kalite sırasına göre yazıyorum.

michelin continental pirelli goodyear.

preminyum aracım varsa michelin alırım.

Abi nickini okuyunca gözüm kapalı güvendim:)

michelin ya da continental.

Continental. Michelin biraz yumuşak kalıyor tr şartları için. Yaşadığınız şehirde benzer araç kullanan kişilerin de fikrini almanızı tavsiye ederim.

Araç 418 bi zahmer yumuşak olsun bu arabaya ayıptır sert lastik. Ancak belli performans serileri olur her marka için öyle düz michellin değil performans tarzı daha farklı modellerine bakabilirsin.

Goodyear’lar daha uygun ve konforlu. Ben 4.30 için michelin pilot sport 4 almıştım tr’de iken ayrı mevzu.

Full kalite + konfor = michelin
Çok kalite daha uygunu + konfor = goodyear.

Bunu araştırmıştım.
Sonuç çoğu zaman sorulmuyor ama sorulduğu zaman da şartı sağlamıyorsan geri gönderiyor.
Paket tur alıp gitmiştim. Acenta yanınızda makul bir rakam olsun zaten bilet ve konaklama ödemesi yaptığınız için sorulmaz demişti. Soran da olmadı.
Araştırırken kredi kartı vs. de kabul ediliyor diye bilgi edindim ama doğruluğunu bilemiyorum.
Sharm için ise otelde mal gibi yatmak için iyi bir lokasyon ama gezmek vs için kötü bir tercih. Otelcilik 2000 TR edition seviyesinde. Şehirde kültür namına bir şey yok çünkü taş çatlasın 50 yıllık bir kent. Otelin yemekleri iyiyse güzel dinlenilir. Ulaşımı otel transferi ile yapın taksiden 5 dolar fazla tutar ama güvenli olur. Kahireye ayrı bir turla rehberli şekilde sadece kültür turu için gitmek daha makul.

Selamlar,

Ben 2 kere gittim, en son gittiğimin üzerinden 1 yıl geçmedi. İkisinde de bu şekilde bir kontrole denk gelmedim. Mısar'a vize konusu da şu şekilde, Sharm'dan dışarı çıkmayacaksanız vize yok ama başka bir şehire geçecekseniz kapıda vize uygulaması var. 50 USD olması gerek.

İyi tatiller.

1.Dörtlüleri yakın, imkan varsa kaza yerinin az gerisine ilkyardım çantanızdaki üçgen zımbırtıyı (adı aklıma gelmedi) koyun. Farklı açılardan foto ve video çekin. O formlardan bulundurun ve doldurun tabi. Aranızda anlaşırsanız polise gerek kalmaz. Anlaşamazsanız polis çağırırsınız.
2. Ilkyardım çantası, yangın tüpü, stepne (son yıllarda araçlara lastik için köpük spreyi koyuyorlar) bulundurun. Gerisi size kalmış.
3. Araç durdu ise kasko varsa onu arayın, size çekici gönderirler. Lastik firmaları da yol yardımı kampanyası yapar genelde. Hiçbirisi yoksa bir çekici nosu bulundurmalı.

Ayrıca yola çıkmadan önce bir güzel dört dörtlük bakım yaptırırsanız aracın kronik sorunları da yoksa size kolayına arıza çıkartmaz.

Bunların olacağı endişesi ile araç sürmek zor olur.
Rahat ve dikkatli ol lütfen.

Yoo rahatım gayet. Endişeli değilim ama ne gerekiyorsa ilerde zararlı olmamak adına arabada bulundurmak veya yapmam gereken şeyleri bileyim istedim sadece.. Teşekkürler arkadaşlar, iyi bayramlar :)

hattı taşımışsınız bile geçmiş olsun.

Yok aramanız gerekmiyor, hattınız Turkcell'e geçince iş bitiyor zaten. 1 ay kalmış cayma bedeli çıksa da çok düşük bir şey çıkar. Hayırlı olsun.

aramanıza gerek yok. son ay cayma bedeli cikmaz.

edit: sadece arada gecis doneminde kullandiginiz tutar kadar fatura gelecek eski operatorden. ona dikkat edin.

yok bu işi yapan merkezi bir kurum var. vodafone size son ayın kullandığınız kadar faturasını çıkartacak onu ödemeyi unutmayın 23 gün kullandıysanız 23 günlük şeklinde.

Çok teşekkürler herkese

Doğru tercih Vodafone ciddi sürpriz fatura çıkartan bir firma.
Turkcell'de ise asım yapmamaya dikkat etmek lazım 1 GB 24 gayme, 250 dk 24 gayme.
İki üç ay asım yapınca keşke daha yüksek tarife alsaydım diyorsun. Ben 49 liralık tarife ile başladım şimdi 109 liralık kullanıyorum.
Asım yok bitmiyor. Kesinti yok. Memnunum. Geçiş konusu ise arkadaşların dediği gibi.

42 tl.

64 - turkcell

74 Tl

49 lira
12 gb
1500 dk
250 sms
Vodafone

80.

vodafone red 20 gb

10 TL 250 dk her yöne bedava

42 tl | ttelekom | 10 GB | 750 dk | 1000 sms

Vodafone Red20 Plus, 105 lira.

20gb, her yöne bilmem kaç dakika, bilmem kaç sms. Vodafone ve sabit hat sınırsız.

YouTube, Facebook, Instagram, Whatsapp (görüşmeler hariç), İzlesene, Spotify ve bilmediğim birkaç uygulama kotadan düşmüyor. Aynısının 30GB olanına 135 lira teklif ediyorlar, geçmeyi düşünen olursa.

29TL Vodafone'un esnek paketlerinden 2+5GB, bana yetiyor

Vodafone süper uyumlu (10 GB, 750 DK, 10 SMS) - 29 TL

Daha taze geçtim. 18 yıldır abonesi olduğum Turkcell'in bana sunduğu tek seçenek olan tarife şuydu: Turbo Star (3 GB (iki senedir kullandığım için 6 GB veriyordu), 1000 DK, 100 SMS) - 89 TL. Tarifem bitince 99 TL'ye çıkıyordu.

50 TL. 20 GB internet, 1000 dk, 1000 SMS.

105, Turkcell platinium 22gb, 2000 dk, şebeke içi sınırsız, 250 SMS.
Dergilik ve 1 GB, TV+ temel paket ve 5 GB, lifebox(26gb), bi de fizy bedave ama bir Spotify değil o yüzden kullanmıyorum.

19 tl. Vergi ile 21 küsur filan oluyor.

buzlukta duran et öldürmez üç haftada. mikrodalgada çözdürün imkan varsa yok olmuyorsa da fırın olabilir. bir süre dışarıda bekletip döküm tava da olabilir

buzlukta 1 sene et duruyor. ne alaka anlamadım?

Buzluktan çıkarıp direkt fırına atarsak nasıl olur diyorum. Dışarda beklet çözülsün gibi bir zaman da yok. Sulanır ve bişeye benzemez mi

Sertleşir

Fırından önce mühürlemen lazım. Donmuş haldeki eti direkt tavada mühürleyebilirsin. Ama dikkat, soğuk eti kızgın yağlı sıcak tavaya atarsan alev alabilir. Yağı ısıt iyice, sonra tavayı kaldır ocaktan, eti koy, sonra ocağa. Standart bir t bone için 2 dakika yeter.

Sonra tavadan al, tuz karabiber ve istiyorsan biberiye vs ile aromalandır. 200 derece önceden ısıtılmış fırına koy. 150ye düşür, 10 dakika fırında kalsın. Bu haliyle medium olur, mid-rare için 7 dakika uygundur.

Saçma sapan işlere gerek yok.
Dolabın altına köy 24 saat çözülür. Dışarı al, marinasyona koy oda sıcaklığına gelsin pişir.
Ya da mikrodalga + tava.
Ya da; ya mikro ya dolapta çözdürme + tava + fırın.

hocam zorundaysan yere yorgan battaniye koy bi iki kat. üzerine kamp matı koy öyle yat.

uyku tulumu yeterli olamaz, altınıza kalın bir şeyler sermelisiniz

Peki bu şekilde çekmez değil mi? Önerebileceğiniz uygun yollu kamp matı vs. var mı? Bel ağrımaması ve soğuk geçirmemesi yeterli.

bel agrimasi cok kisisel bir durum, kimse garantisini veremez.

soguk icin de altina mat alacaksin. cogu yerde set olarak bile satilabilir. bak dekatlona falan.

Beton ceker abi.nalburdan strafor al,bir yerlere sakla,uyuyacağın zaman çıkar yere ser,ustune bir battaniye at,sonra uyku tulumu.palet bulabilirsen o da olur.ya da bir tane deniz yatağı al.onun ustune yat.
En temizi kampet bir tane.seyyar satıcıların tezgah niyetine kullandığı tahta gerdirmeli kampetlerden,kurulması,sokulmesi 1 dakika sürer.topladığında yer kaplamaz.
Bu yazdıklarımın hepsi denemiş çalışan yöntemler ama yatakhanelerin durumu çok kötü yatılmaz diyorsan muhtemelen bu yazılanların hiçbirini yapamazsın.kendi nevresimini yastığını getir,kışın en kötü yatakhane bile yerde yatmaktan iyidir.

Sisme yatak.

Duptis reyis +1.
Şişme yatak izole etmez sadece rahat yatarsın.
Şişme yatak altına kat koymak gerekir.
Decathlon dan kendi kendine şişen havalı mat bakabilirsiniz.
Havalı mat izole eder beton çekmez, havalı yatak izole etmez beton çeker.
Bu yöntem, strafor + battaniyenin oldukça lüks versiyonu.

Kurumdaki abi haklı.
Fiyat/Performans olarak bakıldığında, koyacak ter sıkıntısı yoksa en uygun çözüm şu olur.
www.tekzen.com.tr

Sokkata yatanlara dikkat et. Karton uzerinde yatiyorlar.
Eskiden mobilet kullananlar deri ceket olmayinca iclerine gazete kagidi koyarlarmis.
Tulum altina konabilecek isi gecirmeyen matlar var decathlonda.

Matsız olmaz, ama sık sık yatmaya mat da konforlu değil. Soğuk çekmese de konforlu olmaz bel ağrıtabilir.

Yer varsa sert strafor alıp koyabilirsiniz, iki tane strafor 50x200 cm yapar, üzerine mat ve tulumla yatılır.

Ama souğuk havalarda yere ne kadar yakın olursanız o kadar ısı problemi olur, yerden olabildiğince yükselin.

@Duptır +1, kampet on numara olur. Kampet + tulum.

oncelikle hicbir sart altinda krediye girmenin anlami yok. o kredi her turlu patliyor. 12x550>9*700. kyk bursu toplamda daha fazla veriyor ve 12 aya yayilmis olmasi bence daha iyi. sonucta bunun yaz okulu var, staji var vs. yazin da para lazim oluyor. ben olsam kyk bursunu alirdim

@ozdek, kyk'nin geri odemesiz burs hali de var. genelde basari derecesi yuksek ogrencilere cikiyor.

Kyk burs. Krediye çevirip biriktirme sıkıntılı bir durum.
O para yenir.
Ben kredi aldım, şimdi geri ödemesi zorluyor.

