www.shopify.com

Soru biraz karmaşık, önce ihtiyacı anlamak için hanımefendiyi dinleyelim. Mesaj gönderiyorum.

@zaman ilac degil insanlar unutkan sıfırdan açacak ama sanırım e ticaret dediğinde iş karışıyor :s satmayı düşündüğü kendi tasarımı kalıplar var pdf dosyası şeklinde. Birde profesyonel sayfa gibi yazılar yayınlayacak vs.

Dijital içerik satacaksa @tahtakafa'nın önerisi bu iş için gayet uygun, ben de Shopify'ı tavsiye ederim.

aynı sistemi güzel hosting üzerinden alıyorum. ssl hizmeti ile birlikte hosting ve domain ücreti senelik 500 lira civarı. mini wordpress paketi alıp ücretsiz bir wordpress teması kuracaksınız. yönetimi ve kurulumu çok kolay.

Anladım ne dedigini. Zaten blogu varmis ayni zamanda bir de yaninda shop olsun istiyor. Elimdeki iş biterse domaini hostingi verirse ucretsiz yaparim kenarda dursun portfoy olur :D

Peki e ticaret olmadan dümdüz bir web sitesi açmak için ne yapsın mesela şu basit örnek gibi kendi adına açacak:
www.yukselkayamakina.com

@yue yani wix wordpress blogspot vs hepsi 2dk da çözer bu bahsettiginizi. Normal düz blog sitesi gibi dusunun

proplan somonlu kısır kedi maması veriyorum ben, n&d'nin fiyata bakmadım ama bunun kilosu 40-45 lira bandında şu an.

Ben de proplan somonlu alıyorum.

Bildiğim kadarıyla özellikle tavuk aromalı mamalar tüy dökümünü hızlandırıyor.

ben de pro plan somonlu kısır alıyorum. evde iki kedi var benim, biri obur. 10 kilo alıyorum 3 ay gidiyor aşağı yukarı. hatta 2,5 tane kedi var diyebilirim. bir tane de binanın içinde gezen bir kedi var, onun için de kapının önüne her gün en az iki defa mama koyuyoruz.

kilosu 37,69 tl'ye geliyor böyle şu an. www.akakce.com

edit: bu arada benim kedilerden biri tekir, sokak kedisi bildiğin, diğeri british blue point, apartmandaki de zaten sokak kedisi, tekir. :) apartmandaki dahil tüyler pırıl pırıl.

Çok teşekkürler cevaplar için proplan deneyelim madem.eski mamayla karıştırmam şart dimi 5 senedir mama değiştirmedik

Önce 3/4 eski mama, 1/4 pro plan karştırıp verin, bir hafta içinde giderek pro planı artırıp eski mamayı azaltın.

Bence Spotify ses olarak daha iyi. Yutubb müzikte ahmetin mehmet in yüklediği versiyonu da çalabiliyor.
Ama içerik açısından yutupda bulunmayacak şey yok gibi. O yüzden ses mi yoksa aradığını bulmak mı önemli, ona da bi bakmak lazım.

spotify tam olarak dandik versiyonların arasından düzgün ses kalitelisini bulmaya çalışmanın yarattığı gereksiz uğraştan dolayı.

spotify. youtube daha o seviyede değil.

Spotify benden 17.99 alıyor hala, ne ara 27 oldu?

İleride YouTube spotify'ı geçebilir ama şu an için Spotify candır.

bir nick var benden iceri
Aile alıcaz mecburen 2 kişiyiz :(

YouTube aile 6 kişiye kadar kullanabilirsiniz. Ekşi duyuruda bir ilan açsan YouTube Premium ortak olmak isteyen var mı diye, 4 kişi daha bulursun aylık maliyet daha da düşer.

youtube music arşiv olarak daha iyi.. bulamadığım müzik yok şuana kadar !!! ama !!! youtube'da yüklü olan videolardan da ses çekiyor.. ses kalitesi yer yer sıkıntı.. spotify'da aldığım memnuniyet daha farklı..

onun dışında birde problem var ki sorma gitsin.. youtube kanal veya kanalları yönetiyorsanız, herhangi bir kanalınıza giriş yaptığınızda youtube music o kanalda yönetilmeye başlıyor.. ben farkında olmadan günlerce şarkılar beğendim.. kütüphaneme ekledim.. günler sonra baktığımda 5 tanesi bir kanalımın music sayfasında, diğer 10 tanesi bir başka kanalımın music sayfasında.. bu gerçekten saçmalık.. o günden beri girmedim hiç hesabıma..

Evet, kesinlikle ergonomik alın

Destek falan hikaye önemli olan ergonomik olması sırtı C bacaklar m şekli olmalı çoğu ergonomik diye satılanlar ergonomik değil.
Şu linkteki bacak ve sırt pozisyonlarını incele:
www.tuniko.com

Sözlükteki başlığa baktım ama hep projeyi değerlendirmişler eğitimin kalitesi/içeriğini değerlendiren yok.

Çok güzel çok beğendim ancak istihdam da yaratılması gerekiyor. Devlet kadro açsın saçma sapan yerlere adam alsınlar demiyorum. Yüksek teknoloji ihracatının önü açılabilmeli. Ya da başka şeyler.

Eğitimler de ortalamanın üstünde. Ama udemy’de ki gibi eğitime başlayanların %60’ı 2.derse geçmez, %85’i 5 dersten fazlasını izlemez ve max %2 bitirirse dersleri işte o %2’nin en iyi şekilde bitirmesi sağlanmalı. 1 milyon yazılıncı projesinde gerçekten de milyon adam öğrenmeyecek. Tembel bi milletiz ve heveslenip bırakma konusunda ustayız. Şurdan temiz 20 bin öğrenci yetişse harika olur.

Baktım, beğenmedim, baya kötü hatta. Yola çıkış noktası hatalı olan bir program nasıl başarılı olsun zaten.

Çok az içerik var. Çok daha iyi içerikler internette zaten mevcut. Muhtemelen kafalarındaki ki düşünce "onlar İngilizce bunlar Türkçe" falan gibi bir şey ama İngilizce bilmeden yazılımcı olunmaz zaten.

Onun haricinde hep "python öğren, javascript öğren, css öğren" gibi dersler var. Hani zaten yazılım biliyorsundur, başka bir dile hızlıca bakayım dersin, o zaman açıp bir göz atarsın bu tarz videolara ama onun haricinde pek faydası olacak bir şey değil. Zaten eskiyecek, 3 sene önce yazdığım javascript ile şimdikinin bir alakası yok mesela. Çok hızlı değişen bir alanda öğretmen gereken şey kapsül bilgi değil, yeni bilgiye nasıl ulaşacağı olmalı. Yani cidden şu javascript kursuna baktım, "javascript'te üs alma fonksiyonu" diye video var. Abi aç dökümantasyonu, orada yazıyor o zaten. Sen bana node nasıl async olabiliyor onu anlat mesela. Eğitim öyle olur. Baksan 700 tane video var ama çöp.

Kaldı ki bu işe girerken doğru düzgün learning path belirleyebilirdin, soru/cevap alanı yapabilirdin, millet konfigürasyonla uğraşmasın diye online interpreter koyabilirdin, matematik anlatabilirdin, hackerrank gibi soru/sınav sistemi ekleyebilirdin. Hiç biri yok, buna rağmen kaç milyon harcanmıştır bu projeye bilmek bile istemiyorum.

Hazır videoları al, hiçbir kalite gereksinimi olmadan oraya koy, ondan sonra 1 milyon yazılımcı yetiştiricem. Zor yetiştirirsin.

Edit: Hiçbir şey bilmeyip sıfırdan başlayan birisine faydası olur. Ama o insana ne okusa/izlese faydası olur zaten.

Edit2: Şimdi aklıma gelince JS kursuna tekrardan baktım. Eğitmenin ne github'ı var ne stackoveflow'u. Daha ne diyim yani.

beze sarılması sıcaklığı korumak için. ama üstüne konulan havludan bahsediyorsanız buharı emmesi için.

Hiçbir şey olmaz ben hiç koymam öyle şeyler gayette güzel olur hele bazıları kağıt havlu koyuyor o kağıtın kokusu siniyor hiç sevmiyorum

pilavın nemini alarak tane tane olmasını sağlar.

Livaneli kadir +1
Lapalığını alır.

Ben ilk pilav yaptığımda beze sarardım. Havlu koyar 15 dakikadan önce servis etmezdim. Şimdi hurraaaa yapıyorum yinede övgüler alıyorum. Ama kesinlikle çok kısık ateşte olması lazım.

Aynı marka mama kullanıyoruz bizim kedi yetişkin. Tüylerini atması için çim malt vb bir şey veriyor musunuz? Normalde onların beslenmesinde tahıl olmaması lazım zaten yeşillik verebilirsiniz lif için benim kedi marul brokoli gibi şeyleri çok seviyor arada iyice yıkayıp veriyorum. Belki de küçük olduğu için kemiriyordur oyun gibi. Birde kediler tuhaf hayvanlar ne zaman ne yapacağı belli olmuyor bizimki bir şey kemirmez ama paket lastiği hastası gördümü hemen yer. Eve sokmuyoruz ya da çok iyi saklıyoruz

yesil kabak haslanip verilebilir, domates yiyebiliyorlar, zeytin bazilari yiyor, kedi otu denilen cimlendirilmis tahil verebilirsiniz.

Bizimkiler 2 yaşına gelecekler. İki tane var. Bazen eve gelen kargonun kutusunu girişte bırakıyorum. Sırayla girip oturuyorlar. Atarken bakıyorum her fişlenmiş. Bazen kitap kenarları, boşta buldukları kağıtlar, peçete poşet. Mobilya dişlemediler ama bir sürü şey dişliyorlar. Belki o kadar endişelenecek bir durum yoktur. Mobilya limon sürseniz bir süre. Limon koklayınca mala bağlıyorlar.

Kutunun her yeri dişlenmiş* olacaktı.

Elbette var. Öncelikle herkesin girdiği temel yeterliliği belrleyen sınava (TYT) girmelisin, sonra da YKS-Dil (YDT) sınavına girmelisin. Dil sınavında 80 soru var.

@whyamy teşekkürler peki ayt diye bir sınavda varmış ona girmek gerekmiyor mu?

Ydt ye giriyorsunuz onun yerine:)
Valla sınavları ayırmışlar şimdi. Ayt de biz zamanimizda ki ilk ve ikinci sınav gibi.

AYT diğer sınavları kapsıyor matematik, edebiyat gibi. Dil sınavı ayrıldı onlardan yeni sistemde YDT olarak.

etin neresinden kuşbaşı aldığına bağlı. hayvanın her yeri aynı kalitede, aynı lezzette olmaz ki..

direkt koyarsanız sert olacaktır. anneniz belki önceden marine edip, düdüklüde falan pişirip öyle atıyordur yemeğe. ya da çok uzun süre kısık ateşte pişiriyordur. kuzu eti de bi miktar daha yumuşak olur yine. siz belki dana eti kullandıysanız ondan sert olmuştur.

* et lezzetsiz olabilir
* yeteri kadar pişirmemiş olabilirsin

güveçte falan yapıyorsan en az 2-3 saat pişer o. o yüzde çiğ olmaz. sen önce bir tencerede suyunu salıp tekrar çekene kadar pişir, sonra yemeğine katıver.

Et ne kadar iyi ve dinlenmişse o kadar yumuşak oluyor. Kuzu kuşbaşı al güveçlik de adama iyi yerinden versin. Eti bir ya da iki gece buzdolabının normal kısmında dinlendir kontrollü. Geçen hafta istemeden öyle dinlenmiş oldu aldığım et tavada kısa sürede kavurma gibi yaptım lokum gibi oldu normalde düdüklüde 1 saat pişirsem anca öyle oluyor.

Yağsız etin tadı olmaz ki. Biraz yağlı kısmından olsun.

aynı sorunu daha geçen yaşadım, dana kuşbaşından et sote yaptım ama et bildiğin sertti, nedenleri olarak etin kalitesiz olması, etin yüksek ısıda pişirilmesi, etin iyi dinlendirilmemesi ve de sote, kavurma vb. yemekler için dana kuşbaşının kötü bir seçim olması nedenler buldum kendimce....yumuşak et istiyorsan kuzu kuşbaşı al ya da antrikot, bonfile et al, bak nasıl lokum gibi oluyor.

Rahatsız etmiyorsa koyun eti daha yumuşak oluyor.

