1. sinde johnson sabırsızlandığı gibi ben de sabırsızlanıyorum anlamı var, ikincisinde johnsonla aynı projede olmaktan sabırsızlanıyorum anlamı var.

ikisi de doğru anlam farklı.

eğer demek istediğin mr conson ile birlikte yan yana çalışmak gibi bir şey ise anlamı güçlendirmek açısından withten önce alongside da ekleyebilirsin.

ben eklerdim yani amacım o olsaydı.

ikinci dogru.

2 doğru.

with

ben de jelly gibi anladım.

1.si aynı projede çalışmaya mr.johnson gibi ben de sabırsızlanıyorum.
2.si mr.johnson ile aynı projede çalışmaya sabırsızlanıyorum.

ikincisini söylemeye çalışıyorsundur diye tahmin ediyorum.

'johnson gibi' demek için 'like' olması lazım. 'as' burada o anlamı vermez. kaldı ki 'i am looking forward..' kalıbı da, son cümle olarak kullanılacak bir temenni cümlesi 'johnson gibi' vs bir şeyler söylenecek yer değil. o cümleyi başka şekilde kurmayı tercih edersin.

Ben "Mr.Johnson ile" anlamı için sormuştum. "The same"den sonra normalde "as" geldiği için bu örnekte hangisi gelir diye sormak istedim.

The same'den sonra as geliyor ama burada project gelmis gordugun gibi

Senin dedigin su:

My project is same as mr Johnston's project.

Banka şifreni almazlar. Telefon markası ne?

iphone ise keylog bile yapamazlar.

merdiven altı olmayan bir şirket, banka şifreni alacak kapasiteye sahip olsa bile almaz.

Hücresel pillerde %100 doluluk önerilmez pil ömrü için. O yüzden boş olsa daha mantıklı gibi geldi bana.

Ayda bir kere kullanılıp doldurulmalı. Batarya kimyasal bir içeriğe sahip. Ara sıra şarj edilmesi çalkalamak gibi ömrünü uzatıyor.

Yüzde 80 diye biliyorum

%60 - %70 arası bir noktada tutmanız iyi olur.

yeni satın aldığınız laptop'lar da benzer oranlarda gelir.

%80

midye dolma, kokorec, doner durum, cig kofte, gozleme, kumpir, kofte ekmek vs hep street food. daha nasil bir cesit ariyorsun?

@crucio saydıklarının hangilerini sokakta yapıyorlar? burada dediklerini hep dükkanlarda yiyebiliyoruz.

En basit sokak yemeği simit. Bunun dışında hangi şehirdesin bilmiyorum ama köfte ekmek hiç mi görmedin sokakta? Kokoreç ya da? Midye zaten her köşe başında.

Zabıta kovalıyor.

belirli günlerde tr'de de panayır tarzı festivaller oluyor. mesela geçen ayın ortasından sonuna kadar sakarya'da mıhlama festivali adı altında bir karadeniz yemek panayırı vardı. zaman zaman yöresel panayırlar çok oluyor. covid festivaline döndü tabi orası ayrı.

Balik ekmekciler var mesela. Gayet sokakta yapiliyor ve yiyiliyor.

Seyyar satici olmayan ulkeler varken Turkiye icin sokak yemegi yok demek nasil bir kafa hakikaten.

Turkiye'de sokakta cay da satiyorlar, misir da, kofte de , balik da , kokorec de, lahmacun da, buzlu badem ve salatalik bile alabilecegin Yerler halen mevcut.

Daha nasil bir cesitlilik ariyorsun? Sahilde otururken termosla cay satan birini bulabilecegin kac ulke var?

buraya yazan herkes türkiyeyi istanbul'dan ibaret sanıyor galiba. kilis, maraş, antep, osmaniye'de ne midyesi, balığı, köftesi, lahmacunu, bademi olacak sokakta? dalga mı geçiyorsunuz anlamadım?

var abi her sehirde var. kiliste mesela bi gun baktim adam.sepetle.bir sey sey satiyor dedim bu ne. ikram ettiler lavas durum dusun. icine baharat taze sogan falan koymus icinde de dilimlenmis yumurta :) catir catir da satiyordu.
kerhane tatlisindan tut da pilav ustu nohutcuya kokoreccisine. bu ulkede var

amerika'da bir food truck kulturu var zaten basli basina bir olay, sifirdan pizza yapanlar var sokakta. tr amerika ile yarisamaz.

turkiye'de buyuk sehirleri baz alirsak sifirdan yapilan yemek olarak eskiden maclarda kofte ekmek satarlardi, kozde misir/kestane falan vardir, bir de deniz kiyisi olan sehirlerde balik ekmek olabilir. bir de pazarlarda gozlemeciler falan var.

Onun disinda simit, midye dolma, pilav ustu kuru falan gibi isler senin "street food" kavramina uymuyor anlasilan..

Abi sen zürich te mi yaşıyorsun?muhtemelen yaşadığın şehirden yeterince haberdar değilsin ya da steril bir hayat kurdun kendine ve sana nasıl gözüküyorsa öyle düşünüyorsun.

Her ne kadar zabıta nefes aldırmasa bile hala sokakta harika yemekler var.git bir gün sanayide takıl,akşamüstü bir kahvehanede takıl,şehrin sotelerinde,sapaklarında bir dolan onlarca sokak yemeği göreceksin.ben bulamıyorum diyorsan yaz şehri ben sana söyleyeyim nerede kim var diye,bunuda oraya gelmeden yurtdışından yapayım.bu adamları yemeksepetinde göremeyince bizim şehirde yok deme.sizin şehirde arabada kelle satan bir dayı var misal ama sen onu göremiyorsun.

istanbul un nesini seviyorsunuz diye duyurular oluyor ya seninde dediğin gibi sevdiğimiz yönlenden birisi bu.kendisi yerine gelmeden sırası oluşan seyyar ciğerci var misal.adamın gelme saati belli,o gelmeden çıraklar sıraya giriyor,adam geliyor,sıra bittiğinde ciğer bitmiş oluyor basıp gidiyor sonra.zamana ayak uyduranı var,adam harika kuplar hazırlıyor evinde,muhtemelen okb hastası bardaktaki katmanlar eşit aralıklarda,en kötü 20 çeşit kupla piyasaya çıkıyor.sanayide ejder meyveli kup satıyor adam

Kilis ve antepde sokakta kunefe yapiyorlar.

Cunku oralarda insanlar toplaniyor belli bi yere reklami yapiliyor belirli saat araliklari oluyor pazar yeri gibi. Bizim gibi fantezisini seven kisilerin ulasimini kolaylastiriyor.

Burada denk gelirsen yersin. Midyeci bi gun var bi gun yok. Onceki gun iyi satmis meger bugunu tatil etmis sen midiye istiyosun ama yok.

kültürle tabii ki alakalı ama 'street food' kavramının çerçevesini çizmemiz gerekir. TR'de binası olmayan işletmelerde köfte, dürüm, kokoreç, tatlı, kebap, hatta döner, midye vs aklına ne gelirse var zaten???

bu işin yıl ile alakası yok. kullanıyorsanız bakımını yaptırırsınız.
bakım = güvenlik ve uzun vadede daha az gider.

2 ay önce araç aldım, temmuz'da bakıma girmiş. ben aldığımda 6000 km yapmışlardı. araç onlarda kalsa 3-4 aya tekrar bakıma girmiş olacaklardı.
pandemi döneminde 14 ay, pandemi öncesinde 11 ay civarında 10000 bakımı geliyordu aracın.

şehir de önemli. aracına göre 10 bin 15 bin bakıma götürmek lazım. motor ömrü için yağ değişimi önemlidir.

Teşekkürler cevaplar için. Araç konusuna çok vakıf değilim. O yüzden bu işin normali var mı merak ettim

her aracın bir bakım planlaması vardır. (üretici tarafından yayınlanmıştır ve kullanma kılavuzunda ya da internette illa ki vardır) genelde şöyle olur:

10bin - 15bin km'de bir ya da yılda bir hafif bakım
50bin km'de değişik bir bakım
100bin km'de değişik bir bakım

aracın özelliklerine göre (dizel mi, otomatik mi vs) değişiklik gösterebilir.

hafif bakımlarda genelde hava filtresi, yağ filtresi ve yağ değişir. araya polen filtresi - balata vs ekstra malzeme sıkıştırmaya çalışırlar, dikkat etmek lazım. genel olarak yağ filtresi ve hava filtresi değişimi elzem olmamakla birlikte, ucuz ve aracın performansına çok etki eden değişimlerdir. bana göre asıl belirleyici olan araçtaki yağın miktarı ve o anki durumudur. araca yapılacak en büyük kötülük yağsız bırakmaktır. 120bindeki bir aracın yağ yakması beklenebilir. bu sebeple

1 - yağ miktarını kontrol etmeyi öğrenin, belli aralıklarla kontrol edin.
2 - yağ miktarından bağımsız olarak 10bin km'de bir değiştirin.

ram yetmiyor olabilir.

iphone'lar bunu yapar. ram yetersiz geldiği zaman, arka tarafta app'leri kapatmaya başlıyor.

standard ahmad tea , bizim damak tadımıza uygun, güzel bir çay

Ben Ahmad Early Grey veya Special Blend içiyorum. Special da early grey kokusu daha yoğun. Kardamom aromalı olanı da güzel

iyi ama dogadan varken yuzune bakilacak cay degil.

