Giriş
(5)

altın alma hakkında kafama takılanlar var(yatırım tavsiyesi değil)

jules
merhaba, elime 15 bin civarı toplu para geçti, hepsiyle altın almayı planlıyorum. daha önceden ekonomi bu kadar kötü değilken her ay çeyrek yarım gider alır koyardım kuyumcudan. fiziksel altın almak hoşuma gidiyor açıkcası ama karlı olan hangisi bilmiyorum? eğer banka diyorsanız hangi bankayı önerir
merhaba, elime 15 bin civarı toplu para geçti, hepsiyle altın almayı planlıyorum. daha önceden ekonomi bu kadar kötü değilken her ay çeyrek yarım gider alır koyardım kuyumcudan. fiziksel altın almak hoşuma gidiyor açıkcası ama karlı olan hangisi bilmiyorum? eğer banka diyorsanız hangi bankayı önerirsiniz? esnaf diyorsanız da semt esnafını mı kapalı çarşıyı mı önerirsiniz? birde ons altın alın diyorlar. ben hep çeyrek veya yarım alırdım öncedne. fazla zaman geçmeden gidip almak istiyoru, yardımcı olur musunuz bu konuda?
0
jules
(07.04.22)
kuveyt türkten al gitsin. kuyumcudan alırsan direkt zararla alırsın. bankadan alırsan istediğin zaman satma şansın da olur.
0
jelly bear
(07.04.22)
tabi ki tam altın, alışta ve satışta daha karlı. makas ağzı daha dar.
kapalıçarşı -kuyumcular caddesi- en ucuz altını bulabileceğiniz yer.
(ana geniş pırıl pırıl turistik olan cadde değil, başka bi cadde, ana cadde pahalı. dediğim yerde en küçük dükkan, en ucuz dükkan olur, oraya bakan ara sokaklarda daha da ucuz olur) bütün dükkanlara sor
15bin lirayla 2 tam (sikke/lira), 1 de yarım alabilirsin, sikke alacaksın unutma

alttaki seri
ms.hmb.gov.tr
darphane.gov.tr
0
comp
(07.04.22)
Ben bu aralar çok araştırdım bunu. En mantıklısı 24 ayar dikdörtgen ons altın şeklinde olanlar var plastik içinde satılıyor. Bunlardan al geç. Şöyle aşağıdaki gibi. Son zamanlarda kuyumcuların ağzı gözü oynuyor bi ara ata lira alıyordum kafalarına göre makas vs koyuyorlar.

www.yatirimim.com
0
mg3929
(07.04.22)
@mg39 15bin lirası varmış

darphane sikkesi daha ucuz
6,614 gr saf altın içeren sikke______________6000 lira (kapalı çarşı).
verdiğin linkteki saf ons külçenin 6,614 gramı, 6370 lira.
0
comp
(07.04.22)
Anladığım; banka yerine tam veya ons al diyorsunuz değil mi?
0
🌸jules
(08.04.22)
(9)

Başkasının fotoğrafını çekmekten çekinmek

Piukh
Aynasız orta seviye bir fotoğraf makinesi almıştım zamanında işte bir yerlere gidince çekerim, biraz daha baktığım yeri görmeye çalışırım vesaire diye düşünerek ama kadrajda başka birileri varsa çekiniyorum göstere göstere çekmeye.Mesela pazarın içindeyken o kalabalık yolu çekmek istiyorum ama diyor
Aynasız orta seviye bir fotoğraf makinesi almıştım zamanında işte bir yerlere gidince çekerim, biraz daha baktığım yeri görmeye çalışırım vesaire diye düşünerek ama kadrajda başka birileri varsa çekiniyorum göstere göstere çekmeye.

Mesela pazarın içindeyken o kalabalık yolu çekmek istiyorum ama diyorum ki bir sürü insan var, elimdeki makineden belli ne yaptığım, rahatsız olan birileri vardır muhakkak... Aynı şekilde başkasının böyle bir karede beni çekmesi de rahatsız edici geliyor şahsıma.

Bir de işin ilginç tarafı telefonla çekerken böyle olmuyor. Makineyle çekince iş başka bir boyuta atlıyor sanki.

Siz ne düşünüyorsunuz, hissediyorsunuz bu konuda?
0
Piukh
(04.04.22)
tehlikeli buluyorum ben böyle şeyleri, birisi çıkıp ne çekiyon lan beni deyip gözünün üstüne yumruğu yapıştırabilir.
0
killerbee
(04.04.22)
Özgüvenli olup birisi sorarsa çektiğiniz fotoğrafları göstererek içinin rahat etmesini sağlayabilirsiniz. Sorarsa “ödev” vs salla gitsin
0
her giriste sifresini unutan adam
(04.04.22)
almanya'da bu dediğiniz çok oluyor. fotoğraf çekerken ben çok çekiniyorum kadraja biri girer mi diye. yasak olabilir.

türkiye'de kimse önemsemez onu ya. ben de önemsemem. ne olacak.
0
bohr atom modeli
(04.04.22)
Hobi olarak sokak fotoğrafçlığıyla uğraşıyorum, çektiğim fotoğrafların çoğu anlattığın gibi, insan içinde, insanları çektiğim fotoğraflar. 3 sene oldu, şu ana kadar sadece 2 kere ciddi tepki gördüm.

Bu işin hem heyecanı hem de mahareti biraz, kabalık ortamda görünmez ya da tehlikesiz kalabilmek. Ortama karışıyor, biraz gözlüyor, objeye ufak ufak yaklaşıyor, varlığının oraya alışmasını sağlıyorsun. Sonra mümkünse bakaçtan değil de ekrandan, makineyi çot diye kaldırmayıp, gövdeye yakın ve ani olmayan hareketlerle çekmeye başlıyorsun. Kişinin fotoyu çektiğini anlamaması için önce sağı solu çekip yavaşça kadrajı objeye yaklaştırıyorsun.
Sonra ortaya şöyle şeyler çıkabiliyor.
ibb.co
ibb.co
ibb.co

Telefon bu anlamda daha "tehlikeli" çünkü kişisel bir amaçla çektiğin hissi oluşuyor, görüntü almak ya da anı kaydetmek için. Asıl fotoğraf makinesi olduğunda daha az tedirgin oluyor insanlar, müsamaha gösteriyorlar.
0
Bruce
(04.04.22)
ben de seninle aynı fikirdeyim, hatta telefonla çekilmekten de rahatsız olurum. bu ara tr'de de sokaktaki yürüyen rastgele insanları çeken tipler falan türedi, bana kalırsa cidden sapıklık gibi geliyor açıkçası.
0
roket adam
(04.04.22)
Bir insanin izinsiz yakindan yuzunu cekmek bence dogru degil ve haktir. Hele internette onlari paylasmak..

Kendinizi onlarin yerine koyun ne hissederdiniz, size yapilsa?

He yüzler belli olmaz o zaman bi nebze belki anlasilir.
0
dezember
(05.04.22)
Rahatsız olurum. Bir başkasının çektiği fotoya çıkmak istemem, hatta çıkarsam silmesi için rica bile ederim. Ben mesela bu aralar kurduğum bir instegram hesabı için(şahsi hesap değil) onlarca fotoğraf çektim, hâlâ da çekmeye devam ediyorum, ve altını çizdiğin bu hususa dikkat ediyorum. Çoğu zaman tam fotoğraf çekeceğim, bakıyorum birisi geliyor, onun geçmesini bekliyorum. Çocuk parklarını çekiyorum mesela, geçen bir parkı çekmem lazım, iki tane ufak kız çocuğu oynuyor parkta. haydaaaa! gel de çek, birisi görse yanlış anlaşılacak, çocukları çekiyorum sanacaklar, belki de linç edilecegim. Derken uzakta bir yere oturdum, çocukların gitmeisni bekledim, onlar gittikten sonra çektim fotoyu.
0
el conquerador
(05.04.22)
ahlaki değil
kimsenin galerisinde shutterstockunda kendimin eşimin dostumun ayırtedilebilir fotoğrafı olsun istemem

makine, sahibini diğer insanlardan bir üst dereceye çıkarmadığı için, sormadan rızasını almadan birisini fotoğraflama hakkı da vermiyor
sorsan müsaade edecek mi, o halde hakka giriyorsun

buna ara gülerin yaptığı da dahil, o da -bak bu fotoğrafları bastırıcam- demiyor, kalabalığı kendisine alıştırıyor sadece.
zaten bi galerisindeki fotoğraftan sebep dava da edildi, tabi hakimi inandırdı kazandı davayı. ama davacı adamın hakkı ve bu işe olan rızasızlığı onun üzerinde kaldı.(kendisi anlattı)

instada irili ufaklı pek çok hesap var, şehrin mimarisinden yeşilinden her köşesinden hoş kareler yakalıyorlar
merakı olan buradan yürüyebilir
0
comp
(05.04.22)
Ya bi on sene önce falan sanırım annem ve kardeşimle beraber starbucksta cam kenarında otururken birisi kocaman makinesiyle şak diye bizi çekti gitti. O an şokla kalakaldık ne oldu diye. Manzara da hepimizin telefona bakıp kahve içmemizdi, muhtemelen burdan bi anlam çıkardı ve çekti. Hala aşırı sinirliyim o fotoğrafa bir yerde denk gelmeyi bekliyorum.
0
jazzabel
(05.04.22)
(9)

Gizemli Tarsus kazısı

skzr
Az önce sözlükte denk geldim de hâlen en ufak ipucu dahi sızmış değilken, bizim ülke için çok ekstrem bir olay değil midir? Yani kazıda ne bulunduğundan çok kazıya dair en ufak bilginin dışarıya çıkmaması daha ilginç geliyor bana. Sizin bu yöndeki düşünceleriniz neler? Varsa aramızdaki Tarsuslu arka
Az önce sözlükte denk geldim de hâlen en ufak ipucu dahi sızmış değilken, bizim ülke için çok ekstrem bir olay değil midir? Yani kazıda ne bulunduğundan çok kazıya dair en ufak bilginin dışarıya çıkmaması daha ilginç geliyor bana. Sizin bu yöndeki düşünceleriniz neler? Varsa aramızdaki Tarsuslu arkadaşlar bölgeden öğrendiklerini de yazarlarsa süper olur. Şimdiden teşekkürler. Tikler hemen.
0
skzr
(03.04.22)
sanırım 2012 gibi orada fetö bağlantılı kişiler tarihi eser kaçakçılığı yapıyormuş. bunlar yanyana evler kiralamışlar. aralarında bir de polis memuru var "mithat erdal" diye. bu arkadaş "yedirmem kimseye" diyerek muhbirlik yapıyor. ama şikayette bulunduğu kişier de işin içinde olunca ensesinden vuruluyor. fetö darbesinden sonra bu cinayeti işleyen kişilerden bazıları ve fetö bağlantılı amirler içeri alınıyor. sonrasında ise yanyana bu dört evin avlusundan başlayarak "tarsus kazısı" dediğimiz kazı başlıyor. bunları arkeofili'nin sitesinden bulabilirsin.

şimdi bunlara bakınca, benim düşüncem şu: bulunan şeyler cidden değerli objeler. muhbirlik vs. olayı ortaya çıkınca bu akradaşlar eserleri "ne olur ne olmaz" deyip avluya gömdüler. sonrasında kaçıramadılar ama orada ne olduğu üst kesimler tarafından bilinir hale geldi.

bulunanlar da değerli olduğu için tepemizdeki hırsızlardan bazıları "bunları ben alayım" diyerek orayı kapattırdı. kazdırdı. hatta çevremde birkaç kişiden duyduğuma göre haşmetlimizin eşi tarihi eser koleksiyonu yapıyormuş. o bile kapattırmış olabilir orayı. milletvekilleri bile girememişken bize ancak tahmin yürütmek düşüyor.

ama orada olanların arkeolojik bir kazı olmadığını düşünüyorum. zaten arkeolojik kazı öyle yapılmaz. dümdüz delik açarak girmek için orada neyin yattığını bilmek gerekiyor.
0
lesmiserables
(03.04.22)
@kesmiserables hocam çok teşekkür ederim. İşte benimde anlamaya çalıştığım husus bu, biz öyle bir ülkeyiz ki devletin "çok gizli" belgeleri bile medyanın eline düşüyorken bu kazının yapıldığı esnada, sonrasında dışarıya en ufak haber sızmaması, orada olan memurların bile çevresine hiçbir şey anlatmaması, o çevrede yaşayan insanların hepsinin asla açıklama yapmaması insanı ister istemez bambaşka düşüncelere sevk ediyor. Cennetin kapısı bulunsa bile, özellikle kitlesel iletişim araçlarının bu kadar yaygın olduğu bir dönemde bunca zamandır gizli olması/kalması iyiden iyiye kafayı bulandırıyor.
0
🌸skzr
(03.04.22)
Emin ol bizim devletimizin boyunu aşan bir olay. Hata bizimkilerin bile ne çıktığından haberi yoktur belki.
0
el conquerador
(03.04.22)
@el conquerador hocam bir karikatür vardı içinde Ali Sami geçen cümleli. Tepkim aynen öyle oldu.

O nasıl bir şey ki kazı yapılan ülkenin bile haberi olmayacak? Hele ki bu kazının her türlü güvenlik önlemini alacak, kazıyı yapan ilgili ülke olacak ve de onun dahi haberi olmayacak. Bence böyle bir şey bu devirde mümkün değil.
0
🌸skzr
(04.04.22)
milletvekilleri girdi kazı alanına
ben mi yanlış hatırlıyorum acaba diye aradım boşu boşuna
www.dailymotion.com
2.dk 10.snde gözüküyor aytuğ atıcı

ne olduğunu bilmediğimiz bir yerde, öyle kazı yapılmaz demek, orda ne olup bittiğini bilmek anlamına gelir, fakat böyle bir bilgi yok elimizde, o yüzden bu kanaate de varılamaz

bu duyuruya cevaptır, 3. kişilere cevap değildir
0
comp
(04.04.22)
@comp video'yu izlediniz mi bilmiyorum ama vekili içeriye aldıklarında zaten tüm kazı alanları hafriyatla doldurulmuş, polislere sormuş biz bilemiyoruz diye cevap almış, müze müdürüne ne buldunuz diye sormuş hiçbir şey bulamadık sayın vekil diye dalga geçer gibi cevap vermiş. Yani vekil kazı yapılan alana bile girememiş teknik olarak, çünkü doldurulmuş hafriyatla sonrasında içeriye o da anladığım kadarıyla güvenlik çemberinin giriş kısmına alınmış. :)
0
🌸skzr
(04.04.22)
vekil tüm gördüklerini, öğrendiklerini anlatabiliyorsa, dışarıya bu kadar kapanmalarının bi gereği kalmıyor

vekil bile hiçbir şey görmemişse, elde hiç bilgi yoksa,
isim fısıldayıp bak bunlar çalmıştır'a laf gelebiliyor ve bu kadar varsayımın, duyum üstüne duyumun kapısı; illuminatiye çıkıyor
bence sebep uzaylılar
0
comp
(04.04.22)
Neden mümkün olmasın? Evet güvenliğini biz almış olabiliriz. Ama kazıyı kim yaptı, envanteri kim çıkarttı, kim gördü belli mi? Oradaki nöbet tutan polis memurunun kazılan çukurun içine girip çıkan envanteri gördüğünü hiç zannetmiyorum. Bu öyle sıradan bir kazı değil. Birileri tesadüfen çok önemli bir şey buldu, ve dünyayı yöneten egemen güçler bunu haber alır almaz olaya el koydu, ki bu 5 dakikalarını almaz. Zaten bu yüzden kimse bir şey bilmiyor.
0
el conquerador
(04.04.22)
Kimsenin bir şey bildiği, gördüğü yok, herkes hayalini ve tahminini yazıyor.

Ben de benim "tahminimi" bir Tarsuslu olarak yazayım.

Sergilenemeyecek bir şey bulundu, büyük ihtimalle Hıristiyan dinini kökten değiştirebilecek bir şey. Belki de kazılan yer Paul'un eviydi.

Uçuk gelebilir, sonuç olarak bu yazdığimda bir tahmin, yok reisin avradı koleksiyon yapıyormuş da onlar saklamış falan bana daha uçuk geliyor.
0
dusundukce dusunen adam
(04.04.22)
(1)

Goretex ayakkabı tamiri yapan yer

joehigashi
Sb. Vakti zamanında paraya kıyıp goretex ayakkabı almıştım 3-4 senedir taş gibiydiler fakat son zamanlarda fotoğraftaki yerlerdeki açılmalardan ötürü su geçirir oldu iki tarafta da bu açılmalar var. Şu pahalılıkta da bu ayakkabıların fiyatı uçuk seviyelerde olduğu için bir şekilde tamir ettirip kull
Sb. Vakti zamanında paraya kıyıp goretex ayakkabı almıştım 3-4 senedir taş gibiydiler fakat son zamanlarda fotoğraftaki yerlerdeki açılmalardan ötürü su geçirir oldu iki tarafta da bu açılmalar var. Şu pahalılıkta da bu ayakkabıların fiyatı uçuk seviyelerde olduğu için bir şekilde tamir ettirip kullanmak istiyorum.

İstanbulda kargo ile bu tarz ayakkabıların tamirini yapan yerler var mıdır acaba ? Varsa paylaşır mısınız ?
0
joehigashi
(10.03.22)
yds karaköyü bi arayıp sorun onlar bilebilir
goretex katmanın dikilecek tarafı yok diye biliyorum zaten incecik ve nazik
0
comp
(10.03.22)
(17)

Tiyatronun elektriği kesilir mi hakkında ne düşünüyorsunuz ?

ceketimi alip cikcam
Moda sahnesinin artan fiyatlara tepki olarak / ya da bütçeleri olmadığı için faturalarını ödemeyecekleri açıklamasını duymuşsunuzdur.Bugün de elektriklerinin kesildiği haberini gördüm.https://twitter.com/BirGun_Gazetesi/status/1501842297536884738Bunun sorumlusu enerjisa mı ? sabancı mı ? da sabancıl
Moda sahnesinin artan fiyatlara tepki olarak / ya da bütçeleri olmadığı için faturalarını ödemeyecekleri açıklamasını duymuşsunuzdur.

Bugün de elektriklerinin kesildiği haberini gördüm.

twitter.com

Bunun sorumlusu enerjisa mı ? sabancı mı ? da sabancılar tiyatroyu karartıyor, tiyatro salonunun elektriği kesilir mi ? tarzında tepkiler veriyorlar. Sonuçta bir fatura gelmiş ödenemezse elbet kesecekler ? Sonuçta faturayı ödemekte zorlanan tek işletme onlar değiller. Tek onlar ödeyemiyorlar gibi davranıyorlar. Tamam sanat olduğu için öyle diyorlar da bana biraz fazla geliyor o tepkiler açıkcası.

Yanlış mı düşünüyorum, siz neler düşünüyorsunuz ?
0
ceketimi alip cikcam
(10.03.22)
abi hayat o kadar analitik değil.
aksanata veya benzer başka sanat etkinliklerine gırla para döküp reklam yapmaya çalışan bir ticari dev kurum, standart bir kobi/dükkan kadar masraf yapan ama tek başına tiyatro dünyasında epey önemli bir yere sahip kuruma bunu yaparsa kaşıkla kazandığı itibarı kamyonla kaybeder. kaldı ki sanat desteği vs altında zaten destek olan kurumun vergilerinden düşülüyor, hanelerine aynı oranda eksi bile yazılmayacaktı.

ha devamının geleceğinden, bunun suistimal edileceğinden korkumuş(!) olabilirler ama başka bir açından da şans kapılarına gelmiş ama görememişler. deseydiler ya %50sine (en azından) biz enerjisa olarak sponsor oluyoruz. biletlerde de adımız basılsın vs.


ad hominem yapacağım ama taşradan çıkıp holding olunca vizyon bu kadar oluyor.
ad hominem 2: sabancı, sanat yatırım diye evren'in tablolarını alıyordu, bir sahnenin faturasını mı ödeyemecek?

artigercek.com
0
rewlack
(10.03.22)
Faturaların yüksek olduğu bir gerçek, buna tepki verilmesi beklenen bir davranış. Tepki veren kişi ve kurumların bunu bir olay haline getirip kamuoyu yaratma çabası da beklenen ve olağan bir durum. Haliyle elektrik sağlayıcısının elektrik kesmesi de yine beklendik ve olağan bir durum.

Bu ve benzeri olaylar sonucunda olası iki şey yaşanacak; ya yeterli kamuoyu oluşturulup elektrik faturalarında düzenlemeye gidilecek ya da tepki veren taraf(lar) durumu kabullenip ya faturaları ödeyecek ya da işyerlerini kapatacak.

Yani ben anormal hiçbir taraf göremedim bütün bu olup bitenlerde.
0
akhenaten
(10.03.22)
Evet tepki göstermek normal, ben biraz , tiyatromuzu karartıyorsunuz gibi söylemlere ve bunun elektrik dağıtıcısının tasarrufundaymış gibi kısmına takılmıştım.

Sonuçta hükümet sorumlusu.

@rewlack dediklerin mantıklı.

ön not: bir art niyetim yok, karanlıkta otursunlar demiyorum sadece olaya farklı açılardan bakmak için fikirlerinizi merak ettim.
0
🌸ceketimi alip cikcam
(10.03.22)
Aslında konuyu etraflıca anlattılar tiyatro olarak, insanlar faturayı dayanışmayla ödeyelim dediler, tiyatro da bu tek aylık bir çözüm olur sorun burada daha sistematik, sadece bizim değil kültür sanat sektörünün devlet işbirliğiyle kalıcı çözüm bulunmalı diye

Tiyatrolar özel de olsa bunlar da birer kamu hizmeti görüyor, ben tiyatro sevmem fakat kültürel etkinlikler insanların ihtiyacı olan şeyler, yukarıda arkadaşın dediği gibi her şey analitik değil, ne gerek var diye başlayınca okulları da kapatalım hep masrafa kadar gider
0
freebird5406_2
(10.03.22)
moda sahnesi, faturaları ödememe kararı aldığında ne düşündü acaba? elektriklerin kesileceğini düşünmediler mi? ya da kesemezler, sosyal medyada linç başlatırız falan diye mi düşündüler?
0
co2s2
(10.03.22)
Cok guzel yapmislar, elektrigin bu kadar artma sebebi tam olarak sabanci sirketi zaten.
Ozellestirip sattiklari icin boyle oldu.

ilk defa insanlar dogru yerleri protesto etmeye basladi.
0
divit
(10.03.22)
rewlack+1
co2s2+1


bir tiyatro kurumu sadece bir ticari işletme olarak görülmemeli. kamusal bir hizmet var, hatta devletin yeterince sağlamadığı/sağlayamadığı bir kamu hizmetini üstleniyorlar. kaldı ki aynı emek, sermayeyle çok daha karlı iş yapabilecekken özel teşebbüsle bu işe kalkışmışlar neblim mandal satan bir dükkan muamelesi görmemeli.
0
jimjim
(10.03.22)
Kesilir niye kesilmesin? Faturasi odenmezse kesilir, bunda anormal bir durum yok. Burada sanat icra ediliyor buranin faturasoni biz karşılayalim dersen bunun sonu gelmez. Mutlaka bir nokta "o tiyatroya kiyak gectiler de buraya niye yapmadilar" elestirisi gelir.

Falanca kisinin tablolarını aldilar, efendim su kadar sanata destek yaptılar da bunu mu yapamiyorlar kiyaslamasi dogru degil. Nihayetinde bu ticari kuruluslarin sanata destek harcamalari da vergi avantaji ve prestij ile pasif getiri saglamasindan dolayi yapiliyor, duygusal bakmaya gerek yok.
Bu elestrileri gereksiz buluyorum.

Faturalarin yuksekliginin elestrilmesi lazım.
0
stavro
(10.03.22)
Tiyatroların "biz sanat yapıyoruz, herkes bize destek olmalı" düşüncesini hiçbir zaman anlayamadım.
Benim gözümde kebapçı, çilingir, terzi neyse tiyatro da odur. Para kazanma amaçlı kurulmuş bir şirket.

Bunda da ayıp bir şey yok. Her sabah neredeyse hepimiz uyanıp para kazanmak için bir şeyler yapıyoruz.

Eminim ki çok daha karmaşık bir hesap vardır ama salon yaklaşık 200 kişilik. Bilet fiyatları yaklaşık 100 lira.
Salonun tamamen dolduğu 2 saatlik bir oyun bu aşırı zamlı elektrik faturasını ödemeye yetiyor.

Hayırlısı olsun,
0
michael_knight
(10.03.22)
fırıncı,bakkal,manav,restoran,esnaf,halk paşa paşa ödesin ama tiyatro sanat yapıyor diye ödemesin yok öyle şey. keserler gözünün yaşına bakmazlar.
işin doğrusu önce ödersin sonra tepkini koyarsın .
0
jamswety
(10.03.22)
yukarıdaki yorumlardan da anlaşılacağı gibi -yorumum saygısızlık olarak anlaşılmasın-
tiyatro gibi kültür sanat aktiviteleri normal düz şirket işleyişi gibi algılanıyor. benim de dahil olduğum bir grup da diyor ki; hayır sağlık gibi eğitim gibi gerekli, şart bir kamu hizmetidir.

okuma yazma bilmeyen birinin niye ihtiyacım olsunki demesi gibi; toplumsal olarak neye ne için ihtiyacımız olduğunu bilmediğimizden ne olacak orası da bir işletme diyoruz. olmasa da ölmeyiz gibi algılıyoruz ama olmasa ölürüz aslında orası kaçırılıyor.

özetle, kesilmesi teorik olarak doğal, pratikte olmaması gereken birşey, tepki vermekte haklılar.
0
jimjim
(10.03.22)
Elektriği açmışlar bu arada.

twitter.com
0
🌸ceketimi alip cikcam
(10.03.22)
kamunun faydasına olmayan tek bir iş yok.
kamu faydası orada kalkarsa başkası temin eder.
tiyatro da -şart, elzem- bir kamu hizmeti değil,
ekmek fırını elzem mesela. su elzem. çöp toplamak elzem. kanalizasyon altyapı doğalgaz elektrik elzem. bunlar tiyatrodan daha kutsal.
üstünlük atfedip de hak aramanın Modası geçti
0
comp
(10.03.22)
Bilet fiyatları çok yüksek o yüzden ben de bilet almadan gelip tiyatrolarınızı izleyeceğim, para da vermeyeceğim diyenler gidip tiyatroyu izleyebiliyorsa buna hakları var.
0
syabk
(10.03.22)
Polemik olması için değil de merak ettiğimden sormak istiyorum: Bu işletme, yani Moda Sahnesi, (sevdiğim de bir yer bu arada) kar amacı gütmeyen bir işletme midir?

Hasılattan oyuncular ve masraflar için ödeme yapıldıktan sonra kalan kısım işletmecinin cebine gitmiyor mu? Vakıf ya da dernek statüsünde midir? Bugüne kadar hep zararına ya da ucu ucuna mı iş yapmıştır?

Eğer kamu yararına çalışan vakıf ya da dernek statüsündeyse, evet, yanlış bir iş yapılmıştır. Elektriği kesilmesin. Yok efendim ticari işletmeyse, ödesin faturasını.
0
kaptankedi
(10.03.22)
Elektrik dagitim sirketleri tekel olduklari icin eger protesto kanali da olmazsa fiyatlar maliyetlerden bagimsiz olarak mutlaka halkin dezavantajina olur. Ses cikardiklari icin bu acidan tebrik ederim kendilerini.
0
dunal
(10.03.22)
burada onemli olan ses cikaran biri olmasi.
Tiyatro falan sevmem ama bu adamlar olmasa herkes kuzu kuzu odemeye devam eder bunun sonu yok sonsuza kadar devam eder zamlar.

Bak adam sak diye dikkati cekti.
istese bagis yapin odeyemiyoruz da diyebilirdi.

Bunun gibi 3-5 kurum ciksa sirketler geri adim atar.

Les gibi internete 100 tl oduyoruz kimse sallamiyor.
Bu zamlari fransada yapsan internet sirketini yakarlar.
0
divit
(10.03.22)
(19)

Sıradan vatandaş nasıl araba alacak?

Fusha
Artık araba lüks oldu ya. Zamanında 55 bine arana aldım. Şimdi bu araba 450 bin bandında yanlış bilmiyorsam. Artık araba almak imkansız mı yahu? Bankadan kredi çekeceğim muhtemelen ama yine de çok zor olacak gibi. Değer mi değmez mi onu düşünüyorum. Motosiklet var 200 cclik onla idare edeyim diyorum
Artık araba lüks oldu ya. Zamanında 55 bine arana aldım. Şimdi bu araba 450 bin bandında yanlış bilmiyorsam.

Artık araba almak imkansız mı yahu? Bankadan kredi çekeceğim muhtemelen ama yine de çok zor olacak gibi. Değer mi değmez mi onu düşünüyorum. Motosiklet var 200 cclik onla idare edeyim diyorum ama zor onla da. Kar var yağur var derken yılın dört ayı kullanmıyorum. Zaten tecrübesiz motorcuyum.
0
Fusha
(09.03.22)
Alamayacak. Araba pahalı yakıt pahalı vergisi çok vs vs.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(09.03.22)
Iyi de zaten turkiye'de cok buyuk bir kesimin arabasi yok. Hic bir zaman herkesin arabasi olacak Kadar zengin bir ulke olmadi.
0
hot potato
(09.03.22)
@hot potato, hiç ama hiç katılmıyorum, ya da derdimi tam anlatamamışım. Ben arabayı 55 bine aldığımda 14 maaşıma denk geliyordu. şimdi aynı arabayı alabilmek için 37 maaşa ihtiyacım var. eskiden ben orta sınıftım, şimdi fakirim. eskiden kara kara düşünmeden gittim rastgele bir araba aldım, şimdi kara kara düşünüyorum ve hala alamıyorum :)

not: eskiden dediğim 2016 yılının son günleri bu arada
0
🌸Fusha
(09.03.22)
Halihazırda arabası olanlar hariç hemen hiçbir asistan doktor bile şu an araba alamıyor. Ya da inanılmaz bi kredi yükünün altına girmek zorunda. Son günlerde bölümde asistan doktorlar arasında en büyük konumuz bu. Bölümde 7 doktoruz sadece birinin arabası var ki o da öncesinde zorunlu hizmeti falan yaparken fiyatlar daha uygunken almış. Ben geçen yaz başladım çalışmaya, değil araba; birkaç ay önce aldığım telefon bozulsa yenisini almaya param yok.
0
nundu
(09.03.22)
trde sıradan vatandaş hiç bir zaman araba alamadı zaten. kişi başına düşen otomobil sayısının en yüksek olduğu dönem zaten bu dönem yani.
0
roket adam
(09.03.22)
@roket adam, hocam gayet de sıradan bir insandım ben hocam 2016 yılında :) maaşım 4500 lira civarında bir maaşım vardı :)
0
🌸Fusha
(09.03.22)
2016da net asgari ücretin 3,5 katı kazanıyormuşsun ülkenin ortalamasının çok üstünde
sıradan olmak için en fazla 2Xasgari gibi bir şey lazım
0
comp
(09.03.22)
comp, hocam şu an asgari ücretin tam üç katını alıyorum. bi "buçuk"tan dolayı mı 37-14:23 maaşlık fark var?

sizin mantığınızla şimdi de sıradan vatandaş değilim ama araba alamıyorum :)
0
🌸Fusha
(09.03.22)
arabayla alakalı bir şey yazmadım
ülkenin ortalaması belli, siz o tarihte ortalama üstündeymişsiniz
0
comp
(09.03.22)
Son olarak şunu eklemek istiyorum, benim maaşıma gelen zama bakarsak, arabanın sıfırı şuan 185000 civarında olması lazım. Diyeceklerim bu kadar :(
0
🌸Fusha
(09.03.22)
55 bin liraya araba aldığında asgari ücret brüt bin liraydı. 55 brüt asgari ücret. şimdi asgari ücret brüt 5 bin lira x 55 = 265 bin lira. alım gücü yarı yarıya azalmış.

55 bine araç aldığında, bankadan 36 aya kadar araç kredisi çıkıyordu. şimdi 48 aya kadar. 60 falan yapsalar standart vatandaş yine uzun vadeye yayıp alabilir, bu sırada da ekonominin düzelmesi için bol dua edilir.
0
gabe h coud
(09.03.22)
Turkiye'de yilda 300 bin sifir arac satilir, ingiltere'de ise yilda 3 milyon. Turklere araba manyagi diyenlere bakmayin. Turklerin arabaya erisimi hicbir zaman kolay ve yaygin olmadi ki.
0
baldur2
(09.03.22)
alamayacak.

clio'nun boşu bile zaten 15bin euro civarında. vergi mergi bile almasan en boşunu bile 15bin euroya alabilirsiniz anca.

türkiye'deki insanlar ortalama 500euro kazanıyor, her halukarda 30 maaş civarı ediyor. yemeden içmeden 30 maaş.

naparsanız yapın kısa vadede ülkedeki insanların maaşı bu seviyelerin üstüne çıkamaz.
vergiler de düşemeyeceğine göre, 15bin euroluk araca 22-23bin euro ödemeye devam ederiz.

yani: normal vatandaş araba alamayacak. burası pakistan gibi 50cc motosikletlerin ülkesi olacak. çok değil, 10 sene içinde.
0
tchuck
(09.03.22)
hocam o zaman asgari ücretin 3.5 katı kazanıyormuşsun. şu anda 15 bin civarına tekabül ediyor. bu "sıradan vatandaş"ın çok ötesinde, çalışanların çok büyük kısmı asgari ücretle çalışıyordu trde en son

o dönemdeki global ekonomik şartlar gereği kredi faizleri çok düşüktü, gelişmekte olan ülkelere para akıyordu borçlanma çok ucuzdu, dolayısıyla bizde de ihtiyaç kredisi ile bile araba alınabiliyordu.

sıfır otomobil fiyatları o zamanlar daha düşüktü ve özellikle bu sene tüm dünyada 0 araç fiyatları kat be kat arttı (amerika'da bile www.kbb.com) dolayısıyla bu bizi de etkiledi.

e döviz kuru ile ilgili hikayeyi konuşmamıza gerek yok, mükemmel bir fırtınaya her zamanki gibi hazırlıksız yakalandık (bu hazırlıksızlığa rağmen ben yine iyi bile geçirdiğimizi düşünüyorum bu fırtınayı)

keza 2016'da özellikle orta üst sınıf otomobillerde ötv daha düşüktü malum. sanırım kademeli ötv 2019'da gelmişti diye hatırlıyorum, o pazarı çok daralttı zaten.

yani alt alta yazınca %30 bizim ülkeden, %70 genel durumdan kaynaklanan bir fiyat artışı var. evet kesinlikle dünyanın her yerinde otomobil sahibi olmak şu an geçmişe göre daha zor, bizde daha da zorlaştı, ama geçmişte de kolay olduğunu düşünmüyorum, onu demek istedim.

bu arada araç sahibi olmak istiyorsan herkes ucuz araçlarla başlayıp zaman içerisinde büyüterek bunu yapıyor, yani sıfırdan 400 binlik araba alan pek tanımıyorum. atıyorum 80-90 binlik alıp zaman içerisinde üstüne koya koya ilerliyor, o da bi kriter.

