Bir şirketin medya departmanında 1 Haziran itibariyle iki aylık zorunlu stajıma başladım. İlk günleri çok iş vermiyorlardı, ben de "normaldir" deyip geçtim ama ikinci haftayı bitirmeme rağmen hala daha yerimde sayıyorum.

Ancak benden bir ay önce başlamış stajyer ise neredeyse tüm işleri yapıyor, bütün işleri ona veriyorlar. Yani benden daha eskidir diye böyle bir tutum takınıyor olabilirler ona karşı ama tüm gün mal gibi oturmak da cidden içimi bunaltıyor artık.

Bir de bugün aşırı derecede sinirimi bozan bir olay yaşadım. Bir etkinliğe gidilecekti ve iki gün öncesinden ilgili izinleri almıştım, hatta bazı çalışanlar da, "Sen de gel hem ortamı görürsün" falan demişlerdi.

Ancak bugün başka bir çalışan çıkıp, "Sen niye geliyorsun, ne işin var orada?" diyerek baya fırça çekti neredeyse. Haliyle pek bir şey diyemedim, zira bu "zorunlu" stajım. Sorunsuz bitsin de gideyim diye bakıyorum, o yüzden bir problem de yaşamak istemiyorum. Ama yine de bir iş yapmadan süs gibi oturmak can sıkıyor.

Diğer yandan bu yaşadıklarımı departman müdürüne açmam ne kadar mantıklı olur? Müdürü önceden br vesileyle tanıyorum, ama bu tip konuları açmak ne kadar doğru olur bilemiyorum. (Departman müdürü benden sonra işe başlamıştı bu arada, bu da ufak bir detay)

Sözün özü, bu ortamda nasıl bir yol izlemek en doğrusudur?

Merhaba seyyahlar,

Evdeki yogunluktan dolayi bunaldik biraz, Istanbul'a yakin ve de hic gormedigimiz icin Canakkale'ye gidesimiz var.

Sizce gidelim mi? Kafa dinlemelik sakin nerde kalmaliyiz?

Kendimi sizin tavsiyelerinize biraktim, ne derseniz o :)

not: arac var, mesafe problemimiz yok.

yeni telefon almaya niyetliyim en kisa zamanda ama fazla param da yok. samsung j7 (iki sene once cikmis) telefonlarini $200 civari bulabiliyorken, birilerinin uyarisiyla huawei mate se'ye bakmaya basladim, bu sene cikmis, fiyati da $200 civari ve ozellikleri samsung'dan daha iyi. fakat genel bir kani var ya cin mali telefonlar uzerine, cabuk bozulur diye. sizin fikirleriniz nedir?

hangi marka daha iyi?

Başlık yeterince açıklıyor durumu. Hani cidden güzel tavsiyeye ihtiyacım olmasa bu mecrayı kadınlar kulübüne çevirmek istemezdim.

Manevi anlamı olabilecek pek kullanılmayan isimler tercihimizdir.

40-50bin arası nakitimiz var.

ben 6500-7000 arası maaş, ortalama da 2000 lira civarı freelance getiriyorum. (freelance'i yok sayabilriiz gene de)
eşim 4000 lira maaş alıyor.

1800 lira evin kirası.
onun dışında aptalca harcamalarımız var yalnızca. ne yapıp edip kenara fazla bir şey atmamayı başarıyoruz.

sizce 80-90binlik araba kovalamalı mıyız?

yer: istanbul

Tütünüm kupkuru oldu ve ben pratik bir yol arıyorum. Kavanozun içine ıslak peçete koy onu da bilmem neyin içine koy gibi çetrefilli şeylerle uğraşmak yerinw, direkt tütüne spreyle fıs fıs su sıksam da olur mu acaba?

Sb. Bir olay, olgu veya sahis olabilir.

İstanbul trafiğinden sıkılıp motosikleti kafama taktım. Tabii geçenlerde 10 dakikada scotty ile eve gelmemin de bunda faydası var.
Bir süre araştırmamın sonucu olarak Yamaha r25 ve honda cbr250 arasında kaldım ama 10/7 oranında R25 daha ağır basıyor.

Bunun haricinde daha önce bisiklet harici 2 teker araç kullanmadım ve motosiklet ehliyetim yok. Bu yüzden çoğu kişi tehlikeli olduğu için beni caydırmaya çalışıyor. Ayrıca başlayacaksan düşük cc'li motorlar ile başla bu motoru devirirsen yüksek değer kaybı olur v.s. diyenler de var.

