He döner. Mail at, istemiyorum de. İlgileneceklerdir.

Jiroskop al. Newton sarkacı al. Gökyüzü gözlemi için dürbün al. Tişört al. Kupa bardak al.
www.amazon.com
www.amazon.com
a.tgcdn.net
www.corporate-gifts-co.com

Newton'un beşiği al dedim ki yazılmış ben yazana kdr :) yurtdışından almak istersen de ismi newtons cradle.

Newton beşiği gittigidiyordan vs bulunur.

www.youtube.com

0:11, lemme generate some fresh beats!

su içen kuş vardı. ufak ve basit birşey ama yine de mantığını açıklaması kolay değil:

bilimseloyuncaklar.tumblr.com

(bkz: powerball)

MEB Testlerini mutlaka çöz.
Expression(Unbelieveable!, Thats Great! vs.) ları bilsin, onlardan da çıkıyor.
Fen Bilimleri'nde son birkaç üniteden bayağı soru çıkıyor.
Fenle ilgili sormak istediğin varsa cevaplayayım.

MEB testlerini çözmüş mü?

Teşekkür ederim @simrug peki nereden edinirim meb testlerini yarın alayım ya da indireyim şimdi? Zirve'nin denemelerini çözdük bugün.
Ben de sayısal çıkışlıyım aslında ama hem belki seviyesine inemem hem de diğerlerinde daha başarısız diye fen kısmını çok karıştırmadık zaman az olunca. Konu başlıklarını da sırasıyla bilemiyorum.Yine de çözdür dediğin deneme varsa başka onları da edineyim. Maksimum faydam dokunsun istiyorum, her türlü öneriye açığım ^^

tam olarak sorunuzun karşılığı değil belki ama, şöyle bir tavsiyede bulunabilirim ben.
bakanlığın yayınladığı testler var aşağıdaki adreste. eğer tüm dersler aynı sırayla gidiyorsa 4. ve 5. hafta testlerindeki (20-21. teste kadar) sorulara da bi göz gezdirebilirsiniz.

odsgm.meb.gov.tr

edit: ben cevaplayana kadar 50 kere yazılmış zaten.. link olduğu için silmiyorum..:)

aksiyom'un verdiği testleri indirip mutlaka çözsün.
Doğru'dan MEB' in verdiği testler bunlar. Sınavı da MEB hazırlıyor.
MEB şu ana kadar böyle bir şey hizmet vermedi bildiğim kadarıyla.
Her dershanede/kursta/okulda mutlaka çocuklara aldırılmış bunlar.

Olsun, çözdüyse de tekrar eder benzerlerini sorarlar muhtemelen, atlamayalım. Çok sağ olun ((( :

Dur dur, tek tek indirmeyle uğraşma. Ben düzenledim bunları.
mediafire ye yükleyince atarım linki.

www.mediafire.com
Burada her dersin bütün testlerini ve cevap anahtarını tek bir pdf dosyası altında toplamıştım.

emily bronte - uğultulu tepeler
charles dickens - iki şehrin hikayesi
oscar wilde - dorian grey'in portresi(can yayınlarının sansürlü hali ona uygun olacaktır)

vd.
vd.
vd.

Bizim kuşaktakiler ipek ongun okurdu o yaşta.

Şeker portakalı
Simyacı

roman değil ama

küçük prens
pal sokağı çocukları
samed behrengi kitapları

o yaşa uygun roman gelmiyor aklımda ama bu yukarıdakilere hiç değilse bir bakmanızı öneririm.

gün olur asra bedel - cengiz aytmatov
kumral ada mavi tuna +1

İki Çocuğun Devrialemi diye bir seri vardı ancak yazarını hatırlamıyorum.(7-8 kitaplık)
Bir de Tehlikeye Üç Yolculuk vardı tek kitap, yazarı Aslı Der diye aklımda kalmış. Çok beğenmiştim ben.

okumadıysa harry potter serisini hediye edebilirsiniz.

robinson crusoe
küçük prens
şeker portakalı
martı

Jude the obscure

buldum buldum

jules verne'in kitapları olabilir.
hem tübitak yayınlarından çıkmış olanı var diye hatırlıyorum

momo - michael ende
kumral ada mavi tuna +1 - buket uzuner
büyük umutlar, iki şehrin hikayesi +1 - charles dickens
inci - john steinbeck
beyaz gemi - cengiz aytmatov
beyaz diş - jack london

ben 14 yaşındayken kafka, dostoyevski, camus okuyordum. çocukları gerizekalı yapmayın arkadaşlar. anlamasa bile okusun. bu dünyada yaşadığına göre, aptal değilse eğer sezgisel olarak bile olsa hoşuna gidecektir.

off of of.

burada önerilen kitapları alma da ne alırsan al.

bu yaştaki çocuklar zaten kitap okumuyorlar. bir de bu önerilen kitapları okursa okumaktan iyice soğuyacaktır.

Fareler ve İnsanlar- J. Steinbeck
Hayvan Çiftliği- G. Orwell
Semerkant- A. Maalouf
Ölümcül Kimlikler- A. Maalouf
Iskarta- Neil Shusterman

14 15 yaşında çocuğa İki Şehrin Hikayesi, Kafka, Dostoyevski alınmaz. Sonra çocuklar niye okumayı sevmiyor, niye okumaktan soğuyor.

Aziz Nesin'in Şimdiki Çocuklar Harika kitabı çok ama çok iyi bi seçim olur fikrimce.

Harry Potter iyi fikir bence de eğer okumadıysa.
Küçük Prens, ama yayınevi önemli. Can Yayınlarından olsun mümkünse.
Kürk Mantolu Madonna bence biraz yoğun gelebilir ama yine de o yaş grubunda görüyorum, beğeniyorlar da.

(bkz: watership tepesi)

jojo moyes ve saz arkadaşları dışında herşeyi okusun

İpek Ongun ve Gülten Dayıoğlu olmasın da. O yaşlarda deli gibi Muzaffer İzgü ve Aziz Nesin okuyordum, memnunum bundan.

açıkçası harry potter vb popüler kültür ürünlerini tercih etmezdim.
Jostein Gaarder-Sofie'nin Dünyası
olabilir mesela .
yazıldı mı bilmiyorum .

gülten dayıoğlu iyidir, lütfen laf etmeyelim. ipek ongun'un da çocuk kitapları iyidir gene, hatta mektup arkadaşları, kamp arkadaşları gibi kitapları 14-15 yaşındaki bir çocuğa da hitap edebilir. gene de gülten dayıoğlu'nun yeşil kiraz serisini şu an için tavsiye etmem, yaşına uygun olsa da -ben biraz fazla etkilenmiştim, gerçi ben 11 yaşında falandım galiba okuduğumda, neyse. ahmet tural'ın kitaplarının biraz zor bulursunuz ama onlar da olabilir. ama bir genç kızın gizli defteri mi günlüğü mü neyse, misal ilk kitabı hariç tavsiye etmiyorum, bana çok didaktik geliyor ipek ongun'un kitapları. gene de twilight gibi salak serilerden iyidir -vampirler güzel de yazarları kötü- ha bir de kesinlikle çatı serisini ALMAYIN! çocukluğum yandı yeminlen aq niye okuduysam.

çalıkuşu ya da jane eyre da olabilir misal, uğultulu tepeler olacaksa. aslında biraz çocuğun ilgisine de bağlı, ben o yaşta yüzüklerin efendisi, harry potter, ejderha mızrağı, gedik savaşları efsaneleri, yerdeniz büyücüsü, disk dünya, artemis fowl, replika falan okuyordum, çok da severdim. asimov ya da arthur clarke okuduğum da oluyordu. sadık yemni'nin korku romanları vardır, şahanedir ama uygun olur mu bilemedim? bir de betty smith'in bir genç kız yetişiyor'u vardı ama içeriğinde +18 şeyler olabilir biraz, ben okumuştum o ayrı. angela'nın külleri de güzeldi -gene +18 bazı bölümleri olabilir- buket uzuner'in kitapları fena değildir, şimdi hepsini yazamayacağım. tuna kiremitçi falan alma lütfen, çok leş. yazım dili karmaşık gelmezse murat menteş bence tatlıdır. mavi saçlı kız da olabilir. zlata'nın günlüğü olabilir, anne frank'in hatıra defteri olabilir. enid blyton'ın kitapları çok güzeldir ama biraz büyük kaçmış olabilir artık onlar için, gerçi ben üniversiteye giderken bile okuyordum arada tekrar açıp :D momo olur misal, küçük prens de olur yani. martı jonathan livingston güzeldi. kitabı da sırf çocuk kitabı ya da gençlik kitabı diye görmemek gerek bence. rus klasiklerini de okuyabilir de hoşuna gider mi bilmiyorum, kardeşim çok severdi misal lisedeyken.

