Ekşi Duyuru

8 gün çok az ama Hanoi, Hoi An ve Saigon yapardım ben olsam. Yağmuru kafaya takmayın. Yağmurluk ve düzgün bir ayakkabı ile idare edersiniz. Öyle bir başladı mı günlerce yağmıyor yağmur. Ara ara yağar sonra kesilir.

Pattaya için 3 gün fazla, acayip gereksiz bir yer olduğunu düşünüyorum şahsen. Onun yerine Krabi ya da Chiang Mai falan düşünün derim.

Krabi ve Chiang Mai biraz birbirinden uzak yerlerde. Krabi'ye ve Samui'ye yakın Hua Hin tarafı olabilir daha ziyade. Bangkok yakınında eski tapınakların bulunduğu Ayutthaya olabilir, daha öncesinde görmediyseniz.

Pattaya icin 3 gun gereksiz +1, sosyolojik gozlem yapmayacaksaniz bir gun bile gereksiz. Chang mai, pai, Chang Rai bolgesinde cok keyifli gecer o 2 hafta.

www.youtube.com

Şu videodaki arkadaş süreçleri birebir anlatıyor.

hekim değilim.

bunun içinde kondroitin sülfat var ama: www.vitaminler.com

İki pasaport diye biliyorum ben de ama çok dikkat edin: Süresi dolan pasaportunuzu delerken ABD vizesinin olduğu sayfanın katiyen delinmemesi gerekiyor. Aksi halde geçersiz oluyor vizeniz.

Aynı soruyu konsolosluğa sordum ve U.S. Consulate Istanbul Non-Immigrant Visa Unit'ten gelen cevabı aşağıya kopyaladım iki pasaportla vize bitene kadar gidebiliyorsunuz.

Yeni pasaportunuzun kimlik bilgilerinde herhangi bir degisiklik yoksa, eski ve yeni pasaportunuzu birlikte taşıyarak, vizenizin son kullanim tarihine kadar ABD’ye seyahat ederek giris izni talep edebilirsiniz.
Giris izni ve suresi, gumrukteki CBP memurlari tarafindan tayin edilmektedir.
Yeni pasaportunuza vize almak istediginiz taktirde tekrar vize müracaatinda bulunmanız gereklidir.

Eskisini iptal ediyorlar zaten yenisine başvururken, üstüne geçersiz kaşesi vurup delik açıyorlar.

O haliyle yenisini bir arada bulundurmanız gerek yanınızda.

Kolombiya tabii ki.

Kambocya tabi ki. Çünkü Asya'da.

ya fransa mı almanya mı desen anlarım. veya arjantin mi brezilya mı desen anlarım ama bu iki ülke tamamen farklı konumda ve farklı özelliklerde olan ülkeler. o yüzden nihai karar sana ait. ben kolombiya'ya giderdim

Kolombiyayi bilmiyorum ama kambocyayi cok begenmistim ben. Tapinak goreyim filan diyorsan kambocyayi oneririm.

Paintov’un dedifi gibi bana da ulkeler biraz fazla farkli geliyor :)

Yemekleri daha çok ilgimi çektiği için Kamboçya diyorum.

Kolombiya ve Kambocya'ya gitmedim, guneydogu asya ve gney amerikayi belli bir miktar gezdim.. 11 gun oldugu icin kambocya diyorum...

bi daha gitmeyeceksen, angkor wat'ı gör bence.

Kolombiya tehlikeli bir ülke olduğu için tercih etmezdim, Küba'dan farklı yani güvenlik açısından. Aslında çok merak ettiğim bir yer ama yemez.

Kamboçya

tabii ki gitmeye değer. dinler tarihiyle ilgileniyorsan müthiş bi bölge. ben bir süre kudüs ve tel aviv’de yaşamayı da isterdim.

Tel Aviv gece eğlencesi için inanılmaz bir merkez. Aynı şekilde buraya çok yakın yürüme mesafesinde Yafa'da harikadır. Gezilecek bir sürü sokağı, farklı dükkanları var.
Jerusalem @deartheodosia'nın söylediği gibi eğer biraz ilginiz varsa günler geçirilebilecek bir yer. O kadar fazla dini ve tarihi nokta var ki, artık insanlar içinde yaşar olmuş.

benim gitmekten en zevk aldigim zirvem israil. kudus olay bi yer oku oku bitmez zaten tarihini bilince ozellikle tadindan yenmez. bkz www.ciceksepeti.com

ikinci olarak tel aviv! tel avive adimimi attigimda inanilmaz durtulerim artti, hayattan zevk aldim, ozgur hissettim ve cok natural biri oldum ozgurluk hissiyle. turist olmak da degil dumduz bi insan olarak yukseldim ve orada yasamak istedim. uzun bi sahil seridi kumsal. sabah aksam orada zaman gecirebilirsin. avrupanin akdeniz iklimlisi demek isterdim ama avr bu kadar ozgur gelmiyor bana. asiri eglenceli ve iyi muzik anlayislari var. old jaffa da ayri bi havasi var. bu ulke ile ilgili tek uyarim pahali olmasi olur. burada 100 liraya yedigimiz falafel tel avivde 1000 lira olur. ama ben yine de tekrar gitmeyi dusunuyorum. bircok yere bisikletle ulasim sagladik ve zorlamadi bu. baskaaaaa ne olabilir parti seven biri icin 1 numarali sehir tlv olmali cunku sokakta da partileyebiliyosun. benim yerime de gez!

ha bir de ölu deniz var lut golu. ben gidemedim cok sicak oluyormus ama gorulesi bir yer diye dusunuyorum. tel avive giderken mayonuzu almayi unutmayin tabii ki mayista da nasil sicak olacagini soyle soyleyeyim ben martta gittim ve denize girdim gayet sicakti. denizi cok sig oyle yuzmelik degil bizim patara gibi

lut gölünde bi şey yok. çamur banyosu ve krem satan birkaç yer ve hep tıklım tıklım. vakit kaybetmeye değmez -bence.

