iyi geceler sevgili mika hakkinenler,şimdi efenim 22 yaşına gelmek üzere bir öğrenciyim efenim. çok da kral bir babam var. hakkaten süper insandır, çalıştı çabaladı, hakkaten yemez içmez çocuklarına bir şeyler alır bir adam, ki hala da çalışıyor.fekat durum arabaya gelince iş değişiyor. bu adam arab
iyi geceler sevgili mika hakkinenler,
şimdi efenim 22 yaşına gelmek üzere bir öğrenciyim efenim. çok da kral bir babam var. hakkaten süper insandır, çalıştı çabaladı, hakkaten yemez içmez çocuklarına bir şeyler alır bir adam, ki hala da çalışıyor.
fekat durum arabaya gelince iş değişiyor. bu adam arabasını paylaşamıyor arkadaş. ne benimle ne annemle.
bir takım arkadaşların aksine ergenlikte falan araba kaçırma gibi mevzuulara hiç girmedim. efendi efendi takıldım, 18'e gelince ehliyet alayım artık şu kapının önünde yatan aleti kullanayım dedim, kavga kıyamet zar zor kursa falan gittim aldım ehliyeti. bi iki sefer falan trafiğe çıktık max 4 dk kullandım, sonra tık yok.
sebep sorduğumda kesinlikle hep olumlu olarak,
-zamanı gelmedi
-daha vakit var
-olm zamanımız yok görüyorsun hele şu yaz-ilkbahar-kış-sonbahar-arabanın borcu-okul dönemi-vesaire bir geçsin de çıkacağız tabii
ve benzeri garip bahaneler sunup geçiştiriyorlar.
bu seneye kadar, ben de "e tabii haklılar araba sonuçta çok tecrübeli de değiliz istanbulda kullanmak zor" diyordum ki, almanya'da geçirdiğim bu senede her istediğimde araba kullanma şansım oldu ((bkz:
flinkster)), çok uzun mesafeler de kat ettim ani cesaretlerle, bir şey değilmiş yani kullanılıyormuş. hakkaten büyük kolaylık.
önceden araba eski diye (eski denilen araba 2006 model, 26 binde astra idi) alamıyordum, şimdi yeni ve benzeri yukarıda saydığım bi takım bahanelerle alamıyorum.
benzin parası diyorlar, diyorum ki ben doldurucam ne kadar varsa gerek yok para istemiyorum ben sizden diyorum. ki hakkaten dolduracak parayı da kazanıyorum çok şükür yani.
sen de para biriktir sana araba alalım diyorlar ama otomobile ihtiyacım yok, şahsen aileye ek bir otomobilin ek bir gider kaleminden başka bi işe yarayacağını düşünmüyorum.
yani kırk yılda bir eşya taşımak gerekince, ne bileyim özel bir yere, uzak bir yere vesaire gitmem gerekince kullanmak istiyorum, kalıcı olarak araba almama gerek yok yani ki istemiyorum da. ama yok.
yok yani. en son geçen dedim, babam çıkardı arabanın anahtarından akbili verdi. iyicene dellendim. çemkirdikçe alttan almaya devam ediyorlar sürekli.
kendisi de hakkaten böyle bi adam, 2006 model astrayı 26 binde sattı o derece kullanmıyor tatiller dışında. işe de metrobüsle gidiyor koskoca kaç yıllık mühendis (ha gitsin bişi demiyorum olabilir yani). yeni araba almışlar ben yokken (astra sedan), almasının sebebi de geçen sene tatilden dönerken arabanın bagajına bursa'dan alınacak kasa şeftalinin sığmaması.
sinir oluyorum arkadaş. araba bahçede yatarken ben amele gibi otobüslerde minibüslerde bavul taşıyorum, taksiye metrobüse bir dünya para domalıyorum.
şimdi sormak istediğim konu:
1) normal midir? yani belki de benim arkadaşlarım çok genç elde ettiler bazı şeyleri ve belki de ben kıskanıyorum olabilir yani, o yüzden soruyorum, benim yerime kendinizi koyduğunuzda ne düşünürdünüz? haksız mıyım sizce? tamamen objektif olabilirsiniz hiç sorun değil.
2) ne yapmam gerekiyor? böyle gelmiş böyle gider mi yani? yoksa hakkaten hayatımdan kısıp para biriktirip masrafından fazla masraf çıkaracak 10-15 bin lira bandında saçma sapan bi araba mı alayım illa ki?
3) başka bir çözümü olan var mı? mesela önümüzdeki hafta okuduğum şehir olan izmite gideceğim ve hakkaten yeni eve bavul taşıma fikri inanılmaz zor geliyor şu anda arabaya alıştıktan sonra. ne yapayım yani amele gibi araba mı kiralayayım bir dünya para verip. bilmiyorum.
4) bırak hacı, adamın bi zevki var zaten sürekli çalışıyor, o zevkini de bok etme bırak onda kalsın mı diyorsunuz?
böyle işte. bana yol gösterin. tek kompleksim bu lan resmen. araba kapıda paslanıyor, alalı 7-8 ay olmuş hala yeni kokuyor ya.
ek olarak, arabayı kaçırma gibi ergenliklere girmek istemiyorum hiç gereği yok. ve bir ek daha, bu kadar uğraştıktan sonra alsam bile de çok kasılacağımı hissediyorum açıkçası. bilemedim ne edeyim.
en büyük derdin bu olsun hacı diyenler çıkacaktır, onların da canı sağolsun.