Ekşi Duyuru

Hiç bitmedi ki, biraz geç olmuş öğrendiğiniz :D

Pokemon sadece Türkiye'de yasaklanmıştı, camdan atlayan arkadaş sağolsun. Yoksa hiçbir zaman bitmedi. Sezon sezon bugüne kadar geldi.

Ash de 25 yıldır hala aynı yaşta hatta. Bu durum garipleşmeye başlayınca ya bu sene ya geçen sene ash'e bir jübile sezonu çekip yerine başka bir karakteri geçireceklerdi, oldu mu o bilmiyorum.

Lise zamanlarında bir süre dizi sitelerinden izlemeye devam etmiştim. Ünide de arada bir sezon falan bakıp bırakıyordum. Hala daha Netflix'te görünce hafta sonu 2-3 bölüm bakıyorum :D

İlk sezonlar nostaljik hissettiriyor ama yaş grubuna göre ayarlandığı için sonradan baya yabancılaşıyorsunuz :D Yine de ara ara Togepi'ye ne oluyor, Ash'in bıraktığı pokemonların akıbeti ne falan arada eski sezonlardan sürprizler çıkan bölümler var. Onları görmek güzel. Bi ara oturup Ash'in jübile sezonunu izleyeceğim, büyük ihtimalle ilk sezona bir sürü gönderme vardır içinde. Ayrıca GS topunun olayını hiçbir zaman açıklamadılar (sadece oyunlardan biliyoruz)

www.turkcepokemon.com burdan türkçe izlenebilir.

Pokemon hiçbir zaman bitmedi +1

Dünyanın en büyük markalarından biri ekonomik güç olarak. Pokemon asıl olarak oyun serisi, animesi oyunynu takip ediyor. Sizin bildiğiniz Charizard, squirtle vs 1. nesil pokemonlardı, 1996da çıkan. En son geçen sene 9. nesil pokemon çıktı. Şu an 1000'den fazla pokemon var. Tabii ki animesi de bu sürede bifiil devam etti. Ash emekli oldu vs

Dünyada milyonlarca insanın takıntı derecesinde takipçisi olduğu, muhtemelen milyarlarca insanın bir şekilde etkileşim içinde olduğu bir meta Pokemon; bitmesini düşünmek için sebebiniz neydi :d

Şuna bakıp eski seriyi kapatabilirsiniz.
www.youtube.com
Yenisi başladı şimdi bambaşka karakterlerle. Şaşırtıcı şekilde daha iyi diyorlar. Özeti izleyip direkt yeni seriye girin bence

spiderman batman gibi şeyler de karikatür kitap vs olarak devam ediyor ama o ilk çizgi dizler gibi değil. başka hikayeler var. ilk sezondaki hikaye 25 yıl sürmemiş anladığım kadarıyla. digimon mesela geldi bitti.

bir de pokemon yasaklandı sonra sanki geri geldi çünkü ben yeni sezon müziklerini hatırlıyorum. başka yerde setretmedim

marketlerin25 kr olan poşetlerini her markete gittiğimde alıyorum. çöp oşeti olarak onları kullanıyorum. ama çoğu market altlarını özellikle deliyor. bir kaç kat iç içe koyup kullanıyorum. rulo şeklindeki koroplast vs poşetlerden almıyorum.

piyasada satılan çöp torbaları çok sağlam olmadığı için battal boy büyük siyah kalın poşetlerden alıyorum. bu poşetleri ayrıca kedi kumunu da boşaltmak için kullandığım oluyor.

@exlibris+1
Ben delinmişine denk gelmedim ama. Ek olarak pazar poşetlerini de kullanıyorum.

trendyolda kilo ile satılan poşetlerden alıyorum. incesi var kalını var okuyup almak lazım. çoğu poşet manav reyonundakilerden özellliklekalın olanlarını arat.
yakınlarda varsa bazı dükkanlar plastik kağıt tabak gibi şeyler satıyoronlardada böyle poşetler bulunuyor.
mesela manav poşeti gibi olanların küçük boylarını kedinin kumu için günlük kullanıyorum.
manav poşeti orta boyunu çoğu zaman artan yemekleri tabakla içine koyuyorum vs

Koroplast ya da cook fark etmiyor, büzgülü olması lazım ki hem ben hem kapıcı hem de çöp toplayanlar için pratik olsun. Kokulu olanı bulursam tercih ediyorum. Çöp kutuma göre boy seçiyorum, çok çöp çıkmıyorsa evde beklemesin diye orta boy kullanmak mantıklı.

akmaz kokmaz, acaip sağlam bi poşet.

www.yakutsanambalaj.com.tr

Klima 7/24 açık kalamaz ki ama. Günde 1-2 saat bile kapalı kalsa halı nem çekecek ve gittikçe ağırlaşan şekilde kokacak.

Adana, Mersin, Antalya gibi illerde her sene millet boşuna komple kilime geçmiyor. Ben önermem.

Ancak halı çok eski tip ve uzun tüylü bir şey değilse bir nebze denenebilir. Bu arada altı kaymayan tipte malzemeden kilimler var mutlaka görürsünüz onları deneyebilirsiniz.

Onlineyedekparca.com a bakarak filtre vs parçalar için WhatsApp üstünden bilgi alırsanız daha iyi olur.

Liqui moly fiyatının neredeyse yarısına (dexos2) Shell helix 5/30 aldım geçenlerde.
Balatalar fren esnasında ses yapmaya başladığında değişim lazım.
Yine de bir ustaya balataları gösterin.
Zamanında kendim araştırmama göre kullanıcı yorumlarında övülen hi-Q marka aldım j ksaastra için.
Aracın orjinal balatası gibi ani frenlerde abs etkisini maalesef bu markada hissedemedim.
Sanayide bir ustaya sorduğumda bu durumu, balatanın kendi imalatından kaynaklı olarak ani fren esnasında disklere tutunmada gecikme olmasından dolayı abslerin devreye girmesi de gecikiyor demişti.

Hava ve polen filtreleri çok temizse onları bir yıl daha aynı şekilde kullandığım olmuştur.

hi-Q yeni balata mı aldınız. Eskisi tamir olmuyor mu.

şanzıman yağını da her bakımda değştirmek gerekiyor mu?

filtre olarak da şunları alacağım nasıl sizce
www.n11.com


alerim olmadığı için anti alerjik değil karbonlu alacağım:

İçerik;Hava+Yağ+Yakıt+Karbonlu Polen

Balataların tekratyenilendiği veya tamir olduğunu hiç duymadım.
Zaten zamanla sürtünmeyle aşınan bir şey.
Şanzıman yağı bu hiç değiştirmedim ve nadiren değiştilen bir yağ.
Vites geçişlerinde yapa bağlı olarak zorlanma sorun varsa düşünülebilir belki.

Filtreleri kendimiz değil de araç doğrudan kullandığı için faydası, performansı konusunda pek bir şey diyemeyeceğim. ama bu marka, bosch a göre biraz daha kaliteli olmali ki fiyatları da biraz Bosch a göre yüksek oluyor.
Ben de almıştım bir ara.

Tavsiyem araç modelinize uygun face gruplarında biraz takılmanız.
Tecrübeli kullanıcılar tarafından sorulan sorulara doyurucu bilgi aktarımları oluyor.

İşe yarar ama tekniğe çok önem vermek ve belirli periyodda bir üst dirence geçmek gerekir.

Şunu tavsiye ederim. Ama yine de başlangıç seviyesindeysen domyos'un falan daha az kiloda bantlarıyla başlaman gerekir.

Kapasite üstü dirençle asla tekniği tutturamazsın. Faydasız bir hamallık olur.

www.amazon.de

Ise yarıyor mu derken yani sonuçta itmeye ya da cekmeye çalıştığın zaman bir direnç gösteriyor haliyle kas gelişimi oluyor. Ha hayatımda bunu kullanıp güçlü olan ya da süper kondisyonlu falan insana denk gelmedim. Zamanın ya da yerin yoksa ve evde yapacaksan iyidir onun dışında tabiki barbel, kb, db gibi şeyleri kullanan kişilere oranla aynı seviyeye gelemez.

Bu arada büyümek ve güçlenmek o kadar kolay değil zaten amacınız o olsaydı bile.

Neyse kısacası tabiki işe yarıyor da bende yaramaz misal çünkü o seviyeleri geçtim. Ama kişi bugün evde otururken yarın direnç bantlari ile spora baslarsa tabiki ciddi etkisi olur. Peki 5 sene bunu yapabilecek mi? Ben görmedim. Ama 12 senedir barbell kaldırıyorum.

ben de 5 yıldır filan evde yapıyorum sadece. genelde vücut ağırlığı. calisthenics yani.

daha çok zıplamalı burpee vs gibi crosfite yakın şeyler. 10ar kg dumbbel de var. arada onu da yapıyorum. Ama mesela kolla kaldırabildiğim ağırlığın artmasını çok sağlayamadım böyle. O ağırlığı daha uzun süre taşıyabiliyorum ama daha fazlası için kas kütlem belki yeterli değil.
kettlebel barbell gibi şeylere mi geçsem daha iyi olur yoksa sıradan bir direnç bandı aşağıdaki gibi iş görür mü


www.decathlon.com.tr

şu an mesela 10 kg biceps curl zorlanarak yapıyorum 4-5 set. yani daha çok dayanıklılık arttırmaya çalıştım da kaldırabildiğim gücü de arttırmak istiyorum. belki yanlış egzersizler yaptım

Açıkçası biceps triceps gibi kaslara ronnie degilseniz acayip bir ağırlığa ihtiyaç yok. Benim hayatimda yaptığım en ağır curl olsun 15 kg db ile.

Biceps curlde güçlü olsaniz da bunun bir önemi yok yani. Önemli olan büyük hareketlerde güçlü olmak.

Bicepste yüksek kg ile yaparsaniz tennis elbow olma olasiligi da var. O yüzden ben şahsen bices/triceps 12/20 tekrar arası tutarim, ufak tekrar ağır şeyleri bu tarz kaslarda yapmam.

