Giriş
(26)

Anne babanız ele ayağa düşse evinize alır bakar mısınız?

ananiyimioguz
Siz de 40 yasindasiniz ve evlisiniz.A) evime alir bakarimB) bakıcı tutarim kendi evinde bakılırC) ben bakamam kardeslerimden biri bakar ona para gonderirizD) bakim evine veriririmE) hic ilgilenmem baslarinin caresine baksinlar, devlet sahip ciksinEdit: Bakıcılar 1000-2000 dolar arası alıyor diye bil
Siz de 40 yasindasiniz ve evlisiniz.

A) evime alir bakarim
B) bakıcı tutarim kendi evinde bakılır
C) ben bakamam kardeslerimden biri bakar ona para gondeririz
D) bakim evine veriririm
E) hic ilgilenmem baslarinin caresine baksinlar, devlet sahip ciksin

Edit: Bakıcılar 1000-2000 dolar arası alıyor diye biliyorum bu arada onu da hesaplıyor musunuz düşünürken?
Bakım evine verseniz de yine 500-1000 dolar arası bir ücret isteyecekler.
Kaldı ki her şey dahil mi yani ilaç veya bez paraları dahil olmayabiliyor onları da eklemek lazım.
0
ananiyimioguz
(11.03.24)
b
0
gabe h coud
(11.03.24)
a ya da b duruma göre değişir.
kendi evimde bakmasam da kendi evinde çokça baktım.
0
jelly bear
(11.03.24)
Allah büyük konuşturmasın da

a-b
0
ya ben lan neyse
(11.03.24)
babam erken ölünce bunları konuşur olduk annemle. kendisi kimseye yük olmayan tonton nene olarak ara sıra bizim yanımızda olmak isteyeceğini ama KESİNLİKLE ona bakmamamızı söylüyor. evlat olarak gelin, görün, halimi hatrımı sorun, beni yalnız bırakmayın ama sizin başınıza kalacağım bi durum da olmasın diyor sigma reyiz.

o yüzden bana en mantıklı gelen B veya kendisi isterse C. bakıma muhtaçsa eğer ne yaptığını bilen, ona iyi davranacağını da bildiğim bi profesyonele işi yıkmayı tercih ederim. mümkünse annemin bize olabildiğince yakın yaşamasını sağlarım. bakımıyla profesyonel uğraşır, ben de hep yanında yöresinde olurum. hem o kimseye yük olduğunu hissetmez hem de oğlunun yanında olduğunu bilir.

A çok sıkıntılı bir olay. yaşlanan anamı öylece bırakmayı kendime yakıştıramıyorum, doğru bulmam. diğer taraftan 40 yaşında adamım, evliyim, eşim "ben senin annene mi bakıcam bu saatten sonra" derse o da haklı. ne biliyim. çok zor iş. umarım hiç öyle bi noktada olmam ama olursam da eşime güzelce açıklamaya çalışırım, anamla ilgili tüm sorumluluğu üstlenirim, hem eşimin rahatı bozulmasın hem de annem kendini rahatsız hissetmesin diye uğraşırım. 40 yaşındaki adamın önceliği kendi karısı ve çocuğu olmalı diye düşünüyorum ama anamı da sokağa bırakamam yav, gönlüm razı gelmez.
0
mark greg sputnik
(11.03.24)
Yatılı bakıcı fiyatlarını araştırın ya da hiç araştırmayıp B seçeneğini eleyin bence.

Bakım evi dediğiniz Devlete ait huzurevleriyse hem yıllar önceden sıraya girmesi gerekiyor ve hem de 'kendine bakabilecek yeterlilikte' şartı var. Dolayısıyla E maddesinin virgülden sonrası da iptal.
Özel huzur evi diyorsanız eğer onun için de B maddesi için söylediklerim geçerli.

Benim cevabım A.
A dışındaki maddeyi düşünenleri (gerçi şahsi görüşümdür kimseyi bağlamaz da) insani bulmam.
0
Mirket
(11.03.24)
B
Mevcutta benim anne babam daha genç ama yatalak hastalarımıza böyle bakıyoruz. Annem vakti zamanında anneanneme bakarken bel fıtığı oldu. Senelerdir ceremesini çekiyoruz yatan hastaya bakmak herkesin harcı değil.
0
cilekli pasta
(11.03.24)
Benim evimde bakıcısı olur. Ben çalışıyorum, eşim de çalışıyor olacak. O yüzden bakıcı olur. Ekonomik durumumuza göre ya yarım gün ya da yatılı olur. Evin her yerine kamera koyarız, tuvalet ve banyoya ise sadece ses kaydı alan tipte kamera eğer varsa. Biraz detaylı anlattım ama :))
0
rock n roll
(11.03.24)
Duruma göre a ya da b. A olacaksa mutlaka yine bakıcı olur evde. O ilgilenir ama benim gözüm üstünde olur. B olacaksa da benim evime yakın bir yere taşınılir. Ben yine her gün, gün içinde görürüm. Başka türlüsünü hayal edemedim. Bu arada aynısı eşimin annesi için de geçerli.


Bu arada ben yurtdışındayim, ailem de öyle. Buna gore cevap verdim.
0
fraise
(11.03.24)
Allah kimseye öyle bir durum yaşatmasın ama A şıkkı fazla hayalci.

Kendi evinizde bile baksanız bakıcı tutmak zorunda kalabilirsiniz zira pek hareket edemeyen bir hastayı kaldırmak, oturtmak, yatırmak, yıkamak vb. zor işler ve üstüne "dışarıdan" biri psikolojik olarak o işi daha iyi yapıyor. Sürekli yanınızda kötüleşen ve ölüme giden biri olması, ve o kişinin anneniz babanız olması sizin için de aşırı yıpratıcı olacaktır. Anneannem alzheimer'dı ve göçmen bakıcı tutulmuştu onlarla bile psikolojik harp oldu, komple annem veya teyzem baksa onların psikolojisini ve bedensel sağlıklarını(bel vs.) kaybederdik sanırım.
0
nhk ni youkosu
(11.03.24)
A. Ama bu senaryoda ben de çalışacağım için bakıcı tutmam gerekecek.
0
Amaranta ursula
(11.03.24)
Bana kalsa ben A isterim. İçim ancak öyle rahat eder ama ailem çok karşı bu bakma olaylarına. Onlar B dışındaki tüm seçeneklerde mutsuz olur. İkisi de bana ve kardeşime yük olmama konusunda aşırı takıntılı.
0
juliette
(11.03.24)
B zaten kendi evinden baska yerde olmak istemez ana biz gununirlik temizlikci bile zor bulurken bakimina guvenecek kisi bulmak zor. imkan varsa C en guzeli ama kardeslerime de yazik olur. insanlar boyle sorumluluk alinca bir anda hayatsiz oluyorlar ve o sorumluluk ustune yapisiyor. ama evliyken eve anne baba gelmesi allah korusun misafir olarak bile yatili kalmasini istemem hic benlik degil. eger alzheimer gibi bi hastaligi varsa D secenegi en sagliklisi ki bizimkiler de bunu ister muhtemelen
0
ala09
(11.03.24)
b.

Gördüğüm kadarıyla A uzun vadede her iki taraf için çok zorlayıcı oluyor düzenli bakım gerektiren hastalık durumlarında, C kardeşler arasında sürtüşmelere sebep olabiliyor, D ne yazık ki Türkiye'de hala insanlara tuhaf geldiği için çocuklarda vicdan azabına sebep olabiliyor, E aile ile olan ilişkinin kötülüğüne göre bir seçenek.
0
lolita
(11.03.24)
A. Daha genç ve bekarım ama alzheimer olan annemi baktım/baktık. Alzheimer hastasını biz ailesi olarak zor bakarken bakıcıyla nasıl olurdu düşünemiyorum. Annemden birkaç yıl sonra komşumuzun kardeşine teşhis kondu, bakmak istemediler ve bir bakımevi bulup yerleştirdiler. Kadıncağız bir yıl bile dayanamadı, öldü.
Genelde çevremdeki aileler de dünüşümlü bakıyor. Birkaç ay sizde birkaç ay başkasında şeklinde.
0
gnosis
(11.03.24)
Bakıcılar 1000-2000 dolar arası alıyor diye biliyorum bu arada onu da hesaplıyor musunuz düşünürken?
Bakım evine verseniz de yine 500-1000 dolar arası bir ücret isteyecekler.
Kaldı ki her şey dahil mi yani ilaç veya bez paraları dahil olmayabiliyor onları da eklemek lazım.
0
🌸ananiyimioguz
(11.03.24)
@ananiyimioguz'un da işaret ettiği gibi, bakıcı ve bakımevi seçeneği artık biz fakirler için yok.

Verilen cevaplardan insanımızın yeni ekonomik düzene fikir olarak tam bir geçiş yapamadığı anlaşılıyor.
0
Mirket
(12.03.24)
En güzeli yan daire, alt/üst daire vs gibi yakınlıkta oturup B seçeneği. Hem senin ayrı hem onun ayrı yaşam alanı olur, hem sürekli gözümün önünde olur. A ya da dediğim şekilde B diyorum ben.
0
yazdonumu
(12.03.24)
insan eti ağırdır. kimseye bakamam. bakılmak da istemem ötenazi haktır.

mümkünse b yi seçerim.
0
anon1m
(12.03.24)
Siz ne plan yaparsaniz yapin olay esinizin bu konuda ne dusundugunde dugumlenecek.Umarim anlayisli esleriniz vardir/olur
0
turkuaz
(12.03.24)
Bence insani olan hatta olması gereken A'dır fakat bugün Türkiye'de gerek toplumsal yozlaşma gerek egoizmden dolayı ebeveynler çocuklarına dahi bakmıyorlar, kadınlar evde yemek pişirmek istemiyorlar. Bana göre A dışındaki seçenekler tartışmaya kapalı benim için ama Türkiye gerçeği B ne yazık ki.
0
doharkoman
(12.03.24)
Annem anneanneme, amcam ve eşi babaanne ve dedeme baktı. Dede dışında ağır hastalığı olan yoktu, birlikte yaşadılar diyelim.
Annem de abimlerle yaşıyor. Ben başka şehirdeyim. Yaşlılığında da böyle devam ediyor diye düşünüyorum.
Kendi şartlarımdan bağımsız olarak ve annemle yakın bir ilişkim olsaydı B’yi seçerdim. Hasta insana bakabilecek beceriler yok bende.
0
auroraaurora
(12.03.24)
valla benim için 40 olmadan yaşanacak bir durum olabilir. 32 yaşındayım babam neredeyse 80 olacak. ev üzerinde ev olmaz bence. bakımlık bir durum olunca da eşim de ben de çalışıyoruz nasıl bakacağız? imkanım el verdikçe "b" seçeneği benim için. öbür türlü gene evde yalnız kalıyorlar bir anlamı olmuyor.
0
wild honey suckle
(12.03.24)
parasından bağımsız olarak A. yani bakıcı fiyatı 100 dolar da olsa seçenek değil benim için. annem babam çocukken bakıcıya vermedi beni. ele ayağa düşmelerine de gerek yok, başımın üzerinde her zaman yerleri. şu an 10 dk mesafede yaşıyoruz, haftanın en az 3-4 günü birlikteyiz.
0
mustafakesekci
(12.03.24)
doğrudan süreci yaşamış ve hala da yaşayan biri olarak tecrübelerimi paylaşayım.

88 yaşındaki babam özel bir bakımevinde kalıyor. kendi isteğiyle oraya yerleştirdik. yani bizim için cevap önce a, sonra d.

a. evime alır bakarım.

çok vicdanlısınız ama sanırım işiniz gücünüz yok, çalışmıyorsunuz. yani evinize aldıktan sonra 24 saat yanında kalmayacaksanız evinize almanın mantığı nedir? evinize aldıktan sonra bırakıp gidebiliyorsanız zaten elden ayaktan düşmüş değildir.

babam hastaneden ilk çıktığında 3 ay kadar bizde kaldı. bizim bir şikayetimiz yoktu. keşke işsiz güçsüz adamlar olsak da evimizde bakabilsek. ben 3 ay işime gücüme gidemedim. ayağa kalkıyor, yürüyor, tuvalete gidiyor ama kalkıp dolaptan yemeği bulup, ocağa koyup, ısıtıp yiyemez. o yüzden iki öğün arasındaki süreden daha uzun yalnız bırakamadık. yemeğini koyup çıkıyorsun, diğer öğünden önce de dönmek zorundasın.

o yüzden a şıkkını eliyoruz. bakımevinde kalıyor olduğunu duyan pek vicdanlı kişiler evime niye almadığımı sorguluyor, ya da bana babasını köpek gibi barınağa vermiş şerefsiz ibne gözüyle bakıyor, yüzlerinden hissediyorum. ama karı koca sabah işe gidip akşam döndüğümüz evde bu adam bütün gün ne yer, ne içer, ne yapar, kimse onu düşünmüyor.

b. bakıcı tutar kendi evinde bakılır.

güzel fikir. babam bakımevinde kalmak istediğini söylediğinde ben de baba olur mu öyle şey, bakıcı tutalım evde baksın dedim. dedi ki naapıcam ben bakıcıyla bütün gün evde? evet minimum 1000 dolar gibi bir rakam istiyorlar. ayrıca evin elektriği, suyu, doğalgazı yine ödeniyor. babamın ve bakıcının yediği, içtiği var. üstüne bir de nazını kaprisini çekmeniz gerekiyor ve kalıcı olacağı da garanti değil, bir şeye tepesi attığı anda yaşlı maşlı demeden, haber bile vermeden çekip gidebiliyor, yüz üstü kalıyorsunuz. ekonomik de değil, verimli de değil. üstelik 7/24 kendi evinde kös kös bakıcıyla oturmak pek eğlenceli de değil. bir de kadının biriyle evde yalnız kadın "beni elledi, bana sarktı, taciz etti" dese, 88 yaşında al başına belayı.

c. tek çocuk olduğum ve benden başka bakacak kimse olmadığı için bu şıkka bir şey diyemiyorum. keşke 3-4 kardeş olsaydık da üçer dörder ay her birimiz baksaydık. hep bunun için keşke dedim. ama kime "keşke kardeşim olsaydı" dediysem "biz kaç kardeşiz de ne oldu, herkes birbiriyle küs, kimse kimseyle konuşmuyor, şükret haline" diyor. belki de böylesi daha hayırlı. öyle olsa ben baktım, sen bakmadın diye tatava çıkacaktı. hepsi tahmin tabii, bilemeyiz.

e. o kadar da şerefsiz vicdansız hayırsız değilim.

d. devlet bakımevleri kendi işini kendi görebilen ve aklı başında yaşlıları kabul ediyor. kendi işini, temel ihtiyaçlarını kendi göremeyen ve/veya alzheimer/demans hastası yaşlıları kabul etmiyor. sıraya giriyorsunuz, sıranız gelince kabul ediyorlar. sıra nasıl geliyor? birileri vefat ettikçe... babam çok şükür kendi temel ihtiyaçlarını görüyor, aklı da başında. ama biraz daha iyi hizmet için devleti tercih etmedik. devlet de ücretsiz değil ama özelin yanında çok cüzi bir ücret alıyorlar.

özel bakımevinde kalıyor. 3 öğün yemek veriyorlar. ara öğünlerde meyve, kurabiye, bisküvi falan veriyorlar. elektriği, suyu, ısınması içinde. bakım personeli var, hemşiresi var, doktoru var. ilaçlarını veriyorlar, çamaşırını yıkıyorlar, banyosunu yaptırıyorlar, sosyalleşebileceği arkadaşları var, kimsenin nazını çekmiyorsunuz, onlar size hizmet sunmak için uğraşıyorlar. devletin karşıladığı bütün ilaçları alıyorlar. babamın bez ihtiyacı yok, kullanmıyor. ama raporunuz varsa devlet bez için de bir ödeme yapıyor, onu veriyorsunuz, bezi de karşılıyorlar. yetmediği kısmı siz karşılıyorsunuz. başına bir iş geldiği zaman anında haberim oluyor, gerekiyorsa ambulans çağırıp hastaneye gönderiyorlar. düştü mü, kalktı mı, fenalaştı mı, rahatsızlandı mı aklınız kalmıyor. çok affedersiniz ishal olup tuvalete yetişemediği de oldu. evde bakıcı olsa eeh ben bununla uğraşamam diyip bok içinde bırakıp gidebilir, burada öyle bir derdiniz olmuyor, temizleyip, yıkayıp paklayıp, üstünü başını değiştirip sizi de haberdar ediyorlar.

bugünün fiyatıyla da aylık 23 bin lira ödüyorum, emekli maaşı ile hemen hemen karşılanıyor. kendisi de memnun, benim de kafam rahat. elbette evindeki kadar rahat bir ortam değil, yatılı okul gibi, öğrenci yurdunda kalıyor gibi. ama bu şartlarda hepimiz için en iyisi bu. üstelik kendi evini de kiraya verdik, oradan da güzel kira geliyor.
0
kibritsuyu
(12.03.24)
iyiki kardeslerim var: C
olmasaydi B + periyodik ziyaret
elden ayaktan dusmus bakim gerekiyse D
0
buenosdias
(12.03.24)
evliysem b ama ben de sık sık giderim, evli değilsem a ama bakıcı da tutarım maddi gücüm varsa.
0
nic cage
(12.03.24)
(9)

Tatil ve seyahat yorucu mu oluyor sizin için?

ermanen
Tatil ve seyahat deyince insan dinlenmek ister aslında. Ama çoğunlukla yorucu oluyor gibi. Çok yürümek ve kısa zamanda bir çok yer görmeye çalışmak asıl sebebi oluyor. Fotoğraf çekme kaygısı ve sosyal medyada paylaşma dürtüsü de olabiliyor. Yolculuk da insanı yorabiliyor. Bunun yanında psikolojik yo
Tatil ve seyahat deyince insan dinlenmek ister aslında. Ama çoğunlukla yorucu oluyor gibi. Çok yürümek ve kısa zamanda bir çok yer görmeye çalışmak asıl sebebi oluyor. Fotoğraf çekme kaygısı ve sosyal medyada paylaşma dürtüsü de olabiliyor. Yolculuk da insanı yorabiliyor. Bunun yanında psikolojik yorgunluktan uzaklaşmış oluyoruz sanırım.

Tabii bazıları yorulmasını da seviyordur. Çok gezmeyi, çok görmeyi de. Ama mesela bir otele veya bir yere gidip, yiyip içip yatabilirsiniz de.

Sizin için tatil ve seyahat nasıl oluyor? Yorucu mu? Ya da yorucu ve yorucu olmayan farklı tatiller mi yapıyorsunuz?

benim cevap: benim icin baya yorucu oluyor cunku ben genelde müzik etkinlikleri icin seyahat ediyorum ve ayni zamanda etrafi da geziyorum. dans, yürüyüş, uzun sure ayakta kalma derken baya yorucu oluyor. ama zaten ben böyle tatil seviyorum ve yorulmaya değiyor :D daha kaldırabileceğimiz yaşlarda yorulmak, daha yaşlıyken yorulmaktan daha iyi tabii.
0
ermanen
(11.03.24)
Ben hareket halinde olursam, yeni yerler görür yeni tatlar denersem dinlenmis hissediyorum. Hiçbir yere gitmeyip evde yatarak geçirdiğim tatiller hiç yapilmamis hissettiriyor.

32 k
0
abuzer
(11.03.24)
yeni yerler görünce, yeni şeyler tadınca yorgunluk gibi gelmiyor. sonrası için deşarj olmuş gibi hissediyorum hatta.
0
noxie
(11.03.24)
Gezip görmeyi seviyorum. Otel tatilinin yeri de ayrı, ama 3 günden sonra sıkıyor.
0
auroraaurora
(11.03.24)
Tatil dönüşü evde 1-2 gün dinlenmeden işe dönemiyorum ben :)

Yiyip içip yatmalı tatilden çabuk sıkılıyorum, onu evde de yaparım (tropik adada çok huzurlu tatil hariç, ondan sıkılmam). Yürüyeyim, değişik şeyler yiyip içeyim, müze/antik kent/turistik yer gezeyim, işi düşünmeyeyim... Ama dönünce kendime gelmek için bir günüm olsun.
0
kobuzchu kiz
(11.03.24)
Hem de çok, g.t başı dağıtıyorum. Bazıları nasıl jilet gibi oluyor merak ediyorum.
0
Kahvedesu
(11.03.24)
cok hareket+1 guzel deneyimler yormuyor asiri bomba gibi donuyorum bir de denize falan gidince denizde hem yorulup hem dinleniyorum tatli bi yorgunluk o
0
ala09
(11.03.24)
City break'ler yorucu oluyor ama deniz tatillerimde zaman duruyor, yan gelip yatmali geciyor. Ama en pisi bayram, aile ziyareti, akraba ziyareti, misafir agirlama gibi angaryalarla gecen tatiller.
0
freedonia
(11.03.24)
Kafa yorgunluğu ile vücut yorgunluğuna bağlı değişiyor. Kafa dağıtmak istediğim zaman aklı kurcalayan, yeni yerler gezmeli görmeli, tempolu tatil işe yarıyor. Overthinker insanı dünyanın en güzel denizine plajına da götürsen güneşlenirken aklından uzaklaşamıyor. Yoğun tatiller kafa dağıtmak için daha uygun bana.
0
Bruce
(11.03.24)
Tatil kısa sürecekse yorucu oluyor çünkü zamanım az olduğu için gezmeyi ve görmeyi yetiştirmeye çalışıyorum.
0
rock n roll
(11.03.24)
(11)

Vergiler hakkında ne düşünüyorsunuz?

nundu
Vergiler derken Türkiye'de alınan vergiler değil, genel olarak vergi sistemi hakkında düşüncenizi merak ediyorum. Yani Türkiye'de hem toplanırken adaletsiz hem de harcanırken güven vermeyen bir vergi sistemi olduğu için Türkiye özelinde pozitif düşünceye sahip olmak zor da, ütopik derecede iyi olmas
Vergiler derken Türkiye'de alınan vergiler değil, genel olarak vergi sistemi hakkında düşüncenizi merak ediyorum. Yani Türkiye'de hem toplanırken adaletsiz hem de harcanırken güven vermeyen bir vergi sistemi olduğu için Türkiye özelinde pozitif düşünceye sahip olmak zor da, ütopik derecede iyi olmasına gerek olmadan hem toplanmada hem harcanmasında görece adil bir toplum için soruyorum.

Özellikle ekonomik liberaller arasında vergi=devletin yaptığı hırsızlık gibi bir algı var. Yani bilmiyorum, kazandığım tutardan makul bir kısmın alınıp toplum faydasına kullanılması beni rahatsız etmiyor düşününce. Sağlıklı ve iyi eğitilmiş bir toplum için vergi alınması, alınan vergiden çok daha fazla katma değer üreten bir olay gibi geliyor. Ha tabii ki bizden alınan verginin harcanacağı yeri seçemiyoruz ve belki çok da işime yaramayacak bir alana harcanacak benden alınan vergi ama toplumsal olarak bakarsak zaten bir şekilde dengeleniyor. Ee daha zengin olanın daha çok vergi vermesi de bana mantıklı geliyor. Kızıl komunist biri değilim de genel sosyal demokrat perspektifte bakınca en azından bir seviye fırsat eşitliği sağlamak için çalışılması bana mantıklı geliyor.

Sizin bu konudaki düşünceniz neler? Vergilerin sıfır ya da sıfıra yakın olduğu bir toplumda yaşamayı mı isterdiniz yoksa adil bir sistemle vergi toplanan ve bu toplanan vergilerin halk yararına harcandığı bir toplumda mı?
0
nundu
(04.03.24)
Gece 3 te birkaç kişinin kapını kırıp evi talan edip gırtlağını kesip gitme ihtimalinin sıfıra haddinden fazla yakın olmasının maliyeti sence nedir?

Ya da senden iri birinin artık bu ev benim, ya da dükkanın benim deyip seni kapıya koyarsa gideceğin bir yerlerin olma maliyeti?

