Dediginiz videoyu bilmiyorum ama TTT (Twitter Trending Topic - Twitter'da Gundem Baslik) demek istemis olabilir gibi geldi.

Link?

Pardon dalginliktan link eklemeyi unutmuşum, ilgili sürenin 10-15 sn oncrsine gelip izlerseniz daha iyi anlaşılabilir demek istediğim

daha uzun haşlamak lazım yoksa diri kalır, siyah suyunu da döküp tekrar temiz kaynar suyla devam ederseniz iyi olur.

Önceden islatilmisini 1 saat kaynatman yeterli olacaktır kısık ateşte. Ben klasik beyaz Anadolu fasulyesi dışındakileri salçalı yağlı hiç yapmadım olur ama ben kırmızı ve siyah fasulyeyi salata ve garnitür tarzı işler için kullanmayı daha çok seviyorum.

Kettlebell+1. Savurma hareketlerini kettlebell ile düzgün bir şekilde yapabilirsin, pavek abinin temel kettlebell hareketlerini de uygularsan diğer bodyweight hareketleri ile beraber, formunu koruman daha olası. Kettlebell ile her bölgeyi calistirabilirsin elbette ama swing dışında clean and press ile turkish get up hareketlerini özellikle tavsiye ederim, 20 kg belki zorlayabilir bilemiyorum onun için daha düşük ağırlıkta kettlebell olsa idi snatch de tavsiye ederdim.

@candanag daha hafif de alabilirim. Illa 20 degil. Aklımda 16 civarı var eger çevremde ikinci el denk getirirsem öyle de alirim.
Su an iki tane 6lik denk getirdim 5euroya ikisi, en kötü onlari hanim kullanır ben de bir iki hareket yaparim ama clean/press, turkish get up icin hafif kalir.

Gani müjde diyesim geliyor ama kitap ismi hatırlamıyorum

Kitap soru cevap şeklinde mi ilerliyordu?

"-en iyisi parayı emlağa yatırmaktır gülüm."
"+emlak çökerse ne bok yiycez lan *avşak"

Bu diyaloglar geçiyor muydu?

Rahmetli Cüneyt Arcayürek'in ku-de-ta isimli özellikle darbeyi mizahi bir dille anlattığı kitabını kastediyorsun gibi geldi. Değilse bile tavsiye ederim yine de.

"tanya dudu'nun maceraları" olabilir mi?

Askerlikteki alçak sürünmeden bahsediyorsun sanırım. Parkta falan muadili yok, Yeşillikte falan bu şekilde sürünürsen pek hoş karşılanmaz, evde de salon gibi görece boş alanı fazla olan bir yerde sırt çantasına da ağırlık koyarak yapabilirsin ileri geri, kimse de görmez rahat edersin. Bu yönde bir alete de rastlamadım.

Not: evde veya dışarıda ne yaparsan yap komando eğitimindeki gerçek mühimmat altında sızma parkurundan geçisteki sürünmenin tadını keyfini vermez.

Not2: askerlikteki tufeksiz hareketler benzeri bir programı evde yapayım, biraz o havaya gireyim dersen Tony Horton hocanın military boot camp tadindaki "22 minute hard corps" programını yapabilirsin ama onda bile bildiğim kadarıyla sürünme benzeri bir hareket yoktu.

Roza Hakmen
Nihal Yalaza Taluy
Sabahattin Eyüboğlu
Azra Erhat
Levent Cinemre
Nihal Yebinoğalı
Behçet Necatigil

Hepsi rüştlerini kanıtlamış kişiler. Sadece dili bilmekle kalmamışlar. Türkçeye çok hakimler ve aynı zamanda edebiyatla içli dışlı oldukları için metnin keyifle okunmasını sağlıyorlar.

ana dilde yazar gibi eser çevirdikleri için:

ari çokona
sema sandalcı
nihal yalaza taluy
mehmet necati kutlu
azra erhat
sebahattin eyüboğlu

Rahmetli Ahmet Cemal. Almanca ya olan hâkimiyeti ve bazı çevirilerini özellikle Nietzsche bağlamında orijinal metinler ile karşılaştırıp bu kanıya ulaşmıştim zamanında.

Sevin Okyay, Hasan Fehmi Nemli, Azra Erhat geliyor aklıma.

Genç nesilden de Aslı Dağlı ve İhsan Tatari, her ikisinin de ham çevirilerini görüp üstünde çalıştım, pırıl pırıl çevirmenler ikisi de.

Edit: Mina Urgan!

Harry Potter serisi nedeniyle Sevin Okyay.

fiyat belirtmemişsin, en pahalısını gönül rahatlığıyla alabilirsin.

en dandiği vinyl (plastik içinde kum,talaş vs), daha iyisi döküm, bir üst kalite dökümün üzerine lastik kaplanmış olanlar.

döküm bir set alabilirsin. bütçen uygunsa decathlonun markası domyos veya voit, kettler gibi bilinen markalardan bakabilirsin.

Youtubeta çimentodan nasıl yapıldığına bak. 50 kilo çimento 15 TL. 15 kilo kum 5 TL. 30 TL ye 100 kilo ağırlık çıkar.

Delta barbve plaka çapları 25.4 iken domyos 28 mm çapa sahip. yani çapı sar plakqlqri geniş bar alırsan kullanamazsın, delta krom döküm set uygun olur sana.

www.mizanplas.com
Şurayı okumak faydalı olur.

Geçen yıl, DK yayınlarından çıkan the story of food kitabini alıp okumuştum, yurt dışından almıştım Türkiye'de yoktu şu an Amazon da görülüyor, tavsiye ederim İngilizce problemi yoksa, DK yayinlarini sanırım alfa yayınları peyderpey Türkçe'ye kazandırıyor takip etmekte fayda var
www.amazon.com.tr

Ek: ingilizce prb değil ve biraz maddi durum da elveriyorsa greatcourses plus eğitim videolarında food&wine kategorisinde Ken albala gibi bu konuda üstat isimlerin eğitim serileri var onlar da baya iyi hem de PDF destekli falan.

Ek2: hem Türkçe olsun hem de ücretsiz olsun dersen aklıma tek müteveffa Anthony Bourdain reisin no reservations serisi geliyor, malum ortaklardan Türkçe dublaj ya da altyazılı izleyeceksin, ben de tüm seriyi izlemedim bir ara ben de giriseyim.

'Kitaplar harici dünya mutfakları ve ürünlerle ilgili bilgiyi nereden öğrenebilirim?'

İlginiz varsa yiyip, içeceksiniz. Damağı aşırı manipule eden, aroma arttıcıları vs. tüketmekten kaçınacaksınız. İyi yiyip içmek derken, nokta atışı yapmak bahsettiğim. Çok basit bir yiyeceği, örneğin simidi ele alın. Kaç çeşidi var? Bu çeşitler en iyi nerede temsil ediliyor? Oraları bulup, damakta referans noktaları oluşturuyorsunuz ki, diğerlerini karşılaştırabilin.

En kısa ve en sonuç veren yöntem, tadım grubu kurmak ya da bir gruba katılmak.

İçmeden şarabı anlayamayacağınız gibi yemeden de yemek tadımından anlayamazsınız.

Kitap serisi olarak, Slow Food ve Slow Wine serisini içtenlikle öneririm. İtalya için referansları hep aktüeldir.

New York Times'in Food ve Wine bölümlerini hep takipte kalarak, dönen tartışmaları, aktüel temaları takip eder hale gelirsiniz. Pete Wells ve Eric Asimov'u, Andy Hayler'i ya da Gastronomica gibi ciddi hesapları twitter üzerinden takip edebilirsiniz.

Şarap özelinde tavsiye isterseniz postcasttir, blogdur, youtube kanalıdır, kitaptır, istemediğiniz kadar yazabilirim. Kitap diyorsanız, Wine Bible, elbette şarapla çok içli dışlı olmakla beraber, o terruarın yemekleri hakkında da çok kısa bilgiler veriyor. (Ama şarapla hiç ilginiz yoksa, hiç ilerlemeyecek bir kitap.)

jafar panahi - taxi

Arkadaşımın evi nerede?

Sercelerin şarkısı.