şu anda pazarı gabe'in dediği gibi bddk'nın kredi düzenlemesi tutuyor, eğer araç bedeline göre vade sınırı olmasa ve borçlanmayı direkt bddk eliyle kısıtlanmış olmasa peynir ekmek gibi otomobil satılacak. kredi faizleri mevcut kur riskine göre hala düşük çünkü. tahmin ediyorum cari açığı artırmamak adına pazarı kısıtlıyor devlet direkt.
0
roket adam
(10.03.22)
Alamayacak: Alsa da diğer masraflarını karşılayamaz.
0
garylineker
(10.03.22)
çok zor 2018'de 55 bine bir araç almıştım şu an ederi 250k. o dönem 30 peşin 25de kredi çekip 1 senede zorlanmadan ödemiştim. şu an 250k değerinde bir aracın borcuna girmek istemem ve gelirim döviz üzerinden.
0
orpheus
(10.03.22)
mantıklı siyasi tercihler yaparak.
0
babilfish
(10.03.22)
Bi gün bence bu zor günler iyiye gidecek
Bi on yıl zor geçer ama, o da bize denk geldi
0
photo85
(10.03.22)
Maalesef o da bize denk geldi kısmına katılıyorum :) işimiz gücümüz yokken alım gücü baya iyiydi, babadan para alıyorduk, mezun olup iş güç sahibi olduktan sonra aşamalı olarak kötüleşti ekonomi. Gerçi şimdi öğrenci olmak çalışan olmaktan çok daha zor.
0
🌸Fusha
(10.03.22)
(11)

ukrayna'nın orduya katılanlara vatandaşlık vermesi

karayel
savaşa gitsem ölme ihtimalim % kaç?gitmeyi düşünüyorum ciddi ciddi
savaşa gitsem ölme ihtimalim % kaç?

gitmeyi düşünüyorum ciddi ciddi
0
karayel
(09.03.22)
Afganistan'da Afrika'da falan savaşmış paralı askerlerin yanında Ruslara karşı ne kadar şansım var diye soruyorsan hayatta kalma ihtimalin %0
0
Kaleci Saçlı Forvet
(09.03.22)
Muhtemelen en önde olacaksın
0
olaylar olaylar
(09.03.22)
Yol bilmezsin, dil bilmezsin, savaş tecrübesi desen yok. Rusya'nın kapasitesini de ekleyince...
0
anon1m
(09.03.22)
Ukrayna'nın bu kararı tamamen çaresizlik ve köşeye sıkışmışlığın bir sonucu. Putin şu an düşük yoğunluklu bir operasyon yürütüyor. Tam anlamıyla yüklendiğinde Ukrayna'nın hiç şansı yok gibi.
0
duchess jessamine
(09.03.22)
Bi helvanı yeriz kanka. Ben %100 diyorum. Allah taksiratını affetsin.
0
himmet dayi
(09.03.22)
Askeri tecrübe olsa bile önermem çünkü dil çok önemli böyle durumlarda. Adamlar kaç diyecek, şuraya ateş et diyecek ama anlamiyacaksin muhtemelen. Gitme o yüzden.
0
Fusha
(09.03.22)
Ölürsen sorun yok da esir düşersen ve Rusya senin Ukrayna askeri statünü tanımazsa (ki tanımayacaktır) o durumda Cenevre insan hakları sözleşmesinin harp esirlerine tanıdığı bütün haklardan mahrum olursun ki ölmediğine bin pişman olursun.
0
Mirket
(09.03.22)
gidemezsin
diye bir haber var.
oraya gidince -trnin isteğiyle- silahsızlandırıp geri yollanan bir adam çıktı isimli cisimli. teyitsiz.
0
comp
(09.03.22)
En öne seni sürerler, dil konusunda bildiğim kadarıyla ingilizce konuşan birlikler oluşturuluyor ama askeri deneyimin yoksa cortlarsın. Savaşta bile olmadığımız halde TSK'da dost ateşiyle ve kazayla ne kadar çok şehit olduğuna inanamazsın. Hakkâri'de ne olaylar gördüm, karanlıkta kendi adamını vuranlar, muhaberat eksikliğinden birbirini düşman sanıp vuranlar, kazayla kendini vuranlar. Velhasıl, intihar etmek istiyorsan git.
0
uvcray
(09.03.22)
Birisi birkaç gün gitmeye çalışma sürecini yazmıştı, tüfek kullanabiliyorum, ülkemdeki (Türkiye değil) Ukrayna konsolosluğuna başvurdum geri dönüş bekliyorum diye. Askeri deneyimi olmadığı için geri çevirdiklerini söyledi. Eğitim al öyle gel demişler. Askerlik yaptıysanız ne kadar sayılır bilemedim. Hele bedelli ise pek sayılmaz diye düşünüyorum. Onun dışında haberlerden takip edebildiğim ve anlayabildiğim kadarıyla giderseniz ölme ihtimaliniz yüksek.
0
peki madem
(09.03.22)
Hocam oyle onune geleni almiyorlar. Gunde 1000dolar ucretten bahsediliyor ve bunun için de bazı sartlsr ariyorlar.

Sartlardan bir tanesi 5yillik askeri tecrübeye sahip olmak ve bolgede gorev yapmış olmak bunlardan biri. Bunu Ukrayna icindeki seferberlik ile ksristirma, profesyonel asker aliyorlar. Gonulluluk ayrı parali asker ayri. Adam sana gorevine göre gunde 1-2k arasi odeme yapacak, olum makinesi ariyorlar yani paraya ihtiyacı olan gozunu karsrtmis sıradan vatandas degil.
Boşuna heveslenme yani.
0
stavro
(09.03.22)
(10)

nasıl oluyor da sol devrimler amacından sapıyor (ve ek konular)?

ahm1
(aman şimdi sağ-sol tartışmasına girilmesin)kendileri için bir şey istemeyen (en azından büyük çoğunluğu), sadece insanlığın yararı için yıllarca mücadele eden ama sonra diktatörleşen, kendi milletini katleden, aç bırakan insana nasıl dönüşüyor bu kişiler? pol pot'u, kuzey koreliyi, stalin'i, tito'y
(aman şimdi sağ-sol tartışmasına girilmesin)

kendileri için bir şey istemeyen (en azından büyük çoğunluğu), sadece insanlığın yararı için yıllarca mücadele eden ama sonra diktatörleşen, kendi milletini katleden, aç bırakan insana nasıl dönüşüyor bu kişiler? pol pot'u, kuzey koreliyi, stalin'i, tito'yu vs. nasıl açıklayacağız? acaba bazılarının amacı zenginden alıp fakire vermek değil de sadece zengin düşmanlığı mıydı? zenginlerin ayrıcalıklarına kendileri sahip olmak istedikleri için mi iktidara gelip her şeye el koydular?

bunların kısa ve tek bir cevabı olamaz tabii ki ama yine de tartışmak yararlı olur.

tabii ki bazı konular da göründüğü kadar kolay olmayabilir. biz evimizde otururken her şeyin güzel olduğu bir dünyanın elde edilmesinin çok zor olmayabileceğini düşünüyoruz ama o konuma gelince (başarılı bir devrimin başı olunca ya da belki de herhangi bir şeyin başkanı bile olsak) devrimin sürdürülebilmesi uğruna bazı zor kararlar alınmak zorunda kalınıyor olabilir. burada da atıp tutmuş oldum ama o konuma gelmeden empati yapmak da zor maalesef.

şöyle de sorabiliriz: insanların iyiliği için o kadar mücadeleye katlanıyorsun ama devrim başarılı olup başa geldiğin zaman tirana dönüşüyorsun. bu nasıl mümkün oluyor? yoksa o kadar mücadeleye katlandığın için mi daha kolay tiran olabiliyorsun?
0
ahm1
(09.03.22)
Komünizmi solculuk olarak görmek çok basit bir bakışaçısı olabilir, bununla birlikte komünizm fikir olarak güzel ama pratikte er geç diktatörlüğü de beraberinde getirir, normal yani.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(09.03.22)
dönüp dolaşıp konu yine insan tabiatına geliyor. her şey insan doğasından kaynaklı.
0
candide
(09.03.22)
Güç zehirlenmesi.
0
copywriter
(09.03.22)
copywriter+1
zaten bu toplum icin yapilan dev fedakarlik falan degil. bi gorusu kabul ettirme cabasidir ve bunda insanlara ihtiyacin var ve kullanmasini biliyosan adin tarihe solcu diye gecebilir
0
ala09
(09.03.22)
ahlakla alakalıdır?
saydıkların çapulcu sağdan soldan toplama ideologlar askerler
bunlara, insanlara merhamet etmeleri gerektiğini tembihleyen bir soydan ve gelenekten gelmemişlerdir
yani meselenin direkt marksizm leninizmle alakası yoktur, her ne kadar bu prensipleri halka dayatmak despotluk diktalık olsa da
0
comp
(09.03.22)
ne kadar iyi niyetle baslarsan basla, istedigin sistem insanin dogasina uygun degil. guzel, idealize bir fikir ancak insanlarin kafasi oyle calismiyor. cok israr edersen isler bir sure sonra yoldan cikmaya basliyor bu sebeple. isler yoldan cikinca tek secenegin siddete basvurmak ve insanlari dogasina aykiri sekilde siddet tehdidiyle yasatmak. alternatifi inanclarini sorgulamak cunku - o da cok zor. sistem calismayinca tabii aclik oluyor cunku o kafandaki utopyada oldugu gibi herkesin armoni icinde calisip uretim yaptigi bir ortam olusamiyor. aclik olunca isyan cikiyor. isyan olunca isyancilari öldürüyorsun. bu daha cok sefalete sebep oluyor, kisir dongu. hic kimse basaramadigini, insan dogasi ve insanin istekleri ile ilgili varsayimlarinin bastan asagi yanlis oldugu gercegiyle yuzlesmek istemiyor, yenilgiyi kabul etmiyor.
0
robokot
(10.03.22)
Çok güzel bi video var konuyla alakalı:

www.youtube.com
0
plutongezegendegilmi
(10.03.22)
@robokot: insanın doğasına aykırı olmasına katılmıyorum. adam smith ortaya böyle bir laf attı diye kimse altını doldurmadan bunu kullanıyor. bu doğamıza aykırı da kapitalizmde milyarlarca insanın tuvaletinin olmaması, yemek yapacak araç gereçlerinin olmaması mı doğaya uygun?

www.gazeteduvar.com.tr

www.diken.com.tr

www.unicef.org

ben tamamen herkesin tam olarak eşit seviyede olması gerektiğini savunmuyorum, bu ütopya olur, tektiplilik olur, bizler karınca değiliz, buna gerek de yok ama şu an eşitsizlik seviyesi 100 üzerinden 100 ise 5-10'a düşürülmesi gerekir. bunda da doğamıza aykırı bir şey yok.

önemli olan şey sosyal açıdan özgürlük ama ekonomik eşitlik.
0
🌸ahm1
(10.03.22)
Cumhuriyet tarihindeki ihtilallerle ilgili belgeselleri izlediğimde şunu farkettim: olayın özü genelde ideoloji, idealler, halkın menfaati vs. 'den ziyade elinde (askeri) güç olanın mevki makam peşinde koşması. Güç mücadelesi yani.
0
trixi
(10.03.22)
@ahm1, hayatimda adam smith okumadim, bu cok basit bir gozlem. gelir esitsizliginin cozumu ile bahsettigin "sol" devrimler arasinda uzuun kilometreler var.

bahsettigin sol devrimlerin idealindeki toplum modeli nasil insanin dogasina aykiriysa, bahsettigin gelir esitsizligi modeli de maddenin dogasina aykiri. neden mi?

cunku insanlarin sahip olabilecekleri seylerin objektif degeri arasinda 100 kattan fazla fark var. bagcilarda kot alti 1+1 bir daire dusun. bir de manhattan da bir residence dusun. bunlarin ikisi de yer yuzunde bulunan ve bir insanin sahip olabilecegi evler. aralarindaki objektif fark 100 kattan fazla. o yuzden bagcilarda oturan insanlar da manhattanda oturan insanlar da olacak, ve aralarindaki varlik farki bu kadar olacak. basit bir ornek veriyorum.

ben 80 milyonluk ulkede herkesin hayatina gunde 1 saat katacak (onlari 1 saatlik isten kurtaracak) bir icadi kisisel risk alarak yaparsam, insanliga sagladigim bu kollektif kolayligin meyvesini sagladigim seyin DEGERI ORANINDA isterim. bu riski o getiri sebebiyle aldim cunku. ve bu da beni ortalama bir insana kiyasla cok cok cok daha zengin yapar. bu dogal bir sey.

ha sol devrim yaparsin, benim bu faydanin karsiligini mal olarak almami engellersin silah zoruyla. eger oyle bir ortam yaratirsan ben de bu icadi yapmakla ugrasmam zaten. insanlar bu icatlari yapmaya ugrasmadikca ulken vatandaslara insanliga sagladiklari degerin karsiliginda getiri almasina izin veren ulkelere kiyasla geri kalir. geri kaldigi icin de burnu boktan cikmaz. gunun birinde savas cikar, o ulke yenilir. tarihte kalir. bahsettigin "esitligi" zorla saglamaya calismis ulkelerde olan budur.

insanlarin cogunlugu varlikla motive oluyor + olmayanlarin bile insanliga yararli seyler gelistirebilmesi icin kaynaklara (kapitale) ihtiyaclari var. bunu devletin eline birakmak demek insanlik icin faydali olabilecek seylerin kesfinin siraya alinmasi demek (cunku devletin kaynaklari sınırlıdır) ve "utopya" degilse orasi kaynaklari yolsuzlarin somurmesi ve insanliga faydali hic bir sey uretememeleri, geri kalmalari demektir. ozel yatirim, risk alma gibi seylerin serbest olmasi bu darbogazi cozer, herkes kendi riskini alir, kendi kapitalini toplar, bir seyler icad etmeye calisir. kaybederse kendi batar ama kazanirsa urettigi seyin degerinin karsiligini alabilir. bunu alabilecegi icin yapar. bunu serbest kilan ulkeler dunyanin en kuvvetli ulkeleri olmustur, bu stratejik de bir avantaj yani. devlet dairesi gibi yonetilen ulkeler ise gucsuz kalmaya mecburdur, bugune kadar da hep boyle olmus.
0
robokot
(11.03.22)
(10)

Doktor: "randevu bulamaman senin problemin"

hadi ya la
Annem geçen seneden beri antidepresan kullanıyor, kalan ilaç sayısına göre tam gününe denk getirip psikiyatri bölümünden randevu alıyorum. Bu sefer ilacının biteceği günlere denk getiremedim, 5 gün kadar sonrasına randevu bulabildim. Annem de bu sebepten ilacını bir gün içip bir gün içmeyerek o güne
Annem geçen seneden beri antidepresan kullanıyor, kalan ilaç sayısına göre tam gününe denk getirip psikiyatri bölümünden randevu alıyorum. Bu sefer ilacının biteceği günlere denk getiremedim, 5 gün kadar sonrasına randevu bulabildim. Annem de bu sebepten ilacını bir gün içip bir gün içmeyerek o güne kadar idare etti.

Doktor bunu duyunca kızıyor, olmaz öyle diyor. Annem de "hocam randevu yoktu, bu güne bulabildim" diye söyleyince randevusuz gelmesi gerektiğini söylüyor.

Bildiğimiz kadarıyla randevusuz gidenleri asla almıyorlar, annem bu güne kadar her şeyi kuralına göre yaşamış, herkese saygılı ve güler yüzlü biri.

İlacı yazdıktan sonra teşekkür ederek çıkıyor, ve tam kapıda doktor "randevu bulamaman senin problemin" diyor.

Durduk yere suçlu mu olduk şimdi? Doktorun böyle konuşması normal mi?

Edit: yanlış anlaşılmış, annem ravdevusuz gitmedi, RANDEVULU gitti.
0
hadi ya la
(09.03.22)
Hocam sistemin problemi doktor da haklı sen de haklısın, hatta pskiyatrideki doktorlar bu sebepten dolayı ilaç yazdırmak isteyenlere randevusuz yazıyorlar, mesai bitimine doğru gidip ilacım bitti yazdırmaya geldim dersen yazıyor, böyle de işleyen gizli bir iş yapma şekli var
0
freebird5406_2
(09.03.22)
Bence normal hocam. Yani annedir tabii başımızın tacı ama senin randevu bulamayıp randevusuz gitmen doktorun problemi değil. Yani eminim annen de sen de süper insanlarsınızdır ama senin gibi 20 kişi de randevu bulamayıp randevusuz gidebilir bunu da düşünmek lazım.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(09.03.22)
Ortada suç yok ihmal var. Biraz sistem kötü biraz siz ihmalkar davranmışsınız.

İstanbul dışında yaşıyorum, randevu çok zor alınıyor İstanbul'da. O yüzden benim de sizi suçladığımı düşünmeyin. Farkındayım zor alınıyor randevu ama garantici olmak gerekiyor bu tarz önemli konularda.
0
Fusha
(09.03.22)
"Randevu bulamaman senin problemin" hoş bir cümle kalıbı değil ne olursa olsun. İstanbul'da randevu bulmak gerçekten çok zor ve randevusuz gidilmedigini bilmiyorsa nasıl gidebilir anneniz? Bir psikiyatristin daha empatik olması gerekir ama onların da çalışma şartları malum.

Kısacası ne sizin ne de doktorun hatası var, sistem hatalı.
0
fraise
(09.03.22)
Bizim poliklinik yoğun çalıştığı için randevular doluyor sonraki sefere daha evvelden randevu arayın madur olmayın dese iyiymiş ama hastanın da sizin gibi saygılısı var ne diyon lan sen doktor diye gırtlağına yapışanı var. Doktorun da sizinkinden beter söyleneni de var tatlı dillisi var.
İnsan olmak insana değer vermeyi gerektirir sonuçta doktor hasta farketmez ama o insanlar değer görmeden bezmiş halde, kelle koltukta çalışıyorlar tamam diyip geçmek en mantıklısı bence.
0
cilekli pasta
(09.03.22)
İlaci bitmeden randecu almayi deneyin
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(09.03.22)
birileri doktorlara kötü davranıyor diye
doktorun rastgele önüne geleni tersleme hakkı doğmuyor tabi
geçmiş olsun
0
comp
(09.03.22)
@bugunolmadi
doz bitiş tarihi var
böyle takipli, kırmızı reçeteli vs ilaçlarda
o tarih gelmeden alamıyorsun doktora sıkıntı çıkıyor
ayrıca sgk ödemiyor?! vs gibi durumlar var
www.turkiye.gov.tr
alayım evde stoklayayım olmuyor
0
comp
(09.03.22)
diğer arkadaşlar olayı anlamamış. tabiki siz haklısınız. terbiyesizlik bence. siz üzerinize düşeni yapmışsınız. sistemin sıkıntısı yüzünden randevu alamamışsınız.

randevusuz gitseniz de bu sefer niye randevusuz geldin diye fırça atar.
0
paintov
(10.03.22)
Muhtemelen size verdigi programa uymadigi icin kizmis. Randevu bulamadim o yuzden ilaclari doktorun verdigi programa gore icemedim makul bir aciklama degil. Kullandiginiz ilaclar ciddi. Oyle kafana gore 1 gun almiyim 1 gun sonra alirim yapamazsin.

Biraz naif dusunmussunuz. Randevu bulunamamasi, randevusuz gidip ilac yazdirmamak icin bir neden degil. Turkiye'de sistem mukemmel islemiyor. Mecburen gideceksin. Ornek vereyim, mezun olmak icin bir nota ihtiyacin var. Hocaya mail atip sonra hocadan donus bekleyebilirsin. (Cok muhtemelen cevap vermez.) Ya da gider okulda hocayi bulmaya calisirsin, telefonuna ulasirsin, derdini bir sekilde anlatirsin. Ikinci secenek etik olmayabilir ama yapacak bir sey yok. Sizin durum da bence buna benziyor.

Doktor kaba davranmis, o konuda haklisiniz.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(10.03.22)
(12)

Ekmeğe ekmek kadar ucuz alternatif - insanlığı doyurmak

comp
biliyorsunuz işlenmiş öğütülmüş tahıl buğday bunlar çok kolay şeker hastalığına kapı aralıyor ekmek makarna işlenmişin ta kendisi. glisemik indeksi de yüksek, hantallaştırıyor. iş gücünü de verimsizleştiriyor(yani sanayi de bunu dert edinsin).epey zamandır da insanlık ekmekle doyuruyor karnını. ama
biliyorsunuz işlenmiş öğütülmüş tahıl buğday bunlar çok kolay şeker hastalığına kapı aralıyor
ekmek makarna işlenmişin ta kendisi.

glisemik indeksi de yüksek, hantallaştırıyor.
iş gücünü de verimsizleştiriyor(yani sanayi de bunu dert edinsin).

epey zamandır da insanlık ekmekle doyuruyor karnını. ama sağlıksız hatta ölümcül(şeker hastalığı).

her sabah tereyağına yumurta da kırdıramayız tüm insanlara. sıvıyağa bile kırdıramayız. o kadar zenginlik ve kaynak yok dünyada.

alternatif?
böyle öle öle karnımızı mı doyuracağız?

sağlıklı ve şeker hastalıksız yaşayıp ölmek derdindeyim.
alternatif duyan bilen yazsın lütfen ya da alternatif yok bu karbonhidrat diyetine mecbursunuz denilsin.
0
comp
(07.03.22)
Sağlıksız ya da ölümcül derken, insanlık tarihi boyunca ekmek var ve biz ölümsüz değiliz.
0
olaylar olaylar
(07.03.22)
Tüm insanlar için mi diyorsun, kendin için mi?

Kendin için diyorsan öncelikle şeker ve paketli gıda diyetiyle başla, senin tabirinle daha ölümcüldür.

Ayrıca alternatif arama, direkt olarak ekmeği kes. Kısa sürede miden küçülüyor, yemek yanında ekmek aramamaya başlıyorsun.

Ben sabah kahvaltısı yanında 1 dilimi saymazsak yıllardır ekmek yemiyorum. Yokluğunu da hiç hissetmedim.
0
Mirket
(07.03.22)
yok böyle bir alternatif. kimse ekmeği sevdiğinden yemiyor ki. az çorba çok ekmek kavramı ekmek sevildiğinden ortaya çıkmamış. karın bir şekilde doyacak. refah içinde olmayan insanlar (halkımızın neredeyse tamamı) da ekmeğe yükleniyor işte.
0
bohr atom modeli
(07.03.22)
Biraz hatali. Cunku kitlik kurtaricisi sadece bugday degil ve hicbir zaman da olmamis. Misir ve patates de cok onemli.

Alternatif, nüfustaki ayricalikli kisma et saglamak icin hayvanlari hapis edip oldurmek yerine; o hayvanlara harcanan enerji kaynaklari ve tabii ki gida kaynaklarinin insanlara harcanmasi. Amazon soya tarlalari yüzünden tirtiklana tirtiklana hal oldu sigiri, okuzu, danayi beslemek icin. Hayvanciligin bu duzeyde ve bu sekilde surdurebilirligi yok asla.

Karbonhidrat düsmaniniz degildir. Beyin seker istiyor.

Isvec´in datasi var mesela, savas yillarinda bircok insan daha az kalp-damar hastaligina yakalanmis, ki kalp-damar hastaliklarinin gelismis ulkelerdeki olum nedenlerinin basinda oldugunu unutmamak lazim. Savas halindeymis gibi beslenelim demek degil tabii ki bu. Ama basit diyetlerden korkmanin gereksizligini düsündürüyor.

Islenmemis sebze, meyve ve karbonhidratin bir zarari yok; kimseyi oldurmez.

Bu beni üzdü, bohr atom model. Almanya´da severek ölerek yiyoruz ekmegi. Kültürel degeri var ekmegin bircok ülkede, Türkiye de bu ülkelere süphesiz ki dahil.
0
buf-e kür
(07.03.22)
ben de almanya'da yaşıyorum. ekmek yeniyor da kimse bi çorbayla yarım ekmek tüketmiyor. sobanın üzerinde kızarmış ekmeğe tereyağı sürmek, yanında da güzel bir beyaz peynir yemekle ekmek arası patates kızartması yapmak aynı şey değil maalesef.

onun dışında dediklerinize katılıyorum. ben türkiye için yazdım ama patates de çok önemli bazı ülkeler için. hatta irlanda'nın patates kıtlığı olayı var tarihte yer etmiş.
0
bohr atom modeli
(07.03.22)
ekmeğin bahsettiğin kadar zararlı oldugunu düşünmüyorum.
tabi ki bir et veya yumurta değil
ama insanlıgı doyuracak ucuz alternatif ekmeğin ta kendisidir.
0
dafuq
(07.03.22)
"hepimizin öleceğini" ben de işittim
herkes adına da soruyorum
kurutulmuş mısırın unu da aynı diyabet kapısına çıkıyor
sabahları hızlıca şekere ihtiyacımız var farkındayım
kanda şeker dalgalanınca çok acı veriyor, beni damdan düşen anlar
0
🌸comp
(07.03.22)
Un, yani karbonhidratlı ürünlerin diyabete yol açması diye bir şey yok söylediğin hiçbir şeyin bilimsel karşılığı yok. Karbonhidrat diyabet yapmaz, gereğinden fazla alınan kalori ve hareketsiz yaşam tip2 diyabet yapar, tip1 zaten genetik. Konuyu bu şekilde değerlendirirsen sen de anlayacaksın. Ha illa sağlıklı yaşayayım diyorsan katbonhidrattan değil işlem görerek etkisi artırılmış mısır şurubu-glikozu içeren ürünleri tüketme yeter.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(07.03.22)
alakası var araştırmanı öneririm
0
🌸comp
(07.03.22)
Gluten seems a potentially important determinant in type 1 diabetes (T1D) and type 2 diabetes (T2D). Intake of gluten, a major component of wheat, rye, and barley, affects the microbiota and increases the intestinal permeability.
link
www.ncbi.nlm.nih.gov

herkese de glutensiz ekmek ısmarlayamayacağımıza göre
0
🌸comp
(07.03.22)
Maalesef gelecekte insanlığın temel besini böcekler ve mantarlar olacak.
0
apocalipy
(07.03.22)
@comp kendin makale koyup conclusion okumamissin;

"In T2D, the evidence for an alleviating effect of a GF diet is more uncertain especially regarding the few human studies that have been conducted, although animal studies report improvements of both obesity and T2D. A GF diet is typically low in fibres and other antidiabetogenic nutrients, and studies investigating the long-term effects on obesity and T2D of gluten specifically are therefore needed."

Herifler uncertain ve daha çok çalışmaya gerek var demiş, kısacası senin kendi söylediğine destek tek bir olay yok.
Hatta buyur ben de kaynak atayim;
www.sciencedaily.com:~:text=Diets%20higher%20in%20gluten%20were,for%20developing%20type%202%20diabetes.

Kısacası şu an bilimsel olarak dediğini kanıtlayan bir olay yok. Correlation does not imply causation.

Ekmek yenebilir. Bilimsel olarak kanıtlanmış diyabet yarattığı söylenen bir zararı yok.
0
logisticsmanager
(08.03.22)
(10)

Bu ocaklar kullanisli mi?

twelfth
Bu tarzda elektrikli ocaklar kullanisli midir ev icin?
Bu tarzda elektrikli ocaklar kullanisli midir ev icin?
0
twelfth
(06.03.22)
elektrikli ocak doğalgazlı ocağa göre çok yakar. ben tercih etmezdim.
0
jelly bear
(06.03.22)
Çok yakması ve her tip tencere ile kullanamıyorsun diye biliyorum.
Karma olan ocaklarda olsun isterdim.
tüp bittiğinde elektrik, elektrik yoksa tüp.
0
neymis
(06.03.22)
Pleyt biraz geç ısınıp, geç soğuduğu içn, istediğin anda ısı elde edip istediğin anda soğuğa alamıyorsun.
'Dur çorba taşmak üzere, biraz kısayım şunu deme lüksün yok. Sen kıssan bile o 5 dakika sonra soğuyacağı için çorban yaşmış oluyor.
Geç soğuduğu için de sen yemeği aldıktan ve ocağı kapadıktan sonra da en azından bir kahve pişirecek sıcaklık devam ettiği için boşuna enerji israfı oluyor.
Yemek yaparken bir türlü istediğin ısıyı ayarlayamıyorsun.
Bunlar olumsuzlukları. Artı yönü var mı dersen. Görsel güzelliği ve temizleme kolaylığı derim.
0
Mirket
(06.03.22)
yemek yaparken direkt ateş bence kontrol açısından her zaman daha kullanışlı.
ama mesela 1-2 tanesi elektrikli olanlardan kullanılabilir, pratik olan yanları da var.
0
blatta hiberna
(06.03.22)
Biz yaklaşık 10 aydır indüksiyonlu kullanıyoruz ve çok memnunuz. Çok az elektrik harcıyor ve kullanması, temizlemesi aşırı pratik. Tüm çelik ve döküm tencereler uyumlu, yapışmaz olanlarda da indüksiyon ile uyumlu olanları tercih etmeniz gerekiyor (biz Tefal'den (titanyum) ve Ikea'dan (teflon) aldık). Asla gazlı ocağa geçmek istemem artık öyle söyleyeyim.

Edit: Arkadaşların bahsettiği geç ısınma ve geç soğuma meselesi de indüksiyonda yok bu arada, tam tersi. Süt filan taştı diyelim elinizi yakmadan anında temizleyebiliyorsunuz. Çünkü indüksiyon üzerindeki tencere - tavayı ısıtarak çalışıyor, kendisini ısıtarak üzerindekini ısıtmıyor. Sadece tencerenin sıcaklığı biraz geçiyor ama o da el yakacak kadar olmuyor.

Edit 2: İndüksiyonlu ocağın çalışma mantığı elektrikli ocaktan çok farklı. Özellikle belirtmemişim ama önemli. Dolayısıyla elektrik kullanma, pratiklik gibi konularda apayrı yerlerdeler.
0
gmzo
(06.03.22)
Enerjisa'yi kalkindirmak icin guzel aletler.
Cok acayip elektrik yakar bunlar , ne diye moda ettiler anlamiyorum.
Normalde kanada amerika gibi elektirigin beles oldugu yerlerde kullaniliyordu.

Bir bunu, bir de oda termostatsiz kombi satani vatana ihanetten yargilamak lazim.
0
divit
(06.03.22)
Temizliği zor ve közleme yapamıyorsunuz.
0
marla is in my head
(06.03.22)
elektrik harcayan bir şeyin çok az harcaması imkansız
0
comp
(06.03.22)
çok güzel. bizde var, hemen ısınıyor, ama geç soğuyor. temizliği oldukça basit, her tencere ile çalışıyor, evin içinde alev yakmaktan da çok daha güvenli. çocuklu evler için de daha uygun o yüzden. bi de çok şık duruyor, alevli ocaklar biraz eski kafa gibi geliyor artık.

bizim gördüğümüz tek dezavantajı közleme diyebilirim.
0
roket adam
(07.03.22)
10 yıldan eski olanları çok verimsizdi, çok geç ısınıp çok geç soğuyordu ama sonra çıkan indiksyonlu denilen teknelojide bu sorunlar ortadan kalktı. gaz da ucuz değil elektrikde o konuda pek farkları olacağını sanmıyorum ama ilk alış maliyeti yüksek olsa gerek.
0
ravenudon
(07.03.22)
(3)

Excel'de Duplicate Saydırmak

comp
Değerler___Formül 2_________<3 Kere tekrar eden sayıların adedi>____22_________<2 Kere tekrar eden sayıların adedi>____32_________<2 Kere tekrar edenler hangileri>_______4, 3, 51 1 1 4 4 3 3 5 5 gösterdiğim tabloda,sol sütunda tekrar eden sayılardan, kendi içinde 2 kere tekrar edenlerin ade
Değerler___Formül
2_________<3 Kere tekrar eden sayıların adedi>____2
2_________<2 Kere tekrar eden sayıların adedi>____3
2_________<2 Kere tekrar edenler hangileri>_______4, 3, 5
1
1
1
4
4
3
3
5
5

gösterdiğim tabloda,
sol sütunda tekrar eden sayılardan, kendi içinde 2 kere tekrar edenlerin adedini öğrenmek ve bu 2 kere tekrar edenler hangileridir listelemek istiyorum.
bunu 2 ayrı countif hücresiyle çözebiliriz ama tek hücrede çözmek istiyorum.
(edit: 2 seferde de çözemedik)

2 COUNTIF i içiçe yazabilsem olacak gibi sanki

Link
images2.imgbox.com
0
comp
(05.03.22)
içiçe olmaz çünkü ilk sayımın tamamını dikkate alarak ikinci sayımı yapacaksınız. yanyana olur. A'daki sayıları B'ye saydırırsınız, B'dekileri de C'ye.
0
do you remember me
(05.03.22)
yanyana saydırınca olmuyor, liste daralmıyor ilk linkteki gösterimdeki gibi
dediğinizi şöyle yaptım>
d1 hücresindeki formül =EĞERSAY($A$1:$A$12;A1)
d2 hücresindeki formül =EĞERSAY($A$1:$A$12;A2)
...

e1 hücresindeki formül =EĞERSAY($D$1:$D$12;D1)
e2 hücresindeki formül =EĞERSAY($D$1:$D$12;D2)
...

Link
images2.imgbox.com
0
🌸comp
(05.03.22)
Pivot a çevir. Direk orda görebilirsin.
0
neymis
(05.03.22)
(4)

vlc playerda yön tuşları ile ileri geri sarma

mezarkabul
yön tuşlarını youtubedeki gibi kullanmak için bir ayar var mıdır?
yön tuşlarını youtubedeki gibi kullanmak için bir ayar var mıdır?
0
mezarkabul
(05.03.22)
Kısayol tuşları menüsünden Kısa/Orta ileri/geri atlama ayarına ok tuşlarını atayarak yaparsın.

www.katot.net

Mevcutta Ctrl + İleri/Geri ve Alt + İleri/Geri tuşlarıya yapılıyor.
0
himmet dayi
(05.03.22)
himmet dayı hızır gibi yetişiyorsunuz birçok kişiye. teşekkürler.
0
🌸mezarkabul
(05.03.22)
Ayarı yaptım, çok kısa geri atlama kısmında sağ yazıyor ama bastığım zaman işlemiyor hocam.
0
🌸mezarkabul
(05.03.22)
yön tuşu olmak zorunda mı
shift + ok
ctrl + ok
alt + ok
da sarıyor
0
comp
(05.03.22)
(5)

Teşhir ürünü laptop alınır mı?

monicapp
Teknosa gibi bir yerden, yaklaşık 9 aydır teşhirdeymiş. Fiyatı sıfır ile 6000 tl farklı. Sıfırı 22k, ikinci eli 18k, teşhir 16k
Teknosa gibi bir yerden, yaklaşık 9 aydır teşhirdeymiş. Fiyatı sıfır ile 6000 tl farklı. Sıfırı 22k, ikinci eli 18k, teşhir 16k
0
monicapp
(02.03.22)
Ben zamanında vatandan aldım. 2015-2016 falandı. Fiyatı da aynıydı , indirimdeydi başka ürün yoktu aldım. Kaç ay teşhirde kalmıştu hatırlamıyorum. Temiz gözüküyordu.

Hiç sıkıntı da vermedi.

Şöyle düşünebiliriz, hiç sıkıntısı olmasa bile 9aydır çalışıyor, 9 ay ömrü azalmış ama arada da 6k var. Az para değil.
0
ceketimi alip cikcam
(02.03.22)
online alacaksan iade hakkın var nasıl olsa
sende kalacaksa yeni pil parasını şimdiden kenara ayır hatta pili sipariş ver
0
comp
(02.03.22)
teşhir de saatlerce çalıştığını gelenin gidenin parmakladığını düşünerek al.

pil % 80 performansı bitmiştir.
ekran da eski etkisinde olamayacaktır.
0
jamswety
(02.03.22)
Böyle seçeneklerle karşılaşınca düşünce akışım genelde şöyle oluyor.