bu arada yukarıda saydığım kitapları ortaokul-lise döneminde okudum, bakıyorum da son zamanlarda doğru düzgün hiç kitap okumamışım, üzüldüm kendime. :(

ha bir de, reşat nuri'nin bir sürü güzel kitabı var ama şu an için çok tavsiye etmem, çalıkuşu haricinde, ki ben okudumda 8 yaşındaydım, 3 günde zor bitirmiştim XD diğer kitapları genç insanlar için biraz fazla romantik ve ümitsiz diye düşünüyorum, gene de 16-18 yaş arası romantik genç dimağlar okuyabilir, hüngürdeyebilir ehuheuheuhe XD (bkz: edebiyata yavşak bakış açısı)

sizin için ekran çözünürlüğü önemli, o sebepten dolayı 2014 edition alın diyorum, ben de 2014 ed kullanıyorum

Sadece 1 gb ram için o para değmez fakat spen özelliği senin işine yarayabilir. Not almak falan diyorsun, bu gibi durumlar için kullanışlı bir şey. Ayrıca farkları sadece bunlar değil sanırım; işlemcisi falan da daha iyi yanlış görmediysem, çözünürlüğü de farklı. Özellik olarak iki model de senin istediğin işleri yapman için yeterli. Pahalı olan seni maddi olarak sarsmayacaksa daha mantıklı.

12.2 incli versiyonuna bak.

12.2 aşar beni simrug

10.1 2014 kullandım, şimdi 12.2 kullanıyorum. dediklerini rahatlıkla yaparsın ama samsung çok geç güncelleme veriyor ve kasılma durumları oluyor bazen.

müh. bölümlerinde standart(bkz: serway fizik) üzerinden anlatılıyor

www.pandora.com.tr

iyi bir tercih. ağır değil, biraz türev-integral biliyorsan daha da güzel olur.

jihat okudun mu sen bunu?
Türev integral biliyorum. Azıcık daha ilerleteceğim daha iyi hakim olmak için.
Serway'ı sevmiyorum.
Ha bir de ingilizce okuyacağım.

tabii ki okudum. kitap fizik eğitiminin yanında fizik nasıl öğretilir kısmını da güzel işlemiş. Türkçesi de fena değil ama ingilizcesi zaten zor değil.

serway'in çözümleri de vardı sağda solda.

kapı numaran yazıyorsa sana gelir

Ulaşır en fazla gönderene telefon açarak teslim alıcak kişinin ismini sorarlar ama her halukarda ulaşır

alıcı adı yazmıyor diye geri dönen postam oldu.

yaw hocam Allah aşkına takip kodum var ama !!! deseniz size okadar sağlam yardımcı olacağiz ki bilemezsiniz. şuan şu durumda o kitabı unutun mevkuf olur iade bile olmaz gönderene, o kitap direk açık arttırmaya gider :))

Abebooks' tan yollamışlar, takip kodu yok. İçinde eşek kadar adresim yazılı. PTT'yi aradım, "Eve getirilir o kişi bulunamazsa geri döner", dendi.
Peki neden buraya yazıyorum? Çünkü posta dağıtımı burada kurallara göre yapılmıyor. Mesela hiçbir postam doğrudan elden teslim edilmedi bana. Güvenliğe atıp gidiyorlar.
Demek istediğim binanın önüne kadar gelirse sorun yok.

"normal posta" için Adres olması yeterlidir. isim veya gönderenin adresi zorunlu değil.

Kitap gelmedi millet haberiniz olsun.

genişliyor ya da uzuyor. sayısı çoğalmıyor.

(bkz: hiperplazi)
(bkz: hipertrofi)

Bir yanlışı gidermek lazım: Düz kas hücreleri bölünür, bölünmeyen çizgili kas ve kalp kası hücreleridir.

www.youtube.com

Bu daha beter bence: www.youtube.com

Off. Nereden hatırlattınız lan. Kıllarım ayağa kalktı.

bu da güzel: www.youtube.com

www.eksiduyuru.com

Miyav miyav ölem ölem mi diyor ne diyor?

avrupa (ve avrupa mirasini kullanan amerika)'nin yasadigi sanatsal ve mimari sureclerin hicbiri istanbul haric turkiye topraklarinda yasanmadi.
koydeki kerpic ev mantigiyla apartmanlar dikiliyor, dikenler zevksizlik ve avamligini da "luksluk" kisvesi altinda yansitinca ortaya bu leslik cikiyor.

Dubai'ye benziyor diyecem ama oranın mimarisi bile çok daha güzel. Adamlar dünya çapında yaptıkları yarışmalar arasından seçiyorlar projelerini. Suudi Arabistan olabilir belki. Orada da, AVM ve İbadet yeri dışında başka kayda değer hiçbir şey yok. Kabe'nin dibine Abraj Al Bait dikecek kadar da zevksizler.

Türk mimarısı yok artık. Bu yapıların (özellikle apartmanlar) fason çizilen mimari projelerden ve belediyelerin 60m2 yer e bile ayrı bina izni vermesinden kaynaklanmaktadır. Güzelcene parseller tevhidlenip bir imar planı yapılsa işte bunlar hiç olmazdı.

şu hiç dışarıya çıkamadığınız balkon türü: fransız balkon
belki fransa'dan alınmıştır

konuyla biraz ilgilendiğimden kısaca özetleyeyim

türkiyede belli bir döneme kadar gözle görülür bir sivil mimari vardı. gelenekseldi ve estetikti. her şehrin zenginlerinin ve orta sınıfının oturduğu böyle evler vardı. hala her şehirde de tek tük vardır. fakirlik de çoktu tabii. derme çatma bir sürü bina ile doluydu ortalık ama bugünkü kadar doğadan ve insaniyetten yoksun değildi.

1900'lerin ortalarından sonra
-nüfus artışı
-köyden kente göç
-inşaat tekniklerindeki ilerlemeler
-rantiye
-eski binaların bakımının zorlaşması
-kimi yörelerde gayrimüslim ustaların yok olması (bu benim teorim, belki geçerliliği yoktur)

gibi sebeplerden dolayı bu kişilikli binaların yerine dikilenler çarpık çurpuk dikdörtgen gibi dümdüz ve çirkin binalar oldular. 1950 sonrası dönemde buna modern mimari diyorlardı. bugün nişantaşındaki, gümüşsuyundaki o köşeli ve beğendiğimiz apartmanlar bunların ilk ve özenilmiş örnekleriydi. eleştirildi bu binalar ama apartmanda yaşamak modaydı, lükstü ve özenilen bir şeydi. sonra onların kötü taklitleriyle doldu her yer.

sorun şu ki sivas, kütahya, ankara, izmir, kayseri... sadece istanbul değil, hiçbirinde mimari kültürümüzü yeni yapılan binalara aktaramadık. şehirlerimiz şahsiyetsiz, bir örnek ve ışıksız beton yığınlarına dönüştü. bunun asıl sebebi olarak cumhuriyet döneminde aristokratların dışarı gönderilmesi, sanattan, estetikten anlayan devlet görevlisi kalmaması falan gösterilebilir belki. halk da bilmukabele eğitimsiz ve başını sokacak yer bulma derdinde. böyleyken böyle oldu işte.

istanbul'daki güzel ve geleneksel semtleri hep kaybettik. aksaray, bağdat caddesi ve çevresi, vatan caddesi'nin bulunduğu bölge, beşiktaş ve nişantaşı bölgesindeki bürokrat konakları... bi bok kalmadı.

ben en çok ne mi beğeniyorum

roma'yı, nice'i çok beğenirim. akdeniz mimarisi böyle panjurlu, açık renk boyalı evlere bayılırım. toulouse'un mimarisi çok hoştur, kırmızı kiremit cephelidir bütün binalar. hollanda'da da 3-4 kattan yükseğe çıkmayan mütevazi ve sevimli binalar var onları çok severim. bizim yapılaşma bok gibidir. içinde oturanların profilini yansıtır.

site muhabbeti, mimari deger degil, tamamen guvenlik nedenleriyle tercih ediliyor. Avrupa genelinde bulunmamasi normaldir. Bu "Rezidans" denen cakma yapilar da Kuzey Amerika'daki Condo mantigi iste. Yalniz yapinin kalitesi bir nebze iyi olunca bizimkiler New York ile yarisan fiyatlarda satmaya calisiyor evleri.

