şu un elediğimiz süzgeçlerde yıka.. yeterli olur..

@cureforlove o basit süzgeçlerden geçtiği için sordum ben de soruyu -bahsettiğim ince dokunmuş süzgeç, makarna süzgeci değil- belki bunların un süzgecinden başlayarak kademelenmesi var bilemiyorum daha ince dokunmuşunu -un süzgeci oluyor o da herhalde- alacağım artık.

Damacana su kullanıyorum ama çok da temiz su olduğunu düşünmüyorum.

cam damacana kullanıyorum 15 litresi 11 lira, aile evi için uygun olmaz, çok uygun olmadığı için ben de 1-2 haftada bir cam damacana su sipariş edip diğer zamanlarda marketten değiştirerek aldığım 5-10 litrelik suları boşaltarak kullanıyorum. Su arıtma cihazı hiç kullanmadım, detaylı olarak da araştırmadım muhtemelen iyileri vardır ama fiyatları da yüksektir, bir anda o kadar parayı çıkartamıyorsanız benim yöntem bir alternatif oluşturabilir.

su işinde çok para var.açıkgözlük yapıp pınarın eriklinin bayiliklerini alanlar çok çok daha fazla zenginleşecek ilerde..

damacanaya o parayı vermek gözüme batıyor.. arıtma cihazı da kendini yıllar sonra belki amorti eder..

musluktan içesim var o derece..

Su raporu sonuçlarına göre benim yaşadığım şehirde bulabildiğim içilebilir iki marka var. Bunlardan birisi Kipa ve genelde marketten alıyorum. Taşıması biraz zor oluyor sadece. Her gittiğimizde 5-6 damacana alıp getiriyorum eve. Fiyatı da 5 tl. gayet uygun.

Çeşmeden içiyorum evdeysem.

@Cursed Chico: hangi şehirdesin?? musluk iyi cesaret:)

Yıllar evvel 1000 liraya arıtma cihazı aldık. ilk zamanlar babama çok kızdım o kadar paraya değer mi diye. Şimdi iyi ki almış diyorum. Bir anda o kadar para çıkınca çok gibi geliyor ama kesinlikle değer diyorum. Ufak bi matematik hesabıyla damacanaya o kadar parayı kaç ayda verdiğiniz hesaplanabilir. Bi kere taktırıyorsun sonra kafan rahat, ne pompaya abanıyorsun ne değiştirmekle uğraşıyorsun. Sadece bi yıllık filtre değişimi oluyor, bizdeki cihazda üç filtre var, filtre başına 25 lira alıyorlar o kadar.

damacana iyi temizlenmiyor diye almayı bıraktık. gürpınar marka depozitosuz damacana var 19 litresi 5,25. onu alıyorum şimdi. tadı da gayet iyi.

ulan damacanalar 9,5 lira mı? vay anam vay . ulan yıllardır çolo'dan (bkz:
eksisozluk.com ) 25 krş'a ala ala unuttuk damacanaları.

Duş jeli vücudumda kalıntı bırakıyormuş gibi hissediyorum, o yüzden sabun. Nemlendiricili bebe sabunu kullanıyorum.

Hacı şakir sabun. Duş jeli temizlik hissi vermiyor.

zeytinyağlı sabun. nedeni daha doğal ve sağlıklı olması. ayrıca duş jelleri hiç durulanmıyor, kayım kayım kalıyor insanın teninde. kullanan nasıl kullanır hiç anlamış değilim.

herkes sabun demiş. jel abi, uğraşamam sabunla falan.

ben de zeytinyağlı sabun! mis gibi oh.

duş jeli kullananlar tam bir ...

ikisi de.
sabun=temizlik(tercih hacı şakir), duş jeli=hoş koku (tercih duru shine safir)

şahsen alerjik bir bünyem olduğundan ve ham maddesi ne olursa olsun her türlü cildimi kuruttuğundan sabun kullanamıyorum. eğer böyle sorunların yoksa güzel doğal bir sabun kullanman en sağlıklısı.

Paraben içermeyen doğal sabun. Hacışakir de değil o yüzden. Kolaylık, koku vs değil seçim sebebim. Sıcak suda vücudum temas ettiği şeyleri çok çok daha kolay emerken kimse benden kimyasal ürün kullanmamı beklemesin.

önce sabun sonra kese ve en son da duş jeli kombosu yapınca tüy gibi hissediyorum. duş jeli sanki temizlenmiyormuş hissini bende de yaşatıyor.

Cilt tipine göre değişir. Aslında beyaz hacı şakir sabun en iyisi ancak ben sabun kullandığımda (nemlendirici sabun bile olsa) cildimi inanılmaz kurutuyor. banyodan sonra uyuz olmuş gibi kaşınıyorum, derim pul pul dökülüyor.
O yüzden jel kullanıyorum, sabun gibi kurutmuyor. Nemlendirici sürmüş gibi hissediyorumn.

sabun. cildim kuruduğu için de duştan sonra bebe yağı. bebe yağının zararlı etkileri yadsınamaz tabi ama kokusundan vazgeçemiyorum.

duj jeli. çünkü sonuna kadar kullanabiliyorsun. sabun ufaldıkça kullanılamıyor.

bebek şampuanı güzel kokuyor.

amaç temizlikse: sabun.. her banyoda.. duş jelleri temizlik hissi vermiyor..

ama amaç dışarı çıkmak birileriyle buluşmak vb ise: sabun+duş jeli..

Defne sabunu. Orjinal ve boyasiz olmasina dikkat et cogu yer boyali satiyor. Sac ve vucutta da kullanabilirsin. Duj jeli kimyasal icerdigi icin tercih edilmeyebilir.

Duj yazmisim ya la asjdhs. Bi de kabak lifi kullanabilirsin kese olarak. Aktarlarda satilir.

duş jeli. sabun kaşındırıyor ve kızarıklık yapıyor. yıkandıktan sonraki hissi ve genel sabun kokusunu da sevmiyorum.

tabi ki sabun çünkü sabun doğaldır :D duş jeli petrokimya ürünüdür.

Şakacıktan ^^

Degil

27 yaşında sonra evet. istisnalar kaideyi bozmaz tabii.

bazilari evlilik manyagi, evet. canli orneklerini gordum. yalniz 2500-3000 ustu kazanma muhabbetini anlamadim.

maddi özgürlüğü az çok elinde olan demek istemiştim. asgarili kadar zor durumda olmayan yani.

@mistread 2500-3000 kazanma kafası ile ancak köyden gelen fadime ikna olur..

bu tip bir kız yüzünden en kabus dolu ilişkimi bitireli 4 ay oldu ve her sabah uyandığımda huzurla, şükranla doluyorum.

Çok sevdiğim birinden ayrıldım işte evlilik yüzünden.
100 soru sormuşsun tane tane anlatır kisin

Neden evlenmek istiyorlar, çünkü seçilmemiş/beğenilmemiş/bunu da alan olmamış konumuna "düşmemek" için.

"Düşmek"...

Evlenmek sınıf atlamak çünkü.
"Evlenilecek kadın/güzel kadın sınıfı"na atlamak..

Erkek neden istemiyor, (gerçekten neden istemiyor? Hizmet görecek..) çünkü tek bir kadınla yetinmek zorunda kalacak.

Halbuki evlilik kadin için daha korkunç. Toplumun statü dayatmasindan sindiriyor korkunclugu.

çocuk istiyordur.. biliyorsun ki hatunların belli bi süresi var bu konuda.....

bence kadınların evlenmek istemesinin aile kurup, çocuk yapmasının dışında tek sebebi var o da kendisini güvende hissetmek.

şimdi hemen açıklayayım; ben şu zamana kadar hiç evlilik hayali kurmadım yani ille de evlenicem diyen bi insan değilim ama ille de evlenmek isteyen kadınları anlayabiliyorum.

ekonomik olarak bağımlı olan kadınlar bile evlenmek istiyor bunun sebebi uzun süreli ve gayet yerinde giden bir ilişkisi olsa bile, ''ee her şey çok güzel olduğu neden benimle evlenmiyor demek ki bir gün bırakıp gidecek'' algısı ile panikliyorlar ve zaman kaybı gibi geliyor çoğunda.
halbuki evlenip boşanan insanlar da var yok değil, yani evlenince tamam bırakıp gitmeyecek gibi bir durum oluşmuyor.

fakat erkek bunu evliliğe taşıyınca güven payını maksimuma çıkarmış oluyor ve yalnız kalmak istemeyen kadın da rahatlıyor. halbuki birlikte yaşasalar da evlenince değişen hiçbir şey olmuyor.

onun dışında sosyoekonomik olarak evlenmek zorunda kalan kadınları yazmıyorum maalesef bir kısmı evden kurtulmak için evlenmek zorunda. işi yok, yaşadığı çevre bekar kadına göre değil ve ataerkil düzen oturduysa o kadın için 25 yaş geç bile olabiliyor, 20'li yaşlarda hemen evleniyorlar.

kısacası kadın kendisini güvende hissetmek için evliliğe ihtiyaç duyuyorsa illaki biri ile evlenme yoluna gidecektir sevsin ya da sevmesin, ben öyle düşünüyorum.

"Erkek neden evlenmek istemiyor?" sorusuna kendi uzerimden cevap vereyim, ihtiyacim yok. BOyle bir ihtiyac hissetmiyorum, olayin ozu bu.
Kadin konusunda da aynen neferkitty +1 diyorum.

değiller.

kendim de dahil olmak üzere çevremdeki çoğu arkadaşım tam tersi durumda.

mesela evi, işi olan bir arkadaşım, üstelik de evlenelim, çocuk sahibi olalım deyip duran adama yol verdi geçenlerde. evlenmek istiyor kendisi aslında, aile de kurmak istiyor. ama benim gözlemim, kendi ayakları üzerinde duran, ilişki tecrübesi olan kadın ince eleyip sık dokuyor ve kafası bozulunca adama direkt yol verebiliyor. özellikle 30+ için söylüyorum.

@nefer

nası bi güven bu? yani kadın tek başına güvensiz bir varlık mı? niye güven istesin ki? erkek kadına nasıl bir güven veriyor? (yine çok medeni semtlerde yaşayan, maddi durumu az çok iyi insanlardan bahsediyoruz tabii)

kendinizde dahil cevrenizdeki kadinlarin cogunun tam tersi durumda olmasi zaten normal. kendi ayaklari uzerinde duran bir kadini evlenmeye itebilecek sebeplerin sayisi cok da fazla degil. sonucta paranizi kazanip kendinize bakiyorsunuz. belki vucutta bir saat calisiyor ancak artik gunumuzda plaza kadinlarinin da bircogu icin kariyer daha oncelikli.

ancak bu kadinlarin sayisi cok fazla degil, tersine cok az. agirlikli olarak evlilik pesinde demeyelim de kadinlar evlilige erkeklerden daha sicak bakarlar. bu durumun tam tersi plaza tiplerinde yasanir genelde. plaza kadinlari evlilige soguk bakarken plaza erkekleri evlenmek isterler. ilginc bir durum ancak sebebini bilmiyorum. hayatin banallesmesi yuzunden olabilir.

Ek olarak, kendi cevremdekilerden gordugume gore:
Kendi kendi ayaklari uzerinde durabilen (bilhassa ekonomik olarak) kadinlar uzun yillar evlenme yoluna gitmiyorlar. Tanidigim 30+ ve 40+ bekar kadinlar var, hepsi ama hepsi kendine yetebilecek durumda. Birine siginmaya ihtiyaclari yok. O yuzden yukaridaki arkadasin da dedigi gibi ince eleyip sik dokuma yoluna gidebiliyorlar.

ekonomik özgürlüğü elinde olsun olmasın tüm kadınlar belli bir yaştan sonra evlenmekten başka bir şey düşünmüyorlar. haklılar da. erkek için zor olmuyor ama kadın için bir yaştan sonra tek yaşamak çok zor olmaya başlıyor.

Zamanında şöyle bir şey yazmıştım, ortaya çıkarayım.
eksisozluk.com

Evlenmek isteyen kadın kadar, evlenmek isteyen erkek de var. Genelleyemem tabii de evlenmek isteyen kadından çok "Düzgün bir hatun bulsam da evlensem" diye yakınan erkek de görüyorum. Bana çoğu düzgün görünüyor kadın ve erkeklerin, bazı uç deliler dışında.

