hepsini okumaya üşendim ama solda "varak el-şam", yani şam varağı/kağıdı yazıyor.

Bu cigara kağıdı değil mi?

sigara kağıdı hocam bu,

ekşide arap kağıdı başlığına bak.

ekranı açınca fark ediliyor mu?
görüntü kalitesini etkiliyor mu?
hayırsa bence gerek yok.

Sadece ekran kapalıyken görünüyor ama çok var çizikler minik minik. Derin değiller.

degistirmenin masrafina muhtemelen degmez, cok bilindik bir model degilse parca bulmak ya da degistirecek yer bulmak zor olur. sadece görsel sorun ise, fonksiyonellige etkisi yoksa, kabullenmekte yarar var.

Bir şey olmaz, zaten bir süre sonra kendi kendine oluşuyor onlar. Siz bir ekran koruyucu takın.

ekran koruyucu denince aklima geldi, @simrug +1.

hem korur hem de adam gibi kalin spigen gibi markalarin altindaki coating kismi, bu yariklari adam gibi doldurup yokmus gibi yapabiliyor. tabi derinlerse tam tersine orda kabarcik yapar, ama gene de orta halli bir ekran filmi alip dene, en kötü korur, en iyi ihtimalle ciziklerin belirginligini azaltir.

fonksiyon konveks bir fonksiyon ( ikinci türevi pozitif olduğundan). zaten basit bir parabol kollar yukarı ordanda anlayabilirsin dolasıyla ekstremum noktasnda (türevini sıfır yapan nokta) minimum değerini alacaktır. uç noktalarda ise maksimum değerini alır. türevi sıfıra eşitlersen 3/2 çıkar bu noktadaki değeri -9/4 dür. -1 deki değeri 4, 3 deki değeri ise 0 olduğundan maksimumuda 4 dür.

Şimdilik aralığı boş verelim.
Haci, birinci türevi aldin?
f(x) = 2x - 3
x = 3/2 de bir adet maximum veya minimum var.

f''(x)=2>0 olduğu için f(3/2) minimum noktasıdır. (<0 olsaydı maksimum olurdu)
f(3/2)= -9/4 çıkar. Yani fonksiyonun minimum noktası (3/2,-9/4) olur.
Normal şartlarda sadece minimum noktası olurdu o da yukarıda belirttiğim gibi.

Ama aralık belirttiği için o sınırda daha büyük veya daha küçük değer çıkıyor mu kontrol etmemiz lazım.
-1 için denediğimizde aralıkta en büyük değerini aldığı için, maximum noktası da (-1,4) tür.

@Simrug o kadar güzel anlatmış ki, helal olsun demeye geldim.

çocuğu ile hiç ilgilenmeyen tiplerden çok daha başarılı buluyorum.

Sıfır birikimli; yüksek özgüven, ego sahibi barzolar da bunların eseri...
Çevremde çocuğunu övmeyen çok az kişi var. Konuyla alakası olmadığı halde bir bakıyorsun muhabettin arasına "Benim çocuk 3 yaşında ama yaşıtlarından farklı, diferansiyel denklem çözüyor.", "Efe 1 yaşında ama okumayı söktü, acayip zeki bir çocuk.", "Kızım yedi yaşında yeni gezegen keşfetti." gibi laflar sokuyorlar. Bir gün dayanamayıp birini ayar delisi yapacam o olacak.
2.bp.blogspot.com

hepsi aptal

çocuğu veren, o çocuğu onlardan alır. akıllar başa gelir.

Şu hayatta yapabildikleri tek şeyin o çocuk olduğunu düşünüyorum ki bence onu da iyi yapamıyorlar. Görünce gırtlaklamak istediğim çok alpcan, berilsu var.

uçlarda yaşayan iki tip ebeveyn tipi var, biri çocuğuyla hiç ilgilenmiyor, diğeri de aşırı rekabetten kafayı yiyor, çocuk yarış atına dönüyor. (çocuğumun IQ'su 500 çıktı, çocuğum çok zeki, bizim çocuk üstün zekalı çıktı, vb).

birinci tip komple hayvan tamam da, ikincisi de iyi değil. ben bunu mail yollarken aşağıya "bilmemnere mezunu yük. müh.. ddh. dhdhf. dhfh. bilmemkim bilmemney" diye yazanlara benzetiyorum. hayatta tek övünebileceğin şey bu mu lan, bu mu?

bunun arasının olması lazım. ilk çocuk cahil olurken ikincisi bencil oluyor, ikisi de kötü bence. cahil adamın hem kendine hem başkasına, bencilin de kendi hariç herkese zarar verme ihtimali var.

Ebeveyn cocugunu asiri derecede sever, normali budur. Binlerce yil once de boyleydi. Boyle de olmali.

Hadi tapanlardan olmayalim diye hic ilgilenmeyelim...

Anneniz boyleydi ister kabullebin ister kabul etmeyin. Asiri simartildiniz..

çocuğuna yaptığı kötülük için üzülüyorum.

bir ailenin çocuğunu çok sevmesi ile çok şımartması arasındaki ince çizgiyi bilmesi gerekir. çünkü çocukken hoş karşılanan şımarıklık ilerki yaşlarında saygısızlığa dönüşecek ve bu da hiç hoş karşılanmayacak.

Aman ha sakın laf etmeyin öylelerine. Sizin kıskandığınızı falan zannederler ahahsdfshsg Çağımız gösteriş çağı.

bana yansıtmadıkları sürece sorun yok. bana yansıtmalarından kastım "çocuğum şöyle zeki, böyle zeki, muhteşem" filan demesinler çocuktan da onlardan da soğurum. zaten öyle diyenlerin çocukları da şımarık olur. çoluklu çocuklu tüm arkadaşlarımı listelerimden sildim, dk başı fotoğraf paylaşıyorlar. spamlediler her yeri.

Ben de ozguvenli çocuk adi altinda şımarık veletler yetistirmelerinden cok rahatsiz oluyorum. cocuklarini oncelikle disiplin oz denetim konusunda guclendirseler ozguven de buna paralel gelisecek zaten.
Yani etrafi dagitan cevreye saygisiz belli noktalarda durmasi gerektigini ogrenmemis bir suru simarik sozde ozgur cocuk dolu ortalik.benim cocuguma kimse bir sey diyemez mantigiyla bakan bu ebeveynlere gercekten cok kiziyorum.
Cocugunu sevmek ayri bi sey isterse tapsin ama bu sekilde degil.

çok kötü, bi bk bildikleri yok çocuk yetiştirmek hakkında. bana yansıtmasalar da çocuğuma yansır diye düşünüyorum ben öyle davranmadığım için, ilerde anlar ancak.

çocuğum olmadığı için net bişey diyemiyorum ama dışarıdan malca görünüyor umarım öyle olmam

ebeveynler hakkında bir şey düşünmek istemiyorum da çocuklar için üzülüyorum. fiziksel ve duygusal olarak çocuğu ihmal etmek ne kadar zarar veriyorsa, iyi şeylerin aşırı verilmesi, çocuğa tapmak filan da o kadar zarar veriyor.

@sour
Binlerce yil onceki her sey ile iliskilendirmemize gerek yok. Zaten "cocuga tapmak" cok genis bir tabir, nasil tapmak? Cocuga tapmak 13 yasinda cocuga surat teknesi almak ise aptallik bence de.

onlar yüzünden büyük-küçük ayrımı bilmeyen, ilgi odağı olmadığında yetişkinlerin lafını bölmekten çekinmeyen yaratıklar çıkıyor ortaya, kuzenimden biliyorum.

bu konuda biraz acımasız dusunuyorum ben. bana göre bu, cocuk üzerinden kendini konumlandirmaktir.
''bakın ben yaptım, benim gibi bir insandan baskası beklenemezdi zaten. süper bişiy yaptim ben. benim genlerimi taşıyor''
gibi :)

Gördüğüm zaman inanılmaz sıkıntı basıyor, gösterilen her resim-fotoğraf-videoyu "Ay tatlım ne şekerrrr ne akıllııı ebet ebet" tepkileriyle karşılamakta inanılmaz güçlük çekiyorum. Hafiften tiksindiriyor beni böyle aileler.
Bir yandan da deli gibi korkuyorum, henüz çocuğum yok, acaba hormonlar falan insanın akli dengesini mi karıştırıyor? Çocuğun oldu mu bu moda mı geçiyorsun otomatikman? Allah'ım inşallah öyle değildir, sübhaneke dinimiz amin.

(bkz: süper dadı)

fazlaca gördük bu programdaki minik prens ve prensesleri.

çok biliyosunuz.

Şurada yazıp bu tiplere giydirenlerin aynen o eleştirdiği anne baba tipinde olacağını düşünüyorum. Hatta daha da beteri olacaklar bence.

Tapmaktan kasıt çok sevmekse, o insanlara saygı duyuyorum.

Tapmaktan kasıt "benim çocuğum süper" tavrı ise, gülüp geçiyorum.

Tapmaktan kasıt çocuğunun kölesi olmak, ipleri çocuğun eline bırakmak ve her isteğini yerine getirmek ise, çok üzülüyorum lan. O çocuklara o kadar yazık ki.

23 nisanda niye benim çocuğum arkada duruyo diye kavga çıkarırlar. fotoğraf çekmek için birbiri ile boğuşurlar. nefreti duyuyorum.

boş teneke çok ses çıkarır diyorum. çocuklarından başka başarıları yok. ayrıca bu ailelelerin çocuklarıyla çok ilgilendiklerini de düşünmüyorum. sadece BENİM ÇOCUĞUM blabbla demeyi ilgilenmek sanıyorlar. birisi çocuğundan başarılıysa kendini mağlup hissediyor mesela

Çocuğu sosyal kalkan olarak kullanıyor özellikle yeni nesil anneler.

@eksi sozluk e bir daha geldim'e katılıyorum. Sevmek ayrı, totemleştirmek ayrı. Herkes için söylenmez tabii ama en katı karşıtlarından biri iki yıl önce çocuğu altı aylıkken sabahın köründe "Bugün de altımıza sıçamadık" diyerek hem bebeğinden birinci çoğul şahıs olarak söz etmesinden hem de (belki haklı olarak) basit şeylerden panik halinden dolayı üzülmüştüm. Çocuğu hakkında "Yapamadık, ettik" tarzı konuşan bir kadın için bireyselliğini kaybettiği için üzülürüm. Böyle bir planım yok, istemiyorum da, anaç değilim ama öyle bir gün gelirse, ödüm kopuyor sevgilimi/kocamı sıfıra indirip tüm sevgimi çocuğa vermekten, çocuğa aşık gibi davranmaktan, kocanın aşkını çocuğa yönlendirmekten ama korka korka o hale girebilirim de, belki hormonların yönettiği bir süreçtir, her şey o haliyle daha mantıklı görünüyordur. Belki şu an düşünemiyorumdur.

Bir de belki bu da bir nevi mahalle baskısıdır. Düşün ki arkadaşlarınla oturuyorsun, hepsi çoluk çocuk sahibi. Sen de artık çoluklu ve çocuklu insanlarla görüşüyorsun. Biri çıkıyor "Benimki iki yaşında takla atmayı öğrendi, çok büyük sporcu olacak" diyor. Diğeri çıkıp "Benimki de o kadarken, dünya haritasında ülkelerin yerini ezberledi" deyiveriyor. Sonra ikisi de senin düz çocuğuna ve sana acıyarak bakıyor olabilirler. Bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş, kırk kere söylersen inanılır da. İlk başta bilirsin onların abarttığını, sonrasında "Herkes abartıyor olamaz" deyip kendi "normal" çocuğunda bir özellik aramaya başlayabilirsin. O da bir o sosyal ortamda hayatta kalma adaptasyonu olabilir. Herkes çocuğu hakkında bir şey söylerken, seninki aptal olamaz ya! Gavurların "mom's guilt" dediği bir kavram var. Örneğin, işe giderken "Ben ne biçim anneyim, çocuklarımı evdeki bir yabancıya bıraktım, buralara geldim" ya da kırk yılın başı kocasıyla başbaşa bir yere gidip "Çocuğumu kendi zevkim için nasıl bırakırım" gibi mantıklı düşündüğünde gereksiz görünen şeyleri suçluluk olarak yüklenebiliyorlar. Belki, çevrendekilerin çocuğu bu kadar özelken insan içinden "Herkesin çocuğu böyleyken, ben nasıl kötü bir ebeveynim ki, çocuğumun içindeki özelliği diğerleri gibi nasıl çıkaramadım" diye düşündüklerinde suçluluk duyuyor olabilirler ve karşı bir savunma mekanizması da olabilir o sürüye katılmak.

Sonuçta üzücü çocuğa insanüstüymüş gibi davranıp onun sırtına yük yüklemek ama çok kişi yaptığına göre bir kaynağı ve bir nedeni olsa gerek.

benbugunbunuogrendim.blogspot.com.tr
güzel hikayeler var.