@i ve been mistreated
-kimi yörelerde gayrimüslim ustaların yok olması (bu benim teorim, belki geçerliliği yoktur)

bu senin dediğini uzun zaman oldu nerde kimden duymuştum ama tv'de bir bilim insanıydı galiba konuşan, özellikle istanbul'da sadece inşaat için değil değil bir çok zanaatın ermeni rum nüfusun elinde olduğunu onlar gidince yapacak adam bulunamadığını falan. dediğim gibi tam hatırlamıyorum o yüzden detay eksik ya da yanlış söylemek istemem.

konuyla ilgili ise aklıma hep şu gelir, moda gibi, kurtuluş gibi, pera gibi güzel mimariye sahip evlerin bulunduğu muhitlerde dolanırken mesela 10 evin arasında bir tane dümdüz sıfır estetik bir ev görürüm. ulan derim hadi inşaat ve mimari estetik adına hiçbir şey bilmiyordun, feyz alacak hiçbir kimsen yoktu şu evin yanındaki karşısındaki, sokağın başındaki evlere de bakmadın diye.

abi bu yapılaşmayı beğenmek için çıldırmış olmak lazım. dışı havuz dibine konulan taşlarla döşeli, üstünde ahmet inşaat yazan evleri falan beğenmek için deli olmak lazım heralde.

buradan su sonuc cikiyor, ulke olarak estetik algimiz yerlerde dolasiyor. e peki mimarlar bu duruma neden bir el atmiyor?

(şu andan itibaren yazacaklarım tamamen pesimist varsayımdır)

mimarlar neden el atmıyor? çünkü para mimarlarda değil de ondan. inşaat sektörünü elinde tutan hanzoların estetik anlayışı, güzellik algısı olduğunu sanmıyorum. inşaat sektörü denince aklına ilk kim geliyor mesela? hah işte ondan dolayı. hadi büyük projeleri bi kenara bırakalım. küçük projeleri yapan müteahhitler de tek bir projeyi 20 binaya uygulamak varken her bina için mimara para yedirmekle, beklemekle, mimarın yaptıracağı işin detayıylaa uğraşmaz. ayrıca binaları yaptıranlar çoğu zaman şahıslar değil yıkılan eski bir binanın sahipleri, ortakları oluyor ve bu işi müteahhitlere havale ediyorlar. belli bir zevki yansıtacak bir bina çıkması zor oluyor yani. ortalama bir insanda mimari algısının ne derecede olduğunu şehirlere bakarak anlamak da mümkün zaten. mimarların da öyle çok bir estetik algısı yokmuş ya da varsa da fazla umurlarında değilmiş gibime geliyor. kendilerini hiç konuşurken görmüyorum. doksanlarda görürdüm. belki artık bıktılar konuşmaktan. bir de bu işin iktidar ve belediye yönü var. eğer mimari politikamız olsaydı dikilen her binanın uyması gereken estetik kurallar olurdu. iktidarlar bu konuda yasalar çıkarır, uzmanlar yetiştirir, belediyeler de bu konuyu denetlerlerdi. imarın ne büyük bir rant olduğunu bildiğimiz için az zamanda az para harcayarak çok para kazanmak ön planda olunca kimse böyle şeylerle uğraşmak istemiyor. devletin yaptığı birbirinden korkunç ve iç karartıcı okul, hükümet konağı, vergi dairesi gibi ucubeleri gördükçe zaten otoriteden umudu kesiyorsunuz. abdülhamit devrinde yapılmış vilayet binaları cumhuriyet dönemindekilere on basar. çırağan'daki kaymakamlık binası her önünden geçtiğimde bana mutluluk verir mesela ama şişli'deki gökdelenden bozma çirkin belediye binası için aynı şeyi söyleyemem.

şehrin önemli merkezleri mesela benim en iyi bildiğim bölgeler beşiktaş ve üsküdar tam anlamıyla bir beton yığınıdır. yıkılamayan binalar ya ibadethanedir, ya vakıftır ya da kaderini bekleyen viranedir. zevk ve para sahibi malikin kurtarmaya çalıştığı da tek tük köşkler apartmanlar vardır kenarda köşede. ama sarıyer tepelerinde, boğazı doğrudan gören değirmentepe bölgesinde çok ilginç sivil mimari örnekleri var. çok zenginler burada yeni inşaatlar yapıyorlar ve çok göz alıcı ilginç binalar var. bunları herkes göremiyor. eminim zekeriyaköy civarlarında da siteleşme haricinde müstakil bu türden evler vardır. bunların kimisini de sonradan görme ya da zevksiz olarak nitelendirmek mümkündür tabii ama beton yığınlarından güzel göründükleri kesindir.

özet:

estetik yapılaşma şehir merkezinden şehrin dışlarına doğru kayıyor.

Türk mimarisi deyip genellemeyeyim de, son dönem apartman mimarileri müteahhitin sıçtığı yekpare boka bakılarak feyz alınmış.
Ayrı bir parantez açarak:
(bkz: türk tipi okul mimarisi)
Burada bir örneği incelenmiş.

hocu mimarlar nasil el atsin? bu sektor nasil isliyor saniyorsun ki? mimarin yapabilecegi seyler, tamamen musterinin bilgisi, capi, ne kadar duzgun is yapmak istedigi vs ile alakali. Yani biz ressamlar ya da sairler gibi tamamen keyfi bir sey uretip bunu topluma arz ederek bir sey insa edemeyiz. Cunku bir tablonun masrafi, boya-tuval vs ile de ki 300 lira olsun, bunun ustune sadece sanatcinin emegi var, kac gun surerse artik. Ancak yapi dedigimiz seyi, birkac mimar oturup haldir huldur tasarliyor, ardindan muhendislere gidiyor o cizimler, onun koordinasyonu, insasi filan derken her seferinde milyonlarca dolarlik is cikiyor. Ustelik sen ofiste istedigin kadar iyi is uret, musteri onu oyle bir muteahhite verir ki, adam senin projeni siker atar. Kotu mimar yok mu? Tabii ki var ama sorunun kaynagi cok daha genel, kultur meselesi. Mesela AKP'nin icraatlarina filan da bakarsan (gezi parki, haydarpasa projesi, 3. havaalani vs) adam tamamen "ben bilirim, ben yaparim" havasinda. Tamamen hukuksuz, cahil isler. Hayir ben demiyorum ki politikacilar super planlama yetisine sahip olsun, hepsinin mimarliktan doktarasi olsun. Lan mimarlar odasi, adamlar yillarini vermis bu meslege, bir dinle yahu?

Bu arada begendigim mimari olarak Danimarka-Hollanda civarlari diyebilirim. Resmen kotu is cikmiyor bu ulkelerden. Zaten mimarlik konusunda su anda kuzey avrupa ulkeleri almis yuruyor.

pdf24

google chrome'dan da yapabilirsiniz

yazdır diyip de foxit i yazıcı olarak seçersen olur. istediğin sayfayı göster ok diyince farklı kaydediyor.

+bulunsun
foxit pdf editor

mac için keynote. sırf o keynote için mac alıcam yakında.

cyberraiden.files.wordpress.com

Online olur derseniz Google Docs kullanin isletim sisteminden bagimsiz olarak. Sonra PDF ya da ppt olarak indirip offline olarak da sunabilirsiniz.

hepinize teşekkür ederim. o zaman şu soruyu sorayım, bu 4 seçeneği de daha önce hiç kullanmayan birisinin adapte süresi tahminen nasıl olur.

teşekkürler.

WPS office neredeyse Ms officenin aynı. Ücretsiz, üstelik Linux ta da kullanılabiliyor. Ama TÜrkçe desteği yok.

Cok komplike seyler yapmayacaginizi soylemissiniz, o yuzden hemen hemen hepsinin adaptasyon sureci aynidir, arayuzleri benzer sekilde zaten.

Yalniz video eklemek istediginizi soylemissiniz, bu durumda Google Docs icin videoyu once YouTube'a yuklemeniz lazim (unlisted olarak eklerseniz aratilinca bulunmaz).

docs.google.com

teşekkür ederim. dil sorun değil. şimdi kuruyorum wps'i. google docs'u da incelemeye başladım. vakit ayırdığınız için teşekkürler tekrardan.

bankalar çalışıyorsa geçer, ama çok geç kalma saat ilerledikçe geçmeme riski artar.

evet açık.

çoğu bankada eft 17'ye kadar int şubesinde geçeceği tarihi belirtiyor zaten.

Az önce yaptım, 5 dakika içerisinde geçti.

