[]

şekerli şey yiyince nasıl doyuyosunuz ya?

yıllardır bunu hep merak etmişimdir. mesela çikolata yedim, üstüne yemek isteyince hemen "yuh daha yeni çikolata yedin!!" tepkisiyle karşılaşıyorum.

ulan bunlar beni daha çok acıktırıyo. zaten olması gereken bu değil mi? kana çok çabuk mu karışıyodu napıyodu bu şekerli şeyler, o yüzden acıktırıyodu?

ne bileyim siz de karnı acıkınca bisküvi, kraker, çikolata yiyebilen ve böylelikle açlığını dindirebilen biri misiniz? e çok acayipsiniz??

karnı acıkınca iki tane baklava yuvarlayıp "idare eder bi süre" diyen insan tanıdım lan. bu bu bu nasıl mümkün oluyo ki yani, şekerli şey nasıl tok tutabilir insanı?

 
Aksine ne zaman şekerli bir sey yesem ustune mutlaka biseyler (tuzlu) biseyler gotururum cunku aciktiriyo


  • diss0640  (04.08.14 19:23:01) 
Sekerli sey aciktirir. Rast geldikleriniz garipmis. Biskuvi cikolata yemek deli gibi aciktirir beni.

(ama baklava yiyince ben de tikanip bi sure doygunluk hissederim)
  • mukrime  (04.08.14 19:33:10) 
şekerli şeyler kan şekerini yükselttiği için sanırım bir doygunluk hissi veriyor. öyle olmayadabilir ama tamamen kulaktan dolma bilgiler :))


  • benim de soyleyeceklerim var  (04.08.14 19:38:33) 
içerisinde glikoz barındıran ürünler kısa süreliğine tokluk hissi yaratsa daha asla tok tutmaz.


  • air  (04.08.14 19:49:46) 
pis şeker temiz şeker diye bir şey yok.

bütün şeker içeren yiyecekler kan şekerinizi hızla yükseltir, bu açlığınızı geçirir.

daha sonra yine hızlı bir şekilde şekerinizi düşürür. yani şekerli yiyecek yedikten sonra çabucak tekrar acıkırsınız.

kan şekerini çabuk yükseltmelerine göre yiyecekler düşük glisemik indeksli yiyecekler, yüksek glisemik indeksli yiyecekler olarak ayrılıyor.

blog.milliyet.com.tr
  • mea maxima culpa  (04.08.14 20:02:46) 
Hayatımda hiç duymadım böyle bir şey.

Şekerli şey acıktırır. Ve çikolatayla doyulur mu?

Bisküvi falan ayrı onlar olabilir de çikolata olmaz.
  • secilmis uye  (04.08.14 20:05:31) 
yalnız arada ben de rastlıyorum böyle insanlara işte öğleden sonra çikileta, şeker, pasta vb yemiştim akşam bişi yemicem filan diyorlar.

error veriyorum.
  • mea maxima culpa  (04.08.14 20:09:18) 
Şeker insülin salınımı nedeniyle kan şekerini aniden yükseltip aynı hızda tekrar düşürür. Birkaç dakikalık doygunluk hissetseniz de kısa sürede eskisinden daha çok ihtiyaç duyarsınız şekere. Bu his uyuşturucunun beyinde yarattığı hisle aynıdır.


  • angelus  (04.08.14 20:26:50) 
Doymuyoruz. Kan şekerimiz yükseldiği için açlık duygumuz bir süre yatışıyor. Sonra tekrar açlık hissediyoruz. O akşam yemek yemem artık diyenlere de inanmayın hiç gözünüzle görmediğiniz sürece. Bunca senedir beslenmesinin temelleri çikolata ve dondurma üzerine kurulu bir insan olarak söylüyorum bunu. İt gibi acıkıyorlar, hiç şüpheniz olmasın. Yıl boyu rejime başlayan müzmin diyetçiler onlar. Size akşam yemem deyip, eve gidince iki lokma ondan üç lokma bundan atıştırıyorlar.

Acayip falan deyip böyle yargılamayın bizi :p 6 gün sadece ve sadece çikolata ve dondurma yiyerek yaşamış bir insanım. 6 günün sonunda "lan bi acayiplik var, niye benim canım yemek istemiyor" diye doktor olan bi arkadaşımı aradım. Çikolatayı dondurmayı kes, birkaç saate duvarları yiyecek kıvama gelirsin demişti. Olay yaz mevsiminde sabahtan akşama kadar klima karşısında sağımda dondurma, solumda çikolatayla yaşadığım döneme denk gelir.
  • istinyede bekle  (04.08.14 20:49:32) 
[]

bugün çok güzel, bugün canım sıkkın... her gün bi şey hissetmek

bu size de oluyor mu? bende istisnasız her gün var. gün gözüme güzel görünüyor diyelim. "aa ne güzel keyifli bi gün" diye geziyorum ortalıkta, kendimi iyi hissediyorum. veya uyanınca "bu ne lan dünün aynısı" diyorum, keyifsiz oluyorum. hiçbir şeye bağlı değil bu. çok sinir bozucu bir durum. yani beyin rastgele bi şey atıyo sanki o gün için. engelleyemiyo muyuz bunu? hani hiç değilse bari gün içinde yaşadığımız olaylara göre şekillense? sebepsiz yere kötü ya da iyi hissetmek çok malca.

her duyuruda profesyonel destek alınmasını salık veren mea maxima culpa için özel not: profesyonel destek alıcam efendimis içiniz rahat olsun. çarşaf çarşaf yazıyorum ama hiçbi işe yaramadığını biliyorum. duyuruda takılıp duruyorum ama hiçbi işe yaramıyo. lanet olsun bana. saygılar efendimiss.


 
Yasadiklarimi, basima gelen herhangi bir seyi sorgulamadan kabullenmeye basladigimdan beri kafam epey rahatladi. Hicbir seyi siniflandirmiyorum. Oldugu gibi kabul ediyorum. Hava sicaksa sicak, guzel bir sey olduysa guzel oldu bundan sonra kotu bir sey olursa o da kabulum, yorgunsam yorgunum, yogunsam yogunum.
Yani durup durup durum degerlendirmesi yapmiyorum. Kafamda 40 tilki dolasiyorsa tilkileri 1'e dusurecegim diye tum enerjimi tuketmiyorum. Tilkilerimi cogul seviyorum. Bu niye soyle o neden boyle yok. Neyse o. Basa gelen cekilir level 99+ ve huzura erdim.

  • ay nov kung fu  (04.08.14 13:35:45) 
Ay nov kung fu'ya katılmakla beraber, ben de huysuz ve lanet şeyleri, sevimli ve komik bulmaya başlayınca, enerjimi ondan da almaya başlayınca rahatladım.
Zaten biri "Bu ne lan, dünün aynısı" deyince gülmeye başlıyorum, çok komik bence o.
Sonracığıma şunlar da
02varvara.files.wordpress.com
fc01.deviantart.net
encrypted-tbn0.gstatic.com
encrypted-tbn1.gstatic.com

Sonuç olarak, nasıl hissettiğimi kontrol edemedim ama onlarla eğlenebiliyorum.
  • aychovsky  (04.08.14 13:45:20) 
[]

avrupa'da havalar nasıl?

ya ben bakıyorum da almanya'da alt lig maçları mesela 13-14'te falan oynanıyor. çek cumhuriyeti'nde fikstir değişmez, yıllardır sabah 10'u çeyrek geçe maç var.

eskiden buna takılmazdım, biz de bu saatlerde parkta güneşin altında az top koşturmadık ama artık çok daha sıcak oluyor yahu. allah aşkına 3 ağustos günü saat 10'da profesyonel futbol maçı mı oynatılır?

bir değil iki değil bir sürü ülkede var bu. ve dediğim gibi, fikstür saati falan önceden belli... yani "bugün hava serin, sabahtan oynatalım" diye bi şey söz konusu değil.

tehlikeli değil mi bu? nasıl fizik kondisyon var bu adamlarda allah aşkına? akşamüstü ben de belki maç çıkarabilirim ama sabahın şu sıcağında 20 dakika yürüsem fenalaşıyorum, nefesim kesiliyor. 90 dakika bu sıcakta top mu oynanır allaşkına tövbe estf.

 
sabah 10'da hava sıcak mı oluyor hacı?


  • baldur  (03.08.14 11:33:22) 
olur abi, öğlen 12-13 olmasa da olur. olmaz mı? burası yanıyor. bugün serin yağmur yağdı ama normalde 10 cehennem gibi yani. ki adana'da antalya'da falan da değilim.


  • pescador  (03.08.14 11:35:36) 
Burada saat sabah 9:53 ve su an 13 derece, pufur pufur.


  • crown  (03.08.14 11:53:48) 
[]

istanbul'da yüzme kursu, yüzme imkanı vb.

yüzme bilmiyorum ve öğrenmeyi, düzenli olarak yüzebilmeyi falan çok istiyorum. belim eğri, düzgün oturmamaktan her kemiğim kaymış durumda ona da iyi gelir diye düşündüm hem.

ama sorun şu ki 20 yaşında olduğum ve yüzme bilmediğim için öyle bi ortama girmekten çekiniyorum. yani bissürü insanın içinde kendimi deniz şortuyla cıblak düşünmek bile istemiyorum sjfsks. vücudu şekle şemale sokmuş olsam neyse de şu an recep ivedik'ten halliceyim. sinir bozucu.

bi de bu yüzme imkanı olan yerler çok lüks oluyo... yok saunaymış spaymış bilmem neymiş... ben sevmiyorum öyle. havuz tabii ki güvenli ve temiz olsun ama lüks olmasın işte. haftada 2 gün 3 gün gelip cayır cayır yüzelim stresimizi atalım sporumuzu yapalım, duşumuzu alıp sktir olup gidelim. çok zengin insanlar olmasın kshfsjk.

istanbul'da (ben kadıköy'deyim, çok uzak olmadığı sürece herhangi bir yer olabilir) nereye gidebilirim bu iş için, daha doğrusu gidebileceğim bi yer var mı?

şu an ayda 100 lira bile ayıramam ben ki en az 200-300'dür diye tahmin ediyorum bu tarz yüzmeli şeyler... önerilere göre, mekanlarla konuşup ona göre ayarlamaya çalışıcam.

ne yapalım?

 
burhan felek ayda 8 saat 100 ya da 120 tl'ydi.


  • widee  (02.08.14 11:57:09) 
www.sporas.com.tr

Belediyenin spor tesislerinden sana yakın olanı seçebilirsin. İki ay boyunca sadece 15 tl, sonra devam etmek istersen fiyat artıyor. Sitesinden bakabilirsin.
  • lifeislife5  (02.08.14 12:03:21) 
Şimdi baktım da Burhan Felek'te aylık 200 tl imiş.

Sana en yakın sanırım Ümraniye oluyor. Haftada 2gün aylık 110 tl. Öğrenciysen eğer yüzde 25 indirim var. 82,5 tl oluyor.

Tabii iki aylık fiyat 15 tl, bu söylediğim devam edersen olacak fiyat.
  • lifeislife5  (02.08.14 13:03:17) 
[]

kadınlarda ego, ilgi, iltifat (özellikle hanımlar bakabilirse)

yannış anlaşılmasın "kadınlar ilgi delisidir" demiyorum. ben erkek olduğum ve bu soruyu bir kadın hakkında sorduğum için kadınlar diye giriş yaptım. o yüzden kadınlardan, kadınlar hakkında fikirlerini alırsam daha iyi olacağını düşünüyorum.

ne kadar garipsiniz. sürekli etrafınızda olmasından, sürekli sizi ne kadar sevdiğinden ve önemsediğinden bahseden biri olmasından çok hoşlanıyor ve bunu önemsiyorsunuz ama aynı zamanda müthiş bir kayıtsızlık sergileyebiliyorsunuz. nasıl oluyor bu?

mesela barzo kılıklı denyo bir herifin iltifat etmesi hoşunuza gidiyor mu? bir şeyin iltifat sayılabilmesi, egonuzu şişirmesi, hoşunuza gidebilmesi için karşıdaki tarafın "değerli" olması gerekmiyor mu?

benim aklım durdu artık. 1 ay kaldı şunun şurasında ama o kadar durabilecek miyim, kafayı yemeden DİREN PESCADOR diyebilecek miyim bilemiyorum.

siz bir "stalker"ınız olsa bir yerden sonra "yeter artık rahatsız etme" demez misiniz? sıkılmaz mısınız, bunalmaz mısınız? hadi bunalmadınız diyelim... ilgisi, peşinizde olması hoşunuza gidiyor. hiç mi yüz vermezsiniz? hiç ama? koca sene?

ben hiç anlamıyorum bu işleri. biliyorum, herkes egosunun şişirilmesinden hoşlanır da... taciz boyutuna varmasına rağmen hoşa giden ancak tamamen karşılıksız bırakılan bir ilgi falan... ne bileyim. anlamakta güçlük çekiyorum.

hangimiz manyağız?

lütfen "beyefendiye karı gönderelim" bakınızı vermeyelim sjfhjksl

 
@zetahead, sevgililik geçmişimiz yok. ben 20'yim, o 25. beni ya hiç mi hiç sklemiyor (ki öyle olsa "yeter allahın cezası rahat bırak" derdi diye tahmin ediyorum, her gün 10 sayfa şey yazıyorum. okumadan silmeye bile üşenirsin bir yerden sonra) ya da çok önemsiyor ama hiçbir şekilde yanaşmıyor.

ben anlamadım. istanbul'a döndüğümde buluşacağız ama ümidim yok. yine soğuk davranacak, yine hiçbir şey söylemeyecek, yine delirmemi izlemekten keyif alacak.

sevgilisi var. beni de biliyor. orası çok uzun hikaye, hiç girmeyeyim. yani ilgi orospusu diyeceğim ama bir insan bu kadar ilgi delisi olamaz. imkanı yok. hiçbir şey hissetmediği, yazmaya değer görmediği bir adamın yazdığı 200 sayfa şeyi okumazsın. yok eğer okuyorsan, o kişi senin için az da olsa önemlidir.

e önemliyse niye it yerine koyuyo hala?

son olarak ekliyim, sevgilisi olmak gibi bir fikrim ya da planım asla olmadı. istemiyorum zaten böyle bir manyağın sevgilisi olmayı. tek isteğim aramızda en başta anlaştığımız şekilde bir iletişim olması. sadece bu. gerisi artık gidişata bağlı. sevişiyo muyuz dövüşüyo muyuz birbirimizi mi öldürüyoruz... oraya çok var.

ben anlamıyorum yani nasıl mümkün olabilir böyle bir şey? diyorum ya, eğer benimle ilgilenmiyorsa neden bu kadar dikkatle takip ediyor benim ona yazdıklarımı? e ilgileniyorsa, niye odun gibi...

ulan helal olsun gerçekten. bana 1 sene boyunca birisi böyle mektuplar, hikayeler, saykodelik şeyler yazsa ya aşık olurdum ya da siktir git rahat bırak artık deyip engellerdim. bu hem hepsini ezberliyo, hem de kayıtsız kalıyo. çok kudurursam, kafayı yersem sakinleştirmek için kemik gibi 2 cümle atıyo önüme o kadar.

takıntı haline geldi iyice. "amaan sikerler" deyip yoluma devam edemiyorum. en sonunda birimiz pıçaklanıcaz ama ben mi o mu kocası mı bilmiyom.
  • pescador  (01.08.14 18:43:37 ~ 18:47:07) 
sen olayı biraz yanlış anlamışın. yaptığımız işin farkedilmesi elbette hoşumuza gider. saçımız olur, düşüncemiz olur, seçimlerimiz olur. illa gönül işine bağlamaya gerek yok. yolda beni durdurup saçıma iltifat edince, rimelimin markasını sorunca onore oluyom tabi ki. ya da biri kıyafetime yakışmış dese hoşuma gider ama barzonun biri oyş yavrum dese hoş gelmez. hiç biriyle de gönül işim olamaz. değerli değildir o kişi insan olma dışında.

twitterda-blogumda yazdıklarımı, düşüncelerimi, paylaşımlarımı beğenen olunca illa ki hoşuma gidiyor. bana yazdıklarını okuyup nazik bi şekilde konuşuyorum ama profillerine girip okumuyorum misal, merak etmiyorum ki. tabi garsonluk yaptığım kafeye gelip en sevdiğim kek ve kahveden isteyenler, bilmem hangi şehirden atlayıp istanbula gelenler, bana ulaşamayınca arkadaşlarıma ulaşanlar, istanbula taşınanlar(oha o çocuk naptı acaba? uzun zamandır aklıma gelmediydi) olunca korkar oldum. onların yüzünden insanlara daha sert tavır aldım, belki de güzel arkadaşlıkları/sohbetleri kaçırdım. hatta kezbanlığa bi adımım kaldı :D

senin hatunun da gayet nazik biri ki seni başından savmıyor. yaşına verip geçer diyodur belki.
yok eğer sadece ego tatmini olarak kullanıyosa seni yapman gereken ilginden mahrum bırakmak. o arada seni yoklar hatta.

ama tek çıkardığım sonuç sana karşı bi duygusu yok. hatta onunla ilgilenen baya kişi olduğunu, yokluğunu hiç farketmeyeceğini düşünüyorum.

ağır oldu ama öyle. o sana umut vermemiş, sen sadece görmek istediğin gibi görüyosun, çünkü sana bi açıklama yapmıyo. önerimi istersen; uzak durman senin için çok daha iyi olacak.
  • seksen9  (01.08.14 20:53:48) 
@seksen9, neyin kibarlığı bu yahu? ne kadar canımın sıkıldığını biliyor. görüyor. neden buradakiler gibi karşısına alıp "olm küçüksün, siktir git başka işlerle uğraş niye peşimde geziyosun" demiyor? ben 100 tane kendimden büyük kadına asıldım, hepsi bir şekilde karşılık verdi. olumsuz da olsa söylediler, dediler bunu.

bu manyak tepki vermiyor. her gün varım onun hayatında. yani aslında yokum da işte... kendimi hatırlatıyorum sürekli. ilgileniyor. ama ilgilenmiyor da. çok garip.

@bigl0rd, abi görmüyo musun nelerle uğraşıyorum daha... var memeye okşamaya, ona da gelirim inşallah, ömrüm uzun. gelemezsem de hayırlısı olsun.
  • pescador  (01.08.14 21:13:21) 
sallamıyor demek ki bilemedim. kadın manyak da olabilir. ama bana anormal gelmedi durum.

kafaya taktıkça olayı büyütürsün.
  • seksen9  (01.08.14 21:57:04) 
@seksen9, "buluşalım gelince" deyince pat diye tamam dedi ama... normalde yazmıyor. konuşmuyor. sadece benim yazdıklarımı okuyor. okuduğundan eminim. hem ağır stalker'lık yapıp programla takip ediyorum hem de bana verdiği tek tük cevaplardan anlıyorum okuduğunu. "cnm seni çok özledim" falan yazmıyorum ben ona. sabah akşam, bir sürü şey... kendi iç dünyam olsun, onunla olayazan ilişkim olsun, benimle iletişim kurduğu dönemdeki muhabbetlerimiz olsun... düzenlesem falan roman diye bastırırım ben onları. çok fazla şey var.

sıkılan, bunalan birisi "yeter sus" demez mi yahu? aklım almıyor. derdim onu anlamak değil. sadece kendimi düzlüğe çıkarabilmek. ama bunun için de önce onu anlamam gerektiğini düşünüyorum.

kadın manyak, orası kesin. ama ne kadar ve ne çeşit bir manyak... bunu anlayamıyorum. ayrıca cepte tutma durumu söz konusu değil. koca sene boyunca tepkisi değişmez mi bir insanın? cepte tutuyor olsa terk edilince, boşlukta hissedince falan gelip yanaşmaz mı? başka biriyle alakası olduğunu sanmıyorum tavrının... öyle olsa, değişiklik olurdu herhalde.

hayır benim adım atmamı bekledi desem, gülüyorum kendime. 1 sene boyunca adım atmamı bekleyecek kadar sabırlı ve deli değildir herhalde. ama öte yandan, niye buluşalım deyince pat diye tamam dedi? yalvardım ben ona, konuşalım dedim kafayı yicem dedim tek bi cümle söyle yeter, siktir git de gidicem zaten anlıycam dedim ama yok, yazmadı. sakin ol falan dedi.

uf. aşırı dozda aptallıktan ölücem. nerden düştüm bu hale bilmiyorum. eskiden de salaktım ama hiç değilse terk eden sevgilimin falan peşinde koşuyodum. bu ne lan böyle.
  • pescador  (01.08.14 22:01:25) 
böyle yazınca sana acıyomuş gibi geldi :/

ay bilemedim ki, bir sürü nedeni olabilir bu yaptıklarının. önemli olan onun amacı değil senin mutlu olman. yazık değil mi sana da?
  • seksen9  (01.08.14 22:09:12) 
beni çok çok iyi tanıyor. üzülmemi istemiyorsa ne yapması gerektiğini bilir. şu an yaptığı şey beni delirtiyor. sadece acıyorsa, hani "yazık la kimin çocuğuysa" diyorsa bilemeyeceğim... ama "üzülmesin ya" deseydi çok daha farklı olurdu.

ayrıca zetahead benden zarar gelmeyeceğini düşündüğünü söylemiş ama üzülerek söyleyeyim ki tehdit etmişliğim, ciddi anlamda korkutmuşluğum, kavga etmişliğimiz de var. ama buna rağmen hala aynı tavrını sürdürüyor. kafayı yicem. buluştuğumda duvarla konuşmaktan korkuyorum. o kadar tepkisiz, o kadar soğuk ve uzak ki, karşımda gerçek bir insan göreceğimden emin değilim. böyle böyle kafayı kırıcam, gerçekle hayal ayrımını yapamıcam diye korkuyorum. az buz değil koca 1 sene. kendimi kurtaramadım bir türlü. ne bok yediğimin farkındayım ama işin içinden çıkamıyorum. çok rahatsız ediyor.

"kafayı yicem" düşüncesi ekstra korkutuyor beni. bunu zaten pek kişiyle paylaşmadım ama bilenler, hani normalde klasik ilişki tavsiyeleri vardır ya, onları vermek yerine "kendine dikkat et olm, yolun yol değil" diyerek iyice korkutuyorlar. uyuşturucu mu kullanıyom, adam mı bıçaklıyom niye bu kadar geriyosunuz ki insanı :(
  • pescador  (01.08.14 22:38:07 ~ 22:39:19) 
e yaptıkların normal bi delikanlı? sinir oldum sana. bunlara rağmen hala seninle görüşüyosa hasta olduğunu ve ilginin başka bişeye kaymasını bekliyodur. umarım kayar da..


  • seksen9  (01.08.14 22:52:48) 
kadın normal. sen de normalsin.
ciddiyim. hiç mi rus edebiyatı okumadınız.
bazı türden insanlara az rastlanması normal olmadıklarını göstermez.
seni seviyor, ama bunu asla göstermeyecek. sen de tam bir kesinlikle göstermesini isteyemeyeceksin zaten.
  • yalnux  (01.08.14 23:53:06) 
@yalnux, rus edebiyatı okuya okuya böyle oldum zaten...

evet, tam olarak göstersin istemiyorum. yani hiçbir zaman AYYYY CANIM NEYDİ O ÖYLE YAAA :)) deyip birbirimize sarılmayalım. ama böyle de olmasın. aramızda soğuk ve uzak da olsa bir iletişim olsun.

lan tanıştığımız zaman ne kadar güzeldi ya. aynen rus edebiyatındaki gibiydi işte. kibar konuşurduk, mesafeliydik falan ama çok tatlıydık be. gerçi ben neden uzaklaştığını da biliyorum ama neyse, geri dönmesini sağlama konusunda yardımı olacak bir konu değil.
  • pescador  (02.08.14 00:13:16) 
mayster bence sen herşeyi kafanda kuruyosun, kadının da dünyadan haberi yok.

yok bana siktiri çeksin de bilmemne de demişsin. kadının demesine ne gerek var senin aklın yokmu? oynatıldığını düşünüyosan siktir git işte, illa kadının mı kovalaması lazım.

senin bi ukraynalı mı ne vardı ne oldu ona.
  • shiranai  (04.08.14 15:07:43) 
-kadin seni degil ama senin ona karsi olan duygularini seviyordur. (bir sevgilim vardi sevemedigim ama bana yazdigi mektubu okumayi hala cok severim.)
-cevap vermemesinin nedeni belki vazgecer dusuncesi olabilir. gormezden gelmek bazen en iyi vazgecirme yontemidir.
-konusmak icin bulusalim istegine tamam demis olabilir. ya da sana karsi ilgisi olmadigi gostermek icin.

ozetle, kadin manyak falan degil. sana ilgisi yok.
  • 65 derece  (05.08.14 22:54:57) 
bilmiyorum. ben bu kadar ilgisiz birinin buluşma isteğine anında "olur" demesini daha farklı yorumlamıştım. yani siz şimdi abla gibi karşısına alır, ensemden yakalar ve "bak usta yannış işler yapıyon. benden sana ekmek çıkmaz ;))" der, götüme tekmeyi basar mı diyonuz?

ÖLDÜRÜN LAN BENİ. GAFAMA SIKIN.

@shiranai, onu hiç hatırlatma, hala atlatamadım hehee
  • pescador  (05.08.14 23:02:56) 
hocam hiçbir şey anlamadım, genel bir durumdan mı bahsediyorsun yoksa özel mi onu bile çözemedim ama sana tavsiyem spor yap.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (06.08.14 00:29:00) 
her seyin altinda cok fazla anlam arama. hemen olur demesinin altinda senin dusunmedigin pek cok farkli sey olabilir. belki sadece oturup sohbet edtmek istemistir. ama bu gene sana ilgisi oldugunu gostermez. sevgilisi olmasa hadi derim bir nebze ilgisi vardir, tamam falan diyecektir. ama o da yok. kafanda cok kurmussun bence. bazen daha basit dusunmek gerekiyor.
genelde cevap vermeyip bazen vermesi ise belki guzel guzel ilgisizligimi belirtirsem, soruya cevao seklinde davranirsam, kendiliginden biter dusuncesi de olabilir. ya da en basitinden o an cevap vermek istemistir. yeniden, cok fazla anlam arama, basit dusun.
iletisimde olmak istedigini soylemissin, belki onun da iletisim sekli budur?
(pek olmadi sanki bu ama bilemedim)
  • 65 derece  (06.08.14 18:15:11) 
sanırım buluşma işini erkene alıcam ben, eylüle kadar falan dayanamam. umarım çirkin salak barzo bi şey çıkar da en azından "bunun peşinde mi vakit öldürmüşüm, piii" olur tek pişmanlığım... görünce daha da güzel görünürse gözüme o zaman sçtım işte.


  • pescador  (06.08.14 18:27:46) 
siz tanimiyor musunuz birbirinizi?


  • 65 derece  (06.08.14 19:45:54) 
pek değil. yani aslında bazı garip tesadüfler var... mesela benim taşındığım evde, benden önce onun sevgilisi vardı. yani ev arkadaşlarım hem kendisini hem de sevgilisini tanıyordu falan. tanıyorum dersem doğru olmaz. tanımıyorum dersem de doğru olmaz. buluşma fırsatımız olmadığı için ben "tanışıyoruz" dememeyi tercih ederim ama 3-4 ay konuşmuştuk sözlükten, whatsapp'ten, telefondan falan.

ilgimden hoşlandığının, benden hoşlanmadığının farkındayım. istediğim tek şey... ortadan kayboluşunun, kaybolmasına rağmen beni uzaklaştırmak istemeyişinin sebebini öğrenmek ve sonrasında kendisinden kurtulmak.

"ulan 3 ayda bir yazıyor, daha nasıl uzaklaşsın senden?" diyebilirsiniz ancak ilgimin azaldığını hissettiği zamanlarda birkaç cümle daha fazla yazıp beni tekrar gaza getirmeye çalıştı hep, bunu net olarak görebildim.

yaptığı şeyin, koca yıllık saçma kovalamacanın basit bir ilgi orospuluğu örneği olmasını istemiyorum. bunu kabullenemiyorum daha doğrusu. bir şeyler olmalı, bir şeyler olmalı ki bana bir kez olsun "siktir git artık yeter" diyemedi demek istiyorum. bugün her şey netleşse ve ben arkamı tamamen dönecek olsam bile, üzülürüm. öyle sapıkça takıntılıyım kendisine.

***

bir yanım diyor ki, oğlum sen onun kişiye özel roman karakterisin. ama o sana asla yanaşmayacak çünkü sen onun için sadece okunacak, izlenecek bir "karakter"sin. sonra diğer yanım kızıyor, "sen malsın oğlum, kafayı yemişsin iyice, sktimin salağı. devam et, bu seneni de ye, diplomayı da ondan alırsın" diyor. sigaraya başlıycam yakında.
  • pescador  (06.08.14 19:53:18 ~ 19:58:07) 
uzgunum ama bence ikinci yanin hakli. sen uzaklastiginda ozellikle yeniden durtuyorsa ilgini istiyordur. (basit dusunursek)
birak gitsin.

  • 65 derece  (07.08.14 19:23:47) 
varlığın onda bir rahatsızlık yaratmadığı için yeter rahatsız etme vs demiyor. ama sana özel bir ilgi duymadığı için de daha fazla yaklaşmıyor. yani varlığın yokluğun bir. bugün yok olsan bi pescador vardı noldu ona demez, ama aynı şekilde devam edersen de bu niye böyle demez.

velhasıl olumlu olumsuz bir şey hissetmediğimiz insanların ilgisine karşı kayıtsız kalıp bir şey yokmuş gibi görüşmeye devam edebiliyoruz, rahatsız olduğumuz insanların ilgisine olumsuz tepki verip iletişimi kesiyoruz, hoşlandığımız insanların ilgisine karşılık veriyoruz kadınlar olarak çok karışık değil.
  • passive aggressive  (07.08.14 19:43:43 ~ 19:45:51) 
@passive aggressive, tamam haklısın ama benim yazdıklarım 2-3 satırlık şeyler değildi. "olsa da olur olmasa da" insanının yazdığı şeyleri bir sene boyunca dönüp dönüp okursa ben de haliyle düşünürüm... ayrıca, "yanlıştır o, 2-3 kez okumuyordur" demeyin. öyle bir ihtimal yok. 3 kere okumuşsa 2 yazabilir ama 4 yazmaz. eminim. defalarca açıyor.

bunu destekleyecek şöyle de bir şey var: öyle laf olsun diye, "canım çok sıkıldı" tarzı amaçsız, dandik içerikli yazılarıma sadece bir kez bakıyor. ama derinlikli, efendime söyliyim 4-5 sayfa süren özel şeyleri 7-8 kez açtığı oluyor. dakikasına kadar kaydı var bende. belgelerim var.

beni bu manyaklığa sürükleyen yine kendisinin tepkisizliği oldu. ben hayatımda hiçbir zaman kimse yazdığımı okumuş mu etmiş mi diye takip etmedim. etmem de. ama yazdıklarımın boşa gitmesini istemediğim için baktım. ve gördüm ki hiçbir şey yazmasa bile, ayıla bayıla okuyor.

yani okumaya bu kadar hevesliyken benden böyle uzak kalmayı başarabilmesi... bilmiyorum ya. olay basitleştirilebilir ama bilemiyorum, belki de ben kendime yediremiyor ve basitleştirmek istemiyorum. bana çok ama çok garip geliyor. ben bir sene boyunca yazan bir sapığım olsaydı ondan iki kelimelik bir açıklamayı esirgemezdim.

sormayacağım. buluştuğumuzda da sormayacağım. konuşacak konumuz da olmasın, mal mal bakışalım öyle. şaşırsın göt. sormayacağım neden öyle yaptığını falan. ne hali varsa görsün. kızlar ekleyin eğlenmeye gidiyoruz, demet akalın şarkısı yapıcaz seni unuttum skimde değilsin temalı, hadi lütfen.
  • pescador  (07.08.14 19:59:51) 
öyle olmuyor işte. insan davranışlarını bu x ise y olmalı diye normal beklentiler ile genelleyemezsin.


