[]

Saç rengi ve boyasi nasıl seçilir?

Özellikle saçlarımın ön kısımlarında beyazlarım iyice belirginlestigi için yıllardır direndigim saç boyatma batağına girmeye karar verdim.

Saçlarımin kendi rengi koyu kestane; kaşlarim, gözlerim yine koyu renkli, ten rengim de buğday. Madem boyatiyorum bari değişiklik oldu kendi renginden farklı bir renge boyatayim dedim ama bir anda demet akalin'a dönmek de en büyük fobim. Renk seçimi konusunda da tam bir cahil olduğum için size sorayım dedim. Hangi tonlardaki renklere bakabilirim? Kuaförde boya ile ilgili dikkat etmem gereken bir şey var mıdır? Hem mümkün olduğunca doğal dursun, hem ufak da olsa farklı olsun hem de saça çok zarar vermesin istiyorum.

Bir de boyalı saçların bakımı sahiden çok mu zor? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Farklı olsun istiyorsanız o saça açıcı sürülecek ve yıpranacak, ayrıca sürekli dip boya gereksinimi olacak, kaşlarınızın rengini de kırdırmanız gerekecek. Bu eziyete hazır mısınız?
Değilseniz benim gibi yapın, ben saçımı, kendi rengine boyatıyorum.

  • matilda  (05.09.19 17:22:24) 
ben saçımı her ay beyaza boyatıyorum, kaşlarım da bir parmak kalınlığında ve kapkara, rengini falan da kırdırmadım. ofiste bir kız var, neredeyse haftada bir saç rengi değiştiriyor. koyu kestane saça farklı bir renk yapmak için açıcı sürmek veya dip boyası yapılacak diye sürünüp ağlamak şart değil. ancak buradan tavsiyede bulunmamız da maalesef pek mümkün değil. kendi rengine boyatırsanız en rahatı olacağı kesin, onun dışında bence internetten fotoğraflara bakarak 5 tane falan seçim yapıp boyayı yaptıracağınız kuaföre göstererek hangisinin uygulanabilir olup olmadığını konuşabilirsiniz.


  • bir garip melek  (05.09.19 19:05:55) 
kesinlikle cilt tonuna gore degisir. atiyorum sari alttonlu biri uygun olmayan bir renge boyatirsa hasta gibi gozukebilir. baska birinde guzel duran renk sizde kotu durabilir. konunun uzmani degilim ama google'dan arastir.


  • hot potato  (05.09.19 19:11:22) 
Hot potato +1. Youtube'da da bu konuda videolar var. Bir de her kuaför Instagram hesabı açıyor neredeyse, oradan yaptıkları işlere bakın. Herkese aynı sarı rengi yapan bir kuaförse oraya boyatmayın.

Belki aralara balyajla farklı bir renk katarak ufak ufak başlayabilirsiniz renk değişimine.
  • wish i could find a way to disappear  (05.09.19 22:01:14) 
[]

Foreo luna almaya değer mi?

Annem ile birlikte birer tane alalım diye düşündük; dünden beri intenetteki videoların içinde kayboldum resmen. Yurtdisinda ve turkiye'de cok fazla öven de var ama bir yandan bakınca silikon bir makine. Kırışıklık vs etkisinden ziyade temizleme ürünlerinin ve kremlerin etkisi arttırmak için almak niyetindeyim.

Ürünü alırsak yurtdisindan alacağız; türkiye kadar pahalı olmasa da yine de ucuz bir ürün değil. Bu yüzden aklım bir yandan da miniso'daki 100 liralık muadiline kayıyor. Bakteri üretmiyor, titreşimler ise yarıyor vs yazmışlar da miniso'daki üretiyor mudur ki?

Kullanan, deneyimleyen varsa memnun olup olmadiklarini belirtirlerse çok sevinirim. Paraya kiyip alayım mı yoksa hiç gerek yok mu? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
bu ikileme düşmüş ve minisoyu alan biri olarak memnunum. Foreoya o kadar para yine verirdim ama bloggerlara youtuberlara bedava dağıtmasalardı eğer. Salak hissetmemek için kendimi minisodan aldım. Titreşim ayarı var ve bence kullanışlı.


  • tuborg yesili  (24.08.19 20:06:18) 
Ben foreo luna mini 2yi amazon.de indirimde 64€ya yakalayip almistim. Kardesim kullaniyor, cok memnun o. Oldukca memnun.

Ben de kullaniyorum benimkini arada ama duzenli kullanmadigimdan olsa gerek -ya da daha dogrusu boyle seyleri gorup anlamayan biri oldugumdan- ben bi fark etmedim.
  • kuehles blondes  (24.08.19 20:11:03) 
[]

Delf/ dalf sertifikalari gecerlilik suresi

internette aradim ama bulamadim. Yaklasik 6 yil once dalf c2 sertifikasi almistim fransiz kultur merkezi'nden, hic kullanmadan bir kosede durdu yillarca. Simdi bu sertifikanin bir gecerlilik suresi var mi, yoksa hayatim boyunca herhangi bir zamanda kullabilir miyim? Tesekkur ederim simdiden herkese.




 
DALF Fransa'da ömür boyu geçerli ama Türkiye'de değil.


  • wish i could find a way to disappear  (19.08.19 20:55:47) 
Türkiye’de kaç yıl peki?


  • kilimanjaro  (19.08.19 22:03:46) 
Şöyle ki akademik başvurularda genelde "son X yıl içinde alınma" şartı koşuyorlar, biraz onu düşünerek yazdım. Benim üniversitem 5 yıl olarak uyguluyordu.


  • wish i could find a way to disappear  (19.08.19 22:24:52) 
omur boyu geçerli.


  • cedex  (20.08.19 07:58:09) 
[]

İnstagram çılgınlığından kendinizi nasıl koruyorsunuz?

Ben özellikle son bir yıldır bulunduğum her ortamdan çığlık atarak kaçmak istiyorum bu çılgınlık yüzünden. İnstagramı ben de kullanıyorum; ara sıra hikaye paylaşımı, fotoğraf paylaşımı vs de yapıyorum. Üstelik takip ettiğim bazı hesaplar sayesinde de bir sürü yeni şey öğreniyorum. Kısacası tamamen instagram karşıtı değilim. Benim karşı olduğum nokta hayatı tamamen instagram odaklı yaşamaya varan bir duruma dönüşmesi.

Sosyal hayatımdaki her alanda sürekli olarak yaşadığım bir durum oldu bu; arkadaşlarla kahve icmeye gidiyoruz, bir anda tüm telefonlar ortaya çıkıyor. Dakikalarca fotoğraf çekimi yapılıyor. 'Sen surdan bak, bir de beni burdan cek' derken kahve de soğuyor, muhabbet de. Oyle ki gidecegimiz yerleri bile fotograf cekmeye uygun olarak secer oldular. Başka bir arkadaş grubum ile geziye gidiyoruz; instagramda paylaşım yapmak için saatlerce aynı noktada fotoğraf cektirildiginden en az bir saatimizi boşa harcamış gibi hissediyorum. Kuzenim evleniyor, evini diziyoruz. Evinin banyosunun storysini bile çektiğinden bir saatlik iş beş saatte bitiyor. Tatile gidiyorum annem arayıp 'neden paylaşım yapmiyorsun, bana fotoğraf göndermiyorsun?' diye fırçalayor. Bir başkası ablasıyla birbirine giriyor, iki dakika sonra aynı ablayla mutlu aile pozları verip paylaşıyor.konsere gidiyoruz, o anki ambiyans kimsenin umrunda değil, herkes story çekme derdinde olduğu için sahneyi bile net göremiyorum. Ani yaşamıyoruz, mış gibi yapıyoruz.

Bunları yapanları ergen grubu olarak da düşünmeyelim bu arada; hepsi +25 yaş grubunda olan insanlar. Hayatımızın bu derece odak noktasında olmasını asla anlamlandiramiyorum. Ha bu şekilde mutlu olanlar da olabilir fakat etrafındakileri rahatsız eden duruma geldiğinde biraz daha dikkatli olmak gerekmiyor mu sizce de?

Velhasıl çok uzattım ama insanların genel görüşünü merak ediyorum. Ben düşüncelerimi paylaştığımda müzeden kaçmışim gibi muamele gördüğüm için sorun bende galiba diye düşünmeye başladım artık. Bu arada tersleyecek şekilde konuşsam erkek arkadaşım hariç etrafımdaki herkes ile iletişimi koparmak gerekir.

 
yabancı değilim, böyle arkadaşlarım var ama neyse ki çoğunlukta değiller. katlanıyoruz.

ama mesela instagramımda arkadaşlarımı takip etmiyorum. insan hayatı takip etmek istemiyorum. dağ taş böcek hobilerim ilginç komik vs şeyler takip ediyorum. beni takip et beni takip et diyenlerin de yüzüne takip etmediğimi söylüyorum.

anca bu kadar uzak durabiliyorum. ama biri çıkarıp hadi poz verelim yok şu açıda tutun falan deyince bi iki dk zaman ayırdıktan sonra uğraşamiycam deyip aradan çekiliyorum.
  • sttc  (15.08.19 22:12:13) 
kullanmiyorum. hic kullanmadim, kullanmam da, biraz saygisizca olacak ama her seyin "resmini" cekenleri de sevmiyorum. sadece twitter kullaniyorum. bana yetiyor hatta twitter'a bayiliyorum dunyanin en iyi 100 icadi bile olabilir. cevremde arkadasim diyebilecegim hicbir arkadasim bir yere gidince cekilelim soyle duralim vs de demiyor. benden korkuyorlar da mi demiyorlar benim gibi dusunuyorlar onu bilmiyorum.


  • dionisis  (15.08.19 22:14:17) 
hiç instagram kullanmadım, herhangi bir önyargım da yok, ihtiyaç hissetsem kullanırım. karşı taraf abartmadığı sürece sorun yok. bir arkadaşım her buluşmamızda istisnasız poz verdirip fotoğraf çekmeye çalışıyordu, birkaç kere uyardık -bokunu çıkardın, yeter- diye, şimdi yanımızda yapmıyor artık. ama yapmaya devam etseydi iletişimi koparırdım. yani çevrende bir budama yapman şart gibi görünüyor.


  • night train  (15.08.19 22:22:53) 
İnstagram hesabı açmayarak problemi kökünden çözdüm.


  • ne zaman emekli olacagim  (15.08.19 22:29:29) 
Facebook, Twitter hepsini kullandım ama instagram'a bi turlu alisamadim. Daha story paylasmisligim yok o derece. Fazlasiyla samimiyetsiz geliyor bana. Ama her mecra gibi bu da tuketilip rafa kaldirilacak birkac seneye.


  • msb  (15.08.19 22:29:46) 
Bende de var instagram ve bu sekilde yaşayanları sessize aliyorum hic görmüyorum sorun kalmiyor hatta baya bos insanmış dedigim kisiler bile cikiyor


  • basond  (15.08.19 22:30:33) 
Mevzu instagram hesabı açıp açmamak değil aslında. Orda önemli olan nokta sizin hesabınız olması değil ki; etrafinizdakiler aşırı aktif biçimde kullandığı için sizin de buna maruz kalmanız.


  • fraise  (15.08.19 22:30:37) 
ben de kullanım konusunda senin gibiyim. haftada 1-2 stori paylaşırım. genelde kedim ya da ilginç bulduğum bir yer, bir bina. birkaç ayda bir de foto yüklerim. işten güçten güzel bir şey çekemediğimden 2 yılda 5-6 tane yükledim.

çevremde çok şükür seninkiler kadar instagram delisi tipler yok. fotoğraf çekilecekse de 2-3 dakikalık bir sembolik fotoğraf merasimi olur. ben de çekerken bu işin saçmalığını hissederek hep bıyıkaltından gülerim ama beğenirsem de arada sırada bir tane paylaşırım.

diğer yandan hayatı instagram üzerinden yaşayanlara sokakta denk geliyorum. garip garip bakıyorum. otun bokun resmini çekmeye çalışan insanların çok salak olduğunu düşünüyorum. zaten internette her şeyin resmi var. kız kulesini çekmesen de olur, google sana ayrıntısıyla gösteriyor zaten. her boku çekmekle vakit kaybedeceğine biraz bak ne bileyim, tadını çıkar.

bazen instagramda güzel kızlar görüyorum. o pozları ve dekoru oluşturmak için ne çok uğraştıklarını, kaç ayrı poz çektirdiklerini düşünüyorum. profillerinde hep kendileri varlar ama onları çeken kim, bu isimsiz kahramanlar kızımızın egosuna yenik düşmüşler ve görünmemeyi kabullenmişler mi yoksa onlar da zorla bizim kızımıza mı çektiriyorlar diye kendi kendime sorular soruyorum. zaten arkadaş çevrelerinin de öyle olduğu etiketlenen resimlerden anlaşılıyor. ara sıra "bir gün böyle insanlara zorunlu olarak denk gelirsem ne yaparım, sinirlenir miyim, kaçar gider miyim, bunlara nasıl uyarım" diye kara kara düşündüğüm oluyor. bir yandan da artık eski nesil olduğumu, yaşlandığımı fark ediyorum...
  • i ve been mistreated  (15.08.19 22:35:15 ~ 22:36:35) 
Bence şu ''arkadaşlarla kafedeyiz, foto çekilmekten muhabbet edemiyoruz'' olayını dramaya bağlıyor ve biraz abartıyorsunuz :D

herkese oluyor bu, rakı içiyoruz balkonda masayı çekip atıyoruz 5 dakika sürüyor. Geri kalan 3 saat muhabbet ediyoruz. veya balıkesir yolundayız ayçiçeği tarlası görüp giriyoruz içine foto çekilmek 10 dakika, sonra yine yolumuza devam ediyoruz. Bi hikaye atmak nasıl 1 saat sürüyor ben onu anlamıyorum. Sana demiyorum herkes bağladı bu ''muhabbet edemiyoruz'' olayına o yüzden merak ediyorum.

He Mesela Balıkesir yolundaki ve rakı masasında yanımızda olanlardan biri instagram kullanmıyor ama bizimle eğleniyor, gülüyor geçiyor. Dalganıza bakın biraz :)
  • eazy  (15.08.19 22:39:26 ~ 22:41:21) 
Eazy, beş kişilik bir grup ile gittiniz diyelim; dördünün fotoğrafı cafenin farklı yerinde, farklı acılarla tek tek çekiliyor. Sonra özel programlar ile bu fotoğraf üzerinde tek tek oynama yapılıyor, hepsine bakılip en uygun olanı instagrama yükleniyor.

Farklı farklı gruplarda defalarca yaşadım bunu. Takdir edersiniz ki zaman alan bir şey ve her bulusmada yasaniyor. Gerçekten masayı terkedesim geliyor o esnada.

İki fotoğraf çekip instagramda paylaşmaya bir şey demiyorum zaten; keske dediğiniz gibi on dakika sürüyor olsa.
  • fraise  (15.08.19 22:42:36 ~ 22:45:10) 
bir de sadece kendini paylaşanları eskiden takipten çıkarıyordum. şimdi mute gelince susturmaya başladım. kimsenin sadece suratını, boydan pozlarını merak etmiyorum. içerik sadece kendisinden oluşuyorsa ya da çok sıkıcıysa ve kendini tekrar ediyorsa sıkılıyorum ve mute ediyorum. tanımadıklarımdan sıkılınca takibi bırakıyorum. feysbuku da böyle kullanıyordum. sonunda feed'de tanıdığım kimse kalmamıştı :D instada 350-400 civarı hesap takip ediyorum. herhalde mute etmediğim 50-60 kişi falan kalmıştır.


  • i ve been mistreated  (15.08.19 22:44:24) 
instagram toplumun, özellikle kadın bireylerin evrimsel güdülerinin doyumunda ciddi bir araç evet. kolay, çabasız ve sürekli. sen de benzer doyuma belirli donanımlarınla, meziyetlerinle, görünüşünle bizzat toplumun içerisinde organik olarak ulaşıyorsundur. sana gereksiz gelmesinin büyük sebebi bu.


  • honore de balzac  (15.08.19 22:44:50) 
facebook gibi instagramda da bir süre sonra ekleyeceğiniz insan sayısı azalıyor ve bitiyor doğal olarak. hep aynı insanların aynı fotolarını görmeye başlıyoruz. bunun sonucunda da daha az girmeye başlıyoruz uygulamaya. şu an milletin daha ekleyeceği insanlar bitmedi. follow follower sayısı limite ulaşsın insanlar sıkılacak.


  • kelepir  (15.08.19 22:50:59) 
Böyle arkadaş edinmiyorum. Es kaza varsa ve zaman geçirmek durumundaysam minimum tutuyorum süreyi. Kendim hiç hesap açmadım, kullanmıyorum zaten. Hiç yalnızlıkta çekmiyorum, gayet geniş bir çevrem var.


  • Phoebe  (15.08.19 22:52:10 ~ 16.08.19 10:04:21) 
Gorusum soyle :
Olay instagramdan ibaret oldugu noktada benden bu kadar der ortamdab uzaklasirim. Bkunu çıkarmamak lazim. Biraz gercek hayati yasamak lazim. Get a life lan.

  • stavro  (15.08.19 23:45:37) 
Abi olay zaten ''life'' olayı :D

Orası artık kimlik gibi bir yer oldu. Şimdi takılmaya gittin diyelim, yanındaki 5 kişi haricinde kimse bilmiyor nereye gittiğini, ne yaptığını falan. Ee ne yapacaksın? Hikaye atıp kendi reklamını, takıldığını göstereceksin. Niye göstermeyeseyin? Kimi yazarak ne yaptığını anlatıyor, kimi Twit atıyor, kimi instagram'da kendi reklamını yapıyor. Yapmak isteyen yapar, yapmak istemeyen yapmaz. Sürekli selfie atmak saçma evet, kafede 1 saat foto çekilmek x2 saçmalık evet. Ama kimlik işte, orada yoksan, hayatta da yoksun gibi bir şey oldu.

Hee, hep İnstagram gömülüyor ama Twitter daha kötü lan. Memesini açan kızlar, sürekli karı kız kovalayanlar, yalandan vatsap görüntüsü atanlar, olmayanı olmuş gibi anlatanlar, fake hesaplar, dolandırıcılar, nude için maymun olanlar. İnstagram'da kendini dahi olsa güzel sanatsal foto çekenleri seviyorum ben. Twitter gibi rol yeri değil, tipin neyse onu atıyorsun easy :D
  • eazy  (16.08.19 00:00:32) 
benim etrafimda sizin bahsettiginiz dereceye gelmis insan yok.
zaten ben de arkadaslarimla vs. bulusunca ya telefon yanimda degildir, ya da cebimden telefonu cikarmam. biri ararsa bile acil degilse acmam. karsimdakine saygisizlik olur.

tabii bulustuklarim icinde telefonu eline ikide bir alan tipler de var. ben de mal mal kalip izliyorum onlari oylece. bir sey de diyemiyorum. madem telefona bakacaktin, biz neden burada bulustuk?
bu durumu soyle goruyorum. tanimadiginiz bir ortamdasiniz. parti var diyelim. arkadasiniz sizi cagiriyor. ve merhaba deyip kaciyor sizden. siz de tum parti boyunca yalniz kaliyorsunuz.
sizi davet eden kisi de, baskalarina kendini begendirmekle mesgul. parti boyle guzel, ben boyle sosyalim, bu kadar arkadasim var vs.

ozetlersem, bence en hafif tabirle bu bir terbiyesizlik. insanlar bulusunca ellerinde telefon olmamali. ellerinde icecek agizlarinda da muhabbet ve kahkahalar olmali. bulusma boyunca elinde telefon olan, story derdinde olan kisinin karsisindaki zerre saygisi yoktur.
  • Leonardo~Da~Vinci  (16.08.19 00:32:13) 
İnstagramı ilk duyduğumda henüz bu kadar yaygınlaşmamıştı. Baya baya fotoğrafçılık aplikasyonuydu. Olayın sosyal medya olmaya evrilişi sonradandır. Ben ilk başta öyle bir ilgi alanım olmadığından kullanmadım, sonra aldığı şekle ekstradan gıcık olup kullanmadım. Bazen dünyada bunu kullanmayan bi Sentinel adası yerlileri bir de ben kalmışım gibi hissetsem de başkalarının da benimle beraber olduğunu görüp rahatlıyorum.


  • d max  (16.08.19 01:14:49) 
sanırım ben olayı instagram hesabı açmayarak değil kalabalık arkadaş grubu edinmeyerek çözmüşüm :) bizde niye böyle olmuyor diye düşünüp düşünüp buna kanaat getirdim :) bizim buluşmalar çoğunlukla 2 kişi ya da 2 çift (bazen 3 çift olduğu oluyor nadiren) şeklinde oluyor. çiftlerden ben hariç kadın olanı instagram düşkünü bile olsa en fazla 3 dakika sonra işini bitirmiş sohbete dönmüş oluyor. benim de çok bi bağımlılığım olmamakla birlikle fotoğraf koyacaksam hemen koyuyor, filtreyle şopla filan uğraşmıyorum. hikayeleri de çoğunlukla paylaşan kişinin paylaşımından hikayene ekle butonuyla çözüyorum. bakınca bunların hiç biri 5 dakikadan fazla zaman almıyor, dolayısıyla rahatsız etmiyor kimseyi de.


  • in vino veritas  (16.08.19 01:16:27) 
twitter'a girmemek icin app'i silmem gerekirken, ilginc bir sekilde hic vaktimi almiyor instagram. gunde bes on dakikami aliyordur maksimum.


  • reshad the lionheart  (16.08.19 06:21:15) 
Kesinlikle sağlıklı olan sensin ve etrafındakiler bir nevi like bağımlısı olabilir.

Arkadaş çevreni kısıtlayabilirsin yahut geçirdiğin süreyi kısabilirsin.

Anneyle de konuşup bakış açını anlatırsın. Kuzene yapacak bir şey yok.

Ama şanslısın ki erkek arkadaşın böyle değil. O öyle olsa kafayı yerdin.
  • EasyTiger  (16.08.19 07:07:51) 
Instagram hesabim yok, açmayacağım da. Öngörülü bir insan değilimdir pek ama Instagram ilk yaygınlaşmaya başladığında çoğu kişinin zamanını ve ilgisini tutsak edecek birşey bu diye düşünmüştüm. Çevremde aşırı derecede Instagram kullanan yok, es kaza öyle biriyle vakit geçiriyorsam beni şöyle çeker misin'lere bir iki defadan sonra direkt çekemem yeter diyorum, telefonla meşgul iseler ve anlamıyorlarsa da önce şu telefonları bir kenara mi koysak diyorum, olduramadıysam kalkıp gidiyorum, çok nadir oluyor gerçi son söylediğim.


  • saveur  (16.08.19 10:02:42) 
vay be hayat tarzları nasıl da değişmiş. geçen güldür güldür'de denk gelmiştim bununla ilgili espriye. bildiğin abartı falan değilmiş orada resmedilenler.