İzlediğim İran filmlerine baktım ama hepsi hüzünlü. Boşanma üzerine belgesel vardı, belki ilginizi çeker.
www.youtube.com

ulaşım iletişim kıyafet

he onlarda var tabi de, bazen deniyor ya tamam alım gücü yüksek ama bazen öyle giderler oluyor kii... işte o giderleri merak ediyorum :) sağlık sigortası zannediyordum ama o da ucuzmuş zaten

Ben 6 ay kirada kaldığımda council tax ödemistim, miktarını hatırlamıyorum ama, kaldığınız yerde bu şekilde vergi ödemeleri mevcut mu bakmanizda fayda var.

sayet Londra disi ise araba olmazsa olmaz. Sifirdan ehliyet, araba, sigorta vs bir suru basagrisi

nerede ve hangi statu ile yasamak istediginize gore degisir..2 yatak odali bir eve ortalama £650 verirsin (tek yatak odali yerler £500-550 olur), bunun council tax'i (emlak/belediye vergisi) £150 civaridir (bir odali olursa £100-120) ortalama, tek kisiyseniz %25 indirim alirsin.enerji+su+internet faturan en az £100. saglik sigortasi, en son yillik £400 idi zam geldi diyorlar. gida, kisiye bagli degisir; ama £200-250 olur (bunu 150ye kadar dusurursun biraz dikkatli olursan). ulasim, gunluk gittigin yere gore degisir. ben universitede calisiyorum, benim aylik sinirsiz otobus biletim £30; fakat, sirketinin ulasim firmasiyla anlasmasi yoksa 2 katina en az cikar. londra'da falan bu en az £100dir bellki..

evi birileriyle paylasirsan, 700-800 civarina yasarsin birkac metropol haricinde. cambridge'te yasacagim dersen, sana £800 lira oda kirasi cikarirlar..

Bi şey değiştirmene gerek yok, mevcut hareket durumuna göre TDEE skorunu hesapla ondan 200-300 kalori açık ver yağ yakarsın, yağ yakımı ne yediğinle alakalı değil ne kadar yediğinle alakalı bir durum.

Extended/prolonged fasting denilen +24 saat oruçlari sıklıkla yaparsan faydalı olabilir, her hafta başlangıcında +24-48-72 saat oruç tavsiye ederim. Birileri şimdi gelir ketojenik diyet yap der ama onu baya araştırıp hesaplama yapman ve yediklerini baya değiştirmen gerekiyor, benim dediğim daha basit uzun süreli açlık, sadece su çay kahve şekersiz... Yaz ayları terleme sebebiyle günlük 2-5 Gr tuz alırsan da iyi olur.

hocam 24 saat oruca tövbe ailem izin vermez:) onlarla yaşadığım için klasik aile kafası kahvaltı etmiyim diyince olur mu öyle şey diyolar:) yeni yeni onları alıştırdım kahvaltı etmemeye de.

Ben diyetisyene gidiyorum, dizimde sorun var bütün gün evdeyim yürüyemiyorum bile. 1 haftalığına Keto diyet + if verdi. Gerçekten çok zor ama bir haftada 2.5 kilo verdim yağdan.

Oturarak yaptığın her seyi ayakta yap bak nasil eriyor

Kettle
Mikrodalga

kurutma makinesi, dikey süpürge, robot süpürge, cırtlı mop, tüy toplayıcı, yemek pişirici, manuel ipli doğrayıcı

kurutma makinesi
dikey süpürge
düdüklü tencere
media player

yeni gözdem: otomatik mama kabı

olmasa yapamazdım denemez ama şu var mesela, rossmandaki flink&sauber mop seti, benim yerdeki tozu makine falan çalıştırmadan şöyle bi hızlıca almama çok yarıyor:
www.rossmann.com.tr

kettle büyük kolaylık, yani olmadan da yaşayabiliyormuşum yakın zamanda deneyimlediğim kadarıyla ama, güzel şey yani.

robot süpürge de kullandıkça büyük kolaylık sağladığını kanıtlıyor.

bulaşık fırçası, bazı şeyler onsuz yıkanmıyormuş, süngerle çile çekiyormuşum, çok basit gelebilir kulağa ama benim için önemli bir keşifti.

çamaşırda renk ayırıcı mendiller, bazen çok işe yarıyor, aman hangi renkleri bir arada attım derdinden kurtarıyor.

bazı belli başlı yemeklerde olmazsa olmaz, düdüklü tencere.

fırfır dönen salata yıkama kapları var, adını bilmiyorum, onlar acaip faydalı, onlarsız salata yıkayıp suyunu süzmek beni yoruyor.

yine mutfaktan ama küçük manuel sebze meyve doğrayıcıları var. soğandır domatestir onla doğruyorum, onsuz nasıl yemek yapmak için uğraşıyomuşum demiştim kullanmaya başlayınca. hem elektrikli değil, hem küçücük ve yer kaplamıyor hem de kolay temizleniyor.

şu çorba yaparken özellikle kullandığımız şey, el blendırı oluyo sanırım, bazı şeyler onsuz da imkansız gibi hafiften.

amma çok mutfak saydım. bir de çok temel bir şey o yüzden sayılır mı bilmiyorum ama üçlü-beşli-altılı neyse kaçlı olursa olsun uzatma kablolu ya da kablosuz priz. her yer priz evde, onlarsız yaşayamazdım :D

ek: tost makinesi, olmasa baya sıkıntı olur bana.

Kettle, mikrodalga, düdüklü tencere +1
Ikea'nın küçük mutfaklar için olan her şeyi
Derin dondurucu
Tavan vantilatörü (sıcak yerde yaşıyorsan ve klima sevmiyorsan, yatak odasında olmalı)
Tabi ki bulaşık makinesi
Yumurta haşlama makinesi
Mutfak robotu

Kettle +1

Yönetmen koltuğuna benzeyen piknik koltuğu.

Geçen hafta odamda değişikler yaptım. Çalışma masamı attım çöpe. Yenisi geliyor, sehpayı kullanıyorum bu süreçte. Piknik koltuğu, rahatmış. Normal olanı kullansam, sehpa ile olmaz.

klima, mikrodalga, sebze soyucu (traşlayan alet)

Akıllı çay makinamızı çok seviyorduk. demlemeyi her şeyi kendisi hallediyordu. Ancak bozulduktan sonra baktık yenileri astronomik rakamlara çıkmış. Olmazsa olmaz diyeceğim bir üründü ama olamadı maalesef.

şu sıcak günlerde vantilatör ve klima.

kurutma makinesi, bence asrın icadi, tüm saçı, tüyü, lifleri vs topluyor, geçende kıyafetime karbon lif bulaştı -işimin aşırı güvenliği (!) sağolsun, basit maske ve eldiven verdiler sadece- ben bunu kıyafetten nasıl atıcam diye kaşına kaşına ağlıyordum, bugün giydim, tık yok.

beyaz eşyaları saymıyorum, hepsi birer nimet.

netflixli smart tv, ama şart değil.

kesinlikle rondo. doğrayıcı daha doğrusu, ama annelerin dilinde rondo diye kalmış XD

mikrodalganın çözücü kısmıyla aşk yaşıyorum.

tost makinesi ve kettle tabi.

saçma gelebilir ama patates soyucu. ve neredeyse her kapının arkasına astığım askılıklar. özellikle şu korona dönemi dışarıda giydiğimiz kıyafetlerde hayat kurtardı.

yine ultra saçma olacak ama sehpa. valla da billa da sehpa.

şifonyer, komodin ve baza. ben istemiyordum evde fazla eşya ama cidden iki kişi bir araya gelince baya kıyafet çıkıyormuş O_O

saklama kutuları ve hurçları, sepetler. yine pek çok ıvır zıvırı alıyor.

kavanoz abi ya, baya bildiğin kavanoz. süzgeç ve tepsi.

vileda, mop artık hangisi tercih edilirse.

dikey şarjlı süpürge. günlük temizlik için ideal.

bir de robot süpürge düşünüyorum ama param yok, biri alsa keşke :(

bir de konuyla alakasız gelebilir ama, hem korona yüzünden, hem de herşeyin pahalılaşması yüzünden, nargile setini eve almak çok işime geldi, çünkü roma imparatoru gibi yatarak bile içebiliyorsun süper olay. tabi sevenleri için.

Elzemlik derecesine göre
Kettle - düdüklü tencere -ipli doğrayıcı - mikrodalga fırın -robot süpürge
Bir de bazasız ev düşünemiyorum

Daha önce alsaymisim dediğim aklıma gelen birkaç ürün: kurutma makinesi, şarjlı dikey Süpürge, Bluetooth kulaklık... Bazılarina elde yıkama ve bakım sebebiyle kolaylaştırıcı bir ürün olarak gelmese de bana göre döküm sahan-tava-tencere mutfak ekipmanı olarak olmazsa olmazimdir.

İstanbul yolu'nda bir sürü halici var

Abi her yerden alinir faizini odedigin surece

İst yolunda mobilycı halıcı çok. Batıkent kavşapından sonra sincan yönünde.

Senet ile alabileceğim bir yer bakıyorum internette öğretmenler diye www.ogretmenler.com.tr bir yer var , güvenilir midir? Alışveriş yapan oldumu hiç ?

Senetle alacaksan öğretmenler ve ya evkur.

Öğretmenler halı dikmen'de eski ve ünlü bir halıcı, şimdi şubeleri filan var galiba. Güvenilir bence.

Öğretmenler halı dan geçen yıl salon halısı aldım iyi fiyata hem de, imkan dahilinde peşin ödeme yaparım ve o niyetle kartla çektirmiş tim ama bana sormadan taksit yapmışlar peşin fiyatina, birkaç ay sonra hepsini ödemistim.

