Giriş
(20)

Evde bardak kullanımı

kaptan maydanoz
Evde içecek içerken hangisini uygularsınız? 1- bir bardak içecek içince onu makineye koyarım, tekrar iceceksem yeni bardak alırım. 2- ikinci bardağı hemen iceceksem aynı bardak, arada zaman gececekse (örnek: 10 dakikadan fazla ara varsa) ikinci bardağı temiz alırım. 4- gün boyu aynı bardağı kullanır
Evde içecek içerken hangisini uygularsınız?

1- bir bardak içecek içince onu makineye koyarım, tekrar iceceksem yeni bardak alırım.
2- ikinci bardağı hemen iceceksem aynı bardak, arada zaman gececekse (örnek: 10 dakikadan fazla ara varsa) ikinci bardağı temiz alırım.
4- gün boyu aynı bardağı kullanırım.

Edit: 3.secenegi size bıraktım farklı fikirler için.
0
kaptan maydanoz
(07.01.21)
4
0
yarey
(07.01.21)
4
0
freebird5406_2
(07.01.21)
Tezgahın üzeri bardaklarla doluyor aynısını kullanmayı unutuyorum
0
scholes
(07.01.21)
2
0
stewie
(07.01.21)
Su içerken: 4
Kola içerken: 2
0
himmet dayi
(07.01.21)
2
0
ala09
(07.01.21)
su icin 4, cay icin 2 ama 1 saatten fazla ara varsa.

3 nereye gitti?
0
lemmiwinks
(07.01.21)
2

(3. şık nerde? :D )
0
lcha
(07.01.21)
4.
0
logisticsmanager
(07.01.21)
2
0
baldur2
(07.01.21)
4
Bıraktığım yerden milim hareket edince ölümcül hastalık taşıyan biri tarafından kullanıldığını düşünerek tezgahı yeni bardaklarla doldurduğum için, ilk kullandığımı buzdolabının üstüne koyarak bu şüphelerden kurtuluyorum.
0
IncredibleMau
(07.01.21)
4
0
mattiadestro
(07.01.21)
3. bu sorunu çözmek için cam matara aldım
0
asbe
(07.01.21)
2.
0
irene
(07.01.21)
2
0
blatta hiberna
(07.01.21)
4.

Calkalayip ayni bardagi kullanirim genelde. Zaten sicak iceceklerde bardagi isitmayi severim, icine kaynar su koyup calkalayinca da benim kriterlerime gore yeterince temiz oluyor.

Kokulu seyler haric, ayni bardagi ayni amac (icecek) icin defalarca kullanirim sikinti yok.
0
icim urperiyor
(07.01.21)
3- şekerli içecekten sonra tuzlu içecek içeceksem farklı bardak alırım, aynı türden ise suyla çalkalar aynı bardağı kullanırım. şekerli ya da tuzlu içecek içtiğim bardağa su doldurup içemem, su içeceksem temiz bardak.
0
nonik
(07.01.21)
Su için 4, diğerleri için 2.
0
auroraaurora
(07.01.21)
Su: 4
Digerleri icin: 3 (1-2 saat icinde ayni seyi iceceksem ayni bardak)

Cevreye daha az zarar vermeye calisiyorum, artik elimden ne gelirse. O yuzden cok bulasik cikarmamaya calisiyorum
0
mor oje
(07.01.21)
3- Her içecek için ayrı bardak kullanırım. İçtiğim ne ise onu peş peşe içeceksem aynısından devam ederim. Araya zaman girecekse yeni bardağa geçerim.
0
mutekebbir
(07.01.21)
(20)

insanların fiziksel özelliklerini yüzlerine karşı eleştiriyor musunuz?

nonik
pandemi sürecinde biraz kilo aldım, evde sıkıntıdan kendime bakım kürleri falan da yapmadım - üşengeçliğimden. şirkete arada bir gidiyorum. her gittiğimde birileri "sen kilo mu aldın, aaa beyazların çıkmış, saçların fazla uzamış" diye konuşup duruyor. sivilcem çıksa "aa suratın sivilce dolmuş niye s
pandemi sürecinde biraz kilo aldım, evde sıkıntıdan kendime bakım kürleri falan da yapmadım - üşengeçliğimden. şirkete arada bir gidiyorum. her gittiğimde birileri "sen kilo mu aldın, aaa beyazların çıkmış, saçların fazla uzamış" diye konuşup duruyor. sivilcem çıksa "aa suratın sivilce dolmuş niye stres yaptın". en son bugün de biri "saçların neden bu kadar kötü olmuş bakım yapsana" deyince artık kendi içime içime patlayacak duruma geldim. pandemi var, kuaföre gitmiyorum, saçımın kendim evde kırıklarını alıyorum, temiz olmaktan başka illa da o bu bakımı yapayım diye uğraşmıyorum, e hareketsizlikten kilo aldım. ne yapayım?

bu ayıp değil mi ya, ben mi abartıyorum? ben kimseye gidip oran kötü buran kötü demem. ne bileyim belki zaten kafasına takıyordur, zaten üzülüyordur, en basiti banane yani zaten aynaya baksa görüyor kendi de.

çok samimi arkadaşlarınızı dışarıda tutarsanız (iyi niyetle uyarma ya da tavsiye verme vs. gibi hadi diyelim belki denir), siz böyle şeyleri söylemeyi normal buluyor musunuz? ben mi fazla alınganım?
0
nonik
(07.01.21)
Evet hadsizlik bu, insanlar fikirleri sorulmadan konuşmamaları gerektiğinin farkında değiller
0
freebird5406_2
(07.01.21)
Kilo konusu: psikolojik sorunlar nedeniyle değil ama hareket etmemekten kilo aldığını düşündüklerime şaka ve tavsiye yollu söylerim.

Geri kalan her şey aptal insan işi.
0
prole
(07.01.21)
Yaptıkları ayıp ve yanlış. İnsanların fiziksel özelliklerini asla dile getirmem, dile getireni de hiç hoş karşılamıyorum.
0
fotrsapka
(07.01.21)
bunlar küçükken aaa kepçe kulak, ooo şişko domates, ayı vb. gibi tabirleri arkadaşlarına söyleyen ve ailesi tarafından uyarılmayan, eğitilmeyen insanların büyümüş versiyonları. yıllarca saçların önü açılmış, bu yaşta nasıl döktün vs.. şeklinde sözlere maruz kaldım. ulen aynaya bakıyorum gayet var saçım, yapısı öyle napayım yani. niye bana bunu bir sorunmuş gibi söylüyorsunuz ki. 37 yaşına geldim hala şekil verebileceğim saçlarım mevcut kafatasımın üstünde. şimdi gidip bunu söyleyenlere baksam kel olmuşlardır. oldularsa olmuşlardır tabi ki banane de yani benim durumumdan da sanane işte. insanlarımız böyle eğitimsiz maalesef.

yakışıksız ve saçma, abartmıyorsun, alıngan da değilsin. içinde yaşadığımız toplum birbirinin hayatına müdahil olmaya çok hevesli bir toplum maalesef. kesinlikle normal değil. "ben böyle seviyorum/istiyorum" deyip sırıtıp geçeceksin böylelerine. samimi arkadaş zaten nerede ne konuşacağını bildiği için samimi arkadaştır, sınırları bilir.
0
Improbable
(07.01.21)
Ben de alinirim, ve kimseye fiziğiyle ilgili bir şey demem
0
yarey
(07.01.21)
Abartıyorsun. Fiziksel özelliklerinizi bu kadar kutsallaştırmayın. Kilo almışsan almışsındır. Beyazın çıkmışsa çıkmıştır. Bu ayıplanacak bir şey değil. Senin vücudun senin kararın.

Karşındaki sana bunu söyleyince kilo almış olmuyor musun. Benim saçım yok. Kel denmesi neden zoruma gitsin. Kelim işte. Hadsizlik değil bu. İnsanlar samimiyet ölçünüze göre sizinle diyalog kuruyor. Hehehe pis şişko tombili keltoş puhahaha diye geçilmediği sürece sorun yok.

Evet saldım bu ara deyip geçmek varken dünyanın en sığ muhabbet konusunu gurur meselesi haline getirmenin kapris ve eziklik olduğunu düşünüyorum.
0
pass
(07.01.21)
Abartılı bir negatif değişim olmadığı müddetçe ne dikkat eder ne de söylerim. Ben iltifatçılardanım, genelde olumlu şeyler söylerim özellikle kadınlara :) İnsanlar kendini iyi hissedince mutlu oluyorum.
0
msb
(07.01.21)
Bu terbiyesizlikten başka bir şey değil, insanlar sınırlarını bilmiyor. Burada bile eziklik ve kapris diyen olmuş, yok artık.
0
gmzo
(07.01.21)
karşımdakini incitmemek adına genelde olumsuz bir şey söylemem (işte dişinde maydanoz kalmış ya da terlemişsin biraz deodorantımı vereyim de sık falan derim max.) ama bana söylenmesinden rahatsız olmam pek. özellikle kilo aldıysam bunun söylenmesini tercih ederim çünkü bu beni kilo vermek için kamçılar :D
0
theseachange
(07.01.21)
@pass, zaten kilo aldım biliyorum, saçımın beyazladığını da görüyorum, istesem evde kendim de boyarım ama zaten takmıyorum saçımda beyaz olmasını. sorun benim bunu kafaya takıp takmamam değil ki. ha ben artık bir yerden sonra takmaya başladım o başka ama bence sorun insanların düşüncesiz olması. ya karşısındaki insan hassas bir dönemden geçiyorsa ya da karakter olarak hassassa, ilaç kullandığı için kilo alıyorsa ya da ne bileyim sırf ona kilo aldın dendiği için gidip kendini kusturarak bulimik olacak kadar zayıfsa.

ben zaten kendimle de dalga geçiyorum ama insanların bu şekilde konuşabilmesi garip geliyor. dediğin gibi "en sığ muhabbet konusu" olabilir. ayrıca samimiyet ölçüsüne göre de kurulmuyor bu muhabbet, samimi arkadaşlarım söylese ben de alınmam yapıcı alırım eleştiriyi ya da güler geçerim. ofiste karşılaştığım insanlar bunlar.
0
🌸nonik
(07.01.21)
ayıp tabi, abartmıyorsun bence. Böyle şeyler genelde söylemem kimseye, çünkü hem üzerime vazife değil hem de aynaya bakınca görüyordur zaten.

en fazla şu olabilir, çok sevdiğim çok yakın bir arkadaşım kilo verme işini abartmıştır ve artık yüzü çökmüştür hasta gibi görünmeye başlamıştır farkında değildir. o noktada iyiliği için bence daha fazla zayıflama gibi bir öneride bulunabilirim.
0
aquarium
(07.01.21)
Toplum olarak bu incelikleri kaybetmeseydik, insana bu değeri vermekten vazgeçmeseydik zaten şu an bu hallerde olmazdık. İncelik de bir gelişmişlik göstergesidir, zarafettir, iyiliktir.

Üzülme, boşver. İncelikli insanların çoğalmasını dileyelim sadece. Üzülme.
0
1bir1bir1
(07.01.21)
Hadsizlik bence de.
Başkasının her nevi özeli hakkında yorum yapma hakkını kendinde gören insan sayısı çok fazla ülkemizde.
Dedikoducudur aynı zamanda bu tipler.
0
auroraaurora
(07.01.21)
çok aptalca bi şey bu ya. ee napıym yani, bunu söyleyen kişinin istediği gibi olması için çaba mı sarfetmeliyim ya da bıçak altına mı yatmalıyım yani, maksatları ne bu tip insanların anlayamıyorum. sen de onu eleştirmeye başla, rahatsız hissettir bence. eminim ki bir sürü eksiği vardır.
0
deartheodosia
(07.01.21)
Turk insaninin small talktan anladigi bu iste:)
0
freedonia
(07.01.21)
ayıp tabii ki ama bizim insanımız böyle. anca yakın arkadaşlarıma oo kilo almışsın falan derim ama o da goygoy olsun diye. ne ayıp.
0
candide
(07.01.21)
Haklısınız şirket ortamında böyle ya. Ben pozitif bir şey görürsem söylüyorum sadece aa saçların ne güzel gibi. Diğer konularda samimi de olsam susarım. Karşı tarafın o konuyu açıp fikrimi sorması lazım.
0
jazzabel
(07.01.21)
evet insanlarin cogu aptal oldugundan kendi gozuyle gorebildigi biseyi senin fark etmemis olma ihtimalin varmis gibi davraniyor. hadsizlik ve aptallik olarak degerlendiriyorum bu tarz seyleri. sirf can sıkmak icin olumsuz konusan insanlarla mumkun oldukca iletisim kurmuyorum. iletisime mecbursam, olumsuz yorumlarinda israrci olanlari bozuyorum, ben daha can sıkıcı oluyorum boylece iletisimi kendi isteyerek sınırlamış oluyor o kisi benimle. 3 yasinda degilse herkesin gorebildigi seyleri kendisi o an kesfetmis gibi soylemek sacmaligin daniskasi. ama ne yazik ki insanimiz kendisine sorulmayan seyler hakkinda cok degerli (!) yorumlarindan karsisindakini mahrum birakmamak konusunda cok comert :s
0
in vino veritas
(07.01.21)
Benim çocukluktan beri çok fazla beyaz saçım var. Lisede bir gün yemekhane sırasında arkamda 2 çocuk özellikle bana duyurmaya çalışarak dalga geçmişlerdi “bu yaşta ne yaşadı acaba”, “çok mu dertli” falan diye ve o zaman çok üzüldüğümü hatırlıyorum. Şimdi böyle takmıyorum tabii ki ama hala gereksiz ve hadsizce geliyor birinin dış görünüşüyle ilgili yapılan yorumlar.
0
ms brownstone
(07.01.21)
Kesinlikle hayır.
0
hayirsiz
(07.01.21)
(7)

"the" kullanımı

sec guard
teoride nasıl kullanılacağını biliyorum ama çevirilerde hep bi muallakta kalıyorum.Örneğin; gönderi konusu ürünün ücretinin tahsilatı;collection of the fee of the product subject to Shipment.Bu örnekte "the"ların kullanımı doğru mu mesela? bu konuda paylaşabileceğiniz bir kaynak var mı? Genelde kayn
teoride nasıl kullanılacağını biliyorum ama çevirilerde hep bi muallakta kalıyorum.

Örneğin; gönderi konusu ürünün ücretinin tahsilatı;

collection of the fee of the product subject to Shipment.

Bu örnekte "the"ların kullanımı doğru mu mesela? bu konuda paylaşabileceğiniz bir kaynak var mı?

Genelde kaynaklarda üstün körü anlatılıyor.
0
sec guard
(04.01.21)
Gönderilecek ürün ve fiyatı belli mi? Ben 10 € gönderi ücreti ile bir ürün almışımdır sizden, bana yazdığınız zaman "the fee" ve "the product" diyebilirsiniz. İkimiz için de aynı şeyi kodluyor o zaman fee ve product kelimeleri.

Ama misal bir siteye genel bilgi olarak koyuyorsanız bu ifadeyi, ortada özel bir ürün yok (herhangi bir ürün), özel bi fiyat da yok (gideceği yere vs değişecek); o zaman "the" konmaması gerekir.

"Denoting one or more people or things already mentioned or assumed to be common knowledge."

www.lexico.com
0
gayda
(04.01.21)
su videoyu www.youtube.com not alarak bastan sona izleyin, sonra o notlari tekrar edin sik araliklarla, cok fazla istisnasi var
0
neverletyougodown
(04.01.21)
istisnaları çok +1

bu nedenle ben ingiliz bi arkadaşımın kullandığı noktalara bakıp kendimce bi method ürettim sonunda. ama bazen onun da doğaçlama takıldığını fark ettim, o yüzden çok da kafaya takılacak bir konu değil.
0
makarnavodka
(04.01.21)
belirli bir ürün değil hayır ama fee of product da olmuyor sanki yani "the"sız kullanım. Bir identifier olması gerekiyor.

yukarıda belirttiğim örnekte collection ve shipment'ten önce kullanıp kullanmama konusunda da kararsızım mesela.

cümle tam olarak şöyle;

‘‘COLLECTION ON DELIVERY (COD)" means collection of the fee of the product subject to Shipment from the Buyer on behalf of the CUSTOMER by credit card or in cash and refund (COD) of the collected price to the CUSTOMER.
0
🌸sec guard
(04.01.21)
Bu ifade "costumer" tarafıyla yapılan bir sözleşmenin parçası mı? Costumer büyük harfle yazıldığı için, tırnak içinde ifade filan olduğu için, "means that" dendiği için soruyorum. Kontratların öncü metinleri olur; product, price/fee, buyer, costumer, provider, seller, contact details vs ne gerekiyorsa tanımlanır bi template üzerinden. Eğer öncü olarak bu bilgiler varsa the kullanabilirsiniz, çünkü artık bunları tanımlamışsınızdır.

Yani; öncü metinde; fee, product, customer, buyer belirlendiyse the kullanabilirsiniz metnin devamında ve metnin eklerinde. Ama belirli değilse kullanamazsınız. Sağlamasını yapmak için kafada bir "any" ekleyin misal. "Any fee" "any product" vs dediğinizde (herhangi bir ücret, herhangi bir ürün), bi mantıksızlık içermiyorsa the kullanamazsınız demeye çalıştığım o. "The product" derseniz, okuyan tarafların kafasında, "haa evet o product'tan bahsediyor, geçenki aldığım/sattığım" ışığının yanması lazım.

"The collected price" da bence yanlış. "Price to be collected" daha doğru. Ortada toplanan bi şey bile yok henüz. Toplanacak, sonra customer'a refund edilecek.

İstisna çok evet, ama bu metnin istisnalarla ilgisi yok. Genel kaideyle ilgisi var.

Not: Eğer bir sözleşme metni hazırlıyorsanız/tercüme ediyorsanız, Google'dan bi örnekleri inceleyin isterseniz. Ayrı bi terminoloji çıkacak muhtemelen karşınıza.
0
gayda
(04.01.21)
Emin olamadığım durumlarda Google’da aratıyorum. Mesele sizin örneğinizde “the fee of product” olarak arattığımda sadece 4 sonuç çıktı. “Fee of product” için 8 sonuç, “the fee of the product” içinse 792.000.
...means collecting the fee of the product... daha iyi gibi. Çok fazla “of” kullanmamış olursunuz.
0
auroraaurora
(04.01.21)
aslında proofreading yapıyorum.uzun açıklamalar için özellikle teşekkürler. evet Consumer ile yapılan bir sözleşmenin giriş bölümlerinden biri. aslında bu metinden faydalanarak genel olarak "the" karmaşasını gidermek istedim kafamdaki. yardımcı oldu, teşekkürler :)


ingiliz native arkadaşım şöyle dedi: (the fee of product)

‘COLLECTION ON DELIVERY (COD)" means collection of the fee of product subject to Shipment from the Buyer on behalf of the CUSTOMER by credit card or in cash and refund (COD) of the price to be collected to the CUSTOMER.
0
🌸sec guard
(04.01.21)
(14)

bes hakkindaki dusunceleriniz?

pelovann
az once bes'imi iptal ettirdim. dusunceleriniz? mantikli mi bu olay siz ne yaptiniz?
az once bes'imi iptal ettirdim. dusunceleriniz? mantikli mi bu olay siz ne yaptiniz?
0
pelovann
(04.01.21)
mantikli. cok istiyorsan biriksin diye kendin kenara atabilirsin altin vs seklinde
0
ala09
(04.01.21)
ben de oyle dusundum aslinda, cok tesekkur ederim
0
🌸pelovann
(04.01.21)
biriken paranın değerlendirilmesi kısmında, piyasadaki diğer yatırım araçlarına göre kar ettiğini görmedim kimseden.

zorunlu olan hiçbir şey senin lehine değildir.
0
reanarchy
(04.01.21)
bi ton yikama yaglama cektiler zaten aman efendim ayrilmayin neden ayriliyorsunuz vs
iyi oldu boyle bence de
0
🌸pelovann
(04.01.21)
Ben besteyim, o vesileyle ayrı bir birikim yapıyor. neye endeksli olduğunu değiştirebilirsiniz. altın endeksli yaparsınız daha karlı olabilir.
0
fezagezgini_4
(04.01.21)
"bes" tek başına bir yatırım aracı değil. portföyünüzdeki fonları değiştirmeniz gerekiyor çok kar etmek istiyorsanız, tabii öyle olunca risk de almaya başlıyorsunuz.
0
co2s2
(04.01.21)
Benimkini (zorunlu) iptal ettim iki defa. (2 ayrıniş vesilesiyle)

Ama eşiminkinin (zorunlu değildi, biz kendimiz başvurduk) taksitlerini ödüyorum.

Eşim çalışmıyor. Sosyal hizmetler hususunda benim sigortamdan faydalanıyor zaten. Moralmen iyi hissetmesi için sürdürüyorum, neticede "emekli" olmak onun da hakkı gibisinden..

Eğer bes'e yatırdığım parayı eşimin adına bir hesapta altın vs. Olarak biriktirseydik, kendisi en az 10 defa bozup harcamıştı. Bu açıdan faydalı bize.
0
dilemma of subscribtionability
(04.01.21)
Amerikalı teknoloji şirketlerinin hisselerinden oluşan ALR fonunda tutuyorum. Çok güzel getiri sağladı. Bu fona ulaşmamı sağladığı için bile ayrılmayı düşünmem.
0
zoghurt
(04.01.21)
öncelikle iptal ettirdiğimi söyliyim.
ama düşüncem şu,

devlet 30-40 sene sonra emeklilik maaşlarını ödeyemeyecek ve diyecek ki "ben size 2010'lu yıllarda dedim BES diye bir şey söyledim. keşke o zaman bu işi yapsaydınız. geçmiş olsun".
0
teritori
(04.01.21)
Ben de iptal ettirdim. Kendim birikim yapıp değerlendiriyorum, devleti herhangi bi şekilde birikimlerimle ilgili bi işin içine sokmak istemiyorum.
0
roket adam
(04.01.21)
bes aracısı lisansım var aynı zamanda. bende bes yok. 40 yaşından sonra tekrar düşünürüm. belki girerim. çok kötü, öcü gibi bakmaya gerek yok. aslında güzel bir birikim yolu. devlet desteği de kötü değil. bazı şirketler sen 1 yatırıyorsun o 2 yatırıyor, bu şirketlerde efsane bir durum.
0
stewie
(04.01.21)
Ev kredisi çektiğim için çıkmak zorunda kaldım. Söylendiği gibi hem paraya dokunmamak, hem de avantajlı fonlardan yararlanmak açısından iyi.
0
auroraaurora
(04.01.21)
benim bes'im garantideydi, garanti'den de hazetmedigim icin sonlandirdim acikcasi bes'i. belki dediniz gibi banka bazinda dusunuldugunde degerlendirilebilir
0
🌸pelovann
(04.01.21)
Şahsen niyetim vardı Bes'e girmeye ama bir türlü karar verememiştim. 2017 Şubatında şirketim mecburi açınca, dedim kalsın o zaman. Maaşımın yüzde 3'ü Bes'e gidiyor.

4 senede pek bir şey birikmedi ama olsun. 2 kuruş, 3 kuruş bir şekilde kendiliğinden birikiyor.
0
put it in your appropriate place
(04.01.21)
(19)

bebek büyütmek cidden bu kadar zor mu yahu?

jonestown
ya da madem bu kadar zor neden bunu sürekli söyleyenlerin 2 3 çocuğu var..2 buçuk ay sonra anne olacağım, süreci rahat atlattım diyebilirim ve sonrasını da cidden kafaya takmadım hiç, uykusuz kalmak sürekli onunla ilgilenmek vs hiç stres oluşturmadı üstümde. ama cidden bişeyden çok bunaldım artık..y
ya da madem bu kadar zor neden bunu sürekli söyleyenlerin 2 3 çocuğu var..

2 buçuk ay sonra anne olacağım, süreci rahat atlattım diyebilirim ve sonrasını da cidden kafaya takmadım hiç, uykusuz kalmak sürekli onunla ilgilenmek vs hiç stres oluşturmadı üstümde. ama cidden bişeyden çok bunaldım artık..

yakın ya da uzak etrafımdaki çoğu insan sürekli normal muhabbet arasında bile benim için dünyanın sonu geliyormuş gibi hayatım bitmiş mahvolmuş gibi yorumlar yapıyorlar. en basiti uykuyu unut, hiç uyuyamayacaksın. bunlar iyi günlerin bol bol uyu.. yahu bu bebek hiç mi uyumuyor günde 7 8 saat uyku beklentim zaten yok bebekle ama 24 saat nasıl hiç uyuyacak vakit olmaz ki?

kendini unut hayatın tamamen ona göre olacak diyorlar, nailart çok severim mesela, tırnaklarıma bakıp onu bırak saçını taramaya vakit bulamayacaksın diyolar. yahu saç taramak kaç saniye, duş almak kaç dakika? tamam yeni doğan döneminde belki olabilir ama iddia ettikleri süre 2 3 yıl.

çalışma hayatımda aylarca günde 18 saat çalıştığım, 2 3 saat uykuyla hayatıma devam ettiğim zamanlar oldu. öyle çıtkırıldım bi bünyem yok. yaklaşık 1 sene kendim bakacağım sonrasında çalışma hayatına döneceğim. madem bebek böyle bişey annesi bakamıyor başkası nasıl bakacak bu bebeklere?

bebek tecrübesi olanlara soruyorum, bu iş cidden bu kadar zor mu yoksa insanlar laf olsun diye mi söylüyorlar, onlar mı işbilmez ben mi fazla rahatım?

ha bi de şey var, herşeyi sayıp, ama bi kere gülünce herşeyi unutursun demeleri.. unuttuğun şeyi bana niye anlatıyorsun madem..
0
jonestown
(03.01.21)
doğan çocuğun bir rahatsızlığı yoksa hepsi gereksiz abarti. 6. aydan sonra zaten kendi düzeni olan bir canlı. hayatını çocuğa endeksleyenlerin sorunu kendi hayatlarından vazgeçip bunu bir amaç gibi görmeleri. oysa zaten temel ihtiyaçları sağlandıktan sonra çocuk kendi büyüyen bir canlı.
0
helenart
(03.01.21)
Yeni nesil ebeveynlik zor malesef. Ben, annemler, arkadaşlarım, tanıdığım herkes bir şekilde, sokakta okulda büyüdük. Ama şimdi arkadaşlarımdan kimi görsem çocuğu için sürekli projeler hazırlıyor, her şeyi araştırıyor, TUS'a hazırlanır gibi çocuk bakıyorlar. Biz büyürken bu kadar külfet olmadık. Uykusuzluk konusu doğrudur. Çocuklar gece açıkıp falan uyanıyorlar. Kariyerist değilsen çok da büyük mesele değil. Ama etrafındakilerin senden beklentisi büyük olunca 24 saatin de o çocuk olabilir. Hayırlı olsun. Umarım rahat büyütürsün.
0
prole
(03.01.21)
bebeğim yok, olmasını da istemiyorum. çünkü gerçekten çocuk "yetiştirmek" zor.

sırf uyku değil sorun, stresi var. bebeğin sağlığından endişeli olacaksın, kendi evebeynliğinden şüphe ediyor olacaksın (neden ağlıyor, neden susturamıyorum...), iş stresi, eşinle gerginlikleriniz, artık çocuğum var kendi hayatımı ona göre yaşamak zorundayım, bireyliğim kalmadı... bebek de hep bebek kalmayacak, şimdiden maması var bezi var, para yetiştirmek zor. ileride büyüdükçe derdi masrafı artacak. o ana odaklanmak zor, geleceği de düşündüğünden stres iyice artacak. ya çok hastalanırsa, bir yerine bir şey olursa, kaybolursa, öğrenmede zorluk yaşarsa, doğru ahlakı öğretmezsem, arkadaşlarından derslerde veya maddi durumda geri kalırsa... travma yaşarsa, ya onu kaybedersem...

he çalışan annelere daha zor tabii de çalışmıyorsan daha çok vakit bulabilirsin hobilerine.

bu stresi göze alıp, cesaret edebilenlere tebriklerimi iletiyorum.

hiç iyi yetiştirilmemiş, hep ihmal edilmiş, kötü muamele görmüş bir çocuk olarak çocuk yetiştirmenin gerçekten çok zahmetli ve fedakarlık isteyen bir şey olduğunu düşünüyorum. ay bunları yazarken bile afakanlar bastı.

