanlar gizleniyor yada ne yapacaklarini bilmiyorlarkisa gorunur degiller

Herkes birer lgbt adayidir ben taksimde cok takildim ne insanlarla tanistim ünlü yada ünsüz anlatsam klavye yetmez burada
0
Zetnikov
(18.07.24)
Sarıgül "aktif" olduğu için yayanların umduğu kadar ilgi görmedi. Anadolu irfanı, aktif olunca gay olmadığını sanıyor.
0
nawar
(18.07.24)
Ben de öyle düşünüyorum. Pasif olsaydı daha büyük etki yapardı
0
🌸ferenc
(18.07.24)
Neredeyse köpeklerin terörist ilan edildiği bir ülkede lgbt'nin normalleştiğini düşünmek çok iyimserce gibi geldi bana.
0
nick konusunda kararsizim
(18.07.24)
Ücretli trans bireylerin kazandığı paraları baz alırsan ülkedeki potansiyeli tahmin edebilirsin.
0
HellKeePer
(18.07.24)
Şu anda Türkiye'de ne olduğu fark etmeksizin herhangi bir görüş, kimlik, yaşam tarzı marjinalize olmuş durumda. Siz sayın ben de o da marjinal diyeyim. Marjinalize olmayan herhangi bir şey yok. Resmen ergenlik bunalımındayız.
0
akhenaten
(18.07.24)
Sarıgül'ün siyaseti domine edecek bir gücü yok. Güçlü birisi olsaydı şu anda tüm troller medya harekete geçer işini bitirirlerdi.
0
komando kani var bende
(18.07.24)
lgbt'den ziyade seks kasedi olayı sıradanlaştı.

çok sevişken erkek arkadaşlarım var. merak ediyorlar trans bireylerle ilişkiyi ama anlatamıyorsun. o zaman sen de gay oluyorsun deyince itiraz ediyorlar :))

x'de biri yazmış, seyredince benimki kımıldadı diye.
olay bu. ülke olarak bastırılmış cinsellik altındayız.
0
janderzel zartanyan
(19.07.24)
(28)

Boşanmış bir kadınla evlilik hk

Cenk Daniels
Arkadaşlar merhaba,Cinsiyetim erkek. Yaklaşık 3.5 yıl süren bir evlilik yapmış biriyim ve 8 sene önce boşandım. Şu an görüştüğüm birisi var, yaklaşık 1 senedir beraberim. Kendisi de boşanmış bir kadın. Evlilik yolunda ilerliyoruz, muhtemelen bugün teklif etsem kısa süre sonra evleniriz. Fakat evlene
Arkadaşlar merhaba,
Cinsiyetim erkek. Yaklaşık 3.5 yıl süren bir evlilik yapmış biriyim ve 8 sene önce boşandım. Şu an görüştüğüm birisi var, yaklaşık 1 senedir beraberim. Kendisi de boşanmış bir kadın. Evlilik yolunda ilerliyoruz, muhtemelen bugün teklif etsem kısa süre sonra evleniriz. Fakat evleneceğim kişinin geçmişini düşününce biraz duraksıyorum. Acaba evlendikten sonra kıskançlığım olur mu. Yani ne bileyim işte evlenmiş boşanmış vs. Sığ bir bakış açısı olabilir ama özellikle sorum boşanmış bir kadınla evlenmiş olan erkeklere. Siz tekrar evleneceğiniz kadın önceden boşanmışsa ve çok uzun yıllar süren ilişkisi sonrası evlenip boşanmışsa bu durumu kabullendiniz mi? Yani geçmişi hiç rahatsız etmedi mi?

Gayet modern bir ailede yetişmiş bir insanım. Ama evlilik sonrası aklıma eşimin geçmişi gelirse rahatsız olur muyum acaba soruları geliyor. Garip bir durum. Geçmişini tamamen yok sayıp evlilik yoluna devam etmeli miyim?

Kafam karışık biraz. Siz anlamışsınızdır.

Boşanmış ve 2. Evliliğini boşanmış bir kadınla yapmış olan arkadaşların cevap vermesini rica ediyorum.
0
Cenk Daniels
(18.07.24)
Manyak mısın olm. Tabirimi hoş gör ama az erkek olun.
0
numlock
(18.07.24)
E siz kendiniz evlilik yapmış bosanmisken; üstelik ilişkiniz gayet güzel gidiyorken bakış açınız çok yanlış değil mi sizce?

Ayrıca evlenmeyip, yıllarca aynı evde yaşayan bir sürü de insan var. Size belki hiç bunu söylemeyecek olan.

Ben kız arkadaşınız adına üzüldüm bu bakış aciniza.
0
fraise
(18.07.24)
Sen evlenip boşanmışsan gayet normal. Ama evlilik yapmamış adam için Türkiye'de ortam bunu kaldırmaz.
0
ferenc
(18.07.24)
Eline erkek eli değmemiş kız oğlan kız istiyorum yazıp rahatlasanıza. Çok kasmışsınız:) O kadını üzersiniz, ayrılın en iyisi. Kadının vaktini daha fazla çalmayın.
0
gnosis
(18.07.24)
Evlenmeyin. Kıza yazık.
0
Tina
(18.07.24)
Bazı erkekleri, bir kadının cinsel hayatının olması çok rahatsız ediyor.

Umarım kadın erken fark eder bu durumu.
0
rock n roll
(18.07.24)
Linçlenmek için açmadım başlığı. Yazan arkadaşlar boşanmış erkek bireyler mi?
0
🌸Cenk Daniels
(18.07.24)
Evet?
0
numlock
(18.07.24)
Evlenmemiş kadın bireyim. Sayenizde boşanmış erkeklere bakış açım değişti, teşekkürler:)
0
gnosis
(18.07.24)
sen boşanmış bir erkek olarak kendini nasıl konumlandırıyorsun? senin evlenip boşanmış olman senin için bir eksi değil mi? insanlar aynı evde evli gibi yaşayıp ayrılınca boşanmış kadın ya da erkekten daha mı farklı oluyorlar?

troll olduğunu hatırlıyorum, öyle bir izlenim bırakmışsın ya da sosyal zeka konusunda kendini geliştirmen gerekiyor. fikrim troll olduğundan yana.
0
deartheodosia
(18.07.24)
her seferinde hiç evlenmemiş kadınlarla sen evleneceksen biz ne yapacağız kral
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(18.07.24)
mahalle baskısı böyle bişey herhalde, aklımda böyle bişey yok derken bile bu durumun gelecekte sana batabilme ihtimalini düşünüyorsun.

Bence çocuk olsa onu bi düşünmen gerekirdi, şu an düşünecek bişey yok. Fakat ikiniz de neden boşandınız evlilikte ne olmadı onu bi konuşun derim.

Not olarak, "kabullenmek" falan diyorsan bence sen bu durumu normal görmüyorsun, sana batacak, ayrıl coco.
0
nhk ni youkosu
(18.07.24)
Bekar ve bakire bir kadın da sizin için 3,5 sene evlilik yaşamış, sevmiş ki evlenmiş diyecek. Siz kendinize denk görecek misiniz bu kadını?
Giyim tarzı da sizi rahatsız ediyor zaten niye zorluyorsunuz. Lütfen zamanını çalmayın hanımefendinin, kendi kafasına göre birini bulup kursun yuvasını.
0
cilekli pasta
(18.07.24)
Ben bir kadınım, hiç evlenmedim ama fikrimi söylemek istiyorum.

Geçmiş bu kadar önemli idiyse siz neden boşandınız merak ettim. Bir başkası da sizin geçmişinizi en az sizin kadar sorun edebilir. Hatta ayrıldığınız eşinizin geçmişi de sorun edilebilir.

Üstelik "geçmişim sorun edilirse" diyecekseniz geçmişte hiç evlenmemeniz gerekirdi, şimdi de evlenmeniz hiç doğru olmaz.

Ben sizin ilk evliliğinizde çok acaip ilişkiler yaşadığınızı ve ayaklarınızın suya ilk evliliğinizle erdiğini düşünüyorum. Yoksa normal bir evlilik yaşayan hiç kimse bu kadar bunalmaz bana kalırsa.
0
muhayyer divan
(18.07.24)
Bekar kadinlara yönel hocam, bosanmis erkeklerden hoslanan tonla kiz var.
0
Yourcousinmarvinberry
(18.07.24)
Hiç evlenmemiş bir kız arkadaşım boşanmış bir erkekle evlendi. Evlenmeden önce öyle değildi ama evlendikten sonra her gün adamın hayatını zehir edişini izliyorum. Şimdilerde boşansam mı acaba bile diyebiliyor.

Böyle bir kaygınız varsa lütfen evlenmeyin. Hem kendinize hem karşıdaki kişiye bu durumu yaşatmayın.
0
respect
(18.07.24)
bu hasar takintisi ikinci al arac piyasasinin bile icine etti.

eyyorlamam bu kadar, selametle.
0
cooperr
(19.07.24)
"Siz anlamışsınızdır" yazmışsın ama anlamadım.

hani bekar olsan neyse de, kendin de evlenip boşanmışsın..
0
tabudeviren
(19.07.24)
bakacağın tek şey ayrılma sebepleriniz. kafanda bunu analiz edip anlaşıp anlaşamayacağınızı düşünmek.

kadının bedenine yapılan fantezileri aklına getirip kıskanır mıyım diye soruyorsun. hiç eğip bükmeye gerek yok. senin bedenine de başkası dokundu. karşı tarafta aynı şeyleri düşünebilir. bu kendi içinde çözeceğin bir mesele.
0
xrated
(19.07.24)
Bir de cevap veriyo, sus! tüü allah senin belanı .... :)

Şaka bir yana sevmesen zaten evlilik düşünmezdin. Sevdiğin için sorun ettiğin konuyu kafanda çözebilecek görüştesin diye düşünüyorum. Yetiştirilme tarzın farklı olabilir, ama kendi kafa yapını kırabilecek kişi de sensin.

O yüzden seviyorsan, değer veriyorsan evlen hocam, gerisi fasa fiso..
0
artci sarsinti
(19.07.24)
gnosis +1
0
baldan kaymak
(19.07.24)
Erkeklerin kendilerine hak gördüğünü kadınlara suç veya kusur görmemesinin bilmem kaçıncı örneği. Bu zihniyetin boşanmış olmakla alakası yok, eski sevgililer için de aynı kafadasınız muhtemelen. Bunlar belli bir yaştan sonra değişmez, evlenip kadının hayatını da zehir etmeyin.
0
moonie
(19.07.24)
Bosanmis kadin redflagdir hocam. Bosanmalarin %70 ini akdinlar baslatir. Memnuniyetsizlik gostergesidir bu. Ilerde tatmin edemezsiniz. Nafaka vs ugrasirsiniz
0
lapaz
(19.07.24)
Usttekileri salla gec tc'de kadinlar acayip kollaniyor hukuk karsisinda. Nafaka odeyen var mi bunlar arasinda
0
lapaz
(19.07.24)
ben aynı adamdan 2 defa boşanmış bir kadın ile evlilik düşündüğüm bir yola girmiştim. ciddi travmalar yaşamış , şiddet görmüş , aldatılmış, alkolik bir eski eşi var. biz ilişki içindeyken adam 3. defa evlenmek için kapılara dayanıyordu.

sevgilim tabi ki yüz vermedi ve kapıyı gösterdi. ancak ilişkimiz , sevgilimin ayrılık blöfü yapması ve benim kapısında yatıp içip içip dağıtmak yerine , ayrılığı kabullenip usulca çekip gitmem sebebiyle bitti.

demem o ki, hiç kıskançlık yapmasanız bile , siz eski eşten çok daha iyi olsanız bile , ilişkide olduğunuz insan eski eşinin "karaktersizliklerini" bile özleyip sizinle kıyaslayıp , sizden aynı karaktersiz davranışları bekleyip ilişkinizi ateşe atabiliyor.

eski eşini tamamen unutmuş(anılarda kalacak şekilde - özlemeyecek şekilde) , görüşmeyi irtibatı tamamen kesmiş bir kişi ile hiçbir problem yaşamazsınız. retroaktif kıskançlık belli bir yaştan sonra sürdürülebilir bir davranış paterni değil, bunu değiştirmek zorundasınız , er yada geç.
0
loch ness
(21.07.24)
"Boşanmış ve 2. Evliliğini boşanmış bir kadınla yapmış olan arkadaşların cevap vermesini rica ediyorum."

duyuruda zaten 3-5 kişi var, bir de bu tanıma uyan kaç kişi çıkar :)
0
nuisance2
(21.07.24)
Orta doğuda sıradan bir başlık

Cevap: Çok şükür ben her haltı yiyip de hiç ilişkisi olmamış kadın bulayım diyen bir zihniyetten gelmedim.

Benim de 10 küsür ilişkim olduysa geçmişte, eşimin de olmuş.

Bunu övünmek için söylemiyorum fakat benim olduysa onun da olmuştur tabii ki 30una kadar diye düşündüm. Hiç sorun etmedim, geçmişteki ilişkiler de hiç önümüze gelmedi. Aksine iki tarafın da bir şeyleri deneyimlemiş olmaları faydalı bile oluyor.

Eşlerinin/sevgililerinin geçmişteki ilişkilerini dert edenler, eğer kendi geçmişteki ilişkileri olmasına rağmen bunu dert ediyorsa umarım tüm delilleri ortadan kaldırıp bir de üstüne kızlık zarı diktirme ameliyatı olup eş arayan hanımlarla karşılaşırlar <3
0
ananiyimioguz
(21.07.24)
sen eski karını unutamamışsın ve yansıtma yapıyorsun diye yorumladım.
0
titanyum22
(22.07.24)
(6)

Dukkan ve kira getirisi

baldur2
Istanbul'dan 2,5 ya da 3 milyon civarina alinacak bir dukkandan ne kadar gelir beklenmeli sizce? 20-25 bin lira?
Istanbul'dan 2,5 ya da 3 milyon civarina alinacak bir dukkandan ne kadar gelir beklenmeli sizce? 20-25 bin lira?
0
baldur2
(18.07.24)
lokasyon neresi? dükkanın büyüklüğü nedir? ne için kullanılabilir .. bunlar çok önemli.
0
ferenc
(18.07.24)
25 falan getiriyorsa gayet iyi.

20 yılda kendisini çıkarması beklenir. yani 240 ay. bu kurala göre 10,5-12,5 aralığı görünüyor.

bu tabii tam uymak zorunda değil. şayet 25 alabiliyorsanız, bu sayede 10 senede yatırdığınızın karşılığını alırsınız bu da çok iyi tabii.
0
gurur
(18.07.24)
14-15 yıla böl. Aylık kaça vermen gerektiğini bulursun.
0
ramazanali
(18.07.24)
İçinde kiracı olan güncel ederi 3-3,5 olan bir dükkan için emlakçı boş olsa 35-40a kiralanır dedi. İçeride eski kiracı olduğu için ancak 1 ay önce 20 oldu kirası.

1 hafta önceki konuşma, çıkarım yapmaya yardımcı olabilir.
0
nwnd
(18.07.24)
Nwnd ye katılıyorum .
0
dunyatuhaf
(18.07.24)
yaptigim bazi dandik hesaplara gore tr'de evler parasini yasklasik 30 senede, dukkanlar 20 senede cikartiyor.

yani 3 milyonluk bir dukkanin kirasi 12500-15000 bandinda olur.
0
cooperr
(19.07.24)
(13)

Askerde ilginç bir şeyle karşılaştınız mı?

michael_knight
Askerliğinizi yaparken ilginç bir insanla, olayla karşılaştınız mı?
Askerliğinizi yaparken ilginç bir insanla, olayla karşılaştınız mı?
0
michael_knight
(18.07.24)
İki tane hırsız vardı bizde. Meslek olarak yani, kendisi öyle diyordu. Birinin bi numarası yoktu, diğeri akşam haberlerini kaçırmazdı, sektördeki gelişmeleri takip ettiğini söylüyordu. Haberdeki hırsızları teknik açıdan değerlendiriyordu falan. Bizim bir şeyimizi çalmadı şükür. Zaten etik olarak doğru olmazmış. Sağolsun etik değerleri de vardı.
0
akhenaten
(18.07.24)
Askerde normal bir şey yok ki, bizim kısa dönemlerin arasında hakim savcı falan vardı ilkokuk mezunu uzun dönem "dede"ler bunları kantine gönderip meyve suyu aldırıyorlardı, biri "ulan 2 ay önce müebbet ceza veriyordum bugün gördüğümüz şu muameleye bak" deyip ağlıyordu.
0
Bir ben var benden şurada
(18.07.24)
bi elemanın içine cin kaçmıştı diye bi olay olmuştu. herkes inanınca da insan da etkileniyordu :))
0
high hopes of the sozluk
(18.07.24)
anadolulu geyler. yumusak diye tabir edilen ama bir sekilde de korunup kollanan insanlar vardi. anadoluda ancak o kadar gey olunabiliyor demek ki demistim.
0
antikadimag
(18.07.24)
Cinayet işlemiş, adam vurmuş tipler vardı. Hatta bana bir tanesi silah kullanmak için özel ders vermişti.

Savcı vardı bir tane bizim bölükte. Ona herkes işlediği suçlarla ilgili sorular soruyordu. Her tipte suç vardı. Adam bıçaklama, komşuyu dövme falan bir sürü olay.
0
ferenc
(18.07.24)
Ben 2009'da yaptım askerliği. Bizim bölükte ta o zamanlar türk vatandaşlığına geçmiş bir arap vardı, bizim bölükte daha önce bordo bereli olan bir başçavuş vardı. Başçavuş bu araptan kendisine arapça öğretmesini istiyordu ve hergün 1-2 saat arapça dersi veriyordu bu bordo bereli astsubaya. Şimdi düşünüyorumda devlet ta o zaman suriye'de olayların çıkacağını tahmin ediyor muydu? bu bordo bereli astsubay ondan mı arapça kursu alıyordu.
0
komando kani var bende
(18.07.24)
1 - hic yikanmayan insan

Bu kisi kokmaya baslamisti sikayet ettik ve yikanicani ogrenince kaciyordu bi gun banyoya bagladik anadan dogma soyduk baktik bas edemiyoruz itfaiye hortumuyla yikadik tazzikli. Yer fircasiyla fircaladik imana getirinceye kadar

2 - bana egitimin onemini ogretmis olay

Normal askerler resmen yardiriyorduk yapmadigimiz sey yoktu ama askere kisa donem savci vs birileri geldi asker. Komutan ugrwsamicani anladi galiba onlari askeriyeden uzak bir kulebeye verdi. Kulube yerde sadece sandalye telefon ve masa var. Bu telefon 3 ayda belki 1 defa calar calmaz. Bu sekilde hic bisey yaomadan tezkere cerdiler bu adamlara ve hic gorev vermediler. Egitimlilere pek bisi yaptirmiyorlardi digerleri ise asiri calisiyordu
0
Zetnikov
(18.07.24)
* ayağında mantar olduğu halde çamaşırlarını insanlarla aynı filede makineye atmak isteyen biri vardı. eleman mantarın bulaşıcı olduğunu bilmiyor muydu yoksa umursamıyor muydu bilmiyorum.

* aynı eleman ayak tırnaklarını zeminde kesip altına bir şey koymuyordu. tırnakları sağa sola fırlıyordu ve günün sonunda aynı koğuş arkadaşları temizliyordu orayı.

* mesleği imam olan 4 kişi vardı 60 kişilik koğuşta ve hiçbiri birbiriyle konuşmuyordu. bir tanesine nedenini sorduğumda, bu meslek grubunda böyle olur genelde demişti.

* mesleği makine mühendisi olan bir eleman vardı adam ayakta durmaya bile üşeniyordu ve olur olmadık yerde çömeldiği için sürekli ceza yiyordu. Boş vakitlerde de yemek hariç bir yere gittiğini görmedim sürekli yatıyordu ve koğuş içerisinde sesli bir biçimde gaz çıkarıyordu. Lakap takmışlardı "yorgun" diye.
0
biravekahve
(18.07.24)
Bir komutan var. Mhpli belli. Genç yeni astsubay. Bir gün cumartesi içtima alıyor. Bir anda neresinden çıktıysa din min konuşmaya başladı. Böyle dua falan soruyor. Bana sordu, dedim bilmiyorum. Başka dua sordu bilmiyorum. Dua biliyor musun dedi, bilmiyorum dedim. Artık doluyorum tabi, sen müslüman misin dedi, dedi degilim. Allah'a inanıyor musun, dedim inanmıyorum.
Sonra oradan konuşma basladi, icimizdeki isidci iki tip (harbi isidci bunlar destekliyordu fransa saldırısıni falan) ayıplıyor vs.
Sonra komutan odasına çağırdı. Bildiğin insan gibi konustuk, ben kendi düşüncelerimi anlattım adama, o da dinledi. Hiçbir sorun da olmadi, asıl sorun bu iki mal ile oldu onlarin da biri camide hoca diğeri din bilgisi öğretmeni iki boş adam.

Sonra Bir çocuk vardı. Doğu'da çoban. Pkk kaçırmış bunu, bize çalışacaksin diye. Reddetmis, hapse atmislar. Orada da demisler bak bunlara yardim et yoksa oldururler. Sonunda yardim etmeye baslamis. En sonunda da bir gün asker karakoluna kaçıp anlatmis olanlari.

Okuma yazmasi yok, okul okumamis. Askere yollamislar, PKK geçmişi olduğu bilgisi sonradan gelince verilen silahi da almislar. Silahsiz nöbet tutuyordu.

Neyse bu benim dinsiz olduğumu öğrenince bana kurulmuş. Ben de yaziciydim, nöbetleri bugün mrp planlama Nasıl yaparsam öyle yapardim hak gecmesin diye. Önceden çünkü devrecilik olurmus.

Son nobetlerimden biri, bu çocukla beraber nöbet denk geldi. Çocuk bana "sen dinsizsin diye ben sana çok kızdım. Ama sonra genel Halin, nobetlerde adaletli olman falan fikrimi degistirdi. Belki de allah'a inanmak iyi insan olmak için önemli degildir" dedi.

Şu iki hikayeyi hayatım boyunca beklemezdim. Yani bana çok şey katmış hikayedir, arada aklıma gelir. Bakış açımı etkiledi.

Komik/trajikomik olarak da;
Ana birlige varicam. Iste dagitim merkezinde kim nereye gidiyor konusuluyor. Bir eleman da aynı yere gidiyor. Abi naber nasılsın neyse, nerelisin x. Aa ben de x. Hangi üni? Y. Anaa ben de y. Sonra muhabbet derken aynı erasmuslu kizla takildigimizi anladık. Herifle 4.5 ay aynı ranzayi paylastik sonra. Iletisimi kaybettik ama çok komik yani.

Trajikomik olarak da; komutan üstünden alkol aldim, dedim komutanım icmeyecegim (yukaridaki hikayede geçen astsubay). Harbiden icmeyecektim...
Bir abimiz vardı, yasi 35-36. Bir kizla evlenecek, askerlik yapmadi diye istememis kiz. Bu da is yerini vs kapatip askerlige geliyor. Çok sevdigimiz bir abimizdi.
Neyse cephanelikte silah veren vsydi bu. Bir baktık agliyor herif. Kiz bunu terk etmis. Dedim sokarim, açtım tekilayi. Bir nöbetçi iki de normalde yatakta olması gereken adam limonsuz tuzsuz bir sise tekila içtik. Abi düzeldi biraz tabi.
Sonra yatağa döndük ama nasıl karnimiz açıktı. Bende topkek vardi, iki tane adam topkek paylaştık gülerek.

Aklima gelenler bunlar.
0
logisticsmanager
(18.07.24)
tuvalette durduk yere vucudunun üst kısmını jiletleyen bir eleman vardı. gayet soğukkanlı bir şekilde. aynı şekilde içtimada altına yapan bir eleman vardı. hayatımda görüp görebileceğim, görmeyi hayal edemeyeceğim değişik tiplerle karşılaştım
0
kondansator
(19.07.24)
jandarma eri olarak

adliye koridorlarında mübahşir gibi isim bağıra bağıra gezmek,

zaman zaman mahkum transferi yapmak,

tehlikeli kimyasal taşıyan konvoylara eskortluk yapmak,

köyde kavga ayırmaya çalışmak,

araç geçmeyeli aylar olmuş yollarda devriye atmak,

minare tepelerine çıkıp video çekmek (ortalama bir imamdan çok minareye çıkmışımdır)

gece nezaret nöbeti tutmak,

devlet hastanesinde hasta mahkumun odasında sabaha kadar nöbet tutmak,

düşen askeri uçağı aramak için bele kadar karda dağlarda dolaşmak,

osiloskop lazım olduğu için (evet çok alakasız yukarıdakilerle) vestel, arçelik teknik servisi, üniversite kampüsü gezmek,



altı ay bunlara rağmen çok yavaş geçti.
0
nop
(19.07.24)
bir de robokop kıyafeti giyip maçlarda kale arkasında dikilme misyonu vardı unutmuşum
0
nop
(19.07.24)
Biri nöbete gitmemek için sag el tetik parmağını vurup parçalamışti. 1 yıl askerlik yapacakken iki yıl hapse gitti. İlginç gelen kısmı, bu hesabı hangi sebeple yapamaz olduğu.
0
encokbenisevinnolur
(19.07.24)
(4)

Hayatınızda hiç kanlı canlı İsviçreli bilim insanı gördünüz mü?

sekizdokuzon
Bir günleri nasıl geçer? Muhabbetleri sarar mı? Türkiye'de bu kadar ünlü olduklarından haberleri var mı?Teşekkürler.
Bir günleri nasıl geçer? Muhabbetleri sarar mı? Türkiye'de bu kadar ünlü olduklarından haberleri var mı?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(18.07.24)
Abi İsviçre'de kımıl kımıl binlerce Türk ve müslüman Balkan göçmeni var, bence illa ki bir fikirleri vardır.
0
Bir ben var benden şurada
(18.07.24)
İsveçli balıkçılarla İsviçreli bilim adamlarını karıştırıyoruz bence.
0
muhayyer divan
(18.07.24)
@muhayyer

Balıkçılar Norveçli, bilim adamları İsviçreli. İsveçlilerle ilgili bi stereotip mesleğimiz yok sanırım.

@8910

Geçen avrupa geneli kongreye gittim, kesin aralarında isviçreli de vardır da bire bir sohbet etmedim bak keşke denk getirip bu geyikten bahsetseydim.
0
nundu
(18.07.24)
Gördüm ama bir numaraları yok. Mal gibi olanları çok var.
0
ferenc
(18.07.24)
(5)

Mustafa Sarıgül videosu

Bir ben var benden şurada
Bu neden salındı piyasaya amaç neydi, neyin bedeli olmuş olabilir bu acaba?
Bu neden salındı piyasaya amaç neydi, neyin bedeli olmuş olabilir bu acaba?
0
Bir ben var benden şurada
(17.07.24)
Eskiden bir kültür vardı. Bizim mahallede de öyle. Birini gözüne kestirdiğinde gidip direkt onu dövmezdin, etrafından zayıf birini ezerdin. Köse denirdi buna.
Durum bence aynı, önden uyarı geldi.
0
numlock
(17.07.24)
İşte benim merak ettiğim bu uyarı neden gelmiş olabilir MS köyün delisi gibi kendi kendine piknik tüpü falan tokatlayan bir adam, kime ne gibi bir tehlike oluşturmuş olabilir?
0
🌸Bir ben var benden şurada
(17.07.24)
MS için böyle düşünmen çok tatlı. Adam Türkiye'nin milyarder sayılı mafya tiplerinden biri. Her zaman Türkiye'nin en zengin 10 kişisinden biri olduğu söylenir. 15 sene Şişli gibi İstanbul'un rant merkezinin olduğu bir yerde belediye başkanlığı yapmış bir adam. Köyün delisi gibi takılması sadece sosyal medya stratejisi. Çalıştığı ajansın politikası kaynaklı.
0
jackyr
(17.07.24)
İDDİA | Mustafa Sarıgül’e kaset kumpasının perde arkası:

“İçeriği ile ilgilenmem. Ancak böylesi bir skandalın nasıl sızdığı konusunda kesin bilgiye sahibim.

Beşiktaş belediye başkanı seçilen Murat Haznedar, Mustafa Sarıgül’ün avukatıydı. İşte bu Murat Haznedar’ın bir de yardımcısı vardı. Belediye çevrelerinde büyük iş bitirici olarak tanınan Hüseyin Sipahi.
Sipahi'nin organizasyonu gözlerden kaçmadı. Görevden alındı, hatta bir dönem de içeriye girdi.

İşte böylesi bir bağlantıya sahip Sipahi, Mustafa Sarıgül ile ortak bir işe girmiş. Maslak’ta Ali Ağaoğlu’na ait bir gayrimenkulü 15 milyon dolara almış. Tapu ise Sarıgül’ün mutemedinde kalmış. Aradan geçen sürede Sipahi, parasını veya mülkün yarı tapusunu istemiş. Sarıgül ise sallayıp durmuş.

Tam bu sırada Mustafa Sarıgül’ün evinde çalışan kadın görevli ise bahsedilen kumpası kurmuş. Özel görüntüleri kayda almış. Bu görüntüler ise Hüseyin Sipahi'nin eline ulaşmış.

İddiaya göre Mustafa Sarıgül oğlu Emir’ii Sipahi'nin oğlu ile görüştürmüş. Bir miktar da para ödemeye razı olmuş. Ancak verdiği sözü de tutmamış. Zaman zaman küçük parçalar halinde ödemeler yapmış. En son 100 bin dolar ödeyince de dananın kuyruğu kopmuş.

Şimdi konuşulan ise başka görüntülerin de bulunduğu. Olayın diğer cephesi ise yolsuzluk parasının nasıl bölüşüleceği.”
Hatice Turhan-Gerçek Gündem
0
rentts
(17.07.24)
Aktif siyasetin bedeli budur. Fazla aktif ama, gereğinden fazla
0
ferenc
(17.07.24)
(15)

Evlilik Dışı İlişki Sonucu Çocuk

blackhawk17
Merhabalar.Ben ve partnerim yakın zamanda birlikte olabiliriz.İkimizde bekarız ve rızamız dahilinde olacak.Soru şu : Olurda istenmeyen bir hamilelik sonrası bir çocuk doğarsa ve partnerim (bayan) bunu banakarşı nasıl kullanabilir ?Çocuğun babası olmak durumunda kalır mıyım?Veya masraflarını üstlenme
Merhabalar.Ben ve partnerim yakın zamanda birlikte olabiliriz.
İkimizde bekarız ve rızamız dahilinde olacak.
Soru şu : Olurda istenmeyen bir hamilelik sonrası
bir çocuk doğarsa ve partnerim (bayan) bunu bana
karşı nasıl kullanabilir ?
Çocuğun babası olmak durumunda kalır mıyım?
Veya masraflarını üstlenmek zorunda olur muyum?
Soruların cevaplarını hukuki açıdan beni
ne kadar bağlar merak ediyorum.
İşim gereği zorda bir durumda kalmak istemiyorum.
Şimdiden teşekkür ederim.
0
blackhawk17
(17.07.24)
Kondom kullan böyle dertlerin olmaz.
0
Bruce
(17.07.24)
Prezervatif diye bir şey var, süper icat.

Babası olmak durumunda kalmazsın, direkt babası oluyon öyle durumda. Nüfusuna alman, masraflarını karşılaman falan gerekiyor. Hukuki olarak babası olduğunu ispatladığı anda -ki günümüz teknolojisininde bu çok kolay- o dediklerinin hepsi sana giriyor.

O yüzden prezervatif tak.
0
kibritsuyu
(17.07.24)
babalık testi sonucu nafaka bağlatabilir diye düşünüyorum. kurtulma şansınız yok. ben doğmasını istemedim deme hakkınız yoktur bence. eylemlerin sonuçları oluyor.

internetten de biraz bakınca, babalık reddinin sadece aldatma, irade sorunları gibi durumlarda kabul aldığını okudum.

böyle korkularınız varsa prezervatif kullanın, partneriniz de doğum kontrol hapına başlasın.

ya da güvendiğiniz biriyle birlikte olun.
0
art cat chocolate
(17.07.24)
beraber rıza dahilinde ilişkiye girelim ama bir şey olursa ben fıyayım tüm sorumluluğu kıza atayım mentalitesi ne pis bir şey ya. bence siz ilişkiye girmeyin.

gebelik durumunda sana babalığın tespiti davası açar. dna testi ile baba olduğun ispatlanır. o zamana değin çocuğu istemediğin için kadın bastırarak velayeti komple üstüne alır. aklı varsa çocukla görüşmeni iki haftada bir güne falan kısıtlatır. bu esnada sen çocuğa her ay nafaka ödersin ama üzerinde söz hakkın olmaz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.07.24)
Çocuğun tüm masraflarını sana yıkar. Böyle zengin adamlara çöken kadın çok var
0
ferenc
(17.07.24)
Abi yanlış anlama ama sorduğun sorudan ben biraz deneyimsiz gibisin anladım çünkü ben hayatımda bu işlerde deneyimli adamdan "yakinda birlikte olabiliriz, risk nedir" diye soru duymadim.

Kondom kullan. Sakin sacma sapan yok son anda disari cikarma gibi risklere girme (en azından emin olmadığın insanla).

Doğum kontrol kullanıyorum gibi seylere de net tanimadigin kişide güvenme.
0
logisticsmanager
(17.07.24)
"masraflarini babaya yikan kadin" falan olmuyo sen cocugun babasi olmus oluyorsun ve gerekliliklerini yerine getirmen gerekiyor. onemli olan cocuk istemediginiz sekilde korunmak, hemfikir olmak, gebelik olursa kurtaj yapabilecek biriyle birlikte olman. cocuk isteme ihtimali varsa karsi tarafin dogum kontrolune de guvenmeyebilirsin.
birileri kondom guzel demis de ona da katilamayacagim ama sartlar geregi neyse onunla idare edeceksiniz
0
ala09
(17.07.24)
"Çocuğun babası olmak durumunda kalır mıyım" mı??

Yani tohum sana ait olsun ama ürünü inkar et. Ben anlamadım, bence birlikte olma. Sana değil partnerine değil wğer dünyaya gelirse çocuğa yazık.
0
muhayyer divan
(17.07.24)
hamile kalmak o kadar kolay değil. hadi kalındı diyelim, hanım kişisi çok mu meraklı doğurmaya? hayat öyle uzun soluklu planlar yapılacak bişi değil. hamilelik riskinden çok hastalık riski var.