Bir de düdüklüde pişirmiyorsanız pişirme kağıdını elinizle buruşturun iyice, sonra suyun altında ıslatın, fazla suyunu alın ve pilav dinlendirirken yaptığımız gibi tencerenin üst kısmına serip üzerine kapağını kapatıp öyle pişirin.

geçici ev bulusanız çok rahat eder. Ama ev taşımada da 3-4 günlük hengame sonrası normale döner, ciddi bir sorun olacağını sanmıyorum.

tek kediyse zaten eve bi kaç günde alışır.
mevcut kedimi bi önceki evime taşırken bomboş eve salmıştım, hızlıca alışmıştı.
şimdiki eve eşyaları koyduktan sonra getirdim ve ömründe ilk kez korktuğunu gördüm hayvancağızın.
şimdi evin dolu yahut boş olması ile durum alakalı mı bilmiyorum ama bana sanki alakalı gibi geliyor. boş eve taşınan kedi, eşyalar yerleşirken gözlüyor, evi önceden boşken (boş evde kaçabileceği bi kuytuda yok) öğreniyor; eşyalar yerleşince de daha sakin oluyor.
öte yandan eşim "önceki evin tek kedisiydi ve daha 4-5 aylıktı, buraya geldiğinde 2.5 yaşındaydı ve evde ayrı odalarda da olsa başka kediler ve etrafta da kedilerin kokuları vardı. ondan korktu, çekindi" diyor.

barankovan boş eve salma durumu çok zor ya malum şehirlerarası taşınacağız o nasıl olacak onu da bilmiyorum. benim kedi çok korkak tehlikeli olabilir eşyalar taşınırken evde olması ya açık camdan falan düşerse o tür şeylerden çok korkuyorum.

Up

Eşimin kedileri, yazın yazlığa, kışın kışlığa, arada bizim evimize filan gidip geliyordu. Yazlık Avşa'da. Doğal olarak sadece karayolu değil feribot ile deniz de aşacak kediler. Genelde yola çıkılacağı sabah veterinerden alınan damla formunda bir uyku ilacı ile uyutup öyle yola çıkılıyordu. Sabah uyumaya başlıyor, akşam üzeri uyanıyorlardı.
İlk kez gördüğünüzde korkutucu oluyor kedi sahibi olarak sizin için. Öldü diye düşünüyorsunuz, ama akşam üzeri sarhoş olmuş gibi uyanınca seviniyor insan. Yoksa yolculuk çok da kolay geçecek bir şey değil.

Kişisel durumumu da söyleyeyim. 10 yaşının üzerinde biri dişi biri erkek iki kediydi, söz konusu kediler. Ben bu taşırken uyutma meselesine dayanamadığım için kedilerin bizim evde kalmalarına ve bir daha şehirlerarası taşınmamalarına karar verdim. Resmen el koydum ikisine de...

tavana çelik dübel(kancalı da olur, kancasız alıp kanca da takabilirsin) www.mcskelepce.com.tr

çelik dübele takabileceğin uygun ölçüde fırdöndü www.celikermakina.com

fırdöndüye takacağın kumaş tertibatı

bir de hava

çelik dübelin 100 tanesi 24 lira, sen tane hesabı alsan alsan en fazla 5 liraya alırsın.

kanca desen o da 5 lira olsa 1 tane de büyük mapa fırdöndü alsan 20 de o tutsa 30 lira.
montaja da artık atarsın 20 30 bişeyler.

kumaş seçimi nasıl olur, kaça çıkar bilmiyorum. ama sana şerit şeklinde sağlam bi kumaş olsa, gerekli yerlere düğmük atarak bile kullanırsın.

ha aşırısı sağlam dikişli bişey istiyorsan, sağlam kumaş seçip, kunduracı ya da çantacılara diktirirsin.

normalini yapın önce, hoşunuza giderse havalısını yaparsınız.

benim saydığım şeyler endüstride kullanılan ürünler.

100 kilo çekeni de var 5 ton çekeni de, 50 ton çekeni de.

duyurudaki mühendis arkadaşlar kabaca bi hesap yapıp sana hangi boyun olacağını net olarak söyler.

montaj da önemli tabi, hatta tavanın harç malzemesi de.

kalkıp elektrik kablolarının geçtiği yerleri delersen mesela daha önce hiç görmediğin bir havayi fişek gösterisi izlersin.

ya da yapan adam sağlam monte edemezse, sorun çıkabilir ama yan yana 2 tane çelik dübel takıp bir tanesini safety amaçlı kullanabilirsin. benim odamda 3 tane yanyana takılı mesela 15 cm arayla üçgen formunda, araba bile çekerim tavana.(bisiklet asmak için yapmıştım, dübelleri taktım, ertesi günü bi baktım bisikleti çalmışlar ameka.) yine allah göstermesin ama kendimi asmak istesem yer hazır yani bi ipe kaldık.

cevaplar için sağolun arkadaşlar iki yıldır aktif olarak yoga yapıyorum ve yogayı çok seviyorum. denge konusunda iyi olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. bu hareketleri yapabileceğimi öngörüyorum ama elbette yapmadan önce güvenlik önlemleri alacağım.

yorumlarda biri edavatı nerden aldıklarını sormuş, yönlendirdikleri sitede 400 tl hamak ve askı malzemesi, ama tr'ye göndermiyor. belki siteyi kurcalar ve akıllı bir tornacı bulursanız fikir verebilir - tornacı diyorum, çünkü çok yaratıcı olabiliyorlar.

istanbul avrupa yakasında ikamet etmekteyim.

@douglas duyurunu hortlatmış olacağım ama evde kurdun mu bu sistemi acaba kumaş ne kullandın çok merak ediyorum

merhaba. evde hamak yogası yapıyorum 2 yıldır. şundan almıştım

www.svava.com.tr

yanında tavana asmak için gerekli şeyleri de gönderiyorlar. ama bizim bina yeni bina, ve yeni binalardaki tavanlar yanlış bilmiyorsam ytong(?) oluyormuş, bunlar o tavanlara asılmazmış öyle demişlerdi o zamanlar. taşımazmış tavan. ben de koridora iki ucundan vidalı bir barfiks demiri asıp barfiks demirine astım hamağı. dezavantajı, koridorda olduğum için çok hareket alanım yok. ama birçok hareketi gene yapabiliyorum.

senin bina eski tipse, normal beton kullanıldıysa linkteki hamağı alıp direkt tavana monte edebilirsin.

muhtemelen değiyordur ama sürekli yalanıp kendini temizliyor.

bazen değiyor :)

o kadar titizlenirsen o is zor. yanlislikla kakasina da basar, ishal olur da basar, cisine de basar, ici şeyolur yatagina da kusar, tuvalete girip ordan gece yatagina yanina cikar gunduz koltuguna masana cikar, sofrayi hazirlarken sen mutfaga gitmisken cikar masada yemegini patiler, yere dusen uzun saci yediginden bir parca bok kicina asili kalir da pesinde kosup kicindaki boku almaya calisirsin... olabilir yani boyle seyler. vazgeciremezsin de. hastalanir veterinere goturursun kol gibi fatura cikar. hayvan iste yani boyle seyleri goze aliyorsan sahiplen.

Bu biraz kedinin huyuna bağlı. Bizim kedi de boyle şeyler hiç olmuyor. Cisini bile tuvaletin ucuna cikip yapiyor kuma basmiyor. Kakasini yapinca de hic bulastirmadan cikiyor. Kumla kapama meselesini de tuvaletinin disarda hayali olarak yapiyor. Yine kuma hic bulastirmiyor kendini.

Kedimin üzerinde kaka görmedim hiç, kıçı bile genellikle temiz oluyor. Ama insan gibi düşünmek lazım bin bir çeşit kedi var hepsinin huyu farklı, tepki olarak ortalığa işeyen kediler gördüm.

Kendi yalanmaları temizliklerine yetiyor gibi. Ya kaka varsa diye ilgisiz sevgisiz bırakacaksanız, çekinecekseniz tekrar düşünün, yatağınıza da girecek, o patiler yüzünüze de değecek zira. Yapabileceğiniz en fazla kedi ile temas ettikten sonra kendinizi temizlemeniz.

evet değiyor ama sallamıyorlar. poposuna kaka parçası yapışmışken evde dolanıp koltuklara oturup kalkıyorlar, mutfağa girip çıkıyorlar. temizliğiyle uğraşamıcaksanız önermem. kedi sahibi olmak biraz sallamamayı gerektiriyor yoksa insan kafayı yer.

bizim evde bir tane var, kol gibi birakiyor. isiyor, siciyor. sonra yerde karolarin ustunde islak patilerinin izi (evet sidik..). o patilerle tezgaha da cikar, senin yemegini de patiler.. kediler temiz hayvanlardir dediklerine bakma, bildigin pasakli olani da var, digerlerinin de cok farkli olacagini sanmiyorum.

ubi dubium ibi libertas +100000000000000

6 aydır evimde kedi var; bir kere karşılaştım bu durumla, onda da hayvancagiz ishal olmuştu. Onun dışında tuvaletten çıkar çıkmaz daha salona gelmeden banyoda kendini yalama faslına geçiyor resmen. Ama bizimki biraz cins, iki kere sevsek yere yatıp saatlerce yalanıyor. Ayrıca evdeysem ben de kontrol ediyorum her yerini.

Bu arada ben de kedileri çok sevmeme rağmen uzun süre titizlik sebebiyle eve almak istemedim. Sonradan isteyince alerjim çıktı, kaç yıl sonra eve kedi alabildim ama söyleyeceğim şey su; o eve gelince hayatınız değişiyor resmen. Hem pis olan kediler degil, sahipleri bence. Kedili ev ile ilgili bir sürü rivayet döner (kedili ev kokar, yemeklerinden tüy çıkar vs vs), sahibi temiz bir insansa bu rivayetlerin bir çoğu gerçekleşmez. Tabii ki canlı, hasta olduğu durumlar vs oluyor (sonuçta insan yavrusu da hastalaninca halılara kusabilir) ama genel olarak titiz hayvanlar kediler.

Seviyorum, arkamı dönünce hayvan kendini yalamaya başlıyor.

Soruya cevabım bu.

Kediye göre değişiyor +1 klozet kullananı bile var eğitilince sonuçta. Benimki hastayken bile gitti kumuna kustu. Kirliyse mesela hiç girmez kabına dışarda miyavlar temizle diye.
Bunu şimdiden düşünüyorsan isteme bence +1

genelde baasmamaya çalışıyorlar ama şapşik olduklarından basıyorlar genelde. kumun önüne böyle bi paspas koy.

xz premium kötü, xz1 işini görür ama bütçe sorunun yoksa 2-3 ay daha bekle xz2 al, daha kibar ve modern görünümlü bir telefon olmuş.
img.donanimhaber.com

Z2 DEN xz'ye geçmiş biri olarak yabancılık çekmedim, ekran vs herşey hemen hemen aynı.
premium da iyi, ekran çok büyük bana göre.

Bütçe sorunum yok hediye olacak xz premiumun nesi kötü acaba çok sıkıntılı mı?

premium kötü değil, xz 3 gb iken, premium 4 gb.
ekran büyük sadece, iş için uygun olmuyor şahsi düşüncem.

knitting cabochon?

@elbar görseller çok alakasız çıktı :(

Baby balaclava

hand knit balaclava for baby
yazıyor nette.

Arkadaşım senin kedi kızgınlığa girmiş. Attırmasını engellemenin tek yolu kedini kısırlaştırmak. Başka yolu yok. Geçmiş olsun şimdiden.

yasi gelmis artik kisirlastirmak durumundasin.

Alışırsa koku bırakmaya kısırlaştırdıktan sonrada devam edebiliyor bu yüzden kısırlaştıracaksan geciktirme.

kizginliktan emin degildim, inanmak istemiyordum belki de...
tesekkur ederim, el mahkum toplari aldiricaz artik.

www.youtube.com

gece uyurken dikkat et.

kedini kısırlaştırma vaktin gelmiş: static8.bobiler.org

Bu kızgınlık aşaması geçene kadar yavru da isteyen bi dişi kedi sahibi ile anlaşıp çiftleştir, hayvan durulsun ondan sonra kısırlaştır. Aklımda nedense tam o an kısırlaştırmanın tehlikeli olabileceği kalmış. Neyse bu kısırlaştırma konusu tam gerekli kötülük (necessary evil). Bir yandan empati kuruyorum aşırı ters geliyor, bir yandan da o malum sebepler (arkadaş değinmiş) Biri kedi-köpek için prezervatif icat etse aşırı sevineceğim.

Cevabımızı sağolsun moderatör silmiş. Bir daha yazıyorum, minnoşun için en güzel çözüm hiç çiftleştirmeden kısırlaştırmak.