Bu kıyağımı unutma:
alkislarlayasiyorum.com

Baskı makinesine ve bunların renk profillerine bağlı olarak fark eder.

Ekranlar yanıltır, ekran görüntüsü parlaktır, rgb'dir vs...
Yazıcının kalitesine göre değişir. Aynı işi başka yazıcıdan alınca farklı çıkabilir. Marka model farkediyor. Ekranlarda böyle.

Ne yapacaksın, basacağın yerde oynayacaksın rengiyle. Deneme, yanılma...

Görsele baktığın ekran kalibrasyonu yapılmış bir ekran değildir. Olması gerekenden çok daha parlak gösteriyordur. Aynı şekilde fotoğrafçının makinesinin kalibrasyonu da hatalı olabilir

Aynısı gibi çıkması için ne yapmalıyım peki?

baskı aldığın yerleri iyi seç. üni. çevrelerindeki baskıcılar iyi olur genelde. öğrenci memnuniyeti açısından... tabletindeki görsele en yakın sonucu istediğini söyle titiz davransınlar, renklerle oynasınlar. mesela makinelerin yeni bakımdan çıkmış olması sonuçlara olumlu yansıyor.

Aynısı gibi çıkma durumu yok, ancak benzeri çıkabilir. Diyorum ya yazıcının kalitesi önemli, ekranın kalibresi önemli. Şunu yapabilirsin, deneme yanılma, rengi açık çıktıysa, biraz daha koyu yapıp bastıracaksın ya da tam zıttını.

Abi adam 20 x 15 tanesi 5 liraya basiyor. Nasil deneme yanilma yapayim?Arti o tahammülü gösteren kaç kişi var? Fotoğrafçı dediğin adam titiz değil. Oransal büyütmeden dahi haberi yok. Ölçü sordum, "Sen fotoğrafı getir uydururuz" dedi ya adam.

fotoğrafçıda bastırma(ya da iyi bi fotoğrafçı ya da internet üzerinden baskı yapıp eve gönderen yerleri dene çok daha ucuz oluyor)

bence de ozalitçi gibi yerlerde kalın/fotoğraf kağıdı gibi seçenekler oluyor zaten onlar da basar ve çok daha bilgili olabilirler. Yine de ilginç, o kadar fotoğraf bastırdım hiç "aşırı farklı" olmadı. En son kendi epson yazıcım için 10x15 kağıtlar aldım kendim de fotoğraf basıyorum, rgb'leri hiç çevirmeden bile basıyorum gayet iyi.

kaynak buldum: photo.stackexchange.com

tam olarak dediğini tarif etmiş, ama sen zaten cmyk kaydettim demişsin orasını bilmiyorum.
"This can cause your once vibrant and beautiful RGB image to come out looking dark and dull on a CYMK printer for example."

fotoğrafçıda RGB baskı olur CMYK olmaz.

Ayrıca 300DPI olmalı

kurudu da:
Bu defa RGB olarak kaydedip deneyeyim o zaman.

buharına dikkat ederseniz çok sıkıntı olmaz. kısık ateşte kaynatın.
peki bunu neden yapacaksınız?

Sadece kaynama sıcaklığını göstereceğim.

dijital ayarlı bir "stirplate" profesyonelce olur. öğretmen olduğunuzu varsayıyorum, okula ödetirsiniz parasını.

modem bozuk demek ki.

Zannetmiyorum.

modemin dns ayarları falan bozuktur belki. modemi resetleyip, ayarlarını yaptıktan sonra tekrar deneyin.

çalışmaz

www.sahibinden.com
Bu çalışır mı peki?

aslında ilki de çalışır dikkatli inceledim de, ben ddr soketi için ram yazmışsın ekran soketi diye okudum bakmadan. anakartında bus soketi için pcie x16 ilk attığında da aynısıymış

Sahibinden.com'daki ilanı sipariş edeyim ben. 128bit problem çıkarmaz değil mi?

bit kısmının bi önemi yok, sadece arayüz aynı olması lazım

www.lutfuzorlu.com
Bunlardan ihtiyacın olanı izle. Çok güzeldir.

derivasyon olayına çalışsan iyi olur. neyi ne zaman kullanacağını daha iyi anlamak için bunu yapman lazım. pratik de gerekiyor, zart diye gelen bir şey değil, pişen bir şey.

Yedi Karanfil - Kalanların Ardından

Tuzsuz leblebi. Kesin tedavi değil ama.

endoskopi vs mide kanseri.

endoskopinin korkulacak bir tarafı yok, tatsız bir tecrübe, oluyorsun bitiyor, bir daha aklına bile gelmiyor.

sabahları mide koruyucu falan alman lazım ama başkasına verilen ilaçlarla hareket etme bence.

Doktora gitmek sart. Endoskopiyi annem yaptirdi hiç korkuldugu gibi degil. Zaten sedasyon esliginde yapiyorlar. Anlamiyorsun bile.

Mide yanmasi oldugunda bir corba kasigi toz sekeri bir bardak suyla yut. Tabii seker hastaliginiz falan yoksa yapin. Cok etkili.

Proton pompası inhibutoru.

Mesela opagis.

Kesin çözüm olacaktır. Ağır bir ilaç değil. Doktorunuza sorun. Tamam derse kullanın.

nexium 40 mg sabahları aç karnına.

soğuk süt.

her zaman endoskopi yapmıyorlar. git doktora.

süt +1.

pulcet.

korkutmak gibi olmasın ama benim endoskopim korkunçtu.

lansor, lanzedin, gaviscon advance

rennie.

Geç saatte yemeyi kes. Geç saatte ağır yiyecekler tüketme.

doktora git demişler zaten. ben de ilave ev ilaçları diyeyim. tedavi için değil yardımcı olarak.
önce toz şekeri dene yanma olduğuda.
leblebi de iyi geliyor.
ama esas tavsiyem sakız. plastik değil gerçek sakız, helikobakterilerin düşmanı olan. www.ncbi.nlm.nih.gov

yalnız doktoru ihmal etme.

Adobe bunlari yapiyor sanki?

Kesinlikle Xodo'yu kullan. Ben de Adobe'yi kullanıyordum, bıraktım. Xodo hem hızlı hem de kalemi çok akıcı. Renk seçenekleri fazla, transparan özelliği var. Tam istediğin uygulama rahatlıkla kullanabilirsin.
Tabletin Note falansa zaten tadından yenmiyor. Okulda ben note kullanıyorum. Projektöre bağlıyorum, soruları, şekilleri hep xodo üzerinde çizerek gösteriyorum.

ekonomik durumunuz, daha iyi bir eğitim alabilecek özel bir anaokulu -okul öncesi okul-a yetiyorsa; çocuğunuz ve sizin için en sağlıklısı okulunu değiştirmeniz olabilir.

@acilmayan kavanoz maalesef işten çıkarıldım. Özel kreşler 1500 den başlıyor. Abimler 1900 tl veriyor. Keşke imkanım olsa yollasam

Konuşma terapistleri daha mı iyi olur acaba?

Çocuklar durduk yere yalan söylemezler, o yüzden söylediği doğru kabul edilmeli. En azından istismar için adli tıpçıların söylediği bu. Gözünüz üzerinde olsun. Benim ilkokulda öğretmenim kafama ayakkabı atmıştı. Müdürün önünde kesinlikle yapmadım diye ağladı, çocuklar çiçektir böcektir dedi. En son eve giderken de anneme bana ayakkabı borcu var kızınızın deyip sırıttı.

@Lİm5 terapiste gittik ama devam edemedik. Seansı 250 tl ve haftada 4 seans olarak en az 7-8 ay devam etmesi gerektiğini söyledi terapist. Maddi olarak okadar gücümüz yok. Devlette 4 yaştan sonra destek veriyormuş.
Bende yalan söylediğini düşünmüyorum. Devam eden bir vurma yok. Ama olmayacak diye bir kuralda yok.
Kızım üç yaşında inanılmaz hareketli. Annemlerde öğretmen ne yapsın başedemiyordur diye yaklaşıp daha çileden çıkarıyorlar beni

Lim5 yaniliyor, ozellikle 3-4 yaslarindaki cocuklarda durum tam tersi ki bunu gosteren kapsamli deney de var Amerika'da yapilmis olan.
Ama tabii ki bu cocugunuzun dogruyu soylemedigi anlamina gelmez, asla bilemeyiz.
Bana sorarsaniz ogretmen bence de artik cogunuzla ilgilenmeyecektir, hele de gercekten vurmadiysa cok fena kinlenmistir.

Lim5 o laftan sonra ne yaptiniz peki ogretmene?

@stavro acaba öğretmenle yüzleşsem mi?
Yada idareye gidip siz isim vermişsiniz öğretmen çocuğumla ilgilenmiyor mu desem?
Ailem de beni suçluyor. Çok üstüne düşüyormuşum. Bu arada kızım sabah kalkıp okula gitmek için ağlıyor. 1 de gidiyoruz. Haftasonu bile ağlıyor gitmek için okuldan soğumuş değil.

@stavro Benim bilgim bu kadar, çocuğa inanın diyorlar. Arada Jagten vakaları oluyordur ama yaygınlığını bilemiyorum. Öğretmene bir şey yapmadık. Adam ağlayıp zırladı yani. Ara ara millet beden dersindeyken tek ayak cezası alıp sınıfta dikildiğim oluyordu ama başıma ikinci kez ayakkabı yemedim. Gözden çıkartmak için fazla değerli bir öğrenciydim. Zaten sene sonunda taşındık. Her dönem için bir sınıf mı vardı yoksa diğer öğretmene de ben şiddet uyguladığım için mi sınıfım değişmemişti hatırlamıyorum.

@ayshegul İdareye yok yere çocuğumla ilgilenmiyor demek çok saçma bir hareket. Çocuk da okulu seviyormuş. Devam etsin bence. Bir daha duyarsanız hocaya gidip hocam böyle böyle diyor pek ihtimal vermedim ama yine de sormak istedim nedir durum diyebilirsiniz.

"Çocuklar durduk yere yalan söylemez" lafı 10 yıllık meslek hayatımda duyduğum en saçma laftır. Daha geçen gün 5. sınıf öğrencisini öğretmene yolladım yoklamada hata yapmış diye, akıbetini sorduğumda "Öğretmen bana siktir git dedi" diye anlattı. Biraz ağzını aradım, öyle bir şey dememiş. Belki kızmıştır, ancak öyle bir şey demediğini anladım. Öğrencilerin her söylediği şeye inanırsak okulda öğretmenler sürekli birbirlerine girer.
Öyle bir şey olduysa bile, ki inanmıyorum, bence okula giderek bunu hissettirmeniz bile şimdilik yeterli. İleride sıkıntı çıkacağını zannetmiyorum.

@Simrug küçük oldukları için yalan söylediği düşünülmüyor. Daha üç yaşında yalan nedir bildiğini düşünmüyorum. Yani hata yaptığında sorduğum zaman herzaman doğruyu söyler.
Daha çok küçük öğretmeninde ona vurarak birşeyleri benimseteceğini eğitim vereceğini düşünmemesi gerek.

peki idareci gerçekten isim vermeyerek sormuşsa kendinizi o idarecinin karşısında ne duruma düşüreceğinizi hesap ettiniz mi? öğretmenin çocuğa vurduğu, ilgisiz davrandığı bile kesin değilken hem de. elinizdeki tek veri, çocuğa bir hafta içinde birkaç kere sormuş olduğunuz (bu durumda periyodik olduğunu söyleyebiliriz) öğretmenin sana vurdu mu sorusuna verdiği tokat atma hareketi. ayrıca iletişim sadece konuşmaktan ibaret değil, çocuk sorunuzu tamamıyla doğru anladı mı, ondan bile emin olamayız. belki de çocuk sadece vurmanın nasıl olduğunu eliyle taklit etmiş bile olabilir. durduk yere gelip size böyle bir şey anlatmaya kalksa tamam diyeceğim de. onca yıl okul okudum, bir gün bile annem bana öğretmenin sana bugün vurdu mu diye sormamıştır. çok çok enteresan bir yaklaşım cidden.

@gusano aslında sadece iki kez sordum. Birinde vurmadığını ifade etti diğerindede iki yanağınada kendi tokat atarak gösterdi.
Kendisini ifade edemediği için sordum. İnanın sizde konuşamasaydınız anneniz sorardı.
Bende aslında böyle bir anne olmam diyordum ama olunuyormuş. Kimsenin düşünmediği şeyleri düşünüyorsunuz çocuğunuzu korumak için. İşin bir diğer tarafıda başka bir veliyle ayak üstü konuştuk hegun çocuğunu sınıfta bekliyormuş ağladığı için. Sadece benim kızımın vurduğunu söyledipi gun sınıfta yokmuş. Bunuda tesadufen öğrendim.

"Daha 3 yasinda yalan nedir bilmez" diye bir sey yok bakin. Kundaktaki bebeklerin bile yalandan agladigini gosteren calismalar var, kendi kafanizdan bir seyler uretmeyin yalani bilmezler diye. Kucuk yastaki cocuklarda yalan cok yaygin.