+ herkes
0
selam
(17.07.24)
Ne anlatıyorsun gülüm sen?
0
numlock
(17.07.24)
troll başlık sanırım.
0
xrated
(17.07.24)
(bkz: vazektomi)
0
peki madem
(17.07.24)
Abi ne alaka ya, yani birlikte olduğun kadını sırf hamile bıraktın ve çocuk doğdu diye niye baba olasın ki? Yani senin bunda ne gibi bir sorumluluğun olabilir. Baba falan olmazsın, amca olabilirsin ama. Ya da daha modern bir yaklaşımla teyze olabilirsin. Çünkü çok açık bir şekilde senden baba falan olmaz.

Çocuğun masraflarını niye üstlenesin abi, akıl var mantık var. Mesela lokantada yemek yedin, hesabı ödemek zorunda mısın? değilsin abi, sessizce sıvışabilirsin. Ya da araba sürerken birine çarptın ve öldü. Yine son sürat kaçabilirsin. Sen yaptıklarının sorumluluğunu alabilen bir insan mısın ki bunu alacaksın? Sana mı sordu çocuk doğururken.

Yani bence de işin gereği zor durumda kalmaman, bir çocuğun ortada kalmasından falan çok daha önemli olduğu buna ekstra dikkat etmelisin. hukuki olarak da ersan şen var avukat. böyle konularda uzman, ondan danışmanlık alabilirsin.
0
thracia
(17.07.24)
18-19 yaşındasın ve ilk tecrüben sanırım. Sen nasıl birkaç beraberlik sonucu baba olmak istemiyorsan partnerin de anne olmak istemiyordur merak etme. Zaten aklı olan hiçbir kadın tuzaklarla emrivakilerle çocuk sahibi olmaya çalışmaz. Sen korun sadece.
0
ruhen hastayim ben
(17.07.24)
hocam korun kafan rahat olsun. çok dert etme gerisini
0
kondansator
(17.07.24)
(11)

Sizi birkaç nesil önce yaşamış atalarınız gibi hissettiren şarkılar?

sekizdokuzon
Dinlediğinizde sanki 20. yüzyılın başında (daha öncesi de olabilir hissiyatınıza göre) hissettiren, sizi bu zamandan çekip alıp oralara götüren şarkılar/türküler nelerdir?Zamanında e-devletten soy/sop bilgisine baktığımda bizimkilerin çok uzun yıllar köylerinden bir adım öteye gitmediklerini görmüşt
Dinlediğinizde sanki 20. yüzyılın başında (daha öncesi de olabilir hissiyatınıza göre) hissettiren, sizi bu zamandan çekip alıp oralara götüren şarkılar/türküler nelerdir?

Zamanında e-devletten soy/sop bilgisine baktığımda bizimkilerin çok uzun yıllar köylerinden bir adım öteye gitmediklerini görmüştüm. Daha öncesinde de Orta Asya'dan İran - Horasan mevzilinden buralara geldikleri tahmin ediliyor. Sonra burada Bizanslılarla karşılaşılmış, birtakım eşleşmeler yaşanmış. Aile büyüklerinin yaşadıkları köylerin yakınlarında Rum mezarlıkları var vs. Oralar karışık, konu da o değil.

Ben şu türküyü her dinlediğimde (tabii zamanında bu türkü, türkünün ozanı yasamiyordu fakat babası, dedesi benzer şeyler yapıyorlardı) köyde aksam tarladan gelmişiz, bir ateşin etrafında kadınlı, erkekli oturulmus, ortada bir ozan türküyü söylüyor ve hep birlikte el çırpıyoruz gibi hissediyorum: open.spotify.com

Sizde var mı buna benzer bir duyuş? "Abi şunu duydum, tüylerim diken diken oldu!" dediğiniz bir halk şarkısı?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(15.07.24)
Bence bu, başka bir boyut. İki birayla oturup ağlıyorum, kendime geliyorum.

youtu.be
0
dedeminhirkasi
(15.07.24)
@dede: Ama işte insana kökleriyle bağlantısını hatırlatıyor. Bugünün telaşından koparıyor alıyor. Sağaltıyor.
0
🌸sekizdokuzon
(15.07.24)
Mirket
(15.07.24)
Gagauz (GökOğuz)'lardan
Yalabık Çoban türküsü:
youtube.com
0
alfired
(16.07.24)
@alfired: akşamlara kadar yerdigimiz Türk kızları:)
0
🌸sekizdokuzon
(16.07.24)
Bir de bu var, Turan ezgisi.

Bunu dinleyince, atı hazır et. Sefere çıkıyorsun muhtemelen:

youtube.com
0
alfired
(16.07.24)
@alfired: reels'in başında kopuz & vokalle başlayıp ortami ateşleyen sonra da zurna, mızıka benzeri aletlere geçen çekik bize her işi gören yurdum insanını hatırlattı. Arkadaşlar ben bu duyurudan Türk milliyetçisi olarak çıkıcam galiba, help!
0
🌸sekizdokuzon
(16.07.24)
Saska deyu Türk bir grup vardı, orta asya şaman ezgilerinden oluşan şahane bir albümleri vardı ama spotifyda bulamadım. Şimdi aratınca çıkan saska onlar değil.

Youtube a baktım ama albümleri silinmiş, 3-4 şarkısı kalmış. İnanamıyorum bu şahane projenin silinmesine :((

Albümlerini buldum nihayet

youtube.com


Tavsiyelerim; (videoları 30. Snaiyeye geldikten sonra şarkı giriyor)
Apsatı
Ayluu Kündü
Süyemen tez ayt
Yetti öbökö
Sokkur saska (oha şahanelerdi yaa)

Bunları dinlerken 10-15 nesil önce konar göçer atalarımın yanına gidiyorum. (bkz: saska)
0
füt
(16.07.24)
hiç yok. metal dinliyorum
0
ferenc
(16.07.24)
@ferenc: Ataların İskandinav'dir belki.
0
🌸sekizdokuzon
(16.07.24)
Tüylerimi diken diken eden Neşet ertaş’tır,
0
füt
(16.07.24)
(7)

iPhone 15 pro max vs Samsung S24 ultra

sirisum
Yeni telefon alacağım. En büyük kistasim kamerasının cok iyi olmasi. Bir sürü video izledim yorum okudum ama buraya da sormak istedim. Kullananlar, karşılaştırabilicekler bana hangisini önerirsiniz?
Yeni telefon alacağım. En büyük kistasim kamerasının cok iyi olmasi. Bir sürü video izledim yorum okudum ama buraya da sormak istedim. Kullananlar, karşılaştırabilicekler bana hangisini önerirsiniz?
0
sirisum
(15.07.24)
15 pro max kullanıcısı olarak s24 ultra diyorum. 8k çekiyor Samsung
0
olaylar olaylar
(15.07.24)
Kullanıcı dostu ve kullanım kolaylığı olarak s24 döver.
0
etna
(15.07.24)
Gözüm kapalı 15 pro max diyorum. Kamera söz konusu olunca kesinlikle iphone.
0
tahirkemalbozoglu
(15.07.24)
s24 ultra kullanıyorum. Ben normalde fotoğraf çekmeyi seven biri değilim pek ama telefonun kamerası çektiriyor. Bazı yerlerde kendisi efekt mi koyuyor acaba diye düşünüyorum çünkü kendi gördüğümden daha güzel fotoğraflar çekebiliyor gün batımı gibi anlarda :D bi de gerçekten sapıklık derecesinde iyi bir zoomu var. Baya uzaktaki nesneleri bile gayet net fotoğraflayabiliyosun

iPhone 15 pro max kullanan arkadaşım yok sanırım ama 14 falan kullananlar hayran kalmıştı fotoğraf kalitesine.

Bence kullanım kolaylığı olarak da andeoid, ios'a göre daha rahat. 2 senedir iPad kullanıp hâlâ alışamadım. Samsungun kullanımı çok basit
0
nundu
(15.07.24)
Incelemelerde pro max 15 kamerası daha iyi görünüyor. En iyi kamera iphone 15 pro max ve google pixel 8 pro'da.
0
ferenc
(15.07.24)
olaylar olaylar +1
0
isiaha
(15.07.24)
işi video olan biri olarak, 15 pro max'i görüp denemedim ama s23 ve iphone 14 pro'ları vs karşılaştırmıştım, s23 kullanıyorum, bir gün iphone'a geçersem/geçtiğimde tek sebebi video kalitesi olacak. (16 pro çıktığında alacağım galiba)

Fotoğraf olarak Samsung genel olarak iyi, ama detaya inince yine iphone iyi. İyi dediğim "doğal". Detaylara baktığında daha çok veri var daha çok şey görüyorsun. Samsung fotoda da videoda da keskinlik efekti basıyor, renkleri daha doygun hale getiriyor ve pek kaçışın yok. Bir sürü ek uygulama denedim(filmicpro, protake, opencamera vs.) yine de istediğim verimi alamadım.

Telefondan bişeyler çekip telefonda bakan biri için s24 ultra da süperdir bu arada. Ona bişey demiyorum. S23 ile çektiğim şeyleri bile görenler oha çok iyi diyor. Ama aynı zamanda bir çok aynalı aynasız makineyle iş yapmış biri olarak ben sevemiyorum.
0
nhk ni youkosu
(15.07.24)
(6)

Yatak tavsiyesi

sacrilegious
Merhaba sözlük, çok rahat bir yatak arıyoruz ama her gittiğimiz mağaza başka bir şey öneriyor. Ben normal kilodayım ama fazlaca sırt ağrılarım var eşim de kilolu ve yine aynı şekilde sırt-bel sıkıntılı. Ayakkabı da memory foam giymezsek mahvoluyoruz mesela. Bu durumda bize direkt olarak önerebileceğ
Merhaba sözlük, çok rahat bir yatak arıyoruz ama her gittiğimiz mağaza başka bir şey öneriyor. Ben normal kilodayım ama fazlaca sırt ağrılarım var eşim de kilolu ve yine aynı şekilde sırt-bel sıkıntılı. Ayakkabı da memory foam giymezsek mahvoluyoruz mesela. Bu durumda bize direkt olarak önerebileceğiniz bir yatak var mı? Yahut yatak tipi önerisi de olur.

Teşekkürler.
0
sacrilegious
(13.07.24)
King Koil Amethyste
0
faithless
(14.07.24)
bilindik duyulduk bir marka degil ama onere onere dilimde tuy bitti, valla cok guzel. Ewos bedding marka Promilky model. Saticisini bulmak lazim ama
0
The_Lollok
(14.07.24)
yaysız yatak tavsiye ederim.
0
ferenc
(14.07.24)
memory foam almayin da. yayli yatak iyidir, alternatif ariyorsaniz latexler var.
0
antikadimag
(14.07.24)
Magazaya gidipte denemek lazim ne desek bos. Ama bole uzanacan a takilacan utanacak bisey yok. Birde ordakiler uzmani oluyir onlara sormalisin
0
Zetnikov
(14.07.24)
Sert olmalı ve sertliğine ne kadar süre garanti verildiği önemli. Rahatlıkla sağlık orantılı burada ne kadar rahatsa ağrılar o kadar artacak.
0
hebanon
(14.07.24)
(8)

Amerika ve Green kart çok saçma degil mi sizcede?

Zetnikov
Abd super güç ve binlerce insani aliyor oturum veriyor.Bu insanlar gerekenin disinda olup rasgele bi havuzdan toplaniyor.Sunu demek istiyorum neden ihtiyaci olan doktor muhendis asci olabilir yada elektrikci araba tamircisi neyse hani yuksek egitimliside olur yada memlekette boyaci yoktur boyaci ali
Abd super güç ve binlerce insani aliyor oturum veriyor.

Bu insanlar gerekenin disinda olup rasgele bi havuzdan toplaniyor.

Sunu demek istiyorum neden ihtiyaci olan doktor muhendis asci olabilir yada elektrikci araba tamircisi neyse hani yuksek egitimliside olur yada memlekette boyaci yoktur boyaci alirsin.

Neden gercekten isine yarayacak insanlari alip ve bu insanlara sans vermek yerine rast gele lise mezunu adamlari ulkesine almak istiyor?

Soyle doktor alicaz de iste 2 yil deneyimli falan hastane ac calistir saglik sistemi belki amerikanin duzelir misal yani

Gereken sartlara bakin hicbirsey ve cikma ihtimalide bence az degil cevremde cikmis kisiler taniyorum:

başvuru yapmak isteyen kişilerin en az lise mezunu olması veya son beş yılda iki yıl boyunca belirli bir işte deneyim kazanmış olması gerekmektedir.
0
Zetnikov
(13.07.24)
Sadece öyle yapmıyor ki. İkisini de yapıyor. İşine yarayacak adamı da alıyor, lise mezununu da. Klişe bir laf olacak ama "bokları kim temizleyecek ağam?"
0
numlock
(13.07.24)
pispinti
(13.07.24)
@numlock

Hocam bende oyle dusunuyorum ama amerika gibi yerlerde uni mezunlarida wc temizliyor bu normal bisey.

Ben diyorumki madem super guc alsin uni 4 yillik canavar gibi delikanlilari. Bulasikta yikarlar wc de.

Zaten lendi gordugumu soyluyorum tekrar tr de avukat muhendis abd de bulasik vs yikiyor sorun yok aliyorsa bari egitimi yuksek insanlari alsa daha mantiklidegil mi
0
🌸Zetnikov
(13.07.24)
Atladığın nokta şu, amerika bir ülke değil, kapitalizmin ta kendisi. O zaten istediğini yaptırıyor. İhtiyacı yok yani.
0
numlock
(13.07.24)
Öncelikle Amerika'nın tek "kart ile vatandaşlık/oturma izni verme" uygulaması "green card"dan ibaret değil. Donanımlı ve bütçesi olan insanlar için farklı göçmenlik seçenekleri de mevcut.

İkinci olarak, şimdi saçma bir uygulama gibi olsa da bundan yıllar önce aslında yerinde bir hak tanıma olayıydı. Zaten Green card çekilişini kazanan herkes de pratikte Amerika'ya kapağı atamıyor.
0
Yourcousinmarvinberry
(13.07.24)
Green card bedava değil öncelikle. Tek kişinin 15-20 bin dolar arası masrafı oluyor. Ailenin masrafı daha da fazla oluyor.

ABD de hiçbir şey bedava değil. Parası olan her şekilde ABD ye gelebiliyor.

ABD ye lise mezunu biri geldi mi asgari ücretten McDonald's ta çalışıyor. Ya da taksicilik falan yapıyor. Vergi ve sağlık sigortası sonrası ancak ay sonunu getiriyorlar.

Peki neden bu adamlar geliyor? ABD nin kölelik işlerini yapacak kişilere ihtiyacı var. Cok fazla kaçak Türk saatlik 5-6 dolardan restoranlarda çalışıyor.

ABD de saatlik 100 dolardan direksiyon dersi teklif ettim adam kabul etmedi. Zamanıma yazık dedi. Bu adam sence asgariden çalışır mı?? Bu nedenle köle ihtiyacı var.

Ek olarak amerikanlar devlet işinde çalışmayı seviyorlar. Tembel yapıdalar. Gelen nitelikli kişiler de özel sektörü besliyor. Mühendis dışında bir greenlinin yapabileceği çok iş yok. Türkiye'de kamuda bir memur ABD'ye greenle gitse şöförlük tezgahtarlık falan yapar. Bu yüzden değmez.
0
ferenc
(13.07.24)
ABD kendini nitelikli zanneden beyaz yakayı ya da orada kariyer kovalayacak kişileri istemiyor.

Şirketler çok nitelikli kişileri zaren parayı bastırıp transfer edebiliyor.

İhtiyaç duyduğu profil "ne iş olsa yaparım" diyenler.
0
hebanon
(13.07.24)
sözde göçmen nüfusunu çeşitlendirmek için yapılıyor ama green card abd'nin pr'ıdır, fazlası değil. 'biz o kadar harika bir ülkeyiz ki bu ayrıcalık bir insan hakkı olmalı, o yüzden herkese bu harika ülkede yaşama şansı veriyoruz' diyorlar. yoksa abd'nin bu insanlara ihtiyacı falan yok.

nitelikli göçmen zaten iş bulup geliyor. green card'la gelenler abd göçmenlerinin çok düşük bir yüzdesini oluşturuyor. bu arada her green card çıkan da gelemiyor. bir yığın prosedürü var, hazır para gerekiyor, vs. ayrıca öğrenci falan değilsen iş bulmadan bir yetişkin olarak abd'ye göçmek enayilik bence. abd belirli bir yaştan sonra hayata sıfırdan başlamak için zor bir ülke. gözünü karartıp 'abd'ye gideyim de ne iş olsa yaparım' kafasına sahip olmak için kendi ülkende gerçekten de zor bir durumda olmalısın.
0
sir gawain
(14.07.24)
(7)

Üniversitelerdeki "okutmanlık"

Yourcousinmarvinberry
Eğer kendiniz gözlemlediyseniz veya bir tanıdğınız varsa bu mesleği yapan, bilirsiniz ki bu ülkede devlet üniversitelerinde okutmanlık yapmak, Boeing yolcu uçağı pilotluğundan sonra yapılabilcek en ballı iş.Senede max. 5 ay çalışmak, haftanın 3 günü 3'er saat derse girmek, yalnızca üniversite öğrenc
Eğer kendiniz gözlemlediyseniz veya bir tanıdğınız varsa bu mesleği yapan, bilirsiniz ki bu ülkede devlet üniversitelerinde okutmanlık yapmak, Boeing yolcu uçağı pilotluğundan sonra yapılabilcek en ballı iş.

Senede max. 5 ay çalışmak, haftanın 3 günü 3'er saat derse girmek, yalnızca üniversite öğrencileriyle muhatap olmak(ilkokul/lise öğrencileriyle muhatap olmakla kıyaslandığında adeta cennet), ilaveten ortamda öğr. görevlisi olmanın verdiği o ayrıcalık(okullardaki gibi bir hiyerarşiye rastlayamazsınız en azından) ve pek tabii alınan min. 2 memur maaşına denk ücret. Üstelik tek yapılan şey İngilizceyi(veya varsa başka bir dil) belli bir basamağa kadar öğretip, sınav kağıtlarını okumak.

Kendi okuduğum devlet üniversitesinde durum böyle. 10 yıldır aynı hocalar okutmanlık yapıyor ve yerlerine de asla yenileri gelmiyor(ilk defa geçen sene yeni birisi kadroya dahil olmuş, tabii torpille).

Okutman olmak için yüksek lisans bile yapmak zorunluluğunun olmadığını ve sınava da tâbi olmadığınızı(göstermelik mülakat dışında) belirteyim.

Sizce de böyle değil mi ?
0
Yourcousinmarvinberry
(13.07.24)
Katiliyorum. Cok kek bir is. Bi de disarida bi sey saniyolar.
0
Kittie
(13.07.24)
Yazdıklarınızda doğru olmayan noktalar var. Senede 5 ay değil, sınav haftaları haricinde dönemde 14 haftadan senede 28 hafta derse giriyorlar. İkinci nokta haftada 9 değil 12 saat derse girerler, daha fazla girerlerse maaşlarına ek olarak ek ders ücreti alırlar. 12 saatten az girerlerse birim yöneticisi hakkında soruşturma açılabilir, neden ders yükünden az çalıştırıldığına dair. Üçüncü nokta ise 2 memur maaşından fazla ücret almıyorlar. Akademide 1. derece olmayan bir doçent bile 2 memur maaşı kadar almıyor, okutman hiç almaz.

Bu noktalar haricinde alınan maaş ve yapılan işin niteliği değerlendirildiğinde kesinlikle çok temiz ve keyifli iş olduğunu söyleyebilirim.
0
cek
(13.07.24)
@cek,

Benim okudugum hazirlik okulunda haftada sadece "1" gün, bir grubun dersine giren vardi yarim günlügüne, kalan günlerde bölümün islerini idare ediyordu baskan oldugu için(yersen).

Kaldı ki 28 hafta derse girilse dahi bu senenin yarısı eder ve günlük çalışma saatleri max 3.5 saat, haftada max. 14 saat.

Haftanın 6 günü 9-5 çalışan bir insana göre inanılmaz kısa. Yaptıkları işin de ne kadar rahat bir iş olduğunu zaten yazıda belirttim.
0
🌸Yourcousinmarvinberry
(13.07.24)
Bölüm başkanlarının ders yükü 12 saat değil 5 saat oluyor, özel bir durum. Belki ders yüküne saydırdığı başka şeyler de vardır ona göre daha az derse giriyor olabilir. Hatta ders yüküne sayılan başka şeylerle ders yükünü dolduran ve aktif olarak hiçbir derse girmeyen hocalar da var akademide. Ama bunu "okutmanlık" adı altında genellemek doğru olmaz.


9-5 çalışanlarla asla kıyaslanamaz. Rahatlık konusunda aynı fikirde olduğumu belirtmek için söyledim. Yalnızca verdiğin bilgilerin doğru olması açısından düzeltme yapmak istedim.
0
cek
(13.07.24)
Bence Türkiye'deki akademik işlerin çoğu iyi. Hem maaş hem de çalışma koşulları açısından. 9 saat çalışarak dediğin koşullarda olunabilecek bir ülke yok.

Bir de sosyal, STEM ayrımı olmadan herkes aynı parayı alıyor. Başka bir ülkede sosyalciye fazla para vermezler. Bu bağlamda da süper
0
ferenc
(13.07.24)
Ben ELT mezunuyum, bildiğim kadarıyla devlet üniversitelerinde okutman olabilmek için tezli yüksek lisans yapmış olmak gerekiyor son 3 - 5 yıldır. Tezli yüksek lisans yapmış İngilizce öğretmenliği mezunu biri olarak sadece özel dersle geçinen biri olarak söylediğiniz çok çekici geldi. Konu hakkında bilgi/tavsiye vermek isteyenler mesaj atar veya bu duyuru altında fikirlerini paylaşırsa çok sevinirim <3
0
dejame
(13.07.24)
Aslında asıl kral olay devlet ilkokullarında çalışan ingilizce öğretmenlerinde. Onların ders yükü haftalık 15 ders. Bir ders saati ilkokulda 40 dakika olduğu için aslında haftalık 600 dakikalık bir ders yükü var. Okutmanların ise haftalık ders yükü dediğim gibi 12 saat ama 1 ders saati 50 dakika (belki üniversitesine göre değişiyordur) olduğu için yine haftalık ders yükü 600 dakika ediyor. Reşit insanlara belli bir seviyeye ait ders kitabını takip edip gümbür gümbür İngilizce anlatacağına, bir ilkokulda ingilizce öğretmeni olup tahtaya table->teybıl->masa şeklinde 10 kelime yazıp bunları defterinize geçirin diyerek de aynı parayı kazanabilirsin. Okutmanlık yaptığın öğrencilerin çoğu dönem sonunda hazırlığı atlama sınavında belli bir başarıyı sağlayamazlarsa göze batarsın ama ilkokuldaki öğrencilerin dönem sonunda annesine "teybılın ingiliccesi masa" demesi bile göze batmamak için yeter :) Devletteki ingilizce öğretmenlerinin rahatı kimsede yok :)
0
cek
(13.07.24)
(16)

Başaramayan çalışkan gördünüz mü?

michael_knight
Çok çalışkan, pes etmeyen, diğer insanlara karşı kötü davranmayan bir insanın başarısız olduğunu hiç gördünüz mü?
Çok çalışkan, pes etmeyen, diğer insanlara karşı kötü davranmayan bir insanın başarısız olduğunu hiç gördünüz mü?
0
michael_knight
(13.07.24)
Ben kendim. Şanssızım ve çoğunlukla insanın ayağını kaydırmak isteyenler oluyor.
0
prole
(13.07.24)
beni de yazın:) bu hayatta hiçbir şeye şans ile erişmedim. defalarca düştüm, kalktım, yine denedim. hayat sorunları alt etmekti. ben daha 20li yaşlarımın başındayken anneme alzheimer teşhisi kondu, annemi bu yıl kaybettim. annemin hastalığı tüm planlarımı değiştirdi. eve mümkün olduğunca yakın bir yerde işe başladım. şu an üniversitemdeki tek mobbingsever kürsüde çalışıyorum ve kürsüye en son dahil olan kişi benim. angaryadan bıktım, hayattan tat alamıyorum artık. bu ay herkes tatile çıkınca ben de tatile çıkmış sayıldım. kendimi sudan çıkmış balık gibi hissediyorum. istifa edeceğim sanırım. mobbingi kanıtlama imkanım olsa mahkemeye giderim ama bizim kürsü temiz çalışıyor, yazılı delil yok ve tanık bulmam mümkün değil, ne kadar çalışkan olsanız da hastalık piyangosunu, insan faktörünü kontrol edemiyorsunuz. yaşadıklarınız önce günlük yaşamınızı sonra kişiliğinizi etkiliyor. istediğiniz kadar güçlü olun sizi öldürmeyen şey yıpratır. ben daha 30 olmadan bunu öğrendim.
0
gnosis
(13.07.24)
Basari denilen seyin iki önemli unsuru vardir:

Dogru zamanda dogru yerde olmak.

Yani bir insan 30undan sonra çok çabalasa dahi bu 20 yasinda çok çabalayan biriyle ayni sonucu vermez.
0
Yourcousinmarvinberry
(13.07.24)
Görmedim. Yeterince calismamistir. Yanlış işi yapmistir. Basarmak biseyler ya da birileri sayesinde olmaz zaten. Biseylere ve birilerine ragmen olur.
0
halk
(13.07.24)
Çalışkan bir insan her zaman potansiyelinin sınırlarına ulaşır.

Çalışkan olmayan, sadece akıllı biri potansiyelinin ortalarına anca ulaşıyor.

Çalışkanlık dediğim ama kendini vererek, gereken her şeyi yaparak çalışmak. Ben böyle olup da potansiyelinin altında kalan insan görmedim.

Eğer çalışkan olduğu halde kendini başarısız gören varsa bence çalışkan olmasaydı oralarada gelemeyecekti emin olabilir.
Herkesin potansiyeli de farklı.

Kariyer de 20 adımlık bir yolculuksa şans sana 3 4 adımda anca yarım eder. Şans da zaten, doğru zamanda doğru zamanda bulunmak demektir ve strateji ile alakalıdır. Sadece şans diye bir şey yoktur. Akıllı ve kafa yoran insan kendini “şanslı” diye tanımlayacakları noktaya kendi getirir zaten doğru stratejilerle.
0
zimbirik
(13.07.24)
Çok gördüm. Yanlış çalışan ya da zekası yetmeyen.
0
gabe h coud
(13.07.24)
Tıp fakültesini kazanmak için 10 sene boyunca üniversite sınavına hazırlanan ama 10 senenin sonunda yine kazanamayınca pes edip başka bir bölüm okuyan birini biliyorum.
0
ms brownstone
(13.07.24)
Yanlış savaştadır. Pes etmek hayat kurtarır bazen de.
0
sekizdokuzon
(13.07.24)
Ben de varım.
0
Amaranta ursula
(13.07.24)
Çalışıp başaramayan milyonlarca insan var, peki neden durum böyleyken başaran bir iki kişiyi başardı diye gösteriyoruz, survivorship bias / hayatta kalma yanılgısı diye aratabilirsin
0
grimavi
(13.07.24)
Çok gördüm. Ama azmedip başaramayan hiç görmedim.
0
numlock
(13.07.24)
@numlock

Hocam kişisel alma ama survivorship bias tam da bu, azmedip başaran 100 kişiden 1 kişi görünür olduğu için örnek olarak onu görüyorsunuz, azmedip başaramayan 99 kişi ise silinip gidiyor haliyle haber değeri görünürlüğü olmuyor, o yüzden görmüyorsunuz
0
grimavi
(13.07.24)
Gormedim. Şansı yaver gitmeyen gördüm
0
instant crush
(13.07.24)
çalışkanlık okul başarısı ise çok var öyle. ama bir işte çalışıp para kazanamayan görmedim. 90 ların elitist memur çocukları hep patladı mesela.
0
ferenc
(13.07.24)
aynada görüyorum her gün.

sebep: mental accounting yapamamak.
0
robert bosch
(13.07.24)
@grimavi yok onları da görüyorum. Ama onlardan daha çok azmeden biri var demek ki sonuçta.
0
numlock
(13.07.24)
(9)

Sizce bunlar dolandırıcı olabilir mi?

fakat
Eb3vize. com diye bir adres buldum. Her şey çok profesyonel duruyor. Siteye girip bakabilirsiniz. Vasıfsız eleman buluyorlarmis ABD için, formu doldurdum. Bugün WhatsApp tan geri dönüş oldu sorularinizi sorabilirsiniz diye? Toplamda 22000 dolara mal oluyormus, sizce dolandiriliyor muyum? Sizce nasıl
Eb3vize. com diye bir adres buldum. Her şey çok profesyonel duruyor. Siteye girip bakabilirsiniz. Vasıfsız eleman buluyorlarmis ABD için, formu doldurdum. Bugün WhatsApp tan geri dönüş oldu sorularinizi sorabilirsiniz diye? Toplamda 22000 dolara mal oluyormus, sizce dolandiriliyor muyum? Sizce nasıl sorular sormaliyim?
0
fakat
(12.07.24)
Site ne işe yarar bilmem. Adreslerine baktım sanal ofis. 500 tane işyeri var bir adreste. Bana profesyonel gelmedi. Bana 22 dolar ver seni kurtardım.
0
Shepard
(12.07.24)
Sanal ofis çok popüler, o tam bir eleme olur mu bilemedim :(

Zaten çok para isteniyor. Ama haklarında hiç yorum da göremedim. Avukat Muhammed Üzüm var, Instagram'da beğenmiş bunları. Biraz ümit ettim . Bu tarz işlerin olabilirligini bilemedigim için soruyorum burada, köyden indim şehre gibiyim biraz :)
0
🌸fakat
(12.07.24)
ismi eb3vize olan bir şeye tıklamam bile.
0
biergarten
(12.07.24)
FAKİRLER FAKİR! Sanal ofis o yüzden var. "Param yok ofisim de yok. Ben varım. Evet bir sorun yaşarsan starbaksa gel yerim belli". Muhammed Üzüm'e gidersin yooo layk attım parmak kaydı der. Fakir şirketi gördüm mü bilirim. İnanmak istiyorsun o yüzden bu ufacık şeylerde umut arıyorsun gibi.
0
Shepard
(12.07.24)
Peki, sakin. Yardımın için teşekkürler:)
0
🌸fakat
(12.07.24)
Dolandırıcılık falan yok. Legit gözüküyor. 22 bin doları verirdim ben olsam.
0
gabe h coud
(12.07.24)
eb3 bekleme süresi belli olmayan aynı zamanda alması garanti olmayan bir vize türü. olayın dolandırıcılıktan bağımsız olarak bu yönü de var.

4 sene bekleyip çok kötü bir lokasyonda bir hastanede temizlik görevlisi veya hasta bakıcı olabilirsin. asgari ücretten fazla vermezler. 2000 USD falan kalır vergi sonrası.

eb3 un olayı çalışacak kimse bulunamayan işlere eleman buluyorlar. abd avrupa gibi şehir hayatı olan bir yer değil. kırsalında hayatın olmadığı yerler var. zaman durmuş gibi adeta. çok soğuk-çok sıcak da olabilir
0
ferenc
(12.07.24)
2 sene civarı bekleme süresi ön görüyorlar. Ben buna kabul, ama hayatımda bir defa verebileceğim bir para, sanırım sürece devam etmeyeceğim
0
🌸fakat
(12.07.24)
var bunu yapan yerler. siteye tiklamadim bile bilmiyorum legit mi degil mi ama bu sekilde eb3 vize alanlar oluyor.

ama surec hakkinda sunu diyeyim. hadi basvurayim dedikten sonra 2,5-3 yil surer bu olay en az. o da olursa. ona gore hesap yap.
0
antikadimag
(13.07.24)
(37)

Sevgilinizin/eşinizin çok açık giyinmesi sizi rahatsız eder mi?

Cenk Daniels
Örneğin erkek yoğun çalışılan bir işyerine mini etekle gitmesi sizi rahatsız eder mi? Veya fazla dekolte giyinmesi? Yoksa hiç karışmamak mıdır bu işin doğrusu?
Örneğin erkek yoğun çalışılan bir işyerine mini etekle gitmesi sizi rahatsız eder mi? Veya fazla dekolte giyinmesi? Yoksa hiç karışmamak mıdır bu işin doğrusu?
0
Cenk Daniels
(12.07.24)
hiç karışmamak ve ne giyeceğini seçebilecek yeterlilikte biriyle evlendiğinden/sevgili olduğundan emin olmak
0
abuzer
(12.07.24)
Karışmaya hakkınız yok. Herkes kendi kıyafetini belirler.
0
rock n roll
(12.07.24)
Beni rahatsiz eder. Birinin kiyafetine karismak da haddime degil. Halihazirda o sekilde giyinen biriyle birlikte olmayi tercih ederim.

Alakasiz iki kisinin bir araya gelip davranislarini/yasam tarzlarini degistirmek ugruna birbirlerini harap ettikleri iliskileri mantiksiz buluyorum.
0
brkylmz
(12.07.24)
Vallaha beni de bir tık rahatsiz eder o sebepten zaten böyle biriyle evli değilim.

Isteyen istediğini yapsin tabi. Ama bunu yapmak isteyen ile yapilmasindan hoslanmayan kişiler beraber olmamali tabi.
0
logisticsmanager
(12.07.24)
Yerine bağlı eşim didimde çalışırken daha cesur giyiniyordu çünkü genelde turist müşterileri oluyordu ve onlar neredeyse çıplak geliyorlardı. o yüzden ortam kaldırıyordu.

Güney doğuya gelince 180 derece değişti giyim tarzı :D

O yüzden çok karışmıyorum kendisi ayarlıyor ama bazen şöyle oluyor; elbiseyi giymiş, oturunca bir yeri fazla açılıyor ya da bazı hareketlerinde bir yer fazla açılıyor onu fark etmeyebiliyor giyinip aynada baktıktan sonra.