Maraştan sonra Ekinözü İçmeler üzerinden bir yol daha var ama km olarak daha az gözükse de kullanmayın. Trafik yoğun olsa da Maraş-Göksun-Afşin istikametindeki yol çok daha iyi. Elbistan-Darende ve Elbistan-Nurhak yolları kapalı, Göksun yolu şu an için açık, radyoda da sabah o şekilde aktarıldı.

twitter.com

kartaldan marmaray veya metro ile metrobüse gidiyorsun. zincirlikuyuda inip 43R otobüsünü kullanabilirsin başka geçen var mı bilmiyorum.
gittiğin yerden tekrar zincirlikuyuya dönüp havaist e biniyorsun.

metro ile kadıköy
kadıkoy otobus duraklarında
havaist var

Kartal Kadikoy Metro
Besiktas'a vapur
43R ya da 559C ya da etiler'de konuma ve yukunuze gore Akmerkez'den gecen otobusler ya da rastgele bir otobusle Levent'e gidip Metro aktarmasi. Bu yol 2 saat surer en az, beklemelerle.
Sonrasinda taksim'e metroyla gidip havaiste binersiniz. Taksisiz yol. Total ~3 saat.

Söylediğin rahatsızlıklar check-upa konu olabilecek şeyler gibi görünmüyor. Sırt ağrısı belki.

Bence check-updan vazgeçip direkt o rahatsızlıkların için muayene olmalısın.

Ayrıca fazladan bir şeyim var mı diye düşünüyorsan, o ayrı tabi.

Checkup degil de bir fizik tedavi doktoruna gidip once bir MR-Rontgen cekimi ardindan vaziyete gore bir sure fizik tedavi veya ortopedi doktoru ile ilerleyebilirsin.

Senin durumunu hiçbir check-up programı karşılamaz. Karşılasa da üstünkörü olur. Direkt ilgili dalın uzmanına görünün.

www.rome2rio.com

Mesela Kalküta olabilir. Gitmedim ama Darjeeling, Sıkkım güzel diye duydum oraları olabilir, gerçi Sıkkım için izin lazımmış. Dönüşü uçakla yapılacaksa katlanılır gibi.

Stockholm.

Tam noel zamanı gitmiştim, inanılmaz keyifliydi. Masal gibiydi.

Cordoba, Ispanya, sosyal yapisi ve sosyallesme pratikleri, buraya ayni sekilde Granada'yi da ekleyebilirim.

Chang Mai, cok kaotik bir huzur hali var, ne oldugunu anlamasan da mutlusun

Santiago de Chile, oldukca siirsel bir yer, insan sanatci olsun diye yapilmis ilham verici bir yer, bu yorumu sosyal yapi degil fiziki yapi uzerinden yapiyorum...

barcelona. dünyanın en yaşanası yeri gibi geliyor bana hala.

Brugge. Tiyatro sahnesi gibi şehir.

Paris; yaşamak istemem ama genel olarak sevmiştim.

St.petersburg

Viyana

Edinburgh.

Bu da zamanda yolculuk yapmak gibi, aynı zamanda Harry Potter evrenine girmek gibi.

Floransa

Bilbao yu cok begenmistim.

Italya da brunico diye kucuk bir kasabaya gitmistim orasi mukemmeldi.

Barcelona

Türkiye'nin Ege şeridi; Datça, Marmaris vs.

çok bir olayı yok ama kültürel olarak Wroclaw'ı pek bir hoşuma gitmişti
gece hayatından ötürü Liverpool gerçekten tatlı bir şehir
noel zamanı Almanyada çirkin şehir yok, bu da güzel bir detay
okyanusu aşınca benim favorim Chicago. hem modern hem tarihi. sokaklar çok güzel, şehrin göbeğinde devasa bir göl. insanlar mutlu. yazı ayrı kışı soğuk da olsa ayrı güzel.
ya bana green card çıksın artık..

Stockhom
Quebec City
New York

Viyana ve Kophenhag, sehircilik anlayislari; bircok kosesinin gorsel olarak gozu doyurmasi; yeme-icmenin cok kaliteli olmasi ve de bu alandaki yenicilik anlayislari. Gordugum sehirler arasinda, "Sehrin, orada yasayanlara ait olmasi" anlayisina en yakin yerler olmalari, yasam standartlarinin cok yüksek olmasi.

Tel-Aviv cölde vaha. O cografyada ümit vermesi.

paris ya sanırım. nedeni ise birçok turistik şehrin turistlerle dolup taşıyor olması ve şehrin yerlilerinin merkezinden kaçması ve günlük hayatın bu şehirlerde sonlanıp bunların artık turist atraksiyonu merkezi haline dönmesi. bu da şehrin ruhunu alıp iskeletini bırakıyor. örneğin roma, brugge falan böyle kentler. çok güzeller fakat doğallıklarını kaybetmişler gibi. yani şehirden çok müze gibiler.

fakat paris'te aslında insanlar yaşıyor. elinde ekmeğiyle eve giden adamı görüyorsun. akşam arkadaşlarıyla çıkıp iki kadeh şarap içen fransızları görüyorsun. tanıdığı kasaptan et alan kadının onunla muhabbetini görüyorsun. yani yaşamaya devam ediyor şehir. 50 yıl önce nasılsa şimdi de öyle. bunu da fransızların kültürel muhafazakarlığına bağlıyorum. gayet güzel bir şeydir. biz ya da italyanlar gibi şuraya da turist gelsin buraya da turist para versin diye kasmamışlar.

viyana, berlin, sydney, new york ve kısmen amsterdam da böyle. ama paris yine de bunlardan daha güzel.

edit: buf-e-kür'de bundan bahsetmiş.

Ankara.

Cok uzaga gitmemek lazim. Ben cok sehir gordugum halde yurtdisinda, Turkiye'de gordugum bazi sehirler kadar hayran kalmadim hicbirine. Bu herseyiyle beraber dusunursek, kulturu, yemegi dahil. Hayran kalmak da kriterlere gore tartisilabilir. Sadece turist olarak gidip hayran kalmak, yasayip hayran kalmak da ayri durumlar. Ya da bazi sehirlerde deneyimledigim spesifik deneyimler de hayran kaldigim seyler arasinda olabilir. Hayran kalmak icin sadece goruntusu yetmiyor benim icin mesela. Havana'yi da gordum ve begendim, ama hayran kaldim diyemem ayrintilarini dusunursem.

