Giriş
(5)

Cheesecakeim pişerken kabarıp kenarlardan çatlıyor.

zimbirik
Nasıl çatlamadan pişiririm bi türlü çözemedim. Halbuki ilk yaptığımda çatlamamıştı. 2. 3. Seferde çatladı hep. Elle çırpıyorum hava karıştırmamak için, gereksiz çırpmıyorum, en son pıt pıt vurup havasını alıyorum. Fırında su oluyor nemli olsun diye.Benim problemim pişerken çatlaması, pişerken kabar
Nasıl çatlamadan pişiririm bi türlü çözemedim. Halbuki ilk yaptığımda çatlamamıştı. 2. 3. Seferde çatladı hep.

Elle çırpıyorum hava karıştırmamak için, gereksiz çırpmıyorum, en son pıt pıt vurup havasını alıyorum.
Fırında su oluyor nemli olsun diye.
Benim problemim pişerken çatlaması, pişerken kabarıyor ve kabarırken kenar dokusundan ayrılıp kenarlardan çatlıyor. Soğuturken bu kabarma geçiyor ve tekrar düz hale geliyor cheesecakekim.

Var mı nedenini bilen, yorumu olan?
0
zimbirik
(01.12.21)
Fırına koyarken yanında bir kaseye biraz su koyun. Buhar çatlamasını önleyecektir.
0
mysticriver
(02.12.21)
Koyduğunuz pişirme kabini tamamen doldurmayın, biraz kabarması için pay bırakın, pay bırakırsanız kabarıp dökülme yapmaz, piştikten sonra da fırının içinde bırakmayın ki pismeye devam etmesin, dışarıda oda sıcaklığında soğusun
0
sidariss
(02.12.21)
Arkadaşlara ek olarak kalıbın etrafını alüminyum folyo ile sarın (ben altını da sarıyorum taban çok kıtır olmasın diye) ve yine 1 kase su koyun fırına. Piştikten sonra direk çıkarmayın kapağı yarım açıp ılıdıktan sonra fırından çıkarın
0
kelrapunzel
(02.12.21)
aliminyum folyo ve su
pastacılık eğitiminde öğrenmiştim
0
kurcalamabozarsin
(02.12.21)
Şimdi ilk olarak zaten fırında su oluyor yazmıştım. Olay nem olayı değil. Bu nedenle alümünyum folyo ve su önerilerini alamıyorum.

Kabarmaması için elle çırpıyorum, zaten kabartma tozu koyulmuyor cheesecake e.

Ama bunlara rağmen kabarıyor. Kabarıp dökülmüyor zaten, üzerinde pay var. Ama kabarırken ortası ve kenarları farklı miktarda kabarıyor ve bu farktan dolayı çatlıyor. Soğurken tekrar sönüyor ve düzleşiyor.

Ve problem soğurken çatlaması değil pişerken çatlaması. Bu nedenle önce biraz fırında soğutma önerisi de benim durumumda geçerli değil.
0
🌸zimbirik
(02.12.21)
(19)

Umumi tuvalet kullanamamak

asaf
Ev dışında hiçbir tuvaleti kullanamıyorum. İş yeri, havaalanı, okul, dinlenme tesisleri hele de AVM’ler... Temizlik alışkanlığından bu kadar yoksun insan varken kim bilir neler yapıyorlardır diye düşünmeden edemiyorum. Sizde durumlar nasıl? Bu durum abartı mı?
Ev dışında hiçbir tuvaleti kullanamıyorum. İş yeri, havaalanı, okul, dinlenme tesisleri hele de AVM’ler... Temizlik alışkanlığından bu kadar yoksun insan varken kim bilir neler yapıyorlardır diye düşünmeden edemiyorum.

Sizde durumlar nasıl? Bu durum abartı mı?
0
asaf
(01.12.21)
değil. ben kağıt varsa kağıt kullanıyorum ve her yere tuvalet kağıdı ile dokunuyorum. kağıt yoksa klozetin her yerine tuvalet kağıdı örtüyorum içine de birkaç tane tuvalet kağıdı atıyorum. onun dışında domestos yüzey temizleyici var yanımda küçük boy onu sıkıyorum. ama tuvaletin durumu vahimse hiç girmiyorum.
0
my name is ferdinand
(01.12.21)
My name +4

Hiçbir yere dokunmadan/peceteyle dokunarak her tuvaleti kullanirim.

Tuvalet kötü durumdaysa kullanmam
0
abuzer
(01.12.21)
isyerine sakliyorum mesaiden dusmek icin.
0
divit
(01.12.21)
kullanmak zorunda kaliyorum, cok sik cisim geliyor vs. her zaman tuvalet kagidi seriyorum, bir kac tuvalet kontrol edip sectigim oluyor benim de. coook kotuyse kullanamiyorm (herhangi bir yerinde sivi varsa)
0
gunes123
(01.12.21)
Oohooo cami tuvaleti bile kullanıyorum zorunda kaldığımda. Sağa sola değmemek zor olsa da temiz kalmaya uğraşıyorum.
0
izza
(01.12.21)
covidden sonra girmedim bile fakat eskiden çok takmazdım. kağıt serer, işimi görür, elimi yıkar çıkardım.
0
false pretension
(01.12.21)
Eskiden böyleydim, 18 gün bedelli askerlik yaptım, artık daha esneğim.
0
giovanne
(01.12.21)
içi pis olmadığı sürece her yerde kullanırım ya. hiç ayırt etmem. hem çok titiz bi insan değilim hem de tutamam yani daha zararlı.
0
matilda
(01.12.21)
okb atlatmisim biriyim artik pecete bile sermiyorum is yerindeyken. zorunlu kalip kullandigim wcleri tarif edemem
0
ala09
(01.12.21)
İş arkadaşlarımdan biri çok gezer. Taksim Burger King tuvaletini bile kullanmış bir insan kendisi. Yılda 5-6 kere idrar yolları enfeksiyonu oluyor. Sürekli antibiyotik kullanıyor. Onu görüp ibret aldığımdan mümkün olduğunca umumi tuvaletleri kullanmıyorum. Zorunda kalırsam da her yeri kağıtla tutuyorum. Oncelik alaturka yoksa hovering. Bacak kaslarimi ve hovering skill'imi geliştirdim. Yaslanip dizler tutmayana kadar boyle devam.
0
ganbatte
(01.12.21)
Tuvalet kagidi olan her delige yaparim. Gecen sirketin deposunda yaptim. Top3 en zor yaptigim yere girer.
0
floydian
(01.12.21)
önceden ne olursa olsun eve kadar tutardım ama artık yine çoğunlukla eve bırakmakla birlikte zorunda kaldığımda ev dışında da sıçarım.

bazı avm'lerin tuvaleti bal dök yala. tertemiz ve trafik yok. ama mesela cevahir'de sıçılmaz. sürekli bir sirkülasyon var.

shell, opet falan baya dönüşüm yaşattı helalarında. uzun yollarda bunları tercih ederim.

süleymaniye camii'nin tuvaleti çok iyi ve ücretsiz. sıçmak için birebir.


ahmet vehbi was here.
0
efreet sultan
(01.12.21)
Sifon çekilmemişse kullanmam. Eğer çooook zorunda kaldıysam sifonu çekip kullanırım. Ama başkasının dışkısını gördüğüm bi yere yaptığım olmadı diyebilirim.

Eğer sıvı kaldıysa kapakta bu durumda kalın bi peçete ile silip sonra squat pozisyonunda temas etmeden işimi hallederim. Tuvalet kağıdı sınırsızsa önce peçete ile her yerini kurulayıp sonra her yere tuvalet kağıdı kaplarım.

Her durumda deliğe kesin birkaç parça tuvalet kağıdı atarım. Evde de atıyorum ben zaten onu su sıçramasın diye.

Görünen bi kirlilik yoksa o zaman yerine göre direk oturabiliyorum. Sık temizlenen bi yer olduğunu düşünüyorsam, ya da iş yeri gibi sabit insanların kullandığı bi tuvaletse şöyle bi kuru peçete ile kapağın etrafını siler sonra otururum direk.
0
zimbirik
(01.12.21)
Orası geçici bir pislik ve kullanacaksın sonra eve gidince temizleneceksin. Çok eskiden böyleydim ama öyle yaşanmaz, kendine sınırlar koymamalısın.
0
bana kedicik derdi
(01.12.21)
ben cok hassas oldugumu soyleyemeyecegim bu konuda. sifon cekilmemisse kullanmam. kapak kapaliysa acmam otekine giderim. (isyeri haric, orasi on dakkada bi temizleniyor) tabii istisnalar var hicbir seyi takmayacagim.

tuvalet kagidi sermem ama naylon donen sey varsa ne ala derim.

kamu spotu: umarim tuvalet kagidi seren arkadaslar o kagitlari orada birakmiyordur zira temizleyen icin isi daha bir cileli hale getirmeye gerek yok.
0
yoggi
(01.12.21)
Ofiste tottolet var kapı kolunu kağıt havlu ile tutar girerim. Sokakta avmde de zorda kaldıysam alaturka varsa girerim. Aksi halde o peçete kayar felan benlik değil.
0
cilekli pasta
(02.12.21)
sadece pisuvari kullanirim
0
all girls dream
(02.12.21)
pis bir yeri kullanmak zorunda kalırsam eve geçince kendimi ve kıyafetlerimi yıkıyorum, psikolojik bir hasar bırakmıyor
peçete taşıma alışkanlığım var, yüzeylerle teması engelliyor
0
bir soru sorcam
(02.12.21)
yani artık "yuh ulan" denecek kadar pis değilse her yerde yapabilme yeteneğim var. benzinlik, avm, restoran, işyeri, misafirlik vb...

benim endişem mikrop değil de ya sifon bozuksa?
0
duster
(02.12.21)
(20)

Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız

dissendium
Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız nasıldı?
Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız nasıldı?
0
dissendium
(01.12.21)
En güzel zamanlarım üniversitedeki zamanlarım.
En kötüleri ise lisenin ilk yılı, ortaokul falan
0
zimbirik
(01.12.21)
31 yaşındayım, genel olarak her senem bir öncekinden daha iyi oluyor gibi hissediyorum o yüzden çok geçmiş özlemi çekmiyorum.

ama 2016 (26-27 yaşlarındayım) tam young wild and free olduğum zamanlardı, o sene baya güzeldi. 4-5 kere tatile gitmiştim, çok geziyordum, tam bir single'dım, paso macera idi yani.

en kötü günüm de kız kardeşim bilinmeyen bir enfeksiyondan hastaneye düşmüştü 2017'de, onun yanında refakatçiydim. o geceki kadar kötü hissettiğim bir gün daha olmamıştı, hastalık işi çok zor (sonra iyileşti neyse ki) dönemsel olarak bakarsak lise son zamanlar - üni ilk zamanlar olabilir herhalde.
0
roket adam
(01.12.21)
En kotu: Ailemle senelerdir kus kaldik + calistigim sirket batti, tazminatsiz issiz kaldim + Depresyon + Siddete meyilli bir sosyopat/manipulatorden ayrildim, kendisi mail ve sosyal medya hesaplarima sizip arkadaslarimin %50si ile arami bozdu, toparlamak yillar aldi + 1 sene boyunca kesintisiz her gece kabus gordum, fibromiyalji ile aylarca bogustum.

En iyi: Yuksek prestijli projelerde comez bir muhendis olarak all-star takimi gibi bir muhendis ekibi ile calistim + Muhtesem eglenceli iliskilerim oldu, kendimi ve hayattan ne istedigimi kesfettim + maasim yuzunden arkadas ortamimda fabrikator olarak anildim. Iyi kazandim, basarili yatirim yaptim, kendi evimi kendim aldim.
0
cleric
(01.12.21)
en guzel zamanlarim mezun olduktan sonraki calismadigim donemdi. vaktim coktu kendimle ugrasiyordum ve cok uzun seyahatler yapabiliyordum. is hayatina girince yaslandim gibi hissediyorum
0
ala09
(01.12.21)
En iyisi:üniversitede Erasmus dönemi ve mezun olduktan sonraki 2 3 seneydi. Çok kazanmıyordum ama çok da yorulmamıştım. Sabahlara kadar içip sabah işe gidebiliyordum. Çok eğlendim, gezdim, takıldım.

En kötüsü: yok heralde ya, en kötüsünde bile şükür seviyesindeyim şuan geri dönüp baktığımda.
0
kismisolungac
(01.12.21)
Üniversite 3. sınıf (2016) ile geçtiğimiz yıl arası çok kötüydü. Ailevi çok büyük sıkıntılarım oldu ve toksik ortamdan kurtulacak ekonomik ve psikolojik gücüm yoktu. Uzun süreler ilaç tedavisi görmek zorunda kaldım. 2020 yılında da o zor zamanlara dayanmamı sağlayan yegane canlı vefat etti. Ardından haftalarca yemek yemedim ve tekrar ilaç kullanmaya başladım. 8 ay toparlayamadım. Geçtiğimiz ocaktan beridir bir miktar daha iyi gidiyor her şey en azından altından kalkamayacağım zorluklarla karşı karşıya kalmıyorum diyebilirim.

En güzel zamanlar da lise 3-4'tü sanırım o zamanlar farkında değildim ama.. Güzel olmasının sebebi de dümdüz normal bir lise hayaatı olması dsngjsd klasik okula gidiyodum arada arkadaşlarla okey oynamaya falan giderdik, bu.
0
eatpraylaw
(01.12.21)
en kötü zamanım son 1,5 sene, 2020 haziran'dan itibaren devam ediyor.
en güzel zamanlarım 13-16 arasıydı. bol bol geziyordum, konfor alanımdan çıkmıştım, daha önce yapmadığım şeyleri denemiştim.
0
Bruce
(01.12.21)
En güzel zamanım hazırlığı bitirdiğim seneki yaz tatili idi. Sıfır stres, Londra’da yaşam, gezmeler, yemeler hey gidiii.
En kötü zamanlarım da 15 ay süre evliliğimin ikinci yarısı. Esir hayatı, hakaret, küfür… Allah belalarını versin eşim ve ailesi hayatımı mahvettiler.
0
cilekli pasta
(01.12.21)
En güzel; üniversite zamanları ve tatil zamanlarım.
En kötü; şu zamanlarım.
0
mutekebbir
(01.12.21)
en kötü zamanım; 1991-2000 yılları arası 9 yıl. dünya üzerinde cehennemi yaşadım. bilen vardır belki, babam boşanıyor, bize anneniz öldü diyor, üvey anne geliyor ve o 9 yılın büyük kısmı fiziksel ve psikolojik işkence. ondan sonraki en kötü zamanım da geçen sene eski kız arkadaşımdan ayrıldıktan sonraki aylar.

en güzel zamanlarım, 2000-2007 arası. lisenin bir kısmında özgürlüğün tadını ilk kez çıkaran bir genç, sonra da üniversite yılları. ve aralıksız devrimler, hehe. şimdi aklıma geldi, üniversitede sürekli yanımda oturan bir kız vardı, her yer boş da olsa yanıma gelirdi. inanılmaz güzel bir kız, yani nasıl anlatılır böyle bir güzellik ve benden hoşlanıyor. alala. ben buna inanamıyorum. benden neden hoşlansın diyorum. arkadaşlar araya giriyor, kafama kafama vuruyor da anca farkına varıyorum. keşke şimdiki aklım o zamanlar olsaydı. o kız zengin, ilişkiyi sürdüremem, istediği yerlere gidemem diye uzaklaşmıştım. ah be!

neyse devam edeyim. üniversiteyi burslu okudum, yurt olarak bize denize sıfır apart villa kiraladılar. 4 kişiye 1 villa. ben de şehirde yaşayan 3 burslu eleman bulup benim villaya kaydını yaptırdım ve tek başıma yaşadım orada. her odada birer gün yatardım. haftada 2 kere temizlik gelirdi hepsini değiştirirdi :)) villaların arasındaki boşluğa gece masaları çıkarıp lan'dan cs atardık max kişiyle 16 mi 32 mi neydi. subwoofer almıştım paraya kıyıp, 6'nın 1'i awp miydi, sniper, çaaaat diye yankılanırdı gecenin 3'ünde adamın kaşının ortasında açtığım delikte. o zaman da nickim douchebag'di cs'de. sonra ben arkadaş ağırlamayı çok severim, villamda tabii 4 kişilik mutfak var, balkona büyükçe masa kurar haftasonları arkadaşları kahvaltıya davet ederdim. mal bulmuş mağribi gibi gelirlerdi. e bu para nerden geliyor? onu da yine onların üzerinden kazanırdım :) limitsiz 100 mbit internetimiz var, film download edip cdlere yazardım ve arkadaşlara kiralardım. cd kiralama 500 bin tl, satın alırsan 1,5 milyondu hatırladığım kadarıyla. herkes satın alırdı, arşivciler, sonra birbirine verirdi, bana kazık attığını zannediyor :) olsun bana maliyeti 100 bin tl. (paradan sıfırlar atılmadığı zamanlar, tey tey) zaten cd 2 kere el değiştirse 3. kişide çiziklerden çalışmaz.

villa kat kaloriferiyle çalışıyor. her villaya aylık 250 lt motorin veriyorlar deposuna. kış aylarında 4 kişilikler yakıtı bitirip bana gelirdi. hortumla çekip taksim ederdim :) beni çok sevdiler, ben de onları çok sevdim, canım arkadaşlarım. çoğuyla hala görüşürüz. burası yalan. birazıyla hala görüşürüz :)
0
gabe h coud
(01.12.21)
üni iyidir
sonra kötü genelde
0
duyurukullanıcısı
(01.12.21)
en güzel zaman: bu yıl diğerlerinden farklı olarak müthişti diyebileceğim bir yıl yok.
en kötü: 2015(lise3) istemediğim bir sınıfta sevmediğim insanlarla beraber okumak zorundaydım ve o sene bitsin diye günleri saydım. Daha sonra, üniversitenin ikinci senesi olan 2018'in ilk yarısı. Çok sevdiğim bir ilişki bitmişti, sevdiğim bir şehirde yalnız başıma keyifsiz bir yaşam sürdüm.
0
biravekahve
(01.12.21)
2019'un son 3 ayı.

Hem planlı programlı hem spontane gelişen bir süreç geçmişti. Epey keyif aldığım bir dönem olmuştu.

En kötü zamanım sanırım ne kadar mal biriyim dediğim lise yılları.
0
put it in your appropriate place
(01.12.21)
En guzel yillar aslinda cok zor gecen ama umutlarimin oldugu yillar. Universitede son yilim.

En kotu işte o umutlarin bittigi, hayatin o kadar da guzel olmadigini anladigim 25 30 arasi. Yeni is, yeni ortam, evlilik.

Simdilerde yeni hayaller bulmaya calisiyorum.

Pekcoklarina gore ozenilecek bi hayatim var ama Hayat genel anlamda zor.
0
halk
(01.12.21)
en guzel zamanlarim lisenin son iki yili ve universiteye "gercekten" basladigim ilk iki sene, 2010-2012 ve 2017-2019 araliklari diyebilirim.

en kotu ikincisi 2013-14. major depresyon, fiziksel sakatlik, saglik sorunlari vs. tamamen bas asagi gittigim ve az kalsin kendimi oldurdugum bir donemdi.

su an yasadigim en kotu donemde oldugumu dusunuyorum. kendimi oldurmek niyetim yok bu sefer, nasil desem daha olgun ve yetiskin acisi hissediyorum, biraz daha fazla basa cikabiliyorum ama icten ice daha yikici bu. soyle soyleyeyim o zaman 100 uzerinden 10'dum ama o yasta bunu tolere edebiliyordum. o zaman bu kabul edilebilirdi. simdi 100 uzerinden 15'im ama 30 altindaki adamin ne esi, ne isi, ne dostu, ne duzgun yasantisi olabilir iste oyle dusun. "her sey kotu gidiyor oyleyse gebereyim" dedirtmeyen ama yasama sevincini alan, direncini kiran turden.
0
der meister
(01.12.21)
en güzel: orta son, lise 1, işe başlangıç ilk 3 sene

en kötü: ünv., işsizlik dönemi - iş başlangıç arası

güzel zamanlarda umut vardı, enerji vardı, planlar vardı. kötü zamanlarda tam tersi.
0
ya ben lan neyse
(01.12.21)
sanırım en guzel yıllarım ilkokul ve orta ikiye kadarki süre. sonra hayatım hiç güzel olmadı. geçen yıl babamı kaybettiğimden beri yokuş aşağı gidiyorum. ilaçlar kullanıyorum ama onu dusunmediğim bir an bile yok. ölmeyi o kadar istiyorum ki anlatmam mumkun değil. o an gelene kadar ölü gibi yasayacagım sanırım.
0
suyin
(02.12.21)
en kötü yıllarım üniversite
en güzel yıllarım son 3 senem
0
hopp
(02.12.21)
Son 2 sene sanırım hem en kötü hem de en güzel zamanımdı. Daha kötü günler yaşadım ama bu kadar ağır depresyonda olmadım hiç. En güzel aynı zamanda çünkü bana anne diyen biri oldu hayatımda ve o büyüyor, görüyorum. Her ne kadar kötü bir anne olsam da...
0
curukturpkokusu
(02.12.21)
Bir dönem çok disiplinli, zihinsel ve bedensel en üst seviyede güçlü olduğum bir dönemdi. Sabah koşu, sonra kütüphane sonra akşam yüzme. Müthişti müthiş. Temizlik, yemek, para işleri, insanlar, hiçbiri ile ilgilenmem gerekmiyordu. Eşyalarım da en iyisinden ve birkaç taneydi. Bilgisayar örneğin, ya da kış için koşu montu. Her şeyin az ve öz olduğu fakat kendim de dahil her şeyden üst düzey verimlilik aldığım bir dönemdi. Çok özlüyorum. Sonraki zamanlarım hep vasati.
0
velvetmorning
(02.12.21)
(11)

Roborock robot süpürge vs. Dyson

ms brownstone
Evet bu konuda 362827 tane duyuru açıldı ve ben de bir kısmını okudum ama ikisini de kullanmış olanların güncel yorumlarını merak ettim. Biraz tembel bir insan olarak robot süpürge daha çok işime geliyor açıkçası ama duvar diplerini, kapı arkalarını falan iyi süpüremeyecekse ve Dyson daha iyidir der
Evet bu konuda 362827 tane duyuru açıldı ve ben de bir kısmını okudum ama ikisini de kullanmış olanların güncel yorumlarını merak ettim.

Biraz tembel bir insan olarak robot süpürge daha çok işime geliyor açıkçası ama duvar diplerini, kapı arkalarını falan iyi süpüremeyecekse ve Dyson daha iyidir derseniz ona da tamamım şu an.

Bu arada evde henüz eşya yok. Robot süpürgeye karar verirsek en azından kanepedir yataktır bu tarz şeyleri süpürge girecek kadar yüksek alabiliriz.

Ne dersiniz bu durumda? Hangisi daha kullanışlı bu ikiliden?
0
ms brownstone
(01.12.21)
Robot süpürge ile koltuklar, yatak falan süpürülmüyor, ilk başta Dyson, ilerleyen zamanlarda tembellik için robot derim. Eşyaları yine yüksek alın, dikey süpürge ile kolayca temizlenir.
0
whoosie
(01.12.21)
Roborock basit kullanım için işe yarıyor ama Dyson ile güç ya da temizlik kalitesi anlamında karşılaştırılması zor. İkisinden birini alacaksanız, başka bir süpürgeniz yoksa Roborock sizi tatmin etmeyecektir.
0
salihdt
(01.12.21)
Evde başka süpürge yoksa tek başına robot süpürge yetmiyor. Yukarıdaki iki yoruma katılıyorum, günlük temizlik için robot süpürge harika ama sürekli kullanımda yetmiyor. Eğer bütçe oluşturulabilirse ikisi birden çok rahat oluyor. (Robot süpürge varken Dyson kullanılmaz diye düşünüyorsunuz ama gerçekten kullanılıyor.) Sadece biri alınabilecekse Dyson.
0
love my way
(01.12.21)
Evde robot süpürge tek süpürge olamaz. Her halükarda evde bir elektrikli süpürge olmalı. Ha robota sık sık temizlik yaptırırsın ortalık temiz kalır ama dip bucak süpüremez robot öyle bir şey yok.
Not: s5 max kullanıcısı
0
bana kedicik derdi
(01.12.21)
İkisi aynı şey değil diyebilirim. Süpürge zaten alacaksınız. Miele c3 alın. Bir de orta karar robot alırsınız bitti gitti. Dyson alacaksanız bile robot a göre alın bence eşyaları çünkü er ya da geç robot alınır.

Tembelseniz haftada bir ve daha uzun aralıkla süpürge açılacaksa dyson olmuş, miele olmuş, philips olmuş bence farkı da yok.
0
baal
(01.12.21)
ikisi farkli+1 ama robot aldigimdan sonra cok az supurge actim. temizlik yapilmasi gerektiginde halilari cirpmak(!) suretiyle ve yerleri silmek suretiyle temizledigim icin supurge olmasa da ölmezdim. robot daha iyi benim icin cunku evde az vakit geciriyorum. o koltuk supurme falan hikayesini ben silerek sagladigim icin once iyi bi robot alirdim ihtiyac halinde dandirikten bi elektrikli supurge alirdim.
0
ala09
(01.12.21)
elimle ben yapcak olduktan sonra isterse ferrari olsun markası. robot süper buluş markası vestel olsa bile.
0
mikahakkinen
(01.12.21)
bütçe sınırlı ise; sadece dyson almak yerine robot + klasik elektrik süpürgesi daha mantıklı bence.
0
nuisance
(01.12.21)
birine öncelik verecek olsam dikey süpürge alırım. ki öyle yaptım. xiaomi robot almıştık. bir süre kullandık sonra arızalandı iade ettik ama gidip aynısından almak yerine dikey süpürge aldım. evde kedi de olduğu için koltuk süpürmek vs önemli. ayrıca robot ne kadar iyi süpürürse süpürsün asıl pisliklerin biriktiği köşelere giremiyor. zaten evde döküntü varsa bunları en baştan toplamak gerekiyor vs vs.

yani bence öncelik dikey süpürge. ama sonra robot da gerekli. şu an robot süpürge bakıyoruz mesela.
0
elorelia
(01.12.21)
1,5 yıldır roborcok s5 max kullanıyorum, o kadar memnunum ki bence ilk onun alınması gerekiyor, günlük tozu fulla dlığı ve hatta mop da yaptığı için çok başarılı. günlük süpürdüğü için kapı arkaları vs.. toz toplamıyor zaten.

geçen ay sırf meraktan dyson v15 aldık, 1 kere koltukları ve yatağı süpürdük ve bir daha kullanmadık. robot süpürge büyük rahatlık.

bence robot + normal bi süpürgeyle ilerlenmesi en mantıklısı (dysona gerek yok)
0
benaslinda
(01.12.21)
Robot + klasik ucuz elektrikli süpürge en iyi kombinasyon olur.

Robot aldığımızdan beri ayda bir belki açıyoruz süpürgeyi. Dip köşe gayette iyi temizliyor buradaki yorumların aksine. Biz yalnızca koltuk üstlerini, alçak koltukların altlarını falan normal süpürge ile temizliyoruz.