İkinci elden bile ucuz olan bu ürünü orda çalışanlar neden alıp satmıyor normalde böyle fırsatları kaçırmazlar --> demek ki değer kaybı gerçekte daha bile fazla.
0
nickimin hakkini veremedim
(03.03.22)
9 ay her gün 10-12 saat sürekli çalışan bir elektronik cihaz!

Hani buzdolabı, bulaşık makinesi filan olsa neyse ama içinde ısındıkça performansı düşen bir işlemci ve bir sürü çip bulunduran, ekran performansı ve ömrü düşen, pil ömrü neredeyse biten bir cihaz alınmaz.

Temiz 2. el daha mantıklı eğer bütçe sıkıntısı varsa.
0
John Bloor
(03.03.22)
(23)

Ukraynali mülteciler - cikisim gereksiz miydi?

polopan
Is yerinden Polonyali bir arkadasla ayaküstü Ukrayna'daki savasi konusurken bir ara lafi Polonyalilarin yüzbinlerce Ukraynaliyi sinirdan iceri aldigina getirdi. Bundan dolayi cok duygulandigini ve Polonyalilarla gurur duydugunu falan söyledi. Ben de cevaben bunun degerli oldugunu ama daha birkac yil
Is yerinden Polonyali bir arkadasla ayaküstü Ukrayna'daki savasi konusurken bir ara lafi Polonyalilarin yüzbinlerce Ukraynaliyi sinirdan iceri aldigina getirdi. Bundan dolayi cok duygulandigini ve Polonyalilarla gurur duydugunu falan söyledi. Ben de cevaben bunun degerli oldugunu ama daha birkac yil önce ayni Polonyalilarin ortadogulu mülteciler konusunda en kati ve düsmanca tavir takinan halklardan biri oldugunu, dolayisiyla bu konulari herhangi bir milletle gurur duyma ekseninde tartismamamiz gerektigini söyledim. Kem küm etti, bozuldu ve uzaklasti. Sevdigim de bir arkadasim, acaba gereksiz bir cikis mi yaptim diye düsündüm. Siz ne düsünüyorsunuz?
0
polopan
(01.03.22)
Gereksiz olmuş abi hoşuna gitmediyse yav he he gibi yüzeysel takılıp geçiştirebilirdin adamı bir anda ırkçılıkla suçlamışsın, ayıp bence.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(01.03.22)
Yoo. Gayet iyi bir çıkış.
0
dissendium
(01.03.22)
İyi yapmışsın bence.

Kaç yaşında adam, konuşurken lafın nereye gideceğini düşünsün bi zahmet.
0
plutongezegendegilmi
(01.03.22)
o da sana "sana sorsalar peki alır mıydın mültecileri?" diyebilirdi. o zaman da sen kemküm ederdin. gereksiz bir çıkış olmuş o yüzden. herkes kendince haklı olabilir bu konuda. he he deyip geçmek gerekirdi. bence de gurur duyulacak bir şey yok ortada ama çıkış yapmak da gurur duymak kadar yersiz bana kalırsa.
0
floydian
(01.03.22)
Haklısın.
Adaletse, fırsat eşitliği ise böyle hayati durumlarda herkes için söz konusu olmalı.
Ama tabi insanın kendi yakın ya da sınır komşularıyla empati kurması daha kolay oluyor.
0
Erva
(01.03.22)
iyi bir çıkış. insanların başına ne geliyorsa tarihi okuyamamaktan, boş milliyetçilik kasmaktan geliyor. dünyanın gerçekleriyle yüzleşiversin.
0
lesmiserables
(01.03.22)
Bence yine bir nasıl söylediğin ne söylediğinden daha önemli durumu

Bir de o şu anki haliyle duruma daha duygusal ve minnet yerinden bakarken sen de kendi durumundan dolayı daha gerçekçi bakıyorsun
0
freebird5406_2
(01.03.22)
Sordugun soru dogru ancak haklı mısın? Çünkü bu işin entegre olma açısı da var. Müslümanların avrupada kurulan düzene saygı duymadıklarını herkes biliyor ve haliyle coğrafyasında bu insanları istemiyorlar.
0
monicapp
(01.03.22)
söylediğin şeyde tamamen haklısın. ancak bunu kendine de saklayabilirdin.
ben de çok böbürlenerek birşeyler anlattıklarında almanlara laf sokmaktan hoşlanan biri olarak;

- eğer iş arkadaşımsa böyle konulara girmiyorum. olabildiğince sığ konular tartışmak lazım.
- yakın arkadaşımsa hiç çekinmem, lafı yapıştırırım.
0
yonge and bloor
(01.03.22)
kendi inancin o ise gereksiz olmayabilir ama bence gercekci olmayan bir utopyanin gercek olabilirmis gibi itelenmesinden ibaret.

her insan her insana esit degildir, bu insanin temel dogasi.

ben evime yardima ihtiyac duyan tanidigim huyunu suyunu bildigim birini alabilirim mesela, ama sokaktan rastgele birini almam. bu ikiyuzluluk mu?

yasadigin mahallenin gobeginde bomba patladi 10 kisi öldü diyelim. ertesi gun de uganda'da bomba patladi 10 kisi öldü. ikisini de esit derecede mi umursarsin, kafana takarsin? ikisine de esit derecede mi uzulursun, hayatini etkiler?

kulturu, yasayis sekli, degeleri, dunyaya bakis sekli sana yakin olan kisi uzaktan da olsa ailen gibidir. boyle durumlarda o kisilere daha cok empati beslersin, bu gayet dogal bir sey. bir insan icin yapabilecegin fedakarlik limiti de o kisiye ne kadar yakin hissettiginle alakalidir. bu da insan olmanin en temel gerceklerinden biri. bir arkadasin hasta olsa caresiz olsa hastanede gidip refakatci olursun. hatta yeri gelir alakan olmayan komsun icin bile goz goze gelmis olmanin hatrina fedakarlik yaparsin, halbuki ayni apartmanda yasiyor olmaniz haricinde rastgele bir insandan hic bir farki yok. ama bos gununde gidip hastanede refakatci olacak rastgele birini aramazsin di mi? cunku tanimadigin sana uzak olan insanlari daha az umursarsin.

insanin temel dogasinin sucluluk hissetmesi gereken bir seymis gibi kafasina kakilmasina karsiyim bu yuzden. evet, bence polonyali biri ukraynali birine karsi daha fazla empati besler, daha fazla uzulur, ve acilarini paylasmak icin daha fazla fedakarliga razi olur. bu gayet dogaldir, suclu hissedilmesi gerekilen bir sey de degildir. benzer sekilde ortadoguda zorluk yasayan birileri icin kulturel olarak yakin oldugu, onlarla benzer mucadeleler veren kisiler daha iyi empati kurar ve daha cok fedakarlik gosterir, o da dogaldir. insanlari boyle hissettigi icin suclamayin. kendi komsunuz, tanidiginiz biri, arkadasinizin problemi / acısı sizin icin sokakta rastgele birinin acısından onemliyse siz de boyle birisiniz, insanlari bununla suclamayin bence.
0
robokot
(01.03.22)
bence de gayet güzel bir çıkış olmuş. eğer iş ilişkinde birbirinize sıkıntı çıkaracak bir durum yoksa yapıştır gitsin, ağzına sağlık. buradaki tek sıkıntı iş ilişkin olacaksa ve bu işini negatif etkileyecekse bu bir sıkıntı, çünkü belli ki türkiye'de değilsin, deplasmandasın, ve avrupalı kimse seninle empati yapmayacak buna emin olabilirsin.
0
roket adam
(01.03.22)
Robokot+1
Cikisinizda haklisiniz, yani isteyen istediği düşünceyi söyleyebilir. Bu dediğinizde hatali bir şey yok. Ha bana göre is ortamında gereksiz. Evet burada "allahim ne kadar süper bir ülke Polonya" diyecek bir olay yok.

Benim de kendi fikrim;
bir insanın orta doğu vatandaşını ülkesine alırken korkmasi ama Ukraynalı alirken daha rahat olması kadar normal bir olay yok. Hele Avrupalıysa. Aramızda harbiden "pakistanlilar gelsin, afganlar gelsin, suriyeliler gelsin sinerji yaratalim" diyen var olduğunu sanmam. Bütün ülke aylardir multecilere karşı konuşuyor. Bazi mahalleler mülteci mahallesi oldu Ülkenin geldiği hal belli.

Hic politik dogruculuk oynamayacagim. Hicbir bilgim olmasa bana ülkeye pakistanli mi gelsin ukraynali mi gelsin deseler Ukraynalı seçerim. Onyargi vs zerre umrunda değil. Eksisozlukte sabah aksam "hindistanlilar denize kaka yapiyor", "bangladeste sokakta yapılan iğrenç yemek" paylaşımı yapılan yerde "abi gelsin bangladesli canimiz ya yaşasın bizle" diyecek insan sayısı 0.


Buna ek olarak Türkiye'nin bunu yapmasinin sebebi hastası olmasından değil zaten. Ucuz is gücü, Avrupa'ya karşı "bak salarim haaa" gücü.
Rusya'nın gazi varsa Türkiye'nin mültecisi var. Türkiye'de halk multeciler yüzünden kötü halde ama hükümetin umrunda değil.
0
logisticsmanager
(01.03.22)
gayet haklısın. entegrasyon problemi gerekçesi ile mültecileri reddetmelerinde bir mantık olabilir ancak şu anki politikalarının değişmesi kesinlikle bir gurur gerekçesi olamaz.
0
zgrydn
(01.03.22)
böyle konular hakkındaki fikirlerinizi sadece twitter'da boşluğa yazamayacağınıza göre e tabii yeri gelince sohbet içinde de söyleyeceksiniz ki bi anlamı olsun. nihayetinde arkadaşınızın paylaşımı ne kadar gereksizse sizin çıkışınız da o kadar gereksiz olabilir ancak. bozulmak istemiyorsa açmasaymış muhabbetini. illa hoş tutacak haliniz yok. bi de o açıdan düşünsün yani niye bozulmasın ki. madem o kadar düşünüyor mültecileri, farklı ırktan olanlara yapılan muameleye de ses çıkarabilir, bozulması saçma. he biraz whataboutism dedikleri şeyden olmuş gibi ama sevdiğiniz arkadaşınızla da düşüncelerinizi paylaşamayacaksanız ohooo yani.
0
kimwexler
(01.03.22)
Senin cikisin gereksizden ziyade utopik. Polonya'nin Suriyeliler yerine Ukraynalilari kendilerine cok daha yakin hissetmesi ve onlara kucak acmasi gayet normal. Ayni sekilde bizimde azeriler ile ukraynalilar arasinda secim yapmamiz gerekse, gidip ukraynalilari secersek bu hayatin normal akisina aykiri olur.
0
cooperr
(01.03.22)
konusu sanmıyorum ama tekrar açılırsa çok değerli hümanist polonya vatandaşı arkadaşınıza şu twitter.com videoyu izletirsiniz.

çıkışınız yersiz değil, söylediğiniz şey yanlış değil.
0
coldegezenkutupayisi
(01.03.22)
Gayet yerinde bir çıkış. Polonya'da yabancı karşıtlığı oldukça yüksek seviyelerde.

Mülteci konusundaki tutumlarını da gördük. Hatta bu savaşta bile mülteci ayırıyorlar.

O yüzden gurur duyulası bir durum yok. İnsanlık namına kapıları açmaya karar vermişler ama övünülecek bir şey yok.

Ha ama şu var ukrayna ve polonyalılar akraba gibidir. Bizim kıbrıs türklerine ya da azerileri kapıları açmamız gibi düşünebilirsin. O yüzden adam kendi içinde bir coşku yaşamış sen de boğazına tıkmışsın:D
0
anten
(01.03.22)
az bile demişsin. işim gereği çok avrupa'lıyla konuşuyorum. yüzde 99u maalesef böyle. işine geldi mi humanist, işine gelmedi mi ırkçı.
0
buenosdias
(01.03.22)
Bence haklısın. Durduk yere yükselmişsn diyebilmemiz için adamla hiç konuşmazken masasına çöküp “sizinkiler bunu bunu yapmış!” demen gerekirdi.

Durup dururken ülkesiyle gurur duyan o, illa ki bir menfaat uğruna yardım ediyolar asla saf iyiniyetli değiller bizi aptal yerine koymasınlar, bu yüzden çok yerinde bir konuşma olmuş.
0
megalomaniac
(01.03.22)
bence haklı değilsin. kimse kendi ülkesine zeval getirecek insanlardan binlercesini ülkesine almak zorunda değil. ki ukrayna ile polonya tarih ve kültür olarak birbirlerine yakın milletler. birbirlerini kardeş millet olarak görüyorlar gibi.

biz nasıl boşnakları, bulgarları kabul edip bundan rahatsızlık duymadıysak ancak suriyelilerden genel olarak aynı şekilde bahsedemiyorsak aynı durum geçerli.

ilave bir bilgi. zaten 2014'ten sonra ukraynadan eğitim, iş vs amaçlı bir çok ukraynalı polonyaya göç etmişti. ukraynalılar suriyeliler veyahut diğer orta doğulalar gibi genel olarak entegrasyondan kaçınan, gittiği yerin düzenini bozan kişiler olmuyor genelde.

sende azerbaycan rusya tarafından işgal edilse, savaştan kaçan azeri kardeşlerine sahip çıkmaktan mutlu olurdun diye düşünüyorum, ki bizim ülkemizde binlerce kırgız, kazak, türkmen göçmen de var ve onlardan çoğunluk olarak rahatsız değiliz.
0
NightBringer
(01.03.22)
haklı - haksız olman çok afaki.

"evet haklısın, çok özür dilerim, ben polonya adına yarın 2 milyon suriyeliyi ülkeme alıyorum" mu desin istedin mesela

veya
"siz türkler ne harika insanlarsınız aferim size, bravo şak şak şak" mı bekledin.

Yani haklı da olsan haksız da olsan
nasıl bir sonuç bekliyorsun?

Söylediklerinin içeriği doğru yanlış olabilir de
ikiniz de ülkenizin politikası, siyasetinde söz sahibi olmayan düz ofis çalışanlarısınız.
"peki eeeeee yani?" dese ne diyeceksin.
0
Corc
(02.03.22)
haksız da olsan yerinde bir çıkış
hepimiz düşmanız ve ötekiyiz, bunu da temellendirmişler tekrara gerek yok
çoktandır skorbordlar şeffaf değil görünürleşti, leşmedi mi
0
comp
(02.03.22)
türki cumhuriyetlerden gelenlerden rahatsız olmuyoruz çünkü göremiyoruz,
selefiler ve hapisteler (bkz: reina)
0
comp
(02.03.22)
(5)

Almanlar neden nükleer santralleri kapatıp Rusya'ya mahkum oldular

mezarkabul
Sb teşekkürler
Sb teşekkürler
0
mezarkabul
(27.02.22)
schröder başta olmak üzere alman politikacıları yemledi ruslar. lobi faaliyeti kısacası. koydular hepsinin cebine parayı, "boşverin nükleeri" dediler. tabii ülke içinde nükleer karşıtı grupların olması ve protestolarla ciddi direnç göstermesi de etkili oldu. e aynı şekilde "temiz değil" diye kömür madenlerini de rahat bırakmadılar. sonra ne oldu hooop rusya'nın kucağındasın.
0
der meister
(27.02.22)
Greta'dan yedikleri azar etkili oldu sanıyorum, kolay değil...

Ciddi cevap: yeşiller yıllardır ciddi bir iktidar ortağı olduğu için. Siyasi partiler genel olarak kendilerini iktidara taşıdığı sürece, uyguladıkları politikanın ülkeye veya dünyaya zarar vermesini çok umursamıyorlar.
0
plutongezegendegilmi
(27.02.22)
Yıllardır devam eden bir nükleer kötü olayi var.
Aslında diğerlerini anlıyorum ama nükleer aslında temiz ve çok ciddi enerji sağlayan bir yöntem.

Misal Fransa kapatmadı aksine yenilerini yapacağız falan demisti bundan birkaç ay önce.

Biraz işte politikacilarin olaylari. Bu arada sadece petrol vs lobisi yok. Yeşil enerji lobisi de var. Yeşil enerji ile alakali üretim yapan bir sirketteydim, konusulan rakamlar cok ciddi. Ki daha bunun alt tedarikcileri vs de var.

Neyse yani her zamanki gibi bir lobicilik oldu, yesil enerji kazandi. Sonuç ortada.
0
logisticsmanager
(27.02.22)
yeni değil 30 sene önce olan biten bi olay nükleere veda etmek
"no new commercial reactors being built in Germany after 1989."
0
comp
(27.02.22)
Fizik doktoru ve dönemin Çevre Bakanı Merkel, o zaman faaliyette olan santralleri gezip, 'bunların hiç sorunu yok, hepsi çok güvenli.' dedi. O zamanlar ve uzun süre boyunca nicki 'Atomkanzlerin' olan Merkel, bu sevdadan iyi nedenleri oldugu icin vazgecti.

Acik ve net. Almanya nükleer cöpün nereye nasil gömülecegini iyi planlanmamisti.

Ayrica Fukushima sonrasi, son santrallerin kapatilmasi konusunda tüm parlemanto netti. Yukarida söylendigi gibi, cok ciddi bir antinükleerci halk cephesi vardi ve hala da var.

Bu sene, 'Kanzlerin olarak, geri dönebilseniz neleri farklı yapardınız?' sorusuna da, yeşil enerjiye gecisi daha hizli yapardik cevabi verdi.

Bir yere mahkumiyeti önlemek icin EEG (Yenilebilir enejiye gecis) yasası çıkarıldı. Rüzgar ve hidroelektrik, günes ve biyokütle enerjiler, toplam ihtiyacın yaklasık olarak yarısını, 2020 sonundaki veriye göre bu rakam 46%, karsılıyor.

2030 sonuna kadar da kömür santralleri kapatilacak. Bu savas nedeniyle muhtemelen son santralllerin kapatilmasi biraz ertelenecek. Almanya'nin elini daha hizli tutmasi gerekiyor.

Ayrica, bu soru cok baska da sorulabilir. 'Nicin Almanya simdiye kadar yeterince hizli davranip ve enerji dönüsümünde tam gaz ilerleyip, Rusya'ya bagimli olma defterini kapatamadı?'
0
buf-e kür
(27.02.22)
(10)

Ukrayna savaşı neden bu kadar gündem oldu

mg3929
Daha doğrusu şöyle; dibimizde yıllardır milyonların öldüğü farklı savaşlar oldu, çok yakın tarihte ermenistan azerbaycan olayında ölümler oldu ama hiçbir şey ukrayna kadar gündem olmadı hem Türkiye hem de dünyada. Bu niye böyle oldu? Facebook gruplarında insanlar ukrayna için savaşa gitmek istiyorum
Daha doğrusu şöyle; dibimizde yıllardır milyonların öldüğü farklı savaşlar oldu, çok yakın tarihte ermenistan azerbaycan olayında ölümler oldu ama hiçbir şey ukrayna kadar gündem olmadı hem Türkiye hem de dünyada. Bu niye böyle oldu?
Facebook gruplarında insanlar ukrayna için savaşa gitmek istiyorum nasıl giderim falan yazmışlar ve ciddiler, şok oldum.
Savaşa karşı olan ve sivillerin haline üzülen sıradan bir vatandaşım herhangi bir ima içermiyor sorum.
0
mg3929
(27.02.22)
büyük ülkenin küçüğe zorbalık yapmasıyla alakası yok. o zaman libya, yemen, filistin de sürekli gündem olmalı? yemende, filistinde her gün uçaklardan tonlarca bomba yağıyor.

bir şey çok gündem oluyorsa orada rant çok demektir. rantı olmayan bir şeyi sömürsünler haberin bile olmaz. ama rant büyükse artık duymaktan gına gelir.

olay NATO ve Rusya arasında rant kavgası. iki taraf da Ukrayna'nın kendi egemenliğinde olmasını istiyor. olay bundan ibaret. o facebook grubundakilerin çoğu Amerikalıdır sanırım. rahat batıyor diyelim. 2. dünya savaşında da çoğu amerikalı "iş olsun diye" savaşa gitmişti.
0
lesmiserables
(27.02.22)
Gundem olsun diye medyayi acayip fonluyorlar muhtemelen milyar dolar falan ayirmislar bu ise.
Dogru 1 tane haber okuyamiyoruz 3 gundur.

Gundem olma sebebi bu tamamen.
Yoksa kirimi aldilar daha buyuk savas cikti kimse sallamadi.
0
divit
(27.02.22)
Bu kadar gündem olmayan diğer savaşlardan farkı iç savaş olmaması, uzlaşılamamış bölgesel bir konu veya benzeri spesifik bir konu yerine tümden işgal çabasını içermesi, yeri ve içeriği sebebiyle 2. dünya savaşı ve soğuk savaş dönemini hatırlatan yanlarının olması, savaşın evrilebileceği yer ile ilgili (ülkeler arası büyük savaş, nükleer kullanımı vs. gibi) büyük korkuların olması, işgalin sonrasında polonua, finlandiya benzeri ülkelere de "sıçrayacağı" korkusu, batı sisteminin (nato, eu, ec) çaresiz/gönülsüz/güçsüz kalması sebebiyle 30 yıllık statükonun değişiyor olduğuna dair bir belirsizliği ima etmesi, rusya ile gaz ticareti ve onu destekleyen çinle her türlü ticaretin akıbetine dair belirsizlikler, 40 milyonluk bir avrupa ülkesindeki işgalin getireceği mülteci sorunları barındırması. Diğerlerinde bunlar ya yoktu ya da daha azdı. bu savaşa benzeyen körfez savaşı ve ırak'ın işgali de bu çapta gündem olmuştu.
0
perferil
(27.02.22)
20 sene önce haber kanalı yerine kral tv izleyen tayfa, bu tür bir gündeme pek dahil olmuyordu. şimdi öyle değil. iletişim olanakları arttıkça ve propaganda araçları geliştikçe sıradan insanlar kopan patırtıyı daha fazla hisseder oldu. ırak savaşının başları ya da suriye iç savaşının başladığı dönemlerde de benzer derecede gürültü koptuğunu görmüştük oysa.

şunu da eklemek gerekir; bu savaşın olası sonuçları hepimiz açısından çok büyük olabilir. facebook'ta gördüğün o aptalca gözüken içerikleri bir kenara koyarsak toplumun bu konuda en azından belli bir farkındalığa ulaşması bence kıymetli.
0
zgrydn
(27.02.22)
Bir sürü kişi yazmış, o yüzden kısa ve öz yazacağım ki bir farkı olsun:

Diğer savaşlar büyük güçleri birbirine düşürecek savaşlar değilken Ukrayna savaşı NATO ile Rusya'yı doğrudan karşı karşıya getirebilecek ve üçüncü bir global savaşa yol açabilecek ilk savaş.

NATO belli başlı bir oluşum, Rusya'ya karşı operasyona karar verilirse bütün üye devletler bu savaşa dahil olurlar. Buna karşı da mutlaka Çin gibi bir güç de Rusya'ya destek çıkar. Oldu sana III. Dünya Savaşı.
0
Kayzer1919
(27.02.22)
En ozet haliyle soyleyeyim, siyasi ve stratejik açıdan cok kritik, cok onemli ve butun dunyayi ilgilendiren bir savas oldugu için. Bu bir dogu-bati mucadelesi. Cift kutuplu dunyanin yansimasi. Ve bu savaş sonrasinda belki de cift kutuplu duzen olusacak tekrar.
Yani bu savaş her yonuyle ayriliyor ve boyle gündem olmasi cok dogal.

İnsanlari da daima medya yonlendirir. Medyada ne kadar gundem olursa insanlarin da o kadar gundeminde olur. Unlu isimler savasa karsi mesajlsr verince insanlarin da gundemine giriyor. Hiçbir unlu ismin aciklamasi olmasaydı emin ol sosyal medyadan savasla ilgili mesajlar veren vatandas sayisi da cok az olurdu. Medyadan ve tanınmış yuzlerden cok etkilenir kamuoyu.
Ayrica sari sacli acik tenli renkli gozlu slav irkina ortadoglulu kahverebgi irktan daha fazla sempati duyuluyor halk tarafindan.
Vatandas tarafidna da durum boyle.
0
stavro
(27.02.22)
tam bir makbul savaş, ukrayna tarafında isen eğer.
bembeyaz ve ortodoks olmalarının da alakası var
ukraynada savaşmaya gönüllü olursan buyur ederler kahraman olursun, suriyede ırakta filistinde yaparsan terörist olursun

mesela şöyle:
"This isn't a place, with all due respect, like Iraq or Afghanistan who has seen conflict rage for decades. This is a relatively civilized, relatively European - I have to choose those words carefully - city where you wouldn't expect that or hope that it was going to happen."
twitter.com
relativli :D

@pluton'la aynı şeyi atmışım, tüm mesaj floodu okunabilir neyse
0
comp
(27.02.22)
"Batılılar" Iraklıları, Afganları, Libyalıları falan insan olarak görmüyorlar çünkü. O yüzden onlarla değil Ukraynalılarla empati kuruyorlar:

twitter.com
0
plutongezegendegilmi
(27.02.22)
@pluton +1
0
komando kani var bende
(27.02.22)
hepsi birileri için gündem oldu ama başkaları için gündem olmamış olabilir bu da gayet doğal. kimseden iyilik meleği olmasını beklemeyin. interneti de çok ciddiye almayın.

ayrıca ortadoğuyu gösterip kıyaslayan arkadaşları anlıyorum ama durum o kadar net değil.

yıllardan beri çatışmalarını proxy olarak geçirmiş ve buna zorlanmış bir bölge ile 20. yüzyılda 2 dünya savaşı soğuk ve savaş geçirmiş, sırf bunlar olmasın diye(?) içinde yaşadığımız organizasyonları kuran ve içinde yaşadığımız dünyanın ağır abilerinin olduğu bir bölgede proxy şeklinde bile değil bir asır önceki retorikler ve amaçlarla doğrudan iki ülke arasında saldırı olmadı balkanlardan beri.

uluslararası realpolitikte yeri de bambaşka ayrıca.

şu an batıda hatta post sovyet periferi ülkeleri ve pro putin lideler dolayısıyla asyada da birincil gündem olması kadar doğal bir şey yok.
0
AlsterWasser
(27.02.22)
(11)

Osmanlı Hristiyan olsaydı

Kaleci Saçlı Forvet
Bu konu hep aklıma takılmıştır. Bi anektod vardı Papa Fatih Sultan Mehmet'i Hristiyan olmayan davet etmişti, gerçektir değildir bilmiyorum ama gerçek olsaydı ve kabul edilseydi, Osmanlının Katolik bir Hristiyan olması sonrası için ne kazandırırdı? Bunu sorarken Hristiyanlık süper bir din demiyorum a
Bu konu hep aklıma takılmıştır. Bi anektod vardı Papa Fatih Sultan Mehmet'i Hristiyan olmayan davet etmişti, gerçektir değildir bilmiyorum ama gerçek olsaydı ve kabul edilseydi, Osmanlının Katolik bir Hristiyan olması sonrası için ne kazandırırdı? Bunu sorarken Hristiyanlık süper bir din demiyorum ama bugün Avrupa aynı zamanda dini bir birliktelik üzerine de kurulu, Osmanlının yeri ne olurdu bu birlik içinde Avrupa'nın ABD'si mi olurduk yoksa alelade bi Avrupa ülkesi mi olurduk. Ekonomik ve sosyolojik olarak bugünkü durumumuzdan daha iyi olurduk gibi geliyor bana her halükarda ama nihai sonuç ne olurdu acaba. Tabii bunu sorarken ben Osmanlının yine çağdaşları gibi yıkılacağını düiünüyorum ama siz yıkılmamış olduğu bir senaryo üstünden de gidebilirsiniz. Teşekkür ederim.

Edit: Bu arada hiçbir dine mensup değilim dinlere karşı bi sevgim de yok düşmanlığım da, sadece alternatif bir sonuçta ne olurdu diye merak ediyorum.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(26.02.22)
osmanlı teknik olarak katolik olamazdı. olsa olsa ortodoks olurdu. bizi arap ülkelerinden ve kültüründen olabildiğince uzak tutacağı gerçeğinden hareketle çok daha iyi durumda olurduk muhtemelen.

başımıza gelen kötü şeylerin çoğu ortadoğu kültürü ve dini etkisi altındaki insanlardan kaynaklanıyor.
bir fransa-almanya olmazdık belki ama birçok konuda ispanya ve italya seviyelerinde olurduk en azından.
0
bohr atom modeli
(26.02.22)
Osmanlı Hristiyan olsaydı Osmanlı diye bir imparatorluk olmazdı. Osmanlı Devleti gaza politikasıyla hareket etmiş bir Türk devletidir. Yani amaç İslam'ı yaymaktır. Amaç İslam'ı yaymak olduğu için yapılan savaşların amacı budur. Bu nedenle ordu Viyana'ya kadar gidecek motivasyonu bulmuştur. Hristiyanlığı kabul etmesi Osmanlı'nın var oluş amacına terstir. Doğal olarak yayılma duracağı için Osmanlı denen devlet Marmara Bölgesi'nin ötesine geçemezdi. Avuç kadar bir beylik olarak kalırdı ve yok olurdu. İslam'ın Osmanlı'ya en büyük katkısı gaza için yapılan savaşlar sonucunda büyük toprak kazanmasıdır. Hristiyanlığın ise Osmanlı'ya hiçbir katkısı olmazdı. Çünkü Hristiyanlık Orta Çağ'da cennetten yer satılan, bilimin engellendiği bir ortamda yer alıyordu. İslam ise bilginler sayesinde daha zengin bir durumdaydı. Fatih ile Hristiyanlık arasında sürekli zorlama bir bağ kurulmaya çalışılıyor. Fatih bunu kabul etseydi ki etmesi imkânsız, gavur padişah diye kendisini asarlardı.

En fazla Sırbistan düzeyinde bir devlet olurdu. Dünyada hiçbir etkisi olmazdı.
0
dissendium
(26.02.22)
Abi dediğine çok katılmıyorum Hristiyanlar da 1500 yıldır falan kendi aralarında ya da Müslümanlarla savaşıyor, yani Hristiyanlığı kabul etselerdi de savaşmak için, özellikle o dönem için yine bi motivasyonları olurdu muhtemelen, bu yine toprak kazanılmasını sağlayabilirdi. Biz Hristiyan olduk hadi oturup çayımızı kahvemizi içelim demezlerdi sanırım.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(26.02.22)
tarihsel olarak, kusatma olarak ne degisirdi bilmiyorum ama arap kulturunden uzak kalirdik. din kardesligi adi altinda su anki multeci sorunumuz da olmazdi mesela. ab'ye de daha kolay girerdik. en kotu kucuk, etliye sutluye dokunmayan bir avrupa ulkesi olurduk. asyada topragimiz da olsa sirf dinden sade avrupa kitasindan sayilirdik otekilestirilmezdik.
0
Kittie
(26.02.22)
Valla Osmanlı değil ama, tarihte Türkler kadar çok din değiştiren başka bir millet yok sanırım, Musevi, Hıristiyan, Budist vs olan bir sürü Türk topluluğu / askeri / komutanı / devleti var tarihte.

İlginç bir şekilde İslam hariç hiçbir din "tutmamış". Tabi başka milyon tane sebep de vardır da, Türklerin asıl olayı askerlik olması ve İslam'daki cihat anlayışı güzel bi sinerji yakalamış gibi görünüyor.

Yani üretimden, ticaretten, sanattan anlamayan bir topluluk var elinde. Asıl meslekleri sağa sola saldırıp yağma yapmak. Zamanın en yeni ve cool ideolojisi de senin yeteneklerinle uyumluysa ona yönelmek en mantıklısı.

Demek istediğim, eğer Türkler Müslüman olmasalardı zaten Osmanlı olmazdı büyük ihtimal. O saatten sonra da tüm ordu Müslüman, Fatih din değiştirse onu takip edip etmeyecekleri şaibeli.

Bi de işte Müslüman olmayan Türklerin, günümüzde istisnasız hepsinin asimile olmuş olması durumu da var. "Alelade bir Avrupa ülkesi" olmak, başımıza gelebilecek en iyi şey olurdu diye düşünüyorum. Gagavuz Türkleri, Karaylar, Uygurların hali ortada.

Edit: bu arada fun fact, Fatih'in oğlu Cem Sultan Vatikan'a kaçıyor, en son da torunları falan Hıristiyan oluyor diye hatırlıyorum.
0
plutongezegendegilmi
(26.02.22)
osmanlı hristiyan olsaydı bizans olurdu. bizans osmanlı aynı şey.

fark yok.
0
duyurukullanıcısı
(26.02.22)
İslâm olmasa da o dönem zaten gaza akımları her yerde var. Sürekli sınırları zorlamak, gasp etmek, Sümer döneminde bile mevcut. Yani Osmanlı Müslüman olmasaydı olmazdı söylemi safsata ki Fatih Sultan Mehmed'e değin Hristiyanlar devlet yönetiminde etkin görev alıyor. Fatih Mehmed bunları yollayıp devlet yönetiminde tamamen ele geçiren ilk padişahdır. Bu yüzden ki Halil İnalcık Osmanlının gerçek kurucusuna Fatih der.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(26.02.22)
bence en önemlisi anadolunun türk oldugu değil grek ve ermeni oldugu kabul edilirdi.
osmanlı hristiyan yani ortodoks olsaydı yine rusya ile çekişirdi.
ortodoks hristiyan dünyasının lideri kim olacak diye.
ruslar slav nüfus desteğine, yükselen ivmesine ve kuzey asyadaki sınırsız topraklarına dayanarak yine avantajlı olurdu.
osmanlı avrupada islamiyeti yaymak motivasyonunu kaybederdi, aksine ortadoğu ve afrikadaki müslüman halkları sömürgeleştirmek motivasyonuna sahip olurdu.
abd gibi olması imkansız çünkü bir akdeniz ülkesi. avrupanın lideri yine okyanusa kıyısı olan ingiltere almanya fransa olurdu.
hristiyan oldugu için avrupadaki olumlu ve olumsuz gelişmelere daha çok dahil olurdu.
fransız ihtilali ve napolyon savaşlarında daha aktif olurdu.
monarşi eninde sonunda yine yıkılırdı en geç 2.dünya savaşında veya sonraki darbe dönemlerinde.
yıkıldıktan sonra kurulacak cumhuriyet yunanistana çok yakın olurdu hatta birleşme bile gündeme gelebilirdi. hatta yunan ayaklanması olmazdı bile. bizans gibi bir ülke olunurdu ve yunanlar ayrılmak istemezdi.
0
dafuq
(26.02.22)
önceki cevabın silinmesi sonrası edit'lenmiş cevap:

II. mehmet papa'nın teklifini kabul etseydi devletin başında 2 gün kalamazdı. o zamanın eşrafı ona göre bir alternatifi başa getirir, sistem aynen devam ederdi.

takvimi geriye sarıp islam'ın yayılışının kısıtlı kaldığı bir senaryo üzerinden gidelim:

ortadoğuya yakın oluşumuz dolayısı ile müslümanların azınlık olduğu bir durumda, zamanımızın ve kaynaklarımızın büyük kısmı din temelli çatışmalar ile harcanırdı.

protestanlık sonradan bunu değiştirse de hristiyanlık, islam'a göre ekonomik ve sosyolojik açıdan daha kısıtlayıcı, tutucu bir din idi. bundan dolayı endüstri devrimi öncesinde ekonomik ve sosyolojik olarak kesinlikle daha iyi durumda olmazdık. protestanlığı benimsediğimiz ölçüde erken kapitalist dönemde bazı sistemleri oturtma şansımız olabilirdi. ancak rusya ve dinen karşıtımız olan doğudaki komşularımız karşısında, oluşturduğumuz ekonomik yapıyı bozmadan pek fazla dayanamazdık. 1. dünya savaşı sonrası dünyada olduğu gibi bizde de imparatorluk konsepti yıkılırdı.

refah açısından geri kalmamızda avrupa'daki dini birliktelik elbette bir yere kadar geçerli ancak bizim muhafazakar akademik tayfanın iddia ettiği kadar büyük bir faktör değil. zira dünyanın gördüğü en büyük iki savaş da hristiyanların kendi arasında patlak verdi.
0
zgrydn
(26.02.22)
ingiliz fransız alman ortadoğuda yaşamıyor, din de yok, yüzlerce yıl olmuş dinini unutalı, dünyanın en kanlı savaşını başlattılar 2 kere, milyonlarcası birbirlerini boğazladılar

tarihi eğer şöyle olsaydı diyerek baştan kurgulamak imkansız
0
comp
(26.02.22)
Avrupa dini bir birliktelik üzerine kurulu değil aslına bakarsanız. Bizim ülkenin bakış açısından böyle bu. Avrupa soy bağları üzerine kurulu. Batı, orta ve doğu Avrupa içerisinde teknik olarak aynı dine mensup olmalarına rağmen derin ayrılıklar var.