Programinizi yazarsaniz daha iyi anlaşılır ama bicepsim guclenmedinin kaniti 10 kg bicepsi zor yapıyorum değil.

Neyse daha ağır biceps curl içinse amaç tabi alın da bu kadar önemli değil yani. Ayarlanabilir db en ideal çözüm aslında.

@logisticsmanager +++

Aslında direnç bantlarıyla -salon geçmişin tecruben de varsa- muhteşem varyasyonlar yapabiliyorsun evde, ben çok faydasını gördüm ama asla tavsiye etmem.

5-15-25-35 kg 4 tanesini 3-4 yıl boyunca kullandım. Önce 5 kg lık koptu -sorun degil- 25 kg lık, yerde oturur vaziyette barfiks demirine bağlayıp tek kolla kendime çekip kanat çalışırken şlap diye kafama carparak koptu.

Ve ben bu bantları çok düzgün kullandım hatta entry lerim de var.

İşin daha kötü yani 25 kg lık kopmadan önce hiçbir belirti göstermedi (ne leke, ne aşınma) ki antremana başlamadan önce hep kontrol ederim.

Şimdi 35-45 kg lık ile yardımli barfiks çektiğini düşün ve bir anda koptu.. olusacak sakatlıkları hayal et. Ben rotator cuff imi seviyorum arkadaş.. Ya da kendine doğru çekerken 25 kg lık gözüne gelse..

Bu kopmayla ve riskleriyle ilgili bir entry de yazicaktim zaten iyi oldu :)

youtu.be

hocam kullandıktan sonra odamda güneş vuran bir yere koyuyorum ıslak kalmasın diye, plastik kabı var kuruyunca çekmeceye atıyorum

Bu kadar obsesyona gerek var mı?

Benimki banyo evyesi üzerindeki bardakta duruyor. Açıkta.

35 yildir acikta duruyor henuz dis fircasindan mikrop kapip hasta olmadim dolayisiyla devam

gayet basit, diş fırçası kutusunda tutuyorum. insan o kadar hassas bir canlı olsa bu yaşa gelemezdik

kutusu var alın bi tane

bu kadar ince düşünmeye gerek yok bence. yıllardır banyoda duruyor. ama fırçanın ucunu kapatan plastik kap kullanıyorum.

Hocam ben daha bu yuzden hastalik vs yasayan gormedim de duymadim da. Abarti. Lavabo kenarinda dursun bi sey olmaz.

Böyle aşırı düşüncelere gerek yok.
Yeter derecede mikropta lazım "sağlık için"

Burada gayet güzel test ediliyor
www.youtube.com

Ama iş buna gelene kadar sifonu çektiğinizde soluduğunuz hava daha çok bakteri almanıza sebep olabilir ya da banyo yaparken kafanızdan aşağı akan su, burun ve ağzınıza girmesi.

merdiven parmaklıkları, size sipariş getiren kuryenin en son eliyle ne yaptığı gibi bir çok spesifik senaryo da var :D

o yüzden çok takılmayın. o bakterilere de vücudun ihtiyacı var

bi milyoncuda kapaklı diş fırçası kapları var onlardan al

Yatak odamda benim. Hem elektrikli olan hem de normal. Bir kere koydum ve yatak odasından bir daha başka yere koymadım. Aşırı hijyen düşündüğümden değil.

Diş fırçası kapağı kutusu falan sakıncalı. Fırçanın kurumasını engeller onlar. Fırça hep ıslak kalırsa bakteri ürer fırçada.

İddiaları bilmeden kimse cevap veremez ki

Evden çalışırken çamaşır yıkadın da bunu mu farkettiler?
İş yerinde iş bilgisayarından porno mu seyrettin?
İşe gelmiş gibi kart basıp dışarıda kişisel işlerini mi yaptın?

İddiaları da yazarsan insanlar fikir belirtebilir

Evet üstteki arkadaşa katılıyorum çok yüzeysel bir soru olmuş hiçbirşey anlaşılmıyor.
Ama iddialara tek tek cevap verseydiniz keşke. Sonuçta birşeylerden rahatsız olmuşlar performansınızla alakalı direk dümdüz reddetmektense detaylı cevap vermek daha etkili olabilirdi.
Olayın içinde birebir siz olduğunuzdan siz daha iyi bilirsiniz ama süreci uzatmak aleyhinize sonuçlanabilir. Bence bundan sonrasında nasıl toparlayabileceğinizi düşünün ya da iş aramaya başlayın eğer çok içerlediyseniz durumu.

İstenmediğin yerde durulmaz, %10 maaş zammı zaten küfretmekle eşdeğer olmuş. Haklı olup olmadığın tam anlaşılmıyor ama önemi yok, yeni iş bakıp verin tazminatımı çıkarın demek en mantıklısı.

Bir kere insanın canını sıktıklarında çalışacağın varsa da içinden gelerek çalışamazsın.

Kovarsak tazminat ödemeyelim/işe iade davasında kaybetmeyelim diye şimdiden kanıt topluyorlar muhtemelen. İşin hukuki yönünü bilmiyorum, iddialara cevap vermeden reddetmek direkt kabul etmek anlamına gelmese de onların elini güçlendirebilir.

%10 zam - seni istemiyoruz, git demektir.

İş bulun ve konuşarak tazminatınızı alıp, çıkın. Bu saatten sonra uğraşırsanız, canınız sıkılır. Bir de işten çıkış olarak sisteme negatif bir kod girerlerse ileride sorun olabilir.


.

Haha. Şunları sormanız gerekiyordu.

Performans ölçmek için kullandığınız bir sistem var mı?

Neleri ölçtünüz?

Savunma istemeden önce bana bildirim yaptınız mı?

Bildirim yaptıysanız durumun değişip değişmediğini görmeniz için ne kadar süre beklediniz?

Cevabın çok kötü.

işleri geç bitirme için yazıyorum. işi aldığınızda eğer adam/gün üzerinden bir proje bitiş tarihiniz varsa ve buna uymadıysanız ellerinde done vardır iddia dışında. eksik de projeden sonra açılan ek geliştirme maddeleri /ticket vs buradan takip edilebilir.
haklı fesih olmaz da istifa sonrası işe iade davası olabilir ama çok umut vermediniz bana. bu konuda rahat olsanız iddiaları tek tek kolaylıkla savabilirdiniz.

Isveren sizinle calismak istemiyorsa, ne olursa olsun bir yolunu bulup sizi gonderecektir.
Kanitlayamayacaklari seyleri yazacak kadar amatorce hareket etmezler saniyorum. Yazilanlara tek tek kanitlariyla cevap vermeniz gerekiyordu. Hatta "bana su konuda yeterince destek verilmedi" vs. gibi cumle oyunlariyla isleri kendi lehinize dahi cevirebilme ihtimaliniz dahi olabilirdi.

Ben olsam yoneticiye gider acikca, hic savunma pozisyonuna girmeden nerelerde eksiklik oldugunu ogrenmeye calisirdim. Hatta acik acik benimle calismak isteyip istemediklerini sorardim. Hatta pazarlik bile yapabilirdim.

Yalniz bu konular biraz spesifik tecrube ister. Savunmada iddialar asilsizdir, redediyorum yazdiginiz'dan aldigim izlenime gore sizde bu tecrube henuz yok. Bence ya bir avukatla calisin, o cevap versin sizin yerinize ya da hemen baska bir is bakin.

@thetrue +1

Evet tecrübem yok. İddiaları redederek mahkme süreci olursa orda reddettiğimi gösteririm diye belirtmek istedim. Tek tek cevap verip istediklerini yapmak istemedim. kanıtlamayacakları çok şey yazıyordu da. Bazılarını blki kanıtlayabilirler . savunma istemeden öcne bildirim yapıldı vs ve beklediler de. %10 zamma dayanıp haklı fesih yapılır mı. yasaya ayrkırı bir durum var mı.

ben bunu karsi taraf savasa hazirlaniyor seklinde yorumlarim, muhimmat stogu yapmaya baslarim. hemen git bir avukatla konus, gardini al. Sepet havasi calarlarsa mevzilerin hazir olsun, ki calacaklar gibi duruyor. Bir yandan da kendine bir is bak bence.

aylar geçti ve çok umursamadım ve çıkardılar haklarımı vermeyi teklif edip. ben daha fazlasını istedim haklarımdan. göreceğiz ne olacak mahkemede :)

Arabulucuya gidin. Neden savunma vermediniz ki? Ben bir avukat arkadaşın dediğini yazmıştım ama şu an hatırlamıyorum.

savunma verdim iddiaları reddederek ama mutlu değildim. düzgün iş yoktu bana göre. savunma verdiğim. uyarı verdiler. sonra aynı şeyler devam edince, 2. kez savunma istediler ve sonra çıkardılar işte.
arabulucu için 30 gün vakit var. daha pazarlık yapacağız haftaya :) 8 maaş istedim.

Tazyik gücüne ihtiyacınız varsa musluğun ağzına takılan başlıklardan alın onlar mis gibi tazyikli su veriyor hem de böyle döner başlıklı

Soyunup mu yıkayacaksın? üstün başın batar, ıslanır sıçradıkça.

Çömerek yıkayacaksan dizler iptal olur :)

Mutfaktaki lavaboda yıkamak için tüm imkanlarımı zorlarım, gerekirse bi bulaşık leğeni alır, onda sabunlar, lavabonun içinde de akan suyun altında durularım. Duşta yıkayacaksam da yine bi leğenin içinde yıkarım, yemek yediğim şeyin duş zeminine değmesini istemem.
Ayrıca mirket +1

yıkıyorum özellikle buzdolabının parçalarını küveti temizleyip altına yani değecek bir yer varsa çarşaf serip parçaları üzerine koyup fırçalayıp duruluyorum. mutfak tezgahında bunu yapmak işkence zaten hem sığmıyor musluk altına hemde akıyor sürekli yere parçalar çok büyük olduğu için.

ps. normal tabak çanak yıkamak küvette biraz mantıksız geldi bana sıçrar duvarlara yağlar

hocam bence sen yutubdan bulaşık nasıl yıkanır videolarına bak, çünkü tekniği bilmiyorsun o yüzden zorlanıyorsun

yıkamak için küçük bi bulaşık leğeni ve küçük bir lavabo yeter, elin alıştıkça etrafa hiç sıçratmazsın, bulaşık leğende yıkanır lavaboda durulanır

youtu.be

zahmetli olmasin diye bulasiklari banyoya tasimak sonra geri mutfaga tasimak??? cevap hayir.