Kapı açık olduğunda kapı arkalarına girmediği için 2 seferde bir oda kapısı kapalı süpürüyoruz falan. Çözüm bulduk yani her şeye.
0
zimbirik
(01.12.21)
(1)

üniversitede inkılap tarihi vizesine girmedim

ragipkalayli2
sınavı kaçırdım. özel üniversitede tam burslu olarak okuyorum. bu dersi alttan alırsam ders ücreti ödeyecek miyim okula? görmediğimiz bir ders sadece sınavları var.
sınavı kaçırdım. özel üniversitede tam burslu olarak okuyorum. bu dersi alttan alırsam ders ücreti ödeyecek miyim okula? görmediğimiz bir ders sadece sınavları var.
0
ragipkalayli2
(30.11.21)
Okuldan okula değişir. Hangi okul bu, bilkentte ödenmiyordu böyle durumlarda.
0
zimbirik
(01.12.21)
(7)

Siz bu durumda olsaydınız ne yapardınız?

Kronikkötümser
Geçen akşam bir cemiyette bir kadın ile tanıştım, bi yarım saat sohbet sonrası kendisine ondan etkilendiğimi söyledim. '' Sohbetin çok keyifli ancak şu an zor zamanlar geçiriyorum kimseyi üzmek istemem'' dedi ve mayınları döşedi aramıza. Gecenin ilerleyen dakikalarına sohbet koyulaşınca kendisinin t
Geçen akşam bir cemiyette bir kadın ile tanıştım, bi yarım saat sohbet sonrası kendisine ondan etkilendiğimi söyledim. '' Sohbetin çok keyifli ancak şu an zor zamanlar geçiriyorum kimseyi üzmek istemem'' dedi ve mayınları döşedi aramıza.

Gecenin ilerleyen dakikalarına sohbet koyulaşınca kendisinin tiyatro sanatçısı oldugunu öğrendim, bu hafta oyunu varmış, ben izlemeye gelmek isterim dedim ve oyununa bilet aldım, kendiside bana çok sevinirim hatta çıkışta bişeyler içeriz dedi.

Şimdi bu arkadaş nezaket olsun diye mi bana '' çıkışta bişeyler içeriz'' demiştir yoksa iletişimi devam ettirmek için mi ?

Bu arada bugün bizi tanıştıran arkadaşımla telefonda konuşmuşlar kadın yine zor zamanlar geçiriyorum onu üzmek istemem demiş.


Ben bu hafta oyununu izlemeye gideceğim, ne instagramdan ekledim ne de telefonunu aldım, oyunu izledikten sonra tebrik etmeye gideyim mi yoksa zaten kadın istemiyor rahatsız etmemek için çekip gideyim mi evime oyundan sonra?
0
Kronikkötümser
(30.11.21)
Ayıp olmasın diye birini dışarı davet etmezdim ben. Bence yanına uğrayıp tebrik et. Ama o gece çıkmayı teklif etmezse ben teklif etmezdim.
0
zimbirik
(01.12.21)
Friendzone'lamış :( Önce bir mesafe koymuş, sonra görüşünce ölçüp tartarak kendisine iyi geleceğinizi düşününce devam ettirecek...
0
silverleaf
(01.12.21)
bırak peşini ya, boşver. kaçanı kovalama. seni beğenseydi, potansiyel görseydi, hiç "zor zamanlardan geçiyorum, üzmek istemem" demezdi, emin ol. tersini düşün. beğendiğin dibinin düştüğü bir january jones ile tanışmış olsan, zor zamanlardan geçiyorum diye sallar mıydın?

iki taraf da aynı enerjiyle ve aynı istekle yaklaşmıyorsa ölü doğum gibi bir şey oluyor.
0
gabe h coud
(01.12.21)
Friendzone +1

"zor zamanlar geçiriyorum, kimseyi üzmek istemem" kısmının çok doğru olduğuna inanmıyorum. o da etkilenmiş olsa bu şekilde yaklaşmazdı. etkilenmemiş/beğenmemiş diyebiliriz. Oyun sonrası bir şeyler içme baş başa olur ise bir umut vardır diyebiliriz. oyundan diğer arkadaşlar da gelir ise direkt FZ.
0
himmet dayi
(01.12.21)
Sen beğendiysen git görüş ama bir iş çıkmasını bekleme.
0
lcha
(01.12.21)
Oyuna git, bitince nazikçe tebrik et. Varsa oyunla ilgili beğendiğin yerleri çok kısaca söyle. Sonra da herhangi bir beklentiye girmeden, ondan bir hareket bekliyormuş gibi görünmeden veda et ve evine dön. Eğer sana karşı bir ilgisi varsa ya da oluşursa, sana arkadaşı üzerinden haberi ulaşır. Yoğun ilgi böyle durumlarda karşı tarafı daha da itmekten başka bir işe yaramaz. Sen hayatına devam et bence, dışarıda birbirinizden etkileneceğiniz bir sürü insan var. Bunu unutuyoruz çoğu zaman.
0
thracia
(01.12.21)
Nezaket. belki çay kahveye davet eder ama sakın ilişkisel bir şey bekleme, yara bandı vazifesi göreceksin.
0
KaraSakall
(01.12.21)
(16)

hangi poster?

Bruce
gri-koyu kahve temalı olan yatak odama asıcam, sizce hangisi?https://duwart.com/tr/museum-collection/john-william-waterhouse-the-soul-of-the-rose-poster/https://duwart.com/tr/museum-collection/paul-klee-hammamet-with-its-mosque-poster/https://duwart.com/tr/japanese-art/kawanishi-hide-ruins-of-sasaya
gri-koyu kahve temalı olan yatak odama asıcam, sizce hangisi?

duwart.com
duwart.com
duwart.com
0
Bruce
(29.11.21)
2
0
sir gawain
(29.11.21)
hiçbirisi. illa seçecek isem 1.
0
andlee
(29.11.21)
2 bence, acayip ic acici, benim de alasim geldi:)
Odanin renklerine de bagli tabii.
Posteri neyle asiyorsunuz duvara? Badanayi yipratmadan asmanin yolu var mi yani :)
0
dreamnesiac
(29.11.21)
@dreamnesiac, çerçeve alıp onunla beraber asıcam, 3m çift taraflı bantla.
0
🌸Bruce
(29.11.21)
1
0
ala09
(30.11.21)
Valla ortami bilmeden ne desek bos ama 2.
0
floydian
(30.11.21)
Valla o degil de ben de sanattan hic anlamiyorum sanirim. Ikinci poster ne oyle, kucucuk cocuga boya falan versen onun gibi bisey cizer sanirim.

Neyse, ben 3 diyorum. Yesillik iyidir.
0
j r r tolkien hayrani
(30.11.21)
Renkleri boşverin, hnagisi içinizi açıyorsa onu seçin.

Bence 1 ve 3 kesinlikle değil. O yüzden 2.
0
kobuzchu kiz
(30.11.21)
ben 1'i begenmedim. Ayrica feng-shui'ye gore uyunan odaya yuzu olan resimler asmak iyi degil. Gercek insan resmi de, cizim de olsa vs.
Ben feng shui'den bagimsiz olarak iki veya ucu secerdim.

Ayrica yatak odasi ve genel olarak minimalist cerceveli posterler icin line work denen cizimleri cok daha basarili buluyorum. Tavsiye ederim.
0
sopiro
(30.11.21)
@sopiro yıl olmuş 2021 hala fengşui mi var ya, modası geçmedi mi onun?
Odam zaten minimaliste yakın çizgide, biraz hareket katmam lazım benlik değil o kadar dinginlik. Yine de tavsiyen için teşekkürler.
0
🌸Bruce
(30.11.21)
2
0
zimbirik
(30.11.21)
3. odan kahve-gri ise sarı tonlar falan uygun ama artık çok cafe klişesi gibi ben sevmiyorum.
2. iç açıcı ama ne bilim meh.
1. bence bu. biraz kasvetli gibi yapabilir ama bence yakışır, resim de güzel.
0
daha neler
(30.11.21)
1
0
prole
(30.11.21)
1
0
ananiyimioguz
(30.11.21)
klee hayranıyım ama 3.
0
silver apple
(30.11.21)
2
0
erenderk
(12.12.21)
(14)

Aldatıldığınızı bilmek ister miydiniz?

yercekimini kendine ceken adam
Selamlar. Şöyle bir çıkmaz içerisindeyim. Evli ve 1 çocuk babası kişi eşini aldatıyor. Daha doğrusu bu kişi eşini eski olmadan önce benim sevgilimle aldattı ben işi öğrendim ve ayrıldım vs. Ancak şimdi müthiş bir çelişki içerisindeyim. Ben aldatılan bu kadın şahsa durumu anlatayım mı anlatmayayım mı
Selamlar. Şöyle bir çıkmaz içerisindeyim. Evli ve 1 çocuk babası kişi eşini aldatıyor. Daha doğrusu bu kişi eşini eski olmadan önce benim sevgilimle aldattı ben işi öğrendim ve ayrıldım vs. Ancak şimdi müthiş bir çelişki içerisindeyim. Ben aldatılan bu kadın şahsa durumu anlatayım mı anlatmayayım mı?

Bir taraftan bana ne sorusuna cevap bulamıyorum, huzur kaçıran kişi olmak istemiyorum. Haddim değil ama gibi. Diğer herkes öğrenmek isterdi gibi geliyor. Ben söylemezsem en azından bu aldatılmayı öğrenme şansı da yok.

Ne yapayım ben duyuru ahalisi?
0
yercekimini kendine ceken adam
(28.11.21)
Açık söyleyeyim, bence intikam almak istiyorsun ve bunu erdemliymissin gibi göstermek istiyorsun.
Benim aldatildigimi bilmek istemem o kadının da bilmek istediği anlamına gelmez ve sevgiliden ayrılmakla eşten ayrılmak bir tutulamaz.
0
kisa
(29.11.21)
Yapma.
0
neymis
(29.11.21)
artık boşanmışlar söylemen neyi değiştirecek ki?
0
clones
(29.11.21)
Kadına kötülük yaptığını kim söyledi? Ben kesinlikle bilmek isterdim.
0
sta
(29.11.21)
Esas suclu kizin umrunda olmayacak ki senin intikamin.
Sadece en alakasiz kadin zarar gorecek.
0
divit
(29.11.21)
sta +1
0
la lykia
(29.11.21)
kendinizi o kadın yerine koyun.
ben kadının yerin kendimi koyduğumda, size "al Allah razı olsun, nasıl görmemişim, malmışım, anlamalıydım" diyor ve boşanıyorum. ama siz bilirsiniz yine de.

bir de, eski sevgilinizin hayatının bozulmasını istemeniz sorun değil. işin içine yalan/yönlendirici ifade gibi şeyler katarsanız kötü olur. bu kişi eninde sonunda tekrar aldatılacak zaten. vicdanen doğru olan söylemek olur. haber edersin, isim verirsin, kapatırsın telefonu, sonrası onun bileceği iş. aldatan eşini affeden kadın da çok. o kısmı kadının bileceği iş.
0
lovemyself
(29.11.21)
ben eski esimin beni aldattigini ucuncu bir sahistan ogrendim, kim oldugunu da bilmiyorum acikcasi. Isimsiz ama istersem kim oldugunu aciklayacagini soyleyen biri tarafindan verildi bilgi. Sormadim, hala da bilmiyorum. Bu bilgiyi ogrenmem ve bosanmam arasinda yaklasik iki uc haftalik bir sure vardi.

Bugun olsa bugun de bilmek isterim. Sevgilim de esim de olsa. Ama ben herhangi bir sebepten esime bagli bir insan degildim, cocugumuz yoktu, maddi sikintim yoktu, ailem veya elalem ne der gibi sosyal kaygilarim yoktu, 'Eeh baslarim boyle askin izdirabina' demem kolay oldu. Bahsedilen es ayni ozgurluklere sahip degilse cani cok daha fazla yanabilir.
0
sopiro
(29.11.21)
Konudan habersiz kadın hostes. Bildiğim kadarıyla oldukça iyi kazanıyor ve evet adam muhtemelen daha önce aldattı, yine aldatacak.

Ancak belli ki tek bir cevap çıkmıyor. Yine de yorum yapan herkese teşekkürler
0
🌸yercekimini kendine ceken adam
(29.11.21)
Ya kadın adamı affedecekse de durumu bilerek karar verme hakkı olmalı. Aptal yerine konmayı geçtim cinsel yolla bulaşan hastalık riski var, tek eşli olduğunu zannederken yeterince tebirli davranmayabilir kadın. Söyleyin, sosyal medyada anonim bir hesapla bile olsa bir şekilde ulaşın derim ben.

@clones'un cevabı üzerine bir de şey, boşanmışlar mı yoksa sizin (eski) sevgilinizle aldattı ama hâlâ evliler mi? Evliler ve kadının haberi yok galiba, di mi?

Edit: cybh riski sizin için de geçerli aslında, şüpheniz varsa siz de test yaptırın.
0
kobuzchu kiz
(29.11.21)
kobuzcu kız ile aynı düşünüyorum.

Ben kesinlikle söylerdim. Söyledim de daha önce. Ama benim durumumda aldatılan diğer kişinin ilişkisi 5 senelikti. bende çok git gel yaşadım. bana ne dedim. onların kendi bileceği iş dedim. Ama gönlüm razı gelmedi.

Bilip de susuyorsa diye ses etmeden, olay çıkarmadan yalnızca o kişiye bilgi verirdim. Yine ilişkisine devam etme hakkını ona tanımış olurdum.

Sağlık problemi ciddi bir problem bu arada, çok fazla kadının hayatına mal olan bir hastalık masum sandığın eşinden bulaşabiliyor. Bu açıdan da öğrenmesi çok iyi olur.
0
zimbirik
(29.11.21)
Evet hala evliler, çocuklarıyla birlikte mutlu aile postları atıyorlar hatta Instagram'a. Biraz karışık aktardım sanırım. Adam karısını benim 5 yıllık sevgilimle aldattı. Ben yaklaşık 2 ay önce öğrendim ve ayrıldım. Şimdi şimdi kendime gelmişken aklıma bu geldi. Bu arada anonim hesaptan vs haber versem bile benim kim olduğumu tahmin etmesi zor değil, açıkçası bir şekilde muhatap olmak da istemiyorum ama göz göre göre bir insanın aptal yerine konması da kötü. Tabi kanıt isterse ki bence ister, atabileceğim konuşma görselleri de var.

Son olarak en azından bu aldatılma sebebiyle cinsel yolla bulaşan hastalık riski oldukça düşük. Tabi adamın başka birileriyle de ilişki yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum.

Hiç karar veremedim
0
🌸yercekimini kendine ceken adam
(29.11.21)
söyle geç ayrılıp ayrılmamak sahte mutluluğa kendileri karar versinler.
0
andlee
(29.11.21)
ben kesinlikle karışmazdım, bilmediğin bir sürü değişken olabilir bir evlilikte. kadın belki tahmin ediyor, hissediyor ama boşanmak, çocukla ortada kalmak istemiyor. adam belki zaten boşanmak istiyor kadın ortada kalmak istemiyor. ailesi destek çıkmıyor, çok muhafazakarlar boşanırsan bizim evladımız değilsin diyor. bunlar hep bu ülkenin gerçekleri ne yazık ki.

sizin fitilini yakacağınız bir kıvılcım çok daha kötü şeylere gebe olabilir. sadece intikam almak ya da kadının bilmeye hakkı var diye bir çocuğun da geleceğiyle oynayacaksınız ayrıca. boşanmanın hangi şartlarda gerçekleşeceğini de bilmiyorsunuz.

fakat şundan eminim. diyelim ki söylediniz. en zararsız ayrılacak kişi erkek olacak. en çok da kadın ve çocuk etkilenecek. çocukta kalıcı izler bırakacak yaşına göre.

işin içinde çocuk olmasa diğer seçeneğe daha yakın olurdum fakat çocuk olan bir evlilikte dışarıdan birinin müdahalesi bence kesinlikle doğru değil.
0
reanarchy
(01.12.21)
(6)

Kaymaz Taban Bot Nereden Alınır?

ManikD
Selam Romalılar,Şimdi kaymaz taban bota ihtiyacımız var. Aşırı denge sorunu yaşayan bir birey olarak evin girişindeki ıslak zemin her kış büyük tehdit oluşturuyor. Bu nedenle kaymaz taban bişi arıyoruz. Nereye bakalım sizce? Dechatlonda bir iki model göze kestirdim, ama yorumlarda öyle kayıyor böyle
Selam Romalılar,

Şimdi kaymaz taban bota ihtiyacımız var. Aşırı denge sorunu yaşayan bir birey olarak evin girişindeki ıslak zemin her kış büyük tehdit oluşturuyor. Bu nedenle kaymaz taban bişi arıyoruz. Nereye bakalım sizce? Dechatlonda bir iki model göze kestirdim, ama yorumlarda öyle kayıyor böyle kayıyor yorumları var. Başka hangi markalara bakmamızı önerirsiniz. Kavun değil ki koklayalım, kaymaz olduğunu anca başka deneyimlerle öğrenebiliriz. Sizin tavsiyeniz var mı?

Teşekkürler şimdiden
0
ManikD
(28.11.21)
Markadan bağımsız sizin aradığınız şey. Vibram taban almayacaksınız, kauçuk taban alacaksınız. Buna dikkat ederseniz her markada bu şekilde kauçuk tabanlı ayakkabı var.
0
zimbirik
(28.11.21)
markadan bağımsız değil olay hocam. arkadaş her ne kadar vibram taban almayın dese de vibram tabanlı ayakkabı da alabilirsiniz.

bununla ilgili bir entry gireceğim kapsamlı ancak iyi araştırma yapmam lazım. tabi bunu yaparken biraz reklam olacak mecburen.

şimdi sorulması gereken soru şu; bu botu nerede kullanacaksınız? dağ bayır? yoksa şehir içi, kapalı alan? bütçe nedir bir de?

bende de vibram taban tnf var mesela dağ bayırda harika bir ayakkabıyken kapalı alanda korkuyorum. ancak bu değil ki vibram tabanın buz üzerinde bile kaymayan modeli yok. var ancak o tabanın olduğu ayakkabıyı bulmak önemli.

çok bütçem yok, sıradan bir bot arıyorum diyorsanız kauçuk taban işinizi görecektir.
0
blue eyes white dragon
(28.11.21)
devam mesajım olsun.

bende olan ayakkabı şu linktekinin gora-tex olanı.

www.thenorthface.eu

sağ altta features kısmı var. oradan ayakkabı tabanının Vibram™ XS Trek outsole olduğunu göreceksiniz.

eu.vibram.com

buradan da bu model için ne yazdığına bakarsanız;

''Optimal balance of traction and durability.

Responsive on unpredictable terrain.

Engineered for stability and comfort.''

google translate türkçesi ile çevrimi

''
Optimum çekiş ve dayanıklılık dengesi.

Öngörülemeyen arazide duyarlı.

Stabilite ve konfor için tasarlandı.''

bu arkadaş dağ bayır için güzel. normal zeminlere gelmiyor ne yazık ki.
0
blue eyes white dragon
(29.11.21)
Aşırı kayma problemi yaşıyorum, buradan tavsiye ile DC'nin uygun fiyatlı bir modelini aldım. %100 değil kaymazlığı ama diğer ayakkabılarımdan iyi. Özellikle sarı tabanlı modellerine bakabilirsiniz.
0
whoosie
(29.11.21)
@whoosie acaba hangi model, aklınızda var mı acaba?

Blue eyes teşekkürler bilgiler için. Baya kapsamlı bir şeymiş bu iş ya.
0
🌸ManikD
(29.11.21)
Bende o zaman biraz daha ayrıntılı belirteyim şehir şartlarında işinize yarayabilecek taban bilgisini.

Markadan bağımsız şekilde kauçuk tabanların kaydırmadığı bilgisi sabit bir bilgi. Whoosie nin bahsettiği sarı tabanlı ürünlerin de tabanı kauçukdur. Kauçuk tabanlar eskiden çoğunlukla kahverengi, sarı tonlarında oluyordu, artık spor ayakkabıların tabanına bile renk renk eklemeye başladılar ıslak zeminde kaydırmazlık sağladığı için, ama satıcıya sorarsanız zaten size kaban maddesinin içeriğini söyler.

Vibram tabanlar ise doğa şartlarında tabanların parçalanması, eskimesi problemlerine karşı üretilen dayanıklı bir taban çeşidi. Doğa şartlarında, kayalık, taşlık zeminde çok sağlam ve uzun ömürlü. Şehir şartlarında ıslak asfalt ve kalebodur tarzı zeminlerde ya da karda buzda tutuş sağlaması için üretilmedi. Ama bazı markalar vibram taban yapısının içine kaymayı önlemesi için kauçuktan ya da farklı tutuş sağlayacak maddelerden eklemeler yapıyorlar. Bu şekilde kaydırmazlığı sağlayabiliyorlar. Ama marka üzerinden kaydırmazlık genellemesi yapamazsın. Ama bir marka bir modelinde vibram tabanın arasına kauçuk içerikli parça ekliyordur, vibram tabanın yere gelen kısmına kauçuk bir kaplama yapıyordur bu şekilde kaydırmazlığı sağlıyorudur.

Ama dediğim gibi marka değil model bakın, taban içeriğini öğrenin. Bunu en iyi gidip görerek ve araştırıp sorarak öğrenebilirsiniz. Bir markanın tüm modelleri kaydırmaz özellikli değildir.
0
zimbirik
(29.11.21)
(5)

Eski Sevgilime Benziyorsun

the man with no name
Şöyle bir gönül işi durumum var. ayrıntılı anlattım, uzun oldu, dilerseniz okumayın :)İnternetten bir kadınla tanıştım, tanıştığımız sıra o yıllık izin için şehir dışındaydı. Biz yaklaşık iki hafta görüşmeden yazışarak sohbeti sürdürdük. Başta çok mesafeli dursa da sohbet giderek yükseldi. Döndüğünd
Şöyle bir gönül işi durumum var. ayrıntılı anlattım, uzun oldu, dilerseniz okumayın :)

İnternetten bir kadınla tanıştım, tanıştığımız sıra o yıllık izin için şehir dışındaydı. Biz yaklaşık iki hafta görüşmeden yazışarak sohbeti sürdürdük. Başta çok mesafeli dursa da sohbet giderek yükseldi. Döndüğünde bir cuma akşamı 22.00 gibi Suadiye sahilde görüştük. Onun orada bir işi vardı, hızlı gelişen bir date oldu ve buluştuk. Ben vardığımda bira içiyordu, ben de evden bira götürdüm ve sohbet yüz yüze de çok iyi gitti. Sonra onun tuvaleti geldi ama tuvaletler kapalıydı, ben de "ev yakın, evde devam edelim ardından ben seni bırakırım" dedim. "tamam" dedi.

Eve geçtik, bira içmeye devam ettik. evde epey duygusallaştı, çok içsel bir sohbet oldu, hatta sohbetin bir yerinde ağladı ve ağladıktan sonra bana daha da yakınlaştı ve usul usul sevişmeye başladık. o kadar uzun bir ön sevişme oldu ki çok güzeldi. sonra sabaha kadar seviştik. her açıdan çok iyiydi, bir yerde "aşkım" filan demeye bile başladı sevişirken. uykuya daldığımızda saat altıydı ve iki saat sonra uyanıp işe gitmesi gerekiyordu. zorla da olsa uyandık ve onu işe bıraktım.

sonraki yazışmalarda bir soğukluk sezdim ve net olmak adına iki gün sonra sordum, "iyi misin" diye ve aynen şöyle dedi: "sen eski erkek arkadaşıma çok benziyorsun, çok etkileyici ve hızlı oldu her şey. devam edip etmemesi adına tedirginim ve arkadaş olarak görüşmeyi tercih ederim sanırım." ben de asla ısrar etmeyi tercih etmediğim için ben devam etmek istediğimi söyledim, "eğer seslenmek istersen bekleyeceğim" dedim ve bir daha yazmadım. o da yazmadı. ama hala takipleşiyoruz. iki ay oldu neredeyse.

normalde tek gecelik çok ilişki yaşadım, ondan sonra da yaşadım. hangi odakta görüşüldüğünü az çok anlayabiliyorum ama bu kadının hali hala kafamı karıştıyor. ondan çok etkilendim elbette. ancak neden öyle bir geceden sonra devam etmek istemedi çok şaşkınım... çünkü asla tek gecelik bir gece gibi düşünmediğini düşünüyorum. belki de kendini o kadar açması, onu rahatsız etmişti, savunmasız hissetmişti gibi deli sorular aklımda dolanıyor. en son buraya yazmak istedim. belki dinleyip yorum yapmak isteyen olur.
0
the man with no name
(26.11.21)
bence eski sevgilisini unutamamış. Bi an sende eski sevgilisinden aldığı vibeı almış. Bu nedenle kendini yakın hissetmiş, alkolün verdiği samimiyetle de hiç bi problem olmamış. Ama uyandığında eski sevgilisini hatırladığını, özlediğini farketmiş olabilir.
0
zimbirik
(26.11.21)
muhtemelen unutmaya çalıştığı kişiyi ister istemez daha çok hatırlatmışsın ve sonlandırmaya karar vermiş.

bir süre arkadaş olarak görüşerek sana şans verirse sende farklı bir şeyler arayıp bulabilirdi ancak yazışmayı/görüşmeyi bıraktıysanız bu kapıyı da kapatmış demektir.
0
foolrules
(26.11.21)
Ciddi bir ilişki istemiyor. Ama sizin onunla ciddi bir ilişki yaşamak istediğinizi düşünüyor. Bu yüzden sizinle iletişime geçmiyor.

Benim tahminim böyle.
0
pispinti
(26.11.21)
Ciddi bir ilişkiden çıktıktan sonraki "Çivi çiviyi söker" mantalitesi, erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da olabiliyor haliyle.