Dogadanda çay yok ki, sirf aroma.

eski hali güvenli değilmiş

dışişleri bakanlığının websitesinde vardır kesin

senior bir pozisyon, müdür demek :) hatta belki üst yönetim.

senior analist gibi bir pozisyondan bahsetmiyor, olsa gerek.

biseysoracaktım, "senior bir pozisyon" dediğin bahsettiğin senior anlamında değil. öyle olsa, pozisyon senior analist, senior advisor gibi bir şey derdi.

senior bir pozisyon denildiğinde, işin tecrübe gerektiren, yüksek seviyede bir konumu olduğu ifade edilir.

yani o işin uzmanı , ustası veya en tecrübelisi

göreve ve işyerinin hiyerarşisinin nasıl işlediğine de çok bağlı, senior diyip yine amele işi yaptırılan yerler de az değil. altında junior varsa senior'luğun bir anlamı olabilir ama yoksa zaten ha junior ha senior.

uzman demek.

junior değilsin yani tecrübesiz değilsin,
seniorsın demek.

Yani seni amele gibi çalıştırmayacağız demek.
Uzman demek isteseler specialist derlerdi, onda bile senior specialist diye senior titleı olan pozisyon var.

Özet geçersem: Titlelar karman çormandır, verilen maaşa ve pozisyon için kaç yıllık tecrübeli aradıklarına ve organizasyon şemasındaki yerine bakarak anlayabilirsin.

senior kidemli uzman olarak da geciyor bazi sirketlerde. yani uzmanin ustu yoneticinin alti. manager olarak ayri bir unvan varsa o senin ustun oluyor. senior'in devaminin ayni oldugu bir unvan varsa o da senin astin oluyor.

şirketlerin belirlediği yıl sayısına göre(çoğunda 5 yıldır) "aynı görev pozisyonu" için o yılı doldurduktan sonra aldığın ünvandır. senior olmayınca junior da değilsin. hiçbir yeni başlayan mühendis junior engineer yazmaz titresine. 5 yıldan sonra titreye senior eklenir örnek veriyorum.

Dijital reklam ajansinda 10 seneden fazla tecrubeli senior arkadasim 3.5 bin maas aliyor. Bazi gunler de 10 12 saat calisiyor aylik raporlar bilmem ne bi seyler hazirliyoruz diye. Sektorune gore bu amelelik hali değişiyor sanirim.

senior kıdem belirtir, direkt ünvan belirtmez. yukarıda dendiği gibi uzamanın da senior'ı olur, müdürün de. organizasyonel şemada aynı görevi yapan, aynı pozisyondaki çalışanların maaş ve sorumluluklarındaki farkları belirtmek için kullanılır genelde. title'ı senior accounting specialist olan bir çalışan ile accounting specialist olan çalışan özünde aynı işi yapıyordur ancak öbürü daha kıdemli olduğu için daha fazla para alıyordur, kendi aralarındaki sorumluluklar açısından daha fazlasına sahiptir.

yani senior pozisyon diyince müdür ya da yönetici olacaksın anlamına gelmek zorunda değil. mesela müdürün de senior'ı olur ama bu aynı işi yapan başka müdür var anlamına gelmez. local managerlar vardır, onların üstünde, bu local manager'ların raporlama yaptığı senior manager vardır.

yukarıdakilere uymayıp, o pozisyonda uzun zaman tecrübe sahibi olan birine title yükselmesi yapılmak istendiğinde de senior ünvanı verilebiliyor.

kısacası; işin kendisi amelilik içeriyorsa kıdemli amele olacaksın diyebiliriz. pozisyonu bilmeden bişey demek zor.

En detaylı ve doğru Bruce anlatmış. Açık açık senior manager demedikçe müdür / direktör gibi anlamamk lazım

"senior bir pozisyon" dendiğinde, üst kademelerde bir pozisyon demek olur.

"o pozisyonun senior'ı" dendiğinde aynı işi yapanların eskilerinden demek olur.

Uzman ile alakasi yok, kidemli demek iste.

Uzman / Specialist= bir konuda meslektaslarina gore daha bilgili, o konuda uzmanlasmis kisi

Senior= Kidemli, tecrubeli kisi. Uzman ile donusumlu kullanilacak bir sey degil. Hele mudur hic degil, alakasi yok.

Lakin "senior" bazen pek bir sey ifade etmeyebiliyor. Ben ne seniorlar gordum, evet adam/kadin 15 yildir yapiyor bu isi ama bir arpa boyu yol almamis olabiliyor.

Junior - Yeni baslamis
Senior - Deneyimli / Kidemli

Sektore ve firmaya gore senior tanimi degisir. Benim sektorde (Elektronik Tasarim) genelde 4-5 sene ustu senior sayilir.

İrlanda.

Fiyatlara Trdeki aracı eğitim kurumlarınin sayfasından bakabilirsiniz, bu şirketler ücret almaz.
EF English Test sitesinden duzeyinizi ölçmeniz lazım.
Yabancı dile karşı korkunuz gider, anlasabilecek şekilde konuşursunuz ama en az B1 ile gitmeniz lazım. Bence 6 ay için yurtdisina 60-100 bin TL gibi para dokulmez. Onun yerine internetten özel ders alın.

3- çatır çatır konuşamayacaksınız. 6 ay çok kısa.

cambly, ninjas vs. + bireysel çalışma >>>> B2

Sonra yüksek lisans

bugüne kadar 2 arkadaşı İngiltere'ye gönderdim. bir tanesi 3 ay kaldı, yabancı biriyle iş muhabbeti yapacak kadar konuşuyor. ama uzun uzadıya rapor vs yazamaz, yazar ama kötü olur. diğeri 12 ay kaldı ama tam ortada ailesini görmek için Türkiye'ye gelmişti. gayet akıcı konuşuyordu. 12 ay sonunda çatır çatır konuşuyordu.

ama tabii biraz da seninle alakalı. yıllar önce 1 sene kadar kalmış bir tanıdığım var. sıfır ingilizce.

Komik gelebilir ama bir sürü şey denedikten sonra artık ilk adresim hep excel.

Expensify

sadece kendin içinse, excel harici bir şey kullanmaya çalışmakla uğraşma. programı kullanmak için gereksiz vakit harcıyorsun.

vadesi gelen ödemelerin ise telefondaki/bilgisayardaki takvim uygulaman gayet yeterli gelecektir. (excel'le birlikte)

windows + p yap

Yaptım hocam ordan ekranı genişlet demistim ama yine sadece laptop +1 ekran çalışıyor

hocam ekran kartı patlamıs olabilir.
laptop adaptörünüzün amperi düşükse 2. monitor e goruntu gitmiyor daha önce basıma geldi.

2 monitor ayrı ayrı çalışıyor ama hocam.

Ekran kartı epey eski, bence aynı anda 2 porttan görüntü vermeyi desteklemiyordur. Sadece birinden veriyordur.

aa dur hocam
senin olayın 2. monitoru de desteklemek
bir kontrol edeyim

aynı anda iki çıkışı birden kullanmaya müsaade etmiyordur. her bilgisayarın ya da ekran kartının harcı değil o iş

www.geforce.co.uk

Yukarıda sizin ekran kartının özelliklerinde kaç monitör desteklediği yazılmamış. Mesela aynı modelin masaüstü versiyonu 3 monitör destekliyormuş.

@Haldamir bir monitorü Geforce'dan diğerini Intel R üzerinden çıkış aldıramaz mıyım?

Bütçe? İpad zorunlu değil tabi. 8 inç üzeri herhangi bir Android tablet işini rahat görür.

kindle harici bir ebook reader?