Ben evde fark ediyorum o çıkmadan. 2 metre boyla yukarıdan da görebiliyorum bir tehlike varsa :3 espiriyle karışık uyarıyorum. O da aoo fenaymış ya fark etmedim diyor değiştiriyor veya üstüne ona göre ek bir şey alıyor.

o yüzden genel olarak karışmıyor gibiyim ama mesela oradaki tarzını burada giyerse rahatsız ederdi. ama yerine göre ayarladığı için karışmama gerek kalmıyor yoksa az da olsa karışabilirim. bazen tam laf söyleyeceğim, neyse güzel olmuş ben yanındayım diyorum. tek çıksa belki karışabilirim. ama tek çıkacağı zaman da dikkat çekici giyinmiyor zaten. bana pek bişey bırakmıyor. BEN BIR BIREYIM NE GIYDIGIME KARISAMAZSIN falan demiyor neyse ki canım karım, bir daha sevdim. Arada dövüşmesek zeki kadın aslında. Yoksa tabii ki medeni bir ortamda kimse kimseye karışmamalı. Ama medeni bir ortamda değiliz. Ona göre davranmak lazım. Mesela benim malzeme gösteren eşofmanlarımı dışarıda giymemi sevmediği için bollarını almıştı. Öbürlerini evde giy demişti. Tam bir erkek barzoluğu gibi dursa da sdfjsgj hoş şeyler bunlar.
0
ananiyimioguz
(12.07.24)
Çok açık giyinmesi tabii ki rahatsız eder. Ne zaman, nerede, nasıl giyinmesi gerektiğini bilmeyen biriyle evlenmem ya da sevgili olmam. Şu an X'te aptalca bir "ne kadar açık giyinirsen o kadar dişi ve o kadar modernsin" akımı var. İstanbul ortasında Bodrum sahilinde ya da kendi evinde gibi gezenlerden söz ediyorum. Hayır, elbise(sundress olan), mini etek ya da göbeği açık olan kıyafetlerden bahsetmiyorum.

Tabii X'in çoğu şeyinde olduğu gibi günlük hayatta bunlar yaygın değil, çok nadir olarak denk geliyorum. Böyle biriyle sevgili olmam ya da evlenmem. Bir sebeple birlikte olduysam da tatava yapmamam lazım.
0
nawar
(12.07.24)
Hiç karışmam. Seksi miniler giyinmesi hoşuma gider ama nerede ne giyeceğine karışmam. Dışarıda mini, evde pijama giymesin, tutarlı olsun :)
0
gabe h coud
(12.07.24)
Evde mini etek giymeyen de ne biliyim.

Evde niye mini etek giysin kadın. Evde pijama giyilir. Ev kıyafeti pijamadır. Ama bence özenli bir pijama giyilmeli. Yırtık, lekeli bolarmış giyilmez. Bu kendine saygından böyledir. Pijama gayet güzel bir şey. Aynı şey erkekler için de geçerli. Düzgün pijama giysin
0
rock n roll
(12.07.24)
@gabe h coud peki o şekilde dışarda beraber yürürken bir çok erkeğin eşinize/sevgilinize uzun uzun bakışları da rahatsız etmez mi? Doğal mı karşılarsınız?
0
🌸Cenk Daniels
(12.07.24)
"ne giyeceğini seçebilecek yeterlilikte biriyle evlendiğinden/sevgili olduğundan emin olmak" abuzer+1

kavgaların yüzde doksanı çiftlerin boş yere birbirini yönetmeye çalışmasından çıkıyor. rahatsızsanız ve konu sizin için çok önemliyse, kendinize uygun birini bulun. ayrıldık diye de üzülmeyin insanın kendini tanıması, çizgilerini belirlemesi gelecek için bir artı.
0
gnosis
(12.07.24)
Nerede, neden yürüyoruz?

Emirgan, Bebek sahilde yürürsen herkes böyle giyiniyor. Kimse bakmıyor. Esenyurt’ta yürüyecek halimiz yok.

Taksim’de şimdi dolaşsan çoğu insan rahat ve açık giyiniyor. Yılbaşında gidersen, kekoların bakışları arasında kalırsın. Benden önce yanımdaki rahatsız olur.
0
gabe h coud
(12.07.24)
Erkek yoğun diye ofiste giyeceği etek beni rahatsız etmez. Kalkıp da şantiyeye mini etekle gitmeye kalkarsa sen "ne yapıyorsun ya" derim.
0
pispinti
(12.07.24)
Kişinin bazen olayın ayırdına varamadığını, eşin, dostun ebeveynin böyle durumlarda devreye girmesi gerektiğini düşünen taraftayım.

Kadınların çok rahat giyindiği bir coğrafyadayım. İsteyen istediğini giyer kafasındayım. Ancak bazı durumlarda abartının dibine vuruluyormuş hissim oluyor.

'Eş, dost, ebeveyn' kapsamı içine eş ya da sevgili kişisi de giriyor.

Erkek içgüdüsel olarak bakar ve kötü düşünür. İçgüdülerini baskılayacak kadar kendini terbiye etmiş olması beklenirse de her baskılamanın bir sınırı vardır.

Sözlerim abartı durumunda geçerlidir.
0
Mirket
(12.07.24)
@Mirket; inan bana herkesin kafası en az senin kadar çalışıyordur. Diyorsun ya "bazen kişi ayırdına varamıyor olayın" müdahale gerekir diye. Çok pardon da kimsin sen? " Bazen abartının dibine vurulmuş gibi" düşünüyorum. Senin abartı kriterinden kime ne? Onun belki abartı kriteri sıkıntı olmadığını söylüyor. Ha bir de erkek kendini bir yere kadar baskılar ne demek?

Bir de yeri gelirse eş, dost, ebeveyn devreye girmeli öyle mi?

İsteyen istediğini giyer kafasında falan değilsin sen. Birisi benim giydiğim kıyafet konusunda devreye girmeye kalkarsa ağzının ortasına yumruğu yer. Cümlesini bitirme fırsatını bile bulamaz. Haddinizi bileceksiniz. Herkes ne giyeceğini kendisi belirler.
0
rock n roll
(12.07.24)
Ama sen bana hep kızıyosun.
Düşüncemiz sorulmuş. Cevap verdim.

Düşüncelere zincir vurmaya kalkmayalım lütfen.
Fikir özgürlüğü diye bir şey var.
Eyleme dönüşmediği sürece herkes fikrini söyleyebilmeli.
Saygı Lütfen.
0
Mirket
(12.07.24)
Ayrıca Kimse dini saiklerin dışına çıkamaz. Herkes tesettüre girecek. Herkes haddini bilecek. Vururum yumruğu suratına diyen birinden ne farkın kaldı senin?
0
Mirket
(12.07.24)
Erkekleri baskılayalım, kadınların özgürce, nasıl istiyorlarsa öyle yaşamalarına engel olmaya çalışmalarına baskı uygulayalım demeyin onun yerine kadınları baskılayın. Senin şu cevabını kim verse kızarım, yoksa özellikle ciddiye aldığım birisi değilsin. Her insan nasıl istiyorsa hayatını öyle yaşar, kıyafetini kendisi seçer. Müdahale hadsizliğine de giremez.
0
rock n roll
(12.07.24)
Kadının giydiğine karışmak, ya sen akıl edememişsin ya da senin hakkını kısıtlıyorum demek.
0
gabe h coud
(12.07.24)
-Bir terapist bulalım Olric. Bu 'ciddiye alınmama' konusu çok koydu bana. Bununla baş edebilir miyim, bilmiyorum.... Gülme Olric, Gülme.
0
Mirket
(12.07.24)
Haber olan bir olaydan bahsedeyim. Bir kadın şortla otobüse bindi ve magandanın teki, kadına şort giydiği için tekme attı. Bunun gibi çok örnek yaşandı bu ülkede. Şort giydiği için tekme attı, çünkü o magandanın düşüncesine göre bir kadın şort giyemez. Bugün tekme atar yarın da öldürür. Aslında bir anlamda bunu makul gören bir açıklama yapıyorsun @Mirket

Çünkü benim müdahale tarzım bu diyebilir o kişi. Söylediğin sözlerin aslında ne kadar tehlikeli olduğunun farkında mısın? Bir de kendince alaycı bir cevap vermişsin.
0
rock n roll
(12.07.24)
Erkek olsam karışmazdım, haddim değil ama motivasyonunu sorgularım içten içe. Ben kimsenin mini etek, dekolteyle erkek zihnindeki kadın algısını kırdığını görmedim. Bence aksine "Cinselligimi metalastirmadan aranızda var olamıyorum, beni ciddiye almıyorsunuz. Varlığımdan habersizsiniz, sizde herhangi bir etki yaratmıyorum." demeye geliyor. Gerekli mi bilmiyorum ama. Kadınlar bir şekilde varlığının altını çizmeli mi? Bilmiyorum.
0
sekizdokuzon
(12.07.24)
Eder. Ben gavat değilim.
0
ferenc
(12.07.24)
Bir de şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım. Mevzu slut-shaming olunca çevremizdeki erkeklerin (ve kadınların) büyük çoğunluğu elinde tuzlukla koşuyor. Bu kadını gören de üzerine çok düşünmez, yapıştırır etiketi. En iyimser senaryoda ilgi çekmeye çalıştığını düşünür. Yeterince güçlü kadınlar bu cendereden belki sağ çıkabilir ama bu şiddette bir mukavemet görürsem kimseye dert anlatacak enerjim kalmaz. Milletin ekmeğine yağ sürmeye gerek yok, oyunu kuralına göre oynayacaksın bir yerde. Körleme hareket edersen savunduklarının karikatürüne dönüşüyorsun. Rakibi iyi tanımak lazım.
0
sekizdokuzon
(12.07.24)
Ne kallavi koltuklarda ne pis sapık herifler var iş dünyasında. Kabul etmem ve kendi kafa yapımdaki insanlar ile paylaşırım özel hayatımı.
0
Aydan Dustum
(13.07.24)
Kadınım, nerde nasıl giyeceğini bilemeyen kadına salak derim, yani Ankara ulusa şortla gitmezsin mesela. Çayyolunda takılırken de uzun pantolonlara gerek yok
0
Hallegadola
(13.07.24)
açık, kapalı, dekolte vs. bu kavramlarla işim yok.

giyindiğinde escorta benzemesin yeter. veya bi taraflarını göze sokacak şekilde giyinmesini ben istemem; bunu kabul de edebilir, etmeyebilir de.

ayrıca iş yerlerinde mini etek giyilmez özel bir durum yoksa. etek giyilir, kalem etek giyilir, diz üstü giyilir ama "mini" giyilmez.
0
numlock
(13.07.24)
fikrin sorulmuyorsa hic karismamak en dogrusu.

bir erkegin, kadinin ne giydigine, oje rengine sacina basina karismasi uygun degil bence. haddi olamaz. bir erkek böyle hissetmeli yani. görgü kurali gibi bir sey bu.
0
robert bosch
(13.07.24)
Bunun sonu yok. Erkekler kötü kötü bakıyorlar, erkekler kötü düşünüyorların da sonu yok.
Damacanaya tecavüz edilmiş hala ama abartı da olmasın .sss yazanlar var.
Bu sorular ya da bu cevaplar bugün şort, dekolte vs. için yazılıyor. Yarın kolsuz ve dar pantolon için yazılacak. Öbür gün de kısa kollu ya da bol ayaklara kadar gelmeyen pantolon dışındaki her şey için. O zaman bitecek mi? Nope. Sonra saçı görünenler için, sonra çarşaf giymeyen herkes için. Taa ki kadınların tek başına dışarı çıktığında cezalandırıldığı noktaya kadar.
Elimizde milletin yaz kış cıbıl cıbıl gezdiği ülkelerden afganistanına kadar kocaman bir dünya var. Her seviyeden her kültürden her düşünce tarzından. O yüzden böyle salak salak şeylere o kadar güzel örnekler verebiliyoruz ki…
Abartı denilen şey sizin kendinizi ne kadar insan edebildiğinizdir. Başka erkeklerin kötü kötü bakması da konu değil. Yarın bir gün kadın halıyla dışarı çıksa ve yine kötü kötü bakılsa ne yapacaksınız? O zaman da ama eykekler kötü kötü bakıyoylay o yüzden evden çıkmasın mı yazacaksınız?
Amaan neyse. Bu kafa yapısındaki biriyle değil iletişim kurmak, hamamböceği seviyesinden daha fazla mesafe koymaması gerekenler düşünsün. Bizim böyle dertlerimiz yok. Kendi karanlığınıza normal insanları çekmeyin yeter.
0
mrvln
(13.07.24)
@ mrvln, kendi adıma konuşayım, bir şeyi yanlış anlıyorsunuz veya anlamak istemiyorsunuz.

Ege'de bir sahil kasabasındayız diyelim. Eşim hiç ortama uygun giyinmiyor. Aşırı kapalı ve muhafazakar giyiniyor diyelim. Rahatsız olurum.

Güney doğudayız, kot şort giymiş bütün popo dışarıda dolaşıyor. Yine rahatsız olurum. Çünkü aykırıdır, dikkat çeker.

Ben mesela "karıma bakılmasından hoşlanmıyorum" diye laf söylemem söyleyeceksem de.

Karıma bakılmasını istemesem gider dünyanın ek çirkin kadınıyla evlenirdim. Tabii ki bakılsın. O da birileri bana bakınca da hoşuna gidiyor.

Konu bakılmasından rahatsızlık duymak değil benim açımdan.

Konu mesela meme fırlıyor popo açılıyor veya ortama aykırı giyiniyor, onu tatlı tatlı söylersin. Afedersin çıplak kampı olsa gidebilecek genişlikteyiz fakat dedemizi köyde ziyarete gidiyoruz diyelim, ona göre giyiniriz.

Bu bence yanlış değildir. Her yerde "kadına madde gibi bakmayın istediğini giyebilir" diye savunmak da biraz.. tatlı su solculuğu yapmak gibi geliyor yani hep el bebek gül bebek güzel ortamlarda mı büyüdünüz, hiç yol yordam kültür görmediniz mi. Ne demek herkes istediği gibi giyinir kimse karışamaz. Evet ortamına göre giyilirse kimse karışmaz zaten.

Ben çok özel bir yere eşofman giyince de hanım uyarabiliyor. Şort giyince de uyarabiliyor. Eve oturmaya gidilince mini giymeye gerek yok. Evde arkadaşlarla bir parti vardır belki ortam kaldırır o da çok dikkat çekmez. Veya bir kokteyle gidince giyilsin sorun değil bence. Derdim şahsen bakılması değil. Bir yerin gereksiz şekilde açılması veya ortamın o kıyafete uymaması.

Öyle bir şey varsa kadın da erkeği uyarabilir, erkek de kadını. Her şeye barzoluk gözüyle bakmayın. Yok bunun sonu talibana kadar gidermiş de kadını eve kapatmamız gerekirmiş de. Yani bir de bayıl istersen feriha. Şimdiye kadar hiç öyle bir derdim de isteğim de olmadı.

Aşkım o gözlük olmamış ya minvalinde bir eleştirinin tavsiyenin kimseye bir zararı olmaz.
0
ananiyimioguz
(13.07.24)
@oguz en tiksindiğim varlık tatlı su solcularıdır desem. Hani böyle eldivenle dokun deseler içim ürperir. Öncelikle teessüf ederim.
İkincisi evet oraya gider gidebilir. Biri çıkıp talibanla ters yanımız yok demedi mi? Asıl siz gerçeklikten uzak yaşıyorsunuz. İnsanlar yıllarca paranoyak olmakla suçlandı ama durum ortada. Dekolte rahatsızlık konusu oluyor, karışılmalı mı karışılmamalı mı diye soru açılabiliyor. 20 sene önce sözlükte böyle bir soru sorulur muydu? Bu site 20 yıldır var, silinen sorular da dahil hepsinin arşivi de vardır. Sorulmuş mu sorulmamış mı elimde olsa çıkartırım ben. Sorulmuşsa da ne cevaplar gelmiş ona da bakarım. Elbise giydi diye mezuniyete alınmadı küçücük çocuklar. Daha yeni oldu bu. Burada tatlı biri varsa o ben değilim ya.
Bir erkek olarak değişimin farkında olmayabilirsiniz. Ne güzel. Ben kadın olarak farkındayım. Karşınızdaki insanı tanımadan çok fazla yorum yapıyorsunuz ya. Karşıdakini tanımadığınız için de çok boş oluyor.
Farklı şeylerden bahsediyoruz. Babam da annem de sizin gibi insanlar. Sizin mantığınızda büyüdüm ben. Sizin mantığınızda da yaşıyorum hatta. Ama bu artık devam etmekte zorlanan bir şey. Bunu göremiyorsunuz. Gün geçtikçe eşinizin tarzı değişiyor. Bunu anlayamıyorsunuz.
Bu kadar tetiklenmenize gerek yok. Memur çocuğu bakış açısı bu. Çok tanıdık. Anlıyorum sizi yani. Ama memurluk kalmadı artık. Orta kesim bitti. Toplum değişti. Geriden mi geliyorsunuz birazcık?
0
mrvln
(13.07.24)
Pekala şimdi biraz daha iyi anladım o zaman şu soruyu sorayım size,

Biz sokakta büyüyen bir nesiliz. Tüm mahalle birbirini tanırdı.

Şu an millet bırakın sokağı, sitenin bahçesine bırakmaya çekiniyor.

Şimdi böyle bir gidişat yaşandı, kültürel bir dönüşüm dünyanın her yerinde oluyor diye...

"Hayır efendim buna bir dur demeliyiz, o yüzden ben çocuğumu sokağa bırakıyorum kimse de bana karışamaz, çocuğuma da karışamaz. Çocuk nerede isterse orada oynar. o kadar! Benim gibi yapmayan herkes de kötülüğe ortak oluyor!"

Tarzında bir çıkış mantıklı mı? Sonra zararı siz görmez misiniz? "Öyle düşünelim ve değişelim yani oh ne ala! Hayır kabul etmiyorum." E etme, sonuçlarına katlanırsın ve soyun tükenir yani. Bu arada uç örneklerden gidiyorum diye öyle dedim. Bir değişim varsa bunun sorunu da kaynağı da başkadır. İnsanlar ortama göre değişmek, dönüşmek zorundalar. Hayatta kalabilmek için. Bu iyiye kötüye gidiyor diye ayırmak saçma geliyor. Neye göre iyi kötü? Eğer hayatta kalmak için yapıyorsan ve başarıyorsan bence iyidir.

Yıllarca fethedilmişsin kültürün değişmiş, giyinişin değişmiş, dinin değişmiş engel olabilmiş mi toplum? olamamış. o yüzden bu tarz baş kaldırışlar çok masumane geliyor.
0
ananiyimioguz
(13.07.24)
@mrvln ne anlatmaya çalıştığını gerçekten anlamadım? Taliban diyorsun, memur zihniyeti memurluk bitti falan diyorsun. Ne alaka ya? Soru sorulmuş, eşinin böyle böyle olmasını ister miydin diye, insanlar da cevap vermiş? Taliban ne alaka şimdi.
0
numlock
(13.07.24)
@oguz siz bana hiç masumane gelmiyorsunuz ama. şu an bu ülkede yaşıyorum, bir süre daha yaşayacağım. bu konuda direkt olarak beni ilgilendiren bir konu olduğu için fikrimi söylüyorum. sizin oralarda kadınların konuşması anladığım kadarıyla kolaylıkla baş kaldırış gibi görünebiliyor. bizim buralarda insanlar manasız bir şeye cevap verdiklerinde böyle triplere girmiyoruz. tekrar edeyim, baş kaldırış falan yok. sadece dışarıda tişört giydiği için kezzap atılan çocukların, şort giydiği için dövülen vatandaşların(erkeklerin de şiddet gördüğü çok fazla olay var) olduğu bir ortamda artık bu sorulardan sıkıldık. siz sıkılmamışsınız, sıkılmadığınız gibi bir anlam bulmuşsunuz, bulduğunuz anlamı da millete yedirmeye çalışıyorsunuz.
@numlock anlama zorunluluğun yok kuzu. yorma kendini.
insanların kıyafetleri hakkında yorum yapmamayı öğrenmeniz gerekiyor. bu kadar basit. ben yaşadığım yerde giyeceğim kıyafeti paşa gönlüme göre değil de hayatta kalmaya yönelik seçiyorsam, bu utanç verici bir şeydir ya. bak büle büle yapılacaktır diye üzerine üzerine gidilmez. farklı evrenlerde yaşıyoruz. kimin nerede yaşadığı umrumda değil bu arada. ben istediğim yerde ister açık ister kapalı giyinebildiğim gün rahat rahat tavsiye verebilirsiniz. o güne kadar burdayım. iyi günler.
0
mrvln
(13.07.24)
Yahu sana bişey diyen yok zaten? Soru belli, eşiniz/sevgiliniz denmiş, insanlar da cevap vermiş. Ondan sonrası o insanla eşi arasındadır, yargılayıp aklınızca aşağılama cürettini ancak internet sayesinde bulursunuz. Daha soruyu anlamadan etmeden hemen boş boş duyarlar, çığırtkanlıklar.

İnan soru şöyle olsa mesela "kadınların bu kadar açık giyinmesinden rahatsız olmuyor musunuz?". Cevabım "sana ne lan elalemden dangalak" olurdu.
0
numlock
(13.07.24)
@ numlock, beni fark ettiler, sen kaç arkeofili.com

te allahım aynen bizim oralarda öyle. aynen bizde kadınlar fikir beyan edince baş kaldırmış oluyor. kadın haklarını da hiç önemsemeyiz. kadının görüşüne saygımız yoktur. dışarı çıkarken de izin alırlar. biz çıkarken izin istemeyiz, bilgi veririz aaynen.

soruda rahatsız eder mi denmiş, sınır belirtmemiş. ortam belirtmemiş. bir ilişkide iki taraf da birbirine hoşlanmadığı huy, tavır, kıyafetleri söyleyebilir zorla dayatmadıkça.

bazen özgürlüğün şeyini çıkartıyorsunuz. hayvan haklarını savunayım dedim, içlerine girdim, öyle kafalar var ki içeride pişman oldum. köpek olup öyle yaşayıp insanları öldürmek isteyen var. kadın haklarını savunayım diyorum, içine girdikçe o kadar gerçek dünyadan kopuk fikirler çıkıyor ki kafayı yersin. biraz kafa kafaya verdiklerinde erkekler ölsün e kadar gidiyor konu.

bir kadın bir erkeğe "ya hayatım böyle dar şeyler giyme her yerin belli oluyor"

dediğinde ben hiç bir erkeğin "NE DIYOSUN SEN YA BENIM BEDENIM BENIM KARARIM", "BANA ANAM BABAM BİŞEY DEMİYOR SANA NE OLUYOR" dediğini hiç duymadım. bi sakin olun yani ne bu şiddet bu celal bizim ülke tüm kadınlarımızı menapoza soktu herhalde. barzo adamları ve tavırları savunmuyorum. ama tatlı tatlı bazen rahatsız edebilir demek de bir görüştür asıl siz saygı duymuyorsunuz o zaman derim.

Zaten aykırılık varsa rahatsız eder diyorum. yani hepimiz çıplaksak rahatsız etmez. ama herkes gündelik kıyafetler giymiştir, eşim özgür bir kadın olduğu için jartiyerle gelebilir canım ne olacak dememizi mi bekliyorsun anlamıyorum ki. bazen ortamına göre tatlı kıskançlıklar yapılabilir. böyle düşünüyorum diye yukarıdaki görsel canlanıyorsa kafanızda, diyecek bir şey yok. ben herkesin ağzının suyunu akarak baktığı bir ortama karımı o şekilde sokmak istemem. öyle bir ortama aykırı bir kıyafetle girip eşinizin bunu sorun etmediği ile övünüyorsanız aklıma pek hoş şeyler gelmiyor. Ha diyorsanız ki biz o kadar medeni bir ortamdayız ki her giydiğim kıyafet kaldırır. E o zaman zaten sorun yok ki. Ben de hiç yorum yapmam ne güzel geliyorsa giysin eşim.

yani başka bir x şehrinde herkes normal karşılıyordur, beni de rahatsız etmez.

bu arada babam da bazen benim kıyafetime yorum yapar ben de ona yapabilirim yani. ne büyüttünüz olayı ya. dikkat edersin, önemsersin önemsemezsin o ayrı konu. kadın olarak ne giydiğimize karışamaz kimse diyorsunuz da erkeğin fikir beyan etme özgürlüğünü neden elinden alıyorsunuz. erkeğin de bozulma veya beğenmeme lüksü var o zaman. Çok rahatsız ederse ayrılırsın başka bir eş bulursun.

Edit: bi ara zeynep bastık birinin kucağına oturmuştu fotoğraf çekinmişti sanırım. eşi de ne var canım olur böyle şeyler gibi bir şey demişti. sonra ayrıldılar.

kadınların kimin kucağına oturacağına karışmamalıyız helal olsun adama. özgürlük böyle bir şey çünkü
0
ananiyimioguz
(13.07.24)
@numlock son cevabınızı beğendim. bu soru için de doğru bir cevap. ne diyelim.. inşallah bir gün..
@oguz koyduğunuz resme çok güldüm. cevabınız da paylaştığınız görseli anlamlandırma ve yaşatma konusunda baya açıklayacı olmuş. sadece bana söyleyecek bir şey bırakmamışsınız bi tık ona kırıldım.
0
mrvln
(13.07.24)
Herkesin genisligi farkli. Bu isin dogrusu basta kendi genisligine uygun birisiyle sevgili/es olmaktir.
0
The_Lollok
(13.07.24)
(9)

iliskimden randiman alamiyorum

ala09
ama kurulu duzenimiz var yegenim. bu esik uzun iliskilerde nasil karsilaniyor? bir sekilde hayatimiz ortak oluveriyor ama ben daha verici hissediyorum, istedigim denge ve ask levelinda degil kesinlikle. yine ihtiyacimiz oldugunda basimiz sikisinca birbirimize muhtac kaliyoruz awk nedir bunun bitirme
ama kurulu duzenimiz var yegenim. bu esik uzun iliskilerde nasil karsilaniyor? bir sekilde hayatimiz ortak oluveriyor ama ben daha verici hissediyorum, istedigim denge ve ask levelinda degil kesinlikle. yine ihtiyacimiz oldugunda basimiz sikisinca birbirimize muhtac kaliyoruz awk nedir bunun bitirme/surdurme yontemi sizin deneyimlerinizden feyizlenelim dostlarim
0
ala09
(10.07.24)
Şu ortamda ilişki tavsiyesi verecek son insanım, sadece deneyimimi paylaşacağım. Üç yıllık ilişkimde benzer bir dengesizlik, atalet vardı. Huzursuzdum. Bir gece bir rüya gördüm, birine inanılmaz aşıktım rüyada. Sabah kalktığımda "Ben sevgilimi böyle sevmiyorum." dedim. Ayrıldık. O da bekliyormuş herhalde, hiç defans göstermedi.
0
sekizdokuzon
(10.07.24)
Aşk seviyesi illa ki düşüyor, uzun ilişkilerin kaderi bu.
Beraber vakit geçirmekten mutlu olma ve konfor alanı beklentilerine geçmek lazım belki de. En azından sürdürme yöntemi böyle olur.

Bitirme işi daha kolay aslında ama orada da ne istediğini net bilmek gerekiyor. Kararlı ve aldığı kararların artısıyla eskisiyle sonuçlarına katlanabilecek durumdaysan bitir.
0
Bruce
(11.07.24)
Böyle durumlarda başka biriyle tanışıp yeniden her şeyini öğrenme konusu heyecan verici geldiği kadar yorucu da. Sırf bu sebepten insanlar üşeniyor. Biraz da yalnız kalma korkusu var. O yüzden önce toksikleşene kadar sonra da toksikliğine dayanabileceği yere gelene kadar devam edip ayrılıyor. Bu gibi durumlarda oturup her şeyi konuşunca böyle bir bariyeri atlayıp mutlu bir şekilde ilişkisine devam tanıdığım 0 kişi var. Yine de bir yerlerde birileri vardır elbette.

www.youtube.com
0
nawar
(11.07.24)
Zemin çift taraflı hazırsa eğer ilişki nereye gidiyor sorusu aradığın marazı çıkarabilir.
0
beyfendi
(11.07.24)
randıman alacağım derken şanzımanı dağıtma. evlen geç.
0
ferenc
(11.07.24)
İnsan duygusal ilişkisinde, dışarıdaki insanlarla iletişimdeykenki kadar dikkatli olmak, o kadar düşüne düşüne konuşmak veya davranmak istemiyor.

Aile evindeki gibi. Annenin babanın her şeyi sineye çekişlerine alışkın olan evladın duygusal ilişkisindeyken de aynı sineye çekişleri partnerinden beklemesi yani. Partnerden annenin babanın bebek bezi emiciliğini beklemek.

Çünkü hayata olduğu gibi duygusal ilişkilere de kapanmamış veya yeni açılmış yaralarımızın etkisi altındayken başlıyoruz, önceliğimiz o yaraları sağaltacak veya üstünü kapatacak, acıtmayacak iletişimler kurmak. İnsan istediği kadar fedakarlık yapmaya hatta kendinden vazgeçmeye hazır hissetsin, o yaralar öyle bir tetiklenip öyle bir hükmediyor ki ilişkilere, farkına varıncaya kadar 40'ı deviriyorsun benim gibi.

İlişkine bir de böyle bak. Hem kendine hem de ona.
0
muhayyer divan
(11.07.24)
Durumun ortam şartlarından mı yoksa ilişkinin kendisinden mi kaynaklandığını anlayabiliyor musunuz? Yani insan hayatta her türlü duyguyu, her türlü ruh halini yaşar. Sizi hayatın bütün sıkıntılarından kurtaracak ve ömür boyu mutlu yaşatacak birisi yok. Gün gelir bunalırsınız, gün gelir mutlu hissedersiniz.

Eğer hayatınızda ibre genel olarak aşağıyı gösteriyorsa önce bunun yukarıya dönmesini beklersiniz. Baktınız ilişkiniz hala size iyi gelmiyor, o zaman sadece ilişkinin devam edip etmemesi durumuna kafa yorarsınız.
0
akhenaten
(11.07.24)
Her yerden engellemek ve sıfır iletisim ;))) hayır canım, ergence diil
0
abuzer
(11.07.24)
başlığa güldüm :)
aşk leveli bence kriter olmamalı. gelip geçen bir şey neticede. sevgi dersek aşk yerine o kriter olmalı. bir yerde bir durağınlığa giriyor ne yazık ki. yapacak teş şey bence kabullenmek. bunun için çabalanılabilir tabi ama bu tek taraflı olmaz.
vericilik kısmı da aslında yine yukarıdaki sebepten. erkekler için genellikle o aşk heyecanı sonrasında daha bir durağanlaşma oluyor. erkek gazla çalışan bir motor olduğundan o heyecan gazı azaldıkça sıradanlaşıyor. bunun olmaması için erkeğin biraza daha saygılı, her şeyi sadece gazla yapmayacak, sorumluluk bilincinin yüksek bir hale evrilmesi gerekiyor.
çözüm bilmiyorum. ama kurulu düzeni bozunca da genelde benzer süreci baştan yaşıyor insanlar.
0
kisa
(11.07.24)
(17)

Jeff Bezos neden evleniyor/nişanlanıyor ?

Yourcousinmarvinberry
Sözlükteki "Jeff Bezos'un saniyede $2,5K kazanması" başlığına denk geldim de, bu kadar zengin, hatta zenginliğin de ötesine geçmiş bir insan neden tek eşli takılıyor ki ?O kadar tanrıça güzelliğinde pornocu kadınlar var mesela parası sayesinde kolayca elde edebileceği veya onlar gibi yaşayanlar, ned
Sözlükteki "Jeff Bezos'un saniyede $2,5K kazanması" başlığına denk geldim de, bu kadar zengin, hatta zenginliğin de ötesine geçmiş bir insan neden tek eşli takılıyor ki ?

O kadar tanrıça güzelliğinde pornocu kadınlar var mesela parası sayesinde kolayca elde edebileceği veya onlar gibi yaşayanlar, neden onlarla takılıp her güne yeni biriyle olmak varken tek bir kadınla nişanlı ?
0
Yourcousinmarvinberry
(10.07.24)
Kendisine ve karşısındakine olan saygısından olabilir. Sevgiye değer veriyor olabilir. Kadınları meta olarak görmüyor olabilir vs.
0
rock n roll
(10.07.24)
bence enayi. iş konusunda dünyanın en iyisi. aşk konusunda değil.

halbuki elon abi öyle değil mesela. cengizhan gibi adam
0
abelardo
(10.07.24)
60 yasina gelmis. Bitti o capkinlik isleri zaten. Merak etme evlenmeden once 80 sayfa sözleşme imzalatir karısına.
0
halk
(10.07.24)
en mantıklı cevabı tiklememişsin.

kadın dediğin sadece takılmalık sevişmelik meta mı ya? yani bana da sorsan mutlu bir evililik/sevgililik hayatı mı, yoksa her gün taş gibi kızlarla takılıp sevişmek mi desen, sevgililik derim. bu adam da onu diyor belki.

sosyal ve medeni statün nedir bilmiyorum ama paran sayesinde her gün değişik kadınlarla takılıp sevişmeyi güzel bir şey mi zannediyorsun? yani uzaktan güzel gözüküyor da bence anlık zevkler dışında mutluluk veren bir olay değil ya. bu adamın parası sınırsız denecek kadar çok, yemekle bitmez. ama azıcık parayı bulan ve bunu mutluluk zanneden nice keko, bütün parasını bu uğurda yiyip, anlık zevkler yaşayıp parası bitince götünü avuçluyor.
0
kibritsuyu
(10.07.24)
Hukuki anlamda parasını korumasının 1000 tane yolu var. Para hukuktan üstün bence
0
ferenc
(10.07.24)
Büyük ihtimalle "bunu da yaşamadım demeyeyim" diye düşünmüştür. Kendisi baya hedonist biri, en azından yansıttığı kadarıyla. O yüzden çok derin bir bağ kurmuş olsun falan sanmam. Kendisi öyle sanıyorsa bile hiç yaşamadığı bir yaşam biçimine duyduğu gelip geçici bir merak duygusundandır diye düşünürüm.

Adam bir oyunda bütün achievement'ları tamamlamaya çalışan biri gibi yaşıyor zaten hayatı. Yapılabilecek her şeyi yapacaktır daha.
0
akhenaten
(10.07.24)
En güzel cevabı tiklememişsin +1

Her gün başka kadınlarla takılmanın güzel bir sevgililikten, güzel bir ilişkiden daha iyi olduğunu kim söyledi ki başta.

