ben bu seferlik iyi niyetli yaklaştım. hadi hayırlısı bakalım neymiş dedim. ama saçmalık,burası duyuru sitesi..

yaklaşık çeyrek asırdır nefes alıyorum ama bazen çok sık alıyorum, sorun olur mu? bana sorarsan msg pls. sakın burdan yazma.

Bildiğim, yardımcı olabileceğim bir durumsa bile asla yardımcı olmuyorum. Hatta üşenmesem bilerek yanlış yönlendireceğim o derece. Yalnız tik atacaksan buraya atma, özelden "tik attım" yaz; hatta duyuruyu da sil. Herşey özelde kalsın.

"hakkında ne düşünüyorsunuz sevgili nefes alan insanlar?"
-salak olduklarini. boyle duyuru acanlarin cogu dunyadaki herkesin kendisine calismasi gerektigini dusunuyor heralde. derdin varsa sor iste. ne amk "x olan var mi, varsa bana mesaj atsin" muhabbeti. sorunu olan, yardim arayan sensin. millet neden senin sorunun icin ekstra ozel muamele yapmak zorunda istesin ki? ayrica durumun cok ozelse eger burada ne isin var yani?

evet, buyrun? ben de o tiplerden biriyim. internete heyecan aradığım için giriyorum ve gizli işler çevirmeye bayılıyorum.

benim de hoşuma gitmiyor. eğer mevzu özel bir şey değilse, başkalarının bilmesinin istenmediği bir durum ise, kişinin kimliği açığa çıkacaksa falan anlarım da "mali müşavir varsa özel mesaj atabilir mi pls bir sorum olacak" nedir arkadaş. mali müşavire özel ne sorabilirsin ki. mesaj atıyorsun adam bilmemneyin vergisi nasıl hesaplanır, brüt maaştan net maaş nasıl hesaplanır onu soruyor mesela. e açıktan sorsana bunu, ben de altına cevap yazayım, dursun orada.başka ihtiyacı olan da okusun.

hadi bilinmesini istemediğin özel bir durumun vardır, özelden konuşmak istersin anlarım.

Yasaklasınlar şu olayı ya. Kıl oluyorum valla.

O değil de ciddi ciddi mesaj atan arkadaşlara da teşekkür ederim :)

türklerin gayr-müslimlere davrandığından pekte farklı davranmıyormuş makedonya

makedon vatandaşları 3 ay boyunca şengen bölgesine vizesiz girebiliyor türk vatandaşlığına göre bu yönden bi avantajı var
en.wikipedia.org
edit: benden önceki bir cevapta(şimdi silinmiş) makedon vatandaşlığının hiç bir avantajı olmamasından bahsediyordu benim cevabım o yoruma yönelik oldu biraz

bi birayla arabanın kralını kullanıyorum, ne olacak diyen orospu çocuklarına da selam ederim buradan...

bende sana katılıyorum alkollü araba kullanmanın cezası sorgusuz sualsiz hapis olmalı diyorum.

cenazesine gidebiliyorsan git derim.

Öncelikle başın sağolsun...

Cenazesine git mutlaka, bi köşede ağlamaktanda cekınme acını yaşa...

başın saolsun,ama evet gitmek gerek bende de böyle bi durum var arayıp baş sağlığı bile dileyemiyorum ama pişman olabilirsin,git tek başına ağlarsan ağla o an önemli olmaz zaten.

git üstadım o cenazeye. bir köşede bir şeyler paylaştığın insan için son kez ağlaman gerekiyorsa da ağla. o cenazenin tekrarı olmayacak. bunun ayıbı yok.

cenazesine git.çünkü ona son görevini yapmış olursun,hem de daha güçlenirsin.hani cenaze ortamlarına dayanamıyorum diyosun ya.ölüm hayatın bir gerçeği çünkü.başın sağolsun.nur içinde yatsın.

Öncelikle başın sağolsun, Allah rahmet eylesin. Şahsi tavsiyem o cenazeye mutlaka gitmen yönünde.. Ağlamaktan da çekinme. Ayıp olan, günah olan ağlamak değil o alkollü lavuğun direksiyon başına geçmesi..

başın sağolsun, allah rahmet eğlesin.

git bence cenazeye, bir nevi son görev çünkü. sonrasında pişman olabilirsin niye gitmedim diye. yalnız olmak istemiyorsan da yakın bir arkadaşından rica edebilirsin seninle gelmesi için.

Cenazeye git. Daha iyi hissedersin. Başın sağolsun.

git. ben çok çok yakın bir arkadaşımın cenazesine gidemedim, haber vermediler okul durumlarım yüzünden, zaten yetişme ihtimalim de çok azdı. ama hala son kez de olsa yanında olamadığım için üzülüyorum her aklıma geldiğinde. git derim.

bi köşede otur ağla ama git.

git.

çok kötüymüş, başınız sağolsun. gitmeniz lazım bence.

Öncelikle başınız sağ olsun. Gidin, ona son görevinizi yerine getirin. Yalnız bir arkadaşınızla hatta merhumla ortak arkadaşlarınızla gitmeniz daha iyidir.

Allah rahmet eylesin. Git bi fatiha oku, vedalaş.

başın sağolsun,

cenazesine git bence. dua oku ona. helalleş.

ateş düştüğü yeri yaktığı için sorumsuz insanlar başkalarını düşünmeden trafiğe çıkıyor. kendi ocağına düşse yangın farklı davranırlar halbuki. sadece alkol meselesi de değil. neler neler var, bizim patron son model audi ye biniyor diye 130-140 ile gitmeyi kendine hak görüyor. Allah bizi ve sevdiklerimizi böyle insanlardan korusun.

Alkollü araba kullanan adamların ölmeyip de etrafındaki insanları öldürdüğü şu dünyaya lanet olsun amk. Keşke kullanan ölseymiş kızın yerine diyorum 2 saattir burda içimde.

Cenazeye git vicdan yapma ağlayan adam olmuyo mu ? Ağla ağlayacaksan.. Sonuçta az da olsa birbirinze hakkınız vardır. Her ne kadar çok inanmasak da sen üstündeki hakkını helal et derim kardeşim.. İyi günde yanında olduğun insanların son anlarında da yanında ol. Ortamdaki insanları siktir et senin görevin ona. Arkasından ağlaman hakkını helal etmen gerek bence ...

git ama ağlama bence.

allah rahmet eylesin. bence de cenazesine kesin git. zaten yas ortamı ille biri olmalı yalnızlık falan diye düşünmen gerekmez. ölen kişi dini inançlarım gereği gelenlerden haberdar oluyor diye düşünüyorum bu arada.

Sağolun arkadaşlar. Gittim cenazeye. Toprağı bol olsun, ne diyelim.

www.binbirmarka.com.tr

abi ustte de H var altta da. bolerken usleri cikariyorsun iste?
yalniz alttaki h^3/2 yi silmeyi unutmus eleman. sonradan siliyor farkindaysan.

ama -2 nereden geliyor onu anlamadim. bi de esitligin sol tarafindaki sayiyi -2 ye boleyim derken 20'ye bolmus.