Geçer

Xiaomi Vakası Teşhis edildi. :)) paket Hollanda Postası ile geliyor transit yani buarada çin ve hongkong post geri çeviriyor pili

Xiaomi Vakası nedir? :)
Şimdi bu Hollanda' dan Çin'e mi gidiyor?

bana da singapur postla gelmişti, chinapost ve hongkong artık pil taşımıyor o yüzden başka postalarla gönderiyorlar.

popcorn time deneyin

Onda yok malesef.

popcorn time da illa olan şeyleri izleyebiliyoruz diye bi olay yok. dışarıdan da açabiliyorsunuz.
kickass.so
şuradan istediğiniz bölümün torrent dosyasını bilgisayarınıza indirin popcorn time penceresinin üstüne bırakın.
altyazi.org
burdan da altyazisini bulursunuz

Kurmadan niye istesin ki kullanıcı hesabını?

işte sorun o mübarek live cd ama kullanıcı adı istiyo girmezsen 10sn sonra user mint giriş yapacaktır diyo siyah ekran kalıyo

Çalışması gerek, çalışmadıysa başka bir yolu yok bence.

Olmadı, olamadı.

3.5 jack stereo
6.5 çivi/gitar jack mono olacak.

her türlü olur.
olmazsa alet bozuktur.

teknikekip: Amfi zil aygıtıyla sorun çıkarmıyor. Bilgisayarı bağladığımda ses vermiyor malesef.
3.5 mm girişi tablete taktım, yine ses çıkmadı.

3.5 girişi tablete taktım dediğiniz tablet-->amfi'mi bir de mono-stereo durumuna baktınız mı teknikekip'in dediği gibi. Eğer ikisine baktıysanız 3.5 bozuk demek ki ya da çok düşük bir ihtimal amfi girişinde çok küçük bir temassızlık var, bazen yapıyor bazen yapmıyor

img2.shopimg.ca

şöyle bişey işini görür sanırım. zil aygıtı derken?

Nefes tutmadan çok ağır kilolar kalkmayabilir, özellikle core'u ilgilendiren hareketlerde. Ama nefes tutsan bile her tekrarda basıncı mutlaka boşaltmalısın. İzole kıyrtırık hareketlerde zaten badici tipi nefes alıp versen olur.

Arnold kardeş, sence biraz ara vereyim mi? Yani bir iki gün?

Tansiyonunu kontrol ettirmeni öneririm.

formatta hersey gider.

Lisanslıysa formattan sonra antivirüs uygulamasını tekrar kurup lisansı aktifleştirirsin güzel güzel.

Windows defender var. Windows 8' den sonra tek bir antivirus kurmadım, onu etkinleştir. Kendi yazılımı, bence başka yazılım kullanma. Gereksiz yere ağırlaştırıyor.

Buyur:
en.pdf24.org

Tek ihtiyacın olan bir tane daha gitar kablosu ki bunu amfi çıkışından PC'nin audio girişine bağlayacaksın. PC'nin audi giriş kısmı için jack'in ağzını küçültücü adaptör almalısın (sanırım 3.5 mm olarak geçiyor ki ucuz bir şey). Bu kadar basit.

Ancak çok iyi bir amfin ve ses kartın yoksa, amfiden PC'ye kayıt kaliteli olmuyor. Pedal kullanabilirsin ya da yazılım ile distortion verebilirsin ama bunlar ayrı bir konu. Senin sorunun cevabı ilk parafta ve uygulaması basit.

Okulun ses sistemi bu.
Öyle çalışıyor mu? Kayıt kalitesi önemli değil, zil çalacak :D

Ben gitar amfisinden bahsediyorum.

Mutlaka arayıp sorun. Ya ben cevap yazarken attıkları mesajı görmemişim o zaman m e l t e m+1 . Bana da daha önce icranız var diye mesaj geliyordu sallamıyordum da meğer vodafone hattımı avea'ya taşımıştım ordan bi fatura kalmış sonra daha kötü olmuştu onun için arayıp sorun demiştim.

eğer dolandırma amaçlı değil de gerçekten böyle bi hukuk bürosu varsa baroya şikayet edin, reklam yasağını ihlal ediyorlar.

Onlar potansiyel müvekkil peşindedir. Bir yerden mail adresinizi bulmuşlardır, bir yerden almışlardır, başkalarıyla beraber aynı maili size de yolluyorlardır. Spam yani.

İcra dosyanız varsa vekalet ücretinde indirim yapıyoruz diyorlar işte. Hiç şaşırmadım. İcra yapan bir bürodan beklenecek bir davranış maalesef.

Büroya bir mail atıp bu durumdan şikayetçi olduğunuzu belirtebilirsiniz.

Aşağıdaki maddeye göre Baro'ya şikayet de edebilirsiniz ama yazık günah, siz bilirsiniz.

Reklam yasağı:
Madde 55 – Avukatların iş elde etmek için, reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve
özellikle tabelalarında ve basılı kağıtlarında avukat unvanı ile akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır.
(Ek : 2/5/2001 - 4667/35 md.) Bu yasak, ortak avukatlık bürosu ve avukatlık ortaklığı hakkında da uygulanır.

Edit: Pardon, ben nedense "mail" yazmışım. "SMS" olması gerekiyordu.

Şimdi Superonline'ı aradım, "Tarafımızdan herhangi bir yasal işlem başlatılmamış. Öyle bir şey yok" dendi. Metronet' in son ödeme tarihi zaten hala gelmemiş ve kendileri "Güldamla Hukuk Bürosu ile çalışıyoruz" dediler. Büyük ihtimalle spam oluyor herhalde...

ülkedeki hukuk sistemi sirke dönünce avukatları da iş kapmak için çemberden çembere atlayan maymunlara benziyor haliyle.

Muhtemelen telefon numarasını karıştırmışlardır. Böyle iş peşinde koşulmaz çünkü. Adamın elinde bin tane borçlu vardır. Telefon numaralarını girerken ufak bir hata yapmıştır. O nedenle SMS ler size geliyordur. Zira mesaj içeriği bu yönde.

Ben şu anda Windows 10 Technical Preview i indiriyorum. Onunla devam etmeyi düşünüyorum. Bence bekleyip Windows 10 al.

sakın ha. sadece vaktin bol ve sinirlerin sağlamsa w8i deneyebilirsin. w7 iyidir.

dual boot yap istersen. w8.1 sahiplerine w10 ücretsiz olacak diyolladı bi ara.

he bende dual boot ama en son kaç ay önce açtım 8.1'i hatırlamıyorum bile... 7 daha kullanışlı geliyor. neticede masaüstü kullanan adamım lan dokunmatik telefon işletim sistemini niye bunda kullanayım ki?

Ben 1 ay once yukledim 8.1 gayet memnunum. Bilgisayar cok hizli aciliyor bir kere en buyuk artisi o bence. Kimi uygulamalar 8.1 de calismayabiliyor o da bir eksi. Bunlarin disinda bilgisayari cok kurcalamadigimdan kullanim kolayligi ile ilgili pek yorum yapamayacagim.

ilk çıktığı dönem win8'den nefret eden biri olarak artık yeter, bıktım bu win7'nin geç açılmasından/kapanmasından, işlem yavaşlığından diyerek win8 kurdum.

bir şey diyeyim mi? iyi ki kurmuşum kardo!

kardişler bende ssd var, win7 de bile maksımum 10 saniye acılması, sırf acılıs artısı varsa eğer gecmeye değmez gibi gorunuyor.

geçme o zaman. sen win10 bekle.

touchscreen bir alet degilse win 8'e gecmek icin hicbir sebep yok.

ilk çıktığından beri orijinal win8 ve şu an win 8.1 kullanıyorum. ondan önce de win7 yüklüydü. açıkçası 8'den memnunum, hiçbir sıkıntı yaşamadım. metro arayüz ve başlat menüsü ile işim olmuyor. ama win10 çıkacakken şu an orijinal 8 almak gereksiz. istiyorsan korsan kullan. 10 çıktığında deneme sürümü kurarsın ve beğenirsen onu alırsın, beğenmezsen 8'i alır devam edersin.

