Başka bir cihaza mobil internet sağlamış olabilir misiniz?

Onları ayrı gösterme sebebi ise o sitelere özel kampanyalar paketler vs olabilir. Uygulaması yok demişsiniz ama telefona gömülü olarak uygulamaları oluyor genelde. Devredışı bırakmadıysanız birkaç mb tüketim olur anca. Tabi otomatik güncelleme yapıyorlarsa daha fazla da gösterebilir.

telefon ios o şekilde gömülü uygulamalar yok bildiğim kadarıyla

tamamen salliyorum:

internette gezindiginiz sitelerde sosyal medya icerikleri dogrudan alip "embedded" sekilde yayinliyorlar.

dogal olarak siteye giridiginiz anda aslinda siz uygulamalari kullanmasaniz bile bu siteler araciligiyla oradaki trafige belli oranda maruz kaliyorsunuz.

bunun disinda sagda solda bir linke tiklamak vb. durumlarda da buralarin trafigine girmis olabilirsiniz.

bunlari niye ayri ayri takip ettiklerini buna karsilik sozlugu takip edip gostermediklerini bilemiyorum...

bu siteler, sizi takip etmek için çoğu siteye minik minnacık tracker'lar bırakıyorlar. kimi reklam gibi görünüyor, kimi görünmüyor bile. bunlar bir trafik yaratıyordur. ama ayda kaç mb olur? bilmiyorum.

bazı paketlerde bazı sosyal medya app'lerinin kullanımı sınırsız olabiliyor. o yüzden takip ediyorlardır.

google -> free stock images

google görsel arama'da ayarlar-gelişmiş arama-resim boyutu bölümünden olmasını istediğin minimum boyutu seçip aratabilirsin.

unsplash.com

Benim deneyimim yok. Ama anladığım şu: Satıcı ürünün fiyatına vergisini de dahil ederek satıyor ve gümrükten geçirmek için vergisini veriyor. Dolayısıyla siz sadece ürünü alırken ödediğiniz tutar kadar masraf yapıp, ek ücret ile karşılaşmıyorsunuz.

Tabi deneyimleyenlerden net bilgi almak daha mantıklı.

Amazon.de den bir gözlük aldım 80 TL ye 4 günde geldi. Herhangi bir ek ücret ödemedim. Trendyoldan da bir şapka aldım 9 gündür gelecek bu arada :)

gümrük ücretini ürünü alırken peşin ödüyorsunuz zaten.
gümrükten geçirmeyide amazon yapıyor.
ürün kapınıza geliyor sadece, siz hiçbirşeyle uğraşmıyorsunuz

Birkaç ay sonra kredi kartıma iade aldım ben. Gümrük vergisi düşmüş. :)

ödemezsiniz.

Dağ ayıları eğitilemez. Kısa vadede çözüm arayışı olumlu sonuç veriyor görünse de uzun vadede tamamen kurtulmanın tek yolu taşınmak.

Sen o üstten gürültü işini bana sor da nasıl çözüm üretileceğini henüz bulamadım. Sabah 6- 7de süpürge sesi ile uyanıyoruz, evlerinde halı yok ve süpürgenin ucunu ahşap parkeye sürte sürte süpürüyor. günde en az 3 kere süpürge tutuluyor. Saat mevhumları yok, gecesi gündüzü yok. 2 tane de küçük çocuk var sürekli oradan oraya koşuyorlar. Kadınla adam da sürekli birbiriyle kavga ediyor, kavga bitince süpürge tutuluyor. Bu kavga seslerinden sonra kapıyı çalıp gürültü yapmayın desem beni de döverler. Saygılar.

site güvenliğine haber vermek lazım

bizim sitede ara ara sağa sola duyuru asılıyor. "haftaiçi ve cumartesi günü mesai saatleri haricinde tadilat yapmak , süpürge açmak ve benzeri ses yapan işler yasaktır" gibisinden

faturasıza geçirip 1 yıl tl yüklemezsen kapanır.

Faturalıysa hattınız, faturasıza geçirmeye resmi evrak olmadan müsaade ediyorlarsa sorun yok. Faturasıza geçersiniz, kendi kendine kapanıyor zaten belirli süre kullanmayınca. Onun dışında size ait olmayan bir hat üzerinden yasal bir işlem yapamazsınız vekaletiniz yoksa.

bu arada fatura ödemezsen de kapanır. fatura hat sahibine kalır ama.

görüşmediğiniz kişinin onayı olmadan ne kontörlüye geçebilirsiniz, ne de kapatabilirsiniz

ama telefonla arayıp taklit etmeniz lazım, gerekli güvenlik bilgilerini biliyorsanız

Esimde var, bence gerekli bir alet degil. Telefon calinca saatten bakmak/konusmak ister miyim? İstemem, telefon yanimda oluyor zaten. Spor seylerini filan da kullanmazdim. Geriye bir seyi kalmiyor zaten dogru duzgun. Saat takmiyorum zati. Ozelliklerine bak, hangi ozelligini kullanmaya ihtiyacin var ona gore sey yap.

Esime sorsan kesinlikle gerekli der :)

(bkz: apple watch/@roket adam)

spor yapıyorsan gerekli, yapmıyorsan gereksiz bir alet.

gerekli degil. uykuyu olcmesi guzel ama onu da mukemmel yapmiyor. varken guzel alet ama olmasa da olur, verdigin para koymayacaksa al gitsin.

@roket adam'in entry'ye tamamen katilmakla birlikte, series 6'nin sarji baya iyi.

ben günlük yürüyüşlerde kullanıyorum, iş görüyor. bildirim özelliği de iyi, pratik. macbook vs. ekosistemindeysen kilit vb. açıyor, artık maske takarken de face id'yi destekliyor falan.

3rd party uyku appleri var, ne kadar derin uyumuşsun, ne ara uyanıksın, ortalama satürasyon, nabız vs. bilgileri gösteriyor.

face id özelliği çok iyi aslında şu zaman da maske takarken. siz de hangi modeli var acaba?

genel olarak alıp da memnun olmayan yok. hele hele genel olarak saat kullanan biriyseniz, zararı olmaz. ben saat kullanmadığım için apple watch'u ekstra bir aksesuar ve hatta sürekli şarj edilmesi gereken bir şey olduğu için kullanmam gibime geliyor.

AMA

ne zaman ki apple watch'un tr'de eSim desteği başlar, o gün alırım. işim gereği sürekli ulaşılabilir durumda olmam gerekiyor ama telefon sürekli yanımda olduğu zaman da , çok vakit harcıyorum , zaman kaybı oluyor.

Valla bu akıllı saat furyası ilk başladığında bir motorola almıştım 1 bilemediniz 1.5 yıl kullandım sonra bıraktım. Her gün bir de saatin şarjını düşünmek insanı yoruyor :). Çok gelişmiş olabilirler ama hala aynı konsept, şarjı dert ekranı dert blututu dert, her şeyi dert. Şimdi bir tane otomatik zenitj kullanıyorum kafam rahat
West +1

ya orası öyle. bluetooth özelliğini ayarla, şarjını et her gün vs. ama bunla uğraşacak insan bence bu saat'i almalı. ben açıkcası böyle uğraşıları, düzeni seviyorum. saat'i almasam olur mu? olur esasında ama şu dönem'de ki tek artısının maske varken face id özelliğinin aktif olması işime gelir diye düşünüyorum. sırf bu yüzden alabilirim. :)

sırf bu yüzden alacaksan apple watch se tavsiye ederim. gayet iyi bir cihaz genel olarak.

sarj icin,

calisma masamda asagidaki urun duruyor, sabah 30-40dk buna birakiyorum sarj oluyor. dusa girerken veya mail vs vs bakarken sarj isi hallolmus oluyor. butun gun ve uyurken de kolumda.

www.apple.com

hic istemeyip gereksiz oldugunu soyluyordum, esim hediye almis. simdi gayet memnunum, saat takmaya usenirdim simdi her gun takiyorum. ozellikle spor yapiyorsaniz verileri takip ederken vs. ekstra kullanisli.

benim de açıkcası hiç aklımda yoktu onu söyleyeyim. bundan 3 sene önce abim verdi kendisi kullanmıyordu şirket saat'iydi. baya baya hoşuma gitmişti, spor sonrası verileri hemen telefon açmadan tık oradan kontrol et, adımlarımı kontrol ediyorum. şimdi arkadaşlar belki diyecek; "ee telefon'da da var aynısı ne gereği var 2bin 3bin vermeye?" vs. doğru, ben de "ne gerekli, ne de alınsa gereksiz" olur düşüncesindeyim sadece.

biraz da oturayım, düşüneyim almaya karar verirsem tak alıcam. :)

Yakin bir arkadasimin sirketi abd'de, tam kovid donemi buradaydi, donemedi bir sure ve burdan calismak zorunda kaldi. Baya kotuydu durumu.

haftaici sosyal hayat diye bir sey kalmiyor, haftasonunun yarisi da uykuyla geciyor. Pek surdurulebilir gormuyorum ben. Eger yasayamayacaksam kazanacagim parayi ne yapim.

zor olur gibi be... ben ikinci öğretim okudum. her gece 3 4ü bulurdu yatmam ama internette takılıyorum dizi izliyorum boş boş, çalışmıyordum. 5 sene bu şekilde geçmesine rağmen vize final haftaları ders çalışarak sabahlayamazdım. 12den 1den sonra kafa basmıyor bazı şeylere, verim düşüyor. sağlık sorunları olabilir, fiziksel sorunlar belki hemen vurmayabilir ama psikolojik etkileri de olur illaki.