Kralsın. Basit bir üslü sayı bölme işlemini böyle yazınca adamlar tabii zor anlıyoruz :) Çok sağol!

ya usta sanmıyorum ki hiç bi hoca hmm öyleyse bu çocuğu geçireyim desin. ama tabii ki yalvar.

bazı hocalar anlayışlıdır, gidip konuşmakta yarar var. durumunu anlatıp "bu sene bitirmem lazım hocam" desen zaten o anlar ne demek istediğini. sen yine az biraz çalışıp girersen sınava, o da yapar bir şeyler.

ben bu şekilde 4 ders geçtim bu dönem.

yalvarmayın, yukarda yazdıklarınızı hocalarınza söyleyin, hatta söylediklerinizi kanıtlayın çünkü böyle çok yalan söyleyen oluyor. hocalarınızın hepsi olmasa da "belki" birkaç tanesi yardımcı olabilir size (aldığınız notu geçme notuna tamamlama gibi).

ayrıca artık tüm üniversitelerde bütünleme hakkı getirildi. şimdiden oturup bütünlemelere çalışmaya başlayın

tırışka bir üniversitede okuyorsan yapma ihtimalleri olabilir.

hocadan hocaya değişir. bazıları yazık çocuğa ya da aman uğraşmıyım bunla geçireyim gitsin diyebilecekken bazıları da çalışsaydın diğer çalışıp geçen arkadaşlarına haksızlık olur diyerek hem geçirmeyip hem de yarım saat öğüt verebilir.

ama tabi böyle bir durumdaysan yine de demekte fayda var.

böyle başlarsan böyle gider. sana tavsiyem bu hayata kimseye yalvarma. kimseden de haketmediğin bir şeyi isteme, ne onları zor durumda bırak ne de kendini utandır.

Hangi okul bilmiyorum ama ben de dahil, aynı anda iki, üç işte çalışıp, okula gidip sınav veren bir çok adam var. vefat, yarışma bilmemne ancak hafif bir mazeret olabilir bence.

ben mesela birazdan çıkıp okula gideceğim(finaller de bitti bu arada, kütüphane falan), saat 12'den 6'ya kadar bir işteyim, 6'dan artık allah ne verdiyse diğer işteyim. ertesi sabah yine benzer şeyler olacak.

Yalvarmaktan kastım, gidip hocayla konuşmaktı zaten. Ben de çalışıyorum bir yandan da, mazeretlerimin haklı olduğuna eminim de işte, yol yordam öğreneyim dedim :) Teşekkürler cevaplar için.

cooler al dostum.

Anlattığınıza göre termal macunu yenilemek gerekiyor. İçi pis görünmüyor demişsiniz ama ayrıca fanın iç tarafında keçe gibi bir şey oluşuyor, bir de onu temizlettirin; düzelir.

fanı tıkayan birşeyler olabilir muhtemelen toz kaplamıştır. yapabilirseniz bilgisayarı söküp fanı temizleyin termal macunu eskimişse onu da kaliteli bir macunla değiştirin.

not: çoğu bilgisayarın açılması ciddi şekilde tecrübe gerektirir, kırmadan toplayamayabilirsiniz.

macunu yenile kafan raad olsun

yolladim

Evet, açıktır. Cumartesi gönderirseniz Pazartesi orada olur.

Eğer resmi bir durum değilse otobüs ile göndermeyi deneyebilirsiniz.Ankara'da bir eş dost varsa karşılayıp alabilir.

yok hocam yatmış. kupondaki diğer maçların bitmesi falan bekleniyordur.

Handikap olayı maç sonucu için geçerli. 1 dediysen khimki'nin en az beş farkla yenmesi gerektiği anlamında.
Skor 148.5'i geçmiş, tutmuş gibi geldi bana.

@megafon yılların iddaacısıyım bana öğretme lütfen dostum. handikaplar sayılmaz toplam sayıda. roket adam 148 üstü oynamış olmamış. rica ederim dostum.

@psychosocialll Öğretmedim dostum ayıbettin. Skor geçmiş dedim, yorgun kafa matematik hatası yaptırabiliyor.

Kimsenin bilgisinin peşinde koşmuyorum bu bir, ikincisi 10 defa format atmak yerine diske bi kere format atıp, içini aptal saptal şeylerle doldurman yeterli verilerin geri getirilmemesi için. Kimse 2. el aldığı dandik laptop hddsi için üstüne yazılmış sektörleri kurtarmasını sağlayacak veri kurtarma şirketlerine binlerce dolar vermez.

Not: depolama sistemleri üzerine çalışıyorum.

Sen de hep mızmızsın.

www.eksiduyuru.com

(git: 535931)

böyle vericen linki.

duyuruyu okudum ben bile sinir oldum, o yüzden sana +rep.

muhattap olma dostum.

linke tıklıyorum ama bir dilim vişneli pasta çıkıyor. neler çeviriyonuz olum biz de bilelim.

ok.

A4 kağıdın boyutudur. hışırdamamasını istiyorsan çok hafif nemli olsun kağıdın. o zaman hışırdamaz;)

yağlı kağıt hışırdamaz.

kalın kağıtlar da hışırdamaz. (neredeyse karton gibi olanlar.)

bu devirde hala kagittan kopya mi cekiliyor ya. o kadar akilli telefonlar var, internet baglantisi var. kucucuk kagida nekadar bilgi sigdirabilirsin ki. ben 400 slaytlik sunumlari atiyordum telefona. Lazim olani aratip buluyordum. wiki'den yazdigim bile oldu. hem kagit delil birakir. telefon delil birakmaz.

Hangi üniversitede okuyorsun bilmiyorum ama bizde sınava girişte telefonlar gözetmene teslim ediliyor. Herkes bir telefon teslim etmek zorunda, telefon kullanmıyorumu falan yemiyolar, ve bazen 3 gözetmene kadar çıkabiliyor ufacık sınıftaki kontrolcü sayısı. Yoksa çok düşündüm ben de teknolojiyi kullanayım.

Üniversite'de kopya mı çekilir ayıp yahu.

Girişte telefon toplayan yerlere giderken eski telefonumu da alıyorum yanıma onu veriyorum güvenlikteki elemanlara güvenmediğimden.

ayfonu cebinde tut dandik bi tel ver hocaya ayfondan yardır sınavda.. bu da bi teori

Aldiginiz unvan MSc ise tabi ki gene MSc yaziyorsunuz.

Tezsizde de adi tez olmasa ve biraz daha light olsa da final project hazirliyorsunuz. Bunu tez standartlarinda hazirlayabilirsiniz dilerseniz ama bunun sizin diplomaniza ekstra bir ibare getirecegini sanmiyorum.

Evet doktoraya basvurabiliyorsunuz, kabul de alabiliyorsunuz.

Teşekkür ederim, aydınlandım.

5 mac secersın
sıstem 4,5 ısaretlersın
4 mac tutarsa para alırsın ama yatırdıgın dan bıraz fazla belkı daha dusuk 5 ı tutarsa ıyı para alırsın
sıstemın amacı tek mactan yatmamak aslında.

5 maç seçersin derken rastgele 5 maçlık bi kupon yapıp sistem 4-5'i işaretlemek di mi? O zaman kupondaki herhangi bir tek maç yatarsa da kazanıyorum kesinlikle?

Peki sadece sistem 4'ü işaretlesem noluyo? ya da sadece 5?

flash flip page yapıp link koy

anasayfaya koymamakta haklısın, şu haliyle fena değil, o fotolar bozar.

bence en mantıklısı yukarıya galeri menüsü eklemek olur.

galeri sayfasında da herhangi bir jQuery eklentisi kullanabilirsin.

fancybox olabilir, blueimp.github.com bu olabilir.

anasayfaya tıklayınız, fotolarımız burada falan filan gibi link vermek de çok amatör bir hava katar.

biraz daha modernleştirmek amacıyla h2lere daha düzgün bir stil ver şu anda saçma duruyor.

Bunun dışında üste bir menü + fancybox iyidir.

[email protected] iyiymis :)))

bazen bende de oluyo. tık tık diye attığını hem hissediyorum hem de duyuyorum

arabadayken çok kasılırım korkarım trafikte, o zaman nabzımı duyabiliyorum.

duymayı bırak hissediyorum. sallanıyorum bazen nabzımın basıncıyla. ciddiyim.

olm bu bir tek bana oluyor zannediyordum rahatladım hehe.

ot içince çok olur lan o, böyle pat pat pat pat atar kalbin sarsar vücudu, kan basıncıyla alakalı sanırım

1.)www.uzmantv.com

2.)boyun hareketinde iç ses bende de var. boyun kasları ile alakalı. kafanızı sert bir zemine dayayın ve arkaya doğru ittirin. boyun kaslarınızı biraz çalıştırın. kireçlenme benzeri şeyler olabilir :)

Bende de vardı, yüzmeye giderken. doktor, iltihap vs yüzünden kulak zarının damara yaklaştığını, nabız sesini de bu yüzden duyduğumu söyledi. Çok inandırıcı geömemişti başta zira kulak tıkacı filan kullanıyordum yüzerken, sonra temizledi kulağımı, bir şeyler yaptı, artık böyle bir sorunum kalmadı.