Çok kadın hiç kadındır. Kadını hayatına sevişilecek bir meta yerine bir birey, bir hayat arkadaşı olarak alırsan o zaman bir kadınla ilişkinin nasıl olduğunu görürsün.
0
zimbirik
(10.07.24)
İnsan neye ulaşamıyorsa onu arar. Çevrende paran ünün için seninle birlikte olmak isteyen milyon tane kadın varsa öyle olmayan gerçekten aşık olan birini ararsın.

Zuckerbergin eşine de bi bak mesela.
0
nhk ni youkosu
(10.07.24)
Haz geçici, huzur kalıcı. En güzel kadınla birlikte olsan boşandıktan sonra anlamsızlaşır o varlığı. Ama güvendiğin, sevdiğin birinin yanında olmak, desteğini hissetmek bazen en büyük orgazmdan daha iyi hissettiriyor.
0
sekizdokuzon
(10.07.24)
20 yasinda olmadigi icin?

sen hic yasamamamissin galiba ama sürekli farkli kisilerle birlikte olunca kendine, bedenine yabancilasmaya basliyorsun. cok fazla insanla yüzeysel seyler paylasinca kimseyle derine inemiyorsun.

jeff bezos o kadinla derin bir sey yasiyor büyük ihtimalle. cocukluk travmalarini, gelecegi dair kaygilarini, cocuguyla eski esiyle problemlerini paylasir, ona güveniyor.
his olarak herhangi bir insanin karsisinda ne bekliyorsa onu bekliyordur, yasiyordur yani...
0
robert bosch
(10.07.24)
hayatta her şey para değil. özellikle zenginsen :)
0
gabe h coud
(10.07.24)
En güzel cevabı tiklememişsin +1

pornocu kadınlarla birlikte olmak güzel bir şey mi sence? türkiye gibi bir ülkede bile erkeklerin bir çoğu pornocu kadınlara yaklaşmaz bile. iğrenç çünkü, hem bedenen hem de fikren iğrenç.

her gün başka kadınla takılırsan da kimseyle özel bir yakınlık kuramazsın, insanların asıl haz kaynağı anlık orgazmlar değil, güvendiği sevdiği ve huzur bulduğu biriyle uzun vakir geçirmek.
hiç seks yapmamış ergen erkekler anlamaz, büyüyünce anlarlar ancak.

Edit: bu cevabı girdiğim için bana özel mesajdan "duyuruda tanışıp evlenmişsin ama duyuruda tanışan kadın duyuruda aldatır, cringe ve kezbansın" yazmış bu arkadaş. sonra da engellemiş :D yani arkadaşın büyük problemleri var. cevapları ona göre verin :D
0
kaptan maydanoz
(10.07.24)
insan cok hatun deneyimledikten sonra artık bi sakinlik istiyor. sevmek sevilmek saygı istiyor. takıldıgı kızların amacı zaten belli oda essek degil artık sıkılmıstır.
0
Zetnikov
(10.07.24)
En guzel cevabi tiklememissin+1
Cunku jess senden zeki. Bunu tikleme ama diyim.
0
halk
(10.07.24)
yazdığın şey tam fakir erkek akıl yürütmesi.
0
deartheodosia
(10.07.24)
çünkü jeff bezos dünyanın en zenginlerinden biri olsa da ezik bir beta.
0
tabudeviren
(10.07.24)
Dünya'nın en zengin 2. adam neden pornocu ya da OnlyFansçı falan kovalasın? Ayrıca her gün başka bir kadın kovaladığında 1 tanesinin hamile kaldığı anda çocuk paraları şu bu kovalaması gerekiyor. Vazektomi de nihai çözüm değil. Bir de onlardan bir tanesinde adamın bir şekilde kasetinin çıkması, şantaj kurbanı olması vs. ihtimali var. Hepsini geçtim kaç kişiyle birlikte olursan hastalık bulaşması ihtimali de o kadar artıyor.

Bir de her gün başka biriyle seks hayali, ayda bir bile seks yapamayan için aşırı cazip sanırım. Bir yerden sonra bir şeyler paylaşabileceği ve stabil bir ilişki arıyordur. Zengin olmadığımız için bilemiyoruz tabii.

Bu arada bu duyuru pasta olmasın hatta yıldızlayalım. Jeff Bezos boşanınca "parasının güvence altına almıştır" diyenler ve "en aşk güzel aşk cevabı aşk işaretlememişsin aşk çünkü aşk süper" diyenleri o boşanma davasında para kovalanırken görelim.
0
nawar
(10.07.24)
(8)

Rahat çalışan insan yurt dışında iş bulabilir mi?

ananiyimioguz
Ben rahatlıktan bırakın yurt dışını yurt içinde bile iş değiştirmiyorum.Çünkü remote yani, kimse sıkı takipte de değil.Her sabah 9da toplantımız varsa 8.55te uyaniyorum.Toplanti bitince bazen yine uyukluyorum ya da kahvalti hazirliyorum yiyorum derken 10 11 gibi işe başlıyorum.Bazen 4e 5e kadar sıkı
Ben rahatlıktan bırakın yurt dışını yurt içinde bile iş değiştirmiyorum.

Çünkü remote yani, kimse sıkı takipte de değil.

Her sabah 9da toplantımız varsa 8.55te uyaniyorum.

Toplanti bitince bazen yine uyukluyorum ya da kahvalti hazirliyorum yiyorum derken 10 11 gibi işe başlıyorum.

Bazen 4e 5e kadar sıkı çalışıyorum, bazen de gunluk ev işlerim veya dışarı işlerim oluyor onları yapıp geliyorum akşam devam ediyorum.

Bazen o gün hiç çalışmıyorum sabaha karşı 5te uyanıyorum 9a kadar tüm işleri hallediyorum. Maksat planlanan işlerin bitmesi yani. Bittikten sonra ne yaptığını çok önemsemiyorlar. Ama kimi şirket sıkı takip yazılımları kullanıyorlar.

Sonuçta yani kontrol bende, muhatap olduğum insanlar az. Ekibim iyi, gayet herkes birbiriyle guzel anlasiyor. Birisinin isi oluyor cikiyor 2 saat yokum idare eder misiniz diyor ediyoruz falan.

Şirket imkanlari, özel sağlık falan da kapsamlı.

Sadece maaşlar çok iyi değil. Yine de elime 40-50 geçiyor. Temmuzdan sonra 50-60 olur ama yine az.

Ben hayatimi işe adamayi seven bir insan degilim. Zaman akip gidiyor. Eşimle gezmem lazım, hobilerimle ilgilenmem lazim, filmimi izleyip oyunumu oynamam lazım.

Yoksa bazi arkadaslarim var esek gibi calisip benim 2 katim kazanabiliyor.

Sektörüm yazılım oldugu için biraz sınır kendinizsiniz.

Yurt disina gidenler de 3 4 katım kazanabiliyor. Fakat ben bu rahatlıkla yurt dışında tutunabilecegimi düşünmüyorum.

Yani "gidersen it gibi calisman lazim orada rahat adama kimse para vermez" diyor musunuz yoksa 5000 euro degil de 3000 euro kazanayim ama az işim olsun... diyebilecegimiz sirketler var mı?

Normalde avrupanin düzenini ve refahini seviyorum. Burada cocuk falan da dusunemiyoruz belki orada düşünürüz. Dili ilerletip zorlasam mı diyorum ama bu rahatligi bulamam diye motivasyonum yok.

Bir de havasını sevmiyorum ama olsun düzen ve refah daha önemli tabi.
0
ananiyimioguz
(09.07.24)
dostum bize yansittiklarin anlattiklarin isiginda senin esinle yurtdisina gitmen kabus olur. bekar olsaydin neyse de senin esinin sebat edip beraber yurtdisinda tutunabilme ihtimaliniz sifir. esin asiri savurgan ve materyalist ve bu formulun avrupada tutma ihtimali yok.

senin calisma motivasyonunun vs dusuk olmasindan ote esas sorun bu bence.
0
hot potato
(09.07.24)
@ hot patato, eşim benden daha disiplinlidir ya yapar yurtdisinda da..

Savurgan oldugunu düşünmüyorum. İşine de harcar yatırımını da yapar ama parası hemen bitmedigi için kendinde harcamayı ya da harcamamı normal görmek istiyor.

Yoksa yani millet 100 bine düğün yaparken biz 10bin e yaptik. Millete 300 500 altin takılıyorken bize 50-100 takıldı. Milletin evi hazır eşyası hazır iken biz kiralık ev ve 2.el eşyalar ile takılıyoruz. Evimiz şehirdeki en ucuz kiraların olduğu semtlerden birinde.

Yani göründüğü kadar önemsedigini düşünmüyorum öyle şeyleri.

Avrupada daha cok kazanirsak daha guzel harcasin işte. Ben de harcarim oyle olunca.
0
🌸ananiyimioguz
(09.07.24)
İsveçten bildiriyorum. Bu anlattığın çalışma şartları buranın normal çalışma şartları.
Full remote değil benim şirketim. Full remote olanlar da var, yarı yarıya olanlarda. Herkes kendini kontrol ediyor. işini yapıyosan kimse yapiyosun demez. İşin varsa ooo atar çıkarsın, kimse neredesin demez. Müsait olunca tamamlarsın ya da saatlik izinler var onlardan girersin falan.
Kesinlikle çalışkan insanlar değiller avrupalılar. İsveçliler hiç çalışkan da olmamışlar zaten. Sonları pek iyi değil bence.
Çocuk işi falan da rahat. Zaten ebeveynlik izni anne baba toplam 480 iş günü. Çocuk 8 yasına gelene kadar kullanılıyo. Kreş, okul falan her şey bedava.
Bence senin aradığın şey avrupa
0
zimbirik
(09.07.24)
Buradaki ev kira, eşyalar ikinci else bence bir çıkın deneyin. Hanımın memuriyetinin yanma durumu yoksa ya da dönerseniz iş bulmakta zorlanmayacaksa. Sen her türlü her yerde iş bulursun. Ya da full yerleşmeden önce yabancı şirketlerle freelance çalışabilirsin buradan. Çalışma stillerini, sana uyup uymadığını görmek için.
0
sekizdokuzon
(09.07.24)
yurt dışında iş bulabilir mi? sorusunun cevabı çalışma iznine bağlı. çalışma iznin yoksa iş başvurusu yapamazsın. türkler nedense uçağa atlayıp göç edilebileceğini sanıyor.
0
ferenc
(09.07.24)
Hollanda'dan bildiriyorum. Calisma sartlari cok yogun degil bence. Her yerde oldugu gibi burada da sorsan tabii ki herkes cok yogun, bazilari icin de gercekten oyledir. Neyse normal bir tempo olmasi beklenen durum.

Normalden eksik calismak expatlar icin nasil olur bilmiyorum, 32 saat calismak yani bir gun eksik calismak talep edilebiliyor, cogu yerde normal karsilaniyor. 32 saatten az olmaz sanirim size calisma izni falan alacaklari icin. Tabii maas da bu eksik calismaya gore hesaplaniyor, bence isveren icin de harika birsey, sonucta benzer is yapiliyor sadece bir gunluk yokluk var, odenen para %20 dusuyor.
0
mbond
(09.07.24)
otur oturdugun yerde keyfin yerinde boşver.
0
sizofren06
(10.07.24)
hollanda’da yazilimciyim, senin yazdigindan daha rahatim. biraz kisinin kendisiyle de alkali bir sey. islerini cogunlukla yetistiriyorsan, ilk etapta isi de bulabiliyorsan istedigin gibi takilabilirsin.
0
lemmiwinks
(10.07.24)
(15)

üniversite, asistan, resmi olmama vs. bir soru?

deartheodosia
bir üniversitedeki profesör doktora programındaki ders içeriğini (izlence, slaytlar vs.) benden hazırlamamı istedi. bölümdeki asistanlar iş tanımımızda yok diyorlarmış. bir de başka ufak tefek işleri var, onları halledeceğim, 3 aylık bir durum. benim prof. çalıştığı bu üniversiteyle bir ilişiğim yok
bir üniversitedeki profesör doktora programındaki ders içeriğini (izlence, slaytlar vs.) benden hazırlamamı istedi. bölümdeki asistanlar iş tanımımızda yok diyorlarmış. bir de başka ufak tefek işleri var, onları halledeceğim, 3 aylık bir durum. benim prof. çalıştığı bu üniversiteyle bir ilişiğim yok. resmi bir bağım yok, olmayacak da haliyle. bana referans verecekmiş üniversite onaylı ve cv'nde asistan olarak yazabilirsin dedi ama böyle bir şey olabilir mi? cv'mde üniversite+profesör ismiyle asistan olarak yazabilir miyim? bana olmaz gibi geliyor resmi bir şey olmayacağı için? yardım lütfen.
0
deartheodosia
(07.07.24)
İş angarya iş olduğu için asistanlar yapmak istemiyor. bu nedenle hoca kullanacağı birini arıyor.

Para almayacaksan ve iş yorucuysa yapma. Buna teaching assistant veya graduate asistant deniyor. Ofis boyluk gibi kullanılma olayı. Cv'ne yazsan da bir makale falan olmayacağı için kimse takmaz.
0
ferenc
(07.07.24)
Size para verecek mi? Yoksa bu yeni nesil "exposure" muhabbeti gibi "cvine yazarsin" mi ?

Öyleyse öyle profesöre sokayım. Değilse bence paraya bakın. Cv'de üç ay asistan demek hiçbir resmi şey olmadan (eminim sallıyor hoca üniversite size ne verebilir resmi yani ise giris yok fatura yok bir şey yok) bir tık yalan olur.
0
logisticsmanager
(07.07.24)
Bu olay özellikle abd'de meşhur. Hocalar 6-7 sene işini yaptırıp sonra kapı önüne koyuyorlar.

Kadro veya para iste. Muhtemelen kadro vermez veya veremez. Bence para da vermek istemez
0
ferenc
(07.07.24)
bedava çalıştıracak köle arıyor
0
basond
(07.07.24)
cv'ne asistan olarak yazamazsın, adam sömürecek eleman arıyor öncelikle.

ayrıca asistan dediğin adam zaten ya yüksek lisans ya da doktora öğrencisidir, henüz hoca falan değildir. doktora ders içeriği oluşturacak bir yeterlilikleri yok. sen de o alanda doktoranı tamamlamış değilsen senin de olamaz ayrıca, mesele sadece asistanların angaryadan kaçmaları değil. doktora dersi içeriğini oluşturacak kişinin o alanda bir yeterliğinin olması gerekir. ha içeriği kendisi sana hazırlayacak da sadece sunumların görsel kısmını sen hallet diyorsa belki ama yine sömürecek adam aradığı anlamına gelir. gitsin parasıyla, sigortasıyla çalıştıracak yardımcı tutsun.
0
hrskrs
(07.07.24)
prof olan kişi babam ve aynı alandayız.
0
🌸deartheodosia
(07.07.24)
Akademide makale dışındaki her iş angaryadır. Poster, bildiri falan da dahil. SCI makale dışındaki hiçbir işe yardım etmeyin.

Babana makalenin üzerine senin adını eklemesini iste, bunu yapmaz mesela
0
ferenc
(07.07.24)
bahsedilen profesörün babanız olması cevabı değiştirmez, kendisi işlerini paslayacak birini arıyor. üniversite resmi olarak kurum ile hiçbir bağı olmayan birine referans olamaz malesef.

geçmiş duyurularınızdan anladığım kadarıyla henüz bir doktora dereceniz yok. aynı alandayız derken o alanda lisans ya da yüksek lisans mezunu olduğunuzu belirtiyorsanız
malesef hala doktora ders içeriği hazırlamak için yeterli biri değilsiniz. bunu kişisel olarak algılamayın, orada doktora öğrencisi olan asistan arkadaşlar da hazırlayamaz. ha tabii ki yaptım oldu diyebilirsiniz ama etik açıdan uygun değil malesef, doktora tezini savunmamış birisi hocaların yapması gereken seviyede bir işi yapamaz, akademide teamül böyledir.
0
hrskrs
(07.07.24)
asıl işi akademi değil ve evet, bayağı angarya bir iş. benim hazırladıklarımı da direkt alıp kullanmayacak tabii, üzerinden geçecek ve ekleme/çıkartmaları yapacaktır. şu an kendi üniversitemde başka bir hocayla çalışıyorum ve inanın asıl onun saçma sapan işlerini yapıyorum.

@hrskrs: doktoraya başlayacağım, referansa da bu nedenle ihtiyacım var. ne kadar çok iş ve ne kadar çok referans, o kadar iyi olur diye düşünmüştüm (tr’de düşünmüyorum).

teşekkür ederim yanıtlarınız için.
0
🌸deartheodosia
(07.07.24)
TA olarak yazarsın, dünyanın her yerinde yaygın olan bir şey zaten. Yazamazsın diyenler neye göre yazamaz diyor merak ediyorum.
0
ted
(08.07.24)
Konunun merkezindeki kişi babansa neden duyuruda baban olduğunu belirtmiyorsun ki ? Herkes sanki yabancı biriymiş gibi yorum yapmış.
0
Yourcousinmarvinberry
(08.07.24)
yazamazsın diyenler soru sahibinin "benim prof. çalıştığı bu üniversiteyle bir ilişiğim yok. resmi bir bağım yok, olmayacak da haliyle." sözü nedeniyle yazamazsın diyor. ayrıca okul ile bağı olsa bile bir ebeveynin dersine TA olmanın yurt dışı başvurularında olumsuz bir etki yaratma ihtimali daha yüksek olur.
0
hrskrs
(08.07.24)
bugüne kadar babamdan hiçbir noktada “yardım” (torpil) almadım; ne kendisi böyle bir şey yapacak biri ne de ben “torpil”le bir şeyler elde etmeyi kabul edecek biriyim. ama ders içerikleri hazırlamak denildiği gibi çok angarya bir iş, tek tek uğraşacak vakti de yok. vereceği dersi ben yüksek lisans kapsamında aldım, çok iyi bir notla geçtim (başka üniversite). neyse, durum bu.
0
🌸deartheodosia
(08.07.24)
bir de şu an lisanstan mezun olduğum üniversitede gönüllü asistanlık yapıyorum, çok profesyonel ilerliyor ve o da angarya işi :d beklentiler doğrultusunda tamamlarsam oradan da referans alacağım. yüksek yaptığım başka üniversitede de başka bir hocanın da işlerini yapıyorum ve o da resmi değil (makalede ismim yazılabilir de yazılmayabilir de). şimdi ben bunların hepsini boşuna mı yapıyorum? gece uyumayıp, gün içinde vaktimi saatlerce ayırıp yapıyorum, hiçbir anlamı yok mu? referans referans değil mi?
0
🌸deartheodosia
(08.07.24)
yazdıklarımı şahsi olarak almamanızı umarak yine fikrimi belirteyim, ben nesnel bir gözle bakıp olması gerekeni yazmaya ve de haddim olmasa da yardımcı olmaya çalışıyorum.

diğer hocalarınızı tabii ki referans olarak yazabilirsiniz, adınıza referans mektubu yazıp ne kadar çalışkan ve başarılı bir öğrenci olduğunuzu belirtebilirler, bu anlamda bir kaybınız olmaz. fakat yaptığınız çalışmalar ve verdiğiniz emeğin başvurduğunuz yerlerde daha da dikkate alınabilmesi için somut deliller gerekir, makalede isminizin yazması da bunun en önemli göstergesidir. makaleye emek verdiyseniz ama yazarlar arasında adınız geçmezse bu etik değildir, sömürüdür. aynı şekilde makaleye emek vermeyen birinin adının eklenmesi de etik değildir, emek veren yazarlara haksızlıktır. buna lütfen izin vermeyin ve adınızı mutlaka yazar olarak ekletin. kaliteli dergiler artık hangi yazar çalışmaya tam olarak ne katmış tek tek belirtilmesini istiyor. şu kişi literatürü yazdı, şu kişi mülakatları yaptı, şu kişi uygulamayı gerçekleştirdi vs. gibi. siz de emeğinizin toz olmasına izin vermeyin, malesef Türk akademisinde çok karşılaşılan bir problem bu.

doktora dersi ile ilgili kısma gelirsek de yine bireysel olarak alana ne kadar hakim olursanız olun, o alanda çalışmanız veya yüksek lisans dersinde başarılı olmanız dışarıdan bakan insanlar için sizin doktora dersi içeriği hazırlamanız için yeterli olduğunuzu belgelemez. daha doktora tezi yazmaya başlamadan önce bir yeterlik sınavına girmeniz, alana olan hakimiyetinizi tarafsız bir jüriye kanıtlamanız beklenir. bunun üzerine tezinizi de başarı ile savunursanız ancak o zaman doktor ünvanına sahip olursunuz ve o seviyede bir dersin içeriğini hazırlayabilecek konuma ulaştığınız kabul edilebilir. içeriği yalnızca siz hazırlamayacağınız, kabataslak bir şey hazırlayıp babanızın kontrolüne sunacağınız için bu konuda daha fazla ısrar etmeyeceğim ama dediğim gibi nesnel olarak olması gerekeni söylüyorum. lisans mezunu bir arkadaş yüksek lisans ders içeriği hazırlayacağım dese de aynı şekilde yorum yapacaktım.

özetle tabii ki tüm emekleriniz boşa gitmeyecek. elde ettiğiniz tecrübeleri özümseyerek, neyin nasıl yapıldığına hakim olduğunuzu göstererek mülakat vb. yerlerde avantaj sağlayabilirsiniz. bununla birlikte, yurt dışında bir okula başvurduğunuzda babamın verdiği bir doktora dersi için kendisine asistanlık yaptım derseniz -ki bunu kanıtlama ihtimaliniz de malesef çok düşük- pek ciddiye alınmazsınız. bir hocama makalesinde yardımcı oldum ama makalede ismim geçmiyor derseniz de hocanızı etik dışı davranış nedeniyle şikayet etmiş, kendinizi de hakkını koruyamayan biri olarak göstermiş olursunuz. başvurularınızı yaparken olumlu görünebilecek ama aslında olumsuz mesaj verecek bu noktalara dikkat etmenizi tavsiye ederim.

bu arada herkes ders içeriği hazırlamayı angarya olarak görmüş ama bu tüm öğretim elemanlarının asli görevlerinden birisidir, onu da ekleyeyim.
0
hrskrs
(08.07.24)
(8)

Samsung galaxy A52 muadili telefon

muhayyer divan
Arıyorum. Ama teknik bilgim olmadığı (bu işlerden anlamadığım) için bilemiyorum ne almam gerektiğini. Yardımcı olursanız çok sevinirim. Telefonun sürekli ısınmaktan arka kapağının tutkalı gevşedi kapak çıktı.
Arıyorum. Ama teknik bilgim olmadığı (bu işlerden anlamadığım) için bilemiyorum ne almam gerektiğini.

Yardımcı olursanız çok sevinirim. Telefonun sürekli ısınmaktan arka kapağının tutkalı gevşedi kapak çıktı.
0
muhayyer divan
(07.07.24)
Xiaomi redmi note pro 11 olabilir.
0
numlock
(07.07.24)
Mi 11 lite olabilir bütçe nedir
0
Topalordek
(07.07.24)
Bütçe belli değil. En fazla 15.000 verebilirim sanırım.
0
🌸muhayyer divan
(07.07.24)
Telefonun durumu iyiyse Samsung ve medika Marktlarda değişim kampanyaları oluyor. Onu da değerlendirebilirsin.

Şimdi a52'ye baktım, telefonu çalışıyor parmak izi çalışıyor ekranda kırık yok, kozmetik iyi olarak işaretledim, samsung 5500 tl veriyor.
0
numlock
(07.07.24)
a35 veya a54. bunlar muadili sayılmaz, ondan daha üst seviyedeler ama aynı seri. bütçenize göre yazdım.
0
kesmekes laleler
(07.07.24)
Naptın aldın mı :)
0
numlock
(07.07.24)
google pixel 6-7-8 den herhangi bir tane bulabilirsen al geç. türkiye'ye gelebileği söyleniyor.
0
ferenc
(07.07.24)
@numlock

Yok almadım. Psikolog seansları cüzdanımı büküyor. Almak zorunda kalırsam bilgim olsun diye yardım istemiştim. Arka kapak sürekli elime geliyor napacam bilmem.
0
🌸muhayyer divan
(08.07.24)
(3)

Fermuarsız valizler daha mı sağlam oluyor?

ferenc
Ağırlık açısından ağırlıkları 2 kat fazla. Bu nedenle pek tercih edilmiyor sanırım. Kullanan varsa artıları ve eksileri nelerdir?
Ağırlık açısından ağırlıkları 2 kat fazla. Bu nedenle pek tercih edilmiyor sanırım. Kullanan varsa artıları ve eksileri nelerdir?
0
ferenc
(06.07.24)
Samsonite büyük boy fermuarsız kullanıyorum, fermuarlılar patlıyor veya illa ki fermuar bir yere sürtüp bozuluyor, tutma klipsleri kopuyor.

Fermuarsızı açması da kolay, kapaması da kolay, eşyayı tepmek daha kolay.

Kaliteli alırsanız kırılmıyor, 2 yüzey arasını boşluklu yapmışlar darbeyi sönümlüyor. kilit üstünde, gidip fermuarı saçma bir mekanizmaya kitlemek veya asma kilit takma derdinden kurtarıyor.

Özetle bir daha fermuarlı kullanmam
0
kimlanbu
(06.07.24)
Fermuarlı olan kilitli bile olsa, herhangi bir kalemi veya tornavidayı fermuarın dişleri arasına takarsanız, fermuar komple açılır. Sonra valiz patlamış derler :)

kimlanbu +1
0
alfired
(06.07.24)
ağırlık açısından fermuarsızlar çok ağır ama. 20 kg hakkın 7 kg si valizle gidiyor.
0
🌸ferenc
(06.07.24)
(8)

Yurtdışı gezisinde Booking'da otelin yıldız sayısı ve seçilen kriterler?

put it in your appropriate place
Booking.Com'da otelin yıldız sayısının önemli mi sizin açınızdan? ve seçtiğiniz kriterler nedir?
Booking.Com'da otelin yıldız sayısının önemli mi sizin açınızdan? ve seçtiğiniz kriterler nedir?
0
put it in your appropriate place
(04.07.24)
Yıldız sayısından ziyade puana bakıyorum 8+ seçiyorum.

merkeze yakın ve kahvaltı dahilleri seçiyorum.
0
jülsezar
(04.07.24)
Merkeze yakın ve yorum sayısı fazla olmalı. Yalnız kullanıcıların en çok tercih ettiği yerler diye bir şey de var, o da iş görüyor. Bu sayede hem merkezde hem de banyosu sana ait olan fakat uygun fiyatlı yerler bulabiliyorsunuz.
0
ruhen hastayim ben
(04.07.24)
ben de puana bakiyorum. yorum sayisi cok olmali +1. genelde genel puani 8+ lokasyon puani 9+ tercihim. once onlari secip sonra ucuzdan pahaliya siraliyorum. kahvalti bir kriter degil benim icin. daha dogrusu bedava kahvalti iyi tabii ki ama bazen kahvaltili seceneklerle kahvaltisiz arasinda 30 dolar falan fark oluyor mesela. o durumda disarida yerim.
0
hot potato
(04.07.24)
Ben arama yaparken ilk iş 8+ puanlı, özel banyolu ve ücretsiz iptalli olanları filtreliyorum. Sonrasında da mümkünse otelde ödeme imkanı olanları tercih ediyorum ama son 1-2 yıldır bu seçeneği pek bulamıyorum otellerde.

Yurt dışında kaldığım 5 yıldızlı otelle 2 yıldızlı otel arasında çok bir fark görmüyorum açıkçası otelde yemek vs tercih etmediğim için.
0
ms brownstone
(04.07.24)
Kesinlikle önemli yorumu çok iyi olanları tercih etmeye çalışıyorum
0
basond
(04.07.24)
sigara içilmemesi, sigaranın yasak olması
çok ucuz olmaması. ucuz oteller tekin olmayabiliyor.
hijyen ile ilgili yorumlar.
0
ferenc
(04.07.24)
puan ve konum benim kriterlerim. yıldıza hiç bakmıyorum. mesela dubai'deki 3 yıldızlı yüksek puanlı bir otelde kalıyorum her gittiğimde, buradaki 4-5 yıldızlı otellerin çoğundan daha temiz, personeli dört dörtlük. biraz da ne aradığınıza bağlı, oteldeki imkanlara göre yıldız veriliyor sanırım (spa, casino vs). benim için önemli olan konforlu ve temiz olması, bir de kahvaltısının güzel olması. isterse 1 yıldız olsun.
0
mustafakesekci
(05.07.24)
Yıldızın hiç bir önemi yok, Hiltondan daha temiz hostellerde konakladığım oldu.

Kriterlerim; Puan 9+, Şehir merkezine max 1 km mesafede, ücretsiz iptal.

Sonrasında ucuzdan pahalıya göre sıralayıp yorumlara ve tesisin resimlerine bakıyorum, kafama uyanı seçiyorum.
0
zikardo
(05.07.24)
(19)

Eşin ailesiyle yaşamak

sacrilegious
Merhaba,1 ay gibi bi süre tadilat ve taşınma mevzuları yüzünden eşimin annesi babası ve erkek kardeşinin olduğu evde yaşamamız gerekiyor. Bir senelik evliyiz ve daha önce böyle bir durum yaşamadık. Ev müstakil üç katlı. Bize bir katı ayırdılar ama akşam yemekleri ve kahvaltılar akşam çayları vs birl
Merhaba,

1 ay gibi bi süre tadilat ve taşınma mevzuları yüzünden eşimin annesi babası ve erkek kardeşinin olduğu evde yaşamamız gerekiyor. Bir senelik evliyiz ve daha önce böyle bir durum yaşamadık. Ev müstakil üç katlı. Bize bir katı ayırdılar ama akşam yemekleri ve kahvaltılar akşam çayları vs birlikte oluyor. Eşimin annesi ev hanımı. Benim bu süreçte ev işlerine ne kadar ve nasıl dahil olmam gerekiyor? Bulunduğumuz katın temizliği ile ilgileniyorum ama yemek yapmayı da teklif etmeli miyim mesela? Ya da neye dikkat etmem gerekiyor. Gerçekten bilmediğim için soruyorum.

Siz olsanız nasıl yapardınız?

Teşekkürler.
0
sacrilegious
(04.07.24)
Sen dalgana bak hocam. Kafaya takılacak şeyler değil. Senin bilmen gereken bişey olursa eşin söyler zaten.
0
hops
(04.07.24)
Ben olsam yemek yapmayı ya da dip köşe ayrıntılı temizlik işlerine girmeyi teklif etmezdim. Kendi dağıttığımı toplar, mutfak masraflarını karşılardım. Devir değişti artık. Kayınvalideniz ev hanımı, muhtemelen siz de çalışıyorsunuzdur. Gelin olmak artık evde bedava iş gücü demek değil.
0
ruhen hastayim ben
(04.07.24)
çalışıyorsanız yemek yapmayı teklif etmenize gerek yok bence. arada bir kek, poğaça vs. akşam çaylarına götürebilirsiniz.
0
black holes in the sky
(04.07.24)
Taşınmanızla beraber extra çıkan işlere el atmak gerek bence. Kaldığınız katın temizliği, daha fazla alışveriş yapılacaktır, torbaları taşıma vs. Gibi.
Yemek için herkesin alıştığı bir düzen oluyor, ben düzenlerini değiştirmemek için ana yemek pişirme işine girmez ama birşey lazım mı, salata, cacık gibi sorardım.
Sizin kadın olduğunuzu varsayorum ve genel bir önyargı ile kaynanalar genelde geline iş yaptırmayı marifet sayıyorlar. İşin tezeğini çıkarmamak için biraz kontrollü davranırdım.
Entryi okurken gözümde Türk dizileri canlandı, ahfhhjfh
0
ya volna
(04.07.24)
o evde olay çıkar demedi deme
0
ferenc
(04.07.24)
Bütün yemekleri annesi yapıyorsa ve her gün size de yemek yapıyorsa ben çalışsam da çalışmasam da rahat edemezdim, anne bir süre sonra "uşakları var sanki" diye söylene söylene gezebilir diye tedirgin olurdum.

Yemek işini ara sıra devralacak vaktiniz varsa haftada 1-2 gün yemek yapabilirsiniz bence, sadece gelin olarak siz değil, eşinizle birlikte. Ama tabii annesi evde alanına girilmesinden hoşlanmıyorsa, ısrarla "yok kızım gerek yok" diyorsa üstelemeyin bu konuda. (Edit: Ya da evet, salata gibi yancıları yaparak ufak ufak destek olmak güzel olur.)

Ya da maddi sıkıntı yaratmayacaksa hiç olmazsa haftada bir "anne sen de hiç yemekle uğraşma, yorulma" deyip ister dışarı çıkarak, ister eve söyleyerek herkese yemek ısmarlayabilirsiniz.

Kendi katınızın temizliğini aksatmayıp ortak alanlarda arkanızda dağınıklık bırakmadığınız sürece temizlik konusunda ayrıca bir şey yapmanıza gerek yok bence.
0
kobuzchu kiz
(04.07.24)
Evin bütün işlerine olabildiğince yardım ederdim ben olsam. Yemek yapmak elimden gelmez ama sofra toplarım mesela. Ne bileyim bulaşık makinesini dizerim-boşaltırım. Ev halkına ekstra yük olmamak için dikkat ederim.