  • passive aggressive  (07.08.14 20:16:24) 
Peki ben sana sorayım, erkekler neden önemsenmediğini gördüğü halde bu şekilde direnme konusunda ısrarcı? Niye bu hırs?

Kadın okuyor, cevap yazmıyor. Hepsini biliyorsun ama inatla kendine hırs etmişsin durumu. Bence bu "ne kadar garipsiniz, neden size ilgi gösteren birinden çok hoşlanıyor ve aynı zamanda ona kayıtsızlık gösteriyorsunuz?" sorusu, senin bunu bildiğin halde üstünde durmandan daha az garip.

Barzo kılıklı denyo birinin bana iltifat etmesi hoşuma gider. Bence her insanın hoşuna gider, beğenilmek ya da iltifat almak. Tabii bu iltifat, rahatsız olmayacağım bir boyuttaysa. Bu durumdan istifade edip, kendi egomu şişirmeye de asla yer aramam. Sağlıklı bir kişi de yer aramaz zaten. Stalker meselesine gelince de, kesinlikle "yeter artık rahatsız etme" demem. Direk basarım engeli. Korkarım öyle insandan zaten. Daha yeni; ki başıma hiç gelmezdi sürekli gizli numaradan arayıp sesimi dinleyen biri vardı, kapattım gizli no.lara rahat ettim. Açıkçası benim hoşuma gitmez, gitmiyor da.

Ek olarak, senin şu söylenmesini istediğin "yeter artık rahatsız etme" uyarı cümlen bile yaptıklarının karşı tarafı rahatsız edecek boyutta olduğunu gösterir. Karşı taraf bence bunu deme zahmetine bile girmeyebilir. Sonuçta vazgeçmek için; "yeter beni artık rahatsız etme" gibi bir cümleyi duymayı bekliyorsa, zaten kendisi de illallah dedirtecek kadar rahatsız ettiğinin farkındadır. Karşı taraf kendisine cevap vermedikçe; sessiz kaldıkça, rahatsız etmemesi gerektiğini de kendi kendine öğrenir zaten bu "stalker" kişisi. İlgisi, peşinde koşması hoşuna gitse zaten ilgi alırdı.

Manyak kısmına gelince; cevabını almışsındır bence. :D
  • barbara herhalde barbara manken olan  (07.08.14 20:36:05) 
üşenmiyonuz da dimi la bu kadar yazmaya okumaya.
goy goy goy goy.
okuyamadım durumumuz yoktu.
  • cecilia  (07.08.14 20:39:19) 
[]

sopcast için çalışan bir dns?

önerebilir misiniz dostlar? bugün 2. bundesliga başlıyor, hemi de fortunamızın maçıyla. sopcast yayını olacak, kaçırmak istemiyorum. ama dns otomatik bende, şu an açmıyor sopcast'i... sopcast'i çalışan birisi bana kullandığı dns'i verebilir mi? deneyeyim bakayım çalışana kadar.

ICH WART SEIT WOCHEN AUF DIESEN TAG!

www.youtube.com

 
77.88.8.8, 77.88.8.1

bunda sorun olmamıştı hiç.
  • soso  (01.08.14 15:48:52) 
eve gidince editlicem bu cevabı. dns vermek için.

edit: 4.2.2.1 - 4.2.2.2
  • lionel andres  (01.08.14 16:38:40 ~ 18:36:33) 
comodo dns kullanıyorum açılıyor bende tum maclar


  • partizan  (01.08.14 17:28:12) 
peki son olarak, şu an yayını açık olan bir sopcast kanalı rica edebilir miyim? deneyeyim. hatta birden fazla olabilir. maç sitelerinde falan bulamadım hiç şu an maç olmadığı için.


  • pescador  (01.08.14 17:37:55) 
zenmate işe yaramıyor mu?


  • azizakin  (01.08.14 17:51:51) 
zenmate sadece browser için değil mi? yaramıyor bende.


  • pescador  (01.08.14 18:02:19) 
@pescador

valla öyle de ben sunucu adresini oromatik al'ı işaretlediğimi ve beşiktaş maçını da zenmate sayesinde izlediğimi sanıyordum.
cehaletten ölmek üzereyim.

kontrol ettim

8 8 8 8
8 8 4 4

kullanıyormuşum
  • azizakin  (01.08.14 18:07:20) 
al bakalım: sop://broker.sopcast.com:3912/200000 yayın var şu an.


  • lionel andres  (01.08.14 18:38:43) 
sanırım kazan-spartak maçı bu da? çatır çatır çalışıyor vallahi, çok teşekkürler. açılışı rusya'yla yapalım madem.


  • pescador  (01.08.14 18:49:49) 
[]

the it crowd'dan bir sahne

soldaki hatunun sorusu başka bir diziden falan mı kırpılmış acaba? böyle bir sahne hatırlamıyorum. bilen eden varsa hangi bölümden olduğunu söyleyebilir mi?

d3dsacqprgcsqh.cloudfront.net

takıntılıyım ben böyle şeylere, "eksik mi izledim lan acaba" diye gaza geliyorum hemen.

 
ben hatırlıyorum vardı böyle bir sahne 4. kat olması lazım.


  • thx 1138  (31.07.14 21:39:55) 
  • depol  (31.07.14 21:40:36) 
[]

ä harfi içeren almanca kelimenin sözlük başlığı nasıl olmalı?

sözlükte ä diye arattığım zaman a başlığına gidiyor, sanırım noktalı a'yı desteklemiyor sözlük. norveççede mesela å yoksa aa yazabiliyorsun, en azından ben öyle hatırlıyorum. almancada nasıl oluyor ä için? ae mi yazmak gerekir? kelime hängende. haengende olarak mı yazmak lazım?




 
ae evet.


  • ayk  (31.07.14 08:06:27) 
[]

bu konuda bir hikaye/roman çok mu sıradan olur? (fularsız girilmez)

duyurucular genelde yazdıklarını gösterip "olmuş mu" diye sorar, ben direkt konuyu paylaşacağım. biraz uzun olabilir ama oturup 3 dakika yazı okumayan birinin roman-hikaye konusundaki fikrine ihtiyacım yok diye düşünüyorum. QAPAQ.

duyuruda da görebileceğiniz üzere, yazmayı çok severim. çocukluğumdan beri alakalı alakasız her şeyi yazarım. dikkatimi çeken ilginç bir şey, kendi iç dünyam, gördüğüm herhangi bir şey... fark etmez. aynı zamanda okurum da. ama iş kendi ürünümü ortaya koymak olduğunda, saykodelik iç dünya saçmalamaları dışında ortaya bir "hikaye" çıkaramadım. ilçe çapında kompozisyon yarışmasında ikinciliğim var bi' de.

roman yazmayı hep istedim ancak "daha 20 yaşındasın, ne gördün de neyi yazacaksın at kafası?" diyerek bu işe girişmeyi sürekli ertelediğimi, böyle bir yere varamayacağımı fark ettim.

bu yüzden at kafası düşündü ve şöyle bir şey geldi aklına: madem pek bir şey yaşamadın, yaşadığın kadarını anlat. yani kendin ne yaşadıysan, gördüysen ya da gördüğünü zannettiysen, onu. çok sevdiğim bir romanın kurgusundan esinlendim ve bir şey geldi aklıma. mümkün olduğunca yüzeysel anlatmaya çalışacağım, yazarsam falan sürpriz olsun, "duyuruda görmüştük ya sonunda adam ölüyo" demeyesiniz,

kahramanımız genç bir adam. kurulu bir düzeni, hayattan beklentileri ve gelecekten ümidi var. bu adam yakın zamanda başka bir yere gidecek. yaşadığı yerden ve düzeninden memnun sayılır ancak bu gidişe o kadar takmış ve bunu o kadar sabırsızca bekliyor, buna o kadar odaklanmış durumda ki mevcut durumunu yok sayıyor resmen. yani tüm planları gideceği yere, geleceğe yönelik. canı sıkılsa gideceği için motive ediyor kendini. her şeyini önündeki zamana endekslemiş bir hıyar.

sonra gün geliyor ve gidiyor. bir de ne görsün? hiç beklediği gibi değil ortam. günler, haftalar, aylar geçiyor ve bu lavuk bir şekilde ortama adapte oluyor. daha sonra, kafasını bulandıran şeyden (gidiş fikri) tamamen kurtulduğu için net bir şekilde fark ediyor: önceki düzeni çok iyiymiş aslında. bunu fark eder etmez, eski düzeni yeni yerine uygulamaya çalışıyor. ancak acı bir şekilde bunun imkansızlığını fark ediyor. geri dönemeyeceğini falan filan.

***

şimdi bu tabii ki yorum yapmak için fazla yüzeysel oldu. "düzen" nedir mesela? ev eşyası mıdır, ana baba mıdır, arkadaş çevresi midir örneğin? veya gittiği yerde ne oldu da üzülüyor bu adam, ne fark ediyor? veya orada ne yaşıyor? bunları düşüne düşüne, yaza çize bulcaz kısmetse.

konu da zaten anlaşılmıştır sanırım ama deli dolu ergenlik zamanından yetişkinliğe geçişteki buhranlı, "napıyorum lan ben" dönemi. evrensel bir konu olduğu için, çok amelece yazsam bile kendimi sikindirik sosyal medya ergenleri gibi hissetmiycem... herkesin deneyimlediği, insanın doğasında olan bi süreç bu. eğer istediğim gibi anlatabilirsem, 50 sene sonra 19-20 yaşındaki bir genç kıza/adama "pescador bu kitabında beni anlatmış xD xD" dedirtebilirsem ne mutlu bana.

bu konu "iyi işlendiği takdirde" okunmaya değer bir öykü olur mu dersiniz? yani konunun kendisi ilgi çekici, hoşa giden türden mi sizce?

ayrıca "zaten yazılmışı var" diyorsanız o romanların isimlerini de alayım lütfen. bende genç werther'in acıları ile yarışabilecek 150-200 sayfalık bir mektuplar dizisi var ama özel onlar, meşhur falan olursam yayınlarım. şimdi yayınlarsam deli derler.

***

son olarak "bu ne biçim konu lan" diyenler için açıklayayım: başta kıymeti bilinmeyen, başka bir yer ümidiyle farkına varılmayan güzel ve kurulu düzen benim için işte 15-16 yaş zamanı. lise dönemi. bir hevesle gidilip aslında bir yandan sevilen ancak hayal kırıklığına uğranılan, "bu neymiş aq" denen zaman da üniversite-yetişkinliğe giriş dönemi. işte kendi paranı kazanmak, yalnız yaşamak, sevişmek falan. büyük beklentiden kaynaklanan hayal kırıklığı.

alt konu olarak da bu olabilir evet: büyük beklentilerin sıçışı.

 
insanın yaşadığı iç bunalımları ve çelişkileri anlatan kitaplar benim daha çok ilgimi çekiyor. senin temelde düşündüğün konu da benzer parametreler içeriyor aslında. o yüzden "iyi işlenir ise" ilgi çekebileceğini düşünüyorum.
gittiği yerde karakterin kendini daha "yalnız" hissediyor olması, alışık olduğu "düzen"i bulamaması vs. çeşitli açılardan ele alındığında ortaya pek çok şey çıkartabilirsin.
ha benim fikrime gelecek olursak, tekdüze lise hayatındansa, çeşitliliği ve değişkenliği daha fazla olan ama "düzen"den mahrum yaşanan bir üniversite dönemi örneğin seni daha çok geliştirecek bir evredir. hatta kendini bulma aşaması bile diyebiliriz bana kalırsa.
bu yüzden karakterinin yaşadığı bunalımın yanı sıra yeni hayatında kendini var etmeye çalışması ve bu süreçte başına geleceklerin "olumlu" yönlerine yani bir anlamda "kurulu düzen"den sıyrılıp aynı zamanda kendini keşfetmesine ağırlık vermen daha etkili olur gibi düşünüyorum.
olumludan olumsuza doğru bir gidiş değil de demek istediğim olumlu-olumsuz akabinde bu olumsuz gidişatın olumlu tarafları, bilmem anlatabildim mi.
uzun mesaja uzun cevap veririm.
  • leadzeppelin  (30.07.14 19:19:17 ~ 19:20:15) 
kardeşim duyurunu dikkatlice okudum. kesinlikle hevesini kırmak veya motivasyonunu azaltmak istemem ama bu hikaye klişelerin mona lisa'sı gibi bir şey. 20 yaşındaysan bence daha yaratıcı, yenilikçi ve özgün şeyler yakalayabilmen lazım. tabi şimdi nasıl yazdığını ve dilini bilmiyorum ''hocam ben salinger gibi yazarım, kelimeleri duvardan duvara vurur bu hikayeyi klişelikten çıkarırım'' diyorsan o başka. ama ana taslak buysa zerre orjinallik yok bence.


  • greyback  (30.07.14 19:43:20) 
merhaba. fularımı aldım geldim.

elbette tam olarak senin planladığın gibi bir kurguya sahip değil ama, reşat nuri güntekin'in "acımak" romanında buna benzer bir "ne umdum ne buldum" teması işleniyordu. büyük umutlarla iş hayatına atılan bir adam, kısa süre içinde tekrar tekrar hayal kırıklığına uğruyor ve hayatın evvela çiğneyip sonra bir köşeye tükürdüğü insancıklardan biri haline geliyordu. kitabı okurken bu hikayeden epey etkilenmiştim ben. hatta rus klasiklerinden aldığım tada benzer bir tat aldığımı hatırlıyorum. dostoyevski de "insancıklar", "netoçka nezvanova", "ezilenler" gibi romanlarında benzer bir "hayata tutunmaya çalışan beklenti dolu insanlar" üzerine yazmış sıklıkla.

yani böyle bir konuda yazılmış bir kitap çıksaydı karşıma, kesinlikle alır okurdum. fakat takdir edersin ki, bu konu, "özgün" sayılma imkanı olmayan bir konu. fakat ne mutlu ki, modernizmin imkanlarla dolu havası henüz dağılmış değil. yani konunun sıradanlığı sıradışı bir üslupla desteklendiğinde tahmin edilmesi imkansız olumlulukta sonuçlara ulaşılabilir. misal, oğuz atay'ın "tutunamayanlar"ı, dünya edebiyatı açısından bakıldığında hiç de özgün bir eser değil. hatta kendimden emin bir tonda «james joyce'un "ulysses"i olmasaydı, "tutunamayanlar" yazılamazdı.» diyebiliyorum. ama "tutunamayanlar" çok değerli bir eser, çünkü edebiyatımız hiç alışık olmadığı bir üslubun (modernizm) ve tekniğin (bilinç akışı) doruğuna bu eser ile ulaşıyor.

yani demem o ki, eğer bu konuda yazmaya gerçekten niyetliysen, işe üslup çalışmaları yaparak başlamalısın. bunun için esas eserinde de işine yarayacağını düşündüğün birkaç sahne seçip bunları çeşitli üsluplar kullanarak hikayeleştirebilirsin. bir noktadan sonra kendi üslubun aradan sivrilecektir zaten. eğer gerçekten değerli bir üslup olursa bu, en sıradan hikayeyi anlatsan dahi mutlaka okutacaktır kendisini.
  • siyah giysili adam  (30.07.14 19:52:11) 
Berbat bi konu kesinlikle okumazdım. dedigin sey hayat klişesi yani zaten bi yarın oluyo dünü özlüyosun, x e gidince y yi özlüyosun vs. dramatize edilecek bi konu degil eskiye özlem. Herkesin hergün yasadıgı sey. Sabah kalkınca disini fırcalamayı anlatmak gibi.Baska bi konu bul


  • bes  (30.07.14 21:05:50) 
Kalemin saglamsa konunun ne oldugunun en ufak bir onemi yok. Net.

Benim sana tavsiyem daha once roman yazmadiysan once oyku yaz. Oykuyle basla. Ondan daha da once oku tabii. Ne bulursan oku. Cok oku. Her ne kadar okumadan da yazar olunabilir dense de ben buna inanmiyorum. Insan okumadan, cok okumadan yazar olamaz. Ozellikle bu ise yeni girecek kisilerin cok okumasi, cok iyi gozlem yapmasi, cumleleri detaylariyla irdelemesi gerekiyor bence. Mesela orwell gibi bir yazarsan ihsan oktay anar gibi cumlelerle oyun oynamanin hicbir anlami yok. Bilmem anlatabildim mi? Ikisini de severek okursun. Ama biri direkt anlatir, digeri cumlelerle oyun oynayarak anlatir. Bu bir kaliteye sahip olunca oluyor. Orwell, yazacaginiz seyi en sade haliyle, ne kadar yazmaniz gerekiyorsa o kadar yazin, uzatmayin der mesela. Bunun icin de belli bir donanima sahip olmak sart diye dusunuyorum ben.

"Ne dusunuyorsunuz"u da cok erken sordugunu dusunuyorum. Oncelikle bir seyler karala. Kimse "konu bunalim guzel olmaz" demez, diyemez. Derse de bu konuda bir sey okumamis, populer kultur ikonundan baska bir sey degildir. O yuzdendir ki kaleminin saglamligi seni bir yerlere getirir, kitabin konusu vs. degil. Tabii kitabini "gercek okurlar" okusun diye yaziyorsan...
  • papillon7  (30.07.14 21:56:59) 
[]

ekmel vs selo, FIGHT! kime neden oy verilmeli sizce?

ya benim kafam çok karışık. uzun adamı geçtim zaten. ekmel amcanın sloganı olsun, bayram mesajı olsun, adaylığından önce kimse tarafından tanınmaması olsun ne bileyim pek hoşuma gitmiyor açıkçası. kendisi düzgün, eğitimli bir insan olabilir ona bir şey diyeceğim yok amma lakin cumhurbaşkanlığı için biraz sessiz sakin, güdümlü bi abi gibi geliyor bana.

e selo da töröris dostu değil mi? ayrıca, sırrı abeyi de gördük. fikirlerine saygı duyduğum, sevip saydığım bissürü koca koca adamn gidip özgürlükçü falan diye buna oy verdi yahu şaşırdım. akp'nin şakşakçısından, oy bölücüsünden başka bi şey değil bunlar benim gözümde.

öte yandan, oy kullanmazsam eşeklik etmiş gibi hissedicem. ama adayların üçü de içime sinmiyor. yerel seçimde genel seçimde tatava yapmam da cumhurbaşkanlığı seçimi bu, tayyip olmasın diye ekmel'e verilir mi ki?

siz ne düşünüyorsunuz, hangisine neden verilir/verilmez? "ben ekmel'e vercem xD"den ziyade açıklamalı sebepli ufuk açıcı cevablar gelirse çok memnun olurum.

 
selo'nun benden oy alma ihtimali 0, keza tayyib'in de. şu istiklal marşı muhabbetinden sonra ekmel'in de no olduğu ortada o da sittin sene alamaz oyumu. sikim böyle işi adı seçim ama seçecek kimse yok her zamanki gibi.


  • accorbite  (30.07.14 16:48:12) 
ben selo'ya vericem. ekmel, çok zorlama, son dakikada pastaya iliştirilmiş mum gibi emanet duruyor. tıpkı kemal kılıçdaroğlu gibi.


  • mayeskuel  (30.07.14 16:48:53) 
valla ekmel çok şüpheli duruyor. Hitabet konusunda sıkıntıları var bence. Tabi eğitimine filan bir şey diyemeyiz ki adaylar içinde sanırım en eğitimlisi. "güdümlü" kelimesi benimde aklımı kurcalıyor ki bazen birilerine "laf çakması" filan sanki bilerek olan şeyler.

Diğer adaylar hakkında yorumumu seçimden sonra söylerim :)
  • infernalcadre  (30.07.14 16:49:46) 
@mayeskuel, niye tayyip değil de selo? niye selo ya da mesela? bu konudaki görüşün nedir? bunu merak ediyorum, bunu soruyorum.


  • pescador  (30.07.14 16:50:33) 
ben demirtaş'a veriyorum oyumu. daha yeni başka bir duyuruya da yazmıştım, tekrar etmeyeyim şimdi: www.eksiduyuru.com

ama ekmel ya da demirtaş, eğer tayyip karşıtıysan bir şekilde oyunu gidip kullan. boykotun şu şartlarda en ufak bir faydası yok. oy kullanmadığında tayyip'in oy sayısı tabii ki artmıyor ama oranı yükseliyor, bunu unutmamak gerekiyor. birinci tur için ikisinden birini kendi düşüncene göre seç gitsin. şu süreçte herkesin düşüncesi farklı sonuçta. herkesin kendine göre haklı gerekçeleri var.
  • soso  (30.07.14 16:54:30) 
bu ulkede artik oylar birini secmek icin mi veriliyor yoksa bir tezgah kuran orospucocugunu devirmek icin mi?

birini secemedigimiz ortada. o nedenle sectigimiz kisiyi degil de nefret ettigimiz kisinin en buyuk rakibini dusunmeliyiz.

selonun secilemeyecegi kadar ortada kabak gibi duran birsey yok beyler. buraya gelipte selo nun karakterini tartismak da son derece bos.

2 secenek var ya tayyibe tepki icin ekmele vericeksiniz (kazanir diye degil tabiki) yada tayyibe vericeksiniz (tayyibe vermekle seloya vermek yada oy kullanmamak esit)
  • seljax  (30.07.14 16:56:01) 
"tayyibe vermekle seloya vermek yada oy kullanmamak esit"

yanlış. yani fikir beyan etmiyorum, somut olarak yanlış bir bilgi şu cümle. tabii demirtaş'ın adaylığının aslında seçimi ikinci tura götürebilecek kilit noktalardan biri olduğunu söylemeye gerek bile duymuyorum.
  • soso  (30.07.14 16:59:36 ~ 17:03:28) 
pkk destekledigim bir orgut degil. kurulusu soru isaretleriyle dolu, baglantilari tatsiz, eylemleri gayri-ahlaki, lideri desen ibo'dan farksiz, elde edecekleri sey de bir agadan kurtulup baska bir aganin marabasina donusmekten ibaret olacak. boyle dusunuyor olsam da ben oyumu selahattin demirtas'a verecegim. onumuze uc tane bok konuyor ve bunlardan birini yememiz isteniyor. ben bana en az kotu kokani sececegim. hem benim onume ekmeleddin'i koymaya hakki yok muhalefetin. ekmeleddin'in tercih edilme nedeni zaten maglubiyetin ilanidir. nasil olsa yenileceksin bari onurlu bir sekilde yenil. bugune dek onlara yaklasmak sana ne kazandirdi? baykal'in new labour ozentisiyle basladi, bugunlere gelindi iste. adam sanki onlarin adayi agzinda surekli ozal, menderes. bunlardan kim secilirse secilsin bir seyin degisecegi yok. benim oyumun bir sey degistirecegi yok. selahattin'in secilme ihtimali de yok. alacagi oy 6-8 arasi. tas catlasa 9. secim ikinci tura kalirsa da adaylardan biri tayyip'ken oy vermemek olmaz, belki meymenetsizden kurtulur, biraz buhar salariz diye gidip ekmeleddin'e veririm oyumu. yoksa hangisi secilirse secilsin turkiye'nin gittigi yol degismeyecek. ufka baktigimda da savas disinda bu yolu degistirecek bir etmenin ortaya cikacagi gorunmuyor.


  • John Finn  (30.07.14 17:09:24) 
ihsanogluna veriyorum.

eksisozluk.com

demirtas icin soylenecek soz yok; istihbaratdunyasi.files.wordpress.com


erdoğana yorumsuzum. midem kaldirmiyor artik. yeter aminakoyum yeter. alip gotursunler su ulkeden tup akplileri. akrabalarim da dahil.
  • kutsalbok  (30.07.14 17:12:40) 
demirtaşa vermeyip öyle hararetli erdoğan düşmanı olmayanlar için seçim erdoğan ve ihsanoğlu arasında olacak.
yani millet, tanıdık mı s*ksin bizi yoksa yabancıya mı verek bu sefer diyecek. heyecan arayan ekmeleddine, garantici olan erdoğana verecek ama kestane her türlü çizilecek.

son derece argo oldu ama güzel anlattım. durum bu. ben ne yapacağımı hiç bilmiyorum. accorbite'in dediği gibi adı seçim ama seçecek kimse yok. seçeceğin insanları başkalarının belirlemesi kadar acıklı bir şey yok.
  • air  (30.07.14 17:23:00 ~ 17:23:59) 
sadece başlığa göre yazıyorum okumadım yazdıklarını.
erdoğan'ı desteklemiyorum. demirtaş'ın konuşması değil rahatsız eden, olur da cb olursa yapacakları benim desteklediğim şeyler değil.
tek seçenek ekmeleddin kalıyor. ki adamı çok tanıyıp etmiyorum. bildiğim kadarıyla benim istemediğim bir tarafı da yok. vereceğim. nasılsa erdoğan alacak, benimkisi sadece tepki olarak kalacak ki o bile işe yaramıyor.

ilk soru, benim için ekmeleddin'le erdoğan kalsa gönül rahatlığıyla ekmeleddin'e basar geçerim. ekmeleddin'de bu kadar tereddüte sebep olan şey ne sizlerde? dediğim gibi çok tanımıyorum ama hiçbir olumsuz bir şeyini de görüp duymadım adamın.

herkesin sorduğu soruyu ben de sorayım cevabı merak ediyorum. neden ekmeleddin değil de demirtaş? herkes biliyor ki demirtaş olamayacak oylar neden bölünüyor? bunu yapanlar da chp-mhp'ye falan mı tepki gösteriyor? inanın gezi'den sonra haberleri tamamen bıraktım. yazdıklarıma tepki değil de bilgilendirme amaçlı yazın yazarsanız. duyuruyu takipteyim.

## yorumlara hızlıca göz atınca kapsamlı cevaplar varmış. soruları yok sayabilirsiniz.
  • uzunuzunilgi  (30.07.14 17:35:09 ~ 17:36:07) 
istihbarat dünyası adlı son derece güvenilir kaynaktan alınmış fotoğrafa demirtaş "benimle uzaktan yakından alakası yok" diyerek tepki göstermişti bu arada. ha tabii "kabul edecek hali yok ya!" gibi bir argüman da sunulabilir. inandırmak için de 1999 yılına ait su faturalarını falan mı göstersin, o da ayrı. dağa çıksaydı kabul ederdi diye de düşünüyorum ayrıca. nitekim kendisi öğrencilik döneminde dağa çıkma, çıkmama arasında gidip geldiğini de söylemişti zamanında. zaten dağa çıkmış olup da "yok kardeşim çıkmadım dağa falan ben" diye döneklik yapsa ocak dışı kalırdı sanki.


  • soso  (30.07.14 17:40:33) 
ekmelettin 30 yıl sonra ülkeye geliyor ve istiklal marşından bihaber.,çatı adayı için iki parti kafa kafaya verip nasıl böyle hata yapıyorlar belli değil,selahattinin terör uzantısı olmasa çok rahat ekmelettin i geçer


  • essoist  (30.07.14 17:42:35) 
ekmeleddin ihsanoğlu mhp'nin tavsiyesi chp'nin kabülü ile aday oldu.
yani bu iki partinin çizgisinden pek çıkamayacak. zaten istese de yapabilecekleri sınırlı çünkü yürütmenin başında değil. temsil ve çıkarılan kanunların anayasaya uygunluğunu denetleme, ona göre karar verme görevi olacak. kendi siyasi görüşleri pek etkili olamayacak.
kanun yapıcı değil yapılan kanunları denetleyici olacak.

selahattin demirtaş hakkında yorum yapmak istemiyorum.

recep tayyip erdoğan ummadığı bir sürprizle karşılaşacak diye hissediyorum.
akp içinden oy kaybedebilir, ne kadar fos çıksa da cemaat içinden oy kaybedeceği kesin. sandığa gitmemiş insanlar da bu sefer gidecek; "oy kullanmazsam eşeklik etmiş gibi hissedicem"
sonuçta oyum ekmeleddin ihsanoğlu'na, ilk defa bu kadar eminim.
  • g7mor  (30.07.14 17:44:57 ~ 17:52:58) 
benim sandık yurtdışında olduğu için oy veremeyeceğim sanırım ama ekmel'e verirdim. neden? nasıl olsa yüzde 99 tayyip kazanacak sonunda. bari düşük oyla kazansın. gidip yüzde 60-70le falan kazanırsa daha kimse baş edemez bu adamla.


  • fayfim  (30.07.14 17:49:40) 
pkklı olmayıpta selahattine oy atacaklara şaşırıyorum.


  • defansif orta saha  (30.07.14 17:57:38) 
İkisi arasında bir seçim yapmam gerekseydi eğer, oyun Selahattin Demirtaş'a olurdu elbette. Ancak şu anki siyasi durum gereği, çok büyük ihtimalle sandığı boykota gideceğim.


  • sevgikusunkanadinda  (30.07.14 18:23:30) 
bana su ulkede sandik boykot etmenin guclu olan iktirada yag surmek disinda baska bir ise yaradigni acikarmisiniz? cok merak ediyorum


  • seljax  (31.07.14 20:34:21) 
şu an için ilk turda kime oy verirseniz verin sandığa gitmek gerek.
ikinci turu o zaman düşünürüz.