ölecen galiba

aranızda yaşlı yok herhalde amk. çarpıntı diyorlar ona.

tansiyon yukselincede aynı şelikde oluyor, bi tansiyonunuza baktırın fuıiytları hissetmeye başladığınızda

uyanıkken yatakta kalma süresi/yatak keyfi gibi geldi bana.uyanınca yataktan çıkmalı.

gece belini üşütmüş olabilirsin.
sıcak su koy, masaj yap, birkaç gün zorlama, terz hareket yapma vs.

Cüzdanı arka cebinde taşıma, sırt veya omuz çantalarını sürekli aynı omuzunda taşımamaya özen göster ve düzgün mekik çekmenin yolları ile alakalı internette video'lar izle.

Hyperextension hareketini programına dahil et:
www.jumpusa.com
upload.wikimedia.org

uzun işler bi yere gidemezsiniz siz

8800 gt iyi bir ekran karti. 4350 cok zayif.

ya soyle soyleyeyim: aralarinda daglar kadar fark var.

bi benchmark listesi falan var mı elinde? bulmaya üşendim şu an.

(bkz: istisna)

atıyorum makine mühendisisin ve yine attım odtü bilgisayara mühendisliğine mastera kabul edildin. mezun olduğun takdirde bu bölümde verilen ünvan yüksek mühendisse, evet yüksek mühendis olursun. değil de atıyorum bilim uzmanıysa bilim uzmanı olursun. o okulun ve bölümün enstitü kararıyla oluyor sana verilen ünvan. ki normal şartlarda tüm mühendislikler yüksek mühendis ünvanı veriyor sana. ister aynı ister farklı bölüm olsun.

yok olmaz öyle şey, işletme masterı yapan arkadaşım babalar gibi yüksek mühendis oldu biz yapmadık düz kaldık.

mega idea+1
işletme, iktisat ıvır zıvır masterıyla yüksek mühendis unvanı kullanan çok var gerçekten.

ekstra bilgi olsun, enerji sistemleri mühendisliği lisans programı mevcut.

Birincisi, benim bildigim yuksek muhendislik unvani tedavulden kalkti. Artik oyle bir unvan verilmiyor.
İkincisi de buna benzer bir tartisma insaat muhendisligi ve proje yonetimi master i icin vardi. Yuksek muhendislik unvanini ilgili meslek odas, yayinladigi listedeki bolumlerden master yapanlara veriyordu. Yani hala boyle bir sey kullanimdaysa bile, oncelikle meslek odanizdan sorun derim.

Çok da önemli bir şey değil özünde de, varsın yüksek yazmasın nolucak: Sadece git gide artıyo yüksek mühendis yazan insan sayısı o yüzden merak ettim :) Teşekkürler.

(bkz: SPARROW)

1)ozalitçiler yapıyor diye biliyorum.yani kitap şeklinde basıyorlar.
edit:1b)bilemedim şimdi ama sıkıntı olmaz ya,dersin böyleyken böyle.
2)fiyatı da çok tuzlu olmaz,ucuz oluyor öyle yerler.

nodrap'ın da dediği gibi ozalitçiler hem de çok profesyonel şekilde yapıyorlar bu işi. hatta beyaz kağıda değil kitap gibi daha sarımtrak kağıtlara bile basıyorlar. çok da pahalıya gelmiyordu hatırladığım kadarıyla, sonuçta her türlü orjinallerinden ucuz olacak.

bu baskı duyurularında hep aklıma gelen bişi var yazmiim yazmiim dedim ama bu saatin lakaytlığıyla yazdım gitti artık napayım.
o paraya ben olsam printer alırım, bas babam bas, hiç uğraşmam özalit mözalit, dolumcuya giderim onun yerine. aptalca bir fikirse de aptal bir üşengecim evet. çok kitap basacaksan bence maliyetini çıkarabilir uzun vadede :P

üçgen kıskaç ciltler var spirale gerek yok, yan basarsan sayfa sayısı çok azalır. kağıt da kilosuyla çok ucuz, metroda filan. demokrasilerde çare tükenmez. ama dediğin gibi sen hesaplamışsın ben hesaplamadım haklısın elbet.

@kediebesi: ben de oyle zannettim, oturdum, hesapladim, kesinlikle kendin alip basinca pahaliya geliyor. bir kartusla basabilecegin sayfa sayisi belli, bir top kagidin fiyati belli. ben sayfasi 2 kurusa cikti alabildigim yer biliyorum. zaten bir top kagit (=500 sayfa) 6-7 lira, ustune bir kartus parasi da eklersen (ki cogu printerla bir kartus 500 sayfaya yetmez) cok pahaliya gelir. + bunu spiralleyemezsin kendi basina.

Matbaa tek basım yapmaz. Yapamaz. Fotokopi...

(bkz: kubbealtı fotokopi)

kubbealti tam olarak senin istedigini cok uygun fiyatlara ve cok kaliteli bir sekilde yapiyor. izmir de de demfo fotokopi var, suphi koyuncunun karsisinda. o da ayni işi cok güzel yapiyor.

kendi süzgecinden geçirip bir şeyler yazmak başlarda çok sarıyor ama bir yerde bırakıyorsun ve bir daha hiç yazasın gelmiyor.

sen aç bence iyi yazıosun baksana bu kadar basit bişe için bile 5 paragraf şey yazmışsın olur senden olur.

sözlüğe yaz işte bence bloğa gerek yok.

Ben müzik blogu tutuyorum. Haftada bir kaç saatimi alıyor. Senin konu daha zor tabi. Üstelik hedef kitlesi de daha az. (Ben de IT'ciyim bu arada) Okunma oranın düşük olur ama birşeyler üretmek, internete content sunmak motive ediyor yine de. Beni blogla uğraşmak dinlendiriyor mesela. Günlük tempodan kopmamı sağlıyor.

Bence zaman kaybı yau.

blog'un tutması şans işi ya da reklam işi. sen reklamla uğraşır mısın? sanmıyorum.
ya da seks hikayesi anlatacak mısın? sanmıyorum.

bu ve bunun gibi sebeplerden dolayı blog'un pek okunmayabilir. e okunmadığı zaman
başkalarının elde ettiği fayda/harcadığın emek oranı düşük oluyor. tabi bu arada pragmatist biriyim evet.

seni tanırız, severiz ama blog açma işi kolay bir iş değil.
bin tane internet sitesi bilmeme rağmen bir tane blog sitesi bilmem mesela. sadece arada hayrullah amazingoullari'nın blogunu okuyorum.

ne yazık ki bu ülkede böyle bir iş yapıp tek harcanan insan kendisi değil. çoğu teknik açıdan çok iyi enstrüman çalan kişiler ders verme yolunu seçiyor. düşündüğümüzde de bir yerden sonra maddi olarak fena bir getirisi olmuyor. ancak ne kadar sevimli bir iş bilemiyorum tabi. onun dışında saçma sapan organizasyonlarda grubuyla yine saçma sapan şeyler çalarak gayet iyi para kazanabilir. ama yine sevimsiz bir iş. bunların dışında birşey yapmak için iyi bir çevreye ihtiyaç var. bazı kişilerin albümü için stüdyoya girip çalmak, iyi bir maddi imkan sunabilir. ama dediğim gibi bunun için çevresinin geniş olması gerekiyor. çevresi yoksa da, çevre edinmeye çalışmalı, hadi o da olmadı, bu yeteneğini başkalarının da bilmesini kesinlikle sağlamalı.