Söylediklerinden anlaşıldığı üzere "unutulmayan" bir eski sevgili durumu söz konusu. O türde iz bırakıcı seviyede bir sevgiliden ayrıldıktan sonra, iyi geleceğini umarak başka birileriyle takılıp yatarsın ama nedense çoğu zaman iyi gelmez, hatta daha da tatsız hissettirir insanı. Bence bu da öyle bir durum olmuş.
0
norules
(26.11.21)
aga iyi hoşta hemen olması gözünü korkutmuştur. Zamana bırakmak en iyisi hem daha tam birbirinizi tanımadan kolay değil olmaz bence
0
Efespilsen
(27.11.21)
(5)

fulya'da oturan biri nerede yaşamalı

roket adam
23 yaşındaki kuzenim ankara'dan istanbul'a taşınacak. fulya'da çalışacakmış. 2500-3000-3500 tl civarına 1+1 ev bakıyor. fulya'ya gidebilecek toplu taşıma hatlarına yakın, bir kadın için güvenli, tercihen son 15 yılda yapılmış bir ev arasak, sizce nereden bakmak lazımdır?bulgurlu mah'de bir yer bulm
23 yaşındaki kuzenim ankara'dan istanbul'a taşınacak. fulya'da çalışacakmış. 2500-3000-3500 tl civarına 1+1 ev bakıyor. fulya'ya gidebilecek toplu taşıma hatlarına yakın, bir kadın için güvenli, tercihen son 15 yılda yapılmış bir ev arasak, sizce nereden bakmak lazımdır?

bulgurlu mah'de bir yer bulmuşlar ama bana gidiş acayip çile geldi. keza ataşehir - örnek tarafı ya da ünalan da öyle. ne dersiniz?
0
roket adam
(26.11.21)
fulya'nın neresinde çalışacak o da önemli. kuzey kısmı mecidiyeköy güney kısmı beşiktaş'ta kolay ulaşılabilir ama orta kısımları biraz daha zor erişilebilir.
0
renegade
(26.11.21)
renegade +1
bi de fulya'da doğru düzgün toplu taşıma yok, tam konuma göre ya beşiktaş ya da şişli tarafını hedeflemesi lazım. beşiktaş tarafına yakınsa üsküdar sahile yakın baksın.
şişli tarafındaysa m2 metro güzergahı üzerinde.

yeni açılan mahmutbey beşiktaş metro güzergahını da dikkate alabilir. ne zaman açılır mecidiyeköy sonraki duraklar bilmiyorum ama bir süre idare ettikten sonra o metro güzergahında o bütçeye ev bulması daha kolay olur. mesela nurtepe, o duraktan fulya tarafına yakın durağa 20 dk sürer metro yolculuğu.
0
Bruce
(26.11.21)
25 yaşında ankaradan İstanbul’a taşınıp taksimde çalışmaya başlamıştım. Üsküdarın güzel semtleri ( doğancılar, ahmediye, selimiye, çiçekçi vs.) hem yalnız yaşayan kadın için güvenli hem de beşiktaşa ulaşım aşırı kolay. Ama güvenli mahallelerden ayrılmasınlar.
0
zimbirik
(26.11.21)
çalıştığı yer beşiktaş'a yakın ise bulgurlu gayet mantıklı. metro + vapur ile direkt beşiktaş'tasın zaten. neresi çileli anlamadım.

örnek mahallesi'nden giderken otobüs+metrobüs daha mantıklı oluyor. yarım saatte zincirlikuyu'dasın.
0
zgrydn
(26.11.21)
Dikilitaş öneririm fakat o fiyata sanırım bulamaz.
0
old possum
(26.11.21)
(4)

Zatürre hastasına evde mi hastanede mi bakılmal?

islatistik
ilgili ve bilgili arkadaşların acilen cevaplandırmasını istediğim bir soruya konu olan bela hastalık.kayınvalidem bir haftadır covidle boğuşuyor. astım, koah, şeker, tansiyon, kolesterol ne ararsan var. bugün de zatürre başlangıcı dedi doktor. eşim evde bakmakla hastaneye yatırmak arasında kararsız.
ilgili ve bilgili arkadaşların acilen cevaplandırmasını istediğim bir soruya konu olan bela hastalık.

kayınvalidem bir haftadır covidle boğuşuyor. astım, koah, şeker, tansiyon, kolesterol ne ararsan var. bugün de zatürre başlangıcı dedi doktor. eşim evde bakmakla hastaneye yatırmak arasında kararsız. iki kararın da riskleri ve avantajları var. iyi beslenmesi gerekiyor, o yüzden evde olması mantıklı. hastanede serum vs. imkanı var, o açıdan hastane avantajlı görünüyor. bu meret de ilerleyince geri dönüşü zor. karar da zor oluyor haliyle. konuyla ilgili deneyimi ya da bilgisi olanlar varsa acilen yeşillendirilmeyi bekliyorum. şimdiden teşekkürler sözlük.
0
islatistik
(25.11.21)
direkt hastane.
0
iddaaci
(26.11.21)
Kesinlikle hastane.
0
oscar
(26.11.21)
Hastalık durumunda beslenme sandığınız kadar önemli değil. Hatta vücudun iyileşme sürecini baltalayabiliyor. O yüzden hasta iken iştah kapanıyor, çünkü vücudun yemeye değil dinlenmeye ihtiyacı oluyor. Endişeniz buysa hastaneyi tercih edin.
0
zimbirik
(26.11.21)
Yaş + ek bir sürü hastalığı var. Kesinlikle hastane.
0
curukturpkokusu
(26.11.21)
(3)

Hastaneden rapor almak için bahane ne sunulabilir?

GoodMorningTeacher
Devlet hastanesine gittiğimde acilden rapor alma imkanım var mı? Durumumu anlatsam rapor yazarlar mı? Yoksa rahatsızlandım mı demem gerekir?
Devlet hastanesine gittiğimde acilden rapor alma imkanım var mı? Durumumu anlatsam rapor yazarlar mı? Yoksa rahatsızlandım mı demem gerekir?
0
GoodMorningTeacher
(25.11.21)
Aile hekimleri bu konuda daha anlayışlı olabilir. Akşam acilden yazdırmak yerine ertesi gün aile hekiminden yazdırsanız olmuyor mu?
0
zimbirik
(25.11.21)
raporların eskiye göre daha çok incelendiği söyleniyordu. arkadaşıma rapor gerekiyordu; araya tanıdık sokarak bi doktora gitmişti; doktor ancak yazdığı reçeteyi alırsa rapor yazabileceğini söyledi. çünkü "raporu yazdırıyorlar ama ortada alınan bi ilaç yok. bu nasıl hastalık diye soruşturma yiyoruz" demiş..
madem böyle sahte bi rapor olayına gireceksiniz doktoru da düşünerek "dilerseniz ilaç yazın onları da alabilirim" diyebilirsiniz.
0
barankovan
(25.11.21)
özel hastanelerde daha rahat olur. 10 günlük rapor sıkıntı olmaz. hele 2 3 günlük hiç olmaz.
0
renegade
(26.11.21)
(3)

gürültü ve kulak tıkacı

kaleciyle karşı karşıya
artık gerçekten gürültüden bıktığım için bir yöntem arıyorum. daha bu sabahın köründe patırtıdan kütürtüden uyandım, hala ayaktayım. sesin nereden geldiğini dahi anlamıyorum, kime çatacağımı dahi bilmiyorum o yüzden. yandan da geliyor olabilir, alttan da. zaten o sinirle uyanınca afallayıp kalıyor i
artık gerçekten gürültüden bıktığım için bir yöntem arıyorum. daha bu sabahın köründe patırtıdan kütürtüden uyandım, hala ayaktayım. sesin nereden geldiğini dahi anlamıyorum, kime çatacağımı dahi bilmiyorum o yüzden. yandan da geliyor olabilir, alttan da. zaten o sinirle uyanınca afallayıp kalıyor insan.

iki sorum var:

1) bu kulak tıkaçları gümbürtü, duvara vurma, gıcır gıcır eşya itip çekme gibi sesleri keser mi?

2) bende, özellikle sol kulakta kulak zarı çökmesi var. bu tıkaçlar kulağıma zarar verir mi?
0
kaleciyle karşı karşıya
(24.11.21)
www.amazon.com.tr

37 desibele kadar kesiyor ama söylediğiniz sesler için denemedim.
moldex 7700 ile 1.5 senedir kullanıyorum şu ana kadar bir sorun olmadı ama siz yine de bir doktora sorun.
0
inheritance
(24.11.21)
Ben şunla daha rahat ediyorum. Ve yan taraftan gelen tüm sesi kesiyor. Normalde yanda telefonla konuşulurken karşı tarafın sesini bile duyarım.

www.amazon.com.tr
0
zimbirik
(24.11.21)
kulak tikaci profesoru olarak yazmadan gecmek istemedim.

ses hassasiyeti olan ve gunun 20 saati tikac takan bir insan olarak 1 liralik da denedim 40 euro'luk da. ve yine en iyisinin 3M 1100 oldugunu uzulerek soylemek istiyorum. uzulerek soyluyorum cunku bana artik yetersiz geliyor.

moldex denemedim, simdi onu yazdilar diye onu da deneyecegim.

bu tikaclar ile bu seslerin hicbiri tamamen kesilmez. aynilarini yasadim ordan biliyorum. 2. sorunuza gelecek olursak bu tikaclar yumusak seyler ama basinc yapiyor dolayisiyla uzun kullanimda kotu etkisi olabilir. ben cogu zaman aci hissediyorum ama ses duymamak adina katlaniyorum.
0
supergirl
(24.11.21)
(7)

eski kız arkadaşımın erkek kardeşine yanlışlıkla kargo gönderdim

gizemli dede
arkadaşlar 2 3 sene önce eski sevgilim benim n11 hesabımdan sipariş vermişti. o adresi güncelledim sandım ama güncelleyememişim. (silip yeni adres eklesene amk dedim kendime iş işten geçtikten sonra) çok pahalı olmasa da bir kargo sipariş etmiştim. o çocuk da almış nerden geliyor bu değirmenin suyu
arkadaşlar 2 3 sene önce eski sevgilim benim n11 hesabımdan sipariş vermişti. o adresi güncelledim sandım ama güncelleyememişim. (silip yeni adres eklesene amk dedim kendime iş işten geçtikten sonra) çok pahalı olmasa da bir kargo sipariş etmiştim. o çocuk da almış nerden geliyor bu değirmenin suyu diye sormadan heralde.

eski kız arkadaşıma bu küçük meblağ için mesaj atsam hem yanlış anlar hem kurgu sanar. ama bana da dokundu çünkü artık iyi hisler beslemiyorum.

önerilerinizi alayım.
0
gizemli dede
(24.11.21)
Yeni yıl hediyesi de geç. Belki tekrar deneyip evlenirsiniz.
0
dissendium
(24.11.21)
şu anda başka biriyle nişanlıyım
0
🌸gizemli dede
(24.11.21)
O zaman kuzenim almış deyin.
0
dissendium
(24.11.21)
Yanlış anlaşılacak bir şey yok bence. Arayıp "uzun süredir sipariş vermiyordum senin adresin kayıtlıymış, paketi geri yollar mısın" falan derseniz yollar herhalde. Paket için için hiç arayıp sormamak daha saçma, o zaman karşı taraf "Benim aramamı istiyor herhalde" diye düşünebilir, "Kuzenim aldı" da garip; kuzen senin hesabını neden kullansın, hadi kullandı diyelim neden kendi adresini girmesin, hadi girmedi adresin senin olduğunu nasıl farketmesin.
0
salihdt
(24.11.21)
küçük meblalık bişeyse, ölü taklidi yap. muhtemelen telefon edip medip boşuna gerileceksin.

bi vesileyle dönerlerse sana böyle bi kargo geldi diye, yanlışlıkla olmuş der çıkarsın işin içinden. hatta yanlışlık olmuş, geri göndermenize gerek yok 3 kuruşluk şey için zahmet etmeyin deyip hediye göndermiş etkisini de ortadan kaldırırsın.

dönmezlerse bişey olmaz zaten.

normalde yapılması gereken hareket, benim bu kargodan haberim yok, siz şubeye götürün, ben göndereni arayıp öğrenip size döneceğim deyip teslim almamak. sonuçta kaç sene geçmiş ve elemanın bu bana yanlışlıkla geldi diye düşünmesi için yeteri kadar da bilgisi var.
0
killerbee
(24.11.21)
Arayıp ya da mesaj atıp “yanlışlıkla gönderdim geri gönderebilir misiniz?” Diyebilirsin. Eğer kargo ücreti yenisini almaktan daha pahalıysa o zaman geri göndermelerine gerek olmadığını söyleyebilirsin.
0
zimbirik
(24.11.21)
erkek kardeşini arayıp iste
0
bir soru sorcam
(24.11.21)
(9)

Huzur hakkı vs 300 tl

noxell
Selamlar,Bir derdimi paylaşıp sizinle fikir alışverişi yapmak istiyorum. Tam bir orta sınıf tedirginiyim şu an.Uzun zamandır çok uygun fiyatlı bir dairede oturuyorum. Apartman geçtiğimiz ay satıldı. Yeni ev sahibi daireye %45 zam yapıyor. Oysa ki Tüfe oranı olan %17.09'dan fazla yapamaz. Avukatla bi
Selamlar,

Bir derdimi paylaşıp sizinle fikir alışverişi yapmak istiyorum. Tam bir orta sınıf tedirginiyim şu an.

Uzun zamandır çok uygun fiyatlı bir dairede oturuyorum. Apartman geçtiğimiz ay satıldı. Yeni ev sahibi daireye %45 zam yapıyor. Oysa ki Tüfe oranı olan %17.09'dan fazla yapamaz. Avukatla birlikte gidip konuştum, anlaşamadık tam. Dava açayım o zaman diyor.

1100 tl olan kirayı 1600 tl yaptı. (1600'den 1 tl aşağı inmiyor) Oysa ki yasal olarak en fazla 1300 tl olabilir. İki avukatla görüştüm, 1300 tl yatır geç dediler. Çok uzun sürüyormuş dava süreci, ben avantajlı konumdaymışım. 1 yıldan önce sonuçlanmazmış. Ben de en fazla o kadar kalırım herhalde, bilemiyorum. Bir de bu evde pek kalmıcam şu an, biraz kenarda dursun diye tutuyorum.

Ama bu süreçte beni sürekli arayıp taciz eder gibi geliyor tabiri caizse. Ben de 1300 verecekken 1600 verip huzur hakkımı koruyayım mı? 300 tl fazla verip kafam rahat etsin diye düşündüm ama kerizlik de oluyor biraz tabii. Siz ne dersiniz?
0
noxell
(23.11.21)
Ayağı kayanın treni kaçırdığı bir zamandayız, ben kendi adıma şöyle ilerlerdim

Eğer avukatların ilerde başım ağrımayacağına dair dediklerine güveniyorsam ve bütçeme uygun başka bir ev bulabileceğimi düşünüyorsam kirayı 1300'den verir ve aynı anda ev arayışına başlar bulunca da çıkardım.

Eğer bütçeme uygun başka bir ev bulacağıma inancım yoksa ve avukatların da sözleri çok rahatlatıcı gelmediyse 1600 liraya indirmeyi kendime kar sayıp kabul ederdim.
0
akhenaten
(23.11.21)
Böyle bir çakala hayatta 300 TL fazla vermezdim. Para sokakta bulunmuyor. Size her ay hiçbir şey yapmadığınız hâlde 300 TL veren var mı? Yoksa siz de kimseye fazladan 300 lira vermeyin. Avukat değilim de artış yasal oranın üstündeyse zaten kazanma ihtimaliniz yüksek davayı.
0
dissendium
(23.11.21)
yerinizde olsam demeye kalmaksızın neredeyse aynı olayı yaşıyorum. defalarca konuştuk ama laf anlamıyor ben de bir şikayetiniz varsa mahkemeye başvurabilirsiniz diyerek artık tüm iletişimi durdurdum. önümüzdeki aydan itibaren yasal oranda zamlı olarak ödemeye devam edeceğim.

300 lira sizin için huzurumdan önemli değil diyebileceğiniz bir meblağ ise neyse fakat diğer türlü bu işin sonu yok. seneye yine %50 zam isterse ne yapacaksınız?
0
hadsafhada
(23.11.21)
bir dakika bile durmam gerekirse çadirda kalirim. evini başina çalsin. minnet etme. mal adamin. başina dizine dursun de çik.
0
tunaktunaktun
(23.11.21)
emlakkulisi.com

Daireyi aldığında sizin eski ev sahibiyle yaptığınız sözleşmeyi de üstüne almış oluyor. kafasına göre zam yapamaz. versin mahkemeye madem o kadar inanmış.
0
zoghurt
(23.11.21)
huzur önemlidir hele de oturduğunuz evde çok önemli.

yeni alan kişinin mahkemeye verme hakkı var, o süreçte dava ile v.s. uğraşırsınız, kaybederseniz masrafları ödeyip tahliye etmek durumunda kalırsınız. süreç boyunca aramalar mesajlaşmalar mahkeme v.s. hep bi yerden aklınızda olacaktır.

ucuza oturduğunuzun kendiniz de farkındasızın zaten, ki gördüğüm kadarıyla fiyatı x2 felan da yapmamış. sizin yerinizde olsam 1500tl teklif eder oturmaya devam ederdim, tahminim ev sahibi makul teklifi kabul edecektir.
0
nuisance
(24.11.21)
1 hafta daha 1300 de diretirdim. mahkemeye verin falan derdim (adamın kavga çıkarmayacağına eminsem) sonra 1500 son fiyatım der çekilirdim büyük ihtimal
0
gizemli dede
(24.11.21)
Tekrar kira tespiti için açılan mahkeme 60. Aydan sonra açılabiliyor. Ve bu mahkemenin tüm masrafları ev sahibinw ait oluyor. Çünkü davayı zaten evinin değeri tekrar hesaplansın diye açıyor, sizi evden çıkartmak için açmıyor. Zaten evden çıkartamaz öyle durup dururken. Ve evet bu dava en az 1 sene sürecek vs. Size giren çıkan yok yani.

Senelik 3600 tl. Tatile gidersiniz yahu. Neden ev sahibinize tatil ısmarlayın ki? size boştan 300 tl veren oluyo mu her ay, hayır.

Kaç senedir oturuyorsunuz siz bu evde?
0
zimbirik
(24.11.21)
Ben böyle konularda orta yolu bulma taraftarıyım. Çünkü evde değişecek, tamir edilecek bir şey olur, yine başınız ağrır. yasal sınır 1300, ev sahibinin istediği 1600 ise, 1450-1500'te anlaşalım derdim. Diretmeye devam ediyorsa da buyur dava aç diyerek 1300 ödemeye devam eder, yeni ev aramaya başlardım.
0
gmzo
(24.11.21)
(6)

Sadece İngilizce bilerek yurtdışına tasinanlar

fraise
Avrupa ülkelerinin birinden (İsviçre) vatandaşlığım var, ailem orada yaşıyor. Ben Fransızca biliyorum, üniversite eğitimimi ve yüksek lisansımı Türkiye'de tamamladim/ tamamlıyorum, psikoloğum.Eşim de elektrik elektronik mühendisi. Fransızca hiç bilmiyor ama iyi derece ingilizce biliyor, uzun yıllard
Avrupa ülkelerinin birinden (İsviçre) vatandaşlığım var, ailem orada yaşıyor. Ben Fransızca biliyorum, üniversite eğitimimi ve yüksek lisansımı Türkiye'de tamamladim/ tamamlıyorum, psikoloğum.

Eşim de elektrik elektronik mühendisi. Fransızca hiç bilmiyor ama iyi derece ingilizce biliyor, uzun yıllardır da tecrübeli.

Yıllardır gitsek gitmesek derken, her horoz kendi çöplüğünde iyidir mantığında, ekonomik olarak da ülkenin geneline oranla görece iyi bir konumda olduğumuz için gitmeyi pek düşünmemiştik, yeniden düzen kurmak hep zor geldi; özellikle eşim için. Fakat şu anda ben bunları yazarken bile oturduğumuz yerden fakirlesiyoruz. Sonu nereye varacak, o da belli değil. İsviçre'de gidip Cenevre'ye yerleselim düşüncesi çok ağır basmaya başladı.


Sorum yaşadığı ülkenin dilini bilmeden gidip yerleşenlere; sadece İngilizce bilerek ne derece zorlandiniz? İş bulmak, iş hayatına uyum sağlamak, sosyalleşmek çok mu zordu? Özellikle 30larinin sonlarına yaklaşan biri için daha da mi zordur? Tecrübeli arkadaşları dinleyip cesaretlenmeye ihtiyacımız var sanırım.
0
fraise
(23.11.21)
yerine göre değişir. atıyorum dubai'de yaşarsan zerre arapça bilmene gerek kalmadan native gibi yaşarsın. ama isviçre'de sadece ingilizce ile yaşanır mı bilemem.
0
roket adam
(23.11.21)
ingilizce disinda diller de biliyorum ama hollandaca bilmeden amsterdam'a tasindim, bir sorun olmadi.
0
reavelyn
(23.11.21)
Ben de ilk sadece tek yabancı dil ingilizce bilerek gittim. Uzun süre de bunda direttim. Ve sonradan 2. Yabancı dili edindim.

Kötüsü iyisinden ziyade dünyanın en saçma deneyimi. Ana dilini konuşamadığın ülkede sadece turist olursun.

Çünkü günlük mikro düzeyde o kadar detay sıkıntılar çıkartıyor ki...entegrasyonu sıfırlıyor ve yalnızlığa itiyor. Sonra yalandan memleket çok güzel aslında geri mi dönsek düşünceleri geliyor falan. Kaldı ki ingilizce konuşarak tamamen her şeyimi halletmeme ve sosyal olarak fazla sıkıntı yaşamama rağmen. O ülkedi insanı bammbaşka bir dille senle iletişime geçirmeye zorlamak çok "cringe" oluyor. Bu hissiyat bile insana o taşındığı ülkenin dilini öğretir ki bana öğretti.
0
AlsterWasser
(23.11.21)
Fransaya bu şartlarda gidilmez. Almanyada bir çok iş yeri almanca da istiyor.
Hollanda ya gözü kapalı gidilir ingilizce ile, isveçe de aynı şekilde.

Yani demek istediğim, eğer çalışacağı şirket yalnızca ingilizCe bilen kişileri işe alıyorsa ve ırkçılığı ile ünlü bi ülke değilse rahat edersiniz.

Tek başına taşınan insanlar yalnızlık çekebiliyor ama eşi ile beraber giden insanlarda sosyal etkileşim eksikliğinden yakınanı görmedim hollandada ve isveçte. İsviçrede de benzer olacağını düşünüyorum.
0
zimbirik
(23.11.21)
Sour, benim dille ilgili bir sıkıntım yok; üniversiteye kadar İsviçre'deydim zaten. Eşim açısından soruyorum daha çok esasinda.
0
🌸fraise
(23.11.21)
Tamamen esinize bagli. Hicbir dil bilmeden de bir sekilde gidip duzenini oturtanlar var. Lakin esiniz motive degilse, daha dogrusu halinden memnunsa, oraya gidince is basvurusu yapmak bile gozunde buyuyebilir.

Ozet: istekli ve girisken biri icin zorlanacak bir sey yok.
0
hot potato
(23.11.21)
(5)

kombiden sıcak su önce geliyor sonra su sıcaklığı düşüyüro

floydian
yani şöyle diyelim ki 58 dereceye aldım ayarını açtım banyodan suyu güzelce sıcak su geliyor sonra biraz soğuk su açıyorum ama sonra da su soğuyor. soğuk suyu tamamen kapatıyorum full sıcak suyla yıkanıyorum cunku gelen su zaten anca yıkanır sıcaklıkta oluyor. banyodan çıkıp bakıyorum suyu kapatmada
yani şöyle diyelim ki 58 dereceye aldım ayarını açtım banyodan suyu güzelce sıcak su geliyor sonra biraz soğuk su açıyorum ama sonra da su soğuyor. soğuk suyu tamamen kapatıyorum full sıcak suyla yıkanıyorum cunku gelen su zaten anca yıkanır sıcaklıkta oluyor. banyodan çıkıp bakıyorum suyu kapatmadan 41-42 derece gibi gösteriyor suyun sıcaklıgını kombi ama ayarı 58'de.

Bu neden olabilir?

edit: ha bi de kombinin şöyle bir sorunu var, petekleri yakınca basınç baya bir yükseliyor, sonra o basıncı düşürmek için mi bilmiyorum hem altından su akıyor biraz bi de peteğin birinden de hafifçe su sızıyor. bu basınç sapıtmasıyla ilgili olabilir mi?
0
floydian
(20.11.21)
Genleşme tankı denen zımbırtı bozulmus olabilir
0
primetime
(20.11.21)
parçanın adını bilmiyorm ama aynı sıkıntıyı ben de yaşamıştım. o basıncı ayarlayan bir parça değişince hallolmuştu fakat benim peteklerden su sızıntısı olmuyordu. eğer yüksek basınç görüyorsanız basıncı düşürmek için peteklerden biraz su boşaltın. basınç 1-1.5 arası olması lazım.

kısacası sizin bir kombici çağırmanız lazım.
0
false pretension
(20.11.21)
eğer genleşme tankı bozulduysa kendiniz el pompası ile bile halledebilirsiniz. pompa çok dandik olmasın ama, decathlon'un orta halli pompaları iş görür, (decathlondaki sarı pompa iş görmez, belli bir psi basabilmesi lazım.
0
buffy de vampir sayılır
(20.11.21)
Aynı problemi iki kez yaşadık. İlkinde eşanjör arızasıydı, değiştirilince düzeldi.İkinci
kez yaşadığımızda da su vanası arızasıydı o da değiştirilince düzeldi. Garanti süreniz devam ediyorsa kombi servisinizi, etmiyorsa güvendiğiniz bir kombi servisini çağırmanız gerekiyor sanırım. Bu arada kombiye en yakın petekten basıncı normal seviyeye çekene kadar su boşaltın. Kısa bir süre içinde tekrar hızlı bir şekilde basınç yükseliyor mu takip edin. Sonucu, bakıma gelen arkadaşlara da söylerseniz daha hızlı çözüm bulunur.
0
Selektivite
(20.11.21)
Gaz valfi de bozulmuş olabilir. Başta doğru miktarda gazı gönderiyor. Ama sonradan suyu gereken sıcaklıkta tutacak gaZı gönderemiyor. Bu işi servis çözebilir.

Su kaçırması basınç nedeniyle evet fakat siz basıncı yüksek bırakıyor olabilir misiniz?

Petekleri yakınca bir miktar yükselir. Petekler yanmıyorken normal sınırının üstüne yakın bırakıyorsanız petekler yanında normalin üzerine çıkması normal.
Bir de içindw çok hava varsa bu basınç işleri sapıtabilir gibi. Tüm peteklerin ısısını kontrol edin, alt üst/sağ sol ısınma farkı varsa içini temizletin/ havasını boşalttırın. Basıncı etkileyebilir.
Bazı petekleri bazen kapalı bazen açık kullanıyorsanız açık kullandığınızda ki gerekli basınç ayarı ile bazı petekleri kapattıktan sonraki basınç ayarının değişmesi gerekiyor olabilir. Petek açıp kapatarak kullanıyorsanız onu bırakın.

Tüm bunları yaptığınız halde basınç problemi devam ediyorsa o zaman bir problemi olabilir kombinib.
0
zimbirik
(21.11.21)
(3)

Facebook Protect- [email protected]'tan gelen Mailler

dreamnesiac
Selamlar,Hem iş hem özel mailime hesabımın 27 Kasım'a kadar kilitlenmesini istemiyorsam Facebook Protect'i aktive etmem gerektiği gibi birer mail aldım. Araştırdığımda kimisi facebookmail domaini resmi ve güvenli derken kimisi de scam demiş.Siz de aldınız mı benzer mailler? Pnishing mi dersiniz?Teşe
Selamlar,

Hem iş hem özel mailime hesabımın 27 Kasım'a kadar kilitlenmesini istemiyorsam Facebook Protect'i aktive etmem gerektiği gibi birer mail aldım. Araştırdığımda kimisi facebookmail domaini resmi ve güvenli derken kimisi de scam demiş.

Siz de aldınız mı benzer mailler? Pnishing mi dersiniz?