  • yalnux  (31.07.14 20:38:55) 
seljax +1

tayyip karşısında bir öbek çamur olsa, gider çamura oy veririm.
demirtaş konusunda pkk'yı falan geçtim, resmen oy bölmek için ortaya atılmış bir saçmalık.

romantik romantik ona oy vermekle, oy kullanmamakla, tayyip'e oy vermek aynı şey.
belediye seçimini falan bir yere kadar anlarım da, ülkenin bu durumunda oy kullanmamayı anlayamıyorum.
millet işin ciddiyetinin farkında değil bence.

sonuçta bu sistem devam ettiği sürece zaten cumhurbaşkanının fazla bir fonksiyonu olmayacak.
yeter ki sistem devam etsin.
dinci, yobaz vs bile olsa, sonuçta abdullah gül'den beter olamaz.

o yüzden bütün yollar ekmek amcaya çıkıyor.
biz de bayılıp, koynumuza alıp yatmayacağız.
ama biraz mantıklı ve gerçekçi düşünmek lazım.
istiklal marşını değil, konuşmayı bilmiyor olsa, yine aynı yorumu yapardım.

herkes istediği gibi birine oy verebilmek ister.
ama gelecekte öyle bir lükse sahip olabilmek için şimdi üzerimize düşeni yapmalıyız.

ayrıca herkesin oy verme hakkına saygı duyuyoruz elbet, herkes istediğini yapar, ama pkk'lı olmayıp, demirtaş'a oy veren bir insanın vicdanı bu ülkeye karşı nasıl rahat eder anlamıyorum.
  • blatta hiberna  (31.07.14 20:45:31 ~ 20:47:09) 
inatla nasıl hala ezbere konuşulabiliyor hayret ediyorum.

@blatta hiberna;

cumhurbaşkanlığı seçiminden bahsediyoruz değil mi? genel seçime geçmedik sanırım henüz. evet. dolayısıyla şu an tayyip'in cumhurbaşkanı olmaması için öncelikle yapmamız gereken şey nedir? seçimi ikinci tura taşımak değil mi? evet. bu kenarda dursun.

şimdi kendi mantığına göre oyları böldüğünü iddia ettiğin demirtaş'a bakalım. kafadan, geneli farklı sosyalist oluşumlardan ve kürtlerden oluşmuş %6'lık bir oy potansiyeli var. o kitlenin üzerine ekmel'e mesafeli olan en az bi %3'lük kesimi yazabiliriz. demirtaş aday olmadığında bu oyların tümünün ekmeleddin'e gittiğini düşünüyor olmalısın sanırım. eh kabul etmelisin ki bu da biraz mantığa aykırı sanki.

hadi bunu geçtik. cumhurbaşkanlığı seçimindeki öncelikli hedefimiz olan birinci turu kazasız atlatmanın yolu nedir? tayyip erdoğan'ın %50'yi geçmemesi değil mi? birinci turun özü bu hani, odaklanılması gereken konu bu değil mi? demirtaş isterse ekmel'in alacağı oyların yarısını toplasın, bölsün, çıkarsın, ne farkedecek? oylar tayyip'e gitmedikçe, sandık boykot edilmedikçe ve sonucunda tayyip %50'yi aşmadıkça neyin oy bölmesinden bahsediyorsun? hele birinci turu geç sen önce, ikinci turda zaten ekmel'e gidecek çoğu oy, sıkma canını bu kadar. demirtaş'a oy verenlere kafayı takacağına boykot düşüncesinde olanlara eğil.

şimdi gelelim "pkk'lı olmayıp, demirtaş'a oy veren bir insanın vicdanı bu ülkeye karşı nasıl rahat eder anlamıyorum" cümlene. pkk'lı değilim, sempatizanı da değilim, kürt de değilim, solcu da değilim. bdp/hdp tabanının tam bir ulusalcı kafa yapısına sahip olduğunu düşünürüm, onlara da mesafeliyimdir. aslında bir bakıma da bu sebepten dolayı demirtaş'a oy vermeyi düşünüyorum, ona geleceğim. ama genel olarak oy verme nedenlerim oldukça fazla, hepsini de sayamam ancak kabaca söylemem gerekirse, demokratik türkiye'nin yolunu bu tür oyların açacağına inanıyorum. sadece seçim sürecindeki duruşundan bahsediyorum ki aslında senelerdir aynı duruşu sergilediği de aşikar. tüm adayları seçim sürecinde sarf ettikleri cümlelere göre değerlendirdiğimi söylemek istedim sadece. yok samimiymiş, değilmiş umrumda bile değil. bu söylemlerin oy kazandırabileceğini göstermek istiyorum. ben tayyip'ten kurtulurken aynı zamanda üçüncü bir yolun açılmasına önayak olmak istiyorum. buna en yakın partinin ise hdp olduğunu düşünüyorum. ancak bugüne kadarki gördüğümüz hdp ile olmayacağı da kesin. bu yüzden bu seçim hdp'nin dönüşümü adına da önemli. demirtaş'ın %6'lık kendi kesiminden alacağı oyla hdp bildiğimiz hdp olarak genel seçimlere de girer, çizgisini aynen devam ettirir. ancak demirtaş %10'u geçtiği takdirde hdp'nin gereken reformları yapacağına inanıyorum. yapmazsa da kendi ayaklarına sıkmış olurlar, kendileri kaybeder. şimdi bu mudur romantiklik diye soruyorum.
  • soso  (31.07.14 21:47:46) 
@soso:

öncelikle bu kadar heyecanlanmaya gerek yok.

"demirtaş'a oy verenlere kafayı takacağına boykot düşüncesinde olanlara eğil." demişsin.
"romantik romantik ona oy vermekle, oy kullanmamakla, tayyip'e oy vermek aynı şey." diye bir şey yazıyor orada.

bu ülkede ne tayyip'e, ne de halka demirtaş'ın söylemlerinin oy kazandırdığını göstererek bir şey ispat edemezsin.
kimse o mesajı almaz, alsa bile umursamaz.

yaptığın tek şey demirtaş'a, "sen terör örgütü destekçisi de olsan, iki özgürlükçü/"ben sizden yanayım" temalı cümle kurduğunda ben türkiye cumhuriyeti halkı olarak sana oy veririm, sen aynen devam et, ben nasılsa her şeyi yerim" demek olur.

sonra rüyalarda yaşıyorsunuz diyince kızıyorsunuz.

hiç mi erkek arkadaşınız, sınıf arkadaşınız, eşiniz dostunuz kardeşiniz askere giderken uykularınız kaçmadı?
yani bu kadar mı izole yaşıyorsunuz?
adam terör örgütü destekçisi, bu kadar.
insanı illa bağnaz yapıyorsunuz.
  • blatta hiberna  (01.08.14 13:17:25 ~ 13:35:27) 
ben oy vermicem. yatıcam evde.


  • dafuq  (01.08.14 13:35:58) 
23-25 yaş altı grubun pkk ile ilgili olaylara çok aşina olmadıkları için olayı romantize ettiklerini, gerçekçilik/özgürlük adı altında yanlış yaptıklarını düşünüyorum.

Cevapları pek okumadığım için yazılanlara cevap veremeyeceğim ama pkk sempatizanı olmayıp da selahattin'e oy vermeyi düşünen insan ağır vizyonsuzdur. Kürt = pkk asla değil ama hdp=pkk'dır.

Gelgelelim, Ekmeleddin; anadolu yobazını, mhp milliyetçisini, chp solcusunu, liberalini, muhafazakarını, gayini, straightini küstürmemek için dikkatli ve ortalama adımlar atılmak zorundadır. Şu şartlar altında selahattin'in %10'dan fazla oy alamayacağı aşikarken, kendisinin tek görevi rte'yle kapışabilecek tek ihtimal olan ekmel'in oylarını bölmektir. Ekmel ise kalkıp açık açık "travestiler oleeey" diyecek olursa, daha hiç tanınmayan, bu işlerin içine yeni giren ama ailesi sebebiyle vizyonu, yaşam tarzı hakkında bilgi veren bir insan için nasıl bir hamle olur bu; hiç düşündünüz mü?
Bunun samimiyetine inanmayıp da 1 sene önce "geziciler rererö, akp yayaya şaşaşa" diyen bi adamın bugün gezici, özgürlükçü kesilmesi mi samimi geliyor insanlara?

Oy kullanmamak eşeklik evet. Şu durumda iki büyük parti de dahil olmak üzere +7 partinin daha desteklediği, bu partilerden gelen oyları da alabilecek bir adaya mı oy vermek daha gerçekçi ve mantıklı; yoksa ülkenin en az %80'i tarafından nefretle anılan (ve bunun sebebi etnik kimlikleri değil, bölücülükleri olan), ikinci turda akp'yi destekleyeceklerini açık açık ifade eden (ki buradan dahi anlaşılıyor ne biçim özgürlükçü ve ne aydın oldukları) bir parti temsilcisine oy vermek mi daha akıllıca ve vicdan rahatlatıcı?

Ego mastürbasyonuna gerek yok. Sen kürt kardeşlerin için, onların ana dilde eğitimi, köylerine su gitmesi, pkk'nın bitmesi için bütün çabanı çıkıp sokakta göster; ben de en önde geleyim. Ama ağzı yüzü kana bulanmış insanlara "eme özgüylükçüü" diye kanıp da bu eşekliği etme amk. Ülke zaten 400 yıl geriye gitti; bi 200 yıl da sen ekleme.

Eyyorlamam bu kadar.
  • pandispanya  (01.08.14 13:52:04) 
@blatta hiberna;

bir heyecanlanma söz konusu değil ama oldukça şaşırıyorum yazılanları okuyunca. siyasi duyurulara cevap vermemek için kendimi tutuyordum ancak o kadar saçma şeyler yazılıyor ki insan kendisini tutamıyor.

öncelikle demirtaş için kendin "resmen oy bölmek için ortaya atılmış bir saçmalık" yazmamış mıydın? tamamen yanlış, altı boş olan bir cümle sonuçta.

onun dışında, konu yılların sorununa gelmiş. hiç girmek istemediğim, girildiği takdirde iki tarafın da yapılan yorumlardan hoşnut kalmayacağı bir konu.

"sen terör örgütü destekçisi de olsan, iki özgürlükçü/"ben sizden yanayım" temalı cümle kurduğunda ben türkiye cumhuriyeti halkı olarak sana oy veririm, sen aynen devam et, ben nasılsa her şeyi yerim"

böyle bir şeyle geleceğini de tahmin ediyordum. kaç senedir ne olduğu belli olan bir adaydan bahsediyoruz. daha önce de belirttiğim üzere ekmel ve demirtaş ikilisini sadece seçim sürecindeki söylemlerini dikkate alarak değerlendirmek zorunda kaldım. çünkü ekmel'in önceki icraatlerini de direkt kendimiz bilemiyoruz, basın yoluyla şimdi haberdar oluyoruz, bu yüzden adil bir karşılaştırma olmazdı. buna vurgu yapmak istemiştim.

öte yandan, başka bir duyuru daha vardı tam da bu konu üzerine yazdığım ama silinmiş, gönderemiyorum. ancak kısaca söylemem gerekir ki, belki vatan haini sayılırım bilmiyorum ama terör örgütü destekçisi olması benim umrumda değil, konu da o ya zaten. ordusu üç darbe yapmış, adı direkt ya da kapalı kapılar ardından birçok şiddet eylemine karışmış bir devletin vatandaşlarıyız. şu konumdaki insanlar olarak kendimizi fazla masum gördüğümüzü düşünüyorum. benim için iki taraf da suçludur ve katildir. iki taraf da masumları katletmiştir. dolayısıyla son paragrafında yazmış oldukların tabii ki geçerli değil benim için. hem türk hem de kürt kesim kendi tarihlerine şeffaf bir şekilde yaklaşamadıkça bu ülkeden bir cacık olmaz. sadece kendisinin mağdur ve masum olduğunu düşünmek her iki kesimin de sık sık yaptığı şey ne yazık ki. rüyalarda ve izole yaşamak ise tam da bu tek taraflı bakma gayreti içerisine girmiş insanlar için geçerli oluyor kanımca.

zaten vicdansız, vatan haini olmuştuk, şimdi de 25 yaş altı vizyonsuz olduk :) hala daha oyları bölmekten, gezi'ye söylediklerinden bahseden var. söylenecek fazla da bir şey yok.
  • soso  (01.08.14 14:03:39 ~ 14:06:36) 
@soso:

pandispanya kusura bakmazsa, benim yerime cevap vermiş diye onun yazdığını gösterebilirim.

yazdıklarından 25 yaş altı olduğunun anlaşılması sence biraz manidar değil mi?

hâlâ gezi diyorlar diyorsun, gezi dediğin şey bir yıl öncesiydi.
senin sözlerinden yola çıkılarak tayyip'e de oy verilir.
vizyon mizyon yaptı.
madem sırf cumhurbaşkanlığı adaylığı için düşünüyoruz, en iyi adaylığı o yapıyor şu anda.
tayyip'in de son 1 ayını mı düşünelim?

söylediklerin mantıksız.
  • blatta hiberna  (01.08.14 14:16:56 ~ 14:18:57) 
@blatta hiberna; yazdıklarım beni genç gösterdiyse ne mutlu bana. onun dışında pandispanya'nın yazısındaki yanlış bilgiler (oy bölme, gezi söylemi) senin için cevap niteliği taşıyorsa konu zaten kapanmıştır.

gezi diyorlar dediğim gezi üzerine söylediklerini çarptırmaktan bahsediyorum, gezi'yi unutmaktan değil. gezi'deki darbecilere vurgu yaptığını daha o sözü sarf ettikten birkaç hafta sonrasında zaten söylemişti. ki zaten söylemesine bile gerek yoktu ne anlatmak istediği çok açıktı.

son bir ayı düşünmek derken de aslında ekmel için yaptığımı söyledim ya. yoksa ekmel'in de zamanında gezi ile ilgili söyledikleri klasik bir akp'linin söylediğiyle eş değerdi ya da el beşir'i ne denli savunduğu da ortadaydı, ya da homofobi için evrensel değildir cümlesini kuran kendisiydi. ancak seçim sürecini değerlendirmenin daha doğru olacağını düşündüğüm için bu şekilde söyleme gereği duydum.
  • soso  (01.08.14 14:20:10 ~ 14:24:37) 
Söylemlerimin yanlışlığını ne şekilde kanıtlıyorsun soso? Ben sana doğruluğunu kanıtlarım, sen yanlışlığını ne şekilde kanıtlıyorsun göster bakalım.


  • pandispanya  (01.08.14 14:22:07) 
@pandispanya;

yanlış dediğim pkk destekçisi olduğunu söylemen değil, bunu diyeyim de önce. evet pkk destekçisi, bunda şüphe yok. o olaya bakışımı da söyledim.

konu oy bölme ve gezi'deki söylemleri.

oy bölmeyle ilgili biraz yukarıda yazmıştım, tekrar etmeyeyim hiç, onu okuyabilirsen sevinirim. yani cumhurbaşkanlığı seçimi sisteminde oy bölme gibi bir şeyin varlığından söz edilemez, eğer ki tayyip karşıtı olarak bakıyorsak olaya. tayyipçiler suçlayabilir ama demirtaş'ı bu konuda. yani aksine sevinmen dahi gerekiyor bana kalırsa demirtaş'ın adaylığına. demirtaş aday olmasaydı ekmel'in ikinci tur şansı bir hayli düşük kalırdı bence.

gezi konusundaysa kullandığı cümlelere ek olarak birkaç hafta sonrasında yazdıkları: i.imgur.com

yine samimi değil diyebilirsin tabii. ancak söylediği tam da buydu ve şimdi de hala aynı çizgide tekrarlıyor bu cümleleri. onun dışında haziran ayında, tam da olayların doruğa ulaştığı noktada kendisinin gezi direnişini öven söylemleri de vardı. direnişin kendisine değil, darbe isteyen kesime olan mesafesini aktarmış. böyle bir kitle yoktur demek de biraz mantıksız. o zamanlar mecidiyeköy taraflarında askeri araçların görülmesi üzerine verilen tepkiler çok acayipti.

ya her şeyi geçtim, şurada odaklanılması gereken isim demirtaş ya da ekmel değil. demirtaş'a oy verecek olanın da tam tersi kendisinden nefret edenin de kendisine göre haklı gerekçeleri var işte. ama bu seçimde ortak bir paydada buluşabilen insanlarız, bu da tayyip'in gidişi. şimdi ben demirtaş'a oy veriyorum diye ekmel'in ikinci tur şansında en ufak bir azalma olmuyor. herkesin ana hedefi aynı, sadece oraya gidiş yolumuz farklı. ikinci turda boykot edecek falan değilim sandığı. eğer ki ikinci tura kalırsak oyum zaten ekmel'e.
  • soso  (01.08.14 14:37:14 ~ 14:42:48) 
[]

feyenoord-beşiktaş maçını sorunsuz izleyebilcez mi?

bende digiturkplay'in premium paketi var ama bunun üzerine 30 tl daha vermemiz lazımmış galiba. vermem. yarın 6'da uyanmam lazım, o yüzden akşam 8-9 gibi yatmayı planlıyordum ama beşiktaşlı olmamama rağmen bu maçı kaçırmak istemiyorum.

sopcast yayını göremedim, livefootball.ws'de olmayacak en azından. flash linklere de güven olmuyor. cam gibi izleyemez miyiz bunu internetten?

hani belki internetten yayınlayacak başka bir ülke kanalı vardır ne biliyim ondan soruyorum. maç saatinde "belki çalışır" diye link aramak istemiyorum. hem 1 saat kaybetmiş olcam hem de hayal kırıklığıyla uykuya dalıcam, çok yazık.

 
dışarıda bir yerlerde izlesen olmaz mı?


  • infernalcadre  (30.07.14 16:30:12) 
olur aslında ama küçük yer burası, maçtan sonra otobüs bulup eve geri dönmek çok vakit kaybettirecek bana. 12'de falan anca. o yüzden istemiyorum çıkmayı. o yüzden internetten izlesem, maç biter bitmez devrilip uyusam güzel olurdu. bir de para vermek istemiyorum o var.


  • pescador  (30.07.14 16:33:12 ~ 16:33:45) 
anlıyorum ama bu aylarda oynanan maçlara temiz link bulmak çok zor. sanırım fazla talep olmuyor. belki hollandalı gençler bir şeyler yaparlar. yine de bulursam sana ulaşırım


  • infernalcadre  (30.07.14 16:44:51) 
[]

"lemon juice" tam olarak ne oluyor? türkiye'de bulunmaz mı?

şurada pete abinin içtiği şeyden bahsediyorum,

www.youtube.com

fazla kıvamlı görünüyor limon suyu için. bizim bildiğimiz limon suyu olduğunu sanmıyorum. limonata olmadığını da pete kendi söylüyor zaten, daha doğrusu kokusu limonataya benziyor diyor.

ben hiç görmedim bunlardan. var mı türkiye'de? çok merak ettim tadını şimdi.

 
Düz limon suyu bence, adam da delmiştir mideyi herhalde.
%100 limon suları hafif kıvamlı oluyor zaten, kokusu limonataya benziyor demesi de, eh, limon işte.

  • whoosie  (29.07.14 19:54:28) 
[]

kulağım patladı galiba

pescador'la yaşam savaşından tekrar herkese merhaba,

çok garip bir şey oldu, anlamadım neden. dışarı çıkmıştım. hava çok çok sıcak ve acayip dik bir yokuş var... yani gideceğim yer yokuş yukarı, 1-2 dakikalık da değil bayağı bi 15-20 dakika yürüyom.

işte orayı çıktım falan eve geri geldim, şimdi sol kulağım bi yerden ses gelince pufluyo. makarna paketi hışırdayınca "puf!" diye patlama sesi geliyo kulağımın içinden mesela. yani ses duymaya tahammülü yok sanki kulağın, ses gelince tepki veriyo susun lan diye.

normal bi şey mi bu? basınçla masınçla alakası olabilir mi? alt tarafı 15-20 dakikalık yokuş bu everest'e çıkmadım ki?

 
rüzgar yemiş olabilir misin? hani evden duş alıp çıkıp biraz da rüzgar yemişsen yapabilir dış kulak ya da orta kulak iltihabının habercisidir. Bir de bu puff lu sesler su kaçmasına işaret eder o da iltihaba baplayabilir baktırmanda yara var. Ama zar patlaması ya da basınçla alakası yoktur haddimce..


  • erty_ksk  (28.07.14 12:18:01) 
[]

100 küsür liraya kafa üstü pofuduk kulaklık önerisi

bilgisayar için kullanacağım. müzik dinlenecek, dota oynanacak ve skype için kullanılacak. haliyle mikrofonu da olacak. ve mümkünse 100-120 bandında olacak en fazla, aşmayacak bunu. beni taşıyacak, ağır olacak, efendi olacak.

daha önce adını unuttum ama kaliteli sayılabilecek bir marka kullanıyordum... kırıldı sonra o kulaklığım. onu 100 küsüre almıştım ama dediğim gibi markasını hatırlamıyorum.

ne önerebilirsiniz? direkt internet üzerinden alınabilen bir şey olursa şahane olur, tam şu an vereyim siparişini.

 
  • diss0640  (27.07.14 22:07:14) 
Dota ve Skype demişken marka olarak Steelseries, Razer veya Logitech'in ürünlerine yönelmeni kesinlikle tavsiye ederim. Hem yıllarca kulllanırsın hem de performanstan yana bir sıkıntın olmaz. Lakin önerdiğim markalar 100 liradan daha fazla tutar, ama değer mi değer. Hele ki 5 kişilik bir takımın varsa ve sürekli iletişim halindeyseniz, üstüne biraz daha üstüne ekleyip bu üçlüden şaşma.


  • Octavarium  (27.07.14 22:11:59) 
plantronics gamecom serisinden bütçene uygun olanı al. ben kullanıyorum memnunum.


  • xenophobe  (27.07.14 22:12:51) 
@octavarium, hocam bana kalsa direkt steelseries'in dota kulaklıklarından alacağım ama 700-800 lira mı ney onlar... bu kulaklığı bana hediye sözü olan birine kitliycem de o yüzden 100'ü aşmak istemiyorum. kendim de şu an üzerine ekleyebilecek durumda değilim.


  • pescador  (27.07.14 22:14:08) 
O zaman şöyle bir ekleme yapayım. 100 tl civarında ısrarcıysan üstünkörü bir araştırmayla şu ürünü buldum;

urun.gittigidiyor.com

kullananların yorumlarına baktım iyi deniyor. Bundan başka yine söylediğin fiyata internette iyi yorumlar almış şu ürün var;

urun.gittigidiyor.com

Kulaklık kısımları dar olanları almanı kesinlikle önermem. Sen de tecrübe etmişsindir belki, hele uzun süreli oyun oynama veya müzik dinleme aktivitelerinde fiziksel olarak kulağı acıtıyor.

Son olarak şunu demeden geçmeyeyim en azından verebileceğin fiyatı 200 tl bandına çekebilirsen Razer'ın Carcharias veya Steelseries'in Siberia'sını almayı düşünebilirsin.
  • Octavarium  (27.07.14 22:20:58) 
[]

ingilizcem mi bitti yoksa beynim mi?

bir paragraf okudum ancak sanırım doğru anlayamadım çünkü benim anladığım haliyle çok mantıksız geliyor kulağa.

"Although the GDR had to pay substantial war reparations to the USSR, it became the richest economy in the Eastern Bloc. Nonetheless it did not match the economic growth of West Germany. Emigration to the West was a significant problem — as many of the emigrants were young well-educated people, it further weakened the state economically."

ben bunu şöyle çeviriyorum: GDR sovyetlere sağlam miktarda war reparation parası ödemesine rağmen doğu blokunun en şahane ekonomisi haline gelmiş. hal böyle olunca batı almanya'yla paralel olmamış bu gelişim (?). batıya göç önemli bir problem halini almış ve göçmenlerin çoğu genç, kültürlü, zıpkın gibi insanlar olduğu için bu durum daha da zayıflatmış devleti.

iyi de zaten güçlü değil miydi ekonomi? batıya göç niye? benim anlamadığım yer neresi?

 
Selam,

GDR dediği Doğu Almanya, en iyi gençlerini, daha gelişmiş olan Batı Almanya'ya kaptırdığı için büyüme-gelişme konusunda onlarla kapışamadı diyor.
  • financier  (27.07.14 19:39:58) 
Olan şey biter.

tek mevzu ekonomik güç mü? sen hiç Doğu Almanya'da üretilmiş araba resmi gördün mü? O resimleri aynı dönemde Batı Almanya'da üretilmiş araba resimleriyle karşılaştırdın mı?

en.wikipedia.org

bi tarafta Sovyet egemenliğinde, paçoz bi ekonomi, diğer tarafta ekonomisi şahlanmış ve kendi egemenliğinde bir ülke. sen olsan hangisinde yaşamak isterdin?

Doğu blokundaki en kuvvetli ekonomi, kuvvetli bir ekonomi demek değil. Çünkü doğu blokunun diğer ülkeleri o sırada içler acısı haldeler. Misal Romanya.
  • compadrito  (27.07.14 19:40:02 ~ 19:41:50) 
beynim bitmiş. nonetheless'in anlamını unuttuğum için oturmamış kafamda. şimdi anladım. ben metinden doğu almanya'nın ekonomisi yardırmış gibi bir anlam çıkarmıştım ama nonetheless'le birlikte okuyunca diğer türlü olduğu anlaşıldı.


  • pescador  (27.07.14 19:44:14 ~ 19:44:51) 
dogu almanya'nin ekonomi yardirmis ama dogu bloku'nda yardirmis. tabi bati'nin yaninda bu ne ki diyor. iyi egitilmis gencleri hep bati kapmis.


  • aleksey fyodorovich karamazov  (28.07.14 19:02:48) 
[]

icing on the cake anlamında türkçe deyim

ya bir tane vardı, neydi? unuttum. çıkaramıyorum. hani güzel bi şey vardır, aynı zamanda onun yine güzel bi minik yan şeysi vardır... onu ifade etmek için ne deriz? bu da cabası, bu da cilası falan olabilir sanırım ama tam karşılamıyor sanki. başka yok mu?




 
şu sıralar pastanın çileği daha sık kullanılıyor türkçede. ama bahsettiğin türden bir deyim var biliyorum, dilimin ucunda inşallah editleyecem.


  • reavelyn  (27.07.14 16:52:16) 
Bu da kaymağı?


  • Lim5  (27.07.14 16:59:36) 
kaymağı +1


  • icemint  (27.07.14 17:03:10) 
nasıl oluyor da ingilizcesini bilip türkçesini bilmiyorsunuz, ben de bunu anlamıyorum.


  • baldur  (27.07.14 17:05:37) 
Turkce'de kaymagi deniyor ama Turkce olmasa da kullanilan "crème de la crème" deyisi de var.


  • crown  (27.07.14 17:08:16) 
bu da cabası geldi benim aklıma


  • neseranni  (27.07.14 17:25:20) 
@baldur, abi öyle bir deyim olup olmadığından bile emin değilim aslında. icing on the cake'i dota maçlarında sık sık duyuyorum, nerdeyse her gün duyduğum bi laf. "bu da cabası" falan tam karşılamıyor gibime geldi, o yüzden sorayım dedim. sürekli meeting set eden, türkçeyi forget eden bi tip değilim yani.

sanırım kaymağı en yakın olanı.
  • pescador  (27.07.14 17:27:35) 
[]

koskoca kadına yakışıyo mu bu şimdi? (facebook)

ya biliyorum buna takılmak da ayrı bir gereksizlik ve saçmalık ama çok sinir oldum lan. bi saat sonra unutucam o mesele değil de bozuluyo insan her türlü.

üç ay kadar önce eskisinin çıkması üzerine yeni bir ev arkadaşımız oldu. adam 30'lu yaşlarında ve diğer ev arkadaşımın yakın arkadaşı sayılır. bu adamın bi de sevgilisi var ki o da 25 yaşında sanırım.

ben hem odamdan çıkmadığım hem de adam çalıştığı için, adamı pek tanımıyorum. eve geldiğinde hoşgeldin dedim herife hani bi o, bi kere de hep birlikte oturup konuşmuştuk başka muhabbetim yok.

ama bu kız sürekli evde olduğu için onunla iyi kötü iletişimim vardı. bi gün geldi işte telefon numaramı facebook hesabımı falan sordu, ekleştik. 2-3 aydır şehir dışındayım, bu süreçte ara sıra naber napıyosun da yazdı feysbuk'tan. bazen odama da gelirdi konuşurduk ederdik. biraz garip bi kızdı çok samimi olmayı istemesem de oturunca konuşuyoduk yani.

sonra ben işte geçen hafta mı ne 2-3 günlüğüne tekrar istanbul'a döndüm. o süreçte bu kız hiç gelmedi eve. alala dedim hep bizdeydi bu amk ne oldu. arkadaşa sordum sonra, dedi ki biz ayrıldık.

şimdi bakıyorum kız beni facebook'tan silmiş. lan bu çok mantıksız değil mi? "eski sevgilimin ev arkadaşı, bana onu hatırlatır" falan diyecek olsa, ben adamla konuşmadım bile?! adam eve yerleştikten sonraki 15 gün içerisinde hiç muhabbetimiz olmadı, sonra ben zaten evden ayrıldım hani eski sevgilisiyle benim aramda bi bağ bile kuramaz ki. adamla çok samimi falan olsam neyse.

neyse yani yaşını başını almış kocaman insanların böyle acayiplikler yapması çok garip değil mi ya? kız resmen "o evle bağım kalmadı" deyip sildi herhalde beni. hayır ben biz arkadaştık falan sanıyodum, sevgilisinin evindeyim diye konuşuyodu herhalde sadece.

 
onla ayrılınca seninle de ayrılmış sayılmış pampa :D
verecek başka cevap bulamadım :D

  • baldur  (26.07.14 21:18:27) 
insan karmaşık bir varlık, çok sorgulamaya gerek yok.


  • rock n roll  (26.07.14 21:19:38) 
'hayır ben biz arkadaştık falan sanıyodum, sevgilisinin evindeyim diye konuşuyodu herhalde sadece.'

cevabı kendin vermişsin zaten. koskoca kadın dediğin de 25 yaşında biri. yani çok da koskoca sayılmaz.
  • elorelia  (26.07.14 21:33:34) 
tamam da "ex"iyle konuşmazdım bile ben. adamın arkadaşı sayılmazdım. beni de sadece ex'inin arkadaşı gördüyse eklemesine, facebook üzerinden yazmasına falan hiç gerek yoktu. çok uyuz oldum. o kim ki beni siliyo sjfhjskl


  • pescador  (26.07.14 21:37:59) 
Belki ev arkadaşın ona ulaşacak yol bulamasın diye silmiştir. Senin aracılığınla ona ulaşır diye düşünmüştür.