Ders versin hafız en temiz para bende de bi kuzen var adam yıllarca ders vericem abi napayım nolcak dedi parayı kırdı yandan da konserlere devam etti.. İmaj ve tarz kaygısı yaratmadı kendine, şimdi albümde çalıyo falan konserler iyi gidiyo. Bence olay tarz seçmekte. Bu eleman normalde opeth dinler çalar ama konserlerinde nilüfer çaldığını falan bilirim.. para buralarda malesef... Hfız abiye selamlar

ilk olarak bu ülkede müzikten para kazanmak istiyor ise kendine bir tür-tarz sınırlaması koymamalı. ideallerimin peşinden gidecem, portnoy olacam derse işi zor. önerebileceğim şeyler şunlar ; haftalık program yapan bar gruplarından birine girebilir, herhangi bir popçunun türkücünün bateristi olabilir, albüm kayıtlarında çalan kiralık müzisyenlerden olabilir. bizim ülkedeki şarkıcılar eğer çok oturmuş bir sistemi yok ise genelde albüm kaydına girdiği zaman dışarıdan müzisyen kiralar. televizyon programlarındaki gruplardan birine girebilir vs. ilk olarak aklıma bunlar geldi. üstteki arkadaşın dediği gibi özel ders olaylarıda bir gelir kapısı olabilir.

doğru anladıysam responsive olayını diyorsunuz. responsive tumblr themes/templates falan diye arayıp halihazırda responsive tasarıma sahip bi' temayı yükleseniz çok daha az uğraşırsınız aslında.

HAH, responsive evet. çok ciddi zor bişi midir bu, muhtemelen başa eklenecek basit bi kod bu özelliği kazandıracak gibi geliyo, du biraz araştırayım.

bilen varsa yazsın tabii.

her farklı boyut aralıkları için farklı css yazılması gerekiyor


@media (max-width: 480px) {

}

gibi bir yapı içinde tekrar css yazıyorsun.

yani öyle basit bir kod eklemekle olacak bir şey değil. hjarteblod'ın dediği gibi temalara yönelmeniz daha mantıklı olur.

veya bootstrap üzerinde de hazır tanımlanmış durumda onu da kullanabilirsiniz.

"css media queries" tam olarak aradığın terim. kolayiş değil tabi, sayfa boyutuna göre özel css yazıyorsun.

www.youtube.com
www.youtube.com

(bkz: responsive web design)

ayrica, html 5 degil css 3 ozelligidir media queries.

ben div boyutlarının %'li şekilde ayarlanarak yapıldığını biliyordum.

örneğin tüm div'leri içine alan div'e %90 genişlik veriyorsun.
kaplayan divin yarısını kaplayacak olan div'e %50 genişlik veriyorsun.

falan filan bu şekilde kodluyorsun. ama bununla da kalmıyor, çünkü her şeyi %'li yaparsan, çok küçük ekranlarda bazı divlerinin içindeki yazı bile okunmaz. dolayısıyla çeşitli çözünürlüklere göre bazı divlerini yok ediyorsun 'çözünürlük böyleyse yok ol' gibi.

çok uzun bir süreç. hatta bence 0'dan kodlamayı öğrenmek kadar zor bir iş.

amerikada soyle gelisiyor asagi yukari
hocanin bir proposali var tubitak gibi bi yere submit ediyor. sonra okula basvuran bir kac ogrenci arasindan en iyisini seciyor. cunku her proposalin bir bitirme suresi ve budget'i var. ikisi de timely mannerda bitirilmesi lazim.
sonra proposala gore on calismalar yapiliyor, sonuclar aliniyor, ona gore ogrenci bir tez gelistirmeye basliyor kafasinda o sirada, proposal icinde bir yerde bilime contribute edecek. bunu bulmasi iki sene, yazmasi da iki sene suruyor.
fakat 3/3.5 senede doktora bitiren de gorulmustur. turkiye de ise bu isin uzun surmesinin sebebi phd ogrencilerinin calistiklari projelerden iyi kotu para kazanmalaridir maaslari uzerine. yoksa doktoradan emekli olmanin mantigini ben de bilmiyorum.

ingilizceyi/turkceyi katlettigim icin kusura bakmayin.

avrupa'da genellikle 3-4 yıl sürüyor, çoğunlukla ders alınmıyor. tez proposalıyla başvurulup bu 3-4 yıllık süre içinde tez yazılıyor. ama bazı programlarda halihazırdaki bir projeye başvuruluyor ve teziniz o projenin bir parçası şeklinde ilerliyor. bu arada çeşitli makaleler yazıp yayınlamanız ve en az bir dönem de yurtdışında exchange yapmanız bekleniyor. sürenin sonunda açık bir jüride sunum yapıyorsunuz, yani hocalar, öğrenciler, konuya ilgi duyan kişiler önünde.

gelelim başı belalı türkiye'ye. bir tez proposalıyla başvuruluyor fakat ilk iki sene ders alınıyor kabul alındığı takdirde. haliyle tezle ilgili düşünceler ve yaklaşımlar da değişebiliyor, tez konusu da değişiyor yüksek ihtimalle. ama teze gelmeden bir de doktora yeterlilik sınavı diye bir çile var. dersleri verdin tamam ama bakalım nasıl verdin diye merak ediyorlar. eğer yeterli görülürse öğrenci, tez aşamasına geçiyor ve belli aralıklarla jüriye çıkmaya devam ediyor. eğer öğrenci bu süreçte jüri tanrılarını ikna edebilirse elimizde bir adet doktorumuz oluyor. ve evet bu süre 6 yılı aşabiliyor.

3er kredilik 7 ders verme zorunluluğun var. bunu ister 1 senede ister 4 senede verirsin. onun haricinde bi de tez var. tez olarak konu daha önce çalışılmamış olmalı. özgünlük masterda önemli değil fakat doktorada önemli. daha önce çalışılmış bir konunun farklı bir alan için uyarlanmış olanı da olabiliyor. amaç burada bilime yeni bir şey katmak. normal süre 4 sene ama genel olarak o kadar sürede bitmiyor. sıkı çalışan birisi bitirir.

eyalet değil, almanya ve avusturya bayrakları onlar.

soldaki almanya, sağdaki avusturya.

bayrakları da değil de, o dönemki bayraklarının renkleri işte.

bayraklar tamamda neden böyle bir resim? ne için?

birinci dünya savaşı.

soldaki sarı saçlı elemanınki eski almanya bayrağıda sağdaki de olsa osla diğer ittifakçınındır .

Birinci dünya savaşından bir propaganda posteri işte.

1. dunya savasi sirasinda almanya'nin hazirladigi progpagandalardan biriydi sanirim bu.
edit: www.ww1-propaganda-cards.com boyle bir sey de var mesela.

ittifak devletleri
sirasiyla:
Alman imparatorlugu,
Avusturya-Macaristan imparatorlugu,
Osmanli imparatorlugu,
Bulgar kralligi

kırmızı-beyaz-siyah: alman imparatorluğu
sarı-siyah: kutsal roma-germen imparatorlugu. sanırım avusturyayı simgeliyor.

birinci dünya savaşından kalma bir resim heralde

yalnız türkiyeyi diğerlerinden küçük resmedip aralarına almaları da ilginç bir ayrıntı

bir de şu var: www.geliboluyuanlamak.com

sağdakini kutsal roma'ya benzetmiştim ama arkadaşların dediği gibi avusturya-macaristan imparatorluğu'nunmuş. bu da kaynak;

tr.wikipedia.org

Ona ben de dikka ettim, o zamanki Avusturya imparatorluğundan daha ufak olduğumuzu sanmıyorum diyecektim Kİ aklıma avrupa'nın hasta adamı tamlaması geldi.