Onun dışında rahat da olmak lazım. Sonuçta ailedensiniz.
0
pispinti
(04.07.24)
ya bu sorduğun sorunun cevabı bi sürü değişkene bağlı. çalışıyor musun? aranız nasıl? beklentisi var mı? eşin ne diyor?

genel olarak cevap verilecekse bulunduğun katı temizle. genel bi temizlik yapılıyorsa yardım teklif et. çalışmıyorsan zaten yemek yapmalarına yardım etmen gerekir. çalışıyrosan da yemek yapmak için seni bekleyeceklerini sanmam ama salataya vs yapabilirsin. hafta içi onlar yemek yapacağı için hafta sonu da sen yaparsın. sofranın kurulup kaldırılmasına yardım edersin.

hiçbir işe el atmayıp mutfak masrafı için para vermek aşırı ayıp bir olay. zaten kendi çocuğu ve eşi bir ay kalıyor diye mutfak masrafına destek isteyen aileye ne yapsan yaranamazsın. para işi eşin ve ailesi arasında bi mevzu zaten.
0
elorelia
(04.07.24)
Sormaya ne gerek var? Git kadının yanına yemek işinin ucundan da sen tut. Salatayı sen yap. Veya tabak çatalı sen çıkart. Temizlik o suorpuyorsa sen sil. Burnu havada olanlar genelde kaynanaya karşı ne yaparsan yap sevmezler... Onlardan değilsen o tarz insanların lafını da dinleme. Orta yolu bul. İşin özü bir işin ucundan tut.
0
dedeminhirkasi
(04.07.24)
tatile gitmiyorsunuz. kayınvalideniz sizin hizmetçiniz değil.

toplamda 5 kişi olacak evde, siz eşinizle bunun %40'sınız. demek ki toplam işin en az %40'ını yapmanız lazım.
0
co2s2
(04.07.24)
empati yaparak çözülecek bir sorun. siz kendi ailenizin evinde 1 ay yaşasaydınız ne kadar yardım ederdiniz annenize? 3 aşağı 5 yukarı aynı şeyi yapsanız yeter. aranızda gereksiz bir resmiyet, gerilim yoksa bir şey olacağını sanmıyorum.
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(04.07.24)
eşin ne yapıyorsa aynısını yap yan gelip yatıyorsa sen de yat, yardım ediyorsa eşlik et
0
ala09
(04.07.24)
Yardımlaşma gerekli böyle bir durumda. En iyi cevabı yine eşiniz verir
0
diyecevaplandı
(04.07.24)
Şunu yapın demek mümkün değil, bence genel olarak evdeki işlerin "bir ucundan tutun". Yukarıda iyi örnekler verilmiş, salatayı cacığı vs hazırlamak, sofra kurulmasına kaldırılmasına yardım etmek güzel olur. "Ne yapayım?" diye sormaktansa "Salata yapayım mı?" ya da "Salata mı cacık mı yapayım?" gibi sorular daha iyi olur. Siz geldiğinizde sofra ve yemek hazırsa, "Biz toplarız." diyerek eşinizle sofrayı toplamak daha şık olur.

Ucundan tutmak kavramı, duruma göre değişir. Duruma göre takdir edin. Yatılı misafir olduğunuzu unutmayın, bu durumun iki tarafı var. Ev sahibi gibi karar veremezsiniz, kafanıza göre takılamazsınız. Ama akşam oturmasına gelmiş gibi sadece oturmanız da mümkün değil. Arada bir kıvam tutturmanız lazım, bunun için kayınvalide ve kayınpederinizi iyi gözlemlemeniz gerek, ama daha önemlisi eşinizin rolü. Eşiniz sizi iyi yönlendirmek zorunda.

Masraf konularına sizin doğrudan dahil olmanız şık olmayabilir, onu eşiniz üzerinden halletmeniz bence daha isabetli olacaktır. Sizi masraf konusuna dahil etmiyorlarsa jestler (tatlı, çikolata, alkol vs) yapabilirsiniz ama bunu da eşinizin fikrini alarak yapmanız daha isabetli olur.
0
10551037
(04.07.24)
tadilat beklediginden uzun surebilir bu arada. yani durumu daha uzun vadeli yonetmeye calis.

ben yemek yapmayi hic sevmem acikcasi, hele baskasinin mutfaginda. ama yine de bir beklenti olusabilir senin durumunda. belki belli sikliklarda eve tatli pasta getirmek, meyve sebze almak gibi jestler yapabilirsin.
0
hot potato
(04.07.24)
Ayyy Allah kurtarsın zor iş. Üzerime sorumluluk kabul etmeyecek şekilde hareket ederdim. Başka evlerin başka ailelerin sorumluluklarına bulaşmazdım. Kendi dengemi de bozdurmazdım. Aman diyeyim çok hassas konu.

Hops'a katılıyorum, eşin sana söyler zaten.
0
muhayyer divan
(04.07.24)
yasli kadin tek basina 5 kisiye yemek mi hazirlayacak?
ben olsam yardim ederdim. ama esimin ve erkek kardesin de yardim etmesini beklerdim.
et pisirme islerini de erkekler yapar genelde zaten baba da öyle seylerde dahil oluyordur?

garson gibi boslari toplama yemegi masaya götürme falan kolay seyler zaten.
0
robert bosch
(04.07.24)
Hocam bodruma hersey ultra dahil tatile gitmiyorsun sonucta,
Ozellikle ortak bisey yapiliyorsa dahil olman yardim etmen gerekir.

Cay bile demlense git biskuvileri tabaga koy masayi diz. Oturup izlememelisin.

Nasil hep beraber bisi yiyor yada yasiyorsaniz hep beraber yaomaniz gerekir.

Eger bilmiyorsan git kadinla konus soyle. Mesela sunu diyebilirsin anne yardim etmemi istedigin bisi olursa soyle gibisinden.

Ayrica bazi seyleri onlar soylemeden yapmalisin. Kadin yeri supuruyorsa sende viledayi al sil vs bos durano allah sevmez mantigi edin.
0
Zetnikov
(04.07.24)
Keyfine bak diyenler evli degil bence:) kadin yemek yaparken siz de salata yaparsiniz mesela, fasulye yapilacak ise siz ayiklarsiniz, masa kur topla yardim edersiniz. Orasi otel degil sonucta,
0
oscar
(04.07.24)
(4)

Harita mühendisi arkadaşlara birkaç sorum olacak

filipis
Ben şu an irlandaya eğitim vizesiyle geldim ve normalde 6-7 sene tecrübesi olan bir inşaat mühendisiyim. Burada inşaat mühendisliği için 1-2 yerle görüştüm ama irlandada harita mühendisliği inşaat mühendisliğinin içinde öğretiliyor yani burada harita müh. diye bir bölüm yok ama hakediş ve planlama m
Ben şu an irlandaya eğitim vizesiyle geldim ve normalde 6-7 sene tecrübesi olan bir inşaat mühendisiyim. Burada inşaat mühendisliği için 1-2 yerle görüştüm ama irlandada harita mühendisliği inşaat mühendisliğinin içinde öğretiliyor yani burada harita müh. diye bir bölüm yok ama hakediş ve planlama müh bölümü de farklı bir alan olarak lisans eğitimi veriliyor.

Özetle sahada çalışacak bir inş mühendisi olacaksanız total stationı iyi biliyor olmanız lazım. Bir inş müh olarak mantığını biliyorum fakat kullanmayı çok az biliyorum. Bu işi 5 katlı betonarme apartman olan bir site inşaatında yapacaksak (tek başına çalışıyorsun sahada ve hata yaparsan geçmiş olsun) youtubeda izlediğimiz videolarla halledebilir miyiz? Şu an alete ulaşımım da yok. Zira 1-2 günlük kurslar var ama bunlarla oluyor mu? Ne yapmak lazım, uzun zaman alacak bir öğrenme sürecidir bu?
0
filipis
(03.07.24)
Öğrenci çalışma vizesiyle dediğin şey pek mümkün değil. 20 saatlik çalışma iznin var.
0
ferenc
(03.07.24)
@ferenc
Çalışma vizesi için sponsor olacak yer bulacağım (critical skills list) ama önce her türlü bu işi öğrenmem lazım. Gerisi kolay. Birkaç kişi tanıyorum bu yolla sponsorluk alan
0
🌸filipis
(03.07.24)
"Çalışma vizesi için sponsor olacak yer bulacağım" işte bak bunu yapmak için önce çalışma vizesine ihtiyacın olacak.

İrlanda'nın kolay vize vermesi öğrenciyi sağıp geri göndermek. Genelde dil okuluyla gidiyorlar. Bu birkaç ülkenin uyguladığı bir tuzak.

Herşeyi geçtim, bir ülkede kalıcı oturum almak bile harita mühendisi olarak çalışabileceğin anlamına gelmiyor. Kanada'da bu durum çok yaygın. Adam iran'da doktor diyelim kanada'da şöförlük yapıyor. Caucasian agabeyler corporate ortamlara ve devlet işlerine çökmüş oluyorlar.

Tavsiyem bu konuları detaylı araştır.
0
ferenc
(04.07.24)
@ferenc hocam öncelikli meselem bu değil. Temel hususları halletmeden buna odaklanmam manasız zaten. Bu arada dil okuluyla gelip bu şekilde çalışanlar var. Birkaç sigortasız deneme günü yapıyorlar burada ya da case oluyor. Bunu test etmek çok zor değil. Türkiyedeki gibi 3 ay bir deneme süreci var, beğenmezse şutlayabiliyor. Sadece 1000 euro gibi bir meblağ ve biraz evrak problemi var. Eğer adam ülkesinde bulamadığı nitelikli mühendisi bulursa kabul ediyor. Sponsorluk veren firma çok değil ama burada mühendis kadrosu ciddi oranda yabancılardan oluşuyor. Hindistanlı brezilyalı ya da türk. Bunların full time çalışma izni varken mi bu işlere girdiğini sanıyorsunuz?
0
🌸filipis
(04.07.24)
(10)

Ortadoğu ülkeleri demokrasiye geçtiğinde

WithWorth
Abd'nin bu durumdan menfaati ne olacak ?
Abd'nin bu durumdan menfaati ne olacak ?
0
WithWorth
(03.07.24)
Aynı dili konuşuyor olacaklar. Kimse karizmatik bir liderin peşine takılıp sürpriz hareketlerde bulunmayacak.
0
sekizdokuzon
(03.07.24)
abd orta doğunun tümden demokrasiye geçmesini istemiyor ki
0
Hallegadola
(03.07.24)
Türkiye'de de demokrasi var ama.
Papazı göndermem diyorsun, sonra emir geliyor, hediye paketi yapıp yolluyorsun.
0
parka
(03.07.24)
inanacak kadar saf olanlar için görünürdeki doktrin "demokratik barış teorisi". buna inanmayanların karşıt görüşü "liberal ikiyüzlülüğü". david hume okuyabilirsiniz bu konuda. özetle niye kuveyti, bda'yı değil de libyayı ırakı demokratikleştiriyorsunuz diyorlar.
ama sorun şu amerikanın kimseyi demokratikleştirmek gibi bir derdi yok ki zaten. işine gelmeyen liderleri değiştirmek için bunu bir bahane olarak kullanıyor. (liberal ikiyüzlülüğü buna işaret ediyor zaten)
ayrıca demokrasinin şöyle de bir faydası var, demokrasilerde abd'nin istediği adamın seçimi kazanmasını sağlamak daha az maliyetli ve daha kolay. bu devirde bir darbe ya da iç savaş planlamak ve yürürlüğe koymak demokratik süreçlere el altından müdahale etmekten çok çok daha pahalı ve daha bariz olduğu için daha çok kamuoyu tepkisi çekiyor.
0
halanne
(03.07.24)
halanne +1

ülkenize demokrasi getirelim değil, başa bizim adamımızı getirelim.
o bizim valimiz, siz de bizim sömürgemiz, üvey evladımız olun demek bu "demokrasi getirmek" mevzusu.
0
biseysorcaktim
(03.07.24)
Sanırım bu yönden bir menfaati olmayacak.

ABD/İngiltere'nin yaptığı tek şey bir yerde azınlığı başa getirmek ve çoğunlukta olan halk ile baştakilerin sürekli olarak gerilimini sağlamaktır.
Arada taraflara sakin olmaları çağrıları ile bir tür söylem narkozu yaparlar.
Baktılar ki işler başa getirdiği yönetimde istedikleri gibi gitmiyor. Bu kez de orduyu darbe veya muhtıra ile devreye koyarlar.

Dikkat edildiğinde tam anlamıyla bir demokrasi hiç bir yerde zaten yok.
Halkın kendi kendini yönetmesi, aslında gerçek hayatta asla karşılığı olmayan bir ütopya belki.
Demokrasi, uygulamada halkın kendi kendini yönettiği değil de, halkın önüne konan bazı isimleri seçtiği bir yöntem sadece.
Subjektif bir tanıma göre (tersinden bakıldığında) demokrasi, çoğunluğun despotluğu olarak ifade ediliyor

Kişisel söylemler de öyle olsa da gerçekte ise kendi iç dünyamızda her zaman kral biziz. Hayallerimiz de başrol oynayan yine biziz.
0
diyecevaplandı
(03.07.24)
Demokrasi dedigin sey safsatadir. Aslolan güçtür.

Demokrasisi var dedigin ülkeler aslinda güçlü ülkeler. Türkiye demokrasisi az buçuk varken bile zayif, kirilgan bir ülkeydi.
0
Yourcousinmarvinberry
(04.07.24)
@halanne +1
0
nawar
(04.07.24)
abd sömürecek yer arıyor. abd'nin demokrasi ile hiçbir alakası yok. abd'nin kendi yargısı veya genel olarak sistemi zenginlerden yanadır. fakirin ezildiği zenginin yüceltildiği bir sistem var.

işin içinde bir çıkar yoksa abd suya sabuna dokunmaz.
0
ferenc
(04.07.24)
yeni sömürgecilik.
perspektif.eu

sallıyorum zara tişörtlerini avrupa'da ya da silah zoruyla bir ülkede değil niğde'de bir tekstil atölyesinde yeni sömürge kurallarına göre neredeyse bedava fiyatına yaptırıyor mesela.

avrupalı işçilerin 100'de 1'i fiyata ırak'ta araç fabrikası açmak ya da.
sonra 100'de 1'i ölçüsünde aldıkları maaşı da amerikan şirketi yiyecek içecek giyeceklere harcayıp o parayı da amerikaya taşımak.
0
patronaj1
(04.07.24)
(7)

Başka bir ülkeye göç etmek nasıldır?

michael_knight
Başka bir ülkeye göç etmenin duygusal yanıyla ilgili pek bilgi bulamıyorum internette.Bunun hissettirdikleri, olumlu-olumsuz yönleri vs.Siz böyle bir blog yazısına, videoya rastladınız mı?Bir de derli toplu bir "yurtdışına taşınmadan önce yapılması gerekenler; vekaletname vermek, kontörlü hatta geçm
Başka bir ülkeye göç etmenin duygusal yanıyla ilgili pek bilgi bulamıyorum internette.
Bunun hissettirdikleri, olumlu-olumsuz yönleri vs.
Siz böyle bir blog yazısına, videoya rastladınız mı?

Bir de derli toplu bir "yurtdışına taşınmadan önce yapılması gerekenler; vekaletname vermek, kontörlü hatta geçmek, banka hesaplarını bilmem ne yapmak" gibi pratik önerileri de bulamadım.

Rastlayan olursa iletebilir mi?
Yazmak isterseniz o da güzel olur.
0
michael_knight
(01.07.24)
Duygusal yanı kişiye göre değişir. Göç etmek diye bir genelleme yok aslında. Kimi iş bulur gider kimi eğitim için gider kiminin parası vardır takılır vb. Bunların duygusal sonuçları da farklılık gösterir.

Türk insanı canı sıkılınca Türkiye'den sktr olup gitmek başlığına yazıp sonra da şuraya nasıl gidilir buraya nasıl gidilir diye soru soruyor. Eğer bir genelleme yapacaksak; akraban yoksa yalnızsın. Girişken biri değilsen, kırılgan yapıdaysan muhakkak sorun yaşarsın.

Nereye gidersen git herkes benimle arkadaş olacak, sevgili olacak, burada seks bolmuş, burada para bolmuş kafasındaysan hayal kırıklığı yaşarsın. Bunlar da işin biraz psikolojik yönleri. Türkiye'de olduğu gibi kahveyle çayla veya arabayla kadın tavlama yok
0
ferenc
(01.07.24)
soppy cunt
(01.07.24)
Size iki tane çok güzel kitap öneriyorum:
Göç Psikolojisi- Meral Gezici Yalçın
www.kitapyurdu.com

Göç, Kültür, Kimlik- Iain Chambers
www.kitapyurdu.com
0
Amaranta ursula
(01.07.24)
aradigin duzenlilikte midir bilmiyorum ama eksi sozluk bu konuyla ilgili baslik ve entry dolu. ayni sekilde youtube da oyle. bence turkler kulturel olarak cok ice donuk olduklari icin bu baska bir ulkede yasama/tasinma/yabancilik/gurbet kavramlari asiri fazla irdeleniyor. dolayisiyla da sonsuz bir literatur mevcut.
0
hot potato
(02.07.24)
Youtube da onlarca video var
0
oscar
(02.07.24)
Duygusal olarak sadece sunu soyleyebilirim

Burada biraktigin sevdiklerin varsa cok ozluyorsun ve eger geri donup ziyaret etmezsen cok buyuk bosluk olusuyor ve dolduramiyorsun

Tabi ben normal insanlardan bahsediyorum. Bazi insanlar vardir aileden arkadaslardan ve ulkeden illallah etmistir o adam icin cokta fifi bi durum olabilir.

Ama insanin anilari aklinanfalan cok geliyor bir sure sonra hatta turkce muhabbet etmeyi ozleyebiliyorsun surekli yabanci dil konustugundan.

Aklima bunlar geldi. Eger hasreti asabilirsen hereey cok kolay olur.
0
Zetnikov
(02.07.24)
Turkiye'den goceli 3 yil olacak yakinda, kronik Turkiye/istanbul problemleri (duzensizlik, problemli insanlar, cakallik/uyaniklik, rusvet/iltimas) hala rahatsiz edici ancak bulundugum yerde olmaktan cidden biktim. Surekli bir bahane bulup turkiyeye kacasim geliyor kisa sureli de olsa, mecburen kisa sureli oluyor.
0
mbond
(04.07.24)
(12)

Telefonunuzu günde kaç kez şarj ediyorsunuz?

cometome
Modeli nedir? Eğer bir kere şarj ediyorsanız günün hangi zamanı yüzde kaç ile şarja takıyorsunuz?
Modeli nedir? Eğer bir kere şarj ediyorsanız günün hangi zamanı yüzde kaç ile şarja takıyorsunuz?
0
cometome
(30.06.24)
Gece uyurken şarj ediyorum. Yani gün içinde hiç etmesem geceye kadar %20 ile falan gelebilirim ama benim elimden düşmüyor telefon. Mesela şu an 22.37 itibariyle %24. İki saat daha gideri var en az, uyurken takmama yeter. Ama gün içinde yedek olarak bi takıyorum yine zaten çok hızlı fulleniyor.

Galaxy s24 ultra
0
nundu
(30.06.24)
15 pro max - akşama kadar şarjı yetmiyor. Gün içinde %50-60 kadar şarj ediyorum.
0
gabe h coud
(30.06.24)
pil bitik olduğundan en fazla 2 kez takıyorum. galaxy j7:)
0
nothing in my way
(30.06.24)
1 kez ediyorum gecenin üstüne lanet gelsin bu telefona iphone 15 aldığım günün şafağına sokayım

samsung s serisine dönmek için gün sayıyorum

telefonda ne tinder var ne insta ne de mesajlaşıyorum. surf youtube o kadar
0
baldan kaymak
(30.06.24)
14pro. Uyumadan önce şarja takıyorum. Gece bu saatlerde %20'nin altına düşmüş oluyor.
0
pispinti
(30.06.24)
S23 günde bir kere şarj ediyorum. Telefonu çok kullanmadığım günlerde 1 buçuk gün sonra şarj ettiğim oluyor.
Genelde akşam şarja takıyorum ve %100 görünce çıkartıyorum, sabaha kadar şarjda takılı kalmasını sevmiyorum.

Genelde yüzde 30'a düştüğünü görünce şarj ediyorum.

Mesela bugün evden çıkmadan önce öğle 11 gibi şarj ettim. Şu an yüzde 67 görünüyor. Yarın çok kullanmazsam akşama şarj ederim.
0
sevilen progressive türkücü
(01.07.24)
iphone. 14pro olmalı, emin değilim. 1 kez şarj ediyorum, tüm gün yetiyor.
0
deartheodosia
(01.07.24)
s24 ultra. %80e kadar şarj ediyorum, bir gün yetiyor.
0
inheritance
(01.07.24)
Samsung A71, günde bir kere.
0
lamborcini
(01.07.24)
Yatmadan önce %100 şarj edip şarjdan alıyorum, sabah uyandığımda %99 dolu oluyor. Gün içinde standart bir kullanımım oluyor, sosyal medya, yarım saat telefon görüşmesi, biraz oyun, akşam eve döndüğümde %54 civarı şarjım oluyor. s23 ultra.
0
kimlanbu
(01.07.24)
iPhone XS max'ım var. genelde geceden şarj ediyorum. arabayla da sabah akşam 1 saat git, 1 saat gel yolum var. arabada da sürekli kablo bağlı.
0
co2s2
(01.07.24)
Google pixel 8.

Güne %100 ile başladıysam bazen günü çıkarabiliyor ama genelde 1 defa şarj ediyorum
0
ferenc
(01.07.24)
(33)

Konserde Laf Atma

steelseries
Selamlar, Kaç yıldır buradayım, ilk kez gönül işleri için soru soracağım.Eşimle geçenlerde bir konsere gittik. Güzel içki içtik, konserden keyif alacak kıvama geldik, önlere doğru da geçtik. Bir noktada eşimin yanımızdaki bir adama laf attığını gördüm, ne dediğini duymadım. Laf attıktan sonra adam s
Selamlar,
Kaç yıldır buradayım, ilk kez gönül işleri için soru soracağım.
Eşimle geçenlerde bir konsere gittik. Güzel içki içtik, konserden keyif alacak kıvama geldik, önlere doğru da geçtik. Bir noktada eşimin yanımızdaki bir adama laf attığını gördüm, ne dediğini duymadım. Laf attıktan sonra adam sürekli eşimi kesmeye başladı. Birkaç defa baktıktan sonra bakışlarımı diktim, benim baktığımı anlayınca kesmeyi bıraktı ama yine de uzağa gitmedi. O aşamadan sonra konserden bir gram keyif alamadım.

O akşam konuşmadım hem sinirli olduğum hem de konser keyfini baltalamamak için, ertesi gün eşimin tanımadığı kişilere laf atmasının beni rahatsız ettiğini söyledim. Eşim böyle konser ortamlarını kendiyle benzer şekilde düşünen ve kendisini rahat hissedebileceği bir ortam olarak gördüğünü, o yüzden böyle bir şey yaptığını ve yaptığı harekette bir yanlışlık olmadığı söyledi. Olayı kendi açımdan anlattım, ona güvenmem gerektiğiyle alakalı diretti. Attığı laf: yanımızdaki kişi çok coşkuluymuş, "x grubunu çok seviyorsun herhalde" dediğini söyledi. Bunun karşı taraftan flört başlangıcı gibi algılandığını, o yüzden o aşamadan sonra sürekli tetikte olduğum için konserden keyif alamadığımı, eşimin bunun farkında olup zaten böyle bir şeyi yapmamasını beklediğimi söyledim. "Tamam senin bulunduğun yerlerde yapmam" dedi. Böyle diyerek bana hakaret ettiğini söyledim.

Şimdi durum şu ki aslında eşimle bu olay olana kadar birbirimize güvendiğimiz, sevgi dolu bir birlikteliğimiz vardı. Eşim laf atsa da atmasa da başkalarının ona yürüyebileceğinin farkındayım, ben olsam da olmasam da yürünebileceğinin farkındayım, eşimin de uygun cevabı vereceği konusunda içimde bir çekince yok. Öte yandan durduk yere neden böyle bir hareket yaptığını da anlamıyorum ve içimde ona olan güvenin azaldığını hissediyorum.

Daha önceden(en az 10 yıl önce) o dönemki kız arkadaşımdan benzer ortamlarda bana güven dediği ve aldatıldığım bir durum yaşadığım için konuyu doğru değerlendirememe riskim var. O yüzden siz sevgili duyuruculardan objektif görüşlerinizi rica ediyorum.
0
steelseries
(30.06.24)
Çok çetrefilli. Kaç yıllık ilişki, kaç yıllık evlilik, bunlar da önemli ama benim tavsiyem, eğer içki içince olduysa bu, içki içip eğlenmeye gitmeyin. Bu elbette ideal taktik değil ancak eğer bahsettiğiniz gibi konuştuysanız eşiniz sizin kadar uzlaşmacı görünmüyor. Siz yine de çok üstelemeyin derim.
0
prole
(30.06.24)
Ya dur hocam saçmalama ne güven azalması falan. Hiç girme o kafalara, gayet olağan bişey olmuş. Ben okurken bunaldım, insanları biraz özgür bırak. Eşim diyorsun, bırak en rahat senin yanında olsun.
0
hops
(30.06.24)
İlişki 6 yıllık, evlilik de 2 yıllık. Daha sonra eşim "seni ne kadar çok sevdiğimi zaten biliyorsun, seni zor durumda bilinçli bırakmam" gibi şeyler söyledi onu da ekleyeyim.
0
🌸steelseries
(30.06.24)
Eşinle ilgili bir şey yazmamışsın. Yani, adam eşine bakmış ama eşin dönüp konsere devam etmiş sanırım. Yani gittiğiniz grubun/kişinin konserine bağlı temelde tabii ki ama eşine, konser zamanında söyleseydin daha iyi olurdu bence. Çünkü eşin flört etmek için değil aynen dediği gibi "böyle konser ortamlarını kendiyle benzer şekilde düşünen ve kendisini rahat hissedebileceği bir ortam olarak gördüğü" için yandakine bir şey demiş olabilir. Yani flörtöz olmadan bu şekilde laf atmış (ingilizcesi "banter" olan, "catcall" olan değil) olabilir. Bunda da bir sorun görmüyorum. Orada uyarsan veya eşinin da baktığını yakalasan farklı olurdu tabii ki.

Özellikle metal konserlerinde çevredekiler ile böyle laf atıp arkadaş grubunu kalabalıklaştırma, birlikte eğlenme, arkadaş edinme ya da sadece laf edip/sokup/atıp ne oluyorsa karşılığı işte sonra yoluna devam etmeyi yeterince tecrübe ettik. Yani her cümlede flört dememek lazım.

"Tamam senin bulunduğun yerlerde yapmam" cümlesi, senin canını sıkanı anlamadığını gösteriyor ama.
0
nawar
(30.06.24)
Evet eşiniz tepkisini normal bulan olur bulmayan olur. Değişir. Sorulması gereken soru şu: aynı şeyi siz yapsaydınız eşiniz size ne derdi? Kızar miydi yoksa sorun etmez miydi. Bunun cevabı da sizin tepkinizi ortaya koyacak. Ama bana sorarsanız benim başıma gelse pek hoşuma gitmezdi eşimi sakince uyarırdım.
0
olsun demekte zor artik
(30.06.24)
@nawar eşim konserle ilgiliydi, o yüzden keyfini kaçırmak istemedim. Kendi hislerimi de anlatmam lazım ki bir noktada ortak bir yol bulalım, ertesi gün konuştum o yüzden.
0
🌸steelseries
(30.06.24)
Evlilik biraz da böyle göze soka soka sosyal flört etmekten kendini alıkoymaktir. Sınırları biraz zorlamış eşiniz ama gerekli tepkiyi gostermissiniz gibi de geldi. Tekrarı olmaz.
0
sekizdokuzon
(30.06.24)
yandakiyle konuşmayı gerektirecek bir durum olsa okey ama "x grubunu çok seviyorsun herhalde" öyle bir laf değil.

Sen bir ortamda yandaki kadınla böyle iletişim kurmaya çalışsan o ne düşünür bunu sorabilirsin. Dışarıdan flört gibi görünüyor bence. Ha bilmemkaç yıllık evliyiz flörtü özledik gibi bişey varsa bu da konuşulup çözülmeli.
0
nhk ni youkosu
(30.06.24)
Eşin konserle ilgiliyken yanda kendini kaptırıp coşan birini görüp böyle söyledikten sonra da konsere devam ettiyse bir sorun yok bence. Zaten belli ki flört etmemiş, laf sokmuş hafiften. Konsere ve konser ortamına bağlı olarak gülüp geçebileceğin bir şey diye düşünüyorum. Burada flört çıkarmak istese mutlaka konser bitmeden 2. cümle ya da en azından bakıştığı bir etkileşim çıkardı.

Adamın dönüp birkaç defa baktığını söyleyebilirsin konsere odaklı eşine. Kavga başlatıcı tonda söylemediğin sürece sorun yok. Zaten ya "boşver sallama" derdi ya da rahatsız edici şekilde devam ediyorsa yer değiştirmenizi o isterdi.
0
nawar
(30.06.24)
Böyle bir durumda ben kendimi gavat gibi hissederdim.
0
ferenc
(30.06.24)
Ben de orda burada, dolmuşta bile tanımadığım kişilerle konuşurum, olaylara yorum yaparım filan. Yani buna yatkın bir karakterim var da kendimi kontrol edip susmaya çalışıyorum. Eşiniz, dediği gibi konser ortamında bir kalite benzerliği olacağı düşüncesiyle boş bulunmuş. İyi bir insan olduğu izlenimine kapıldım, kasıntı değil en azından.
Siz de adamın flörte kalkışabileceğini hissettiğiniz için tedirgin olmuşsunuz, o bakımdan bir şey diyemem ama çok uzatacak bir şey değil sanki.
0
firez
(30.06.24)
ben olsam konuşurdum çünkü şahsen benim kabul edebileceğim birşey değil yada ben bu çağın insanı değilim.
0
baldan kaymak
(30.06.24)
Flört seviyor ablam. Sen olmadığında neler yaptı, yapıyor.
0
gabe h coud
(30.06.24)
Alkolün etkisiyle böyle bir şey söylenmiş olabilir. Ben de evliyim. Eşim bu şekilde karşı tarafla konuşsa bozulurum ve senin yaptığın gibi ertesi gün sorarım nedenini ve alkole de vererek anlayışla karşılarım fakat eşinin "... senin bulunduğun yerlerde yapmam" Sözü asla kabul edilebilir bir şey değil. Yanında olmayınca yapacak mı yani. Bu anlam çıkıyor. Bu aynı zamanda konserdeki sözün de alkolün etkisiyle söylenmemiş olduğu anlamına geliyor. Yani ertesi gün yaptığı konuşmayi bana yapsa ben bir daha gözüm kapalı guvenmezdim ki gerçekten de insan karşısındakine güvenmemeyi.

Ee şimdi ne olacak. Bir şey olmayacak tatsız bir gün geçip gitmiş oldu. Bundan sonra yapacağınız şey evli bir kişi olarak söylüyorum kesinlikle gözü kapalı güvenmemek. Bir insan kapıyı aramamali. Ben şunun için dedim böyle bir amacım yoktu vs bunlar lafın boku. Kapıyı aralarsan eğer o kapıdan girmek isterler.
0
dedeminhirkasi
(30.06.24)
Sen ordayken bile sürekli dönüp bakan adam, sen orda olmasan bu lafın üstüne konser bitene kadar dibinden ayrılmayacaktı muhtemelen. Bu kapıyı açması hoş değil bence.

Bazı şeylerin teknik açıklaması olmuyor malesef, sen orda rahatsız hissettiysen, ortada rahatsız olacak bir şey var demektir. Kadınlar bu konuda daha mahirdir oysa ki. 100 kişinin arasından sana ilgi duyabilecek kişiyi sezebilirler. İş kendine gelince salağa yatmış bence. Bir de üstüne üstlük 'senin yanında yapmam' diyerek restini çekmiş. Biraz daha alttan alıp, seni anlamaya çalışabilirmiş.

Modern olacaz diye sezgisel hislerimizi kenara bırakmamalıyız.
0
bambaleyo
(30.06.24)
Tam olarak nasil flört oluyor anlamadim bile. Esiniz yabanci mi? Turkiyede insanin insanla muhabbet kurmasi muthis zor ya. Ne desen flort saniyorlar, normal sohbet edilemiyor herhalde. Dumduz laf etmis niye flort olsun durduk yere? Hem de yaninizda.. Bir de adami kim bilir arkanizdan neler yapiyor diye doldurmuslar. Hocam hem ortamina uygun hem de zaten hicbir anlami olmayan, dumduz, insanin insana karsi kurabilecegi herhangi bir cumleden biri. Baska hal hareket de gormemissiniz zaten esinizden yana. Bence buyutmeyin ne kendinizi uzun ne esinizi uzun. Tanimadigimiz insanlarla da sohbet edebilmeliyiz, cevremize bu kadar kapali olmamaliyiz ya avrupa'da hic tanimadigin insanla da sohbet ediyorsun kimse garipsemiyor da ya bu bana yuruyor diye kendini sisirmiyor da. Belli ki esiniz de boyle medeni biri. Tebrikler.
0
nic cage
(30.06.24)
Eşiniz yanlış yapmış. İçkinin etkisiyle böyle bir laf atma hareketi olabilir ama ertesi gün siz konuyu tartışırken "tamam senin bulunduğun yerde yapmam" demesi bence kavga sebebi.

Güveniniz azalmasın ama bu anlayışsızlığın temelinde ne yatıyor onu arayıp bulmanızı tavsiye ederim.
0
pispinti
(30.06.24)
Bütün aldatmalar böyle başlar.

Abla fikren yeni denizlere yelken açmış.
0
Yourcousinmarvinberry
(30.06.24)
@ nic cage örnek gösterdiğin kültürle olayın yaşandığı ülkenin kültürleri farklı. İnsanların düşünceleri de bu nedenle çok farklı. Evet eşi yabancı olsa o zaman normal karşılanır. Doğup büyüdüğü kültürde gayet normal görülür fakat bu ülkede dediğin şeyi normal karşılayana gülerler sadece.
0
dedeminhirkasi
(30.06.24)
Aşırı elit ortam dışında alkol mekanı her zaman riskli bizim gibi ortadogu kafasındaki ülkelerde.

Ve bizim gibi ortadogu kafasında ki ülkelerde kadının tebessüm etmesi hatta adres sorması dahi erkeğin testesteronu yükseltiyor.

Eşiniz ülke gerçekleri bildiği halde bir erkeğe nasıl davranması gerektiğini mesafe koyması lazım geldiğini önemsemiyorsa....

Bu sorun ciddi bir sorun. Eşiniz kötü niyetli olmasa bile erkek beyni böyle düşünmüyor saçma sapan bir şekilde takıntı haline getiren idiotlar sapıklar var bu ülkede.