Teşekkürler
0
dreamnesiac
(20.11.21)
Bence maili sal, facebooka girdiğinde konu ile alakalı bildirim varsa ya da facebook üzerinden ilerleyebildiğin bi ayar linki varsa o durumda dikkate alırdım. Diğer türlü maile falan tıklamazdım
0
zimbirik
(20.11.21)
Facebook protect çok takipçili ya da ünlü hesapları için geliyormuş genelde, 2fa harici bir yöntem. Şurada söylediğine göre fb içinde bildirim olması lazım, bildirim yoksa buna geçmen gerektiğine dair; scam'dir.

m.facebook.com
0
Bruce
(20.11.21)
Teşekkürler :) Ünlü falan değilim tabii:) Şirket hesabı var hesaba bağlı muhtemelen ondan. Çok teşekkürler
0
🌸dreamnesiac
(20.11.21)
(3)

güneş gözlüğü çıkmazı (artan fiyatlar, doğru olanı seçmek)

steve rogers
merhaba, wayfarer modelinden almak istiyorum ama rayban fiyatları gereğinden fazla pahalı. trendyol ve hepsiburada’da çok ucuza alternatifler var ama onlar da çöp gibi duruyor. bu modelin daha ortalama bir fiyata ama göz sağlığına da zarar verecek kadar da kötü olmayan bir alternatifini nasıl bulabi
merhaba, wayfarer modelinden almak istiyorum ama rayban fiyatları gereğinden fazla pahalı. trendyol ve hepsiburada’da çok ucuza alternatifler var ama onlar da çöp gibi duruyor. bu modelin daha ortalama bir fiyata ama göz sağlığına da zarar verecek kadar da kötü olmayan bir alternatifini nasıl bulabilirim? önereceğiniz bir marka var mı?
0
steve rogers
(20.11.21)
atasun optik'te var. çerçeveyi internetten alıp cam için de götürebilirsin.
0
Wakatakakage
(20.11.21)
Atasun optikte farklı ucuz markaların da gözlükleri var. Marka değeri düşük ama kalitesi yüksek markalar da mevcut. Üzerinde rayban yazmasa bile aynı çerçeveden bulabilirsin
0
zimbirik
(20.11.21)
rayban almak istiyorsan bunun ya pahalısı var ya da çakması var. yani "çok ucuza" olan alternatifler tamamen çakma. onun dışında marka değeri düşük ama iş görecek gözlük almak için gidip bizzat mağazada denemeni öneririm.
0
roket adam
(21.11.21)
(4)

iş görüşmesi cevapları

rojava kurd u kurdistan
son zamanlarda bir kaç görüşmem oldu. sürekli neden biz?, bize ne katabilirsiniz?, neden başkası değil de siz? gibi sorularla karşılaşıyorum. işsizlik bitmek üzere acilen iş bulmam lazım. sizce bu tarz görüşmelere ve sorulara ne gibi bir strateji izlenmeli? ya da ne gibi cevaplar verilmeli?
son zamanlarda bir kaç görüşmem oldu. sürekli neden biz?, bize ne katabilirsiniz?, neden başkası değil de siz? gibi sorularla karşılaşıyorum. işsizlik bitmek üzere acilen iş bulmam lazım. sizce bu tarz görüşmelere ve sorulara ne gibi bir strateji izlenmeli? ya da ne gibi cevaplar verilmeli?
0
rojava kurd u kurdistan
(18.11.21)
youtube denilen icada ingilizcen varsa top10 HR question yaz ve videolari izle. bır yerden sonra stratejiyi cozeceksin. turkce kaynaklara hic bakmadim o nedenle bilemiyorum ama illa ki turkcesi de vardır. bu tarz videoların.
0
helenart
(19.11.21)
Bu sorularda amaç işverenin "ben burada ne arıyorum biliyor musun" sorusuna cevap almaktır.
Tam da o bahsettiğin işsizlik durumu yüzünden insanlar yeter ki iş olsun diye ilanlara başvuruyorlar. İşveren ise o pozisyonu en çok isteyen, kendi kendini motive edebilecek, sadece para için değil farklı yönlerden de katkı sağlayacağını düşündüğü için başvuran adayları ayırt etmek istiyor.

Bu tip sorulara iyi cevap vermek için şirketi, hizmet verdiği sektörü, pozisyonun neler gerektirdiğini ve o pozisyona sahip olana ne kattığını bilmek gerekiyor.

Kısa yoldan; en duyulmak istenen cevaplardan biri işin sana ne katacağını anlatmak. Ben bu işi istiyorum çünkü bu şirket şu şu alanlarda piyasada önde. Müşterileri sağlam, know how sağlam, teknolojisi en ileri gibi, çalışanın kendini geliştirebileceği imkanlara sahip. Ve bunları öğrenmek istiyorum. Gibi gibi. Akıllı işveren için en ideal aday budur. Kimse babasının şirketi gibi benimseyeceğini düşünmüyor. Ama bu aday akıllı, bunları öğrenirken benim de işimi geliştirir diyor. En azından demeli.

Bunu anlatırken şirketi övmek, başarılarından bahsetmek fayda sağlar; işin psikolojik yönü bu biraz da.

Ne katabilirsin sorusu da aynı düşünce şekline farklı noktadan yaklaşmakla ilgili. Ben burada ne yaptığınızı, pozisyonunu gerekliliklerini biliyorum. Bende şunlar şunlar var, genelde bu sektördekilerde olmaz, o yüzden piyasada bulması zor şeyler; bunları katacağım.

Velhasıl kelam, şirket, sektör ve pozisyonun detayına ait ne kadar bilgi sahibi olursan o kadar iyi cevap verirsin.
0
Bruce
(19.11.21)
Posizyonu/şirketi vb. bilmiyorum ama bunlar çok saçma sorular gibi geliyor bana. Yukarıda bahsi geçen konuları anlıyorum ama üç dakikalık bir internet aramasıyla "Çünkü sizin şirketiniz ihracatı en güzel yapan şirket; vizyonuyla, misyonuyla beni çok etkiledi" falan diye yalandan cevaplanacak soruların ne şirkete ne de adaya bir faydası var. Çok merak ediyorum bunu soran şirketlerin turnoverları oranları ne...

Bruce'un cevabına katılıyorum bu arada; bu soruyu soruyorlarsa o cevapları duymak istiyorlardır.
0
salihdt
(19.11.21)
Şirket pozisyonu en çok isteyeni ve o pozisyonda en çok mutlu olacak, en iyi verimi üretecek çalışanı arıyor. Sorular baya mantıklı aslında.

Mesela önceki şirketinden kaçmak için, ya da buişe muhtaç olduğu için mi başvuruyor yoksa çalışmak istediği ortama, içinde olmak istediğin sektöre, gelecek planlarına bu iş yeri uyduğu için mi başvuruyorsun bunu anlamaya çalışıyorlar.

Bu soruya cevap verirken şu başlıkları kullanabilirsin;
Şu şekilde projeleeiniz var, ben de daha önce şöyle bi şey yapmıştım ve bu tarz projelerde çalışmayı çok sevmiştim bu nedenle burayı seçtim.
Geleceğe yönelik sektörel planlarıma uyduğu ççin çalışmak iayoeum. Daha önce şu sektörde çalışmıştım ve şu hislerime dayanarak bu sektördün şu yönlerden benim daha çok hoşuma gideceğini düşünüyorum.
Eski iş yerimde şöyle bir projede bulundum / daha önce şöyle bir seminer, ders almıştım ve şu şu özellijleri olan bit şirkettw çalışmak istediğime karar verdim, sizin şirketiniz bu özellikleri barındırıyor vs.
(Eğer araştırma imkanın varsa) yükselme ihtimalini, iç eğitimleri vs bu şirkette çok olumlu görüyorum, kendimi bu sektörde geliştirebileceğim pazar payı büyük plan bi şirket olduğu için burayı seçtim. ( sikko bir şirkete bunu söyleme ama)
0
zimbirik
(19.11.21)
(2)

Yuksek sesle tv izlemeye kulakliksiz ççzüm

eja
Merhaba,Anne tv izlerken evi inletmeyecek ama kulakliksiz bir cozum yolu var midir?Duvarlarda ince ses cok geciriyor, oturdugu koltuk kenarina hoparlor koysam diyorum ama tvnin sesini kisip hoparlorin acmak mumkun mu, tabi birde ses sistemleri pahali bitceyi yormadan onereceginiz bir cozum var mi
Merhaba,
Anne tv izlerken evi inletmeyecek ama kulakliksiz bir cozum yolu var midir?
Duvarlarda ince ses cok geciriyor, oturdugu koltuk kenarina hoparlor koysam diyorum ama tvnin sesini kisip hoparlorin acmak mumkun mu, tabi birde ses sistemleri pahali bitceyi yormadan onereceginiz bir cozum var mi
0
eja
(18.11.21)
Televizyonun Bluetooth bağlantısı varsa basit bir hoparlörü kablosuz bağlayıp annenizin yanına koyabilirsiniz.
0
kaptankedi
(18.11.21)
İkinci bir ses çıkışı ayarladığınızda ilk ses çıkışından ses vermeyi bırakıyor benim tv. O yüzden blutooth hoparlör işi yaş olabilir.

Anneninizin duyma problemi varsa eğer kulaklık kullanmazsa duyma sinirlerini de kaybetmeye başlar. Bu da kulaktaki mekanik bir duyma problemininin kulağın duyma yetisini sinirsel olarak kaybettiği bir duruma evrilmesine neden olur uzun vadede. Kulaklık işini tekrar ikna etmek aslında daha iyi bir çözüm.
0
zimbirik
(19.11.21)
(4)

hediye - 7 yaş

sanal uyku
merhaba. 7 yaşındaki kız çocuğuna ne hediye alınır? tick'ler gelecek, şimdiden teşekkür ediyorum.
merhaba. 7 yaşındaki kız çocuğuna ne hediye alınır? tick'ler gelecek, şimdiden teşekkür ediyorum.
0
sanal uyku
(18.11.21)
compumaster
(18.11.21)
Tek başına yeterli bir hediye olmaz belki ama normal hediyenizin yanına bunu mutlaka alın derim: www.hepsiburada.com

Eğer bütçeniz 400 TL üzeriyse de önerim bu tarz bir Lego: www.hepsiburada.com
0
a day at the races
(19.11.21)
Ailesine bedenini sorup kıyafet, kazak gibi bir şey alabilirsiniz. shop.mango.com

Black Friday indirimleri varmış, zaten içinde değişim kartı oluyor www2.hm.com
0
kaset
(19.11.21)
Bere, atkı, deney seti
0
zimbirik
(19.11.21)
(2)

Kediye Dokunma, Sevme

kraldan cok kralci
Kıymetli duyurucular bir sorunumu sizinle paylaşmakistiyorum. Kedileri falan çok seviyorum. Hatta köpekleri de çok çok korkmama rağmen seviyorum.(Köpeklere bırakın yaklaşmayı görünce yolumu değitiriyorum.) Benim sorunum bu hayvanlara dokunamıyorum. Kedilere nispeten ufak dokunup sevebiliyorum ama ço
Kıymetli duyurucular bir sorunumu sizinle paylaşmakistiyorum. Kedileri falan çok seviyorum. Hatta köpekleri de çok çok korkmama rağmen seviyorum.(Köpeklere bırakın yaklaşmayı görünce yolumu değitiriyorum.) Benim sorunum bu hayvanlara dokunamıyorum. Kedilere nispeten ufak dokunup sevebiliyorum ama çok tedirgin bir şekilde yapıyorum. Kedilere bakınca alıp sarılayım bıcı bıcı oynayayım istiyorum. Hatta resim video görünce yarın gidip kedileri güzelce seveyim diyorum ama yanlarına gelince çoğu zaman pas geçiyorum.

Sizce bu durumda ne yapmalıyım? Nasıl atlatabilirim bu durumu?
0
kraldan cok kralci
(18.11.21)
Size garanti çözümü sunuyorum: acilen kedi sahiplenin :)

Şaka yapmıyorum. Aynen sizin gibi kedileri sevmesine rağmen asla dokunamayan bir tanıdığım psikolog görüşmesi neticesinde gözünü karartıp kedi sahiplendi. Başlarda eşi ve ilkokul çağındaki kızı kediyle ilgilenirken bizim kediye dokunamayan arkadaş 1 ay içinde kediyle ağız ağıza yatacak seviyeye geldi <3
0
a day at the races
(19.11.21)
Bende bana yaklaşmayan kediyi kucaklamam mesela. Bence probleminiz çok büyük değil. Karsınızdaki kedi ne kadar sokulgansa o kadar mıncırabilirsiniz. Sizin mahalledeki kediler mıncırılmayı sevmeyen kediler olabilir belki.

Kedi sahiplenmek bir çözüm evet. Ama yine mıncırılmayı sevmeyen kedi elinizden kayar gider. Ama sokulgan kedileri sevebilmeye başlatsınız.
0
zimbirik
(19.11.21)
(4)

Kazıklamayacak kahvaltı mekani

sanguine
Beşiktaş Ortaköy civarında denizi gören bildiğiniz bi yer var mı tamam pahalı olacak da o kadar da olmayacak bir yer, sehirdisindan gelen annemi götüreceğim manzara önemli.
Beşiktaş Ortaköy civarında denizi gören bildiğiniz bi yer var mı tamam pahalı olacak da o kadar da olmayacak bir yer, sehirdisindan gelen annemi götüreceğim manzara önemli.
0
sanguine
(18.11.21)
archmage mahmut
(18.11.21)
Teşekkür ederim bu beltas düzgün bi yere benziyor
0
🌸sanguine
(18.11.21)
Geçen istiklaldeki midpointe gittik sabah 9.30 da. Mükemmel manzaralı bir masada oturduk kahvaltımızı yaptık. Eğer erken gidecekseniz düşünülebilir.
0
zimbirik
(19.11.21)
Paşalimanı Beltur beylerbeyinde yer aliyordu sanirim. Manzara muhtesem denize sifir. Kahvalti da klasik ve gayet yeterli. Ben surekli yolumu dusurmeye calisiyorum.
0
dırırırım
(21.11.21)
(9)

Kadınlar neden mücevhere düşkün?

asaf
Erkeklerin umrunda bile değil mesela. Altın, tektaş vs. den bahsediyorum. Bana hiç estetik gelmiyorlar. Özellikle beğenen erkek de hiç görmedim.
Erkeklerin umrunda bile değil mesela. Altın, tektaş vs. den bahsediyorum. Bana hiç estetik gelmiyorlar. Özellikle beğenen erkek de hiç görmedim.
0
asaf
(18.11.21)
Sektörel olarak buna yönlendiriliyorlar. Genel olarak beğeni algısını sektörler oluşturuyor. Güzellik sektörü, giyim sektörü, mücevher sektörü vs.

Bunun yanında geçmişten gelen bir yatırım aracı olması ile tercih ediliyor. Eskiden ve hatta bazı bölgelerde hala kadınlar “gelin” olarak başka bir haneye gidiyor. Ellerinde avuçlarında bir şey olmadan, kendilerini geçindirecek bir gelirleri olmadan. Bu kültürlerde ise gelinin altınlara sahip olması ve bu altınlarla herhangi boşanma, ölüm, acil durumlarda kendini daha güvende hissetmesini, düştüğü çukurdan çıkabilecek gibi hissetmesini sağlıyordu.

Bu tip davranışlar artık bilinç altımıza kazınmış durumda. Mesela ben maaşlı çalışanım. Eşimden daha fazla kazanıyorum. Ailem de paragöz insanlar değiller kesinlikle. Tüm düğün masrafları vs ortak bölüşüldü. Gelenek görenek diye saçma sapan işler yapılmadı vs. Ama büyük annemler büyük babamlar bana altın takıldığında içten içe kendimi garantiye aldığımı düşündüler. Oh iyi dediler.

Yani halkın hala yarısı bu kafadayken, sektör de buna yönlendiriliyorken, kadınlara mücevher ve altın sevgili pompalanıyorken bunlardan vazgeçmek halk için çok zor.

Bu parametreleri farkedip “tektaş ne ya” diyebilen kadın sayısı da bu nedenle oldukça az.
0
zimbirik
(18.11.21)
bence bu da bir genelleme. mesela küpe kolye alacaksam altın tercih ederim ama sebebi kararmasın, bana özel bi şey olsun vs. Başkalarının bana bunları alma zorunluluğu elbette yok, imitasyon da hediye gelse mutlu olurum. Ama erkekler sanıyo ki imitasyon alırsam karşımdaki kadın benim onu önemsemediğimi veya maddi durumumun yetersiz olduğunu düşünür- halbuki alakası olmaması lazım.

tektaş meselesine gelince evet "tektaşsız evlilik teklifi olmaz" gibi bi algı var. Bana biri tektaşla değil de beni ve zevkimi anladığını gösterecek başka bi şeyle gelse anlamı daha büyük olurdu. Bu arada çevremdekiler burun kıvırırdı tabi.

Yani herkes üstüne biçilmiş kuralları oynamaya çalıştığı için de biraz böyle bence.
yoksa her kadın aynı değil.
0
kulaktan dolma biber
(18.11.21)
Ben beğeniyorum, erkeğim. Şu saat baya güzel bence:

www.ablogtowatch.com

Kolye yüzük vs. takmıyorum ama güzel bi kolyeyi kadında görsem beğenirim.
0
plutongezegendegilmi
(18.11.21)
zimbirik +1, sosyal medya, reklamlar vs. bütün estetik algımızı sadece estetik de değil hayat ile ilgili algımızı değiştiriyor.

bununla birlikte kadınlar genellikle fark edilmek için bir şeyler yaparlar. parlak şeylerde fark edilmeyi arttır. tabii ki bunu ben mutlaka kalabalıkta fark edilmeliyim diye yapmazlar. bu bilinç altlarında bir yerlerde kodlanmıştır ve bu koda göre hareket ederler. her durumda ve her şartta bu kodlara uyulacak diye bir şeyde yoktur.

bir çok toplumda fark edilmek/beğenilmek için parlak renkli makyajlar yapılır (savaç boyası gibi) canlı renkli kıyafetler giyilir vs.

güzellik ve mücevherat sektörü işte bu kodlara oynar onları aktifleştirecek reklamlar yayınlar yapar ve genele yayılıp algı biçimini değiştirir.
0
selam
(18.11.21)
Standart bir türk kadınını düşün. Eğitimi yok, geliri yok, hayatı ailesine hizmet etmekle ve koca beklemekle geçmiş. Sosyal çevresi eş dost akraba ve komşulardan öte değil. Kendini farklılaştırabileceği, özel hissedebileceği tek bir şeyi yok. Ona sunulan tek şans, kocasının ona olan ilgisi. O ilgiyi de sadece kendisinin görmesi yetmiyor, çevresinin de görmesi lazım. Çevresi de bu ilgiyi sadece parayla ölçebiliyor. İşte o altın, pırlanta takıntısı o ilgi gösterme takıntısının getirdiği bir şey. Koluma 10 bin tl takıyorum, işte beni kocam bu kadar seviyor / işte ben o kadar zenginim tripleri sunuyor yani sistem sana.

Altına gümüşe karşı değilim en azından yatırımsal bir değeri var, ama değeri olmayan pırlanta gibi şeyler bana sadece kazıklanma manasına geliyor. Evlenirken de eşime tek taş almadım, hala da söyler keşke alsaydın diye. Onun yerine dünyayı önüne sererim de yine o aptalca rekabete girmem. Senin taşın şu gram, benimki böyle parlak şöyle büyük, gerçekten aşırı saçma.
0
roket adam
(18.11.21)
erkeğin mücevheri de arabası, saati vs.
0
orpheus
(18.11.21)
Abi cunku kadin? Binlerce yıldır boyleydi kadinlar. Kadın ile erkek arasinda biyolojik ve hormonal farklar var nihayetinde. Bu da duygularini tercihlerini yasam tarzlarini her seyini etkiliyor.
Her sey medya etkisi, kultur etkisi, sosyal konstrüksiyon falan da değil, nihayetinde kadin ile erkegi tabiat ayiriyor bazi noktalarda.

Medya internet zart zurt yokken hatta matbaa bile yokken kadinlar mucevhere düşkündü. Kadinlar neden duygusal ile ayni turden bir soru bu. Duygusallar çünkü onlar kadin.

Bu soyledigin gecersiz bir genelleme falan da değil, evet kadinlar mucevherr duskundur bu dunyanin her yerinde gecerli olan ve bilinen bir sey. Şahsen ben kendim de taki takmayi seven, kulagi bilekleri boynu takiyla dolasan bir erkegim ama benik boyle olmama genel olarak kadınların mucevhere düşkün olup erkeklerin umrunda olmadığı gerçeğini değiştirmiyor. Uc bes tane erkegim farkli davranması bu genellemeyi yalancı cikaramaz.
0
stavro
(18.11.21)
stavro +1

medya, sektör, televizyon görmemiş afrika kabilelerinde de kadınların kendilerine has makyajları ve takıları oluyor.
bazısı sadece süs için bazısı erkeklerin de kullanabildiği bir anlam ifade eden şeyler oluyor.
ama insanın kendini ve içinde bulunduğu topluluğun ya da konumunun ifadesinin yollarından biri bu aslında.

şu andaki sorun, tektaş falan gibi şeylerin özgünlükten uzak oluşu bence.
ben de kadın olarak tektaş falan hiç sevmem ama genel olarak takı severim mesela.
evlenirsem de ona göre bir alyansım ya da yüzüğüm olur, tek taşım olmaz.
0
blatta hiberna
(18.11.21)
Mücevher pahada ağır, yükte hafif bir eşya.

Kadınlar mücevhere düşkün demek biraz durumu basitleştiriyor aslında. Bu durumu biraz daha evrimsel boyutta incelemek gerek.

Geçmişte, kadınlar eve ekmek getiren ve aileyi doyuran erkekleri tercih ediyorlardı. kendileri çalışmadıkları için erkeğe bağımlıydılar. bu yüzden de kenara bir miktar para veya altın koymak onları erkeğin evi terketme olasılığına karşı biraz korurdu.

günümüzde, pırlanta veya mücevher beklentisi iki şeyi temsil ediyor:
1. erkeğin alım gücü
2. kadının finansal güvencesi

kadınlar "tektaş ne ya" demekten imtina ediyorlar çünkü alımgücü yüksek bir erkekle beraber olmak istiyorlar. paragözlük değil, kadınlık içgüdüsü.
0
my pink
(19.11.21)
(3)

deri ceket kışın nasıl giyilir

rojava kurd u kurdistan
evet, deri ceket aldım biriktirip biraz para, ama kilo aldım arada ve kazakla falan giyilmiyor, daraltı geliyor insana. bir de insan üşüyor yahu. bu mereti üşümeden giymenin yolu var mıdır?
evet, deri ceket aldım biriktirip biraz para, ama kilo aldım arada ve kazakla falan giyilmiyor, daraltı geliyor insana. bir de insan üşüyor yahu. bu mereti üşümeden giymenin yolu var mıdır?
0
rojava kurd u kurdistan
(17.11.21)
Deri ceket sıcak tutması ile ünlü bi ceket değil maalesef. Nefes alan ve rüzgardan koruyan bir katman aslında. İçine bir katman daha eklenirse sıcak tutan ve nefes alan bir mont gibi olabilir. Ama kışın giyilebile eğini düşünmüyorum.
0
zimbirik
(17.11.21)
içine kapşonlu ince ama kaliteli bir polar giyebilirsin . tabi kıyafet tarzını bilmiyorum
0
devilone
(17.11.21)
Deri ceket, trençkot, kot ceket... Bunlar kışlık değil baharlık giysiler.
Kışın soğuğunda maalesef ısıtmıyorlar içine kalın bir şey giydiğinde sıkıyorlar güzel durmuyorlar.
Ben de iki gün öncesine kadar trençkot tarzı bir şeyle ve kot ceketle idare ettim ama artık edilmiyor monta geçme zamanı gelmiş.
0
mutekebbir
(17.11.21)
(8)

Arabamdan kopamıyorum

goklerdengelenkarar
Araba sürmeyi inanılmaz seviyorum. Her türlü sorunlarına rağmen (masraf, trafik, tehlike) 2008’dan beri bilfiil arabam var ve kullanıyorum. Senelerce metro vb ağların olduğu yerlerde yaşayıp bir yere 15 dkda gitmek varken 2 saatte gidiyordum ve gocunmuyordum. Pandemi ise güzel bahane olmuştu bana. 2
Araba sürmeyi inanılmaz seviyorum. Her türlü sorunlarına rağmen (masraf, trafik, tehlike) 2008’dan beri bilfiil arabam var ve kullanıyorum.

Senelerce metro vb ağların olduğu yerlerde yaşayıp bir yere 15 dkda gitmek varken 2 saatte gidiyordum ve gocunmuyordum.

Pandemi ise güzel bahane olmuştu bana. 2 yıldır toplu ulaşıma adım bile atmadım.

2 yıldır ise kapımın önünden servisim var. Marmaray var. Hiç kullanmadım desem yeridir.

Falat artık ne kıta değiştirme trafiğini ne da arabayla işe gidip gelme maliyetini kaldıramıyorum. Artık servis ya da marmaray kullanmam lazım.

İşin soru kısmına gelirsek. Ben 2009’dan beri tek bir kaza yapmadım ve inanılmaz güzel araba kullanırım. Başkasının sürdüğü arabada kafayı yiyorum stresten. Bu yüzden servise nasıl bineceğim? Kendimi nasıl rahatlatayım?

Marmaray için ise covidden korkuyorum. 3 doz aşılıyım ama evde biri 5 yaşında çocuğum diğeri 3 haftalık bebeğim var. Onlar için endişeleniyorum. Toplu ulaşımdan endişe etmeye devam mı etmeliyim?
0
goklerdengelenkarar
(17.11.21)
Güzel bir izolasyon ile bin servisine, aç müziğini oku kitabını git işine. Hem sen yıpranma hem aracın yıpranmasın. Fahiş yakıt parası da cebinde kalsın. Marmarayı falan da boşver.
0
primetime
(17.11.21)
Servis dogru tercih bu durumda. Soforluk konusuna gelince raikkonen bile olsan servise gecince onceliklerin farkli. Maliyet devreye girince bu suruse yansiyor, minimum gaz fren, engebelere yavas girme, ama bir yandan da zamanla yarisma derken ortaya akici ve smooth bir surus cikiyor. Cok cok sanssiz degilsen, acemiye de denk gelmediysen bu is boyledir, turkiye sartlarinda boyle kullanmaya mecburlar.

O yuzden kafa rahat olsun.
0
onemoremile
(17.11.21)
15 dakikada gidebileceğiniz yere gerçekten 2 saatte gitmeyi mi tercih ediyorsunuz? İşiniz kaçta başlıyor? Eğer erken saatte gidiyorsanız bazı güzergahlarda tramvay, metro hiç dolu olmuyor.

Bizim işyeri servislerinde COVID olup da başkasına bulaştıranı hiç duymadım, toplu taşımadan daha sağlıklı bir alternatif, üstelik şoförler de gayet sakin kullanıyor, birkaç sefer deneyip gözlemlersiniz, buna göre hangisiyle gideceğinize karar verirsiniz.
0
Tutkun
(17.11.21)
Servisçilerin bi kısmı maganda gibidir. Bi kısmı ise yolcuyu yormamak için ekstra özen gösterir. O biraz şans. Şuana kadar bana kaza/ güvenlik endişesi yaşatan bi servis şöförü olmadı. Ama sürekli yan yollara gir çık yapan, emniyet şeridini kullanan, ya da yavaşlıktan kafayı yedirten oldu.
Kitap okuyabilirsin, uyuyabilirsin vs. Zaten önümüz kış, karanlıkta git gel yapacaksın. Rahat rahat uyursun.