Sizce 250cc yeni başlayan birisi için gerçekten sıkıntı çıkarır mı?
Eğer öyleyse kuba motorun 50cc ehliyetsiz kullanılan motorunu alıp bir süre kullanmalı mıyım?


Bir de R25 ve CBR250 arasında bilgisi olan varsa tavsiye verebilir mi?

merhaba, dini kitaplar haricinde bir ateistin ateizim düşüncesini "pekiştirebilmesi", farklı düşünceleri görebilmesi için (bundan kastım allah'ın mucizelerini anlatan şeyler değil. ama inancın kökeni vs. tadında şeyler) MUTLAKA AMA MUTLAKA okuması, izlemesi gereken şeyler nelerdir?

dedem hem tevrat, hem incil hem de kur'anı okuyup da ateist olmuş bir insandı. ben bunları yapmadım ama artık değiştirme vakti geldiğini düşünüyorum. eminim o dediğim tarzda çok fazla şey okumuştu fakat kendisini kaybedeli 3 sene oluyor, kendisinden fikir almam pek mümkün değil. morgan freeman'ın belgeseli listemde ve sizden başka tavsiyeler de bekliyorum.

tşk <3

Ev almaya niyetlendim. Hem sade yaşam ve az eşya moduna mümkün mertebe geçtiğim, hemde bu şekilde çekeceğim krediyi çok kısa sürede ödeyebilme durumumdan dolayı 1+1 ev alma düşüncem var. Hiç küçük evde yaşamadım daha önce. Yalnız yaşıyorum ama hep büyük ve ferah evlerde yaşadım. Şimdi bir türlü %100 emin olamıyorum 1+1 ev fikrinden. Yaşayanlar ne düşünüyorsunuz anlatsanıza? Çok mu bunalırım? Oh be dünya varmış mı derim? Çok misafirim olmaz, iş için bir hayli seyahat ediyorum, bazı dönemlerde çok evcimenim.

Birde nelere dikkat etmek lazım 1+1 ev alırken? Genelde en üst veya giriş katlarında bulabiliyorum. Mutfak çoğunlukla açık ama bu pek sevdiğim bir şey değil. Neler yapılabilir bu durumda?

Merhaba

Laptopa bakmakan gözlerim yoruluyor ve acıyor.

Acaba hangi marka gözlük vamı ve kaplama önerirsiniz?

Essilor, Rodenstok, Zeiss vb var ve aklım karıştı doğrusu.

Saygılar

telefon, tv, bilgisayar önerilerinin sorulduğu yerde böyle sormak biraz abuk kaçtı sanki ama durum onu gerektirdi.

bütçe ortalama 1500, maksimum 2000 e çıkılabilir. bosch düşünülüyor ama kullanılıp memnun kalınan markalardan da öneri yapabilirsiniz tabii.

model, özellik vs gibi konularda öneri yapacaklara, şusu olsun bu su olmasa da olur tarzı yol göstereceklere müteşekkir olurum :)

ciddi ciddi şöyle oldu, bir dönem bendeki makineyle idare ederim diyordum(cruzer5), ekstra tarak ve makası kullandım, ama olmayacağını anladım, daha iyisine veya bi berbere ihtiyacım vardı. berbere gittim, sanırım genç işi olmadığını olaydan sonra öğrendim. çok hafif al dedim eşitlensin, herif 1. seviyede almadı 2.ye geçiyorum dedi ama duymak için kulaklarınızın çok iyi duyması lazım, tabi o berberse hedefini koyduğu hiç bir tel sakal ondan kaçamaz, ama herifin makine öyle dandikmiş ki traştan önce adet midir bilmem tüm berberler gibi o da gözlüğümü çıkardı. 2derece miyop gözlerim ama aynada renk farkını fark ediyorum elbette, içim içimi yiyor, bir yanağı götürdü bu, 2. yanağa geldi, ne yapıyorsun dedim, kısa almıyorsa söylemek zorundasın dedim, 1 almadı 2ye geçtim dedim dedi, abi sanki içinden konuşuyordun dedim, herif kendini adam sanmış, ne adamlarla uğraşıyoruz diye sallıyor, gerizekalısı. empati yoksunu herife, berbere çocuklarını getirenler de vardı olayı uzatmadan çıktım, ama kötü bir anıydı.