Yaş, boy ve kilo değerlerinden yaklaşık 2-3 birim fazla ve sağlıklı yaşam konuları ile ilgili birisi olarak son 10 yılımı görece daha aktif ve sağlıklı beslenerek geçiriyorum. Öncesinde düşük trigliserid ve tüm kolesterol değerleri yüksek birisi olarak hala öyleyim ama kendi icinde değişiklikler de var elbet. Son 10 yılda trigliserid değerim hala düşük ve kolesterol değerlerim hala yüksek ama mesela 4 yıl önce sigarayı birakmam neticesinde 1 yıl içinde HDL 10 birim yükseldi. Planlı düzgün yaşam stresten uzak ve kaliteli düzenli uyku değerleri iyileştirme de yardımcı olabilir. Beslenmede aşırı yagliya kaçma denir ama özellikle başta basit karbonhidrat olmak üzere günlük karb alımını azaltmak meyve porsiyonunu düşürmek faydalı olabilir. Şekerin her türünü azaltarak ve direnç egzersizleri ile bu değerleri bir derece daha iyilestirebilirsin. Boy kiloya göre göbek varsa yağ oranın yüksek ve kas oranın düşük muhtemelen. Bu anlamda direnç egzersizleri yürümeyi artimanin yanında faydalı olacaktır. Yürüme hareket elbet olsun ama HIIT antrenmanları da etkili olur.

Basit reçeteni yazıyorum günde 10 bin adım ya da haftada 5-6 gün aktivite,IF ve Keto yapmalısın aynı zamanda

sakın gitmeyin , sakın.

Medical parka gidin ücret karşılığı yapıyorlar.

@member... hastane hesabına 250 bayıldım, gideceğiz artık. özel bir hastanenin 500 liraya yaptığını öğrendim bugün, soygun gibi. muhtemelen medical park da benzer ücret bandındadır.

Almanya için benzer nitelikli mali rapor linkte aşağıda ki PDF tedir (Finanzbericht 2019). www.bundesfinanzministerium.de

Teşekkür ederim.

Alcatel ya da redmi 8

2.000 liraya Samsung m11 aldım Amazondan, umarım uzun yıllar kullanır.

Aylardır açık.

bar ruhsatı olanlar kapalı. içkili lokanta ruhsatı olanlar açık. birahaneden kastın eski klasik birahanelerse onlar lokanta kısmına giriyodur tahminimce, yani açıktır.

Clarks markasına öncelikle bakmanı öneririm, uzun yürüyüşlerde sıkıntı çıkarmaz, görece hafiftir.

lipton profesyonel harman

İkiçay kızılbüyü

Beta tea taç yaprak tavsiye ederim, beta tea nin Sri Lanka çayları ile yaptığım harman son zamanlarda favorim.

champion.

beta tea +1

Chado malty assam içiyorum, kendimden geçiyorum

tirebolu 42.

Tirebolu 42 Geçen seneye kadar efsaneydi, ne zaman büyüdüler biraz bozdu. Migrosa gelen dev paketli olanlar eskisi gibi deği, toz gibi ufacık çay. Alacaksanız Tirebolu 42'nin ilk hasatını alın mayıs haziran gibi çıkar, hala satılıyordur tabi.

Önceden internette bile satılmazken pek tirebolu42yi karadenizde her bulan alır bana gönderirdi kargoyla öyle diyeyim aşkımı.


Şimdi yeni favorim Lazika. Daha iri kıyım hafif aromalı ağır olmayan bir çay.

Ekleme: ailem yıllardır champion içer o mesela daha ağır demi bir serçe parmağından fazla koyduğunuz an acılaşan bir çay. Sütlü çay içmek isterseniz ideal, demini az koyarak güzel ama her gün ya da birkaç bardak içilecek bir çay gibi gelmiyor bana.

Biz annem için tamamen tuzsuz zeytin alıyoruz İznik Zeytin Evi diye bir siteden. Sanırım az tuzlu ve normal tuzlu zeytinleri de var ve katkı kullanmıyorlar.

www.iznikzeytinevi.com

Dr. Tan zeytin ve yağlarını tavsiye ederim www.hasatciftligi.com

Ek: www.drtan-zeytinyagi.com
Kendi sitesinde daha uygunmuş

senin ilacın fora fit az tuzlu.

into the wild aradığınız tanıma kısmen uyuyor.

www.youtube.com

Dizi veya film değil ancak dizi tadında şu Youtube kanalındaki videoların bazıları faydalı olabilir.

Aklıma ilk gelen Half Nelson oldu.

1993 yapım Naked filmi geldi aklıma ilk.

Den brysomme mannen

Koton. Kalitesi orta.

Para sıkıntısı yok ise network e kesin bak.

Görüşmenin detayları da önemli (sarmaş dolaş maskesiz sosyal mesafesiz mi mesela) ikinci olarak kimse %100 diyemez test kitleri %100 doğru sonuç vermediği için ama her iki testin de negatif çıkması temiz olduğuna dair bir kabul oluşturur.

Sarmas dolas degil. Ortalama bir mesafeden yarim saat gorusmusler. Kendisinde maske varmis ama karsi tarafi hatirlamiyor. Ondan bir sey alip almadigini da hatirlamiyor.

Peki diyelim ki testler kesin sonuc veriyor. Bugun giren virus 7 gun icinde kendisini kesin olarak gosteriyor mu? Hani sanki hemen testlerde gozukmez gibi bir olay vardi?

Bu hafta sonu da koyden babam gelecekti. Kritik yani o yuzden. Pozitifse pozitif ciksa da gelme desek.

1 hafta covid pozitiften yatmış ve şu ev karantinasında olan biri olarak şunu söyleyebilirim ki,

1- 2 kere sürüntü testi yaptılar negatif çıktım
2- Tomografi testi sonucu pozitif olduğum anlaşıldı.

Hem sürüntü hem tomografi talep edin. Virüs ciğerlere indiyse sürüntünün negatif çıkması çok normal.

Maalesef calistigi kurum sadece suruntu testi yaptiriyormus, tomografi isteyemem diyor :(

Abi o zaman yapacak bişey yok belirti bekleyecek.

Belirtiyi gordukten sonra iş işten gecebilir maalesef.

Neyse bakalim, umarim olmamistir.

Size de cok gecmis olsun.

pozitifmiş gibi davransın 14 gün izole etsin kendisini yapabilirse.

çünkü hasta olduğu halde sürüntü pcr negatif olabilir ve bu onu hasta değilmiş gibi rahat hareket etmesine neden olur.

Bir süredir penguen markasının üç katlı çelik sefer tasını kullanıyorum, benim ihtiyacımi karşılıyor, tavsiye ederim www.gittigidiyor.com

Özet: genel ve özel af ilanı için 3/5 gerekli, cumhurbaşkanı geri gönderirse aynı çoğunluk gerekli.

ek: madde 87 nitelikli çoğunluk öngörmesine karşın madde 89'un basit çoğunluğu yeterli görmesi bir tezat gibi görünse de teorik olarak Anayasa hukukunda kolaylaştırıcı veto olmayacağı için aynı çoğunluk gerekli diyebiliriz.

2.
Anayasa:

MADDE 87- (Değişik: 3/10/2001-4709/28 md.; 7/5/2004-5170/6 md.; 16/4/2017-6771/5 md.)
Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve
kesinhesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek;
milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte
üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen
yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.

MADDE 89- Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde
yayımlar.
(Değişik: 3/10/2001-4709/29 md.) Yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları, bir
daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet
Meclisine geri gönderir. Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet
Meclisi sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tâbi değildir.
(Değişik: 16/4/2017-6771/16 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu üye tamsayısının
salt çoğunluğuyla aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda
yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir.
Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.


