başka birini bulmaya çalış bence. Beni rahatsız etmez ama ben zaten miyopum :)

başka bir ortak bulun. hatta ultra pakete ortak bulun.

ben 720p ile 1080p yi ayırt edebiliyorum misal. tv full hd ise veya 4k ise anlarsınız. tv hd ready falansa hiç uğraşmayın tabi.

yani çok mu farkeder görüntü kalitesi?

1080p'den 480p'ye düşmek bariz şekilde fark edilir ve rahatsız eder bence.

temel paket 480 değil 720'dir. çok farketmez. anlamazsın bile.

''Netflix Temel paket üyeliğini satın alırsanız eğer bu paket ile HD veya Ultra HD çözünürlüklerini kullanamazsınız. Yani bilgisayarınız’dan, Televizyonunuz’dan veya akıllı telefonunuz’dan maksimum standart kalite ile izleyebilirsiniz. Maksimum alacağınız çözünürlük ''640 x 480'' pixel olacaktır. Bu da 1,280 x 720 pixel’in yarısı demektir''. Temel paket 480p'dir 720p değil.

güncelleme: 1 aydır LG 43" tvden izliyorum. temel paket yeterliymiş, hiç farketmedik bile farkı.

85 lira türknet için 1 aylık ücretsiz kullanabileceğiniz kod verebilirim. Sınırsız net

Netspeede bakın.

tt bayisine kanmayın. taahhüt çok sıkıntılı bir durum. ama çok kullanmıyorlarsa turknet pahalıya gelecektir.

çok sınırlı kullanıyorlar falan diye yanılmayın. annem fb ve instagramı keşfetti ciddi veri tüketiyor. youtube bilse neler olacak. ayrıca netflix vs izlemesin mi bu insanlar? saati 1 gb gidiyor en az.

ben olsam uzunca bir süre gitmem. iyi cesaret valla.

rose +1

abartı gibi gelebilir, rahat olan insan gidebilir. bu hastalıkla ilgili ciddi bilinmezlikler söz konusu. ben olsam gitmezdim. sanırım düşüncem "ailesine de bulaşmıştır ve şuan hasta olan bir aile üyesi eşyalarına, kıyafetine, telefonuna dokunmuş olabilir. buradan da bana geçebilir" olurdu.

insanlar farklı farklı. ben gitmem. bu beni paranoyak yapmaz. bir başkası gider, bu da onu sorumsuz yapmaz çünkü eldeki veriler bulaşıcılığın bir süre sonra sona erdiğini gösteriyor.

yani karar yine sizin.

bulaş gününden +10 gün sonra vakanın bulaştırıcılığı kalmıyor diye kabul ediliyor. kaynak olarak da dr. tutku taşkınoğlunun işaret ettiği uluslararası çalışmaları okudum twitterda. abartmayın isterseniz. 40 güne kadar + çıkan vakalar var. bulaştırmaları söz konusu değil ama.

Hemen yarın git.

Bi korkun yoksa (kronik hastalık, yaşlı bireylerle aynı ortam vs.) git bişey olmaz.

Allah aşkına bu riske gireceğine git başka berbere.

Başka berbere git.

Bu berbere gidin gidecekseniz, en azından hastalık karantinasından çıkmış olduğunu biliyorsunuz artık. Tanımadığınız ve ilk kez gideceğiniz yer birader covidim ben kaç kurtar kendini demeyecektir veya yakalandığından haberi bile yoktur. Bildiğin eşşek bilmediğin attan iyidir :)

Bu ılık g4tlülere bakma sen. Adam negatife döndükten 1 hafta sonra gidebilirsin. Anksiyete hastası insan doldu ekşi.

almam.

Satıcı müşteriye yardımcı olmuyor onun malını almamayı tercih ederim ancak çok istediğiniz ve uygun koşullarda bulduysanız, küçük kamyonete sahip günü birlik eşya taşıyan kişilerde var, sahaya inip biraz yorulmanız lazım onlardan bulabilmeniz için. Mutlaka giderken de gelirken de araçta sizde olmayı ihmal etmeyin.

ceza değil gbt gibi duruyor.

Tutanak yok, imzan yok = ceza yok.

standard gbt işlemi bu bişey olmaz ceza olsa tutanak verirlerdi

Ceza olsa bile elinde tutanak, belge yok. Kolayca itiraz edebilirdin.

Normalde devriye halinde ki ekiplerin ortada bir şüpheli durum ya da bir vukuat yoksa gbt sorma yetkileri yoktur kişiyi durdurup ancak burada öyle bir şey olmuş. Herhangi bir ceza yemeniz için mutlaka tutanak gerekir memurların imzası sizin imzanız gerekir ki yasal neticesi olsun.

Gbt yapmış kardeşim, ayrıca şuna açıklık getireyim ekip kimlik bilgilerini alır maske konusuyla alakalı ceza matbu tutanağa bilgilerini işler, mıntıka polis merkezine bu matbu tutanağı teslim eder. İmzanızı sizin polis merkezi tebliğ eder. Para cezası uygulayıcı mülki amirlerdir, yani ilçede kaymakamlardır. Kaymakamlığa kolluk güçleri, yani polis merkezi amirliği sevk yapar.

Yanlis yakıt koyarsanız masraf çıkar ciddi.
Pompacı ya TL ya litre yazar ya da hiç bir şey yazmadan tabancayı sokup düğmesine basar. Dokdugunda otomatik kesilir yakıt.
Ama pompacilarda manyetik bir anahtar var ekrana okutuyirlar. Sistem değişmeden yakıt Alamazsıniz

arabanin kapasitesini bilmek gerekmiyo. pompayi askisindan alip elinle pimi(?) cekerek dolduruyosun. depo fullendiginde pompa otomatik olarak duruyo. bazi pompalarda pimi cektikten sonra yatay ittirebildigin bi kilit oluyo. onu da cekersen pompa depo fullenene kadar dolum yapiyo.
Baya basit yani. dunyanin sonu gelse rahat rahat benzinini doldurursun.

Edit: bene genel olarak pompanin calisma prensibini yazdim. ulke bazindaki detaylari gozardi ettim.

benzinliye dizel ya da dizele benzin koyarsan tabii ki sorun yasarsin. o yuzden yakit almadan once ben mutlaka eurodizel diye belirtiyorum, benzinli araciniz varsa siz de mutlaka hatirlatin.

pompa ayarini bilmiyorum ama fulle dediklerinde pompa otomatik olarak duruyor yani tasirma gibi bir sey olmaz muhtemelen, depo basincina gore mandal atiyor

Dogru yakiti sectikten sonra pompayi alip depo agzina sokuyorsunuz.
Surekli basili tutmamak icin o basilan zimbirti ucunda bi mandal var, o mandali govdeye tutturarak sabitleyebilirsiniz (hands free takilabilirsiniz boyle.

Zor bir sey degil, dogru yakiti koymak lazim.

benzinli araca dizel yakıtın pompası girmez ama yine de ne olur ne olmaz diye alacağın yakıtı söylemekte fayda var.

Aytemiz de self servis var.

kendin doldurup ödemeyi de kendin yapıyorsun.
deneyimleyebilirsin.

pompaların ucunda bir sensör var, sıvıya temas ettiği anda tetiği (vanası, pimi, ne ise işte o ) düşürerek taşmayı engelliyor, fulle dediğinde adam pompayı takıp tetiğe basıyor, yakıt pompanın ucuna değince otomatik atıyor ve pompayı durduruyor.

X miktar (tl yada litre olarak) yakıt alacaksanız eğer depo kapasitesini bilmeniz lazım ki depo göstergesinin konumuna göre ne kadar yakıt almanız gerektiğine dair tahmini hesap yapabilesiniz, ancak X litre yada Y lira yakıt almak için ilgili bilgileri pompa bilgisayarına girdiğinizde de yine pompanın ucundaki sistem çalışmaya devam ediyor, yani 10 litre dediniz diyelim ama 5 litrede depo doldu, yine tabanca otomatik atacak ve yakıt doldurması duracak.

diğer sorunuz ise, hatalı yakıt türü (mazot yerine benzin, benzin yerine mazot vs.) doldurursanız motorda sıkıntı çıkar, bu nedenle pompaların renkleri farklıdır, yeşil pompa rengi benzin, sarı veya siyah olan da mazot oluyor, kırmızı olan katkılı benzin (oktanı falan farklı) turuncu olanda katkılı mazot oluyor ama bunlar küresel standart mıdır değil midir bilemiyorum.

Sizin mantığınıza göre ABD'deki herkes için dünyanın sonu gelmiş oluyor pompacı diye bir şey olmadığı için.

İcra takibi, itiraz ederse itirazın iptali.

@cloudy genel haciz yolundan takip başlatmak aklıma geldi ancak gelecek aylara ait kiraları kabul ettiğim için ödemiş sayılıyor diye biliyorum. hukuken talep edebilir miyim?

Ödemeler bankadan yapılıyorsa talep edilebillir. Elden alınıp makbuz verildiyse makbuza bakmak gerekir.

TBK

MADDE 102- Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.
Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.

MADDE 104- Faiz veya kira bedeli gibi dönemsel edimlerden biri için, alacaklı tarafından çekince belirtilmeksizin makbuz verilmişse, önceki dönemlere ait edimler de ifa edilmiş sayılır.
Alacaklı anaparanın tamamı için makbuz vermişse, faizlerini de almış olduğu kabul edilir. Borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır.

. Bu yönde Yargıtay kararları da mevcut.

“...Mahkeme kararında hernekadar Ekim ayı kirasını kavdı ihtirazi ileri sürmeden kabul eden davacının, önceki aylara ait kira paralarını almış sayılacağı ileri sürülerek Ağustos ve Eylül aylarına ait istem red edilmişse de, sözü edilen Ekim 1987 kira teslimatına ait makbuz havale niteliğinde olup davacı tarafından alınıp alınmadığı araştırılmamış ve ayrıca bu suretle hesaba gönderilen bir havale için alıcısı tarafından bir kaydı ihtirazi ileri sürülmesine konu olup olmayacağı da tartışılmamıştır.
Davacının, Ekim 1987 ayına ait kira parasını elden alarak bir makbuz vermiş gibi kabul edilip bu suretle önceki aylara ait kira paralarını almış sayılması yukarıda belirtildiği gibi dosya içeriğine uymamaktadır. Çünkü sözü edilen banka makbuzu hesaba görderilen bir havaleye aittir.
Bu itibarla Ağustos ve Eylül 1987 aylarına ait kira paralarının ödendiği davalı tarafından isbat edilemediğinden bu aylara ait kira paralarına da hükmedilmesi gerekir... “

Aynı sene içerisinde sadece bir kirayı ödememişse ilk seferde sadece ihtarname çekebilirsiniz. Yazılı bir sözleşme olmaması da iyi değil.

kafanızı eğmeniz onları neden rahatsız ediyormuş ? o kısmı anlamadım , nasıl geçemiyorlar

olayı eksik anlatıp kendini mağdur gösteriyor olabilir misin? mesela kapı tarafına oturup yolu kapatıp insanlara engel oluyor musun? başka insanlar senin yüzünden inip çıkarken zorlanıyor gibiler öyle anladım ben

@avatar is back: yok anlattım her şeyi. sorun tuhaf davranmam özetle. varsa merak ettiğiniz söyleyeyim. kapıyı yüzde 15-20 kapattım herhalde. ama çeyreği değildi.

kafani egiyorsun, agzini kapatiyorsun, cam kenarinda oturuyorsun, yolcular ssenin yuzunden gecemiyor. Kafamda olayi canlandirayim canlandirayim diyorum olmuyor, dogru duzgun anlatin sunu, beynim yandi:)

Oturma pozisyonunu anlamadım +1 .
Bir sıkıntı varsa söyle şoförlere en başta. abi böyle böyle rahatsızım diye, şoförün yanındaki ön koltuğu oturup camı açabilirsiniz diye düşünüyorum.

Bulunduğunuz yerde ''insan'' denen canlı yok herhalde! Bunlar nasıl kafalar?

dostlar, uçakta tehlike anında kapanma pozisyonu var ya. o pozisyonla dik durma pozisyonu arasında yolculuk yapıyordum. bir elimle de ağzımı kapatıyordum maskede boşluk kalmasın diye. dirseğimi de bacağıma dayıyordum.