  • orijinal nick bulamadim  (16.08.19 10:11:05) 
çevremde instagram odaklı tek bir kişi bile olsa iletişimi tamamen keserdim. yaptığı her şeyi alakalı alakasız herkesle paylaşan, ne kadar da güzel yapıyoruz, aman da şöyle eğleniyoruz, müthiş güzeliz, İYİKİ DOĞMUŞSUN İYİKİM falan kafasını asla anlayamıyorum çünkü ve bana aşırı kıro ve komik geliyor. iş münasebetiyle iletişimde olduğum bir kişi var böyle, gerçekten artık kızın storylerini arkadaşlar arasında birbirimize gönderip "SJDKSHDJSKHFJHSJK" odaklı şeyler yazmak eğlencemiz haline geldi. senin dandik hayatında neyle meşgul olduğundan kime ne ki saat başı bir şey paylaşıyorsun çünkü. iki üç gündür karşıma bişeysi çıkmıyor bahsettiğim kişinin bu arada öldü herhalde kızcağız, allah rahmet eylesin.

neyse ne diyordum, instagramda gün aşırı kendini paylaşan herkes aşırı kekodur ve aksini savunan herkes kekoluğa koşulsuz şartsız yaltaklık yapmaktadır. story konusuna hiç girmedim farkındaysan, çünkü açık ara dünyanın en kötü eklentisi ya, verdin eline milyonlarca maymunun bir oyuncak, şimdi arabada bir yere giderken dinlediği şarkının storysini atıyor, çeyizini falan çekiyor videoya allah akıl fikir versin ne diyim.

soruya cevap vermeyi unutmuşum, özel bir şey yapmıyorum etrafımda pek böyle insanlar olmadığından, kendiliğinden gelişiyor bu korunma. hasbelkader böyle birilerine denk gelirsem hunharca dalga geçerek bertaraf ediyorum instagramcılığını. beyle.
  • evde liyakat kalmamis  (16.08.19 10:35:29 ~ 10:37:41) 
ben genellikle bisiklet turuna çıktığım zaman bir iki tane story atıyorum yollarda.. o da birileri arayıp sağa sola gidiyoruz sen de gel demesin diye.. malum tur 3-4 saat sürüyor, sonrası da yorgunluk oluyor.. story'i gören anlıyor zaten aramıyor.. story olmayan günlerde de arayıp akşam görüşelim planları yapılıyor.. uygulamayı mantıklı kullanınca güzel oluyor aslında :)


  • strobist  (16.08.19 13:02:37) 
[]

Girit ve sardinya adasi tavsiyeleri

Ani bir kararla kuzenim ile Girit'e gitmeye karar verdik. Uçak bileti ve oteli ayarladık. 8 gün kalacağız. Fakat öyle daha öncesinden düşünülmüş bir şey olmadığından plan filan yapmadık. Nerelere gidelim, görelim? Mutlaka dikkat edin diyebileceğiz bir şeyler var mıdır? 2 kadın olacağız bu arada.

Kardeşim de Sardinya adasına gidecek 5 günlüğüne arkadaş grubu ile. Onlar için verebileceğiniz tavsiyeleriniz var mıdır? Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Araba kiralayin


  • kuehles blondes  (05.06.19 18:13:21) 
Araba kiralama ihtimalimiz yok ya. Kuzenim normalde ingiltere'de yaşıyor zaten; sağ direksiyona alışkın. Ben de bilmediğim yerlerde araç kullanacak kadar usta bir şoför değilim.


  • fraise  (05.06.19 18:14:41) 
Giriti çok bilmem ama Sardegnada özellikle araba şart. Yani girit için de aynısı geçerli, buralar öyle toplu taşıma altyapısı olan yerler olmuyor genelde. Muğla'ya gittiğinizi falan düşünün mesela, dalaman havalimanına gidiyorsunuz, havalimanın etrafında bi tane plaj var, orada mı takılacaksın. Araba kiralarsan fethiye marmaris datça koy koy dolaşırsın. Sürekli taksi arayacak haliniz de yok.


  • mirafiori  (05.06.19 18:21:02) 
Sardinya'da Alghero'ya uğranabilir, sevimli ve sakin bir yer.


  • edaddy  (05.06.19 19:00:48) 
Hangi Şehre iniyorsunuz? Chania, Heraklion?


  • kostas  (05.06.19 21:17:12) 
@kostas, heraklion'a ineceğiz.


  • fraise  (05.06.19 22:28:34) 
Dönüşünüz de Heraklion'dan olacaksa Sitia, Rethymno ve Chania'yı planınıza ekleyin derim. Heraklion'da mutlaka Knossos sarayını ziyaret edin. Bu şehirler arasında iyi işleyen otobüs ağı var (bkz: k-tel). Diğer bir alternatif (diğer şehirlere geçmeyecekseniz) Heraklion'dan Santorini'ye geçmeniz olabilir. Ayrıntı için mesaj atabilirsiniz.


  • kostas  (06.06.19 10:48:39) 
[]

Pırlanta yüzük için nerelere bakalım?

Babam anneme sürpriz pırlanta yüzük almak istiyormus, beraber bakalım dedi fakat ben pırlantadan hoşlanmadığım için konuya çok uzağım. 5 gün kadar istanbul'da babam, bu süre zarfında nerelere bakalım? Avrupa yakası bizim için daha iyi ama anadolu yakası da olur. Bildiğimiz atasay, altinbas gibi kuyumculara bakmak mi daha iyi olur yoksa kapalı çarşı taraflarına mi gidelim? Alırken dikkat etmemiz gereken bir şeyler var mı? Kampanya vs var mıdır? Annemin alacağı ilk yüzük değil; babam içinden geldiği için almak istiyor simdi, o yuzden çok satafatli ve pahalı bir şey olmasına gerek yok. Aksine zarif ve düz bir şey bakacağız. Her girdiğimiz yerde böyle bir alternatif bulabilir miyiz?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Kuyumcukent


  • datnet  (25.02.19 17:33:42) 
Atasay gibi yerlerden alinca sertifika da veriyorlar.


  • nax  (25.02.19 17:41:23) 
atasaydan falan alırsan markaya para verirsin. ankarada olsan iyi bir kuyumcu var. gia sertifikalı pırlanta veriyor. 0,30dan karattan küçükse sertifika olmaz. kuyumcu sana sertifika vereyim der onlar hikaye. tabi önce kaçlık alacaksınız bu önemli.


  • prasinos  (25.02.19 18:18:51) 
burcuokut jewellery

pırlanta harici alternatifleri de var.
  • balik kraker  (26.02.19 00:13:55) 
Ariş e bi bakın derim. Anlamak kolay fiyat teklifi ve taş özelliklerini yazıp veriyorlar. Gia gibi uluslararası sertifika şart yoksa riskli. Bu sertifikada taşın içine yazılıyor seri no. ben bakıp gözümle görmüştüm


  • gatherer  (26.02.19 00:17:21) 
Fikir olsun diye yazayım; sonuc olarak zen pırlantadan sertifikası vs ile birlikte aldık; gittiğimiz yerdeki çalışanlar bizim ile bayağı güzel de ilgilendiler.


  • fraise  (01.03.19 16:23:36 ~ 16:24:02) 
ne sertifikası vardı ve kaç karatlık aldınız?


  • prasinos  (01.03.19 20:33:15) 
0.35 karat, sertifikasını çok incelemedim açıkçası, 2 ayrı sertifika koydular; bir sirketin sertifikasi bir de uluslararası sertikaymis galiba.

Dediğim gibi pirlanta benim için pek güzel şeyler ifade etmediğinden alıp çıktık gibi oldu; maksat annem mutlu olsun işte. Bana kalsa hayatta almazdım.
  • fraise  (02.03.19 02:11:10) 
[]

Sık sık migren atağı geçirmek neden olur nasıl engellenir?

Annemin yıllardır migreni var fakat bu sene giderek şiddetlendi; ayda en az 4 5 gün atak geçiriyor, kafasını kaldıramıyor kadın. Önceleri doktoru özel jel bir hap veriyordu, dilinin altına koyunca biraz rahatlatıyordu, artık onun bir etkisi olmuyor. Son gittiğinde sprey vermiş; günde maksimum 2 kere sıkıyor. Bu da ancak hafifletiyor ama asla geçirmiyor. Kötü bir baş ağrısı varmış gibi oluyor. Bu ataklar neden bu kadar sık olur ki? Normal mi bu durum?

Bir de annem yurtdışında yaşıyor; bu ilaçları veren de hep aile hekimi. Geçen gittiğinde 'daha kötü olursa uzman bir doktora gonderirim' demişti ama yine göndermedi. Gelecek hafta için randevu almışlar, uzman doktora görünmek için biraz üstelesinler değil mi? Kadın her ay ağrı çekiyor, bunun bir cozumu olmalı diye düşünüyorum. Doktorun onemsememesi canimi sıktı. Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Profilaktik migren tedavisinde topamax vs kullanılıyor. Ataklar sıksa profilaktik tedavi denenebilir. Veya transkraniyal direkt akım vs uygulayan hekimleri araştırın isterseniz.


  • curukturpkokusu  (24.02.19 14:45:43) 
Bende sik sik atak geciriyordum. Hala daha gecirdigim oluyor. Norolog bana 6 ay prozac başlamıştı. Ataklarimin çevresel paikolojik etkenlere dayandigini soylemisti. Inanilmaz hassas bir bunyem var. Haataneye gidip hasta gorup eve bas agrisiyla dönüp 3 gun kalkamadığım oluyor. Belki anneniz de asiri hassastir. Bana ilaci 6 ay sonra biraktirdi. Beni uzen her seyden uzak kalacakmisim da tabii mumkun olmuyor ya da surekli ilac alacaksin dedi. Mumkun mertebe bazI seylerden uzak kaliyorum. Tabi klasik isik, gunes, peynir,cikolata ve daha yazmadigim bir suru sey de tetikliyor. Iyi bir norologa gorunmesini oneririm.

Migren ilaclari nedense cok cabuk bagisiklik olusturuyor. Onceden migrex icip 10 dk sonra kendime gelirdim ama artik fayda etmedigi icin icmiyorum. Galiba ilactan ziyade baska seyler denemek gerekebilir. Migren icin botoksu arastirabilirsiniz.
  • nick konusunda kararsizim  (24.02.19 15:11:02 ~ 15:19:02) 
Bende de zaman zaman ayda 3-4 kez tekrarlayan (bazen bir hafta içinde 2 kez) migren atakları oluyor. atakları dindirmek için doktor migrex verdi ama çok sık kullanmamaya ve ağrı dayanılabilecek şiddetteyse katlanmaya çalışıyorum.

benden daha şiddetli atakları olan bir arkadaşım transkraniyal direkt akım hikayesini denedi ve iyi sonuç elde etti, atak sıklığı ve şiddeti azaldı. ama çok acı verici bir yöntem gibi göründüğü için ben cesaret edemiyorum.
  • luin 41  (24.02.19 15:15:38 ~ 25.02.19 16:50:54) 
ayda bir şiddetli (yataklara düşürecek cinsten) migren geçiren bir arkadaşım süt ürünleri ve gluten tüketmeyi kestiğinden beri migren geçirmiyor, gün içinde ayakta atlatıyor diyelim, 6-7 ay oldu.

süt ürünü olarak sadece kefir - yoğurt - keçi peyniri tüketiyor. ekmek, un, hamur işi vs yok.

ne kadar alakalı/bilimsel bilmiyorum ama benzer yorumları yapan başka insanlar da duydum/gördüm.

hafif ataklarda nane yağı gibi şeyler koklamak iyi geliyormuş bir de.
  • taurina  (24.02.19 15:25:27) 
O kadar farkli sebebi olabiliyor ki, kadinlar icin hormonlarin da cok etkisi var, ornegin pms donemleri ya da menopozun da pay sahibi oldugu olabiliyor, oralara bir bakilabilir. Yedikleri, ictikleri degismis olabilir, aclik suresi vs degismis olabilir, spor ya da hareketlilik vs


  • red g  (24.02.19 17:30:57) 
Migren yaş aldıkça sıklığı azalır normalde. Türkiye*ye gelse bi haftada mr dan bt ye çekilir bi karar verilirdi. Tabii ki bu durumda nöroloji ve algoloji bölümlerine gitmeli,


  • gatherer  (24.02.19 23:15:58) 
www.eksiduyuru.com

buraya yazdıklarıma bir göz atabilirsiniz. migren bazı yabancı kaynaklarda besin intoleransı olarak geçiyor.

taurina + 1
  • Phoebe  (24.02.19 23:58:55) 
[]

fayansin icinden su sizmasi neden olur?

son iki haftadir kombinin suyu iki gunde bir bitiyordu; dort bes gun once giristeki kaloriferin yaninda ufak bir su birikintisi olusmus, ilk basta sorun petekte sandik, kapattik. hafta ici tesisatci cagirip yaptiracaktik. bugun yine kombinin suyu bitmis, tekrar kontrol ettigimizde fark ettik ki su petekten degil, fayans icinden sizdiriyor. Pazartesi tesisatciyi arayacagim ama neden oldugunu merak ettim. boru patlamis olabilir mi? alt komsunun tavanina filan da zarar vermis midir? daha once basina boyle bir sey gelen bir duyurucu vardir belki dedim.

tesekkur ederim simdiden herkese.


 
dirseklerden birinden kaçırıyodur sıva altındaki

pprc borularla yapılıyor, onlar da eritilerek yapıştırılıyor.

eritip yapıştırma işi kolay gibi gözükür ama inceliği çoktur, herkes yapamaz, yapar da böyle olur işte 3 5 vakit sonra kaçırmaya başlar.
  • killerbee  (27.01.19 00:55:31) 
biz de yaşadık, sıcak su boruyu patlatmıştı.


  • candide  (27.01.19 01:00:11) 
su iner, beton su geçirir.

ısrarla sürekli bir betonu ıslatırsanız eğer alt kata geçer eninde sonunda.

sıva altından olduğu için durumu bilmiyoruz.

suyun miktarını da bilmiyoruz.

havalar iyise çalıştırmayın derim.

yani banyoyu düşünelim, yerde ne var? fayans var, bu fayansların arasında da izolasyon sağlayan derz dolgusu var.

şimdi duvar içinden yürüyorsa direkt olarak beton ıslanacağından alta inebilir.
  • killerbee  (27.01.19 01:01:28 ~ 01:06:52) 
valla istanbul'dayiz ve ben usuyen biriyim. Evin tum peteklerini kapatmam mumkun degil. bu zamana kadar bir sey olsa sikayete gelirlerdi diye dusunduk sonradan. bir de cok asiri bir su degil, yarim cay bardagi su dokmusuz gibi bir sizintiydi,

Neyse yarin pazar oldugu icin tesisatci bulmak zor diye dusunmustuk ama bulmaya calisacagiz artik.
  • fraise  (27.01.19 01:06:11 ~ 01:22:58) 
su nereden yol bulursa oradan gider beton içinde. şanslıysanız az bir sızıntı vardır dirsekten ve komple mutfağın içine akıyordur ki büyük ihtimalle öyle. başka bir ihtimal dirsekten büyük sızıntı vardır veya boru patlamıştır(plastik boruysa patlaması pek olası değil aslında, 10-15 yıldır falanda demir boru hiç kullanılmıyor zaten) ve zaten bu durumda 2-3 günde alt kata inerdi. gerçi inse bile bir şey olmaz azıcık tavan boyası gider en fazla. kaloriferi hiç çalıştırmazsanız sızıntı da olmaz daha fazla ama sadece o peteği kapatmak sızıntıyı engellemez (büyük ihtimalle).


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (27.01.19 01:12:49) 
Az su olmasi imkansiz, kombinin icindeki butun su bosaliyor bi yerlerden.

Sadece senin gordugun kisim az.
Su anda komsun niye tavan kufleniyor diye dusunuyordur.
  • acemi  (27.01.19 11:55:54) 
Suyun sızdığı yerin bulunması lazım, sızıntıyı bulup tamir ettikten sonra bir süre ıslanan betonun kurumasını beklemek gerekiyor.


  • efx  (27.01.19 13:48:18) 
[]

Hangi eyeliner çeşidini almak daha mantıklı?

Duyurunun makyaj seven kizlari, toplanin. Normalde eyeliner kullanan biri değilim, ara sıra göz kalemi ya da far ile incecik bir çizgi çekiyorum ama cok kalici olmuyor ve dagiliyor onlar. Bu yuzden bir tane alayım da çantamda bulunsun dedim.

Normal eyelinerı kullanmak zor geliyor, kalem gibi olanlar rahat ama çabuk kuruyor diyorlar. Jel eyeliner fırça ile çekildiği için rahat kullanırım gibi geldi ama emin olamadım.

Benim için önemli olan ince şekilde cekilebilmesi, kullanımın pratik olması ve çabuk kurumamasi. Bu durumda kalem gibi olanları mi almak daha mantikli yoksa jel eyeliner mi? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
jel eyeliner o kadar da ince çekilmiyor, her ne kadar benim favorim olsa da ince arıyorsan çok düşünme. düşünürsen body shop'tan alabilirsin.

İnce olması için dipliner alabilirsin, ekonomine göre bir kozmetik markasının waterresist bir modeli yeterli olur sana.
  • lcha  (23.01.19 17:00:55) 
Diplinerlar hep şişe gibi olan çeşitleri ama ben onları zor kullanıyorum.


  • fraise  (23.01.19 17:03:45) 
ben çekmiyorum ama jeli kullanması daha kolay.


  • candide  (23.01.19 17:06:33) 
bana en kolay jel eyeliner geliyor hep. çok da kalın olmuyor, incecik sürüyorum diplere. uzun süre gidiyor bir de


  • aquarium  (23.01.19 17:07:46) 
www.hepsiburada.com

jelden daha iyi.jel kuruyor uzun vadede. elin kaçınça çok kalın geliyor vs ben diplinerden memnunum.
  • damla sakızlı dondurma  (23.01.19 17:09:39) 
miniso da kalem gibi olanlardan var, fiyatı da uygun.


  • kronik  (23.01.19 17:16:28) 
Bence incelik için dipliner kullan. İlk kullandığım zamanlar ben de beceremiyordum ama zamanla insanın eli alışıyor yapılamayacak bir şey değil.


  • purrty ploop  (23.01.19 17:20:36) 
kalem ile tüp şeklinde olanların kullanım açısından bi farkı yok aslında. ikisi de yumuşak uçlu. ben flormar ya da pastel kullanıyorum, dipliner.
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com

ikisi de hiç kurumuyor neredeyse. ofisteki yedeğim neredeyse bir senedir açık.

bu arada waterproof daha kalıcı sanki ama çıkarması eziyet.
  • elorelia  (23.01.19 17:24:50 ~ 17:25:45) 
Flormar'ın Precision Artliner Mat Siyah Likit Eyelinerını deneyebilirsin incecik sürülüyor hem de çok kolay kullanılıyor. ilk aldığımda çok ince olduğu için korkmuştum hep alem eyeliner kullanıyordum, süremem gibi gelmişti ama hiç öyle değil alabilirsin.


  • Mossy  (23.01.19 17:43:04) 
Daha once kalem eyeliner kullaniyodum ama görüntüsü jel kadar güzel durmuyor bence. Once noteun jel eyelineri kullandim, cok hosuma gitmedi dağılıyordu.
Favorimi buldum, the balm schwing. Bu konuda baya beceriksiz olmama ragmen super rahat sürebiliyorum, çabuk da kuruyor.

  • livaist  (23.01.19 22:32:30) 
İnce istiyorsanız bence normal eyeliner'dan şaşmayın. Jelde iş eyeliner fırçasında bitiyor ve pratiklik oranı düşük. O fırçayı sürekli yıkamanız gerekecek, fırça ne kadar ince olsa da çok ince bir sürüş elde edemeyceksiniz falan filan. Ben de The Balm'ın eyeliner'ını kullanıyorum yaklaşık 5 yıldır ve kendisiyle çok mutluyum. Ucu ince ve rahat sürülüyor; sürdüğüm gibi de kalıyor. Bir tane de Maybelline jel eyeliner'ım var ama fırçasını yıkamaya üşendiğim için çok ayda yılda bir kullanıyorum.


  • wish i could find a way to disappear  (23.01.19 23:47:50 ~ 23:48:53) 
[]

Tasarım takılar için oneriler

Değişik, minimalist takı tasarımlarının bulunduğu, alışveriş yaptığınız site olur, instagram hesabı olur; önerileriniz var mıdır?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
klaa design

instagram hesabı üzerinden ulaşabilirsiniz deniz beye. web sitesi de mevcut.
  • avianthem  (12.01.19 18:36:06) 
[]

İki kediyi birbirine alıştırma

Ablamın kedisi (ki aynı zamanda bizim kedimizin babası) 3 günlüğüne bizde kalacak. Az önce eve getirdim, ikisi de birbirini gördükleri anda tislamaya, tuhaf tuhaf sesler çıkartmaya başladılar. Bizim kedimizi odasına kapattım, diğeri evi geziyor şu anda. Daha önceden alışkın kediler esasinda ama 5-6 aydır görmüyorlar birbirini hiç. İkisi de kısır, erkek; bizimki 1.5 yaşında, babası 3.

Bu ikisini ben nasıl sakince karşılaştırırim? Şaşırdım zira hoplaya zıplaya beraber oyun oynayan, normalde de sakin olan kedilerdir. Böyle tepki vereceklerini düşünmemiştim.

Teşekkür ederim simdiden herkese.

 
iki kediden biri diğerine boyun eğmediği sürece alışmaları zor olur ama birlikte oldukları zaman ödül maması falan vermek belki bir nebze kolaylaştırabilir.


  • re noreno  (30.11.18 13:55:37) 
Belirli bir odada tutacaksınız bir süre. Birinin kokusunu diğerinin kabullenmesi gerek falan. Fakat evde dolaşması gereken evin sahibi olan kedi. Çünkü orası onun alanı. O kabul edecek diğerini kendi alanına. Yerleri değiştirin yani. Birinin yattığı bir yastığı diğerinin yanına, ötekine de ne bileyim oyuncağını falan verin. Kokulara bir alışsınlar. Biraz zaman geçince sizin gözetiminizde yan yana koyun. Biraz kavga edecekler bu arada. Yani hiç dokunmasınlar birbirlerine kısmı biraz zor. O yüzden iki kedinin de tırnakları kesili olsun. Birbirlerine ciddi zararlar veremesinler siz araya girene kadar. Birbirlerine kenetlenmelerine izin vermeyin. Buluşma kısmında herhangi birinin hareketini kısıtlamayın ama arada durun. Eğer birinin hareketlerini kısıtlayacak şekilde tutarsanız, öteki bunu fark edip kesin dalar diğerine. :)

Ekleme: Birbirlerine dalacakları an, tam göz bebeklerinin bir anda iyice büyüdüğü an olacak. Oradan hareketle araya girmeniz daha kolay olabilir. Sırt iyice kabaracak ondan hemen önce. Bir de bir tanesi, geri geri adım atıyorsa, kavgadan hemen önce, o muhtemelen kavga etseler kaybedecek olan. O misafir kediyse iyi. Ama diğeriyse, işte o zaman 3 gün ortalığın durulması için yeterli olmayabilir.
  • windowsguvenlikduvari  (30.11.18 14:00:27 ~ 14:04:59) 
Üç gün için özel çabaya gerek yok. Alismiyorlarsa ayrı takılsınlar.


