Giriş
(7)

Neden macbook alalım?

veritaslibertas
sb.şu an iyi birinden photoshop ve illustrator öğreniyorum yeni yeni, belki bir kariyer değişikliği olabilir.onun dışında hobi olarak ableton kullanıyorum.oyun oynarım arada, iyi oyunları da oynayabilsem mutlu olurum.office programlarını özellikle exceli yoğun kullanırım.şimdi bunları düşündüğümüzde
sb.
şu an iyi birinden photoshop ve illustrator öğreniyorum yeni yeni, belki bir kariyer değişikliği olabilir.
onun dışında hobi olarak ableton kullanıyorum.
oyun oynarım arada, iyi oyunları da oynayabilsem mutlu olurum.
office programlarını özellikle exceli yoğun kullanırım.

şimdi bunları düşündüğümüzde, 30-40k bandında bir windows notebook almak mı, yoksa yaklaşık iki katı fiyata macbook almak mı ve neden?
hiç apple ürünlerini kullanmadım hayatımda ve mesafeliyim bana biraz şey geliyor. önyargılı değilim ama kullananların mutlaka iyi bir sebebi vardır ama bu kadar fark yaratan şey nedir? neden almalıyız?
edit: macbooklarda crack vs olayları var diye duydum doğru mu? oyun işleri çözüldü mü?
0
veritaslibertas
(13.06.24)
senin ihtiyaçların için macbook saçma olur, ayrıca çok pişman olursun 1 hafta kullanımdan sonra.
0
hops
(13.06.24)
oyun oynayacaksanız alınmaz hocam
0
jülsezar
(13.06.24)
Macbook al çünkü çok daha uzun süre sorunsuz çalışıyor. Daha pratik, hızlı. Güvenilir.
Eğer iş yapacaksan "güvenilir" kısmı çok önemli.
Hem de oyun oynayamaz kendini geliştirirsin :)

Crack olayları mac'te var ama dertli. Bazı program olmuyor, bazısı düzgün çalışmıyor.
Genelde "parasını vereyim de rahat edeyim" dedirtiyor insana.

Çok güçlü bir bilgisayar almana gerek yok. Aslında MacBook Air M1 16GB yeterli.
Ama herhalde şunu alırsın:
www.pt.com.tr

Mac için hem fazla oyun yok hem de performans pek iyi değil.
store.steampowered.com
0
michael_knight
(13.06.24)
bence bu tercihte iki senaryo var. sana hangisi uyuyorsa onu tercih et.

1. parasini verip uygulamalarimi alirim sadece tasarim ve gunluk islerimi hallederim diyorsan mac
2. sunu yuklerim, sunu da yaparim, arkadasla oyun oynarim, karttan, cdden, hdd'den biseyler yaparim diyosan windows.

haa 2 daha mantikli hem daha ucuz diyebilirsin; ama oyle olmuyor. ne kadar cok ozgurluk o kadar cok problem getiriyor. mac'lerin bu kadar basarili olmasinin sebebi de tam olarak bu.
0
buenosdias
(13.06.24)
Bu sorunun cevabı artık bu kadar garanti değil.

Dokunmatik ekran yok, 8gb ram'den başlatıyor, AI konusunda ciddi atılımı yok.

Yeni çıkacak microsoft surface bence bir adım önde. Tablet ve laptopu bir arada kullanıyorsun.

Macbook'un artısına gelirsek, pro alırsan işlemci gücü nedeniyle tercih edilebilir.
0
ferenc
(13.06.24)
6 yıllık grafik tasarımcıyım.

okurken windows laptopımda kullanıyordum programları. iş hayatında hep imac veriyorlar.

imacler tasarımda daha doğru renkleri sağlıyor. ayrıca ios bu konuda daha kolay ve kullanışlı. cidden fark ediyor. en basitinden dosya önizlemeleri, programa görsel atması. programların daha hızlı çalıştığını hissediyorum. akıyor yani.

after effects de öğreneceksen ona windows daha iyi.

oyun için mac olmaz.
0
art cat chocolate
(13.06.24)
1 - grafi tasarimci falan olmaya calisacaksan bulasma, cikmaz sokak.

2 - neden apple: eksisozluk.com
0
cooperr
(13.06.24)
(15)

Açlık krizleriyle nasıl baş ederim?

psmstc
Obezim Kilo vermeye çalışıyorum. Fakat akşam 8 sonrası müthiş açlık krizleri yaşıyorum. Bu krizlerle nasıl baş edilir? Şimdiden teşekkürler..
Obezim Kilo vermeye çalışıyorum. Fakat akşam 8 sonrası müthiş açlık krizleri yaşıyorum. Bu krizlerle nasıl baş edilir?

Şimdiden teşekkürler..
0
psmstc
(10.06.24)
Haşlanmış brokoli, salata falan yesen olur bence.
0
rock n roll
(10.06.24)
erken yatarsan sorun buyuk oranda cozulur. 8'den gece 1'e kadar aclikla mucadele etmekle 10'a kadar etmek arasinda cok fark var.

sekersiz cay veya kafeinsiz kahve falan icebilirsin.
0
hot potato
(10.06.24)
bol salata ye
0
jelly bear
(10.06.24)
diyetisyene gitme şansınız yok mu? ben bugün başladım, isterseniz sizinle de paylaşabilirim listeyi. ara öğünler de olduğu için acıktırmaz diye umuyorum.
0
anna sun
(10.06.24)
bildiğim kadariyla diyetisyenler bunun için öğünlerde yeterli besin değeri alımı ve ara öğün öneriyorlar. ben de bir süredir diyetisyene gidiyorum, listemi paylasabilirim +1
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.06.24)
karbonhidrati tamamen dietinden cikararak ve aralikli oruc yaparak. meyve bile yemeyeceksin. karbonhidrat aldigin muddetce o krizlerden kurtulamazsın. o krizlere neden olan sey insulin pikiyle kan sekerinin hizli dususu. karbonhidrati kestikten sonra ilk 10 gun cok zorlanirsin, yataklarda kivranirsin, cinayet isleyecek duruma gelirsin ama inan bana 10 gun sonra bırak açlık krizini, yemek görünce miden bulanacak. ara ogun falan sakin deneme, insülin direnci icin en kotu seylerden biridir ara ogun. Aksam 5-6 gibi karbonhidratsiz aksam yemegini ye, ama tika basa yiyebildigin kadar ye, artik yiyemecek noktaya gelinceye kadar ye ve ertesi gun oglene kadar ac kal.
0
tekdir ile uslanmayan kiz
(10.06.24)
abicim yeme önerilerini idnleme. o saatten sonra yememen gerekiyor. gir uyu çok acıkıp direnemediğinde.

akşam 6dan sonra asla hiçbir ihtimalde yememen çok önemli. sabah da ne kadar geç yersen o kadar iyi. mümkünse öğlen başlarsan ilk öğününe.
0
whatdreamsnevercome
(10.06.24)
yoğurt demeye geldim, sülale morbid obez, elmalı dilimli yogurt, tarçınlı yogurt birde meşgale bulmak lazım akla yemek gelmemesi için, ilk başlarda çok zorlayacak mümkünse eve geç gir veya eve girdiğinde yine yoğurt yiyip bir yürüyüşe falan çık dönünce banyo ve direk uyuma ile kafayı oyalayabilirsin.

birde balon düşünürsen kuzenimde inanılmaz işe yaradı tabi diyet ve balonla birlikte verilen protezin tozu diyeti önemli ve inanılmaz tok tutuyor diyetisyenin verdikleri.(klasik protein tozu değil)
0
eja
(10.06.24)
ben sarı leblebi yiyorum
0
neira
(10.06.24)
Diyette açlık çekiyorsan bir şeyleri yanlış yapıyorsun demektir.

Ölüm orucu vari bir şey mi uyguluyorsun. Günlük kalori ihtiyacını hesapladın mı? -500 yaptın mı? hangi sporla kaç kalori yakacağını hesaba dahil ettin mi?
0
Mirket
(10.06.24)
Bütün yeme bozukluğu yaşayan kızların gizli püf noktalarını söyleyebilirim:

1. Sade soda + sakız çiğnemek. İkisini birlikte yapacaksınız. Mideyi soda ile, beyni de sakız ile meşgul ederek tokluk illüzyonu oluşturmak.
2. Salatalık ya da yeşil biber yemek. Açlık kilo verirken tavsiye edilir, aç kalmakla barışmak istenir ama dayanamıyorsanız ilk etapta bu neredeyse sıfır kalori sebzeleri yiyebilirsiniz.
3. Giydiğiniz pantolona kemer bağlamak. Biraz da sıkarak hatta. (Üzgünüm, başta söylemiştim...) Rahat ve geniş kıyafetler giymek de insanda "yerim var" hissi oluşturuyor-muş daha doğrusu. Dar, rahatsız kıyafetler giyebilirsiniz :)
0
silverleaf
(10.06.24)
Bol su iç.
Günde 10 000 adımdan fazla yürüyüş yap. En önemlisi bu
Karbonhidratı tamamen kes.
Şekeri tamamen kes.
0
ferenc
(10.06.24)
Doktorumun bana verdiği diyet 21 saat açlık, 3saat protein ağırlıklı beslenme. Yiyebileceklerim içeceklerim sınırlı.

Açlık hissetmiyorum. Hayatımda hiç oruç tutmamış olmama rağmen neredeyse 23 saate kadar aç kalıyorum. Oysaki ilk gün ölürüm zannetmiştim.

Açlık krizlerim için doktorun tavsiyesi :
Ağzına bir çimdik tuz at.
3-4 taze yeşil nane yaprağı çiğne
En az 100mt olmak üzere yürüyüş yap.
0
strawberry first
(10.06.24)
Şu iki şeyi beraber yapmayınca o açlık ve tatlı krizleri yok olmuyor:

1. 6-8 saat süren gece uykusunu mutlaka 23.00 - 07.00 arasında uyumak; havalandırılmış, ışıksız ve hafif serince bir odada uyumak. Her kalemi çok önemli. Uyku mutlaka 23.00'te "derin uyku" olarak başlamış olmalı, evet tavuk gibi erken yatmak demek bu ama bedenlerimiz aslınsa buna ayarlı, fabrika ayarlarımız böyle. (bkz: sirkadiyen ritim)

2. Gün içinde beyaz un, her türlü tatlı gıda (bal, meyve gibi doğal olanlar da dahil) ve patates bezelye mısır gibi doğal olanlar hariç nişastalı yiyecekler yemek, paketli market ürünleri yemek, meyve suyu gazlı içecek gibi şeker katkılı içecekleri içmek.

Evet bunları bir süre için kademeli veya birdenbire kesip zaman içinde çok kontrollü ve çok çok ölçülü miktarlarda yemeye başlamak doğru olur, uykuya alabildiğine titizlenmekten sonra bu yeme davranışı düzenlemesi çok iyi gelecektir.

Yalnız işin stres, yani duygusal yeme kısmı da var, bunu kontrol altına alamıyorsanız bir psikoloğa başvurun derim, bu alanda uzmanlaşmış olmalı.
0
muhayyer divan
(10.06.24)
Su içmek de çok önemli evet, açlık ve şeker krizi susuzluktan da oluyor, arkadaşlar çok doğru söylemişler.
0
muhayyer divan
(10.06.24)
(11)

Ali Koç mu Aziz Yıldırım mı iyi di?

sonhakan
Fikrini değiştiren var mi?
Fikrini değiştiren var mi?
0
sonhakan
(09.06.24)
Ali koç kaldığı sürece sırtımız yere gelmez.

Not: hedef 25
0
birmilyonunvarmi
(09.06.24)
gsliyim, aziz yıldırım daha iyi başkan olur diye düşünüyordum fikrim değişmedi. aziz yıldırım fena olgunlaşmış. tehlikeli gs için
0
paintov
(09.06.24)
ikisi de basarisiz oglu basarisiz. ali koc daha basarisiz hatta. al birini vur otekine.

keske ucuncu bir kisi bulabilseydik.
0
baldur2
(09.06.24)
ali koç ne yaptı ki, full başarısızlık.
0
ferenc
(09.06.24)
galiba dün geceki tartışma özelinde sordun. yani genel olarak hangisi başarılı değil, tartışma programında hangisi daha iyiydi diye sordugunu tahmin ediyorum

bence aziz yıldırım daha iyiydi. ali koçta hep bi gizemli haller, bir kibir var. karşı tarafın açığını bulmuş gibi lafı gediğine koymuş gibi konusuyor ama ortada bir şey yok. zaten aziz yıldırım da bir kaç defa dalga geçti, "ne garip adamsın" gibi bir şeyler dedi. "her şeyi yanlış anlıyorsun" dedi

seçimi büyük ihtimalle ali koç kazanacaktı zaten, bu tartışma aziz yıldırıma seçim kazandıracak kadar fark yaratmaz bence, ama aziz yıldırım gibi bir tecrübe bu şansı da değerlendirmek istedi
0
abelardo
(09.06.24)
ali koç,

aziz yıldırım sadece sermayeden yedi maalesef
0
duyurukullanıcısı
(09.06.24)
ikiside değil
ikiside başarısız.

fakat dün akşam gördük aziz yıldırım canlı yayına iyi niyetle gelmiş, kongreyi,taraftarı birleştirmek için. oysaki ali koçun nefret kusmak için geldiği çok belliydi. konuşması, hal ve hareketleri ne kadar terbiyesiz olduğunu gösterdi.

zaten en büyük sorun koskoca kulüpte bunlardan başka aday çıkmaması.
0
my fault
(09.06.24)
gsliler ali koc'un finansal konularda ve kadro kalitesinde sahip oldugu ivmeden asiri cekiniyorlar fakat kazanacagini bildiklerinden "azizden korkuyordum" diyorlar.

aziz yildirim futboldan anlasaydi ismail koybasilarla alper potuklarla ucer senelik sozlesmeler yapmazdi. ali koc'un aldigi kadroya bakmak yeterli ikisinin arasindaki farki gormek icin.

eskiden iyi kadro kurmak kolaydi. euro dusuktu, parayi basip aliyorlardi. ffp yoktu. simdi olay cok farkli noktalara geldi. zaten ilk defa aziz yildirim bunla karsilastiginda kadro degeri 75 milyon euroya kadar dusmek zorunda kaldi cunku hicbir fikri yoktu ffp ile ilgili.

simdi de kulubun basina gecip olan kaynaklari sacma sapan transferlerle harcayacak kazanirsa. ali koc buraya adim adim geldi. bu yuzden de saglam bir temeli var. boyle devam ettigi surece yillarca surecek ambargo ve avrupada basari kacinilmaz. mourinho'yu oyle herhangi bir takimin basina getiremezsin. adam da goruyor bu ivmeyi.
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
Fikrim degismedi, ikisi de Fenerbahçe seviyesinde başkan adaylari. Hangisinin 5. Yildizi kutlamalarini tvden izleyecegini merakla bekliyorum.
0
logisticsmanager
(09.06.24)
Son 20 senede rakibin 10 sen 6 kez şampiyon olduysan başarısızsın demektir. Aziz yıldırım kabadayı olduğu için hakemler üzerinde daha etkili. Ali koç zengine bebesi gibi para harcıyor. Olay sistemsizlik net. Bence fb başkanları soyunma odasına gsdan daha çok karışıyor ve daha sistemsiz bir yapılanma içinde ondan kaybediyorlar.
0
mikahakkinen
(09.06.24)
ikisi de cok kötü. ali koc un kisilik bozuklugu oldugundan emin oldum gibi bir sey ama.
0
robert bosch
(09.06.24)
(9)

Kafayı işle bozan, hayatın merkezine işini koyan insanlar

ananiyimioguz
Sizce bu arkadaşların yaptıkları sağlıklı ve doğru mu? Yani belki de ben yanlış yapıyorum bilmiyorum ama..Branşı neyse sürekli ona yoğunlaşmış, birileriyle buluştuğunda sadece onun hakkında konuşan. Sosyal medya postları hikayeleri, esprileri, giyinişi falan sadece onunla ilgili olan. Yatıp kalkıp s
Sizce bu arkadaşların yaptıkları sağlıklı ve doğru mu? Yani belki de ben yanlış yapıyorum bilmiyorum ama..

Branşı neyse sürekli ona yoğunlaşmış, birileriyle buluştuğunda sadece onun hakkında konuşan. Sosyal medya postları hikayeleri, esprileri, giyinişi falan sadece onunla ilgili olan. Yatıp kalkıp sadece ilgilendiği alanı düşünen arkadaşlardan bahsediyorum.

Bir yanım "ya ne güzel işte ilgilendiği ve mutlu olduğu alanı bulmuş o alanda ilerliyor" diyor.

Diğer yanım "zaten bir kurgunun içine sokup bizi kullanmak üzere yetiştirdiler, kimilerimiz de böyle şartlandırılmış gibi tüm enerjisini o şeye harcıyor, etinden sütünden yararlanıp bir güzel sağdıktan sonra da önümüze bir kaç çimen atıyorlar ve arada yeşil kırlara çıkarıyorlar, halbuki yaşamak bu değil, yaşamdan alınabilecek başka güzel deneyimler, ilişkiler, tecrübeler var" diyor.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, mesela bir arkadaş var, ulan aynı okulu okuduk, aynı dersleri gördük, aynı şeyleri biliyoruz ama yatıyor kalkıyor work work work, yazılım aşağı yazılım yukarı.

Belki azminden ötürü benden daha çok kazanıyordur kafayı bu kadar kırdıysa orasını bilemem ama.. ben hayatı daha çok yaşıyormuşum gibi hissediyorum.

İnsanların mesela futbola yöneldiyse tüm hayatını futbol yapması bana çok tuhaf geliyor. Gerçekten tuhaf mı yoksa ben çok yönlü olucam diye tek bir alanda mükemmel tatminliğe ulaşamadığım için içten içe kıskanıyor muyum bilemiyorum.
0
ananiyimioguz
(08.06.24)
Yogun bir is temposu olunca eger insan direnmezse cidden is tum hayati oluyor. Biz arkadaslarla disaridayken bazen diyoruz is konusmayacagiz bugun diye.
0
aguen
(08.06.24)
Cani isteyen istediği gibi yaşar, kimsenin hayatının benden iyi ya da kötü olduğunu düşünemem. Misal bir başkası da size bakıp benzer şeyler düşünüyor olabilir.

Misal hayat kurtaran doktor/ogrenci yetistiren ogretmen/kanser arastirmasinda olan bilim adami vs isini hayatinin merkezine koyduysa da aynı şey mi sizin icin?

Ozel hayatında ne yaptığını bilmiyorsunuz tabi. Ben misal is yerinde bir sürü deli gibi çalışan insan gördüm ama özel hayatlari da oldukça dolu.
0
logisticsmanager
(08.06.24)
ünide de böyle insanlar vardi.muhabbet hep hocalar nerde phd yapmis, 10 sene önce bir dersinde elektrik kesilmis bla bla diye bir saka yapmis...

lisede de hangi hoca özel dersi kaca veriyor, kim kac net yapmis falan diye negatif negatif muhabbetler olurdu.

benim hayatimda öyle insanlar yok. en fazla komik bir olay, is yerinde sevgilisini aldatiyordur falan onlar disinda konusmuyoruz
0
robert bosch
(08.06.24)
kafayı işle bozmadım fakat işimde bir sorunu çözdüğüm zaman veya kritik işleri tamamladığım zaman yaşadığım hisler tarif edilemez, hayatta keyif aldığım istisna şeylerden biri.
olay para v.s. de değil. tatmin olma hissiyatı.
0
nuisance2
(08.06.24)
Alanında uzman olmak isteyen biri ister istemez böyle oluyor.
Senin dediğin galiba reklam yapanlar, ben de linkedin dünyasına girdim ve uyuz olmaya başladım. Tanımasam kendilerine -wow einstein mübarek derim.
ama “bunlarda her yerde” diyorum eko gibi.
0
durgunfoton
(08.06.24)
kesinlike bana göre bir yaşam biçimi olmasa da, alanında tanrı seviyesine gelmiş insanlarda bu duruma saygı duyuyorum. ( misal işte futbol da messi filan gibi) ama onun haricindeki sıradan insanlar da bunun hastalıklı olduğunu düşünüyorum. tavrının hastalıklı olduğunu düşündüğüm insanlara da saygı duyamıyorum maalesef. bence düpedüz y.rak gibi adamlar böyle insanlar. robot gibi makina gibi tipler.

işinde titiz olan insanlara büyük saygı duyarım ama bu farklı bir seviye. gıcık, sevimsiz bir insan türü.
0
wilhelmwasmuss
(09.06.24)
İşten işe değişir yani yapılan iş belki çok ulvi bir amaca hizmet ediyordur ve dolayısıyla kişi orada maddi tatminin yanında başka bir şey de buluyordur, bunu bir nebze anlıyorum. Ancak sanırım üst düzey bir Microsoft yöneticisinin bir yerde yazdığı yazıda görmüştüm, çok basitçe "Ölüm döşeğinde kimse 'Ah keşke bir günüm daha olsa da ofisimde biraz daha çalışabilsem' demez" şeklinde bir şeydi.

Kendi bulunduğum alan IT ya da bankacılık için düşündüğümde açıkçası "Çok daha yoğun, çok daha fazla" çalışmak için bir sebep görmüyorum, zira fazladan çalıştığım saatlerin ya da gereksiz yere katlandığım stresin maddi getirisi kaybettiğim zaman, fiziksel ve mental sağlık, sosyal hayat vb. gibi şeylerde yaşadığım kaybı geri satın alamıyor. Bu açıdan bakınca bu bir denklem aslında, haliyle de kişiden kişiye değişir. Diğer taraftan yukarıda da bahsedildiği gibi işin bir de "Güç" tarafı var. Yani Elon Musk'ın bu kadar hırslı olmasının sebebi sadece para olmasa gerek mesela. Bazı insanlar meslekleri üzerinden sosyal statü ediniyorlar ve o meslekte yükseldikçe sosyal statüleri de yükseliyor. Haliyle bu oyunun içindeki bir kişi için de durmak demek oyun dışı kalmak olduğu için onlar da ister istemez işlerini her şeyin önüne koymak zorunda kalıyorlar zira bir noktadan sonra sosyal statüleri sahip oldukları hemen her şeyin temelinde kalıyor.
0
salihdt
(09.06.24)
hustle culture bu. abd kökenli kapitalist bir tarz

çok para kazanmayacaksan.. olduğun yerde sayacaksak.. dünyaca ünlü biri falan olmayacaksan saçma ve gereksiz.
0
ferenc
(09.06.24)
Kendilerini bu şekilde ispatlayarak mutlu oldukları için bizlik bişi yok diyorum. Bir yandan da minik bı acıma hissi buna mecbur hissettikleri icin
0
abuzer
(09.06.24)
(5)

şu an hangi iphone alınır?

stationary traveller
selamlar. mevcut durumda sizce hangisini almak daha mantıklı? 14 mü 15 mi? şu an elimde çok temiz kullandığım bir iphone 11'im var. onu da satıp piyasa daha da uçmadan üst modellere geçmek istiyorum. kararsız kaldım.not: iphone'a para verilir mi tayfa fikir belirtmeyin pls.
selamlar. mevcut durumda sizce hangisini almak daha mantıklı? 14 mü 15 mi? şu an elimde çok temiz kullandığım bir iphone 11'im var. onu da satıp piyasa daha da uçmadan üst modellere geçmek istiyorum. kararsız kaldım.

not: iphone'a para verilir mi tayfa fikir belirtmeyin pls.
0
stationary traveller
(08.06.24)
13 f/p ürünü bence
0
Yılmaz920
(08.06.24)
Iphone'da geriden gelinmez. Çıkış tarihinden sonra 5 senelik ömrü var
0
ferenc
(08.06.24)
iphone her türlü alınır.
ben 4s kullanıyorum 5 senedir ikinci telefon olarak. yakında emekli edip 7s plus alma planım var.
0
pavlis
(08.06.24)
14 mü 15 mi diye soruyorsan tabi ki 15.
0
numlock
(08.06.24)
Pro alın ama almışken...
0
pispinti
(08.06.24)
(23)

Türk yemekleri berbat ve de sagliksiz degil mi ?

Yourcousinmarvinberry
Mesela yöresel mutfaklara bakiyorsun, deniz ve sebze kültürü sifir.Nerede hamurlu, sekerli veya bol baharatli(tuz dahil) yemek çesidi varsa göklere çikariliyor(bknz. antep ve hatay mutfagi).Diyabet, tansiyon, kötü kolesterol ve hatta kanserojen için gayet uygun yiyecekler.Lokantalardaki sulu yemekle
Mesela yöresel mutfaklara bakiyorsun, deniz ve sebze kültürü sifir.
Nerede hamurlu, sekerli veya bol baharatli(tuz dahil) yemek çesidi varsa göklere çikariliyor(bknz. antep ve hatay mutfagi).

Diyabet, tansiyon, kötü kolesterol ve hatta kanserojen için gayet uygun yiyecekler.

Lokantalardaki sulu yemekler de 98% yag, salçali su ve patatesten ibaret.
0
Yourcousinmarvinberry
(08.06.24)
Çok sağlıklı değil fakat berbat değil. Geleneksel şekilde yapılırsa daha sağlıklı hale getirilebilir.
0
doharkoman
(08.06.24)
Berbat kesinlikle değil.
Aynı şekilde sağlıklı da değil, bunda hem fikir olabiliriz.

Bu arada birçok mutfak da sağlıklı değil. Fransız, italyan mutfakları da öyle Çok sağlıklı değil.

Benim türk mutfağında gördüğüm bir sıkıntı şu; hayat pahalılığı ve bazı ürünlerin kısıtlı olması sebebiyle karbonhidrat dayatilmis. Misal annem geldiğinde yemek yapiyor, kiyma siparişi veriyor adam başı azıcık. Diyorum bu ne? E alismislar Türkiye'de az kıyma ile yapmaya pilavla makarna ile doymaya.

Malesef Türkiye'deki sağlık sorunlarının sebeplerinden biri mutfak bence. Ama tadlari Çok güzel.
0
logisticsmanager
(08.06.24)
Turkiye'de sebze kulturu tabii ki sifir degil. Sen iki tane birbirine cok benzeyen mutfak (antep ve hatay, komsu sehirler zaten) secip bunlarda sebze kullanimi az demek ki Turkiye'de sebze yenmiyor demissin.

"Lokantalardaki sulu yemekler de 98% yag, salçali su ve patatesten ibaret."
gene yanlis genelleme var burada. turk mutfagi kalitesiz lokantalarda gordugun yemeklerden ibaret degil ki.

bu analiz metoduyla fransiz, italyan, hatta cin mutfagi falan da gayet sagliksiz bulunabilir.
0
hot potato
(08.06.24)
hayır değil. bolca sebze yemekleri var. zannetmiyorum ki başka ülkelerde bizdeki gibi ıspanak, beyaz lahana, kara lahana, yaprak, taze fasulye, barbunya, patlıcan, bezelye, mercimek, enginar, börülce, kuru fasulye, vb çeşit çeşit yemekler yapılsın.
iranlı birisi demişti, türkiyede bir sebzeden çeşit çeşit yemekler yapılıyor. bizde örneğin patlıcandan bir çeşit yemek yapılır, sizde çeşit çeşit patlıcan yemeği var.
0
abelardo
(08.06.24)
Kesinlikle hayır.

@logisticsmanager ve @hot potato +1 Hatta üstüne Meksika, ABD, Almanya, İspanya, Macaristan, Avusturya da eklerim.

Yani en basit hali ile düşününce kuru fasulye pilav ikilisi pizza, lazanya, calzone, arancini, panzerotto, spagetti ve diğer 75 makarna çeşidinden daha sağlıklı mesela. Aynı lezzette değil bu iki yemek dersen de yakın lezzetteki vereceğin herhangi iki yemek birbiri ile aynı derecede sağlıklı zaten. Genelde lezzetli dediklerimizi, lezzetli yapan şeyler aşağı yukarı aynı çünkü.

Deniz ve sebze kültürü sıfır değil. Sadece deniz ürünleri ile yapılanlar çok standart. Orası doğru. Akdeniz'de Yunanistan dışında öyle geniş deniz ürünü yelpazesi yok. Deniz ürününde geniş mutfağı olanların mutlaka ya bir yerde okyanusa kıyısı var ya da okyanusa yakınlar. Sebze kültürü de hayvan besiciliğinin topluma oranla kısıtlı olduğu yerlerde gelişen bir şey zaten. Türkiye'nin coğrafyası da çoğunlukla hayvancılığa uygun. Haliyle et daha zengin olacak tabii ki.
0
nawar
(08.06.24)
sebze kültürü gayet iyi.
0
ferenc
(08.06.24)
değil.

dünya üzerinde "yemek kültürü" sağlıksız olan belki de ülke abd'dir. o da çok geç kurulmasından kaynaklı.

sebze, et, tereyağı, zeytinyağı, baharat vs. olan yemek sağlıksız olmaz.

bence sizin "sağlık" algınız bozulmuş.

sağlıklı dediğiniz şey sebzedir, meyvedir, ettir, yağdır. bunlar düzgün kullanıldığı sürece yararlıdır.

yağ için margarin, sebze için şeker basılmış domates salçası kullanılırsa tabii ki kötü olur ama olması gerektiği gibi olan çoğu "geleneksel" tarif sağlıklıdır. en azından zararlı değildir.

kebabı zararlı bulup "yağsız" ama 300 ton şeker basılmış yoğurtları sağlıklı bulan biriyseniz kendi aklınızı gözden geçirin derim.
0
mark greg sputnik
(08.06.24)
bana da baharatli ve agir geliyor kesinlikle mola verilmesi gereken tarifler. duzenli olarak annemde yemek yedigimde midem ters duz oluyo. bir de asil sorun kahvalti bence sadece aksam yemegi agir olsa neyse diyecegin sabah kahvaltisi agir aksam yemegi agir is yerinde oglen yemegi. bazen yalandan sofra kalabalik gozuksun diye herkesin bildigi seyler yapiyorum carpiliyorum yemekten sonra. bir de yogurtlu mezeler of of hem yemek yiyosun yanina da yogurt direkt bayil. ulkede zaten gida denetimi, organiklik vs de olmayinca saglikli diye salatalik yiyosun saman cikiyo iyy turkiyede yemekler=kotu ama bunu sadece geleneksellerden soylemiyorum genel itibariyle sadelikten cok uzak geldigimiz noktada kaliteden de uzak. gunde 3 doz gavisconla dostluk baslasin
0
ala09
(08.06.24)
Açıkçası bunu pejoratif bir şekilde ifade etmeyi gereksiz buluyorum. Her toplum içinde bulunduğu şartlara göre şekilleniyor. Bu sağlıklı beslenme hikayesi çok çok yeni dahil oldu gündemimize. Hem Türkiye farklı bölgelerde farklı iklimler ve farklı haklarla kaynaşma dolayısıyla çeşit çeşit yemek bulunuyor.
0
anon1m
(08.06.24)
Hamur dediğin şey undur, buğday kaynaklıdır, eski buğdaylarla şimdikiler bir değil, 14 kromozomlu buğday bugün genetiği değiştirile değiştirile 49 kromozomlu olduğu söyleniyor. Ayrıca gluten problemi de genetiğin değiştirilmesi meselesi. Yani bugünkü Türk mutfağının temellerini bugünkü genetiği değiştirilmiş organizmalar ve tarım ilaçları içine işlemiş buğdaylar oluşturmuyor. Bu bir.

İkincisi, şeker için de aynı şeyler geçerli, bir yığın kimyasal ve mekanik işlemlerden geçiriliyor bu malzemeler, eski şeker ile bugünkü şeker de bir değil. Eski toprak dahi bugünkü toprak değil.

Üç, deniz kültürü sıfır demişsin, Karadeniz yemekleri hakkında Karadenizlileri çeşitsizlikle suçlamak neyin nesi anlamıyorum. Bizim ülkemizde deniz ürünü olarak %98 oranında balığın tercih edilmesi kötü bir şey değil, bu senin bakış açın sadece. Ayrıca denizlerin kirlilik oranı ve av yasağı gibi konular yine eskiden bugünkü gibi değildi, yine Türk mutfağını sağlıksızlıkla suçlayamazsın. Berbatlıkla hiç suçlayamazsın.

Ayrıca kanserojen yiyecek dediğin mesela margarindir, yanmış sıvı yağdır, yani malzemelerin kötü kullanılmasıdır, kullanmazsın olur biter.

Bütün derdin sağlık ve lezzetse senin elinde yani, doğaya %100 saygılı davranıp doğru düzgün yemek yaparsan sağlıklı beslenirsin. Bu. Sorun senin sorunun yani, Türk mutfağının değil.
0
muhayyer divan
(08.06.24)
yörükler dağdan yeni indi. tabii ki balıkla işleri yok. istanbul rumu değil ki iri yağlı balık olsun sofrasında. karadenizde bile anca hamsi

sebze var. hangi sebze ve ot varsa o yörede, sofrada da var.

şeker yeni icad edildi. rafine şeker.
şeker yokken pekmez, meyve özütü(ekşide burun kıvrılan tübitak projesi) vs kullanıyordu

saydıkların fast food. sofra yemeği değil.
0
lambırcek
(08.06.24)
Berbat diyemeyiz, sağık konusu da değişiyor. Türk mutfağı baya zengin bir mutfak, her türlü yemek var. Sizin biraz isyan edesiniz varmış, buradan çıkmış.
0
akhenaten
(08.06.24)
hiç mi ege'ye, akdeniz'e gitmedin çocuğum?

türk mutfağına berbat diyebilmek nasıl bir kompleksin neticesidir şaşkınım.

türk mutfağı gibi zengin kaç tane mutfak kaldı dünyada?
0
adivar
(08.06.24)
Genellemeler akıllı adamın işi değildir. Bin tane yemeği içeren mutfak için toptan sağlıksız nasıl denebilir. sağlıklı yemekten kasıt buharda Brokoli vb yemeklerse ülkemiz Akdeniz ve Ege mutfağı çoğunlukla sağlıklıdır. Börülce salatalar patlıcan çığırtma vb çok fazla sağlıklı yemekler yine Karadeniz ege iç Anadolu da da böyle sebze ağırlıklı tencere yemekleri de sağlıklıdır.
0
psmstc
(08.06.24)
Berbat mı?!!?? yok artık daha neler. Kurban olurum türk mutfağına ya. Çok merak ettim burası berbatsa neresi iyi sizce? Onu da yazsaydınız keşke.
0
Kediyi üzdün
(08.06.24)
Soru bahane, kebap şahane.

Bence bu kadar cevap gelince amaca ulasildi sanirim.
0
ermanen
(08.06.24)
değil.
0
gurur
(08.06.24)
aslında dünyanın en iyi lokal mutfaklarına sahibiz. hiç bir ülkede bu kadar fazla lokal mutfak yok. fakat pazarlayamıyoruz. fransızlar, italyanlar çok daha iyi olduklarını yüzyıldır iddia ediyorlar, filmlerini yapıyorlar, kitaplarını yazıyorlar, turizmini pazarlıyorlar. fakat bence öyle değil durum.
akdeniz mutfağının hası, ege, hatay, antep, karadeniz, hatta Çorum, Kastamonu bile Fransız mutfanından iyidir. :-)
0
ankarakecisi
(08.06.24)
30 yıldır londrada yaşayan amcam ve eşi antep e yanımıza geldi

2 sinin de mide bozuldu 2 günde.

bu nedir ya basıyorlar yağı salçayı biberi baharatı veya şerbeti, sonra güzel diyorlar afedersin bokuma karıştırsam o da güzel olur zaten diye dolanıyordu kalan günlerde hiç bişey yiyemedi sdfksgs

bu arada londrada restoranı var yani yemekten anlamıyor değil.

bana kalırsa türk mutfağının çoğu ağır ve sağlıksız evet bu konuya katılıyorum.

ama lezzetsiz diyemeyiz. bence gayet lezzetli. biz bazı yemek veya tatlıları yerken orgazm oluyoruz burada. varsın ağır olsun.

öte yandan genelleme yanlış, ege mutfağı diyetisyenlerin de önerdiği gayet sağlıklı ve hafif bir mutfak, onu niye hiçe sayıyorsunuz
0
ananiyimioguz
(08.06.24)
Ulkenin 3 tarafi denizlerle cevrili deniz urunu yiyemiyoruz bu konuda haklisin
0
Zetnikov
(08.06.24)
@ankarakecisi; abi bence sakin ol :) nasıl ülkeyi gezmeyen biri türk mutfağı hakkında konusmamaliysa fransiz mutfaklarini, bulundugun şehre göre bile degistigini, peynir/şarap/et/makarna vs her şeyi bulunduğun şehre göre marka değiştiği falan bir yer burası. Fransa'da her bölgenin lokal mutfağı var.
0
logisticsmanager
(09.06.24)
@logisticsmanager bana sakin ol diyeni ....
Halk bilim okudum. belgesel yönetmeniyim ve abartmayayım ama bu memleketi kasaba kasaba + 40 ülke gezdim desem yeridir. Lise yıllarında dayımın lokantasında her aşamada çalıştım. şimdi emekliyim ve gastronomi 2. sınıf öğrencisiyim. 2 kelam edecek kadar konuya hakimim.

@ankarakecisi; abi bence sakin ol :) nasıl ülkeyi gezmeyen biri türk mutfağı hakkında konusmamaliysa fransiz mutfaklarini, bulundugun şehre göre bile degistigini, peynir/şarap/et/makarna vs her şeyi bulunduğun şehre göre marka değiştiği falan bir yer burası. Fransa'da her bölgenin lokal mutfağı var.