Akşam çocuğun okuldan eve dönmediğinde arayabileceğin bir yerlerin olması,

Şeker koması, kalp krizi vs. düştüğünde çarşının ortasında, bir ambulansın gelip seni alacağını bilmenin,

İş makinesine kolunu kaptırırsan artık sana devletin bakacağını bilmenin,

Daha binlerce örnek sayarım. Bunların maliyeti senin için senin gözünde nedir? Yani bunlar için kazancının ne kadarını fedaya hazırsın?
0
Mirket
(04.03.24)
@mirket

ben vergileri destekliyorum zaten, sorular direkt bana gibi üzerime alındım :d
0
🌸nundu
(04.03.24)
vergi olmazsa kamu hizmeti olmaz. yani sosyal devleti geçiyorum temel kamu hizmeti bile alınamaz. buna anarko-kapitalizm deniyor. parasıyla şirketlerden kamu hizmeti alıyorsunuz. vergi ödemiyorsunuz. devlet yok, şirketler var. bir aralar mantıklı gelse de artık doğru bulmuyorum.

vergi alınmasını yanlış bulmuyorum. ekonomik duruma göre dengeli toplanan vergiyi ve harcanan vergiyi yani kamu giderlerinin denetlenebilir olmasını doğru buluyorum. zenginlerden daha fazla vergi alınması gelir dağılımındaki adaletsizliği düşürür. komünist olmak ayıp değil. sert bir sosyal devlet olması gerektiğini düşünüyorum.
0
paintov
(04.03.24)
Estğ. Abi.
Geçen gün bir Western filmi seyrettim. Dağ başında bir kulübede yaşayan bir aile. Evi basıyorlar falan.
O an düşündüklerim bunlar.
'Devlet aslında ne büyük bir nimet.' demiştim.
0
Mirket
(04.03.24)
yaşasın vergi :D
0
gule gule
(04.03.24)
Devlet ne yaparsa kötü yapar.
En basit örneği okullar.
10 senede İngilizce cümle kurduramayan bir eğitim sistemi.
Devlette çalışan bir öğretmenin ders saat ücreti de özel de çalışanın 10 katı falandır.
Devlet adalet, güvenlik gibi alanlar dışında olmamalı. Sadece kontrol ve düzenleme yapmalı.
0
parka
(04.03.24)
Avrupa ülkeleri veya ABD gibi ülkelerdeki gibi denetimi sıkı yapılıp halka "eşit" bir şekilde yayılırsa ne ala.

Bizde millet kaçak elektrik kullanır bize girer, üretim olmaz 1 araba kendine 2 araba devlete alırsın, yurtdışından alabileceğin eşya aylık olarak sınırlandırılır, fiyat olarak sınırlandırılır, verginin vergisini almak gibi saçmalıklar olur, kafalarına göre ek mtv uydururlar. Kodamanların vergi borçları silinir...

Özetle vergi gerekli ama bizdeki gibi halkı öpüp zenginleri korursanız millet de kaçırmak ve kaçınmak için elinden geleni yapar.
0
kimlanbu
(04.03.24)
Sen istiyor sosyal devlet, kamu girişimleri ve kolluk kuvvetleri? O zaman ödeyecek vergi.

Bizim ülkenin başarısızlığı, toplum olarak bölünmüşlüğü ve vergi afları üzerinden bakınca tabii ki insanın vergi ödeyesi gelmiyor.
0
nawar
(04.03.24)
Eğitim, sağlık ve barınmada belli bir standarttaki hizmeti kamunun sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Sonrasında isteyen özel hastaneye gitsin, çocuğunu özel okula göndersin, yalıda yaşasın.
Bazı cevaplarda asayiş vurgulanmış, ama bir dönem sık sık patlayan bombalar veya denetimli serbestlikle sokaklarda cirit atan caniler unutuldu sanırım. Önce sosyal devlet ve vatandaşlık bilinci gelmeli ki hesap sorabilelim.
0
auroraaurora
(04.03.24)
vergi iyi ancak vergilerin harcandığı yerleri kontrol edemiyoruz. vergilerimizi sorgulayabilmeli ve hesap sorabilmeliyiz.
0
benarrivo
(04.03.24)
Gördüğüm kişi zenginlestikce "aman parama kimse dokunmasin" diyor, her şeyi zaten parası ile alabildiği için önemsiz oluyor.
Kişi fakirlestikce de tam tersi.
Bana göre dünyanın en komik düşüncelerinden biri yani devlet olmasın, vergi olmasin. Ha aynı şekilde komünizmi de komik buluyorum.
Misal güvenlik denmis, itfaiyenin falan da paralı olması gerektiğini düşünenler var. Bunun sonu yok.

Benim kendi düşüncem sosyal kapitalizm gibi bir şey. Vergi toplanmali ama vergi takip edilebilmeli. Ama kesinlikle toplanmali. Ve gelire göre de ayarlanmali. Onun dışında egitimin ve sağlığın vergiler ile ödendiği ulkelerde yaşamayı ve kişilerin gelirleri arasında ucurumlar olmayan yerlerde yaşamayı tercih ettiğim için Avrupa'dayim.
0
logisticsmanager
(04.03.24)
(5)

Film onerisi

hakiki bulut
Kırsalda, doğada geçen (Mümkunse IMDb puani 7 üzeri) filmler önerebilir misiniz? NBC filmleri, Into the wild, Castaway benzeri...
Kırsalda, doğada geçen (Mümkunse IMDb puani 7 üzeri) filmler önerebilir misiniz? NBC filmleri, Into the wild, Castaway benzeri...
0
hakiki bulut
(04.03.24)
127 saat
0
jepa
(04.03.24)
Adam's apple
Where is my friend's house?
Summer 1993
0
Amaranta ursula
(04.03.24)
Kurak Günler.
0
auroraaurora
(04.03.24)
hala izlemediyseniz: Stand by Me (1986)
0
beatbox yapan metalci
(04.03.24)
Teşekkürler.
0
🌸hakiki bulut
(06.03.24)
(7)

Bisikleti Kaybeden Arkadaş

parcaliham
Arkadaşım (yılda 2 kere falan görüyorum ama severim kendisini) Avrupa'da bir şehre geldi. Benden bir günlüğüne bisikletimi ödünç istedi. Tabii dedim. Onunla evin arka bahçesine indim, bisikletin kilidini açtım, anahtarını ona verdim. Ertesi gün aynı yere bırakmasını söyledim ve emanet ettim.Ertesi g
Arkadaşım (yılda 2 kere falan görüyorum ama severim kendisini) Avrupa'da bir şehre geldi. Benden bir günlüğüne bisikletimi ödünç istedi. Tabii dedim. Onunla evin arka bahçesine indim, bisikletin kilidini açtım, anahtarını ona verdim. Ertesi gün aynı yere bırakmasını söyledim ve emanet ettim.

Ertesi gün arka bahçeye değil, apartmanın içine bıraktığını ve kilidi de bisikletin kendisine bağladığını söyledi. Yani birisi kaldırıp götürebilir pekala. Apartmana indim, bisiklet yok. Komşulara sordum, bilen yok.

Bisikletle birlikte iyi bir kilit ve telefon tutacağı falan da gitti tabii.

Arkadaş üzgün olduğunu söyledi ve özür diledi. Ancak şimdilik maddi bir zararı karşılamayı talep etmedi. (Maddi durumu iyi, benden daha yüksek gelirli bir işi var) Belki olayın sıcaklığıyladır, bilemedim. Ama bana garip geldi. Ben de bir şey demedim.

1) Hesapla ve ona kibarca şu kadar ödemelisin de.
2) Hiçbir şey deme. Teklif etmesini bekle ve etmezse de uzaklaş.
3) O senin arkadaşın, boşver.

?
0
parcaliham
(28.02.24)
Olay çok soğumadan "çalınan bisikletle ilgili ne yapacağız?" deyin. Ne ondan teklif bekleyin ne de direkt bir para söyleyin bence.
"Ne yapalım?" derse işte o zaman "benzer bisikletlerin, kilidin ve telefon tutucunun fiyatına bakıp seni arayayım" dersiniz.

"Arkadaş kaybetmeyeyim" diye düşünmeyin. Çünkü bisikletinizi çaldırıp da almayı teklif etmeyen insanla zaten arkadaş olmamak daha iyidir.
0
michael_knight
(28.02.24)
@doharkoman
başkalarının olaya yaklaşımını merak ediyorum. eksiduyuru bu gibi durumlar için uygun bir yer. biraz sakin olmanızı öneriyorum :)
0
🌸parcaliham
(28.02.24)
1. seçenek.
Ama şu kadar ver.. diyerek değil de ortalama değerine göre birlikte bir meblağ belirleyiniz.
kaybolanın benzeri veya size de lazım başka eşyayla tazmin teklif ederse onu da düşünün.

Ayrıca sadece sizin değil onun da araması, telaşlanması, merak etmesi lazım. Üzülmesi, özür dilemesi olayı kapatmıyor. Tazmin etmesi gerekiyor.

Aranızda başkaları gibi olmayan bir güven hissi ve güvene dayalı hukukunuz varsa olayı boş verebilirsin.
Ama buraya yazdığına göre o kadar bir yakınlığınız da yok.

Dediği gibi en son bıraktığı yeri gören güvenlik kameraları da varsa bakınız.
0
diyecevaplandı
(28.02.24)
Ben ikinci seçeneği seçerdim, ama doğrusu birinci. Ağlamayana meme yok.
0
auroraaurora
(28.02.24)
3 kesinlikle değil. ben olsam 2 ile de oyalanmam. “acilen yeni bisiklet almam lazım, eski bisikletin muadili bir şey alıcam, şu kadar” diyin ya da yazın. aptal ya da aşırı umursamaz değilse anlar zaten. yüzde yüz kabahatli, sizi dinlemeyip kolayına nasıl geliyorsa öyle davranmış ve bisikleti göz göre göre çaldırmış. bunun bedelini ödemesi gerekiyor.

ben bir arkadaşımın, hatta yakın bile olmadığım bir arkadaşımın maddi zarar görmesine doğrudan sebep olsam hemen o an zararı karşılamayı teklif ederim, yoksa vicdan azabından uyuyamam. insanlardaki bu rahatlığı gerçekten anlamıyorum.
0
sir gawain
(28.02.24)
yurtdisinda yasadiginiz icin yaziyorum, eger ev sigortaniz varsa, ev sigortasi karsiliyor bazi durumlarda, ona da bakmanizi oneririm.
0
kassiopeia
(28.02.24)
yakınlığı göre değişir bende bu.
yakın bir arkadaşımsa, eğer ben böyle bir şeye sebep olmuşsam para muhabbetine girmem, belli bir süre sonra, bir yemek, etkinlik, tatil vs ısmarlarım. benzer şekilde benim başıma geldiği zaman da yakınımdan para almam, benzer bir jesti onlar yapar.

eğer samimi olmadığım biriyse, mağduriyeti gidermek için hiçbir şey yapmıyorsa, kendisi direkt bir teklifte bulunmuyorsa düzgün bi dille söylerdim herhalde, nabıcaz diye.
0
bcdhms
(29.02.24)
(6)

antibiyotik kullanımı sonrası huzursuz bağırsak sendromu

kaleciyle karşı karşıya
selamlar. önce farenjit için augmentin, sonra dermatit için azitro kullandım. azitro bittikten bir iki gün sonra bağırsaklarımda fazlaca hareket, yarı ishal yarı kabız, şişkinlik başladı. zaten bunun olabileceğini tahmin etmiştim ama bunun için gene doktora gidip gitmeme konusunda kararsızım. bıktım
selamlar. önce farenjit için augmentin, sonra dermatit için azitro kullandım. azitro bittikten bir iki gün sonra bağırsaklarımda fazlaca hareket, yarı ishal yarı kabız, şişkinlik başladı. zaten bunun olabileceğini tahmin etmiştim ama bunun için gene doktora gidip gitmeme konusunda kararsızım. bıktım doktor doktor gezmekten. benzer sorun yaşamış birileri varsa tecrübelerini anlatabilir mi?
0
kaleciyle karşı karşıya
(28.02.24)
valla ben olsam doktora gitmek yerine markete gidip marul soğan limon alırım, zeytinyağ ve tuz zaten evde vardır, bunları kullanarak salata yapıp öğlen vakti fırından sıcak alınmış normal glutenli ekmeği banarak yerim, üzerine de şöyle doya doya da 600ml kadar su içerim. bunu günde 1 ya da 2 kez yaparsan kabız olman mümkün değil, ama kıvam hala cıvıksa artık bulmak çok zor ama migroslarda oluyor tamek şeftali suyu.

edit: dimes de olur.
0
gece abisi
(28.02.24)
Ben antibiyotik kullanırken reflor alıyorum. Sonradan işe yarar mı bilmem.
Probiyotik hapları da deneyebilirsiniz.
0
auroraaurora
(28.02.24)
reflor +1
antibiotiklerin ishal yapma olasılığı var, aynı şekilde dokunmuştu antibiotik, doktor reflor vermişti.
0
eja
(28.02.24)
ibs stresle alakalı diye biliyorum. böyle tıp dünyası tarafından hala gizemini koruyan bi hastalığı antibiyotikle ilişkilendirmen ve doktor doktor geziyor olmanı yanyana koyunca aşırı evhamlı, endişeli olduğunu ve dertlerinin stresle alakalı olduğunu düşünüyorum. zira stres o kadar şeyle alakalı ki..
0
buenosdias
(28.02.24)
probiyotik kullanın. kefir filan da tüketebilirsiniz.
0
elorelia
(28.02.24)
hocam doktor doktor gezmekten kastım sürekli bir araz çıkması. ibs ile ilgili değil. onun için de gitmeyeyim diyorum sadece. reflor deneyeyim.
0
🌸kaleciyle karşı karşıya
(28.02.24)
(2)

Saç Dökülmesi - Doktor Önerisi

auroraaurora
Merhaba, kadınlarda erkek tipi saç dökülmesi için tavsiye edebileceğiniz dermatolog var mı?
Merhaba, kadınlarda erkek tipi saç dökülmesi için tavsiye edebileceğiniz dermatolog var mı?
0
auroraaurora
(13.02.24)
Geçmiş olsun. Konuyu çok bidiğimden değil ama bir Endokrinoloji uzmanına mı görünseniz diye fikir yürüttüm.

Yanında cinsel isteksizlik, sivilce sorunları falan da varsa özellikle endokrinoloji derim.
0
Mirket
(13.02.24)
Mirket hormon ve bilimum kan değerlerim normal. Genetik faktörler iş başında.
0
🌸auroraaurora
(14.02.24)
(7)

Tercih edilmemiş yalnızlık

dedeminhirkasi
Merhaba,Bugün Engin Günayadin in bir röportajına denk geldim. Covid döneminde uygulanan karantinalar ve sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili şöyle diyordu “Meğerse ben covidden önce de karantina hayatı yaşıyormuşum” minvalde bir cümlesi oldu. Bende de uzun suredir böyle bir durum var. Fakat benimki terc
Merhaba,
Bugün Engin Günayadin in bir röportajına denk geldim. Covid döneminde uygulanan karantinalar ve sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili şöyle diyordu “Meğerse ben covidden önce de karantina hayatı yaşıyormuşum” minvalde bir cümlesi oldu.

Bende de uzun suredir böyle bir durum var. Fakat benimki tercih edilen bir yalnızlık değil. 7 -8 yıla yakındır çevremde dost diyeceğim kişiyi bırakın yakın arkadaş bile yok. Kan ihtiyacım oldu. Kan için arayacağım arkadaşım bile kalmamış, iş arkadaşları haricinde. Onlara da arkadaş gözüyle bakmıyorum. O zaman kafama dank etti ne durumda olduğum.
Belki ben de var bir sorun. Olabilir…
Bu durumdan rahatsız değilim. Arkadaş edinmek için artık çok geç fakat zamanında da bu durum için pek çaba sarf etmedim. Yalnız başıma konsere, sinemaya gitmeye, alışveriş yapmaya daha yatkın oldum hep. Çünkü bu durum hoşuma gidiyordu. Hal böyle olunca da yalnız bi adam olup çıktım.

Ama insan bir süre sonra istiyor bi eş dost muhabbeti, akşamları buluşup dert neşe bi seyler paylaşmak. Bir de şunu fark ettim. Bazen aile dışında o kadar kimseyle konuşmuyorum ki yani nasıl anlatım, konuşmayı bile unuttum derler ya aynen öyle, insanlara meramımı bazen anlatamıyorum, kelimeler gelmiyor aklıma,dilim dönmüyor. Ulan sen ne salak adamsın iki kelime lafı bir araya getiremiyorsun diyorum. Asosyal bir adam değilim. Tanımadığım insanlarla çok güzel sıcak kanlı bi profille iletişim kuruyorum fakat onlarla bir mesaim, arkadaşlığım olmaya başladığı anda ben ister istemez eskisi gibi neşeli can atar şekilde sohbeti kesiyor soru sormazlarsa muhabbete dahil olmuyorum ve böyle böyle kopup gidiyor ilişkiler. Bu durumu normal karşıladınız mı peki siz? Var mı bu hal içinde olan?
0
dedeminhirkasi
(11.02.24)
Benim durumum soyle olmustu. Liseden samimi oldyklarim uzaklastilar. Unidekiler de yurtdisina gitti. Odtu kuluplerine katilmaya calisiyorum yeni yeni
0
lapaz
(11.02.24)
Ben yazdım sandım. Durumdan memnuniyetsiz sayılmam ben de. Arkadaşlarım başka şehirlerde, buluştuğumuzda kaldığımız yerden devam ediyoruz ama uzakken uzak. Ama dediğin gibi arkadaş/dost edinmek zor bu yaştan sonra benim için. Keşke şöyle iş çıkışı bir pubda buluşup sosyalleşebileceğim bir ortam olsaydı diyorum ben de ara sıra. Çok uzatmadan, sığ ilişkiler, ne bileyim günlük konulardan, borsadan, müzikten, kitaptan filan bahsedip herkesin yine kendi hayatlarına döndüğü bir ortam olsa yok demezdim. Ama ne öyle bir pub var ne de öyle birileri. Varsa da bende yok işte. Seni çok iyi anlıyorum. Yalnızsın ama yalnız değilsin :)
0
Godless
(11.02.24)
Benzer yönlerimiz var.
Bir yaştan sonra yakın tanıdıklar da dahil çevremizin maddiyat konusunda aşırıya kaçan tavır ve hırsları onlardan uzak kalmama en büyük sebeplerden biri.
Hayata sanki sadece para için gelinmiş gibi bir düşünceyle yaşı 60 - 70'e varan insanlar ve aynı kafayla yetiştirdikleri çocukları..

Doğrusu, bu gibilerin ilgi alanları, aradıkları bizde olmadığı için onlar da bizlerden uzak kalmayı yeğliyor olmalılar.
Bir yere ziyarete gidildiğinde ya da dışarıdan ziyarete gelenler olduğunda konuşmalar her an maddiyat etrafında dönüp dolaşıyor.

İş ortamı da işle sınırlı kalıyor çoğu zaman.
Alış veriş,düğün,sinema gibi sosyal şeylere de oldukça uzağım.
Ömrümde sinemaya gitmedim, sinemaya yatkınlığım da yok arşivimde.
Ama dram ve insan psikolojisini yansıtan filmlerdeki bazı diyaloglar için izleyebilirim.

Çevremizdekilerin ortalaması kadar olduğumuz.. sözü ,
- neden daha kaliteli bir çevreye sahip olamadığımız? hususunu akla getiriyor ve rahatsız vefen bir etki taşıyor.
Kalite eksikliğini de az çok youtubedaki bazı yorumcularla ve kanallarla telafi ediyoruz neyseki

Geçenlerde kendi yalnızlığım hususunda aklıma gelen artı yönler ise,
gereksiz para harcamama,
dedikodu yapmama,
daha iyi şeyler yapma hususunda planlama,
kitaplara,pdflere yakın olma vs.
bunlar da pollyanna avuntusu değil yaşanan gerçekler.

Kendi normalimizin bir kısmı bunlar.
Yeni bir akım trend ne çıktıysa artık bunun için sürü gibi o yöne sorgulamadan gidenlerden uzak durmak lazım. bize verebilecekleri kendi acı tevrübelerinden başka verebilecekleri çok bir şey yok
0
diyecevaplandı
(11.02.24)
Benim uniye kadar çok arkadaşım vardı, uniden sonra koptuk hicbiriyle görüşmüyorum daha doğrusu ben aramayı bırakınca arkadaşlığımızin tek taraflı olduğunu gördüm.

Ünide çoğunlukla yalnızdım gerektiğinde sosyalleşebiliyordum,ama yalnız basima olmak koymuyordu.

Ne zaman uniden mezun oldum o zaman dank etti, etrafımda gerçekten dostum, yol arkadasim yokmuş. Çalışma hayatında edindiğim arkadaşları özel hayatıma almadım, bazı şeyler de bu konuda haklı olduğumu gösterdi.

Ben de her türlü aktiviteyi tek başıma yapıyorum, ya aslında işten sonra bir şey yapmaya çok da vaktim kalmıyor. O yüzden mutlak bir yoksunluk yaşamıyorum belki ama iş olmasaydı delirirdim herhalde. Yaş aldıkça yalnız olmak daha çok koymaya başladı, kafama takar oldum

Işin en kötü kismi, halı hazirdaki arkadaşlarim saçmalamaya başladı onları da birer birer çıkarmaya başladım listeden. Ne olacak bilmiyorum, ben de yeni arkadaş edinemiyorum pek. Işten tanıdıklarımi saymazsam 5 yılda 4 kişiyle sıfırdan arkadaş oldum paylaşımlar yapıyorum, biri zaten yurtdisina gitti. Ikisiyle aslında aynı kafada olmadığımızı görüyorum onlarla bı noktada tamamen kopacagiz.

Tamamen ümitsiz değilim açığım yeni insanlarla tanışmaya ama yalnızliga alıştıkça tahammülüm çok azaldı, istiyorum ama enerjim yok, bı hata yaptıkları zaman göz ardı edemiyorum. Keşke zamanında karşıma düzgün insanlar ciksaymis.
0
sanguine
(11.02.24)
Benim de öyle çok yakın arkadaşım olmadı gibi bir şey. Senede birkaç sefer yüz yüze görüştüğüm üç arkadaşım kaldı.

Dördüncü kişi ise başka bir şehirde.

Kimsenin en sevdiği, dostu olmadım. Bunu fark ettiğimde biraz üzülmüştüm ama dedim hayatım devam ediyor.

Üniversiteye başladığımda sosyal bir üniversite hayatı bekledim ama arkadaşlarla birkaç kişi erkek grubu olarak kampüste mal mal durduk öyle. Diyordum sinema filan diye ama dediğim kaldı hep.

Sinemaya kendim gittim hep üniversite öğrencisiyken. Tek kişilik bilet istediğimde sesim çıkmıyordu, çıktığında da titriyordu.

Tek başıma sinemaya gitmek, tek başıma olabilme yetisi kazandırdı.

Bugün kendi başıma kalkıp yurtdışına gidebiliyorum çok şükür.

Bir arkadaş grubum olmasını isterdim ama ne yapalım hayat devam ediyor.
0
put it in your appropriate place
(12.02.24)
Ben yazdım sandım +1
Zaman içinde benim iletişimi kestiğim, benimle iletişimi kesen yakın arkadaşlarım oldu.
Bir kitap kulübüm var ayda bir bir şeyler içip sohbet ettiğimiz bir de trekking grubu. Hayatıma birini almakta zorlanıyorum. Hem yenen kazıkların etkisi var bunda hem de benim mizacımın.
0
auroraaurora
(12.02.24)
Ya İnsanlara karşı güven sorunun vardır ya da kendinle ilgili kabul sorunların. Eğitim alarak aşabilirsin sosyallik kısmını.
Yalnızlığın tek kötü yanı vardır sevgisiz kalmak. İki yönlü bir bağı olan bu duygunun eksikliği fark edilebilenden çok daha fazla can acıtır aslında. İçindeki sevgiyi aktaramazsın, aradığın şefkatli sevgiden eksik kalırsın. Hayatına arkadaş veya dosttan önce bir sevgili almalısın diye düşünüyorum. Sevgili seçimlerinde hayal kırıklıkları yasadiysan da yine bu konuda eğitim alarak duygusal güvenliğini sağlama alıp, ihtiyaçlarına göre seçim yapmayı öğrenebilirsin. Ayrıntı istersen dm at açıklayayım
0
hasmetizm 2046
(12.02.24)
(4)

Bayramda yani nisan başında bodruma gitmek

condom kurşunu
Denize girilir mi acaba? Güneşlenemeyiz herhalde ama denize de mi girilmez ki?
Denize girilir mi acaba? Güneşlenemeyiz herhalde ama denize de mi girilmez ki?
0
condom kurşunu
(11.02.24)
Kişiden kişiye değişir, ama Bodrum’un denizinde Ağustos’ta bile üşüyorum ben.
0
auroraaurora
(12.02.24)
Donarsin
0
halk
(12.02.24)
nisan başı baya üşütür. 2-3 sene önce 24-25 nisan gibi gitmiştim o taraflara, denizde 5 dk kalınmıyordu.
0
oldtimer
(12.02.24)
Bodrum da yaz kış oturan biri olarak neredeyse 9-10 ay denize giriyoruz biz. Hatta aralıkta ocakta bile aşırı sıcak günlerde denize girenler oluyor.