Rehberden kişiyi seçiyoruz. Kalem ve 3 nokta var. 3 noktaya basıp "otomatik reddetme listesine ekle" yazıyor. Rica ederim

Tulumba 3 noktada engelleme çıkmıyor :(
i.hizliresim.com

Rehber>Ayarlar>Numara engelleme

Bende böyle erişiliyor. Sonra listeye isim/numara ekliyorsun

Hiçbirinden çıkmıyor hep aynı şeyler çıkıyor :( android sürümüm 6.0.1 xperia z2 o yüzden mi yok bende

Benim tel samsung. Ondan dolayı olmamıştır. Şimdi üşenmedim google amcaya sordum.şöyle diyor
Sony telefonlarda doğrudan numara engelleme seçeneği bulunmamaktadır, bunun yerine engellemek istediğiniz kişileri sesli mesaja yönlendirebilirsiniz.
Rehberden engellemek istediğiniz kişiyi bulun sağ üst taraftaki kalem simgesine dokunun.
Kişi detay sayfasından üç nokta simgesine dokunun açılan menüden “Tüm çağrıları sesli mesajla” seçeneğini aktif edin.

kahve

Kahve

ben de grilisini daha cok sevdim. o kadar da acik renk degil hem. bagciklarini koyu gri bir bagcikla degistirdin mi mis!

kahverengi olanı.

2. Çok güzel. Kirlenirse de kirlensin. Ne farkederki dağda giydikten sonra.

2. Güzel. Kahve çok klasik.

2 daha güzel ama 1 doğa için daha uygun.

2. daha güzel, pilav'ın dediği gibi aynen koyu gri bir bağcıkla çok güzel durur. kirlensin, temizlenir yahu!

Kirlensin de süet olduğu için endişeliyim, çamur vs bulaşırsa temizlesen de izleri kalır, bu sefer kötü görünür gibime geliyor:D

Yoksa eski botum da krem-pembe rengiydi zten, siliyordum temizleniyordu, ama böyle süetli değildi.

gri daha güzel evet ama bence çok sıkıntı yaşarsın temizlemek adına. o süet kısımları silinse de çıkmaz gibi geliyor. kahvesinde bile sorun yaşayabilirsin. süetsiz modellere bak bence :/

Başka bot bak. İlla bu diyorsan kahverengi

gebelik takibini yapmaları onlar için yasal zorunluluk. kendi sorumluluk alanlarında onlarda kayıtlı olmayan bir gebe doğum yaparsa, ceza ödüyorlar diye biliyorum.

Ceza aliyorlar. Bu sebepten (bkz: tebrikler kızınız hamile ) gibi abuk sabuk davranışlar içerisine girebiliyorlar.

E bunu bana insanca neden söylemiyor, artı ben istemesem bile ceza alıyorlar mı? Zaten 4. Ayda haberleri oldu ben tesadüfen söylemesem haberleri olmayacaktı kan ilacı yazdırmaya gitmiştim.

3 sene aile hekimligi yaptim. aile hekiminden gebelik takibi hizmeti almak istemediginizi soyleyin, buna yonelik bi kagida imza attirirlar, olay biter. ama gebelik takibi yapmalari onlar icin zorunlu. o yuzden Boyle. bir kac ayri kagida imza atin, ustune tarih atar kullanirlar. ya da tarihlere uyarak gitmeniz lazim yoksa her seferinde sizi arar ulasmaya calisirlar. ayni durum cocuk icin de olacak. asi ve Saglam cocuk muayenesine duzenli olarak cagrilacaksiniz.

Gebeliğim süresince hiç gitmedim kimsede aramadı ama belki de eski numaram vardı bilemiyorum. Şimdi aile hekimim değişti çocuktan topuk kanı alacakları için değiştirdim eşimin kayıtlı olduğu yere aldırdım baya ilgililer mecburlarda zaten anne ve bebekle ilgilenmeye. Siz gitmek istemiyorsanız size yoksa hizmet veremezler buna dair yazılı bir ifade bırakın aramazlar

Kilonuzu felan soruyorlar zaten. Bende çalıştığım için hep telefonda söylüyordum tamam diyip kapatıyorlardı.

haftada 10 saat, 8 haftada 80 saat. iş yerinle konuşup yoplu şey yapmak istersen 2 hafta önce çıkarsın.

Cesario biz haftada 5 gün 8-6.15 arası çalışıyorduk o zaman bu hesaplama değişir mi?

Haftada 5 gun 9.00_18.00 calisiyorum. İstifa ettim. 6 hafta ihbar surem; 6*5 : 30 gun
30*2 :60 saat . gunluk 9 saatten 60/9: 6 gun 6 saat ediyor. 7 de diyebiliriz.
Siz de bunun gibi hesaplayin. Bizim ik boyle hesapladi.

İşsizlik sigortasından yararlanabilmek için;

§ Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak,

§ Hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak,

§ Son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,

§ Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvurmak,

gerekmektedir.


Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde;

§ 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,

§ 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,

§ 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün,

süre ile işsizlik ödeneği (kanunda yer alan diğer şartları taşınması kaydıyla) verilmektedir.

Bir de ben ayrıca işssizlik sigortası primi vs ödemedim maaştan kesilen paranın içinde otomatik olmuyor mu onlar?

işsizlik sigortası sgk primi ile beraber firma tarafından ödeniyor. Raporlu günler sorun değil ancak ücretsiz izinler gün sayımında geçerli değil.

edit: şimdi baktım ücretsiz izini de kabul ediyorlarmış, sorun yok.

Farzedelim ki işyerim kapanacağını açıkladı 1.5 yıl sonra. Bu durumda işsizlik sigortası yaptırsam ödeme yaparlar mı

işsizlik sigortasına tabi olmak için hizmet akdine tabi çalışmak gerekiyor. Yani bir yerde bir kaç gün çalışıp kalan süreler için isteğe bağlı sigorta ile beraber işsizlik primi ödeyebilirsiniz. Ya da özel işsizlik sigortası yaptıracaksınız bankalardan.

Bizde teflon var derin bir kap bence güzel oluyor

Dün patlıcan, kabak, biber ve patatesi biraz zeytinyağı ve baharat ile fırın poşetine attım. Pamuk gibi oldu.

Aynı şekilde kırmızı et ve hindi eti de denedim, sonuç mükemmel. Hem sağlıklı hem az miktarda yağ ile bişiyor.

Senin sorunun cevabı için de fritöz diyorum.

derin kap ve bol kızgın yağ.

Aluminyum tencere var bende derin. İyi oluyor.

kızartma için en iyisi fritöz'dür. elektriğe kıyamam dersen tüplüleri de var.
kfc usulü tavuk da fritözde şahane olur.

Kfc usulü kizartma yapacaksanız çok kizgin yağa atmayin panelenmis tavuklari.yağ çok kizgin olursa dışı cabucak kizarir ama içi çiğ kalır.yağı cok kizdirmadan orta ateş uzerinde kizartirsaniz hem dışı güzelce kızarır hemde içi güzelce pişer.kizartmalar icinde fritöz veya teflon kaplama tencere ile guzel sonuçlar alırsınız

aluminyum teflon vs kullanmayın zararlı. yüseksek ısıya dayanıklı emaye kızartma tencereleri var çok güzel.

Yıllanmış derin emaye tencere; zamanla kızartma yapılan yağlardan kendine organik bir teflon oluşturuyor. Rahmetli annemin öyle bir kızartma tenceresi vardı. Hey gidi...

İsveç şartlarını bildiriyorum, haftasonu iş yok. Yıllık minimum 5 hafta izin. Hatta müdür olarak çalışan kuzenimin 8 hafta izni var.

Türkiye'de sömürü çok fazla. Haftada 2 gün de izin olmalı, yıllık 2 hafta da az.

ben de öyle düşünüyorum. insafsızlık. ve bu insanlar da en erken 6'da çıkıp evlerine 7-8de gidiyolar.

Meslek ne olursa olsun ozel sektörde bu var malesef. Mesai aksam 7ye kadar ve cumartesi mesaisi de mevcut birçok iş ilanina baktigimizda. Çok insanlık dışı buluyorum ben de bu uygulamayi. Ama alt siniftan gozuyle bakmak ne kadar dogru bilemiyorum. Bir yerde işveren degil de ücretli çalışan olmak bu sadece. Bir bakıma alt sınıf evet ama ekonomik anlamda olmayabilir. Bu sartlarda calisip ekonomik yönden cok cok iyi durumda olanlar da var. Sirf bunun icin katlanan.

(bkz: bir günah çıkarma olarak ekşi duyuru)

kötülük toplum normlarıyla yıllardır karakterine yedirilmiş ama vicdanındaki "iyi olmalısın." sesinin verdiği rahatsızlığı susturmak adına bu düşüncelere sahipsin ve bu duyuruyu açtın.

belli ki üzüldüğünü düşünüyorsun. ancak aslında baya üzülmediğini ve üstünlüğünden -sandığın- zevk aldığını anlamak zor değil. haftada 2 gün izin yapamayan insanlar baya var. mesela şu an ben de onlardan biriyim. temel insan haklarımdan birinden yoksunmuşum gibi yaklaşmışsın bana. sınıf farklılığı olmasına karşıt gibi duruyor olsan da alt sınıf diye bir kelime öbeğini kullandığın anda o sınıfların sapasağlam durmasındaki en önemli adımı atıyorsun; bu sistemi tanıyor ve kabulleniyorsun. bakıyorum demen ise tam bir itiraf niteliğinde, insanları sınıf farkına göre ayırdığını ve onları aşağılık bir yere koyduğunu söylüyorsun.

çok mu aptalsın? kesinlikle. ayrıca, iyi olduğunu sanan ama iyilikle pek alakası da hiç olmayan ya da zaman içinde böyle şekillendirilmiş bir insansın da bence.

iyi para kazanıyorum fakat haftada min 6 gün çalışıyorum.

oğluma iş ile ilgili vereceğim tek öğüt:
sikeyim parasını, hafta sonun tatil olsun!

Bu sistemin çarkı olmasa kimse düzeltmeye mecburlar da nerdeee. Benim işim de hafta sonu tatil mesela ama maaşı da bir hayli düşük buna göre. he umrumda mı? değil. kazandığım parayı harcayacak zamanım yoksa sıçayım o paraya. Evleneceğim kadının c.tesi çalışıyor olması da büyük sıkıntı bence. hafta sonu bok gibi bir pazar haricinde paylaşacak bir şeyimizin olmaması çok kötü olurdu muhtemelen.

haftada 5 günden fazla çalışan kesimin bu kadar çok olduğunu bilmiyordum yahu.

ben haftasonları çalışmadığım halde 3 gün olsun istiyorum şahsen. yaşasın bangalar ^^

3 hafta once Hamburg'da bir alman evine aksam yemegine konuk oldum. Havadan sudan konusurken is gucten konu acildi.
Ev sahibi dedi ki dedi ki "Cin'den gelen insanlarla konustum Barcelona`dayken, yilda sadece 2 hafta yillik izinleri varmis, aman tanrim felaket bir sey bu cok aci bir sey" falan dedi:)
Dedim Turkiye`de de oyle:)
Daha once bir grup fransizla konustugumda bu konu acildiginda onlar da error vermisti yillik izin 2 hafta diyince.

Turkiye`de temel haklardan caliniyor ozel sektorde. Koca yilda 2 hafta nedir yahu? Alistigimiz icin bize normal geliyor.

Haftada 2 gun izin kesinlikle gerekli.

alt sınıf değiller aslında işe göre şirkete göre koşullar değişiyor. bizde mavi yaka beyaz yakadan daha rahat mesela cumarteside çalışıyorlar ama 8-4 çalıştıkları için çok mutluluar hallerinden. beyaz yaka 8-6. üretim müdürü fabrika müdürümüz gibi hem maaş hem imkanları çok iyi ama adam gece gündüz burda. napayım ben öyle imkanları. zamanında bana da müdür vasfı yükleyip maaş arttıralım dediler yok dedim ben çok mutluyum. biliyorum çünkü hafta sonum falan yalan olacaktı. şimdi rahat rahat iznimi alıyorum arada kafa izni şeklinde rapor alıp tatile çıkıyorum. oh mis. yılda rahat 2 ay çalışmıyorumdur. yükselme kariyer yapma gibi planları olan insanlar için ülkemizde en azından bir süre gece gündüz çalışmadan bir yerlere gelmek zor. özel sektör genel olarak sömürü üzerine kurulu.

geçen sohbet ettik burda mavi yakadan birinin annesi halı yıkama fabrikasında çalışıyormuş (öyle bildiğimiz halı yıkama değil üretimden sonra yapılan kimyasal yıkamalar) kadının maaş kartı patronda duruyormuş. asgari ücretten maaş yatırıp bir kısmını çekip kadına 700tl gibi bir para elden veriyorlarmış. dışardan bakınca her şey yasal tıkır tıkır işliyor. adam asgari ücreti vermemek için bin takla atıyor. yıllık izin yok bazen pazar dahil çalışma. emekliliği için ses çıkarmıyormuş küçücük yerde başka çalışacak yer yok zaten. insanlar boşa kalkıp büyük şehirlere gitmeye çalışmıyor. iki ucu boklu değnek. ülke şartları kötü yani.