çocuklardan, bilhassa çok bilmiş çocuklardan nefret ederim.

kesinlikle öyle

o dizidir. izlemiyorum çok rahatsız olursam. nadiren batıyor dizilerde. ama dizilerden etkilenip gerçek hayatta çocuğunu o şekilde görenler, o yönde teşvik edenlere uyuz oluyorum. haddim değil ama oluyorum. mesela sözlükte de var, çocuklarla girilen komik diyaloglar başlığında hep, aynı hanımefendi yazıyor. ukala bir çocuğu var. yazılana göre tabii gerçek hayatta görsem belki çocuğu ben de severim de okuyorum okuyorum kızı da oğlu da ukala geliyor bana. rahatsız oluyorum. dizide değil entryde rahatsız oluyormuşum galiba ben de ayrı bir garibim demek.

İticiler

çağ gereği artık hemen hemen her çocuk en hafif tabiriyle 'hazırcevap'. günlük hayatımda bu çocuklardan ziyade, bu durumun bir tek kendi çocuklarında olduğunu zanneden ailelerini dövülesi buluyorum.
dizilerdeki çocukları ise o kadar abartarak yazıyorlar ki gerçek hayatta öyle bir çocuk görsem değil sevimli bulmak hayattan soğurum.

Çocukların hepsi öyle.

sopalık

bak kardeşim sana laflar hazırladım ve cidden akşamdan suya yatırılmış budaklı meşe odunuyla dövülmen gerekiyor.

neden bu gereksinimi duyduğumu sana anlatmama izin ver:

bak şimdi dünya sen gibi ben gibi ortalama davranışlara sahip, ortalama insanlarla dolu bir yer. sınırları çok aşmayan,tavırlarımız neredeyse bir örnek ve hep bir kural,norm üzerinde uzlaşı halindeyiz (üç aşağı beş yukarı).hal böyle olunca senden benden sürüsüyle olduğu için farklı olanı gördüğümüzde önce "?" çekiyoruz. bu farklılıkları zaman zaman bize aşırı geliyor ve bizler gibi olmadığı için yok saymaya ya da yok etmeye çalışıyoruz.
şimdi düşün ki dünya sen ben gibi insanlarla değil de aha da bu çocuklarla dolu ve sen de normal bir insansın (aynı şimdiki gibi). ne oldu? şimdi anormal olan sen oldun değil mi? ne kadar dövülesisin değil mi?

bu tip insanların davranış bozukluğu olabilir,özel ilgi isteyen insanlar olabilir. böyle çocuklar olduğunu bilmediğimiz ve düşünemediğimiz için bu tip farklı çocuklara ayrıca nasıl davranılması gerektiğinden de bihaberiz.

@rakicandir: sana hak vermekle beraber olayı yanlış anladığını belirtmek isterim. ben dizilerdeki çocuk imajından bahsediyorum. dizideki şişirilmiş bu karakterler gerçek hayatta pek yoktur. yani en azından bu kadar bartılısı yoktur. kaldı ki öyle çocuklar bile ailelerinin eksik ya da yanlış vermiş olduğu terbiyeden dolayı öyleler ve böyle çocukları gördükçe ben ailelerini eleştiririm "ne boktan çocuk yetiştiriyorlar" diye.

Ben severim öyle çocukları. Mıymıntı çocuklardan pek hazzetmem.

abi bahsettiğim çocuklardan artık çok sayıda var bence.sen fark etmediğin için yok sanıyorsun.
ama dizilerdeki o havuç tarzı şebeleklerden bahsediyorsan evet sevimli değiller.ama dövülesi değiller.

yok be arkadaş havuç'tan bahsetmiyor. havuç doğaldı bari.
duyuru sahibinin demek istediği drama dizilerindeki "anne siz benden saklıyosunuz ama ben sizin tek celsede boşanacağınızı duydum, avukatına selamlar bu arada" diyen 5 yaşındaki velet

cinsiyet belirtmemişsiniz ama tabi ki normal değil.

allahaşkına, tabii ki normal değil. google a menide kan yazın.
kanser manser değilseniz bile ya çok sık yapıyorsunuzdur ya da çok nadir. artık hangisiyse.

herhangi bir cinsiyet için normal değil. eğer kadın değilsen ve adetine 1 gün kalmadıysa!! o nasıl bir soru ya? doktora git!

Kadınsanız eğer regl ile ilgili olabilir, kız arkadaşım aynı dertten muzdaripti.

erkekseniz ve gunde yuz kere masturbasyon yapiyorsaniz normal.

Kadınım. Regl dönemim yakın değil ve çok sık yapmıyorum. Kist vardi yumurtaliklarimda

Kadınsan biraz zorlayip tahriş etmis olabilirsin ama en iyisi doktora gorunmen.

çikolata kisti var galiba ve tedavi oldunuz mu?

6 7 sene önceydi ilaç tedavisi gördüm. Gecen sene kontrol amaçlı tekrar gittim kist göremedi doktor. Ama yaşadiğım bu problem ona delalet olabilir mi diye merak ettim. Doktora tabi ki gidicem ama başka insanlar da boyle sorunlar yasiyor mu diye merak ettim

1- cinsel olarak aktifsen cinsel bir hastalık belirtisi olabilir
2- aktif değilsen ve mastürbasyon şeklin vajina içi ise yani vayinana bir cisim (vibratör vb ya da el) sokarak yapıyorsan zedelemiş çizmiş olabilirsin. mesela tırnağın gelmiştir çok hissetmemişsindir o ateşle çizmişsindir gibi gibi...
3- kist ile ilgili bir durum olduğunu sanmam. bende de var çikolata kisti ama hiç böyle bir şey yaşamadım bir de üstüne üstlük polikistik overliyim ben düşün yani kist kist üzerine öyle bişi olmadı.

sen en kısasından bi doktora git bu iş şakaya gelmez.

bazen öyle kafa gidiyor kadınlarda.. küçük bi düzenleyici ilaç tedavisi ile geçer..

ama bi doktora git tabi..

kalabalıkta kendinizi maskara etmeyin allaseniz :(

başbaşa yapılan teklif iyidir, şaşırtmaya da gerek yok. zaten beklediği için şaşırmayacak da. en fazla balon uçurun etrafta, abartmaya, gösterişe girmeye gerçekten gerek yok.

ek: ben de bu kadar gösterişi kimler yapıyor diyordum, anlamış oldum.

herkes görsün istiyorsan bu tarz şeyleri istiklal caddesinde yapabilirsin, 3-5 bişeyler organize et mesela ziraat bankasının oralara adam koy ne bilim gül felan atsınlar. ziraat bankasına varınca durdur kızı evlenme teklifi et sonra elemanlar fırlasın felan.

yazan: yalnız ve çaresiz bir türk erkeği

gaziantep/Adana da olacağım. teklifden bir hafta evvel istanbulda olacağım ama o gelemez.

kimse sizin geçirdiğiniz romantik anları maskaralık diye nitelendiremez bunu baştan söyleyeyim de hevesiniz kırılmasın.
birazdan da 'abi çıtayı yüksek tutma, her yıl dönümünde daha güzel şeyler bekleyecek' diyen mallar da gelecek. onları da sallamayın. bu tarz özel anlar ilişkiye heyecan getirir, güzelleştirir. sevgilin ilerde çocuklarına anlatırken gözleri ışıl ışıl olsa, hatta bir de videosu olsa güzel olmaz mı?

www.eksiduyuru.com bu soruya verilen cevaplarda bi kaç fikir ve video var. ben en çok purusha'nınkini beğenmiştim. şehirden bağımsız gayet de güzel olur.

videoyu direk atayım www.youtube.com

adanada göl kenarına bi yere götür.. bişey konuşmamız lazım de.. sesin biraz kötü olsun.. ayrılacakmışsınız sansın..

ağaçların dallarında asılı küçük mektupları bulup okumasını sağla.. mektuplarda yazacak olanlar da senin hayal gücüne bağlı tabii.. derken yüzük asılı olan ağaca götür kızı.. buna benzer bişiler olabilir yanii..

dikkat et ama çaldırma yüzükleri..

milletin içinde edilip edilmemesi bazısının hoşuna gider bazısının gitmez bizim fikrimizden ziyade o bu konuda ne düşünüyo onu öğren.. mesela bi kız arkadaşına söyle tesadüfen bu tarz bi video izliyolar gibi olsun. kız gülüyo mu yoksa aman bu ne saçma sey be mi diyor ondan öğren bi önce. zaten biliyorsan ona göre planla.. mesela insanların içinde edilsin istiyorsan sık geçtiği bir yerde bişeyler ayarlayabilirsin..o yol üstünde. sade bir şeyleri güzel buluyorsa da ona göre yap planı

açıkçası ben öyle herkesin içinde ilgi odağı olacağım bir teklif istemezdim. özel olsun tabi ama baş başayken olsun mümkünse. hanım kızımızın da istekleri önemli yani. böyle şeylerden hoşlanmayacak bir tipse rahatsız olabilir.

bir kadin olarak bahsettigin türlü bi teklif bana da cok yapmacik ve zorlama geliyor. sahsen su teklifi cok samimi buluyorum:
youtu.be
ayrica buradan alacagin fikirler de cok siradan olacak cünkü sizin ve iliskiniz hakkinda hic birsey bilmiyoruz. benim size verecegim fikri ayni zamanda x kisisine de verebilecek olmam bu teklifi siradanlastiriyor oysa böyle bi teklifin size özel olmasi gerekir.
soruya cevap vermek adina da madem tatil ve kalabaliktan bahsettiniz:
tatile ucak ile gidilecekse havaalani bu is icin uygun mekan olabilir. orda calisan birinden yardim talep edip bi anons yaptirabilirsiniz.

geçen face de fotoğrafta görmüştüm. üstünde" benimle evlenir misin" in birer harflerinin yazılı olduğu tişörtler giydirmişler arkadaşlarına. o tarz bir şey olabilir belki.

kremalı olan çok şekerli yağlı gibi tadı oluyor hiç sevmiyorum. direk orjinal sarelleyi al bence.

ya yapılacak şey mi bu canım çekti şimdi :/ ben beyazlı olanı tercih ederim

Normal bildigin saf saralle.

klasik olani al. beyazli olan margarin gibi oluyor. beyaz kisimlari oyle

klasik sarelle +1

sırf ikisi arasından mı seçmeliyiz? bitter bunların ikisini de parçalar sanki. şu beyazlıyı yemedim gerçi de şeker deposu bir şeydir elbet.

Klasik aldım birazdan girişiyorum.

sadece fındık

@soso

bitter'ide çok güzel ama ben diğerini tercih ediyorum

kesinlikle bitter. bunları boşver.

Findikli. Sufer.

eyeportal.blogspot.com.tr


bi de www.godivatr.com

kahve dünyası olabilir. ?

@c1b2k3 : evet aslında kahve dünyası'nı tavsiye eden arkadaş oldu daha önce ama çok hafif kaçmaz dimi? iş yerinde müdüre vericem sonuçta:) ama gittikçe mantıklı gelmeye başladı

Bize kahve dünyası geldi hiç hafif demedik afiyetle yedik müdür değilim ama olsun :)

Boğazım hafiften ağrımaya başlarsa anında gargaraya başlıyorum, iyi geliyor. Onun dışında annemi kafalayıp kemik suyuna çorba (hasta usulü, ağır kemik suyu ile) içebilirsem o da bayağı iyi geliyor. Onun dışında genelde nurofen içerim kırgın hissettiğimde. Bildiğim özel bir zararı yok aşırı kullanmadıkça ama tabii sonuçta kimyasal madde.

Daha olmadan önce Umca'dır, pastildir, boğaz spreyidir dalıyorum. İlla ki zararı vardır. Göze alıp dalıyorum. Antibiyotiğe doktorsuz girmiyorum, hatta doktor önerdikten sonra da duruma bir bakıyorum. Ateşim varsa suda eriyen Aspirin C'lerden alıyorum.

ben ilaç kullanmam.

otlu tedaviye bosuna bel baglama cunku onla ya da onsuz ayni surede iyilesirsin. eger bakteriyel bir durum yoksa yapabilecegin hicbir sey yok. sadece duzenli beslen ve kendini yoracak bir sey yapma. bogaz pastili rahatlatir eger agri varsa. bir de burun spreyi gerekebilir tikaliysa. vucudunda kiriklik varsa da agri kesici ama hangisi doktor tavsiyesi ile al.

sıcak limonata yapıyorum tam 1 limondan.. ilaç niyetine günde 2 defa içiyorum iyi geliyor..

geçmiş olsun. ben bu tip rahatsızlıklarda eğer evde yatma opsiyonum varsa bol bol dinlenmeye, nane-limon veya şu kaynar suya katılan tozlardan bir tane içmeye (aferin mi tylol hot mı ne var ya ondan) gayret ediyorum. genelde ikinci, taş çatlasa üçüncü gün ayağa kalkıyorum. bazen aynı günde. üçüncü günde hala geçmemişse doktora gidiyorum, o ne verirse onu kullanıyorum.