Pandemide daha evlerdeyiz zaten, seni bilmem ama ben güneş göremiyorum mesela. Ve bunun öyle kolay bitmeyeceği de ortada. Ben olsam parası için girer, hayat normale dönünce de başka iş bakardım sanırım. Tabii aradaki para farkının değmesi lazım buna.

Ben olsam çalışırdım. Normalde zaten yetişkin bir insan 01.00, 02.00 saatlerinde uyanık olabiliyor. Sırf ileride oraya taşınma durumu için bile çalışırdım. CV'ye bir şirket daha eklenmiş olacak. ABD olması bir avantaj.

Ben 2-3 yıl bu şekilde yaşadım, şimdi gece 2-3 gibi yatıp 10'da kalkıyorum. Çalışırken gece bitiyor, gün doğuyor... Hoşuma da gidiyordu, sanki geceyi ben bitirmişim gibi hissediyordum :)

Hiçbir sağlık sorunum yok, alışılıyor.

bu soruyu burada sormak biraz yanıltıcı çünkü mesela adam güvenliktir, fabrika işçisidir, yapacağı şey kafa gerektirmiyordur bu ritme alışır.

ama sen yaratıcı bir iş yapacaksan yazılım gibi, bunun senin üretkenlik ritmine uyması lazım. ritmi bir kere bozarsan daha sonra diğer işlerinde de sıkıntı yaşama riskin çok yüksek. ben maksimum 1'den sonra kesinlikle yaratıcı çalışamayacağıma inanıyorum, ayrıca sadece para kazanmak değil sosyal hayatım, evliliğim vs de benim için çok önemli. Maksimum 1'e kadar okey bence, 4'e kadar falan çalışmak çok iddialı.

Vallahi benim durumumda ben direk atlarım. Aslında bu kişiye göre, tercihlere göre değişir. Ben zaten sabaha karşı yatıyorum, 13-14 civarında kalkıyorum. Ben de mesela gece çalışmaya alışkınım. Şu anlık kimsede sosyal hayat olmadığı için yapıştırın gitsin derim ben.

15 aydır Amerika’daki doktora programıma uzaktan, İstanbul’dan devam ediyorum. Hem ders alıyorum hem de ders verdim. Ben hep genellikle gece saatlerinde çalışmayı seven bir insan oldum, o yüzden çok sorun olmadı. Ama sahura kalkar gibi sabah 4’te uyanıp ders anlatıp geri yatmak, gece 3’te giyinip makyaj yapıp sunum yapmak biraz dengemi bozdu ilk başta, sonra alıştım. Bir de normal düzende yaşayan biriyle aynı evde yaşasam kanlı bıçaklı olurduk muhtemelen ama partnerim de akademisyen ve genellikle günlük programı, yatma-kalkma, yeme düzeni benimkilere endekslenmiş durumda. Çünkü çok büyük bir evde yaşamıyorsanız ne kadar sessiz olsanız bile sıkıntı olabiliyor. Sosyal hayat kısmını çok bilemiyorum tabii çünkü benim dersim vs olmayan günler oluyor. Ama özetle Türkiye’de dolar kazanıp harcamak karar sürecinde ağır basan bir faktör olmalı bence. Özellikle de $2500 ve üstü bir maaştan bahsediyorsak.

şu anın şartlarında bence gayet güzel çünkü akşam kısıtlamaları varken gündüzü değerlendirebilirsiniz herkes evine döndüğünde iş yaparsınız. home office bencee düzeninealışırsınız ben vardiyalı bi çalışanım sabah uykusuzluğuyla iş yapmak günü çok zor bitirmeme sebep oluyordu ama güzelce uyuyup rahat rahat kahvaltı yaptığımda işe sanki gezmeye gider gibi gidiyorum. 1800-0200 gayet güzel bence

insanlarla sadece haftasonu görüşebileceğim dediğiniz gerginliğiniz haftaiçi çok sosyal oluyor muydunuz normalde? öyleyse biraz insiyatif ister bu durum

Çok yorucu ve yıpratıcı olur kesinlikle. Sosyal hayatın kalmaz.

daha iyi şartlarda başka iş bulabileceğine inanıyorum. Beklemekte fayda var.

16:24 teklif et

Kisiye bagli.
Evliyseniz, cocugunuz falan varsa, sürekli hafta ici pre-covid zamani disarida takılan biriyseniz zorlar.

Ama zaten böyle biri degilseniz bir kere alisveris, spor salonu, sinema vs gibi olaylar çok güzel olur, sürekli bos zamanlar denk gelir. Ek olarak sevgiliniz/esiniz calismiyorsa kendisi ile gün içinde birşeyler yapmak bazen akşamdan sonra yapmaktan da iyi olabilir.

Bu arada verimlilik falan da hep kisiye bagli. Bazilari isik varken uyuyamaz vs. Yani cok değişken var.
Ama bunlarin size etkisi olmayacaksa 1-2 sene yapilir güzel paraysa.

revize saatler teklif edin
atıyorum 4 saatiniz beraber olsun gibi

neticede devamlı beraber çalışmayacaksınız diye düşünüyorum?

uluslararası bir şirketin abd müşterileriyle doğu yakası saatlerinde çalışıyordum (3-12), iki yıl öyle çalıştıktan sonra daha iyi saatlerde çalışmak istediğimi söyleyip emea kısmına geçtim, iki yıldan uzun süredir de ingiltere saatine göre çalışıyorum.
amerika saatleri çok zorlamadı, bazen batı yakası saatlerinde çalıştığım da oldu, 3'e kadar falan.
sosyal biriyseniz olumsuz etkilenirsiniz, akşamları bir şey yapamamak benim de canımı sıkmıştı ki ben pek sosyal birisi sayılmam. ama çalışma açısından benim için o saatler daha verimliydi, hatta o zamanlarda şirkette en iyilerdendim, şimdi performansım daha düşük (bilmiyorum bu belki çalışma saatleriyle değil benimle alakalıdır). yalnız olduğunuzda o saatlerde karışan görüşen de olmazsa daha verimli oluyor gibi. ama evde aile eş çoluk çocuk varsa nasıl olur bilemem.

ben de tum gece calismak sandim basliktan.

atesle gitsin genc adamsin.

gündüz çalışsanız da insanlarla görüşemeyeceğiniz bir dönemdeyiz. akşam/gece çalışsanız ne olacak?

sağlık konusunda bir problem olacağını sanmıyorum. aydınlık zamanlarında uyanık olabilirsiniz. mesainiz bittiğinde yatarsınız, sabah da 1000-1100 gibi kalkarsınız.

işin içeriğine göre de, bir zaman sonra mesai saatlerinizi öne ya da arkaya çekersiniz.

Avusturya’da filan ventilli ffp2 maske kullanmak yasak, neden? Cunku koruma orani acisindan ventilsizden bir farki yok ama maskeyi takan kisinin nefesini vs filtrelemeden disari veriyor ventil sebepli. Yani aslinda karsidakiler icin tehlikeli hale geliyor ventilli ffp2 takan insan.

ventil sadece içeriye aldığınız havayı filtreleyecek, bu da bencilce bir hareket. maskenin esprisi sizi dışarıdan, dışarıyı da sizden korumak.

evet üretilmeyen modelden, sizin ipad’inizden verecekler. onun da bir fiyatı vardır, servise danışın.

benim bildiğim kadarıyla bu tarz ürün değişimlerinde apple "refurbished" ürünler veriyor. yani bir arıza nedeniyle geri alınmış, arızası ve kozmetik problemleri giderilmiş, pili değiştirilmiş ürünler. tamamen sıfır ürün vermeyecekler.

size ne zaman üretildiği belli olmayan bir ürün verecekler.

ben 2 kere, tanıdıklarım da 3-4 kere böyle ürünler aldık. problemsiz çalıştılar.

O zaman şu an neredeyse farkedilemeyecek bir hataya sahip cihazımla devam diyorum çünkü o kadar paraya değmez benim açımdan, sıfır verilmeyecekse. Cihazım çok temiz aynı zamanda. Dikkatli bakıp araştırırsan anca iğne ucu kadar bir yer bulabilirsin ekran probleminde de.

Bilgi için teşekkürler boşa gerçekleşecek bir işlemden kurtardınız.

eger uretilmeyen/stokta kalmayan bir model ise halen uretilen bir ust modelini verirler. bu biraz sans isi.

refurbished degil swap cihaz veriyorlar. yani sifir ama kutusuz.

eger sorun sadece pikselse ve ortada bi yerde degilse hic degmez.

@yoggi eğer dediğiniz gibi üretimde olan devamı niteliğindeki cihazı vermeleri söz konusu ise o zaman bunu düşünebilirim. Net midir bu bilgi?

eski Apple Care calisaniyim. bilgi net ama ne olacagi net degil.

cihaz servise aliniyorsa ve degisim istenirse ayni model yoksa ust model verilir. servise de sorabilirsiniz bunu hatta Apple'i arayip onlara da.