----
edit: çocuk bu büyür demek yanlış. büyür ama doğru yetişir mi? insan gibi insan olur mu? onun hayatından sen sorumlusun ve tabii ki her şeyini detaylıca düşünüp hesaplayacaksın. oyuncak değil bu, canlı.
0
batlegolas
(03.01.21)
eşinin desteği oldukça önemli. ancak ilk 6 ay neredeyse sadece anneye bağımlı olarak yaşıyor çocuk.

yukarıda aktarılanların da abartı olmadığını ayrıca söyleyeyim. yaşadıkça göreceksin. ancak bir şekilde üstesinden geliniyor.
0
tantunisultansuleyman
(03.01.21)
Eğer çocuğa mama vermeyeceksen(ki verme her annenin sütü bebeğine yeter bu konuda çok netim) evet çok zor. Devamlı emmek istiyor, hiç uyumuyor, hep bir sorun vs.
4.5 yaşında çocuğum var 4 senedir psikoloğa gidiyorum. Doğum sonrası depresyonum hala geçmiyor. Bana çok zor geldi çünkü 2 sene hiç uyumadan emzirdim 1 kere bile biberon ve emzik kullanmadım. Hala doğrusunun bu olduğunu düşünüyorum ama zorluyor işte :)
0
sta
(03.01.21)
konuşanların bir garip psikolojisi var, onu ben bu güne kadar anlayamadım. daha çok laf olsun torba dolsun diye konuşuyor insanlar. veya başlarından geçen zorlu tecrübeleri durmadan anlatmayı severler ya, onun gibi birşey galiba. umarım azalarak biter bu muhabbet, zira hiç hoşlanmıyorum. madem tecrübelerimizi anlatmaya bayılıyoruz, ilk kez anne olacak birine tecrübelerden süzülen olumlu, yapıcı, faydalı sözler söylemeleri gerektiğini düşünüyorum. insanın zihnine baştan olumsuzluklar yüklenince zamanı geldiğinde olaylarla karşılaşınca kötümserliği artıyor. ben bu anlamda anne itiraf sayfalarını da sevmiyorum. kafamızda büyütüyoruz, başkalarında da aynı isyanları görünce iyice kurban psikoljisine giriyoruz. ben böyleydim yani, çok zorlandım ama zorlanmama gerek yokmuş. şimdi geriye bakınca anlıyorum. bebekle evde olmayı planladığım 2 yıl için başka hedefler koymadan kendimi bebeğin ritmine bıraksam daha az sinir stres sahibi olurmuşum.

hiç uyumayacaksınız diye birşey yok, bebek uyudukça uyursunuz. ama bebeğin uyku düzeni beslenmek için 2-3 saatlik periyodlara ayarlı olduğundan biz yetişkinler böyle bölük bölük uykuyla uykumuzu alamıyoruz. o yüzden hiç uyunmamış gibi geliyordur o söyleyenlere :) bakım için de aslında zaman var ama hormonlardan mıdır nedir eskisi kadar elzem olmuyor sanki. o lohusa topuzu illa ki yapılacak, o pijamanın dizleri çıkacak :)
bakınca bebekle ilgilenmek atla deve değil, dediğiniz gibi iş hayatımızda ne projeler yetiştirmişizdir, ne streslerle baş etmişizdir. bence insanı tüketen özellikle bebek çok minikken mekana kısılmış olma hissi.. çevrenizde yardım alabileceğiniz birileri olursa daha mutlu ilerlersiniz süreçte. zaten sonra da bir düzen oturur, alışırsınız.

neticede rahat bir yapınız varsa çok güzel, umarım böyle devam edersiniz. hem siz hem bebeğiniz için en güzeli bu.. sağlıkla sevgiyle büyütün..
0
evanka
(03.01.21)
1. aydan sesleniyorum, uykusuzluk vs. alisiliyor öldürmüyor yani. yalniz hamileyken verilen tavsiyelerden birini ciddiye alacak olsaydim kesinlikle gogus uclari icin hamileyken bakim yapmak gereksinimini ciddiye alirdim. ne dogum ne uykusuzluk, hicbiri gogus ucu yaralari kadar yipratip can yakmadi. gumus kapaktir, kremdir vs.dir hamileyken basla sonra cok canin yaniyor diyen kimseyi dinlemedim asiri pismanim. 1 aylik aglayarak emzirme surecinden sonra ancak iyilesti yaralarim. o konuya odaklanmani tavsiye ederim. firsat buldukca uyu diyenlere de cok aldirma bence, uyku depolanabilen bisi diil sonucta, ne kadar uyursan uyu bebekten sonra yine uykusuz olacaksin ama dedigim gibi öldürmüyor. hamileyken ben de senin gibiydim, dogum sonrasi da ayni kafadayim hala (gerci 1 ay oldu daha sonra delirirsem simdilik bilemiyorum :)) ). bir diger tavsiyem de kimseyi, kimsenin anneligini, kimsenin bebegini kendinle kiyaslama. herkes kendine ozgu cunku. eyyorlamam bu kadar. simdiden hayirli olsun, saglikla gelsin, mutlu bir bebek olsun.
0
in vino veritas
(03.01.21)
Kan değerlerini sürekli kontrol altında tut çünkü özellikle magnezyumun ve vitaminlerin eksikse sağlık sorunları ve depresyon insanın peşini bırakmaz. Mutlaka mutlaka bunlara dikkat edecen.

En önemli şeyi söylüyorum mutlaka bunu yap. Bebeğe sen bakıyorsan kocan da eve baksın. Evle ilgilenen biri mutlaka olsun çünkü annenin iş yükü ilk yıllarda azaltılmalı ki anne tükenmişlik yaşamasın, özellikle gerginlik, kaygı, öfke gibi duygular çoğalmasın, bebeğe sütü aracılığıyla bu duyguları yüklemesin. Bunun için annenin bebeğe odaklanması ve bunu yaparken bakımının sağlanması (hiç değilse evin temizliği düzeni ve çamaşırı ütüsü babanın işi olsun yemek ve bebeğin bakımı ve babaya ve bebeğe olan manevi destek annenin işi olsun) çok çok önemli.

Bunu mutlaka sağla. Mutlaka. Yoksa o bebek babanın gözünde kıymetsiz olur, sen de "doğal görevini yapmış" olursun, ortada ailenin ve bebeğin huzurunu önemseyen bir erkek olmaz. Bunu mutlaka yap. Evet ilk aylarda biraz zorlayacaktır bebek ama senin bakımına dikkat edildiğinde hepsi kolaylaşacaktır.

Yalnız kalma. Her işi sırtlanma yüklenme her şeyi ben yapayım diye atlama her şeye. Bebeğine bak kendini sağlam tut moralin halin sağlığın iyi olsun gerisi kolay.
0
1bir1bir1
(03.01.21)
çocuk sahibi değilim ama bebeği olan 30'larındaki arkadaşlarımın söylemlerinden hareketle konuşuyorum, kesinlikle kendi hayatlarının kalmadığından şikayet ediyorlar. tüm hayatları bebeğe endeksli bir şekilde yaşıyorlardı. bu tabii ki iş hayatında proje yetiştirmekten farklı çünkü iş hayatında her zaman yemişim işini abi ya diyebilirsiniz, bi seferlik sallayabilirsiniz, çocukta öyle değil, bir kere bile atlama şansınız yok. her şeyi sürekli mükemmel şekilde yapmak zorundasın, bi kere yanlış yaptığında ufacık bebeğin hayatı söz konusu oluyor. bu sebeplerden ötürü evet çocuk sahibi olmak zor diye hissediyorum ben de. bir de bebeğin çiftlere yüklediği ekstra sorumluluk, hayatın tekdüzeleşmesi, cinselliğin azalması - bitmesi ve çiftlerin birbirinden uzaklaşması gibi bir sorun da oluşuyor, zaten o yüzden belli bi yaştan sonra evlilikleri çocuk yürütüyor diyorlar.

ben de 30'unda evli bir birey olarak çocuk yapmayı ancak "tüm hayatımı bebeğe endekslemeye karar verdikten" sonra planlıyorum açıkçası olursa tabii, yani gezme tozma kendim için yaşama işlerini bi kenara bırakıp sadece çocuk için yaşamayı kabul etmem lazım önce. çünkü en az bi 10-15 sene çilesi var bu işin, sonra da 50 yaşına geliyorsun zaten.
0
roket adam
(03.01.21)
Kesinlikle çok haklısınız, ben de çok rahatsız oluyorum bu sürekli söylenenlerden ve açıkçası çoğunun hazır olmadan, erkenden, mahalle baskısıyla ya da ezberden çocuk yapanlar olduğunu düşünüyorum. Henüz çocuk sahibi değilim ama kardeşlerimle aramızdaki yaş farkı çok olduğu için hem annemlerin gözlemledim, hem de kendim bakımlarında aktif rol aldım. Dolayısıyla iyi bir fikrim var nasıl bir şey olduğuna dair.

Özellikle eltim ve kaynım çok fenaydı bebekleri doğduktan sonra ilk sene. Yok hiçbir yere gidilmiyor, yok gezilmiyor, yok her şey bebeğe göre oluyor. E herhalde yani ne bekliyordunuz? Kenara atacaktınız, siz gezecektiniz de kendi kendine büyüyecek miydi? Kaldı ki eltimin anne ve babası da üst katlarında yaşıyor yani.. Ne zaman isteseler bırakıyorlar çocuğu.

Bilmiyorum bana çok tuhaf geliyor. Kolay değil, elbette çok zor özellikle ilk aylar ama insan kendini hazırlamış olmalı buna. Henüz kendisi yeterli olgunluğa erişememiş insanlar çocuk sahibi olunca böyle oluyor bence.
0
gmzo
(03.01.21)
çocuk algınızla ilgili bir şey ama helenart'a daha çok katılıyorum.

etrafımdaki kendi yaşıtım annelere bakıyorum (ki çok yakın arkadaşlarım da var, dışarıdan bakmıyorum yani) dediğiniz gibi saç baş ayrı yerde.
manikür, pedikür gibi şeyler zaten yok.
perişanlık, devamlı çocuk çocuk çocuk düşüncesi ve tamamen ona endeksli bir yaşam.
hayatları mahvoldu resmen.

diğer yanda, kendi bebeklik resimlerimde annemin lohusayken bile kırmızı ojeli olan elleri, bebekliğim boyunca fönlü ve röfleli saçları ve normal bir hayat.

iki yıl boyunca meşhur bir bebek maması markasında çalıştım, annelerle birebir muhataptım ve bilgi verebilecek konumdaydım.
çocuğun belli bir düzeni olur, "mama saatinde yemiyorsa zorlamayın ve elinizde kaseyle/biberonla peşinde koşmayın ya da her istediğinde emzirmeyin, sonraki mama saatine kadar bekleyin." derdik, dilimizde tüy biterdi.
bunu uygulayan anne yok gibi bir şey.

yakın çevremde "ama istiyor" diye 15 dakikada iki kere bebeğin ağzına meme dayayan anne var.

daha emekleyemeyen bebek için salon eşyalarını salondan çıkartıp, ortasına kocaman yorgan seren var.

çevremdekilerden birinin dört buçuk yaşındaki kızı hâlâ bezine kaka yapıyor.
bir başkası da "belki öğretmenler disiplin verir biraz" diye iki yaşını geçince kreşe göndermeyi planlıyor.

ilk altı ay zordur, uyku düzeni, emzirme veya süt yoksa mama düzeni oturtmak gibi şeyler bazı bebeklerde gerçekten zor olabiliyor.
ama sonrasında bebek ev hayatına uyum sağlamalı, sağlayacak şekilde büyütülmeli.
bebeğin ya da çocuğun her istediğine evet demek, her istediğini yapmasına izin vermek ve hayatınızı ele geçirmesine göz yummak çocuk büyütmek değil, uzun vadede çocuğa zarar vermek demek zaten.

bir de şunu görüyorum.
instagram'da kendini çocuğuna adamış anneleri takip ettikçe, yemek yapmak için çocuğu bir saat parkına koyduklarında bile "kötü anneyim" hissine falan kapılıyorlar.
sürekli bebek bakımı ve annelik forumu okuyup, devamlı sosyal medyadan bu konuları takip ediyorlar.
bunun annelerin psikolojisini aşırı olumsuz etkilediğine birebir şahidim.
0
blatta hiberna
(03.01.21)
5 yasinda bir velet sahibi olarak bildiriyorum: evet zor. evet uyumuyorlar.

oyle incik cincik ilgilerini cok cekecek o yuzden onlar ayaktayken yapamayacagin hobilerini unut. nailart kullum imkansiz yani kendin yapmayi seviyorsan. nerede vakit bulacaksin?

ki bebesini 40 gunlukten itibaren aksam ezani okunur okunmaz yataga dehleyen bir anne olarak soyluyorum bunu. bir de dusun esin etrafindakiler falan cocuklari geceyarisina dek oturtan tiplerdense hepten bitti gun.

esinden destek gormezsen etrafindakiler sinir yuku olursa evet yani soylenenler hakli. dus aliyorsun ama nasil aliyorsun. o sac taraniyor ama nasil taraniyor. yani surekli sana yapisik bir yasam formu. cocuksuz halindeki kafa rahatligi ile bunlari yapman imkansiz.

5 yasindaki danam hala gecenin bir koru uyanir ve yanima gelir salona orada devam eder uykusuna. bu bile arka planda bir tab aciyor beyni surekli mesgul ediyor. o surekli hazir olda sorumluluk hali insani bu kadar yoran sey zaten.
0
2oda1salon
(03.01.21)
@

olumlu düşünceler ve tavsiyeler içim teşekkür ederim, diğerlerine de elbette fikir verdikleri için ayrıca teşekkür ederim.

elbette zor olacak, saatlerce kendime ayıramayacak saçımı başımı yapamıycak her duştan sonra nailart yapamıycak her istediğimde özgürce çıkıp gezemeyeceğim. bunların bilincinde ve biçok şeye doymuş olarak bu bebeği yapma kararı aldık. zaten bebek düşüncesinden önce de eşimle aylar öncesinden çılgın gibi devam eden sosyal hayatımızı frenlemiş bazı insanların hiç yapamayacağı çoğu şeye doymuş durumdaydık. hayatını tamamen başka şeye odaklamak konusuna gelirsek de, hangi insan hayatının hangi döneminde bunun için yüzde yüz hazır hisseder ki zaten? güçlü bi psikoloji ve kabullenmeyi fedakarlık yapmayı bilen bir bireyin bunu da aşılmayacak bir sorun haline getireceğini düşünmedim hiç. bu yüzden de dediğim gibi kafam hep rahattı stres yapmadım ama insanların bunu bu kadar zor yansıtmaları beni cidden geriyor maalesef.

çocuk büyütmek elbet büyük sorumluluk, büyük bilinç isteyen iş ama sağlıklı düşünen her birey o çocuk olduktan sonra bunu yoluna koymayı, delirmeden atlatmayı bilir gibi geliyor hala..
0
🌸jonestown
(03.01.21)
Bebekten bebeğe değişir.
Bir arkadaşım ilk oğlan bebeği hiç uğraştırmadığı için ikinciye cesaretlendiğini, ama sonra ikinci bebekle pişman olduğunu söylemişti.
Ben tek bebekle pes ettim mesela. Çalışma koşullarım kötüydü, mobbing vardı.
Eş ve aile desteği varsa daha kolay olabilir.
0
pro9it9is9
(03.01.21)
doğuma bu kadar az süre kala böyle şeyleri düşünmeniz size yarar değil daha çok zarar getirir. eğer şu durumda değil de çocuk yapmayı düşünme aşamasında olsanız çok daha farklı yazardım ama siz artık annesiniz. bu çocuk dünyaya gelecek ve siz ömrünüz boyunca ona kendinizden daha çok bakacaksınız. bu korkulacak bir şey değil. ben anne değilim ama vakti gelince olmayı çok isterim. siz gerçekten kıskanılacak bir azınlıktasınız. anlattığınız kadarıyla tüm zorlu aşamaları aşmış, sağlıklı bir birey yetiştirecek sağlıklı bir annesiniz. hadi insanların düşüncelerini vazgeçin ve kendi gerçekliğinize odaklanın. bundan 3 ay önce köpek sahiplendim. küçüklüğümden beri istediğim bir şeydi ve o bile bazen işlerimi aksatmama sebep olabiliyor. ama böyle bir durumda asla onu atmayı veya başkasına vermeyi veya ya keşke yapmasaydım tüh dedikleri gibi oldu köpek almak çok büyük sorumlulukmuş demiyorum. çünkü onu seviyorum ve bu bana yük gelmiyor. evet bazı günler uykusuz kalacak, bazı günler duş bile alamayacaksınız çok doğru. ama bunları dünyaya getirdiğiniz yavruyu görünce unutacaksınız çünkü o sizden bir parça.

ayrıca dedikleri kadar abartan kadınlar gerçekten tembel :) işten eve gelip ayaklarını uzatıp yemek bekleyen bir kocanız yoksa, ve en azından yanınızda 3-4 saat duracak bir kişi anneniz/kayınvalideniz veya bir bakıcınız varsa gerçekten abartıldığı kadar zor olduğunu düşünmüyorum. siz de öyle düşünmeyin ve zor olmasın. şimdiden hayırlısı olsun.
0
melina
(03.01.21)
@jonestown

Sevgili arkadaşımız, insanların bu işi bu kadar abartmalarına bakma. Bence dengesizce şikayet ettikleri ve sürekli olumsuzluğa odaklı yaşadıkları için böyleler. Halbuki şöyle bir söz var ki doğaya baktığın zaman da bunun %100 uygulamasını görebilirsin:

"Çocuklarınızı eğitmek için büyük çabalara girmenize gerek yok. Çünkü onlar sadece sizi taklit ederek öğrenirler. Siz kendinizi eğitin yeter."

Bu minvaldeki o yazıyı Üstün Dökmen'in ağzından yazan da var başka kişilerin ağzından yazan da. Ama bu yazı %1500 doğrudur.

Ayrıca anne babalık bir insana hayatı öğretmek demek. Hayatta şimdi ve burada nasıl yaşanacağını öğretmek demek. Sen istemez misin o da evladı olduğunda kendini kendi hayatından tamamen soyutlamak yerine kendi hayatına evladını da onun faydasına olacak seviyede dahil etsin, mesela hobilerini yapmak istediğinde onunla birlikte yapsın, ona yeni şeyler katsın... istemez misin? Bence çocuk büyütmek o kadar da ağır bir yük değil, biz neysek yavrumuz da en az o olacak, ona göre davransak yeterli gibi.
0
1bir1bir1
(03.01.21)
çocuğum yok ama bunun zor olduğunu bilmek için çocuk sahibi olmaya gerek yok bence. o 2-3 tane yapanların bilerek yaptığını düşünmüyorum:) bana kalırsa çok büyük sorumluluk, insanların farkında olmadığı kadar büyük.
0
nothing in my way
(03.01.21)
Çocuğum yok, ama ikiz yeğenlerim var.
Bana göre bebeklik döneminin en büyük zorluğu gaz çıkarmada zorlanan yeğenimin bazen saatlerce ağlamasıydı. Sinir harbi.
1-3 yaş dönemi süper; ama düşmesinler, kendilerine zarar vermesinler diye sürekli takip etmeniz lazım.
3-6 yaş döneminde sürekli oyun ve ilgi istiyorlar. Benim pilimi 2 saatte bitiriyorlar. Onların enerjisi bitmiyor. Öğlene kadar kreşe gidiyorlardı kapanana kadar. Öğleden sonra birkaç saat öğretmenlerinin verdiğini aktiviteyi yapıyorlar. En geç 22.00’de uyuyorlar. Bu da 7-8 saat birlikte oyun oynamanız veya site bahçesinde arkadaşlarıyla oyun oynarken gözlemeniz demek.
Abimin eşi çocuklar 1 yaşındayken çalışmaya başladı. Ev işleri ve çocukların bakımını annem ve kayınvalide üstlendi. Onlar hiç şikayet etmiyorlar, ama ben dayanamazdım valla. Çalışan annenin bakım için desteği olması şart bence. Abimler sosyal hayatlarına son sürat devam ettiler. Allah tüm yeni ebeveynlere benim annem gibi birini nasip etsin. :)
0
auroraaurora
(03.01.21)
Çocuğum yok ama biri bebek iki çocuk bakımı deneyimim var. Zorlukları da var güzellikleri de. Önemli olan sizin kendinizi buna hazır hissetmeniz. Hayatınız değişecek ona göre şekillenecek. Bu bir gerçek. Hayatınızdan kariyer olsun, sosyal hayat olsun doyum almışsanız ve anlayışlı, sorumluluk sahibi bir eşe sahipseniz çok endişe etmeyin. Annelerinde gözlemlediklerim bunlar. Mutluluklar dilerim
0
skywalker.anakinn
(04.01.21)
(11)

banyo havlusu kullanma rutininiz nedir?

baldur2
2-3 tane banyo havlusunu donusumlu mu kullaniyorsunuz? yoksa 1 tanesini 1-2 hafta boyunca kullanip her gun kurutuyor musunuz?
2-3 tane banyo havlusunu donusumlu mu kullaniyorsunuz? yoksa 1 tanesini 1-2 hafta boyunca kullanip her gun kurutuyor musunuz?
0
baldur2
(03.01.21)
çamaşır makinasına denk geldikçe atarım. en fazla 4-5 gün yıkamadan kullanırım. duş sonrası hemen makina çalışmayacaksa çamaşırlığa asarım ertesi gün kullanırım.
0
Tochinoshin
(03.01.21)
bende cok havlu var. her birini sadece 1-2 kez kullaniyorum ve sonra hepsini yikiyorum.
0
batlegolas
(03.01.21)
2-3 günde bir değiştiriyorum.
0
ms brownstone
(03.01.21)
Kendimi bayaa pis hissettim yorumlari okuyunca. 1 bornoz bir de sac havlum var, 3-4 gunde bir dus aliyorum anormal bisey olmadiysa (les gibi terlemememi getektiren biseyler olduysa). O bornoz ile havluyu da ayda bir yikiyorum.
0
taurina
(03.01.21)
@taurina
yorumlari okumana gerek yok kanka, 4 gunde bir dus mu alinir :D
0
🌸baldur2
(03.01.21)
Banyo yaptıktan sonra kurulandığım havluyu belki ayda bir değiştiriyorum. Kurulanıp asıyorum. Üstümdeki su temiz su zaten.

@taurina Ayrıca ben de 3 günde bir duş alıyorum. Takma kanka. Dışarı çıkmıyorum, işe gitmiyorum. Spor yapmıyorum, terlemiyorum. Baraj seviyeleri gelmiş %20'ye dayanmış, her gün duş mu alacağım. Kokmuyorum, kaşınmıyorum. Ciddi ciddi su probleminden sonra ikiden üçe çıkardım periyodu. Anlaşılan buradaki çoğu insan acayip su tüketiyor. Ya da pastırma genli oldukları için bir günde kokmaya başlıyorlar.
0
prole
(03.01.21)
3 havlum, 2 bornozum var kapıda asılı. Her kurulanma sonrası doğruca kirli sepetine gidiyor kullanılan havlu yahut bornoz.
0
dilemma of subscribtionability
(03.01.21)
Haftada bir değiştiriyorum. Her gün duş alırım, saçımı yıkarım. Pastırma genliyim demek. :))
0
auroraaurora
(03.01.21)
Suyun değerini idrak edemeyenler yüzünden çok büyük sıkıntılar yaşacağız yakın gelecekte, temizliğin ve temiz kalmanın türlü yolları her zaman vardır ancak suyun yerine konulacak başka bir şey asla yoktur ve olmayacaktır!
0
zekicalik
(03.01.21)
Her gun dus almak ve sac yikamak vucudun yag dengesinj bozar.
Suyu bosa harcamanin yaninda deriye de zarar veriyor yani.

Soruya cevap: aktiviteme gore 2-3 gunde bir dus aliyorum, havlumu ayda degistiriyorum. Yuz havlumu da 2 haftada bir degistiriyorum ama cok havlum var, yani surekli surekli makinada havlu yikanmiyor.

Bu arada dus alirken her seferinde dus jeli de kullanmiyorum. hatta dis fircalarken suyu da akitmiyorum. Suyun kiymetini bilin, tek kullanimdan sonra kirliye atmak ovunc kaynagi olmamali :(
0
kuehles blondes
(03.01.21)
Havlu ve bornoz temizlenmiş bir bedene temas ettiği için nemli bir koku üreyince (ki bu bakterilerin üremeye başladığını gösterir) yıkanması gerekir, bu da ayda 1 kez yıkanması ve her kurulanmadan sonra açık hava ve güneşte kurutulması gerekli anlamına geliyor.

duş sıklığı kişiye ve şartlarına göre değişmekle birlikte yazın günde 1 kez kışınsa 2 günde birden fazla yıkanmak cilt sağlığı vs sorunlara da yol açabilir.

hijyen her durumda sağlıklı olmayabilir, temizlikse sağlıklı olandır.
0
babafingo
(04.01.21)
(4)

alexander lazerin göremediği ince kıllar için napmalı

ShadowOfMoon
tüm vucut gittiğim yer boyun sırt ve omuzlara da yaptı daha öncelerde kaç sefer ve hepsinde çoğalmalar oldu. bunu bugün gittiğim seanstaki kişi söyledi. farklı bir yere gittim görüş almak için.en rahatsız eden yer omuzlar.alexander görmez bunları dedi. 1-2 ay temiz kalır sonra tekrar çıkar dedi.gerç
tüm vucut gittiğim yer boyun sırt ve omuzlara da yaptı daha öncelerde kaç sefer ve hepsinde çoğalmalar oldu. bunu bugün gittiğim seanstaki kişi söyledi. farklı bir yere gittim görüş almak için.

en rahatsız eden yer omuzlar.alexander görmez bunları dedi. 1-2 ay temiz kalır sonra tekrar çıkar dedi.

gerçek diode makinesi veya iğneli önerdi ama yer önermedi.

beyaz ten siyah kıllarım var erkek olarak. ama bu yerlerdekiler simsiyah değil. diode hiç araştırmamıştım. memnun kalan oldu mu bu tarz kıllarla? iğneli çok acıtacak ve deriyi de tahriş edecektir :( o yüzden diode yapabiliyosa diode denemek istiyorum yer öneriniz varsa
0
ShadowOfMoon
(02.01.21)
Buz?
sadece ince tuyler icin bi cihaz duymustum ama neydi :) dmeek istedigim bu iki secenek disinda yeni bi seyler cikmisti ama adini bulamadim
0
ala09
(02.01.21)
Ya bakın biz bunları anlattık
Biz bunları lazerle anlattok
Biz bunları josystikle anlattık
Biz bunları sürahiyle anlattık

5 seans alex. gidin kıl mıl tüy bişey kalmaz. Bu bir tuzaktır. İğneliler daha pahalıdır. Kadınların yüz, bıyık vs gbi aşırı az bölgeler haricinde anlamsızdır. Kadınlar buralara bile kullanmıyor. Sabredip gidin, dinlemeyin onları. GÖRDÜĞÜ KADAR olsun diyin.
Pırıl pırıl olmasa bile %80 azalır. Şu anki durum nere %80 az hali nere yapma allasen shadow.
3 seans git azalmazsa beni bul :D azalacağı için devam edin yaza kadar falan 5 seans biter, farkı görür bana teşekkür edersiniz.
Not:diode tam yalan. Bi ara grupanyada falan satılıyordu. Sakın ha. Ağda yap daha çok azalor.
0
rewlack
(02.01.21)
rewlack +1
Paket alın. İlk 4 seans kısa aralıklarla gidersiniz. Sonraki seansların arası giderek uzar. Bitmez belki, ama ayda yılda bir gider temizletirsiniz ihtiyaç oldukça.
0
auroraaurora
(02.01.21)
6 seans alexander sonucu bu oldu zaten :) paket olmayan bir yer, epiderm. omuz boyun çoğaldı.

bacak göğüs ayakta iyi sonuç verdi. kalın kılda yani. ince kılda olmuyor. gittiğim yer dedi zaten boşuna yapmayalım o inceleri. tüm vucut yaptırdım.
0
🌸ShadowOfMoon
(02.01.21)
(8)

Sokaktaki kediler için hangi mamayı alıyorsunuz?

anahtarr
Son dönemde hepsi pahalandı :( siz hangisini kullanıyorsunuz?
Son dönemde hepsi pahalandı :( siz hangisini kullanıyorsunuz?
0
anahtarr
(02.01.21)
Temizmama mito kullaniyorum. Whoppy isimli bir mama var onu da yiyorlar.
0
rumpleteazer
(02.01.21)
temizmama dan alıyoruz biz de.

www.temizmama.com
0
red morning
(02.01.21)
mito aşırı tuzlu diye enjoy alıyoruz, ayrıca su da dağıtıyoruz. @pendikpatidostlari
0
surprise
(02.01.21)
Temizmama alıyordum ama fiyatları inanılmaz arttı bir de kimse karar veremiyor iyi midir kötü müdür. Sonra Enjoy aldım ama onun taneleri çok büyük geldiğinden galiba eskisi gibi hızlı yemediler. Şimdi de Econature aldım, onu da çok hızlı yemiyorlar. Artık bu 15 kiloluk paketin sonuna gelince bir daha değerlendireceğim. Ben de su koyuyorum bu arada.
0
peki madem
(02.01.21)
www.temizmama.com

Ben bundan aldım en son, hızlı bir şekilde bitiyor.
0
hayirsiz
(02.01.21)
Temizmama Micho. Fiyat çok arttı, ama denediğim birkaç alternatiften memnun kalmadım. Kedilerin tadını beğendiklerinin tedarikinde, kargoda sorun çıktı. Hızlı teslim edilenleri kediler sevmedi.
0
auroraaurora
(02.01.21)
A101 den ciğer ve taşlık. Ucuz sağlıklı. Hazır mama böbrekleri öldürür.
0
luluki
(03.01.21)
Micho ve Mito tavuklu. Aynı fabrikanın mamaları olduğunu söyledi petshop.
0
anumegha
(03.01.21)
(8)

Homeland sevenlere iyi gelecek dizi önerisi

iwillsee
Geçen aylarda homeland bitirdim ve bana göre dizi tarihinin en iyi dizisi (aynı düşünmeyenler olabilir amacım tartışma değil) yine bu kalite ve tadda varsa dizi öneriniz alırım bir dal (The Americans hariç onu seyrettim)
Geçen aylarda homeland bitirdim ve bana göre dizi tarihinin en iyi dizisi (aynı düşünmeyenler olabilir amacım tartışma değil) yine bu kalite ve tadda varsa dizi öneriniz alırım bir dal (The Americans hariç onu seyrettim)
0
iwillsee
(26.12.20)
House of cards
0
deer hunter
(26.12.20)
Eğer ajan - istihbarat hikayelerini seviyorsan bu dizininde uyarlandığı israil dizileri baya başarılılar. (fauda, tehran son izlediklerim)

dizi tarihinin en iyisi olmasa bile bence de oldukça başarılı bir diziydi. başroldeki kadına rağmen :)
0
scudman1
(26.12.20)
le bureau des legendes (en iyisi)
the company (mini dizi)
little drummer girl (mini dizi)
carlos (mini dizi)
deutschland 83
0
qaram
(26.12.20)
ben onun 1-2 sezonunu izledim. öncesinde the wire, justified ve white collar izlemiştim. homeland gibi cia değil. daha çok fbi bunlar. justified marshall service. wire efsane dizi ama
0
ShadowOfMoon
(26.12.20)
The wire deneyebilirsin. Biraz eski ve herkese göre değil ama sararsa izlediğin en iyi dizi olacaktır.
0
catch the arrow
(26.12.20)
Fauda.
0
auroraaurora
(26.12.20)
Rome (2 sezon olduğu için her bölüm olaylar olaylar)
0
the coon
(27.12.20)
gracelanda başladım. bu da fbi dizisi. homelanda biraz benzettim, benzer konu var gibi, dirty cop tarzı.iptal edilmiş ama bu dizi 3 sezon sonu
0
ShadowOfMoon
(28.12.20)
(5)

Kediler yüksek sesten rahatsız oluyor mu?

jazzabel
Selamlar,Kendi kedimle ilgili bunu yeni fark ettim. Her sabah alarm çaldığında gelip kolumu, kafamı ısırıyor, saldırmaya çalışıyor. Kedinin yanında uzun süre konuşuyorsam ısırmaya çalışıyor, salonda film izliyorsak boş oda arayıp yatak altlarında takılıyor. Eski evimiz ormanlık bir alandaydı hiç ses
Selamlar,

Kendi kedimle ilgili bunu yeni fark ettim. Her sabah alarm çaldığında gelip kolumu, kafamı ısırıyor, saldırmaya çalışıyor. Kedinin yanında uzun süre konuşuyorsam ısırmaya çalışıyor, salonda film izliyorsak boş oda arayıp yatak altlarında takılıyor.