Sizin cocuk da okula gitmek istiyor, bu da beni ogretmenin cocuga vurmamis olduguna inanmaya itti ama tamamen sahsi dusuncem, tokat falan yeseydi orada olmak istemezdi diye dusundum sadece.

"sinif yonetimi" dersi aliniyor formasyon alinirken.

ama tabii ki bu yetmiyor. cunku hic bir sey, her ogrenci icin kesin gecerli olmuyor.

ben haftada 1 kez ortaokul sinifima giren biri olarak belki cok dogru ornek olmama ama sinif ogretmenlerinden ve diger ogretmenlerden gozlemle sunu soyleyebilirim farkli olarak;

sinif disinda da onlarla güzel iliskileriniz olmasi,
onlarla basarili ve farkli isler yapiyor olmaniz,
hepsinin farkli ilgi alanlariyla ilgili atifta bulunarak dersler islemeniz, ornekler vermeniz,
size olan saygilarini ve sevgilerini artirirlar.

dolayisiyla onlara bagirmak kizmak yerine, daha naif, daha kucuk seylerle bir sekilde kendilerini kontrol etmeyi ogretebilirsiniz.

baska yerde bagirarak susun demek ve kizmakla cocuklar susmayabiliyorken veya davranislari degismiyorken,
ote tarafta bir askolsun ile, rica ediyorum ile tum ders size yardimci bile olabilirler.

elbette pdr'den yardim alabilirsiniz bu konuda. cunku cocuklarin ic dünyasini bilmek/anlamak da bunda yardimci olcaktir. belki cocuk ilgi cekmek icin yapiyor, belki baska bir şeyi haykiriyor içi bunlari yaparlarken, belki sinifin lideri gibi gozukmek istiyorlar veya baska bir sey var sizle ilgili.

onlarin dersine giren diger ogretmenlere de aynilar mi?

cok degisken var.

@la traviata hocam erkek hocalarin dersinde daha sessizlermis. Bayan hocalarin hepsi sikayetci. Ben guzellikle konusuyorum
anlamiyorlar, sinav tehdidi ile korkuyorlar; bu da hosuma gitmiyor. Ailelerin sucu :-( Hocam guzel tavsiyeleriniz icin cok sagolun, cok sert cikmazsam ogrenciler daha da beter oluyor.

sert olmak bagirmak vs. anı kurtarır.
ama aslında daha da kotu yapar temelde her seyi.

yok mu okulun rehberligi. durumu konusun onunla. o ogrencileri tespit edin ve gerekirse ayrica gorusme ayarlayin hepsine. eger bir sekilde gozleri korkutulcaksa da, bunu siz diil yonetim / disiplin kurulu vs. yapar.

ki daha kucukler. mutlaka yollari vardir onlara güzellikle ulasmanin.

@la traviata rehberlik maalesef yok. Bazi ogrenciler cidden korkunca susuyor, ben istiyorum ki diger sessiz basarili ogrencilerin zamani calinmasin. Zor is ogretmenlik isi. Ailede terbiye cok onemli, ama aileler de en ufak bir seyde okulu basip hocalara kiziyorlar.

susturmak için ilgilerini çekici bir "şey" olmalı. bazen bu günlük hayattan bir örnek, bazen sizi de "onlardan biri" yapabilecek ortak bir payda (tutulan takım, futbol, bilgisayar oyunları, işte benim stilim, survivor vs gibi) derste çok yer kaplamayacak bir kaç örnek ilgilerini sizin üzerinize çekecektir.

ikinci kural "ben" dili. "yaptığın şey çok saçma" yerine " arkadaşınla konuşuyorsun ya, ben çok üzülüyorum" tarzı bir konuşma. çocukları notla, dayakla, bağırmakla, veliyle korkutmak kısa ama etkili çözümdür. ama ileri vadede size olan saygı ve sevgileri yok olur.

ben mi, doğuda kötü bir okulda öğretmenim. sınıf yönetimi adına bir kitap yazabilecek tecrübeye sahibim ancak ben de susturamıyorum. başarılı öğrenci sayısı az olunca mecburen ders dışı etkenler ve şaklabanlıklarla ilgiyi ve sevgiyi üzerime çekmeye çalışıyorum. başarılı kabul etmiyorum ancak en çok işe yarar yöntemim bu. yeni atanan öğretmenler daha dezavantajlı bu konuda. öğrenci ile bir "kendini kabul ettirme" harbi başlıyor. bir güç yarışı. bir otorite ispatı. ergenler bunu bazen saygısızlıkla, bazen de çok bilmişlikle hava atarak elde etmeye çalışıyor. asla öğrencinin eline ipleri teslim etmemek lazım ilerisi için. ama kaba kuvvet, bağırma çağırma, emir cümleleri ve nasihatle olacak iş değil. mesele onlar gibi hissettiğinizi, aslında onların sizin anlamadığınızı sandığı şeyleri aslında sizin onlardan daha çok bildiğinizi ve hissettiğinizi aksettirmeniz ve şaşırtmanız gerekiyor. ha bir de bazı ergenlere "çocuk" muamelesi yapmayın, hoşlanmazlar. nabza göre şerbet olayı işin aslı.

@discopolice hocam cok tesekkur ederim guzel paylasiminiz icin, uygulamaya calisacagim. Benim donemimdeki sinif arkadaslarimi dusunuyorum
da biz ortaokuldayken bile olgin gibiydik. Kusak farki :-(

Olabildiğince sert olmalısın. Yüzün sık gülmemeli. Böyle olursan ancak dersini işleyebilirsin. Öbür türlü öğrenciler seni sever; yıllar sonra seni iyi anar, ancak ders falan işleyemezsin. Verimli olamazsın. Bizim sorumluluğumuz var. Bu çocuklar yarın sınava girecek. Zamana ihtiyacımız var, dersler TEOG için yeterli değil. Onu göz önünde bulundur ona göre hareket et.

bi arkadasım 4 ayda bu hale gelmişti ama nasıl bir program uyguladı filan bilmiyorum açıkçası.

edit: fotoğrafa daha detaylı baktım da, bu kadar değildi, biraz daha az kaslıydı o hali. kolları filan bununki gibi manyamış diildi :)

direk sunu soyle

"growth kurlerini neye gore yaptin?"

hangilerini kullaniyormus?

elemanı tanımıyorum bir facebook sayfasında gördüm ve 3 ayda bu hale geldiğinden bahsediliyordu

degisik kurler var, ben buraya bilerek isimlerini yazmiyorum. sonra millet baska diyarlara dalip, gidecek. arkadaslar guzel cikmis da o ilaclarin atilmasi bir seneyi buluyor. daha kullanmaya devam ediyorsa zor yani.

İlaçlı bu arkadaş.
Birkaç aymış hahaha

3 ayda bu hale gelmişse, başlangıçta çok ağır kürler kullanmış bir gerizekalı ile karşı karşıyasın.

Bu konuda hiç bilgisi olmayan biri olarak affınıza sığınarak bir şey sorabilir miyim? O damarlar neden belirginleşiyor? Vucut yapınca damarlar da mı genleşiyor? herifin karnındaki damarlar bile pörtlemiş.

old possum, düşük yağ oranı, yüksek tansiyon, nitrik oksit arttırıcı destekler vs.

bilgisayar çalışmadığından yapamıyorum desin.

Götürüp getirsin(dizüstü bilgisayarsa tabii). Devlet okulları imkansızlıklarla boğuşuyor. Bu konuda idarecilerin yapabileceği bir şey yok.
Bilgisayarla ne yapıyor merak ettim?

imkansızlıklarla boğuşmaktan çok gerizekalı idarecilerle boğuşuyordur devlet okulları. şu zamanda devlet okulunda adam gibi bilgisayar yoksa o idarecinin milli eğitimden bir şey istemeyeyim tasarruflu durayım çabasından başka bir halt değildir. bence de kurumundaki bilgisayarla ne kadar oluyorsa o kadar yapsın, yapamıyorum da demesin.

kurumdaki pcler kadar yapsin ama bu cocuklarin egitimine negatif etki edecekse laptop goturmeli diye dusunuyorum.

Ne yapıyor çok merak ettim gerçekten. 3dsmax falan mı kullanıyor bilgisayarda?

işimi yapamıyorum desin. herkesin evinde dizüstü olmak zorunda mı? kurum bunu sağlamak zorunda. bilgisayar öğretmen için zorunlu araç artık, seçenek değil.

ne yazık ki özel okullarda da durum benzer. benim eşim de öğretmen. onlarda da bilgisayar adedi sıkıntı. iş yapmak için sıraya girmek gerekiyor. o da millete bulaşmamak için mecburen götürüyor.

yapamıyorum desin

ben olsam götürürüm nolcak kaçı kaç para laptopun sanki. o kadar basit işlemlerden ibaretse netbook da alabilir 300 500 liraya on numara laptoplar var ikinci el alıversin bitane okula hibe etsin ne olacak. yapamıyorum demem şahsen çaresizliği de kabullenmem çözüm üretmeye çalışırım.

Aslında zorunda. Az önce "işe fedakarlık" sorusunu cevaplarken "Kendi bilgisayarınızı götürür müsünüz" kısmı vardı. Ben bir devlet üniversitesinde çalışıyorum. İlk iki sene bir bilgisayar verilmişti ama açılana kadar canı çıkıyordu. Ben de kendi laptop'ımı taşıdım. Çünkü bir mağdur olursa o yöneticiler olmuyor. Doğrudan öğrenciler ve kendiniz oluyorsunuz. Özel kurumsa işler biraz daha değişik olabilir, çünkü devlette en son noktada dert anlatılacak ve onu dinleyecek kişi kalmıyor. Laptop'ı yollarda getirip götürürken dağıttım ve omzum kopunca okuldaki bilgisayarı aldım, ona ram ve birtakım yüklemeler yaptım. Maaşımın üçte birini o bilgisayarı toparlamaya verdim. 1 sene kadar da o şekilde idare ettim. Sonra birkaç sene fedakarlık yaptım diye imkanları zorlayarak 12 çekirdekli iş istasyonu verdiler ve şu an çatır çatır kullanıyorum.

Eşinizin okuldaki bilgisayarı kişisel mi, yoksa ortak kullanım mı bilmiyorum. Kişiselse kendi bilgisayarını götürmektense o bilgisayara bir iki ekleme yaparak kullanabilir. Ortaksa arkadaşları ile birleşip o eklemelerin maliyetini paylaşabilirler. Bir bakımdan geçip okula hibe edebilirler. Öğretmenlik biraz da öğrenciler için devletin yapmadığı fedakarlığı kısmen üstlenmek demek. "Maaşı komple bırakın" diyemem tabii ki ama eşinizin rahat çalışabilmesi, hatta çalışabilmesi için minimum ihtiyaçları karşılanmalı. Bunların olmaması gerek tabii ki, bunu da dile getirmek gerek bol bol, hatta isyan etmek gerek bence ama o zamana kadar da işi yapacak ve ceremesini çekecek olan o. Orada "Yapamıyorum" dese iş eve kalacak.

