Giriş
(8)

izlerken acı çektiren filmler

uyuyanadam
kast ettiğim el kopsun bağırsaklar dökülsün kafalar parçalansın değil.açlık, yokluk, fakirlik, savaş, bir insana kötü davranma, istismar vs vs gibi şeyler.nedir tavsiyeleriniz?
kast ettiğim el kopsun bağırsaklar dökülsün kafalar parçalansın değil.

açlık, yokluk, fakirlik, savaş, bir insana kötü davranma, istismar vs vs gibi şeyler.

nedir tavsiyeleriniz?
0
uyuyanadam
(06.07.12)
Umudunu kaybetme - will smith filmi
0
rapon
(06.07.12)
ruanda ile ilgili herhangi bir şey.
0
thejester
(06.07.12)
schindler list
0
slash01
(06.07.12)
- canim kardesim
- hotel rwanda
- lilya-4-ever*
- trade*
- ben x
- a patch of blue
- sleepers
- incendies*
- the killing fields
- nobi
- rescue dawn
- precious*

hepsini tavsiye ediyorum ama * olanlari daha cok tavsiye ediyorum. gerci bunlardan hangisi olursa olsun izledikten sonra insan kendini berbat hissediyor, orasi kesin.
0
entrapmen
(06.07.12)
Tangshan dadizhen
www.imdb.com

shooting dogs
www.imdb.com

martyrs diyim ama bu bambaşka bir şey, dediğine çıkıyor yine de:
www.imdb.com
0
ermanen
(06.07.12)
yusufist
(06.07.12)
dogville
0
pinkhat
(06.07.12)
Mysterious skin
www.imdb.com
Cold fish
www.imdb.com
Atlıkarınca
www.imdb.com
Mommo- Kız kardeşim
www.imdb.com
0
işteöylebirşey
(06.07.12)
(12)

Pirlo'dan alınacak hayat dersi

teorikinsan
Penaltıyı izleyenler gördü o özgüveni soğukkanlılığı kendine duyulan inancı. oradaki ağır baskıya rağmen gösterilen karakteri. o özgüven bizde olsa yaşadığımız hayatta işimizde okulumuzda vs ne kadar başarılı huzurlu olurduk..bence bu adamdan alacağımız çok dersler var. siz ne düşünüyorsunuz merak e
Penaltıyı izleyenler gördü o özgüveni soğukkanlılığı kendine duyulan inancı. oradaki ağır baskıya rağmen gösterilen karakteri. o özgüven bizde olsa yaşadığımız hayatta işimizde okulumuzda vs ne kadar başarılı huzurlu olurduk..bence bu adamdan alacağımız çok dersler var. siz ne düşünüyorsunuz merak ediyorum?
0
teorikinsan
(25.06.12)
fazla güven iyi değil abi. bunu daha önce de yaptı göte geldi. yani seni gerçekten iyi bir yere taşıyorsa riske girmek her zaman iyidir. ama alt tarafı penaltı. mal gibi kalmak da var işin içinde.
velhasıl belki verir diye ilkokul öğretmenine aşk şiiri yazmak gibi bir şey bu.
0
bohr atom modeli
(25.06.12)
bu soruya tam cevap olamayacak belki ama, penaltının tekrarında, yavaş çekimde, o adamın gözlerinde benim aradığım şey hafif de olsa bir tedirginlik belirtisi oldu. bunu görmeyi başaramadım ve çok az da olsa üzüldüm.
0
sanat guresi
(25.06.12)
o özgüven için o vuruşu yapabiliyor olmak ve eğer kaçırırsa kredisinin olduğunu bilmek var. beni de koy sahaya aynı özgüvenle atarım o penaltıyı da o top kaleye girmez muhtemelen e sonuç? rezil olduğumla kalırım ha takmam orası ayrı fakat özgüven öyle hadi olsun ile olmuyor sorarlar adama sen özünde neye güveniyorsun diye.
0
lunedor
(25.06.12)
pirlo çok karakterli ve dediğin gibi özgüvenli birine benziyor.ondan bencede öğrenilecek çok şey var.

ayrıca kötü futbolcular varken çok iyi olanlarıda var.

mesela kötü bilinen balotelli çok iyi birisi.
0
chiko06
(25.06.12)
beyler Pirlo dan bahsediyoruz.Dünyada onun gibi futbolcu fazla kalmadı.

bu arada futbol öyle birsey ki biz insanlar hayatımıza yön verecek davranısları onda görüyoruz.Pirlo nun soğukkanlılığı, özgüveni.Ibrahimovic in volesinden sonra güçsüz İsveç e bile saygı duydurabilecek bir lider olması.hayatımda uygulamak istiyorum şahsen.

(en azından ben böyle düşünüyorum)

edit: bunu da unutmamak lazım.bu adam bu işin piri.(world cup finalinde);)
www.youtube.com
0
spesifikasyon
(25.06.12)
adam tecrübesinin de yardımıyla yapması gerekeni yaptı. artistlik amacıyla yapmadı, sıçmadı. bir penaltı kaçmış, takımının morali düşüyor, ingilizlerin de tam tersine (başta hart olmak üzere) morali yükseliyor, evet belki normal bir penaltı atsa da italya kazanacaktı ancak sorumluluğu üstlenip cuk oturan yerde çocuğu koydu. bütün rüzgarı 2 saniyede tersine döndürdü. ve sonuç malum.

çıkarılacak ders ise (sami mode: on); yiyemeyeceğin y****** altına yatmayacaksın. bir adım atman gerekiyorsa da götüne güvenip deneyeceksin.
0
thejester
(25.06.12)
Bir de tecrübe diye bir şey de var. Önemli bir şeyi gençken ilk defa yaptığında biraz heyecanlı olursun ama aynı şeyi 40 yaşında yaptığında daha bir kendine güvenerek yaparsın.
0
olcay
(25.06.12)
www.youtube.com

bu da olabilirdi ve pirlo rezil de olabilirdi. ozguvenin fazlasi cok iyi degil bence.
0
cakmahesapsilicem
(25.06.12)
(git: 432157) abi tarihin en iyi topçusunu örnek vermişin ya zidane nere..
0
juliannnnn
(25.06.12)
Pirlodan alınacak hayat dersi şudur.
Her ne olursa olsun, bu bir oyundur ve eglenmessen oyun olmaktan çıkar.
Kendini eglendireceksin.

maksimum 80 sene yaşıyorsun, oturup kendini üzmek için 30 bin sebep bulabilirsin, ama amaç seni mutlu edecek o 1 sebebi bulabilmek. Her zaman eglenmene bak.
0
cruseo
(25.06.12)
@cruseo bence yanlış düşünmüşsün. adam kendisi için oynasa eyvallah da onun ayağına bakan milyonlarca kişi var. sorumsuzca davranamaz. yani düşünsene aynı şeyi sabri yapıyor ve auta atıyor biz de dünya kupası finalini kaybediyoruz... sınırdışı edilir yeminle.
0
bohr atom modeli
(25.06.12)
@bohr atom modeli (bkz: roberto baggio)
ayrıca; www.youtube.com
0
lunedor
(25.06.12)
(4)

ankarada salaş meyhanelerin ismi ?

mukon
çıngı meyhanesi,tavukçu lokantası...lezzet kalite ve salaşlıklta cok iyi.sizin bildikleriniz nereler ?
çıngı meyhanesi,tavukçu lokantası...lezzet kalite ve salaşlıklta cok iyi.sizin bildikleriniz nereler ?
0
mukon
(17.06.12)
Çıngı'yı sevemedim. Kemancılarına kılım. Bir kere gittim, tüm gece "yapıştır kemana"dan başka bir şey demedi, yanımdan da ayrılmadı. Nakit olsa yapıştıracaktım "oğlum yeter bak git" diye ama herif anlamıyor "nakit yok abicim"den. Kinimi kustum şuracıkta. Ayrıca lezzet olarak başarılı da değillerdi, eminim birileri çok daha iyi mekanlar söyleyecektir.
0
gzg
(17.06.12)
şahsen başka pek bilmem, zira yeni yeni mekanlar bulmak yerine müdavim olmayı tercih ederim, sadece çıngı hakkındaki yorum için cevap yazmak istedim, tavıra göre elemanlar gelip "ne istersiniz" sorusuna "kardeş istek var da nakit yok malesef" diyince "abi ben sana paran var mı diye sormadım, isteğin var mı diye sordum" diyecek kadar delikanlı ve hoşgörülü insanlar olabilmektedirler, tamamen değişmektedir.

alternatif olarak tunalı tarafında bir mekan duymuştum, adını şu an hatırlamıyorum, illa ki sözlükte çıkar.. bir de yenimahalle'de yine adını hatırlayamadığım bir meyhane var pek bir salaş pek bir güzel, maalesef yardımcı olamayacağım fazla ama biraz soruşturarak bulabileceğinizi umuyorum.
0
thejester
(17.06.12)
tunalı bestekar sokak bin basar.hitit te geç otur
0
Sourlimes
(17.06.12)
realsanto
(17.06.12)
(11)

Yemek masasında osurmak

trinitrotoluen
Yemek yerken osuruyor musunuz? Değilse osurana kızıyor musunuz? Şaka gibi gelecek ama dün yemek yerken arkadaş osurduğu için (ki bunu hep yapıyor) dayanamayıp biraz laf söyledim, istediğimi yaparım sen karışamazsın tarzında bir cevap aldım. Tartışacaktım neredeyse ama uzatmadım. Haksız mıyım lan :S
Yemek yerken osuruyor musunuz? Değilse osurana kızıyor musunuz? Şaka gibi gelecek ama dün yemek yerken arkadaş osurduğu için (ki bunu hep yapıyor) dayanamayıp biraz laf söyledim, istediğimi yaparım sen karışamazsın tarzında bir cevap aldım. Tartışacaktım neredeyse ama uzatmadım. Haksız mıyım lan :S Bir yanda sebzeli tavuk yerken bir yandan osuruk kokusu duymak hoş mu.
0
trinitrotoluen
(05.06.12)
Ortalama bir Türk ailesi olarak yemek yerken osurmuyoruz biz. O sizin arkadaşınızın terbiyesizliği, ayrıca pişkinmiş de.
0
buzbebek
(05.06.12)
valla osurmamalı aslında ya. çok samimi arkadaşlarsa ve öğrenci evi ortamı gibi bir ortamsa ufak osuruklar kabul edilebilir ama koku yayacak kadar fosur fosur osuruyora dayak yemeli..

bu arada teknik olarak yemekten 1 saat sonra falan osurmaya başlanması lazım.. yemekte bile osuran adam ya fazla yiyordur ya da bağırsak sorunları vardır..
0
ermanen
(05.06.12)
ya gün içinde osura osura gülüp eğleniliyor tamam da, yemek yaparken ya da yemek başında yapma şunu rahatsız oluyorum diyorum sonra suçlu ben oluyorum.
0
🌸trinitrotoluen
(05.06.12)
osurulmaz. normalde osurulur da yemek masasında osurulmaz. kimse mecbur değil o kokuya. bi dahaki sefere burnunun içinden sümük çıkarıp masaya sür. bir şey derse aynı cevabı ver.
0
orange coffee
(05.06.12)
kapalı bir ortamdayken 1'den fazla adam varsa çok kızıyorum. zamanında yurtta oda arkadaşımı tuvalete gönderirdim, dışardaysa bir şey diyemem ama yemek masası kabul edilebilir şey değil bana göre orda kalamam daha fazla.
0
cikolataligofret
(05.06.12)
Burnundan sümük falan çıkarma. Eleman "istediğimi yaparım sen karışamazsın" demiş. Bir daha tekrarlarsa şöyle güzelce onun tabağına tükür, sonra da otur kendi yemeğine devam et. Bir şey derse istediğimi yaparım de.
0
reyals
(05.06.12)
öğrenci evine bu durumun bokunu cıkardıgımız da oluyodu ama yemek yerken yapmıyodu kimse.

hıyarlık etmiş bariz.
0
rurouni
(05.06.12)
haklısın. hem de tamamen haklısın. sosyal yaşama geçmeyle birlikte insanın bazı özgürlüklerinden vazgeçmesi gerekiyor. istediğini yapmak istiyorsa gitsin ormanda yaşasın.

hatta ben arkadaş ortamında yüksek sesle geğirilmesini de çok itici buluyorum. yani tamam insan gibi geğirirsin ama bazıları sanki marifetmiş gibi 120 desibelde geğiriyor.
0
sakura
(05.06.12)
yani çok çok sıkışıldıysa rahatsız ediyorsa ve tuvalete gidilemiyorsa (niyeyse) salınır da kokmayacağından ya da ses çıkmayacağından emin olmak lazım. bildiğin bokunu çıkarmış senin arkadaş.
0
thejester
(05.06.12)
biz şahsen zart zurt gidiyoruz zaman mekan dinlemeksizin ama tabi 10 senelik bi tecrübe var, alıştık birbirimizin osuruk kokusuna. O yüzden kendim osurmuş gibi rahat olabiliyorum. Bence sende biraz raad ol alışırsın zamanla. Hatta bir kademe ilerlet üç gün sıçma yumurta ye yemekte salonda zehri bırak bu arkadaşının yanında. eminim pes edecektir.
0
lordabbas
(05.06.12)
çüş
0
mahnita
(05.06.12)
(7)

Nefes kesilmesi

disfircasiyimben
Selam arkadaşlar, bugün halısaha'da deli gibi koştuğum sıralarda, birden nefes alamaz hale geldim ve sahadan çıkıp yere zor attım kendimi, kustum falan, futbolu çok seviyorum, yere düşüp bayılana kadar büyük bir eforla atak yaparım, sonuç olarak kalbim deli gibi atıyordu ve yerden kalkamadım 3-4 dak
Selam arkadaşlar, bugün halısaha'da deli gibi koştuğum sıralarda, birden nefes alamaz hale geldim ve sahadan çıkıp yere zor attım kendimi, kustum falan, futbolu çok seviyorum, yere düşüp bayılana kadar büyük bir eforla atak yaparım, sonuç olarak kalbim deli gibi atıyordu ve yerden kalkamadım 3-4 dakika, kalkıncada koşamadım, düzenli spor yapan bir insan değilim, yağ oranım çoook düşük, bugün yaşadıklarımın kötü bir sonucu olabilir mi ? ve nefes kesilmesini nasıl önlerim, nasıl daha uzun süre koşabilirim.
0
disfircasiyimben
(26.05.12)
kondisyon = ciğer hacmini artırmak
0
bilalbaryakrat
(26.05.12)
"ve nefes kesilmesini nasıl önlerim, nasıl daha uzun süre koşabilirim."

kondisyon yaparak. bu uzun süreli uğraş ve azim gerektirir.