Bunu anlamak için geç antik çağ tarihine bakmanız gerekiyor, Roma'nın yıkılış sürecinde germen kabilelerinin toprak bölüşümleri kritik öneme sahip. Yüzyıllar boyu karolenj ve merovenj hanedanları daha geç dönemlerde capetler, bourbonlar, plantagenet, tudor, hanoverlar gibi belli başlı aileler arasında miras olarak parçalanıp birleşen topraklarda kurulu bu ülkeler. Bizim "Türki cumhuriyetler" dediğimiz yapıdan çok daha sıkı fıkı bir ortak geçmiş var aralarında. "Aynılık" hissiyatı dini yakınlığın çok ötesinde. Dini aynılığın sebebi dahi bu ailelere mensup monarkların din değiştirmiş olması. Avrupa'nın hristiyanlaşma süreci çok ilgi çekici bir konu ama bizim ülkede ne ilginç ki Avrupa tarihi ile ilgili yazılmış çevrilmiş kitapların sayısı çok az. Özellikle de geç antik çağ ve orta çağı konu edinen kitaplar daha da az.

Osmanlı hristiyan da olsa balkan ülkelerinden ya da ermenilerden çok da farklı olamazdı.

Türkiye'deki Müslümanlar Avrupayı "Hristiyan devletler birliği" olarak görüyor. Bundan daha yanlış bir tanımlama çok zor yapılır sanırım. Zaten bugünkü Avrupa'nın Hristiyanlıkla pek bir ilgisi alakası da kalmadı.

Hristiyan olmamızın bize tek artısı bugün yaşadığımız kimlik bunalımını yaşamıyor olmamız olurdu. Bugün İslami kaygılarla ne batı ne de doğu bloğuna ait hissedemiyoruz, ancak dünyanın güç dengesi bu bloklar arasında kurulu.
0
akhenaten
(26.02.22)
(2)

belediyeler nereye şikayet edilir? cimer mi?

neymiş
soru başlıkta
soru başlıkta
0
neymiş
(25.02.22)
cimer şikayeti belediyeye geri döner
0
comp
(25.02.22)
Ben bir ilçe belediyesini şikayet etmek istediğimde ilçe kaymakamlıklarına şikayet etmem, dilekçe yazmam gerektiği söylenmişti Beyaz Masa tarafından.
0
deveyidiken
(25.02.22)
(14)

İnsanlar neden hala kuzenleriyle evleniyor?

wild honey suckle
Sorum kırsalda olan, aile baskısı yaşayan ya da uzak kuzenler için geçerli değil. Neden büyükşehirlerde, göreceli olarak modern hayatlar yaşayan insanlar hala kuzenleriyle evleniyor? Geçen muhabbeti oldu, tanıdığımız biri daha önce sevgilileri olmasına, ailesinin buna izin vermesine, dilediği gibi g
Sorum kırsalda olan, aile baskısı yaşayan ya da uzak kuzenler için geçerli değil. Neden büyükşehirlerde, göreceli olarak modern hayatlar yaşayan insanlar hala kuzenleriyle evleniyor? Geçen muhabbeti oldu, tanıdığımız biri daha önce sevgilileri olmasına, ailesinin buna izin vermesine, dilediği gibi gezebilmesine, meslek sahibi olan bir üniversite mezunu olmasına rağmen pat diye kuzeniyle nişanlandı. Fotoğrafın altına da “kader diye bir şey var hep sana çıkıyor yollar” mı ne yazmış.
Bu nasıl olabiliyor?
0
wild honey suckle
(23.02.22)
Ben bunu çevre bulamama ve kardeş gözü ile bakmama olarak açıklıyorum
Doktor olup kuzeni ile evlenenler tanıyorum
Heralde hiç kardeşiz gözü ile görmediler birbirlerini ( düşününce ne kötü di mi )
Bi de çevreleri ne kadar kıtsa artık nası olsa tanıyorum ailesini de deyip hoşlanınca da evleniveriyorlar heralde
0
photo85
(23.02.22)
konunun uzmanı değilim ama birçok sebebi olabilir; aile servetinin aile içinde kalması için olabilir (biraz manyakça evet), çocukluktan beri birlikte zaman geçirildiyse bilinçaltında bunun bir etkisi olabilir, akraba olunduğu için bir güven duygusu geliştirmiş olunabilir, genetik açıdan birbirlerine çekici geliyor olabilirler.

aklıma bir çırpıda gelenler bunlar.
0
orient blue
(23.02.22)
Ya cidden kuzenine aşık
Ya da evlenme zamanı geldiği için en basit, konfor alanı eşini seçti

İlkiyse aile önemli, kuzenine aşık olabileceği bir aile yapısında büyümüş ve cidden aşık olmuş olabilir.

İkinci senaryoda yabancıya gitmeden yapılan güvenli bir seçim var. Artık evleniyim hissi geldiyse ve ilişkilere dair umudunu kesip uğraşmak istemediyse tercihini böyle yapmış olabilir.
0
Bruce
(23.02.22)
Kuzeniyle evlenmiş birini tanıyorum, anlatılanlara göre çok aşık olmuşlar ve aileler şiddetle karşı çıkmasına rağmen evlenmişler, bana oldum olası çok garip gelmiştir, öyle uzak kuzenler falan da değiller amca çocukları, soyadları bile aynı.
0
(23.02.22)
kanunen ya da dinen bir engel olmadığı için

sorun bence dünya kadar test olmasına rağmen sorunlu genler taşıyan arası evlilik
0
bir soru sorcam
(23.02.22)
Ben de en temelinde kardeş gözüyle bakmama olduğunu düşünüyorum.

Yani o aile içinde o iki kuzen büyükler tarafından kardeş olarak görülmüyorlar, büyükler o göz ile bakınca kuzenler de çok küçük yaşlardan itibaren birbirlerine kardeş gözüyle bakmıyorlar.

Kendi ailemi düşünüyorum, kuzenlerim ile gerçek kardeş gibi büyütüldük. Siz kardeşsiniz, teyze anne yarısı, kuzen de kardeş yarısı vb. söylemlerle. Dolayısıyla hem benim kafa yapımda hem de ailemde ve çevremde kuzen ile evlenmenin kardeş ile evlenmekten hiçbir farkı yok.

Ama böyle büyütülmeseydim, yine böyle düşünecek ve hissedecek miydim?
0
la lykia
(23.02.22)
konuyu okuyunca ister istemez kendi kuzenini bir anlığına düşünüyor insan. düşünmesi bile utanç verdi. akraba evliliğine girip bebeğin riskli doğup doğmayacağını bile bilmiyorum çünkü hiç araştırma gereği duymadım. çünkü kardeşlik (bizde böyle).
0
onemoremile
(23.02.22)
aile icindeki para yabanciya gitmesin diye +1.

yakin zamanda bir arkadasim bu sekilde evlendi. sag tandansli zengin bir aile.
mevzu gorusucu usulu gerceklesti, sulale oyle uygun gordu, cocuk da sesini cikartmadi. Zaten sesini cikartsa buyuk ihtimal aforoz edilirdi.
0
cooperr
(23.02.22)
çevre bulamama +1
para meselesi kırsal alanlar için geçerli.

büyük şehirlerde yaşayan herkes girişken olamıyor, hele de karşı cinsle tanışma, yakınlaşma vs.
0
candide
(23.02.22)
Kuzen kardeş değildir +1

Kuzen kuzendir. Kardeş gibi yakın görür seversin o ayrı ama kuzenle evliliğe karşı olmak için kardeşi gibi görmek sebebine ihtiyaç duyulursa eğer kardeşin kadar yakın görmediğin kuzeninle evlilik uygundur, normaldir gibi bir sonuç çıkar.

Soruya cevap: varlıklı ailelerde para içeride kalsın mantığı +1 ya da kuzenle evlenilmez gibi bir kriterlerinin olmayışı, özetle.

Nolur nolmaz not düşeyim: kuzenle evlilik tabi ki düşünülemez!
0
IncredibleMau
(23.02.22)
kuzen 4. derece akrabadır

kardeş bile 2. derece akrabadır
ne kanunda ne ahlakta ayıplanmamış kuzenle evlenmek, neden ayıp, bunu temellendirebilen çıkmadı henüz
insanlar çevresiyle sınırlı ayıpları topluma neden dayatır
genetik hastalıkları konuşmuyoruz ki
"Birinci derece kuzenler arası evliliklerde genlerin 1/8'i paylaşıldığında genetik olarak belirlenen hastalık riski %3'dür."
0
comp
(23.02.22)
kültürel bir şey. doğulular çok kalabalık oldukları için de kuzen kardeş gibi olmuyor olabilir. yani 2-3 kuzenleri yok, 150-200 kuzen olunca daha normalleşiyor. birkaç nesil sonra doğumlar azaldıkça kuzenler arası evlilikler de azalabilir.
0
deartheodosia
(23.02.22)
köyden kente göç, kenttekilerin kırsaldaki ilkel adetleri tam olarak terk edememesi ile açıklanabilir. mevzunun muhafazakarlık ile de doğru orantılı olduğunu düşünüyorum çünkü kuzen evliliğinin yaygın olduğu yerler islam coğrafyası ile sınırlı. modernlik - muhafazakarlık tanımlarınızı gözden geçirin bence.
0
zgrydn
(23.02.22)
toplam kuzen sayim 5 falan. kardes hissiyatim yok kendilerine karsi. soguk da degiliz, akraba iste. ben de kuzen kardestir soylemlerini anlamiyorum mesela.
insanin kardesi anne baba baglantilidir.

ama ben evlenmem cunku kacinci dereceyse kacinci derece akrabalik statusu soz konusu oldugundan o evliligi yapamam ben psikolojik olarak. ama yapanlari da anormal ya da cahil, gerici bulmuyorum. ortada ensest falan yok. genetik rahatsizlik orani da makul dusuklukteyse gayet evlenir isteyen.
0
Kittie
(23.02.22)
(6)

bugün tarihi eser olan bir nesnenin kendi zamanında üretilmiş sahtesi olsa

oldtimer
Günümüzde biri tarihi bir eserin sahtesini yapabiliyor ve bunun bilinen orijinal eserin yanında hiçbir değeri yok doğal olarak.Ama peki atıyorum 2500 yıl önce yapılmış ve o dönemde de değerli olan bir eseri yine o dönemde yaşayan biri kopyalasa, bugünkü gibi sahtesini üretmiş olsa... mesela altından
Günümüzde biri tarihi bir eserin sahtesini yapabiliyor ve bunun bilinen orijinal eserin yanında hiçbir değeri yok doğal olarak.
Ama peki atıyorum 2500 yıl önce yapılmış ve o dönemde de değerli olan bir eseri yine o dönemde yaşayan biri kopyalasa, bugünkü gibi sahtesini üretmiş olsa... mesela altından bir maskın daha ucuz malzemeden yapılmış bir kopyası gibi. (örneğin tutankamon'un altın maskının kopyasının yapılmış olduğunu ve bulunduğunu düşünün ama altından değil) bunun günümüzde arkeolojik olarak bir değeri olur mu? sanırım sadece o dönemde üretilmiş bir nesne olduğu için değerli olur. Mesela arkeologlar ve müzeler için değeri nedir?
0
oldtimer
(20.02.22)
O dönemin sahtekarlıkları açısından bilgi vermesi nedeniyle bu özelde değerli olabilir, onun dışında bi değerinin olacağını zannetmem bir nesnenin eski olması onu değerli kılacak diye bir zorunluluk yoktur herhalde.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(20.02.22)
Yine değerli oluyor. Vatican müzesinde kopya heykelleri restore ettikleri Bi atölye vardı. Aslı kadar olmasa da sanat tarihçileri için değerli. Zaten çoğu zaman sanatçılar asıl eserden önce bir kaç deneme yapıyorlar ve onlar da segileniyor Şu şu eserin eskizi vs diye.
0
euteamo
(20.02.22)
Bence güzel bir soru, zamana direnmiş olması sebebiyle değerli olur bence.
0
mezarkabul
(20.02.22)
Değeri olur tabii ki. O eserin oluşturulmasında kullanılan yöntemler daha iyi anlaşılabilir.
0
dissendium
(20.02.22)
böyle bir şey pek mümkün değil çünkü o dönemlerde, bugün olduğu gibi çok fazla zengin bir zümre yok. halk katı bir şekilde ayrılmış tabakalardan oluşuyor. köleler, çiftçiler, tacirler, aristokratlar vb. durum böyle olunca herkes gücü yettiğince ne alabileceğini, gücünün neye yettiğini iyi biliyor. gücü yeten de sahte mala kanmaz elbette. tabii, bu hiç dolandırıcılık olmuyor demek değil. mutlaka oluyordur ama bugünkü gibi kitlesel değil.

bunun dışında, bir ürünün (sahtesi demeyelim ama) kopyası elbette yapılıyor. biraz müze gezenler bilir. "x'in heykelinin y tarafından yapılmış kopyası" diye çok eser vardır. bunlar elbette değerli çünkü her ne kadar yeni bir form oluşturulmamış olsa da, sanat özelinde bir özgünlük söz konusu.

peki, bugün yaptığımız van gogh tabloları niye bu kadar değerli değil diyecek olursanız, cevabı her şeyin endüstriyelleştirilmiş olması. kopyalama araçlarımz ve tekniklerimiz geliştikçe her şeyi daha mekanize bir hale getirdik. bu yüzden 1000 sene öncesinin kopya bir eseri ile bugünün kopya eseri arasında çok fark var. walter benjamin'in "yeniden üretim çağında sanat" adında güzel bir makalesi var aslında. bilgi sahibi olmak için okunabilir.
0
lesmiserables
(20.02.22)
"yine o dönemde yaşayan biri kopyalasa,"
bu dediğin konseptin benzeri var, uyar mı
bizdeki "orfe, orpheus, lir, mir" mozaiği böyle bir kopyaydı, çok değerliydi, çalındı geri getirildi filan
0
comp
(20.02.22)
(12)

Getir ne ara dünya markası oldu?

asaf
21 yıllık Yemeksepeti bile dünyaya doğru dürüst açılamamışken 5-6 yıllık Getir ne ara dünya markası olabilecek ölçekte agresif ilerleyebiliyor?Nazım Salur bu kaynağa hangi ara ulaştı ya da edindi? Tottenham forma sponsoru da olmuş. Premier League’de reklam veriyor. Avrupa’nın en önemli başkentlerind
21 yıllık Yemeksepeti bile dünyaya doğru dürüst açılamamışken 5-6 yıllık Getir ne ara dünya markası olabilecek ölçekte agresif ilerleyebiliyor?

Nazım Salur bu kaynağa hangi ara ulaştı ya da edindi? Tottenham forma sponsoru da olmuş. Premier League’de reklam veriyor. Avrupa’nın en önemli başkentlerinde vs.

Hangi parayla?
0
asaf
(19.02.22)
spesifik bilgim yok, belki başka kirli veya temiz bağlantılar vardır ama bir gözlemci olarak safça;
1.çok iyi bir zamana denk geldiler ancak bu noktada öngörülü olmanın ve yatırımın da önemi var. pandemiyi tahmin edemeyebilirlerdi ama yatırımlar ve imkanlar bu tip bir senaryoda zaten hazırdı.
2.neredeyse ilk defa ciddi, istikrarlı ve profesyonel pr izleyen bir firmayla karşılaşıyoruz türkiyede. reklama ayırdıkları bütçe kadar vizyonları da önemli bu bağlamda. daha önce de yazmıştım, getir sadece kendilerine yönelik reklam yapmadı. dijital alışverişi yaygınlaştıran, bir alışkanlık ve "ihtiyaç" haline getiren bir reklam politikası izledi. aynı şeyi trendyol da yaptı, yapıyor mesela. bir ara markafoni vardı mesela ne biçim bir olay olmuştu falan ama uzun vadeli plan, yatırım yapıp sürdürebilir olmak çok önemli bu konuda.

ha bir de yemeksepeti ile kıyaslanamaz bence. zira getir önce hızlı market alışverişi gibi yeni bir konseptle girdi pazara. ayrıca yemeksepetinin aynı dönemlerde üstüste gelen kötü gidişi, hackelenen hesaplar ve defalarca sızdırılan bilgilerle lekelenen şöhreti bitişe sürüklüyor onu. ve yine altını çiziyorum yemek sepeti sadece yemek satmayı pazarladı. insanlara internette herhangi bişey (mesela yemek) sipariş etmelerini pazarlamadı, bunun reklamını yapmadı. bana sorarsanız en büyük hatası bu.

bir de "büyüyen" her firmada olması gerektiği gibi kazancın büyük kısmını reklam ve tanıtıma ayırıyorlar. ooo bu sene daha çok kazandık büyüme hızını sabitleyelim, üstünü cebe atalım demiyorlar şark kurnazı gibi. ivme yüksek olunca kar da artıyor diye düşünüyorum.

ama dediğim gibi başka mafyöz işler, fonlar var mıdır bilemem.
0
rewlack
(19.02.22)
getir son iki senede son derece ciddi yatırımlar aldı yurtdışından. nazım salur ve diğer ortaklar (5 kişi) toplam %60 hisseye sahip. kalan hisse yatırımcı şirketlerin. aşağıdaki haber geçen seneden:

www.ntv.com.tr
0
uuth
(19.02.22)
bilgim yok hatta sifir ama kaynagim saglam. Muhafazakar sermayenin destegi varmis arkasinda, kaynak: Londra'nin en buyuk Turk gida toptanci patronlarindan biri, bos yapacak biri degil kesinlikle, gidip de bana soylemedi tabi onun calisani arkadasimdan duydum bizzat
0
speedy
(19.02.22)
Getir türkiye tarihinde "markaya" yatırım yapan nadir şirketlerden. Bakın çok fazla şirketimiz var ama marka ve pazarlama iletişimini ciddiye alan 10'u bulmaz. Getir bunlardan biri. Bir sürü dedikodu var arkasında şunlar var bunlar var diye.

Şöyle diyeyim. türkiye'de arkasında çok buyuk sermayesi olan çok şirket var. Ama mevzu biraz da o sermayeyi nasıl yönettiğinle alakalı. Getir sermayesini iyi yönetti.


Aslında getir çok iyi bir başlangıç yakalayamadı. İlk başta oldukça yavaş büyüdüler. Ama pandemi inanılmaz bir ivme kazandırdı.

Gelelim yemek sepeti nasıl yerinde saydı, getir 1-2 yılda dünyaya açıldı.

-Yemeksepeti dünyada var olan bir konseptin türkiye uyarlamasıydı. Getir dünyada da örnekleri olan ama henüz yeni bir konsept. Bunu iyi kullandı.

-Yemeksepeti bir internet girişiminden beklenmeyecek kadar yavaş gelişen bir şirket. Yıllarca web sitesi üzerinden yürümeye çalıştılar. Mobil uygulamaları bile kullanım kolaylığı açısından getirle yarışamaz.

-Getir'in çok iyi bir ux (kullanıcı deneyimi) ekibi olduğu belli. Buna bayaa kafa yoruyorlar. UX dediğin şey sadece arayüz tasarımı değil. Kullanıcının siparişi tamamlanana kadar attığı tüm adımlar çok iyi planlanmış. Mesela annem getir'in uygulamasını çok rahat kullanırken yemeksepetinde kafası karışıyor.

Yemeksepeti'nin özensizliğini şöyle anlatayım. Mesela yemeksepetini açtınız. Size önce hangi şehirdensin diye soruyor. şehrini seçene kadar 10 saniye kaybettin. Sonra sana kullanıcı adı ve şifreni soruyor. Yahu zaten direkt login ekranına atsan başta bana şehir seçtirtmene gerek kalmayacak. Bir siparişin 10 adımı var mesela. Her seferinde bu şekilde 5-10 saniye kaybedince getir'de 2 dakika süren iş bunda 4 dakika sürer.

-Getir sürekli ve hızlı şekilde yeni özellikler ve servisler ekliyor. Adam küçük bir market olarak başladı. Getir yemek ekledi yemeksepetine rakip oldu. Getir büyük ekledi migros sanal markete rakip oldu. Getir mahalle'yi açtı esnafı işin içine kattı. Mesela getir yemek tesliminde sana restoran kruyesi mi getirsin yoksa getir kuryesi mi diye soruyor bazı bölgelerde. Yemek sepeti de bu hizmeti vale olarak sunmuştu yıllar önce. Ama arada ux tasarımı olarak o kadar fark var ki ben o vale hizmetini çok sonra fark ettim. Çoğu kullanıcı da görmemiştir eminim ya da ne kadar avantajlı olduğunu bilmiyordur.

-İki şirket arasındaki en büyük fark kurumsallaşma. Yemeksepetinden sipariş verdik yıllarca. Yemeğin ne şekilde, kim tarafından kaç dakikada geleceğinin bilgisi yok. Getir o kadar profesyonel çalışılmış ki motorundan kuryesinin tulumuna kurumsal bir firmadan hizmet aldığını hissettiriyor.

-Getir inanılmaz bir reklam yatırımı yaptı. yemeksepeti nasılsa tekelim diye hiç reklama para harcamadı. Oysa büyük olmak için de büyük kalmak için de reklama çok para harcamak gerekiyor. Coca cola dünyanın en büyük içecek üreticisi. Birçok pazarda lider hatta rakibi yok çoğu yerde. Ama hala dünyanın en çok reklam harcaması yapan şirketi.

-Getir'in yönetimi oldukça profesyonel hareket etti. Şirkete çok yatırımcı aldılar. Türkiye'den ve dünyadan yatırım fonlarının yatırımları var getir'de. haliyle onların networkü ve know-how'ı da bu hızlı büyümede oldukça büyük katkılar sağladı.
0
anten
(19.02.22)
yemeksepeti nevzat aydın ve trabzonluluğu sebebiyle alternatifleri çıktığı anda bir hate brand haline geldi. sadık bir ys ve banabi üyesi olarak ben bile sipariş vermiyorum artık, logosu markası falan tiksinti getiriyor. getir çok daha sempatik bir brand recognition uyandırıyor nedense, pazarlamanın gücü işte. uygulama olarak da çok hantallar, imaj olarak da kötüler.
0
roket adam
(19.02.22)
ortaklık yapısı gizli saklı olmadığı için, o ona fısıldamış bu buna çıtlatmışa gerek yok
5 kurucu ortağın hissesi yüzde 60. kalanlar:
Sequoia Capital amerikan
Tiger Global Management amerikan
Türkiye'den Fiba(hüsnü özyeğin) ile Esas Holding(sabancı)
0
comp
(19.02.22)
dünyaya açılma açısından karşılaştıracak olursak biraz alakasız iki örnek aslında. yemeskepeti delivery hero'ya satıldığından beri dünyaya açılma gibi bir durumu yok zaten. çünkü delivery hero'nun her ülkede farklı brand stratejisi var. yemeksepetinin kendi ülkesindeki sipariş hacmi ve karlılığına odaklanmı durumda. getir ise yemeksepeti gibi satılabilirlerdi ama bunu yapmayıp markalaşmayı tercih etti. bence burda çok farklı sebepler vardı. yemeksepeti 2015'te satıldığında ülkede kaos vs de vardı. nevzat aydın direkt söylüyor zaten erken sattık diye.
0
la mort heureuse
(19.02.22)
nevzat hem trabzonlu hem boğaziçili...

getir kurucularında itülüler var odtülüler var.
nazım salur boğaziçili olsa da bayburtlu, oradan kurtarıyor.
0
comp
(19.02.22)
yemeksepeti zaten dünyada hali hazırda olan bir iş modelinin türkiye versiyonuydu. türkiye'deki pazarda tekel olması sayesinde kolayca büyüdü ve dünyada yemek siparişi konusunda önemli pazar payına sahip olan delivery hero'ya satıldı. bırakın dünyaya açılmak kuzey kıbrıs'ta dahi daha yeni yeni faaliyet göstermeye başladı. azerbaycan da bile faaliyeti yok. pazara ilk girmek gibi bir avantajı olmasına rağmen oldukça hantal bir hale geldi zamanla yemeksepeti.

oysa getir'in durumu oldukça farklıydı. dünyayla eş zamanlı bir şekilde hızlı market teslimatı hizmeti ile giriş yaptı ülkemizde. o da bu konuda rakipsizdi bizde ilk zamanlar. ve sürekli işine markasına yatırım yaptı.
öyleki sırasıyla getir büyük - getir yemek - getir çarşı - su - taksi gibi hizmetler sunan bir platform haline geldi. şuan ülke pazarında yemeksepeti ve trendyol'dan önde. ama yarış artık çok keskin. bunu indirimler ve promosyonlardan bile anlamak mümkün.
ancak getir sadece bunlarla dansınırlı kalmadı. önce başka ülkelerde (ingiltere-abd) aynı iş modelini sundu. ve kabul gördü. bu kabulle oldukça ciddi yatırımlar aldı. almaya da devam ediyor. herkes bahsetmiş branding oldukça etkili zaten ama sadece branding ile açıklamak da haksızlık. bütüncül bir iş modeli ve yönetim vizyonu getir'i en iyi tanımlayan ifadeler bana göre.

yakın zamanda n11'e ortak oldu getir. (hatta bazı haberlerde satın aldığı-çoğunluk hissesine sahip olduğu-ifade edildi) yakın zamanda çok daha farklı ve katmanlı bir iş modelleri görebiliriz diye düşünüyorum.
düşünsenize n11'den sizinle aynı şehirdeki bir satıcıdan laptop aldınız ve aynı gün saatler içinde getir kuryesi size teslim etti?
0
debian
(20.02.22)
Yemeksepeti vir dunya markasi olamaz cunku ingilitere de 50 yildir paket servis var. Bir pizzada ne olur kaca gelir? 50senedir biliyorlar. Benim babam bilmez ben ogrendim peki nasil yemek sepeti ile. Cunku bizim nesil paket servis ile ilk tanisan ama pizza nin neli olacagini bilmeyen bir nesildi.

Yemek sepeti zamaninda iuk ye gitti ama millete cok sacma geldi cunku herkes pizzacinin telefonunu hangi pizza yi isteyecegini biliyordu

Biz bilmiyorduk.

Getir ise baska bir model sundu. Eve servis. Bu aslinda daha masrafli olmasindan ziyade zarar yazan bir is ama soyle bir model var.

Eger getir 5 yillik zararini karsilayacak yayirimi bulursa market zincirlerinin 2/5 ini siler yani

bim migros sok a101 carrefour

Yerine

Bim migros carrefour getir

Oldugunu dusun

Boylelikle pazarin 2/5 ini ele gecirebilor

Bu sebeple yatirim aliyor aslinda. 6-7 sene dayanmasi lazim rakiplerini de yenmesi lazim

Founderlarinin amaci ise bidaz daha parlatip firmayi amazon wallmart veya ebay e satmak

Ben zamaninda yapmistim fizibilitesini
0
duyurukullanıcısı
(20.02.22)
Yemek sepeti arayuzu kullanissiz +1

Getir yemek trendyol yemek gibi alternatifler ciktigi gibi yemek sepeti kullanmayi bıraktım ben sahsen.

Yukarıda da dedikleri gibi getir deli gibi reklam yaptı ve deli gibi kampanyalar yaptı surekli. Boyle böyle milletin gözüne gozune soktu uygulamayi. Hiç intenrentten yemek siparişi vermeye kalkismayacsk insanlsr bile getir indirip yemek söyledi cunku cok kıyak kampanyalar vardi.

Ben yemek sepetinde boyle kiyak kampanyalar falan görmedim. Yaptıysa da hic haberim olmadi, demek ki pazarlamasini yapamamis.

Millette soyle bir anlayis var bizde; ben bu şekilde güzel kazaniyorum zaten, o zaman daha iyisini yapmaya calismanin ekstra para harcamanin alemi yok zaten satıyorum ben hizmetimi/urunumu. Boyle düşününce surdurulebilirligi olmuyor. Yemek sepetinin o uyuz arayuzu hicbir zaman duzelmedi. Getir kadar da reklam-kampanya olmadı.

Tum bunların disinda bir de su var yemek sepeti getir ile doğrudan kiyaslanacak bir marka değil. Verdikleri hizmet farkli. Yemek sepeti kebabcidan hamburgerciden sana yemek getiriyordu, getir cikti abuk subuk bir saatte restoranın kebabcinin sana getiremeyecegi, seve seve kalkıp kendin marketten kuruyemisciden falan kendin almak zorunda oldugun hatta saat gecse kalkıp gitsen de alamsyacagin seyleri getirmeye basladi. Sonra getir yemek de isin icine girince zaten getir ayni zamanda bir yemek sepeti ve cok daha fazlasi oldu. Hem de pratik mobil uygulamasıyla.
Yani marka yuzu, logosu rengi bile ayri bir olay getir'in. Gordugun anda seciyorsun mor renkli getiri. Yemek sepetinin bir rengi bile yok. Pazarlama ve marka yönetimi cok geride kalmış getir ile kiyaslayinca. Bu işlerden cok anlayan biri degilim de buradan bakınca bana gözükeni söylüyorum.
0
stavro
(20.02.22)
airbnb ya da uber niye olduysa bu da o yüzden oldu diye düşünüyorum. (ukalaca bir niyetle yazmadım, bir beyin fırtınası tetikler umarım diye düşünüyorum)
0
vital
(20.02.22)
(6)

besiktastan emniyet duragina

in vino veritas
nasil gidebilirim? metro tercihim olur. emniyet duragi fatihteymis sanirim ama ben hic bilmiyorum oralari.
nasil gidebilirim? metro tercihim olur. emniyet duragi fatihteymis sanirim ama ben hic bilmiyorum oralari.
0
in vino veritas
(18.02.22)
Emniyet-Fatih —M1 metro istasyonuna ulaşmak istiyorsunuz sanırım. Gitmek istediğiniz yer istasyonun kendisi mi? Yoksa çevresinde bir yer mi?

İlginçtir, uzak olmamasına rağmen Beşiktaş'tan doğrudan bu noktaya tek vasıtayla ulaşım bulunmaz :)
{En azından bir süre öncesine kadar yoktu}

Metro tercihinizse, Taksim'den Yenikapı metrosuna binip, oradan da aktarma yapıp M1 metrosuna binerek Emniyet-Fatih istasyonunda inebilirsiniz.

Otobüs bir nebze daha kolay olabilir, 28T'ye binip, Yusufpaşa durağına indikten sonra yürüyebilir ya da Aksaray'dan bir durak için yine M1 metrosuna binebilirsiniz.
0
kaptankedi
(18.02.22)
evet oraya ulasmak istiyorum, isadem varmis yakininda isadem'e gidecegim ama oralari hic bilmiyorum.

evet besiktas'tan yakin sayilabilecek bir uzaklikta hatta yurusem dedim ama bebek arabasiyla olacagim cok zor olur mu bilemedigim icin garanti olsun istedim. otobusten indikten sonra yurume mesafesi ne kadardir acaba metroya bin in bebek arabasiyla 1 durak icin yurumekten daha zor olabilir mi bilemedim.

kabatasa gelip oradan bir seylere binerek ulasabilir miyim ki?
0
🌸in vino veritas
(18.02.22)
O zaman otobüsten sonra metro ile devam etmeniz daha iyi olur
0
kaptankedi
(18.02.22)
direkt söz konusu emniyet müdürlüğü durağından geçen otobüsler

taksime çıkarsan
32t
79t
89t

eminönü peronlardan
33te
78
79ge
97ge
146b

eminönü kantarcılar durağından kalkan(yolun kıyıdan öteki tarafı)
336
0
comp
(18.02.22)
kapntankedi +1

oyle bir mesafe ki taksiye binseniz trip atar (atmadiklari bi mesafe yok gerci)

otobus olarak 28 bir ust caddesinden, 28T de bir alt caddesinden gecer.

Isadem icin baktim simdi 28 daha uygun gibi gorunuyor: goo.gl

Yavuz Selim duraginda inip asagi yuruyeceksiniz 700 metre


2. secenek de yusufpasa'ya otobusle gidip aksaray metrosuna binmek ama ben olsam ilkini yapardim cunku metro sadece bir durak olmasina ragmen yusufpasadan alt gecitle karsiya gececeksiniz bi daha metro in cik, yani bebek arabasiyla yorucu olabilir.
0
supergirl
(18.02.22)
28 e binip gitsen daha iyi olur
0
ala09
(18.02.22)
(21)

Kadir kıymet bilmeyen arkadaş

Mirabel
Konu 1. Bir arkadaşım var annem yaşinda neredeyse. Eski patronumdu simdi komsu ve arkadas olduk. Cok zengindi ama biraz fakirlige dustu surekli biseylerinin olmadigindan yakiniyor.Ornegin parfumu bitmis. Bunun icin sizlandi. Kendi kullandigim parfumumu verdim yazik kadin amma sizlandi ben sonra kend
Konu 1. Bir arkadaşım var annem yaşinda neredeyse. Eski patronumdu simdi komsu ve arkadas olduk. Cok zengindi ama biraz fakirlige dustu surekli biseylerinin olmadigindan yakiniyor.

Ornegin parfumu bitmis. Bunun icin sizlandi. Kendi kullandigim parfumumu verdim yazik kadin amma sizlandi ben sonra kendime baska alirim diye. Chanel bi parfumdu. Cok begendi guya. Sonra birisi gelmis parfumu ona vermis. Ama anlatirken benim ona verdigimi unutmus su sekilde anlatiyo "zavalli kiz burda parfumu kokladi ben de verdim napayim ben o parfumu" diyor.

Sonra zeytinyagim yok dedi agladi sizladi cok pahali dedi. Kendi zeytinyagimin yarisini verdim. O da urladan alinan asiri butik soguk sikim bi zeytinyagi. Markettekilerden pahali. Aylar sonra unuttu onu diyor ki annenler bana bi zeytinyagi vermisti cope attim kokuyor, cok kotu bi zeytinyagi diyo.

Iste kurban bayrami niyetine et falan veriyoruz bi gidiyorum bahcedeki kopeklere vermis. Et konusunda cok seciciymis yagli et yemezmis.

Bi elbise gosteriyo cok guzel diyo. Dogum gunu hediyesi aliyorum ertesi hafta sutcu kadina veriyor bir kere bile giymeden. Bana verse degistiririm en azindan.

Arabasi yok sen zamanini ayirip gidiyosun aliyorsun. Baska zaman birisini anlatiyo onu almis falan benzin ne kadar ki ordan oraya 25 tl ancak diyor. Onun icin yapilan biseyi kucumsuyor

Yani sen iyilik yaptim zannediyosun, kendinden fedakarlik ediyosun oysa ona bi katki yokmus gibi davraniyo.