Mugla (Fethiyesiyle, Bodrumuyla, Datcasiyla vs.) hayran kaldigim yerler arasinda olabilir, gordugum deneyimledigim kadariyla. Karadeniz'in bazi sehirleri, ilceleri de olabilir. Tabii bazi yerlere bozuldu diyebilirsiniz.

Ispanya'da, Costa Brava'da, Calella de Palafrugell de Mugla'nin el degmemis yerleri havasi vermisti. Barselona da belki yasanilir buyuk sehirler arasinda bir cok guzel seyi bir araya getirebilmis (havasini da dusunursek) ama uzun sure yasamak icin cok iyi degil bence. Uzun sure deneyimlediginiz yerlerin hayranlik hissi sonebiliyor.

Berlin'de de hersey bir arada: kultur, multikulturellik, sanat, muzik, yemek, hedonizm ve cabasi. Hayranlik uyandirmadi degil. Almanya'nin diger sehirlerindeki agir hava da yok. Turk kulturune ve yemegine de cok yakin olmak avantaj olabilir.

Not: O kadar yer gordum ama Paris'i gormedim hala. Ama bildigim kadariyla Berlin gibi oldugunu dusunuyorum. Gitmek istiyorum en kisa zamanda.

Bali

tel aviv'de gencligimi, kuduste yetiskin yaslari, lungern'de yasliligimi gecirebilirim. turkiye iciyse kisin kapadokya yazin kas.

gercekler ise istanbuldan baska yerde yasayamamak

Dalyan, Bodrum, Canakkale.
Coimbra, Lizbon

ilk uçuş planlanan saatlerde gerçekleşirse 70dk yeterli. planlanan saatlerde gerçekleşirse hatta 70dkdan fazla süre kalır, genelde arrival saati default olarak geç yazıyorlar.

aktarma yerine göre değişebilir kontrol olayı. frankfurt için inişte uçuş kapısında random polis kontrolu vardı ama sonrası için sadece güvenlik kontrolu vardı. paris için de böyle bi deneyim yaşamıştım sanırım.

ilk uçuş rötar yaparsa yetişemiyorsunuz doğal olarak. birkaç ay önce arkadaşa aynısı oldu, sonra akşam bir uçuş buldu o saate kadar havalimanında bekledi.

airpods pro çok daha yararlı bence. müzik dinlemeyi seviyosa.

kendisi saat takan birisi mi? herkes saat takmaz, herkes apple watch da sevmez. ornegin sirf yuvarlak olmadigi icin almayan tanidigim var (diger her seyi apple). arada bir kullanacagi Airpods, kenarda duracak watch'tan daha iyidir.

ikisine de sahibim, Airpods Pro bence muhtesem bir icat. saatimi de seviyorum ama Airpods olmadan yapamam. muzik dinlemiyorum, hicbir sey dinlemezken bile kulagimda gurultu engelleme sag olsun.

ben kendime airpods aldim memnunum. smart watch da lazim onda marka onemsemiyorum ama kulaklikta onemli

airpods

bence apple watch

ikisi de var, bence airpods ama benim gözlemim kadın kişileri apple watch olayını daha çok seviyor. oyum watch'den yana.

kesinlikle airpods. sıradan insan için apple watch ın hiç bir yararı yok.

ikisini de kullanıyorum. airpods kaybolsa yenisini alırım ama watch kaybolsa bir daha uğraşmam bile.

airpods’u telefon görüşmelerinde, mobil bir şeyler izlerken, müzik dinlerken vs. kullanabiliyorum ve aşırı pratik. watch’un ise şarjı problem ve adım sayması, bildirimlerde telefonsuz kontrol edebilmem dışında bana bir faydası yok. (günlük hayatta da saat kullanmazdım.)

Sisteme tekrar giris yap ve yeniden randevu al. Onlar haber vermez konsolosluktan manuel randevuda alamazsin. Hatta basvuru forumu ilk haliyle degil randevu saatein nrtlestikten sonra olan basvuru formunu istiyorlar yoksa guvenlik yukari cikartmiyor.

Not: sistem dandik ama sen dosyani olusturunca sistem sana bir numara veriyor onunla randevu alabiliyorsun sonradan sayfaya da rahatca ulasiliyor. En az on kez o siteden basvuru yaptim randevu aldim.

thy ile aktarmalı bilet almıştım, hindistan içi uçuş indigo ileydi. uzun yolu bilemem ama çok bir kötülüğünü görmedim. pegasus nasılsa öyle. güvenilmeyecek birşey yok. Ama hindistan bayağı uzak, konforunu da düşün derim.

@vampir akrep'e katılıyorum. onunla aynı şekilde uçmuştum ist-mumbai-coimbatore. mumbai coimbatore arası indigo ileydi. domestic olduğu için sanırım iç eğlence sistemi olmayan eski bir A320 ile uçmuştum. thy'nin uçağı 777 idi ve gece uçuşu olduğu için yolun çoğunluğu uyuyarak geçiyor. Eğer uçakta uyku ile bir sorununuz yok ise ve fiyat farkı o kadar fazla ise indigo tercih edilebilinir. tercih sizin.

papara, tosla, fups

fups +1

kampanyalarına da bak. Ben zamanında Tosla açtığım için onu kullanıyorum ama çoğu Spotify, Youtube, Netflix/Blutv/exxen/vs. bir sürü yerde ödediğin şeyin yarısını vs. iade ediyor. Ama hepsine üyeysen maksimum 30 liraya kadar iade ediyor gibi şeyleri de olabiliyor. Bak uygun olanı alırsın işte.

sertifikanin suresi olup olmadigini bilmemekle birlikte ulkelere gore farkli duzenlemeler olabiliyor. Misal Litvanya ikinci dozdan sonra 270 gun gectiyse PCR istiyor asisiz muamelesi yapiyor. Ama booster varsa sure kisitlamasi yok, gibi .

evet ulkeden ulkeye degisir. italya da @wallcan'in dedigi gibi son 9 ay icinde 2. dozu olmus olmani ya da herhangi bir zaman booster olmus olmani bekliyor.