Red g idarecileri gerizekalılıkla suçlamış, ama durum öyle kolaylıkla üstesinden gelinecek bir durum değil. Hele idarecilerinde tasarrufunda olan bir şey hiç değil. Bu böyle olsaydı, idareciler birkaç yılda bir bilgisayarlarını yenilerlerdi.
Eğer okulda malzeme eksikse okul MEB’e malzeme ihtiyacı konusunda yazı yazar ve çoğu zaman bırakın bilgisayarı, sıra masa dahi göndermezler. MEB’in bilgisayarları depoladığı bir yer yok. Her isteyen idareciye bilgisayar göndermezken, sayıca daha kalabalık olan öğretmene birer bilgisayar verirler mi? Düşünün ki Ziraat Bankası’nın yenilenen sistemleri sebebiyle gönderilen eski bilgisayarlarını kullanıyoruz.
Bizim müdür, müdür yardımcıları ve memurun odasında bulunan bilgisayarların en yenisi 2005 yılına ait. 10 seneden eski dandik Vestel bilgisayarları kullanıyorlar ve her işlerini de görüyor. Xp veya windows 7 kurduktan sonra Word, Excel 2010’ u da takır takır çalıştırıyor. Fakat birinin mutlaka ilgilenmesi gerek. Bu okulda ikinci yılım ve bir fen öğretmeni olarak, okul işleri aksamasın diye, geldiğimden beri bilgisayarların bakım ve onarım işleriyle uğraşıyorum. Aşağıdaki hurdalardan bilgisayar topluyorum. Yeri geliyor internetten parça istetiyorum. Kulağımı tıkayıp kendi işime de bakabilirim, ama bu durumda okul işleri yürümez. Herkesin yardımcı olması gerekiyor bence.
Konu sadece bilgisayar konusu değil. Diğer malzemelerde de bu böyle. Projektör lazım, MEB’i beklersek iş bayağı uzuyor; gittik başka okuldan tutanakla teslim aldık. Mesela aşağıda boş sınıfa sıra lazım, müdür yazı yazdı; baktı bir şeyin geldiği yok, gidip başka okuldan sıra masa bulup okula getirtti. Köyde çalışırken hizmetlilerin başlaması geciktiği için bizim müdür yrd. bildiğin paçaları sıvayıp tuvalet temizliği yapıyordu. Öğrencilere iş yaptırmak yok. Veli zaten okulu ahırından daha değersiz görüyor. Ben zaten o manzarayı gördükten sonra, okul için elimden ne geliyorsa yapmaya başladım.
Sizin sorununuz, idarecilerin başka okulları arayarak artan bir bilgisayar getirmeleriyle çözülebilir; ancak bu her zaman mümkün olmuyor.
Okullar böyle maalesef. Ben daha okulda fen dersiyle ilgili eksikleri anlatmadım, anlatırsam bir sayfa yazı daha çıkar. Uzatmadan diyeceğim; bu tür ufak tefek şeyleri dert etmesin. Her okulda olabilecek sıkıntılar bunlar. Hocamız biraz cefakar olsun. Bir şey olmaz.

sürekli bilgisayarda yazı yazmayı gerektirecek bir yer değil ki okul. yani her gün buna ihtiyaç duymuyordur herhalde. bilgisayarda ne yaptığı önemli bence. ne bileyim zümre kararı mı yazıyor plan mı yapıyor mesela? bunlar kendi işleri olduğu için kendi bilgisayarında yapması çok normal olur. okul bir evrak yazmasını istediyse o zaman idarecilerin bilgisayarını kullanmayı talep edebilir. kabul etmezlerse de benim bilgisayarım yok yazamam diyebilir.

ya açıkçası o zaman milli eğitim bakanlığı ciddi leş. cezaevlerinde bile her memurun elinin altında 2015 model bilgisayar var, 17' wide screen filan. devletin eğitime ayırdığı bütçeye tüküreyim valla.

Takipsiz kargo böyle kardeş. Tamamen bunların insafına kalıyor.

Daha önce aynı sitelerden 20 defa alışveriş yaptım, ilk defa oldu bu. Kesinlikle ptt ile alakalı bir şey. Ordan biri alsa kargomu evine götürse kimsenin ruhu duymayacak sonuçta.

takipsiz alma bi daha.

sana parayı geri verirler, aldı ama almadım diyo demezler.

takipsiz kargoysa atmışlardır kapının önüne gitmişlerdir. takip kodu olmadığı için sorumlulukları yok. imza falan istemiyorlar teslim ederken. ufak da olsa bi ihtimal şehrin merkez postanesinin yurtdışı gelen ürünler kısmında olabilir ürününüz. ben bir iki kere yakalamıştım böyle benimkileri. ama 2 ay geçtiyse şansınız az. yüksek ihtimalle attılar bir yere gittiler. faturaların atıldığı yerlere iyi bakın.

takipsiz alma kardeş. 2$ ver. bazı siteler 20$-30$ üstüne bedava takipli kargo veriyorlar. onlardan yap alışverişini
araştırma parası sana girmez.

Yavaştan Camel'den başla.
En güzel albümler 1970 ile 1980 arası yıllarda yapılmış.

Progressive rock çok geniş bir türdür. Eğer uzay temalı şeyler dinlemek istiyorsan eloy, grobschnitt, pink floyd; elektronik dinlemek istiyorsan tangerine dream, klaus schulze, brainticket; duygusallık ağır bassın istiyorsan camel, genesis, renaissance, van der graff generator +bir sürü grup var.
Keşke hangi tarzı sevdiğini söyleseydin.

rush, yes, genesis, camel, king crimson, jethro tull ile başlanabilir. albüm de diyecek olursam

rush - 2112
yes - close to the edge
genesis - foxtrot
camel - mirage
king crimson - red (starless'ın hatrına)
jethro tull - thick as a brick

bu grupların diskografileri edinilip 80 öncesinde yaptıkları da dinlenebilir. nispeten yeni bir şeyler istersen mars volta, pain of salvation ve anglagard tavsiye ederim.

Asla popüler gruplara takılıp kalma.
70'ler için konuşuyorum: Hollanda, İsviçre, İtalya gibi ülkelerden çok sağlam gruplar var. Hatta tek albümde harikalar yaratıp müzik sahnesinden silinenler de var. Asıl güzellik onlarda bence.

Yukarda yazmislar zaten bir kısmını. Ek olarak bunlari da dene
porcupine tree, Steven Wilson'un kendi isleri ve Storm corrosion
The Mars Volta
Periphery(az daha metal bu)
Ayreon
A.C.T band
Animals as leaders( bu da metal)
Dream theater( Ilk bunlarla basladigim icin bende yeri ayri, six degrees of inner turbulence albumleri cok basarili bence)

Ayrica yazim hatalari icin uzgunum, mobil :/

Tool var bir de ek öneri

çok teşekkürler

He

Sunucunun DNS adresi çözümlenemiyor. diyo mu

Yok
downforeveryoneorjustme.com

mavi ekran mesajı var mı ?

memory test yaptın mı ? scandisk yaptın mı ?

hiçbir bilgi vermemişsin.

RAM değiştirerek deneyin.
Başka bir işletim sistemi yükleyip deneyin.
Ayrıca anakart pertlemiş olabilir.

Merhaba memtest yaptım. Telefonda olduğu için her şeyi yeniden buraya yazamadım o yüzden başlık linkini verdim.

Chkdsk /f de yaptım. Problem yok.

Mavi ekranda kod yazıyor, o kod ne? Dump file la ilgilenen forumlar var, oralar sorsan yardm alırsın. Debuggerla filamn okunabilir de bende de yok şu an okuycu. Olsa bakardım.

mavi ekranın kodu

0x000 (a,b,c,
şeklinde. O çok şey anlatır. Kodu yazmadığını gördüm de belki de yazdın, bilemyorum.

En az 10 saat memtest sonucunda hata çıkmadıysa, tahminim sorun yazılımsal ama tabi hiçbir veri olmadan yalan olur ne desem.

sorunun RAM sorunlarına benziyor. ancak mavi ekrandan sonra 10 dakika beklemeden tekrar açılmıyor yazmışsın. bu da bana ısınmadan kaynaklı bir sorun gibi geldi. cihaz ısınınca sıçyor kısacası. burda da ram ekran kartı ve power suply üçlüsünden biri sapıtıyor bence. pc stress tool diye araştır.çok program var bu konuda kullanışlı bir tanesini bulup parçaları tek tek zorla. ekran kartı, ram ve genel(hepsi bir arada). genel testte(işlemci ram ekran kartı aynı anda) sorunn çıkıyorsa power suply sorunludur, votajlarda oynama yapıyordur. işlemci ısısını da kontrol etmeyi ununtma. 1 aylık cihazda fanlarda sorun çıkmaz ama termal macun çok sıkmayı sever bizim teknik ekipler, bu da soruna yol açar, sorunları tek tek elemekten başka çaren yok, kolay gelsin.

Apc_Index_Mismatch"Hatalı yapılandırılmış, eski veya bozuk aygıt sürücüleri. (son derece yaygın)
Son Windows ile ilişkili yazılım değişikliğinden (yükleme ya da kaldırma) kaynaklanan, Windows kayıt defterinde bozulma.
Virüs ya da kötü amaçlı yazılım Windows dosyasını ya da ilişkili Windows Operating System program dosyalarını bozmuş.
Yeni donanım takıldıktan sonra sürücü çakışması.
Windows Operating System ile ilişkili yazılım ya da sürücü yükledikten sonra hasar görmüş veya kaldırılmış sistem dosyaları.
Hatası 0x1 mavi ekranı zarar görmüş bir sabit diskten kaynaklandı.
Bellek (RAM) bozulması nedeniyle APC_INDEX_MISMATCH Durdurma Hatası."

Kmode_exception_not_handled "Bu sorunu gidermek için 2887595 güncelleştirme paketini yükleyin. "

driver_overran_stack_buffer "eksik driver var yüklenmemiş"

tertemiz bir kurulum, tüm taze driverlar ve tüm windows updateleri ile bios (artık adı bios değil ama peh) update yap bir de

sonra memtest ile ramleri, prime95 ile cpu yu test et

hala mavi ekran alıyorsan

muhtemelen anakart pertlemiş senin. zaten yeni diyorsun gönder garantiye anakartını, eğer imkanın varsa olmadı diğer parçaları çalışan bir sistemde test et.

Çok teşekkür ederim cevaplar için. Sistemde mümkün olan tüm güncelleme paketleri yüklü durumda. Ben de ısınmadandır diye düşündüm fakat format attığımda sorun yok. Yani olay tamamen formattan sonra başlıyor. Hatta birkaç hafta sorunsuz kullandım baya oyun oynadım. Kasayı ben topladım bu arada macunu da gayet düz ve ince sürdüm ama başka bakacak yer kalmazsa onu kazıyacağım artık. Yepyeni olan tüm parçaları göz önünde bulundurarak düşününce yazılım gibi geliyor zaten dediğim gibi format atarken ve ilk birkaç açılışta herşey normal falan. Forumdaki yazıma yeni bir cevap gelmiş kernel ile alakalı şimdi o sürücüye bakacağım. Olmazsa tüm parçaları tek tek sökmek kalıyor.

Geri aldım, bios da iken gitmeye başladı. Şimdi tek tek söküyorum.

sorun donanımsal, orası net.

herşeyi söküp yeniden birleştir, kötü bağlantı da sebep veriyor olabilir, ekran kartı, hdd soketleri vs. yine olmazsa, parçaları bir yerde denemen lzım

Macunu kazıma; açılışta bios' tan sıcaklığa bakabilirsin. Sıcaklık normalse sorunu onda arama.

Peki sorun donanımsal ise mavi ekran hatalarında bu kadar çok random şeyler almam normal midir? Bilmemne sys hakkında hata alıyorsam açıkçası driver kaynaklı derim... Acaba hem donanım hem yazılımsal mıdır sıkıntı.

Bios'ta gitmişse mutlaka temel parçalarda bir sıkıntı vardır. Bios'tan PC health Status'a bak. İşlemci fanın dönüyor mu? Dahili ekran varsa ekran kartını çıkartıp öyle dene. Bir de harddiskin bir bölümüne Linux kurup biraz onunla takıl.
Win Xp' den win7'ye geçtiğimizde Kamera kartı hep sıkıntı veriyordu. Durup dururken mavi ekran çıkıyordu. Kartı çıkarttık sorun düzeldi.

Parçaları söktüm. Artık açmıyor bile, kafasına göre 10 kerede 1 defa belki. Tekrar kapanış. Bios a erişebildiğim zamanlarda baktım cpu sıcaklığı ~30 derece falan. Sıkıntı değil yani. Sanki ön usb kısmını anakarttan sökünce birkaç defa açıldı ama sonra yine kapandı tabii sökük olmasına rağmen. Neyse, sanırım anakart pert olmuş. Vatan yolları gözüktü. Abla biz bunu alamayız demezler herhalde..

Bu ikinci. Aynı şekilde bundan hemen önce yepyeni Gigabyte z97 plus gönderdim geri.

psu anakartı cortlatıyor olabilir mi acaba ?

İlk anakart aldığımdan beri öyleydi yani hiç çalışmadı kendileri. Zaten yarı fiyatıydı vardı birşey yaniadkflfş. Neyse bunu garantiye verdim. Geri kalan parçaları da manuel olarak bir daha teste tabi tutacağım başka bir bilgisayar ile. Yeni bir psu alırım olmazsa. Vay arkadaş her parçayı yeniledim resmen. Kasanın da önündeki bir usb hub kıllandırıyor. Tavsiyem tek bir yerden toplayın. Sonra böyle uğraşırsınız.

tek yerden toplamakla alakası yok. elektronik sonuçta şans işi biraz da.

kasanın önündeki usbleri anakarta bağlamazsınız olur biter. bu işlerden anlıyorsanız ölçü aleti ile ölçebilirsiniz de

Düzgün çalışmıyor bir hub. Geri göndereyim onu da hazır anakart gitmişken. Sonuçta ön usb ler lazım oluyor. Çok teşekkür ederim desteğiniz için. Gelişmeleri yazarım.

güncelleme: anakartı servise gönderdim canavar gibi çalışmış. parçaları tek tek test ettiğimde sıkıntının işlemcide olduğunu gördüm. işlemciyi servise gönderdim.

ne bitmez çilem varmış.

güncelleme: anakart geldi problem yokmuş, işlemci gitti güya yenisi geldi. bok geldi. hala aynı problemler devam ediyor. anakartın işlemci tırnakları yamuk gelmiş. sövüceğğğm.

usb3 driverları yüklüyse onu kaldırın tekrar deneyin.

oo yazılımsal olarak yapmadığım şey kalmadı. problemin donanımsal olduğuna eminiz.

offliberty.com

idm daha iyi ama kimse sevmiyor.

i1-win.softpedia-static.com
Youtube HD downloader diye süper bir program var, tavsiye ederim.

android cihazlarda tubemate diye bir program var. o programla da indirebilirsin. sana videonun sitede yüklü bütün formatlarını indirebilme şansı sağlıyor. www.tubemate.net

www.youtube.com/bilmemnelddsf

bu linkte youtube'un başına "ss" ekle

www.ssyoutube.com/bilmemnealsdjfas şeklinde. Savefrom.net'i açacak oradan videonun kalitesine göre 480p, 720p mp4 vb. seçeneklerden seçip indirirsiniz. Kolay bir yol olarak aklınızda bulunsun.

hakikaten nhk nin söylediğini unutmuşum en güzeli o bak başına ss koymak linkin

Firefox'ta bir add-on var. Adı Download Flash and Video. Onunla video kaitesi ne ise en iyi o şekilde ya da daha düşük çözünürlükte video indirebilirsin.

firefoxta flashgot eklentisi indir. bütün formatları çıkartıyor, istediğini seçiyorsun.

herkese çok teşekkür ederim. peki bu söylediğiniz yollarla indirdiğimde, video yüklendiği formatta mı iniyor?

yüklendiği formatta inmez, genelde mp4 oluyordu benim indirdiklerim.