Android tablet alacaksanız tabletten çok program önemli gibi pdf okuyup not almak için programlar diye aratsanız çok şahane şeyler bulursunuz

Arkadaşım onyx tablet aldı bunun için. Memnun ama cok pahalı alet.

ne kadar yakın olursam olayım kimseye borçlanmak istemem. çünkü ilerde bir noktada bu karşına çıkacak ve sana yapmak zorundaymışsın gibi davranacak. iş bitiminde ya da başlangıcında, duruma göre parasını bir zarfa koyar veririm.

Para almak istemeyen birine zorla para vermek bana çok doğru bir hareket gibi gelmiyor, uygun bir zamanda altında kalmayacak bir hediye alınırsa daha doğru olur gibi.

İş başlangıcında para konusunu tekrar konuşurum, reddederse yine de zarfta ederinin daha düşük miktarında para ile iş bitiminde bir hediye veririm. Ancak iş kişinin çok az zamanını alan ve maliyet kaybı yaratmayan bir durumsa sadece hediye de alabilirim

harcayacağı zaman iki üç günü geçiyorsa ve para almıyorsa o işi ona vermem. bana borcu olmayan birine neden bedavaya iş yaptırayım ve borçlu olayım ki?

yapılacak işin mahiyetine de bağlı bence. düzenli olarak takip etmesi gerekecek mi? ne kadar süre ayırması lazım? işin sonunda beğenmeme şansınız var mı? elinin kenarıyla mı yapacak? (umursamamak anlamında değil, akşam film izlerken bir yandan laptoptan yapabileceği bir iş mi?) iş yapılırken maliyet var mı? bir de bu yapılan iş, sizin işinize ne kadar etki ediyor? yaptırmasanız olur mu?

bunun yanında ne kadar yakınsınız? haftada bir telefonda konuşuyor musunuz? ayda bir buluşuyor musunuz?

ama en nihayetinde, para vermeyecekseniz, 7000 liralık olmasa bile, güzel bir hediye almanızda fayda var. ama bu kadar pahalı hediye almak çok zordur. genelde insanların kendilerinin araştırması gereken, bir kere alınacak şeyler olur. o yüzden genel bir mağazadan ya da websitesinden hediye çeki bile verilebilir. mesela hepsiburada'dan 3000 liralık hediye çeki.

Bir kerelik yapacağı bir şey ise, ve bir maliyeti ve zorluğu yoksa bu kadar ısrardan sonra para vermezdim. Ama hediye olabilir.

Fakat düzenli yapacağı bir iş ise olmaz, indirimli de olsa parasını verirdim.

Valla ben bı şekilde parasını vermeye çalışırdım. Israrla almazsa da ederi kadar hediye alırdım.

“Parasını almıyorsan başkasına yaptıracağım”

parasını havale yapardım.

profesyonel olarak yapmaya devam etmesini istiyorsanız işin ederi neyse o kadar verin. hatta akraba ile çalışmak bu yüzden riskli (ben aynı konumda olsam enayi gibi ederinden fazla öderdim muhtemelen) işlerin kötü bir raddeye gelmesi ve bunların (kötü iş, savsaklama gibi konular) yaşanma ihtimalini göz önünde tutun.

öyle gizliden iban öğrenmek gibi işlerle uğraşmayın. "mahmut, para almıyorsan bu hizmeti vermicem kardeşim, iban yolla paranı göndereceğim" deyin.

akraba ile is yapmak berbat. bu isi profesyonellige dokmek istiyorsaniz. bir sekilde parasini odemelisiniz.
o parayi verin ya da isinizi yaptirmayin derim.

bunlar hep tecrube.

tarih?

@sutlu nescafe, date modified seçsem de klasörler yine pdf’lerden önce listeleniyor.

benim bildiğim windows klasörleri hep en önde gösteriyor

word ya da powerpoint gayet yeterli gelecektir.

Microsoft Visio kullanabilirsiniz

diş fırçası baya temizliyor. makineye de atabilirsin o da baya temizliyor.

Boyası varmış, geçenlerde arkadaşım alıp boyadı. Sonuç başarılı ama yağmurda vs sorun olabilir mi diye soru işaretleri var kafamızda.

@jelly bear makineye attım ayakkabı yıkama filesi ile ama istediğim gibi temizlemedi. Girintili çıkıntılı bir yapısı var tabanın, ince uğraşmam gerekicek.
@loverdose, beyaz ayakkabı boyası diye mi arıyorum online?

ty.gl şu ürünmüş

bulaşık süngerini alıyor ucunu biraz ıslatıp cif döküyor ve siliyoruz. bütün kirler gidiyor.

Ben diş fırçasına cif döküp siliyorum yıllardır, gayet güzel temizliyor.

Cif + diş fırçası

Boya

kimyasaldan ziyade , kullandığın temizlik aracı daha önemli bence. yanına normal sabun da olur, cif de olur, diş macunu da. cif ve diş macununun esprisi 'aşındırıcı' etkiye sahip olmaları.

temizlik aracı olarak en mantıklısı bol suyla diş fırçası

tam pipi önü yukarı doğru çıkan lazımlıklar var. onlardan mı aldınız? örneğin :

www.e-bebek.com

www.e-bebek.com
Biz bunu kullanıyoruz, hiç lazımlık kullanmadım. Sonra tuvalete geçişi zor olmasın diye.
Çişini yaptırırken 2 parmağınızla pipisini tutmanız lazım yoksa her yer çiş olur. 3 yaşında başladım eğitime, 1 sene ben tuttum pipisini. 4 yaşında da kendisi tutmaya başladı artık.

Laızmlık kullanmayın bence de, sonra da elinizde lazımlıkla gezersiniz her yerde. AVM'de, misafirlikte, tatilde lazımlıkla gezer ve temizlersiniz.

Bir çok çocuk lazımlığa alışıp tuvalete yapamıyor sonra, korkuyor veya başka bir psikolojik nedeni vardır.

Tuvalete uygun oturak alıp tuvalette alıştırın, üşenmeyin bir kaç gün gerekirse bir kaç saat tuvalette beraber zaman geçirin.

Erkek çocuk annesi olarak söylüyorum. Ne alırsanız alın o çiş ordan sıçrıyor. Kaç tane lazımlık denedik olmuyor. Çocuk pipisini aşağı itmesini öğrenecek. Klozette oturuncada aynı pipisini eliyle aşağıda tutacak. Bizimki kısa sürede öğrendi inşallah sizde kısa sürede halledersiniz.

Tuvalete de yapıyor onda sıkıntı yok. Korkmuyor yani. Ama genelde lazımlığı kullanıyor. Alışır yani tuvalete dert etmiyorum, sonuçta kocaman insan gördünüz mü hala lazımlığa yapan :)

Önü yüksek olanlardan kullanıyorum hatta ikea'dan da aldım. Ama yine sıçrıyor. Sanırım çok fazla biriktirdiği ve tuttuğu için düşünüyorum.

Aaa @neyazayım ciddi misin? Ben de lazımlıkta doğru seçim yapamadım sanıyorum. Sokakta, arabada pet şişe kullanıyorum kamyoncu gibi :) ebebek'te eskiden bunun için kaplar vardı, yok artık maalesef.

Çişini uzun süre tutuyorsa baskıdan dolayı pipi ereksiyon da oluyor olabilir, bu yüzden ileri ya da yukarı doğru işer.

@makarnacanavari valla benim oğlum 6 yaşında. Çişini tuttuğunu düşünmüyorum. Wc alışkanlığı kazandığından beri o çiş dışarı gidiyor. Ama aşağı itmesini öğrendi. Kısa sürede alıştığı için dışarı sıçramıyor artık

Bence tutuyordur. Benim oğlan oyuna dalıyor bazen mesela, o kadar çok tutuyor ki tutamayacak kadar. Yap yap bitmiyor çünkü :)

2 gündür mesela, eliyle pipisini aşağı indiriyor :))))

Ya altina herhangi bir cam karaf koysan da olur. Yapman gereken tek sey anti drip mandalini devre disi birakmak.

Yukseklik ve altındaki hazneye giricek herhangi bir cam demlik işini görür. Çalışma mantığı aşırı basit, kahve damlatan yer yukarı kalkıyor demliğin üstü değince ve kahve akışı başlıyor.

marka model var mı?

Hotpoint ariston CMTDCDR0 modeli. Nedense 1 tane bile yedek parçasını bulamadım.

pek tabii ki. adamlara para veriyorsun, koşa koşa gelip işini hallederler.

tek şart, eve - binaya - sokağa gelen port sayısı yeterli olsun.