Bodrum merkez-Bitez tarafı (güney), Yalıkavak, Gümüşlük (kuzey) e göre 3-4 derece daha sıcak oluyor. Yalıkavak ta üşürsen bi gidiyosun Bodrum da denize giriyor insanlar, kısa kolluyla dolaşıyorlar falan.

Ha kaç derecelik bir hafta olacağı da önemli, bikaç senedir Ramazan bayramları soğuğa denk gelmişti, gelen komşular evlerinden çıkamadılar mesela.
Yani biraz şans ama bence gelinebilirdi dediğim gibi güneyde bi otele
0
su olsam ates olsam
(12.02.24)
(6)

İngilizce Telaffuz Kursu

auroraaurora
İstanbul’da sadece telaffuz ve aksan törpülemeye yönelik kurs yok sanırım. Londra merkezli bir okulun online kursunu buldum. 15 saat 20.000 TL. Kendi kendime iyileştirmeye çalıştım, ama olmadı. İş hayatında sık olmasa da İngilizce konuşuyorum. Anlaşmakta zorlanmıyorum, fakat daha iyisi neden olmasın
İstanbul’da sadece telaffuz ve aksan törpülemeye yönelik kurs yok sanırım. Londra merkezli bir okulun online kursunu buldum. 15 saat 20.000 TL. Kendi kendime iyileştirmeye çalıştım, ama olmadı. İş hayatında sık olmasa da İngilizce konuşuyorum. Anlaşmakta zorlanmıyorum, fakat daha iyisi neden olmasın deyip paraya kıysam mı?
0
auroraaurora
(07.02.24)
Elsa speak isimli ai destekli bir telaffuz ve tonlama uygulaması var. Denediniz mi bence başarılı.
0
herp
(07.02.24)
Denedim. Yerleşmiş hataları akıcı konuşmada düzeltemiyorum.
0
🌸auroraaurora
(07.02.24)
aksan işi biraz yetenek bence
0
deranzo1
(07.02.24)
Merhaba, belirli bir seviyedeyseniz akademik seviyede üniversitede ilgili bölümlerde "Dinleme ve Sesletim" dersi oluyor. Bu derste teknik açıdan bir dilin sesle ilgili tüm detaylarını öğreniyor, mantığını kavrıyorsunuz.

Bunları öğrenip ek olarak telaffuz pratiği yaparsanız mutlaka gelişirsiniz. Ama yine de belirtmem gerekir ki önemli olan anlaşılır bir konuşmanızın olması, aksan her millete özel bir izdir, kaygılanmanıza hiç gerek yok. Yine de bu konuda bilgili olmak ve pratik yaparak gelişmek istiyorsanız tabii ki yapabilirsiniz.

İngilizce öğretmenliği lisans ve yüksek lisans mezunu olarak fikrim bu şekilde. Daha fazla bilgi isterseniz mesaj gönderebilirsiniz :)
0
dejame
(07.02.24)
Butik ingilzice adında leventte bir firma var. oradaki amerikalı hoca ile özel ders almanı öneririm.

boutique english

firma parayı ödediği için ortak bir yere karar vermek zorunda kaldıgımız için başka yere gitmek zorunda kalıyorum
0
liberal
(07.02.24)
liberal, derdim konuşmak değil aslında. Akıcı konuşmada zinhar bazı sesleri telaffuz edemiyorum. "Th," "w" gibi. Bazen "v"yi "w" gibi telaffuz ediyorum vs. Kendi kendime çözemediğim için bir uzmanla çalışmak istiyorum. Mesele bu. :)
dejame, evet aradığım tam olarak böyle bir şey. Aksanı kafaya takmıyorum aslında, ama o da törpülense fena olmaz sanki.
Online derse kaydoldum, kısfmet.
0
🌸auroraaurora
(07.02.24)
(13)

Din etkisi az olan yaşam yeri

dakota
Merhaba. Türkiye’de dinin hiç olmadığı hiç yaşanmadığı yer yoktur elbette ama en az yaşanan etkisinin yok denecek kadar az olduğu sakin ilçe veya belde var mı ? Lisans ve lisans üstü eğitimli kişilerin de fazla olduğu. Şöyle Karadenizliler’in falan olmadığı bir yer
Merhaba. Türkiye’de dinin hiç olmadığı hiç yaşanmadığı yer yoktur elbette ama en az yaşanan etkisinin yok denecek kadar az olduğu sakin ilçe veya belde var mı ? Lisans ve lisans üstü eğitimli kişilerin de fazla olduğu. Şöyle Karadenizliler’in falan olmadığı bir yer
0
dakota
(05.02.24)
Kadıköy ve Beşiktaş'ın bazı semtleri ve belki İzmir'de birkaç semt hariç hariç pek mümkün değil bu durum. Maalesef bunlar da sakinlik kriterini karşılayamıyorlar doğal olarak.
0
chaos moleculaire
(05.02.24)
muğla köylerinde pek din olmuyor. yaşlıları doğu-iç anadolu yaşlıları gibi din din diyerek delirmemişler.
0
ferenc
(05.02.24)
mersin.
0
atacaksinfinke
(05.02.24)
Trakya.
0
auroraaurora
(05.02.24)
ismini vermeyeyim öyle bir yerde yaşıyorum ama lisans/yükseklisans düzeyinde olanlar kulağa hoş geliyor ama yerel kendi işinde gücünde pek okumamış halktan daha beterler bir araya gelince
0
grimavi
(05.02.24)
İstanbul için doğup büyüdüğüm yer Ulus. Yabancı nüfus fazladır ve sakindir. Kafe ve restoranlar tarafından işgal edilmediği için de diğer semtlerden insan çekmez. Türkiye’nin bambaşka bir yüzü var içine doğup büyüdükten ve başka yerlere gittikten sonra gördüklerim moralimi bozmuştu.
0
ruhen hastayim ben
(05.02.24)
alevilerin yoğunlukta yaşadığı yerler. ama genelde doğu anadolu’dalar ve yaşanılacak şehirler değil pek.
0
sir gawain
(05.02.24)
bu konuda izmir denir ama izmir artık göçmen şehri oldu tehlikeli. dinin etkisi ege ilçelerinde az ama lisans lisanüstü zor. yani kuşadası marmaris en yaşanılası olabilir ancak yazın ege eziyet.
0
mikahakkinen
(05.02.24)
10 sene önce sorsaydın, İskenderun derdim. Şu anki halini bilmiyorum.

Şu an için, İzmir'de, Karşıyaka(Anadolu caddesinin sahil tarafı, Alsancak, Bayraklı'nın gökdelenler bölgesi, Bornova'nın merkezi, Konak meydan-Fahrettin Altay arasının İnönü Caddesi'nin sahil tarafında kalan kesimi. Bu son kısmı Çeşme'ye kadar uzatabiliriz.

Antalya'da sahil kesimi ve Rusların yoğun olarak yaşadığı bölgeler

Bodrum, Marmaris

Trakya'nın birçok yeri
0
Mirket
(05.02.24)
Datça veya Urla.
0
alfired
(05.02.24)
Kadıköy ve Beşiktaş'ın bazı yerleri +1 Yani arada aşure dağıtan komşumuz var. Onun dışında kaç yaşına geldim, dinle ilgili herhangi bir varlık ya da dayatma görmedim. Bu arada İstanbul'un herhangi bir yerinde olduğu gibi eve yakın 3 tane cami var. Tek dinli konu o.

Aleviler -1 Alevi diyenleri Okmeydanı'nda görmek isteriz. İnançsızların/Dinsizlerin arasına serpiştirilmiş birkaç alevi ile alevi mahallesi aynı şey değil. Bu arada bu cümle hakaret içermiyor. Ben de öyleyim çünkü.
0
nawar
(05.02.24)
Tunceli’den bahsediyorsunuz.
0
yadigar
(05.02.24)
Ege kıyılarındaki yazlık siteler.

Çok başka kafalar bambaşka hayatlar.
0
makbur
(06.02.24)
(2)

Nisanda bayramda nereye gidilir

condom kurşunu
Tirana bakayım dedim tek gidiş 3600 minimum yuh nereye gidiyorsunuz siz bayramda?
Tirana bakayım dedim tek gidiş 3600 minimum yuh nereye gidiyorsunuz siz bayramda?
0
condom kurşunu
(04.02.24)
Günleri birleştirdim, 10 gün İtalya. Biletleri aralıkta almıştım.
0
ruhen hastayim ben
(04.02.24)
Şarm El Şeyh. Her şey dahil 18.000 TL. Ama ekstralara da para bayılacağım.
0
auroraaurora
(05.02.24)
(3)

Kış oteli arıyorum (ege bölgesi)

tchuck
1 veya 2 gece gidip;yalnızca spa, masaj, sıcak su havuzu falan gibi şeylere gireceğim, 2 gün boyunca sırf uyuyup, masaj yaptırıp, mayışacağım, içkimi içip sızacağım bir otel tatili arıyorum.bu tür otellerin konsepti genelde muhafazakar olduğu için, bana pek gelmiyor. bir çoğunda çoluk çocuk, veya iç
1 veya 2 gece gidip;

yalnızca spa, masaj, sıcak su havuzu falan gibi şeylere gireceğim, 2 gün boyunca sırf uyuyup, masaj yaptırıp, mayışacağım, içkimi içip sızacağım bir otel tatili arıyorum.

bu tür otellerin konsepti genelde muhafazakar olduğu için, bana pek gelmiyor. bir çoğunda çoluk çocuk, veya içkisiz vs. vs. oluyor ve kitle de benim isteğime pek uymuyor.

bana önereceğiniz yerler var mıdır?

mesela; manici kasrı bir spa oteli olsaydı tam aradığım yer orası olurdu. sabah kalk doğada bi tur at, kahvaltını yap, ordan spaya gir 3 saat vur kafayı uyu. sonra içeceğini al, açık hava sıcak su havuzunda şarabını içip biraz da orda sız, bi tur daha masaj yaptır günü bitir.

ama bakıtğımda bu konseptte yer pek göremedim.
0
tchuck
(04.02.24)
Cocos The Club Solto

Benim deneyimledigim kadarıyla aradıgınız her şey var. İsterseniz bir de siz arayın sorun. Çok kaliteli mekandıdr
0
limonlu eksi
(04.02.24)
doğa termal denizli

kaya termal izmir

afyon merkez termalleri iyidir.
0
mikahakkinen
(05.02.24)
Otelden çıkmayacaksınız anladığım kadarıyla. İstanbul içi düşünmez misiniz? Elite World Küçükyalı veya Radisson Blu Tuzla olabilir.
0
auroraaurora
(05.02.24)
(10)

Köpek Sahiplenme Hk.

auroraaurora
Çok istiyorum, ama şartları ve huyu suyu aşağıdaki gibi olan biri sahiplenmeli mi?- Evde 10 yaşında iki kedim var.- Sabah 06:15'te evden çıkıp 18:15'te eve dönüyorum.- Uykuyu severim ve pek enerjik bir insan değilim. Hafta sonları dışında köpeğe gösterebileceğim ilgi ve ayırabileceğim zaman çok kısı
Çok istiyorum, ama şartları ve huyu suyu aşağıdaki gibi olan biri sahiplenmeli mi?

- Evde 10 yaşında iki kedim var.
- Sabah 06:15'te evden çıkıp 18:15'te eve dönüyorum.
- Uykuyu severim ve pek enerjik bir insan değilim. Hafta sonları dışında köpeğe gösterebileceğim ilgi ve ayırabileceğim zaman çok kısıtlı olacak.
- Ola ki sahiplenmeye karar verdim. Kedilerle uyumlu, orta yaşlı ve/ya engelli bir köpek arayışına gireceğim.

Ne dersiniz?
0
auroraaurora
(19.01.24)
Yani bir köpeğin barinakta kalmasindansa sizde kalmasi daha iyi. Özellikle yaşlı, enerjik olmayan bir köpek alırsanız olabilir.
Ama evinize iseyecek o kesin. Insan bilr 12 saat cisini tutamazken köpek nasıl tutacak.

Bir de yaşı fazla alirsaniz veterinere harcayacak paranız da olmalı.

Ama gidip border collie almayın yani. Enerjisi düşük ve yaşlı bir köpek olabilir.
0
logisticsmanager
(19.01.24)
Köpekler yapı itibariyle evde yaşamaya programlanmış canlılar değil. Oyuncak köpek denilen, ufak tefek olanlar bir miktar ev ortamına adapte olmuşlar, onun dışında kalanlar çok küçükten alınıp eğitilerek eve alıştırılmış köpekler olabilir. Ancak hepsinin gürültü patırtı çıkaracak hareketlilik, bazılarında zaman zaman bazılarında sıklıkla havlama, Husky'lerde uluma sorunları hep var.
Ve bu arkadaşlar yaradılışları gereği yaşadıkları yerlere abdest bozmamakta bu yüzden de her gün aynı saatte bina dışına çıkarılmaları gerekmekte. Bu esnada da biraz koşayım, oynayayım derdinde olurlar.
3-4 yaşında bir çocuk kadar da ilgi muhtacıdırlar.
Kediler gibi ilişme bana, takılayım kendi kendime canlıları değildir.
Eğitimleri 1 yaşına kadar olursa bir işe yarar. Sonrasında öğrenme güçlüğü yaşarlar. Küt burunlu cinslerinde ve de cins olmayan köpeklerde öğrenme güçlüğü zaten hep vardır.
Çok iyi eğitilmiş bir cins (oyuncak köpek ırkı veya golden)köpek alacaksan her gün aynı saatte bir yarım saat gezdiririm diyorsan olur da, onun dışında başta köpeğe ve komşulara, sonra sana yazık.
0
Mirket
(19.01.24)
Ben tekrar diyorum;
Türkiye'de ciddi bir köpek sorunu var ve bir köpeğin sokakta ya da dandik barınaklarda yasamasindansa evde olmasi daha iyi.

Köpekler evcilleseli bilmem kaç yıl oldu. Dışarıda olmayi, hareket etmeyi sevmeyen bir sürü köpek var ve bunlara özel tür de var.

Sizin yapmaniz gereken kesinlikle kediler ile anlasabilen (normalde Fransa'da deneme falan yapiliyor barinaklarda) ve özellikle enerjisi düşük köpek almak. Ki bu da genelde yaşlı köpek olur. Ben buralarda da görüyorum yani tek isteği koltukta yatsın uyusun olan köpekler. Köpekleri tek bir genellemeye sokmak yanlış.

Kısacası 2 yaşında border collie almayacağınıza göre yaşı almis, tür olarak iş köpeği olmayan, kedilerle anlaştığı deneyle görülmüş bir köpek alirsaniz sorun olmaz.

Tek sorun çiş. 12 saat gercekten çok fazla. Bu arada köpekler kendi yasadiklari yeree çok rahat yapabilirler eğitim ile. Ama yaşı gelmiş köpeğe de bu eğitim verilmez misal, zor yani.

O yüzden çiş vs ugrasamam derseniz almayin.
0
logisticsmanager
(19.01.24)
Mirket, hocam Husky falan ne yaptın :) İlk defa köpek bakacağım, o toplara girmem.
Manager, pede alışkın bir kuçu var ama genç ve hareketli. Takip edeyim, bakalım.
0
🌸auroraaurora
(19.01.24)
@auro; genç ve hareketli demek yalnız kalınca sorun çıkarma(seperations anxiety bakarsiniz) olayına yatkın olmak demek.
Ben sansliyim çünkü köpeğimin bazi sorunlari olsa da en rahat olduğu konu yalnız kalmak. 7-8 saat banamisin demez. Ama 10 dakika yalniz kalamayan köpekler var. Harbiden hayal edilemeyecek kadar kötü.

Bu sebepten genç ve enerjik kesinlikle almamalisiniz. Sizin hayata uygun değil.
0
logisticsmanager
(19.01.24)
kedilerle uyum saglayabilecegini onceden bilemezsin. kopek uysal olsa bile senin kediler anlasamayabilir. "sabah 06:15'te evden çıkıp 18:15'te eve dönüyorum" kismi da buyuk sikinti.
0
hot potato
(19.01.24)
yaşlı köpek denmiş ama şöyle bi durum var. yaşlı köpekler yaşları sebebiyle tuvaletlerini tutamıyorlar genelde. iki köpeğim de böyle. küçük olanı bezliyorum, büyüğe uyan bez de yok. çiş hassasiyetiniz varsa bunu da düşünün. bir de hem enerjiniz düşük hem de ilgi gösteremem diyorsunuz o zaman neden özellikle köpek istiyorsunuz?
0
pide
(19.01.24)
genç kediler bir nebze bu durumu kaldıra bilir ama yaşlı kedileri köpeğe alıştırmak zordur. zaten yaşamının son dönemine girmiş kedilere yazık.
köpek kedilerden daha çok ilgi, alaka, oyun isteyen canlılar. sabahtan akşama kadar evde bırakmak hem köpeğe hemde kedilere eziyet olur.
her gün iki defa dışarı tuvalete çıkarmayı saymıyorum bile.
0
my fault
(19.01.24)
Sizin profilinize köpek uygun değil. Gelin bu sevdadan vazgeçin.
0
pispinti
(19.01.24)
sabahları köpeğinizi yürütmeniz ve çiş kaka düzenini oturtmanız gerekiyor. evden 06:15te çıkıyorsanız sabah 4-5 gibi hayvanı çıkarıp dolaşmanız, onunla oynamanız, çişini kakasını yaptırmanız gerek. sonra eve koyup işe gidersiniz. ayrıca köpekler kedilere göre daha fazla masraf çıkaran bünyelere sahip. her türlü maddi sorumluluğuna yetişebileceğinizden emin olmalısınız. haftaiçi bütün gün yalnız kalacağı ve sizi bekleyeceği için (kediler sizin yerinizi tutmaz) haftasonları da arkadaşlarla gezme tozma cafelerde sürtme işini geri plana atıp önceliğinizi köpekle birebir vakit olarak belirlemelisiniz. çok görüyorum, millet cafeye gidip arkadaşlarıyla laklak yapıyor 5 saat hayvanı masaya bağlayıp suratına bile bakmıyor. hayvan gözlerinin içine bakıyor hadi gidelim artık diye üzüntüden geberiyor millet çekmiş gözlüğü goygoy bira sigara yapıyor. böyle bir köpek sahibi olmayın. köpek sahibi olmayın demiyorum, mutlaka olun. çok büyük iyilik yaparsınız. ama böyle bir sahip olmayın. hayvan sizin esiriniz değil kardeşiniz gibi olmalı.
0
drunken sailor
(20.01.24)
(5)

Hangi çanta?

sacrilegious
Merhaba,Sırt çantası arıyorum kararsız kaldım. Yüksek lisans derslerime ve bazen işe giderken kullanmak istiyorum. (32yaş, kadın). Avrupa’da yaşıyorum. Herkes sırt çantası kullanıyor. Pratik olsa gerek diye düşündüm. İçine 13” laptop ve termos, sığsa yeterli. Bir de telefon kartlık gözü kolay ulaşıl
Merhaba,
Sırt çantası arıyorum kararsız kaldım. Yüksek lisans derslerime ve bazen işe giderken kullanmak istiyorum. (32yaş, kadın). Avrupa’da yaşıyorum. Herkes sırt çantası kullanıyor. Pratik olsa gerek diye düşündüm. İçine 13” laptop ve termos, sığsa yeterli. Bir de telefon kartlık gözü kolay ulaşılabilir olmalı ve liseli çantası gibi olmamalı. Sizce aşağıdakilerden hangisi?

www.boyner.com.tr
2- www.stradivarius.com
3- derimod.com.tr (omuz çantası ama bu da hoşuma gitti)
4- www.yargici.com
5- ty.gl
6- ty.gl
7- ty.gl

2500tl ye kadar farklı önerilere de açığım.

Teşekkürler
0
sacrilegious
(10.01.24)
şu tarz bir şey olmalı, rahatlık açısından biraz daha sırt çantasına benzemeli ve avrupada yaşayıp içinde laptop, iş evrakı vs taşıyacaksan, suyu emecek bir malzeme olmamalı

www.mrporter.com

www.mrporter.com
0
freebird5406_2
(10.01.24)
yargıcı olan fena değil, küçük değilse belki o olabilir. dayanıklılığını bilemedim (mesela yağmur yedi mi ne olur gibi) ama fena gözükmüyor.

fabrika olanın yorumlarından anladığım kadarıyla kalitesi kötü, öyle kağıt gibi, kazık gibi çantalar çok iyi olmuyor. stradivarius'unki fena değil ama ne kadar dayanıklı olur tartışmalı. omuz çantası aradığınızı karşılamaz. trendyol'daki yargıcı olan açma kapama kullanımı sanki rahat gözükmüyor. mavi'ninki liseli çantası gibi. tredyol'daki derimod bana tip olarak kötü göründü.

ek bir öneri olarak kaft bırakabilirim:
www.kaft.com

bi zamanlar fazla modaydı ama bence fjallraven kanken'ler hala güzel, onlar olabilir. ya da başka fjallraven modelleri olabilir, kanken biraz liseli çantası gibi.

şu markanın bir çantasını bir yakınıma hediye etiğimden biliyorum, kalitesi düzgündü, sağlam da bir malzemesi var, bu modeli de güzel göründü gözüme:
www.hepsiburada.com
bu marka veya türevlerine bakabilirsiniz belki.
0
nimberjack
(10.01.24)
Yargicilar guzel.
0
ala09
(10.01.24)
Şunu aldım ben, memnunum.
www.amazon.com.tr
0
auroraaurora
(10.01.24)
1 ve 7 yi beğendim
0
meraklitursucu
(10.01.24)
(2)

Hava temizleme makineleri arasındaki fark nedir?

mikahakkinen
Dyson 25 bin tl bandındayken xiaomi 8 9 bin tl bandında fark nedir?Malzeme kalitesi mi?
Dyson 25 bin tl bandındayken xiaomi 8 9 bin tl bandında fark nedir?

Malzeme kalitesi mi?
0
mikahakkinen
(08.01.24)
dyson'ın fiyat farkının sebebi : tasarım + arge + marka. bir de çoğunlukla bir kaç cihazı bir araya getiriyor. hava temizleyici + nemlendirici vs gibi.

daikin'e bakmanızı öneririm. filtre değiştirme derdi yok, nemlendirici vs de var. kaliteli ancak tasarım yok :D
0
elvan abeyiylegezse
(08.01.24)
Ben soğutucu olarak da kullanılabildiği için Philips aldım. 18 küsurdu sanırım birkaç ay önce.
Soğutma özelliği istemeseydim Xiaomi düşünürdüm. Annemler kullanıyor, gayet memnunlar.
0
auroraaurora
(09.01.24)
(15)

Baş Ağrısı ne sıklılıkta yaşarsınız?

magni
Geçenlerde bir arkadaşım "Benim hiç başım ağrımaz, en son ne zaman başımın ağrıdığını hatırlamıyorum bile" deyince aşırı imrendim, meğer böyle şanslı insanlar da varmış dedim. Zira benim sık sık can sıkıcı baş ağrılarım oluyor. Hayatımda stres unsuru eksik olmadığı için öyle de şahane bir tetkileyic
Geçenlerde bir arkadaşım "Benim hiç başım ağrımaz, en son ne zaman başımın ağrıdığını hatırlamıyorum bile" deyince aşırı imrendim, meğer böyle şanslı insanlar da varmış dedim. Zira benim sık sık can sıkıcı baş ağrılarım oluyor. Hayatımda stres unsuru eksik olmadığı için öyle de şahane bir tetkileyicim de mevcut tabii.