TEV ortalama yüksek olunca +1 ay daha veriyor olabilir mi acaba? Benim aldığım bir burs öyleydi. Üniversitede TEV bursunda son anda yedek listeye düşüp sonra farklı bir bursa yönlendirilmiştim de oradan biliyorum. Tev prestijli bir burs bence

Tev'de sanırım +1 olayı yok hocam. burs şartlarında yazmıyor.

kyk bursu daha mantıklı, tev'in şartlarının ağır olduğunu biliyorum. şak diye de acımadan kesiyorlar bursu.

öğrencinin ekonomik durumu çok kötü ise, tev'i alsın, kyk'yı krediye çevirsin ve ikisinden de faydalansın. böyle bi durum yok ise tevi boşverin.

Sulu olmasın kesinlikle, çabuk bozuluyor ve zamanla koku yapıyor diyorlar.
Torbasız olsun, bu zamanda torbalı almak saçma, gereksiz masraf çıkaracak size düzenli olarak.

Dyson cinetic big ball animal pro 2 kullanıyorum müthiş çekim gücü ve fırçaları var. Vileda yapmama gerek kalmıyor o kadar güzel bitiriyor ki tozu.

rowenta veya philips. toz torbasız ve susuz olandan almanı tavsiye ederim. her ikisi de çok iyi çekiyoe ve sessiz.

Evde xiaomi roborock s55 ve Rowenta silence force animal kullanıyoruz ikisinden de memnunum. Dyson alicaktim sonra araştırıp bunlarda karar kıldım hemen hemen dyson fiyatına geldi. Xiaomi icin yok böyle bir şey diyorum bir iPhone ilk çıktığında almıştım adamlar ne yapmış demiştim bu da öyle bir etki bıraktı ben de :)

Kedim sayesinde dyson'a mecbur kalmistim ama iyi ki de kalmisim. Biraz sesli ve biraz bilek gücü gerekiyor tabii o vakumlamayla.

dyson. ufak el supurgesi bile inanilmaz cekis gucune sahip, torba yok.

bir de kalite istiyorsan miele iyidir ama fiyatlari sanirim dyson'a yakin.

Robot süpürge + orta üst bir süpürge iyi ikili olabilir.
Orta üst süpürge için Grundig HEPA 13 silence tavsiye edebilirim.

Susuz ve torbali tavsiye ederim. Sulu zaten kotu, torbasizin da surekli filtre temizligi yapilmali. En rahati torbali.

rowenta yedek parça tamir sağlamlık.

kesinlikle sulu alma. fiyat performans olarak philips marathon ultimate alabilirsin. Zaten biraz araştırınca son yılların en çok satan süpürge modeli olduğunu görebilirsin. çevremde 4-5 kişiye aldırdım inanılmaz memnunlar. Dyson en iyisi ancak fiyatları philips'e göre daha yüksektir tabi ki.

ne kadar butcen oldugu ile de alakali.
varsa- dyson
yoksa rowenta

bende ikisi de var. dyson sarjli, cok eski bir model ama hala tas gibi 2014'den beri her gun kullaniyorum. bu sene bir pil problemi yapti ama pili degistirdik sadece.

rowenta xtreme power (sanirim bu model www.trendyol.com bu da baya iyi. indirimden almistim cok iyi cikti.

bayat balık gibi bakıyorlar.

Gözleri kırmızı olan balık bayattır. Bunlar baya bayat.

Ilginc kismi burasi amerikada cin marketi ve bu baliklar turkiye den geliyor. Hep bu sekilde satiliyor ama bayat olsa da birileri zehirlenirdi satamazlardi diye dusunuyorum.

Gözlerinin feri kaçmış. Bence de bayat.

Doğru şartlarda muhafaza edilmiştir ama üzerinden çok vakit geçmiştir belki de hocam. Bayat balık = zehirlenme olmayabilir her zaman.

Karnına bastır parmak izi kalıyor balık eski şeklini almıyorsa bayattır.
Kaldı ki gözleri kötü bakıyor.
Gövdesi de pek sağlıklı gözükmüyor.

sigortanız yok mu? gözlüğün bir kısmını sigorta karşılıyor olmalı. karşıladığı kadarıyla uygun bir gözlük alabilirsiniz aslında.

bir gözlükçüye gidip reçetenizi gösterip sorun ne kadarını karşıladığını.

Bilgisayar ekranını göz hizasına getirebilirseniz boyun ağrılarınız azalır.

Bel desteğink metro markette araba koltuğuna da takılan fileden üretilenden aldım.

Sandalye de dik durun bel desteğiyle bu daha kolay olacaktır.

Ekranda yukarıda duruyorsa boyun da doğal olarak dik duracak iyi gelir diye düşünüyorum.

Ofisin aydınlatmasını kısmaya çalışın bir de f.nlux diye ekrandaki mavi ışığı azaltan bir program var onu da tavsiye ederim.

superonline fiber 24 mbps + tvplus 89 lira. memnunum hızım ve pingim sabit tertemiz.

Türk Telekom 16 mbps, 57 lira. Gayet memnunum.

Netspeed 75kbps 76₺ taahhüt ,akn yok ,en çok ben memnunum:))

65 tl civarı, 24mbit kablonet fiber.

türk telekom, 16mbps, 75 lira.

memnuniyetim de 10 üzerinden 7 diyebilirim. genel olarak oldukça stabil. iki senede toplamda iki kez kesildiyse kesilmiştir, onda da birkaç saat içinde çözüldü sorun. tek kişilik kullanım için yeterli. öte yandan memnun olmadığım konular da şunlar: birden fazla kişi aktif kullanıyorsa sapıtabiliyor, bence yeterince hızlı değil yalnız yaşamayanlar için. 75 lira, 24 ay taahhütlü fiyat... ucuz evet ama taahhüt süresi de ona göre çok fazla. daha fazla para verebilecek olsam kesinlikle en az 25mbps tercih ederim ama fena değil yani türk telekom gibi rezil bir firma için.

superonline fiber 100 mbit kotasız 200 tl

Arenas ile aynı. Memnunum. VDSL

96tl ttnet 50mbit akn yok, memnunum

Turknet, uzun süredir kullanıyorum, çevremi de geçmeleri için destekliyorum. 35e kadar vdsl, 32-33 sabit, 75 tl.

Altyapı yok.
Superonline superbox 10mbit sabit sınırsız, 129 lira.
Mobil hatla çalışıyor, taşınabilir.

sokakta ne fiber ne kablo.net olduğu için mecburen adsl. 16 mpbs ttnet kullanıyorum, akn yok sanırım. memnunum ama 16 mpbs için 70 küsür vermek koyuyor artık. sene sonu taahhüt bitince türknet'e geçicem.

100 mbps kablonet sınırsız, 100 falan.

yanında kablotv iteledikleri için bir de telefon hattı aldık, etti 135.

35mbit turk telekom (71 tl)

taahhüt bu ay bitiyor. aynı pakete 129 tl istedikleri için turk.net'e zıplıyorum. batırdıkları şirketin parasını benden çıkarmasın telekom bi zahmet.

niye gözüksün? kredi kartı limiti gibi düşün.

Limit olarak görünür, borç olarak görünmez.

Talasas+1 limit olarak gözükür, borç olarak gözükmez.
Her kişinin Total bir borç limiti vardır.
O, 10.000 liraya kredi olarak ihtiyaç duyarsanız kredi limitini düşürür amma ek hesap 10.000 ise bunun çok elzem bir durum olduğunu düşünmüyorum.
Haa bir de bu ek hesabın düzenli ödenip ödenmediği çokomelli.
Kredi skorunu düşürüyor.
Umarım doyurucu bilgi oldu.

Yataş - tesla alma

Evlenince viskolove dan visko yatak aldık. Sanırım evlilik sürecinde alınan en işlevsel şey yarışında kurutma makinesi ile birinciliğe oynar. Tüm ağrılarımı aldı.

Ama almadan bir araştır kimisi çok seviyor kimisi çok nefret ediyor. Arasını duymadım ben.

Yatak onemli, baskasinin tavsiyesiyle is yapmayin derim. Bel ve sirt agrilariniz, terleme, alerjik durumlariniz var mi bunlar onemli. Visco herkese uygun degildir. Genel olarak bel ve sirt problemleri olmayanlar icin hafif sert yayli yatak onerilir. Yatasta cok kaliteli yataklar var gidip mutlaka once deneyin, bilgi alin

Yataş Selena kullanıyorum.
Üst modellerinin gideri var.

Bence o parayı hak etmiyor.

İllaki alcatel diyorsanız, fiyatının karşılığını alabileceğiniz bir cihaz olabilir.
urun.n11.com

Sar değeri hakkında bilginiz var mı?

Not: ben almazdım.

P smart 2019 Huawei +300 lira

o yaştaki adam faizi ne yapacak. araba alın gitsin.

Tabi ki araba yahu
Küçük düşünmeyin bu kadar

Adam yıllarca çalışmış şimdi ayağını yerden kesecek, rahat ettirecek ufak bir araba almak istiyor. Hakkı mıdır? Sonuna kadar.

''Adam 40 sene çalışmış bir araba almak istiyor kırma hevesini ''

tabii ki araba ya da babanız ne istiyorsa o.
emekliliği gelmiş bir insanın yapması gereken tek şey artık -olabildiğince- hayatın tadını çıkarmaktır.

Alsın arabayı hemen. Ne parası ne faizi? Para lazımsa çocuklar biraz daha çalışsın. Fazla mesai yapsın, ek işe girsin vs. Kırk yıl çalışmış zaten. Bırakın adam emekli olsun artık, yazık günah adama da...

40 yil para kazanmak icin calismis adamcağız. Kendi kisisel zevki icin kullanabecegi imkanini da para kazanmaya sarfettirmeyin.

30 bine 99-2001 arasi corolla alinabilir sorunsuzluk acisindan. Tam emekli arabasi zaten. Ya da 8-10 bin de siz cocuklari ekleyin imkan varsa. Firorino falan alin. Baliga, gezmeye bagaj vs lazim olur. Hen gorus acisi da iyi. Yaslilar icin yuksek arac idealdir.

30 bin liranın faizi bu enflasyonda kendini zor kurtarır. Emekli adam ve gündelik işlerinde arabayı kullanacaksa araba elbette mantıklı olan.

tabi ki araba.

arabayi faize yatirsin, hediye olarak cocuklari araba alsin

Araba ancak üzerine eklemeniz gerekebilir. 30 bin'e düzgün bir araç zor gibi.

Araba alsın tabi ki dar düşünceye gerek yok

arabalar da yıpranma payı hariç enflasyon oranında değer kazanıyor, yani ileride satmak isterse verdiği parayı korumuş olur, hem de bu sürede işiniz görülür araba ile. araba mantıklı.

30 bin liranın aylık faizi ne kadar, hesapladınız mı?

araba almazsaniz yarin obur gun Allah gecinden versin o gun geldiginde cok pisman olursunuz.Alin arabayi adam keyif yapsin

Adam yıllarca çalışmış faiz getirisi yerine ona güzel problemsiz bir araba bulun.
Balık ekipmanları filan bakıp teşvik edin.
Emeklilik süreci boşluğa düşmeden sağlıklı başlar, zamanını keyifli geçirebileceği alışkanlıklar kazanırsa kendisi de sağlıklı olur diye düşünüyorum. Haddim olmadan.