Kaynak: www.tbmm.gov.tr

bozup bozmaman neyi değiştirir ki? kaldığın yerden devam edebilirsin diyetine.

arada bir olur öyle, takılmayın.
kaldığınız yerden bir şey olmamış gibi devam edin.

taş çatlasın 500 kaloridir, öğünlerinde meyve varsa bugün yeme, karbonhidrat kaynağını biraz daha kısıtla ve 13 bin değil 15 bin adım at, psikolojik rahatlama ile yoluna devam et. Bu tür şeyleri canın çekiyor ve diyet sebebiyle yiyemiyorsan haftada bir öğün kendini ödüllendir bu tür boş kalorilerle, pek bişey kaybetmezsin.

arada kendinizi ödüllendirmezseniz bi süre sonra pes edersiniz. o yüzden üzülmeyin. diğer yediklerinizi azaltırsınız ya da biraz fazla yürürsünüz.
afiyet olsun :)

Kalori sayarsan gün içinde kendine böyle şeylere yer açabilirsin. Yediğin şeylerin kalorilerini hesapla. Ne kadar kalori alman gerektiğini hesapla. Bu şekilde istersen her gün bomba falan ye. Elbette sağlıklı olacağı iddiasında değilim ama kilo verir misin? Verirsin.

elorelia +1

hayatım boyunca diyetin katı, delinemez kurallara sahip bir şey olduğunu düşündüm. zaten içimde aşırı disiplinli ve öz kontrolü yüksek bir nazi sorgu subayı yaşadığından o katı beslenme düzenine alışmam da zor olmamıştı.

müthiş sağlıklı beslenecem, aşırı sağlıklı, en sağlıklı, kusursuz, hatasız diye diye aylarca ağzıma "sağlıksız" tek lokma bir şey girmedi. bak tek lokma diyorum. aylarca.

sonra o baklavalı, fit, kasların kabak gibi göründüğü vücuda kavuştum. zannediyordum ki o vücuda kavuşunca, "ulan aylarca işkence çektim ama bak şimdi buna kavuşunca aşırı mutlu oldum heyoo çok mutluyum" diyecektim.

hiç öyle bir şey olmadı. zaten o aylarca kendimi kısıtlamamın vermiş olduğu psikolojik stres bence çok sağlıksız bir şey. sağlıklı beslenmeyi sadece ve sadece belirli şeyleri yemek, canının yemek istediği ama sağlıksız olduğu söylenen şeylerin tadına bile bakmamak şeklinde algılamak çok yanlış bir şeymiş. yaşayarak öğrendim.

şimdi o baklavalı, hatları aşırı net belli olan kaslı vücudum yok. kaslar var yani hala, spora devam ettiğim için ama minik bir yağ tabakası var üstünde.

fakar psikolojim? psikolojimdeki gelişmeyi iyileşmeyi tarif edebilecek herhangi bir kelime yok.

ben sağlıklı beslenirken de kalori sayan biri değildim ama işte makroları hesap ederdim. bugün 11.3 grm eksik protein aldım, ay aman 2.1 gr fazla şeker yemiş olacam en iyisi bunu yemeyeyim diye diye hayatıma ekstradan çok büyük stres yüklemiştim. zayıflamak, o bize ideal diye dayatılan yunan tanrısı vücuduna sahip olmak hiç de beni mutlu etmedi. çünkü itiraf etmek gerekirse kendim öyle olmak istediğim için değil de millet öyle olmamızı bekliyor diye olmuştum. sanki öyle vücudu olmayan erkek eksik erkekmiş gibi ahahah.

şimdi aşırı mutlu, huzurlu bir hayatım var. yanlış anlaşılma olmasın her gün tatlı havuzunda yüzen birine dönüşmedim. lokma lokma, öğün öğün saymıyorum ama yediğim her 100 öğünden 80'inde zararlı bir şey yemiyorumdur. tamamen hayatımın geri kalanı boyunca kendimi kasmadan, zorlamadan, strese sokmadan devam edebileceğim bir şey bu. yıllardır da aynı kilodayım. 1.72 boy 70 kiloda sabitledim. çok sağlıklı bir kilo benim için. her şeyin ötesinde psikolojik olarak çok sağlıklı kilo.

canım özellikle o sağlıksız dediğim şeylerden çekmiyorsa oturup yemiyorum. ama ne bileyim arkadaşlarla dışarıya çıktık, gurme hamburgerciye gidip, hamburger siparişi verip ekmeklerini bırakıp sadece etini yemek gibi mallıklar yapmıyorum. o hamburgeri tadını çıkararark yiyorum. zaten taş çatlasın ayda 2 defa falan yiyorum yani bunun için de pişmanlık, suçluluk hissetmiyorum.


siz de kilo verirken bence sadece sağlıklı şeyler yemek zorunda değilsiniz. canınız istedi pizza falan mı yediniz. o öğünden sonra eski beslenmenize aynen devam edin. o pizzayı da keyfini çıkara çıkara yiyin.

sadece biyolojik değil psikolojik sağlığınızı da düşünün derim ben.

ben yandım eller yanmasın tadında bir abi tavsiyesi sadece benimki :)

@levpontryagin mükemmel yazmışşsın, klavyene sağlık. tam olrak istediğim şey bu, kesinlikle. ben de hep şöyle düşünüyorum; zaten normal zamanlarda neredeyse 3 öğünde de ekmek, şeker vs yiyordum. buna rağmen 5-6 yılda patlayacak kadar kilo almadım. çok şükür kötü bi hastalığa da yakalanmadım. şimdi düz mantık yarı yarıya iyileştirsem zaten yine mesafe katetmiş olurum?

eğer hamurlu/unlu şeyleri, abur cuburu, şekerli içecekleri, tatlıları çok tükettiğiniz bir beslenme şekliniz varsa bunları azaltmak sağlık için çok önemli. evet keşke bu tadı çok güzel olan abur cuburları yiyip hiç zarar görmesek ama bunları yiyip kilo almayan insanlar bile aslında zarar görüyorlar bu yiyeceklerden fakat günümüz toplumunda zayıf=sağlıklı denklemine sarıldığımız için onları sağlıklı sanıyoruz.

fakat bu saydığım şeyleri zaten arada bir tüketiyorsanız -bence- çok büyük değişiklikler yapmanıza gerek yok. sağlıklı vücut sadece %10-12 yağ oranındaki vücut değil. %17 yağ oranıyla da çok sağlıklı bir vücudunuz olabilir.

ha bu arada şunu da belirteyim yazdığım şeyler kişisel şeyler tabii. ben %10 yağ oranına inince o aynada gördüğüm vücut bana ekstradan bir mutluluk getirmedi çünkü benim aradığım şey değilmiş. başkası için gerçekten çok büyük mutluluk kaynağı olabilir o vücut, o zaman onlar o yağ oranı için mücadele versin bunda bence yanlış bir şey yok.


ben bu işin profesyoneli değilim. size tavsiye vermek, ahkam kesmek haddime değil, o çapta, kalibrede bir insan değilim.

ben sadece kendi maceramı anlatabilirim. ibret ya da örnek alabilirsiniz. ben arada, ayda 1 ya da iki defa arkadaşlarımla çıkıp patates kızartması, bira yapmaktan müthiş keyif alıyorum. üstüne de belki bir abidik gubidik tatlı. bu dediğim şeyi ayda 2 defa yapmak bana o %10 yağ oranlı baklavalı vücuda sahip olmaktan belki 1000 kat fazla mutluluk veriyor. sizi hangisi daha çok mutlu ediyorsa bence onu yapın.

ama dediğim gibi beni sağlıksız şeyler yemek mutlu ediyor deyip sürekli sağlıksız şeyleri de yemeyin. onların sağlıksız olduğunu, sadece arada bir yenecek şeyler olduğunu aklınızdan çıkarmayın, gerisi kendisi geliyor bence.

hayır demeyi öğrenmeden diyete başlama bence

eger kendinizi iyi hissediyorsaniz yapin. basiniz donuyorsa yapmayin.

kişiden kişiye değişmekle beraber, 16-8 IF yapanların çoğu açlık döneminin sonuna doğru aç olarak (burada açlık başlangıcından 14-15.saatler sonrası) yapmalarını daha etkili bulmaktalar. Tabi yapılan antranmanın şiddeti başta olmak üzere çeşitli faktörler burada etkilidir. Ben genelde 24 saatlik daha uzun IF tercih ettiğim için 22-23. saatlerde yaptığım antrenmanları daha etkili buluyor ve daha iyi çıkarabiliyorum aynı şekilde. Yeterli su ve kaliteli uyku aldığınız varsayımı altında dediğim şekilde aç şekilde deneme yapın, baktın olmuyor ilk öğünden minimum 2 saat sonra ya da 8 saatlik yeme döneminin sonlarına doğru çok tok olmayacak şekilde deneme yapabilirsin. 8 saatlik yeme sürecinde kaç öğün ve kalori aldığın bunları nasıl bölüştürdüğün falan da önemli ayrıca.

Sabah kalktığınızda oruç sonrası glikojen depoları boşalmış olduğundan dolayı yapılan spor yağ yakımı için daha iyi olacaktır.

Aç karnına spor yapmak sadece bir şey yemeden spor yaptığın anlamına gelir fakat normalde kas hücrelerindeki glikojen, yani senin spor yaparken kullanacağın enerji depoları dolu olur, onlar o anda yediğin yemeklerden değil bir gün öncesinde yediğin yemeklerle dolar zira, karbonhidratın kaslarda sentezlenmesi 24-48 saat süren bir süreçtir, yani sen bir şey yesen de yemesen de, kasların zaten rezerv enerjiyle dolu olur, bunlar da sadece kas aktivasyonu sırasında kullanılır, yani gece bir şey yemediğinde kas glikojenleri boşalmaz, kas glikojenlerinde karaciğerin aksine glukoz-6-fosfataz enzimi bulunmadığı için kas içindeki rezerv enerji kas dışına çıkmaz, ancak fiziksel aktivitelerde kullanılır, o neden bir şey yiyip yemediğin çok önemli değil, burada belirleyici unsur kişinin alışkanlıkları, konuyla bağlantılı sağlık geçmişi ve kendini hangi şekilde iyi hissedip hissetmediğidir. Genel anlamda aç karnına spor yapmanın bir zararı olmaz ama bazı insanlar bir şey yemeden spor yaptıklarında kendilerini iyi hissetmezler, bazıları da daha iyi hissederler. Senin herhangi bir sağlık problemin yoka ve bu şekilde kendini iyi hissediyorsan bu şekilde yaparsın, ha baktın sana yaramıyor, yapmazsın. Belirleyici unsur bu.