Eski evimiz ormanlık bir alandaydı hiç ses yoktu, kedimiz de çok sakindi, şu an yaşadığımız yer merkezi, ana cadde üzerinde sürekli trafik ve insan sesi var. Korna çalınca kedi titremeye başlıyor donuyor olduğu yerde. 6 ay oldu taşınalı hala alışamadı.

Kediler için bu şekilde seslerden rahatsız olma var mı yoksa ben yanlış yorumluyor olabilir miyim?
0
jazzabel
(25.12.20)
Benimkilerden biri ben hapşırınca söyleniyor resmen. :)) Ani seslerden rahatsız oluyorlar, evet. Ama yanında konuşulmasından rahatsız olan da görmedim.
0
auroraaurora
(25.12.20)
benimki tv yüksek sesle açıkken hiç rahatsız olmadan uykusan devam ediyor. hepsi ayrı bir alem bunların.
0
barabas
(25.12.20)
bazı sesleri sevmiyorlar evet. bizimki tv den rahatsız olmuyor ama telefonda sesli bir şey izlersem gelip miyavlıyor uyarıyor, devam edersem telefonu tuttuğum elime sarılıp ısırıyor, kapatınca sakinleşiyor :)
0
surprise
(25.12.20)
kedi doktoru değilim ve hiç evcil hayvan bakmadım ama yazınızda zamansal bir ayrıntı var.

ilk paragrafta yazdıklarınızı 6 ay öncesinde de yaşıyor muydunuz ? yeni başladıysa ciddi bir uyum sorunu ve anksiyete yaşıyor gibi bahsettiğiniz donma hali bu anksiyete halini ve uyaran eşiğinin düştüğünü gösteriyor. yeme, uyku düzeni ve yabancılara tepkilerinde de değişiklik olmuş olabilir.
0
qaram
(25.12.20)
oluyolar tabii. benim eski elektrik süpürgesi çalıştığında kaçıp süpürmem bitse de bi süre ağlıyolardı. sessiz bişi aldım sonra, ağlamaları kesildi ama yine de o en düşük sessiz devirin sesinden bile kaçıyolar. zil, telefon bunlara bi üzülüp söyleniyolar. ama dışarıdaki trafik sesi o kadar dramatik olur mu bilmiyorum. belki değişik geldiği içindir. korna çalınca ben de donup titriyorum iğrenç bi ses. kedi haklı. pışpışlayın bol bol alışana kadar. hem korkuyor, hem anlayamıyor, göremiyor da kaynağı. yazık.
0
snape i başından beri tanırım
(25.12.20)
(47)

Milyonlarca dolarlik hastaliklar.

müptezel dostoyevski
Devletin tek bir kisi icin milyonlarca dolar ilac parasi odemesi dogru mu?Bu sahislar iyilesse bile dunyada gozle gorulur bir degisiklik yaratma ihtimalleri sifir olmasa bile sifira yakin.Hayirseverlerin bagis yapmasindan bahsetmiyorumOzgur iradeleri.Sosyal devlet olmak zorunda miyiz sizce?Sakin cal
Devletin tek bir kisi icin milyonlarca dolar ilac parasi odemesi dogru mu?
Bu sahislar iyilesse bile dunyada gozle gorulur bir degisiklik yaratma ihtimalleri sifir olmasa bile sifira yakin.
Hayirseverlerin bagis yapmasindan bahsetmiyorum
Ozgur iradeleri.
Sosyal devlet olmak zorunda miyiz sizce?
Sakin calacaklarina boyle kullanilsin demeyin
Bambaska konular.
Daha yetiskin bile olmamis cocuklar icin milyonlarca dolar ilac parasi odemesini devletin destekliyor musunuz?
0
müptezel dostoyevski
(25.12.20)
tek bir çocuk dediğiniz çocuk sizin çocuğunuz, kardeşiniz hatta yalnızca akrabanız olsaydı bu soruya vereceğiniz cevabı tekrar düşünün bence. tek bir çocuk nasılsa yenisini yaparım diye mi düşünürdünüz acaba?
0
amugochi
(25.12.20)
bence devletin varoluş amacı budur zaten. bana lazım olduğunda işimi yapmayacaksa ben ona neden bağlı kalayım? saçma sapan iş adamlarına vergi indirimi/muafiyeti yapacaklarına keşke hep ihtiyaç sahiplerine yada tedavi olabilecek hastalara dağıtsalar paraları.

insanı yaşat ki devlet yaşasın.
0
trajikomix
(25.12.20)
amugochi- cevabi dusundum basligi acmadan tabi. devletin bu isleme zorunlulugu olmadigina kanaat getirdim. devlet ayri, hayirseverlerin yardimci olmasi ayri olay. vergilerin tek bir cocugun milyonlarca dolarlik ilac parasi icin kullanilmasi gerektigini dusunmuyorum sonuc olarak, kaanaatim bu yonde oldu

trajikomix - hukumetler degisebilir bu durum da degisir, bunu sadece su an ki hukumet icin ele almayalim, kesin olmamakla beraber abd de sosyal devlet anlayisi olmadigina yonelik cokca yazi goruyoruz, ozel saglik sigortan olsa bile belli noktalarda destek sagliyor, abd bu noktada tek bir kisi icin milyonlarca dolar odemeyip hata mi ediyor? bana kalirsa yaptiklari bir hata yok ortada.

potansiyeli ve yetenegi cok yuksek bir cocuk kesfedilir, onun icin 100 milyon dolar harcanir, dunyayi degistirecegi tahmin ediliyordur, ama hicbir yetenegi daha ortaya cikmamis birileri icin, tum halkin vergisini riske atmak, akil alir gibi gelmiyor
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
Anlayamadım ben, devlet hayrına mı yapıyor? Net ve brüt maaşınız arasındaki farkı bir karşılaştırın. İşçi/memur her ay kötü günler için zaten devlete ödeme yapıyor.
0
kojonotsuki
(25.12.20)
kojonotsuki - zaten buna yonelik hastane ihtiyaclarini karsiliyor devlet, milyon dolarlik ilaclari listesine almiyor. almamakla iyi de yapiyor bana kalirsa. ama surekli instagram ve twitterda buna yonelik algi operasyonu yapiliyor, devlet bu ilaclari listesine alsin diye. devlet bir hayir kurumu mudur? halkin vergisini referandum yapmadan kafasina gore dagitabilir mi?

referanduma gidilip, bir birey icin maksimum hastane saglik harcamalari ust limiti ne kadar olmalidir? gibi bir toplum gorusu alinmak zorunda degil midir ya da ekonomistlerden bu yonde feedback alip karar vermesi gerekmez mi, seffaf ve dogruluk adina.

ben xxxx birim vergi odemisken x birim vergi odeyen biri benim milyonlarca kat daha fazla oranimda saglik harcamasi yapma hakkini nasil kazanabilir? esitlik ilkesine uygun mudur, bence toplum olarak duygusal bakiyoruz bu konuya gibi geliyor
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
her insanın yaşama hakkı vardır, gerçekten aşırı temel bir haktan bahsediyoruz. bakış açınız ableism'e kayıyor. herhangi bir sağlık problemi olmayan çocuğa bile devlet eliyle bir sürü sağlık ödemesi yapılıyordur mesela. bu çocuk ilerde sizin tabirinizle "potansiyeli ve geleceği" olmayan bir insan olacaksa bu para da mı boşuna gitmiş oluyor? samimi bir meraktan soruyorum gerçekten bakış açınızı anlamak için yanlış anlamayın. o zaman bu devlet neden var? (hükümet değil, devlet)

@ala09 size de bir sorum olacak. hadi bu hastalık gerçekten de öyle oluyor diyelim. dünyaya ne annesini, ne babasını, ne onların akrabalığını ne de hastalığını seçerek gelen hasta çocuğun bir kuruş bile almayı hak etmeyecek günahı nedir bu noktada?
0
amugochi
(25.12.20)
Milyon dolarlık ilaçlar, nadir görülen hastalıklar için. Toplam bütçe içindeki yeri minimal.
Bir de, sigortanın mantığı zaten budur, riskin dağıtımı. Milyonlarca insan milyarlarca tl prim öder, kimi doğru düzgün sağlık harcaması yapmadan yaşar gider, başka biri kronik hastalığa yakalanır uzun yıllar tedavi/ilaç harcaması oluşturur.
Sosyal devlet olmak da budur zaten. Aksi, devlet bu iştem neredeyse tamamen elini çeksin, sgk primi almasın, özel sağlık sigortası sistemine geçilsin, ödediğin prim kadar risk kapsamı geniş olsun demek.

Bu konu hakkında değerlendirme yaparken, bakkal hesabı yapmak yerine, sağlık ekonomisi, geri ödeme, nadir hastalıklar gibi konular hakkında bilgi sahibi olup sonra değerlendirme yapmak daha iyi olur.
0
efx
(25.12.20)
Sağlık bir insan hakkıdır ve bu hak, diğer tüm haklar gibi yüzlerce yıllık toplumsal mücadeleler sonucu kazanılmıştır. Bir insanın sağlık hakkına erişebilmesi için illa dünya üzerinde gözle görülür bir değişim yaratma ihtimali olması gerekmez. Sadece insan olması yeterli. Bu tedavilerin neden milyon dolar maliyeti olduğunu sorgularsan daha doğru bir kapı açmış olursun kendine. Hak ve özgürlükler oylamaya tabi değildir, referandumla emeklilik de kaldırılsın mesela, olur mu? Olur dersen şaşırmam tabi.

Hoş xxx vergi ödeyenin x ödeyenden daha fazla sağlık hakkı olduğunu düşünen birine laf anlatmanın beyhude olduğunu düşünüyorum ama umut biz x vergi ödeyenlerin ekmeği işte.

Yurttaşlık kavramı ve bilinci öyle bir erozyona uğradı ki son yıllarda, devleti yönetenlerin ve büyük burjuvazinin hayalini kurduğu ama açıktan diyemediği ne varsa onları dile getiren "ortalama vatandaş" her yerde peydah olmaya başladı.
0
temasettin
(25.12.20)
bakanlığın tek bir kişi için, gerek ameliyat olur gerek tedavi olur milyonlarca lira harcaması doğru. sistemin temel mantığı bu zaten.

ama soruyu sma hastaları için soruyorsan, orada durmak lazım. bakanlık bu konuda resmi olmayan açıklamalar da, ödeme kapsamına almayı çok istiyoruz ama ilaç şirketleri hastaları çok manipüle ediyor, bir çok çocukta ilaçlar yaş kilo vs'den dolayı etki etmediği halde umut vadediyorlar, ve bazı tedavi yöntemleri de faydasız demişti.

bunun gibi bazı nadir ve milyon dolarlık ilaçlarda dönüyor maalesef bu manipülasyon durumu.
0
avatar is back
(25.12.20)
Evet, devlet ödemeli. Kişilerin yaşam hakkı “zenginlerin” vicdanına bırakılmamalı. Ancak devlet önleyici sağlık hizmetlerine de yatırım yapmalı. Nüfus planlamasının din dışı bulunup askıya alındığı, akraba evliliklerinin sözümona din alimleri tarafından özendirildiği bir ülkede yaşıyoruz maalesef.
0
auroraaurora
(25.12.20)
efx- sosyal devlet anlayisini halk benimsemek zorunda mi peki? evet bu ulke vatandasiyiz, ama ileride medeni bir duruma gelirse bu ulke, halkin goruslerine gore sekillenmesi gerektigini dusunuyorum bircok harcama kaleminin. egemenligimiz noktasinda kusku yaratmayacak tum konular, seffaflik ile halkla paylasilmali.
ama sosyal devlet analyisini benimsemene saygi duyuyorum tabi ki
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
amugochi - devlet vatandaslari icin var, osmanli zihniyeti gibi, halk sefalet icinde olsun, devlet ayatka kalsin dusuncesinde degilim. halkimiz refah icinde olmali. egemenligimizi korumali, muasir medeniyetler seviyesinde tutmali. ama toplumun dusuncesini kaideye almali.
sosyal devlet anlayisini benimsemek zorunda degil diye dusunuyorum bu halk.
bu konuyu sizce vakiflara devredemez mi? bircok hayir sever bu vakiflari yonetiyor, halihazirda.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
r evolution - evet guzel cevap, teknolojiye ve bilime yapilacak her turlu yatirimi destekliyorum.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
avatar is back - icinde milyon dolar ilac ucreti olan her hastaligi katiyorum konuya, devlet baskidan oturu mecburen ekliyor cogu ilaci. dediginiz durumlar ayri konular tabi, ilac sirketleri kazanc elde etmek icin, yasama umudu pazarliyor.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
auroraaurora , sunu soracagim, neden destek olmak istemedigim biri icin, vergilerimden o kisiye para gitmesini kabul etmek zorundayim ? medeni bir ulkede her sey seffaf ve halkin onayi alinarak yapilmaz mi? devletin sosyal devlet anlayisi yarin degisebilir, bu degisimi istiyorum, destek olacagim.
dediginiz nufus planlamasi konusunda destekliyorum sizi, nufus planlamasi sart.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
şu anki devlet yapımızda diğer israflar bitsin sağlık karşılansın evet. Çünkü devlet sürekli alıyor, bize verebildiği nadir şeylerden biri sağlık. (güvenlik bile veremiyor diyebiliriz bak)

Bence vermemesi de makul ama o zaman çalışma hayatında ve aldığımız her üründen bu kadar vergi alınmamalı, herkes paşa paşa özel sigortasını yaptırmalı, yaptırmayan da ölür veya çok borçlanır. Bu sisteme geçersek herkes kendi bacağından asılır ama Türkiye'nin bu düzene gelmesi imkansız gibi (en azından bizim ömrümüz içinde).
0
nhk ni youkosu
(25.12.20)
Türkiye’de sosyal devlet yok ki. O ilaçların ücretinin karşılanması da popülizm sadece. Sizin zihniyetiniz hakim zaten, merak etmeyin. Güvenlik hariç, o da şüpheli, ücretini ödemediğim hiçbir hizmet almıyorum ben bu devletten. Bordroma bakınca hafakanlar basıyor.
0
auroraaurora
(25.12.20)
yani sizin bakış açınıza göre amerika gibi sağlık harcamaları özel sağlık sigortaları kapsamında olmalı, devlet eliyle yönetilmemeli gibi anladım ben. bu durumda devletin benim maaşımdan aldığı vergiyi bana geri vermesi lazım.

devlet buna yanaşmaz, bizden aldığı vergiler oraya harcadıkları paranın yanında gerçekten bir hiç kalıyor. asıl bu vergiler kimin cebine gidiyor onu sorgulamak gerekiyor.
0
bigcaptain
(25.12.20)
Ben de müptezel dostoyevski gibi düşünüyorum. Tedavi kararı farklı sosyal statüler göz önünde bulunularak verilmeli. Geçende 4 çocuğunun 2'si sma hastası olan birinin bir çocuk daha doğurup onun da sma hastası olması gibi bir durum vardı mesela. Bilimsel ve genetik olarak o çiftin belli bir riski varsa ve bu riski aileler üstleniyorsa devletin böyle bir durumda milyonlarca doları 2 çocuğu kurtarmak bile değil daha rahat yaşatmak için harcaması bana adil gelmiyor.

Farklı şirketlerin vergi kaçırıyor olması bambaşka bir konu - onlar vergi kaçırmasa da artan parayla yapılabilecek yine binlerce şey bulunabilir zaten genetik sorunu olduğu belli olan bir ailenin bile bile lades dediği yeni çocukları tedavi etmektense. Toplum olarak bu riski herkes karşılamak zorunda mı?

Zaten bu sma konusunun kesinlikle ilginç şekilde birden gündeme geldiğini düşünüyorum, yani böyle bi hastalık mı yoktu, ilacı mı yoktu bilmiyorum ama acayip karlı bi iş gerçekten.

Edit: yine başka bir örnekle mesela sigara içenlerin ya da alkoliklerin kanser masrafını toplumun geneli ödemek zorunda olmamalı. Bunlar bile bile alınan riskler, ben sağlıklı yaşamaya çalışan biri olarak neden sorumsuz yaşayan insanların masrafını üstlenmeliyim? Ha amenna adamın başına hiç önleyemeyeceği bir şey gelir, o konuda tabii ki devlet baba yardım elini uzatacak. Ama bile bile lades dedin mi orada bence dürüst vergi verenlerin hakkı yeniliyor.
0
roket adam
(25.12.20)
Aynı mantıkla asker polis de olmasın? Savunma sanayi de olmasın? Ne yani teröristler gelip sınırda 3 4 kişiyi öldürecek diye milyonlarca dolarlık harcama yapılıyor? Ne olur biri sokakta seni kurşunlasa? Amaaan güvenlik de neymiş... devletin amacı insanların güvenliğini, sağlığını korumak ve insanı yaşatmak degil midir? Devlet it köpek tayfasına para yedirirken milyar dolarlık vergilerini silerken sesi cikmayan insanlar sma hastarina harcanacak paraya laf ediyor. Burada sizi kastetmiyorum, yalnız değilsiniz. ayni kafada cok sahis var ne yazik ki.
0
sen de git sen de unut
(25.12.20)
Ulusal güvenlik ile bireylerin güvenliği ayrı şeyler. Sınır sorunu bir ulusal güvenlik sorunudur, bireysel bir durum yok yani ortada. Keza sokakta milletin birbirini vurması da bireysel bir sorundan ziyade toplumsal güvenliği tehdit ediyor.

Keza ite köpeğe para yedirilmesini de kimse savunmuyor. Ancak ite köpeğe para yedirilmese bile, artan parayla tüm risklerin farkında olarak halen 3. çocuğu sma hastası olan bir çifte milyon dolar yatırılmasını mantıksız buluyorum. Bir milyon dolar ile bir sürü fakire iş fırsatı doğurabilirsiniz mesela, ya da doğum kontrol kampanyası yapılabilir.

Türkiye'nin bu durumda olmasının sebebi biraz da "aşırı sosyal devlet" olma kasıntısı maalesef, burada böyle bir kaynak yok bu kadar basit. Mesela devlet toki eliyle ucuz konut yapıyor, ucuz konutu alan dar gelirli istanbulda yaşamaya devam ediyor, dar gelirli olduğu için aç kalıyor, bu sefer halk ekmek yoluyla ucuz ekmek veriyorsun, bu sefer iş bulamıyor memur ve belediye kadrolarını şişirip bir sürü insana boş yere para veriyorsun. Bu bir döngü yani. Halbuki toki olmasa, istanbulda yaşayacak kadar para kazanamayan adam başka yerde yaşayacaktı, ne bu kadar darlık olacaktı, ne bu kadar sosyal yardım gerekecekti. Tarım yapması gereken adam köyünde tarım yapacaktı, şehirde iş yapması gereken şehirde yaşayacaktı. Devletin serbest piyasaya çomak soktuğu her alan ekonomiyi alt üst ediyor kısacası. Ben tam liberalizmi desteklemiyorum (sağlık tarafı amerika gibi oluyor çünkü) ama sağlık hizmetlerinin %100 devlet tarafından finanse edildiği bir sistem de türkiyede olduğu gibi özel hastane ve ilaç şirketlerini aşırı zengin yapmana rağmen, sağlıksız bir halk yaratıyor. Para boşa gidiyor kısacası.
0
roket adam
(25.12.20)
Devlet sevmem, ama sağlık için devlet tarafından para harcanmasına/toplanmasına genel olarak karşı değilim (eğitimin devlet tekelinde olmasına karşıyım mesela), hele çocuğa harcanmasına hiç karşı değilim. 80 yaşındaki adam 3 yıl yaşasın diye milyon liralar harcanıyor, çocuğun en azından büyüyüp çalışıp kendini amorti etme ihtimali var.

Onun haricinde bu "fine-tuning" çabası çok riskli. Yani devlet olarak ya ayrım gözetmeden herkesi karşılarsın ya da kimseyi karşılamazsın. İşin içine potansiyel, genetik, zeka şu bu karıştırdığın zaman o iş yarın öbür gün "kürt/alevi çocuklarını tedavi etmeyelim, zaten vatana millete hayırlı olmayacaklar" noktasına iki günde gelir. Kaldı ki potansiyel ölçülecekse bile kim ölçecek? Bunun otoritesini başkasına niye bırakayım?

Aynı şey sigara/alkol tüketimi için de geçerli. Kanser riskinin çoğu genetik, ailesinde kanser geçmişi olanların çocuk yapmasını yasaklayalım, yaparlarsa da "riski biliyordunuz, sizin sorununuz" diyip yardım etmeyelim. Olacak şey değil. Yani olur da nasyonal sosyalist olmamız lazım onun için, olmasak daha iyi bence. Kaldı ki bunun beslenmesi var, hava kalitesi var, milletin götüne analiz cihazı takıp "kızartma yemeseydin sen de, damarlarının yağlanması senin suçun" diyemeyeceğimiz için pratikte de anlamsız bir istek bu.

Onun haricinde bence teoride en güzeli ilaç şirketlerinin, özel hastanelerin çok ağır denetlendiği, ama devlete bağlı olmadığı bir model. Ama onda da adamların senden çok parası oluyor, devleti satın alıyor, kabak yine sana patlıyor, çözemiyorsun. Teorisi güzel de pratiği tatsız.
0
plutongezegendegilmi
(25.12.20)
Plutongezegeni, kesinlikle haklısın. Zaten şu an ideal dünyadan bahsediyoruz. Ancak bir noktada çok hemfikir değilim - bazı genetik hastalıkların riski gerçekten siyah ve beyaz denebilecek kadar net bir şekilde tespit edilebiliyor. Hem toplum sağlığı, hem kısıtlı kaynakların kötüye kullanılmaması açısından bence genetik hastalıklarda bu konuşulabilir. Lakin tabii sigara ve alkol konusu çok ekstrem örnekler, dediğin gibi onları tam olarak belirlemek çok zor.

Mesela bi örnek vereyim, amerika'da bazı sigorta şirketleri abonelerine ücretsiz akıllı saat (apple watch tarzı) veriyor. Gönüllü olarak veri paylaşırsan ve spor yaptığın, aktif bir yaşam sürdüğün tespit edilirse daha düşük sigorta primi ödüyorsun riskin düştüğü için. Aynısı araç kaskosunda da oluyor, bir cihaz yardımıyla araba sürüş profilini çıkartıp, agresif kullanıyorsan çok, sakin kullanıyorsan az prim ödemeni sağlayabiliyorlar ve bu çok mantıklı. Bir birey olarak da %100 desteklerim bunu yani. Bu fine-tuning işini piyasaya bırakıp, devlet mekanizması ile denetleyebilirsen sonuçlar süper çıkabilir. Amma velakin pratikte türkiye gibi bi ülkede bunu yapmak mümkün değil çünkü "sosyal yardımlar" ile yaşayan onlarca milyon "oy" var bu ülkede, yani devlet eliyle dilenci yapılmış milyonlar var maalesef.
0
roket adam
(25.12.20)
roket adam- "sosyal yardımlar" ile yaşayan onlarca milyon "oy" var bu ülkede, yani devlet eliyle dilenci yapılmış milyonlar var maalesef.

mis gibi cevap gercekten cogu duruma.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
@müptezel dostoyevski zaten sgk, ilaç vs yapılan harcamaları paylaşıyor, gdp'ye kıyasla, gelişmiş bir çok ülkeye kıyasla sağlığa az oranda kaynak aktarılıyor. Ülkenin önemli bir kısmının işsiz, asgari ücretle geçinen insanlar olduğunu düşündüğünde, halka gidip "artık sağlık güvencesi vermeyelim, sağlık sistemini tamamen özelleştirelim" diye sorarsan alacağın cevabın ne olacağını tahmin edersin sanırım.
Artık tüm vatandaşlara belirli bir miktar vatandaşlık maaşının verilmesinin tartışıldığı bir dünyada, sağlık harcamalarının toplam gdp'nin %4.7'sini oluşturduğu Türkiye'nin sağlıkla ve bütçeyle ilgili en önemli konusu bu diyen varsa bir zahmet vizyonunu genişletsin.
0
efx
(25.12.20)
Bahsettiginiz heralde zolgensma.

Bir kere burada sunu atlıyor olabilirsiniz; sosyal devlet olan ülkelerde bu hastaligin bir tedavisi kesinlikle karsilanmali, tedavisi karsilanmayan hastalik sosyal devlete aykırı.

Yalniz şöyle bir olay var; zolgensma pahalı ama spinraza (devletler tarafindan karsilanan) hayat sonuna kadar kullaniliyor, cocuk sürekli hastaneye gidiyor (masraf), ilk yil 600bin dolar kadar sonra her yıl 300bin dolar civari.

Simdi böyle hesaplayinca zolgensma daha ucuza geliyor.

Fransa'da bu zolgensma doktor onay verirse karsilaniyor. Ki tahminim EU yakında alım gücü olayiyla fiyatini falan iyice düşürür.

Neyse, devletin ben bu tedaviyi karşılaşılamiyorum ölün banane demesi kadar saçma bir şey olamaz.
Ha tabi Türkiye'de zolgensma karşilanmasini görmek çok zor bence. Böyle insanlari millete dilenmeye yöneltmek varken.
0
logisticsmanager
(25.12.20)
"Bu sahislar iyilesse bile dunyada gozle gorulur bir degisiklik yaratma ihtimalleri sifir olmasa bile sifira yakin."

"potansiyeli ve yetenegi cok yuksek bir cocuk kesfedilir, onun icin 100 milyon dolar harcanir, dunyayi degistirecegi tahmin ediliyordur, ama hicbir yetenegi daha ortaya cikmamis birileri icin, tum halkin vergisini riske atmak, akil alir gibi gelmiyor"

Kimin yaşayıp kimin yaşamayacağına karar vermek istiyorsunuz yani? Yani devlet bakacak "Lan salak sen daha üniversiteyi kazanamamışsın sen yaşama, sen kazanmışsın da 5 sene olmuş hala bitirememişsin senden de bir bok olmaz, sen de yaşama. Sen zeki çocuğum gel yaşa bakayım."

Bu faşistliğe giriyor olabilir ama emin değilim.

Bir de yani 8 milyar insandan kaç kişi dünyayı değiştirmiş? Hitler'i çocukken çok zeki olarak algılarsak ne yapacağız mesela?

Bakış açını değiştirmen lazım. İnsanlığın amacı evreni fethetmek için her şeyi yapmak olsaydı o zaman bütün insanlık uğruna bu amaç için çalışırdık. Bütün kaynaklarımızı bu amaç için harcardık. Dolayısıyla ayak bağı(!) olacak, kaynaklarımızı sömürecek(!) insanları öldürürdük(!) en kısa zamanda evreni fethetmeye çalışırdık.

Ama bizim böyle bir amacımız yok (belki 2-3 kişinin vardır). Amacımız bu dünyada mutlu mesut yaşamak. Her insanın da yaşama hakkı var. Bütün sözleşmelerde bu hak güvence altına alınmıştır. Kimin yaşayıp kimin yaşamayacağına karar veremezsin.

Bir de eğer iş buralara gelirse sistem daha da karmaşıklaşır. Mesela bütün gün götünün üstünde oturup internete yorum yazan insanlara devlet ağrı kesici bile vermez. Salaklara ekstra salaklık vergisi koyar. Zekilere ise her şey bedava olur vs. vs.

Güzel distopya romanı olur bundan he.
0
ardt
(25.12.20)
j r r tolkien hayrani , cevabniz guzel, iyi bakis acisi, ama devletin olmama olayini halk bireysel sekilde kapatamaz, guvenlik vb cok fazla detay var, devletin olmamasi imkansiz duruyor gunumuz sartlarinda, dunyadaki herkesin iyi niyetli, kotulugun olmadigi vb bir durum olmali ki devletler ortadan kalksin, ki bu da hayal gibi
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
ardt, vergilerimin nerelerde harcanagi noktasinda soz hakki sahibi olmak istemem fasistlik mi? zorunda miyim sizce buna? bize baski yapmis olmuyor musunuz sizce, bi degerlendirmenizi rica ediyorum, bana zorla, odedigin vergi bu kisilere gidecek demis oluyorsunuz su an, istemiyorum ki bunu
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
logisticsmanager , neden olamaz ki, devlet saglik sektorunde soz sahibi olmak zorunda mi? ya da sosyal devlet olmak zorunda miyiz sizce? abd, sosyal devlet degil ornek olarak
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
efx, sizce her birey vergisinin nerelerde harcandigini gormek istemekte ozgur degil mi? ben bu noktalarda hizmet almak istemeyip, baskasinin da benim vergimden bu noktada destek almasini istemiyorsam, bu fona param gitsin istemedigimde bu ozgurluge sahip neden olamiyim sizce, halki buna zorlamak dogru mu
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
"ardt, vergilerimin nerelerde harcanagi noktasinda soz hakki sahibi olmak istemem fasistlik mi?"

Ofansif olmak istemiyorum aslinda ama daha yumusak ifade etmem mumkun degil: eger kimin yasayip kimin yasamayacagina karar vermek istiyorsan ve de kisilerin zekasina bakarak buna karar veriyorsan, kusura bakma ama evet bu fasistligin âlâsıdır. Bakis acini degistirmen lazim acilen.