Her neyse olay geçti sakallar kendini toparladı, bir daha bu iş için berbere gitmeme kararı aldım ve tavsiye olarak elzem olan uzunluk ayarları olan sakal düzeltme makinesi bakıyorum, kendimce araştırdım biraz, ama direkt kullanıcısından duyabileceğim bir görüş olabilir diye burayı çıtlattım.

Yardımcı olursanız teşekkür ederim.

Buradan Kıbrıs'ı aramak normal tarife üzerinden mi yoksa yurt dışı tarifesi üzerinden mi oluyor?
Numaralar +90 ile başlıyor ama bilemedim hiç.

pazartesi gidiyorum daha çanta yok ortada. hostellerde kalacağım 2 haftalık bir avrupa seyahatim var. kaç litrelik çanta yeterli olur?

40 yeter mi? ya da 50?

1.5 yıllık bir ilişkim vardı, ocakta sözlendik ama nisan ayında ayrıldık ve tamamen ondan kaynaklandı. Kendisi aşırı kıskanç bi insandı, daha önce 3 erkek arkadaşım oldu ve ilişki boyunca bunların herhangi birisinden gelen bir mesaj, bir arama, yolda karşılaşma vs. yüzünden hep ayrılma noktasına geldik, çok seviyordum o yüzden aradım, ağladım, gittim yalvardım bi şekilde barıştık.

Son olayda da bir gün baktım eski sevgililerimden birisi facebooktan ekleme isteği yolladı fakat sadece isim var arkadaş sayısı az falan, arattım başka hesabını da bulamadım, gerçekten o olmasından korktum hemen reddettim hiçbir şey de demedim sevgilime fakat bi yandan da ya fake hesap açıp beni deniyorsa diye içim içimi yiyordu, sonra tekrar istek yolladı ben de engelledim. Bundan 2 gün sonra bi gün evde oturuyorduk sakin sakin yani çok normaldi her şey, bi anda suratı gitti aa noldu neyin var neyin var baya ısrar ettim. Sen evine gitsene dedi, "noldu cevap ver bi şey söyle, neden" diyorum, bi anda gitsene ya diye nasıl bağırıyor görmeniz lazım, o kadar anlamsız ki ne yapacağımı şaşırdım. Gitmiyorum neden sebebini söyle dedim, tuttu beni çantamı da aldı, gidip kapıyı açtı sonra da siktir olup gitsene lan diye dışarı fırlattı. kapıya vurdum vurdum açmadı. Eve gittim mecbur, yoldayken mesaj atmış git şimdi kimle arkadaş oluyosan ol, bütün dünya ekler seni, umarım eklemekle de kalmazlar....... yazmış (burdan anladım ki kendisi beni denemek için yapmış :((( yine sınav yaptı ve geçemedim gibi düşünüyor).

10 gün önce beni aradı ağlayarak barışmak istiyor, beni çok sevmiş, tek arzusu benmişim. O sıra depresyondaymış ilaç bile kullanıyormuş ama bana söylememiş. Doktor bu ilacın yan etkileri var daha sinirli olursun dikkat et demiş, o yüzden beni kırmamak için git demiş ama ben üstüne düşünce dayanamamış ama şimdi çok iyiymiş. Ben de hala seviyorum lanet olsun ki bi yumuşamadım değil, 10 gündür her gün konuşuyoruz telefonda fakat annemler artık kesinlikle istemiyorlar, bu adam seni yarıyolda bırakır diyolar, bunu ona söyledim her şeyi neden anlatıyorsun diye kızdı. Barışıp olayların nasıl gelişeceğine bakalım diyeyim mi, yoksa ailemi karşıma alıp tekrar kaldığımız yerden nişan için devam mı diyeyim. off kafam çok karışık. Teşekkürler.

Lütfen ayrıl demeyin ayrılamıyorum.

Selamlar, bu işleri en hesaplı şekilde nereden gerçekleştirebilirim?

Esim ispanyol. Ben musluman degilim ama geleneksel bi insanim. Esim karari bana birakmis durumda

Bikac ay onceye kadar "1 yasina dogru sunnet ettiririz" diyodum ama sonra erkek bi doktor "hic gerek yok, zaten ispanyol, okul cagina geldiginde kendisi isterse yaptirirsiniz" dedi ve benim fikrim degisti.