30bine ne faizi dostum ya. Araba alin tabii ki. Emekligiligini yasasin adam. 30bin tl nin faizi emekliliğini yasatmaz adama.
Ayagini yerden kesecek bir sey alin hic dusunmeden. Omrunun yarisi, belki daha fazlası gecmis zaten. Faize yatir bilmemne derken bu adam hayati ne zaman yasayacak.
Sorman bile gereksiz dostum.

iç sesiniz doğru diyor. hevesini kırmayın.

Fikirleriniz için teşekkür ederim, bana yardımcı olan arkadaşları tik ledim :)

Araba +1 gezsin balik tutsun ne faizi.

koklayınca anlaşılır

Koklayarak anlaşılsa yemek yediğiniz üç restorandan birinde mutlaka zehirlenirdiniz.

Yolda soğuk zincir dışında kalmasını göz ardı etsek bile etki ürün bir hafta dolapta saklanamaz.

Yemeyin, iki dolma için zehirlenme riski alınmaz.

at gitsin. değmez.

Hacıt, Yataş Selena elexus bakabilirsin.
Galiba orta sert diye geçiyor.
Pedli tek yön bir yatak.
Alt üst değil de saat yönünde çevirip kullanılıyor.
Sert yatak seviyorum 90 kiloyum.
Dinlenik kalkıyorum, mutluyum.
Ergocoil diye bir muhabbeti de olması lazım.
Bir seneyi yeni geçti 1600 liraya bayiden almıştım.
Yazın ped sıcak yapıyor mu bilmiyorum bu arada çünkü hep klima ile uyudum.

Vergi dairesini bilmiyorum ama Gelir idaresi başkanlığının internet sitesinden ödeyebilirsin.

@karasakal dosyaya işlem yapıldığı için internetten ödeyemiyorum illa makbuz kesilmesi gerekiyormuş o yüzden

Veznede kredi kartı geçmiyor maalesef.

İnternette makbuz veriyor ki ödeme belgesi alıyorum ben KYK ödemelerinde.
Olmadı ödeyip o belgeyi koyup borcu yoktur yazısı alın vergi dairesinden.

Şimdi kontrol ettim interaktif vergi dairesinin verdiği belgenin ismi internet vergi dairesi alındı belgesi. İçerisinde tckn, vergi dairesi, e doğrulama için barkod ve ödeme içeriği bilgisi mevcut.

Mobilde gorunen birsey yok. Link verin. Eksiup falan.

Dik bırakmıyorsun sanırım yıkadıktan sonra. Üstünde kuruyor su damlaları.

Sanırım biraz kalite biraz teknik.
Sirkeli ılık suda yarım saat bekletip bir iki dakika sürülmesine izin verip tüy bırakmayan pamuklu bir bezle kurulayın. Lekeler çıkacaktır.

Bunlar su lekesi. Yıkamaktan ziyade kurumasıyla alakalı

Su lekesi gibi duruyor. Elinle temizlemeye calistiginda ne gibi bir doku varsa ona gore cozum bulabilirsin. Ornegin halen yemek artigi gibi yagimsi birsey varsa iyi temizlenmemis de olabilir.

Tavsiyem temiz bir catali atip yikamadan sonra bakman. Halen oluyorsa su lekesidir. Hicbirsey olmuyorsa temizlikle ilgilidir.

parlatıcı oranı veya tuz oranı az olabilir. özellikle parlatıcı. eğer sirke kullanmıyorsanız bir de sirke ile deneyin. Ayrıca bulaşık makinesinin işi biter bitmez kapağını açıp bulaşık makinesi içindeki sepetleri dışarı çıkarırsanız belki su lekeleri kaybolur bulaşıklar hızlı kuruyacağı için.

Dur alma.
Alt kisim plastikse alinmaz.
Uzun süre sıcak su duracak yer plastik olmamalı.

ok

bunlardad yapılan çaylar bildiğin çok kötü oluyor illa alacaksan tefal, philips gibi markaların da ürünlerinin alayı 200-209tl arası, arçelik falan tefalin yanında tırt kalır.

Arzum heptaze çay makinesi oldukça iyi.

korkmaz'ın çay makinesini öneririm hem çelik hem istediğin fiyat aralığında.

O zaman bu ?

www.hepsiburada.com

arzumdan ne aldıysam hepsi aldığım andan beri doğru düzgün çalışmadı ve atıldı.

elektrik süpürgesi ilk kullanıştan itibaren çekmedi, ne filtreler denedim,olmadı, servise göndereyim dedim, internette bi arattırdım ohoo default olarak çekmeyen elektrik süpürgesi yapmışlar. millet servise göndermiş yapmadan geri göndermişler, öyle demişler böyle demişler.

kettle aldım, iki gün sonra düğmesi tutmaz oldu, başında bekleyip düğmeye bastırıp beklersen kaynatıyor, yoksa atıyor sürekli.

ufak kahve cezvesi aldım türk kahvesi için bir termostat koymuşlar 45 derecede atıyor, bunun kaynaması lazım 100 nerede 45 nerede, kızdım onu da attım.

paranı çöpe at daha iyi

arzum markasının asıl üretiliş amacı nedir biliyormusun? sevmediğin ama hediye almak zorunda olduğun bir iş arkadaşın olur evlenir, ne bileyim kayınvalidene bişey almak zorundasındır sevmiyorsundur kaynanayı, hah işte böyle durumlarda ben paramı çöpe atıyorum ama ne de olsa onlar da kullanamyacak deyip, bu boşluğu doldurmak için üretilmiş bir markadır arzum.

korkmazı kimse beğenmiyor ama 6 ayda bir tost makinası atan ben bile 2011 den beri aynı korkmaz makinayı kullanıyorum ve acayip memnunum.

korkmaz gerçekten çok estetik ürünler üretmese de eşek gibi sağlam yapıyor ne yaparsa.

burda daha ucuz bunu al.

urun.gittigidiyor.com

Crusher dayanamadım aldım.

bu çay makinasına kesinlikle plastik pet şişede su kullan.

daha güzel kanser yapar böylece.

Kesinlikle çaydanlık çelik, demlik cam olmalı. Plastik koku yapar, geçtim kanserini.

Bu tür basit mantık çalışan ürünlerde pahalı markalara gerek yok, sinbo, king, felix ve aklıma gelmeyen bir sürü ucuz ürün alabilirsiniz. Altı çelik üstü cam olduktan sonra hepsinin içinde bir rezistans var.

nok.

homend'a bak.

Ben artelac kullanıyorum.

bu sorundan devamlı muzdarip biri olarak refresh bende de hiçbir işe aramıyor. tears natural free de öyle. bir artelac işe yarar gibi oldu ama düzenli de kullanamıyorum ben bunları. ama lens kullanıyorsanız düzenli kullanmak dışında bir çözüm yok maalesef. aklınıza geldikçe de göz kırpın oturduğunuz yerde.

Gece olan göz kuruluğu için doktorum bana A vitamini merhemi verdi (gözlerim çizildi). Yalnız doktora sormadan kullanmayın, yan etkisi olabiliyormuş A vitamininin (özellikle hamilelikte).
Adı da Vit-A Pos

lipotears

Soğuk pansuman yapın. Yapay gözyaşı damlaları gözyaşı bezlerini tembelliğe itiyor şeklinde yorumlar var. Bence bir yöntem ne kadar basitse, o kadar iyidir. Ayrıca doğal olması da cabası.

Ben buzluktaki soğuk jeli alıp, üzerine ıslak peçete koyup, soğuyan peçeteleri gözüme koyuyorum. Bu işlemi 10-15 defa tekrar ettikten sonra da, jel biraz daha ısınmış oluyor zaten. Bu noktadan sonra da paket jeli direkt gözüme koyuyorum. Bütün bu süreç 1 saat kadar sürüyor sanırım. Benim elde ettiğim sonuç, bu yöntemin yapay damlalardan daha çok etkili olduğu. (pansumanın soğukluğu insanın yüzünü, özellikle yanan göz kapaklarını rahatlatıyor; soğuk yüzünden oluşan göz yaşları da kuruluğu)

Adres iyi bir göz hekimi.
Göz kuruluğuna neden olan etkenler diye Google'a yazınca karşına çıkan her şeyi yaptığım için gözlerim acı verici biçimde kurudu.
Artık araç süremez hale gelmiştim ki doktora gittim.
Göz kuruluğu raporu yazdı.
Dede gibi aile hekimine 3 aylık ilaç yazıdırıyorum.
Tears natural free ve lipotears verdi.
Mutluyum şikayetlerim azaldı.
Ama göz tansiyonumda varmış vs. vs.
Siz de buradan çözüm aramak yerine iyi bir hekime gidin.

Merhaba,

Öncelikle devlet üniversitelerinin bu bölümlerde handikaplı olduğunu belirtmekle başlamak isterim. Maalesef hem malzeme ekipman hem de eğitici açısından devlet üniversiteleri vakıf üniversitelerinin bir hayli gerisinde. Kardeşinizin üniversitesini bilmiyorum ama, bir çok üniversitenin mutfağının bile olmadığı söyleniyor/biliniyor. İş böyle olunca ister istemez memnun etmiyor. Ancak, niteliğe bakılmadan bölümler açılmaya maalesef devam ediliyor.
İşin eleştirisini bir yana bırakırsak, kardeşinizin kendini geliştirme isteği güzel. Tebrik ediyorum. Bir çok öğrenci halinden memnun ve diploma peşinde yalnızca. Eğitim ne kadar iyi/kötü olsa da, iş öğrencinin çabasında bitiyor zaten. Özellikle bir isim vermeye gerek yok, aklınıza gelen tüm bloglar, şefler, eleştirmenler mutlaka bir şey katacaktır. Herkesin tekniği, tasarımı ve bakış açısı farklı. Sadece mümkün oldukça yabancı şefleri ve hesapları takip etmesini öneriyorum. Instagram ve youtube inanılmaz içerikle dolu. Türkçe'den uzak durun, muhtelemen kaliteli içeriğe ulaşırsınız. Tabi ki TR'de de kaliteli içerik üretenler var, ama çok sınırlı.

Staj konusuna gelirsek, bu konuda kendine en çok katacağı şey staj. Öğrenciler genellikle para ve konaklama verdikleri için, güneyde bulunan her şey dahil konseptli otelleri tercih ediyorlar. Bence bu noktadan uzak durmalısınız. İstanbul'da iyi restoranlar, ya da maaş / konaklama vermeyen iyi oteller var. Biraz para harcanıyor staj süresince ama, kendinize yatırım olarak görmekte fayda var. Onun dışında biraz zorlar ve araştırırsanız, Avrupa'nın bir çok kentinde staj ayarlayabilirsiniz. Erasmus Stajı mükemmel bir fırsat.
Aklınıza takılan başka sorular olursa benimle iletişime geçebilirsiniz.

işin göbeğinden birisi olarak çaba göstermezse yüksek ihtimal okuldan sektörden bihaber mezun olacak.
The professional chef e-book satin alıp çevirmeli.
Larousse Gastronomique edinmeli.
Staj döneminde iyi restoranları bulsun ve kazanacağı düşük meblağları karşılayın iş öğrenebileceği bir yerde çalışsın.
Turizm Listelerinin mutfak kitapları internette var bulup okusun.
Okuyarak teknik zor öğrenilir aylık demo bütçesi yapın birlikte örneğin her ay 300 liralık malzeme, ekpiman vs. edinip deneme yapsın.
Plating için instagram, shutter stock, chefstalk vs. takip etsin.
Gıda teknolojisi kitapları edinip iyice kavrasın.
Bir mevsim defteri edinip her hafta pazara giderek ürünlerin mevsimlerini öğrensin.
Her hafta pazardan bilmediği bir ürün alıp öğrenerek işlesin.
Son olarak elinizden geldiğince iyi restoranlara yemek yemek için götürün.
Bu iş önce görerek sonra okuyarak sonra da defalarca uygulayarak oturuyor.
Meslek hayatını değiştirebilecek tavsiyeler yazdım.
Istikrarlı yaparsa inanılmaz fayda görecek ve heveslenecek.
Çıt kırıldım olmamalı mutfakta diğer personele buna da bulaşılmaz havası verirse rahat çalışır ama bu yerin kalitesine göre değişir.