Peki sizde durumlar nasıl? Ne sıklıkta baş ağrısı yaşarsınız? (Örneğin ayda 1-2 kez gibi)
0
magni
(04.01.24)
aynı arkadaşınız gibiyim, 3 ayda max 1-2.
0
kojonotsuki
(04.01.24)
arkadaşın gibiyim, vurunca çok kötü vuruyor ama kırk yılda bir.
0
penceredengorunenmorbina
(04.01.24)
Benim de başım ağrımaz. Yılda bir belki.
0
ruhen hastayim ben
(04.01.24)
sadece sigarayı fazla kaçırdığım zaman ağrır. onun dışında pek ağrıdığını hatırlamıyorum.
0
mustafakesekci
(04.01.24)
işim gereği ben de sürekli bi stres içerisindeyim ama benim de öyle sık sık başım ağrımaz. en net çok içtikten sonraki gün gün boyu süren baş ağrısı oluyo o kadar.
0
chanandler bong
(04.01.24)
Başım dışında her yerim ağrır. :)
0
auroraaurora
(04.01.24)
Ayda 2-3 migren atağıyla merhaba. Utanmadan bir de 2-3 gün sürüyor her biri.
0
kobuzchu kiz
(04.01.24)
çok çok nadir, 2-3 ayda 1 belki
0
delidiyorum
(04.01.24)
en son migren atağının tamamen geçmesi nerdeyse 7 gün sürdü :(, kocaman kadın gece yatakta oturdum ağladım ağrıdan. çok uzun yıllardır özellikle kış aylarında hava durumu/basınç değişiklikleri nedeniyle sık atak gelebiliyor. vitamin, beslenme vb. dikkat edip hafifletmeye çalışıyorum.

migren ilacı relpax'ın da fiyatı aldı başını gitti, başı ağrımayanlar bu açıdan da şanslı.
0
Phoebe
(04.01.24)
7/24. Başım ağrımıyor dediğim zamanda bile aslında 2/10'luk bir baş ağrısı arkaplanda sürüyor.
0
akhenaten
(04.01.24)
migren var bende. ayda 1 kez gelir. bazen cok kotu olup uyuyup uyaninca da devam ediyor.
0
antikadimag
(04.01.24)
Migren var bende de ayda en az 1 kez gelir+1 özellikle pms döneminde. Onun dışında uzun süreli açlık, ekran süresi ve ağır kokuya maruz kalınca da tetikleniyor.
0
Amaranta ursula
(04.01.24)
Her hafta. Migren. mesela şu anda da var. Sevgiler.
0
invictae
(04.01.24)
3-4 ayda bir.
0
cooperr
(04.01.24)
grip olunca (senede iki uc) veya uyku duzenimi bozarsam
0
sttc
(05.01.24)
(7)

Beyaz yakanin patron, ust yonetici vs gorunce ayaga kalkmasi

tantamount_to_equivalent
Su skeci izlerken dikkatimi cekti, boyle bir duruma hic rastladiniz mi is hayatinda? https://youtu.be/DGAWwEXtx_4?t=36 Daha once kurumsal olmayan patron sirketinde de calistim ama hic rastlamadim ben, cok absurt geldi, komik olsun diye abartmislar degil mi?
Su skeci izlerken dikkatimi cekti, boyle bir duruma hic rastladiniz mi is hayatinda? youtu.be Daha once kurumsal olmayan patron sirketinde de calistim ama hic rastlamadim ben, cok absurt geldi, komik olsun diye abartmislar degil mi?
0
tantamount_to_equivalent
(28.12.23)
hiç rastlamadım, patronun mizacıyla da ilgili olabilir. benim patronla abi-kardeş gibiyiz mesela. çalışanların da çoğu öyle. ama bu konuda takıntısı olan ve çalışanlarca bu takıntısına katlanılan patronlar da illa ki vardır diye düşünüyorum.
0
faberkastelli
(28.12.23)
Benim yöneticim kalkmamı istiyor, ama kalkmıyorum. :) Şoföründen arabasının kapısını açmasını bekleyen bir tip ayrıca. Aslında mütevazı ve egosuz bir insan. Böyle şeylere önem veriyor nedense.
0
auroraaurora
(28.12.23)
Konunun beyaz yaka veya işçi olmasıyla çok ilgisi yok.
Okulda öğrenciler öğretmen karşısında, eve gelen bir misafir olduğunda vs. olduğunda ayağa kalkılır.
Tabi silsile kıdemler arası yakınlık, ortamın etkisi de burada belirleyicidir.

Öyle ki bazen çok değişik bir hal alabiliyor. Sosyal deneymiş:
m.youtube.com
0
diyecevaplandı
(28.12.23)
19 yıllık beyaz yakalı olarak hiç kalmadım istenmedi de.
0
delidiyorum
(28.12.23)
ay bizde var sesli gülmüştüm ilk görünce, bir bölümün muhasebesi mali direktörü odaya gelince tüm personel ayağa kalkıyor ama müdürde herkesin ağzına sıçan cinsten.
yarı kurumsal şirketiz yarı kurumsal nasıl oluyorsa
0
eja
(28.12.23)
Nostaljik fotoğraflara bakarken görmüştüm. Bir İstiklal caddesi fotoğrafı, herkes takım elbiseli. 1960lar falan sanırım.
O dönemde bazı kurallar varmış. Birine kapı açmak, yol vermek, görünce kalkmak, oturmadan oturmamak, o başlamadan yemeğe başlamamak. Saygı ifadesiymiş. Büyüğe, yaşlıya, patrona, kadına. Saygı duyulan kişiye ufak tefek hareketlerle gösterme gereği duyulurmuş. Görgü kuralı denirmiş. Eskidenmiş.
0
Mirket
(28.12.23)
Selamlaşmak için ben de ayağa kalkarım. Saygı gösterisi olarak düşünüyorum.
Bu arada bir çok üstüm de beni selamlamak için ayağa kalkabiliyor.
Karşılıklı saygı gibi düşünmek lazım.
0
burfak
(28.12.23)
(3)

3 4 günlük yurtiçi tur önerileri

rebecca
Sömestr tatilinde annemle bikaç günlüğüne tura katılalım dedik. Karadeniz olur, ege olur, kaplıca olur, her öneriye açığım. İnternette cıkanlara bakıyorum ama denenmiş onaylanmıs olursa diye sormak istedim. O yüzden tur şirketi önerisi de gelirse muazzam olurdu.
Sömestr tatilinde annemle bikaç günlüğüne tura katılalım dedik. Karadeniz olur, ege olur, kaplıca olur, her öneriye açığım. İnternette cıkanlara bakıyorum ama denenmiş onaylanmıs olursa diye sormak istedim. O yüzden tur şirketi önerisi de gelirse muazzam olurdu.
0
rebecca
(25.12.23)
Setur’dan şaşmayın derim.
0
auroraaurora
(25.12.23)
Jolly kapadokya turuna gitmiştik guzeldi
0
instant crush
(25.12.23)
anneyle birlikte kesinlikle gap turu öneririrm ama şu anda buz gibidir havalar bilemedim ya.

kapadokya bölgesi de çok güzel orası da olabilir.

biz bütün turlarda ssc tur kullandık. genel olarak memnunuz ama iş tamamen rehberde bitiyor. iyi tur/kötü tur yoktur, iyi rehber/kötü rehber vardır. kesinlikle buna emin oldum.

ben şimdi ssc tavsiye ederim rehber öküzün biri çıkar sonra dersin ki ssc çok kötüymüş. vs. şans işi yani.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(26.12.23)
(4)

Ev tipi lazer cihazları

damladamla
1) çok memnun olan yorumlar okudum. Sizin memnuniyetiniz nedir?2) tüyleri azaltıyor diyorlar ama peki bu tüyleri azaltıyorsa koskoca lazer epilasyon merkezleri neden var?3) lazer epilasyon bile zararlı deniyor. E bu cihazlar daha mı zararlıdır?4) kullanmam diyen varsa neden kullanmam diyor?
1) çok memnun olan yorumlar okudum. Sizin memnuniyetiniz nedir?
2) tüyleri azaltıyor diyorlar ama peki bu tüyleri azaltıyorsa koskoca lazer epilasyon merkezleri neden var?
3) lazer epilasyon bile zararlı deniyor. E bu cihazlar daha mı zararlıdır?
4) kullanmam diyen varsa neden kullanmam diyor?
0
damladamla
(21.12.23)
Merkezlerdeki kadar etkili değil. Hızlı sonuç alamıyorsunuz.
En büyük avantajı istediğiniz zaman kullanabiliyorsunuz. Randevu derdi yok, tüm bölgenin çıkmasını beklemeye gerek yok.
0
auroraaurora
(21.12.23)
klask olarak şunu söylerler; ev tipi cihazlar kıl kökünü uyutur yapmazsan düzenli geri çıkar
merkezlerde kıl kökünü yakar hormonel değişiklik vs gibi değişikler olmazsa bir daha çıkmaz
0
eja
(21.12.23)
Ben kullandım seneler önce. Etkisini de gördüm mesela kollarım ve bacaklarım seyrekleşti. Sonradan tekrar çoğalma vs olmadı.

Güncel fiyat bilmiyorum ama evde uğraşmak, düzenli yapmak vs zor yani değer mi bilemiyorum.
0
elorelia
(21.12.23)
lazer merkezindeki aletlerle bu bir değil ayrıca atım derecesi var epilasyon merkezinde 12-13 yaparlar bu aletler 5 falan oluyodu galiba en fazla. ben ikisini de denedim ev tipi bi işe yaramadı bende ama çok düzenli kullanmadım. en güzeli epliasyon merkezi. zararıyla ilgili bişey duymadım.
0
hobarey
(21.12.23)
(10)

hijyen, tüketim kültürünün bir sonucu mu?

ahm1
bu aslında bazı postmodernistlerin söylemi sanırım ama geçen gün bir programda akademisyen ve yazar vedat ozan'ı dinliyordum ve özetle şöyle dedi: "eski çağlarda sıcak su bulmak çok zordu, dolayısıyla birkaç ayda bir yıkanılıyordu, belki senede bir. kimse yıkanmadığı için de kimse kimseye kötü kokmu
bu aslında bazı postmodernistlerin söylemi sanırım ama geçen gün bir programda akademisyen ve yazar vedat ozan'ı dinliyordum ve özetle şöyle dedi: "eski çağlarda sıcak su bulmak çok zordu, dolayısıyla birkaç ayda bir yıkanılıyordu, belki senede bir. kimse yıkanmadığı için de kimse kimseye kötü kokmuyordu. pis kalalım demiyorum ama saçlardaki yağın orada olmasının da bir sebebi var. şu an hijyen paranoyası yaşıyoruz." vs. diyip tüketim kültürüne bağladı bu kadar fazla temizlik ürünü tüketmemizi.

düşündüm de, tuvaletten çıktıktan sonra elleri yıkamanın illa ki faydası vardır ama 1-2 günde bir duş almanın, saçları yıkamanın da gereği olmayabilir cidden. tabii ki şimdi düşününce "ıyy yağlı yağlı olur mu öyle" diye düşünüyoruz ama bunun pis olduğu bize öğretilen bir şey zaten. çinlilerin yemek kültürünü garipsemekle aynı şey. 300 sene önceki insanların kendilerini pis hissettiklerini hiç sanmıyorum.

bu konuda ne düşünüyorsunuz? araştırmak için kaynaklar var mı?

edit: yazarın kendisi de küçükken sıcak su haftada bir verildiği için haftada bir banyo yapıyormuş. kimse kimseye kötü kokmuyordu ama çok terli biri gelince hala kokusu kötü geliyordu diyor. sanırım ben de ilkokulda haftada bir banyo yapıyordum. sadece bazen saçlarımı hafta ortasında 2. kez yıkıyordum. çocukken terimiz o kadar kötü kokmuyor mu, anlamadım. şu an haftada bir banyo yapmam imkansız.
0
ahm1
(07.12.23)
eskiden saçlarına metro havası ya da egsoz yapışmıyordu
buradan sık yıkanma modasını* reddetmek gibi ahlaki bi tavır çıkmayabilir. ama su zengini de değiliz.
0
lambırcek
(07.12.23)
@lambırcek'e ilave, eskiden yediklerimizde bu denli kimyasal katkı yoktu, bunun da tere ve çabuk kirlenme hissine etkisi var. Bir de kozmetik dünyası "yağlı saç = kirli saç" gibi bir algı yarattı. Oysa sebumun saç derisine faydasını sadece merak eden araştırıp öğreniyor. Koku işin kırmızı çizgisi elbette, vücutta bir noktada koku varsa orada bakteri vardır, kirlenmiştir ve en kısa zamanda temizlenmesi gerekir.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(07.12.23)
bir şeyin iyisine alışınca "eskiden bunu nasıl yapıyormuşuz ya" dersin. Koku duyusunda, temizlikte vs. her şeyde böyle bence.

Türkiye'de bazı kişilerde hijyen paranoyası var ama genel olarak bakarsak son 100 yılda insan ömrünün uzaması da bu hijyene bağlanıyor mesela.
0
nhk ni youkosu
(07.12.23)
Yani böyle düşününce ayakkbı giymeme akımları da var mesela. Bir video görmüştüm, adam "bana neden ayakkabı giymiyorsun?" diye soruyorlar halbuki ben en güzel ayakkabılara sahibim zaten, yalınayak dolaştığımdan beri kendimi harika hissediyorum falan diyor.

Teknolojinin hangi miktarının doğal olduğuna kim karar veriyor ki? Eskiden diyorsunuz da, eskinin de eskisi her daim var. Bunun sonu yok. O gün ne doğru düzgün tesisat vardı ne de bu kadar kapsamlı baraj sistemleri, haliyle yapılanıyordu. Bugün var, yapılabiliyor.

Bizim ülkede çok fazla eskiler romantizmi yapılıyor. Ben duya duya usandım artık aslına bakarsanız. Diğer taraftan antibiyotik gibi basit bir şey olmadığı için ishalden bile kolayca ölebiliyordunuz eskiden örneğin.

Bu yola girmeyin bence, bu yolun sonu hiç iyi yerlere çıkmıyor.
0
akhenaten
(07.12.23)
Kalabalık bir ilkokula giderek kokup kokmadığını test edebilirsiniz. Koku direkt ciğerinize işliyor.
Ayrıca, yıkanmak, banyo yapmak, duş almak farklı farklı kavramlar. Sıcak su bulamayan derede yıkanır, ama yine de temizlenir.
0
auroraaurora
(07.12.23)
akademisyen kimliğine bürünüp sallamış biraz anlaşılan. yağı kümden yok etmiyoruz zaten saçtan, ciltten. etraftan binbir pislik yapışıyor cilde. temizleyip kurulayıp nemli olsun diye yağlı krem sürüyoruz.
akademisyen(!)'in dediklerinde doğruluk payı var ama baktığı ve durduğu nokta yanlış. köyde herkes tezek koktuğu için ve burun da bir müddet sonra alışacağı için, köydeyken o kokuyu almaz olabilirsiniz ama bu durum cildinize, kıyafetinize, o kokuya sebep olan koku molekülleri, mikroorganizma vb her neyse, onların sindiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. ve bu sağlık için risktir. En başta da söylenmiş, bugün bir çok zararlı kimyasal molekül havada uçuşup bizlere yapışıp duruyor.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(07.12.23)
saçımızı yıkamadığımız zaman biriken şey sadece yağ değil ki? sigara kokusu, toz toprak vs... zaten saçtaki yağ 6 cm'e kadar gidiyormuş. saçın kalanı için o yağın bi faydası yok.

bence şurada sıkıntı var. iki günde bir duş almak normal örneğin. ama her duşta delicesine sabun, duş jeli, şampuan, krem cart curt kullanmak evet tüketim kültürünün bir sonucu olabilir. geçen bi kuaförün youtube kanalına takıldım. saç kremlerini yorumluyor ve hepsinin arkasında saça bolca uygulayın yazıyordu. halbuki uzun saça en fazla iki fındık büyüklüğü yetermiş.

ev için olan temizlik malzemelerinde de durum bu bence. geçen bi doktorun paylaşımında gördüm. atıyorum 2 lt suda bir damla çamaşır suyu bile en güçlü mikrobu öldürür diyordu. ben klozet harici bir yerde çamaşır suyu kullandığımı hatırlamıyorum ama tuz ruhu ile buzdolabını silen biliyorum mesela, çok saçma bu.

yani sonuç olarak reklamların filan bize normalmiş gibi göstermeye çalıştığı bazı ürün kullanım şekilleri var ve bunlar çok gereksiz katılıyorum. ama eskiden su yoktu az yıkanıyorduk bu normaldi, eee, bu devirde de az yıkanalım demek mantıksız.
0
elorelia
(07.12.23)
İnsanlar eskisine göre çok daha fazla bir arada yaşıyor (15 milyon İstanbul'da) ve etkileşim çok fazla, şehirler arası, uluslar arası uçuşlarla mikroplar çok hızlı ve uzaklara taşınıyor.
O yüzden mikrop çeşitliliği ve maruz kalınması çok daha yüksek eskisine göre.
Tüm bunlara rağmen yaşam kalitesi ve süresi uzuyor, çünkü abidik bir mikropla ölme ihtimalin düşük hijyen sayesinde.

Eskisi gibi dağda tek başıma yaşayacağım diyorsan, daha gevşek davranabilirsin bence.
0
burfak
(07.12.23)
(kesinlikle duyuruya cevaptır)

su hakikaten sayılı. öyle bol bol kullanmak, 2 günde 1 yıkanmayı bile alt sınır saymak bilemiyorum. ankarada sular uzun süre kesildiğinde içme suyu kullandık. bakanın biri 2 günde 1e indirdim yıkanmayı dedi de bu lütfunu ayıpladık.

daha 20 sene olmadı, haftada 1 yıkanmak normaldi. muhtemelen bazı yerlerde halen öyle. şimdi 2 günde 1 normal oldu. normal değişiyor. tüketim değişiyor.

her tenefüs 100lerce çocuk savaş ediyor, okul kokar, kokmalıdır

ilaç iyi bi şey tabii ama eskiden antibiyotiği alt ede ede ejderhaya dönüşmüş bakteri de yoktu
ih1.redbubble.net

çamaşır suyunda zaten 5 litreye 1 kapak atın yazıyor ki bu bile suları kirletiyor. biz o suyu içiyoruz. balık geliyor soframıza oradan. başka hayvanlar yiyor oradan bize ulaşıyor. eskiden insanlar eşerya koliden ölmüyordu, demek ki tuvalet temizleme yöntemleri mevcutmuş.
0
lambırcek
(08.12.23)
Vucut temizliği dışında tüketim kültürü sonucudur. Ev temizliği, aşırı kıyafet temizliği hem zaman hem de kaynak israfıdır.
0
ferenc
(08.12.23)
(3)

Kedi Alerjisi

auroraaurora
15 yıldır kedilerle yaşıyorum. Hem kedi, hem köpek epiteline alerjim çıktı. Maalesef uyumaya çalışırken çok rahatsız ediyor. İlaca başladım, ama uykumun ortasında boğulurcasına öksürerek uyanıyorum iki gecedir. Kedilerle yaşayıp alerjisi olanların bu durumla başetmek için yönlemteleri var mı? Doktor
15 yıldır kedilerle yaşıyorum. Hem kedi, hem köpek epiteline alerjim çıktı. Maalesef uyumaya çalışırken çok rahatsız ediyor. İlaca başladım, ama uykumun ortasında boğulurcasına öksürerek uyanıyorum iki gecedir. Kedilerle yaşayıp alerjisi olanların bu durumla başetmek için yönlemteleri var mı? Doktor birlikte uyamayacaksın diyor, ama gündüz zaten işteyim. Bir birlikte uyku keyfimiz var. :(
Hava temizleyici aldım belki faydası olur diye. Ama uykuda yararı olmuyor. Çok üzülüyorum, var mı tavsiyesi olan?
0
auroraaurora
(04.12.23)
Antihistaminikler işe yaramıyorsa aşı tedavisi uygulanabilir belki. Elbette doktorunuza danışın. Kedi köpekte de uygulanabiliyor mu bilmiyorum. Kişiye özel aşı üretiliyor, epeyce de uzun bir tedavi süreci var (3-4 sene) ama kesin çözüm oluyor.
0
orient blue
(04.12.23)
alerji ilaçları hemen etki etmiyor, birde bu alerji atak gibi geliyor. benimde bir ara her gece boğularak uyandığım oldu, ilaç içmeden rahat uyuduğum dönemlerde var. ilaçlara devam kendi bünyen nasıl tepki veriyor zamanla öğreneceksin malesef.

yatak çarşaflarını özellikle yastığını günlük değiştir. odana kaliteli güçlü hava temizleme filtresi almanı tavsiye ederim çok işe yarıyor, temizleyicide odaya sen girmeden en az 2 saat önceden açık olmalı, odanın içindeki akarları bir anda çekemiyor.

odayı havalandırmada şart, gündüz veya eve geldiğin gibi camını açıp havalandır uyuyana kadar, mümkünse kapını kapat gün içinde kedi odaya girmesin(biliyorum bu çok zor)

kafanı yüksek tutmanıda öneririm, birde eğer sürekli öksürerek uyanıyorsan uyku apnesi olabilir, ufak bir nefes cihazı ile sorunsuz uyutuyor(eğer tüm yüz maskesi önerirse doktor kedi alerjeninide havadaki ekarte etmiş olursun) bunun için bir gece yatmalı uyku testleri yapıyorlar veya açık göz doktor bulursan yatırmadan uygun bir model tavsiye eder düşük ayarda
0
eja
(05.12.23)
@Eja Teşekkür ederim. Dün gece sorunsuz uyudum neyse ki ;) Dediğiniz gibi sabırlı olmam gerekiyor.
0
🌸auroraaurora
(05.12.23)
(6)

1.sınıf çocukların alfabeyi öğrenişindeki değişiklik

avatar is back
biz ünsüzleri "be, ce, de" diye öğrendik ama yeni nesil "bı, ccc, dd" diye değişik falan öğreniyor. ilber ortaylı çok ağır konuşmuştu bi yerde; "çok bilinçli olmayan 3-5 meb öğrencisi amerikaya 2 yıllığına yüksek lisansa gidiyor, dönünce her şeyi bildiklerini sanıyorlar. türkçe, ingilizce gibi bir d
biz ünsüzleri "be, ce, de" diye öğrendik ama yeni nesil "bı, ccc, dd" diye değişik falan öğreniyor.

ilber ortaylı çok ağır konuşmuştu bi yerde; "çok bilinçli olmayan 3-5 meb öğrencisi amerikaya 2 yıllığına yüksek lisansa gidiyor, dönünce her şeyi bildiklerini sanıyorlar. türkçe, ingilizce gibi bir dil değil, bu öğretilen bizim dilimize uygun değil" falan demişti.

bunun sebebi hikmeti nedir?
0
avatar is back
(28.11.23)
sebebi hikmeti: öğretmemeye yönelik, adeta fallik sembol gibi bir eğitim sistemimizin olması.
0
avianthem
(29.11.23)
öğretmemeye yönelik eğitim sistemimiz olduğu doğru da, bunun sebebi o değil. el yazısı saçmalığın daniskasıydı mesela. bir nesil heba oldu. neyse ki ondan yırttık. o yollardan geçmiş bir baba olarak cevap vereyim.

harfin okunuşunu bee diye öğretince, çocuk kelimeyi okurken kelimedeki harfi de öyle okuma eğilimine giriyor çünkü.

mesela ilk öğrendikleri üç harften biri "k". k harfinin okunuşuna kee dersen, "ek" kelimesini "e kee" diye okuma eğilimine giriyor. "ek" diye okuması gerektiğini kavratamıyorsun. harfe "kee" diyip kelimeyi niye "ek" diye okuduğuna anlam veremiyor. o yüzden harfi sesli söylerken "kk" demek gerekiyor ki "çocuk da "ek" diye okusun. okumayı öğrenince geçiyor bu.
0
kibritsuyu
(29.11.23)
Alfabeyi bu şekilde öğrenmiyorlar, sesleri bu şekilde öğreniyorlar. Bahsettiğiniz şeyler harfler değil fonemler ("phoneme"), dildeki en küçük ses yapı taşları. Okuma yazmanın temeli olarak tüm dünyada günümüzde yaygın olarak kullanılan bir yöntem. Kibritsuyu'nun açıkladığı mantık.
0
fotrsapka
(29.11.23)
Bu yıl okuma yazma öğretiyorum. 5 adet ses grubu var 3 ayda hepsi okuma yazmaya geçtiler. Eski sistemden daha iyi kesinlikle. Çünkü “b” ile “be” başka şeyler.
0
ruhen hastayim ben
(29.11.23)
Ben 84 doğumluyum. Fotrsapka’nın tarif ettiği yöntemle öğretildi bize.
0
auroraaurora
(29.11.23)
Bence eskisinden güzel bu sistem. Mesela "L" harf olarak öğretilince buna "le" diyorlar. "Kal" kelimesini örnek alalım, bazı öğrenciler kelimenin sonunda "l" görünce bunu kale diye okuyabiliyorlar. Tabii ki öğrenci bunu ilerleyen zamanlarda daha iyi kavrıyor ve düzeltiyor ama mevcut sistemde bu karışıklık önlenmiş oluyor ve okumayı daha hızlı öğretiyor.
0
Tutkun
(29.11.23)
(3)

Toi Moi Kedi Kumu

auroraaurora
Bu markayı deneyen var mı acaba? Tozsuz kedi kumu arıyorum. Eve girer girmez hırıltılı solumaya başladım, kumdan olduğunu düşünüyorum. Başka marka önerilerine de açığım.
Bu markayı deneyen var mı acaba? Tozsuz kedi kumu arıyorum. Eve girer girmez hırıltılı solumaya başladım, kumdan olduğunu düşünüyorum. Başka marka önerilerine de açığım.
0
auroraaurora
(24.11.23)
Van cat aktif karbonlu kullanıyorum, memnunum. Ayrıca evet, kum tozutuyor ve koku yapıyordur.
0
prole
(24.11.23)
Van Cat Aktif Karbon çok iyidir, bence piyasadaki en iyisi. Diğer markaların aktif karbonlu olanlarını da deneyebilirsiniz.
0
alfired
(24.11.23)
Aktif karbonlu kullanıyorum zaten şu anda. Tozutmayan bir markaya ihtiyacım var. Alerjik reaksiyona neden oluyor muhtemelen.
0
🌸auroraaurora
(24.11.23)
(4)

İngilizce nasıl denir: güle güle kullanın

cccbehzatccc
Soru başlıkta :)use it by laughing laughing değildir sanırım :)
Soru başlıkta :)
use it by laughing laughing değildir sanırım :)
0
cccbehzatccc
(24.11.23)
enjoy it
0
matilda
(24.11.23)
"Use it in good health"
0
auroraaurora
(24.11.23)
enjoy +1
0
brakgn
(24.11.23)
enjoy +1

nikimi enjoy yapacaktim sozlukte zamaninda olmamisti..
0
gule gule
(24.11.23)
(9)

the north face mont

paintov
linkteki mont kalın mı? ankarada üşütür mü?https://www.amazon.com.tr/North-Face-Erkek-Quest-Triclimate/dp/B07T7WBSQL?ref_=Oct_DLandingS_D_04b9da51_2&th=1
linkteki mont kalın mı? ankarada üşütür mü?

www.amazon.com.tr
0
paintov
(22.11.23)
Web sitesine baktınız mı? Kalın durmuyor ama bunlar özel malzemelerden yapıldığı için görece ince oluyorlar. Kullanım amacı olarak dağda hiking yazıyor. Bunun altına kat kat hiking’e uygun kıyafetler giyerseniz üstüne hiking yaparken de ısınacağınız için sıcak tutacaktır ama statik vaziyette ya da kısıtlı şekilde hareket ederken (metroya yürürken, işten eve dönerken falan) Ankara’da sıcak tutacağını sanmıyorum.