@logisticsmanager
0
ankarakecisi
(06.07.24)
Türk mutfağındaki lezzetler sağlıklı ve kaliteli malzemeler ile yapılabilecek yemekler fakat özellikle gıda sektörünün kalitesizliği işletmelerin düşük maliyet yüksek kâr amacı sağlıksız yapmalarına sebep oluyor, birçok yemeği evimizde sağlıklı ve lezzetli yapabiliyoruz, bol yağ bol salça bol tuz yerine daha dengeli koyup lezzet elde edilebiliyor, tabi hamur ağırlıklı yiyecekleri doğrudan sağlıksız görebiliriz.

Yöresel mutfaklar hakkında fikrim kısıtlı olsa da antep yöresel yemekleri daha çok sebze ağırlıklıydı aslında ki bir çoğunu beğenmemiştim.
0
atom karincanin torunu
(07.07.24)
(8)

kilit değiştirmek ne kadar maliyetlidir?

mark greg sputnik
evden çıktıktan sonra anahtarı teslim etmeyen, evde hala bazı eşyaları olan bir "muhterem" var. yakında ev ahalisi olarak bir süre şehir dışında olacağız. ben bu şahsın bizim bilgimiz ve kontrolümüz olmaksızın eve erişebilmesini istemiyorum. borç takmaktan tutun daha rahat taşınsın diye verdiğim bav
evden çıktıktan sonra anahtarı teslim etmeyen, evde hala bazı eşyaları olan bir "muhterem" var. yakında ev ahalisi olarak bir süre şehir dışında olacağız. ben bu şahsın bizim bilgimiz ve kontrolümüz olmaksızın eve erişebilmesini istemiyorum. borç takmaktan tutun daha rahat taşınsın diye verdiğim bavulu BİR AYDIR zahmet edip getirmemesi gibi davranışlarından dolayı kendisine asla güvenmiyorum. o yüzden kilitleri değiştirmeyi düşündüm.

bunun maliyeti nedir aşağı yukarı? apartman dairesinin çelik kapısında alt taraftaki kilit değişecek sadece, anahtarı zaten saymıyorum.

ikinci sorum şu ki kiracı olarak bunu ev sahibine bildirmeme gerek var mı veya sorun yaşayabileceğim bir şey mi? kendisi başka şehirde, evle hiçbir şekilde bağlantısı yok. değişim masrafını ben üstleniyorum, çıkacağımız zaman da zaten yeni anahtarları teslim edeceğiz. hani haber vermesem "niye kafanıza göre iş yapıyosunuz" durumu olur mu sizce? gerçi adam anahtarları verince kilidin değiştiğini bile anlamaz ki herhalde.

son sorum bu işlem kapıya zarar verebilecek ya da malın değerini düşürebilecek bi şey mi? çilingir kapı açarken bayağı hırpalıyor diye biliyorum mesela. yoksa biri sökülüp diğeri tertemiz takılır mı?
0
mark greg sputnik
(07.06.24)
kendiniz bile takarsiniz, hicbir sey olmaz eger kapi cok ozellikli bir kapi degilse, duz celik kapiyi ben kendim takabilmistim.

eski kilidi atmazsiniz, isterseniz evi bosaltmadan once tekrar takarsiniz eger o kisi bos eve veya yeni tasinan kisilere de dadanmayacaksa. dadanacaksa da degistirdiginizi soylemeyebilirsiniz, fark etmez bile bence, ki zaten yeni eve tasininca ilk is kilit degistirmek olmali,ev sahibinde neden benim evimin anahtari olsun sonucta. onemli olan ayni kalitede bi kilit almak, bazi kilitler dandik oluyor, ucuza kacmayin derim.

kilit fiyatlari da sanirim guncel 500 tl filandi, gecen anahtar cogaltirken gozume carpmisti ama bundan cok emin degilim, bir anahtarciya sorabilirsiniz.

ozetle zor bir islem degil, hic endiselenmeyin.
0
aferin cok iyi dusunmussun
(07.06.24)
çok maliyetli olmaz ancak kilidin ölçülerine dikkat edin, kapının iki tarafında da farklı uzunluklar olması olası. bazı kapılarda anahtar deliği koruması gibi şeyler de oluyor, kilit mekanizmasını ve kapıyı iyice ölçmek biçmek lazım. bu bilgilerle siz kilidi söküp ölçüp ona göre bir kilit alabilirsiniz, ya da işçilik bedelini de ödeyip direkt anahtarcıya bu işi yaptırabilirsiniz.

aferin cok iyi dusunmussun +1 diyorum ayrıca, zaten kiracıysanız bence yapılacak ilk işlerden biri kilidi değiştirmek olmalı (diğeri de klozet kapağını değiştirmek bence bu arada). kilidi değiştirin, evden çıkarken eskiyi takıp size ait olanı alın derim.
0
semyasa
(07.06.24)
kilidi değil göbeği değiştireceksin sadece. bu ucuz bir şey. işten anlıyorsan kendin yaparsın. birine yaptırırsan fazla para isteyebilir.
0
ferenc
(07.06.24)
kilidi kendiniz alıp değiştirebilirsiniz. çilingire gerek yok. eski anahtar ve bir tornavida olması yeterli.

kapıyı açın, kapıdan kilide giden bir vida var onu tornavida ile sökün. eski kilidi kendinize doğru çekerken anahtar ile hafifçe açın, dili kilit deliği ile hizalansın. sonra yeni kilidi aynı şekilde takın.

her girdiğim evde ilk yaptığım şeylerden biri kilitleri değiştirmek oldu. eski kilidi saklayın evi boşaltırken tekrar takarsınız. yeni gittiğiniz evde de halihazırda kullandığınız anahtarı kullanmış olursunuz.

kilit alırken tuzaklı olmasına dikkat edin.
0
inheritance
(07.06.24)
numlock
(07.06.24)
kiraladığım evde yerleşmeden önce ilk yaptığım şeylerden biri kilidi değiştirmektir. kiracı olarak bu zaten sizin hakkınız. birisi anahtarı kopyalamış olabilir veya eski bir kiracı kendisindeki anahtarla eve girebilir.

misalen söylüyorum ev sahibi bunu problem yapacak birisi bile olsa kaldığınız sürece kendi kilidinizi kullanırsınız çıkarken eski kilidi takarsınız böylece kimse bir şey diyemez.
0
bravoteam
(07.06.24)
500 tlye değiştirdik 1-2 ay önce. kilit dahil ücrete.
0
jelly bear
(07.06.24)
Yeni taşındığınız evde, ilk iş olarak kilidi değiştirmeden, kaç kişide ve kimlerde anahtar olduğunu bilmeden, bilemeden, gönül rahatlığıyla nasıl oturuyorsunuz, nasıl uyuyorsunuz, tatile nasıl gidiyorsunuz yahu?

Eve gelen çilingirin çırağının kendine de bir yedek anahtar yapmayacağı ne malum deyip ben hep kendim değiştiririm o kilidi. Ben mi paranoyağım siz mi genişsiniz birader?
0
Mirket
(07.06.24)
(16)

taylor swift overrated mı?

yetkili birine benzeyen abi
en çok parayı o kazanıyor.üst üste ödüller kazanıyor.ekonomide taylor swift effect denilen şey bile çıkmış.bu kadar popüler bir kadının neden hiçbir şarkısı tr’de bilinmiyor yoksa ben mi bilmiyorum?eskiden beyonce’ların, rihanna’nın, shakira’nın şarkıları yaza damga vururdu, herkesin diline dolanır,
en çok parayı o kazanıyor.
üst üste ödüller kazanıyor.
ekonomide taylor swift effect denilen şey bile çıkmış.

bu kadar popüler bir kadının neden hiçbir şarkısı tr’de bilinmiyor yoksa
ben mi bilmiyorum?

eskiden beyonce’ların, rihanna’nın, shakira’nın şarkıları yaza damga
vururdu, herkesin diline dolanır, telefon melodisi bile olurdu.
peki taylor swift’in neden böyle değil? en meşhur şarkısı ne?
tr’de gençler taylor swift dinliyor mu mesela? yoksa abd’de mi meşhur?
0
yetkili birine benzeyen abi
(07.06.24)
Valla ben spotify'da arada abd listeleri çalarım, ben de senelerdir hiç dinlemedim, denk gelmedim. K-pop gibi bir şey olabilir, onu da dinlemedim.
0
prole
(07.06.24)
Mutlaka denk gelmişsinizdir. Bir "Shake it off" kulağınıza çalınmıştır diye düşünüyorum. Ben özellikle dinlemem kendisini ama hayır overrated değil çünkü türünde cok iyi müzik yapıyor ve sesi iyi.
0
old possum
(07.06.24)
Sanırım 30 yıllık hayatımda kendi irademle açıp dinlemedim. Hatta sesi neye benzer onu da bilmem.
0
Amaranta ursula
(07.06.24)
Britney spears alternatifi. Amerika elindeki eskidi mi yenisini piyasaya sürüyor. Hızlı tüketim ürünü bir sanatçı.
0
ferenc
(07.06.24)
son 5 yıl içerisinde ses getiren şarkısı olmadı zaten. bir kaç sebebi var, bu kadın çok fazla turne ve konsere çıkıyor. öyle böyle değil. eras turnesi yaptı, ki devam da ediyor, bi ara haftada 3-4 gün abd'nin en büyük stadyumlarında, alanlarında konserler veriyordu. çok iyi bir şirketle işe başladıklarından dolayı büyük yankı da uyandırdılar. rakam yanlış olabilir ama turnede şu ana kadar 100'den fazla konser vermiş olabilir. konserlerinde de yıldız şarkıları da eski şarkıları işte. para kısmını böyle açıkladık, ödül kısmında ise 14 adaylıktan 12'sini kazanmış onlarda zaten full "en kalabalık konser, en kalabalık konser veren kadın ödülü, major tour of the year, pop tour of the year" gibi şeyler.

ekonomide taylor efekti de organizasyon şirketinin pr başarısı. avrupada 4-5 şehir harcii bu kadar popüler biri bi yerde konser verse otel fiyatları da araç kiralamada harcamalarda patlar şaşılacak bişey değil. isveçte düşen enflasyon o ay 0.2 gelmesi gerekirken 0.3 olarak geliyor falan filan :) güzel pr işte.

rihanna, shakira, beyonce, madonna değil asla da olmaz. madonna demişken, mesela son 30 senede madonna 6 turne yapmış. ilk 3'ündeki de konser sayısı taylor'ın bir turnesi kadar işte oradan hesap et maddi kısmı. 2-3 sene ara versin sessizce köşesine çekilsin popülerliği %90 düşer
0
avatar is back
(07.06.24)
Türkiye'ye yayılamamış olabilir ama koca koca insanlar (Portekizli vs. birkaç arkadaşım) bunun peşinden ülke değiştiriyor konserine gidiyor. Acayip sadık bi kitlesi var gibi duruyor.

Blank Space ve Shake it off bi ara çok popüler olmuştu ben bunları biliyorum. Sanırım ilk çıktığında Country kızı tarzı bi imajı varmış, Amerikanlar o yüzden ayrı seviyor olabilir. Anaakım pop olarak iyi bi iş yapıyor bence. Biraz aykırı olarak da Lorde ve Billie Eilish var ama bu kadar popüler değiller sanki. Ben mesela Dua Lipa olayını komple kaçırdım ama bir yerlerden duymuşum dinlettiklerinde evet duydum demiştim.
0
nhk ni youkosu
(07.06.24)
dua lipa mesela bir şarkı çıkarıyor burada da hit oluyor. taylor swift ne duydum ne çevremde dinleyen duydum
0
🌸yetkili birine benzeyen abi
(07.06.24)
Şimdi geçen seneye kadar ben de tam olarak böyle düşünüyodum. Sonra Taylor Swift seven bir hanımla sevgili oldum :) ve tam bir hanımköylü olduğum için ben de Taylor Swift dinlemeye başladım :d

Bu süreçte de hem onun anlattıklarından, hem de kendi merak edip araştırdıklarımdan baya bir bilgi edindim kendisiyle alakalı.

Şimdi taylor swift bir albüm şarkıcısı. Tüm şarkılarını kendisi yazıyor ve single'dan çok yaptığı albümlerin tematik olmasından dolayı sükse yapıyor. Era deniyor hatta işte bu albüm temalarına, şu an yaptığı turnenin adı da Eras tour bu yüzden.

Ben de blank space, shake it off ve I knew you were trouble dışında hiç şarkısını bilmiyordum ama şimdi baya bir şarkısını dinliyorum. Şarkılarının alâmeti farikası sözleri. İyi bir söz yazarı yani bu konuda hakkını veriyorum. Bi de çok farklı tarzlarda ve temalarda şarkıları var. Kendi ilişki geçmişiyle ilgili şarkılar yazdığı gibi tamamen kurgu hikayeler anlattığı şarkıları da var ve dinleniyor yani güzeller.

Ayrıca ilişki geçmişinin olaylı olması da magazinsel olarak ilgi çekmesini sağlıyor. Şu anki sevgilisi NFL şampiyonu Chiefs takımından. Sırf bu yüzden bu sene NFL maçları rekor izleme aldı özellikle genç kız popülasyon grubundan :d

Yani evet bi rihanna gibi hit şarkısı yok ama rihanna'nın açıp albümünü dinlemeyiz pek fazla ama Taylor Swift'in albümleri baştan sona dinlenip sevilecek tarzda. İki ay önce mesela yeni albümü çıktı. 15 şarkı çıkacak dendi sonra sürpriz diyip 31 şarkı çıkardı falan manyak gibi şarkı yazıyor yani üretim hızı da fazla.

Ekonomiye etkisini falan yazmışsınız zaten, Avrupa'daki turneleri de full çekiyor şu an. Yani öyle gelip geçici bir akım ya da sadece ergenlerin dinlediği k-pop gibi bir olay değil. Baya bir kitlesi var. Kadın zaten neredeyse 20 senedir albüm çıkarıyor ve yüzlerce şarkısı var. @truenorth'un dediği gibi de eski plak şirketiyle kavga yaşadığı için şarkılarını geri almak için mücadele verip tekrar albüm çıkardı aynı şarkılarıyla Taylor's Version diye ve o albümler de dinlenme rekorları kırdı :D
0
nundu
(07.06.24)
Overrated’in tillahı
0
kaptan memo
(07.06.24)
overrated değil genele hitap ediyor. özellikle genç-ergen kesime. o yüzden bu kadar kazanıyor.

katy perry, rihanndadan bir farkı yok. eskiden çok dinlerdim artık denk gelirse. fazla pop geliyor artık
0
jelly bear
(07.06.24)
overrated falan degil.
sarkilari ergence ok zaten ergenler seviyor asil.
ama yetiskin biri dinlediginde de o duygulari tekrardan yasiyor gibi oluyor.

cruel summer popülerdir
you belong with me patladigi sarkiydi sanirim.
blank space
0
robert bosch
(07.06.24)
overrated
0
edaddy
(07.06.24)
3.5 saat tamamen canlı, tamamen hareketli bir şov yapıyor.
yorum yapmak için eras tour movie'yi izleyebilirsiniz. 3.5 saat boyunca bunu yapacak çok az insan evladı var. ve buraya tırnaklarıyla kazıya kazıya geldi.

sözleri, yakaladığı insight'lar, edebiyatın her sanatını nasıl kullandığını ingilizce bilenler direkt yakalar. single'cı şarkıcıların aksine hiçbir şeyi düz anlatmaz.

bi de taylor asla bir single/hit şarkıcısı değil. hiçbir albümünde bu 1dir denmez. ancak albümün tamamını dinlediğinizde anlarsınız ne anlattığını.
0
patronaj1
(07.06.24)
overrated diye bir kavram olmasa bu kadindan sonra ortaya cikardi. sayfalarca yazabilirim ama cidden gerek dahi yok.
0
bay b
(07.06.24)
Tırnaklarıyla kazıma kısmına yorum yapmaya geldim, komik olmuş. Ailesi zaten varlıklı, o kadar destekle çok daha yetenekli insanlar piyasaya çıkabilirdi. Abartılmış kelimesinin sözlükteki karşılığı.
0
mirty
(07.06.24)
şarkılarını liseseyken falan dinlerdim, hala nadiren de olsa dinliyorum, şarkıları güzel evet ama kesinlikle overrated. tırnaklarıyla kazıyarak falan da gelmedi.
0
deartheodosia
(08.06.24)
(4)

16 bin ehliyet kursu için nasıl?

ya ben lan neyse
haziran dönemi için. yer eskişehir.
haziran dönemi için. yer eskişehir.
0
ya ben lan neyse
(05.06.24)
Hocam aralarında çok fark yok, ben hatırlıyorum 2007 civarı 500-600 liraydı o zamanki asgari ücrete yakın, hep bu fiyatlarda oldu, şimdiki 16 bin de asgari ücret sayılır, yani bence normal
0
grimavi
(05.06.24)
Uygun. Ekim 2023'te kayıt olunca 11 bin ödedim.
0
Amaranta ursula
(05.06.24)
Total masraf mı? Yani ehliyet için ek ödeme yapmayacaksan başka iyi gibi
0
ferenc
(06.06.24)
zaten üst sınır oluyor. onun üzerinde fiyat veremezler. 2024 eskişehir için tavan fiyatı bulup karşılaştırın.
0
elorelia
(06.06.24)
(8)

Orta sınıf nasıl bitti?

metematik
Sermaye fakirlerden zenginlere transfer oldu deniyor ya hep. Bu tam olarak nasıl oldu? Çok basitçe açıklanabilir mi?
Sermaye fakirlerden zenginlere transfer oldu deniyor ya hep. Bu tam olarak nasıl oldu? Çok basitçe açıklanabilir mi?
0
metematik
(05.06.24)
1- bir şirkette kademe kademe 4 pozisyon olsun. aşağıdan yukarı doğru maaşları 100 lira, 200 lira, 300 lira, 400 lira olsun. (toplam 1000 lira) patronda 1000 lira kazanıyor olsun (patron dahil toplam 2000 lira). maaşlara en üstteki ile patron karar verir. enflasyon var ve/veya şirket daha çok para kazanıyor. bir sonraki sene şirket 3000 lira kazanıyor, her şeyi %50 arttırman lazım aslında ama öyle olmuyor. 100 lira alana 120 lira, 200 lira alana 230 lira, 300 lira alana 350 lira veriyorlar. 400 lira alana ise 700 lira veriyorlar. patrona da 1600 kalıyor. patron daha fazla kazanmaya başladı. en tepedeki yönetici de daha fazla kazanmaya başladı. alttakiler, yani orta sınıf artık daha az kazanıyor.

2- alt taraftaki adam 100 lira alıyor ve bunun gelir vergisini devlet şakır şakır kesiyor. 100 lira alan adam, bu vergilendirilmiş parayla araba alacak, benzin koyup tatile gidecek. ama patron (ve hatta en tepe yönetici) ne yapıyor? arabayı şirkete aldırıyor, şirketin vergisinden düşüyor. önce şirket az vergi ödemiş oluyor, hem de şahsen gelir vergisinden de kaçıyor. benzini de şirkete ödetiyor. zaten daha çok parası var ama oran olarak çok daha az vergi veriyor.

3- para parayı çeker. fakire 1000 lira verirsin, zaruri harcamalarına kullanır. zengine 1000 lira verirsin, parayı katlar 1000000 lira yapar.

4- para eğitim eşitsizliği yaratır. fakirin çocuğu kötü okula gider, zor bir gelecek onu bekler. zenginin çocuğu en güzel yerlerde okur ve yanında işe başlayacağı çok fazla tanıdığı vardır.
0
co2s2
(05.06.24)
En son 2020 istatisklerine göre türkiyede kayıtlı çalışanların %40ı asgari ücret alıyordu. Bu istatistik bile neden orta sınıfın bittiğini gösterir. 15 milyon çalışan, 6 milyonu asgari ücret. Eminim 4-5 milyonu da asgari ücretten 5-10 bin TL fazla alanlardır. Geri kalanlar da patron, esnaf VS.

Bir de şöyle bir gözlemim var, artık Anadolu'da da barınma gibi temel ihtiyaçlar eskisi gibi büyükşehirlere göre uygun değil.
0
numlock
(05.06.24)
Örnekle açıklayayım. Hikayemizde 2 kişi var.

Ali: Cebinde mesela 1 milyon USD var.
Veli: Cebinde mesela parası yok. Aylık ücret alıyor.

Şu anda Ali, parasını TL'ye çevirip mevduata yatırıyor. 6 ay sonra yaklaşık %25 faiz alacak. O sırada USD artmamış olacak (hem devlet hem vatandaş öyle istiyor). Parasıyla USD alacak, parayı yurtdışına gönderecek. Yani dolar bazında en az %25 kazandı.

O sırada Veli maaş almaya devam ediyor. 6 ay sonra maaşı neredeyse hiç değişmedi.

Ali çılgın parası olduğu için evler, arabalar alıyor. Tatillere çıkıyor. Türkiye'de şu anda 2 milyon kişi Ali gibi yaşıyor. Bu nedenle evlerin, arabaların, tatillerin fiyatı artıyor. Oldu mu sana en az %25 enflasyon, hem de 6 ay içinde.

Veli fiyatlar %25 artmasına rağmen maaşı artmadığı için ortada kalıyor.

Devlet, bu faizleri karşılamak için neredeyse her şeye ek vergi getiriyor. Ali'nin maaş zaten işe yaramıyordu, üstüne bir de ek vergi vermeye başladı (örneğin benzin, elektrik, telefon gibi her ay mutlaka alması gereken hizmetler ve ürünlerin vergisi arttı).

Veli de vergilerden etkilendi ama, cebinde durduk yere altı ay içinde 250,000 USD kazandığı için çok da umrunda değil. Bana ne diyerek tatile çıktı.

Ali bunalıma girdi.
0
alfired
(05.06.24)
Kapitalizmde sistem şöyle çalışır.

Süpermarketler gelir, Mahalle Bakkallarını batırır.
Sonra 3 harfliler gelir süpermarketleri batırır.

Eskinin Bakkalı ve Süpermarket sahibi 3 harflinin yanına asgari ücretle kasiyer olarak girer.

Sistem bu şekilde ortada olan herkesi en alta iterek ve en üstte olanların sayısını azaltarak devam eder.

Bu örneği her sektöre uyarlayabilirsin.

Zaten mevcut olan bu süreç kötü yönetimlerde ve enflasyonist ortamlarda ışık hızına evrilir.
0
Mirket
(05.06.24)
Covid'de zorla kapattılar ya hocam dükkanları. Orta sınıfın yarısı küçük esnaftır, onların da çoğunu batırdılar işte.
0
plutongezegendegilmi
(05.06.24)
co2s2+1 gayet güzel açıklamış.
0
2027
(05.06.24)
Bittiğini nereden çıkardınız? Kahvehane sohbetlerini ciddiye almayın.
0
doharkoman
(05.06.24)
Memuriyet bitti orta sınıf bitti. 90'larda her üniversite okuyanın memuriyet garantiydi. Memur olmasa da bir yerde masa başı iş buluyordu. Sonrasında nufus arttı, fazla üniversite açıldı, göç, kovid, kötü yönetim, yanlış finansal kararlar derken eğitimin anlamı kalmadı.

Esnaf aynı esnaf. Babadan zengin aynı zengin. Bunlarda çok değişen yok.

Ortasınıf parayı özel üniversitelere gömdü hukuk falan okuyup avukat olarak saygın olacağını sandı. Sonuç olarak yok oldu
0
ferenc
(05.06.24)
(21)

Duyuruda tanıştığınız kaliteli kişiler var mı?

Bartebly
Hani vardır ya vaay be çok düzgün, kaliteli birisi diyebileceğiniz duyurucular, yazarlar? Varsa nickleri nedir?
Hani vardır ya vaay be çok düzgün, kaliteli birisi diyebileceğiniz duyurucular, yazarlar?
Varsa nickleri nedir?
0
Bartebly
(04.06.24)
Çok eskiden vardı. Bu kişilerle birebir yüzyüze bir tanışma olmadı ama burada sorulan bir soru üzerinden mesajlaştığım kişiler var. Yüzyüze de tanışmak isterdim bu kişilerle. Herhalde artık yoklar. Belki de farklı nicklerle burada olabilirler bilemiyorum. Nick vermeme de gerek yok bu sebeple.
0
rock n roll
(04.06.24)
Eskiden vardı. O dönemlerde duyurunun ziyaretçi trafiği çok daha yüksekti ve sorulan sorulara iyi cevaplar geliyordu.
0
ferenc
(04.06.24)
Var ama onları kendime saklıyorum.
0
ruhen hastayim ben
(04.06.24)
Nawar, tam bir İstanbul beyefendisi. Başka iyi kişiler de var Gabe, Kittie gibi ama birebir görüştüğüm için Nawar süper bir insandır diyebilirim. AY benim için en önemlisi, nasıl unuttum la, TheGoddessBee tabiikisi.
0
Kahvedesu
(04.06.24)
Çok eskiden buradan acayip kişilerle tanıştım. Hala ahbaplığımız devam ediyor. Çok eski dediğim 10 sene falan evvel.
0
jackyr
(04.06.24)
var ama nicklerini yazamam.
hala görüşürüm, konuşurum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.06.24)
Var tabii ki. Nicklerini söylemem ama çok sevdiğim insanlarla tanıştım duyuru sayesinde. Uzun yıllar öncesine dayanıyor ama hepsi.
0
fraise
(04.06.24)
Kimse söylemeyecekse ben neden yazdım?
0
Kahvedesu
(04.06.24)
Kahvedesu var.

Duyuru’nun aktif olduğu dönemlerden çok kaliteli insanlar var ama gereksiz yere uçuruldular ya da ayrıldılar ve geri dönmediler.
0
gabe h coud
(04.06.24)
Eşim var ^^

Çok kaliteli ve müthiş bir insandır kendisi.
0
chicha_v2
(04.06.24)
Doğrudan tanıştığım biri yok.
Soruya uygun, güzel cevaplar veren işinin ehli olanlar da oluyor ama bu hususta belli bir isim bilmiyorum.
0
diyecevaplandı
(04.06.24)
Eskiden tanıştığım, birebir görüştüğüm kişiler oldu. Çok iyi karşılaşmalardı evet. Şimdilerde bunu yakalamak biraz zor sanırım.
0
veritaslibertas
(05.06.24)
Duyurudan kalitesiz biriyle tanışmadım. Sayı çok değil ama hepsi de saygıdeğer, başarılı ve karakterli insanlardı.
Sadece bir arkadaş vardı, matematik öğretmeniydi sanırım(uzun zaman oldu), psikolojik açıdan hiç stabil değildi ve hayatının kontrolünü ele alamamıştı. Ama sohbeti keyifliydi onun da.

Zamanında burada sıradan insanların sosyal çevrelerinde denk gelemeyecekleri kadar nitelikli insanlar vardı. Bir kısmı başka niklerle buradalar muhtemelen ama aktif değiller.
0
Bruce
(05.06.24)
rahmetli kediebesi ve july14 vardi
gerci kediebesi hakkinda bilgim yok ama july14 burada milletle sanal sevgili rolleri yapan 60 yasinda manyak teyze cikmisti
arkasindan 3 4 kisi sevgili oldugunu saniyordu falan telefonla, mesajlarla.
0
Corc
(05.06.24)
2006 yılında ilk kurulduğundan beri, yaklaşık 18 senedir duyuru'dayım. aynı nickimle, aynı kimliğimle. ankara cinayet büro'daki akbaba gibi "ben oldum duyuru".

sorduğum soru, yazdığım cevap üzerine yaptığımız mesajlaşmalar dışında kimseyle ne tanışıklığım oldu, ne duyuru harici bir arkadaşlığım, ne sanal ortam dışında bir görüşmüşlüğüm, konuşmuşluğum oldu.

mesajlaştığım kişiler içinde ise en çok tanışmış olmak isterdim diyebileceğim rahmetli kediebesi ve compadrito geliyor ilk anda aklıma.
0
kibritsuyu
(05.06.24)
Yüzyüze tanışmadım ama onlineda çok güzel muhabbetleri vardı, her cevabından birşeyler öğrendiğim kişiler, hepsi de artık ya hiç ya da nadiren geliyor buralara:

kediebesi (çok özledim, umarım gittiği yer rahattır)
cosmicstring
compadrito
balik kraker
0
orangesandsea
(05.06.24)
eskiden kaliteli kisi daha coktu. saklandiysaniz belli edin kendinizi :)

burdan asinalik ve konusmusluk oldu. yuzyuze gorusmedim hic. zirveler falan da olmustu ama yurtdisindayim diye gidemedim hic.
0
ermanen
(05.06.24)
çok uzun zamandır duyurudayım ve bir sürü kalitesiz insana da maruz kaldım ama sonra duyurudan eşimle tanıştım, değil duyuru tüm hayatımda tanıdığım en kaliteli beyefendi <3 çok kalp.
0
Gradient_tabanlı_mor
(05.06.24)
Çok eskiden tanıştığım güzel insanlar vardı ama öyle sabit görüştüğüm veya konuştuğum yok.

Öyle bir arayışım da yok zaten buraya soru sormaya, konuşmaya, tartışmaya, kafa dağıtmaya giriyorum. Mümkün olduğunda anonymous kalmak tercihim. Yine de beni bilen bir kaç arkadaş var burada, isim vermeyim şimdi niye veriyoruz yahu.

Eskilerin de çoğu gitti zaten. Ulaşın da gelsinler bari duyuru daha normale döndü diye haber salın.

Sadece geçen sene Antep'te olduğumu bilen bir arkadaş ulaştı bana, onunla görüştük buluştuk, hala arkadaşız takipleşiyoruz, çok kaliteli düzgün bir insan.

Nickini unuttum çünkü modların sniper ile gezdiği dönemlerdi, uçurmuşlar arkadaşı sjfhdf beni de uçurmuşlardı da hala güzel modlarımız var diriltme büyüsü attılar sağolsunlar.
0
ananiyimioguz
(05.06.24)
Var olmaz olurmu hala görüşürüz kendileri ile
Edit:chat kısmında da çok iyi insanlarla tanıştım hala görüşürüz onlarla da
0
basond
(05.06.24)
Sene 2013 olması lazım. Kendisiyle görüşmesem de ortak arkadaşlarımızla hala konuşuruz. Bir çoğu yurtdışında yaşıyor. İyiki varlar.
0
kedidir o kedi
(09.10.24)
(10)

Yurt Disinda Is Bulmak

fernando mustafa
Merhabalar. 1 yildan fazladir yurt disindayim (avusturya) yaklasik 7-8 aydir is ariyorum, orta-iyi seviye almanca ve ingilizcem var, ancak defalarca mülakata girsem dahi kabul alamadim ki birinde son asamadaydim 5 hafta bekletip red verdiler (almanya). neden basarisiz oldugumu ve ne yapacagimi bilmi
Merhabalar. 1 yildan fazladir yurt disindayim (avusturya) yaklasik 7-8 aydir is ariyorum, orta-iyi seviye almanca ve ingilizcem var, ancak defalarca mülakata girsem dahi kabul alamadim ki birinde son asamadaydim 5 hafta bekletip red verdiler (almanya). neden basarisiz oldugumu ve ne yapacagimi bilmiyorum. fikir verir misiniz?

not: calisma iznimin olmamasi handikaplardan biri oldugunu düsünüyorum ve network eksikliginin
0
fernando mustafa
(31.05.24)
senin durumun parlak değilmiş. yani bir nevi ehliyetim yok ama iyi şoförüm, niye taksici olamıyorum diyor gibisin. ayrıca avusturya oldukça ırkçı bir ülkedir, o da bir handikap. başarısız değilsin ama gerekli izinlerin yok gibime geliyor. oralarda yaşıyorsan da orta seviye dil bilmek de handikap (mavi yaka olmadığın sürece).
0
numlock
(31.05.24)
@numlock;

katiliyorum fakat bu sartlarda is bulan insanlar da mevcut.
mesela calisma izni konusu mavi kartla asilabiliyor, avusturya olmazsa almanyaya da basvuruyorum.
dil konusunda mülakatlarda sorun yasamadim. handikaplarimi da sartlarimi esneterek gidermeye calisiyorum mesela vardiyalari kabul ediyorum, maas ve diger konularda esnek oluyorum.
0
🌸fernando mustafa
(31.05.24)
iş seçmemen lazım. başka ülkeye göçmek istiyorsan mavi yaka olmayı kabul edeceksin.
çalışma izni de ayrı bir sorun. avusturya zor çalışma izni veren bir ülke.

en basitinden türkiye'ye göçenler kamusal işlere girebiliyor mu veya şirketlerde ne kadar tercih ediliyorlar? kimsenin yapmadığı işi yapıyorlar genelde.
0
ferenc
(31.05.24)
Bence vaktinin bir kısmını mutlaka network yapmaya ayırmalısın. Açıkçası Avusturya özelinde bilmiyorum ama aklıma iki şey geliyor; ilan olan şirketlerde senin pozisyonuna yakın çalışan Türklere mesaj atıp onlarla iletişim kurmaya çalışabilirsin. Tabi ki bir kısmı umursamayacaktır ama bir iki kişiye kendini dinletip sana referans olmalarını sağlayabilsen büyük faydası olur. Diğeri de direkt head hunterlarla konuşmak. Bunların bir kısmı bağımsız çalışıyor ve işe aldırdığı eleman başına komisyon alıyor, haliyle eğer profilin sağlamsa seni bir şirkette işe bağlatma konusunda baya motive oluyorlar.

İş başvurularıyla ilgili hangi ülkeden kimi dinlesem direkt başvurulara dönüş alma oranının çok düşük olduğunu görüyorum. Yaptığın iş inanılmaz özel ve dolayısıyla piyasada çok az bulunan bir meslek değilse onlarca başvuru yapıp çok az geri dönüş almak norm. Zira şirketler ilanı hem içeri, hem dışarı açıyorlar; Referansla gelenlere öncelik veriyorlar, üstüne bir de birini tavsiye eden personele, eğer o kişi işe alınırsa bonus veren şirketler var... Haliyle ilanların çoğu bu şekilde kapanıyor zaten. Bunların hiçbiri olmasa her ilana yüzlerce değilse bile onlarca başvuru geliyor; bunların içinden sıyrılmak baya bildiğin şans.
0
salihdt
(31.05.24)
Zor olanı başarıp iş arama amacıyla yurt dışına çıkmışsın. Modunu sakın düşürme. Şu an tek ihtiyacın olan kurumsal bir iş, onu da elde ettikten sonra parlak bir hayatın olacak. Türkiye'ye dönmek en son çare olsun.
0
HellKeePer
(31.05.24)
Sen sofor ariyorum ilani koymussun
Adam geliyor basvuruyor ve sonunda da ehliyetim yok diyor ise alir misin?
0
Zetnikov
(31.05.24)
Yorumları okuyunca gerçekten taksici olucaksın ehliyetin yok sandım. Çalışma iznin olmadığı için reddediyorlardır. Dil kursuyla çalışma izni alamaz mısın?
0
Kahvedesu
(31.05.24)
Çalışma izni olmayan kişiye relocation yapacak firma arıyorsun sen. senin çalışma izninle uğraşacak, bürokratik konuları halledecek falan.

Eğer gittiğin ülkede çok arana, yurt dışından da alım yapan bir alanda iş aramıyorsan o zaman çalışma izni olmayan bir insan olarak pek bir şansın olmaz.

Türkiyeden iş bulup gidenler o ülkede aranan bür eleman olarak gidiyorlar. Ülkedeki o alanda çalışan eleman eksiğini kapatmak için. Eğer senin alanın bu şekilde değilse çalışma izni olmadan iş bulamazsın.

Seni işe alacak şirket de anlatmak zorunda kaşacak neden ülke içinde aynı alanda çalışacak eleman bulamayıp yurt dışından yeni birini getiriyorsun diye.

Ayrıca çalışma iznin yoksa türkiyeden işe başvuranla aynı şartlarda oluyorsun. Orada olman sadece sana yüz yüze mülakat deneyimi sağlıyor o kadar. Şirket türkiyeden çalışan getirmek için hangi prosedürlerle uğraşacaksa senin için de uğraşacak.
0
zimbirik
(31.05.24)
@ferenc,

İş seçmedim hocam, mc donaldsa bile başvurdum, avusturyada çalışma izni daha zor Almanya daha iyi bu konuda ama ikisinde de alanında çalışmalısın.

@salihdt,

İçerden önerene bonus olayını duydum ama direkt öncelik verildiğini bilmiyordum, belki de son iş görüşmemin olmamasının sebebi budur bilemiyorum. Yurt dışında sosyal medya kullanım oranı gerçekten çok düşük, referans olayını yapmam zor fakat head Hunter bulabilirsem gayet iyi olur.