@mutlu yıllar: şoföre hastayım nefes problemi oluyor, dedim. bura tedavi merkezi değil özel araçla git dedi.

"abi sen 1 kere söylesen anlarım ilk seferde bu nasıl üslup?" dedim. "ben sana başka üslupla da konuşurum." dedi. baya bilenmiş adam. diğer şoförler de rahatsızmış durumdan.

gidip direk bineceksiniz yarın yine. adamın dediği şeye de dikkat edin tabii ama gidip binin yani. bu olayın üzerine geri adım atıp binmezseniz bir daha binemezsiniz.

öncelikle geçmiş olsun.

maalesef küçük yerlerde olayların dedikodusu ve tepkiler böyle saçma boyutlara varabiliyor. sizden bağımsız bir durum aslında bu, insanlar kendilerinden olmayan ya da kendileri gibi hareket etmeyen insanlarla aynı ortamda bulunmak istemiyorlar.

her şeye rağmen iyi niyetle düşünüp haliniz ve kendinizi koruma isteğiniz covid-19 taşıyıcısı ya da başka bir bulaşıcı hastalık taşıdığınızı düşündürüyor olabilir ve bundan çekiniyorlardır. çalıştığınız yerde veya bindiğiniz araçta makul birisiyle bu durumu konuşup durumu anlatmanız en iyi çözüm bence.

tekrar geçmiş olsun

Bizim insanimizda gucsuz gordugunu ezme icgudusu var maalesef. Kibar davransan ibne derler, kendi normlari disinda davransan manyak derler. Sizi de boyle egilmis, agzini yuzunu kapatan biri olarak gorup manyak bu herhalde diyip otomatik olarak ezmeye calismislardir. Pes ederseniz sizi unutup hemen ezecek baskasini ararlar.

Boyle insanlarla muhattap olmak zorunda kalmak gercekten cok zor. Ruh halinizi tahmin edebiliyorum. Gercekten cok zor. Bir tanesiyle yakin zamanda bi yakinim karsilasmis. Seninkinden cok daha berbat birisiyle. Halden anlamayan bir odun. Taniyan biriyle haber gonderdim. Neye bulastiginin farkinda degil, akilli dursun, neyini ne yapmayayim diye. 1 gun sonra rahatsiz ettigi kisilere gidip ozur dilemis. Benden istediginiz, yapabilecegim bir sey var mi diye sormus.

Siz ne kadar guzel kendinizi ifade etmissiniz ama maalesef anladiklari dil baska. Bu dil elinizden gelmiyorsa bu insanlardan uzaklasmalisiniz. Ya da eyvallah diyip devam edeceksiniz. Uzerinde durup dusunmeye, kendini uzmeye degmez. Kisa cop, uzun copten bir gun mutlaka hakkini alacaktir. Oyle ya da boyle.

Öyleyse araba/motor almaktan başka çare gözükmüyor.

yukarıdakileri unut. benim önerimi dinle :)

gerçekten de saçma bir imaj çizmişsin hem şöförler hem yolculara karşı. bahsettiğin oturuş tarzı çok anormal görünüyor ve kapı ağzında ise kadınlar rahatsız olmustur tam kalçalarına denk geldiği için. seni şikayet etmişler belli ki. sen de zaten maske takın falan dediğin için iyice göze batmışsın.

yapacağın şey şu. şöförlerle ahbap olacaksın. bu şöför tersmiş. önce ters olmayan şöförle konuş. normal şeylerden konuş, az sesin çıksın. sonra abi ben böyle yolculuk ediyorum diye şikayet olmuş galiba ama böyleyken böyle de durumu açıkla. kısacası uzaylı muamelesi yapmamaları için kaynaş. zaten 6-7 sabit şöför var demişsin, sen onları onlar seni tanıyor anlaşılan. sen de oturuşunu değiştir, gerçekten çok saçma bir oturuş şekli. kambur olursun yahu. ben olsam ben de derim bu ne deli midir nedir diye

yukarda yazmışlar yok kullanma o araçları, yok muhatap olma. 40km yol nasıl gideceksin başka türlü. muhatap olmasan iyice sorunlu ve deli gibi muamele göreceksin. hayatta buna benzer olaylar olur. uzlaşman gerekir. eğer süreci iyi yönetirsen seni azarlayan şöförle kanka bile olursun.

Hocam noldu bindin mi minibüse

bindim minibüse mecburen hocam. başka çarem yoktu. gayet normal gözükmeye çalıştım. daha yazıdaki şoför denk gelmedi. bakalım ne olacak.

Işık yanmasa belki zilde sıkıntı vardır diyeceğim de, ışık da yanıyorsa belli aklı evvelin biri şaka yapıyor. Ben olsam ertesi gün zile iğne bantlarım geceden, canı yanarsa aklı başına gelir avarelin.

Kimseyi tanımıyorum, birkaç ay önce tasindim. Işık yanmadan zili göremez zaten. Hiç anlamadim. Not mu yazsam acaba

Kapıyı açmamanız doğru olmuş. Korkutmak istemem ama hırsız vb olabilir. Evde biri var mı diye kontrol etmek için zili çalıyordur belki. Kamera falan koysanız iyi olur bence. Apartmam kapısı açık mı? Kapıcı vs varsa tembihleyin. Apartman yönetimi varsa iletin.

Apartmanın kapısı hep açık evet. Kameralı sistem var ama apartmanın kapısını gösteriyor. Onların kaydı yoktur di mi

Kayit vardir.
Kapiyi acmayin. Duyulacak sekilde kilitlemeye kalkmayin. Korktugunuzu belli etmeyin. Eve girer girmez kapi kilitleme islemini yapmaniz lazim aslinda. Kapi caldiktan sonra degil.
Kamera varsa kayit vardir. Ama bu kayitlar belli sure sonra siliniyor. Bu sebeple apartman gorevlisinden kayitlari rica edin. Kapiya rahatsiz etmeyin vs not yazmayin.

kameranin kaydi vardir mutlaka isteyin ve izleyin. bu aralar da dikkatli olun, ozellikle eve girerken biri de sizin arkaniz da mi diye mutlaka bakin. saniyorum kadinsiniz mahalleden biri yapiyor olabilir. bu durumu yonetici kapici ya da komsu fln duyurun ayrica

İyi tarafından bakıyorum, sarhoş biri rastgele çalıyordur.

ilk aklıma hırsız olma ihtimali geldi, evde misin değil misin diye bakıyorlardır. genelde yaptıkları şey diye paylaşılıyor.

2. ihtimal de yalnız yaşayan kadın diye birileri sarıyor olabilir (nickten öyle bir fikre düştüm) bi erkek tanıdığınızın kimooo vb. şekilde seslenirken sesini kaydedin ve zil çaldığında o sesle cevap verin. Yalnız olmadığınızı düşünürlerse bu sebepten bulaşıyorlarsa bulaşmazlar en azından.

Sensörün ayarını en sona getirin ilk önce, bir sandalyeye çıkıp camı açın ve üzerindeki zaman ayarını sona alın. Daha uzun süre yanar böylece.

Kapıya bir tane ip kamera alın, geleni gideni görür kayda alırsınız içiniz rahat eder.

Kapıyı her zaman alt ve üst olarak kilitli tutun, eve girer girmez kilitlemeyi alışkanlık haline getirin.

Bu tavsiyem belki biraz abartı olabilir ama özellikle yalnız yaşayan hanımlar mutlaka dikkate alsın;

Bir adet yivsiz av tüfeği satın alın, bürokrasisi çok kolay (anlatırım sonra)

Evde uygun bir yere koyun, kas hafızanız alışana kadar da kuru antreman yapın. Kimseyi öldürün demiyorum tabiki, Allah korusun.

İlk iki fişeği kuru sıkı takın, sonraki 3 fişeği de kauçuk (plastik) fişek takın. Böylece kazayla da olsa bilerek de olsa ne başkasına zarar verirsiniz ne de kendinize.

Ama Allah korusun bir saldırıya maruz kalsanız iki tane kuru sıkıyı sıkar, adam kaçarken de kıçına plastik mermileri sıkarsınız, uzun bir süre poposunun üstüne oturamaz ama kalıcı bir hasar olmayacağı için sıkıntı da olmaz.

Hanımlar silahlanın mutlaka, eğitim de alın bu konuda. Youtube bile yeterli eğitim için, korkmayın evlerimizdeki bıçaklar daha tehlikeli.

ben olsam hemen hızlı bir şekilde hareket sensörlü kamera alırım. fake kameralar var çok uygun fiyatlı. hareketi algılayıp hemen kayda alıyor gibi, başını çeviriyor, ışık yanıyor vs.

ayrıca kapıdaki ışık sensörünü de ayarlamak mümkünse süreyi uzatır, hatta sürekli yanar hale getiririm. ayrıca konuyla alakalı da emniyete gidip olayı tutanak altına aldırır, emniyet gerekirse bina sakinleriyle vs görüşüp, kamera kayıtlarını falan izleyebilir. bu da her kim sizi korkutmak ya da taciz etmek istiyorsa ona geri adım attırabilir.

Evet tek yaşıyorum. Kamera kayıtlarını ev sahibine sordum, müteahhite sorayım dedi. Kapıcı, yönetici yok. Kimdedir acaba kayıtlar. Bir de çıkıp ev kapısı için kamera alayım.
Cok teşekkür ederim cevaplarınız ve verdiğiniz fikirler için. Sensörün süresini de uzatmayı deniycem hemen.

Bence emniyete şikayet oluşturun ve kendi ailenizden kişilere de durumdan bahsedin. Can sıkıcı olay.

Çok üzüldüm öncelikle. Benim başıma böyle bir olay gelmişti yaklaşık 6 sene önce, takip eden birisiymiş ve en son gelişinde gitmemişti ve polisi 3 kez ağlayarak aramama rağmen gelmemişlerdi. (1 km uzaklıktaydım karakola)
O sebeple alt kapının muhakakkak şifreli olması gerektiğini düşünüyorum. Kapıyı kilitlemeyi asla unutmamak ve kamera... Bunlar çok önemli.
Ben o evden sonra iki ev değiştirdim ikisinde de zilimi kapattım. Yukarı kadar gelebilmiş olan kişi kapıyı tıklayarak çalmak zorunda haliyle. Kimin geleceğini bilmiyorsam (arkadaşım/kurye) ne olursa olsun asla kapıyı açmam ve hala daha gece kapım çalarsa kalbim sıkışıyor.

Edit: sonrasında çözümü şöyle buldum, mahalledeki samimi olduğumuz 1-2 esnafa şahsın fotoğrafını gösterdim ve kim olduğunu sordum. Mahalleden biriymiş. Sonra olanları anlattım. İlgileneceklerini söylediler. Sonra bir daha hiç görmedim o şahsı. Normalde gün aşırı karşılaşıyordum o kişiyle mahallede.

Giriş kat demişsin, camların demirlidir umarım.

Yonetici nasil bilmez, kameranin kaydinin tutuldugu kayit edici kutu vardir, video buyuklugunde olur. Genelde de apartman asansor dairesinin oraya koyarlar. Bunu sakin ihmal etmeyin muteahiti siz arayin olmaz ise, kem kum ederlerse karakola ya da savcilga gidicem zaten fln diyin bu durum rahatsiz etti beni dersiniz o zaman verirler.

Bu arada sakin kapiyi kargo, ne biliim iski tedas digiturk fln ne olursa olsun acmayin. En yakin zamanda derhal bugun arkadaslarin dedigi gibi kapiya fake kamera ve kapi arkasina mutlaka ama mutlaka zincir taktirin. Anahtarcilar 5 dk da takar ( ev sahibi bu masrafi karsilayabilir )

cam da demir yok ise de www.hepsiburada.com su tur kilitletden cama taktirabilirsiniz. Taktiracaksaniz anahtarci da da vardir sanirim bunlardan onlar takar.

normaldr ben de sarhos fln derdim ama ust uste olmasi dikkat cekici. Belki apartmana yeni tasindiniz apartmanda bir sarhos var olabilir karsi komsunuza sorun.