Ben de bilmiyorum, değişik olarak aklıma bu geldi.
  • aychovsky  (26.07.14 21:39:37) 
Tüm baglantilari koparmak istiyordur. Adamla samimi olmana gerek yok, her turlu o adami hatirlatirsin ona. İnsan hafizasi bu tur hassas konularda mükemmel performans
s sunar. Ummadigin baglantilari kullanarak hafizadaki rahatsiz edici seyi tekrar tekrar bilince cagirir.
Arkadas olmus olabilirsiniz ama, o kisi icin suanki berbat durumdan kurtulmaktan daha onemli degilsindir.
Ayrıca arkaslik denen şeyi ciddiye alan pek kimse yok piyasada. Kaldi ki pek siki arkadasliginiz yokmus zaten.
  • delifaruk  (27.07.14 00:48:50) 
[]

black books sorusu - spoiler içeriyor ama bilseniz de olur bence

***** şpoylir *****

yav yazdığımın ilk kelimesi duyuru açılmadan da görünüyor, hollowlife neden?

***

manny yandaki kitapçıya çalışmaya gidiyordu ya hani deli bir patronu vardı... kaçıncı sezon, hangi bölümdü o? google'da aratayım dedim de nasıl aratacağımı da bilemedim. hep farklı farklı bölümler çıktı.

sanırım birden fazla bölüm vardı o kitapçıda geçen ama hepsi olur yani fark etmez. akşam akşam aklıma o herif geldi, izliyim. bernard'dan, manny'den daha çok gülmüştüm o salak tiplemeye.

 
son sezon bölümleri ama kaçla kaç arası bilmiyorum 2-3-4 olabilir.


  • skayas  (25.07.14 22:00:06) 
3. sezon, 1. bölüm. simon pegg oynuyordu, oradan buldum.


  • soso  (25.07.14 22:02:09) 
simon pegg <3


  • monty python  (25.07.14 22:36:35) 
3x1


  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (26.07.14 00:55:21) 
[]

dota'da en uzun mağlubiyet seriniz?

bolca dotocu var duyuruda bildiğim kadarıyla. benim şu an 15 oldu da merak ettim?




 
Benim 7 sanırım. 2000'e yakın oyunum var. Arada botlarla oyna da bari sayfada win gözüksün. Moral bozmaz en azından :)


  • iki ekmek bir sigara  (24.07.14 15:59:24) 
win streak de loss streak de en fazla 7 :)


  • false pretension  (24.07.14 16:12:03) 
2009-2011 arası hep kaybedenlerdendim la hiç unutmam


  • klasist  (24.07.14 16:12:31) 
[]

sayfa değiştirirken pencere açılıyor gibi

bu akşam başladı bu. duyuruda veya başka bir sitede bir şeylere tıklıyorum mesela, çok hızlı bir şekilde başka bir pencere görünüp kayboluyor. pop-up gibi. ne olduğunu göremiyorum. muhtemelen bi şey de değil zaten boş.

tamamen rastgele oluyor gibime geldi. virüs mirüs diycem ama böyle salak virüs var mı? bi de herhangi bi şey indirmedim veya yapmadım yani niye durduk yere şey oldu ki? chrome kullanıyorum. kapatıp açtım falan yok düzelmedi. ara ara yapıyor zaten sürekli yok ama deli ediyor insanı çok sinir bozucu.


 
muhtemelen virus once actiriyor kendini her yeni sayfa yuklenisinde, sonra da chrome'un kendi pop-up blocker'i ya da adblocker hop diye kapatiyor onu.
browser extension'larinda tipini begenmediklerini, suphelendiklerini falan kaldir.

  • hjarteblod  (23.07.14 20:40:20) 
[]

şu çocuğa ne olduğunu bilen var mı? ya da sizce ne olmuştur?

ya umarım bir şey olmamıştır çünkü kendimi tutamayıp gülüyorum. çok kötü hissettim.

d3dsacqprgcsqh.cloudfront.net

feyk falan olabilir mi veya hakkında haber neyin bulabilir miyiz?

 
2 saat zırlamış susmuştur.


  • yatagants  (22.07.14 23:37:43) 
şurada dansçıyla röoprtaj var kızın ailesiyle konuşmuş iyi diyor galiba ama ingilizcesi daha iyi biri çevirsin:
www.youtube.com


knowyourmeme.com
  • Ufuk  (22.07.14 23:42:26 ~ 23:42:57) 
www.youtube.com

edit:saniyeyle kacar mi yahu. neyse aile pek karistirmamis isin icine, adam kötü hissetmis, yardim edeyim gelin hastaneye gidek demis de pek iplememisler. iyiymis cocuk en son gördügünde.
  • portmanto  (22.07.14 23:42:33 ~ 23:43:27) 
bişey olmamıştır, çocuklar esnek olur. zaten direk kafasına darbe almıyor dikkatli bakılınca.
Bu arada ailesinin bok yemesi, çocuğunuza sahip çıksanıza mallar!

  • innerbliss  (23.07.14 00:02:53) 
[]

almanca film önerisi

sabaha kadar oturacağım, geceyi almanlıktan tat alarak geçireyim diyorum. türkçe veya ingilizce altyazılı olması lazım ama, almancasını anlayamam. tür falan pek önemli değil ancak ikinci dünya savaşıyla ilgili olursa leziz olur mesela. 4-5 saat süren mini dizi de olabilir. das boot, der untergang, unsere mütter unsere väter'i izledim. bu ayarda güzellikte ne olabilir başka?

bu alamanlar savaş mevzularında amerikanlar gibi kolpacı değil. objektif çekiyorlar. ama dediğim gibi illa savaş olmasına gerek yok. vıcık vıcık aşk hikayesi olmadığı sürece almanlıktan tat aldıran her türlü film kabulümdür.


 
das leben der anderen?


  • en lüzumlusundan feyizli bir abiniz  (22.07.14 22:46:55) 
hay yaşa bak ben onu hala izlemedim. onu izleyeyim.


  • pescador  (22.07.14 22:47:59) 
bu da olur. kem karşılaştırma manasında olacağı için almanlıktan tat alabilirsiniz. ama memleket sevgisi de aşılayabilir. bilemedim şimdi. aklınızda bulunsun.
www.imdb.com

  • tannen  (22.07.14 22:49:50) 
das experiment


  • Sskywalkeremre  (22.07.14 22:50:04) 
bilinenler olarak, Das Weisse Band ile Haneke'nin, Der Himmel Über Berlin ile Wenders'in, Aguirre, der Zorn Gottes ile Herzog'un dünyasına girebilirsin, belki de girmişsindir bile bilemiyorum.

özell,kle savaş filmi olarak benim de aklıma başka gelmiyor ama www.moviepilot.de linkinden ilgini çekebilecek filmleri imdb üzerinden değerlendirip karar verebilirsin, ayrıca aşağıda diğer duyuruculardan da bu listeden film önerisi geldiğinde pekişmiş olur sıralama olarak belki.
  • candanag  (22.07.14 22:56:11) 
goodbye lenin.


  • fayfim  (22.07.14 23:37:42) 
goodbye lenin +1

bu film almanyaya giriş tadında, almanca101 tarzında bi filmdir.
  • giderbey  (23.07.14 04:14:53) 
[]

maymun iştahlı olmak, 20 yaşında abuk subuk işler yapmak

maymun iştahlılık, çok çabuk heveslenip hemen vazgeçmeç en önemli sorunlarımdan biriydi her zaman. şimdi belki kiminiz derdini skeyim diyecek, kiminiz bana çok kızacak bilmiyorum ama ben 1 senedir uzun uzun düşündüm taşındım, eğer becerebilirsem profesyonel dota oynamak istiyorum.

son 1 yılımın tamamını kendi işimle ve dota'yla geçirdim. binlerce maç izledim. dediğim gibi normalde hiç kararlı birisi değilimdir. sabah 6'da kalkıp maç izlediğim, erzağımı toparlayıp üst üste 10 saat oynadığım, harıl harıl tüm analizleri okuduğum falan oluyordu buna rağmen. futbol ve dota konusunda hiçbir yerde göstermediğim kararlılığı gösterdim, kendimi çok takdir ettim.

ben bilgisayar oyunlarıyla arası olan bi herif değilim. o yüzden başta "olm oyna işte kendin, ne profesyonelliği, icat çıkarma" dedim. ama sonra gördüm ki gayet stabil bi sektör bu. gerçekten iyiysen iş var yani.

ki ben çocukluğumdan beri aşığım rekabet ortamına. ama bu konuda kendimi hiç gösteremedim. futbol oynadım, basketbol oynadım ama profesyonelleşmedim. turnuvalarda oynamayı, kendimi bi yerlerde göstermeyi, kendi gelişimimi rakiplerim karşısında görebileceğim bi ortamda yer almayı o kadar istiyorum ki.

20. yaşımı geçen ay doldurdum. henüz 1. sınıftayım ve sadece 4 dersim olacak. sevdiğim bir bölümdeyim, zorlanacağımı hiç sanmıyorum özellikle ilk sene. ayrıca kendi paramı kazanıyorum, internet üzerinden yaptığım ve yine az vaktimi alan şahane bir işim var. yani hem okul hem iş hem dota götürebilirim. zaten asosyalin tekiyim, iş-okul-dota dışında kitap okur, kendim bir şeyler yazar, dizi-film izlerim. bi de spor yaparım. başka bi şeyde gözüm yok zaten.

1 sene veriyorum kendime istediğim seviyeye gelebilmek için. gelemezsem ne olur? belki üçüncü senemi de kaybetmiş olurum ama olsun lan, bölüm cebimde zaten. ayrıca 21 çok geç değil bence, çalıştığımı da düşünürsek. yani ailemden para alsam "bir an önce mezun olup para kazanıyim" derim de ben zaten kazanıyom. ayrıca devamlı bir iş bu. atılırsam aynı sektördeki başka firmalara başvurabilirim, en kötü geçici işlerde çalışarak okurum anasını satiyim elim ayağım tutuyo, giderim garson olurum nabiyim?

gelirsem ne olur? 3-4 sene sürecek ve beni rezil de vezir de edebilecek bir kariyerim olacak. ama hiç değilse şu sktimin avrupasını, amerikasını görebilicem. "rakipleri yenerek" para falan kazanıcam. kazanamazsam da canım sağolsun ulan ne yapiyim?

***

buraya kadar okuduysanız sağolun. sürekli buralardayım, beni iyi kötü tanıyosunuz. o yüzden eleştirileri abi-abla-anne ayarında, küfürle karışık falan yapabilirsiniz problem yok. kırılmam. samimi olun. "bak 3 yıldır istanbul'dasın bir bok yapmış değilsin, şimdi de dota mota diyosun, siktir git adam gibi okuluna odaklan işine gücüne bak, ne dotası şerefsiz" deyin yani eğer öylesi geliyorsa içinizden. gereksiz gaza değil de makul, mantıklı değerlendirmelere ihtiyacım var. motivasyon işini ben halletçem.

aynı benim durumumda olup da bu işi yapan ve başaran insanlar var. dünyanın en iyi oyuncularından kabul edilen akke reyiz de yazılımcı mı ne mesela, benimkine kıyasla daha ağır ve ilgi gerektiren bir mesleği olmasına rağmen çatır çatır oynuyo herif.

ne diyosunuz dalayım mı yoksa oturayım mı efendi gibi? şöyle bir korkum var: çok verimli geçebilecek bir seneyi dota oynayarak geçirmek de istemiyorum. ama dota oynamasam atom mu parçalıycam yani eğri oturalım doğru konuşalım, 20 sene sığır gibi yatan adam 21'de efsane olacak değil ya?

ek: böyle yazınca onlarca "ne iş yapıyorsun?" mesajı alıyorum. internetten para kazanma işi değil dostlar. ofise gitmeme gerek yok yani onu diyorum. kalifiye iş. fakirler ölsün porsche'den selamlar.

 
genç. bu işlere gönül vermiş biri olarak diyorum ki, olmaz o iş. zamanında wcg vs uğraştık, o zamanlardan bir tek dark passage kaldı, o da venza'nın tuzu kuru, o yüzden sahip çıktı espor'a.

bu ülkede imkanlar sınırlı, destekçin az, sponsor desteği göstermelik, eskidendi o işler, amd teamquash'ın ana sponsoruydu vs.

kariyerine odaklan, casual dota oyna. 30una merdiven dayamış ex pro gamer tavsiyesi bu, aha şimdi tek derdim sevgilime nasıl bir yüzük alsam:)
  • devorgilla the gunslinger  (22.07.14 21:47:41) 
Son paragrafa kadar okudum son paragrafla birlikte senden bi cacık olamayacağına sen de hemfikirsin, bari oyun oyna derdim ama içim elvermiyor. Dota'nın oyun olduğunu bilmem dışında hiçbi fikrim yok ama kazandığın parayla git work an travel yap, çalış erasmus yap madem dünyayı görmek istiyon gönüllü projeleri araştır. senden daha işsiz/profesyoneller vardır piyasada koy gtüne okuluna işine bak düz adam ol :)


  • bana da mi lolo  (22.07.14 22:07:14) 
abi milyon dolar kazanıyom demedim ki, işte ev masraflarının üstüne 200-300 lira kalıyor, kendimi çekip çevirebiliyorum. işten kazandığım para bu. hem dota oynamak için ekstra para vermicem ki, elimdeki parayla work and travel'a gitmemin dota oynamakla ne alakası var? istediğim yere gelirsem bissürü ülkeye para kazanmak için giderim zaten. gelemesem de work and travel olsun erasmus olsun bunları 23-24'te de yapabilirim. iyi lan gençmişim ben daha cidden


  • pescador  (22.07.14 22:08:39 ~ 22:09:18) 
tek başına oynanıyorsa eyvallah ol profesyonel oyna amma velakin türkiye'de kimle oynayabileceksin ki ?

bak mesela bir sürü ama hakkaten son 8 yılda bir sürü insanla dota oynadım sadece aralarından bir arkadaşımla mükemmel uyumum vardı ki hakkaten de iyiydi ama oynamıyor şimdi lan olum yükse şu oyunu da oynayak diyorum yok oynamıyor. türkiye'de dota böyle yani oynayan adam az, profesyonel oynayan yani. yoksa mmr birincisi mi neyse o herif var ya adam yavşağın teki mesela düşün yani böyle bir oyuncu kitlesi var.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (22.07.14 22:12:35 ~ 22:14:33) 
@proletarier, türklere hiçbir zaman güvenmedim dota konusunda ama 4 tane adam bulabilirim diye düşündüm. olmaz mı? olmazsa da zararı yok. ingilizce konuşulan bir sürü uluslararası takım var. en profesyonellerin de çoğu karma oluyor zaten. yani rusya, çin gibi e-sporda coşmuş memleketlerde bile tamamı rus veya çinli olan takımlar az.

dediğim gibi ben başlarsam hedefim en üst seviye olacak. oraya gelebilirsem zaten amerikan takımı da ister, çin takımı da ister. yok gelemezsem zaten başarısız olmuş olurum.
  • pescador  (22.07.14 22:14:50) 
adam gibi okuluna odaklan. bu seneyi sağlam atlat. seneye bakarsın duruma. bunu niye diyorum? çünkü geçen sene okulunu aksattın. şimdi o borcu bir öde bakalım, kendine ve sisteme.
mevcut işini de bir üst aşamaya taşımaya çalış. (anladın)
mutlu olacağın bir evde, bedende ve mantalitede yaşamaya konsantre ol bu yıl.
dotayı da hobi olarak yine yap. profesyonellik filan sokuşturma.
  • icemint  (23.07.14 10:39:19) 
[]

oda sıcaklığında 10 saat beklemiş yemek?

ya ben sabah 9-10 gibi bi şeyler yediydim de sebzeli köfteli möfteli bi şeyler, bayağı kötüydüm ama onu bitirmeden, hiç üstünü müstünü kapatmadan veya dolaba da koymadan yatıp uyumuşum.

şimdi yesem bi şey olur mu? pencere falan açıktı oda da pek sıcak sayılmazdı aslında. zaten soğuk yemekten nefret ederim ama yazık kalmış öyle ekmekle falan gömiyim diyorum. midemi bozar mı sabah yola çıkıcam çünkü. risk varsa dokunmiyim.


 
Bişi olmaz,ye.


  • Lola90  (22.07.14 21:24:55) 
ben geçen gün yedim bişey olmadı... yine de bi koklayın yemeden


  • paltar yuyan masin  (22.07.14 22:13:25) 
[]

akşamdan kalma

gece biraz fazla kaçırmışım. 3'te geldim eve, 2 saat uyudum 5'ten beri ayaktayım. ekstra skiğim.

başım ağrıyo, midem de nasıl desem böyle istifra etmeyeceğim veya bir şey olmayacağı çok belli ama çalkalanıyormuş, içerde bi şeyler kalmış gibi hissettiriyo.

normalde pek iplemezdim, 2-3 saate kendiliğinden geçerdi ama bu sefer hem biraz fazla kaçırdığım hem de yarın sabah erkenden yola çıkacağım için bir an önce sktir olup gitsin istiyorum affedersiniz.

mideyi ve kafayı rahatlatmak için ne yapabilirim? evde hiçbir şey yok. nakitim de kalmadı eczanelerde kredi kartı geçer mi ki neblim alka seltzer mi alayım, kafama limon mu sıkayım, kısık ateşte mi pişeyim?

doğal ve basit, kocakarı yönteminiz varsa o daha iyi olur valla.

içkiye göre yöntem değişiyosa not olarak sadece bira içtiğimi de ekleyeyim.

 
patates haşla. sonra da film izleyerek yat. bütün gün yat. mideni de zorlamayacak haşlama gibi yiyecekler ye ama çok yeme. benim çözümüm budur. şekerli şeylerden de uzak dururum ben.


  • dysgenics  (22.07.14 09:11:25) 
Ayran ic. Muz ye. Isin yoksa da uyu. Uyaninca da cok az ekmek ve peynir yiyip soda icersin. Eczanelerde kredi karti geciyor bu arad.


  • ay nov kung fu  (22.07.14 09:12:25) 
Kredi karı geçer, bi alka at. Evde zerdeçal varsa, 2-3 kaşık zerdeçal ve balı karıştırıp yiyosun. Bu yöntemle karaciğerin toksin atıp kendini yeniliyomuş.

Sonra da bugün püre, çorba, salata, varsa yeşil çay, ılık ya da sıcak içeceklere ağırlık verip bol bol uzanıp dinleniyosun, boaay.
  • pandispanya  (22.07.14 09:18:13) 
@dysgenics, teşekkür ederim bu aklıma gelmişti aslında ama patates haşlamadan nefret ediyorum. sade yiyemiyorum. ton balığı ve mayonezle güzel oluyo ama şu an onu yersem iyice sapıtır sanırım mide?

@ay nov kung fu, uyuyamıyorum, hiç uykum yok. halsizim ama zerre uykum yok böyle aptal aptal geziyorum interlekte. ayran ve soda olabilir ama onları severim, ayran içeyim.

@pandispanya, bana marketten bakkaldan eczaneden alınabilecek bi şeyler söyle, zerdeçal merdeçal ne diyosun sen ya terbiyesiz? ne biliyim ben yeşil çay ılık çay ot mot ne sanıyosunuz siz beni gerizekalının tekiyim, parasını verip alıp yutabileceğim bi şey lazım :/ ayranımı içeyim de sonra bir durum değerlendirmesi yapayım.
  • pescador  (22.07.14 09:20:26 ~ 09:22:24) 
Bizim arkadaşlarla rejenerasyon birası dediğimiz birayı içmen gerek. İki tane. Ne eksik ne fazla.


  • alperz  (22.07.14 09:22:25) 
Ayrani kucuk alma. Litrelik al dik kafaya.


  • ay nov kung fu  (22.07.14 09:23:11) 
alka-seltzer işini görür mutlaka , 3-5 lira bir şeydir zaten.


  • proustun bir aski  (22.07.14 09:26:21) 
alca-seltzer ruls.


  • mate soul  (22.07.14 10:19:48) 
[]

doesn't can't şeklinde bir kullanım yok di mi?

ya bir cümleye aşırı güldüm ama yanlışlığından emin olmadan dalga geçmek istemiyorum, bir sürü bilmediğimiz etmediğimiz yönü var ingilizcenin. gerçi böylesini hiç görmedim duymadım ama olsun, sormaktan zarar gelmez.

"I hope LGD doesn't can't handle the pressure."

demek istediği şey, umarım LGD baskının altından kalkmayı başarır, baskı altında ezilmez.

yanlış di mi bu? ona göre gülcem? doesn't can't ne ya?

 
"yapmaz, yapamaz" denmiş olmasın?


  • devilred  (20.07.14 21:44:55) 
arada slash olması lazım. doesn't/can't diye.


  • sen git ben geliyorum  (20.07.14 21:48:13) 
ikisinin bir arada olamaması bir yana, olumsuz da olmaması lazım. can't handle olursa, tersine, baskıyla baş edemez olur.


  • saatgeceninonikisi  (20.07.14 21:49:19) 
konuşurken söyledi. slash olursa mantıksız olmaz mı hem, "I hope LGD can't handle the pressure" demiş olurdu o zaman?


  • pescador  (20.07.14 21:49:25) 
e düzeltmiştir o zaman?

bir de cümlede "umarım baskıyla başa çıkamaz" diyor, senin dediğini değil.
  • devilred  (20.07.14 21:52:04) 
@devilred, öyle bir cümle kurması mantık dışı. demek istediği, LGD baskının altında ezilmez umarım. diğer türlüsünü söylese stüdyodan falan atarlar zaten adamı.


  • pescador  (20.07.14 21:54:05) 
Konuşurken başka bir şey söyleyecekmis çevirmiş bence. Niye sağ eliyle sol kulağını göstersin I hope LGD can handle the pressure demek varken.


  • Lim5  (20.07.14 22:01:35) 
can't diyecekmis agzindan doesn't cikmis duzeltmis sonra haci gulme herkesin basina gelebilir :)

edit: ha tamam, baskinda altinda ezilmez umarim demesi icin can demesi lazim. doesn't da can't de olmaz. surcmus dili tam tersini soylemis.
  • babamasoliimbananickaldirsin  (20.07.14 22:02:13 ~ 22:03:51) 
[]

bunu yapan kişi neyden dolayı ceza alır?

yardıma muhtaç, kimsesi olmayan insanları bir yere toplayıp bu kişiler üzerinde ilaç, uyuşturucu vs. deneyen kişi ne cezası alır? yani kanundaki hangi şeylerden cezalar gelir buna? pedofili pedofiliden alır, tecavüzcü tecavüzden alır... bunun yaptığı ne olarak geçer kanunda? alıkoymak? rızası dışında öroyin yüklemek? alacağı tüm cezalar ayrı ayrı ne olur?

örgüt işi falan değil. tek bir kişi. "gel cnm ya sana bir kap sıcak yemek vereyim" deyip atıyorum bodruma kapatıyor bunları. sağlıklı kalmaları için yemekleri suları falan veriliyor. işlenen tek suç, rızaları dışında üzerlerinde ilaç kullanarak deney yapmak ve gitmelerine engel olmak, özgürlüklerini ellerinden almak.


 
benden bir adet "tck 109 kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" gelsin.


  • xenophobe  (20.07.14 16:08:51) 
öncelikle doktor olmadığı halde kişinin organ ve vücut bütünlüğünü bozmaktan dolayı bi ceza yer,
sonra izinsiz ruhsatsız bildirimsiz insan deneyi yapmaktan ayrı bi yer
uyuşturuca da bağlanır.

insan deneyleri uluslararası kapsamda bile sıkıca yasalarla düzenlenmiştir.
  • neferkitty  (20.07.14 16:08:57) 
@xenophobe, hah hocam böyle tek tek istiyorum işte. "kişiyi hürriyetinden yoksun kılan gerizekalı 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır" mı diyor mesela? benzer şekilde 4 farklı suç daha var, onlar da 10 yıl olsun diyelim... bu durumda 43-45 yıl alıyor di mi? sabıkası yoksa, çok tatlıysa 30'a iner herhalde? rakamlar örnek sadece. müebbeti yapıştırırlar herhalde böyle bir şeye.

@neferkitty, kesip biçme yok. sadece uyuşturucu verip etkileri gözlemleniyor. bu da organ ve vücut bütünlüğünü bozmak sayılıyor mu? ya da daha doğru bir ifadeyle, birinin kolunu bacağını kesmekle aynı mı değerlendirilir?
  • pescador  (20.07.14 16:10:35 ~ 16:11:40) 
sayılır yahu en basitinden kendi rızası olmadan ilaç zerk etmesi bile başlı başına suç.


  • neferkitty  (20.07.14 16:14:53) 
organ bütünlüğünü bozmak, kol bacak kesip atmak demek değil. en büyük organ deri. iğne yapmak için deriyi delmek gerekiyo. yani bütünlüğünü bozmuş oluyosun. ayrıca deriyi delip içine bir madde vermek de, bütün vücut biyokimyasına ve fizyolojisine müdahale.


  • compadrito  (20.07.14 16:51:24) 
@compadrito, onun farkındayım ama yani cezası aynı olur mu diye sordum. ikisi de vücut bütünlüğünü bozmak oluyor ama kolunu bacağını kesmek uyuşturucu vermekten çok daha ağır ceza gerektirir herhalde. bu hukuk falan çok acayip bi şey aslında, 200 sene yaşayacak olsaydım muhakkak okurdum.


  • pescador  (20.07.14 17:05:52) 
kasten yaralama suçu, Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. şeklinde tanımlanmış zaten. bu suçta içtima da olmaz her bir mağdur için ayrı ayrı ceza alır.
bu da insan üzerinde deney yapma suçu. İnsan üzerinde deney

MADDE 90. - (1) İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) İnsan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için;

a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması,

b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,

c) İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,

d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,

e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,

f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması,

g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması,

Gerekir.

(3) Çocuklar üzerinde bilimsel deney hiçbir surette yapılmaz.

(4) Hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbî müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, kişi üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu gerektirmez. Açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerekir.

(5) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda mağdurun yaralanması veya ölmesi hâlinde, kasten yaralama veya kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(6) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

ayrıca bir de kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu oluşur.
  • alice practice  (20.07.14 18:06:09) 
korku filmi mi yazıyorsun?


  • titiraprap  (20.07.14 18:10:08) 
hocam tam ne cezaları yer bilmiyorum ama ömrü hayatı boyunca hapisten çıkamayacağı kadar çok fazla suçu birden işlemiş olduğunu biliyorum.


  • kamera motor  (20.07.14 18:13:38) 
[]

iş hayatında referans olayı tam olarak nasıl oluyor?

başka bir soruda görünce aklıma geldi. merak ettiğim bir konu olmuştur bu hep. mümkün olduğunca net bir şekilde sormaya çalışayım,

1) referans her işte önemli midir? mezun oldum ve bir firmaya cv gönderdim diyelim... referans bölümünün boş olması önemli bir kayıp mı olur başlangıç aşamasında? genel olarak referans mevzuu ne kadar önemlidir?

2) birinden referansımız olmasını (ya da nasıl deniyorsa) nasıl rica ederiz? "ben işe giriyorum referans listesine seni yazcam" mı diyoruz? dedik ve kabul etti diyelim... başvurduğumuz firma, bu kişiyle konuşuyor mu? veya sadece tipine mi bakıyor, ne oluyor?

3) farklı sektörden birinin referansı saçma mı olur? ben şu an öğrenci olarak fasulyeden de olsa medya sektöründe, büyük bir firmada çalışıyorum 2 yıldır. mezun oldum ve dış ticaret yapan bir firmada, hede hödö sorumlusu olarak işe gireceğim diyelim... şu anki patronumun referansı olumlu kabul edilir mi yoksa "ahuahua bize ne lan bu heriften" mi derler? yani mevcut işimi değerlendirmek isterim ama ilerleyen yıllarda aynı yerde kalmayacağımı tahmin ediyorum, o yüzden özellikle son sorunun cevabını ekstra merak ediyorum.

nasıl oluyor bu referans işleri genel olarak?

 
1 - referans önemli evet. yani cv'nde referans alanının boş olması üzerinde iyi izlenim bıraktığın hiç kimsenin olmadığı gibi bi izlenim bırakır ki bu hoş değil tabii ki. yeni mezunsan biraz göz yumulabilir ama tabii.

2 - bunu da demezsin aslında referans olarak yazdığın kişiye. yani ben demedim bugüne kadar. ama demenin de bi zararı yok tabii ki. çok samimi değilsen demen de yararına olur. firma arayıp konuşur.

3 - tabii aynı sektörden verebilsen daha iyi olur ama farklı sektörden de verebilirsin. insanlarla uyumlu musun senden memnunlar mı vs. gibi şeyleri öğrenirler.


edit: öyle elden referans mektubu filan almadım ben hiç. genelde de olmaz zaten. telefonla bilgi alırlar. şimdi mektup filan denince gözünde büyümüştür çünkü :) ondan yazdım.
  • tepedeki psychedelic adam  (20.07.14 01:21:46 ~ 02:02:29) 
1) yeni mezun ise referans alanının boş olması normaldir sorun değil.

2) referans olmasını istediğiniz kişiye gidip de bir kaç yere cv yolluyorum, referans olarak seni gösterebilir miyim? yardımcı olabilir misin bana gibi bir şey söylemen yeterlidir. Herkese değil tabi, hem üstün olsun hem de aranın iyi olduğu birisi olsun ki, referans olarak arandığında hakkında olumlu şeyler söylesin.

3) su anki patronunun her söylediği önemlidir elbette. takım içinde nasıl olduğundan tut da nasıl karakterde, işine ne derecede önem verdiğine kadar türlü açıdan hakkında bir şeyler duymak isteyebilirler.
  • leni 09  (20.07.14 01:25:34) 
1)evet her işte önemlidir. yeni mezun olsan bile. en azından stajda referans alabilirsen bu bile ciddi bir avantajdır.
2) direk gidip sorabilirsin. mesela " bir işe başvursam sizi referans listeme yazabilir miyim diye sorabilirsin. ve başvurduğun yer onunla konuşabilir ve bundan senin haberin olmaz. bu işin raconu bu.
3)ne şekilde referans verdiğine göre değişir. eğer referansı çalışma tarzın ve davranışlarınla ilgiliyse elbette dikkate alırlar ama bilginle alakalıysa hiç umursamazlar. ancak şöyle de bir problem var. referans mektubu götürürken içinde ne yazdığını bilemezsin. hatta zarf kapatılıp imzalanarak sana verilir ki açmadığından emin olunsun ve çalıştığın işyerinden pekte iyi şekilde ayrılmıyorsan alacağın referans eski patronunun karakterine göre kötü de olabilir.
  • tururo  (20.07.14 01:42:49) 
referansın işe yaradığı tek durum; iş başvurusu yaptığın şirkette iyi pozisyonda bir kişiyi cv'de referans olarak belirtmek. başka şirketlerden herhangi bir müdürü veya üniversitedeki hocaları referans yazmanın zerre faydası olmaz. belki cv biraz daha dolu gözükeceği için ik'cıların gözünü boyayabilir. yazan da bu amaçla yazıyor zaten.