Şu anda Windows 10' dan yazıyorum. Gayet iyi :D

Windows 8'in sorunu başlat menüsü. Başlat menüsünü sık kullananlar Windows 8'e bir türlü alışamıyor. Başlat menüsünü fazla kullanmıyorsan gönül rahatlığıyla 8'e geçebilirsin.

g2a.com a bakın.

ozdek bu site sağlam mı? Windows 8 cd keyi 25 dolara satıyorlar.

ben bir kaç oyun seriali almıstım. sağlam.

pdf okumak sıkıntı pw2 de ama okurken çökme sorunu updatelerle düzeltildi. ben son zamanda karsilasmadim. pdf agirlikli okuyacaksan tavsiye etmem. pw2 de hafiza karti yuvasi yok. olur da kindle alirsan k2pdfopt programi aklinda bulunsun bazen sorun cikarsa da pdf leri kindle a uyarliyo

Kindle alma. PDF'ler makale, teknik resim, yazı vs içeriyorsa kindle senin ilacın değil.

bir çok pdf a4 kağıt baz alınarak oluşturuluyor. a4 boyunda olmayan hiç bir şeyde aslında pdf'ten verim alamazsın ne yazık ki.

metin dosyası içeren pdf'leri her zaman olmasa da kindle formatına çevirebiliyorsun.

ancak pdf'ler çoğu zaman ipad'de bile hafif zoomlanarak ancak okunabiliyor ki, ipad'in ekranı ile kindle dx'in ekran boyutları aynı. yani normal kindle değil, kindle dx ile bile kusurusz randıman alamazsın pdf'lerde.

pdf'lerden full performans alabileceğin tek cihaz sanırım bu: www.youtube.com akademik olarak v.s. pdf ile gerçekten işin çok oluyorsa bence buna 1000 dolar civarı bir para verilebilir.

ama eksisozluk.com oluşumunda 2000'e yakın türkçe e-book mevcut. (pdf değil yani)

yani pdf demek aslında her şey değil. ama pdf için alacaksan, kindle alma. dx bile alma.

Ya da şu:
www.samsung.com

hayirsiz+1

ikinci eller ne kadar sagliklidir ben de merak ediyorum. cep telefonu boyutunda olanlar cikmis ama onlar bile 1100-1200 civarinda.

onların belirli bir ampul mu ne öyle bir ömrü vardı. ona dikkat edin. sürekli tv yerine kullanacaksanız sorunlu olabilir. bizim arkadaşlar da yapmışlardı sonradan problem yaşayıp tv'ye döndüler.

(bkz: projeksiyon)
projektör çok farklı bişey.

@fayntenks hocam düzelttim başlığı çok teşekkürler :D yahu arkadaşlar 1000 lira civarına televizyon alsak daha mı iyi acaba ki? madem problem çıkabiliyor :/

Parlaklığına ve çözünürlüğüne mutlaka dikkat et.

her hafta a101'de çok güzel indirimler oluyor tv'de. yarın da vardır muhtemelen. Oraya bi bak istersen. projeksiyon zahmetli iş.
edit: yarın değil perşembeymiş.
store.donanimhaber.com

Film izlemek için iyi de oyun oynamak için tam bir fiyasko.

kısa bir toplantıyla televizyon almaya karar verdik arkadaşlar. çok teşekkürler :D

Topkapı spotçularından defolu şeylere bakın hocam. 300-500 oynar.

42 inç fazla özelliği olmayan tv alın daha iyi... projeksiyon dayanıksız alet...

A101 den 42" nexon marka smart tv aldım canavar gibi :) her hafta benzer şeyler oluyor. bütçeyi biraz arttırıp öyle bişi alabilirsiniz.

aktuel-urunler.com

perşembe günü gelen tv :)

Bu cihaz indirime girdi inanılmaz bir fiyata hem de.. www.bulabilirim.com

usb'den format atılıyor. USB'den format atmak tecrübesiz kullanıcıları biraz kastırır ama internette güzel dökümantasyonlar ve videolar var. Bi bak derim :) Kolay gelsin

Recovery dir o. Halloluyor. Internet laptop modelini recovery ile birlikte arat.

Son bir haftada ağırlaştı ise sistem geri yükleme yap ya. Virüs, trojrn falan yemişindir

Press F10 for Boot Menu
Press F8 for Boot Menu
Press F12 for boot Menu

Açılışta, logolu ekranda, bu benzeri bir şey görmen gerek. Hangisini diyorsa Boot menuya onu basarak gir ve girdikten sonra çıkan listede neler yazdığını kağıda yazıp buraya aktar, bakalım Usb' den başlıyor mu yoksa başlamıyor mu...

Eğer listede varsa Windows CD'sine ve bir de flash belleğe ihtiyacın olacak. Başlamıyorsa Recovery seçeneğine bakacaksın.

@simrug f10 lu kisimda boot vardi oraya bastigimda tam olarak asagidaki kisim yaziyor:

windows onyukleme seceneklerini duzenle: microsoft windows vista

yol: \windows\system32\winload.exe

bolum: 1
sabit disk : d230d22

[/noexecute=optın

Benim kastettiğim şöyle bir şey:
i.stack.imgur.com

@simrug haklısın zaten yanlış yere bakmışım. f11'de ki recovery manager'dan yaptım artık. sagol cevabın için.

aynı ürünü daha çok ürün satmış daha çok feedbacki olan bir satıcıdan aratın. yorumlardan görürsünüz zaten sağlam geliyor mu

Sormak istediğim "PTT'ye güveneyim mi?" Cam ürün olduğu için endişeleniyorum.

çok iyi paketliyorlar göndericiler ürünleri. sorun olacağını sanmıyorum

o ne ayıptır sorması ?

çinden gelen ürünlerde paketlemeler genelde özenli oluyor. ama taşıma esnasında sorunlar olabiliyor bazen. geçenlerde bi tornavida takımı almıştım, kapağı çatlamış gelirken mesela. pakette ezik vardı. satıcıyla görüştüm, fotoğraf çekip yolladım, aynı kutudan bir tane daha gönderdi.

siz yinede sağlam paketleme ve fragile sticker yapıştırın diye belirtin.

isminivermekistemeyensuser: Bir deney aleti. Sesin boşlukta yayılmadığını gösteriyorsun bununla.

Ubuntu Live CD'den çalıştırırsan sorun olmaz. Dosyayı flash belleğe kopyalarsın olur biter. Bilgisayarda herhangi bir değişiklik yapmıyor LiveCDler.

olmaz istediğini kurabilirsin

tur olanı indirmemen için bir neden yok ama sorun çıkmaz

Tablet'i brick yapmak hakikaten zormuş. Odin hemen koşuyor yardıma.

ülke romlarına göre içinde uygulamalarda değişiklikler olur. root yapacaksan silersin gider, sıkıntı olmaz

Amerika'nın ROM'unu yükledim; iyi ki de yüklemişim. Tabletin dokunmatiğinde ara sıra sıkıntılar çıkıyordu Türkiye versiyonunda, şimdi sorun gitti.

Belleğe nasıl attın? Unetbootin'le atmayı dene.

unetbootin kullandığınızı varsayarsak;dosyayıbirprogramgibi çalıştır şeklinde bir seçenek olması gerekiyor ayarlarda.bu kutuya bir çentik atıldı mı?

ne yaptınız da oldu onu açıklasydınız başkaları da faydalanırdı belki.

@izole, usb sandisk marka olduğu için yerel disk olarak görünüyordu. RMPrebUSb diye bir program yardımı ile iso'dan çıkan slax ve boot ismli iki dosyayı usb'ye attım. boot dosyası içindeki bootinst adlı bat dosyasını (?) çalıştırdım. bios ayarı yaptım.

yok kendim için değil ve kilo arttırma falan sormuyorum. sadece temel programda bu hareketler uygun mu onu soruyorum. yeni başlayan birine vericem de eksik varsa ya da şu hareketin yerine şu olsa daha iyi gibi bir öneri arıyorum.

evet setleri 3x10 olarak düşünmüştüm. zaten 2 bilemedin 3 hafta falan ısınmak için bu. ondan sonra bölgesel programa geçilecek.

Salonda bölgesel programa geçmek için minimum 2 ay aynı programla çalıştırıyor hocamız. Ben, sıfırdan başlayan biri olarak 5 ay çalıştım hocamın önerisiyle.
Tabii vücut yapısı da önemli. (Ektomorf vs. kastetmiyorum)

2-3 hafta kısa aslında evet ama 2 ay da çok gibi geldi bana. sanırım 6 hafta uygulansa ideal olur.

ben olsam squat, deadlift (sumo, romanian vs), ohp, hang clean, lunge, bench press gibi bilumum compound ile başlardım. gerçi sonra yine bunlarla devam ederdim. o ayrı.

Uzun vadeli düşünen bir adam gerekirse boş barla squat, deadlift, bench press, barbell row ve overhead press formu oturtmaya harcasın başlangıcı. Şınav, dips ve barfiksle de antrenman bitirsin.

210+10 x 297+10 şeklinde verilir. (4 taraftan makas payı vermeniz gerektiğini varsayıyorum.)

5'er mm taşma payı olunca: 220x307mm olur.

A4 + Tüm köşelerden 5 mm taşıracaksın, örneğin resim varsa resimi 5 mm taşıracaksın kesimde gitsin diye. Kısaca bir örnek yaptım yolluyorum. Eğer sayfan tek yüz değil çoklu sayfaysa iç kısımlara taşırma vermeyeceksin. Eğer Photoshop çalışıyorsan cmyk ve 300 dpi olmasına dikkat et. Freehand, corel, illustratör çalışıyorsan dosyanı convertlemeyi veya fontları yüklemeyi unutma.

i.hizliresim.com

arock: Layer'ları birleştirip TIFF olarak kaydettim; font göndermeme gerek yok herhalde?