---taksici yorumları için genel cevap; bu şekilde iş bulan çok kişi var, ihtiyacım olan çözüm önerisi, neden olmadığına dair 50 bin tane bahane bulabilirim olurunun nasıl olacağı üzerine düşünmem gerekiyor.
0
🌸fernando mustafa
(31.05.24)
@HellKeePer,

Motivasyon için çok çok teşekkürler, bazen buna gerçekten ihtiyacım oluyor
0
🌸fernando mustafa
(31.05.24)
(15)

herkes yurtdışına taşınıyor, gezmeye gidiyor nasıl?

mikahakkinen
aileden ev, kendi maaşımla araba almış 2 memur ve 1 çocuklu aileyiz. ben her ay kredi kartı ödemelerine zor yetişiyorum. orta seviye bir memurum, aranan bir mesleğim yok. millet yurtdışına çıkıp çatır çatır geziyor. antalya otele gitmeyip avrupaya gidiyorlar deniyor alakası yok 1 hafta aile ile norm
aileden ev, kendi maaşımla araba almış 2 memur ve 1 çocuklu aileyiz. ben her ay kredi kartı ödemelerine zor yetişiyorum. orta seviye bir memurum, aranan bir mesleğim yok.

millet yurtdışına çıkıp çatır çatır geziyor. antalya otele gitmeyip avrupaya gidiyorlar deniyor alakası yok 1 hafta aile ile normal bir almanya gezisi 100 bin tlyi geçiyor nasıl geizyor bu insanlar?

taşınma olayında tamamen iş buldum gittim olamaz bence. yani cesaret en önemlisi ama burada biraz ekonomik gücü var ki oradada bir düzenle başlamıyor mu?

nasıl oluyor?
0
mikahakkinen
(29.05.24)
- Annesinden babasından malı kalmıştır, satıp satıp yiyordur. Benim böyle tanıdığım var, 150 dönüm tarlayı kumarda yedi, birazını da çiftlikbank vb çeşitli yerlerde kaybetti.

- Kredi çekiyordur. (Yakın zamana kadar 12 taksitli kredi çekip 2 hafta tatil yapan, çektiği fotoğrafların paylaşımını da 365 güne yayanlar vardı.)

- Kredi kartı limiti 500-600 bin liradır, yarısına kadar kullanıyordur. Benim böyle çok tanıdığım var.

- Cesareti vardır, biraz da birikmişi vardır, öyle gider. (Taşınanlar için söylüyorum, diğerleri tatilciler için zaten)
0
hayirsiz
(29.05.24)
İş bulup gidenlerin ekonomik iyi durumu olmasa da oda kiralıyor ben gibi.

Ben euronun 4 lira olduğu zamanlar, Roma ve Venedik'e 1 günlük ya da 2 günlük gitmiştim. Yanımda abur cubur götürdüm, hostelde kaldım. Uçağa 400 tl ödemiştim. Şu an pahalı cidden. Yurtdışında yaşayan kardeşim Türkiye'ye geliyor. Ona bile Avrupa pahalı.
0
Kahvedesu
(29.05.24)
yurtdışı tatili kişi başı max 30-40 bin. 15-20 bine bile yapılacak yerler var.

japonya amerika tayland gibi uzak yerler hariç tabii.

30-40 bin tatil için çok gelmiyor artık bana. senede 1-2 yapılabilir gayet. 40 bin maaş alan biri 1 maaşını tatile gömebilir bence.
0
jelly bear
(29.05.24)
Taşınma olayında gayet de "iş buldum gittim" olur.
Avrupa'daki bir şirket o kişi için çalışma izni başvurusu, sponsorluk vs. gibi işlerle uğraşıyorsa o kişi işinde iyidir. Büyük ihtimalle Türkiye'de maaşı 2-3 memur maaşıdır. Eşi de benzer şekilde olabilir.

Hiç değilse 2 milyon liralık yani 57 bin euro'luk bir arabası vardır.
Oraya gidince 17 bin Euro'ya ondan daha güzel bir araba alır, 40 bin euro'yu da taşınma masrafı, depozito, yeni yerde hayat kurmak için birikim olarak kullanır. 40 bin euro tutmaz zaten bu işler.
0
michael_knight
(29.05.24)
Ben su an TR'de yasamiyorum ama gordugum kadariyla ozel sektorde 15 yil tecrubeyi gecen arkadaslarim cok rahat 100-150K arasinda maas aliyorlar.Hemen hepsinde ev-araba vb. temel alimlar yapilmis zaten gecmis yillarda.

Ayrica Almanyada 1 hafta tatilin 100K'yi gectigini dusunmuyorum.Harcamada sinir tabii ki yoktur ama o paraya bircok Alman 1 ay aile gecindiriyor.
0
turkuaz
(29.05.24)
1 haftalık almanya 100bin mi :)

gidenler nasıl mı gidiyor? sorunuzdan anladığım, sizden farkları, araştırmayı ve 1 haftalık tatil fiyatını çıkarmayı bildikleri içindir. google'a "almanya tatil git" gibi şeyler yazıp bakarsanız size milyon $ reklam bütçesi harcayan otelleri turları göreceğiniz için o fiyatlar gelmiştir. ajetten zorlarsanız 2k biletler havada uçuyor bu yaza bile, gidip berlinde kalmayın almanyanın iç kesimlerini, dağlarını köylerini öğrenin. millet mis gibi dağ evlerinde butik otellerde 80-100€'ya otel tutuyor.

ayrıca "herkes" yurtdışına falan gitmiyor gezmiyor. nüfusun %9'unun pasaportu var, onların da yarısı hacı falan
0
avatar is back
(29.05.24)
"1 hafta aile ile normal bir almanya gezisi 100 bin tlyi geçiyor" kısmı böyle olmak zorunda değil. öyle olsa bile bi günde 100bin çıkmayacak cebinizden.

vize almak için bir kaç ay öncesinde başvurup ödemelerini yapıyorsunuz.
vize için uçak bileti almanız gerekiyordu. onu da aylar öncesinden aldınız. 100bin dediğiniz tutarın uçak bileti ve vize kısmı aylar önce ödendi, taksit yaptınız.

ayrıca türkiye'de (özellikle istanbul ya da diğer büyükşehirlerde) yaşam pahalı. yani burada yaşıyorsa, üzerine biraz daha koyup avrupa'da tatil de yapabiliyorlar.

bir hafta antalya'da tatil yapsa ailecek yine benzer bir para tutacak bu arada.
0
biseysorcaktim
(29.05.24)
2 memur 1 çocuklu aileyiz gayet rahat geçinip üstüne yeşil pasaportumuzla gezebiliyoruz.

Artı evi ve arabamızı kendimiz aldık artı aileden destek görmeyi bırakın birde biz onlara destek oluyoruz.
Evin kredisi de devam ediyor ve evimizi kiraya veremediğimiz içn şu anda kirada oturuyoruz ve evimiz boş bekliyor.
(Tayin olursak kiracıyı çıkarmak zor olacak bu yüzden boş)
Tabii bu gezme işi bir anda olan bir şey değil hesabımızı ona göre yapıp ona göre para ayırıyoruz.
Mesela her ay maaşta 50 euro kenara atıyoruz.
Bunu her maaşta mutlaka yapıyoruz.
Minimal yaşiyoruz. Hava yollarının belirli kampanyaları var, turlar var. Vs. Vs.
0
kirmizipilotkalem
(29.05.24)
Benim merak ettigim vize nasil aliyorlar vize almasi cok sikinti
0
Zetnikov
(29.05.24)
Ben iş buldum gittim.
Gittiğim ülkede de ev ve araba almak için yüksek birikime ihtiyaç yoktu. Peşinatı 6 ayda birikti zaten. Şimdi ev ve araba kredimi ödüyorum. Maaşım da yetiyor.

Öyle aileden birikime gerek yok yani. Bazı avrupa ğlkelerinde sistem birikmiş parası olmayan ama düzenli geliri olanları kira öder gibi çooooook uzun vadede ev sahibi yapmak üzerine kurulu.

Türkiyede ise başta boyundan çok büyük krediye girip 5 seneye ödeyebileceğin bir kredi ayarına gelmesi sonrasında ise kuş kadar kalması üzerine kurulu. O yüzden türkiyede ev almak içinbaşka bir gelir de lazım ilk senelerde. Avrupada bu böyle değil.

Avrupaya taşınanlar hep avrupada iş bulabilecek mesleklerde çalışanlar, mesela mühendisler. İstisnasız herkes iş bulup taşınıyor. Türkiyede iyi okullardan mezun mühendisler avrupada iyi şirketlerde çalışabilecek kadar kalifiye. Hatta avrupadaki bir şirketin vize işleriyle uğraşmasına değecek kadar kalifiye çoğunlukla. İş bulup gitme olayı doğru yani. Bir birikim gerektirmiyor. Ev taşımak tabi ki masraflı. Türkiyede a şehrinden b şehrine taşınmak da bir birikim istiyor zaten. Ama avrupaya taşınıyorsan eşyaları götürmüyosun çoğunlukla. Orada da ikeadan bir ev döşüyorsun. İlk 6 ay yavaş yavaş ev eşyaları tamamlanıyo. Başta sadece en gereklileri alıyosun falan. Cidden ötle yüksek birikim gerektiren şeyler değil. 2 3 maaşlık birikim falan lazım. Ama o da yoksa zaten daha büyük sorunlar yaşarsın hayatta.

Tatile gidenler de mühendisler. 100k aylık mühendis maaşı türkiyede. Haliyle rahat rahat geziyorlar avrupada. Türkiyede iyi mühendisler gerçekten avrupa standartlarında kazanıyor ve türkiyede de masraflar avrupaya yaklaştı. Haliyle 10 gün türkiyede tatil yapacağına 1 hafta almanya da yapılıyor.
Öncelik meselesi bir de.
0
zimbirik
(29.05.24)
şahsen biz yılda 1-2 kere gidebiliyorsak gidiyoruz onun dışında da kıt kanaat yaşıyoruz.

bazı arkadaşlar 1 hafta gidiyorlar sonra 1 sene onun borcunu ödüyorlar böyle yaşayanlar da var.
0
ananiyimioguz
(29.05.24)
2 tane çok büyük avantajlara sahibim. Biri muazzam.

- Ailemle kalıp ev bize ait. Dolasıyla kira giderim yok.
- Çalıştığım firmada sayesinde yan hak olarak indirimli bilet (ced bilet) hakkım var.

Kira vermemem de muazzam aslında ama ced bilet ayrı bir muazzam. Avrupa'ya gidiş-dönüş biletler en fazla 3.500 türk lirası.
0
put it in your appropriate place
(29.05.24)
O kadar yüksek bütçelere gerek yok evli çocuklu bir tanıdığım bile 3 odalı evlerinin 2 odasını 2 ayrı öğrenci kıza verip ekonomilerini denkleştirmişti örneğin. Gezi olaylarında da yine yüksek bütçesi olmayanlar 1 sene öncesinden veya kampanyalarla ucuza bilet, 10-15-20 kişilik hosteller,vs en büyük gider kalemleri olan seyahat ve konaklamadan kısılarak hallediliyor.
0
iwasbornonamountainside
(29.05.24)
www.eksiduyuru.com bu tam iki hafta icinde ayni sekilde soruldu tartisildi.

gezme:
eskiden yurtidisi isi kulturel olarak asiri ice donuk ve de malum fakir bir ulke oldugumuz icin sadece ufak bir elit/egitimli kesimin yapabildigi bir seydi. kimse dogru duzgun ingilizce bilmezdi, vs. Son 20 senedir sartlar degisti, sosyal medya falan derken aliskanliklar meraklar daha global bir hal aldi ve yurtidisi gezme isi "halka indi"

oyle olunce herkes habire gidiyor ya ben gitmezsem ezik kalirim algisi olusmakta kacinilmaz olarak. bu trend eskiden de vardi tabii ama son donemde daha da alt tabakalara yayildi.

tasinma:
tasinma isi biraz daha komik bence. adam cekya'ya romanya'ya falan gidiyor uyduruk bir universiteye, "turkiye rezil bir yer haci ya ben defolup gidiyorum buradan" falan yaziyor...

gecenlerde biri "yurtisina gitmek icin aileyi karsima almaya deger mi" diye bir baslik acmisti mesela. ama ortada fol yok yumurta yok. net bir 'yurtdisi' plani soz konusu degil, gurcistan'a mi tanisinor sirbistan'a mi tasiniyor bilmiyor. sadece laf olsun torba dolsun eksik kalmasin diye "yurtdisi" diretmesi yapiyor kendine. garip cok var boyle.
0
hot potato
(29.05.24)
Taşınma öyle kolay değil. Turist vizesi alan taşındım diyor veya dil kursu, ogrencilikle gidip taşındım diyor.

Çalışma izni diye bir olay var. Kalıcı oturum diye bir şey var. Bunlar uzun süreçler. Para, yabancı dil ve zaman gerekiyor.

Evli, çocuklu aileler için çok zor ve değmez.

Çoğu türk gittiği yerde cepten yeyip sonra Türkiye'ye dönüyor. Bu en çok Amerika'da oluyor. Saatlik 6-7 dolardan kaçak çalışıp sonra böyle hayat çekilmez deyip dönüyorlar.

Türklerin çoğu için yurtdışı sadece bir fantazi. Çoğu ingilizce bilmiyor veya bildiğini sanıyor. Gittiği yerde mavi yaka veya işçi olmak istemiyor. Çok zengin olabileceğini sanıyor. Sosyal hayatta çok değer göreceğini sanıyor.

Abd'de 50 bin dolardan fazla para kaptıran Türkler tanıdım. Dil kursu ile gelmiş olmamış, hukuk acentalarına iş bulsun diye para kaptırmış olmamış, kaçak taksi yapacağım derken araba masraflarından zarar etmiş falan filan...Herşey göründüğü gibi değil kısaca

Burada biri sordu geçenlerde gittiğim yerde beyaz yaka olmak istiyorum hukukçuyum dedi. Olamazsın falan deyince kızdı. Kanada'da şöförlük yapan Türk mühendis, doktor falan var .5 sene kebapçılarda çalışanlar var.
0
ferenc
(29.05.24)
(10)

evli fantezisi diye bir şey mi var :)

OgutucuRecep
bi tane hatundan duydum. evlilerle görüşmek istiyormuş. neden diyorum evli olsan bilirdin diyor :)ulan bu hpv virüsü var da karısını aldatana mı bulaştırmak istiyor gibi bir şey geldi aklıma.ya da adam ne diyecek oo benim karıma göre sen daha böylesin şöylesin falan mı?
bi tane hatundan duydum. evlilerle görüşmek istiyormuş. neden diyorum evli olsan bilirdin diyor :)

ulan bu hpv virüsü var da karısını aldatana mı bulaştırmak istiyor gibi bir şey geldi aklıma.

ya da adam ne diyecek oo benim karıma göre sen daha böylesin şöylesin falan mı?
0
OgutucuRecep
(24.05.24)
adam bir kadın tarafından beğenildi diye daha bir çekici görüyorlar sanırım, bir kız söylemişti. bir de evli barklı adam, bana bela olamaz, ben istediğimde görüşürüm tribinde olabilir
0
kondansator
(24.05.24)
toplumda çok yaygın ruh sağlığı bozukluğu var insanlar problemlerinden dolayı diğer insanların mutluluğunu istemiyorlar
0
iwillsee
(24.05.24)
evet böyle bir şey var. karısı varken beni seçti tatmini. sonra şantaj falan, aşk üçgenleri. benzer şekilde erkeklerde de evli kadınlara karşı var, başka erkeğe üstün gelme, tatmin hissi vs.
0
deartheodosia
(24.05.24)
Dirty talking'de yeni seviyelere çıkılabilir. Ayrıca evli 2 kişi olursa ikisi de karşı tarafı zora sokamaz, görece güvenli bölge.
0
kimlanbu
(24.05.24)
Küfür hiç sevmem ama buraya olur gibi geldi: www.youtube.com
0
ananiyimioguz
(24.05.24)
beklentisiz+1 evli erkeklerin sekssizlikten enerjisi cok birikiyor bu da olabilir
0
ala09
(24.05.24)
salça olmaz
paralı olur
naz kapris yapmaz
0
deepex
(24.05.24)
Reddit in seggs forumlarını biraz okumak insanın ufkunu açıyor, ne fantaziler ne kaygılar ne kadar insan hikayesi ve çeşitliliği var görüyorsun

Bu forumların moderasyonu sıkı, trollere izin verilmiyor, 19 yaşında ilk deneyimini yaşayacak gencin de, 30 yaşında yeni bir şeyler deneyecek kişinin de evliliğinde cinselliği azalmış çiftlerin derdine ve bir sürü cinsel sağlık üreme sağlığı sorularına da çok yapıcı öneriler veriyor kullanıcılar

r/s#x
r/s#xpositive
r/s#xover30
r/s#xover40
r/s#xover60 ( gördüğünüz gibi cinselliği 60tan sonra da hayatında deneyimleyen sorular soran önerilerde bulunan insanlar var)
r/deadbedrooms (burası cinselliği bitmiş evlilerin soruları odaklı)

Bu alanlar partner arama yerleri değil, moderasyon böyle duyurulara izin vermiyor banlıyor, buralar bilgi paylaşımı alanları

# işareti yerine e harfi koyacaksınız tabi :) duyuruya bir zararı olmasın diye öyle yazdım, benzer forumları da siz bulursunuz biraz dolaşınca
0
grimavi
(24.05.24)
psikolojik sorun bence.

erkek kişiyim. bunu yapacak biri varsa benden öte tarafta oynasın. maalesef varlar.
0
baldan kaymak
(25.05.24)
Türkiye'de bence herşeyin fantazisi var. Seks komple tabu. Damacanayla bile ilişkiye giren var.
0
ferenc
(25.05.24)
(44)

Neden çocuk yapıyorsunuz?

ananiyimioguz
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesel
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesela kendini bildi bileli istemiyormuş, hala istemiyor. Oturup biraz konuştuk, biraz bencil olmak gerekiyor gibi geldi. Pek mantıklı bir sebep bulamadık.

- Olaya ilkel bakamıyoruz. Yani türümüzün devamlılığı gereği doğurmak gerekir falan diye düşünmüyoruz, öyle bir durum söz konusu değil zaten şu an. Hatta nüfus artışı dünyayı felakete sürüklüyor. Millet neden tavşan gibi ürüyor anlamıyoruz.

- Yine ilkel gelen bir görüş, nasıl ki eskilerde "boşanma" gibi bir kavramın olmadığı gibi, "çocuk yapmama" gibi bir bilinç de yokmuş gibi geliyor çoğu insanda.
Yani toplumsal olarak evlenince = çocuk yapılır gibi öğrenilmiş bir kalıplaşmış düşünce var. Kültürel ve dini olarak da bakıyor kimi. Çevre baskısı da had safhada. Bizde böyle şeyler de yok.

- Yine kırsal bir kafayla düşünüp, ya işte çocuk evin neşesidir dolansın ortalıkta, hem bağa bahçeye yardım eder, ne kadar çok çocuk, o kadar iyi. Birlikte büyürler gibi bir olayımız, düşüncemiz de yok. Zaten çok ilkel ve kontrolsüz bir üreme düşüncesi gibi geliyor. Çocuk sayısı arttıkça, çocuklar üzerine düşen refah azalıyor çok çok zengin değilse aile.

- İnsanın anlam arama ihtiyacı. Geçenlerde yaşarken çok boş oyalanmıyor muyuz gibisinden varoluşsal bir soru sormuştum. Öleceğini bilmek ve anlam arayışı zor bir süreç insanoğlu için. Bana çözüm olarak bir kaç kişi çocuk yap demişti. Belki bu bir çözüm olabilir. Fakat bunu yaparsam annelerimiz babalarımızdan ne farkımız kalıyor diye düşünüyorum. Onlar da büyük ihtimalle hayatı yaşamak için bir anlam bulamıyorum bari kendimi çocuğum üzerinden gerçekleştireyim diye düşündüler. Onlar için yaşadılar. Sonra da bişey olsa "yemedim yedirdim içmedim içirdim" diye başlarlar. "Ben kendim yaşamadım sen düzgün yaşa diye" diyerek yakınırlar. Yahu yaşasaydın kardeşim. Biz yaşamayı tercih edenlerdeniz. Bir çocuğa hayat adanması gerekliliğine karşıyız. Asgari düzeyde ayırırsın, ama hayatı kendin için yaşarsın. Ki ben, biz çocuk yapsak bile yine gezeriz tozarız diye düşünüyorum o kadar da paralatmayız kendimizi ama belli de olmaz. Çocuk büyüyüp ailesine dönüp bakınca kendini onun için heba etmiş bir aile görünce mutlu olmuyor ki. Çocuk en başta, birbirini ve hayatı seven ebeveynler görmek istiyorum.

Yani sonuç olarak bencilce bir yaklaşımla, sırf anlam arayışın için çocuk dünyaya getiriyorsan, bu hiç mantıklı gelmiyor. Çocuk sevme ihtiyacı için veya birinin sana bağlanması, sevilme ihtiyacın için vs... Hem belki çocuk sevmeyecek bu dünyayı veya seni.

- "Filmi bırak, peki çocuk olmuş mu?" Çocuk belki senin görüşlerini benimsemeyecek. Benimsemek zorunda değil belki biz özgür yetiştirme taraftarı oluruz ama aşırı aykırı davranacak belki. Hiç istemediğin bir yola sapacak. Sen ne kadar eğitim verirsen ver, görgü öğretirsen öğret dış dünyadan iyice soyutlanacak çocuk. Akran zorbalığına uğrayacak. Herkes aynı eğitim ve bilinç düzeyinde eğitmiyor ki çocuklarını. Sen ne yaparsan yap internet ve arkadaş çevresi sağ olsun beyinleri yıkanacak cocukların. Sana efendiyi oynayacak ama dışarıda bambaşka biri olacak belki. Ama sen kendi çocuğun diye yakıştıramayacaksın onu hep masum ve tatlı çocuğun, güzel kızın, aslan oğlum olarak gibi göreceksin. Ama belki pisliğin teki olacak. Veya aptalın teki olacak. Çocuk istedimiz gibi oluyor mu? Sanki bazen ne yaparsak yapalım olmuyor. Bunlar uç örnekler ama alınan sorumluluğun farkında mısınız?

- Kelebek etkisi. Siz nasıl yetiştirseniz yetiştirin. Yeni gelişen bir canlıya (çocuğa) uyguladığınız en ufak bir yanlışı, çocuk psikolojisiyle ödeyebilir. Başkası, çocuğunuzun büründüğü karakter veya huy yüzünden ödemek zorunda kalabilir. Çocuk, kendine zarar verebilir. İş yerindekilere kötü veya aşırı iyi davranabilir. Eşine ve çocuklarına karşı kötü veya aşırı iyi davranabilir (zarar göreceği düzeyde).

Yani "doğru" çocuk yetiştirmek ne demek? Bence böyle bir şey yok. Nasıl yetiştirirseniz yetiştirin, en ufak bir aktarılan bilginin sonucunu çocuğunuz yüzünden diğer canlılar çekecek. Bu iyi de olabilir kötü de olabilir. Çok iyi yetiştirirseniz kendi zarar görebilir, kötü yetişirse başkaları zarar görebilir. Yani etkisi zincirleme olarak etkileşim kurduğu tüm diğer canlı ve cansız varlıklara aktarılmış olacak. Bunun sorumluluğunu nasıl alabiliyorsunuz?

İşte ben annelik-babalık duygusu tadıcam, çocuk sevicem, ay birisi bana anne veya baba diyecek düşünsene *_* diye bencilce baktığınız bir olayın altındaki sorumluluğun büyüklüğünü görebiliyor musunuz? Bence çok fazla. Çocuk belki dünyayı görünce lanet olsun ne biçim yere geldim diyecek. İntihar edebilir, hassas bir kalbi olabilir sürekli depresif bir halde dolanabilir. Kendi doğrularınızı, kendi dininizi aktardınız diye aslında olabileceğinden, yani potansiyelinden daha kötü şartlarda büyüyüp ölebilir. Veya sizin gerçekliğinizden çıkıp dış dünyayı görünce sizden uzaklaşabilir.

Gerek var mı oyuna bir karakter daha sürmeye?

- Dış dünya tehlikesi. Çocuk her an bir savaşa, virüse, kimyasal bir saldırıya maruz kalabilir. Tecavüz edilebilir, vurulabilir, bıçaklanabilir, psikolojik sorunlar yaşabilir, dayak yiyebilir, veya bunları başka birine uygulayabilir. Dışarısı, aklı başında bir insanın pek de yaşamayı isteyebileceği bir yermiş gibi durmuyor. Ona nasıl koruma garantisi verebiliyorsunuz veya başına bir şey gelse, o sorumluluğu kaldırabilecek güçte misiniz?

Gibi gibi sebepler aklımızda dönüyor...

Edit: İmla.
0
ananiyimioguz
(23.05.24)
Bencilce olabilir. Ama doğal ve insani, bencillik de doğal. Sorumluluk da büyük evet, ama kendi adıma sorumluluk almayı severim. Ya ben bu adamın çocuğumun babası olmasını istiyorum dediğim biriyle tanışsaydım çok net anne olmak isterdim bi 10 sene içinde. Birine o kadar güvenmek bana asıl zor gelen kısım. Neyse nihayetinde bir insan yetiştirmek, beraber büyümek öğrenmek, hayatı deneyimlemek, birini kendinden çok sevmek falan çok fantastik duygular, deneyimler. Yaşamak lazım diye düşünüyorum. Ama hayatın amacı da değil. Çocuk güzel bi lüks bence, fakat ihtiyaç değil. Olsa da olmasa da hayat güzel olabilir, kişiye bağlı.
0
nic cage
(23.05.24)
Yapmiyoruz. Cevremdeki evli ciftlerde de oran yari yariya. Yani yarisi cocuk sahibi oldu ya da olmak istiyor, yarisi hic cocuk istemiyor.
0
sertac akin
(23.05.24)
Mantıklı düşünürsen zaten çocuk işine girmezsin, biraz dürtüsel bir karar. Benim oğlan 2 yaşına geliyor ben daha babalığı yeni anlıyorum. 2 senedir aralıksız ağlıyordum niye yaptık diye ama şimdi uyurken bile özlüyorum, garip bir durum. Mantık aramaman lazım bu işte.
0
mirty
(23.05.24)
Kimse bu kadar düşünerek mantık çerçevesine oturtup çocuk yapmıyor. Bu kadar düşünen yapmaz zaten. Nefes almak, yemek yemek, seks yapmak gibi bir şey çocuk yapmak da. Hayatta kalma içgüdüsünün bir sonucu, kendini çoğaltarak ölümsüz olma çabası. Hatta bu yüzden, mantık çerçevesinde düşünüp çocuk yapmamayı seçmek bir nevi pasif intihar gibi geliyor bana. (Ben de yıllardır antinatalistim)
0
duguit
(23.05.24)
denildiği gibi insanlar istediği için yapıyor direkt bir somut nedeni yok. evlat sahibi olmak anne baba olmak için yapıyorlar.

o kadar düşünen yapmaz zaten +1, yapanlar da o kadar düşünmüyor. sizin için gerek yoksa yoktur. yapana gerek var mıydı diye soramazsınız.

ben de istemiyorum mesela.
0
jülsezar
(23.05.24)
Çocuk sahibi olmak, yeme gibi, içmek gibi biyolojik bir ihtiyaç. Hayatın doğal akışı. Maddi sebeplerle olsun, zamanın modasıyla olsun istenmiyor olabilir. Bu yaşlarda hissedilmiyor olabilir ama travması, yaşam kalitesine olumsuz etkisi, psikolojik sorunları inanın ilerleyen yaşlarda üzerinize çökecektir.
0
Mirket
(23.05.24)
Ekonomik durum iyi değilse cehalet faktörü etkili. Toplum baskısı da var.

Her şey yerindeyse ekonomik durum vb gibi kişisel tercih. Ama evlilik ve çocuk fakiri daha da fakirleştirir.
0
ferenc
(23.05.24)
insanlar cocuk yapiyor cunku bu bizim dogamizda var. boyle hayvansal icguduleri beyaz yakali yaklasimlariyla irdelemek asiri manasiz. cocuk yaparsin ve genlerini aktarirsin cunku bu bizim (dunyada yasayan canlilarin) kodlarimizda var. bu kadar bunun cevabi.
0
bohr atom modeli
(23.05.24)
Ben de şu an 32 yaşındayım ve anne olmak istemiyorum ama çevremde o kadar çok kişi anne olmazsam pişman olacakmışım gibi hissettiriyor ki kabul etmekte zorlansam da etkileniyorum ve bazen "ya sonra keşke dersem" diye düşüncelere gark oluyorum.
istememe nedenim de tamamen sorumluluğundan. kendim kadar çok önemseyeceğim bir varlık kim bilir başına ne dertler açacak hastalanacak üzülecek vs vs seni tasalandıracak diyorum.
Baskın olan hissiyatım yapmamak yönünde. Yaparsam bencilce olsa da merak duygum olabilir.
Ama işin garibi de dışarıda gördüğüm çocuklar olsun kendi yeğenlerim olsun inanılmaz seviyorum ve çoğuyla fazlasıyla ilgileniyorum. Yani anaç yapım yok demiyorum ama kaygılarım ağır basıyor.

çocuk yaptıktan sonra pişman olunca vazgeçebilme hakkımız olsaydı keşke sgjskgksjg
0
Kediyi üzdün
(23.05.24)
@bohr atom modeli, hocam zaten türümüzü diğer hayvanlardan ayıran özellik frontal lobumuzun gelişmiş olması değil mi?

Yani zaten düşünmek ve sorgulamak üzere evrimleşmiyor muyuz?

Hala hayvansal iç güdülerle yaşayacaksak evrimimize haksızlık etmiş olmuyor muyuz?

Tamam ben de hala ilkel olduğumuzu düşünüyorum çoğu yönden ama en azından bir şeyleri yaparken sorgular seviyeye gelmişiz. Kodumuzu aktarıcaz diye düşünmeyelim mi ulan 1dk kodumu aktarıcam ama gerek var mı? İhtiyaç var mı? Herkes kodunu bilinçsiz aktara aktara dünya bu hale geldi zaten demeyelim mi?

O zaman ilkel dürtülerle aile kavramını da hiçe sayalım, birbirimizin üstüne atlayalım. Ne de olsa kodlarımızda vardır o da bir yerlerde.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
Çocuk bakmak aşırı zor bir mesela. Eşini artık çok da sevmiyorsan mesela çocuktaki eşine benzer tarafları görüp çocuktan soguyabiliyorsun bile yer yer. Yeğenimi çok severim normalde, çok da sabırlıýım çocuğa karşı. Ama babasına gıcık olduğum zamanlarda "Baban ne ki sen ne olasın" diye kuruluyorum üç yaşında çocuğa. Bir de ne kadar minyatür bir insan da olsa çocukla frekansınız uymayabiliyor. Sen çok sakinsen hareketli çocuga sinir oluyorsun, ikili diyaloğa giriyorsunuz :p Bir dönem ilkokul öğretmenliği de yapmıştım, oradaki deneyimlerimi de katarak anlatıyorum. Ama günün sonunda sosyopat değilsen ya da çok ciddi bir bunalım geçirmiyorsan barısiyorsunuz, öpüşüp koklasiyorsunuz. Gormediginde özlüyorsun, hayatının merkezine koyuyorsun. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi bu zamanın argümanlariyla işin içinden çıkamıyoruz. Olacağı varsa oluyor, sen de uyum sağlıyorsun duruma.
0
sekizdokuzon
(23.05.24)
Valla ben yazdıklarını okumaya üşendim. 29 yaşındayım. Ekonomik olarak durumları biraz daha toparlayınca 30ların başında falan çocuk yapmayı düşünüyorum yani sağlık sorunu yaşamazsak. Sebebi yok sadece anne olmak istiyorum, karnımda bebek taşımak böyle emzirmek onu büyütmek bir şeyler öğretmek beraber deneyimlemek vs bunları merak ediyorum. Merak duygumu tatmin etmek için çocuk istiyorum. Tabi ki kendi mersk duygum için çocuk yapayım derken onu perişan etmek de istemem tabi ki. Maddi manevi yeterli hissettiğim zaman yaparım bunu.
0
turuncu tonlarda
(23.05.24)
Tam olarak bahsettiğiniz sebeplerden dolayı yapmıyoruz. 32 yaşındayız, 2 yıldır evliyiz ve çocuk fikrine o kadar uzağız ki, uzak kelimesi bile yakın kalır. Zaten şurda kalmış bir bu kadar daha ömrüm, onu da çocuk derdiyle mi geçireceğim zaten? O kadar dertsiz tasasız bir hayatım olursa da çocuk yapmak yerine gezer tozarım. Evde kronik rahatsızlığı olan bir kedimiz var, gözümüz sürekli üstünde. Sırf 1-2 gün uzaklaştığımız zamanlarda aklımız kalmasın diye eve bebek kamerası bile aldım, arada açıp bakıyorum napıyor keyfi yerinde mi diye. Kedinin bile üstüne bu kadar düşerken, hastalandı mı diye gözünün içine bakarken, kendimden olan bir canlıya karşı olan stresimi düşünemiyorum bile. Ülke şartları falan da cabası tabi.

Çevremde "evimi aldım, arabamı aldım, mesleğimi garantiledim. evlenirsem çocuk yaparım çünkü insana hayatta bir amaç lazım" düşüncesinde olan tanıdıklarım da var. Neresinden baksan hastalıklı ve bencil bir düşünce bu bana göre. Sırf kendine amaç olsun, oyuncak olsun, saçma sapan varoluşsal sancılarına derman olsun diye dünyaya bir canlı getirmek büyük bencillik.


Ayrıca "genlerimizde var, üremek için yaşıyoruz" düşüncesi de bu bencilliğe uydurulmuş bir kılıftan başka bir şey değil bana göre. Genlerimizde üremek varsa, kafamızın içinde de beynimiz var. Neyin ne olduğunu sorgulayıp karar verebilme, muhakeme edebilme yeteneğine sahibiz. Şimdi ben çocuk yapmak istemiyorum diye insanlıktan mı çıkıyorum bu durumda yani... Teallam.
0
pianeta
(23.05.24)
Valla ben dünyaya katkım olsun diye yaptım. Çok iyi bir insanım üstelik müthiş zekiyim. Boşa gitmemesi gereken genlerim vardı.
Hep saçma sapan insanlar çocuk yapıp dünyayı daha kötü bir hale getirmesin, ahlaklı düzgün yetişmiş iyi kalpli insanlar da olsun gelecekte diye istedim.

İleride 3 4 tane daha düşünüyorum. Maddi olarak imkanım olursa tabi.
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.05.24)
@Gradient_tabanlı_mor, gen aktarımının öyle cımbızla seçerek olduğunu düşünmüyorum da, diyelim ki oldu ve çok zeki, çok yakışıklı/güzel bir çocuk dünyaya geldi. Gayet aklı başında, efendi, saygılı vs. oldu.

Dünya bu özellikleri mükafatlandıran bir yer mi?

Diyelim ki sıyrıldı, mükafatlandı, soruyu şuradan sorayım, dünya bu çabaya değecek bir yer mi?

Dünyadaki en zekilere baktığımız zaman genelde kullanıldıklarını görüyoruz. Çok azı şanslı oluyor. Sistem kaşıkla verip kepçeyle alıyor.

Ayrıca cahiller, eğitimsizler çok fazla ürüyor böyle gitmesin terazinin diğer tarafına biraz bastıralım diye çocuk yapılınca çocuğa haksızlık olmuyor mu uğraşacağı insanlar, yani kötü diye gösterdiğimiz taraf daha çoğunlukta.

Mesela ben aksine, kendimiz gibi bir toplum veya ortam varsa oraya çocuğu koyarım.

Pakistanın orta yerine zeki ve bilinçli bir çocuk koymam mesela. Ona da yazık. Haksızlık. Ama norveç e koymak isterdim. Tr nin durumu da pek iyiye gitmiyor kötü tarafın doğum hızlarına bakılırsa.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
bu kadar dusunen yapmaz +1

su an 33-37 yaslarindayiz, 6 senedir evliyiz, henuz cocugumuz yok.

insanlar cocugu tamamen hayattan beklenenler o yonde oldugu icin yapiyor. okula git --> is bul/kur --> evlen --> cocuk yap, model bu. kimse cocuk yaparken "insanlik devam etsin, turumuzun devamliligi" gibisinden seyler dusunmuyor. bu kadar dusununce okula gitmek de mantikli olmayabilir mesela.

dediginiz gibi, eskiden tarlada calisacak adam vs gibi is gucu alaninda ise yaramis epeyce cok cocuk sahibi olmak. bugun tarlasi olan az, sehirde yasamin da kendince finansal guclukleri var, hayat kalitesi tartisilir. ancak:

cocuk buyukmek eglenceli keyifli bisey, minicik beyinleryle biseyleri kesfetmeleri, akil etmeleri, oyun oynamalari, sizin hayatta akliniza gelmeyecek sorular sormalari vs epey keyifli. buyumesinde, dunyayi kesfetmesinde, kendini kesfetmesinde destek olmak, yol gostermek guzel seyler. bundan mahrum kalmak istememek gayet gecerli bir sebep.

diger yandan insanlar yaptiklari degil yapmadiklari seylerden daha cok pismanlik duyabiliyor, bu da bir baska sebep. 20-30lu yaslarda cok dert etmiyoruz ama hic 50-60 olmadik, tam olarak bilmiyoruz o yaslarda neye nasil ihtiyac duyabilecegimizi.

ayrica, cocuklar buyudukten sonra onlarin kurdugu ailelerle kalabalik olmak, arada birlikte biseyler yapabilmek, yanliz kalmamak, hastalikta yaslilikta cenazede davalik durumlarda vs samimiyetle siginabileci insanlar olmasi yine bir baska sebep.

zamanin "cocugu" olarak ben bugun ailemden uzakta yasiyorum oyle cok aman aman birlikte biseyler yapmiyoruz ama gercekten bir ihtiyac oldugunda atlayip gidebiliyor olmam, genel olarak varligim ailem icin guven verici bir durum. anneme kalsa en buyuk pismanligi daha cok cocuk yapmamis olmak.

dediginiz riskler elbette var, benim de kisisel olarak cocuk konusundaki en buyuk cekincem "ya buyudugu zaman cok stresli bir hayati olursa, ya anksiyetesi olursa, ya depresyonda olursa, ya intihar etmek isterse, ya kanser olusa, ya yatalak olursa" gibi seyler. tamam sorumluluk da istemiyroum belki ama erken cocukluk sorumluluklari citir cerez kaliyor bunlarin yaninda.

diger yandan bugun yetiskin insanlar olarak hepimizde belli bir olcude depresiflik, ankiyete bozukluklari fln var; cesitli hastaliklarla ugrasiyor, issiz kaliyoruz, sevgilimiz terk ediyor, dolandiriliyoruz, basimiza sacma sapan olaylar geliyor uzuluyoruz vs ama bir sekilde bunlarla basa cikmayi ve yasamayi ogreniyoruz; hayatin bir parcasi aslinda hepsi. ayni sekilde cok guzel yemekler yiyouz, sevdiklerimizle 2 kadeh tokusturuyoruz, konserlerde bagira cagira sarkilar soyluyoruz, gezip egleniyoruz. cesitli tibbi desteklere erisimimiz de gittikce kolaylasiyor. o yuzden biz bugun yetiskinler olarak bir sekilde var olabiliyorsak, hayatimizda biseyler yolunda gidiyorsa ve intihar etmiyorsak demek ki var olmak o kadar da kotu bir sey degil.

sonuc olarak konu gerek olup olmamasi degil, konu sizin bireysel olarak cocuk buyutmek istiyor olup olmamaniz.
0
taurina
(24.05.24)
Çocuk yapma kararı mantıkla verilen bir karar değil, duyguyla verilen bir karar. Mantıklı düşünürseniz evet sorumluluğu, yorgunluğu, özellikle küçük yaşlarda ihtiyacı olan dikkati verebilmek için kendinizi bile kaybetmeniz, vs. birçok olumsuz yanını bulabilirsiniz. 2 yaşında çocuğu olan bir anne olarak da bunların hiçbirini reddetmem. Ama dünyaları verseler de oğlumu değişmem.