Verebilir de yarın özel hastane açık. Direkt verir.

götürür, snapdragon 732g işlemci gayet düzgün stabil bir işlemci

senin beklentin ve kullanımına göre daha fazlasına ihtiyacın 11 ya da 12pro vs almana gerek yok, redmi note 10 pro bile fazlasıyla yeterli

Yeterli.

redmi note 10 pro eski bir cihaz. fiyatına daha iyi cihazlar alınabilir. benim tercihim samsung a34'ten yana olurdu. xioami cephesinde 10k civarına a34 düzeyinde bir telefon yok.

illa xioami olsun derseniz redmi note 11 pro+ 5g'ye bakabilirsiniz, redmi note 12 pro'dan daha iyidir, dimensity 920 soc kullanıyor:
www.mi.com

xiaomi'nin ayrıca poco serisi de var. poco f4'e de bakabilirsiniz, güçlü snapdragon 870 soc kullanıyor:
www.trendyol.com

kurumsal bir yerden almanız daha iyi olur, kaçak telefon problemi yaşamazsınız. redmi note 12 pro 5g var mesela ithalatçı garantili, fiyatına göre iyi bir cihaz ama yorumlar şebeke çekmemesi, nfc çalışmaması, klon imei, replika şarj cihazı şikayetleriyle dolu.

note 10 ve 12 eski gerçekten. poco x5 şu nasıl sizce 11800 www.ciceksepeti.com

poco x5 5g de güzel cihazdır, sadece soc yani işlemci biraz orta skalanın altında kalıyor ama kötü de değil yine de, snapdragon 695 birkaç yıl götürür.

alternatif olarak huawei'in alt markası honor x9a'yı da düşünebilirsiniz, aynı işlemci, benzer özellikler, 10k civarı fiyatı var:
www.hihonor.com
www.epey.com

kucuk telefon sevıyorsanız kavisli ekranı olan 13 lite öneririm.
şarj süper telefon hafif ince ve klas
oyun vs ilginiz yoksa çok tatmin eder.
alalı 1 sene olacak memnun kalmadığım yanı olmadı.

Akü açısından sıkıntısı, marş için harcadığı enerjiyi, 2 dakikada geri kazanamaması ve şarj seviyesinin daha düşük kalması.
Arka arkaya sürekli yaparsanız bir yerden sonra şarj çok azalacağı için araba çalışmayacaktır.

Arada bir 10-15 dakika civarında bir kere çalışsa iyi durumdaki bir akü kendini toparlar.

O yüzden başlıktaki sorunun cevabı, evet kullanıyorum. 10 kere arka arkaya kapat aç yapacak olsam, bir 10 dakika çalıştırır öyle stop ederim.

Yağ pompası sürekli arıza çıkarıyordu. Servisteki yetkili, aracı kısa mesafede kullandığım için oluyor demişti. Binince en az 30-40 km yol yapmak gerekiyormuş.

2019 üzeri Ford grubu.

surekli degil ama gerekirse kullanirim. umrumda da degil arabanin 10 yil yerine 8 yilda ariza vermesi. istedigim zaman kullanmayacaksam zaten o kadar para verip araba almazdim.

yalniz sogukta ilk calistirdigimda devri yukseltmeden bi 30 saniye falan bekliyorum. turbo biraz gec devreye giriyor sanirim. yoksa arabadan degisik bir ses geliyor surerken.

tembelliğimin zirve yaptığı zamanlarda yürüme 5 dk mesafedeki metro istasyonuna arabayla gidip akşamları geliyordum. 1 dk süren bir yolculuktu. bunu çok yaptıktan sonra motor arasızası verdi. servise gittim "abi kısa mesafe mi kullandın çok" dedi. katalizatörde partikül birikmiş, durduk yere masraf çıkmıştı.

yıllardır kısa mesafe kullanıyorum, şimdiye kadar bir sorun çıkarmadı (toyota corolla efsane kasa)

Evet kısa mesafe için kullanıyorum. Gidiş geliş ortalama 3 km yol.
Sorun olmadı. yaklaşık 7 yıldır da aynı akü.
Aracın kullanımının yanı sıra akünün türü ve güç değerli burada önemli olmalı.

çizgilerin yeri sabit mi yoksa değişiyor mu?
Sabitse iyi ihtimal kablo temazsızlığı kötü ihtimal ekran hasarı.
Sabit değilse çizgiler bazen var bazen yoksa yazılımsal. Soft reset/ Hard reset atın.

Servis ile atılan topa blok ya da smaç vurmak kural dışı hareket.

smaç değil aslında. soru içinde de belirttim. zıplamadan tek elle vurmak. ve kuralın yazılı olduğu yer lazım. kavramları daha bilmediğimden kaynak bulamıyorum

voleybol kuralları madde 14 "blok" kavramını tanımlıyor.

14.1'de diyor ki: "blok, fileye yakın olan oyuncuların rakipten gelen topu durdurmak için file üst kenar seviyesinden daha yükseğe uzanarak yaptıkları hareket olup blokçunun topla temas ettiği yüksekliğin önemi yoktur. sadece ön hat oyuncularının bloğu tamamlamasına izin verilir, ancak topla temas edildiği anda vücudun herhangi bir kısmının file üst kenar seviyesinin üzerinde olması gerekir."

yani zıplamakla, tek el veya çift el kullanmakla ilgili bir şey yok. ister zıpla, ister zıplama, ister tek el, ister çift el vur. elin kolun filenin üst kenarının yukarısında ise o müdahaleye blok deniyor. ("topa müdahale edilen yüksekliğin önemi yok, vücudun bir kısmını filenin üstünde olması gerekir" demiş ama bu nasıl olabilir benim aklım almadı. tek elin file üzerindeyken topa filenin altındaki diğer elinle veya ayağınla vurursan o da blok sayılıyor ama gözümde canlanmadı, dhalsim gibi kolunun birini yukarı, birini geriye falan mı uzatıyor anlamadım. her neyse bu kafanı karıştırmasın).

14.5 maddesinde de diyor ki servise blok yapmak yasaktır.

yani servisten gelen topu filenin üst hizasında herhangi bir şekilde kesersen (daha doğrusu elin kolun fileden yukarıdayken herhangi bir şekilde kesersen) buna blok deniyor ve serviste bunu yapmak kural dışı hareket.

file üst kenar hizasından aşağıya indikten sonra yapılan müdahale artık savunma oluyor zaten. ister tek elle vur, ister manşet vur, ister çift el vur, ister zıpla, ister yere yat.

kurallar şurada yazıyor:

www.tvf.org.tr

Aynı dosyaya 2. avukat vekalet eklerse zaten haberi olur ama başka davalar için vs verdiysen haberi olmaz

notere giderken vekalet verirken avukatın tcsini veriyorduk diye hatırlıyorum. dava bazlı vermedim sanırım ben. öyle bir şey var mı.

bir de zaten bu 2. avukatın bakmasını istediğim şey dava değil, dava açılması reddedilen soruşturma

Dava bazlı verme yok vekalette tc verirsin olur biter. İstersen 5 avukata ver vekalet, birbirlerinden haberi olmaz olsa da sorun olmaz vekâleti dosyaya sunmadığı sürece.

Öcalanın aynı davada kaç tane avukatı bar. Demek ki oluyor

1. de tarih yok ve aynı gün imzaladığınızı ispat edemiyorsanız geçerlidir diye biliyorum.
mahkeme masraflarını vs de kaybeden taraf öder.

Taahhütnamenin kiracının serbest rızası ile atılmış olması gerekiyor. Kontrat ile aynıbeya daha eski bir tarihte alınmış olan taahhütnameler serbest rızayı kanıtlayamıyor. Kontrat için şart koşulmuş gibi kabul ediliyor. Haliyle taahhütname bu 2 durumda (Senin 1. ve 2. senaryon) geçersiz oluyor.

Kontratın düzenlendiği tarihten sonraki herhangi bir gün düzenlenmiş taahhütname ise kiracının serbest iradesi ile imzalanmış kabul ediliyor. Ertesi gününden itibaren. (3. senaryon) Haliyle taahhütnamede belirtilen tarihte konutun tahliye edilmesi gerekiyor.

Taahhütnamenin düzenlenme tarihi ve imzaları geçerliyse tahliye tarihi boş bırakılmış daha sonradan doldurulmuş olsa bile kiracının bu tarihte konutu tahliye etmesi gerekiyor. (Örnek davalar bu yönde)

Ancak detaylardan biri, Eğer yapılan kira sözleşmesi bir önceki sözleşmeyi yenilemek adına yapılıyorsa ve bu yeni sözleşme ile beraber yeni sözleşme ile aynı gün taahhütname de düzenleniyorsa o taahhütname geçerli sayılıyor.
(Örnek: 2 yıldır aynı evde kiradasın ve ev sahibi yeni sözleşme yapmak istiyor ve yeni sözleşme ile beraber taahhütname de hazırlıyor.) (örnek bir dava: www.erkolhukuk.com)

3. geçerli evliysen eşinde imza atması gerekiyor.

Sıkma yapmıyor ama normal dönüyorsa motorunda problem yok demek ki. Ben tahminimi anakart arızasından yana kullanıyorum. Bende de arçelik’in kurutmalı bir modeli var, benzer bir problem yaşamıştık, programlar ilerlemiyor, bazen su almıyor, boşaltma yapmayıp öylece kalıyor gibi birçok problem oldu arka arkaya. Anakartı ve ön paneli (dokunmatik) değişince düzeldi.