Ev müstakilse yada apartman kutusundan yer varsa 2. Bir tesisat çektirip yaptirabilirsiniz .
Fiberden önce fabrikalar ve ofisler yaptırıyordu. Hatta çalıştığım bir yerde 12 farkli telefon hattı vardi . Ama ev icin yapanı görmedin.

co2s2 +1

Bağlatabilirsiniz. Hatta 2 aynı ISP üzerinden bile bağlattım. Kriter size hizmet veren noktada boşta port olması. Bunu iletişime geçtiğinizde öğrenebilirsiniz ne kadar sürede olacağına dair. Boş port yoksa size bilgi vereceklerdir.

Belki duvar rafı ve led şeritle birşeyler yapabilirsin bu tarza yakın.

www.amazon.com.tr

@solenkol,

evet mümkün, şimdilik son çare olarak tutuyorum o ihtimali...

duvarın önünde ne var?

masa? koltuk? kanepe? böyle bir şeyin arkasına saklasan daha ucuz ve güzel olabilir

www.ciceksepeti.com

çok vazgeçilmez değilsin demek ki. yenisi bulunur hem de belki daha ucuza.

Senin istifandan çok önce senden vazgeçmişler.

Hiçkimsenin yeri doldurulamaz değil hele ki profesyonel hayatta. O nedenle normal olanı yapmışlar.

Bu zamana kadar kurumsal bir firmada "istifa ederim haa" diyen insanı tuttuklarını görmedim.

Blofune rest demisler, olur oyle arada :)

pandemi donemi. millet issizlikten kiriliyor, ik'da sirada ne referanslar ne torpilliler vardir, bosluk olsa da alsak diye bekleyen, normal bu zamanda

neredeyse herkesin yerine aynı paraya ya da daha ucuza çalışacak daha nitelikli kişiler bulunur, ki ekonomi berbat işsizlik tavan, corona muhabbeti vs. özellikle bu dönemde gayet normal. canınızı sıkmayın.

uk'de istifa eden adama neden diye bile sormadıklarına şahit oldum. çok normal sonuçta istifa ediyorsa vardır bir bildiği bana ne diye düşünüyoruz.

genelde de maaş konusu olduğu için 4 alan adama aynı şirkette 5 vermek söz konusu bile olmayacağı için kal vs denilmiyor.

tr piyasası ise bunun tamamen tersi ama ben yöneticilik zamanımda gidene kal demedim hiç. buna izin verdiğim anda başka yollar açılacaktır. kimse o kadar vazgeçilmez değil. yine de olan bana oluyor sonuçta tabi. adamı sıfırdan al yetiştir. 1 sene çalışsın maaşının 2 katını talep etsin. sonra yeniden başla..

şirket prensibi de olabilir. eski şirketimde gidene kimse dur demezdi. kralı olsa güle güle diyip yolladılar.

yöneticilerde istifa edeni geri çevirmemek, ısrar etmemek bir prensip meselesi olabilir.
zorlanacağını bile bile, yeni personel alırken, eğitimi, yeni kişiyle süreçler, bunlar yorucu işler. ama gitmek isteyen insanı tutmak doğru değil. ben de bu şekildeyim. istifa ettiğinde bana istifa edeyim mi diye sormuyor. geleceği için önemli bir kararı almış. ben de saygı göstermeliyim. sonuçta bu işte yeni personel alınması da var. hayat devam eder bir şekilde.

Hafta sonu, bayram seyram demeden iş yerine çağrılan mühendisler , teknisyenler , operatörler vardır .
Bu insanlara ağa dur soluklan derler.
Ama aynı işi yapan başka biri varsa abi yolun açık olsun derler.

istifa etmişsin, gidiyorum demişsin. adamlar da git demiş.

Onlar bu şekilde diğer personellerinin daha sıkı işlerine bağlanacağını düşünüyor olabilirler.

Ne diyebilir ki? Kreş mi yani orası? Kollarını açıp getme mi deyeydi?

Görevle ilgili sorumluluklarının başkalarına aktarılması için de ihbar süresi diye bir şey var. İşlerini aktarır ve gidersin.

Gene bu tarz durumlar için prosedür ve talimatlar da var. Yeni başlayan o talimatları ve prosedürleri uyguladığı sürece akış devam eder.

Edit:egoya bak, pohpohlanmadığından cevabı beğenmemiş minik çekirge.

Hocam sen daha iyi bir iş bulmuş gidiyorsun, yöneticin eski kötü şirkette kalıyor. Buna konsantre ol, niye keyfini bozuyorsun :)

olur oyle, bosver,

herkes isyerinde "ulan bir ayrilsam butun isler bunlara kalacak" diye dusunmusuzdur, bu sekilde dusunmedim diyene inanmam, ben de cok dusundum ama istifa edince isler bir sekilde yuruyor...

eksisozluk.com

ya salla gitsin kimse vazgeçilmez değildir kafana takman bile gereksiz.

Akli basinda hicbir sirket gidecem diyen adama ne olur kal demez, derse ornek teskil eder sonra calisanlarin maskarasi olursun. Dunyada tek olsan yine de yol verirler, bu isler boyle..

clint mansell, filth'in soundtracklerini tavsiye ederim.

edit: underrated değil tabii ama bence filth'in soundtrackleri daha fazla bilinmeli. :B

edit 2: Seni görmek de güzel freebird! :)

Buraya da filmin en sahnelerinden birini bırakayım -ki bence filmi izlemelisin henüz izlemediysen. trainspotting'in yazarının kitabından uyarlama. :)

www.youtube.com

"It is great being Scottish! We're such a uniquely succesful race!"

Rahip seni görmek güzel :)

Evet böyle film albüm olarak tavsiyeler de güzel

ennio morricone

ennio morricone, hans zimmer, john williams. daha çok var.

tanınmayan diyemem ama Ramin Djawadi, Bear McCreary (Battlestar Galactica konser kaydı izlenmeli youtube'da) Gustavo Santoralla, Rachel Portman var.
BSG live için:
www.youtube.com

klaus badelt
brian tyler

benim için bu meselenin en üst noktası: zbigniew preisner - la double vie de veronique

Cahit Oben

Oraya bir de "mikis theodorakis" - "zorba the greek" yazmanızı rica ediciğim.

Zbigniew Presnier+1
Abel Korzeniowski
Dimitri Shostakovich
Alexi Murdoch

Edit: DeVotchka da vardi sahi.

Ennio Morricone, Hans Zimmer, Eleni Karaindrou
Benim icin tepe noktasi bunlar

Howard shore

yapacağımdan değil ama benimde aklıma ilk bu gelmişti. muhtemelen artacak. ama geçen katar'a gidildi bi swap işi patlayabilir. kafamda deli sorular

Ne kadar artacak ki. En fazla 200 baz birim. Onu da fiyatlarlar zaten bu hafta

Onu dolar 6 civariyken kredi musluklari acildiginda yapanlar yapti. Su noktada verimsiz.

Dolar da yüksek, faiz de yüksek. Yapılmaz.

borç parayla yatırım yapılmaz.

doğrusu "yed-i emin"dir. "Güvenilir el" demektir. Bir malın hukuki durumu (satışı, haczi, devri, satışı vs) gerçekleşinceye kadar emanet edilen yerdir.

noterler gibi özel teşebbüstür. fakat devletle (adalet bakanlığı) anlaşmalıdır.

Adı yed-i emin,eski türkçeden geliyor emin bildiğin emin güvenilir demek yed de güç,mülk gibi anlamları var.anlaşmazlık durumunda emanetin geçici korumasını yapar.
2- özel ama adalet bakanlığından izinle olunuyor.
3-çok
4-bunu onlara sorman lazım.

Yed i emin otoparkta hacizli,mahkemelik ya da trafik tarafından araçların çekildiği otopark.

görmedim ama Allah bilir yandaş çoğu. içinde polis ofisi var. çekilen araçları falan oraya götürüyor polis.

Merak ettiğim ve sormak istediğim bir soruydu. Bir akşam evime 1km kala polisler arabamı çekti. Arabamı apartmanın arkasındaki yedi emin otoparkına çekin uzak olmaz en azından hemen alabilirim dedim. Kendileri başka bir çekici çağırdı ve 35 kilometre uzaklıkta bir yerdi emin otoparkına çektirdiler. Çekici zaten hazır bekliyordu polis çevirmesinde. Kilometre başına dünya para ödeyip arabayı aldım ertesi gün.

Bence gene de iyisin. Rahmetli babamın yeddi eminde aracı vardı. Fakat ismine muhalif yeddi eminci araçları akıp kacmisti. Ortadan kaybolmustu anliycagn.