çılgın gibi limon tüketiyorum ben. sıcak suya tam limonu sıkıyorum, bir de bal ekliyorum buna, günde üç defa içiyorum bunu. akşamları zencefil çayı yapıyorum yine limonlu, ballı, arada nane de koyduğum oluyor içine. bir de burnuma vicks first defence sıkıyorum. onun işe yarayıp yaramadığını bilmiyorum yalnız. ama bu düzenle hastalığı çok çabuk ve hafif atlatabiliyorum.

ayrıca vitamin olarak da sedergine ile redoxon kullanıyorum.

Nurofen +1

hayır. bol su, muz. nurofen falan da içerim, onlar semptomatik tedavi. nurofenin içinde psödoefedrin vardı yanlış hatırlamıyorsam. tansiyon kalp hastalarında dikkatli kullanmak lazım, onun haricinde bir zararı yok. uzun dönem kullanımda böbrek yetmezliği tabi ki. bütün ağrı kesicilerde var bu.

Kullanıyorum. Hisseettiğin an kullanmazsan hastalık ilerlediğinde zaten ilaç bi boka yaramaz

yok kullanmam. eğer burnum falan çok kötüyse sudafed ekspektoran alırım sadece. nurofenle aynı zaten etken maddesi. miligramına kadar hemi de. 10 dakikada turp gibi yapıyor burnumu boğazımı yeminle. ama tedaviye yönelik bir ilaç almam. antibiyotik, ağrı kesici hiç almam.

ilaç kullanmıyorum. yediğime içtiğime dikkat ederim hemen. sıcak su içerim. sıcak şeyler ve bol bol vitaminli şeyler yaparım/yerim. iyice yatağa düşmeden de atlatırım. hiç yattığımı hatırlamıyorum gripten.

ilaç kullanmayın denildiğinde antibiyotik kastediliyor. antibiyotikler virüslere etkili olmadığı gibi gereksiz kullanımları insanlarda bağışıklık yaratıyor.

yoksa gribin semptomlarını tedavi etmek için olan ilaçlar zararlı değil. onlardan kullanacaksın. dinleneceksin.

bir de sıcak su içiyorum, limon sıkıyorum turp gibiyim diyen arkadaşlar ya siz aydan mı geldiniz? robot musunuz? siz niye grip olmuyorsunuz?

biz grip olduğumuzda günlerce sürünüyoruz, dinlenmemize rağmen bir türlü iyileşemiyoruz. ilaç alıyorsak eğlencesine almıyoruz yani.

öyle bahsetmişsiniz ki biz sanki şeker yer gibi, laf olsun diye ilaç alıyoruz ama siz full irade, çelik bünye hiç ihtiyaç duymuyorsunuz. hayret cidden.

içersem bir parol. nadiren sudafed.
yoksa da içmem. serum taktıranı iğne yaptıranı da ayıplarım hor görür kınarım.

Kars, elazığ gidip onayladığım yerler.

elazığ, malatya.

gaziantep çok muhafazakar değil hoşgörülü ama dağ doğa nehir güzelliği pek yok..

gaziantepli biri olarak söylüyorum.. malatya sanki

yazılanların hiçbiri değil bence. tam cevabı tunceli.

dersim

kesinlikle dersim.

404 not found

hee hee dersim. kendilerinden değilsen, sosyalist ya da alevi değilsen 2 gün barındırmazlar seni orda. şimdi sen ne bilirsin faşik diyen olur ki kendilerinden daha iyi bilirim oraları.

kosmos diye bir film var onu izle, kars'da yaşamak isteyeceksin.

@justinho26

iyi cesaret.. ben edemedim...

2 yıl karış karış gezdim. hemen hemen hiç bir yer.. özellikle batıdan gelen birinin buraya adapte olması çok zor.

Yukarıda yazdığım gibi Malatya.. İlçeleri cennet gibidir dağ bayır yeşillik. merkezde güzeldir genel olarak...

uğramam gereken yerler. hakkari, yüksekova, cizre, doğubeyazıt ve nusaybin buraların tabelasını görürsen yolunu değiştir.

gaziantep. Aslında dağ bayır güzelliği var da şehir içinde değil. yine de sokaklar ağaçlıdır. gerçi ben en son 2009'da gittim ama ondan önce uzun süre kaldım. şimdi daha da güzel olmuş diyorlar.

"insanların çok muhafazakar olmadığı, hoşgörülü olduğu"; Tunceli ve alevi nüfusunun yoğun olduğu il ve ilçeler.

Doğal güzellikleri olan ve iyi kötü şehir kültürü olan; Gaziantep, Elazığ, Malatya.

gaziantep.
doğal güzellikleri yok öyle ne bileyim göl, deniz nehir gibi ama o kadar çok park var ki. dünyanın en uzun parkı, hatta şu an daha uzunu yapılıyor galiba. her neyse müze anlamında da zengin.
birçok yere göre daha açık, hoşgörülü. sosyal anlamda çok fazla imkan var.

doğuda yaşamak gibi bir ihtimal ya da isteğiniz varsa gaziantep derim.

gaziantep..

halkı tutucu ama çok değil.. kendine ait bi hayat kurabilirsin.. öğrencilerin takıldığı yerlere yakın yerlerde ev bulursun.. kiralar yüksek.. 3-4 tane avm mevcut.. bi dolu park var.. o bölgelerde şehire benzeyen bi şehir.. fena değil yani..

tunceli-dersim aleyhtarlığı yapmaya gerek yok. türkiyede yobazlık-hoşgörüsüzlük denen şey sünni baskısı olarak tanımlanır, çünkü yaygın olarak böyledir. adam hoşgörü demiş.
ben gitmediğimden söylemedim ama kardeşim tunceliyi bisikletle geçti. bana anlattığı rüya gibi bir yer.
ben de elazığı gördüm, çok ofsayt yer değil, malatya muhtemelen daha iyidir. karsda da bisikletimle turladım. orası da iyidir. ama mesela ardahana gitmeyin.
ben gittim. yrak gibi. bu kadar öküzyoğun bir yer görmedim ben. zaten karsta da dediler, istediğiniz yere çadır kurun dediler. biz şehirdeki iti kopuğu şehir sınırları dışına iteledeik dediler. sanırım ardahanı kastediyorlar.

iblisin avukatı kardeş,
her siyasi örgütün tabanını konsolide etme biçimi farklı farklı. napalım kardaş.
yav sana demedim hem. eskişehirli justinho kardeşe dedim.

bu vesileyle tekrar etmek isterim, ben türkiyede sadece ardahanın ayrılıkçı hareketini desteklerim bu saatten sonra. gitsinler devlet mi olur manda mı olurlar ne olurlarsa olsunlar. ben hayatımda bu kadar güvensiz hissetmedim kendimi türkiyenin hiçbir yerinde. gece sabah kadar tarlabaşılarda, zeyreklerde, maçka parklarında dolanmış adamım. götümü kesecekler korkusunu buralarda bu kadar yoğun yaşamadım.

uzak doğulu kardeş. ben de zaten oradaki baskıdan bahsettim. kökenlerimiz aynı olmasına rağmen ben bile daralıyorum orda. bu adam şimdi gidip de nası yaşasın orda?

bisikletle oradan geçmekle yaşamak bir mi?

oo duyuru yine iyi faşist yapmış. yukarıdaki örneklerde olduğu gibi içindeki ırkçılığı serpmeden duramayan bir insan değilsen cennettir Dersim.

yok, valla anlatamiyciim. beyler, tuncelide yaşanır, elazığda, antepte her yerde yaşanır. bizde yabanlık müessesi olduğundan her köyden toprak ve kız alamazsınız ama olur işte. şehirlerde de üniversite faktörü var bilmemne var. iklim yumuşuyor işte.
ya ben hesapta anarşizan adamım, polis şehri elazığı övüyorum. siz de az kendinizden feragat edin, az taviz verin, biraz diyalog yhaaa, biraz asgari müşterekler, hoşgörü..
vanessaleighsblog.files.wordpress.com
iyice liberal sevgi çiçeği yaptınız beni. daha da geri adım atmam.

Dersim'dir. Soyle ki insanlari gercekten hosgoruludur. Iyidir guzeldir ancak cok kucuk bir sehir olmasindan dolayi sıkılabilirsin hatta sıkılırsın. Magaza ve mekan eksikligi coktur. Pahali bir sehirdir. Munzur nehri, daglari pek guzeldir,tabii bahar aylarindan sonra.Kucuk bir sehirde yapabilirim diyorsan gidebilirsin.

Duyuruna kaynak olasım geldi, hoşgörülü dediğiniz malatyada tuncelide vs. mesela kısa şort etekle vs. Hiç laf yemeden hatta kimse bakmadan gezilebiliyor mu? Sevgilinizle elele yürüyebiliyor musunuz yadırganmadan bi de parkta falan kızlı erkekli içilebiliyor mu acaba? Hoşgörüden kasıt böyle şeyler mi? Gerçekten merak ettiğim için soruyorum.

dersim'de evet, malataya'ya gitmedim hiç.

Çalışma isteği gibi bişeyi mi kastetmiş acaba inanç yerine.

işte böyle böyle müdür olunuyor, büyük bi ders vermiş aslında sana

Yani kazanmak icin yorulmak lazim, o yuzden sen dogru yoldasin demek istemis.

anlayana...

kadın ateistmiş

Ayni model bi de bende var.
5 gibi basliyor her aksam, vaaz gibi nasihat gibi, artik kafam mi kazan oluyor bilmiyorum ben de bise anlamiyorum ama hep hmm, aa, evet, cok dogru, kesinlikle .. diyorum.
bi gun ne dedim tekrarla dese , höö diye gozlerim acilacak, hayirlisi bakalim.

bence de boyle boyle mudur olunuyor

elim var kolum var ama çalışmaya götüm yok demiş :)

:D beterin beteri var kardeş ya bu fıkrayı anlatsaydı: www.youtube.com

vikvik etme yorgunum diye demiş kısaca..

bu müdürlerin alayı mal..

" ama çok yoruldum bu gün" demişsin ya, ona gönderme yapmış müdürün. öyle deme, öyle düşünme demek istemiş.

"ama"dan sonra söylenenler öncekileri kenara iter/geçersiz kılar. masada "ama"dan sonrakiler kalır.

bugün epeyce yorucu bir gündü ama evet memnunum :)" demekle, "evet memnunum sağolun ama çok yoruldum bugün :/" demek farklı etki yaratır.

maalesef yok.. zamanında ben de yanlış aldım hemen düzeltmek istediğimde 99tl'ye aldığım bileti 4tl karşılığında iade ettim.. gidip almadım bile o 4tl'yi......

iade etme, dursun öyle. eğer şansına uçuşun iptal edilirse, paranın tamamını iade etmek zorundalar. mesela 1 ay önce aldığım istanbul-londra uçuşunun bugün iptal olduğunu haber verdiler. beni başka bir sefere aktaracaklar ama paramın tamamını geri istiyorum deme hakkım da vardı.

bundan 1 ay önce de pegasus ile aynı şeyi yaşadım. olma ihtimali var demek ki.

O uçağa binmeyince hava alanı vergileri iade ediliyordu galiba. Bu da aklında bulunsun.

takılmalık, eğlenceli, şık olayını çok kavrayamadım? belki yardımcı olabilirim beklentilerinizi açarsanız.

üniverste civarında var oralardaki mekanlara gidebilirsin.. fiyatlar da uçuk değil..

mağara kafe var, adını hatırlayamadım tam. tütün han diye bir mekan vardı sanırım. orada.

edebiyat severlerin ayrı bir havası var tavsiye ederim.. üyelik olayı falanda var güzel yer... paslaşalım..

Papirüs kafe aklıma geldi nereden geldiyse

düğün salonu çok karlı iştir. yerini iyi seçmek lazım sadece.

@tescillimarka aynen ya iki çeşit çerez iki çeşit meyve suyu adamlar 15bin fiyat koyuyorlar..

peder bey cesaretimi kırıyor başına bela olurlar haraç isteyenler bilmemne baş edemezsin onlarla diye girişemiyoruz bi türlü..

not: bu işe iki kardeş + enişte ile girmeyi planlıyoruz.

uzun süre düğün salonunda kameramanlık yaptım. istanbul'da düşünüyorsan, gelir çekerim her düğünü.