Soru: Boyle kisilere ne denir sifat olarak? Kadin zorla bisey yaptirmadi tabii ki o yuzden bisey demeyecegim ama surekli kendini acindiriyor. Aglamasina dusmemek icin ne yapmali?


Konu 2. Tansiyonu varmis gece olse kalsa ne yapacakmis falan diyordu. Sen bende kal kal kal israr etti. Ailem de o ay memlekete gitmisti. Ben sabah ise gittim sadece aksam onda kalmaya geri dondum 7-8 gibi. Asla evininde durmadim tek basima. Bulundugumuz yer biraz yuksek ve dogal gaz yok. Bunun evinde koskocaman bir klima var. Butun gun o acik. Ben kendi yattigim odada klima falan calistirmadim hatta o calistiralim dedi kesinlikle calistirmadim. Elektrik faturasi 3000 tl geldi ona.

Gecen annemlere gitmis, annemler elektrik faturasindan yakinmis bu da kendisine 3000 tl geldigini benim hep onda kaldigimi soylemis, size nasil o kadar gelir mirabel surekli burdaydi gibi. Sizce elektrik parasina katki vereyim mi? Abi ben ona iyilik olsun diye kaldim bi de ustune borclu ciktim. Vereceksem ne kadari vereyim. Dedigim gibi sadece uyumaya gittim yalniz kalmasin diye.

Soru 3. Cok mu kucuk hesapciyim? Yani para kolay kazanilmiyor ben de asiri calisiyorum. Maddi konularda hem sizlanip hem aman bunda ne var canim gibi tavir takinmasi beni rahatsiz ediyor.
0
Mirabel
(17.02.22)
Sonuna kadar okudum. Sen haklisin (ve elbette iyisin, bunu tartisma bile) panpa.
Kadinim halet-i ruhiyesinin yerinde olduğuna emin misin?
Ben biraz yasiyla beraber yaşadıkları münasebetiyle biraz bozmuş kendini diye düşündüm (Allah affetsin).
0
fempusay
(17.02.22)
Siz bu kişiyle niye arkadaşsınız, onu çözemedim. Siz hep veren tarafsınız. Anası babası değilseniz bence bu kadar verici olmayın.
0
dissendium
(17.02.22)
Benim eski patronum zor zamanimdi ve yeni mezundum ve o is verdi gibi bisey oldu. Biraz onun ezikligi var.
O da cok sey yapiyor. Surekli benim sevdigim yemekler vb.ama yapmasin istemiyorum. Ben o uzulmesin diye yiyorum.
0
🌸Mirabel
(17.02.22)
"arabası yok" kısmının devamında "araba aldım" yazacak diye çok korktum.
0
makarnavodka
(17.02.22)
Lütfen kendinize gelin, şu yazdıklarınızı tekrar tekrar okuyun. Sizce normal mi tüm bunlar? Kadınla tüm münasebetini kesmek için gayet yeterli nedenler. Yeni mezun işe aldıysa da o onun sorunu, kaldı ki işine gelmese hiç bir patron hayrına eleman almaz.
Rica ediyorum kendinize değer verin.
0
Gradient_tabanlı_mor
(17.02.22)
bu kadında bir kişilik bozukluğu var gibi geldi bana.

sizdeki bir şemadan dolayı mesafe koyamıyor olabilir misiniz?

hayatı yeniden keşfedin isimli kitabı öneririm şemalar üzerine.
0
la lykia
(17.02.22)
siz vermeye devam ettikçe o da dolaylı yoldan istemeye devam edecek. kaldı ki sizi maddi olarak bu kadar sömüren biri manevi olarak tüketir yakında (hala tüketmediyse)

anlattığınız şeyleri düşününce hanımefendi bana da pek sağlıklı gelmedi. bu artık onun problemi ama siz kaçın ve kendinizi kurtarın. "mirabel hep bendeydi" şeklinde yalan söyleyebilen biri çok daha büyük dertler de açabilir başınıza.
0
south park in kapusonlu uyesi
(17.02.22)
tencere kapak gibi birbirinizi çok iyi bulmuşsunuz. elektrik faturası için kendi payına düşeni mutlaka ver bence. hatta yarın yine küçümsediği zaman sizin hiç aldırış etmeden, yüzüne vurmadan sanki karşınızda yaptığınız iyilikleri hak eden biri varmış gibi aldırış etmeyeceğiniz bir rakam olsun ki kadınla aranızdaki hikayenin tadı kaçmasın, şu an olduğu gibi mutlu mesut geçinin.
0
IncredibleMau
(17.02.22)
Kadın sağlıklı değil tamam ama kimsenin değinmediği birşey var;
Bir zamanlar hali vakti yerinde hatta bir de sizin patronunuz olan bi insana kızılaya bağışlar gibi kıyafet, et falan verilmez. Her ne kadar “artık arkadaş olsanız da” bir zamanlar as üst ilişkisi içinde olduğunuzu unutmayın. Gerçekten sizden başka kimsesi yok ve hali yürek parçalayacak durumdaysa bi gün yemeğe götürür bişey ısmarlarsınız mesela. Yardımın, desteğin de bir usulü adabı var.
Belki sadece gururundan bile bu “bağışladığınız” şeyleri ona buna verdim demiş olabilir veya yine sırf bu yüzden vermiş olabilir. Öte yandan hayatı boyunca rahatlık içinde olmuş, etraftan hep karşılıksız hizmet almış biri bunu olağan karşılar ve biz emekçiler gibi ekstra bir minnet duymaz, bu anormal bir durum değil.

Yetişkin bi insan olarak böyle birinin evinde bir ay kalmamızaysa hiç anlam veremedim. Sağlık problemini öne sürmüşse de toparlayana kadar 1-2 gün kalınır maksimum, bir bahane bulmalıydnız. İyi yani benim sevgilim veya kardeşim falan olsanız sinir olurdum, ne münasebet.

Kadın kaba, hareketlerine sinir oldum ama sizin bu yaptıklarınız da başkasını sinir edebilecek cinsten. Böyle insanların gelip size sızlanmasına duygusal olarak manipüle etmesine izin vermeyin. Bunun için de ilişkinizi kesin direkt.
0
rewlack
(17.02.22)
ablanın kişilik bozukluğu var gibi geldi +1

İşler çığrından çıkmadan ilişkinizi kesin diyeceğim de çığrından çıkmış aslında. Bakın benzer bir komşu bizde vardı, 15 sene önce falan. En son kadın bize hediye ettiği ufak bir hediyeyi unutup, bizi hırsızlıkla suçladı da artık işler iyice cozutunca bağı kesebildik. Uzak durun.
0
uvcray
(18.02.22)
kusura bakma ama güldüm okurken.

bir tane olay yazsan kızardım kadına ama 10 tane olay yaşamışsın suçun yarısı senin, kadına kızmadım izin verende eşit suçlu.

neden kendini bu kadar kullandırıyorsun, ezdiriyorsun, başkalarına verdiğin değeri vermiyorsun sen bunlara odaklan boşver kadını.
0
hopp
(18.02.22)
faturayi olayini bir firsat olarak gör, atiyorum 500 lira ver, güzelze lafini söyle, bitir. bunun sonu gelmez.
0
spherical
(18.02.22)
Peygamber sabrınıza ve saflığınıza hayran kaldım.

Böyle kişilere ne denir bilemiyorum ancak resmen çok yakınım olan birini anlatmışsınız ve maalesef bu sorunun tek çözümü o kişiyi hayatınızdan çıkartmak.

Bu gibi insanları ağzınızla kuş tutsanız memnun edemezsiniz çünkü muhtemelen psikolojik sorunları var ve desteği siz değil profesyoneller verebilir ancak.
Bunca mevzu dönerken ve niyetine hakimken bir de fatura matura desteği diyorsanız biraz da kendinizi sorgulamalısınız tabi.
0
foolrules
(18.02.22)
yazınızı sonuna kadar okudum. bu kişi ile kendi akıl sağlığınız için hayatınızdan çıkarmanız gerek. zor zamanınızda size iş vermiş olabilir, ama siz yan gelip yatmadınız o işte. yani size babanızın hayrına para ödemedi. o yüzden ezikliğinizi bırakın. eğer bu kişi hayatınızda kalmaya devam ederse olan size olacak.
0
wendyangelamoiradarling
(18.02.22)
Delirdim okurken bu ne böyle.
Size de kızmak istemiyorum ama kusura bakmayın sizde de suç var.

Böyle insan karşımda susuzluktan ölüyorum dese bir bardak su vermem.
Arkadaşı bırak annem olsun siler atarım. Bir de tekrar tekrar yardımcı olmaya çalışmışsınız, delilik.

Acil bir şekilde bitirin ilişkinizi.

O kadar sinirlendim ki şu an anlatamam.
0
mutekebbir
(18.02.22)
İlişkini kestirip at bi an önce, kanser olursun.
0
antihero
(18.02.22)
okurken ben darlandim. size zamaninda yaptigi iyiligi fazlasiyla geri odemissiniz bence bir borcunuz kalmamis ona. ben olsam birakirdim gorusmeyi. en fazla ne olabilir ki ya? ay valla icim daraldi okurken siz bi de yasarken sıkılmadiniz mi bunlari?
0
in vino veritas
(18.02.22)
mirabel, en büyük umudum troll olman, lütfen troll ol ya :).

o kadını geçiyorum. dönüp kendinize bir sorar mısınız ben bana bütün bu saygısız ve dengesiz davranışların yapılmasına neden izin veriyorum diye? mutluluğun anahtarı içinizde, yeminle öyle...
0
Phoebe
(18.02.22)
hediyeyi hediye etmek sünnettir, o yüzden sütçü kadın bahsini kapayalım
çöpe atmak veya bu bollukta* köpeklerin önüne löp et atmak :D
ne denir sıfat olarak? parazit
0
comp
(18.02.22)
rewlack durumu tam olarak özetlemiş.

1- kadının gözünde hala o işe ilk aldığı çömezsiniz dolayısıyla hizmet etmenizde minnet duyacağı bir şey yok. O sizi işe alarak zaten ömür boyu sürecek işveren kimliğini üzerine geçirmiş,
2- Ona bir şeyi "iyilik" olarak yapmanız onun içini acıtıyor ve tekrar size kimin patron olduğunu göstermek istiyor.

Yaşlı ve huysuz insanlar her şeyden şikayet eder. Siz onun kalemi değilsiniz, akranı değilsiniz, arkadaşı değilsiniz. Onda kalmayın. Ölse-kalsa durumu için olmadı birbirinize anahtar verirsiniz (böyle bir insanın anahtarının sorumluluğunu alır mıydım, onu bile bilmiyorum) - vazgeçtim anahtardan, her gün yoklarsınız kapıdan. Dahası olmamalı. Kadın bütün ruhsal çöpünü size boşaltıyor yahu. Bu elektrik meselesine çok gücendiğinizi söyleyin. Verin 500 kapınızı kapatın. Valla ayağınıza gelmiş fırsat.
0
SiyamkedisiZorro
(18.02.22)
gel hele gel buldum ilacını
bu meseleye cuk diye oturan bi vidyo var diyordum
video.twimg.com
0
comp
(19.02.22)
(12)

Monogami

tamam sakinim
Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif ce
Tek eşliliğin insan doğasına uygun olmayışı bir taraftan doğru gelirken, bir taraftan da doğamız ve içgüdülerimiz dışında, insanın doğal olmayan bir çok şeye de uyum sağlayıp benimseyebilme özelliği konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu tarz konularda insanlarla sohbet ettiğimde yeterince objektif cevap alamıyormuşum gibi geliyor, özellikle ilişkisi olan insanlar bu konu hakkında tartışma açılmasından bile haz etmiyorlar. Ancak ben merak ediyorum, uzun soluklu bir sadakat ne kadar mümkün? Siz buna ne kadar yatkın olduğunuza inanıyorsunuz? İlişki içerisindeyken başkasını arzulama durumu hiç yaşamıyor musunuz? Neden evli erkekler evlilikten ciddi şekilde yakınıyor, büyük sebeplerden biri bu olabilir mi sizce?

Kafama takılan başka bir şey, türkiyede kadınların evlenme yaşı ortalaması 25 erkeklerin 27. 25-30 yaşında toplumun da baskısıyla insanlar aşık oldukları anlaştıkları kişileri aramaktansa elindekiyle yetinip evlilik adımı atıyor gibi. Bu yaş aralığında ciddi yığılmanın olması düşündürüyor, kararların ne kadar sağlıklı ve düşünerek verilmiş olabileceğine dair.
0
tamam sakinim
(16.02.22)
Benim gözlemim şöyle. Erkekler de erken evlenebiliyor. 20 ile 25 yaş arasında. Yaş 30 40 arası olunca da erken evlenmiş olduklarını fark edip maddi durum düzelmişken serbest olamamanın rahatsızlığını yaşıyorlar. Hayat boyu sadakat mümkün.
0
dissendium
(16.02.22)
İnsanın doğasına uygun olmayışı geçerli bir argüman değil bence. İnsanın doğasından kasıt neslini sürdürmek için olabildiğince fazla yavru yapmak ise bulduğumuz her karşı cinsle çiftleşmeye çalışmamız lazım. Ciftlesmekten kastım disiyi hamile bırakmaya yönelik seks. Bunu yapmayacak kadar gelişmiş canlılariz ama tek bir insana sadık kalacak kadar gelişmiş degiliz düşüncesi çok saçma. Kimse hareketlerine insan doğası bu diye bahane bulmasın bence. Kimi insan sadık değildir, kimi insan sadıktır. Ömür boyu da sadık kalır. İki seçenek de mümkündür, biri diğerinden üstün değildir.
0
sckxyss
(16.02.22)
sizin oneriniz ne burda? evlenmemek mi yoksa ciftlerin birbirine haber verip baskalariyla iliski kurabilmesi mi? cok evliliklik mi? evliliksizlik mi?

ben duzenli iliski yasadigimda ilgimi ceken insanlar olsa dahi alistigim seye daha bagli hissediyorum kendimi. cunku duygusuz sadece seks icin seks yaptigimda bir doyum hissetmiyorum hemen puf kaybolup gidiyor ama paylasimim olan, duygusal baglilik ve sadakat besledigim kisiyle beraber yatmak bile daha fazla tatmin sagliyor.

erkeklerin mevzusu su bircok temel ihtiyaclari ve bireysel karsilanmasi gereken isleri kadina yikiyor kadin da canim kocam diyerek sirtliyo bu gorevi. sonra onla ugras bunla ugras derken kocasiyla ilgilenecek enerji ve motivasyon kalmiyor. he bi de toplum var ona da bir seyler kanitliyo kadin. doguruyo falan. erkege olan ilgisi sevgililik donemi gibi olamiyor erkek de karsisinda amele gibi calisan bi insan nasil olursa oyle birini goruyo ve hayal kirikligi yasiyor. nacizane fikrim de duzenli hayata basliyosun evlenince aksam
ayni saatte yemek, tv(netflix falan ne diyosaniz artik tvye) bu biraz libidokillerlik yapiyo insanda. isten gelip yiyosun ve tv karsisinda siziyosun. bekarkenki bos kafan ve rahatligin yok. her an sevisebilirim diye cikiyosun disari, bara, konsere. evdeyken o heyecani bulamiyosun vs.. sebepler cogaltilabilinir.

hayat boyu sadakat %90 mumkun olabilir ama olmasi icin biraz da ruhunu hafiften öldurmen lazim
0
ala09
(16.02.22)
2. bir eş ihtiyacı arap şeyhleri, aileden zenginler, part-time çalışanlar gibi bol vakti olanlar filan için bi şey ifade eder

daha çok dargınlık ya da yaşlanma kilo alma sağlık vs. gibi vicdansız sebeplere dayanıyor başkası da olsun

fiziksel olarak uslu durmak zor bir mesele değil

zihinsel olarak uslu durmak ya da sosyal medya başkalarına ilgi duymamak ise çok büyük irade
eşler arasında karşılıklı fedakarlık ve özveri bağları sağlam tutuyor
arada bastırılmış duygu patlamaları olur
en basitinden bir ünlünün fotoğraflarına bakar geçer
ya da random biriyle dertleşir
tabi bunlar da hoş değil
0
bir soru sorcam
(16.02.22)
Mevzuya olabildiğince objektif yaklaşmaya çalışıyorum ve ben de merak ediyorum bunu.

Tek eşliliğin insanlara uygun olmayışı, özellikle de erkekler için; çoklukla erkeklerin tohumlarını olabildiğince saçarak daha çok çocuk sahibi olarak nesli devam ettirme iç güdüsünün bir sonucu olduğu savunuluyor.

Avcı toplayıcı zamanlarda, insan ömrü çok kısa ve hayat tehlikelerle doluyken fena da olmayan bir (içgüdüsel) strateji olabilir.

Şimdilerde genel olarak insan ırkının çok artmış olması, belki bazı insanlar için (içkin) türü sürdürme iç güdüsünü biraz törpülemiş, yoluna koymuş olabilir. Bazıları için de hala daha çok üreyip, genlerini sonraki nesillere aktarmak ve “kaybolup gitmemek” motivasyonu sürüyor olabilir.

Bu, en ilkel nesli sürdürme tarafından bakışım.

Öbür yandan, artık eskiye göre çok ama çok daha fazla hazcı insanoğlu. Çok büyük tehlikeler yok ve en basitinden yaralandığımızda bir ambülans gelip hastaneye götürüyor ve sorgusuz sualsiz tedavi ediyorlar!?

Haz ve deneyimler çağında pek çokları da deneyim ve hazlarını çeşitlendirmek istiyor. Bu da başka bir tarafı.


— Kendi bakış açım ve ne hissettiğime geçmeden önce; evli erkeklerin neden yakındığına geçeyim: Erken yaşta aile baskısı, ya da genel bağlam içinde bir şekilde evlenmeye kendini zorunlu hissetme; daha iyisini nasılsa bulamam, zaten kör-topalım, diğer yandan hormonlar derken birden bire, çok olgunlaşmadan, etraflıca düşünmeden kendilerini evliliğin içinde bulabiliyorlar.

Biraz “büyüyüp” de maddi olarak da rahatladıktan sonra; acaba doğru mu yaptım, bir sürü de seçenek varmış niye kendimi kapana kıstırdım ki vs. vs. gibi bir takım ah-vahlar oluşabiliyor.

Bunu etrafımda birkaç kadında da gözlemledim. Aman bu sünepeyle mi uğraşacağım, çocuk da peydahladım ele gelir oldu sepetleyeyim diyip (benim çıkarımım değil, kendilerinden dinlediğim) herifi boşayıp, çocuğun babasında kaldığı günler keyif çatan özgür ruhlu kadınlar da olabiliyor.

Herkesin şeysine kimse karışamaz :)



Kendi adıma kararsızım. Bir ilişki içine girdiğimde genelde gözüm başka bir şey görmez oluyor. Yani nebleyim, bildiğiniz bütün güzel kadınlardan oluşan bir karmayı evime doldursanız çıkın dışarı manyak mısınız diye kovalarım.

O duygusal yoğunluk pek iyi pek hoş. O sırada tek eşliyim ve sadakat sorgulamaya bile gerek yok.

Fakat “ilişki” ile “aşk” başka şeyler. Bir noktada “cepte bu” fikri oluştuysa ilişki içinde, merak ve yoğunluk duyguları kaybolmaya başlıyor. Çözdüm ben bu adamı/kadını duruşu işleri çok bozuyor.

Oradan sonra benim için yokuş aşağı gidiyor işler. Ama bunu çok eşlilikle çözmek de pek hoşuma gitmiyor. Aldatmaktan bahsetmiyorum, mesela bunu karşımdaki insanla konuşsam vesaire vesaire. I-Ih.

Ama mesela üç kişilik bir duygusal ilişkiyi merak ediyorum. Mümkün mü? Mümkünse nasıl? Bu fikri ilk kafama sokan da meşhur Vicky-Cristina-Barcelona filmi olmuştu.

Çok eşliliği daha çok bu bağlamda düşünüyor ve irdeliyorum.



Ömür boyu sadakat olur mu? Bahsettiğim merak/ilgi bitmezse, taraflar bunu besleyecek şekilde farkındalık sahibi olursa neden olmasın diyorum.

Diğer yandan, “zorunda mıyım”!? Ya da “zorunda mıyız” (insanlık olarak) —neden bir ömrü tek eşle geçirmek, katolik nikahıyla evlenip mezara kadar diye yeminler etmek zorundayız diye de düşünüyorum.

Yani insan değişiyor, bir yerden sonra iki kişi de başka insan olmuş oluyor. Başka yollarda, başka insanlarla devam etmek ve ‘no-hard-feelings’ pozisyonunda olmak da mantıklı geliyor.

Böyle.
0
kaptankedi
(16.02.22)
"25-30 yaşında toplumun da baskısıyla"
buu toplumun baskısından azadelik yaşı kaç acaba 68 mi?
kaç yaşında bu sosyolog/psikolog modern söylem insanları olgunlaşmış saymaya başlayacak
0
comp
(16.02.22)
Bu konularda asla objektif cevaplar alamazsın evet. Hatta herkesin anonim oldugu bunun gibi sitelerde bile. Bu konularda insanlar daha kendine karsi objektif değil ki sana objektif fikirlerini sunabilsinler zaten. Gercegi kendine bile itiraf etmez bazı konularda insanlar, kendini kandirirlar. Sen de ben de.

Uzun soluklu sadakat ne kadar mumkun? Bana sorarsan pek de mumkun değil.
Soyle bir durum var, gozu disari kayan aldatan insanlar ve yıllarca sadik kalan insanlar var. En azından bildigimiz kadariyla sadık olanlar diyelim. Burada direkt sonuca bakıyorz adam/kadin sadık kalmis mi kalmamis mi. Ama hayatinin geri kalanjna bakmıyoruz. Sadakatsiz olanin hayatinda neler oldu bitti kimlerle hangi ortamlarla karşılaştı, sadik olanda durum nasıl? 8milyar kusur farkli hayst var dunyada, bir tanesi bir tanesiyle aynı değil. Bir takım sartlar olustugunda veya bir takim firsatlar olustugunda durum degisebilir. Demek istedigim 30yil boyunca hic aldatmamis ama sadece firsatini bulamadigi icin yapamamış olan milyonlarca insan da vardir.

Ben sahsen kimsenin ama hiçkimsenin uzun soluklu sadakat sahibi olacaginin garantisi olmadigina inaniyorum. Evet buna tanıdığım tanimadigim herkesi ailemi esi dostu hatta kendimi de katiyorum. Herkes yapar değil, herkes yapabilir yani bu herkes için mumkun. Ahmet asla yapmaz Mehmet asla yapmaz Ayşe Fatma kesinlikle yapmaz falan boyle bir sey yok.

Uzun soluklu sadakat bazi sartlar gerceklesmemesi sayesinde oluyor biraz da. Yoksa kime sorsan onun kocasi asla yapmaz, onun karisi asla yapmaz, öbürünün anne babasi icin boyle sey soz konusu bile olamaz ama eminim bu talihsizligi yasayanlarin da hemen hepsi esleri icin ayni düşünüyordu.

İnsan dogasi bana sorarsan gozu disari kaymaya yatkin ama buna etki eden milyon tane değişken var. Kisinin is hayati, kariyeri, cevresi, toplumun kulturu, yetistigi ailede benimsediği ogretiler, dini inanci, eşinin kiskanclik ve kontrolculuk seviyesi, fiziksel cekiciligi, milyon tane değişken var kisinin sadakatsizlik yapmasina imkan veren veya mani olan. Atıyorum kadinin is ortaminda birilerone gozu kayiyordur ama kariyeri tehlikeye gireceginden hamle yapmaya cesaret edemiyordur bu sayede sadakatini bozamamistir. Yeryüzünde kimse de bu insanin aklini okuyamayacsgi icin bu kisi de sadakat sahibi olan veya "en azından bildigimiz kadarıyla sadakat sahibi olan" sinifina girer.

"Tek eslilik insan doğasına uygun degil"den ziyade "tek esle yetinmemeye egilimli olmak" insan doğası diyorum ben.

Ve bu gozler neler gordu. Neler gordu. Asla dusunmeyeceginiz, konduramayacaginiz, hatta yapacagini dusunmek bir tarafa dursun gozunuzle gorseniz ulan ben yanlış görmüşümdür diyip kendizi sorgulayip gordugunuze bile inanmayacaginiz insanlar neler yapıyor.
Ve gercekten esini seven ve sevmeye devam eden, onunla yasamaya devam etmek isteyen ondan ayri kalmak istemeyen ama gozu de disari kayip baskalariyla bir seyler yasamaktan da geri durmayan milyonlarca insan var. Olay sevmemek deger vermemek veya size gerçekten değer vermeyen sizi gercekten sevmeyen biriyle hayatini birlestirmek de değil. İnsanlarin filmlerden romanlardan ogrenip gercek hayata uyarladigi ve gercek olduğuna inandigi bir ideal sevgi sadakat olgusu var. Buna gore "gercekten" biririni sevdiğinde gercekten deger verdiginde boyle seyler olmaz, yapmazsin böyle seyler. Sadakatsizlik oluyorsa gercekten sevmemistir, deger vermemiştir, ahlaki degerlerini kaybetmistir soyledir boyledir. Yani normalde boyle seyler olmaz, o iliskide o insanlarda sorun vardir cunku idealimizdeki iliski boyle değil. Belki de idealimizdeki gercek değildir? Gercek dunya, gerçek insanlar oyle degil belki.

Gercek hayat su ki 15 senedir hergun gordugun beraber yatip kalktigin aynı sofrada yiyip kalktigin tuvalette isini yaparken zatirt diye cikardigi gazin sesini duydugun kisiye kiyasla isyerine 1 ay once giren eli yuzu duzgun vatandasin daha cekici gelmesi isten bile değil.
Ve bana sorarsan insanin konusmaya başladığı andan itibaren öğrendiği ahlaki degerler ve/veya dini inancinin getirdigi sorumluluklar, toplumun bu konudaki bakis acisi ve diger degiskenler ne olursa olsun nefsine tatlı gelen karşı konmasi zor yasak elma karsisinda bir istisna yapıp kendine bir takim mazeretler uretme ve tum bu ahlaki degerlere kisisel degerlerine karsi olan yasak elmayi yemesini kafasinda kendince kabul edilebilir bir istisnai durum haline getirip nihayetinde onu yeme isinde cok iyidir.


Bu kafayla nasıl evleneceksin sen, yalniz kalacaksin o zaman diyenler olacaktir, oluyor.
E evlenecegim ve bir hayat kuracagim diye kendimi kandiracak değilim, tabiat gerçeklerini kabul ederek ve farkinda olarak yasayacsgim yuva kursam da kurmasam da. Dunyanin en sadik kadinini bulup evlenecegim ve kendimi garantiye alacagim falan yok. Beni deli gibi seven birinin 30 yil sonra da ayni seyleri hissedecegine emin olamam. Evlendigim kişinin omur boyu sadik kalacsginin yüzde yuz garantisi olmadigi gercegiyle yaşayacağım. Bu bilince hayatımi birleştiriyor olacagim ve bu ihtimali dusunup geceleri uykularimi kaçırmayacsgim haliyle.
Ya kaybedersek diye dusunup maca cikmayan futbol takimi olur mu?
0
stavro
(16.02.22)
Evlilik bir kurum ve bir noktada "profesyonel" olarak yaşanması gerekiyor. Evlenmek demek yapısı gereği bazı şeylerden vazgeçmek demek.

İş hayatı gibi düşün, para kazanmak için hayatımızın önemli bir kısmını başkalarına kiralıyoruz. Hadi bundan bağımsız olsun, yaşamın dengesinde trade-off'lar var. Bazı şeylere sahip olmak için bazı şeylerden vazgeçmek gerekir.

Evlilik bu anlamda iş hayatından bir tık daha kolay bir kurumsal yapı çünkü kimse evlenmek zorunda değil. Bunu yapıyorsan da o kurumun kurallarına uyacaksın. Uyumayacağına inanıyorsan evlenmezsin. İş hayatında nasıl ki gereklilikleri yerine getirilmeyince yaptırım oluyor, evlilikte de olmalı. Bu anlamda sosyal yaptırımlar var, aldatmanın çok pis kötü bişey olması da bu yüzden belki de. Çünkü bunu yaptığında kimseye hesap vermeyecek, kimsenin sorgulamayacağı insan daha kolay yapar.

İşin patladığı nokta insanların evliliğe böyle bakmaması. Evliliğin bireyin hayatında zorlaştırdığı şeyler kolaylaştırdıklarından daha fazla. ve bunun gözardı edilebilmesi için süslenip püslenip anlatılıyor; dahası başarı gibi gösteriliyor. Ayrıldığında tazminat ödeyeceğin bir işe başlayıp, tazminat ödememek ama bir yandan da şirketin istediklerini yapmamak için çırpınmak oluyor aldatmak.

Yukarıdaki ruhu öldürmek benzetmesine katılıyorum, evlendiğinde vazgeçeceğin şeylerin senin hayatında pek bir önemi kalmaması lazım ki ruhunu öldürmek fikrine razı olasın. Ya da evlenmek için başka zaruretin varsa da, ruhunu öldüremesen bile canlı canlı gömmelisin, zamanla ölür.
0
Jux
(16.02.22)
1- insan, zihninde tamamen özgürdür. düşünceyi değerlendirmeye başlayacağımız nokta, işin icraate ya da söyleme döküldüğü aşamadır. dürtülerinizin hayatınızı, aldığınız kararları ne kadar etkilediği durumunuzu belirler.

insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerinden birisi, dürtülerine ket vurmayı becerebilmesidir. bunu yapabilen var, yapamayan var, bilinçli olarak kendini kısıtlamayı reddeden var. üç durum da gayet doğal ve mümkün. sadece seçiminize uygun sosyal ortamı bulmanız/yaratmanız lazım. yoksa işin sonu yalnızlığa ve/veya mutsuzluğa çıkacaktır.

2- yaştan ziyade boşanma istatistikleri, şiddet vakaları ve terapiye yönelenlerin yüzdesi belirttiğiniz konuda daha çok şey söyler. evlilik dışı cinsel ilişkinin baskılandığı bir toplumda belirttiğiniz yaşlar evlilik için yüksek bile kalıyor.
0
zgrydn
(17.02.22)
Tekesliligi hayat boyunca tek bir es olarak alirsak insan hayatina uygun olmadigi belli tabii ki. Evlilik kurumu asktan sevgiden degil isortakligi ve mal dagilimi gibi kavramlar icin ortaya atilmis bir sey, Eskiden insan omru ortalama 45 yil iken mantikli olabilirmis, fakat gunumuzde olene kadar tek bir kisiyi ayni askla sevmek ve luzumsuz bir cok stresi ustlenmek cok akil kari gelmiyor bana.

Ama tek esliligi tek partnerlilik olarak degerlendiriyorsak dogru oldugunu dusunuyorum. Sadece cinsel yolla bulasan hastaliklar riski bile, hadi kendinize bulasmasina okaysiniz diyelim, baskasina bulastirma riski vs korkunc bir sey bence. Bu sebeple cok yatkinim ve buna yanasmayan biriyle herhangi bir romantik veya cinsel iliski yasama arzum yok. Kimse o kadar kiymetli veya ozel degil bence.
0
sopiro
(17.02.22)
Bahsettiğin konu genel bir kanun net bir denklem olmadığı için objektif cevaplar bulamaman normal ve zaten bu konu çok kişisel. Kişiden kişiye değişir görüşler ve cevaplar.

Uzun soluklu sadakati (40+ yıl vs..) ben de merak ediyorum, etrafımda tanıdığım ve yıllardır gözlemlediğim 65+ yaş ve hala mutlu insanlar, aileler var.
Onların ortak yanı, karı koca olarak kendilerini ciddi anlamda işlerine adamış olmaları. (ki maddi kaynaklı değil, bu insnalar işini iş olarak da görmüyor..) Muhtemelen sevdikleri işe sahip oldukları için iş düşünürken alt beyin farklı bir dürtü üretmiyordur.
Uzun süreli sadakatin ayrıca kişilikle ve daha çok yaşam tarzıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Örneğin ben ev kedisi gibiyimdir, benim yaşam merkezim, rahatlık alanım ve kendimi özgür hissettiğim tek yer evimdir o yüzden biri beni kapıdan kovsa bacadan geri girerim evime. Ama çok yakın arkadaşım ki evlenip boşanmış birisi, beni her zaman garipser. Nasıl oluyor da kendsi gibi dışarı çıkmak, gezmek eğlenmek istemiyorsun vs şeklinde. O benim eğlenmediğimi düşünüyor ancak ben evimde kendimle ve eşimle yaptığım ev içi aktivitelerden gayet keyif alıyorum ve aklımda "yahu şunu da yapmadık.." dediğim bir durum oluşmuyor. Çünkü zamanında onun kastettiği yaşam tarzının içinde çok zaman geçirdim ve öğrenciydim. şimdiki sorumluluklarımla aynı hayata sahip değildim ve belli ki bir doyuma ulaşmışım artık cazip gelmiyor bana. Ama aynı arkadaşım boşandıktan sonra tekrar ciddi bir ilişki yaşayamıyor, sebebiniyse ciddi bir ilişki sırasında başka bir kadını görüp ondan etkilenmesi ve keşke demek durumunda kalması olarak tanımlıyor. Bu da bana garip geliyor haliyle. Bu konuların haricinde sadakat için insanların hayattan beklentileri de çok etkili. Uzun lafın kısası kişilik ve hayat beklentileri bu konunun anahtarı ve ben kendimi sadakate yatkın olarak görüyorum.

Sadece evli erkekler ya da kadınlar yakınmazlar. Henüz kendini keşfedememişken başkası ile evlenip karşı tarafı keşfetmeye çalışan insanlar doğal olarak karşısındaki insandan beklentilerini belirleyemiyor. Güven arıyor ancak yeteri kadar güven veremiyor mesela ya da işin içine çok fazla eşlerin aileleri karıştırılıyor, bir taraf için olmazsa olmaz olan şeylr diğer taraf için gereksizlikten başka bir şey olmuyor vs vs.. bu örneklerle çoğaltılabilir. Bunun çözümü de insanların önce kendilerini tanıması sonra da karşısındaki insana kendini ifade etmesiyle gerçekleşir. Bunun olması için de temelde özgürlük kavramına sahip olmak, kendine saygı duymak ve karşındakine saygı duymak gibi davranışlar var olmalıdır. Diğer toplumları bilmemekle birlikte bizim toplumumuzda bu işler çok kolay değil. Bu yüzden de kadınlar kadınlara, erkekler de erkeklere sürekli yakınır. Evliyken evliliğini, ilşkisi varken ilişkisini, hiç bir şeyi yoksa ailesini ya da çevresini yakınır durur. Zaten az muhabbetleri incelersiniz " o bana bunu dedi", "o bana bunu yaptı" ve maddi mevzular ötesine geçmiyor yakınmak dediğiniz şey.

İlişki içinde başkasını arzulamak diye bir durum olmaz. başkası arzulanıyorsa yaşanılan şey de karşılık bir "hayat birleştirme" ilişkisi değildir zaten..
birisi ile tanışırsınız ve hoş/güzel/yakışıklı vs gibi bir değerlendirmede bulunursunuz ama bu insanlığın doğasıyla alakalı bir durum. hiç ilişkiniz olmasa dahi bu, temelde var olan bir şey. ilişki içinde tam bu noktada alt beyin kocaman bir tampon koyuyor, ilk izlenim ve buna bağlı düşüncenin üstüne sadece karşıdaki insan güvenilir ya da güvenilmez sinyali gönderiyor ve bunun üzerine çıkamıyor. Yani kişisel olarak ben hayatımda hiç yaşamadığım ve hiç sahip olmadığım duyguları vs arzularım ve bana başka bir insanın sağlayacağı duygu yok.