Ben hamileliği bile çok sevmiştim. Ki çocuk yapma düşüncesi yapana kadar çok kafamı meşgul etmemişti bile. Karnımda minicik bir mercimek tanesi kadar olan bebemin şimdi bıcır bıcır konuşmasını duymak, karakterinin geliştiğini izlemek, büyümesine tanık olmak inanılmaz bir şey.

Bencil insan çocuk sahibi olmaz bana kalırsa, olursa da çocuğu hakkıyla yetiştiremez. Yemeyip yediren, uyumayıp uyutan bir anne veya baba nasıl bencil olabilir ki?
0
gmzo
(24.05.24)
@ gmzo, pek katılamıyorum. çocuğun kendisi zaten bencilce geliyor. çocuğa bakıyor olmak insanın eksik yanlarını besleyen bir şey, o durumu bencil olmamakla açıklayamayız.

François de La Rochefoucauld ve Sigmund Freud'un savunduğu şöyle bir görüş var;

"İyiliklerimizin çoğu, kötülüklerimizi gizleme sanatıdır." İnsanların yaptığı iyiliklerin bile aslında kendi kötü yönlerini ve çıkarcı doğalarını gizlemek için bir araç olduğunu söylerler.

"İnsanların yaptığı iyiliklerin çoğu, şeref ve erdemden çok gururdan kaynaklanır." İnsanlar güzel şeyler yaparken bile aslında gururlarını tatmin ettiklerini ve kendilerini daha iyi hissettiklerini öne sürerler.

"Narsisizm" Freud, insanların birincil ve ikincil narsisizm olarak adlandırdığı kavramlarla, kişinin kendi benliğine duyduğu sevgiyi ve bu sevginin nasıl dışa vurulduğunu açıklar. Bu bağlamda, birçok iyilik ve yardım davranışının aslında kişinin kendi narsistik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapıldığını öne sürer.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
ben bekarım evlensem de hem ülke şartlarından hem şahsi ekonomik gücümden ötürü yapmak istemem. ancak milyon dolarlık bir topçu, aktör falan olsam en az 5 çocuk falan yapardım herhalde. harika bir kendini tamamlama aracı çocuk, paran çoksa eksilerinden mümkün olduğunca az etkilenirdin artılarını çok daha fazla yaşardın. çok iyi bir hayat yaşatacağın garanti olurdu zaten o yüzden bencillik değil tam tersine sahip olduğun iyi yaşamı paylaşmış olurdun. ülkede yarın bir gün iç savaş çıkıp millet değneklerin ucunda komşusunun kellesiyle gezse bile iyi hayat yaşayacağı garanti olurdu para böyle bir şey maalesef. ama ortalama beyaz yaka olarak türkiye'de çok zor bir kere muhakkak koleje gönderecek paran olmalı şu meb müfredatında çocuk mu yetiştirilir. bu bencillik olur bence de. avrupa'da bir orta sınıf olsaydım da eşle gezme tozma işlerinden sıkılma hissine gelirsek düşünebilirdim yok bizi kesmiyorsa bir türlü gezmek tozmak gene yapmak istemezdim herhalde.
0
semaforo de medianoche
(24.05.24)
bu inanç gibi bişey. Kalbin/beynin neye yatkınsa onu görürsün. Senin dediğin gibi, kendi genlerinden kendine benzeyen bir varlık yaratıp yetiştirmeyi müthiş bencil egoist bir şey olarak da görebilirsin, bir annenin yazdığı gibi 'kendimizi düşünmeyip onu yetiştiriyoruz bu nasıl bencil olabilir' diye de görülebilir.

Bu arada dünyanın gidişatına bakmak vs. yalan. Evet nüfus çok ve dünya kötüye gidiyor ama belki de en barışçıl çağdayız (tabii üçüncü dünya savaşı geliyor olabilir, gelmiyor da olabilir). Ben mesela üreyen ve üremeyen kesimi görünce "biz üremeliyiz yav" diyorum. Dünyayı b*k eden şeylerden biri de bu çünkü. İngiltere'de çocuklara en çok konulan isim Muhammed'miş. Neden acaba :D Türkiye'de de 20-30 yıla kimler iktidarda olacak tahmin etmek zor değil. Bunu sorgulayan insanlar yeterince üremezse hayatını belirleyen kararları hiç sevmediğin insanlar alacak (demokrasi yönetimi kaldığı sürece). Fakat bu da bencil ve "oy içi mi çocuk yapıyoruz yav" dedirtecek bişey. Bence zaten çocuk yapmak saadet zinciri gibi bişey. Sistemin devamı için üremek gerekiyor, yeterince genç olmazsa emeklilik sistemi bile çöküyor :D
0
nhk ni youkosu
(24.05.24)
@ thetruenorthstrongandfree, sizin şartlarınızda çocuk yapmak değil yapmamak ayıp olurmuş, o şartlarda çocuğa iyi bir ortam sunamayacağım diye kaygılanmayız ki. Verebileceğiniz imkanlar ve çevre bu düşüncemizi etkiler tabii ki.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
1 - bayragi ilerde birine devretmek icin

2 - her di$i hayvan mutlaka bir kere dogurmali, buna insan da dahil. annelik duygusunu yasamamis bir kadin yasliliginda sikinti ceker, cevremde gordugum yasini almis ve dogurmamis kadinlar sikintili, yerine kedi kopek kaplumbaga falan koymaya calisiyorlar ama yetmiyor.
0
cooperr
(24.05.24)
Bu kadar detayli dusunmek cok sacma. Hepimizin genlerinde var. Hayvanlar niye uruyor? Onlara ne faydasi var? Zarari bile var ugrasiyorlar ediyorlar gida bulup besliyorlar vs. Insanlarin ureme sebebi de bu kadar basit. Boyle kodlanmisiz.
0
The_Lollok
(24.05.24)
@ The_Lollok, hayvanlar neden ürüyorlar? bölünme, çoğalma, üreme canlılığın temelinde var. evrimsel sürecin başlama nedeni. bu konuda yetenekli olmayanlar tarih sahnesinden elendiği için günümüzdeki hemen her canlı üreme konusunda yetenekli ve iç güdüsel olarak hazır hale evrilmişler.

Fakat biz insanlar şu an neyin neden olduğunu ve nasıl çalıştığını az çok kavrayabiliyoruz.

Aklımızla düşündüğümüzde, insanlığın günümüzde üremesini gerektirecek bir sebep yok ki? Korunma yöntemlerini neden çıkardık, kontrol altına almak için. Veya hiç ürememek için. Soyumuz tehlikede, çoğalmamız lazım gibi sebep de yok.

Mesela hayvan çiftleştirince hayvanseverler hemen kızarlar ya "Sokakta bir sürü hayvan var kardeşim ne diye hayvan çiftleştirip onları alıyorsunuz veya sahiplendiriyorsunuz!!!" diye.

Ama sen niye ürüyorsun bir sürü kimsesiz çocuk var sahiplen dediğinde kalırlar öyle. İşte ama bağ falan... derler. Bencillik yani.

Nüfusu artırmanın kime ne faydası var şu an?

Mirasımı devredicem diyen var. Yahu ben öldükten sonra biri almış, almamış kime ne. Belki hiç edecekler geride kalanlar mirası. Bilemiyorsun ki. Belki birbirlerine düşecekler. Hadi onlar da idare etti diyelim, torunlar? Nereye kadar gidecek, ne kalacak, kime kalacak, herkes göçecek.

Bazı hayvanların da aklı olsa üremezdi veya çok kontrollü ve az ürerlerdi diye düşünüyorum soyları tehlikede değilse.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
Böyle kişisel bir konuda burada uzun uzun yazdığına göre sende fikirlerinde emin değilsin ve teyit edilmek istiyorsun. Ancak bu tamamen kişisel bir karar. Topluca böyle bir konuda mutabakat oluşmasını beklemen çok mantıklı gelmiyor.
0
dreamsandcolours
(24.05.24)
Biri sahane bi laf etmisti yillar once bana. İsin ozeti gibi. Sedat bak demisti... ne çocukla oluyor ne de cocuksuz. Ama cocuklu daha guzel.

5 yil yapmadik. Sonra gule oynaya cocugumuz oldu.
0
halk
(24.05.24)
Bazen ellerime kollarıma bakıp "olm milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüsün. Bu noktaya gelene kadar ataların ne yollardan ne sıkıntılardan geçti ve sonucunda sana kadar ulaşıldı. Bu nasıl bir kibirdir ki 4.5 milyar yıllık yolu bir anda kesip atıyorsun"

Urememenin getirdiği bu kibir yalan yok hoşuma gidiyor.

Bir de çocuğu olan biri bencil olamaz tabirine takıldım yorumlarda. Ben tam tersini düşünüyorum. Doğanın yüklediği "turun devamliliginin kodlandigi" iç guduler o kadar kuvvetlidir ki, kendi yaşamının önüne koyarsin yavrunu = annelik.

Kesin olarak Bencil olamayacağını iddia edebileceğiniz tek insan türü, Çocuk yapma şansı olup yapmayıp evlat edinenler bence.

Tamamen akıl, merhamet ve kendinden olmayan bir şeyi kendi önüne koymak.

Bu insanları çok seviyorum.
0
makbur
(24.05.24)
Her şey söylenmiş zaten. Ozetle

1-turun devami icgudusu (zeki yaratik olarak aklinla bunun yersizligini kesfetsen de milyon yıllık evrimin getirisini hemen alt edemiyorsun, kervana katiliyorsun mejburr bazen; yakında senin de yapacağın gibi ;))

2-uzerine düşünmemek, standardi bu zaten deyip yapmak

Bence çocuk yine anlaşılabilir asıl delilik evlenmek. Ama onu da yaptık meselaam di mi
0
abuzer
(24.05.24)
Ben yapmiyorum (simdilik). Gereksiz bencillik ve sorumluluk gibi geliyor. Evlat edinme durumlari da var, onun tartismasi farkli olabilir.

Ama o cocuk yapma icgudusu tetiklenebiliyor. Tabii hayvanlar gibi ilkel icgudu degil. Daha cok "istek"
gibi. Gelismis beynimiz var sonucta. Cogu kisi toplumdan, etrafindan da etkileniyordur. Ve sonucta senin anne baban da var ve atalarin. Devam ettirme istegi oluyor. Gelecege yatirim gibi de dusunebiliyor insanlar.

Daha duygusal yonleri de var. Ve sartlari iyi bireylerde duygusal yon daha agir basiyor sanirim. Anne baba olmayi deneyimlemek. Sevecegini birini dunyaya getirmek.

Anne babaya da sorulabilir: "beni neden dunyaya getirdiniz"? :)

Ya da birey kendine de sorabilir. Felsefeye girecek ama "Ben neden dunyaya geldim?"
0
ermanen
(24.05.24)
Simdi biz doguyoruz, gozlemliyoruz ve birseylere alisiyoruz. Aslinda bircok sey aliskanliklarin getirdigi birsey bana kalirsa. Yani bir sekilde boyle kodluyoruz zihnimize. Yani ayni sekilde bizim de buyuyup evlenince bu sekilde olacagimizi, cocuklarimizin olacagini dusunuyoruz tum akis boyunca.
Farkli bir acidan yine bakayim, bizim yasayamadiklarimiz, pismanliklarimiz var bu hayatta ve bunlari birisinin yasamasini istiyoruz, planliyoruz. Bu da iste cocugumuz oluyor.
Butun bunlari durumumuz kotu bile olsa planlamiyoruz cunku durumu iyi olanin da kotu olanin da cocuk yapmak icin sebepleri farkli ancak illaki bir sebebi var.

3 yasinda oglu olan bir baba olarak, cocuk yapmadan once bir bebegi gozlemlemek ve vakit gecirmenin en onemli karari almanizi saglayacagini dusunuyorum. Bu durtu gelecek mi, cocukla zaman gecirmeyi ilgilenmeyi sevecek misiniz, yoksa size zor mu gelecek. Ondan sonra bu kadar detayli dusunmeyeceksiniz emin olun.
0
va
(24.05.24)
Karşı argüman üretiyorum diye katı bir şekilde karşıyım anlamı çıkmasın, dediğim gibi ben daha yakınım çocuk konusuna. Sadece mantıklı bir fikir, görüş var mı, insanlar ne düşünüyor veya düşünmüyor onlara bakıyorum.

Bana kalırsa ben sırf "ya bizim birlikteliğimizden doğan çocuk nasıl bir şey olur acaba, iyi kötü o kadar deneyim elde ettik, biraz da biz aktaralım bakalım kullansın onları çocuk, derdiyle dertlenelim, sevinciyle mutlu olalım.." düşüncesiyle bile çocuk yapabilirim gibi. Şimdilik sadece eşimden bağımsız ekonomik sebepler bizi ve ilişkimizi sarstığı için çocuk mantıklı gelmiyor. Ama bu sorunlar zamanlar çözüldükten sonra olabilir diye bakıyorum. Eşim o zamanda bile mantıklı bakamıyor.

Bu düşünce ile çocuk yapmak bencillik diyor. Ay merak ettim dur bi bakalım diye çocuk mu yapılır diyor. Zaten yoğun çalışıyorum, çocuğa nasıl bakıcam diyor. Hadi baktık büyüttük diyelim, iyi bir eğitim nasıl vericez bu topraklarda diyor. Çok deli rakamlar harcamak lazım veya. Kötü yetişecekse veya ortalama yetişecekse de çocuğa haksızlık değil mi diyor. Ona sonra "seni zor şartlarda büyü diye yaptık yavrum" mu diyeceğiz, demez mi çok daha iyi şartlarda dünyaya gelenler var, benim günahım neydi diye. Belki demez sonuçta biz razı olduk bir şekilde ama derse, bu büyük bir sorumluluk.

Ben kötü de olsa iyi de olsa hayatı deneyimlemenin, hiç gelmemektense bir artı olduğunu düşünüyorum. Ama eşim öyle düşünmüyor. Eğer @ thetruenorthstrongandfree ın sağladığı gibi bir şart sağlanmıyorsa çocuğa haksızlık edileceğini düşünüyor.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
vaaaay demek 30+ yaşında bir çiftsiniz ve çocuk istemiyorsunuz, hatta çocuk yapanların neden çocuk yaptığına anlam veremiyorsunuz. ohaaa ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum :D

nedense hep çocuk istemeyenler kendini uzun uzun açıklama ihtiyacı hissediyor. aslında kimse sizin çocuk yapıp yapmamanızla ilgilenmiyor, merak etmeyin. bu kadar çok kafaya takıp sorguladığınıza göre bence siz kararınızdan emin değilsiniz. emin değilseniz kararsızım filan diyebilirsiniz.

çocuk yapmamak eskisi gibi yadırganmıyor zaten emin olun.

bahsettiğiniz -son paragraf - eşinizin başına da gelebilir. o zaman evlenmek de saçma.
hayatta her an her şey olabilir tabi ki insan en çok çocuğu için korkar da sebep olarak yarın bir gün tecavüze uğrar diye bi seçenek dile getirmek çok saçma.

yani bu iş böyle uzun uzun felsefeye dönüşecek tartışmalar yapılacak bir konu değil bence. isteyen yapar istemeyen yapmaz. herkesin kendince haklı sebepleri var. birine gidip neden kedi sahiplenmiyorsun ya da balkondaki saksına neden çiçek dikiyorsun demek gibi bir şey bu.
0
elorelia
(24.05.24)
Heh yani sen eşine sunmalik argüman istiyosun bı noktada...

Öyle harikayim böyle harikayim diye sallayanlari dinleme öncelikle. Kaldı ki sizin durumunuz da fena değil. Ortalama durumdasınız. Sevgi ve huzur ortamında olan bir çocuk için gaaaayet yeterli sartlariniz. Bı de o kadar kontrolcü olmayın (ben de oluom), belki çocuk ileride bohem bı şekilde kulübede yasamaktan keyif alicak ne bilionuz? Sizin planladiginiz yatlarinizi katlarinizi uçaklarinizi (xd) istemicek?

Çocuk ayakkabisini ysl almadiinizi anlamaz meraq etme. Evcil hayvan gibi düşün xdxd sevgini sakınma, gerektiğinde onu koruyacagini belli et, kalanı ileride kendisi halleder zaten o ozguvenle
0
abuzer
(24.05.24)
Cocuk ne ya hem de turkiyede. aklini peynir ekmek gibi yemen veya hayatsiz olman lazim cocuk icin. zaten doguranin yari akli da gidiyo hepten hayatimiz zorlasiyi
0
ala09
(24.05.24)
Benden iyi bir ebeveyn olmaz o nedenle çocuk asla düşünmedim ve düşünmem. Geçen ofiste bütün öğlen yemeği boyunca doğru kişi ile tanışırsan o isterse ne yapacaksın diye sorguya çekildim bir de yani insanlar her bir şeye burunlarını sokma ihtiyacı duyabiliyorlar.

Size gelince daha geçen boşanma masrafı soruyordunuz şimdi biz hiç çocuk düşünemiyoruz diyorsunuz bence de düşünmeyin zaten.
0
peki madem
(24.05.24)
mahalle baskısı bu konuda büyük rol oynuyor. her ne kadar çocuk istesen de, günümüz şartlarında bunun altına girmek oldukça zor. zorumluluk tarafı ayrı.
0
kondansator
(24.05.24)
kedi götünü görmüş yara zannetmiş.
neden çocuk yapmayayım?

evladım olur. severim işte.
0
OgutucuRecep
(24.05.24)
ben bu olaya deneyim olarak baktım ve bu deneyimden neden mahrum kalayım diyerek istedim. sonuç kelimelerle tarif edilemeyecek kadar muazzam bir şey. bu dünyada başka hiç bir şey çocuğunuzun size hisettirdiklerini asla ama asla hisettiremez. başka hiç bir sevgi, aşk, bağ vs vs çocuk-ebeveyn bağına benzemez. bu işin bir yönü.

evet zorluklar da müthiş. zaten ekonomik koşullardan dolayı 2. düşünemiyorum. siz fazla sorgulamışsınız bir de tam tersi hiç sorgulamadan önüne arkasını düşünmeden birden fazla çocuk doğuranlar var. bu ülkedeki kaynaklar ve sistemin bu kadar çok çocuğa olması gerektiği kadar yetmesi imkansız.zaten düşüncesizce doğurup duranlar yukarıda bahsettiğim bağı falan kurmuyor ortaya salıyor ne eğitimi, ne güzel vakit geçirmesi saldım çayıra modunda. o yüzden de bir sürü psikolojisi bozuk insan var toplumda.

öte yandan evrimsel ve insanlığın gelişmesi açısından kaçırdığınız şeyler var. mesela siz hep 30 lu yaşlarda kalmayacaksınız. 90 yaşınıza geldiğinizde kalçanızı kırıp yatalak olup tuvalete gidemediğinizde bir başkasının doğurduğu eğittiği çocuk (hemşire olur hastabakıcı olur) sizinle ilgilenecek ve ona minettar kalacaksınız. herkes sizin gibi çocuk yapmasaydı sizin de muhtaç olduğunuz şeylere erişiminiz olmayacaktı bir de o yönden bakın.
0
iwillsee
(24.05.24)
@ peki madem, evet bize geliyorlar öyle arada pek sağlıklı olmayabilir zaten bizim çocuk yapmamız bir bakıma haklısınız ama

bazı dinamikler var çiftlerin ikisi de bireysel olarak çok iyi insanlar fakat birlikteliklerinde sorun çıkıyor. hal böyle olunca bir de çocuk varsa ayrılmaları daha mantıklı oluyor.

benim de anne babam ayrı mesela. ben hiç sıkıntısını yaşamadım daha güzel bile denilebilir. evde gürültü yok patırdı yok çatışma yok. istediğinde birine gidiyorsun istediğinde öbürüne gidiyorsun kalıyorsun. herkes kendi hayatında vs.

tabii ki en güzeli çocuğa da aile kavramını geçirmek için mutlu bir aile tablosu çizmek ama herkes kendi ilişkisine veya annesine babasına baksın 4/4lük bir hayat mı yaşıyorlar, bazen ayrılık daha mantıklı olabilir. ben ayrılık ile çocuğu engel olarak görmüyorum o yüzden. ülkeden bir sürü insanın annesi babası ayrı. eğer sıkıntı tipler değillerse öyle de sağlıklı çocuk büyütülebilir. ben bir insanla aynı evde yaşamak istemeyebilirim ama çocuğuna bakmak / çocuğumuza bakmak isteyebilirim.

@ iwillsee, teşekkürler deneyiminiz için. fakat yaşlılık konusuna katılmıyorum. ben kimseye yük olmak istemem gerekirse uyutsunlar diye vasiyet bile verebilirim. yaşlanınca kim bakacak diye çocuk mu yapılır bu iyice bencilce bişey. ben tek çocuğum, kardeşim yok bişey yok. eşimle olur da ölene kadar 'evlilik mücadelesini' :D sürdürebilirsek birbirimize bakıcaz işte çocuk olmasa da. en kötü bakım evi qeyf. o da olmadı uyutsunlar dediğim gibi. eşim de olmazsa bir köşede ölür giderim. nedendir bilmiyorum, böyle kaygılarım/korkularım yok.

Çoğu gelişmiş ülkede durum biraz daha farklı, ebeveynler çocuklarını yetiştirdikten sonra köylere kasabalara çiftliklere yerleşiyorlar. Ki kendi hayatlarını yaşasınlar biz yük olmayalım diye. Bizimkiler de gel evime desen gelir. Şimdi diyeceksiniz ki onlar sana o kadar baktı sen onlara bakmıyor musunuz hayırsız evlat. Bence burada kültürel ön yargılar var. Ben öyle bir sorumluluğu kabul etmiyorum ki, onlar da beklemesin. Doğuran bakmakla yükümlü hatta kimi bakmıyor bile. Ama çocuğun ebeveyne bakmakla yükümlü olduğunu düşünmüyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
bu kadar düşünüyorsanız yapmayın zaten. çocuğa da yazık.
0
Whily
(24.05.24)
Tum bunlari sorgulamis ve cocuk istemeyerek 35 yil gecirmis bir insan olarak bu yil bebegim oldu. Butun hepsi bos muhabbetmis ve gereksiz dusuncelermis gibi geliyor su an bu cocuk yapmama gerekceleri ve varolan yeni insan dunyanin en gerekli ve mukemmel seyi oluyor doğduğu andan itibaren. Bir de ben genel olarak bir seyi isteyip istemedigimden cok emin değilsem yapmayarak pisman olma ihtimalini elemek icin yapmayi tercih ederim, cocugumu da iyi ki yapmisim. Akli basinda bunlari sorgulayan insanların bilincli bir sekilde cocuk yapması da insan ve toplum olma deneyimi açısından değerli.
0
instant crush
(24.05.24)
Maddi durumunuz iyiyse çocuğa büyükşehirde üç ev, bir araba veya bir dükkan ve araba filan ve yüklü miktar nakit para bırakabilecekseniz hiç düşünmeden yapın. Fakat kardeşini de 3-4 sene sonra yapın. İleride birbirlerine yoldaş olurlar.

Eğer maddi durumunuz orta direkse çocuklara çok iyi birer eğitim şansı ve hayat mücadelesi ruhu veririm diyorsanız o zaman da yine aynı şekilde en az iki tane yapın.

Fakat en önemlisi de şu. Aile içi huzurunuz fiziksel ve mental sağlığınız yerinde, eşler arası sevginiz muhabbetiniz karşılıklı saygı ve muhabbet sürekli olarak iyi seviyede varsa en önemlisi bu, tüm şartlar okeyse yapın.
0
psmstc
(24.05.24)
Bir de çocuk yapma işi mantıkla olmaz yoksa yapmazsın katılıyorum +1500
0
psmstc
(24.05.24)
Yazdıklarımı anlamamışsınız. Sizin yaptığınız çocuklar size bakar demiyorum. Evrimsel olarak yaşlanınca birileri tarafından yapılmış çocuklara ihtiyacınız olacak diyorum. Şimdi de öyle hiç mi doktora dişçiye gitmiyorsunuz sonuçta onlar da bi annenin doğurup büyüttüğü çocuklar.kimse çocuk yapmasın derseniz mantıksız oluyor
0
iwillsee
(24.05.24)
(6)

Yapay zeka teknelojisinde ne oldu da aniden patladı?

ya ben lan neyse
llm ile ilgili birkaç türkçe video izledim ama anlamadım.10 sene önce kimse bilmezdi ai falan. biz de matrix ten duyardık.neyi keşfettiler ki böyle sıçrama yaptı?yoksa sabit hızda mı ilerledi?link vs var mı okuyayım?
llm ile ilgili birkaç türkçe video izledim ama anlamadım.

10 sene önce kimse bilmezdi ai falan. biz de matrix ten duyardık.

neyi keşfettiler ki böyle sıçrama yaptı?

yoksa sabit hızda mı ilerledi?

link vs var mı okuyayım?
0
ya ben lan neyse
(20.05.24)
Technologic exponential growth
www.visualcapitalist.com
0
rentts
(20.05.24)
Popularize oldu diyelim yoksa akademideki çalışmalar halka pek yansımıyor.
0
doharkoman
(20.05.24)
aslında ai uygulamaları 6-7 senedir çok hızlı ve başarılı ilerliyordu ama benim toplumda görebildiğim llm'ler ile ve chatgpt3 ile olayın patlaması oldu. bundan 5 önce yine ai vasıtasıyla acayip işler yapılabiliyordu ancak, soğuk bir kış mevsiminde openai bir ürün tanıtıp "ister akrostiş şiir yazdırın ister x konusunda yazı, ne isterseniz yapar bu zalımın kızı" modunda sahneye atlayınca koptu gitti. yani mesela aşağıdaki ai uygulamalarına bi bakalım (ilk aklıma gelenler)

Tesla Autopilot
Siri, alexa
Face ID
google photos'un fotoları kategorize etmesi
alphago

bunlar başlı başına muazzamdı. ama openai çok yüksek parametreler ile geliştirilmiş gpt3 ile sahneye çıkınca olay patladı diyebiliriz. bir kaç gün içinde isteyenin kod yazdırdığı, isteyenin makale yorumlattığı herkesi içine alan bir şey sağlam patladı. çok göz ardı ediliyor ama bir de 1 ay gibi bir sürede adamlar 100 milyon kullanıcıya ulaştı. aylık trafikleri milyarları geçti. hal böyle iken pastadan pay için rekabette kızıştı, herkes sektöre daldı
0
avatar is back
(20.05.24)
Senelerce yapay zeka diye yanlış noktaları tırmalayıp durdular. O dönemlerde hiç ilerlemedi yapay zeka falan. Sonra yapay zekaya yaklaşımlarını değiştirdiler, insanların nöron sistemi ve öğrenmesine benzer bir yaklaşım geliştirdiler ve bum.
Artık uçuyor. Gerçekten sınırı olmayan süper zeka bir insan gibi. İnsan öğrenmesini taklit ediyor ama sınırsız kaynak ve mükemmel verimle.
0
zimbirik
(20.05.24)
teorik kısmı 70'lerden beri vardı. matematiksel arka planından söz ediyorum; bu çoktan beri vardı.

ihtiyaçlar, teknoloji, yaşam tarzı derken hayata entegre edildi.
0
ferenc
(21.05.24)
derin sinir ağları algoritmalarının geliştirilmesi, sosyal medya ve akıllı telefonlar ile toplanan verinin artması ve gpu'daki gelişmeler 2010'ların başında başlayan atılımı sağladı. 2017'de yayınlanan transformer (bir derin sinir ağı) algoritması da şimdiki doğal dil modellerinin önünü açan gelişmelerden biri.
0
inveniam viam
(21.05.24)
(10)

Kariyer değişikligi

sanguine
Esasında sıfırdan yazılım öğrenmek olarak açacaktm ama aynı şey yüz kere sorulduğu için bu şekilde yazdım.Geçen ay Avrupa'ya gitmiştim gezmeye, kendimi bildim bileli orada yaşamak istiyorum ama gerek ailevi problemler gerek maddi gerek manevi sıkıntılar bu işe girismeme engel oldu. Bir kenara bırakt
Esasında sıfırdan yazılım öğrenmek olarak açacaktm ama aynı şey yüz kere sorulduğu için bu şekilde yazdım.

Geçen ay Avrupa'ya gitmiştim gezmeye, kendimi bildim bileli orada yaşamak istiyorum ama gerek ailevi problemler gerek maddi gerek manevi sıkıntılar bu işe girismeme engel oldu. Bir kenara bıraktım, şu anki isimden memnunum, hatta mesleğimden (avukatlık yapıyorum) nefret ediyor olmama rağmen işim dolayısıyla sevmeye bile başladım, çalışma kosullarim iyi, maaşım da idare eder. Tekim, kira vermiyorum, kosullarim da kötü değil yani. Ama Türkiye'de olmaktan tarif edemeyecegim kadar mutsuzum, bunu yurtdışında daha iyi anladım. Burada içimden hiçbir şey yapmak gelmezken orada dışarıda dolaşırken, insanlarla sohbet ederken dahi ruhum inanılmaz besleniyor. Bariz iyi hissediyorum burada değilken. Bunu daha detaylandirmayacagim konu gitmek isteme sebeplerim değil.

Kuzey Avrupa'da bir bilisim şirketinde çalışan yakın bir arkadaşım var yazılım mühendisi. Onunla buluştuk, ona danıştım, ben geç kaldığımi (30 yaşındayim) düşünüyorum dedim o da hayır değil dedi. Benim bir bilgisayar mühendisi kadar onun çalıştığı alana hakim olmam tabi mümkün değil ama belli bir veya birkaç alan, konu üzerine yoğunlaşsam olabilir mi diye sordum. Özetle çalıştığı ülkede
Data scientist mesleğinin fazlaca talep edildiğini, bunun dışında bir kodlama dili öğrenebilecegimi, bunun çok zor olmadığını, spesifik olarak Java yi onerebilecegini söyledi. iş arkadaşlarının çoğunun diplomasi alakasız alanlardaymis. Sonra da bir takım kaynaklar gönderdi ossu computer science eğitimi gibi. İngilizcem ileri seviyede, konuşurken de yazarken de herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum. İkinci bir yabanci dilim yok.

Ben sıkı bir şekilde 1-2 yılımı buna vakfetmek istiyorum açıkçası. Ama 32-33 yaşından sonra hiç çalışmadığım alanda, sadece teorik bilgiyle, giriş seviyesi de olsa yurtdışında iş bulabilir ve yerleşebilir miyim çok şüpheliyim açıkçası. Ama arkadaşım bu konuda da beni cesaretlendirdi, sandığım kadar imkansız olmadığı vb. Türkiye'de bir daha iş aramak istemiyorum özellikle de avukatlık dışında bir alanda. Aynı surecleri tekrar yaşamak vb kabus gibi geliyor.

Bu arada Almanya'da çalışan bir arkadaşım da son dönemde yasanin degistigini skilled migrant olarak gelebilmek için iş tecrubesinin arandığını söyledi. Ayrıca kendi alanı dışında başka bir alanda iş aramak için vize başvurusunda bulunmanın da riskli olduğunu, kolay kabul edilmeyecegini söyledi.

Açıkçası kendi alanimda (hukuk) master kovalamak zulüm geliyor, özellikle okul ortamından sıkıldım, yoksa bir şeyler öğrenmeye kapalı değilim. Master işini düşünmüyorum o nedenle.

Ben hemen iş garantili, oturduğum yerden refaha ereceğim bir şey aramıyorum. Öyle yüksek standartlı bir yaşam hayalim de yok. İsteğim Avrupa'da yaşamak, öyle ya da böyle, tabi ki sürünmek de istemiyorum en azından ilk zamanlar dışında. Kendi başıma bu arkadasin önerdiği yoldan kendimi gelistirdikten sonra, ki buna dediğim gibi en az 1 yıl ayırmayı düşünüyorum, başlangıç seviyesinde iş bulabilir miyim Avrupa'da. Gerçekçi yaklaşımları duymak istiyorum bu konuda. Beni Türkiye'ye bağlayan herhangi bir şey yok, evli değilim, yükümlü olduğum birisi yok, bu hedefin makul olduğuna inanırsam odaklanabilirim. Bir miktar para da biriktirdim 1-2 yil çalışmadan kendimi idare edecek kadar, çalışmaya devam ettiğim için önümdeki süreçte de biriktirmeye devam edeceğim. Sanırım olumsuz da sonuclansa denemek istiyorum, en azından olmadı derim. Öğrendiklerim de yanıma kâr kalır ama insan korkuyor işte, hayalkırıklığı da bir süre sonra daha kötü etkiliyor. Ama tabi oluru olmayan bir mesele ise de boşa kürek çekmenin manası yok, bu yöndeki fikirleri de duymak isterim. Ara ara bu konuyla ilgili duyuru açıyorum, sanırım kendimi bir adım atmak için hazır hissettigim zaman şu an. Teşekkür ederim şimdiden görüş bildirecek olanlara.
0
sanguine
(19.05.24)
Yazılım şu saaten sonra çok doğru bir kariyer değil. AI günden güne gelişiyor. 1 yılda çok şey değişti.

Çalışma izni konusunu iyi bir araştır derim. Türkler bu konuyu anlayamıyor. Ülkenin spesifik göç politikası yoksa çalışma izni apayrı bir sorundur.
0
ferenc
(19.05.24)
30+ yeni gocmenler icin bence su maddeler cok onemli:

1 - gidecegin ulkenin dilini en kotu ortalama bir seviyede bileceksin, belki makale yazamazsin ama gunluk kominikasyon problemin olmayacak. "Yaw adamlar zaten ingilizce biliyor" bence yeterli degil.

2- meslegine ustune ufak tefek eklemeler yaparak, master falan gibi 1-2 sene icinde devam edebileceksin.

Bunlardan birisi bile yoksa benim icin NO-GO. Tatile gider gelirim, kalmayi aklimin ucundan bile gecirmem.
0
cooperr
(19.05.24)
Cooperr a hiç katılmıyorum dil konusunda.
Dil asla gerekli değil eğer okul yaşında çocuğun yoksa. Çocuğun varsa da “gerekli” değil, “olsa iyi olur”

Ben kuzey avrupadayım, seni relocation yapmaları için deneyimli olman lazım. Junior birinin relocation ile geldiğini hiç görmedim. Olsa olsa hali hazırda zaten ülke sınırlarındadır o alanda bir yüksek lisans yapmak için, o kişiyi junior olarak değerlendirebilirler.

Senin durumunda bence deneyimsiz junior olarak avrupada sana iş verip, senin relocaion evraklarınla uğraşacak şirket çok azdır. Önce türkiyede biraz deneyim kazanman, mülakatlarda anlatacak konular biriktirmen lazım, sonra mid level olarak başvurursun.

Onu geçtim, junior bir yazılımcı olup avrupada 30 yaşında bir insan olarak rahat şartlarda yaşaman çok olası değil. Hele türkiyede kendi evin, deneyimli olduğun işten gelen düzenli bir gelirin falan varsa avrupada juniordan başlayıp bu rahatlığa varman en az 3 5 sene sürer, çünkü junior gitmeyi düşünüyorsun.

Burada deneyimli mühendisler rahat yaşıyo tamam. Ama junior seviyelerini türkiyede daha iyi atlatırsın bence.
Göç konularını kendin araştırmana gerek yok. Zaten sen kendi şirketinle gitmiyorsun. Seni işe alacak şirket zaten senin gerekli evraklarını toplayıp başvuruyu senin adına yapacak. Bu konu senin tüm detaylarına hakim olman gereken bir konu değil ilk aşamada.