Hayır hiç bir program upload edilen halini indiremez çünkü youtube upload edilen orjinal videoyu render eder kendi standartında saklar.bu saklanan halini indirir programlar

teşekkürler

şarj aletinin akımıyla bu hale gelinemez bence. voltajı belli amperi belli... bu kadar etki yaratacağını sanmıyorum.

Bence de o hale gelmez. 5V 12V lik gerilim o hale getirmez.

fake.

limit 75eur. dikkatli olmalısın. farklı paketlerle gönderilirse ve aralık bırakırsan neden sorun olsun.

Evet, her biri farklı firmalardan.

Magnezyum eksikliğinden kaynaklanıyo gerçekten de, maden suyu ve kabak çekirdeği kullan ilacı da var ama yersiz

Parkinson olabilirsin.

Spor yapan adamın besin, vitamin, mineral ihtiyaçları normal bir insanınkinden farklıdır.

korkuyor olabilirsin (yusuf yusuf).

önce atlarsan çok yorulursun ve ağırlık için enerjin kalmayabilir. sonra atlarsan atlayamayabilirsin kasların kasıldığı için. seçim senin.

Sonra atla. Bacak çalıştığın gün belki sıkıntı yaşarsın ama onun dışında sorun olmaz. Önce atarsan tam performansla ağırlık kaldiramazsin

sonra calisman daha efektif olur.

Önce olması lazım diye biliyorum. En azından bir 5-10 dakika kardiyo olması için yapıyorum ben sonraki hareketlere geçmeden evvel.

arnold arkadaşa danışırsan daha iyi olabilir.

Kardiyo amaçlıysa haftada iki defa, antrenmandan sonra 20-25 dakika yeterli. Ağır bacak antrenmanından sonra yapma sakın. Burada ölümden dönen biri vardı.

Antrenman öncesi ısınma için yapılabilir, fakat ben ağırlık çalışması için ısınmayı, ilk setteki nispeten daha düşük tekrarla yapılan çalışmayı daha uygun buluyorum. O nedenle haftada birkaç gün antrenman sonuna ekleyebilirsin. Fakat şunu da söyleyeyim: Kardiyo ile kazanacağın her şeyi, ağırlık çalışması ile daha efektif ve zararsız bir şekilde kazanabilirsin.

www.dr.com.tr

www.idefix.com
www.nadirkitap.com

60 babillilerde kutsal sayı 2,3,4,5,6,10 gibi pek çok sayıya bölündüğü için. o yüzden saati 60'a bölüp dakika, dakikayı da 60'a bölüp saniye yapmışlar. Ama salise birimine ihtiyaç duyulup onu kullanmaya başladığımız zaman medeniyet daha ilerlediği ve 10'luk sayı sistemi kullanmaya başladığımız için bilim adamları 1 saniye 100 salise olarak bölünmüş

i.imgur.com
Dilersen çeviriyi yaparım.

Dünyanın dönüşünü 24e böl gibi bir şey değil bu. Bir gün 24 saat değil çünkü. Bunu diyen arkadaşa seneye neden şubatta 29 gün sayacağız sormak istiyorum.

Atom olayıyla hesaplanıyor, hayirsiz +1 Standardı bu.

bende bilmiyordum gerçekten güzel bir başlık olmuş cevaplayan herkese teşekkürler.

videonun başında bahsediyorlar

teknoseyir.com

hepinize teşekkürler.

liveleak'ı aç. Mature amblemi olanları izle.
Hayatından vaz mı geçtin?

sırf mature videoları diye filtreleyebiliyor muyuz peki? bu şekilde tek tük çıkıyor.

öncelikle siteye girip sağ üstteki safe mode'u kapatıyorsun,

daha sonra arama çubuğuna graphic yazıp aratıyorsun,

gelsin vahşet, gelsin kan

Sorunlu alışverişler diye bir bölüm vardı. Orada başlık aç.
forum.donanimhaber.com

hem sorunlu alışveriş kısmına yaz hem de imzanda yazabilirsin.
bazı kişilerin imzasında xxxxx şahıs dolandırıcıdır, alışveriş yapmayınız gibi uyarılar görüyorum

eklenmiyor fotoğraf,
formül

V=4/3.pi.rkare

yani v eşittir 4/3 çarpı pi sayısı çarpı rkare

hacim olan formül

Kare degil küp olmasi lazim kurenin hacmi.
Ek olarak hacmin turevi alani alanin integrali hacmi veririn ispatini istemiyorsunuz degil mi

küp arkadaşlar. aldığım ders math for idiots :) kusura bakmayın :)

yok onu istemiyoruz kutsalbok, ya bilale anlatır gibi anlatan olursa minnet duyucam :)

1) sketchtoy.com
2) sketchtoy.com

yaparım inşallah!!!
ya çok çok çok teşekkür ederim simrug!
çok sağol!

--bilal mode on--

simdi mukemmel bir domates dusunursek, bunu yanlardan kesip ince ince bircok disk gibi domates dilimi haline getirebiliriz.bu diskler cember olacak ve derinligi de kucucuk bir sey(dy) olacak. o zaman bu minik diskin hacmi = pi x x^2 x dy olur. en ustteki farazi diskimizin yaricapi yok, tam ortasinda da yaricapi r. yani bu dy degerinin 0'dan r'ye kadar olan degisimleriyle olusan disklerin hacimlerini toplarsak kurenin hacminin yarisini elde ederiz. tamami= carpi 2. burada bir integral olusuyor. x^2 . y^2 = r^2 oldugu icin, yukaridaki x^2 yerine r^2 - y^2 yazarsak 0'dan r'ye (r^2-y^2)dy integralini cozer, disk hacminden gelen pi ve iki yarimkure meselesini de ekleyip 2 ile carparsak da v = 4/3 x pi x r^2 yi buluyoruz.

--bilal mode off--

edit: integral kismini da simrug gayet guzel gostermis.

İkinciyi de ekledim kardeşim.

çok çok teşekkür ederim hepinize bu bilgiler yeterli oldu :) Defterinizden örnek göndermiş kadar oldunuz :)

damba, ilk linkteki hatayı düzelttim.

1. yöntem kürenin contourlarından birinin integralini almak.
2. yöntem kürenin çift katlı integralini almak

Varsa çorba, yumurta, süt olabilir, et türevleri, hurma,çay

tam ekmek ya da yarım pideyle kahvaltı yapıp 1.5 litre su içiyorum. sonra 1 saat uyku tutmuyor. reflü oldum her sene olduğu gibi bi de.

akşam yemekte ne varsa /+ kahvaltılık

100 g lor peyniri, bir ölçek kazein, yoğurt, kuru meyve

Yumurta muhakkak, kahvaltılık, kuruyemiş ve üstüne 3 bardak su. Böylece sanki hiç oruç tutmuyormuşum gibi hissediyorum gün boyu allah'a şükür bir sorun yaşamadım.

Sucugu çok ince kesilmiş(susatmamasi için) karışık tost, varsa haşlanmış yumurta sarısı (beyazini sevmiyorum), beyaz peynir, salatalık, domates, zeytin, 3-5 ceviz içi, aktivya yogurt vb. Sıvı olarak sade soda ve 1lt civarı su.

Bu sene hiç midem yanmadı, fazla da acikmadim.

salatalık yersen susuzluk sorunun hallolur. yoğurt ve yumurta yemeye de dikkaat ediyorum. yoğurt baya faydalıymış, yumurta da tok tutuyor. tv de bi uzman da sahurda hurma yemeyi tavsiye ediyordu.

Dumduz kahvalti yapiyorum ben. Cay yerine sut iciyorum. Bol bol da su.

valla tek yaşadığımdan geceden tost hazırlıyorum. maden suyu içiyorum. tost da sucuksuz. çift kaşar ya da beyaz peynirli.

hoş, iftardan sonra sahur vaktine kadar acıkmıyorum. zorla yiyorum o iki tostu da. kuruyemiş denenebilir ama, evet.

susamamak için siyah üzüm hoşafı ve karpuz.
başım ağrımasın diye çay.
gerisi sayns +1.

Onceleri karpuz corba peynir falan gecidtiriyordum ama cok acikiyordum. Dun gece 3 yumurta kirdim oeynirliomlet yaptim ekmkesiz sadece bunu yedim ve az aciktim ve cok dinctim.
Yumurta omlet vs tavsye ederim

peynir, zeytin, süzme yoğurt, domates, salatalıktan oluşan kahvaltı, 1 litre su.

Yumurta, peynir, zeytin, salatalık, domates.

Geçen ay kuzenimin başına gelince duyuru açıp modlardan bir iki gün yukarıda kalmasını istemiştim başka kimse kurban olmasın diye yapmamışlardı. Al gör işte

@acemi

ya abi, ben bu paypal dan anlamıyorum. nasıl sorgulatabilirim ki?
ayrıca dolandırıcı, paypal hesabı açsa bile herhangi bir kredi kartı veya banka hesabı bilgisi bilmeden nasıl olacak o iş?

Bence artık buraya "Dolandırıcılık" başlıklı bir duyurunun sabitlenmesi farz oldu. En azından burada olanlar için.

Faturalı hatsa sonraki faturaya yansir

@ intern in the house

tamam da işte sadece 1 kere mi yansıyacak yoksa 3 ay boyunca mı yansıyacak yoksa sonsuza kadar mı yansıyacak her ay 100 tl?

operatörünüzü arayıp hattınızı mobil ödemelere kapatın.

Verdiğin MH numarasını webde arayınca bir site çıkıyor karşına ve verdiğin kısa numaranın sahibi onlar, şimdi olay şöyle, fb'deki oyunlar var ya orada bölüm geçmek yada oyuna ek malzemeler koymak için fb'nin credits diye bir bölümü var, oraya para yüklüyorsun ve o parayıda daha sonra parça parça oyunlara aktarıyorsun, bölüm geçiyorsun falan. senin o annenin arkadaşı aslında annenin arkadaşı değil, hesabı ele geçirilmiş biri, senin annenin telefon hattından kendi FB credits'ine para aktarmış (paranın aktarıldığı kişi de o annenin arkadaşının hesabı değil bu arada), oradan yine kendine geliştirdiği bir oyun vs. için satın alma eylemi gerçekleştiriyor ve böylece parayı kendi banka hesabına aklanmış vaziyette geçiriyor.

Şimdilik sizden 99 TL'lik bir çekim yapmışlar ancak 90 gün boyunca tekrar evet yazıp göndermenize gerek kalmadan para çekebilmeye devam edecekler. Bunu iptal ettirmek istiyorsanız da turkcell müşteri hizmetlerinden veya turkcell'in sitesine şifreniz ile (yoksa hemen oradan alabiliyorsunuz) giriş yaparak işlem dökümünüzü alabilirsiniz ve iptal ettirebilirsiniz ancak giden para gitti ne yazık ki, zira siz kendi isteğiniz ile arkadaşınız olduğunu düşündüğünüz birine güvenerek oraya evet yazıp gönderdiniz o parayı turkcell kolay kolay iade etmez. Yine de olabildiğince yaygara kopartmaya bakın belki tutar.

Ha benim dediklerim tam olarak doğru olmayabilir tabii, sonuçta bende google da arama yaparak okuduklarıma göre fikir yürütüyorum, en iyisi turkcell'in sitesinden bakmanız ve ne varsa iptal ettirmeniz, gerekiyorsa numarayı kapatın yeni numara alın.

Belki paypal'ın destek kısmı ile görüşüp paranızın iadesini isteyebilirsiniz veya o hesabın kapanmasını sağlayabilirsiniz belki paypal'dakiler hesabı takibe alıp yetkililere bildirir falan.