şekeriniz düşmüş anladığım kadarıyla. olağan bir durum. çözüm yine aynı. tok karna spor yapmayın bir de, 2 saat önce filan yemiş olun en son.
0
cro.magnon
(26.05.12)
sen hic sahada kalb krizi gecirip olen futbolcu duymadin galiba...
0
compadrito
(27.05.12)
Kondisyonsuz yapılır mı hiç böyle bir şey? Sıkça maç yapıyorsanız her gün koşu antrenmanı yapın.Bunun kadar zorlamadan.
0
grgn
(27.05.12)
kusma olayında korkulacak bir durum yok.
kan şekeriniz düşmüş olabilir. uzun süre koşmayı kondisyon kazanarak yaparsınız.
ayrıca aç karınla maça çıkmayın, tok karınla da. bişeler atıştırın maçlardan önce. mümkünse şekerli olsun.
0
bugategonline
(27.05.12)
düzenli spor yapmanız lazım. spor yaparken normal kalp atım sayınız %60-80 nin üstüne çıkmanız lazım. diyelim kalp atım sayınız normalde 60. yüzde 60ını üstüne ekleyim 36+60=96. yani spor yaparken 96ya vurarsa nabzınız bu size yeterli kondüsyonu sağlatır. maçlara 2 saat öncede yemek yiyerek çıkın. gazlı bir şey içmeyin, ısının açma germe yapın, enerjinizi bir anda değil maçın geneline yaymaya çalışın. özellik bu halı sahalar çok tehlikeli. koşun bisiklete binin yüzün vs. vs.
0
uykusuz her gece
(27.05.12)
bana 5-6 sene önce olmuştu, maça deli sikmiş gibi koşarak başlamıştım (o zaman sigara da içmiyordum), yaklaşık 15 dakika sonra gözlerim karardı, midem bulanmaya başladı, kendimi kenara zor attım. yıllardır oynuyordum daha önce hiç başıma gelmemişti. tabi sonra tırsıp kardiyologa falan gittim, testlerde ıvırda zıvırda bir şey çıkmadı. doktor bana maçlarda ilk 10-15 dakika kendimi çok yormamamı, fazla depar atmamamı, sonra vücudun ritme alışacağını ve sıkıntı yaşamayacağımı söyledi. işe de yaradı netekim. kondisyonun için düzenli spor + maçlara sakin başlama tavsiye ediyorum. ha bir de paranoyak bir insan olarak diyorum ki büyük ihtimalle bir şey olmasa da imkan varsa ne olur ne olmaz bir baktır kendine.
0
thejester
(27.05.12)
(5)

varikosel kısırlık

akal
arkadaşlar doktorum varis var dedi testislerimde ultrasona gönderdi ultrasonda birşey çıkmadı. bi ilaç verdi 10 gün kullan sonra tekrar bakalım dedi. şu durumda varikosel var mı yok mu birşey demedi çok korkuyorum kısır mı olacağım
arkadaşlar doktorum varis var dedi testislerimde ultrasona gönderdi ultrasonda birşey çıkmadı. bi ilaç verdi 10 gün kullan sonra tekrar bakalım dedi. şu durumda varikosel var mı yok mu birşey demedi çok korkuyorum kısır mı olacağım
0
akal
(26.05.12)
merak etme o kadar ciddi bir şey değil, tedavi edilmeden çoook uzun süre geçmediği takdirde bir sıkıntı olmaz, en fazla şu an sahip olduğun spermler etkisiz olur o kadar.
0
thejester
(26.05.12)
varikosel tedavi edilebilen bir hastalıktır. ameliyatla varis olmuş damar alınır/açılır. tedaviden sonra daş gibi olursunuz.
0
rony
(26.05.12)
çok ayakta durmaktan olmuş herhalde.
0
Celestial
(26.05.12)
bende de var hemde ileri seviyede tesadüf eseri abim check-upta ürolojiyi seçmişti onda çıktı bende meraktan girdim ellettim malzemeyi :)
neyse işte sperm sayımı istedi normal çıktı değerlerim düştüğü zaman ameliyat olabilirsin ya da beklemeden olabilirsin dedi. bende çok sallamadım ama bir ara olucam ameliyatınıda aklımda hep.
edit: benden önce muayene olan 8 yaşında bir çocukta bile çıktı hesap et. yani herkeste olabilir ve çocuk olmayacak kadar bir sıkıntı yaratmamışsa çoğu kişinin haberi bile olmazmış.
0
gündüz m
(26.05.12)
spermiyogram ister doktor orada görünür, ama varikosel olsa bile ameliyatla geçiyor,
0
vincenzo
(26.05.12)
(2)

word 2010 - istediğim sayfalara filigran koyma

thejester
http://office.microsoft.com/tr-tr/word-help/HA101854787.aspx şurada anlatılmış ama maşşallah yani daha saçma sapan yapılamazdı herhalde. adım adım yaptım her türlü denedim fakat olmuyor. var mıdır daha net ve daha basit yapabilen?
office.microsoft.com şurada anlatılmış ama maşşallah yani daha saçma sapan yapılamazdı herhalde. adım adım yaptım her türlü denedim fakat olmuyor. var mıdır daha net ve daha basit yapabilen?
0
thejester
(14.05.12)
Aynı dokuman içerisinde sadece belli sayfalara filigram koymak için dökümanı sectionlara ayırmalısın.
msofficesupport.blogspot.co.uk
0
akiskan
(14.05.12)
yok arkadaş olmuyor. o sitede de ne yaptıysam olmuyor, üstbilgi altbilgi siktiğiminbilgisi derken zaten çorbaya dönüyor olay, bir halta da yaramıyor. sayfaya sağ tıklayıp "bu sayfada filigranı kaldır" koymak ne kadar zor allah aşkına..
0
🌸thejester
(15.05.12)
(3)

İspanyolca ile ilgili bir soru (The Avengers'tan bir sahne)

deckard
Aşağıda The Avengers'ın İspanyolca altyazılı bir sahnesi görülüyor:(İzlemeyenler için önemsiz de olsa spoiler olabilir)http://www.youtube.com/watch?v=nfXtOK7eGCQ&t=0m14sIron Man burada "¡vamos a comer shawarma! diyor hani. burada niye "comer" kullanılmış? Comer fiilin mastar hali. Birinci çoğul şahı
Aşağıda The Avengers'ın İspanyolca altyazılı bir sahnesi görülüyor:

(İzlemeyenler için önemsiz de olsa spoiler olabilir)

www.youtube.com

Iron Man burada "¡vamos a comer shawarma! diyor hani. burada niye "comer" kullanılmış? Comer fiilin mastar hali. Birinci çoğul şahıs için "¡vamos a comamos shawarma!" demesi gerekmiyor muydu? İspanya'daki bir sinema salonu böyle bir hata yapmaz herhalde değil mi?

İki fiilin geçtiği cümlelerde (Örnekte olduğu gibi "Yemeye gidelim" tarzı cümlelerde) ilk fiil çekim alsa yetiyor mu yoksa? Öyle olsa bile Comer'in çekim alması daha mantıklı çünkü cümlenin ana fiili gitmek.

~

eyvallah ya, beni büyük zaman kaybından kurtardınız. yaşadığım kafa karışıklığı sorumun son cümlesinden de anlaşılabilir:

"Öyle olsa bile Comer'in çekim alması daha mantıklı çünkü cümlenin ana fiili gitmek."

ana fiil gitmek diyen benim. sonra yemek yemeyi niye çekimlemiyoruz diye hayıflanan da benim işe bak :)
0
deckard
(08.05.12)
doğru çekilmiş, bu kalıp ingilizcedeki "we're going to eat" gibidir, "ir" kısmı çekilir ikinci aynen kalır.
0
thejester
(08.05.12)
let's eat diyor iste. orada cekim vamos'un oldugu yerdeki fiile yapilir. ornek ¿Podemos hablar de sequía en España? (Ispanyadaki kuraklik hakkinda konusabilir miyiz?) gordugun gibi burada da hablamos denmedi.
0
barut
(08.05.12)
herkes açıklamış zaten. bu durum istisna değil. her ne kadar ir a + mastar kullanımı kalıplaşmış olsa da genelde de çekimli fiilden sonra gelen fiil mastar haliyle kullanılıyor.

poder, haber, deber, creer, aceptar, necesitar, desear, querer en sık rastlanan örnekleri.
0
patiska
(08.05.12)
(15)

yabancı dil konuşabilmek

dahinnotha
konuşma konusunda sıkıntılarım var. anlamakta da zorlanıyorum ama o kadar değil, yani anlıyorum ama konuşamıyorum ekolünün temsiliciyim desek çok da yanlış olmaz. 3 arkadaş önümüzdeki dönem fransada erasmus yapacağız. ingilizce ve fransızca var üçümüzde de lakin hemen hemen aynı düzeydeyiz. önceliği
konuşma konusunda sıkıntılarım var. anlamakta da zorlanıyorum ama o kadar değil, yani anlıyorum ama konuşamıyorum ekolünün temsiliciyim desek çok da yanlış olmaz.

3 arkadaş önümüzdeki dönem fransada erasmus yapacağız. ingilizce ve fransızca var üçümüzde de lakin hemen hemen aynı düzeydeyiz. önceliğimiz elbette fransızcayı iş yapar seviyeye getirebilmek. zaten sınavlar sonra tatil falan derken üçümüzün ortak çalışabileceği zaman dilimi bir buçuk ay falan.

şimdi biz üçümüz toplaşıp konuşma kulübü falan kurucaz, dersten sonra, boş zamanlarda falan kendi aramızda bir saat kadar ders yapıcaz bir başka ifadeyle. bu konuda hepimiz hem fikiriz lakin tam olarak ne yapabiliriz, nasıl etkin bir şekilde kullanırız vaktimizi.

birbirimizin hocası olucaz, birbirimize ödevler verip onların kontrolünü yapıcaz çünkü bu devirde materyallere ulaşmak çok kolay ve başarı getiriyor lakin otorup adam gibi çalışmak gerekiyor ki en büyük eksiğimiz de kendi kendimizin hocası olamıyoruz.

çok uzattım, özetle, seviyeleri hemen hemen birbirine denk 3 öğrenciyiz. birbirimizin hem hocası hem öğrencisi olarak konuşma kulübü tarzı birşey yapmak istiyoruz. nacizane fikirleriniz nelerdir bu konuda?
0
dahinnotha
(25.04.12)
nacizane fikrim:

1. dil demek listeningdir.

hayvan gibi listenig writing reading vocabulary dilbilgisi varsa speaking çok rahat olur. ama bunlarda sorun varsa speaking "kasmak" anlamsızdır. adam o kelimeyi bilmiyor cümle yapısını kalıbını bilmiyor, bilmediği şeyi nasıl konuşucak?

yıllarca faal saz çalmış adamın gitara geçmesi ile müzikte sıfır adamın gitara başlaması gibi... siz altını doldurun speaking çabuk olur. umarım gitar saz örneğim de doğrudur.

her şey listeingde bitiyor. zaten kendi anadilimizi de listening ile öğreniyoruz.

2. bizde yabancı öğrenciler vardı. güya onlara demişler ki "kendi aranızda türkça asla konuşmayın, yanlış öğrenirsiniz".. bilemiyorum tabi.
0
truvaiti
(25.04.12)
film falan İZLEMEYİN bence. filmde argo var sokak ağzı var jargon var.

bazı ilginç kelimeler çok geçerken en lazım kelimeler hiç geçmeyebilir.

arada susulan uzun sahneler, sessiz manzaralar olur. 1 saatlik filmdeki diyalog 20dakikalik podcastte vardır.

filmde flashbackidir, senaryosudur, alengiridir, aşk sarmalıdır, heyecanı gerginliği bulmaca gibi filmi çözmesi derken dil filmin arkadasında kalır. zaten benim gördüğüm de film izlemenin adı LEARNING olmuş.

e tabi sonuçta film LEARNING amaçlı yapılmıyor.

asker botu ile bale yapmak gibi bu. bence önce podcast - sonra aksansız düzgün dilla çekilmiş, içinde bol sağlam kelime olan (size de bu lazım zaten?) belgeseller ve en son film izlenmeli.

ve film de izlenecekse şayet:

MUTLAKA orjinal altyazısı ile izlenmeli. Türkçenin sırası farklı, kelime tercihleri farklı, çevirmenin yorumu (hatası?) var. Hiç altyazısız da zaten olmaz. Mutlaka o dildeki altyazısı ile izleyin.
0
truvaiti
(25.04.12)
@truvaiti
senle hemfikirim aslında, pimsleur ve micheal thomas denedim. micheal thomas.ı dinlemek ardından da pimsleur ile cila yapmak çok iyi olacak gibi. telefonuma falan attım her fırsatta onu dinliyorum.

fakat bunlar bireysel olarak yapılabilecek şeyler. grupsal olarak ne yapabiliriz, birbirimize nasıl ödev verebiliriz? mesela hergün bir iki podcast dinlemek ödevimiz olsun ertesi gün onu anlatalım birbirimize fransızca olarak, gibi.

@miyav, eskişehirdeyim. burada fk yok sanırım. ama hocayla konuşup onun diğer gruplarla yaptığı derslere girmeyi düşünüyoruz.
0
🌸dahinnotha
(25.04.12)
ingilizce için tavsiye istiyorsanız yazıyım ?
0
truvaiti
(25.04.12)
metod aynı, sadece kullanabileceğimiz podcast linkleri vs farklı olacak ingilizce tavsiyesi istesem de? öyle değil mi?

seslikitaplar da var. onları da okumaya ve dinlemeye çalışıyorum. ingilizcede bunun faydasını gördüm. lakin benim sorununm şu ki kendimin hocası olamıyorum. kendime ödev verip şunu yapacaksın sonra bunu yapacaksın diyemiyorum. yapacak çok şey biliyorum ve onları uygulasam hiç sorun kalmyacak. işte o yüzden böyle grupça çalışmayı düşündük, birbirimize destek olalım hatta iteleyelim diye. ama grupça çalışırken ne yapabliiriz onu bilemedik.
0
🌸dahinnotha
(25.04.12)
bende de ingilizce için aynı sorun var, @truvaiti çok yetkili bi abiye benziyosun tavsiyelerini ver bence..
0
seoman
(25.04.12)
tavsiye derken ingilizce podcast tavsiyesi. yoksa metot yine aynı.