@lancelot du lac : noterlerin özel teşebbüs olduğu nereden çıktı?

@co2s2
noterlik kanunundan çıktı.

noterler resmi daire değildir. noterlik de resmi bir görev değil serbest meslektir. noter ve çalışanları da devlet memuru değil serbest çalışanlardır. zaten resmi daire olsa makbuzu adalet bakanlığı adına kesilir, noter adına değil.

ancak noterler adalet bakanlığı ile anlaşma gereği "resmi daire" statüsünde sayılır.

güçlü makineyi ana makine olarak kullanıp diğerine rdp ile bağlanmayı denediniz mi?

ben en iyi verimi böyle alıyorum.

not: video izleyeceğiniz bilgisayar ana bilgisayar olmalı. yoksa rdp dışında çözümler de var ama ideali bence rdp.

aradığın özellik 'picture by picture'. kısaca pbp

@ozdek makinalardan birisi şirket laptopu. yetkilerim çok sınırlı, sadece outlook, şirket networkü ve önceden belirlenmiş sitelere girebiliyorum. dolayısıyla 2 makina arasında herhangi bir şekilde bağlantı -program kurma vs olmamalı

ben ana bilgisayarım ve macbook'umu aynı anda kullanabiliyorum. ana bilgisayarım yani desktop üzerinden klavye ve mouse ile macbooku yönetebiliyorum çok rahat.

bu programla yapıyorum. www.sharemouse.com

bu program sayesinde birbirine bağlı monitorlermiş gibi iş görüyor, mouse ve klavyeyi macbook üzerinde kullanabiliyorum. bilgisayarların aynı ağda bağlı olması şart.

not: windows windows - windows macbook - macbook macbook şeklinde 2 bilgisayarı ücretsiz bağlayabilirsin. daha fazlası için ücret istiyor.

@co2s2 çok teşekkürler, tam olarak istediğim buydu

@false pretension

teşekkür ederim ama yukarıda yazdığım gibi program kurma sözkonusu değil. direk donanımsal olarak tak-çalıştır bir çözüm olmalı. PBP özellikli bir monitör işimi görecek gibi

Amerika'daki noterden vekalet verdiğinizde, apostil yaptırmanız gerekecektir. apostil meselesi ciddi vakit alacaktır. konsoloslukta yaptırmak çok daha pratik olacaktır.

Aynen bu apostil meselesi cok zor. Konsolosluk isi de zor zira korona dan dolayi teyzem cikip gitmeye korkuyor baska sehre gitmesi lazim zaten. Ben de bi dogal gaz aboneligi icin bu kadar da didiklemezler bence diyorum yok apostil di bilmemneydi ne bilim... Sanki bosanma davasi aciyoruz allaallah yaaa

Exfat olarak bicimlendirmeniz gerek. (Hem macos hem windows calisacaksnaiz)

Format atmadan kullanmak icin de onlarca yazilim var, onlardan birini kullanarak da asabilirsiniz durumu. (Ntsf macos diye aratin)

ben paragon ntfs for mac kullanıyorum

Evi Amsterdam'da tutmaz, 1 saat yol gidebilirim dersen düşmez standardın. Yoksa düşer.

düşünürsen gidemezsin.. mantığın her zaman rahat olduğun yeri seçecektir. refaha, bolluğa, kaliteye erişeceksin. akşamları huzur içinde dolaşacaksın, aylık market alışverişin binlerce euro tutmayacak, belki ileride yeni iş fırsatlarına erişeceksin. CV'de de çok iyi bir artı yurtdışı deneyimi.. düşünme ve kabul et. burada 1-1,5 saat trafikte harcıyorsun artık alıştığımız için sesimiz çıkmıyor.. orda da uzakta ev tutarsan 1 saatlik yola alışırsın.

bence yeter.

burada cevap verenlerin tecrubelerinden supheliyim. amsterdam'da 2000-2500 euro kira vereceginiz yerin karsiligi turkiye'de 10000-12000 kira vermektir yaklasik, hatta daha fazla belki. hem merkezi hem super evler bulunuyor o paraya. fenerbahce'de sahile yakin guzel bir 3+1 dusun mesela. burada oyle bir evde oturamazsiniz o gelirle.

ornek: www.funda.nl
www.funda.nl
www.funda.nl

1000-1500 euro'ya kendinize uygun ama merkezde olmayan (merkezde olmayan demek merkeze maksimum yarim saat falandir bisiklet ya da toplu tasima ile. merkez dedigin amsterdam'in ortasindaki kucuk halka.) guzel bir ev bulabilirsiniz.

geriye 3000-3500 euro kalir ki o parayla ohooo, birikim bile yapilir.

amsterdam'da ortalama bir yazilimci vergi indirimi ile 3500-4000 euro aliyor. turkiye'de ayni yazilimci 10000-12000 civari alir en az. sizin durumunuz bundan iyi.

ben 3500 euro'ya is bulursam 2 kisi olmamiza ragmen arkama bakmadan gidecegim. burada 25000tl kazaniyoruz ama orada standartimizin cok da dusmeyecegini dusunuyorum. ki esim orada calisamayacak uzun sure. zaten sadece ekonomi disindaki artilar yeterli ama ekonomik olarak da buradaki sacma vergileri de odemeyeceginizi de dusunebilirsiniz.

disarida yemek yeme olayinda hakli olabilirler ama zaten orada cogu kisinin yemegini yaninda tasidigini goreceksiniz. ki yine de ayda birkac kez disarida guzel (fine dining degil :) seyler yemenize yeterli olur muhtemelen kazandiginiz miktar.

burada yetmez, degmez diyenler ne isler yapip nerelerde yasiyorlar, ne kazaniyorlar gercekten merak ediyorum.

Kirayi ucuza halledebilirsen yeter.

bana 4500 euro yeter gibi geldi. yaşam standardının düşmesi meselesi ise biraz farklı bir hadise. Türkiye'de gereksiz yere yaptığınız bazı harcamaları yapmayacağınız için, maaşınız daha bereketli olacak. Atıyorum pazar sabahı kahvaltıya gitmeyeceksiniz ya da çocuğu düzgün parklarda ücretsiz oynatabileceksiniz.

Hocam ben size şunu söyleyeyim 4500 net aylık parayı hollandalının tillahı/kralı almıyor.Yani şu youtube altı yorumlarındaki burada tecrübeli mühendis 6 bin alıyor avrupada da 6 bin birim yani euro falan gibi şeyler mumkun değil. Yeni mezun net vasat bir mühendisin maaşı 2000 civarı. Sizin para muhtemelen ""expatlere tanınan 30% vergi indirimi sayesinde boyle, ama bu ayrıcalık 5 sene sonra bitiyor ve sizin maaş eğer prosyon olmaz ise 3800 civarına.

Onun dışında huzur arıyorsan bence o para çok, çok rahat yeter. Ev konusunda şunu söyleyeceğim 1500-1700 bandında amsterdam merkeze trenle 20-25 dakika mesafede dubleks bahçeli mahçeli çok güzel evler bulursun ama aylık daha ucuza ev alma alternatifin de var. İstanbuldaki otoban kenarı "luks" sitelerden sonra hayat kaliteniz sadece yaşam alanına bağlı 5 kat artar. Ben haftada iki defa yemeğe çıkamassınıza da katılmıyorum, mişelin yıldızlı restoranlarda yemeyecekseniz her turlu dışarda da rahat rahat yer içersiniz.

Ne olursa olsun gidin, sormaniz, düşünmeniz hata. Elbet orada eşiniz de yapacak bir iş bulur çok kısa bir sürede. Tek maaş sizinki olmaz.

Saglik sigortasi var mi? Yarin obur gun hastalik olur, dogum olur, cocugun kontrelleri olur. Cok buyuk meblaglarla karsilasabilirsin.

abimler 2 cocuguyla 2 yil once hollanaya tasindi. Amsterdamda degiller ama o mebla hayli hayli yeter. Ikisi de ist da kurumsal beyaz yakaliydi aimdi abimin esi calismiyor ama inanilmaz mutlular. Hic dusunmeyin gidin derim arkaniza bakmayin

4500euro net gayet iyi amsterdam için, zaten daha yükseğini almak için yönetici v.s. olarak gitmeniz lazım.

istanbulda olduğunuzu varsayıyorum; 18bin tl istanbul için artık çok bi para değil. hayat her geçen gün daha pahalılaşıyor.
hani 25-30bin için vazgeçelim mi belki soru işareti olurdu fakat 18bin için düşünmeye bile değmez.