Ama ai konusu bence de her şeyi çok değiştiriyor. Değiştirecek. Yüksek maliyetlerden dolayı çok hızlı bir değişim olmasa da bir 10 seneye bilgisayar başında çalışan her türlü meslekte istihdam azalacak. Yazılımcılar da buna en önden dahil.
0
zimbirik
(19.05.24)
Arkadaşın saçmalamış
0
Cezcez
(19.05.24)
Üsttekilere katılıyorum. Ai artık junior ihtiyacını neredeyse bitirdi. Ben senior olarak bile başka iş yaparım bi 10 yıla diye düşünüyorum. Aklı olan kariyerini yazılım üstüne kurmaz bu saatten sonra.
0
yenibirgüzelnick
(19.05.24)
Ai ve hintliler gibi 2 rakibin varken intihiar. Ustteki yazar gibi ben de bi 10 yilimin kaldigini dusunuyorum, bu yuzden frugal yasiyorum
0
lapaz
(19.05.24)
Neler önerirsiniz peki
0
🌸sanguine
(19.05.24)
avrupa'ya gidip gezip eğlenirken konuşmak falan zaten açar adamı hocam. bunun tr-eu ile alakası çok yok. 2 yıl aralıksız eu yap, 3 günlüğüne istanbula gel 3-5 samimi arkadaşınla görüş güzel mekanlarda yemek tatlı yap, "türkiye cennet cennet" diye gezersin ortalıkta.

yazılım öğrenilir de, teknoloji adaptasyonu seviyeniz ne durumda? hukukçusunuz ok, mesela daha önce bu alanda bi veri işleyeyim dediniz mi? data sc tarafı önerildiği için soruyorum. yani bu işler öyle ki bugün 3-4 yıllık tecrübeli adam bile yıllarca ünide öğrendiklerini yaptıklarını, hatta işe ilk girişte kullandığı teknolojileri bugün hiç kullanmıyor bile. sürekli yenilik, değişim sürekli aksiyon var
0
avatar is back
(30.05.24)
gencler bu gittigin ulkenin dilini konusamam mevzusunu ben yasadim, kimseye tavsiye etmem. seni maymun kategorisine bile sokmazlar, uyarayim. kac tane diploman olursa olsun cahilin cahili muamelesi gorursun.

toplum icinde bir konuma gelmek istiyorsan oranin dilini konusman lazim, yoksa alt kademe lerde bir yerlerde camurun icinde debelenir durursun.

ha bir de sunu soyliyim, bunun tersini de gordum, yonetici pozisyonunda turkiye'ye gelip tek kelime turkce bilmeyen ingiliz/amerikali tipler var. Ama adamlarin olayi farkli, heriflere zaten tanri gozuyle bakiliyor, onlar icin biz marabayiz. Bizim malesef durumumuz ayni degil o yuzden karsilastirma yapmak gereksiz.
0
cooperr
(30.05.24)
Hocam arkadaşın bi noktayı atlamış: 1-2 yıl hayvan gibi çalışsan bile olmayabilir. Bi şekilde okulunu bitirip yazılımcı olamayan bir sürü insan da var.

Yapay zeka konusunda ortadayım. Yani yeni başlayanların işini bi açıdan kolaylaştırıyor, çok iyi bir eğitmen. Video izlemekten falan daha iyi. Öte yandan bi junior dev'in yaptığı işi yapabiliyor cidden. Yani ben mesela AI kullanarak, yanımda 2-3 junior olmasından daha hızlı iş yapabiliyorum. Hatta bazen AI'ı junior'a tercih ettiğim oluyor yani.

Fakat, 10 yıl sonra dahi bir senior developer'ın yaptığı işi yapabileceğini sanmıyorum, çünkü LLM'ler mantık yürütme için icat edilmiş araçlar değiller, onu yapamıyorlar. Hani basit işlerde okey, ama kompleks işlerde şu an da sınıfta kalıyorlar, ileride de başarılı olacaklarını sanmıyorum, çünkü tasarlanma amaçları o değil, "öyle" çalışmıyorlar. Başka biri başka bişey icat eder, onu bilemem.

+ Yazılım piyasası şu aralar çok kötü. 2 seneye düzelir mi bilmem, ama böyle giderse piyasaya sıfırdan girmek çok zor, 2 sene öncesi gibi değil artık. Düzeleceğini kişisel olarak sanmıyorum, yavaştan "quality over quantity" muhabbeti yerleşiyor gibi geliyor bana, ama bunu kesin olarak bilmek zor zaten.

Özetle: %100 imkansız olmayabilir. Ama bu riski almaya değer mi? Bence değmez. Zaten mesleğin var, çalıştığın işin var, kötü de değiller. Oradan yürü yürüyebiliyorsan.
0
plutongezegendegilmi
(30.05.24)
(17)

yurtdışında yaşamak için ailenizi karşınıza almaya değer mi?

the feel good
katiyen yurtdışında yaşamanızı/düzen kurmanızı istemeyen bir aileniz var ve bununla beraber yurtdışında maddi, manevi olarak daha kısıtlı olduğunuz bir senaryo var. yine de bunu kendiniz gerçekleştirebileceğiniz bir durumda bu kısıtlı şartlara rağmen bir şeyler yapmaya çabalar mısınız, yoksa imkanla
katiyen yurtdışında yaşamanızı/düzen kurmanızı istemeyen bir aileniz var ve bununla beraber yurtdışında maddi, manevi olarak daha kısıtlı olduğunuz bir senaryo var. yine de bunu kendiniz gerçekleştirebileceğiniz bir durumda bu kısıtlı şartlara rağmen bir şeyler yapmaya çabalar mısınız, yoksa imkanları daha da genişleterek aile yanında bir şeyler yapmaya çabalarsınız?
0
the feel good
(16.05.24)
Hayat sizin. Yaşayın. Ben hayatımı istediğim gibi yaşamalıyım. Aile ancak tavsiye verebilir, bir şey dayatamaz.
0
pispinti
(16.05.24)
yurtdisina ciktiginda manevi olarak kisitlanacaksin, bundan kacisin yok.
onun yerine zaten cogunluk maddiyati koyuyor dolayisiyla onda da kisitlanacaksan zaten disari cikmanin pek anlami kalmiyor. yani bu topa girmene degmez.
0
cooperr
(16.05.24)
Yurtdışında yaşamak derken nasıl olacağına bağlı. Türklerin çoğu çantayı alıp gideceğini sanıyor ama işin gerçek yüzü öyle değil.

10 senedir öğrenci vizesinde takılanlardan tut doktor olup şöförlük kuryelik yapanlar var. Durumu değerlendirmek lazım. Tam secure bir durum yoksa iyice düşünmek gerekir.

Maddi rahatlık yoksa iyice düşünmek gerekir. Başka ülkeye gidince dostluğu arkadaşlığı hemen bulmuyorsun.

Sonuç olarak hayat senin derim
0
ferenc
(16.05.24)
Değmez. Ben yapmam doğrusu.
0
diyecevaplandı
(16.05.24)
Maddi manevi kısıtlanacaksa kişi, yurtdışına gitmesinin bir manası yok. Ya para için gidilir zaten ya da sessiz sakinlik için gidilir yurtdışına ikisinden de eksi yiyilecekse üstüne aileyi üzecek ve aranın açılmasına sebep olacaksa cevabı çok basit bunun.
0
avatar is back
(16.05.24)
İnsanlar çeşit çeşit. Ailesine akrabasına aşırı bağlı insanlar da var. Şehir dışında yaşayıp kırk yıl ana babasıyla konuşmasa eksikliğini duymayacak da var.

Gittiği yerde kısa sürede kendine bir çevre edinebileni de var, tüm dünyası aile akraba takımı olanı da var.

Fazla bağlı ve bağımlı olanlar zaten gitse de barınamayıp erkenden dönüyor. Kişiliğinize göre kendiniz karar vermelisiniz.
0
Mirket
(16.05.24)
maddi olarak kısıtlı olmayacaksan bile ailen karşı çıkacaktı muhtemelen. bu yüzden onlara göre değil kendine göre karar ver. ama param bitti bana biraz ateşleyin diyeceksen kimseyi zor durumda bırakma.
0
elorelia
(16.05.24)
biraz da aileyle ilişkiye bağlı bence.

bazı insanlar aileleriyle çok kopuk ve aralarında kan bağı dışında bir bağ yok gibi. o durumdaysanız sallamayın, gidin.

benim ailemle bağlarım çok kuvvetli. bir kere olsun destekleri eksik olmadı, varlıklarıyla bile bir güven verdiler. beni karşılarına alıp hakikaten içtenlikle yurtdışına gitmememi isteseler bu fikri siler atarım.
0
gitdaddy
(16.05.24)
@gitdaddy +1

Yalnız hissetmek, yalnız kalmak, yurtiçi ya da yurtdışında olmaktan, ne bileyim ekonomik koşullardan vs vs çok daha büyük bir sorun. İnsan yaşadığı her şeyde sevdiklerini ve ailesini düşünerek ve onlardan güç alarak anlam buluyor. Aynı sebepten Green Card'ımı yaktığım için gönül rahatlığıyla gitmem, gitmedim diyebilirim. Bir gün dönüp pişman da olmadım. İnsanın dünya üzerinde en sevdiklerini bir vize almak zorunda kalmadan gidip görebilmesi bile o kadar büyük bir nimet ki yaşayan bilir...
0
silverleaf
(16.05.24)
Kesinlikle değer. Başarısız ve mutsuz olacaksanız bile "denedim, olmadı" dersiniz.

Eğer cesaret edemezseniz 70 yaşına gelince "acaba yapsaydım nasıl olurdu" diyeceksiniz ve ömrünüzün sonuna kadar da her kötü giden durumda ailenize suç bulup "onların yüzünüzden oldu, izin vermediler" diyeceksiniz.

Tüm bu söylediklerim 50-55 yaşın altındaysanız geçerli. Eğer o yaşlara geldiyseniz denemeyin.
0
michael_knight
(16.05.24)
Michael +1
Yani aileniz hasta olsa vs neyse ama "gitme" diyorlarsa gitmeyeyim bana çok iyi gelmedi. Benim ailem de ben giderken süper degildi uzgunlerdi ama şimdi mutlular çünkü senede bir iki geliyorlar, ben bir iki gidiyorum falan.

Eğer gitmezseniz 10 sene sonra neden yapmadım deme ihtimali var.
0
logisticsmanager
(16.05.24)
Pispinti +1 aileniz size tavsiye verebilir, sizin hayatiniz baska. Kendi istediginize odaklanin, yurtdisinin iyi kotu taraflari sizin icin neler, nasil altindan kalkabilirsiniz bu kisma bakin. Aileye maddi bagimliliginiz varsa bu bagimliligi bitirmeden gitmeyin.
0
tuborg yesili
(16.05.24)
6 yildir yurt disinda yasayan ve benzer hikayeleri cevremde cok gormus biri olarak Mirket +1 diyorum.
0
turkuaz
(16.05.24)
bir suru dinamik var burada.

atiyorum ailesini cok seven, yada gelecekte ihtiyac duyacak karakterde biriysen arayi bozmaya degmez.
tam tersi aile olmasa da olur, tek basima iyiyim diyen biriysen basip gidebilirsin.

ama ongorulu bir yorum yapayim. arabesk bir soylem olarak da gorsem "gurbet" gercekten zorlayici bir kavram. burada problem yasadiginda annen, baban, esin dostun var. ki oraya gidince adaptasyon, yalnizlik, kultur vs.. baslangicta bir suru problem yasama ihtimalin yuksek. ister istemez gozun anani, babani, esini dostunu arayacak.
0
buenosdias
(16.05.24)
yurtdisina cikmazsaniz icinizde kalir. gidip 5 sene para biriktirip dönmek de kötü bir senaryo degil.
0
robert bosch
(16.05.24)
çok fazla ''kişisel'' faktörü olan bir durum.

kişilik olarak pişman olma pahasına yeni bir şeyler deneyimlemeyi göze alan birimisiniz*

aile ile ilişkileriniz nasıl, çok içli dışlı mısınız? büyük kararlarda ailenizin fikri mi sizin için öncelikli yoksa bireysel kararınız mı son aşamada belirleyici

mevcut ekonomik durumunuz, mesleğiniz? yani maddi anlamda yaşam kalitenizin değişimi çok keskin mi olacak olumlu yahut olumsuz anlamda. veya gene bu keskin değişimleri göze alabilen biri misiniz?

ola ki maddi veya manevi sebeplerden ötürü tekrar türkiye'ye dönme kararı alırsanız, türkiye'de geçim durumunuz ne olacak? manevi olarak, deneyimledim olmadı tecrübe edindim öyle veya böyle iyi ki yaptım diyebilecek misiniz?

ve daha bir sürü şey...

ben şahsen türkiye'ye tekrar döndüğümde mesleki anlamda, kaldığım yerden devam edebilme durumum olsa giderim. pişman da olmam.

gitmeme kararı almam da en büyük etken de, türkiye'ye tekrar döndüğümde maddi olarak yeniden başlama opsiyonumun olmaması. çünkü memurum/öğretmenim ve özel sektöre geçiş yapabilecek bir mesleğim yok. yani var da, öğretmenlik özel sektörde yapılabilecek bir iş değil bana göre. ha bu bile kişisel. çünkü benimle aynı şartlarda biri bu derece endişe yaşamayabilir.


şunu da ekleyeyim, küçük bir kızım var. ileride bana yurt dışında yaşamak istiyorum derse, desteklerim. hatta yurt dışında yaşamasını kolaylaştıracak, bilgi, beceri ve mesleki yeterliliği edinmesi için çabalarım, ona göre eğitim hayatı hazırlamaya çalışırım.
0
wilhelmwasmuss
(16.05.24)
zor bir karar.
0
abelardo
(16.05.24)
(20)

herkes yurtdışına mı gidiyor yahu?

mr.goodcat
son 20 duyuruya bakıyorum şöyle:Pasaport yenileme ve Almanya oturum karti?Macaristan Schengen vizesi. Randevu alınamıyor mu bu ara? Nedir durum?Amerika vizesiSchengen icin ucak rezervasyonuGüney amerika'ya seyahatAltunizade Vfs’nin otoparkı var mı?Yurtdışına Giderken Döviz BozdurmaKaradağ'da tek baş
son 20 duyuruya bakıyorum şöyle:


Pasaport yenileme ve Almanya oturum karti?
Macaristan Schengen vizesi. Randevu alınamıyor mu bu ara? Nedir durum?
Amerika vizesi
Schengen icin ucak rezervasyonu
Güney amerika'ya seyahat
Altunizade Vfs’nin otoparkı var mı?
Yurtdışına Giderken Döviz Bozdurma
Karadağ'da tek başına tatil
0
mr.goodcat
(14.05.24)
4-5 yıl once ben de böyle hissediyordum duyuruları okuyunca. Şimdi 2 günlük boşluk bulunca hangi ülkeye gitsem diye hesap yapıyorum :') thanks god. Özetle; evet ya, herkes geziyo global dünya...
0
abuzer
(14.05.24)
Altunizade Vfs’nin otoparkı var mı? hahahhahaha

Zengin kesim gidenler.
0
Kahvedesu
(14.05.24)
türkiyede tatil daha pahalıya patlıyor artık da ondan.
0
mister green
(14.05.24)
Tatil daha hesaplı oluyor. Mesela 2 hafta sonra arkadaşımın düğünü var antepte, dün baktım otellere eli yüzü düzgün oteller gecelik 2500den başlıyor. Bu bi de antep antalya falan da değil :D Kölnde aynı paraya 4 yıldızlı otelde kalıcam haziranda.
0
cassey
(14.05.24)
Cassey, uçak ve vize ne kadar?
0
Kahvedesu
(14.05.24)
ben yıllardır gitmedim. imkan da vardı sadece cesaret edemiyordum. bu sene kafaya koydum vizeli vizesiz neresi olursa gitcem. neden gitmeyelim ki? dünya türkiye ile sınır değil. gezip görmek lazım.
yeni yerler göremeden yıllarımız geçiyor. bu da bana artık boş geliyor. yurt dışına gidince en azından çalışmanın değeri anlaşılıyor.
0
jelly bear
(14.05.24)
yunanistan'da 6 gece tatil türkiye'de 2 gece tatille aynı para olduğu için gidiyoz:(
0
wild honey suckle
(14.05.24)
elbette ucuz değil de zengin olmak da şart değil


evet vize ve kur farkı var ama

burada 5 vereceğine 10 verip y.dışına gidebilirsin.

hatta kur baskısından türkiyede bazı yerler daha da pahalı.

hatta sırf görmüş olmak için gidenler de var,
herkesin tatil anlayışı farklı. kimi eyfel kulesini göreyim ama sabah getirdiğim zeytin peynirle karnımı doyururum akşam da mcdonaldsdan yer geçerim, kaldığım yer önemli değil zaten uyumaya gideceğim ucuz olsun diyenler de var.

bunun dışında parası olan da var.

ya da türkiyeyi gezmiş yeni yerler görmek isteyenler var.

sofyaya ucuz biletler var. 80 euro ya istanbul sofya var, sofya milano da 35 euro falan total 115 euro yaptı git gel. ya da istanbul viyana 135 euro.

gerisi sana kalmış kalacak yer yeme içme.

türkiyede tatil yapmak mantıksız demiyorum yanlış anlaşılmasın. ama amaç sadece y.dışı görmekse minimum harcama ile gayet de makul düzeyde yapabilirsiniz.

geçen sene arkadaşım istanbuldan otobüsle sofyaya gitti. oradan italyaya çok komik fiyatlarla uçtular.
0
jülsezar
(14.05.24)
dünyada seyahat eden kesim nüfusun yüzde 5 10 arası geri kalan kısım en fazla ülke içi geziyor. ekşiduyurudaki insan popülasyonunun vizyonuyla alakalı bu. buradakilerin çoğu geziyor. ağzı yüzü düzgün antalya otelinde yaz tatili 60bin tlden başlıyor. 4 gün rodos gezisi araç kiralama otel dahil tüm gider gelir ve çocuk giderleride dahil 900 euroya tatil yaptım. türkiyede tatil pahalı o sebepte var.
0
mikahakkinen
(14.05.24)
Biz yılda 4-5 defa gidiyoruz yurtdışı tatil daha ucuz
0
basond
(14.05.24)
yedigimiz tavuk +1 ve elbette bir de bircok seyde oldugu gibi birden fazla faktor var etkileyen. bence diger faktor ulkemiz insaninin sirf "yurtdisi" diye turkiye'de bakmayacagi tirtliktaki seylere tav olmasi. bu otel olur, yemek olur, tatil mekani olur vs vs. turkiye'de 10 uzerinden 7'lik seylerle avurpanin 10 uzerinden 4'luk seyleri kiyaslaniyor cogunlukla.

son olarak da herkes habire gidiyor ya ben gitmezsem ezik kalirim algisi olusuyor kacinilmaz olarak. bu trend eskiden de vardi tabii ama son donemde ortalama insana indi.
0
hot potato
(14.05.24)
Hak verdim. Cidden Randevu alınamıyor. adjsahdakj Sorsan kimsede para yok.

Şahsen kira vermediğim için tutarlı biçimde yurtdışına gidebiliyorum. Ayrıca çalıştığım firma sayesinde Ced indirimli bilet yan hakım var. Bundan dolayı izin mizin olduğu sürece paso yurtdışındayım.
0
put it in your appropriate place
(14.05.24)
hayır. sesi çıkan azınlığı duyuyorsunuz.

ben evde oturuyorum mesela. ben niye duyuru açayım? gidecek kişi ya bilgi ihtiyacından dolayı ya da kendini göstermek için bir şeyler sormak istiyor/sorma ihtiyacı duyuyor.

yani 95'imiz buradayız, 5 kişi gidiyor. duyuruyu açan da o 5 kişi haliyle. onun sormak için sebebi veya sorabileceği şeyler var çünkü. ben ne sorcam mesela? oturuyorum evde?
0
mark greg sputnik
(14.05.24)
parası olan gidiyor
0
nothing in my way
(14.05.24)
@kahvedesu 80 euro vize biletler git gel 5000'e almıştık kampanyayla pegasustan
0
cassey
(15.05.24)
Son 5 - 10 yıldır topluma ''yurtdışı'' pazarlandı şimdi neticelerini görüyoruz.
0
doharkoman
(15.05.24)
Dokarman, sal abi bizi xd tamam anladık seni, Türkiye cennet tamam. Seçim bitti işte, sonrakine şimdiden mi yatırım yapiyosun
0
abuzer
(15.05.24)
Karadağdır, macaristandır falan tam bir fakir özentiliği. Oraların insana katacak bir şeyi yok. Niye gidiyorlar vize alması kolay ve ucuz.

Mesela güney amerika.. güvenli değil. Ama vize alması kolay. Güney amerika'dan güney amerikalı bile kaçmak istiyor.

Türkiye ucuz ve güzel demiyorum ama israfa da karşıyım. Amerika'daki alım gücüne rağmen millet ikinci el eşya alıyor. Evinin odasını kiraya veriyor. Türkiye bu kafayla çoook fakirlik yaşar.
0
ferenc
(15.05.24)
@ferenc,
Karadag,Macaristan,Guney Amerika gezmesi en keyifli yerlerden.Ufku genis olan insanlar mutlaka buralari planlarinin bir parcasi yapar :)
0
turkuaz
(15.05.24)
@ferenc

vize alması kolay diye bir genellemeye katılmıyorum

budapeşte görülmeye değer bir şehir oraya gelmişken 3 saatte trenle viyanaya gidiyorsun. 1 gün de bratislavaya ayır (hatta yarım gün) 3 farklı başkent görmüş oldun.
viyanadan 4 saat trenle de pragdasın.
0
jülsezar
(15.05.24)
(3)

Güney amerika'ya seyahat

cosmicgadin
Güney Amerika'ya hakim, ziyaret etmiş birileri varsa tavsiyeler almak isterim. Zamanım var ve bir kaç ülke gezebilirim. Kolombiya'ya başlamayı düşünüyorum. Sorum çok geniş, en ufak tavsiye ve bilgiye ihtiyacım var. Many thanks!
Güney Amerika'ya hakim, ziyaret etmiş birileri varsa tavsiyeler almak isterim. Zamanım var ve bir kaç ülke gezebilirim. Kolombiya'ya başlamayı düşünüyorum. Sorum çok geniş, en ufak tavsiye ve bilgiye ihtiyacım var. Many thanks!
0
cosmicgadin
(14.05.24)
kadınsan dikkatli olmanı öneririm. yağmalama hırsızlık olayları çok oluyor. güney amerika ülkeleri fakir oldukça.
0
ferenc
(14.05.24)
Arjantin icin kesinlikle yaninizda yeteri kadar Euro/Dolar goturun, bankadan wise vs ile para cekemiyorsunuz kur farki (resmi kur ile sokaktaki kur) 2 kati kadar fark ediyor, ciddi para kaybedersiniz. yabanci kredi karti da kurun oynakligi ve paranin surekli deger kaybetmesi nedeniyle tercih edilmiyor.
uc bes yere gittim GA'da varsa sorunuz sorabilirsiniz.
0
kassiopeia
(14.05.24)
Subattan beri tek kadin olarak guney amerikadayim
Su anda da bolivyadan yaziyorum. Yazabilirsiniz.
Kolombiya, Panama, Uruguay, Guatemala, Meksika, Sili, Arjantin (Patagonya henuz) ve Bolivya’da bulundum.
0
kuehles blondes
(14.05.24)
(12)

aselsan tersine beyin gocu

antikadimag
bu programdan faydalanarak geriye donen veya donen tanidigi olan var mi? gercekten isliyor mu yoksa sov amacli yapilan bir program mi?
bu programdan faydalanarak geriye donen veya donen tanidigi olan var mi? gercekten isliyor mu yoksa sov amacli yapilan bir program mi?
0
antikadimag
(12.05.24)
bunu bilmiyorum ama Avrupa'da yavaş yavaş başlayacak olan ekonomik sorunlar Türkiye'ye nitelikli elemanların dönüşünü de hızlandıracak diyordu.Tabi şimdilik kısa vadede olacak bir şey değil.
Avrupa için kötüye gidişin temelleri atıldı ve artık her şey bir kıvılcıma bakıyor..

Ayrıca batı için en büyük sorun savaşacak asker bulamamaktır.
Bazı devletlerin askeri kurumları Türkçe ilanlar bile verdi yakın zamanda.

Yine paralı asker olarak Afrika'dan Ukrayna'ya gidenler var mesela.
0
diyecevaplandı
(12.05.24)
Merak edip baktim. Taaa 2006'da baslamislar. En son bulduğum haber 2021 onda da son iki senede 50 kişi geldi demişler.
Bu arada 50 kişi total bütün sirketler için. Misal havelsan haberi. Icindeki kişilere baktim;
www.havelsan.com.tr

Biri 2 sene çalışmış donmus.
Biri asml 3 ay kalmis sonra donmuş.
Biri 1 sene calismis donmus.
Yani verilen örneklerde bile harbiden uzun yıllardır calisip "hadi donelim" diyen görmedim. Olsa eminim koyarlardi. Kişilerin çoğu zaten bu şirketlerden çıkıp 1-2 sene kalip gelmis gibi.

Onun dışında elde konusulacak başarılı bir şu olsa eminim yer gök inlerdi.

Neyse, avrupa bitti tabi. Durumumuz çok kötü. Türkiye'ye cama ekmek banan kemal sunal gibi bakıyoruz hepimiz.
0
logisticsmanager
(12.05.24)
Bu arada merak edip linkedin yaptim;
Şu an aselsan'da çalışıp öncesinde yurtdışında olanlara (burada bir sürü şirket seçtim yazılımdan savunma sanayine). Totalde 20 kişi falan çıktı.

Sonra sadece aselsan'da çalışıp şu an hollanda'da olanlara baktım. Sayfalarca çıktı bitmedi yani daha scroll edip duruyorum hala devam ediyor.

O sebepten avrupa bitti.
0
logisticsmanager
(12.05.24)
sömürge valisi nasıl olunur hatırlattığı için teşekkür ederiz
biz aşağıyız dandiğiz, dandik olmasak eminim sitede yazardı
fransız lejyonerleri gelsin de maraşta müslüman kadınları kovalasın
0
lambırcek
(12.05.24)
dün ya bir duyuru ya bir başlık vardı, yurtdışında çalışan tr'den teklif alıyor ilk sordukları soru okul ortalaması olmuş, yazar tr de kafalar hala aynı diyordu. aklımda da aseldan olduğu kalmış bahsettiği kurumun.
0
eja
(12.05.24)
Not ortalaması sorması olayı biraz da o kişinin yaptığı şov. Bunu başka ülkede de soruyorlar. Abd'de 3.00 altı staj kabulu alamaz mesela.

Dönmek isteyen için işleyecek bir sistem.
0
ferenc
(12.05.24)
tr.linkedin.com

en azından referansını sormamışlar bu da bir ilerleme devlet iştiraki şirket için :)
0
gule gule
(12.05.24)
Linkedin'de paylaşan kişi de öyle fantastik değil yani. O kendini pohpohlamis "bana ortalama sordular" diye. Çalıştığı yer de yanlış anlamadiysam lufthansa ile calisip ona bir şeyler üreten firma. Sanirsin thales'te, ula'da falan calisiyor da aselsan not ortalaması sormuş.

@ferenc; aynı şey değil. Buradaki kişi biraz şov yapsa da mezun olalı bilmem kaç yıl olmuş. Ama dediğin doğru; dönmek isteyen için işler. Dönmek ile alakası olmayan kisiyi pek ilgilendirmiyor gibi ki dediğim gibi linkedinden bile bakarak görülüyor.
0
logisticsmanager
(12.05.24)
LinkedIn'deki gonderiyi yazan kisinin asagi yukari 5 yillik is deneyimi var anladigim kadariyla, 5 yildir calisan kisiye okul ortalamasi sormak komik, nerede calisirsa calissin. Ona gelene kadar o kisinin yetkinligini anlayacaginiz bin tane soru sorulabilir. Kaldi ki mesleki basariyi icin not ortalamasini baz almak sacmalik genel olarak bence.

Ayrica lutfhansanin kendisinin uretmedigi bir seyi baska bir sirketten almasi normal degil mi yahu? Ne alaka yani lufthansa degil diye ya da adini bilmiyoruz diye kotu mu oluyor sirket ya da adam basarisiz mu oluyor?
0
kassiopeia
(12.05.24)
@kassiopeia; çünkü böyle firmalarda calisan, calisabilen bir sürü kişi var. Sirf asml aselsan diye bakinca gitmis yuzlerce kisi var.
demek istediğim bu program ile geri döndürmeye calistigimiz profil bu değil. Bizim döndürmeye calismamiz gereken kişilerin profili belli. Lufthansa'nin kabin ekranı üreten sirketinden gelecek kisinin gelmemesinin bir önemi yok. Misal benim calistigim şirketten de donmemin önemi olmaz.

Kisiye basarisiz demiyorum da bu kişi dönmedi ya da döndü diye sevinmemize gerek yok bence.

Kendi düşüncem tabi. Not ortalaması olayi bence de saçma. Hayatımda Avrupa'da not ortalaması sormadı kimse.
0
logisticsmanager
(12.05.24)
@logisticsmanager tesekkur ederim, bu acidan dusunmemistim ben genel olarak o kisiyle ilgili dusunmustum. sagolasin. sevgiler.
0
kassiopeia
(13.05.24)
olay sadece para degil +1

su an avrupa'da yasiyorum. acikcasi aldigim paranin 2 veya 3 katini verseler bile turkiye'ye donmeyi dusunmem. her yeri boyle olmayabilir ama genel olarak avrupa'daki huzur, sakinlik, oturmus bir egitim, saglik, yargi sistemi, mutlu, kibar insanlar, dusuk guvenlik sorunlari vs. paha bicilemez. burada yazilmamis ama bir de su var: avrupa yerlesmis insanlarin pek cogunun partneri yabanci. yani partnerlerinin turkiye'de nasil yasayacaklarini da dusunmek zorundalar.
0
Sour
(13.05.24)
(17)

Haç kolye takılmasını garipsiyor musunuz?

morca
Bu ülkede ve Hristiyan olmayanlar tarafından tabii ki bahsettiğim. Genç kız ve erkeklerde son yıllarda çok fazla görüyorum, çoğunluğu gotik görünmek isteyen veya haç takmanın cool olduğunu düşünenler. Haydi onlara öykünme diyelim en basitinden. Peki kendine rockçı diyen 45-50 yaşındaki abilerin bu t
Bu ülkede ve Hristiyan olmayanlar tarafından tabii ki bahsettiğim. Genç kız ve erkeklerde son yıllarda çok fazla görüyorum, çoğunluğu gotik görünmek isteyen veya haç takmanın cool olduğunu düşünenler. Haydi onlara öykünme diyelim en basitinden. Peki kendine rockçı diyen 45-50 yaşındaki abilerin bu tarz kolye veya küpe kullanması? Hristiyan değiller yani dini bir amaç yok kesinlikle. Doğrudan yargılamaktan kaçınma çabasıyla birlikte zihnimde onlarla ilgili bir miktar ilginç bir profil çizilmesine sebep oluyor açıkçası bu. Siz ne düşünüyorsunuz? Yaştan, olgunluktan bağımsız olarak gayet normal mi?
0
morca
(08.05.24)
Türkiye oksimoronluk merkezi olduğu için garipsemiyorum.
0
ferenc
(08.05.24)
22 yasimda erasmustayken, bir gece tren istasyonunda sabahlarken, evsiz bi bulgar teyze onu diger serseri evsizlere karsi korudugum icin bana boynundaki hac ve isa kolyelerini vermisti. Isa kayboldu da haci takarim hala arada. Boyle bi anlami olmasaydi da takardim pasa keyfim oyle istedigi icin. Takanlara karsi bi fikir de belirmiyor. Taki iste süs püs gayet normal. Dini sebeple takilmasindan cok daha anlasilir buluyorum ve bence estetik bi tarafi da var. 30k
0
nic cage
(08.05.24)
Komik geliyor. He isteyen istedigini yapar tabi.
0
logisticsmanager
(08.05.24)
Normal bir ülkede olsam garipserdim. @ferenc çok güzel özetlemiş.
Ama garipsemem sadece beni ilgilendirir. Takmak istiyorsa taksın tabi.
0
Mirket
(08.05.24)
Müslüman için asla olmayacak bir şey haçlı kolye takmak.
Müslüman olduğunu söyleyen ama bunu takanın daha İslam hakkında bilmediği bir çok şey daha vardır.

Hristiyanlık için olmasa bile öylesine veya şekil olsun takmak bir bahane olamaz ve bu şekil hristiyanlıkla özdeş ve onun alametlerinden biri haline gelmiştir.
0
diyecevaplandı
(08.05.24)
inancindan dolayi takiyorsa hic sikinti yok, insanin bir dinin mensubu olarak dogmasi sacma, sonradan din degistirmek istemek normal.

pbur taraftan sadece estetik kaygisi ile takiliyorsa bu zaten oncelikle dini onemi olan bir objeye saygisizlik. ayrica bence dangalaklik, hersey oyuncak degil.

bunu yapan bir arkadasim vardi, yurtdisinda hatun avina ciktiginda oltadaki yem olarak kullaniyordu mesela. gidip en satafatlisini almisti. partiye gore takip cikartiyordu. araplarin partisine gittiginde osmanli tugrasi falan takardi. te allam..
0
cooperr
(09.05.24)
garipsemiyorum. inançsız birisinin takmasını da garipsemiyorum. inanıp taksa daha çok garipserim hatta. cool görünüyor bence. yakıstırıyorsa takabilir. güzel bir şekil bence haç
0
abelardo
(09.05.24)
Bunu takan Z kuşağının bir çogu ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Bunu sadece bir aksesuar sananlar bence çoğunlukta. Mesela K-pop denilen akımın peşinden koşturanlarda epey çok kullanılır bu haçlı kolyeler. Sebebi de K-pop grupların boynunda haçlı kolye görmeleri. Özenip bulup aksesuar niyetine takıyorlar. Yaşı yüksek olup da aslında takan dayı ve teyzelerin marjinal görünmek amacıyla taktıklarını düşünüyorum tabi ( Hristiyan degilseler tabi)

Bir ara gamalı haç kolye takan bir z kuşağına bunun ne anlama geldiğini sorduğumda bana şunu söylemişti.

Bilgisayar oyununda görmüştüm hoşuma gitti ondan takıyorum demişti.

O sebeple bence çok anlam yüklememek lazım. Bence isteyen kafasına huni de takıp gezebilir.
0
limonlu eksi
(09.05.24)
Hıristiyan olmayabilir ama hıristiyanlığa sempati besliyor olabilir. şartlar kendisi için olgunlaşsa belki hıristiyan olacak olabilir. bence milletin ne taktığını kafaya takmayı bırakırsak daha iyi olacak.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.05.24)
Valla ben garipseyemiyorum ya :D Ha ama şu var, yansıtmaya çalıştığı tarzı taşıyamıyorsa garip geliyor gözüme evet. Bu her türlü tarz için geçerli. Ama hem karakter olarak, hem görünüş olarak tamamen "o şey" olmuşsa garipsemiyorum. Dinle alakalı hiçbir düşüncem de yok bu arada bunları söylerken, çünkü zaten sizin de fark ettiğiniz üzere dini sembol olarak kullanılmıyor bu. Aklıma bile gelmiyor açıkçası dini açıdan bunu düşünmek.

Haç dini bir sembol olmaktan çok, dini teması olan bir sembol. İçine çok fazla ekstra anlam yükleniyor yıllar boyunca. Örneğin gotik akımlarda haç temelde dini bir simgeden ortaya çıkmış olsa da artık farklı bir ambiyansın parçası aynı zamanda. Şimdi bunu başka neyle anlatacaksınız? Ya da neden buna bu kadar kafa patlatasınız ki? Ortada yıllar boyu içine bir ton imge eklenmiş bir kalıp sembol var zaten. Örneğin aynı durum yin yang sembolü için de geçerli. Bunun gibi tonla şey var. Ama bence burada en önemli nokta haçın imaj anlamında bu kullanımını Hristiyanlar oluşturmuyor zaten. Hatta hristiyanlar bunun böyle kullanılmasına karşı. Yani bu hususu görmezden gelerek yapılacak her türlü çıkarım konuyla alakasız kalıyor bence. Haliyle o haç sembolü hristiyanlık kökenli olsa da "hristiyanca" bir şey asla değil. Olsa da fark etmez de, değil yani.

