Yeterli açıklamalar göremedim cevaplarda. Eğer soruların cevaplanmadıysa halâ, belki yardımcı olur yazacaklarım. Şunu da yazmalıyım: "Canım kedi sahiplenmek istedi" diye kedi sahiplenilmez. Durumunu, koşullarını bir kedi için ayarlarsın ve sonra kedi sahiplenirsin. "Hadi çocuğumuz olsun" diye hiçbir hazırlık yapmadan çocuk yapmaya çalışmaya benzemiş bu. Gene de hevesinin iyi niyetli olduğunu düşündüğüm için cevap yazmak istedim sana.
1- Ben zorunda kaldım ilkini sahiplenmeye. İkinci de, geçici bir süreliğine evde barındırmak zorunda kaldığım erkek kediyle evdeki dişinin çiftleşmesinden doğan ve sahiplendiremediğim tek yavruydu. İkisi de zorunluluktu benim açımdan. Barınaklardan sahiplenmeni öneririm. Sokaklardan alınan yavru kedilerin büyük kısmı daha sütten kesilmiş olmadığı için sonradan büyük bağışıklık sorunları çıkabilir. Ayrıca annesi yanında olan yavru bir kediyi sahiplenmeyi doğru bulmuyorum.
2- Sokaktaki kediyi sahipleneceksen, önce n'olur annesi var mı diye sor soruştur. Ardından ilk işin en yakın veterinere gitmek olsun. İlk aşılarını vakit kaybetmeden yaptır. Sahiplendirme ilanlarını da tercih edebilirsin ama benim gibi seçici ilan sahiplerine denk gelirsen, ağzına sıçmaktan beter edebilirler seni. İlanlara güvenmeyen de varmış, okudum. Sahiplenme ilanı verenlerin hepsinin iyi niyetli olmadığına katılabilirim ama ilanla kedi sahiplenmenin güvenli olmadığına katılmam. 7 kedi sahiplendirdim böyle.
3- Yavru olursa bile en az 3 aylık olmalı. 2 aylıkken sütten kesilecek, biraz da sokakta hayatta kalma içgüdüleri gelişse, tamamdır. Biraz daha büyük kedi eve daha kısa sürede alışabilir ama sana daha geç alışır. Yavru kedide ise durum tam tersi olabilir. Türkiye şartlarında eve alınmış kediler 10 yaşını rahatça görüyor genelde, herhangi büyük bir sağlık sorunları olmazsa. Buna göre düşünebilirsin.
4- Hem erkeği hem de dişisi var bende. Kesinlikle dişi sahiplenmeni öneririm. Kısırlaştırılması daha fazla risk taşısa da, kızışma döneminde evinde heyecanlı heyecanlı dolanıp her yere işeyen bir erkek kedi fikrini hoş bulmayacaksındır =) Huyları değişmez ama her kedi farklı karaktere sahiptir. Bir de, uzun tüylü kedi sahiplenmemeni öneririm (Evet, bendekilerin ikisi de uzun tüylü). Hem temizlik daha zor oluyor hem de onlara ayırmak zorunda olduğun günlük süre çok daha fazla oluyor.
5- İlk aşıları çok pahalı değildi hatırladığım kadarıyla. Sonrakiler daha pahalı oluyor. Şurada bu yılın fiyatları var:
www.vetbilgi.com . Bu fiyatlar civarında olacaktır. Karma, lösemi, kuduz (ve yavruysa Fiv) aşıları şart ama uzun vadeye yayabilirsin. Önce karma olur, biraz geçer kuduz olur gibi. İç dış parazit aşılarını ise belli aralıklarla tekrar etmen gerekecek. Diğer aşılar tek seferlik.
6- Deli gibi artmış kum kabı fiyatları ya. 200 liraya kum kabı mı olur arkadaş? Ben 5-6 yıl önce aldığımda 30 lira ödemiştim. Hiçbir şey bu kadar zamlanamaz. Sonuçta plastik kap alıyorsun. Kaba 50 de, kuma (o da zamlandı yeni) 25 de, suyun maliyeti yok, kendi içtiğin damacanayı paylaşacaksın, kapları da başlarda plastik saklama kaplarını kullanarak halledersin. Mamayı da önce temizmama'dan söylersin. Biraz büyümeye başlayınca da kaliteli olanlara dönersin.
7- Kısırlaştırma ücretleri çok değişken. 1000 liraya kısırlaştıranı varmış İstanbul'da. Bundan birkaç yıl önce ben 75 liraya yaptırmıştım benimkileri. En fazla vereceğin para 200 lira civarı olsun bence. Kısır kediler için olan mamalar oldukça pahalı. Kilosunu 5-10 liraya aldığın mamayı sokaktakilere verip kilosu 30 lira civarında olan "sterilized" mamalara geçeceksin. Kedinin boğazına ve gramaj kontrolüne göre de yıllık ne kadara mal olacğaını görürsün. Benimkileri zor durduruyorum ben. Günlük kedi başı 100 gram civarında dolanıyorsan kısmen iyi. Ben bundan daha azını veremiyorum, eve geldiğimde beni yemeye çalışıyorlar =) Normal ölçü kedinin yaşına ve kilosuna göre belirlenir. Veterinerin de yardımcı olur sana zaten.
8- Kedilerde insan beğenip beğenmeme gibi bir durum yok. Onun için sen "büyük kedi"sin. Öyle görecek seni. Üzerine koku bırakmaya çalışacak (Sen bunu kendisini sevdirmeye çalışıyor gibi algılayacaksın), miyavlamasını sadece sen duy diye yapacak (Kediler kendi aralarında miyavlayarak iletişim kurmazlar). Böyle böyle gırla ayrıntı öğrendiğinde kediyi bir hayvan olarak değil, çocuğun gibi göreceksin. Gitmeye çalışmaz, eğer sokak kedisi sahiplenmediysen. 1 aya yakın bir sürede alışırsınız birbirinize. Yaşına da bağlı tabii. O gitmeye çalışırsa, zaten senin anlamanı değil, hata yapmanı kollar (Kapıyı, pencereyi dikkatsizce açman gibi).
9- Ben de günün büyük kısmında evde değilim. Kediler her ne kadar sosyal hayvan olsalar ve uzun süre yalnız kaldıklarında depresyon belirtiler gösterseler bile, birkaç gün yalnız kalmaları büyük sorun teşkil etmez. Tabii ki bu birkaç günü alışkanlık haline getirmemen gerek. Ben şehirden çıkamıyorum uzun süredir onları birilerine emanet edemediğim için mesela. Kediler sıkılmaz ama sen eve geldiğinde "Neredeydin bütün gün?" bakışı atarlar =) Trip de atar sana biraz ama çabuk unutur.
Artık çocuk sahibi olacağının bilinciyle kedi sahiplenmeni öneririm. Yoksa sen de bir hevesle kedi sahiplenmiş ama kendini yeterince tanımadığı için çocuğunu sokağa atmış insancıklardan biri haline kolayca dönüşebilirsin. Sorun olursa sormaya devam et. İlla ki yardımcı olmak isteyen çıkar sana burada.