Sizi üzmek istemiyorum Eşiniz düşünce tarzını değiştirmedigi sürece siz günün birinde üzüleceksiniz aldatma anlamında söylemedim. Bu davranış şekli takıntılı birini ailenize musallat eder.
0
Fritz-X
(01.07.24)
aynı kültür gurubundan kişilerin olduğu konserlerde sağla solla sohbet etmek çok olağan bir şey, çoğu zaman keyifli de oluyor. ama "x grubunu çok seviyorsun herhalde" cümlesi sanki yaşça küçük ya da şirin bulduğu birine sohbet başlatmak için söylenen bir cümle gibi. ben anlamsız buldum. fakat bu noktada içinizi kemirecek bir şey henüz tam olarak var diyemem, her şeyin anlamlı olması gerekmiyor çünkü. bence sorun aldatmak sorunu değil, aranızda iletişim sorunu var. şöyle ki; öncelikle o kişi konser boyu eşinize baktıysa emin olun eşiniz bunu farketmiştir. bir cümleden sonra hiç bakmadıysa, bunu bir oyun haline getirmiş bile olabilir, tekrar not düşeyim ben eylemleri tartışmıyorum. demek istediğim şu ki, bunu bilmesine rağmen siz ona rahatsızlığınızı dile getirdiğinizde sizinle empati kurmaya yanaşmaması. bunun sonuçlarını anlamıyor olabilir, bence sakin bir zamanda bu durumun sizin iletişiminize kalıcı zarar verebileceğini ona açıkça anlatmalısınız.

"Tamam senin bulunduğun yerlerde yapmam" cümlesini ise kırıcı buldum. ya gerçekten yaptığı şeyi hiç sorun etmeyeceğinizi düşünüyor ya da bilemiyorum. üzüldüm. eşiniz gibi insanlarla tanıştım, kafaları nasıl çalışıyor tam olarak bilmiyorum ama muhtemelen sizin dert ettiğiniz konularla ilgili (aldatmak gibi) bir niyeti yok. kendini değiştirmeyecek. bunu kabul ederek yola devam edebilecekseniz edin, yoksa üstüne düşünmeye devam eder kafaya takarsanız deli olursunuz
0
her giriste sifresini unutan adam
(01.07.24)
@Nic cage güzel ifade etmiş.
Ben yorumları hayretle okudum. Tamam bir acayip toplum olduk, tedbirli davranalım ama bir insanın bir insana iki çift laf etmesinde ne var gerçekten anlamadım. Dehşet içindeyim. Bir de güvensizlik ve aldatma korkusu içinde herkes, bana normal gelmiyor.
0
firez
(01.07.24)
Evlendikten sonra bende hoş karşılamazdım,
Sosyalliğin biraz kısıtlanması gerekiyor evlendikten sonra,
Birdenbire türeyen arkadaşlar bu şekilde olup aradaki güveni zedeler bencede.
Kadın yaptığının doğru olduğunu düşünüyor bu sebeple kafasında bir sorunlar var belki ufak tefek arkadaş/sohbet eksikliği yada başka bir şey kadınlar daha iyi analiz eder gerçi.

Ülkemizde şöyle bir durumda var eşit olalım sende birine böyle laf atıp tanışabilirsin dese,
Erkeğin attığı 100 laftan 1tanesi ile tanışırken
Kadının attığı 100 laftan 99uyla tanışır bu sebeple bu konuda eşitlik adaleti getirmez.
0
kararsızataletfilozofu
(01.07.24)
Yorumları okuyunca yaşlandığımı hissetim. Bence bildiğin redflag bu.

Ben evli insanların evlilik sonrası karşı cins arkadaş edinmesine karşıyım o sebeple sosyalleşmeyi de normal bulmuyorum.
Hele yanımda eşim varken erkeklerle diyaloga bile girmem. Sonra adam sizin hikayede olduğu gibi bir ışık görüp dönüp bakar, kocam fiziksel kavgaya girmeye kalkar filan? Ne gerek var ki sırf iki saniyelik cümle söyleyeceğim diye. Anlamsız yani.
0
Gradient_tabanlı_mor
(01.07.24)
ben böyle bir lafı hemcinsime atardım sanırım. insanlarla konuşmayı severim. yanımda içe kapanık ya da modu düşük minnoş bir kız varsa böyle bir laf atardım diye düşünüyorum.

aynısını bir erkeğe yapsam eşim beni o ortamda bırakır giderdi heralde
0
Hallegadola
(01.07.24)
"Tamam senin bulunduğun yerlerde yapmam" şu cümleden sonra sükunetinizi koruyabilmenizi gerçekten takdir ettim.
0
WithWorth
(01.07.24)
Hoş değil. Bir arkadaşım da böyle, zaten aldatıyor adamı da.
0
Kahvedesu
(01.07.24)
böyle durumlarda kenarda durup bakışmaya gerek yok, yapılacak doğru davranış muhabbete dahil olmak, varlığını bakışların yerine dahil olarak gösterirsin. aradaki muhabbetin seviyesini dengeleyebilirsin, istediğin gibi yönlendirebilirsin, hatta gel bi içecek bişiyler alalım diye uzaklaştırabilirsin. bu davranışla hatunun gözünde de 10 numara 5 yıldız olmuş olursun.

rahatsız olmuşsun belirtmişsin, bir şeyleri dayatmaya, açıklamaya, rahatsızlığını haklı göstermeye gerek yok, bir dahaki sefere yine böyle bişi olursa bu da eşim diye tanıştırır zaten.

güven azaltacak bir şey yok.
0
selam
(01.07.24)
Esin istemeden karsi tarafin flort olarak algilayacagi bir sekilde farketmeden konusmus olabilir ancak senin bozulmani onemsememesi ve senin bulundugun yerde yapmam demesi direk sari kart.Daha ciddi bir konusma yapardim
0
turkuaz
(01.07.24)
10 üzerinden 9 faul bir hareket bence. kendinizi sorgulamayın. evli bir kadın hareketlerinde son derece dikkatli olmalı, günümüz poligamik piyasasında sadakat iddiası taşıyan bir ilişki içinde ise , karşı cins ile en ufak bir flörtöz temas içinde olmamalıdır. ben bekar bir adamım,sevgilim ile ayrılık aşamasında bir noktadayız. onun olmadığı bir konserde çektiğim videoları instagramdan ekleşip göndermemi isteyen bir kadın oldu, airdrop varsa gönderebileceğimi yoksa instagram hesabıma ekleyemeyeceğimi söyledim geçtim.
0
loch ness
(01.07.24)
Kültür, orta-doğu, alkol falan diyen arkadaşlar 30+ yaşındayım herhalde liseden beri konserlere gidiyorum 276937 defa denk gelmiş hatta parçası olmuşumdur bu tarz şeylerin. İki tarafın da içinden gelirse yine benzer şekilde iletişim sonrası yürümek isteyen, istediğine yürür ama aksi halde geçer gider öyle.

Evet, kadın adres sordu diye adrese birlikte gideceklerini sanıp tahrik olanlar var. Bu tipler ABD'de de var ama neyse konu değil. Yine de eşinin belirttiği gibi, iki insan arasında "acaba ekmek çıkar mı?" amacından farklı iletişim kurulması gayet normal bir şey.

Burada, şu duyuruda "Tamam senin bulunduğun yerlerde yapmam" cümlesi dışında dert edecek bir şey yok. O cümle de iletişim sorunu sebepli olabilir. Tartışma başlantıcı/başlangıcı diye moderasyon uyarısı yememek için detaya girmedim ama sakin! Sosyal medyanın "kadın-erkek seks dışında hiçbir sebeple hiçbir etkileşime gir(e)mez" havasına açmayın yelkenleri. Adamın kafasına kurt düşürme çabasının evliliğe de duruma da faydası yok. Tabii duyuru sahibi de çekinmeden, net ve zamanında belirtsin sıkıntısını.
0
nawar
(01.07.24)
abi 10 üzerinden 10 ofsayt. attığı lafta cok sacma yani. eşinin laf attıgı adam nasıl biriydi peki? cok mu yakısıklıydı? hadi böyle şişko kel birine dese anlarım. o adam sen olmasan eşinle işi konserde bitirirdi.
0
sizofren06
(01.07.24)
tam olarak özrü kabahatinden büyük ifadesine denk gelen bir olay.
durduk yere başkasına laf atması ofsaytsa da, duruma göre kabul edilebilir. sevgili ya da evliyiz diye sosyal ortamlarda hiç sohbetimiz olmayacak ya da arkadaşlık kuramayacak değiliz, ancak bu örnekteki bu tavır biraz gereksiz gibi. büyütülecek bir şey değil, siz de büyütmemişsiniz zaten. rahatsız olmuş ve söylemişsiniz. bunu anlaması ya da rahatsız olunabilecek bir durum olduğunu bilmesi gerekirdi.

ancak onu geçtik "senin olmadığın yerde yapmam" ifadesi daha bi rahatsız edici. sizi ya da sizi rahatsız eden şeyin ne olduğunu pek anlamış gibi değil.
0
biseysorcaktim
(01.07.24)
(6)

erkekler günlük hayatta giydiğiniz pantolon sayısı ve çeşidi

semaforo de medianoche
ben bu pantolon işini çözemedim. çalışıyorum haftada 3 gün ofise gidiyorum. 2 tane kanvas pantolonum var biri lacivert biri haki yeşil. 1 kot pantolonum var koyu mavi. 1 keten pantolonum var o da yeşil. 1 de lacivert relax fit bir pantolon eşofman arası bir şey var. iş yerinde kotu da giyemiyoruz. e
ben bu pantolon işini çözemedim. çalışıyorum haftada 3 gün ofise gidiyorum. 2 tane kanvas pantolonum var biri lacivert biri haki yeşil. 1 kot pantolonum var koyu mavi. 1 keten pantolonum var o da yeşil. 1 de lacivert relax fit bir pantolon eşofman arası bir şey var. iş yerinde kotu da giyemiyoruz. en kullanışlılar kanvaslar olduğu için %90 o 2 pantolonu döndürüp duruyorum zaten diğer 2 pantolonum da farklı kumaşlarda olmasına karşın aynı renklerde. bu durumdan sıkılmaya başladım ama ne alırsam kullanışlı olur onu da çözemedim. her üstüme en güzel ya lacivert ya da haki yeşil gidiyor gibi geliyor sonunda. sizin sık sık giydiğiniz kaç pantolonunuz var ve pantolonda hangi renkleri tercih ediyorsunuz? işte giymeye de uygun olacak farklı renklerde nasıl pantolonlar önerirsiniz bana?
0
semaforo de medianoche
(29.06.24)
Benim tüm giysilerin aynıdır. Aynı kottan, pantolondan, şorttan vs 10ar tane falan var. Gömlek ve tshirt de öyle. Beni tanımayan biri "ıyy her gün aynı giysisi giyiyor" diyebilir mesela.
0
numlock
(29.06.24)
dört beş çeşit kot pantolon. hepsi mavi tonlarında ve genellikle koyu.

bende de hiç kanvas yok mesela.
bazen usendigimde bi kotu bi hafta giyerim.

kadınlar için seçenek çok, biz anca o pantolon şu pantolon.
0
tabudeviren
(29.06.24)
Ben iş yerinde takım giyiyorum. 20’den fazla takımım var. İş dışında giydiğim çeşit çeşit 20-30 pantolonum var. Koyu renkler ağırlıklı.
0
gabe h coud
(29.06.24)
bu yaz günlerinde kot pantolon çok bunaltıcı oluyor. bir de dar kesimse daha fena. ben de muzdariptim bu konudan. millet çoktan kot pantolonları bırakmış. kumaş gibi görünen rahat pantolonlar giyiyorlar. beli lastikli bağcıklı falan. genel ismi jogger diye geçiyor. bir de keten pantolon çok moda. kadın kişiler de erkekleri gazlıyor bu konuda sosyal medyada her gün. yani keten ve jogger pantolonlara dadan. avva'da güzel modeller var.

edit: baggy kesim pantolonlara da bak biraz bol ama tarz.
0
xrated
(29.06.24)
çok var ama kilo değiştiği için 3-4 tanesini giyiyorum
yazın bol kesim ince kumaşlı kot
0
bir soru sorcam
(29.06.24)
Uzun zamandır 3 farklı dockers kullanıyorum. Herbirini 1 hafta giyip sonra kirliye atıyorum. Bence 4 pantolondan fazlası gereksiz
0
ferenc
(29.06.24)
(1)

Aramızda Özbekistan'da yaşayan/ yaşamış kimse var mı?

sekizdokuzon
Bir kadın için yaşanılacak bir yer mi? Para birikir mi? Orada eğitim sektöründe (IB Curriculum) kazanılan deneyim burada ya da Avrupa'da bir işe yarar mı? Teşekkürler.
Bir kadın için yaşanılacak bir yer mi? Para birikir mi? Orada eğitim sektöründe (IB Curriculum) kazanılan deneyim burada ya da Avrupa'da bir işe yarar mı?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(26.06.24)
özbek biriyle tanıştım. ülkeden kaçmak için herşeyi yapabilecek durumdalar. anlattığına göre gidilecek bir yer değil.
0
ferenc
(26.06.24)
(8)

ceyrek kokorec 180tl seyyar arabada cok degil mi?

ala09
araba daha mi pahali acaba diye soruyorum aslinda en son 120ye yiyorduk
araba daha mi pahali acaba diye soruyorum aslinda en son 120ye yiyorduk
0
ala09
(24.06.24)
Alsancak kıbrıs şehitlerindeki mekanda 130 lira. Evet cok pahalı
0
HellKeePer
(25.06.24)
Cok pahali.
0
optimistbakunin
(25.06.24)
yakında kokoreç,iskender yemek için kredi çekecek millet. ben yemezdim o paraya.
0
deranzo1
(25.06.24)
çeyrek için çok fazla. yarım ne kadar merak ettim. 360 falan mı?
0
ferenc
(25.06.24)
kafayı yemişler.
demek tam ekmek istesen 720tl isteyecek.
0
nuisance2
(25.06.24)
Eve yanın “mekanda” 110 ödüyorum ben çeyreğe. 180 nedir usta? :)
0
avatar is back
(25.06.24)
Kokoreçi geçtim çeyrek ekmek herhangi bi' şeye 180 tl çok bence :)
0
kumandanim
(25.06.24)
kokoreçin kilosu 500 tl.

hem de iyi kokoreç.

yarım ekmeğe koydukları kokoreç en fazla 60 gram falan.

15 liralık kokoreç koymuyorlar yani çeyreğe.
0
OgutucuRecep
(25.06.24)
(14)

Londra’da Hiç İngiliz Yok

french lover
Bugün seyahatimin ilk günü. Nereye gittiğimi bilmesem Hindistan veya Pakistan derdim buraya. Şehirde İngiliz dışında başka her etnik köken var. Bir sürü Türk vatandaşa da denk geldim. Burası nasıl bu hale gelmiş, nasıl izin verebiliyorlar bir şehrin ellerinden alınmasına? Gerçekten rezalet Getto bir
Bugün seyahatimin ilk günü. Nereye gittiğimi bilmesem Hindistan veya Pakistan derdim buraya. Şehirde İngiliz dışında başka her etnik köken var. Bir sürü Türk vatandaşa da denk geldim. Burası nasıl bu hale gelmiş, nasıl izin verebiliyorlar bir şehrin ellerinden alınmasına? Gerçekten rezalet Getto bir yermiş burası. Elit bir bölge bekliyordum, hiç öyle çıkmadı.
0
french lover
(24.06.24)
NYC'de de amerikan sayısı az. Çoğu hispanik, ortadoğulu veya avrupalı undocumented.
0
ferenc
(24.06.24)
Her buyuk sehir icin aynen bu sekilde carsaf carsaf entry var eksisozluk'te. Batiya turist olarak veya calismaya giden turk genclerimiz bir anda etraflarinin beyaz insanlarla cevrilip hurmet gorecegini falan saniyor ve trajik bir hayal kirikligina ugruyor her seferinde. "Londra'da hic Ingiliz yok" (ve bunun NYC versiyonu) tabii ki yanlis bir onerme. Turk olarak gittigin takildigin yerlerde anca pakistanli/hintli/turk gormen dogal bir durum. "Ingiliz" de var, "Elit bir bolge" de elbette ki var ama sana denk gelmemis. Emma Thompson'in kitap kulubune davet edilip viski tadimi yapacak halin yoktu.

Ozellikle bu sehirlerde cok gocmen olmasinin sebebi de ekonomik. Gocmenlerin beyazlarin yapmaya tenezzul etmedigi isler yapmasi ve bu sekilde kendilerine duzen kurmasi, zenginlesmesi, sonradan gelenlerin de kendi komunitelerinin oldugu yerlerde yogunlasmasi falan filan bunlar normal seyler. "nasıl izin verebiliyorlar bir şehrin ellerinden alınmasına" sacma bir soru yani. "white flight" konseptini gectim, Ingiltere'de neden Hintli, Karayipli, Pakistanli vs vs oldugunu anlamayip kafasi karisan bir tanecik tarih kitabi acsin.
0
hot potato
(24.06.24)
İngilizlerin elinden alınan bir şey yok. Kendileri ortalıkta görünmeden mesela bir Hint asıllı başbakan ile yönetmeyi ve gizli diplomasiyi bilirler.
dünyadaki gündem olan her haberde etkileri var ama adları nedense yok.

O nedenle orada gördüğün yabancılar aslında Paki,Hind vs değil, birer "işçi" dirler. Göçlerin sebebi bilinen manada ekonomik olsa da İngilizlerin Asya ve özellikle Hindistan'la olan uzun süreli tarihi ilişkilerine bakıldığında Asya'nın yerli halkı kimin bayrağını daha çok gördüyse oraya gidiyor.

Fransa için de durum aynı.
Afrikayı yıllardır karıştırdıkları için siyahi halkya oraya göç ediyor.

Unutmayın İngiliz kibri denen bir şey var. Bu video diğer devletlere bakış açısının küçük bir örneği. Bu uygulamadan bildiğim kadarıyla sadece ABD başkanı muaf tutuldu:
m.youtube.com
0
diyecevaplandı
(24.06.24)
Oyle zaten, 3. dunyanin ipini koparan tum gereksizleri ilk buraya gelir. Denetim, kontrol hic bir sey yoktur. Bugun sehre gelirsin, 2 saatte gocmen yerinde donercide, kebapcida, supermarkette haftada 200 pounda 60-70 saate kacak is bulur, 5-10 yil vatandaslik alana kadar calisir, somurulursun, kimsenin ruhu duymaz, kimse kontrol etmez. Gocmenlerde Resmi calisan da Haftada 50-60 saat calisir, 16 saat gosterirler, devletten belese yardimlarla, council evlerde belese yasarlar, ustune de 3-4 cocuk yaparlar belese yasarlar. Sistem bu ulkede.
0
freedonia
(24.06.24)
paristed e fransız yok. new yorkta aynı. metropoller aynı durumda. şu an taksimde tabelalar hep arapça. turistik bölgeler dünyada böyle. bende Londraya gittiğimde şaşırmıştım. İngilizlerin en iyi yaptığı şey sömürü olduğu için ülkesinde de göçmen olması çok normal.
0
mikahakkinen
(24.06.24)
tam tatil döneminde gitmiş olmanla da alakalı olabilir, diğer günler oluyorlar çünkü genelde.

geçen sene bu dönemde italya'ya gittim. orası da aynıydı, sırf turist kaynıyordu ortalık, bir tek napoli'de vardı italyan. muhtemelen sebebi ekonomik. orta ve kuzey italya'da italyan vatandaşa rast gelmen çok zordu.

demem o ki sen de böyle görece ekonomisi daha düşük, maddi anlamda güçsüz ingilizlerin yaşadığı yerlere gitsen muhtemelen görürsün yine.
0
air
(24.06.24)
Woke liberalizmi ve SJW hümanizmi böyle bir şey. Ülke işgal edilirken ses çıkarınca ırkçı ve faşist bir yaratık oluyorsun. Avrupalı ılıklığı ile işgalci sayılarının da az olması sebebiyle uzun süre ses edilmedi. Son 2 yıldır artık tepki siyasete yansıdı.

Bu arada Londra'nın pahalı yerlerinde yine İngiliz dolu. İstanbul'a gelince Fatih, Esenyurt ve hatta artık Kadıköy'de Moda'ya gelince Türkiye dışında başka ülke şehirlerine gitmiş gibi hissediyorsun.
0
nawar
(24.06.24)
Beyaz Avrupalı ırka olan ve tanzimattan bu yana üzerine yapışmış bulunan hayranlıktan kaynaklanan bakış açısını değiştirebilirsen bunun işgal değil bir çeşitlilik ve zenginlik olduğunu görebilirsin.

Türkiye'den Amerika'ya gidenler de giyim kuşama ,insan çeşitliliğine olan toleransı görünce şaşırıyorlar.

Yunanları, belçikalıları görmüş olsan ellerinden alınmış diye düşünür müydün?
0
hebanon
(24.06.24)
@hot potato ve @hebanon+1
0
Amaranta ursula
(24.06.24)
bu her ulkenin, her sehrin sorunu su an. siz saniyor musunuz ki siginmacilar sadece bizde var?
0
Sour
(24.06.24)
Irkçılık büyük hastalık. Şifa diliyorum.
0
but that was just a dream
(24.06.24)
Avrupa'da sağ işte tam olarak bu yüzden yükseliyor. Bir de şaşırıyorlar nasıl yükseliyor diye. Dünyada mülteciye ses çıkartmayan tek sağcılar da bizde :) İngiltere'deki hint asıllı başbakan "gerekirse zorla gidecekler" diye boşuna bas bas bağırmıyor.
0
ilgeru
(24.06.24)
turistik gezi sirasinda orjinal beyaz adam gormemen normal, turistlerin takildigi yerlerde hizmet sektorunde calisan mavi yaka zaten gocmen.

beyaz adam buyuk ihtimal home office calisiyor, isini bitirdikten sonra da spor aracina binip golf oynamaya gidiyor. sehirde isi yok adamin, baska seylerin pesinde.
0
cooperr
(24.06.24)
Turkiyede cok farkli değil hocam uzaklara bakmaya gerek yok.
0
Zetnikov
(24.06.24)
(4)

Copilot efektif kullanım önerileri

akhenaten
Bilgisayarın bir köşesine geldi yerleşti, iyi de oldu. AI güzel, AI seviyoruz. Ama bunu ciddi ciddi gündelik işlerinizi halledecek şekillerde kullanacak önerileriniz var mı? Özellikle de basit ama kalıcılaşabilecek, bu zamana kadar nerdeymişsin denecek tarzda şeyler. Detaylı işlerden çok günlük sıra
Bilgisayarın bir köşesine geldi yerleşti, iyi de oldu. AI güzel, AI seviyoruz. Ama bunu ciddi ciddi gündelik işlerinizi halledecek şekillerde kullanacak önerileriniz var mı?

Özellikle de basit ama kalıcılaşabilecek, bu zamana kadar nerdeymişsin denecek tarzda şeyler. Detaylı işlerden çok günlük sıradan görevlerden bahsediyorum özellikle. Aklıma gelmediği için örnek de veremedim havada kaldı biraz.
0
akhenaten
(23.06.24)
çok etkili değil. bence google aramalarından daha etkisiz.chat gpt'nin bir versiyonu gibi düşün.
0
ferenc
(23.06.24)
İşinizle ve kendi başınıza neyi yapıp neyi yapamadığınıza göre ben yararlı görüyorum. Bana Excel’de faydası oluyor mesela. Kaç defa kurs aldım, ama nadiren formül kullanmam gerektiği için pratiklik kazanamadım. Copilot hallediyor.
İç web’den firmayla ilgili bilgileri çektirip mektup yazdırıyorum.
Email ve makale özetletmekte kullanan var. Güzel sunumlar da hazırlıyor.
Ben beğeniyorum, sürekli de geliştiriyorlar.
0
auroraaurora
(24.06.24)
Aklıma gelen bir başka özellik de görsel tasarlatabiliyorsunuz. ChatGPT’de de var sanırım bu özellikler, ama beleş olunca Copilot’u tercih ediyorum ben.
0
auroraaurora
(24.06.24)
Kendi ihtiyaçlarınızı daha iyi bilirsiniz ama ben yaptırdığım işlemi söyleyeyim, belki fikir verir.

Benim bir çeşit proje dosyalarım var. geçici proje dosyaları. Onlara aslında ihtiyacım yok ama o dosyalar sayesinde o projeden hangi isimle export aldığımı takip edebiliyorum. Bir gün bu işi başkasına devredersem o dosyalar sayesinde yolunu bulabilecek. Ama dediğim gibi aslında dosyanın içindeki bilgi önemli değil, dosyanın konumu(bulunduğu klasör) ve dosyanın tam ismi gerekli.

ChatGPT'ye bu derdimi anlattım. Bana bir script yazdı. Mac OS kullanıyorum. Bu script'i hiç bilmeyen birine nasıl kullanacağını da adım adım anlattı.
O dosyaların tamamını oldukları yerde aynı isimle içi boş bir .txt dosyasına çevirdi. Artık o dosyalar hiç yer kaplamıyor ve benim ihtiyacımı da görüyorlar.

CoPilot'u tanımıyorum ama herhalde o da bu basit işin altından kalkardı.
0
michael_knight
(24.06.24)
(7)

9 aylık bebeğimizi ufak kuzeni sürekli çimdiklemeye çalışıyor

psmstc
Ne yapmalı? En ufak fırsat bulunca hemen kaşla göz arasında çimdikleyip çocuğu ağlatıyor kendisi de 3,5yaşında ne yapmalı
Ne yapmalı? En ufak fırsat bulunca hemen kaşla göz arasında çimdikleyip çocuğu ağlatıyor kendisi de 3,5yaşında ne yapmalı
0
psmstc
(22.06.24)
bir hediye alın miniğe, bebek aldı diyin.

yalnız bırakmamaya çalışın. o yaş için anormal bir davranış değil, bebeğe yönelik ilgiyi kıskanıyor.
0
deartheodosia
(22.06.24)
çimdikleyin. empati eğitimi!
0
anon1m
(22.06.24)
Anonim +1

Benzer durumu eşimin kuzenin çocuğu bizim kızımıza yapıyordu.

Kuzenin çocuğu ile baş başa kalınca bende ona benzer hareketi yaptim. Bir daha böyle bir sorun yaşamadık.
0
kaiserr76
(22.06.24)
hediye alırsan daha çok yapar.
0
ferenc
(22.06.24)
Dayak. Hiç öyle yeni nesil anne babalık pozlarına girmeye gerek yok. Laftan anlamayana dayağı yapıştıracaksın. Bak bakalım bir daha yapıyor mu?
0
denizgonen
(22.06.24)
Benim çocuğum 3.5 yaşında iken hata yaptı diye amcası dayısı dövse ben onu hastanelik olana kadar döverim.

Çocuk bu, ilgiyi kendine ister yapar kıskançlık. hele ki başkasının çocuğu ne kadar durdurabilirsiniz ki? Gerekirse almayın evinize koruyun evladınızı.
0
cilekli pasta
(23.06.24)
onun annesi babasının sorunu bu. çocuğunuzu tek başına onunla yalnız bırakmayın.

benim çocuk 4 yaşında "yapma, bu yanlış bir hareket" dedim mi iş bitiyor. kardeşimin veya büyüğümün öyle bir çocuğu olsa eğitin şu çocuğu derim.

de yani niye çekiniyorsun ailenden.
0
bisorumvargaliba
(23.06.24)
(18)

38 yaşında doktoraya başlamak ?

kuul
selam,önümüzdeki hafta gerçekleşecek son bir aksiyon sonrası türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde, üzerine çalışmak istediğim alanda bir doktora yapma fırsatı şu an önümde duruyor. bir mülakat olacak. ancak ben çalışacağım hocayla falan anlaştım. ne üzerine çalışacağımız da az çok belli. an
selam,

önümüzdeki hafta gerçekleşecek son bir aksiyon sonrası türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde, üzerine çalışmak istediğim alanda bir doktora yapma fırsatı şu an önümde duruyor. bir mülakat olacak. ancak ben çalışacağım hocayla falan anlaştım. ne üzerine çalışacağımız da az çok belli.

ancak bir yanım kalk gidelim derken öbür yanım bok yeme otur diyor. yaşım 38 oldu. son 6-7 senede enerjimi saçma sapan şekillerde harcayıp bitirdikten sonra artık okul okumaktan kusma derecesine geldim. her gün yol çilesi ayrı, iş yoğunluğu ayrı olarak beni sömürüyor.

diğer yandan eğer bu başvuruyu yapmaktan vazgeçersem altın tepside önüme gelen fırsatı sırf motivasyonum yetersiz diye geri çevirmiş olacağım için kendimi bir ömür suçlayacakmışım gibi geliyor.

sizce ne yapılır ?

bu tecrübeyi yaşamış/yaşayan arkadaşlar görüp bir şeyler karalasa ne güzel olurdu...
NOT: tikler gecikse bile gelecektir.
0
kuul
(21.06.24)
benim babam da 38de başlayıp 44te bitirdi, 3 çocuklu haliyle hem de. normalde farklı bir mesleği vardı, akademisyen oldu. bu sene de profesör oldu.
tabi ki zor olmuştur ama isteyen insan için neden zor olsun.
0
yenibirgüzelnick
(21.06.24)
Türkiye veya amerikan sisteminde hocayla çalışmak diye birşey yok. 2 sene ders alıp sonra 2 sene tez sürecin olacak. Ne üzerine çalışacağınız henüz belli değil, resmi olarak senin danışmanın olmayacak. Öncelikle bunu bil.

Bir diğer konu da doktoranın senin için anlamı ne olacak bunu sorgula derim. En az 3-4 yayın yapmadan boş cv ile bitirilen doktora tamamen zaman kaybı olur. Ders aşaması olan doktoralarda yayın yapmak zordur veya imkansızdır. Kullanıldığını hissediyorsan bırak.

Hocayla çalışma olayı iki şekilde olur: birincisinde hocanın ayak işlerini yaparsın ama seni hiçbir projeye dahil etmez, yayın yaptırmaz. Diğer türlüsünde seni yetiştirmek için çaba gösterir. Bu ayrımı bil derim.
0
ferenc
(21.06.24)
Neden doktora yapmak istediğin kısmı eksik ya da yeterince ifade edilmemiş. Cevapta önemli olan o olacaktı bence.
0
prole
(21.06.24)
prole +1. Bir de sartlarina bagli. Aileden zenginsen ve para kazanma baskisi yoksa istersen 50 yasina kadar doktora yap, postdoc yap vs. Ote yandan ne kadar "altin tepside sunulan firsat" olup olmadigi da su an nasil bir meslegin ve kariyerin olduguna gore de degisir.
0
hot potato
(21.06.24)
Yapın tabi, neden moralinizi bozuyorsunuz?

Tek önemli husus vaktiniz var mı? Çünkü doktorayı bitirmek siz öylesine de yapacak olsanız ciddi bir iş, doktora tezi hiç neden olmasa bile kendi başına çok vakit alan bir süreç. Ayrıca 4 sene belki daha uzun süre hayatınızda olacak ve her zaman bu ilk hevesi taşımayacaksınız. Biraz yıpratıcılık payı olacak elbette.

Neticede profesyonel anlamda verdiğiniz emeğin karşılığını alamayacaksınız. Doktora akademik düzeyde işe yarayan bir şey. Özel sektörde doktoranız var diye hayatınızda büyük bir fark olmayacak. Emin değilim ama memuriyette belki birkaç şeyi etkiliyordur, zaten memursanız bunları biliyorsunuzdur. Ancak kendinize güveniniz artar, alanınızda gelişirsiniz. Hoşunuza gidecek bir şey yapmış olursunuz. Neden olmasın vaktiniz varsa?

Baktınız olmuyor, bitirmezsiniz. Ne yapacaklar bitirmediniz diye puh tüh diyecek hali yok kimsenin. Biterse de ne ala.
0
akhenaten
(21.06.24)
@yenibirgüzelnick, @ferenc teşekkür ederim.

@prole, evet doğru en önemli nokta sonuçta. şöyle açayım: ben şu an kamuda herhangi bir lise mezunun bile rahatça yapabileceği, eğitimim veya yeteneklerimle alakası olmayan bir işteyim. zaten kamunun kahir ekseriyeti böyle desek yalancı çıkmayız. peki neden oradayım ? orası uzun hikaye hiç bahsini açmayayım. işte bu kısır döngüyü kendimce kırmak için ilk olarak şahsi çabalarımla, sonrasında yüksek lisans yaparak VERİ BİLİMİ-GÖRÜNTÜ İŞLEME alanında bir noktaya kadar geldim. işte şimdi bunun doktora fırsatı önümde. eğer bitirirsem hem çalışmak istediğim alan, hem alanın gelişimi baş döndürücü ve bunun bir parçası olma ihtimali, hem bu doktoranın benim kariyerimi akademik olarak olmasa bile maddi olarak değiştirme ihtimali vb sebeplerden başlamak istiyorum. çünkü şu an bulunduğum konumda kalmam geçmişime, eğitimime ve birikimime -bence- ihanet gibi bir şey. ama işte diğer yanda da ucunun nereye gideceği ve benden neleri ne kadar zaman boyunca götüreceği belli olmayan bir süreç var. elbette mantık devam etmemi söylüyor ama fiziksel ve mental olarak bunu gerçekten kaldırabilir miyim ? mevzu sadece alanı sevmek ve orada çalışmak istemek mi, yoksa başka teşvik edicilere ihtiyaç var mı bunu kestirmeye çalışıyorum. misal araştırma görevlisi olarak başlama şansım olsa bu soruyu hiç sormazdım bile. ancak hem çalışıp hem bunu yürütmek söz konusu olunca benzer yollardan geçen/geçmiş insanların fikrini de mümkün olduğunca bilmek isterim.
0
🌸kuul
(21.06.24)
Yaş 38, hala okumak.. ve ömür bitiyor.
Üniversite okumayı çok bir şeymiş gibi gösterdiler yıllardır ve ortalık üni mezunu kaynıyor.
Meslek lisesi mezunlarının geliri de daha yüksek.
Diploma almak, kariyer, ünvanlar bu kadar uzun zamana yayılmamalı.

Yıllar yılı kesinlikle yanlış uygulanan şu var ki ilkokuldan üniversiteye bu kadar uzun bir zaman aralığı sadece okumaktan ibaret olmamalı. Bu zaman aralığı, insanın en önemli zamanlardır ve yeteneklerinin de ortaya çıkacağı bir dönem olmalıdır. Çocukluktan itibaren bir çoğumuz gerçekten yeteneklerimizi bilmeden, tanımadan büyüdük veya büyütüldük.

Gelen fırsatı geri çevirmeniz çevrenizdekilerin bu konuda neler yaptıklarıyla o konuma verdikleri değer ile ilgili. İleride kendinizi suçlayacaksanız sürece devam edin. ama dediğim gibi bir ömrün sonuna da bu kadar yakın olmamalı bu eğitim dedikleri .
0
diyecevaplandı
(21.06.24)
Okumaktan kusma derecesine gelmiş, aşırı yorulmuş bir insan olarak bence okumamalısın, çünkü bir an gelip emeklerini ve verdiğin vakti ve hatta harcadığın parayı yok sayacak bir hamle yapman mümkün, hatta buna mecbur kalman bile mümkün.