Çok daha ucuza decathlon’a da bakabilirsiniz. Ya da pofuduk polyester montlara bakabilirsiniz. Sabit dururken ne kadar kalın, o kadar sıcak tutar bunlar.
0
orient blue
(22.11.23)
Net üşürsünüz. Bu ceket iç tarafında bir polar, dış katmanda da su geçirmez bir yağmurluk olarak geliyor. Yani aslında bir poların üzerine giydiğiniz bir yağmurluk olarak düşünün. Sizi sıcak tutacak olan içteki polar. Dış katman rüzgar geçirmediği için nispeten ısıyı muhafaza etmeye yarar. Ancak bu ürünler aslında aktivite ürünleri. Yani hareket etmediğinizde, otobüste, durakta vs beklerken üşürsünüz.

Bunun yerine bence Decathlon'dan bir -10 Kaz tüyü mont ve üzerine de dış katman bir yağmurluk alırsanız, north face'in yarı fiyatına tüm kışı sadece Ankara'da değil, herhangi bir yerin soğunda sorunsuz geçirirsiniz.
0
thracia
(22.11.23)
Ankara’da kış bununla çıkmaz
0
but that was just a dream
(22.11.23)
Ankara ayazinda olmaz bu. Bayagi kaz tuyu kalin montlarindan lazim NF’nin.
0
mor oje
(22.11.23)
Siz erkek için sormuşsunuz gerçi, ama bende aşağıdakinden var. Geçen kış hem hiking'de hem şehirde giydim. Geçtiğimiz hafta sonu 2 derecede giydim. Rüzgar ve yağmur geçirmemesi en büyük avantajı. Çok soğuk havalarda boğazlı kazak veya sweatshirt ile giyerseniz hiç üşümezsiniz.

www.trendyol.com
0
auroraaurora
(22.11.23)
Kalın değil.
0
ditu
(22.11.23)
linkteki ürünü mağazada inceleyip çok beğenmiştim ama benzer bir montum olduğu için almadım. tavsiye ederim.

www.decathlon.com.tr
0
jepa
(23.11.23)
@jepa

ya tipi çok kötü duruyor yoksa işlevsel tabi

@auroraaurora

bu modelin erkek için olan modelini biliyorum da 14-15k fiyatı
0
🌸paintov
(23.11.23)
oncelikle sogukluk rekorum -46c, o yuzden mevzuyu biraz biliyorum.

herkes kalinlikdan bahsediyor da kislik urunlerin teknolojisi arttikca incelir.
arcteryx diye bir marka var, kislik ceketleri inceciktir ama baya tuzludur mesela, dagcilar falan kullanir.

yani ne kadar kalin o kadar soguga dayanikli mantigi yok artik.

acikcasi ben internetten mont almam, giyip dokunup bakmak lazim. ama linkteki mont bana ankara sogugunu halleder gibi geldi. Bir kere uzun, kicini kapatiyor. Bir de boyun bolgesi baya korunakli. iki kat, ici polarli. Imkansiz degil bence.
0
cooperr
(23.11.23)
(2)

Bu adamların ne istediğini anlayamıyorum

filipis
İrlandada bir üniversiteye data analytics alanında master başvurusu yaptım ama benden istediklerini anlamadığım mail atıp duruyorlar. Ve konu hakkında açıkça ne istediklerini yazmıyorlar. Günde bir kez mailleşip duruyoruz. Ne yapacağımı cidden anlamadım. Adamlara staj dışında bir deneyimim olmadığın
İrlandada bir üniversiteye data analytics alanında master başvurusu yaptım ama benden istediklerini anlamadığım mail atıp duruyorlar. Ve konu hakkında açıkça ne istediklerini yazmıyorlar. Günde bir kez mailleşip duruyoruz. Ne yapacağımı cidden anlamadım. Adamlara staj dışında bir deneyimim olmadığını açıkladım bu arada.

Mail-1:
“Please put any of your programming and stats experience into a pdf document so we can attach your personal statement for the course director

Kind Regards,
Breege”

Mail-2:
“Can you please send us a SOP outlining your programming and stats knowledge for the course director to review. Their CV wouldn't be enough unfortunately.

Thanks”
0
filipis
(15.11.23)
Niyet mektubu istiyorlar sanırım. Niye o programa katılmak istiyorsunuz, bu konulardaki tecrübeniz vb.
0
auroraaurora
(15.11.23)
SOP dediği şey statement of purpose, yani niyet mektubu. ayrıca bir personal statement yazmadıysanız iki mailde de aynı şeyi istiyor olsa gerek. fakat sop ile ps arasında içerik bakımından bir nüans var. kabaca varsa stajda ilgili deneyiminizden veya lisansta ilgili ders aldıysanız onlardan bir kompozisyon biçiminde bahsedip pdf olarak gönderebilirsiniz.
0
inveniam viam
(15.11.23)
(3)

Kolonoskopi hazırlığında Pegdin kullanan oldu mu?

magni
selam. kolonoskopi hazırlık aşamasında bağırsakları temizlemek için Pegdin adında bir toz varmış. sgk karşılamıyor, pahalı bir şey. bunu kullanınca lavmana gerek kalmıyormuş sanırım. bu pegdin'i kullanarak kolonoskopi olanlar var mıdır aramızda? var ise pegdin kullanımına rağmen lavman yapmış mıydın
selam. kolonoskopi hazırlık aşamasında bağırsakları temizlemek için Pegdin adında bir toz varmış. sgk karşılamıyor, pahalı bir şey. bunu kullanınca lavmana gerek kalmıyormuş sanırım. bu pegdin'i kullanarak kolonoskopi olanlar var mıdır aramızda? var ise pegdin kullanımına rağmen lavman yapmış mıydınız?
0
magni
(10.11.23)
3 defa kolonoskopi oldum, doğru hazırlık yapılırsa zaten lavman kullanılmıyor.
Sonuncusunda 2 * X-M DIET COZELTI (250 ML) ve 1 * CITRAFLEET
kullanımı en kolay hazırlık sıvısıydı ikisi de.
0
spankenstein
(10.11.23)
İki defa kolonoskopi oldum. İkisinde de lavman istedim. İlkinde 4 litreden fazla ilaçlı su içmem gerekiyordu, bitiremedim. İkincide sizin ilaçtan kullandım, temizlenmedi gibi geldi bana. Lavman kesin çözüm. Bağırsak temizlenmemişse tekrar aç kalacaksınız; ki bence kolonoskopinin tek zor tarafı önceki gün yapılan diyet.
0
auroraaurora
(10.11.23)
Bence yapacak doktor ne veriyorsa onu kullanin ki islem gununde bagirsak temizlenmemisse mahcup olmayin gereksiz yere. Veya bu soruyu da o doktora yoneltebilirsiniz. Diger turlu "benim verdigim hazirligi yapmayip kafana gore is yapmissin" olur.

Son 15 senede 7 defa falan olmusumdur. Acikcasi lavman bir giriyor bir cikiyor hazirlik listesinden ben de anlamadim gercekten gerekli mi degil mi.

Siviyi icmekte ilk donemler ben de zorlandim ama artik cok kolay geliyor. Nefessiz icmen lazim, nefes alirsan agiz kokusunu tadini hissediyor ve orada kayis kopuyor. Tavsiyem bir bardak ilacli suyu nefessiz dikmek, ardindan nefes almadan bir bardak sprite/ice tea/elma suyu/vs dikmek araliksiz ki ilacin tatsizligi sana tekabul edemesin.

Aclik hos degil evet. Ben genelde hazirlik dokumaninda tavsiye edilenden de fazla ac birakiyorum kendimi, son gece temizlik islemi daha rahat ve risksiz gitsin diye.
0
hot potato
(10.11.23)
(7)

Fazla TL yüklenen İstanbul Kart sorunu

marjinal kereste
Merhaba,Turistim. İstanbul'da nasıl olduysa 200 tl den fazla yüklemeyle İstanbul karta para attım. Bireysel kart değil gişeden alınan sıfır kart.Sanırım 3 sene içinde kullanmam lazımmış ama senede 2 defa gelen ben 3 senede o karti bitiremem. Sorum su.Bu kartta ki fazla yüklenen parayı geri nasil ala
Merhaba,

Turistim. İstanbul'da nasıl olduysa 200 tl den fazla yüklemeyle İstanbul karta para attım. Bireysel kart değil gişeden alınan sıfır kart.

Sanırım 3 sene içinde kullanmam lazımmış ama senede 2 defa gelen ben 3 senede o karti bitiremem.

Sorum su.

Bu kartta ki fazla yüklenen parayı geri nasil alabilirim?

- İstanbul kart dolum yapan yerlere karti kirdirtabilir miyim?

- Bir ara bu kartlar kredi karti yerine geçecek haberleri vardı ama onda daha sonuç yok sanırım.

- Kartta ki parayı nakit çekemiyorum peki İstanbul İl sınırı içindeki örneğin belediyelerin Cafe sinde kredi karti yerine bu karttaki parayı alışveriş için kullanabilir miyim?

- Veya son çare gelene geçene karti verip içindeki bakiye kadar karşı taraftan nakit mi alayım?
0
marjinal kereste
(02.11.23)
Marketlerde geçiyor. Hangileri bilmiyorum, ama uygulamadan bakabiliyor olmanız lazım.
0
auroraaurora
(02.11.23)
belediyenin kendi kafeleri var, orda geçiyor. gir bir cheesecake ye, kahve iç. hamburger yaptır olmadı. her şey var.
0
adivar
(02.11.23)
starbucks hesabına yükleyebilirsin
0
jelly bear
(02.11.23)
bir ara getirde de geçiyordu. Eğer değiştirmedilerse tabi.
0
nuevo
(02.11.23)
istanbulkart uygulamasını yükleyip seçenekleri görebilirsiniz. mesela lcw'de kullanılabiliyormuş veya multinet kabul eden yerlerde geçiyormuş.
0
lazpalle
(02.11.23)
a101 bim carrefour hakmar getir migros şok ve lcw mağazalarında kullanılıyor. halk bakkalarda ve multinet geçen yerlerde istanbul'da kent lokantalarında geçiyor
0
exlibris
(02.11.23)
İçindeki bakiyeyi starbucks'a aktardım en azından bir kahve içmiş olduk. Güzel çözümmüş.
0
🌸marjinal kereste
(08.11.23)
(3)

Şu italya turu sizce nasıl?

baldan kaymak
https://www.prontotour.com/Buyuk-Italya-Turu-Nisan-6-2024-200776Nisan'da katılmak istiyorum, 31k fiyatı var. Ne dersiniz? İlk yurtdışı deneyimim olacak.
www.prontotour.com

Nisan'da katılmak istiyorum, 31k fiyatı var. Ne dersiniz? İlk yurtdışı deneyimim olacak.
0
baldan kaymak
(02.11.23)
8 günde çok yer geziyor. İlk İtalya gezisi için Roma Floransa Venedik 3 şehit yeter. Sadece vatikan yarım günden fazla alabiliyor ve bir sürü saray ve gezilecek yer var. Mesela romaya 3 gün lazım ve bu müzeler saraylar internetten randevu ile çalışıyor. Bana fark etmez şöyle bakar geçerim derseniz sıkıntı yok.
0
mikahakkinen
(02.11.23)
Bu fiyatlara aldanmayın. Hemen her etkinlik ekstra. Ayrıca Mika’nın dediği gibi görüp hemen araca dönülecek muhtemelen.
0
auroraaurora
(02.11.23)
bu kadar şehri anca otobüsten inmeden gezersiniz. her geziye de ekstra 100 euro demişler kişi başı.

ingilizceniz varsa (çat pat da olsa olur) kendiniz yapın bence. roma-floransa-venedik
0
brkylmz
(02.11.23)
(7)

bu yaştan sonra iş bulabilir miyim?

nothing in my way
bazı nedenlerden dolayı üniversiteye geç başladım ve 27 yaşında mezun oldum. 3 yıldır işsizim. uludağ üniversitesi-işletme bölümü mezunuyum. zaman zaman iş aradım ama doğru düzgün iş bulamadığım için bir yere girip de çalışmadım. artık ümidimi kaybetmiş durumdayım, sağlıklı düşünemiyorum. alanım olm
bazı nedenlerden dolayı üniversiteye geç başladım ve 27 yaşında mezun oldum. 3 yıldır işsizim. uludağ üniversitesi-işletme bölümü mezunuyum. zaman zaman iş aradım ama doğru düzgün iş bulamadığım için bir yere girip de çalışmadım. artık ümidimi kaybetmiş durumdayım, sağlıklı düşünemiyorum. alanım olmayan yerlere başvuruyorum, hem de başlangıç seviyesi işler olmasına rağmen olmuyor. bu sefer de mülakatlarda 3 yıl boyunca ne yaptın diye soruyorlar, "kendimi geliştirdim ehe öhö" bir şeyler uyduruyorum ama işverenin umrunda değil. mülakatı bitirmek için bahane arıyorlar resmen. ne bahane uydurabilirim onu da bilmiyorum. 30 yaşında tecrübesiz olunca işveren tarafından dede olarak görülüyorum sanırım:) gerçekten zor bir durum. bu yaştan sonra da üniversiteye girip başka bölüm okumak da ne kadar doğrudur hiç bilmiyorum. açıkçası bunları yazarken utanıyorum ama olaylar böyle gelişti maalesef. bu yaştan sonra sıfırdan başlamak mümkün müdür? biraz uzun oldu kusura bakmayın.
0
nothing in my way
(29.10.23)
Ümitsizlik insanın en büyük düşmanıdır !!

Her şeyden önce iş görüşmelerinde , kendine güveneceksin ki , işlerinde sana güvensin, çalışmadığın zamanlar için kendi işimi kurdum vb tarzında şeyler söyleyebilirsin, iş görüşmesi insanın bir anlamda kendini pazarlamasıdır, bunu gerek verdiğin cevaplarla , gerekse duruşun ve beden dili ile yapacaksın.

Kpss bir seçenektir +1

Bunun haricinde piyasada talebin çok olduğu yeni iş alanlarında kurslarla vb. gibi kendini geliştirebilirsin, bu yeni bir nish te olabilir.
0
Rao
(29.10.23)
İlk sigortali işe girdiğimde 26 yaşındaydım, 1 yıl çalıştım sonra işsiz kaldım sonra tekrar iş buldum. Bunda utanacak hicbir şey yok. Sizi bu buhrandan sadece KPSS kurtarır. Bu yaştan sonra iş bulunur, ama özel sektör istikrarlı değil.
0
sanguine
(29.10.23)
bir tanidigimiz es durumundan dolayi kucuk bir ilceye tasindi. o kucuk ilcede calisacagi bir is yoktu. asgari ucretin altina sigortasiz calismayi bile kabul edecek raddeye gelmisti en son. ama yine is bulamadi. soz verdiler, tutmadilar vs

dugunde takilan altinlarla bir is kurdu. ama istemeye istemeye. babasinin evini ipotek edip para buldu

pandeminin ortasiydi. delirdin mi filan demistim.

su an 6-7 calisani var. cok mutlu

bazen patron aramak degil de, patron olmaya calismak gerektigine inaniyorum

2 yil 4 yil yeni bi okul okuyacak kadar zamaniniz varsa; is kuracak kadar zamaninizda vardir bence

cok az sermaye gerektiren onlarca is, dijital firsat var

bence bi dusunulebilinir
0
foster
(29.10.23)
çok zor, bence kendi işini kurmanın yolunu ara. şaka da yapmıyorum.
hatta belki size düşük bir meslek gibi gelecek ama değil; tesisat, elektrikçilik vs. gibi hızlıca öğrenilebilecek işlere odaklanabilirsiniz.

ümtisizliğe kapılınacak bir durum yok. sadece rotanız ıdoğru seçin. 30 yaşında 0 tecrübeli birinin beyaz yaka olarak devam etmesi mümkün değil.

dünyadaki tek meslek de beyaz yakalılık değil.
kendi işiinzi açmayı, birkaç zanaat öğrenmeyi falan deneyin.
0
tchuck
(29.10.23)
29 yaşına kadar hiç çalışmadım diyebilirim. Çıkmadık candan umut kesilmez. Ben de uzun bir süre iş bakmayı bile bırakmıştım.
0
auroraaurora
(30.10.23)
Tanıdık yoksa bulamazsın. Bulsan da ağır işleri kitlerler. Çevreye haber salın, bir yerlerden tanıdık, ağabey falan bulmaya bakın. İş bulanlar böyle buluyor.

Baktın olmuyor emlakçılık ya da bir şeyler satabileceğin bir dükkan açmayı dene. Diğer türlü ömür boyu kölelik yaparsın.

Türkiye'de insanlar üniversite bedava diye illa okul okuyayım kafasında işsiz kalıyor. Diplomalı işsizlik her yerde var. Sanayide kaynakçılık yapan adamın 2-3 evi oluyor.

Bir de bence iş bulacağım diye hiç istemediğin veya geleceği olmayan bir yola girme. Kira ödemeyeceğin, yaşam masraflarını çıkaramayacağın bir işe girme. Çalışırken aileye muhtaç kalmak çok sıkıntılı olur
0
roe
(30.10.23)
ilk ciddi isime 27 yasinda girdim, 6 ay full time is aradim ilk gelen teklifi okumadan imzayi attim yolladim, maasa bile bakmadan attim imzayi. Sonrasi sana kalmis. Isteseydim ilk calismaya basladigim is yerinden emekli olabilirdim ama 3-4 senede bir is degistirerek devam ediyorum. Olay aslinda %90 network, antenleri acik tutup mumkun oldugunca fazla ise yarar insanla tanismaya bakacaksin.

o yuzden tavsiyem:

1- Okul isinin pesini birak, vakit kaybi.
2- Ne is olursa olsun basla. 6 ay gecti begenmedin diyelim, is aramaya devam edersin. Ama bir yandan calisiyor olmak hem maddi hem de ruhsal olarak buyuk avantaj.
0
cooperr
(30.10.23)
(7)

Son yıllarda sık hasta oluyor musunuz?

ananiyimioguz
Son yillarda 2-3 ayda bir hasta oluyoruz.Yeme icmeden yana da kistigimizi dusunmuyorum her türlü besini aliyoruz.Kaldı ki hadi diyelim biz kötü besleniyoruz, akrabalardan ve is arkadaslarimdan da denk geliyorum, herkes sürekli hasta oluyor.Köyde yasayanlar bile hasta oluyor.Is arkadaslarimla evden c
Son yillarda 2-3 ayda bir hasta oluyoruz.

Yeme icmeden yana da kistigimizi dusunmuyorum her türlü besini aliyoruz.

Kaldı ki hadi diyelim biz kötü besleniyoruz, akrabalardan ve is arkadaslarimdan da denk geliyorum, herkes sürekli hasta oluyor.

Köyde yasayanlar bile hasta oluyor.

Is arkadaslarimla evden calisiyoruz, ayni anda veya belli periyotlarda hasta oluyoruz.

Neden böyle oldu sizce? Sizde de benzer bir durum var mı?

Son yıllarda kullandigim antibiyotigin haddi hesabi yok. Kullanmak da istemiyorum. Ne yapmak lazim?
0
ananiyimioguz
(28.10.23)
2020 covidden sonra bir daha hiç grip-nezle vs hasta olmadım. çok da sağlıklı beslenmiyorum.
0
orpheus
(28.10.23)
Normal rutinim/hastalık sayım bozulmadı
0
basond
(28.10.23)
Hayır olmuyorum.
0
logisticsmanager
(28.10.23)
hocam ben oluyorum valla ya.

dünyanın en sağlıksız insanıyım ama 0-25 yaş arası tank gibiydim şükür. hastanenin yolunu bilmezdim. kilo almama, sigara içmeme rağmen neredeyse hiç teklemezdim.

covid başladığından beri 3-4 ayda bir hasta oluyorum ve göğsüm çok ağrıyor. 3-5 gün düşük enerji modunda takıldıktan sonra toparlanıyorum. testlerin hepsi negatif çıktı ama bence covid kaptım ve bir daha da iflah olmadım. son 2-3 yılda bariz biçimde daha sık hasta oluyorum çünkü. üstelik endişe verici ölçüde bir aptallık ve unutkanlık başladı.
0
mark greg sputnik
(28.10.23)
4 yıldır hasta olmadım. Ne Covid ne grip. Sokaktaki kedilerle köpeklerle haşır neşirim, ben ona bağlıyorum.
0
auroraaurora
(30.10.23)
O zaman sorun bizim hareketsizliğimizden ve dışarı pek çıkmamamızdan kaynaklanıyor evet :/
0
🌸ananiyimioguz
(30.10.23)
Kendimde veya çevremde böyle bir durum gözlemlemedim. Genel olarak kolay kolay hasta olmam.