@ selam

abi tamam giden gitti de, dolandırıcı daha fazla para çekmeden ne yapabiliriz şimdi?

operator : avea

aynı şekilde aveayı arayın, aveanında sitesinden bi login mogin bişiy vardır oraya bakın.

bitmeyen bir dolandırıcılık hikayesi sanırım bu. aynı sms numarasıyla başka bir hikaye de burada var. operatörlerin buna izin vermemesi gerekiyor.
www.bilbunu.com

Önce operatörü arayıp mobil ödemeyi kapatın.


Operatöre, firmaya, facebook'a ve paypal'e başvurarak işlem iptali/iade isteyin. Facebook şikayetinizi değerlendirip, işlemi iptal edebilir.


.

trajikomik olmakla birlikte, vasıfsız elemanlar müdür oluyorlar.

Eşim 657 devlet memuru. Aile hekimliğinde hemşirelik yapıyor. Aile hekimliği doktor ve yardımcı sağlık personeli ara bir statüde, aylık performans hedefleri var, yılda 2 denetlemeleri var. Eksik performans gösterdikleri zaman maaş kesintisi oluyor. Ayrıca denetlemelerde belirli bir puanın altına düşünce aile hekimliğinde çalışma haklarını kaybetme ihtimalleri olabiliyor. Ha tamamen işsiz kalırlar mı? Sanmam.

paso yatan memurlarda performans değerlendirilmiyor
en olmayacak meslekte, doktorlarda "performans" ölçülüyor
tam türkiye lik durum.

devlette arkadaşlarım var, paso kahve içip dedikodu yapıyorlar.

mazeretsiz olarak 2 gün işe gelmeyince memurluk düşüyor muydu bi şey oluyordu. ayrıca kuruma göre değişmekle beraber, amir konumundaki kişi düşük performanslı memurdan savunma isteyebiliyor, ihtar verebiliyor, maaş kesintisi vb. cezalar uygulanabiliyor. tamamen işten atmak için de üst kuruma bildiriyormuş.

Kamu çok adaletsiz. Köpek gibi çalışanla, çalıştığı pozisyondan bihaber, kurumla alakası olmayan insan aynı maaşı alıyor.
Hele bir de köylü kafasına sahip bu insan bir de amir falan olursa insan hayattan soğuyor.

ara elimde iletildi raporu var sizi tüketici mahkemesine şikayet edeceğim de, araya bir kaç küfür serpiştir, bağır çağır çingar çıkar.

Söyledim rapor var elimde dedim. Gelmemiş demek ki işleme alınmamış diyorlar. Tamam tüketici heyetine gideceğim o halde dedim. Siz bilirsiniz diyor. Yani benim hat sahibi olduğumu doğrulamak için 5 ayrı soru soruyor ama doğruladığı hatt sahibinin iptal talebini almıyor. Çok can sıkıcı aman uzak durun

amaçları zaten bıktırıp vazgeçirmek, ama bunun bu noktaya kadar geleceğini bilmiyordum.e kardeşim sizin elinizde ileti raporu var da onlar biz almadık faksı derse bu işin sonu nereye varır? bence sizin biraz nazik filan konuştuğunuz gördükleri için bu şekilde davranıyorlar.

iletildi raporunu scan edip email ile yolla ve siz neyin kafasındasınız yaz. bu arada 79 lira ıyıymıs hacı, biz sadece dsmarta 17 verıoruz.

sanırım ileti raporunun hukuki bir değeri yok, yoksa bu kadar rahat bir şekilde, ileti raporunuz olabilir faks gelmemiş diyorum ben de diye cevap vermezlerdi sanıyorum. Tüketici heyetine e-devletten dilekçe gönderiliyormuş oradan başvurmayı deneyeceğim. Teşekkürler

şikayetvar.com'a da bu şikayetinizi yazın. oradan hangi firmayı şikayet ettiysem o firma 1-2 gün içinde geri dönüş yaptı. e-devletten de şikayet etmeyi unutmayın tabi. bu genel olarak uyguladıkları bir yöntem olduğu için ısrar etmeniz lazım ki problem çözülsün.

Şikayetvar.com değil de btk'dan şikayet edin. Yüzde yüz etkili oluyor.

"Bize ulaşmadı" taktiği bu tür firmaların yeni taktiğidir haberiniz olsun. Ben de internetimi iptal ettirmeye çalışırken çakallık yapıp aynı şeyi söylediler. Defalarca aradıktan sonra zar zor halletim.

Benzerini bana dayatmışlardı. Ben ödemem dedim. Ses kayıtlarını falan isteyin iptale dair.

hmm ne kadar kara ne kadar ütopya tartışılır ama saydığın yazarları okuyan birisi mutlaka vakıf serisini okumalı. bulabilirse robot serisini ve asimov öykülerinden oluşan i-robot, Üç Robot Yasası gibilerini de okumalı. onlarda daha çok kara-ütopya vari öyküler çıkabilir.

Asimov'un Vakıf Serisini okudum, birkaç da kısa öyküsünü, pek distopyaya denk gelmedim. Ray Bradbury'nin kitaplarına bakabilirsiniz, eğer Philip K. Dick'in Yüksek Kuledeki Adam kitabını okuduysanız belki Swastika Geceleri kitabını deneyebilirsiniz.

Ursula K. Le Guin hanımın Mülksüzler kitabına da gözatabilirsiniz elbette :)

Aldous Huxley-Cesur Yeni Dünya distopyadır.

Onu da okudum.

bilim kurgunun babalarından alfred bester'i tavsiye ederim.

en.wikipedia.org

The Demolished Man özellikle okunmalı.

sokaktavucutgelistirme.com
BİM'dekinin yağ ve karbonhidrat oranı çok az. Yoğurtla karıştırıp içine de meyve doğrayıp ye. Bir öğündür bu kardeş.

Bimdeki lorla suyu karıştırıp shake yapıyorum o bile içilmiyor. Tadı her türlü kötü. İzmirdeyken bi ödemiş peynircisi vardı allahım ne güzel lor yapıyodu adam.

Yoğurt hacı yoğurt. İçine de muz.
Ramazan ayında yarım ölçek protein tozu + 100 gram lor + yoğurt + bir meyve süper bir öğün.

ünal çiftliğinin lorundan göm. fevkaladenin fevkinde.

Simrug, shake mi yapıyosun öyle? bi de bu bim lorunda shake yapınca çok dibe çöküyor katı. Süzgeçten bile geçiyorlar küçük küçük topak gibi dibe gelince hayatta içilmiyor.

kargn, hangi markette satılıyor?

Yok shake yapmıyorum. Önce4-5 kaşık yoğurda yarım ölçek kazein koyup iyice kaşıkla karıştırıyorum. Sonra 100 g lor ve bir adet muzu ya da elmayı dilimleyip karıştırıyorum. Zaten kazein koyunca çok feci güzel oluyor.
Toz alıyor musun?

Alıyorum ama kazein değil. Çilek multipower %100 whey. Definasyona girdiğim için karbı %15-30'a düşürdüm ama proteini arttırma konusunda sıkıntı yaşıyorum işte.

bir de definasyon dönemi için bcaa gerekli midir sizce?

birde kreatin kullanıyordum monohidratı su topladığı için bıraktım. monohidrat olmayan kreatin kullanırsam definasyonda gider mi?

Kreatin su toplamaz. Eskiden sodyum katıyorlardı kreatinine, o nedenle vücut su tutuyordu tuz kullanıyormuş gibi. Şimdiki kreatinlerde öyle bir durum yok. Kreatinin amacı ADP'ye dönüşen ATP'yi en kısa sürede tekrar ATP'ye çevirmek. İstediğin zaman kullanabilirsin, problem yok onda. Monohidrat olması saflığıyla alakalı bir durum, Monohidrat olan kreatin hiçbir kalori içermez. Yani protein karbonhidrat yağ, hiçbir değeri yok. Saf kreatindir. Su tutup tutması dediğim gibi sodyumla ilgili bir durum. Karbonhidratı düşük tutuyorsan yağı yükseltmende problem yok. Yağlı lor yemende de problem yok. Ben karbonhidratı %5/10'a düşürdüğümde 120 gram civarı yağ alıyorum. Oradan hesap et.

Yörsan lor peyniri yağ oranı en makul olanlardan birisi diye biliyorum. Buna karşılık proteini de çok iyi bir oranda. Çağdaş marketler zincirinde satılıyordu en son, inceleyebilirsiniz.

Çok da güzel olur.

ünal çiftliğinin yeri var, istanbul avrupa yakasındaysan, seyrantepede. gitmene değer bence.

kısa bi süre öğretmenlik yaptım sonra da uğraşamam ben bu ruh hastalarıyla dedim ve özel sektörde çalışmaya başladım..

mesleğimi seçerdim yine ama öğretmenlik asla yapmam. makine öğretmeniyim meslek liseleri resmen bi kabus...

öğrenciler resmen sapık gece sizi gördüm rüyamda diyen bile oldu. masama gelip koluyla sürtünmeye çalışanda oldu hatta beni ağlatan bile oldu. iğrenç bi nesil yetişiyo asla olmam buna tanık olmak istemiyorum.. sonra işte bunlar sizin eseriniz diye bize dadanıyo veliler.

İyi ki öğretmenim, ama keşke başka bir ülkede öğretmenlik yapsaydım.

Memleketten gorev yerime her gidisimde beni bi huzursuzluk sarar. Hic istekli istekli gidemem. Keske memleketimde olabilsem hep

nette arada bir görüyordum aslında. hatta indirmişliğim de vardı ama sildim.

iyi araştırdın mı usta?

@sıradısı ekşi sözlük benzeri demek istemiştim.

hea; o zaman kişisel görüşlerim ortaya çıkar:

kürtlerin birlik olup hareket etme durumları olduğuna inanmıyorum. Ortak dil, ortak kültüre sahip bir topluluk olduklarına da inanmıyorum. 21 farklı diyalekten söz ediliyor. Alfabeleri ne derece geçerli bilemiyorum. trt şeşteki yayınları kürtlerin anlayamadığı söyleniyor. türkiye'de istanbul türkçesi geçerlidir. almanya'da berlin almancası - hochdeutsch vardır. kürtlerde ortak dil kavramı öyle sanıyorum yok.
bu şartlarda da kürtçe sözlük olmaması normal geliyor bana.
bir de zazalar var, kürtler mi değiller mi bilemiyorum. çözemedim.
bu noktada kürtlerin bu durumlarını çözmek için dolaylı olarak türkiye'nin devreye giriyor olması komik geliyor. hani kürtçe resmi dil olsa hangi kürtçe olacak merak ediyorum. Adamların milletleşmesini biz mi sağlayacağız yoksa :)

art niyetin var.
@siradisi00 sen inanma.
böylelikle sözlükteki engellenmiş listemin henüz doygunluğa ulaşmamış olduğunu da idrak etmiş oldum böyle duyurular çoğalır umarım.

kürtçe bilen yok, konuşmak kolay ama yazmak sanıldığı kadar kolay degil diye duymuştum, kim kürtçe ekşiyi okur ki? adam hem anlamaya hem hem yazmaya hemde sözlügün kalitesine mi çalışacak. ekşi hümanist sevgi pıtırcığı çok adam kaynıyor, adamın tek yaptıgı eleştirmek ama iş pkk ve apo'ya gelince işin rengi degişiyor. savcı kiraz olayında gördük sevgi pıtırcıklarını.

edit: ekşide yazarım, nick6 pislerler diye burdan yazdım. itina ile faşişt akp'li yada anadolu çomarı, ülkücü yaftası atmayı iyibilirler sevgi pıtırcıkları.

Olmadigi benim aklima yatmadi. Vardir bir yerlerde diye tahmin ediyorum.

"Türklerin ne kadar barbar, faşist ve ırkçı olduklarıyla alakalı bin tane şey okuyorum"...

Kürtler 100 yıla yakındır, kürtlerin ne kadar kültürsüz, kabile hayatı yaşayan, vasıfsız, çirkin, medeniyet yoksunu olduklarına dair binlerce şey okumakla kalmıyor, işitiyor ve bu gibi şeylerle azarlanıyorlar. Muhtemelen siz de benzer düşüncelere sahipsinizdir. Kürtlere karşı "İnanılmaz bir nefret ve tahammülsüzlük var"... Bak senin cümlelerinle konuşuyorum. Biraz değiştirince aynı şey kürtler için de geçerli oluyor. "Kürt kelimesi dahi bazılarını çıldırtmaya yetiyor" ... "Bunların sayısı az buz değil"...