Onlar ürünün refurbished olup olmayacağı konusunda bilgi verirler mi? Bir de sitede yer alan garanti dışı tamir ücreti tamiri mümkün olmayan ve değişim kararı alınan ürünlerde değişiklik gösteriyor mu. Mesela 3 buçuk bin TL gibi bir fiyat var orada. Güncel satılan iPad Pro 8 buçuk bin TL. Devamı niteliğindeki ürün için karlı bir değişim müşteri açısından. Hatta suistimal edenler de olur.

protez doçenti bir arkadaşım, yerli implantı sktrt demişti.

montag kahvecisi kendi suyunu kendisi yapıyormuş (git: montagcoffee.com). onlara sormuştum bizim hangi suyu kullanmamızı önerdiklerini, nestle pure life'ı önerdiler.

Musluk suyu. Tavsiye ederim.

musluk + brita

brita'dan geçen musluk suyu kullanıyoruz. bu suyla içme suyunundan yapılmış kahveleri yan yana koyup tadım testi yapmadık ama hissedilebilir bir tatsızlık yok.

bu arada herkesin musluk suyu farklı olabilir. bazı binalarda büyük depolar oluyor, bu depoların temizliği, kullanılan boruların temizliği, bunlar hep suyun kalitesini etkileyen şeyler.

youtu.be

11:40 dan sonrasina bi bak, fikir verebilir. alanin baya benzer duruyor.

ben suan senin koydugun linkteki gibi acik bi raf kullaniyorum onun yerine kapakli icine isik ve toz almayan baska bisey yapmaya calisicam

anladığım kadarıyla zaten kapısı olan bir kilerden bahsediyoruz. bir daha kapaklı bir dolap koymak kullanışsız hale getirecektir.

ben olsam, ölçü alırım, dümdüz raf kestiririm koyar geçerim. rafları L şeklinde ayaklarla duvara sabitleyeceğiniz için, dikme vs olmayan, çok kullanışlı raflarınız olur. tüm rafların aralarını aynı boy yapmayın. atıyorum en üst ve en alt daha yüksek olsun. diğer raflar için sıklıkla kullanacağınız kavanozların boylarından biraz daha fazla ölçü kullanın.

Ceviz-krem 2 (iki) Kapaklı 5 Raflı,katlı,bölmeli Ayaklı Gold Çok Amaçlı Ayakkabı Dolabı, Ayakkabılık
www.moderniya.com.tr

Şunların ikinci elini her yerde bulursunuz. Bir çift yaprak anaktarla istediğiniz aralıkta kurar, istediğiniz şekilde değişiklik yaparsınız. Kapalı dolaba hiç gerek yok. Sağ duvara bir sıra sol duvara bir sıra kurun geçin.

www.refsan.com.tr

dikkat etmeniz gereken en önemli şey, genpower olmaması.

Az daha alıyodum niye

mendeley veya zotero işe yarayabilir

"etiket" ya da "tag" aradığınız şey bu aslında.

dosyaya sağ tıklayın, özelliklerden detaylara girin. orada etiketleri bulun. istediğiniz etiketleri noktalı virgül ile ayırarak yazın.

sonra arama kısmında "tags: istediğiniz etiketler" şeklinde yazın. sonra bu aramayı kaydedin. bu aramalar users\kullanıcıadı\searches klasörüne dosya olarak kaydediliyor.

Ya da kredibilitesini başka nerden teyit edebilirim tanıdık bankacı falan mı lazım?

Raporun gerçekliği bir yana, hiç borcu olmayan, kredi kullanmamış, milyonlarca lirası olan birinin findeks skoru çok düşük hatta sıfır çıkabilir, bilginiz olsun diye yazıyorum. Öte yandan ev sahibinin skoru görmek istemesini biraz anlayabiliyorum ama findeks raporunda kişinin ne kadar borcu var, hangi bankayla çalışıyor, kaç tane kredi kartı var, limitleri ne kadar, taksitli harcaması ne kadar vesaire birçok bilgi bulunuyor, bunları göstermemek isteyebilir insanlar doğal olarak.

Tanıdık bankacı bulursanız böyle bir şey teklif etmeyin, suçtur.

@orient blue'nun da anlattığı gibi findeks kötünün iyisi bir sistem. kredi kullanmamış, kredi kartı olmayan vs birinin notu çok düşük çıkabiliyor. bankacılık ürünlerini kullandıkça size not verdiği için banka ile işi olmayan birisinin nasıl notu olsun?

kaldı ki, findeks'in ölçtüğü şey, kişinin kullandığı bankacılık ürünlerinin ödemelerine sadık olup olmadığı. orospu çocuğu olup olmadığına bakmıyor. kiracınız hakkında fikir vermeyebilir.

bu evi 4 yıl önce kiraladığım dönemde, 15 yıldır freelance çalıştığım için gelir gösteremiyordum ve kredi notum nispeten düşüktü.
sonra başka sebeplerle şahıs şirketi falan kurdum da iyice yükseldi.
ama bu süreçte de dünyanın en iyi kiracılarından biri oldum.

hayallerimdeki evi bulsam, sırf ev sahibi böyle bir şey istedi diye evi kiralamaktan vazgeçerim.
hadi kefil mefil bir yere kadar tamam da, artık bu özel hayat ihlâline giriyor.
sonuçta zaten iki ay kira ödemese icraya verip kapının önüne koydurma hakkı size ait.

findekse çok guvenmemek lazım borç takan adam her türlü takar gene

Kredi kartı, kredi kullanmayan ama çok parası olan insanlar tanıyorum. Findeks skoru benden düşük:)

Böyle kampanyalar satmakla uğraşmak istemeyen ya da satacak durumda olmayan insanlar için. Kendiniz daha iyi fiyata satabilirsiniz tabii ki.

kendin satsan daha yükseğe satarsın. genelde mantıksız oluyor.

kendiniz satın. kesin daha iyi fiyat bulursunuz.

öte yandan, mba2017'nin hala kullanılabilir olduğunu düşünüyorum. i7p'yi de telefonla çok işi olmayan bir aile büyüğünüze verin mesela.

çünkü yönetenlerin görevde kalmak, göreve ve imtiyazlarına devam edebilmek gibi amaçları bir anda öncelikleri oluveriyor.

halk da yönetici seçerken ideolojilerden sıyrılıp salt yöneticilik vasfına göre seçim yapabilecek kadar kalifiye değil.

böyle bir kısırdöngü.

hak ettiği şekilde yönetilir milletler, ne eksik ne de fazla.

Düşüncen en basitinden yanlış. Devlet dediğin kurum halka hizmet amacıyla var olan bir kurum değil aksine insanları yöneten, yaşamı şekillendiren bir güç. Bunun da ötesinde şirket ve devlet ayrımını çok iyi yapamamışsın bence ancak hadi dediğin gibi şirketin amacı para kazanmak ve devletin amacı da insanlara hizmet etmek olsun.

O zaman ilk soru, kim niye gidip başkalarına hizmet etmek için gönüllü olsun? Yani şirkette üst seviyedeki adam diğerlerinden fazla kazandığı için daha da çabalıyorken senin mantığınla halka hizmet etmek için var olan bir kurumda kim neden gidip en üst düzeyde hizmet etmeye çalışsın? Senin onlara karşılığında bişey vermen gerekir ki onlar da bu göreve seçilmek için canla başla çalışsın. Yoksa aklı başında hangi kişi gidip "size en çok ben hizmet edeceğim, size hizmet etmek benim en büyük önceliğim" şeklinde düşünür? Illa bişeyler alacaklar ki yalandan böyle sözler söylesinler.

Bu da işte yönetme gücü ve tabii ki ücret demek. Yani devlet halka hizmet etmek için yok. Yönetmek için var. Sen gidip bir tarafı yönetmek istiyorsan da onlardanmis gibi yaparsın ki kendine destekçi bulasın. Onlardanmis gibi yapmak için de onların istediklerini bişekilde yerine getirmeye çalışırsın.

Yani kısaca ideolojisiz bir devlet imkansız.

kitlesel olarak öne çıkarılabilecek en kolay şey ideoloji. şu anda sokaktaki 100 kişiye sorsan, özellikle cahil kesim önce namazında niyazında olsun der, yönetim tecrübesi, becerisi çok önemli değil. Kılıçdaroğlu alevi diye oy vermeyecek inanılmaz büyük bir kitle var yani mesela. o yüzden bu söylediğin düzen biz profesyoneller için çok mantıklı evet ama toplumun %95'i için anlamsız.