Beslenme, uyku ve harekete dikkat ediyorum. Yediğimiz gıdalar ve soluduğumuz havalar kirli, kimi bünye daha çok etkileniyor olabilir. Mikropların yapısında ve bulaşmasında bir değişim varsa onu bilim insanları bilir, fikrim yok.
0
fotrsapka
(30.10.23)
(7)

Yurtdışına tur düzenleyen güvenilir firmalar

kahver
Selamlar.Sözlükte hangi tur firmasının başlığını okusam "uzak durun!, sakın yaklaşmayın!" gibi ibareler görüyorum. elbette yemeksepeti'ndeki firmalar gibi her yerin beğeneni beğenmeyeni olabilir. ama yurtdışı gibi masrafı yüksek bir tura katılmak için de riski azaltmak gerekiyor.sizlerin deneyimleri
Selamlar.
Sözlükte hangi tur firmasının başlığını okusam "uzak durun!, sakın yaklaşmayın!" gibi ibareler görüyorum. elbette yemeksepeti'ndeki firmalar gibi her yerin beğeneni beğenmeyeni olabilir. ama yurtdışı gibi masrafı yüksek bir tura katılmak için de riski azaltmak gerekiyor.
sizlerin deneyimlerinden yola çıkarsak, avrupa turlarına katılanabilecek görece güvenilir tur firmaları hangileridir?
teşekkürler.
0
kahver
(19.10.23)
Yurt dışına turla gitmedim, ama son 2 senede Setur, Pronto ve SSC ile yurt içi turlarına katıldım. Setur çok iyiydi. Katılımcı profili, tur otobüsü, rehber ve otel gayet iyiydi. Pronto eh işte. SSC beş para etmez, uzak durun.
0
auroraaurora
(20.10.23)
pronto, ets güvenilirdir, tabi bir sorun olduğunda tur rehberi olanaklara bağlı olarak rezil olma durumu olabiliyor.
0
eja
(20.10.23)
Facebookta birkaç seyahat grubuna üyeyim, orada öğrendiğime göre her ülkenin uzmanı tur şirketi ayrıymış, mesela Kappa Tur İtalya için iyiymiş vb. Öyle bir gruba girip takip edebilirsiniz.
0
kuehles blondes
(20.10.23)
her turda bişeyler ters gidebilir, buna denk gelenler yapıyolardır muhtemelen yorumları. Pronto iyidir.
0
hobarey
(20.10.23)
ben tursuz kendim gezmeyi seviyorum ama arkadaşlarım ets tur ve jolly tur tercih ediyorlar ve sürekli yurtdışına gidip geliyorlar memnunlar .

bir de avrupa turlarında katılım az olunca turlar birleşiyormuş .
0
devilone
(20.10.23)
Ben Tatilsepeti aracılığıyla Tayland turlarına katıldım. Özellikle tur rehberlerinden birisi sanki rehber değil de yurtdışında bizi misafir eden yakın dostumuz gibiydi, çok bilgili, samimi ve düzgün bir insandı. Genel olarak memnun kaldım güzel geçmişti. Jolly ile tur değil ama tatil paketi alıp Kıbrıs'a gitmiştim o da gayet iyiydi, sorunsuzdu.

Bir de bazı tur firmaları ortak hareket ediyor örneğin Japonya paketi diyelim; setur-ets-tatilsepeti aynı turu satıyorlar. Tarihleri, fiyatları ve tur isimlerini incelediğinde aynı tur olduğunu göreceksin. Katılımcıların kimi setur, kimi jolly'den almış oluyor ama tur aynı tur. Bu telaffuz ettiğim tur şirketleri genel olarak iyidir. Avrupa için vize prosedürü sıkıntı oluyor o konuda tedbirli olmanı öneririm.

İnsanları tatmin etmek, özellikle de Türk insanını çok zor. Kahvaltı menüsünden tut, otobüsün kolçağına kadar herhangi birşeyden şikayet etmekten ileri seviye zevk alan bir milletiz, kesinlikle memnun olmuyoruz.
0
Lethe
(20.10.23)
Kesinlikle MNG elit tur.

avrupa turuna gitmiştik, 5 ülke gezdik, şehir merkezinde iyi hotellerde konakladık, rehberimiz gerçekten çok bilgili ve disiplinliydi. tur programımızda hiç aksama olmadan çok keyifle gezdik. tur ücretine her şey dahildi, ekstra tur ücreti vs diye bir şey yoktu. mutlaka araştırmanızı öneririm.
0
isyankar tosbaga
(20.10.23)
(4)

Smart TV ve Mubi

auroraaurora
Merhaba,Sadece Netflix uyumlu Arçelik marka bir akıllı televizyonum var. Bunda Mubi kullanabiliyor muyum? Mubi'nin sitesine baktım, ama pek anlayamadım. :( İzleyemiyorsam Apple TV kullansam olur mu? Bu cihazı televizyona mı bağlıyorum, nasıl oluyor? Of çok cahilim :)
Merhaba,
Sadece Netflix uyumlu Arçelik marka bir akıllı televizyonum var. Bunda Mubi kullanabiliyor muyum? Mubi'nin sitesine baktım, ama pek anlayamadım. :( İzleyemiyorsam Apple TV kullansam olur mu? Bu cihazı televizyona mı bağlıyorum, nasıl oluyor? Of çok cahilim :)
0
auroraaurora
(03.10.23)
tv'nin tam modelini yazarsanız daha fazla yardımcı olabiliriz. tv'nin varsa kendi uygulama mağazasında Mubi yoksa kuramazsınız teknik olarak. fakat belki android işletim sistemiyle çalışıyordur, dışardan apk dosyası kurulabiliyordur vesaire, o şekilde bir ihtimal yapılabilir.

Apple TV ile elbette olur, çok da güzel olur fakat pahalıya gelir. sadece hdmi kablosunu bağlıyorsunuz o kadar. onun yerine xiaomi mi box gibi daha ucuz bir stick de alınabilir.
0
orient blue
(03.10.23)
Orient Blue, teşekkür ederim. Xiaomi medya oynatıcılar arasında yok, elimde kalmasın sonra.

mubi.com

Televizyonum Android değil. Smart TV'den farklı bu sanırım. Amazon Prime'ı bile desteklemiyor.
0
🌸auroraaurora
(03.10.23)
mi android stick işinizi görür. istediğiniz uygulamayı kurup izleyebilirsiniz
0
obscure
(03.10.23)
3. Entrye ilaveten,2 yıldır mubi üyesiyim,mibox 3(ilk çıkan) ile sorunsuz izliyorum.Hatta hem mubi uygulaması hem de miboxın kendisi yakın zamanda güncellendi.
0
arenas
(03.10.23)
(3)

Yaşlı kısır kediye mama

gibicibicis
Bilinen hastaliklari olmayan 9 ve 6 yaş kisir 2 erkek kedi icin hangi mamayi tavsiye edersiniz? 9 yaş olan obez sayilir, hareketli olsa da. Digerinin kilosu normal.Eskiden eriskin kisir kedi icin nd kullaniyordum ama bu yas ve kilo icin saniyorum artik uygun degil. En son 3-4 aydir brit care veriyor
Bilinen hastaliklari olmayan 9 ve 6 yaş kisir 2 erkek kedi icin hangi mamayi tavsiye edersiniz? 9 yaş olan obez sayilir, hareketli olsa da. Digerinin kilosu normal.

Eskiden eriskin kisir kedi icin nd kullaniyordum ama bu yas ve kilo icin saniyorum artik uygun degil. En son 3-4 aydir brit care veriyorum, kakalari ve ev biraz kokmaya basladi, saniyorum biraz kabizlik da var bazen poposunda kalmis goruyorum. Hill’s guzel gorunuyor ama baya pahaliymis, proplan yasli kisir kedi mamasini simdilik gozume kestirdim. Cevaplar icin simdiden tesekkurler.
0
gibicibicis
(27.09.23)
Kedim 10 yasinda, uzun zamandir proplan yasli kisir mamasini kullaniyorum. Memnunum ben. Digerlerini kullanmadim yorum yapamiyorum o yuzden.
0
mor oje
(27.09.23)
Brit en cok ishal problemi olan mama oldugu soyleniyor

Hills icerigine gore pahali zaten full tahil icerigi fiyati ise ucuk, hills kisir ton balikli iceriginin cogu tahil ;( malesef kullaniyorum sorun yasamiyorum diye degistirmeye cekiniyorum

Asagidaki linkte mama kiyaslamalari var su an yaali mama yok ama kisir mama fikir verir
petdoktoru.com
0
eja
(27.09.23)
ProPlan’a ek olarak Advance ve Royal Canin’in yaşlı kedi mamalarını kullanabilirsiniz.
0
auroraaurora
(28.09.23)
(18)

Sizce Bu Kabalık mı?

auroraaurora
İş yerinde yan odadaki biri kafasını çıkarıp sorabileceği şeyi Teams üzerinden yazsa bunu kabalık olarak algılar mısınız? Ben adab-ı muaşeretten yoksun olarak görüyorum böyle kişileri. Abartıyor muyum?
İş yerinde yan odadaki biri kafasını çıkarıp sorabileceği şeyi Teams üzerinden yazsa bunu kabalık olarak algılar mısınız? Ben adab-ı muaşeretten yoksun olarak görüyorum böyle kişileri. Abartıyor muyum?
0
auroraaurora
(27.09.23)
Yoo.
0
dissendium
(27.09.23)
Hayır, ben görmem.
0
SiyamkedisiZorro
(27.09.23)
ben üşenirdim kafamı eğmeye.

hem belki sesleneceğim kişinin kulağında kulaklık vardır.

veya insanları da muhabbete dahil etmek istemem.

belki de o kişiyi kasıtlı olarak çok sevmiyorumdur o yüzden muhattap olmamak için chatten yazıyordum, bilemeyiz
0
ananiyimioguz
(27.09.23)
bazı cevapları yazılı olarak almak ileride hatırlamak veya elinde kanıt bulunması açısından iyidir.
0
nhk ni youkosu
(27.09.23)
tabii ki hayir.
sizi bölmüyor ve istediginizde cevap yazma imkani sunuyor. darlasa mi daha iyi?
0
sonsuz
(27.09.23)
Bunun kabalık olarak algılanması beni şok eder, o kadar söyleyeyim.
0
silverleaf
(27.09.23)
@nhk Kayıt altına alınacak bir konu yok.
@sonsuz Hemen cevap bekliyor.

Mesela X ile toplantısı olsun 14:00'te. 13:59'da toplantı olacak mı diye soruyor yan odadan. Bu arada siz 2 dakika önce yanına gidip bir konuda bilgi vermişsiniz bu şahsa.
0
🌸auroraaurora
(27.09.23)
Yazili olarak almak daha iyi +1 ayrica surekli kafa uzatip sorulunca calisirken bolunuyorum, bu cok sevmedigim bir sey. Dolayisiyla rahatsiz etme kategorisine de girebilir. Aksine kibarlik bile olabilir yaptigi.
0
mor oje
(27.09.23)
İşime gelir. Ne kadar az konuşmak o kadar iyi derim.
0
gallienus
(27.09.23)
Çoğunlukla ben de Teams veya benzeri uygulamalardan yazıyorum gidip söylemektense. Bana da yazılmasını tercih ederim genellikle. Umarım iş arkadaşlarım da sizin gibi algılamıyordur ama sanmıyorum.
0
furry burns
(27.09.23)
yan oda mı yan kubik mi, kimseyi sesi ile rahatsız etmek istemiyordur bir de neden ayağıma çağırayım soru soracaksa, platform varsa en güzeli online halletmek.
herşey için mail attırıyorum insanlar anlamıyor sözle, yazılı veriyorum anlamadı ise 3 kere okutturuyorum.
adabı muşaret bu değil bence, alt üst olayı gibi duruyor isteğiniz
0
eja
(27.09.23)
abartiyorsun, karsimdaki insana bile teams'den yazdigim oluyor keza bana da yazan oluyor hic dert etmedim.
0
bay b
(27.09.23)
bence de kabalik degil, calisirken bolunmekten hoslanmiyorum, dolayisiyla bana da boyle yapilmasini tercih ederim.
14'deki toplanti icin 1 dakika oncesinden soruyorsa ve bunu surekli yapiyorsa, bu adet haline geldiyse, benim icin bu soru onemli ve acil degildir, cevap bile vermem bir sure sonra. bunun da kabalik oldugunu dusunmuyorum, birinin toplantisi olup olmadigini takip etmek onun gorevi, benim degil - buna zamaninda cevap vermek de benim gorevim degildir artik bu asamada- ve bunu zamaninda yapmali, dolayisiyla benim cevap verip vermemem de kabalik degildir.
0
songforsomeone
(27.09.23)
Bence bu kibarlik. Kabalik degil.
Her soru sormam gerektiginde ayaga kalkmamin gerekmesi de cok sacma zaten.
0
zimbirik
(27.09.23)
Neden olsun? Bazen eşime bile yapıyorum. Bu söylediklerini bana yazar mısın diyorum. Öyle kolay geliyordur. Teams De öyle mi bilmiyorum ama benim dikkat ettiğim söyle bir kural var. Birinin işi ile ilgili revize isteyeceksem ya da beğenmediğim bir şey söyleyeceksem, özelden yazarım. Teşekkürü herkesin görebileceği gruptan yaparım.
0
allah yazdiysa bozsun
(27.09.23)
kabalık değil. bunun kabalık olarak algılanması tuhaf ve yorucu
0
abelardo
(27.09.23)
yan odadakiyle surekli teams uzerinden konusuyoruz, yazmaktan yorulunca gidip yuzyuze konusuyorum.
0
cooperr
(27.09.23)
"Bunun kabalık olarak algılanması beni şok eder, o kadar söyleyeyim." +111111111111111111
0
hrskrs
(27.09.23)
(1)

istanbul anadolu yakası bisiklet grup sürüşü

karsiyakaliyiz
yaklaşık 3-4 aydır bisiklete biniyorum. avg hızım 25-30 arası rotaya göre. granfondolara da katıldıktan sonra bir grup sürüşü merakım depreşti. istanbul anadolu yakasında sürüşlerine katılabileceğim bir grubu ya da önerisi olan varsa müteşekkir olurum.
yaklaşık 3-4 aydır bisiklete biniyorum. avg hızım 25-30 arası rotaya göre. granfondolara da katıldıktan sonra bir grup sürüşü merakım depreşti.

istanbul anadolu yakasında sürüşlerine katılabileceğim bir grubu ya da önerisi olan varsa müteşekkir olurum.
0
karsiyakaliyiz
(15.09.23)
İstanbul Doğa Sporları Kulübü’nün etkinliklerini takip edebilirsiniz.
0
auroraaurora
(15.09.23)
(21)

olmekten korkuyor musunuz

Kittie
ve ne olacagini dusunuyorsunuz? ben karanlikta kalacagimi, yalnizliktan aglayacagimi falan dusunuyorum nedense. bir de birisi 1 yasinda, bir digeri 100 yasinda oluyor. cok garip degil mi?bana cok garip geliyor.peki ruha inaniyor musunuz, yani hepimizin bir ruhu var da, hayalet hikayelerine? akli bas
ve ne olacagini dusunuyorsunuz? ben karanlikta kalacagimi, yalnizliktan aglayacagimi falan dusunuyorum nedense.

bir de birisi 1 yasinda, bir digeri 100 yasinda oluyor. cok garip degil mi?
bana cok garip geliyor.

peki ruha inaniyor musunuz, yani hepimizin bir ruhu var da, hayalet hikayelerine? akli basi yerinde bir akrabam, olen kocasinin bir gun eve geldigini soyluyor. once soke olmus, sonra bir anda kendine gelmis dua okumus. bir anda kaybolmus adam. ne dindar biri kendisi, ne paranormal seylere inanan biri. ruya da degilmis, ondan da emin.

*marsa falan gidecegimize keske biri olumu, olum sonrasini arastirsa assf

bonus soru :) birkac hayat yasiyor olabilir miyiz? yani birileri fakir, birileri zengin. birileri abdde doguyor, birileri afrikada aclik cekiyor gibi seyler neye gore belirleniyor. yoksa bunlarin hepsi farkli zamanlarda deneyimleniyor olabilir mi?

mistik bi seyler konusasim, okuyasim var. ister hepsine, ister birine cevap verin, ister bi paragraf yazin iste oradan buradan alakali.

tesekkurler
0
Kittie
(02.09.23)
Nedense ben ölüm anının acılı olacağını düşünüyorum. Bu ve bilinmezlik beni korkutuyor.
Bir de bunu izlemek iyi gelir belki

youtu.be
0
kisa
(02.09.23)
Bu hayatta tamamlayamadigim işler için tekrar tekrar dünyaya geleceğime inanmıyorum, bir tık biliyorum.
0
sekizdokuzon
(02.09.23)
Korkmamız gereken ölüm değil layıkıyla yaşamamak.
0
sekizdokuzon
(02.09.23)
Değer verdiğimiz bir şeyi kaybedince bile çok üzülebiliyoruz. Bir insan canını nasıl kaybedebilir? Bana akıl almaz geliyor. Korkuyorum. Umarım hayırlı bir ölüm olur.
0
dissendium
(02.09.23)
Ölümden korkmuyorum, hayatla ilgili beklentim baya düşük sanırım ondan. Hayallerimdeki gibi hayat yaşasam belki daha çok korkardım. Ruha hiç inanmıyorum, bilinci ruhla özleştirmiyorum yani. İnsanı diğer canlılardan çok ayrı bir varlık olarak göremiyorum, alet yapabilen ve dil geliştiren bir primatız çok özel bulamıyorum. İnancın toplumsal düzeni sağlamak için evrilmesi oldukça mantıklı, benim gibi inançsızların hayatını kendi kendine anlamlı hale getirmesi gerekiyor. Dine inanmayı, sığınmayı isterdim ama mantığıma yatmıyor. Yine de araştırdıkça fikrim değişebilir bilmiyorum.
0
personaa
(02.09.23)
Ruha inanmıyorum. Bence zaten tüm dinlerin çıkış noktası insanların ölümden sonra hayat arayışları, buna bağlı olarak ruh kavramını geliştirmeleri. Ama bence ne ruh var ne de ölümden sonra hayat. Ölünce bilinç gidecek. Fişi çekilmiş bilgisayar gibi olacağız yani :)

Ölümden korkma değil de ben öldükten sonra yaşanacak olayları kaçırma korkum var. FOMO'nun ekstrem seviyesi gibi :d yani öldükten sonra ne kaçırmışsın tabii umrunda değil de ölmeden olabildiğince şeye şahit olmak istiyorum. Ölümden ziyade uzun ve acılı süreç yaşamaktan korkuyorum. Felç, depremde enkaz vs vs. Öyle bir ölüm yaşamadıktan sonra ölümle ilgili çok korkum yok.

Hatta yıllar önce yine sanırım burda bi soruya denk gelmiştim. Bir tuş var ve basarsanız tüm dünya bir anda yok olacak acısız bir şekilde, basar mıydınız diye. İlk okuduğumda 18 yaşlarındaydım sanırım ve niye basayım ya demiştim. Şimdi en azından basan niye basar onu anlayabiliyorum :d

Edit: çocukluktan beri tamamen pozitivist kafada, tüm metafizik konuları reddeden, bilim takıntılı biriyim. O yüzden ölü geldi, hayalet falan hepsi ya yalan ya halüsinasyon. Birinin 1 birinin 100 yaşinda ölmesi de enteresan bir şey değil. İnsan sadece neokorteks geliştirmiş, baş parmağını kullanabilen bir hayvan. Herhangi bir hayvan nasıl bebekken de ölebiliyor yaşlanınca da, bizde de durum farklı değil
0
nundu
(02.09.23)
hem de nasıl
0
estranged
(02.09.23)
Hayatı seviyorum ölmekten korkmuyorum acaba nolacak diye merak içindeyim :)

Bu akşam mistik bir kafadaysan andy weir'ın the egg diye bir öyküsü var, kurzesagt kanalı bunu 7 dakikalık bir animasyon haline getirmişti sana uygun
youtu.be

Türkçe altyazısı da var seçeneklerde
0
freebird5406_2
(02.09.23)
başlarda inançlıydım baya ahiret inancım da vardı haliyle. Ona hazırlık yapıyoruz zannediyordum.

sonra bir dönem dogmatik bilgilerimizin geçmiş yaşamlarımızdan geldiğini veya yaşadıklarımızın atalarımızın yaptığı şeyler yüzünden olduğunu falan düşünmeye başlamıştım.

yakın geçmişte de hiç bir inancım yok. bu tarz kurguların tamamen insan beyninden çıktığını düşünüyorum. kitleleri inandırabildiğin, mantığa yatırabildiğin kadar yayılıyor bu tarz düşünceler.

ölüme gelirsek, korkum değişken ya. bazen hiç korkmuyorum, sadece ben ölürsem üzülecek insanların üzülmesini düşünmek bir miktar üzüyor. Keşke ölümlere alışsak da kimse üzülmese.

bazen de geleceği görememek, son, bilinmezlik, hiçlik gibi şeyler korkutuyor.

ve de uçlarda da olsa, tamam dinlere inanmıyorum insan icadı olduğu için ama içimde bir yerlerde evrenin kendi kendine oluşması mantığını çok yatıramıyorum. Yani bir yaratıcı olmuş olabilir ve farklı bir gerçekliğe uyanabileceğimizin ihtimalini de bulunduruyorum.

Tabi bunun alışageldik öbür dünya tasvirlerinden farklı olacağını düşünüyorum eğer olursa da.
0
ananiyimioguz
(02.09.23)
Hiç mal varlığım yada borcum kalmadı bugün. Hiç korkmuyorum artık.
0
baldan kaymak
(03.09.23)
hiç umrumda değil. zerre korkmuyorum.
sadece çaresizce veya öleceğini bilerek ölmek istemiyorum. örneğin depremde bir enkaz altında kalıp ölümü beklemek gibi. veya yoğun bakımda bilinçli olarak kalmak, ölümü beklemek şeklinde olursa...
0
tabudeviren
(03.09.23)
Yunus emre'nin ruhunu cagirip muhabbet etmisler. Erol sayan anlatiyor. murat bardakci da az degil o da zamaninda katilmis 30 40 kere seanslara.

Ilginc bi muhabbet; youtu.be
0
brkylmz
(03.09.23)
jsgflkjhsdf hayatimda ilk kez olum korkusunu bu sabah 5te yasadim. normalde korkmazdim hic. optimistik bilimkurgu gorunce dun gece ters tepki yapti bende.

dindar degilim ruha da inanmiyorum o yuzden yok olacak olma fikri delirtti beni. ne hakla yani madem yok olucam neden varoldum.

mesela yetmedi, eger benim canim bu kadar kiymetliyse, diger canlilarin da oyle degil mi dedim. sabahtan beri et yiyemedim ki bir gun uzun bir sure. 2-3 gune et yemeye donerim ama hos degil.

bi tik da anne babama sinir oldum neden beni boyle bir sonucla randevulasmak uzere dunyaya getirdiler ki. bilmiyorum. korkunc. yok olma fikri bence cok aci bi sey
0
aguen
(03.09.23)
karanlıkta kalıp acı çekeceğimizi hiç düşünmüyorum. ölümden sonra bir bilinç-ruh devam eden bir süreç bence yok. var olduğuna inanıyor olmamız tamamen insan egosu ve dinlerin ölümden sonraki hayatı pazarlayarak çıkar elde etme stratjisi.

birkaç hayat yaşama da hindistandaki kast sistemi-sömürü düzeni. şimdiki hayatta sürünüyorsun ama sabret bak bir sonraki haytatta kral olacaksın yalanı.
0
orpheus
(03.09.23)
Caner taslaman ruh ölüm diye youtube ta aratinca guzel seyler var.
0
halk
(03.09.23)
olum anindan degil de olume giden yolun farkindaligindan korkuyorum. sanirim olumun kendisi bir daha uyanmayacagin bir uykuya dalmak gibi olacak. hissedecegimizi falan da sanmiyorum. ama mesela kanser oldun ve 3 ay icinde yavas yavas oluyorsun. hayatin muhasebesi falan. iste o kotu. veya enkaz altinda yavas yavas olmek...

olumden sonra bir sey olacagini sanmiyorum, ruha inanmiyorum. vegas'ta olan vegas'ta kalacak gibime geliyor. kainat, varolus bunlar askin kavramlar ve asil devam edenler bunlar olacak. biz bu karmasikligin anlik kopuklerinden ibaretiz gibi geliyor.

yani dalgali denizde olusan kopukler gibi. denizin kendisi devam ediyor ama olusan kopukler patliyor ve yerine yenisi olusuyor. sonsuza kadar devam eden bir bilinc fikri cok asiri absurd. asla patlamadan devam eden bir kopuk gibi. kaldi ki bilincimiz, benligimiz ve ben dedigimiz sey materyal dunya ile etkilesimler sonucu degisen, gelisen; dolayisiyla maddeden farkli bir varolus duzeyi olsa da bir yandan da nedensellik bagiyla onlara da siki sikiya bagli.

bazen yuksek farkindalik anlarinda, yalniz basima dusuncelere kapilmisken oha lan bir an gelecek ve butun bu bilinc olmayacak, ben dedigim bu seyin sonu gelecek diye anlik bir aydinlanma yasadigim oluyor. bu fikir bireysel olarak korkutucu tabi, ama hayatin karmasikligi bu korkunc gercekle yuzlesmemizi erteliyor. gercekten olumle yuzlesmeden olumle yuzlesebilecegimizi sanmiyorum. o yuzden bunlarin cogu laf. olumden korkmuyorum diyen adami elinin ayaginin bosalmasi ufak bir kazaya bakar.
0
antikadimag
(03.09.23)
Doğumdan öncesini hatırlamadığım için ölümün de aynı olacağını ve fişi çekilmiş bir makine gibi bir anda olmayacağım ve bunun da farkında olmayacagim.

