Cok uzaga gitmemek lazim. Ben cok sehir gordugum halde yurtdisinda, Turkiye'de gordugum bazi sehirler kadar hayran kalmadim hicbirine. Bu herseyiyle beraber dusunursek, kulturu, yemegi dahil. Hayran kalmak da kriterlere gore tartisilabilir. Sadece turist olarak gidip hayran kalmak, yasayip hayran kalmak da ayri durumlar. Ya da bazi sehirlerde deneyimledigim spesifik deneyimler de hayran kaldigim seyler arasinda olabilir. Hayran kalmak icin sadece goruntusu yetmiyor benim icin mesela. Havana'yi da gordum ve begendim, ama hayran kaldim diyemem ayrintilarini dusunursem.
Mugla (Fethiyesiyle, Bodrumuyla, Datcasiyla vs.) hayran kaldigim yerler arasinda olabilir, gordugum deneyimledigim kadariyla. Karadeniz'in bazi sehirleri, ilceleri de olabilir. Tabii bazi yerlere bozuldu diyebilirsiniz.
Ispanya'da, Costa Brava'da, Calella de Palafrugell de Mugla'nin el degmemis yerleri havasi vermisti. Barselona da belki yasanilir buyuk sehirler arasinda bir cok guzel seyi bir araya getirebilmis (havasini da dusunursek) ama uzun sure yasamak icin cok iyi degil bence. Uzun sure deneyimlediginiz yerlerin hayranlik hissi sonebiliyor.
Berlin'de de hersey bir arada: kultur, multikulturellik, sanat, muzik, yemek, hedonizm ve cabasi. Hayranlik uyandirmadi degil. Almanya'nin diger sehirlerindeki agir hava da yok. Turk kulturune ve yemegine de cok yakin olmak avantaj olabilir.
Not: O kadar yer gordum ama Paris'i gormedim hala. Ama bildigim kadariyla Berlin gibi oldugunu dusunuyorum. Gitmek istiyorum en kisa zamanda.
0