Bir de olayin sizinle hic alakasi olmayip sizden once oturan biriyle de alakasi olabilir. Tasindigini bilmiyodur belki o kisinin fln. Sizden once kim oturmus fln komsuya sorun hic boyle bir sorun olmus mu fln diye

yonetici degilmis pardon ev sahibi bilmeyebilir, siz direk muteahiti arayin

Sonra kaybolması ilginç, eski kiracıya gelen platonik aşık-eski sevgili diyecektim ama kalırdı bir şey derdi sanki o zaman.

Hırsızlık ihtimali olabilir.

Bize mesela aşağıdan çalıyorlar, kapının şifresi 3 ile başlıyor bizim daire 3, gece yarısı bizi çalıyorlar ama o başka bir şey.

Kamera varsa o görüntüleri bulabilmeniz lazım. Kapı zili için de kameralı sistemler var, eğer zilin baktığı yönde başka daire varsa sorun olur ama boşluksa koyabilirsiniz kendi evinize gelen gideni kaydedersiniz. İşteyken bile kargo gelirse telefondan konuşabilirsiniz vs


Bu arada yöneticiyle konuşun, apartmanın kapısı niye hep açık yahu, hırsızlığa davetiye resmen.

Hocam güncelleme yapar mısın problem devam ediyor mu?

Erkek bir akrabanız varsa bir hafta olsun sizinle kalsın, eve girerken çıkarken iyice bir görülsün duyulsun. Gece yarısı yine gelen olursa çıksın görünsün ses çıkarsın. Bunları utanarak ve ülkem adına üzülerek yazıyorum, keşke hiç birimiz böyle saçma sapan şeyler yazmasaydık da böyle bir ürkme korkma yaşanmamış olsaydı!

Merhaba, çok teşekkür ederim. Ev kapısına kamera taktirdim, ışık sensörünü de ayarladılar. Apartmanda kamera yokmuş, zilin anlık gösteren kamerasiymis sadece. Birkaç komşuya sordum, haberleri yok. Ev sahibi de bir daha olursa ara yakınım dedi.
Kapıda 3 tane kilit var hepsi sonuna kadar kilitli sekikde kamera bekçiliği yapıyorum her gece maalesef.

Gelişme : bu gece de geldi. Zili çalmadı. Kamera taktirmistim. Hissetmiş gibi o sırada uyandım. Kayıtları kontrol ederken gördüm son kayıtta. Polisi aradım. Karakolda tutanak tutuldu. Ne olur ne olmaz detay vermesem daha iyi buradan. Bu şekilde.

Kapı deliğinden içeri bakıyor ve içeriyi dinliyor bir süre sonra gidiyor

yuh o neymiş ya? geçmiş olsun.

Son durum nedir acaba?

Tedirgin bekleyiş.

en azından artık eşkali belli, tipi vs var. Çok iyi olmuş kamera.

Hocam ilginç bir gelişme olursa günceller misiniz? Çok sinir bozucu bir durum. Söylemeye gerek yok zaten de eve girip çıkarken de dikkat edin.

Gelmeye devam etti. En son üst üste 3 kere geldi. Bir kamera daha taktirdim. Her gece karakolda ek ifade ve video verdim. Ve ısrar ettim gece 1-3 oralarda olmaları için. Anında aradığım da oldu min 10 dkta geldikleri için kaçtı.
Mahalleli daha seferber oldu arabada sopayla bekleyen, balkonda bekleyen, evinde kalmam için çağıran.
Gorememesine rağmen her delikten içeri bakmaya çalışıyor.
Apartmana girişe de fotoğraflarını astım. Bulunamadı. Artık orda kalmıyorum. Yakın zamanda da tasincam.

üzücü olmuş, geçmiş olsun.

aslında fotoğraflarını asmanız vesaire çekinmesini temin edecektir diye düşünüyorum. bir parça sabretseniz?

Korku filmi senaryosu gibi. Geçmiş olsun

çok geçmiş olsun. Taşınmak en net çözüm tabii ama kim acaba o, yakalansa olay çözülse çok iyi olurdu. Sizden sonra başka bir kadın taşınsa oraya, o da benzerini yaşayabilir :/

Ben fedai değilim. Kalmak isteyen varsa vereyim anahtarı kalsın. Uyandığında 3 metre ilerisinde ne manyaklilar dönüyor her gece her gece görünce kalabilir mi acaba. 15 gün yetti 3 tane kayıt var. Artık bir zahmet.

Acaba sözlükte veya twitter da ifşa mı etseniz? mutlaka tanıyan ve isim verecek çıkar.

Çok üzücü gerçekten. Başınıza bir iş de gelebilirdi, bazı polislerin işini yapmaya bu kadar gönülsüz olması inanılır gibi değil.

Taşınarak iyi yapmışsınız, mahalleliye de pek inanmıyorum ben arabada bekleyen vs. nasıl göremediler, kimse mi tanımıyor bu manyağı...

özel hastane, özel muayenehane?

Maalesef maddi olarak mümkün değil.

üniversite hastanesi? Ben özele güvenmiyorum diş konusunda. Tüm işlerimi üniversite hastanesinde yaptırdım.

Bu pandemi döneminde sabah gidip sıraya giriliyor. Önce genel muayene oluyor sonra duruma göre çene ve diş cerrahisinden randevu veriliyor.

2 kişi 36 lira. tüketim: 6m3 @mansurbaskandiyarı

3 kişi 60-75 arası değişiyor. Ama yaşadığımız şehirde su ucuz sayılır. İstanbul'da olsak 2 katını öderdik belki.

2 kişi 46 lira bizim. 7 m3 gibi bir kullanımız olmuş. Sizinki fazla gibi ama şöyle bir durum da var; covid 19 ile birlikte suyu kullanma alışkanlığımız fazlasıyla arttı.

İyi de kullandığınız m3 ü bilmeden böyle kıyaslama mantıksız. Adam belki 1 ay banyo yapmıyor ve faturasını atıyır

İstanbulda bu ayki fatura zam sebebiyle biraz fazla geldi, 3 kişilik bir kullanımımız var geçen aylarda 50'yi geçmiyordu bu ay 65 geldi.

gelir tabii ki, neden gelmesin?
112'yi arayacaksınız hemen böyle durumlarda.

ambulans herşeye gelmiyor, ben kimyasal birşeylerden dolayı zehirlendiğimde babama kanaması yoksa gelemeyiz taksiye koyun götürün demiş 112deki zatı muhterem, tabi ben bu arada can çekişiyorum nefes bile alamıyorum, yerlerde kıvranıyorum.. bu ülkeye dair asla unutmayacağım şeylerden bir tanesidir.

ambülans çok daha ufak basit saçma sapan şeyler için bile gelebilir. kırık gibi durumlarda dikkatli taşımak gerekiyor hastayı. benim de 2 ay önce köprücük kemiğim kırıldı, ambülans geldi. saçma sapan birinin cahilliği yüzünden adam zarar görmüş.

Geçen hafta sahilde bileğini kırmış bir abiyi ambulansla götürdüler.

kesin bilgi: geliyor, gördüm.

Gelirdi, ambulans çağırılmasının bir amacı da hastaya doğru ilk müdahaleyi yapabilmek. Dediğiniz gibi o kırılan ayağa ters bir hareket yapmadan kişiyi hareket ettirmek gerekiyor. Hayatımda iki kere ambulans çağırdım, ikisinde de geldi:

- Üst geçit merdivenlerinde önümdeki yaşlıca bir adam düştü, aşağı kadar yuvarlandı. Kafasını çarpmıştı, adamı kaldırıp yoluna git demek olmaz. Ya o darbe bir şey yaptıysa?
- Bir teyze trafik ışıkların bir köpeği severken köpek elini ısırdı. Baktık ki basit pansumanlık iş değil, dikiş falan gerekecek, ambulans çağırdık. Hatta teyzeyi biz hastaneye götürelim dedik ama hem akşam trafiği vardı, hem de eli çok kanıyordu; ambulans gelsin ilk müdahaleyi yapsın diye düşündük.

Kırık ayağa da gelirdi.

gelir tabii, taksiyle götürecek olunsa bile ayağın tahta tarzı bir şey ile sabitlenmesi gerekir ki ambulans çağrılması varken gereksiz yani dağ başında değiliz sonuçta.

Böbrek taşı ağrısı çekiyordum ama bayağı fazlaydı, belki gelmezler ama bir arayayım dedim geldiler araca yürüyerek iki yanımda kollarımdan tutarak götürdüler yatırdılar sedyeye işte damar açıldı, temel kontroller yapıldı ve hastane acilden girişim yapıldı o gün. Yani kıçı kıytırık böbrek taşı için bile geliyorlar kırılma gibi bir durum için hayli hayli gelirler.

Şu ülkedeki belkide en güzel ve doğru iş sağlık sistemimiz öyle ya da böyle, ambülansın ücretsiz olması gerçekten çok iyi bir olay, dünya lideri denen abd ile kıyaslandığında bu konuda gerçekten üstünüz ve doğru yoldayız!

3m 1100

moldex pura fit 7700

Vasepak

flare audio isolate pro

Vasepak kullanıyorum ama açıkçası hem alışkanlıktan hemde fiyatı daha uygun olduğundan yoksa eminim ki bundan çok daha iyileri vardır ama fiyatları her geçen sene çok yükseliyorlar.

Yemek götürmektense instagramdan vs bul ekle. Kabul ederse fotolara bi bak sevgilisi var mı diye. Olmadugı izlenimini edinirsen msj at merhaba hatırladınız mı ben şuyum elimi kolumu kırmıştım de.

Vereceği cevaba göre belli eder zaten kendisini.

Dediğin gibi ben yemek istemedim derse, ki der, üstüne yecek birşey olmaz.

ismini biliyorum da soyadını bilmiyorum. instagramdan bulamadım bu yüzden

Kadın belki herkesle aynı. Tacizci damgası yiyebilirsiniz. Adını kendisine sor, sosyal medya hesabını sor, dükkanı takip edin de. Verirse öyle yürü.

ilgileniyor olsa bu vakte kadar coktan anlamistin. belli etmissin ilgini, daha ne? sevgilisi falan vardir, bu kadar israrci olma.

cesario +1500 demek istiyorum.
dedikleri hiç şaşmaz 99% doğrudur. o sana adım atmazsa boşa ümitlenme. yemek götüreyim de deme. zaten broşür falan bırakmışssın daha ne.

Atman gereken tek kurşun var o da şu:Yanına gidip sohbet muhabbeti ilerletip sosyal medya hesabını istemen sonrasında bir buluşma ayarlamak sana kalmış.Aslında doğru olan sosyal medya istemeden direkt kahve teklifinde bulunmak fakat hastanede olmaz o iş.

@paco de lucia bucada değil bornovada çalışıyor. ikamet ettiği yer buca

tavsiye ve öneri yazmayacağım... sadece bu sıkıntını okurken zamanında benimde içinde bulunduğum benzer durum aklıma geldi. hatta karşı tarafta hastane çalışanıydı(hemşire). adım atmaya çalıştım ama ışık göremedim, ilerleyemedim.

"ben pek yanına yakışacak biri değilim"

bu düşüncen sonucu özetliyor zaten. böyle olup olmadığını ve o kızın karakterini bilmiyoruz. fakat senin bu düşünce yapısında olman zaten ilerlemene engel.

kızdan bir sinyal almış olsan eyvallah ama diğer durumda vaktini harcamamanı tavsiye ederim.

umudumu körelttiniz valla :)) vazgeçtim... hasta kayıtta birkaç kız daha duruyor, rezil olmadan bu işi başarmak mümkün durmuyor zaten

Batı kültürünün bu şeyleri çoktan çözmüş olmasına hastayım, biz hala rezil mi oluruz o bana bakmaz öylemi yapsam böyle mi yapsam diye yaşamayı kaçırıyoruz. Karşı cinsleri ilişkileri gözümüzde çok büyütüyoruz gereksiz yere. Hayat denen yere bir kere geliyoruz, bir kere yaşıyoruz ve aman çok hızlı akıyor geçiyor, keşke dememek için her türlü riske girilir rezilde olunur vezirde. Normal bir şekilde gidin güzelce mesasinin ne zaman bittiğini ve mesasinin ardından birlikte bir şeyler içip içemeyeceğinizi sorun, karşı cevaba görede yolunuzu çizin bu kadar basit. Unutmayın oda sizin gibi insan.