Herkese teşekkürler. @angelus tam bir beslenme gurususun

Socrates ve kafa dergi.

New yorker

Toplumsal Tarih dergisi
Notos
Popular Science Türkçe (popüler bilim olarak zevkli buluyorum okumayı)
Magma Dergisi
NG Türkçe

Yemekler ile ilgili iseniz "Yemek ve Kültür" olabilir.

içi şarjlı/pilli ısıtmalı olanlar bile var yeter ki arayın =)

Ben alti aluminyum folyo benzeri ustuyse yun olan kullaniyorum.
Cok memnunum. (Kisin kuzey kutup cizgisinin kuzeyinde de kullanildi)

keçe tabanlık kullanıyorum gayet iyi. kendi tabanlığı işe yaramıyor zaten ince, çıkarıp yerine keçe olanı takıyorum.

Fazla isinirsa terler. Bu daha fazla üşümeye ve nem ortamı baska sorunlara neden olabilir.

5 lira devam. Fazla sıcak tutan bi şey aldığında ayağın terleyecek ve üşüyecek.

ayakların terlediği için üşüyor olmasın?

Rossmann da 3-4 çeşit var, 25-40 lira arası fiyatlarda, ben spor ayakkabı için aldım memnunum.

Bu arada corap secimi onemli, merino yunlu corap harika oluyor

aynısını yaşadım, limon tuzu, karbonat ve beyaz sirke ile kaynatıp denemeler yaptım yine de yok edemedim ve sonuç olarak attım. alüminyuma özel temizleyici var ise denenebilir, rossmann gibi yerlerde bu şekilde özel temizleyiciler satılabiliyor.

merhaba, eski haline getiremiyorum ben de ama en azından bir tık düzeltebiliyorum. moka pot'un üstü tamamen su ile kaplanacak şekilde bir tencerenin yarısını sirke yarısını suyla dolduruyorum. bir tane falan limon sıkıp kabukları da içine atıyorum. bayaaağı uzun kaynatıyorum. bir noktaya kadar düzeliyor.

not: limon tuzu ve karbonat benimkini daha kötü hale getirdi.

Limon tuzu, karbonat ve bulaşık makinesinden uzak durun. Zaten o hale gelmesinin nedeni de çoğunlukla bulaşık makinesi oluyor.

Sirkeyi deneyebilirsin ama zor düzelecektir. Bu arada oksitlenmiş halde iken içecek için kullanma tabiki.

sanayi tipi vantilatör.

çatı katı gibi gündüz kavrulup, gece bir de o sıcaklığı muhafaza edip içeri veren bi evse çok zor klima harici hiç bişey kurtarmaz.

yatak odamın bir duvarı güneş görüyor. içeride 5 dakikadan fazla pencere kapalı olup ceryan falan yapmazsa içersi acayip ısınıyor. üstelik gece de o duvar iyice ısınıp gece serinliğinde bile sıcaklık veriyor.

yatmak haricinde giremiyorum yazdın. ısı yalıtımı kışın çok iyi de yazın eziyet şerefsizim.

camları açıp cereyan yaptırırsın. en ucuzu bu. sonrası vantilatör. bazı vantilatörler su falan püskürtüyor,bazılarının haznesi var buz ekliyorsun havayı oradan veriyor antin kuntin bir şeyler yapıyor, bakmak lazım. kiracıyken klima işi zor. taşınacak oluyorsun sökmeye gelmiyorlar,geç geliyorlar falan uzun iş.

Ben de bunu baya düşündüm, blackout perde falan yaptırdım belki ısıyı da az geçirir diye ama yine pek farketmiyor. Yurt dışında ayrıntılarını bilmemekle beraber kendinden isi gecirmeyip içeriyi Serin tutan özel perdeler olduğunu duymuştum ama adını falan bilmiyorum. İmkan varsa hali bulundurmamak bir nebze yardımcı olabilir.

Şu tavana asılan vantilatörlerin iyi performans verdiğini söylüyorlar. Montajının iyi yapılması lazım onların bu arada. Ben korkuyorum o ivmeyle gelip kelleyi alacak diye:)

Tavan vantilatörü, olmazsa panjur veya jaluzi + black out perde

Cereyan yaptirmak. Gunduz evi havalandirmamak. Gece havalandirmak, gunduz camlari kapali tutmak

Cam filmi
Tavan vantilatörü
Taşınabilir klima

mobil klima ?
ben alacağım bu pazartesi nasipse.

Vantilatör cidden ise yarıyor 1

Vantilatör cidden ise yarıyor .

nerede yaşadığına da bağlı. mesela bizim burda vantilatör işe yaramıyor. illaki klima açmak gerekiyor. su püskürten, buz eklenen falan bunlar işe yaramıyor bir süre sonra.

klima istemiyorsanız portatif klimalara bakın.

Trendyol ya da markalarin sitesinde vardir da kravatla kisa kollu gomlek giymeyin.
Hatta kisa kollu hic gitmeyin. Cok isterseniz uzun kolluyu kivirin

Hem kısa kollu hem de kravat ile öyle mi! Aboov pek fenaymiş, işyerinde tek tük görüyorum garip duruyor ama her şeyin gittiği 21. Yy.da çok da üzerine düşünmemek lazım. Son 1 ay içinde 4 gömlek aldım internetten ikisi Boyner ikisi de Pierre Cardin üzerinden. İyi filtreleme yaparsan binlerce gömleğe bakmak zorunda kalmazsin.

Şayet bildiğiniz bir markanın ürününü almıyorsanız kesinlikle internetten almayın. Hale ki gömlek gibi bir konuda çok çok dikkatli olmak gerekir. artık o kadar çok terim girdi ki hata yapma ihtimaliniz çoğaldı fit, slim, normal/regular, modern, oversize, rahat, slim fit, regular fit, modern fit, vs.

kimisinin boğaz düğmesi kapanmaz, kimisinin yaka uçları kelebek gibi havalanmak ister, bir tık dar olacak olan gömlek ile oturduğunuzda düğmeleri arasında için gözükür.

Bu terimler arasında yanlış bir seçim yapmanız durumunda ofisin , kerimcan'ı veya emekli osman amcası gibi gözükebilirsiniz.

kısa kollu gömlek elbetteki tercih meselesi ama çok şık gözüken bir şey olmadığı ortak kanıdır.

tamam öldüm :)
normalde aşırı terliyorum, yazın bu durum daha da rahatsız edici oluyor.
uzun kollu birşey giyince de zaten kollarını kıvırmam gerekiyor. giyebilsem tşörtle gezeceğim de olmuyor. kısa kol bir nebze iyi geliyordu. ama bu kadar kötü göründüğünü de farketmemiştim. teşekkürler. uzun kolu kıvırmaya devam edeyim ben.

Gerçi ölmüşsün fakat kısa kollu gömlek giymeyi düşünen biri olduğun için ben de biraz vurayım istiyorum:) Kısa kollu gömlek diye bir şey yok. Unutun onu. Dünyanın en çirkin görüntüsü. Uzun kollu gömleği giyiyorsun ve kolunu dirseğe kadar kıvırıyorsun. Sorun çözüldü. Koltuk altı terlemesi için de driclor kullanıyorsun... Saygılar...

önemli olan 16 saat aç kalma kısmı min. yani ertesi gün 13-21 yaptıgında sonraki gün yemegini ancak yine 13'de yiyebiliyorsun. o yüzden düzende tutmak daha önemli. kalan 2 gün de 10-18 yapabilirsin bence biraz şartları zorlamaya çalış.

Kesin kurallar değil bunlar, sadece uygulamada kolaylık sağlıyor bu tip sınırlamalar. Özellikle otofaji sürecinin 16 saat sonrası başladığına dair çok yayın olması sebebiyle 16 saatin altına düşülmemesi iyi olur. Ben fastingin zıttı olarak İngilizcede yer bulan feasting tarzı durumlarda gün içindeki diğer öğünü zayif tutuyorum. Ayrıca yılın bazı ayları haftada bir bazı ayları iki gün 24 saatlik İF yapıyorum diğer 3 gün 18/6 ve 2 gün klasik üç öğün vs. Bünyeyi dinleyerek gün ve saat ayarlamalarini yapabilirsin

Çok kasma,Farketmez

cok kati kurallar degil bunlar soylenildigi gibi ama cogu makalede kadinlarin uzun sureli if yapmalari onerilmiyor; hormonlari etkileyebiliyormus.