Toplu taşıma süresi çok artınca beni bunaltıyor. Ben genelde kapı önünde, kapıya olabildiğince yakın dururum, taze hava gelmesi için. Maskemi asla çıkartmam ve düzgün takarım. Ama bi problem yaşamadım şuana kadar. Kovid olmadım hiç.
0
zimbirik
(17.11.21)
Servisle işe git gel. Niye korkuyorsun. İş elbiselerini ayır bir poşetin içine koy.
0
komando kani var bende
(17.11.21)
ben olaya farklı taraftan bakacağım.
eğer "15 dklık yolu 2 saatte gidiyorum" dediğin işyeri güzergahın ise, servisle o yol 3 saat de sürer. servisi önermiyorum geçmişte servis kullanmıştım, sabah erken alır; akşam geç bırakır, koltukları çocuklar için dizayn edilmiştir rahatsızdır, alakasız lokasyonlara girip çıkar şahsi aracından daha fazla trafiğe takılır vs vs. derdin bitmez.

marmaray işini görüyorsa marmaray kullan, kendine inanılmaz vakit artırmış olursun. her gün binlerce insan kullanıyor toplu taşımayı. korktuğun kadar olsaydı her gün onbinlerce insan ölürdü, diye düşün kendini rahatlat.
0
dadasalon
(17.11.21)
Marmarayda bulaşma riskinden korkmayın derim, ortalama bir ofisten çok daha düşük, herkes maskeli. İnince elleri bi kolonyalayın yeter.
0
whoosie
(17.11.21)
Covidib çocuklara bulaşma ve onların zarar görme ihtimali Marmara’yda kaza olması ve ölmen ihtimalinden daha düşük
0
KaraSakall
(17.11.21)
(7)

Turknet nasıldır?

anatomik
Sözlükte millet ya çok memnun, ya da yerin dibine sokmuş.Superonline taahhütüm bitmek üzere. 2 yıldır Superonline kullanıyorum ama çok da şikayetçi değilim açıkçası, Türk Telekom'dan geçince hepsi iyi oluyor zaten. Ama son zamanlarda hız düşmesi, bağlantı kopması vs sıklaşmaya başladı, müşteri hizme
Sözlükte millet ya çok memnun, ya da yerin dibine sokmuş.
Superonline taahhütüm bitmek üzere. 2 yıldır Superonline kullanıyorum ama çok da şikayetçi değilim açıkçası, Türk Telekom'dan geçince hepsi iyi oluyor zaten. Ama son zamanlarda hız düşmesi, bağlantı kopması vs sıklaşmaya başladı, müşteri hizmelerini aradığımda da ilgileniyorlar ama pek de çözüm olmadı henüz. Hala ilk zamanlardaki verimi alamıyorum.

Türknet'e geçilir mi, siz memnun musunuz?
Yoksa Superonline candır deyip devam mı etmeli?

Edit: Bu arada Superonline'ı Fiber kullanmıyorum, bina desteklemiyor. Ama Türknet'i internet sitelerinden sorgulama yaptığımda fiber verebilecekleri yazıyor.
0
anatomik
(17.11.21)
Ben yerin dibine sokanlardanım. Bulunduğumuz bölgede 100 mbps fiber internet abonesi olarak 0,4 mbps gördük. Çok defa gördük. 5 ayda aboneliği bitirdik. Superonline'a geçtik, bizde de zaman zaman yavaşlamalar var ama kopma olmadı hiç.
0
muhayyer divan
(17.11.21)
Ben yeni geçtim, bir hafta oldu, gayet memnunum (daireye kadar fiber). Yıllardır Superonline fiber abonesiydim, o da daireye kadar fiber ve hiç sorun yaşamadım ama artık pahalı kaçmaya başlayınca turknet’i deneyeyim dedim.

Özetle bölgeye göre değişiyor, evinize fiziken farklı iki hat geliyorsa superonline’ı iptal etmeden deneyin derim. Ben öyle yaptım. Bizde biri Türk Telekom’a, diğeri superonline’a ait iki fiberoptik kablo geliyor dairelere.
0
orient blue
(17.11.21)
3 yıldır kullanıyorum. meh işte. oooo süper de değil, bu ne amk google açamıyoruz da değil. altyapınıza bağlı daha çok aslında. problemli bir yerdeyseniz tavsiye etmem çünkü müşteri hizmetleri yavaş.

benim burası problemsiz. müşteri hizmetlik bir durumum olmadı ama aksini yaşayan arkadaşlarım uğraştılar. bana tarifemdeki hıza yakın veriyorlar (80-90 ortalam alıyorum, 100mbit) . günde 1-2 kere anlık kopmalar olabiliyor 2-3 dakika sonra geliyor ama turknetten mi benim modemden mi hattan mı bilmiyorum.

fibere bir geçiş sağlayacaksa ben olsam denerdim. baktın olmuyor geri dönersin.
0
syozkn
(17.11.21)
Daha önce bi ay kullandım, şimdi de bi aydır kullanıyorum. İki tecrübemde de internet hızı açısından memnun(d)um. Sadece ilkinde bir ay kullandıktan sonra başka bir eve taşındık ve internet bağlantısını bir ayda taşıyamadılar. Biz de türk telekoma geçtik. Yani bence internet altyapısı, hızı vs açısından baya iyi bi firma ama taşıma gibi konularda sorunlu olduğunu yaşadım ve başkalarından duydum.

Güzelliği altyapınız ne kadar destekliyorsa o kadar hız alıyorsunuz ve fiyat sabit. 100 megabiti 100 liraya almak diğer firmalarda şu an imkansız gibi baktığım kadarıyla. Ayrıca taahhüt de yok o da büyük avantaj. İlk kurulum da gayet hızlı ve sorunsuz oluyor.

Bence de deneyin, beğenmezseniz iptal edersiniz zaten. Ayrıca davet kodu isterseniz gönderebilirim, bi ay bedava kullanırsınız :)
0
nundu
(17.11.21)
8 aydır problemsiz kullanıyorum. Bizim orada da süper online dan daha fazla hız vaadetmişlerdi. Vermeyi başardılar.

Taahhütü olmadığı için deneyelim görelim beğenmezsek direk çıkabiliyoruz nasılsa diye düşünmüştük. Ama beğendik biz.
0
zimbirik
(17.11.21)
4 aboneliğim var, memnunum. Zaten bir sıkıntı olsa da bu sıkıntı altyapı kaynaklıdır, alt yapı da Türk Telekoma ait.

Yani TT Net de olsa, Superonline da olsa, Turknet ya da Milenicom da olsa alt yapı Adsl ve Vdsl hatta türk telekoma ait.

Fiber de de Turknet ve Milenicom yine turk telekom alt yapısı kullanıyor, Superonline bazı yerlerde kendi fiber alt yapısı var mı onu bilemedim.

Özetle binanızda sadece ADSL-VDSL hat varsa bu hangi firmadan hizmet alırsanız alın teknik hatalar ya da bağlantı kopmaları hepsinde aynı olacaktır.

Fiber hat varsa binada kime ait olduğuna bakmak lazım herhalde, uydunet filan tamamen konumuz dışı.
0
John Bloor
(17.11.21)
kullanırken çok memnundum.
ancak ne zaman taşındım ve onların da hattı taşıması gerekti o zaman acı gerçeklerle yüzleştim. asla ve asla kimseye ulaşamadım, 3-4 hafta boyunca internet veremediler ki evden çalıştığım bir dönemdi. en sonunda superonline'a geçtim.

bence apartmanınızda kullanan varsa hattın açılışı ne kadar sürdü mutlaka sorun. ona göre karar verirsiniz.
0
teritori
(17.11.21)
(4)

Garip semptomlar

fnac
Merhaba,bir suredir (2 hafta kadar) vucudumda bana gore garip, daha once hepsiyle bir arada karsilasmadigim garip semptomlar var. Hos persembe gunu kan vermeye gidecegim ama meraktan google'da aratinca ya diyabet hastasi ya da beyin tumoru cikiyor. Biraz korkmadim degil. Belirtiler sunlar;-Bas donme
Merhaba,bir suredir (2 hafta kadar) vucudumda bana gore garip, daha once hepsiyle bir arada karsilasmadigim garip semptomlar var. Hos persembe gunu kan vermeye gidecegim ama meraktan google'da aratinca ya diyabet hastasi ya da beyin tumoru cikiyor. Biraz korkmadim degil. Belirtiler sunlar;

-Bas donmesi
-Sol tarafta bas agrisi
-Sol bacagimda karincalanma
-Surekli tuvalete gitme istegi (surekli dedigim eskiye nazaran daha fazla)

Korkmali miyim?

Bu arada yas 34, cinsiyet kadin, alkol ve sigara kullanmiyorum.
0
fnac
(16.11.21)
Google'dan bakarsanız testis kanseri çıkmanız bile mümkün.
Bence fiziksel muayene ve tahlil sonuçlarına itimat edin.
0
apistogramma
(16.11.21)
Normal geldiği için önemsemediğiniz bazı şeyler sorunu belirler. Bu belirtiler birbirinden kopuk gibi geldi bana. Ama migren ihtimali aklıma gelmiyor değil.

Tuvalete gitme isteği demişsiniz, muhtemelen idrar için. Peki "bitmedi" hissi, tuvalet yaparken yanma ağrı, idrarda renk değişimi ve farklı/kötü koku var mı? Varsa böbrekte kum veya idrar yolları enfeksiyonu olabilir. Biraz bolca su içip bir miktar yürüyüş yapın. Geçmiş olsun.
0
muhayyer divan
(17.11.21)
@muhayyer divan, migren zaten uzun yillardir vardi ama son iki haftada 2 bas agrisi krizi biraz normalimin disinda bir durum. Bas donmesi oldukca rahatsiz edici bir seviyede. Tuvalete gitme istegi hakkinda herhangi bir renk degisimi ya da kotu koku yok sadece eskisinden daha fazla idrara cikiyorum. Eskiden daha uzun sure tutabiliyorken su siralar "gitsem daha iyi olur" dusuncesi icindeyim. Cevabiniz icin tesekkur ederim.
0
🌸fnac
(17.11.21)
Yumurtlama dönemi, idrar yolları iltihabı, bel fıtığı denk gelmiş gibi geldi bana
0
zimbirik
(17.11.21)
(5)

Beyoğlunda kahvaltı önerisi

zimbirik
Merhaba, yarın bi için beyoğluna gideceğiz anneciğim ile. Beraber kahvaltı yapabileceğimiz, mümkünse manzaralı, nargileci olmayan, kekolardan uzak bir mekan arıyoruz. Var mı önerisi olan. Manzaralı olması ilk şartımız değil. Ama keko ve bargile kuralını esnetemeyiz.
Merhaba, yarın bi için beyoğluna gideceğiz anneciğim ile. Beraber kahvaltı yapabileceğimiz, mümkünse manzaralı, nargileci olmayan, kekolardan uzak bir mekan arıyoruz.

Var mı önerisi olan. Manzaralı olması ilk şartımız değil. Ama keko ve bargile kuralını esnetemeyiz.
0
zimbirik
(15.11.21)
sishane mado. normalde mado'lardan nefret ederim; ama buranin kahvaltilari muazzam.
onun disinda ben olsam, galataport cookshop'a gotururdum. muhtesem bir yer. kahvaltilari da harika.
0
buenosdias
(15.11.21)
Şişhane madonun ortamı pek hoşumuza gitmedi. Daha ferah ve 2 3 saat bizi sıkmayacak bi yer bakıyoruz.
Galataport ise bizim işimizin olduğu yere uzak. Şişhane metto ile galatasaray lisesi civarlarında işlerimiz var. Yani istiklale çok uzak olmayan bi yerler bakıyoruz.
0
🌸zimbirik
(15.11.21)
manzarasız ama fıccın. manzara olsun derseniz büyük londra otelinin terası olabilir. ama zengin bir kahvaltı menüsü beklemeyin. kafeterya gibiydi en son.
0
nickie
(15.11.21)
Midpoint
0
kaset
(15.11.21)
@kaset
Midpoint yazdığını görmeden midpointte karar kılıp gelmiştik. Tam aradığımız ortammış.
0
🌸zimbirik
(16.11.21)
(7)

Günde 1500 kalori almalıymışım ama doymuyorum?

ms brownstone
Bu aralar sağlıklı beslenmeye karar verdim kendimce ve bu bahaneyle pandemide aldığım 3-4 kilodan da kurtulurum diye düşündüm. Sıkı bir diyet yapmıyorum hatta hiç diyet yapmıyorum gibi ama sadece abur cubur yemeyip evde sağlıklı öğünler hazırlamaya çalışıyorum.Yani amacım aslında daha sağlıklı olmak
Bu aralar sağlıklı beslenmeye karar verdim kendimce ve bu bahaneyle pandemide aldığım 3-4 kilodan da kurtulurum diye düşündüm. Sıkı bir diyet yapmıyorum hatta hiç diyet yapmıyorum gibi ama sadece abur cubur yemeyip evde sağlıklı öğünler hazırlamaya çalışıyorum.

Yani amacım aslında daha sağlıklı olmak ama şu fazla 3-4 kilodan kurtulsam da fena olmaz. Neyse ben şimdi boyumu, kilomu haftalık egzersiz düzeyimi falan bu tarz hesaplama sitelerine giriyorum. Günlük kalori ihtiyacım 1500 kalori çıkıyor. Gerçekten az mı anlamadım ama bana aşırı az geliyor ya bu. 1500’ün altında kalamıyorum hiç.

Mesela dün yiyip içtiklerim şunlar bakın sadece: Öğlen soya latte, chia puding, trabzon hurması ve badem. Akşam yemeğinde de 1 tabak enginar, biraz zeytinyağlı sarma ve 1’er tane küçük kuru biber ve patlıcan dolması. Küçücük bir dilim de ekşi mayalı ekmek. E ben bunlarla doymadım bile hatta 2 ay önce olsa abartısız 2 katını yerdim ama bu kadarcık şey bile 2000 kalori civarında hesapladığım sitede.

Ben anlamadım bu iş nasıl olacak. Zaten 2 öğün yiyorum. İlk öğünü 12’den önce yemiyorum. Arada meyve ya da birkaç adet kuruyemiş bazen yiyorum bazen yemiyorum. Akşamları da eskisine göre çok çok az yiyorum çünkü gerçekten yemekten ölümüne zevk alan bir insandım ama böyle bile almam gerekenden 400-500 kalori fazla alıyormuşum.

Bu hesaplama siteleri de ne kadar doğru bilemedim ama ilk kez böyle kalori hesaplamaya çalışınca ben kendi normalimde günde 3000 kalori rahat alıyormuşum diye düşündüm. Boyum kısa ama 36 bedenim aslında senelerdir. Dediğim gibi son 2 senede 3-4 kilo almıştım sadece. Ben o zaman nasıl senelerce bu kadar yiyip de zayıf kalabilmişim ya da şimdi bu 1500 çıkan günlük kalori ihtiyacım çok mu yalan anlamadım. Siz ne dersiniz? Bu hesaplama işleri ne kadar doğru ya da mesela siz neler yiyip ne kadar kalori alıp ne kadar hareket ediyorsunuz?
0
ms brownstone
(14.11.21)
Gecen sene kalori hesaplayarak 10 kilo verdim. Gramajlarda hata yapiyor olabilir misin? Ben baya sabah kahvalti ara ogun ogle yemegi ara ogun aksam yemegi seklinde bir suru sey yiyordum hic de ac kalmadim.
0
passive aggressive
(14.11.21)
Hesaplama siten oldukça yanlış görünüyor: porsiyonlarını, gramajlarını yanlış giriyor olabilir misin
0
zimbirik
(14.11.21)
bu işin olayı o zaten. canının her istediğini yiyip, doyma hissine ulaşana kadar yersen zaten kilo alırsın. hayat tarzın değişmiş olabilir. daha hareketsiz bir yaşama geçmiş olabilirsin veya yaşın ilerlemesiyle metabolizman yavaşlamış da olabilir.
0
paintov
(14.11.21)
Şeker ve un tüketimi insanın çok çabuk acıkmasına ve gittikçe de daha fazla yiyip diyabet olmasına sebep oluyor. Bunu kendim yaşadım, birkaç kez yaşadım, bu söylediğim %100 doğrudur. Diyetinden meyveler dahil şekerli yiyecekleri ve unlu gıdayı çıkarırsan, önce çok sabretmen gerekecek ama en geç 1 hafta içinde o sabır yerini tokluk ve hafifleme hissine bırakacak.

Yukarıda anlattığın düzende meyveleri günde 1 taneye indirsen, proteini çoğaltsan, doğal sağlıklı yağı (zeytinyağı ve tereyağı) biraz artırsan, atıştırmalık olarak yağlı tohumlardan (fındık fıstık badem kaju) çiğ olarak (kavrulmamış) tüketsen, 8/16 düzeninde aralıklı oruç yapsan, bol su içsen, günde yarım saat yürüyüşün olsa ve mutlaka gece uykusu (23.00'te uykuya dalmış olacağın şekilde) uyusan. Burak 3-4 kiloyu, varsa vücudundaki çoğu rahatsızlıktan da kurtulursun. Ben fibromiyalji ağrılarımdan kurtuluyorum bunu yapınca.
0
muhayyer divan
(14.11.21)
Hesabin yanlis gibi geldi bana da.
0
chavezding
(14.11.21)
3. Paragrafta çok bir şey yememişsin gibi gözükse de saydıkların hep kalorili şeyler. 2000 olmasa bile 1500 kalori var en azından. Çünkü kuru yemişler, meyveler çok kalorili. Hele trabzon hurması. Akşam yemeğin ortalama 800 kalori. Küçük deme o dolma 200 kalori neredeyse. Öğlen yediklerin de diyet aldatmacası. Soyalı şeyler de kalorili. Sabah yumurtalı kahvaltı, öğlen kuru yemiş, kahve ara öğün. Akşam da senin yediklerinden bir grubu seçerdim. Mesela sadece enginar yemeği ve salata. Diyet yaparken bu yöntem bende. Akşam yemeğini 4,5 gibi yeyip ondan sonra acıkırsam kefir. Gün içi acıkırsam yine kefir, leblebi. Yeşil çay, bol su.Bu şekilde zayıflıyorum valla. Spor yapamayacak kadar tembelim.
0
oyokbuyoknevar
(14.11.21)
1500 ölmeme sınırı genelde aslında çoğu kişi için, bmr deniyor. ben de bi ara 1 ay 1500 aldım . yani 1 öğünde doluyor zaten. sağlıksız zayıfladım ama. enerjim düşmedi. şimdi bu siteye göre hesapladım www.calculator.net ve 2800 civarı alıyorum.
en güzeli boyun kol bel vs ölçüp ona göre vücut ölçilerini belirlemek deniyor.
0
ShadowOfMoon
(19.01.22)
(5)

Debriyaj ve Fren Kullanımı

depresif çocuk
Merhaba,Acemiyim ve aşağıdaki durumlarda ne yapacağım tam olarak net değil.1) Diyelim ki ışıklara 2. viteste yanaşıyorum, önümde bir sürü araç var. Önce biraz yavaşlayıp duracağım sonra herkesle birlikte gıdım gıdım ilerlemeye başlayacağım. Biraz ilerleyip sonra tekrar duracağım vs. Burada debriyaj,
Merhaba,

Acemiyim ve aşağıdaki durumlarda ne yapacağım tam olarak net değil.

1) Diyelim ki ışıklara 2. viteste yanaşıyorum, önümde bir sürü araç var. Önce biraz yavaşlayıp duracağım sonra herkesle birlikte gıdım gıdım ilerlemeye başlayacağım. Biraz ilerleyip sonra tekrar duracağım vs. Burada debriyaj, fren ve gaz kullanımım nasıl olmalı? Vitesim kaçta olmalı?

2) Hızlı bir şekilde seyir ediyorum ve aniden önüme bir şey çıktı ve çok kısa bir mesafede durmam gerekti. Yalnızca frene mi basmalıyım yoksa debriyaj ve frene birlikte mi basmalıyım? Önce hangisine bastığımın bir önemi var mıdır?

3) Yolculuğum sona erdi, artık aracı durdurmam gerekiyor. Debriyaja ne zaman basmalıyım, hiç basmasam sadece fren ile yavaşlasam olur mu?
0
depresif çocuk
(14.11.21)
1. Ben olsam duracak kadar yavaşladıktan sonra 1'e alırdım. Tam durunca boşa alıp beklerdim.

2. Ani frende debriyaj ve frene aynı anda basılıyor. Sınav uygulaması bu. Sadece frene basarsan stop eder.

3. Sadece fren ile yavaşlayabilirsin ama fazla yavaşlarsan stop eder. Stop etmemesi için önce debriyaj, sonra fren.
0
dissendium
(14.11.21)
1- 1. vites kalkış vitesidir. dur kalk akan trafikte ilerlerken 1'de kalırsın. kısa süreli duraksamalarda debriyaja basmış vaziyette beklersin (sağ ayak da frende tabi). biraz daha uzun bekleyeceksen vitesi boşa alıp sağ ayağını frene basılı tutman kafi.

2- debriyaj ve fren birlikte. önce hangisine basacağını düşünmene gerek yok. sağ ayak gazdan frene geçene kadar sol ayakla debriyaja çoktan basmış oluyorsun zaten refleks olarak.

3- debriyaja hiç basmazsan arabayı stop ettirirsin. frenlemeye başladığında debriyaja çoktan basmış ol.

özet: her frenleme yaptığında debriyaja da bas.
0
zgrydn
(14.11.21)
Debriyaj bir nevi arabayı boş vitese almak demektir. Bu bilgi bir kenarda dursun.
1: böyle durumlarda debriyaja basıp arabayı boş a alıyorum. Sonra bir ayak frende kendi hızıyla yavaşça yanaşıyorum diğer arabanın arkasına. İstediğim kadar yanaşınca da duruyorum haliyle. Hareket edince de 1 ile kalkıyorum. Çok yavaş akan trafikte (saatte 10-15 km hız) 2.vitese almadan dur kalk yapa yapa gidiyorum.

2: ayağın alışırsa debriyaj ve frene kendin basarsın. Vitesteyken boşa almadan sadece fren ile durursan araba stop eder. Araba bostaysa stop etmez. Ama o hızda vitesle uğraşamayacağına göre debriyaj+fren ile durulur. Önce hangisine bastığın çok farketmez. Ama durmadan önce ayağın debriyajda olmalı. Fren ile hızını 100 den 30 a düşürebilirsin. Ama durduğun an debriyajı kullanıyor olmalısın.

3: fren ile yavaslayabilirsin. Ama arabayı yüksek vites ve çok düşük devirde kullanmak motoru boğar. Madem duracaksın, vitesi boşa al araç kendi hızıyla gitsin. Ayağın frende hızını kendin ayarla. İstediğin an tam fren yapıp dur. Veya çok mesafe değilse vitesle uğraşmak istemiyorsan ayağın full debriyajda da gidebilirsin. Arabayı boşa almış sayılırsın. Ama 5.viteste arabanın hızı 20-30 km ise o motor boğulur, gaza tepkisi çok az olur. Hele bir de yokuş yukarı gidiyorsan eyvah eyvah.
0
pisuardaiserkenpipiningorunmeihtimali
(14.11.21)
1. Yürür hızda yol alman için yarım debriyajda daha doğrusu kavrama noktasında tutarken hızını gazla ayarlaman gerekiyor 1. Viteste. Durmak istediğinde zaten yavaşsın debriyaj+fren.

2. Ani kazık fren debriyajla beraber yapılır. Belki debriyaja basmazsan motor freniyle daha kısa sürede durulur falan yazacaklar sana burada ama hayır. Çünkü arabayı stop ettireceksin böyle bir durumda o şok haliyle ve bu istenen bir şey değil. Derslerde de zaten debriyaj+fren diye öğretirler. Yarış yapmıyoruz sonuçta.

3. 70 ile gidiyorum sağa çekip duracağım. 4.vitesteyim. Sadece frene bastım devir düştü düştü düştü araba yavaşladı, artık çok düştü devir 2'ye çektim debriyaja basarak, daha da düştü devir şimdi durmasına yakın debriyaja basıyorum ki motor stop etmesin. Durunca 1'e takarsın boşa atarsın vs.
0
bana kedicik derdi
(14.11.21)
1. Yokuş aşağı bu durumu yaşıyorsan o zaman ayağım debriyajda frene bas çek yaparak devam ediyorum. Gaza basmam gerektiğinde de o sırada kaçla hareket ediyorsam ona uygun vitese takıp ayağımı frenden çekip gaz vererek debriyajdan da çekiyorum.
Düz yolda vs ise o zaman durana kadar fren + debriyaj. Durduktan sonra vitesi 1 e takıp arabayı kaldırırım. Sonra ağır ağır giderim.

2. Önce debriyaja basarsan arabanın yavaşlayıp durma mesafesi çok çok artacak. Bunu tartışmanın anlamı yok. 30 dan 0 a düşeceksen evet o zaman debriyaj ve frene aynı anda basabilirsin çünkü 50 mt de 5 mt farkeder. Ama 80le giderken aniden durman gerekirse ve debriyaj frene aynı anda basarsan durma mesafeni aşırı arttırırsın. 80 den 30 a düşerken fren + debriyaj kullanırsan yüzde 10 fan çok daha fazla farkedecek durma mesafen. Zaten 80le 4. Viteste giderken vitesi düşürmeden 30 a kadar indirebilirsin arabayı, sonrasında debriyaja basarsın.
Ben 80le giderken frene asılırım. 30 a falan gelince debriyajada basarım. Zaten iki türlü de dene, kendin farkedersin arabanın yavaşlama ivmesinden.
3. Sadece fren olmaz. Mesela otoyolda benzinliğe dirdiğini düşünelim, önce sağ şeride geçip yaklaşınca arabayı biraz frenleyip vitesi 5 den 4 e alırım. Sonra benzinliğin kapısını görünce frene basarım, araba biraz yavaşlayınca debriyajada basarım ve arabayı 2. Vitese alırım. Devriyajdan çekip uygun bi pompaya giderim. Pompanın önüne yaklaşınca da debriyaj ve frene aynı anda basacak şekilde aracı durdururum.

Debriyaj ve frene aynı anda basacağın her an 1 2 sn önden frene basman çok daha güvenli ve doğru bir alışkanlık. Ama bu zamanla gelişiyor. Düşük hızlarda aynı anda basman çok değiştirmez. Ama yüksek hızlarda debriyaja aynı anda basarak arabayı yavaşlatma verimini çok düşürürsün.
0
zimbirik
(14.11.21)
(14)

Arabanızda stepne lastik taşıyor musunuz?

ataman
Yaklaşık 10 yıldır aktif araç kullanıyorum.. Hiç yedek lastiğe ihtiyaç duymadım.. Bir kere uzun yolda lastiğin indiğini farkettim onu da köpük sıkıp ilk lastikçiye kadar idare ettim... Zaten bijonları çok sert arabanın kendim değiştirebileceğimi de sanmıyorum.. Bir kere denedim. Açamadım. Olur da la
Yaklaşık 10 yıldır aktif araç kullanıyorum.. Hiç yedek lastiğe ihtiyaç duymadım.. Bir kere uzun yolda lastiğin indiğini farkettim onu da köpük sıkıp ilk lastikçiye kadar idare ettim... Zaten bijonları çok sert arabanın kendim değiştirebileceğimi de sanmıyorum.. Bir kere denedim. Açamadım.