Müdahele yapılmayacaksa gerek yok, tiff yapman yeterli.

15" lazım.

bütçe ne olursa olsun herkese macbook öneren tipler gelmiş yine hey allahım :D

senin istediğin özellikler için her bilgisayar yeterlidir. 1500 lira harcaman gereksizdir hatta. 700-800 liralık bir laptop alıp 150-200 liralık ssd taktırsan seni uzun süre götürür.

vendorth: Birine önereceğim. SSD falan takılmayacak. Bilgisayar temel işleri görürken, açılıp kapanırken ağır olmasın istiyorum. Sıfırdan kurulmuş bir hp bilgisayarın nasıl ağır çalıştığını görünce söyleyeyim dedim.

www.hepsiburada.com

şu an %26 indirimde. 500'tl buradan kazançlısınız.
maximum'a 75 TL maxipuan.
ayrıca 150 TL hediye çekiyle geliyor.

bu işler için, o para fazlasıyla yeterli olur.

İ3 olur ama siz İ5 alın yine de..
piyasadaki laptoplar standartlaştı zaten, 500gb harddisk, 1gb ekran kartı...

Dell almayın, benim ağzım yandı sizin de yanmasın, Asus alın.


dipnot: adam 1500tl demiş.. insaf, 2255 liralık laptop öneriyorsunuz ya :D

Dell iyi değilmiş hadi bakalım.
Hoşuma gitti bu bilgisayar ama.

@Simrug aksine dell çok iyi, şu anda kuzu kadar sessiz ve sorunsuz çalışıyor.

ama servise işin düştü mü, 1 hafta laf anlatmak 1 ay da yerinde servis beklemen gerekiyor.
bu sürede normal serviste sıfırdan notebook imal edilir.

Uzayda hiçbir şey yok. Sürtünme de yok. Yerçekiminden dolayı dağılmıyor atmosfer.

tr.wikipedia.org

Peki yoğunluk ya da basınç farkindan dolayı atmosfer neden dağılmıyor? Uzay maddesiyle bizim atmosfer neden karışım yapmıyor?

xiphoid'in bahsettiği madde miktarı yok denecek kadar az, bir de evrensel çekim yasasına göre çekim nesneler arası mesafenin karesiyle ters orantılıdır; uzaklık arttıkça çekim gücü çok azalıyor. Yani uzaktaki maddeleri çekip atmosfere katması zorlaşıyor. Hem mesafeden hem de kütlesinden dolayı...
(bkz: evrensel çekim yasası)

"Örneğin, 1 cm3'lük yıldızlararası uzayda ortalama olarak bir atom ve 1 km3'lük uzayda ise 25-50 arasında küçük parçacık bulunur; buna karşın, Yer'de, deniz seviyesinde, 1 cm3'lük hacimde milyarlarca molekül bulunmaktadır."

Sabret panpa telefondayım tik atmak zor

gazlar çok hafif olduğu için yeryüzü onları kendine çekiyor. yani kütleçekim etkisiyle atmosfer dağılmıyor. uzayla atmosfer arasında bir şey yok. atmosferin son katmanlarına gidildikçe gazlar azalıyor ve uzay başlıyor. uydular her an kontrol ediliyor zaten. öyle filmlerdeki gibi bir bırakınca onlarca yıl dolanan şeyler değiller. yerdeki merkezlerden sürekli takip ediliyorlar. güneş enerjisi kullandıkları için enerji kaybetmiyorlar. aşağı düşecek gibi olurlarsa tekrar motorlarıyla yükseliyorlar. uzayda gaz var ama bunlar atmosfer gibi değil. bir noktaya toplanmış haldeler. hani gaz ve toz bulutu diyorlar ya o şekilde.

(bkz: esir)
(bkz: in esir like an eagle):)

Uzayda surtunme yok. Uydulari yorungede tutan kendi enerjileri degil, yercekimi. Yani yorungedeki uydular surekli dusuyorlar, o yuzden hareket halindeler. Onun disinda gereken enerjiyi gunesten aliyorlar. Buna ragmen uydularinda belli bir omru var, zamani gelince imha ediliyor. Uzayda parcalanan da var, Dunya'ya dusurulen de.

Esir'le ilgili bir cevap yazmıştım; ama burada durmasına gerek görmedim.
esir'in olmadığının kanıtı için:
(bkz: michelson-morley deneyi)
Başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen başka olumlu sonuçlar doğuran bir deneydir. Einstein'ın görelilik teorileri bu deneye dayandırılır.

kindle tavsiye ederim. pdf için en uygunu (bkz: kindle dx)

edit: 700-800 mb dediğiniz için sadece yazı içermediğini düşündüm. yoksa normal boy kindle da olur. hatta mobi'ye çevirirseniz daha şukela olur.

kitap okumak için e-readerlar daha zevkli. e-ink göz yormuyor. öte yandan tabletler için de mat ekran filmleri var.

bende kobo ve samsung tablet var. kobo bütün formatları açıyor. akademik kitapları ise tablette daha rahat okuyorum, highlight edip not almak çok daha kolay geliyor. tabletin avantajı lazım olunca hemen başka makale arayıp indirip okumaya izin vermesi. bir de daha hızlı tabii.

şarj açısındansa e-reader daha üstün. kobonun şarjı bir ay gidiyor. tablet kullanıma göre her gün veya gün aşırı.

kitap okumak icin e-reader en iyisi... ama pdf'lerde cok rahat edemiyorsun, bazan pdf sigmiyor ekrana, yan ceviriyorsun, cozunurlugu dusuk kalabiliyor falan filan.

bende kindle var, memnumum. cok elzemse pdf'leri .mobi'ye ceviriyorum ama cok basarili sonuclar vermiyor acikcasi:))

calibre ile bir pdf'ni mobi'ye (veya epub'a) cevirmeyi dene, yine calibre'yle acip sekline semaline bak... menmun kalirsan ne ala.

dokunmatik tavsiye etmem. e-ink ve e-paper özelliği dokunmatik panel eklenince anlamsız oluyor.

e-ink'in olayı elektronik değil manyetik panel olması.

ipad air dusunebilirsiniz. sadece roman, makale falan okuyacak olsaniz kindle uygun olurdu da, e-ink ile guzelim resimleri sadece gri tonlarinda goreceksiniz, cozunurlugu de dusuk olacak. kindle'in renkli ekranli modelleri de ipad kadar guclu degil, sizin telefonunuzdan bile daha zayiftir muhtemelen.

istanbul'daysaniz apple store'a bi ugrayin derim, direkt genius'lara sorarsiniz su kadar boyuttaki bi dosyayi acarken sorun yasar mi diye.

6'' reader veya dokunmatik olmayan Kindle DX gibi aletleri alıp akademik yazılar okumayı düşünenler için söylüyorum: Paranızı sokağa atıyorsunuz. Dokunmatik aletler hem instant look up hem de annotation özelliklerini barındırır ki bu da okurlar için olmazsa olmaz özelliklerdir.
Eşek kadar PDF dosyasını alıp mobi ya da epub'a çevirip kıç kadar reader da okumak, ne kadar profesyonel dönüştürülürse dönüştürülsün, sayfa bütünlüğünün içine sıçar, okuyanı dert çile sahibi yapar. Zaten ders çalışacak, tez falan hazırlayacak insanların bu tür saçmalıklarla uğraşacağını düşünmüyorum. Bu yüzdendir ki Sony gibi firmalar sırf akademisyenler, öğrenciler için 13.3 inclik devasa boyutta dokunmatik readerlar üretiyor. Fiyatı çok pahalı olsa da, sadece PDF açsa da yine müşteri bulabiliyor. Samsung dahi 12.2'' boyutunda tablet üretmiş.
Özetle PDF okumak için ihtiyacınız olan şey min 10’’ lik bir tablet ya da dokunmatik bir eink readerdir. Sürekli makale okuyan kişiler için 10'' bile küçük kalır bir dergi boyutuna göre. Herhangi bir elektronik mağazasında birkaç resimli PDF dosyası deneyip görebilirsiniz.
Bonus:
www.youtube.com
www.youtube.com

dokunmatik e-reader veya tableti neden tavsiye etmediğimi birinci saatin sonunda anlarsınız.

Arada sırada bu tip duyuruları açmak lazım. Geçen yıl benim de başıma gelmişti. İşleri sağlama almadan hareket etmeyin.