16-8'den daha uzun yapilmamasini, yapilsa da uzun bir donem devam ettirilmemesi gerektigi soyleniyor. o yuzden araliklari ve saatleri ona gore ayarlamak iyi olacaktir.

- omuzlar için pike push up önerebilirim.
- sırt çantan falan varsa ağırlığı çantaya atıp sırtlanıp şınav çekebilirsin (weighted push up)
- Youtube a "push up variations" yazıp çıkan birkaç videoda alternatifler ilham verebilir (wide grip, clap, decline/incline, offset...).
- One legged squat ile bacaklara direnci artırabilirsin.
- Ağırlık arıtabiliyorsan yine alacağın pozisyona göre pullover tavsiye edebilirim.
- Glute bridge ekleyebilirsin kalça için.
- dumbbell ağırlığı yüksek olmasa da one dumbbell clean-squat-jerk hareketlerini prg.a katabilirsin.
- core bölgesi için plank versiyonlarını (flat-decline-side) belli süreler ile ekleyebilirsin.

* enseye çekişi gerekli görmüyorum, yine de sen bilirsin.

fazla ağırlığın olmadığı için lunge yapabilirsin, kalçayı da biraz çalıştırıyor. jump squat ya da split squat jump da yapabilirsin ama çok yapmak dizlere zarar veriyor.

glute bridge alternatifi olarak koltuğa boyun ve omuzlarını koyarak hip thrust yapanilirsin (glute bridge benim boynumu ağrıtıyor).

dambılların boyutu romanian deadlift yapmaya daha uygun oluyor normal deadlifte göre. ağırlık az olduğu için single leg deadlift diye bir var, ona bakmanı öneririm, ama tehlikeli midir bilmiyorum, benim yaptığım bir hareket değil.

şınav da çalıştırıyor ama triceps hareketi olarak oturarak/ayakta triceps extension ya da yatarak skullcrusher yapabilirsin.

galiba 20 falan. az önce pencereyi kapadım soğuk diye.

28.3

Termometrede ev içi 38.9 görüyorum. Aşırı sıcaklar var geçince düzelir. Hep böyle giderse kilo veririz. İyi tarafından bakalım.

Ankara, max. sıcaklık iyi güneş alan salon ve 32 derece bu aralar. Pek durulmuyor o sıcaklıkta bile ter içinde kalıyorum, 35 üzeri hele 39 civarı görenler doğal saunaya sahipler diyebilirim. Adana, Antalya falan olmalı 35 üzeri, bari perdeleri falan kapatın.

Ek bilgi olarak sıcağa bağlı yemek yiyememe durumu söz konusu ise belki bir nebze verebilirsiniz ama hareketsizliğe bağlı olarak da harcanan kalori azalacaktır. Ayrıca soğuk havada bazal metabolizma daha yüksektir, yani soğuk havada bünye görece daha rahat kilo verebilir yemek olayını abartmaz ve hareketi artırabilirseniz.

hol 29 görünüyor. güneş alan salonu düşünemiyorum
lokasyon: doğu karadeniz :))

1. si doğru

Ekleme: Schatz ve schatzi gördüğüm yerler "ağza kürekle vurma isteği uyandıran kalıp" olarak değerlendirmeme takıldığı için konusunda uzman arkadaşlar birebir olmasa da anlam itibariyle güzel bir çeviri yaparlar diye ümit ediyorum. çünkü başlangıç "yeryüzü ve tepelerin yeşile sarıldığı"ndan bahsdiyorsa da Türkçede daha çok "dağlar ve tepeler yeşillenir" gibi ifadeler kullanılır.

kesinlikle 1.

Ankastre ocak ve davlumbaz kullanıyorum Arçelik memnun değilim, tavsiye etmem, imkanın varsa Siemens bak.

Merhaba, ben de araya kaynıyorum ama memnun olmayanlar sebepleri ile paylaşırsa sevinirim. Malum ithal beyaz eşyalar artık çok pahalı bu ülkede. A

İyi değil. Ama Siemens de iyi değil. Fırını ve buzdolabını Siemens'ten almıştım, 5 yılda falan dağılmaya başladı, ikisi de bozuldu. Gerçi ben her gün, bazen günde 2 defa falan kullandım fırını o ayrı konu ama o kadar para verince daha uzun gitmesini bekliyordum. Şimdi beko aldım, plastiği falan dandik geliyor ama fiyatı 3'te 1'i. 2 yıldan uzun götürürse kârdayım, götürmezse de garantisi falan var, yine çok sorun olmaz diye umuyorum.

bazen iyi olarak anılması için marka yetmiyor artık. Siemens, Bosch vs.. bunlar artık kupon markalar. Arçelik f/p olarak başarılı ve yaygın servis ağı ile müşteri dostudur.

Hesaplama ikinci varsayımına göre yapılıyor yani kalori üzerinden

Toplam aldığın kalori üzerinden dağılım yapıyorsun. Yani günlük 2000 kalori alıyorsan bunun 70’i yağ olacak, bu da 1400 kalori yapıyor. 1400 kalori de 155 gram yağ yapıyor. Günlük 155 gram yağ alınması gerekiyor bu hesaba göre.

Peki ne kadar kalori alacağımı yine 500 kalori açık yapacak şekilde mi ayarlamalıyım? Bazal metabolizmam 1.500 ise 1.000 kalori alacak şekilde mi beslenmeliyim?

Bazal metabolizma değil bazal metabolizma ile günlük toplam enerji ihtiyacını hesaplayıp ona göre kalori açığı vereceksin, bazal metabolizmanın ihtiyacı olan kaloriyi zaten almak zorundasın, bazal metabolizmadan kalori açığı verilmez. Yani bazal metabolizman 1500 kalori günlük harcanan toplam enerji de (TDEE) 2200 kaloriyse, 2200 kaloriden açık vereceksin.

aynı sorun bizde de var çözüm bulamadık çamaşır suyu dokun diyorlar ama Bi faydası olmadi

balkonu temizleyip kullanın.
yumurtaya dokunmak zorunda değilsiniz ki?
yani bütün balkonu bir yumurta için heba etmenin anlamı yok.
siz balkona girip çıktığınızda, kullandığınızda muhtemelen zaten sadece yumurtanın sahibi gelecek.
onu da siz yokken yapacak.

yani bir sorun yok aslında, keşke en başından temiz tutup kullansaydınız.

bir de, yumurtalar daha önce neredeydi ve şimdiki yumurta nerede?
nereye yumurtluyor yani?

dişi kuş oraya çok güvendiği için devamlı yuva yapıyor. Ölmeyeceğini yavrularını koruyamayacağını biliyor. Sebep bu. Soruya cevap ise bırakın yapsınlar. Eğer yaptırırsanız Anadolu inancına göre 1000 yıl torunlarınız bunun ekmeğini yer.

İşi bozmayın yani.

Geçmiş olsun. Bırakın yapsınlar, temizle tek yumurta zaten diyen arkadaşlar için söyleyeyim, o öyle olmuyor :)

Tek yumurta için balkonda oluşan sirkülasyon sebebiyle balkon kısa sürede pislik içine dönüyor. Biz senelerdir aynı sorunu yaşıyoruz. Tamam bu yumurtlasın gitsin, sonra temizler eski haline döneriz derken yenileri geliyordu.

Maalesef bir sürü yol denedik, en son balkonun açık yerlerini tavuk kümesi telleriyle örmekte bulduk :( kuşlar gelemiyor şimdi. Ama bi tane yavru vardı hala uçmadı, onu kartona koyduk ve annesinin geçeceği bi boşluk bıraktık. Ordan anne ilgileniyor minik bi kutuda ama gelemiyorlar balkona. Yine de pislip oluyor eskisine göre az da olsa. Balkon tavuk kümesine döndü anlayacağınız :/

+biz bitlendik bile.0

yumurtaya el sürersen koku siner kuş daha ilgilenmez o yumurtayla.

off @damba bir sen anlamışsın teşekkür ederim. çevremiz hep park bahçe. götürüp yumurtayı bir yere bıraksam bir hayvan da yese ve döngüye katkıda mı bulunsam. çünkü balkonu ardiye olarak kullanacaktık, eşyalar odada yığıldı kaldı. çok da arsızlar ben balkona girince de kaçmıyorlar. optimum çözümü hala bulamadım

naftalin işe yarayabilir.

Bırakın yapsınlar ne güzel işte keşke bizim balkonada güvercin yuva yapsa :)

@acebi hocam öyle romantik bir şey değil, keşke olsa. Biz de ilk başlarda eve gelen çocuklara bak yumurta yapmışlar vs diye gösteriyorduk. Ama balkonu full-abartıyorum belki ama %80 güvercin boku olduğunu düşünün. Korkunçlu. Balkonu kullanamıyorsunuz, balkonu b*k götürmesi de cabası.