---

BBC Learning var:

orada bir sürü bölüm var ama en güzeli 6 Minute English'tir.

www.bbc.co.uk

1. konular süper.

2. iki spiker aksansız süper konuşur.

3. araya kısa kısa normal adamlar alırlar ki kulak alışsın.

4. .pdf'si var.

5. vocabulary'si var.

6. .mp3'ü var.

7. her perşembe yenilenir.

8. 200 bölümlük arşiv var.

9. tamamen ücretsiz.

mesela bir bölüm:

www.bbc.co.uk

bir insan başka ne ister?

-----------

bence sesli kitaplar da çok doğru DEĞİL. listening için en iyisi bir şey art arda çok tekrarlı dinlemektir. mesela bu her podcast'i her gün 8-10 kez dinleyin. adamda zerre ingilizce yoktur ama dinlediği şarkıları ezberler içinden kelime ayıklar çünkü çok tekrar eder.

sesli kitap da insanlar ingilizce öğrensin diye (genelde..) YAPILMIYOR. adam açmış kitabı okuyor öylece. amaç farklı. listenig demek bol tekrar demek, bu podcastleri bol bol tekrarlı dinleyin.

---

bana kalsa, 3 adam bir araya gelmek için yola düş, buluş, başta hoca yok, en iyi ihtimalle yarısı ciddi yarısı geyik, tekrar ayrıl, zaten herkes sizin kadar biliyor...

ona harcayacağınız vakitte podcast dinleseniz daha iyi derim.
0
truvaiti
(25.04.12)
bir de aynen BBC gibi Voice of America, Special English var.

BBC'ye göre azıcık daha yavaş, amerikan aksanlı.

şurada anlattım:

(git: 401187)
0
truvaiti
(25.04.12)
şu aşamada bence pratiğin iyisi kötüsü olmaz. en azından hakim olunmayan bir dili konuşma çekingenliği bir nebze olsun azalır. onun dışında gitmeden önce bol miktarda dinleyin, konuşma mp3leri olur radyo olur ıvır zıvır olur.. biri film izlemeyin argosu bilmem nesi var demiş de zaten sokakta öyle konuşulur dil, o açıdan da son derece faydalı yani.

son olarak da istediğiniz kadar çalışın zaten asıl mevzuyu gidince kapacaksınız. gittikten sonra birbirinizle takılmak yerine mümkün olduğunca oradan insanlarla takılın, en önemlisi bu. yoksa fransa'da ev tutmuş 3 türk hesabı olur başka da bir cacık olmaz.
0
thejester
(25.04.12)
dostum, dört yıllık tercümanlık bölümünün beşinci senesinde çırpınan biri olarak diyorum ki; konuşurken mükemmellik için kasma. yani hata yapmaktan korkma. gramerin amına koy tabiri caizse, telaffuzun içine sıç, hata yapmaktan çekinme.

bir de konuşmanı geliştirebilmen için, o dilin konuşulduğu ortamlarda bulunman gerekiyor. mesela couchsurfing sitesinde profil açıp evinde ecnebileri ağırlayarak başlayabilirsin, tabii müsaitsen. senin ana dilini bilmeyen biriyle başbaşa kalman çok önemli. derdini anlatabilmek için içten içe yırtınman çok önemli. yetersiz kaldığın anlarda işaret dili gibi, tarzanca gibi farklı yöntemler geliştirmen çok önemli, ve sonrasında aslında bunu yapabildiğini görmen çok önemli. yani bence biraz özgüven meselesi. öyle üç arkadaş konuşma kulübü falan bi' işe yaramaz. work and travel programı ile dil öğrenmek için amerika'ya gidip aynı eve çıkan türk grubu gibi hiçbi' şey öğrenemezsiniz. vakit kaybı olur.

ayrıca temel oluşturmak adına truvaiti'nin tavsiyelerine kulak asın. +1
0
schopenowski
(25.04.12)
"biri film izlemeyin argosu bilmem nesi var demiş de zaten sokakta öyle konuşulur dil, o açıdan da son derece faydalı yani."

-------------

işte en HASSAS nokta burası.

bir dilin argosuna sokak ağzına hakim olmak için onu ANADİL yapmak lazım.

"heyy man vas gu ank, ya iz san ove biç"

(you is, zenciler kullanıyor...)

gibi bir şey size şu aşamada ne katacak? bu kalıbı kullanan zenci tüm ömründe (en kötü ihtimal okuması yazması olmasa bile...) aralıkız listening speaking yapmış. en kötü ihtimal orada ilkokulu bitirmiş. dilin temel anlamda her şeyine hakim.

siz her şeyi halledersiniz, dilin anasını ağlatırsınız atarsınız kendinizi sokağa, sokak ağzını 1 haftada yırtarsınız.

Türkçe öğrenmeye çalışan yabancılara bakın:

adamları alıp tarlabaşına götürmüyoruz. öncelik yine dili baştan sona adam gibi kurallısını öğretmek. insan kurallasını bilince, kuralsızını hayli hayli öğrenir.

ibrahim tatlıses yılların sanatçısı şarkıya istediği yerden giriyor istediği yerden çıkıyor kafasına göre uzun hava kafasına göre nağme... adamda kulak da var ses de var. bu da yorumdur işte. sokak ağzı da dilin yorumudur.

ama dün şarkı okumaya başlayan adam bu işe kalkarsa komik olur.

---

ha birisi de derki istanbul'da zenciler sokakta türkçe öğrendi, ellerinde kitap mı vardı?

ha ona öğrenmek diyorsanız ne ala.
----------


ortalama seviyede ingilizcesi olan (belki daha da az seviyede), bir adama zencili uyuşturucu satıcılı film ne katacak?

veya şu hayvan ingilizce aksanı olan film vardı. gençler uyuşturucu kullanıyordu da, satıyordu da... film o kadar ingiliz aksanlıymış ki, amerika'da bile altyazılı gösterilmiş... adı neyse işte. (((((adı neydi ?))))

bunlara ayıracağınız 2 saatte 20 tane 6 Minute English dinleyin bence.

---

"ha haaaayyyy ben bbc 6 minute english'in anasını ağlatıyorum, anında başkasına o saniye çevirerek anlatıyorum o derece ağır geliyor bana" diyorsanız da bence o zaman belgesellerden devam edin, film en son.
0
truvaiti
(25.04.12)
benim bunları yazma nedenim, benim de zamanında aynı hataları yapmış olmam.

ben de bir zamanlar oturup ingilizce altyazılı film izlemeye niyetlendim. bilmediğim kelimeleri de defterime yazacaktım.

ilk denediğim film, esaretin bedeli idi.

1. film çok uzun.
2. hiç susmadan konuşuluyor.
3. zencisi amerikanı italyan kökenlisi herkes ayrı telden.
4. hem sokak ağzı hem resmi dil var.

filmi izle - bilmediğin kelimede dur - sözlüğe bak - diyaloğu anla (anlayama!) - kelimeyi deftere yaz - devam et

derken film gecede 1 saatten neredeyse bir haftamı aldı. şaka gibi geliyor ama dakilar geçmesine rağmen film gram ilerlemiyordu.


resmen filmin altında ezildim, mahvoldum, nefret ettim İngilizce'den. sporda ilk gün 100kg benchin altına girip sakatlanan (hatta ölen) adam gibiydim yani. o kadar uzayınca (tekrar da edemeyince) ne listeninge yaradı ne vocabularye hiçbir şeye yaramadı. o kadar zamanı 6 minute english'e versem epey yol kat ederdim.

ama learning amaçlı podcastlerden devam ettim, bu sabah Enemy at The Gates'i izledim, parmaklıktır, ızgaradır gibi bir kaç istisnai kelime hariç, her türlü diyaloğu, kelimeyi oynaya oynaya anlayarak bitirdim filmi.
0
truvaiti
(25.04.12)
uzun bir film muhabbeti dönmüş, bir şey ekleyeyim madem.
film kulak dolgunluğu edinmek açısından izlenir. seviyenize göre türkçe veya orijinal dildeki altyazısıyla izlemek uygundur.
ancak gidip de filme ders kitabı muamelesi yapmayın. 24 saat öğretici, sıkıcı diyaloglar dinlenmez, film vasıtasıyla arada kafayı rahatlatırken birkaç kelime, kalıp edinirsiniz. dil denilen şeyi öğrenmenin doğal yolu taklittir. ama bu gidip "mada faka" diye konuşan bir zenciyi taklit edin demek değildir. filmine göre değişse de, o dili düzgün konuşan (ki bu muhtemelen ana karakter olur) en az bir kişi vardır, onu örnek alın. zaten bu ayrımı yapabilecek durumda olduğunuzu düşünüyorum.

dil öğrenmek için en büyük motivasyon eğlenmektir. sürekli robot gibi konuşursanız en başta siz sıkılırsınız. arkadaşlarınızla konuşurken fazlasına kaçmamak koşuluyla araya filmde orada burada duyduğunuz eğlenceli, farklı kalıplar deneyin. oyunlar oynayın. dil öğrenmeyi sıkıcı bir görev olarak gördüğünüz an, ne kadar çabalasanız da artık bir işe yaramaz.
0
anonim yazar
(25.04.12)
@truvaiti

evet teoride haklısın fakat ben de benzer durumda yakın zamanda bulunduğum için biliyorum. bir dili öğrenirken şüphesiz öncelikle "doğru düzgün" öğrenmek gerekir, fakat ispanyolcadan örnek verecek olursam, küfürüyle argosuyla daha canlı olan, daha rahat ifade edilen bir dil. eğer film neyin izlemezseniz, gelince sokakta adım başı "de puta madre" duyunca küfür sanıp "bunlar ne kadar ana bacı gidiyor ulan" diye kalırsınız. biri size "qillo" diye seslendiğinde arkanıza dönüp bile bakmazsınız. ben podcastlerin çok yardımını görmüştüm öğrenirken fakat en fazla dinleyebildiğim her gece yatmadan önce yarım saat/1 saatti. film öyle değil, açılır izlenir, kapılan kapılır. günlük hayatta kullanılacak dile de daha çok alıştırır. diye düşünüyorum.
0
thejester
(26.04.12)
tekrara giriyorum ama:

ben de zaten "asla film izlenmemeli" demedim. ama sadece sırası var zamanı var.

ve arkadaşla oturup notepad adlı programla ciddi ciddi araştırdık, dakikadaki kelime sayısını. BBC Learning'deki dakikadaki kelime sıklığı çoğu filmin 2-3katı. Yani 30dk podcast 1.5-2 saat filme bedel.

Çok kişi yapıyor bunu. Oturup "öğrenme" namına film izliyor. Filmde geçen bir kelime soruyorum veya kalıp veya neyse, "biliyor musun?" "yoo". Filmi izle tabi de anlamadığın şeyde not al kurcala bak at. Yoksa boş boş Lost izleyerek ne olacak ki? Dizi izliyorum demek yerine bunu İngilizce öğrenme karizması ile süsleyenlere şaşırıyorum. Dediğim gibi, film senin amacın değil aracın olsun. asla ama asla yararı olmaz demiyorum, olur elbet, asker botuyla bale yapmak gibi olur, olur mu olur.

ki bahsettiğim BBC podcastlerine baktın mı bilmiyorum ama adamların aksanı güzel ve normal konuşuyorlar işte, kraliçe 2. elizabeth gibi sadece nutuk atmıyorlar ki. espri şamata laf çakma kinaye vs vs hepsi yine var hatta her podcastte araya 2-3 tamamen normal konuşan insan da alıyorlar. ama işte amaç learning, mevzudan kopmuyorlar. dediğim gibi, film çoğu zaman öğrenme amacının önüne geçiyor.

mesela şu bölüm: "posh people": bit.ly ...

-------

ama şöyle bir algı var (<<<<< bu kısım önemli >>>>>):

eskiden internet yoktu, yabancı kanallar yoktu-azdı, yurtdışından kitaplar deli paraya gelirdi, salak bir oxford kasedi için dünya paralar verilirdi.

sonra internettir kitaptır .pdf'dir televizyondur gelince "<<<<< ingilizce olan her şey ingilizce öğrenme amacıdır, ne varsa saldır, yeter ki ingilizce olsun>>>>>" diye bir algı çıktı.

böyle bir şey yok.

filmde de, şunda da bunda da, mesela inci sözlük benzeri yabancı sitelerde de, sırf ingilizce yazıldı diye o kaynak learning kaynağı olmaz. adam body salonuna gidiyor, bir bakıyor yılların sporcusu giant set yapıyor, "oo harika işte adam bu sayede böyle" diyor, sakatlanıyor... veya bilardoda ilk günden pike çekmek gibi.

veya, şöyle desem, adam çırılçıplaksa ne bulsa giyer ama para kazandıkça tarzını oturtur, düzgün giyinir. eskiden michael jackson şarkıları idi listening aracımız. adamın ne dediğini hem ses hem anlam olarak hala anlamıyorum bazı şarkıların ayrıca hikayesi var vs vs vs .... oradan 2 kelime kapacağız diye heyecanlanırdık.

ona bakarsak, özellikle vocabulary için en sağlam kaynak senfonik - gothic metal. tristania'dır, after forever'dir, epica'dır, draconian'dır... şarkılarındaki kelimelerle doğrudan ingilizce edebiyatına girebilirsiniz, hatta geneli de latince kökenli kelimelerdir. ama işte ilk yapılacak iş değil.