Google’da servis moduna alıp hata kodu öğrenme nasıl yapılıyor bir araştırın, belki ekranında gösterir kodunu.

eğer makinanız kontrol ünitesine sahipse muhtemelen anakarta problem vardır, elinizden geliyorsa tedbir alarak söküp bakın,
soğuk lehim vb yapmış olabilir, farklı bir anakart bulup değişimde yapabilirsiniz.

sorun rezistans gibi ama yerini bulamıyorum bir türlü. arkayı açtım yok. önde midir

Ortaya karisik bir soru olmus, ben de ortaya karisik bir cevap yazicam.

Ben bir demet tiyatro'yu cocukken izliyordum. Yetiskinligimde komik gelmiyordu.

Cok guzel hareketlere eski kadronun girmemesi iyi olmus, cunku cok guzel hareketler 1 bayagi iyi (butun skecler degil tabii ki ama oguzhan, ibrahim, eser'in yazdigi skecler, zeynep'in skecleri falan cok iyi). Artik yeni bir kadro, yeni bir nesil gerekiyormus demek ki.

1'in sonuna dogru da skeçler kotulesmeye basladi, sonradan eser "tukenmistik artik" diyecekti. Normal bence, 100 kusur bolum cekmislerdi zaten.

Bana gore bir daha hicbir sey cgh 1'in yanindan gecemedi. Ali sunal'in yaptigi cok kotuydu. Cgh 2 de kotuydu. Demek ki cgh 1'deki ekip şansa bir araya geldigi icin ortaya boyle bir iş cikabildi.

Aslında yıllardır var olan meddah kültürünün modernize edilmiş hali değil mi?

Levent kırca skeçleriyle başladı sonra yılmaz aldı sazı eline ve bu şekilde ortaya çıkmış oldu.

Çgh 1 kaliteliydi evet kabul ediyorum ama bence o kadar iyi olmasının sebebi o zamanlarda o tarz işlerin olmamasıydı. çünkü 2 de yazılan metinler çoğu zaman 1 den daha iyi ama artık bu tarz şeyler çok olduğu için ön plana çıkamıyor.

Mesela yeteneksizsiniz yarışmasının ilk bölümüyle son bölümünü hatırla? artık birisi ağzıyla kuş tutsa ee kaç kere gördük diyoruz.

Çgh 2 nin 1 in gölgesinde kalmaının en önemli sebeplerinden birisi budur.

Oyuncuların değerlendirilmeme kısmı da bence şansla alakalı değil. Özellikle türkiyede hiçbir şey şans değil.

Eser nasıl meşhur olduysa diğerleri de o sebepten meşhur olamadı.

bdt'deki oyuncular tiyatro sanatçılarıydı çoğunluğu. hatta sağlam oyuncular da vardı. o zaman tv çok yaygın olmadığından böyle bir iş yapmışlar. görünür olma imkanı azdı o zamanlar. şimdi her hafta bir bölüm çekiyor çgh. demet akbağ, rahmetli erdal tosun, olgun şimşek, settar tanrıöğen, engin günaydın gibi büyük oyuncuları öyle her hafta televizyona çıkaramazsın. kendileri çıkmaz ilk önce.

bkm bir tiyatro-kültür merkezi. doğal olarak buradan tvye geçen çok oyuncu var ve iyi oyuncular da var.

çghb bkm mutfak projesi. bkm mutfak da bkm'deki yılmaz erdoğan falan gibi esas ustalardan eğitim alan daha işin başlarında olan ama yetenekli kişilerden oluşuyor. haftalık skeç şovu meşhur isimlere yaptırmak için çok uygun bir konsept değil zaten böylesi daha uygun. dünyada da bu tarz işler yıldızlarla yapılmaz ama kendi yıldızlarını yaratır ya da haftalık farklı farklı yıldızlar kullanırlar (her hafta aynı isimle devam edilmez). burada da bazen ünlü konuk oyuncular olmuş olması lazım.

aslında oyunculardan burada kendini gösterdikten sonra yükselen epey isim oldu yani yukarda dediğim gibi kendi yıldızlarını yarattı. ersin korkut baya filmde oynadı ve oynuyor da sanırım. eser yenenler, oğuzhan koç, ibrahim büyükak üçlüsü kendi şovlarını yaptı. oğuzhan müzikte ilerledi baya, ibrahim gişede sevilen filmler yazıyor ve oynuyor hala. büşra pekin de baya filmlerde dizilerde başrol oynadı, bülent emrah parlak da öyle ama biraz siyasi olarak sivrildiği için o tarz işlerde oynuyor genelde, aslında metin yıldız baya yükselmişti dizilerde oynuyordu ama sonra karısına şiddet uyguladığı haberleri çıktı falan öyle çekilde piyasadan. magazinsel olarak pelin öztekin de gündeme geliyor ara sıra. murat eken ve şahin ırmak biraz beklentilerin altında kaldı denebilir baya sevilmelerine karşın sinema ve tv'de fazla iş yapmadılar ama onlar dışında sevilen tüm isimler bir şekilde parladı sanırım.

1 bitirip 2'ye geçmek de çok doğru ifade değil bence çghb bitmişti esasında. çünkü çok çekildi yukarda arkadaşlar da yazmış her hafta her hafta aylar yıllarca skeçler yazmak kolay değil. aradan yıllar geçti (8 yıl geçmiş) ve çghb artık güzel bir nostalji olunca neden tekrar yapmıyoruz dendi. eski kadrosuyla artık olamayacağı için (yukarda yazdığım gibi birçoğu kendi yoluna gitti farklı projelere girdi) yeni kadrosuyla yapıp yeni yıldızlarını yaratmayı düşündü muhtemelen. ben izlemedim şahsen ama pek başarılı olmadı diye biliyorum. ilki türkiye toplumunda ciddi iz bırakmış bir iştir ama.

Bir demet tiyatro, tiyatroydu, usta işiydi. Çghb adı üstünde mutfak, yetenekleri olanların öne çıktığı. Çok da ünlüsünü çıkarttı, bazısı özel hayatı sebebiyle geri kaldı. Ali sunal'ın yaptığına 2 dakikadan fazla dayanamadım, güldür güldür korkunç bence, oyunculuk da skeçler de. Çghb 2 de sevemedim. Eskileri izlemek en iyisi bu durumda =)

sans isi diye bir sey yok.
cok calismak var. büyük disiplin ve fedekarlik var. inanmak var.
kizlar, cumhuriyetin 100. yilinda ülkeleri icin bir sey yapmak istediler. kendilerine dil uzatip rakip ülkelerin milli takimlarini destekleyen omurgasizlarin hainlikleri de onlari kamciladi. Finale gelene kadar da Türkiye cok güclü rkakiplerle karsilasti mesela ama Sirbistan bu sefer kendinden daha zayif rakiplerle oynayarak finale geldi.

vargas.

bizim ekol dediğimiz ülkelere kıyasla hep bu game changer dediğimiz oyuncu eksikliğimiz vardı. yani sallıyorum egonu'yu, boskovic'i, gabi'yi çıkar takımdan geri kalan oyuncuların bir farkı yoktu seviye olarak. bunu vargas'la kapatınca hatta bana kalırsa öne geçince şampiyonluk da geldi.

önce milletler ligi denilen vnl'de şampiyon olduk. bu yeni bir turnuva son bir kaç yıldır yapılıyor ve açıkçası çok önemsenmiyor bazı oyuncular katılmıyor bile. ardından yani dün cev avrupa şampiyonasını kazandık. ikisi farklı turnuva. milletler ligi tıpkı futboldaki milletler ligi gibi neredeyse kimsenin takmadığı bir turnuva. çok bir prestiji yok. görece daha önemli olan avrupa şampiyonası, dünya şampiyonası ve olimpiyatlar.

melisa vargas öncesinde de uzun süren guidetti dönemi de dahil son 15-20 yılda kadın voleybol takımımız çeyrek final yarı final ve final oynayabilmişti zaten. ama bir türlü altın kazanamamıştık. kadın voleybolunda türkiye sultanlar ligi dünyanın en iyi ligi şuanda. son 20 yılda voleybol gerek fizikş altyapı gerekse oyuncu yetiştirme ve diğer tüm yapılan yatırımlarla bu başarı adım adım sağlandı. vakıfbank zaten voleybolda dünyanın tartışmasız en iyi takımı sayısız başarı ve şampiyonluğu var.
dolayısıyla voleybolda zaten önemli belirli bir seviyenin üzerinde türkiye hem milli takım olarak hem de lig takımları olarak.

yeni koç santerelli ve vargas'ın takıma etkisi kesinlikle yadsınamaz. dün 5 setlik final maçında toplam 65 sayı üzerinden oynandı maç ve bu 65 sayının 41 tanesi sadece melisa vargas'dan geldi. düşünün tek başına 41 sayı üretti. neredeyse aldığımız 3 setin 2'sini tek başına kazandırdı. bu olağanüstü bir şey. ek olarak eski koç guidetti vargas'ı hiç düşünmezken yeni koç santerelli geldiğinden beri vargas üzerinden oyunu çizdi hep. ve son iki şampiyonlukta da bunun meyvesini aldı.

ebrar ise dün 5 set oynadığı maçta malesef sadece 11 sayı üretebildi. aslında oynadığı pozisyon gereği bu çok düşük bir performans. ilk sette de çok basit top karşılama hataları yaptı ve çok sayı yedik malesef. yani ebrar'ın total verimlilik puanı 5-6 anca olmuştur dünkü 5 setlik maçta. bu seviye için iyi bir final performansı değil bu.

voleybol sonuç olarak bir takım sporu. bireysel değil. elbette her oyuncunun katkısı var şüphesiz ancak melisa vargas'ın müstakil katkısı çok çok ekstra bunu kimse inkar edemez. eski koçumuz guidetti (şimdinin sırbistan koçu) bile maç sonu verdiği röportajda her şeyi denedik ama vargas'ı durduramadık dedi. yıllardır turnuvalarda 2.-3.-4. olduk ama tam bir winner oyuncumuz olmadığı için bir adım öteye geçememiştik. vargas bu winner eksikliğimize adeta ilaç geldi. kendisi de kendisini ve potansiyelini buldu aslında. takım olarak enerji uyumu da çok yüksek tabi. özge, eda, hande... onlarda ekstra iyiydi dün akşam.