@ykyt---- bi sıkıntıya denk geldin mi salon sahiplerinde?? bi problem ya da zor durumlar fln??

not: düğün sonu kavga eden kaynanaların kırıp döktükleri erkek tarafına fatura edilecektir:)

yalnız 15.000 lik düğünde yemek de vermen lazım. mesela biz kervansarayda yaptık düğünü 200 kişi için ve yemek ve(ordövründen ana yemeğine tatlısından meyvasına) alkol dahil(bu kısım önemli) ayrıca masa süslemeleri, balayı suiti, yıldönümümüzde akşam yemeği falan her şey dahil 14.000 tl tuttu. yani sırf meyve suyuyla yapsan düğünü çok çok altına tutar kar edemezsin.

@sta--- bizim arkadaşlar düğün yaptılar bu yaz.. 150-200 kişi sadece çerez ve kola - alkol yok- istenen para 13bin..

işte klasik fotoğraf gösterisi duvarda, müzik fln..

mekan önemli galiba ya bu fiyat konularında.. yeri iyi ayarlamak lazım..

valla dediğim gibi bizimki de kervansaray oteldi baya iyi bi yer ama fiyat da gördüğün gibi.. arkadaşınızı biraz kazıklamak istemişler bence o fiyat baya uçuk.

@defnex çekim süresini çok uzun tutuyolardı benim açımdan. işte baştan sona çekim diyor salonu rahat satabilmek için. halbukü 90dk lık çekim fazla bile bi düğüne.

buzlu haliyle at tavaya pişir. sulanacak ama önce. suyunu çekene kadar pişmesi gerek.

eritmeden tavaya at..

Balkona sotelenip uzaktan uzaktan motorunuzu izleyin. Yanına yaklaşım plakayı bükmeye çalışan biri olunca direkt üstüne atlarsınız ibnenin.

yakınlarda güvenlik kamerası olan bir yer varsa orayla konuşup kamerasının gördüğü bir yere bırakabilirsin sonra da izlersin.

Motor titreşince çalan alarmlar var ondan alın.. Sağlam ses çıkaranlar var, aklını alır adamın..

kamera varsa etrafta bi göz at..

kamera yoksa gizlice bi yerde dur ve izle.. bunun için 1 gününü ayırman yeterli.. enfazla bikaç gün.

muhtemelen servis bekleyen toroman okul bebeleri olabilir..

alarm iyi fikirmiş.

bence değer

değer moruk.

Dağmez. Bir memur ölene kadar memurdur.

memurluk ne allasen -_-

tamam stabil, isini kaybetme korkusu yok pek vs ama heyecansiz, ayrica torpil, hukumete yakinlik vs yoksa memurun yukselmesi cok mumkun degil. uluslararasi buyuyen sirket diyorsun, cabalarsan o buyume icerisinde illa ki iyi bir yerlere gelirsin. bir de calisma saatleri memur gibi demissin, ozel sektorun buyuk cogunlugu haftada 60 saat mesai almadan calisiyor. gerci 2100 cok super bir para degil ama tecrube seviyene ve sektore gore fena sayilmayabilir, sirkette yukselirsen de bayagi artar.

annem babam yıllardır memur, kendimi bildim bileli orta direğiz, arabamız yok, ikinci bir evimiz yok, yazlığımız yok (şu an 150 bin liralık bir evde oturuyoruz o da dedemden kaldı) tatil desen ben çocukken ege akdeniz epey yer gezmişiz ama hatırlamıyorum. yaşım ilerledi tatil desen anca çevre illerde bir akraba olacak onun evine ziyaret amaçlı tatil, o da yakın olacak 200 km'yi fazla geçmeyecek. mutfağımız iyi kötü hep doldu, sanırım bizimkiler yıllarca yemeğe para yatırdılar.
Diyeceğim o ki memurluktan haram yemediğin sürece zengin olamazsın, hep ortadirek yaşarsın arkadaşın dediği gibi memur hep memur.

özel sektörün de çalıştığın şirkete göre garantisi olmayabiliyor, kıçına tekme yeme olasılığın yoksa bana özel daha cazip gelmiştir her zaman.

özel sektör insanı güncel kalmaya, enerjik olmaya, gelişime mecbur tutuyor, memurluk diri diri mezara girmek, parası ne olursa olsun siktir et memurluğu.

Memurluk var memurluk var. Herkes atip tutuyor masallah.

memurluk derken. en dusuk memurluk. sgk olur, postane olur.

ptt memurluğu gibi insanlarla uğraşılacak memurluksa hiç düşünme bile özelden devam et.

memur ol keyfine bak.. özel sektör çekilmez

Türkiye kadar ezik insan grubunun olduğu başka bir memleket yok. Girişimcilik, değer katmak, bir şeyler üretmek çabası sıfır. Hele ki memurlar.net diye bir yer var akşama kadar memurluğu öven tiplerle dolu. İnsanın yaşam enerjisini alır bunlar.

Türkiye gibi gelişmekte olan piyasası aç bir ülkede azıcık kafasını çalıştıran mühendis, mimar ya da ticaretle uğraşan herkes zengin olabilir. Zenginliği de geç, bir şeyler üretebilir. Çünkü türkiye'de avrupa gibi konjonktürel işsizlik yok, yapısal işsizlik var. Bu yapıyı düzeltecek olan da türk milleti denen tembel, koca götlü, mızmız, sinirli, stresli, somurtkan insan grubunun ta kendisidir.

sen kokuya alışıyor olabilir misin?
çevrendekilere sor bakalım, parfümünün kokusunu alıyorlar mı?
bir de tenine değil kıyafetine sık.

kokuya alıştığından bi süre sonra kokuyu alamıyor olabilirsin. kalıyordur yani o.

burun alışıyor muhtemelen artık kokuyu alamaz oluyorsundur..

İkiye ayrılıyor onlar,
Eau de Parfum yani EDP gerçek parfümden sonra içeriğindeki esans miktarının %20'ye kadar olduğu koku çeşididir. EDT lere göre daha uzun süre kalıcıdır ve kokuları daha baskındır. Fiyatı Edt lere göre daha yüksektir.
Eau de Toilette yani EDT ise esans miktarının %10'a kadar olduğu koku çeşididir. Hafif ve spor kokular genelde bu gruptadır. EDP ye göre biraz daha az kalıcığı vardır ve yine EDP ye göre daha uygun fiyatlıdır.

@solem o konudan haberdarım da, kokunun kalıcılığının zamanla değişmesinden bahsetmiştim aslında.

Hah. bilemedim şimdi. belki uçucu maddeler vardır, zamanla buharlaşıyordur vs vs. olabilir belki?

Emek mah.de var bir kütüphane ama en son 10 sene önce falan gitmiştim.

galiba üniverstede de kütüphane olacaktı..

antep üniversitesinin kütüphanesi yok mu yahu?

Universitenin kutuphanesine herkes girebiliyor mu?

ben dokuz eylül mezunuyum kütüphanelerine isteyen giriyordu çalışmaya. gaziantep'te de sorun olacağını düşünmüyorum sadece kitap alamazsın kimliğin olmadığından

Domestos Rezervuar Blok

www.ozdilekteyim.com

genel olarak banyo tuvalet kokusunu alan bi ürün var tablet naftalin şeklinde.. lavabolara atıyorsun iki tane.. genel o tuhaf banyo kokusunu alıyor.. tavsiye ederim ilave olarak..

Bi-mong
www.imdb.com

Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom
www.imdb.com

Pieta
www.imdb.com

Always
m.imdb.com

spring, summer, autumn, winter... spring. +1

kim ki duk filmleri güzelmiş, ben de henüz izleyemedim, bir bak onlara.

Geunyeoreul midji maseyo

(bkz: yeopgijeogin geunyeo) güzeldir..

film.iksv.org

yıkadıktan sonra kağıt havluyla silicen ellerini ya da hiç silmeyeceksin
ters takmamaya dikkat et
gözünü rahatsız ederse hemen çıkarma boşuna; kırpıştır kirpik mirkip girmiş mi diye

daha almadım da.Sizce alıyım mı?Gözlükle uğraşmaktan daha mı az uğraştırır?

numaran sabitlendiyse lasik, tabi göz de uygunsa...
yoksa lens tabiki gözlükten daha iyi... 3 yıl kullandım lasik öncesi, gözlük kullandığım yıllarıma lanet ettim.

8 yıldır kullanıyorum, gayet de memnunum büyük rahatlık :) günlük değil de haftalıklardan kullanıyorum ben bi de. ama 3-4 günde bir çıkartıyorum geceleri.

her akşam çıkarıyorum. günlük lens kullanıyorum. 10 sene oldu. ilk zamanlar mümkün olduğunca kısa sürede atılanlardan al, takmaya alışana kadar düşürürsün, çizersin, buruşturursun falan. kirpik refleksini yenmen lazım, yani takarken göz kırpıştırmamaya alışman lazım. ilk başta takmak 10-15 dk. sürer toplamda, sonra 10 saniyeye kadar iniyor. umutsuzluğa kapılma, ilk takınca göze tam yerleşmediyse, bir iki kere kırp, düşmediyse tık eder zaten, sağa sola yukarı bak oturuyor o. mümkünse tanıdık optik varsa eşantiyon iste, her modelde rahat olmuyor. bi de söylememe gerek bile yok ama renkli alma.

ben normal lenslerle göremediğim için doktor sert lenslerden vermişti zamanında tam bir işkenceydi, en ufak bir tozda gözlerim yaklaşık 10-15 dk iptal oluyordu. dayanamayıp 1 ayda gözlüğe döndüm, bana göre eğer sağlam bir çerçeve kullanıyorsan gözlük kesinlikle daha rahat. yine de kişiden kişiye değişir, bence 1-2 ay dene en azından lensi.

elinle gözünün üst ve alt kapaklarını sıkıca tutup sabitle.. gerisi kolay zaten.. aynaya bakmadan bile takar çıkarırsın zamanla..

hiç durma lense geç.

12 yıl gözlük kullandım, 10 yıldır da lens kullanıyorum. Max 2 haftada lense alışırsın. Temiz kullanman çok önemli. Gece yatarken, duşta, denize girerken mutlaka çıkar. Hem lensin ömrü uzar hem de gözüne zarar vermemiş olursun.

Başlığı görünce bir an duyuruyu ben açtım sandım.
20 yıldır gözlük takıyordum, 2-3 hafta önce geçtim lense. İlk iki hafta deneyimlerim şunlar, size de yol gösterebilir.
eksiduyu.ru
eksiduyu.ru

Doktorun tavsiyesi ile ilk ay denemek için günlük kullan-at lenslerden aldım.
Gün 1: Optikçideki kadın sayesinde yarım saatte takmayı başardım. Bütün gün battı.
Gün 2: Evde tek başımaydım. 2 saat 10 dakikada taktım. Akşam da 40-45 dakikada çıkarabildim.
Gün 3: Sol göz kan çanağına döndü. 3 saatin sonunda takamayınca ve gözümün her yanı parmaklamaktan acıyınca vazgeçtim.
Gün 4: Dünün aynısı.
Gün 5-6-7-8: Yoğun günlerdi, iki saatimi lens takmaya-sökmeye ayıramayacak durumdaydım, vazgeçtim.
Gün 9: Tek başıma yarım saatte sağ gözü, yarım saatte de diğer iki kişi ile birlikte sol gözü taktık. Başka biri ile 15 dakikada falan çıkardık.
Gün 10: Sinirden ağlamaya başladığım için takamadım.
Gün 11: Hırs yaptım, 45 dakikada taktım.
Gün 12: İnanılmaz bir şekilde 30 dakikada taktım. Göbek atmaya başladım.
Gün 13: Gözü dinlendirdim, takmadım.
Gün 14: 28 dakikada taktım, hiç fena sayılmaz.
Gün 15-16: Yine bir dinlendirme molası.
Gün 17: Oha, 14 dakikada taktım.
Gün 18: Yine 10-15 dakika arası.
Bu sabah yine 10 küsur dakikada taktım. İlk günler günümün2-3 saatini lens söküp takmaya, 3-4 saatini de trafiğe verince oldukça verimsiz bir dönem geçirdim.
Şimdilik yarım saat tutuyor sök-çıkar ikisi birden. Yakında daha da kısalacağını biliyorum.

Başka bir arkadaşım yarım saatten 1 dakikaya bir haftada falan indirmiş, bana imkansız göründü ama kişiden kişiye değişiyor sanırım. Benim bir göz travmam var, zamanında kaza geçirmiştim. O yüzden gözüme herhangi bir şey yaklaştığında çok tepki veriyorum.