37 yaşındaydım, okuldan mezun olalı 14, memuriyete başlayalı 11 yıl olmuştu, sadece aklıma esti diye yüksek lisansa başvurdum, yeni mezunlar varken beni birinci seçtiler vs. Sonuç, bazı sebepleri kaldıramadığım ve ders çalışma kaslarımı yeniden çalıştıramadığım için devamsızlık marifetiyle okulu bıraktım. Çok da sağlam bir akademisyen kafamın olduğunu söyleyip duran hocalarım beni kaybetmekle epey üzüldüler ama ben kaldıramadım. Sebeplerim çok ağır sebepler değil ama ben yapabilecek halde değildim. Bunu bile bile girdiğim okuldan devamsızlıkla atıldım.

Senin de bu şekilde bir tepkiyle doktora hayatını kendin yıkma ihtimalin var, ki bahsettiğin yorgunluk da bunu gösteriyor bence.

Bu kadar yorulmayacak olsan, bu kadar tükenmemiş olsan derim ki yap doktoranı, hayatına anlam gelir. Ama şu halde öyle diyemiyorum.
0
muhayyer divan
(21.06.24)
yap yap
0
duyurukullanıcısı
(21.06.24)
disiplinli çalışabilen, işleri ertelemeyen, araştırma yapmaktan heyecan duyan biriyseniz doktora size çok şey katabilir. mesleğiniz, işiniz, yaşamınız, kaderiniz değişebilir. güzel olur yani. ama düzenli çalışmazsanız duyacağınız kaygı ve vicdan azabı yaşamınızı kötü etkileyebilir. Ne yaşadıklarınızdan zevk alırsınız ne de doktorada ilerlersiniz. Bence başlayın, kendinizi tamamen adamaya da gerek yok, sadece disiplinli bir şekilde çalışarak yapın.
0
santimantal
(21.06.24)
Doktoradan beklentin çok yanlış. Doktoranın amacı araştırmacı olmaktır. Sadece yayın yapmaktır. Yapamıyorsan veya yapmak istemiyorsan doktora yapmak doğru değil.

Doktorada bilgi edinme yok, bilgi üretme var.

Diyelim ki doktorayı tamamladın ama araştırma olanağın yok. Bu durumda kendini gol atamayan futbolcu gibi düşüneceksin. Hasta tedavi edemeyen doktor gibi veya. İşlevsizsin ve bu nedenle silinip gideceksin.
0
ferenc
(21.06.24)
+ akademiden kovalanmayacaksa zaten bence doktoraya baslama yasi 40 civari olmali o yuzden bence yas problemin yok.

+ hakkiyla yapilan bir doktorayi zaten 5 seneden once bitirmek cok zor, senin part time yapacagini dusunursek tahminim 6-7 sene surecektir. Okul okumaktan kusma noktasinda olan birisinin bu sureci atlatmasi zor.

+ hocayla calismak yok denmis ama ben supervisor olmadan doktora yapan gormedim, hocayla calismadan nasil yuksek yapiliyor anlamis degilim.

+ eger tezini savunmadan once 2-3 tane tier 1 yayin yap(a)mamissan bence senin doktora yok hukmundedir, vakit kaybidir. Bunu da eklemek lazim.

+ maddi katmadeger kaygin sifira yakin olmali, ne kadar cok okul o kadar cok para devri kapanali cok oldu ama bunu ozellikle ortadogu insani hala anlamiyor. Yani kendini tatmin icin gireceksen gir, baska bir kazancin olmayacakmis gibi dusunmen lazim.
0
cooperr
(21.06.24)
kesinlikle arkana bakmadan dön ve kaç bu fikirden.tr de doktora yapmak saçmalıktan başka birşey değil.
0
ashleybon
(21.06.24)
@ferenc,

Öncelikle cevabınız için teşekkürler. Bir noktayı açayım müsaadenizle: Başvuru öncesi şartlardan biri danışman hocadan alınacak kabul mektubuydu (bu belki zaten hep böyledir bilemiyorum) onun için de tezimi yazdığım, hatta makalesini de yayınlamak üzere olduğum alanla alakalı olarak bir hocayla irtibata geçtim. O da yüksek lisans tezimdeki alanın devamı sayılabilecek sahada doktora çalışması yapabileceğimizi söyledi. Ona istinaden de davet mektubu yolladı zaten.

Ne derece önemli bilmiyorum ama danışman olmak için bana tamam diyen hoca benden yaşça küçük. Ancak co-advisor olarak daha tecrübeli bir hoca da sürecin içinde olacak. Yani en azından sözlü kabul aşamasında konuşulan bu diyeyim.

Projede ayak işçisi olma konusu için zaten fazla yaşlı olduğumu ve bu duruma katlanmayacağımı söyleyebilirim. Sonuçta olmazsa olmaz değil. Gerekirse basar giderim diye kendimce hülyalardayım. Ama pratikte de bunun karşılığı böyle olur mu, bunu zaman gösterecek.
0
🌸kuul
(21.06.24)
Valla yap yapma diyemem, cok zor konular ama tez yazmak gercekten cok yipratici bir surec, geri donup baktigimda full time ozel sektor calisirken nasil bir guc gelmis de yapmisim diyorum. Bunu soylemek isterim. Ote yandan icine girince yapiliyor, bir sekilde bitiyor. Bir suru insan gibi yapabilirsiniz yani. Son olarak, anladigim kadariyla isiniz rahat, baslayim hic olmayacak gibiyse birakmak da bir secenek, birakmak illa kotu bir sey olmak zorunda degil, denemeden sizin icin dogru sey olup olmadigini da bilemezsiniz.
0
kassiopeia
(22.06.24)
Son sözümü başta yazayım: Ana amacınız şirketlerde iyi bir iş bulmak değilse ve başladığını bitirmeden de rahat edenlerdenseniz başlayın, devam edip etmeyeceğinize yolda karar verirsiniz.

Standartları yüksek, sağlam bir hocayla çalışacaksanız doktora tezi zorlu bir süreç. İyi bir okuldaysanız ders ve yeterlilik aşamaları da zor geçecek. Paraya dönüşecek bilgi peşindeyseniz birçok derse "ben bunun için burada değilim" diye bakmaya başlayacaksınız. Yani akademik kariyer dışında bir düşünceyle yapacaksanız gereksiz zorlanabilirsiniz.

Olur da doktorayı bitirirseniz birçok şirket için "overqualified" olacağınızı da unutmayın. Yani "bu insan bu işin doktoru, bizim şirket, maaş bunu yakın zamanda tatmin etmemeye başlar, kaçar, hiç bulaşmayalım" deme ihtimalleri çok çok yüksek. Bunu, "hem bu doktoranın benim kariyerimi akademik olarak olmasa bile maddi olarak değiştirme ihtimali" sözünüze cevaben yazdım.

İnsan görmediği şeyi gözünde büyütebilir. Bir de "kendimi bir ömür suçlayacakmışım gibi geliyor" yazmışsınız. Gereksiz zorlanırsanız, hocalardan kazık yerseniz (ki şimdi size çalışma sözü veren hocanın sonrasında cayma ihtimali çok düşük değil), akademik kaypaklıklar midenizi bulandırırsa "aman başladım, dişimi sıkıp bitirivereyim" demeden kaçabilecekseniz başlayıp bir görün, sonra aklınız geldikçe üzülmeyin derim.
0
cosmicstring
(22.06.24)
turkiye'nin en iyi universiteleri bile ilk 500'de degil ki. bu bir sey ifade etmiyor bence. turkiye'deki tirt okullarda bununla zaman kaybetmezdim. akademi ortami zaten les.
0
bohr atom modeli
(22.06.24)
@cosmicstring,

oldukça vurucu ve direkt bam teline basan bir mesaj olmuş hocam çok teşekkür ederim.
0
🌸kuul
(22.06.24)
(5)

telefonda iyi konuşmak diye bir yetenek var mıdır?

duyurukullanıcısı
sadece telefonda messi'leşen normal hayatta standarda bağlamak gibi bir şeyolabilir mi böyle bir yetenek?
sadece telefonda messi'leşen normal hayatta standarda bağlamak gibi bir şey

olabilir mi böyle bir yetenek?
0
duyurukullanıcısı
(19.06.24)
Var var, yetenek değil de beceri diyelim. Gerçek hayatta bildiğin keko ama telefonda İstanbul beyefendisi kesilen çok insan var, hatta konuştuğu kişiye verdiği önemde göre olduğu yerde ayağa kalkan biliyorum. Var öyle şeyler.
0
muhayyer divan
(19.06.24)
Gerçek hayatta sosyal ilişki dehası olup telefonda konuşamayan çok kişi denk geldiğim gibi gerçekte iki kelime edemeyip telefonda akan birkaç kişiye de denk geldim. İkinci gruba daha az denk geldim ama
0
nundu
(19.06.24)
direkt konuya girmen gerekiyor. ık mık dersen olmuyor telde. hafiften bir nasılsın iyi msiin deyip konuya dalacaksın
0
ferenc
(19.06.24)
İyi yapılan her şey bana göre yetenektir.
0
pavlis
(19.06.24)
Evet. Beni 6 yasinda dukkanda telefon basina oturttular senelerce telefona baktim yas 38 simdilerde.
0
Zetnikov
(19.06.24)
(8)

saat nasıl sizce?

mhmtt
https://at.citizenwatch.eu/de/p/nj0153-82x/10 üzerinden puanlayalım
at.citizenwatch.eu

10 üzerinden puanlayalım
0
mhmtt
(19.06.24)
citizen'in klasik bir modeli bu, güzel saat ancak su geçirmezliği yok. otomatikten ziyade eco drive modellerini öneririm. bunun bakımı masraflı ve zor.
0
ferenc
(19.06.24)
Linki açar açmaz sesli güldüm.
Gerçekten çok kötü.

Bende bu var. at.citizenwatch.eu

Seve seve kullanıyorum aylardır
0
limonlu eksi
(19.06.24)
Neden gold? Puanim 4,5.
0
Feriyaanim
(19.06.24)
Abi böyle özel tarzi olan bir adamsan ya da zenciysen olur. Onun dışında nein.
0
logisticsmanager
(19.06.24)
bence 1.
saat guzel ama, disi metal rengi ici yesil ya da mavi falan olsa alinir.
0
cooperr
(19.06.24)
0,0001
0
pavlis
(19.06.24)
Z kuşağında trendin golda doğru evrildiğini bilmeyen yaşlı arkadaşlar beğenmemiş :/
0
Mirket
(19.06.24)
Tum takilarim gold ama saat cirkin.
0
Feriyaanim
(19.06.24)
(5)

İelts puan burda mi yurtdışından mi alınmalı?

cakmayazar
Selam üniversiteye kadar ing görüp konusamayanlar,Yurtdışına çıkma arefesinde olan şahsım orda hallederiz dediğim bir konu için TRT'de almak daha kolay dediler. Ulan düşününce evet sanki. Burda hoca türk vb biraz daha toleransı olur gibi. Öyle mi?
Selam üniversiteye kadar ing görüp konusamayanlar,

Yurtdışına çıkma arefesinde olan şahsım orda hallederiz dediğim bir konu için TRT'de almak daha kolay dediler. Ulan düşününce evet sanki. Burda hoca türk vb biraz daha toleransı olur gibi. Öyle mi?
0
cakmayazar
(19.06.24)
TRT IELTS mi vermeye başlamış.

düşüncen yanlış. ielts de hesaba katman gereken hususlar geçerlilik süresi ve fiyatı. onun haricindeki hususlarda yurtdışı yurtiçi fark etmez.

standart belli abdullahoğulları ingilizce kursu değil bu global belli bir standartı var.
0
Lubb
(19.06.24)
ben hiç yurtdışında girmedim ama 3 kere tr'de girdim. öyle standart farklılığı olabilecek bişey yoktu. bir arkadaşım da bir türlü geçemiyordu 4 kere burda girdi 7,0 bile alamadı kanada'ya çekip gitti 9 gün sonra sınava girdi orda 7,5 aldı. listening reading zaten fark etmiyor, wr zaten 2 kişi tarafından okunuyor. bi speaking var onda da yabancı hoca oluyor. hepsi sürekli değerlendirilip takip ediliyor. kasma sıkma çok fark yok şans yanında olmalı sadece
0
avatar is back
(19.06.24)
uluslararasi sinavlarda ulke farketmez.
TRT ile ielts'in ne alakasi var orasini ben de anlamadim.
0
cooperr
(21.06.24)
Türkiye'de daha bol puan verirler speakinge. Hangi ülkeye gideceksin bilmiyorum ama ben abd'de hiçbir sınava girilmesini önermem. Fazladan para alma fırsaltları varsa bu fıratı kaçırmazlar
0
ferenc
(21.06.24)
TRT klavyenin otomatik doldurma sebebiyle çıkmış.
Trde 5000 TL yurtdışında 9000 TL
Bakalım artık şans kısmet
0
🌸cakmayazar
(21.06.24)
(22)

(Özellikle Türkiye'de) İnsanlar Bilimdışı/Akıldışı İnançlara Nasıl Kayıyor?

pantepember
Nasıl bir süreçle gerçekleşiyor bu, merak ediyorum.Çevremdeki neredeyse herkes şifa, kuantum, enerji, evrene mesaj, astroloji, reiki, aile dizimi, homeopati gibi abidik gubidik her şeye inanıyor. Biz aynı eğitimlerden geçmedik mi? Ben, ve az bir avuç ben gibi insan, neden böyle değiliz? Neden akılcı
Nasıl bir süreçle gerçekleşiyor bu, merak ediyorum.

Çevremdeki neredeyse herkes şifa, kuantum, enerji, evrene mesaj, astroloji, reiki, aile dizimi, homeopati gibi abidik gubidik her şeye inanıyor. Biz aynı eğitimlerden geçmedik mi? Ben, ve az bir avuç ben gibi insan, neden böyle değiliz? Neden akılcı düşünceye, şüpheciliğe, bilimsel yaklaşıma sahibiz? Kime ne oldu da böyle ayrıştık?

Bu insanlar nasıl böyle bir dönüşüm geçirdiler?

EK1:
Mesela, eskiden din vardı bunun yerine, ama insanlar (bazı nedenlerle) dinden soğudukları için oluşan boşluğu bunlarla mı gidermeye çalışıyorlar?

EK2: "Eskiden din vardı, ne güzeldi" demek istemiyorum. Tanrı ve özellikle din akılcı bir insanın inanmayacağı kurgular.

EK3: @abelardo'ya cevap olarak: ben sıradan bir eğitim aldım. Düz ilkokul, düz ortaokul, düz lise, düz üniversite (mühendislik). Özel bir eğitimim kesinlikle yok.

Ek4: Gelen cevaplar yalnızlığımın kanıtı gibi oldu maalesef.
0
pantepember
(18.06.24)
hocam sanki eskiden herkes bilimin ışığnda yol alıyormuş gibi sormuşsun, dönüşüm geçirdiler diyerek.

nazar kurşun döktürme, fala inanan insanların devamı işte. e bir de refah olmayınca, insanlar sığınacak yer arıyor.
0
jülsezar
(18.06.24)
Saydıklarınızın çoğuna inanmasam da bilim dışı/akıl dışı olarak değerlendirilen bazı şeylere inanıyorum sanırım. Nasıl böyle şeyler düşünmeye başladım diye kafa yordum biraz çok net olmasa da sanırım biraz çevre ile ilgili. Bir de ben çok muhafazakar olmasam da müslümanım ve türkiyede bu durum sanki iki kampa ayrılmış gibi geliyor, nasıl anlatsam bilemiyorum ama "bilime inanan" insanlar sanki bilime bir dinmiş gibi yaklaşıyorlar gibi geliyor. Sözlükte okuduklarımdan hep böyle anlıyorum ve ben olayın diğer tarafında kaldığımdan komplo teorilerine inanma eğiliminde oluyorum. Bana göre abartılı olmayanlara tabii.

Bir de şu kısa ömrümde bile "bilimsel" olan şeylerde değişiklik oldu. Tabii belki herkes mutabık değildir bilemiyorum. Zaten bilimin doğası gereği bugün kötü olan şey yarın iyi görülebilir.

Kısaca 90'lara dönelim. Hayvansal doymuş yağlar kesinlikle kötüydü, çiftlikten alınıp evde pişirilen süt kötüydü. Oruç tutmak (islami veya değil farketmez, 2 kez yemek yemek de diyebiliriz) kötüydü. Bunlar hep bilimsel görüşlere dayandırılıyordu. Algılarımıza bir örnek vereyim. 2007 yılında üniversitede bölüm başkanı ders esnasında "bence çiftlikten alınıp evde yoğurt yapmak daha iyi" dedi, ben devletin okulunda bir öğretmenin bunu demesine şok oldum. Bugün büyük çoğunluk bunu normal görüyor. Oruçla ilgili ramazan öncesi tüyolar verilirdi, orada hep "çok sağlıksız ama hadi bunu mümkün olduğunca sağlıklı yapmaya çalışalım" tadında anlatılırdı. Bugün aynı durum aşılar için de geçerli, sanıyorum bilimsel olarak doğru olanın aşı olmak olduğunu düşünüyorsunuzdur. Bende buna doğal olarak e abi zamanında tereyağı kötüydü, şimdi iyi oldu, yarın da aşı kötü olabilir diyorum. Tabii bunlar bilimsel açıdan hep normal şeyler, zararlı olduğu kanıtlanırsa bilimsel olarak zararlıdır.

Kusura bakmayın çok dağınık oldu, hafiften konudan da saptım. Özetle bilimsel yaklaşıma bir garezim olmasa da, bazen çok güvenemiyorum.
0
mbond
(18.06.24)
@mbond selam,

"Bir de şu kısa ömrümde bile "bilimsel" olan şeylerde değişiklik oldu."
Her gün dünyayı daha iyi/doğru anlıyoruz. Bu da bilimsel yaklaşımla elde edilen sonuçları değiştirebiliyor. Kusurları da olsa bilim özeleştiri yapıyor ve ilerliyor. Bilim dışında ne var bu özellikler taşıyan? Hiçbir şey. Bilim kadar isabetli ne var elimizde? Yani en iyi çalışan aracımız bilim.

Oruç hala kötü bir şey. Onca zaman susuz kalmak zararlı. Aralıklı oruç (intermitent fastin) başka bir şey. Onda enerji kısıtlaması var. Enerjisi olmayan her sıvı içilebiliyor.

Şimdi zararlı bulunan bir şeyin bir zamanlar yararlı bulunması (veya tersi) bilimin çalışmadığını mı gösterir, yoksa bilimsel çalışmaların yetersiz yapıldığını mı, yoksa politikacıların ahlaksızlığını/vurdumduymazlığını mı, teknolojinin yetersizliğini mi? Bunların hepsi mümkün. Bilimden ne bekleniyor, anlamış değilim. İnsan ürünü olan bir şey bu. Bilimle bir anda evrenin sırrının çözülmesi mi? Kusurları olabilir, zamanla gelişir vs. Bu arada buna "ya hep ya hiç safsatası" deniyor literatürde.
0
🌸pantepember
(18.06.24)
mbond

sizin verdiğiniz örnekler ile pantepemberin verdiği örnekler aynı kulvarda değil bence.
astroloji vs tamamen zırva.

sıcakta o kadar susuz kalmak zaten zararlı

dinle enerji reiki astrolojinin ilgisi yok hocam zaten
0
jülsezar
(18.06.24)
İnsanların inanç ihtiyacından ileri geldiğini düşünüyorum. Bence de geleneksel dinlere olan ilgi azaldı, azaltmaya devam ediyor. Bilim bir insana nasıl yaşaması gerektiğini söylemez ya da insan hayatında çok önemli yeri olan iyilik, kötülük, aile, aşk, evlilik, hak gibi kavramları açıklamaz. Bunları anlamdirmak için din vardı bin yıllardır, şimdi o da çekiliyor sahneden. İnsanlar canhıraş new age akımlara,.uzak doğu dinlerine, spiritüalizme yöneliyorlar. Ama ben bunun böyle kalacağını da düşünmüyorum, bir geçiş dönemi bu. Bugünün insanını çok da avutmaz gibi geliyor bütün bu öğretiler. Buradan felsefe, sosyoloji, tarih, psikoloji okumaya geçeceğiz diye düşünüyorum.
0
sekizdokuzon
(18.06.24)
@jülsezar evet, "dönüşüm" kelimesi uygun olmamış gibi. Şunu kastettim: Böyle adetlerimiz yoktu. Onun yerine islami versiyonları vardı, senin de dediğin gibi kurşun vb. Ne oldu da bu (sanırım) uzakdoğu hurafeleri bu topluma nüfuz etti?

Daha geniş sorarsam: Neden bazıları akılcılığı seçerken diğerleri (ezici çoğunluk) akıldışılığı seçiyor/buyur ediyor?
0
🌸pantepember
(18.06.24)
hocam etkileşim arttı, herkesin her şeyden haberi var. sosyal medyanın ilgisi var. biraz da hobi gibi. dinle ilgisi olmadığı için seküler tayfanın da hoşuna gidiyor bu tarz şeyler. ben reiki 1. seviye şeysine katıldım. lan harbi çalışıyor mu diye, çalışmadı.

aslında bu tayfa bunları hobi olarak yapıyoruz, biz de bunla eğleniyoz dese sorun yok benim gözümde ama, astrolojinin reikinin gerçekten doğru olduğuna falan inanıyorlar.

bir çok farklı alanda bir çok farklı şey nüfuz ediyor aslında topluma.
0
jülsezar
(18.06.24)
Kuantumun bilimden uzak olduğunu iddia etmek se bie tuhaf oldu şimdi. Bilim sadece bilinebilen şeyleri çalışmaz, bilinemeyeni de deşer sürekli ve sürekli yeni bilgiye ulaşır, doğru veya yanlış olduğunu ispat ettikçe yol alır. Yeni bilgilere "bilinmez"den hareketle ulaşmanın nesi acaip? Bir soru soruyor veya bir hayal kuruyor ve peşine düşüyor. Bunun kendisi üzerine çalışma süreci işte, insanların bu "üzerinde çalışma süreci"ni yaşamadıklarını ne biliyoruz?

Bir de astroloji bir istatistik arşividir, aynı zamanda istatistikî verileri yorumlama anlayışıdır. Bilimle karşılaştırmanın anlamı yok yani.
0
muhayyer divan
(19.06.24)
selam @pantepember,
Bilim ile alakalı söylediklerinizde esasında mutabıkız. Ben de onu da vurgulamaya çalıştım, bilim bu, bugün bir pratik insan sağlığı için kötüyken, yarın iyi olabilir. Bunu da deneye ve gözleme dayandırır, kulağa hoş geliyor sıkıntı yok. Ancak bilimin içinde olmayan biri olarak, söz gelimi covid aşıları mevzusunda, bir doktor negatif bir yorum yapıyor, direk aforoz ediliyor bilim dünyasından. Bilimle ilgili bir kişi böyle aforoz edilince ben de ister istemez herhalde bilimde de belli trendler var ve karşıt sesler susturuluyor diye düşünüyorum. Şahsen gözlem yapıp bilme şansım yok.

Beslenme konusunda da aynı şeyler geçerli. Bir bilimadamı çıkıp diyor ki 1 gram yağa ihtiyacınız yok, diğeri de keto yapın falan diyor. Her konuda çok da mutabık olunamıyor gibi geliyor.

Oruç konusunu, bilemiyorum azizim :) dini amaç olmaksızın susuz yapanlar da var, kendilerine göre sağlık için. Mesela bu örnekte bilim bunun iyi olmadığını söylüyorsa gerçekten, ben bunu dikkate alamayacağım.

jülsezar'ın dediği gibi örnekler de tam benzemiyor aslında biraz konunun dışına çıktık.

Ekşisözlük'ten bu tarz tartışmalı konularda ne zaman birşeyler okusam içimden geçen şey, insanların bilime fanatikçe bir bağ ile yaklaştığı yönünde. Sanki baştaki tanım ile uyuşmuyor gibi.
0
mbond
(19.06.24)
Cevabı pr'ın bu yönde yapılıyor olması.
0
doharkoman
(19.06.24)
Kuantum ve enerjinin bilimsel olmadigini iddia etmek enteresan, soylediginiz konular gayet uzerinde calisilan ve farkli cok sey kesfedilen alanlar. Bilmedigimiz cok sey var, bana aksine minnak beynimizle, bilim bile bir cok seye her sene bambaska bakarken o bilimsel bu bilimsel degil demek garip geliyor. Sadece son 4 yilda covid ile ilgili yasananlar bile kafanizda soru isareti olusturmuyorsa ben buna garip bakarim. Fanatikce bilime anladiginiz anlamda baglilik bana garip geliyor. Mbond'a katiliyorum bu anlamda. Son olarak bana insanlarin neye inanip, neyde huzur bulduklarini sorgulamak ve ayiplamak yargilamak da enteresan geliyor, siyasal islamcilar gibi yasam tarzini size empoze etmiyorsa nasil bir etkisi var size?
0
kassiopeia
(19.06.24)
bilimsel açıklamaların anlaşılması zor ve insanlara tatlı gelmiyor, ilgi çekmiyor. o yüzden inanmak istedikleri şeylere inanıyorlar.
0
ferenc
(19.06.24)
bir avuc insan misiniz? eskiden din mi vardi? kusura bakmayin ama bu cumleleri kurmak bence bir kopukluk gostergesi. oncelikle bir avuc insan degilsiniz, hatta bilim insani degilseniz buyuk oranda bilimi populer kulturden genis kitlelerle birlikte takip ediyorsunuz. fizikci, sinirbilimci olmayip bunlari makalelerden takip eden birini hic gormedim. belki istisnasinizdir. din dediginiz sey hala var. bu saydiklarinizla ilgilenenler, eskiden dindar olanlar degil genelde ateistler, deistler, agnostikler.
0
Sour
(19.06.24)
@muhayyer divan @kassiopeia,

"Kuantum bilim değildir" demek istemedim. Nasıl bunu anladınız? =) "Enerji yoktur" der mi bir insan? =)
"Kuantum beslenme", "kuantum şifa" vb her neyse, bunlar bilimdışıdır demek istedim.
0
🌸pantepember
(19.06.24)
@mbond selam,

"Beslenme konusunda da aynı şeyler geçerli. Bir bilimadamı çıkıp diyor ki 1 gram yağa ihtiyacınız yok, diğeri de keto yapın falan diyor. Her konuda çok da mutabık olunamıyor gibi geliyor."

Eğer bilimin ilkelerine ters bir şey yapıyorsa "aforoz" edilmesi normal.

"Ancak bilimin içinde olmayan biri olarak, söz gelimi covid aşıları mevzusunda, bir doktor negatif bir yorum yapıyor, direk aforoz ediliyor bilim dünyasından."

Bence burada sorun şu: Aslında bilimsel temelle bu iddialar incelense birçoğu (belki tamamı) çürütülecek. Elde yeterli veri ve düzgün bir metodoloji olmadan ortaya atılan iddialar olduklarını düşünüyorum. Yani burada sorun bilimin değil, bilimsel metodolojiyi uygulayan (veya doğru uygulayamayan) bilim insanlarının.

"Ekşisözlük'ten bu tarz tartışmalı konularda ne zaman birşeyler okusam içimden geçen şey, insanların bilime fanatikçe bir bağ ile yaklaştığı yönünde."

Ah keşke bilime (yani akılcılığa) fanatikçe bağlı olsak. =)

Soru: Bilim kadar isabetli başka ne var insanlığın elinde?
0
🌸pantepember
(19.06.24)
Türkiyede evrim konusu nedeni ile bilim hep sorgulanan ve bir grup insan tarafından “inanılan” bir şey oldu.
Aslında bilim inanılacak ya da inanılmayacak bir şey değil. Ama işte türkiyede sanki bir inanç sistemiymiş gibi bakılıyor. Böyle olunca bazı insanlar daha eğlenceli konulara kayıyor. Hayatlarına alacakları her oldunun şuana kadar edindikleri bilimsel tabana uyması gibi bir dertleri yok. Bilim de o oldulardan biri onların gözünde.
Maalesef bunun nedenini de evrime bağlıyorum ben. Sürekli bir tartışma, yalanlama. Halk ne yapsın.

Sonradan yanlışlanan konular konusunda da;
Bir konuda yapılan araştırmaların ilkleri kapitalist düzeni destekleyecek yönde ticari şirketler tarafından finanse edilebiliyor.
Mesela sigaranın boğazı yumuşatması için içilebilir denilen kısa bir dönem oldu. Ama ilk araştırmalar böyle hatalı sonuçlar çıkartabilirken sonra bağımsız araştırmalar yapılıyor konu hakkında ve doğruya ulaşılıyor. Bizim şu saatten sonra tekrar sigara aslında yararlıymış dememiz mümkün değil bilim camiasında.


Bir konu hakkında 20 tane yarar ve zarar keşfedilecekse ilk yapılan araştırmalar bir kaç yararını keşfeder nitelikte olabiliyor. Sonra zamanla çok daha doğru, nitelikli, tarafsız araştırmalar yapılıyor. Ve daha etraflı bir sonuca ulaşılıyor.

Bu durumu “bilim de fikir değiştiriyor” olarak değerlendirmek biraz kendini kandırmak biraz da medyatik aldatmalara kanmak gibi.

Zaten bilimsel verileri medyadan takip etmek bir dünya bilimsel olmayan ama “bilimsel” gibi verilen bilgiyi de bilgi dağarcığına katman demek. Sonra noluyor, bilim de aslında arada saçmalayan, inanılabilen ya da inanılmayan bir olgu haline geliyor

Şu evrim konusu islami camiada kendine oturacak bir düzlem bulsa aslında bence bu sahte bilim olarak nitelendirdiğimiz konular azalır. Çünkü bilim böyle inanılmayacak bir oldu olmaktan çıkar.
0
zimbirik
(19.06.24)
@Sour

Doğru bilgiye ulaşmak için bilimsel okur yazarlığı olan, bilimle sıradan insanları (örn. ben) buluşturan güvenilir insanları, yani bilim anlatıcılarını, örneğin Evrim Ağacı'nı, takip ediyorum. Bunu yeterli olduğunu düşünüyorum. Gazetelerdeki "falanca şeyin şu faydaları varmış!" başlıklı haberlerden değil.

Hatta güvenilir bulduğum bir kaynağın verdiği bilgiyi internette başka güvenilir bulduğum kaynaklardan doğruluyorum zaman zaman.
0
🌸pantepember
(19.06.24)
Konuşma "bilim güvenilir midir?"e döndü. Sorum şuydu:
Ne oluyor/oldu da bu toplumun "eğitimli" kesimi bu kadar çok hurafaye (reiki, şamanizm, şifa vb) inanır oldu?

Gülmeyin ama kimle flört etsem bu tür inançları olduğu ortaya çıkıyor ve (haydi kendime yakıştıramamayı, onu saçma sözler ederken gördüğümde saygımın azaldığını fark etmeyi geçtim) bu beni tedirgin ediyor çünki bir an gelecek, bu inançlarının "saçmalık" olduğunu söyleyeceğim ve büyük kavgalar yaşayacağız ve ilişki bitecek.

Veya hangi arkadaş ortamına girsem aptalca konuşmalara şahit oluyorum (yukarıda saydığım doğa üstü inanışlar olmak zorunda değil, mantıksız herhangi bir şey iddia/yaklaşım da olabilir.)

Hatta örnek vereyim: "Abi, dedem her gün 2 paket sigara içerdi, 95 yaşına kadar yaşadı." Genellikle de sonuç/çıkarım açıkça söylenmez bu tür ifadelerde. Üstü örtülüdür. Demiş olur ki, "bak, sigara o kadar da zararlı bir şey değil." Başka bir örnek de, mikrodalga fırının zararlı olduğunun iddia edilmesi. Burada bahsettiğim şey kritik/eleştirel düşünce eksikliği.

Ve bir noktada da, burada da olduğu gibi, bilim kötüleniyor, ona güvenilmez olduğu söyleniyor. Yukarıda da dediğim gibi, bilimden her şeyi bir anda tam doğru olarak yapmasını beklemek "ya hep ya hiç" safsatasına düşmektir.
0
🌸pantepember
(19.06.24)
neden kaymasın ki diyerek cevap vermek istiyorum

sen bunlara inanmıyorsun çünkü iyi bir eğitim almışsın.

ülkemizdeki insanların çoğun çok kötü bir eğitim aldılar. o yüzden inanıyorlar.

"biz aynı eğitimlerden geçmedik mi?" demişsin. geçmedik kardeşim.
0
abelardo
(19.06.24)
Bu arada bilimin sınırları konusundaki görüşlerim şu videoyla birlikte değişmeye başladı dün gece itibarıyle :)

youtu.be
0
sekizdokuzon
(19.06.24)
Ama şöyle de bir şey var; ben bu bilim adamının söylediklerini yogadaki birlik, tasavvuftaki vahdeti vücut kavramları üzerinden algılayabiliyorum. Yani buradan önce sezgi, sonra bilim oluşur gibi noktaya varıyoruz. Spiritüalizmi çok da boklamamak lazım.
0
sekizdokuzon
(19.06.24)
Sana mantıksız gelen her şey aslında mantıksız olmayabilir. Yakın zamana kadar halk olarak kuantum bilmezdik internet bilmezdik vs, birileri düşündü akletti çalıştı yaptı, yaygınlaşınca bilmenin ötesinde yaşıyoruz. Sen anlamıyorsun ya da inanmıyorsun diye bu saydığın şeyler veya diğerleri yoktur ya da safsatadır anlamına gelmeyebilir. Biraz da insanların algı çeşitliliğine, anlama kodlarına saygı duymak lazım.
0
muhayyer divan
(19.06.24)
(3)

Beyaz yaka işi bırakıp

Yılmaz920
Mavi yakalı işler yapan kişiler var mı etrafınızda?
Mavi yakalı işler yapan kişiler var mı etrafınızda?
0
Yılmaz920
(18.06.24)
turkiye'de maden muhendisi bir tanidigim arkadas var babasi kaynakciydi, ondan kaynak isini ogrendi kaynakcilik yapiyor.
0
cooperr
(18.06.24)
Var. Hatta ben de düşünüyorum. Mavi yaka olmasa da business düşünüyorum.
0
ferenc
(18.06.24)
var, kardesim. uluslararasi bir otomobil fabrikasinda makine muhendisi idi, simdi avusturalyada marangozluk yapiyor. her gun iyi ki geldim diyor :)
0
in vino veritas
(19.06.24)
(11)

Turkiyede istanbulun disindaki illerde de herkes dolandiricimi acaba?