  • juninho77  (20.07.14 02:55:39) 
[]

çocukken yaptığınız en garip şeyler neler?

tamam şimdi çok zekisiniz şahane sevişiyosunuz da, çocukken "deli bu" dedirten garip davranışlarınız/eylemleriniz var mıydı? neler yabıyodunuz?

ben çok da küçük sayılmayacak bir yaşta, uzakdoğuda satmak üzere çok korktuğum halde örümcek öldürüp hepsini kavanoza topluyordum. "iş için bunlara katlanmalıyım" diye tribe giriyordum. bunun gibi. hani çocuktan beklenir mi bu, beklenir. ama yine de garip.

bu tarz dangalak, acayip neler var hatırladığınız?

 
masa kemirme aliskanligim vardi, agzimi gecirirdim masanin kenarina sincap gibi isirirdim.


  • hjarteblod  (19.07.14 21:14:33) 
gazoz kapaklarının içine tükürüp kuma batırır sonra emerdim. meğer demir eksikliğim varmış ondan öyle yapıyormuşum.

bu aslında garip değil, ama bir dark side var;

kavanozun içine akrep arı solucan ne varsa toplayıp hangisi sağ çıkacak oyunu oynamak.

kedilere sapanla saldırmak, birkaç leşim var.

karınca yakmak, büyük karınca bulup bunu küçük kırmızı karıncaların arasına atıp linç edilişini izlemek.

örümce ağına çekirge atarak örümceğin onu paket yapışını izlemek.

gördüğünüz gibi aranızda bir psikopat var ahahaha
  • bira sisesi kapagi  (19.07.14 21:17:26) 
Şu an çok zekiyim o ayrı konuda. Küçükken silgi çöpleriyle dönercilik oynardım. Silgi çöpleri döner olurdu, özenle kağıtların arasına yerleştirip ekmek arası döner yapardım. Ayrıca peynirli çubuk krakeri sigara yapardım, dönerin başındayken. Böyle de bi embesilmişim.


  • Lola90  (19.07.14 21:18:14) 
çok konuşuyordum otomatiğe bağlamış gibi, susmuyordum. dolap karıştırma huyum vardı, benden birşeyler saklanıyormuş gibi gizli belgeler bulmaya çalışırdım. çok soru sorardım, meraklıydım. ama temkinliydim aynı zamanda. takıntılarım vardı. bunlardan gizli belge arama huyum dışında gerisi devam ediyor.


  • rock n roll  (19.07.14 21:19:10) 
çok güldüm ya:D kuzenim 3-4 yaşındayken çakmak gazı icraç ettiğini ve çok zengin olduğunu anlatıp duruyordu, nerden duydu ve niye böyle şeyler düşünüyordu bilmiyoruz hiç. Bu geldi aklıma seninkini okuyunca.

Ben 4 yaşımdayken falan sürekli babama, amcama falan tv deki adamları gösterip ''çok güzeller de miii, huff gözlerine bak :o'' diyormuşum, bana koca bulun gibi isteklerde bulunuyormuşum falan. Babam dışarı çıkarken ''ali bana pazardan koca al'' diyomuşum hatta:D kabus gibi bi çocukmuşum yani ama yine de umutlarını yitirmeden sevmişler beni.
  • mayaa  (19.07.14 21:23:35 ~ 21:28:38) 
oyuncak "tır" ımı mahalledeki gerçek tırın altına girip oynamam.
Allahtan ben oynarken adam marşa basıp gitmemiş ezilip ölürdüm heralde.

  • basond  (19.07.14 21:28:36) 
kimsenin hayali arkadaşı yok muydu? heheh. vardı benim. ben birini hatırlıyorum da, annemlerin dediğine göre 2 tane varmış.


sonracıma, alakasız zamanlarda alakasız yerlere saklanırdım. bulunana kadar da çıkmazdım oradan. tabii saklandığımı benden başka bilen yok. kendi kendime saklambaç başlatıyorum gibi yani.
genelde uyuyakalırdım bu saklandığım yerlerde. dolap içi, kapı arkası, masa altı :)


yabancılarla konuşmayı çok severdim bir de. sokakta, dolmuşta, vapurda, alışverişte falan. "annemler kardeş yapmıyor"dan tut da teyzelere "senin niye bıyıkların var" gibi sorular sormaya kadar...
  • icemint  (19.07.14 21:30:07) 
icemint, ben de annemle aynı iş yerinde çalışan bir adama sen hamile misin diye soruyordum, çok büyük bir göbeği vardı. serviste yol boyu soruyordum herkes gülüyordu, annem de içinden bir sussa artık diyormuş. hatta hatırlıyorum adama kaplumbağa mı doğuracaksın deyip gülüyordum. o da beni kafamdan tutup kaldırıyordu :))
senin teyzeye bıyıklı demen gibi. bizim bu acayip hallerimiz de sayılır demi pescador?

  • rock n roll  (19.07.14 21:38:33) 
lavaboya kolonya dökük yakıyordum, görsel olarak mavi ateş tatmin ediyordu sanırım zihnimi :)


  • free bird  (19.07.14 21:43:23) 
ilkokul 1 de okuma yazma ogrenmeye calisirken ogretmenin evde yapmak uzere "bakmadan yazin cocuklar" demesi uzerine fislere, kelimelerin yazilisina degil de deftere bakmayin olarak algilamam ve gozum kapali yazi yazmaya calismam yazamayip cildirmam aglamam annemlerin, ogretmenin vs gulmekten krizlere girmesi... cok sinir bozucuydu. ne kadar duz bir adam oldugum o zamandan belliymis.

cok hizli kosardim o yuzden mahalledeki cocuklara piclik yapip depar atmaya baslardim kimse yakalayamazdi delirirlerdi. zaten yakalayamayacaksin bosu bosuna kosma babamasoliim in pesinden derlerdi diger cocuklar sinirlenene.
  • babamasoliimbananickaldirsin  (19.07.14 21:44:54 ~ 21:46:29) 
küçükken bi rüya görmüştüm -rüya olduğunu şimdi anlıyorum- evin balkonunun demirleri yok ve ben aşağıya düşmek üzereyim tek elimde tutunmuşum balkonun ucuna sonra diğer elimi de atıp çıkmaya çalışıyorum annem gelip beni çekiyo en sonunda. ben bu rüyayı hep gerçek sanardım sağda solda da az daha düşüyodum annem beni kurtardı diye anlatırdım..


  • zenciamacalismiyor  (19.07.14 21:49:06) 
yakalayabildiğim karıncaları yerdim ben


  • icim urperiyor  (19.07.14 21:49:17) 
Her çocuk yapar mı bilemiyorum lakin ilkokula giderken abim, ben ve sitedeki arkadaşlarla dolaşırken bazen seslice saçma sapan kelimeler uydurarak ingilizce konuşur gibi yapardık. :D


  • teoridefeminist pratiktegeysa  (19.07.14 21:49:29) 
sürekli saçımı kesermişim. hala da öyleyim, gerilince saç keserim.

ateşe meraklıydım, bizimkiler de kızardı. görmesinler diye somyanın altında oynayıp saçımı yakardım.
7-8 yaşında tek başıma soba yakardım. bi kere tutuştururken elimdeki kağıt alev aldı, ben de elim yanınca içine atmak yerine koltuğun üstüne koydum (en büyük mallığım). koltuk alev alınca da söndürdüm, annem görmesin diye de minderi ters çevirdim.

babamın sigara kutularını kesip kendime define haritası yapmıştım. o zamanlar çok güzeldi marlboro kutusu, kenarlarında renkli kareler vardı, ucunu sivriltip ok işareti yaptım, pusula gibi dönderip yön buluyodum.
bi gün evden kaçıp o haritayla yola düşecektim, ama neye ulaşacağımı bilmiyodum.
  • seksen9  (19.07.14 21:49:50) 
teoridefeminist pratiktegeysa'nin ingilizce seyini okuyunca aklima geldi. canim sikilinca sokakta yururken telefonla konusur gibi yapardim telefonu kulagima tutup nasil bir malmisim aq asdkajsgdlajsd.


  • babamasoliimbananickaldirsin  (19.07.14 21:53:01) 
yildizlardan hep bunlar rock :) merakli ikizler. tam merak da degil. çok bilmişlik gibi. adeta laf sokuyormuşuz daha o yaşlarda..


  • icemint  (19.07.14 21:54:22) 
Balkonun kenarinda emekleyerek yuruyordum, ev 5. kattaydi. Sonralari cambaz gibi ayakta yurumeye basladim. Simdi oldursen denemem oyle birseyi:)
Atesle oynardim, atesle oynamaya bayilirdim, zaafim vardi atese karsi. Bir sise kolanya bir kibrit benim icin herseyden daha guzeldi. Gerci atesi hala cok severim ama artik oynamiyorum:)
Karincalari yakrak oldururdum. Uzerlerine kolanya dokup yakardim. Pecetenin etrafina kolanya dokerdim, ortasina karincalari birakip atese verirdim, pecete yanarak kuculup ates en son karincalari yakardi bunu arkadasimda ogrenmistim. Sinek yakalyip suda bogardim. Bazi sinekleri de yakardim. Bazisini orumcege teslim ederdim.
Ustunu degistiren kadinlari gizlice izlemisligim var 4 yasindayken:) Ayrica 4 yasindayken bir kadini seviyordum ciddi ciddi:)
12-13 yaslarina kadar biryere tirmanmadan gecirdigim gun yoktur, daha cok dolaplar.
Buyuklerin konustuklarini dinler, uzun zaman aklimda tutardim. Daha sonra onceki konusmalariyla celisen seyler olup yalan soylediklerini anladigimda bunlarla ilgili anneme rapor verirdim bana cok kizardi:)
Filmlerde helikopterli sahnelerde pilotlarin hareketiyle helikopterin hareketlerini incelerdim, bir sure sonra artik kokpitte neyin neyi kumanda ettigini ogrendigimi dusunup helikopter kullanabilecegimi iddaa etmeye basladim.
Agzim kokmasin diye agzimi sabunlu su ile calkalardim.
Televizyonda doktor memeden rahatlikla bahsetmesine ragmen ben memeden bahsedince beni susturmalarina cok kizardim, ne sacma is bu diyordum, ayipsa bu adami niye dinliyorlar:)

Edit: @free bird'un yaptiginin aynisini yapardim:)
Birde vidalarini sokup icini acmadigim tek bir oyuncak yoktur, hepsi birgun bu sekilde telef oluyordu:)
  • delifaruk  (19.07.14 21:56:06 ~ 21:59:43) 
Ilkögretime baslamamis ama konusmayi ufaktan cözmüs oldugum aralikta bozuk radyolar, atilmis cd calarlar, her türlü elektrikli elektronik malzemeyi acip nasil calistiklarini anlamaya calisip, eger bozuk kablo veya düsmüs lehim vs varsa tek tek degdirerek ya da hasarli bölgeyi saptayip yalitim malzemesini kaziyip kablolari kemirip bantlayip calistiriyordum. Genelde basarili da oluyordum. Ancak sirf bu yüzden ben nasil calistigini ögrenicem ya diyerek calisan cok sseyi dagitip geri toplayamamisligim var. Bunlar arasinda özellikle bir müzik sistemini prize sokup anne calisiyor dememle annemin kafayi yiyip beni kacirmasi bir olmus. Genelde akülü ya da pilli seylerle oyalamislar beni. En son havyayi kilim üstünde unutup led baglarken haliyi yakmamla bu yönümü bastirmalari bir oldu zaten.

Bana bir sekilde deney tüpü seti hediye getirdi bir kiz laboratuardan. Ben de bunlari alip alip random bir sekilde tuvalette yok cif yok amonyak katkili bilmem ne yok camasir suyu diye karistirip reaksiyon vericekler mi diye bakardim. Babam bir gün yakaladi aldi tuttu karsisina ufak cocuga zehirli gazlar üzerine nutuk cekti. Sonra ortaögretimde cat cut reaksiyonlari ögrendim de iyi siyirmisim gene. Evde sinir gazi bile bu sekilde denk getirilebiliyormus megerse. Iyi ki bir bok yememesim tehlikeli. Bu arada amonyak katkili cifle camasir suyu cok fena köpürüyor bir de eli kolu yakiyor not düseyim deneyecek olursa. Ben tuvalette telefonlar oynamayan nesildim. Ama oturup da siselerin üstündekileri okumaktan sikilip cilginlik yapan cocuktum.

Bir de annem bazen kizardi anlamsiz gereksiz seyler getirdigimde. Sacma sapan oyuncaklar alir flip flop devre var ben onu söküp led baglayacagim falan derdim. Annem cöp toplama eve derdi, ben de o zamanlar bahcesehirdeydik, disari cikar gömerdim eve sokamayacagim seyleri. Posete koyar gömer yeri gelince kazar punduna getirir eve sokardim. Ne kafasiysa.

Annemler bir yandan bastirmak istemisler cok riskli seyler yapiyorum diye bir yandan da desteklemek istemisler cocuk merakli bir seylere yöneltelim diye. Hadi bakalim sonunda ne olup cikicam:/
  • wiillii  (19.07.14 21:57:25) 
Kum oyamak icin kullandigimiz kovaya su doldururduk kiz kardesimle, genis yapraklarla yerden karinca alir suya birakirdik, karincalar suya duserdi ve yapraga dogru yuzmeye calisirlardi. Yapraga ulasan karincaya yuzmeyi ogretmis sayardik kendimizi, nacizane bir sertifika toreni yapar tekrar dogaya geri salardik. Boyle boyle onlarca karincaya yuzme ogrettik sanirim.

Bir de saclarimin onunu keserdim(percem) kestigim saclari da (hangi akla hizmet?) annem gormesin diye cope ya da tuvalete atacagim yerde yatak odasindaki komodinin arkasina atardim o anin heyecaniyla. Annem de temizlik yaparken bulur ve kizard. Bir de yetmezmis gibi inkar ederdim. Bu dedigim de 1 dfa olmadi, ayni manyakligi en az 3 kez yapmistim
  • mukrime  (19.07.14 22:01:01) 
iyi ben devam edeyim madem. mutfagimizi karincalar basardi surekli. gozlerim miyoptu gozlugu cikartir karincalarin dibine yaklasirdim birbirleriyle nasil iletisim kurduklarini incelerdim oldurmeden once. karsilastiklari zaman yarim saniye falan bir muhabbet eder sonra yollarina devam ederlerdi. farkli teknikler gelistirirdim onlari oldurmek icin, cakmakla yakardim tek tek, suda bogmaya calisirdim sonra daha yogun bir sivi lazim dedim bal, bulasik deterjani, tukuruk gibi seyler denedim. hangisinde ne kadar suruyor olmeleri onu gozlemlerdim. bu yaptigimi herkesin yapmadigini da simdi farkettim evet su ana kadar bu yaptiklarim cok normal geliyordu.

ilkokuda su sisesine ari yakalayip siniftaki kizlari korkutmayi hepimiz yapmisizdir bu arada dimi?

edit: ahahahahah mukrime'nin yazisindan sonra benimki cok anlamli olmus. dogada denge var gercekten..
  • babamasoliimbananickaldirsin  (19.07.14 22:07:15 ~ 22:11:48) 
Bahcede ki butun bocekleri solucanlari salyangozlari toplar kendime masa hazirlar hepsini afiyetle yerdim.
Bi tane hayali arkadasim vardi, ben onun aslinda benim uydurmam oldugunu biliyodum ama annem babam bilmiyor saniyodum. Bi yaramazlik yapinca o yapti diyordum. Annemle babam da hic onun gercek olmadigini biliyoruz demediler yillarca oyle gitti.
Birde kucuk kardesimle butun halilari civiler zemine monte ederdik. Zavalli annem neler cekmisti onlari cikartana kadar.
  • cometome  (19.07.14 22:15:59) 
karıncalarla ilgili benim de bir manyaklığım vardı (utanıyorum bunu anlatırken ama diğer arkadaşlardan cesaret geldi :P)
içlerinden birini yaralar (bazen ikiye böler) sağlamlarin arasında bırakırdım. ölümcül yara değilse kucaklayıp götürürlerdi, taşırlardı. ölümcül yaraysa bakıp, aralarında bişiler konuşup kaçarlardı ortamdan. tek bir karınca yaralı karıncaya rastladığında sürükleyerek götürürdü bazen, bazen de yardım çağırırdı.
ne fenalık. ne canilik.
  • icemint  (19.07.14 22:22:24) 
bi kere kahkül kesmek istemiştim besleme kahkülü gibi olunca o kısmı saç köküne kadar kesmiştim uzadıkça daha da gülmüştü annemler.


  • coca cola  (19.07.14 22:33:42) 
Hayali arkadasim vardi, onla takilirdim hep. Evden kacmisim gibi mektup yazip dolaba saklanmistim bi kere, bi kere de yine mektup yazip bi sokak otedeki halamlara gitmistim. Bi de bi donem karincalari bilerek ezdim ama su an dusununce cok uzuluyorum.


  • saçdemeti  (19.07.14 22:54:32) 
Erzincan depremi sirasinda 2-3 yasindaydim. Yere civi cakiyormusum, sallanmasin diye.


  • VIPCH  (19.07.14 22:56:28) 
Adimi gül olarak degistirmem.


  • cecilia  (20.07.14 00:40:59) 
apartmandaki bütün daireleri gezerdim "randevum var" diyerekten bir yarım saat durup giderdim


  • mirty  (20.07.14 00:45:25) 
karşı komşunun balkon demirlerine sardığı bezimsi şeyi boncuklu tabancayla delmek.

dolaptaki tavuk bulyonları ısırıp balkondan aşağı atmak.

yazın balkonlarda salça olurdu millet güneşe koyardı onları. bende sulu tabancayla ıslatırdım onları.

anaokulundayken oyun salonunda saklanıp herkes gittikten sonra eğitimcilerin odasına girip, dolaplarındaki ıvır zıvırı çöpe, sağa sola dağıtmışlığım vardır.

evdeki malzeme çantasındaki eşyaları birleştirerek power rangers yapmaya çalışırdım.

power rangers izleyip anaokulundaki arkadaşlarla kapışırdım.

futbol oynamamıza izin vermeyen komşuların penceresine diğer arkadaşlarla saklanıp boncuklu tabancayla ateş ederdik :D
  • defansif orta saha  (20.07.14 01:19:22) 
[]

bir "bu kız güzel mi" sorusu da benden

havasından suyundan müziğinden mi abazanlığımdan mı bilmiyorum ama neredeyse her izlediğim klipte bi hatuna aşık oluyorum. içlerinden en çok şu siyah beyaz ablayı beğendim. keşke facebook'tan, twitter'dan gördüğüm ve yürüyebileceğim birisi olsaydı.

yüzü çok güzel, çok hoş değil mi ya? yoksa ben askerden yeni geldim de kendimi falan mı kaybettim acaba?

1: i.imgur.com

2: imgur.com

3: imgur.com

şimdi bi de rus deyince salyaları akan adamlara döneceğim ama alman sanırım üstelik, bi kadın hem alman hem bu kadar tatlı olmamalı yav

 
Bence kadını değil de tarzını beğeniyosun :) güzel değil çünkü. Erkeksi.


  • pandispanya  (18.07.14 22:53:14) 
güzel, hoş


  • rock n roll  (18.07.14 22:53:45) 
nasıl ya değil erkeksi çıtı pıtı minnacık bi şey, nesi erkeksi bunun? :/


  • pescador  (18.07.14 22:53:51) 
Milf Hunter işi.


  • yatagants  (18.07.14 22:53:57) 
git bi eline yüzüne su çarp sen. hoş, değişik bir duruşu var ama özellikle 3. resimde tuhaf geldi bana baya, erkeksi hatta.


  • niye ama  (18.07.14 22:54:11) 
bence güzel değil kanka. :( hem de hiç değil.


  • lafıolmaz  (18.07.14 22:56:04) 
  • soso  (18.07.14 22:56:43) 
yüzü çok güzel, çok hoş değil mi ya?
degil dostum.
yoksa ben askerden yeni geldim de kendimi falan mı kaybettim acaba?
bu akla daha yatkin.
  • nekodunlangafana  (18.07.14 22:56:50) 
Olm nasıl çıtı pıtı ya 3. fotoğrafta bildiğin travesti kadın ahaha :D


  • pandispanya  (18.07.14 22:57:08) 
erkek bu


  • air  (18.07.14 22:57:34) 
@soso ahahahahahahahaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaadjffdsfsfgjkkdgfd

kız güzel değil. Nasıl kızlara güzel diyorsunuz, nasıl kızlara çirkin diyorsunuz ben şaşırdım valla.
  • barbara herhalde barbara manken olan  (18.07.14 22:57:49) 
Çirkinlik suç olsa idam edilirdi o derece.

@soso aafdsagdfgasd yarıldım.
  • teoridefeminist pratiktegeysa  (18.07.14 22:58:29 ~ 22:59:39) 
Ahahha travesti gibi. Citi piti gormemissin hehe


  • Idonthaveausername  (18.07.14 22:59:10) 
bana da çirkin gelmeye başladı şimdi, herkes öyle deyince. kişiliksiz miyim? :))


  • rock n roll  (18.07.14 22:59:31) 
sdfkjhsd soso +1
çirkin gayet.

  • demoniclewinsky  (18.07.14 22:59:37) 
hayır.
ne yazık ki hayır.

  • m e b  (18.07.14 23:00:38) 
çirkin ama kütür kütür sanki.


  • [silinmiş]  (18.07.14 23:01:10) 
kadın efsane değil, çirkin de değil 6/10 falan. asker dönüşü normal


  • paltar yuyan masin  (18.07.14 23:02:04) 
Kız ismet'e benziyor.


  • bana da mi lolo  (18.07.14 23:03:08) 
değil


  • en_birinci  (18.07.14 23:05:21) 
fena değil ama biraz yaşlı sanki? milfimsi.


  • sarhosken alinan hesap  (18.07.14 23:12:54) 
3'te çok net zaten, erkek +1


  • merena  (18.07.14 23:15:38) 
Erkeksi kadinlardan hoslanirim ama bu guzel degil.


  • delifaruk  (18.07.14 23:16:48) 
arkadaşların yorumlarını görünce bir daha baktım fotolara. çok güzel değil de çok yakışıklı gibi sanki. uykum geldiğinde normal zamanlara göre daha çok saçmalıyorum.


  • rock n roll  (18.07.14 23:17:43) 
erkek bu +1


  • devilred  (18.07.14 23:24:29) 
şoktayım yahu. öyleyse,

(bkz: adam madam kayarım ben buna)
  • pescador  (18.07.14 23:27:12) 
Valla utanmasam "troll müsün kardeşim?" diycem de diyemiyom be pescador.

Bazen erkeksi kadınlar hoşuma gider ama erkekler hoşuma gitmiyor. Bu da erkek malesef :(
  • aguilas negras  (18.07.14 23:55:41) 
erkek değil sanırım, ama özellikle 3.'de makyajla çirkinleştirilmiş, konu bağlamında.
www.google.com.tr
ama çok güzel bir kadın değil.
  • yalnux  (19.07.14 00:36:40) 
ulan ne zevksiz adamsın be. bu kadın döver de seni


  • dafuq  (19.07.14 01:00:21) 
neresi erkeksi, normal kadın işte. orta, güzel.


  • xvyz  (19.07.14 01:27:02) 
Erkek suratı var.


  • arnold schwarzeneger  (19.07.14 19:01:37) 
dediğin kadar değil kanka ama güzel yani.


  • lionel andres  (19.07.14 19:12:01) 
[]

türkiye, orta doğu ve rusya-ukrayna nereye varacak dersiniz?

sikimsonik komplo teorilerinden ziyade dış siyasetle, efendime söyleyeyim bu bölgelerin ekonomi tarihiyle falan ilgilenenlerin görüşlerini merak ediyorum. 5 sene sonra türkiye'yi, orta doğu'yu, rusya ve ukrayna'yı nerede görüyorsunuz? sizi neden işe alalım?

elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum her şeyi, başta türkiye'dekiler olmak üzere. ne bileyim, her şey çok boktan görünüyor. türkiye'den başlayarak hazar denizi'ne kadar branda mı örtsek bu tarafların üstüne ne yapsak?


 
Böyle bi çalışma vardı. Buna benzer bi soruyu uzman kare uzman, uzman kere gurulara sormuşlar. Tahminlerin doğru çıkma oranı, şempanzenin dart tahtasını tutturma oranıyla aynı çıkmış. Tahminler tutmuyo hocam. Beklenmedik şeyler oluyo çünkü.
Kissinger Çin'e gidince mi olmuş, atıyosam düzeltin, Fransız ihtilaline dair bi yorum sormuş, "Henüz yorum yapacak kadar zaman geçmedi üstünden" demişler.

Süleyman Demirel de, "Siyasette 1 hafta çok uzun zamandır" mealinde bişiy demişmiş mi? Yamuluyosam aazıma isot sürün.
  • compadrito  (18.07.14 00:15:15) 
Hocam o kadar güzel bir soru sormuşsun ki, benim bu cevâbımdan başka cevap gelmemesinden dolayı, suçluluk hissettim. Üstteki cevâbı yazmakla, başka cevap yazacakların canını mı sıktım aceba diye hayıflandım. En azından Ceciliacığımızın fikirlerini bileydik keşke. Tahminde bulunmak istiyorum. 5 Sene sonra Türkiye'nin biraz daha ilerlemiş olacağını tahmin ediyorum. Bahreynli bir aile yeni döndü Türkiye'den. Ülkenin temizliğine ağızları açık kalmış. Nası yani yaa? diye benim de ağzım açık kaldı. Neresi temizmiş Türkiye'nin diye sordum. Marketlere gitmişler, et reyonları falan pırıl pırılmış. Sonra düşündüm, hak-ket-ten lan! Burdaki marketlerle karşılaştırdım. Biraz temiz sanki de bizimkisi. Ne biliyim burda da var bissürü güzel market ama, (uff lan, lafı bitürlü toplayamadım) ben aslında şey demek için uğradıydım: Bu sorunun altından, Modern Nostradamus Bruce Bueno de Mesquita'ya bi selam yollamazsak, tarih bizi affetmez! Hörmetler Bruce Reyiz!!! Gendisi NYU'da political sciences hocası. Yannız bi özelliği var, matematiki iy.
İy derkene, uçmuş durumda. Gendi geliştirdiği bi takım algoritmaları var. Kimseye de demiyo bunnarın ne olduğunu tabe, o algoritmalara dayalı tahminlerde bulunuyo. Hatta CIA'den ev ödevi bile almışlığı var. Ödevin ayrıntılarını biznen paylaşmıyo tabe. Matematik diyip geçmeyin. Kaçtır söölüyom unuttum ama gene de sööliyim, douchebag sen de çözsen şu işi de, bizi de çalışmaktan felan kurtarsan, matematik hocasının biri bi sistem geliştirdi ve NYSE'den 1 milyar evet, milyon diil, milyar dolar kaldırdı.

Bak mesela, Modern Nostradamus, İran konusunda ne kehânette bulunmuş:

www.ted.com

Yannız tuhaf bişiy oldu demin, reyizin belgesellerini YouTube'da bulamadım. İzin vermeyenler mi oldu aceba?
  • compadrito  (18.07.14 05:09:31 ~ 05:10:13) 
aslında bu soruların yanıtları ülkelerin ve insanlarının riske edilebilirlik derecesine göre değişiyor küresel dengeler açısından. biraz acımasızca olsa da böyle.
örneğin ortadoğu için sistemin riske etmek istemediği tek şey, ortadoğu'daki kaynaklar. ancak bu kaynaklar örneğin 20 yıl önce olduğu stratejik değil artık, bu yüzden hala önemli olsalar da, uzun vadede riske edilmeyecekleri anlamına gelmiyor, gerçi bu 5 yıl içinde olmaz muhtemelen, ama çok da sürmeyecektir, küresel sistem için ortadoğu'daki insan gücünün oradaki kaynaklar kadar değeri yok, bu yüzden patır patır insan ölüyor. ama örneğin ışid tüm petrol yataklarını ele geçirse, bir şekilde onlarla da masaya oturulur.
türkiye için tersi bir durum var, türkiye'nin yıllardır süren orada şu bulundu, burada bu bulundu geyiğine karşın, önemli bir kaynağı yok. türkiye'nin eğitim sistemindeki ve siyasetteki tüm saçmalarına karşın elindeki tek değeri insanları halen. böyle olduğu için de, türkiye'yi riske sokacak düzeydeki çatışmalar pek istenen şeyler değil, sistem açısından da. ama işte burada ilginç bir çelişki çıkıyor. türkiye açısından şu anda en büyük risk erdoğan. erdoğan'ın etrafındaki dalkavuklar dışında partisindeki adamlar bile bunun farkında. erdoğan'ın bir şekilde uzaklaştırılması gerekiyor, ama şu an için bunun nasıl yapılacağı belli değil. bu iş için 5 yıl uzun bir süre, yani 5 yıl içinde erdoğan gitmiş olacak, ama 6 aylık veya 1 yıllık projeksiyon yapmak zor, çok sıkıntılı bir süreç olacak, kanlı olması bile mümkün.
buna karşın erdoğansız olsa bile kürt sorunu en azından mümkün olduğunca az sıkıntılı bir hale gelecek. zaten şu anda en büyük sorunlardan biri kürt hareketinin yanlış pozisyon alıp erdoğan'a oynaması. bundan vazgeçtikleri anda bütün bu karmaşa daha kolay çözülebilir.
ukrayna için de benzer bir durum var, ukrayna avrupa ile rusya'nın satranç tahtasına döndü. çok kolay riske bir ülke değil, kaynakları var çünkü, ama kısa vadede çatışmanın çözülmesini beklemek zor. hiç bir zaman suriye gibi yerle bir olmayacak belki, ama orada belki 20 yıl boyunca, belki daha uzun süre daha düşük yoğunlukta bir çatışma veya belki soğuk bir satranç oyunu sürecek.
  • yalnux  (18.07.14 05:36:41) 
5 sene cok cücük bi zaman dilimi.
Her sey bildigin gibi olacak.

50 yil sonra nasil olur deseydin de verecegim cevap, 50 yil bu bolge icin cücük pek bir sey degismez elbette fani insanlarin omurleri yetmedigi icin ölecekler yenileri gelecek hikaye aynen devam edecek derdim.