Ben de yavaş yavaş ölmek ve olecegimi bilmekten biraz korkarim. Ama bir anda olsem bunda korkacagim tek sey esim, ailem ve yapamadigim şeyler olur.

Ne ruha ne farklı hayatlara inanıyorum. Farklı hayatlarin falan zenginlerin ve güç sahiplerinin şükür etmek, karla, öteki dünya gibi fakirleri kontrol altinda tutmak için çıkardığı şeyler olduğunu düşünüyorum. Başka dünya olmadığı inanilan bir düzende insanlar daha çok reaksiyon verirdi. Ya da şükür etmek gerekmediği zamanda. Bunlar hep işte topluluklarin kontrolu.
0
logisticsmanager
(03.09.23)
Hepimizin ortak bilincten geldigi ve ortak bilince gidecegimiz, bu dunyadaki gorevimiz tamamlanana kadar defalarca dunyaya gelecegimiz dogu felsefesinde fazlasiyla anlatilmis, deneyimlenmis ve kabul edilmis bir gorus. Ben de katiliyorum. 'Near death experience' yasarsaniz fazlasiyla huzurlu bir sure olacagini gorursunuz, o asamaya kadar aci cekip cekmeyecegimizi bilemeyiz. Kendi adima tam olarak Anita Moorjani'nin anlattigi gibi deneyimledim.
0
kassiopeia
(04.09.23)
Korkuyorum. Ölümsüz olmak istemem; ama uzun yaşamak istiyorum.
10 yıl kadar önce ölümün ucundan döndüm. Bilincim kapanmadan önceki son anlarda en büyük endişem "ya Tanrı yoksa, ya her şey bitiyorsa" kaygısıydı. İnançlı bir insanım; ölüme o kadar yaklaşmışken şüpheye düşmek çok ilginç gelmişti sonradan. Genelde tam tersinin olacağı farz edilir.
0
auroraaurora
(04.09.23)
evet olumden korkuyorum ciddi sekilde. Olumden sonra nasil bir ortama gidecek olursam olayim olumden korkarim. Normal olan olumden korkmaktir zaten bana sorarsan.

Yani su hayaytimda olumden daha cok korktugum bir sey yok, bununla kiyaslanabilecek bile bir korkum yok.
0
stavro
(04.09.23)
ölü olmaktan korkmuyorum.

ölüm sürecinin kendisinden, öldüğümde sevdiklerimin yaşayacağı üzüntüden çok korkuyorum ama. çaresi olmayan bir hastalığımın olması, 3-5 ay veya 1-2 yıl sonra öleceğimi bilmek; arkamda bırakacaklarımın yaşayacağı acılar... bunun kadar ürkütücü, perişan edici çok az şey var bence. bu cepte.

ama "ölüp gitme" fikrinden korkmuyorum, zaman zaman özgürlük ve güç verici nitelik taşıdığını bile söyleyebilirim benim için. düşünsene türlü türlü şey. gurur, kibir, aşk, meşk, geçim sıkıntısı, şu, bu... bir gün geliyor zort. üstüne toprak atıyorlar, artık yoksun. baybay. bitti gitti. şahane bi olay bence.
0
mark greg sputnik
(04.09.23)
(3)

kedi maması soruları

gibicibicis
merhaba2 kısır erkek tekir kedimiz var, biri obez - 8.5 yaşında, diğeri normal kilosunda, 6 yaşa girdi. herhangi bir sağlık sorunları yok, keyifleri yerinde. şu ana kadar nd kısır mamasını kullanıyorduk ama sanıyorum hem kilo kontrolü hem yaş itibarıyla yaşlı mamasına geçmemiz gerekecek. gittiğim ve
merhaba

2 kısır erkek tekir kedimiz var, biri obez - 8.5 yaşında, diğeri normal kilosunda, 6 yaşa girdi. herhangi bir sağlık sorunları yok, keyifleri yerinde. şu ana kadar nd kısır mamasını kullanıyorduk ama sanıyorum hem kilo kontrolü hem yaş itibarıyla yaşlı mamasına geçmemiz gerekecek. gittiğim veterinerlerden sağlıklı bilgi alamıyor gibi hissediyorum, hepsi elindekileri öneriyor. şimdi sormak istediklerim şunlar:


1. yaşlı mamasına her iki kedi için de geçsek olur mu? illa ki 6 yaşındakini 1 sene daha erişkin kısıra devam mı etmek lazım? o da sanki son zamanlarda kilo almaya başladı.
2. hangi mamayı kullanmamı önerirsiniz? acana vs. tarzı mamalar pahalı geliyor, şu ankine benzer bir fiyat aralığında olmasını tercih ederim.
3. geçiş sürecinde nelere dikkat etmek lazım? karıştırarak, birkaç haftada geçmek gerekiyor sanıyorum doğru mu?

teşekkürler şimdiden
0
gibicibicis
(12.04.23)
senior mama çeşidi fazla yok maalesef, olanı da çok sevmiyorlar genelde, istersen alıp karıştırarak başla. kedilerin hem türlerine göre hem de yaşlarına göre bazı sağlık sorunları ön plana çıkabiliyor, örneğin bazı türlerde idrar yolları, böbrekler, karaciğer ya da mide sorunları daha fazla görülebiliyor. buna göre mamalar var, proplan ya da hills science plan tercih ediyorum ben, advance de olabilir, bu mamaları deneyebilirsin, mesela urinary ssystem ya da renal, kidney, liver..vs gibi. tabi bir check up yaptırabiliyorsan daha net çıkar ortaya. kan tahlili de arada yaptırabiliyorsan takviye gereken bir şey varsa öğrenirsin bu durumda iki kediye de aynı mamayı versen çok bir sorun olmaz bence, belki 6 yaşında normal kilolu olana biraz enerji olarak az gelebilir, biraz fazla yemesi gerekebilir. kilolu olmaları iyi değil ama normal kilodayken kilo kaybı da istenmez yaşlanırken, yani zayıflama gözlemlersen kontrollü olmak lazım. açık mama tavsiye etmem.
0
tiny penny
(12.04.23)
ben sanabelle kullanıyorum öneririm. benim danalar çok kilo aldığı için kısırlaştırılmış - kilo kontrollü kullanıyorum, senior maması da var. fiyatları da aşağı yukarı n&d seviyesinde

sanabellecatfood.com.tr
0
delidir yakalayin
(12.04.23)
Ben ProPlan, Advance ve Royal Canin’i dönüşümlü allıyorum. En son Hills aldım. 10 yıllık ömürlerinde ilk defa bir mamayı sevmediler.
0
auroraaurora
(12.04.23)
(8)

Kombiyi acip kapatiyor musunuz?

unidentified floating object
Ben kasimda aciyorum nisan ortasi kapatiyorum genelde. Cok sicak gibi olursa da ya dereceyi azaltiyorum ya da kapi pencere aciyorum vs. Fatura da degismiyor pek, hatta arada tatile gidince evde yokum diye 1.5 hafta mecburen kapatmistim, fatura yine ayni geldi askhfjAma bazi sorulardan anladigim hava
Ben kasimda aciyorum nisan ortasi kapatiyorum genelde. Cok sicak gibi olursa da ya dereceyi azaltiyorum ya da kapi pencere aciyorum vs. Fatura da degismiyor pek, hatta arada tatile gidince evde yokum diye 1.5 hafta mecburen kapatmistim, fatura yine ayni geldi askhfj

Ama bazi sorulardan anladigim havaya gore kapatan da var? Faturaya ne kadar yansiyor kapatmak?
0
unidentified floating object
(30.03.23)
aralik - subat arasi acik sadece uc ay.
0
tantavizisyon
(30.03.23)
Kar buz yoksa günde sadece 3-4 saat açık. Ekim başından Mayıs sonuna kadar açıyorum ama. :)
0
auroraaurora
(30.03.23)
Ara katta oturmanın ve üst katta yeni bebekli, alt katta da yaşlı insan oturması sebebiyle hava çok soğuk olmadıkça açmadık bu sene kombiyi. Açtığımız zaman da minimum. Hava sıcaklığı tek haneye düşmemişse açmıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(30.03.23)
kapatmıyorum kasım sonu nisan ortasına kadar minimumda çalışıyor, çok soğuk olunca dereceyi arttırıyoruz.
0
benaslinda
(30.03.23)
kapatmadigimda cok daha yuksek geliyor. 1,5 hafta kapatip sonra yine ayni fatura gelmesinr cok sasirdim
0
ala09
(30.03.23)
@SiyamkedisiZorro gibi komşular düşman başına. Çocuk olduğu için evde tişörtle dolaşılamayacak kadar soğuk olduğunda kombi hep açıktır. Hava sıcaklığı 20 dereceyi geçtiğinde çok nadiren gündüz kapatırım. Ortalama aylık 1000tl civarı doğalgaz geliyor, yalıtım iyi olduğu için 40-45 derece civarlarında çalıştırıyoruz. Şort tişört gezilebilecek kıvamda oluyor.

Alt komşu bazı odaları zaman zaman kapatıyor, yerler buz gibi oluyor.
0
kimlanbu
(30.03.23)
Denizlideyim. Evde yerden ısıtma var. İki kıştır hiç açmadım. Doğalgaz faturası 2 ayda bir 40-50 lira falan geliyor. Apartman yeni yalıtımı iyi herhalde, bi de altta üstte yakıyorlar mı bilmiyorum ama gerçekten üşümüyorum, cimrilikten değil yani üşüsem yakarım hiç sevmem üşümeyi. Çok çok soğuk olursa klimayı 15-20 dakika açıyorum yetiyor. Zaten yerden ısıtmayı açsam ısınması çok uzun sürüyor kısa süre için mantıklı değil. Şimdi başka şehre taşınmam gerekecek, en üzüldüğüm konu bu, muhtemelen gittiğim evde kışın kalorifer yakmam gerekecek. Gereksiz masraf olacak dhdhd
0
nundu
(30.03.23)
bu sezon istanbulda farklı günlerde toplamda anca maksimum 15-20 gün kombiyi yakmışızdır. çok soğuk havalar olmadıkça kombi yakmıyoruz. yakarsakta 2-3 saat evin içi kırılsın diye.

bütün gün yakmak hele ki 4-5 ay kesintisiz yakmak tamamen israf. hele evde olmadığında yakmak saçmalık. bu sezon maks ödediğimiz faturada 360 liraydı.

eğer evin yalıtımı yeterliyse ve daire ara kattaysa devamlı yakmak için bir sebep yoktur.

zaten devamlı yakacak olsam kombili evde oturmam gider merkezi sistem bir ev bulurum kasımdan nisana kadar yanar durur.
0
astronom bey
(30.03.23)
(22)

dışarda yemek aşırı pahalı değil mi?

hlt1985
Enflasyondan haberin yok galiba, uzaylı mısın demeden önce bir dakikanızı rica edeyim. Evet enflasyon var, herşey gün geçtikçe inanılmaz bir hızla artıyor ama yemek ücretleri daha da yüksek bir hızla artmıyor mu artık sizce de? Birşey almadan önce fiyatı pahalı geliyor, sonra bir dışarı yemeğe ödeye
Enflasyondan haberin yok galiba, uzaylı mısın demeden önce bir dakikanızı rica edeyim. Evet enflasyon var, herşey gün geçtikçe inanılmaz bir hızla artıyor ama yemek ücretleri daha da yüksek bir hızla artmıyor mu artık sizce de? Birşey almadan önce fiyatı pahalı geliyor, sonra bir dışarı yemeğe ödeyeceğim rakamla karşılaştırıyorum ve ucuz geliyor bana. Bu sadece bana mı böyle geliyor?

Yoksa restoranlar pandemi dönemine kenarda tuttukları paraları kullanmak zorunda kaldılar, şimdi onun acısını mı çıkartıyorlar?
0
hlt1985
(23.01.23)
O yüzden dışarda yemiyorum.
0
astronom bey
(23.01.23)
fiyatlar inanılmaz yüksek, buna rağmen maliyetleri zor karşılıyor.
0
babilfish
(23.01.23)
Uzun zamandır söyleniyor ve ben yemeye devam ediyordum. Taa ki düne kadar. İki kahve bir dilim tatlıya 300 verince ne oluyor dedim. Yine gider miyim giderim. Çünkü evde hayat geçmiyor.
0
ruhen hastayim ben
(23.01.23)
katılıyorum. üstelik birçok yerde kalitede de düşüş var ve bu daha büyük sorun. sürekli sipariş verdiğim yerlerden birinde çorbaların tadı bile değişti, muhtemelen et suyu yerine bulyon falan kullanmaya başladılar artık. ama fiyat da 3 katı oldu geçen seneye göre.
mümkün mertebe evde yiyip içiyorum artık. sırf pahalılığından da değil, dediğim gibi kullandıkları kalitesiz malzemeyi tüketmek sağlık açısından hiç iyi değil. markette her ürünün içeriğine bakıp duruyorum almadan önce, koruyucu, renklendirici var mı vs. gelgelelim sipariş verdiğimiz yerlerde, örneğin bir hamburgerde bile kaliteli peynir yerine eritme peyniri, ucuz kalite et, palm yağlı dandik mayonezli şeyler geliyor önümüze.
0
oldtimer
(23.01.23)
Yaklaşık 2 yıldır evliyim. Evliliğimizden beri, her ay çeşitli ülke mutfaklarını elden geldikçe deniyoruz. Hepsi kalbur üstü diyebileceğiniz restoranlar, bunun haricinde daha salaş Özbek, Uygur gibi mutfaklara da gittik. 2 yıldır gittiğimiz her mekanda iki kişi alkolsüz, 30 - 36 dolar arası hesap ödedik. Hiç değişmedi. Aylık 500 doları bile zar zor kazandığımı düşünürsek, çok pahalı. Üstelik birkaç yer hariç hiç birinde tıka basa duymadık. Bir ikisinde de aç kalktık.
0
allah yazdiysa bozsun
(23.01.23)
Valla hocam haklısın. Maliyet karşılama vs. sadece işin mazereti oldu bence. Yediren yedirdiğini çakıyo artık.
0
lcha
(23.01.23)
Ayni kalite ve fiyat pahaliligi sebebiyle artik tamamen evde yapiyoruz.
0
lynda.com
(23.01.23)
Hem pahalı, hem lezzetsiz, hem porsiyonlar küçük.
0
auroraaurora
(23.01.23)
nuisance
(23.01.23)
geçtiğimiz hafta finlandiyadaydım, inan helsinki’deki bazı restoran tatlı kahve fiyatları ile istanbul’daki bir çok yerin fiyatı aynı. inanılmaz bir geçirme var şu an fiyatlarda. ben de o yüzden dışarıdan yemeyi minimuma indirdim
0
roket adam
(23.01.23)
Sadece fiyatlari asiri yuksek degil, kalitesi de ciddi dustu.
Disaridan yemeyi kestim +1
0
stavro
(23.01.23)
Seyahat hali hariç dışarıda uzuun süredir yemiyoruz ailecek. Gerçekten çok pahalı, karşılayacak durumun olsa bile parasını kesinlikle hak etmiyor.
0
mustafakesekci
(23.01.23)
aylar sonra baklava alayım dedim kilosu 580 liraydı. bu fiyatları sonuna kadar zorlasan; şeker, fıstık, dükkan kirası falan diye mantık çerçevesine sokmaya çalışsan da olmaz.
tamamen fiyatların oturmamış olmasından faydalanıyorlar.
sosyal medyada da herkesin enflasyonu kabullenmiş tavırları bunda etkili bence.
asgari ücrete zam yapılırken, herkes "her şeye daha fazla zam gelecek" şeklinde konuşursa baklava satan adam neden baklavanın kilosunu 580 lira yapmasın?
nasıl olsa herkes önden peşin peşin kabullenmiş fiyatlara normal diyor.
1 kilo fıstıklı baklavada 100 gram fıstık varsa öper başıma koyarım.
0
Piyano piyano bacaksız
(23.01.23)
Dışarıda yemek aşırı pahalı. Şu an hangi ürünün fiyatı ne kadar oturtamıyoruz kafada. Markete gittiğimde aldığım şeylerin ederi bu mu, pahalıya mı aldım o algı 3 aydır gitti bende. Esnaf öyle değil ama onlar her zamanki gibi tuttuğuna geçirme derdinde. Hazır insanlarda fiyat algısı bozulmuşken ne geçirsek kardır diyorlar. Hafta sonu arkadaşlar ile buluştuk, Koşuyolu'nda normal bir yer bir kadeh kokteyl için 215 tl istiyor. Hani eskiden 4-5 kadehin fiyatına şişe alıyordun. Şimdi 3 kadeh ile 2 şişe alıyorsun. Hizmet kalitesi diye bir şey kalmadı zaten.

Dışarıda yemek de içmek de gereksiz pahalı. Olabildiğince kaçınıyorum. %500 kar ile falan çalışmaya çalışıyor bazıları. Bir de kira faktörü ile açıklanamayacak ücret farkı var marketlerde bile ilçeler arasında. Ona rağmen böyleler. Zorunlu kalmadıkça hiçbir esnafa para kazandırmak istemem.
0
nawar
(23.01.23)
Her şeyde fiyatların artışı söz konusu olsa da özellikle kahve tatlı gibi şeylerin ücreti diğer avrupa ülkeleri ile kıyaslanabilecek bir fiyatlamaya sahip.

400 euroya çalışan çalıştır ama asgari ücretin 1000 euro olduğu ülke fiyatlaması yap. Yok öyle dünya.

Millet hiperenflasyondan dolayı sorgulama yeteneğini kaybetti o yüzden geçirebildiklerine geçiriyorlar.

Artık yemiyorum dışarıdan falan.
0
denizgonen
(23.01.23)
Asgari ücrete gelen zam, fatura artışları ve diğer giderleri hemen ekliyorlar fiyatların üstüne.

Fiyatlar pahalı ve lezzet yok. Dışarıda acıktığım zaman mecbur yiyorum.
0
romario
(23.01.23)
gıda, personel, elektrik vs. bu zamları yansıtmama ihtimalleri yok
fabrika gibi de değil kapasite belli, müşteri belli

personel masrafı olmayan aile işletmeleri kaliteyi koruyabiliyor
bir de anadolu'da ham maddeyi yerel tedarik edebilenler
0
bir soru sorcam
(23.01.23)
Yüksel ve artan maliyetlerin arkasına sığınıyorlar bence.

Hiçbir çalışan gideri, hiçbir doğalgaz faturası, dükkan kirası bir kase mercimek çorbasının mahalle arasında 70 tl'ye satılmasını a ç ı k l a y a m a z.

Mercimeği kilosu hala 30 tl. En ol en kaliteli malzemelerle hazırlasab bir kase çorba maliyeti bol sallayalım 5 tl. Bir o kadar da ekmek koydu masaya 10 tl.

%600 kar hangi üründe var?
0
materyalist imam
(23.01.23)
1.5 yıldır iskender yiyemedim fiyatlardan dolayı. 1.5 yıl bak.
0
ayseee
(23.01.23)
hiç üzülme salçası tereyağı berbat, canın çekti diye yediğine pişman oluyorsun

@materyalist imam: çorbaya 70 abartı
ama müşteri kaybı da var restoranların onu da fiyata dahil ediyorlar
0
bir soru sorcam
(23.01.23)
aylık net karı 50bin tl diyelim
geçen seneki yaşam standardını koruması için 100bin tl kazanması lazım

ya gelirinden taviz verecek ya kalitesinden
0
bir soru sorcam
(23.01.23)
Son 6 ayda Avrupa'da iki ayrı ülkede bulundum, şu anda İstanbul ile Almanya ve Danimarka'da yemek yemek tamamen aynı fiyatlarda (birim fiyat olarak değil, euro'yu tl'ye çevirince olan fiyatlarla aynı).

Diğer yorumlara ben de katılıyorum: Kalite düşüklüğü daha büyük bir sorun. Çünkü ekonomi düzelse bile, her şeyin çakma ve sahtesini bulup ucuza getirmeyi öğrenen esnaf bir daha kaliteye asla geri dönmez, kar marjını arttırır ama kalite gelmez gibi geliyor...
0
silverleaf
(23.01.23)
(13)

kadın için roll on tavsiyesi

elorelia
arkadaşlar ben kolay terleyen bi insanım. kış günü bile hazırlanırken montu giydiğim anda terlerim. parfüm vs de kullanmam. o yüzden roll on önemli bir konu benim için. gernier almıştım en son ama kokusu çok keskin. heralde benim terle birlikte tepkimeye girince bana daha da kötü geliyor. bazı roll
arkadaşlar ben kolay terleyen bi insanım. kış günü bile hazırlanırken montu giydiğim anda terlerim. parfüm vs de kullanmam. o yüzden roll on önemli bir konu benim için.

gernier almıştım en son ama kokusu çok keskin. heralde benim terle birlikte tepkimeye girince bana daha da kötü geliyor. bazı roll onlar da böyle mayhoş kokuyor, öyle de istemiyorum.

yani bana bi ürün tavsiye edin, kokusu soft olsun. var mıdır böyle bi ürün? sprey olanlardan kullanmadım hiç acaba onlar daha mı iyi?
0
elorelia
(20.01.23)
biodermaninkini kullaniyorum ben memnunum. beyaz kapakli, ustunde freshness yazandan. hafif bi kokusu var.
0
pide
(20.01.23)
Celenes. Akşam duştan sonra ve sabah kullanıyorum. Memnunum.
0
auroraaurora
(20.01.23)
öncelikle verdan gibi her yerde bulabileceğiniz doğal mineral taşlı roll onlardan edinin. sonra da üstüne nivea falan veya seba med gibi hafif kokulu ürünler kullanabilirisniz.

bir de kıllardan kurtulmak, olabildiğince az sentetik içeren ürünler giymek önemli. kıllar orada bulunduğu müddetçe kulandığınız hiçbir ürün efektif çözüm sunmaz.
0
jimjim
(20.01.23)
ben çok terlerim. neler neler denedim anlatamam. rexona clinical protection ın stick olanı bu işin zirvesi. pahalı ama sonuna kadar hak ediyor.
0
benaslinda
(20.01.23)
Ben Sebamed kullanıyorum çok memnunum. Zamlar gelmeden 5-6 şişe filan alıp stokladım dayanamayıp.
0
Amaranta ursula
(20.01.23)
Benaslinda +1 clinical protection çok iyi ama çok pahalı ve yazın sıvılaşıp eriyip gidiyor kutusunun içinde. Ben old spice erkek roll onlarını kullanmaya başladım. Şimdilik memnunum, deneyip hoşunuza giden kokuyu seçin. Erkek kokusu gibi keskin olmayanları var.
0
curukturpkokusu
(20.01.23)
Dove'un ürünlerinin kokusu çok hafif kendi sabun kokularına benziyor ve baya etkili. Eskiden hep deodorantları dove alırdım ama hayvan deneyi yaptıkları için artık almıyorum. Yine de bir bakın isterseniz.
0
pembe mezarlık
(20.01.23)
Rossmann'daki Alterra deodorantlardan kullanıyorum ben.
0
peki madem
(20.01.23)
Ben 3-4 yıldır siveno’nun kadınlar için olanını kullanıyorum ve çok memnunum. Yalnız çok zor terleyen hatta genel olarak 10 km falan koşmazsa terlemeyen bir insan olduğumu belirteyim ama belki bakmak istersiniz siveno’ya.
0
ms brownstone
(20.01.23)
koltuk altı botoksu game changer bir şey. 200-250 EUR arası fiyatlar. 6 ay gider. tutumlu olayım senede bir kez yaptırayım dersen, nisan gibi yaptırırsın, ekim sonuna kadar etkisi devam eder. 20 km koşuyorum, koltuk altından sıfır ter.
0
gabe h coud
(20.01.23)
images.app.goo.gl
Rexona men invisible stick. Erkek deodorantları daha etkili gibi geliyor, yoğun bir kokusu da yok bunun.
0
kobuzchu kiz
(20.01.23)
+1 rexona clinical protection stick.
0
yineiyisinoxford
(20.01.23)
nokta atışı veriyorum

badecanlar.com

www.hepsiburada.com

bebeğim var emziriyorum sıfır koku %100 etki.
0
kullanıcıadımbuolsun
(21.01.23)
(10)

İstanbul Anadolu Yakası Günlük temizlik ücretleri

patlamis misir
Merhabalar,Malum enflasyon sebeplerinden artık ne uygun ne normal ne pahalı kavramım iyice şaştı. Size danışmak istediğim bir şey var:İstanbul Anadolu Yakası'nda, 3 artı 1 bir evin günlük temizlik ücreti sizce ne olmalıdır? İki haftada bir aynı kişiden bu servisi aldığınızı da göz önünde bulundurun
Merhabalar,

Malum enflasyon sebeplerinden artık ne uygun ne normal ne pahalı kavramım iyice şaştı. Size danışmak istediğim bir şey var:

İstanbul Anadolu Yakası'nda, 3 artı 1 bir evin günlük temizlik ücreti sizce ne olmalıdır? İki haftada bir aynı kişiden bu servisi aldığınızı da göz önünde bulundurun lütfen.