Abicim kurye degilsin mekan sahibisin, kiza neden devamli kurye kiliginda gidip pide yedirmeye calisiyorsun? Mesai bitimi ne zaman ogren, mesai bitimine yakin duzgun elbiseni giyer, trasini olur gidersin, bir kahve icelim dersin. Olursa olur olmazsa olmaz. Olur derse alip senin dukkana goturme! :)

"Ben pek yanina yakisacak biri degilim" kafasindan kurtulman lazim yoksa gorucu usulu evlendirirler gidersin.

çok güzel konuşuyorsunuz da bunları nasıl yapacağım? mesaisinin hangi saatte bittiğini nasıl öğrenebilirim? ne bahaneyle mesela? zaten bunu öğrenebilecek kapasitede olsam burada ne işim ne ki

Bademli'de kamptayım, rakımı içiyorum, yanda ciyaklayan çocuklar ve onların ciyaklayan anne babası olmasa keyfime 10 üzerinden 10 verirdim.


Edit: burası çok güzel:)

baya baya kötü. hiç bir şey asla yolunda gitmiyor.

Can sıkıntısından, moral bozukluğundan bıkmış durumdayım, iç dökmek için yazıyorum buraya.

Sonradan: hamakta yatıyorum, hafiften esiyor, dalga seslerinden başka pek ses yok. Evet sanırım mutluluk bu ^^ (bir de antep katmeri yemek ama o başka konu).

Zaman denilen acımasız şeyin nasıl bu kadar hızlı ve umursamaz bir şekilde ilerleyişini anlamaya anlamlandırmaya çalışyorum.

Tam 1 ay bodrum tatili dönüşü ankara kabus gibi çöktü üstüme

Neden döndün diyenlere el insaf diyorum.Çalışmadan nasıl yaşayalım...

Özel hayatımda kötü giden bir şey yok ama ülke gündemiyle ilgili her şey inanılmaz moralimi bozuyor, içimi karartıyor. Sırf bu yüzden depresyona gireceğim diye korkuyorum. Resmen karanlık bir tüneldeyiz ve ucunda ışık gözükmüyor..

Her şey yolunda ama hiçbir şey tadında değil.

dolar altin takibi yaptikca moralim bozuluyor, iyice fakirlestik. ne tatile gidesim ne alisveris yapasim kaldi.

Ülke gündemi +1 :(

Arici cagirabilirsiniz, onlar kovanlari tasiyabiliyor.

Bozmayin, pişman olursunuz. Kovanı bozunca gitmeyip ortama yayiliyolar.

hangi il, ilce merak ettim. keske foto atsaydiniz. bence dokunmayin velinimet.

Siz onlara dokunmazsanız onlarda size bal verir, bal tutanda parmağını yalar.

Birbirinden saçma tavsiyeler gelmiş. O kovanı ilaç vs sıkarak yok edin. 50-60 arıdan fazlası vardır. Onlar aynı anda saldırdığında ölürsünüz, net.

bal arısı değildir heralde. muhtemelen yaban arısıdır. sarıcalı olabilir. kovan büyümeden raid alın bi tane basın kovanın içine.

kovana raid sıkın ve elinizin altında sinek raketi hazır olsun.
gördüğünüz arıyı havada raketle öldürün.
arı sokması şakaya gelmez.
insanlığın şehirleri kurmasının ana sebeplerinden birisi yabani hayvanlardan uzaklaşmaktır.

arıcı marıcı boş iş .şeltoksu ver geç. arı işi belli olmaz gelir gözünü sokar kör olursun ömür boyu. öyle bir olay biliyorum.

petekler gri ise yabanarisi. size salca olurlar. gerci bal arisi da salca olur da ogul falan verdiyse oraya girmistir genelde de agaclara yaparlar.
bence onlar yaban arisi. shelltox ellerinizden oper. aksam vakti dumanla yakladirsaniz bir sey olmaz.

ne arısı olursa olsun arılar gece çıkmaz zaten. siz zarar vermedikçe de onlar size zarar vermez. petek bal arısının ise bu iyi bir şey. sonbaharda balını yersiniz. bal arısı değilse de onlar da can sonuçta dünyadaki arı nüfusunun azalmasına bağlı olarak çiçek döllendirici kimyasal ilaçların kullanımının arttığını göze alırsanız eğer yukarıdaki raid sık, öldür, idam et, cehenneme gönder gibi tavsiyeleri dikkate almamanızı öneririm.

raid ile oraya girdiğimde arılar asıl tehlikeyi oluşturmaz mı? hepsi üzerime uçtuğunda ne yapacağım? sinek raketiyle 50 tane arı öldürene kadar beni hastanelik ederler.

teras c şeklinde ve bizim takıldığımız ucunda değil diğer uçta yaşıyorlar.

dokunmayı düşünmüyorum şimdilik.

edit: sarı siyah çizgili. ancak gövdesi bal arısına göre daha ince uzun gibi duruyor. kanatları belirgin ve bacakları uzun.

Bildiğin eşek arısıdır o, yabani arı yani (vespa-sarıca), bal mal olmaz peteğinde insana yarayan.

Size çok yakın değilse görmezden gelebilirsiniz, ama illa ki bi ara bir tanesi birinizi sokar.

Tüm giriş çıkışları kapatıp ilacı basmaktan başka çare yok, Allah affetsin.

tipik ekran kartı arızası gibi duruyor. eğer onboard kart varsa, harici kartı söküp bir süre onboard kart ile kullanın. reset atmazsa sorun ekran kartında demektir.

Ekran kartı oyun altında zorlanmiyor mu. Tepki verse o zaman vermez mi.

tarifine göre düşük perfomanstan kullanırken sorun çıkıyor. perfomans geçişleri arasında sıkıntı oluyor olabilir. o sebeple onboard kart varsa ekran kartını söküp deneme yapmak en makuludur.

Onboard ekran kartın var mı? ikisi arasındaki geçişlerde sorun olursa da bu şekilde bir problem ile karşılaşabilirsin.
Bir de bilgisayarında overclock uygulaması yapıldı mı? İşlemci veya grafik kartı ayarlarını yaparken performans basamaklarından birisinde yanlış bir ayar yapmış olabilirler.

Onboard yok sanırım. Aam tekrar servise gittiğimde bunu ileteceğim. Gerçi tekrar gelirseniz işlemciyi degistiririz demişlerdi.

Ben de çok anlamamakla birlikte bilgisayar ilk açıldığında windows u ve ekran kartını guncellemislerdi . Hatayı orada arıyorum nedense sebepsiz.

Onboard olmadığını hdmi çıkışına kablo taktığında görüntü gelmemişti. Ekran kartı üzerine taktığında gelmişti. Ordan biliyorum.

Över clock yoktu yani yapılmadı. Ama sorun için gittiğimde servisteki çocuk amd master diye bir program kurmuş onu internette aradığımda bu ise yaradığını gördüm. Yapmış olsa da yapmadan önce de vardı problem.

Amd ryzen 5 3500x işlemcisinde onboard ekran kartı desteği yok. Yukarıda yazılmış ama benim düşüncem de sorun ekran kartıyla alakalı.

Ekran kartı en pahallı parça bilgisayardaki. Bir daah fırsat buldugumda götürüp söyleyeceğim ama bu bir şekilde test edilebilen bir sey mi. Şunun için söylüyorum. Firma alıp ekran kartını servisine yollayacak muhtemelen o da bir sorun yok diyip geri yollayacak ve boşa zaman ve stres yaşamayayım.

Bu bir test ile ortaya çıkar mi acaba

ekran kartının sürücüsünü eski sürücülerden biri ile değiştirip öyle deneyin, zira bazen en güncel sürücülerde sıkıntılar olabiliyor.

Isın kötü tarafı ben bunları yapabilecek biri değilim. Durmadan kıta değiştiriyorum. Utopya dan aldım. Oraya gidip geliyorum

Bios güncel olmayabilir, anakartta özellikle kuzey köprüsünde problem olabilir, ramların çalışma hızlarında problem olabilir, sizin elektrik tesisatınızda bile problem olabilir psu'yu etkileyen.

Eve şöyle suç bulmuyorum. Ilk hata kaydi bilgisayarın orada açılıp guncelemelerim yapıldığı saate geliyor yani eve gelmeden o arıza oluşmuş bir şekilde. Diğer dedikleriniz olabilir ama sanırım her birini tek tek git gel bakmak mi lazım çözüm biraz zor gibi

Yeni alınmış bir bilgisayar için bu kadar uğraşmanıza gerek yok, adamlara sert çıkın ya baştan adam gibi yeni ürünlerle yapsınlar ya da para iadesi yapıp sizde başka yerden almaya çalışın. Hiç kimse bu kadar para döküp yepyeni malı için uğraşmak zorunda değil, gerekeni yapın canınızı sıkmayın uğraşmayın bırakın onlar uğraşsın yok öyle dünya.

Dini açıdan bakarsak cevap :
Yaratıcı bir gün insanoğlu diye bir varlık yaratır can sıkıntısından sonra da meleklerine der ki bakın bu insan ona secde edeceksiniz, meleklerden birisi olan şeytan çıkıp der ki alla alla niye secde edeyim ben bunun önünde ben daha kıdemliyim yaratıcı ile şeytan iddaaya girer ve olaylar gelişir.

Bilimsel açıdan bakarsak cevap :
Hiçlik içinde bir toz zerresi büyüklüğünde madde büyük bir patlama ile sonsuz büyüklükteki boşlukta genişlemeye başlar bu patlamadan doğan sayısız element bu boşlukta başı boş şekilde yayılırken birbirlerini çekerek önce gezegenler sonra galaksiler oluşur sonra da bu gezegenlerden en uygun şartlara sahip olanlarda tek hücreli canlılar ve sonrasında da evrimle bizler meydana geliriz.

Fantastik Bilim Kurgu penceresinden bakarsak cevap :
Neden ve nasıl yaratıldığını bilmediğimiz bir üstün ırk sırf eğlencesine bir sanal dünya yaratır ve biz de o dünyanın içinde hayatta kalma savaşı veren unitleriz. Bir kısım kullanıcı Command Conquer Red Alert oyunundaki Amerika'yı seçmiştir bir kısmı da Rusyayı kimisi de Irak ve Libya'yı biz de arada kalan milletiz işte :)

Her 3 cevapta da ortak nokta insan olarak değerimiz bir toz zerresinden hallicedir.

Bu soruların net bir cevabı yok. Zaten bunlar felsefi sorular ve cevapları herkese göre değişebilir.

Ben kendi adıma cevap verecek olursam "Evren neden var, biz neden yaşıyoruz?" gibi sorular anlamsız sorular. Sorunun kendisi mantıklı değil yani. İnsanlığın doğasında hep sorgulama, hep neden arama var. Bu doğru. Ancak bu durum bu soruyu mantıklı yapmıyor. Basit bir örnek verecek olursam "Nefret duygusunun alt yüzeyi ne renk?" diye bir soru bana göre. Bu soruyu da felsefi olarak düşünüp cevap verebilirsin mesela. "Nefret şudur, altında şu kalır onun rengi de budur" gibi. Yine de soruyu mantıklı kılmıyor.

Ben dünyaya felsefi ya da spiritüel gözle bakmıyorum. Çünkü aradığım soruların cevaplarını hiçbir din veremiyor.

Ben daha çok "Büyük patlama nasıl oldu? Karanlık madde nedir? Karanlık enerji nedir? Süperpozisyon nedir?" gibi bilimsel şeyleri merak ediyor ve buna kafa patlatıyorum. Çünkü bilim sürekli üzerine koyarak gelişiyor. Her yeni buluş, her yeni keşif var olanın üstüne koyularak ya da eski yanlışların yerini alarak bilimin yükselmesini sağlıyor. Dinde böyle bir şey yok. Din kendini geliştirmez ve sorgulatmaz. Sorgulayamadığım şeyin üzerine niye kafa yorayım ki?

Beni kaplıyor ama gerçeği öğrenebileceğimizi şimdilik düşünmüyorum. Herkes kendi yaşamına,düşünce yapısına uygun bir neden seçip öyle olduğunu düşünüyor bu bir nebze rahatlatiyor sanki.