Kadınlar voleybolunun en iyi ülkesiyiz şu anda, ama erkeklerde o kadar da başarılı değiliz maalesef.

Ayrıca kadınlar voleybolunda sadece milli takımlar düzeyinde değil, kulüp düzeyinde de dünyanın en iyisiyiz. futboldaki şampiyonlar liginin voleyboldaki ekürisini her sene bir türk takımı kazanıyor, öyle düşün. hatta finali de 2 türk takımı oynuyor bazen.

ben bunu türk kız çocuklarının voleybola olan yüksek ilgisine ve türkiye'de voleybola ayrılan yüksek bütçeye bağlıyorum. büyük ihtimalle dünyanın en pahalı birinci veya ikinci voleybol ligidir türkiye kadınlar voleybol ligi. böyle olunca da dünyanın en iyi oyuncuları ya türkiye'ye ya da italya'ya gidiyor oynamak için. bu sayede de voleybol ekosistemimiz gelişiyor, oyuncularımız da gelişiyor.

Türkiye son 7 avrupa şampiyonasının 6'sında ve son 5'inde yarı final oynadı. Bu 10 yıldan fazla bir süreye denk. Yani senin takımın form durumu, jenerasyon falan demeden hep avrupanın zirvesine oynamış. Öncesinde 2003'le başlıyor tabii süreç, Neslihanlı jenerasyonun başlangıcı, filenin sultanları tabirinin ortaya çıkması vs. Yani 20 senedir federasyonundan kulüplere, sponsorundan teknik ekibe çok büyük emek var. Tabii ki oyuncularda da var onu saymıyorum bile.

Vargas evet çok büyük faktördü ama Vargas olmasa yine yarı final yapardık. Son aşamayı geçmemizi sağlayan faktör oldu. Onun Türk vatandaşı olmasında da Ali Koç'un baya büyük emeği var mesela. Yani baya kolektif bir çaba sonucu gerçekleşti bu şampiyonluklar.

VNL o kadar da küçümsenecek bir turnuva da değil. İtalya hariç hemen her takım as kadrosuyla geldi. Biz Vargas oynatmadan Gabili Brezilyayı yendik vs yani diğer ülkeler yedek kadroydu da biz full as oyuncularlaydık gibi bir durum yok

aslında kadınlar voleybolunda 2000 li yıllardan itibaren iyiyiz. o yıllarda özlem neslihan natalya hanikoğlu vs takımında yine avrupa liderliğine oynuyorduk ama o zaman polonya, italya, almanya vs daha iyiydi. ama biz de dişliydik. sonra yıllar içinde voleybol ata sporumuz gibi oldu. üstüste başarılar geldi. zaten avrupalı bir çok yıldız oyuncu bizim ligimizde oynuyorlar. onlar geliştikçe biz de geliştik. son alınan derecelerde malatyalı vargas'ın da payı büyük ama.

kısaca son 20 senedir aslında voleybolda çabalıyoruz. bir de seneye olimpiyat madalyasi takarsak süper olur.

Bizde de kedi var ve 7/24 açık ama az kaldı, 2 hafta sonra falan tamamen kapatırız gibi görünüyor.

gece nem çok olduğu için yatmadan önce açıyoruz yoksa uyutmuyor.

gündüz full açık ofiste, gece de evde tavan pervanesi açık

Konum : Mersin

7/24 26 dereceye Auto da ayarlı şekilde hala çalışıyor. 2-3 gün önce kapattık ve kapıları açıp öyle yatalım dedik, o gün sorun olmadı şansımıza nispeten serin bir geceymiş sonraki günler kan ter içinde uyandık ve klima devam dedik. tahminen eylül sonuna kadar da böyle gider.

nazilli 35 derece altına inmiyor, gece yatarken açıyorum sabaha kadar açık duruyor.

İsyerinde gunduz acik halen. İstanbul.

Türkiye'de vergilendirecekseniz ortalama yüzde 25 30 vergiye gider

Aynen öyle. Ben 3 ay çalışmadım özellikle kamuya geçmeden. İstifa etmeden önce promosyonu, primi aldım ve yıllık izin hakedişim olduğu gibi istifa ettim 14 günlük maaşı da aldım. 3 ay kafa dinledim.

geç emekli olmazsınız muhtemelen. çünkü emeklilik şartı sadece prim günü ile ilgili değil. çalışmaya çok geç başlamadıysanız ya da prim gün sayınızın 7 bini geçme tarihi emeklilik yaşınızı doldurduğunuz tarihten daha ileride değilse emekliliğiniz etkilemez. kredi çekmeyi de etkileyeceğini sanmıyorum. genel olarak en büyük dezavantajı 1 aylık gelirinizin gelmemesi.

Şimdi şöyle bir risk var; işsizlik maaşı almak için şartlardan biri son 120 gün kesintisiz sigortalı olmak. Bir gün bile boşluk olsa hak edişiniz yanar.

Böyle bir boşluk verecekseniz bunu göz önünde bulundurmanızı tavsiye edebilirim. bu tarz geçişlerde bir tanıdığıma kendimi sigorta yaptırırım böylece bu riski bertaraf etmiş olurum.

Eşin kamudadır mazeret tayini filan isterken son prim günlerine filan bakılır öyle durumlarda karşına çıkabilir

Özel sağlık sigortanız varsa, ömür boyu yenileme hakkı kazandıysanız ve yeni şirketiniz de sağlık sigortası yapacaksa, bu hakkı kaybedebilirsiniz. Yeni iş yeri ile konuşmak iyi olur.

veterinerden iç dış parazit için tablet alıyorum. 1 buçuk ay iç parazit için 3 ay dış parazit için yeterli oluyor. tam tersini de yazmış olabilirim sürelerin.

Nexgard spectra
Her ay veriyorum, dünyadaki en kapsamlı olan ilaç bu. Bir tane rakibi var galiba sadece.

bunların hepsini içeren tek hap oluyor, bazı haplar bunların sadece bir tanesini bazısı 2 tanesine etki ediyor o yüzden bilinçli almak gerek. her veterinerde her marka iç dış olmuyor. kilosuna göre vermek gerekiyor hayvana bilinçsiz danışmadan veterinere kullanmayın zehir çünkü bu ilaçlar.
kullanım süreside min. 2 ay ara ile

Fasya için derin doku masajı işe yarayabilir

candan ercetin - nar cicegi www.youtube.com

Otoyollarda asgari hız limiti 40 km/s, diğer yollarda ise 15 km/s. Dolayısıyla şehir içinde 15-55 km/s arasında gidebilirsiniz yasal olarak. Taciz edeni kafaya takmayın, bırakın geçsin. 3 şeritli yolda sağ şeritte kalın ama.

Hangi şeritte olursanız olsun, trafiğin bir akış hızı var. O hıza uymamanız genel trafiğin akışını sıkıntıya sokar. 'Bana ne kardeşim, en sağdayım, istediğim hızda giderim.' diyebilirsiniz ama, bu hareketiniz çok etik olmaz.

Sağ şerit boşken, soldan gitmek ise tamamen yanlış bir hareket.

Şehiriçi şehir dışı hız limitlerini, yasal konuları filan bı kenara bırak. Arkadaşın dediği gibi trafiğin akış hızı vardır. O hızı bozarsan sonrası Mahmutbey gişeler gibi oluyor işte.
Mesela otobanların alt limit hızı 40 kilometredir. 40 ile gitsen yemediğin küfür kalmaz. Ama yasal?
Bu söylediğim kurallara uymayın anlamında değil, işleri daha pratik hâle getirin anlamında.

@Mirket +1

Trafiğin genel akışının altında kalmak, oluşturacağı trafik ve yaratacağı stres bir yana direkt trafik kazası riski doğurur. Araç kullanmayı yeni öğrenenler için tıkere edilebilir tabii o başka.

Yani yasal olarak belirtilen hız limitleri altına inilmedikçe sorun yok ama yasal olarak bu hareket yüzünden laf yemeye de engel yok. Küfür de ediyorlardır ama oradan hakaret davası çıkar.

Bro hız limiti diye bir şey var ama bu sadece azami değil asgari limiti de kapsıyor. Ayrıca arkadaşları dediği gibi trafiğin bi akışı var, sen akan trafikte sağ şeritte keyfiyen düşük hızla seyredersen insanalrın tadı kaçar.

Trafikte yavaş gidenler yüzünden de çok fazla kaza olur (Hızlı gidenler yüzünden olmuyor demiyorum). Bir çok sabırsız kişi, abuk sabuk hareketlerle geçmeye çalışıyor, takip mesafesi filan kalmıyor, riskli hareketlerde bulunuyor bu kişiler yüzünden.

O yüzden trafiğin akış hızına uyum sağlamak önemli.

Bir fikir almak adına, akan trafikte önünüzdeki araba ile mesafe, arkanızdaki araba ile olan mesafeden farklıysa, ya çok hızlısınız, ya da çok yavaş.

çevreyolu/ otobanda yavaş gitmek, hızlı gitmekten çok daha tehlikeli. tavsiyem 80-90'ın altına inmeyin. şehir içinde arkadaşların dediği gibi genel akışa uymak senin sürüş güvenliğin açısından da önemli. birisi aniden önüne kırabilir, makas atmaya çalışabilir vs vs

ayrıca bence bisikletleri perdelemek riskli bir durum, ufacık bir dikkat dağılmasında altına alırsın korumaya çalıştığın kişiyi. bir de ben daha fazla gerilirdim herhalde. bilmiyorum. bu kısım tahmin sadece.

Bana normalde nem alma modu yetiyor.
Klima soğuturken de nem alır.
Gece uyurken açık tutacaksan nem alma modu hiç rahatsız etmez vs.
Kısaca, genelde nem almada hafif rüzgarda çalıştırıyorum. Swingi sevmiyorum, ihtiyaç duymuyorum.