Kullanmiyorum. Her gun camasir degistirmeyi ve yuzde yuz pamuklu camasir kullanmayi herkese tavsiye ederim.

nax +1

Regle yakin zamanlarda ve sonlarında kullaniyorum. Onun disinda kullanmiyorum.

bazen kullanıyorum, ama düzenli değil.

herhangi bir zararını görmedim. kullanıyorum devam da edeceğim muhtemelen

eskiden kullanıyordum bıraktım bence de zararlı. sonuçta kimyasal var içinde. dönem dönem kaşıntıda yapıyor markadan bağımsız. çevreyide kirletiyor.

günlük ped versiyonundan şundan sipariş verdim www.instagram.com dikiliyor bekliyorum bakalım. temizliği konusunda zaten iç çamaşırlarımı tek başına atıyordum makinaya o açıdan sıkıntı yaşayacağımı sanmıyorum. tek merak ettiğim iç çamaşırı üzerinde rahatsız eder mi onu da kullanınca görücem artık.

edit: iç çamaşırını günde iki kez değiştiriyordum zaten ben. şu an hamileyim mesela akıntıda artış oluyor daha fazla değiştirdiğimde oluyor.

nax +1

hem zararlı olduğunu okudum hem de hiç rahat değil. yanımda iç çamaşırı taşımayı tercih ediyorum.

Ben de hiç kullanmıyorum. Onun yerine nax gibi günlük iç çamaşırı değiştiriyorum ve pamuklu olmasına özen gösteriyorum. Regl zamanında bile rahatsız oluyorum zaten pedden.

Bir de zamanında jinekologum kullanmamam konusunda kesin dille uyarmıştı.

sürekli olarak kullanıyorum. dışarı çıkarken giydiğim iç çamaşırını eve gelince değiştiriyorum, yani günde iki kere ped ve çamaşır değiştiriyorum. zaman zaman kaşıntı yapıyor ve çevreyi kirletiyor +1 alternatif bulamadım +1

bir dönem okb geçirdim. vücut salgılarıyla aramdaki sorunu halen tam olarak çözemedim, bu nedenle devam malesef.

Ben sabah akşam günde 2 kez çamaşır değiştiriyorum zaten. Günlük pedin çamaşır değiştirmekle ilgisi yok ki.

Bazı günler akıntı yoğun oluyor (yumurtlama dönemi akıntısı). O günlerde gün içinde ıslak çamaşırla gezecek halim yok, 10dkda bir çamaşır değiştirecek halim de yok. Mecburen günlük ped kullanıyorum. Saat başı değiştiriyorum. Ayda 2-3 güne tekabül ediyor kullandığım dönem.

Günlük pedler reglin son günlerinde minik akıntılar için değil mi yahu? Her gün duş alıp iç çamaşırı değiştirdiğim için normal zamanlarda tabii ki kullanmıyorum. Ki bunu yapmayıp, günlük ped takanlar için bence de zararlıdır. Sonuçta o bölgeyi temiz tutmadığınızda poponuzda bile sivilce çıkar.

nemli kaldığı için kullanılmaması gerekiyor, rahatsız edici de zaten. kullanmasan daha iyi her bakımdan.

nax+1, çok rahatsız edici.

Hayır kullanmıyorum, sık camasır değiştiririm.

Her gün çamaşır değiştirmekle ne alakası var +1

Kullanıyorum tabii ki. Sık sık da değiştiyorum. Nemlendikçe. Akıntı yoğun olabiliyor. Bu sivilce mivilce bana şehir efsanesi gibi geldi. Normal ped zararlı değil de günlük ped mi zararlı?

Parfümsüz kullanıyorum bu arada.

İc camasirini gunluk degistirmeyen insan yoktur heralde. Gunluk ped kullaniyorum ama sadece disari ciktigimda. Evdeysem kullanmiyorum. Simdiye kadar hic bir zararini gormedim. Sivilce sadece regl yaklastiginda hormonlarin degisiminden dolayi genelde alin bolgesinde 1-2 tane cikip en gec 1 hafta icinde kayboluyor. O da her zaman olmuyor.

Hava almadigi icin akintinin artmasina sebep oluyor bende, bu nedenle kullanmiyorum. Disardayken bazen pecete koyuyorum. Zarari var midir bilmiyorum ama gunluk ped gibi olumsuz bir sey yasamadim.

Birkaç saate fantezili sevişmeyeceksem, pamuklu iç çamaşırı giyip pamuklu günlük ped kullanıyorum. Pamuklu olmayanlar çok zararlı gerçekten, florayı bozuyor ama pamuklu olanlar gün içinde ferah ve temiz tutuyor değiltirdikçe. Her gün değiştirmekle alakası yok, gün içinde duş almış gibi ferah hissettiriyor. Her gün kullanmıyorum ama çoğunlukla kullanıyorum.

Reyde +1

çene bölgesi neresi oluyor?

@pgup çene bölgesi neresi mi oluyor? Çene bölgesi çene bölgesi oluyor. Hani şu yüzümüzde bulunan.

Japon.

Sorunu biraz daha açabilir misin? Deniz çiftlikleri mi? Kum havuz mu? Göl çiftliği mi?

yiyecek balıklar hani alıyoruz ya eve :D hiç açıklayıcı olmamış haklısın.

çiftlikte yetişenleri söylemek daha kolay:

levrek - çupra - somon

bunlar dışındakiler çiftlikte yetişmez (deniz balıkları içinde)

hamsi

Palamut, çinekop/lüfer, kalkan, mezgit, istavrit, izmarit, barbun, mercan, akya vb. Ton balıkları yakalandıktan sonra çiftliklere çekilir ve ölü balıklarla beslerler genelde.

ne zaman aldığın fark etmez ama tok karnına al demişti bir eczacı bana, daha iyi çözünüyormuş.

Yemekle birlikte alınması daha iyi.

bu ürün güzel mi peki? ben de düşünüyorum aslında.

yemekle birlikte mümkünse yağlı yemeklerle.

ocean marka olarak iyi önemli olan ifos onayının olması ve trigiliserid formda olması. epa + dha oranı ne kadar yüksek olursa o kadar iyi. bunda 636mg mış. yani 1200mg tablettin 636 mgmı işe yarayan kısmı. günde 2 gr omega3 alın diyorlar 3 tablet yaklaşık o grama yaklaşıyor. tabii sen 1 grda alabilirsin ne kadar alırsan o kadar iyi.

şu markalar iyidir işinize yarar. ben efa kullanıyorum.
cdn.woto.com

tok karnina yagli yemekle birlikte alinmasi oneriliyor. bir de yanina antioksidan ekleyin koenzim q10 gibi

Bence almayın bu makine de meyve sıkacağı gibi bir hevesle alınıp birkaç kez kullanıldıktan sonra üst rafa konulup unutulan bir alet. Onun yerine düzgün bir kalıp alın ve fırında pişirin. Hamur yoğurmak çok zor bir şey değil.
Yok ben illa alacağım diyorsanız da en ucuzunu veya fiyat performans ürününü alın. İlk çıktığı zamanlar herkes Sinbo alıyordu. Kayahanlı reklamları vardı diye hatırlıyorum.

bende arçelik var iki kere servise gitti ama 5 yıldır maşallah çok kullandım. arkadaşlarıma bile verdim ödünç kullanıp geri verdiler. sadece ekmek yapacak diye düşünmeyin hamurunun yoğurulması gereken her şey için büyük kolaylık. özellikle poğaçalar, tahinli lokmalar vs hamuru uzun uzun yoğurup ısıtırak çok güzel mayalıyor. kolaylık bir de at malzemeleri içine sen başka işlerle uğraş bitince ötsün. ayrıca yoğurttuğunuz ekmeği fırında da pişirebilirsiniz.

benim tavsiyem haznesi kapasitesine dikkat edin. mümkünse 1 kg unu yoğurabilsin. erteleme sıcak tutma gibi fonksiyonlarda iyi oluyor.

derisinin gözükmesi anormal bir durum bence bizimki de aşırı derece tüy döküyor bu ara ama postunun maşallahı var. veterinere götür.

Resmi tatillere denk getiriyoruz. Biryerlerden kısmak gerekiyor. Mesela işten 1 gün izin alıp resmi tatille birleştirip daha yzun bir taril yapıyoruz. Ya da izinleri kullanmıyoruz tur ayarlıyoruz tur tarihinde izin alıp öyle gidiyoruz. Önemli olan istemek biz 2-3 ay öncesinden ayarlıyoruz öyle gidiyoruz. Şimdiye kadarda bi aksilik çıkmadı hiç.

Üç dört ay öncesinden ayarlıyorum ben. İşim çıkarsa diye düşünmüyorum, zira işlerimi de o süre boyunca ona göre ayarlıyorum. Gerekirse önceden daha çok çalışıyorum, toplantıları ona göre düzenliyorum. Dürüstçe söylüyorum insanlara o tarihlerde müsait olmayacağımı.

yaz tatilinde eşimin izni oluyor bende işyerinden izin alıp çıkıyoruz.
1 ay sürüyor yada sürmüyor bizim planımız çok uzat tarihlere yapmıyoruz.
otel olarak otelde öde seçenekli otelleri seçiyoruz pahalı oluyor ama elden bişey gelmez.

pegasus kampanya yapıyo bakıyom fiyatlara, haftasonuna denk getirerek işte. eylülde aldığım biletle martta seyahat ettim. atla deve değil yani. booking'ten de otele bakıyosun rez hallediyorsun. denk getirememekten kastın ne anlamadım.

mesela açtım eurolig fikstürünü, baktımi pao-olympiakos maçı vardı ona mı gitsem pao-fener mi dedim. sonra fener maçına gideyim de söveyim fenere diye o haftasonuna aldım bileti ve gittim.

zor olan ne anlamadı ben :)

Cekilmis gayfe, biz öyle rahat insanlar değiliz, özellikle de ben. Yapacağım şey net değilse kaşıntı basıyor beni. Bir de erkek arkadaşım cat diye hafta başı Almanya'ya gidiyorum deyip 4 gün iş için gidebiliyor mesela, o hafta sonu iptal (gerçi bu senede birkaç kere oluyor en fazla). Benim de epey hareketli bir ailem var. Bir anda kendimi kuzen düğününde bulabiliyorum ya da isim çıktığı için ailemin yaşadığı ülkeye gidebiliyorum.

Tüm bunlar birleşince planlı bir şekilde tatilimi ayarlamazsam ya hiç gitmiyoruz ya da gideceğim güne kadar stresli oluyorum. Son dakika tatili bana göre değil yani.

Ayrıca pegasus'tan da nefret ederim, hostel bana göre değil mesela :)

o zaman erken plan sana göre değil, heveslenmemen gerek :)
hostel demedim ki booking'ten otel bak dedim :) ve pegasus candır ^^

Ben de böyleydim kırk kez düşünürdüm önceden ya işim çıkarsa ya şöyle olursa diye, ki gidemediğim olmadıysa bile bu yüzden tartıştığım oldu iştekilerle. Ama kilit nokta bu; ayarlayıp gidemediğim hiç olmadı. Hep bi şekilde ayarladım kendimi. Sonra fark ettim ki planlamayı iyi yapınca sıkıntı ortadan kalkıyor. Ucuz bilet de bu işin olmazsa olmazı ama. Bazen alıyorum bileti yanarsa yanar diye atıyorum kenara. Sonra o gün gelince mutlu oluyorum iyi ki almışım diye.

Allah'a sığınıyorum biraz planlamada. Pegasustan kampanya maili gelince şeytan dürtüyor. Cuma veya pazartesiye sarkan haftasonu planları şeklinde ilerliyoruz ufak ufak. Öyle uzun tatillerimiz olmuyor iş değişikligidir izinlerin sıfırlanmasıdır derken. Aile baskısı yoksa bayramda aldığımız da oldu. Hostelleri bookingten iptal edilebilir şekilde ayarlıyorum. Yine de stres oluyor inşallah gideriz diye, o paraya yanabilir gözüyle bakıyorum.
O strese girmesek hiç gidemeyeceğiz.