Yoksa senin fikrine gore şoyle yapmamiz lazim: Vatandaslar IQ derecesine gore vergi versinler. IQ azaldikca vergi artsin. Toplanan vergiler de belli bir IQ'nun ustundeki, yani dunyayi degistirme ihtimali olan kisilere verilsin.

Senin mantigini oturttugumuz zaman gelecek duzenlemelerden sadece biri bu.

Oyle "para benim, nasil harcayacagima ben karar veririm" demekle olmuyor. "Bu cocuk benim" deyip cocugumu öldürebilir miyim ben mesela?
0
ardt
(25.12.20)
bence ikinizin orta noktası şu şekilde bulunabilir: müptezel arkadaşımız ben devletin sağladığı sağlık hizmetlerinden faydalanmayacağım kardeşim, bunun parasını da ödemiyorum diyebiliyor olmalı. böylece şuna buna yardım ediyorum demek zorunda kalmaz, kendi başının çaresine bakar. bunun bir light versiyonu avrupa ülkelerinde (bkz: kirchensteuer) olarak yapılıyor, hristiyan değilsen adam senden kilise vergisi almıyor mesela, bunun gibi seçimler yapılabiliyor olmalı "en azından".

keza emeklilik konusu da aynı şekilde, ben kendim birikim yapabilecek finansal okur yazarlık ve zekaya sahibim kardeşim, devlet bana maaş falan bağlamasın benden sgk primi de kesmesin diyebilsem, eminim ki devletin bana ayıracağı dandik emekli maaşından çok daha yüksek bir para ile emekli olurum. ama şu anda böyle bir seçim sunulamıyor, çünkü devlet kendi ayağına sıkmış olacak, devlet politikası şu anda tamamen "iyi kazanan" beyaz yakalıların sırtından, dar gelirlileri sürdürülemeyecek şekilde sübvanse etmek üzerinden yürüyor. bize bu imkanı tanısa paramın diyanete, tokiye falan gitmesine imkan verir miyim?

ancak bunlar dışında, atıyorum gelir vergisi, kdv vesaire bunların nereye harcanacağı konusunda maalesef o kadar granüler bir seçim şansı sunmak realistik görünmüyor.
0
roket adam
(25.12.20)
"sağlık hizmetlerinden faydalanmayacağım kardeşim, bunun parasını da ödemiyorum diyebiliyor olmalı"

Yani şu durumda x kisisi, devletin ufacik bir parcasi. Devlet iyi almiyorum senden vergi dese, bunun bir karsiligi yok. Yani sistemden tek tek kisiler halinde cikamazsin. Devlet, senin hastanelere giden parani hesaplayip o parayi sana iade edemez.

Kilise ve vergi konusunu bilmiyorum ama orada da cok ozgur bir secim yoktur. Eger hristiyan olarak geciyorsan otomatikman vergi sistemine dahil oluyorsundur ya da sistemde hristiyan gozukmuyorsan dahil olmuyorsundur. Belki hristiyan olup da parasinin kiliselere gitmesini istemeyenler var, bu da olabilir. Kaldi ki o insanlar hala kilisenin kararlarinda soz sahibi olamiyor mesela. Soz sahibi olacak kisileri cok dolayli yoldan seciyorlar.

Bir not: nazilerin sakatlari ve beyin ozurlulerini katletmesinin konumuzla alakasini dusununuz.
0
ardt
(25.12.20)
"Nasil cikamiyor? Turkiyede bile oluyordu bu durum, mesela bireysel emeklilik sistemi vardi. Herkes direkt dahil edilmisti ancak sonradan isteyen cikabiliyordu yani cok zor degil o sistemden cikmak."

Hayir, onu biliyorum tabii ki ama benim kastettigim, benim cebimden cikip da hastane yapimina, saglik calisanlarina giden paranin bana iade edilmesi gibi bir sey yok. Boyle bir sey de gelmeyecek.

"Yani olumlu anlamda gorus bildirrmek bile o yonde bir karar vermeye calisma demek oluyor. 'Bu durumdaki herkes tedavi olsun, kisi secilmezsin' desen bile yine bisekilde 'kimin yasayip yasamayacagina' karar vermeye calismis oluyorsun."

Hocam iste sen burada lafi carpitiyorsun. Evet, belki devletin yasasinda "herkesin tedavisini karsilama zorunlulugu" diye bir sey yazmiyor ama arkadasin bahsettigi ornekte buna sen karar vermis oluyorsun. Arkadas diyor ki, atiyorum mesela bir odada 3 kisi var ölüm doseginde, ayni ilacla duzelecek bunlar ama bu ilaclarin her biri 100 milyon. Devletin kasasinda da bolca para var ama sen odaya giriyorsun ve diyorsun ki "salak olan 2 kisiye bu ilactan vermeyin, sadece zeki olani yasatin"

İste burada kimin yasayip kimin yasamadigina tam olarak sen karar vermia oluyorsun.
0
ardt
(26.12.20)
Ben kimseye kendi goruslerimi empoze etmeyw calismiyorum.

Sozum meclisten disari ama mesela nazileri, onlarin goruslerinden caydirmaya calissam bu da mi fasizme girecek?
0
ardt
(26.12.20)
"Onu gectim klasik 'denize dusse x i mi Y yi mi kurtarirsin' sorusunda bile o secimi yapiyorsun bisekilde"

Orada bir tanesini kurtarabiliyorsun ama. İkisini kurtarman mumkun olmadigi icin o mu bu mu diye soruyor. Bizim olayda ise devletin yeteri kadar parasi var ama "hayir, bu parayi salaklari kurtarmak icin harcamayalim" diyorsun.

Bu ustteki lafi gonul rahatligiyla telaffuz edebilecek biri icin de dusuncelerimi belirttim.
0
ardt
(26.12.20)
ardt - olayimin fasistlik ile uzaktan yakindan alakasi yok ki, fasistlik olgusu bambaska bir sey, yukaridaki arkadas acikladigi icin ekstradan tekrar aciklama yapmayacagim, demagoji yapilacak bir konu degil benimkisi, sadece ozgurluk noktasinda ozgur olma, kazandigim parayi kendim yonetme istegim var, ve bunu istemiyorum diye, toplum tarafindan, senin demin yaptigin gibi, yeterli para var ve bunu niye harcamiyoruz, bir cocugun olmesine goz mu yumacaksin, tepkisi yemis oluyorum, bu bir cocuk iki cocuk olayi degil.

ben gelecegi degistirme olayini sundan dolayi belirttim, gelecegi goruyor olsak, o cocuk dunyayi degistirecek cocuk olsa, harcama yaparsin. ama zaten kimin gelecegi degistirecegini bilme imkanimiz yok. iq su cocukken cok yuksek cikmis insanlar ileride toplumu degistirecek olaylar yapiyor diye bi garanti yok.

ama tabi ki, yetenekleri cok bariz olan kisilere, ozel imtiyazlar taninmali. ama bu imtiyazlarin icerisine, torpil karismamali. kendi cocugunu o imtiyazlarin icine sokacak insanlar olmamali.benim isteklerim gunumuz sartlarinda biraz imkansiza kacabiliyor, bundan dolayi cok yalin sekilde, parami istedigim sekilde kullanma ozgurlugune bagladim olayi.

benim param, ben secmeliyim, devlet veya hukumet, bize bu ozgurlugu getirmeli. umarim bu ozgurluge kavusuruz ileride.
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
j r r tolkien hayrani - bireysellik ve devlet konusunda durum su, devlet olmadigi zaman, yerine baska otoriye koyabiliriz ya da koymayabiliriz. koymadigimizi farzedelim. 5 milyon nufuslu bir ulkeyiz, dunyada diger ulkeler olmaya devam ederken, biz ulke olmaktan vazgecersek nasil bir sey ile karsi karsiya kalacagiz ? 1 gecede bu duzenin degisme imkani yok, sinirlari nasil koruyacagiz ? ornek veriyorum 5 milyon kisi her konuda fikir belirtme ozgurlugune sahip olalim

gunde milyonlarca karar vermemiz gereken sey olacak, 5 milyon kisi surekli olarak fikir belirtemez

ama bizim goruslerimize en yakin kisileri sectigimizde hukumet partileri oluyor.

buna devlet veya hukumet demeyelim.

ama fikirlerimize en yakin kisileri secmis oluyoruz.

sonucta bize en yakin kisiler, idareyi saglasin diye isbirligi yapiyoruz

dunyada tamamen ulkeler ve sinirlar kalkacak derseniz, bu noktada uyusabiliriz, sinirlara inanmiyorum, iyi veya kotuye inaniyorum.

keske tum toplumlar baris icinde yasasak

olay biraz karisiyor bu konuda.

isteklerim var, ama bu isteklerimin pratige donusmesi cok zor.

devlet ortadan kalkinca, direkt bireysel kalicaz diye bi durumda yok tabi.

ama sonucta adina devlet demesek bile bi mekanizma olusacak.

5 milyon nufuslu bir ulke, ulke olmaktan vazgecti, kabile sistemi diyecegim bir sisteme gecti diyelim, ahmet isimli sahis bos gordugu butun topraklara ev dikmeye kalkti, dunya benim dedi, topraklar hepimize ait dedi, herkes bos buldugu yeri sahiplensin dedi ornegin, ben sizin kabilenize de katilmiyorum dedi, otoritenizi tanimiyorum dedi, burada sinirlari nasil cizebiliriz ki ?

o zaman sen kendi uzerinde bir guc istiyorsun, durum oyle diyebilirsin, ama sanirim mutlak bir gucun olmasi gerekiyor duzen saglanmasi adina. bu mutlak gucun, seffaf, liyakata uygun, durust ve guvenilir olmasini istiyorum. lakin bir toplumu yonetmekte tamamen durust sekilde olamiyor, karisik biraz durum. basit gormuyorum acikcasi, biraz konu allanip budaklaniyor, konu konuyu aciyor.

su an ki sartlara gore istegime gelirsek, devlet duzenine karsi degilim, ama devlet bireyler icin var, ama bireylere ozgurluk tanimlamasi yapmali. devletin kisitlamalari maksimum duzeyde degil, toplumu ayakta tutacagi kadar olmali. radikallikten uzak olmali ve toplumun genel cikarlari icin calismali.

maksimum ozgurluk ve maksimum secim imkani tanimlamasi yapmali.
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
"that escalated quickly" diyorum ama @muptezel; devlet sosyal devlet olmak zorunda değil, ben sosyal devlet açısından konusuyorum.
Açıkçası su an Fransa gibi sosyal devletin üstlerinde olan bir yerde mutluyum, disten göz doktoruna hepsi karsilaniyor. Issiz kalirsam 3 yila kadar maas var, covid dönemi yüzde 100 maas karsilamasi yapildi vs.

Bunlari devlet yapmak zorunda değil ama sosyal devlet yapmak zorunda.

Siz temel liberal devlet diyorsunuz; evet devletin polis gibi temel güvenlik dışında hicbir şeyle ugrasmamasi lazım. Misal ev sahibi seni evden mi atacak? Kendi sorunun. Ama Fransa'da misal seni kışın evden atamaz.
Işveren istedigini isten atar. Fransa'da atamaz.
Devlet sagligi karsilamaz, hele 1 milyon euroluk ilaci. Fransa'da karsilar.
Devlet vergi az alir (ki Amerika'da vergiler az değil), Fransa'da daha fazla alir.

Ben sosyal devlet tarafından yasiyorum, siz liberal devletin metro yapmaya bile katilmadigi, vatandasi herhangi bir sekilde isverene karsi falan korumadigi sistem istiyorsunuz, saygı duyarim.
0
logisticsmanager
(26.12.20)
'Birisi gelsin benim sorunumu cozsun, gucunu gostersin baskalarini korkutsun. Ben ona itaat edeyim o da beni korusun'

durum boyle degil

tak diye 1 gecede tum dunyada devletleti yikmak mumkun degil.

kendi icinde bulundugumuz toplumdaki mevcut kosullari, kademe kademe iyilestirip, en mutlak dogruyu deneme yanilma yontemiyle bulmaliyiz.

ben ortaya tek basima cikip tum dunyada sinirlar kalksin, devlet kalmasin, mutlu mesut yasayalim diye ortaya cikip kosturmaya kalksam, bir anlami olmaz.

ama icinde bulundugum toplumda, kisa surede gerceklestirebilecegim, ozgurluk adina yeniliklere yogunlasirsam bunu gerceklestirme imkanim var yasadigim surecte. olaya bu sekilde odaklaniyorum. siz ise genel bir hedefiniz var, olmasini istiyorsunuz, ama o hedefi gerceklestirme ihtimalimiz yok gibi, sadece soylemde kalma durumu daha yuksek degil mi sizce? hayal gibi biraz
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
j r r tolkien hayran, soylediklerinizi bir yerden yakalayip ele almak gerekiyor, aklinizdaki fikirleri faaliyete donusturmek adina bir cabaniz var mi bilmiyorum, burada fikir paylasiyoruz, muhabbet amacli

benim size sorum su olur, fikir yurutmemi istemiyorsaniz

Benim düşünceme göre ise en başından devlet şeklindeki bir yapının olması yanlış.

bu cumleye karsilik sizden uzun uzun, ulkemiz veya genel dunya adina, devletlerin yikilis surecini ele almanizi rica eder, bunu dinlemek isterdim, bir planiniz var mi,dusundunuz mu buna yonelik daha once, kendim fikir yurutmek yerine, direkt size sorayim, ama bunu eksi duyuru uzerinden konusmak biraz zor olacaktir muhtemelen, sizin bu surec ile alakali aklinizdaki her detayi ogrenmek gerek, milyonlarca milyarlarca sorulacak soru olacak bu buyuk surec ile alakali
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
Yalniz zolgensma tedavisinden ron swanson gibi libertarian yapiya nereden gelinmis. Devlet yikilsin yerine avm yapilsin.m!

Bence bu konunun devlet olmalı mi diye konusulmasi lazim, iyice konudan uzaklasilmis.

Gecenlerde komedyen yannis pappasin bir şovu vardi; para kazanamazken allahim obama care super lütfen bana yardim edin derdim, simdi para kazanirken baskan kim mi olacak? En az vergi alan, istedigin politikayi yürüt yeterki benden az vergi al diyorum derdi.
Bu da oyle. Ben su an Fransa'da ortalama maas alan biri olarak sosyal devlet haklarindan memnunum ama yilda 100-150 bin euro kazanmam yeni vergi dilimlerine girecegimden allah belasini versin böyle sistemin diyecegim :)
0
logisticsmanager
(26.12.20)
logisticsmanager , biraz degisti konular, ama tabi benim nihai sorum basliktaki konu

Neyse, devletin ben bu tedaviyi karşılaşılamiyorum ölün banane demesi kadar saçma bir şey olamaz.


boyle demissiniz, bunu sosyal devlet anlayisini benimsemis ulkeler icin soyluyorsunuz sanirim, ama bu anlayisi devlet bize dikte ediyor.

lakin referanduma gidilse bi dostun dedigi gibi, ulkenin cogu fakir oldugu icin, bu anlayisi kabul edicek muhtemelen.

al sana yeni bi referandum konusu daha

bireylerin vergilerinin nereye gidecegini secme ozgurlugu olmali mi?

bu referandumu da medya nasil lansederse ona gore sonuc sekillenicek.

ama objektif lansedilirse, yine ayni kitle, vergilerinin nereye gittigini secmek isteyecektir.

ama bu referandum da herkese bu ozgurlugu tanirsak, sizin cocuklarinizi tedavi edecegimiz fonlarimiz azalicak diye lansedilirse, yine ayni halk bu ozgurlugu istemeyip devlet denilen olgunun iradesine birakicak, olaylar guc kimdeyse ona gore sekilleniyor, karisiklasiyor.
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
ardt +1000
0
eksimeksi
(26.12.20)
mevcut türkiye şartlarında bu konuda bir referanduma zaten gidilemez. çünkü halkın büyük kısmının geliri yine devlet harcamalarına dayanıyor. ya memur, ya memur ailesi, ya devlet yatırımlarında çalışıyor, ya devlet iştiraklerinde çalışıyor, ya da gelirinin büyük kısmı devletten gelen şirketlerde çalışıyor. bu sorunun sorulabilmesi için gerekli sağlıklı ortam, ancak devletin piyasadan mümkün olduğunca çekildiği, ekonomiyi özel iştiraklerin ağırlıklı olarak yürüttüğü, ve insanların da ödedikleri verginin farkında olduğu (brüt maaş alıp vergiyi kendi ödediği gibi) bir ortamda gerçekleşebilir.

atıyorum Imamoğlu istanbulu kazandı evet ama bu başarıda "tapu sorunu çözülmesi", "halk ekmek", "suya zam yapmama" gibi kamu yararının aksine gerçekleşen bir çok propagandanın büyük etkisi var. yapmasın demiyorum ama halkın oy verirkenki kriterlerleri "özgürlük" falan değil, "ekmek" olduğu sürece böyle bir karar verme sürecinden bahsedilemez bence. şimdi sen bu adama sorsan diyecek ki halk ekmekten 1 tiye ekmek alıyordum noldu şimdi alamayacak mıyım diyecek. halbuki biz seni daha düşük vergilerle uno ekmek yiyecek bir gelir seviyesine çıkaracağınız dediğinde buna yanaşmayacak, havadan para indirim ve yardım gelmesine alışmış çünkü.
0
roket adam
(26.12.20)
tartışmayı okumadım ama kendi düşüncem türkiye gibi bir ülkede hayır, karşılamamalı. milyonlarca doları iyileşip iyileşmemesi belli olmayacak tek bir kaynağa bağlamak yerine binlerce başka çocuğun hayat standartları yükseltilebilir.
0
anais
(26.12.20)
(10)

ofiste çalışırken vs evde çalışırken

aziz dostum jack
mesela,1- yemek alışkanlığınız değişti mi? sabah kahvaltı yapıyor musunuz artık?2- ofiste çalışırken normalde öğlen arasına çıkıp yemek yiyorsanız şimdi de aynı şekilde mi yapıyorsunuz?3- mesai saatlerinin bir önemi kaldı mı? önceden kaçta başlıyordu kaçta bitiyordu iş, şimdi düzeniniz nasıl?4- evde
mesela,

1- yemek alışkanlığınız değişti mi? sabah kahvaltı yapıyor musunuz artık?
2- ofiste çalışırken normalde öğlen arasına çıkıp yemek yiyorsanız şimdi de aynı şekilde mi yapıyorsunuz?
3- mesai saatlerinin bir önemi kaldı mı? önceden kaçta başlıyordu kaçta bitiyordu iş, şimdi düzeniniz nasıl?
4- evde çalışırken ara verip ekşi sözlük/youtube takılıyor musunuz?
0
aziz dostum jack
(22.12.20)
Hayır yapmıyordum yine yapmıyorum.
Yemeğe çok acil bir durum yoksa çıkardım şimdi yemeği ekran başında yemek zorunda kalıyorum.
Mesai saatleri esnedi diyebiliriz iyi taraflar da var kötü tarafları da. En azından mesai sonrası eve gitme çilesi bitti diye avunuyorum.
Evet yoksa kafayı yerim.
0
tuborg yesili
(22.12.20)
1- yapmıyordum, artık arada yapıyorum

2- öğlen dışarı çıkardım. Artık kahvaltı ve öğleni birleştiriyorum genelde. Olmazsa atıştırmalıklarla geçiştiriyorum

3- Önemi var hala. Ama sabahları daha geç başlıyorum artık, 10 gibi mesaimi başlatıyorum (9 normalde)

4- takılıyorum
0
kojonotsuki
(22.12.20)
1- zaten kahvaltı ediyordum simit peynir, şimdi güzel sofra kuruyorum
2- öğle yemeği yemiyorum, arada çok acıkırsam ufak bi tost yapıyorum
3- işimin mesaisi hep değişkendi, hala değişken. ama trafik, yol derdim olmadığı için yürüyüş, spor vs yapacak çok vakit kalıyor.
4- tabii ki takılıyorum. insan makina değil ki kesintisiz sürekli üretken olmak imkansız.
0
roket adam
(22.12.20)
1-Aynı. İşte de kahvaltı yapıyorduk, değişmedi.
2-Aynı. Öğle arası vaktinde işi bırakıyorum başka şeylerle uğraşıyorum. Yemek yemiyorum.
3-Kalmadı. Genellikle hep pc başındayım. Akşam da çalışıyorum, gece de, sabaha karşı da.
4-Evet. Hatta takip ediliyorsa sıctık. İş yerinin VPN'i falan açık çünkü. Neyse şimdiye kadar bir şey olmadıysa devam :)
0
ananiyimioguz
(22.12.20)
1- yapmıyordum yine yapmıyorum
2- ofiste çalışırken yemek ve kahveye 1,5 saatmiz gidiyordu. evdeyken aynı şekilde yapmıyorum bilgisayar başında geçiştiriyorum
3- öncedne bilgisayarı ofiste bırakabiliyordum. şimdi tatsız şekilde esnedi
4- çokça. ama işte de yapardım youtube olmasa da. şimdi de video vs izlemiyorum ama arada başka sitelere bakıyorum
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(22.12.20)
1- kahvaltı yapardım artık yapmıyorum
2- evet, skype da kendimi away e alıyorum bir saat boyunca asla telefon mail açmam. Toplantı falan koyuyorlar öğle arasına, yemek saatim diyip kaçıyorum valla.
3- 5ten sonra kimseye cevap vermiyorum. Ben zaten tek başıma çalışıyorum. Bana şunu yap bunu yap diye pek iş vermiyorlar her şeyimi kendim ayarlıyorum. Her zaman mesai yaparım ama kimseye cevap vermem. Bir kaç kişi haftasonu akşam 10da arıyordu, biraz sert bir şekilde uyardım bir daha aramadılar. Bunun tek istisnası yurtdışından gelen işler. Yurtdışında bir toplantı oluyor bana göre gece 2, e katılıyorum mecburen.
4- genelde takılmam, dikkatim dağılıyor elimdeki işi hemen bitirmezsem fenalık geçiriyorum çünkü sırada çok şey var.
0
jazzabel
(23.12.20)
1-önceden kahvaltım 2 adet poğaçaydı şimdi şahane anne kahvaltısı
2-şirkette 12-1 arası yemek saatiydi mutlaka yemeğe çıkardım, şimdi kahvaltı öğle yemeği birleşti gibi. 9-12 arası herhangi bir zamanda kahvaltı yapıyorum.
3-mesai önemli evet, ama duruma göre esneyebiliyor, çok yoğun olduğum zamanlar sabah 8:00-gece 24:00 çalıştığım da oldu, ama önemli bir iş/toplantı yoksa bazen 10:00 gibi uyandığım, akşam 16:00 gibi bilgisayarı kapattığım oluyor. normalde mesai 9:00-18:00
4-İş yoğunluğuna bağlı olarak nefes almadan çalıştığım, tuvalete bile gidemeden aralıksız 5 saat toplantı yaptığım oluyor. Bazen de hiç iş olmuyor sabahtan akşama kadar netflixte dizi seyrediyorum
0
zikardo
(23.12.20)
1- yapmazdım, artık yapıyorum.
2- öğle yemeği vardı, artık yok.
3- kaldı, daha az çalışıyorum genel olarak.
4- evet. ofiste de yapardım gerçi.
0
plutongezegendegilmi
(23.12.20)
1- evet degisti. ofiste en son sadece oglen yemegi yiyordum, evde de aksam yemegi. simdi evde gec kahvalti, sonra aksam yemegi. cok da degismemis aslinda. :)
2- bilgisayar basinda kahvalti ediyorum su an mesela. eksi sozluk, duyuru, twitter falan.
3- 8:30 - 17:30 genelde, biraz esneyebiliyor hem lehime hem aleyhime.
4- cok yogun olmadikca uzun uzun takiliyorum. yogunken cok az miktarda yine bakiyorum.
0
lemmiwinks
(23.12.20)
Ofiste öğünler arasında atıştırıyorum. Evdeysem akşam yemeğini 17.00 gibi yediğim için aralarda bir şey yemiyorum.
Öğün atlamıyorum iki durumda da.
Mesai saatim aynı. Evdeysem arada kestiriyorum, dizi izliyorum. Evet, keyfim yerinde.
0
auroraaurora
(23.12.20)
(5)

Kurutma makinesinde nevresim takımı yıkamak

kalifiye balta sapi
Bu nalet olası nevresim takımı kendi kendine dolanıyor mobius strip gibi bişey oluyor, hatta çarşaf ve yastık kılıfları da içine giriyor. (düğmelerini filan kapatmamıza rağmen) Böyle olunca da her şey nemli çıkıyor makineden.Var mıdır bunun bi yolu yordamı? Çengelli iğneyle filan iyice kapatsak nevr
Bu nalet olası nevresim takımı kendi kendine dolanıyor mobius strip gibi bişey oluyor, hatta çarşaf ve yastık kılıfları da içine giriyor. (düğmelerini filan kapatmamıza rağmen) Böyle olunca da her şey nemli çıkıyor makineden.

Var mıdır bunun bi yolu yordamı? Çengelli iğneyle filan iyice kapatsak nevresimleri veya makineyi piç eder miyiz?
0
kalifiye balta sapi
(19.12.20)
yorgan kılıfı ve çarşaf tek parça olduğu için yine de nemli çıkıyor. ya ikinci defa atmak lazım ya da çıkardıktan sonra dışarıda kurutmak.
0
himmet dayi
(19.12.20)
en nefret ettiğim şey bu. nevresim kaç defa içine bütün çamaşırları aldı ve bu nedenle kurutmadı. ben ortadan düğüm atıyordum son çare. bildiğiniz düğümlüyordum öyle atıyordum kurutmaya.
0
lazarus
(19.12.20)
benim kurutma da kurutmamaya başlamıştı, filtresi toz dolmuş.
onu açıp temizleyin.
makinenin toz toplayan kendi filtresinden bahsediyorum, çamaşırın kuruduğu haznedekinden değil.

ben bir nevresim, bir ya da iki çarşaf, dört yastık kılıfı olarak atıyorum, daha fazla atmıyorum makineye.
o zaman kuruyor.
0
blatta hiberna
(19.12.20)
Makineden makineye değişiyor sanırım. Benimki kurutmalı çamaşır makinesi. Çarşaf ve diğer pamukluları birlikte yıkayıp kurutabiliyorum. Nemli çamaşır kalmıyor, ama benimki de her şeyi çok kırıştırıyor. Sentetiklerin çekmesinden bahsetmek bile istemiyorum.
0
auroraaurora
(19.12.20)
Bir nevresim, bir çarşaf, iki yastık kılıfı mükemmel ve nemli bir bohça halinde çıkıyor bizde de. Önce çok uzun olmayan bir programda çalıştırıyorum, baktım kurumaya başlamış ama içleri nemli. Çıkarıp nevresimi ve çarşafı katlayıp (4'e falan, dolaba kaldıracak kadar ufacık katlamaktan bahsetmiyorum) tekrar çalıştırıyorum, fazla dolanmıyorlar ve kuruyorlar.
0
kobuzchu kiz
(19.12.20)
(4)

broadchurch 2.sezon hk

i think therefore i am
1. sezonu izledik katil yakalandı sezon bitti, 2 de mahkeme süreci vs imiş kararsız kaldım sarıyor mu devam edelim mi? Ya da baska sürükleyici dizi öneriniz var mı?
1. sezonu izledik katil yakalandı sezon bitti, 2 de mahkeme süreci vs imiş kararsız kaldım sarıyor mu devam edelim mi?

Ya da baska sürükleyici dizi öneriniz var mı?
0
i think therefore i am
(18.12.20)
1. sezon temposu asla yok :( ama ben izleyip bitirmiştim yine de

eksiduyu.ru
eksiduyu.ru
eksiduyu.ru

şunlara da bir bakabilirsiniz

hah bir de mindhunter'ı tavsiye ederim kesinlikle
0
Sakinolmamlazim
(18.12.20)
The missing, the killing ve the fall müthiştir.
0
deer hunter
(18.12.20)
Mahkeme sahnelerini sevdiğim için sarıyor bence. Ama ilk sezondaki kadar gizem yok. Polisi daha yakından tanıyoruz diye hatırlıyorum. Sorunlu olan erkeği.
0
curukturpkokusu
(18.12.20)
Dizisiz kaldıysanız ve David Tenant severseniz izlenir.
0
auroraaurora
(19.12.20)
(4)

Çevrimiçi Tiyatro Oyunu

auroraaurora
Deneyimleyen oldu mu? Keyifli oluyor mu?
Deneyimleyen oldu mu? Keyifli oluyor mu?
0
auroraaurora
(14.12.20)
çevrimiçi tiyatro dediğin tiyatro oyununu video olarak izlemek ise,

normal oyun tadını hiç ama hiç vermiyor..

en son içinden tramvay geçen şarkı'yı izledim.
www.youtube.com

benim izlediklerim genellikle eski oyunlardı haliyle ses ve görüntü çok kötü. yeni oyunları internete koyuyorlar mı hiç görmedim?
0
aziz dostum jack
(14.12.20)
Moda Sahnesi naklen yayın yapıyormuş.
0
🌸auroraaurora
(14.12.20)
Moda Sahnesinde Cumartesi oynanan Bütün Çılgınlar Sever Beni oyununu izledim. Daha doğrusu izlemeye çalıştım. Bağlantı problemleri vs. olunca oyuna son 20 dakikasında yetiştim. İzleyemeyen bir çok kişi de olmuş sanırım o nedenle bilet iadesi ya da banttan tekrar izleme seçeneği sundular, pazar günü tamamını izledim.