@feldspar üzgünüm...:( Tavuk teli pahalı değil ama güzel bi görüntü diyemem. Tavuk teli yapsanız da yumurta yine içerde kalacak gerçi bi sistem ayarlamak gerek.

Yumurtayı ne yapacağınıza da karışamam, adaletini kuramadım. Umarım iki taraf için de en doğru karar verilir :)

Damba+1

Bizim de kullanmak istediğiniz güzel bir balkonumuz vardı. Yumurtalar büyüsün temizler kullanırız dedik, yavrular yuvadan ayrıldığı gibi yeni yumurtalar geldi. Onlar gittikten sonra balkonda nöbet tuttum resmen. Her yere kovalar, rüzgarda ses yapan şeyler koydum. Oturduğum odadan balkona bir şey uzattım da kanat sesi duyduğum gibi o şeyi sallayarak gitmelerini sağladım.

Ama gardımi indirdigim gibi yine yumurta yaptılar :) daha bir sürü macera yaşadık kuşlarla. Hatta annesinin terkettigi yumurtadan yeni çıkmış yavruyu şırınga ile kursağından besledik de büyüttük.

Tüm bu uğraşlarımiza rağmen kalıcı tek çözümun tel kafes olduğunu gördük. Tel kafesten sonra rahat ettik.

Tünedikleri alanın ev eşyası vs ile doldurulmamasi gibi bir opsiyon var ise hirdavatcilarda kuşkovar adıyla satılan ürünlerden uygun olanı alıp monte edeceksiniz.

rüzgar gülü, baykuş şeklinde asmalı dalgalar bunlar kuşları kaçırıyor.

eski cdleri delip asmak, rüzgarda dönünce yine kuşları kaçırıyor ama büyük şehirlerde hayvanlar artık hiç bişeyden korkmayıp dejenere bi hayat sürdüğü için işe yaramyabilir.

@biseysorcaktim peki bu zinciri nerede kırdınız? Mesela yumurtaları parka koyabilirim başka bir hayvan yer. Ama doğmuş yavruların uçmasını beklemek zorundayım. 30 gündür uçtukları da yok dana kadar oldular. hiç fırsat vermiyorlar ki cam balkonu kapatayım

maske yoktu da siperlik takıyolardı. maskeyle spor zararlı zaten.

@jelly bear maske hariç siperlik falan da olmayınca, yani eski düzenin devam ettiğini görünce sorayım dedim.

maske ile spor yapmak ayrı konu da siperlikle spor yapman çok anlamsız. bir koruyuculuğu yok ki maske olmadan. boşuna hamallık.

Kaldırılmadı da halkımız okullu/okulsuz cahil. maske taktım diyenin de burnu açık zaten.

spor salonu için söylenen kurallar zaten uygulanabilir değildi. uygulayan da zor olur. risk büyük.

set aralarında maske takmak zorunlu. maske ile ağırlık kaldırmak veya kardiyo yapmak zorunlu değil ve tehlikeli zaten.

bizim salonda maske takan yok. takmak zor zaten, yarım saat koştuktan sonra dinlenirken maske takmak büyük risk, ben takmam.

Pilavüstü döner.

kardiyo ağırlıklı ise dürüm şiş, direnç antrenmanı ağırlıklı ise pilavüstü...

şiş

Blackout perdeler güneşi engelliyor ama sıcağa çok faydası olacağını sanmıyorum.

blackout denilen bir kumaş çeşidi var.


ışık geçirmiyor

Sıcaklık için cam filmi kaplatmayi düşünebilirsiniz

biz aluminyum folyo yapistiriyoruz.

teşekkürler öneriler için, blackout idi evet, akşam/gece için mantıklı bu tip kalın perde ama gündüz için hem karanlık yapmayacak hem de ısıyı çok geçirmeyecek (Ör:Ankara şu sıralar ort. 30 derece gündüz ve ev de 30 derece, bunu klima, vantilatör vs. olmadan 3-4 derece düşürebilir miyiz?) bir perde tipi var mıdır? cam filmi pek aklıma yatmadı bu arada.

blackout bende var. ışığı kesiyor baya ama sıcaklığı 3-4 derece düşürür mü emin değilim. 1-2 derece düşürüyordur max.

+1

zamanında bir kaç konuşmasını sempati besleyerek izlemiştim. fazla tanımam etmem ama sonra çok ağır eleştiriler okudum hakkında. ekşi'de tabii. ben de aydınlanmış olurum hem

İnsaf edip bazı sağcılar hakkında olumlu konuşan, tarafı olduğu sola mensup bazı ünlü kişiler hakkında eleştiri yapan nadir solculardan biridir.
Amerikan ya da batı uşağı olmaya da karşı çıkar.

Zaman kaybı

j r r tolkien hayrani +1; ben de sevmem. Kendisi bana Soner Yalcin'i hatirlatiyor... duydugum antipatinin en buyuk sebeplerinden biri de budur.

bir ara çok okur dinlerdim ama son yıllarda resmen cozuttu. benim için vakit kaybı. chp ye vurda vur, artık sıktı bu adam, fetö konusundaki tezleri de sulandırılmaya müsait.

AKPye ilk defa makarnaci, bocekler falan diyenlerden www.youtube.com Bir ara iyi muhalefet yapiyorlardi Ulusal kanalda. Yalcin Kucuk subyanci cumhurbaskani Gul, Nihat Genc makarnacilar diye laflari geciriyordu. Son yillarda yandasliga kaydi biraz sanki, ben biraktim

@tolkien yahu 64 yaşında adam, yazılarının-kitaplarının yarısını okusam ay geçer.
Tabiki "hazıra konacağım".

eli kalem tutan, ağzı iyi laf yapan tarafgir bir kimse. anlattığı her şeyden muhteşem bir tutkuyla bahsediyor ben çok fanatik buluyorum kendisini takip etmiyorum. çok duygusal adam.

Ankara'yı anlattığı şu söyleşi güzeldir
youtu.be

Hikayelerinden de şunu tavsiye ederim beni baya sarsmıştı
youtu.be

fetöyü en güçlü zamanında eleştiren,soruları çaldığını tv lerde söyleyen ilk yazardır muhtemelen.arada saçmalasa da iyi adamdır,sağlam bir vatanseverdir

Ben devlete çalışan biri olarak görüyorum. Hukumete degil de devlete.

ben seviyorum dobra oldugu icin.

işe giderken olmuyor da evde olduğum zamanlar if yapıyorum. o zamanlarda da öyle cezaymış mazoşizmmiş hiç senin gibi hissetmiyorum. yani sabah 9 akşam 5 arası yiyorum, akşam 9'da acıkırsam "şu saatten sonra yemek yenmez" diyorum kendime en fazla, ki if yapmadığım zamanda da o saatte yemek yemem.

yemek yemeyi (ama her yemeği değil) çok severim, kesinlikle keyif için yerim. moralim bozuksa neşelenmemin kesin yolu çok sevdiğim bir şey (mesela katmer) yemektir. birini teselli edeceksem aklıma ilk gelen sevdiği bir şeyi yedirmek olur. yemekle ilişkim bu. sağlığım için dikkat ediyorum ama öyle kendime acı çektirip keyif almam :)

18-19 yasimda birkac kasik yogurt yiyerek gun geciriyordum, yeme bozuklugum vardi. O zaman cok ac sekilde yataga girince kafam rahat uyuyordum, dogru bir sey yaptigimi saniyordum. Kesinlikle mazosistce, katiliyorum.

Yemek yemeyle iliskim hala biraz takintili, tam olarak saglikli bir iliski degil. Emotional yemek hala hayatimda var, ama durum eskisinden cok daha iyi.

If takintili yeme bozuklugu icin cozum olabiliyor aslinda, su saatte kahvalti su saatte son yemek, tamamdir diyerek bitirebiliyorsunuz günü.

O ac karnina sert kahveler cok kotu geri donuyor. Kramptan iki buklum olunca pek haz alamiyorum ben. O nedenle daha hafif bir IF yapiyorum 15 saatlik.

Deli doktorları? Midenin gözlerinin içine baka baka gülmek? Ver bana kaloriyi diyor, basıyorum acı kahveyi...

Allah kabul etsin çok korkunç ve tuhaf Bi duyuru, üslup filan daha korkunç. Çok şükür bana olmuyor böyle şeyler. Derdin neyse onu bulup çözersin inş, anlatımın bile sanki korkutmak için kurgulanmış. Kulağımda acayip rahatsız edici Bi ses tonuyla canlandırarak okudum.

If yapmak, cheat günleri, bunlar nedir? Bilgi aldığınız ve kültürlendiğiniz ortamları değiştirin bence, tuhaf etkileri olmuş :(

İf bir diyet değil, beslenme biçimi. Gıda sektörü üç öğün yalanını ortaya attı filan der genelde if savunuculari. E 2.5 senedir if yapan insan halen açlık hissediyorsa, düzene alişamamişsa boşuna savunuluyor bence.