17 yaşındayken kaplıyordu. küçük görmek için söylemiyorum, o zamanlar yoğun bir şekilde felsefeyle ilgilendim, 30 ların başına kadar. 30 yaşımdan sonra uzun süredir okuyup ettiğim zen "fikrini" daha fazla hayatıma geçirir oldum. sana da tavsiye ederim, şu kitabı okuyarak bir yerlerden başla. en azından düşündüğün şeylerin hiç bir yaraya işemediğini görmeni sağlar. tao sessiz - Raymond M. Smullyan

onun dışında ayıp olmasın diye sorularına -bana göre- cevaplar:

- Her şeyin bir anlamı var mı yoksa yok mu?
Evrende mutlak bir anlam yok. nasıl olsun ki? evren dediğin şey bir yığın gezegen, yıldız, karanlık madde, elementlerden oluşuyor.cansız maddeleri geçtim anlam kavramı hayvanlar için bile yok. yani en azından bizim anladığımız şekilde yok. insanlarsa anlamı kendileri yaratırlar. yani bir kısmı kendisine doğumundan beri dikte edilen anlamları benimser, diğer kısmı da o anlamları yok edip kendine yeni anlamlar edinmiştir. bir de kendini nihilist olarak tanımlayanlar var ama onların hiççiliği karşıdan karşıya geçerken hızla yaklaşan arabayı görene kadar oluyor.

sözün özü belirgin, net, mutlak bir anlam yok. herkes için farklı anlamlar var.

- simulasyon muyuz?

bu sorunun cevabını şu an bilme imkanımız var mı? yok. ee o zaman bilinemeyecek bir şeye kafa yormanın ne anlamı var? simulasyon yada değil aldığın nefesi, yediğin yemeği, seviştiğin kadın/erkeği hissediyor, mutlu - mutsuz oluyor musun? tamam o zaman bitti gitti. ha ilerde simulasyon olduğu net kanıtlanırsa yaparız bir isyan devrim bir şeyler o telefon kablolarını simulasyonculara monte ederiz.

- başka canlılar veya bir yaratıcı tarafından izleniyor muyuz?

yani genel olarak bir tanrıya inanıyorsan seni ve herkesi izlediğine de inanıyorsundur. bu neden bu kadar canını sıkıyor? ha ama yok başka canlıların misal uzaylıları falan kastediyorsan ufaktan bir psikiyatri kliniğine git, paranoya belirtisi.

- her şey anlamsız ve koca bir hiçlikten ibaret mi eğer öyleyse bütün bunların öncesinde ne var?

yukarda anlam anlamsızlık konusunda verdik cevabını bunun. bütün bunların öncesinde ne olduğuyla anlamsız ve koca bir hiçlik muhabbeti arasında bir bağlantı kuramadım ama eğer big bangi kastediyorsan, bunu bilsen ne olur bilmesen ne olur? cevabını bildiğin takdirde yaşamında nasıl bir değişiklik gerçekleşecek? cidden böyle bir sorunun cevabını bildiğin için yaşamının değişeceğini, kafanın rahatlayacağını düşünüyorsan çok naifsin demektir.


batıdaki üniversitelerin birinde, bir grup bilgin tatile gitmiş, içlerinde bir de zen ustası varmış. bir eve yerleşmişler ama harikulade bir manzara, adeta cennetten bir köşe, orman, akan bir nehir, kuşların cıvıltıları vs vs. yerleşip yemek yedikten sonra
bizim batılı bilginler oturmuşlar, bir pencereden bakarak ağaçların türleri, kuşların evrimi, nehrin debisi, evrimin sebebi, hayatın anlamı, bigbang in öncesi gibi bir yığın uzmanı oldukları ve olmadıkları konu hakkında tartışmaya başlamışlar.

bizim bilginler o muhteşem manzarayı gören pencereden bakarak, doğa yaşam ve anlamlar üzerine tartışırlarken, o esnada zen ustası dışarıda, nehrin kenarına attığı sandalyesinde bir elinde şarabıyla kuşların sesini dinleyerek ortamın keyfini çıkarıyormuş.

zen candır.

Yaşım ilerledikçe yani teknik olarak yaşam zamanım azaldıkça bu sorular ve daha fazlasını gün aşırı özellikle geceleri tek başımayken düşünüyorum bunalıyorum endişeleniyorum korkuyorum hatta dehşet içerisinde ağlamaklı oluyorum çünkü cevaplarını asla bulamıyorum.

Sorduğun sorduğumuz bu tip soruları yüz binlerce yıl öncede birileri sordu bizden sonrada sorulmaya devam edilecek çünkü bu soruların cevabını öğrenmek için ölmek gerekiyor yani sonuç olarak cevapsız kalıyor.

Başlangıcımızı bilmiyoruz sonumuzuda bilemeyeceğiz belki de en korkunç olanı bu, insan bilmediği şeyden korkar ürker ancak bu bilinmezliği bir şekilde kabul etmek zorundayız hayat denilen şeyin içerisinde yaşam süremizce zaman denilen sonsuz girdabın içerisinde bir şekilde var olmak zorundayız. Güleceğiz ağlayacağız acı çekeceyiz mutlu olacağız geçmişi özleyeceğiz şimdinin keyfini çıkaracağız gelecek için plan yapacağız umutlu olacağız, ve sonra bir gün erken ya da zamanında son gelecek bizim için işte maalesef bu kadar basit belki de anlamsız ve değersiz.

Youtube ta caner taslaman videoları sana derman olacaktır.

1- hayatta kalmak
2- hayatin tadini cikarmak

bu ikisini yap, senden krali yok kanki.

nope, bir kaç gün ile hafta arasında değişmekle beraber kuluçka süresi boyunca siz yaymazsınız.

sonrası biraz kafa karıştırıcı; yayıcı olmak için belirti göstermek gerekir diyen de var, belirtisiz de yayılır diyen de. (not: bunları diyenler bilimsel çalışmalar, araştırma sonucu yazılan makaleler, televizyon konuşması değil)

mesela nezle gibi burun akıntınız var, bu akıntıda oldukça yüksek viral yük oluyor, veya öksürüyorsunuz vs.
akıntıya eliniz değerse veya öksürürken elinizle kapatırsanız da işte el ile yayıyorsunuz.

Hiç belirti vermeyen taşıyıcılar da var. Sanırım henüz bilinmiyor bu sorunun yanıtı

Yaklaşık 4-5 günlük bir kuluçka süresi var, ondan sonra ya belirti gösterir ve covid19 pozitif olduğunuz belli olur ya da hiç belirti göstermez ama taşıyıcı ve tabi ki bulaştırıcı olursunuz. Sonuç olarak covid19'lu birisi ile temasınız olduğuna eminseniz ikinizde en yakın sürede daha fazla kişi ve yer ile temas etmeden maskeniz ile hastaneye başvurun testinizi yaptırın sonucuna görede gerekenler olsun. Lütfen ben bulaştırmam maske takarım eldiven takarım demeyin kimse demesin!

walter mitty secret life

303 diye bir film var. karavanla avrupa gezmeli baya güzel diyaloglar ve manzaralar var. tavsiye ederim.

303'ü bana da önerdiler pazar günü, benzer tarzda filmlerden konuşuyorduk. ben izliycem.
bir de captain fantastic'i önericem. süper kahraman filmi değil tabii, bilmeyen görünce öyle sanıyor. insanın içinde buruk bir umut yaratan, gerçek ve samimi bir film; çok severim.

unutulmazfilmler.pw

interstate 60

Kaybolmuşluk konusunda Into The Wild, umut konusunda ise Umudunu Kaybetme.

inti the wild +1

moneyball

''About Time'' Benim için şimdilik bir numaralı filmimdir elbette ki Rachel McAdams olması ekstra artıdır.

Çok geçmiş olsun öncelikle.

Geçtiğimiz günlerde ayağımı ciddi bir şekilde incittim, hastaneye gittim. Bir sürü tetkik yapıldı haliyle. Baska bir gün alerji nediyle hastaneye gittim.

Demem o ki, benden cok daha ciddi bir durumun var. Bence tedbirini alıp gidebilirsin daha ciddi bir şey olmadan önce.

Aşırı bir kilo mu var? Sigara alkol tüketimi çok mu? Aileden gelen bir kalıtsallık olabilir mi? Yaşınız ve kalp krizi hiç yakışmıyor yan yana çok büyük geçmiş olsun, gerçekten şaşırtıcı.

hiçbiri yok ya, sigara bile kullanmıyorum :) o kadar saçma bir durum yani

Ben böyle modern tıppın taaaa
Yahu adama iki tane test ile ömür boyu aspirin kullan ne demek ya??? Böyle bişi olabilir mi?

takip edilmesi gereken bir durum gibi duruyor sebebi ne olursa olsun. hiçbir doktor tutup da o kalp krizi covid sonucudur ilacı bırak demez. eğer sadece bu cevabı aramak için bu riski alıyorsanız çok gereksiz görünüyor.
geçmiş olsun.

öncelikle geçmiş olsun. kartal eğitim araştırmada kalp ile ilgili kısım ayrı bir bina, eğer kayıt işleri oradan yapılıyorsa bence sıkıntı yok. kaldı ki polikliniğe başladılarsa hastane buna göre önlemini almıştır zaten(covid kısmını ayırmak gibi). maskenizi takarak gidersiniz. bir de mutlaka yanınızda önceki tetkikler bulunsun(özellikle anjiyo, onu izlemek isteyecektir doktor).

sandalyen ayarlı değil mi? kolların düz olacak şekilde oturabiliyorsan öyle otur. baskı yapmaz diye düşünüyorum. sandalyende kolluk yoksa onun olması da işine yarayabilir. Bir ara bende sandalyedeki kolçaklara koymaktan dirseklerim öyle olmuştu, kaşıntı yoktuda nası gibi olmuştu. ya da masaya dokunan kısımlara gelecek şekilde el üretimi bir çözüm ugulayabilirsin. yumuşak bir şey mesela, şu bileklerde kullanılan klavye zımbırtılarınnın biraz modifiye edilmişi olabilir mesela. amzn.to şöle şeyler işte.

Hocam eğer dediğini doğru anladıysam aynı sorundan müzdariptik.

Ben kendimce şöyle bir çözüm buldum. Şu spor matları oluyor ya hani üzerine yatılıyor vs. Onu istediğim şekil ve ebatlarda kesip, tam masanın o keskin kenarına yani kollarım direklerin vs temas ettiği yere yapıştırdım.

Şu tip ürünler var yine spor malzemesi. Masa kenarına monte edilebilir belki. Birde diğer arkadaşın verdiği linkteki ürünü de önüne koyunca sorun çözülebilir.

Link vermemeişim

encrypted-tbn0.gstatic.com

encrypted-tbn0.gstatic.com

Yani koltuğu ne kadar ayarlasan da masaya temas oluyor bende. Belki de kolları tutuş şeklinden yani ergonomik olmayan bir tutuş. Kollukları sadece dinlenirken arkama yaslandığımda kullanıyorum ben. Diğer türlü klavye mouse ile haşır neşir olduğum için kolluklarla ilgili bir konu olduğunu düşünmüyorum. Amazonda olan bu ürün gibi ya da satürnün verdiği örnekteki bir çözüm yine en optimal çözüm gibi duruyor.

Gamerların kullandığı değişik ebatlarda mouse padin büyükleri var masayı kaplayan bir düşünün derim. Şöyle şeyler urun.n11.com

sövmekle uğraşma. iletişimi kes gitsin.
ben okulu uzattığımda bana da öyle olmuştu.

Ben bolum birincisi konumundaydim, ameliyat oldugum icin 1 donem uzadi. 2. 3. Olan asalaklar akillari sira gecmis olsun altinda mesajla laf soktular.
Simdi ben almanyadayim. Ikisi de bir baltaya sap olamadi. sovmekle bile ugrasma. Onune bak.
Onlar sana olan gicikliklarini simdi firsati bulmusken ortaya cikariyorlar.

Günümüz dünyasında ve özellikle bu ülkede okul bitirmek yüksek eğitim sahibi olmak aşırı artı bir olay değil. Artık önemli olan bir şekilde yolunu bulmak ve o yolda ilerlemek, başarı kıstasları değişmekte değişen dünya düzeninde. Hele hele ülkemizde bakkal gibi üniversite olduğunu hesaba katarsak denicek pek bir şey kalmıyor. Takma kafana keyfine bak hayat gerçekten kısa ve zaman gerçekten çok hızlı.

Bir tarafınla gül geç. Marifetmiymiş bitirip çalışmak?