İptal riskini unut. İptal ihtimali zaten çok sık doğmaz. Doğarsa da bir şekilde planı uydurmaya çalışma şansın olabilir.

uçak şirketleri geçtiğimiz eylül'de, kasım'da ve bir de şubat'ta çok deli kampanya yaptı bu sene. tabi pegasus ve onur air'den bahsediyorum ama siz tercih etmiyorsunuz sanırım. gene de ucuzluk arıyorsanız bu kampanyaları takip etmeniz lazım.

neyse, o kampanyaların olduğu tarihlerde arkadaşlarla nerelere gidilir diye bakıyoruz, birkaç yer seçiyoruz, işlerimizden 2-3 günlük izinler alıyoruz ve herkes de planını ona göre yapıyor. bütün senenin tatil biletlerini o kampanya dönemlerinde alıyoruz. her sene böyle yaptık ve şimdiye kadar da hiç gidemediğimiz olmadı. allah korusun bir sağlık sorunu olmadığı sürece de gitmemek için bir sebep göremiyorum. örneğin bir tatilim kuzenimin düğününe denk geldi ama "kusura bakma tatil ayarlamıştım, gelemicem" dedim. gelmişim 27 yaşıma kırk yılın başı bir tatilim var, düğününlerine gitmem de evlerine ziyarete giderim, daha bile samimi hatta.

ücret konusu da şöyle. kampanyayla aldığın için normal fiyatların yarısına bilet almış oluyorsun. bir de biz yurtiçinde genelde çadırlı kamplı tatilleri, yurtdışında da hostelleri ya da airbnbyi tercih ettiğimiz için zaten gittiğimizde kalmaya ya para ödemiyoruz ya da üç kuruş bir şey veriyoruz. e böyle olunca tatil bizler için baya maliyetsiz oluyor. her tatil dönüşümde "istanbul'da kalsam kesin daha çok harcardım" diyorum hatta.

onun dışında, bir arkadaşım bayram tatilinde erkek arkadaşıyla motorsikletle avrupa turuna çıkacak. her ikisi de çalışıyor ama 15 gün izin ayarladılar. bütün sene başka bir yere gidemeyecekler muhtemelen ama o 15 günde keyiflerince gezecekler. bu da bir seçenek. ama hostelde kalmaca, orada-burada uyumaca gibi ekstraları var elbette.

karakter olarak mükemmelliyetçisin sanırım ondan öyle oluyor her şey tıkır tıkır ayarlı belli olsun istiyorsun eşimde öyle. iş çıkacak mı, su basacak mı öyle çok düşününce gidilmiyor bir yere.

19 mayıs haftası 3 gün önceden izin aldım ben iş yerinden tatil 4 güne çıkmış oldu ben izin aldım sende al (onun izinleri bana göre daha kolay oluyor) Antalya ya gidicez dedim. eşimde hemen bir panik, hava nasıl olacak vs. kısa sürede yanına alacağı parfüme kadar check list hazırlaması lazım ya rahatsız oldu :) halbuki evimiz var orda ha. evet ilk gün yağmur yağdı ama ikinci gün denize bile girdik, 4 gün değişiklik oldu iyi ki gelmişiz dedik.

yani çok düşünmeyin alışırsınız zamanla oteller için booking, yemekler için foursquare vs artık her şeyin bir appi var alın gidin. sonuçta tecrübeyle artacak kafanızdaki tatili geçirme olasılığınız. en fazla iptal edersiniz o da ayrı bir tecrübe. önemli olan hastalık vs olmasın.

Bisiklete atlıyorum, çadırı port bagaja atıyorum, pedal basmaya başlıyorum, gerisi geliyor.

iş-güç-okul-önceden bilinen önemli bir etkinliğin olmadığı ya da olma ihtimali bulunmadığı tarihlerde geziyorum. böylece ekstra bişey çıkıp da patlama ihtimali, çok uç bir durum olmadıkça olmuyor.. bu şekilde son 5 yılda patladığım tek şey, darbe nedeniyle yıllık izinlerin iptali oldu, onda da biletlerin çoğunu kurtardım.

yurtdışı planlarımı en az 3 ay önceden belirlemem gerekiyor, çünkü yıllık izin onayımın ankara'ya gidip gelmesi+vizeye başvurmak için bu süre gerekli. bu da süreci kendiliğinden belirliyor çoğunlukla.

benim yurtdışı gezilerim genelde etkinlik odaklı oluyor ve tek gezmeyi tercih ediyorum. diyelim ki sevdiğim grubun önemli bir turnesi var; listedeki ülkelerden görmek istediğim birinden en az iki şehirde konser izlemeyi hedefliyorum. ilk olarak etkinlik biletlerini alıyorum, yaklaşık bir yıl kadar önceden. aksi bir durum olursa vakit varken bunu elden çıkarıp rotayı başka yere çevirmek kolay oluyor. sonra ilk olarak gidiş uçak biletini alıyorum, 7-8 ay önceden. bu şekilde avrupa biletlerini 100 liradan başlayan fiyatlarla bulmak mümkün oluyor. devamında vaktim oldukça internetten bakarak gezmek istediğim diğer şehirleri ve rotayı belirleyip, genelde 2-3 ay kala dönüş biletimi alıyorum. bu arada yıllık izin başvurusu yapıyorum, gideceğim ülkelerin ismini bildiriyorum. dönüş bileti genelde pahalı oluyor ama bu tarihlerde son seferler de açılmış ve en optimal fiyatlar ortaya serilmiş oluyor. gidiş tarihine 1.5 ay kala vize evraklarını toplamaya başlıyorum ve bu arada booking'den kalacak yerleri rezerve ediyorum. 1 ay kala da vizeye başvuruyorum, çoğunlukla bir haftada elimde oluyor.

hangi ülke ve şehirlere gideceğim belli oluyor, yukarıda açıkladığım üzere ama şehir içi gezileri önceden ayarlamıyorum genelde, zira çoğunlukla bakmaya vakit olmuyor. bunun için dost yayınlarının görsel rehberlerini alıyorum, ülkeye, varsa şehre özel. türkçe olanları sayıca az, gideceğim ülke için türkçe yoksa amazon'dan ingilizcesini sipariş ediyorum 2 ay kadar önceden.

genelde bir şehirde akşam 17'ye kadar falan dolaşıp, diğer şehre akşama doğru yolculuk ediyorum. saat 21 gibi yeni şehirdeki otele varmaya çalışıyorum en geç. bavulumu bırakıp geçe 2-3'e kadar sokaklarda geziyorum. ilgim genelde mimari ve müzeler üzerine olduğundan, yapıların dışını görüp fotoğraflıyorum, gündüz gözüyle ve içini görmek istediklerimi de tespit ediyorum. sabah kahvaltı sırasında rehbere bir göz atıp, rotamı belirliyor ve gün boyu geziyorum. şehir yürünecek gibiyse toplu taşıma kullanmam. uzak mesafelere birden çok gitmem geretiği durumlarda akbil tarzı kartlardan alıyorum. taksiye çok zorda kalmadıkça binmem, bilmediğim ülkede gereksiz stres yaşamama sebep oluyor.

euro ya da dolar kullanan ülkeler için o parayı cebimde götürüyorum. kendi para birimi olan ülkelerde, türkiye'deki tl hesabımın kartı ile ortak atmlerden onların parasından çekiyorum. bu işlemi, parayı toptan kaybetmemek fakat fazla masraf da ödememek için ortalama 2 seferde yapıyorum. yanımda götürdüğüm paranın çoğunu üzerimde, az bi kısmını otelde saklıyorum.

otelde ortalama bi konfor arıyorum, tarihi kent merkezinde olmasına da özen gösteriyorum. bu nedenle genelde en önemli harcama kalemim bu oluyor. kredi kartı ile ödeyip, taksitlendiriyorum. diğer tüm harcalamaları nakit yaparım. yöresel yemeklere fazla meraklı değilim, bu nedenle yemek masrafım fazla olmuyor. girmek istediğim müze falan varsa fiyatına takılmadan girerim. gezerken gözüme çarpan hediyelik varsa alırım, yoksa son gün genelde havaalanından hallederim. kendime en az bi magnet almaya çalışıyorum.

güzel gezdiğimden çok emin değilim. genelde 10 günün sonunda adım atacak halim kalmayana kadar yürür, japonlardan çok fotoğraf çekerim. görmek istediğim hiç bi yer kalmaz geride ama öyle olunca da bi kafede 5 dk dinlenmeyi bile çok bulabiliyorum. bunun beni fazla tatmin etmediğini hissediyorum şimdilerde, bu yıl yeni bişeyler denemem lazım sanırım :)

tüm arkadaşlar kendilerini 2-3 günlük tatile teslim ediyor yani senin anlayacağın. pisa kulesinin resmi instagrama girsin diye bu teraneler,tatilden zevk falan aldıkları yok ..sürekli telefon elde;tüm cafe restoran dan wifi şifresi istemek tatil olmaz ..
orası yurt dışı diye (neresi olduğunun önemi yok) 6 ay önce bilet alıp o biletin tutsağı oluyorlar . onlar buna tatil diyorlar ama bu aslen bir görev ..

@taylor durden sen böyle deyince merak ettim senin tatil anlayışın nasıl, anlatsana biraz. bak hepimiz anlattık. üstelik duyuruda sorulan soruya cevap vermiş de olursun.

En az 5 gün izinlerimizi ayarlıyoruz, hafta sonuyla 9 güne çıkıyor. Bazen bayramla birleştiriyoruz. Uçak biletini önceden alıyoruz, otelleri de ayarlıyoruz, ucuz fiyattan ayarladığımız için non-refundable oluyor oteller.
Bu kadar hazırlıktan sonra mecbur gidiyoruz:) Ölüm kalım vs durumu olmadığı sürece tatil iptal etmeyiz. Senede 2 kez yurt dışı tatili yapıyoruz.

toksoplazma, cmv ve rubella (kızamıkçık) açısından bağışık mısınız, halihazırda geçiriyor musunuz, yoksa hiçbiri değil misiniz diye bakılması tavsiye edilir. bunlar gebelikte yakalanıldığı zaman bebeğe zarar veren veya düşüğe neden olan hastalıklar. eğer geçiriyorsanız zaten gebe kalmamalısınız. bağışıklığınız varsa hiçbir sorun yok. rubella'nın aşısı var ama aşı olduktan sonra da birkaç ay gebe kalmamanız gerekiyor.

bu nedenle gebelikten önce bu üçüne (hatta suçiçeğine de [varicella]) baktırmanızda fayda var.

kibritsuyu'nun dediklerine ek olarak baslangic icin idrar tahlili de istenebiliniyor.
Hamileliginiz basladi mi bilmiyorum, ancak vucudunuzda hamilelik hormonunda artis oldukca kabiz olmaniz da siklasabiliyor, yani hamilelik doneminde kabizlik yasayan bircok kisi var, folik asit takviyesi bu durumda sizin ishal olmanizi onleyebilir. Hamilelik doneminde de ishaliniz devam ederse doktorunuza durumu danismanizi oneririm.

demir hapi da kabizlik yapiyor. demir +folik asit içeren haplar var.
bu ishal yan etkisini doktorunuzla görüşün. durumunuza uygun başka bir şey önerecektir .

b12 ve d vitaminine baktır mutlaka. d nin iyi olması otizm görülme sıklığını azaltıyormuş ben baktırmadım şimdi tamamlamaya uğraşıyorum öyle hemende yükselmiyor. omega3 desteğine de şimdiden başla. rubella yoktu benim aşılandım sonra mecbur 6 ay korundum. tetanoz yaptır bağışıklığın yoksa hamilelikte yapılan erken doğuma neden olabiliyormuş kimisi de çok güvenli bir şey olmaz diyor işin içinden çıkamadım önceden yaptır sen kafan rahat olsun.

benim onerim bir sey soyleyince kafanizda soru isareti kalmayacak bir doktorun gebelige hazirlikta en onemlisi oldugu. bir sekilde tam olarak guvenmiyorsaniz, aklinizda soru isaretleri kaliyorsa, sizi rahat ettiren doktoru bulmanizi oneririm.

gebelikte rahat olmaniz onemli. belki en onemlisi. yeri geliyor bebeginizin sagligini emanet ediyorsunuz. eger doktorunuz "bir sey yok" dediginde "acaba var mi" diye iciniz icinizi kemirmesin.

not: kemiriyor demiyorum, kemiriyorsa simdiden onlem alin diyorum.

sucuğu zaten biraz ısıtsan kıvama geliyor o nedenle tostun içinde pişmesi yeterli.

gerek yok onceden pisirmeye.

tost makinası pişirme işlemine müsait ve devasa bir alana sahip olduğu için ekmekleri basarken sucukları da atıyorum azıcık pişsinler diye. ha gerek var mı dersen yok aslında ama ben öyle daha çok seviyorum.