2 hafta once lizbon'a gittim. hicbir sey print etmeden sadece pasaport ve telefonla girdim. telefondaki sertifikanin resmini gosterdim sadece ustunkoru bakip gec dediler.

asırı dıs sıkmam var. botoks ve dıs plagı kullanıyorum. etkısı oldu. yalnız botoks bende ıse yaramadı dıyınce aklıma geldı. 2. botoksumda (normalde 6 ay olan yenılenme suresı bende 4 ay) farkettık kı sakaklardan da baskı yapıyorum. bu nedenle botoks cene + sakaga yapilmaya baslandi ve baya ise yaradi. dis plaginin ise sert malzemeden olmasi gerekiyor. yuusk olanlar hic bir ise yaramiyor.

invisalign tedavisiyle çene yapısını düzelttikten sonra gıcırdatma olayından kurtulmuş bir arkadaşım. amacı bu değildi dişlerini düzeltti.
tabi uzun ve pahalı bir süreç.

Kıyı yolu derken Mersin'den bahsediyorsan, o yol tek şerit, virajı çok, rampa in çık çok. Tavsiye etmem
Onun haricindeki yollar da zaten kıyı değil. Karaman üzeri, Konya'ya göre daha az trafik olur.

Como Gölü’ne mutlaka gidin

Ben Bologna'yı çok severim. Gezilecek pek bir yer yok ama şehrin kendisi güzel. Venedik tarafına giderseniz Trieste ve Verona'ya da uğrayabilirsiniz. Güneye kadar inecekseniz her ne kadar distopik bir şehirse de Napoli'de pizza yemenizi öneririm. İtalya'nın diğer yerlerinde yapılan pizzalardan çok çok daha iyi.

Rotanıza ters kalıyor ama Mısır kültürüyle, sinemayla falan ilgileniyorsanız Torino'da bu alanlardaki en iyi müzeler bulunuyor. Oraya da uğrayabilirsiniz. Bana kalırsa Milano'dan her türlü daha iyidir.

Como yukarida kaliyor. Como etrafinda iyi restaurantlar var. Como yakininda kartpostal gibi dag koyleri var, ki dogasi hala yaban. Yemekler Como merkezindeki turistik yerlere gore cok daha ust duzeyde ve ucuz. Ancak 8 günlük gezide rotadan sasmazsiniz diye dusunuyorum.

Bologna´da acik havada yapilan film festivaline katilmistik, cok keyifliydi. Tarihlerine bakin. Ogrenci sehri, alternatif barlari, cafeleri var. Meydandaki kiliseyi, Muhammed´in resmedildigi ve polisin korudugu kiliseyi gormeden tabii ki gelmeyin. Osteria del Sole´ye kendi tapasinizi goturup, barin icerisinden sarap alabiliyorsunuz, genelde lokaller oluyor. Saraplar cok ust duzeyde degil, ama cok hos bir yer.

-Yerden bagimsiz, simdi yaz trüfü vakti. Iyi bir lokantaya giderseniz yaz trüfleri var mi, taze mi diye sorun. Umbria ve Toskana menseeili iyi trüfler bulursaniz pasta üzerine isteyin, en az 10 gr alin, yaz trüfü cok kokulu-aromatik olmuyor ancak yine de keyifli. Florensa´ya yakin yerlerde "pici" pastasi uzerine trüf isteyin.

Sarap seviyorsaniz Florensa-Siena arasindaki Chianti bölgesine gidip sarap icin. Rotaya yakin olsun derseniz Cortona´ya gidin. (Sarap tadimi icin Leuta, yok kasaba icinde olsun derseniz, Baracci) Bu kasabalarda hic bunalmadan bir-iki gün gecirebilirsiniz, Toskana´nin koyleri cok guzeldir. Gitmeyecekseniz, lokantalarda "2016 - Chianti Classico" varsa icin, icirtin. Son 10 yilin en leziz vintagei. Türkiye´nin agir ve bol meseli saraplarina benzemez, hafiftir ve yazin biraz serin servis edilirse, oranin yemekleriyle cok hos gider.

Hic koy-kasaba gezmek istemiyorsaniz, Florensa´dan Roma´ya Siena´ya gidebilirsiniz. Ama bence Toskana´da kasaba gezin.

Florensa ve Roma´da yeme-icme onerisi isterseniz, tekrar yazarim. Azicik sanatla ilgileniyorsaniz en az yarim gununuzu Uffizi´ye ayirin.

Bir de sadece 8 günüm olsa, arabayi aldigim gibi Milano´dan cikardim.

En iyi seçenek Telegram gibi. Grup içinde anket yapılabiliyor. Birçok kişide zaten vardır. Link atın gruba girip ordan oy verirler.

Diğer türlü çok zor. Kafaya takan VPN kullanır, önbelleği temizler, yapar da yapar.

e strawpoll süper işte. herkes onu kullanıyor.

geçen benzer bir soru vardı. iyileşme belgesi gibi bir belgeden söz ediliyor. o soruyu soran arkadaş almıştı, ben de mesaj attım kendisine, dönüş bekliyorum. tek başına test sonucu yeterli değil diye biliyorum.

www.eksiduyuru.com

Ben de bunu merak ediyorum. Almanya son 6 ayda alınmış pozitif test yeterli diyor. Ama Turkiye'nin açıklaması muğlak. Thy'ye sormak lazım.

Cevap verilirse bende öğrenmek isterim.

Yolda yürürken bıçaklamazlar ama genele göre sıkıntılı. Zaten sık sık uyuşturucu, terör baskınları oluyor.

Gezmek için de gidilecek bir yer değil. Binalar gecekondu şeklinde, sokaklar dar. Bi estetiği yok. Yalnızca girişinde Zeugma müzesi var orada da bir şey olmaz.

abartmış. o ilçenin kendi merkezi çarşısı vs bile var. Antebin en meşhur kebapçılarından çorbacılarından vs orada olanlar var. yine aynı yerde öğretmenlik yapan kız arkadaşlarım var gayet mutlular.