Rahatlık mı kısmında kafam karışık. Bütün gün gözümün içinde bir şey var gibi, ovmak istiyorum sürekli. Çok kırpıştırıyorum gözümü, şu anda da hatır hutur kaşıyasım geldi. Hatta içini ovamadığım için sürekli çevresini kaşıyorum gözümün. Bu lens kuru ise oluyormuş, bunu engellemek için yöntemler geliştirdim ama çok da yemedi henüz, araştırma aşamasındayım. Bir de güneşe çıktığımda deli gibi gözüm kamaşıyor, çok parlak geliyor. Ama iki his de azalıyor yavaş yavaş, büyük olasılıkla bir aya o da kalmayacak.

Doktora gittiğinizde dikkat edilecek şeyler var. Ben doktora gittim, doktor da herkesin çok sevdiği bir doktordu. "Lens kullanmak istiyorum" dedim, numaralarını verdi. Ben de bunlarla lens almaya gittim ve öğrendim ki iris çapı ve bombeliği de önemli ölçülermiş. Bu veriler elimde yok benim, rastgele bir günlük lens aldım sanırım. Şimdi aylık lense geçmeden önce, başka bir doktora gidip "Eee, bundan sonrası nasıl olacak" diye soracağım. Siz de çıkarken elinizde bu veriler olmasına, hatta doktorun lens markası önermesine dikkat edin.

Youtube'da birçok lens takma-sökme tutorial'ları var, onlar çok işe yarıyor.

Bir de şu iki haftada 100 küsur kişiden lens nasıl sökülür-takılır dersi aldım ve hepsi farklı yollar gösterdiler. Kendim de takmaya başlayabilince anladım ki herkesin becerebildiği kendi yolu var ve kendi yolun başkasında işe yaramayabilir. Çünkü anlatılan yöntemlerin %90'ı hiç işe yaramadı; özellikle "Sen lensi gözüne koy, göz onu kendine çekiyor zaten" diye rahatlatmaya çalışanlarınki.

İlk birkaç hafta suni gözyaşı kullanın, onu da şöyle kullanın. Gece çıkardıktan sonra birer damla suni gözyaşını gözünüze damlatınki göze onu sokmaya çalışırken verilen zararı gidersin.

Bir de kendimde hayrını gördüm, size de tavsiye ederim. Bir ay alışıp alışmayacağınızı anlamak için günlük lens alın. Sonra beğenmezseniz kullanmazsınız, beğenirseniz aylıklarla devam edebilirsiniz. Öğrenme sürecinde iki tane lensi murdar ettim, aylık olsalardı çok acır ve arkalarından ağlardım.

En büyük faydasını yağmurda gördüm. Gözlük ıslanması, buharlaşması yok. Çok rahat. Özellikle kışları atkıya burnumu soktuğumda gözlüklerim çok buharlaşırdı, şimdi o olmayacak. Gerçi birkaç kişi "Gözlük sana yakışıyordu, böyle pek olmadı" dedi; bunları da değerlendireceğim.

ilk zamanlar çok zorlanacaksın. bazı lens markaları gerçekten gözü sikip atıyor. örneğin baush loumb genelde göz doktorları başka marka bilmezler ısrarla bu markayı yazarlar.
biofinity marka lensi öneririm

iyi pişirmen gerekiyor yoksa vıcık vıcık bir şey yiyorsun.

tat olarak gercegını yakalayamaz.

tanesi kaç liraya geliyor? ona göre yorum yapıcam.

@kosun lan mevzu var hatırlamıyorum ama 4 lü paket 10 tl den hesapla.

firinda olmuyo zaten tavada pisiriyosun 3dk.
ben gecen hafta denedim pek lezzetli degildi ya. su icmek gibi bisi yani tatsiz.

tanesi 2,5 liraysa ok o zaman deneyeyim ben de.

leş gibi de olsa yine ucuz der yeriz.

@hjarteblod aa o zaman deneyeyim yahu. fırınla uğraşcam diye üşendim.

yorumumu yazarım. tenks.

bol limon sıkılıp arasına maydonoz koyunca kral gibi olur

bimden almıstım kuru olmustu.

sonradan gelen edit:
tavada 5 dakika pişirip, maydanoz olmadığı için sade olarak yedim. salata olmadığı için pek beğenmedim ama salata olsa baya güzel giderdi.

her türlü gider.

Bimden aliyorum, firinda 10 dakika fazla olursa kuruyor, yanina yesillik limon oh mis!

ben aldım yiyemeden çöpe gitti.. çok çok kötü oldu.. yemek sepetinden bi lahmacun istet daha iyi.

yoklukta gideri var. güzel yani. alabilirsen sahanın ya da tatlısesin dondurulmuşunu al. onlar da iyi.

genelde kıyma olarak soya kullanıyorlar, haberniz olsun. gideri oluyor ama yine de.

nasıl lan, lahmacun zaten 3 lira falan değil mi taş çatlasa, 2.5 liraya ucuz diye mi yiyonuz?

bimden al, tane 1.25 mis

pescador +1 çoğu yerde lahmacunun kralı 2,5 tl zaten bir tanesiyle bile doyabileceğin kadar büyük ve bol malzemeli. taş çatlasa 3 tl olsun hadi. küçücük dondurulmuş lahmacun 2,5 tl olunca nasıl ucuz oluyor.

fakir olduğunuz halde bazı nedenlerden zengin semtlerinde yaşamak durumundaysanız en boktan lahmacun 5 tele oluyor.

o durumda 2,5 tl ucuz.

gunaydin'da bile 4 bucuk lira lahmacun yahu nerede en ucuz 5 tl lahmacun?

www.durumcubaba.com.tr

olm kim 3-5 tl ye takıldı onu anlamadım. bugün bayram açık lahmacuncu bulup lahmacun mu sipariş edeyim :D bi alemsiniz.

merhaba. tava da çok kuruyor, yanık sevmezsen çözüm mayonez falan değil. ben kömür seviyorum yiyorum. ama bizde şu aletten var: urun.gittigidiyor.com

tam kıvamında yapıyor meret. dayanıklı da tavsiye ederim. ışıklı mışıklı bişi.

evde çalışıyor olacağım :)

Ben huzurevine ve/veya cocuk esirgeme kurumuna gitmeyi dusunuyorum. Acik olur mu bilmiyorum. :(

olur tabii ki olmaz mı. senin gibi bir sürü giden insan olur hatta.

Oturup çok pis dinlenicem valla. Son 1 ayda aşırı yoruldum.

tonla işim var. ama en azından ilk gün film falan izlerim. mısır patlatırım. bira içerim. spor yaparım. cennet gibi bişey yani

seker toplamaya çıkarım belki. gelen varsa buyursun.

o -da birlesik ayrıca.

edit: daha iyi :)

@ufukcel oldu mu? :)

sabah biraz vaktim var, ders çalışmak istiyorum.

tv, internet takılırım..

film, dizi izlerim..

bi ara arkadaşın yanına uğramam lazım.. onun dışında evde o oda senin bu oda benim gezicem.. ooohh mis..

evde yokuz izlenimi vermek için televizyon bile açmayacağım. kitap falan okurum.

var...

2 hafatadir yalniz kaliyorum
1 ay daha boyle gidecek.
cok sıkıldim.
Eve kiz atsam ortaligi toplatirim
Ton balik pizza tost yemekten kusacagim
Ustune bir de grip oldum.
Yarin da yatacagim.
Iyi olirsam ders calisirim.

ben varım. gerçi 2 gün iznim var, onu da fifa 15'le geçireceğim.

ikiniz de bir tuhafsınız, kusura bakma. o zaten rezillikte son nokta olmuş o sözüyle de, sen niye kız kardeşini bilmem nesini karıştırıyorsun? kızın ne kabahati var, tanısan kız kardeşini belki çok iyi arkadaş olacaktınız çok sevecektiniz birbirinizi. kime öfkeliysen ona kus öfkeni. hani bazı insanlar vardır birine kızar çoluğundan, çocuğundan bul der ya çok kızarım öyle insanlara senin ki o hesap olmuş işte.

hiç buluşmadıysanız çok da üzülmene gerek yok.

salla gitsin. niye profiline girmeni istemiyor ki? hadi o isteyebilir de sen niye kabul ediyorsun? başkalarının profiline bakmana karışmasıda saçma.
son olarak salla gitsin. üzüldüğüne değmez.

yüz yüze bile görüşmeden buna ilişki mi diyorsun? site de 80630 heralde

haklısın rock'n roll, ama o "bırak yaa, namuslu kızın ne işi olur o sitede? orası kaşar kaynıyor" lafından sonra ben kaybettim kendimi :(

kaşar ne demek ya ? hakaret ettiğini de kabul etmedi, "ben sana kaşar demedim ki, o sitede kaşarlar takılıyo dedim. yoksa namuslusun biliyorum" falan diye kıvırmaya çalıştı.

bence bi daha ankara.net e girme

sinirlenmekte haklısın ama o kız için birileri kaşar diye yaysa mutlu olmazsın bence. birisinin rezilliğini başkasından çıkarma.

arkadaşlar yanlış anlama var, yüzyüze görüştük ama çok sık görüşemyiyorduk, 8-9 defa buluşmuşuzdur. buluştuğumuz anlar da elele tutuşma öpüşme filan oluyordu.

ama sık görüşemiyorduk işte dveamlı whatsapp tan yazışıyorduk.

@sütlü necafe o sitede erkekler devamlı kızlara mesaj atıyor, o da bundan rahatsız olduğunu, ben online oldukça bana mesaj geleceğini söylüyordu. kendisi kapatmıştı bana kapat dememişti ama takip ediyordu benim online olduğum zamanları.

@rock n roll ben de ondan korkuyorum işte, bir sürü fotoğraf yolladım ben ona, açık saçık değil tabi selfiydi hepsi.. o sitede arkadaşları filan var, ne bileyim korkuyorum. bi yoklamak istiyorum ama "bana dönmeye çalışıyo" der diye korkuyorum.

ikinizde çocuksunuz. ikinizden de birşey olmaz.

Liseli detected.

Kusura bakma da gelmissin 29 yasina ailem gormesin diye aglayamiyorum diyosun... Aglamak istedigin de 8-9 kere gorustugun adam. UStelik 8-9 kere gorustugun insani internet uzerinden kontrol etmeler filan... Bu ne yahu?

@sadakatsiz, bitti zaten heryerden bloklamış beni :( bundan sonrası için korkuyorum ama, intikam filan, fotolarımı kullanma filan ne bileyim, rock n roll'un da dediği gibi. en az zararla nasıl sıyrılabilirim bilemiyorum :(

@fortistiva görüşme az evet ama 2 ayı aşkın süredir devamlı iletişim halindeydik biz.. ben 1 hafta yurtdışındaydım bu süre içinde, irtibat hiç kopmadı devamlı yazdı. bana aşık olduğunu, beni sevdiğini söyledi, öptü sarıldı, duygusal paylaşım oldu, kaptırdım işte kendimi ben de napayım :(((

c2.me'de mi tanıştınız la

sıte hangı sıteydı?

işte bu yuzden netten kımseyle flort etmıyorum.

yıne de bana tartsıma senın " mezhebın mı genıs" ıfadenle baslamıs gıbı duruyor. onun yerıne " nıye baktırıyorsun, bana guvenmıyor musun vs" olabılırdı.

genel olarak bır guven sorunu oluyor ınternet tanısmalarında.

bir şeyler güzel başlamış ama hiç de hoş bitmemiş. biraz aşinayım o durumlara.

fakat kibar, iyi niyetli, düzgün bir insan olsaymış mezhep falan saçmalamazmış. hakaret makaret yardırmış denyo.

kolay olmayacak ama, önüne bak derim bundan sonra. vakit kaybı olur yoksa.

bu arada çok ağlamak istiyorsan duşa gırebılırsın.

@nickky, aslında "mezhebin mi geniş" lafından öncesi de var. o bana şöyle yazdı çünkü:

-bana o site yüzünden laf ediyodun, ben profilimi kapattım ama maşallah sen orda takılıyorsun. buldun mu bari yeni birini ni ?

yani aslında ilk kıvılcım, bana sarfettiği bu "buldun mu bari yeni birini" cümlesiydi :(((

@megafon evet kesinlikle öyle oldu :( belki çok sık görüşebilsek böyle olmayacaktı. çünkü buluştuğumuz zamanlar iyi geçiyordu, ondan önce ufak kırgınlık olsa bile geçip gidiyordu işte :( ama işte maddi durumu pek iyi değildi anladığım kadarıyla, arabası filan da yoktu otobüslere bağımlıydık. ben eryaman da o bahçeli tarafından oturuyor, e bide her gün buluşsan masraf demek.. haftada 1 görüşebiliyorduk zaten.

boşver..