Bunu Türkiye'de yapmak isteyip de yapamayan Cem uzan ya da Liberal demokrat partiydi zannımca. Halkta pek karşılık bulmadı onlar da. Bence sorun yöneticilerde değil halkta. Siyasetçi bu halkın kimyasına göre şekillendiriyor kendini. Bkz İmamoğlu. CHP bu işi çözdü mesela biraz geç de olsa. Halk eğitim seviyesi yüksek dini değerlerle devleti ayıran bir yapıda olsa ona göre bir siyasetçi ancak karşılık bulurdu

bence ideoloji tanımın yanlış. burada istediğin şey de bir ideoloji değil mi? liberal ekonominin ağır bastığı bir devlet de bir ideoloji. bir başkası da hayır devleti şirket gibi yönetmemeliyiz derse bu da bir ideolojidir.

sanırım ekonomik kararlar dışındaki şeyleri ideoloji tanımına sokuyorsun. ama devlet yönetmek ekonomiden fazlasıdır. her alanı içine alır. "herkes istediği gibi yaşasın, önemli olan ekonominin büyümesi" diyorsan bu da bir ideolojidir yukarıda dediğim gibi.

ancak miliyetçilik gibi kavramların genç nesilde bir karşılığı yok. o yüzden ideolojiler de değişiyor. 50 yıl öncesinin ideolojileri bugün pek de bir şey ifade etmiyor.

@j r r tolkien hayrani
öncelikle cevabını okuyunca serbest çağrışım şu geldi aklıma:
www.youtube.com

anayasada yazan da bu şekilde;
V. Devletin temel amaç ve görevleri

Madde 5 – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

bunu özetlersek millete hizmet etmektir diyemez miyiz?

ilk soruya cevap olarak bir şirket ceo'su gibi daha fazla kazansın diyebilirim. söylediklerimden bedavaya çalışsın, bana hizmet etsin kendi taş kemirsin gibi bir anlam çıkmaması lazım. hizmetinin karşılığını alsın ama bunu bir ideolojiden bağımsız yapsın demeye çalıştım.

edit:link

Bir devletin ortaya çıkma sebepleri veya devlet kökeni teorileri diye araştırabilirsin.
Öncelikle bir devlet için temel ve onu oluşturan bir sebepler olur.
Tamamen firma/şirket gibi ekonomiye dayalı bir devlet temenni ederken bile asker ya da genel anlamıyla güvenlik güçlerinin o devlet konumu, rekabet halinde veya düşman olduğu diğer devletler bir devletin salt alış veriş amaçlı kurulamayacağını gösterir gibi.

Bir de devlet varken bile firmalarda çalışanlar her türlü haklarını istemek ve almak noktasında sorun yaşarken Tamamen x devlet (ltd.şti.)de bu çalışanların halini düşünmek başka bir sorun gibi geliyor.
Sendika/adliye/sosyal haklar konusu bile hayal bile hiç olmayacak varsayımlar gibi geliyor insana.
Öyle değil mi ?
Sonuçta herkes devlet şti. i(çin) var.
Çin'de zaten bu noktada komünizme dayanan ama kapitalizmin estiği bir yer. Sonuçta 1.5 milyar insan var. Herkes tamamen olmasa da bu haliyle potansiyel "işçi" konumunda.
Batıda ürünlerini satmanın yanı sıra bazı hakları koruma adına kampanyalara katılan veya diğer sosyal aktiviteleri olan ünlü markaların Çin'deki çalışanlarının halleri de ayrı konu

Çok yazılmış, okumadan göz attığım kadarıyla cevap vereceğim: belediye başkanlığı devlet yönetmek değildir. Sağcı ya da solcu olmadan "idare" edilebilir. Ama genel olarak her şey ideolojiktir. Burada sorgulanan Mansur Yavaş ya da bir başkasının sağcıları anarken solcuları anmaması ama oyu solculardan almasıdır.

@ilkot
O programda da ne delirtmisler kadini :D

Simdi sana bir soru, esnaftan harac alan kisiler bunu hangi amacla yapiyor ve millete ne diye aktariyor? Amac belli ancak amaclarini aktarma bicimi su klise 'koruma' adi altinda vs olabilir. Esnaf gidip dese ki 'hayir arkadasim ben sana harac vermeyeegim' ne olur? Adamlar bu sefer sana birsekilde zarar verecek.

Devletlerin olayi da bu hemen hemen. Hicbir devlet ozellikle gunumuzde gidip 'ben seni yonetiyorum, senin ne yaptigina ne yapacagina ben karar veriyorum. Sen yine de gelip bana para vereceksin' demez. Klasik 'seni korumak, sana hizmet etmek icin' varim der. Bunun icin de senden para talep eder. Sen o parayi odemeye itiraz et bakalim ne oluyor? Ee yukaridaki ornektekinden farki ne?


Sirket ve devlet olayinda olay yine ayni noktaya geliyor. Sen gidip bu adama para versen bile yine de o isi cekici kilman gerekir. Yani bu adam gidip ozel sektorde ya da baska bir iste devlet yoneticiliginden aldigi paranin esdeger ucretini hatta daha da fazlasini alabilecekken neden yoneticiligi secsin? Buradan bakinca diger yerlerde calissa 'millete hizmet etmesine' gerek kalmayacak, ee adam enayi mi ki gidip hizmet etsin? Degil. Isin ucunda yonetme olayinin oldugunu biliyor ve o yonetme karsiligi resmi olarak aldigi ucret gorece az bile olsa dolayli olarak bunu deli gibi arttirma olasiligi var eger amaci paraysa. Para olmasa bile digerlerini yonetiyor adam, koskoca ulkeler bir avuc kisinin kararlari ile hareket ediyor. Adam da gidip yonetilmek yerine yonetmek istiyor.

Eee sen yonetiyorsan eger oyle ya da boyle birilerinin seni dinlemesi ve sana itaat etmesi gerekir. Baskalarinin seni secmesi icin de onlarin istedigini onlara verirsin. Bu yuzden de yonetme olayindan ideolojiyi cikaramazsin.

geri kalmış toplumlarda siyaset ve sosyal yaşam içiçedir. buna bir de toplumunda birçok farklı yaşam tarzı ve etnik kökeni barındıran türkiye'yi düşündüğümüzde bu topraklarda ideolojisiz siyaset eşyanın tabiatına aykırı. bak norveç'te var mesela dediğine yakın bir yönetim şekli. orda sandığa gitme oranı %30 bile değil adamların tek derdi gelen gelsin de düzgünce yönetsin.

devleti yöneten kişinin alması gereken kararlar var. kimisi çevreci kararlar alacaktır, kimisi çevre umurunda olmadan inşaatçı kararlar alacaktır. kimisi komşu ülkelerle savaşa girmek isteyecektir, kimisi barışçı olacaktır. kişiler ya da partiler seçimlere girerken yapılan kampanyalarda bütün bunları ayrıntılı anlatmaya çalışsalar da, yapılan seçim kampanyalarının reklam olduğunu, başa geçince yine kendi kafalarına göre iş yapacaklarını düşünebiliriz.

bu sebeple, genel olarak kendimizle aynı düşünce yapısına sahip insanları başa getirmek isteriz. (çok kabaca, aynı düşünce yapısı = aynı ideoloji)

deniz gezmiş örneği üzerinden gidersek, 60'ların sonundaki olaylarda deniz gezmiş'in tarafında olan birisini mi devletin başında görmek istersiniz? deniz gezmiş'e düşman birisini mi devletin başında görmek istersiniz?

bir tanıdığım anlattı. 60'ların ikinci yarısında istanbul üniversitesi'nde okuyor. o zamanlar 5 vakit namazında ve milliyetçi birisi. olaylar sırasında sağcıların yanında sloganlar atıyor, kavgalara giriyor. olaylar devam ettikçe, karşı tarafın (deniz gezmiş'in olduğu tarafın) sloganlarını dinliyor ve diyor ki "bu adamlar hem kendilerinin, hem benim, hem de herkesin iyiliğine olacak şeyler söylüyorlar. bizim taraf ise sadece "allah sizin belanızı versin, sizi öldüreceğiz" sığlığında şeyler söylüyorlar. ben neden bu taraftayım? neden karşı tarafta değilim?" bunun üzerine taraf değiştiriyor ve solcu oluyor. solcularla birlikte olaylara karışıyor, hatta bayrampaşa'da 6 ay tutuklu kalıyor. (deniz gezmiş'le birlikte) yani deniz geçmiş'i sadece olaylardan tanımıyor. aynı koğuşta uzun süre birlikte kaldıkları için gayet iyi tanıyor ve hala çok seviyor.

şimdi bu anlattığım adam, deniz gezmiş'i seven adamı, deniz gezmiş'i sevmeyen adamdan daha çok sever. devlet yönetimine deniz gezmiş'i seven adamın gelmesini ister çünkü alacağı kararların, kendi düşünce yapısına daha uygun olacağını düşünüyordur.

@makarna
Siyaset dediğin direkt hayatın kendisidir. Her toplumda siyaset ve sosyal yaşamin iç içe olması normaldir. Geri kalmış toplumlarla falan alakası yok.

Onu da geçtim Norveçte katılımin %30 olduğuna dair kaynak var mı? çünkü benim baktığım resmi kaynakları neredeyse %80 olduğunu söylüyor. Bu da kaynak

www.ssb.no

Yaklaşık 3 milyon kişi oy kullanmış. Zaten seçmen sayısı 4 milyon falan sanırım.

Zaten ortada siyasi parti varsa ideoloji de vardır. Sen gidip bir partiye oy veriyorsan istersen katılım %10 olsun yine bir ideolojiye oy veriyorsun.