  • herhaltibiliyoring  (30.11.18 14:54:55) 
[]

Yds ve ales için kaynak kitap önerisi

Bu iki sınava hazırlanırken destek aldığınız ve memnun kaldığınız kitap önerileriniz var mıdır? Bir sürü kitap seçeneği arasında kayboldum resmen.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
ALES için: PEGEM'in soru bankası kitabı (Tüm adaylar için olabilir).
YDS için: YDS Sınav Stratejileri Konu Anlatımlı

  • simderun  (22.11.18 10:31:26) 
ales için pegem, yds için akındil


  • bitse de gitsek  (22.11.18 12:24:01) 
pegem önermişler ama ben geçen ales'e pegem'in deneme sınavlarıyla hazırlandım. soru tiplerinin uzaktan yakından alakası yok. ales soruları çok daha kompleks. pegem'in ales deneme sınavını bitirdiğimde 20 dakika sürem kalıyordu. gerçek aleste baya boşum var.


  • tanrinin kudret eli  (22.11.18 14:01:59) 
bu işin yıllardır ekmeğini yiyen yayınevleri yıllardır kitapların kapağını değiştirip değişitirip satıyorlar. 2017 2018 oluyor 2018 2019 oluyor. ama içerik aynı, aynı olması dert değil ama sınavla ilgisi yok.

657 ales
657 sözel mantık çıkacak bir aya falan
eydeki bunun da yenisi çıkacak bir aya
tasarı ales - çok şart değil ama diğer büyüklere göre daha düzgün yapıyorlar işlerini -
657 youtube kanalı + umut cihan arslan ile sözel mantık kanalı bunlar da video izleyip öyle yapayım derseniz gayet güzeldir. gidip benim hocam falan izlemeyin sakın adamlar 10 yıl öncesinin formatına göre konu anlatıyor.

bunlar ortalama birine düzgün çalışmayla ea için 75-80 sayısal/sözel için 80-85 civarı yaptırır. yok ama ben derece kovalıyorum ya da ne bileyim dgs de kasıyorum derseniz bunlara ek olarak:

karekök rutin olmayan problemler
345 tyt mat
apotemi problemler
okyanus tyt master
çap akıl oyunları
çözüm 3d tyt mat + geo
acil tyt mat + geo
birey b geo

bunları kullanabilirsiniz.

deneme çözerken 150 dk üzerinden değil en fazla 130 dk üzerinden çözün. kaliteli ales denemesi biraz zor bulunur 657+tasarı alabilirsiniz ama yeterli olmazsa tyt denemelerini kullanabilirsiniz.
  • denek hayatım  (22.11.18 16:52:24 ~ 20:59:47) 
[]

Etrafa çok dagilmayan kedi kumu onerisi

Halihazırda eczacibasi/ pisi pisi ince taneli kum kullanıyoruz. Topaklanmasini, koku yapmaması vs konusunda oldukça memnunum fakat kap dışına çok dağılıyor. Her gün banyo ve koridoru supurmekten yıldım. Kapali tuvalet kullanıyoruz, önüne özel paspas aldım; dağılma azalsa da devam ediyor.

Fiyatı çok ucuk olmayan, memnun kaldığınız kum markasi öneriniz varsa alıp deneyeceğim. Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Ona yapacak pek bir sey yok. Kum bu neticede. Patilerine yapisip yine dagiliyor evin icine.


  • veritaslibertas  (02.10.18 14:42:23) 
www.google.com.tr
Bu tarz ürünler var. Reklamlarını görüyorum orda burda, ama denemedim. Delikleri arasında saçılan kumu topluyor.

  • diyanet takvimi  (02.10.18 14:57:29) 
kabin onune su 5 liralik kaydirmazlardan koyun dagilmasini oldukca azaltir.

anlatabildim insallah, hani su dolap iclerine veya dusakabin onune serilenlerden
  • cairo  (02.10.18 14:57:36) 
ince kum çok dağılıyor, kalın kum nispeten daha iyi.

bi de çam peleti diye bişi var. ben kullanmadım ama dağılmama açısından daha rahatmış. deneyebilirsin. bazı kediler beğenmiyomuş.

urun.n11.com
  • spirit crusher  (02.10.18 15:26:51 ~ 15:27:07) 
[]

Sac serumu ve sampuan önerisi

Kalın telli, gür, kıvırcık ve kolay kabaran saçlarım var. Son iki aydır tatillerde değişik yerlerde bulunmam (su degisikligi) ve 2-3 kere sampuan değiştirmem nedeniyle kepek problemi yaşamaya başladım. Şimdi kendi duzenime dönmüşken bir an önce bu sorundan kurtulmak istiyorum.

İyi bir sampuan ve duştan sonra saçımı yatistiracak serum/ bakim ürünü tavsiyeniz var mıdır? Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
"Loreal Elseve mucizevi yag" bunu bir dene. Sari renkli, 18tl falan olmasi lazim.


  • stavro  (08.09.18 22:25:37) 
[]

Açık kedi mamalari güvenilir mi?

Dün petshopta posetlenmis 1 kiloluk proplan kedi mamalari gördüm; 10 kiloluk mamayi açıp 1 kilo seklinde satıyoruz dediler. Fiyat olarak normal 2 kiloluk paketlerden daha uyguna geliyor ama sizce güvenilir mıdır? Üzerinde barkod filan da vardı ama emin olamadım. Teşekkür ederim şimdiden herkese.




 
son kullanım tarihi geçmiş mamaları kakalama ihtimalleri yüksek. bazen iyi marka mamalarla uyduruk mamaların şekli, rengi falan aynı olabiliyor onlardan bile verebilirler. ben almazdım.


  • slow like honey  (31.07.18 12:43:21) 
Bazen gözünüzün önünde büyük paketi açıp tartabiliyorlar talep ederseniz. Böylece tazeliğinden daha emin olabilirsiniz. Biz yıllarca bu şekilde aldık, kokusu yerindeyse sıkıntı olmuyor bence. Kediler kokusu kaçınca yemiyor.


  • inawen  (31.07.18 12:44:20) 
2 şekilde oluyor bu olay.
miadı yakın, miadı dolan ya da hasarlı ürünleri yüksek iskontoyla alıyorlar ve açık olarak satıyorlar. Miadı yakın ve hasarlı ürünse çok problem değil. Miadı dolmuş ürün de aslında bir şey olmuyor da, yine de yedirmek istemez kimse. Petshop güzel kar ediyor böylece.

bir diğeri ise, büyük paket alıp açıp satıyor da olabilirler gerçekten. kampanya vardır, uyguna almıştır, açıp satınca da doğal olarak daha karlı oluyor. ya da büyük cari ise zaten yüksek iskontoyla alıp yüksek karla satıyordur.

ilk ihtimal daha yüksek ama.
  • veritaslibertas  (31.07.18 12:45:26) 
Ben uzun süre bu şekilde kullandım. Artık internetten 1,5 kg'lık büyük paket sipariş ediyorum. Veterinerimden veya güvendiğim bir toptancıdan alıyordum. Bir kısıntı yaşamadım. Zaten bu konuda kedime güvenim tam. Mamayı beğenmediğinde kesinlikle yemez.


  • zombi  (31.07.18 13:16:32) 
[]

Makaron

Istanbul Avrupa yakasında iyi makaron nerden buluruz? Daha önce çok ovuldugu için Divan'dan aldık fakat iki tanesinin altı küflü çıkmıştı. Belki denk geldi, bilmiyorum ama tekrar ordan almak istemiyoruz. Bildiğiniz başka bir yer var mıdır? Teşekkür ederim şimdiden herkese.




 
pelit olur. divanınkini bi arkadasıma ikram etmistim de sonra fransada mı ne yiyince sen bana niye oyle igrenc seyler yediriyosun demisti aagshsjs


  • imnotsureabout  (25.07.18 22:14:33) 
laduree galiba bu adamlarin uzmanlik alani macaron. istinye parkta varmis.
www.istinyepark.com

  • exlibris  (25.07.18 22:45:13) 
Valonia ninki güzel.


  • hipopotamus  (25.07.18 23:09:58) 
Istanbul icin konusursak laduree den daha iyisi bence yok.


  • duptıs  (25.07.18 23:20:47) 
Baylan. Bebek ve Kadıköy'de var. Kadıköy şubesinin makaronlari çok güzel. Bebek şubesi de muhtemelen öyledir.


  • kedili madam  (25.07.18 23:25:59) 
Avrupa yakasi demissin ama anadolu’da gorgulu pastanesi var, adamlar fransa’dan usta getirip bu makaron yapma isine giristiler. Yani baya iddialilar ve iyiler. Avrupa yakasindaki gorgulu ile anadolu yakasindaki farkli bu arada.


  • kuehles blondes  (26.07.18 11:36:19) 
laduree gayet başarılı, nişantaşı city's avm'de kioskları da var.


  • Bruce  (26.07.18 11:42:30) 
[]

Kedimiz kızgınlıga girmiş olabilir mi?

11 aylık erkek bir kedimiz var. Normalde de etrafta söylenerek (evet, bildiğiniz soyleniyor) dolaşır fakat dün akşamdan beri bu söylenmeleri arttı. Genel olarak her zamanki modunda, sakın sakın dolaşıyor etrafta ama söyleniyor uzun uzun resmen. İki üç gündür iştahı da pek yok. Henüz koku bırakma gibi bir durumu yok fakat normalden daha fazla çiş yapıyor son bir haftadır.

Kızgınlıga girmesi eli kulağında olduğu için aklıma direkt bu geldi ama emin de olamıyorum. Kızgınlıga giren erkek kediler nasıl miyavlar? Bizimkinin kızgınlıga girmiş olma ihtimali nedir?


Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
nasil miyavladigi kediden kediye degisiyor. ozellikle geceleri uyumayip koridorlarda mauuv mauuv bagiranlari cok oluyor.

bildigim kadariyla erkek kedinin kisirlastirilmasi icin kizginliga girmesini beklemenize gerek yok bu arada.
  • robokot  (06.07.18 22:05:50) 
Robokot, kızgınlıga girmesinden ziyade bir yaşına girmesini bekliyorduk zira erkek kediler daha erken kısırlaştırsa böbrek sorunları yasayabiliyormus.


  • fraise  (06.07.18 22:12:37) 
hmmm evet her veterinerin kendine gore bir gorusu var bu konuda kimisi diyor ki kafasi kucuk kalir kimisi diyor hic bir sey olmaz, kimisi diyor bobrek...

yani sizinkinin zamani gelmis yavastan zaten, herhalde 1 ay daha bekleyeceksiniz. geceleri kendini parcalamiyorsa koridorlarda cok eziyet cekiyor diyemeyiz bence beklesin yavrucak o zaman az daha.
  • robokot  (06.07.18 22:17:41 ~ 22:17:54) 
bizimki daha erken girdi böyle sıkıntılı bir döneme, geceleri boğazlıyormuşsunuzcasına bağırıyor hatta arada uluyordu, ayrıca takdir ettik çok güçlü bir ses rahatlıkla opera sanatçısı olabilir. iki üç gün sabrettik sonra veterinere götürdüm kısırlaştırmak gerek dedi, böyle bir yaşına kadar idare edemeyeceğimiz için haftasonu yaptırmaya karar verdim ama bir iki güne geçti. hala ara ara bağırıyor ama çok sıkıntı yaratmadığı için bir yaşını bekledik biz. ara ara etrafa koku bırakıyor ama bunu genelde istediği yapılmayınca sinirlendiği için yapıyor, şımarık anlayacağınız.

bir yaş konusunda da veterinerimiz o biraz daha eski bir bilgi açıkçası, internette falan da bilgi kirliliği oluyor beklemek gereksiz dedi, zerre paragözlük yapmadığı ve kediye bebek gibi davrandığı için kendisine güveniyorum ben.
  • tepsi degilim ben  (08.07.18 14:12:38) 
[]

İstanbul'a yakın kisa tatil için öneri

3 günlüğüne kaçmalik, toplu taşıma ile ulaşımı (uzun yolda araba kullanamiyoruz, bu yuzden bu cok onemli) kolay, denizi güzel olan bildiğiniz bir yer var mıdır?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
erdek


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (05.07.18 18:19:17) 
Erikli. Konu kilit.


  • crna gora  (05.07.18 18:46:17) 
avşa


  • revi  (05.07.18 19:00:00) 
[]

Modacruz'dan daha önce alışveriş yapanlar

Bir tane canta beğendim (ünlü bir markanın çantası), mağazalardaki satış fiyatına göre yarı yarıya bir fiyatı var. Canta fotoğraflarda oldukça iyi durumda görünüyor ama bilemiyorum. Daha önce hiç ikinci el giysi alışverişi yapmadım, yapmayı da pek tercih etmem ama canta olunca ikinci el olması o kadar da kötü olmaz gibi geldi.

Alışveriş yaptıktan sonra kötü bir durum ile karşılaşan oldu mu? Ürunler sahiden resimlerdeki gibi mi geliyor? Orijinalliginden nasıl emin olabiliriz? Sertifikasi da içinde olur herhalde değil mi? Beğenmezsek iade ederken sorun oluyor mu? Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
bir kez alışveriş yaptım, problem çıkmadı. satıcı yorumlarına bakıyorum genellikle. çok satış yapmışsa ve olumlu yorumlar çoğunluktaysa alabilirsiniz; aliexpress mantığı. sahte ürün satan çok kişi var, mesaj atıp ürünün net fotoğraflarını atsın, ne bileyim, sertifikasını, kutusunu veya faturasını yollasın size önceden. kanıtlasın. :) ben topshop marka kot ceket almıştım, arkadaşım da urban outfitters marka kot ceket aldı. hala giyiyoruz, mutluyuz.


  • nice tnetennba  (21.06.18 17:20:14) 
Modacruz unlu markalarin urunlerinin orijinallik kontrolunu yapiyor diye biliyorum tam emin olmamakla birlikte. Bence urunle ilgili modacruz'a bir mail atip sorun cunku boyle bir hizmetleri var.


  • unionall  (21.06.18 17:21:45) 
merhaba, modacruzdan hem aliyorum hem de satış yapıyorum. iade mümkün değil. satıcının başka satışları varsa onlara bakın bir puan sistemi var çünkü, puanlanmadıysa diğer ürünleri altındaki yorumları okuyun. fotoğraflar içinize sinmediyse başka fotoğraflar eklemesini isteyin. lüx bir markaysa orijinallik kontrolü yapılıyor.


  • ozgur bir kusun hatirati  (21.06.18 20:21:19) 
[]

Braun face epilatör/ yüz temizleme fırçası kullananlar

Anneme bu cihazdan hediye alayım diyorum ama internetteki yorumlarda hem memnun olanlar var hem de hiç beğenmeyenler. Annem yurtdisinda yaşadığı için ağda, kas vs icin kuaföre gitmesi başlı başına dert oluyor; ya düzgün kuaför bulamıyor ya da bulduğunda en azından bir hafta önceden randevu alması gerekiyor. Bu yüzden bu aletlerden alayım rahat etsin, ayda bir de kuaföre gitse yeterli olur diye düşündüm.

Yukarda yazdığım amaç için kullanılacak bir alet mi? Bazıları tüyleri daha kalın çıkariyor demiş, doğru mu? Yüz temizleme fırçaları işlevsel mi? Kısacası alıp da memnun olanlar var mıdır? Teşekkür ederim simdiden herkese.


 
Bende ışıklı ayna içeren set var. Biyigima uyguladim birkaç kez ama çok acitiyor. O yüzden verdiğim parayla kaldım. Kalın çıkarmadı. İyi ki de çıkarmamış yani, nasıl bir cesaretse bendeki biyiga uyguladim. :)


  • dont eat me  (16.06.18 23:34:26) 
Ben aldım ve kullandım fakat memnun kalmadım. Tüyleri doğru düzgün almıyor. Yüz temizleme fırçasını da kullanmadım hiç.


  • tabirimekruh  (17.06.18 00:59:38) 
ben de bu ürünü çok araştırmıştım vaktiyle. pil yetişmiyor, pili azaldıkça performansı düşüyor şeklinde yorumlar vardı.


  • petekpare  (17.06.18 02:08:10) 
bi boka yaramıyor


  • dieselsingle2  (17.06.18 09:44:36) 
[]

Londra'da gezilecek yerler

Yaklaşık 2 hafta sonra londra'ya gidiyorum, 1 hafta kalacağım. Kendimce bir liste yaptım ama bir de size danışayım dedim. 'Surayı görmeden gelme, falanca yerde şunu ye, filanca yerden bunu al, alternatif şöyle de bir yer var; istersen bak' tarzı önerileriniz var mıdır? Müzeleri,tarihi yerleri, sanat galerilerini, minik mağazalari, yerel lezzetlerin olduğu cafeleri vs. gezmeye bayılırım; kop kop mekanlarından pek hoşlanmam. Öneriler de bu doğrultuda olursa sevinirim :) londra bir haftada bitmez tabii ama zamani en verimli şekilde kullanmaya çalışacağım.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Yanıt vermek zor, biraz hava durumuna da bağlı tabii. Londra için yürüyüş rotaları içeren programlar var, biz gezerken kullanmıştık. Hem navigasyon görevi görüyor hem de tarihi ve turistik yerlerin hikayesini anlatıyor noktalara yaklaştıkça. Belli bir teması olanlar da var, örneğin Harry Potter'ın çekildiği yerleri gösteren bir rota çıkarıyor size. İsmini hatırlayamadım şimdi ama Google'a sorun, anında bulursunuz.


  • orient blue  (12.03.18 01:07:24) 
[]

Tuy döken kedi için öneriler/ furminator

Kedimiz 3 haftadır aşırı derecede tüy döküyor; yattığı yer tüy, kucağımıza aldığımız anda vücudunun yarısını ustümuzde bırakıyor gibi. Her gün ev supurmekten yorulduk resmen :) sanırım tam tüy dökme mevsimindeymisiz.

Normal fircasinin yanında bugun bir de eldiven aldık. Fırçaya oranla çok daha iyi topluyor fakat petshoptaki kadın furminator diye başka bir urun daha gösterdi. İnternette okuduğum kadarıyla sürekli kullanım için çok mantıklı değil diyorlar. Duyuruda bunu kullanan var mıdır? Orijinal olanları 140-150 lira bandında değişiyor, almaya değer mi?

Tüy dökmeyi azaltmak ve engellemek için başka neler yapabiliriz? Bir de ne zaman geçiyor bu donem? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Engellemek için yapılabilecek bir şey yok. Azaltmak için tıraş.

Furminator de kullandım, eldiven de kullandım. Bunların ikisini sadece kedide değil köpekte de kullandım. Hepsi boş. İkisinin de işi dökülüp hayvanın üzerinde kalan tüyleri toplamak, tüy dökümünü azaltma konusunda bi fonksiyonları yok. Kedinin arkasında sürekli eldivenle, tarakla dolaşmanız lazım tüy dökmemesi için. En işe yarar çözüm tıraş. Tüyler tekrar uzadığında bile bir süre dökülmesi azalıyor.

Mevsim dönümlerinde tüy dökümü artar, şu sıralar fazla tüy dökmesinin sebebi odur.
  • buff  (03.03.18 21:24:37) 
Buff, şu anda tras yaptiramiyoruz zira 2 ay sonra kisirlasacak. Bu kadar kısa surede iki kere uyusturmayi doğru bulmadığını söyledi veterinerimiz.


  • fraise  (03.03.18 21:26:12) 
Uyuşturmadan tıraş yapabilen veterinerler ve pet kuaförleri var. Ben benimkileri uyutmadan tıraş ettiriyorum senede 2-3 kere, yoksa her bir tıraş için anestezi işi sağlıklı da değil zaten.

Sizin veterineriniz illa uyutarak yaparım diyorsa uyutmadan yapan başka bir yeri araştırabilirsin. İstanbul'dasın diye biliyorum, o yüzden veteriner tavsiyesi veremeyeceğim ama mutlaka vardır.

Ekleme: Bazı hayvanlar tıraşa karşı çok tepkili oluyor o yüzden uyutmadan yapmak mümkün olmayabilir ama nihayetinde bir sefer denemekte fayda var.
  • buff  (03.03.18 21:28:28 ~ 21:30:30) 
mevsimsel diye düşündüğümüz tüy dökülmeleri mamadan kaynaklanabiliyor bazen. mama kalitesizse, yeterince vitamin içermiyorsa, ya da kedinizin mamadaki bir besine (tavuk gibi) alerjisi varsa fazla dökülme olabilir. balıklı mamalar tavsiye ediliyor tüy dökülmesini azaltmak ve tüyleri parlaklaştırmak için.


  • slow like honey  (03.03.18 21:53:20) 
N&d ve proplan dönüşümlü veriyoruz aslında, ikisi de kötü mama değil bildiğim kadarıyla.


  • fraise  (03.03.18 22:03:42) 
furminator çok da iyi bir şey değil.

tıraş ettirmek de hayvanlarda deri problemine yol açıp, psikkolojiyi bozabiliyor.
yani tercih meselesi.

ama şunu söyleyeyim, yılların proplancısıyken n&d tam tahılsıza geçtim, beş kediye rağmen kedi tüyü diye bir şey kalmadı evde.
bu kadar yıldır aklım neredeydi diye çok dövünüyorum.

edit: dönüşümlü mama vermeyin, hayvan allak bullak olur.
bir mama belirleyin, onu verin.
dönüşümlü mama vermek çok doğru değil.
  • blatta hiberna  (03.03.18 22:05:10 ~ 22:06:35) 
Blatta, aslında daha 7 aylık. Proplan paketini bitirince denemek için n&d aldık, onu yiyor şimdi. Bu paket bitince yine proplan alırız diye düşünmüştük. Aynı mamadan sıkılmasın, dönüşümlü verelim dedik ama o zaman yine n&d aliriz.


  • fraise  (03.03.18 22:11:56) 
aynı mamadan sıkılmak diye bir şey yok.
çünkü bağırsak düzeni falan zaten ancak alışır.
mamadan mamaya geçerken bile karıştırılarak, yavaş yavaş verilir.

mesela ben benimkilere öyle yapamadım, çünkü tam taşınma aralığıydı ve mamaları tam bitmişken yine proplan almayayım dedim.
sert geçiş yapınca bir hafta kabızlar, ishaller falan, ancak toparladık.
ki bunlar yetişkin, sizinki bir de yavru.

yiyorsa, direkt n&d'den (mümkünse tam tahılsız) devam edin.

ha, ama değişiklik istiyorsanız arada bir konserve falan verirsiniz mesela.
ben ayda bir falan yapıyorum sırf hoşlarına gidiyor diye.
onun dışında yıllarca yerler aynı mamayı yani, sıkılırsa diye o kadar kasmayın.
  • blatta hiberna  (03.03.18 22:16:49) 
[]

Gratis indirimlerinden neler aldınız/ alacaksınız?

İki gündür indirim mesajları geliyor bana. Evin hemen yakınında sürekli boş olan bir gratis var; bugün gidip biraz dolandım ama bir şey almadan çıktım.

Makyaj malzemesi ihtiyacım hiç yok, yüz bakım ürünlerim de kozmetik markaları değil. Daha çok sac ve el bakimi için bir şeyler alayim dedim. Bir de şu minik posetlerdeki yüz maskelerinden kullanan oldu mu? Faydası oluyor mu? Uzun zamandır hep dogal ürünler kullanmaya çalışıyorum ama hazır indirim varken 2-3 parça değişik bir şeyler almak fena olmaz.

Siz neler aldınız? Belki ben de sizin aldiklarinizdan alırım. Aynı şekilde rossman için de tavsiye alabilirim. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Ben panda seklinde yuz maskesini denemistim cok basarisizdi.

Alisverisimi dun yaptim, bir kontur fircasi aldim bi tane flormar ruj.