Sahneden naklen olunca alt yapı, bağlantı hızı vb. durumlar önemli oluyor. Tekrar bağlanmaya çalışana kadar oyun kaçıyor. Salonda olduğun etkiyi vermiyor tabi, oyun sırasında seyirciden gelen gülme, alkış vs. tepkiler olmayınca bir şey eksikmiş gibi geldi bana. Ama yine de severek izledim. Bu haftaki oyuna (babamı kim öldürdü) da bilet alacağım. Onur Ünsal'ın da bunda etkisi var tabiki :))
0
Çağa ayak uyduramayan
(15.12.20)
Ben sahnede izledim “Babamı Kim Öldürdürdü” oyununu. Çok iyiydi.
0
🌸auroraaurora
(15.12.20)
(4)

zengin kadını aşık edip parasını almaya çalıştığı film

ShadowOfMoon
adam çapkın ve yakışıklı. mafya adam bu adamı tutuyor ve kadını aşık ettirip parasını almaya çalışıyordu.vurgun filmi var cüneyt arkının gönül yazar ile. ona benziyor ama o film değil.böyle başka yerli film var mıydı?ayhan ışık olabilir mi?
adam çapkın ve yakışıklı. mafya adam bu adamı tutuyor ve kadını aşık ettirip parasını almaya çalışıyordu.
vurgun filmi var cüneyt arkının gönül yazar ile. ona benziyor ama o film değil.

böyle başka yerli film var mıydı?ayhan ışık olabilir mi?
0
ShadowOfMoon
(29.10.20)
tarık akanın öyle olsun filmi var
www.youtube.com
0
gaza gelen
(29.10.20)
Tanrı Misafiri. Ediz Hun & Hülya Koçyiğit.
0
auroraaurora
(29.10.20)
@gaza gelen alakasi yok hocam orda gazeteci Tarik Akan, sansasyonel haber yapmak icin yaklasiyor kadina. Mafya, paraya konma cabasi vs yok orada
0
neverletyougodown
(29.10.20)
cingöz recai ayhan ışık sanırım
0
🌸ShadowOfMoon
(01.11.20)
(15)

İş Arkadaşı Sorunu

auroraaurora
Kafama takmayayım diyorum, yine de deli oluyorum.Odada iki kişiyiz, aynı işi yapıyoruz. Ama yöneticilerimiz farklı.Bu arkadaşın rutini şöyle:Mesaiye 1 saat geç gelme, yerinde kahvaltı, dışarıda kahve molası, 2 saat öğle arası, öğleden sonra bir kahve molası daha, yerinde oturduğu zamanlarda sürekli
Kafama takmayayım diyorum, yine de deli oluyorum.
Odada iki kişiyiz, aynı işi yapıyoruz. Ama yöneticilerimiz farklı.
Bu arkadaşın rutini şöyle:
Mesaiye 1 saat geç gelme, yerinde kahvaltı, dışarıda kahve molası, 2 saat öğle arası, öğleden sonra bir kahve molası daha, yerinde oturduğu zamanlarda sürekli bağıra çağıra telefonla konuşma ve dedikodu.
O bu mühim işlerle ilgilenirken onun işlerine ben ‘destek’ oluyorum. Yöneticileri ile enseye şaplak olmuşlar. Onlar da şikayetçi olsalar da sert tepki vermiyorlar bu davranışlarına.
Bu sabah yine geç geldi ofise. Doğrudan onu ilgilendiren bir telefona niye bakmamışım diye laf etti. Ben de patladım artık. Saydım döktüm yaptıklarının bir kısmını, geç gelmelerini vb. İK’ya şikayet et dedi. Ben konunun aramızda olduğunu, ama istiyorsa İK’ya taşıyabileceğimizi söyledim. Kesti sesini.
Toplantı odasına taşıdı eşyalarını, orada çalışıyor şimdi. Ben o keyif çatarken onun işlerini yapmayacağımı açık bir şekilde ifade ettim. Daha dün bir şey sorduğumda “Senin işin” deyip kestirip attı hanımefendi üstelik. Dışarı çıkamıyor diye kuduruyor şimdi.
İnanılmaz dedikoducu biri. Herkese kafasına göre anlatacak mevzuyu muhtemelen. Bu şahıs önümüzdeki hafta bu hallerini sürdürürse yöneticime taşıyayım konuyu diyorum. Benden duysun en azından. Evli barklı 30 yaşında kadın, ama tam bir ergen.
Nasıl bir tavır takınayım buna? Ben profesyonel yaklaşmaya çalışıyorum. Ama kadınla bu yolla anlaşmak mümkün değil.
Teşekkür ediyorum.
0
auroraaurora
(16.10.20)
iyi yapmışsın iyi yapmışsın da, kadının arası yukarı ile iyiyse - ki böyle sallabaş davrandığına göre iyidir- kendine dikkat et, açık verme sakın, yalan yanlış dedikodu yapar üzülen sen olursun.
0
paramolacak
(16.10.20)
Arkadaşın yöneticisi ondan memnunsa, burada seni ilgilendiren konu ne ki? Muhattap olmayıp uzatmaman lazım.
0
roket adam
(16.10.20)
Evet, dediğim gibi yöneticileri ile araları iyi. Ama bütün gün hiçbir şey yapmadığının onlar da farkında. Bir yöneticisi aradı bunu geçen gün. Ben açtım, yoktu yine. “Biz X’e hiç ulaşamıyoruz.” dedi adam. E, ona söyle. Bana niye söylüyorsun?
0
🌸auroraaurora
(16.10.20)
Sevgili dostum davanda haklısın, bende uyuz olurum ama diğer arkadaşında dediği gibi yöneticisi ilgilensindi keşke. İş hayatı böyle seni her ne kadar uyuz etsede sokma her yere burnunu, o terfi alır sen dışarda kalırsın
0
paramolacak
(16.10.20)
hocam olayı yöneticiye taşımak için çok bekleme. zira o senden önce davranıp saçma sapan yalanlarla seni suçlarsa sen sözde suçuna bahane buluyorsun gibi anlaşılır.
0
shadowfollower
(16.10.20)
Roket Adam, konu şu: Yerinde olmadığında işlerini benim yapmamı bekliyor bu şahıs. Ben de yapmak istemediğimi söyleyince, ay ama burası böyle biz birbirimize destek oluyoruz diyor. Daha dün ben ufak bir şey sorduğumda “Senin yöneticinin işini ben mi bileceğim?” diye soran kendisi. Madem öyle, otursun işini yapsın bundan sonra.
0
🌸auroraaurora
(16.10.20)
Çoktan gidip yöneticileri doldurmuş ve cilve yapmış olabilir.
Keşke daha önce davransaydınız diyeceğim de böyleleri hep haklı bulunur.
0
pro9it9is9
(16.10.20)
Pro9, evet benim çekincem de bu.
0
🌸auroraaurora
(16.10.20)
olan biteni resmi sekilde anlat. belki ustlerde bikmislardir ama laf soylemiyorlardir. sen de ustlerinle arani yap, onun arasi iyi diye dusunme.
0
durgunfoton
(16.10.20)
bence olabildiğince resmi takılın, işlerine koşturmayın. makul şekilde kime aktarabilirseniz sorunu taşıyın. benim de böyle bir sorunum vardı, bir yıl idare ettim. sonra bana patladı mesele. hiç idare etmeye çalışmayın. canınızı da sıkmayın.
0
nzessia
(16.10.20)
Siz haklısınız, en azından kendi üstünüz ile açık açık olanları konuşun, şikayet ediyor gibi değil de sanki fikrini alıyormuş gibi.
0
bigcaptain
(16.10.20)
benim aklima gelen, üstleriyle arasi iyi olsaydi gidip toplanti odasinda oturmazdi, kendisi cikip gitmis, patronda sana hayirdir diye sormus olurdu, kendini millete acindirip, olayi kendine cevirecek.
gidip resmi sekilde anlat, onunla ayni odada kalmak istemedigini, cocukca tavirlarinin isini etkiledigini, demagoji(yazamadi) yaptigini falan söyle. toplanti odasina gitmekle neyi amacladigi hic profesyonel bir davranis olmadigini falan soyle iste.
0
Coma
(16.10.20)
hocam arkadaşlar yöneticiye taşı demiş ben de aynı fikirdeyim ama bir ekleme yapayım: mümkün mertebe yazılı şekilde yap bu bildirimi. sadece sözde kalmasın. yarın öbür gün bir şey olursa maili çıkarır koyarsın önlerine

ek: bugün sözlü söylediysen bile bir de yazılı geç. her türlü yazıda olsun bu konu yani. sonradan faydasını göreceksin.
0
ala09
(16.10.20)
Karışma ama asla onun işlerini yapma.
0
Hallegadola
(16.10.20)
Sen zaten olayını çözmüşsün artık yöneticisi ile hiç iletişime geçme ama onun işlerini de kesinlikle yapma yönetici etliye sütlüye karışmak istemezse işin olup olmadığına bakar onun işi de senin vasıtanla birşekilde yürüyorsa kendilerince problem yok gibi düşünebilirler,işler daha yavaş ilerkediği zaman dikkat çekecektir zaten durum.


İnsan kaynakları zaten insan kaynakları olsa hergün 1 saat geç gelmeye ve günlük 2 saat öğle aralarına müdahale ederdi :)

Yönetici zaten biliyor deme :) böyle muhabbetlerde onlar en iyi bildiklerini bile yalandan unutuyorlar
0
Diskirminant
(17.10.20)
(7)

internet çıldırtıyor

sir gawain
bu doğru bir tabir mi bilmiyorum ama internetim son iki haftadır "geç tepki veriyor." browserda bir yere tıklıyorum 5 saniye, videoya tıklıyorum açılması 10 saniye. bazen de sitelere üçüncü dördüncü denemede anca girebiliyorum. ama hız testi yaptığımda hiçbir sıkıntı görünmüyor. download, upload, pi
bu doğru bir tabir mi bilmiyorum ama internetim son iki haftadır "geç tepki veriyor." browserda bir yere tıklıyorum 5 saniye, videoya tıklıyorum açılması 10 saniye. bazen de sitelere üçüncü dördüncü denemede anca girebiliyorum. ama hız testi yaptığımda hiçbir sıkıntı görünmüyor. download, upload, ping normal.

-sorun bilgisayarda değil. telefonda da aynısı oluyor.
-sadece chrome'da değil, uygulamalarda da sorun yaşıyorum.
-modemi açıp kapattığımda bir şey değişmiyor.
-dns kullanmıyorum.
-iss türknet, arıza kaydı bıraktım ama döneceklerini sanmıyorum.

sizce ben ne yapayım?
0
sir gawain
(16.07.20)
google/cloudflare dnslerini kullanmayı deneyebilirsiniz.
0
burntfirefighter
(16.07.20)
evinde olmayan başka bir cihazda dene,
başka browser da operada safaride dene,
modeminden kabloyla kendi pcne bağlan dene,
wifi ayarların değişmiştir pek ihtimal vermesem de modeme reset at(kap aç değil modemi sıfırla, tabi modem bağlantı bilgilerin vardır varsayıyorum modemin üzerinde),
bir de bir aylık deneme sürümü oluyor antivirüs programlarının onlardan ücretsiz kur pcni tara.
0
bugga
(16.07.20)
Turknetde bir sıkıntı var genel anlamda ya birileri saldırı yapıyor yada bilerek internet hızını dusuruyorlar sonuç olarak turknet uygulaması üzerinden kayıt olusturduysan cozulene kadar peşini birakmiyorlar,
0
protrek
(16.07.20)
ya türknetten uzak dur. adamı kanser eder kanser. 1 aydır internet yok. gitti hala yok, paso mail atıyorlar. rezalet ya. diğerleri bundan iyi. türknet kadar berbat bir seriv sağlayıcısı görmedim.
0
seyduna6687
(16.07.20)
cep telefonun internete turknet üzerinden mi giriyor, mobil hat üzerinden mi?
0
the last
(16.07.20)
bende dün turk.net abone oldum. dün gayet iyiydi bugün sapıttı. arıza kaydı bıraktım gündüz ama hala dönüş yok. özellikle yabancı siteler tam olarak açılmıyor yarın kalıyor.
0
scudman1
(16.07.20)
Bende de aynı sorun var. Sorunsuz torrent indiriyorum, ama tarayıcıda sayfa açmak işkence. Modemden şüpheleniyorum şahsen. Tarihi eser sayılır.
0
auroraaurora
(17.07.20)
(5)

Kuaföre gitmek..?

The Student
Pandemi sürecinde inanın en çılgına döndüğüm anlarda bile evden burnumu çıkarmadım. Arkadaşlarım hep dışarda yiyor, kahve içiyorlardı bunların hiçbirini yapmadım. Ama artık kuaföre gitmem şart. Baş edemiyorum. 5 dakikalık bi bıyık aldırmam gerekiyo. Tam 4 aydır evdeyim ben. Sizce bu kararımdan damı
Pandemi sürecinde inanın en çılgına döndüğüm anlarda bile evden burnumu çıkarmadım. Arkadaşlarım hep dışarda yiyor, kahve içiyorlardı bunların hiçbirini yapmadım. Ama artık kuaföre gitmem şart. Baş edemiyorum. 5 dakikalık bi bıyık aldırmam gerekiyo. Tam 4 aydır evdeyim ben. Sizce bu kararımdan damı vazgeçmeliyim? Kuaför kız maskeli olucak ben de altdudağa kadar indireceğim maskeyi haliyle ama 5 dakikalık iş. Riski göze almalı miyim?
0
The Student
(13.07.20)
ben bıyık aldırmak için gitmezdim. soğuk ağda bantları var 2 dk da alınıyor.
0
matilda
(13.07.20)
Maske zaten karşı tarafa bulaştırmamak için takılan bir şey değil mi? Kuafördeki çalışan maskesini nizami bir şey taktığı sürece büyük sorun olmaz bence. İçiniz rahat değilse risk almayın ama yine de.
0
auroraaurora
(13.07.20)
cımbızla kendiniz alın madem bu kadar hassassınız. çok basit iş
0
xrated
(13.07.20)
İple evde kendinizde halledebilirsiniz. 5 dakika yerine belki 20 dakika uğraşırsınız ama risk almazsınız.
0
GoodMorningTeacher
(13.07.20)
2 tarafta maskesini düzgün takmazsa maske özelliğini kaybediyor diye biliyorum ben ama yine de siz bilirsiniz.
0
optimus prime a tas atan asi genc
(13.07.20)
(9)

Su anda avmye gitmek akillica mi?

The Student
Ilk gundenberi evden burnumu cikarmadim. Hem endiseliyim hem de uzerime duseni fazlasiyla yaptim bence. Herkeste baslayan sıkılma lar bende daha geç başladı ama başladı. Evde başım ağrıyor artık. Avm ye gidip ufak bi alışveriş yapıp bi kahve bi yemek toplamda 1 saat bile geçirmeyeceğim i biliyorum a
Ilk gundenberi evden burnumu cikarmadim. Hem endiseliyim hem de uzerime duseni fazlasiyla yaptim bence. Herkeste baslayan sıkılma lar bende daha geç başladı ama başladı. Evde başım ağrıyor artık. Avm ye gidip ufak bi alışveriş yapıp bi kahve bi yemek toplamda 1 saat bile geçirmeyeceğim i biliyorum ama yine de içimde çok ukde... Siz ne diyorsunuz bu fikre?
0
The Student
(29.06.20)
valla ben maskemi takıp her yere gidiyorum. daha avm'ye gitmedim ama ihtiyaç duymadığım için gitmedim. çünkü bildiğim kadarıyla elbise denemek vs yasak. ben de trendyola sardım o yüzden.
ama maskenizi takın, sosyal mesafenizi koruyun. elinizi yüzünüze sürmeyin ve hayatınızın tadını çıkarın. çünkü korona ne zaman hayatımızdan gidecek bilmiyoruz, sürekli evde kalmak da psikolojinizi bozar. eğer fırsat varsa zorlu gibi, kanyon gibi açık alanı bol bir avm ye giderseniz içiniz daha çok rahat eder. açık alanda virüsün yayılma ihtimali çok düşük. sanırım 638'de 1 gibi bir oranı vardı.
0
matilda
(29.06.20)
"akıllıca" değil. orada halledilmesi gereken bişey olmadıkça gitmiyorum. yaşamak için çok ta gerekli olmayan bir aktivite olarak avm'de kahve + yemek aylardır evde oturmanın karşılığını sıfırlayabilir.
0
foolrules
(29.06.20)
Dikkat ettiğiniz sürece bir sıkıntı olacağını sanmıyorum. Belki yemek yenmeyebilir sadece.
0
elorelia
(29.06.20)
ben gittim, çıktıktan sonra üzerime dezenfektan döküp yakasım geldi. kimse dikkat etmiyor. mecbur kalmadıkça avm'ye gitmeyi tavsiye etmiyorum.
0
oz suser
(29.06.20)
ben mecbur kalmadıkça gitmem.
0
ya ben lan neyse
(29.06.20)
ben 10 gün önce bakırköy capacity ve carousel'e gittim.

decathlon'un olduğu avm yeteri kadar boş ve güvenliydi. hiç rahatsız olmadım.
diğeri daha kalabalıktı, kalabalıktan biraz rahatsız oldum ama çok problem değildi. işim önemli olmadıkça oraya tekrar gitmem. decathlon'lu olana giderim.

starbucks'a görevli dikmişlerdi. kapıda da kuyruk vardı. belli bir orana göre müşteri alıyorlardı. hatta ben gördüğüm sırada kapasite olduğu için sadece al-götür satıyorlardı. bazı kahveciler boştu.

eğlence olsun zaman geçirsin diye gidilmez ama işiniz varsa ya da artık illa birini görmek/bi yere gitmek istiyorsanız kalabalık olmayan birine gidilebilir.
0
biseysorcaktim
(29.06.20)
netten kızıma aldığım ayakkabı gelmediği için gitmek zorunda kaldım. açık hava avm olanını tercih ettim. (antalya erasta) gitmişken de kendime birkaç tişört aldım. bunun dışında gitmedim, zaruri bir şey olmazsa gitmeyi de düşünmüyorum.

avm'ler önlem almış gibi olsa da insanlar yamyam gibi, bu kadar zaman evden çıkmadıysan, dışarıda insanların tedbirli olduğunu falan zannedeceksin ama gördüklerin şoka uğratacak seni, bırak kahveyi-yemeği alacağın bir şey varsa alıp koşarak kaçacaksın, olan psikolojine olacak. bence temiz havada yürüyüş yapın daha iyi.

ha çok ukde kaldı diyorsan tedbirlerini alıp alacağın şeyleri oyalanmadan al. gel eve duşunu al, kahveni yap balkonda iç mis gibi.
0
Improbable
(29.06.20)
Evden sıkılıp yine kapalı alana gitmek yerine, parka, sahile filan gitseniz, içiniz çok daha rahat olur. Ben de Decathlon'a gitmem gerektiği için bir kez avm'ye gittim ve bir arkadaşın daha dediği gibi çıktıktan sonra üzerime baştan aşağı dezenfektan dökesim geldi.
0
gmzo
(29.06.20)
2 defa gidip saatlerce takıldım. Yemek de yedim, alışveriş de yaptım. Yeme içme mekanları popüler açık alanlardan (sahil vb.) daha güvenli bence. İn cin top oynuyor Cumartesi ve Pazar gecesi bile. Tek sorun klimalar çalışmadığı için özellikle mağaza içlerinin çok sıcak olması.
0
auroraaurora
(29.06.20)
(2)

Sizce bu kot alınır mı?

Unde bach canim
https://shop.mango.com/tr/erkek/jean-skinny/skinny-koyu-yıkama-jude-jean-pantolon_67010522.html?c=BBBir pull and bear olsun bir levis olsun buna kıyasla kalitesini de kıyaslarsanız...
shop.mango.comıkama-jude-jean-pantolon_67010522.html?c=BB

Bir pull and bear olsun bir levis olsun buna kıyasla kalitesini de kıyaslarsanız...
0
Unde bach canim
(29.06.20)
Linki açamadım, ama Mango’nun denim pantolonları nispeten çabuk deforme oluyor.
0
auroraaurora
(29.06.20)
Linkte çıkan ilk kottu
0
🌸Unde bach canim
(30.06.20)
(3)

Kartal-Maltepe kadın kuaförü

ala09
iyi olan var mı bu çevrede? denediklerimin hiçbirini heh bundan sonra buraya gideceğim diyemedim. makyaj, saç kesimi ve boya için spesifik alanda da beğendiğiniz varsa belirterek yazabilirsiniz. teşekkürler
iyi olan var mı bu çevrede? denediklerimin hiçbirini heh bundan sonra buraya gideceğim diyemedim. makyaj, saç kesimi ve boya için spesifik alanda da beğendiğiniz varsa belirterek yazabilirsiniz. teşekkürler
0
ala09
(27.06.20)
hocam erkek kuaförü yazacaktın yanlışlıkla oldu sandım ama makyaj'ı okuyunca saygı duydum tercihlerine :)
0
since1907
(27.06.20)
Tam Maltepe merkezde Akif Başo unisex kuaför, biraz daha Bostancı yönünde Rüzgar Başo sadece kadınlara hizmet veriyor. Akif Başo 20 küsür yıllık yer güzel işlem yapar güzel de para alır.
0
cilekli pasta
(27.06.20)
Altıntepe Kent. Fiyatlar makul, kesim ve boyada iyiler. Makyajı bilmiyorum.
0
auroraaurora
(27.06.20)
(3)

Çeviri - bu arkadaş ne diyor

iste o bendim
we have new project we are starting soon we will need 45,000 m2what will be your price? and how much you can commit to send in a mount?Özellikle son cümlede ne diyor ?45 binin ne kadarını gönderebilirsin mi diyor ?Yoksa tek yuklemede 45 binin ne kadar gönderebilirsin mi diyor ?
we have new project we are starting soon

we will need 45,000 m2

what will be your price?

and how much you can commit to send in a mount?


Özellikle son cümlede ne diyor ?

45 binin ne kadarını gönderebilirsin mi diyor ?

Yoksa tek yuklemede 45 binin ne kadar gönderebilirsin mi diyor ?
0
iste o bendim
(18.06.20)
Month yazacağına mount yazmış sanırım. 1 ayda ne kadar gönderebilirsin diye soruyor.
0
auroraaurora
(18.06.20)
ben de 1 ayda 45 binin ne kadarini gonderebilirsin diyor diye anladim.
0
in vino veritas
(18.06.20)
45 bin metrekare ye ihtiyaçları varmış. Fiyatı nedir ve bir ayda ne kadar göndermeyi taahhüt edebilirsiniz? Diyorlar.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(18.06.20)
(18)

Rutinleriniz neler

mobydick
Özellikle sabah kalkınca olanları merak ediyorum. Ben uyanıyorum, bir diş fırçalama, düzgün yüz yıkama, 1 bardak su içme, sonra yok efendım birkaç yağ yeme içme, cevizimi yeme, vitaminlerimi alma, çişe gitme, bitkilerime su verme, yatağımı toplama odamı havalandırma, limonlu karabiberli çayımı içme
Özellikle sabah kalkınca olanları merak ediyorum.

Ben uyanıyorum, bir diş fırçalama, düzgün yüz yıkama, 1 bardak su içme, sonra yok efendım birkaç yağ yeme içme, cevizimi yeme, vitaminlerimi alma, çişe gitme, bitkilerime su verme, yatağımı toplama odamı havalandırma, limonlu karabiberli çayımı içme vs vs uzuyor.

Bazen şey gibi geliyor insanlar yataktan kalkıyor pat hazırlanıp işe gidiyor. Bu nasıl olabilir :D

Sizin de rutinleriniz var mı? Yoksa yüzünü bile yıkamadan çıkanlardan mısınız?

Rutinlerinizin zamanınızdan çaldığını düşünüyor musunuz?
0
mobydick
(17.06.20)
ketili calistiriyorum, cis + dis fircalama, aynada gordugum yuze sovmece, kupaya sicak su ve poset cay atip bikac dk sonra icmece. o sirada biraz twitter/instagram bakiyorum uyurken olup biten bisi var mi diye. gofret falan varsa bisi atiyorum agzima, giyinip cikiyorum sonra. firina dogru yaklasirken "aa maskeyi unuttuk mk" diyip geri donuyorum, maskeyi takip tekrar cikiyorum.
0
hjarteblod
(17.06.20)
kalk çişini yap dişini fırçala ayağına kot üstüne tshirt (mevsim kışsa bir de hırka) sonra işe git (corona yüzünden gitmiyordum ama gitseydim yine böyle olurdu).

telefonla oyalanmazsam 7-8dk içinde evden çıkabiliyorum. geç kaldıysam daha da aşağı iniyor.
0
argent dawn
(17.06.20)
uyanış, yüz yıkama ve hemen çay demleyip kahvaltı etmece... hemen denize girip soguk duş sonrası çalışmaya baslamaca.
0
picassoishere
(17.06.20)
@mobydick nerde bu rahatlık Belçika mı Hollanda mı?

Benim uyanma, yüzümü yıkayıp diş fırçalama, ufaklığı beşiğinde mıncıklama ve laptopu açıp haber sitelerine girme.

Not: homofis.
0
kumulatifvergimatrahi
(17.06.20)
Ay ne güzel ya çok özeniyorum. O kadar depresyondayım ki keyfi şeyleri geçtim kahvaltı hazırlamaya başlamam bile uyandıktan sonra en az üç saati buluyor gerçekten. Birkaç senedir hep böyle motivasyonsuzum ama uzaktan eğitime geçince iyice sıçtı ruh halim. Kalkıp okula gitmek zorunda olmak en azından zorla bir düzene sahip olmamı sağlıyormuş onu anladım. Gerçi o zamanlarda da kalkıp elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalayıp çıkıyordum kantinde kahvaltı ediyordum her ne kadar her gece erken uyanıp evde sağlıklı kahvaltı etmeyi planlasam da. Yine rutinlerine sadık bir insan sayılmazdım yani asgdasd.
0
love my way
(18.06.20)
Gözümü açtıktan sonra uyanmaya çalışmak için Twitter'a giriş, sonra çiş, yüz temizleme+yıkama, diş fırçalama, yaz geldiği için güneş kremi sürme giyinip çıkma.

Milletin rutinine bak bir de denize girme falan var adfjklkgjk
0
eksi sozlugun tatli insani
(18.06.20)
Sabah erkenişe gittiğim için kalkar el yüz yıkar giyinir çıkarım 4-5 dk max
0
basond
(18.06.20)
İse gideceksem, tinne rutin. Yuzunu yika cisini yap giyin cik.
0
red g
(18.06.20)
pencereyi aciyorum. cis, tartilma, el-yuz yikama, su icme. sonra yaklasik 1 saat gunu karsilama seansim var, muzik, podcast veya video esliginde; durus, esneme vs iceren. sonrasi planlarima bagli degisiyor.


kedi uyanik olursa o degistirebiliyor rutini tabii.
0
misterturist
(18.06.20)
dinç uyandıysam cızır cızır radyomu açarım, balkonda çiçeklerimi falan sularım, braz puzzle'a falan bakınırım. bunlar toplamda 15-20 dk zaten. erkenden uyandıysam tibet'in 5 hareketi ya da çok kısa bir yoga serisi. sonra da işe gitmek için hazırlanırım, duş vesaire. yeterince dinç uyanamadıysam ilk aşamayı atlar doğrudan hazırlanırım.
0
Phoebe
(18.06.20)
Denize girme, bir rutin olarak.. kıskandım vallahi. Özellikle bulunduğu şehirde deniz olmayan biri olarak.

Herkese cevapları için teşekkür ederim. son 2 rutin de çok tatlı. Tibetin hareketlerini ne zmndr yapmıyordum, ben de ona başlayayım dur.