@franckmackey evet renkleri tabi ki kutsal roma germen imparatorluguna ait. İkisi de sari siyah. Bkz:tr.wikipedia.org

Avusturya macaristan devleti bayragi degil yani. Ahanda avusturya-macaristan bayragi: tr.wikipedia.org
Goruldugu gibi sari siyahla alakasi yok

"paraphrase edersen, intihal değil."

yok böyle bir şey, kaynak göstermeniz gerekiyor bu durumda da.

"...yoksa ben bu akademi dünyasını toptan yanlış mı anlıyorum?"

öyle zor bir durum değil. başka kaynaklardan okuyup da yazdığınız her şeyi ister kendi kelimelerinizle ister birebir aynı sözcüklerle (bunun kuralları var nasıl yapacağınız ile ilgili) anlatın, mutlaka ve mutlaka bu bilgiye nereden ulaştığınızı bildirmelisiniz. bütün kural bu.

Bu biraz karışık,
Paraphrase i anonim/temel sayılabilecek bilgilerde olabiliyor sanırım,
Kaldı ki anonim bilgiler bile çok zaman kaynakla veriliyor. Çok makalede görmüşümdür 1950 lere giden referanslar.

Fakat, bir fikre dayanıyorsak ve donanımımız veya içinde bulunduğumuz durum, bu metinde bu çıkarımları kendimizin yapmasına izin vermiyorsa,bilgi anonim olacak kadar temel ve genel kabul görmüş değilse o zaman işte alıntılama şart oluyor.

İçinde bulunduğumuz durum derken, aynı çıkarımı yapmaya donanımımız izin veriyorsa ve biz referans göstermek istemiyorsak, metin içerisinde o çıkarımı yeniden ıspatlamak gerekir.
Fakat temel bilgileri tek tek ıspatlamak metni bozacağından yine referans vermeye mecbur kalırız.

Kendi görüşüm bu şekilde

Peki kendim yazdığım, kendim bildiğim bir şeyi kaynaksız olarak sunarken, bir başkasının 'abi bak şurdan çalmış aynısı, sadece paraphrase etmiş, bırakmış' dese ne diyeceksiniz mesela?

atıyorum 'su, iki hidrojen ve bir oksijen molekülünden oluşur.' dedim makalenin taaaa en başında. buna da mı bir kaynak bulucam?

sanki biraz ucu açık gibi geliyor bana.

yazılan makaleyi nereye gönderdiğinize bağlı olarak değişir. özellikle türk üniversitelerindeki hocalara veriyorsanız çoğunun umrunda olmaz, yurtdışında veriyorsanız yakaladıkları zaman iyi gününüzdeyseniz bir daha değişiklik için kağıdı önünüzde bulursunuz, kötü gününüzdeyseniz makale yok hükmünde sayılır, ceza bile yiyebilirsiniz. hakemli dergilere gönderiyorsanız, o verdiğiniz bilgi suyun moleküllerinin ne olduğundan bahsetse bile (ki çok saçma bir örnek vermişsiniz, yazıyı yazma amacınız, orada savunmaya çalıştıklarınız yani işin içeriği çok önemli burada, tek başına verdiğiniz cümle bir anlam ifade etmiyor) kaynak göstereceksiniz.

Biraz ucu açık zaten.
Mesela makale yazıyorsun diyelim, genel bir bilgiyi bile sen paraphrase yaparsan, gerçekten de çalmış diyebilirler.
Ama işin ağa babalarından biri yapsa, kimse bir şey demez.

Bana söylenen, bulabildiğin her bilgiye referans bul şeklinde.
Eğer bir su molekülünün iki hidrojen-bir oksijen atomundan olduğunu ortaya koyan makaleyi bulabiliyorsan, referansına ulaşabiliyorsan, göster.
Ulaşamıyorsan işte, anonim bilgi olmasına dayanarak yaz ki bu paraphrase olmuyor, yani değiştirme yok, kendin söylüyorsun ve bu bilginin sorumluluğunu alıyorsun. Paraphrase de iyi kötü anlaşılabilen bir şey.

ne yaparsan yap baskasina ait fikri asla ve asla ve asla kullanamazsin adam gibi kaynak vermessen

dedem de aşağı yukarı 20 yıldır parkinson hastası. 87 yaşında. sağ elinde başladı, zamanla tüm kola yayıldı, sonra sol kola da geçti, sonra bacaklara...
bir sürü ilaç alıyor, geçen yıla kadar ramazanda oruç tutuyordu, 1 ay hiç ilaç almıyordu, o zamanlar kendi başına yemek yiyemeyecek duruma geliyordu. ilaçla, biraz kontrol altına alınabiliyor. parkinson tek tip mi, türleri var mıdır, bilmiyorum.

Once bir tarafta basliyor, sonra yavasca yayiliyor. Nedeni, beyinde yeterince "dopamin" uretilememesi ve bunun kaslari katilastirmasi. Verilen ilaclar dopamin takviyesi yapiyor sadece. Yani ilaclar ilerlemeyi durduruyor. Kisiden kisiye degisiyor ilaclarin etkinligi. Bazi kisiler 20 -30 yil ayni sekilde devam ediyor. Micheal J Fox mesela 20 kusur senedir ilac tedavisi goruyor benim bildigim.

Size onerim parkinson hastalariyla ilgilenen bir fizyoterapist bulmaniz. Kas acma hareketleri cok onemli. Kas hareketini kaybederse (kaslari katilasirsa) geri donmesi cok zor. O yuzden bol bol egsersiz.

Dedigim gibi kisiden kisiye degisiyor ama Parkinson'da olan veya olabilecek seyler soyle:
Titremeler (Tremor) (Herkeste olmuyor)
Hareketlerde yavaslama (bradikinesia) (bu herkeste oluyor)
Kaslarda katilasma (yurume ve yemek yeme gibi seylerde problemler oluyor)
Tuvalet gitmede problem ( Herkeste olmuyor)
Yutkunmada problem (herkeste olmuyor)
Bas donmesi ve yere dusme (Bazen kisi hareket edemedigini hissediyor, eskiden dusunmeden yaptigi hareketleri dusunerek yapmasi gerekiyor)
Donma (yururek mesela bi anda durabiliyor kisi, yuruyemiyor)
Konusma (sessizlesiyor, yuz donuk bi hal aliyor)
Cilt problemleri ( cilt kurulugu ve yuzde kepek oluyor)
Kas ve eklem agrilari
Hafiza problemleri unutkanlik
Depresyon
Stress/anxiety
Hallisunasyon (dogru yazmisimdir umarim)
Kotu ruyalar
...

Hastaligi yeni ogrendiyse dedeniz, ona durumu iyice anlatin. Kotu bi durum ama insanlar uzun sure yasiyabiliyorlar bu hastalikla. Mutlu tutmaya calisin, cunku bu hastaligin gidisati bakimindan cok onemli. Ayrica gunluk islerini tek basina idare edebilmesi cok onemli. Hasta oldugunu dusunmemeli, hareketlerini devam ettirebilmeli yani. Mesela titremeden dolayi yemek yemekte zorlaniyorsa, agir kasik kullanabilir.

www.doability.co.uk

Onemli olan kendi islerini oldugunca kendi basina yapmaya devam etmesi. Bu hem hareket halinde olmasini saglar, hemde psikolojik olarak yardimi olur.

Daha fazla bilgi istiyorsan:

www.parkinsondernegi.org
tr.wikipedia.org
www.uzmantv.com

Ingilizce biliyorsan daha cok bilgiye ulasabilirsin
www.parkinsons.org.uk
www.nhs.uk

Baska sorularin olursa eksiden mesaj atabilirsin, cevaplarim.
Gecmis olsun.

hastalığın çeşitli tipleri var , parkinson plus dedikleri daha zor daha hızlı seyreden bir çeşidi olduğunu söylemişti bir doktor. Diğer tipleri nedir hakkında bilgim yok , kas katılığı bildiğim kadarıyla tüm hastalık tiplerinin sahip genel bir problem, ve kabızlı ayrı bir sorun. Eğer kabızlık varsa sürekli kabızlık icatları kullanmayın onun yerine mümkünse tereyağı veya sade yağı ile yapılmış gıdalar verebilirsiniz, bu büyük oranda çözer. Ayrca kişinin mental olarak rahat olmasıda önemli mümkünse
bahçeli bir ev veya bir köy evi bile olsa doğa içerisinde bir yaşam alanı hastaya çok iyi gelecektir. Ayrıca burdaki entrylerime bakabilirsiniz.