(mesela, tristania: www.darklyrics.com )

demek istediğim bu. sıra önemli, amaç önemli, öncelik önemli.

benim tavsiyem LEARNING yolundan gidip filmleri rahat rahat keyifle izleyecek hale gelince izlemek. bu da 100 sene sürmüyor. 3-4 ay kulağını sağlam dolduran adam işi çözer. ben de Enemy at The Gates'i izlemek için 10 sene podcast çalışmadım.

ama önce filmden konuya girince, kendi örneğimdeki gibi (esaretin bedeli) umutsuz bir ızdıraba dönüyor her şey.

gecede 2-3 taneden 30 günde 90 podcast dinledin, kısmen doldurdun kulağını, eh dedin bir sıkıldın ve açıp 2 hollywood filmini learning amaçlı not alarak kurcalayarak izlersen anlarım da, sabah akşam sadece ekrana bakarak film izleyerek "ben öğreniyorum" demeye karşıyım. ben tüm bunları dile SAYGIM olduğu için yazıyorum. dil demek emek demek, dünyanın en pis - zor işlerinden birisi. hobi olarak haftada 3-4 saat kursla hakim savci mimar mühendis doktor olunmuyorsa, o dile tamamen hakim olmak da olmaz. hayatın her yerine sokmak lazım. adamın bir elinde bira, diğer elinde sigara, lost karşısında "ben ingilizce pratiği yapıyorum abi..." ha yararı olur mu... olur ama ne kadar olur?

house md izleyerek doktor olmaya çalışmak gibi bir şey bu.
0
truvaiti
(26.04.12)
(13)

sizce pulp fiction abartılmış bir film midir?

ekaterina
evet gençler soru başlıkta bir de değilse nedenini de söyleyin yani şu yüzden çok beğendim vs. gibi
evet gençler soru başlıkta bir de değilse nedenini de söyleyin yani şu yüzden çok beğendim vs. gibi
0
ekaterina
(09.04.12)
bence sıradan bir film kötü değil ama ondan daha iyileri o kadar göz önündeki pulp fictionu övmek abartılmış gibi görünüyor overratedin allahı kısaca.
0
theherbaliser
(09.04.12)
değil. diyalogları çok özel. daha sonra baya taklid edildi yanılmıyorsam.
0
lorenzen
(09.04.12)
değildir, çevremdeki insanların hiç bi zaman "ooo pulp fiction mı çok baba film abi evet tarantino off evet abi" şeklinde dolaştığını görmedim hiç o yüzden diyorum bunu.

ama kime inception desem "oooo nolan tabi kesin yapacak, nolan yapar abi, nolan abi götümü çekse film olur" şeklinde tepkiler aldım.
0
saiko
(09.04.12)
iyi film mi, bence evet. hatta çok iyi film.

ama imdb'de 4. olacak film mi, bence değil.

bence.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(09.04.12)
@darknum_ tarantino'nun olayı bu derken ? tarantino'nun olayı ne? filmin kötülüğü değil zaten demek istediğim bu mudur yani imdb'de top 10 da yer alacak bir şeyi de yok diye düşünüyorum bagdf+1
0
🌸ekaterina
(09.04.12)
hayır!
0
rony
(09.04.12)
evet. karakterler tek tek bakıldığında amerika'da var olan karakterlerdir. ama hepsini bir filmde harmanlamaya çalışmak abartıdır.

Fakat kült film dediğin böyle olur. the holy mountain gibi...
0
sinematematikci
(09.04.12)
saiko'ya katılmakla birlikte top 250'de 4. olacak kadar da iyi olduğunu düşünmüyorum. reservoir dogs daha iyi bence.
0
geberix
(09.04.12)
filmi iyi yapan en buyuk ozelligi derin diyaloglaridir, ozellikle samuel l. jackson'in diyaloglari muhtesemdir. karakterleri de oldukca ilgi cekicidir. diger sahnelerini de cok sevmistim, tek tek saymak istemiyorum spoiler olmamasi icin. muzikleri de fena degildir. oyunculuk zaten oldukca iyi. genel olarak komedinin aksiyon ile bir arada ve dogal bir sekilde aktarilmis olmasi da diger bir olumlu yonu.

ama asil guzel yonu diyaloglardir derim (tekrar) ve kacarim.

edit: tarantino favori yonetmenlerimden degildir ama mevzu pulp fiction olunca sezarin hakki sezara
0
tom riddle
(09.04.12)
pulp fiction candır...
0
benim de soyleyeceklerim var
(09.04.12)
soundtrack'i, içerdiği oyuncular, oyunculuklar çok iyi...
0
canhavli
(09.04.12)
bence şu açıdan abartı; reservoir dogs ve jackie brown daha iyi. ayrıca zaten kanımca tarantino'nun olayı öyle "oluuum ne filmdi laaaaaaaa" denilecek filmler değil. ben hastasıyım şahsen çünkü oyunculukları harika, müzikleri pek bir şahane oluyor. ayrıca kamera açılarından tut konusuna kadar her şeyi de son derece ilginç oluyor. tekrar tekrar izleyesi geliyor insanın. budur yani diye düşünüyorum.
0
thejester
(09.04.12)
kral çıplak demek gerekirse.abartılmış bir filmdir.
0
kelepir
(09.04.12)
(4)

halı saha maçı sonrası her tarafım tutulmuş, et kesilmiş vs.

yokumbenburda
panpalar dün gece halı saha maçı yapmıştık. ben çoook uzun aradan sonra yaptım. bugün uyandığımdan beri bel bölgem, ayaklarım berbat durumda. yürürken bile zorlanıyorum. yarına kadar ne yaparsam bu durumdan kurtulurum?
panpalar dün gece halı saha maçı yapmıştık. ben çoook uzun aradan sonra yaptım. bugün uyandığımdan beri bel bölgem, ayaklarım berbat durumda. yürürken bile zorlanıyorum. yarına kadar ne yaparsam bu durumdan kurtulurum?
0
yokumbenburda
(04.04.12)
sıcak duş. sıcağı iyice kökleyip (yakmadan tabi) taziğiyle kaslara tutunca bir miktar rahatlatıyor. ama kaçış yok. 2 3 gün sürer o.
0
thejester
(04.04.12)
bas bengay'ı.
0
r_u_h
(04.04.12)
fındık, fıstık, muz, pekmez v.b.
0
defansif orta saha
(04.04.12)
düzenli spor yap hacım
0
tales from the south
(04.04.12)
(15)

maçtan 1-2 saat sonra ter kokusu

zaraeta
yarın benim çıkışta bi kızla randevum vardı, sevdiğim kız teklif falan yani. ama öğle arası sınıf maçı varmış. yeni haberim oldu. 30-40 dk maç yapsak, koku baya olur doğal olarak. deodorant kesin çözüm müdür ? sprey ya da öbür sürülenler fark etmez ikisini de yanıma alabilirim. yoksa boşuna uğraşma
yarın benim çıkışta bi kızla randevum vardı, sevdiğim kız teklif falan yani. ama öğle arası sınıf maçı varmış. yeni haberim oldu. 30-40 dk maç yapsak, koku baya olur doğal olarak. deodorant kesin çözüm müdür ? sprey ya da öbür sürülenler fark etmez ikisini de yanıma alabilirim. yoksa boşuna uğraşma gitmez, girme maça mı diyorsun.

not: ikisini de erteleme ihtimalim yok. ya maça girerim ya da girmem.

teşekkürler.
0
zaraeta
(22.03.12)
maça girersen leş gibi kokarsın, deodorant parfüm falan etki etmez.
0
cakabo
(22.03.12)
yarım saat ama ya la ? çok değil. :) elbiseleri değiştiricem.
0
🌸zaraeta
(22.03.12)
yetmez hacı, vücudun üzerinde kuruyacak ter.
duş almadıktan sonra kokarsın.

sınıf takımındaki genç yeteneklere şans ver.
0
cakabo
(22.03.12)
okulun tuvaletinde duş al, havalar o kadar soğuk değil, havlu götür yanında. varsa hasta olmamak için saç kurutma makinesi de.

ayrıca asla bir kadın için sınıf takımını satma. ayıp.
0
gereksiz insan
(22.03.12)
hatun için takımı satarsan yıllar boyu hatırlandıkça küfür yersin haberin olsun. ben hala ediyorum yani çeyrek finalde üniversite turnuvasının içine sıçan arkadaşa.

duşsuz mümkünatı yok.
0
thejester
(22.03.12)
boşver maçı kıza bak
0
burakg91
(22.03.12)
savunmadan oyun kur, çok koşma. üstünü değiş, elini yüzünü yıka iyice. deo'ya aban. tamamdur.
0
check minus
(22.03.12)
1-2 kişinin satma ihtimali var "yok bize haftaya demiştiniz." falan diye. okulda kaçma ya da duş alma pek olası değil. açıkçası siktiğimin maçı da kızdan önemli değil. evet, ya yerime birini sokup son 10 dakka falan girerim, ya da defansa abanırım.
0
🌸zaraeta
(22.03.12)
maça başla, 5dk'da bir mücadeleye gir ve sakatlan.
0
bilan
(22.03.12)
sınıf maçı ne lan orta okulda mısın.
0
bir kac yazar once
(22.03.12)
@bir kac yazar once,

ben de bekliyordum hangi zeki dalga geçecek diye. lisedeyim panpa evet resmi tabirle orta dereceli okul oluyor.
0
🌸zaraeta
(22.03.12)
sana banko çözüm sunuyorum.

maçın olduğu gün sağlam banyo yap tertemiz ol maça öle git. maçta kendini çok yırtma normal oyna aşırı terleme maçtan sonra ıslak mendille falan iyice temizlen. sık deodorantı giy temiz elbiseleri birşey olmaz.

birde bu ter olayını anlamıyorum ben kendimi öldürsem gebertsem ne yaparsam yapayım kokmuyorum arkadaş.
0
natalz
(22.03.12)
terledikten sonra kurtarmak için deodorant sıkma eğer yıkanmadıysan. çünkü daha beter oluyor, tezekte yuvarlansan daha iyi, öyle diyeyim sana.
0
sanal hayvan
(22.03.12)
kizla her zaman bulu$ursun. ama takimi satmak? maca cikmamak? sakın ha!!! duymami$ olayim. önce mac!
0
lionel andres
(23.03.12)
ne mübarek adamım amk. maç iptal oldu. :))
0
🌸zaraeta
(23.03.12)
(8)

dirseğe dövme

thejester
merhabalar, uzun zamandır düşündüğüm bir dövmeyi dirseğime yaptırmayı düşünüyorum. dış kısmına, ve kemik boş kalacak şekilde falan değil, komple dirsekten bahsediyorum. ancak araştırınca gördüğüm yorumlarda, çok kıvrılan ve kalın derili bir bölge olduğu için hem iyileşmesi zor hem de detayların ve r
merhabalar, uzun zamandır düşündüğüm bir dövmeyi dirseğime yaptırmayı düşünüyorum. dış kısmına, ve kemik boş kalacak şekilde falan değil, komple dirsekten bahsediyorum. ancak araştırınca gördüğüm yorumlarda, çok kıvrılan ve kalın derili bir bölge olduğu için hem iyileşmesi zor hem de detayların ve renklerin kaybolması çok kolay şeklinde bir görüş var genel olarak. tecrübesi veya bilgisi olan varsa cevabını rica ediyorum, teşekkürler.
0
thejester
(13.03.12)
o bölgedeki derinin yapısı sebebiyle detay işlemek zordur. işlense bile bölgedeki deri sürekli gerilip gevşediği için detaylar birbirine girebilir. üstelik çok da acır
0
matnokta
(13.03.12)
@matnokta, kol içinde (gavurun inner sleeve dediği bölgede) 2 kere rötüşlanmış bir dövmem var, ona kıyasla cehennem azabı olmadığı sürece sorun değil diye düşünüyorum ama asıl sıkıntı detay ve kalite..
0
🌸thejester
(13.03.12)
kemik üstü bölgelerin acıya duyarlılığı daha fazladır. acı eşiğin yüksekse pek de sıkıntılı geçmez işlenme aşaması. sürekli darbe alan bi bölge olduğunu da unutmamak gerek. bkz.sandalyeye masaya dirsek dayamak. bu sebeple detay bekleme o bölgedeki dövme için. yaparım diyen dövmecilere de inanmayınız
0
matnokta
(13.03.12)
gayet açıklayıcı, teşekkür ederim.
0
🌸thejester
(13.03.12)
benim gördüğüm dirsek dövmelerinin ortası daire halinde boş bırakılıyor, etrafına yapılıyor.
0
kediebesi
(13.03.12)
@kediebesi

evet genelde boş bırakılıyor, bölgenin zorluğundan mı yoksa insanların tercih etmemesinden mi bilmiyorum ama yaptıranı da gayet var.

www.robotvsbadger.com
2.bp.blogspot.com
www.steve-a.co.uk
img22.imageshack.us
0
🌸thejester
(13.03.12)
neden bos birakiliyor; cünkü bozulacagindan ötürü.
0
l i w e x
(13.03.12)
sayin jester, millet yaptirmis ama hepsi bozulsa bile dikkat cekmeyecek tarzda seyler sadece ücüncü resimdeki kötü gözükecek o da daha yeni bir dövme ve amcam basina gelecek kacinilmaz sona kadar tadini cikariyor muhtemelen.
0
l i w e x
(13.03.12)
(7)

erasmus karar aşaması

wasmashing
isveç mittuniversitetetispanya universidad de cordobaitalya universita' degli studi di torinoyukarıdaki üniversiteler hakkında bilgisi olan ya da şu ülke erasmus için şöyle iyi böyle kötü diyebilecek kişiler bi yardım etse süper olur.
isveç mittuniversitetet
ispanya universidad de cordoba
italya universita' degli studi di torino

yukarıdaki üniversiteler hakkında bilgisi olan ya da şu ülke erasmus için şöyle iyi böyle kötü diyebilecek kişiler bi yardım etse süper olur.
0
wasmashing
(06.03.12)
isveçe git kızları güzel
(sokaktan geçen ünili)
0
koyukalem
(06.03.12)
cinsiyet de belirtmem gerekiyormuş sanırım:)
0
🌸wasmashing
(06.03.12)
isveç'e git erkekleri yakışıklı.
(ingiltere vatandaşı)
0
Sabac
(06.03.12)
ispanya (özellikle de endülüs bölgesi) hem gayet canlı hem de maddi açıdan avrupa'nın diğer çoğu şehrinden çok daha rahattır. italya'yı boşver, maddi durumuna göre isveç ya da ispanya derim.
0
thejester
(06.03.12)
soğuk ülkede ne işin var ispanya ya da italya. italyan erkekleri için beklentiye girme.
0
hizli sperm
(06.03.12)
thejester maddiyat önemli verilen hibe büyük bir rakam değil, konaklama düşündürüyor beni.
hızlı sperm, Akdeniz iklimine alışığım İsveç elendi, bir de biscolata erkeği arayışında değilim:)
0
🌸wasmashing
(06.03.12)
italya'ya gitme bence; ispanya elbette tavsiye edilir ama ispanyolcan yoksa derslerde problem yasamaya hazirlikli ol; isvec elbette cok daha cazip bence.
0
elan vital
(06.03.12)
(2)

House M.D. dizisinde sıçamayan kadının olduğu bölüm -- spoiler içerir --

ermanen
Kadın blog yazarıydı. Lenf kanseri sanıyorlardı. Kalp kapakçığında sorun çıkıyordu. Sonra karaciğer yetmezliği diyorlardı. Bir türlü ne olduğunu tam bilemediler ve madem ne olduğunu bilmiyoruz, herşeyi halledelim diye kadına geniş spektrumlu antibiyotik vermeye başlamışlardı.Bölümün sonunda House ka
Kadın blog yazarıydı. Lenf kanseri sanıyorlardı. Kalp kapakçığında sorun çıkıyordu. Sonra karaciğer yetmezliği diyorlardı. Bir türlü ne olduğunu tam bilemediler ve madem ne olduğunu bilmiyoruz, herşeyi halledelim diye kadına geniş spektrumlu antibiyotik vermeye başlamışlardı.