Bu arada @kumulatifvergimatrahi, doğu anadolunun bir ilinde yaşıyorum :DD
0
🌸mobydick
(18.06.20)
Kalk ; ketıla su , kuşları mıncır ,tuvalet. Kahveyi koy hanımı öpe koklaya uyandır peşpeşe sigaralar , duş (hangimiz önce girdiyse açıkta kalan ütüyü yapar) , giyin çık. Olmaz ya binde bir uyanamamışsam kalkmamla kapıda hazır bitmem 5 dakika.
0
synax
(18.06.20)
Tuvalet, kedilere mama ve su verme, kahvaltı, sigara, diş fırçalama, makyaj, saç, giyinme, çıkış. Yaklaşık 40 dakika sürüyor.
0
auroraaurora
(18.06.20)
Sabah kalk elini yüzünü yıka, elbiseni giy, çık servise bin. en fazla 10-15 dakika arası sürüyor. Serviste tekrar uyuyorum.
0
kraldan cok kralci
(18.06.20)
alarmımı yarım saat erkene kurarım, o yarım saatte alarmı erteleye erteleye yarı uyanık şekilde şekerleme yaparım. vakit geldiğinde yataktan çıkarım, kedimle bi sabah sevişmesi yaparız fix :D sonra sırasıyla yüz yıkama, diş fırçalama, giyinme, saçları yapma, makyaj yapma. içinde eksikler varsa eğer çanta hazırlama. eskiden kahvaltı ederken mutlaka sabah haberlerini izlerdim ama artık kahvaltı etmediğim için işe gittiğimde kahvemi alıp biraz haber okuyorum mesaiye başlamadan :) bu şekilde.
0
theseachange
(18.06.20)
Normalde kalk el yüz yıka giyin çık modundaydım ama diyete başladığımdan beri her şeyi bir düzene sokmaya çalışıyorum. Birkaç aydır durum şu;

1- Banyo işleri (tuvalet, duş/el yüz yıkama, diş fırçalama)
2- Giyecek kıyafetleri hazırlama
3- Su ısıtıcıyı açıp o ısınırken ütü gerektiren kıyafet varsa ütüleme yoksa kahvaltı tabağını hazırlama
4- Saç düzleştirme duruma göre örme/toplama
5- Kahvaltı
6- Kahvaltı yaparken ya video izleme ya da podcast/müzik dinleme.
7- Evden çıkmadan yatağı kapatma

Uyanış: 06:30/07:00
Evden çıkış: 08:00/08:30
0
mutekebbir
(18.06.20)
evden cıkacaksam duş diş saç üstbaş ve cıkış.
cıkmayacaksam bazen yine aynı bazen duş yerine yüz yıkama. başka ekstra bi rutinim yok
0
callosum
(19.06.20)
sekizde uyanış ve dokuza kadar yatakta dönmece
hemen kalkıp denize girmece ve duş. akabinde kahvaltı ve ise evden başlamaca. sonra gene deniz duş çalışmaya devam. sonra gene deniz duş ...
0
picassoishere
(24.06.21)
(4)

Kadıköy Vegan Tatlı

bitchesaintshit
Kadıköy'de en güzel vegan tatlılar nerede/nereden yenir, alınır?
Kadıköy'de en güzel vegan tatlılar nerede/nereden yenir, alınır?
0
bitchesaintshit
(25.02.20)
Muhtelif ve Yuzu iyiydi. Her ikisine de geçen ay gittim.
0
buf-e kür
(25.02.20)
Mahatma
0
kaset
(25.02.20)
Vegan Bakkal. Mahatma kapandı maalesef.
0
auroraaurora
(25.02.20)
@auroraaurora üzüldüm:(
0
kaset
(25.02.20)
(3)

toz deterjan

denizzz
kullanıp çok memnun kaldığınız bir marka var mı?bir de, toz mu yoksa sıvı mı tercih ediyorsunuz?
kullanıp çok memnun kaldığınız bir marka var mı?

bir de, toz mu yoksa sıvı mı tercih ediyorsunuz?
0
denizzz
(21.02.20)
Duru markasının granül sabunun matik versiyonu iyi bence, daha doğal geliyor, sadece 30 derece yıkamada eksta durulama yapmak gerekiyor ya da en az 40 derecede yıkamak lazım sabunun tam çözülmesi için.
0
candanag
(21.02.20)
Duru granül +1
Frosch ve Green Clean sıvı deterjan olarak gayet iyi.
0
auroraaurora
(21.02.20)
Kendimize sivi, bebek icin duru granul lavantayi kullaniyoruz. Ona yeni basladik, cok iyi, eldeki sivilar bitince komple duru kullanacagim.
30 derecede yikiyorum ekstra durulamaya ihtiyac olmadi hic. @cabdanag acaba yikanan esyayla mi ilgili ki :/ ben hic yetiskin yikamadim ve makineyi full doldurmadim.
0
somethinginthewayshemoves
(21.02.20)
(10)

İK ile nasıl konuşmak lazım?

auroraaurora
Merhaba, 7 aydır çalıştığım departmandaki yöneticim değişti. O geldiğinden beri abartısız 8 saat boş boş oturuyorum ofiste. Adamın bana ihtiyacı yok. Sıkıntıdan patlamak üzereyim. İK’ya başka bir yerde açılma olursa beni değerlendirin diyeceğim. Lisan-ı münasiple şu an ofisteki ortamı nasıl iletebil
Merhaba, 7 aydır çalıştığım departmandaki yöneticim değişti. O geldiğinden beri abartısız 8 saat boş boş oturuyorum ofiste. Adamın bana ihtiyacı yok. Sıkıntıdan patlamak üzereyim. İK’ya başka bir yerde açılma olursa beni değerlendirin diyeceğim. Lisan-ı münasiple şu an ofisteki ortamı nasıl iletebilirim?
Teşekkürler.
0
auroraaurora
(05.02.20)
rotasyon talep ediyorum diyerek konuya gir oradan ilerler konu
0
kablelvuku
(05.02.20)
Öncelikle bir IK'cıyı gözünde büyütme, onlar senin taleplerini çözmek ile yükümlüdür. Bütün isteklerini anlat, aşırı kibar olmana gerek yok. Şirket içinde doğabilecek farklı pozisyonlar için aday olduğunu anlatarak sohbete girebilirsin.
0
kanlakarisikyagmur
(05.02.20)
Önce yöneticinle görüşmen gerek, İK her halukarda ona gider, bilgisi yoksa bi de mobbing yersin
0
lcha
(05.02.20)
Icha, onu da düşündüm. Ama ne diyebilir ki adam bana? Bu yaptığı da bir çeşit mobbing değil mi? Kendisinin de pek bir iş yaptığı yok zaten. Bu yüzden de bana ihtiyacı yok.
0
🌸auroraaurora
(05.02.20)
işte ne diyebileceğini konuşmadan bilemezsin. bir şey diyemeden saçmalayıp seni el boş gönderse bile kardır. IK'ya adamı atlamadan gitmiş olursun. yöneticiler yok sayılmayı kafaya takabiliyor bazen.
0
nolmus yani
(05.02.20)
Yöneticimle nasıl konuşmam lazım peki? Sizin bana ihtiyacınız yok, İK ile konuşmayı düşünüyorum gibi bir şeyler mi diyeyim? Konuş derse ve İK da çözüm bulmazsa daha kötü olmayacak mı?
0
🌸auroraaurora
(05.02.20)
Sizin için de uygunsa firmadaki boş pozisyonları değerlendirerek kendimi geliştirmek istiyorum diyebilirsin.
0
whoosie
(05.02.20)
whoosie +1

Burada bir süredir yerimde saydığımı hissediyorum diye eklersin.
0
lcha
(05.02.20)
Belki birinin işine yarar diye not edeyim. Doğrudan İK ile görüştüm. Benim pozisyonuma gerçekten gerek kalmamış. Başka departmanlar için değerlendirmeye alacaklar. Şu anda beklemedeyim.
Herkese teşekkürler.
0
🌸auroraaurora
(05.02.20)
Zombi, yerime birini de almayacaklarmış aslında. Pozisyon tamamen iptal yani.
0
🌸auroraaurora
(05.02.20)
(30)

gelirinizin yarısını krediye vererek yaşabiliyor musunuz?

comeon
10-12 yıllık, aylık ödemesi 5250 tl olan ev kredisine girme durumum var. Toplam gelirimiz 12bin tl. ama bu durumda bile bazen ay sonu zor geliyor. yaşam standardını ona göre düşürürsün diyor herkes ama biraz tırsmaktayım. ya bu borç bunaltırsa diye. para biriktir sonra kredi çek demeyin. onu yapamad
10-12 yıllık, aylık ödemesi 5250 tl olan ev kredisine girme durumum var. Toplam gelirimiz 12bin tl. ama bu durumda bile bazen ay sonu zor geliyor. yaşam standardını ona göre düşürürsün diyor herkes ama biraz tırsmaktayım. ya bu borç bunaltırsa diye. para biriktir sonra kredi çek demeyin. onu yapamadığımız için bu yola başvuruyoruz. az bi naktimiz var sadece.
0
comeon
(27.01.20)
ikiniz de özelde çalışıyorsanız taraflardan birinin işsiz kalması halinde ödeyebileceğiniz bir tutara çekin bence.
0
elorelia
(27.01.20)
@elorelia yok ben kamuda o maaşla ödenecek kredi. maaşımın 3/2 si gidecek krediye.
0
🌸comeon
(27.01.20)
bence maaşınızın yarısıyla yaşamaya çalışmanız çok büyük sıkıntılar yaşatacaktır size.
size sormak istediğim bir şey var? bu alacağınız kredi ev için mi? 12 bin tl maaş ile 7000 bin tl'lik bir ev almak fikri doğru mudur bunu değerlendirmeye aldınız mı hiç?
0
baharat
(27.01.20)
aylık 5250 tl den 144 ay hesapladım. 756 binlira para yapıyor.

756 bin lira ödemenin, ne kadarı sizin elinize geçecek?

yani 756 binlira almak için ne kadar faiz ödemeniz gerekecek?

Ayrıca birikiminiz var mı? sanıyorum ev kredisi için bile işte yüzde bilmemkaçının nakit olması gerekiyor falan.

ikincisi nereden alınacak bu ev? malum istanbul depremi, büyük trakya depremi diye diye elazığ'da oldu, buralarda da her an olabilir. bina yapısı, kalitesi, deprem yönetmeliği önemli olduğu kadar binanın zemini de çok önemli.

ayrıca ne kadar kira veriyorsunuz şu an.

şimdi hepsini detaylıca belirtirsen biz duyurucular olarak hepsini değerlendirip fikrimizi belirtiriz.

sorduğun soruya düzgün cevap verebilmek için çok az şey biliyoruz.

ev almak başlı başına bir olay, yeri güzel olacak, işe yakın olcak, çok yukarlarda çok aşağılarda olmayacak, aidat vb uygun olcak, kombili olcak, satmak istersen hemen satabileceksin. önü açık olcak, zemini, kalitesi düzgün olcak. yani ev almak gerçekten başlı başına bir iş.

ısı yalıtımı mesela, bizim oturduğumuz evin yalıtımı çok iyi, altta kimse oturmuyordu, üstte bekar bir insan oturuyordu, çoğu zaman evde yok, kombiyi yakınca 500 den aşağı gelmiyordu, bu sene alta aile taşındı, üste aile taşındı, sürekli yakıyoruz 200 lirayı geçirtemedik daha.

kredi çekip almak kolay, kenarda para varsa hadi zor zamanda satabileceğin bir araba varsa iyi, neyin ne olacağı belli olmaz, tek maaşa kalırsınız anca krediyi öder faturaları öder, yemeye içmeye para kalmaz, böyle durumlarda işte nakit paradır, arabadır sizin hayatınızı sürdürebilmeniz için çok çok önemli. dünyanın bin türlü durumu var.

herhangi bir bankanın 144 ay aylık ödemesi 5225 liraya gelecek şekilde konut faizi hesapladım, ana para 400binlira oluyor, yani 350 binl küsür faiz ödeniyor.

Taksit Tutarı:5.224,65 TL
Faiz Oranı:% 0,99
Yıllık Maliyet Oranı:% 12.714

bana hiç mantıklı gelmedi.

standart düşürecekseniz sırf kiradan kurtulup başınızı sokacak en ekonomik evi almak konusunda düşürün. elinizde evin yarı parası falan yoksa böyle 350bin küsür faiz ödenecekse hiç bulaşmayın derim.
0
hem şişko hem deli
(27.01.20)
Standardınızı düşürmeniz, para biriktirmeniz falan bilmiyorum da senelerce o parayı ödemek ben olsam ciddi bunaltırdı beni. Temmuzda bitecek borçlarım var ve 3 senedir ödüyorum o bile canıma tak etti artık. En başta şöyle düşünün o borç sizi işe bağlayacak. Bir gün gelip işinizden sıkıldığınızda değiştirmek isterseniz belki de aynı maddi koşulları sağlamadığından çakılıp kalacaksınız oraya ve bu hiç hoş değil.
0
ckgoneforawhile
(27.01.20)
belki felaket tellallığı olacak belki yanlış anlaşılacak söylediğim, siz öyle insanlar değilsinizdir evet ama ilişkinizde bile maddi olarak daralmak problemler yaratabilir ileri dönemde. o yüzden bence standartları düzgün ayarlamalı, gerekirse revize edebilmeli insan.
0
baharat
(27.01.20)
@baharat 7000 tl'lik ev derken?

@hem şişko hem deli şu an 1200 tl kira veriyorum. ama oturduğum semt kötü güzel bir semte taşınıcam. aynen hesapladığınız gibi 144 ay 5250 tl kredi ödeyeceğim. yani toplam 400 bin kredi çekicem. bu arada ev istanbulda değil ankarada. alacağım evin kira getirisi ise şu an 2000 tl ama ben kiraya vermeden kendim oturucam.
0
🌸comeon
(27.01.20)
Valla ev sıkışmadan alınmıyor. 14 sene oldu alalı evi, iyi ki almışız. Borç bunaltacak ama kira ödememek müthiş bir şey!
0
SiyamkedisiZorro
(27.01.20)
hocam benden size bir öneri, yaparsınız yapmazsınız bilemem.

ben hiç kimsenin 350binlira faiz vermesini istemem. yapılacak şey belli.

1 sene boyunca bir maaşı olduğu gibi ellemeyip birikim yapmayı deneyin, hem bunalıp bunalmayacağınızı görürsünüz, hem de krediye falan niyetleniyorsanız elinizde para olur.

dediğim gibi 350bin faiz çok büyük bir mebla, 2 tane ev alıp 1 tanesini çöpe atıyormuşsunuz gibi düşünün. hiç mantıklı değil bu parayı sokağa atmak.

hatta bu birikim işini ciddiye alırsanız çok güzel olur, belki toki falan denk gelir bi şekilde.
0
hem şişko hem deli
(27.01.20)
dediğinizi yapsam yıl sonu 60 bin tl var. ve ben yine 340 bin tl kredi çekicem ki evin fiyatı artabilir ve ben yine 400 bin çekmek zorunda kalabilirim. faiz ödemeden ev almak için inşaat halidekilere girmek lazım. o da hem kira öde hem ev parası fazla olur.
0
🌸comeon
(27.01.20)
7000 bin yazmışım yanlışlıkla, 700k'lık ev demek istemiştim.
yaşam standartlarınızı revize etmeniz kaydıyla bence yapılabilir. ama söylediğim gibi 10-12 sene çok uzun bir süre, bu süreçte böyle kısıtlanmak ve standartları düşürmek üzüntüye yol açabilir. mental olarak yıpratır.
0
baharat
(27.01.20)
Maaşlar artarken kredi sabit kalacak. Bir süre dişinizi sıkın derim ben. Birkaç yıla rahatlarsınız (umarım).
0
auroraaurora
(27.01.20)
Bana aşırı zor ve saçma geliyor açıkçası bu şekilde yıllarca kemer sıkmak.

Çok yakın arkadaşım 400 bin tl'lik eve 600 bin tl 10 yıl krediye girmişti birkaç sene önce mesela. 10 yıl çok uzun bir süre. Tamam kredi taksitleri bir yerden sonra o kadar da yormayacak ama dünyanın bin türlü hali var özellikle harita Türkiye olunca zorluk seviyesi daha da artıyor.

Hastalık olur, taraflardan birinin işten ayrılması olur, aileden birine bir şey olur elim kolum bağlı bankaya zincirli olma fikri bile beni rahatsız ediyor.

Şu şartlar altında böyle bir borca girmek istemezdim ben olsam. Babalarımız memur haliyle "kira öder gibi" ev sahibi oldular ama biz çift maaş mühendis olarak bir şeylerden feragat ederek çok daha uzun yıllar çalışmak zorundayız bunun için. O yüzden ev almak önceliğim değil, bir yerlerden güzel para gelir ancak o zaman yani.
0
chicha
(27.01.20)
ama yıllarca kira ödeyince de aynısı.
0
🌸comeon
(27.01.20)
kendiniz söylemişsiniz aslında 5250 - 2000 = 3250tl sizden çıkacak. yani neredeyse 1/3 ödeme yapıyor olacaksınız ki bu çok normal bir oran.

ilk 3-4 sene zor, ondan sonra enflasyon etkisi ile ödeyeceğiniz taksit miktari reel olarak düşecektir.
4 sene sonra örneğin toplam geliriniz 17bin olacak, kira belki o ara 3bin tl olacak, ama siz hala 5250tl ödemeye devam edeceksiniz.
hele son yıllara doğru iyice komik bir hale gelecek 5250tl.

oturmak için ev alınır borca da girilir, biraz sıkılır yoksa bir şeye sahip olamazsınız.
0
nuisance
(27.01.20)
gir, bu tutar sabit kalacak, maaşın artacak. bir süre sonra kirada olsaydın ödeyeceğin tutara, sonra daha da altına inecek.
0
Jesus Christ
(27.01.20)
3'te 1'ini vererek yine yaşayamıyorum.

sürekli ekstra bir şey çıkıyor malesef.
0
avianthem
(27.01.20)
Evet ama çok zorlanıyorum. Çok.
0
muhayyer divan
(27.01.20)
kararı siz vereceksiniz 3-4 sene kasıp ev sahibi mi olacaksınız yoksa ömür boyu kira mi ödeyeceksiniz?

burada yapılacak tek iyileştirme; daha uygun fiyatli bir ev bulmak olacaktır.
0
nuisance
(27.01.20)
bir yıl boyunca kredi taksidi öder gibi para biriktirmek +1

amaç para biriktirmek değil tabi ki, bir sene boyunca biriktirmeniz, sadece aylık gelirinizin yarısını bir yere aktardığınızda nasıl bir hayatınız oluyor daha net görebilmeniz için. hem sonunda birikmiş bir paranız oluyor, peşinatından bile düşersiniz.

ev alımı acil değilse bunu deneyin. 12 x 1200 gibi bir yıllık kira gideriniz olacak ancak 12 x 5250 gibi de birikiminiz.
0
givemesomesubstance
(27.01.20)
o para birikmez arkadaş, taksit ödenmiyorsa %80 harcanır gider.
0
nuisance
(27.01.20)
ben şu anda tek başıma, gelirimin %55'ini ev kredisi olarak ödüyorum. henüz 3.ayımdayım ve şimdilik çok fazla sıkıştım denemez, ileride ne olur bilemm tabii. sosyal yaşamımdan pek geride kalmadım, dışardan yemek vs söylemeyi biraz azalttım. sürenin uzunluğu bunaltabilir, bu sebeple 5 yıllık çektim (daha önce 2 kere 2 yıllık ihtiyaç kredisi ödemişliğim var, bir süre sonra insan yeter diyor hakikaten)

işsiz vs. kalma durumuna karşı da 15 aylık kredi miktarını kenarda döviz olarak tutuyorum. kredi son yılına yaklaştığında direkt kapatabileceğim. şimdi çektiğim krediyi 10 yıl önce de çekebilir ve ödemeyi çoktan bitirmiş olabilirdim. borca girmeden birikim yapamayanlardanım maalesef. yaş ilerleyince artık insan pişman oluyor neden bugüne kadar birikim yapmadım hiç diye. siz de öyleyseniz krediye girin derim. evet 10 yıl uzun süre fakat diğer arkadaşların dediği gibi maaşlarınız artacak ama ödemeniz sabit kalacak.
0
Era
(27.01.20)
Ev kredisi tecrübeme dayanarak şunu söyleyebilirim, 12000de 5bin küsür lira iyi bir rakam. Ben gözü kapalı çekerim. Ki ben de sizin rakamlara yakın bir meblağ çekmiştim zaten.
Kredi çekmeyene hep zor gelir kredi çekmek, sonrasında da iyi ki çekmişim denir.
Kredi ödemek en iyi ev sahibinden daha iyi geliyor insana. Koşullarınız da uygun,
Tavsiye ederim.
0
artci sarsinti
(27.01.20)
anı yaşamak en güzeli ben olsam girmem.
0
mikahakkinen
(27.01.20)
"Yasam standardini ona gore dusurursun" demesi kolay da nasil olacak o is? Su anki haliyla bazen ay sonu zor geliyor diyorsun, yariya inince ne olacak? 3-5 ay degi, 10sene hem de. Ben olsam ben de tirsardim.

Ayrica isin @baharat"in bahsettigi boyutu da ciddi mesela. Ornegi cok.
0
stavro
(27.01.20)
borç yiğidin kamçısıdır. milyonlarca tl borcum var ama hayalimdeki evde yaşıyorum. hayalimdeki arayı kullanıyorum. hiçbir eksiğim istediğim de alamadığım bir şey yok. toplam geliriniz artacak ama kredi taksitleri aynı kalacak. hemen yarın krediye başvur kardeşim 1 gün bile kaybetme.
0
yedek
(27.01.20)
Vay arkadaş. 350 bin TL faizle ev almanın kazanım sayıldığı kafalar.
0
deer hunter
(27.01.20)
önyargı ile yaklaşacaksanız okumayabilirsiniz; eminevim sistemi ile ilgili yazacağım. benim de şu an gündemimde ev almak var, o yüzden bankayı da eminevim sistemini de araştırdım.
şu an sıfır konut için faiz 0,79. Örnek olarak 50 bin tl peşinat, 250 bin tl kredi ile ev alırsanız aylık taksitleriniz yaklaşık 3.300 tl civarı (120 ay vade). toplamda peşinatla birlikte ödeyeceğiniz rakam yaklaşık 450.000 TL.
Eminevim sistemine 300.000 TL değerinde bir ev için 50 bin TL peşinatla dahil olursanız kura size çıkana kadar aylık taksit 2.500 TL, kura çıktıktan sonra 4.000 TL. Borcunuz 65-70 ay arasında bitiyor ve toplamda ödeyeceğiniz rakam peşinatla birlikte 330.000 TL civarı.
İlk 29 ay boyunca kura size çıkmasa bile 29. ayda evinizi alıyorsunuz. Yani en fazla 29 ay daha kirada oturup kendi evinize geçeceksiniz. 29 aylık kira bedeli de hadi olsun 50 bin TL. Yine arada 70-80 bin TL'lik bir fark kalıyor.
Güvenilirlik konusunda da eminevim 30 yıllık bir firma ve bildiğim kadarıyla şu ana kadar 140.000 civarında daire teslimatı yaptılar. Kayınbiraderim de aldı, o yüzden güven sorunum yok.
Bu yorumu okuyup burun kıvırmayın, siz de gidip görüşün, bişey kaybetmezsiniz. Hiç kimse parayı sokaktan süpürmüyor. Emeğinize yazıktır.
Ben bu ay itibariyle giriyorum, dua edin ilk aylardan hemen çıksın kura.

edit : yukarıdaki hesaplamalar benim bütçeme ve alacağım evin fiyatına göre yapılan hesaplar. eminevim ofisine uğrarsanız 10 dakika içinde sizin bütçenize göre hesap ve ödeme planı çıkaracaklardır.

edit 2 : sermayenin rengi diye bişey yok, bankaya 150 bin kazandıracağıma yeşil sermayeye 30-40 bin kazandırırım. cebimden çıkacak paranın dini imanı yok.
0
cowboy
(27.01.20)
Oyle bir seyi asla yapmam. Gelirimin %30unu gecen hicbir borca girmem. Aylık borclarım, mesela kira da olmak uzere.

Tırsmakta haklısınız.
0
buf-e kür
(27.01.20)
@hey corc versene borc
Daha 3 ay önce 12 bin oldu bu arada. Öncesinde 9 bindi.
0
🌸comeon
(27.01.20)
(7)

Tiyatro Oyun Tavsiyesi

guguklusaat
Merhaba, şu anda devam etmekte olan en beğendiniz 3 tiyatro oyunu neler?
Merhaba, şu anda devam etmekte olan en beğendiniz 3 tiyatro oyunu neler?
0
guguklusaat
(21.01.20)
dünyada karşılaşmış gibi, cibali karakolu, şekerpare.

şekerpare yi zihni göktay için beğenmiş olabilirim 2 kere gittik, oyunu mu beğendik oyuncuları mı halen kararsızız.
0
benaslinda
(21.01.20)
Amadeus yeni başladı. Oldukça iyi.
Damdaki Kemancı başarılı. Çıplak Vatandaşlar’da eğlendim.
Dünyada Karşılaşmış Gibi’yi haftaya izleyeceğim. Ümitliyim.
0
auroraaurora
(21.01.20)
Maskeliler
Amak-ı hayal
Reis Bey
0
Amaranta ursula
(21.01.20)
Tehlikeli Oyunlar
Sevgili Arsız Ölüm Dirmit
Dünyada Karşılaşmış Gibi
0
lcha
(21.01.20)
hanımefendi'nin ziyareti - istanbul devlet tiyatrosu'nda bu sezonun yeni oyunu.
uçmak "hezarfen ahmed çelebi" - istanbul devlet tiyatrosu'nda bu sezonun yeni oyunu.
vahşi batı - istanbul şehir tiyatroları oyunu.
0
aslansimsek
(21.01.20)
(bkz: karıncalar bir savaş vardı)
(bkz: ay carmela)

izlediğim ve devam eden 2 tane varmış.
0
la traviata
(21.01.20)
ölün bizi ayırana dek
zengin mutfağı
on iki öfkeli adam
0
siyahbeyaz1903
(21.01.20)
(16)

kedi maması ne kullanıyorsunuz?

pegi
bonacibodan devam etmeyi düşünüyordum kız severek yiyor ama sözlükte falan cok gömmüşler temizmama mamalarını, ikilemde kaldım. siz ne kullanıyorsunuz?
bonacibodan devam etmeyi düşünüyordum kız severek yiyor ama sözlükte falan cok gömmüşler temizmama mamalarını, ikilemde kaldım. siz ne kullanıyorsunuz?
0
pegi
(06.01.20)
bonacibo kullanıyorum. sorun yaşamadım 2 tane sağlıklı 2 yaşında kedim var.
0
lucky strike
(06.01.20)
kuru mama olarak: purina one somonlu kısırlaştırılmış kedi maması
yaş mama: schesir, n&d

haftada bir haşlanmış yumurta, tavuk vs. yer. kendisi dışarı da çıkan bir kedi olduğu için arada kuş falan yakalıyor. yazın da çekirge, kertenkele, cırcır böceği vs. avlar, kimisini yer kimisini de bize hediye eder.
0
surprise
(06.01.20)
Proplan
0
elorelia
(06.01.20)
taste of the wild, pro plan, acana
0
9kuyruklukedi
(06.01.20)
Royal canin veriyorum. Ama evde balık-tavuk-kırmızı et yaptığım zaman da kemiksiz birer parça veriyorum mutlaka. Bazen yoğurt veriyorum. Bazen yediğim salataya sulanıyor biraz veriyorum marul yiyor. Daha 5 aylık.
0
megalomaniac
(06.01.20)
Proplan ya da n&d
0
logic
(06.01.20)
Nd
0
baal
(06.01.20)
Nd, acana
0
giovanne
(06.01.20)
Ben temizmama ya cok guvenemiyorum bu kadar hayvan sahibi midesinde bobreginde karaciğerinde sorun oldu tuy doktu vs diyosa vardir bi sey gibi geliyo. Bu sikayetler de son 1 2 senedir cikti o yuzden formulasyonu degistirdiler diye dusunmustum ama hayir ayni formulu kullaniyoruz diye geri donus yapmislar benzer dusundeki insanlara da.

Ben param oldukca hills aliyorum sokaktakilere yavru kedi mamasi aliyorum. Yetiskinler de yiyebiliyo sorun olmuyo diye. Proplanda indirim görmüştüm kucuk paketlerinde markamama.comda onlardan alicam bu sefer.

Arada da tavuk haslayip filan veriyorum denk geldikce.
0
hindistan cevizi
(06.01.20)
Evde 3 tane kedim var. Trendline verin gecin. Kilosu 10 tl. Biz de bi dunya katkili urun tuketiyoruz kedi icin de kilosu onlarca liralik urunlere gerek yok bence.
0
msb
(07.01.20)
Proplan kısır+1... ama kilosu 50 lira olmuş. Daha ucuz bir alternatif arayışındayız.
0
sacrilegious
(07.01.20)
n&d tahılsız.

kimsenin moralini bozmak istemem, ama kalitesi düşük mama kullanmak kedinin ömründen çalıyor.
iki, üç, beş yaşındaki hayvana bir şey olmaz.
ama o hayvan 15-20 yaşına kadar yaşasın, böbrek yetmezliğinden 8-10 yaşında ölmesin ya da hasta olarak yaşamasın (iyi ihtimalle) istiyorsanız, beslenmesine erken yaştan dikkat etmenizi tavsiye ederim.
0
blatta hiberna
(07.01.20)
n&d yaban mersinli&kuzu etli az tahıllı. internetten 10 kg'ını 300 tl civarına alıyorum. baya araştırmıştım, içeriği gerçekten kaliteli, kedim de çok seviyor. değiştirmeyi pek düşünmüyorum.
0
contavolta
(07.01.20)
5 yıl kadar Bonacibo kullandım. İçeriğinin değişmediğini iddia ediyorlarsa külliyen yalan. Kokusu bile değişti. N&D’ye geçtim. Bu ayardaki mamalardan devam edeceğim.
0
auroraaurora
(07.01.20)
mümkün olduğunca yaş mama ile beslemeye çalışmalı. ömür boyu kraker yemek çok sağlıklı değil.
0
chaos moleculaire
(07.01.20)
Yaşa göre Royal Canin babycat -> kitten -> fit32 kullanıyorum.
0
ananiyimioguz
(07.01.20)
(7)

B12 kullanmalı mıyım?

fikox
Kan tahlil sonucuna göre ferritin 17 ug/L. Hgb ise 15.3 g/dL.
Kan tahlil sonucuna göre ferritin 17 ug/L. Hgb ise 15.3 g/dL.
0
fikox
(19.12.19)
Başka sayfada da serum demir 75 ug/dL.
0
🌸fikox
(19.12.19)
B12 değerinize bakılmadı mı?
0
auroraaurora
(19.12.19)
Buna karar vermek için B12 değerine baktırman gerek.
0
ladybird
(19.12.19)
B12 değerim 214 pg/mL. Bu arada cinsiyet erkek.
0
🌸fikox
(19.12.19)
www.hurriyet.com.tr

1-2 ay sonra tekrar ölçtür
0
bir soru sorcam
(19.12.19)
B12 hapla bağırsaktan emilemiyor.
aile doktoruna iğne yazdırıp en az 800'de tutun.
0
aslindasorunumpsikolojik
(19.12.19)
@aslindasorunumpsikolojik ağır saçmalamış
B12 bağırsaktan emilir bir,
Doktoruna "yazdır" diye bir şey yok, doktor uygun gördüğü tedaviyi verir bu iki
Laboratuvarlar arası fark olmakla birlikte alt sınırı 180 üst sınırı 900 olan bir parametrede "en az 800de tutun" demek neyin kafasıdır hangi tıbbi cahilliğe delalettir bu da üç.

Sorunuza gelirsek b12 normal değerler arasında kanınız da iyi zaten. doktorunuza danışırsanız b12 için hap verir belki, orasını bilmiyorum.
0
glutamin
(19.12.19)
(10)

hangisini alayım?

organik kimya alpr
bir arkadaşa yılbaşı hediyesi olarak kazak bakıyorum ama hangisini alacağıma karar veremedim. şuraya linklerini bırakacağım. hangisini almam konusunda umarım yardımcı olursunuz.1-)https://shop.mango.com/tr/kadin/h%C4%B1rka-ve-kazak-kazak/karpuz-kollu-kazak_67050523.html?c=062-)https://shop.mango.com
bir arkadaşa yılbaşı hediyesi olarak kazak bakıyorum ama hangisini alacağıma karar veremedim. şuraya linklerini bırakacağım. hangisini almam konusunda umarım yardımcı olursunuz.

1-)shop.mango.com

2-)shop.mango.com

3-)shop.mango.com

4-)shop.mango.com
0
organik kimya alpr
(19.12.19)
4 (veya 1)
0
mamu
(19.12.19)
2 ve 3’ü beğendim ben.
0
auroraaurora
(19.12.19)
Ben 3 diyorum.
0
epistemic_regress
(19.12.19)
3
0
awlmi
(19.12.19)
2 herkesin vücut tipine uygun değil.