İnsanların olağan şekilde yaşarken bir felsefi manifesto gibi de dolaşması gerekmiyor bence. Bazı şeyleri sadece yaparsınız. Bizde nedense insanlar her yapılan şeyin derin felsefi bir altyapısı olması gerektiğine inanıyor. Ben uğraşamam şahsen :D ilham öyküleri kitabında yaşamıyoruz sonuçta. Biraz da keyif almaya bakmak gerek.
0
akhenaten
(09.05.24)
Peki o gördüğün insanlar gerçekten hristiyan ise, nasil bu kadar emin olabiliyorsun olmadiklarina sirf bakiş atarak? Hepsiyle tek tek konuştun mu? Sordun mu hayir

Bana sanki senin haç takanlara kıl olma durumun varmış gibi geldi
0
Zetnikov
(09.05.24)
Takanların Hristiyan olduğunu düşünüyorum. Ama Hristiyan değillerse ve onu takıyorlarsa dışarıdan Hristiyan olarak görünmeyi kabul eden kimseler olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan bakınca bunu yapan Müslümansa tabii ki pek akla yatan bir hareket olarak gelmiyor.
0
psipsipsi
(09.05.24)
Birleşik Krallık bayraklı tişörtler falan da yer yer moda oluyor. Herhangi bir ülke bayraklı kıyafet giymek için o ülke vatandaşı olmak gerekmiyorsa, haç kolyesi de bence öyle. İnsanları ne giydiği/ne taktığı üzerinden yargılamam pek fazla. Beğenmiştir takmıştır der geçerim
0
nundu
(09.05.24)
muhtemelen bos adamdir der muhabbeti fazla uzatmam. hatta yurtdisinda da oyle. kiyafetinde dini sembol kullanan hangi dinden olursa olsun bos insandir benim icin.

ayrica gercekten hristiyan bir turke bir kez universitede denk gelmistim. bir daha da gelmedim. genelleme yapmak cogu zaman hayat kurtarir.
0
bohr atom modeli
(09.05.24)
garipsemiyorum. garipseyenleri garipsiyorum.
0
paintov
(09.05.24)
Hristiyan olup takanlar için okay gayet normal diyorum ama hristiyan değil de özentilikten takıyorsa bana aşırı basit ve sığ biri izlenimi veriyor.
Ciddiye aldığım insanlar kategorisine sokmam mesela.
0
Gradient_tabanlı_mor
(09.05.24)
Liseden beri takarım ben, o zamanlar kolye takardım şimdi hem küpem hem kolyem var.
İnançsızlığım lise öncesine kadar gider, görsel olarak hoşuma gittiği için takıyorum gayet de seviyorum, hatta asıl en sevdiğim formu ters haç ama bununla yapılmış küpe ve kolyeye denk gelmedim hiç, gelirsem onu da alır takarım.
0
mutekebbir
(09.05.24)
(15)

Tanıdığım her yazılımcının altında porsche var

ananiyimioguz
Bugün bir esnaf söyledi. Ve genelde karşılaştığım insanlar böyle diyor. Ne yapıyor abi bu yazılımcılar?Benim tanıdıklarım 30-120 arası kazanıyor kim bu "her" yazılımcı?Ciddi soruyorum vardır elbet 150k üstü kazanan da...Örnek verir misiniz bu arkadaşların ürettiği şey nedir, hangi dili kullanıyor, h
Bugün bir esnaf söyledi. Ve genelde karşılaştığım insanlar böyle diyor. Ne yapıyor abi bu yazılımcılar?

Benim tanıdıklarım 30-120 arası kazanıyor kim bu "her" yazılımcı?

Ciddi soruyorum vardır elbet 150k üstü kazanan da...

Örnek verir misiniz bu arkadaşların ürettiği şey nedir, hangi dili kullanıyor, hizmet verdiği sektör neresi vs.

Çok mu zeki herkes yani literatüre yeni şeyler kazandıran tipte insanlar mı, expert mi bu adamlar, yoksa sıradan işler yapıyorlar ama bir şekilde ticarete mi atılıyorlar?
0
ananiyimioguz
(08.05.24)
valla ben de it sektöründeyim. okulunu okumadan sonradan itci olanlardanım çevremde de hem bilgisayar mühendisliği mezunu hem de benim gibi sonradan olanlar var en az 2 yıllık tecrübeli hepsi. tanıdıklarımdan 2'si 35k alıyor, 1'i asgariye yakın aldığı işten ayrıldı 40k aldığı bir işe geçti, 1'i 40k aldığı işinden kovuldu, 1'i 60 alıyor, diğeri biraz daha iyi tam bilmemekle birlikte 80 falan olabilir. yani 10-20 yıllıklar mı bu korkunç paraları kazananlar ya da odtü, boğaziçi mezunları mı sadece ben de anlamadım.
0
semaforo de medianoche
(08.05.24)
200 de kazansan parayla porsche alamazsin.
Baktim ortalama 8-10 milyon lira civarı. Kredi cekemezsin zaten. 260 bin euro civarında. Kişi her ay kenara 10 bin euro koysa 2 sene sonra alır.
Bu mantıkla ayda 350 bin lira üstü kazanan yazılımcı alabilir. Peki ayda 350 bin üstü kazanan kaç yazılımci var? Senin tanidiklarin etrafini dolduracak kadar yok.

Bana acayip boş muhabbet, goygoy geldi. Insanlar atmayı çok sever, bir tane örnek gördü mu ilk anlatimda bir olur sonra iki olur sonra herkeste porsche var olur.
0
logisticsmanager
(08.05.24)
3-5 yazilimci taniyorum, ortalama para kazaniyorlar abartacak bisey yok.

ama bir tanesi her ay kilciksiz $15-20bin dolar ve uzeri para yapiyor yurtdisina is yaptigini biliyorum ama ne yaptigini cozemedim. turkiye'de dandik bir vakif universitesinden mezun.

her meslekte saglam para yapabilirsin, hem exper olacaksin hem de isin ticaret kismini yurutebileceksin. experlerin zaten genel olarak sikintisi isin ticaret kismini becerememeleri, becerdigin zaman koseyi donersin.
0
cooperr
(08.05.24)
Tanıdığım her travesdinin altında audi r8 var
0
ferenc
(08.05.24)
Porsche deyip çok büyütmemek lazım. Al bak orta segment suv fiyatına çıkan araçlar

shbd.io
0
numlock
(08.05.24)
abi 94 dogumlu yillik bonus+stock 210 bin $ kazanan da var, 90 dogumlu 50 bin lira kazanan da var.

turkiye'de akademisyenlik yaparken 5 bin eur kazanirken, ayni kisi munih'te(avrupa'da olmasina ragmen) intelde 15 bin eur kazaniyor.

thy'nin ceo'sunun maasi 45 bin $ bile degil, ki bu duyuldugunda yandasliktan bagimsiz sadece maasa ne yaygaralar koptu. bu capta sirketin ceo'su bu parayi kazanmamaliymis..bunu da gectim turkiye'de teknoloji sirketi deyince akla yemeksepeti, trendyol falan geliyor(yavas yavas degisiyor en azindan) bu sirketteki adam isini yaparak maasla ne kazanabilir en fazla.. ki bunlar ortalamanin uzeri kazanan yerler.

bu yuzden turkiye'de herkeste porsche var lafi cok komik.

yukaridaki yazdigim kisiler bayagi ucuk ama salliyorum polonya'da amazon'da calismak zor bir sey degil, porsche olmasa da guzel bir araca binersin maasinla.

ne is yapiyorlar?
intel -> www.youtube.com
210k$ -> vmware mts 3
0
gule gule
(08.05.24)
"Bugün bir esnaf söyledi. Ve genelde karşılaştığım insanlar böyle diyor. "
yalan söyleyene herhangi bir yaptırım olmamasındna kaynaklanıyor
0
bir soru sorcam
(08.05.24)
bizim yöneticilerde bile porshe yok. hatta olan insan sayısı belki 100 binde bir falandır.
adam bariz yalan söylüyor sen de inanıyorsun.

500 bin de kazansan porsche almak kolay bi şey değil.
150-200le alınmaz zaten.
0
jelly bear
(08.05.24)
yazılım sektöründe değilim ama bana bile çok mantıksız geldi bu önerme.

Bi arada yine böyle milletin ağzında "İngilizce yetmez artık, MİLLET 4-5 dil biliyor da öyle iş yapıyor" geyiği vardı. O 4-5 dil bilen millet kim hiç göremedim yani benzer bir sallamasyon işte
0
nundu
(08.05.24)
ekşisözlük yazarı olabilir o esnaf:) aklıma bütün gün sözlükte kendini öven, maaşıyla hava atan tipler geldi. yok bütün mühendisler en az 100 bin alıyormuş da bilmem neymiş. inanmayın hocam o tiplere. @nundu'nun dediği gibi böyle geyikler her dönem var.
0
nothing in my way
(08.05.24)
yıllardır sektördeyim.
aileden durumu iyi olanlar, üst düzey yöneticiler de dahi porsche duymadım görmedim.

en fazla olanda bmw 4, mercedes e kasa fln var.
bu aralar tesla çok, o da 1.8 milyon :)
0
nuisance2
(08.05.24)
adam yazılımcı değil sadece her ne iş yapıyorsa yazılımcıyım cevabını veriyor olsa gerek.
0
neira
(08.05.24)
turkiyede esnaflik = yalan, dolan, abartma, bos, beles

cok ciddiye alma.
0
buenosdias
(08.05.24)
Yazılım işi ölmek üzere. Vur deyince öldüren Türk halkı, burda da limite dayandı. Herkes yazılımcı olma peşinde. Kendini çok yetiştirmeyenler, vasat maaşlara razı olacak.

İyi paralar kazanmak istiyorsanız, mavi yakalı işler peşinde koşun. Araba tamirciliği, elektronik eşya tamirciliği, elektrikçilik, vinç operatörü, ev temizliği vs. vs. Bu tarz meslekler şu an bile çok para kazanıyor, yakında daha da popüler olacak.


.
0
kartallar yuksek ucar
(08.05.24)
cahille sohbeti kesin.
0
adivar
(08.05.24)
(7)

Bu pantolon 50 yaşında 60 kilo bi kadına olur mu?

turuncu tonlarda
https://ty.gl/tlvmz0nzbsArkadaşlar bu pantolon çok genç işi değil mi? Binde sanırım düşük bel. 50 yaşında bi ablamız bu pantolonu beğendi, ben de senin yaşına gitmez 20 yaşındakiler giyiyo dedim. Ama ablamız çok öyle kilolu filan değil, yaşına göre fit. Tarz olarak da kot tişört filan giyen genç gör
ty.gl

Arkadaşlar bu pantolon çok genç işi değil mi? Binde sanırım düşük bel. 50 yaşında bi ablamız bu pantolonu beğendi, ben de senin yaşına gitmez 20 yaşındakiler giyiyo dedim.

Ama ablamız çok öyle kilolu filan değil, yaşına göre fit. Tarz olarak da kot tişört filan giyen genç görünen biri. Olur mu sizce?
0
turuncu tonlarda
(06.05.24)
olur çok da güzel rengi mengi. neden sabote ettiğinizi anlamadım
0
ala09
(06.05.24)
Olur
0
kirmizipilotkalem
(06.05.24)
olur

ablamıza üzüldüm bir özür dileyin bari 50 çok yaşlı da değil ki haha
0
king lizard
(07.05.24)
dusuk bel degil bu.
0
hot potato
(07.05.24)
Olur da fit olması ve biraz uzun boy lazım bence.
0
ferenc
(07.05.24)
Yasla bir alakasi olmaz da boyle pantolonlar genelde fotograftaki gibi crop top seylerle hos duruyor. Belinin kalinligi sebebiyle tisortun altinda kalsa bir acayip gorunebiliyor, bluzu icine soksaniz esofmanimsi bir goruntu.

Ben almakta tereddut etsem bu sebeple olurdu, yas sebebiyle degil.
0
sopiro
(07.05.24)
bence olmaz, bu ürünün hitap ettiği yaş aralığına uygun değil. ha giyen var doğru diyorsunuz kim ne isterse giysin orası da ayrı mesele, ben genel geçer cevap veriyorum.
0
delidiyorum
(07.05.24)
(4)

eve kaynakçı çağrılır mı?

biravekahve
Karyola demirimizin bir köşesi kırıldı fakat karyolayı söküp götüremeyeceğimiz için eve kaynak yapması için biri çağrsak nasıl olur? daha doğrusu kaynak işlemi evde yapılabilir mi ya da kaynakçı eve gelir mi? nedir bu işin üslubu. teşekkürler
Karyola demirimizin bir köşesi kırıldı fakat karyolayı söküp götüremeyeceğimiz için eve kaynak yapması için biri çağrsak nasıl olur? daha doğrusu kaynak işlemi evde yapılabilir mi ya da kaynakçı eve gelir mi? nedir bu işin üslubu. teşekkürler
0
biravekahve
(05.05.24)
Çanta tipi kaynak makinesi varsa çağırılır tabi. Sanayi tipi makine zor olur da.
0
Mirket
(05.05.24)
Çağırılır. Hazır gelmişken, balkon pencere demirleri gibi başka şeylere de baktırın.
0
diyecevaplandı
(05.05.24)
Bİz de hasta yatağımız için 2 kere çağırdık. Serbest çalışan kaynakçılar eve geliyorlar. Kadıköy taraflarında oturuyorsanız, birilerini önerebilirim.
0
PhoenixRising
(05.05.24)
çağrılır. babam kaynakçıydı ve sürekli çağıran oluyordu
0
ferenc
(06.05.24)
(7)

Greencard

artci sarsinti
Arkadaşlar green card çekilişinde seçilmişiz:)Şunu yapma bunu yap diyeceğiniz ne varsa dinliyorum
Arkadaşlar green card çekilişinde seçilmişiz:)
Şunu yapma bunu yap diyeceğiniz ne varsa dinliyorum
0
artci sarsinti
(05.05.24)
Şunu yapma kategorisinde genel olarak diyeceğim green card çıkmasını önüne milyar dolarlar akacak olarak düşünme. Bu süreçte masraf edeceksin. Bir iş planın veya ABD'de iş bulabileceğin bir mesleğin yoksa, dil seviyen çok iyi değilse iyi düşün. Tek kişi için gidip dönmek 30 000 USD masrafı olur.

Abd iş dünyası olarak Türkiye'ye benziyor. Mühendis değilsen özel sektörde iş bulmak kolay değil. Doğma büyüme Abd'li için 6 ay sürüyor.

youtube'de gördüğün Türk videolarına özellikle kaçakların söylediklerine bakma. Onlar reelde köleden farksız.
0
ferenc
(05.05.24)
gecen sene bu yolda yürümüş bir kişi olarak
1.yesilkartforum.com mutlaka takip et ve oku
2.DV lottery çıkması demek yeşil kart aldığın anlamına gelmiyor. ankara konsolosluğu bu sene hem iran hem türkiye başvurularına baktığı için kazanan birçok kişinin işlemi process edilemiyor
3.case number 2000 üzerinde ise hemen caseini yurtdışındaki konsolosluklara taşımak için yazışmalara başla
4.ds-260 formunu ne kadar erken doldurursan o kadar iyi (anlamsız bir algoritma var)
5.eğer daha önce 6 aydan uzun süreli yurtdışında yaşadıysanız hemen o ülkeden temiz kağıdı almanın yöntemini öğrenin
tekrar tebrikler
0
akiskan
(05.05.24)
hiç zaman kaybetmeden ds 260 formunu doldurun
0
oscar
(05.05.24)
pratik bir tavsiyem yok yukaridakiler gibi ama uzun vadeli bak. egitimine ve profesyonel gelisimine onem ver. icinde varsa girisimci ol, ticarete giris. uber falan gibi en alt seviye islere tav olma, tirmanmaya bak sistemli bir sekilde. birikim ve yatirim yapmaya calis bilincli bir sekilde ve elindeki avucundakini tuketim kulturune kaptirma - ozellikle turklerin en zayif yanlarindan biri bu sanirim.
0
hot potato
(05.05.24)
ferenc +1 iş bulmadan ve ya çok iyi iş fikrin olmadan gitme.

Söve söve geri dönersin çünkü üstüne 30-40k usd de yakarsın.
0
Mcfly
(05.05.24)
turist vizen varsa atla git ve işlemleri orada hallet.
0
retiredcolonel
(05.05.24)
şimdi araştırdım sıra numaramız ilerilerde.
yani pek olası gözükmüyor sıranın gelmesi. ben arabistandayım. bir süre daha buralarda olacağım için ilgilenemiyorum yoğunluktan. loto eşimin adına çıktı.
turist vizemiz var ama bu eylülde bitiyor.
yani her şey üst üste olumsuz gözüküyor. başvuruyu yapıp beklemekten başka bir durum yok gibi..
0
🌸artci sarsinti
(05.05.24)
(4)

Green card cikarsa nereye gidip nasil bir hayat

lapaz
Kuracaksiniz?
Kuracaksiniz?
0
lapaz
(04.05.24)
Green card çıkıp nasılsa is bulurum diyen tanıdıklarımın tamamı kuyruğu kıstırıp geri geldi son dönem. Bu esnada birikimleri de yediler. ABD öyle gösterilen gibi cennet değil.

Ama green card çıkıp buradan işi ayarlayıp gidenler (doktor,mühendis vs) gayet memnunlar. Eşleri de 2-3 ay kalmadan iş bulunca rahata erdiler.

Ben 2. Gruptayım. Çıkarsa iş ararım çünkü ABD’de hemen hemen hiç bi şirket çok özel değilseniz sizin için çalışma vizesine sponsor olmuyor. Hele bi de 10.000km uzaktaysanız.
0
Mcfly
(04.05.24)
Bazı meslekler dışında olay Mcfly'ın dediği gibi oluyor. Amerika'da vasıfsız çalışmak zor. Bir masabaşı işi bulmak zor. Bir zanaati olmayan, hali hazırda sürdürdüğü uzman olduğu bir ticareti olmayan, doktor veya mühendis olmayan geri döner.

En çok doktorun işine yarar. Abd'de doktor ulaşılmazdır.

Artık IT sektöründe bile durgunluk var. 90 lar Amerikan rüyası yavaş yavaş sönüyor. İltica eden Türkler veya kaçak olarak takılanlar kötü durumda.
0
ferenc
(04.05.24)
Tampada tanıdıklar var. Restoran işi. Sonra elbet kendi yolumuzu buluruz.
0
adwokat
(04.05.24)
valla amerika'da nasil tutunamayip geri doner bir insan anlamiyorum. belki bu iklimde guzel bir is bulunamadigi icin olabilir. ancak hic olmadi duzgun bir is bulana kadar uber vs, dil iyiyse garsonluk vs yapilarak cok cok rahatlikla hayat idame ettirilir.

bu tavsiyeyi daha once de vermistim. asgari ucretin yuksek oldugu seattle gibi sehirlerde insanlar ayak isi yaparak saatte $25 dolar kazaniyor. bildiginiz duz starbucks, mcdonalds, uber isleri bile bunu oduyor. bu para krallar gibi yasatir insani.
0
antikadimag
(04.05.24)
(25)

Yurtdisinda hayal kirikligina ugradiginiz sehir/ulkeler?

durgunfoton
Sahsen Seul'u hic begenmedim. yemekleri guzeldi o haric. Kan uyusmazligi mi oldu bilmiyorum. Cok rahatsiz oldum ama neden rahatsiz oldugumu bile tam ifade edemiyorum. Is icin gitmistim. bitse de gitsem diye gunleri saydim.Selanik, bu kadar kotu apartmanlasma Turkiye'de bile yok. Ataturk'un memleketi
Sahsen Seul'u hic begenmedim. yemekleri guzeldi o haric. Kan uyusmazligi mi oldu bilmiyorum. Cok rahatsiz oldum ama neden rahatsiz oldugumu bile tam ifade edemiyorum. Is icin gitmistim. bitse de gitsem diye gunleri saydim.

Selanik, bu kadar kotu apartmanlasma Turkiye'de bile yok. Ataturk'un memleketine yazik etmisler.

Insanlari olarak italya. Bunlar kendini hep sempatik italyan olarak dunyaya pazarliyorlar ama benim tecrubelerime gore hic oyle degiller.
0
durgunfoton
(02.05.24)
"hadi be ne kadar kötü bir ülke/şehir" dediğim, beklentilerimi karşılayamayan bir ülke/şehir olmadı. ama yeterince gezemediğim için hayal kırıklığına uğradığım ülkeler oldu. (sektör nedeniyle doğrudan operasyon merkezine gidip, sağa sola bulaşmadan gittiğim geldiğim çok gezi oldu)

örneğin danimarka, İsveç, norveç, fas, yemen, Arabistan.
0
co2s2
(02.05.24)
amerika'ya ilk gidisimden bu yana 20 sene gecmis. gittigim butun amerikan sehirleri cok buyuk hayal kirikligiydi ilk 5-6 sene. artik degil cunku beklentilerim dusuk. yine de bir iki istisna haricinde hicbiri turist olarak gidilecek yerler degil.

onun disinda oslo/norvec bana isvec ve finlandiya'nin tadini vermedi.
0
hot potato
(02.05.24)
Selanik için ben de aynısını düşündüm, çok güzel bir şehir mahvetmişler.
Seattle; doğasi çok güzel ama şehir pislik içinde.
0
wishmaythşngs
(02.05.24)
NewYork'a ilk gidisim buyuk hayal kirikligiydi, Agustos'da gittik inanilmaz kalabalikti, heryer cop yiginiydi, her yerde sira vardi. Ustune bir de neredeyse kafamiza biri dustu, bir sokak ilerde birisi 10. kattan atladi, ona da sahit olduk. 5 gece kalacaktik, 3 gece sonunda kacarak ayrildik. Sonra ilkbaharda gittim bir arkadasin dugunu icin inanilmaz guzeldi..

Bir yere ne zaman gidecegini bilmek lazim, cok farkediyor.
0
cooperr
(02.05.24)
Singapur. Aslında çok da beklentim yoktu zaten ama inanılmaz yapay ve bomboş bir şehir gibi geldi bana. Biraz da mental olarak çok kötü bir dönemde gitmiş olmam etkilemiş olabilir ama başka bir şehirle/ülkeyle birleştirip gezmedikçe buradan kalkıp Singapur’a gitmek çok anlamlı değil bence.

Kuzey Avrupa’da ilk kez Stockholm’e gitmiştim ve ne arıyordum bilmiyorum ama şehri beğenmeme rağmen biraz beklediğimi bulamamıştım. Nordik ülkeleri Avrupa’nın genelinden çok farklı hayal ediyordum ama çok da bir farkı yoktu. Sonra Kopenhag’a daha beklentisiz gidip orayı daha çok beğendim mesela.

Marsilya ise şok etkisi yaratmıştı bende. Avrupa’da onlarca yere gitmişimdir ama insanları bu kadar tuhaf ve sokakta yürürken bu kadar güvensiz hissettiren başka bir yer görmedim.
0
ms brownstone
(02.05.24)
Aksine selaniğin ruhuna bayıldım ben. Geceleri hareketli, insanları gülen yüzlü. Yapı stoğu eski ama balkonlar harikulade.

Benim beğenemediğim yer sanırım malmö oldu. Bu ne ya diyip geri döndüm.
0
wild honey suckle
(02.05.24)
berlin, oslo, brüksel
0
duyurukullanıcısı
(02.05.24)
Milona çok sıradan bir Avrupa şehriydi.
0
HellKeePer
(02.05.24)
Üsküp.

İlk defa yanımda biriyle gittim. Tek gitmiş olsaydım bayardı cidden.
0
put it in your appropriate place
(02.05.24)
Belgrad
0
Amaranta ursula
(02.05.24)
Bahamalar ve Küba tam bir sefalet içindeler videolardaki gibi asla değil. Rabat ve Marakeş hatta genel olarak Fas tam bir turist trap ülke. İzlanda da bence çok abartılıyor araba kiralayıp 3 günde koca ülkeyi gezmiştik ama doğası hariç hiçbir özelliği yok o kadar yola ve masrafa değmez.
0
iwasbornonamountainside
(02.05.24)
Amerika'nın iç bölgelerinde downtownlar evsiz doludur ve ortam çok salaştır. O an Türkiye zenginmiş falan diye düşünüyor insan
0
ferenc
(02.05.24)
beklentinle alakalı biraz. yani üsküp'ü pek beğenmedim. tam tersi olarak batum'u berbat bekliyordum ama iyiydi. mesela milano'dan beklentin yüksekse hayal kırıklığı yaşarsın
0
paintov
(02.05.24)
Viyana.
Millet nesini övüyor anlamış değilim, herhangi bir Avrupa başkentinde olmayıp burada olan hiçbişi yok. Şehrin bi özelliği yok yani.
Avrupa'nın Ankarası.
0
Bruce
(02.05.24)
Ben her yeri olduğu gibi kabul ederim fakat beni rahatsız eden bazıları için

Paris: Kötü kokular fareler evsizler yerlerin pis olması

Bakü: Yeme içme imkanları sınırlı normal yemek yenebilecek yerler fahiş fiyatlı ucuz yerler ise çok pis hiçbir standardı yok bazı bölgeler hariç otellerde dolandırıcılık var.

ABD'nin çeşitli şehirleri: Uyuşturucu bağımlıları, evsizler, güvenlik sorunu, pislik

Napoli: Seyyar satıcılar, sigara isteyenler, tacizciler, hırsızlık, güvenlik sorunu
0
doharkoman
(02.05.24)
çok büyük beklentiyle gitmedim zaten ama brüksel aşırı tırt gelmişti ilk gittiğimde. sonraları iş için vs defalarca gittim ama hala benim için berbat bir şehir.
0
scudman1
(02.05.24)
dallas. dumduz banliyo sehir.
paris, bruksel. paris'i ben anlamamis da olabilirim icine giremedigim yonleri olabilir. yine de londra ve berlin'e kiyasla hayal kirikligiydi.
0
antikadimag
(02.05.24)
15 seneden fazladır avusturya'da yaşıyorum. avrupa'da ayak basmadığım ülke kalmamıştır. sadece öyle belli başlı şehirlerden ziyade kuş uçmaz kervan geçmez köylerine kadar girmişimdir çoğu ülkenin.
benim için en büyük hayal kırıklığı dresden ve berlin.
doğu avrupa bloğunu sevmem mesela ama orada hayal kırıklığı yaşamadım. o beklediğim bir durumdu.

pozitif anlamda şaşırtan ülke ise arnavutluk'tu. çok tatlı, çok rahat, çok misafirperver insanlarla karşılaştım.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.05.24)
Londra tabii ki, 3. dunyadan ne kadar gereksiz varsa gelmis.

Ek olarak baslik sahibine katiliyorum, en hazetmedigim millet Avrupa'nin kekolari Italyanlar. Bagira bagira konusmalar, edep adap bilmemeleri, erkeklerinin macolugu uzar gider. Adamlarin profesoru ders anlatirken cumlesini yarida birakip mendiline var gucuyle sesli sumkuruyordu, hicbir sey olmamis gibi devam ediyordu
0
freedonia
(02.05.24)
Yunanistan, severim aslında sadece hayal kırıklığımın sebebi, 90larda it dalaşı falan olurdu ben de Türkiye gibi bir ülke imajı vardı. Çirkin, kötü değil ama fakir, düzensiz.

Paris’te havaalanından merkeze giden otobüs bir mahalleden geçti, bildigin açık kasap vardı, keçiyi de asmışlar sarkmış falan. Dolap dışında. Şok geçirmiştim.
0
spherical
(02.05.24)
Avrupada gezdiğim şehirlerde hiç beklentimi karşılamayan olmadı sanırım. Çünkü şehre gitmeden önce hepsiyle ilgili iyi kötü bilgim vardı ve ne bulacağımı biliyordum. Görece az beğendiklerim veya bayıldığım şehirler tabii ki var ama beklentim altında kalan şehir yok. Beklentimin üstüne çıkan Budapeşte vardı mesela, güzel şehir bekliyodum ama büyülenmiştim ilk görünce.

Burda yazılanların da çoğu bana tuhaf geldi. Bir İzmirli olarak, Selanik İzmir'in daha iyi yapılanmış, ufak ve sevimli hâli gibiydi mesela. İtalya halkından tanıştığım herkes çok tatlıydı, Brüksel genel olarak çok sövülen bir şehir ama abartıldığı kadar kötü değil diye düşünüyorum, Paris klasik lümpen Paris halkını saymazsak olağanüstü bir şehir. Yani biraz beğenmemek için beğenilmemiş gibi geldi bazı yerler burada yazılan :)

Beklentimi karşılasa da pek beğenmediklerim;

Oslo, yani yaşamak için müthiş de turist olarak mehh

Minsk, beklentim yoktu ama insanları biraz sinir bozucuydu, bi de bomboştu şehir kocaman caddelerde insan yoktu

Göteborg, bak bu gerçekten en beğenmediğim şehir olabilir ama buraya dair de beklentim yoktu. Yol üstünde geçerken 2-3 saatliğine uğramıştık. Sadece hayatımda gördüğüm en çirkin Poseidon heykelini hatırlıyorum :D bi de sokak başı nargile kafe vardı

Sofya, buraya da kısa süreliğine uğramıştık ve çok beklentim yoktu ama pek keyif vermemişti

Avrupa dışındaki kıtalara gitmedim o yüzden bilmiyorum ama Avrupa'daki klasik şehir yapılanmasını seven biri için hayal kırıklığına uğramak zor yani. Tüm şehirler üç aşağı beş yukarı benziyo işte birini seven hepsini sever :d
0
nundu
(03.05.24)
new york ve singapur. para verip gitmeye degmez.
0
The_Lollok
(03.05.24)
Bu konuda yabancilarin agiz birligi edip de yazdigi sehir Paris'dir. Adamlar nasil pazarliyorsa herkesde oyle bir beklenti oluyor ki karsilamalari mumkun olmuyor.
0
turkuaz
(03.05.24)
Sofya. Terkedilmis gibiydi zaten, karanlik cokunce hepten bosaldi, sehir multeci ve cingenelere kalmis.

Cenova da cok garipti, ara sokaklarda bolca Afrikali multeci, g.amerikali fahiseler, u.saticilari falan. Polis icin cantada keklik iste. Sokaktan topla gorut hepsini temizle, meden musaade ediyorsun? 10 sene once de boyleydi. hala ayni old town'daki ara sokaklar.

Italyanlar+1. Istisnasiz her tren yolculugumda bagira bagira tum vagonu inleten biri cikiyor.
0
speedy
(03.05.24)
cok yer gördügümü düsünmüyorum ama gördüklerim arasindan: danimarka

yemekleri, baliklar haric, cok kötü. ekmegin üzerine bir seyler koyup yiyorlar. öyle yemek mi olur kgjhf
herkes sahane görüyor. ince, uzun, sarisin, iskandinav tarzi giyim vücutlarina cok yakisiyor. gel gelelim ki cok da cimriler ama. icki disinda bir seye para harcamak istemiyorlar. bir tane adam yanimda firinciyla 3-5 kron icin kavga etmisti ve saygisiz da davranmisti.
0
robert bosch
(03.05.24)
(7)

hangi parfümleri kullanıyorsunuz?

fakat
parfümüm bitti, çok pahalı geldiği için tavsiye istiyorum :) sonbahara kadar ne kullanmalı? şunu gördüm, bakın sadece gördüm, koklamadım, bu minvalde var mı? ya da ne kullanıyorsunuz acaba? :) https://www.beymen.com/tr/p_yves-saint-laurent-y-edt-100-ml-erkek-parfum_1031424
parfümüm bitti, çok pahalı geldiği için tavsiye istiyorum :) sonbahara kadar ne kullanmalı? şunu gördüm, bakın sadece gördüm, koklamadım, bu minvalde var mı? ya da ne kullanıyorsunuz acaba? :) www.beymen.com
0
fakat
(01.05.24)
4 mevsim kullanılabilecek bir parfüm olduğu için hem orjinal hem açık olmak üzere yıllarca armani code kullandım.
0
zeox
(01.05.24)
narenciye temali parfumler yazin iyi gidiyor. fragrantica'da populer parfumlerden portakal, greyfurt, limon olanlardan birini secin alin.

cok bilinenler acqua di gio, chanel allure sport, montblanc explorer vs.
0
antikadimag
(01.05.24)
Fahrenheit By Christian Dior seviyorum
0
ferenc
(01.05.24)
yazın Jil Sander Sun.
0
sir gawain
(01.05.24)
Son aldığım parfüm değil de nergis ve bisküvi kokusu karışımı bir esanstı.
İki koku aynı anda hissediliyor.
0
diyecevaplandı
(01.05.24)
Orjinal ve açik parfum farkediyor.
Birde biraz işin şansa kalmiş tene uymasi durumuda var.

Tavsiyem git en dusuk ml olandan denemek icin al hemen buyuk parfum alma izle ve gör paran çöp olmasin
0
Zetnikov
(01.05.24)
terre d'hermes
0
tabudeviren
(01.05.24)
(13)

türkiye'de hiç bir şeyin yetmemesi

avatar is back
yani gerçekten illallah ettirdi. yürüyüşe parka çıkıyorum her yer insan, pikniğe gidiyorum yer yok, arkadaşlarla akşamları sakin cafe aramak için çokça cafe geziyoruz, bi yemeğe gidelim desek güzel mekanın önünde 10 dk sigara içip bekliyoruz, bayrama memlekete uçak bileti bakıyorum şimdiden haftanın
yani gerçekten illallah ettirdi. yürüyüşe parka çıkıyorum her yer insan, pikniğe gidiyorum yer yok, arkadaşlarla akşamları sakin cafe aramak için çokça cafe geziyoruz, bi yemeğe gidelim desek güzel mekanın önünde 10 dk sigara içip bekliyoruz, bayrama memlekete uçak bileti bakıyorum şimdiden haftanın 2-3 günü dolmuş kalanlarda da az yer var fiyatlar uçmuş, otellere baktım ailemi götürsem mi dedim, oteller tıklım tıklım. bunları geçtim, konut yetersiz araç yetersiz neye baksam ya yetersiz ya da çok talep görüyor.

abi bu nedir ya? gerçekten ülke nüfusu 2010'da 30 milyondu da biz mi bilmiyorduk yoksa şimdi 150 milyon mu? bir arkadaşla tartıştık bu konuyu, ben biz türklerin çok ciddi tüketim düşkünü olduğumuzu ve aşırı sosyalliğe bağladım o ise, yüksek istihdam ve yüksek maaşlara bağladı, köyden kalkıp gelen hastanelerde sağlıkçı okullarda öğretmen kamuda memur, öyle ya da böyle 1500$ maaş alıyor herkes neredeyse.

cidden nedir bu ya?
0
avatar is back
(30.04.24)
Boş şeylere vaktimiz çok.
Bu bir gerçek.
Kütüphanelerin boş olduğu bir toplumda sorun da çoktur.
0
diyecevaplandı
(30.04.24)
istanbulda?
0
abuzer
(30.04.24)
bence türkiyenin en büyük problemi ve her şeyin sebebi kalabalık olması. bu yazdıklarının sebebi de kalabalık olması. hindistan, bangladeş olma yolunda ilerliyoruz
0
abelardo
(30.04.24)
İstanbul için nüfus yoğunluğu problem
0
jülsezar
(30.04.24)
Doğru cevap, tüketimin artması.

Mesela bakın, 2020’de kişi başı harcama 8.5k dolar iken 22 de 10.5k dolar olmuş.
data.worldbank.org

Bunun sebebi para basılması, bunun sonucu enflasyonun artması, enflasyon artmasına rağmen faizlerin düşük tutulması.

Türkiye’yi yokuşa süren 3 olay bu. Para basmak deyince fiziki parayı düşünmeyin sadece. Seçimden önce, toplamda 1000 dolar tutarında kredi çektiğinizi düşünün, enflasyondan dolayı geri ödediğiniz miktar 600 dolar olsun mesela. Aradaki 400 dolar para basılarak karşılandı.

Son yıllarda para basılmasının sebebi, millete para dağıtmak. Bayağı bayağı para dağıltıdı kredi ile. Sebebi ise, seçimi kazanmak. Belliki başarılı oldular.

Bu grafikte dağıtılan paranın büyüklüğünü gösteriyor mesela, kredi genişlemesini: eksisozluk.com
0
substituent
(30.04.24)
Türkiye'de yüksek istihdam ve yüksek maaş mı varmış?

İstanbul nüfusu 16 milyon, anlık insan sayısı minimum 20 milyondur öğrencisiyle göçmeniyle turistiyle, bunun %1'i dışarda olsa 200 bin insan ediyor. 200 bin insan da İstanbul'da her türlü mekanı doldurur zaten. Bu kadar basit matematiği yok sayıp "Madem ekonomik kriz var, niye her yer dolu" diye konuşmak çok tuhaf geliyor bana
0
nundu
(30.04.24)
Sen de bu kalabalıkta +1 sin. Farkında olman seni o kalabalıktan ayırt etmiyor. Gel taşraya bu kalabalık yok
0
olaylar olaylar
(30.04.24)
Bu işin çözümü cem uzan'ın dediği gibi doğu illerine kumarhane açıp hem istihdam yaratıp hem de para getirisi sağlamaktır.
0
ferenc
(30.04.24)
Arz asil problem.
0
aloha snackbar 3
(30.04.24)
birinci sebep kalabalık ve nüfusun şehirlere dengesiz dağılımı. ikincisi ise insanların boş vakit geçirmekten tek anladığı şeyin kafeye restorana gitmek olması. biz türkler para harcamadan eğlendiğimizi anlamıyoruz. illa bir şeylere para ödenmeli, hizmet alınmalı, şımartılmalı, o tatmin duygusu yaşanmalı. insanlara da hak veriyorum, büyük şehirlerde yapacak bir şey yok. doğru düzgün doğa yok, doğa olsa ulaşım yok, ulaşım olsa her yer tesisleşmiş, vs. vs.
0
sir gawain
(30.04.24)
Vallaha paris'e gittiğimde ben de kalabalık diyorum, bunun gibi bir de lyon dedim onun dışında demedim. Oralarda da her yer dolu. Bunun sebebi nüfus yani. İstanbul'a bakan birinin herhangi bir şekilde araştırma yapmasına gerek yok, gereksiz kalabalık yer. Yaşanacak bir tarafı yok.

Bu sebepten buraya yigilmamaliydi ama hükümetler bu yolu seçti. Her şey oraya yigdi malum inşaat. Yoksa İstanbul'daki hayat biraz başka şehirlere yayilsa bu sorun olmayacakti.

Ha bu arada Türkiye gibi enflasyon tavan ülkelerde harcamanin artmasi da normal. Bugün 100 liraya yediğini 2 ay sonra 150 liraya yiyeceksin. E zaten ne araba ne ev alinabiliyor, hobi desen para, yurtdışı gezmek para. Yani insanlar ya eve tikilacak ya elinde olup bir şeye yetmeyen parayi harcayacak.