25 yaş dediğin çeyrek asır, kaç yaşında evlenmeli sence insanalar? 40 mı bunun doğalı peki? Kediler de doğdukta 10-12 ay sonra çiftleşmeye başlıyor ve yavruları olabiliyor, o yaştaki kedilerin istatisksel olarak yığılması da mı düşündürücü? Ya da askere giden erkelerin büyük çoğunluğunun 20 yaşında olması?
Eskiden evlilik yaşı daha da küçükmüş çünkü tarım toplumunda daha çok birey daha çok iş gücü demekmiş. Artık şehir ve eğitim hayatı olduğu için yaş ortalaması buralarda. ilerde bambaşka bir yaşam biçimi benimsenir o ortalama tekrar değişir.
İnsanlar hangi kültürden hangi eğitim seviyesine sahip olursa olsun -kendince- hayatı ertelemeyi sevmiyor, bir an önce evleneyim, yoluma bakayım, olacaksa çoluğum çocuğum olsun şeklinde düşünüyor.
0
foolrules
(17.02.22)
tek tip monogami yok onda bi karar vermek lazım
monogaminin 9 türü var şu an sayabildiğim

sabit çokeşli erkek - tekeşli kadın
değişken çokeşli erkek - tekeşli kadın

sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler, kadın ve erkek için aynı kümeden)
sabit çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın (sabitler farklı kümeden)

değişken çokeşli erkek - sabit çokeşli kadın
sabit çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın
değişken çokeşli erkek - değişken çokeşli kadın

sabit çokeşli kadın - tekeşli erkek
değişken çokeşli kadın - tekeşli erkek

*sabit çokeşlilikte hivden sözedemeyiz mesela
0
comp
(17.02.22)
(1)

internet hızı hakkında

dodonene
Bu hafta ders seçimi olacak. Kotalar kısıtlı olduğu için hemen saldırmam gerekiyor. Site genellikle de çöküyor. İnternet hızı bana fayda sağlar mı ? Ona göre interneti düzgün bir yere gideceğim sabahtan. Teşekkürler.
Bu hafta ders seçimi olacak. Kotalar kısıtlı olduğu için hemen saldırmam gerekiyor. Site genellikle de çöküyor. İnternet hızı bana fayda sağlar mı ? Ona göre interneti düzgün bir yere gideceğim sabahtan. Teşekkürler.
0
dodonene
(11.02.22)
genellikle, ders seçimindeki yavaşlık ve kesintiler, senin internetinden değil, okulun serverinden, okulun daha ufak çaplı internete abone olmasından kaynaklanıyor.

bilgisayarını CAT kablosuyla modeme bağlasan yeter.
0
comp
(11.02.22)
(4)

ara vermeden film izlemek odaklanma becerimi geliştirir mi?

hakikatler bosluga bakan aynalar miydi
gülmeyin, gerçekten film bile izleyemiyorum. 3 dakika izleyip, sıkılıp, ara veriyorum. oldum olası böyle biriyim, her işte. "şimdi bu filmi hiç durdurmadan 30 dakika boyunca izleyeceğim" gibi mini görevler versem kendime, odaklanma-dayanma becerimi geliştirir mi sizce?
gülmeyin, gerçekten film bile izleyemiyorum. 3 dakika izleyip, sıkılıp, ara veriyorum. oldum olası böyle biriyim, her işte. "şimdi bu filmi hiç durdurmadan 30 dakika boyunca izleyeceğim" gibi mini görevler versem kendime, odaklanma-dayanma becerimi geliştirir mi sizce?
0
hakikatler bosluga bakan aynalar miydi
(10.02.22)
Gelişir elbette. Aynısı kitap için de yapılabilir, 10 sayfa 20 sayfa diye gider.
0
signore
(10.02.22)
spesifik olarak film izlemeye çalışıyorsanız işe yarayabilir ama film "bile" izleyemiyorum dediğiniz için genel olarak bir sıkıntı yaşadığınız varsayımından hareketle şunu söyleyeceğim: bunu kitap okumayla daha etkili biçimde yapabilirsiniz. uyaran sayısı ne kadar azsa, o şekilde ne kadar uzun vakit geçirebilirseniz o kadar "temizlenmiş" olursunuz.

insta'da iki parmak hareketiyle 10 farklı şey görebildiğimiz, her an bildirimlere ve haberlere maruz kaldığımız bir dünyada yaşıyoruz. hal böyleyken beynin kendini ağır moda alıp sakinleşmesi, herhangi bir şeye odaklanması zorlaşıyor. o yüzden ona bu imkanı sağlayabilecek "uyaran detoksu"nun her türlüsü iş görür diye düşünüyorum. film bu amaca hizmet etse bile bence çok verimli olmaz çünkü filmde de her saniye bi' şey oluyor, düşünmek ya da hayal etmek yerine onun bize sunduğunu tüketiyoruz. hiç yoktan iyidir tabii yine.
0
der meister
(10.02.22)
insanın dikkat aralığını, odağını artıracak uğraşların; hızlı, akıcı(film dahil), sürekli yenilenen şeylerde değil de, yavaş, sakin, tane tane, cittaslow felsefesi gibisinden şeylerde olduğuna dair kuvvetli kanaatim var.
şeylerde mi
evet şeylerde
0
comp
(10.02.22)
Aynısı bende vardı, ya herro ya merro dedim Mubi'den üyelik aldım. Onların her gün 1 film vizyona sokma mottosu var, çoğu da sanat sepet ya da kült filmler. 1 ay dedim her akşam oturacağım izleyeceğim. İlk 1 hafta zordu ama sonra rutinim oldu artık :)) Tavsiye ederim.
0
koskoca kirpi
(10.02.22)
(5)

en güvenilir anket şirketi

bugisme
seçim anketlerine bakıyorum da herkes hangi şirket olursa olsun “bunlar zaten onun adamı, şu seçimi bilemedi” yorumları yapmışlar. Son 3-5 seçim düşünülürse en tutarlı, objektif, güvenilir anket şirketi hangisidir diyebiliriz?
seçim anketlerine bakıyorum da herkes hangi şirket olursa olsun “bunlar zaten onun adamı, şu seçimi bilemedi” yorumları yapmışlar. Son 3-5 seçim düşünülürse en tutarlı, objektif, güvenilir anket şirketi hangisidir diyebiliriz?
0
bugisme
(05.02.22)
partiler büyük müşteri
partiye, güzel toplanmış esas datayı verse bile dışarıya düzeltilmiş* sonuçları verebilir imaj için, neden yalan söylemesin ki
güvenilir şudur demek yerine, biraz ondan biraz şundan, ortalamasını al derim

şimdi rastgele bi isme baktım. x partisine dair anket sonuçlarından sebep ona yandaş denmiş. halbuki bu isim y partisinde hem bakan hem de parti genel sekreteri idi. halen de eskisine benzer bir cemiyette barınıyor.
0
comp
(05.02.22)
Son yıllardaki seçim sonuçlarını not alın bi kenara, sonra da seçimden önceki anket sonuçlarına bakın arşiv haberlerden.

Aşağı yukarı bir fikir verir, ankette AKP oyları çok yüksek olduğu için muhalifler ve bir çok medyacı tarafından yerin dibine sokulan, dalga geçilen, yalakalık yaptığı söylenen meşhur bir abi vardı.

Seçim akşamı sonuçlar onun anketine çok yakın çıkınca ağlamıştı herhalde. Onun firmasına da bakılabilir bozmadıysa.
0
John Bloor
(05.02.22)
Konda, metropoll
0
signore
(05.02.22)
Konda'yı tek geçerim!
0
halitkin
(05.02.22)
en iyisi çok uzun yıllardır konda, ancak konda sadece seçimden önceki perşembe günü anket açıklıyor. bunların dışında metropoll var iyi sayılabilecek. kalanların çoğu sallamasyon. şimdi bi anket şirketi vardı mesela x partisini hep normal değerinde gösterirken bi aralar durduk yere o partiyi sadece kendi anketlerinde yükseltmeye başladı. bir defa youtube'da canlı yayında izlerken ekran paylaşımında whatsapp'ı açıktı 1-2 saniye bi dosyayı açıp sekmeyi kapattı ama durdurup mesajlarına bakmıştım son 8-10 mesajından 3-4 tanesi yüksek gösterdiği partililerdi (ahmet bey x partisi gibi)

ben de bir zamanlar çok takip ettim neredeyse her anket firmasının sahibini anket metodunu falan ezberlemiştim, şuna emin ol çoğu sallıyor inanma
0
avatar is back
(05.02.22)
(8)

Hafız Mustafa (tatlıcı)

dissendium
İstanbul'daki Hafız Mustafa tatlıcısına gitmiş olan var mı?Şu paylaşımdaki kase tatlıları merak ediyorum. Tadı nasıl? Genel olarak fiyatları hatırlıyor musunuz?https://www.instagram.com/p/B6NtBD9Hsoa/?utm_medium=copy_link
İstanbul'daki Hafız Mustafa tatlıcısına gitmiş olan var mı?

Şu paylaşımdaki kase tatlıları merak ediyorum. Tadı nasıl? Genel olarak fiyatları hatırlıyor musunuz?

www.instagram.com
0
dissendium
(03.02.22)
Kase değil ama baklavasını denemiştim, yıldızlar çıkmıyordu. Kötü değil ve fakat ortalama baklavaydı. (Birkaç yıl önce)

Biraz turist mekanı gibi gelmişti.
0
kaptankedi
(03.02.22)
Gayet guzel ben hafiz hayraniyim ya ama pastasinj aliyorum genelde. muhtemelen bu kase pudingler 35tl olmustur minimum. fiyatini bildigimiz seylerin de artik bilmiyoruz ki
0
ala09
(03.02.22)
O videodaki mor olanı denedim, yanılmıyorsam yabanmersinliydi ve inanılmaz hayal kırıklığıydı. Yavan, meyve tadı bile gelmiyor falan, meh.

Aralıkta pahalı bir yerdi, artık daha da pahalı bir yer olmuştur.
0
kobuzchu kiz
(03.02.22)
Pahalı bi yer. Pastaları güzeldi. Muhallebileri tatmadım.
0
zimbirik
(03.02.22)
Uzun zamandır gitmedim ama genel olarak muhallebileri iyidir. Supangle ve frambuazlı muhallebi benim favorilerimdi. Fiyatlar bir tık pahalı olabilir ama porsiyonları büyük oluyor
0
hayalhayal
(03.02.22)
muhallebi porsiyonu çok büyük +1
aç karnınla tok dönersin
0
comp
(03.02.22)
Muhallebi pahalı ama güzel. Icerde yemezseniz cam kaseyle paket yapıyorlardı en son. Kase kar kalıyor:)
0
meraklitursucu
(03.02.22)
vallla 2012 2015 arası ben türk edebiyat vakfında toplantı olduğunda çarşamba günleri

giderdim. oranın içinde de yerleri var.

tek kişi için fazla. merak etmek için gereksiz :P bence sadece görüntüsü var.

sirkeci eminönü taraflarındaysanız.

çiğdem pastanesi var oranın tatlıları bundan daha iyidir.
0
qobel
(03.02.22)
(6)

bilgisayarı prize takılı kullanmak mı bataryada kullanmak mı

tuborg yesili
hangisi daha doğru?
hangisi daha doğru?
0
tuborg yesili
(02.02.22)
doğrusunda fikir birliği yok
benim gördüğüm, 40%a düşene kadar pilde çalıştırıp, 100%e çıkana kadar fişi takmak, sonra tekrar pile dönmek. bunu bazı bilgisayarlar otomatik yapıyor demişlerdi.
0
comp
(02.02.22)
yeni nesil bataryalarda farketmiyor diye biliyorum. yani yeni nesil dediğim yaklaşık 10 senedir falan bu böyle. lityum batarya galiba. batarya dolduğunda bypass ediyor benim bildiğim bataryayı şu anki teknoloji.

prize takmazsanız bilgisayarınız performans modunu açmayacaktır. dolayısıyla olması gereken performansın altında çalışır. ayarlardan kendiniz tam güç çalıştırdığınızda ise hemen şarjı biter zaten.


ben ulaşabileceğim yerdeyse takılı kullanırım.
0
syozkn
(02.02.22)
Bu durumda tartışılan konu pili çıkarıp kullanmak mı yoksa pil takılı (prizde) kullammak mı idi. Yeni bilgisayarların bazılarında pil artık çıkarılamıyor. Bilgisayarların yazılımında örn asus. Pil koruma modunda maks %80 şarj ediyor.

Arada bir fulleyip boşalana kadar kullanmakta fayda var. Ben de artık farketmiyor diye okuyorum.
0
ceketimi alip cikcam
(02.02.22)
uc gunluk dunya icin 20 yillik tartismaya kimse cevap bulamaz

oyun oynuyorsan 3d calisiyorsan render aliyorsan kisaca sistemi kullanacak is yapiyorsan prizde,

diger her sey icin batarya

o pil olecek arkadas istedigin kadar ugras :))
0
nibba
(02.02.22)
Benimkinin kullanım klavuzunda farketmez yazıyordu. Markaya göre değişebilir.
0
garylineker
(03.02.22)
Özellikle pil koruyucu bir yazılımı yoksa yeni tarz pillerde şu şekilde kullanmak pilin ömrünü uzatıyor:

0-100 aralığında değil 30-80 aralığında git gel yapmalısın
Haftada bir full doldur boşalt yapmalısın ama onun dışında bataryayı çıkarıp kullanmalısın.

Eğer bilgisayarın özellikle buna göre yazılım yapmışsa çok iyi. Ama pil koruma özelliği olarak yüzde yüz olunca daha fazla pili doldurmaya çalışmamasından bahsediliyorsa o zaman o aslında benim bahsettiğim pil korumaya girmiyor.
0
zimbirik
(03.02.22)
(8)

üniversiteye girerken sıralama sistemini bir bana anlatsın

Filinta61
merhaba,bir konu hakkında bilgi almam lazım.şimdi diyelim ki atıyorum yıldız teknik makine müh. bölümü için diyorlar ki ilk 15000 arasında olmak lazım. yani üniveriste sınavına giren 1.5 milyon kişi içinden o puan türünden 15.000 lik sıralamanın içinde lursan mı tercih edebiliyorsun.yani bu konuyu ç
merhaba,

bir konu hakkında bilgi almam lazım.

şimdi diyelim ki atıyorum yıldız teknik makine müh. bölümü için diyorlar ki ilk 15000 arasında olmak lazım.

yani üniveriste sınavına giren 1.5 milyon kişi içinden o puan türünden 15.000 lik sıralamanın içinde lursan mı tercih edebiliyorsun.

yani bu konuyu çok anlamadım. bu ne zamandan beri böyle.

örnekle anlatabilir misiniz.
teşekkürler.
0
Filinta61
(01.02.22)
belli bi sıralama yok. gördüğün sıralama geçen seneye ait.

şu anda 3 puan türü var. sayısal sözel eşit ağırlık.

senin verdiğin örnekte yıldız teknik makineye, sayısalda en son 15000. olan aday girebilirmiş.

ama gelecek yıl bu 13 bin de olabilir 20 bin de olabilir. adayların tercihlerine bağlı.

tercih etmekte özgürsün. 100 bine girip de tercih edebilirsin. ama yerleşme olasılığın çok az olur.

bu hep böyleydi.
0
jack lupino
(01.02.22)
sıralama denilen şey o okul o bölümün sallıyorum 2021 yılında aldığı son öğrencinin sıralaması.

yani o bölüm en son 15k ile öğrenci almış.

mühendislik barajını geçtiğin durumda tercih konusunda özgürsün 2k lık bölümü dahi yazabilirsin fakat tutması imkansız tabii.

sıralamalar her sene 100-200k larda 5-10 bin ileri ya da geri, ilk 100k da ise daha da az bir şekilde oynama yapar. Biz de bu oynamaları göz önüne alarak kendi sıralamamıza göre bir tercih listesi hazırlarız.
0
kornisch
(01.02.22)
her zaman böyleydi.
sıralama sınavlarının hepsi böyledir zaten.
yüzdelik dilim de size -hatta daha iyi- fikir verebilir.

tercih hakkında özgürsünüz ancak yerleşmek için "en kötü ihtimalle" bir önceki yılın verilerine göre benzer bir sıralamadan/yüzdelik dilimde olmanız şansınızı yükseltir. yani siz 50000inci oldunuz diyelim muhtemelen en sonuncu aldığı ilk 1000de olan bir bölüme yerleşemeyeceksiniz. tercih edebilir misiniz? elbette evet ama yerleşmeniz pratikte imkansız. en son 55.000inci öğrenciyi almış bir bölümeyse yerleşme ihtimaliniz %90. veya en son 200.000imci öğrenciyi almış bir bölüme yerleşme olasılığınız "pratikte" %99,99.

bir de her sene sınava giren insan sayısı değişiyor. dolayısıyla dereceden ziyade yüzdelik dilim daha mantıklı bir sonuç verebilir.

bu hep böyleydi.
0
rewlack
(01.02.22)
En işe yarar şekilde yazayım. Puanlarınız açıklanınca gidip geçen yılın puanlarına ve sıralamalarına bakacaksınız. Diyelim geçen yıl dediğiniz bölümün son aldığı öğrencinin sıralaması 15000. Sizin sıralamanız da diyelim 16000. Sınavın o yılki zorluğuna göre sıralamaların ne kadar değişeceğini tahmin edeceksiniz. Örnek olarak inşaat mühendisliği bölümü yüzyılın çöküşünü yaşıyor. Puanlar onlarca düştü. Bu şekilde bölüme girmek isteyen öğrenci sayısı, sınavın zorluğu, ülkenin durumu gibi etkenleri dikkate alarak sıralamanın artmasını ya da azalmasını tahmin edeceksiniz. O sıralamaya ya da puana yakınsanız kazanma şansınız yükseliyor.
0
dissendium
(01.02.22)
anladım teşekkür ediyorum.

peki tm dalında bir sıralamamı çıkıyor. yani tm puanına göre 45.000. inciyiz mi yazıyor.

ya da şimdi top üniversitelerin sıralamalarına baktım da son yerleşen diyelim 924.üncü. yani bu kişi türkiyede tm den 924. üncü mü olmuş.

veya şöyle sorayım bilgisayar mühendisliği kazanmak için top 5 üniveristenin sıralamalarına bakarak 5. üniversite sonuncu olarak sayısal 15.000 inciyi almışsa 30.000 incinin bu üni şansı yok. doğru mu anladım.
geçen sene bu sene değişen dilimi düşünmeden
0
🌸Filinta61
(01.02.22)
dokuman.osym.gov.tr

Buradan bakabilirsiniz.

Sıralaması 30 bin olan birinin sıralaması 15 bin olan bölüm için normalde şansı yok. Ama daha önce de yazdığım gibi her yıl kendine özgü. Sınav çok zor olursa, bölüm önemini kaybederse bölümün sıralaması 25 bine düşebilir. Bu sefer de 25 bin sıralaması olan biri kazanabilir.

Hatta bir örnek vereyim. Sayfa 194'te Boğaziçi inşaat 492 puan, Boğaziçi makine 530 puan. Bir zamanlar inşaat makineden daha yüksekti ama şimdi neredeyse 40 puan makine daha yüksek. Bu nedenle tercih yaparken üst sıralara garanti olmayan yerler de yazılabilir. Sıralama düşerse tutabilir.

Edit: Sadece Boğaziçi'de inşaat makineden yüksekmiş gibi anlaşılmış. Türkiye genelinde inşaatın makineden yüksek olduğu zamanlar var.
0
dissendium
(01.02.22)
Yukarıda detaylı anlatılmış. Ben de şunu ekleyeyim. Son senenin sıralaması dışında 5 yıllık trende bakmak lazım. Bazı bölümlerde sıralama gerilemek yerine yükseliyor. Örneğin bilgisayar mühendisliği.
0
ceketimi alip cikcam
(01.02.22)
sınav zorlaşınca herkes için zorlaştığı için dilim ya da sıralama kayda değer biçimde değişmez

boğaziçi inşaat puanı, makineden yüksek olmadı(son 20 senede)
yıl_____2000 _2005 2010
makine__220 __370 _538 puan
inşaat___218 __361 _523 puan
0
comp
(01.02.22)
(9)

Laptop’um inanilmaz yavas

lacrim
Merhaba. İdareten kullandigim grundig marka bir laptop var elimde. Sanirim 5 senelik var. İ3 islemci 4 gb ram 2 gb ekran karti vs vs tarzi, cagin gerisinde ama yine de rezil olmayan ozellikleri var ancak inanilmaz derecede yavas. Bilgisayarima sag tiklayip ozelliklere basmak istesem bile 20 saniye b
Merhaba. İdareten kullandigim grundig marka bir laptop var elimde. Sanirim 5 senelik var. İ3 islemci 4 gb ram 2 gb ekran karti vs vs tarzi, cagin gerisinde ama yine de rezil olmayan ozellikleri var ancak inanilmaz derecede yavas. Bilgisayarima sag tiklayip ozelliklere basmak istesem bile 20 saniye bekliyorum. 15 sene once kullandigim takoz masaustu bile nerdeyse bu kadar yavas degildi. 20 senelik oyun age of empires i bile zor kaldiriyor. Microsoft teamsde falan kendinden geciyor. Spotify 1 dakikada anca aciliyor. Yani bu kadar kotu ve yavas olmasi normal mi ya? Hicbir zaman porno sitelerine vs girmedim virus kaptiracak bir sey de yapmiyorum. Eksi youtube spoti facebook skype falan yani kullandigim seyler. Bugun gercekten artik cildiracak konuma getirdi beni. Yeni bir bilgisayar alana kadar buna katlanmam lazim. Format disinda ne yapabilirim var mi bir fikri olan? (Cok fazla sey de yuklu degil bu arada)
0
lacrim
(30.01.22)
Ssd al
0
westblack
(30.01.22)
ısınıyor olabilir mi? belki eski olduğu için yeterli soğutma yapamıyordur? ısı ile ilgili test yapın, sonuca göre macunlar yenilenebilir, fanlar toz da dolmuş olabilir.
0
ykyt
(30.01.22)
Minik bir ssd (60gb bile iş görür web için)
İşlemci macunu yenileme ve genel temizlik.
Temiz format.

5 senelik bilgisayar saçmalamak için fazla yeni dirilir.
0
hedep
(30.01.22)
hedep +1 ssd
temel onarım ve optimizasyon
www.technopat.net
-bütün bloatware, ıvır zıvır özellik, update service programlarını başlangıçtan kaldır, programlardan sil

www.technopat.net
DISM
0
comp
(30.01.22)
Bence şu sıralamayla işlemleri dene:
1- format
2- tozlarını temizlemek
3- termal macun değiştirmek
4- SSD takmak
0
michael_knight
(30.01.22)
aynı bilgisayarın 2 gb ram olanını kullandım yakın zamana kadar. Sanırım upgradelerle win 10a filan geçtiniz. Bense üzerinde gelen win 8.1i bile iptal edip win 7 ultimate lite sürüm bulup onu kurmuştum ve yıllarca stabil kullandım. Win 10 ya da 8.1 sürekli gereksiz updateler yapıp uyumsuzluk oluşturuyor ve bilgisayar kullanılamaz hale geliyor. Yeni bir bilgisayar aldım ve hemen updateleri durdurdum.
0
adivar
(30.01.22)
Öncelikle işlemcin zaten zayıf kalıyor. Ancak yavaştık ve takılmanın ana etmenin ram olduğunu düşünüyorum. Özellikle chrome ya da Spotify gibi uygulamaları açığımda 16 gb ramin %20si doluyor ki bu yaklaşık senin ram boyutuna geliyor.
O yüzden yukarıdaki arkadaşlara ek olarak ram+ssd takviyesi diyorum.
Isınmanın yavaşlığa sebep olması için belli kullanımdan sonra olması gerekiyor. Anladığım kadarıyla Senin bilgisayarın direkt yavaş bu sebeple temel problem ısı değil.
0
Omelas'ı Terk Eden Köylü
(30.01.22)
İşletim sistemi win 10 ya da Win 11 ise çok şey zaten yüklüdür.
Win 7 professional x64 sp1 deneyin.
0
Erva
(30.01.22)
Temizleme falan tek başına hayatta işe yaramaz. Ssd alman şart. En kötüsünü alsan bile acayip hızlanır.
0
mg3929
(30.01.22)
(9)

Asus bilgisayar alınır mı?

osssy
Standart bir kullanıcı için 10-15 bin bandında bilgisayar bakıyoruz. En çok seçenek Asus'ta gözüküyor. Fiyatları biraz daha uygun sanırım. İade, servis ya da garanti gerektiren bir durum ortaya çıkarsa bu markada mağduriyete uğrar mıyız? Markanın, örneğin Zenbook modelinin, kronik sorunları var mıdı
Standart bir kullanıcı için 10-15 bin bandında bilgisayar bakıyoruz. En çok seçenek Asus'ta gözüküyor. Fiyatları biraz daha uygun sanırım. İade, servis ya da garanti gerektiren bir durum ortaya çıkarsa bu markada mağduriyete uğrar mıyız? Markanın, örneğin Zenbook modelinin, kronik sorunları var mıdır?
0
osssy
(28.01.22)
marka değil model önemli. 2014 yılında aldığım Asus Rog'u hala kardeşim kullanıyor, istese oyun da oynar render da alır.(zamanında çok yaptım)

Fakat o bilgisayarı alırken araştırmıştım başka bi modelde kronik sorun vardı mesela. O da Asus'tu bu da.

Zenbook'lar taşınabilir hafif vs. olması açısından güzeldi ama bi model seçip donanımhaber, yabancı forumlar vs. araştırın. Atıyorum bir modelde ekran açılıp kapanırken bişey oluyordur da öbüründe olmuyordur, birinin kasası metaldir öbürü plastiktir falan.
0
nhk ni youkosu
(28.01.22)
Genel olarak alınır.

2016-2017 yılında asus n55jw almıştım, hiç bir sıkıntı göstermedi. Daha sonra babama verdim okullanıyordu, hırsızlar çalıp yağmurda yere düşürmeseydi daha devam ederdi. Servis götürdüğümüzde içi oksitlenmiş.

2019 yılında asus rog strix serisi aldım. ilk sene bir sabah bilgisayar açılmadı. servise verdim 3 gün sonra anakartı değiştirip yolladılar. servisle ilgili aşırı derecede negatif yorum olunca bir tırsmadım değil ama şansıma iyi çıktı.

Ekranda beyaz bölgeler oluşmaya başladı bi ara white spot gibi. (ölü piksel değil) beyaz da beyazlık daha çok belli oluyor idi. Garantinin bitmesine yakın önceki servis hizmetinden de memnun kaldığım için şansımı denemek adına tekrar servise yolladım. biraz yedek parça bekledim. 9-10 gün sonra sıkıntısız teslim aldım.

Yine olsa yine asus alırım. Eğer bir seri de ya da modelde kararlıysanız onun özelinde araştırma yapmanız önemli o konuda nhk ni youkosu +1
0
ceketimi alip cikcam
(28.01.22)
15bine lenovo thinkpad, dell latitude var, iş bilgisayarları bunlar
www.epey.com
0
comp
(28.01.22)
MacBook Air düşünmez misiniz?
0
eksisozlukokuryazari
(28.01.22)
Macbook kullanımı zor gelir.
0
🌸osssy
(28.01.22)
Ben Asus Zenbook kullanıyorum 2018'den beri, kronik bir sorunla karşılaşmadım.
Donanımsal hiçbir sorun yaşamadım diyebilirim, yazılım geçişi esnasında dosya kaybı oldu ama o da Windows'la ilgiliydi.
Hafif ve hızlı açılıyor, teknik olarak da işimi gördü.
Ekranı bir tık büyük olsa iyi olurmuş diyorum sadece. (14 inç)

Şimdi olsa Macbook alırdım gerçi ama o ayrı konu:)
0
dreamnesiac
(28.01.22)
Yıllarca kullandım, 3 tane eskittim.2011 yılında 2. sinin garanti bitimine 2 ay kala arızası oldu detayını hatırlamıyorum. Yetkili servis İstanbul'daydı o zaman, aradım mail attım dönmediler. Bende ASUS'a ana sayfaları üzerinden durumu anlatan mail attım, ertesi gün servis yana yakıla beni aradı ve cihazı göndermemi istediler. Ücretsiz tamir edip gönderdiler ama kasanın sağında solunda göçükler vardı problem kargodan mı yaşandı yoksa serviste bilerek mi yaptılar bilmiyorum uğraşmadım daha fazla, kullanıma sorun teşkil etmiyordu çünkü.
0
mirty
(28.01.22)
asus dell samsung bunlar oldukça başarılı ürünler yapar. ben satın alacağım zaman filtrelerde hep bunları işaretlerim bazen lenovo'ya da bakıyorum ama özel bir ürün ise.
0
turbo sadık
(28.01.22)
5-6 senedir Asus marka bir laptop kullanıyorum. Benim aldığım modelde meğer kronik menteşe problemi olabiliyormuş. Sanırım 3 kez filan tamire gitti birer-ikişer sene arayla. Ama hiç sıkıntı çıkarmadılar, ücretsiz yapıp verdiler. Son yaptıkları sağlam olmuş ama, bayağıdır bir şey olmuyor hey maşallah.
0
inawen
(28.01.22)
(6)

Isı Yalıtım (İç cephe)

draconas
Arkadaşlar merhaba, Bu konunun uzmanı aramızda var mı? Sorunum ısı yalıtımı.E-devletten kontrol ettim binanın enerji belgesinde c sınıfı yazıyor ancak aşırı bir ısı kaybı var. c sınıfı buysa yanmışız. babamların oturduğu bina da c sınıfı enerji belgesi var ancak orada durum çok farklı. neredeyse ısı
Arkadaşlar merhaba,

Bu konunun uzmanı aramızda var mı? Sorunum ısı yalıtımı.

E-devletten kontrol ettim binanın enerji belgesinde c sınıfı yazıyor ancak aşırı bir ısı kaybı var. c sınıfı buysa yanmışız. babamların oturduğu bina da c sınıfı enerji belgesi var ancak orada durum çok farklı. neredeyse ısı kaybı yok gibi. harcanan gaz miktarı ve odaların ortalama ısılarından fark çok net fark ediliyor.

Şimdi kapı pencere vs’den oluşan kayıpları çözmek kolay orayı geçiyorum

Benim aklımda olan şey; evin iç cephesinden sadece kendi dairemde bir yalıtım yaptırma durumu. yani dış cepheden boyle bir teklifle gidemem, bina yeni olduğu için kimse razı olmaz diye düşünüyorum.

Evin dış cepheye bakan duvarlarında bims kullanılmış. Bunun üzerine ek bir yalıtım malzemesi vs. yok. dış cephe tarafında bildiğimiz dümdüz dış cephe boyası sıva vs vardır üstüne boya yapmış. iç tarafta alçı sıva üzerine saten alçı ve dümdüz boya var. benim gördüğüm öyle yani. uzman değilim.

Bu iç cepheyi komple kazıtıp, içten ısı yalıtım sıvası üzerine alçı sıva üzerine saten alçı, üzerine thermal boya uygulaması yaptırsam çözüm olur mu? hem teknik açıdan bu mümkün mü? hem maddi olarak çok büyük bir maliyet yaratır mı?

Ya da daha pratik bir çözüm var mı? Sadece thermal boya kullanmak (iç cephe) çare olur mu?

Anladığım kadarıyla thermal boya çalışma mantığı yansıtma üzerine kurulu ancak evdeki ısı güneşten gelen ışın gibi bi ısı değil. Faydası olur mu? Emin olamadım.

İç cepheden mantolama olayını hiç düşünmüyorum çok saçma.
0
draconas
(28.01.22)
Isı yalıtım sıvası, boyası, duası vs ben hiç birine inanmıyorum. Ciddiye almayacak oranlarda fayda sağlıyor olabilir. Ama gerçek anlamda bir yalıtım için fizik kuralları gereği mantıklı değil.

Bu kadar kolay olsaydı Kanada-Rusya vs gelişmiş ülkelerde tuğla gibi ısı yalıtım straforları, ısı yalıtım yünleri (cam yünü-taş yünü vs) kullanılmazdı.

Bina yeni ise mutlaka ısı yalıtım yapılmıştır, ama demek ki hatalı bir imalat var ve ısı köprüleri bırakıldı işçilikte kolaya kaçarken.

Ya da bina son 20 senede yapılan bir bina değildir, hiç yalıtım yoktur.

Binadan başkalarının da şikayeti varsa topluca binayı mantolama yaptırabilirsiniz. Ha yok tek şikayetci siz iseniz içerden yalıtım yapmaktan başka çare yok.

Onu da EPS değil de XPS ile, yani içten yalıtıma uygun strafor ile yapacaksınız. 3 cm kalınlık ile büyük fayda sağlarsınız, yer de çok daralmaz. Ev büyükse hacim sorunu yoksa kesinlikle 5 cm kullanın.

Strafor ya da cam yünü gibi gerçek yalıtım ürünleri haricinde hiç bir şeye para harcamayın bence.

Atıyorum sıvadır boyadır 20 bin lira para harcarsınız, yine atıyorum %5 fayda ancak sağlarsınız (ki %5 bile büyük bir rakam) onuda ortalamaya vursak senede 250 tl ancak faturadan fayda sağlarsınız herhalde.
0
John Bloor
(28.01.22)
Isi yalitim sivalarinin hicbir boka yaramadiginin kaniti bizim bina. Straforla yapilan mantolamanin yararlarino gordugum yer ise is yerim
0
rockinside
(28.01.22)
john, rock +5
etli malzeme kullanacaksın, paran varsa
xps olur, elastomerik kauçuk olur.
xps altına ve üstüne sıva ister, daha külfetli
maliyet hesabı yapacaksın, malzeme + işçilik ne kadar
faturada yüzde kaç fark eder, bu fark gelecekte gaz/elektrik fiyatları artacağını da göze alarak benim yalıtım masrafımı örter mi
ısıpan, silis elyaf, camyünü söylenmiş zaten
markalar: nimeçatı, armacell, izocam, özpor

bu arada pencere kolay demişsin de, soğuk memleketlerde pencerelerin tüm çerçevesine oturacak şekilde çift kat şeffaf naylonlu ahşap çerçeveli demonte şeyler takıyorlar. pencerelerde rutin işin yoksa onları da kapat
upload.wikimedia.org
0
comp
(28.01.22)
arkadaşlar hepinize teşekkür ediyorum. fikirler süper, öneriler süper ancak bu malzemelerin iç cephede kullanılması sakıncalı değil mi? dış cephe için elbette en mantıklı çözüm bu tarz ürünler ancak iç cephede bu ürünlerin yangın durumunda ortamı iyice tarumar etme ihtimali, yangını iyice körüklemesi, zehirli gaz ve duman çıkarması vs. çok büyük sorun değil mi? o açıdan bu malzemeleri ihtimal içine almamıştım.
0
🌸draconas
(28.01.22)
Yangına dayanıklı ve yanmaya başlasa da ateşi sürdürmeyen ürünler var.

Mesela bu özellikte yalıtım malzemesini çakmakla yakmaya başladığınızda çakmağı söndürünce ateş durur, yürümez.