Ben pişirip koyuyorum. Yağı çıkıyor daha lezzetli oluyor. Diğer türlü pişmiyor ısınıyor sadece. Öyle sevmiyorum.

önceden tost makinesinin içine koyuyorum pişince başlıyorum tost yapmaya.

Ben de pişirip koyuyorum.

Ekmegi koyuyorum sucuklarida ustune koyuyorum oyle pisiriyorum yagi onceden ekmege cikiyor sonrada kasar vs ekleyip kapatiyorum ekmegi daha iyi

England +1

sucuğa bağlı. zar inceliğinde kesilmiş sucuklarda ekmekte pişirme olabilir ama ben tercihen kalın kesim sucuk seviyorum ve ekmeğin içinde pişirilen sucuk haşlama et gibi oluyor, doğrudan tava gören sucuk güzelce kızardığından ve fazla yağını attığından daha lezzetli oluyor.

her zaman önceden pişiririm.

sucukları bişiriyoruz,

sucuklar bişti.

synesthesia +1 o yağ çıkacak ekmeğe güzel olmuyor yoksa.

ekmeği kapatmadan önce biraz pişiriyorum. sonra kaşarı ekleyip ekmeği kapatıyorum.

Bir tanidigimizin eşi doğum sonrası tetanos oldu. Steril olmayan aletler sonucu olduğu düşünüldü ama hastane üstünü örttü. Kadın öldü. Bebek annesiz kaldı. 2006 yılı filandı sanırım.

Birkaç sene önce İzmir'de hastanede doğan bir bebek bu yüzden öldü. Az görülmesinin sebebi Dünya Sağlık Örgütü'nün ve Sağlık Bakanlığı'nın Maternal ve Neonatal Tetanoz Eliminasyon Programı yürütmesi. Tetanoz bakterileri yok edildiği için değil, aile hekimleri gebe kadınları aşıladıkları için ölümler azaldı. Bebeğinizi aşı korur. Başka da bir şey korumaz. Tetanoz aşısı gebeliğin ilk 3 ayında bile yapılabilir. Bu organların geliştiği, düşüklerin yaşandığı tehlikeli dönemde yani. Sonraki aylarda yapılmasının sebebi insanların bunu aşıya bağlayıp aşıdan kaçma ihtimali. İstatiksel açıdan fark yok. Erken doğum olayı da öyle. Aşı olmayan 100 gebeden 5'i erken doğuruyorsa aşı olan 100 gebeden de 5'i erken doğuruyor.

Lim5 peki başka ameliyat olan kişilerde neden buna bakılmıyor o zaman diz ameliyatı olduğum zamanda risk altındaydım ne fark var

Ameliyat öncesinde, sırasında veya sonrasında yapılan ameliyata göre antibiyotik veriliyor. Bu da bakterileri öldürüyor. O nedenle sormamış olabilirler. Ben olsam sorarım ve eksik aşılarını olması için yönlendiririm. Cerrahiyle bulaşan tetanoz ağır seyrediyor.

Bana vermediler hiç antibiyotik sadece kan sulandırıcı almıştım. Herkes kafasına göre hareket ediyor demek ki.

bir cok uygulama var bulup denemek lazım.lg g2 de var bu. tarayicidan menu tusuna dokundugunda -çek- özelligi dayesinde görünmeyen kisimlarda dahil bütün alani kaydediyor. diger üst lg modellerinde de olmalı bu özellik. istersen sayfa linkini ver, göndereyim resim formatinda.

1adam teşekkürler ama gizli grupta göremezsin benim tel xperia z2. Bir tane buldum uygulama ama çok uğraştırıyor

2.yi giy

ben de 2.yi dusunuyorum ama yagmurlu, nemli ve cok sicak bir mevsimde gidiyorum. islanma vs olur diy suphe ettim.

2. olsun ya, krem peynir'e katılıyorum. gerekirse ayakkabı pert olsun yani sağlıktan önemli değil.

kesinlikle 2

Tayland da parmak arasi terlik giyilir.yuruyus illa olmak zorundaysa evdeki en rahat ettiginiz yuruyus ayakkabinizi yaniniza alin.yine bana kalirsa bu skechers olmasin,1,5 yildan beri giyiyorum sehir icinde,gunluk kullanimda mukemmel ama uzun yuruyuslerde problemli.

2 nin yazlık versiyonunu giyer (resimdeki süvet gibi duruyor yazlık modelleri delikli hava alan tarz) çantama 3 ü de alırdım. daralınca 3 ü geçirirdim ayağıma.

şehri veya bir yeri gezecekseniz 2 ama atıyorum otelden plaja gideyim. sağa sola gideyim falan derseniz 3. sadece terlikle zor olur. sandalette de ayağınız terleyince kayıyor ayağınızdan.

kundura

omega3 alıyorum 8 aydır düzenli psikolojime bile yaradı çok memnunum. d vitaminine başladım düşük olduğu için. d nin yanında k2 de alın diyorlar onu daha almadım ama alıcam. magnezyum içiyorum arada bir de.

Pharmaton ve Sambucol arada sirada kur uguluyorum.

Yorgunluk şikayetim vardı. Düşüktü B12 seviyem. B12 vitamini verdi doktor. Daha enerjik oldum. Odamı falan topladım. O derece. Başka yok.

Concerta. adhd icin. Bazen de modiodal ile kombo yapiyorum.

dişiysen alırsın. hayat dişilere güzel..

Benim bildiğim evlilik nedeniyle işinizden tazminat alarak ayrılıyorsanız işsizlik maaşı alamıyorsunuz.

iş yerinin seni çıkarması lazım sen istifa ettiğin için alamıyorsun.

İşsizlik maaşı alamazsın, ama evlendikten sonra bir sene dolmadan istifa ettiysen iş yerinden tazminat alabilirsin.

işyerinden rica edip seni evlilik sebebiyle değil de kendileri çıkartmış gibi gösterirlerse alabilirsin belki. öbür türlü alamıyorsun, sadece tazminat alabiliyorsun.

Lütfen bilgi sahibi olmayıp sallamayın arkadaşlar. Evlilik nedeniyle işsizlik maaşı alınmaz. İşyeri çıkış nedenini işten çıkarmış gibi gösterirse ihbar da ödemesi gerekir. Bu çıkış nedeniyle işe iade davası bile açabilirsin. Hiçbir işyeri bunu kabul etmez.

@kumulatif+1

ayrıca evlilik sebebiyle işten ayrılmada tazminat hakkınız olur. işten cikarilirsaniz bu hakkı kaybedersiniz.

işsizlik maaşı da durumunuza göre belirlenir. yani 8 ay 1000 lira alacaksınız diye bir kural yok.

kendimden örnek vereyim.
ben 10 yıllık çalışan olarak evlilik tazminatı 25 bin civarı para aldim.
daha sonra girdigim bir işten cikarildim; 6 ay 800 lira işsizlik maaşı aldim.

mobil edit: işten cikarilirsaniz bu hakkı kaybedersiniz demiştim, tazminat hakkınız saklı kalır ama ona göre hesaplanır. yanlış anlaşılma olmasın.

ben bağışıklık sistemi ile ilgili ciddi bi rahatsızlığı olan biri olarak bunu doktoruma danıştım. kendisi iyi bir doktordur. dediği tek şey "kanıtlanmış hiçbir faydası yok, boşuna para harcamayın öyle şeylere" oldu.

bana tamamen pazarlama gibi geliyor. 2 senede bir yeni bir "doğal mucize" çıkıyor piyasaya zaten.

Oha len şimdi bu konuyu araştırıyordum:)
Kesinlikle faydası var. Sözde modern tıpçı bilim adamlarına güvenmiyorum. Kanıtlanmış faydası yokmuşmuş... onlardan makale var faydası hakkında

pek teknik bilgim yok ama çocuğunun göçmüş bağışıklık sistemini bunarla düzeltmiş bir anne sonrada ben bunu yaparım demiş bu işe girmiş bir yerde okumuştum. çok mantıklı gelmişti. o kadını araştırın bence.

edit:www.hurriyet.com.tr

Bu kış her akşam bir bardak suya 15 damla propolis karıştırarak içtim. Bünyem zayıf ve bir de bademciklerim olmadığı için hastalığım çok kolay ilerleyebiliyor. Bu kış hiç hastalık geçirmedim. İlgisi var mı kesin diyemem ama bu kadar tesadüf de olamaz gibime geliyor. Ayrıca propolislerin de kaliteleri var. Kutusunda % oranına göre değişiyor. Alacaksanız buna dikkat etmenizi %15-20lik su karışımına 40 lira verip kazıklanmamanızı öneririm.

çok çok büyük olasilikla eğitemezsiniz.

eger gerçekten çok titiz biriyseniz, almayin bence.

Evde kedi köpeğin ne işi var yav. Sevme demiyorum bak

Bebekken yapar. Yetişkin hale gelince, yaşam alanına içgüdüsel olarak çiş kaka yapmaz (Tabi, bunu becerebilmesi için, her gün aynı saatte dışarı çıkarıp gezdirmen gerekir)
Cinsini yazdığın 3 köpek cinsi de en zor eğitilebilir köpeklerdendir. Öyle ki, bu konuda sıralama yapsan ilk üçe girerler.

köpeğin cinsinden bağımsız olarak, niye özellikle belirtme gereği duydunuz onu da anlamadım ya neyse, daha önce köpek beslemediyseniz eğitemezsiniz. yavruluktan erişkinliğe gerçekten adanmışlık ister çünkü köpek eğitimi, üstelik ne kadar deneyimli olursanız olun, yavruyken o dişler kaşınacak minderler parçalanacak, o halı çöpü boylayacak. bu acemilikle hiç olmaz, lütfen heves uğruna almayın.

Çiş kaka yapmıyor da, mesela dişi alsan regl oluyor çaresi yok. Poposunu değdirdiği yer kan oluyor. Erkek alsan da aşırı hareketli olur. Titizsen bilemiyorum, sinir hastası olabilirsin.

Hayvan günün büyük bölümünde tek kalacaksa muhtemelen sıkılıp terlikleri kabloları kemirecek, halıya işeyecek, bulduğu gazeteyi parça pinçik edecek vs....

Sürekli dibinde olacaksan göz hapsinde tutulabilir, yavruluktan bir müddet sonra eğitilebilir ama 8de çıkıp 6da eve geleceksen köpek değil kedi al. Hem köpeğe yazık olur hem de dediğin gibi çok titizsen sana yazık olur. Köpekler, özellikle de yavru köpekler malesef temiz, tertipli, bakımı kolay hayvanlar değiller. Yavru köpek alırsan en az 6 ay ciddi eğitim veremezsin zaten. Yani en az 6 ay boyunca evin anası ağlayacak. Sen de muhtemelen o kadar dayanamayıp aldığın yere geri götüreceksin.

Eve kopek almak nedir? Kopek dedigin evde duracak canli degildir. Eve akvaryum falan alinir belki kopek degil. Ustelik bebek gibi bakimi var onun. Egitemezsen ne olacak uyutacak misin sokaga mi atican.

ben de ne kadar çok istesem evde köpek, kedi beslemek düşünüldüğünden daha zor ve büyük sorumluluktur. sen de yalnız yaşadığın için en başta hevesle her gün dışarı çıkarsan bile bir müddet sonra işkence haline gelebilir yada ani bir olay olur ve eve o gün gidemezsen köpekle ilgilenecek kimse olamayacak.
bence evcil hayvan demek hiçbir zaman büyümeyecek bebek gibidir ve ne kadar eğitilirse eğitilsin sana hep muhtaç olacak. seviyoruz diye bencil olmamamız gerektiğini düşünüyorum.

titizsen alma pişman olursun. kedi köpek vb hayvanlara bakmak azda olsa rahatlık istiyor. kedi bile ne kadar titiz olsada istenmeyen kazalar olabiliyor tüyüne yapışıyor vs. soğursun hayvandan. o yönden bir şey olmasa bile salyası tüyü olacak titiz insanlar için çok zor.

edit: hiç büyümeyen bir bebek gibi düşün +1

şu an mevsimsel olarak çok döküyorlar. ne geçişse bitmedi hala. bunun dışında benimki de hep dökerdi. proplan light yiyordu o zaman. sonra arada çok fiyat farkı yok diye acana lighta geçtim. birdenbire tüy derdi bitti seneler sonra. mevsim geçişlerinde oluyor tabi maalesef. bi de son bi senedir bu dönemlerde bazı yerlerinde normalden daha fazla tüy döküyor ve o bölgede kepeklenme oluyordu. veteriner tüy dökümü için bunu tavsiye ediyorum siz de deneyin dedi. bizde işe yaradı. (işe yaradı derken kepeklenme geçti ve tüy dökümü biraz daha az.) siz de bi deneyin isterseniz. www.bakimstore.com

Duzenli olarak tuylerini kestirtiyoruz ve her hafta elektrik supurgesi yapiyoruz

eksiduyu.ru

biotin df diye bir vitamin hapi kullaniyorum. parlaklik ve dokulme konusunda cok ise yariyor.