Türkiye'de çok para var diyen kendi çevresine bakıp bunu söyler. Yüksek istidham ve yüksek maaş. Maşallah sanırsın almanya. Şu an devlet para alıyor o kadar.
0
logisticsmanager
(30.04.24)
turkiye kaldirabileceginden cok nufusa sahip. sehirler korkunc. allah askina ankara kalesine cikip etrafa bir bakmanizi tavsiye ederim. manzara hindistan'in aynisi.

cayyolu'na guya varliklilar gitti tasindi. gidin google maps'ten bir uydu goruntusune bakin. parsel parsel arsa ceviren site dikmis, hicbir mantigi olmayan butunluksuz cirkin yapilasmalar olusmus. bunun fakirlikle alakasi yok. 1930'da turkiye alman sehir planlamacilarina sehir tasarlatiyordu. simdi ise kolay ve hizli rant kapisi aralandi. mafyalasma her yerde. ulke en son bir plana gore yonetildiginde 2002 sonrasi kemal dervis planlari takip ediliyordu.

biz 10-15 sene once universitede bunlari tartisirdik ve kalbim sikisirdi uzuntuden. korkarak anlattigimiz her sey oldu.

ileride ne olur? turkiye ayni iran, pakistan gibi devletin guclu oldugu ama halkin fakirlikten agzinin koktugu bir yer haline gelecek. kendini devlete hizalayan guclenecek, alip yuruyecek. memurluk ve mafyalik ulke gencligine sunulan opsiyonlar olacak.
0
antikadimag
(01.05.24)
Genelde büyükşehirlerde bu şekilde sebeplerini yorumlamak haddim değil fakat gözlemlerim ve tecrübelerime göre Türkiye'de insanların ekonomik durumu iyi yemeyi içmeyi ehli keyfi lüksü ve gösterişi seviyorlar insanlarda gereksiz bir araba sevdası var kadınlar estetik ve para düşkünü ve sokaklarda çıplak gezerek bedenlerini teşhir ediyorlar yazdıklarım gözüme batanlar genel gözlemler istisnalar kaideyi bozmaz. Benim tahminime göre Türk halkı sosyal medyadan, dizilerden , sosyal platformlardan kontrolsüz bir şekilde etkileniyor bunların hepsi pr'ın etkileri. Bu durum aynı zamanda istatistiki bir veri olmasa da Türk ekonomisinin ne kadar canlı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir. İstanbul yaşanacak bir yer değil Bu arada köyden kente göç 90'lı yıllarda bitti.
0
doharkoman
(01.05.24)
(5)

Is mulakatlarinda "onceki isinizden neden ayrildiniz ?" sorusuna cevap

funl
Bu soruya "sektorun stabil olmamasi ve sık menajer degisikligine bagli planlarin tekrar duzenlenmesi" hakkinda konusuyorum. Ama bu cevap karsi tarafi tatmin ediyor gibi gozukse de artik verdigim cevaplari degistirme karari aldim. Internette arastirdim ama hala icime sinen bi cevap bulamadim. Siz nas
Bu soruya "sektorun stabil olmamasi ve sık menajer degisikligine bagli planlarin tekrar duzenlenmesi" hakkinda konusuyorum. Ama bu cevap karsi tarafi tatmin ediyor gibi gozukse de artik verdigim cevaplari degistirme karari aldim. Internette arastirdim ama hala icime sinen bi cevap bulamadim. Siz nasil cevap veriyorsunuz ?

Sektor: Yazılım
0
funl
(28.04.24)
Sirketten sirkete degisiyor cevabim. Kesin emin olmamakla birlikte cogu sirkette bu bahsettigin bu sorun varsa, sen bunu soylediginde kafalarinda "o zaman burada da cok durmaz" dusuncesi olusur. O yuzden biraz ozellestirmek gerekebilir o cevabi. Yalan soyle gerekirse nolcak.
0
floydian
(28.04.24)
Benim en cok kullandigim, benim sirkete sirketin bana verebilecegi bir sey kalmadi. Yeni bir seylerle ugrasmaktansa isleyen bir sistemi surdurmekten baska bir sey yapmadigim ve yapmama firsat verilmemesi gibi cevaplar verirdim.
0
floydian
(28.04.24)
Hocam sektör yazılımsa, boşver menajer değişikliğini falan. Direkt teknolojiye salla.

Şu şu teknolojileri kullanıyorduk ama mimari ve teknik anlamda beni tatmin etmiyordu.

Yeni teknolojilere yatırım yapacak bir yönetim yoktu.
Şirket kişisel gelişimleri önemsemiyordu.
Agile dinamiklerini uygulayan bir ekip yoktu.
Devops kültürü gelişmemişti hala ftp'den geçiş yapıyorlardı.
Mikroservis mimariye bile geçmemişlerdi, yeni bir projeye bile, yönetim kararıyla, monolith yapıda başladılar.
0
nickini vermek istemeyen uye
(28.04.24)
mülakat süreçlerinin hepsi formalite bile olabilir. çoğu şirket yasal zorunluluk nedeniyle ilan açıyor. zaten bunların alacağı kişi belli, içeriden referensı var veya bir şekilde tanıyorlar.

hem iş yapmış olmak hem de yasal zorunluluk için böyle saçma sorular ve prosedürleri var. türkiyede iş yapıyorsan kamu dışında böyleleriyle uğraşıp durursun.
0
ferenc
(28.04.24)
referans için aradıklarında şirketten neden ayrıldı diye sorarlar. onun için fantastik, gerçek nedenden çok başka bir cevap vermemeye çalışmak lazım. şirket, sektör veya organizasyondaki kişiler yerine kendi içinden gelen bir neden daha iyi olur. kariyer gelişimi, tüm zinciri görebilmek için vs.
0
gabe h coud
(28.04.24)
(3)

Gözaltında 2 gün kalmış hakkında dava açılmış birisi iltica edebilir mi?

the sound and the fury
Siyasi nedenler örgüt üyeliği propagandası yapmak gibi suçlardan ceza almış ama cezası ertelenmiş birisi iltica edebilir mi dava geçmişi olan. Fişlenmiş birisi.İltica etmek için şartlar nedir hangi ülkeler nasıl kabul ediyor. Her ülkenin farklı kriteri mi var mesela Almanya ve Belçika farklı mıdır?
Siyasi nedenler örgüt üyeliği propagandası yapmak gibi suçlardan ceza almış ama cezası ertelenmiş birisi iltica edebilir mi dava geçmişi olan. Fişlenmiş birisi.
İltica etmek için şartlar nedir hangi ülkeler nasıl kabul ediyor. Her ülkenin farklı kriteri mi var mesela Almanya ve Belçika farklı mıdır? Uzakdoğu daha zor kabul ediyor gibi.
0
the sound and the fury
(27.04.24)
Siyasi iltica için biraz daha ciddi yargılanmalar ve cezalar gerekiyor. Yani kişinin vatandaşı olduğu ülkede yaşayamaz duruma gelmiş olması.

Son yıllarda siyasi suçlamalarla çok fazla karşılaşıldığı için daha zor kabul ediyorlar. Ertelenmiş ceza ile pek sanmıyorum iltica başvurusunun kabul edileceğini.
0
lancelot du lac
(27.04.24)
Amerikaya edebilir gibi. Okan sengun avukat var amerika da kendisine sorabilirsiniz ( ucret isteyebilir )
0
oscar
(28.04.24)
Edebilir. İspat edebiliyorsa gayet geçerli bir durum. Kürdüm deyip iltica eden bile var.
0
ferenc
(28.04.24)
(5)

Aşırı aktif mesane

benaslindayohum
Bunun için ne yapılabilir? Psikolojik diyenler de var ama çiş nasıl psikolojik olur durduk yere
Bunun için ne yapılabilir? Psikolojik diyenler de var ama çiş nasıl psikolojik olur durduk yere
0
benaslindayohum
(26.04.24)
Nörolojik bozukluklar, hormon değişiklikleri,p elvik kas zayıflığı veya spazmları, idrar yolu enfeksiyonu, hatta yakın zamanda kullandığınız bir ilacın yan etkileri. Olası sebepler çok fazla ama yanıtı burada değil, mutlaka bir uzmana görünün. Geçmiş olsun.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(26.04.24)
Yüksek tansiyon belirtisi.
0
ferenc
(26.04.24)
şeker hastalıgı
0
sizofren06
(26.04.24)
Geçmiş olsun. aynı dertten muzdarip birisiydim 10 yıl kadar önce ilaç tedavisi ile çözülmüştü sorunum fakat şu sıralar daha ağır ve yoğun şekil de yaşıyorum semptomlarını psikoloji bir etken mi? kesinlikle evet çünkü hep bi tereddüt çişini yaparken aklında mesanem boşalmadı hissiyatı mesaneyi kastırarak boşaltmaya çalışmak falan hep psikolojik doktorum da söylemişti fakat büyük çoğunluğu bu değil. iyi bir üroloji doktoru ile görüşmekte fayda var. ilaç tedavisi netice veriyor en azından psikolojini rahatlatıyor ilaca duyduğun güven ve bu da tedavide başarıyı getiriyor. tekrardan geçmiş olsun
0
odiyus
(26.04.24)
buradan cevap verebilmek için yeterli bilgi yok.

mesela günde ne kadar sıvı tüketiyorsunuz? 3-4 litre tüketiyorsanız cayır cayır işemeniz normal, mesaneyle ilgisi yok.

idrar söktürücü etkisi olan bitkisel gıdalar, mesela yeşil çay, kiraz sapı çayı vs içiyor musunuz?

ya da yüksek tansiyon vs nedeniyle idrar söktürücü içeren bir ilaç kullanıyor musunuz?

ürolojiden önce bence dahiliye görsün. bir kan tahlili, bir tansiyon takibi, bir de tüm abdomen ultrasonu istesin. zaten böbrekte mesanede bir şey varsa ultrasonda gözükür.

psikolojik de nasıl olur, şöyle olur. stresten sıkıntıdan nabzınız yükselir, yani kalp atış hızınız artar. kalp atış hızı artınca ne olur? kan vücuttan Normalden yüksek bir hızda dolaşır. böbrekleriniz de 2 saatte süzeceği sıvıyı yarım saatte süzer. rahmetli annemde taşikardi vardı. çarpıntısı tutup nabzı 200'lere yaklaşınca 5 dakikada bir çişi gelirdi. stres ve sıkıntı da benzer şekilde nabzınızı yükseltirse daha sık çişiniz gelir.
0
kibritsuyu
(27.04.24)
(7)

Protein Tozu

liberal
Merhaba,15 yaşında bir genç protein tozu içmeli mi?Sorudan bagımsız en iyi protein tozu hangisidir? Hangi marka?
Merhaba,

15 yaşında bir genç protein tozu içmeli mi?

Sorudan bagımsız en iyi protein tozu hangisidir? Hangi marka?
0
liberal
(26.04.24)
1. İçmemeli. Protein tozu içmek yetine dengeli beslenmeli.

2. Bilmiyorum.
0
10551037
(26.04.24)
içmeli.

weider en pahalı proteindir ama hiç kullanamdım bilmiyorum. bir sürü farklı marka toz kullandım aralarında zerre kadar fark göremedim.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(26.04.24)
Çok çok abartmadikca hiçbir zararı yok.
Parası varsa kullansın
0
ferenc
(26.04.24)
Bazı çok zayıf çocuklara doktor kontrolü ve tavsiyesi altında protein takviyesi veriliyor.

Yalnız dediğim gibi, doktor kontrolünde.

Normal gelişimi olan bir çocuk -hem de büyüme çağında - kas için protein tozunu yüklenirse karaciğer vs iç organları zorlayabilir. (Doktor değilim yanılıyor olabilirim ama bana mantıklı gelmiyor)
0
makbur
(26.04.24)
15 yaşında çocuğun protein tozu içme motivasyonu kaynağı nedir?

Beslenemiyor mu, et yiyemiyor mu, bakliyatla ilgili bir sorunu mu var?
0
Mirket
(26.04.24)
Mirket +1
Motivasyon kaynağına bağlı. Yani şimdi bu çocuk cips, cikolata, fast food yiyorsa zaten protein tozu almasının bir sağlık riski olması konusulamaz. Hepsi işlenmis gida.
Önemli sorun 15 yaşında çocuk ne mantıkla protein ihtiyaci görüyor?
Eğer sporcuysa (yani yarisma falan katiliyorsa) anlarim da yani yeterli protein almak özel bir amaç yoksa zor değil.

Çoğu protein markası aynı ama Türkiye'de ben optimum alırdım genelde. Ama Avrupa'da myprotein alıyorum.
0
logisticsmanager
(26.04.24)
şimdi öncelikle 15 yaşında bir gencin hormonları ve metabolizması tavan durumda. herhangi bir takviye almadan, beslenmesini ve uyku düzenini yoluna koyarak katetebileceği yol çok fazla. bunlar düzensiz ise öncelikle bunları ayarlamalı. yoksa bunlar bozukken alacağı toz psikolojik olarak zarar yazar. bir noktada tamamen aldığı takviyeye güvenmeye başlar ama asıl önemli olan uyku ve beslenme.

bunlar düzenliyse bir noktadan sonra vücudunu daha yukarıya taşımak için kullanabilir. protein tozu bir takviyedir ve adından da anlaşıldığı üzere protein takviyesidir. mucizevi bir bileşen değildir. bir de bcaa var. bu da ağırlık antremanında yıpranan kasların daha hızlı iyileşmesini sağlar. kas gelişimini hızlandırır.

ama dediğim gibi asıl kilit sıkı bir antreman, düzenli ve sporuna uygun düzgün bir beslenme ve düzenli bir uyku. bunlarda eksiklik varsa kullanmasının bir faydası yok.

şu ara beslenmem bozulduğu için ara verdim ikisine de, adını hatırlamıyorum ama eve gidince bakarım gerekliyse. kullandığım ürünü bu işin uzmanı, alanında ünlü bir abi tavsiye etmişti.

kullandığım;

protein tozu: nutrend
bcaa: dna

tavsiye ederim.
0
air
(27.04.24)
(2)

ev arkadaşı nasıl buluyorsunuz?

mark greg sputnik
yahu ben 10-12 yıldır hep ev arkadaşlarıyla yaşayan biriyim ama son birkaç yıldır ne zaman ihtiyacım olsa gerçekten büyük sorun yaşıyorum, sektör mü bitmiş ben mi bulamıyorum anlamadım.facebook'taki erasmus ve üniversite grupları, bi tane en popüler ev arkadaşlığı sitesi, hatta reddit vs. hepsine il
yahu ben 10-12 yıldır hep ev arkadaşlarıyla yaşayan biriyim ama son birkaç yıldır ne zaman ihtiyacım olsa gerçekten büyük sorun yaşıyorum, sektör mü bitmiş ben mi bulamıyorum anlamadım.

facebook'taki erasmus ve üniversite grupları, bi tane en popüler ev arkadaşlığı sitesi, hatta reddit vs. hepsine ilan veriyorum ama yok abi. yani adamlar numara istiyor mesela, veriyorum, asla geri dönmüyorlar. geçen bi tanesi "merhaba" dedi, merhaba hocam iyi günler dedim, bi daha hiçbi şey yazmadı.

hatta eskiden burdan bile birden fazla kez bulmuştum ama artık insan sayısı mı azaldı, bu nick'imi tanımadığı için güvenmiyorlar mı bilmiyorum, hiçbir şey çıkmıyor.

artık iş öyle bi noktaya geldi ki her şeyi bırakıp anamın yanına gidicem ya. hayır hadi benim maddi durumum zaten iyi değil ama bugün evli olmayan asgari ücretli ne yapıyor misal işi de ailesine yakın veya aynı şehirde değilse? hayatın kendisi zaten pahalı ama milyonlarca insan nerde oturuyor, nasıl yaşıyor yav?
0
mark greg sputnik
(25.04.24)
Bence insanlar artık ucu ucuna yetiştirme pahasına bile ayrı yaşamayı seçiyorlar. Ev arkadaşı çekilecek çile değil eğer öğrenci değilsen. Ben öğrenciyken de çekilecek çile olmadığını düşündüğümden çalışarak ayrı eve çıkmıştım.

Rastgele tanıdığım bir öğrenci bir dükkanı eve çevirmiş mesela ayrı yaşamak için. Dükkan sahibini de ikna etmiş nasıl becerdiyse. 5 bin tl kira ödüyordu geçtiğimiz Ocak ayında.
0
orangesandsea
(26.04.24)
Burada sürekli ev arkadaşı arayan LGBT bir arkadaş var. Aynı zamanda ot bağımlısı falan. Bir görüşün bakalım
0
ferenc
(26.04.24)
(10)

"sülaleler evleniyor" olayı nedir ?

WithWorth
ekşide evlenecek kişiye sorulacak başlıklarında dikkatimi çeken bir konuya yoğunluk var: "kişiler değil sülaleler evleniyorsa uzaklaşın" gibi.sülaleden maksat, anne-babası mı yoksa daha da mı ötesi ?akraba ilişkileri çok kuvvetli olmayan biri olarak meseleyi hayal etmekte güçlük çekiyorum. evliler b
ekşide evlenecek kişiye sorulacak başlıklarında dikkatimi çeken bir konuya yoğunluk var: "kişiler değil sülaleler evleniyorsa uzaklaşın" gibi.

sülaleden maksat, anne-babası mı yoksa daha da mı ötesi ?

akraba ilişkileri çok kuvvetli olmayan biri olarak meseleyi hayal etmekte güçlük çekiyorum. evliler biraz açıklayabilir mi ?
0
WithWorth
(25.04.24)
Türkiye'de feodal yapı halen devam etmekte.
Bazı yörelerin insanlarında, örneğin kuzenin yaa evde sıkıldım deyip gelip teklifsizce 3 ay-4 ay kalması gayet olası.

Bu tarz akraba bağlılıklarında sana çok uzak gelen bir akrabanın sorununu her an kucağında bulabiliyorsun.

Söylediğin başlığı okumadım ama sanırım kastedilen bu.

Senin akraba bağın kuvvetli olmayabilir ama eş adayı kişisini seçerken onun ne düşündüğüne bakman lazım.

Evden çıkmayan baldız ile arabanın anahtarına ortak kayınbirader, sen yazlık satın alınca 'Artık bizim yazlık sorunumuz kalmadı.' diyen bacanak detayları da var tabi.

Durdukça aklıma geliyor. Büyük şehirde yaşıyorsan memleketteki akrabaların otel masrafını sıfırladın demektir. Gezmeye gelenini hertür masrafı sana ait olmak üzere gezdirmeye, üniversite hastanesine gelmiş olanı, getirip götürmeye memursun.

Mesela kız çerkez ise, 7 göbek uzak akrabasının düğününe veya cenazesine gitmeye mecbursun. Arada 500 kilometre olması ya da pandemi olması mazeret olamaz.
0
Mirket
(25.04.24)
Bir kişiyle evleniyorsun, evlendikten sonra akrabaları sende (annesi, dayısı, amcası) misafirliğe gelip 3 ay kalıyor. Yaz tatili oluyor, çocuğuyla beraber altı kişi geliyorlar mesela, üç ay sendeler. Öyle düşün.
0
hayirsiz
(25.04.24)
@Mirket, @hayirsiz korkunc seyler anlatiyorsunuz. hakikaten garip.
0
🌸WithWorth
(25.04.24)
zamaninda dedem, buyuksehirde evli ve 3 cocuklu teyzeme konu komsu o sehre giden varsa adresini verirmis, sabah kapiyi calip gelip kalan cok olurmus teyzeme, teyzemin esi sabirli adammis. o zaman internet, otel filan yokmus bu sekilde ama yine de bence delilik. vefat etmeden once anlatmisti. annem bunlari gormus olacak ki, iki tarafada restini cekmisti ama bu tarz seyler var yani.
0
kassiopeia
(25.04.24)
bence orda kastedilen konaklama degil, akrabalarin evlilik, ciftle ilgili konulara mudahil olma ihtimali. kuzenin soyle bir problemi var enistesi yardimci ol. dedeyi hastaneye goturcen vs..
0
buenosdias
(25.04.24)
@WithWorth,

@buenosdias haklı, öyle bir durum da var.

Örneğin ben evden çalıştığım için bir günü geçen yatılı akraba kabul etmiyorum. Sırf gelip iki ay kalamıyorlar diye geniş aileden dışlanmış durumdayım.
0
hayirsiz
(25.04.24)
Aile ve sulale pek huzur vermezler
Herzaman etrafinda seni izlerler
Surekli evinize gelirler dedikodu vs

Bu yuzden sulaleden uzakta yasamak lazim hocam nesela yurtdisina kapak atarsan yada uzak bir il de yasarsan evliligin daha uzun surebilir
0
Zetnikov
(25.04.24)
Zetkinov güzel özetlemiş.

Sülale önce seni zorla evlendirir. Evlenmiyon mu falan diyerekten baskılarla. Sonrasında bin türlü sıkıntı çıkararak boşanmana neden olur.

Sülale zorla evlendirir, sonra da boşatır.
0
ferenc
(25.04.24)
Aslında ister istemez her evlilik biraz da tüm ailelerin evliliğidir....
0
d max
(26.04.24)
çatlak isimli filmi izlemediyseniz izleyin lütfen, türk aile yapısının özeti.
0
tuborg yesili
(26.04.24)
(3)

Casio saatlerdeki radyo dalgasıyla senkronizasyon

prole
Saati radyo dalgalarıyla ayarlama özelliği istanbul'da çalışıyor mu?
Saati radyo dalgalarıyla ayarlama özelliği istanbul'da çalışıyor mu?
0
prole
(24.04.24)
bu saatler dcf77 denen bir alman vericisine senkron çalışıyor. istanbul tam sınırda kalıyor. atmosferik şartlar iyiyse sinyal alabilir.

www.ptb.de
0
orpheus
(24.04.24)
Multiband özelliği Türkiye'de çalışmıyor diye biliyorum.
0
ferenc
(24.04.24)
(bkz: atomik saat) Maalesef Türkiye'de çalışmıyor.
0
thracia
(25.04.24)
(9)

Aşırı zenginler hangi ürünleri kullanıyor?

michael_knight
Jeff Bezos, Ali Koç kadar varlıklı zenginlerden bahsediyorum, hangi günlük ürünleri kullanıyorlar?Diş macunu Colgate, el sabunu Dove değil herhalde Ali Koç'un.Bizim asla adını duymadığımız çok özel markalar var mı bu insanlar için yoksa Macro Center'da satılan en iyi ürün neyse onu mu kullanıyorlar?
Jeff Bezos, Ali Koç kadar varlıklı zenginlerden bahsediyorum, hangi günlük ürünleri kullanıyorlar?
Diş macunu Colgate, el sabunu Dove değil herhalde Ali Koç'un.

Bizim asla adını duymadığımız çok özel markalar var mı bu insanlar için yoksa Macro Center'da satılan en iyi ürün neyse onu mu kullanıyorlar?

Diş macunu, tuvalet kağıdı, sabun, gazoz, parfüm, şampuan, deodorant ve bunun gibi aklıma gelmeyen ürünler.
0
michael_knight
(24.04.24)
gizemli urunler kullandıklarını sanmıyorum. ya marketteki ürünlerden yada channel, gucci gibi pahalı ama bilinen şeyleri kullanıyorlardır. zira bu ürünleri aramak, keşfetmek ciddi emek ve zaman gerektirir. dünya kadar işlerinin arasında bunları araştıracaklarını sanmıyorum.
0
buenosdias
(24.04.24)
www.vice.com

bunu ornek olarak verdim, bu tarz bir suru baska butik, luks urun/marka var. adini bile duymadigimiz daha da luks urunler elbette ki vardir. colgate de kullanan zengin vardir illa ki ama cogunlugu luks marka kullaniyordur diye dusunuyorum. bu urunleri aramak, kesfetmek icin ciddi zaman harcamalik bir durum yok cunku sadece zenginleri hedef alan pazarlamacilar var onlara ulasan.
0
hot potato
(24.04.24)
Ozel kozmetikciler var kisiye gore urun uretiyor
0
duyurukullanıcısı
(24.04.24)
foucauldian
(25.04.24)
Bill gates casio saat kullanıp mcdonals'tan yiyor.
0
ferenc
(25.04.24)
yani bezos kadar olmasa da çok çok zengin genç ve yaşlı sanayici tanıdıklarım var. normal senin benim kullandığımız ürünleri kullanıyorlar. sadece şimdi sen sorunca fark ettiğim parfüm konusunda daha farklı şeyler kullanıyorlar. ama öyle binlerce dolarlık parfümler değil, bulmuş kendine yakışan kokuyu sadece onu kullanıyor. hepsinin yadigarlık lüks saatleri var ama günlük yaşamda takmazlar pek.
0
numlock
(25.04.24)
Birbirlerinden görerek markalar yayılıyor zaman harcamaya gerek yokx
Ali Koç’u bilemem de Rebul’un sıvı sabunu 700 lira mesela. Vakti zamanında bir çevrede iken sabun kolonya oda için koku çubukları vs hep aynı kokudan kullanırdım. Benim evdeki sabun Rebul ise onların bizim hiç bilmediğimiz markalardan seçimleri olabilir veya Dove alıp geçebilirler tabii hepsi aynı halt diye :)
0
cilekli pasta
(25.04.24)
Aşırı zenginleri, dünya ile bağlarını koparmış, günde 20 saat çalışan uhrevi kişiler gibi görenler var. Ben de birkaç yıl önce aynı şeyi cep telefonu olarak merak edip sormuştum yani dünyadaki milyarderler, bizim beyaz yakalının borç harçla aldığı son model akıllı telefonlarla aynı şeyi mi kullanıyor diye; o zaman da yok zenginler çok takmıyor, tuşlu telefon kullanıyorlar vs diyen vardı. Yani böyle takılan zenginler de vardır da gösteriş hastası petrol zenginleri falan da var bu dünyada. Bence kesin altın kaplama klozet tadında gereksiz lüks tüketim günlük eşyaları vardır.

Bi ara ekşide Beymen'deki metal bir kürdanla ilgili başlık açılmıştı, tek kürdan bilmem kaç liraydı. Yani onun gibi şov amaçlı eşyalar vardır zenginlerde, hepsi tibet keşişi gibi maddi yüklerden arınmış sadece çalışarak yaşamıyor sonuçta :)
0
nundu
(25.04.24)
Ben Ali Koç ile aynı tuvalet kağıdını kullandığıma inanmıyorum. (Selpak)
0
🌸michael_knight
(25.04.24)
(12)

saat seçelim mi?

odiyus
iki model arasında kaldım ya ikisini birden alacağım fakat bu da birbirlerine benzediği için çok mantıklı gelmiyor ya da bir tanesini seçelim sizce hangisi? yahut daha farklı önerilere açığım şimdiden teşekkürler.1-) https://www.saatvesaat.com.tr/saat/erkek/versace/VRSCVE7H00523/PD/2-) https://www.s
iki model arasında kaldım ya ikisini birden alacağım fakat bu da birbirlerine benzediği için çok mantıklı gelmiyor ya da bir tanesini seçelim sizce hangisi? yahut daha farklı önerilere açığım şimdiden teşekkürler.

1-) www.saatvesaat.com.tr

2-) www.saatvesaat.com.tr
0
odiyus
(22.04.24)
Secenekler sadece bu ikisiyse bileginiz inceyse 41mm olan, kalinsa 45mm olan.
0
sertac akin
(22.04.24)
2.

gündelik takmayacaksanız bu paraya mekanik saat bakın derim, özellikle bütçe ikisini de alacak kadarsa.
0
gule gule
(22.04.24)
o paraya longines satıyorlar.
0
glamdr1ng
(22.04.24)
2. gerçekten güzelmiş ama kendi sitesinde bile fiyatları 1150$ ve 1545$, ben olsam yurtdışından gelen bir arkadaşımdan isterim.

Şahsi fikrim ise saate 1000 dolardan fazla para vereceksem işi saat olmayan bir markanın saatini almam.
0
kimlanbu
(22.04.24)
Tek saate ikisinin parasını vermektense 2 tane alıp farklı farklı takmak fikri daha cazip geliyor.

Gündelik takıcam mekanik istemiyorum maalesef.

Yurt dışından getirmekle aynı fiyata denk geliyor %30-40 arası indirimli alıcam o yüzden burada daha mantıklı oluyor.
0
🌸odiyus
(22.04.24)
ikisi de cok kötü.
illa alacagim diyorsaniz 41mm olani, sözcü gazetesi basligi gibi koskoca puntolarla üzerinde versace yazmayanini alin bari.
0
robert bosch
(22.04.24)
saat gibi bos, gereksiz bir item'a bu paralar verilir mi sence? Bende 9-10 cesit saat var isportadan aldigim, kiyafete, ruh halime hangisi uyuyorsa onu takiyorum. Kolunda şik duruyorsa tamamdir, mekanizmaymis, markaymis bos is
0
freedonia
(22.04.24)
tool watch değilse yani askeri amaçla falan kullanmayacaksan rastgele al geç. bill gates bile casio kullanıyor.
0
ferenc
(22.04.24)
seçmeyelim.

tek işlevi saati göstermek olan bir şeye bu kadar para vermek anlamsız.
zaten ikiside güzel değil
0
my fault
(22.04.24)
Cok kotu ikisi de. Hele markanin cok belirgin yazili oldugu model berbat. Isporta mali gibi ikisi de. Zenginsin herhalde bi saate bu parayi verebildigine gore ama bunlar "yeni zengin" isi :(
0
Kittie
(22.04.24)
Siz beğendiyseniz elbette zevk sizin para sizin, başka kimseye laf söylemek düşmez ama bence saatlerin ikisi de tasarım olarak oldukça kötü.

Hadi tasarım zevk meselesi, takdir sizin. Ama bu saatlere bu paraları vermek gerçekten haram. 100 USD etmeyecek saatlere 2.000 USD fiyat çekmişler. Bu saatlere bu paralar gerçekten verilmez.

Elinizdeki bütçe gerçekten çok güzel. Bu bütçeyi sonuna kadar değerlendirmeye niyetliyseniz Tissot, Hamilton, Sinn, Longines, Oris, Nomos, Seiko ve benzer markalara bakmanızı öneririm.
0
10551037
(22.04.24)
Hocam ikisi de çok kötü maalesef... Bi de saat dandik, verdiğin paraya yazık.

Onların yerine yarı fiyatına bunu alabilirsin, bu baya iyi bi saat:

www.konyalisaat.com.tr

Hani "bi saate bu paralar verilmez" demiyorum, verilir, ben de veriyorum. Ama seçtiğin saatler kötü. Eskaza saatten anlayan birine denk gelirsen "ya ne görgüsüz adammış bu" derler hakkında.

Bi de bence altın rengi olan saate yeşil deri kordon almak lazım... Ben quartz saat takmıyorum ama illa otomatik olmasın diyorsan şunlara bakabilirsin:

www.saatvesaat.com.tr
www.saatvesaat.com.tr

Ek olarak illa çok para vericeksen de şu ikisine bakablirsin:

www.konyalisaat.com.tr

Bu da benim favori saatim, seninkilerden biraz farklı ama belki ilgini çeker: www.konyalisaat.com.tr
0
plutongezegendegilmi
(22.04.24)
(4)

basketbol topu tavsiyesi

vss
https://www.hepsiburada.com/adidas-decathlon-dunlop-jordan-mikasa-nike-puma-spalding-voit-wilson-molten/basketbol-toplari-c-19020?filtreler=topbedeni:7%E2%82%AC20Numara&siralama=indirimurunlersalon ve out olabilir.hangisini tavsiye edersiniz?
www.hepsiburada.com

salon ve out olabilir.

hangisini tavsiye edersiniz?
0
vss
(21.04.24)
500 liralık spalding'i al.
0
prole
(21.04.24)
spalding iyidir. wilson ya da molten da olabilir.
0
ferenc
(21.04.24)
outdoor için kesinlikl Nike Dominate.
0
AlsterWasser
(21.04.24)
Spalding tf150 lerin kaliteleri son yıllarda çok düşmüştü, elden kayan bir plastiğe düşmüştü, nike dominate in tutuşu aynı fiyata daha iyiydi onu tavsiye ederdim fakat nike da dominate serisini sona erdirip onun yerine playground diye bir seri çıkarmış

Uygun fiyatlı nike dominate bulursan alabilirsin
0
grimavi
(21.04.24)
(11)

Asiri pahali gida ürünleri ve boykotlar

Yourcousinmarvinberry
Son birkaç gündür ekside bu tarz basliklar var malum.Peki normalde ticaret bakanligina fahis fiyatli ürünler ihbar edilemiyor muydu ?
Son birkaç gündür ekside bu tarz basliklar var malum.

Peki normalde ticaret bakanligina fahis fiyatli ürünler ihbar edilemiyor muydu ?
0
Yourcousinmarvinberry
(21.04.24)
Türkiye'deki gıda enflasyonu, maliyetten kaynaklanan bir enflasyon. Sebepleri şurada uzun uzun anlatılıyor.

www.youtube.com

Ha, bu arada fırsatçılar var mıdır? Vardır elbet. Ama çözüm kısa sürelerde boykotlarla gelecek gibi değil. Bu ülkede soğan depoları basıldı, Bim'ler taşlandı falan. Şimdi de bu boykotlar bana çok komik geliyor. Kahveci protesto ederek Gazze katliamını durdurmak gibi bir şey.

Ayrıca serbest piyasa ekonomisinde fahiş fiyat diye bir şey nedir, onu da bir türlü anlayabilmiş değilim.
0
Mirket
(21.04.24)
Piyasa fiyatının uçuk derecede üstündeki ürünleri şikayet edebiliyorsunuz. Atıyorum aynı marka model ve aynı donanıma sahip bir bilgisayar 3 yerde 20 bin lirayken başka bir yerde 60 bin liraysa o 60 bin olanı şikayet edebiliyorsunuz.

Ama restoranlarda piyasa fiyatının kendisi sorun olmaya başladı. Birçok insan 25-35 bin arası maaşla çalışıyor. Daha doğrusu bu maaş aralığındaki insanların gittikleri mekanlar artık onlara lüks gelmeye başladı. Yeme ihtiyacını karşılamak için değil de biriyle vakit geçirmek için gittiğiniz tarzda mekanlarda bir yemek kişi başı bin lirayı bulabiliyor rahatlıkla. Çoğu yerde bunun üstüne çıkabilirsiniz artık istisna sayılmaz bu.

1000 lira da 35 bin için aylık kazancınızın %3'e yakın bir kısmı ediyor. Ayda iki kere dışarda yeseniz maaşın %6'sı gitti. Bu mekanlar ki birkaç sene önce sürekli gidilebilen yerlerdi. Bu tek kişi için böyle, ailecek gitmek bambaşka bir hikaye oldu.

Sorun yönetimdedir, işletmecidedir, insanların kendisindedir önemli değil artık. Bu durum rahatsızlık uyandırıyor. Dolayısıyla bakanlığa şikayet bir yöntem olsaydı bile insanların sadece bunla yetinmek steyeceğini sanmam.
0
akhenaten
(21.04.24)
Şikayet yapılabilir.

Ama bunların kesin çözümü, bakanlık eliyle merkezi bir fiyat takip sistemi.
Bilmem hangi ilin hangi ilçesinde bir market/dükkan/galeri fiyatta yaramazlık yaptığı an Ankara'dan görünmeli.
Tüm hepsi anlık takip edilmeli.
Yapanlar/failler fotoğraflar video ile tvlerde ifşa edilmeli. Halk kendisine fahiş fiyattan ürün satanları, stoklayanları yakından tanımalı.
Bu hususta hukuki düzenlemeler olmalı.
Hep TV'den tanıdığımız sadece sanatçı siyasetçi zengin vs. değil halkın cebine göz diken, kanuni boşlukları kendi menfaatleri için kullanan kişileri de tanımayalıyız.

Para cezası kesmek asla yetmiyor. Çözüm değil.
Faturası yine bize yani tüketiciye yansıyor.

Bir de yıllardır çıkarılamayan üretici ve tüketici için olumlu bir çok yönü bulunan hal yasası meselesi varmış. Ona da göz atılmalı.
0
diyecevaplandı
(21.04.24)
@diyecevapland'nın tarif ettiği yolun sonu komünizme çıkıyor.
Rusya denedi onu. Başaramadı :)
0
Mirket
(21.04.24)
fahiş fiyatın fahiş olduğunun anlaşılabilmesi için market ürünü gibi bişey olması lazım. Her yerde satılan X marka X gram ürün bir yerde 10 lira diğerinde 20 ise buna müdahale edilebilir.

Ama et döner bir yerde 100 lira diğerinde 500 lira ise, biri kıymadan diğeri bonfileden yapıyor olabilir bilemeyiz. Biri düşük kira veriyor öbürü çok yüksek veriyor olabilir vs. vs.

Hani Türkiye'de zaten gıda güvenliği yok, peynirlerin veya ısıl işlem görmüş etlerin çoğu çöp, bu yüzden ucuzlar. Şimdi işini düzgün yapıp görece pahalıya peynir satan sucuk satan yerlere ceza kesip kalitesize mahkum kalmak da var. Çok hassas konular. Ha ama şu var, mesela Afyon'dan Kayseri'den düzgün sucuk alsan kilosu 500 lira, İstanbul'da daha kötüsü 800 lira olabiliyor. Ama o şehirdeki maliyetler de gerçekten öyle belki de. Bu sefer haksız rekabet, sizin kiranız az diye bu şehirdeki üreticilere dava açılsa mesela? Çünkü internet sağlayıcılarda olmuştu bu, düşük olan yükselmişti sonunda :D Serbest piyasa bile ters çalışıyor ülkede.
0
nhk ni youkosu
(21.04.24)
İstemiyorsan almazsın o kadar. İsteyen istediği fiyattan satar. Sen özellikle bir marka ya da ürün istiyorsan o parayı vermek zorundasın.
0
ferenc
(21.04.24)
@ Mirket aslınde kastettiğim o değil.Ticarerin de bir usul, adabı olmalı. Piyasayı alt üst eden ve insanları zor duruma koyan bu noktada dağadaki teröristten farksızdır. Durum böyleyken devlette gücünü göstermelidir.