@tolkien, içiçe derken aşırı derecede içiçe anlamında söylemek istemiştim. benim gözlemlediğim kadarıyla avrupa'da siyaset genel olarak türkiye'deki kadar takip edilmiyor, konuşulmuyor. norveç'teki katılım oranında sen haklı olabilirsin hocam ben norveçli bir arkadaşımın yalancısıyım. 3-4 yıl önce öyle söylemişti.

@tolkien +1, devletin amacı hizmet etmek değil.

Ama zaten çok basit bir denklem var:

- CEO'nun amacı şirkete kâr ettirip shareholder'ları mutlu etmek.

- Siyasetçilerin amacı da kendini seçen/seçtirenlere hizmet edip onları mutlu etmek. Bunu yapmazsa seçilemez zaten.

Yani ideoloji teker teker ayrıntıya girmeden kime güzellik yapacağını kolayca söylemenin bir yolu. Çıkıp "ben muhafazakar demokratım" dediğimde epey büyükçe bir kitleye "ben size hizmet edeceğim" mesajı verebiliyorum otomatikman. Bu sayede oturup "asgari ücreti ortalama ücret yapıcam" ya da "çevre koruma kanunu her hafta değiştiricem ki kolayca bina dikebileceksiniz" dememe gerek kalmıyor.

Kaldı ki hizmet etmek sadece maddi şeyler üzerinden de olmuyor, kişilere kendini iyi hissettirebilmek de bir "hizmet" türü. İnsanların çoğu, Marx'ın zannettiğinin aksine, bu tarz şeylere eline geçen paradan daha çok önem verebiliyor.

"deniz gezmiş tiviti atmadı" anlamsız bir söylem değil o yüzden. O arkadaşın demek ki devletten sahiplenen erkek tutuşu bekliyor yoldan köprüden falan önce. Sen de mesela "sadece işini yapsın" diyerek bir özgürlük alanı bekliyor olabilirsin.

Sanma ki şirketlerin ideolojileri olmaz.
Mesela çalışanlarına daha çok özerklik tanıyan şirketler var, daha tepeden yönetilen şirketler var.

İş bankası ile red bull'un ceolarının yönetim modelleri benzer mi sence?

Yani fikir ayrılıklarının olması kaçınılmaz. Burada sorun farklı fikir ayrılıklarını kabul edebilmek. Türkiye'de sorun bu. Herkes bizim gibi düşünsün istiyoruz.

otomatik piyano'yu okuyalim, vonnegut cevabini yillar önce vermis.

okuyamam daha cok para kazanmam lazim diyorsan, sirketler karlılık temelinde kurulmustur ve karlılıga hizmet eden verimliliği artirmaya calisir. insan ama hic de verimli bir canli degildir, rasyonel hic degildir, pipisinin kukusunun keyfine yaşamayi calismaya ve üretmeye tercih eder. bu sebepten

a- sirket gibi yönetirim, "ben bir bakima ülkemi pazarlamakla mükellefim" diyenlerin ülkeyi getirdigi yeri görüyorsun.
b- hadi muhtesem bir yönetim sistemi kurdun, verimli olmayan engellileri yaşlilari ve cocuklari ne yapacaksin, sirkete kar getirmiyor diye öldürecek misin?
c-daha uzun yazacaktim ama gerek yok. olmaz o iş.

Akü cortlamış bence, kısa mesafede ve kullanılmayınca şarj etmiyor. Ölçtürebilirsin bir yerde.

aküyü değiştirip, kaçak var mı diye ölçtürmek en güzel çözüm bence.

Akünün ömrü zaten yaklaşık 4 yıl. Araç isterse 5 km yol yapmış olsun. 4 yıl sonra akü kimyasal özelliğini kaybeder. Akünün değişmesi lazım.

Ben de aküyü değiştirmekten yanayım. Şimdi akülere baktım da Mutlu Akü 500 liraya da var 1000 liraya da, bunu değiştirirken neyi kriter alıp değiştirmek gerekiyor acaba. Sanırım amper değeri arttıkça fiyatı da artıyor, kaç amperlik almak gerekir?

az önce motorumu 1-2km götürüp getirdim boşta çalıştırdım. akü hep akü

4 yılda akü ömrü biter. değişim vakti

Kendi aracındaki akünün üstünde özellikleri yazar. Ben olsam üstünde hangi akü varsa aynısından alırım. OEM onu kullanıyorsa bir bildiği vardır. Haa aküyü satan akücü "abi 50 lira fazlaya Varta var, ondan takalım" derse akücüyü dinleyebilirsin. Aracındaki akü 60 Amperdir, 65 Amper takalım derse akücü o da doğru. Düşük olmasın yeter ki. Akım biraz yüksek olsa bir şey olmaz.

değiştir

Akün deşarj duruma geçmiş olabilir, uzun bir süre çalıştırılmazsa Volt un da azalma olur o da marş motorunun çevirecek günü üretemyebilir.

Akünü çıkartıp yakındaki bir akücüye ölçtürtebilirsin, tekrar şarj eder. Akü hiç tutmuyorsa o zaman değiştirebilirsin aslında.

Ek olarak akü takviye cihazları var hem powerbank, ışıldak ve akü takviye içn arabanda bulundurabilirsin. Zor zamanlarda çok işe yarıyor.

www.youtube.com

Arkadaşlar sizlerin de söylediği gibi akü bitmiş akşam değiştirdik, teşekkür ederim.

@gibicibicis hocam aküyü değiştirdim ama ne olur ne olmaz diyerek bundan da alacam bi tane teşekkür ederim.

aklında kalacağına 250-300 ver azilname yazdır. işin uzama ihtimaline karşı genelde süreli vekalet vermiyorum ama iş bitince azilname yazdırıyorum notere. ne işi olursa olsun. bu durum güvenden ziyade yaşanacak olumsuz bir durumda elde evrak olması.

İptal ettirirseniz kafaniz rahat eder.

vekalette spesifik olarak o daire ile ilgili bilgiler yer alıyorsa ne gerek var ?

çizmek istediğiniz resmi karelere bölün. ne kadar fazla kare, o kadar iyi. sonrasında çizim yapacağınız duvarı da aynı sayıda ve oranda karelere bölün. sonrasında kareleri teker teker çizin.

bina genişliğinde boydan boya bir bahçe duvarından bahsediyoruz. biz anca çizimlerin içini boyayabiliriz, mümkün değil çizmemiz:) hazır satılan büyük ölçekli bir şeyler yok mudur gerçekten?

Aradığınız şey "stencil" sanırım. İnternette araştırın, sehpadan duvara birçok alana desen vermek için kullanılıyor.

Hiç bir fikrim yok esasen ama sadece duyuruyu görünce araşrırdım

Stencil diye geçiyor galiba duvar stencili diye araştırınca değişik şeyler çıktı belki işinizi görür

www.stencilsepeti.com misal bu sitede 100×100 cmlik şablonlar var

çok teşekkür ederim.

bir projeksiyon cihazı bulun istediğin deseni laptoptan duvara yansıtın ve anahatlarını çizin

bahçe çok aydınlık olmadığı zamanlarda gölgeli, akşamüstü, gece çizebilirsiniz

youtu.be
youtu.be
youtu.be
bu adam tepegöz kullanmış ama tekniği anlatmak için paylaştım

@yabiraksimdi : duvarın ne büyüklükte olduğu önemli değil. çizim yapacağınız duvarın/alanın ölçülerini 10 metreye 2 metre kabul edelim. siz 10'a 2 oranında bir resim bulup küçük karelere böleceksiniz. aynı şekilde duvarı da karelere böleceksiniz. elinizde küçük küçük bir dolu kare olacak. siz duvarı bir kerede boyamayacaksınız. resmin küçük parçalarını , küçük küçük kareler halinde çizeceksiniz.

www.e-icisleri.gov.tr

içişleri bakanlığının kendi sitesinde böyle bir yer var ama benim evrakta çalışmadı

istanbul pendik ümraniye arasından bildiriyorum. eskiden görev yazısını görünce geç derlerdi, belki 100 çevirmede 2 kez baktılar yazıya. ama son yasaklarda çevirme sayısı arttı ve hemen hemen her çevirmede yazıya bakıyorlar. ancak güzergah doğrulama veya alttaki onay koduna falan baktıkları yok. şimdilik. (elimde sadece Cuma günü yeni sistem başvuru sonucu aldığım kaşeli imzalı görev yazısı var.)

bu konuyu biz de araştırıyoruz ama sanırım kendi şirketi üzerinden alması gerekiyor

benim bildiğim nace kodu uymazsa edevletten çıkmıyor çünkü arkadaşıma çıkmadı.

hangi nace kodu?

vallahi ben de anlamadım ama çıktı. görev belgesinde işyerinin nace kodu 731101 diye gözüküyor, ama muafiyet listesinde bu kod gözükmüyor. yani polis durdurduğunda kağıttaki koda bakıp elindeki listeden o kodu mu arıyor yoksa belgenin en altındaki doğrulama kodu'na mı bakıyor?

edevletten belge çıktıktan sonra polise ne? polis kodu doğrular, ok der geçer. devlet düşünmüş, nace koduna göre belge vermiş. tekrar tekrar nace kodu doğrulamakla uğraşsalar, çok vakit kaybı olur

Cevabını bilmediğiniz sorular için "I'll circle back to you" yardımcı olabilir.

www.askamanager.org

Bu site genel olarak size yardımcı olabilir. Kalıplarla ilgili bir şey bulamadım ama kesin vardır biraz kurcalarsanız.

benim genel bir önerim var. eğer her cümlenize ve kelimenize aynı özeni gösteremeyecekseniz, araya kalıplar serpiştirmenin çok bir artısı olmaz bence. kendi ingilizce seviyenizde devam edin. basit cümleler kurun. kompleks cümleler, normalde bilmediğiniz kalıplar ya da kelimeler kullanmayın. bilmediğiniz bir şeyi kullanmaya çalıştığınız zaman, yanlış yerde kullanma riskiniz var. komik duruma düşersiniz.

geliştirmek için ise :

1 - iyi ingilizce bildiğini düşündüğünüz birisine, mümkünse bir ingiliz'e, ara ara okutun. düzeltme anlamında değil, sonradan okutun. size fikrini belirtsin. bariz hatalarınızdan arının. cilasını sonradan atarsınız.