Olur da lastik parçalansa dahi? kaskonun yol yardım hizmeti var.. Bu durumlarda yardımcı oluyorlar mı bilmiyorum ?

Hem bagajda ek alan kazanayım hem de boşuna ağırlık taşımayayım diye. Stepneyi çıkartasım kalan alanı da ek depolama olarak kullanasım var.
Yine de mantıklı mı bilemedim ?
0
ataman
(13.11.21)
Olur da lastik parçalanırsa, bulunduğunuz yere gelen yol yardım size jantıyla yeni lastik getirir mi, getirirse kaç liraya getirir bilemiyorum.

Yedek lastiği taşımak, ihtiyacınızın olduğu güne kadar aptalca ama ihtiyacınızın olduğu gün yanınızda olması, harika bir şey.
0
yargin
(13.11.21)
lastik parçalanırsa kaskonun çekici hizmetini kullanırsınız. lastikçiye çektirirsiniz. tabi geceyse sabaha kadar beklersiniz.
0
xrated
(13.11.21)
Kaskonun yol yardım hizmeti var da @yargin'in dediği gibi sana jantıyla yeni lastik getireceğini sanmıyorum en fazla çekiciyle en yakın lastikçiye çektirirsin arabayı.

Şehiriçinde belki sorun olmaz adım başı lastikçi var nerdeyse ama uzun yola giderken yedek lastiksiz yola çıkmazdım yerinde olsam.
0
10032007
(13.11.21)
yol yardım dediğin benim arkadaşlar işte.

bi ufak votka alıp kafayı çekip çekip takılıyolar. onların keyfine kalmışsan bitmişsin yani.

olabilecek en mantıklı şeyi söylüyorum sana, çekici gönderir servise çekerler.

sen de servis açılsın da lastik mastik yapsın diye beklersin.

öteki türlü maks yarım saatte lastiği değiştirip yoluna devam edersin.

bijon açılır açılmaz bilmem de, sağlam bi bjon anahtarı çok şeyi değiştirir, hani üstüne çıkıp tepinmelik, 2 kiloluk çekiçle vurmalık falan.

he stepnen olur değiştirmeyi bilmezsin yol yardım gelir değiiştirir.
0
killerbee
(13.11.21)
2001 model clio aracımda stepne vardı. bir gün apartman otoparkında baktım lastik inmiş. pompa falan da yok. dedim stepneyi takıp lastikçiye gideyim. tabii sağlam bijon anahtarı falan ne gezer. avadanlıktaki araçla birlikte verilen L şeklindeki anahtarla lastiğin tek bijonunu bile gevşetemedim. üstünde zıplamaktan el freni çekili vitesteki araba yerinden kaydı. krikoda olsa düşerdi. ben gevşettikten sonra krikoya alayım demiştim, gevşetemedim. lastikçiyi çağırdım, şişirip dükkana gittik. önceki takan nasıl ölümüne sıktıysa dükkanda lifte alıp havalı tabancayla bile sökemedi herif. istavroz bijon anahtarına boru takaıp momenti arttırarak falan gevşetti. bijınları sökmek de yetmiyor. çelik jant nasıl sıkışıyorsa bi de yumruk, tekme, öteki lastikle gerinip gerinip vurma şeklinde lastiği yerinden oynatmak gerekiyor.

velhasıl sökemedim lastiği, bijonun tekini gevşetemedim bile.

sonra lpg taktırdım, stepne yerine simit tank koydular. bir müdden stepneyi bagajda gezdirdim. sonra dedim lan sökmeye çalışsam yine söküp takamayacağım, en iyisi taşıyıp durmayım, koydum eve. yıllardır stepnesiz geziyorum.

geçen sene 2019 model toyota corolla hybrid aldım, stepnesi yok. tamir kiti ve bir tane de çakmaktan çalışan kompresör koymuşlar. aracın standart donanımı bu yani aldığım adamın işi değil.

yani çok da lazım değil, yol yardımı var, çekicisi var, şehir içinde kalırsan tanıdık bi lastikçi bul, ara gelsin. tubeless lastik parçalanacak kadar başına iş geldiyse zaten çekici çağır, aracın başka tarafları da zarar görmüş olabilir.
0
kibritsuyu
(13.11.21)
Bazı bijonlarda ters dişli oluyor. Bir yönde zorladınız açılmıyor, diğer yönü deneyeceksiniz. O yüzden açamamışsınızdır. Anahtarın uç kısmına ayağınızla biraz ağırlığınızı verince gevşer zaten.
0
malheiros
(13.11.21)
Arabada ince stepne var. Zaten kendisine göre yeri var yani aklımın ucundan bile geçmez çıkarmak. İlk kez duyuyorum böyle bir soru.

Bir keresinde otoparkta demir çubuk lastiği yardığı için kullanmak durumunda kaldım. Taktım gittim lastikçiye yeni lastik aldım. Öyle bir durumda yol yardım çağırmak da angarya iş. Mis gibi sök tak bak işine.
0
zoghurt
(14.11.21)
çoğu arabada lastik fazladan yer kaplamıyor. bagajın altına gömülü oluyor. stepnesiz gezilmez bence. gece saat 3te lastik patlasa saçma bir yerde, o saatte nerden bulacaksın lastikçi? çekici seni eve falan bırakır da bi daha onu bekleyeceksin uğraş yani. lastik değiştirmek en fazla 15 dklık iş.

bana bir kere lazım oldu iyi ki de stepne var dedim.
0
jelly bear
(14.11.21)
Ben şahsen gece pek araba kullanmıyorum seyahat etmiyorum. Lastiğin havası komple inse değiştirmeye uğraşmam cant yere değerek lastikçiye kadar sürerim. Yarılsa muhtemelen ben de tek başıma değiştiremem. Ömrümde değiştirmedim. Ama yine de stepne bagajda durur. Çünkü yoldan geçen birinden yardım isteyebilirsin. Bi de barajdan çıkarıp nereye koyacan evde durup ne yapacak. Bagajda o kadar boş alan çok mu önemli.
0
baba553
(14.11.21)
lastikler runflat degilse stepne cikartilmaz. Tamir kitleri benim deneyimim pek ise yaramiyor. Yol yardima da guvenilmez, bulundugun yerde telefon cekmeme olasiligi var, dag basinda kalirsin.

Yok kesin stepneyi cikartacam diyorsan o zaman runflat'e gecmen lazim. O tip lastiklerin de bazi sikintilari var: fiyatlari yuksek, bulmasi kolay degil, konfor yanak sertliginden dolayi dusuk.

Ben olsam stepneyi kafaya takmayi birakirdim.
0
cooperr
(14.11.21)
Uzun yolda bulundurmak mantıklı ama şehir içi kullanımda ben bıraktım kullanmayı. Lastik tamir kitleri de iş görüyor bence. En az üç defa kullandım ve hayat kurtardı resmen. Arabada en az üç tane bulunduruyorum artık.
0
beni sen öldürme
(14.11.21)
Son 10 senede 2 defa kullandım. Ben olsam çıkartmam.
0
zimbirik
(14.11.21)
99dan beri kullanıyorum.
toplamda 3 kere lastik değiştirmek zorunda kaldım. kaldım diyorum çünkü ikisinde ben değiştirdim.
sonuncuda stepne olmadığı için şansıma 7dk ötedeki lastikçiye ulaştık.
bu bir risk nerede ne olacağını bilemezsin.
kaskonun lastikçisi geleceği mesafe için km başına ücret alıyor. o parayla 3 ay doğal gaz faturası ödersin :))

lastik onarıcı spreyler var. şehir içi için uygun olabilir.
0
janderzel zartanyan
(14.11.21)
Bu kadar güzel öneriden sonra benim tek bir tavsiyem olacak;

Arada sırada, mesela senede bir kere tekerlekleri ve doğal olarak bijonları bi söküp takmak lazım olduğu yerde.

Sökülmeyen ve uzun zaman sabit duran tekerlekler zamanla korosyon-toz-kir vs ile çıkmayacak gibi kaynıyor namussuzlar.

Bijonları söküp takmak yetmez, jantı da oturduğu yerden çıkarıp geri takmak lazım.

Bu dediğim yapılmazsa bazen bırakın tekme atmayı, keserle çekiçle bile çıkmıyor bazı tekerler. Çok uğraştırıyor.
0
John Bloor
(15.11.21)
(10)

Evdeki tatlının bir kısmını yememeyi başarmak

mg3929
Ne zaman eve bir porsiyondan fazla tatlı alıp bikaç gün yerim desem onun çoğunu ya da tamamını o gün bitiriyorum. Tatlıya normalde de düşkünüm, olmasa istemem ama evde varsa bitirmeden rahat edemiyorum. Bunu nasıl aşabilirim?
Ne zaman eve bir porsiyondan fazla tatlı alıp bikaç gün yerim desem onun çoğunu ya da tamamını o gün bitiriyorum. Tatlıya normalde de düşkünüm, olmasa istemem ama evde varsa bitirmeden rahat edemiyorum. Bunu nasıl aşabilirim?
0
mg3929
(13.11.21)
bir porsiyondan fazla almayarak.
0
Bruce
(13.11.21)
bruce'un dediği gibi ufak porsiyonlar alabilirsin.

belirli günler tatlı günü yapabilirsin. mesela belirli günler belirlediğin kadar tatlı ye. o günler dışında yeme ve alma. canın tatlı yemek istediği zaman zamanını gelmesini bekle ve o zaman da yiyeceğin için beklemeye çalış.uzun süre beklemek zor geliyorsa başlangıç için 2 günde 1 yapabilirsin mesela.

bir de kan şekeriyle alakalı. kan şekerin yükselirse pek yemek istemezsin. öncesinde bir meyve yiyerek kan şekerini yükseltebilirsin. böylece canın çok istemez.
0
black mamba
(13.11.21)
Valla bence fazla almayarak olur ama bu sürdürülebilir olmaz. Esas olan da dibinde olan bir şeyi yememe iradesi gösterebilmek. Yani illa ki evinde fazla tatlı olacağı günler olacaktır. Bence iradeni terbiye etmen gerek. Şu kadar yiyeceğim fazlası zarar. Yersen kendini cezalandirabilirsin. 1 ay tatlı almayacağım vs gibi.
0
Amaranta ursula
(13.11.21)
Almamayı ben de biliyorum irademi nasıl geliştirebilirim onu soruyordum.
0
🌸mg3929
(13.11.21)
Kan şekerin, insülinin sana ye derken dolapta tatlı bırakmana imkan yok bence. Belli bi süre almayarak hormonal dengeni oturtabilirsin. Sonrasında irade göstermek daha kolay olur.

Bir de irade gücü sınırlı bi güç. Eğer zor bi gün geçirdiysen, iradeni gündüz kullandıysan akşam 0 dan irade gücü bulmana imkan yok. Bu yüzden insanlar sabah hayır diyebildikleri zararlı alışkanlıklara akşam hayır diyemiyorlar.

İrade gösteremiyorsan kendine çok yüklenme bu nedenle, gündüzlerin psikolojik anlamda yorucu geçiyorsa irade barın akşama kadar boşalıyordur. İrade gücü biten bit şey maalesef.

Bu nedenle uzmanlar işi asla iradeye bırakmazlar. Cips mi istiyorsun küçük paket al, tatlı mı istiyorsun küçük paket al, komşu koca bir tabak börek mi getirdi bir kaç tane ye geri kalanını çöpe boşalt vs. İrade sormuşsun ama irade oluşturmak yukarıdaki anlattıklarımdan dolayı zor olabilir ve bu senin suçun değil.
0
zimbirik
(13.11.21)
Bir süre aralıklı oruç düzeninde beslenirsen isteğin azalır.
0
fever
(13.11.21)
Ben herkes her konuda iradeli olması gerekli düşüncesine katılmıyorum :) Canın çekiyorsa alacaksın tabii ki. Tatlı arta da bilir, normal. Artanı canın da çekebilir, normal. İnsanız. Sürekli çevre koşulları kısıtlıyor zaten bizi. Mesela şöyle yapabilirsin, artacağını düşündüğün tatlıları ya akabinde hemen birileriyle paylaşırsın ya da yersin ve o yediğin zamanlara göre bi nevi "cheat day" ler oluşturursun kendine. Ama şunu net bi şekilde söyleyebilirim ki insanoğlu kısıtladıkça en ufak bir patlamada daha büyüğünü istiyor. Bu şekilde bi bakış açın olursa zaten akında hep bu düşünce de olmaz.
0
e mice
(13.11.21)
Tatlıyı ağzında beş on saniye tut, biraz çiğne, yutma ve çöp kutusuna tükür. Hem tadını almis olursun hem de kilo almazsın.
0
Trafalgar
(13.11.21)
youtu.be

Şuna denk geldim az önce. İzlemedim ama işine yarayabilir.
0
zimbirik
(14.11.21)
Ya hep ya hic oluyor maalesef, gozden uzak olacak, alinmayacak
0
gunes123
(15.11.21)
(6)

Far temizleme 1200 TL'ymiş...

msb
Sağ farda çok fazla çizik var, yüzlerce taşla aynı çuvalda çalkalanmış gibi. Diğer far normal bu arada. Çizik giderme işlemi için bugün bi yerden fiyat aldım. 800 ila 1200 TL arasında fiyat verdi. Fotoğrafı ekledim, ben bu farı kendim adam edebilir miyim? Acayip kötü görünüyor.Neden yalnızca tek far
Sağ farda çok fazla çizik var, yüzlerce taşla aynı çuvalda çalkalanmış gibi. Diğer far normal bu arada. Çizik giderme işlemi için bugün bi yerden fiyat aldım. 800 ila 1200 TL arasında fiyat verdi. Fotoğrafı ekledim, ben bu farı kendim adam edebilir miyim? Acayip kötü görünüyor.

Neden yalnızca tek farım bu hale geldi ben de anlamadım. Konuştuğum kişi benzin ya da tiner dökülmüş bu fara dedi.
0
msb
(11.11.21)
Eliniz yatkın ise youtube da onlarca videosu mevcut www.youtube.com
0
synax
(11.11.21)
Daha yeni kartalda yaptirdim 200tl ye. Iki fari beraber.
0
c1b2k3
(11.11.21)
o paraya yeni far takılır zaten 1200 neymiş?

kendiniz uğraşacağınıza 100 liraya falan temizletirsiniz çoğu yerde zaten
0
avatar is back
(12.11.21)
Cok para istemis. Ve tek gideri pasta ile en sonda süreceği cila olacak adamın. Daha uyguna bulursun.
0
westblack
(12.11.21)
bir şey dökülmüş gibi daha uyguna yapılabilinir.
0
mikahakkinen
(12.11.21)
Bu far su almış, buğu yapmış olabilir mi?

Biz çift farı daha uyguna temizletmiştik. Hatta baya uyguna. Ama bizim de biri çok kötü durumdaydı. Daha önce bi farımız değişip yan sanayi takılmıştı. Bu değişen farın da hava alması düzgün değilmiş o yüzden içi buğu yapardı. Ve plastik kalitesi sanırım daha kötü olduğu için deli gibi çizik görünürdü aynı zamanda. Sizin de far değişmiş olabilir mi sizden önce?

Eğer içinde buğu sorunu varsa önce onun neden oldduğu kirleri temizletin/ temizleyin sonrasında dıştan temizlik yapın.

Bu arada 1200 tlye farın içini de temizliyorlarsa o zaman normal gibi.
0
zimbirik
(12.11.21)
(6)

1 yıl kalınacak eve hangi eşyaları sıfır almalı

ShadowOfMoon
şu an araba yok ama araba alma durumum var ve araba alırsam, küçük eşyaları taşıyabilrim kendim. yani elektrik süpürgesi, sehpa, belki set üstü ocak gibi. o yüzden onları sıfır alabilirim diye düşündüm. sizce gereksiz mi olurama yatak buzdolabı çamaşır gibi şeyler konusunda kararsızım. 1 sene sonra
şu an araba yok ama araba alma durumum var ve araba alırsam, küçük eşyaları taşıyabilrim kendim. yani elektrik süpürgesi, sehpa, belki set üstü ocak gibi. o yüzden onları sıfır alabilirim diye düşündüm. sizce gereksiz mi olur

ama yatak buzdolabı çamaşır gibi şeyler konusunda kararsızım. 1 sene sonra kalıp kalmayacağım belli değilken veya farklı şehre gitme durumum olabilir.
0
ShadowOfMoon
(11.11.21)
1 yıl için sıfır eşya gereksiz olur bence. Eğer imkan varsa eşyalı ev tutardım. Yoksa da zaruri ihtiyaçları letgo ya da sahibinden alırdım. Hijyen konusunun önemli olduğu şeyler sıfır alınabilir belki. Nevresim, koltuk örtüsü vb.
0
himmet dayi
(11.11.21)
sadece yatak belki. nevresimi falan makinede yuksek isida yikayinca yeni kadar temiz olur zaten. diger hicbirinin de yeni olmasina gerek yok.
0
hot potato
(11.11.21)
Nevresim dışında bir şeyi 0 almazdım. Yatak kalitesizse ve dinlenmeme izin vermiyorsa yatağı değiştirebilirdim biraz zaman sonra.
0
zimbirik
(11.11.21)
o kucuk gorunen supurge bile bagajin yarisini kaplar ben hicbirini onermiyirum hele supurge cok gereksiz. ütu kullaniyosaniznoyle bi sey olabilir ama kesin ikinci el alirdim. yatak biraz mide bulandirabilir yatak sifir olabilir ucuzundan. gerisi second hand
0
ala09
(11.11.21)
yatağa da alez çarşafla yaparak sağlanmaz mı ikinci el olsa da. üstü korur, baza yanları da silinir bir şekilde sanırım.
0
🌸ShadowOfMoon
(17.11.21)
Tahta kurusu falan yoksa ve yatak iyi durumdaysa olur. Alez üstü çarşaf yeter. Üniversite hayatım boyunca yurtta kaldım. O yatakların her yıl değiştirildiğini hiç sanmıyorum. Otele falan giderseniz de size sıfır yatak vermiyorlar sonuçta.

"elektrik süpürgesi, sehpa, belki set üstü ocak" bunları boşuna taşımayın.
0
ganbatte
(17.11.21)
(4)

bulmaca sevenlere yonelik sorular

meteonur
arkadaslar, is basvurusu nedeniyle bir sinava girecegim ve sinavda "IQ sorulari" kapsaminda cesitli sorular olacak. sorularin mantigi su: 4 tane sekil veriliyor, bunlarin arasinda baglanti kurup 5. sekli tahmin etmek.sorularin yarisindan fazlasini yapabildim ama takildigim sorulari buraya koyuyorum.
arkadaslar, is basvurusu nedeniyle bir sinava girecegim ve sinavda "IQ sorulari" kapsaminda cesitli sorular olacak.

sorularin mantigi su: 4 tane sekil veriliyor, bunlarin arasinda baglanti kurup 5. sekli tahmin etmek.

sorularin yarisindan fazlasini yapabildim ama takildigim sorulari buraya koyuyorum. yardimci olacak arkadaslar varsa sevinirim.

iki tane soru linkte, diger ikisi de sag tarafta ekledim.

ibb.co
ibb.co
0
meteonur
(08.11.21)
ilkini anlamadım ama ikincisinde yeşil şekilleri, içtekileri saat yönünde, kenar üzerinden takla attırarak, dıştakini de saat yönü tersinde takla attırarak ilerletmen lazım. Oturup çizmeden bunlara cevap vermek zor.
0
prole
(09.11.21)
Kenara eklediğin soruların cevaplarını görsel şekilde aşağıya ekledim. Açıklamasını da devamına yazıyorum.

ibb.co
ibb.co

Tamamı dolu olan karede
1. Geçiş
Yeşil üçgeni tut
İç kareyi 1 adım saat yönünde kaydır
Dıştaki kareyi 1 adım saat yönünün tersinde kaydır.
2. Geçiş
Ortadan dikey bi çizgi çek ona göre simetriğini al.
3. Geçiş - 1. Nin aynısı
4. Geçiş - 2. Nin aynısı
Sonuç: ekteki fotoda.

Boşluklu olan karede açıklama şu şekilde oluyor.
1. Geçiş
Dıştaki kareyi bir adım saat yönünde kaydır *
İçerideki renkleri dışarıdaki kareye uygula **
İçteki karenin fotoda görünen şekilde simetriğini al
İçteki karede renkleri zıtları ile değiştir( moru yeşil, yeşili mor olacak şekilde)
2. Geçiş
İçteki kareyi saat yönünde 2 birim kaydır
Dıştaki kareyi saat yönünde 2 birim kaydır.
3. Geçiş
1. Geçişin aynısı
* aşamasında saat yönü değil tersine dönecek.
** aşamasında boş alanın rengi yeşil olarak uygulanacak
4. Geçiş
2. Geçişin aynısının saat yönünün tersi hali.
Sonucu ekteki fotoda bulabilirsin.

Link ile gönderdiklerine bakacağım vaktim olmadı. Bulursam atarım.
0
zimbirik
(10.11.21)
@zimbirik: cok tesekkur ederim detayli aciklamalariniz icin
0
🌸meteonur
(10.11.21)
Yeni cevaplarla geldim. Linkler şu şekilde

ibb.co
ibb.co

1. Geçiş
Dış katmanı 1 adım saat yönünün tersine kaydır
İç katman ile dış katmanı değiş tokuş yap
2. Geçiş
İçeriyi ve dışarıyı 2 birim saat yönünün tersine kaydır.
Sol alttaki üçgeni görünmez yap ama aklında tut. ( mor puantiyeye denk geliyor)
3. Geçiş
1. Nin aynısı. Ama az önce görünmez yaptığımız puantiye iç katmanda geri geldi.
4. Geçiş
2. Nin aynısı - görünmez yapmak gereken yeşili son resimde silik yaptım. O üçgen boş olacak.

Bu görünmez yapma olayı bana soru hatası da olabilir gibi geldi. Yani 3. Resimdeki puantiye koyduğum üçgen aslında hatalı bi şekilde boşaltılmış olabilir. Ama kural bu şekildeyse diye cevabı ona göre yaptım.


Diğer soru
1. Geçiş
Dış katmanı 3 birim saat yönünün tersine kaydır.
Dış katmanda en tepedeki üçgeni bi iç katmandaki ile değiştir.
Dış katmanı 3 birim saat yönünün tersine döndür.
2. Geçiş
İçlerle dışları değiştir.
İçteki ve dıştaki işaretlediğim üçgenleri değiştir.
3. Geçiş 1. Nin aynısı
4. Geçiş 2. Nin aynısı.
0
zimbirik
(11.11.21)
(1)

Outlook- Maillerinizi Nasıl Sınıflandırıyorsunuz?

dreamnesiac
Her hafta 100-150 tane yağıyor.Kural atayabilirim ama büyük kısmını tek tek okumam gerekiyor.Arşiv'e klasör yaratıp sınıflandırınca da çok farklı konuda olduğu için hızlıca bulamıyorum. Kişiye göre grupluyorum. Konuya göre ayırıp altına da sub folderlar mı yapsam? Bin tane olur herhalde :)Siz ne yap
Her hafta 100-150 tane yağıyor.
Kural atayabilirim ama büyük kısmını tek tek okumam gerekiyor.

Arşiv'e klasör yaratıp sınıflandırınca da çok farklı konuda olduğu için hızlıca bulamıyorum. Kişiye göre grupluyorum. Konuya göre ayırıp altına da sub folderlar mı yapsam? Bin tane olur herhalde :)

Siz ne yapıyorsunuz?
0
dreamnesiac
(08.11.21)
Konuya ya da gönderene göre kategoriilerw atıyorum, direk o klasöre gidiyor. Mesela

Sistemden otomatik gelenler konusuna göre bi yere
Çalıştığımız bi müşteri şirket varsa mail uzantısına göre bi kural atıyorum o şirketten gelen mailler hep aynı klasöre düşüyor.
Direk tüm ekibe ya da birime arılan otomatik subjectli mailler varsa onlara bi kural verdim.
İk nın attığı bilgilendirelere bi kural atadım. Gormatları ve göndereni sabit oluyor çünkü.
Geri kalanları da konusuna göre, projesine göre klasöre atıyorum.
0
zimbirik
(08.11.21)
(8)

Evlilik dolayısıyla işten çıkma ve sözleşmem

damba
Merhaba, Bir iş yerine 2 senelik sözleşme yaparak girdim, onlar bana eğitim verdi 10 gün ve bu eğitimin karşılığında 2 sene boyunca işten ayrılmamaya dair sözleşme imzaladım. Aksi takdirde tazminat ödemem gerekiyordu. İşte 8.ayım, işe başladıktan 2 ay sonra evlendim. Yani evleneni 6 ay oldu. Ben iş
Merhaba,

Bir iş yerine 2 senelik sözleşme yaparak girdim, onlar bana eğitim verdi 10 gün ve bu eğitimin karşılığında 2 sene boyunca işten ayrılmamaya dair sözleşme imzaladım. Aksi takdirde tazminat ödemem gerekiyordu.

İşte 8.ayım, işe başladıktan 2 ay sonra evlendim.

Yani evleneni 6 ay oldu. Ben iş yerinden evlilik dolasıyla istifa edebilir miyim? Edersem bu sözleşmedeki tazminatı ödemem mi gerekir acaba? Sonuçta bu istifa devletin bana verdiği bi hak.

Sözleşmeyi didik didik ettim, evlilik dolayısıyla istifadan bahsetmemiş.
0
damba
(08.11.21)
avukat değilim belirteyim.

10 günlük bir eğitimle nasıl 2 sene bağlarlar birini anlamadım.
bu tarz sözleşmelerde mütekabiliyet olmalı, 10 günlük eğitim için bence kimse kimseyi tutamaz.

siz yine de bir avukata danışın.
0
teritori
(08.11.21)
Normalde sen egitiminin tazminatini odersin, onlar da evlilikle ciktigin icin kidem tazminatini oderler.

Ama burada 10 gunluk egitim icin 2 sene zorunluluk cok mantiksiz, tazminat olarak istedikleri para ne kadar ona bakmak lazim dava acmak icin.
0
cleric
(08.11.21)
Geçen gün bi duyuru vardı bu şekilde, şirket talep etmiş, evrak vs yollamışlar borç için, ama tahsil etmeye uğraşmamışlar. Büyük ihtimalle mahkemelik olsalar çalışan lehine karar çıkacak. O yüzden peşinden koşmayabiliyorlar.

Ama eğitim masrafını alabilirler diye biliyorum. 2 sene bunun için çok uzun tabi ama.
0
zimbirik
(08.11.21)
eğitim masrafını alırlar ama şirket içi eğitim gibi yazmışsın
çok özel, ispatlanabilir bi şey değilse mahkemeye taşınmazlar bence
0
bir soru sorcam
(08.11.21)
öncelikle kadın olduğunuzu varsayıyorum "evlilik nedeniyle fesih" düşündüğünüz için.

sözleşmede size verilen eğitimlerin masrafının erken fesih durumunda alınacağı belirtilmiş ise bu madde geçerlidir. ve evlilik nedeniyle fesih de yapsanız işverenin talep hakkı olur. Şöyle ki;

Diyelim ki işveren size 24.000 TL masraf yaptı. Ama sözleşmeye 50.000 TL cezai şart dedi.