@elorelia, if yapan insan 20 saat yemek yemezse açlık hissetsin bi zahmet ya? bahsettiğim durumun if'in faydasıyla ilgisi yok ki.
ben 12-20 saatlerinde yiyorum. ama mesela pazar 4'te bişey yiyorum dışarıda, sonra yemiyorum ertesi gün 12'ye kadar. 12-8'e alıştırdığım için düzenim bozulmasın diye yapıyorum bunu. konunun if'le alakası yok yani.

yemeği ödül ve keyif işi olarak görme konusu bende de var.
bu aslında kötü bir şey çünkü öyle olduğu için o cheat dayler falan araya giriyor ve bu if yaşam tarzına dönüşemiyor.
çünkü if yaşam tarzı olduğunda istediğinizi yiyemeyince sanki hayattan da zevk alamıyorsunuz, disiplinli yaşıyorsunuz, o yüzden arada es verip zevk alıyorsunuz gibi bir durum oluşuyor.
yani sizin asıl yaşam tarzınız ve keyif alma şekliniz if değil, junk ya da her neyse onu yemek üzerine kurulu.
aslında tersi olduğunda, yani gerçek yaşam tarzınız ve zevk aldığınız, sizi tatmin eden süreç "if" olduğunda, cheat'e ihtiyaç duymuyorsunuz çünkü zaten junk food'dan da zevk almıyorsunuz.

en azından bendeki mekanizması böyle işliyor.

açlıkla terbiye etmek haz vermiyor, hafiflik hissi iyi hissettiriyor diyebilirim.
ama demek istediğinizi anlıyorum.

açlıkla terbiye etmek de bedene "kötü davranmak" ve bir nevi değersizlik, cezalandırma aslında.

edit:
if'i kavram olarak kullandım.
yani if yerine koyulabilecek herhangi bir düzen, disiplin, akım vb. olabilir.

6 aydır falan kahvaltıyı atlayarak gayriresmi if yapıyorum.

cuma günü 17:30'da akşam yemeğini bitirdim, bişey yemedim sonra.

cumartesi 12'de bisiklete gittim. 50 km çok sayılmaz. cuma akşamından beri yediğim ilk şey cumartesi 15:30'da dondurma oldu.

tabii bisiklette yanımdaki arkadaş "deli herhalde bu" diye düşündü bu süre boyunca da, bende hiç bir sıkıntı olmadı. hatta akşam yemeğini çok yiyeyim o kadar bisiklet sürdük acıkmışımdır diye, zorlamam gerekti kendimi.

bu sürede vücut açıkçası şeker meker istemedi. alışkın herhalde artık.

Sizin kadar uzun süre olmasa da aylarca if yaptım. Ben çok yoğun açlık bastırınca ne kadar sağlıklı bir iş yapmakta olduğumu düşünerek motive oluyordum, uzun süre çok sıkı bir şekilde sürdürdüm bu düzeni. Gelen açlık hissinin aç olduğum anlamına gelmediği yönündeki fikrim sebebiyle yememeyi sürdürmem cezalandırma davranışına girmiyordu bence. Buna karşılık, ifi bozmamayi zihni terbiye etme kategorisinde görebiliriz.

Ben uzun süreli açlıkları, daha doğrusu uzun süreli açlıkların vücutta yarattığı değişimleri seviyorum, uzun yıllardır da yeme düzenimi bu şekilde oluşturdum 20 saat 24 saat 36 saatlik açlık periyotları bana çok doğal geliyor, çok çok ağır antrenman yapmamışsam app. uyarısı gelene kadar o kadar saat yemek yemediğimi fark etmiyorum bile. Senin tersine açlığın kendisi bana ödül gibi geliyor sanırım.

veriyor

evet kafasına kafasına vuruyorum sık sık. iki üç gün yemiyorum. "yemek mi? ölümlüler için o" tribine falan giriyorum ikinci günden sonra.

iyidir iyidir.

Uzun sureli klasik if yani 16-8 rutinin haline geldiği için bünyenin değişikliğe ihtiyacı olabilir, ben olsam cheat yapmadan önce 24 saatlik İF yaparım bir de açlığın 23. Saatinde temiz bir kardiyo direnç antrenmanı sonrası daha da süper gider. bu şekilde klasik yöntemden çıkıp ara ara farklı zaman dilimleri ile daha keyifli ve renkli bir diyet zamanlaması oluşturabilirsin, ben şahsen haftada duruma göre rutinden çıkıp 1-2 kez 24 ve ayda bir ya da yılda 1-2 36 saat civarı if taraftarıyım. Acı kahve candır, bulletproof gibi kahveyi yumuşatma ve kalorilendirme olaylarına girme derim. İnan bana, devamlı 16-8 ve belli öğün sayısı pek sıkıcı, asker gibi takılmanin alemi yok, sen iyisin yine bir de yıllarca kalori hesaplayan manyaklar var, daha ne tipler var...

Mideni eline alman yakındır.

açlık iyidir

Umut 1970

ak altin

koyden indim sehire

Doruk filminde hazine define arama olayları var, Orhan Gencebay ve Cüneyt Arkın i biraraya getiren nadir filmlerden, ama çok fazla bişey beklemeyin.

Köyden indim şehire değil, onda hazineyi bulup bozdurmaya çalışıyorlar.

Define aramalı olanı: Salak Milyoner

@kibritsuyu dogru ya :) ikisi zaten birbirinin aynisi gibi evet salak milyoner olacak.

www.sinematurk.com

tam anakonu değil ama içinde geçiyor

harbi define

Metro grossmarket ve migros gibi yerlerde "reis" gibi bazı firmaların esmer pirinci satılmaktadır, kepekli pirinç diye de geçebilir, ben de bu tip pirinç kullanıyorum, bire iki oranda su çeker yaklasik ve kısık ateşte ortalama yarım saatte pişer.

Çok iyi dizi, her türlü izlenir.

hiç sevmedim aşırı sıkıcı geldi.

kim underrated diyor allasen, GOT ile falan karşılaştırıp underrated diyorlar, taş gibi dizi, yeni sezonunu iple çekiyorum.

Herkesin seveceği bir dizi değil, izleyin görün. Ben bayılmıştım.

en ucuzundan alabilirsiniz merak etmeyin. o hayvanlar zaten aç talaş bile yerler demek istemiyorum ama içinde talaş olmadıktan sonra yerler diye düşünüyorum.

sözlükteki yorumlara bakarak film bile izlemiyorum bırakın köpeğe mama almayı.. bir şeyi beğenmezler onlar içiniz rahat olsun.

Ben üç ay aralikla 15 er kiloluk paw paw marka aldım n11 üzerinden ama kediler için olanından, kediler afiyetle yiyormuş, aynı markanın köpek maması versiyonuna bakabilirsin.

Hepsiburada'dan 15kg'lik newdog kuru mama aldim. Kopekler mamaya yaklasiyor, koklayip gidiyorlar. Bir tanesini bile yerken gormedim. Belki utaniyorlardir ben oradayken. Bizim buradakiler mi tok, anlamadim. 10 kg kadar mama duruyor. Ankara'daysaniz size vereyim, bari ise yarasin.

Goody hariç hangi köpek mamasını alırsanız alın üstüne çok az kedi maması serperseniz yiyorlar. Garanti olsun derseniz temizmamadaki kennel lerden alabilirsiniz.

Araya kaynak yapacağım :) Her ucuz mamayı yemeyebiliyorlar. Mesea ben geçen çok cılız bi köpek gördüm markete giriyorken üstümü başımı kokladı yiyecek var mı diye, ben de çıkmadan bu migrostaki sokak hayvanlarına yardım mamasından aldım. Kokladı kokladı bıraktı gitti. BEn de öylece kalakaldım :D Hayır hayvanon da kemikleri gözüküyor yani! Bilmiyorum belki totoları kalktı ama çok miktarda almadan önce az alıp denemeni tavsiye ederim :)

temizmama kennel
ya da yine temizmama'dan kedi maması mito alınabilir.

Enjoy Tavuklu Yetişkin Kedi Mamasi 15 Kg

bu mamayı kedi, köpek, kuş, kirpi her hayvan yiyor.

benim de uzmanlığım kediler ama bir önerim olacak. kedilerde en ucuz yenen mama enjoy, ben olsam bunun köpek için olanını alırdım. veya yakındaki bir pet shop a gidip ondan görüş alıp 1-2 kilo ekonomik açık mama alırdım. eğer yerse o markayı internet ten çuvalla alırdım.

metnin öncesi onu açıklıyor zaten. bütün maddeyi okursanız anlarsınız yani. eğitim ve öğretim hürriyetin var diye anayasaya aykırı şekilde eğitim ve öğretim isteyemezsin, yapamazsın demek istiyor.

bi hukukçu gelip daha güzel ince detaylarıyla açıklar birazdan.

www.google.com

S.117