2 - internetten bol bol örnek rapor vs okuyun ama kelimeleri/kalıpları kopyalamayın. siz yine kendiniz yazmaya devam edin, okuduğunuz kelime ve kalıplar yazarken aklınıza gelirse kullanın. aklınızda yer etmemiş şeyleri kullanmayın.

3 - bunu nasıl bulursunuz bilmiyorum ama özellikle sık kullanılan sıfatların önüne "very" ya da "too" koymak yerine kullanabileceğiniz tek kelimelik sıfatlar var. onları öğrenin.

@co2s2; en son madde geçen debe' de vardı.

" Please do not hesitate to ask if there is something." her mailin sonuna yapıştırırım.

www.instagram.com
www.instagram.com

Çok uzun süre bozulmadan kalır ama çok hızlı bayatlar. Bayatlamıştır, tadında sıkıntı yoksa sorun değil.

Blooming denir o isleme, yani kahve cekirdeginin suyla birleserek karbondioksit salmasi. Taze kahvelerde daha belirgindir, kopurmuyorsa taze olmadigini gosterir. Bozulma degil ama bu durum, kolay kolay bozulmaz kahve.

2 ay kahve icin cok cok uzun bi sure. evet kahve kolay kolay bozulmaz bu dogru ama cekirdek kavrulduktan sonra 2 hafta icinde tuketilir, sureyi uzatmak icin airtight vacuum container kullanbilirsin, olsun o da +1 hafta.

2 ayda kahve bayatlar ama "allah kahretsin bu ne aq!!!" diyecek kadar bayatlamaz. şöyle diyelim, keşke kahve kavrulduktan sonraki 1-2 hafta içinde tüketebilsek ama olmazsa olmaz bir durum değil.

aliexpress'ten almıştım ben 25-30 usd gibi bir şeydi, markası nb. türkiye deposundan çok hızlı bir şekilde gelmişti. 2 yıldır kullanıyorum memnunum.

tr.aliexpress.com

1900'lük olan 700'lük olan aynı özelliklere sahip görünüyor. aralarındaki fark, 1900'lük olan kensington marka. kensington, yüksek kaliteli ve pahalı ürünler üreten bir marka. (kalitesine göre pahalı demiyorum) dark ise bildiğim kadarıyla fason üretim yaptıran, ismi cismi belli olmayan bir marka.

kensington'ın işinizi göreceğine eminim. adamlar yapmışsa yapmıştır. dark için bir şey diyemem.

25" büyük değil. Aşırı pahalı bir ürüne ihtiyacınız olmaz.
Ben flexyarm kullanıyorum ve çok memnunum ama çift kollusu var mı bilmiyorum.

turkcell ve vodafone'un bu hizmetleri var. onlara sorsanız?

netgsm'e de bakabilirsin

evet oyle denebilecek bi asama
var ama ne zaman bilmiyorum bolgenin implanta uyumlu olup olmadigina bakiyorlar

üstteki diş büyüyor ediyor galiba

çekilen dişlerin yanlarındaki dişler yer değiştirebilir. üst hizasındaki diş aşağı inebilir.
belki şuanki diş konumları korunması için gece kullanmalık diş plağı kullanılabilir. doktora danışın bence bu konuyu

Çekilen dişin yerine takma diş yapılmadığı, boş olarak bırakıldığı taktirde
Zaman içinde boşluğun bulunduğu yerdeki çene kemiğinde erime meydana gelir.
Karşıdaki dişte boşluğa doğru uzama, dolayısıyla da güçsüzleşme meydana gelir.
Yanlardaki dişlerde boşluğa doğru eğilme oluşup formları bozulur.
Bu sebeplerden ihmal etmemenizde fayda vardır.

import etmeyi dener misin. normalde jilet gibi cikmasi lazim.

Çalışma vektör değil, bu sitenin bazı dosyalarında oluyor böyle

denedim, bende de aynı çıktı. sorun sizde değil.

denedim jilet gibi. transparan bir katman var o nedenle bozuk gibi görünüyor olabilir.
mother's day kısmında biraz zorun var gibi.

edit: smooth tool (ai) ile belli oranda mothers day yazısı düzeliyor.

200bin normal , sonrası başka gelir kaynağı da şart gibi.

84.000 TL

kendi arkadaşlarıma falan bakıyorum 3 aşağı 5 yukarı bu tanıma uyan arkadaşlarımın ortalama olarak 200-250 bin bandında bir araçları oluyor (evlenince gelen altınlar hariç olarak)

Gerçekten bunun bir standardı olduğuna inanamıyorum.
Ama bu kişinin borcu yoksa
Hayatını keyifle yaşıyorsa (spor gezme yeme içme vs)
Kenarda da 100 150 bin TL varsa bence TR şartlarında güzel

@chicha +1

Yazmak istediğim çoğu şeyi yazmış. Bu süreçte bir araba aldığını ve senede 1-2 tatil yaptığını düşünürsek, kenarda 100K parası anca olur.

100 bin civarı.

bir suru degisken var. ne kadar zam aldi, cok luks harcamalari var mi, ileride ne yapmayi dusunuyor, istisnai giderleri var mi vs...

bence aralik vermek daha dogru olur.

50-100 arasi paraniz varsa hem gelecek icin umutlu hem de kotu gunler icin guvenli olursunuz.

22 yaşında mezun olsa başlangıçta 4k 30 yaşında 8k kazansa ve bunun %20sini biriktirse 30 yaşında 115 bin tl birikimi olur.

Cevabım tartışma başlatıcı olarak görülmüş ve silinmiş. "Düzelterek" tekrar yazayım:

İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsa kira + faturalar + yeme içme + ulaşım en az 3 bin götürür maaştan. Benim ortalama maaştan anladığım 5-6 bin tl civarı. Onu da 30 yaşında ancak görmüştür.

Mezun olduğu dönemde 2.5 - 3 bine başlamıştır. O zaman birikim iyice zor oluyor, öğrencilikte yapamadığı şeyleri yapmak, alamadığı şeyleri almak istiyorsun, en kötü üstüne başına düzgün bir şeyler almak istiyorsun çalışmaya başlayınca.

Bence 100 bin varsa kenarda oh ne ala desin böyle biri.

Türkiye için biraz karışık bu bence.

Mesela son yıllarda hiç para biriktirememiş de olabilir. TL biriktirdiyse 100 bin olabilir (ki aileyle kalan arkadaşlarım bile bu kadar biriktiremedi) ama 4 yıl önce 55 bine bir araba alabildiyse şimdi sırf o araba 150 bin de olabilir.

herkes Türkiye'yi çözüp hemen araba ev almaya girişmiş sanıyorum, yani öyle yapanlar 200-300 diyebilir. Diğer türlü dümdüz para biriktiren o rakama ulaşamaz. Ben dolar altın biriktiriyordum kriptoyu keşfetmesem o rakamlara ulaşmam çok zordu.

24 yasimdan beri bilfiil calisiyorum, 30 yasima kadar hic para biriktirmedim. hep tatile gezmeye yeme icmeye harcadim. baska inanilmaz luks gider kalemlerim yoktu ama 3 ayda bir yurt disi tatilim olmayan sene yoktur bu 6 yilda. sonrasinda da az gezmeli daha cok para biriktirmeli bir hayatim oldu. yine cilginca biriktirmiyorum tabii ama birikiyor kenarda. soru benim birikimim olmadigi icin ne kadar oldugunu yazmayacagim. demek istedigim buna ortalama bir sayi vermek cok zor, maasa, harcamaya, giderlere ve kisiye gore degisen onlarca parametresi var.

22'de mezun olup, ilk 3 sene 4bin lira, sonraki üç sene 6bin lira, son 4 sene 10bin lira kazansa:

ilk 3 sene birikim yapamaz.
ikinci 3 sene ayda bin lira biriktirir.
son 4 sene ayda 4bin lira biriktirir.

toplamı 228bin yaptı

daha fazla birikir mi? evet, birikir. daha az birikir mi? tabii ki

100 bin bakit + 70 bin araç.