1 gayet güzel ama kolu karpuz olmasa efsane olurmuş. Krem renk nokta atışı olur pek çok kişi için.

Ben olsam 3 numaranın pembe değil krem olanını alırdım. Daha garanti olur beğenilmesi.
0
kullanıcıadımbuolsun
(19.12.19)
krem rengi kalmamış işte. o yüzden tek seçenek pembe. aynen senin gibi düşündüm karpuz kollu olmasa alacaktım.
0
🌸organik kimya alpr
(19.12.19)
1 veya 3
0
sweetoffice
(19.12.19)
1
0
tabirimekruh
(19.12.19)
3 diom ben de.
0
canbonomobenseno
(19.12.19)
3 numara alınmıştır, teşekkürler arkadaşlar.
0
🌸organik kimya alpr
(19.12.19)
(3)

Tiyatro Oyunu Tavsiye

muslugubozukhayrat
selamlar,sık sık tiyatroya gitmeye çalışıyorum ama bu sefer çok sevdiğim birini de götüreceğim o sebeple akıcı, güzel bir oyun önerisine ihtiyacım var. yakın zamanda gidip sevdiğiniz oyunları yazarsanız sevinirim:) teşekkürler. şehir: istanbul.
selamlar,

sık sık tiyatroya gitmeye çalışıyorum ama bu sefer çok sevdiğim birini de götüreceğim o sebeple akıcı, güzel bir oyun önerisine ihtiyacım var.

yakın zamanda gidip sevdiğiniz oyunları yazarsanız sevinirim:) teşekkürler.

şehir: istanbul.
0
muslugubozukhayrat
(13.12.19)
yahya kemal'e ilginiz varsa, Kendi Gök Kubbemiz güzel bir oyundu bence. 75 dk, tek kişi.
Bir Nefes Dede Korkut da başarılıydı bana göre. Bunlar DT'den benim bu dönem beğendiklerim.
0
meiyisi
(13.12.19)
dünyada karşılaşmış gibi
0
fragile lady
(13.12.19)
Arzu Tramvayı, Hamlet (Moda Sahnesi), Joseph K.
0
auroraaurora
(13.12.19)
(10)

Vegan Tatlı Tarifi

okuyamıyom ben ya
Merhabalar. Bu akşam iki vegan misafirim olacak. Böyle sağlıklı denebilecek şeker un ve yağdan oluşmayan bir tatlı yapmak istiyorum. Çok vaktim olmadığından tarif arayışına da giremedim açıkçası. Bu şekilde bir tarifiniz var mı acaba? Raw olur, pişen olur fark etmez. Teşekkür ederim şimdiden.
Merhabalar. Bu akşam iki vegan misafirim olacak. Böyle sağlıklı denebilecek şeker un ve yağdan oluşmayan bir tatlı yapmak istiyorum. Çok vaktim olmadığından tarif arayışına da giremedim açıkçası. Bu şekilde bir tarifiniz var mı acaba? Raw olur, pişen olur fark etmez. Teşekkür ederim şimdiden.
0
okuyamıyom ben ya
(10.12.19)
ayva tatlısı?
edit: ve tabii kabak tatlısı, ikisinin de tam mevsimi.
0
whoosie
(10.12.19)
15 tane hurma
15 tane ceviz (yarımlardan)
1 paketten birazcık daha az kakao
1 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı

Hurmaları ve cevizi sıcak suda bekletin, biraz yumuşasınlar. Onbeş yirmi dakika sonra hurmaların çekirdeklerini çıkarıp parçalayın.
Cevizleri elinizde kırın veya hurmalarla birlikte blenderdan geçirin.
Ortaya çıkan bu garip ezme karışıma hindistan cevizi yağı ve kakaoyu da ekleyin. Tekrar karıştırın.

Sonra isterseniz elinizde top top yaparak ya da alüminyum folyoyla/serayla vs sarıp sarmalayıp rulo şekli vererek soğutun. Buzlukta değil, buz dolabında.
Üstüne hindistan cevizi serpin.

Arkadaşlarınız bayılmazsa sopiro da bir şey bilmiyormuş dersiniz. Bilmiyorum, ama bu tatlı güzel.
0
sopiro
(10.12.19)
Bitkisel sütle hazır puding yapabilirsiniz.
0
auroraaurora
(10.12.19)
bence en güzeli kabak tatlısı. @whoosie'nin dediği gibi tam mevsimi hem. kabakları doğrayın, fırın poşetine koyup birkaç delik açın pişirin. isterseniz biraz pekmezle tatlandırabilirsiniz. servis ederken de tahin gezdirdiniz mi mis gibi tatlı oluyor, çok sık yapıyorum.
0
muslugubozukhayrat
(10.12.19)
muzlu avokadolu kakaolu puding

2 tane olgun muzu iyice ezin, 1 olgun avokadoyu ezip bunlari karistirin, 1-2 kasik bal (yoksa bir kasik seker de olabilir), 2 kasik da kakao ekleyin(3 de olabilir damak tadina gore degisir). vanilya esansi da koyabilirsiniz.

buzdolabinda servise bekletin. (miktarlari kisi sayisina gore arttirabilirsiniz, muz avokadonun 2 kati olacak sekilde - benim dedigim tariften rahat 3 kisilik cikar)

hem cok kolay hem de baya lezzetli.
0
interview with the vampire
(10.12.19)
Ispanağa odaklan
0
Hakan1980
(10.12.19)
www.instagram.com denendi ve lezzetli bulundu :)
0
gergedan
(10.12.19)
sütü tereyağını bas gitsin. esneyen oruçlunun ağzına leblebi atmak istemişimdir onun fırsatı olmadı bu daha olası gibi
0
owaki
(10.12.19)
www.veganricha.com
Bu sahane oluyor. Surubu az koymayin bir de iyi bastirin.
0
bir varmis bir yokmus
(10.12.19)
Eger instadaki tarifi yaparsaniz unutmayin Veganlar bal da yemez, onun yerine maple (akcaagac ?) Surup kullanabilirsiniz belki. Ya da agave.
0
bir varmis bir yokmus
(10.12.19)
(2)

İstanbul anadolu yakası-kadın hastalıkları uzmanı tavsiyesi

gergedan
Merhabalar, İstanbul Anadolu yakasında tavsiye edebileceğiniz bir kadın hstalıkları uzmanı var mıdır? Şimdiden teşekkürler
Merhabalar, İstanbul Anadolu yakasında tavsiye edebileceğiniz bir kadın hstalıkları uzmanı var mıdır? Şimdiden teşekkürler
0
gergedan
(10.12.19)
www.nihandedeoglu.com nihan hanim var ama ozel muayenehanesi var ucreti pahali
0
camene87
(10.12.19)
Memoria Ataşehir - Fırat Tülek
0
auroraaurora
(10.12.19)
(2)

dasdas konser kapı açılışı

turk kizi
ataşehir dasdas sahnede 22deki bi konserin kapı açılışı ne zamandır? şöyle önlerden izleyebilmek için kaçta gidelim?bi de taksimden direkt gidebilir miyim dasdas'a? kadıköy'e geçip mi gitmeliyim yoksa?
ataşehir dasdas sahnede 22deki bi konserin kapı açılışı ne zamandır? şöyle önlerden izleyebilmek için kaçta gidelim?
bi de taksimden direkt gidebilir miyim dasdas'a? kadıköy'e geçip mi gitmeliyim yoksa?
0
turk kizi
(10.12.19)
çok saçma bir yerde ya (Avrupa Yakasında oturan biri için en azından)
Ben sanırım Kozyatağı metro'da inip taksiye binmiştim. (marmaray ile karşıya->oradan aktarıp metroya)

kapı açılışı tahminen 21.00 falandır.
0
nhk ni youkosu
(10.12.19)
Taksim’den sarı dolmuşla direkt gidebilirsiniz.
0
auroraaurora
(10.12.19)
(2)

Özgürlüğe dair konuşmalar

seyyar satıcı
Şimdi tam soruyu toparlayanayacagım ama anlatmaya çalışacağımVideo olur kitap olur film olur kendi yorumunuz olur tavsiyelerinizi beklerimŞu dikkatimi çekiyor kimse kendi hayatını yaşamıyor bunun yetine başkalarının hayatına müdahale ediyor başkalarının hayatını ve düşüncesini düzeltme dersindeŞöyle
Şimdi tam soruyu toparlayanayacagım ama anlatmaya çalışacağım

Video olur kitap olur film olur kendi yorumunuz olur tavsiyelerinizi beklerim

Şu dikkatimi çekiyor kimse kendi hayatını yaşamıyor bunun yetine başkalarının hayatına müdahale ediyor başkalarının hayatını ve düşüncesini düzeltme dersinde

Şöyle ki

Erkekler kadınların yaşanmasına
Kapalısı açığına açığı kapalısına müdahale derdinde
LGBT bir seçim ama yadırganır
Baba oğlunun hayatına karışır

Şimdi din bu etkiyi yapıyor diyenler de olacak ama bu ülkede laik insanalr da bu kafada


Şimdi soru şu herkesi olduğu gibi kabul etmek
Herkes kendi hayatını yaşasın
Özellikle vurgu özgür olsun

Bunu savunana anlatan kitap filozof ekşi başlığına ihtiyacım var

Dediğim gibi tam anlatamamış olabilirim ama anladığınız kadarıyla teşeklürler
0
seyyar satıcı
(05.12.19)
Mill, marx, herbert marcuse öneririm. Baba oğluna karışıyor deyice liberal olarak mill dedim, yoksa sevmem. Herbert marcuse oku hocam sen.
0
prole
(05.12.19)
Martin Luther King’i önerebilirim.
0
auroraaurora
(05.12.19)
(6)

Reçetesiz Satılan Sakinleştirici İlaç

wrb
Merhaba arkadaşlar,Yaygın kaygı yada anksiyete bozukluğu ile mücadele ediyorum. Kriz ve nöbet anlarında anksiyoletik ilaçlar kullanıyorum anca tesir ediyor, ama bunlar reçeteli olduğu için ve ayrıca bağımlılık yaptığı için doktorlar her zaman yazmıyor.Bildiğiniz anlık etki yaratan, rahatlatan reçete
Merhaba arkadaşlar,

Yaygın kaygı yada anksiyete bozukluğu ile mücadele ediyorum. Kriz ve nöbet anlarında anksiyoletik ilaçlar kullanıyorum anca tesir ediyor, ama bunlar reçeteli olduğu için ve ayrıca bağımlılık yaptığı için doktorlar her zaman yazmıyor.


Bildiğiniz anlık etki yaratan, rahatlatan reçetesiz satılan sakinleştirici türü bir ilaç var mı?

Passiflora olmasın lütfen.
0
wrb
(25.11.19)
Bu tarz ilaclarin hepsi kontrole tabi ilaclardir, eskiden bazen recetesiz aliniyorken artik passiflora disinda eczaneler vermemektedir. bu konudaki ihtiyacinizdan bahsederseniz psikiyatri hekiminiz yardimci olabilir ancak
0
gibicibicis
(25.11.19)
Mastürbasyon
Meditasyon
Şınav
Amy Winehouse
Çokonat
Sigara
0
Hakan1980
(25.11.19)
Geçen insomin denedim ben, nispeten bi işe yaradı. Ama öyle ciddi bir mücadele ya da teşhisim söz konusu değil.
0
roket adam
(25.11.19)
Düzenli olarak Citoles kullanıyorum. Oldukça baskılıyor. Bazı eczaneler reçetesiz satıyor, bazıları satmıyor. Nasıl bir saçmalıksa. Atağı beklemeden düzenli ilaç almak daha mantıklı bence.
0
auroraaurora
(25.11.19)
Anksiyolitik ilaçlarında bir etki etme süresi var maalesef yanlış ilaç kullanımına örneksiniz. Fakat sorduğunuz heyecan nöbeti veya sözlüde heyecanlanmak gibi durumların önüne geçmekse dideral isimli ilaç adrenalin etkisinin zıttını yapar sakinleştirir. Daha genel bir İlaçtır.
0
gatherer
(25.11.19)
Trafikte fln bir kavga çıkarsan bir temiz dayak yesek, rahatlar mısın acaba?
Olmadı gbt'de falan polisi tersle onlar bir temiz döver yine rahatlayabilirsin.
0
wolfg
(25.11.19)
(5)

Duyurunun veganları

ms brownstone
Kullandığınız ve memnun kaldığınız kişisel bakım ürünlerinden aklınıza ne gelirse yazabilir misiniz? Diş macunu, ped, deodorant, oje vs. aklınıza ne gelirse marka ve mümkünse ürünün tam ismiyle yazarsanız mükemmel olur. Direkt veganlara sordum ama vegan ve cruelty free ürün kullanan herkesten fikir
Kullandığınız ve memnun kaldığınız kişisel bakım ürünlerinden aklınıza ne gelirse yazabilir misiniz? Diş macunu, ped, deodorant, oje vs. aklınıza ne gelirse marka ve mümkünse ürünün tam ismiyle yazarsanız mükemmel olur.

Direkt veganlara sordum ama vegan ve cruelty free ürün kullanan herkesten fikir alabilirim şu an.
0
ms brownstone
(15.11.19)
vegandukkan.com’da satılan ürünler güzel.
0
auroraaurora
(15.11.19)
www.instagram.com

saçım için bu markanın (inecto) şampuan, krem, maske ve bakım yağlarını kullanıyorum, tavsiye ederim. saçlarım çok işlem görmüş olduğu için istesem de sabuna henüz cesaret edemiyorum.

badecanlar.sopsy.com ayrıca şu çiftin yaptığı ürünlerin çoğunu tavsiye ederim. ben buradan daha ziyade deterjan ve arap sabunu alıyorum. vücudum için sabun ve krem de almışlığım var, ayrıca yeni makyaj ürünleri üretmişler, denemeyi düşünüyorum.

www.instagram.com şu dükkanı da tavsiye ederim. sahibi bahar hanım harika bir insandır. burada da her telden ürün bulmak mümkün. zao diye fransız bir vegan makyaj markasının distribütörlüğünü yapıyorlar, henüz denemek kısmet olmadı, burayı da inceleyebilirsiniz.
0
bir garip melek
(15.11.19)
Şampuan ve saç bakım ürünleri olarak en çok Davines oi serisini beğeniyorum. Paul Mitcell'in vegan ürünleri de güzel. Daha uygun fiyatlı alacaksam Eyüp Sabri Tuncer, Inecto ve Otacı güzel.

Diş ağız bakımı ürünlerinde en çok Dessert Essence'ın whitening plus diş macununu, yine aynı markanın ağız gargaralarından ultra care olanını beğeniyorum. Eyüp Sabri Tuncer'in karanfilli diş macunu, Rossmann'daki Alterra diş macunu ve ağız gargarası, Humble Brush (fresh mint ve çilekli olanı beğeniyorum ama hindistan cevizlisini pek beğenmedim) güzel. Gratis, Rossmann gibi mağazalara yeni bir marka geldi Love Beauty and Planet diye onun da diş macunu güzel.

En büyük sıkıntım doğru düzgün deodorant, deo stick yok Türkiye'de. Dessert Essence, All-free, Alterra, Lavera, Siveno, Kiss My Face(çok kötü) aklıma gelen denediklerim. Şu an Gratiste satılan Soft and Gentle deodorantı kullanıyorum, memnunum ama deostick tercih ederdim.

Sabun vücut için Rossmann'daki Babydream markasının bebek sabunu yeni keşfim, çok beğendim. Yine vücut nemlendirme için Wellness and Beauty kremleri seviyorum.

Yüz bakımı için Cosrx'in vegan ürünleri. Kendi sitelerinde vegan ibaresi var vegan olanlarda. Benim favorilerim salicylic acid daily gentle cleanser ile low ph good morning gel cleanser yüz yıkama jelleri, galactomyces ve aha/bha tonikleri, galactomyces essence, natural bha skin returning emulsion(benzer şişedeki a-sol çeşidi vegan değil dikkat). Ayrıca yine kore markalarından Klairs güzel vegan ürünleri var. Uygun fiyatlı yüz yıkama jeli Isana clean&care da güzel. Yine Isana'nın kremleri çok uygun fiyatlı. Mycheelle, Derma-e, Cyrene ürünleri kullandım daha önceleri ama eh.

BB krem, fondöten tarzı Jane Iredale Glow Time kullanıyorum. Memnunum ama bittiğinde Nyx Bare With Me ürününü deneyeceğim herkes memnun olduğunu söylüyor. Pudra olarak transparan pudralardan The Balm Sexy Mama kullanıyordum, gayet güzeldi.

Eyeliner Sephora'daki Kat von D'nin Tattoo Liner'ı şimdiye kadar vegan olan olmayan tüm eyelinerlar içinde en iyisi. Türkiye'ye gelmeden önce The Balm markasının Schwing eyelinerını kullanıyordum, aşırı akıyor. Far bazı The Balm Put a lid on it, çok memnunum hatta dudak bazı olarak da kullanıyorum. Rimel Too Faced Better than sex (yalnız waterproof olanı vegan değil).

Oje Note ve Color Club kullanıyorum. Daha önce Zoya vardı ama geçen sene ülkeden çekildiler, internette falan görsem alırım. Hala var mı bilmiyorum ama Sparitual oje de güzel, geçen sene Kanyon Harvey Nichols satıyordu.

Lip balm olarak Isana, Alterra Hurraw, Lavera, Logona, Druide kullandım. İçlerinde en çok Logona'yı beğendim bir de Isana ve Alterra'yı uygun fiyat ve ulaşılabilirlik açısından çok seviyorum ve tercih ediyorum. Yalnız Rossmann'da alırken dikkat edin her çeşidi vegan değil, arkasına bakın.

Ped Natracare favorim, Gratis sık sık indirim yapıyor stokluyorum o zamanlar. Onun dışında Molped ve Rossmann'ın kendi ürünü olan Facella iyi. Yalnız Molped'in yeni çıkardığı pure and soft serisi bende kaşıntı yaptı klasik olanı tercih ediyorum.

Parfüm sıkıntı. Ben Pull&Bear'ın Phyllis parfümünü kullanıyorum. Chloe Love parfümüne dupe gibi bir şey. Inditex grubu mağazalarının parfümleri vegan. Ayrıca L'erbolario diye bir marka da var ama ülkemizdeki seçenekleri sınırlı. Zorlu Eataly'de L'erbolario standı vardı gidip deneyebilirsiniz.

Güneş kremi Alba Botanica, Kiss My Face(eh), Derma e(yüz) ve Superdrug Solait kullandım. Alba Botanica ve Solait güzel. Özellikle Solait Watsonslarda bulunduğu için ulaşımı kolay. Yalnız bunları vücut için beğendim. Yüz için hala pek içime sinen olmadı.

Bulaşık makinesi tableti U Green Clean, Frosch, Seventh Generation, Tri power gibi markaları denedim. Hiçbiri güzel temizlemiyor. Yani temizliyor da eh işte. Bulursanız bana da haber verin güzel bir tane. Hepsi kötü diye en uygun olan Bim'deki Bind markayı alıyouz. O da vegan. Viking'in sıvı bulaşık deterjanı, temizlik ürünleri iyi.

Çamaşır deterjanı ve yumuşatıcı Bingo ve Frosch.

Babydream ve uni baby ıslak mendil. Babydream mendilleri beğenmiyorum pek ama atıyorum çantaya. Selpak mendil ama losyonlu olan çeşidi vegan değil.

Aklıma gelenler bunlar ilk düşününce.
0
hush
(15.11.19)
Eyüp Sabri tuncer diş acunu ve bebek şampuanı kullanıyorum. Diş macunu dan çok memnunum. Bir de dün a101de gördüm duru vegan serisi sabunlar çıkarmış. Banyo, el yüz vb. Onlardan aldım 3 paket bugün deneyeceğim.

Aklıma ilk gelenler bunlar diğerlerini yazmış zaten arkadaşlar.
0
balik kraker
(16.11.19)
viking'in a101, migros ve diğer marketlerde satılan temizlik malzemeleri fiyatları da uygun

yeşil wc banyo temizleyicisi
mavi renk bulaşık deterjanı

başka temizlik ürünleri de var yağ sökücü, leke çıkarıcı vs fakat onları kullanmadım
0
freebird5406_2
(19.11.19)
(7)

07:00 başlayan mesai

ırene adler
>>Sabah 7'de başlayan mesai için ne düşünürsünüz? Çok çok erken değil mi?Zihin olarak daha uykuda olurum gibi geliyor. Çıkışta 16:00. Bu mesai düzeninde çalışan var mı? Nasıl oluyor?6'da servise binilir anca. Bu da 5 buçukta kalkış demek.
>>Sabah 7'de başlayan mesai için ne düşünürsünüz? Çok çok erken değil mi?Zihin olarak daha uykuda olurum gibi geliyor. Çıkışta 16:00. Bu mesai düzeninde çalışan var mı? Nasıl oluyor?6'da servise binilir anca. Bu da 5 buçukta kalkış demek.
0
ırene adler
(14.11.19)
Oeh derim. Ben yapamam. O ise gidebikmek icin aksam 9da falan yatmam lazım. Pratikte mumkun degil. Her gun 5bucukta kalkis iskence olur bana.
0
stavro
(14.11.19)
benim de mesai aynı dediğin gibi. akşamları cok guzel oluyor eve erken gelmesi, cok vakit kalıyor bir şeyler yapacak. sabah 6.20 de servis alıyor, 10 dk önce uyanıp direk biniyorum. 7 de uyanmakla 6 da uyanmak arasında pek fark yok benim için. 9 da uyanamadıktan sonra hepsi ağır işkence.
0
t joe
(14.11.19)
ben 10 yıldır bu vardiyada çalışıyorum zamanla alışıyorsun büyük bir olay değil takma kafaya
0
basond
(14.11.19)
16:00'da işten çıkmak muazzam bişi. sabah erken kalkmaya 1-2 ay içinde alışırsın.
0
spirit crusher
(14.11.19)
Hiç şikayet etmezdim açıkçası. 9'da başlayan mesaide 20 dakikalık yol 1.5-2 saat sürüyordu giderken de gelirken de. 7'de olsa benzer saatlerde kalkmış olurdum akşamım boş olurdu.

Sırf günde 4 saat boş zaman yetmiyor diye istifayı bastım geçen ay, 9-18 o kadar çıldırtıyor.
0
aguen
(15.11.19)
dokuzda iş başı yapıyorum bizde de 7'de başlasalar ve buna göre erken çıksak, akşam spora gidip eve geldiğimde saat çok geç oluyor. Bence alışınca harika olur diye düşünüyorum. Hele yazın tadından yenmez.
0
liberal
(15.11.19)
9’da başlayan mesai için 6.15’te uyanıyorum, 07.10’da servise biniyorum. Mesai 4’ten geç bitse kötü derdim, ama bu haliyle süper.
0
auroraaurora
(15.11.19)
(11)

Kedi kumu önerin bana

Sir Anthony Hopkins
3 tane kedi var kum topaklanmaya fırsat bulamıyor,en son n11 den Proline diye bir marka aldım topaklanmıyor kokuyu tutmuyor,var mı kullandığınız memnun kaldığınız hesaplı bir marka?
3 tane kedi var kum topaklanmaya fırsat bulamıyor,
en son n11 den Proline diye bir marka aldım topaklanmıyor kokuyu tutmuyor,

var mı kullandığınız memnun kaldığınız hesaplı bir marka?
0
Sir Anthony Hopkins
(13.11.19)
temizmama'dan kalın taneli bentonit alıyorum.
beş kedim var, gayet güzel topaklanıyor ve kokmuyor.
0
blatta hiberna
(13.11.19)
Mır mır, sanicat, pisi pisi. Pisi pisi iclerindeki en hesaplisidir
0
la.luna
(13.11.19)
sanicat iyidir
0
veritaslibertas
(13.11.19)
Akkum +1
Temizmama ve Pisi Pisi çok bozdu.
0
auroraaurora
(13.11.19)
Gardenmix ince taneli
0
you
(13.11.19)
sanicat diyorum ben de.
0
ninotevtidze
(13.11.19)
temizmamadaki kalın taneli +1

Yalnız önemli olan kumun nemli bir ortamda kalmaması, mesela hava almayan nemli bir ortama koyduğumuzda hem topaklanmıyor hem de kedilerimiz kumun dışına yapmayı tercih ediyorlar. hiç seçeneğiniz yoksa, 2 kutu kum yapıp biri balkonda havalanırken diğerini kullanıp günlük yerlerini değiştirebilirsiniz.
0
i am a legal alien
(13.11.19)
Sanicat diyorum ben de.
0
fraise
(13.11.19)
sanicat+1
0
ozgur bir kusun hatirati
(13.11.19)
reflex kedi kumu bana göre ever cleane en çok yaklaşan kum kalite olarak. petrol yeşili paket.
0
9kuyruklukedi
(14.11.19)
reflex +1 sari kutusu ozellikle kokuyu iyi hapsediyor.
0
65 derece
(15.11.19)
(14)

asla susmayan kedi :(

matilda
Arkadaşlar birkaç gün önce bi duyuru açmıştım miyavlamayı seven kedi diye. Kedi artık boyut değiştirdi. Asla susmuyor. Özellikle geceleri. Eve gelir gelmez 19:30'dan itibaren kediyle oynuyoruz yorulsun diye, dün saat gece 12 olmuştu hala uyumadı ve biz uyumaya gittiğimizde ara vermeden miyavlıyor. B
Arkadaşlar birkaç gün önce bi duyuru açmıştım miyavlamayı seven kedi diye. Kedi artık boyut değiştirdi. Asla susmuyor. Özellikle geceleri. Eve gelir gelmez 19:30'dan itibaren kediyle oynuyoruz yorulsun diye, dün saat gece 12 olmuştu hala uyumadı ve biz uyumaya gittiğimizde ara vermeden miyavlıyor. Biz de mecbur mamasını kumunu odaya koyup kapıyı kapattık. Yine de miyavladı ama bi süre sonra sustu. Sabah açtım yine sürekli miyavlıyor. Ama normal bir miyavlama değil arkadaşlar, biz bahçe katındayız apartmanın girişine kadar gidiyor ses ve inanın asla susmuyor. Yorulmadığı için oyun oynamak işe yaramıyor. Biz bu kediyi 3 kardeşinin ve annesinin olduğu evden aldık. Onları mı özlüyor acaba ama öyle bir miyavlama değil. 15 saniye kalınca cırlamaya başlıyor. Sürekli oynayacağız hanımefendiyle ama biz de işten yorgun argın geliyoruz ev işi, yemek, ütü gibi sorumluluklarımız var her akşam 5 saat kediyle oynayamayız ki zaten fayda da etmiyor. Ne yapmak lazım? Cidden artık eve gitmek istemiyorum şu anda bile sesi kulağımda çınlıyor. Maması,suyu eksik hiç bir şeyi yok, çişini kakasını falan yapıyor.
0
matilda
(25.10.19)
cok mu kucuk hayvan? bir süre kesinlikle annesini özler ve onun için miyavlar. ama bu çok uzun sürmez. 1-2 hafta içinde geçmesi lazım.

onun dışında yiyior ve kaka yapıyorsa, sorun yok diye düşünüyorum. dayanın biraz :)
0
ebabil curnatasi
(25.10.19)
Belki sağırdır
0
gameofannen
(25.10.19)
@ebabil curnatasi 50 günlük falan çok da küçük değil ama Pazar gününe kadar kardeşleriyleydi.


@gameofannen, yok sağır değil. zilli oyuncakları var sesini duyunca geliyor. ya da kızıım gel diyince sesin olduğu yere geliyor.
0
🌸matilda
(25.10.19)
Zaman verin bence, normal. Sevin sarın onu. Sıcak tutun.
0
ebabil curnatasi
(25.10.19)
bwnim kedi sağır o yuzden bagırıyor sürekli. yavruysa ileride keser sesini.
0
gameofannen
(25.10.19)
@yedek, evde 5 kediye bakamadıkları için sahiplendirmek istediler yoksa ben de ayırmak istemezdim mutluydu orada, alışmasını ümit edeceğiz artık :(
0
🌸matilda
(25.10.19)
kedi küçük olduğu için yalnız kalmak istemiyor tahminen. daha alışamadı. bir kardesını daha sahiplenin yada kediyi yalnız bırakmamaya calısın. zamanla allısır.
0
sizofren06
(25.10.19)
Size aidiyet duygusu hissedene kadar bağırır. En azından benimki öyleydi.
0
elitoangelito
(25.10.19)
anneden 60 günden önce ayrılmaması lazım, daha çok fazla küçük.
ilgi ve sıcaklık istiyor muhtemelen.
annesini çağırıyor da olabilir.
annesinden ayrı düşen yavru kediler anneleri kendilerini bulsun diye miyavlar sürekli.

oyunla yormanız zor, energizer tavşanı gibi oluyorlar küçükken.
yanında pelüş oyuncak bulundurun, otururken falan da kucağınıza, göğsünüze koyun.
ne kadar miyavlasa da kapatmamaya, mümkün mertebe yanınızda bulundurmaya çalışın.
biraz daha sabredin, birkaç hafta içinde düzelir.
0
blatta hiberna
(25.10.19)
@blatta hiberna kapatmama gibi bir şansım yok çünkü uyumak mümkün değil, 1 kat yukarıya kadar sesi gidiyor, uyuyabilen olursa bu seste ya da bıkmam diyen, ödül verebilirim.
0
🌸matilda
(25.10.19)
Sizinle uyumasını istemiyorsunuz anladığım kadarıyla. Yalnız kalmak istemiyor blatta hiberna'nın söylediği gibi. Keşke birlikte uyusanız; o zaman sizi annesinin yerine koyacak.
0
auroraaurora
(25.10.19)
@auroraaurora eşimde uyurken ezmekten korkuyoruz valla çünkü minik biri. bir de durmuyor o zaman da tepemizde geziyor :(
0
🌸matilda
(25.10.19)
yahu kızışıyor işte bu kedi! 50 günlük olduğuna emin misiniz?
0
beyteper canavari
(28.10.19)
@beyteper canavari 50 günlük ile 5-6 aylık kedi arasındaki farkı anlayamıyor muyum acaba :))
Kedisinin doğum haberini aldığım günü hatırlıyorum. Eylül ayıydı. İnsanların aklı fikriyle dalga geçilmese mi acaba, bilmeden yorum yapmasak.
0
🌸matilda
(28.10.19)
(7)

R. Tayyip Erdoğan'ın siyasi zekası nerden geliyor?

levent bilgen
Sevenleri alınmasın ama ara ara fazlasıyla "makyavelist" buluyorum. Siyasi varlık iddiası olan dini söylemin ruhuna uygun siyasi refleksleri olmadığı da hepimizin malumu.Bir yandan dini söylemlerin gerekliliklerini yerine getirirse de bu defa "mutlak adalet" gibi bir şeyi sağlamak zorunda; ki bu da
Sevenleri alınmasın ama ara ara fazlasıyla "makyavelist" buluyorum. Siyasi varlık iddiası olan dini söylemin ruhuna uygun siyasi refleksleri olmadığı da hepimizin malumu.