Ben yıllardır sadece nem alma modunu kullanıyorum. Soğutmaya geçince en yavaş fan hızında bile bir süre sonra çok soğuk oluyor çünkü. Ortamdaki nem azalınca sıcaklık da biraz düşüyor, bence daha konforlu. Fan hızı da soğutmaya göre düşük olduğundan çok daha sessiz çalışıyor, enerji tüketimi de gözle görülür şekilde daha düşük.

Yaz aylarında 7/24 bu ayarda ve en düşük fan hızında çalıştırıyorum. Örneğin şu an dışarısı gölgede 38, ev 26 derece (gece gündüz sabit).

futbol koşulan, bol mesafe kat edilen bir spor olduğu için hareketi kısıtlar bence çok mantıklı olmaz. asfaltta oynamıyorsan o kadar da her kayışta sıkıntı yaratan bir durum yok zaten halısahada veya çim sahada.

olmaz hocam abartma, ben eski tip zımpara gibi kumlu olan halısahalarda da oynadım öyle bir yakar ki

kendine halı sahalık bir alt eşofman edin

dış parazit damla ve tabletlerin de mantığı, pire ve kene kanını emdiğinde onları öldürmek. tasma da aynı şekilde hayvanın derisine nüfuz ediyor diye biliyorum öldürecek kimyasalları. dolayısıyla ekstra bir önleme ihtiyaç yok.

30 yaşındayım, benim 20likler de çıkmadı.

alt çenemde yer olmadığı için doktor alttakileri çıkarken çekmişti. üstte yer varmış. iyi görünüyorlar ellemeyelim dedi. bu olay 16 yaşımdayken oldu. 20 sene önce. çürük çarık bir şey yok.

Amcam 60 yaşında çektirdi ilk 20liğini apse yaptıktan sonra :) Zaten apse ile uğraşma diye çekilmesini öneriyorlar. Benim 3 tane vardı :D 2sini çektirdim apse yaptı çünkü, biri hala duruyor.

27 yaşındayım 4’ü de çıktı. Ağrı sızı yok. Çürüme de olmadı.

yaş 36. alttakilerin birini 15 sene önce, diğerini bu sene çektirdim. ikisinin de yanındaki diş çürümüş.

edit: kablelvuku'nun cevabını görünce aklıma geldi. babam da zamanında ihmal etmiş, çene kemiği erimiş. ingiltere'den özel kemik tozu getirtmişler.

Annem 20'lik dişlerini 40 küsür yaşına kadar çektirmedi hep erteledi. Dişi çürüdü önce, sonra kemik erimesi çıktı. 20'lik dişi çene kemiğine yapıştır. Estetik ameliyat ile çene kemiğinin ilgili bölgesini alıp kalçasındaki kemikten ek yaptılar bölgeye. Anlatınca ya bi saçmalama diyebilirsiniz fakat doktora tezi olarak yayımladı ameliyatı yapan doktor bunu. Haliyle annem müthiş bir istisna olsa da ciddi problem olabilir çektirmeyişiniz.

4 tanesini de çektirdim ben 2 tanesi çok kolay geçti bir tanesi aşırı zor, kalan biri de nispeten zor idi. Bıçaklık bir durum yok aslında. zaten kafası çıktıysa kolaylıkla alıyorlar gömülüyse biraz uğraştırıyor. bence bekletmeyin. zamanla ağrı da yapar koku da.

benim sol üst gömülü kalan dişim kökleri sinüsü delip enfekte olduğunda yaşadığımı ben bilirim. en son sinüs ameliyatı ile sonuçlandı.

üçünü gömülüyken çektirdim iltihap yaptıkları için, diğeri şimdilik sorunsuz duruyor

Bence şu çok güzel. Ama gittikçe daha sertini almalı.
Ve fotoğrafta gösterdiği gibi parmakları geçirip değil de parmak uçlarıyla çalışılmalı

www.hepsiburada.com

Parmak çalışması için digiflex kullanıyoruz biz. Her rengin farklı bir sertliği var

www.hepsiburada.com

Tibetli keşişler saatlerce bakliyat yumrukluyorlardı ama bilemedim...

Çardak vardı, konsantre meyve suyu, o olabilir mi ?

Şu mu?

www.akakce.com

Tang, nazo

Çardak +1

-Ne kadar önce hisseye sahip olduğunuzun bir önemi yok. Temettü günü elinde hiisse olan temettüyü alır. Temettü dağıtımı sonrası hisse değeri düşer bilginiz olsun
-uzun dönemli temettü yatırımcıları temettü ile de aynı hisseden alıp hisse adedini çoğaltıyorlar.
- her sene temettü veren hep verecek diye birşey yok. Bknz Ereğli. Bu sene vermiyor.

temettü degeri hisse fiyatina bagli degildir.
Mesela bi hisse icin yil sonu karindan 5 TL dagitilacak karari alinmistir. Hissedarlar hisse basina bu miktari alirlar (vergiler düstükten sonra daha az kalir tabii ki)

Araci kurumlardan kastiniz brokerlar mi? Bu cok normal bir sey. Sizin alis satis emirlerinizden para kazaniyorlar. Cogu banka bu "brokerlik" hizmetini veriyor. Yatirim tavsiyesi isini bilmiyorum kimseden almadim.

Temettü dagitilip dagitilamayacagina yil sonu kapanmasindan sonra karar verilir. Bu konuda bi garanti yok. ama cogu sirket bir kere temettü vermeye basladiktan sonra bunu sürdürmek ister. Temettü vermeyi kesmek genellikle yatirimciyi kacirir ve hisse senedi fiyati düser.

aldığın temettü kadar hissenin değeri düşecek çünkü kasadan para çıkıyor
%10 kadar da gelir vergisi kesilecek

iyi bir şirket değilse yerinde saymış oluyorsun

saçma bir sistem
hisseye en az 1 yıl sahip olanın buradan pay alabilmesi lazım
ama kuralları koyanın adalet gibi derdi yok

yapabilenler şunu yapıyor
temettü zamanı tavandan çıkıp
ertesi gün hisse otomatik olarak düşünce bu fiyattan alıyorlar
hem yapabilirse sat-al açısından kar
hem de vergi ödememiş olunuyor

yani halka temettü vereceğin iaçıklayan bankalardan 1 gün önce alıp temettü dağıtınca alabilecek miyim?

en çok kazandıran araba ve ev. bazı hisseler de baya kar ettirdi.

5 sene önce bugün 1 Cumhuriyet altını 1278 liraymış, Bugün 9029 lira Yani %606 artmış.

Hangi Dövize bakayım?

1-2 sene sonra ne olacağını anlamak için geçmişe bakmayı, bazı yatırımcılar, dikiz aynasına bakarak araba kullanmaya benzetirler. İlk uçurumun dibini boylarsın.

www.bullionvault.com

Altin yillarca düşük durdu. Geçmişe bakarsaniz o zaman bunu da gorursunuz.

2020 mart'ta istanbul'da aldığım ev 62000 dolara denk geliyorken şimdi 260000 dolar civarına denk geliyor.

(bkz: You Are Not So Smart)

geri dönüyoruz podcast, yazar mahir ünsal eriş ve akademisyen töre sivrioğlu tarih antropoloji arkeoloji dilbilim gibi konularda konuşuyorlar ama muhabbetleri sıkmıyor

gayrisafi fikirler, bu podcast sona erdi fakat uzun sürmüştü 4-5 yıl sanırım o yüzden içeriği bol, iki arkadaş bilim felsefesi üzerine konuşuyor

Serdar Kuzuloğlu- Zihnimin kıvrımları

Var Olma Lüksü (VOL)

the timur podcast
a history of the word 100 objects
fularsız entellik

Nereden Baslasam? - Mirgün Cabas ve Can Kozanoglu

ben olsam arsa alırdım.

körfez tarafında arsa bakarım.

Araba alınır eğer arabanız yoksa.

2 sene önce 15 bin dolar'a aldığım 2014 model araba şu an 25 bin dolar yapıyor. Bindiğim de yanına kar kaldı.

Şunun için söylüyorum. Döviz, altın, borsa yatırımı ile enflasyonu bile yenemezsin. Almadığın her gün arabalar dolar bazında bile artıyor.

Yatırım için değil, araba yoksa araba alınır.

Ankaradan ev alırım. O civara evler var. Bir de memur kiracı, tamamdır. İstanbul biraz sallasa herkes Ankara vs yerlerde alacak soluğu. O ev değerlenir.

Ticaret ticaret ticaret. Bunu 13 ay önce 350 bin TL sermaye ve 50 bin TL borç ile iş kurup bu dönemde 1.5 milyon net nakit kazanıp 400 bin TL'lik sermayenin 320 bin TL'lik mal kısmını yani paraya çevrilebilir sermayesini 800 bin TL ye çıkarmış biri olarak söylüyorum. 28 yıldır ticaret yapıyorum bu kadar hızlı para kazandığım bir dönem olmadı. Ticaret yapmayacaksan da uzun vadeli yatırımcı olabiliyorsaniz da borsada inanilmaz ucuzluk var

Ben araba almak üzereyim. Ama bulamadım bayilerde yok.

Kuyruk dirsek takılıp yön aşağıya verilebilir, oraya da hortum rakoru takılır ama 2-3 cm mümkün değil sığmaz. En az 6-7 yer olmalı

john bloor kuyruk dirsekin uyması için ara bir aparat lazım sanki?

kuyruk dirseğin numarası o işte, fazladan bir rakor kullanmamak için diresğin bir tarafı dişi bir tarafı erkek.

Ama senin bu proje çok mantıklı değil gibi.

şunun girdiği yerden bahsediyorum bu arada. duvarda değil bataryada
m.n11.com
ya oraya bir şey takmayıp öyle kalacak. hiç akmayacak ya da bir şeyle orayı çalışır hale getireceğim.

Hiç akmasın istiyosan, doğalgaz flex borularını stoplayan bir kör tapa var. Onunla kapatabilirsin.

Normal kör tapa olmaz, çünkü teflon bant ya da keten sarılarak olmaz, conta ile stoplaman lazım batarya rakorunu.