Bölümün sonunda House kadının sıçmadığını farkediyordu sanırım. Bu bölüm hangisiydi? Ve en önemlisi de ordaki hastalık neydi ve neden olmuştu?
0
ermanen
(24.02.12)
6x14 - private lives'dı ama hastalığı hatırlamıyorum.
0
black sabahat
(25.02.12)
www.housemd-guide.com
varsa burada vardır.
0
thejester
(25.02.12)
(5)

en ucuz cep telefonu?

black sabahat
Bu tarz sorular daha önce de soruldu burada ancak bana güncel bilgi gerekiyor.Anneme yeni cep telefonu alacağız. Ucuz, işlevsiz ama sıfır bi şey istiyoruz. Aranan tek özellik, tuşlarının büyük olması.Netten baktım, en ucuz nokia 130 kaat. 70-80'e sıfır telefonlar vardı en son baktığımda, o yüzden pa
Bu tarz sorular daha önce de soruldu burada ancak bana güncel bilgi gerekiyor.
Anneme yeni cep telefonu alacağız. Ucuz, işlevsiz ama sıfır bi şey istiyoruz. Aranan tek özellik, tuşlarının büyük olması.
Netten baktım, en ucuz nokia 130 kaat. 70-80'e sıfır telefonlar vardı en son baktığımda, o yüzden pahalı geldi.

Telefon acil gerektiğinden netten almayacağız, teknoloji mağazalarından alacağız. Acaba son günlerde gözünüze çarpan ucuz telefon ya da kampanya falan var mı?
100 tl altı yeni bi telefon bulmak imkansız mı?
0
black sabahat
(20.02.12)
samsung ve lg nin var o fiyata telefonlari, tuşlar da büyük ama menü bizimkilere biraz karmasik geldi. bir bakin isterseniz.
0
atmacaged
(20.02.12)
mediamarkt'ta düz model sıfır telefonlar oluyor o fiyata. yakınınızda varsa bir uğrayın derim.
0
marikaki
(20.02.12)
ben 100 liraya samsung e1150 aldım eylül'de, gayet memnunum, şarjı 2 hafta falan gidiyor, küçük, kapaklı, daha ne olsun. tuş büyüklüğünü bilemeyeceğim göreceli bir şey sonuçta piuravirtual.com
0
thejester
(20.02.12)
otv koyuldugundan firladi fiyatlari bunlarin.

nokia 1110'u 60 liraya sattigimiz zamanlari hatirliyorum ben :) simdilerde en ucuz nokia telefon 1280 ve 150 lira civari. ha sadece otv ile aciklanabilir mi bu artis? pek tabii ki HAYIR!

edit: 1250 ne lan? 1280 o.
0
entrapmen
(20.02.12)
Gittigidiyorda, 90 liraya 1203 ün sıfırı vardı fırsat ürünlerde. Tabi bir gününü alır her türlü.
0
Saat1
(20.02.12)
(3)

internetten ispanyolca öğrenmece

duende
evet,ispanyolca öğrenmek istiyorum en azından şimdilik ufak ufak girişimler yapmak istiyorum ,faydalı bir site varsa önerebileceğiniz, bunu benden esirgemeyiniz..şimdiden teşekkürlerimi sunarım...not:gramer ağırlıklı bir site tercih edilir.
evet,ispanyolca öğrenmek istiyorum en azından şimdilik ufak ufak girişimler yapmak istiyorum ,faydalı bir site varsa önerebileceğiniz, bunu benden esirgemeyiniz..
şimdiden teşekkürlerimi sunarım...

not:gramer ağırlıklı bir site tercih edilir.
0
duende
(30.01.12)
rosetta stone

edit: bir de livemocha var busuu tadında ama ben rosettayı tavsiye ederim
0
cnonefb
(30.01.12)
take me rufee2
(30.01.12)
kulağı alıştırmak, telaffuz vs için: www.notesinspanish.com
sözlük/çeviri için: www.spanishdict.com
kısaca gramer vs. için: www.ispanyol.com
pratik vb. için: www.livemocha.com
0
thejester
(30.01.12)
(8)

Balığın yanına mezeler bir şeyler

hesabım silindi kırgınım modlar
Mutfakla pek arası olmayan birinin balığın yanına yapabileceği, pratik, lezzetli önerilerinizi alabilir miyim? Teşekkür ederim.Bu arada balığın ne olduğunu bilmiyorum.
Mutfakla pek arası olmayan birinin balığın yanına yapabileceği, pratik, lezzetli önerilerinizi alabilir miyim? Teşekkür ederim.

Bu arada balığın ne olduğunu bilmiyorum.
0
hesabım silindi kırgınım modlar
(20.01.12)
yoğurt
0
blackmail
(21.01.12)
Balık çok şey istemez yanında. Ama olmazsa olmazı, bol yeşilliktir. Bol roka, taze soğan, ince kıyım domates, salatalık ve diğer salata yeşillikleri ile yapılacak bir salata güzel olur. Balıkla aynı tabakta servis edilmek üzere sebze haşlama (brokoli, patates, havuç gibi) fena durmaz. Basit zeytinyağlılardan bir iki tane yapılabilir. Zeytinyağlı taze fasulye çok kolay yapılır misal. Ya da marketlerdeki enginar turşusu ve garnitür ile yapabileceğin basit enginar olabilir. Balıktan sonra yenmek üzere de limonla ezilmiş (ama iyice ezilmiş) tahin helvası olur.
0
eteria
(21.01.12)
rakı da varsa ev yapımı pancar turşusu efsane gider ama yoksa hazırı da gayet iyi gider. onun dışında şöyle bol malzemeli bir salata..
0
thejester
(21.01.12)
kuru domates salatası çok güzel oluyor. biraz seytinyağı, kekik, nane, ceviz, yeşil zeytin ve peynir karışımı. ki bence bu salata her yiyeceğe ve içeceğe yakışıyor.
0
icanttellyouwhyiambreakingdown
(21.01.12)
bol marullu, soganli, limonlu salata. roka, tere. semizotunu yogurtla karistirabilirsiniz.
0
raist
(21.01.12)
helva ha helva ekmeğin arasına koy balığı helvayı löp löp yut
0
mr fusion
(21.01.12)
tarator
0
waztp
(21.01.12)
raist +1

not: soğan önemli bak
0
neysene
(21.01.12)
(9)

karda kaymamak

ilkinci
karda kaymamak için ne yapıyorsunuz? mesela kar kramponları var nasıldırlar? alıp memnun olan varsa aldığı yeri ve fiyatını söyleyebilir mi?
karda kaymamak için ne yapıyorsunuz? mesela kar kramponları var nasıldırlar? alıp memnun olan varsa aldığı yeri ve fiyatını söyleyebilir mi?
0
ilkinci
(17.01.12)
Hangi karda? Nerede kullanacaksın?
0
karlmarx
(17.01.12)
botu giyip besmeleyi çekip karın bol olduğu yerlere basıp ince tabakalardan kaçarak yürüyorum şahsen
0
thejester
(17.01.12)
önce topuk basıyorum.
0
diyojenimtırak
(17.01.12)
dağcılık falan yapmıyorsan, yahut çok kar yağan bir memlekette değilsen kar kramponu aşırı olur. sonbahar aylarında arabalara zincir takmak gibi. abartılı yani.

ille de almayı düşünüyorsan buyur şık birşey var. outdoor.com.tr
0
kmtetrfn
(17.01.12)
@want2die fakat taban ne kadar geniş olursa aynı zamanda uygulanan basınç da azalmaz mı, bu da kaymaya sebep olan bir durum değil mi, bu sebeple tabanı bütün olarak basmak yerine önce topukla yüklenip yüksek basınç oluşturmaya +1 diyorum.
0
sanal hayvan
(17.01.12)
kayma korkusu ile kasılarak yürürsen kapaklanırsın.çok gevşek de olmamak kaydı ile rahat yürü,sağlam bas.Bugün nike larla bu kıyamette.Leventten Üsküdar'a geldim gram sendelemeden.(yolun 1/4'ünü yürüyerek,en az 6 üstgeçitten geçerek)
Türkiye'nin en karlı memleketlerinden birinde büyümenin adaptasyonuda olabilir.

Not:Eve geç geldim şöyle bir başlıklara baktım, İstanbul'daki rezillikler hakkında bir tane başlık görmedim,içimden dedim tam istenilen kıvama gelmişiz olmuşuz biz.
0
Abraxass
(17.01.12)
şu an için hiçbi özel ekipmanım yok ama çok zorda kalırsam ne yapmam gerektiğini biliyorum. işte hikayesi..
efendim yıllar önce bir geceden sabaha öyle çok kar yağdı ki, sabah okula gitmek için evden çıkan bendeniz inmem gereken yokuşu asla inemeyeceğimi ilk 1-2 adımda anladım. eve geri dönüp anneme durumu anlatınca o da kendi çocukluğundan kalma bi yöntemle işin çözümünü buluverdi: bir adet külotlu çorap alınır. ikiye bölünür. bi yarısı bi ayağa, öbür yarısı öbür ayağa botun üstünden dolanır, bağlanır. Kesinlikle karizmatik bi yöntem değil ama düşüp orayı burayı kırmaktansa yaşasın çorapla gelen sürtünme kuvveti diyorum. en azından aklınızda bulunsun.
0
minguinho
(17.01.12)
kösele ayakkabı ile bile kaymadan yürüyebilirsiniz.

yürürken dizlerinizi kırın, ellerinizi cebinize sokmayın, eldiven takın, düşerseniz bi yerlere tutunma şansınız olur. bayansanız tobuklu giymeyin bi zahmet. kısa adımlar atın.

%100 testen geçirilmiştir. askerliği doğubeyazıtta yapmış bir birey olarak buzda dansa katılacak kadar antreman yapmışlığım var :)
0
zmarit
(17.01.12)
ben de dün mecidiyeköyden beşiktaşa yürümek zorunda kaldım. ayağımda converce vardı ve herkes rahat rahat yürürken benim gibi az kişi henüz basılmamış kar birikintilerinden giderek düşmemeye çalışıyordu. basılmamış kar ayağı tutuyor nedense, hani gartç gurç ses çıkarır ya ayak yapışıyor neredeyse basınca. sulu karlı yüzeyler çok tehlikeli. bi bacak kırığı geçirdikten sonra çok tedirgin basmaya başladım, sanırım bu da @abraxass' ın dediği gibi tehlikeyi daha yaklaştırıyor. sinan paşa pasajının oradan kalın bi çorap alıp bota geçirip yola devam ettim. karizma kaydı biraz ama ayaklarım yere daha sağlam bastı. birazdan yozgata doğru uzanacağım. orada bir metre kar varmış budurumda düzgün bi önlem şart gibi. herkese danke :)
0
🌸ilkinci
(17.01.12)
(16)

Bir insan nasıl sigara içer aklım almıyor. Açıklar mısınız?

excusez
ve nasıl içmeye devam eder? 1)Baca mısınız? 2)Sigara insanları öldürüyorsa, yani zararlı, bu kesin ve insanlar istediği halde sigarayı bırakamıyorsa, ya da sigarayı bırakmak istemiyorlarsa (bu nokta önemli, seni öldürdüğünü biliyorsun, içmeye devam ediyorsun o zevk için, demek oluyor ki rasyonel düş
ve nasıl içmeye devam eder? 1)Baca mısınız? 2)Sigara insanları öldürüyorsa, yani zararlı, bu kesin ve insanlar istediği halde sigarayı bırakamıyorsa, ya da sigarayı bırakmak istemiyorlarsa (bu nokta önemli, seni öldürdüğünü biliyorsun, içmeye devam ediyorsun o zevk için, demek oluyor ki rasyonel düşünme kabiliyetini yitirmişsin. 7. kattan atlamak seni öldürür (hızlı ölüm) o yüzden atlamazsın yani rasyonel düşünüyorsun, kurşun (Pb) yersen ölürsün (nispeten daha yavaş) yemiyorsun kendini koruyorsun yani rasyonel düşünebiliyorsun. Peki sigarada öldürüyorsa neden içiyoruz, çünkü bağımlılık yapıyor ve rasyonel düşünme yetimizi yok ediyor. Bu noktada sigaranın şu anda yasak olan uyuşturucu maddelerden bir farkının olmadığını düşünüyorum. Biz bu düşünme yetimizi kaybettiğimiz için devletin araya girip bizim alamadığımız (bağımlıyım, mantıklı düşünemiyorum) kararları bizim yerimize alıp sigarayı yasaklaması gerekir. Bunu neden yapmıyor?
0
excusez
(12.01.12)
hocam sorularına bir cevabım yok ama ben de bir şey eklemek istiyorum senin sorularına:

- bir insan nasıl sigara kokmayı başarabilir? inanılmaz rahatsız edici olduğunun farkında değil misiniz. neden gerekli önlemi almazsınız?
0
godfrey
(12.01.12)
Sigara satanlar hooooop, bi dakkaaaaa demez mi o zaman?
0
compadrito
(12.01.12)
@compadrito devlet yasaklarsa hiç birşey diyemezler. Eskiden bazı uyuşturucular serbestti, şimdi yasak. Satanlar batar ya da illegal işlere girer. Bu bizi ilgilendirmez. Bu ilkelliğe bir son vermemiz lazım.
0
🌸excusez
(12.01.12)
evet, mantığa büründürme yükümlülüğü soru kökünde bile kendine yer etmiş. akıl almayacak zaten... ileride de "rasyonel" kelimesi gördüm, orada bıraktım.

edit: sigarayı değil, soruyu.
0
sanat guresi
(12.01.12)
çünkü karizmatik görünüyorum sigara içince.
0
check minus
(12.01.12)
Devlet(ler) yasaklamayı bırak, vergi artsın diye sigaraya zam yapıyorlar, sigara şirketleri çekilse şu an piyasadan en çok itirazı devlet eder emin ol.