Not: 2000 sıralama + 7. Yılım fakültede.

İletişimi keserdim.

kendinizi üniversite sınavı sıralamanızla tanımlamışsınız.

vasıfsız dediğiniz tipleri de üniversite sınavı sıralaması ve özel okulda okumalarıyla tanımlamışsınız.

bence siz bu üniversite olayına aşırı anlam yüklemişsiniz.

vasıfsız olduğunu iddia ettiğiniz kişiler de mesela üniversite mezuniyetine aşırı anlam yüklemişler.

@levpontryagin+1

Ayrıca 15bine girmek ne zamandır hatrı sayılır, iyi birşey oldu :D

Neyse, en az 4 yıl geçmiş, ergenlik kafasından hiç mi çıkamadınız siz ve çevreniz?
Ya iletişimi kesin ya da gülüp geçin. Bi de mezun olan da sanki nerede nasıl iş bulabilecek şu an shgdgddg.
Ha onlar zaten baba parasıyla işini de, (torpille referansla) kurumsalda pozisyonunu da bulacak siz bulamayacaksanız bu hayatın gerçeği. Zaten okulla ilgisi yok, yine takılmayın.

Ayrıca 20li yaşlardakiler gerçekten bunlara kafa yorup hayatı ıskalıyor mu yaa, püüh yazık cidden. Gezip tozup kitap okuyup kendinizi geliştirin, küçük işlerde çalışıp bi beceri edinin, okul uzasın nolacak. Köskös derslerden geçip başarı nişanesi gibi diplamayı alnınıza mı yapıştıracaksınız? İyi( donanımlı, güzel, becerikli) insan olabilmek marifet.

levpontry +1

neden milleti kendi siralamanla asagiliyorsun? belki onlar da zamaninda akillilik edip calismadi sonra akillandilar? sen de siralamalari ve vakifta okumalari yuzunden vasifsiz olduklarini soyluyorsun. arkadaslarinla aynisin.

laf eden olursa iletişimi keserdim. can sıkıcı derecede olursa yani. arkadaş şakalaşması seviyesiyse sorun yok.

bölgeniz neresi, özelden mahalle sokak paylaşırsanız, ibb ile görüşüp yardım bulabiliriz

İstanbul'da değil maalesef Afyon'dayım.

Şeytanın avukatlığını yapmak istemem ama köpeğin arsizligi olmasın? Aynısı başıma geldiği için böyle düşünüyorum. Hergun belediyeye muhtarlığa yöneticiye ve ev sahibine şikayet edildim. Hergun. Hatta bir gün veteriner bir hekim baskına geldi. Köpeğe işkence nedeniyle şikayet ediliyordum. Anlam veremedim uzun sure. Çünkü benim köpeğimin hiçbir derdi yok çok iyi bakıyorum. Kendisine ait bahçesi var. Bağlı değil. İnanmadım. Aylar sonra telefonuma bir video gönderdiler gecenin körü. Bir köpek aglamasi. Bir köpeğin öyle bağırması için eti kopmuş olması lazım. Başka bir aciklamasi olamaz. Bizim gözünü sevdiğim bazı geceler bagiriyormus. Ama bu dediğim gibi bağırmak değil eti kopuyor. Derdim su ki bulun hayvanı da sahibine dinletin bu sesleri. İnanmıyor olabilir.

Hemen yargılamayın kardeşim. Burası türkiye, acı çeken çok hayvan var, bizim her uluyan hayvana bu şekilde yaklaşımımız buradan geliyor. Ozguvenden değil.

Yahu ne şımarıklığı, ne boş özgüveni ne saçmalıyorsun? Hayvanın yardıma ihtiyacı var belli ki, biz de ne yapabiliriz onun derdindeyiz.

@allah yazdıysa bozsun, anlıyorum ama bu öyle bir şey değil. Fiziksel bir işkence olduğuna ihtimal vermiyorum ama bağlı olduğundan ve ilgisizliğin had safhada olduğundan eminim. Yardım çığlığı bu. nasıl bir ses olduğunu dinleme ihtimaliniz olsa hak vereceğinizden eminim. Evdekilere dinlettim herkesin içi parçalandı. Ben açıkçası nasıl bir yol izleyebiliriz bilemediğim için sordum buraya. En fazla birilerinin günahını alır ve yanılırız ama belki de tam tersi bir canlıya umut olabiliriz.

Yukarıdaki sığırlar -ki bunlar her yerdeler- neyin derdinde onu hiç çözemiyorum ama.

Muhtemelen bağlayıp gidiyolardır akşamları. Çevrenizde dükkanı vs.si olan var mı? Oralarda olabilir. Güya dükkanı korusun diye köpek alıyolar sonra koca köpeği gece bağlayıp gidiyorlar. Çok sorumsuzca.

Eğer köpek şiddet görmüyorsa, aç susuz bakımsız değilse yasal olarak hiç bir şey yapamazsınız. Sadece sahibi ile konuşabilirsiniz.

burda boş konuşanlara aldırmayın. lütfen ardını sorusturun. bir şey çıkmazsa da vicdanınız rahat olur.

Benim de kopegim bahcedeydi, karantinada eve aldim simdi gecen hafta karabtinada cok ses cikardi diye sikayet ettiler. Bi kere bile havlamadi ses cikarmadi gece. Kopekleri anlamak zor, cinslerinden dolayi icgudulerinden dolayi yapiyor olabilirler

İlk çıktığı gün başvurdum, maskeler ne zaman gelir muamma zaten. Ama az önce baktım e devlete arama kısmına maske yazınca açtı bende

doğru düzgün devlet maskeyi halka ulaştıramadan yasaklamak nasıl bir saçmalıktır?

@cureforlove teşeüür ederim ama bunun çok işe yarar olduğunu düşünmüyorum. Hatta bende siyah dandik bir maske var ama onun bir işe yamadığına dair çok yazı okudum. Onun yerine işe yarar bir şey almak istiyorum.

@paramolacak onu da denedim şimdi ama olmadı :(

maskesi olmayanlar geçici olarak atkı, eşarp falan bağlıyorlar. bu şekilde olunca kabul ediliyor genelde ama her gün olursa müsamaha göstermezler tabii ki.

@pearson aslında kanunen bir zorunluluk yok. kendi arabamla kendi iş yerime gideceğim ama sağlık için maske istiyorum.

Toplu alanlara girmediğiniz müddetçe maske zorunlu değil, açık havada maske takmanın bir getirisi olmadığı gibi tam tersi zararı bile olabilir. Özellikle ellerinize çok dikkat edin, sık sık ellerinizi dezenfekte edin, ellerinizi yüzünüze asla değdirmeyin. Unutmayın sakınan göze çöp batar, dikkatli olun ama abartmayın.

Karnındaki çocuğun insan olarak nitelenmesi için doğması gerekmiyor kürtaj süresi 3 ay gibi bi süre süre hakkında yanılıyor olabilirim büyük ihtimal işte bu vakitten sonra o artık canlıdır onu öldürmek suçtur. Anne öldüyse zaten doktor anlarsa çocuğu yasatmaya calısırlar bebek de ölürse o da can bildirirler.

Otopsi raporunda kişiye dair tüm detaylar yazılmak zorundadır yani böyle bir durum varsa mutlaka raporlanır

şefaflık gereği otopsi raporunda ne var ne yok yazılır.Savcı okuyacak bunu en nihayetinde.

cocugu yapmak icin iki kisi gerekiyor. nasil o sadeece annenin ozeli oluyor da babanin ozeli olmuyor? sevisirlerken d sadece annenin ozeli mi?

Bazen ölüm ya da öldürülme sebebiyle, doğmamış çocuk birbiriyle bağlantılı da olabiliyor.

geçen bbc türkçe'de bir belgeselimsi izledim.

yanlış anlamadıysam bir kişi şüpheli bir şekilde ölürse yani intihar vs kızlık zarına bile bakıyorlarmış. bunu da raporluyorlarmış.

yani yetişkin gebe kadın doğal yolla ölmezse her detayı raporlanıyor sanırım.

Birinci derece yakınlar dışında bilgilendirmek zorunda değiller, zaten öyle bir durumda eğer otopsi yapılırsa o raporda her şey yazılır ve bu rapora da birinci derece yakınlar doğal olarak ulaşabilirler.

allerjiden dolayı olabilir.

Evin havasız olabilir. Odanı havalandır biraz.

Kimi zaman psikolojik bile olabiliyor. Mesela nefesi esneyerek alma ihtiyacı gibi.

belirtileri göstermiyorsun ama için ferahlasın istiyorsan 184'ü ara.

öksürük ateş ve boğaz ağrısı 3 önemli gösterge.

1 gün daha bekle kendini karantinaya al.

sonra diğer belirtiler de olusa 184'ü arayıp durumdan bahsedebilirsin

ateş ve öksürük yoksa çok büyük ihtimalle korona değildir. bildiğim kadarıyla koronada burun da akmıyor.

Koku alma duygun varsa olma ihtimalin düşük. Bu corona virüsünde en etkileyci ön belirti koku yetisinin azalmasıymış.

Grip, Nezle gibi duruyor. Beklemede kalıp belirtileri takip et.

Ateş düşürücü ağrı kesici alın. Ateşi takip edin. Düşüyorsa corona değildir.

Mevsimin tam olarak grip mevsimi zamanı olduğunu unutmayın.

Oneririm.

ülkedeki en stabil internet servis sağlayıcısıdır, kesinlikle öneririm. f/p açısından da kuvvetli.

kullandım. bedava olmadığı sürece kullanmam. ne kanalları kanal, ne de internet bağlantısı bağlantı. akk, kota, taahhütten başınızı kaldırmanız mümkün değil.
fiyatı da ucuz filan değil. başkalarının 99 liraya verdiği gerçek manada 50 mbs sınırsız taahhütsüz bağlantıyı vermiyorlar. bütün tarifelerinde kota ve taahhüt var.

Bursada 20 yıldır kullanıyorum. Önce televizyonla başladı sonra internet. Çok memnunum. Arıza durumu olduğunda kapımda bir arkadaş bitiyor. Kısa sürede çözüyor.
Farklı ilçelerde farklı semtlerde önerdiğim arkadaşlar da mennun. Tv internet ev telefonu bir arada hizmetle önceki faturaları yarıdan daha aza indi.
Bende üst paket tv var. Conax modülle kullanıyorum. Tek kumandayla iş tamam. İnternet 50mbps ki cidden öyle

Kesinlikle önerilir ancak piyasanın en ucuzu değildir!

Valla uydunetin kalitesi nerdeyse mahalleden mahalleye değişiyor desem yalan olmaz. Ben 2004ten beri farkli il ve ilçelerde kullanıyorum; gayet de memnunum, nadiren sorun yaşadım ama bana yirmi dakika mesafede yaşayan arkadaşım 3 ay kullandıktan sonra söverek iptal ettirmişti aboneliğini mesela.. O civarda yaşayan insanlara sorarsanız daha sağlıklı bilgi alırsınız.

Yıllardır kullanıyorum hiç problem yaşamadım.

bölgeden bölgeye kalitesinin değiştiğini duymuştum ben. eski evimde de (bakırköy) yeni evimde de (suadiye) uydunet kullanıyorum son 4 yıldır. 50 mbps üyeliğim var en kötü 48 mbps falan aldım. internetim 1 kere 1 saate yakın kesildi. onun dışında yaklaşık 4 yıldır bir sorun yaşamadım. tvsine de üyeyim ama 4 yılda (ailemin beni ziyarete geldiği dönemler hariç) 4 defa açıp tv kanalı izlememişimdir ben de.

Erir. Hic bisey olmaz, rahat ol. Tavuk butunu yutsan o bile erir :) levregin kilosu kacaydi? :)

@karlmarx kilosu 35 TL :)

@ karlmax: seni balık piyasasını takip edecek konuma düşürenler utansın..

erir, bişe olmaz..