Bişey demene gerek yok ya seni seviyorum desen devamı gelir.

sinemaya gidin yakınlaşın vedalaşırken öpüşün

encrypted-tbn0.gstatic.com

@sonsuz öpüşmek şu an çok uzak. daha flört etmiyoruz ayda 1 ya da 2 ayda bir görüşürüyoruz.

Senden başka bir şey düşünemez oldum de elini tut

Yahu saçmalama ne çıkma teklifi falan. Diğer arkadaşlar da kusuruma bakmasın ama tavsiyeler ya yanlış ya sıralaması doğru değil.

“An”ını yakaladığın anda gözlerinin işine bakarak “seninle vakit geçirmek çok hoşuma gidiyor. Senin fikrini bilmiyorum ama ben daha sık vakit geçirmek isterim seninle” de. Gelen cevaba göre anlarsın zaten gönlü var mı yok mu. El tutmalara falan daha sonra geç.

El tutmak falan aman diyim. Yaş 30 diyorsun. Tamam senle vakit geçirmek çok güzel keşke daha sık görüşsek Falan de bi önce.

süper kahraman +1

yaş 30- ama ciddi bi şey yaşanacaksa ben de bu yöntemi tercih ediyorum.

super kahraman +1

Çıkma teklifi falan etme. kabul etmeyecek.

deytim olur musun?

30+ bir kadın olarak düşünüyorum da "benimle çıkar mısın" gibi bir lafa verilecek tek cevap "ay ben gülerim" herhalde. Direkt bir soru olmadan olayların o şekilde gelişmesini sağlamak çok daha doğal, ve daha az itici.

Kız belki arkadaştan hoşlanmıyor, niye elini tutsun yahu? Böyle yaparsan aklı varsa bir daha senle görüşmez umarım.

En güzel cevabı şu arkadaş vermiş; super kahraman olsaydim baba olurdum.

akşam eve film izlemeye çağır, o mesajı alır.

Madem 1 yıldır görüşüyorsunuz, sana da güveniyor, direkt buluşunca yanına yaklaşıp onu sevdiğini söyle öp vs yeter zaten. Fazla şey söylemeye gerek yok. İlla işi resmiyete dökeceksen sevgilim ol diyebilirisin.

Baba benimle çık denilmez, lak diye el tutulmaz, şak diye kız öpülmez. En fazla hislerini açıklarsın. Senin yanında kendimi çok mutlu ve iyi hissediyorum. Seninle daha fazla vakit geçirmek istiyorum dersin. O da karşılık verirse yakınlaşmaya başlarsınız. Önce birbirinize temas edersiniz sonra ya o senin koluna girer ya sen elini omzuna atar ya da elini tutarsın. Seni seviyorum da daha sonraları söylenecek bir ifade.

baş başa bir şeyler içmeye davet etmek çıkmak oluyor, öyle mi oluyor o yemek yemeler kahve içmeler? çıkma teklifi flört ötesi bir adımla gerçekleşmez, halihazırda baş başa bir şeyler yapıyorsanız çıkıyor oluyorsunuz. bu süreçte ondan hoşlandığını anlatamadıysan yuhlar olsun zaten sana, anlamadıysa ona da yuhlar olsun.

flörtün ötesi adım için duygularını açman lazım, duygusal falan konuş işte. seninle vakit geçirmek çok hoşuma gidiyor, imkanım olsa her gün yapardım gibilerinden bişeyler de. ya da klişe git, çiçek al şiir falan yolla. yürümenin ötesi koşucan işte biraz. bundan rahatsız olmuyorsa daha sık görüşmeye çağırıcan, böyle böyle en son bi ara seni seviyorum falan dersin.

Cikma teklif etmek liseli ergenler gibi zaten kendi basina, cikma niye teklif ediyorsun ki? Cagir bir yerlere iste, sonra uygun bir anda soyle cok hoslaniykrum senden falan. Cikma teklif etmek nedir yav. Takilacaksonkz iste, yakinlasacaksiniz yavas yavas. Hoslaniyorum falan da demeye gerek yok.

Abi bu konularda bir nokta var. Orayı yakalayıp yürüyünce sekmiyor.
Çıkma teklifi gibi işler pek ilerlemiyor.
Böyle yemek vs. abartmadan eğlenceli keyifli bir anda nasıl hissediyorsanız öyle anlatın.
Hiç kimsenin tavsiyesi ya da vereceği fikir sizi kendi hislerinizden daha güzel anlatamaz.
Samimiyet önemli içinden geldiği gibi işine geldiği gibi davran lütfen.

Seninle daha fazla vakit geçirmek istiyorum +1

Daha yakın olmak istiyorum.

alcatel move track aldık 3 ay kadar önce. bir aydır şarjı 15-20 saat civarı gidiyor. başlarda 2 güne yakın dayanıyordu. günlük şarj edebilecekseniz öyle düşünün derim.

www.teknotakip.com.tr/urun/mobiltakip bu ürün motor için anlattığınız bazı özellikleri karşılıyor.
Araştırmak lazım boyut, sağlıklı çalışma vs.
Belki faydası olur.

bence şu iş görür. fiyatı da makul.
www.ebay.com

şu videoda da mantığını nasıl çalıştığını anlatıyor: www.youtube.com

@kedula 15-20 saat çok çok az yahu. Bir de hat çıkarmak lazım sanıyorum ?

@yasasin yemek yemek 30 gün çok çok güzel araştırıcam.

@the kene bunları trde de satıyolar da noname bişey olduğu için hiç güven vermedi hocam.

gece 10’da %99’du. şu an %8. ve data hattı almak gerekiyor evet. nano sim kart. alzheimer babamız için aldık biz de. lakin memnun değiliz. alternatif arıyoruz.

baba diyorum genelde. arada geyiğine hoca dediğim olur.

cicikuş diyorum. sadece ben cicikuş diyorum zannederdim, meğer yanlız değilmişim.

Genelde baba derim ama arada "reis" veya "yaşlı kurt" dediğim oluyor. Yalnız ablam bokunu çıkarabiliyor bazen. Fadırella nedir birader. (Yaşlar 30+ bu arada)

Taksim'de ben bir şeye takılmışım. Babam önden gitmiş fark etmemiş. Dursun diye bağırıyorum "CİCİKUUUUUUŞ"

memo derdim..

Baba
Tatlım (anneme de derim)
X Bey
X'ciğim

Ruh halime gore bunlardan birini kullanıyorum. Rehberime Sezar diye kayıtlı.

ismiyle hitap ederim, ismine ek takarım ismini kısaltırım babammmmmmm derim mr. soyadımız derim. çok ciddi biri olmasına rağmen hiç laf etmiyor.. burdan kendisini sevdiğimi sölemek istiyorum.

Baba derim. Standart ve en normali bence

baba/babacım

baboy ve reyiz

Kendisine hitap ederken "baba", başkalarıyla babamın gıyabında konuşurken "bizim peder" derim.

Çoğunlukla baba, babacım dışında "naber dostum" falan derdim. Bir de saçlarını karıştırıp naber ufaklık dediğim zamanlar olurdu, çok gülerdi saçma bulduğu için.

mühendis olarak çok düz adamım herhalde.
annem bababm ve kardeşlerm telefonuma isim ve soyisimle kayıtlı.
anneme anne , babama baba derim.

Isim ya da baba

kendisine hayatım boyunca baba dışında bir hitabım olmadı. ama telefonda "the ismi" şeklinde kayıtlı.

buba bunlar kompuladaki buba sesiyle...

baba diyorum

samuray :)

ciddiyet gerektiren bir ortamda değilsek babilim diyorum.

Baba diyorum dümdüz.

Hello papa.

Genellikle isim+cım.
Ağır işim düşerse dede.
Dışarda isim+bey.
Bunların saygısızlık kabul edileceği bir ortam varsa baba.
Canım benim ömrü uzun olsun.

Baba derim işim düşerse ve ciddi bir konuşma yapılacaksa isim bey kombinasyonu tercihim.

Babacım, baboli.

Babişkom ya da babişkocum..

Okulda falan babam arıyor arkadaşların yanında telefonu efendim babişkocum diye açıyorum, kazık kadar adam olarak tuhaf duruyor tabi ama seviyorum öyle demeyi.

İkea da da var minicik dışarıda da bulursunuz

www.koctas.com.tr

Slava +1 çanak lavabo

genişliği 50 cm'den az olmasın, linki verilen ürün gibi lavabolar ile yüzünüzü yıkarnek her yere su damlatırsınız. Olabildiğince büyük olmalı, keşke hazır 55 cm bir dolap alsaydınız. Lavaboları yekpare oluyor daha kullanışlı.

Dışarı çıkıyoruz

Evde kişi olmasından hoslanmiyorlar.
Sanırım laf söz olur ya da taciz vs. gibi olaylar yaşanır düşüncesi ile.
Ben de bu yüzden taşınma hariç hiç temizlikçi cagirmadim.
Evde bir sürü özel eşya varken nasıl guveniliyor, guvenileni nasıl bulunuyor bilmiyorum.

özellikle haftaiçi çağırıyorum ben işteyken geliyor. ilk kez geliyorsa balkonda filan ayak altında olmamak iyi. Sonrakilerde ise direkt bi cafeye vs. gidip yalnız bırakmak iyidir.

temizlediği odada bulunmuyorum. Onun dışında pcde takılmak tv izlemek falan gayet normal bence. evi boş bırakma taraftarı değilim nedense

bence de yıllardır tanıdık biri değilse evi bırakıp gitmek doğru değil. başka odada durursun. benim annem toz alıyor, kirli suyu boşaltıp temiz su koymak vs gibi ufak tefek şeyler yapar. ha herkes yardımcı olmak zorunda da değil, başka odada takılmak yeterli.

yardım etmene gerek yok, zaten hoşlanmıyorlar.
oturup tv izlemek de hoş kaçmaz.
eğer uzun süredir gelen birisiyse çıkın gidin evden.
yok yeniyse mutfakta ya da balkonda takılın.

Annem onla beraber temizlik yapıyor genelde sonra da daha çok yoruldum diyor. anlamsız.

ben işte oluyorum. annem yakında oturduğu için kadınla o da geliyor. yemek falan yapıyor çay demliyor. yalnızsan, kadını da çok tanımıyorsan ayak altında dolaşma git bir köşeye otur.

Ben evdeysem başka bir odada vakit geçirmeyi tercih ediyorum. Öğlene doğru yemek hazirliyorum; arada su, içecek, atıştırmalık gibi şeyler götürüyorum. Öylelikle vakit geçiyor. Kitap okuduğum, televizyon izledigim filan da olmuştur. Sonuçta onlar işlerini yapıyor, biz evimizdeyiz. İşlerine karisilmasindan pek hoslanmiyorlar da zaten.