Guzel oneri gelirse ben de sac bakimi icin bir sey alabilirim, saclarim kuruluktan ölüyor.
  • 111111  (09.02.18 22:08:10) 
[]

Favori bitki caylariniz

Kış gecelerinin en güzel eslikcileri bana gore bitki cayları; baktım dolabımdaki bitki çayı stogu yavaştan azalmis, yeni çaylar alayım dedim. Farklı çeşitler duymak için size de sormak istedim.

En sevdiğiniz bitki çayları nelerdir? Marka, demleme çeşidi vs de belirtebilirsiniz. Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Lipton naneli yeşil çay, doğuş mistik çay sade.


  • uyusam iyi olur  (02.02.18 00:03:56) 
Ayva veya elma dilimleri, karanfil ve tarçın çubuğunu birlikte demlemek hoşuma gidiyor.

Edit: Altta görünce aklıma geldi, zencefil de yakışıyor bu karışıma.
  • fotrsapka  (02.02.18 00:16:19 ~ 00:20:40) 
zencefil+limon


  • doxanikee  (02.02.18 00:18:11) 
yahu bu twinings'in earl grey'i nedir arkadaş. bitirdi beni.
edit : bitki çayı değil tabii.

  • EasyTiger  (02.02.18 00:19:27 ~ 00:19:46) 
doğadan isveç şurubu bitki çayı


  • MtKrt  (02.02.18 00:57:23) 
twinings'in zart berry zırt berry'li bi sürü çayı vardı, offf ne güzeldi onlar :/

kış çayı da severim ekşi ekşi.
  • nice tnetennba  (02.02.18 00:58:37) 
Bunlari tek tek demliyorum:
Adacayi
Biberiye
Hibiscus
Lemongrass

Paket olarak da dogadan kayisili form.
  • beetlejuice  (02.02.18 01:07:50) 
[]

Valizde süt kutusu tasimak

Badem sütü, hindistancevizi sütü gibi ürünlerin Turkiye'de pahalılığı malum. Şu anda yurtdisindayim aynı ürünler dörtte bir fiyatına nerdeyse ve dönerken valizim baya boş olacak. Ben de giderken birkaç paket bu sutlerden alıp valize atayım diye düşündüm ama patlayip tüm eşyalarımin süte bulanma ihtimalinden korktum. Bu sütleri güvenli bir şekilde valizde taşımanın bir yolu var mıdır? Yaklaşık 2 saat tren yolculuğu, ardından uçak, istanbul'a varınca da bir saat kadar araba yolculuğu yapacağımı düşünürsek patlamamalari mucize mi olur?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
bütün paketleri streç film veya bu beyaz eşyaları sardıkları plastik koruyuculara hediye paketi gibi sarıp bantladıktan sonra, plastik bir saklama kabına koyarsanız patlayacağını sanmam patlasa bile valizde ki diğer eşyalara zarar vermez. geçen yıl bu şekilde bir valiz dolusu bardak getirdim, zaiyat sıfırdı.


  • datdiridat  (22.01.18 18:12:23) 
Hepsini bir plastik kaba koyabilirsiniz.


  • Traveller  (22.01.18 18:38:10) 
Yazılanlara ilaveten bavuluna kilit koy görevliler almasa bile bu tarz şeylerin çalınması çok oluyor bildiğin bavuldan paketli ürünleri çalıyorlar.


  • neferkitty  (22.01.18 19:15:41) 
[]

Kedinizi kaç aylıkken kisirlastirdiniz?

1 hafta sonra 6 aylık olacak erkek bir kedimiz var; kısırlaştırma ile ilgili her kafadan bir ses çıkıyor. Çoğu yerde 6-8 aylik olduktan sonra kisirlastirabilirsiniz yazmışlar ama bizim veteriner 1 yaşına kadar bekleyelim diyor. Ben koku püskürtme olayını yaşamayı pek istemiyorum açıkçası, sırf bu yüzden erken kısırlaştırip sağlığına da zarar vermek istemiyorum.

Siz kaç aylıkken kisirlastirdiniz? 8 aylıkken kısırlaştırmak erken mi olur ki? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Kendisinin resmini de paylaşayım bari, minnacık halini burda görenler olmustu; bu da kocaman olmuş hali :) i.hizliresim.com

edit: kızgınlıga girdiğine dair herhangi bir belirti yok bu arada.

 
bizim veteriner 6 aylıkken kısırlaştırılır bir şey olmaz diyor. ama başka bir veteriner, idrar yolları milimetrik büyür, 1 yaşından erken kısırlaştırılırsa idrar yolları sorunu olur demişti. bu da riske atılacak bir şey değil. o yüzden erkek kedileri kısırlaştırmak için ne olur ne olmaz diye yaş doldurmalarını bekliyorum.


  • pide  (20.01.18 17:21:30) 
1 buçuk yaşındayken kısırlaştırdık. o zamana kadar azma belirtileri pek olmamıştı. birden başlayınca (işeyip sıçma evresine geçmedi çok şükür) kısırlaştırdık biz de. bence acelesi yok hayvan sürekli çiftleşme isteği göstermiyosa.


  • rayde  (20.01.18 17:22:20) 
6 aylık erkek kedim var, hemen hemen aynı dönemde doğmuş kedilerimiz. Bizimki malesef biraz erken ergenliğe girdi. 2 aydır koku püskürtme sıkıntısını fazlasıyla çekiyoruz.

Bizim veterinerimiz de dediğiniz gibi riske atmayıp mutlaka 1 yaşına kadar beklememiz gerektiğini söyledi. El mahkum bekliyoruz.

Soruya cevap : henüz kısırlaştırmadık
  • elon  (20.01.18 17:26:37) 
kedinin kısırlaştırılması için kızgınlığa girmesi beklenir öncelikle. ondan sonra kısırlaştırılır. 8 ay da normal bi süre.


  • nice tnetennba  (20.01.18 17:41:00) 
arkadaşım iki dişi kedisini 6 ay olduğu gün kısırlaştırdı.


  • sttc  (20.01.18 18:14:19) 
Irk kedilerin kızgınlığa girmesi daha uzun süre alabiliyor. Ben benimkileri (biri dişi biri erkek ikisi de sokak kedisi) 9 aylıkken kısırlaştırdım, hiçbir sorun yaşamadık. 6-8 ay normaldir operasyon için diye biliyorum ben de. Veterineriniz belki cinsi için uygun zaman aralığı 1 yaş sonrası vs olur diye düşünmüştür. Bilemedim.
İnternetten, özellikle yabancı sitelerden shorthair türler için kısırlaştırma tavsiyelerine bakın.

  • buff  (20.01.18 19:33:43) 
bizim veteriner de idrar yolları sağlığı için 1 yaşına kadar beklememiz gerektiğini söylüyor. riske atmayın derim.


  • slow like honey  (20.01.18 21:44:49) 
Tam 1 yaşındayken kısırlaştırdık. Doğum günü hediyesi olarak. 11 aylıkken filan çiş yapmaya başlamıştı. 1 yaşını bekledik. O kadar korkunç değil.


  • Lim5  (20.01.18 22:20:30) 
[]

İngilizce kitap okumaya nasıl basladiniz?

Okul zamanlarında okuduğum birkaç ingilizce hikaye ve tabii ki mesleğim ile ilgili olan makaleler, kitaplar dışında ingilizce kitap okumuslugum pek yok. Kitaplarımı genelde fransizca ve türkçe okuyorum, anlamlarını bilmediğim sozuklerin altlarini çizer, sözlükten bakar sonra da yanına minicik not alırım. Okuduğumu hemen anlamak da işime geldiği için ingilizce okumaya pek zorlamadim kendimi.

Artık yavaş yavaş ingilizce de kitap okuyayım dedim; e-readerima eskiden turkcelerini okuduğum, ince iki kitabı yükledim (martı ve küçük prens). Yanıma bir de defter alayım, bilmediğim sözcüklerı vs not alırım diye düşündüm. Zamanla da daha kalın kitaplara geçerim dedim. Bu mantıklı olur mu? Siz nasıl okumaya başladınız? Ne tavsiye edersiniz? Kitaplar bir haftadır yüklü, cesaret edip okumaya başlayamadim bir türlü.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
İlk başlarda her yazan şeyi anlayacagim diye kasmayin kendinizi. Belki ilk okuyusta ancak %40-50 anlayacaksınız. Ama zamanla bazı sözcükler ve kaliplarla sürekli karşılaşacak ve onları kendiliğinden öğreneceksiniz. Fransızca bilmeniz büyük avantaj. Bonne chance :)


  • ovungec zeus  (26.12.17 18:56:41) 
harry potter kitaplarıyla.

ingilizcede stageli kitaplar harici hiçbir kitabı okuyamazdım. o zamanlar harry potter 5'e kadar okumuş, 6. kitabın çıkmasını bekliyorum harıl harıl. çıktığı gibi emule'den indirip okumuştum ve inanılmaz akıcıydı. 7. kitabı da çıkmadan iki gün evvel fotoğrafları internete düşünce okudum baştan sona ingilizce. sonradan ilk kitapların da ingilizcelerini satın alıp okudum. sonradan bir baktım ingilizce kitaplar da hayli hayli okunuyormuş...

harry potter'ın çok akıcı olması işinize yarıyabilir. sıkmıyor. kelimeleri de konteksten çıkarırsınız. hatta bir kısmı zaten o dünyaya ait uydurma kelimeler...
  • dilemma of subscribtionability  (26.12.17 19:11:51) 
Ingilizcem gramer acisindan yeterli olmasina ragmen uzun bir sure derslerdeki metinler disinda ingilizce (roman ya da hikaye) okumadim. Ilk okudugum ingilizce kitap Sampiyonlarin Kahvaltisi'ydi. Sonra John Green'in kitaplarina basladim. Elinizdeki e-reader kindle ise paraya kiyip amazondan word wise enabled kitaplar alin. Nasil anlatabilirim bilmiyorum ama boyle bir rahatlik yok.


  • ganbatte  (26.12.17 19:38:06) 
Uzunca bir süre hiç okumadım çünkü İngilizce roman okumaktan zevk almıyorum. Sonra non-fiction kitaplar oldu okumak istediğim, attım kindle'a okumaya başladım, bilmediğim kelime olunca da tıklayıp bakıyorum arada.


  • i was made for you  (26.12.17 19:58:43) 
Kindle ile okursanız kelimlere bastığınızda sözlükten görebiliyorsunuz (İngilizce-İngilizce) ben öyle okuyorum genelde.


  • osmanyueksel  (27.12.17 00:29:10) 
Anadilim ingilizce oldugu icin aslinda soru benim icin Turkce kitap okumaya nasil basladiniz gibi bir sey oldu. Mesela ben turkce kitap okumaya Oguz Atay ile baslladim. Sonrasi geldi zaten :)


  • bedbed  (27.12.17 00:54:57) 
[]

Kedinin zayıf olması/ yavru kedi mamasindan normal mamaya gecis

Bizim 2.5 aylık kedimiz doğduğundan beri diğer kardeşlerinden biraz zayıf. Çok iştahlı bir kedi de değil açıkçası. Cinsi de obez olmaya yatkin olduğundan veterinerin söylediği ölçülerde mamasini veriyorum. Dün diğer iki kardeşini gördüm, bizimki yanlarında bariz küçük duruyor. En az 2-3 hafta varmış gibi aralarında.

Onların sahipleri ölçüsüz veriyormuş mamalarini hatta iki tanesi normal mamaya bile geçmiş. Arada ödül mamalari, ıslak mama filan da veriyorlarmis. Ben şimdiye kadar bir kere ıslak mama verdim; bir de deli gibi kaju sevdiği için haftada 2-3 tane kaju veriyouz.

Şimdi benin yaptığım mı dogru onların yaptığı mi? Siz nasıl besliyorsunuz kedilerinizi? Onları görünce çocuğu zayif kalmış anne moduna geçtim,üzüldüm resmen :)

Bir de normal mamaya gecis kaçıncı ayda oluyor? 2.5 ay çok küçük değil mi normal mama için? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
2.5 ay normal, ya da babycat falan var o da olur minik taneli.
ölçüye gerek yok, doyunca bırakır.
yaş mama ben bazen sık sık veriyorum, bazen hiç vermiyorum falan. haftada 1 gibi ideal.
  • passion rules the game  (16.10.17 15:02:20) 
Passion, zaten şu anda verdiğim babycat olan mama, minik taneli. Diğerleri büyük mamaya geçmiş ama. İçeriği açısından fark var mıdır, onu da bilmiyorum.


  • fraise  (16.10.17 15:14:56) 
cinsi obez olmaya yatkın dediğiniz için scottish veya british sahibi olduğunuzu düşündüm. şayet doğruysa bu varsayım, doğrusunu siz yapıyorsunuz. kedi obez olduktan sonra kilo verdirmek çok çok zor oluyor, çevremde bunun sıkıntısını yaşayanlar var oradan biliyorum. ölçülü vermenin zararı olmayacağını düşünüyorum.

yaş mama yiyenler çok daha çabuk büyüyorlar ama sıklıkla yaş mama vermenin başta diş taşı olmak üzere ileride sıkıntı yaratacağını söyledi veteriner. başka veterinerden de teyit ettik bu bilgiyi. sağlık sebebiyle zorunlu olmadıkça asıl maması kuru mama olmalı. ben en fazla iki haftada bir veriyorum yaş mamayı.

bizimki 3 buçuk aylık, hala yavru kedi maması veriyoruz.yerken dikkat ettim onda bile çok da kolay olmuyor yemesi sanki.

bir de vitamin vs alabilirsiniz eğer yeterli beslenmesinden endişe ediyorsanız. bize ikinci veterinerimiz önermişti kolunu incittiğinde, vitamini verdiğimizden beri tüyleri falan da bi güzelleşti.
  • kulakligin calismayan teki  (16.10.17 15:53:38) 
Kulaklığın çalışmayan teki, evet british. Çevremde ne kadar british gördüysem (babaları da dahil) obez. Ben de korkuyorum o yüzden. Hayvanın yaşam süresini kısaltmak istemiyorum.

Vitamin olarak ne kullanıyorsunuz? Ben de sorayım bizim veterinere.
  • fraise  (16.10.17 15:58:44) 
gimcat diye bir markayı önerdi bize veteriner, daha iyisi de varmış da en çok gimcatin tadını seviyorlarmış ve alıştırmak kolay oluyormuş bu yüzden. baya sevdi bizim kedi tadını.


  • kulakligin calismayan teki  (16.10.17 17:31:58) 
6 aydan önce normal mamaya geçilmemeli diyor ve çekiliyorum. 4. Aydan itibaren kuru mamasına ek olarak minik ödüller verilebilir, ödülden kastım balık, kavrulmuş kıyma, tavsiye edilen bir yaş mama. Ama 2.5 ay normal mamaya geçiş için felaket erken


  • kaymaktutmayansicaksut  (16.10.17 20:39:12) 
[]

Bu duyuruda bana fondöten buluyoruz

Günlük hayatımda fondöten vs kullanmıyorum aslında. Bazı günler çok yorgun ya da hasta oluyorum, bembeyaz suratimla etrafta gezmek de hoş olmuyor. O yüzden maksimum ayda 1-2 kere kullanılacak çok yoğun olmayan, yüzüme maske takmışim etkisi yaratmayacak güzel bir fondöten tavsiyesi istiyorum. Çok nadir kullanacağım için de 150-200 lira vermem bir fondötene. Bu kriterlere uygun önerilerinizi bekliyorum efendim. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Not: bb krem demeyin zira evde bir tane var. Bence iki saat sonra uçuyor o kremler.


 
Dior nude air - dünyanın en güzel fondötenlerinden birisi ama 220 tl. Ayrıca cildini hiç yormadan tıkamadan çok güzel gösteriyor +++ bakım da yapıyor, spf'li olduğu için güneşe karşı da koruması var. Nadiren değil de sürekli kullanmak istersen tavsiye ederim.

www.suslusozluk.com

Nadir kullanım için loreal infallible veya nyx total control drop iyidir.
  • ekaterina  (12.10.17 22:19:21) 
revlon colorstay benim hayatımın fondöteni ve indirimde 20 tl gibi bir şeye almıştım. asla maske gibi durmuyor bütünleşiyor. çok kapatıcı da değil galiba, bende sivilce çıkmıyor o yüzden onu bilemiyorum ama birkaç sivilce izim ve pütürlerim var onları gayet güzel kapıyor bana yetiyor. mutlaka dene bence^^


  • regenbogen  (12.10.17 22:27:26) 
Ara sıra kullanmak için L'oeral'in True Match'inin küçük olanları güzel. Minik şişe zaten, her gün kullanınca çabuk biter. Kapatıcılığı orta. Bb krem'den az daha kapatıcı, Too faced gibi ağır fondötenlere göre çok daha hafif. Hemen çıkmıyor nemlendirici gibi.
i5.walmartimages.com

Edit: Revlon'un fondötenini kullanmadım hiç ama başka ürünlerini kullandım. Kalite süper. Markaya kefil olurum.
  • aychovsky  (12.10.17 22:27:46 ~ 22:28:43) 
cilt tipin nasıl? yağlı/kuru/karma? seçeceğin fondöten bunlara göre değişir. mat bitiş mi istiyorsun ya da ışıltı mı hiç belirtmemişsin. mesela yukarda arkadaş true match önermiş ama cildin kuruysa o gitmez bence mat bitişli çünkü kurabiye gibi olursun, ben öyle oldum en azından. aynı markanın lumi magique fondöteni bence daha güzel, sağlıklı bir ışıltı veriyor yüze, kuru ciltlilere çok uygun. senin yerinde olsam 250 lirayı basar bir ysl touche eclat alırdım mükemmel bir fondöten.


  • shin  (12.10.17 22:33:34) 
Kuru ciltli değilim. Karma ciltliyim. Mat ya da da ışıltılı bitiş olması çok önemli değil açıkçası. İkisini de kullanabilirim.

Duyurumda belirtmistim aslinda; yılda 10-15 kere kullanacağım şey için 250 lira vermem.
  • fraise  (12.10.17 22:36:12) 
Renkli güneş kremlerinden mi kullansan acaba? Sivilce kapatmıyor ama ufaktan renk eşitliyor. Üzerine de allık sürersin. Ben solante acnes tinted kullanıyorum 120 tl.

Loreal true match de çok güzel.
  • jazzabel  (12.10.17 23:50:45) 
Aaa la roche un renkli nemlendiricisi var. Benim cildime koyu geldi ama çok güzel.


  • jazzabel  (12.10.17 23:51:42) 
iddia ediyorum, lr fondotenden memnun kalmazsan bana ver:)))
48 mı neydi muhteşem dior mior halt etmiş

  • hopp  (12.10.17 23:56:47) 
Ben kupkuru ciltliyim. True Match'i bol bol nemlendirici üzerine sürüyorum, iyi duruyor. Tek başına sürmüyorum.

@jazzabel Koyu renkli fondöteni elinde nemlendirici ile karıştırıp sürünce rengi açılıyor biraz, renk yoğunluğunu azaltıyor. Fondöten elinde kalmışsa bu şekilde değerlenir belki.
  • aychovsky  (13.10.17 00:43:22 ~ 00:45:33) 
[]

yavru kedının kendını temızlememesı / kablo kemirmeye calısması

kedimizle bugün 4. günümüz. Yeme/içme, tuvalet, miyavlama vs gibi sorunları hiç yok; fazla adapte geldi kendisi, keyfi de yerinde fakat temizlenme konusu biraz sıkıntılı. tuvaletten sonra kendini asla temizlemiyor, arkasından ıslak mendil ile dolaşmak zorunda kalıyoruz, tabii temizlerken de resmen savaş veriyoruz. Kuyrugunu kaldırır kaldırmaz ciyaklamaya başlıyor. e öyle bıraksak da poposunda kakayla dolaşıyor. bir de bugun severken farkettim, tüyleri de hafiften kokmaya başlamış. patilerini vs yalıyor ama komple temizlenemiyor belli ki. Temizlenmeyi öğrenmesi için bizim yapabileceğimiz bir şey var mıdır? ıslak mendille sürekli silersem buna alışır, hiç temizlenmez diye korkuyorum.

bir de ara ara kabloları kemirmeye çalışıyor. bunu nasıl engelleriz?

kendisinin 45 günlük oldugunu da belirleteyim. belki de çok kucuktur bu işler için. tesekkur ederım sımdıden herkese.

 
kablo kemirmek bazı kedilerde huy sanırım, benimki patilemeyi seviyor mesela. henüz ben de eğitim veremedim kedime çıkma dediğim yerlere çıkıyor ama uzun süredir kedi besleyenlerden aldığım tavsiye şöyle; yapmasını istemediğiniz davranış için parmağınızı sertçe sallayarak hayır diyin.
temizlenme konusuna gelince benimki 4 aylık şu anda yalanmayı 50.günden sonra yavaş yavaş öğrenmişti. bana da kokuyor gibi geliyor, ağzı da kokuyor mesela napsam yıkasam mı bilmiyorum.

  • pushing up the daisies  (11.09.17 16:00:06 ~ 16:23:49) 
maalesef çok küçük. annesinden öğrenmesi gerekiyordu yalanma ve kum işlerini. tam öğreneceği zaman da sizin yanınıza gelmiş.
bunları içgüdüsel öğrenmesi biraz zaman alacaktır:)biraz sabredin. yakında poposunu da yalayacaktır, patilerini de:) o zamana kadar biraz kokabilir:)

  • artci sarsinti  (11.09.17 16:12:14) 
duyuruda biri vardi, kediye cis egitimi vermek icin kedi kumuna bir iki damla isemeye kalkip sonra durduramayip komple iseyen. siz de kediyi yalamayi deneyebilirsiniz. saka tabi :) daha cok kucuk, buyudukce daha iyi temizler kendini. disiler erkeklerden daha iyi bu konuda. bir de fis fisli siselere su koyup popoya bir fis yapip islatsaniz o histen rahatsiz olacagi icin mecbur yalanir bence. biraz buyuyunce de bir tur yikariniz. senede bir iki yikansa bir sey olmaz sonrasinda guzelce kurularsaniz ve sogukta kalmazsa.

kablo icin yuksek sesle hayir demek ve tabi genel olarak kediyi egitmeye calismaktansa evinizi kediye uydurmak daha kolay. yani kablolari aliminyum folyo ile sarmak, cicek kemirecekse cicekleri kaldirmak, hali tirmalayacaksa oraya baska bir sey sermek vs.
  • jimicik  (11.09.17 16:13:55) 
Aşağıdaki benim eski duyurum. 3.5 sene geçti, hala kemiriyor. Daha dün jakuzinin kablosunu kemirmiş. Huylu huyundan vazgeçmiyor. www.eksiduyuru.com

Hijyen konusunda biz şanslıydık. Sadece ishal olduğunda temizlik yapmamız gerekiyordu. Zaman'la öğrenir bence. Saf sulu bebek ıslak mendilleri var. Silecekseniz onunla silin bence. Diğerlerinin tadı çok kötü. Bir de yıkayıp kurularsanız belki kurumak için kendini yalar.
  • Lim5  (11.09.17 16:24:35) 
Ya öyle deli gibi gidip kemirmiyor aslında, sadece biraz zaman geçirdikten sonra kemirmeye yelteniyor. Ağzına alıp cikariyor. Zaten minnacık dişleri var, kemiremiyor sanırım.