Bu durumda 24.000 lira yaptığı masrafı ispatlayarak bu 24.000 TL açısından hak sahibi olur. Burada da sözleşmenizin 24 aylık olduğunu düşünürsek, 16 aylık çalışmanız gereken süre kaldığı için, 16 aylık orantılama doğrultusunda 16.000 TL üzerinden talepte bulunabilir.

Rakamlar muhtemelen bu kadar yüksek çıkmaz zaten, anlaşılır olsun diye farazi rakamlar kullandım.
0
arma aski
(08.11.21)
Bu durumu bir arkadaşım birebir yaşadı. 2018 yılında 2 günlük eğitim için 2000 tl kesildi tazminatından. Eğitim de çok dandik bir eğitimdi ama dış firmadan aldığımız faturalı bir eğitimdi.

Siz istifa hakkınızı kullanabilirsiniz, onlar da verilen eğitim için anlaştığınız gibi ücret talebinde bulunabilir. Sonuçta kim borçlu kalırsa o ödeme yapar.
0
cilekli pasta
(08.11.21)
+
Benim çalıştığım kurumda her eğitim için var bu şart mesela. Ayrılırken son 2 senede aldığımız eğitimlerin parasını ödemek zorundayız. Kimse ayrılamazsın diye bağlayamaz sizi ama parasını çatır çatır aldıklarını görüyorum.
0
cilekli pasta
(08.11.21)
Çok teşekkürler cevabınız için. Burada ben 10 günlük eğitim aldım, ama kurum içinde ve faturalı bir eğitim değildi bunlar, o yüzden bedelini nasıl gösterirler bilemeyeceğim. 10 günlük eğitimi kendi çalışanları verdi bu arada, kimseyi dışarıdan tutup da getirmediler. Ama yine de bu eğitim bedelini alırlarsa yapacak bir şey yok.

Ben girerken aldığın maaşın 6 aylık kısmı şeklinde tazminat ödersin çıkarken dediler, ama bi arkadaşımdan 3 maaş istemişler, kız da vermemiş onlar da dava etmemiş, bu yüzden sanırım dediğiniz gibi böyle bir dava açılmıyor.
0
🌸damba
(09.11.21)
(8)

sararmayan seffaf telefon kabi var mi?

cooperr
Simdiye kadar 4-5 farkli marka denemisimdir, ucuzu pahalisi hepsi 4-5 ay icerisinde sarariyor. Bunun sararmayanina denk geleniniz var mi? Varsa markasi nedir?Not: farketmez herhalde ama telefon iphone. Tesekkurler!
Simdiye kadar 4-5 farkli marka denemisimdir, ucuzu pahalisi hepsi 4-5 ay icerisinde sarariyor.

Bunun sararmayanina denk geleniniz var mi? Varsa markasi nedir?

Not: farketmez herhalde ama telefon iphone.

Tesekkurler!
0
cooperr
(06.11.21)
Ben araştırdığım tüm silikon kapların yorumunda sararma problemine değinildiğini görmüştüm. Bu nedenle şeffaf almadım. Sararmış kabı temizleme yönlemi vardır belki.
0
zimbirik
(06.11.21)
Plastik malzemenin doğası gereği sararıyor. Sararmayanı yoktur.
0
himmet dayi
(06.11.21)
apple'ın kendi sattığı aşırı kazık kılıflar pek sararmıyor sanırım. şu an bir yakınım kullanıyor magsafe'li olan şeffaf kılıflardan, henüz bir sararma belirtisi yok. zaten silikon değil, polikarbon mu ne bir malzemesi var, plastik gibi de görünmüyor, cam gibi duruyor uzaktan. çare onlara paraya kıymak olabilir yani ancak belki.
0
nimberjack
(06.11.21)
Samsung'un orijinal şeffaf kabını kullandım 4 sene, bir gram sararmadı. Orijinal kaplar sararmıyor malzemeleri farklı herhalde
0
nundu
(06.11.21)
Sararan kılıfı güneşte bırakarak sarılığını giderme şansınız var. Uv ile sararıyor ve uv ile geri dönebiliyor garip şekilde.

Yumuşak / sert plastik bazı sapsarı şeyleri yalnızca güneşte bırakarak düzeltmişliğim var.

(not koleksiyoncuyum sararma bizim işimiz eheheh)
0
hedep
(06.11.21)
Spigen. Diğerlerine göre pahalıydı ama black friday indiriminden almıştım iki sene önce koruyucu film ile birlikte. Epey memnunum.
0
gayda
(06.11.21)
Spigen için sararıyor yorumu gördüğüm için ben almamıştım. Sanırım kullanıma göre değişiyor.
0
zimbirik
(06.11.21)
Cevaplar icin tessekkurler herkese..

Su andaki kilifim Spigen ve malesef sararmis vaziyette.

Orijinal apple kilif da denedim o da sarariyor.

Su anda kadar sararmayans seffaf plastige denk gelmedim telefonda. Ama elimde sert plastik macbook air kilifi var, kilifi alali 6 sene oldu fakat sararmadi.

Telefon kiliflarinda malzemede bir sikinti var gibi. Sirkede ve toz deterjan icinde bekletip renginin acildigini iddia edenler var, onu deneyecem herhalde..
0
🌸cooperr
(07.11.21)
(11)

karavanla yaşama geçme öncesi

ShadowOfMoon
uzun süredir düşünüyordum ama erteliyordum. hala net değil. konforu bırakmak zor geliyor.hem kiralık ev bakıyorken hem satın almalık araç bakıyorken 2sini birleştirmek daha iyi olabilir diye düşündüm. hem araç hem çekilmeli karavan olarak da 2 ayrı parça da olabilir diye düşündüm hatta aracın gücüne
uzun süredir düşünüyordum ama erteliyordum. hala net değil. konforu bırakmak zor geliyor.

hem kiralık ev bakıyorken hem satın almalık araç bakıyorken 2sini birleştirmek daha iyi olabilir diye düşündüm. hem araç hem çekilmeli karavan olarak da 2 ayrı parça da olabilir diye düşündüm hatta aracın gücüne bağlı olarak. yani karavanı bırakıp sağa sola gidebileyim diye arada.

elektrikli araç bakıyordum da pahalılar biraz ama yine de karavan çekebilecek güçtelermiş çoğu. elektrikli alırsam sık sık şarj sorunu olacaktır diye düşünüyorum.

ben şu an dans kursuna ve piyano kursuna gidiyorum. yani aslında çakılıyım biraz şehre. karavan demek, şehir şehir gezeceksin demek değil tabi. nasıl kiralık ev varsa çakılı, karavan da çakılı olabilir şehirde.

ama şehirde karavanı nereye çekeceğim dansa giderken. antalyadayım mesela şirinyalı tarafına. arkası çekmeli olursa arkamda sürekli onla gitmek ayrı işkence.

diğer sıkıntılı gelecek şeyse 20 25 m2 civarı en genişleri gördüğüm. bu bir yerden sonra daraltmaz mı. evde spor müzik vs gibi çok şey yapmaya çalışıyorum. sporu doğada bir şekilde yapmayı denerim. bir yandan da çocuklu aileler bile yaşayabiliyor karavanda 4-5 kişi.


öncesinde tabi 1 ay filan kiralarım karavan. kaldığım evi bırakmadan. bu konuda ne önerirsiniz. yani kiraladıktan sonra dağa bayıra mı çekeyim yoksa şehir merkezlerindeki az da olsa karavan park yerleri mi
0
ShadowOfMoon
(03.11.21)
Bence boşver ya karavan işi biraz fantezi. Sen de kararsızsın hem. YouTube seyyahlarına da aldanma. Çilesi çok yani.
0
olaylar olaylar
(03.11.21)
Park edecekseniz niye kiralıyorsunuz. Kiraladığınız anda atlayıp gitmeniz lazım ki boşa gitmesin. Kiralık aracı dağın başına bırakmak mantıklı değil. Araç zarar görse ödeme yapmanız gerekebilir. Şehirde yakın bir yere park etmek mantıklı.
0
dissendium
(03.11.21)
milletin yaptığı prefabrik, ahşap evleri bile çalıp götürüyolar. karavanı hayli hayli çalarlar.

imara kapalı arazin vardır, oraya kulube mulube yaparsın belediye gelir yıkar o zaman anlarım da öteki türlü hem masraflı hem de çalınma soyulma ihtimali çok yüksek bir durum.

ha amerikadaki gibi 365 gün açık karavan parkları varsa olabilir. oradaki karavan parkları, elektrik, lağım, su, market gibi ihtiyaçları karşılıyor bir nevi yat marinası hesabı.
0
killerbee
(03.11.21)
Elektrikli aracı sal. Hem şarj yeri yok, olanlarında bir çoğu aslında işlevsiz ve günümüz elektrikli araçlarını şarj edemiyor. Hem menzilleri çoook kısa, sen karavan çekeceksen en az yarıya düşecek menzili. Hem de şarjı azaldıkça güçten düşüyor alet, imkanı yok karavan çekmez işlevli bir şekilde.

Karavan işi de fantezi gibi geldi. En ufak bi oluru yok söylediklerinin.
0
zimbirik
(03.11.21)
ben bi ara otobüs düşünmüştüm, eski ama hala yürür bi otobüs alıp tamamen revizyonla ev haline getirip yaşanabilir. çoğunlukla sabit kalacak tabi. şehir değişimlerinde hareket edecek şekilde. üstü güneş panelleri su deposu vs. ama mutlaka evden konforsuz olacaktır.
0
sipsiyah
(03.11.21)
bence bir karavan parkına gidip orada yaşayanlarla konuş.
Hem avantaj/dezavantajları birinci elden gör, hem karavanını satmak isteyen varsa haberin olsun.
0
michael_knight
(03.11.21)
Karavan konforlu bir kamp çadırı gibi düşünün. Aslında ısıtması, elektriği, rahat bir yatağı, banyosu ve mutfağı olan bir çadırda yaşıyorsunuz. Tabii tüm bunları kısıtlı ve idareli bir şekilde kullanıyorsunuz. Ev gibi 7/24 yaşadığınızda hem çok maliyetli hem de meşakkatli. Akülerin şarjını kontrol et, su doldur, su boşalt, giderleri boşalt temizle vs. Instagramda'ki tatlış fotoğraflara aldırmayın:) Kamp hayatını seviyorsanız karavanı seversiniz. Sevmiyorsanız, daralırsınız.


Bir de türkiye'de karavan denince herkes aslında yabancıların motorhome dediği büyük araçları hayal ediyor. Ama bizde karavan diye satılan araçlar yabancıların camper van dediği fiat ducato gibi minibüslerin 2-3 gün doğada konaklamaya elverişi hale getirilmiş halleri. Yani o instagramda bolca gördüğünüz araçlar ev olmaya çok uygun değil. Ya da konforunuzdan taviz vermeniz lazım.

İlla deneyeceğim derseniz, motorhome ya da büyük çekmelilere bakmanız lazım. Bunların da satın alma maliyeti oldukça yüksek maalesef.
0
anten
(03.11.21)
elektrikli araba ve karavan birlikte çok mantıklı gelmedi. normalden daha fazla elektrik tüketimi olacak şarj imkanı da kısıtlı olacak. yakıtlı arabada bile karavanla yakıt tüketimi neredeyse iki katına çıkıyor.

karavan tatil yapmak ya da yılın birkaç ayı için uygun olsa da sürekli içinde yaşamak için pek uygun bir yöntem değil. sürekli temiz su, yakıt ihtiyacı, atık suyun boşaltılması vs derken hayatını karavanda geçirme fikri pek rasyonel değil.
0
reanarchy
(03.11.21)
benim hic karavan tecrubem yok, sadece kendi arazimizde cadir deneyimim var. o yuzden karavanda yasama konusunda yorum yapamiyorum ama fiat ducato, peugeot boxer veya citroen jumper gibi olanlardan ben de dusunmustum. bunlarin hepsi ayni model bu arada.

yanlari camsiz olanlardan alinip donusum yapilabilir ama trafik cevirmesinde neler olur onu bilemiyorum.

sozlukte motosikletli tospaga adli arkadasa su entry'siyle alakali bir mesaj gondermistim, biraz muhabbet etmistik bu konuda. lazim olursa ona danisilabilir.

eksisozluk.com
0
chezidek
(03.11.21)
ben 4 yıldır youtube'dan sürekli karavancıları izliyorum, benimde hayallerimden biri karavanda yaşamak. size çekme karavan değilde düz bir karavan lazım gibi geldi. hem karavan alın hemde küçük bir motor ya da araç. karavan'ı koyacak bir yer filan bulmak da sıkıntı. antalya'da bir sürü karavanpark var biliyorum ancak karavan alınca masrafı bitmiyor. yakın zamanda tam zamanlı yaşamaya geçen bir çift vardı isterseniz bir bakın.

www.youtube.com
0
ayseee
(03.11.21)
Karavan özgürlük, istediğin yere gidebilme uyuyabilme. sabah istediğin yerde uyanabilme ama bir yandan kısıtlıyor gibi hissediyorum. 4-5 günde bir su doldurman gerekiyor. 2 günde bir tuvaleti boşaltman gerekiyor msela ilk araştırmalarıma göre.

kampı da tam sevmiyorum aslında. daha çok şehirde konaklarım diye düşündüm karavanpark veya bina önüne park edip de uyunmaz mı herhangi bir yerde.

önce 1 ay da olsa kiralayayım dedim de günlük 300 400 lira diyorlar. 10 gün alsam 3bin. çok pahalı geldi.
0
🌸ShadowOfMoon
(04.11.21)
(6)

ölenin borcu (hukukçulara soru)

rentts
ölen bi akrabamız var, bankaya, konuya komşuya falan borcu varmış. konu komşu önemli değil miktarı az ama bankaya biraz fazla borcu var.eşi reddi miras yapsa halihazırda ödedikleri ve ölen adam üzerine olan evden de olmuş olacak.nasıl bir yol izlemek lazım?
ölen bi akrabamız var, bankaya, konuya komşuya falan borcu varmış.
konu komşu önemli değil miktarı az ama bankaya biraz fazla borcu var.
eşi reddi miras yapsa halihazırda ödedikleri ve ölen adam üzerine olan evden de olmuş olacak.
nasıl bir yol izlemek lazım?
0
rentts
(02.11.21)
Ya tüm mirası alacak ya da hepsini red edecek.
Hayat sigortası yok muymuş?

Maaş kaldıysa kalan borç bu maaşla ödenemez seviyede mi?

Kalan Mal borçtan büyükse miras kabul edilecek, değilse red etmek mantıklı olur.

edit: hukukçu değilim
0
atom karincanin torunu
(02.11.21)
Hayat sigortası olmadan bankaya borç yapmak mümkün müymüş. Olan borç muhtemelen azdır. Malları alıp borcu almamak olmaz maalesef. Hesaplayın borç fazlaysa reddedin.
0
burty
(02.11.21)
kredi çektiyse sigorta yapmıştır banka. yani banka borcu silinir. araştırın bunu.
0
adivar
(02.11.21)
biz reddi miras yapmadığımız için çok canımız yandı ölen babam olacak alçağa küfürler ediyorum asla hakkımı helal etmiyorum. keşke reddi miras yapsaydık tanıdığınız reddi miras yapsın kafası rahat olsun.
0
iwillsee
(02.11.21)
Eskiden bunun bir yontemi vardi, anne reddedip cocuklar kabul ediyordu ya da tam tersiydi.
Bi sekilde mali alip borctan kurtuluyorlardi.

Ben de gazeteden okumustum vergici birisi yazmisti.
0
divit
(02.11.21)
Kredi çekilirken otomatik hayat sigortası yapıyor bankalar. Bunu bi kontrol edin
0
zimbirik
(02.11.21)
(20)

Çocuğunuzu sünnet ettirdiniz mi / ettirir misiniz?

gmzo
Oğlumuzu birkaç ay sonra bir aksilik olmazsa umarım kollarımıza alacağız. Bu sünnet konusu da elbette şimdiden kafamızı karıştırıyor. Eşim de, ben de çocuğun vücut bütünlüğüne müdahale etmeyi doğru bulmuyoruz, araştırdığım kadarıyla sağlık açasından da öyle aman aman bir faydası yok. Fakat yaşadığım
Oğlumuzu birkaç ay sonra bir aksilik olmazsa umarım kollarımıza alacağız. Bu sünnet konusu da elbette şimdiden kafamızı karıştırıyor. Eşim de, ben de çocuğun vücut bütünlüğüne müdahale etmeyi doğru bulmuyoruz, araştırdığım kadarıyla sağlık açasından da öyle aman aman bir faydası yok. Fakat yaşadığımız ülke de malum, toplum baskısı ve arkadaşları arasında alay konusu olması da söz konusu olabilir. Sünnet olacaksa ya doğar doğmaz ya da 4 yaşından sonra öneriliyor.

Sizin düşünce ve deneyimlerinizi merak ettim..
0
gmzo
(01.11.21)
Yeni evlendim, Allah izin verir de oğlumuz olursa doğar doğmaz sünnet yaparız.
Ayrıca Çocuğun ergenlikte arkadaşlarıyla neler yapacağını da, neler yaşayacağını da bilmiyoruz sonuçta.
Allah sağlıklı evlatlar nasip etsin
0
etna
(01.11.21)
çocuğum yok. ettirmem. arkadaşları arasında neden ve ne şekilde alay konusu olacak?
0
rewlack
(01.11.21)
allah bağışlasın öncelikle, sağlıkla büyütün :)
çoğu arkadaşım doğumdan sonra ilk fırsatta hallettiriyor o işi. sağlık açısından gerekli bir uygulama diye biliyorum. işin dini yönü, toplum baskısı vs. den uzak çocuğa da travma yaratmayacak bir dönemde çözmek gerekli diye düşünüyorum.
0
erty_ksk
(01.11.21)
Tabi ki ettiririm.
Hem dini inancım gereği, hem de sağlık açısından.
0
mg3929
(01.11.21)
uzun sure kararsiz kaldiktan ve yaptirmamayi dusundukten sonra cocuk doktorumuzun israriyla yaptirmaya kalkistik ve istanbul'da en onde gelen cocuk cerrahlarindan birinden randevu aldik. muayene sonrasi dini acidan bir kaygimiz yoksa neden yaptirmak istedigimizi sordu. dibi bir kaygimiz olmadigini, saglik icin istedigimizi soyledigimizde de gerek yok dedi. yani cocugun pipisi gayet saglikli gorunuyor saglik acisindan bir sorun yasanirsa da sunnet olmayan farkli bir operasyonla sorunu gideriyoruz ama cocugun vucut butunlugune mudahale etmeye gerek yok dedi. apandisit de vucutta aktif islevi olmayan ve sorun cikarabilecek bir organ, gidip aldiriyor musunuz dedi hatta :) o noktadan sonra zaten istemeye istemeye yaptirmaya karar verdigimiz bu operasyondan vazgectik.

ama yaptirilmak isteniyorsa ilk 1 ay icinde yaptirmak daha avantajliymis anestezi vs. olmuyormus sanirim ve cok daha hizli iyilesiyormus. yaptiracak olsam dogar dogmaz yaptirirdim.

toplum baskisi icin de soyle dusunduk, bizim cocuklugumuzda zaten bu is 10 yas civarinda yapiliyordu ama simdi cok daha kucuk yaslarda yapiliyor. dolayisiyla dogumda yapildi bitti der gecer arkadaslarina, cikarip pipisini de gostermeyecek kimseye sonucta. ilerde kendisi isterse yaptirsin dedik :)
0
in vino veritas
(01.11.21)
yaptırırım, doğar doğmaz yaptırırım büyüyünce travmasını yaşamasın. sünnet düğünü vs ise asla yaptırmam ne olursa olsun.
0
matilda
(01.11.21)
sağlıklı bir hayat dilerim evladınıza.

bu aslen benim de iki arada bir derede kaldığım bir konudur. çocuğum yok.

ben 3.5 yaşında bir dizi enfeksiyon geçirmem sebebiyle doktorun önerisiyle sünnet oldum.

arada kaldığım konu sünnetle alınan derinin aslında koruyucu bir kapak olması.. ne kadar doğrudur bilmiyorum ama sağdan soldan okuduğum kadarıyla bu kapak, kilot ve pantolon içindeki normal hareketlerde penisi koruyormuş ve sünnet olan insanlar zaman içinde bu ufak sürtünmelerden dolayı az da olsa his kaybı yaşıyormuş.

öte yandan sağlık açısından diyolar ama dünyada kaç milyar insan sünnetsiz yaşıyor. demek ki çok da alakalı değilmiş sağlıkla, hijyenle de enfeksiyonların önüne geçilebiliniyormuş.

imkansızlıklardan dolayı askerde sünnet olan insanlar tanıdım ben, genel olarak hahaha hihihi diye kısa gülüşmelerimiz olsa da kimsede kötü bir düşünce veya algı olmadı. zaten basit bir operasyon olduğu ve genital bölge söz konusu olduğu için kendisi söylemedikten sonra kimse de farketmez.

ben sizin yerinizde olsam bu seçimi kendisine bırakırım. tabi benim yaşadığım gibi kronikleşen bişey olursa doktorlar zaten sünnet etmeliyiz şeklinde önerilerde bulunacaktır ondan bahsetmiyorum.
0
killerbee
(01.11.21)
Çocuğa temizlik eğitimini iyi verirseniz sorun yok her çişten sonra temizlenip yerine kaldırılması gereken bir şey olduğu bilincine varırsa temizlikle ilgili bir problem yaşamaz. Onun dışında vücut bütünlüğü +1
0
apocalipy
(01.11.21)
çocuk yok.
evlendiğimde eşimle konuşmuştuk ve erkek ya da kız çocuk fark etmeksizin sünnet yaptırmama kararı almıştık. (müslüman olmadığınızda erkek sünnetinin, kız sünnetinden çok farkı olmuyor gibi)

toplumun baskı unsurunu biz de düşündük. "afrikada olsak toplum baskısından kaçmak için kızımızı sünnet ettirmeyeceksek; türkiye'de niye baskıya boyun eğelim?" dedik.

bi de tabi psikolojik hasarından, ileride erken boşalmaya; seksten alınan zevki düşürmesinden idrar yolları enfeksiyonuna dek kötü yanlarını da okuduk.
0
barankovan
(01.11.21)
@mg3929 +1
0
Amaranta ursula
(01.11.21)
Ya doğar doğmaz yaptırın ya da bırakın büyüyünce kendi karar versin. Ben ikincisini yapmayı düşünüyorum.
0
prole
(01.11.21)
Yaptıran 2 farklı arkadaşım var pişmanlar. Dini konularda hassas olan, kurallarına göre yaşamaya çalışan ya da inançlı kişileri dışarıda tutuyorum. Ama genel olarak bunun dışında iken konu sünnete gelince koşarak gitmek bir ikilem oluşturuyor.

Çocuğa sorulmadan yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Kendi aklı erince ne isterse yapılır.

Doktor konusunda: Türkiye'deki doktorların çoğu müslüman bakış açısıyla bakıp destekliyor sünneti. Hamilelikle haftada 1 kadeh alkole karşı çıkan doktorlar gibi. Tıbbı, eğitimleriyle değil inançlarıyla yorumlayan kişiden uzak olmak lazım.

Sağlık problemleri konusu: Sünnetin cinsel birleşmeden alınan zevki azalttığı ispatlanmış bir gerçek. Hastalık konusu da, hastalandığında düşünülür. Görür görmez "ay sünnet olmadığından olmuştur, hemen keselim kurtulsun" diyen kolaycı doktorlara da düşmemek lazım.
0
lcha
(01.11.21)
Konuya çok uzağım. Kadınım, evli değilim, çocuğum da yok. Ama psikoloji ve sosyoloji okumuş biri olarak şu düşüncelerimi paylaşmak istedim naçizane;

toplumumuzda çoğu ailenin dini gerekçelerle olmasa bile topluma uyum sağlamak adına hiç düşünmeden ezbere sünnet yaptırdığı bir gerçek.

siz böyle bir konuya gayet eleştirel ve sorgulayıcı bir bakış açısı ile yaklaşıyorsunuz. büyük ihtimalle tahminim hayatın başka alanlarında da bu bakış açınız geçerli. bu anlamda topluma ezbere uyum gösteren bir aile değilsiniz ve aslında bu ülkede azınlıktasınız :) ve çocuğunuzu da böyle büyüteceksiniz.

demem o ki, sünnet yaptırsanız bile çocuğunuz büyüyünce böyle bir ailede yetiştiği için başka konularda toplum baskısına maruz kalacak. topluma ezbere uyum sağlamayan herkesin şu an maruz kaldığı gibi.

dolayısıyla sünnetten daha önemli olan çocuğunuzu daha küçük yaşlardan bu toplum baskısı ile başa çıkabilecek şekilde yetiştirmeniz gerekecek aynı zamanda.

çok basit bir örnek olarak şu aklıma geliyor; oruç tutan bir aile değilseniz ve çocuğunuzun arkadaşları arasında ailesi oruç tutanlar çoğunlukta olursa bunu da aralarında konuştukları zaman çocuğunuz dışlanabilir veya arkadaşlarından mahalle baskısı hissiyatı yaşatacak davranışlar görebilir.
0
la lykia
(01.11.21)
Çocuğunu Saint benoit, Saint Josephte falan okutabileceksen yaptırmasan da sıkıntı olmaz.

Mahalle arası okullarda sünnetten daha ağır travma yaşar.

Sosyoekonomik konum belirliyor yani. Arkadaş ortamı falan buna göre şekillenecek.
0
roe
(01.11.21)
yabancı forumlarda sonradan müslüman olup kestirenlerin görüşlerini okuyup karar verin bence
çoğumuz erken yaşlarda olduğumuz için kıyas yapamıyoruz

eğer yaptırcaksanız doğum sonrası ya da
çocukken yaptırcağınıza ergenlikten sonra kendisi karar vermesi daha mantıklı
renk farkı olur herhalde ama en azından çükümü kescekler korkusu yaşamaz, kendisi pansuman yapar
0
bir soru sorcam
(01.11.21)
Sağlık açısından gerekli derken hangi sağlık açısından? Sağlık yalnızca fiziksel olarak mı ele alınıyor, psikolojik olarak sağlıklı olduğuna dair kanıtı olan paylaşsa da faydalansak güzel olur. Ben kararsızım, yaptırmama fikrim daha baskın ama.
0
Josephine.
(01.11.21)
sağlık için kesilmesi gerekiyorsa bacağı bile kesiyorlar, o açıdan
0
bir soru sorcam
(01.11.21)
8 yaşında üstüne üstlük 40 derece yaz sıcağında olmuştum. Çektiğim acıyı kaç yıl geçmesine rağmen hala hatırlarım. Kesinlikle doğar doğmaz yaptırın. Çocuk kendi karar verecek olgunluğa gelene kadar iş işten geçmiş olur.
0
iwasbornonamountainside
(01.11.21)
Evliyiz ama çocuk yok. Yaptırmama kararı aldık. Penisi korumakla yükümlü bir dokunun kesilmesinin doğru olmadığını söylüyor doktorlar. Hatta göz kapağını kesmek gibi bir şey olduğunu söylemişti gittiğimiz bir doktor.