Ben de gelen hanımı? temizliyorum.

Ayrı odada vakit geçiriyorum.

Halk olarak nevrotiğiz.

Düzgün yaya ve düzgün şoför bileşimi en güzel sonucu verir. Diğer türlüsü sıkıntı.

Edit:imla

Evet o yaya olarak gördüğün her kişi direksiyon başına geçince de aynı öyle sorunlu.

trafikteki bu tarz problemlerin cogu sistem kaynakli.

ne duzgun yaya yolu var, ne duzgun kaldirim var, ne isik belli ne yol cizgisi.

tem'de bile daralarak bi anda ortadan kaybolan seritler var. haliyle arabalar yanyana geliyor ve birbirlerine bagirmaya basliyor.

hayvanlara gore dizayn edilmis sehirlerde, hayvanca yasanir.

halk olarak gorgusuz, saygisiz ve kabayiz. genellemem oyle. araba suruculeri de halkin parcasi oldugundan yayalari da anliyorum. elin kolun bosken bile yurunmuyor yollarda.

bir ara aracim yoktu, bir ay evden ise yurudum, guzergah istanbul'un gobegi, modern yerleri. kaldirimlara hep arabalar park etmis. ya birakmis gitmis, ya duraklama yapiyor guya. yola inmeye mecbursun. ama yol da daracik, arabalardan yer kalmamis. biriyle kavga ettim bu yuzden. bir de adam ustume yurudu bunu soyledigim icin. bu adam dersane sahibi, bogazici mezunu falan. (egitimli guya)

pusetli kadinlari, korleri, engelli insanlari hic dusunemiyorum. yaya gecidinde yaya gordugun anda durmak zorundasin. bunu yapinca arkadaki arabalar korna calip azarliyor yurusene diye. zavalli yaya bir bosluga denk gelene kadar bekliyor mal gibi, yoksa ezer gecer yurdum kirosu.

motorlar kaldirimdan gidiyor, bir de korna calip yol istiyor. dukkanlarin sandalyesi otu pusuru kaldirimda.

yollar delik desik. su birikintisi. les. duman egzoz, nefes alinmiyor. habire kornaya basan ayilar bir yanda.

yaya olmak da zor yani.

Geneli bilemiycem de bahsettigin pusetli kadının davranışını ben de yapıyorum. Mantık şu, gecis hakki benim bile olsa durup aracin geçmesini bekliyorum çünkü çoğu sürücü orco oldugundan duracak mi durmayacak mi stresine girmek istemiyorum. Yavaslarsa daha çok beklemis olacağımdan hoş olmuyor.

Yaya dedikleriniz arabaya binince sürücü, arabaya binmiyorsa yaya dediğimiz aynı kişiler oldukları için evet.

Eğer trafik yoğun değilse, bir yaya olarak arabanın bana yol vermesi rahatsızlık verici olabiliyor çünkü o birkaç arabanın geçmesini bekleyip rahat kafayla ve koşturmadan geçmeyi tercih ediyorum. Sürücülerin bunu anlaması gerek, özellikle yaşlı ve çocuklu insanlarda bu durum daha sık yaşanabilir.
Bunun dışında yol vermenin karşılığını teşekkür olarak tahsil etmek istiyorsanız vermeyin zaten, haklı bir beklenti değil.

Milyon km yol yapmışımdır, oran vermem gerekirse yayaların %70'i mal. Bu oranın içinde nezaketsizler de var.

- Sağa dönüşte yayaya yol vermek gerekiyor, ama bazısı utanmasa bağdaş kuracak yol onun diye. Durup telefon kurcalayan bile gördü bu gözler. Böyle yapan olursa gaza hafif dokunup alıyorum akıllarını.

- Kulağında kulaklık mal gibi sağını solunu kontrol etmeden karşıdan karşıya geçiyorlar. Korna çalıyorum, duymuyor bile.

- Kaldırım varken ve boşken yoldan yürüyorlar. Eğer yola araba park etmişse arkasını kontrol etmeden park halindeki arabanın solundan geçmek için yola atlıyorlar. Eninde sonunda birisi çarpacak, kaçarları yok.

- Karşıdan karşıya geçilmeyecek yerlerde yola atlıyorlar. Misal durakta durmuş otobüsün önünden koşarak karşıya geçmeye çalışıyorlar. Bu en tehlikelisi.

- Yaya geçidinde yol vermek istemene rağmen arkadan geleni de kontrol etmen gerekiyor, herif kaptırmış geliyorsa durursan ya gelip arkadan girecek, ya da sollayıp yayaya gömecek. Herif yaya geçidini veya tabelasını gösteriyor. Lan sığır duraydım gang bang olacaktı.

- Yaya geçidi olmamasına rağmen insanlık edip yol verdiğinde suratına bile bakmayıp kaplumbağa gibi yürüyorlar. Ezesim geliyor.

- Yol vermemene rağmen önüne atlıyorlar, zar zor duruyorsun üstüne bir de el kol yapıyorlar (hepsi kadın)


Bu öküzlerin yanında bir de adam gibi adam olanlar var, yazık adam topallıyor, yol veriyorsun o haliyle hızlanmaya çalışıyor. El ediyorum sakin sakin diye.

Yaşlı amca geçmeni bekliyor, buyur diyorsun gülümsüyor devam ediyor.

Ben yayaysam ve ne şekilde olursa olsun yol verildiyse kafa selamı verip veya el edip uçar adım geçiyorum. Hadi selamı boş ver normal yürüyüş hızıyla geçseler yeter bana, sanki vitrinlere baka baka mağaza geziyor sığırlar.

sinirlendim gene.

Sürücüler kadar yayalar da problemli.
Yol verirken dikkat etmek gerekiyor.
Yakın zamanda bir kız çocuğu tahmin ediyorum 4-5 yaşlarında yaya geçidinde bekliyor motorla durdum.
Yol verdim, çocuk geçmeye başladı ki aynadan takip ettiğim arkamdaki hayvan oğlu hayvan yan şeritten hızlanmaya başladı.
Çocuğu edecek diye ödüm bokuma karıştı.
Kask full face olmadığı için bağırınca çocuk sesimi duyabildi.
Koş dedim koştu geçti.
Konunun gerçekleştiği güzergahta çocuğun karşıya geçebilmesi için kafadan 2-3 dk beklemesi gerekiyor.

halk olarak sorunluyuz kesinlikle

yayalar veya sürücüler değil. ülke olarak sorunluyuz.

Sorunluyuz

tam olarak kimlanbu+1

haftasonu yayalara duydugum acima yerini baska duygulara birakti gene.

bisiklet yolunda giden iki kadina minik minik zil caldim. hic aldiris etmediler. yanlarindan gecerken bisiklet yolu burasi dedim.

-yapma yaaa!

dedi alayci tavirla. utanmadi hic. mahcup olmadi. ustune ukalalik etti. ne diyim simdi.

Jbl t450bt

Geçen ay aldım 220’ye
Şimdilerde dayandı 400’e.

jbl t450bt harika bir kulaklik, ama asil amac konusma ise onermem, konusturuyor ama tam bir konusma performansi beklemeyin.

JBL t450 BT sıcakta kullanmak tam bir eziyet olsa da müzik performansı iyi, konuşma sırasında arkadaki sesleri fazla topluyor tek kusuru bu.
Ben genelde tvde gece film izlemek için kullanıyorum.
İşimi harikulade görüyor.
215 liraya geçen sene almıştım.
Şarj mevzuunda kendi kablosu ve bilgisayar hariç şarj etme. Bataryası şaşırıyor.
Şarjı ortalama 6-7 saat gidiyor.

Onu dondurmadan önce porsiyonlara ayırmak gerekiyordu bu şekilde satırla falan doğrayabilirseniz doğrayın, çözülme sürecine girdikten sonra ayırıp tekrar dondurmak biraz riskli bir girişim olur.

buzdolabına koyup hafifçe çzöülmesini bekleyip parçalayın. sonra geri kalanı hemen buzluğa. hatta çıkarmışken iyice bölün.

kütlenin atomlarının direnci kuvvetle ayrışabilir kıvama gelinceye değin buzdolabının normal kısmında muhafaza edin sonra kütlenin bir kısımını tekrar dondurucuya koyup tüketeceğiniz kısım aynen yerinde çözülmeye bırakın. kütlenin çözülme süresi takribi 12 saattir fakat ayrışabilir kıvama geliş süresi saat başı kontrol edilerek denenmelidir. bu şekilde hem kütlenizi tüketir hem de kalan kısmındaki bakteri üremesini asgari miktara indirirsiniz.

Donmuş halde bölmek profesyoneller için bile tehlikeli bir hamle.
Kıymayı çözdürüp dondurmak da donmuş halde bölmek kadar tehlikelidir.
Gıda zehirlenmesi şaka değildir.
Çözülen et tekrar dondurulmaz. Donuk halde ise ürün tipine göre saklama ömrü vardır. Burada dondurucunun derecesi de mühim.
Sonuç götün yiyorsa donmuş halde böl.
Yemiyorsa çözdür eşe dosta ziyafet ver.
Umarım açık anlatabildim.
Aman diyin ele kola dikkat, sorumluluk sende.

Dry aged et satan bi kasap bulun. Onlarda donmuş eti kesecek şerit testereler var. Üç beş bişey verip poasiyon porsiyon kestirin testereyle.

Dekupaj, sunta kesme vs gibi elektrikli el aletleri ile de olur temizliğe dikkat edersen.

Hepsini çözdürün ve kavurun.
Sonra porsiyon ölçüsünde yeniden buzluğa atıp saklayın.

sorun sende değil o cocukları yetiştiren ailelerde
türk aile yapısı tamamen rezalet

Hiç iyi değil :( tahammül edemiyorum şımarık çocuğa... Sevimli olanlar da sevimli ama böyle kucağıma alıp sıkıştırarak sevmek, saçma saçma konuşmak gelmiyo hiç içimden. Ne biliym burnuna çenesine falan düdüt yaparım anca o, bebekle bile muhabbet kuramıyorum :/ Okul çağındakiler zaten hiç ilgi alanım değil.

Yine de çok sevdiğim akrabaların arkadaşların çocukları var ama öyle alelade olmadıkları için seviyorum. -o ne demekse...:D-

Anlattığın tipte çocuklardan (yani çocukların çoğundan) nefret ederim. Tahammül edemem. Sorun sende, bende veya çocukta değil, böyle yetiştiren (yetiştiremeyen), doğurup mukayet olamayan, şımartıp üstümüze salan anne babalarda.

Hepsi böyle değil. Sorun sen de değil.