Annesi bakmayı bıraktığı ve hastalandigı için erken almak zorunda kaldık, haliyle yalanma olaylarını da pek öğrenemedi.
  • fraise  (11.09.17 16:33:05) 
eczaneden vicks alıp kablonun yakınlarına sürün. kokusunu sevmeyip kablo kemirmeyi bırakabilir. bizimkinde işe yaradı. bir de kokusu bir süre sonra geçiyor, kedi alışkanlığını bırakana kadar koku azaldıkça sürün. ısrarcı olun.


  • slow like honey  (11.09.17 16:45:34) 
Lim5'e kullanmadığınız kabloyu verin, onu kemirsin demişim; ama işe yaramamış anlaşılan. :) Kemirdikçe tatlılıkla uzaklaştırıp başka bir şeylerle oyalayabilirsiniz. Isırabileceği bir oyuncağı olsun illa ki.
Temizlik de yazıldığı gibi zamanla oturur bence de. Popo bölgesindeki tüyler çok uzun olmadığı müddetçe temizler kendini ev kedileri.

  • auroraaurora  (11.09.17 16:46:53) 
daha çok küçük :) kablo konusu için şimdi zarar veremiyor olabilir ama ilerde evde şarj bırakmaz, hatta sizinle de öyle oynamaya alışırsa canınızı baya yakabilir dişleri çıktığında.

artık o kadar maceralarını biliyoruz, bir fotoğraf isteriz. :)

edit: bir önceki duyuruda varmış. olsun, uyanık foto isteriz. :D
  • piremses  (11.09.17 16:49:42 ~ 16:50:20) 
[]

Yeni gelecek kedimize neler alalım?

Cuma günü sevimli mi sevimli yavru kedimiz bizimle yaşamaya başlayacak. Mama/ su kabı, tirmalama tahtasi, tuvalet fiks olan şeyler zaten. Bunlar dışında neler alalım, nerden alalım? Oyuncak ne alsak mesela, sizin kediler oyuncaklar ile oynuyor mu? Bir de 'tuvalet alacaksan şoyle al çünkü blabla' tarzı deneyim ile gelen onerilerinize de açığız. mutlu, iyi şekilde yaşasın istiyorum. Bakımında da bir eksik olmasın diye size de sormak istedim. Teşekkür ederim simdiden herkese.

Sapsigin resimlerini de şuraya bırakayım; bilboardlara astrip herkes ile paylasasim var zira :)


 
Simdi ne kadar yavru oldugunu bilemedim ama cok cok kucukse; siringa ve kedi sutu tozu lazim oluyor. Mama yiyebilecek kadar buyukse fuzuli tabi.


  • allah yazdiysa bozsun  (05.09.17 23:29:26) 
lazer dışında hiçbi şey alıp masraf yapmayın, gerek yok.


  • evde liyakat kalmamis  (05.09.17 23:35:27) 
Kuru mamaya bu hafta geçti :)


  • fraise  (05.09.17 23:39:13) 
dünya tatlısıymış bu :)

bebek kediler tüylü sopalara bayılıyorlar, tek oyuncak olarak onu tavsiye ederim.
  • pinkpeony  (05.09.17 23:49:44) 
kapalı tuvalet bence çok iyi bir şey, bizim kedi ilk geldiğinde açık tuvalet vardı, kapalıya geçince düzene girdi tuvalet alışkanlığı. o yüzden tuvalet için önerim kapalı olanı.

oyuncak olarak minik toplar aldık biz, arada onlarla da oynuyor ama en sevdiği şey minik kağıttan yaptığımız toplar. bu topta önemli olan kedinin ağzıyla taşıyabileceği boyutta olması. dikkat, çok küçük olmasın ki yutabilsin.

ev büyükse bir değil iki tane su kabı önermişlerdi. ikinciyi de koyunca daha sık su içmeye başladı. mama kabı bir tane ve hep aynı yerde.

tuvalet için muhakkak kürek.

tırnak makası biz aldık, normal tırnak makasıyla da kesilebilir ama bu makas o iş için yapılmış, tutması etmesi daha kolay. bir de karşındaki insan değil kedi olunca işi ne kadar kolaylaştırırsa o kadar iyi oluyor. zaten 15 tl bir şey. bence onu da alın.
  • kulakligin calismayan teki  (06.09.17 12:10:36) 
hemen bır kedı agacı alın.cok kucuk almayın kı buyuyunce de kullanabılsın. tırnaklarını onun üzerinde bilemeye alışsın, gerekirse her kullandıgında mınık bır odul verın baslarda alısması ıcın. kullanmazsa buyuyunce olan koltuklara oluyor cunku :)


  • fog weaver  (06.09.17 13:26:03) 
kedi okumalarim sirasinda lazerle oynatmayin gibi bir uyari gormustum. cunku kedi avci ve lazeri yakalayamadigi icin siniri bozuliuyor/mus.

soyle bir eldiven almistim; urun.gittigidiyor.com

ama bunla taradiktan sonra kedinin ustunde kalan tuyleri de islak elle alin cunku kedi kendini yalarken bunlari yituyormus.

oyuncaga gerek yok. kediye her sey oyuncak. belki masa tenisi topu buyuklugunde toplar olabilir. sungerden ama. agzinda tutabilsin.
karton kutu ve naylon torbalara bayiliyorlar.

kis icin sicak su torbasi alir, uzerini polarla ortersiniz. sicacik yatar ustune. cama vantuzla asilan dinlenme askisi alabilirsiniz.

ilerde gerekirse tuy kusturan macun alirsiniz.

veterinere giderken vs. kullanmalik kedi tasima kabi.

cok rahatsiz etmezse bir tasma, kacarsa size bulabilsinler diye.

kapali tuvalet +1

kedi tunelleri var, sevebilir oyle bir seyi.

pilli su selaleleri oluyor akan su icebilsin diye.

tabi bunlar hep olmasa da olur.

kedi cimi lazim olabilir. bugday tohumu alip kendiniz ekebilirsiniz saksiya.
  • jimicik  (06.09.17 14:08:56) 
Benim kedilerim şu iki ürünü çok kullanıyor.
Tırmalama kutusu: www.zooplus.com.tr
Kaşınma fırçası: urun.gittigidiyor.com
  • anumegha  (06.09.17 14:16:49 ~ 14:17:54) 
[]

Arsa alıp ev yaptirmak/ prefabrik evler

Ustune 2 dubleks villa (155-160 m2 olsa her biri totalde, yeterli.) bir tane ufak müstakil ev(bu da 70-80 m2 olacak en fazla) biraz bahce/ agac vs ve bir tane de havuz kondurulacak bir arsa alınacaksa ortalama kaç m2 olmalıdır? 500-600 m2 yeterli olur mu mesela?

Bir de betonarme ev yaptirmak yerine hem deprem dayanıklılığı açısından hem de daha ekonomik olması açısından çelik konstrüksiyon ev yaptırmayı düşündük. Daha önce yaptıran var mı? Avantajlari/ dezavantajları nelerdir?

Teşekkür ederim simdiden herkese.

 
Benim bildigim imar olup olmamasi onemli arsanin.

Bir tanidigin birkac donum arazisi var ama zemin m2 si 75m2den fazla olamiyor.
  • kuehles blondes  (04.09.17 20:21:52) 
arsanın emsal(kaks, taks, gabari) değerlerine bakmak lazım her arsanınki farklıdır


  • sta  (04.09.17 20:28:00) 
Onu biliyoruz zaten, almadan önce araştırdigimiz konular olacak bunlar. Daha çok duyuruda sorduğum sorular aklımızı kurcalıyor esasinda. Şöyle kabaca ne kadar olması gerektiğini ogrenmenin bir yolu yok mu, onu merak ediyorum. Hadi evleri yaptırdık, sonra 'aaa bahçe az kaldi' demeyelim kısacası.


  • fraise  (04.09.17 20:28:06 ~ 20:29:30) 
Aynı şeyi ben de merak ediyorum. Köyün birinde bahçem var ama ev yok dededen kalma toprak evi vardı 60 sene önce yıkılmış durumda. Oraya konteyner ev yapabilirim ama izin işlerini bilmiyorum hiç


  • bos gezenin bos ustasi  (04.09.17 21:14:48) 
binalar aşağı yukarı 240-250m yer kaplar bu istediğiniz şekle göre.
imar planlarında binalar arasındaki uzaklığı falan da belirtirler 2-3 merteden daha yakın olmaz siz de istemezsiniz zaten. binalar 8*10m olsa siz de 10 metre aralık isteseniz binalar arasında iki tane 100'er m2'den 200m2 ölü alan çıkacak. arsanın kenarlarından da 3-5 metre kısmanız gerek o kadar yakına inşaat yaptırmıyorlar. havuz deseniz tamamen keyfinize göre tabi ki ama kenarı bordürü pompası derken havuz için havuz alanının 1.5-2 katı yer ayırmanız gerekiyor onu da ekleyin. o yüzden 500-600m2 bana gerçekçi gelmiyor.

  • argent dawn  (04.09.17 21:20:59) 
15/30 (Villa imarlı gibi deniyor zaten bunlara) yer bakacaksınız. 160m2 inşaat için 160/0.30=533m2 "imarlı" yer almanız gerekiyor. Bunlarda hmax 6.5~7.0m gibi olur zaten dubleks için uygundur. Arsa eğimli ise, kottan bir de yarı bodrum eklersiniz, tripleks olur, 240m2 ev yaparsınız.


  • malheiros  (04.09.17 21:32:37) 
[]

40 günlük kedi bakımı

Sahiplenecegimiz kedimizin annesi çok hastalandi, iki hafta önce serumlar yedi. Bu hafta yine çok hastaydı ve iki gündur klinikte yatıyor. 1 yaşından küçük olduğu için bağışıklık sistemi çökmüş ve hastalanmış. Veteriner artık yavrulardan ayırmamiz gerekli dedi. 1 haftadir anne sütü emmiyorlar, yanlarına gittiklerinde anne kedi miyavlayip uzaklaştırıyordu, kaçıyordu. Önce devam sütü ile beslendiler, şimdi yavru kedi manasını camur kıvamına getirip veriyorlar.

Bayramdan sonra da ilk aşılarını olup evlere dagilacaklar. Normalde biz iki aylıkken alacaktık, 20 gün öne çekmiş olduk. Bu kedi için bir sorun olur mu?şimdi sosyallessinler diye kardeşlerinden ayırmadik. 3-4 gündür tuvaletlerini kuma yapıyorlar ama kapatmasını bilmiyorlar. Yalanmayi bilmiyorlar mesela. Bu gibi şeyleri annesinden mi öğrenmeliydi? Biz nasıl öğreteceğiz?

Küçük olacagi için biraz endilesiyim ve bazı şeyleri ona öğretemeyiz ya da ilerde hırçın bir kedi olur diye korkuyorum. Bir de düzgün bakamayiz da bir şey olursa diye düşünüyorum. Neler yapmak gerekir? Her türlü öneriye açığız. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Daha iyi bilenler yorum yapacaktır, up niyetine bişeyler yazayım. Yaz başında doğum yapan bi anne ve üç yavrusuna bakıyorum. Süreçte gözlemlediğim; benimkiler neredeyse 3. ayın sonuna kadar emdi ve anneleri onları yalamaya devam etti. Başta yavrular hastaydı, anne bir ara terk etmeye meyillendi, emmelerine falan izin vermiyordu, mamayla şunla bunla bağladım bi şekilde. O ara araştırdığıma göre en önemli konu anne sıcaklığını sağlamak, beslenmesine dikkat etmek ve kakasını takip etmek. Ben kış olduğu için çok zorluk çektim. Her gece iki kez sıcak su torbası değiştiriyordum. Hastalıkları artacak olursa enjektörle destek besin veriyordum. Anne bi kaç gün gelmeyecek olursa popolarını pamukla ıslatıyordum. Bence yaşı çok küçük değil, veteriner desteği ile kotarırsınız. Yavrular için kritik süre 6 hafta oluyor, neredeyse sonundasınız. Kolay gelsin.

Edit: araştırdım falan demişim de, süreci veterinerimizle birlikte atlattık, bilgiler ondan alınma, not düşmüş olayım.
  • manuel mandalina  (27.08.17 22:29:24 ~ 22:34:32) 
15 günlükken sahiplendiğim kedim temizlik konusunda diğer kedilerinden daha hassas. Diğerleri kumdan çıktıktan sonra gidip tekrar kapatıyor üstünü, sürekli hem kendini, hem diğer 2 kediyi yalıyor. Içiniz rahat olsun. :)


  • mtfbwy  (27.08.17 22:50:01 ~ 22:50:49) 
Ben de sahiplendiğimde yaklaşık 40 günlüktü, annesinden daha erken ayrılmış. Bunları hep dövüyormuş anne kedi. Baba tarafına verilmişler, orada da babası ezmiş yavrumu. 40-45 günlükken ben aldım. Çok iyi baktım, sıcak su torbaları koydum filan ama bir hafta sonra ağır hasta oldu. Kusma ishal derken hiç hali yoktu. Ölecek gibiydi. Anne sütündeki koruyucu antikorların etkisi bitmiş. Bağışıklık sistemini güçlendiren pasta verdiler, onu yedirdik. Bir sürü ilaç aldı. Toparladı sonra. İlk geldiğinde bile tuvaletini bulup yapabiliyordu. Arada 10-15 metre mesafe vardı. Kendi kendine gidip geliyordu. Bir kere karıştırıp şekerliğe yapmıştı ama olur o kadar. Şimdi de çok titiz, her gün saatlerce yalıyor kendini. Bembeyaz akça pakça dolaşıyor. Sevgi dolu bir şey. Bizi annesi filan sanıyor herhalde. Purluyor, yalıyor. Çok tatlı.


  • Lim5  (27.08.17 23:16:30) 
Biz yaz aylarında olduğumuz için bu isi konusunda bir tık şanslıyız sanırım. Bağışıklık için bahsettiğiniz iğneden yapacak veteriner eve gelmeden önce.

Temizlenme konusunda kendi kendine öğrenemez diye endilesiydim ama içgüdüsel bir şey bu galiba :)
  • fraise  (27.08.17 23:35:57) 
@fraise, endişelenmene hiç gerek yok. anneyle büyümesi her ne kadar işleri kolaylaştırsa da artık kendi yemeye başladığı zaman sıkıntısı kalmaz. yalanması, kumu kapatması falan içgüdüsel.


  • piremses  (28.08.17 09:13:13) 
2 aylıktan 20 gün önce hemen hemen 1 aylık oluyor. Gelişimleri için çok iyi bir durum değil annelerinden ayırmak ama yapabileceğiniz de bir şey yok gibi. 2 ay süt emdikten sonra anneden ayırman en mantıklısı oluyor. Takviye mama ve benzeri şeylerle destekleyebilirsiniz yaklaşık 1 ay kadar. Bir süre "göte yapışmış bok", "evin muhtelif yerlerine yapılmış boklar" gibi küçük sorunlar olabilir. Atlatılmayacak sorunlar değil bunlar.

Tuvaletinin üstünü kapatmama sorunu bendeki 3 yaşındaki azmanda da var. Yavruyken yoktu mesela. Yavru kedilerin üzerini kapatmama sorunu zamanla azalarak biten bir sorun. Takmayın kafanıza.

Yalanmayı kendileri çözerler, onu da siz öğretemezsiniz. Zaten genlerde kodlu bu davranış kalıpları. Anneden ne kadar erken görürlerse, o kadar erken yapmaya başlıyorlar. Kendi kendilerine ortaya çıkar.

Hırçınlığı falan sizinle alakalı şeyler değil ki, tamamen yetişmeyle de alakalı şeyler değil. Karakter meselesi. Yavruyken tam bir afacan olan bendeki ufaklık büyüyünce toraman oldu, yerinden kaldıramıyoruz. İte kaka anca gidip yürüyor birkaç adım, o da keyfi isterse =)

Düzgün bakacağınıza inancım tam benim. Çok panik yapmadan, veterinerle dirsek temasını kaybetmeden hareket ederseniz, hiçbir sorun olmayacaktır. Şimdiden hayırlı olsun, kolay gelsin.
  • lake of the hell  (28.08.17 16:00:31) 
Bazi seyler tamamen icgudusel, kakasini yapiyor fakat kapamayi unutuyorsa patileriyle nazikce kumu kazin, cin gibidir su an o yavru, aninda kapar konuyu. Yirmi gunluk bebeklerin bakimina yardimci oluyorum bugunlerde, bazilari yattiklari yerden kendilerini yalayip temizliyorlar, aklimi cildiriyorum, ama bazilari da biz yardimci olmadan kaka yapamiyor. Sunu demeye calisiyorum esasen, her kedi ogrenir bu saydiginiz seyleri, fakat kimi yirmi gunlukken ogrenir, kimi iki aylikken. Cok takilmayin bu konuya.

Bakimiyla ilgili olarak a/d mama alin, ve kuru mamasina karistirarak verin. Bagisiklik sisteminin guclenmesinde faydali olacaktir, dort ayliga kadar bunu yaparsaniz sonraki donemde hem cok hastalanmaz, hem de ilk asilarini kolay atlatir. Kedi bakmak dunyanin en kolay seyi, kirk gunluk yavru da artik yuvadan kopup gidecek yasta, bos yere endiselenmeyin. Fotografini koyun, biz de gorelim :)
  • evde liyakat kalmamis  (28.08.17 16:46:39) 
anne sutunu yeterince icemedigi icin bagisikligi her zaman daha dusuk olacak. hastaliga yakalanma ihtimali daha fazla olacak. yani bunu olurler anlaminda soylemiyorum, kedidir, birsey olmaz demeyin, her zaman iyi bakin yeter. usutmesin cocik.


  • jimicik  (28.08.17 16:49:46) 
yavru kediler için anne sütü gibi mamalar var ılık su ile karıştırıyorsunuz veriyorsunuz. aptamil gibi bir şey benim evde doğum yapan kedim 4 yavrusunu emzirmek istememişti o zaman sora sora bulup almıştım.
yassı kaselere koyuyordum bebekleri de yanına yaklaştırınca koşup içiyorlardı sonra anneleri gelip içmeye ve bol bol emzirmeye başladı kedi sütü gibi birşey adı aklıma gelmedi pet shopların hepsinde olur.

  • devilone  (05.09.17 10:47:29) 
[]

Izmir adnan menderes havalimani'ndan seferihisar/ sigacik'a ulasim

En kolay nasıl sağlanır? En kötü ihtimal taksi ile gideceğiz ama alternatif kolay bir yol var mıdır diye sizlere sorayım dedim. Bir de taksi ile gitsek ortalama ne kadar tutar? 200 lirayı filan bulmaz, değil mi?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Kolay yol mudur bilmem ama havaalanindan fahrettin altaya gelip oradan direkt seferihisar otobuslerine binebilirsiniz. Havaalanindan fahrettin altaya havaş geliyor muydu hatirlamiyorum. 202 numarali otobus vardi en son.

En kötü fahrettin altaya kadar taksiyle gelirsiniz. Oradan seferihisar araclari ile devam edersiniz. Diğer turlu 60 km kadar yol gideceksiniz taksiyle.
  • aquarium  (22.08.17 20:53:23) 
202-730 veya İzban ile 2 durak Gaziemir'e gelip, 510-730 yapabilirsiniz. Moovit indirin telefona.


  • Lim5  (22.08.17 21:03:58) 
[]

Fındık yeni yuvasını arıyor

Yakinen tanıdığımız bir aile yurtdisina tasinacaklari için 11 aylık kedilerini sahiplendirmek istiyor. 45 günlükken sokakta bulmuşlar; bütün aşıları tam, tuvalet egitimi var. Sagi solu tirmalama huyu yok. Çok oyuncu, hareketli bir kedi. Evde uyum sağlasa da bahçeli yerlerde de aşırı mutlu oluyor hatta evden daha çok seviyor diyebilirim. O yüzden 'eve alamam ama çok güzel bir bahçem var; ilgilenir, bakarım' diyorsanız o da kabulleri. Yaklaşık 1 ay içinde yuva bulmaları gerekiyor.

Sahiplenmek/ bakmak isteyen arkadaşlar benimle buradan iletişime geçebilir. Yanında kumu ve oyuncaklariyla beraber verilecek. Lokasyon: istanbul/ beylikduzu. Yakın yerlerde sahiplenmek isteyen olursa bulunduğunuz yere getirebilirler. Umarım güzel bir yuvası olur Findik'in.


 
Not dar yet, mümkün olduğunun farkındalar fakat bir anda ortaya çıktı taşınma kararı ve işlemleri gidecekleri ülke için yetişmiyor. Üstelik orda birkaç ay ev arama süreçleri olacak. Ablalarında misafir olacaklar vs vs. Sonuçta hem kedi hem de onlar çok sıkıntı çekecekti. Burada geçici süre bakacak birini de bulamadılar maalesef. Yoksa kimse kedisini bırakıp gitmeyi istemez.


  • fraise  (19.08.17 14:33:22) 
[]

Para yatırım mevzuları

Bizim bankada tl olarak duran belirli bir miktar paramız var. Para giderek değer kaybediyor, biz de farklı şekilde değerlendirelim dedik. Paranin üçte birini kısa dönemli yatırım gibi düşünelim, tatil vs gibi durumlarda harcanacak. Diğerini de uzun süreli (çok önemli bir durum olmadıkça dokunulmayan, birikim amaçlı hesap) yatırım.

Bu durumda dolar veya altına mi yatırım yapmak en doğrusu? Birini altın, birini dolar mı yapsak? Faizli hesapların getirisi eskisi gibi olmuyor zaten artık. Bir de ben her ay paramı franktan türk lirasına çevirip öyle harcıyorum. Hiç hesap ile uğraşmayıp direkt frank olarak mı muhafaza etsek?

Borsa hariç her türlü öneriye açigiz. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
dolara bas derim


  • basond  (11.08.17 13:36:48) 
Valla ben dolar aldım önceden zarardayım, altın veya euro alsaydım kar etmiştim. Artık dolar da inişli çıkışlı euro daha stabil. Ama şartlara bakmak lazım son hallerini bilmiyorum. Bir de alım yaparken 6 ay 1 senelik periyodlarda en düşük ortalama ve en yüksek değerleri inceleyin nerede yatırım nerede bozma işlemi yapacağınızı görürsünüz. Uzun vadede hiçbirinin kazandırıp kazandırmayacağı belli değil bu tavsiyeyi de unutmayın


  • filipis  (11.08.17 13:50:05) 
sepet yatirim daha makul uzun sureli yatirimlarda.

usd

Euro

altin

mantikli bir sepet olabilir.

rakam eger yüksekse, bu durumda arsa da düşünülebilir.
  • for the record  (11.08.17 13:51:56) 
Filipis, derdim para kazandırmasından ziyade değer kaybetmemesi zaten. Türk lirası durduğu yerde değer kaybediyor.

For the record, arsayı bir ara düşündük fakat para gibi ülkenin durumu da stabil degil. O yüzden birkaç sene bu tarz yatırım yapmayı dusunmuyoruz. Bir de parayı attık unuttuk gibi bir durum yok. Mümkün olduğunca üzerine ekleme de yapıyoruz.
  • fraise  (11.08.17 13:52:30 ~ 14:00:24) 
Durdugu yerde her para deger kaybeder bu arada.Nakit para her zaman deger kaybeder.10 bin euro aldiniz diyelim, 5 sene sonra o euronun alim gucu 10 bin euro olmucak.Euronun düsmeyecek olmasi paranızın degerini korudugunu göstermez.Insanlar bosuna ev,arsa vb seceneklerine yönelmiyor.Birikim cok cok uzun vadeli olacaksa baska secenekler düsünün derim.