Çok tekin bir yer değil ama gündüz saatlerinde gezerken bişey olmaz ama gece geç saatler için bişey diyemem. Eğer zeugma için gidiliyorda müze zaten ana yol üzerinde mahalle aralarına girmenize gerek kalmaz.
@skyangel bu arada Karşıyaka ilçe değil mahalle.

Kanka gaviscon senin ilacın. Daha bugün aldım 19 lira.

Gastrite benziyor. İhmal etme. Kronikleşirse çok uğraşırsın. Kafana göre ilaç kullanma.

Öykü 1 yıllıksa doktora gidip enkoskopi yaptırmak şart.

muhtemelen nurtopu gibi bir reflünüz var ama mutlaka doktora gidin teşhis koyulsun. belki helikobakter pilori denilen zımbırtı da vardır onun için bir tedavi süreci işlemesi gerekiyordur vs.

özet: gastroenteroloji bölümünden bir doktora gözükün mutlaka.

bahsettiğin bölgedeki ağrıyı çok iyi biliyorum. teşhis koymam doğru olmaz ama, ben de o ağrıları çektim ve sonunda mide ülseri sebepli midem delindi. çok boktan bi tecrübeydi. periyodik bi ağrı ve aynı bölgede. masum bi reflü/gastrit olduğunu sanmıyorum. gastroenteroloji'ye gidip endoskopi yaptırsan çok iyi olur.

Abi adam sadece yanma diyor siz ağrıdan bahsediyorsunuz.

ağrı, acı, yanma.. sınırları çok da keskin olmayan kavramlar..

Mide-bağırsak ağrısı dediğin olay direk acile götürüyor. Cenin pozisyonunda kıvranıyorsun. 10 yıldır müzdaribim.

Ataköy dünyagöz’de oldum 10 gün önce, hiç bir sorunum yok.

Etiler Dünyagöz'de oldum ama doktor Ataköy'e geçti.

Opr. Dr. Melike Gedar

Hacettepe'yi 1. bitirmiş.

www.dunyagoz.com
kadin.mynet.com

Kız arkadaşınız kaç yaşında ?
Göz derecesi nedir ?
Lens kullanımına bağlı deformasyon var mı ?

Sinan tatlipinar
Yeditepe goz hastanesi- balmumcu

Bayrampasa göznurunu koruma vakfında Hakan Özpolat. cevremde 10 kişiyi ameliyat etmiştir

Küsget sanayi'ye git, kadayıfçı ali usta'da katmer ye <3 tercihen kahvaltıda ye ama günün herhangi bir saatinde de olur tabi.
Bir de ben kendim gitmedim ama üniversitenin orada önder pastanesi varmış, onun katmeri daha güzel dediler.

fazla bılınmeyen degıl ama oyuncak muzesı'nı zıyaret edın derım, tatlı bır yer. saate dıkkat 17'de kapanıyor ben gezememıstım :/

Bey mahallesinde yürüyüş yap. Bi kafede avluda otur çay iç

Urfa tike ciğer’de ciğer, anneler parkındaki akşam simit’te katmer ye.

Sabah öğlen akşam tıka basa ye. Antep'te başka bişey yapılmaz

Koçak'ta baklava ye, hediyelik baklava al dönerken.

erçelebi kadayıf mıydı neydi. orada dondurmalı hasır tatlısı ye. üf.

Tablodaki her satir ile üstteki SVG imajının her segmenti bir data attribute'u ile javascript kullanarak ilişkilendirmiş ve birbirlerinin hover'larina trigger ettirilmiş. Bir plugin'i yoksa Wordpress uzerinden halledebilmen kolay degil. SVG'ler de standart degil spesifik olduğu icin Wordpress plugin'i de çok zor.

wordpress'i nasıl yaparsın bilmiyorum ama senin elindeki modelin parçalarının polygon olarka çizdiren bir vektör image'e ihtiyacın var. yani ai ile veya photoshop ile çalışıyorsan vektörel çalışmayı svg olarak export edeceksin svg'yi zaten notepad ile açarsan kodları görürsün o kodu doğrudan webde kullanabiliyor olman lazım.

sonrasi ise tamamen css + js

herhangi bir polygon'a hover olunca css ile fill color değiştirmiş.

#Wohnungseinteilung polygon.is-active, #Wohnungseinteilung polygon:hover {
fill: #fff!important;
}

nba fikstür yazınca çıkıyoer googleda. tr saatine göre.

merhaba, normalde sadece hafta sonları gündüz maçları olurdu. şu an pandemi olduğundan ve taraftarsız oynandığından, günde 4 maç oluyor mesela play offlarda. en erken maç 8:30'da başlıyor.

bu tür videoları inceleyin öncelikle

www.youtube.com

1 ışık, 3 ışık, 4 ışık diye gider.

bütçeye, alana, amaca göre karar verin.

burada gördüğünüz ışıklar paraflaş, yani normalde fokus yapmayı, kompozisyon oluşturmayı kolaylaştırmak için sabit ışık gibi yanar, fotoğraf çekileceği zaman sabit ışığı söndürür bu sefer flaş çakar.

pahalı paraflaş ile ucuzu arasındaki farklar.
1 genel kalite, ampül ömrü
2 ışığın hep aynı kelvin de yanması yani 5500k ise adi olan bi 5500 çakar ,bi 5300 çakar, bi 5800 çakar, 50 tane fotoğraf çektiğinde 50sinin de beyaz ayarı değişik olur.
3 şarj süresi ve seri çekim kabiliyeti.

tabi alacağınız markanın ampül fiyatına da bakmayı unutmayın, adam 1000 liraya paraflaş satıp, 1000 lira da ampülü derse olmaz o iş.