Merhaba,

Hayat standartlarinizin ne oldugunu belirtmemissiniz, bu yuzden neye gore kime gore dusup yukselecegini soyleyebilmek mumkun degil.

Bu konuyu gecersek eger, %90 kennismigrant statusu ile gidiyorsunuz bu maasi 5 yil boyunca alacaksiniz, daha sonra normal vergi odeyeceksiniz bunu goz onune alin hesap icin buraya bakabilirsiniz thetax.nl

4500€ net maasiniza tatil parasi dahil degilse, yilda 1 maasa yakin tatil parasi alacaksiniz haziranda. Ayrica aylik kisi basi 120€ civari saglik sigortasi ve emeklilik icin de yine sececeginiz pakete gore 100-300 civari odeme yapacaksiniz. Bunlari da hesaba katin. Nadir de olsa isverenler saglik sigortalarini calisan ve aile icin odeyebiliyor, 3 kisilik bir aile icin ciddi maliyet bunu da ogrenirseniz daha rahat hesap yapabilirsiniz.

En buyuk masraf ev kirasi, sizin hayattan beklentilerinize bagli olarak kira icin aylik 1200-2000 arasi odeyebilirsiniz.
Merkezde, kanallarin bulundugu grachtengordel bolgesinde kiralar ucuktur burada bir ev tutabilirsiniz fakat Istanbul'da bogazda oturmuyorsaniz buradan da ev tutmayi dusunmeyeceginizi varsayabiliriz.
Trenle 1 saat yol gitmeye falan da gerek yok, A10 otobani disindaki, merkez istasyonuna 10 km civarindaki bolgelerde 2 ya da 3 yatak odali evleri 1400-1500 civarina tutabilirsiniz sansliysaniz. Ev kirasina elektrik, isinma, internet vs. dahil degilse bunlara da aylik 300 civari odeyebilirsiniz.

Kiradan sonra en buyuk gider yeme icme. Eger Turkiye'deki orta sinif ustu insanlarin yaptigi gibi haftada bir kac kez disarida yiyelim derseniz bu sizin icin ciddi masraf olusturacaktir. Market alisverisiniz de 3 kisi icin aylik 500'u gecmez diye tahmin ediyorum.

Cocugunuzu eger krese verecekseniz ( ki mecbur vereceksiniz dutch ogrensin ) bu da cok masrafli olabiliyor. Haftada 5 gun kres 1200'den asagi degil, esiniz cocuga bakacaksa eger haftada 1-2 gun yeterli olacaktir bu da cok emin olmamakla birlikte 300-400 civari tutar diye tahmin ediyorum.

Bunlarin disinda sizin yol masrafinizi buyuk ihtimalle isveren karsilacaktir, karsilamazsa aylik otobus/tramvay/metro ucreti sanirim 90 civari oldu, bunu da hesaba katin. "Ben bisikletle gider gelirim yaa" diyorsaniz eger bir kis gecirin ondan sonra konusalim.

Aklima gelen temel masraflari ozetlemeye calistim. Buraya gelen beyaz yakali arkadaslarin en cok sikinti yasadiklari konu Turkiye'deki ufak tefek lukslerini geride birakamamalari. Her yere taksi/araba ile gitmek, haftada bir kac disarida yemek yemek, kadinlar icin her hafta kuafore gitmek, evdeki en ufak tamir/tadilat isleri icin birilerini cagirmak gibi seyler burada luks. Bunlari kisitlamaniz, kendiniz yapmaniz yillik bazda size gayet iyi tasarruf ettirecektir. Bu parayla da dunyanin hemen hemen istediginiz yerinde ailece 2-3 haftalik tatil yapabilirsiniz, tercih sizin.

Eger buradaki ortasinif hayatina ayak uydurusaniz, bu maas size huzurlu, guvenli rahat bir hayat sunar. Esiniz de calismak isterse, asgari ucret dahi alsa buyuk fark yaratir hayat standartlariniz uzerinde.

Ekonomik durumu gecersek, Turkiye'de ne kadar para verirseniz satin alamayacaginiz pek cok sey de var. Cocugunuz icin ucretsiz, bilimsel egitim basta olmak uzere. Bunun yaninda olmasi gerektigi gibi insanca calisma saatleri, trafik derdinin olmamasi, gece yarisi parktan bisikletle gecerken dahi tedirginlik hissetmemek, disariya ciktiginizda insanlarin sizinle kavga etmeye calismak yerine selam vermesi gibi Turkiye'de ozlediginiz ya da farkinda olmadiginiz pek cok sey sizin hayat standardinizi yukseltecektir.

2

2

2

2

1.

2.'nin kontrast tütün rengi dikişlerini hiç sevmedim.

1

kendine soguk tonlar yakistiriyosan 1 sicak renkler yakisiyorsa 2

tabi ki 2

1. ceket oversize model, kollar düşük, giydiğiniz zaman meksika uyuşturucu kaçakçısı gibi gözükme ihtimaliniz söz konusu

2

eksisozluk.com

sosyal ağ olarak kısmen denendi. Hatta beğeni aldıkça kendi tokenından veriyor, maddi değeri oluşursa (ki 2017de vardı) para bile kazanıyordun.

Fakat merkezli olabilir bu tam emin değilim. Yine de blockchain projesi.

olur da insanlara ulaşması zor olur.

her gün yeni bir benzer proje çıkıyor yoksa ortaya. gerek altyapısal anlamda, gerek hazır ürün anlamında.

Valla bi 5-6 sene önceydi sanırım, ben bi p2p (bittorrent) twitter klonu yazdım, arkadaşlara zorla kullandırttım. Çok ilerleyemedik.

Temel sorun NAT diye bir olay. p2p için herkesin ip'sini bilmek gerekiyor. Yeterince ip olmadığı için insanlar ip paylaşıyorlar, bu da kimin hangi kullanıcı olduğunu bulmayı zorlaştırıyor. İşin içine mobil girince iyice karmaşıklaşıyor durum.

İmkansız mı? Değil, torrent çalışıyor mesela. Ama torrent'i implement edenler çok iyi mühendisler. Sıradan bir websitesi yapacak insanlar arasında hole punching bilen, nat traversal yazabilecek birilerini bulmak zor.

gerek var mı?

valla ipfs guzel teknoloji. onunla olabilir.

bizim şirkette azeri çalışıyor 4-5 tane. hepsi türkiye ikinci vatanım diyor ama bizim şirkette çalıştıkları için mi böyle diyorlar bilmiyorum.

önce şunu söyleyeyim; Azerbaycanın akli başında seküler kesimi sıkıntıda ,önce ailece beraber tatil yapılıp sonra partili cumhurbaşkanı tarafından: "halkına zulum etme essed" diyerek düşmanlaştırılan suriye rejimine benzer babadan oğla geçen bir rejim var ve bu şahsa yönelik en ufak eleştiride sadece eleştiren kişi değil tüm sülalenin tutuklandığı bir ülke.

ben yıllar önce abdullah gül isimli şahıs cumhurbaşkanı iken gitmiştim, o zaman şansa ermenistanla futbol maçı falan tertiplenmiş her yana kırmızı gül dağıtılıyordu. şöyle anlatayım aynı bizde olduğu gibi cahil ayakçı kesim sırf Turk olduğum için beni linç etmeye hazırdı, aynı tavır uçaktan inerken başladı, dönene kadar devam etti. yani sanki ben ve yanımdakiler Tc cumhurbaşkanlığı temsil heyeti gibi davrandılar, tamamen öfkeli ve kindar, halbuki sıradan Türk insanıyız. Demem o ki Azerbaycan rejiminden ve insanından çok birşey beklememek gerek, herkes işine geldiği sürece dostun.

bizim besledigimiz kadar bize sempati beslemiyorlar.

turklerden karilarinizi saklayin derler.

Normal.Yöneticimin kendi sorumlulugundaki işi pasladığı cok oldu.

normal.

bence tam tersine iyi bile olmuş. iş öğrenir ve birisinin terfi etmesi gerektiğinde , işleri bildiği için terfi alır.

ayrıca ne yapmak istiyor ki? boşta durup göze batmak mı istiyor?

delegation denir buna :) ay şekerim işleri delegate edecek kimse bulamıyorum, tüm işler bende! al benim işimi sen yap demek. ama aslında yönetici tarafında operasyon işi çok olmamalı ki, çok daha hayati konular es geçilmesin. operasyonu yetiştireceğim diye yönetici şirketin lisansının elinden alınmasına sebep olabilir.

tabii ki normal.

son derece normal.
boyle seyleri olumlu yorumlamak gerekir. demek ki ustu onun yapacagi ise guveniyor ki kendi isini de ona vermis.
bunlar is hayatinda cok normal.