Bir yazar kişiyle bu işlemi yapacaktık ama açtığınız başlıktan sonra bana mesaj atmış "kimseye iyilik yaramıyor galiba, getirmiyorum" gibi bir iptal duyusu yapmış.

Kurunun yanında yaşın yanmaması için bir önlemler almalı.

dun m ile baslayan bir kullanici boyle bir duyuru acmis sonra da silmis. simdi baktim baska duyuru acan da goremedim. gerci simdi vazgecmis anladigim kadariyla ama alici tarafinda bir cekince varsa ben kefilim. yeter ki iyiyle kotu ayrilsin, insanlarin da hevesi kirilmasin. ismine para gonderdiginize ya da bir urunu onun adina yolladiginiza dair kanit gostermeniz halinde ben karsilayacagim kaybinizi. ha sen kimsin derseniz, internetten inandiricilik nasil gerceklestirilir, kefalet isi nasil yapilir bilmem ama ad-soyad telefon ve adres bilgilerimi verebilirim. zaten duyurudan da bu bilgilere ulasabilirsiniz, su kullaniciyla ilgili bilgisi olan var mi dediginizde herhalde bilenler boyle bir dolandiricilik durumunda geri donus yaparlar. (daha once kargo yolladigim, paypal uzerinden ufak para transferleri gerceklestirdigim, e-mail yoluyla dosya gonderdigim kullanicilar var, onlarin da kullanici adlarini verebilirim rizalarini alip)

ayrica uyariniz icin tesekkur ederim. insanlar yine de dikkatli olsun. ben de herkese guvenmiyorum burada. kimseye de kolay kolay kefil olmazdim simdi aklima gelen nwnd ve pescador haric.

bu meczup bunu niye yapiyor derseniz de olmeden once insanlarin yaninda saf tutulmasi gerektigine inandigim icin. palavracilarin en sevilen kullanici cevaplarinda goruldugu bir ortamda haksiz yere insanlarin adi lekelensin istemem.

Alışveriş yapıp yapmamakta özgürsünüz. Dürüst birinin bu duyuruya takılıp kalacağını düşünmüyorum.

Ben açıyorum gittiğimde getiriyorum ödeme yapıp kargoyu adresime yolluyorlar bende teslim ediyorum benim gidip almam gerekirse ufak bir ücret talebim oluyor kar amacım yok

"Dürüst birinin bu duyuruya takılıp kalacağını düşünmüyorum."
dogru diyor simrug.
kendini bilen insan trip atip aman be yapmiyorum demez diye dusunuyorum ben de.
sozluk hesabi olan saticilarin nickaltini okumadan alisveris yapmayin bir de.
tabii ki guvence olamaz ama en azindan bir tane bile olumsuz entry varsa ona gore vazgecersiniz.

ben tek bölge çalışıyorum antrenmanım 2 saat sürüyor en az. eğer kaldırabileceğini düşünüyorsan gir ama bence erken daha

haftanın her günü veya 6 gün gidersen neden olmasın? diğer türlü haftada 3 gün gidersen aynı kas grubuna tekrar sıra gelmesi 2 haftayı buluyor. bu da gelişimi yavaşlatır haliyle.

Zaten öyle bir durumda 6 gün giderim. Kardiyoyu da rutine bağlamak istiyorum ben.

Gibson, buna kardiyo da dahil mi? Evetse, ne kadar süre yapıyorsun?

7 sene oldu spor yapalı. ben high intense kardiyo yapıyorum 20 dakika kadar

2 saat falan cok degilmi vucut gelistirmede. maksimum 45 dk yapilmasi lazim diye okumustum bir yerlerde.

20/25 dakikalık hiit egzersizi; aerobik solunumla enerji üretmenin yanı sıra anaerobik solunumla kaslarda oksijensiz enerji/ATP üretebildiği için aynı zamanda kas gelişimini de destekler. Kardiyoyu bu şekilde yaparsanız daha çok faydasını görürsünüz.

zetahead ahah naptın hocam.

45 dakikalık egzersiz valla yarım egzersizdir bana göre. eksik hissederim yani bitirirsem. tamam set aralarında yayık yayık oturun demiyorum ama acele acelede yapmayın. en az 1 saat götürsün atrenman

Normal, gecer o. Endiselenmene gerek yok.

normal sabaha geçer.

24 saat normali.

Windows Movie Maker
Burada da bip sesi var.
www.soundjay.com

Kolay gelsin.

@chonsfe sağ ol :) harfleri de büyüktür umarım.

@darth gogo, grange'den taş meclisi, leyleklerin uçuşu, kızıl nehirler'i okudum epey iyi bir adam ama şu an polisiye çok uzak geldi ya.

@kimosurdu eyvallah, lord of the flies olsun o zaman.

@sayns kürk mantolu madonna'yı okudum. tamam baş ucu kitabım değil ama nolur okuma da değil be abi bence? satranç'ı da okudum. dostoyevski için hazır hissetmiyorum kendimi, hala ağır gelebileceğini düşünüyorum. diğerlerine de bakarım sağ olasın.

Barış bıçakçı olabilir. Özellikle bizim büyük çaresizliğimiz.

kablelvuku+1

Lord of the Flies'ı oku. Çok iyi.

alper canıgüz,john fante,bukowski vs alışkanlığınızı kazanma açısında iyi olabilir.

blade runner kitap ismi değil. film o.

ya kusura bakmayın yorgunluktan karıştırıp bir de kontrol etmeden yazmışım.

kitabı için (bkz: Do Androids Dream of Electric Sheep?) yazar (bkz: philip k dick)

kaplan kaplan
dune
vakıf
merkeze seyahat
bitmeyen savaş
yaşlı adamın savaşı

neuromancer'ın çevirisi çok dandik,hele 6 45'den çıkanı zulüm, bende ilk basımı da vardı onu da okuyamadım çeviri yüzünden,"matrix avcısı" diye de çevirmişler,onun çevirisini de beğenmiyorlar. Soruya cevap olarak; José Saramago-Körlük,Görmek diyebilirim.

murathan mungan'ın özellikle denemeleri bir solukta okunur (gerçi öyküleri de şahane tabii)

öykü seversen yeni nesil öykücülerden mahir ünsal eriş (iki kitabı var)
yekta kopan da çok güzeldir
cemil kavukçu

Blade Runner, Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi adlı kitaptan uyarlanmış. Neuromancer'dan değil. Sallamayalım.

ahahaha yav karıştırmışız. sonra düzelttik. özür de diledik.

üstüne kahveden adam toplayıp gelip dövecek misiniz :)

körlük- jose saramago.

sahilde kafka - haruki murakami
kelebek - henri charriere
şibumi - trevanian


kısa değiller. ve harikalar.

Hayır orada kalıyor. Bankanızı arayıp iptal ettirin.

Bankayı aradım, kart ATM'de kalmış dediler. Hesabı geçici olarak kapatıyoruz, Pazartesi günü alabilirsiniz dediler.

Hocam içinde para yok heralde.kartı unutup ilk olarak bankayı aramak yerine buraya yazdıysanız başka açıklaması olamaz sanırım.
Cevaba gelince sanırım bir süre sonra içeri alıyor.

Yapıkredi kartım öylece duruyordu, gece olduğu için bir saat sonra gidip almıştım.

Ya tabii ki bankayı aradım. ATM'de kalmış dendi. Bunun nasıl olduğunu merak ettim...
ATM iade edilmiş kart öyle durunca geri mi alıyor bunu?

atm kartı size verdiğinde orada unutursanız içine geri alıyor.

hangi banka? garantide mesela karti almadan parayi vermiyor. para cekme islemi yapmadiysan da eger karti yuvada unutursan bir sure sonra tekrar geri aliyor.

Dileğim kartın hesabının kapatılmaması. Maaş kartım o, tekrardan bir sürü şey gerekiyor hesap için.
Crucio: AKBANK.
Keşke diğer bankalar gibi parayı sonra verse...

atm uzerinde belli bir sure işlem yapmassanız veya kartı unutur giderseniz, atm kart unutuldu die içeri ceker, bankayı arayıp atmnin içinden cıkartıyosunuz.

garanti parayı da kartı da belli bi süre almadıgında geri icine alıyor tecrubeyle sabittir.

Akbank ise meraklanma, bankamatik kartı geri alıyor, banka hesabı geçici olarak bloke ediyor, benim de başıma geldi aynısı. Ertesi gün bankadan gidip kartımı aldım hesabın blokesini de aynı anda kaldırdılar.

Ben şu programı kullanmıştım:

WinAVI All-In-One Converter v1.7.0.4702

Format factory diye popüler bir yazılım var; hem format dönüştürme yapıyor hem de altyazı gömme işi. Ücretsizdir.