şöyle basit bir şeyle başlayın derim.. diğer ışıklar çok daha başarılı olsa da feci pahalı

www.trendyol.com

www.digiturk.com.tr ana sayfasında 3. duyuruda spor karşılaşmaları yeniden başladığında ertelenen tüm maçları spor paketi üyeleri izleyebilecek denildi.

abi nisan ayına geldik, sence iki aya her şey normale dönecek mi? buna inanıyor musun? daha zirve bile yapmadı salgın tr.'de.
umarım kimseciklere bişey olmaz ama gerçekler öyle söylemiyor.
evinizde oturun.
sevgiler.

bence unutun yahu. yani hadi iyi bir ihtimalle bu iş mayıs'ta çözüldü diyelim. haziran'da gönül rahatlığıyla seyahat edebilecek misiniz? belki de olay yeni yeni patlıyor oldugu icin ben daha temkinli ve olumsuz yaklasıyor olabilirim tabii...

bunu bilmek çok zor. iptal et başka zaman ayarlarsın.

hazirana bir şey kalmaz, ama insanlar tedirginliği bitmez.

Mobile Device Management (MDM) yazılımı ile olur

Bu işlerle uğraşmayalı çok zaman oldu ama Şöyle olması gerekiyor. Domain'in bulunduğu kontrol panelinden ana domain'e domain'i taşımak istediğiniz hosting'in name server'larını gireceksiniz. Sub-domainlere de mevuct hosting'in NS'lerini.

a kaydı oluşturmanız yeterli

(bkz: https://help.one.com/hc/en-us/articles/360000799298-How-do-I-create-an-A-record-)

NS değişikliğine gerek yok, daha zor olur.
1.Yeni hosting firmada siteyi oluşturun ve web sitesinin kullandığı IP nosunu dns panel veya teknik destekten öğrenin.
2.Eski firmanın kontrol panelinde dns yönetime girin ve www ve kök domaine ait A kayıtlarının IP'sini yeni IP ile güncelleyin.
3.Dns ttl süresi sonunda siteye erişim yeni firmadan olmaya başlar, 4 saat falan olabilir.
4.Yeni firmada eğer web siteyle birlikte otomatik açılmış bir mail hosting varsa bunu silerseniz iyi olur.

İnstagramda Antalyalist sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Onun harici 7 ay sonraki tatil için şimdiden araştırma yapıyor olmanız da güzel..

Kaş'tan Antalya'ya giderken bir milyon tane yer var.. Fethiye kaş arası için Patara ve Saklıkent kanyonu muazzam. Kaputaş plajında durmayın yukarıdan bakın görmedim demeyin pek bir espiri yok. Onun yerine Demre İla Finiki arasında hatta Kumluca Karaözde muazzam yerler var.. Yol üzerinde Gelidonya feneri Korsan koyu Adrasan Çıralı olympos vb..vb.. milyon tane yer var.. Kaş Antalya yolculuğunuzu minimum 3 gün yapın bence.

Çeşme belki Sheriton otelin önündeki sahilde keyifli olabilir bem beyaz onun harici güzel bir doğası yok bence abartılacak kadar.. ama Fethiye tabi.. muazzam MArmaris muazzam.. Size yazarken milyon tane anı geldi aklıma.

Şimdiden iyi tatiller..

Marmaris'e inecekseniz bence Bodrum gibi klişe ve pahalı bi yer yerine Datça'yı tercih edebilirsiniz. Doğal güzellik sessizlik açısından. Biz Datça Ovabükü'nde kalmıştık çadır ile. Mutlaka tavsiye ederim.

Ayrıca gitmedim ama Çeşme'de Deliklikoy baya meşhur.

Taammüden adam öldürme bu. Onun dışında seni suçlu çıkartacak 10 bin tane çıkarım yapabiliriz bu hareketinden dolayı.

bence önce göz altına alınır geceyi karakolda geçirirsin, sonra kurduğun düzeneği gören savcı tutuklu yargılanmanı ister, kapalı cezaevine koyarlar, yargılanınca da, olası kasıt diye bi şey daha var sanırım, ordan işte savunmana göre 10 20 yersin. bu kapı koluna dokunan ölsün diye elektrik veriyorsan adamın geleceği belli biriyse kasten adam öldürme falan da olabilir. hukukçu değilim, behzat ç izlemiş biriyim sadece.

Bu dediginiz benzeri tr'de gerceklesti. Adam gece kondu gibi müstakil evine Bubi tuzaklari kurmuştu ve eve gelen hırsızın ölümüne neden olmuştu sonrası hapis...

benzeri olmayan da tr de gerçekleşti.

yaşlı adamın teki yazlığına hırsız giriyor diye yazlığın giriş kapısına tüfek ile bubi tuzağı kurup , tuzak kurduğunu unutup yanında eşiyle birlikte ölmüştü.

www.hurriyet.com.tr

unutmak da var yani :) linkteki fotoğraflara bakarsan kurduğu düzeneğin ne kadar profesyonel olduğunu görüp şaşırırsın muhtemelen :) tam olarak 7. ve 8. fotoğraf

Kasten adam öldürmeden suçlu bulunmazsınız da olası kasttan falan bulunursunuz muhtemelen.


Ha her türlü hapse girersiniz o ayrı.

Bir ay öncesinden satışa açılıyor

bu turistik olanda yer bulma sorunu olmasın diye sadece yataklı vagon olacak. O yüzden pahalı zaten baya. Tek kişilik 400, iki kişilik 500 tl.

Gece plağını denedin mi? İşe yarıyor.

botokstan önce magnezyum takviyesi almayı düşünebilirsiniz. genel olarak kasların kasılması magnezyum eksikliğinden kaynaklanıyor buna bruksizm de dahil. o yüzden gece yatmadan önce maden suyu ile ek magnezyum takviyesi alırsanız biraz hafifleyebilir.