Mide asidi çok kuvvetlidir kılçık gibi şeyleri eritmek mide için basit şeylerdir.

millet 1 kilo hamsiyi kılçıklaıyla yiyor
sen 2cmlik kılçığı dert ediyorsun :)
erir tabi

Bizde de aynı durumlar. Sabah 6'da açılıyor bütün gün, gece 11'e kadar. Hafta içi herkes işte zaten, boş evi ısıtıyor. Ay sonu da inanılmaz bir para.

bir defa bu şekilde yakıt masrafı daha çok olur. artı gece kapatmak nasıl bir zeka ürünüdür lan? millet yorgan altı diye kapatıyorlar herhalde ama bunun hastası var çocuğu var vs.

gece yarısı ara inadına.

eger cok fazla yasli varsa onlar icin yapiyolardir. eger oyleyse birak boyle olsun. isleri yok, disari cikamiyorlar. tum gun evdeler birak isinsin garibanlar.

Bu adam gariban babası mi yav. Merkezi sistemde gördügum kadarıyla Sistem böyle.

benim öğrenci evi de öyle. biz kapattık kaloriferleri alttan üstten ısınıyoruz. gece de yapacak bişey yok aga. paşa paşa aidatı veriyoruz tabii.

Pay ölçerli sisteme geçmek için baskı yapın, parayı ağaçtan toplamıyoruz diyerek diğer kat sakinlerinide gazlayın.

apartmanda toplantı yapıp konuyu görüşün. cogunluk senin gibi düşünüyorsa değiştirecekler eli mahkum. değilse sen susacaksın.

Fitnesste bilincli sekilde üst vucut anteremani + protein destegi seklinde denemenizi öneririm.

Omuzumda kapsüllerde hafif oynama olmustu. agri yapiyordu saga sola yatarken. 1-2 doktor bir sey bulamadi, sonuncusu uzmandi. Antereman plani yapip, Fizyoterapiste yönlendirdi. Bir kac haftada agrilarim dindi ve normale döndüm.

Akşamları yatmadan streching yapın, gentle yoga benzeri şeyler...

fibromiyalji?

pilates, postür egzersizleri, içe basma gibi şikayetleriniz varsa buna uygun tabanlıklar (ayağınıza özel üretilmiş kaliteli olanlarından).

Ben de ölüyorum agridan surekli ofiste otur kutuphanede ders çalışılırken otur derken korkunc sirt agrilari edindim. Benim planim da agirlik calismasi sirt kaslaei icin ve pilates. Imkan varsa reformer.

hamam ve tellak senin işini çözer ama bağımlılık yapar.

Romatoloji'ye gittin mi hiç?

MR raporu da çıktıysa git. Rapor olmadan doktor bakmaz büyük ihtimalle. Yani bakar da raporu da görmem lazım der. Bana da CD'yi hemen verdiler ama rapor 1 hafta sonra çıkar dediler, aynı gün yazmışlar oysa. 1 hafta keriz gibi bekledim...

@malheiros Şimdi jeton düştü o bir haftalık bekleme süreci görüntüler için değil rapor içinmiş. Rapor doğal olarak daha ortada yok, sadece görüntüler ile de doktoruma gitmem manasız olur. Cevap için teşekkürler aydınlanmış oldum.

teyit için tekrar yazmış olayın. görüntüler içn değil, uzmanın yazacağı rapor için bekliyorsun.
görüntüler anında veriliyor.

gitme

Tek de olsan git bence. İleride hatırlayacağın anlar olur, fotoğrafını çekecek illa ki bir arkadaşın vardır. Ya da birlikte çekilirsiniz. Ben olsam inadına giderdim, gururla hem de.

Arkadaslarin falan da mi yok? Onlarla git. Yoksa bile tek git. Nolcak sanki? Sıkılirsan ayrilirsin

gitme boşver. amelelik resmen. saatlerce bekliyosun falan.

Elbette gitmelisin yalnız olman anılar edinmeni engellemeyecek ki, doğal olarak yalnız hissedebilirsin ama mutlaka gitmelisin çünkü hayatında başına gelebilecek tek seferlik bir şey. Tek seferlik durumlar bana göre çok değerlidir.

Aileniz için mi okudunuz kendiniz için mi?

İnsan başarılarıyla önce kendisi için övünür. Mezuniyete gidin ve tadını çıkarın. Bu hayatta ailesi olmayan olsa da destek olmayan pek çok insan var bir siz değilsiniz. Ama hayat sizin. Ne yaparsanız kendiniz için yapacaksınız. Yaptığınız ve yapamadığınız şeylere (aileniz bile olsa) üçüncü kişiler için bahane bulmayın.

Tebrik ederim. İyi eğlenceler dilerim...

İstanbuldaysa mezuniyet eşimle ben geleyim

Git tabiki. Kendi basina bir bireysim.seneler sonra annem babam yuzunden mezuniyetime gidememistim diyecegine kimse gelmedi pasalar gibi gittim dersin. Hem herkesin anasi babasi gelmiyor ki illa tek olanlar da oluyor.

Arkadaşların yok mu? Git bence.

ben de ''geleyim'' yazacaktım ama İstanbulda değilmişsiniz.
Benim mezuniyetimde de ailem yanımda yoktu.Hatta yakın arkadaşlarım ''mezuniyeti uzatma,şehir dışında olma vs.'' bahaneleriyle gelmedi.ama yine de gittim.hiç pişman değilim.
sizin yerinizde olsam istediğim gibi giyinir giderdim.

gidin, size eşlik edebilecek arkadaşlarınız kesin vardır; onları çağırın. yoksa da okuldan arkadaşlarınız vardır onlarla takılırsınız. güzel bir fotoğraf çektirin ve tek başınıza da ayakta kalabildiğiniz için kendinizle gurur duyun.
en kötü ihtimalle ortamda kimseyle takılmaz ve sıkılırsanız erkenden kaçarsınız.

bu soruyu sorduğunuz için gitmek istediğinizi varsayarak bu cevabı verdim bu arada. yoksa ben kendi mezuniyetime gitmedim mesela. son anda vazgeçip gitmezseniz de çok bir şey kaybedeceğinizi düşünmüyorum yani. içinizden nasıl geliyorsa...

denhia, nax +1

git

Git.

Ben de mezuniyetime kendi yaşadığım şehirde olmasına ve ailemin kızmasına rağmen "5 dakika için şu sıcakta ne gerek var?" diye gelmesini istemedim ailemin. Açıkçası çok da bayılarak gitmedim. Ama şu durumda ben olsam ailemin inadına giderdim.

Bu arada giyim kuşamdan bahsettiğiniz için kadın olduğunuzu tahmin ediyorum. Bunun için merak ettim, mezuniyet elbisesinde utanılacak ne var anlamadım? Gayet hoş bir elbise giyip gidersiniz. Şort giyip gidecek değilsiniz ya!

Git git git... birinden rica et resmini cekerler... kendin icin git..

Ankaradaysan ben anadolun kasasina yukleyeyim bizim cavolari gelelim. Havaya bile atariz seni.

git git, üniyi söyle kahveden adam toplayıp gelelim.

Git boşver.

Git tabi

git kesinlikle.

bölümü iyi bir derece ile bitirdiğini belirttiğin icin bence gitmelisin. ya da gitmek istediğin icin gitmelisin.

mutlaka git.

o senin günün, seninle paylaşmak isteyen gelir istemeyen gelmez. sen git, arkadaşlarınla takıl, sonra gidip eğlenin bir yerde.

Ankara'da ise ben gelirim.

Tek de olsan git.

Daha önce söylenmiş ama yine de söyleyeyim GİT.
İçinde ukte kalacapına ilerde anı olur. Kimin ne dediğini kafana takma, hem bak iyi bir derece ile bitriyormuşsun sana emek veren hocaların görmek ister.
İllaki arkadaşın dostun vs vardır orada. Tek gitmem diyorsan da yardımcı oluruz, şehiri söyle oradan kimse çıkmaz ise İstanbuldan kalkar gelirim, geliriz, Sıkıntı olmaz

Git kesinlinke. Bu senin özel günün, bölüm ya da fakültr arkadaşlarından illa sevdiğin insanlar vardır. Onlarla güzel bir gün geçirmiş olursun. Fotoğrafını da çekerler :)

Mezuniyetini kutlarım.

bence ali çok güzel bir isim ama ruşen'i bilemedim :)

ali çok güzel ama ruşen tam şopar ismi ya :/

ruşen olmamış ya

çocuk büyüyünce ali'yi kullanacağı için hiç kasma bence

Sadece ali koy geç güzel isim dünya geneli geçerliği var

Baya kötü ve itici

çok kötü hocam. Ruşen nedir allasen?

(bkz: ruşen amcanın oğlu sedat)

dayı ismi direk

O zaman hep Fatma Girik'in söyleyiş tarzı yüzünden :/ bir kişi mi iyi demez arkadaş, sorun bende herhalde :D

Anama babama dava açardım direkt :d

nüzhet olsun

Ruşen enişte ismi yazık çocuğa

Ruşen adı aydın ve parlak demekmiş bu yönden bakınca bence çok güzel bir isim, Ali ise yüce yüksek demekmiş ve elbette meşhur Ali'den gelen bir ad. Yani iki adın da anlamları çok güzel.

ruşen ali diye bebek, çocuk olmaz. kamudan emekli apartman yöneticisi olur.

Kötü ali yeterli

kiz cocugunun adini zuberraaa koymak gibi bir sey sirf kulaga hos geliyor diye

hayır, eğer birine telif verilecekse ismi 'her şey çok güzel olacak' olan filme ismini veren şahsa verilmesi gerekir.

fodera; orada filmden bağımsız bir diyalog var?

evet ama bu bi film ismi? çocuk icad etmemiş.

bu cümle bir temenni sözü. filmle bağlantısı düşünülmeden, tamam başka örnek verelim,

"mayısı kim sevmez!" diye bir söz söyleniyor, kitlelerce çok seviliyor ve seçim sloganı yapılıyor. bu seçim sloganını bulan kişinin bunda bir hakkı var mıdır?

sözü bir sanat eseri olarak önce notere, sonra eğer varsa ilgili kurumu mesam gibi bir yere kaydettirmiş mi? oradan kabul almış mı? hayır? o zaman?

Fikirler korunmaz. Fikirler tescillenmez. İsteğe bağlı kayıt-tescil işlemleri de, fikirler üzerinden değil, fikirler sonucu meydana gelmiş fikir ve sanat ürünleri yani eserler üzerinden yapılmaktadır. Bu işlemler, korumaya yönelik olmayıp, sadece meydana gelen eserin eser sahibini belirlemeye kolaylık sağlayan beyana dayalı işlemlerdir.

Mesela aklına bir söz geldi, söyledin. Sonra insanlar bunu çok sevdi. Burada bir koruma yok.
Ama bu sözden yola çıkarak şiir şarkı türkü yazdın. Vey kitap yazdın. Alenileştirdin ve duyurdun. Bu halde alenileşmesiyle birliktr hak sahibi olursun. Tescile de gerek kalmaz. Ölümünden sonra 70 yıl geçene kadar hakkın korunur.

yine de halk tarafından çok sevilmesinin ötesinde, alınıp bunun seçim sloganı olarak "kullanılması" bence etik olarak çocuğa bir şey ödenmesini gerektiriyor. bize seçim sloganı bulun diye PR'cılara gitseler tonlarca para isterlerdi. belki de yapmışlardır bir güzellik bilemiyoruz, sadece aklıma takıldı

her şey para mı ya ekremin kazanması o bebeye en büyük ödül.

Bana göre zaten o çocuk artık İmamoğlunun kanatları altındadır çoktan o çocuk ile her türlü bağ kurulmuş ve sahiplenilmiştir. Mesela eğitim olanakları açısından gibi.

iskanunu.com

Neler yapıyo tam olarak?

aynı ekipten farklı kişiler ik yla konuşsun, ik nın üstü kim? mobbing yapan yöneticinin üstü kim? bir şekilde onunla konuşsanız?

Bazen bazı durumlarda gözü karartıp profesyonellikten çıkmaz gerektiğini düşünüyorum, elin adamı/kadını karşıma geçip beni çocuk gibi azarlayamaz hele hele aşağılayıcı şeyler asla söyleyemez ister haklı olsun haksız olsun. Böyle durumlarda hak ettiği cevabı vermenin sakınmaması gerektiğini düşünüyorum. Kendini kaf dağında zannedenlerin o dağlarını başlarına yıkmak gerektiğine inanıyorum.