Örneğin bir marlboro başına 5 lira vergi falan alıyor devlet. Eh günde kaç paket içiliyor Türkiye'de, ne kadar giriyor ceplere, sen hesapla...

Sorunun diğer kısmının cevabı için ise (bkz: irade)
0
only alcoholica
(12.01.12)
@inner child haklısın. Ama devlet uzun vadede sağlık hizmetine harcadığı paranın azalmasıyla kara geçmez mi? Bir kanser hastasını iyileştirmeye çalışmak çok pahalı birşey, sigaradan alınan vergilerin çoğu zaten oraya gider
0
🌸excusez
(12.01.12)
insanların ne içeceğine devlet karışamaz. o yasakladıkları da zararlıdır ya da değildir ancak isteyen istediğini yapar, onların da serbest bırakılması lazım. ancak diktatörler bunu yapar. hitler döneminde sigara tüketimi hatırı sayılır miktarda düşmüştür. kimsenin canı üzerinde başka birinin hakkı yok.

illegal işlere girilince satılmayacak mı, Amerika'da 30'larda uygulanan içki yasağını ve bunun sebep olduğu yasadışı olayların gelişimini biliyor musunuz? Al Capone kimdir mesela?

Buyurun buradan bakın bağımlılık/zarar skalasına
upload.wikimedia.org

bu durumda alkol ve içkiden daha az zararlı görünen esrarın serbest bırakılması gerekiyor. gerçi dediğim gibi hepsinin serbest bırakılması gerekiyor ama o mantıktan yola çıkıp söyledim.

Alkol dışında hiçbir maddeyi kullanmamama rağmen, insanların nasıl yaşadıkları beni ilgilendirmediği için bu tip soruları sormayı aklımdan geçirmiyorum.

Bugün morfin ve kokain sadece kırmızı reçeteyle ulaşılınca yasal sayılan uyuşturucular arasında, ancak ulaşmaya kalkışıldığı zaman eminim 1 hafta içinde ben bile bunları piyasa değerlerinin oldukça yüksek fiyatına almak durumunda kalırım. bu da uluslararası uyuşturucu kartellerinin işine gelen bir şey. asıl serbest bırakılmalı ki, bu heriflerin kökü kurusun.
0
sanal hayvan
(12.01.12)
çünkü özenti. ergenlikte başlayan kompleks duyguları, "sigara içiyorum bir bok oldum" havası vs. yani kisme kusura bakmasın ama biraz karakter zayıflığından bu sigaraya başlayanların çoğunun öyküsü. karakter zayıflığı ağır oldu, aciz, psikolojik olarak narin olmanın sonucu diyim.

sonuçta zararı büyük. buna rağmen koyim zararına benim hayat felsefemde sağlık tedbiri yok ben keyfime bakarım sigarayı da keyif için kullanırım diyenler de olabilir. yapacak bişe yok.
0
zzrex
(12.01.12)
zaten hepimiz özentiyiz, karakterimiz bozuk, boktan heriflerin tekiyiz, acizin önde gideniyiz, içi tütün dolu ufak bir boruyu yakıp içimize çekerek efsane adamlar oluyoruz; mevzuyu einstein'ın yeğeni arkadaşlar gayet güzel çözmüş o üstün karakterleriyle sağolsunlar. bizim çok da düşünmemize gerek yok herhalde.

diyelim ki düşündük; neden yağlı pirzolaları, kuzu kaburgaları löpür löpür götürüyoruz? neden saatlerce bilgisayar/televizyon başında gözlerimizi sikiyoruz? neden zaman zaman amı götü dağıtacak şekilde içip karaciğerimize yükleniyoruz? çünkü keyifli kardeşim. şimdi başka einstein arkadaşlar çıkıp "öroyin de iç o zomon" diyecekler. ben de diyeceğim ki aynı şey mi? sigaranın, alkolün vesairenin bana verdiği keyifle bana verdiği zararı oranladığımda alınabilir risk olarak görüyorum. ağır kimyasalların, uyuşturucuların vb. getirdiği fiziksel sorunlar ve başka problemler sebebiyle onları kullanmaya değer görmüyorum. budur.

yasak konusuna gelince, sigara firmalarından tutun da ekonomiye kadar 1000 yere gider bu mevzu.
0
thejester
(12.01.12)
sigara içmiyorum, başlama gibi bir girişimim de olmadı ama çevremde içen çok insan var. bugüne kadar hiç bir şekilde rahatsız olmadım bu durumdan. yalnız arada ( böyle, iki ayda bir) djarum, backwoods falan alırlar bana da ikram ederler, onları keyifle içerim. belki bu durumdan dolayı bir sigara düşmanlığım yoktur bilemedim şimdi.

sigaraya herkesin başlama sebebi farklı. olası sebepleri genellemek bence çok ta doğru olmaz. bir paket sigara alıp bir ayda bitiren adam da var, bir günde bir paket, iki paket sigara içen de. tek sebep özentilik olmasa gerek, insan hayatının sonuna kadar ergen kalmıyor. insanların kendi tercihi, yasalar çerçevesinde istediklerini yapmakta özgürler. sigara içen adama " vay efendim niye içiyorsun" demem ama izmaritini böyle sokağa, sağa sola atarsa, çoluk çocuk yanında içerse o zaman kızarım.

belirttiğin unsurlar çerçevesinde sigaranın, yasak olan uyuşturucu maddeler kadar tehlikeli olduğunu düşünmüyorum. bu sigara için ağır bir itham bence. öyle olsa medeniyet simgesi görülen bir sürü ülke var, onlar da düşünmez mi bunu? yasaklamak ta çözüm olmaz, arkadaşlar da bahsetmiş zaten.

ha bir de tütün mamüllerinin de bi tarihçesi, kültürü var. bunlarla ilgili türkçe veya başka bir dilde yazılmış çeşitli kitaplar var falan. ( türkiye için pek değil belki ama ) sigaranın bir kültür boyutu da var.
0
toshiro
(12.01.12)
aklın almıyor ve merak mi ediyorsun birader, yarın ilk iş aç güzelinden bir paket 1 aya kalmaz bağımlı hale gelirsin, sonra gider kişisel çeterini tutar merakına nail olursun.
lan zihinden,beyinden,kimyasal maddelerden bahsediyoruz, her zihnin işleyişi başka, tamam elbette ortak güdüler var bağımlılığı kurtulmayı zor kılan ama burda sigara içenlere hakaret ederek ortaya dökülücek şeyler değil bunlar.

"karakter zayıflığı" diyen arkadaş, ergenlikteki "kompleks" duyguları adlı tamlamasıyla zekasının nerelere ait olduğunu elinden geldiğince kanıtlamaya çalışmış zaten. ben sigarayara 22 yaşında başladım, içesim geldi içtim, illa ki benzerlik kurmak gerekirse eninde sonunda bırakılır diyenlerdenim.

Şimdi bakıyorum hayatın her anında sigara, içmekten farklı zilyon bağımlılığı var kişiye göre değişen;

-yemekten sonra sigara bağımlılığı
-efkarlanınca sigara bağımlılığı
-içkinin yanında olmazsa olmaz bağımlılığı
-sıçarken sigara bağımlılığı

ortada bir tek içmek diye bir olay yok sayın sigmund freudlar. gereksiz yere, noksan bilgilerle, noksan tecrübelerle empati kurup olayları çözümlemeye çalışmayalım bence, uzmanı var bu işlerin, bırakmak isteyen onların nezdinde bırakabiliyor falan filan.

saygılar.
0
Ryu
(12.01.12)
ulan ne yasakçı zihniyetsiniz ya. içmiyoruz işte barda kahvede daha ne istiyorsunuz_? rasyonel düşünme yetini yok ediyorsa alkolü de yasaklasınlar o da öldürüyor, hatta alkol ile alakalı ölümler sigara ile yarışabilir. o yüzden alkol de yasaklansın. sonra ne bileyim kolestrole yol açan şeyler de yasaklansın sonuçta onlar da öldürüyor.


ayrıca sigara yasak olsa nolacak. esrar yasak da noluyor_? ağzına içki koymayan adamlar bile içiyor bir ton. sen gidip sigara bulamayacan mı yasak olsa. bulucan ee daha ne.
0
ayiadam
(12.01.12)
sağol kardeş 3. gözümü açtın bisikletimi kaptım tibete yerleşiyorum şimdik.

şaka bi yana şimdi televizyon da gözleri bozuyor. hem aptal kutusu kimseye bir şey katmıyor. bence televizyonun yasaklanması lazım. hiç olmadı flash tv nin yasaklansa iyi olur bence.

şaka bi yana bir insan niye müslüm gürses dinler ki şimdi? hep melankolik hep depresyon falan. keyif verdiği yok. hem müzikalite olarak da iyi sayılmaz. bence arabeskin yasaklanması lazım. klasik müzik dinlesin herkes.

şaka bi yana senin gibilere ciddi cevap veremiyorum ya. tek kelimeyle "keyifli" arkadaşım. nesini anlamıyorsunuz bunun senelerdir?
0
kta
(12.01.12)
içinde 4000 zehir olan bir maddeyle ilgili olarak, 20 sene kullanan birisi bile bu soruya cevap bulamıyor. niye içtiği konusunda kendisine sorduğu sorular hep havada kalıyor. e zevk alıyorum diyor mesela? ama zorunluluktan yapıyormuş gibi geliyor ve kendi de inanmıyor zevk aldığına.. stres atıyorum diyor, ama daha çok strese giriyormuş gibi geliyor, ona da inanmıyor. tek dostum bu diyor ama kendini öldüren bir düşmanla dost olamayacağını da biliyor. işin özü, içenlerde hayalet modunda takılıyo, niye içtiğini bilmeden, bir işi yapmış olmak için, bi görevi yerine getirmek için içiyorlar.

insanlar, psikolojik olarak bir işi tamamladıklarında beyinlerinde + sinyaller oluşur ve kişi kendini iyi hisseder. sigarayı içip bitirmekte kısa süreliğine bu hazzı yaşatıyor.
0
daglien
(12.01.12)
hepimiz malız. ondan içiyoz
0
The_Lollok
(12.01.12)
(14)

Dostoyevski'yle neyle başlatmalı?

dombili
Sevgili sözlük yazarları,Şimdi benim bir öğrencim var. Kendisi 12. sınıfta. Ben bu öğrencime bir roman almak istiyorum. Hayatı boyunca doğru düzgün kitap okumamış. Okuduğunu da pek anlayamıyor aslında. Çatır çatır fizik, kimya, biyoloji, matematik yapıyor, salak da değil yani gayet zeki biri. Ama ok
Sevgili sözlük yazarları,
Şimdi benim bir öğrencim var. Kendisi 12. sınıfta. Ben bu öğrencime bir roman almak istiyorum. Hayatı boyunca doğru düzgün kitap okumamış. Okuduğunu da pek anlayamıyor aslında. Çatır çatır fizik, kimya, biyoloji, matematik yapıyor, salak da değil yani gayet zeki biri. Ama okuma-yazma kötü işte ne yaparsın...

Ceza falan dinliyor, okuduğu kitaplar dan brown'dan, vampirden alacakaranlık'tan öteye gitmiyor. en sevdiği film tabii yine alacakaranlık. Ama tertemiz ve gelişmeye açık bir insan. Şimdi ben durumu böyle detaylıca anlattım, onu çok seviyorum ve kendini geliştirmesini istiyorum. Adam gibi bir şeyler okusun, okuduğundan da zevk alsın istiyorum.

Aldığım kitabı mutlaka okuyacaktır, benim onu sevdiğimin yarısı kadar beni seviyordur. Fakat bunun onun hayatında okuduğu ilk ve tek adam akıllı kitap olmasını istemiyorum. Dostoyevski ile başlatayım diyorum ama hangi kitabı bilemedim. Aslında dostoyevski konusunda bile emin değilim. Fikirlerinizi bekliyorum. matematiği falan da çok seviyor, olasılıksız falan vereyim dedim ama bilemiyorum işte. görüşlerinizi bekliyorum en acilinden.
0
dombili
(31.12.11)
yer altından mektuplar olabilir, ama dostoyevski yerine kafka, adam fawer, jrr tolkien (özellikle hobbit) daha iyi olabilir sanki?!
0
kim milton nielsen
(31.12.11)
dostoyevski o yaşta ağır olmasın?

edit: özür, 12 yaş anladım, 12. sınıfmış. tamam olur o zaman.
0
firez
(31.12.11)
bence verin suç ve ceza'yı, tam zamanı... beckett de verebilirsiniz. okuma zevki daha oturmamıştır, anlamayacağını düşünmeyin, her yaştan/her zevkten kişi kendince bir şeyler muhakkak anlayacaktır. arada bir yerlilerden de verebilirsiniz, öykücülerimizden romancılarımızdan. füruzan'dan orhan kemal'e, tanpınar'dan sabahattin kudret aksal'a...