Şuna bakabilirsiniz:
www.youtube.com

önemsiz seçim mi olur abi? sadece istanbul'u kaybedince bile biterler.

yerel yönetimler ihaleler, kurslar, sosyal yardımlar, propaganda vb aracılığıyla büyük bir parayı kontrol ediyorlar. her parti bu parayı yönetmek istiyor. istanbul, ankara, izmir, bursa, adana gibi kentlerin belediye bütçeleri çok ciddi para. buralardan dönen imar kazançları, pozitif dışsallıklar gibi etkenler de eklenince partilerin çok işine geliyor.

türkiye'de yerel seçimlerde adaydan ziyade hükümete yakın olma gibi bir duruş da var halkın önemli kesiminde. bu nedenle merkezi seçimler için de bir mesaj niteliği taşıyor.

sadece istanbul belediyesinin şirketleri, memleketin geri kalanına dudak ısırtacak büyüklükte.

işin içinde büyük şehirlerin belediyeleri var. rte bile ibb başkanlığı'dan gelmiş bir isim. mevki olarak önemli yerler.
diğer yandan ne seçimi olursa olsun farketmez iktidar için alınan oy oranı önceki seçime göre düşerse anında erken seçim dillendirilmeye başlar.

Para önemli bir şey çünkü :D Bak Ataşehir belediyesine, Chp yönetimi, malatyalılar, Battal ilgezdi ve çetesine yanlayan küçük sucu esnaf bile zengin oldu. Ataşehir'de bile böyle para rant dönüyorsa, istanbul'u düşünsene offf.

turkiye gibi sistemin oturmadigi ulkelerde her secime olum kalim meselesi gibi bakilir.

Beka meselesi

asıl yerel seçimden para kazanma falan gibi konulara katılmıyorum.
istanbul'u elde etmek elbette önemlidir. erdoğan'ın başkanlığından sonra istanbul bir daha başka partiye geçmedi. bu çok önemli bir başarı, elbette devamını isterler.

Koskoca Cumhurbaşkanı aynı zamanda Ak Parti'nin de başkanı. Elbette oy isteyecek.

Bütün seçimlerde "bu seçim çok önemli" görüşü vardır. Hepsi de kendi içinde çok önemlidir zaten.

Seçim maliyesini döndüren yerler büyükşehir belediyeleridir, başta İstanbul.

birkaç bin kişilik belde belediyesinde bile çılgın paralar dönüyor.
meclise gidip bundan sonra battle royale ile belirlenecek ist+ankara+izmir adayları, her partiden son 3e kalanlar aday olabilecek desek ortalık kan gölüne döner. bak seçilecek demiyorum, aday olabilecek.
mv iken bakan iken danışman iken indirebileceğin para 8-10 büyükşehirden birinde yapacağın belediye başkanlığından indirebileceğin parayla yarışamaz. eski sistemde belki enerji bakanlığı falan yarışırdı onun da devri geçti.
adaylar, partiler için önemi bu. bizlik bir şey yok her seçimde olduğu gibi.
bakma muhalifler son seçim diye kafa açar, iktidardakiler de işte dıj güçler ülkere karşı birlik olmamız lazım diye.
kaç seçim geçti hepsi son seçimdi, kaç seçim geçti halen saldırıyor dıj güçler.

derin dondurucu yok herhalde?

Bol tuzlarsan süre biraz daha uzar

4-5 günlük et ne yaparsan yap iyi olmaz. her akşam bir sonraki günün etini dondurucudan çıkarırsan sistemli olur.

Eti kullanacağın kadar tek pişirimlik parçalara ayır, buzdolabı poşetine koy ve öyle derin dondurucuya at, ihtiyacın kadar olanı akşamdan buzluktan çıkarıp normal buzdolabı bölmesine koy.

Evde sadece kan şekerine bakabilirsiniz. İnsülin direnci hesaplaması için kan insülin düzeyinin de ölçülmesi gerekiyor. İnsülin değerine ancak laboratuvarda baktırabilirsiniz.

kan sekerini olcen cihaz sadece kandaki seker seviyesini olcer. onu da yanlis olcme ihtimali var. olcum yaptiginiz saat, kani parmaktan nasil cikardiginiz, kalemin ignesinin yeni olup olmamasi bile sonucu etkiler.

aile hekimliginde ucretsiz yapiliyor sanirim bu testler. daha saglikli sonuc alirsiniz.

- Haziran ayinda bunaltici sicaklar baslamis olur mu? Arabayla gezmek iskenceye dönüsmesin.> Araci klimali secmeniz sizin icin yararli olur.

- Antalya cevrelerinde araba gezisi icin güzel sehirler veya ortamlar varmidir? >İlk bir kac gunu Antalya ici, Aspendos, Side, Alanya seklinde gecirebilirsiniz.
Sonrasinda ise Faselis, Olimpos, Kumluca bir-iki gun
Kas/Kalkan bir-iki gun
Letoon/Patara bir gun
Kabak Koyu - 2 gun
Fethiye merkez/Oludeniz/Kayakoy - 2 gun
sonrasinda da Iztuzu'nda final yapip, Dalaman havaalanina araci birakabilirsiniz.

Köprülü kanyonda rafting yapmanızı tavsiye ederim.

Jean-Christophe Grange'ın kitapları genel olarak güzel, iyi bir hayalgücü var adamın insanlar seviyor bunu, Siyah Kan da böyle bir kitap, mantık aranmadığı sürece türünün iyi örneklerinden ama başyapıt değil tabii ki.

kitabı yıllar önce okumuştum. bahsettiğiniz ayrıntıları hatırlayamadım. ama bu kitabın başyapıt vs olduğunu düşünmüyorum, kim düşünmüş ki? klasik bi polisiye gerilimdir. fazla anlam yüklemiş gibisiniz. kızıl nehirler'i deneyebilirsiniz.

tess gerritsen cerrah ve çırak. lisede okumuştum bu ikisini. biri ilk biri ikinci kitap. aklımda çok iyi olarak kalmış.

sharp objects dizisini izledim ve çok beğendim. kitaptan uyarlama. eğer diziyi izlememiş olsaydım kitabı kesinlikle okurdum. bence bi şans verilebilir.

aslında harlan coben var bir de. 4-5 kitabını okudum. efsane denilemez ama idare eder. eğer ilgilenirsen hediye edebilirim, ben de verecek yer arıyordum.

Grange'ın yazı dili bu şekilde. Hangi kitabını okusan bir dolu mantık hatasını çıkarabilirsin. Başyapıt değildi ama sürükleyici bir eserdi bana göre. Zaten gerçek olayları aktarmadığını, adı üstünde fiction olduğunu düşünürsek bunları da onun hayal gücüne bırakmak lazım.