8 sene tek başına yaşayıp kira, fatura ödeyip 100 bin-200 bin biriktirmek ???
Ayda bin lira kenara atmış olsa anca. Hiç tatile gitmedi ya da başka masraf çıkmadı. Bence tek başına yaşayıp kenara para atmak çok zor. Hele bir iki gezeyim diyen biri hiç birikim yapmamış da olabilir.

gercek bir ornek olarak ben varim. gercekler

1. insanin yasi ve geliri azken daha cok para biriktiriyor.
2. hep ayni isyerinde ayni parayi kazanmayacaksin. issiz kalacaksin, cepten yiyeceksin vs..
3. beklenmedik harcamalarin olacak (ameliyat olmam lazim, disini yaptirman lazim, babanin arabasi kaza yapti, ev alicaz yardim yap vs.. )

30uma kadar 50bin biriktirmistim. bence ne kadar biriktirdiginiz onemli degil. kendinizi bir meblaga sartlamayin. para biriktirmek motor bir aliskanlik haline gelsin en onemlisi o. ki zaten bu duyuruyu actigina gore zaten birseyler biriktirmeyi aliskanlik haline getirmissin demektir. ha bundan sonrasi icin ne yapabilirsin? eger gercekten cok para biriktirmek istiyorsan nacizane tavsiyem,

ev, araba yada sevdigin pahali seyleri arastir. almayacaksan bile sahibinden'e gir bak. randevu al gercekte gor.

ruyalarini susleyen seyler gorup alamayinca insan bileniyor ve bu bilenme hali cogu insanda daha cok tasarruf yada ek gelir modelleri bulma gibi motivasyonlara donusuyor.

Kapalı.

telefon tamircisi de açık olacaksa, kim kapandı?

kapalıdır bence.

Arka camda film varsa o yapıyor

film yok, arka camlar fabrika çıkışı karartılmış. ama önceden yoktu bu, yaklaşık 2-3 yıldır aynı aracı kullanıyorum zaten.

kendi imkanlarınızla aynayı söküp takabiliyorsanız iyice sıkılaştırın. lastik basınçlarından olacağını düşünmüyorum öyle olsa yol tutuşuyla ilgili de sorun yaşardınız. muhtemelen havalar ısındığı için hafif bir genleşme yaşayıp saçmalamıştır ayna.

rot/balansa sok araci. Sen hissetmesen bile lastiklerin balansi kacmis olabilir.
Ya da jant yamultmus olabilirsin. Lastikler eski ise lastikte sikinti olabilir, vs.

benim eski bir arabamda müziğin sesini çok açınca, özellikle bası bol bir şarkı ise, dikiz aynası titriyordu.

Dikiz aynasının oynar kısmı ya da camla olan bağlantı noktasında bir gevşeme varsa yapıyor bunu.

@msb +1

Dikiz aynasıyla ilgilidir. Lastikle alakası yok.

daha önce benzer bir yerden 2 set forma yaptırdım. çok dandik değillerdi. google'dan ilk bulduğum siteydi.

ama benim önerim, bilindik bir markanın mamüllerini alıp sonradan baskı yaptırsanız daha kaliteli bir şey çıkar ortaya.

kız güzel ve ismi yoksa, video'nun altındaki yorumlarda kesin vardır.

Alttaki yorumlar zeka düşüren cinsten

yemedim icmedim buldum

simge defne imis...

vpn ile tr'ye bağlanabilirsin veya kablotv'nin yurtdışı için farklı bir üyeliği olabilir.

ama en güzeli bence iptv.

telif mevzuları nedeniyle sadece türkiye'de izlenebiliyor olması çok büyük ihtimal.

soruya kaynak olacak ama @reanarchy vpn ile tr'ye bağlanmak için hangi vpn i kullanabiliriz aradım taradım bulamadım

turkiyedenmis gibi baglanti icin vpn onerisi ve iptv onerisi verebilen olur mu lutfen?

imgur.com

Touch grey

malbuş light

harvest mentollü

bankalar 2000 öncesi köhne, hantal yapılardı. banka demek sıra kuyruk vs. demekti. garanti bankası eski genel müdürü akın öngör ile beraber bu sistemi değiştirdi. müşteriyi ve teknolojiyi odağa alan bir anlayış getirdiler ve sonuçları bu şekilde oldu. akın öngör istifa ettikten 10 yıl sonra süreçle ilgili bir kitap yazdı. benden sonra devam.

en pahali hizmet veren bankalardan. yasal duzenlemelerin kati olmadigi donemde cok saglam reklam ve prom yapip yer kapti.

1 - maaş müşterisi çoktur. sokaktan geçene hesap açmakla o kadar müşteri toplanmaz.

2 - her yerde atm'si var. ben de garanti müşterisiyim. hiç bugüne kadar "aa burada ziraat, akbank ve işbankası atm'si var ama neden garanti yok?" dediğimi hatırlamıyorum.

ziraat kadar yoktur bence. ben de garanti maaş müşterisiyim açıkçası da memnunum pek bi sorun çıkmadı şimdiye dek. ben reklamla alakalı olduğunu düşünüyorum.

tost makinesi döküm tava kadar ısı veremez asla.

link açılmıyor ama anladığım kadarıyla ocak üstü tost makinesinden bahsediyorsunuz. elektrikli tost makinesi değil. ocak üstü ise işinizi görür bence.

link açılmıyor, ama demirin kalınlığı da önemli rol oynuyor.
Büyük ihtimalle tost için olan demir incedir, steak için olan kalındır.

Ölçüleri bir kontrol et, ne kadar fark olduğuna bak derim.

amme hizmeti yapıyorum. op'un atmaya çalıştığı link şu:

www.amazon.com.tr

Jabra elite 65t

jabra elite 65t +1 - eşime aldık, çok memnun. ara ara çok güzel indirimlere giriyor. bim'de bile satıldı. tek sıkıntı, ilk önce illa sağ tekini takmanız lazım.

ben kendime anker'in bir ürününü aldım, (millerimle alacaktım, sadece bu vardı) memnunum ama para verip alacaksam yine jabra alırım.

Barista sütüyle deneyin, marketlerde sek ve pınar'ın bulunuyor.

bu makinelerle kıvamlı kaymak gibi süt olmuyor, bunun latte go modelini alsanız da olmaz.
ben de indüksiyonlu basit bi süt köpürtme aleti var, o bu makineden çok daha kıvamlı ve güzel yapıyor sütü.

www.amazon.in

istediğiniz kıvam, süte ufak ufak baloncuklar yerleştirmeniz ile oluşacak. baloncukları sıcak buhar üfleyen çubuk ile yapacaksınız ama sütü de kaynama noktasına getirmeyeceksiniz. o halde:

1 - daha uzun süre baloncuk yerleştirmeniz için, daha soğuk süt ile başlamanız lazım. yani sütü dolaptan soğuk soğuk alın.

2 - ilk önce sütün yüzey bölümünde çalışın. köpürtün, bir miktar "baloncuk" oluşturun. böylelikle daha sonradan aşağıda oluşturacağınız "baloncuklar" yüzeye geldiğinde kaçacak yer bulamasınlar.

3 - bulabildiğiniz en yağlı sütü deneyin.

Evde Nespresso'nun süt köpürtücüsü var.
Gözlemlerim: Soğuk süt daha iyi köpürüyor. Uzun ömürlü sütler hiç köpürmüyor, en iyi, yoğurtluk diye satılan fazla yağlı sütler köpürüyor.

Barista sütü diye sattıkları herhalde coşuyordur, hiç denemedim.
Süt çok fark ediyor özetle.

API Amerikan Petrol Enstitüsü;
ACEA Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği;
ILSAC Uluslararası Madeni Yağların Standardizasyonu Komitesi imiş
Dolayısıyla çok takılacak kriterler değil bence zira bilindik iyi markaların mutlaka uygunluğu vardır. Yağ seçerken motor tipi,aracın kmsi ve kullanıcı tecrübeleri en önemli kriterlerdir, en azından ben bunlara göre seçiyorum.Aracın kılavuzunda önerilen (anlaşıp reklamını yaptığı) yağ umurumda bile değil.

yağ seçimi bu kadar zor bir şey değil.

çoğu yağ markasının websitesinde hangi marka model araca, hangi yağ olur gibisinden bir "sihirbaz" var.

bir de arabanın kaputunu açtığınızda, en öne doğru bir yerlerde "10w40 şu marka yağ kullanın" gibisinden bir etiket vardır. sizin için önemli olan "10w40" kısmı. gibin o yağdan alın kullanın.

10W40 gibi kısmı bulun önerilen üreticiden. Bir de kutunun üzerinde sizin arabanın markası yazıyorsa tamamdır.