Böyle kriz anlarında bile serbest piyasa kavramına sarılan o zaman kazancı kadar devlete vergisini versin. Samimiyetini göstersin.
0
diyecevaplandı
(21.04.24)
Bu "Fahiş fiyat" anlatısının gerçekleşmesi için çok garip bir şeyin olması lazım: Neredeyse bütün gıda esnafı birbiriyle anlaşmışçasına deli gibi fiyat yükseltip bir kurabiyeye 150 lira, bir tabak makarnaya 400 lira fiyat çekerken talebin aynı kalıp da toplam tüketimin bu esnafları ayakta tutacak kadar canlı kalması için insanların da kafalarına silah dayıyor olmak lazım...

Sözlükte de bahsetmiştim. Esnaftan ya da şirketlerden etik beklemek normal değil; ürünün içeriği konusunda devletin denetimi lazım ki kırmızı biber yerine kiremit tozu, fıstık yerine bezelye yemeyelim. Ancak fiyat konusunda devletten bir şey beklemek saçma. Ne bekliyoruz, devletin pastaneye baskın yapıp "Bir kilo baklava 2000 lira olamaz" demesini mi? Pastane açan adamın "herkesin alabileceği fiyata baklava satma" zorunluluğu mu var yoksa devletin "Halka ucuza baklava temin etme" misyonu mu?

Diyelim ki köşedeki pastane sahibi gaza geldi ve popüler anlatıdaki gibi altına bir mercedes daha çekmek için bütün fiyatları iki katına çıkardı... Bu, adamın kontrolünde olan bir şey. Ancak bu adamın "İnsanlar yemezse ölürler" niteliğinde bir şey satmadığını kabul edersek bir iki şey olmasını bekleriz

a) Bu adam fiyatları piyasa dinamiklerinin tersine yükselttiği için müşterisi kalmadı, battı
b) Adam zam yapmasına ve belki toplam müşterisi düşmesine rağmen daha fazla ciro yapıyor

A şıkkı geçerliyse konuşmaya gerek yok zaten. Ama B şıkkı geçerliyse bu o ürünün bizim alım gücümüzü geçmesine rağmen başkaları için normal fiyatlı olduğunu gösteriyor. Yani burada esnafı suçlamanın anlamı yok. Ya o çevre bir anda lüks bir çevre haline geldi ya da biz fakirleştik... Çoğunlukla da cevap bu işte. Fakirleştik... Herkes aynı deecede fakirleşmediği için talep hala canlı ki esnaf ayakta kalabiliyor.
0
salihdt
(22.04.24)
Maalesef çok ciddi bir enflasyon var. Personel çalıştıran bir işletmenin personel masraflarını %50 artırıp, "bunu sineye çek" diyemezsin. Personel, kira, elektrik, vergi vs. her şeyi yansıtmak zorunda işletmeler.

İnsanlar kendileri de bu durumu gördükleri için, esnafa hak veriyorlar. Ancak bunu fırsata çevirmek isteyenler de var. Serbest piyasa olduğu için devlet regüle ettiği ürünler hariç, diğer ürünlerin fiyatına karışamaz. Adam isterse bire alır, bine satar.

Bence en güzeli, cebinize uymayan, bir anda çok hızlı artış yapılan ürünleri tüketmemek. Serbest piyasanın kendi kendine oturmasını sağlar.

Ayrıca toplumda o kahve 1.000 TL olsa da içecek, son yıllarda oldukça zenginleşmiş bir %5 te var. Ne olursa olsun, bazı işletmelerin fiyatları bizim bütçemizi çok aşacak.


.
0
kartallar yuksek ucar
(22.04.24)
Durum tespiti yapmak konusunda yaşanan bir sıkıntı yok aslında. Fiyatlar yükseliyor, maaşlar daha az yükseliyor. Bunun sonucunda her geçen ay alım gücü daha aşağı iniyor. Bunda herkes hemfikir, herkes farkında. Ekonomik durum birkaç yıl öncesine göre daha inişli çıkışlı.

Anlaşılmayan nokta sanırım buna insanların nasıl tepki vermesi gerektiği. Daha doğrusu insanların "doğru tepkileri" vermesi bekleniyor. Ancak dünya böyle işleseydi kurulan hiçbir devlet ve krallık yıkılmaz, hiçbir savaş çıkmaz, hiçbir ekonomi bozulmaz, hiçbir sistem zora girmez herkes huzur ve refah içinde yaşardı. Ne var ki topluluk olarak insan böyle uygun tepkiler vermiyor. Hiçbir zaman vermedi, hiçbir zaman da vermesi mümkün değil. Kırk yılda bir spontane verilen bir tepkinin doğru yere temas ettiği illaki olur ancak bu genel eğilim değil hiçbir zaman. Şimdi ortada böyle bir sorun ve bu sorunun yarattığı rahatsızlık varken bu konuda uzman ya da yetkili olmayan insanların sorunun kaynağını analiz edip buna en uygun tavır konusunda ortaklaşarak hareket etmesini beklemek sanırım gerçek dışı bir beklenti olur. Topluluğun vereceği tepkinin detaylarındaki öngörülemezlik de kendi içinde bir bütün olarak mantıklı bir olay aslında. Toplumun neye tepki verip neye vermeyeceğini kestirmek bir noktaya kadar mümkünken detaya inildikçe bu tepkiyi nasıl vereceğini söylemek güç. Toplum bir tepki verip rahatsızlığını belli ettikten sonra konuyla ilgili olanlar da bu tepkinin nasılına ve niçinine kafa yormak yerine ne tür aksiyonları alırız diye düşünmeli herhalde. Bence yanlış olan biraz da toplumu idealize edip en uygun şekilde davranmasını beklemek. Buna bu denli kafa yormak hiçbir şeyi çözmez sanırım.
0
akhenaten
(22.04.24)
Soruyu net algilayamayip, uzun cevap yazan arkadaslara ithafen;

Bahsettiginiz özel isletmeler, restoranlar da birer "esnaf" aslinda. Ve her esnaf grubu gibi, ticaret bakanliginin borusu bu arkadaslara da pekâla ötebilir(tabii istenirse).

Olay market-cafe ayrimi degil yani aslinda.
0
🌸Yourcousinmarvinberry
(23.04.24)
(6)

Boşanma davası hakkında

hhhh99
çekişmeli boşanma davası açacağımeşim Almanya da 2400 euro maaş alıyor ben yüzüğümü bile almadan Türkiye ye geldim tedbir nafakası ve mahkeme sonunda nafaka durumu ne olur?boşanma sebebi eşimin fiziksel siddet (video kaydı var) ve psikolojik şiddetayrıca merak ettiğim ben bu şiddetten dolayı Almanya
çekişmeli boşanma davası açacağım
eşim Almanya da 2400 euro maaş alıyor ben yüzüğümü bile almadan Türkiye ye geldim tedbir nafakası ve mahkeme sonunda nafaka durumu ne olur?

boşanma sebebi eşimin fiziksel siddet (video kaydı var) ve psikolojik şiddet

ayrıca merak ettiğim ben bu şiddetten dolayı Almanya da tramva sonrası depresyon tanısı ile iki adet psikiyatri ilacı kullanıyordum.

Türkiye de henüz doktora gitmedim gitmem benim faydama olur mu?
0
hhhh99
(16.04.24)
Almanya'da olan adamdan bişey alamazsın. Orası demokratik bir ülke.
0
ferenc
(17.04.24)
Sizin bu konuyla ilgili sorularınızı hemen her gün görüyorum fakat çok komplike bir süreçten bahsediyorsunuz. Bence bu soruları buraya sormak yerine bir avukattan profesyonel yardım alırsanız çok daha iyi olur sizin için.
0
fraise
(17.04.24)
Bizzat avukat olarak söyleyebilirim ki milletlerarası özel hukuku ilgilendiren bir mesele olduğu için maalesef süreç uzun ve masraflı olacaktır iki ülkenin de hukuki normlarının değerlendirilmesi gerekmekte ve en az bir yıl ve 10bin euro ilk mahkeme gideri olacaktır...
0
apocalipy
(17.04.24)
profesyonel yardim almanizi tavsiye ederim. turkiye'ye gelmeniz yetmez, ikametinizi buraya aldirdiniz mi? aldirmadiysaniz tr'de dava acamazsiniz, acsaniz bile almanya'da evlendiyseniz ve esiniz almanya'da ikamet ediyorsa alman hukuku da uygulama alani bulabilir, ayrica esiniz alman vatandasi ise durum yine degisecektir. ikametinizi de buraya aldirmanizin almanya'daki haklariniz acisindan negatif etkisi olabilir, dolayisiyla ikametinizi su asamada tr'ye aldirmamak sizin icin daha iyi olabilir, ayrica almanya'da acilmis bir dava varsa (bosanma davasi) bu yine davayi etkileyecektir ve muhtemelen dava gorulemeyecektir vs. Duyuru bu konuda bilgi almaniz ve buna gore hareket etmeniz gereken son yer olmali.
0
kassiopeia
(17.04.24)
İkametinizi aldırın ve doğru adli yardım servisine gidin. Size avukat tayin edilir geliriniz ve mal-mülk yoksa.

Tek başınıza işin içinden çıkamazsınız.

Not: Avukatım. Dediğimi yapın yoksa işleri iyice karıştıracaksınız.
0
drako
(17.04.24)
eşim çifte vatandaş ben sadece Türk vatandaşıyim Türkiye de evlendik

eşim ve ailesi ben gittikten sonra şikayette bulunmuşlar araba çalma telefon gaspi şiddet üzerine tahminimce boşanma da açmışlar orada
0
🌸hhhh99
(17.04.24)
(4)

İngilizceyi bir üst seviyeye çıkarmak (Yds veya başka bir yöntem)

put it in your appropriate place
- İngilizce seviyemin tam seviyesinden emin değilim ama gazeteleri okuyup anlayabiliyorum. İngilizce romanları anlayabiliyorum vs vs.- Listening'de duyduğumu anlıyorum ama üçüncü cümleden sonra sıkılıp dinlemeyi bırakıyorum. Bunu geliştirmem lazım.Arzuladığım seviye, dinlerken, konuşurken, okurken a
- İngilizce seviyemin tam seviyesinden emin değilim ama gazeteleri okuyup anlayabiliyorum. İngilizce romanları anlayabiliyorum vs vs.

- Listening'de duyduğumu anlıyorum ama üçüncü cümleden sonra sıkılıp dinlemeyi bırakıyorum. Bunu geliştirmem lazım.

Arzuladığım seviye, dinlerken, konuşurken, okurken anlamak, rahat olmak kelimeler arası nüansları idrak edebilmek.

Bir yerde Yds'e girmek istiyorum dil tazminatı için ama İngilizceye ne kadar yarar emin değilim. Baya akademi kaçıyor.

Ne tavsiye ederseniz bunun için?
0
put it in your appropriate place
(16.04.24)
Üçüncü cümleden sonra sıkılmak ne demek? İçerik ne olursa olsun sıkılıyor musunuz?

Aktif dil kullanımı, konuşma yazma, olmazsa dil ancak b1 seviyesine gelebilir. İstediğiniz kadar okuyup, dinleyin.
0
summerof69
(17.04.24)
@summerof69 Odak noktam kayboluyor. Başka şeylerle ilgilenemeye başlıyorum. Sağa sola bakıyorum.
0
🌸put it in your appropriate place
(17.04.24)
sorununuz dil degil. gunumuzde bilgisayar basinda vakit harcayan bir cok insanin basina gelen dijital icerik tuketimi sonucu ortaya cikan dikkat daginikligi.
0
summerof69
(20.04.24)
Listening en önemlisi. Minimum 1000 saat sözlü ingilizceye maruz kalman gerekiyor. Bu yaklaşık 1 yıl yapar. Akıcı konuşmak, düzgün telefuz, ingilizce düşünebilmek için 2 sene ingilizce konuşulan ülkede yaşaman lazım. Mümkün olduğunca düzgün aksana maruz kalman gerekiyor.

Okuma yapmak da çok faydalı. Özellikle YDS = okuma sınavı.

İngilizce radyo programı, podcast veya içerik dinle. Örneğin arabada giderken veya evde yabancı kanalları takip et. Günde 3 saat ayırman lazım
0
ferenc
(20.04.24)
(14)

Bu İnsanlar Parayı Nereden Buluyor?

french lover
Bizim şirkette çalışanların ev ve araba gibi varlıklarını satabildiği bir "ilan" sekmesi mevcut. Bakıyorum yeni işe başlayan veya 1-2 yıllık kişilerde 3-4 milyonluk evler, 1-2 milyonluk arabalar mevcut.Matematiğini yapamıyorum, hiçbir şey yemeyip içmemesi lazım. Acaba azınlık bir kesime ait gözlemde
Bizim şirkette çalışanların ev ve araba gibi varlıklarını satabildiği bir "ilan" sekmesi mevcut. Bakıyorum yeni işe başlayan veya 1-2 yıllık kişilerde 3-4 milyonluk evler, 1-2 milyonluk arabalar mevcut.

Matematiğini yapamıyorum, hiçbir şey yemeyip içmemesi lazım. Acaba azınlık bir kesime ait gözlemden tüme mi varmaya çalışıyorum?
0
french lover
(14.04.24)
önceden alınmıştır onlar. ya da aileden gelmiştir.
evet azınlığa bakıp tüme varmaya çalışıyorsun.

6-7 sene önce 100 bin olan ev 3-4 milyon şu an öyle düşün.
0
jelly bear
(14.04.24)
tanıdık bir yerdeki çaycı çocuk (şimdi değil, eski kredi oranlarıyla), maaşının max limitiyle kredi çekip araba almıştı. maaştan 1 lira bile kalmayacak şekilde. benzin alamadığından evin önünde yattı araba aylarca. bu tip insanlar da var. herkes güvenli alanında dans etmiyor :D
0
brkylmz
(14.04.24)
millet aileden zengin. bizim üst kattaki çocuk metrobüs şöförü, altında t-roc var:) bu zenginlik bir tek bizi bulmamış.
0
nothing in my way
(14.04.24)
Onlyfans yapıyor çoğu kişi. Traveler, gezgin tayfa falan çoğu onlyfanscı. Dedim geçen bir kıza gir bu olaya.. ooooo biz çoktan girdik ki dedi.
0
ferenc
(14.04.24)
4 sene önce 500 bin olan araba şimdi 1-2 milyon 2. eli

önceden ya da aileden

önceden aile desteği ile o evi arabaları almak için ailenin çok zengin olmasına da gerek yoktu. ailen destek olur kredi çekersin vs

bir de ufaktan başlayıp 2 yıl sonra satıp daha iyisini alanlar da var kredi ile vs
0
jülsezar
(14.04.24)
Evlerin arabaların o kişilere ait olup olmadığını bilemeyiz.Komisyon karşılığı o platformu kullanıyor/kullandırıyor olabilirler.
0
arenas
(14.04.24)
1-) Bazı insanlara ailesi alıyor, veya miras ile kalıyor.

2-) Düşük faiz ortamında kredi çekip ev araba alanların 200-300 bine aldığı evler şimdi 3-4 milyon, 100 bine aldıkları arabalar da 1 milyon oldu.
0
hayirsiz
(14.04.24)
Matematik hata yapmaz. Tabiki çalışarak alınmıyor onlar. Türkiye'de 1-2 sene çalışma ile iphone zor alınıyor.

Aileden para oluyor genelde. Yani yüzde 99 bir yerden para alıyor geri kalan yüzde 1 için de çok fikir yürütmeye gerek yok.
0
logisticsmanager
(15.04.24)
5 -6 sene önce Ankara’da yeni 1+1’ler 150bin₺ civarındaydı. 30bşn $ civarı yani. Ortamlara beyaz yaka maaşı 5-6 bin₺. 3-5 yıllık çalışan biri peşinatını biriktirip kalanını da kredi ile alabiliyordu. 7 -8 sene öncesinde de ortalama bir Ankara beyaz yaka maaşı ile kredili sıfır araç alınıyordu.
Bahsettiğiniz kişi genç olup bunları almaya yaşı yetmeyebilir ama ailesi, kardeşleri almıştır
0
ya volna
(15.04.24)
ben kanlı canlı yürüyen örneğiyim bu işin.

kesinlikle çalışarak alamazsınız :) en azından o yaşlarda.
0
baldan kaymak
(15.04.24)
şöyle düşünün, borç-harç bir şekilde alıyorlar ve satıyorlar; oradan kar ediyorlar. para o şekilde kazanılıyor, yoksa sabit gelir/maaş ile çok zor
0
sweetoffice
(15.04.24)
Tabi ki aileden gelen varlıklar. İşe yeni başlamış birisi nasıl konut alacak.

Bunun için işe başlamasına da gerek yok. Üniversitede iken çok arkadaşın arabası olurdu, alır-satarlardı..
0
Lethe
(15.04.24)
kesinlikle ailedendir. bazı aileler var, yemez içmez çoluk çocuğuna ev araba gayrimenkul alır. çocuğu çalışmaya başladığında ya da evlendiğinde, kira ödemesin diye illa bir ev alır.
0
co2s2
(15.04.24)
Dinle, gelecekteki zavallı damadın, Tanrı aşkına! Tek çocuğunuzu şımartmanız ve buna fırsatınız olması elbette harika ama her şeyin bir sınırı var. İstekler beyaz altındır. Keşke birisi beyaz çikolata ya da beyaz krizantem vermiş olsaydı, o kadar çok sevinç olurdu ki! Bunu kıskançlıktan değil, bir kişinin kaprisleri sorgusuz sualsiz yerine getirilen bir tür krala dönüştürülemeyeceği için yazıyorum. Bahis oynamayı da severim; www.hayatnotlari.com adresinden iyi oranlar bulabilirsiniz.
0
Farty
(15.04.24)
(11)

avrupadaki et dönerler hk

avatar is back
bunlar neden böyle ya? videosunu da görünce aklıma geldi, bir kaç yerde yedim etler böyleydi, tavuklar yine bilindik idi. özellikle uk'de böyle. https://x.com/Parrobot7/status/1777641733842510108videoda sağdaki kesiklere bakınca anlarsınız sanki yaprak dilimli ama fazla tavada kalıp yanmış gibiler.
bunlar neden böyle ya? videosunu da görünce aklıma geldi, bir kaç yerde yedim etler böyleydi, tavuklar yine bilindik idi. özellikle uk'de böyle.

x.com

videoda sağdaki kesiklere bakınca anlarsınız sanki yaprak dilimli ama fazla tavada kalıp yanmış gibiler. tadları ise leş. kıymamı ne bunlar? yani bizimkilerle alakası bile yok. hatta ilk yediğimde domuz mu bu falan demiştim. hatta direkt german doner'den fotoda atayım ; media.timeout.com birebir böyle.

bu başka bir et mi? yapısı mı farklı ne bu
0
avatar is back
(11.04.24)
Çok büyük çoğunluğu kıyma, ne bulurlarsa atıyorlar içine.
0
but that was just a dream
(12.04.24)
bol baharatli kofte harci.
bir boka yaramaz seyler iste, le$..
0
cooperr
(12.04.24)
ben de dediğiniz gibi tahmin ettim ama çoğu yerde yediğim diğer et ürünleri baya iyidiler ama döner neden böyle peki? ayrıca çoğu yer mi böyle ya? ben 3-4 yerde yedim hepsi o kadar kötüydü ki başka yerde yemeyi cesareti geçtim düşünmedim bile.
0
🌸avatar is back
(12.04.24)
Alman dönerlerinin çok lezzetli olduğunu söylüyorlar tam aksine. Hatta Almanlar bile hastası olmuş
0
ferenc
(12.04.24)
@avatar

yurtdisinda adamlarin et donerden anladigi bu, kuzey amerika'da da boyle.
yenecek sey degil, ustune bir de bol ketcap, mayonez falan sikarlar.

bizim duzgun etli donerimizi tatmis olan yabancilar zaten buna doner demeyi birakiyor..
0
cooperr
(12.04.24)
Türkiye'de gerçekten kaliteli et döner yapan 100 civarı mekan kalmış olabilir ya. O yüzden artık bizim ülkede de istesen de kaliteli et döner yiyemiyosun istediğin zaman. Almanya'da en azından bi standart var et kalitesinde, döner gramajında falan. O yüzden Almanya'da ortalama bir et döner, Türkiye'de ortalama et dönerden daha iyi diye düşünüyorum. Ha tabii Türkiye'de iyi et dönerlerle kapışamaz Almanya'dakiler
0
nundu
(12.04.24)
Hayatımda yediğim en iyi durum döneri viyana'da yemiştim. Fransa'da yediklerim de oldukça iyi.

Benim döner konusunda Türkiye vs bati avrupa yorumum su;
Türkiye'ye seviye 0 ile 100 arasında
Batı Avrupa'da 50 ile 80.

Benim gördüğüm eksik lüks yer yok. Hatta lüks ya da en azından normal türk restorani zor bulunuyor. Haliyle misal Türkiye'de 400 lira verdigin tarz restoran bulamiyorsun. Ama Türkiye'de tanımadığım yerden kolayca et yemem ama Batı Avrupa'da daha rahatim.
0
logisticsmanager
(12.04.24)
Son cevap yazanlar ya duyuruyu okumadı ve fotoğraflara bakmadı ya da başlığa göre sadece cevap yazıp geçiyorlar. Zira bahsettiğim durumun tat ile alakası yok. Elma ile armut kıyası yapmışsınız. Türkiyede kötü et döneri “tadı tuzu yok, eti güzel değil, eti sinirle dolu” diye 40 şekilde eleştirilir ama benim bahsettiğim ile bunun alakası yok. Çünkü buna et demeye bile şahit ister.

Almanyaya gidip gemüse’de de yedim bizim döner gibi zaten çok daha güzeli. Ama türk usulü işte ben onu kastetmiyorum. problem tadı olsa x ülkesinde dönerin güzeli nerde olur diye sorardım. Tekrar video ve fotoğrafa bakarsanız anlarsınız, hollanda ve kanadada yaşayan arkadaşlar beni anlamış zaten. 40 yıl tr’de dönercilik yaptıktan sonra eu’da dönerci açan adamın dönerini sorgulamıyorum
0
🌸avatar is back
(12.04.24)
Videoya ve fotoya bakıp bi farklılık algılayamadım çünkü. Türkiye'de de et dönerler böyle görünüyor bazı mekanlarda. Görünüşe göre "Bu et değil, şuna bak" denecek bi şey algılamadım ben.
0
nundu
(12.04.24)
Ilk video kiyma döner gibi ama ikinci foto bence alakası yok. Normal kalite döner gibi. Belki tadı kötü çıkmıştır bir şey diyemem.

Avrupa'da farkli karisimlar oluyor. Dana, yavru dana (veal) gibi. Bu sebepten tadı ya da görüntüsü farklı olabiliyor.

Ama ikinci fotoda kesinlikle bu et değillik bir şey yok.
0
logisticsmanager
(12.04.24)
BahSettiğim durumun tatla alakası yok diye cevap vermişsiniz ama duyuruda “tadı leş” diyerek yola çıkmışsınız. Ben aksi kanaatteyim, muhafazakar olmaya gerek yok, asla aklıma gelmezdi mor lahanalı yoğurtlu döneri sevebileceğim ama sevdim. İyi ya da kötü olmasındansa “at eti yemiyorum” “sağlıksız bir şey yemiyorumdur” hissini hiçbir telkin aşamaz. Daha yeni türkiye’deki baskınlarda 3 tırnaklı eti yapan işletmeler olduğu tespit edildi…
Ha diyorsanız ki ben lezzete veya kaliteye bakmam, bana et ve yağ gelenesel usul dizilmiş döner lazım. Onu bilemem
0
her giriste sifresini unutan adam
(13.04.24)
(9)

H. Türkoglu'nun TR'ye dönmesi

Yourcousinmarvinberry
US'de kalsa yedi sülalesini cennette yasatacak adamlar neden bunun yerine tr'ye dönerler ki ?Motivasyonlarinin kaynagi nedir ? Sirf merakimdan soruyorum.
US'de kalsa yedi sülalesini cennette yasatacak adamlar neden bunun yerine tr'ye dönerler ki ?

Motivasyonlarinin kaynagi nedir ? Sirf merakimdan soruyorum.
0
Yourcousinmarvinberry
(10.04.24)
Hidayet emekli olana kadar ABD'de oynayip para kazandi zaten. Basketbolu biraktiktan sonra ABD'de kalmasinin espirisi ne ki? AKP'ye yakin oldugu icin Turkiye'ye donusunde kendine federasyon baskanligi verildi. Bu da bir dunya ekstra para ve prestij demek. Daha ne olacak?

"US'de yedi sülalesini cennette yasatacak adamlar" - sanki Turkiye'de Ankara Sincan'da yasiyor gibi yazmissin.
0
hot potato
(10.04.24)
makam, mevkii yeterli degil mi? Hali hazirda saray danismani, basketbol federasyon baskani. Bir de Tr, parasi olan kisi icin cennet
0
speedy
(10.04.24)
yukarıdaki arkadaslar yeteri kadar bilgi vermişler zaten ama yazmadan edemedim.

abdde yaşasa ne yapacaktı ki? sıkıntıdan patlardı. türkiyedeki statüsü, forsu ve çevresi orada olmazdı ki. ayrıca türkiye parası ve statüsü olan birisi için abdden çok daha yaşanabilir bir ülke.
0
benarrivo
(10.04.24)
türkiye mis gibi memleket. istanbul'da boğaz'ı gören güzel bir ev al, yazları için de bodrum civarında bir yazlık yaptır iyi bir mimarlık şirketiyle çalışıp. şöyle temiz güzel bir de tekne aldın mı, ege senin akdeniz benim gez. böyle güzel memleket mi var? tr'deki koylar çok nadide çok güzel. bu mantıkla bakarsan her sene gelen bill gates, jeff bezos niye geliyor olabilir?
0
avatar is back
(10.04.24)
Hidayet abd'de kalsa ne yapacak? Çok afedersin de o kadar basketci varken hidayet ne yapacak?
Ama burada reyizi ile beraber mis gibi yiyor paralari.
0
logisticsmanager
(10.04.24)
Abd'de yapacağını yaptı. Abd emekli adama göre değil, sürekli çalışman lazım.
Türkiye'ye gelip siyasi kariyer yaptı. İktidara yakınlığı ile kazandıkları abd'den fazladır.

Abd'de olsa gereksiz yere vergi ödeyip cepten yiyecekti. Stagnasyona girmek yerine yeni başlangıç yaptı
0
ferenc
(11.04.24)
Abd'de yapacağını yaptı. Abd emekli adama göre değil, sürekli çalışman lazım.
Türkiye'ye gelip siyasi kariyer yaptı. İktidara yakınlığı ile kazandıkları abd'den fazladır.

Abd'de olsa gereksiz yere vergi ödeyip cepten yiyecekti. Stagnasyona girmek yerine yeni başlangıç yaptı
0
ferenc
(11.04.24)
Yabancıların çalıştığı bir yerde çalışıyorum. Sanırım ne olduğun değil kimle paylaştığın çok önemli. Para mutluluk getirmiyor. Asgari ücretten bahsetmiyorum tabii ki :)
0
EXXE01
(11.04.24)
Turkiyede kendi fanusunda yasiyorsan, ekonomik problemlerin yoksa, cocuklarina da iyi egitim alacaklari, iyi insanlar taniyacaklari bir fanus olusturabileceksen o zaman baska ulkede gocmen olmanin anlami yok.

Dogdugun buyudugun kulturu terkedip gitmek oyle kolay degil. Insan hep bi geri donmenin pesinde oluyor. Tas yerinde agirdir.
0
zimbirik
(11.04.24)
(3)

Miami veya Newyork Dil Okulu

ashleybon
Buralardaki dil okullarına 1 aylık katılmak mümkün mü? Ne kadara mal olur? İngilizce biliyorum ama daha da gelişsin istiyorum. İnternette bir çok dil okulu çıkıyor ama güvenilir bulmadım.
Buralardaki dil okullarına 1 aylık katılmak mümkün mü? Ne kadara mal olur? İngilizce biliyorum ama daha da gelişsin istiyorum. İnternette bir çok dil okulu çıkıyor ama güvenilir bulmadım.
0
ashleybon
(09.04.24)
15 gün bile katılabilirsin. Sonuçta paranı alıp geçecekler. Fiyatları googledan araştıramıyorsan bence boşver gitsin
0
ferenc
(09.04.24)
miami nereden esti? cok aglirlikli ispanyolca konusulan bir yer. ulkesinde yabanci dil ogrenmenin espirisi yerli halkla karisip pratik yapabilmek. hatta new york da sacma.

ferenc +1. para varsa vize cikar ve istedigin kadar gidebilirsin.
0
hot potato
(09.04.24)
Hot potato'nun lokasyon yorumu çok doğru. Dil öğrenmek için ben olsam Nebraska'ya giderdim. Full white american. Tarımsal bölge olduğu için hispanik kaçak yok. Aksanlar düzgün.
0
ferenc
(09.04.24)
(12)

Köpek Isırdı

the man with no name
Arkadaşlar, biraz önce idealtepe parkı'nda yürürken dosdoğru üstüme koşarak bir köpek saldırdı, sakinliğimi korudum kaçmadım ama fena halde ısırdı. karşıdan köpeğini gezdiren biri de geliyordu, onun yardımıyla kurtuldum.köpeğin kulağında aşılama kartı vardı, kuduz aşısı olmam gerekir mi? o kişi aynı
Arkadaşlar, biraz önce idealtepe parkı'nda yürürken dosdoğru üstüme koşarak bir köpek saldırdı, sakinliğimi korudum kaçmadım ama fena halde ısırdı. karşıdan köpeğini gezdiren biri de geliyordu, onun yardımıyla kurtuldum.

köpeğin kulağında aşılama kartı vardı, kuduz aşısı olmam gerekir mi? o kişi aynı köpek beni de ısırdı sorun olmadı dedi.

imgyukle.com
0
the man with no name
(07.04.24)
Foto açılmadı ama kuduz riske atılmaz ayrıca ısırığın tipine göre tetanoz da gerekebilir. Gidin acile
0
nundu
(07.04.24)
Vakit geçirmeden acile git. Aşılama kartını falan salla. Belediyeler akraba istihdam yeri. Kimse aşıyla falan uğraşmaz.
0
ferenc
(07.04.24)
Teşekkürler, yorumlar sonrası yakındaki özele gittim. Aşılar Kartal Araştırma’da dediler. Oraya gidiyorum şimdi.
0
🌸the man with no name
(07.04.24)
Tetenoz daha önemli
0
sonhakan
(07.04.24)
mutlaka ol
0
malheiros
(07.04.24)
Isırık kötü. Gidin çünkü enfeksiyon riski fazla köpeklerin ağzında çok fazla bakteri var.
0
logisticsmanager
(07.04.24)
tedbir için hem kuduz hem de tetanoz aşısı yaptırın. geçmiş olsun.
0
false pretension
(07.04.24)
çok teşekkürler öneriler için. süreç hakkında bilgi vereyim, belki faydalanan olur.

doktor görür görmez kuduz ve tetenoz aşısı olmamı sağladı. kuduz aşısı dört dozmuş, tetenoz tek. üç kere daha gideceğim. bir de bol sabunla yıka dedi, yıkadım.

dümdüz ellerim cebimde yürüyordum, aralarda havlıyordu köpekler ama bu defaki kadar kararlı şekilde üstüme gelen olmamıştı. anladım ki kimse güvende değil. bir de çocukların yoğun olduğu bir park. yardım eden adam olmasaydı daha fena olabilirdi. herkes dikkatli olsun.
0
🌸the man with no name
(07.04.24)
Çok geçmiş olsun.

Bu başıboş köpek işi tatsız bir noktaya doğru gidiyor hadi hayırlısı.
0
kukuleta
(07.04.24)
Çok geçmiş olsun. Maalesef sokaklar serengeti düzlüklerine döndü.
0
kolaygelsin
(07.04.24)
Geçmiş olsun. Ben de ısırıldım, belediye veterinerini de tanıyordum, bana bir kere aşılarını yapıp kısırlastırıp küpeliyoruz ama rutin olması gereken aşılar bir daha olmuyor demişti. Isırıldığım zaman belediyeye haber vermiştim, normalde olması gereken o sokak köpeğinin o bölgeden alınıp gözlem altında tutulup kuduz yoksa tekrar salınmasıymış. Ancak kendileri bunu yapmaya cesaret edemedikleri için ben her gün beni ısıran köpeği kontrol ediyordum bir gariplik var mı diye.
0
jazzabel
(08.04.24)
çok geçmiş olsun. aşıyı olmanız iyi olmuş, özellikle kuduzdan daha geçtiğimiz aylarda birilerinin öldüğünü düşünülünce.

@jazzabel hahaha
0
euteamo
(08.04.24)
(2)

MR Raporunu Yorumlayabilecek Birisi

blackhawk17
Merhabalar,Görseldeki Sol Diz MR raporunu benimde anlayabileceğim bir şekildeaçıklayabilecek birisi var mıdır? Şimdiden teşekkür ederim.https://dosya.co/llaajkhnhhqb/MR.jpeg.html
Merhabalar,
Görseldeki Sol Diz MR raporunu benimde anlayabileceğim bir şekilde
açıklayabilecek birisi var mıdır? Şimdiden teşekkür ederim.

dosya.co
0
blackhawk17
(07.04.24)
ChatGPT yorumu

Bu belge, bir hastanın Sol Diz MRG (Manyetik Rezonans Görüntüleme) incelemesine ait bir radyoloji raporunu gösteriyor. Rapor, diz eklemindeki çeşitli yapıları ve olası anormallikleri değerlendiriyor. İşte belirtilen bazı noktaların yorumu:

Patello-femoral ve femoro-tibial eklemler: Eklem mesafeleri normal genişlikte. Bu iki eklem arasındaki mesafe normal olduğu için, bu bölgelerde büyük bir anormallik veya eklem daralması bulunmadığı söylenebilir.

Artiküler kartilaj: Eklemleri kaplayan kartilajın kalınlığı ve sinyal özellikleri normal. Bu durum, ciddi bir aşınma veya yıpranmanın olmadığını gösterir.

Kortikal ve trabeküler kemik: Bu terimler, kemiklerin farklı bölümlerini tanımlar. Kortikal kemik dış tabakayı, trabeküler kemik ise iç, süngerimsi yapıyı ifade eder. Her iki kemik tipinin de düzgün olduğu ve normal sinyal özellikleri gösterdiği belirtilmiş, bu da kemik yoğunluğunun normal olduğunu işaret eder.

Diz ekleminde sıvı artışı: Hafif sıvı artışı var. Bu durum, iltihaplanma veya eklem içi bir problem olabileceğini gösterir.

Medial femoral kondil: Subkondral kemik kontüzyonu. Bu, kemikte küçük bir ezilme veya yaralanma olduğunu gösterir.

Medial menisküs: Anterior hornunda grade 1 dejenerasyon gösterirken, posterior horn grade 2 dejenerasyon ve hipertens sinyal değişikliği göstermiş. Menisküs yırtığı veya dejenerasyonunun derecesini gösterir; grade 1 ve grade 2, genellikle hafif ila orta derecede hasarı ifade eder.

Lateral menisküs: Anterior ve posterior hornlar normal görünümde.

Çapraz bağlar: Bu bağların normal olduğu belirtilmiş, ki bu önemlidir çünkü çapraz bağ yaralanmaları ciddi sorunlara yol açabilir.

Kollateral bağlar ve periartiküler yumuşak dokular: Normal değerlendirilmiş.

Sonuç olarak, bu MRG raporu, sol dizde bazı hafif anormallikler olduğunu gösteriyor. Ancak burada sağlık profesyoneli olarak detaylı medikal önerilerde bulunamam, bu yüzden bu bulguların klinik önemini ve gerektiğinde uygun tedavi seçeneklerini tartışmak üzere bir sağlık profesyoneli ile görüşmeniz önemlidir.
0
ferenc
(07.04.24)
chat gpt çok iyi yorumladığı (hafif) mr raporu için doktor protez dedi o yüzden çok sağlıklı değil.
0
eja
(07.04.24)
(1)

abd'den satmak için bir şeyler getirmek mantıklı mı?

bir ileti paylastim
sürüm giden bir şey varsa gelirken getireyim. alıcı bulup ona göre ürün almak da makul fakat vazgeçerse diye herkese hitap eden bir şey daha mantıklı. 200-300 dolar bırakacaksa mantıklı, yoksa taşıdığıma da değmeyecek. var mı böyle bir ürün? teşekkür.
sürüm giden bir şey varsa gelirken getireyim.

alıcı bulup ona göre ürün almak da makul fakat vazgeçerse diye herkese hitap eden bir şey daha mantıklı. 200-300 dolar bırakacaksa mantıklı, yoksa taşıdığıma da değmeyecek.

var mı böyle bir ürün?

teşekkür.
0
bir ileti paylastim
(04.04.24)
Türkiye'de toptan alınıp satıldığı için daha ucuz olan şeyler var. 200-300 dolar tek bir üründen kar edemezsin.
0
ferenc
(04.04.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.