çok tedirginsen; o'na değer verdiğini ve kızgınlıkla konuyu büyüttüğünü ve dostça bitirmek istediğini vurgulayan bi mail yaz.. ya da mesaj at onu da engellememiştir heralde..

ama genel olarak salla. kötü bi resim yok diyorsun neyi kötü niyetli kullanabilir ki?? yeter ki daha fazla takışma adamla.. yaşın küçük değil unut gitsin o siteye de girme bi daha.. bence tabi..

koyun can derdinde, kasap et derdinde(hazir bayramda gelmisken guzel bir benzetme de oldu)

Duyuru sahibi derdini anlatacak kisi ariyor, bazilari da siteyi merak ediyor akıl verecegine asdfghjkl.

Salla gitsin, internetten buldugun adamdan hayir gelmez(ozellikle arkadaslik sitelerinde fink atiyorsa canims)

"arabası yoktu" shdhsjjfjd.

senin niye yok bacım?

adam mal ve barzo bu 1.

aranız zaten limoniymiş uyduruk bir şeyden bu noktaya gelmeniz gösteriyor ki adam başka bi hatundan olumlu sinyaller almış bu da 2.

yol ver gitsin işe yaramızın biri kesin bilgi.

@kedidir o kedi, "internetten bulunan adamdan hayır gelmez. nette bulduğunu nette kaybedersin." sözü çok yaygındır ve ben de hak veririm. ama işte o an ne olduysa, basiretim mi bağlandı nedir, bu kişiye şans vermek istedim işte :(( monoton bir hayatım, dar çevrem var ve yeni insanlarla tanışma şansım yok denecek kadar az, bu duygusal boşluktan o kadar bunalmıştım ki şans vereyim dedim.

ki başta herşey iyiydi ama ben hep şüpheliydim, ya başka kadınlarla konuşuyorsa diye. ve bunu da ona belli ettim. üçüncü buluşmada bana "seni seviyorum" dedi, gözlerinde ışık vardı ışıltı vardı, ya da bana öyle geldi bilemiyorum. o sitedeki profilini de kapattı. bir yanım çok görüşemememizden ötürü şüphedeyken öbür yanım acaba diyordu, aşık olduğunu düşünüyordum :(( yalanmış hepsi be

ikinizde tipik turk kamili-kezbanísiniz. gereksiz gerginlikler, tripler, anlayissizliklar. halbu ki biriniz birazcik anlayisli olsa hhersey tatliya baglanacak. bu kafayla gittiginizde su an milkyonlardca mutsuz cift gibi. kor topal bi iliskiye baslayacak, ardindan evlenip asksiz, sevgisiz kavga gurultu icinde coluk cocuk yapacak tum hayatini onlara adayip ilgiye bogup cocuklari asosyal, ozguven fakiri yapacaksiniz.

hım anladım. o zaman da alevlenmek yerıne " neden boyle dusunuyorsun, sanırım bana guvenmıyorsun" daha yapıcı bır tutum olurdu.

ama bence de şu anda sessiz kalmalısın. arama, ağla zamanla geçer.

@devorgilla benim ehliyetim yok ve ehliyetim olsa bile panik bir insanım ve bu da trafikte sorunlara yol açabilir. erkekler ise bizim ülkede küçük yaşlardan itibaren arabayla haşır neşir oluyorlar öğreniyorlar ve 18'de ehliyeti alıyorlar. ki onun da ehliyeti yoktu.

bir kere sana alenen kaşar demiş. senin de adamın kardeşlerini karıştırman hoş olmamış. bence sende engelle her yerden. hayatına devam et.

site hocam.com çok merak edenler :)

yani orada mantık, tanış sevgili ol, profilleri kapat, ilişki bitince yeniden aç. böyle işliyor.
nedeni şu; hiçbir paylaşım yok, ekşideki başlıkları alıp orada konuşuyorlar falan, tamamen fotoğraf beğenme ve kim bakmış mantığıyla gidiyor.

yani profilini kapatsaydın keşke. burada adamın sözünü dinleden çok, sitenin mantığını bilen biri için söylüyorum. kapatmamana değecek birşey yok orada.

sedef merhaba :/ üslubunu değiştirseydin bi, canım.

bence ölün gidin, yalvarırım.

araba mevzusu nereden çıktı? arabası yoksa yok, senin de yok demek ki otobüse binmişsiniz. kendinde olmayan bişeyi başkasından neden istiyorsun? bitmesi çok iyi olmuş.

vay be çok ilginç. daha ne kadar laçkalaşabilir ilişkiler. keske aranız bozulmasaydı şimdi mikroplarınızı başkalarına yayacaksınız :(

İntihar et gitsin nolcak amk

Tek sorun iq seviyenin 70 olmasi

Benim için değil "Senin de bacın var", "Profilini bana göstereceksin" konuşmaları, bu konuda isadora + 1 ama sizin ilişkinin dimaiği buysa yapılacak bir şey yok. Bu kadar ana,bacı, kardaş muhabbetinden sonra ilişkiden hayır gelmez. Bu gece profili açık tutup milletle eğleşip kafa dağıtın.

bitmis, ileriye bakicaksin. bu insanla iletisime gecmeye calisirsan kendine guzel hatiralar edinmezsin. ne kadar cabuk hayatina devam edersen o kadar iyi.

muhabbetleriniz cok feciymis ama. hic yakismamiz yasiniza.

Sedefciğim, yeni nickin hayırlı olsun.

İlişkiniz hızlı ve kolay başlamış. Söylediği sözlerin hepsi yalan gibi geldi. "Şu söylediğine kırıldım, aslında seni çok sevmiştim ama bu yaptıklarından sonra bir daha olmaz" temalı. Olayı sana çevirmeye çalışmış, halbuki konu onun fitili ile ateşlenmişken. Kıvılcımı o yakmışken, senin karşılık verme tarzından ötürü bitti demeye getirmiş. İlk defa birisini eşim olmaya layık görmüştüm falan. Emin ol, yalan dolan. Fotoğraflardan ya da başka bir şeyden korkma, iletişim hatlarını kapatmış olması da seni hırslandırmasın. Ona ulaşmaya çalışma. Çünkü zaten sen adım atarsan o kazanmış olacak, amacına ulaşmış olacak ve sana saygı duymamaya devam edecek. Bir boşlukmuş, olmuş bitmiş. Seni eşi olarak gören insan başka insanları reddetme meselesini kendi içine dert etmez. "Ne olacağıdı?" yani. 2 ayda da birbirinizi eş olarak görecek bir durumunuz yok. Eğer içinde kalmayacaksa ağlamıyorsan ağlama. Siktir et, gitsin. Bazı şeyleri iyi değerlendirin, bu adam ise zaten basit herifin teki ve sana hiçbir yolla zarar falan veremez. Hadi buna yeltendi diyelim ki, seni harekete geçirebilmek için: sikleme ve gerekiyorsa savcılığa git. Sana son kez söylüyorum. Bu adam geniş, rahat, bir onla bir bunla takılabilecek cinsten. Senden sonra başka kızlara asılmaya başlamıştır bile, geçip yasını çekmez. Ondan kurtulmanın en iyi yolu, bu saatten sonra suya sabuna dokunmamaktır. Duygusal anlamda ve ileride somut anlamda da başına bela alırsın. Sıfırın altında kalan bir insan için çift basamaklı sayılarla değer verme. Kendi değerinden de kaybettirme. Nokta.

şunu baştan aşağıya okuyan var mı diye düşünürken cevapları görünce hayattan soğudum vay arkadaş

Mezhebi geniş olmak diye bir deyim yok Türkçede. İyi günler.

@entre, ilişkinin ciddiyeti konusunda başından beri söylemlerde bulunuyordu, ben hep temkinli olmaya çalışıyordum, kendimi korumaya çalıştım. daha önce uzun süreli bir ilişkim ve acı tecrübem olmuştu. "kendini kaptırma özlen" diye kendimi telkin ettim ama bilinçaltıma sızmış işte yazdıkları, kaptırmışım kendimi :((

whatsappta yazışırken ilk buluşmamızda bana aşık olduğunu söylemişti: "o kırmızı elbisenin içinde prensesler gibiydin. ama sadece fiziksel olarak algılama: halin, tavrın, duruşun, hepsi beni etkiledi. belki herşey böyle giderse, ilişkimiz ciddi bir boyuta gidebilir" demişti.

üçüncü buluşmamızda seni seviyorum demişti gözlerimin içine bakarak. erken olduğunu düşünmüş ve çok şaşırmıştım. sonra başka bir buluşmamızda "eğer evlenmeye giderse ilişkimiz ailen aramızdaki yaş farkından dolayı karşı çıkar mı?" diye sormuştu. ailemle ilgili detaylar falan soruyodu arada. "acaba mı, yoksa doğru bir insan mı, adam mı" diye zihnimde düşünceler belirmişti ya meğer ne safmışım :(((

bu arada şöyle de birşey yaşamıştık: eylülün başında bir üniversite kampusunde buluşmuştuk. okullar kapalı olduğu için kampus bomboştu ve bazı aşırı tavırları olmuştu: mesela bana sarılırken ellerinin kalçalarımın üzerinde gezinmesi ve bana "kalçaların çok güzel" demesi gibi ki ben ciddi tavır koydum, onu bırakıp gittim ordan.. sonra whatsapptan şöyle yazmıştı: "ben sana dokunmak istiyorum çünkü çok seviyorum seni, sana dokunmak güneşe aya dokunmak gibi, lütfne beni yanlış anlama, bana sapık demen beni çok kırar" vs. vs. ama sapık yönünü göstermiş demek ki..

Hemen mutlu bir pazar akşamında ilişkinizi analiz edeyim efemm:

Şimdi erkek arkadaşın özenti bir tip. Bir tutam apaçilik de var. Evlenecek kız, eğlenecek kız ayrımına inanıyor. Yaklaştığı kızları da sen evlenilecek kızsın diyerek tavlıyor. Yani aslında sen de kendini masum görmek istediğin için bu yaklaşım hoşuna gidiyor. Yani bu konuda aynı yapıdasınız ama sen daha doğalsın o ise kendini olmadığı bir yerde görüyor.

Erkek olduğu için deli gibi hatun götürmeyi ve bununla övünmeyi maharet sayıyor. Yalnız aslında öyle hatunlarla takılabildiği filan yok, çünkü çok bir özelliği olmayan bir eleman. O sebeple herkes benim peşimde, ne Ruslar Ukraynalılar götürdüm tarzı bbir hayal dünyasında. Evlenilecek kız, eğlenilecek kız ayrımına gelince o konuda kafası karışık. Beraber olduğu kadın temiz, namusu. Ayrıldığı eski kaşar. Demet Akalın-vari bir hali var. Yani sakın ben kaşar mıyım filan diye düşünme. Onun işine gelen kaşar işine gelmeyen değil.

Ha bu arada sana kaşar demeye çalışmış, çakallık yapmasın.

O profil olayına takmış, o kapadıysa, senin de kapaman gerekirdi. O bi' içine oturmuştur. Madem sevgili bulma sitesi, sevgilin varsa profilini kapaman gerek.

Kadın olduğum için mezhebin mi geniş demendeki niyeti aslında anlıyorum. Ben seninim mesajı yollamaya çalışmışsın, arkadaşlarından beni sakınman gerekir alt yazısıyla ama erkekler bunu böyle anlamaz, bu ona otomatikman hakaret gibi geliyor. Ayrıca sen nasıl adamı takip ediyorsan, o da seni takip ediyor haliyle, e profilinin kapadığı için de bunu arkadaşı vasıtasıyla yapacak.

Ana bacı meselesinde de aslında kötü niyetli değilsin, kaşar lafı ağrına gittiği için empati kurdurtmaya çalışmışsın kardeşi üzerinden ama senin erkek arkadaşın tarzı adamlar ana-bacıyı duyduğu anda hakaret klasmanına girer, bunda da başarılı olamazsın. Yani oradaki amacın adamın gerçekten ''Aaa evet, bir erkek de benim kardeşime kaşar dese hoşuma gitmez, bu kız da bir babanın evladı'' diye düşünmesi ama adam ana bacıyı duyduğu anda sinirleniyor ve hakarete uğramış bir kişi gibi davranıyor.