Bu nedenle yaptırmam. Bence bizim jenerasyonda doğru bilgiye ulaşım vs daha kolay olduğu için bizim çocukların çevresindeki her çocuk sünnetli olmaz bizim gibi.
0
zimbirik
(01.11.21)
www.shape.com

www.reddit.com

fark yok tamamen kişisel his, sağlık ve hijyen şartlarıyla ilgili
0
bir soru sorcam
(01.11.21)
(10)

Apartman aidati

sanguine
Verdiğim aidatı kesinlikle hak etmeyen bir apartmanda oturuyorum ve yeni dönemde 200 lira ödeyeceğim. -isinma merkezi sistem onu ayrı ödüyoruz -icinde temizlik gibi sıradan giderlere ek olarak apartman görevlisi var günde bir kere çöp almaya geliyor. -toplam 12 daire var en küçük daire benim 24 pay
Verdiğim aidatı kesinlikle hak etmeyen bir apartmanda oturuyorum ve yeni dönemde 200 lira ödeyeceğim.

-isinma merkezi sistem onu ayrı ödüyoruz
-icinde temizlik gibi sıradan giderlere ek olarak apartman görevlisi var günde bir kere çöp almaya geliyor.
-toplam 12 daire var en küçük daire benim 24 pay olarak düşünürsek 1 payı benim dairem.

Sorularım şunlar

-bu aidat miktarı (dökümünü ekledim) fahiş değil mi kıç kadar apartman için?
-dagilimda bir sıkıntı yok mu bence benim daha az ödemem yandaki en büyük dairenin daha fazla ödemesi gerekiyor.
-asansor bakımını çıkarıp kalan miktarı 24e böldüğümde 105 lira yapıyor. 2 paylı olan daireler bu hesaba göre 210 ödüyor ki bu normal. Benim 105 büyük dairenin 315 ödemesi gerekmez mi?

Ben burada neyi goremiyorum yani itiraz edicem ama belki çok bariz bir şeyi atlıyorum emin olamadım. Benim daire 1+1 yandaki 3+1 diğerleri 2+1
0
sanguine
(30.10.21)
Dairenin büyüklüğünün apartmandan aldığın hizmetle bir ilgisi yok. İstersen 1 dönüm evde otur yine de apartman elektriğini, asansörün aynı oranda kullanacaksın. Bizim apartmanda zemin katlar ve birinci katlar daha az ödüyorlar, çünkü asansör kullanmiyorlar. Onun dışında herkes aynı öder çünkü herkes aynı hizmeti alır. Evin büyüklüğü bunu değiştirmez.
0
burty
(30.10.21)
Zaten yüzde 33 kadarını yönetici alıyor.
0
buck rogers
(30.10.21)
Bu dediğiniz en azindan benim somut örneğim için geçerli değil. Zira paylaşmadim ama apartmana asansör yapıldı, bu asansör bedeli de 24 paya bölündü en az bedeli ben ödedim. Apartman inşa edildiğinden beri böyle bir düzen var 40 yıldır. Bunu yönetim bazen mutlak olarak uyguluyor bazen de bu şekilde benim anlayamadıgim o. Diğer 10 daireyi hesapladıgim zaman hesap doğru çıkıyor. Ama benim dairem ve büyük daire arasında orantisizlik var. Asansör bedelinde de benim odedigim miktarın üç katını yan daire ödedi. Bakım masrafını da yine üç kat olarak almışlar. Kalan kısım yine böyle anlamıyorum.
0
🌸sanguine
(30.10.21)
Sorunun cevabı şurada olabilir mi?

www.emlakgundemi.com.tr
0
Mirket
(30.10.21)
768 lira ne temizligiymis ya.

Her ay 150 tl ortalama tabii bile olsa ne isi var noterle binanin o kadar?

Ufak onarim da her ay 150 150 geciriliyor.

Benim anlamadigim sene bittiginde gerceklesen miktarla bu aidata eklenen gerceklesmesi olasi tutarlar arasi fark mahsuplasiliyor mu
0
floydian
(30.10.21)
Benim gördüğüm yonetici ve temizlik parası tüm dairelerden arsa payı bağımsız eşit olarak alınıyor, geriye kalan masraflar arsa payına bölünüyor. Hesaplama mantıksız. Tabloyu olusturanin çok değişik bi kafası varmış.
0
Kirmizibavul
(30.10.21)
Bana normal geldi. Isınma yoksa hatta diğer dairelere göre daha az ödenmesi de mantıksız. Yani detaylarla ilgili probleminiz varsa yöneticiyle görüşün tabii de, daha az aidatla işlerin düzgün yürüdüğü bir apartmanda oturmayı beklemeyin. Bizim eski apartmanda aidat 40 TL idi, temizlikçiye veriliyordu o da, kadın kafasına esince geliyor, esmeyince gelmiyordu. Geldiğinde de biz en üst katta olduğumuz için suyu deterjanı bizden alıyordu. Apartman kapısının kilidi bozulurdu haftalarca yaptıran olmazdı, sonra parasını toplarken yine problem olurdu. Ortak alana çatı akıtırdı kimsenin umrunda olmazdı. Asansör de yoktu zaten. Asansörü, görevlisi olan, düzenli temizliği yapılan, bir şey bozuldu mu hemen tamir edilen bir apartman için çok normal ödediğiniz miktar.
0
gmzo
(30.10.21)
Isınma içinde 1050 tl ödüyorum :) oldukça uygun sizin rakam. Ama hesaplama harbi karışık
0
photo85
(30.10.21)
Yönetici 1000'ya yakın mı alıyor?
0
geçerkenugradım
(30.10.21)
Buradaki mantıksızlık çözülürse sen daha fazla aidat ödemeye başlarsın. Çünkü 11 numaranın asansör parasını falan 3 pay ödüyor olması, ufak onarımı 3 pay ödüyor olması, senin 1 pay ödüyor olman çok mantıksız. Zaten ısınmayı ayrı alıyorlarsa kalan her şeyin daire sayısına bölünmesini beklerim.
0
zimbirik
(30.10.21)
(5)

Sevgiliyle beraber arkadaş gruplarıyla zaman geçirme mevzusu

burakinho
Çift olarak buluşulan arkadaş toplantılarını hiçbir zaman seven biri olamadım. Yani ben X kişisiyle ilişki yaşıyorum diye, hayatımda hiç alakam olmamış Y, Z kişileriyle de aynı ortamda mecburi olarak zaman geçirme fikrini anlamsız buluyorum. Zaten herkesle de enerjisi, frekansı kolay uyuşabilen biri
Çift olarak buluşulan arkadaş toplantılarını hiçbir zaman seven biri olamadım. Yani ben X kişisiyle ilişki yaşıyorum diye, hayatımda hiç alakam olmamış Y, Z kişileriyle de aynı ortamda mecburi olarak zaman geçirme fikrini anlamsız buluyorum. Zaten herkesle de enerjisi, frekansı kolay uyuşabilen biri değilimdir. Yeni insanlar tanımaya çok bayılmıyorum kişilik olarak.

Kimi kız arkadaşım buna anlayış gösteriyor, kimisi ise hem benim kendi arkadaş ortamımda bulunmayı hem de beni kendi arkadaş grubuna sokmayı istiyor. Bu durumun bana hitap eden bir şey olmadığını söylediğimde biten birkaç ilişkim de oldu. Saygı duyuyorum tabii, neticede herkesin tercihleri farklı olabiliyor.

Sevgilinizin arkadaşlarıyla takılmayı veya onu kendi arkadaş ortamınıza sokmayı siz seviyor musunuz peki? İdeal bir ilişkide bu bir "mecburiyet" midir?
0
burakinho
(29.10.21)
bence sevgilinin yanjnda olmak lazim. hem hayatinin merkezindesin hem cevresindeki kimse seni gormemis "hayalet" sevgili gibi takilmaya gerek yok. hoslanmasam da yaninda olmak isterim yanimda olunsun da isterim. bunun belki SIKLIGI tartisilabilinir ama en azindan tanismali cevresiyle. cunku hayatina girince birisi arkadaslarinla gorusmen azaliyor bi yerde ve bazen hem sevgilini hem arkadasini gormek isterken vaktin olmayabilir herkese ayri ayri. ilk aklima bu geldi
0
ala09
(29.10.21)
Sürekli her arkadaş gorusmesine birlikte katılmak zorunluluk ya da mecburiyet değil elbette ama kendi arkadaslarimla tanışmasını ve arkadaşlarıyla tanışmayı isterim ki öyle de yapıyoruz/ yaptık. Hiç tanımadığım arkadaşları olduğu gibi şimdi benim de çok yakınım olan arkadaşları var. Benim arkadaşlarım için de ayni şey geçerli.

Her görüşmeye birlikte gitmek, sürekli çiftli toplantılar yapmak zorunda değilsiniz ama düğün olur, doğum günü olur; insan böyle günlerde eşini/ sevgilisini de yanında goturmek ister, bu zorunluluk değil de ilişki içindeki bir nezaket göstergesidir bana göre. Keza ev davetlerinde ister istemez arkadaşlarıyla bir araya gelmiş oluyorsunuz her seferinde evden gitmiyorsaniz.

Velhasıl mecburiyet değil ama asgari düzeyde bir ilişki olmalı diye düşünüyorum ama bunu idealize etmeyi de doğru bulmuyorum. Sizin gibi arkadaşlarla görüşmeyi sevmeyen bir sevgiliye denk gelirseniz, o zaman da sizin dinamikleriniz ideal olur.
0
fraise
(29.10.21)
Sevgilinle kafan uyuşuyorsa onun arkadaşlarıyla da az buçuk paylaşacak şeyler bulabilirsin. Bence burada sendeki durum direk onları mecburiyet olarak görmen ve katlatma ruh haline gitmen.

Bence normalde başka bir ortamda karşılaşsan arkadaş olabileceğin insanları potansiyel arkadaş olarak görmek yerine “sevgilinin arkadaşı” olarak etiketliyorsun ve buna göre davranıyorsun.

Ben sevgilimin arkadaşları ile görüşüyorum. Bazıları ile hatta baya yakın arkadaş olduk. Tatillere falan gidiyoruz. Görüştüğümüz kişiler çift değil bu arada.

Zaten senin sevgilinle takıldığınız bir grup yoksa bu durumda onun arkadaşlarından ve senin arkadaşlarından bir grup insan artık ikinizin arkadaşı konumuna gelir ve bir arkadaş grubunuz olur. Yoksa size keyif veren bir grup edinemezsiniz.

Yani bunun bir mecburiyet olup olmadığı sizin bakış açınıza göre değişir. Ama belli bir noktaya kadar gereklidir.
0
zimbirik
(29.10.21)
Sevgilimin arkadaşlarıyla da takılmayı severim, sevgilimi kendi arkadaş ortamıma da sokmak isterim. Bu ikisinden bir tanesi hiç olmuyorsa ilişkide bence sorun vardır. Her buluşmaya gitmem/ gelmez ama çoğunlukla beraber katılırız buluşmalara.
0
sta
(29.10.21)
Edindiği arkadaş çevresiyle alakalı. Tatlı ve cana yakın insanlarsa hoşuma gidiyor fakat sivri dilli itici tiplerse görüşmek istemiyorum. Örneğin bir kız arkadaşımın tek arkadaşıyla kavga edip görüşmezken başka bir sevgilimin arkadaş grubuna dahil olurdum, keyif alırdım.

Ama şu var, 1-2 saat sonra başbaşa kalacak şekilde sevgilimi alıp gidiyorum ortamdan. Çok uzun süre o şekilde rahat edemiyorum açıkçası.
0
filipis
(29.10.21)
(11)

Iliskilerde narsistik insan ozellikleri

meyve parcacikli kadin
(Eski) sevgilim nerede olduğu hakkinda yalan soyledikten sonra birkac kadınla alkollu bir yerde olduğunu öğrendim. Hatta o kadınlardan birinin instagram postu, sevgilim amerikadan gelen kadının bavulunu evine tasirken cekilmisti. O an aradim ve eve dondugunu bir sey olmadığını soyledi. Neden yalan s
(Eski) sevgilim nerede olduğu hakkinda yalan soyledikten sonra birkac kadınla alkollu bir yerde olduğunu öğrendim. Hatta o kadınlardan birinin instagram postu, sevgilim amerikadan gelen kadının bavulunu evine tasirken cekilmisti. O an aradim ve eve dondugunu bir sey olmadığını soyledi. Neden yalan soyledigini sordugumda "cunku sen kiskancsin her an naptigimi soruyorsun strese girmek kavga etmek istemedim" diyerek beni suclamaya ve saldirmaya basladi. Yalanindan cok buna inanamadim. Ortak arkadasimiza ertesi gün bana aşık olmasina ragmen surekli ilgi isteyen ona guvenmeyen sorun cikaran onu bunaltan biri olduğumu ve surekli ayni kızı (beni) gördüğü için o kizlarla bulusup onlara iliskimizin sorunların anlattigini soylemis.
Tabi ki ayrıldım. Ama bikac gunlugune başka sehirde olduğum icin üç gun sonra dönünce yüz yüze konusup ayrilalim dedim. Kabul etmedi. Azar yiyemem dedi.

Biliyorum hikayeyi tek tarafli dinliyorsunuz ama ben her şeyi olduğu gibi anlattim. Sorum su ki, bir insan neden bu kadar aptal ve kotu kalpli olur? Evet ayrildik ama ben onun hatasini anlamasini ve pisman olmasini istiyorum bu beni kotu biri yapar mi ve en önemlisi gercekten bir gün pisman olur mu
0
meyve parcacikli kadin
(29.10.21)
Gereksiz işlere kalkışmanıza gerek yok. Ayrılmışsınız zaten. Pişman olup olmayacağını kim bilebilir ki?? Oldu diyelim, bunun bir önemi kalır mı?
0
astrid
(29.10.21)
sıradan bahaneler ve manipülatörlük işte, senin bile kendinden şüphe etmene sebep olmuş

belki darlıyorsundur bunu da gelip seninle konuşur, ilişkiden anladığınız beklentileriniz farklıysa ayrılırsınız
0
freebird5406_2
(29.10.21)
pişman olmasını istemen seni kötü biri yapmaz.
çoğu insan kendi üzüldüğü kadar karşı tarafın da üzülmesini ister.

ama belli ki o seni bu kadar sevmemiş hatta takılmalık olarak bile görmüş olabilir.
büyük ihtimal pişman olmayacak. senin yapacağın en iyi şey ona asla bi daha yazmamak olur.
0
jelly bear
(29.10.21)
Yakın zamanda tecrübe etmiş bir kadın olarak söylüyorum. Yüz yüzeyken ayrılmana gerek yok. Sana yalan söyleyen bir insana vakit ayırma. Az önce terapiden çıktım. Pskolog bana narsist olduğu tanısı koysak ne olacak. Ne değişecek hayatında. Ayrılmışsın olmuş bitmiş dedi. Kendine azıcık olsun değer veriyorsan arama derim. Arayacaksan beni ara benle konuşabilirsin. :)
0
Corpsebridee
(29.10.21)
Maalesef bu tipler en ufak sevmediği halde aşık gibi görünebiliyor. Sonra yalanları ortaya çıkınca sevgisiz biri haline geldiği için karşısındaki kişiyi çok şaşırtıyor.

Pişman olmasını istemeniz çok normal. Ama bu tipler pişman olmaz, olsa olsa pişman görünür. Sakın kanmayın.
0
zimbirik
(29.10.21)
Pişman olmaz, olsa olsa pişman görünür +1

Ayrıca pişman olsa ne olmasını bekliyorsunuz?

"Aptal ve kötü kalpli" vs değil, sadece kendini düşünerek hareket ediyor, bu kadar basit.

Narsistten ne kadar uzak, o kadar iyi :)
0
dreamnesiac
(29.10.21)
amerika'dan gelen kadını alıp evine götürmek, birkaç kadınla içilen içki ve nerede olduğu konusunda yalan söylemesi ayrı şeyler değil. hepsi aynı gün yaşanmışmış, hepsi aslında tek bir yalanın parçaları. problem nedir burada? içkiye mi karşısın? bir kadınla içilen içkiye mi karşısın? sevgilinin herhangi bir kadınla görüşmesine mi karşısın? "kadın" diye tarif ediyosun ama aslında arkadaşları gibi. arkadaşı değil öylesine tanıştığı birileriyse eğer sevgilin seni bir değil birkaç kadınla aldatmış gibi görünüyor. bu durumda "yüz yüzeyken ayrılalım" biraz "kendini affetirmen için bi şans veriyorum"un teranesi gibi geliyor.

yok eğer görüştüğü kişiler gerçekten arkadaşlarıyla eğer ve sen de sıkboğaz eden biriysen, yalan biraz haklı bir zemine oturuyor. sevgilinin sosyal çevresi seninle tanıştıktan sonra genişledi, senden sonra mı içkiye başladı? öyleyse eğer sonuna kadar haklısın ama yok öyle değilse eğer tipik türk kadını hareketlerini sergiliyosun.

ortak arkadaşınıza seninle ilgili anlattığı şeyler.. olur böyle şeyler. arkadaşı senden daha eskiyse eğer anlatır, senden daha yeniyse eğer yine anlatır ama haklı olarak tartışma konusu olur, sen haklı olursun ama ayrılığa kadar gitmez bu.

aptal ve kötü kalp.. çok alakasız şeyler.

bence olayı fazla büyütüp yarın kendini "yalvarırım dön" diyecek duruma düşürme.
0
IncredibleMau
(29.10.21)
Ne hatası, ne pişmanlığı yav. Fırsatı olsa yine yapar.
0
dissendium
(29.10.21)
Size bu kadar kötü davranan bir insana zamanınızı hala neden harcatmaya çalışıyorsunuz onu anlayamadım. İşler bu noktaya gelene kadar, eski sevgiliniz illaki birkaç kez daha toslamış veya sizi değersiz hissettirecek davranışlarda büyük ihtimal bulunmuştur. İnsanların olumlu şekilde değişeceğini düşünerek hem kendi kıymetli zamanınızı yiyor hem de kendinizi üzüyorsunuz. Bazen bencil her zaman bencildir. Sizin göreviniz karakterinin düzelmesini beklemek olmamalı. O psikologun görevi.
0
Josephine.
(29.10.21)
Psikolojik şiddet uyguluyor ve farketmiyorsunuz. Bence ayrılığınız tam isabet olmuş. Toxic ilişki bu.
0
sta
(29.10.21)
Ayrıldığınız isabet olmuş +1 pişman olmasını beklemeniz normal ama yanlış anlamayın böyle insanlar arsız oluyorlar genelde. Ona sorsan zaten yanlış bir sey yapmadı. Baksana direkt sizi suçlamış darlıyordun diye. Hadi darlıyordun gelip söyleseydi çözümü baskalariyla görüşüp yalan söylemek mi ne alaka? Mutlaka ve mutlaka pişman taklidi yapacak. Ben sana haksızlık ettim filan diyecek. Inanmayın hiç fırsat vermeyin kurtuldugunuza sevinip önünüze bakin. Üzülüp bekleyerek de vakit kaybetmezseniz süper olur :)
0
ddenizz
(29.10.21)
(2)

Yazılımla alakalı bir sorun

filipis
Bir müşteri-seans sistemi var. Her seansta 30 kişi limit var. Ve seansı müşteri web sitesinden üyeliği üzerinden kendi seçiyor. Eğer seansa gelmeyecekseniz en az 3 saat öncesinden iptal etmeniz gerekiyor yoksa sistem iptal etme butonunu kaldırıyor.Bu işletmenin birçok şubesi var ve bu şubenin herhan
Bir müşteri-seans sistemi var. Her seansta 30 kişi limit var. Ve seansı müşteri web sitesinden üyeliği üzerinden kendi seçiyor. Eğer seansa gelmeyecekseniz en az 3 saat öncesinden iptal etmeniz gerekiyor yoksa sistem iptal etme butonunu kaldırıyor.

Bu işletmenin birçok şubesi var ve bu şubenin herhangi bir seansında (özellikle son seansta) max 30/30 olması gereken kontenjan 32/30 şeklinde gözüküyor. Yani 32/30 olunca 2 kişi fazladan sokmuş oluyorlar. Bu duruma o şubede bankoda duran kişilerin insiyatifine açık olma imkanı olabilir mi? Kendileri saçma bir açıklama yapıp kendileriyle alakalı olmadığını söylüyor ama bunun yazılımsal olarak nasıl mümkün olabileceğini merak ediyorum.

Edit: nadiren ve özellikle son seansta yaşanıyor. Kurum ibb
0
filipis
(29.10.21)
Sistensel bug olabilir. Count ı doğru tutmuyordur. İptal olsa da düşmüyordur vs. O yüzden bankodaki eleman farketmeden 30 kişilik seans 32 görünüyo olabilir. Ama seansa cidden 32 kişi geliyorsa o zaman başka bi durum vardır belki.

Ama yine sistemsel olabilir. Saçma sapan bi hesaplama sistemi koymuşlardır. Sitenin bug ı vardır. Yapar mı yapar.
0
zimbirik
(29.10.21)
Baya yazılım bugı bu. Bana öyle geliyor ki son 3 saat içerisindeyken iptal edilen seanslar daha sonra istatistik amacıyla kullanılmak üzere silinmiyor. O günün aktif seanslarını saydıran kod parçası da seansları sayarken "o güne ait olan ve aktif olan" koşuluyla değil, sadece "o güne ait olan" seansları sayıyor. Haliyle iptal edilmiş seansları da sayıyor.

Bu tabi bir ihtimal ve seansların ne üzerine olduğunu bilmediğimiz için genel olarak oluşturulan seansları kimsenin iptal etmediği varsayımıyla da düşük bir ihtimal.
0
IncredibleMau
(29.10.21)
(6)

antidepresan Vs İş hayatı

duyurukullanıcısı
kendi firmam var. danışmanlık. eu ve türkiye. bazen çok stresli anlar oluyor cidden bu EU firmalarının ayrı bir sinir oynatma katsayısı var.bu durumlarda sinir ve stress ile yapmamam gereken şeyleri yapmaktan çekindiğim anlar oluyor.bu gibi anlarda bir anti-depresan alıp sakin düşünmek mantıklı mı?b
kendi firmam var. danışmanlık. eu ve türkiye.

bazen çok stresli anlar oluyor cidden bu EU firmalarının ayrı bir sinir oynatma katsayısı var.

bu durumlarda sinir ve stress ile yapmamam gereken şeyleri yapmaktan çekindiğim anlar oluyor.

bu gibi anlarda bir anti-depresan alıp sakin düşünmek mantıklı mı?

bugüne kadar hiç kullanmadım hani böyle sinirlerim gelişsin falan diye. cidden, yeminle sıfır. bazen yatmadan önce eğer her yerim kasıldıysa bir tane majezik içerim. normalde de ilaç kullanmam yani.

ama bu aralar katlanılacak gibi değil neredeyse. o sebeple diyorum acaba? kullansam mı?
0
duyurukullanıcısı
(29.10.21)
aç ile alakalı diyebileceğim bir şey yok. Ama sinirin geçtikten sonra da etkisi devam edeceği için ben önermem.

Ama bu tip durumlarda sinirle hareket etmemek, anda kalmak, mantıklı düşünmek, sakinleşmek için meditasyon önerebilirim. Mindfullness falan olabilir.
0
zimbirik
(29.10.21)
@aloha snackbar +1568

İlacı aldım, hoop çok sakinim bam bam bam diye bir durum söz konusu değil antidepresanlarda. Bu tür ilaçlar, uzun dönemli oluyor. Verdiklerinde rahat birkaç ay beklenir, geri dönüşleri gözlemlemek için.

Donanımlı psikolog ve psikiyatristten görüşmenizi tavsiye ederim.
0
put it in your appropriate place
(29.10.21)
iş stresi için antidepresan kullanmak aşırı saçma. işe profesyonel olarak bakmayı öğren, maaşını verirler zamanını alırlar ve olay biter, gerisini fazla düşünme.
0
roket adam
(29.10.21)
Bir uzmana git bence. Derdini anlat sana bir ilaç yazar. Duruma göre bakarsın.
0
komando kani var bende
(29.10.21)
Antidepresanlar ağrı kesici gibi tek seferlik ilaçlar değil.
Düzensiz kullanımda fayda sağlamamasına ek olarak; DAHA KÖTÜ olabilirsiniz. Bilinçsiz kullanımı psikiyatrik başka rahatsızlıkları tetikleyebilir.

İşinin ehli bir Psikiyatrist ile görüşün +1
0
dreamnesiac
(29.10.21)
Antidepresanlar 2 haftadan önce etkisini göstermez.
0
sta
(29.10.21)
(7)

Kapı açılınca telefona bildirim gönderen sistem. Alzaymırlı babaanne

zimbirik
Babaannem maalesef alzaymır ve evden çıkabiliyor bazen. Düşeceği için tedirgin oluyoruz. Aslında 2 kat aşağıda oturuyoruz ama çalışıyoruz sürekli yanında olamayız. Ama gün içinde yanına çıkıyoruz 3 4 defa. Yemek götürüyoruz uğruyoruz falan. Yani bize öyle bir sistem lazım ki daire kapısı açıldığında
Babaannem maalesef alzaymır ve evden çıkabiliyor bazen. Düşeceği için tedirgin oluyoruz. Aslında 2 kat aşağıda oturuyoruz ama çalışıyoruz sürekli yanında olamayız. Ama gün içinde yanına çıkıyoruz 3 4 defa. Yemek götürüyoruz uğruyoruz falan.

Yani bize öyle bir sistem lazım ki daire kapısı açıldığında alarm falan çalmayacak ama belirli telefonlara mesaj ya da bildirim gidecek.
Hırsız alarmı gibi sürekli 3. Bir şirket tarafından takip edilsin ve telefonumuz aransın istemiyoruz çünkü biz de babanemin dairesine gidiyoruz sık sık.
Kısa mesaj ya da uygulama bildirimi gibi bi sistem olsun istiyoruz ki istediğimizde görmezden gelmesi kolay olsun,
Babanemin üzerine kapı kilitlemek istemiyoruz, yalnızca kapıdan çıkınca haberimiz olsun istiyoruz.

Var mı fikri olan?
0
zimbirik
(24.10.21)
wifi var mı o dairede , akıllı kapı sensörü takabilirsiniz 100-200 lira arası fiyat aralığı var

örnek
www.hepsiburada.com
0
nahtoderfahrung
(24.10.21)
www.hepsiburada.com

Bu kamerayı tam kapıyı görecek şekilde yerleştirirseniz kapıda hareket olunca telefonunuza 20-30 saniyelik video geliyor bildirim olarak. Videodan kapıda ne yaptığını da görebilirsiniz. Hatta istediğiniz zaman canlı da izleyebiliyorsunuz.
0
Mirket
(24.10.21)
Evet wifi var. Bunun gibi bi şey işimizi görür cidden.
0
🌸zimbirik
(24.10.21)
Kamera sistemi mantıklı değil çünkü üst katlarda başka oturanlar var, kapıda başka hareket oluyor.
0
🌸zimbirik
(24.10.21)
@zimbirik kamerayı dışarı değil, içeriden kapıyı görecek şekilde kurabilirsiniz.
0
austra
(24.10.21)
youtu.be

Xiaomi Akışlı Kilit farklı bir çözüm olabilir.
0
birdenbire
(24.10.21)
@auastra. Kamera sensörlü olursa ve her hareket gördüğünde bildirim gönderirse babanemin tüm oda değiştirmelerinde bildirim gelir. Mantıklı değil. Kapı buna uygun bi yerde değil.
0
🌸zimbirik
(24.10.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.