100 sene sonra nasil olur deseydin, bilmiyom ama sadece ben degil kimse bilmez derdim

##tam anlamiyla sülüman demirele bagladim, farkindayim.
  • cecilia  (22.07.14 22:39:23) 
@cecilia

nası cücük bi zaman dilimi yahu?

bundan 5 diil, 1 sene önce, Rusya'nın Kırım'ı işgal edeceğini öngörebiliyo muydun? Rusya yanlısı Ukraynalılar'ın yolcu uçağı düşürdüğüne dair emareler var. Yarın benzeri şeyelerin Moldova'da olmayacağının garantisi var mı?

12 sene önce, İsrail ve İran'ın kapışma ihtimalinden bahsediliyodu. Hâlâ kapışmamış olmaları, pek yakında kapışmayacakları mânâsına gelir mi?

sülüman demirel'e bağladım diyon da, çoban sülü de diyo kine, siyasette 1 hafta çok uzun bir zamandır. Hadi o iç siyaseti kastediyo. 5 senede ''komşularla sıfır sorun''dan ''sıfır komşu''ya gelmedik mi?

pescador hocam, katılmadığım bir şey var: o da herşeyin çok boktan görünüyor olduğu. o bölge çalkantılı bir bölgedir. dinamiktir. insanın gevşemesine müsaade etmez. ama çok boktan değildir.
  • compadrito  (23.07.14 10:22:10) 
[]

almancada "ranziehen" diye bir fiil var mı yok mu?

bir şarkıda geçiyor, sözlerde ranzieh'n şeklinde yazılmış. açık halinin ranziehen olduğunu düşündüm ama aradığımda bu kelimenin anlamını bulamıyorum hiçbir yerde.

ranziehen ne anlama geliyor? öyle bir kelime yoksa, "ranzeğn" şeklinde telaffuz edilen buna benzer hangi fiiller var? ranzieh'n yazmışlar ama yahu ranziehen olması gerekmiyor mu işte?


 
heranziehen.


  • nacht des todes  (17.07.14 22:03:06) 
[]

sözlükçüler, hukukçular... şu entry başıma iş açabilir mi?

çok uzun süredir duruyor, kimse mesaj falan da atmadı daha veya ispitlemedi ama çekiniyorum ya. teşvik unsuru sayılmayacaksa dursun problem yok. ama sayılabilir mi?

eksisozluk.com

5 kişi favorilemiş bir de, korkmadım değil. yalnız tekrar belirtme ihtiyacı hissediyorum: benim sorduğum şey, yasal açıdan sorun teşkil edip etmediği... etik olarak benim açımdan bir problem yok, bu yöntemi ben icat etmedim sonuçta. google'a yazan orada da bulur.

 
hukukçu değilim ama sıkıntılı bence.


  • rock n roll  (17.07.14 16:10:50) 
ama teşvik yok ki, var mı? :/ sadece nasıl yapıldığını anlattım. yarın kapıma polis dayanmasın "kardeş senin entry'ni okuyup intihar etmişler" diye? ama işte bunu anlamıyorum yani ben... bu şeyler google'da falan da var ki. sorun oluşturabilecek olan bölüm neresi?


  • pescador  (17.07.14 16:14:14) 
kim nereden görecekte falan filan oo :d


  • gokhan atestepe  (17.07.14 16:16:44) 
TCK MADDE 84. - (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.

teşvik etmek yok ama ''başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım etmek'' kısmında değerlendirilebilir. ama yargıtay kararlarına bakmak lazım, nasıl bir yardım etmeyi kabul ediyorlar. atıyorum bogazına ılmek geçirmiş adamın sandalyesini tekmelemek mi aradıkları sınır yoksa bu da dahil edilir mi emin değilim. riskli ancak.
  • kaymaktutmayansicaksut  (17.07.14 16:17:01 ~ 16:18:29) 
resmen tarif etmişsin, teşvik eder gibi. işte şöyle yaparsan yüzde yüz sonuç alırsın şeklinde. azmettirmek gibi, teşvik etmek gibi sanki. hukukçular daha iyi bilir tabi belki yanılıyorumdur.


  • rock n roll  (17.07.14 16:19:46) 
@rock n roll, ya hayır! tavuk döner tarifi verirsem tavuk döner yemeye mi teşvik etmiş olacağım? ben o kadar araştırdım ettim buldum paylaşmak istedim, bunu silmek de hapis yatmak da istemiyorum. savcı tanıdığı olan yok mu :(


  • pescador  (17.07.14 16:26:21) 
hiçbir şey açmaz başına kanks merak etme.


  • vedat chili peppers  (17.07.14 16:29:48) 
teşvik etmiyorsun, kötü bir şey intihar demişsin. demeseydin teşvik ediyor olabilirdin. uyarıyı orada yapmışsın, dilersen daha samimi yap.

yardım etme seninki.
  • kaymaktutmayansicaksut  (17.07.14 16:32:41) 
Bu soru hukuk fakültesinde ceza hukuku sınavında sorulsaydı öğrencilerin TCK.m.84/3'ü tartışmaları gerekirdi diye düşünüyorum.

TCK.m.84/3- Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

* Maddi Unsur (Fiil) açısından: İfadelerin aleni olması gerekir ki ifadeler, İnternet üzerinden açıklandığı için alenidir. İfadelerin başkalarını intihara yönlendirici nitelikte olması gerekir, ifadelerin başkalarını etkileme niteliği yok ise suç oluşmayacaktır.
* Manevi Unsur (Kusurluluk) açısından: Suçun kasten işlenmesi gerekiyor. Siz de ifadeleri bilerek, isteyerek açıklamışsınız.
* Hukuka Aykırılık açısından: Hukuka uygunluk nedeni yok sanırım. Yani bunu yasal kılacak bir sebep yok gibi görünüyor.

Hukukçu değilim, hukuk öğrencisiyim. Ama ben olsam risk almazdım, çok önemli değilse.
  • praetor  (17.07.14 16:35:38) 
suçtur değildir, dikkat et yazdıklarına abi. bana sıkıntılı geldi, hukukçu arkadaşlar suç değil diyorsa değildir. çok bilmişlik yapma bir daha, bak nasıl tutuştun :))
canım tavuk döner çekti yav :)

  • rock n roll  (17.07.14 16:35:51) 
çok teşekkür ederim cevaplarınız için. bu entry bence de sorun olmamalı ama ne olur ne olmaz, böyle bir şey için risk almak istemiyorum. sildim o yüzden.


  • pescador  (17.07.14 16:36:56) 
Link calismiyor, yoksa okuyup intihar ederdim ne güzel.


  • VIPCH  (17.07.14 16:41:35) 
okumaya calistim da cok uzun. okusaydim kesinlikle intihar ederdim.


  • patr  (17.07.14 17:10:56) 
[]

aynı anda iki yabancı dil & almanlıktan büyük tat almak

merhaba duyurunun bilardoseverleri,

bir şey fark ettim. ben hala almanca bilmiyorum. bu dili öğrenmeden ölürsem kendime büyük ayıp etmiş olacağım. ancak almancaya büyük saygı duyduğum için internetten falan öğrenmekle uğraşmak istemiyorum hiç. kursa gidip adam gibi öğrenmek, hani 1-2 yıl falan çalışmak istiyorum en az. bazı sorularım olacak,

1) aynı zamanda italyan dili edebiyatı birinci sınıf öğrencisiyim. aynı anda iki dil birden öğrenmek çok karıştırır mı kafamı? diller benzeşmiyor ama yine de almancayı önümüzdeki yıla saklasam mı diye düşünmüyor değilim.

2) yabancı dile yatkınlığım var. ingilizcem oldukça iyi seviyede. çabuk kaparım.

3) 12 yaşımdan beri, yaklaşık 8 yıldır, neredeyse her gün almanca müzik dinliyorum. anlamlarını bilmesem dahi dinlediğim şarkıdaki kelimeleri falan çok net ayırt ederim genelde. ama işte artikeller dativler mativler onları öğrenmem lazım. "anlıyorum ama konuşamıyorum"

4) övünmek gibi olsun, almanca telaffuzum çok iyidir.

5) almanca iş hayatında işime yarar mı? ne olacağım belli değil şu an tabii ama pilot olmayı istediğim için (thy edebiyat mezunlarını almıyor) dışardan işletme de okuyacağım. pilot olursam ne ala... olamazsam da eğer şu CV iş görür mü,


18 yaştan beri medya sektöründe çalışıyor, okulu en erken 24'te bitirebileceğim ve işten ayrılmayacağım/atılmayacağım varsayılırsa 6 sene,

ileri düzeyde ingilizcesi ve almancası var, italyanca sevişiyor, işletme diploması var.

iyi olur mu hoş olur mu? almanlık gerçekten anlatıldığı kadar güzel mi? bissürü para ve emek verip de hiç konuşmayacağım bir dili öğrenmek istemem açıkçası. ama hayat amacım almanya'ya yerleşmek desem yanlış olmaz.

son not: lisede almanca öğrenemememin sebebi, dersimize müdür yardımcısının girmesiydi. daha doğrusu girmemesi... boş geçti almanca derslerimiz hep, kimse gelmedi. rammstein'dan öğrendiğim almancayla duruyorum o yüzden. fransızca olsun, italyanca olsun bunları internetten bakarak da kapabiliyorum ama almanca yemiyor. yani şu almancayı öğrenmemem, öğrenemememem için hiçbir sebep yok ama ne bileyim çekiniyorum.

 
1- Referans veremeyeceğim okuduğum yeri ama bir araştırma aynı anda 2 yabancı dil öğrenmenin daha verimli olduğu sonucuna varmış. Google'dan bakılabilir. Belki yok öyle değil diyen araştırma da çıkmıştır. Gerçi dil öğrenmek ile o dilden üni okuyup sınavlara falan çalışmak farklı şeyler.
3- Zaten Almancanın derdi artikeller. Adamın ağzına sıçıyor gerçekten.
4- İleriki mesleğine göre değişir ama yabancı dil illa işe yarar. Devlete girsen dil tazminatı bile alırsın :) Fazla dil her zaman seçeneklerini çoğaltır.
5- Almanca çok güzel ama çok zor hakaten ve çok çabuk unutuluyor. O yüzden Almanya gerçekten bir opsiyon olmayacaksa öğrendiklerin ne kadar aklında kalır emin değilim. Ayrıca Rammstein'ın şarkı sözleri çok güzel olsa da basit Almanca, yani bir makaledeki kadar bağlaçlar, kompleks cümleler içermiyor haliyle :)
  • whoosie  (17.07.14 16:04:03 ~ 16:04:28) 
1) niye karıştırsın olm mal mısın? : ) sempatik yaklaştım. şaka bir yana bence karıştırmaz hayır.

2) bu bir gösterge olmayabilir. gayet dobra konuşayım amk, ben almanca eğitim veren "iyi" bir lisede okudum zamanında, okulda her türlü sınavda ingilizcede olabilecek en yüksek puanları yaptım (literally, skalayı değiştirmedilerse daha yukarı çıkamaz) ama almancayı o kadar senede ingilizcemin yarısı kadar öğrenememişimdir. şu an gülünç konumdayım. seit sechs jahren habe ich kein wort deutsch gesprochen diyebilirim ancak. eğer ingilizceyi benim gibi "çabalamadan" öğrendiysen özellikle almanca için eşşek gibi çabalamaya, çalışmaya hazır ol. almanca öğrenmek için çabalamayan görmedim, ki bildiğin bazı cinyus insanlarla okudum aq. çabalamazsan benim gibi yarım yamalak olur.

3. aynen panpa. çalışacan onlara. ama müzik dinlemen falan artı tabii. eğer mümkünse windowsu, başka programları falan da almancaya geçir aşinalık olsun.

4. soruyu araya niye editliyon olm? almanlıktan alacağın keyif maximal.

5. yarar tabi yarraam.

seks gibi olursun genç adam, yürü.
  • inscrutable  (17.07.14 16:07:26 ~ 16:10:56) 
ben almanca öğreneyim diye uğraşmaya kalktığım 1 senelik süreçte almanca öğrenemediğim gibi ingilizcem de zarar görmüştü. senin için aynısı olacka demek değil tabii.
yine de almanyaya gidip orada en azından 2-3 sene kalmadan ileri derecede almanca bilinmiş olunamıyor diye düşünüyorum. kurs ile temeli, belli şeyleri falan halledersin, kelime haznesi geliştirirsin bunlarda sorun yok. ileri derecede biliyor olmak, konuşabiliyor olmak ise apayrı bir konu.
senin yerinde olsam italyanca okurken bir de almanca "sokuşturmazdım" araya.
ama ben sadelikten yanayım malum :P
  • icemint  (17.07.14 16:08:15) 
sende niye böyle bir alman hayranlığı var çözemedik pescador :) tamam güzel memleket ama ne bileyim kendi dilinde konuşmak çok güzel bir şey. hele bir de pilot falan olabilirsen istediğin zaman istediğin kadar yurtdışı tatili falan yapabilecek bir hayat kalitesine ulaşacaksın. kolay değil yurtdışında, hele almanya gibi ulus bilinci olan, türklerden bıkmış bir ülkede yaşam. güven bana.


  • fayfim  (17.07.14 16:13:06 ~ 16:13:28) 
@fayfim, abi ben biraz takıntılı bir herifim. en basitinden, baktığım puan tablosunun tipine bile dikkat ederim. bu tip minik takıntılarımın en güzel çözümlerini almanlar sundu şu zamana kadar. bu adamların yaptığı puan tabloları, işler hep hoşuma gitti. ayrıca millet "soğuklar" diye sevmiyor ama ben soğuk, mesafeli ve düzenli insanları severim. ki koca memleketi soğuk diye genellemek de olmaz zaten.

bir de işte dilin kendisi çok güzel... düzen var, nizam var. ne bileyim yahu ben tam alman olması gereken bir adammışım. ne yalan söyliyim 94 değil de 14 doğumlu olsaydım hitler yerine pescador'dan nefret ediyor olurdunuz.

ama şunu da belirtmek istiyorum benimiksi 13 yaş hayranlığı değil. genel olarak memleketin havasını suyunu düzenini, dilini kültürünü vs. seviyorum.

almanya'da bir türk olarak yaşamanın ne kadar sıkıntılı olabileceğinin de farkındayım bir süredir :/ ama olsun ya ne yapalım, olur o kadar. bütün dünya almanın daşşağını yesin dedik yıllarca, biraz da alman bizimkini yesin.

velhasıl almanya benim için işleyen demirdir. ben işleyen demiri ve achtung, durch, aufstehen gibi kelimeleri acayip severim. volkswagen'i severim. yahu berlin sevilmez mi, düsseldorf sevilmez mi, niye anlattıysam bu kadar. almanlık gerçekten çok güzel. şunu canlı görmüş bir adamın alman hastası olmaması mümkün değil, olmamalı,

www.youtube.com
  • pescador  (17.07.14 16:19:58 ~ 16:23:39) 
çok soğuk değiller aslında. tanıştığım "çoğu" alman gayet canayakın insanlardı. ama oldukça mesafeli oldukları kesin. duygusal şeyler konuşmayacaksın adamlarla. bir lafı uzatmayacaksın. telefon açınca nasılsın demenin karşı tarafa zaman kaybına yol açtığı için nezaketsizlik olduğu bir memleketten bahsediyoruz:D

bir yaz tatilinde bir aylığına falan dil kursu için gelsen ya almanya'ya? hem kültürü direk kendin gözlemlemiş olursun hem de hayranlığın artar :D gördüğüm tek güzel alman şehri de berlin'di. ikinci dünya savaşından sonra çok zarar görmüş bu ülke. ruh kalmamış şehirlerde.
  • fayfim  (17.07.14 16:28:55) 
@fayfim, çalışmama rağmen ay sonunu zor getirdiğim için almanya çok zor şu an. erasmus'la italya olur, o zaman gezmek için birkaç günlüğüne falan belki... ama dil eğitimi için almanya'ya gitme şansım sıfıra yakın maalesef, en az 1-2 sene sağlam birikim yapmam gerekir.

çok güzelmiş bak nasılsın olayı! bence de tamamen gereksiz bir ritüel. diyorum ya çok iyi anlaşırım ben bu insanlarla haha. gidip görmediğim için şehirlerin güzelliği hakkında ahkam kesmem doğru olmaz tabii ama ben tarihi olan her yeri çok güzel buluyorum. sırf bu yüzden genel olarak avrupa kıtasını çok fazla severim amerika'ya kıyasla. benim görmeyi, yaşamayı en çok istediğim şehir düsseldorf. çocukluk aşkım, uktem. almancayı bir öğreneyim de :)
  • pescador  (17.07.14 16:31:30 ~ 16:31:57) 
Seviyorsan yapacaksin haci bu hayatta her seyi ilerde isime yarar mi lan diye yapmiyoruz benim de fransizca hic bir isime yaramayacak ama seviyorum iste ogreniyoruz :)

Fayfim +1 demeden edemeyecegim. Ben de diyordum katlanicaz artik bir sey olmaz ama oyle olmuyor kendini hayvan gibi hissettirdiklerinde. Turkum dediginde karsindakinin yuzunun burusmasi cok garip bir his. Egitimlisi akli basinda olan bile aynisini yapinca bunlar nasil insanlar bunlarin amina koyim diyor insan. Dillerini istedigin kadar iyi konus, istedigin kadar modern normal biri ol. Ama ben de dinlemedim bana diyenleri kendin gidip gormen lazim benim gibi. Git gor belki seversin belli olmaz :) ogren ekstra dilin zarari yok, faydasi var. Ingilizcem cok iyi deme bu arada, bilmiyorum tabi seviyeni ama hic zorlanmadan kuleyle akici bir sekilde anlasabilecek kadar iyi mi? Adamlarin dediklerini tekrarlattirmayacak kadar iyi mi dinleme skillerin? Havacilik icin ne kadar onemli oldugunu soylememe gerek yok. Bir cok kisinin onune gecersin ingilizceyi gelistirirsen iyice. Almanca ogrenirken de cok isine yarar tabi.
  • babamasoliimbananickaldirsin  (17.07.14 17:11:30) 
Bu arada dusseldorf da bir sey yok olum :) Hamburg falan deseydin tamamdi da..


  • babamasoliimbananickaldirsin  (17.07.14 17:12:19) 
[]

9gag tarzı eğlenceli site

4chan, reddit falan karışık geliyo bana... 9gag-4chan arası böyle komikli güzelli, sanırım imageboard diyosunuz bunlara o tarz bi yer var mı takılınacak gülünecek? özellikle polandball'a hastayım.

9gag'i eskiden çok severdim, hala da severim. şu yüzden: sadece benim yaptığımı zannettiğim çoğu şeyin evrensel olduğunu görmüştüm sayesinde. hem çok komik, hem çok kaliteli şeyler oluyordu falan.

artık millet facebook gibi kullanmaya başladı. adamın kedisiyle çektirdiği fotoğraf en tepede oluyor falan. evcil hayvandan, ego tatmini yapan tiplerden geçilmiyor artık. filtrelemenin de bir faydasını göremedim.

işte bu yüzden bonservisim de elimdeyken hazır transfer olayım diyorum. nereye bakayım?

 
4chan kesinlikle eğlenceli bir site değil. özellikle /b/. Geriye kalan boardlar oldukça eğitici öğretici şeylerle dolu.

Reddit'de ona keza ama 4chane göre daha güvenli içeriğe sahip.

Bu aralar list siteleri popüler. onedio, listelist, buzzfeed vb.
  • false pretension  (16.07.14 16:34:50) 
stumbleupon


  • vedat chili peppers  (16.07.14 16:35:51) 
imgur


  • check minus  (16.07.14 16:38:57) 
bobiler.örg


  • loveinaflipbook  (16.07.14 16:38:57) 
Ben buzzfeedde takılıyorum, 9gagdeki hot kısmına kadar çıkıyor iki üç gün sonra oradakiler. Buzzfeedin tek kötü yanı ergen dolu olması, one direction-justin bieber falan çıkıyor.


  • Lim5  (16.07.14 16:43:30) 
iwastesomuchtime.com


  • monty python  (16.07.14 17:02:30) 
buzfeed benim de vazgeçilmezim.


  • innerbliss  (16.07.14 17:08:02) 
[]

almanca müzik/şarkı/grup önerisi

almanlıktan aldığım tadı hiçbir şeyden almadım. elektronik, endüstriyel, dark wave, goth falan severim. dönüp dönüp aynı şeyleri dinlemekten sıkıldım. önerebileceğiniz, kıyıda köşede kalmış, "almanlık ne güzel" dedirtecek şarkılar, müzisyenler neyin var mıdır? fikir vermesi açısından canısılarım sıralı listesi: rammstein, oomph, megaherz, eisenfunk, centhron, blutengel, e nomine, die krupps, e nomine, feindflug.

dubstep sevmiyorum. illa endüstriyel olsun, duptıs olsun da demiyorum ama hareketli, gazlı bir şey olursa güzel olur elbette.


 
nachtmahr dinle seversin


  • vedat chili peppers  (16.07.14 16:18:24) 
geçenlerde mantus diye bir gruba denk geldim youtubeda. güzeldi.


  • skinoskesama  (16.07.14 16:27:59) 
Cetin cetinkaya - Sie liegt in meinen armen. :P

ich kann es nicht ertragen.... :P

bu tip sarkilardan bahsediyosun di mi pescadorcum? :P (dun sarki arayisima verdigin cevabi unutmadim:P)
  • barbara herhalde barbara manken olan  (16.07.14 16:31:12) 
:Wumpscut:
Agonoize
Stahlmann
Eisbrecher
Unheilig
Straftanz
  • zetsuboushita  (16.07.14 16:50:11) 
avusturyalılar ama klangkarussel var benim bu tarz olup da hoşuma giden. hele ki sonnentanz ve sternenkinder <3


  • letheavendangered  (16.07.14 16:51:00) 
millionen lichter diye bi şarkı vardı. christina bişey söylüyor.
nie vergessen - glasperlenspiel

bu ikisi iyi bunlardan yürüyebilirsin.

pop-rock istersen de tim bendzko iyi bence. nur noch kurz die welt retten favorim.
bunun yanında die toten hosen da iyidir. alles aus liebe.
  • fayfim  (16.07.14 17:02:12) 
  • sharon and hope  (16.07.14 17:03:58) 
feeling b


  • hjarteblod  (16.07.14 17:25:53) 
Rammstein!
Baska birsey demem.

Edit: Rammstein'i kendin soylemissin zaten, simdi gordum.
  • delifaruk  (16.07.14 17:27:59 ~ 17:31:44) 
[]

aşırı gerginlik

psikolojik anlamda kendimi sürekli tahlil etmeye, neyim doğru neyim yanlış görmeye gayret ederim. çok net şekilde görebildiğim sorunlarımdan en önemlisi: bir şeye başlamadan önce aşırı gergin olmak.

2 yıldır çalışıyorum. yaptığım işi çok iyi biliyorum. ama buna rağmen işe başlamadan önce bir gerginlik oluyor. başlayınca geçiyor.

bir yere gideceksem mesela, gitmeden önceki gece uyuyamıyorum. biriyle tanışacağım, yemeden içmeden kesiliyorum. ama karşı karşıya geldiğimiz anda her şey bitiyor. titreme, morarma, kızarma, kekeleme, kendini kaybetme gibi hiçbir şey yok. sadece zihinsel anlamda çok yoruluyorum, geriliyorum. dediğim gibi zaten görünce rahatlıyorum, geçiyor hemen. duyurudan tanışıp buluştuğum bir kişi "aynı duyurudaki gibisin dır dır konuşuyosun" falan demişti hatta. güzel bi şey bu benim için.

psikiyatrist muhtemelen düşük dozda "koy götüne" ilacı verecektir ama gitmeden önce duyuru ahalisine de sormak istedim. bu dertten muzdarip olanlar ne yapıyor, ne ediyor? kafamızı buzlu suya soksak rahatlar mıyız mesela? bunun gibi şeyler.

 
kaygı bozukluğu. az irdelesek sosyal fobi bile çıkabilir.


  • sumuk  (15.07.14 18:16:13) 
defalarca söylendiği üzere profesyonel yardım alman gerekiyor.

başka bir şey söyleyemeyiz.

sanki psikiyatristmişsin her şeyi biliyormuşsun gibi ahkam kesiyorsun ve burada bir araba, otobüs, kervan dolusu laf yazıyorsun ama derdinin çaresi bu değil. profesyonel yardım alman gerekli.
  • mea maxima culpa  (15.07.14 19:19:23) 
@mea, bana kimse defalarca profesyonel yardım almam gerektiğini söylemedi.

başka bir şey söyleyemezseniz, söylemek zorunda değilsiniz. başkalarının söyleyecek şeyleri vardır belki.

psikiyatristmişim gibi ahkam kesmedim. her insanın kendi davranışlarını, eğilimlerini farklı bulması halinde sorgulaması ve kendiyle barışık olup, ters gittiğini düşündüğü şeyler için çözüm araması gerektiğini düşünüyorum. bu yüzden, kendimde hoşlanmadığım bir şey gördüğümde, benzer şeyler yaşamış birileri olacağını düşünerek duyuruya soruyorum. bunu size açıklamak zorunda da değilim ya neyse.

kusura bakmayın ama yazdığı her duyuruda psikiyatristmiş gibi ahkam kesen, profesyonel yardım alınca profesyonel yardım verebileceğini zanneden tek kişi sizsiniz. nereye baksam insanları azarladığınızı, "destek alman lazım" diye kestirme cevaplar verdiğinizi görüyorum. daha önce bir şey söylemedim ama madem duyuruma yazmışsınız, bu vesileyle cevaplayayım. yahu, yazmak zorunda değilsiniz. sizin titriniz ne ki insanlara psikiyatri konusunda ders veriyorsunuz? kendiniz psikiyatrist misiniz, psikolog musunuz?

kervan dolusu duyurularım bu kadar rahatsız ediyorsa bakmayıverirsiniz, olur biter. biliyorum "PROFESYONEL YARDIM ALMAN GEREK PFF GERİZEKALI" demeden duramıyorsunuz ama gereği yok yani, sağolun. ben sizden yeterince tavsiye aldım.

"yeni nesil her şeyi çok biliyor!! ergenler!! ahlaksızlar!!" dışında vereceğiniz bir cevap varsa buyrun lütfen, yazın. hollowlife veya compumaster gelene kadar görmüş, okumuş olurum. yok eğer aynı şeyi yapıp yaştan, ergenlikten falan dem vuracaksanız gereği yok, yorulmayın.
  • pescador  (15.07.14 19:25:37 ~ 19:28:56) 
mea haklı çünkü destek almak lazım demek kestirip atmak değildir. senin buraya yazdığın 2 paragrafa bakarak seninle aynı şeyleri yaşadığını sanan bir sürü insan olacaktır ve herkesin karakteri, olaylara yaklaşımı farklı olduğu için de farklı çözümler bulacaktır.
psikiyatrist nasılsa bunu yapar diye tahminde bulunmak bence de doğru değil. ha muhtemelen dediğin gibi yapacaktır ama doğru teşhis ve tedavi süresiyle yapar ve psikolog desteğine ihtiyacın olup olmadığını da burdaki herhangi birinden daha doğru saptar. duyuruya fazla anlam yüklemeyin. herkesin yaşadığı deneyimleri farklı çünkü.

cevap: doktora gidiyorlar.
  • merena  (15.07.14 19:34:07 ~ 19:44:53) 
@merena, ben fikir almak için soruyorum ama zaten. benzer yollardan geçmiş birileriyle konuşmak, onların deneyimlerini öğrenmek için. duyurudan aldığım cevaplara göre kendimi tedavi ediyor değilim. sadece böyle bir nimet varken kullanayım diyorum. diğer sağlık problemlerimle ilgili de onlarca soru sordum ama hepsi için doktora gittim, onların dediklerini yaptım. ben sadece bir ön bilgi olsun, bilen eden varsa neyle karşı karşıya olduğum konusunda fikir versin diye soruyorum.

ilaçları erişemeyeceğim yerde saklamak zorunda değilsiniz, o kadar kafam çalışıyor şükür :)
  • pescador  (15.07.14 19:36:23 ~ 19:38:01) 
ilk cümleyi iyi oku. direkt sana hitap etmediği gibi, yine direkt seni anlatmıyor.

burada buna benzer soru soran herkese yazılıyor bu. sen de devamlı duyru başında olduğun için mutlaka defalarca okumuşsundur.

aynen benim dediğim gibi cevap vermişsin. yaşın 18-19 ama her şeyi biliyormuşsun gibi uzun uzun yazılar yazıyorsun ancak durmadan da sorunların olduğunu söylüyorsun.

biz uzman değiliz, burası tıbbi yardım ortamı değil, olsa bile internet üzerinden bu iş olmaz.

bizim yazabileceğimiz 1-2 paragraf yazı senin işine yaramaz, yarayamaz. hatta büyük olasılıkla iyi niyetle yazılmış olsa bile sana zararlı olabilir.

aklın yolu bir. profesyonel yardım alacaksın. aylardır durmadan aynı şeyleri söylüyor, aynı şeyleri yazıyorsun. senin hayatını ezberledik neredeyse. ama hep aynı yerdesin, hep internet başındasın. doktora gitmeden doktorun neler söyleyebileceğini, senin ona nasıl cevaplar verebileceğini, nasıl ilaç yazabileceğini filan kafanda kurmuşsun ve senaryosunu yazmışsın ama gerçekte böyle olacağını nereden biliyorsun???
  • mea maxima culpa  (15.07.14 19:52:49) 
[]

kuzey kore ile ilgili belgesel?

var mıdır önerebileceğiniz, izleyince "aaaa ne acayipmiş" dedirten, öyle interlekin her yerinde yazmayan güzel ve özel bilgiler içeren kaliteli bir belgesel bu kuzeyli biraderlerimiz hakkında?

türkçe veya ingilizce altyazısı olması tercih sebebi ama olmazsa da zararı yok. linkten izlerim, torrentten indiririm, affetmem. seçenek bol. ne izleyeyim?

özellikle izlediğiniz, beğendiğiniz belgeselleri paylaşırsanız çok memnun olurum çünkü ben "north korea documentary" yazmayı biliyorum google'a, öyle yeteneklerim var hani. ama size soruyorum. neden? çünkü izleyip doyurucu bulduğunuz bir şeyi önermenizi istiyorum, herhangi bir şey değil.

 
A day in the life ve Vice Guard to North Korea. İkisi de güzeldi. Vice Guard daha kapsamlı diyebilirim.

Undercover in the secret state'i de indirdim ama henüz izleyemedim.
  • hiko seijuro  (14.07.14 22:48:55) 
the hermit kingdom - www.youtube.com

bunu vice yaptı, daha önceden 2 kere falan daha gittiler. ben sevdim bu belgeseli, ortamların garipliklerini, liderlerine bağlılıklarını güzel anlatmış. içinde trajikomik şeyler de var.

edit: www.vice.com bu da hiko seijuro'nun bahsettiği, guar to north korea.
  • dogyman  (14.07.14 22:54:25 ~ 23:12:36) 
vice'inki fena degildi.