(git: )eksisozluk.com

inönü'den beşiktaş iskelesine gid, oradan vapura bin gid. daha kısasını bilmiyorum.

Arabayla.

barbaros'u çıkıp boğaz köprüsü yönünü takip edin, dooooğru gidin kadıköy'e doğru.

yıldız yokuşundan arabayla çıkıp sağ taraftan köprüye döneceksin, gerisi kolay zati.

daha iyi bilen çıkana kadar bu iş görür: sola doğru, sarayın sağda kalacağı şekilde, beşiktaşa doğru giden bir cadde var. bi km gitmeden beşiktaş'a geliyorsun. Oradan sola dönüp barbaros bulvarına gireceksin. yukarı doğru bir km kadar filan çıkınca sağa köprü girişi için yol ayrılıyor. köprüden kadıköy'e tabelalar götürür zaten. yani özetle; köprü tabelaları, ardından kadıköy tabelaları.

yuh arkadaş, ben yazana kadar neler dönmüş:))

bir yükün yok ise deli mi sikti afedersin besitastan motora/vapura bınıp kadıkoy e gecmek varken istanbul trafıgınde o mesafeyi arabayla katediyorsun

ben olmadığını düşünsem de şöyle bişey var sonuçta www.youtube.com

kesinlikle PKK nın en önde gelen üyelerindendir...

PKK sempatizanı olduğu şüphesiz. Yukarıda gerekli videoları vermişler zaten ama PKK mensubu ile sempatizanı farklı şeyler. Bizzat silahlı eyleme katılan bir militan olmasa da dolaylı yoldan çok destek verdiği su götürmez

he amk he pkk'liydi.

niye bu kadar ugrasiyorsunuz pkk'li olmadigina inandirmaya kendinizi, adam kurt, pkk'ya sempati de duyuyordu muhtemelen diger bir cok kurt gibi. apo'yu nasil ozlemis olabilir bilmiyorum, dinleyicilerin duymak istedigi seyleri soyledi galiba orda.

şahsen adamı biraz onların kucağına itelediler. türkiyedeyken hernahgi bir durumu yoktu. düşünün ki adam kurtuluş savaşı destanı diye şakıyı söylemiş. biraz kendinizi onun yerine koyup düşünün yıllarca memleketim dediğiniz yerden pkk lı damgası yiyerek yollanıyorsunuz. tabi bu malum videoda söylediklerini haklı göstermez ama nedeni hakkında hiç olmasa bir fikir verebilir.

değildi. "bazı" insanlar seni bir yere çağırıyosa gitmek zorundasındır. mesela ibrahim tatlıses'in konuklarına bakın. hayatta oraya gitmeyecek adamlar korkudan gidiyo.

sana şunu söyle derlerse sende onu söylersin. kimse burada külhanbeylik taslamasın. sen, sen olmazsan ailen. bitti işte.

aynısını şiwan perver'e de yaptılar.

adam kürt ama pkklı değil.

değildi, yaptık. herkes git derken sadece pkk gel dedi. eğer gerçekten ilgileniyorsanız izlemenizi öneririm;

vimeo.com

klavye delikanlıları, 17lik ergenler yine çoşmuş. mahkeme beraat ettirmiş o şarkıdan bakın beraat diyorum. suçsuz olduğuna karar vermiş yani. devlet o dönemde milletvekili bile hapse attırmış bir hukuğa sahip.

vallahi apoyu özledik lafınınn açıklamasını yaptı. açın okuyun tatmin eder umarım sizi. adamın tek suçu" kürtçe bir şarkı yapacağım ve onu yayınlayacak yürekli bir kanal bulursam klip çekeceğim" demekti. sonra hürriyetin montaj olduğu sonradan kabul edilen fotoğrafları manşetleri vsleri. ahmet kaya aslında biraz saftı fetullahçılarla yakınlaşmıştı bir ara stvde program yapmalar, ihlas marmarada konser vermeler vs.

vay amına koyim ya, lan hangi devirdeyiz bu ne sikimsonik bi meraktır. pekakalı olsa pekekeli olsa nolcak bitti o devir aga bitti

pkk tarafından kullanıldı.

evet apoyu özledik lafının açıklamasını yaptı daha sonradan. ben orda apo'yu özledik derken, onun barışçıl yanını savaşlara karşı verdiği mücadeleyi özledim demek istemiştim türünden laflar etti. ahahah apo'nun barışçıl yanı evet. hı hıı

Yazan var ama cok az. Onemli olan bu aldiginiz bilgilerle yaptiklarinizin sonuclari.

Bence bununla karsi karsiya kalan bir isveren, yok artik, CV i sisirmek icin neler yapmis diye dusunecektir ve ise aliminizda bir avantaj degil.

Yazmayin.

o konuyla ilgili sorular sorulduğunda far görmüş tavşan gibi kalmıycaksan yaz, ilgi alanlarında da belirtebilirsin sadece mesela.
ya ilkokulda onur ödülü almıştım, dershaneden burs kazanmışım yazanlar var, o yüzden bence çok göze batmaz. ama böyle 10 videodur, hepsini teek tek yazıp cv şişirmeye çalışma hakkaten. ilgi alanlarında yazarsan daha iyi olur.

etmişsin doğru ama etmişin de konuşma dilinde kullanılagelmiş.

tespit etmişsin zaten

etmişin olması lazım:)

Etmişsin.

Hatta günlük kullanım dilinde de bu doğru şekli ile kullansanız daha iyi.

ortalığın amına koymak bence.

Kamu güvenliğine uymamak (Çoluğu çocuğu ezecen!)
Hız limitlerini aşmak (Tabakhaneye bok mu yetiştiriyosun?)
Dur ihtarına uymamak (Görev başındaki memura ha?)
Kamu malına zarar vermek (Asfaltın anasını ağlattın!)

Toplamda 500+ TL para cezası + Ehliyet ceza puanı (tahminen)

olduydu bi sefer ateş açıp furdulardı diye hatırladım şimdi.

vatandasin efendisi* sana dur diyecek sen de durmayacan? sonuclarina katlanirsin o zaman :)

o bolgedeki polislerin hepsi pesine takilir.. destek ekip gelir yollar tutulur.. sen de bunlarin hepsini bosa mesgul ettigin icin cezalandirilirsin. ek olarak aracla isledigin suclar haliyle.

hiç bi polis veyron sahibi birine ateş açamaz, para cezası falanda o adama koymaz zaten en fazla eğlence olur işte o kadar. gazla gitsin :)

izmir de olmuştu çocuğu kafasından vurdular. öyle bir indirirler ki bugatti falan dinlemezler izmirdeki elemanda son model jeep vardı.

eğer the dark knight değilsen kalkışma bu işe, e nolcak tckde ekstrası yoktur bunun 2-3 katı alır 10 katı alır rüşvet olur

yok yahu nası indiriyolar.
@zenigt
izmir'de bahsettiğin olay sanırım şu;
fotogaleri.hurriyet.com.tr

rahmetlinin son model dediğin aracı bu ;
www.sahibinden.com

veyronu konuşmaya gerek yok sanırım milyon dolardan bahsediyoruz. o farklı bi dünya :)

iki hafta önce kadıköyde ağır bardaklar tipinde bir içme sonrası 125 cclik scooterımla eve dönerken kurbağalı dere civarında bir çevirmeye denkgeldim. polis 'motosikletli dur' diye arkamdan bağırdı ve alkollü olduğum için durmadım sürdüm. lakin daha ilerde salı pazarının oradaki stadın çevreyolu girişindeki çevirmede ikinci polis çevirmesi bana karşı yolun ortasına çıkarak oldu.
üflersin üflemem tartışmalarından sonra memura dedim ki bakın evraklar tam ayakta duracak kadar da irade kontrolüm var çok içtim tamam ama istesem durmazdım yine kaçardım dedim.
memur, 'biz de sizi yakalamak için eğitim alıyoruz' diye yanıtladı.