Tibbi acidan sunnetli olmakla olmamak arasinda pek bi fark yok ama sunnetin kendisi vucut butunlugunu bozmak. Belki anestezi de alacak. Yani komplikasyon riski daha cok

Sevgili duyuru erkekleri,
Sizin fikrinizi merak ediyorum. Buyuk ihtimal zaten 5-10 sene sonra yurtdisinda yasayacagiz. Hic hirmeyeyim mi sunnet isine?

En zararsızı olarak geçiyor ama sonuçta sıcaklar geldi, ısınacak genlşecek. Saatlerce kalacak o yemek içinde.

Ek önlem olarak içine plastik poşet dşemek olabilir mi kabın. O da plastik gerçi.

İçine pişmiş yemeği koyacağım plastiğin sabah 8de. öğlen 13 gibi yemek için ve çantada gidecek. 9 gibi dolaba koyabilirim.

5 numra en zarrısız olarak geçiyor ama plastik sonuçta, bir kaç tyerde yine de yemeğe geçebilir diyorlar özellikle sıcaklarda.

Var mı bir şeyler diyebilecek?

İtalya aktarmalı olarak yurtdışına çıkacağım. Roma'da aktarma süresem giderken 20 saat dönerken 15 saat. Ben de bari vize alayım günü şehirde geçirir, gece de uçarım dedim.

Vize belgelerinin listesini çıkardım. Bunların arasında takıldıklarım oldu. (Öğrenciyim)


Seyahat sağlık sigortası. 30.000 Euro teminatlı (Bunu gidiş-dönüşş olmak üzere 2 günlük yaptıracağım. En ucuza nerede yaptırabilirim?)

Şahsın imza beyannamesi. (Noterlerde 24 liraya çıkıyormuş. Öğrenciyim yaptırmasam olur mu?)


Bunların dışında dikkat etmem gereken bir şey var mıdır?

Teşekkürler.

merhaba arkadaşlar,

ben oldukça uzun zamandır bu ideal sırt çantasının arayışındayım zira kullandığım tek çanta türü sırt çantası diyebilirim. bu nedenle birkaç tane sırt çantam var ki okul dışında da günlük, küçük şeyler, seyahatler, işler için kullanabileyim. ama elbette bana en uzun süre ve en çok yoldaşlık eden okulda kullandığım oluyor, bu çantanın seçiminde de çok zorluk yaşıyorum zira sürekli birlikteyiz ve ben birkaç özelliği birden istiyorum. çok gözlü olması, içinde derli toplu durabilen malzemelerim ve elbette şişe/termos bölmesi gibi özelliklerinden dolayı kocaman seyahat çantamı bile bazen götürüyorum okula (çok fazla ağır ve büyük kitabım oluyor, hani böyle spirallenmiş ders notu tarzında) ama elbette hiç pratik değil ve yorucu. ne zamandır kullandığım klasik vans model bir çantam var (22 litre sanırım), onu çok seviyorum aslında ama ben biraz daha işlevsel, biraz daha fazla gözlü ama buna rağmen de yayılmayıp derli toplu durabilecek bir model istiyorum.

tam bunları düşünürken geçenlerde kipling'in sitesinde çok çok beğendiğim modellerle karşılaştım ama 16 litre ve 25 litre seçenekleri arasında gidip geliyorum; biri küçük biri de yine büyük olur ve pratik olmaz diye çekiniyorum. herschel'i de sunduğu çeşit ve daha çok hacim seçeneği ile seviyorum ama kiplingler çok daha güzel, işlevsel ve uzun ömürlü görünmeye başladı gözüme. (ekte beğendiğimi söylediğim 16 litre ve 25 litrelik iki modeli görebilirsiniz.)

uzun lafın kısası, bu şekilde bir kullanım için nasıl bir çanta (model, hacim, renk, dayanıklılık, pratiklik...) önerirsiniz? sırt çantacıların ve fikri, tecrübesi olanların düşüncelerini öğrenmeyi çok isterim.

şimdiden çok teşekkkürler!

dün başıma elim bir olay geldi, ve sözlükte yazdığım bir entry yüzünden defalarca tehdit edildim telefonda. telefonumu bulabilmesi için adımı soyadımı öğrenmiş olması gerekiyor, bu da gözümde sözlüğü şüpheli duruma düşürdü, ortada mahkeme karar vs olmadan adamın tekinin sözlüğe ulaşıp şahsımı öğrenmesi mümkün müdür?

Tag Heuer optik gözlük kullanan bilen eden var mı? 1000 liralara değer mi?
Ben tabi ki 1000 vermeyeceğim :)