  • maria puder  (11.08.17 13:55:50) 
uzun vadede dokunulmayacak paraysa eğer dolar yada euro alıp vadeliye koyulabilir. Ayrıca kısa vadeli biraz risk almak isteyenler gram altınla da oynayabilir. ben şahsi fikrimi söyledim, yatırım tavsiyesi değil ama


  • silah taciri  (11.08.17 15:41:21) 
[]

Erkek kedi mi dışı kedi mi?

Efendim yakında minik bir kedi sahiplenecegiz, yavrular erkek arkadaşımın ablasının kedisinin yavrusu. Ablanın kedisi erkek, hayatımda gördüğüm en uysal, akıllı kedilerden biri. Biz de ona bakarak erkek sahiplenelim diye dusunduk. Bir erkek yavruya da çok sıcaklık besliyoruz diyebilirim. Fakat dün veteriner görmeye geldi 'ben kendi evime dişi sahiplenirim. Erkek kedilerin koku bırakma problemi olabiliyor, kisirlastirsak bile sorun cozulmeyebilir. İdrar yolları enfeksiyonu olma riski de yüksek. Dışı kisirlastirdiktan sonra hiçbir sorun yaşatmiyor' dedi. Sonrasında sözlükte, internette vs okudum, erkek kedilerden canavar gibi bahsetmişler :) durum böyle olunca bir korktum. Özellikle koku konusunda ziyadesiyle hassasım. Sokakta bulduğumuz bir kedi olsa cinsiyetine tabii ki bakmam ama bu kedi zaten piyango gibi oldu, ablası da istediginizi alın diyor. Bir yere gittiğinizde erkek olursa bana bırakırsınız ama dışı olursa zor olur vs diye de ekledi. Almadığımız diğer kedi de yuvasız kalmayacak zaten.

Bu durumda dışı kedi mi almak erkek kedi mi almak mantıklı? Her erkek koku problemi yasatiyor mu? Önlemenin bir yolu yok mu? Babası akıllı oğlu da akıllı olur diyebilir miyiz? Kedinin cinsi bu konuda bir etken olur mu? Her türlü öneriye açığız.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Her erkek kedi, koku problemi yaşatmaz. Kısırlaştırma erken dönemlerde yapılırsa, koku bırakma gibi bi alışkanlığının olacağını sanmıyorum.


  • sylow  (06.08.17 23:53:30) 
erkek kediler daha sosyal, daha hareketli, kısırlaştırma ameliyatları daha kolay.
her erkek kedi koku problemi yaşatmaz.

ama idrar yolu meselesinde erkekler daha dezavantajlı.

bunun yanı sıra, dişiler daha sakin oluyor.
tuvalet sorunları hiç olmuyor, ama kısırlaştırma ameliyatları hem bir tık daha pahalı, hem de daha zor.
erkek kediler bir günde ayağa kalkarken, dişiler 3-4 günde kendilerine geliyorlar.

genel olarak, cins kediler melez kediler kadar zeki olmuyorlar.
ayrıca cins kediler ve köpekler, sınırlı gen havuzu nedeniyle çok fazla hastalanıyorlar ve çok daha hassas oluyorlar.

eğer birden fazla kedi bakacaksanız, 2-3 kedi olacaksa, erkek.
çünkü sosyalleşebiliyorlar.

ama tek başına olacaksa, dişi diyorum.
  • blatta hiberna  (06.08.17 23:59:48) 
Just, o kesin zaten. İkisinde de daha ilk dönemde kisirlastirma yaptıracağız. Ama işte dediğim gibi hep erkek dedik, bu koku problemi aklımı karıştırdı.

Blatta, büyük ihtimalle tek olacak. İdrar yolu problemi tam olarak ne oluyor erkeklerde? Ağır sorunlar mi yaşıyorlar? Dişide de kısırlaştırma esnasında ölüm riski yüksek oluyor diyorlar, ondan korkuyorum.
  • fraise  (07.08.17 00:00:33 ~ 00:02:19) 
Erkek kedilerin hepsi koku bırakmıyor. Koku bırakma biraz bulunduğu ortama göre şekilleniyor.
Şöyle anlatayım, koku bırakma güç gösterisi, ben erkeğim ben burdayım bura benim, bu dişi kedi benim, bu alan benim, benim insanlarım vs demek oluyor:)
Benim kedim 12.ayında. Başka bir kediyle hiç karşılaşmadı. Dışarıda kedi sevdiğimde eve gelince kıyafetlerimi çıkarmadan ellerimi yıkamadan kedime yaklaşmıyorum. Yani ortamda koku bırakmasına sebep olabilecek bir şey olmuyor. Hep bu şekilde davrandım işe de yaradı gibi. Herhangi bir koku bırakma olayı yaşamadık.

Diğer kısırlaştırma olayına gelince, bizim veteriner çok yakın bir arkadaşımız. İdrar yolu problemi yaşamamamız için kısırlaştırma ameliyatı öncesinde yaşını doldurmasını beklememizi söyledi. Erkeklerde erken kısırlaştırmada bu problem daha çok oluyormuş. Size de tavsiyem o yönde.
Benim bir kaç kez erken kısırlaştırma isteğimi geri çevirdi. Kesinlikle yaşını yani üreme sisteminin tam gelişmesini bekleyeceğiz dedi.
Ama dişi kedilerde bu yaş olayı olmuyor, hatta ne kadar erken kısırlaşırsa o kadar iyiymiş.
  • artci sarsinti  (07.08.17 02:40:37) 
Erkek kedi alın dişilerin kısırlaştırma işlemi daha zor daha üzücü.
Bir de koku bir kez oldu bizde ki dört ay azgınlıktan ağladı.

  • fasulyek  (07.08.17 03:11:14) 
@fasulyek'e katılıyorum. dişi kısırlaştırması daha riskli. bir de genelleme yapmayayım ama dişi kediler evdeki kadınları pek sevmiyor, 1-2 örneğe rastladım. :D

erkek arkadaşımın ev arkadaşının kedisi benden nefret ediyordu.
  • piremses  (07.08.17 09:13:28) 
[]

Kendi kendine evi süpüren supurgeler

Bunlardan alıp kullanan var mı? Yeni modelleri varmış, hem siliyor hem de süpürüyor. Yurtdisinda kullanımı baya yaygın ama Türkiye'de kullanan hiç görmedim. Performansı nasıldır? Dün akşamdan beri videolarını izliyoruz, çok mantıklı geldi. Sonuçta ben her gün evi supurup silemiyorum. Evden çıkmadan bunu ayarlasam her gün silse süpürse çok güzel olur gibi. Haftada bir de ben onun giremedigi yerleri supurup silerim. Muthiş zaman kazandırır bana ama düzgün süpürür mu, emin olamıyorum.

İyi bir elekttık süpürgesi alacaktım, bunu görünce kararsız kaldım. Ne dersiniz? Bu süpürgelerden mi alsam yoksa klasik süpürge alıp riske girmesem mi?


 
Arkadaşım kullanıyor amerikadan alıp getirdiler, onlarınki silmiyor ama süpürüyor ve çok memnunlar. Bi de evde kedi köpek varsa çok iyi oluyor, o tüyleri baya iyi topluyor. Toza pek faydası yok sanki onlarınkinin varsa da minimaldir ama yere düşen şeyleri ve köpek tüyünü toplaması yetiyor.


  • ekaterina  (04.08.17 13:03:47) 
ben de alcam onlardan ama 3500 tl benim beğendiğim modeli :(
hem süpürüp hem silini görmedim yalnız. benim baktığım sadece süpüren.
viledanın sanırım silen bişeyi varmış, bi arkadaş bişeyin yanında eşantiyon olarak almışlardı. kendi kendine siliyo güzel ama çok ağır lekeleri temizlemiyo diyordu. tabi onlarınki dandik bişey. öyle şarjı bitince gitsin istasyona, takla atınca düzelsin falan gibi özelliği yoktu. 3-4 yıl öncenin parasıyla 50 liralık bişeyin yanında verilmiş işte.

bir de silenlerin bezleri özel sonuçta, aletin kendisi kadar bezine de para vermek lazım.
  • halanne  (04.08.17 13:06:42) 
Veritas, o duyuruların en güncelı 2016 ağustos, malum bir senede yeni modeller çıkabiliyor :)

Ekaterina, halanne, aynen ben de amerika'dan getirtecegim alırsam ve son modellerde silme opsiyonu da eklenmiş sanırım. Bazısı supurup hemen ardından siliyor bazısı her yeri supurdukten sonra ayarlayınça siliyor. Gelecek ay büyük ihtimalle kedi gelecek eve, biraz da o yüzden istiyorum aslında.
  • fraise  (04.08.17 13:14:13 ~ 13:14:41) 
yabancilarda bizdeki gibi hali kilim olayi olmadigindan daha iyi. 5 santim kabarik merinos hali uzerinde cok verimli olmuyor o alerler.


  • icim urperiyor  (04.08.17 13:47:05) 
Silen makinalarla süpüren makinalar ayrı. En azından irobot'ta öyle. Roomba'lar süpürme için, Braava'lar silme için. Belki diğer firmalarda ikisini bir yapan vardır.

Normalde yerler ve normal halılar için çok başarılı olduğunu söylüyorlar ama numarası düşük olan modeller mpbilya bacaklarına, komodin (komidin?) gibi yerlere pat küt çarpma özelliğine sahipmiş. O yüzden yüksek modelleri öneriyorlar. Onlar engel görüp yavaşlama özelliğine sahipmiş.

Normal olmayan halıdan kastım da bu "shaggy" türü, kabarık tüylü halılar. Onlarda çok işe yaramadığını söylüyorlar. Alt modeller halıya çıkamıyormuş, üst modeller halıya çıkabiliyormuş ama "shaggy" halıları çok iyi temizlemediğini söylüyorlar.

Bunun dışında normal zeminde harikalar yaratıyormuş, yatak altlarında çok işe yarıyorlarmış özellikle, benim de hayalim bunlardan bir tane.
  • aychovsky  (04.08.17 13:56:22 ~ 13:58:28) 
senin detaylı temizliğin kadar olmaz ama genel olarak tozu alıyorlar.

xiaomi'nin süpürgesine bak kesinlikle, fiyatına göre çok çok iyi diyorlar.
  • mattiadestro  (04.08.17 13:57:55) 
Ben zaten yazın halıları komple kaldırıyorum (Mersinli bir aileye sahip olmanın getirdiği genler sağolsun :p), toza alerjim olduğu için de evdeki tüm halılar şu yeni çıkan tüysüz halılardan ve her yer hali değil. Minimum şekilde kullandık. Bir tek salondaki halim normal hali ki o da kısa tüylü. Bu durumda kullanımda çok sıkıntı yaşamam diye düşünüyorum.

Ya şimdi bir daha sordum erkek arkadaşıma 'evet silip hem süpürenler var, bir tık daha pahalı ama onlar' dedi. Videosunu izledim çünkü :)
  • fraise  (04.08.17 14:12:07) 
[]

İstanbul'dan birkaç günlüğüne gitmelik tatil yeri onerisi

Hali hazırda planlanmış 2 tatilimiz var fakat bu iki hafta içinde bir yerlere gidelim diyoruz. Arabasiz olacağız, uçak ya da otobüsle kolay ulaşım sağlanmalı. 8-9 saat yolda harcamak istemiyoruz zira 4-5 gün kalıp döneceğiz. En fazla 5-6 saat içinde gideceğimiz yere ulasabilelim yani.

Bu şartlar altında hangi lokasyonu onerirsiniz? Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Uçak bir seçenekse her yere kolay ulaşabilirsiniz aslında.
Bence diğer tatillerinizin içeriğini de belirtin ki ona göre öneri versinler. Örneğin, diğer iki tatil antalya ve bodrumsa bu sefer de yaylaya cıkın falan diyebilirler, farklı bir şeyler denemek isterseniz. :)

  • sopiro  (02.08.17 15:16:10) 
avşa adası.


  • mceydam  (02.08.17 15:20:16) 
Biri yurtdışı diğeri de Bodrum ya da Datça olacak. Bu gideceğimiz tatilde deniz, kum olsun istiyoruz.

Avsa için herkes apaci mekanı diyor ya, yoksa aklımdan geçmedi değil.
  • fraise  (02.08.17 15:22:47) 
bence ayvalık ya da assos. otobüsle kaç saat sürer bilmiyorum ama arabayla 5-6 saatte ulaşılıyor.

belki erdek olabilir daha yakın bir alternatif ama denizini ben pek sevmiyorum.
  • straight from the heart  (02.08.17 15:49:49) 
[]

Giysiler saklanırken değişik kokmaları

Yazlık giysilerimizi, pike takımlarımızı tek tek yıkayıp hurclara yerleştirip dolaba kaldırmıştım. Hatta içlerine lavanta keseleri bile koydum. Şimdi çıkarttım, hepsi bir değişik kokuyor. Neden oluyor ki bu? Dolabın içinde ne olmuş olabilir ki? Kışlıkları çıkarınca da aynı şey olmuştu. Nasıl önlerim bu kokuyu? Öncesinde o kadar vakit ayırıyorum bir de guzel guzel saklamak için.

Tesekkur ederim şimdiden herkese.


 
Ben de nefret ediyorum o kokudan. Toz kokusu gibi garip bi koku di mi? Sanırım yeni makinelerden kaynaklı o. Az su ile yıkarken bekledikten sonra bu hali almasına sebep oluyor.


  • lcha  (03.07.17 15:50:08) 
dediğiniz koku rutubet olabilir mi? oturduğunuz yer rutubetli?


  • hononu  (03.07.17 15:52:47) 
Honuna, rutubet kokusu değil.
O kokuyu biliyorum. Bir de yeni taşındık bu eve. Ben dıger evde kışlıkları cıkardıgımda da aynı sorun vardı. Rutubet olsa mutfakta yiyecekler de boceklenmez mi?

Icha'nın dedigi gıbı toz kokusu gıbı. Ama saklarken mıs gıbı yumuşatıcı kokuyorlar. Birkac ay sonra acınca boyle oluyor.
  • fraise  (03.07.17 15:59:56) 
Benimkilerde de olabiliyor biz bol bol beyaz sabun koyuyoruz yine de oluyor ama pis olduklari icin falan degil endiselenmeyin, havalaninca geciyorlar ya da duru su ile kisa prog.da yikiyorum icime sinmezse.


  • kassiopeia  (03.07.17 16:02:54) 
hurçları yıkıyor musunuz? biz hiç öyle bir problem yaşamıyoruz fakat lavanta kesesi yerine kalıp sabun kullandığımız için olabilir belki. alternatif olarak çok tıkıştırmamayı deneyin ki kıyafetleriniz nefes alsın. son bir ek daha, rutubet olabilir, rutubet varsa illa mutfağı böcek basar diye bir şey yok.


  • evde liyakat kalmamis  (03.07.17 16:04:21) 
Evde liyakat kalmamış, hurclar da yıkanıyor tabii ki :) rutubet de olabilir tabii ama hem rutubet kokusuna benzemiyor hem de eskı evde de aynı sey olunca, evin baska yerlerinde rutubet ile ilgili sorun olmayınca benım saklamam ile ilgili bir sorun var dıye dusunmustum.


  • fraise  (03.07.17 16:13:53) 
Kokulu çöp poşetleri var biz yıkayıp sıkıca onların içine koyup öyle kaldırıyoruz 1 sene sonra açtığımızda mis gibi kokuyor ama hava almamaları lazım.


  • powerpufgirl  (03.07.17 16:30:08) 
[]

her türlü dügün sarkisi onerisi alinir

arkadasimizin dügünü icin müzik listesi yapma isi bize düstü. Biz bir liste yaptik ama aklimiza gelmeyen bir sey var mi diye size de sorayim dedim. Oynak/ duygusal, turkce/ yabanci farketmez, dugunde calinacak sarki onerilerinize talibiz efendim. Hatta bir de giris sarkisi onerirseniz cok guzel olur zira hala karar veremediler.


Tesekkur ederim simdiden herkese.

 
  • mevsimler  (03.07.17 00:22:43) 
shape of you var di mi popülerlerden..unutmayın diye yazdım.

çaldığı anda dans etmeyen görmedim daha. kopar salon :D
  • qazaqwsx  (03.07.17 00:22:44) 
  • megasalexandros  (03.07.17 00:36:10) 
[]

bana dügün elbisesi bulalim mi?

Cok yakin bir arkadasimin 2 hafta sonra dugunu var, benim elbise bakmak icin sadece 1 gun (o da maksimum 2-3 saat ) vaktim olacak. dolayisiyla nokta atisi yapmam gerekiyor. internetten biraz bakindim ama dogru duzgun bir elbise begenemedim.

Dügün gündüz olacak ve kir dugunu. cok fazla abartili bir elbise giymek istemiyorum kesinlikle. Kilo sorunum yok ama boyum uzun degil, tam olarak minyon denilen gruptanim. Bir de arkadasim kimsenin siyah giymesini istemiyor.

Bu bilgiler dogrultusunda onerebileceginiz elbise modeli var mi? Hatta direkt 'su magazaya bak, kesin guzel bir sey bulursun' derseniz ya da istanbul icin butik oneriniz varsa o da kabulum. Tesekkur ederim simdiden herkese.


Not: su anda yurtdisindayim, internetten alisveris yaparsam ve elbise guzel durmazsa geri gondermek icin vaktim olmayacak. Dolayisiyla online alisveris opsiyon disi benim icin.

 
hocam hem yurtdışındasın hem de mağaza önerin diyosun. yutdışı dediğin çok geniş bi alan, iyimserliğine hayran kaldım.

boy kısaymış. bacaklar uygun ise mini giymeni tavsiye ederim. eteği dar değil de A şeklinde olanlardan. şunun gibi; s-media-cache-ak0.pinimg.com

kır düğünü diye illa çiçekli böcekli konsepte gerek yok bence. bu tip bişey bul, giy.
  • elorelia  (23.06.17 22:12:11) 
eloria, yanlis anlamissin sanirim. direkt turkiye'den magaza onerisi istedim. Online alisveris yapamayacagimi soyledim sadece. cunku turkiye'ye dondukten sonra siparis versem yetismez, oncesinde siparis versem elbise gelse , ben dondugumde denesem ve bana olmazsa degistirmek icin vaktim olmaz. her turlu risk yani.


  • fraise  (23.06.17 22:19:08 ~ 22:19:35) 
Elbiseyi istanbuldan bakacağını tahmin ederek kadıköy monochrom'u tavsiye edeceğim öncelikle, yalnız monochrom biraz klasik şeyler satar ve fiyatlıdır. Yine de incele derim instagram üzerinden en azından.
Bir diğeri de,m.zara.comçi̇çekli̇-elbi̇se-c943001p4312003.html bu elbiseyi en azından bir dene. Kumaşında ufak pullar işli, yedek pulları da var arttırabilirsin, hoş bir elbise. Ben sana yakışacağını düşünüyorum.

  • irene  (23.06.17 22:22:02) 
bence aradığın şey forever new


  • yuvarlanantencereninkapagi  (23.06.17 22:31:10) 
Kadikoy opera onu pasajina git. 5 kat boyunca abiyeci.


  • kuehles blondes  (23.06.17 22:38:48) 
ipekyol veya roman olabilir?


  • archery  (23.06.17 22:42:12) 
Monochrom 36 beden üstünü çalışmıyor güzel ama bil. Büyük bi alışveriş merkezine gitmek mantıklımolabilir. Mango, koton vs mezuniyet serilerinden güzel elbise bulunuyor online ona bir bakın.


  • fasulyek  (24.06.17 00:26:31) 
fasulyek 36 beden ustu calismiyor derken? en buyuk beden mi 36? oyleyse sorun yok zaten. bir de biliyorsaniz elbise uzerinde tadilat yapma ihtimalleri var midir? Hobbit degilim ama 175 boyundaki bir kiza mini olacak elbise bana bir tik uzun oluyor haliyle, hemen orda hallettirebilsem guzel olur mesela.

onerilerden yola cikarak alisveris rotami kadikoy olarak belirleyeyim o halde.
  • fraise  (24.06.17 00:37:21 ~ 00:42:39) 
20 yaş ve altı değilsen düğüne mini giyme gözünü seveyim. monochrome aşırı güzel ama pahalidir. 300-500-700 veririm no problem diyosan baska yere bakmadan dogrudan oraya kos, dukkan kadikoy carsida. onun disinda kadikoyde bogadan bahariyeye ciktiginda solda bi pasaj var, mudonun hemen orada. orasi tam bir gece kiyafeti cenneti, kendine uygun bir sey bulacagina eminim.


  • duru arsnova  (24.06.17 00:44:00) 
editleyemedim, mango, zara, koton, ipekyol, twist gibi mağazalarda da guzel gece kiyafetleri olabiliyor ama alternatif cok az oluyor. o yuzden avm yerine boyle bir pasaja gidersen 2-3 saat icinde cok daha rahat begenecegin bir sey bulursun gibi geliyor.


  • duru arsnova  (24.06.17 00:46:39) 
[]

evcil hayvani olanlara birkac minik soru (anketimsi)

kardesimin arkadasi odevi icin evcil hayvan sahiplerine birkac soru sormak istiyor. benim de aklima burasi geldi.

1.bir hayvan sahiplenmeye nasil karar verdiniz, kac yasindaydiniz? hayvaninizin turu nedir?
2. evde hayvan olmasinin sizin icin pozitif ve negatif yonu nedir? (birer ornek vermeniz yeterli)
3. bir hayvan sahibi oldugunuz icin pisman misiniz? onun yasam suresinin kisitli oldugunu bilmek sizde nasil bir duygu uyandiriyor?

not: universite 1. sinif dersinde yazilacak amatorce bir makale icin kullanilacak bu bilgiler. cinsiyet ve yas belirtmeniz bir avantaj saglasa da belirtmek istememeniz de cok sorun degil.


tesekkur ederiz simdiden herkese.

 
merhaba. 29 yaşındayım, kadınım.

1. çocukluğumdan beri isterdim, ailem daha sonra ikna oldu. ben 18 yaşındayken bir kedi aldık, evden taşındığımda dört tane vardı. şu an kendi oturduğum evde de iki tane var.

2. dışarıdan geldiğimizde kapıda karşılamaları, oturmuş kendi işimize bakarken gelip geçip komiklik yapmaları, her türlü hareketleriyle mutluluk kaynağı olmaları pozitif yönleri. tek negatif yönü ölecek olmaları.

3. pişman değilim, keşke imkanım olsa da daha fazlasını sahiplenebilsem. onun yaşam süresinin kısıtlı olduğunu bilme hissini o öldükten sonra bakıma muhtaç başka canlarla ilgileneceğimi düşünerek bastırmaya çalışıyorum.
  • bir garip melek  (22.06.17 19:07:04) 
HALLO! 32 E

1.Sokakta buldu hatun, ben de "al eve kalmasın o dışarıda" demiştim(değişik bir tekir kendisi, tüylü, sen biliyorsun zaten onu, gördün :) 3 yıldır bizimle birlikte şimdi.