  • yonge and bloor  (14.07.14 23:02:08) 
TED konuşması var kısa bir tane belgesel değil ama atayım gene de. Kadın Kuzey Kore'den nasıl kaçtığını, insanların nasıl kaçmaya çalıştığını oradaki durumu falan anlatıyor.

www.ted.com
  • i was made for you  (14.07.14 23:13:03) 
www.celebialper.com

belgesel değil ama orayı ziyaret eden bir abimiz gözlem ve izlenimlerini güzel aktarmış blogunda. tavsiye ederim okumamışsanız.
  • nerdeyim ben  (14.07.14 23:30:22) 
bu yazı dizisi benim çok hoşuma gitmişti, arada videolar da var.
www.celebialper.com

  • rahvanatlargibi  (14.07.14 23:33:23) 
[]

dünyanın en sessiz odası

şöyle bir geyik var yıllardır, doğru mu ki?

d3dsacqprgcsqh.cloudfront.net

bazısı doğru yazmış, bazısı yanlış. kime, nereye güveneceğimi bilemedim. çok merak ettim. hani bu işle ilgilenen, işin uzmanı olan birileri varsa fikir verebilir diye belki. cidden böyle bir sessizlik sağlamak mümkün mü? hadi mümkün diyelim, o kadar rahatsız edici mi?

buuuu nerde tam olarak gidemiyo muyuz?

 
Ben bazen gece uyumadan once kendi nabzimin sesine takilip sinirleniyorum. Ajsnhdhd muhtemelen dogrudur. Halusinasyonu bilmem ama asap bozar kesin.


  • ay nov kung fu  (14.07.14 22:00:59) 
atom mühendisi filan değilim ama ses nedir subatomik parçacıkların bile vibrasyonu sonucu yayılan bir dalga sonuçta.

he insan kulağı bunu duyamaz o kısmı ayrı ama oksijen var en basidinden o odada dolasıyla ''sessiz'' diyemeyiz bence.

hiç olmadı kendi karın guruldamasını duyar.
  • neferkitty  (14.07.14 22:01:22) 
@neferkitty, odanın olayı o zaten. yani kendi kanının akışını falan duyabiliyormuşsun. o derece. düşününce ürperiyor insan. bir de bu odanın olayı sesi emmesi galiba. yani konuşsan falan da duymuyorsun diye düşündüm ben o yüzden. ne bileyim. keşke bilsem böyle şeyleri.


  • pescador  (14.07.14 22:02:24 ~ 22:02:57) 
bi an heyecan yapıp ''sessiz oda'' kısmına atlamıştım kusura bakma :D

diğer kısmı bilmiyorum ama hiç bi tarafımdan sallamıyım şimdi.
  • neferkitty  (14.07.14 22:04:38) 
(bkz: anechoic chamber)

şu video da fikir verebilir: www.youtube.com
  • soso  (14.07.14 22:05:07) 
Sessiz oda değil orası. Anekoik(anechoic, an-echo-ic).

Yani yansımasız oda. Tabii muhakkak dışarıdan gelen gürültülere karşı da yalıtımlıdır.

Rahatsız ediciliği anekoik olmasından geliyor. Çünkü mekan algımızın bir kısmı, kulakların etraftaki seslerin yansımalarını duymasından geliyor. Eğer etraftan bir yansıma gelmezse, mekan algımız azalıyor. Bir süre sonra bu da rahatsızlık veriyor haliyle. Hatta bu odada gözlerin kapalı da durursan mekan algın sadece yerçekimi olarak kalır.
  • alperz  (14.07.14 22:05:58) 
Gebze'de Tübitak'ta bir tane var. Ama girebilir misin bilmiyorum. Araştırma amaçlı kullanılıyor çünkü.


  • alperz  (14.07.14 22:08:23) 
www.youtube.com

burada canlı testi var 1 saatlik. adam "5 saat bile kalirim" diyor. delirmiyorsun yani.

bazı insanlar arabada giderken 2 satır bile okuyamazken, bazıları kitabı bitirebiliyor. kişiden kişiye değişse de herkese rahatsız edici gelmediği kesin.
  • kuja  (14.07.14 22:24:15 ~ 22:25:09) 
[]

su içince rahatsız olmak

pescador'la yaşam savaşi adlı programımızın 25. bölümüne hoşgeldiniz.

su içtikten sonra mideme öküz oturmuş gibi hissediyorum ve hafif bir bulantı oluyor 10-15 dakika süren. hani herkes su içer tamam da, ben uzunca bir süre susuz yaşadığım için ekstra seviyorum bu keratayı. sık sık içmeye gayret ederim. ama içemiyorum. birkaç yudumdan sonra boğazımdan geçerken bile zorlandığımı hissediyorum. çok susamış olsam dahi, bir bardaktan fazlasını içemiyorum.

"musluk suyunda bi halt vardır" deyip iki üç farklı markanın suyunu denedim ama sonuç aynı. az önce dışarıdan geldim mesela, iki dakika daha yürümüş olsam nefessizlikten boğulup gebericem bu sıcakta, o gazla hayvan gibi yüklendim çok içtim, kustum hepsini.

belalı beden suya karşı bağışıklık mı geliştirdi ne yaptı ya? mideye mi baktırayım nereye götüreyim şimdi ben kendimi? yarın ortopedi, perşembe günü diş randevum var. güzel hatrınız için çarşamba günü gideyim, nereye gideyim peki?

ek bilgi: su dışında herhangi bir yiyecek veya içeceğe karşı böyle bir tavrı yok vücudun. her şeyi gayet hayvan gibi yiyip içebiliyorum. ama su çok rahatsız ediyor.

 
su anoreksiyası gibi bişi var hocam. uzun süre içmeyince vücut almıyo. ben de uzun süre çektim resmen kuscak gibi oluyodum su içince. sonra doktora gitmişken bunu sordum cevaben bunu dedi. zorlayıp içeceksin bir süre sonra normale dönüyorsun.


  • shiranai  (14.07.14 14:54:32) 
su dışında hiçbir içeceğe tepki yoksa bence tadıyla ilgili bir sıkıntı var. az limon sıkıp içmeyi, çay içmeyi,ayran yapıp içmeyi vs deneyin bence.

doktora gidecekseniz de gastrolog'a gideceksiniz.
  • dahili meddah  (14.07.14 14:57:20) 
pipet sokacaksin böyle firt firt arada cekeceksin. öyle su bulmus danalar gibi köklersen mideni bulandirir tabi. zamanla alisacaksin günde 2nin altina düsmezsen. bende bir ara bir sene icinde günde max 1 litre ile yasadim, 1 sene abarti belki ama en az 8 ayim böyleydi. en son baktim böbrekler idrar rengi falan is yas, basladim zorlamaya kendimi ama öyle hizla icince kaldirmiyor nedense. dedigimi yap sonra baslarsin benim gibi damacanalar dikmeye.

bir de su soguk gibi olacak, sicak oldukca tadi belli ediyor kendini, azar azar sik olacak, yaninda sise gezdiricen, bence arkadasin tatla degil miktarla sikintisi var. o yüzden azar azar cok sik.
  • wiillii  (14.07.14 15:11:20) 
evet o çok önemli, eklemeyi unutmuşum... özel mesaj yoluyla da "tatlandır" şeklinde öneriler geldi ancak benim tatla ilgili hiçbir sıkıntım yok. içerken iğrenme, tiksinme durumu söz konusu değil. suyun kendisiyle problemim yok. ama içerken zorlanıyorum işte. yani ihtiyacım yokmuş, hiç lazım olmayan bir şeyi almaya çalışıyormuşum gibi. su içerken gtüme elektrik direği sokmaya çalışıyormuş gibi hissediyorum, zor geliyor. (denemedim)

velhasıl benim derdim sadece içebilmek. yoksa tadıymış kokusuymuş çok şeyapmam.
  • pescador  (14.07.14 15:14:56 ~ 15:15:38) 
diğer sıvıları alamasaydın yutkunmayla ilgili problemin olduğunu düşünecektim.
evvel zamandan beri mi böyle yoksa son zamanlarda mı? idrara çıkma sıklığında nasıl?

böyle bir sorun hiç duymadım. ben olsam ostopediste gitmişken sorardim onu da doktor sonuçta.
  • irsh92  (14.07.14 16:41:51) 
idrara çıkma sıklığı çok değişken işin açığı. bazı günler çok, bazı günler az çıkıyorum. 1-2 aydır böyle diyebilirim, yani meşrubatı bırakıp su içmeye başladığım zamandan beri. öncesinde, 2 yıl kadar neredeyse hiç su içmedim. 3-4 günde bir bardak içiyordum. su ihtiyacımı hep işte koladan gazozdan pislikten karşıladım.


  • pescador  (14.07.14 16:52:48) 
[]

istanbul'da yaşamak / ev aranıyor ilanı gibi ama değil gibi de

istanbul'a yeni yerleşiyor değilim. 2 yıldır istanbul'dayım. maalesef okuduğum bölüm sadece istanbul ve ankara'da var. yoksa inanın, kalkıp erzurum'a giderdim.

şu an oturduğum ev fena sayılmaz ama mutfak ve banyosu eski. ayrıca, aramızda sözlü olarak hiçbir problem yaşanmadıysa da ev arkadaşlarımdan, evin genel düzeninden falan pek memnun değilim. eyi çocuklar ama farklı kafalardayız yani. dolayısıyla çıkmak istiyorum. 3 ay yurtta, 1 sene kadar beylikdüzü'nde, 1 sene kadar da kadıköy'de kalmış olacağım böylelikle.

kira ve faturalar için toplamda 500, çok zorlarsam 600 lira çıkarabilirim. biraz rahatına düşkün, evde sessiz sakin ortam seven birisi olduğum için sadece 2 kişi olalım istiyorum. veya, ağır asosyal bir eve üçüncü de olabilirim.

masam ve sandalyem var sadece. o yüzden ev kiralamak yerine, hazır bir eve çöreklenmek istiyorum.

***

sizce çok mu uçuyorum? yani bu şartlar altında 2 kişi, dayalı döşeli tertemiz mutfaklı banyolu ev aramak fazla mı fantastik kaçar? ama ne yapayım arkadaş... ben küçük şehirde, yeni yapılmış taş gibi evde 300-400 lira kirayla büyüdüm. mağaralara, girenin çıkanın belli olmadığı kalabalık öğrenci evlerine 600-700 lira vermek... ne boktan bi şehirmiş lan burası.

okul iü edebiyat fakültesi, fatih laleli'de. ama evin konumu çok önemli değil açıkçası. kartal'da falan olmadığı sürece düşünebilirim sanırım.

sizin var mı bana kucak açabilecek bir tanıdığınız ya da kendi eviniz falan? her sene dolaşmaktan sıkıldım ve "sikerim okulunu" deyip annemin yanına yerleşmeme, okulu falan bırakmama ramak kaldı.

istanbul'a ağustosta döneceğim için şimdilik ev konusunu konuşmak çok erken, sanırım kimse "şu an boşuz, 1 ay seni bekleriz" demez. o yüzden "ev arıyorum" duyurusu sayılmaz bu.

ama öyle işte... çok pahalı değil mi istanbul? ben de az eşek değilim, rahatıma düşkünüm farkındayım ama çok şey istemiyorum ki. 20 yaşındayım, 3 yıldır aynı ayakkabıyı giyiyorum. giyeceklerimin toplamı 200-300 lira ya eder ya etmez. hiç masrafım yoktur.

tek istediğim, kendimi huzurlu ve yalnız hissedebileceğim, banyosu ve mutfağı tertemiz bir ev lan. benim şu hayatta tek istediğim, şöyle bir evin kirasını ödeyebilecek kadar para kazanabilmek.

siktimin istanbulunda bunun için benim illa 2000 mi kazanmam lazım? burada, şu an bunu yazdığım ev iki daireden oluşuyor. geçen sene yapıldı. toplamda 8-10 odası, iki tane mutfağı, 2-3 banyosu falan var. büyükçe, çok güzel bir yer. kocaeli'de. terası var. denizi görüyor. ev minibüse 3 dakika, minibüs de çarşıya 10 dakika mesafede.

ve burayı kiraya verirseler, en fazla 700'e ittirebilirlermiş... o paraya millet kutu vermiyor istanbul'da.

anlamıyorum, ne var bu lanet şehirde bu kadar.

***

siz de yani ne zaman antin kuntin duyuru açsam döşüyorsunuz cevapları, ne zaman gerçekten bunalıyorum ve yardıma ihtiyaç duyuyorum kayboluyorsunuz. neyse bende krediniz sonsuz, bir şey demiyorum o yüzden.

 
öncelikle sıkmayın bu kadar canınızı.

eğer arkadaşlı olursanız, ikinizden toplam 1000-1200 lira para çıkacak, öyle olunca biraz şehre uzak yerlerde yeni yerler bulabilirsiniz. şehir için o fiyata, maalesef çok zor. faturalar bütçenize dahil olmasa, belki bir şansa bulabilirdiniz fakat bütçeye dahil olunca işler zorlaşıyor. merkezi yerlerde, bin liraya 0+1 ya da 1+1 oluyor. antalya bu fiyatlara villa falan kiralıyorsunuz yani. istanbul bu konuda çok saçma sapan ama işte talep çok sonuçta.

istanbul çok pahalı. öğrenci akbilimi kaybettim ve mezun olduğum için yenisini çıkaramadım. bir yere gitmek için 2.15 lira veriyorum ve öyle koyuyor ki anlatamam. istanbul'da dışarı çıktığınız zaman en az 20-30 tl para gidiyor saçmasapan şekilde. istanbul paran varsa güzel, yoksa akıl karı değil.

aklınızın alabildiği her şey istanbul'da bulunuyor. üniversite, iş, kültürel aktivite, moda vs vs... bu yüzden herkes buraya geliyor, öyle olunca fiyatlar fırlıyor. 70 milyonluk ülkede her şeyi bir yerde toplarsanız, böyle olması kaçınılmaz oluyor.

şimdi 2000 lira kazanma olayına gelirsek de 2000 liraya istanbul'da yaşanır. bunun daha azına insanlar yaşıyor fakat sadece yaşıyor. temel ihtiyaçlarını gideriyor sadece onun dışında başka bir şey yapamıyorlar.

sıkmayın canınızı, su akar yolunu bulur. elbet gönlünüze uygun bir şeyle karşılaşırsınız.
  • dogyman  (12.07.14 19:20:57) 
merkezi bir yerde olsun istiyorsan evet, çok uçuyorsun. ama kuş uçmaz, kervan geçmez yerlerde o kalibrede evler bulabilirsin.

istanbul'un gereksiz pahalı olduğunun hepimiz farkındayız zaten. insanların mecburiyetinden yararlanmak deniyor bu yapılan şeye de.
  • devilred  (12.07.14 19:59:15) 
Ankara'ya gitmeyi düşündün mü?


  • en lüzumlusundan feyizli bir abiniz  (12.07.14 22:22:11) 
@feyizli abi, istanbul'dan daha ucuz olmadığını söylediler. istanbul pahalı falan ama ankara'ya kıyasla çok güzel. 100 liralık fark için 4 sene yaşanacak şehir değil benim için ankara.


  • pescador  (12.07.14 22:25:43) 
aynı şeyleri hissediyoruz kardeş.

biz 4 kişi kişi başı 600 ile yaşıyoruz. ev bok gibi. ay çıldıracağım. bulabildiğim en uygun ev burası. ev arkadaşlarım da pisler. ev daha da çirkin oluyor öyle olunca. sabır mı çekmeliyim bilmiyorum. ev en üst kat çatı filan yok. 2 gündür hamam gibi. günde 2 duşa giriyorum serinlemek icin.
ay valla sinir bozucu.

hem üniversitemi hem bölümümü çok seviyorum buna rağmen ankara- izmir gibi daha uygun yerlerde oturanlara çok özeniyorum, hatta kıskanıyorum. bornovada 3+1 mis gibi eve 500 liraya çıktı lise arkadaşlarım. ev cadde üzerinde okul yürüme mesafesinde.

kıskanıyorum :(
  • kendi kendine yasayan yavrucak  (12.07.14 22:54:54) 
[]

league of legends'ın dünya şampiyonası ne zaman?

dota'nınki şu sıralar oynanıyor ya, lol'ün ne zaman olacak bu yıl belli mi? o nerede olacak, ödül havuzu nasıl?

lol'ü oyun olarak pek bilmiyorum, sadece birkaç kez izledim ama büyük turnuvalarını falan skor olarak en azından takip etmiştim. e-sporumuzun gelişmesi, "oyunumuz gelişiyür!" diyebilmemiz açısından rekabet önemli.

lol'de durumlar nasıl şu an? valve'e cevap vermek isterse lol çok rahat geçer diye düşünüyorum 10 milyon dolar barajını. yaparlar mı?

 
Uzakdoğu metası hala domine ediyor dünya şampiyonalarını, ben o metayı sevmiyorum, sıkıyor beni, hedef odaklı oynama fikrinden kaynaklı sanırım.

riot games aldı başını gitti, zaten hisselerin büyük bir kısmı çinli bir holdinge ait, isterse valve'ye cevap verir, ama rekabet olsa da ben ikisinin kardeş oyunlar olarak görürüm.

stad kapatıyorlardı sanırım dünya şampiyonası için, bir ara l.a lakers'ın staples center'ı da vardı, uzak kaldım biraz.
  • devorgilla the gunslinger  (11.07.14 18:49:31) 
@mosquera, hocam bu tabloları görebileceğim bir wiki tarzı sayfası var mı şampiyonanın? kıta elemeleri olsun, esas turnuva olsun... bunların bir arada olduğu, formatın ve tabloların olduğu bir sayfa? leaguepedia ya da ona benzer bir yer var ama çok karışık, orda bulmayı beceremedim.


  • pescador  (11.07.14 18:56:53) 
[]

dini bayramlara "şeker bayramı" demek?

bundan nefret eden bir tek ben miyim ya?

dindar falan değilim öncelikle onu belirteyim. hatta tam aksine, dinle ilgili neredeyse her şeyden nefret eden atatürkçü bir komutanım. namaz kılan ve kuran okuyan askerlerimi mütemadiyen döverim.

ama birader bu DİNİ bir bayram ya. insanların kutsal saydığı bir şey. şeker yemek, çocuklara şeker vermek falan bu geleneğin sadece bir parçası. RAMAZAN veya KURBAN bayramının adına niye ŞEKER diyosunuz lan?

çok salak şeylere takılıp sinirlendiğimi biliyorum ama bu nedir yani? ramazan ya da kurban derseniz ölüyor musunuz? bu bayramların şekerle ne alakası var, birisi söyleyebilir mi? yemin ediyorum hoşlandığım kız şunu dese o an soğurum ya. olm bu kadar mı entelsiniz?

 
Şeker bayramı Ramazan bayramı için kullanılıyor sadece diye biliyorum ben.


  • Lola90  (11.07.14 17:53:06) 
kurbana seker denmiyor bu arada

ben de sevmiyorum bu soylemi

ramazan kurban denmeli.
  • exlibris  (11.07.14 17:53:15) 
islam, vakitler için güneşi, tarihler için ay takvimini kullanır.

ay takviminin sekizinci ayı ramazandır. ramazan sonunda yeni ay görünmesiyle eyd el-fıtr, yani ramazan bayramı başlar. bir çok orta doğu ülkesi, eğer hava bulutlu ve ay görünmüyorsa bulutlar açılana kadar bekleyip oruç tutmaya devam eder.

ramazan bayramının her yerde başka başka adetleri olur. mısır, sudan ve türkiye'de bayramı şekerle özdeşleştirmek adettendir.

dünyanın çeşitli yerlerinde pek çok kültürde de çocukların özel olarak giyinip kapı kapı dolaşarak bahşiş ve şeker topladığı etkinlikler vardır. batıdaki cadılar bayramı gibi türkler de bu iş için şeker bayramını kullanır. sudan ve mısırlılar evlerinde şekerli tatlılar ve kurabiyeler yaparlar.
  • vanwarantion  (11.07.14 18:00:20 ~ 18:01:34) 
sadece ramazan bayramına şeker bayramı deniliyor, çocukların şeker toplaması geleneğinden dolayı. hiç şeker bayramı diyen bir yetişkin de duymadım çocuklar der genelde onu entellikle ne ilgisi var ayrıca


  • feykalade  (11.07.14 18:05:41) 
pescador albayım, ben de tilt oluyorum bu duruma. kaliteyi adıyla istemek lazım.


  • namus ninjası  (11.07.14 18:12:47) 
yalnız neye ne dendiğini bilmeden isyan etmeniz de manidarmış. ramazan bayramına şeker bayramı denir, kurbana değil. neden dendiğinin de bir önemi yok, alışılmış bir kalıp işte. ben gıcık olunacak bir sebep görmüyorum.


  • prodeq  (11.07.14 18:16:19) 
isteyen şeker der, isteyen ramazan. kime ne ifade ediyor o önemli. adam ramazan kısmını es geçiyor, bayramla ilişkisi var sadece belki.

paskalya'ya da pekala yumurta bayramı denilebilir.
  • uykusunu yakalayan adam  (11.07.14 18:20:02) 
@prodeq, az önce bir yerde şeker bayramı dendiğini duydum, bir an önümüzdeki kurban bayramı diye düşünüp öylece yazıverdim. düzeltme gereği duymadım sonradan.

ramazan bayramı şeker bayramıysa, kurban bayramı da et bayramıdır. ona niye demiyorsunuz?

"nesi entellik bunun" demişsiniz... basbayağı entellik bu. bunun adı ramazan bayramıdır yani, gavurlar diyor ya "not rocket science" diye. o kadar zor değil yani gerçekten. ramazan bayramı amk. buna gidip şeker bayramı dersen entel derim ben tabii.
  • pescador  (11.07.14 18:20:11) 
Ramazan Bayramına Şeker Bayramı da diyoruz çünkü ta geçmişten beri öyle deniyor. Bayramlar yalnızca dinle değil gelenekle ve bir toplumun tarihiyle de ilgilidir. Eğer amaç gerçekten entellik vb. Olsaydı asıl o zaman kurban bayramına da et bayramı denirdi. Bu arada birisi Çıkıp da şeker bayramı sözünü yadırgıyorsa ve buny entellik zannediyorsa ilk iş tevellütün kaç senin evladım diye sorarım.


  • microfiction  (11.07.14 20:05:17 ~ 20:08:40) 
[]

balla diş fırçalanır mı?

geçtiğimiz günlerde, televizyonda erkan şamcı amca önermişti bunu. ben de geçenlerde "diş macunundan nefret ediyorum" gibisinden bir duyuru açmıştım zaten, meraklandım. usta bitkici, "diş macunu şekerli deterjandır, ıslanınca köpüren şeyle ağız mı temizlenir lan" falan dedi. ama alternatif olarak bal önerdi adam.

balla diş nasıl fırçalanır ki? ya da fırçalanmalı mı? diş macunu kullanmak istemiyorum ama bir şeyle de temizlemek lazım bunları sonuçta. şekerli mekerli yapışkan yapışkan zararlı olmaz mı bal?

ev yapımı macun için bir tarif var ama onun da malzemelerini almaya üşeniyorum. iyisi mi gidince ben diş hekimine "sök bunların hepsini, uğraşmak istemiyorum" diyeyim. ağzımla uğraştığım kadar duyuruyla uğraşsaydım hollowlife olmuştum :(

"balla diş nasıl fırçalanır" sorusunu şöyle açayım: balın miktarı ne olmalı mesela? sürüp öylece bırakıcaz mı çalkalıycaz mı falan gibi. ne bileyim yav çok garip geliyor balla diş fırçalamak. yazık günah suyla gitse bi türlü, gitmeyip dişinde kalsa bi türlü... hayat çok zor değil mi?

 
diş macunlarının zararlı olduğu kesin. iğrenç bir şey ya. 1 saat ağzımızda geçici ferahlıktan sonra rezalet.
bal bana garip geldi ama. başka yöntemler de olabilir.

  • ne nicki be  (10.07.14 09:33:44) 
çalkalamakla zorlu yüzeylere ulaşamaz ballı karışım. sürüp bıraksan da antiseptik bir şey değil ki bakterileri yok etsin. tek yok yine fırçalamak ama onu macunsuz bile yapsan mekanik olan yemek artıklarını nispeten temizleyeceği için bala gerek kalmaz. ayrıca şeker oranı yüksek olduğu için her halükarda bal kullanımı bana mantıklı gelmedi.

dalga geçiyor gibi olacak da misvak kullansan? ben de zeytinyağı ya da hindistan cevizi yağını ağzında 3-5 dakika dolaştıranları duymuştum. bilimsel dayanağı da varmış sanırım o zaman araştırmıştım da unuttum ayrıntısını şimdi. biraz ararsan köpürmeyen krem gibi diş macunları da bulabilirsin. aklıma gelen bir örnek: buccotherm.
  • merena  (10.07.14 09:46:16) 
bal olayinin sacmaligina bile girmiyorum.

Dis macununa gelince, köpük yaptiran madde sodyum lauryl sulhate. Icinde bu olmayan dis macunlari da var. Agiz icini tahris edici özelligi oldugundan özellikle agzinda aft problemi yasayanlar sodyum lauryl sulhate bulunmayan dis macunu tercih ediyorlar.
  • kimse  (10.07.14 09:46:32) 
Tıp & bilim insan eğitiminden daha hızlı gelişti malesef,
O yüzden artık insanlara bir çok şey "büyü" gibi gelmeye başladı
Kafası almayınca, köpürüyor o zaman deterjan diye kendi küçük kafasından sonuçlar üretiyor
Milyonlarca doktorun, bilim adamının üzerinde çalıştığı, her içeriğinin mg bazında hesaplandığı, onlarca kurulun denetlediği bir ürüne değil de
Mahalledeki ortaokulu bile bitirdiği şüpheli "bitkici amca"nın uydurduğu birşey sana daha yakın geliyorsa sen onu kullan.
  • cruseo  (10.07.14 09:52:36) 
misvakı hiç sevmiyorum ya. o çok daha gereksiz geliyor bana açıkçası. biraz fazla takıntılıyım ağız-diş konusunda, dişimi temizlediği gibi manyak zihnimi de rahata erdirsin istiyorum. misvak dişi temizler belki ama ben ağzıma tahta sokunca kendimi temiz hissedemiycem.

@cruseo, ben bitkici amcanın dediği doğrudur deseydim, bilenlerden tavsiye almak için bu duyuruyu açmazdım. programı baştan sona izledim ve söylediği şeyleri çoğunlukla mantıklı buldum sadece. kimyasaldan, hazır ürünlerden artık mümkün olduğunca kaçınmaya çalışan biri olarak da bal seçiminin ne kadar mantıklı olacağını sordum. insanlar bildiğince cevap vermeye çalıştı, sen de bana gelmiş "ortaokulu bitirip bitirmediğinden emin olmadığın birine mi güveniyorsun" diyorsun.

ayrıca ben balın dişe ne yapacağını burada sorarak diş hekiminden veya başka bir bilgilisinden kolaylıkla öğrenebilirim. ama diş macunu firmasına "ya sizinkiler sağlığa zararlı mı?" diye soramam. aynı şekilde, milyonluk kurullara gidip "kimyasal mısınız lan siz" diyemem.

kimse size zorla cevap yazdırmıyor, milleti azarlayacaksanız hiç zahmet etmeyin yani bence.
  • pescador  (10.07.14 10:08:18 ~ 10:12:46) 
gerçek bal yani "raw honey" bulamayacağına göre bence diş fırçasının üzerine biraz karbonat serpiştirip fırçalasan yeterli olacaktır.


  • esenboga  (10.07.14 10:21:53) 
@ esenboga'yı dinleyip de karbonat serpiştirme fırçaya, dişleri çizersin.


  • istinyede bekle  (10.07.14 11:14:22) 
diş macunları mekanik temizlemeye yarar. diş macunundaki partiküllerle ve fırçası ile sürterek temzlenir diş. bal belki o partiküllere sahiptir. daha iyi temizlik için diş ipi, bakteriler için de ağız bakım suyu kullanmak en iyisi.


  • uykusunu yakalayan adam  (10.07.14 11:44:35) 
misvakı direkt tahta haliyle sokmuyosun ki ağzına, önce suda bekletiliyor. sen sabunlu suda beklet öyle dene. onun kıl gibi lifleri çok güzel temizliyor dişleri ve aralarını.


  • shiranai  (10.07.14 11:48:19) 
[]

6-7 aylık stalk'ın ardından kabul edilen buluşma teklifi

şimdi stalk kelimesini kullandığım için ayar vereceklere önceden açıklamamı yapayım: daha uygun bir kelime bulamadım başlıkta kullanmak için. açıklamayı zaten yapıcam şimdi.

daha önce de yazmıştım, varoluşbuddy'li bi duyuruydu belki vardır hatırlayan. benim sürekli kendi kendime yazıp çizdiğim, yazdıklarımı okuduğunu çok iyi bildiğim ama hiç pas vermeyen biri vardı. aynı şehirde olmamıza rağmen aramızdaki korkunç mesafe nedeniyle buluşmayı teklif dahi etmemiştim.

daha sonra kavga ettik gibi bir şey oldu, tamamen koptum. 15-20 gün falan hiç yazmadım. sonra işte tatil için başka bir yere geldim. buradayken geçen gün, "istanbul'a döndüğümde bi yerde buluşalım, oturup konuşalım olur mu? 7-8 ay peşinde dolaşıp sabah akşam sana yazınca ruh hastası gibi hissediyorum, buluşursak daha iyi olur sanki" dedim.

cevap bile beklemiyordum ki pat diye "olur" yazdı.

şimdilik "aklında kalayım da daha çok özlesin egomu okşasın" dediğini biliyorum ama "geldim ben buluşalım" dediğimde yan çizeceğini de sanmıyorum...

neden buluşalım dedi ki şimdi bu? 8 aydır bu teklifi mi bekliyordu yoksa? ne bileyim garip işler.

 
Buluşmadan ne desek boş. Senaryo üzerinden gidersek..

1. Oturacaksınız bir yere, kız senin ona nasıl taptığını anlamak, senin ona layık olmayan milyonlarca erkekten sadece biri olduğunu kanlı canlı gözleri ile görmek için bir iki olta atacak, sen oltaya geldiğinde geri çekilecek.

nasıl davranmalı? arkadaş canlısı ol, arkadaşınla muhabbet eder gibi yalnız ne friend zone'a çekerek ne de ilk sinyalde yere yığılarak. rahat ol, son sözün "eh muhabbet etmis olduk :)" olabilecek cizgide yürüt. bunu iyi çevirebilirsen onu -eğer oynarsa- kendi oyununda yenmiş olacaksın, sonra al eline çekirdek izle davranışlarını.