Clive Cussler - Dirk Pitt serisini önerebilirim.

Cidden milattan önce okumuştum bu kitabı.

bana polisiye öner dese birisi bu kitabı öneririm. Akıp gitmişti okurken.

Başyapıt olduğunu hiç duymadım ama okuduğum eğlendiğim iyi hatırladığım polisiyelerden benim için de.

mayıs sonunda portekiz turu yaptım 1 hafta kadar, lizbon içinde park sıkıntılı, içeri tarafta kalmama rağmen sahile yakın yere park etmemi önermişti airbnb ev sahibi. trafik sorunu yaşamaman için çok dikkatli olman lazım, yayalara hep öncelik vermelisin ve hız kurallarına uymalısın, aslında normalde de olması gereken şeyler yani. araba kiralarsan yakınlardaki güzel sahilleri de gezebilirsin.

Porto'ya gidememiştim ama içimde kaldı, araba olacaksa kesinlikle gitmelisin. oraya giden yol üzerinde aşağıdaki yerler var, Cabo da Roca'nın manzarası çok güzel, oraya giden yol yeşil ve sürmesi çok zevkli. buraya giderken Café da Natália çok şirin bir yer.

tr.foursquare.com
tr.foursquare.com

önerebileceğim bir yer de burası, yine yol üstü uğranabilir.
tr.foursquare.com


bunun dışında lizbon içinde yürünerek gezilebiliyor yürümeyi seviyorsanız, o yüzden lizbon'a ayrılacak günlerde araba kiralamak gereksiz olabilir. foursquare'i açıp lizbon içinde yürüyerek gezmek mantıklı.

lizbon manzarası görmek için seyir terası, sürekli müzik yapan insanlar vardı.
tr.foursquare.com

klasik, uğranması gereken nata satan cafe
tr.foursquare.com

ekmeksiz hamburger yenebilecek, normal restoranlardan farklı bir mekan
tr.foursquare.com

güzel pizzaları olan yerel bir mekan
tr.foursquare.com

4 gunde ancak lizbon + sintra + cascais gezebilirsiniz.

Bu yerlerin hicbiri icin arabaya ihtiyaciniz yok bu arada. Sehir icinde araba kullanmak zaten felaket ve lizbonda her yere yuruyerek gidebilirsniz hemen hemen. Belem tower a da tramvay gidiyo.

Sintraya vs tren var ve oradan da her sight arasinda shuttle bus var zaten.

Algarve kismina gitmeyecekseniz araba ayak bagi.

Ben sadece 5 gun algarve kisminda araba kullandim ki arabasiz olmaz zaten orada.
porto-nazare,obidos, lizbon vs arabaya ihtiyac duymadim. Bunlar arasindaki ulasimda da.

Cincinya dukkani var bir tane oraya mutlaka gidin. Heryerde var aslinda.

Portoda sarap dukkani var bir tane unlu. Hatirlayamadim.

Lizbonda nata kahvesine erken giderseniz sira cok olmaz, yaninda da starbucks var zaten.

Cuzdanlariniza dikkat edin.

Tren varken arabayi bosver.tabi hangisi daha ucuza geliyor hesaplarsiniz. www.cp.pt

annemler bodrum'da çilek diyarı diye bir yerden getirmişler. yediğim en güzel bal sanırım. ama telefonla sipariş gibi bir durumu var mı bilmiyorum.

eğriçayır markasını tavsiye ederim

Muğla'nın köyceğiz balı meşhur. Aynı isimde ballar internet adreslerinde satılıyor.
(git: )www.koycegizbali.com

tekzenlerde satılan bir marka vardı. adını unutun şimdi. oraya da bakabilirsiniz. evet hırdavatçı olan tekzen.

Egricayir Türkiye'nin en iyi ve en güvenilir ballarindan bir tanesi . Organik pazarlarda ya da online satış kısmından tedarik edebilirsiniz

Marketlerde veya başka yerlerde markalı olarak satılan hiç bir bala %100 güvenemezsiniz. En kaliteli bildiğiniz markalar bile balın tamamnını kendi üretmiyor üreticilerden topluyor.

Üreticilerin de neredeyse tamamı akşam olunca kovanlara şeker veriyorlar, hem de kompresörle basıyorlar şekeri.

Bilinen markalarda sahte bal olmaz, ama şekersiz çok zor.

Sahte bal ile şeker yedirilmiş arının balı aynı şey değil, karıştırmamak lazım.

osman şeref yapar. da fiyatı biraz tuzlu olur. avrupa yakasında aklıma gelen en iyi terzi osman şeref.

www.milimetric.com

O islemi gozunun onunde yapiyor zaten. Islem de bi kagida -vize- bilgilerini yazmak. Bes dakika icinde aliyosun pasaportu geri, elmadag da bi acenteden aldim vizeyi

eksisozluk.com

liseli cocuklar teneffuste bahcede birbirlerine sakasina omuz atar birbirlerinin tasaklarina elle muccuk yapıp irkiltmeye calisirlar ya, o tarz bir hareket gibi geldi bana.

Aile bakanı terörle ilgili bir açıklama yapıyor. Soylu’da arayıp üzerinize vazife olmayan açıklamalar yapmayın diyor. Sonra aile bakanı berat’a böyle böyle oldu diyor. Berat soylu’yu arıyor haddinize mi diye soruyor. O da senin ne haddine deyip fırçalıyor. Sonra çarşı karışıyor işte

Biletleri 600 usd falan. Yakinsaniz kesin ugrayin.

@brkylmz Sormak istedigim de tam olarak buydu. Festival alanina karavanla girmeyi düsünmüyoruz. Tas catlasa 1 gün geciririz orada. Bu anlattigim sekilde festivale giris yapmanin ücreti veya aciklamasi hic bir yerde yapilmamis. O yuzden giden birinden bilgi almak istedim. Yoksa rotamizi degistiricez.

www.eventbrite.com

biletiniz olmasi gerekiyor.

pardon 1 gunse degmez sanirim hocam. cok masrafli olur. one day pass duymadim hic. iletisimden yazin donerler hemen.