2.Pozitif yönü varlığı, evin enerjisi o resmen, olmadığı vakitler bir şeyler eksik hep, negatif yönü de işte kumudur kakasıdır ^.^

3.Pişman değiliz çift olarak, o da bizim gibi evin bir ferdi, yaşam süresinin kısıtlı olması gözlerimi dolduruyor.
  • devorgilla the gunslinger  (22.06.17 19:12:51 ~ 19:23:40) 
1. Ben karar vermedim. Çocukluğumdan beri hayvanlarım vardı. Her şey civcivlerle başladı. Akvaryum balıklarım oldu. Tavşan, serçe gibi geçici arkadaşlarla devam etti. Kuzu görünce kuzuya sarılıp eve götürelim diye ağlamıştım ama onu almadılar. Yemek için yılan balığı almışlardı ama ben onu da evcil hayvan yaptım. Sonra öldü tabi şartlar uygun değildi. Singapur kaplumbağalarından besledim uzun süre. Bizimle tatile bile gelirlerdi. Taşınırken babam iş yerine bırakmış. Çok üzülmüştüm. Hala özlüyorum. Şu an kedim var. 3 yaşında. Ellerinizden öper.

2. Ruh sağlığıma olumlu etkileri olduğunu düşünüyorum. Olmasa hayat çok sıkıcı olurdu. Arada kovalamaca oynuyoruz, iyi oluyor. Neşe kaynağı resmen. Yaramazlığı biraz dert. Sürekli bir şeyler kırıyor. Kablo kemiriyor. Tüy döküyor. Tuvalet işi kötü. Bazen saksılara da çiş yapıyor. Yine de değer, asla bırakmam.

3. Pişman değilim. İnşallah 20'lerini görür. Ölürse çok ağlarım. Imgur'sa görüyorum bazen, gözlerim doluyor.
  • Lim5  (22.06.17 20:20:35) 
1. universitede ev arkadasim eve kopek alalim, tatillerde ben eve gotururum dedi. 24 yasindaydim. eski sahibinin ilaniyla hala baktigim pideyi sahiplendim. sonra arkadasim vay benim astimim var diyince kopecik tamamen benim olmus oldu.

2. su an iki kopegim var, varliklari basli basina pozitif etki benim icin. inanilmaz baglandim. illa bi negatif yon bulacaksam kucuk serefsizin iseme huyunu soyleyebilirim. evde yalniz biraktiysak tepki olarak orta yere isiyor.

3. tabi ki pisman olmadim hicbir zaman. bir gun onlari kaybedecek olmak beni simdiden cok korkutuyor. hayvan sahibi olmanin en pis tarafi bu.
  • pide  (22.06.17 22:11:06) 
Merhaba, 30 K

1. Cocuklugumdan beri istiyordum, 28 yasimda sahiplendim. Olmek uzereydi, tedavi ettirip bir daha da sokaga birakmadim. Birakirsam olecekti cunku o yuzden sahiplenmeye karar verdim. Hatta surec cok zordu, burda duyuru bile actim. Bu arada tekir kediydi :)

2. Beni ve ailemi mutlu ediyor. Yuzune bakinca bile mutlu oluyoruz :) Evde bulunmasi acisindan negatif yonu yok. Kedi sahibi olmanin negatif yonunu soruyorsan hastaligi. Konusamadigi icin zor oluyor cozum bulmak bir sey oldugunda.

3. Pisman degilim. Ilk kedim oldu, evimde 1 hafta kalamadim anilar bitirdi beni. Ikinci kedime fip teshisi konuldu. Yakin bi zamanda olmesi bekleniyor. Arka bacaklar felc oldu, onler tam tutmuyor. Sokakta olsa daha kotu olurdu, belki de cok aci cekecekti, yuruyemedigi icin basina kim bilir neler gelecekti. Bunlari dusununce bile iyi ki diyorum. Asla pisman olmadim. Kalan zamanini en iyi sekilde gecirmesini saglayarak teselli ediyorum kendimi.
  • dijalli  (23.06.17 11:41:01) 
31K
1.Hayvanları çok severim. küçüklüğümde evde muhabbet kuşu beslemiştik. Bahçemizde hep kediler olurdu. biz de bulduğumuz annesiz kedileri getirip beslerdik. Benim 2 kaplumbağa 1 muhabbet kuşum var şu anda. Kaplumbağalarım 11 yaşında, birini cahillikten kendim satın almıştım. diğerini arkadaşımdan bakamayacağı için aldım. Kuşu da bakamayacak birinden sahiplendim.
2.Uzun süre tatile çıkamamak, kuşun fazla pislemesi. Onları çok seviyorum. Kaplumbağalar tam bir dinozor, hareketlerini izlemek çok zevkli. Kuş tam bir minnoş, hem biraz konuşuyor hem çok insancıl.
3.pişman değilim. Kaplumbağalarımın benden çok yaşayacağını biliyorum:) Kuşu ise kaliteli pellet yemle besliyorum, böylece daha uzun ömürlü olacağını düşünüyorum. O yuzden ölse bile en azından elimden geleni yaptım diyebileceğim.
  • betsy  (23.06.17 12:04:18) 
merhaba

1- kaç yaşımda olduğumu hatırlamıyorum, dört ila altı yaş arasındaydım. ilk sahiplendiğim evcil hayvan bir muhabbet kuşuydu, daha sonra muhabbet kuşu kümesi sahibi oldum. zamanla azala azala 16 yaşıma kadar bana eşlik etti bu kuşlar. 11 yaşımdayken sokakta yaralı bir kedi bulup tuttum getirdim eve, ev oldu barınak.

2- herhangi bir evcil hayvanla iletişim kuramadığım bir ev düşünemiyorum, bir evi ev yapan şey bence insan dışında yaşayan bir canlı, mutluluk ve huzur benim için. negatif yönü ise her gün kaka kum temizlemek değil; sanırım benden önce ölecek olmaları.

3- asla pişman değilim. birkaç sene önce kedimi on altı yıl sonra kaybettim, hayatımda yaşadığım en travmatik ve üzücü olaydı. bir daha benzer duyguları yaşayacak olduğumu bilmek bazen beni çok üzüyor, ama elimden gelenin en iyisini yapıyorum ve güzel bir hayat paylaşıyorum dostlarımla. bu biraz üzüntümü hafifletiyor.
  • evde liyakat kalmamis  (23.06.17 12:20:04) 
[]

kuzeni saglik meslek lisesine gonderelim mi?

kuzenim lise giris sinavindan (simdiki adi ne, bilmiyorum) cok yuksek bir puan alamamis. bulunduklari sehirdeki orta halli anadolu liselerine yetiyormus puani ancak. teyzem de 'saglik meslek lisesine gitsin' diye dusunmus, kuzenimin de aklina yatmis gibi. sonradan ogretmenlerine sormuslar 'saglik mesleklerde cok fazla ders gormuyorlar, universitede zorlanir' demis onlar da.

genel olarak orta halli bir ogrenci kuzenim. yani universite sinavlarinda cok buyuk bir sicrama yapmazsa yine orta halli bir bolum kazanabilir. muhendislik, tip, hukuk vs gibi bolumleri kazanmasi zor gorunuyor. cok basarili olmasa da derslerine calisir. ben turkiye'deki liselerin sistemini pek bilmiyorum, zaten bilsek de 3-4 senede bir degisiyor.

internetten biraz baktim, bu liselere gidenler 2 yillik bolumlere direkt geciyormus. e saglik da olunca issiz kalma ihtimali biraz daha duser dedik. 'anestezi uzmani ya da hemsire olabilirim aslinda' dedi kendisi de.


siz ne dersiniz? saglik meslek lisesine gitmek mantikli bir tercih olur mu yoksa anadolu liselerini mi yazsin? tesekkur ederim simdiden herkese.

 
Çok bir sıçrama yapamayacağını düşünüyorsa gitsin. Garanti meslek. Bundan 5 yıl önce benim kuzenim en iyi sağlık meslek lisesinin anestezi bölümüne kendi puanı yüksek diye burun kıvırmıştı. Orta bir anadolu lisesine gitti ve üniversite sınavında hemşirelik kazanacak puan bile alamadı. Sonra tekrar hazırlandı ve şu an dandik bir bölüm okuyor. Keşke o zaman anesteziye gitseydim diyor.


  • tahin pekmez yoğurt  (13.06.17 23:17:31) 
Burada cinsiyet önemli biraz. Bizim evin yakınlarında bir tane Anadolu sağlık meslek lisesi var. Bir tane kız grubu tanıyorum bu okuldan. Sağ olsunlar, bizim apartmanın merdivenlerine oturup müzik falan dinliyorlar bangır bangır. Yılın önemli bir kısmında ciddi staj yaptıklarını biliyorum. Teorik ve pratik eğitimin aynı anda görüldüğü okullardan biri sağlık meslek liseleri. Çok kolay değil yani orada okumak. Kızlar genelde böyle şeyleri daha severek yapıyorlar. Erkekler pek sevmiyor böyle işleri. Biraz biyoloji kitaplarına göz gezdirsin. Konuları eğlenceli bulursa gidebilir. Sağlık çalışanı olmak da kolay değil. Karar vermeden önce acil serviste ya da devlet hastanesinin en yoğun bölümlerinden birinde bir süre vakit geçirsin. Ondan sonra karar versin. Günde 100 kişinin tansiyonunu ölçmek de pek hemşirelik yapmak olmuyor.


  • dissendium  (13.06.17 23:25:06 ~ 23:26:10) 
gönderin


  • nrmnm  (13.06.17 23:25:18) 
Sağlık meslek lisesine gidip konuşun. 4 yıllık hemşirelik kazanan bile çok nadir, okul tarihinde 1 kişi belki. Çalışkan olanlar sınavsız geçişle 2 yıl üzerine okuyorlar. Meslek dersi görüyorlar, meslek lisesinin amacı zaten kısa yoldan meslek edindirmek. Liseyi bitirince de üniversite sınavında bir başarı beklemeyin yani. Eski yıllarda olsa önerirdim ama şu an okulla gidip görüşmeniz gerek. Sağlık meslek liseleri kaldırılıyor. Yeni girenler hemşire değil hemşire yardımcısı olarak mezun olacak. Ne iş yapacakları belli değil.


  • Lim5  (13.06.17 23:37:37) 
mesleğinin devamını getirecek bir lisans okumayacaksa ileride devlette lisede okuduğu bölüm ile ilgili çalışamaz.

lisede hemşirelik okudu, sonra gitti üniversite okumaya karar verdi ve hemşirelik yerine sallıyorum pc mühendisliği okudu. hem mezun olursa eğer kpss'ye ortaöğretim düzeyinde giremez hem de lise hemşirelikle ilgili çalışamaz kamu kurumlarında.
  • blue eyes white dragon  (14.06.17 00:48:01) 
saglik meslek lisesine giderse o meslegi devam ettirecek. zaten normalde de saglik alaninda bir meslek yapmak istiyordu. liseye gitmisler, begenmis gibi. anestezi bolumunu secip sonrasinda da o bolumun 2 yilligini okumayi dusunmus.


  • fraise  (14.06.17 00:54:00) 
Hemsirelik icin bazi degisikliklere gidildi, gondermeden once mutlaka bir bilene danisin. Bizim tanidigimiz hem kizini hem oglunu hemsire yapti ama artik bir degisiklik nedeniyle her hemsire yogun bakim hemsiresi olamiyormus ornegin ve kizi ambulans hemsiresi olarak calismak zorunda kaldi, oglu bir sekilde yogun bakim hemsireligine gecebildi. Yani ilerde haklari ne olacak tam olarak hangi hemsirelikleri yapabilecek mutlaka bilen birine danisin. Ama bu degisiklige kadar hic is sikintisi cekmediler.
Bunun disinda bence gayet mantikli, ara eleman acigi zaten hep var, herkes illa bir dort yillik bitireyim derdinde sonra issiz kaliyorlar. Kadin ya da erkek olmakla da bir alakasi yok ayrica, saglik gorevlisi olmak isteyen olur, bu tur ilgi alanlari/beceriler kadin ya da erkek olmaya gore dogustan gelen ozellikler degildir.

  • kassiopeia  (14.06.17 01:05:54) 
[]

3 tatil sorusu (bozcaada, kuba ve belgrad icerir)

1. Kuba tatili icin 1 hafta kisa bir sure mi olur? kac senedir erteliyoruz, bu sene gitmek istiyorum ama sadece 1 hafta ayirabilecegiz. gittigimiz yer havana olacak muhtemelen. bu sure kuba icin yeterli midir, yoksa o kadar yoldan sonra az mi gelir? bir de eylul gibi gitsek hava nasil olur? ozellikle gidilmesi gereken bir mevsim var midir?

2. bozcaada'da arabasiz gezebilir miyiz? erkek arkadasim da ben de istanbul'da araba kullaniyoruz ama uzun yol icin henuz cesaret edemiyoruz. yanimizda bir arkadasimizin gelme ihtimali var ama gelmezse ikimiz gidecegiz. istanbul'dan bozcaada'ya ulasim arabasiz zor mu olur? gidersek orda rahat gezebilir miyiz? bazi plajlar icin arabasiz ulasim cok zor gibi seyler okudum da, emin olamadim.

3. bu aralar bir belgrad furyasi var, bizim de balkanlardan bir sehre gidelim diye dusuncemiz. belgrad nasil bir sehir? gidip gezip gormeye deger mi? bir de hirsizlik olaylari cok oluyor diye okuduk, yine buyuk ihtimalle iki kisi gidecegiz. rahat rahat gezebilir miyiz?


tesekkur ederim simdiden herkese.

 
1- bir hafta kısa
2- gezilir
3- sırf furya oldu diye merak etmediğin yere gitme.
  • fakirpislik06  (09.06.17 20:07:34) 
2- gezilir tabi ama ben olsam arabasız gitmeyi tercih etmezdim. bir sürü güzel koy var ve oralara dolmuş gitmiyor. sadece en kalabalık, en popüler ve en çirkin koy olan ayazma'ya ve ondan bir tık daha güzel bir koy olan cennet koyu'na dolmuş var. diğer koylara gitmeden olmaz. özellikle beylik koyu çok güzel. gerçi oraya gitmek için de otostop falan yapsanız alırlar bence.

3- belgradın sadece çok ucuz bir yer olması iyi. her giden tıka basa yemek yiyip içip kilo alıp dönüyor. onun dışında gezilecek pek bir yeri yok. tesla müzesi dışında şehire özgü adam akıllı bir şey göremedik biz. tesla baya iyiydi ama. yani öyle bi iki günlüğüne değişik yer görmeye falan gidilir de belgrada gelene kadar gidilecek bin tane yer sayarım, çok da bir olayı yok.
ayrıca hırsızlık her yerde var. bişey olmaz tabiki gezersiniz. kimsenin kolundan çantasını çekmiyorlar sokaklarda.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (09.06.17 20:22:55) 
3- Eglence muzik dans seviyorsanız guzel bir yer. Yok emeklo turist cift gibi takilacaksaniz Belgrad'da size bir sey yok. Belgrad gezilecek bir sehir degil. Gencseniz eğlenmeyi seviyorsaniz gidin mutlaka,hem ucuz hem eğlencesi guzel.
Hirsizlok kismina katılmıyorum, guvenli bir yer. Rahatlikla gezersiniz. Insanlari da iyi.

  • stavro  (09.06.17 21:05:44) 
[]

Facebook'ta tanıyor olabileceğiniz kişilerde cikmamak

Facebook hesabımı ufak birkaç sey için kullanıyorum sadece ve tanıdığım başka insanların gormesini istemiyorum. Tanıdığım ama facebook'ta arkadaşım olan insanlarla kesinlikle bir bağlantısı olmayan insanlar, benim 'tanıyor olabileceğiniz kisiler' listemde çıkıyor, muhtemelen ben de onlarinkinde cikiyorumdur. Bunu nasıl engellerim? Mümkünse kimsenin bu listesinde çıkmayayim.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
ismini ve fotonu değiştir


  • cekilmis gayfe  (05.06.17 20:54:50) 
Engellenmez. Whatsapp da artık Facebook'un. Telefon numarası bile ekli olsa birinin, çıkar önerilerde.


  • devilred  (05.06.17 20:56:23) 
Ama annemin kuzenleri vs çıkıyor, bende onlarin telefon numaraları bile yok ki. O insanlarla şu yaşıma kadar 10 cümle muhabbetim olmamıştır. Annem de ekli değil facebook hesabımda, anlamadım gitti.


  • fraise  (05.06.17 21:07:41) 
E annende eklidirler? Oradan oraya karmaşık algoritmalarla buluyor işte.


  • devilred  (05.06.17 21:09:27) 
İsim ve fotoğraf değiştirmek makul göründü şu anda. En azından kim olduğumu anlamazlar.


  • fraise  (05.06.17 21:12:01 ~ 21:20:34) 
[]

İyi bir aile mi yoksa iyi bir kariyer mi?

Bu akşamın anketine hoşgeldiniz diyelim. Bugün kuzenim, kardeşim ve ben bu konuda çok konuştuk, bir de size sorayım dedim. Mutlu, huzurlu bir aileye sahip olup ortalama bir iş ve maaşiniz olsun mu dersiniz? Yoksa 'illa ki eş bulunur, olmasa da olur. Beni tatmin edecek bir kariyere sahip olayım iyi de bir maas alayım. Hem kendime hem başkalarına faydalı olayım' diye mi düşünürsünüz?


Kardeşim ile ben daha ailecı çıktık. Kuzenim 'boşverin aileyi; para, kariyer daha önemli. Onlar olursa bol bol gezersiniz, istediğinizi alırsıniz. Mutlu da olursunuz' dedi. İnsanların genel eğilimi ne, merak ettim. Evet, bu aralar hep beraber tatilde olduğumuz için hayatın anlamını sorguluyoruz grup halinde :)

 
gezerken yanımda sevdiğim kişi yoksa neyleyeyim o parayı. mühim oln beraber harcamak beraber plan yapmak.


  • la noix  (01.06.17 00:09:48) 
aile. ama kariyerde istediğim gibi bir şeyse kariyeri de seçebilirim. amacı para olan insanların istediği-aradığı türden kariyer değil tabi.

ama düşününce bazen aile daha önde gibi duruyor bende de. küçüklükten beri mutlu bir ailede büyüdüğüm ve etrafımda hep mutlu aileler olduğu için sanırım.
  • prens zuko  (01.06.17 00:10:44) 
aç ya da açıkta bırakmayacak maaşım varsa eyvallah. yalnızlık kötü şey ya. ben de aileciyim biraz evet.


  • aslpls  (01.06.17 00:11:41) 
iyi bir kariyerin yoksa, iyi bir aile uzun vadide patlar. iyi bir kariyer ise iyi bir ailenin sürmesi için gerek koşuldur. umarım 2side sizin olur.


''kadınların peşinden koşmayın paranız biter, paranın peşinden koşun kadınlar hiç bitmez''
  • mete kudur  (01.06.17 00:12:41) 
Ben de ailecilerdenim.

Para kariyer vs var ama onları paylaşabileceğin bir ailen, derdine ortak olabilecek kimsen yoksa kariyere sahip olmak da anlamsız gibi geliyor.
  • purplee  (01.06.17 00:12:48) 
aile tabii. seninle gurur duymayan sevdiklerin yoksa kariyer, ugruna harcıcagın ailen yoksa para neye yarar :)) tek basına bir gezmenin yemenin ne manası var ki?


  • fin  (01.06.17 00:14:48) 
Aile tabi. Evde huzurlu mutlu olmadiktan sonra kariyeri napicam, aksam dolar balyalarina sarilip mi yaticam?


  • duru arsnova  (01.06.17 00:30:06) 
Kariyer..cunku yalnizliktan memnunum.


  • astrid  (01.06.17 00:31:17) 
Kendimi gerçekleştirmeden mutlu olamayacağım için kariyer


  • fasulyek  (01.06.17 00:31:35) 
Ben minnoş ve sevimli aile diyorum, evde huzuru olan her türlü kariyerinde ilerler. Ancak kötü bir aile yüzünden elindeki kariyer de para da pul da gidebilir, iyice yeşilçam senaryosu gibi oldu ama durum böyle bence :D


  • neferkitty  (01.06.17 00:34:39) 
kesinlikle aile derim. huzurlu bir aile ortamı olmayınca, para bir yere kadar idsre ettiriyor hayatı. ama huzurlu bir aile olunca yeteri kadar para ile de geçinilebiliyor. ben de aileyi seçenlerdenim.


  • denhia  (01.06.17 00:37:33) 
ev alsam ve içini istediğim gibi döşesem. arabayı, bilgisayarı, laptopu, cep telefonunu yenilesem. dünya turuna çıksam ve bundan sonra da canım her istediğinde yurt dışına tatile çıkabilecek olsam. bu saydıklarımı yaptıktan sonra huzurlu aile diyebilirdim. onlardan önce iyi bir kariyer.


  • nawar  (01.06.17 00:37:49) 
ikisini de istemiyorum


  • elvedui  (01.06.17 00:42:10) 
Ortalama iş ve maaş tanımına bağlı. Bir yere kadar para daha önemli, o paraya sahip değilsen mutlu bir aile hayatı çok zor fakat ona sahipsen ve mutlu bir ailen varsa, bunun yerine çok daha fazla para ve yüksek statüyü koyamazsın.


  • harvey  (01.06.17 00:44:22) 
aile. kariyer konusunda aşırı hırslarım yok zaten. ek olarak ailesiz kariyeri neyleyim.


  • rayde  (01.06.17 00:52:18) 
kariyer kesinlikle.


  • avianthem  (01.06.17 01:46:38) 
iyi bir aile ama oda çok iyi olmasa da iyi bir kariyerden geçiyor ..


  • sorunvar  (01.06.17 01:49:05) 
iyi bir aile bence, neyleyim parayı huzur olmadıktan sonra. Diğer düşüncede yanındakiler senin kariyerin için yanında oluyor, öbür tarafta sen olduğun için yanında olan insanlar var.


  • gozu acik sevisen yahudi  (01.06.17 02:04:19) 
iyi bir aile.
yalnızım, param var, geziyorum, yiyorum, giyiniyorum ama bunları paylaşacak birilerini istiyor insan. evde bile oturuyo olsam sevdiğimle/sevdiklerimle oturmayı tercih ederim şahsen.

  • dedim ben sana  (01.06.17 02:53:19) 
Bu konu üzerine düşüncem tamamen ruh halime göre şekilleniyor. O yüzden şuan ne desem boş.


  • zimbirik  (01.06.17 02:56:46) 
Aile olayı tırt olduğu için kariyeri seçtim. Mutluyum


  • MaNOfTheYear  (01.06.17 04:30:23) 
Çok aşık olduğum ve ve birlikte aile kurma planları içinde olduğum biri var. O olmadıktan sonra paraya mı sarılıp yatacağım?


  • mutlusismankedi2015  (01.06.17 16:57:47) 
İyi bir aile geçmişim yok ne yazık ki. Kavga gürültü içinde büyüdüm. Evliliği birbirine zoraki tahammül etmeyen çalışan iki insanın birleştiği bir kurum olarak tanıdım ilk. Kendi özel hayatımda da işler yolunda gitmedi. Hayatımı paylaşmak isteyebileceğim bir insanla tanışmadım henüz. Sevsem de hep yüz üstü bırakıldım. Beni sevenleri de ben hayal kırıklığına uğratmışımdır belki, kim bilir.