şimdilerde pek az karşılaştığımız türden ilginiz ve özeniniz için de tebrik ederim sizi.
0
tedirginlik hucresi
(31.12.11)
yeraltından notlar'ı pek tavsiye etmem öğrencinizin şu durumunda. ince bir kitaptır ama okuması, sindirmesi kolay değildir. öğrenciniz büyük ihtimalle sıkıcı + karamsar bulup kenara atacaktır. okuma zevki gelişmiş bir genç olsa alın derdim.

ernest hemingway kitapları,
edgar allan poe kısa öyküleri,
sabahattin ali - kürk mantolu madonna,
adalet ağaoğlu - fikrimin ince gülü,
f. scott fitzgerald - the great gatsby,
yaşar kemal - ince memed,
stefan zweig - satranç,

gibi şeyler olabilir. hem klasikleşmiş hem de rahat okunan kitaplar yazmaya çalıştım, bunlardan birini illa seveceğini düşünüyorum.
0
quasiromantic
(31.12.11)
Hobbit sanki daha çok ilgisini çeker diyorum. Türk yazarlardan biraz daha uzak duruyorum şimdilik, ben de sabahattin ali, yaşar kemal okusun isterim ama şimdi dan brown'dan fazla keskin bir geçiş olmaz mı yaşar kemal?

fazla da kafasını karıştırsın da istemiyorum 1984 falan kurcalayıp, biraz daha eğlencelik. kafka filan mı versem ne yapsam of :D aslında tolstoy da olabilir mi ki?
0
🌸dombili
(31.12.11)
hiç bir dostoyevski uzmanı da beyaz geceler dememiş.

ilginç tabii :))
0
mea maxima culpa
(31.12.11)
mea maxima culpa
(31.12.11)
Dostum şimdi bahsettiğimiz 17 yaşında, okuduğu cümle ikinci satıra uzarsa başını unutan bir öğrenci diyorum, öss sınavına hazırlanan, izlediği filmler hayrı pıtırcık, vampir günlükleri diyorum :D Okuduğu kitabın izi kalsın, "s.kerler vampirini kurtadamını, bak ne güzel yazarlar varmış" desin istiyorum. herhalde dostoyevski okumalı, sabahattin ali okumalı, tolstoy okumalı. hele bi klasiklerin tadını alsın... gerisi gelir zaten. bu arada bora ben.

ha neyse, dostoyevski üstüne de rus yazar tanımam. lakin sanırsam kürk mantolu madonna'da karar kıldım. umarım beğenir.

fikir veren herkese teşekkür ederim.
0
🌸dombili
(31.12.11)
kumarbaz, budala.
0
reddediyorum
(31.12.11)
yer altından notlar anlattığınız durum için bence ağır kaçacaktır. kumarbaz veya suç ve ceza derim.
0
thejester
(31.12.11)
Kürk mantolu Madonna ilgisi olmayan biri için karanlık kaçar gibi. Ya aslında olasiliksiz demişsiniz, pek sevmem o klasmanda ki kitapları . ama bahsettiginiz ogrenci kardesim gibi geldi. Biz o geçişi onda olasiliksiz ve empati ile yaptık. başarılıda oldu. Kitap okumayı süreklilik haline getirdi. O kitapları kolay okudu. Hikaye sürekliliği bilim, fizik vs ile süslenmişti. Kitaptan bağını koparmamda zorlandı. Alacakaranlikgilleri okumuyor, sevmiyor ama kitaba ılımlı olmayan biri için kafka nin bile derin kafadarını düşünüyorum. Ergen dönemler, bunalıma yatkın falan, tabi siz daha iyi bilirsiniz. Bu sürece kardesim de uç/dört yıl önce girdik ve su an mevlana okuyor. Rus edebiyatını demiyorum bile.

Son olarak ilginiz ve özeniniz için cidden tebrik ediyorum. Heecanlandim ve sevindim.
0
felegin gozunu kamastiran adam
(31.12.11)
O yastaki cocuk dostoyevski okumamali. Okumak isterse kumarbazi falan verin. Yer altindan notlari verirseniz sıkılır atar bi kenara. Suc ve ceza ise cok degerli bi roman 22-23 yas civarinda okunmali kanaatimce. Karamazovu verirseniz d hayatta okumaz.
0
durdenist
(31.12.11)
kürk mantolu madonna'yı verdim, bugün başlayacak. evet ağır kaçacak gibi ama bekleyip göreceğiz. durumu size de bildireceğim. empati'yi ben okumadım, olasılıksız'ı da sevmedim ama o sevebilir belki. aslında edebi zevki gelişmediği için olaya odaklanıyor. olay örgüsü tolstoy'da ilgisini çekebilir, bu noktada başarılı olsam da olmasam da sanırım bir sonraki adım savaş ve barış yahut olasılıksız'dan yana olacak, bir ihtimal de ince memed. Alacağım tepkiye göre hareket edeceğim.

Asıl ben burada fikrini paylaşan herkese teşekkür ederim.
0
🌸dombili
(01.01.12)
İlk yorumlar güzel, başlangıçta çok sancı çekti arapça kökenli sözcüklerden dolayı ama şimdi "yarın bitirmek istiyorum kitabı" diyor. sözcük dağarcığı tahmin ettiğimden çok daha zayıfmış maalesef. eğer hediye olmasaydı ve kendini geliştirmek için çaba harcayan biri olmasaydı muhtemelen ikinci paragrafında bırakacaktı ama en azından mücadele ediyor anlamak için. Kitaba şimdilik ölüp bitmedi fakat bitirdiği zaman umuyorum ki hayatında ilk kez gerçek bir kitap okuduğunun farkına varacak.
0
🌸dombili
(01.01.12)
(24)

3 siyahla aranız nasıl?

29ekim2011
çay kola kahve?günde kaç bardak - litre tüketiyorsunuz. bardakların tipi de önemli.
çay kola kahve?

günde kaç bardak - litre tüketiyorsunuz. bardakların tipi de önemli.
0
29ekim2011
(30.12.11)
çay-1 çay bardağı, kahvaltıda laf olsun diye. yarısına yakını boşa gidiyor.
kola-ayda 1 belki.
kahve-ayda 1 belki.
0
african rain
(30.12.11)
1 kupa + 2-3 bardak çay
1 kupa sade filtre kahve
1 - 2 x diet ya da normal kola
0
zaugnakhaldun
(30.12.11)
çay günde 3-4 kupa civarı.

kola yok.

kahve neredeyse her akşam 1 fincan türk kahvesi.
0
resistance is futile
(30.12.11)
kahve hıc ıcmıyorum
cay haftada 2 bardak
kola haftada 2-3 bardak
0
cmr_sa
(30.12.11)
çay - bazen (siyah çay olursa) (bazen yeşil çay ve diğerlerini de deneyebilirim)
kahve - çok nadir (genelde beyaz çikolatalı moka)
kola - çok nadir
0
ermanen
(30.12.11)
çay günde 1 bardak, bazen hiç
kahve en fazla haftada 1,
kolayı bıraktım, limonatayla idare etmeye çalışıyorum :(
0
pas atsaniza lan
(30.12.11)
kola hiçe yakın, kahve pek nadir, çay günde 8-10 bardak civarı içerim.
0
naksidil
(30.12.11)
farkettim de, çay ve kola hiç içmiyorum, kahve ise haftada 1 belki.
0
sttc
(30.12.11)
-çay her sabah 1 bardak , toplantı oldukca 1 bardak daha ..
-Kahve günde 3-4 kupa
-kola yok hiç içmem
0
kennym
(30.12.11)
çay - 0 nefret ederim.

kola - ayda 1 veya 2 kez. o da fast food yersem normal bir su bardağı kadar belki de yarısı kadar.

kahve- günde 2 fincan türk kahvesi kesin içerim. ama nescafe, filtre kahve vs diğer çeşit kahvelerden de içerimgün içinde.
ama maksimum 2 orta boy fincan olur. bazen türk kahvesi dışında hiç.
0
vakumlu
(30.12.11)
çay içmiyorum. kahve her gün türk kahvesi şart, onun dışında haftada birkaç kere filtre kahve. kolayı da akşam yemeklerinde.
0
like it or not
(30.12.11)
çay: günde 2 kupa
kola: hiç içmiyorum
kahve: haftada 2 kupa
0
atmosphere
(30.12.11)
günde 1-1.5 litre soğuk çay, ortalama 2-3 bardak demleme çay. kola ve kahve pek tüketmem sevmiyorum.
0
olkol
(30.12.11)
çay günde 6-8 büyük ikea bardağı...
kahve neskafe haftada 2-3
kola 0
0
udi
(30.12.11)
çay kahve tüketmem, arkadaş veya çevreyi kırmamak için 1 bardak. kolayı da eskiden 1lt üzerinde tüketirdim artık max 1 kutu.
0
unique hint kumasi
(30.12.11)
çay - african rain gibi, kahvaltıda bi kupa koyuyorum ama yarısı soğuduğundan boşa gidiyor. kahvaltıyı suyla yapıyorum çünkü.
kola - eskiden çok tüketirdik de bu ara düştü bayağı, haftada birkaç bardak ancak.
kahve - hiç içmem.
0
xenophobe
(30.12.11)
çay: kahvaltıda 1-2 kupa şekersiz.
kahve:günde 1-2 kupa şekersiz-sütsüz.
kola: bulunursa 2-3 dev bardak (500ml)
su:hiçe yakın
0
vassal
(31.12.11)
çay - değişiyor ama genelde normalden biraz büyük ince belli bardakta 3-4 bardak.
kola - her gün değil ama gün aşırı/3 günde bir 1 kutu
kahve - her gün 2-3 kupa.
0
thejester
(31.12.11)
kola hiçe yakın 6 ayda bir

kahvede hiçe yakın 6 ayda bir

çay sadece kahvaltıda yarım bardak
0
semson
(31.12.11)
kola sıfır gibi, senede bikaç kez
çay, günde 5-6 çay bardağı
hazır kahve sıfır gibi, senede bikaç kez
türk kahvesi, günde bir fincan
0
tedirginlik hucresi
(31.12.11)
çay: 7-8 büyük kupa, bazen bira bardağında içtiğim bile oluyor.
kola: yıllardır içmiyorum.
kahve: o gün çok çay tüketmediysem belki 1 büyük fincan (starbucks'ın tallu)
0
kayranin kedisi
(31.12.11)
bir günde 7 fincan türk kahvesi içmişliğim var dahada içicektim ama çarpıntı yapar diye içmedim ve hergün en az 2 fincan içerim.cola hiç sevmem yılda 1 lt kola anca içerim çikolata sevmem malum günlerde bir tablet bitteri 2 dk yutarım ama böyle işte
0
mavi kız
(31.12.11)
sporcu bir kişilik olduğum için koladan uzak durarım. kahveyi çok çok çok nadir çayıysa şekersiz olmak şartıyla bolca tüketirim.
0
pangea
(31.12.11)
kahve (filtre kahve) koyusundan 2-3 bardak
0
oldtimer
(31.12.11)
(12)

Hangisini al dersiniz? Neden onu seçerdiniz?

tuzlanmis sekersever
SONY VAİOhttp://www.bimeks.com.tr/urun/120452/sony-vaio-vpcej2m1e-b-.aspx#specsHP PAVİLİONhttp://www.hepsiburada.com/Liste/productDetails.aspx?Categoryid=98&Productid=bd760701#YorumlarDELLhttp://www.hepsiburada.com/Liste/hp-pavilion-dv6-6100st-intel-core-i5-2410m-23ghz-4gb-500gb-156-tasinabilir-bilg
0
tuzlanmis sekersever
(30.12.11)
sony vaio çünkü japonlar yapıyor.
0
hocam fazla egon var mi
(30.12.11)
packard bellim 6 yıldır aşırı sessiz, ısınma problemi olmadan, ve pil problemi olmadan sorunsuz çalışıyor. bilgine
0
jemjum
(30.12.11)
Vaio çünkü ekran daha iyi. Ve japon oluşu. Ve kapağındaki vaio yazısının havası. Packard bell de iyi ama
0
almanyayenilincebizdeyeniksayildik
(30.12.11)
sony vaio çünkü sony vaio
0
Jan Valjan
(30.12.11)
packard bell, çünkü fiyat/performans oranı iyi.
0
jamiro
(30.12.11)
Kesinlikle hp değil. Dell'in teknik servisi çok iyidir, her şekilde Dell veya Vaio derim benzer özelliklerdeyse.
0
zaugnakhaldun
(30.12.11)
hp seçme de ne seçersen seç...benim hp 5 defa servise gitti geldi,aylarca serviste kaldı... garanti bitti yine bozuldu parayla yaptırdım, bu aralar iyi ama nerdeyse 1 senedir bozulmuyu...
abimin dell bilsayarında batarya sorunu vardı adamlar eve geldi bütün sorunları halledip gitti, bataryayı değiştirdiler...
arkadaşımda packerd bell var bi şikayeti yok...
0
velie
(30.12.11)
şaka mı yapıyorsun, hp pavillion'un yakınından geçme.. sony vaio çünkü sony vaio+1
0
african rain
(30.12.11)
sony vaio çünkü listede macbook pro yok
0
skywalkeremre
(31.12.11)
bende şundan var, linkteki vaio'ya çok çok yakın: www.sanalmarketim.com

son derece memnunum, tavsiye ederim.
0
thejester
(31.12.11)
Packard Bell olurdu seçimim, performans odaklı bir makine. İşlemcisi, ekran kartı ve daha fazla ram ile oldukça uzun yıllar sizi yolda bırakmaz.
Sony 17" olması nedeniyle ağır, taşımaya gelmez. Aynı şekilde pili 6 hücre olduğundan büyük ekran dezavantaj oluşturacaktır.

Eğer başka marka düşünürseniz 2000 TL civarına Lenovo Y570 vardı, kampanyalarla bu fiyatlara belki bulabilirsiniz. Bunlardan daha iyi bir makinedir.

Not: DELL de HP sayfasına açılıyor.
0
crostata
(31.12.11)
packard bell. zira, en iyi konfigürasyon onda.
0
pangea
(31.12.11)
(5)

Hazır Pizza

delikan76
Birader bu burada sorulur mu git google'a bak, üzerini oku falan diyebilirsiniz ama kazın ayağı öyle değil.Şimdi sorun olabildiğince güzel hazır dondurulmuş pizza yapmak. En iyisi hangisi falan demiyorum o başka konu.Mikrodalga yazıyor üstünde, böyle lastik gibi iğrenç bir şey oluyor hamuru, üzerind
Birader bu burada sorulur mu git google'a bak, üzerini oku falan diyebilirsiniz ama kazın ayağı öyle değil.