Şu an akmıyor zaten. kendi musluğu var. o tarafı açmadıkça akmuıyor. bu 2li musluğun biri boşta, diğeri ise su girişine bağlı. o su girişini açsam da akmıyor o tarafın musluğunu açmadıkça

ama direkt ısıtıcıya gidiyor o taraf. bu sebeple bu boşta tarafı değerlendireyim istedim

Burkulmalarda filan da atel veriliyor, o kas ve eklem grubuna yüklenilmediği için daha çabuk iyileşiyor.

ben de dizi sakatlamıştım. davul gibi olmuştu. jelgo diye bir şey vermişti doktor. ödem azaltıcı. bir ayda iyileşir dedikleri diz bir haftada elektrik gibi oldu. bilmem onla mı ilgilidir.

prof tamer dodurka'nın kitabında (köpek psikolojisi) hatırladığım kadarıyla şöyle diyordu, dişi köpekler daha koruyucu olduğundan bekçiliğe daha uygun. reglden önce kısırlaştırılırsa dişilik özelliklerini gösteremez. iyi bir bekçi olmaz dolayısıyla.

Eger sokak kopegi degilse, yani kisirlastirilip sokaga salinmayacaksa, veterinerin yapmamasi gereken bir islem. Ilk dongu bitse de buyuk irk kopekler eriskinlige tam ermiyorlar, buyumeye devam ediyorlar.

bufekür kısırlaştırınca büyüme mi duruyor.
evde döngüde bir köpek çok zor. her tarafı kan içinde bırakır. sorun o da değil. Yazık oluyor cinsellik istemesi ve dışarı çıkarınca sosyalleşemiyor. Psikolojisi ve sağlığı için isitoyrum

evet, normalde olacağından daha az boyutlu olur deniyor erken kısırlaştırma durumunda. ama onun dışında bir sakıncaya rastlamadım.

Kisirlastirma Almanya´da, gerekli degilse, yapilmasi yasak olan bir islem. Bizim veterinerimiz de büyük irk kopegimiz icin ilk iki donguyu bitirmesini onerdi.

Hem fiziksel hem de ruhsal gelisimi icin daha uygun. Hormon bu, onemsiz bir konu degil. Kopekler icin ekstra pedler var. Yilda on gün sürüyor kanama, bilemedin on iki gün diyelim. Ben saglik sorunu yasayana kadar kisirlastirmadim. Reglin son günleri ve sonraki gunleri tehlikeli. Hep tasmali gezecek.

Taşınan arkadaşlardan bildiğim kadarıyla Almanya’da veterinere gidiyorsunuz, konuşuyorsunuz, davranış durumu, yaşı, cinsi vs, o da onay verirse izin belgelerini doldurup kısırlaştırmasını gerçekleştiriyor. Yani Türkiye’deki gibi yer gök sokak hayvanı olmadığı için seri halinde kısırlaştırma yapan belediyeler, barınaklar onlara yabancı. İşi daha kurallı hale getirmişler.
Büyük ırklar için bir bir buçuk yaşın beklenmesi gerektiğini söylemişti veterinerimiz.
Ancak kısırlaştırma için sağlık sorunu beklemek de sıkıntılı. Pyometra, kanser bunlar kısırlaştırılmayan dişi köpekler için ciddi tehlike ve ender rastlanan durumlar değil. Bir köpeğin ksırlaştırma ameliyatına enfeksiyon geçirirken girmesi o ameliyatı çok daha zorlaştırıyor. Birebir şahidim.

Burada spor sorularına cevap vermek haddime değil belki ama eski lisanslı bir voleybolcu olarak bir kaç şey önerebilirim.
Kasları güçlendirmek tabii ki işe yarar. Bunun için bize yaptırılan bazı egzersizler vardı. Bir tanesi el direnç yayı. İstinasız her gün kullandığımız bir şeydi bu. Bununla kombine olarak parmak ağırlıkları. Türkçe’ye böyle mi çevrilir ya da nerede satılır bilmiyorum ama bunlar böyle minik ağırlıklar; bu ağırlıklar parmağın dış yüzeyine gelecek şekilde takılıyor ve eli açma kapama hareketi ile ağırlığı kaldırmış oluyorsunuz.
Spor yapıyorsanız antrenman programınızın bir kısmına wrist curl eklemenizi de öneririm. Bunun da türkçesini bilmiyorum :(
Son olarak da bizim erkek takımımız parmaklarının üzerinde şınav çekiyordu. Ben kendim hiç yapamadım, yapan kadın arkadaşım da hiç olmadı. Siz yapabilirseniz bir deneyebilirsiniz.

Ayrıca maç öncesi parmağınızı da sarabilirsiniz. Ben öyle başparmağımı ve serçe parmağımı sakatlamıştım. Baş parmağımı bileğimle birlikte, serçe parmağımı da yüzük parmağıma sabitlemek suretiyle sarıyordum.

Tutuş/kavrama/pençe kuvveti arttırmaya yönelik çalışmalar yapabilirsin. Birkaç örnek vermem gerekirse towel pull-up, barbell wrist extension, hex dumbbell hold, reverse plate curls gibi egzersizler işini görür ya da irene'in de önerdiği ayarlanabilir el yayını da kullanabilirsin.

Bir yakınım gitti. Bir hafta verilmiş.

yetkili servis veya servis seçimi serbest olsun, imm sınırsız veya çok yüksek olsun. 30 gün mü ne bir sınırı vardı sanırım, kaskosuz 30 günü geçirirseniz hasarsızlık indirimi sıfırlanıyor diye aklımda kalmış.

Bro soruna tam cevap olmayacak ama bu işlerde genelde en ucuz teklif hangisi verilirse o alınır zira küçük bir hasar olunca zaten kimse kaskoya yaptırmaz bir sonraki dönem hasarsızlık indirimi bozulmasın diye, büyük bi şey olunca da araba perte çıkıyor her kasko aynı prosedürü uyguluyor zaten o durumda. Bu şekilde de düşünebilirsin belki.

ben IMM ye çok takılıyorum, bunun meali- yanlış biliyorsam düzeltirler beni- karşı araca verdiğin bir zarar olursa onu ne kadara kadar karşılıyor, genelde şu anda 100bin tl veriyorlar ama ben bunu ek paketle sınırsıza yükseltiyorum.

delidiyorum İMM, kaskoda yükseltmek daha kolay sanırım. 1 milyon iyi mi
sigortada 120 bin civarı. onu yükseltmek pahalı oluyor

1 milyon imm için bence az. sınırsız olmuyorsa en azından 2-3 milyon olsun.

Abi bu hayvan apartmanda yasayamaz. Yaşadığım yerde bu hayvani bırak evi çok büyük bahçesi olmayan kişiye hayatta vermezler. Günde bir kere çıkmak bırakın kangalı küçük köpek için bile imkansiz.

Şu an genç ama ilerledikçe daha çok sorun çıkabilir.
Bu arada şunu demek isterim; benim köpeğim border collie/labrador. Apartmanın arkasında büyük park vardi. Günde 3 kere cikardi, gün içinde koltukta uyurdu. Simdi eve tasindik, hayvan çok daha mutlu belli. Ha apartmanda da bakilirdi ama bu kadar mutlu olmazdi. Sizin köpeğin mutlu olma imkanı kısıtlı.

öncelikle sokakta kalmasındansa onun için her türlü iyi evde olması. ama günde 1 kez kesinlikle yeterli değil. ben de bi ayı yavrusuna bakıyorum, dev ırk o da. yeterli egzersizle enerjisini attırdıktan sonra evde çok sorun çıkarmaz size. ama kendiniz de demişsiniz köpekle yaşam çok yoruyor diye. zor geliyorsa hayvan iyice alışmadan başka bi yuva bulmanız daha iyi. diğer bi olası sorun da apartmandaki ya da çevredeki manyak insanlar canınızı sıkabilir. köpek büyük olunca çok tepki veriyolar, evimin önünden geçirme köpeğini vs şeklinde.

Gittiğimiz köpek parklarından tanıdığım iki tane köpek var bu şekilde. 40-50 kg civarında köpekler.
Bir de Twitter'da takip ettiğim @cekuskovearif hesabı var, onun köpeği de benzer ırk ve boyutta.

Sahiplerinin anlattığından anladığım kadarıyla daha küçük mesela 25 kiloluk bir köpekten pek farkı yok evde bakarken. Hatta köpeğin boyu büyüdükçe daha sakin olduğunu söylediler.

Ama günde en azından 2 defa dışarı çıkmak gerekiyordur, onu da en az diyorum. 50 kiloluk bir köpek evin içine büyük tuvaletini yaparsa temizlemesi hiç keyifli olmaz.

Köpekle yaşam sizi yoruyorsa yıllarca devam edebilmeniz zor görünüyor. Umarım ilanlarınıza talepler gelir.
Henüz yavru sayılır o yüzden şimdilerde daha çok talibi oluyor köpeklerin. Köpek dünyası ünlüsü, sahiplendirme konusunda tanınan sosyal medya kişilerinden de ilanlarınıza destek istemişsinizdir di mi?

Bro Ağır Yaşamlar Steven'ın 300 kiloluk bedeniyle tek kişilik yatakta yatıp 75 m2 bi evde yaşadığını düşün, bu köpeklerin apartman dairesinde yaşaması bence bunun gibi bir şey.

Bu köpek kangal kırması evde bakılmaz. Kimse almak istemez bu kadar köpek problemi varken. Sahiplenmeyecekseniz bu yaptığınız hem hayvana hem size büyük zarar. Köpekler insanlara hızlı bağlanan, çok duygusal hayvanlar. terkedildiklerinde psikolojileri çok bozuluyor, aynı şekilde siz vicdan yapacaksınız.


45 + 45 dk sabah akşam yürütmen lazım stresini atsın

10 yıldan uzun süredir büyük ırk sokak köpeği ile yaşıyorum. Gerçek çoban köpeği.

Daireniz giriş katıysa ve bahçe varsa gayet rahat edersiniz. Sokakta ortalama ömrü 2 yıl, evde ise 14 yıl.