Şimdi cümle analizleri:

-Sen ömür boyu okusan da senden halt olmaz, eşeğe altın semer hesabı: okulu bitirememesini kompleks yapmış

-Senin için kaç kişiyi reddettim: özenti karakter... Beni ne doktorlar mühendisler istedi kafasına gimiş de, bildiğin kamillik, gider ayak herkes bana bayılıyor egosunda

-İlk defa birisini eşim olmaya layık görmüştüm: İşte onun suyuna gitsen evlenilecek süper kızsın ama diğer türlü kaşar sınıfındasın. Seni daha çok üzmek için söylemiş bunu. ''Tüh lan adam benle evlenecekmiş düzgün davransaydım'' diye düşünüp kendini kahretmeni istiyor.


-Beni whatsapptan blokladı. tanıştığımız sitedeki profilini aktive etti ve o sitede beni de blokladı: Bence tekrar barışmak isteyecek. Hemen profilini açması arayışta olduğunu ve sana da nispet yapmak istediğini gösterir.

Kötü hissetme, adam gayet dandik bi adam.

bamya

taze fasülye

kapuska

biber dolması

yoğurtlu biber kızartması

imam bayıldı

kereviz

pırasa
patlıcan tava
ıspanak kavurması
pirinçli yoğurtlu ıspanak
kabaklı yemekler.....

Ispanak

patlican yemekleri:
patlican musakka
patlican oturtma
karniyarik
imam bayildi
ali nazik
hunkar begendi
saksuka
dolma

kabak yemekleri:
mucver
dolma
kabak musakka
kabak kofte
kabak graten

fasulye yemekleri:
zeytinyagli fasulye
etli fasulye
fasulye dible
tursu kavurma
yumurtali fasulye kavurma

bamya yemekleri:
bamya corbasi
eksili bamya yemegi

lahana yemekleri:
kapuska
sarma

(bkz: ratatouille)
(:

bu dandirik konudan bende muzdaribim yemediğim iki sebze var ki evde olay oluyor 'OOO SEN SEBZE YEMİYOSUN' deniyor hep

yemediklerim ıspanak ve taze fasulye

gerisini sanırım affetmiyorum.

aynayı kır, arabayı ciz, lastigi indir. silecekleri kır.

cama uhuda dökebilirsin

egzost borusunuda doldurabilirsin.

Silecegini kirdim az once sanirim.. ama yanlislikla oldu. Silecegi kaldirinca dustu lastigi.

iyi olmuş eline sağlık.

arabayı çeken kişiye, ona toslamanın bir gün kaçınılmaz olacağını söylemek yeterli olur bence.

Plastik park yasaktir zimbirtilarindan alip koysaniz garajin onune? Daha da getirip koyarsa o zaman orman kurallarini uygulamak sart tabi

arabanın ön camına derdinizi anlatacak bi not yazın.. sonuna da bi gün arabanıza çarparsak sorumlu değiliz şeklinde bildirin..

ya da adamın oturduğu apartmanın kapıcısı ile haber gönderin..

ben yanlış anlamadıysam adam evinin önüne çekiyor arabasını. sizin garajın önüne değil. park yasağı yoksa adam haklı. garajı yaparken ona göre yapsalarmış, çıkılabilecek bir garaj olsaymış. adam kendi evinin önüne istediği gibi park eder park yasağı yoksa. sizin garajı yapanlar yanlış yaptıysa karşıdaki adam ne yapsın? sen haksızsın yani, adamın da sileceğini öde bence.

aslında adamın hiç de suçu yok en azından şu anki düzene göre. komple sokağa park yasağı çektirmedikçe. zaten o oraya koyduğu zaman yanından bir araba rahat geçiyorsa ne trafik ne belediye ilgilenir.

ama silecek için üzülmeyin. eskimiştir, yenisini taktırmaya vesile olur.

Adamın evinin önüymus ki olmasa bile orası yolun karşı tarafi yol dar olduğundan sorun. Geçen aynı burada otoparktan çıkan adam yolun karşısındakine geri geri çıkıp vurdu ve hiçbir şey olmamış gibi bastı gitti. Öyle öküzlerden olmayın carpariz da suç kabul etmeyiz falan yazarak. Aranızda konuşarak halledin.

Sikintiniza bir cizum bulabildiniz mi? Ayni durumdan bende muzdaribim ozellikle benim garajimin tam onune park ediyor.Ben girip cikarsam daha fazla yolu daraltiyor.Biz ne yapacagiz boyle insanlarla garajim var diye bu eziyeti cekmek zorundamiyiz.Cozum onerisi olan varsa cok sevinirim

valla sıkıntılarını anlamadım ama fazla yem verirsen patlar, ölür. sen yem verdikçe yerler, doyduğunu bilmiyorlar.

Oksijen yetersiz sudaki. Su ekle ya da Oksijen motoru tak.

suyunu değiştir.. oksijensiz kalmışlar

Çok çok kaliteli bir şey aranmıyorsa Migros' da bile var. Ben 1 milyonlukçudan almıştım mesela.

kadıköyde caferağada da bulabilirsin, eminönünde kazıklanmaya gerek yok.

beşiktaş çarşıda da var.. ben beşiktaş'ta sokaktan almıştım halen kullanıyorum bozulmadı hiç..

metro marketlerde de çok çeşit var. fiyatlar aşırı ucuz değil ama.
kadıköyde rıhtımdan altıyola çıkarken sağdaki (boğaya gelmeden bir önceki sokak sanırım) sokakta var çantacı ve valizciler.

Cevizlibagdayim :/

Beyazıt Mercan

Mercan +1

kalite aramıyorsan aksaray kavşağının etrafında yüzlerce bulabilirsin. 10-15 liraya çılgın şeyler satıyor elemanlar

ne kumaşı?

kumaş üretmek derken, dokuma kumaş üretmek için tezgahlara ihtiyacınız var. bu tezgahlar ülkemizde en fazla bursa'da bulunur. örme kumaş için de örgü makineleri lazım. istanbul, bursa, antep, maraş gibi şehirlerde var. bu sektörün içinde biri olarak ankara'da faaliyet gösteren bir kumaşçı/tekstilci hiç duymadım.

şöyle ki, bir tasarım yarışması var. desen yapıyoruz nevresim vs. gibi şeylere. tasarlayacağız ok falan ama bunu ürün üzerinde görmek istiyorlar. o tarz kumaş @solem

@ezeriko aslında demek istediğim bi fabrikaya gitsek baba bize bu desenli bize bundan bu kadar yapabilir misiniz diyebilir miyiz?

bir baskıcı ile anlaşırsınız, hazır kumaş alıp üzerine basırırsınız. neden kumaşı sıfırdan dokutacaksınız ki? değişik bir malzeme mi kullanacaksınız?
ayrıca desen dediğiniz baskı mı olacak yoksa jakar mı? ama jakarlı kumaştan nevresim olmaz.
kumaş önce dokunur, sonra baskı yapılır üzerine. aynı anda olmaz.

doğru fabrikayı bulup parasını öderseniz tabii ki yaptırırsınız.

koskoca fabrika, devamı üretilmeyecek bir ürünün numunesi için uğraşmaz.
siz daha ufak atölyelere gidip sorun.

@innerbliss onun da yolu yordamı var. "abi bu kalite çok tutacak, minimum 500.000 metre sipariş gelecek" diye diye ne fabrikalara ne numuneler yaptırıyor kumaşçılar.

her fabrikaya yaptıramazsınız.. parasını versen bile yapmazlar.. makine açmak üretmek zahmetli iştir.. tüm makinayı senin 4 metre kumaşın için bağlamazlar..

küçük atölyeler fason çalışanlara bi bakın.. 1 top yani yaklaşık bi 20 kg civarı kumaş sipariş edersiniz.. muhtemelen normal fiyatın daha ütüne size satarlar.. bu miktardan daha azını üretmezler sanmam..

ankara'da var mı bilemiyorum ama maraş'a bi sorun derim.. dedikleri gibi abartı bi sipariş alacaz diyerek kandırabilirsin belki ama işin peşine düşüp sizin evvelinizi araştırırlar muhtemelen..

not: bi üniverste araştırması, yüksek lisans tezi vb.. amacıyla geldiğinizi söylerseniz daha iyi olabilir.. üretim esnasında da kumaşın başında durun yoksa 1 top kumaşın içine tükürürler üretirken

bandaj corabin altinda, gorunmuyor. tutturma seysi yok, cikmasin diye corabi ustune geciriyorum.

bayagi geri cektim ayagimi, bi yere kadar cikardim. en azindan kan gidiyor simdi hissediyorum, ne rahatsiz edici his yau

Üç saat 0 kan giderse kangren olursun, turnike ile boğucu sargı en fazla iki saat tutulur ki 10-20 dakikada bir açılır ona göre düşün.

çıkar, soran olursa bandaj var dersin. alabiliyosan bi yerden terlik al ya da muavinden iste.

kan pıhtısı falan olur ki kangren gibi o da bir problem.

bi de, kangren olsa kesinlikle yerinde duramazsın panpa tabii. ayıpsın.

ulan hani mukemmel yaratmisti allah bizi? :( demek gaza gelip ayakkabiyi cikarmasam ayaktan olacagim.

dusumu falan da yeni almistim. ayakkabi temiz, corap temiz. on koltukta surekli aglayan bebek kardesimiz ilgi odagi oldu zaten soyunsam kimse donup bakmaz.

acayip trafik var ha ona gore istanbullular. hadi yine iyiyim.

arada çorabı sıyırır gibi yap bandajı göster ozaman kızmazlar..


ya kangren olmazsın sanmıyorum.. ayrıca çıkart herkes sen gibi düşünceli olsa keşke.

çöp poşetine ayakkabıları doldur, at.

hiç bir şey yapamazsınız. kendini o şekilde yaşayabilir ancak. adamın, yani o evdeki kişilerin anladığı ve bildiği o. onlara daha farklı bir şey yaptıramazsınız. istediğin yere şikayet et, eninde sonunda onlar yine bildiklerini yapacaklar.

çok tepelerini attırırsan da iş farklı boyutlara geçecektir. anladın sen. gerek yok bence.

ayakkabıların hepsini çöpe atma hırsız aldı sanırlar teklerini al teklerini bırak...

yangın merdiveni çıkışının önüne konmuş ayakkabılığa, geçişi engelleyen bebek arabasına isyanı anlarım da milletin kapısının önündeki ayakkabıların dağınıklığından, kusura bakmayın ama, size ne yahu? bir de akıl verilmiş "topla at" diye. bu kadar steril yaşamak zorunda değilsiniz. özgürlük özgürlük denir ama herkes sadece kendi özgürlüğünün peşinde ne yazık ki.

benim komşuyu tarif etmişsin aynı.. asansörü açtım bunların bebe karabasına çarptım, aklım çıktı içinde bebek var diye.. neyse ki boşmuş..

biz de konuştuk bi değişiklik olmadı.. aynen devam ediyorlar.. yöneticiyle görüşün bi de..

devilred, apartman kimsenin şahsi malı değil. orası ortak kullanım alanı. ayakkabılık çıkarıp ayakkabını oraya dizemezsin bunun özgürlükle alakası yok. ayakkabı, terlik konmaz kapının önüne. ben de kapımın önüne oturma grubu koysam şimdi olur mu? soru sahibi arkadaş topla topla at çöpe, yaptıkları saygısızlık.

rock n roll

önce düzgün okumanı tavsiye ederim. hani ille tartışmaya ya da haklılık ispat etmeye geleceksen bari düzgün oku da yap bunu.

@devilred resim ekledim zaten oradan ne demek istediğimi anlarsın. Yangın merdiveninin önünde ayakkabılık var. Ayrıca su sayaçlarının olduğu yerde dolu ve sayaçlarımız kartlı. Su yüklerken oraları çekmek zorunda kalıyorum. Ayrıca insanların bebek arabalarını evlerinde tutması gerekir, bina ortak bir yaşam alanı. Müstakil bir alan değil. Kapının önünde 1-2 ayakkabı durur onu da anlarım ama hem ayakkabılık var hem de kapının önünde 7-8 ayakkabı var ve bunlar dağınık benim kapıma kadar gelmiş nerdeyse. Bu kadarı da olmaz. Benim kapımın önünde bir tane terlik var onu bile koyduğum için bazen kendimi huzursuz hissediyorum.

Yönetici editi: Yöneticiyle görüşüldü onunda haberi var. Ama değişen bir şey yok.

resmi gördüm de bu ne ayıp ya. birde suları akan çöp poşetlerini koysun tam olur.
neyse medeni yol istiyorsanız yangın merdivenini kapattıkları için belediye belki işe yarayabilir ama ilk başta bir yöneticiyle konuşun o da bir uyarsın.

evet önce yöneticiyle görüşün, toplantılarda da söyleyin. belki gerek kalmaz. aynı durumu biz de yaşadık, apartmanda kapının önü ayakkabı doluydu, hatta merdivenlere koyuyorlardı misafir geldiğinde düşünün rezaleti. apartmana girdiğinde ayakkabılara takılıyordun. tekmeleye tekmeleye yol açıyordum.

yazdığım şey gayet açıktı oysa. kapının önüne bir terlik koydunuz diye huzursuz hissetmek de fazla sterillik örneği bence.