@saint

Yukarıda anlattığım olayda üstü kapalı “gerizekalı” dedi. Yanımızda başkaları da vardı. Şahitlerim de var yani.
Bugüne kadar yaptıkları arasında hor görmek, genellikle azarlamak, herkesin arkasından dedikodu yapmak, yaptığın işi aşağılamak geldi ilk aklıma. Düşünsem daha bir sürü şey çıkabilir

@benaslinda
Daha önce yapıldı. Hatta başka ekiplerden de gidip ik ya şikayet eden oldu ancak hiçbir şey yapılmadı. Yani yapıldıysa da biz onu görmedik. Mobbing yapana nasıl bir yaptırım uygulanıyor onu da bilmiyorum açıkçası

www.kariyer.net

Mobbing ülkemizde genelde sineye çekilir ya da iş bırakılır. Siz önce bir psikoloğa veya psikiyatriste gidin yaşadığınız sıkıntıyı anlatın. 3 ay boyunca devam etmeniz daha iyi olur. Mobbingin ispatlanması için. Mobbingin somut kanıtlanara dayanması ve devamlılık arz etmesi ileride açılacak dava da elinizi güçlendirir.Dava açmadan önce durumu iş yerinizdeki yönetime yazılı olarak bildirmeniz gerek.Yaşadıığınız mobbing olaylarıdan yazılı (e-posta,yazışma ekran görüntüsü vs.) olanları saklayın yazılı olmayanları yanınızda şahitlik yapacak arkadaşlarınız var ise tarihini,saatini not alın. Sonra bir avukatla görüşün. Avukatınız yöneticinizle dava açmadan önce görüşebilir dava açma niyetinizi hissettirmek için. Devam ederse tazminat davası açabilirsiniz. Yargıtayın mobbing olarak kabul etme kriterleri anlattıklarınızdan farklı. Sizinkiler şimdilik ispat için hafif kalıyor. Duyarsızlaşın. İşinizin asgari edimlerini yerine getirin ötesini sallamayın.

Sen de ona mobbing yap. Ye gitsin elemanı

Saydığınız her kişi normal olarak kamu görevlisidir yani millete hizmet etmekle yükümlü kişilerdir, normalinde onlar sizden üstün değil siz onlardan üstünsünüzdür, en azından benim devlet/kamu mantığım bu yönde. Sonuç olarak polis polis memurudur vatandaş için rütbe fark etmeksizin ama eğer rütbe bilginiz var ise amir bey/hanım komiser bey/hanım denebilir, askeri yapı ise farklı sıradan bir er/erbaşa direkt olarak asker denebilir ancak bir astsubaya/subaya direkt olarak asker diyerek hitap edilemez, yine rütbe bilgisi olan vatandaşlar için hitap şekilleri değişebilir ama genel geçer olarak kolunda rütbesi olana astsubayım omuzunda rütbesi olana subayım denebilir general rütbeli birisine hitap ise daha farklıdır her neyse çok uzattım asıl konununda içine ettim özür dilerim. Lan hakikaten ben ne anlattım burada valla pişman oldum.

Ben doktora hocam derim. Amire amirim, komutana komutanım derim. Abes bi durum yok.

Ben doktora x bey, x hanım şeklinde hitap ediyorum. Polise polis hanım, polis bey. İsimlerini biliyorsam da isimlerine hanım veya bey ekleyerek hirap ediyorum.

Samimiyet taviz gerektirir. Sizin altınızda çalışan bir ustaya x abi derseniz, bir gün sonra taviz bekleyecektir. Linkedin'de efsane olan kadının boş bardağı bir kereliğe mahsus yardım olsun diye mutfağa bırakması, ardından görevlinin bugün bardağını masanda bırakmışsın şeklinde sözü gibi. Kız yurdundaki tezye samimiyetin getireceği tavize girmemek için mesafeyi korumuş.

Ben polise memur bey diyorum. Yanlış mı ki?

bir keresinde ordu evi kartı bilgisi almak için bir komutanla konuşmam gerekiyordu. amcama sordum ne diye hitap edeceğim diye, o da bana sen asker misin? eee o zaman komutanım demen gerekmiyor dedi. o yüzden bu işin kuralını merak ettim.

Kimse kimseden üstün değildir. Kamu görevlisinin vatandaştan düşük olduğu hissi de yeni çıktı herhalde. Devlet karşısında herkes eşit olmalı.
Saygıdan komutanım denebilir bence, yaşça büyükse özellikle ben derdim. Ama değilse demem herhalde, komutan bey, ya da ahmet bey.
Amirim demeye de gerek yok bence, komiser bey, müdür bey vs yeterli.
Doktora hocam denmesi ayrı bir konu. Tıp ve doktorluk mesleğine geçmişte olan saygıdan kaynaklı. Bkz. çanakkale savaşında taburcu olan yaralı askerler.
Artık bu saygı çoğu insanda kalmadığına göre yalandan hocam demeye gerek yok.

Doktor ve hemsire icin doktor/hemsire bey/hanım

Polis için memur bey/hanım (çünkü polis bey demek ağızda eğreti duruyor)

Komiser ise komiser bey.

Komutan gibi üst düzey askerlere sayın komutanım. (Asker olmasan da)

Normal askere beyfendi.

Bana göre budur.

Doktora hocam derim. Aldiklari egitim ve bilimsel bilgiye saygım var. Ayrica yaptıkları meslek bizler icin hayat kurtarici.

Polise rutbeli ise ve ismini biliyorsam X Komiserim, amirim derim.

Polis memuruna, eger aramizda cok resmi bir konusma geciyorsa memur bey derim, sirsdan bir cevirme vs ise yasca kucukse kardesim, buyukse de abi der samimiyet kurarim.

Tek istisnam askerdir. Astsubaydan itibaren her askere komutanim derim. Zira biz Turkler asker milletiz. Savasta ve barista her an silah altina alinabiliriz ve rutbeliler her zaman komutanimizdir. Benim o an sivilde olmam bir sey ifade etmez. Her rutbeli, her Türkün komutanidir.

Evet, biraz militaristim.

Adını biliyorsan sonuna bey, hanım ekleyerek hitap ederim bilmiyorsam doktor hanım, komiserim, komutanım vs. fazla da kafaya takmıyorum, amirim komutanım demekle eksilmem.

Hocam, amirim, komutanım derim. Bu uclunun kamuya hizmetlerine saygi duyarim. Alanimda profesorum, is yerimde mudurum bunlara bey çekerim demek biraz kompleksli bir tavir gibi geldi.

evet herkese oluyordur o
çünkü alışkanlık

Alışkanlık meselesidir bu, birde hızlı okuyabilmeyle alakalı. Beyin ve göz rahatlıkla altyazılı bir görüntüyü izleyebiliyor o konuda sıkıntı yok ancak kişinin etmenleri bu takip edebilirliği sekteye de uğratabilir tam tersi çok daha odaklayadabilir.

Görüntüyü kaçıracak kadar değil ama evet ister istemez bakıyorum ikide bir.

Bende de oluyor. Altyazı anlamadığım bir dilde olsa bile gözüm kayıyor, Türkçe ise haydi haydi.

www.iett.istanbul

geçmiyor

twitter.com

Marmaray oralardan geçiyorsa marmaray ile Söğütlüçeşme, ordan metrobüs.

Olmazsa 500T ile Cevizlibağ, ordan metrobüs.

İlk seçenek daha konforlu.

En rahatı önce Marmaray ardından Metrobüs ile Avcılar.Lütfen üşenmeyin gidin kime oy verirseniz verin ama mutlaka hakkınız ve göreviniz olan oyu kullanın, hem Pazar gezmesi olur.

anksiyete olabilir

Kafanı dağıtacak bir şeyler yapmanı öneririm mesela bilgisayar oyunu seviyor oynuyorsan bir süre kendini vererek oyna et ya da çık dışarı tak kulaklığı gez biraz eğlendirici güldürücü bir şey izle/oku.

Eğilip kalktıkça şiddetleniyorsa kas kasılması olabilir. Öyleyse kasların gevşemesi lazım

reflü olabilir kapakçıkta.

reflü

19 Şubat tarihinden geçerli olmak üzere ilaca %26.4 zam geldi.

@crown Nette ki fiyat güncel değil o zaman. 7-8 liraya alınan ilaç ne hale gelmiş yazık bu millete

Zaten farklı ilaç (muadil) verebilirler ama ilacı pahalı veremezler pek.
Ha bu arada bunlar yine iyi günlerimiz.

başka eczaneyi arayıp fiyat sor istersen. ilaç fiyatlarını kafalarına göre belirleyemiyorlar.

Nette ki fiyatlara güvenme çoğunlukla güncel olmayan fiyat onlar.

www.its.gov.tr

mobil uygulama da mevcut. fiyat ve son kullanma tarihi kontrol ediliyor.

its mobil

valla her secim oncesi akp zayiflayacak, chp daha etkili diye hep konustuk soyledik ama hic oyle olmadi, bu secimde de akp daha guclu olarak gelir damgasini vurur, olmaz mi olur...

istanbul ankara banko akp, izmiri de alirsa sasirmamak lazim

İzmiri mümkün değil alamaz, ama İzmir chp'de oy kaybedecek el değiştirmesede.
Ankara yada istanbul'un birinin el değiştireceğini düşünüyorum. Ankara daha yakın gibi.

Hatay büyükşehir chp'den akp'ye geçebilir.

Ankarayı Mansur Yavaşın büyük ihtimalle alacağını düşünüyorum. Eskişehir de akp'nin bu sefer alma ihtimalini düşünüyorum. Üsküdar da belki bir şeyler olabileceğini düşünüyorum.

Ankara.

Kırklareli

Ankara

oyunculukda bir cok rol cinsiyete gore sekil buluyor, tek odul verilse ve pamuk prensesi oynayan biri ile zagor'u oynayan biri (ahhaha rolleri de cok aradim) ikisi de cok iyi oynadiysa sadece birine odul verilecekti. ama bu sekilde iki kisiye de oy veriyolla...

ben benzer bir seyi okculuk icin dusunuyorum. bence bu bransta kadin erkek ayrimi anlamsiz. iki sporcu da benzer mesafeden ayni hedef tahtasina atiyorlar, yani bir guc ve konsantrasyon farkliligi yok bana gore

Aktör var aktris var ama yönetmen de böyle bir ayrım yok. Erkek ile kadın oyuncunun performansları cinsiyetlerine göre farklıdır, bir kadın karakter ile erkek karakter aynı oyunu sergileyemez.

gereksiz. oscarlar boktan bir kurum zaten.

dogru. cunku kadin ve erkek farklidir. esit degildir demiyorum, farklidir diyorum. bu farkliliktan dolayi kadinin ve erkegin filmlerde aldigi rol de ayni olmuyor. rol ayni olmayinca performans da ayni olmuyor. oscar odulu de oyuncunun performansina gore veriliyor. kadin rollerine daha kadinsi performanslar, erkek rollerine daha erkeksi roller veriliyor. bazen filmlerde kadinlar oyunculuk ne kadar kusursuz olursa olsun sonuk kalabiliyor. yuklenen rolden dolayi.

gercek hayatta da anne ile baba ayni mi oynuyor hayati? hayir. biri kadin digeri de erkek perspektifinden yasiyor. ayni degiller, iki odul olmasi bence yerinde.

Aşırı spesifik şeyler yok da en çok takıldıklarım şunlar:

r/flying
r/unpopularopinion
r/changemyview
r/explainlikeimfive
r/mgtow
r/mensrights
r/fuckyoukaren
r/fitness
r/piano
r/languagelearning
r/decidingtobebetter
r/motivation
r/selfimprovement
r/2meirl4meirl
r/magic
r/skincareaddiction
r/malefashionadvice
r/peoplefuckingdying
r/productivity
r/rant
r/roastme
r/suicidewatch
r/writing
r/blackpeopletwitter
r/whitepeopletwitter

takip ettiğim en spesifik sub: r/howtonotgiveafuck/

r/eurovision
r/android
r/androidapps
r/vexillology (bayraklarla ilgili, en çok takıldığım bu)
r/polandball
r/soccer
r/eu4 (europa universalis 4 oyunuyla ilgili)

r/festivalsluts
r/badparking/

r/WatchPeopleDieInside
r/Whatcouldgowrong
r/DesignPorn
r/BeAmazed

aslında güzel bir soru olmuş. daha çok kişi yazarsa yeni şeyler keşfedebiliriz.