Hava kapalı. Ama sıcak ve basık. Arada yağmur yağıyor ama kısa sürüyor. Bota falan gerek yok. Denize de girersiniz.

Hava biraz kapalı tatlı bi rüzgar var kısa kollu şort elbise vs giyiliyor. Arada güneş de aşıyor bence denize girilebilir.

hizliresim.com An itibariyle güneş çıktı

pastörizesüt caps için teşekkürler ah nasıl özledim <3

memleketim yaa :))

Yine maşallah dediğimiz üç gün yaşamadı :D bir kasım sabahına uyandık :D

fotograf makinasi kazandim

sayısalda 3 tutturdum bi kaç kere.

Samsung tablet verdi teb bankası, o da yedeklerden kazanmışım.

5 yaşındayken Carrefourda koka koladan deniztopu çıkmıştı. O gün bu gündür başkaca bir şey kazanmadığım halde ailede şanslı addedilirim. (çok yazık)

Bi kere cipsten ash tasosu çıkmıştı, o sayılmaz di mi?

Yemeksepeti'nden tek derslik yemek kursu kazanmıştım.

Ilkokulda yapilan hediye cekilisinde kumbara kazanmistim. Ama o cekikiste zaten 25 hediye ve 25 ogrenci vardi...

Arkadaşıma çekilişten araba çıktı :) bizzat görmesem inanmam herhalde. Bana da Efes Pilsen montu çıkmıştı. Bir de italya seyahati kazandım :)

ben her sene kesin kazanıyorum.
en son anneler gününde kahve makinesi kazandım.

markafoni'de bir butikteki resmi mail ile gönderip çekilişe katılıyordun. 50 lira kazanmıştım. sonradan öğrendim, orda çalışan arkadaşım benim ismimi görünce seçilenlerin arasına almış beni :/

kazı kazan'da 200 lira kazanmam en büyük dönüm noktasıydı sanırım.

green card kazanmıştım hocam.

bu sene ofisteki yılbaşı etkinliğinde kupa kazandım, kupa; bardak; mug neyse işte.

yoksa hiçbir şey kazanmadım.

konser ve sinema bileti kazandım daha büyük birşey kısmet olmadı daha.

abajur çıkmıştı bir çekilişten. birde yıllar önce algida çerçeve dağıtıyordu o çıkmıştı.

Cok.
Gencken trtden kitap serisi, muzik kaseti, sinema bileti vs.
Hakkaten noldu ya la, nerede benim o sans simdi..

5-6 yaşlarında falanım, bir çocuk dergisindeki bulmacayı çözüp gönderen bir veya birkaç kişiye oyuncak araba göndereceklerdi yaptım ailem gönderdi şu parmak uzunluğundaki ufak metal arabalardan gönderdiler bir tane.

ilk ve sondu.

Tus dershanesinden yüzde elli indirim kazandım :D
Ama daha iyisi var ailem ben çocukken araba kazandı.

ben küçükken bakkalda çekilen çekilişlerden gameboy kazanmıştım :D

Birkaç sene önce kfc çekilişinde yedek iphone talihlisi olmuştum ama sıra gelmedi. Yedek talihlilik şut orta karışımı gibi karaktersiz bişi. Düşman başına.

eskiden henkel temizlik ürünleri çekilişinden 1 hafta lykia world ölüdeniz tatili kazanmıştık.
150 sene fln oldu.

trt deki çıngırock programından gitar kazanmıştım, hayatımda sadece bu

böyle ayağınıza bağladığınız şeyler özellikle sıcak havalarda biraz sıkıntı yapabiliyor. ipi kesiyor, bazen yürürken bir yeri boğuyor, bazen bağı kayıyor falan. hoş görünüyor ama denemeden almayın bence.

edit: beyazı güzel aslında.

bu tarz şeyler giyiyorsa güzel evet ama pek rahat bişeye benzemiyor.

ayrıca kadının bacaklarındaki hayvani kıllar nedir ya çoğu zaman kendisi de o şekilde dolanan elo bile şok :/

Ipsiz olanlari da olmali.
Ben tercih etmem sahsen. Ama hatun surekli giyiyorsa benzerini ve farkli rengini almak mantikli.

Boyle uzun ipli olanlardan giyiyorsa sever belki ama bunlardan giyiyor dedigin şey renkli sandaletse bu ipli modeli begenmeyebilir. Pek sevilecek bir sey degil cunku. Rahat da degil hoş da degil. Ben de tercih etmem. Renk olarak kahvesi guzel bence bir tek.

İpli ve renkli sandalet giyiyor. Arada ben de ipli sandalet giyerim, yumusak ipli olunca gayet rahat oluyor da onunkiler daha gladyator havasında oluyor.

Aquarium, benim de iclerinde en beğenmediğim renk kahve oldu mesela :/

bir erkek olarak cevap veriyorum,

görünce kaşıntı bastı beni.
bir de giyip çıkarırken sarfedilecek efor yordu :)

yani hepsi kötü ama arkadaşının zevki şimdi ben olsam direk linkini verdiğini alırdım. diğerleri solmuş gibi duruyor.

ben de böyle ayakkabıları giymeyi çok severim, ve ayakkabıyı da beğendim.
hatta kendime alacak olsam bunun mayi yeşil olanını alırdım. belki zevksizlik örneği derler ancak benim hoşuma gittiği sürece pek takılmam, belli ki arkadaşın da takılmıyor; alınabilir hoş bi hediye :)

Aradım arkadaşıma sordum, resmini gönderdim pek beğendi. Sipariş verdim ben de. İnsanlara rahatsız geliyor vs ama seviyor demek ki. En azından arkadaşımı tanıyormuşum bu da bir şey.

aa aynı benim kedi bu.

veteriner bir arkadaşımın anlattığına göre, bir kedi tüyleri kesilirken traş makinasının sesinden çok korktuğu için kalbi durmuş. ben bu hikayeyi duyduğumdan beri ne olursa olsun kedilerin tüylerinin kesilmemesi taraftarıyım.

belki makasla kırpılma diye bir şey varsa o olabilir.

tüyler yalıtım sağlıyor mu bilemeyeceğim. ama kedilerin tüylerinde bir çeşit yararlı bakteri bulunduğunu ve bu bakterilerin gitmemesi için kedilerin hiç yıkanmaması gerektiğini okumuştum. yani muhtemelen tamamen kırpmak iyi olmaz.

benim veteriner hekim de pek önermedi, psikolojik olarak kötü etkilenebiliyorlarmış.
ama benim kuzenler her yaz yaptırıyor, ufak doz anestezi ile.

benimkinin patiler gözükmüyor tüyden: i.hizliresim.com
etrafa da bol bol döküyor, ama korkudan yapacak bir şey yok :)
benim elemanın gözü akmış ya yine, bi temizleyeyim görmüşken

kedinin sağlığı bu konuyla çok alakasız, siz tüylere bağlı olarak mental ya da fiziksel bir problem yaşamıyorsanız -ki yaşamadığınızı varsayıyorum- kedinizin tüylerini traş ettirmeyin. sorularınızın cevaplarını da aşağıda yazdım.

- kedinin psikolojisi bozulur. en aşağı üç gün. kesin bilgi, yayın.
- kediniz ufak bir doz da olsa anestezi olacak, siz saç sakal traşı olurken anestezi alıyor musunuz? üstelik traş olurken yaralanabilir, canı yoktan yere acısın mı? bence acımasın.
- hiç kesilmesin. siz tüylerin uzunluğuyla ilgili problem yaşıyorsanız makasla kırpık kırpık kısaltın.
- kediniz psikolojik olarak etkilenecek, dolayısıyla yemesi içmesi değişecek, buna bağlı olarak da bağışıklığını düşürmüş olacaksınız.



özetle kötüdür, allaaşkına kestirmeyin şu kedilerin tüylerini.

normal kedi işte. ne gerek var kestirmeye. onlar ayarlıyor kendi sıcaklığını yalayarak falan. takıntı hayvanı kırpmak isteyenlerde. bi arkadaş video koymuş geçen, kedi ilaçlı, salyası akıyordu boş boş bakarken. sonra traş videosu koymuş. hayvan tedirgin ama kıpırdayamıyor gibiydi. üzüldüm ben açıkçası izlerken.

kestirmeyin +1 narkoz ya da yatıştırıcı verip kestirirken kedisini kaybedenler var sözlükte yazıyor.
sadece popo tarafındakileri kısaltın temizliği kolay olsun. onu da iki kişi makasla yapabilirsiniz traş mak. sesinden ürkmesin.

6 yaşında iran kedim var ve inanılmaz tüylü dehşet de döküyor. tecrübesizlikten kedim 2 yaşındayken tüylerini kestiriyim dedim ve kesilirken o sesler kedimden nasıl çıktı anlayamadım. korkudan altına yaptı ve ben o gün yemin ettim asla kestirmem diye. veterinerimle de konuştum bazı kedilerin çok korktuğunu kalbinin durabildiğini söyledi, ya da hayvan durmadığından kesen kişi çok bastırıyormuş ve diyaframı yırtılabiliyormuş.

anestezi ile de kesiliyor ama bu seferde anesteziden ayılamama durumu var buda risk.

ben de sürekli bu konuyu düşübüyorum evde tüyden duramıyoruz ne kullansak fayda da etmedi. en olmadı sakinleştirici verip bayıltmadan hafif mayıştırıp keselim diyoruz

Cevaplar için teşekkürler, kestirmemeye karar verdik kesinlikle, ondan değerli değil sonuçta hiçbir şey. Şu eldiveni deneyelim dedik, işe yaramazsa da canı sağ olsun.

urun.gittigidiyor.com

tutsaklık
eldivenin aynısından bende var çok randımanlı olduğunu söyleyemem evet topluyor ama dökülecek olanları topluyor mantığı öyle yani daha fazla verim için furminatör tarzı taraklar kullanın. tabii taratıyorsa. benim kedim bırak tarağı o eldivenle bile dokundurtmuyor. biraz uysal bir kedim olsaydı scaredycut tarzı taraklı makaslar var onlardan da alabilirdim ama eldivenden sonra kullanamayacağımı anladım.

www.youtube.com

Kırmızı olanı Hint sarisine benziyor, her an Chori Chori deyip dans etmeye başlayacakmışsın gibi.
Mavi ama onun da deseni çok fazla, hafiften göz yoruyor.

Şu daha güzelmiş ama kalın biraz sanırım
www.bandito.com.tr

Şu daha güzel ve yazlık gibi
www.bandito.com.tr
Keza,
www.bandito.com.tr

ikisi de korkunç kötü

www.stilgiyin.com

nerede giyilecek? bence ikiside değil ama illa birisi olacaksa mavi olan derim.

aychovsky chori chori :D aayy sabah sabah ne güldüm :D :D öyle gerçekten.

kısa istemiyorum malesef peki şu nasıl:
www.bandito.com.tr

O güzelmiş, beğendim :)

bu sonuncu çok hoş

siyah+1

2 veya 3 ama 3. daha rahat kombinlenir sanırım

mavi, omuzları biraz daha indirip kemerle.

bence de siyah.

siyah

Bence en güzeli siyah.

Merrell modellerine bak. Bi tanesini iki sene kullandım. Baktım eskimiyor bi tane daha aldım bu sene. Vibram taban zaten filesi yırtılmadığı sürece giyersin sapasağlam

merrell bende niye öyle gitmedi ya bir yaz giydim alt üstü yırtılmadı ama tabanı falan 5 senedir giyiyormuşum gibi oldu :(

şu model www.kocalayakkabi.com

@yue vibram tabanı nasıl parçaladın yahu? taş gibi oluyor onlar erimiyor bile. normal taban mı var üzerinde. tabanın bi yerinde sarı renk vibram yazar, o önemli. goretex gibi başlı başına ayrı bi özellik.