Özetle evlilik konusunda şansımın yaver gitmediğini ve muhtemelen hiçbir zaman da gitmeyeceğini biliyorum. Bu yüzden ben kariyeri seçtim.
  • i m cool with that  (01.06.17 17:04:15) 
kariyer'i aile için yaparsın gerisi boş. gezme eylemini tek başına 3-4 kere yaparsın 5. sefer bu ne yine sap gibi geziyorum olayına dönüşüyor. her tanıştığın adama 'bak şu deal'ı nasıl bağladım sana anlatayım' diyen bir sığır değilsen aile her zaman önde gelir.


  • dedim dedim de kime dedim  (01.06.17 17:04:53) 
İyi bir aile. Yalnizlik ozgurluk demek olsa da cogu zaman sikici olabiliyor. Ben yalniz basima gezmeyi hic sevmem mesela. Para da onemli tabi o da olmali ama cok cok fazlasina gerek yok. Sevdigin insanla berabersen ve ihtiyaclarini karsilayacak kadar paran varsa yeterli.


  • nesenbilneben  (01.06.17 17:40:35) 
[]

Nasıl bol bol geziyorsunuz?

Biz 'aman ya o tarihler yaklaştığında bir işimiz çıkar da iptal edersek' korkusuyla 1 ay öncesinden ancak ayarlayabiliyoruz. Hal böyle olunca kısa kısa tatiller yapmak bizim için hayal zira son dakikaya kalınca hiçbir şey ayarlanmiyor. yurtdışına gidilecekse bilet fiyatları tavan yapıyor, yurtiçi gezileri için de 1 2 günlük de olsa izin almak gerekiyor vs vs

Gitmek istediğimiz onlarca ülke, şehir var. Artık bu sene sistemli bir şekilde ayarlama yapıp güzel güzel gezmek istiyoruz. Erkek arkadaşımın 2 yıllık schengen vizesi var; 6 ayı gecti bile, daha bir kere yurtdışı tatili yapamadık bu ayarlama yapamama yüzünden.

Siz programlarınızı nasıl yapıyorsunuz? Maddi hazırlık (bilet, otel ve gezide harcanan para gibi) ve zaman ayarını nasıl ayarliyorsunuz? Kalacak yerleri nasıl seçiyorsunuz? Kısacası güzel güzel nasıl geziyorsunuz? Her türlü öneriye açığım efendim. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Resmi tatillere denk getiriyoruz. Biryerlerden kısmak gerekiyor. Mesela işten 1 gün izin alıp resmi tatille birleştirip daha yzun bir taril yapıyoruz. Ya da izinleri kullanmıyoruz tur ayarlıyoruz tur tarihinde izin alıp öyle gidiyoruz. Önemli olan istemek biz 2-3 ay öncesinden ayarlıyoruz öyle gidiyoruz. Şimdiye kadarda bi aksilik çıkmadı hiç.


  • powerpufgirl  (29.05.17 19:40:02) 
Üç dört ay öncesinden ayarlıyorum ben. İşim çıkarsa diye düşünmüyorum, zira işlerimi de o süre boyunca ona göre ayarlıyorum. Gerekirse önceden daha çok çalışıyorum, toplantıları ona göre düzenliyorum. Dürüstçe söylüyorum insanlara o tarihlerde müsait olmayacağımı.


  • fotrsapka  (29.05.17 19:41:21 ~ 19:41:34) 
yaz tatilinde eşimin izni oluyor bende işyerinden izin alıp çıkıyoruz.
1 ay sürüyor yada sürmüyor bizim planımız çok uzat tarihlere yapmıyoruz.
otel olarak otelde öde seçenekli otelleri seçiyoruz pahalı oluyor ama elden bişey gelmez.
  • basond  (29.05.17 19:51:16) 
pegasus kampanya yapıyo bakıyom fiyatlara, haftasonuna denk getirerek işte. eylülde aldığım biletle martta seyahat ettim. atla deve değil yani. booking'ten de otele bakıyosun rez hallediyorsun. denk getirememekten kastın ne anlamadım.

mesela açtım eurolig fikstürünü, baktımi pao-olympiakos maçı vardı ona mı gitsem pao-fener mi dedim. sonra fener maçına gideyim de söveyim fenere diye o haftasonuna aldım bileti ve gittim.

zor olan ne anlamadı ben :)
  • cekilmis gayfe  (29.05.17 20:21:44) 
Cekilmis gayfe, biz öyle rahat insanlar değiliz, özellikle de ben. Yapacağım şey net değilse kaşıntı basıyor beni. Bir de erkek arkadaşım cat diye hafta başı Almanya'ya gidiyorum deyip 4 gün iş için gidebiliyor mesela, o hafta sonu iptal (gerçi bu senede birkaç kere oluyor en fazla). Benim de epey hareketli bir ailem var. Bir anda kendimi kuzen düğününde bulabiliyorum ya da isim çıktığı için ailemin yaşadığı ülkeye gidebiliyorum.

Tüm bunlar birleşince planlı bir şekilde tatilimi ayarlamazsam ya hiç gitmiyoruz ya da gideceğim güne kadar stresli oluyorum. Son dakika tatili bana göre değil yani.

Ayrıca pegasus'tan da nefret ederim, hostel bana göre değil mesela :)
  • fraise  (29.05.17 20:28:00) 
o zaman erken plan sana göre değil, heveslenmemen gerek :)
hostel demedim ki booking'ten otel bak dedim :) ve pegasus candır ^^

  • cekilmis gayfe  (29.05.17 20:34:42) 
Ben de böyleydim kırk kez düşünürdüm önceden ya işim çıkarsa ya şöyle olursa diye, ki gidemediğim olmadıysa bile bu yüzden tartıştığım oldu iştekilerle. Ama kilit nokta bu; ayarlayıp gidemediğim hiç olmadı. Hep bi şekilde ayarladım kendimi. Sonra fark ettim ki planlamayı iyi yapınca sıkıntı ortadan kalkıyor. Ucuz bilet de bu işin olmazsa olmazı ama. Bazen alıyorum bileti yanarsa yanar diye atıyorum kenara. Sonra o gün gelince mutlu oluyorum iyi ki almışım diye.


  • bartman  (29.05.17 22:16:45) 
Allah'a sığınıyorum biraz planlamada. Pegasustan kampanya maili gelince şeytan dürtüyor. Cuma veya pazartesiye sarkan haftasonu planları şeklinde ilerliyoruz ufak ufak. Öyle uzun tatillerimiz olmuyor iş değişikligidir izinlerin sıfırlanmasıdır derken. Aile baskısı yoksa bayramda aldığımız da oldu. Hostelleri bookingten iptal edilebilir şekilde ayarlıyorum. Yine de stres oluyor inşallah gideriz diye, o paraya yanabilir gözüyle bakıyorum.
O strese girmesek hiç gidemeyeceğiz.

  • Sulfoxaflor  (29.05.17 23:58:52) 
İptal riskini unut. İptal ihtimali zaten çok sık doğmaz. Doğarsa da bir şekilde planı uydurmaya çalışma şansın olabilir.


  • arnold schwarzeneger  (30.05.17 09:39:24) 
uçak şirketleri geçtiğimiz eylül'de, kasım'da ve bir de şubat'ta çok deli kampanya yaptı bu sene. tabi pegasus ve onur air'den bahsediyorum ama siz tercih etmiyorsunuz sanırım. gene de ucuzluk arıyorsanız bu kampanyaları takip etmeniz lazım.

neyse, o kampanyaların olduğu tarihlerde arkadaşlarla nerelere gidilir diye bakıyoruz, birkaç yer seçiyoruz, işlerimizden 2-3 günlük izinler alıyoruz ve herkes de planını ona göre yapıyor. bütün senenin tatil biletlerini o kampanya dönemlerinde alıyoruz. her sene böyle yaptık ve şimdiye kadar da hiç gidemediğimiz olmadı. allah korusun bir sağlık sorunu olmadığı sürece de gitmemek için bir sebep göremiyorum. örneğin bir tatilim kuzenimin düğününe denk geldi ama "kusura bakma tatil ayarlamıştım, gelemicem" dedim. gelmişim 27 yaşıma kırk yılın başı bir tatilim var, düğününlerine gitmem de evlerine ziyarete giderim, daha bile samimi hatta.

ücret konusu da şöyle. kampanyayla aldığın için normal fiyatların yarısına bilet almış oluyorsun. bir de biz yurtiçinde genelde çadırlı kamplı tatilleri, yurtdışında da hostelleri ya da airbnbyi tercih ettiğimiz için zaten gittiğimizde kalmaya ya para ödemiyoruz ya da üç kuruş bir şey veriyoruz. e böyle olunca tatil bizler için baya maliyetsiz oluyor. her tatil dönüşümde "istanbul'da kalsam kesin daha çok harcardım" diyorum hatta.

onun dışında, bir arkadaşım bayram tatilinde erkek arkadaşıyla motorsikletle avrupa turuna çıkacak. her ikisi de çalışıyor ama 15 gün izin ayarladılar. bütün sene başka bir yere gidemeyecekler muhtemelen ama o 15 günde keyiflerince gezecekler. bu da bir seçenek. ama hostelde kalmaca, orada-burada uyumaca gibi ekstraları var elbette.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (30.05.17 10:40:16 ~ 10:42:05) 
karakter olarak mükemmelliyetçisin sanırım ondan öyle oluyor her şey tıkır tıkır ayarlı belli olsun istiyorsun eşimde öyle. iş çıkacak mı, su basacak mı öyle çok düşününce gidilmiyor bir yere.

19 mayıs haftası 3 gün önceden izin aldım ben iş yerinden tatil 4 güne çıkmış oldu ben izin aldım sende al (onun izinleri bana göre daha kolay oluyor) Antalya ya gidicez dedim. eşimde hemen bir panik, hava nasıl olacak vs. kısa sürede yanına alacağı parfüme kadar check list hazırlaması lazım ya rahatsız oldu :) halbuki evimiz var orda ha. evet ilk gün yağmur yağdı ama ikinci gün denize bile girdik, 4 gün değişiklik oldu iyi ki gelmişiz dedik.

yani çok düşünmeyin alışırsınız zamanla oteller için booking, yemekler için foursquare vs artık her şeyin bir appi var alın gidin. sonuçta tecrübeyle artacak kafanızdaki tatili geçirme olasılığınız. en fazla iptal edersiniz o da ayrı bir tecrübe. önemli olan hastalık vs olmasın.
  • yue  (30.05.17 11:40:18) 
Bisiklete atlıyorum, çadırı port bagaja atıyorum, pedal basmaya başlıyorum, gerisi geliyor.


  • kargn  (30.05.17 11:53:43) 
iş-güç-okul-önceden bilinen önemli bir etkinliğin olmadığı ya da olma ihtimali bulunmadığı tarihlerde geziyorum. böylece ekstra bişey çıkıp da patlama ihtimali, çok uç bir durum olmadıkça olmuyor.. bu şekilde son 5 yılda patladığım tek şey, darbe nedeniyle yıllık izinlerin iptali oldu, onda da biletlerin çoğunu kurtardım.

yurtdışı planlarımı en az 3 ay önceden belirlemem gerekiyor, çünkü yıllık izin onayımın ankara'ya gidip gelmesi+vizeye başvurmak için bu süre gerekli. bu da süreci kendiliğinden belirliyor çoğunlukla.

benim yurtdışı gezilerim genelde etkinlik odaklı oluyor ve tek gezmeyi tercih ediyorum. diyelim ki sevdiğim grubun önemli bir turnesi var; listedeki ülkelerden görmek istediğim birinden en az iki şehirde konser izlemeyi hedefliyorum. ilk olarak etkinlik biletlerini alıyorum, yaklaşık bir yıl kadar önceden. aksi bir durum olursa vakit varken bunu elden çıkarıp rotayı başka yere çevirmek kolay oluyor. sonra ilk olarak gidiş uçak biletini alıyorum, 7-8 ay önceden. bu şekilde avrupa biletlerini 100 liradan başlayan fiyatlarla bulmak mümkün oluyor. devamında vaktim oldukça internetten bakarak gezmek istediğim diğer şehirleri ve rotayı belirleyip, genelde 2-3 ay kala dönüş biletimi alıyorum. bu arada yıllık izin başvurusu yapıyorum, gideceğim ülkelerin ismini bildiriyorum. dönüş bileti genelde pahalı oluyor ama bu tarihlerde son seferler de açılmış ve en optimal fiyatlar ortaya serilmiş oluyor. gidiş tarihine 1.5 ay kala vize evraklarını toplamaya başlıyorum ve bu arada booking'den kalacak yerleri rezerve ediyorum. 1 ay kala da vizeye başvuruyorum, çoğunlukla bir haftada elimde oluyor.

hangi ülke ve şehirlere gideceğim belli oluyor, yukarıda açıkladığım üzere ama şehir içi gezileri önceden ayarlamıyorum genelde, zira çoğunlukla bakmaya vakit olmuyor. bunun için dost yayınlarının görsel rehberlerini alıyorum, ülkeye, varsa şehre özel. türkçe olanları sayıca az, gideceğim ülke için türkçe yoksa amazon'dan ingilizcesini sipariş ediyorum 2 ay kadar önceden.

genelde bir şehirde akşam 17'ye kadar falan dolaşıp, diğer şehre akşama doğru yolculuk ediyorum. saat 21 gibi yeni şehirdeki otele varmaya çalışıyorum en geç. bavulumu bırakıp geçe 2-3'e kadar sokaklarda geziyorum. ilgim genelde mimari ve müzeler üzerine olduğundan, yapıların dışını görüp fotoğraflıyorum, gündüz gözüyle ve içini görmek istediklerimi de tespit ediyorum. sabah kahvaltı sırasında rehbere bir göz atıp, rotamı belirliyor ve gün boyu geziyorum. şehir yürünecek gibiyse toplu taşıma kullanmam. uzak mesafelere birden çok gitmem geretiği durumlarda akbil tarzı kartlardan alıyorum. taksiye çok zorda kalmadıkça binmem, bilmediğim ülkede gereksiz stres yaşamama sebep oluyor.

euro ya da dolar kullanan ülkeler için o parayı cebimde götürüyorum. kendi para birimi olan ülkelerde, türkiye'deki tl hesabımın kartı ile ortak atmlerden onların parasından çekiyorum. bu işlemi, parayı toptan kaybetmemek fakat fazla masraf da ödememek için ortalama 2 seferde yapıyorum. yanımda götürdüğüm paranın çoğunu üzerimde, az bi kısmını otelde saklıyorum.

otelde ortalama bi konfor arıyorum, tarihi kent merkezinde olmasına da özen gösteriyorum. bu nedenle genelde en önemli harcama kalemim bu oluyor. kredi kartı ile ödeyip, taksitlendiriyorum. diğer tüm harcalamaları nakit yaparım. yöresel yemeklere fazla meraklı değilim, bu nedenle yemek masrafım fazla olmuyor. girmek istediğim müze falan varsa fiyatına takılmadan girerim. gezerken gözüme çarpan hediyelik varsa alırım, yoksa son gün genelde havaalanından hallederim. kendime en az bi magnet almaya çalışıyorum.

güzel gezdiğimden çok emin değilim. genelde 10 günün sonunda adım atacak halim kalmayana kadar yürür, japonlardan çok fotoğraf çekerim. görmek istediğim hiç bi yer kalmaz geride ama öyle olunca da bi kafede 5 dk dinlenmeyi bile çok bulabiliyorum. bunun beni fazla tatmin etmediğini hissediyorum şimdilerde, bu yıl yeni bişeyler denemem lazım sanırım :)
  • manuel mandalina  (30.05.17 12:40:07) 
tüm arkadaşlar kendilerini 2-3 günlük tatile teslim ediyor yani senin anlayacağın. pisa kulesinin resmi instagrama girsin diye bu teraneler,tatilden zevk falan aldıkları yok ..sürekli telefon elde;tüm cafe restoran dan wifi şifresi istemek tatil olmaz ..
orası yurt dışı diye (neresi olduğunun önemi yok) 6 ay önce bilet alıp o biletin tutsağı oluyorlar . onlar buna tatil diyorlar ama bu aslen bir görev ..

  • taylor durden  (30.05.17 12:47:02) 
@taylor durden sen böyle deyince merak ettim senin tatil anlayışın nasıl, anlatsana biraz. bak hepimiz anlattık. üstelik duyuruda sorulan soruya cevap vermiş de olursun.


  • istanbul kanatlarimin altinda  (30.05.17 12:57:27) 
En az 5 gün izinlerimizi ayarlıyoruz, hafta sonuyla 9 güne çıkıyor. Bazen bayramla birleştiriyoruz. Uçak biletini önceden alıyoruz, otelleri de ayarlıyoruz, ucuz fiyattan ayarladığımız için non-refundable oluyor oteller.
Bu kadar hazırlıktan sonra mecbur gidiyoruz:) Ölüm kalım vs durumu olmadığı sürece tatil iptal etmeyiz. Senede 2 kez yurt dışı tatili yapıyoruz.

  • peggy  (30.05.17 13:04:12 ~ 13:05:06) 
[]

Taze yaban mersini, frambuaz vs neden turkiye'de popüler değil?

Ben bu iki meyveyı de patlayana kadar yiyebilirim, bir de frenk üzümünü. Avrupanin bir çok sehrinde bu mevsimlerde girdigimiz herhangi bir markette bulabilirken türkiye'de neden bulamıyoruz? Yaban mersini ve frenk üzümüne bazen 5m migroslarda denk geliyorum ama bir avuç içi kadar olanını 20 liraya satıyorlar. Dişimin kovuguna yetmez dedikleri cinsten. Eskiden mango vs de olmazdı, artık buluyoruz. Yakında bu meyveleri de bulabilir miyiz? Türkiye'de hiç yetişmiyor mu?

Bir de istanbul'da bu meyvelerin (özellikle taze frambuazin) en çok bulunduğu marketler hangileri? Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Mısır çarşısına filan baktınız mı? Yaban mersini aktarlarda da gayet bulunabiliyor. Taze dediğiniz çok başka bişey mi bilmem ama ben severek yiyorum. Cevizle de mükemmel ikili oluyolar ayrıca :)


  • klar  (26.05.17 22:02:33) 
Yok kurulari ya da dondurulmus halleri her yerde var zaten. Ben taze olanlarından bahsediyorum. Böyle elma, armut gibi dalından koparılip satilanlarindan.


  • fraise  (26.05.17 22:07:59) 
Aa tamam şimdi anladım.


  • klar  (26.05.17 22:12:45) 
yaban mersini karadenizde özellikle artvin ardahan civarında çok oluyormuş. ama bildiğim kadarıyla henüz ticareti yapıalcak kadar keşfedilmedi. frambuazı mevsiminde bursada pazarlarda bulabiliyoruz. cumalıkızıkta haziran ayında festivali oluyor hatta. bence çok yaygın ya da istenilen bir tat olmadığından bulamıyoruz yoksa ülkemiz şartlarında yetişiyor yani. zamanında kivi de böyleydi az bulunurdu ve çok pahalıydı. karadenizde yetiştirebileceği görülünce ve dikilince çoklaştı. mersinde dragon meyvesi üreten bir satıcı bile var hatta mesela. dalındayken meyveyi tanesi 20 liradan büyük otellere satıyormuş. bence o da çoğalacak ve yaygınlaşınca pazarlarda ucuza satın alınabilecek hale gelecek.


  • dedim ben sana  (26.05.17 22:24:59) 
Ben Doğu karadenizliyim yaban mersinini bazen yemeyiz bile. İstanbul'da MacroCenterda var. Parayla satıldığını görünce şaşırmıştım.


  • iddaaci  (26.05.17 22:34:01) 
metro ve macro centerlarda var


  • oscar  (26.05.17 22:35:33) 
Metroda frambuaz ve frenk üzümü yok ki. Yani var da dondurulmusu var. Macro center'a uzun süredir gitmiyorum, gidip bakayım en iyisi.


Iddaaci, şu anda bunu duyduğuma üzüldüm. Ben olsam bol bol yerdim.
  • fraise  (26.05.17 22:38:30) 
migros'ta yaban mersini 9 liraya dusebildi. dediginiz gibi 125 gr.


  • ainothia  (26.05.17 22:55:12) 
Birkaç gün önce Macrocenter'dan aldım taze yaban mersini. Dediğin gibi küçücük bir şeye gereğinden para veriyorsun alınca ama ben de çok sevdiğim için dayanamıyorum görünce. Frambuazı da çok çok nadiren görüyorum manavlarda. Bulabilirsem alıyorum ama yaz biterken doğru düzgün frambuaz yiyemediğime üzülüyorum resmen her sene, o kadar seviyorum kendisini.


  • ms brownstone  (26.05.17 22:58:11) 
Ankaranın bir köyünde yanılmıyorsam tam da bu zamanlarda yabanmersinini tonla bulabilirsiniz. merkeze baya uzak ama istemediğiniz kadar var. varsa tanıdığınız falan köy ismi de vereyim gidip toplasın zira oralarda ne olduğunu bile bilmiyor insanlar. çocuklar yiyor ara sıra.


  • jonestown  (26.05.17 23:25:21) 
[]

Kedinin kızgınlığa girmemesi normal mi?

Erkek arkadaşımın ablasının kedisi var, 1.5 yaşında. Herhangi bir kızgınlık belirtisi yok. Başka bir arkadaşlarının dişi kedileri var, iki gündür kafasını duvalara vuruyormuş, bağırıp duruyormus. Veteriner kızgınlığa girmiş demiş. İki taraf da birer tane daha kedi sahiplenmek istiyordu, 2 arkadaşları daha yavru kedi istiyormuş. madem böyle bu ikisini yan yana getirelim, yavruları olsun sonra da kisirlastiririz diye düşünmüşler. Dışı kediyi bizimkinin yanına getirmişler ama bizimkinde tık yok. Oyun oynuyormuş iki yalayıp bırakıyormuş. Dışı peşinde koşturuyormus.


Şimdi bu durum normal mi? Bizim kedi hiç kızgınlığa girmeyebilir mi? Yaklaşık 1 gündür beraberler. Sonunda bir şeyler olur mu? Yoksa hiç ugrasmasinlar mi?

 
testosteron seviyesi düşük olabilir.
bazı erkek kedilerde olabiliyor.
yine de kısırlaşması gerekir.

bir de, çiftleştirdiklerinde o yavrularla başa çıkmak zor olur.
yani dışarıdan hazır doğup, anneden ayrılmışını sahiplenmek daha pratik olur.
bir de, kaç yavru olacağını bilemezler.
4-5 tane de olabilir, sonra sahiplendirmek falan büyük dert.

erkek kedinin durumu zaten hormon seviyeleri nedeniyle çiftleşemeyecek gibi görünüyor.
yine de veteriner bir baksın.
eğer öyleyse, bir şey olmaz.
daha doğrusu, bir şey olacak olsa, şimdiye kadar olurdu.
  • blatta hiberna  (25.05.17 23:47:01) 
Elmayla armut demezseniz 8 yıl beslediğim dişi köpeğim hiçbir zaman çiftleşmek istemedi. Yanına ne hemcinsi ne de karşı cins köpek yanaştırmazdı bile. Bence kedi de hiç kızgınlığa girmeyecek olabilir.


  • cücegezegen  (25.05.17 23:58:48) 
Sonucu yazayim bari buraya. 3 gun beraber kaldilar iki kedi, ilk iki gun bir sey olmadığına eminler. Bugun veterinere gitmis disi olani, hamileymis. Demek ki iki-uc un gectikten sonra/ kedide kizginlik belirtisi yoksa da olabiliyormus :)


  • fraise  (15.06.17 01:29:28) 
123456789   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.