Doğru ürünleri kullanmak gerekli.
0
John Bloor
(28.01.22)
yangın>
gop taksim acil
ve beşiktaş viznezadenin tepesindeki gökdelen yangınının sebebi, dış cephe yalıtımıydı
0
comp
(04.02.22)
(6)

akşam 10'dan sonra elektrik kullanımı daha ucuz efsanesi?

ayseee
akşam 10'dan sonra elektrik kullanımı daha ucuz olayı var bu gerçek mi?internetten baktığımda ''Tek Zamanlı Tarife: Bu tarife tipinde tüketilen elektrik için ödenen birim fiyat günün saatlerine göre değişkenlik göstermez. Yani sabah 8:00’de de gece 03:00’te de tüketilen elektrik aynı birim fiyat ile
akşam 10'dan sonra elektrik kullanımı daha ucuz olayı var bu gerçek mi?

internetten baktığımda ''Tek Zamanlı Tarife: Bu tarife tipinde tüketilen elektrik için ödenen birim fiyat günün saatlerine göre değişkenlik göstermez. Yani sabah 8:00’de de gece 03:00’te de tüketilen elektrik aynı birim fiyat ile faturalandırılır.''

www.encazip.com


diye bir bilgi var türkiye'de her ev otomatik ''Tek Zamanlı Tarife '' olarak kullandığı için akşam 22'den sonra ucuz elektrik alamıyor mu?

linkte '' tarifenizi değiştirerek tek zamanlı tarifeden üç zamanlı tarifeye veya tam tersi üç zamanlı tarifeden çok zamanlı tarifeye geçiş yapabilirsiniz. ''
denilmiş bu işlem mantıklı ve kolay bir işlem mi sizce?


bizim faturaya baktım şimdi geçen ay 140 kw harcadınız yazmışlar. gündüz 75 tl, öğlen 55 gece 60 tl kullanım gözüküyor.
0
ayseee
(26.01.22)
bu excel dosyasını kurcalar, fiyatları güncellersen
3 zamanlı mı Tek zamanlı mı senin için kârlı görebilirsin
drive.google.com
bu eski bi dosya. 150kw ve üstü hesaplaması yok
0
comp
(26.01.22)
Sanirim bu olay eskiden vardi. Altyapi yetersizken kullanim yukunu en yogun saatlerde azaltmak icin.(3 zamanli tarifeden bagimsiz olarak olabilir yoksa 3 zamanli tarife mantigini su andaki zaten biliyorum)

Yasi 40 falan olan biri belki daha kesin bilgi verir
0
floydian
(26.01.22)
sanırım istersen zamanlı tarifeye geçiş yapabiliyorsun ama eskiden herkes için geçerli olmuş olabilir bu olay.
0
hlot
(26.01.22)
22 den sonra ucuzlamasi icin tarife degistirmelisin. su anda bu tarifeye gecebilirsin. ama evde yasayan herkes gunduz calisip gece evde olmadigi surece mantikli degil-gunduz kullanimi icin ciddi fiyat arttirimi oluyor- bagli bulundugun hizmet saglayiciyi arayip detaylandirabilirsin.
0
unabomber
(27.01.22)
efsane değil hala süren bir uygulama. faturanızda hangi zaman diliminde kaç kw elektrik harcadığınız görebilirsiniz. o zaman dilimine ait tarife ile hesabınızı yapar, size uygun oluyorsa 3 zamanlı tarife uygulamasına geçiş yaparsınız.
0
draconas
(27.01.22)
Kullanan biri olarak cevap vereyim, hayır efsane filan değil.

Standart her kullanıcı tek zamanlı tarifeye tabidir, kullanım alışkanlıklarınız uygunsa isterseniz 3'lü tarifeye geçebilirsiniz.

Ama geçmeden önce tüketim değerlerinize bakın, tüketimin çoğunluğu gece 22:00'dan sonraysa, ya da tüketimi bu saatlere göre kaydırabilecekseniz mantıklı.

Eğer standart bir ev kullanıcısı iseniz en yoğun saatleriniz 17:00-23:00 artasıdır ortalama.

Bu halde 3'lü tarifeye geçerseniz bu zaman dilimi daha pahalı olduğu için aksine faturanız artar.
0
John Bloor
(27.01.22)
(12)

Kadınlara soru, ayakta işeme aleti kullanır mısınız?

ananiyimioguz
Şöyle bir ürün gördüm bugünhttps://www.hepsiburada.com/pratik-piez-kadinlar-icin-hijyenik-ayakta-iseme-aparati-p-HBV0000087352?magaza=Murad%20et%20olsunBaşta bir komik geldi ama alttaki videoyu izleyince çok da mantıksız değil.Hijyeni nasıl sağlanıyor anlayamadım ama eşe dosta alayım mı ben severim
Şöyle bir ürün gördüm bugün

www.hepsiburada.com

Başta bir komik geldi ama alttaki videoyu izleyince çok da mantıksız değil.

Hijyeni nasıl sağlanıyor anlayamadım ama eşe dosta alayım mı ben severim böyle tuhaf hediyeleri.

Benim çevre batının ahlaksızlığını da almıştır yani kimse tuhaf karşılamaz merak etmeyin.

Kullanan var mı, mantıklı geliyor mu merak ettim kadın gözüyle.
0
ananiyimioguz
(26.01.22)
Ağzı şerit şeklinde kapanan bir saklama poşeti iş görmez mi?
Zaten koymadan önce bi sudan geçirilir.
0
🌸ananiyimioguz
(26.01.22)
Leş bar tuvaletleri için iyi olur diyelim ama geri kol çantasına koyma fikri gerçekten iğrenç +1
bunu yıka, bunun için çantada kap taşı falan... Tek kullanımlık, suda eriyen, kullanılıp klozete atılabilir bir şey olsa belki.
0
kobuzchu kiz
(26.01.22)
cok pratik olmuyor ama yine de genel tuvaletlerde oturmaktan daha saglikli. yalniz iyice alisana kadar pratik yapmadan sokakta denemeye kalkinca ust bas batabilir o yuzden alismak gerek oncelikle. isin bitince de tabii ki cisli seyi cantaya koymuyorsun, her tuvalette su var sabun var sonucta. basitce yikanip posete koyulabiliyor. zaten su ve sabun olmayan tuvaletleri bu alet olmasa da kullanmam.
0
in vino veritas
(26.01.22)
Festivallerde, büyük organizasyonlarda kesinlikle çok işe yarar. Ufak bir poşet ya da kese işe yarar. Gündelik hayatta seyahat etmeyen, konsere gitmeyen, kalabalık aktivitelerde bulunmayan biriyseniz pek işe yaramaz tabii. Bunun değişik karton versiyonu vardı tek kullanımlık daha önce yanılmıyorsam almanyada denk gelip almıştım, bu çok daha mantıklı.
0
kullanıcıadımbuolsun
(26.01.22)
Bunun alıcı kitlesi en başta ileri yaşlı kadınlar olmalı. Burada duyuruda yazanların çoğu genç, özel bir durumu yoksa neden ihtiyacı olsun. Onun dışında pratik güzel bir buluş.

Hediye akacaksanız 50+’a alın. Daha gençler ihtiyaç duymadığı için kullanmayabilir.
0
rewlack
(26.01.22)
annem uzun süreli yatağa bağlı hastayken kullanmıştı kısa süreliğine. sondaya alternatif olarak.
bu gibi zaruri haller içindir bence.
0
gunah mg012
(26.01.22)
üstte birkaç kişinim dediği gibi anca zaruri halde kullanılır. tuvaletlerden tiksinmem genelde, ayrıca bu aparatı kullanacağıma idrar tahlilindeki gibi su şişesine falan işerim, atarım.
0
rose parks
(26.01.22)
Bu aparatı taşımak için büyük çanta gerekebilir. Bende hijyenik olmadığını düşündüm ve kullanışlı bulmadım. Kullan at olsa daha iyi olur.
0
olimpia
(26.01.22)
kullan at versiyonu var zaten
P-Mate disposable
Pee Buddy Urinal from Cardboard
Pee in the Stand
Pipi Funnel
Female urination devices - FUDs

derleme
www.backpacker.com

kampçılara da lazım oluyor.
ya da kalabalık yerlerdeki leş tuvaletlerden korunmak için bu.
0
comp
(26.01.22)
Yıllar once kartondan kullan at versiyonunu gormustum isim dolayisyila. Hatta bir kutu yanima almistim komik geldiği icin, hala duruyor. Bence saga sola ustune başına sidik bulasir insanin, asiri sacma ve gereksiz urun.
0
stavro
(26.01.22)
Kartonunu da bunu da kullandım uzun süre. Karton çok daha mantıklı ama bir süre piyasadan kalktı mecbur buna geçmiştim. Haftada bir kaynatarak dezenfekte ediyordum, normal zamanlarda su sabunla temizleyerek. Çok gereksiz saçma diyenler her daim temiz tuvalete ulaşabiliyorsa ne ala.
0
physcos physcos
(27.01.22)
seyahat edersem ne biliyim, belki kullanirim. genel tuvaletlerin riskini alacagima kendi cisimi temizlerim. ama günlük hayatta kullanmam.
0
durgunfoton
(27.01.22)
(3)

Güngören köyiçi kebapçılarına toplu taşıma

Filinta61
Ile nasıl gidilir. Kağıthane metro durağına yürüyebilirim. Işe yarar mı.?Çok zor degilse gidesim var evde tıkılı kaldimkaç gündür.
Ile nasıl gidilir. Kağıthane metro durağına yürüyebilirim. Işe yarar mı.?
Çok zor degilse gidesim var evde tıkılı kaldimkaç gündür.
0
Filinta61
(25.01.22)
tekstilkentte inip bi otobüs dolmuş filan yapmanız lazım. 98g geçiyordu sanırım. ya da sonraki duraklardan da minibüs olabilir ama yani 1 saatten fazla sürer gibi tüm yol
0
red g
(25.01.22)
kabataş tramvayı yakınlarına kadar gidiyor
0
comp
(25.01.22)
Mecidiyeköy tarafından geleceksen, bayrampaşa maltepe metrobüs durağında inip köprü üstüne çıkıyosun. Orada güngören köy içine giden minibüsler var.

Yine aynı durakta aksaraydan gelen 92B otobüsüne de binip köy içinde inebilirsin.

Tramvay ile gelirsen köy içinin aşağısında bırakıyor, biraz yokuş çıkman gerekiyor.
0
gibicibicis
(25.01.22)
(6)

Home office sandalyesi

eksisozlukokuryazari
Güncel fiyatlara göre, bel konusunda en iyi performansı verecek bir uygun fiyatlı çalışma sandalyesi arıyorum. En fazla 3 bin TL veririm. Öneriniz var mı arkadaşlar?
Güncel fiyatlara göre, bel konusunda en iyi performansı verecek bir uygun fiyatlı çalışma sandalyesi arıyorum. En fazla 3 bin TL veririm. Öneriniz var mı arkadaşlar?
0
eksisozlukokuryazari
(25.01.22)
iki ay önce şu ürünü aldım.
www.hepsiburada.com

bütçem kısıtlıydı o yüzden bunu tercih ettim. oldukça memnunum. tekerlerinde çözemediğim bir gıcırtısı var sadece, onun dışında memnuniyetim yüksek.
0
dahinnotha
(25.01.22)
adore'a benzer tasarımda bir koltuk var ofiste, süper rahat. kıçı başı bağımsız oynadığı için en rahat pozisyonda kalabiliyor. pro max mı neydi ama bu da benziyor sanırım mantık aynıdır.

evde de ikinci linki paylaşan arkadaşın sandalyesinin hemen hemen aynısı var, marka farklı. benzer fiyata aldım, iyi bence.

ama evet 3 bin tl verilecekse denemek en mantıklısı almadan önce mutlaka.
0
passion rules the game
(25.01.22)
Ikea Markus baya rahat
0
chavezding
(25.01.22)
@KnoxOverstreet'in önerdiğini 1 yıldan fazla zamandır kullanıyoruz memnunuz.

Oturma alanı bayağı geniş, eşim bağdaş kurarak oturuyor öyle söyleyeyim. Fonksiyonları düzgün çalışıyor ve yeterli. Kolçaklar hareketli ve yumuşak. Sırtı fileli yazın terletmiyor, oturma kısmı da aynı şekilde.

Fiyat bizim aldığımızın iki katına çıkmış ama indirim falan denk gelirse alabilirsiniz.
0
chicha_v2
(25.01.22)
@KnoxOverstreet'in önerdiği eğer dayanıklılık açısından da iyiyse sanırım aradığımı buldum, bu ürünün terletme durumu nasıl?

Diğer yazan arkadaşlara da teşekkürler.
0
🌸eksisozlukokuryazari
(25.01.22)
benzer özellikler, 1500 tl
www.sedunamobilya.com
0
comp
(25.01.22)
(17)

Kar magduriyetinin bu kadari!

ala09
birkac gun once olayin patladigi sirada gaziantepe gitmistim merkezde bile ne kar kureme ne tuzlama gibi bir calisma yapilmiyordu. yagan kar gormedim ama bunun disinda butun magduriyeti yasadim ne arac cikarabiliyosun ne taksi var dize kadar karla yolda yuruyorduk. dedim ki istanbul disinda turkiye'
birkac gun once olayin patladigi sirada gaziantepe gitmistim merkezde bile ne kar kureme ne tuzlama gibi bir calisma yapilmiyordu. yagan kar gormedim ama bunun disinda butun magduriyeti yasadim ne arac cikarabiliyosun ne taksi var dize kadar karla yolda yuruyorduk. dedim ki istanbul disinda turkiye'de basina bir sey gelse basa gelen cekilir deyip oturacagiz

geldik istanbul'a ee ne oldu. kar yagdi diye hayat durdu insanlar aç kaldi yollarda hala evlerine ulasamayan bir suru calisan var. ben su an calisiyorum ve eve gidemeyecegim gerci yolda kalmaktan iyidir de.

bu neyin acizligi? ilk defa mi kar yagdi ulkeye? gercekten sebebini anlamiyorum cozumsuz bir sey mi kar yagisi?
0
ala09
(25.01.22)
Türkiye gibi düzgün altyapısı olmayan dandik şehirleşen ülkeler için çözümsüz.
0
Zaman Tamircisi
(25.01.22)
İstanbul'a en son ne zaman bu kadar kar yağdı ki? Yağmur biraz fazla yağdı diye sel olan bir büyük şehirden bahsediyorsunuz birkaç sene öncesinde. Dünyanın neresinde beklentinin ötesinde bir durumla karşılaşırsanız benzer sonuç alırsınız, biz de organizasyonda pek iddialı sayılmayız:) İrlanda'daki kar fırtınası Dublin'i google'layınca bile çıkıyor hala.
0
dreamnesiac
(25.01.22)
İlk defa kar yağmadi ama çok yoğun bir kar yağışı var ve alt yapı yetersiz. Yoksa üç gündür kar yağıyor, belediye ekipmanları bir sekilde yetiyordu ama birden yağan yoğun miktarda kar için araçla, ekipmanla cozemiyorsunuz. Alt yapi, şehirleşme gibi uzun vadede inşa edilen şeylerin düzgün inşa edilmesi gerekirdi.

Ayrıca İstanbul gibi bir metropolde Afad üç gundur yoğun uyarı yaparken çoğu yer önlem de almadi. Kar iyice bastırınca erken çıkabilirsiniz diye o kadar insanı bırakırsanız çil yavrusu gibi dağılır herkes, sonuç da bu olur.
0
fraise
(25.01.22)
@dream+1
Çözümsüz değil ancak hazırlıklar bişeylerin yaşanma sıklığı veya önem sıralaması ile bağlantılı olur. Bu şekilde bir kar yağışının olma sıklığı çok yüksek olmadığı için buna yönelik hazırlık yapmak da düşük olasılık. Atıyorum bu olayın yaşanma sıklığı her sene olsaydı o zaman bişeyler yapılırken bu durum da dikkate alınırdı. Millet "geçen seneki gibi yolda kalmayalim şimdi" vs deyip aracıyla yola çıkmayabilirdi, iş yerleri "meteoroloji böyle diyor, geçen senelerde bu olay yüzünden işyerinde yatmak zorunda kaldık. O yüzden bugün evden çalışalım" vs der ise çağırmazdı milleti, belediyeler bugüne yönelik ekstra hazırlık yapar erkenden müdahale ederdi falan filan.

Olaylar öyle olmadığı için herkes "ne olacak ya hiç mi kar yağmadı daha önce" deyip normal seyrinde devam edince zincirleme şekilde etkiledi olaylar herkesi. Sonuç da bu oldu.
0
j r r tolkien hayrani
(25.01.22)
Valla bizim bura merkezin de merkezi.
1 gram tuz atan olmadi belediyeden(ibb) de kimse gelmedi. ilce belediyesi de ugramadi.

Sosyal medyada 2 tarafin trolleri carpisiyor belediyeler de keyfine bakiyor.
Karayollari da calismiyor, ben hayatimda ilk defa ankara istanbulun tamamen kilitlendigini gordum.

O araclari bana verseler ben bile daha iyi temizlerim.
Askerde 1 metre yagardi cillop gibi yapardik butun sehri.
0
divit
(25.01.22)
@divit ayni sekilde dun yolda vardi araclar ama su an sandi saldim cayira gibi. onun saskinligi biraz da. acaba kuresek de ise yaramaz gibi bir durum mu var yagis devam ettigi icin
0
🌸ala09
(25.01.22)
Ana yollar açık, ara yollar tamamen kapalı. Oturduğum apartmana girmem 45 dk aldı. Kar hala yağarken site bahçesini ve garaj girişini küreyen yoktu çünkü. E ne olacak, yarın buz tutacak çok daha zor olacak küremek.

Ha bu arada epey de ünlü bi siyasetçiyle aynı binadayım. Hiçbi tesiri yok bunun anlaşılan :)
0
photo85
(25.01.22)
Arkadaşlar, böylesi kar İstanbul’a 3 yılda bir yağar. O da en çok 3 gün yerde kalır.

Bu kadarcık bir ‘rahatsızlık’ icin de büyük yatırımlar yapılmamalı. Hatta Kadir Topbas döneminde cok eleştiri oldu diye gaza gelinip gereğinden fazla araç gereç ekipman alındı. Yazık gunah.

Kuzey ülkelerinde tüm yolların temizlendiğini mi sanıyorsunuz? Hayır, iklime uygun lastik kullanıyorlar ya da yola hiç çıkmıyorlar.

Otoyolda ani bastıran DEK yağışı sonrasında hiçkimse cozum üretemez. Ve eğer 100 aracın 10 tanesinde kıs lastiği yoksa orası kilitlenir ve yardım da ulaştırmak pek mümkün olmaz.

Topbas kar ekipmanlarını popülistce lüzumsuzca çok aldığında da yanlış buluyordum, hala da İstanbul un kar konusunda bu kadar yatırım ve yaygara yapmasını anlamsız buluyorum.

Biraz yetişkin olup, bir Kanadali gibi evinin önünü kuruyerek başlayabilir herkes.
0
kaptankedi
(25.01.22)
kaptankedi+1.

Kanada demisken, kanada gibi senenin 6 ayi karli bir ulkede bile birsuru sehirde ara sokaklar temizlenmiyor, cunku butce yok. Kaldirimlar da bina/ev sahiplerinin sorumlulugunda.
0
cooperr
(25.01.22)
Kaptankedi ve cooperr +1

İsviçre'de bile böyle birden, çok kar yağdığında araçla işe gidemeyenler oluyor. Bizde ek olarak nüfus yoğunluğu, "bize bişey olmaz yea" kafasında insanlar ve insan hayatına değil yalnızca cebine önem veren patron / yöneticiler olduğu için iyice faciaya dönüşüyor.
0
gmzo
(25.01.22)
@gmzo bize bi sey olmaz demiyor kimse. dun gece 5-6 saat yolda kalan gece 1de evine varan adami sabah 5:30 servisiyle alip yine kuruma getirdi sirket:))
0
🌸ala09
(25.01.22)
kartakip.ankara.com.tr

Böyle bişi buldum Ankarada durum iyi gibi
0
photo85
(25.01.22)
Bu yağan kar son yıllarda yağan en yoğun ve sağlam kar oldu katılıyorum ama ben de önlemlerin yeteri kadar alınmadığını düşünüyorum. Hem belediye hem insanlar tarafından.

İki akşamdır dışarı çıkıyorum. Önceki gün yollar tuzluydu ve ana arterler açıktı mesela Beşiktaş'ta. Ama dünkü yağış anında yerde birikmeye ve yolu kaplamaya başladı. Tuzlandıysa bile yeterli gelmedi, küreme araçları Beşiktaş-Yıldız arasını açamadı çünkü 10 aracın 6'sında kış lastiği yoktu ve şeridin birinde kalan olunca arkadakileri de durdurdu, millet hemen diğer şeride geçmeye çalıştı sonra orayı da tıkadı ve gözümün önünde bir anda onlarca araba kaldı patinaj çeke çeke. Abartmıyorum 4x4 araçlar hariç birkaç araçta kış lastiği vardı, o da patinaja engel olmadı ama en azından çıkabildiler.

Burada da sürekli soruluyor İstanbul için birkaç hafta soğuk ve belki yağacak kar için kış lastiği almaya gerek yok diyor herkes. Doğru ben de almadım ama arabayı yerinden oynatmadım. Milletin hatası hiçbir uyarıyı dinlememek. Hallederiz yea kafasından bir kaza, bir yolda kalan araç tüm kaosu başlatmaya yetiyor sözün özü.
0
chicha_v2
(25.01.22)
Tam olarak bu: “küreme araçları Beşiktaş-Yıldız arasını açamadı çünkü 10 aracın 6'sında kış lastiği yoktu ve şeridin birinde kalan olunca arkadakileri de durdurdu, millet hemen diğer şeride geçmeye çalıştı sonra orayı da tıkadı ve gözümün önünde bir anda onlarca araba kaldı”

—Durum bu olup da araçlar yolu tıkadığı vakit belediyenin yapabileceği hiç bir şey kalmıyor.
0
kaptankedi
(25.01.22)
Tabiki hayat duracak, doğal afet neredeyse, buradaki sorun daha dün öğlen saatlerinde çalışanlarını evlerine yollamayan patronlardadır, hoş valilik bu yönde bir tavsiye bile vermedi muhtemelen sanırım.

Bu kadar karı tuzla yok edebileceğini düşünmek komik bir düşünce, anca kürersiniz onda ülkem sürücülerinin tüm şeritleri kapatıp yolun ulaşılamaz hale getirmekte üstüne olmaması sebebiyle hiç şansımız kalmıyor, muhtemelen şu anda çatalca tarafındaki köy yolları şehir içi yollardan daha açıktır, çünkü kar küreme aracının geçişini önleyecek trafik oluşmuyor.

Biz pazar günü işyerindekilerle ve müdürle konuştuk, hiçbirimizde kış lastiği yoktu mesela, sonuç ofise gelinmeyecek dendi, bu değerlendirmeyi yapıp önlemini alamayan milyonlarla bu kadar oluyor. Zaten %80'in kış lastiği yok milletin, böyle sonucu oluyor.
0
atom karincanin torunu
(25.01.22)
@ala09 uyarıları dinlemeyip yaz lastiği ile bu havada yola çıkanlar bize bir şey olmaz'cılar işte, nasıl kimse demiyor?
0
gmzo
(25.01.22)
otoban kenarında, çoğu büyük caddede hane halkı yaşamadığı için belediyeden başkası küreyemez

kış lastiği de tank paleti değil. bu karda işe yaramaz
0
comp
(25.01.22)
(2)

Yardımlaşma Kuruluşu

Psychender
İncirli metrobüs üstgeçidinde 1 yılı aşkın süredir gördüğüm mendil satan yaşlı bir teyze var. Şu an bu kara, rüzgara rağmen yine orada. 64 yaşında olduğu için devletin yardım etmediğini söyledi. Bu teyzeye yardımcı olabilecek kuruluş var mı bildiğiniz?
İncirli metrobüs üstgeçidinde 1 yılı aşkın süredir gördüğüm mendil satan yaşlı bir teyze var. Şu an bu kara, rüzgara rağmen yine orada. 64 yaşında olduğu için devletin yardım etmediğini söyledi. Bu teyzeye yardımcı olabilecek kuruluş var mı bildiğiniz?
0
Psychender
(24.01.22)
64 yaşında olması yardım almasına engel değil, üzerine kayıtlı ev/araç vs varsa veya emekli maaşı gibi bir yardım alıyorsa devletten yardım alamıyor. Kaymakamlıklarda bulunan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı veya Belediyeler ile görüşmek faydalı olabilir. En doğru yönlendirmeyi onlar yapacaklardır.
0
anyelios
(24.01.22)
istanbulda 1, hele hele 2 evi olunca devletin vakfı yardım etmiyor, minnet rica yerinde görmeye gitse bile yardım çıkmıyor. +1 yaşanmış olay bu
0
comp
(24.01.22)
(2)

uçakta dijital piyano taşımak

ShadowOfMoon
buraya göre 120 liraya taşıyorlarhttps://www.flypgs.com/faydali-bilgiler/diger-bilgiler/ozel-hizmet-ekipman-tasima-ucretleriama dijital piyano 1.3 metre1,322 x 286 x 129 mm ölçülerindebu modelhttps://www.casiom.com/urun/casio-cdp-120-88-tuslu-dijital-piyano_201.aspxsizce nasıl taşıyorlar bunları. v
buraya göre 120 liraya taşıyorlar
www.flypgs.com

ama dijital piyano 1.3 metre


1,322 x 286 x 129 mm ölçülerinde


bu model
www.casiom.com

sizce nasıl taşıyorlar bunları. valizler gibi atıyorlar mıdır
0
ShadowOfMoon
(23.01.22)
Flight case olmadan uçtakta enstruman taşıma kırılma garantili bir işlemdir.

Flight case'ler hardcase'lerden de daha sağlam materyallerden üretilmiş bir case çeşidi tek uçuş için saçma ötesi fiyatı var yaptırılmaz da.
0
hedep
(23.01.22)
tabi ki atıyorlardır, banttan düşüyordur vs
0
comp
(23.01.22)
(16)

Amazonun arayüzünü beğenen var mı

mezarkabul
Özellikle telefon uygulaması için soruyorum, birçok yerde beğenilmedigini okudum ama ben baya beğeniyorum, buraya alıştıktan sonra diğer satış platformlari hoşuma gitmemeye başladı hatta.
Özellikle telefon uygulaması için soruyorum, birçok yerde beğenilmedigini okudum ama ben baya beğeniyorum, buraya alıştıktan sonra diğer satış platformlari hoşuma gitmemeye başladı hatta.
0
mezarkabul
(19.01.22)
biraz demode görünüyor. görüntüsünden ziyade aradığını kolay bulamıyorsun, ben bunu sevmiyorum. örneğin bir ürünün sayfasındasın. usb-c kablo olsun. aynı tip ürünün farklı markalarının fiyatlarına bakayım desen kategori bağlantısı yok. hepsiburada'daki gibi bir dizin (ana kategori / alt kategori / alt kategori / ...) yapısı yok.

ödeme sayfası da güzel değil. taksit yapmak için ödeme yöntemini değiştir demen gerekiyor. ödeme sayfasında bu seçenekleri direkt gösterse daha iyi olur.

ama bunlar ufak tefek şeyler. cumartesi sabah bir şey alıyorsun, akşam elinde. üstelik 10 liralık ürün hem ücretsiz kargo hem de taksit imkanı var. hepsiburada'da 450 lira altındaki alışverişlere taksit yok. üstündeki birçok ürüne de vade farkı uyguluyor. bu anlamda amazon'u tek geçiyorum. aradığım şey amazonda var ise, fiyatı da çok fazla olmadığı sürece biraz pahalı olsa da amazon'u tercih ediyorum.
0
himmet dayi
(19.01.22)
istesen daha kotusunu yapamazsin.
Adamlarin stratejisi herhalde insanlara kotu deneyim yasatip baglamak.
0
divit
(19.01.22)
böyle rastgele ne varmış yaa bi şeyler alayım diye girsen söve söve çıkarsın. Hatta aklında spesifik bi ürün var, ama marka modelden emin değilsen yine çok kullanışsız. Ama ne almak istediğinden net eminsen en kaliteli hizmet Amazon'da online alışveriş olarak.

Hepsiburada'dan (nadiren Trendyol) ürün beğenip direkt ürün koduyla aratıp amazon'dan aldığım çok oldu :d
0
nundu
(19.01.22)
kötü. cidden kötü. bence kullanimi en kolay olan sahibiden.
0
unabomber
(19.01.22)
ben de alacağım ürün belli değilse başka platformlarda bulup ürün koduyla amazonda aratıp öyle alıyorum. zaman geçirmek için baya kullanışsız.
0
ayin yazari
(19.01.22)
En eğlenceli kısmı özellikle giyim ürünlerinde oluyor, ürünün ismini kopyalayıp arayınca o baktığın ürün sonuçlarda çıkmıyor bile, bir sürü kayıp ürün de vardır böyle eminimki, kategorizasyon ve filtre kırılımları berbat. Erkek ürünleri filtre yapıyorsun, çoluk çocuk kadın ürünleri de gösterilmeye devam ediyor, belki istediğin ürünü kadın olarak işaretledikleri için görmüyorsun bile belki.

Ben genelde aklımda marka model belli olmayan bir şey alacaksam hepsiburada'da gezinirim, gezinme ürün bulma yönünden çok iyiler, onlar da sepetten devam etme kısmında sıkıntılılar biraz baya toparladılar ama.
0
atom karincanin torunu
(19.01.22)
aradığını bulmak zor. bulsan bile örneğin en ucuzunu elemek zor. tek sayfada birden fazla bilgiyi tek seferde almak zor.
0
her giriste sifresini unutan adam
(19.01.22)
Ben de hepsiburada veya trendyoldan ürün seçip amazondan alanlardanım. Kategori sistemleri berbat.
0
invictae
(19.01.22)
bu yıllardır reddit'te falan da tartışılmış bir şey. kimisi bezos'un micro-management manyaklığından dolayı olduğunu, kimisi "zaten market lideri, niye değiştirsin ki?" diyor, kimisi de amazon'un "çalışıyorsa dokunma" diye düşünüyor olabileceğini söylüyor.
arayüz konusunda sadece biz değiliz yani şikayetçi olan. kategorizasyonu berbat, eğer çok satılan ve kolay kategorize edilen ürünler (ör: tv çok kolay, fakat atıyorum oto ses sistemi amfilerine göz gezdirmek isterseniz kolay gelsin) dışında bir şeyler ararsanız bulmanız gerçekten zor. filtreler de yetersiz, web sayfasında bir markanın ürününü arama sonuçlarıyla bulabilirken, kategori seçerek (doğru kategori evet, sorun burada değil) gittiğinizde marka soldaki filtrelerde listelenmiyor, en fazla 5-10 marka var.
görsel olarak güzelliği görecelidir tabii, mobil uygulamasının görselliğinde pek bir sıkıntı görmüyorum ben de, esas problem kullanışlılığı.
0
gkhncnzdgn
(19.01.22)
tamam dizin de yapmasın, istemez
bari, ali satıcısı>telefon kablosu. diye dizsin. yok, o da yok
telefon kablosu > ali, >veli, >hayriye diye diziyor
0
comp
(19.01.22)
aradığına ulaşmak, filtreleme yapmak falan çok zor

eğer nokta atışı ürün varsa aklınızda, buradan da kontrol etmekte fayda var. prime falan derken, daha avantajlı oluyor. ama örnek veriyorum, bilgisayara klavye bakıyorsunuz. hepsiburada ve akakçer üzerinden filtreleme vs yaparak bakıyorum. en son yine dönüp amazon'a bakıyorum ama Amazon'da girip ürün bulmak mümmmmkün değil.
0
co2s2
(19.01.22)
kötü fakat uzun süre kullandıktan sonra alışıyor insan. ayrıca search kısmı çok garip çalışıyor.

arayüz konusunda trendyol ve n11'i beğeniyorum.
0
false pretension
(19.01.22)
Ben o kadar alıştım ki beğenmiyorum diyemem, baya seviyorum hatta :d trendyol, hepsiburada filan itiyor beni, ama bu arayüz konusu değil de duygusal galiba. Boş alışveriş yapmayı, sırf indirimli diye bir şeyler depolamayı severim, amazonda da amaca yönelikten ziyade ne indirimliymis diye dolasa dolasa gönül bağım ilerledi arayüzle.
0
turk kizi
(19.01.22)
Bu arada arayuzundeki sorunlari gectim heriflerin kategorileri yanlis zaten.

Yani siteye urunu yanlis girmis inatla duzelmiyor.
Camasir makinesi diye cikolata cikiyor.
Yoksa arayuz hatali,kotu olsa da kullanirsin.

Craiglist de 1999dan kalma siteye benziyor ama kullaniliyor.
Eksi sozluk de total commander haliyle 20 sene calisti
0
divit
(20.01.22)
Piyasaya yeni çıksa güvenip de kimse kullanmaz ama en büyük olmanın ekmeğini yiyor sanırım. Hizmeti ne kadar iyiyse tasarımı, kullanıcı deneyimi o kadar kötü Amazon'un.

Çalışıyorsa bozmayalım diyorlar ondan yapmıyorlar diyeceğim çalışmıyor da. Kategoriler yanlış, arama düzgün çalışmıyor. Bazı ürünün linkini biri paylaşıyor mesela o zaman görebiliyorum ama aramaya gelip de ürünün adını bire bir yazdığım zaman listelenmiyor. Bir kere yaşadığım şeyler de değil bunlar yani hep oluyor. Zaten çalıştırdıkları mühendisler buradan Kars'a yol olur, isteseler düzeltirler yani.

İlk Türkiye'ye geldiklerinde daha kötüydü canlıda test yaptırdılar resmen bizlere. Şu anki düzgün hali öyle söyleyeyim asfsgdh
0
chicha_v2
(20.01.22)
(5)

Ölüyü teşhis etmek

jonas
Bu konuya dair iki sorum olacak.1. Her ölümde cenazenin teslim alınmasından önce ölünün yakınları tarafından teşhis edilmesi bir zorunluluk mudur?2. Diyelim ki ölen kişi ailenin babası. Teşhis vazifesi oğluna düşüyor olsa gerek ama oğlunun babasının ölüsünü görebilecek bir cesareti yoksa, onun ölüsü
Bu konuya dair iki sorum olacak.

1. Her ölümde cenazenin teslim alınmasından önce ölünün yakınları tarafından teşhis edilmesi bir zorunluluk mudur?

2. Diyelim ki ölen kişi ailenin babası. Teşhis vazifesi oğluna düşüyor olsa gerek ama oğlunun babasının ölüsünü görebilecek bir cesareti yoksa, onun ölüsünü görmenin travmasını hafızasından asla silemeyecek yapıda ruh haline sahip bir insansa ve böyle bir şeyi annesine bırakmayı da kendine yediremeyip bunu büyük bir bencillik olarak görüyorsa, bu durumda ne yapmalı?
0
jonas
(19.01.22)
1. karışıklık olmaması için evet
2. illa oğlu, eşi vb teşhis edecek diye bir kural yok. amca, dayı, enişte, komşu biri teşhis etsin yeter.
0
hadsafhada
(19.01.22)
1- zorunlu.
2- eş, çocuk, anne baba olması şart değil. Ben babamın dayısını teshis etmistim mesela. Hoş akraba olması da şart değil.
0
invictae
(19.01.22)
gasilhane
open casket

ölüyü gömmeden görüyorsun ki
0
comp
(19.01.22)
1. zorunlu evet
2. başkası bakar yerinize. bana annemi gösterdiler. öyle tamamını değil, sadece yüzünün çeyreği kadarını, burun, ağız civarını açıp gösterdiler, bir saniye bakıp tanıdığımı söyledim. gasılhanede yıkanırken de içeri girmedim, arkam dönük vaziyette kapıda bekledim. sizi etkileyecekse uzun uzun bakmak zorunda değilsiniz. bence bakmak gerekli, ölümü kabullenebilmek açısından.
0
hakikatler bosluga bakan aynalar miydi
(19.01.22)
batıdaki açık tabut ve bizdeki gasılhane/kefenleme süreçlerinin sadece adli değil psikolojik de bir işlevi var. görüp, gerçekten de artık hayatta olmadığına ikna olmak, veda edebilmek gibi.

yasal olaraksa yazmış arkadaşlar, ille de ailesi teşhis etmek zorunda değil.
0
kaptankedi
(19.01.22)
(12)

Ofis dertleri (Katil kim?)

sormayageldim
ofis ortamında bir odada 7 çalışanız herkes erkek. en küçüğü benim yaşım da 31. beni ailem tüm yazılı ve yazılı olmayan toplum kurallarını öğreterek yetiştirdi. bu konuda kendileri de çok hassastır. dolayısıyla bende de aşırı hassasiyet gelişmiş olabilir. neyse. şimdi günün muhtelif saatlerinde arka
ofis ortamında bir odada 7 çalışanız herkes erkek. en küçüğü benim yaşım da 31. beni ailem tüm yazılı ve yazılı olmayan toplum kurallarını öğreterek yetiştirdi. bu konuda kendileri de çok hassastır. dolayısıyla bende de aşırı hassasiyet gelişmiş olabilir. neyse.