cevabı odur bunun.
hangi çekirge her keresinde sıçramış.

bugatti veyron'un varsa 3 büyük şehirden birinde yaşıyorsundur, istanbul'un trafiğinde zaten bi yere kaçamazsın, izmir'de yollar kötü ve herkes kırmızı da geçiyo illa kaza yaparsın, ankara'da zaten her yer alt geçit falan karman çorban ve yine kimse kırmızı da durmuyor. yani polis helikopterle takip etmese de öyle amerikan filmi tadında heyecan yaşaman çok zor.

tabi her 10 adımda bir olan tümsekleri de unutmayalım.

o hizla trafik kazasi olur bence is polise kalmaz tr de o hizi kaldircak yol yok

kurtlar vadisinde tataroglu vardi zengin bebesi zevk icin araci parcaliyordu kaza yapip bence sen de dene

muhtemelen olur gibin.

o arabayla girerken geri çıkacaksın diye kayıt altına almıyorlar mı? alıyorlarsa mümkün değil. almıyorlarsa geri zekalılık oluyor zaten.

6 ay sonra o arabayı sınırdan çıkarmak zorundasın. çıkarmaz da arabanın akıbeti konusunda hesap veremezsen o arabadan alınan türkiye'deki vergiyi g.tünden alırlar.

edit: bazı çok pahalı modeller türkiye'de böyle tutulur 6 ayda bir sınırdan girdi-çıktı yapar araç sahibi. alman plakalı türkiye'de kullanılan full+full cinsinden bir audi a8 biliyorum. türkiye fiyatı yaklaşık 750bin. almanya fiyatı da neredeyse yarısından biraz azmış araç sahibinin verdiği bilgiye göre. aracın tüm vergi ve sigortalarını almanya'da ödüyormuş, yurtdışına çıkarılan araç olduğu için sigorta primleri de oldukça yüksekmiş.

son olarak dediğin farkedilirse kaçakçılık ve bilimum suçlardan hüküm giyersin.

girerken tc numaranla yurda giriş harcı vereceğin için o tarihten itibaren doğacak bütün ceza ve vergiler beyan ettiğin tc numarasına tebliğ edilecektir. yani o iş olmaz.

kalici olarak gelen arabadan ayni vergi trafige girmeden once aliniyor.

bir de getirme masrafini odemis olmakla kalirsin

hayallerini yıkmak istemem ama berbat bi fikir.

gürcistan'da yapılıyor.
almanyadan gelen ikinci el arabaların 3-5 bin dolar gibi komik rakamlara satıldığı bir yer gürcistan.
karşıya geçip arabanın iç aksamlarını sıfırdan dizen çok ama ...
muayenelerde her parçanın seri nosuna bakılıyor, onu ne yapacağız?

bunun yerine arabayı orda parçalayıp yedek parça olarak ülkeye soksan ?

tırların kamyonların boş yerlerine koyarsın vs.

yukarida soylenenlere ek olarak getirdigin parcalar ikinci el olacak. ikinci el yedek parcalar sanayide zaten ucuz. karli bir is de degil yani. hakkaten duydugum en mantiksiz fikirlerden biri. muhtemelen yakin zamanda arac kazasi vs yaptiniz yada araciniz arizalandi. yedek parcaya verdiginiz para icinize oturmus. soda icin gecer.

olmaz, çünkü onunla sadece 6 ay Türkiye sınırlarında bulunabiliyorsun. sadece giriş çıkış yapmanda yeterli oluyor. sonra gene girince hemen bir 6 ay daha kazanıyorsun bizim bir tanıdık 6 ayda bir bulgaristana gidip geliyordu :D sürekli burda kullanıyordu arabayıda

teşekkür ederim yorumlar için, ahahahah arabam falan bozulmadı bu arada, sıkıntı yok. zaten sigortasız aracın şöför koltuğuna oturmam prensip olarak, içine oturuyo çünkü insanın :) fikir bi araba videosu izlerken aklıma geldi.

ben geri çıkacaksın diye kayıt altına alındığını bilmiyordum mesela, o zaman atıyorum aracı getirtip 6 aydan uzun kaçak kalma olayı da yalan oluyor tamamen. hmm.

araba sokup çıkarma konusunda şahane bi fikrim daha var, onu ileriki günlerde paylaşacağım :)

ilk günlerden kasma. hem vucut kaldırmaz hem de sıkılırsın bu defa gidesin gelmez. yemeğe dikkat edicen tabi :) 1-2 hafta geçsin bi program yaparlar zaten. ona göre bir de diyet istersin. kas yapmak için diyet istemiştim ben. sen de kendine göre bir şey istersin.

ilk zamanlar fazla kasma yani. rahat rahat yap. dinlenmelere dikkat et. sonra babalara gelme :)

zaten eşek yüküyle yemek yemeye başlarsın. yumurtaydı baldı börekti makarnaydı onlara ver kendini. bu tarz programları yaparken bence -zamanında bir hocanın deyişiyle yani- hareketler arasında çek mekiği. hem kendini dinlendirirsin hem boş geçmez. her harekete geçmeden önce 3 dakika mekik çek der ve gerisine karışmam.

stronglifts.com

deniyorum %100 çalışıyor.

ingilizcesini bilmem

1.resim:
1. bench press
2. yatarak yana açış
3. göğüs gerdirme
4. barfiks
6. barbell curl sanırım
7. dumbell curl'un sehpada yatarak yapılışı

ya da şu sitede bulabilirsin detaylarını
www.bodyforumtr.com

Hareketlerin isimlerine Şuradan bakabilirsin.

ben vapiano'yu seviyorum valla hem ucuz.

urban'ın pizzaları çok övülür.

www.uppercrustturkiye.com

Biraz tuzlu bir yer ama.

www.pizzeriapidos.com.tr

www.pizzeriatrio.com

www.portapera.com

www.elio.com.tr

www.timeoutistanbul.com

www.pizano.com.tr

www.vagabondosrest.com
klas bir mekandır hani sevgilini, eşini alıp pizza yanında şarap içeceğin tarzda.
tabi tad olarakta mükemmeldir yiyeceğin içeceğin herşey.

İstanbul'da (ve belki Türkiye'de) gerçek İtalyan pizzasına en çok yaklaşan yer Caddebostan'da, Göztepe Parkı'nın hemen yanındaki Rossopomodoro'dur. İtalya'da üst seviye restoranlar arasında girmekte zorlandığını duysam da, İstanbul'dakilere göre çok klastır. Peynirler İtalya'dan gelir, deniz ürünleri günlük olarak balık pazarından gelir, bahçe sebzesi kullanırlar ve bence en önemli özelliği şu ki İtalya'da eğitim almış bir ustası pizzayı İstanbul'da pek az yerde bulunan hakiki pizza fırınında pişirir. Bildiğiniz köylerdeki ekmek fırını gibi özel üretim, mekanın içinde. Vs. vs. Fiyatı da ona göre elbette, ama klas yer.