Zetnikov
Arkadaslar merak ediyorum. İstanbulda yasiyorum. kime selam versem dolandirici olmus. Bir tane uc kagit yapmadan bisey satan adam gormek nasip olmadi uzun suredir.Merak ettigim soru şu, sadece istanbul mu boyle yoksa Tr nin heryerimi artik boyle? Siz ne dusunuyorsunuz?
Arkadaslar merak ediyorum. İstanbulda yasiyorum. kime selam versem dolandirici olmus. Bir tane uc kagit yapmadan bisey satan adam gormek nasip olmadi uzun suredir.

Merak ettigim soru şu, sadece istanbul mu boyle yoksa Tr nin heryerimi artik boyle? Siz ne dusunuyorsunuz?
0
Zetnikov
(17.06.24)
Normalde de çok etik - ahlak anlayışı olan bir esnaf kültürümüz yoktu zaten. Enflasyonist ortam herkesi daha da "Herkes tuttuğunu öper" moduna soktu.
0
salihdt
(17.06.24)
Bir büyüğümüzün 'Benim memurum geçinmenin bir yolunu bulur.' dediği günden bu yana bu ülkede hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
0
Mirket
(17.06.24)
İstanbul'da daha yaygın diyelim fakat Türkiye'de insanlar şaşırmış durumda toplum çok kötü durumda hiç bir ahlak etik yok neredeyse para için her şey yapılır olmuş durumda. Konu ahlaki yozlaşma ekonomik sorunların ahlaki yozlamada payı olsa da bir yere kadar. Türkye'den çok kötü durumda olan insanların Türkiye'de ki asgari ücretin dörtte biri oranında maaş aldığı ülkelerde bu ahlaksızlık fırsatçılık yalan dolan yok. Dizilerde sosyal medyada sürekli insanlara ahlaksızlık aldatma yalan dolan sahtekarlık kolay yoldan para kazandırma pompalanıyor. Netice ortada. Tesadüf değil toplum mühendisliği.
0
doharkoman
(17.06.24)
Para bulmak şu ortamda herkes için kolay değil. Hak arayabileceğin kurumsal büyük mağazalardan alışveriş yap. Referansı olmayan birine iş yaptırma. İşi tamamlamadan para verme. Fiyat sormadan hizmet alma. Hizmeti beğenmediysen tekrar yaptır öyle parasını ver.
0
ferenc
(17.06.24)
Ankara öyle değil. Dolandırıcı çok daha az.
0
muhayyer divan
(17.06.24)
anlatamıyorum + 1
0
alfired
(17.06.24)
Doharkoman +1

Yozlaşmışlık ülkenin her yerini sarmış durumda.Ben bu durumun başka ülke ve milletleri aşağılamanın ilahi bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Aşırı da kibir var. Sorsan herkes kötü biz iyiyiz.
0
hebanon
(17.06.24)
Herkes demeyelim de epey artmış dolandırıcılar diyelim :(((
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(17.06.24)
Çok ucuz ürünlerde ve çok cazip fırsatlarda her zaman dolandırıcı ihtimali çok yüksektir. Ben çok denk gelmiyorum dolandırıcıya İstanbul'da değilim ama orada da denk gelmemiştim uzun süre.
0
enteg
(18.06.24)
Anadolu'da çok saf yani saf demeyeyim temiz yürekli insanda var ama sayısı fazla değil. İstanbul kadar yoktur ama hala vardır.
0
komando kani var bende
(18.06.24)
Memlekete geldim mersine. Bilenler bilir çok meşhur bir dondurmacı vardır 52. Katın orda. Özkaymak. Bir top dondurmayı 10 liraya satıyorlar. İstanbul'da sikimsonik yerlerde 50-60 lira.

İstanbul türkiyenin çöplüğü olmuş. Anadoluda hala temiz insanlar temiz işletmeler mevcut.
0
birmilyonunvarmi
(18.06.24)
(11)

Iranli birine ev kiralanir mi?

floydian
Cok kotu genelleme farkindayim ama fikir almak istedim yine de. Universitede bi ev arkadasimizin iranli sevgilisi vardi ve yaptigi yemekler ölüm gibi kokardi. O koku evden cikmazdi kolay kolay. Simdi bu tek 1 adet ornekten yola cikarak boyle genelleme yapamam ama yine bir iranli kadina ev kiralarken
Cok kotu genelleme farkindayim ama fikir almak istedim yine de. Universitede bi ev arkadasimizin iranli sevgilisi vardi ve yaptigi yemekler ölüm gibi kokardi. O koku evden cikmazdi kolay kolay. Simdi bu tek 1 adet ornekten yola cikarak boyle genelleme yapamam ama yine bir iranli kadina ev kiralarken dikkat etmek veya es gecmek gerekir mi? Esyali bi de kiralanacak ev.
0
floydian
(17.06.24)
İzmir göztepe bölgesinde yaşayan 2 İran'lı kadın öğrenci tanıyorum. Eve giren çıkan insan profili belli değil. Özgürlüğü yakalayınca çıtayı aşıyorlar. Tabi hepsi aynı değildir.
0
HellKeePer
(17.06.24)
kesinlikle hayır.
0
ayseee
(17.06.24)
Kiralarsan eğer allah yardımcın olsun… komşuları bile şikayet eder kokudan vs.
0
Boris
(17.06.24)
Sakın diyorum. Azıcık özgürlüğü yakalayan iranlıdan leş pis bir şey yoktur. Ülkesinden kurtulup buraya gelmiş ev kiralamış kadın bir iranlı apartmanı bırak mahalleye huzursuzluk getirir. Nerede keko maganda uğursuz varsa evinize apartmanınıza çeker.
0
denizgonen
(17.06.24)
Ne yazık ki önceki cevaplarla aynı görüşteyim. Erkeklerinde hiç görmedim fakat İranlı kadınlar, Türkiye'ye geldikten sonra özgürleştiğini düşünüp son derece acayip eylemlerde bulunuyor ve hem kendilerinin hem çevresindekilerin başına birilerini musallat ediyor.
0
morca
(17.06.24)
İranlı’dan da öte yabancıya ev kiralamak mantıklı değil. Farklı kültür. Kötü niyetli olmasa bile bilmediği için zarar verebilir.

Babamın yabancı kiracısı duşakabini atmıştı. Kapısı takılmış, bozuldu bu diye atmış herif. İyi aileydi aslında.

İki taraflı bu arada, Yurtdışında ev kiralayan Türkler de öyle mesela. Koltuğun yerini değiştirince ev sahibi çok şaşırmıştı mesela.
0
nickini vermek istemeyen uye
(17.06.24)
Kişiden kişiye değişir. İran'lılarla ilgili genel bir profil çizmek çoğu ülkeye göre daha zor.

Uyuşturucu kaçakçıları ve ypg-pyd-pjak-pkk -hmö üyesi kişilere karşı iran çok sert davranıyor İdam kararları çabuk uygulanıyor ve bu yüzden yargılanırken ya da gıyabında karar verilenler hemen ülkeyi terk ediyor. Ben olsam öğrenci, turist ya da iş adamı değilse vermezdim.

Bunun dışında kira ödeme rejimi bakımından yabancılar daha elverişli ve anlaşmak daha kolay oluyor.
0
hebanon
(17.06.24)
Yabancıya ev kiralamak deyince aklıma hep şu gelir.
Adam bir gün, aklına esti. Kapıyı kapadı, çekti gitti memleketine.
Evinde eşyalar duruyor, kapı kapalı, kira ödenmiyor ve muhatap ulaşabileceğin bir yerde değil. Ne yaparsın?
Türk kiracılarla bile yargı sürecinin bu durumda olduğu bir ülkede yabancı kiracı konusu büyük bir cesaret gerektirir bence.
0
Mirket
(17.06.24)
Diğer yorumlara katılıyorum. Artık özgürüz deyip sapıtabiliyorlar. Bir de laf anlatamama durumu olabilir. Ben olsam ülkesinden bağımsız olarak yabancıya ev kiralamam. Sonuç olarak nedir kimdir belli değil.
0
ferenc
(17.06.24)
iranli yakin arkadaslarim var, cok kafa cocuklar.
koku olayi var, kullandiklari baharatlardan kaynaklaniyor. yemekler lezzetli ama bir kere t-shirt attirdilar bana, ne yaptiysam kokuyu cikartamadim.
bu bir yargilama degil, sjw olmaya gerek yok.
0
cooperr
(17.06.24)
Kesinlikle hayır. Komşularla başınız derde girer kavganız dövüşünüz bitmez. Apartmanın en nefret edilen şahsiyeti olursunuz
0
limonlu eksi
(17.06.24)
(25)

Turist vizesiyle yurtdışına gidip geri dönmemek

dedeminhirkasi
Konusunda ne düşünüyorsunuz. Yakın zamanda italya'ya gideceğim. Burada işim evim arabam var. Ama oraya gidince ne dil var ne bir meziyetim var yapabileceğim. Zanaat yok bir şeyden anlama yok. Fakat burada yaşamak istemiyorum artık. İnsanlarından havasından suyundan her şeyinden bıkmış durumdayım. Ke
Konusunda ne düşünüyorsunuz. Yakın zamanda italya'ya gideceğim. Burada işim evim arabam var. Ama oraya gidince ne dil var ne bir meziyetim var yapabileceğim. Zanaat yok bir şeyden anlama yok. Fakat burada yaşamak istemiyorum artık. İnsanlarından havasından suyundan her şeyinden bıkmış durumdayım. Kendimi buraya ait hissetmediğim için artık burada da mutlu değilim. Ne yapsam da orada kalsam, kalabilsem..
0
dedeminhirkasi
(16.06.24)
Bir zanaatin yoksa zor hocam. Zaten is bulamazsin, bulsan da sana is veren somurmek icin verecek. Aradan 1-2 ay gecince cepten harcadiginla kalacaksin. Geri donunce de vizen iptal edilip deport edileceksin, bi daha da schengen zor alirsin (en azindan 5 yil).

O kadar kafaya taktiysan portekiz gibi nazaran rahat oturum veren yerleri arastir (golden visa). Oturumunu alip oyle git. En azindan kaybin sadece maddi olur.
0
brkylmz
(16.06.24)
Canım ülkeyi niye kimse beğenmiyor ya? Turist vizesiyle zor. Dil de yoksa hepten zor. İş arama vizesiyle kalışınız uzar anca.
0
Kahvedesu
(16.06.24)
Y.lisana falan ya da iş bulup gidin.

Öbür türlü mümkün değil

Ya da iltica etmeniz lazım
0
jülsezar
(16.06.24)
@ Kahvedesu, canın ulkense sen niye yurtdışındasin gelsene ülkene
0
🌸dedeminhirkasi
(16.06.24)
Hocam canım ülkemiz uzaktan daha güzel seviliyor. Uzaklaşınca senin de gözüne güzel gelecek. Ama bahsettiğin yolla değil. Gitmek isteseydim kanunlara uygun bir şekilde, işimi gücümü ayarlayıp giderdim. Diğer türlü burdakinden de beter bir hayat yaşarsın.
0
ruhen hastayim ben
(16.06.24)
bence de %100 negatif. italya'da (ekonomisi iyi bir ulke bile degil, masa alti kolay is bulunabilen) calisma/oturma izni, dil, meslek, beceri vs olmadan durumun oradaki birkac gun once gemiyle gelmis afrikali gocmenler gibi olacak. hatta daha da kotu olacak zira onlarin kendi aralarinda bir dayanismasi vardir, sende o da olmayacak. Diyelim turkiye'deki hayatin gercekten bunaltici 10 uzerinden 5 diyelim, bunu 10 uzerinden 1'lik bir hayatla takas etmek... olmadi.
0
hot potato
(16.06.24)
@dedeminhirkasi, kurulu düzenim var yeğenim gelemem. Ben iş bulamıyorum Tr'de.
0
Kahvedesu
(16.06.24)
Yapan cok var. Erasmusa gidip donmeyen de var. Ne dusunuyorum.. sizin gibiler yuzunden, zaten zor olan vizeler daha da zorlasiyor bize. Erasmus anlasmasi da fesholursa yakinda sasirmam.
Ben de bu ulkede yasamak istemiyorum. Buna diyecek bi seyim yok tabii ki ama gitmenin yolu o degil. Ayrica sana da yaramaz dil yok bi sey yok..
0
Kittie
(16.06.24)
Çok sorun yaşarsın. Sosyal medyada gördüklerine, youtuberlara falan inanma.

Bir defa çalışma iznin olmadan, gittiğin ülkenin dilini çok iyi bilmeden hiçbir şey yapamazsın.

Ayrıca sağlık hizmeti, banka işlemleri, ev-oda kiralama, ehliyet vb şeylerin hepsinde sorun çıkar. Genel olarak yaşam kaliten daha da düşer.
0
ferenc
(16.06.24)
Sadece ülke değiştirerek daha mutlu, huzurlu bir insan olunmuyor. Orada nasıl yaşayacağın, ne yapacağın da önemli. O dış hatların efsunlu bir havası var, cidden o alana girince üzerinden büyük bir yük kalkmış gibi hissediyorsun. Ama o yüksek hal en fazla bir sene sürüyor. Sonra yine günlük kaygılar sosyal ve duygusal çatışmalar başlıyor. Insan her yerde insan. Buradan çok daha özgürlükçü bir toplumda yaşamaya başlasan bile ekonomik durumunun belirsizliği seni yer bitirir.

9 kadar yaşlandım ki her konuda bir duyduğum, bildiğim var. Bizim bir arkadaş vardı Kocaeli'nde PTT'de memurluk yapıyordu burada. Adam kafayı kırdı, sanırım yolsuzluk vs ile buradan parayı topladı Avrupa'ya gitti. Birkaç sene oradan oraya savruldu, parası bitti. En son Türkiye'deki babasından para istiyordu. Yani gideceksen bir planın olsun, can havliyle atma kendini buradan oraya. Ve zamanla orada da değişen yaşam koşullarına rağmen benzer iç mücadeleleri yaşayacağını bil. Tebdili mekanda anlık ferahlık vardır çünkü, insan uzun vadede sürekli içine bakar. Içeriden görür her şeyi.
0
sekizdokuzon
(16.06.24)
Bir de olumlu bir örnek vereyim, adamı az önce Instagram'da gördüm, aklıma geldi. Başka bir arkadaşım da burada şeflik ve müzisyenlik yapıyordu. Bayağı evliz iki çocuk babası adam. Hatta çocuklarından biri dencok küçüktü o sıralar. Bu adam önce Yunanistan'a geçti, bir çağrı merkezinde çalıştı. Yaşı kirklara yakındı bu arada. Çok da düzgün, kaliteli bir adam. "Bu kadar yaşa, deneyime ne yapıyorum ben Allah'ın Yunanistan'ında, çağrı merkezine? Akşama kadar milletin ağız kokusunu çekiyorum, orada beni bekleyen daha yaşını doldurmamış çocuğum var demedi. Yani tabii arada dertlestigimizde anlatıyordu ama sürekli şikayet etmiyordu. Neyse orada bir seneye yakın çalıştı Z bu arada mesleğiyle alakalı işleri kovalamaya devam etti. Danimarka'da bir restauranttan iş teklifi geldi bir senenin sonunda. Önce kendisi gittiz bir süre sonra ailesini Dr aldırdı yanına. Şu anda gayet mutlu görünüyorlar. Çocuklar Danimarka'da eğitim alacak.

Böyle gideceksen git, yolun açık olsun. Ama bir önceki anlattığım avel gibi burnunun dikine gitme. O da öldü mü, ne oldu acaba?
0
sekizdokuzon
(16.06.24)
İş bulma sorunu hemen her ülkede arttı. Bunu da bil derim. En sağlam ekonomisi olan ülkelerde bile beyaz yaka iş bulmakta zorlanıyor. İşten çıkarmalar fazla. Hali hazırda bir işin varsa, düzen varsa bozma.
0
ferenc
(16.06.24)
Yasal olmadan geçersen rezil olursun. Ben Fransa'da böyle yasal olmayanlarla bir iki kere konuştum, zor hayatlar. Yani misal gelecek 10 sene sıkıntı cekmeye değecek mi? Bence değmeyecek. Buna ek olarak italya maalesef ekonomik olarak çok bir şey sunamayan bir ülke (maaslari falan acayip düşük, arkadaslarin maasini duyunca acayip sasirmistim).

@ferenc; abi bunu sürekli yaziyorsun. Nerelerde misal beyaz yaka dediğin kişiler iş bulamıyor? Elde veri, istatistik, bir arastirma var mi? Hayır misal tedarik zincirinde misal resmen yer gök iş kaynıyor. Evet düz muhasebecilik yapan, ne bileyim sisteme verin giren gibi işlerde belki azalma vardır ki bunlar zaten beyaz yaka degil, ben şu dediğini destekleyen veri daha görmedim. Issizlik oranlarinda değişme yok. Sürekli beyaz yaka öldü yaşasın mavi yaka diyorsun, bunu amerika'ya ya da it islerine bakıp mi diyorsun?
0
logisticsmanager
(16.06.24)
@logisticsmanager

Adam senin gibi evlilik yoluyla gitmeyecek. Vatandaşı olana her imkan var. O yüzden senin yaptığın yorumlar objektif değil. Bir partner yoluyla bir ülkeye kapak atmakla çalışma izni alıp, iş bulup gitmek arasında fark çok. Biri nitelik ister diğerinde birşeye ihtiyacın yoktur. Net olmuştur umarım.

Hanımcılık ile Fransa'ya kapak atmakla bu kişi gibi olmak arasında fark çok. O yüzden bence insanları yanlış yönlendiriyorsun. Diyeceksen benim gibi evlilik yaparak git falan de.
0
ferenc
(16.06.24)
"En sağlam ekonomisi olan ülkelerde bile beyaz yaka iş bulmakta zorlanıyor. İşten çıkarmalar fazla."

Bunun ile kişinin vizesinin vs ne alakası var? Buraya "Avrupa'da vizesiz beyaz yakanın iş bulması zor" yazsan neyse.
Nerede bu beyaz yakaların işten çıkarıldığı iş bulamadığı büyük ülkeler?
Net konusmus olsan net olabilirdi evet. Kusura bakma da bu tarz başlıkların hepsine aynı şeyi yaziyorsun otomatik.

Vizesi olmayan kişinin iş olayi değil direkt ülkede bulunması bile sıkıntı.
0
logisticsmanager
(16.06.24)
Çok alakası var. Gelişmiş ülkelerin vatandaşlarının refah seviyesi yüksek olduğu için mavi yaka işleri veya zanaat yapmak istemezler. Bu boşluk için mavi yaka alımına gidilir.

Fransa'da kaç tane beyaz yaka Türk gördün kaç tane aşçı, kebapçı, tamiratçı gördün buradan yola çık.

En temizi bence Fransa'dan kadın bulmak.
0
ferenc
(16.06.24)
@ thetruenorthstrongandfree, hocam bilmediğim bir olay, konu. Önümü görebildiğim bir şey olsa cesaretim var. Yol gösterenim ve başıma neler geleceğiyle ilgili bilgi verenim olsa düşünmem asla. Fakat gidip karavana dönmemek değil konu zaten. Nasıl en mantıklı şekilde kalabilirim bu konuda yardım istiyorum.
0
🌸dedeminhirkasi
(17.06.24)
Saçmalık
0
but that was just a dream
(17.06.24)
boşver italyayı .

ispanya_30k euro ya (ki bunu bankada tutup orada harcayacaksın hepsi de değil üstelik) portekiz _tr den 8000 euro pasif gelir gösterene oturum veriyor araştır.
0
illegalstar
(17.06.24)
Yerinde olsam tr de ascilik kursuna giderdim bi kac sene de calisirdim.
Havada kaparlar.
0
Zetnikov
(17.06.24)
sordugun soru uzerinden, diger seceneklere/imkanlarina bakmadan yorum yapiyorum. yoksa calisma vizesi alabilecegin yere gitmek cok daha mantikli olur. veya dilini bildigin. avrupa ulkeleriyle ilgili de tecrubem yok ama 1'i turkiye'de 3'u yurtdisinda 4 kere sifirdan basladim.

mevcut birikiminden en mantikli olani nakite ceviriyorsun, mesela araba doviz bazinda deger kaybediyor o mantikli. birikimin varsa o ikinci oncelik. en son ev, mumkunse evi satma kiraya ver.

yanina alabildigin kadar nakit aliyorsun. abartip riske de atma, 2 ay minimum masrafla idare edecek kadar en az.

dil yoksa, turklerin cok oldugu merkezi bir yeri gozune kestir. italya'dan almanya'ya gidebiliyorsan kolayca o da olabilir mesela. gozune kestirdigin yerde yasayan insanlara simdiden ulasmaya calis, facebook grubu olur vs. baglanti kurmaya calis bi sekilde. vize durumunu yasal tutmaya calis, calisma iznin olmasa bile ulkede yasal olarak kal. turist vizesi olur, ogrenci vizesi olur, neyse. direkt gemileri yakarsan illegal statuye dusersen daha zor.

o bolgede minimum masrafla kalacak yer ayarla, pansiyon tarzi hosteller, backpackers mekanlari falan. kahvalti dahil olur genelde. ucuz sekilde karnini doyurmanin yolunu bul, ALDI gibi bim benzeri marketlerden hazir yiyecek olabilir, ucuz fastfood zinciri olabilir. yerel para kazanana kadar harcadigin her sey TL olarak gidiyor aklinda bulunsun.

sonra network kasmaya basla turklerde. dil yoksa bunu yapmak zorundasin, dil ogrenmek uzun ve zahmetli. ilk amacin elden nakit alarak para kazanabilecegin is bulmak. kebapci olur genelde, insaat isleri sigortasiz adam calistirmak istemez. muhtemelen somuruleceksin, gunde 10-12 saat haftada 6 gun calistiracaklar. baska turlu olmuyor pek. kalacak yer verir bazisi, dukkanin arkasinda bi odada 2 ranza olur 3-4 kisi paylasirsiniz mesela. yemek verirler bazen. genelde kacak calisma sartlari boyledir.

saglam arkadas bulmaya calis ozellikle yasal olarak kalan birisi. banka hesabi falan acamayacaksin cunku. vizeni yasal tutabilirsen guzel, tutamazsan turkiye'ye gelip gidemezsin. iki turlu de, para gelisi sagladigin anda ilk amacin durumunu yasal hale getirmek. illegale dusmemek bu noktada cok onemli. turist vizen devam ederken ogrenci vizesi, sonra atiyorum calisma vizesi falan bi sekilde uc uca ekleyip dikis tutturmaya calisabilirsin. olmazsa da siginmaci statusuyle falan kalmaya calisacaksin. bunlar bulundugun ulkenin kurallarina gore degisen seyler o yuzden yorum yapmak zor. ama benzer yollardan gecmis kisilerle baglanti kurup yol gosterme konusunda destek alabilirsin.

ilk etapta bu sekilde yol izlemeni tavsiye ederim. evi falan da satip gidersen daha buyuk risk, daha buyuk kayip. her sey yolunda gitse bile bi sure sonra depresyona girip yapamayan geri donen cok insan var. o yuzden onu uzun vadede degerlendir. ilk etapta minimum masrafla en uzun sure legal olarak kalmaya, o surecete para kazanmaya odaklan. zaten vize basvurulari falan masrafli. kesin bi yol bulursan (yatirimci vizeleri falan var mesela) o zaman evi satip girersin. ama olmaz da donmek zorunda kalirsan diye evi tutmakta fayda var.

her halukarda zor bi surec aklinda bulunsun. sadece maddi olarak degil, manevi ve psikolojik olarak yipratici. dil ve calisma vizesi olmadigi icin zaten uzun sure turklerle, turk mantigiyla ve hatta daha kotu ve pisleriyle yasamak zorundasin. 3-5 yil sabrederim dersen, ucu guzel bi yere cikabilir. uzun vadede dil ogrenip entegre olmaya calisman mantikli, yoksa orada da mutlu olmayacaksin. entegre olursan sonraki asama kok salmak, ev olur aile kurmak olur falan. bayramlarda gelir gidersin. maslow teorisi aslinda, en alttan basliyorsun iste. genel durum bu.
0
icim urperiyor
(17.06.24)
@ferenc

avrupada mavi yakaların çoğu ailesi eskiden oraya göçmüş, orada doğmuş büyümüş kişiler.

ki orada doğup büyüyenlerin hepsi de mavi yaka olmuyor.

türkiyeden sonradan gidenler beyaz yaka olarak gidiyor

benim gözlemim böyle
0
jülsezar
(17.06.24)
Yapma etme.
0
gabe h coud
(17.06.24)
Bir yere turist olarak gitmekle yaşamak çok farklı şeyler. İkincisi yaşadığınız sorunlar yabancı ülkelerde de devam edecek kaçmak kurtuluş değil sorunları çözmeniz lazım. Öncelikle eksiklerinizi tamamlamanız lazım. Yabancı dil bilmediğinizi yazmışsınız öğrenin ohalde. Zanaatta öğrenin madem.. Tavsiyem illa yurtdışında yaşamak istiyorsanız önce bu eksiklikleri tamamlayın ondan sonra gidin. Yurtdışı toz pembe değil yabancı dil olmazsa rezil olursunuz. İtalyada işssizlik almış başını gidiyor İtalya'nın kendi insanları iş bulamıyor Türkiye'de insanlar İtalya'dan daha iyi durumda yaşıyor gidip yaşarsanız kendi gözlerinizle görürsünüz.
0
doharkoman
(17.06.24)
"başıma neler geleceğiyle ilgili bilgi verenim olsa düşünmem asla" - basina neler gelecegini biliyorum ve anlatsam buyuk ihtimal inanmazsin, hayal gucun yetmez.

risk almayi goze alabilmek iyi de sacma sapan riskin bir faydasi yok.

turkiye bir copluk olabilir, ama bildigin bir copluk. Is/ev/araba bu ucluye sahip olan birinin turkiye'den ayrilmaya calismasi - yurtdisinda iyi bir teklif alabilecek asiri kalifiye ve dil problemi olmayan biri degilse - sacmalik..

Eger yurtdisinda sana ciddi destek olacak birisi yok ise (akraba/e$), Is/ev/araba uclusune ulasman en iyi ihtimalle 15 sene surer.
0
cooperr
(17.06.24)
(2)

Veri Bilimi

Yılmaz920
İş potansiyeli hakkında ne düşünüyorsunuz ?
İş potansiyeli hakkında ne düşünüyorsunuz ?
0
Yılmaz920
(15.06.24)
İyi değil bence. veri bilimi, yazılım ve diğer bazı IT işlerinde abartma var. Spesifik bir bölüm mezuniyeti gerektirmiyor, cinsiyet açısından herkese açık bir iş, masabaşı işi olması nedeniyle yapmak isteyeni çok.
0
ferenc
(15.06.24)
Evde boş oturan, işsiz hemen hemen herkes ITci oldu. Suan arz>>>talep maaşlar çok düştü. Is bulmak zorlaştı.

Tr için konuşuyorum
0
Mcfly
(16.06.24)
(12)

Yüksek Lisans Mühendislik Unvanı Verir mi?

infernalcadre
Mühendislik olmayan bir bölümden (İşletme, Öğretmenlik vs.)Yazılım Mühendisliği (Tezsiz) Yüksek Lisans programını bitirmek, mühendislik unvanı verir mi?(İlan şartlarında herhangi bir lisans programından mezun olmak yazıyor)(Özel sektör için değil, işi bilmek, yapabilmek için değil, tek amaç resmi ol
Mühendislik olmayan bir bölümden (İşletme, Öğretmenlik vs.)
Yazılım Mühendisliği (Tezsiz) Yüksek Lisans programını bitirmek, mühendislik unvanı verir mi?

(İlan şartlarında herhangi bir lisans programından mezun olmak yazıyor)

(Özel sektör için değil, işi bilmek, yapabilmek için değil, tek amaç resmi olarak mühendis sayılıyor mu yüksek lisans bitirmek onu merak ediyorum.)
0
infernalcadre
(15.06.24)
Vermez
0
Euxinos
(15.06.24)
Kamu'da mühendis olamazsın. Özel sektörde olabilir ama. Tanıdık varsa ve küçük bir şehirde arada kaynarsın.
0
ferenc
(15.06.24)
Vermez.
0
mazrufsezici
(15.06.24)
Vermez. Odaya mühendis olarak kayıt olmazsın, imza yetkin olmaz. İmza yetkisi istemeyen işlerde zaten mühendis olsan da olmasan da farketmez.
0
yeninesiltupcu
(15.06.24)
vermez. YÖK'e göre mühendis ünvanı lisans eğitim ile alınır.
0
renegade
(16.06.24)
Şöyle de ekleem yapayım, anlı şanlı bir üni'de, teknik eğitim (inşaat öğretmenliği) mezunu bir prof, ki yl-dr-doç-profluk hepsi inşaa mühendisliği alanından, bir projeye inşaat uzmanı gibi abuk bir ünvanla imza attı diye başı derde girmişti.
0
renegade
(19.06.24)
teknik olarak zaten muhendislik lisans diplomasi olmayan biri onun yuksegini yapamaz, cunku tezli tezsiz yuksek yapmak on kosulu olarak senden muhendislik diplomasi istenecek.
0
cooperr
(19.06.24)
@cooper yapar. örneğin matematik bitirmiş biri inşaat müh. abd mekanik programıdna yapabilir. lisansüstü eğitimde geçiş çok kolay. ama ünvan vermez. o ayrı.
0
renegade
(23.06.24)
@renegade

yazdigin anlasilmiyor, matematik bitirmis biri nasil insaat muh. yuksegi yapacak?

master seviyesi dersleri alman icin oncesinde birsuru insaat muhendisligi dersi bitirmis olman lazim, bu matematikci arkadasta bu derslerin hicbiri yok.

mesela betonarme, matematikci ne anlasin betondan kolondan kiristen demirden..
0
cooperr
(24.06.24)
Mühendislik yüksek lisansı yapmak için mühendislik lisansına sahip olmak şart değil. Bazı üniversitelerde böyle bir sınır olsa da bu hepsi için geçerli değil. Her üniversite kendine göre kabul kurallarını belirliyor.
Sonuçta eksik oldukları bir alan/konu olursa bilimsel hazırlık programı ile lisans kısmındaki o açık kapanabiliyor. Ki bilimsel hazırlık okumadan bile doğrudan ders dönemine geçebileceğiniz bir sürü senaryo bulunuyor.
0
yeninesiltupcu
(24.06.24)
@cooperr bir alanda yüksek lisans yapmak o alanın lisansını yapmak manasına gelmez.

mekanik tamamen matematik hesabıdır. sadece kolon kiriş değildir, dinamiktir, akışkalardır vs...

bu konuda akademik ilerleyen birisi yl yapıp devam edebilir.

örneğin işletme mezunu birisi üretim yönetimi ve planlama veya yöneylem veya nicel karar verme üzerinden endüstri müh. yl dr yapabilir.

zaten enstitülerde abd varıd. örneğin inşaat müh. abd altında çok sayıda program vardır ve bunlar alanda özelleşir.
0
renegade
(24.06.24)
hatta yıllarca İTÜ Makina 'nın mekanik abd başkanlığını yapan Prof. Dr Yılmaz Öztürk'ün eğitimi de şöyle

Lisans Ankara Üniv. Fen / Matematik,
Doktora İ.T.Ü. Makina Fak.,
Doçent İ.T.Ü. Makina Fak.,
Profesör İ.T.Ü. Makina Fak.
VERDİĞİ DERSLER:Statik, Kinematik, Dinamik, Akışkanlar Mekaniği, Matematik 3, Matematik 4, Tensors, Diferansiyel Denklemlerin Sayısal Çözümleri.
0
renegade
(25.06.24)
(13)

bana meslek bulalım

deranzo1
derdimi sevebilirsiniz. "ne iş yapıyorsun" lafına çok uyuz oluyorum. yeni tanışılan insanlarda özellikle bir şey sallasam bile detay üstüne detay isteyenler de oluyor. "maddi kaygım yok, para ezip hayatımı yaşıyorum şekerim ;)" demek de istemiyorum. ne olalım? hem soruyu savuşturalım hem de olası "t
derdimi sevebilirsiniz. "ne iş yapıyorsun" lafına çok uyuz oluyorum. yeni tanışılan insanlarda özellikle bir şey sallasam bile detay üstüne detay isteyenler de oluyor. "maddi kaygım yok, para ezip hayatımı yaşıyorum şekerim ;)" demek de istemiyorum. ne olalım? hem soruyu savuşturalım hem de olası "tam olarak nasıl oluyor o işler" diye uzatma dakikalarından kaçınalım?
0
deranzo1
(15.06.24)
Öğrenci koçluğu yapıyorum de.
0
sekizdokuzon
(15.06.24)
Ne deseniz detay soracaklar.

Mezun olduğunuz alanla ilgili makale çevirisi yapıyorum vs diye bilirsiniz
0
jülsezar
(15.06.24)
Masaj terapistiyim de. Başka kapılar açar belki, belli olmaz.
0
sekizdokuzon
(15.06.24)
mezun olduğun bir bölüm varsa onu söyle. detay sorarlarsa şu an çalışmıyorum dersin.
0
neira
(15.06.24)
Lojistik de. Lojistik işiyle uğraşan kimi tanıdıysam mesleği hakkında hiçbir soru sorulmadı kendisine. İlgi çekici en ufak bir tarafı yok. Lojistik de geç.
0
cay koy geliyorum
(15.06.24)
Editörlük.
0
Amaranta ursula
(15.06.24)
Çalışmıyorum de? Soran olursa hesap mı istiyosun dersin, uzatırsa kafa göz dalarsın. Niye yalan söyleyesin ki?
0
muhayyer divan
(15.06.24)
işsizim de
0
Yılmaz920
(15.06.24)
emlakçılık, galericilik, müetahhitlik herkesin yapabileceği işler.
0
paintov
(15.06.24)
Pornocuyum de. Yılda 2-3 tane filmde oynuyorum o kadar dersin.
0
ferenc
(15.06.24)
freelancer? :)
0
robert bosch
(15.06.24)
değnekçiyim de. kim ne detay soracak sanki değnekçiye?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.06.24)
Reklam sirketinde calisiyorum
0
halk
(16.06.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.