(1) Bahçede mutlaka kulübe olması lazım. Yürüyüşte dönüşte eve alamazsınız, ayakları çamur olur vs. Bahçenin çitle çevrili olması şart, yabancı köpek girerse kavga ederler.

(2) Her gün, günde 1 veya 2 defa kesinlikle yürüyüşe (yani tuvalete) çıkartmanız lazım. Tatilde, karda, yağmurda, soğukta farketmez. Her gün.

(3) Kiracı iseniz kimse size ev vermez. Hayvansever evsahibi filan diye birşey yok, unutun. Evsahibi sizseniz hiç problem yok.

Bunları yaparım derseniz, ikiniz de mutlu olursunuz. Umarım mutlu olursunuz.

Apartman dairesinde bakmak elbette kolay da değil ideal de değil.
Fakat bunun alternatifi barınak veya sokaksa elbette apartman dairesi doğru seçim oluyor.

Değil kangal köpeklerinin bizim bile şehirde yaşamamız aslında doğal ve ideal değil ama şartlar bu şekilde.

İsterseniz apartman dairesinde de bakılır, imkansız değil. Ona daha güzel bir alan sunabilecek biriyle karşılaşırsanız zaten vermeye hazırsınız.

Ben küçükken bizim de has kan kangal köpeğimiz vardı. Bebekken vermişlerdi bize, apartmanda kalıyorduk. 6 ay içinde devasa boyutlara ulaştı hayvan ve apartmanda bakmanın ne kadar mantıksız olabileceğini deneyimledik :D Devasa derken patilerini omuzuma koyduğunda 1.80m oluyordu rahat :)

Şu an kırma ırktan bağımsız devasa köpek için konuşacağım, eğitim açısından hiç bir sıkıntı yaşamadık. Hatta şımarık, ne idüğü belirsiz terrier cinsi köpekler gibi aptal değiller kesinlikle, çok kolay öğreniyorlar. Tuvaleti gelse bile biz dışarı çıkarana kadar tutardı. Evi aspa pislemedi.

Bir defa uyarmamız yeterli oldu, hiç kırıp döküp parçalamadı ki ev tam bi bit pazarıydı. Ortalığa bi dalsa bir sürü oynayacak yırtacak şey bulurdu :D Bi tek küçükken oyun amaçlı bilek ısırma hobisi vardı da sonra onu aştık :D

Hani eve ve senin hayatına uyum sağlayabiliyorlar, orda problem yok ama cüssesi gereği evde tutmak doğru değil. Enerji harcaması lazım ve bu günde 1 defa çıkartmakla olabilecek şey değil, kesinlikle bahçe köpeği.

En son babamın işi gereği köpeği barındırabileceğimiz bir piknik alanı gibi bi yerde barındırmaya başladık, hayvanın resmen psikolojisi değişti, mutlu oldu daha çok koşup atlayıp kudurunca :) Ama sonra köpek dövüşleri için çalmışlar, bi daha bulamadık.

Hikayenin özeti, eve uyum sağlıyorlar ama bu onlar için hapis hayatı oluyor. Ama artık bırak büyük köpekleri, kimse köpek sahiplenmek istemiyor artık çünkü bakımı kedilere göre çok zahmetli.

Şahsi fikrim köy yeri gibi bi yerde tanıdıklarınız varsa oraya aylık mama, aşı yardımı teklif edip bırakmak olur.

Duvarda kalan rakorlar çiftli bataryalar için, ayarını yapmak tam ortalamak için, o sarımsı olanlar.

Onlar sökülünce duvarda standart 1 parmak dişli kalır, oraya da istediğin musluk batarya vs takarsın.

İkisi sarı rakoru da söküp soğuk suya aldığın tekli musluğu, diğer tarafa da kör tapa takman lazım.

Edit: Aslında hiç bu kadar karmaşaya gerek yoktu. Sadece akıtan tarafın göbeğini söküp salmastrayı değiştirecektiniz.

Hala yapabilirsiniz.

salmastra değişti olmadı. içte sorun var dedi.

duvardaki şeyi nasıl sökebilirim. sanki sabitlenmiş gibi. betonu sökmek gerekiyor gibi

bu tarz sökmeler var ama yine o içteki şey kalıyor hem de bende aparat yok sökebilecek pense var .

www.youtube.com


o yüzden uzantı takayım istedim uğraşmayayım diye duvarla

Eski musluğun contası değişse de sızdırmaya devam etmesinin sebebi contanın bastığı yerin artık düz ve pürüzsüz olmaması, kireç vs den dolayı contanın tam olarak sızdırmazlık sağlayamaması olabilir.
Bir süre daha eski bataryayı kullanmak için musluk raybası diye bir alet var, milyoncularda da vardır.
Bozuk musluğun salmastra dediğiniz göbeği sökülüp bu takılacak orada döndürülüp sızdırmazlık yüzeyini düzleyecek. Bu şekilde eski musuluk biraz daha gidebilir..
www.hepsiburada.com

teşekkürer. raybaya para vermek istemiyorum bir kerelik bir şey için. ev benim değil. kireç çözücüye yatırdım ama olmadı. yeni salmastrayı sıkınca çok sıkamıyor ve damlatıyor. çok kuvvet uygularsam belki çok az akıtıyor.

duvardaki şeyi sökmek de zor. ters çevirsem yeni başlık bulmak da

filmi izlemedim ama fetönün ne mal olduğu taa 80'lerden beri sürekli dile getirilmiş. henüz akp ile tam olarak ayrışmamış olsalar da 2010 sürtüşmelerin yaşandığı, kapanışa yakın bir tarih zaten.

ayrıca fethullah gülen kırmızı bültenle aranıyor

Senaryodaki Hacı'nın fetö ile alakası yok bence, ne mesleği ne yaşamı ne hikayesi hiç bir şey uyuşmuyor, çok alakasız.

Geleneksel kan davasının farklı bir şekilde senaryolaşmış hali.

Senaryo çok kötü değil, çekim ekip iyi, görüntü yönetmeni iyi, yönetmen acemi desek de öncesinde kendini kanıtlamış. E para da var, toplayamayacağın ekip yok yani bu durumda.

Mustafa Sandal'la zaten arası çok iyi yanlışım yoksa, ayrıca bu filmi boşverin, ilk çektiği filmdeki oyuncu kadrosuna bakın asıl.

Hiç yönetmenlik deneyimi yokken o ekibi nasıl ikna etti onu tartışalım aslında.

@kanatlı kontun müşfik öpücüğü

Amerika da bulunup neden bize iade edilmiyor?

kırmızı bülten değil kırmızı listeymiş pardon. biz kendi kendimize arıyormuşuz yani. abd’nin bize bir suçluyu, hele de kendi aktörü fetoyu iade edeceğine inanmıyorum gerçi. kırmızı bülten o yüzden yok sanırım.

amerikada yaşayan din adamı deyince akla fetö geliyor ama filmin çok bir alakası yok. ama o dönem popüler olan liberal bakış açısıyla islam dini sizin bildiğiniz gibi değil aslında çok iyiler hoşgörülüler gibi makyajlama çalışmaları var.

1- yok, cam suyu falan dert etme hocam Shell'den alıver onlar depo dolarken doldurur zaten kendin yapmak istemezsen.
2- rot balans ihtiyacı olsa hissettirdi diye düşünüyorum öyle bazen sağa çekme gibi değil de, sürekli olurdu. Lastiklerden olabilir.
3- rot balansı lastik değişeceğin zaman halledersin
4- kesinlikle hayır.

500 tl bu işler için çok bu arada.

@giovanne +1 ; orada göremediğim zincir değişmiş ,devir daime dair bir işlem yapılmamış mı ? Malum önümüz yaz ve araç sahiplerinin en çok motor yakma sebeplerinin başında gelir. O değişmiş mi en azından satın aldığınız yerden teyit edin. Yarım saat sürmeyecek bir işe 500 cidden çok.

500 tl iscilik normal abi paranin degeri mi kaldi :) bende 500 lira vermistim 3 ay once.

1 - cam suyu bakımdan bakıma koyulan bir şey değil, azaldıkça kendin koyarsın zaten.

2 - sağa çekiyorsa rottandır, önemli bişey. balans konfor için gerekli, ama rot sürüş için önemli rota baktır mutlaka. Rot balans ayrı bir sektör, gitiğin yerde olmaz zaten. Bir rotcuya gidip rot ayarına baktır, belki değişmesi gereken parçalar olabilir.

Bakıma gitmeden rota git ki, parça değişecekse onalr da aynı yerde değişir ve daha mantıklı olur fiyat.

Sonra rotcuya geri döner ve ayar yaptırırsın.

3 - üstte yazmışım farkına varmadan

4 - asla yapma, su taşıtların düşmanıdır. yoğun bir tuzlu yolda sürüşü yaptıysan alt yıkama belki, ama motor yıkama asla yaptırma

5 - her araçta farklı oluyor, ama son yılalrda yağ teknolojisi çok gelişti ve yeni arabalar genelde 15 bin km. zaten ticari araç değilse bir yılda ancak doluyor km.

Trigger kayışı değiştir mutlaka diyecektim, ama 168 binde zincir değişimi yazmışsın, sanırıma araç kayışlı değil.

cam suyunu kendiniz de koyabilirsiniz ama dikkat edin cam suyu deposundan başka yere koymayın. yerini bilmiyorsanız kullanma kılavuzundan bakın. motor yağına karıştırırsanız arabayı çekici ile götürmeniz gerekebilir.

bakım periyodu da kullanma kılavuzunda yazar.

Kırmızı antifiriz+saf su (50-50)

Bazı ustalar saf su diyince uzaylı görmüş gibi bakıyor

1- şimdi farkettim de soğutma suyu yazmamışsınız ve hiç değişmemiş sanki. Antifiriz sıcak iklimde de olsanız paslanma ve fazla ısınma için de kullanılıyor. Saf su kireç için
2- tekerleri ve jantları kontrol ettirebilirsiniz (rot-balanscı bakar sanırım). Bunlardaki yamukluk da aracın dengesini bozabiliyor