@devilred sterillikten dolayı huzursuz hissetmiyorum ama. Ortak yaşadığımız bir alan ve herkesin dairesinde ayakkabılık benzeri bir dolap var dairede. Zaten ayakkabılarımızı koyabileceğimiz bir yer varken neden dışarıda herkesin ortak kullandığı bir alanı işgal edeyim ki. Eğer resimdeki duruma isyan etmek sterillikse zaten diyecek başka bir sözüm yok.

bebek arabalarının üstüne su dök iyice yedir. ayakkabıları da çöp poşetinin içine koy bırak. uyarıdan anlamayanın anladığı dilden konuşun.

konuş ve rica et. off benim böyle komşum olsa kafayı yerim heralde. apartmanda ayakkabılık nedir arkadaş? hele ki ayakkabıları dışarda çıkarmak nedir? komşu ve çevre gerçekten önemli Allah kolaylık versin size.

konuş ve rica et dedim ama bu tipler anlamaz.

emın degılım ama bu konu kabahatler kanununa gırıyor olabilir.

duyuru silme "çocuk" dolu. eskiden ergen diyordum kızıyordunuz, şimdi herkesin resmen çocuk olduğuna karar verdim. ergenler daha akıllı ve görgü kurallarına uyuyor çünkü

dün yine 8 yaşındaki oğlu sınıf arkadaşına şiddet uygulayan bir arkadaşın duyurusuna cevapta şiddet uygulayan çocuğa gaz verilmişti, aferin helal olsun, ezik yetişmesin demişti 10-15 kişi. burada da yok evin önündeki terlikleri çöpe at, çocuk arabasının içine su doldur filan.

hangi dünyada, nasıl yaşıyorsunuz çok merak ediyorum. hiç mi karşıdaki insanlarla empati yapamıyorsunuz siz? evin içinde o arabayı nereye koyabilirler düşündünüz mü siz? zaten evde bebek var. ev karışık.

hayat sizi sevgülüüüm yok, çok yalnızım, çok asosyalim, ay dersler çok fazla çok bunaldım, ay cep telefonumun modeli eskidi, ay öğretmen oldum atanacak mıyım, ay iş yerindeki şefim çok kaprisliiiüüü gibi sorunlarınızdan çok farklı.

biraz aklınızı başınıza toplayın.

maxima'ya katılıyorum yine, böyle yapmaya devam ettikçe bir adım ileri gidemeyeceğiz toplum olarak.

sözlü uyarı yapıldıysa yazılı uyarı yapılır. genel bir kural konulabilir. yangın çıkışını engellemek yasaktır gibi. bebek arabalarını da kapatıp bir kenara koyabilirler. yine dışarıda kalabilir ancak kapandıkları zaman çok daha az yer kaplayacaklardır.
ayakkabılık dışarda olmaz evet, ama istediğinizi tek kişiye tepki olarak göstermeyin. genel bir kural olarak geçsin ki kişisel algılayıp inat etmesin.

bu da bir şey mi benim karşı komşu ayakkabılık artı bildiğin kocaman çamaşır makinesi koydu kapısının yanına. bunu gören benim yan komşu ise özel ayakkabılık yaptırdı kapının yanına göre. bir iki uyardık ettik ama nafile.

onları gördükçe sinir oluyordum artık takmıyorum. hatta bende koyuyorum boş koli falan ne varsa. bi de bu sabah gördüm karşımın yanında öğrenciler oturuyor kocaman yaylı yatak koymuşlar :D

onemnakoym ardiye yapmışlar.

sanırım ilk kez mea'ya sonuna kadar katılıyorum. şunu yazanlar da yetişkin insanlar yani biliyoruz. yazık.

hiç kafanızı yormayın, öncelikle gidip yöneticiye söyleyin. neler yapabileceğinizi bir onunla konuşun. yani yöneticinin uyarısı yeterli olmazsa belediyeye gidilebilir mi, ne yapılabilir vs. buna uygun olarak hareket edilebilir. komşuyu, gerekli uyarıları başkaları aracılığıyla (yönetici mesela) yaptırdıktan sonra tekrar uyarmayı düşünmez misiniz? ne bileyim belki unutmuşlardır, belki o kadar arıza tipler değildir de "aaaa dr_stat bey pardon ya daha önce de konuşmuştuk bunu" falan deyip çeki düzen verirler? ya da ben mi çok hayal kuruyorum?

ama sakın ola şu çöpe at, yık dök diyen duyuru ergenlerini kaale almayın. hem kendinizi rezil edersiniz hem başınıza iş alırsınız. nasıl bir çevrede büyümüş bunlar anlamıyorum. manyak mısınız olm siz, elin arabasını ayakkabısını niye çöpe atmayı düşünüyorsunuz? sizin düşündüğünüzü 5 yaşında çocuk düşünmez.

maxima +1
yoneticiye soyleyin ve yazı asmaktan ziyade bir apartman kurulu toplantısı yapılsın. genel olarak ortak alanların temız ve duzenli tutulması, kapı önlerine çöp, ayakkabılık vs esya konulmaması, ayakkabıların kapı önlerinde tutulmaması şeklinde karar alınsın kurulda. uymayanların eşyaları yönetim tarafından toplanıp atılacaktır dıye de uyarılsın. eger hala bu karar uymazlarsa o zaman ayakkabı ve diğer eşyaları atma hakkınız olur.

yangın çıkışı ile ilgili olarak da apartmanın zabıta, belediye vs vs hangi kurum tarafından bu işler yapılıyorsa artık denetlendiğini, yangın ve acil çıkışların yönetmeliğe uygun olmadıgını, bir sonraki denetime düzeltilmemesi halinde ilgililere ceza kesileceğini söyledikleri ve apartmana uyarı verildiği söylensin. zaten öyle bir yönetmelik de gerçenten var. acil çıkış kapılarının sürekli açık ve kullanıma uygun tutulması lazım. gerçi bu yönetmelik işyerleri için sadece sanırım ama gene de aba altından sopa göstermek adına faydalı ve etkili olur.

Arkadaşlar herkes demiş yöneticiyle görüşün diye. daha önceden de belirttim yönetici ile görüşüldü, bilgisi var ve değişen bir şey yok. duyuruda editlemiştim daha medeni yollar arıyorum diye o yüzden ayakkabıyı at, yok su dök olaylarına girmem benim ahlak yapım böyle şeylere izin vermez.
@ mea maxima binada sadece çocuğu olan onlar yok, bir sürü çocuklu aile var ama hiçbirinin kapısının önünde böyle bir görüntü yok. Onlar bebek arabalarını binanın giriş katındaki kilerlerinde tutuyorlar, dışarı çıkarken oradan alıyorlar. Ayrıca dairede 2 tane balkon var eğer evinde yer yoksa balkonuna koyabilir. Benimde, başkalarınında evinde bir yerlere sıkıştırdığım eşyalar var. O zaman herkes onları dışarı mı koymalı. Ortak yaşam alanında herkesin birbirine saygısı olmalı. Dediğin gibi kapalı tutsa emin ol, onu evde koyacak yer zaten bulabilir. Bir kapının, koltuğun arkasına zaten koyup, binayı işgal etmeyebilir.

@pescador zaten sözlü ikazla düzelmediği için ne yapabilirim diye soruyorum. Biraz düşünceli insan olsalar zaten kapının önü öyle olmaz. Belediye ceza yazıyorsa gerekirse gelsin bana da yazsın, ama onun yaptığı cezasız kalmasın istiyorum.

Yüz yüze konuşulduğunda ne dediler?

söylemekle/uyarmakla dahi düzelmiyorsa şikayet etmek de çare vermiyor. gidersin şikayet edersin yine yapar.

ayakkabıları çöpe atma falan gibi hayvanlıkları yapma, anlarlar iyice dişe diş göze göz olur. iyice rahatsız olursun.

imkanın varsa taşın derim, başka türlü pek bir şey değişmez.

arkadaşlar ergen değilim. fakat apartmanın girişinde en az 50 çift abartmıyorum emin olabilirsiniz ayakkabı vardı. hatta öyle ki merdivenlere diziyorlardı, basamağı kaplıyordu. bizim kapının önüne kadar gelecek neredeyse. bu insanlar apartmanda yaşamayı bilmiyor. apartmanda düğün dahi yaptılar nezaketen müsaade bile istemediler. apartman ortak kullanım alanı babasının malı değil. çöpe atmasın ayakkabıları toplantıda söylesinler, çöpe atmayı öfkeyle söyledim haklısınız.

Önerilen, yönetimin asacağı yazılara para cezası eklemek geldi benim de aklıma.

Ayakkabıları toplayıp çöpe atmak elbette çözüm olmaz. Ancak apartmanda yaşamayı bilmedikleri de çok belli. Yani kiler gibi bir imkan varken araba yukarı mı çıkartılırmış?

Yazıya para cezası eklemek, apartman toplantısı yapıp şikayeti kalabalık bir ortamda dillendirmek olabilir. Utanırlar belki tüm apartman orada olunca.

bu duyuruda her konuda tartışma çıkıyor ve olaylar o kadar uzuyor, o kadar dallanıp budaklanıyor ki çok sıkıldım ben artık. işi gücü bırakıp bunlara tek tek cevap veremiyorum. bu kadar uzun yazanların işi gücü gerçekten yok galiba.

benim nikim yazılarak verilen cevaplara yazacak çok şey var da benim o kadar zamanım yok.

tek bir şey yazayım. soruyu sorarken eksik bilgi vermeyin. ve karşıdaki insanla empati yapmaya çalışın. belki o insanın koşulları sizin gibi mükemmel değil. bebekle meşgul.

3 gün bişi olmaz. 3 günden sonra atın.

Soyduktan sonra görüntüde sorun yoksa bozulmamıştır, ama soğuk haşlanmış patates hiç güzel olmuyor.

bozulmaz.. ama daha duracaksa buzdolabına at.. kolay kolay bozulmaz.. tabi 1 ay bekletme:)

not: üstüne yumurta kırıp yiyin harika olur pattesli yumurta

patlamiş mısır-patates kızartması-tuzlu limonlu salatalık

Yok. Sadece bira seviyorum.

tuzlu fıstıkla takılıyorum ben. karışık çerez olursa onları seçip yemekten birayı soğutuyorum.

kaju

ya hakkaten bak canım kaju çekti. bu kaju normalde çok ucuz bizim yer fıstığı gibi değersiz bir şeymiş türkiye'de niye bu kadar pahalı bu. yerken elim titriyor lan resmen.

onu murat uyurkulak'a soracaksin.

mail attım zaten. abi ben de bilmiyorum valla hala araştırıyorum ama kaynaklarım kısıtlı bu konuda yavaş ilerliyor araştırma en yakın zamanda dönerim ben sana dedi.

patates kizartmasi - tursu +1

dışardaysam pizza. bayılıyorum ikisine. evdeysem sade bira.

kabugu soyulmamış salatalık, yuvarlak dilimler halinde kes, kürdanla servis et.

baharatlı patates kızartması. baharatlı kokteyl sosis. yağ çekmemiş paçanga böreği.

hareketamiri, baharat dediğin nedir ? kendin mi hazırlıyorsun hazır mı alıyorsun ?

elma dilim pattes offffff
tuzlu fıstık

@proletarier valla patates bahratı denen şey işte. cajun baharatı oluyor sanırım. bazı mekanlarda döküyorlar patatesin üstüne. onlardan.

sigara sayılıyor mu? :/

tuzlu fıstık, elma dilim patates, soslu fıstık -hani turuncu kabuğu oluyo ya, ondan- , badem de fena olmuyor -ama hafiften tuzlu olacak-, kaju bi de. ha bi de patates cipsi, mısır cipsi falan.

allahımm iğrenç besleniyorummmm!!! :(

beyaz çikolata, jelibon, cips, tuzlu fıstık.

m&m's

az limonlanmış ve tuzlanmış salatalık (deneyin süper oluyor!), turşu, çerez, bazen patates kızartması (aama baharatlı)

çıbık kraker, belçika tatilinden sonra kaşar peynir.

(bkz: haçapuri)

Laktoz intoleransı olabilir bilemedim bi baktırın.

süt özellikle sindirimi zorlaştırır.

sabahları aç karna reflü için ilacı düzenli kullanman muhtemelen yeterli olacaktır.