Mkv toolnix isimli ucretsiz programi indirip programi acip filmi ve altyaziyi surukleyip ok diyorsun 5 saniyede hazir.

alan adını godady gibi bir firmadan kendiniz alın, ardından host aldığınız firmanın size verdiği name server'lara domain'i yönlendirin. eğer domain kontrolü sizde olmazsa büyük sıkıntı yaşarsınız.

domaini hostinge name server adresi vererek yönlendiriyorsunuz.

Firma gidince domainin kontrolü de mi gidiyor?
Bir de yeni hostinge domaini yönlendirdiğimde şifre falan mı istiyor? Daha önce hiç yapmadım da, sadece merak ettim.

domain yönlendirmesi konusunda; domain hesabınızın bulunduğu alandan, yeni hosting!in sunucu adreslerini girmeniz yeterlidir.

Dinlemek istiyorsan.
(bkz: mediahint)

Mar twain amcam bu sözünde eğitim sadece okulda olmaz demek istemiş.iyi demiş.

Aslında cümleyi anladığını düşünüyorum.
Benim bakış açıma göre burada:
Schooling; okullarda görülen formel, çoğu zaman teorik, işlenmiş ve hazır halde sunulan bilgi ve kavramları çağrıştıran bir olgu.
Education ise kendi kişisel çabamızla kazanılmış, deneyim kazandırmış, algı ve dünya görüşümüzü şekillendirmiş daha çok bize ait olan bir olgu gibi geliyor bana.

@simrug,
evet ben de o şekilde düşünmüştüm. school, ecole, ekol, okul gibi kelimeler zaten aynı kökten geliyor. yani okullar aslında doğru veya yanlış belli bir doktrini enjekte eden kurumlar oluyor. oysaki education kişinin görgüsünü, bilgisini arttırıp cehaletini yok etmesi şeklinde diye düşündüm.

işte buradaki school ve education kelimelerini eğitim ve öğretim şeklinde mi almamız gerekiyor?

Evet, Mark Twain' in yaşadığı yılları da hesaba katarsak, o dönem için öyle söyleyebiliriz bence.
Schooling: öğretim
Education: eğitim

Genel anlamıyla öğretim; sistemli, planlı ve belirli konuyu aktarmayı amaç edinen bir etkinliktir. Çerçevesi bellidir.
Eğitim ise daha kapsamlıdır, öğrenme adına yapılan bütün faaliyetlerin çıktısıdır. Planlı(öğretim) veya plansız öğrenme süreçlerinin çıktılarının kişinin yaşayış biçimini, ahlakını, kültürel algısını şekillendirmesidir.
Bu durumda öğretimin, eğitimin bir alt kümesi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bazen bu ikisi arasındaki farklar keskin bir şekilde dile getirilse de aslında birbirlerine bağlı olgulardır.
Mark Twain' e gelince burada atıfta bulunduğu schooling kavramı bana göre, senin de kastettiğin gibi, öğretimdir. Ancak şunu da söylemem gerekir ki; çağdaş eğitim anlayışı okulların, her ne kadar okullarımızda pek rastlamasak da, bir eğitim platformu olması gerektiğini vurgular.

muhtemelen okulu zaman kaybı olarak gören biri. okul hayatımın eğitimimi engellemesine asla izin vermedim diyor. eğitimin okulda verildiğine inanmıyor.

Bence aktifleştiriken internet bağlantısını kes.
Start menu istiyorsan bunu yuklemeni oneririm:
www.classicshell.net

güvenilir derken? çalıştığım yerde bir amcamız böyle bir işle iştigal ediyor.
dernekten, tanesi 2 liradan 100 dergi alıyor, 5 liraya satıyor. dernek 200 lira kazanmış oluyor. amca da, 40 dergiden sonra kara geçiyor. win-win.

marcelorios: Her zaman 5 lira vermiyorum. 10 lira verdiğim de oluyor. Yardım için yapıldığını, bu arkadaşları da gönüllü zannediyordum.

asla güvenilir değiller... aradık bir ikisinin verdiği yerleri tanımıyorlar bile...
sen de telefonla sor ondan sonra ver...

inanmazsan inanma: Valla ayak üstü görüyorum, karşıma çıkıyorlar; ben de pek sorgulamasını yapmıyorum.

güvenilirlik değilde, sonuçta o dergiyi satan insanlar parayla çalışıyor. gönüllü değiller yani. ne bileyim dergi 5 lira mı 2 lirası onlara kalıyor. aynı şekilde greenpeace de mesela gönüllüler değil çalışanlardan oluşuyor. ben bu yüzden hiç almıyorum o dergilerden. çünkü verilen paranın tamamı gitmiyor engellilere ama tabii ki bir kısmı gidiyor. bu tür stk ürün satışlarında gönüllü çalışan olarak bildiğim sadece lösev var.

bir kaç kere ben de satmıştım. derginin asıl fiyatı 2 lira. onlar 5 liraya satıp 3 lirayı cebe atıyorlar. yani sen 10 lira verdiğinde satan kişinin cebine 8 lira giriyor. engellilere değil satana yardımcı olmuş oluyorsun.

vicdanının sesine kulak ver.

bence özel bir sebebin yoksa duyuruyu silme, bu konuyu araştıran insanlar faydalanabilir.

Engelsiz Yaşam Platformu'na ait bir billboard reklamı diyor ki: "Bizim adımıza satılan dergi, kitap, kırtasiye ürünlerini satın almayın. Biz yardım istemiyoruz, haklarımızı istiyoruz."

Ayrıca söylendiği gibi, banka hesapları veya şehirlerdeki şubeleri varken bu tip aracılar gereksiz.

Sadece mantık yürütüyorum, bir bilgiye dayalı bir şey değil. Kas dokularının elektrik akımına karşı gösterdiği bir tepki olabilir.

Bundan seneler önce mahallede top oynarken okul bahçesine ulaşabilmek için elektrik direğine tırmanıyorduk. Direkte kaçak varmış ve yaklaşık bir dakika kadar akıma kapıldım. İnan bana anlatabileceğim bir olay değil. Çarpılırken düşünebiliyorsun ama hareket edebilme yeteneğini kaybediyorsun. Gözünün önünden tüm hayatın akıyor. Baktığın yönde neler olup bittiğini görebiliyorsun.

Sonra elektrik beni kendiliğinden fırlattı ve 3 metreden yere düştüm. Çarpılmanın etkisiyle dirseğim kendiliğinden kanamaya başlamış. Kendimi yerde bulduğumda kıpırdayamadım belli bir süre felç hali gibiydi. Kıpırdamak istiyorsun, kalkmak istiyorsun ama kalkamıyorsun. İstemsiz sallanıyorsun ama böyle bir olay yok anlatamam ya. O gün beni Allah korudu ve nasıl kurtulduğumu bilmiyorum. Mıknatıs gibi yapışmıştım direğe kurtulmak istiyordum ama kurtulamıyordum. En mantıklı sebep üzerinden büyük enerji geçiyor. Vücut direnciyle alakalı olabilir.

kasın kasılması için kas sinirlerinin ufak bir elektrik yüküyle uyarılması gerekiyor. elektrik çarpınca sinirler fazla miktarda ve hızlı uyarılıyor. bu da kasın çok hızlı kasılıp gevşemesine sebep oluyor ve sallanıyoruz.

Synche, anını paylaştığın için teşekkürler. Ne hissedildiğini merak ediyordum açıkçası.

Tam ne olarak kastettin anlamadim ama, uzaklasan ve yakinlasan yildizlar, doppler efektinden dolayi farkli renklerde gorulurler.

Bu ciplak gozle algilanamiyor degil mi?

Her yıldızdan gelen ışığın spektrumunda fraunhofer çizgileri denen ve her yıldıza spesifik alanlar vardır, Christian Doppler ise bu karanlık alanların yıldızların uzaklasmasina ve gelen ışığın dalga genliğinde artışa bağlı olarak spektrumda kırmızı alana doğru yer değiştirdiğini kesfederek evrenin genlestiği sonucuna varmıştır

Iste renginin degistigi nasil anlasiliyor.Teleskopta da gorulmuyor bu.

Bu çıplak gözle ya da klasik teleskoplarla görülebilecek bir şey değil. Eğer bir şeye benzetmemiz gerekirse bize yaklaşan, sabit duran ve bizden uzaklaşan ambulansın sesinin farklı duyulmasını örnek verebiliriz. Uzaklaşan yıldızdan gelen ışığın da dalga özellikleri sabit bir kaynaktan yayılan ışıktan farklı özellikler gösterir ve bunu Hubble teleskobu gibi sofistike aletlerle ölçerler