Aynı abla ile uzun süredir devam ediyorum, piyasa nedir bilmiyorum ve hakkını yemeyecek ama beni de çok zorlamayacak bir artış yapmak istiyorum.

Sizin kafanızdaki ideal rakam nedir mesela?
0
patlamis misir
(04.01.23)
1000₺
0
ruhen hastayim ben
(04.01.23)
su an ne verdiginizi de soyleseydiniz keske, ona gore yanit verebilirdik
0
sweetoffice
(04.01.23)
750 olabilir
0
ala09
(04.01.23)
Ben haftada bir yarım gün için 200 TL ödüyorum. Genel temizlik ve ütü yapıyor.
0
auroraaurora
(04.01.23)
İstanbul Avrupa yakasında bize 400 TL'ye geliyor. Haftada bir geliyor.
Ama sanırım zam yapma zamanımız geldi, bizim ücret eskide kaldı.
Yeni yılda ilk kez gelecek yarın.

Asgari ücrete %55 zam geldiğine göre 400 liralık ücretin 600 TL'ye gelmesi normal olur herhalde. Belki de 700.
0
michael_knight
(04.01.23)
Bizimki haftada bir, yarım gün 300 oldu. Tam da 600 tabii.
0
inawen
(04.01.23)
tam güne 500tl veriyorum. 9 da gelir akşam 4buçuk beş gibi gider. ( evropa )
0
seyduna6687
(04.01.23)
@sweetoffice , özellikle şu an verdiğim rakamı belirtmedim. Genel olarak piyasa nasıl anlamak ve idealin ne oldugunu görmek için. Zaten ortalama ederin ne oldugunu anlayabilirsem, yapacagım artışı kendim hesaplayabilirim.
0
🌸patlamis misir
(04.01.23)
2 katlı 6 odalı eve 850 istemiş arkadaşımınki ve 11 yıldır gelen kadın. 3+1 için 600-750 arası uygun bence.
0
vedatchilipeppers
(04.01.23)
Yanlış ifade etmişim pardon, yani şöyle yeni yılla birlikte 850 yapalım demiş kadın. Sizinki yeni biri olacağı için 600-700 falan uygun sanki.
0
vedatchilipeppers
(04.01.23)
(7)

Enflasyon ve hayat pahalılığı hayatınızdan neleri çıkartmanıza sebep oldu?

duchess jessamine
Son 2-3 yılda artan fiyatlar ve alım gücündeki düşüklükler yüzünden vazgeçtiğiniz ya da artık satın almadığınız/yapmadığınız şeyler oldu mu?“Eskiden şu hobiyi yapıyordum vazgeçtim, temel gıdada eskiden daha kaliteli markaları alıyordum artık almıyorum, ne zamandır şu ihtiyacım var almayı erteliyorum
Son 2-3 yılda artan fiyatlar ve alım gücündeki düşüklükler yüzünden vazgeçtiğiniz ya da artık satın almadığınız/yapmadığınız şeyler oldu mu?

“Eskiden şu hobiyi yapıyordum vazgeçtim, temel gıdada eskiden daha kaliteli markaları alıyordum artık almıyorum, ne zamandır şu ihtiyacım var almayı erteliyorum…” vb.
0
duchess jessamine
(04.01.23)
Kendimden başka kimseye karşı sorumluluğum olmadığı için standartlarımı düşürmedim. Birikim yapma konusunda endişem yok. Bu yüzden yarınlar yokmuş gibi keyfime bakıyorum, bakmak da zorundayım akıl sağlığım için. Para pul meselelerini dert etmek için sahip olduğum hayata gölge düşüremem.
0
ruhen hastayim ben
(04.01.23)
tatil. yurtdışı tatil planlayamıyorum artık. yurtiçi bile zar zor.
0
entropik
(04.01.23)
Senede bir iki dolma kalem alıp farklı mürekkep renkleriyle denerdim. Kafama esince değiştirirdim. En son bir sene önce hediye geldi o zamandan beri almadım.

Tatil yok aynı şekilde.

Dışarıda keyfi yemek yemeyi bayağı azalttım. Hava müsaitse kafe yerine açık hava alanlarını tercih ediyorum.

Kıyafet bile almadım uzun süredir.
0
black holes in the sky
(04.01.23)
tatil konusu en basit örneği; eskiden maxx royal filan senede 2-3 kez gidebiliyordum artik gitmiyorum. yurtdisi tatile giderken onu da azalttik. aldigim seyler pahali gelmeye basladigi icin markalari degistirdim gibi
0
sweetoffice
(04.01.23)
Tatil + 1
Hem sağlık hem de bütçe açısından alkolü nadiren içmeye başladım. Önceden haftada birkaç kraft bira içerdim.
0
auroraaurora
(04.01.23)
eglence zevk gezme tozmayla ilgili bircok sey cikti, zaruri ihtiyaclar kaldi. Yaz tatili disindaki yil icinde ekstra haftasonu kacamaklari kalkti, yaz tatilleri de uygun fiyatli alternatiflere dondu falan. Disarida yeme olayi yok denecek kadar azaldi. Kisacasi keyf icin olan ne varsa ya hayatimdan cikti ya da cok azaldi.
0
stavro
(04.01.23)
aracımı 2018’de sıfır almıştım, 2-3 seneye değiştiririm diyordum. şu an rakamlar inanılmaz yükseldi
0
roket adam
(04.01.23)
(1)

İngilizce - Türkçe Cümle Sorusu

deadwampir
Soru ekteki* resimde.Ek: 1 (png)
Soru ekteki* resimde.

Ek: 1 (png)
0
deadwampir
(09.11.22)
Ekran ölçeğiniz için mevcut çözünürlüğünüz yetersiz kalıyor. Ya çözünürlüğü arttır ya da ölçeği azalt diyor.
0
auroraaurora
(09.11.22)
(3)

3 yaşında rus finosu (terrier) kalıcı yuva arıyor! - yuva bulundu :)

blatta hiberna
merhabalar,3 yaşında çok tatlı bir dişi rus finosu yuva arıyor.sürekli geçici evlerde dolaşıp duruyor ve sonu maalesef bu gidişle barınak olacak.geçmişte travmaları olabilir çünkü fevri hareketlerden korkuyor, tedirgin oluyor.belli ki terk edilme dışında biraz da şiddet görmüş.çok oyuncu, hiç havlam
merhabalar,

3 yaşında çok tatlı bir dişi rus finosu yuva arıyor.
sürekli geçici evlerde dolaşıp duruyor ve sonu maalesef bu gidişle barınak olacak.
geçmişte travmaları olabilir çünkü fevri hareketlerden korkuyor, tedirgin oluyor.
belli ki terk edilme dışında biraz da şiddet görmüş.

çok oyuncu, hiç havlamayan, evin içinde hiç sorun çıkartmayan bir kız.
hem dışarıya hem de pede tuvalet eğitimi var.
beslenmesinde ya da sağlığında hiçbir sorun yok, yedi kilo ve aşıları tam.

zaten bu kadar hassasken sonu barınak olmasın.
ilgilenenler duyuruyu başkalarıyla paylaşırsa ve sahiplenmeyi düşünenler mesaj atarsa sevinirim.

not: duyuruyu sabitleyebilirsek çok mutlu olurum, teşekkürler.
0
blatta hiberna
(18.10.22)
3 yaşında travmalı başka bir dişi köpeği ücretsiz sahiplenmiş biri olarak yetişkin bir köpeği ücretsiz sahiplenmeyi kaçırmayın derim. Hayatımda yaptığım en hatta belki de tek doğru şeydi. Bir de tuvalet eğitimi gibi zor işleri yapmak zorunda değilsiniz, hali hazırda eğitimli!! Yetişkin köpek sahiplenmek yaygınlaşmalı!!

Not: yazarı da köpeği de tanımıyorum, ama benim sahiplendiğim kızım yanımda uyuyorken (mutlu mesut horluyorken hatta) bunu up'lamazsam olmazdı.
0
kurbanlik koyun
(18.10.22)
Merhaba, kedilerle arası nasıl acaba? 2 yetişkin kedim var. Anlaşırlar mı? Teşekkürler.
0
auroraaurora
(19.10.22)
@auroraaurora:

merhabalar,
kedilerle ve köpeklerle arası çok iyi.
hatta bir süre kedili bir evde kaldı geçici yuva olarak.
0
🌸blatta hiberna
(19.10.22)
(8)

rahat ev terliği tavsiyesi

wiekannich
2 tane terlik aldım fakat,muya : rahat fakat altı kayıyor adidas : sportif ve sıkıyor ev için uygun değilevde giydiğiniz memnun olduğunuz terlik var mı? ayakkabı no : 42
2 tane terlik aldım fakat,
muya : rahat fakat altı kayıyor
adidas : sportif ve sıkıyor ev için uygun değil

evde giydiğiniz memnun olduğunuz terlik var mı? ayakkabı no : 42
0
wiekannich
(05.10.22)
freebird5406_2
(05.10.22)
bi kriter de ben ekliyim.

alacagin terlik oyle ayakabbi gibi kerata, parmak sokularak giyilen bisi olmasin. evdesin siklikla giyilip cikariliyor sonucta.
0
dokunmakalbime
(05.10.22)
zara home terlikleri iyidir.

www.zarahome.com
www.zarahome.com
www.zarahome.com

Banyo sonrası düşünüyorsanız Chakra da iyidir.

www.chakra.com.tr
0
gabe h coud
(05.10.22)
esem'in şu modelleri: www.hepsiburada.com
0
inheritance
(05.10.22)
bantlı crocslardan aldım çok rahat ettim. şu burnu kapalılardan hiç giymedim daha önce ,benlik değil kapalı terlik fakat taban anlamında bunu çok sevdim.
0
delidiyorum
(05.10.22)
Oysho.
0
auroraaurora
(05.10.22)
yıllardır hummel'ın bantlı bir modelini kullanıyorum ve çok memnunum, tavsiye ederim. bir numara büyük al terliği.
0
knight of cydonia
(05.10.22)
geçen kış indirime denk gelmişti, yazlıkta vs giyerim diye crocs un klasik önü kapalı modelinden almıştım. eve gelince öylesine ayağıma bir giyeyim deneyeyim dedim, o zamandan beri artık evde başka terlik giyesim gelmiyor. acayip rahat ve kullanışlı terlikler bence. hele yaz kış evde giymeye de uygun. hem sürekli yıkayabildiğim için hijyen konusunda da kolaylık sağlıyor. şu anda evde giymek için alıp giymediğim (oysho-twigy-penti-) bir sürü terlik var , resmen crocs bağımlısı oldum. pişman olmazsınız.
0
isyankar tosbaga
(06.10.22)
(5)

Türkce kitap önerisi

catgroove
Almanya'da dogup büyüyen bir Türk arkadasim Türk edebiyatindan henüz bir kitap okumadigini söyledi (Alman edebiyatini yalayip yutmus birisi ama Türkcesi yüzde yüz akici degil, Türkce okumayi denemis ama biraz zorlanmis). Ona Türk edebiyatindan dili mümkün oldugunca yalin ve cok kalin olmayan bir kit
Almanya'da dogup büyüyen bir Türk arkadasim Türk edebiyatindan henüz bir kitap okumadigini söyledi (Alman edebiyatini yalayip yutmus birisi ama Türkcesi yüzde yüz akici degil, Türkce okumayi denemis ama biraz zorlanmis). Ona Türk edebiyatindan dili mümkün oldugunca yalin ve cok kalin olmayan bir kitap hediye etmek istiyorum. Önerilerinizi bekliyorum.
0
catgroove
(28.08.22)
Mina Urgan - Bir dinozorun anıları

Dili açık, sade, esprili ve içerisinde türk edebiyatçılarına dair çok güzel anekdotlar var. Bu kitabı okuduktan sonra okuyabileceği başka yazarlar için de kapı açacaktır.

Ben bayıla bayıla okumuştum.
0
akhenaten
(28.08.22)
Sevgi Soysal - Tante Rosa
Adalet Ağaoğlu - Bir Düğün Gecesi
0
black holes in the sky
(28.08.22)
Yusuf Atılgan
Sait Faik
0
encokbenisevinnolur
(28.08.22)
Yaşar Kemal'in herhangi bir ince kitabı. İnce memed değil ama.
Ağrı Dağı Efsanesi olabilir.
0
Amaranta ursula
(28.08.22)
Orhan Pamuk - Kar ve Sessiz Ev
0
auroraaurora
(29.08.22)
(13)

İş Değiştirmek Kararsızlığı

auroraaurora
Merhaba,Mevcut işimde çok mutluyum. Yoğun değilim, mesai saati dışına nadiren çıkıyorum, evle iş yürüyerek 15 dakika mesafede. Tek sorun var; geçinemiyorum. Önümüzdeki ay zam alacağız, ama o da yetersiz kalacak. Maaşlarımız piyasanın altında; sözümona firma sektör lideri.Bir firmayla görüşüyorum. An
Merhaba,
Mevcut işimde çok mutluyum. Yoğun değilim, mesai saati dışına nadiren çıkıyorum, evle iş yürüyerek 15 dakika mesafede. Tek sorun var; geçinemiyorum. Önümüzdeki ay zam alacağız, ama o da yetersiz kalacak. Maaşlarımız piyasanın altında; sözümona firma sektör lideri.
Bir firmayla görüşüyorum. Anlaşırsak zamlı maaşımın iki katını teklif edecekler. İş yoğun ve mesleki tatmin büyük olasılıkla daha az olacak. Kurumsal bir yapıda yarı-kurumsal bir iş. Filmlerden dizilerden aşinasınızdır belki, celebrity asistanlığına denk geliyor diyebilirim. Tüm gün masa başında olunmayacak, yurt dışı seyahatler olacak. Bunlar artıları. Birlikte çalışılacak kişi ise tam bir kapalı kutu. İşin ucunda pişman olmak da var. Gerçi her iş değişikliğinde var, ama mevcut durumda çok rahatım.
Siz olsanız ne yapardınız? Verecekleri para beni ihya eder, gözümü karartayım mı?
Teşekkür ederim.
0
auroraaurora
(22.06.22)
ne için çalışıyoruz ki.
ben olsam kabul ederim.
0
teritori
(22.06.22)
Kendi hayatına dair önemli atılımları ancak comfort-zone'dan çıkarak yapabilirsin. Keza comfort-zone'da da sayılmazsın geçinemediğin için. Ben işi al derim.
0
helena
(22.06.22)
gecinemiyorsaniz rahatlik luksunuz olmamali. uzgunum.
0
lemmiwinks
(22.06.22)
İkinci firma ile anlaşırsan ilk firmadaki amirin ile "böyle bir teklif aldım, şu kadar maaş verecekler. ben kalmak istiyorum ama mevcut maaş ile geçinemiyorum. ekonomi malum. maaşımda iyileştirme yapılırsa kalmak istiyorum." dersin. senden memnunlar ise büyük ihtimalle bir iyileştirme yaparlar (ağlamayana meme verilmiyor maalesef bu ülkede). Eğer "maalesef, biz kurumsal bir şirketiz, sadece zam dönemlerinde yüzde olarak ne öngörüldüyse onu veririz" falan derlerse yeni yere geç bence. Eski yerle bağlarını hemen koparma. Pişman olursan amirini vs. arayıp üstü kapalı 'memnun değilim buradan, keşke ayrılmasaydım'a getirirsin lafı. "O zaman geri gel" derler.
0
himmet dayi
(22.06.22)
Himmet Dayı, bahsettiğiniz ağlamayana meme vermeme olayı çok yaşanıyor burada. Bu şekilde yolunu bulanlar oldu. Bana da bir karşı teklif yaparlar belki. Ama o bile tatmin etmez. Bu ara sık sık iş görüşmesi için arıyorlar. Çıkan sonuç, ben şu an bedavaya çalışıyorum.
0
🌸auroraaurora
(22.06.22)
himmet dayi +1

ilaveten, yeni gittiğiniz yerde iki sene yoğun çalıştıktan sonra eski firmanıza ya da benzeri kurumsal bir yere terfi etmiş olarak geri de dönebilirsiniz. bu size bir zıplama olanağı da verebilir.

denemeden de bilemezsiniz.
0
kaptankedi
(22.06.22)
@auroraaurora

eğer böyle bir iyileştirme zaten yapılıyorsa sana da kesin yaparlar. çünkü sen işten ayrılırsan yerine birini bulmaya çalışacaklar. birini bulsalar da ondan nereden baksan 1 sene verim alamazlar. üstelik sana 'veremedikleri' maaşı ona vermek zorunda kalacaklar. bu aralar sirkülasyonun çok olması zaten şirketlerin gerçek enflasyonu (tüik'in açıkladığı saçma sayıyı değil yani) karşılayacak ücret artışı yapmıyor oluşu. haliyle yeni birini şu an senin aldığın maaşa bulamazlar.
0
himmet dayi
(22.06.22)
Katılıyorum sivrisinek. 3,5 aydır kesenin ağzını açmadıkları için aynı pozisyona birini bulamamaları yüzünden iki kişinin işini yapıyorum, yanlış veya eksik bir şey yapınca da laf işitiyorum üstelik. Ama asıl işimden bir şikayetim yok. :))
0
🌸auroraaurora
(22.06.22)
Yaş bilgisi ve firmada kaç yıldır çalışıldığı bilgileri olmadan fikir yürütemeyeceğimiz bir denklem
0
artvandelay
(22.06.22)
burada kararsızlık yaşayacak bir durum yok.

mevcut durumda çok rahatsanız ve sırf bu yüzden 2 katı maaşlı teklifi kabul etsem mi diye düşünüyorsanız mevcut işinizde kendinize hiç bir şey katamıyorsunuz ve sürdürülebilir değil demektir.

düşünmeden yeni teklifi kabul edin.
0
nuisance
(22.06.22)
Gecinemiyorsan gecmen lazim ben olsam dusunmeden kabul ederim. Kabul edelim veya etmeyelim para icin calisiyoruz.
0
kuzey li
(22.06.22)
lemmiwinks+1
0
ala09
(22.06.22)
İş değiştirebilirsin ama bence o iş bu iş değil. Birinin özel yardımcısı olacaksanız belki bu iş günde 15 saatinizi çalacak. Ben böyle belirsiz şeyleri mantıklı bulmuyorum.
0
dissendium
(22.06.22)
(8)

Ağız şapırdatana tahammül edememe problemi

akhenaten
Bu bir problem mi onu da bilmiyorum. Aynı ortamda yemek yerken ağzını şapırdatan biri varsa kan beynime sıçrıyor. Bir daha yemek bitene kadar göz ucuyla bile dönüp yüzüne bakasım gelmiyor bu kişinin suratına, Sofra dışında bir problem yaşamıyorum, yemek bittikten sonra her şey normale dönüyor.Sonra
Bu bir problem mi onu da bilmiyorum. Aynı ortamda yemek yerken ağzını şapırdatan biri varsa kan beynime sıçrıyor. Bir daha yemek bitene kadar göz ucuyla bile dönüp yüzüne bakasım gelmiyor bu kişinin suratına, Sofra dışında bir problem yaşamıyorum, yemek bittikten sonra her şey normale dönüyor.

Sonra olay geçince "nedir ki yahu, severek iştahlı yiyor işte insanlar yemeğini sorun nedir" diye soruyorum kendime. Doğal karşılamaya çalışıyorum, ama fiili olarak böyle bir şeyle karşılaşınca daha salisesinde yine kan beynime sıçrıyor. Sanki o kişi ağız şapırdatmıyor da bilinmeyen bir dilde aklına gelen bütün küfürleri suratıma yağdırıyormuş gibi sinirleniyorum.

Normalde de o kadar umursamaz bir insanım ki, beni sinirlendirebilmek cidden büyük iş. Ama söz konusu ağız şapırdatma olunca çıtam yok.

Nasıl çare bulurum buna? Birgün bir iş yemeğinde falan birisi ağzını şapırdatırsa da masada tuhaf tuhaf oturmam gerekirse diye korkuyorum artık.
0
akhenaten
(23.05.22)
Hocam yapacak bi şey yok yani ne yapacaksın ki ya öyle yemek yiyen insanlarla bir araya gelmeyeceksin geldiysen de idare edeceksin. Çözümü olmayan konulara kafa yormanın alemi yok.

Bak mesela benim dayım da böyle, normalde çok severim kendisini ama şap şap yemek yer, ayar olurum ama yapacak bir şey yok 60 yaşında adam. Ben bu durumu değiştirebilir miyim? Hayır. Dayım bundan vaz geçer mi? Hayır. Yapacak bi şey yok yani. Ha kendisi kırmaktan çekinmeyeceğim bi insan olsa aynı masada yemek yemem ama öyle bir durum da yok. Bu durumu değiştiremeyeceğim için bir araya geldiğimizde idare ediyorum.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(23.05.22)
Ya evet bu bir hastalıkmis. Şimdi bakamayacagim adına ama ben de çok sıkıntı çekiyorum.
0
kisa
(23.05.22)
Böyle bi arkadaşım var ondan biliyorum, mizofoni/misophonia deniyor, sakız çiğneme sesine de dayanamıyor
0
freebird5406_2
(23.05.22)
Bende de var aynı durum maalesef. Ofiste telefon ve bilgisayardan gelen bildirim seslerine ve yattığım odada saat tıkırtısına da tahammül edemem.
0
auroraaurora
(23.05.22)
Ben de böyleyim ve çok çaresizim. Bunu yapan yakın arkadaşlarımsa bazen şakayla bazen direkt uyarıyorum. Uyaramayacağım kişilerse kendim küçük bi gürültü yaratıyorum, ya da kalabalıksa hemen yanımdakiyle çokkk hararetli bi sohbete girişmeye çalışıyorum. Hiçbiri net çözüm olmuyor maalesef.
0
south park in kapusonlu uyesi
(23.05.22)
Bende de aynı durum mevcut, uzaktan çalışmaya geçildiğinden beri çok rahatladım, eşim sakız çiğnediğinde bile yan odadaysam çıkarttırıyorum, yapacak bir şey yok maalesef.
0
mirty
(23.05.22)
eski iş yerimde klavyenin tuşlarına ayı gibi basan birisi vardı. boşluk tuşuna basınca masa titriyordu. resmen takıp çalışamamaya başlamıştım. valla çözümü var mı bilmiyorum.
0
vizivozo
(23.05.22)
Merhaba öncelikle bu bir hastalık değil. İnsanların bazı olumsuz ve saçma davranışlara karşı Bir tahammül seviyesi vardır. İşte sizin bu olumsuz durumda tahammül seviyeniz daha düşük. Karşınızdaki şahıs yemek yemesini bilmiyorsa bu neden sizin hastalığınız olsun ki?
Çorba içerken kaşıgı düzgünce agzına sokup yutmak varken kaşıgın ucunu dudağının ucuna getirip hüppppppp diye vakumlayıp içmenin neyi normal??
Veya yemek yerken agzını kapatsa o agız seslerini hiç dışarı vermeyecek. İnsanlara çocukken bile anası babası ögütler yemek yerken agzını kapat çocugum diyerek. Bu bir görgü kuralıdır. İşte sizin karşınızdaki insanlar da görgü kuralına uymayan insanlar. Bu sebeple kendinizde kusur aramayın. Yemek yemesini bilmeyen insaları uyarın ki yanlışını ögrensin. . Eger uyaramayacagınız bir konumda biriyse yapacak bir şey yok katlanacaksın
0
limonlu eksi
(24.05.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.