Pidos (Gumussuyu)

miss pizza

fratelli la buffala - 25 - 45 TL

trattoria da rosario - 20 - 40 TL

nişantaşı mama olabilir

ortaköy'de pizano pizzeria. taş fırında.

kıymanın kalitesine, yağ oranına, baharatların miktarına bağlı olarak tadı değişir ama diğer sucukların amına kor havada karada. türkiyede o kadar berabat bir hal aldı ki sucuk salam piyasası. hani en iyi türk sucuğunu avrupadan alırsın diyebilirim

(bkz: egetürk)

Eğer işi eline yüzüne bulaştırmazsan her türlü, ama her türlü daha güzel olacaktır.

yalnız kendin uğraşacağına bu tarz ev sucuğu satan yerler bulup onlardan satın alsan daha kolay olur. ama yok arşiv yapacam dersen denemeye değer.

annem yapıyor. bir diliminin kokusu, tadı vs. her türlü en kaliteli sucuğu donunda oynatır. o derece.

çok çok daha güzel oluyor. tabi daha yumuşak olur. sonra bune deme.

tadı sucuktan çok köfteye benziyor..

acısını kendin ayarlayacaksın. o zaman müthiş oluyor.

genelden etmek istememiştir.

Neden olduğunu çok merak ettim ya asdfg duyurularına cevap da yazmamışım ki hiç. Rastgele mi sallıyo acaba.

dunku marmaray projesi ve akp ile iligli duyurusuna yazdık ıkmızde .. onun ıcın dellenmış allahın liselisi işte..

atarlı bi ergen takma kafana..

peki atmadan mallara ekleme yok mu?

Bugün gittim. Gittiğime değdiğini düşünmüyorum.

emin değilim ancak beta geçiş süresindeki ispiyon arabirimi düzenlemesi arada sırada farklı tepkiler veriyordur, o yüzden farklı mesajlar geliyordur. yoksa sonuç olarak aynı anlamı içeriyorlar.

ispiyon sonrası gelen otomatik mesajlarda bir nane var sanki bir süredir. entry editleniyor ispiyon ertesinde, normalde "ispiyondan sonra editlendiği için hatalı ispiyon saymıyoruz" minvalinde bir şey gelirken eskiden, şimdi birkaç keredir hatalı ispiyon olarak işleniyor.

duyduğum kadarıyla gaziosmanpaşa sarıgöl mahallesi çukurçeşme tarafları sinpaş tarafından dönüştürülecekmiş, hatta görüşmelere falan da başlamışlar. diğer bölgelerde de aynı şekilde yeni başlayacak projeler var, bunlardan bildiğim www.viaportvenezia.com var.

şuan hazır olarak nerde var derseniz onu bilemicem.

küçükköy'de validesuyu diye bir şey vardı.

Validesuyu'nda satılık 3+1 kalmamış ya. Küçükköy Serenity'i bilen var mıdır acep. Ya da yakınlarda başka proje.

www.sahibinden.com

buraya bir bak istersen.

avrupa konutları var,finanskent var,valide suyu konutları.hemen almayacaksanız bir tane de gökdelenvari bir şeyler yapıyorlar ama daha başlamadılar bile.

ekleme: gop eyüp'e göre daha karışık,rahatsız edici.eyüp nispeten daha sakin.diğer taraftan eyüp için ulaşım gop'a göre daha kolay.
özel aracınız varsa ve paranız varsa o civarda en iyi seçenek (bence) www.avrupakonutlari.com
ama özel araç olmayınca yeri çok sakat kalıyor benden söylemesi!

Avrupa Konutları TEM de bitti çoktan, satıldı heps. Fİnanskent'e bakacağım. Validesuyu da full dediğim gibi. Viaport Venezia Nisan 2014 teslimdi sanırım, o zamana kadar kim öle kim kala modundayız..

Eyüp'te yaşamak istiyoruz zira aile şirketimiz burada, ama bu civarda da düzgün, depreme dayanıklı ev yok. E zaten binamız depreme dayanıksız diye taşınacağız, o yüzden mantıksız olacak sıradan bi yere taşınırsak dedik. GOP'tan nefret ediyorum ama başka çare kalmadı ki.

Sanırım Serenity Küçükköy'e kaldık, onlarda da son birkaç daire kalmış, olabildiğine zam koyuyorlar..

Teşekkürler cevaplar için ayrıca, tabii daha yorumlara da açığız :)

www.myfonts.com

tibere en yakını diyor, whatthefont.com

garamond

bu dediğinizi deneyimlemedim; ama o kadar da gecekondu tarafından sarılmış bir yer bana güven vermez. karınız kızınız hiç mi site dışına çıkmayacak? toplu taşıma azsa taksiye binse içiniz rahat edecek mi? benim etmezdi.

Aynı ikilemdeyim. Ve çözüm bulamıyorum. Siteden çıkınca etraf "la bahsağa bağa" diye gezen tiplerle dolu. 15-16 yaşında tipler anneleri yaşında kadınlara laf atıp arkasından yürüyor vs.. Ama site harika, havuzlu, marketli güvenlikli bıdı bıdı bıdı..
Ne etsem bilemiyorum..

Hem çevresi güzel hem site güzel hem de inşaat kalitesi düzgün bir yer bulmaya maalesef bütçemiz elvermiyor. Bayrampaşa'daki sikko projeler bile 450 bin dolarlardan bahsediyorlar, maslak 1453 gibi seçkin şeylere imkan yok yani.

İşin kötüsü, en önemlisi inşaat kalitesi, yani evimiz yıkılacak ilk depremde testlere göre, ve inşaat kalitesi düzgün evler hep sitelerde ve hep pahalı. Yani başka çaremiz yok gibi.

karşıdan cevap vermeyi de bırakmadılar.
www.haaretz.com

Propagandaya maruz kalmamak için özellikle bu linkleri ve Harry Fear'i takip etmenizi öneririm, ilgiliyseniz tabii.

uçak sesi duyuluyo ama bi sey yok. neyi görelim?

bombardıman duraksadı şu an. girdiğiniz her saniye patlama sesi duymayı mı bekliyorsunuz, anlamadım ki. bilgisayar oyunu değil bu, bildğin bir yer bombalanıyor yani.

linkleri ibret alınsın diye paylaşıyorum, bombalama sesi dinleyin diye değil.

ben 2001'de ırak'ın bombalanmasını canlı izlemiş adamım dostum liseli değilim


bir de o görülen büyük gri binayı bombalarlar mı sence?

ses gitti bende

Est.

Kamera sürekli oraya dönük olmuyor, ara ara sağa sola çeviriyorlar RT'deki elemanlar ama bu gece görüntüde geçen ambulanslar dışında bir şeye henüz rastlamadım. Son yarım saattir de bomba sesi gelmiyor.

gerçekten o dron sesleri bile ürkütücü.
bende ses linkinde donma oluyor

bende canlı yayın linki çalışmıyor. seste de kur'an okunuyor.

garip oldum gece gece...

edit: kur'an okunuyor dediğim, sabah namazıymış. uzun tutunca anlayamamışım.

gerçekten bunu yaşamayan bilemez.. o halkın (yahudi veya müslüman veya hristiyan) zaten yüzyıllardır o topraklarda sorunsuz yaşadıkları fark edildiğinde ve tek sorunun toprak sevdalısı israil hükümetinin olduğunun tüm dünyaca farkına varılmasıyla bitecek bir savaş ama başka amaçlar olduğu çok aşikar

onları oraya yerleştiren kimler? hitlerden kaçıp barış içinde yaşasınlar diye gitmediler heralde oraya. zaten onlara da bi biz acıyoruz sözde müslüman ülkeler uyuyor suudiler para içinde yüzüyo ulan nooluyo orda bile demiyolar?

Yok.

Var.

Var mı gerçekten?

Daha dün israil'i yargılayan biz değil miydik? Aga. O açıdan bakacak olursak bir çok yahudi de seninle aynı fikirdedir.

şimdi adam neyi düşünüp söylemiş bilemeyeceğim ama 1934 trakya olayları diye bir şey var tarihimizde.

Bence o kadar geriye gitmemiştir adam. Mavi Marmara olayını kastediyordur. Vatandaşlarımızı öldürdüler ve yanlarına kâr kaldı.

bence de mavi marmara olayı. ya da israilin temellerinin atıldığı aşamada toprak satın alma meselesi de olabilir.