Bir yandan dini söylemlerin gerekliliklerini yerine getirirse de bu defa "mutlak adalet" gibi bir şeyi sağlamak zorunda; ki bu da demokratik sistemin ve çoğulculuğun olduğu bir siyasi sistemde kendisinin sonu olur.

Dünya kadar siyaset bilimci, akademisyen çeşitli çıkarımlar yapıyor, gayet muteber stratejistler siyasi tahminlerde, değerlendirmelerde, yorumlarda bulunuyorlar ama kendisi bir şekilde işin içinden çıkıp orta ve uzun vadeli kişisel çıkar sağlayabiliyor.

Öyle ya da böyle 17 yıldır nüfusu 80 milyonu aşkın bir ülkede tek başına iktidar. Haklı birçok sebep sunabilirsiniz cehalet vs. gibi. İyi de madem bu kadar basitse başkası onu alt edip yerine geçsin.

Rize kütüğüyle Kasımpaşa'da doğmuş büyümüş, entelektüel bir geçmişi olmayan, eğitimiyle ilgili çeşitli söylemler olan biri. Okuduğu kitaplar sadece belli bir görüşe ait şiirler ya da edebi kitaplar bildiğim kadarıyla.

Hal böyleyken böyle bir siyasi zekaya nasıl sahip olabiliyor? Toplumu okumakta nasıl bu kadar başarılı olabiliyor? Doğuştan gelen bir şey mi? Yoksa sonradan da sahip olunabilecek bir meziyet mi bu?
0
levent bilgen
(24.10.19)
bu yapılanlar başarılı olarak görülüyorsa siyasi zekadan bahsedebiliriz fakat ben olanları başarılı bir politika olmadığını gördüğümden erdoğanın siyasi bir zekası olmadığına inanıyorum sadece ona bağlı bir dolu cahil dinle kandırılmış seçmeni var o seçmen sayesinde şu an vatandaşın tepesine heryönde çökmüş durumda ülke kendi pisliğinde bile boğulamıyor düşün başkasının pisliği içinde boğulup gidiyoruz o kadar kötü bir siyasi zeka sahibi kendisi ayrıca sadece dinl kandırılmış vatandaş dışında bir de şark kurnazı vatandaş var bencil ve kendine başkasını vatanını milletini düşünmeyen akp li olarak belli bir noktaya gelmeye çalışan atm lerden maaş alanlar yattığı yerden sırf akp li diye hesalplarına maaş yatanlar akp rektörlerin tüm sülalerini işe yerleştirmesini saymıyorum bile halkın büyük bir kısmının edep halsiyet ve karakter sorunu var

başkası alt edip yerine geçsin dediğin CHP de kemal kılıçtaroğluda farklı bir zeka sahibi değil zaten o hatta bence erdoğandan bile daha kötü ve beceriksiz bir lider o yüzden hiç bir şey düzelmeyecek aksine dahada kötüye gidecek kanısındayım

halk zaten yıllardır cahil bırakiliyor eğitim sistemi çok kötü ekonomi berbat durumda buna rağmen vergi üstüne vergi zam üstüne zam geliyor halk sesini çıkaramıyor zaten korkuttular halkı ve halk aman ağzımın tadı bozulmasın düşüncesinde ses çıkarmıyor çıkaramıyor !! birde üstüne geçim sıkıntısı binince adam yaşama hayatta kalma çabasından siyasilere itiraz etmeye tepki göstermeye mecali kalmıyor bu arada bu fırsattan yararlanıp maaslarına zam yandaşlarına tarikatlara para aktarmalar devam ediyor lüks içinde yaşama halkının vergileri ile devam ediliyor
0
baknedicem
(24.10.19)
Kitlesinin zekasizligindan. Tövbe ya.
Bu kitle de bir günde oluşmadı tabii. Bir süreç var arkasında.
0
auroraaurora
(24.10.19)
erdoğan'ın atatürk'den sonraki en etkili siyasi lider, hatta en karizmatik lider olduğunu düşünüyorum. Karizmadan da kastım siyasi karizma, toplumu etkileme gücü, sürükleme gücü anlamında konuşuyorum.

siyasi zeka konusunda da erdoğan'ı başarılı buluyorum aynı şekilde, fakat bu salt bir şekilde erdoğan başarısından ziyade, arkasında çok iyi bir ekip olduğunu düşünüyorum. tek başına olduğunu sanmıyorum. fakat son dönemlerde ciddi bir şekilde yalnızlaştığını, arkasındaki bu ekibi de kendi hırsıyla egale etmeye çalıştığını bundan dolayı da eski halk desteğini yavaş yavaş kaybetmeye başladığını düşünüyorum.

bu arada bu satırları erdoğan hayranı olarak değil, siyaset bilimi açısından değerlendirerek yazıyorum. yoksa kişisel olarak neredeyse hiçbir politikasını desteklemiyorum erdoğan ve ekibinin. fakat objektif olup siyaset bilimi açısından değerlendirdiğimde sonuç bu.

erdoğan'ı değerlendirirken iktidara geldiği ilk dönemden başlamak gerekiyor incelemeye. nasıl bir rüzgar aldı arkasına hatırlayanlar veya geçmişi kurcalayanlar bilir. birçok merkez ülkenin desteğini aldı, çeşitli cemaatlerin desteğini aldı. meşhur referandum süreçlerinde birçok cemaat kapı kapı gezip erdoğan lehine anayasa değişikliklerine evet denilmesini istedi mesela.

bu gibi şeylerden dolayı erdoğan'ın tek başına bir siyasi figürden ziyade bir hareketin görünen yüzü olduğunu düşünüyorum.

ve evet, şimdiye kadar girdiği hiçbir yarışı kaybetmemesi, karşısında duran tüm liderleri malup etmesi (son yerel seçimler hariç), yönetim şeklinde, yasamada, yürütmede veya yargıda istediği tüm değişiklikleri yapabildi. ve tüm bunlar onu başarılı bir siyasetçi yapıyor. attığı adımların doğru olduğunu söylemiyorum bakın, atmak istediği adımları atabilmesi onu başarılı kılıyor diyorum.
0
reanarchy
(24.10.19)
Siyasi zekası dediğiniz şey esasında muhalefetin ve seçmenin sefilliği. Bakın 17 yılda yaşanan onca rezalete hiç girmiyorum, sadece 4 ay önce sonucunu beğenmediği için iptal ettirdiği seçimleri ezici farkla kaybetti. Bu saatten sonra muhalefet karşısında toparlayamaz derken sadece iki hareketle sefil muhalefeti dağıttı:

1. Diyarbakır, Mardin ve Van belediyelerine kayyum atadı
2. Kuzey Suriye'ye girdi

Hem kendi tarafındaki safları sıkılaştırdı, hem muhalefeti darmadağın etti, hem de muhalif kesimin en az yarısının takdirini kazandı.

Bu şartlarda ağaç kabuğunu bile koysanız Türkiye'de seçim meçim kaybetmez.
0
bruce mclaren
(24.10.19)
Erdoğan'in başarısının altında 70'ler sosyolojik travmasi (koyden kente göçüş) ve milli görüş ruhu var.

Milli görüşün ilk parladığı zamanlarda hedef aldığı kitleye bakın, bakırköy'de, şişli'de, kadıköy'de dolaşmadı bu ekip. Sultanbeyli, bağcılar, gop gibi köyden henüz kente göç etmiş, su bile verilmemiş, hizmet götürülmemiş, devletin sahibi kesim tarafından insan görülmemiş kesime hitap ettiler. Bunu gerçekten yaptılar. Varoşta yaşam mücadelesi veren bir insan için genel devlet prensipleri, dış politika ve hatta ekonomi gibi şeyler gerçekten önemsiz çünkü bu adamlar zaten fakir, zaten kıt kanaat geçiniyor, ekonomik kriz fakirlerin değil orta kesimin anasini ağlatır her zaman. Bu insanlara hastane, okul, cami, yol, su tesisati yapınca bu insanlar mutlu oldular. Oluyorlar.
Üstünkörü bir bakışla "çomar" diye kodladigimiz insanlarin söylemine bakın, hastane diyor bu adam. Haklı. Okul diyor, kuzenlerimizin eskileriyle okuduk 90'larda. Elbise değil ha, kitap eskileri.
Bunun gibi şeyler, erdoğan ve ekibi işte bu gariban kesime sarıldı, sahip çıktı.

Su an yalpalamalarinin tek sebebi ise kadrolarinda bu ekipten olanlarin artik emekli olup sahadan çekilmesi, yerlerinin nargile cafelerde büyümüş toplumdan habersiz, o çileyi cekmemis, ihaleci, rantçı tipler tarafından doldurulmuş olmasi.

Erdoğan'in sadece 2 söylemine katıldım bu güne dek, biri şu meşhur "cehape zihniyeti" ki hayat kadar gerçektir bu tespit, diğeri de "Türk milleti alim değildir ama ariftir" sözü. Bir anda aydınlanma olup da tokat vurmadi millet 31 martta. Muhalefetin hele hiiiiic de öyle organize bir başarısı olmadı. Her zaman yapilan yapıldı fakat bu sefer akp'ye yeter artık diyen kendi kitlesi vardı.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(24.10.19)
öyle bir soru sormuşsun ki ne yazsak hapisteyiz bro. duyuruda böyle sorular sormayın. ne saysak şikayet ediyolar, sonra sorgusuz sualsiz emniyet...
0
Tears of Devil
(24.10.19)
rte zeki bir siyasetçi değil. herhangi bir sağ siyasetçi sadece. tr yi sağ merkez yönetmiştir. bu böyle.

ha bir de aşırı şanslı. seçildiği dönem global ekonominin yükseliş dönemi. gelmeden önceki hükümette zaten ekonomik ve banka sistemi reformlarını gerçekleştirmişti. imf programı uyguluyorlardı. adamın tek yaptığı bu reformları tersine çevirmemek oldu.
0
charlotte blanc
(24.10.19)
(8)

Bir türlü geçmeyen aft

valarmurgulis
Alt dudağımın iç tarafında neredeyse 1 aydır geçmeyen aft lar var. Hastaneye gitmek istemiyorum ama geçecek gibi de durmuyor. Ne yapayım var mı bildiğiniz Bi çözüm?
Alt dudağımın iç tarafında neredeyse 1 aydır geçmeyen aft lar var. Hastaneye gitmek istemiyorum ama geçecek gibi de durmuyor. Ne yapayım var mı bildiğiniz Bi çözüm?
0
valarmurgulis
(21.10.19)
Bu kadar uzun süre duran aft için kan tahlili yaptırmanız gerekebilir. Doktor zaten aft ilacı veriyor. Benim çok stresli olduğum dönemde 20 tane aft çıkmıştı konuşamıyordum bile. Jel formunda bir ilaç vermişti ve kan tahlili istemişti doktor. Eczaneye danışabilirsiniz ilaç için.
0
jazzabel
(21.10.19)
bence de bir kan tahlili yaptırın. vücut bir şeye tepki veriyor.
0
anx
(21.10.19)
Mutlaka denemişsinizdir ama bir ihtimal denemediyseniz diye yazayım: Kenacort bu konuda çok iyi bir ilaç, ben hep onu kullandım birkaç güne geçti her seferinde.
0
yanginmerdiveni
(21.10.19)
oralmedic adında bir ilaç var. eczanede bulabilirseniz bakın. bulamazsanız bende birkaç kutu fazladan var. size de temin edebilirim. (ilaç satışı yasak biliyorum)
0
eeb
(21.10.19)
doktora gitmek istemiyorsan eczaneden aft ilacı alabilirsin.
0
ayin yazari
(21.10.19)
@yanginmerdiveni dediğin ilacı daha önce denedim evde de var ama kullanmak nedense hiç aklıma gelmedi. Teşekkür ederiö
0
🌸valarmurgulis
(21.10.19)
1 ay çok uzun bir süre. Ben aft zannettiğim şey için geçen yıl hastaneye başvurduğumda iki ayrı kitle çıkardılar dilimden. İhmale gelmez.
0
auroraaurora
(21.10.19)
Gectigimiz persembe de bende cikti.

Kenocart var onu kullandim. 3 gun surmedi.

Genelde vitaminsizliktenmis. Vitamin hapi verdi.

Not eczaneye gittim doktora degil ve tibbi birine danismadan buraya yazilanlarla hareket etmemelisiniz. Cunku her tedavi kisiye ozeldir.
0
baldan kaymak
(21.10.19)
(11)

2003 - 2004 yillarinda populer olan kadin sozlukcu

twq
Yav o yillarda eksicilerin her zirveden sonra soyle guzel badisim, boyle tas kukisim diye ovmelere doyamadigi bir kadin vardi, nicki neydi onun(biliyorum spesifik bir bilgi olmadi ama, o zamanlar pek kalabalik degildi ortam belki hatirlayan cikar)? Hatta yazarligim onaylandiktan sonra merak edip bak
Yav o yillarda eksicilerin her zirveden sonra soyle guzel badisim, boyle tas kukisim diye ovmelere doyamadigi bir kadin vardi, nicki neydi onun(biliyorum spesifik bir bilgi olmadi ama, o zamanlar pek kalabalik degildi ortam belki hatirlayan cikar)? Hatta yazarligim onaylandiktan sonra merak edip bakimstim da gayet ortalama, sarisin bir hanimdi. Sozlukcu abartisi gercegiyle ilk o zaman tanismistim. Neyse gecenlerde veteran bir sozlukcuyle eksi nostaljisi yaptik da, ikimiz de hatirlayamadik kim oldugunu.. Gerci o donemki sozlukculer coktan birakip gittiler ortami ama yine de sorayim dedim.
0
twq
(19.10.19)
şu bir tane sarışın kız vardı, fotoğrafları falan dolaşıyordu piyasada ondan mı bahsediyorsun
0
cay koy geliyorum
(19.10.19)
@cay koy geliyorum

inci vs sozluklerde dolasani kastediyorsan(dracuk gibi bir seydi nicki) o degil. Daha eski benim sordugum, belki 6. nesiller bile yoktu piyasada daha o vakitler..
0
🌸twq
(19.10.19)
cheja mı?
0
auroraaurora
(19.10.19)
Yok cheja da degil(takip ediyorum onu sosyal medyada). O tayfanin yogun olarak yazdigi donemden birisi ama.
0
🌸twq
(19.10.19)
Clair mi
0
duptıs
(19.10.19)
Drucuk.
0
deer hunter
(19.10.19)
ayi baggins vardi o mu?
0
in vino veritas
(19.10.19)
Drucuk 2009-2010'dan sonrası.

alametifarika, caterpillar, mock, myriamonde ve lagrima vardı o dönemlerden.
0
jugador
(19.10.19)
muhtemelen alametifarika'dan bahsediyorsun. modellik filan da yapıyordu.
0
fever
(19.10.19)
ugtek ya da disardayim bence. cok eski diyorsaniz bunlardan biridir bence.
0
sparkle kiddle
(19.10.19)
Clairden kasit ssg nin ex manitasiysa iih

Ug Tek'in tipini gormuslugum yok.

Mock Caterpillar ve Alametifarika da degil, baktim simdi (Alametifarika 2005 girisliymis, benim bahsettigim yazar ise 02-03 girislidir maksimum)

Digerlerinin nicklerini bile gormedim daha once.

Yalniz hafizalarinizi takdir ettim yav, en fazla 1-2 kisi ceap verir diyordum.
0
🌸twq
(19.10.19)
(8)

grip olacağınızı anladığınızda

bohr atom modeli
böyle sabah uykudan uyanıp nazal bölgede hafif bir yanma, boğazda ufacık bir ağrı fark ettiniz diyelim. ilerlememesi için ne yapıyorsunuz?yanıtlar için teşekkürler şimdiden.
böyle sabah uykudan uyanıp nazal bölgede hafif bir yanma, boğazda ufacık bir ağrı fark ettiniz diyelim. ilerlememesi için ne yapıyorsunuz?

yanıtlar için teşekkürler şimdiden.
0
bohr atom modeli
(19.10.19)
1-sirke ile gargara yapıyorum
2-kalın giyiniyorum
3-güzel bi kahvaltının üzerine portakal bal limon ne bulursam
4-parmağımı kımıldatmadan yatmaya çalışıyorum
0
Hakan1980
(19.10.19)
tadı iğrenç ve evden çıkılacak bi gün yapılmaz (sarımsak kokusu) ama beni mutlaka iyileştiren bir tarif var: 3 yk yoğurda 1 çk zencefil, 1 çk zerdeçal, 1/2 çk karabiber, 2-3 diş sarımsak rendesi, biraz kuru nane karıştırıp yedikten sonra uyumak iyi geliyor. genelde yatmadan önce yapıyorum. sabaha iyileşmiş oluyorum.
0
evanka
(19.10.19)
balın içine tarçın, zencefil ve karabiber karıştırıp yiyorum. tavuk suyu çorba içiyorum, limonlu ve karabiberli. akşam da bitki çayı içiyorum. tarçın, karanfil, havlıcan ve varsa taze zencefili kaynnatıyorum, onun suyuyla ıhlamur, adaçayı, hatmi vs ne denk gelirse demliyorum. biraz ılınınca bal da koyulabilir ama gün içinde şu ballı karışımı çok yediysem koymuyorum. sağlıklı şeyler yemeye devam ediyorum.

onun dışında vicks sürüyorum, burnum tıkalıysa vicks buharı da bazen işe yarıyor.
0
pati
(19.10.19)
Bu konuda diyeceğim tek şey bol su icmek ama asıl diyecegim şu.

Yılda 4 defa düşündüren cinsten grip olan biriydim.son 10 yılda ise sadece bir defa oldum. Haftada bir gün ev yoğurdu yiyorum iki diş de çiğ sarimsak yiyorum.yasadigim kronik 10 sağlık sorunundan 9 u bana hiç uğramıyor.siddetle öneririm.
0
deer hunter
(19.10.19)
Ihlamur içiyorum bol bol.
0
auroraaurora
(19.10.19)
Ayaginin altina viks sur, corap giy ustune. (Bunu denemedim, hep unutuyorum, biri soyledi, cok iddialiydi ise yaradigi konusunda)
Onun disinda ben hemen ihlamur vs bilimum cay iciyorum.
Bol su +1
Vitamin (supradin vs)
Corba (tavuk suyu ya da acili bi corba)
Sicak dus sonrasi yatak
Gecmezse dr tabii
0
Flipsflops
(19.10.19)
Bol bol su tüketirim. Çörek otu ve yağı yerim. Bilya kekik suyunu sulandırıp içerim. En çok bundan fayda gördüm. Hatta iyi hissettiğimde bile ara ara içerim. Yemeğimi sıkı tutarım. Tavuk sulu çorba +1. C vitamini ihtiva eden meyvelerden tüketirim. Giyinmeme dikkat ederim.
0
mekaniker
(19.10.19)
bana ıhlamur gerçekten iyi geliyor. ama şeker falan katmadan içeceksin. tabi rapor almak istemediğim için direk evde bulunan eski ilaçlarıma başlıyorum ki yatak döşek etmesin beni. bir de burun spreyine başlıyorum o da konfor sağlıyor baya.
0
bugisme
(19.10.19)
(4)

Nobel Edebiyat Ödüllü Kitaplar

legalize marijuana
Yazarların kitabıyla nobel edebiyat ödülü aldığı kitaplardan okuyup beğendikleriniz var mı? Türkçe'ye çevrilmiş.
Yazarların kitabıyla nobel edebiyat ödülü aldığı kitaplardan okuyup beğendikleriniz var mı? Türkçe'ye çevrilmiş.
0
legalize marijuana
(17.10.19)
Aklıma ilk gelenler:
Fareler ve İnsanlar, Gazap Üzümleri
Bozkırkurdu, Knulp
Yüzyıllık Yalnızlık; hatta Marquez'in tüm romanları
Sevilen
Veba
Körlük, Görmek, Isa'ya göre İncil
Açlık
0
auroraaurora
(17.10.19)
ikinci el zaman var. ben çok beğendim.
0
babilbaligi
(17.10.19)
Büyülü dağ
0
olaylar olaylar
(17.10.19)
Nobel edebiyat ödülü kitaba değil yazara verilir. Jose saramago +1
Orhan pamuk (bir kitabini onermemi istersen 'sessiz ev'
0
cthy
(17.10.19)
(1)

Outlook'ta Kategorilendirme

kitap arasında kalmış silgi tozu
Outlook'ta maillerimi renk kartlarını kullanarak kategorilendiriyorum: kırmızı, mavi, sarı, turuncu...Örneğin sadece okunmamış mailleri sıralamayı seçmek gibi, sadece kırmızı kategori mailleri listele gibi bir seçenek bulamadım. Yok mu? Bilen var mıdır?
Outlook'ta maillerimi renk kartlarını kullanarak kategorilendiriyorum: kırmızı, mavi, sarı, turuncu...

Örneğin sadece okunmamış mailleri sıralamayı seçmek gibi, sadece kırmızı kategori mailleri listele gibi bir seçenek bulamadım. Yok mu? Bilen var mıdır?
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(16.10.19)
Giriş - Filtre - Kategori
0
auroraaurora
(16.10.19)
(14)

Bir kaza geçirip ömür boyu yatalak kalacağınız kesinleşse

diffarentiationation
Sizce intihar eder miydiniz? Ömür boyu başkasına muhtaç olmak ve insanlara yük olmak, yürüyememek, koşamamak çok ağır değil mi?Ben ilk zamanlar değil de, sevdiklerimin yüzünde bıkkınlığı gördüğümde intihar ederdim galiba, rahatsızlık verdiğimi hissettiğimde. Onlar hissettirmemeye çalışırdı ama ben m
Sizce intihar eder miydiniz? Ömür boyu başkasına muhtaç olmak ve insanlara yük olmak, yürüyememek, koşamamak çok ağır değil mi?

Ben ilk zamanlar değil de, sevdiklerimin yüzünde bıkkınlığı gördüğümde intihar ederdim galiba, rahatsızlık verdiğimi hissettiğimde. Onlar hissettirmemeye çalışırdı ama ben mutlaka sezerdim.
0
diffarentiationation
(11.10.19)
Ederdim.
0
eazy
(11.10.19)
Ederdim.
0
loae haled
(11.10.19)
belden aşağı felç: etmem. internet üzerinden yürütebileceğim yazılım, çevirmenlik gibi alanlarda siivrilmeye çalışırdım.
şaka maka herhangi bir cinsel güç kalmasa başımı derde sokan saçma sapan ilişkiler de yaşamazdım.

boyundan aşağı felç: isterdim ama edemezim heralde. nasıl edeyim?
0
sinek kral
(11.10.19)
Can tatlı. İntihar etmek kolay değil.
0
amortisman
(11.10.19)
Hayır
0
anarsika
(11.10.19)
ederdim.
ötenazi de yasal olmalı / uygulanmalı. bu durumda hastanın kararına bakılmalı bence. neden yaşatılarak daha fazla işkence edilir ki ?
0
MtKrt
(11.10.19)
bel altıysa bir şekilde yaşarım da boyundan aşağı falansa vurun beni zaten ne anlamı var.
0
Efoody
(11.10.19)
Ederim.
Hele ki yatakta olup bilinci çok açık iki hastayı gördükten sonra o yatakta acı çekiyor sen ayakta çaresizlikten çekiyorsun. Altına yapsa iki taraf için büyük sorun biri utanıyor diğeri iğreniyor. Daha bunlar gibi bir sürü örnek var. En iyisi kimseye muhtaç olmamak
0
kirmizipilotkalem
(11.10.19)
Olmek isterdim ama o durumda nasil intihar edilir ki imkanlar kisitli. Kendini oldurtmek icin kimseyi de ikna edemeyecegine gore. Bu yuzden ulkemizde assisted suicide olmasi gerektigini dusunuyorum. Hem birini cinayete tesvik etmiyorsun hem de ortada suc olmuyor. Tabi dini gerekcelerden dolayi imkansiz turkiyede olmasi. Ama obur turlusu de insana aci vermekten baska bi sey degil.
0
Flipsflops
(11.10.19)
Etmezdim.
0
simderun
(11.10.19)
Bir kaza sonucu belden aşağısı felç olan bir balet vardı. O hayata tutundaysa bedeni bir halta yaramayan ben haydi haydi tutunurum.
0
auroraaurora
(11.10.19)
Oncelikle aktif otenazi hak olmali bu kismi cok destekliyorum. Ama ben intihar etmezdim sanirim. Cunku tıp bilimi ve teknoloji surekli gelisiyor degisiyor yeni cozumler bulunuyor.
0
hindistan cevizi
(11.10.19)
oncelikle dini inancim sebebiyle etmezdim. ikincisi beni sevenleri ve onlara cektirecigim aciyi dusunur yine etmezdim. kendimi onlarin yerine koyuyorum mesela esimin/annemin/babamin yatalak kalmasini mi isterim yoksa olmesini. olmus olmalari bana daha cok aci verir diye dusunuyorum.
0
crucio
(11.10.19)
Etmezdim. Bir arkadaşımın geçirdiği kaza sonucu boyundan aşağısı felç oldu. Daha 16 yaşındaydı.
Önce senelerce fizik tedavi aldı ve ellerini kollarını kullanabilir hale geldi.(bizimki NG ibi rahat değil tabii) Sonra üniversite sınavını kazandı ve bölümünü birincilikle bitirdi.

Sonra da sperm bankasından çocuk sahibi oldu. Hamileliği yaşadı, bebeği sezeryanla doğdu. Şimdi 1.5 yaşında kızı var. Kendisi iskemlede olmasına rağmen elinden geldiğince kızına da baktı. Oysa hala iskele ile gidemediği yerlere kendi anne babası kucağında taşıyor onu.

Pek çok insanın yapamayacağını başardı. Kendisini öldürseydi bunların hiç birini bile yaşayamayacaktı.ne acı...
0
balik kraker
(11.10.19)
(14)

Levent’te çalışmak?

tescillimarka
Merhaba. Anadolu yakasında oturuyorum ev iş arası 10 dk. Her gün levente gidip gelmek yıpratır mı insanı burdan? Servis varmış ama öyle olsa bile bir saat sabah bir saat akşam trafik çekerim muhtemelen. Görüşünüzü alabilir miyim?
Merhaba. Anadolu yakasında oturuyorum ev iş arası 10 dk. Her gün levente gidip gelmek yıpratır mı insanı burdan? Servis varmış ama öyle olsa bile bir saat sabah bir saat akşam trafik çekerim muhtemelen. Görüşünüzü alabilir miyim?
0
tescillimarka
(10.10.19)
her aksan levent trafigini gorunce invsanlara uzuluyorum trafigi sen dusun
0
mayeskuel
(10.10.19)
3 sene falan çalıştım sanırım en az sadece levent'te. en son sene müdür olarak çalışırken eve yürüme mesafesinde olan işyerine yarı maaşa eleman olarak gittim. o kadar mutsuzdum.
sonrasında hayat kalitem arttı valla.
0
ozdek
(10.10.19)
Acıbadem maslak yapan biri olarak asla tavsiye etmiyorum, yaşlandım. Son 5,6 ayım umarım.
0
tuborg yesili
(10.10.19)
Tuborg, ne kadar sürüyor gitmesi gelmesi?
0
🌸tescillimarka
(10.10.19)
tek tavsiyem uzak dur
0
mysql34
(10.10.19)
Sabah 1 saat akşam 1buçuk

Ekstrem bişey yoksa eğer maç vs varsa daha fazla. Metro metrobüs yaparsam 40 dk ama metrobüs savaşı ekstra yoruyor.
0
tuborg yesili
(10.10.19)
Servisle gitmen nispeten daha çekilir olur, ancak kesinlikle arabayla gitme. Levent'ten 1. köprü yoluna bağlanılan bir üst geçit var, sırf o üst geçitten geçmek bile yarım saat sürüyor ve küfür kıyamet gidersin evine. Çok kötü trafiğin akışı.
0
roket adam
(10.10.19)
Aman diyorum. Sakın.
0
msb
(10.10.19)
işinize bağlı. 10 yıldır aynı işte çalışıyorum, 10 yıldır anadolu-avrupa arasında gidip geliyorum, işimi çok seviyorum ve çok iyi para kazanıyorum, yol konusu zihnimde bir düşünce kırıntısı bile değil, yeni çıkan albümleri dinleyip kitap okuma fırsatı buluyorum, avrupa yakası'na gönüllü olarak taşınmayı asla düşünmüyorum.
0
bir garip melek
(10.10.19)
1 mi?
0
the real brad pitt
(10.10.19)
Motosiklet imkanı varsa düşün, ya da asla. İki misli maaş alacaksan belki düşünülür.
0
John Bloor
(11.10.19)
Temmuz ayından beri bu şekilde çalışıyorum. Akşamlarım ölü, hiçbir sey yapamıyorum. Cuma geceleri bile çıkmak istemiyorum. Serviste kitap okuduğum için zamanımın boşa geçtiğini düşünmüyorum, ama çok yorucu.
0
auroraaurora
(11.10.19)
ev çengelköy
iş levent

8-17 çalışıyorum sabah 7'de çıkarsam 20dk sürüyor
akşam en az 45dk
0
superb
(11.10.19)
Anadolu yakasında nerede oturduğunuza bağlı, ben sabah 08:10 da evden çıkıyorum 08:55 te işte oluyorum. 17:15 te işten çıkıp 18:10 da evde oluyorum.
Not: üsküdar
0
Lucidream
(11.10.19)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.