Ama kuşak farkı da var tabii. Bizim için de muhtemelen aynı şeyleri düşünüyodur büyükler

De birleşik olacak

genel olarak çocukları (özellikle bebekleri) ÇOK severim ve hatta bu yüzden üzülüyorum. çünkü yetişkin ve aygır gibi bir erkek olarak bunu söylemek garip karşılanıyor, pedofili muamelesi görüyorsun. annem küçük çocukları böyle yere çarpa çarpa sevince çok kıskanıyorum. türkiye'de neyse de yurtdışında çocuğa yaklaştırmıyorlar bile. hadi onlar ses etmese bile çocuk o kadar yakın temas ve ilgiye alışık olmadığı için rahatsız oluyor, haliyle ben de en fazla gezdirirken kucağıma ya da sırtıma falan alıyorum. şöyle yanaklarını mıncıra mıncıra sevemiyorsun, afallıyor bebe.

dediğin tarzdaki çocuklar gerçekten ölüm ama onlara kızamıyorum. öyle boktan, öyle aptalca yetiştiriyorlar ki çocukları, üzülüyorum. eğitimsiz, cahil, çocuk bakmayı geçtim kendi gtünü toplamaktan aciz tipler birbiri ardına patlatınca böyle sorunlu, niteliksiz, vahşi çocuklar yetişiyor. benim anam babam da öyle çok kültürlü şey insanlar değil ama ne zaman böyle çocuk görsem halime şükrederim, böyle annem babam olmuş da insan gibi yetişip bi' yerlere gelebilmişim diye.

ne zaman çocukları sevmediğimi düşünsem şu 57 saniyelik videoyu izlerim ve çocukların ne kadar mucizevi, ne kadar güzel canlılar olduğunu yeniden hatırlarım. şunlar sevilmez mi allah aşkına. minicik boylarıyla fitu fitu nasıl kayıyor yavrularım. pehey.

www.youtube.com

çocuk yetiştirmek inanılmaz büyük bir sorumluluk ve herkes bunu istemeyebilir, bunu kesinlikle anlayışla karşılarım. ama şu çocukların antrenmandan sonra kızarmış yanaklarıyla nefes nefese gelip de sana heyecanla antrenmanlarının nasıl geçtiğini, neler yaptıklarını anlattığını, sevdiği yemeği yaptığını öğrenince mutlu olduğunu, arabanın arka koltuğuna geçip kemerini bağladığını, kafasından da şapkasını ısrarla çıkarmadığını düşün. şunu düşününce içi huzurla ve sevgiyle dolmayan insandan korkarım ben :((

dediğim gibi kimse çocuk yapmak veya sevmek zorunda değil, cidden terörist gibi çocuklar da var ama genel olarak çocuklar nasıl sevilmez yahu bana çok garip geliyor. çoğunlukla senden benden akıllı bunlar. ben çocuklarla sohbet etmeyi özellikle seviyorum ama çok iyi anlaştığım da söylenemez. cidden zekam yetmiyor sanırım anlaşmaya, yalnız hissediyorum sjfsjk

@ Delay Fuze
benim annem de babam da 11'er kardeş
hepsinin de ortalama 6'şar çocuğu var. bir de onların çocukları var. düşün işte 100lerce kişiyiz.

babam evin en küçüğü ve ben dedemin evinde büyüdüm- bebeklik döneminde. yemin ediyorum, bu kadar insan arasından 1 tane "şimdiki çocuklar böyle, şımarık" filan diyen 1 kişi yoktu. zaten aramızda şımarık çocuk da yoktu. en büyük amcam şımarıkmış bak, herkes onu anlatırdı bir de annemden 2 büyük olan teyzem. yani şımarık olsak bi söyleyen olurdu ;)

Kesinlikle sorun çocukların daha da şımartılması. Ama çevremdeki şu gibi olaylar da dikkatimi çekiyor. Yakınımızın biri 23 diğeri 13 yaşında çocukları var. 23 yaşındakini yetiştirirken hiç şımartılmadı. Hatta baya maddi zorlukların yaşandığı dönemde çocukluğu geçti. Diğer kardeşi ise hayırdan da anlamıyor, yoktan da. Nasıl cins bir şey! Hasta ziyaretine gelirken çocukta olsan laptop getirir misin? Neymiş, film indircekmiş. Yahu adam ölümden döndü. Biz küçükken halamın evine gittiğimizde bile aç olduğumuzu söyleyemezdik. Yemek verirse yerdik.bu da iyi değil tabii. :D kısacası aynı anne-baba.ama zaman farklı.
Bir de bir arkadaşımda daha çocukken annesi-babası ona kardeşini emanet edip işe gidiyormuş. Ve şu an çocukları sevemiyor. İlerde çocuk yapmayı da düşünmüyor.

Ben genelde cocukları ailelerin ellerinden almak istiyorum. Çok tutarsız davranıyorlar bu sefer çocukta sapıtıyor.
Çok küçük çocukla mantıklı sohbet etmeye çalışmalarını anlamıyorum. 1 yaşında bir cocuğu pusete koyup otobüse biniyorlar. Cocuğu duvara yaslayıp telefonla oynuyor annesi ya da babası bir süre sonra ağlayacağı çok belli. Ağlayınca da tablet veriyorlar.
Tablet dediğin şey o yaşlardaki çocukta lsd etkisi gösteriyor bağımlılar bir nevi. Çok üzücü aileler yüzünden cocuklar katlanılmaz haldeler

çocukların aşırı şımartılarak büyütülmesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum.

2 gün evvel markette gördüm, kasadan aldıklarını geçirtiyordu anası, kız çocuğu çikolata çikolata diye tutturdu kız ortalığı inletti bağırmaktan, sonunda aldı anası çikolatayı o saniye hiçbir şey olmamış gibi sustu çocuk.

halbuki 2 dk daha dirense anası, çocuk umudunu kesecekti. çocuklar iki ağlarım zırlarım istediğimi aldırırım sistemini çözdükleri için parmaklarında oynatıyor aileyi, e öyle olunca da şımarık, arsız, çingen yetişiyorlar.

hadi ufak çocukları geç, liseli çocuklara bile aileleri aynı muameleyi yapıyor,
öğrencinin notu düşük, hop sene sonunda sanki dersten kalan çocuk değil de annesi, babasıymış gibi ebeveynler not istiyor öğretmenden. alabildiğinden alıyor. e öyle olunca çocukken ağlayıp istediğini yaptırıp şımaran çocuk, ergenken de bir şekil işini öyle hallediyor. ondan sonra etraf şımarık, arsız çocuk ve gençlerle doluyor.

bu aksam bana emanet iki cocuktan birisi diğerinin boynuna ip baglayıp ipin diger ucunu kapı koluna baglamaya çalışıyordu. iple popolarına vuraraktan uyardım. yalandan ağladılar ipi ver diye duygu sömürüsünü de öğrenmişler kumandayı tableti emzik yapan ebeveynleri sağolsun. aynı iple sırt sırta baglayıp anneleri gelene kadar öyle bırakmak gecti icimden ama konusmayı sökmüsler bir kere ispiyonlarlar. balkon kapısı, pencere hiç açamıyorsunuz zaten hepsi birer pikaçu, çarmendır, balbazar.

çocukları sevmiyorum, şımarıklar, kafam kaldırmıyor. 30 dakikalık seviyorum, sonra doğuranı çeksin kaprisini, bana neyse.

aileleri bu kadar boktan yetiştirmese sevebilirdim. çocuklarda bir suç yok, ne görürse onu yapıyor. ailelerini suçluyorum suçlayacaksam.

Bir turizmci olarak birçok milletten aileyi gözlemleme şansım oldu.
Türkler şımarık çocuk yetiştiriyor.
Buna Romanya, Bulgaristan gibi bize yakın ülkeleri de ekleyebilirsiniz.
Tam emin olmamakla birlikte ülkenin gelir düzeyi ile bağlantılı olduğunu da düşünüyorum.
Türk çocuklar büfenin, lobinin, odaların canını okuyor. İnsanlara rahatsızlık verebileceğini düşünemiyor.
Diğer ülkelerde özellikle batıda yetişen çocuklar sessiz, çevreye rahatsızlık vermiyor ve düzenli.
Bu durum tarım toplumu, sanayi toplumu arasındaki konum ile de bağlantılı.
Söz konusu çocuklar genellikle daha bireysel kültürlerde yetişiyor.
Kanım budur.

@niye ama haklısın cnm ;) ben de tek çocuğum ;) ;) ;)

Berbat, sevgimin sonsuz olduğu yeğenime bile tahammülüm yok. O yüzden diğer hiçbir şey hissetmediğim çocuklara karşı sabrım sıfır. Zaten dönem çocukları aşırı şımartılmış durumda. Eğitimli anne babaların garip huyları, sözüm ona “eğitim” desteği altında çocuğu başka bir şeye evirmelerini falan akıl tutulması eşliğinde izliyorum. Mesela geçen biriyle tanıştım kadın mühendis eşi de öyleymiş neymiş 7 yaşındaki çocukları matematikte çok kötüymüş ve ebeveyn kılıklıların bu durum çok zorlarına gidiyormuş çünkü onların hiç öyle problemleri olmamış ve artık bu durumu aşmak üzere pedagojik destek almaya karar vermişler bunlar matematik anlatıp çocuğun da anlamadığını görünce iyice kötü oluyorlarmış. Bildiğin psikopat bir çift, kendileri doktora gitmeleri gerekirken çocuğu hasta etmişler. Ayrıca Çocuk bu gerekmese de ağlayabilir , her b.ku ne diye ayaklarına serersin mesela. Büyük konuşuyorum yazın: Böyle anne baba olunmaz , sevimsiz çocuklar yetiştiriliyor resmen. Ben bu dönemin eğitimli anne babaların çocuklarına daha bi acıyorum iyice çekilmez ve paikopat oluyorlar. Bi rahat bırakın alan verin , aptalca beklentilerinizden uzak tutun şu çocukları. Sorun bunlar işte. Sen tamamen masumsun :)

@dyg*dyg

kısa süre sonra teyze olacağım
işte tam o anlattığın şeylerden korkuyorum.

ben kalabalık ailede büyüdüm, 18 yaşında teyze oldum, yeğenlerim var belki de o yüzden seviyorum çocukları genel olarak.

ama herkesin yazdığı gibi işte şımarık, büyümüş de küçülmüş veletler sinirimi bozuyor. bu da ailelerden kaynaklanıyor. dur sus demiyorlar çocuklarına. bizim insanımızda sınır koyma diye bir şey yok. oysa ki çocukların sınırlara ihtiyacı vardır, kendilerini güvende hissederler. yetişkinler yapmadığı için çocuklarına da öğretemiyorlar. bugün evinize misafir gelip çilekli dondurma istiyorum diyen velet yarın büyüdüğünde atm kuyruğunda dibinizde bekliyor.

yine de şu video beni her zaman gülümsetir:
www.youtube.com

n11'den varol marka almıştım f/p iyiydi. farklı ve daha kaliteli markalar da var, bir sürü de kullanıcı yorumu var.

Ablamlar burdan aliyor arada. Memnunlar sanırım.
www.ozdilek.com.tr

Özdilek iyidir, lcw home'un nevresimleri de iyi çıkıyor.
%100 pamuk olsun gerisi basit konular.

Taç'ın bambu serisini beğendim.
yıkanınca de çekme ya da solma falan olmadı.

memnun kalınca iki tane daha aldım.

sanırım birini hepsiburada'dan, diğer ikisini n11'den almıştım.

Aldığım Taç marka nevresim takımları hep sağlam çıktı, önerebilirim.

denizli concept.

instagramda var. hem çok şık hem orjinal tasarımlar hem de uygun fiyatlı.

şiddetle tavsiye ederim

Litrelik meyve suyu kabına doldur rahat rahat göm

Bu güzel çözüm ama göründüğü kadar kolay da değil. Hani ortalık yerde dolduramam. Kuytu köşede de onu yapacağıma bizzat orada içerim. Eve herhangibif şekilde sokamam çok riskli

İçme.

apartman köşesinde keş gibi bira mı içicen? git o yolu adam gibi iç içeceksen.

bildim bileli parkta bira içiyorum. polis gelse bile şikayet var içemezsin diyor, tamam deyip gidiyorsun. gelip afiyet olsun sessiz devam edin diyen de oldu. hiçbir şey olmaz.

ya evdekileri arada bir bira içmenin normal bir şey olduğu fikrine alıştırın ya da 34 dakika yürüyün.

bence en makulü bu.