Arkadaşın yeni mezun heralde.. Hayat iyi yöneticilerle karşılaştırıyor belli ki hiç şımarmasın

"Normal" de doğru değil.

Performans değerlendirmesini nasıl yapıyorsun önemli olan o. İşini erken bitirip yöneticinin işlerini üstüne almanın bir faydası var mı? Daha fazla iş yaptığı için daha mı çok para alıyor? Bunlar varsa okey, bunlar yoksa işler ilerleyen zamanlarda erken bitmez. Hep son anda biter. Arkadaşının sinirlenmesi muhtemelen bundan, bu olaydan zararlı çıkacak olan da uzun vadede yönetici.

Kaldı ki ortada bir planlama sorunu var. Yönetici niye bitiremeyeceği kadar çok iş almış, keriz mi, işi mi bilmiyor, beceremiyor mu, sorunu ne? Arkadaşının işi erken bitmeseymiş ne yapmayı düşünüyormuş? Veya normal miktarda iş aldı da, kendi işini elemana mı yıkıyor? Tam olarak neler döndüğünü bilmek lazım.

Tabi biraz da zamana yayıp gözlem yapmak lazım. Yani ayda yılda olan bir şeydir, ona da çok şeyapmamak lazım ama düzenli olarak böyle şeyler olursa sıkıntı büyük.

normal. elindeki işi erken bitiren elemanıma başka iş veririm. ama daha sonra performans zamanı geldiğinde de kendisine en iyi primi yazarım.

böyle yatırım olarak bakmak lazım olaya.

genel çalışan mantığı ise deadline gelene kadar yatmak son dakikada teslim etmektir. yine işini yapmış oluyor tabi bir sıkıntı yok. ama ben sadece işini yapan adama prim verilmesinden yana değilim.

pluton +1

Arkadaşın İsveç'te yaşıyor ise normal değil
Türkiye'de yaşıyor ise sorusu sorulmayacaki konusu bile edilmeyecek derecede normal.

Çok normal. Avrupa'dayim, burada da normal.
Kendi müdürlerim bana cok is pasladi yapabilecegimi düşündükleri.
Benim de altimda iki kisi var daha is paslamadim. Ama misal onlarin cok yoğun oldugunu görüp ver ben yaparım onu sen bunu yap dedim.
Olur yani bunlar. Tek sıkıntı sizin yetki sinirinizi, bilginizi aşan ya da o kişi laylaylom takilip sizi kastiracaksa olur. Ama bu kisim iste Avrupa'da olur anca. Ben kendi isimi paslayip elemana kendim 5te çıksam elemanin sendikaya gitmesine bakar sikinti.

"Biraz üstü olan kişi" tanımı benim ilgimi çekti. Aslında onun üstü değil de sadece daha senior bir çalışma arkadaşı kendi işini vermiş diye anlıyorum. Eğer yapılan işi arkadaşınız kendi sunacaksa zaten sorun yok, ne güzel, bir şey daha yapabiliyor olacak. Bu durumda sinirlenmek yeni mezun ergen tribi olur.

Sıkıntı işi yapıp aslında üstü olmayan kişiye vermesi ve bu kişinin de işi kendi yapmış gibi satması. Raporladığı kişi değilse bu "üstü olan kişi" arkadaşınız acilen kendi raporladığı kişiyle bir sohbet edip "daha fazla sorumluluk alabileceğini, zaten x'in de kendisine bu gibi görevler verdiğini" çıtlatması gerekiyor.

Tepe lambası yerine sadece bunu açarsan çok yetersiz kalır sanki. Bence lambader almalısın. Bir de elektrik tesisati ile bir işin yok ki. Lambayı degistirsen bile olur hani dereceleri oluyor ya onların da.

Ben beyaz ışık seviyorum. Sarı icimi bayiyor.

ampülü değiştir, şu yeni çok fonksiyonlu led'lerden al. uzaktan kumandalı falan olanlardan. hem beyaz ışık, hem sarı ışık veriyor. ışığı ister ışıl ışıl yapabiliyorsun, ister yumuşak yapabiliyorsun.

Lambader, warm white ya da soft sarı ışık

senin çözümün lambader. en ucuzundan al geç

Çalışma lambasından beklentini bilemiyorum ama gösterdiğin lambayı çizim, boyama vs yaparken daha iyi görebilmek için çalışma kağıdının üstünde
kullanıyorum.
Masa lambası olarak yeterli olmayabilir.

@epitaf ders vs. çalışırken, kitap okurken masayı aydınlatmak için kullanıcam onu. yeterli olur mu?

yeterli olur ama led beyaz ışık bu. biraz gözü yoruyor onu söyleyeyim. yoksa tek kitap okumak için yeterli. iki tane açarsan yetmez.

en güvenilir ups, en ucuz ptt takipli kargo.

UPS çok güvenilir doğru ama çok pahalı. PTS diye bir marka var, çok ucuzlar, takip vs var. onlara da sorun derim.

Biz firma olarak DHL kullanıyoruz. Pahalıdır ama güvenlidir.

ptt iadeli taahhütlü olarak gönderin. tr'den çıktıktan sonra karşı ülkenin posta servisi dağıtıyor. onlar da genelde sorunsuz oluyorlar.

paranız varsa dhl, fedex, ups tabi.

içinde bozulcak bir şey yoksa, ptt normal gönder. ptt'ye kimse güvenmiyor ama kötü değiller.

ups ankara'da bu ayın başında çıkan vizemiz ankara konsolosluktan yine ankarada bulunan bizim eve 10 günde geldi. arabayla 30 dklık mesafede.

depoları yanmış. bizim pasaportlar yanmaddı neyse ki.

ben hollandaya tasinirken butun kislik mont kaban ve spor esyalarimi ptt ye vermistim. Agzini kapatmamaniz gerekiyor cunku kontrol ediyorlar. Bir de kutu biraz donmus dolasmisti patlamis bi sekilde geldi ama vakumlu posetlere koydugum icin sorun olmamisti. En ucuzu hala PTT.

fatura adresini farklı seçince , beraberinde göndermemesi lazım ama en güzeli müşteri hizmetlerine sormak

E arsiv fatura goruntusunu cikti alip paketin icine koyar buyuk ihtimalle. Ozenli bir saticiysa koymayin derseniz belki koymaz

Sıradan bir web sayfası mı?

Öyle ise google'a "monitor web page changes" yazarsan ilk sırada çıkan site sana mail atıyor değişiklikleri.

visualping : chrome eklentisi de var, email hizmeti de var.

RSS uygulamaları diye arama yapın

evden çıkmıyorsan bu duruma karışma, evden çıkacağın zaman da depozito bedeli dahilinde kira ödemeden çık. gerisi onların meselesi seni bağlamaz.

noterden ihtar çek. illa avukata yazdırmana gerek yok. notere gidin yardım ederler

ben microsoft to-do kullanıyorum. eski wunderlist'i satın almışlardı. komple ücretsiz ve diğer todo programlarına göre eksik özelliği yok gibi. hele hele mail takibi için outlook kullanıyorsanız çok da güzel entegre oluyorlar.

TickTick'ten aşırı memnunum. Mutlaka öneririm. Eskiden Wunderlist kullanıyordum; o kapanınca bir sürü altenatfi deneyip, bunda karar kıldım.

direk termometre değil ama, philips'in hue motion sensoru var. ben evdeki diğer hue ampullerle eşleştirdim, hem ev sıcaklığını ölçüyor hem de ışıkları vs. otomatik harekete ve gün ışığına göre açıp kapatıyor.

Şu saat, tarih vs gibi bilgileri de gösteren dijital zımbırtılar var, onların çoğunda termometre var. Oda sıcaklığı için çok rahat kullanılabilir.

www.hepsiburada.com

wifi'a bağlanıp odaya gitmeden telefondan sıcaklığı takip edebilirsiniz.

mühendis

mühendis. mimarmar odasındaki arkadaşım da kendisi ödüyor.

mühendis odasının avantajları(!) iş için kullanılıyorsa şirket öder ya da ödemelidir. ben en azından kendi çalıştığım yerlerde şirket için lazımsa makbuzunu getirene ödedim kaç para ödediyse. çünkü oda belgesini iş için onlardan isteyen bendim.


normalde zaten proje falan çizmeyen biriyseniz ödemiyorsunuz borç birikiyor. lazım olunca da şirket ödüyor.

mühendis.

ama şirket sizin imza yetkinizi kullanıyorsa, yani üye olmanızın şirket yararına bir etkisi varsa şirket "ödeyebilir"

mühendis öder. odada olduğunuz için imza atıyorsanız ve şirketiniz bundan faydalanıyorsa, sonuçta siz de şirkette bu imzayı atabildiğiniz için çalışıyorsunuz. yine mühendis öder, yine mühendis öder.