Aynı üreticinin, aynı incelik ayarında (10W40 demiştik ya) farklı markalara uygun farklı modelleri olabiliyor.

mertocak.work

Diski görüyor, içindeki dosyaları da atıyor ama ben harddiske dosya atamıyorum. Disk utility seçeneğini de deneyeceğim

m.youtube.com

hocam
macler her formatta hdd yi okur ama yazmayabilir
ntfs win32 vs. bir suru format var
genelde olay ntfs dir
ek program ya da hdd yi formatlamak gerekiyor
en temizi dosyayı kendine mail at

disk utility'lik bir durumunuz yok bence.

hard disk, %99 ihtimalle ntfs'dir. mac'ler ntfs okur ama yazamaz. bunu sağlayan programcıklar var. mesela ben "paragon ntfs for mac" kullanıyorum. ararsanız internette benzer bir iki program bulursunuz.

Sorun co2s2'nin verdiği yanıtta yer alan program sayesinde çözüldü

195 yerine 205 bakalabilirsiniz.

yukarıda da arkadaşın söylediği gibi son 16 jant çapı hariç ölçüler konusunda 10 artı yapabilirsiniz.

195 lastiğin yüzey genişliği-yükseldikçe yol tutuşu artar ama sürtünme sebebiyle yakıt artışına yol açabilir. çok yükseltmemekte fayda var.

50 lastiğin yanak genişliği-yükseldikçe bozuk yollarda yaylanma, konfor artar ama araç yükseleceğinden yüksek hızlarda ve virajlarda yol tutuşu azalır.

16 jant çapı- bunu değiştirmeye kalkmayın.

kendinize yeni jant alın, kafanız rahatlasın

@co2 zaten janta harcayacağım paraya lastik alırım 2 sefer :)

en ucuz 30 liralık olan da aynı işi görüyor

20-30 liraya al geç. çok poserım miligram ile kahve demliycem falan diyorsan uçuk pahalı modeller de yok değil :D

www.hepsiburada.com

geçen yıl şunu almıştım, iş görüyor.

100 gram unla 200 gram suyu karıştırıp hamur yapacaksanız, 102 gram un olması problem değilse, hepsi işinizi görür bence.

i.resmim.net

Bu seçenekler yok mu?

i.resmim.net bu şekilde var ama değiştirince hepsi kulaklığı etkiliyor, hoparlöre geçmiyor.

önümde windows bilgisayar olmadığı için tam anlatamıyorum ama mantığını anlatayım:

laptop'ın hoparlörlerini "default" playback cihazı olarak tanımlayın, daha sonra hoparlörlerin ayarlarına girerek "bunu monitör et" ya da "bunu dinle" gibisinden bir ayar var, onu seçin. hemen altında da kulaklık çıkışını seçin. böylelikle aynı sesi hem hoparlörden, hem de kulaklıklardan alırsınız.

ya da başka bir mikser kullanmanız lazım. "voicemeteer" gibi. böyle bir mikser ile, farklı hoparlör ya da kulaklıklardan farklı sesler çıkartmak mümkün olur.

ben kitaba ulaşabiliyorum ama premium olsa bile PDF/EPUB olarak indiremiyorum.

içine ekleme yapacağınız hücreye tıkladıktan sonra, yukarıdaki formül satırına tıklayın, nereye yapıştırmak istiyorsanız, orada sağ tıklayın yapıştır deyin.

"dolu hücrenin içindeki yazının veya sayının bir kısmı" standart ise yani sağdan 3 karakter soldan 5 karakter vs gibi bunu =SAĞDAN (ya da soldan) formülü ile alacaksınız.

sonra =birleştir formülü ile üstte yazdığım şekilde aldığınız veriyi hedef hücredeki veri ile birleştirebilirsiniz. ama bunu bu şekilde yaparsanız 3. bir hücre girer işin içine.

tabi istediğiniz işlemi yapmanın birçok yöntemi var farklı formüllerle.

veri örneği koyarsanız daha net yardımcı olunur.

nasıl uygularlar bilemiyorum. şöyle olabilir. dışarda oldu diye tutanak tutular bir merkeze gönderilir. merkez de o gün muayene olmuşmu diye e nabız benzeri uygulamadan kontrol eder. muayene olmayana ceza keser. uğraşmak isterlerse böyle olabilir

Dışarıda tutanak tutacaklar, sonra da merkezde hastaneden geldi mi diye sorgulayacaklar. Gayet basit bir işlem.

112'yi arayıp şu hastanede randevum var izin belgesi alabilirmiyim diye soruyorsunuz. sizden randevu bilgileri, tc no ve cep telefonu nuramanız isteniyor. izin belgeniz sms ile telefonunuza geliyor. polis durdurduğunda gösteriyorsunuz.

özel hastanesiyse hastaneyi arayıp mailinize randevunuz olduğuna dair yazı da yolluyorlar.

özel hastanelerin enabız'a erişimi var. orada randevu oluşturmaları mümkün değil mi acaba?

tabii bunu yapsanız bile:

1 - bir hastanede tanıdığı olanlar, fake randevu açıp dururlar.
2 - özel muayenehanesi olan doktorların enabız erişimi var mı acaba?

millet olarak kafamız sadece yalan dolan hile hurdaya basıyor. onu da tam yapamıyoruz.

lens farkı olabilir.

"4K" tek başına bir anlamı yok, cep telefonu da 4K çekiyor.
sensör, lens, kayıt türü, ıvır zıvır bir çok etmen var.

isim ver, 100 bin olan red mi alexa mı mesela?

Sinema kameraları raw çekebiliyor. Çok önemli. Senin baktığın ucuzlar 8 bit çekiyordur, 10 bit çeken aynasızlar çıkmaya başladı onlar iyi sayılır. Çözünürlük her şey değil, Alexa 2.7k mı ne çekerken senin cep telefonun 4k çekiyor ama Alexa daha kaliteli. Basit denediğim bi örneği söyleyim, canon 5d mark 3 vardı, onun dahili sd kartına h264 kaydı rezilken kırılmış ve raw çekebilen hali çok keskindi. Aynı sensör, aynı kamera, sadece sıkıştırma ve sıkıştırmama neleri etkiliyor. Bu bir.

İkincisi, aynı sensörü foto mak. şekline sokarsan xlr giriş, sdi çıkış vb. profesyonel dünyada gerekebilecek bağlantıları atıyorsun. Sırf bunları koyduğun "aynı kalitede" alet bile daha pahalı oluyor. Video kameralar elektriğe bağlı şekilde ve 2 kart ile sınırsız (teorik olarak) video çekebilir, ısınma problemi düşünülerek tasarlanır, o ucuz dediklerin 29dk'ya sınırlıdır tahminen. Yani bir sürü şey var işin içinde. Video kameralara genelde dahili ND filtre konur.

Sinema kameraları tam tersi bomboş olabilir. Autofocus yoktur veya iyi değildir çünkü gerek yoktur mesela. Zaten focus puller o işi yapar. Ama kalkıp "ucuz kamerada autofocus var 100 binlikte yok ne saçma" dememeliyiz. Hepsinin kullanım amacı farklı.

Ama gördüğün gibi kullanımla ilgili, ergonomik bir sürü şey işin içine giriyor. Pahalı olan illa " görüntü kalitesi olarak iyi" demek de değil. Mesela tv stüdyosu kameraları pahalı olmalarına rağmen bi iphone ondan daha keskin kaydedebilir. Fakat iphone'u reji masasına bağlayamazsın, sdi çıkışı yok, saatlerce elektriğe bağlı olarak çalışamaz, lensi, sensörü, dahili nd filtresi, yandaki butonları ile her şeye kolay erişimi gibi bir sürü şeyi bu kameralardaki gibi olmaz.

Arabaları araştırıyorum. 50 km/saat hız yapabilen iki arabadan biri 50 bin lira diğeri 5 milyon lira.

İkisi de 4 tekerlekli ve aynı yolu gidebiliyor. Bu farklar neden oluyor?

Gibi bir soru oluyor bu.

nhk ni youkosu güzel açıklamış.

Ek olarak şunu belirteyim. Pahalı kamera her zaman en iyi kamera değildir.
Ne çekeceğinize, nasıl çekeceğinize göre güzel bir şekilde planlama yapıp en idealini bulmaya çalışmalısınız.

Bitrate farkı.

Eğer marka model farklılıkları baz alınmayacaksa bazı sanal pazaryerlerinde stok yokluğunda satış listesinden düşmemek adına satıcılar fiyatı alınmayacak bir fiyata çekiyor

4k çekim yapıyor demek, tek başına bir şey ifade etmiyor. 12mp kameralı iphone'lar, 30-40-50 mp kameralı android telefonların çoğundan daha iyi çekim yapıyor.

sensör çok önemli. sensör büyüktür, daha fazla ışık alır, karanlık olsa bile insan gibi çekim yapar.

Fotografci degilim,
Lenslerin kalitelisi, kalitelisizi oluyor. Lens sayisi, optik tasarimin kalitesi de etkiyo olabilir.

wix'in kendi içinde form aracı vardır. ama hesap yapıyor mudur bilmiyorum. programlama bilmeden bunu yapmak için en kolay halledeceğiniz yöntem , form araçları gibi geliyor.

bir sonraki açılır listedeki seçenekleri bir önceki seçeneğe göre değiştirme "conditional logic" diye geçiyor.

hesaplama da doğal olarak "calculation" olarak geçiyor. farklı form uygulamaları var. onları wix'e gömmeniz mümkün olacaktır.