Şimdi şöyle bir mesele var bu sene okul uzadı. O yüzden en ufak tartışmada meseleyi buna getiriyorlar.

Alkol bu denli abartılacak bir şey değil.
Ailenize bunu anlatın ve keş gibi saçma yerlerde içmeyin.

Çık parka iç kardeşim. Gözüne sokma milletin.

Yakinsan Halkali ormanina takil. Sizin muhitte Chp cogunluk belki ama K. Cekmeceyi Akp aliyor kac donemdir. Belki bu donem degisir bir ihtimal.

Ben olsam orda calismak istemezdim. Sen girsen bile oraya bir sekilde icerde torpille girdigin bilinecek. İnsanlarin tavri sana o sekilde olacak.

Burası türkiye. Gir çalış tecrübe yap başka yere geçersin sonra. Zaten zor iş bulunuyor hazır bulmuşken kaçırma.

bulmuşken sakın kaçırma. o mühendis kişisinin ifadesinin doğru olduğu ne malum? bir mühendise bir aday hakkında olumlu/olumsuz şeklinde yorum yapan İK'nın önümüzdeki günlerde başı ağrıyacak diye düşünüyorum.

@eksi sozlukte eksiyen adam valla hocam dedigin dogru. ama zaten bu islerde oyle olmaz mi torpille giren cok oluyor... babamin fabrikasi degil amac tecrube ve para kazanmak aslinda gurur yapmak yanlis olur gibi

@sta

aynen hocam oyle olcak gibi dedigin gibi is zor bulunuyor. kacirmicam haber bekliyorum bakalim


@a darkness coming

hocam bizimkilerde oyle dedi o muhendisin dogru soyledigi ne malum dedi. ama neden yalan soylesin ki cikari nolcak diye dusundum. belki tamam o da yakinini arkadasini sokmak istiyordur. ama cocuk keske onceden haberim olsaydi yardimim dokunurdu falan dedi. biliyorum ortalik kotu kimseye guvenilmez ama bilmiyorum iste.. dedigin gibi iknin basi agriyabilir bu olaydan sonra:)

Anladığım kadarıyla referansınız çalışmak istediğiniz fabrikanın sahibi ve siz ona bir tanıdığınız vasıtası ile ulaştınız.
Bu durumda işletme sahibi kendi işletmesi için tasarrufta bulunuyor.
Size bir kamu görevi için torpil yapmıyor. Kısaca kendi fabrikam ve bu fabrikada bu adamla çalışmak istiyorum diyor.
Üstte anlattığım durum geçerli ise burada alınacak gücenecek bir durum yok.
İk kraldan çok kralcılık yapmış gibi duruyor.
Bence referansınıza yani çalışmak istediğiniz fabrikanın sahibine ulaşın durumu anlatın ve haber bekleyin. Haber gelmezse üstelemeyin.
Belki de fabrika inanılmaz kurumsal bir işletmedir ve tüm süreçler şeffaf yürüyordur.
Bu tip işletme sayısının az olduğunu düşünüyorum.


Yazdıklarım tamamen kişisel görüşümdür.
Alınan bir karar insanın tüm hayatını etkileyebiliyor.
Akıl alın, danışın ama başkasının aklıyla hareket etmeyin.
Bu da kişisel prensibimdir.

@yasasin yemek yemek


hocam oncelikle msjin icin cok sagol. guzel yazmissin. evet dogru anladin hepsini. dedigim gibi 1-2 gun sonra zaten bizim tanidik fabrikanin sahibiyle yuz yuze konuscakmis. ayni ortamda bulunacaklar yani ayni evde. zaten bekliyoruz bakalim. zaten herkes tanidigini biyerlere sokuyor dedigin gibi aslinda bunda gucenecek bisey yok. ama burdaki arkadaslarinda fikrini alayim dedim tekrardan:) sikinti yok gucenme gurur yapma git calis diyorsun yani degil mi hocam

burası bir kamu kurumu değil+1

gir çalış, tecrübe edin. sonrası sana kalmış.

Demek ki cv iyi değil diğer adayların daha iyi
Bu furumla her yerde karşılaşırsın bence girmişken kaçırma gurur yapma

gir çalış. iş bulmak zaten zor. alınılacak bir şey yok, senin durumundakilerin hemen hemen hepsi için olumlu düşünmüyorlar zaten. senin referans artın var. torpili de herkes bilirse bilsin ne olacak? orada çalışıp da bunun dedikodusunu yapacak kişiler daha iyi bir yer için torpil bulsa gözünü kırpmadan kullanır torpilini. ömür boyu orada çalışmayacaksın büyük ihtimalle bir kaç sene sonra daha iyi pozisyonlar ve işletmeler için başvurularda bulunacaksın, orası bir basamak olacak senin için. ha ömür boyu orada çalışacak olsan da kime ne? en nihayetinde oradaki herkes gibi emeğini satıp karşılığında para alıyorsun.

Burasi kamu kurumu degil + 1

Ustune de ne kadar kurumsal bir yer, bilmiyorum ama cogu yerde ise insan secimi cok akl-i salim sartlarla yapilmiyor. Girilen insanin abuk subuk cikmasi da, begenilmeyen insanin aslinda ise en uygun insan olmasi da cok yaygin bir durum. Ne guzel adaylar arada begenilmeye begenilmeye elenmistir. Ilk begenilmeme ise yetkin olmadigin anlamina gelmez. Insan Kaynaklari seni tas catlasa yarim saatte degerlendiriyor, onlarin da ellerindeki sartlar kisitli ama insan kaynaklarinin calisan secimi dunyada en guvenilmeyen seylerden biri. Bunu kisisel algilama.

Ayrica girince nasil bir ortam olacagini bilmiyoruz. Belki de bol bol torpilli giren var. Ozellikle kucuk aile sirketlerinde torpilsiz ya da referanssiz giren azdir zaten.

Baktin, millet gurur yapiyor ve gercekten is ile uyumsuzsun, Insan Kaynaklari hakli; o zaman ayrilirsin.

Gıda taşısan da gerek yok kaygılanmana. Bpa'nın etki etmesi için şişeyi kapları falan yemek lazım. Zaten böyle çok aktif bir zararı olsa AB veya California eyaleti yasaklar önce.

mesela iki marka var, aynı hacimde biri 30 tl, diğeri 50 tl.aradaki bu fark plastiğin kalitesinden olsa gerek. bu kadar fark niye oluyor diye merak ediyorum eğer plastiğin kalitesi sağlık açısından pek etkisi yoksa.

İkea'da saklama kapları var güzel.
Şu geçirmez, toz geçirmez vs. Biraz pahalı ama sağlam çıktı benim aldıklarım.

@acemi detaylı anlatabildiğim kadar anlatmaya çalıştım, tekrar okursanız belki anlarsınız

Öncelikle uzman değilim cevabım tamamen kişisel kanaatime dayanıyor.
Sancar Hoca'nın bahsettiği çok çalışmanın yani bir kişinin uzun süre çalışmasının tamamen o konuya odaklanma, motivasyonunu o konuya verme gibi bir avantajı var.
Ve bir noktadan sonra siz konu konu siz oluyor. Derinlikli düşünmeye, bağlantılar keşfetmeye başlıyorsunuz.
Sosyal hayat kişiye göre değişen miktarlarda şart fakat çalışmayı benimsemek ona kendini adamak Sancar Hoca'nın bahsettiği konu.
Bir baltaya sap değilim, bal yapar gibi yapan ama kimseye faydası olmayan bencil bir bireyim. Başardığım bir şey pek yok.
Cevabımı ona göre dikkate alın.

aziz hoca bilimsel arastirma acisindan konusmus.
uretim apayri bir sey.
sorunun cevabi iki kisinin etkilesimine ve isbirligine de bagli.

arada isbirligi yoksa ve 16 saat ayni verim ile calisabilirse tek kisi bence iki kisiyi tokatlar.

hayır kesinlikle aynı değil
neden dersen 2 farklı beyinin ortak çalışması ile 100 adam saat sonunda ortaya çıkan şey ile tek başına 100 adam saatlik ürün aynı olmaz tek başına çok daha fazla yol alırsın.

Siz veya Aziz sancar taş taşımıyor, bilgi birikim gerektiren iş yapıyorsunuz. Çok güzel bi' örnek geldi aklıma; aynı kitaptan iki tane alıp birini yarıya kadar sizin diğer kitabın yarısından sonrasını da arkadaşınızın okumasıyla o kitabı tek başınıza okumanız arasındaki fark gibi bu.

senin sorun 1 işçinin bir gün çalışarak yapacağı işi iki işçi kaç saatte yapar gibi bir soru ancak aziz sancar bunu kast etmiyor. saat orada metafor. bence orada çok çalıştığını tüm enerjisini, dikkatini ve ciddiyetini işine yönlendirdiğini söylemek istiyor.

Deri Timberland tarzı iki çift bambu patik çorap mis gibi

Hiç görmedin madem kahve içmeye neden çağırdın ki? Ümitlenmiştir kız, en temizi baştan kabul etmemekti.

Bu şekilde anlatmak, yazmaktan daha insani olur dedim.

uzuldum kiza ama madem seni takip ediyormus ateist oldugunu biliyordur herhalde? direk konusmaya sen basla, benim gorusum bu yonde biz ayri dunyalarin insanlariyiz de. tesekkur etmeyi de unutma. kiz basina cesaretini toplamis askini o teklif etmis, baya baya asik olmali :)

Bence hevesi kursağında kalmasın üzücü olur.
Bir kahve içip güzel güzel sohbet edip, durumu anlatmakta fayda var.
Belli mi olur belki bir arkadaş kazanırsınız.
Kara sevdaya düşmediyse eğer makul şekilde karşılayacaktır.
Eğer okuyan,merak eden, fanatik birisi değilse farklı bir görüşe sahip bir arkadaşınız olur.
Güzel zaman geçirir, sohbet edersiniz.
Hepsinden ziyade ateistlerin öcü olmadığını hissettirsen al sana kazanım. İnsan kazanmak.

"Biz birlikte olamayız. Bem ateistim, senin başın kapalı. Anlaşamayız." dediğinde kız çat diye başını açar "Ben senin için bunu yaparım" dese ne yapacan?

eşim namaz kılıyor, oruç tutuyor ben ateistim. sorun olmuyor yani.

Eğer kafalarınız uyuyorsa inanç neden sorun olsun ki.

direkt söyle.

(bkz: çeynç)

@goodz

aracı satan kişi abi change olsa satış yapamam değil mi diyor bana.

trafik de hatalı tescil yapmış olabilir ama düşük ihtimal. aynı modelse yapılmış olabilir.

benim araç bravo. bana gelen şahin = )

şasi tetkiki yaptır orijinaligine baksınlar, trafiğe yazı yazarlar düzeltilir.

nasıl yapılıyor?

ruhsatında ne yazıyor ? marka model olarak ? o bilgiler tutuyor mu?

ruhsata bakmadım. araç samsunda

0 (sıfır) ve O (o işte) karmaşasından ve de 1- I/İ karmaşasından ruhsata hatalı basıldığı oluyor.