2. ciddi sinyal verir, ya da çekinceli davranır...kısacası hoşlanıyordur.

nasıl davranmalı? içinden nasıl geliyorsa öyle davran. bunlar güzel şeyler.

3. yan çizme.

nasıl davranmalı? cevap bile verme.
  • Lorik Cana  (08.07.14 21:58:20 ~ 22:02:44) 
Teklife içip git başkan cool olman lazım. Ama içip geldiğini anlarsa o da olmaz. Bu kahve likörü bok püsür var onlardan iç anlaşılmaz :))


  • juvee  (08.07.14 22:00:12) 
abi aslında ben hani ne düşünmüştür, niye kabul etmiştir onu merak ediyorum. bizimkisi zaten hiçbir zaman aşklı meşkli bir şey değildi, yani "karşısında ne yapacağım" konusunda bir derdim yok. çıkarıp masaya vurucam ben kendim olarak, beni zaten çok çok iyi tanıyor. ne kadar cool'um değilim bilir yani. "kızla buluşuyom napıcam" tavsiyesinden ziyade, ne oldu da kabul etti kafasında ne var bunun tarzı bir soru benimkisi.

çok garip geldi çünkü yani. baktı bırakmıyorum peşini buluşayım bari sussun mu dedi naptı? belki soğuyayım diye sarımsaklı yoğurt yiyip gelir?
  • pescador  (08.07.14 22:03:28 ~ 22:04:18) 
her türlü nedeni olabilir. canı sıkılmıştır, hazır yaz "belki?" bu çocukla olabilir diye düşünüyordur, yalnız kalmıştır, başkasına sinirlenmiştir, o anlık içinden gelmiştir buluştuğunuzda pişman olur, durum değerlendirmesi yapıp seni istediğini düşünmüştür...

edit: rahatsız edici bir stalker'lık yapmıyorsan buluşalım sussun diyeceğini sanmıyorum.
  • Lorik Cana  (08.07.14 22:06:03 ~ 22:06:45) 
değişiklik olur diye düşünmüştür merak ediyodur canı sıkılıyordur.


  • instant crush  (08.07.14 22:09:14) 
Oo pescador oo, konustuklarimizi unuttun demek!!1

Oley
  • Idonthaveausername  (08.07.14 22:29:15) 
buluşmaya gitme o şaşırsın. nasıl fikir? bence de bok gibi.


  • dzingis  (08.07.14 23:05:19) 
normalleştirmeye çalışıyor.


  • icemint  (09.07.14 10:37:25) 
go fuckherself!


  • [silinmiş]  (09.07.14 10:41:18) 
Kafası bozuktur, egosu yerlerdedir. Sen ummadığı anda teklif edince birilerinden intikam almak için düşünmeden evet demiştir. Altını çok kurcalama, beklentiye de girme. Üzülürsün yoksa.


  • yirmisantim  (09.07.14 10:42:00) 
Buluşma. Zirvede bırak. Bas kıçına tekmeyi. Buluşunca pişman olacaksın.


  • pandispanya  (09.07.14 10:43:48) 
@pandispanya, ben tam tersi birbirimizden soğuruz ve bunun çok yersiz bir takıntı olduğunu fark edip yavaş yavaş kendime gelirim diye düşünüyordum :/


  • pescador  (09.07.14 17:55:03) 
Ya seni ekerse? Ya da yine aynı etkiyi yaratırsa üzerinde? Gerçekten istiyo musun bunu? Doğumgününü de unutma. Ya affettirirse?


  • pandispanya  (09.07.14 18:32:07) 
ekmeyeceğini tahmin ediyorum. zaten belli bir tarih yok ki, ben "geldim, ne zaman buluşuyoruz?" diyeceğim, ortak bir tarih belirleyeceğiz ikimizin de müsait olduğu. sanmıyorum ekeceğini. ekerse de sorunun anlamı kalmıyor, "vay aq" deyip devam etmek durumundayım.

doğumgünü kısmını anlamadım. affettirse ne değişecek ki? hiçbir şey yoktu, yine olmayacak. olursa da... zaten olmuş olacak.

üzerimde yine aynı etkiyi yaratacağını hiç sanmıyorum bunca şeyden sonra. abarttığım gibi biri değil, biliyorum. soğuyayım da rahatlayayım.
  • pescador  (09.07.14 18:37:08 ~ 18:40:47) 
[]

ben homofobik miyim yav şimdi

vicdanımı rahatlatmak için değil de, cidden çok kafam karıştığı için soruyorum. ona göre kendimi kalıba sokucam.

ciddi diyom lezbiyen pornosuymuş falan hiç ilgimi çekmedi, lezbiyen tanıdığım da olmadı. ama haklarında iyi ya da kötü bi şey düşünmedim aynı zamanda.

futbol maçı izlerken oyuncular birbirine sarıldığında, öpüştüğünde hoşuma gidiyo haha. o "KARDEŞLİK" hali, BROMANCE tavırları falan sempatik bile geliyo yerine göre. gay biraderlerimle de bi derdim yok.

ama travesti mi diyosunuz olm, boru gibi sesi olan ablalar olsun ya da ne bileyim işte böyle çok alışık olmadığım insanları görünce çekiniyorum. nefret duymuyorum ama çekindiğim için uzak durmak istiyorum, nasıl desem yani ilginç geliyo ya. hani erkeğin erkeğe ilgi duymasını anlıyom ama o vücutta o ses olunca beynim almıyo benim.

mesela şu LGBT 2014 onur yürüyüşüne imkanım olsa bile katılmazdım çünkü ben kendimi orda yalnız hissederim amk, o insanların arasında değilim çünkü. burada "arasında değilim" derken eşcinsel olmayı kastetmiyorum. onlar mesela benim gibi çekinmiyor. tamamen anlıyorlar eşcinselleri de travestileri de. ben anlamıyom olm, çekiniyorum. kötü niyetli olduğumu düşünmüyorum ama geride duruyorum işte.

dediğim gibi bende bir nefret, onları dışlama falan yok. daha ziyade kendimi geri çekiyorum. şimdi bu durumda GERİZEKALI ŞAPŞİK HOMOFOBİK BİSEKSÜELLER VARDIR!! mı oluyorum yoksa sıkıntı yok mu?

***

lütfen "kardeşim homofobiksen homofobiksin, ibnelik moda oldu ;))" tarzı cevaplar vermeyin. dediğim gibi, derdim vicdanımı rahatlatmak değil. sadece ne düşündüğümü falan anlayamıyorum net olarak. homofobiklik deniyosa buna homofobiğimdir yani nabiyim.

 
değilsin. ama biraz kafayı açman lazım.


  • chemical dependency  (08.07.14 16:04:04) 
Arkadaşım ne çok kasıyosun kendini..
Bilinmeze karşı duyulan basit çekingenlik korku bu..
Birkaç tane arkadaşın olursa, ne bileyim onları anlatan birkaç film izlersen çözersin olayı.
Kötü bir insan değilsin korkma..
  • quaker  (08.07.14 16:04:42) 
gerçekten böyle düşünüyosan değilsindir heralde. insan örümceklerden hoşlanmaz ama bu illa araknofobisi olduğu anlamına gelmez.

ama dünya homofobikler ve homofobik olmayanlar diye ikiye ayrılmıyor. her duygunun bi derecesi vardır. çekindiğini söylemişsin. mesela böyle birine geçemesi için kapıyı tutarmıydın, elinde ağır bi yük görsen taşımasına yardım eder miydin. eğer cevabın hayırsa homofobik olmasasan da doğru bi ayrımda da değilsin demektir.
  • elorelia  (08.07.14 16:10:24) 
@elorelia, yok benimkisi o tarz bir çekince değil kesinlikle. daha ziyade, duygusal diyeyim. geçmesi için kapıyı tutardım, ağır yük görsem taşımasına yardım ederdim elbette. bunu herkes için yaparım ya da yapmam, tipine sesine vs. bakmam yani, yapıyorsam insan olduğum için yaparım.


  • pescador  (08.07.14 16:24:48) 
Escinsellerin, translarin ozellikle turkiye'de cok haksizliga ugradigini dusunuyorum ve bu magduriyetin giderilmesi lazim ama translar zaten garipler abi, senin bakisinda anormal bir sey yok bence. Kafam kadar meme, kasli bacaklar, boru gibi ses filan bana da cok normal gelmiyor. Bu insanlari farkli bulmak baska, ezmek, yasam haklarini elinden almak baska bir sey. Su an bulundugum ulkede escinseller evlenebiliyor, bence bu guzel bir sey ama iki adam opusuyorsa patlamis misir alip izleyecek halim yok, benim acimdan hos bir goruntu degil yani.


  • fortisvita  (08.07.14 16:35:02 ~ 17:40:31) 
@fortisvita bir erkek bir kadın öpüşürken patlamış mısır alıp izliyor musun?


  • chemical dependency  (08.07.14 16:39:29) 
sıkıntı yok.


  • icemint  (08.07.14 16:40:01) 
değilsin


  • make a wish  (08.07.14 16:54:08) 
bilinmezlere olan korku nedir yaw, biliyoz biz sizin birbirinizle neler yaptiginizi, rahat olun.


  • lutah  (08.07.14 16:56:39) 
iyi iyi böyle iyi hacı. sorun yok.


  • seyduna6687  (08.07.14 17:14:10) 
@chemical, e dogru o zaman da izlemiyorum tabi ama icgudusel olarak daha normal karsiliyorum.


  • fortisvita  (08.07.14 17:39:53) 
Homofobik değilsin. Transfobin var belkş biraz, bu da bilinmezlikten kaynaklı cidden. Muhtemelen hayatın boyunca hiç normal ortamda karşılaşmadın trans birisiyle. Umarım denk gelirsin bi şekilde.


  • phoenixboy  (08.07.14 18:58:07) 
Bi nebze transfobin olabilir. İki gün önceki akşam yolda yürürken bi travestiye rastladım. Dönerciden döner gibi bişeyler aldı, yoluna devam edecek. Dönerciler laf attı, sonra bunun da ayakkabısı büyük geliyo takıldı yalpaladı filan. Ben arkasına geçip biraz izleyerek yürümeye başladım. Ayakkabılar ayağına olmuyo ve 3 saniyede bi durup, ayakkabısının arkasını yeniden takıp devam ediyo filan...

Yanına yaklaştım; yardıma ihtiyacın var mı, poşetlerini tutayım, sen de ayakkabını hallet dedim. Şok oldu. "ıııı şeyy yok ya, yiyecek almaya çıktım, ayakkabı büyük geldi, hallederim" gibi bişeyler söyledi. "Evet bana da bazen öyle oluyo, arkayı iyice sıkmazsan düzelmeyecek" dedim ve onu geçip yürümeye devam ettim.

Bikaç saniye sonra arkamdan pıtı pıtı gelmeye başladı, bana yetişti. "İnsanlar sence neden bizden nefret ediyolar?" diye sordu. "İkiyüzlü oldukları için" dedim. "Doğru söylüyorsun" dedi. Yürümeye devam ederken kendiliğinden bi sürü şey döküldü. Onlarla beraber olan insanların nasıl her şeyi inkar ettiklerinden tut da aşk meşk bi sürü işlere kadar. "Benim bi sevdiğim var ama bu akşam benden ayrıldı" dedi. Ayrılık sebebini anlattı. "Seven insan güvenir" dedim. "Doğru söylüyosun, konuşucam onunla" dedi. Gireceği sokağa geldik "Kendine iyi bak, benimle konuştuğun için teşekkür ederim" dedi. "Dikkatli ol lütfen" dedim. Gitti.

Travestilik bence varoş bi kültür. Ama bi sebebi olmasa tutunamazlardı. Demek ki sebebi gerçek. Ve onca acı içinde ne görüntüleri, ne taşıdıkları bıçak ne de başka hiçbi şey dikkatimi çekmiyor. Çünkü hayatları acı dolu ve acı tamamen gerçek.
  • pandispanya  (09.07.14 11:02:00) 
[]

insanoğlunun işlediği en korkunç organize suçlar/vahşetler?

birim 731'den daha kötüsü var mı aklınıza gelen? atom bombası olabilir diye düşünüyorum hem doğaya verdiği zarar, hem ölü sayısı hem de geride çok çok sıkıntılı insanlar & nesiller bırakması nedeniyle ama ne bileyim benim gözümde hiçbiri birim 731'i geçemiyor.

dünya tarihinde pek bilinmeyen, bundan daha feci şeyler var mı? gerçi daha ötesine nasıl geçilebilir onun bilmiyorum, insanın kaldırabileceği her şey yapılmış zaten.

***

tikler gecikecek, vay şerefsiz vermemiş demeyin.

 
  • baldur  (08.07.14 15:03:55) 
tam olarak sorunuzun cevabı değil ama Phil Zİmbardo'nun Lucifer Effect diye bir kitabı var ve yapılan deneylere vs göndermeler de yapıp, kaynak göstererek "kötülük" kavramını araştırıyor. Bir çok farklı örnek var.


  • sopiro  (08.07.14 15:05:07) 
Tek bir olay değil de, İngilizlerin Victoria çağında yaptıklarını toplarsak buradan Mars'a yol olur.

Aklıma bir de Rwanda Tutsi Soykırımı geldi.
  • aychovsky  (08.07.14 15:17:52 ~ 15:18:21) 
- homo sapiens'in avrupa'ya göçü ve neanderthalleri kah asimile edik, kah katletmesi
- roma - kartaca savaşı ve sonrası
- haçlı seferleri
- cengizhan moğol seferleri
- timur seferleri
- hernan cortes ve aztekler
- ingiliz kolonileri - amerika -> kızılderililer
- afrika kaçırma ve köleleştirme, kölelik
- I. Dünya Savaşı mısır, osmanlı askerlerine
- Dresden bombardımanı
- Katyn ormanı katliamı
- stlalin'in ukrayna, kırım vb. katliamları
- ingilizlerin hindistan'daki katliamları
- vietnam ve portakal gazı
- kanlı elmas - afrika
- kuzey afrika, orta-doğu ve afganistan-pakistan-azerbaycan ile çevresinde amerika-rusya-ingiltere-fransa-italya-almanya vs.
- el-nusra, el kaide, öso, ışid

şimdilik aklıma gelenler.
  • nawar  (08.07.14 15:25:06 ~ 15:25:51) 
[]

deep web'e gireniniz var mı? güzel mi ben de geleyim mi?

teknolojiden anlamayan dedeye anlatır gibi anlatır mısınız? normal tarayıcıların bulamadığı sitelerin olduğunu, farklı tarayıcılarla buralara girdiğimizi biliyorum ama abartılı tepkiler yüzünden, bana biraz şehir efsanesi gibi geliyor... yok "aman girme kafayı yersin"ler, "aman abi bilgisayarın gider..."ler...

nasıl bi şey yahu deep web? hadi tor browser'ı kurduk diyelim... nasıl gidiyoz deep web'e? ÖLDÜRMEK KAN SİKMEK PİSLİKLER falan mı yazıyoruz tarayıcıya çok absürt şeyler görmek için?

siz giriyo musunuz mesela nasılsınız, keyfiniz yerinde mi?

 
1 kere girdim hep cp cikti karsima bi daha girmedim. orada devamli takilanlarin da ruh hastasi oldugunu dusunuyorum. normal insana gore seyler yok cunku. ya cp, ya silah satisi, ya uyusturucu.


  • xenophobe  (06.07.14 22:37:48) 
deep web'in ilk kuralı deep hakkında konuşmamaktır.

o değil de benim de hep aklımda ama hiç de girip bakmadım. pek de meraklı bi insan değilim zaten ondan herhalde. bi de her şey olur diye düşünüyorum. yani öyle orda bişeyler görüp de vay be neler dönmüş diye de şaşırmam gibi geliyor. bakalım.
  • tepedeki psychedelic adam  (06.07.14 22:41:18) 
girmeden yorum yapmak eşeklik olacak tabii ama bana bazı şeyler abartılı geldi ya. kiralık katil ilanları diyorlar mesela. e devletlerin, polislerin falan haberi yok mu deep web'den? internet kullanıcısının girdiği yere giremiyorlar mı? benim 100 bin dolarım ve deep web'in derinlerine inebilecek gücüm olsa istediğimi tak tak vurdurabilecek miyim sanki?

içeriğin iğrenç olduğunu tahmin edebiliyorum ama mesela bu kiralık katil mevzuu biraz garip ve abartılı geldi.
  • pescador  (06.07.14 22:45:48) 
ben de buralarda yazılanları okuyup bir elim hep tetikte cp çıkarsa kapatırım diye girdim. 2-3 saatte çalışan link 3-5 tane buldum. zaten giriş amacım da belli değildi. yok işte gelecekten çekilmiş fotoğraf falan gibi fantastik şeyler görürüm gülerim diye düşünmüştüm ama hiçbir bok göremedim. silah tüccarları falan var ama ona da üşendim bakmaya. kiralık katil 200-300 satırlık yazı yazmış okumadı bile. belki nereye bakacağını bilmek lazım ama düzgün çalışan bri link bile bulamadım. 11 eylül saldırıları, malezya uçağı ile ilgili komplolar falan dönüyor dedilerdi ama hiçbirine ulaşamadım.


  • godsparticle  (06.07.14 22:46:11) 
olacakları söyleyeyim. bi hevesle kuracaksın bilgisayarına tor'u. şu hidden wiki denilen yerden başlayacaksın ya da farklı arama motorları falan da var işte. "hmmm şuna gireyim bakayım" deyip bekleyeceksin bi süre, sonra açılacak site, "haa" deyip devam edeceksin, porno kısmına ellemeyeceksin zaten, biliyorsun işte ne bokla karşılaşacağını. sonra silah, uyuşturucu satıcılarına, kiralık katil ilanlarına falan bakacaksın meraktan, belki araştırırken birkaç pdf dosyası indirirsin bilgisayarına, "gizli belge buldum lan galiba" düşüncesiyle heveslenip. birkaç dakika sonrasında da kapatıp 10 dakika önce ne yapıyorsan ona devam edeceksin. bir daha açıp kullanmayacağın tor browser ise bilgisayarında öylece yer kaplamaya devam edecek. kısacası gereksiz, abartılan bir şey. katil olsam kullanışlı olurdu belki de şu durumda senin benim gibi insanlar ne yapar burada bilmem.


  • tonoto  (06.07.14 22:49:36) 
bir bok yok. en son 2 yıl önce post atılmış boardlar ve bolca çocuk pornosu, çocuk pornosu izleyen sapıklar bolca olduğu için fbi da epey ajan sokmuştur diye düşünüyorum. girmeyerek hiçbir şey kaybetmiyorsun.


  • bira sisesi kapagi  (06.07.14 22:55:51) 
yok be. esrar ve silah dışında birşey yok. işine yarar mı bilmem.


  • cetoxim  (06.07.14 23:49:36) 
Hayatın anlamını bulduktan beş dakika sonra çay koymaya giden adam karikatürü gibi biraz. E bu muymuş deyip kapatıyorsunuz sonra. Bi numarası yok öyle.


  • angelus  (06.07.14 23:51:50) 
tor indir hiddenwiki diye arat ordan çıkan onion keyi gir esas hiddenwikideki linklere rastgele tıkla bikaç uyusturucu bikaç silah gör tamam işte deepwebtesin.
Ulan yıllardın demeçlerini paylaştığımız alanı bile yüzeysel internete çevirdiniz ak sokucam popkülte ya.

  • Solem  (07.07.14 00:04:53) 
Deep web'le ilgili söylenen çoğu (çok uçuk şeyler dışında) doğru. Ama bunları söyleyenlerin genelde tor browser kurup Hidden wiki'den gördükleri adreslere girenler. Yani tanık oldukları şeyleri pek bir abartarak anlatıyorlar. Bu şekilde girseniz de pek bir yere ulaşamazsınız. Ancak üç beş sapık porno siteleye ve fake satış sitelerine ulaşırsınız. Oralardan silah alırsanız da zaten en iyi ihtimal salatalık gelir.

Elinizde girebileceğiniz bağlantılar olmadıktan sonra pek bir anlam ifade etmiyor.
  • johan sebastian  (07.07.14 00:09:19) 
bizim gördüğümüz kısmın çoğu palavra. bir bok yok değil var. mesela kredi kartı satanlar falan var. cidden satıyorlar o kadar limitli kartları. bedavadan kart dağıtan bi adam vardı. aldım denedim kartı çalışmaz lan nasılsa diye. kart çalıştı lan cidden. sonra götüm götüm kapattım bi daha da girmedim. 1,5 senedir fbi gelir kapıma diye bekliyorum ama bi bok olmadı şu ana kadar.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (07.07.14 01:43:54) 
kiralık katillerde var, belli bir ücret verip vücüdunuzdan herhangi bir uzvunuzu kesip veren doktorlarda var, pek çok örgütün dökümanları var, çok acayip şeylerde var, deep web içerisinde bir arama motoru olmadığı için bulması zor oluyor.


  • selam  (09.07.14 01:05:07) 
[]

nasıl keskin nişancı olunuyor?

olacağımdan değil, gerçekten yolunu yordamını ve insanların neye göre "keskin nişancı" olduğunu merak ettiğimden soruyorum. askerdeyken komando olmak gibi, güzel atıyosan da keskin nişancı eğitimi mi alıyosun yani nasıl oluyo olay?

ben bu abilerin çoğunlukla çatılarda yatan, 100 olay yaşanırsa ancak birinde mıhlaması gereken, aslında pek de bir halt yapmayan tipler olduğunu düşünüyordum ama izlediğim bir operasyon sonrasında ağzım açık kaldı.

bu hayvanatlar, hareket halindeki (ve hareket yönü belli olmayan, sağa sola yalpalayan-savrulan) araçtaki üç kişiyi aynı anda vuruyorlar rehine kurtarma operasyonunda. yani birini ıskalasalar, sona kalan herif kurtarmaya çalıştıkları kişiyi vurabilir.

ulan sabah izledim hala şoktayım. yok mu buralarda bir keskin nişancı elini öpeyim, hayat dersi alayım?

yahu o nasıl bir koordinasyon, soğukkanlılık, yetenek kombinasyonu öyle? hiç mi eliniz titremiyor, hiç mi "lan ya kaçırırsam, ya herifi vururlarsa" diye korkmuyorsunuz?

LİNK İSTEYENLER İÇİN NOT: operasyonun videosu yok, ben bu sahneyi filmde gördüm. haliyle film adı falan vermek istemiyorum milleti spoiler'a boğmamak için. "olsun o sahneyi at merak ettim" diyen olursa özelden gönderirim linki.

"filmdeyse gerçek değildir olm o, afilli yapmışlardır" demeyin. operasyonun videosu olmasa da, belgeselde falan operasyonu düzenleyen dayılar kendileri anlatıyor nasıl yaptıklarını. zaten olayın gelişimi nedeniyle, başka türlü bir etkisiz hale getirme yöntemi kullanılamaz. gerçek sonuna kadar. bence :(

 
:D önce polis oluyorsun, sonra özel harekat dairesine geçmek için mülakata, sınava vs girersin herhalde. orada da yeteneğine ve yeterliliklerine göre olursun.


  • baldur  (06.07.14 21:44:10) 
önce dağa çıkıyorsun sonra güzel bir eğitim görüyorsun. daha sonra keskin nişancı oluyorsun.


  • jakopapagan  (06.07.14 21:46:22) 
@jako, daha önceki cevaplarını hatırladığım için sana şüpheyle yaklaşmak zorundayım, kusura bakma. tam olarak ne demek istiyorsun, açar mısın? memleketinde dağ olmayan nasıl keskin nişancı oluyor o halde?


  • pescador  (06.07.14 21:48:32) 
memleket değiştiriyor.
ya baba sen nasıl bir adamsın ya :D

  • baldur  (06.07.14 21:51:26) 
jakopapagan denen herifin entrylerine baktım da, doğru hatırlıyormuşum. pkk'lı bu. bana da mesaj atmış şimdi "dağa çık eşkıya ol zenginden al fakire dağıt" diye. bir şey demiyorum. daha fazla merak ettim şu an keskin nişancı yok mu şurda, ip'sini tespit edip vursunlar.

@baldur, ne mal olduğunu az çok hatırlıyordum bu herifin, o yüzden aptal cevabına aynı şekilde karşılık vermek istedim :)
  • pescador  (06.07.14 21:52:54 ~ 21:55:40) 
@marcus aquila, sabah 8 akşam 5 kafaya sıkmadıklarını tahmin ettim elbette ama hani ne zaman iş düşer bu abilere falan onları da merak ettim, çok genel bir soru aslında. askere gidince orada yetkili bi abiye sorsam çok mu dalga geçerler?


  • pescador  (06.07.14 22:07:12) 
eli titremeyenler soğukkanlı olanlar olabiliyor tabi. bi de videoyu atsan da biz de izlesek


  • icim urperiyor  (06.07.14 22:24:39) 
operasyonun kendi videosu yok. film sahnesinde gördüm ben. eh filmin adını da verirsem şimdi deli gibi spoiler yemiş olacaksınız. sadece o bölümün videosunu atsam, eh yine spoiler yemiş olacaksınız...

ama "ohooo olm o film diye öyledir ya, gerçekte öyle olmamıştır operasyon" demeyin. videosu yoksa bile operasyonu yürüten adamın falan videoları var, anlatıyor nasıl yaptıklarını.
  • pescador  (06.07.14 22:30:34) 
@divit, abi spoiler olmasın diye anlatamıyorum ama yapmış adamlar. başka türlüsü olmaz yani zaten. tüm herifleri hizaya getirebilmek için bir dizi numaralar falan yapıyorlar, hepsini operasyonu yürüten adam belgeselde falan anlatıyor. günler süren uğraştan sonra oluyor bu olay zaten, ilk seçenek olarak "üçünü birden vuralım aq" deyip sıkmıyorlar.

bir de mesafe uzak değildi, keskin nişancılık yapmış her insanın vurabileceği bir noktaydı. ama işte hareket eden şeye o soğukkanlılıkla, aynı anda nasıl yapıştırdılar onu anlamadım ben. birisi teklese gitti işte içerdeki herif.
  • pescador  (06.07.14 22:34:08 ~ 22:35:03) 
haci o filmdekiler navy seal di. donanmanin komandolari yani. once navy seal olacan sonra sniper olursun hele dur :)

www.navy.com
navyseals.com
hatta direk: www.google.ca
  • babamasoliimbananickaldirsin  (06.07.14 23:05:34) 
evet abi hayvan değil mi onlar işte? şimdi divit'in dediği gibiyse hem hayal kırıklığına uğramış hem de aptal hissedeceğim. yolum amerika'ya düşerse vallahi gidip sormak istiyorum abi siz böyle şeyler yapabiliyo musunuz diye.


  • pescador  (06.07.14 23:10:32) 
-Dikkatini odaklamak
-Sakin olmak (Muhtemelen adamlar, "aman allahim bu operasyon cok onemli iskalamam lazim, hay allah hedeften kacti" gibi seyler gecirmiyrdur aklindan)
-Nefes kontrolu olayi var birde, askerde kabaca ogretiyorlar
-Tufegi omuz cukuruna iyice yerlestirip kendine dogru cekerek sikilastirdiginda epey stabil tutabiliyorsun
Falan filan hayatlari bunun egitimiyle geciyor o insanlarin.

Ama soyle birsey de var kendimi ovuyor olmayayim; askere gittim, birak daha once silah kullanmayi bir silaha dokunmamistim bile. Atisa gittik, 25m de 3 mermiyi 1,5-2 cm2'lik bir alana soktum, 200m de nisan alip ates etmem cok uzun surdu herkes atini yapti yerinden kalki ben hala hic ates etmemistim, sonunda atisimi yaptim hedeflerin yanina gittigimizde attigim mermi insan siluetindeki hedefi ortadan tutan citaninda tam ortasini delip gecmisti:) Ben silah denen seyle yeni tanismistim boyle seylerde var:)

Not: 25m yaptigim o bicim atisi kendi hedefime degilde yandakinin hedefine attigim icin gecersiz sayildi:)
  • delifaruk  (06.07.14 23:30:28 ~ 23:31:20) 
Arabadaki adamı vurmak o kadar da kompleks olmasa gerek. Adamlar 1.250 metreden vuruyorlar. Ki bu kadar uzun bir mesafede atış yaparken sadece dürbünden bakmakla olmuyor, dünyanın dönüşünün mermiye yapacağı etkiyi bile hesaplamak gerek.

en.wikipedia.org
  • Haldamir  (07.07.14 00:45:17) 
atı yapmak çok zor bir olay değil, gerçekten eğitimle doğrudan alakalı birde artık silahlarda teknolojide gelişti yani sadece gez göz arpacık yok, dijital ekranlı, geri tepmesiz aletlre var hatta şu kameraları sabitleyen aletlerin çalışma prensiplerine dayalı kabzalar vs. kişinin yeteneği (görme, soğukkanlılık + teknik ) + mühendislik çalışmaları bu tür insanların varlığını sağlıyor.

birde sende günde 5000 mermi atsan sende yaparsın
  • selam  (09.07.14 01:10:05) 
[]

phelps nasıl oluyor da ölmüyor günde 12 bin kalori alıp?

ya adam yüzücü tamam da, yahu istediğin kadar yüz. 3 günde 36 bin kalori alıyorsun. hangi yüzme, hangi fiziksel aktivite eritiyor ki bunu? ayrıca herif günde 1 kilo makarna, çikolatalı mayonezli şekerli bissürü şey yiyormuş, enerji içeceği içiyormuş falan.

bu insan azmanı 10 sene sonra nalları dikmez mi böyle? olm çok acayip, bi insan günde nasıl 12 bin kalorilik şey yiyebilir yahu?


 
Yüzme eritir hacı.


  • roket adam  (06.07.14 17:59:35) 
@roket adam, abi eritir ama 12 bin çok fazla değil mi? bir de zaza'nın dediği gibi bunun yarını var... ne bileyim bi hasta olsa 2 gün yüzemese bi şey olsa anında şişmez mi o kadar kaloriyle? muhakkak kendisi, diyetisyeni bi şeysi biliyodur bunları, adama öğreteceğimden değil de kendim merak ettiğimden soruyorum. insan gerçekten hayret ediyor.

bi de isterse 7/24 yüzsün, bu kadar çok enerji içeceği-reçel-şeker falan tüketen adam nasıl sağlıklı oluyo ki?
  • pescador  (06.07.14 18:08:12 ~ 18:08:47) 
1 ... •456789101112   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.