"Mağduriyet kotası" demişsin. Birileri sırf mağduriyet üzerinden kendi propagandasını yapıyor ve siz de bunu farkettiniz diye, bu ülkede mağdur olan kimse yok mu sanıyorsunuz ciddi ciddi? Her şey güllük gülistanlık mı? Kusura bakmayın da, o türban üzerinden mağduriyet üreten zevatları yaratan sizin zihniyetinize sahip insanlar. Hala da aynı zihniyetten vazgeçmiyorsunuz. Bir grubu sürekli olarak ezip, dışlayarak (Sahi, "neden kendilerine sözlük açmıyorlar?") onu mağdur edip, sonra da mağduriyetlerini dile getirince bu mağduriyetle dalga geçecek kadar insan olmanın uzağına nasıl ulaşıyorsunuz? K2 zirvesine tırmanmaktan bile zor olsa gerek?

nasıl yazacaklar? ezbere kürtçe konuşmasını biliyorlar sadece. sen sanıyor musun ki hepsi çatır çatır okuyup yazmayı biliyor? benim bile konuştuğumun %30'u türkçe.

Yahu sen kimsin ben seninle tartışayım.haddini bil.

@Harpp neden karşınızdaki insana hakaret etmeden duramıyorsunuz? kendi adıma konuşursam bu nefret ve saldırganlığı hak eden biri değilim. ama şunu da belirtmeliyim ki bu davranışlarınız bizim gözümüzü açıyor. bunun için teşekkür ediyorum.

@Mornie:
Hakaret ? Anlayamadım, neresi hakaret? Sadece düşünce yapınızın insanlığa yakışmadığını belirttim, uzak olduğunu belirttim. Küfür veya hakaret içeren kelime hangisi? Cidden soruyorum, yazdığımı tekrar tekrar okudum, bulamadım.

Gözünüzü açıyorsunuz fakat açtığınız taraf karanlık. Haliyle açmanın bir manası yok mornie. Zaten gözü açmak değil önemli olan, görebilmek. Görüyor musun mesela? Cidden karşı tarafın gözünden bakabilir misin dünyaya? Biraz empati yapın ya. Türklere laf adan kürtlerden bıkmış olabilirsin, en az ben de senin kadar bıkmışımdır emin ol. Fakat bunun üzerinden tüm bir ırkı yaftalamak kusura bakma ama cidden saçmadır. Onlardan ayrılmayı istemek saçmadır. Seni bu kadar sert bir dille eleştiriyorum çünkü yazdıklarından anlaşılıyor ki ırkçılığa giriş aşamasındasın. Lütfen bu dediklerimi hakaret algılama, dışarıdan bakan birisi olarak söylüyorum. Eğer troll değilsen dediklerimi dikkate almaya çalış. Daha sonrasında düşeceğin gafletin farkında dahi olmazsın zira bu bir hastalık gibidir. Çok mühim adamlara da bulaşabilir, çok zeki olsalar dahi. Tarih aptalca fikirlerin peşinde giden zeki adamlarla doludur.

Bak açıkça söylüyorum: Türkler faşist değildir, faşist olan devlettir. Terörü tetikleyen şey, devlet terörüdür. Şiddet, şiddeti doğurur. İlk kimin başlattığına dair tartışmaya girmek abestir, çocukçadır. Kürtlerin daha önceki yıllarda uğradıkları zulmün bir benzeri, şu an Doğu Türkistandaki Türklere uygulanmaktadır.

Yani kürtleri "Türk düşmanı" olarak görmeyin. Türk düşmanı olanlar D. Türkistan'da. Arap ülkelerinde. Tüm bir Türk kültürünü yokedip, arap adetlerini getirdiler. (Arap adetlerinde bir sakınca yok, olduğunu söylesem zaten ben ırkçılık yapmış olurum, en çok sakındığım şeydir. Sorun bu adetlerin "islamiyet" diye dayatılması). Şu an Suriye civarında Türk köyü basan Işid diye bir bela var, buna silah gönderen adamdır Türk Düşmanı. Fakat siz Türk düşmanı olarak oradaki kürtleri görüyorsunuz. Hatta sözlükte görüyorum bazen "İki tarafta yokolur inşallah, yiyin birbirinizi diyorlar."

Adamların Işid'in elinden aldığı köyleri biraz araştırın. Oralarda yaşayan Türkmenleri kurtardılar. Bu türkmen köylerini kurtarmak zorunda değillerdi fakat yaptılar. Adam eline silah almış, ölmek pahasına oradaki türkleri kurtarmış. Fakat bizim sözde milliyetçiler kör bıçaklarla ailesinin önünde türklerin gırtlağını kesen Işid'i destekliyor.

Senin sorduğun sorunun cevabı bunlar değil biliyorum. Diyeceksin ki bu konulara niye girdin. Fakat sorduğun bu soru, bu ayrıştırıcı soru emin ol devamında bunları da getirecekti. Hepsine toplu bir cevap verdim. Bu ülkede insanlar özgürce, kendi inançları doğrultusunda, kendi kültürleriyle yaşasın istiyoruz biz. Bu inancımıza karşı çıkanlar haricinde kimseyle de düşman değiliz.

@Harpp valla nasıl bir cevap vereyim bilemedim. birine insanlıktan uzaklaşmışsın demek hakaret etmektir. yani ben o anlamda kullanıyorum. mesela geçenlerde biriyle tartışırken bana şehit edilen öğretmenler için oh olsun demişti. bunu desteklediğini belirtmiş, onlarda türkçe öğretmenler gelmeselermiş diye bitirmişti. ben ona insanlıktan çıkmışsın demiştim. şimdi ben iyi bir şey mi söyledim? durum değerlendirmesi mi yaptım? ne belirttim ben şimdi?

neyse. sorumun cevabını alamayacağımı anladım. bu ülkede herkesin özgürce yaşamasını istediğinizi söylüyorsun. ben de neden sözlükteki kürtler kürtçe bizim anadilimiz diye sürekli gezerken anadillerinde sözlük/forum/güncel konularda bilgi veren güzel internet siteleri yapmıyorlar diye soruyorum. niye bir tane bile dizi/film sitesi yok diyorum. güzel bir şey söylüyorum. inanılmaz basit bir şey soruyorum. ilkokul üç seviyesindeyim. ciddi ciddi soru soruyorum ama aldığım tek şey hakaret, ışid, türk devletinin barbarlığı..

www.tirsik.net
Hepsi aynı şeyleri söylüyor.

karekök güzel.
bir de "bile" kelimesini kullanarak insanları hor görmeyin. biri gelir öttürür sizi burda
edit: youtube'da bir sürü video var kardeşim.onları da izleyebilirsin.yaz mesela determinant konu anlatımı diye görürsün.ingilizce videolar çıkabilir,yılmayın.sesi kapatıp izleseniz bile birşeyler anlarsınız

Kitap değil ama youtube'da "patrickjmt" kanalı var. Üniversite bölümü matematik üzerine olan birisi olarak başucu kaynağımdır, kesinlikle tavsiye ederim.

Alternatif olarak "khan academy" de güzeldir. Sanırım Türkçe olarak da matematik içeriği oldukça geniş.

edit: @rakicandir oldukça haklı bir uyarıda bulundu şahsıma. lys hazırlık için patrickjmt ağır kaçabilir. senin konularını da anlatıyor tabii ama ayıklamak filan vaktini alabilir ama khan academy'e bakmanı öneririm.

Kesinlikle ekolhoca...
Sonra da Lütfi Zorlu'nun soru çözümleri...

(bkz: HIIT)

High intensity kısmını yapmamama rağmen, aralıklı koşu-yürüyüş yaparak dört ayda 14 kilo yağ harcadım. Diyetimden çıkardığım tek şey ekmek, hamurişi ve şeker oldu. Aç kalmadım. Ekstra bir şey kullanmadım.

Protein tozu yağ yakıcı değil; kas kütlesi için kullanılıyor protein tozları.
Yağların gitmiyorsa beslenmede problem vardır. Yağ yakımı için kardiyonun yanında diyet şart bence.

Protein tozu yağ yakmak için değildir, antrenman sonrası kaslardaki mikro yırtıkların tamirinde protein ihtiyacını hızlı bir şekilde kana karışarak karşılayıp, kas kaybını önleme yöneliktir. Bodybuilder gibi gözüken kaslarımız olmasa da , kas kitlesi korunması gereken, temel yağ yakım fabrikalarımızdır. Protein tozu olmazsa gün içerisnde etten vs yeteri proteini almak zorundasınız. Özellikle uzun antrenmanları rutine bindirip uzunca süre dengesiz beslenirseniz kas kaybı yaşar, metabolizmanızı yavaşlatırsınız.

Yağ yakımının temel 2 basit mekanizması vardır; düzgün beslenme ve spor.

Düzgün beslenmeden kasıt tüm gün 1 diyet bisküvi ile geçirirseniz yine yağ yakamazsınız, kas kaybı yaşar metabolizmanızı yavalşatırsınız.

Kan şekerini fazlaca oynatacak glisemik indeksi yüksek besinler her seferinde insülini uyararak anabolizma yani depo modunu uyarır yine yağ yakamazsınız.

Glisemik indeksi düşük beslenip , sağlıklı yağ ve proteinleri yeterli alacaksınız yoksa yine kas kaybı yaşar yağ yakamazsınız.

Aşırı düşük kalorili beslenme ile sadece su ve kas kaybı yaşar yine yağ yakamazsınız.

Bunun dışında düzgün bir beslenme eşliğinde yapacağınız her türlü sportif aktivite size fayda sağlar.

Aynı tempoda koşu sadece kondisyonu artırır ,o an kalori harcarsınız ama kalori yakımı egzersiz sonrası birkaç saat içinde durur. 48 saate kadar yağ yakımını aktifleştirmek istiyorsanız hiit + ağırlık çalışmasına yönelin.

Her gün koşudan sonra alacağınız gereksiz karbonhidratlar nedeniyle anabolizma aktifleşir yine yağ yakamazsınız bu işin %70'i beslenme.

Yağ yakımını sağlayan kimyasal mucizevi bir ilaç da yok.

Çok büyük bir ihtimal de beslenmenizde hata var ondan kilo veremiyorsunuz.

bu konuda çok bilgim yok ama spordan yarım saat önce sade kahve tavsiye ediliyor.

düzgün bir main liftler ile güç antrenmanı, yürüme ve kalori takibi. bu kadar. bu işin temeli antrenman değişse de kalori takibidir. 2000 kalori yakıyorsan 1800 kalori alırsan kilo verirsin, bir de proteine dikkat edip ağırlık antrenmanı eklersen kaslarından da kaybetmezsin.

bu işin mantığı bu yani.

DNP, HGH ve steroidler dışında sana yağ yaktıracak bir destek yok. Yağ yakıcıların etkileri çok çok minimal. Spordan önce kahve iç. Ama senin asıl problemin muhtemelen diyetin.

o arada wc ye gidiyorsan bir takım kayıplar yaşıyor olabilirsin :)

Hayir lavabo olayi haric soruyorum, o tabi ki normal

Gazdır o fazlalık.

Gazdir o gibi yaratici cevaplar icin cok tesekkur ederim, cok zeka icerikli bir espiri gercekten

Espri değildi. Maddenin korunumu yasasına göre bir şekilde madde kaybı yaşaman lazım. Ödem olsa idrarla atılır ki zaten üstteki cevabında bu şıkkı eledin. Bir şey yiyip içmediğini farz ediyorum. Eğer kalkarkalmaz su içmiyorsan bu fazlalığı açıklayan gazdan başka seçenek yok.

tam tersi olması lazım normalde

Arada bişey yiyip içmiyosan eksilir, bende de öyle oluyor artık midede son kalanlar mı gidiyor nedir. Ama yiyip içtiğin halde oluyorsa bi terslik var.

tartın bozuktur ya da tartıya çıkarkenki duruşundan etkileniyordur

Bu kadar ayrintili dusenebiliyosan, bosaltim şikkini elemis bir insanin diger şikki da eleyebilecegini akil etmen lazimdi, hayret, dusunemediysen demek
Bi de aciklama yapiyo hasbam

Su kaybıdır kardeş. Soluk verince su kaybediyorsun. Ama 1-2 saatte 500 g fazla sanki.

2 saat koşsa anca 500 gr verir ki bu şıkkı da elemiştir zaten arkadaş, akıl edemedik :) Kıyafet farkı dicem, kesin onu da elemiştir. Tartı değişmeyi akıl edememiş :)

tartı bozuktur

Ben tartıyı da akıl ettim merak etme sen ama benim onu akıl edebileceğimi akıl edebilmeliydin aslında, akıl edemediysen demek, tüh

O zaman tek bozukluk sende kalıyor, kusura bakma :) Bol gazlı günler..

Benimle bu kadar sidik yarisina girebiliyosan eger senin de gazin az degil demek ki, ayni temenni benden sana gelsin o vakit

Dosya türü olarak Word veya Excel seçersen sorun olmaz. Kendi formatını açmayabilir.

Msoffice hangi sürüm?
www.robweir.com
sayfayı biraz aşağı indir. Resimler tablolar falan varsa yamulabilir, normal yazıysa pek sorun çıkmaz.

beslenmen yetersiz olabilir. ayrıca kardiyo çalışman gereksiz fazlalıkta gibi göründü. az dinleniyorsun.

uzman deyılım.