Buyrunuz Efendim. Aradığınız tüm cevaplar burada.
1-www.youtube.com
2-www.youtube.com

Kesinlikle aynı fikirdeyim.

Ne servis edersen onun karşılığındaki müşteriyi çekersin. Kafe açayım diye bir hayalim olmadı hiç ama açarsam keko tiplere hitap edecek konumda açmam, onlara hitap edecek şeyler servis etmem, onların seveceği müzikleri çalmam.

Aslında Cafe açıcam diyenler müşteri kafasıyla bakıp mükemmel kafe nasıl olur diye düşünüp bi sonuca varıyorlar. kendisi gibi düşünenlerin geleceğini varsayıp hayallere dalıyorlar.

Amaç para basayım değildir çoğu zaman bu kafe romantiklerinde, beni idare etsin, müdavimler gelsin, istediğimi yapma ve kimseye hesap vermeme özgürlüğüm olsun düşüncesi.

Tabii işin kirli tarafını düşünmüyorlar genelde, 2 tane üniversite öğrencisi koyarım onlar ameliliği yapar diye düşünenler vardır. Ama benim gittiğim birkaç tane, bu romantiklerin açtığı mekan var. Ve hepsinde kafe sahibi servis de yapıyor müşteriyle de ilgileniyor. Bunu severek yaptıkları belli, yani işin içinde bir hizmet sektörü hevesi de olmalı.

1 - en basit görünen iş. minik bir mutfak , dışarıdan alınan bir kaç tatlı, bir kaç tost vs, çay kahve soğuk içecek.. nedir yani? yarın başlarsınız, değil mi?

2 - en ucuz görünen iş.

3 - hiç batmayacak gibi görünen iş. covid çok istisna. insanlar sürekli yemek yiyor, çay kahve içiyor.

sayın co2s2 bey umarım afiyettesinizdir.

abi şimdi değmese 5-6 sene sonra değer diyeceğim ama arm işlemciye geçiş öncesinde ben olsam ucuzunu alır geçerim. ben şahsen öyle yaptım en azından.

Bunlar yine MB Pro ise zaten şu an en ucuz modeli bile 5-6 sene rahat götürür.
Tasarım programı, video render, Photoshop gibi işlemci gücü gerektiren yazılımlar kullanmayacaksan bence 1.4 ghz de iş görür. Ama bütçen varsa her zaman en üst donanım daha iyidir.

Neden MacBook Air değil?

@alperz : arm işlemciyi bekleyeyim mi?

@himmet dayi : şirket alıyor bütçe problem değil aslında ama sırf bütçe var diye de pahalısını alacak değilim.

@fever : air'de ekran daha az parlak ve işlemciler çok daha yavaş (bildiğim kadarıyla, bir de ne bileyim, macbook air ne arkadaş ya? yine iyi kötü iş yapıyoruz)

arm dediğin iki seneye çıkar en kötü. iki sene sonra elindeki mac eski olur. "eh arm geldi yenileyelim" dersin yenilersin. herkes mutlu, apple da mutlu. tim cook da mutlu.

Quadcore yeni seri, 16 ram Air aldim, memnunum.

Bi tık daha ince ve hafif olması sebebiyle tercih ettim. Bir de şu saçma sapan touchbar yok, o da bir tercih sebebiydi.

incelemeni öneririm. sanırım şarjı da bi tık fazla gidiyor olabilir.

ykn(yabancı kimlik numarası) edinmeden açamaz diye biliyorum.

azeri'ler çatır çutur açıyor. diğerlerini bilemem. ziraat bankası'nda oluyor bu dediğim.

Biz pasaportla diğer ülkelerden açıyorsak bence onlar da açar

%20 duyuyorum genelde

@sivrisinek Mopaş'ta geçiyordu, kalktı. Namlı var bana yakın ama o da çok başarısız bir market. Pes ettim artık oradan alışveriş yapma konusunda. Kırdırmak en iyisi:)

market alışverişi en mantıklısı. nasıl olsa market alışverişi yapacaksın

hangi lokasyondasın? baya markette geçiyor aslında... konum bidlir bilgi vereyim.

@xdenizx Kadıköy Söğütlüçeşme. Namlı'da geçiyor burada bir tek. Namlı da çok kötü bir market

düz ağızlı bıçaklar için biley taşı alırsanız (ben metro marketten almıştım) çok rahat bileyleyebilirsiniz. tırtıklı bıçaklar için bilmiyorum.

biley taşından kasıt dümdüz tuğla gibi olanlar mı? daha pratik olanlar işe yaramıyor mu?

evet o tuğla gibi olanlar. ben hem keskinlik hem de o keskinliğin ne kadar korunduğu konusunda en iyi sonucu biley taşından aldım. hem de elimdeki taş pek öyle profesyonel, pahalı bir şey değil. biraz eliniz alıştıktan sonra 5 dakikalık bir işlemle elinizle havada tuttuğunuz kağıdı hiç yırtmadan kesebiliyorsunuz. İnternette görülen zar gibi domates kesme keskinliği için daha çok uğraşmak gerekiyor ama.

aliexpress'ten telefon kılıfı alınır, sd kart alınmaz.

o kart %99.9 ihtimalle 64gb değil. Tahminen 8gb civarıdır, adamlar nasıl başarıyorsa kartı 64gb göstertiyorlar, kapasite dolunca sıkıntılar başlıyor.

kimlanbu + 1

Cinden alinan depolama urunlarinde sahtecilik cok yaygin. Urun kendini Windows'a 64 GB gibi gosteriyor ama gercekte 8 MB oluyor gibi cilgin olaylar var.

@sivrisinek: galiba hayır. zannersem lenovo'yu çağrıştırsın diye markanın adını levo koymuşlar.

@kimlanbu + @cleric: ama benim önceki hafıza kartımdaki veriler toplam 19 GB idi, hepsini en başta yükledim, bir sorun olmadı. iki gün filan sonra ansızın uyarı vermeye başladı. hem neden bir tek huawei'de sorun çıkarmıyor ki dediğiniz gibiyse? 32 GB olarak mı düzenlemişlerdir acaba? kartı kurtarmanın yolu yok mudur? (zaten verilerin yedeğini durduruyorum.)

volvode deger golfteki kadar artmiyor. param cok diyorsan volvo oneririm ki bence daha iyi araba ama golfu nete koydugun gibi satiyorsun ve arabanin degeri cok fazla yukselebiliyor.
ben niye herkes mercedes passat aliyor g'tum gibi arabalar diyordum. jaguar alinca anladim. ahuaha.

v40

Gonlunun goturdugu yere git

V40 gerçekten güzel bir otomobil. Eğer amacın al sat yapmak falan değilse tabii ki V40 alırım.

Kullanmak icin aliyorsan, 4-5 yil bineceksen volvo al bak keyfine.

Ama kit kanaat alacagim, param erimesin, aninda satmam gerekebilir gibi bir telasin varsa el mahkum tok kapi ya da japon.

Tabi ki volvo

v40 2. el piyasası olarak golfün gerisinde. sadece sağlamlık anlamında vw golfü geçer. vw çok sevdiğim bir marka değil ancak v40 iç dizayn ve ford motoru hiç çekici gelmiyor.

Ben tercihimi v40'tan yana kullandım ve içimde en ufak bir pişmanlık yok. Otomobile yatırım aracı olarak bakmıyorum, keyfimdeyim. Hele ki T motor rdesign'ın keyfi bambaşka.

@mikahakkinen Volvoda ford motoru var ok, golfteki Mercedes motoru mu?

vw motoru ford motorundan daha iyidir. bunu üstüne bir söz söylememe gerek var mı?
@owaki

ambulans öyle kafana göre çağıramıyorsun. hastanenin yazısı lazım. babanız evde olduğu için nasıl olur bilmiyorum.

ancak kafadan özel bir ambulans firmasını arayın sorun, doğru cevabı vereceklerdir

Yogun bakimdaki hastamizi istanbula getiremiyoruz, baban evdeyse karantina surecine dahil cikarsa ceza yer, devletin ambulansi tasimiyor evdeki kritik olmayan hastayi, kimsede net bir cevap veremiyor zaten