şimdi günün muhtelif saatlerinde arkadaşlarım kimisi 1 saate yakın telefonla konuşuyor hepimiz net şekilde duyabiliyoruz. kimisi çekirdek çiğniyor 1 saat onu dinliyoruz. kimisi sakız çiğniyor cart curt (bu arkadaşı uyardım sakıza karşı ekstra hassasiyetim var) azaltsa da bazen hala çiğniyor. kimisi açıyor dizisini hoparlöre veriyor bir saat onu dinliyoruz. işin garip yanı kimse de birbirine hiçbir şey söylemiyor.

ortalama bir dostluk oluştuğu için aramızda ben de bir şey söyleyemiyorum. arada bir laf çakıyorum ama anlamıyorlar. ya da işlerine gelmiyor. mizacım biraz serttir şaka yollu söylediğim şeyleri bile fazlaca ciddiye alıp alınanlar oluyor. bu durumda aramızın bozulmasını da istemiyorum.

bende mi bir anormallik var? eğer sıkıntılı olan bensem psikolojik tedavi almayı düşünüyorum. onların o hallerini görüp işittikçe başıma ağrılar iniyor. teşekkürler.
0
sormayageldim
(18.01.22)
sen haklısın. öyle bir ortamda başkaları duyacak şekilde telefonla konuşulmaz, çekirdek çitlenmez, dizi izlenmez, sakız da sinir bozucu olabilir ama ona net olarak bir şey diyemiyorum, olmasa iyi olur tabii.
0
veritaslibertas
(18.01.22)
Haklısınız.
benzerlerini kısmen yaşadım diyebilirim.
psikolojik tedavi değil de bu gibi şeyleri görmemezlikten gelebilmek burada önemli.

Ailenin (genel) kuralları öğretmesi güzel bir şey tabiki de. Sorunlar ise özelde yaşanıyor.
0
Erva
(18.01.22)
Dostum sen haklısın da açık ofiste tam bir sessizlik elde etmen imkansız. Her yerde aynı sıkıntıyı yaşayacaksın. Çok rahatsız ediyorsa gürültü engellemeli güzel bir kulaklık almanı öneririm.
0
roket adam
(18.01.22)
bu tamamen yetiştirilme tarzı ve görgüyle alakalı. ben de üniversite yıllarımda bir sene yurtta kaldım, insanların ne denli denyo olabileceğini orada öğrenmiştim.

sizde bir anormallik yok belki biraz mizofoni vardır o da problem değil. insanlar nerede ne yapmaları ya da yapmamaları gerektiğini bilmiyorlar gerçekten.
0
wild honey suckle
(18.01.22)
7 kişinin olduğu bir ortamda böyle problemlerin yaşanması normal. doğru demiyorum, normal diyorum. her yerde var. tek tek, üşenmeden uyarmak lazım. kalem kalem bakarsak:

telefon : iş ile ilgili konuşuyorlarsa, bir şey demek mümkün değil ama şahsi telefon görüşmeleri için, "abi şahsi görüşmeleri, özellikle uzun olanları oda dışında yapsak, çalışrken konsantre olamıyorum" denebilir.

çekirdek : ne alaka gerçekten? "abi yemesek burada çekirdek, çok alakasız? iş ortamında hem konsantrasyon bozuyor, hem de pislik çıkartıyor"

sakız : "abi biraz daha sessiz çiğnesen, cakkıdı cakkıdı sinir bozuyor"

diziyi hoparlöre vermek : "abi hoparlöre bari vermesen? çalışıyoruz burada, bir yandan senin dizini takip ediyoruz. çalışırken dizi seyretmek en baştan yanlış da, en azından kulaklıkla dinlesen daha iyi"

tabii bunların hepsini sürekli söylemeniz halinde, nasıl dayak yersiniz bilemem.
0
co2s2
(18.01.22)
@co2s2 bu cümleler sürekli aklımda tekrarlanıyor. ama bunu sadece benim sorun ediyor olmam farklı bir problem doğuruyor. bu sefer suçlu, uyumsuz ben olacağım. çok acayip.
0
🌸sormayageldim
(18.01.22)
Sanırım burası bir devlet dairesi. Yoksa çekirdek çitlemek, dizi izlemek falan hayal edemedim. Ofis ofis değil sirk olmuş.

Son derece haklısınız bu arada. Son 50 yılda köyden kente hızlı göçün ve şehir hayatına uyum sağlamak şöyle görsün, büyük bir dirençle medenileşmeye, nezakete karşı direncin sonucu bu. Şehirlerde yaşayan insanların %90'ının toplu yaşama kurallarından, nezaketten, görgüden falan haberi olmadığı gibi bu kavramları küçük görüyorlar. İzlediği diziyi hoperlöre veren adam senin ondan rahatsız olabileceğini sadece düşünmemekle kalmıyor, aklına gelse bile bunu umursamıyor. Öenmli olan onun istediği çünkü. Bu adamın ailesi de böyle, komşusu da böyle. Bu yüzden apartmanlar bir gürültü cehennemi, toplu taşıma bir sinir harbi. Toplumun geneli böyle olduğu için artık bu davranışlar ayıplanmıyor da. Yani dizi izleyen adama normal şartlarda bu yaptığının seni rahatsız ettiğini söylemek bile onun adına seni utandırırken, adam sana rahatlıkla dinlemek istemiyorsan kulaklık tak diyebilir. Bu onu utandırmıyor çünkü. bunu sana kurduğu üstünlük olarak bile görebiliyor.

Psikolojik tedavi kısmını düşünebilirsin ileride ama bunun sebebi toplum kurallarına entegre olamama zorluğu değil, toplumun sende yarattığı tahribatı nasıl aşarım şeklinde olacaktır.
0
thracia
(18.01.22)
sesli sesli dizi izlemek, gayet medeni ve batılılı bir hareket. bu şehirli olmanın problemi. köylülükle bir alakası yok. benim köyümde dizi izlenmediği gibi çekirdek de yiyen yok. cakkıdı sakız çiğneyenleri kovduk zaten.

onlar gibi karşılık vermek senin için daha konforlu olur. çünkü bi yerden sonra "amma uzattın be" filan diye çamura yatacaklardır.
onlar dizi açıyorsa sen kur ofise 2+1'i kökle diziyi. sorana da sizin sesinizden etkilenmemek için dersin.
0
comp
(18.01.22)
hepsini uyar, anlamazlarsa müzik açarak karşılık ver.

hepsi anormal. dizi ve çekirdek neymiş yahu? patron da mı yok kimse bi şey demiyor mu? bi kere herkesin kulaklık kullanması lazım kısa şeyler harici.
0
jelly bear
(18.01.22)
haklısınız ama çok takmayın.
0
ya ben lan neyse
(18.01.22)
Eğer iletişim ve hitabet becerilerin master degree değilse 7 kişiyi değiştiremezsin ve ikna da edemezsin. İstenmeyen adam olmayı göze alıyorsan inadına davran tabi. Yoksa yerden göğe kadar haklısın. Bazı şeyler böyledir fakat, yapacak bir şey yok…
0
her giriste sifresini unutan adam
(18.01.22)
Harbiden biz sayılı insanlardanız sanırım.

Benim de ailem çok hassas eğitim verdi. Annem "öndekinin masasına bile dokunup rahatsız etme" derdi. Hayata atılınca sığır gurühla karşılaştım.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(18.01.22)
(8)

bilgisayar gözlügü diye bir sey var mi gercekten?

c1b2k3
artik neredeyse tam zamanli bilgisayar ile calisiyorum. bazen basim agriyor ve gözlerim 0'a 0. gözlerimin bozulmasini istemiyorum.bunun icin koruyucu yada önleyici gözlük falan var midir?
artik neredeyse tam zamanli bilgisayar ile calisiyorum. bazen basim agriyor ve gözlerim 0'a 0. gözlerimin bozulmasini istemiyorum.

bunun icin koruyucu yada önleyici gözlük falan var midir?
0
c1b2k3
(18.01.22)
evet var. cok tavsiyedir
0
ala09
(18.01.22)
@ala09 önerebileceginiz link vs. var midir?
0
🌸c1b2k3
(18.01.22)
Filtreli gozlukler var, normalden daha uzun sure bakarak gozlerinin iyice bozulmasini sagliyor.
0
divit
(18.01.22)
bunun yerine ekran ayarlarını değiştirmek daha mantıklı bence gözlük takmaktansa. benzer işleri yapıyorlar çünkü. mavi ışık filtresi.
0
jelly bear
(18.01.22)
optikçiyim. Numarasız bluecut ( mavi ışığı kesen ) gözlükler mevcut..UV 420 gözlükler almanız gerekir.UV380-400 değil UV 420...Mavi ışığı belli bir orana kıran değil , kesen gözlük almanız lazım. Zaten gideceğiniz optikçide mavi lazer ışığını cama tutunca geçmeyecektir.İnternetten almayın mavi ışığı kıran almış olursunuz.50-100 fazla olsun garanti olsun bir optik mağazadan mümkümnse mahallenizin gözlükçüsünden alın.Daha fazla merak ettiğiniz bir şey varsa sorabilrsiniz
0
ayağiniza gelen overlokçu
(18.01.22)
"ayağiniza gelen overlokçu" degil optikciymis resmen. cok tesekkur ederim bilgiler icin. cok guzel aciklamissiniz.
0
🌸c1b2k3
(18.01.22)
yabancı bi marka var gunnar

bir de karaköyde hırdavatçılar çarşısında bi dükkan var bu cins gözlüklerin ithalatçısı. cadde tarafından girince az yukarıda sol kolda kalıyor.
0
comp
(18.01.22)
43 yaşındayım, 25 yıldır yazılım yapıyorum, günde en az 8 saat monitöre bakıyorum, gözlerim geçen seneye kadar sorunsuzdu, hiç de korumadım.
40-45 arası yaş olarak gözlerin ilk bozulma dönemiymiş, o yüzden fazla kasma bence. o zaman kullanırsın.
0
ravenudon
(18.01.22)
(8)

Sicak silikon tabancasi almak istiyorum, neye dikkat edeyim?

nefertarii
Volt vs sarjli mi yoksa kablolu mu? Duzgun bir marka onerisi yapar misiniz?Tesekkurler.
Volt vs sarjli mi yoksa kablolu mu? Duzgun bir marka onerisi yapar misiniz?

Tesekkurler.
0
nefertarii
(18.01.22)
Koçtaş’tan 2,5 yıl kadar önce 150-200 tl civarı almıştım. Çok memnunum. Bulursam marka vs de yazarım
0
sagini solunu bilmez cahil
(18.01.22)
Sicak silikon gereken isler genelde cok kaliteli tabanca isteyen isler degil. Vaktinde cosplay ile cok ugrastigim icin kenarda Bauhaustan alinmis tirto otesi bir model vardi, yillarca sorunsuz calisti. Olseydi bile yenisini cok ucuza alirdim.
0
cleric
(18.01.22)
cihazdan cok silikon önemli bunda. cok prof. olmadigi sürece tüm cihazlar ayni sekilde calisip ayni isi yapiyor. ama silikon secimi cok onemli gercekten.
0
c1b2k3
(18.01.22)
Marka önerisi yapar mısınız? Hem tabanca hem de silikon için.
0
🌸nefertarii
(18.01.22)
Bazılarının ucunda metal uzatma oluyor. Onlar daha rahat kullanım sağlıyor.
0
dreamsandcolours
(18.01.22)
illa marka istiyorsan bu var mesela.

www.amazon.com.trı-Kutuda/dp/B0001D1Q72/ref=asc_df_B0001D1Q72/?tag=trshpngglede-21&linkCode=df0&hvadid=510336885343&hvpos=&hvnetw=g&hvrand=16384356822406318186&hvpone=&hvptwo=&hvqmt=&hvdev=c&hvdvcmdl=&hvlocint=&hvlocphy=1012782&hvtargid=pla-307206370216&psc=1

ucuz olsun ama alman markası görünümünde çin malı olsun dersen bu var

www.amazon.com.trı-Kırmızı/dp/B01MQQVK0F/ref=asc_df_B01MQQVK0F/?tag=trshpngglede-21&linkCode=df0&hvadid=510232084451&hvpos=&hvnetw=g&hvrand=16384356822406318186&hvpone=&hvptwo=&hvqmt=&hvdev=c&hvdvcmdl=&hvlocint=&hvlocphy=1012782&hvtargid=pla-351056205261&psc=1

sonra bilinen markalardan dremel var

www.amazon.com.trı/dp/B00439G4ZE/ref=pd_sbs_2/261-7481293-4562149?pd_rd_w=NjnH2&pf_rd_p=780a2ed8-cbe7-4c35-bcc7-47ff8e4b00d7&pf_rd_r=JKVHB93AW8WFJ2XGJ4A3&pd_rd_r=a2a264a8-5596-4753-96de-8cdb0bd70d24&pd_rd_wg=B501K&pd_rd_i=B00439G4ZE&th=1

dremelin pahalı modeli de var.
0
killerbee
(18.01.22)
Einhell (vasat altı bi marka) marka bi tane yıllardır kullanıyorum çok da önemli değil çok ince bi iş yapılmayacaksa.

Şarj ile uğraşılmaz o işte gibi geliyor bana.
0
hedep
(18.01.22)
neyi silikonlayacaksın, büyük küçük, çalıştırınca uzun süre mi kullanacaksın
wattına, silikon çapına, açma kapama düğmesi olup olmadığına, ayakta durup durmadığına bakabilirsin
0
comp
(18.01.22)
(7)

Fairphone kullanan var mı aramızda? Tecrübeleriniz?

winston insani
MerhabalarÇevre dostuymuş bu telefon ilk defa duydum, daha önce var mı aramızda?
Merhabalar

Çevre dostuymuş bu telefon ilk defa duydum, daha önce var mı aramızda?
0
winston insani
(16.01.22)
600 euro.
2bin liraya bir telefon alıp, kalan parayı bir telefona harcamayarak çok daha yeşil davranabiliriz. o para kazanılırken de su, petrol, doğalgaz tüketildi, karbonlu gazlar salındı.
0
comp
(16.01.22)
Ikinci el telefon almak daha yesil bir cozum arti bir.

Kullanip memnun kalmayan kimseyi tanimiyorum. Parca degisimini kendiniz yapiyorsunuz, servis destegi de iyi. Cevremde bir ton insan kullaniyor, ikinci el piyasasi da gayet guclu.
0
buf-e kür
(16.01.22)
Telefonun olayı sadece yeşil olmak değil. Fair olmak kısacası üretiminde fakir halkın, köleliğin kullanılmadığı (gerek Hammadde gerek üretiminde) bir telefon yapmak.
Bu sebepten ikinci el kullanmak vs telefonun amacini karşılamıyor. Aramızda 2bin liralik telefonda fakir halkın iş gücünün sömürülmedigini iddaa edecek yoktu heralde. Ki bırakın 2bin lirayı iphone (foxconn) fabrikalarinda olanlari biliyoruz.

Ben almayi planladim ama büyük telefon yapiyorlar ben ufak istiyorum. Ama kullananlar memnundu. Özellikle parcalari kendin degistirmen falan iyi olay baya.

Buna ek olarak telefonlarina 5 yıl garanti veriyor firma.

Telefon bataryalarinin değişmediği bir dünyada oldukça güzel fikir. Bir sonraki telefonu ondan yapabilirim.

Redditte daha çok bilgi elde edebilirsiniz.
0
logisticsmanager
(17.01.22)
@logisticsmanager, ikinci el telefon aldiginizda zaten ekstra bir is gucu ve kaynak kullanimina gerek kalmiyor.

Dediginiz akil yurutmesi, ancak yeni telefon alinirsa dogru. Tipki elektro-araba alinacagina, zaten yakiti asiri olmayan 2. el benzinli araba almak gibi.

Ya da "ben bu telefonu kullanarak hangi mesaji veriyorum?" sorusu onemliyse dogru. Fairphone kullanicisi baska bir mesajla, baska bir kullanici kimligiyle var, evet. Yine de bu, adil odemeyle, cocuk isciligiyle ya da kaynak kullanimiyla dogrudan alakali bir konu degil.
0
buf-e kür
(17.01.22)
@buf-e kür anlamadim nasil adil odeme/cocuk isciligi ya da kaynak kullanımı ile alakalı değil?

ikinci el telefonu gidip alirsaniz bunun bir piyasası olacak haliyle siz bir şekilde bu döngüye katılmış olacaksiniz. Eğer fair trade olmayan telefona ikinci elde ilgi olmazsa daha az satin alan olur vs. Bugün "wv ikinci eli çok iyi" diye yüzbinlerce insan almıyor mu?
Buna ek olarak ikinci el telefona parça gerekecek, eh o parçalar da workforce exploitation olan yerlerden gelecek.


Kimseye illa bunu alsin vs demiyorum. Ama xiaomi ikinci eli almak ile fairphone almak arasında fark var.
0
logisticsmanager
(17.01.22)
Etik acidan, tasidigi mesaj acisindan onemli. Ninemin 60 yillik kürkünü giyersem, yeni kislik palto almak zorunda kalmam. Tüketim zincirine hic girmemis olurum ve ihtiyacim gorulur. Ancak sokakta kürkle yürürsem, nasil bir mesaj tasidigimi da degerlendirmem gerekir. Yine de, pratikte, 60 yillik kürk icin hic yeni hayvan ölmedi, hic isci calismadi.

Bu cok zayif bir argüman: "ikinci el telefona parça gerekecek." Kac kisi telefonunu yaptiriyor? Bir sey bozulunca kullan-at kültürü cok yaygin. Ozellikle kisi basina elektronik copu cok ciddi rakamlar olan gelismis ülkelerde bu boyle.

2. el telefon, cok nadir 10. el telefon oluyor. Döngü yok. Arabadaki durum yok, ki arabada da yeni elektro-arac yerine makul bir benzinli daha az kaynak harciyor.

Ben birinin eski telefonunu kullanmaktansa gidip yepyeni fairphone almam. Sebep, kaynak kullanimi. Ancak bir sonraki telefonumu seve seve 2. el fairphone alirim.
0
buf-e kür
(19.01.22)
bufekür+1 kaynak kullanımı

1000 lira kazanmak ya da harcamak normal şartlarda 100 puan olsun.

2000 lira kazandım ve o 2000 lirayla yeni telefon aldım,
işgücü sömürüsüne, madenciliğe, hammaddeye, ağır sanayiye 400 puan can verdim.

9000 lira kazandım, 9000 lirayı fair phonea verdim.
bu parayı kazanırken işgücü sömürüsüne, hammaddeye, ağır sanayiye dolaylı/dolaysız 900 puan canverdim.
fairphone'u alırken de 10 puan canverdim. toplamda daha çok zarar verdim.

9000 lira kazanırken de doğalgazlar, taşıtlar petroller, elektrik harcamaları, hammadde harcamaları sayesinde dünyadaki kötülüğe katkı oluyor

köleliğin şartları neredeyse her zaman ve coğrafyada günümüz işçilerinkinden daha iyiydi
0
comp
(19.01.22)
(2)

enerjisa

biseysorucam
selamlar dostlarenerjisa abonesiyiz anadolu yakasında elektrik için.bugüne kadar ayda 300 küsür kw elektrik tüketmişiz ortalama. şimdi yeni zam fena vuracak gibi. bu sanırım tek zamanlı iki kademeli oluyor. bir de 3 zamanlı var sanırım akşam biraz daha kesiyor. sizce buna geçmek daha mantıklı değil
selamlar dostlar

enerjisa abonesiyiz anadolu yakasında elektrik için.

bugüne kadar ayda 300 küsür kw elektrik tüketmişiz ortalama. şimdi yeni zam fena vuracak gibi. bu sanırım tek zamanlı iki kademeli oluyor. bir de 3 zamanlı var sanırım akşam biraz daha kesiyor. sizce buna geçmek daha mantıklı değil mi? tüm gün evdeyiz uzaktan çalışıyoruz günün her saati elektrik kullanıyoruz

bir de nasıl geçeceğiz eğer mantıklıysa
0
biseysorucam
(11.01.22)
ütü, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, süpürge, klima vs. gibi ev aletlerini yoğun olarak hangi aralıkta çalıştırıyorsanız o aralığın en ucuz olduğu tarifeye geçin. gece daha çok tüketiyoruz diye düşünmeyin. aydınlatma LED ampul kullandığınız sürece çok çok az enerji tüketir. Gecenin büyük bölümünde de uyursunuz zaten.

Yukarıda saydığım cihazları da tarifenize göre uygun saatlerde çalıştırmaya özen gösterirsiniz.
0
himmet dayi
(11.01.22)
bazı faturalarda ayrıca 3 zamanlı harcamaların kw olarak yazıyor, 3 zamanlı kullanmasan da. oradan hesapla.
tüm gün evde durmak en kötüsü. en pahalısı gün ortası.
06.00-17.00 pahalıdan bi tık az, 17.00-22.00 pahalı, 22.00-06.00 en ucuz yarı yarıya neredeyse kw ücreti
0
comp
(12.01.22)
(31)

Evden Beton Masa Nasıl Çıkar???

onursensoz
merhaba, korona doneminde kiz arkadasimla beton masa yaptirmayi denedik ve oldu.ama oldukca agir oldu. simdi yeni masa aldik ve bunu nasil cikartabilecegim hakkinda hic bir fikrim yok.tam bir gerizekalilik oldugunun farkindayim fakat nasil cikartabiliriz fikirlerinizi bekliyorum.kirilmasin diye icin
merhaba,

korona doneminde kiz arkadasimla beton masa yaptirmayi denedik ve oldu.
ama oldukca agir oldu. simdi yeni masa aldik ve bunu nasil cikartabilecegim hakkinda hic bir fikrim yok.
tam bir gerizekalilik oldugunun farkindayim fakat nasil cikartabiliriz fikirlerinizi bekliyorum.
kirilmasin diye icinde ustte ve yanlarda boylamasina 2 tane demir de var.

isteyen olursa ucretsiz alabilir.

dedigim gibi oldukca agir:)
0
onursensoz
(11.01.22)
Hilti lazim onu kirmak icin.
Abi nereden gordunuz de yaptiniz ilk kez duyuyorum bu kadar sacma bir seyi
0
divit
(11.01.22)
kapıdan geçiyordur ve asansöre sığıyorsa şöyle taşınabilir

urun.n11.com
0
freebird5406_2
(11.01.22)
yan yatırıp kapıdan önce bir ayağını sonra üst kısmını sonra diğer ayağını geçirceksin. anca öyle çıkar.

harbiden çok saçma bi şey olmuş ama ya.
0
jelly bear
(11.01.22)
AHAHAHAHAHAHA duyuruyu favorilere ekledim, arkadaşlarıma atıcam. :F

divit +1 bu arada, kırın gitsin ama zemine zarar vermemeye çalışın. :F
0
rahip janick
(11.01.22)
:))))))))
Çıkartınca ne olacak peki?
Apartman yönetimi ile konuşun belki bahçeye koyarlar. O çöpe atılabilecek bir şey de değil
0
kisa
(11.01.22)
Nasıl bir şey yaptınız cidden anlamak zor.
Bazıları mekanda fazla gördüğü kolonu bile kesiyor genişlik için(!)
Hayvancağız bile
-abi halimize bir bak.. der gibi :)

Böyle bütün halde dışarı çıkma imkanı olsa bile insanların tuhaf bakışına kırmayı daha çok yeğlerim .
0
Erva
(11.01.22)
Valla çıkartmak büyük dert, kaç kilo olduğunu tahmin etmek bile istemiyorum. O tekerlek ayaklar falan dayanmaz buna, kaldı ki dayansa bile asansörün sınırını aşar ve kapıdan da biraz zor geçecek genişliği var.

Yan tutup önce bir bacak desek, bunu taşımaya kaç yiğit gerekir bilemiyorum. Belki küçük bir vinç gerekir :)

Şaka bir yana bu gerçekten zor çıkar, çıksa bile ne yapacaksın, ancak site izin verirse bahçeye bir yere koyarsın. Bu çöpe bile atılmaz. Bunu parçalasan bile inşaat atığı sayacaklarından çuvallayıp belediyeye haber vermen gerekir.

Valla zor iş.

Gelelim öneriye, evin içinde hilti falan olmaz, beton kesicisi olan birisi bulacaksın, gelecek taşınabilir büyüklükte kesecek ve belediyeye haber verip atacaksın. Arada da cebinden bir masa parası daha çıkacak.
0
yeninesiltupcu
(11.01.22)
Bedavaya verilen koltuk için evinin kapısına nakliye bekleyen varken beton masayı kimse gelip almaz. Masanın altına ortalığı batırmamak, zemine zarar vermemek için yumuşak bir şilte sereceksin, balyoz ya da murç ve çekiç yardımıyla girişip kıracaksın.
0
Tutkun
(11.01.22)
isteyen olursa ücretsiz alabilir mi :)
bunu kırıp, hafriyat çuvallarına doldurup evden çıkarmak için 300 liradan aşağı isteyen işçiye enayi derler.
0
dadasalon
(11.01.22)
masa oraya nasıl girdiyse öyle çıkamıyor mu?
evin salonunda çimento karıp kalıba döktüğünüz olasılığı düşünmek istemiyorum :)
0
evde liyakat kalmamis
(11.01.22)
kusura bakma hocam, cidden güldüm. musalla taşı gibi :) gelip almaları karşılığında bir camiye bağışla. başka kimsenin işine yarayacak bir şeye benzemiyor.
0
draconas
(11.01.22)
son derece saçma bir karar olduğunun farkındayım:):) korona zamanı aklımıza gelen çılgın bir projeydi. internette örnekleri var. Evimiz giriş katta, apartmanın bahçeside var.

dibine kadar alay edileceğini bildiğimiz için yönetime vs. de soramıyoruz. apartmanın önüne vinç gelecek ve balkondan vinç ile çıkartmak zorunda kalacaklar ve tüm türkiye'ye rezil olacağız diye düşünüyorum:)

fikir buralarda gezinirken ortaya çıktı.

tr.pinterest.com
0
🌸onursensoz
(11.01.22)
masanın en boy yükseklik ve kalınlığını yazın.

kabaca bir ağırlık hesabı yapalım belki bi çözüm buluruz.

tabi kullandığınız demirin de çapı önemli.

alçı çekip saten boya atsaydınız belki beton olduğunu söylemeden letgo'ya falan ücretsiz masa olarak ilan verebilirdiniz.
0
killerbee
(11.01.22)
Bir tane kaykay alın. Masayı ters çevirip kaykayın üstüne koyun. O şekilde iterek çıkartırsınız. İki kaykay olursa daha iyi. Kırmak gibi bir hata yapmayın bence. İnşaat pisliği çıkar. Şantiye gibi olur ev.
0
dissendium
(11.01.22)
Gercekten hayatimda gordugum en acayip seylerden biri, nerden akliniza geldi, insan hayret ediyor.

Eger hakikaten salonun ortasinda kendiniz yapmadiysaniz, nasil girdiyse oyle cikacak diye dusunuyor insan. Yani ihtiyaciniz olan sey insan gucudur o durumda.

Yok hakikaten cimento karip kendiniz yapip boyutunu falan kapidan gecemeyecek sekilde yaptiysaniz, akil alir gibi degil. Kirmak tek cozum sanki. Ya da veranda kapisi falan varsa onu sokseniz? Sonra tekrar taksaniz (?)

Eger her yerden geciyorsa ve tek sorun agir olmasiysa internette mobilya tasima aparati diye satilan krikolu gibi bir cihaz var. Alti tekerlekli gibi birkac parca var onlari takiyor buzdolabi falan tasiyorsunuz. Onu bir deneseniz? Pahali birsey de degil zira.
0
sopiro
(11.01.22)
bi ebatlarını versene lütfen, bakalım yaklaşık kaç kiloymuş?
asansör yük asansörü mü, 3 kişilikse patlamasın
<density of lightweight concrete is 1750 kg/m3.>
0
comp
(11.01.22)
şundan al. altına koy, sürerek çıkar.

www.hepsiburada.com

600 kg taşıyor 4 tane. bundan 2 tane alırsan rahat taşırsın bir solundan bir sağından.
0
gabe h coud
(11.01.22)
bu arada, hareket ettirince ortasından kırılacak gibi duruyor. betonun içinde inşaat demiri yok mu?

şimdi gördüm. 2 demir yetmez ona. hareket ettirince kırılır büyük ihtimal.
0
gabe h coud
(11.01.22)
hilti ile kıracaksın hocam başka çare yok. altına korumak için şilte gibi bir şey koyarsın artık ne kadar korursa zemini. iyi parçalarsanız da çuvallara doldurup atacaksınız. hilti ile iki üç vuruşta parçalanır zaten o. sonra parça parça götürüp atacaksın yapacak bir şey yok.

daha önce hilti kullanmadıysanız bulaşmayın sağınızı solunuzu sakatlarsınız. inşaat işleri yapan birinden yardım alın.
0
syozkn
(11.01.22)
kırmak falan neyse de, ben duvara 1 delik deliyorum, elektrik süpürgesi tutuyorum, ona rağmen her taraf toz içinde kalıyor, sizin durum nasıl olur hiç bilemedim.
0
killerbee
(11.01.22)
vinci falan boşver hocam çağır bir hiltici 300-400 lira ver parça pinçik etsin 15 dakikada, sonra çuval çuval aşağı indirirsiniz. bunun tek parça dışarı çıkması imkansız, çıkarmaya çalışırken çat diye kırılırsa üstüne bi de sakatlık olur ne gerek var.
0
roket adam
(11.01.22)
Hilti fikri +1

Ayrıca kimse bunun kalıbını sormamış, hikayenin o kısmını da merak ettim. Lütfen konuyu silmeyin ve güncelleyin.
0
mayday
(11.01.22)
tek sansin hilti +1
0
cooperr
(11.01.22)
kedi kumuna iseyen adamdan sonraki en saglam duyuru bu sanirim :D hahaha beton masa nedir abi :D

el cevab: hilti +1
0
nibba
(11.01.22)
olağanüstü bir duyuru : )))))))))))))))))

hilti+1
0
rewlack
(11.01.22)
Öncelikle fikrinizi hayata geçirdiğiniz için tebrik etmek istiyorum. Diğer arkadaşların yazdığı kadar saçma bir şey olmadığını düşünüyorum.
İnternette gördüğünüz, beğendiğiniz fikri kendiniz de yapmışsınız, bence çok güzel bir şey. orijinalliğine diyecek bir şey yok.

Beton masa tablaları bence güzel duruyor. Neden bu kadar saçma bulduğunu anlayamadım arkadaşların.

Taşınma şirketlerine danışmanı öneriyorum. Ucuz olmaz ama en azından gerekli kas gücü konusunda yardımcı olurlar.
0
burfak
(12.01.22)
Herkes Hilti demiş ama onu zor bulursun bir de aşırı kaçar. Onu yerine bulabildiğin en büyük matkap ucu ile minik minik delikler açman gerekir masa üzerinde ve bir murç çekiç vasıtasıyla artık kaç parçaya bölünmesi gerekiyorsa o şekilde bölünebilir. Delerken dikkatli ol birden çökebilir, altına bir şey koymakta fayda var.
0
rhollor
(15.01.22)
masanın altına yorgan yastık koyun. sonrasında da bır tane balyoz alın ve ortadan bam gum kırın. dısarıya da boyle tasırsınız ancak.
0
brazzerstaki kel adamin yegeni
(15.01.22)
ne oldu bu masa çıktı mı evden?
0
komando kani var bende
(19.01.22)
Herkese merhaba, baya merak eden olmuş masanın durumunu:) geç editliyorum kusura bakmayın. Soru başlığına editleyemedim kusura bakmayın.

Yeni masayı eve getiren ustalar (2 kişi) ertesi gün hiltiyle geldiler.
Öncelikle masayı yan yatırıp (ki en zorlu kısım) hiltiyle birkaç yerden girip masayı parçaladiktan sonra molozlari çuvallara koyup gittiler.
Moloz çuvallarini belediye aldı.

Beklediğimizden çok daha kolay oldu ve neredeyse hiç toz çıkmadı.

Ben ise bu hatamdan gerekli dersleri çıkararak daha hafif ve taşınabilir bir beton
masayı nasıl yaparım diye düşünmeye başladım:) buradan bizi anlayan tek kişi olan burfak'a teşekkürler
0
🌸onursensoz
(28.01.22)
Kalıbında hikayesi şöyle;
Bi marangoza gidip fikrimi anlattim. Adam çok gaza geldi. arayan arkadaşlarına betondan bı masa projesine giriştik bi arkadaşla vs. anlattı sürekli:) ve tek parça halinde masa seklinde bı kalıp çıkarttık pürüzsüz ahsaplarla. Daha sonra kalıba beton dökecek bi usta buldum ve marangozla tanistirdim. Bunlar aralarında konuşup kalıbı geliştirdiler. daha sonra evdede yerinde betonu döktük:) ustalar çok kötüydü bu arada ama iş bittikten sonra WhatsApp hikayelerinde betondan sehpa vs gibi eşyalar satmaya başladıklarını gördüm:)
0
🌸onursensoz
(28.01.22)
(4)

Dim edilebilir ampül tavsiyesi

joehigashi
Dimlenebilir anahtarda kullanabileceğim bir ampül aramaktayım. Geçenlerde standart bir ampül aldım fakat odayı aydınlatma performansı çok düşük ve verimsizdi. Klasik ampüllerde en yüksek aydınlatma kapasitesi olan ampüller kaç w oluyor acaba ? Birde dim özelliği olan aydınlatma kapasitesi iyi ampül
Dimlenebilir anahtarda kullanabileceğim bir ampül aramaktayım. Geçenlerde standart bir ampül aldım fakat odayı aydınlatma performansı çok düşük ve verimsizdi. Klasik ampüllerde en yüksek aydınlatma kapasitesi olan ampüller kaç w oluyor acaba ? Birde dim özelliği olan aydınlatma kapasitesi iyi ampül tavsiyeniz var mıdır ?
0
joehigashi
(11.01.22)
parlaklık = lümen veya lux. Bu değere bakacaksın.

atıyorum led 10w ampul 800 lümendir, halojen 100w 900 lümendir.(sallıyorum) 100w daha iyi aydınlatır dersen yanılırsın çok az fark eder bu durumda.
0
nhk ni youkosu
(11.01.22)
Akıllı ampul alın? Telefondan kısıp açarsınız.
0
kobuzchu kiz
(11.01.22)
akıllı ampul +1
xiamo mi yeelight 190tl
www.hepsiburada.com
osram smart telefondan 150tl
www.mediamarkt.com.tr
osram smart kumandalı 70tl
www.amazon.com.tr?
0
comp
(11.01.22)
osram kumandalı olan sarı renk dışında çok az aydınlatıyor
0
kahoan
(11.01.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.