GEce 12de yatıyor olsan sabah 8de kalkıyor olsan, 8 saattir bir şey yememiş, heer şeyi sindirmiş bir vücut sonuçta , hatta acıkmış. Meyveyi yesen de sindirmesi en az yarım saat bir saat.

Ben sabahladığım zamanlar uykusuz spora gittiğim oldu, performansta düşüş yoktu da çok nadir yaptığım bir şey olduğundan. Her hafta yapıyor olsam dayanamazdım.

KAn şekeri düşececğeinden, baygınlık bile olabilir. bana normal akşam vaktinde bile olmştu bir kez baş dönmesi, az yemiştim. Karbonhidrat almadan 4-5 saati aşınca böyle oluyor. YHatta kas yıkımı bile olabilir diye düşünüyorum sporcu geçmişi olmayanlarda.

Sabah uyanır uyanmaz kardiyo belk iyi olabilir yağ yakımı açısından da vücuda ve tecrübeye göre değişir tabi.

En az kahvaltı sonrası yapmak daha ideali ağırlık antremanını, en az 1- 1.5 wsaat sonrası.

Evet şimdi yanlış anlattığımı farkettim. Dönüşümlü olarak bir gün ağırlık bir gün kardiyo takılıyorum. Bir gün de aktif dinlenme yapıyorum.

Yani haftada üç gün ağırlık üç gün kardiyo.

Kilon nasıl, ne kadardır çalışıyorsun?

boy 188 kilo 92

bu hafta kahvaltidan iki saat sonra deneyeyim. gelismeleri bildiririm.

Bir de, dort aydir calisiyorum.

Tamamını dinlemedim ama düşük yoğunluklu kardiyo yağ yakmanın en az efektif olan yollarından biri. Kilo kaybı ile yağ yakımını ayırmak gerek. (bkz: hiit)(bkz: epoc)

sırf yürüyüş yaparak bile 30 kg verenler var. bu bana biraz saçma geldi. he evet ağırlık çalışarak da kilo verirsin ama kardiyo zaman kaybı değil.
sonuçta hiit denilen birşey var ve o da kardiyo aslına bakarsan

Adam burada ''kas kaybı'' na dikkat çekmek istemiş ama başlık biraz yanlış seçilmiş bence.

Sadece kardiyo yaparak kas kütlesini korumanız mümkün değil dolasıyla yağ ile birlikte kas yıkımına uğrarken hem skinny fat görünümü artar hem de metabolizma yavaşlara getirmiş sözü (doğru)

Kardiyo yapıyorsan ağırlık da ilave etmek en sağlıklısı , kendi vücut ağırlığın da olur önemli olan kasa direnç göstermesi.

Bir de hiit varken ''sırf zayıflama amaçlı'' uzun cardio kasmak zaman kaybı ancak onun için kondisyon gerekiyor herkes başta hiit yapamaz.

Ya peki hybrid çalışma mı en doğrusu. şimdi ben spor salonuna gidecem, adam diyecek ki sakın ağırlık çalışma ilk başlarda. koş, bisiklete bin, mekik çek diyecek. başıma daha önce geldi biliyorum. kafam karıştı yemin ederim.

lanet olası bir kum torbası al ve at-tut. (20 kg)
www.google.com.tr

Yağ yakmak için oksijen alım sınırının (VO2 Max) %60/70 seviyesi ile çalışmak gerekiyor. Bunun üstüne çıkıldığında vücut aerobik solunumdan anaerobik solunuma geçiyor. Anaerobik solunumda da vücut yağ yerine şeker yakıyor, kardiyoda da, özellikle üst seviye hızlarda sürekli çalışmada bu sistem devreye giriyor. O nedenle haklı.

Onun dışında, yüksek yoğunluklu sürekli kardiyonun ortalama (Kas miktarına spor geçmişine yaşına göre değişse de) 40 dakika sonrasında vücut strese girip kortizol salgılamaya başlıyor, kortizol hormonu salgılandığında sistemin düzelmesi için vücut kana aminoasitleri bırakıyor, bu da kas kaybına neden oluyor uzun vadede. Ayrıca bu yolla glukoza dönüşen aminoasit insülin salınımına neden olduğu için tüm yağ yakımı işlemi duruyor. Zira insülinin olduğu yerde Growth Hormon Glukagon ve Leptin gibi yağ yakımını devreye sokan hormonların salınımı duruyor. Bu nedenle yine haklı.

Tabii bu sıfır kardiyo anlamına gelmiyor. Hiit gibi sistemi mitokondriyal seviyede etkileyip kas gelişimini destekleyen ve afterburn etkisi (Epoc) nedeniyle yağ yakımını 48 saate kadar çıkaran teknikler oldukça etkilidir.

Tabii en etkili yağ yakımı her zaman için ağırlık çalışmasıdır. Vücut bu sistemde hiçbir zaman oksijen alım sınırının dışına çıkmadığı için yağ yakımı sürekli devam etmekle birlikte beslenme de iyiyse çok düşük bir kas yıkımı ile sağlıklı bir antrenman yapabiliyorsunuz.

Bunlara ek olarak uzun yürüyüşler de (10+ km) ağırlık çalışmasıyla aynı nedenlerle sürekli yağ yakımını desteklemektedir.

değil.

Adam aslanlar gibi doğru söylüyor. Kendim zaten zayıf olmama rağmen göbeği götürmek için hayvani kardiyo yapıyordum, ancak göbek gitmedi. Bütün sır diyette. Ağırlıkla zaten yağ yakıyorsun, gerisi ne kadar sağlam bir diyet yaptığına bağlı.

videonun tamamını izlerseniz haklı olduğunu anlayacaksınız.

savaş hoca'ya "geri zekalı" diye(bile)n insanın zeka seviyesini çok merak ediyorum. adamın geçmişini bir araştırın bakalım. nerelerde okumuş, nerelerde çalışmış, şu an neler yapıyor vs.

salt başlığa bakarak yorum yapılmaz. videonun tamamını izleyerek yorum yapılır. ben savaş hoca'nın bütün videolarını izledim. bazı programlarını da uyguladım. dinlediğim en bilgili en donanımlı türk youtuber.

kardiyo tamamen gereksiz demiyor kendisi. yapılacağı zaman hiit yapılmalı diyor. kendi yazdığı definisyon programında da hiit kardiyo var zaten.

özetle, bu adam işini çok iyi biliyor. sen dediklerini harfiyen yap, gelişimi göreceksin.

Yurtiçi kargo kargoyu teslim edemediğinde ikinci defa teslimata çıkarmıyor, kendin gidip alıyorsun. Bu kargocuların hepsi aynı bok olduğuna göre MNG de öyledir muhtemelen.

Ertesi gün geliyor. MNG bunu hep yapıyor.

Kutuphanelerde yok mu?

Satın almak istiyordum doğrusu ama... Bugüne kadar gittiğim kütüphanelerde de hiç denk gelmedim. Ama bilen varsa tabii İstanbul'da olan kütüphanelere bakabilirim.

Bizim Belediye konukevinin tam yanında kitapçı var. Safi kürtçe yayın satıyor, orada vardır bence. Zazaca bilir misin kurban?

Neresi orası? Gerçi Zazaki olmayabilir de ama bakayım bi'...

Yok maalesef ben bilmiyorum, sevgilim için hediye alacaktım ama tabii Diyarbakır biraz uzak oluyor İstanbul'a :) İstanbul'da da Kürtçe yayınevleri biliyorum ama onlar Kurmanci diye hatırlıyorum, bakmıştım bir ara yine... Gerçi Zazaca bilen varsa şu listeye baksın www.avestakitap.com

koruyamazsın. sarkacaksın.

koruma zor. ama fit kalabilirsin. temel egzersizlerle devam et, şınav, barfiks, squat, lunge vs.

Salonu bırakma ya. Git bir şekilde. Sarkmazsın da, küçülürsün.

koşu bandı, dumbbell, barbell ve barfiks bar şart hocam. onun dışında zor.

p90x veya freeletics desem ? şuan freeletics'i deniyorum. daha önce p90x yapmıştım. bi bak programa istersen. şuan 3. haftamdayım ben bakalım gidiyoruz inşallah sonu iyi olur :D bu arada söylemem gerekir ki zorlayıcı bir programı var. ayrıyetten tek ihtiyacın bi kapı barı olacaktır

salonda vücut geliştirecek kadar zaman harcadıysan bu sorunun cevabını bilmen lazım.

sorduğun sorudan hiçbir şey anlaşılmıyor. bıraktığın bölüme mi döneceksin? bölüm ne? neden bunları bilmen gerekiyor? bunları bilmeden bir şey diyemeyiz.

sanırım kimya ya da biyoloji ağırlıklı bir bölüm okuyordunuz ve bölümünüze geri dönüş yapacaksınız. doğru anladıysam şöyle birşey önerebilirim. 1.sınıf ders programındaki temel dersleri öğrenip hocanızın işlediği kitabı okumaya başlayın yavaş yavaş.
Yine tahminen konuşuyorum lise bilginizle üni.deki konular birbirinden çok farklı olacak o yüzden önce kitabınızı inceleyin derim ben

rakicandir: Senle bir türlü anlaşamıyoruz.
Sen tamamen farklı olacak diyorsun. Bak elimde Campbell Biology var; ünite sayısı fazla, konular daha derinlikli işlenmiş, evet. Ama lise temeli konuları öğrenmede sana büyük katkı sağlıyor. Dilersen sana LYS biyoloji kitabında gösterilenlerle, Campbell biology'de gösterilenlerin birkaç resmini çekip göndereyim.
Birebir aynısıdır demiyorum, ama temalar aynı.

1. Anlaşmak zorunda değiliz.
2. Son cümlemde "tahminen" ve "çok farklı" olacak kelimelerini kullanmışım. Yani ben tamamen farklı olacak dememişim.
3. Bu yaptığım öneriyi de kendi bölümümdeki (matematik) sistemle lys matematiğini kıyaslayarak yaptım. Lys ile lisans 1 arasında benzerlikler var mı?
Evet var,ama bizde çok farklı işte.Lisansta teorem ispat diye birşey duymamış olan ben ilk derse teorem yazarak başladım.
4. Benim söylediklerim Allah'ın emri değil,hata da yapabilirim. İyi ki geldin ve düzelttin de arkadaş daha nitelikli bilgiye ulaştı. Benim maksadım sonuçta yardımcı olmaktı.

lise duzeyi hard zaten fazlasiyla, oss'ye girecek kardesimin biyoloji sorularindan biliyorum. ozellikle sistemleri abartmislar, tip bilgisi lazim cozmek icin. lise bilgilerini tekrar edin ve kimya icin de uni.de ogrenilecek seyleri tekrarin ustune ogrenin.
universite hocalarinin cogu liselerdeki gibi rekabetli ortam olmadigindan bok gibi anlatir. sizde konu butunlugu olursa dis etkenler irgalamaz. basarilar

tam olarak söylediğini karşılamasa da the expanse serisi var, değişen şartlar ile politik ortamın değiştiği bir güneş sistemimiz var, 3 büyük politik güç var, dünya, mars ve küçük uydular + asteroid kuşağındaki insanlar.

spoiler vermeyeyim, oku.

bir de vakıf serisi var.

shatter me ile başlayan bir seri var, tavsiye ederim ama okuması biraz yorucu gelmişti ilk başta.

oldman's war var, tecrübe edilmemiş şartlar sayılabilir, hatta serinin ilerleyen aşamalarında daha bir değişik ortam oluşuyor, güzel bir seri.

şimdilik aklıma gelenler bunlar, aklıma geldikçe yazarım unutmazsam.

lost fleet serisi var bir de, aşırı militaristik ama olsun, aynı yazarın red shirts diye de bir kitabı var ama başlamadım henüz.

Okudun mu bilmiyorum ama şu kitaplara bir bak.
Mülksüzler - Ursula Le Guin
Cesur Yeni Dünya - Huxley

en.wikipedia.org

(bkz: DUNE)

(bkz: the giver)
kitaba bak, filmi boş ver.

"man-kzin wars" serisini okuyorum, o da çok güzel uyuyor bu tanıma. insanlık savaşları bitireceğiz ayağına global ölçekte yalanlarla tarihi değiştiriyor, toplumda herkes saldırganlık azalsın diye ilaç alıyor, insan ömrü uzadığı için üreme izne bağlı ve tam insan ırkı kıvama gelmiş, şiddeti ve savaşı unutmuşken dünya dışı varlıklarla ilk temas ve ilk çatışma yaşanıyor.

larry niven dışındaki yazarların hikayeleri var, bence güzeller, 10. kitapdayım ama bir yerden sonra yazarlar yeni konu bulmakta sıkıntı çekiyorlar, belli, gene de güzel, değişik bir kurgu.