Wayne Goss mu ?

www.youtube.com

wayne goss kalpkalpkalp. bence odur.

çok teşekkür wayne gosstu <3

İlçe mudurlugu bile yanlış yonlendirebilir seni. Ankara sgk tahsisler daire baskanligini araman lazim ki dogru bilgi alabilesin. Eger alamazsin derlerse dava acarak alabilirsin diye dusunuyorum.

@goodman:

ben de yanlış yönlendirilebileceğimi hissettim.
acaba ali tezel'den randevu mu alsam diye bile düşündüm. :)

dediğin yeri arayıp bilgi alacağım, teşekkür ederim.

başın sağolsun.

@yue:

teşekkür ederim...

Ben katilmamistim ustunden 6 sene gecti hic pisman olmadim hatta su hayatta verdigim en dogru kararlardan biriydi bence :D

@vegas ne güzel konuşmuşsun.

Katılmadım. Aklıma bile gelmiyor.

Ortamın varsa git cok güzel eğlenirsin yoksa balo dediğimiz şey pek aman aman birşey değil bana göre.

Suada'da yapılıyorsa pişman olabilirsin. Gerçi ben de katılmayı düşünmüyorum 3. sınıf olmama rağmen ama Suada'da olsa kesin giderdim. Ortam iyi olur gibi. Türkiye'deki üniversiteli gençlerin içi çürümüş. 4 yılın sonunda bile kendilerine birkaç saatlik ödül vermekten korkuyorlar. Çok düşünmeden gidebilirsin. İş hayatına başlayınca çok ararsın bu günleri.

Uni mi lise mi onu belietmemişsin ama ben ikisine de katilmamistim hiç pişman değilim katilsam sıkılırdim

Onun yerine samimi olduğun insanlarla vakit geçir bir gün daha iyi. Tek kelime etmediğin tiplerin yanında kasılmaya değmez.

katılmadım eksikliğini hiçbir zaman hissetmedim.

Ben de katılmadım. Zerre kadar da pişman olmadım. Aklıma bile gelmedi zaten sonra hiç.

Ben nerdeyse herkesi tanıdığım için çok eğlenmiştim ki rezil bir organizasyondu. O gün çok aksilik yaşadım ama tatlı dertler bence. Gidip içip dans edeceksin işte arkadaşların gidiyorsa güzel geçer niye gitmeyesin ki.

katılmadım. hiçte eksikliğini hissetmedim. gayet arkadaşlarım da vardı sosyaldim de ama yok gitmemiştim. biraz yalan o ortamlar..genelde üniversite arkadaşlıklarının yalan olduğu gibi..

kesinlikle olursun.
askerlikteki bir toplu takılma/fotograf çektirme olayına inat edip takılmamıştım çünkü askerlikten nefret ediyordum!
ne olabilir ki en fazla. katıl, takıl, eğlen. sixtir et!

biz yakın arkadaşlarla(5-6 kişi) sınavlardan sonra çalgılı bir meyhaneye içmeye gideceğiz. baloda insanlar grup grup takılıp herkes ayrı telden çalacaktır emin olun. ben de bizim mühendislik fakültesinin balosuna katılmadım zerre de pişman olmadım. kep atma töreni falan yeter.

Ben katıldım, çok güzel de eğlenmiştim. Kendi arkadaş ortamımla gayet güzel eğlenmiştik, yine olsa yine giderim, katılmasam üzülürdüm, bir kere yaşıyoruz o kadar da detaylı düşünmeye gerek yok, istiyorsan, yakın arkadaşların gidiyorsa git, en kötü ne olabilir ? Sevmezsen erken ayrılırsın.

Aman her gün sanki çok samimi ortamlardayız da bir gece samimiyetsiz ortama girince incilerimiz dökülücek. Yaptığın için pişman olmazsın en fazla "aman ne boktandı çok sıkıldım" dersin ama gitmezsen aslında nasıl olabileceğini asla bilemeyeceksin.

Ha okuldan hiç doğru düzgün arkadaşın yoksa gitme tabi patlarsın

Gittim fakat keşke gitmeyip o parayla bi' gezi ayarlasaydım diye çok düşündüm yakın arkadaşlarımla ve pişman olmuştum ben de :)

katılmadım, 15 sene geçti üstünden pişman da değilim, bi daha olsa yine katılmam.

katılmadım, pişman değilim. ama üniversitedeki ortamı zaten sevmiyodum. arkadaş grubun varsave gidiyolarsa gitmek mantıklı olabilir. ben şu an hç biri ile görüşmediğim ve o zaman da görüşmeyeceğimi bildiğim için sallamamıştım.

katılmadım. 9 sene oldu, pişman olmadım.

Bitirdigim hicbir okulun mezuniyet torenine/balosuna/kinasina katilmadim. pisman degilim.

mezuniyet kinasi diye bir kavram varmis gercekten. degisik...

olmazsın
20-25 sene geçti hala görüştüğüm arkadaşlarım var
pişmanlık olmaz

Okuldakilerle ortamın varsa git tabi.

katılmadım, hayatımda verdiğim en iyi karardı. ileride bir gün cb olmayı düşünürsem mezuniyet fotosu bile yok diye mızmızlanacaklar ama olsun. sanki uzaya roket gönderdik, bir de kutlamasını yapıyoruz?

cevap: hiç pişman olmazsın arkadaşım.

pişman olurum diye katıldım ama keşke katılmasaydım dedim hiç gerek yokmuş.

katılmazsan çok büyük ihtimalle hiç pişman olmazsın. iyi ki de gitmedim dersin. ama katılırsan da pişman olmazsın gibime gelioyor, güzel geçiyor çünkü ben hiç sıkılmamıştım. gelirsin, masalar önceden ayarlanmış olur, masana oturur içersin, sarhoş olunca kalkar oynarsın. düğün gibi bir konsepti var. sonra oradaki eğlence bitince reina'ya sortie'ye falan geçilirdi ama artık reina malum, ne yapılır bilmem. gerçi sizinki suada'da olduğu için bir yere gidilmez herhalde, gece 3e kadar içip dans edersiniz.

ben lise mezuniyet balomu hiç sevmemiştim. bence hepimiz 18 yaşına göre çok kasıntıydık, makyajlar saçlar falan. çünkü balo çırağan'da yapılmıştı. giydiğim elbise bile koca kadın elbisesiymiş şimdi düşününce. ne gerek varsa. ama üniversite mezuniyet balosunu çok sevmiştim. en yakın arkadaşlarım katılmamasına rağmen ben katıldım, çok sıkılıcam diye düşündüm ama hiç öyle olmadı. balonun sonunda da alkolün verdiği yetkiye dayanarak okulun en yauşuklu çocuğunu kapmıştım, bana göre çok çok fazlaydı ve büyük sürpriz olmuştu ikimize de, heheh. ons olarak kaldı ama hayatımın sonuna kadar anlatırım muhtemelen bu hikayeyi.

Bir lise 2 de uni mezuniyet balosuna katıldım. Uni'lerden birinde samimi bir avuç arkadaşım vardı, üstelik o dönem mezun bile olmayacaktım, ama yine de çok eğlendim, iyi ki gitmişim.
Sorduğunuza göre çok arkadaşınız yok ve sosyal anlamda çekingensiniz. Pişman olacağınız şey aslında mezuniyet balosuna katılıp katılmamak değil onca sene arkadaş edinememek olmalı...

Lisede de üniversitede de katılmadım. Hiç pişman değilim. Sahte sahte insanlarla eğlenebileceğimi düşünmüyordum çünkü. Keza benim yakın arkadaşlarım da aynı fikirdeydi. Biz gitmedik topluca.

olmazsın.

bol bol tarayıp, habire ruloluyorduk. her gün ev süpürüyorduk.

ya da en son pes edip, tüylü tüylü yaşamaya alışıyorduk.

ben ikinci aşamaya geçtim sanırım :/

şu işini görür.

www.hepsiburada.com

Tek çare tarama.

Ben her gün süpürmüyorum, haftada bir. Ama sık sık tarıyorum minnoşu.

Biz kediyi streç filmle kapladık haftada bir filmi degiştiriyoruz.

Şaka şaka her gün tarayıp temizlige devam bizimki de bu hafta baslaďı fökmeye :)

Benim kedinin tüylerinin uzunluğu benim saçımla yarışıyor artık. Banyoda takılmayı suyu falan da çok seviyor. Koyuyorum lavaboya açıyorum suyu önüne oyuncak koyuyorum tarıyorum ve tüylerini kesiyorum oh mis

sokak kedisi suya alışkın olmuyor. soylu soplu kedi alırsan suya alışkanını bulursun. suya alışkın kedinin evladı da sudan korkmuyor.

cattime.com
www.adventurecats.org

Soylu olmasına gerek yok uzun tüylüyse sevme ihtimali daha yüksek. Serinlemek için kendi kendine suya gider yatar keşfeder banyoyu zaten.

@krem peynir benim kedi de hic taranmayi sevmiyor uyurken ya da uyku sersemiyken tarıyorum ancak :)

@krem peynir, alıştırmadım, geldiğinden beri hep öyledi. Oyun oynamayı pek bilmiyor zavallım:(

aboo suyu bırak bizimkisi banyonun kapısında bile yoluyor bizi belki sokarız diye :D taratmıyorda :) en son şundan aldım www.youtube.com arada bir bunu yapabiliyorum çabuk sıkılıyor ama pek bir işe yaramıyor. zaten bu tarak gibi değil üstte dökülmeye hazır olanları topluyor.

ben evi haftada en az bir kere süpürüp, tüy toplama rulosuyla sık sık üstümüz başımızı ve koltukları geçmeyle sorunu çözüyorum. süpürgem philips marathon taş gibi maşallah tüy falan bırakmıyor. zaten ne kadar tarasanda kucağında biraz yatsın ya da normal koltukta halıda yattığı yerde mecburen tüy bırakıyor hayvan, ayakla, çorapla, evin içinde gezerek falan o tüyler dağılıyor. o yüzden yayılmayı önlemek genel temizliği daha kolaylaştırıyor.

çare furminator: www.zooplus.com.tr
çok ciddi tüy toplayan bir tarak ve dökülmeyi büyük oranda azaltıyor. fakat düzenli yapmanız şart.

İthal olabilir tabii ama benim bildiğim Ege ve Akdeniz'de sıcaklığın uygun olduğu bazı yerlerde erken meyve veren özel türler var (kiraz için). Turfanda kiraz diye aratırsanız çıkar. Kayısıyı bilmiyorum.

kiraz soğuk yer sever. kara kış anlamında değil ama sıcak yerde olmaz zaten. kiraz olmuş olma ihtimali var o yüzden. kayısıyı bilemicem.

senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
kirazın aşırı bol olduğu bir yerdeyim dediğin gibi hava soğuk şu aralar ama ağaçlar hep çiçek hatta kiraz bahçesi olan arkadaş haziranın ortasını bulur bu sene dedi.

Benim bulundugum ulkede italyadan kirazlar gelmis. Nektarin filan da cikmis.

Bende laktoz duyarlılığı olduğundan içmiyorum ama olmasa da içmezdim öyle aman aman bi faydası olan bir şey değil süt.

Bitkisel süt süt değil, sadece süte benziyor, o nedenle süt deniliyor. Yani hayvansal sütle ortak bir noktaları yok bundan başka. Avrupa'da falan yasak bunlara süt denilmesi; hayvansal süt de bildiğin süt. Farkları bu.

20 senedir içmiyorum, içemiyorum. vejetaryen değilim. yoğurt, peynir falan yerim ama süt içemiyorum.

spor yapıyorum bazen aksatsam da.

sütler lezzetsiz olduğu için içmiyorum. spor yapıyorum. bi faydası olduğunu düşünsem içerdim. su en güzeli

sütü kendi başına içmiyorum. arada latte içtiğimde veya çaya eklersem tüketiyorum sadece.

"inek sütü yararlıdır ama sadece buzağılar için" diye bir şey okumuştum zamanında. ayrıca kadınlarda karın bölgesinde yağlanma yaptığı ve genel olarak yetişkinler için hatırısayılır bir faydası olmadığından vs bahsediyorlardı. Bir de üretim şekli de pek iç açıcı değil öğrendiğim kadarıyla.

ben mümkün olduğunca az tüketilmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. (düzenli spor yapıyorum, evet)