Ama sorgulandığında farklı bir araç çıkması çok tuhaf, aracın dosyasının olduğu şubeye gidilip dosyadaki evraklara bakılmalı, ruhsat dosya ve araç üzerindeki şase no incenmeli.

Hata bulunmazsa sakat iş.

Uzak durmakta fayda var.
Kişi gerekli makamlara başvursun, problemi düzeltsin.
Satın alırsanız ve fark edilirse çıkar sağlamak için satın aldığınız düşünülebilir diye düşünüyorum.

satın almak üzereyseniz böyle bir aracı sakın satın almayın. ben koltuk sayısı farklı olan bir araç alacaktım az daha ruhsatta 1 koltuk eksik yazıyordu. araç sahibi düzelttirmek için 1 hafta uğraştı.

5 senedir çalıştığım iş yerinde beni mutsuz eden tek şey maaşım, yani soruna en güzel yanıtı verebilecek kişilerden birisiyim ve cevabım en az iki katı, evet en az.

%50

brakgn ü görmeden %50 diye düşündüm. yani +1

İhtiyacınıza göre değişir. Zaten yetmiyorsa yüzde on bile ikna edici olabilir ama kaçın yüzde onu? 3000 iken 3300 mü olacak 5000 iken 5500 mü? Yani çok spesifik bir soru. Ama maaştan da memnunsanız iki kat fark yoksa risk almanın manası yok. Kaldı ki yeni iş yerinde işleriniz rast gitmezse ve çıkarsanız bir veya birkaç ayda aldığınız o farkı da eritirsiniz.

Tamamen kişisel bir soru. nihayet +1 aradaki farkın ne kadar olduğu ve sizin için anlamlı olup olmadığı ile bağlantılı.

Minimum 2 kattan kapı açılır, %75 civarı bir artışa okeylenir.

Yorumlarda min 50% çıkıyor ama sektör ortalaması da belli sonuçta, iki kat biraz zor olur gibi geliyor.

@nihayet ve @yasasın yemek yemek maaşımda da sorunum yok, bana yetiyor ihtiyacım fazlasına yok şimdilik. Ama sektör ortalamasının altında aldığımı da biliyorum diyebilirim.

60-70

Mutluluk ve iç huzur başka hicbir şeyden önemli değil. Öyle ki tanıdığım insanlar maaşından daha düşük veren ve kendini mutlu edeceklerini düşündüğü başka işlere geçtiler. Ama Daha düşükte daha mutsuz olurum diyorsan, %25 artis iyidir.

Ben de mevcut işindeki maaşından memnun olmayan birisi olarak %40 diyorum. Maaş dışındaki etmenler bu oranı aşağı çekebilir. Eğer tek mesele para ise, başka bir huzursuzluk yok ise % 40.

Ihtiyaçlarına bak. Örneğin ben çok buz kullanan biriyim. Sürekli buz üreten buz dolabı benim için gerekli. Ayrıca markete gidip aldıklarını uzun süre yemeyen biriyim. Buzdolabının sebze ve meyveyi uzun süre taze tutması önemli. Sonra dondurucu kısmı senin için ne kadar büyük olmalı çok önemli. Sürekli dondurulmuş sebze, dondurma falan tutuyor musun diye bak.

marka olarak bosch diyorum.

bosch

www.arcelik.com.tr
Tavsiye edebilirim, çok memnunum.

O yaşta hepimize oluyordu böyle şeyler. Şaka şaka, biz o yaşlarda günde 10 saat kolasına maç yapıyorduk ayı gibi, Celal Şengör'müş bilimmiş maneviyatmış çok bilmiyorduk, kolasına maç yapınca pırıl pırıl oluyorduk, çözüm kolasına maç, ya da bu dönem kendi akranları ne yapıyorsa onları yapsın, düzelir. Bu yaşta gereksiz yere varoluş sancısı çekiyor.

iki tane dünyamız var, birisi iç dünyamız, birisi de dış dünyamız.

kendini iç dünyasına (yani dünyanın bu genel haline) bu kadar kaptırmasın. biraz dış dünyaya da (o anki fiziksel etrafına mesela parklardaki basket sahaları, basket topu, onu oradan attırabilmek, biraz terlemek filan?) ayık olsun. ayrıca hiçççç bilemez, öyle bir an olur ki (etrafta baya da var) bilim bilim derken bir an kendini ibadet ederken bulan insan sayısı azımsanamayacak kadar çok. (ya da tam tersi)

uçlara çok gitmesin, gri diye de bir renk var.

ayrıca arkadaşlar, sex, deniz güneş, kızlar espiriler falan bunlar da güzel şeyler. yine çok kaptırmıyoruz. herşey dozunda.

bu çocuğa yaklaşmak için en az onun kadar birikim edinilmesi, daha önce bu yollardan geçilmesi ve bu açmazdan çıkabilmiş biri olunması gerekir. Bu özellikleri taşımıyorsanız sadece laf salatası olur en son da "çok düşünmeyeceğn olum gafayı yersin, salla boşver"e çıkar.

Şahsen bende dönem dönem bu çukurlara düşen biri olarak, benzer durumlarda hiç konuşmamayı tercih ediyorum.

Yalnız bırakmayın yeter bence.

karismamani tavsiye ediyorum.

birak kendi sorularina kendi cevaplarini bulsun. arastirsin, okusun, dusunsun kendine bir kisilik olustursun. onu dusunce tembelligi ile tanistirma. sen simdi manevi destek verdiginde sana veya hayati boyunca kafasindaki sorulari/sorunlar icin birine bagimli hale gelecek. hep birinin gelip bu sorunlarini cozmesi icin bir sey soylenmesini bekleyecek.

onu kendi haline birak.

Bence sadece arkadaş olabilirsin. Abi ya da baba olmaya çalışma bence.

Rana beri-anda kalmak bu kitabı okusun.

Süreç benim de yaşadığım bir süreç ama bahsettiğiniz düzeyde okuma yapmadığım için herhal pek derin bir kaygı yaşamamıştım.
Allah her zaman yanında diye yetiştirilmiş birisinin Allah'ın olmadığı düşüncesine gelmesi zor oluyor.
Uçlara gitmek, bunalıma girmek gibi süreçler olmadığı sürece tahmin ediyorum kendisi yolunu bulacaktır.

Psikolog a gitsin bilimsel yardım alsin.

Bence normal, kabuğunu kırmaya çalışan herkes yaşıyordur o yaşta. Küçükken etrafında safsatalara çok maruz kalanların kırması daha zor oluyor. Halbuki Allah'ın yanında olduğu düşünülünce cihada bile gidebiliyor. Bu kadar etkili bir hissiyatın eksilmesinden bahsediyoruz, kolay olmayacaktır ama bulur elbet yolunu. Endişelenecek bir şey varsa bir psikolog yardımcı olabilir.

yapabiliyosun

Gerek yok, oturma izninizle Schengen bolgesinde gezebiliyorsunuz. Muhim olan, pasaportunuz ve de oturum izni kartinizi beraber yaninizda bulundurmaniz.

aynen pasaportu da yaninda bulundurman gerekli, oturum karti sadece kimlik tespiti icin yeterli olmuyor hudut kapisinda

bu durum biraz karışık, son durumu araştırın bence, benim de bir zamanlar finalndiya'da oturma iznim vardı, türkiye'ye dönerken almanya'da kalmıştım birkaç gün, çıkışta sen Almanya'ya nasıl girdin bu schengen vize değil diye bir süre bekletmişlerde, Almanya'dan ayrıldığım için pek sorun olmadı ama sanki başka durumlarda problem çıkabilir gibi.

İtalya için oturma izinli vize ile İtalya'ya giriş, form doldurma, oturum kartını alma ve o kartla oturum süresince AB ülkelerine vizesiz seyahat gibi uygulama vardı. İki sene önce düzgünce öğrenmeden iş yapmayın. Tavsiyemdir.

Eğer ayrı olarak bir oturum kartın olacaksa elinde evet. Ama tr'den verecekleri D tipi vize oturum izni yerine geçmiyor bilginize.

Almanya için D tipi vizem varken İsveç’e gitmem gerektiğinde german federal foreign office'e “vize almam gerekiyor mu” diye sormak için gönderdiğim maile gelen cevap:
——
Holders of

- a Schengen visa (text on the visa reads "valid for Schengen states")

- a residence permit of a member state or

- a national visa (D-visa)

can stay in the entire Schengen area for up to 90 days in any period of 180
days. The Schengen area consists of the following countries:

Germany, Austria, Belgium, Czech Republic, Denmark, Estonia, Finland, France,
Greece, Hungary, Iceland, Italy, Latvia, Liechtenstein, Lithuania, Luxembourg,
Malta, the Netherlands, Norway, Poland, Portugal, Slovakia, Slovenia, Spain,
Sweden and Switzerland.
——
Muhtemelen sen de bu ülkelere aynı koşullar altında gidebiliyorsundur ama emin olmak için yabancılar ofisine mail atabilirsin.

Kefaloz, uğurlu, yıldız koy.
Tavsiyem yıldız koy.
Ama oradaki camping biraz kop kop iyi araştırın.

sörf okulu kamp için çok güzel, bunun dışında uğurlu taraflarında da bir kamp alanı var.

Aynısını fiber modem için yaptılar. Belge duruyordu.
Faturayı ödeyip itiraz etme gibi bir süreç var. Rakam 316 lira gibi bir şeydi. Çözüm merkezleri ile kavga ede ede ödedikten bir ay sonra iade aldım.
Belge yoksa hukuki yardım alın lütfen ya da teslim ettiğiniz yerden belge isteyin.

Bu sorununu cevabı kişiye göre değişebilir.
Ben olsam eşim bu konuyu dert etmiyorsa salla pati yapmadan, izleme komitelerinde tüm hocaları etkileyecek şekilde doktoramı tamamlamayı düşünürdüm.
Sonuçta y.l. bitirmiş doktora kazanmışsınız belki eşinizle de orada tanıştınız.
Bir kaç sene diş sıkıp hafta sonlarını beraber geçirip ayda 12-13 k kazançla yaşamak ihtimal dahilinde.
Bir de özel durumlarınızı bilemem ama güncel kazançtır seviyelerini mesele haline getirmeyin lütfen.

Yorumlar icin tesekkurler. Evet birkac sene sabredip bu arada puanlari yukselterek, hocalardan puan toplayarak devam etmeyi dusunuyorum. Yeterlilige kadar konulari da hemen hemen bitirmis olurum en azindan. Esimin de 2 seneye tezi bitecek belki baska bir sehirde imkan yakalariz.

tübitak projesi ayarlamaya çalışın bence en azından tüm işiniz doktora olur yanında belirli maaş da alırsınız.

Bütçe ve beklenti önemli

mitsubishi

Mitsubishi, Toshiba, Daikin amma benim param yetmedi Arçelik aldım. Prosmart dedikleri wifili naneden çok memnunum.

İyi bir şey derseniz mitsubshi.
Orta kalite arçelik

ikea hövag 1000tl ve on numara.25 yıl garanti var ve beğenmezsen 3 ay içinde değiştirebiliyorsun.

yatsan'ın switzerland yatağını tavsiye edebilirim. 2 küsür yıldır kullanıyorum ve oldukça memnunum.

Yataş Selena elexus pedli tavsiye edebilirim.

altın yatak'ı dene bence

opel veya vw tercih edin derim ben.