Şimdi sorun olabildiğince güzel hazır dondurulmuş pizza yapmak. En iyisi hangisi falan demiyorum o başka konu.

Mikrodalga yazıyor üstünde, böyle lastik gibi iğrenç bir şey oluyor hamuru, üzerinden kaşarlar eriyip akıyor alttaki tabağın üzerine falan rezil bir şey. Fırına atsan ya üstten kavruluyor, ya alttan yanıyor ya da içi çiğ vesaire...

Ben bu hazır pizza işini beceremedim. Bilgisi tecrübesi olan, püf noktası bilen arkadaş var mıdır?

Demiyorum ki böyle süper pizza peşindeyim. Azıcık yenebilir olsun yeter. Yaptıklarım hep leş, hep leş amk.
0
delikan76
(27.12.11)
yok hacı ya hiç gerek yok oyle triplere,yaglı kagıdı sar tepsiye at hemen fırına,içi pişmiyosa mesela 200 derecede 10 dk diyosa 150 derecede 15 dk pişir boylece kavrulmaz içide pişer
0
GibsonRules
(27.12.11)
MIkrodalga ile olmuyor malesef pek, en guzeli normal firin. Biraz daha dusuk derece biraz daha uzun sureye ben de katiliyorum.
0
crown
(27.12.11)
en güzeli ağır olarak pişmesi fırında. Mikrodalgada 3 dakika kadar pişirip sonra bir süre soğumaya bıraktıktan sonra yemek en iyisi
0
bonjurkes
(27.12.11)
buzluktan cikardiktan sonra 5 dakika defrostta cozun+hafif isitin. ustune 3-4 dakika civari orta-ust arasi gucte pisirin.

dakikalar firinin yeniligine ve gucune gore degisebilir zamanla tutturursunuz ama benim mantik once cozerek isitip sonra yuklenmek.
0
modlar bu benim feykim silebilirsiniz
(27.12.11)
ben normal fırını 220 derecede 10 dakika ısıtırken pizzayı da çıkartıyorum. o esnada üstüne malzeme ekleyeceksem onları hazırlayıp ekliyorum. sonra orta yükseklikte 10-15 dakika pişiriyorum. açıyorum bakıyorum, eğer pişmiş gözüküyorsa ya en tepeye çıkartıp ya da sıcaklığı kökleyip bir 2-3 dakika daha bırakıyorum, en üstte ne varsa artık kaşar sucuk bilmemne iyice kızarıyor, kenarlar çıtırlaşıyor, sonra yumuluyorum.
0
thejester
(27.12.11)
(1)

şu mantığı eleştirir misiniz?

hocam fazla egon var mi
abd'nin emperyalizmi olmasaydı başka bir ülkenin başka bir zulmunü çekiyor olacaktık muhtemelen, bu rusya veya çin olsaydı ya da başka bi ülke, abd'nin şu an dünyaya yaşattığından cok daha fazla kan ve gözyaşı getirebilirdi zira tarih her zaman güçlü olan devletlerin yayılımcı ve işgalci eylemleriyl
abd'nin emperyalizmi olmasaydı başka bir ülkenin başka bir zulmunü çekiyor olacaktık muhtemelen, bu rusya veya çin olsaydı ya da başka bi ülke, abd'nin şu an dünyaya yaşattığından cok daha fazla kan ve gözyaşı getirebilirdi zira tarih her zaman güçlü olan devletlerin yayılımcı ve işgalci eylemleriyle şekillenmiştir,böyle gider vs...

eleştiride, insanlığın kazanması, barışlık ve eşitliğin sağlanması olarak verilecek cevaplar olacaktır ki temmenimiz o zaten ama olaya diğer yönleriyle yaklaşırsanız sevinirim, tikleri daha sonra atabilirim.
0
hocam fazla egon var mi
(17.12.11)
mantık bence genel olarak doğru, ancak bu demek değil ki şükredelim, sevelim.. hitler olmasaydı da dünya belki daha beter olacaktı, hiçbir zaman bilemeyeceğiz, ama hitler'in ruhuna fatiha okuyup "buna da şükür" dememiz gerektiğini göstermez bu.

insanlık ne zaman kazanmış, eşitlik ne zaman olmuş, o ayrı bir mevzu..
0
thejester
(17.12.11)
(21)

liseliye harçlık

29ekim2011
yeğenim var.ankara'da - erkek - lise son.yemek okulda. servis var. cep internet ayrıca babası veriyor. kırtasiye kitap da vermiyor. sigarası da yok. elbiseler de ayrıca alınıyor.sadece "kişisel" harcamalar için harçlık alıyor.eskiden 450 idi şimdi 500 oldu. bence fazla gibi.nasıl sizce? siz ne alırd
yeğenim var.

ankara'da - erkek - lise son.

yemek okulda. servis var. cep internet ayrıca babası veriyor. kırtasiye kitap da vermiyor. sigarası da yok. elbiseler de ayrıca alınıyor.

sadece "kişisel" harcamalar için harçlık alıyor.

eskiden 450 idi şimdi 500 oldu.

bence fazla gibi.

nasıl sizce?

siz ne alırdınız? etrafınızdakiler ne alıyor?
0
29ekim2011
(11.12.11)
çüş derler.
0
surlefil
(11.12.11)
bana da versinler o parayı, ben tekrar liseyi okurum.
0
repins
(11.12.11)
oha yuh. sigara içtiğim halde babam 25 günlük 130 verdi bana. sadece sigara alıyorum yemek yiyemiyorum bile. ühühü ulan ağlamak istiyorum lan
0
golgem var iyi ki golgem var
(11.12.11)
başka bir şehirde okuyorum. kira dışında babam bana aylık 500 yolluyor ki ben o paraya evin faturaları mutfak masrafı şu bu ödüyorum.
0
pelinn.
(11.12.11)
imkan meselesi... aylıksa çok da abartı değil! tabi bana sorsan o paraya iki öküz alırım:) fazla geldi ama verene de nie verdin demem...
0
les
(11.12.11)
ailemden ayrıyım, evde kalıyorum daha 900ü geçmedim üç aydır ki ihtiyaç falan da olmadı. bunun içerisinde evin masrafları var.
0
iste o kavunici balik
(11.12.11)
benim kuzen üniye gidiyor,ayrı evde.fatura ödemiyor 400lira alıyor.Babasının şirketi var durumları da baya baya iyi.
0
VickVickyVale
(11.12.11)
sonra çocuk üniversitede kalkıp da aylık 3000 lira harçlık isteyince "aman niye böyle oldu ya" demesinler de.
0
thejester
(11.12.11)
aynı şartlardayım yeğenle yaş okul vs ,
haftalık otuz alıyorum yolparası (ki rahat 10 -12 ytl si yola gidiyor )+ yemek +ıvır vızırlar da bu paraya dahil
0
hmm
(11.12.11)
o yeğen fazla şımartılmış, hiç para verilmeden bi yerden çalışsın kendi kazansın bakalım parasını.
0
yetkili birine benzeyen abi
(11.12.11)
çok, bence 200 liradan fazlası zarar.
böyle birden de düşürülmez ama, ceza için bir bahane beklenip en azından 400 falan yapılmalı.
0
berk
(11.12.11)
yuh, millet o paraya şehir dışında okuyor.
0
yuto
(11.12.11)
allahım bu duyuruyu anneme ve de babama göstermek istiyorum. ben ankarada yaşıyorum aileden uzakta üniversite öğrencisiyim bazen 400 bazen 500 yolluyorlar ve iyi para yolladıklarını düşünüyorlar.
0
mlky lvn
(11.12.11)
250-300 civarında olması lazım ama tabii ailenin durumuna göre de değişir.
0
nesilsiz
(11.12.11)
adana - erkek - lise son

yemeği kantinden alıyorum, dersanede ve okulda
servis yok, günde 4 kere otobüse biniyorum okul + dersane için
kontörümü kendim alıyorum
kitaplarımı kendim alıyorum (test kitapları da, romanlar da)
sigara yok
iddaa var (hehe)
elbiseleri de kendim alıyorum (2-3 ayda bir, internetten mevsime göre tişört veya sweatshirt)

ailemden aylık 100 lira alıyorum.

ne iyi evlatmışım ha.
0
hjarteblod
(11.12.11)
yemek dahil bile olsa 200den fazlası abartı oha yani.
0
Barki
(11.12.11)
yeğenin iyi alıyormuş, ben üni. okuyorum şehir dışında kaldığım yer için 500 harçlık içinde 500 veriyorlar bana, benimde sigaram yok ama yinede yetmiyor kız arkadaşı falan varsa yetmez o para
0
26eses
(11.12.11)
600 tl e çalışan mühendis arkadaşım var.
0
chaoslord
(11.12.11)
bu arada bu çocuğa fazla para verilmesinden çok neye para harcıyor bilinmesi lazım. yoksa ailesinin durumu iyise ünide de 1500 lira rahat verebileceklerse sorun yok aslındada. ona para vermiyor, buna para vermiyor napıyo lisede 500 lirayı.
0
mlky lvn
(11.12.11)
lise sonda yol param, sigaram, kıyafet masrafım da olmadan haftada 60 falan alıyordum. yemek çok tutmuyordu günde max 5'e doyuruyordum karnımı kantinde. garanti 30 cebime kalıyordu o da yetiyordu duruma göre haftada bir dışarı çıkma sinema falan yetmezse de bu haftayı çıkaramadım diyip destek alıyordum. 500 gerçekten çok. 300 verirdim ben çocuğuma
0
metehan01
(11.12.11)
şehir dışında kira vb herşey içinde 550 lirayla yaşadım 2 sene.
0
r_u_h
(12.12.11)
(7)

İddaa Hakkında Sorular

olkol
1. Sizce düzenli iddaa oynayarak elinizde ki parayı katlamak ne kadar mümkün? Belli bir miktar param var. Bu miktara x diyelim. hedefim o parayı 6-7x yapmak tabi bir seferde x misli oynayarak riske atılabilecek bir miktar değil bu. 2. sizce sistem oynamak mı daha mantıklı düşük oranlara yüklü girmek
1. Sizce düzenli iddaa oynayarak elinizde ki parayı katlamak ne kadar mümkün? Belli bir miktar param var. Bu miktara x diyelim. hedefim o parayı 6-7x yapmak tabi bir seferde x misli oynayarak riske atılabilecek bir miktar değil bu.

2. sizce sistem oynamak mı daha mantıklı düşük oranlara yüklü girmek mi?

3. internette artık bu işin uzmanı olmuş takip edebileceğim sürekli kazandıran tahminciler var mı?
0
olkol
(05.12.11)
Şöyle bir taktik vereyim. Kısa süre iddia oynamıştım. Hesabıma ilk 40 lira yatırdım örneğin. 2 liralık 3 5 kupon yapıp 50 60 lira kazanmayı denedim, oldu. diyelimki şimdi hesabımda 90 lira var. ilk yatırdığım 40 lirayı geri çekiyorum hemen, şimdi hesabımda 50 lira kaldı.

o 50 lirayı yine 2 liralık olacak şekilde 3 maç yapıyorum. bir tanesi 1.5 oranlı maç, diğeri ilk yarı 1 ikinci yarı 0 tarzı 4.5 oranlı maç, sonuncusu da 25 oranlı ilk yarı 1 ikinci yarı 2 tarzı maçlar. eğer tutturursan böyle oynamaya devam. ama tutturamazsan 15-20 lira kalınca tekrar başa dönüp 50 lirayı tekrar kazanmaya çalışıyoruz.

bu taktikle milyarları 90+2 de atılan bir golle kaçırmıştım. o zaman küstüm iddiaya, kazandığım haram paraları da afiyetle yedim =)
0
bgraydin
(05.12.11)
1. evet mumkun. tek yönteme takılı kalmamak lazım. duruma göre esnemek şart.
2. düşük oran yüklü girmek her zaman sakat. duruma göre sistem, duruma göre de kendi sistemini yapmak ideali.
3. evet var.
0
yasakani
(05.12.11)
1. ve 2. sorunun hemen hemen aynı zaten(sistem konusu hariç). sisteme yatıracağın miktarla normal oynarsan daha çok kazanırsın. elinde bi miktar para var diyelim. en fazla 4 maça, yüklü girersin. öyle 6-7 maç yazıpta, o parayı azar azar basarsan olmaz. bi bakarsın yarısı gitmiş olur paranın o şekilde.

ve iddaa'da artık maçın sonucunu tahmin etmekten önce, o maçta şike olur mu olmaz mı tahminini yapmak gerekiyor. malum şike eline aldı iddaa'yı. o nedenle herkesin yüklendiği maçlardan uzak duracaksın, yoksa bahis şirketleri araya girer, maç satılır, kuponunda elinde patlar(burda tecrübe konuşuyor).

3. soruya gelince, kimseye güvenme. onların çoğu iddaa'nın adamları zaten, hepsi satılık, hepsi bahis şirketlerine çalışıyor. kendin yap kuponunu, emin ol daha çok kazanırsın..
0
blackmail
(05.12.11)
(git: 336187)

dediğim duyuruda da açıklanmış, hatta sözlükte de bir ara görmüştüm; kaybettiğin miktarın 2 katını oynamak gayet mantıklı gibi.

1-2-4-8 diye gittiğinizi düşünürsek hangi aşamada olursa olsun kazandığınız anda kara geçeceksiniz. tabi öncesinde bir üst limit koymak şartıyla.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(05.12.11)
1- göründüğü kadar kolay değil. x'i tek kuponla 6x yapmak ne kadar zorsa 10 seferde 6x yapmak da o kadar zor. bunu iddaa'dan çok net artıda olan biri olarak söylüyorum.
2- kesinlikle sistem.
3- en meşhuru can tongo sanırım. yine de ne kadar güvenilir size kalmış.
0
dave87
(05.12.11)
her türlü değişir. katlayan bir hayli katlayabiliyor. sakinlik çok önemli, araştırma ve doğru kaynaklardan yararlanma da çok önemli, daha böyle gider.. ama nihayetinde yine belli olmuyor. ben sistem mevzusunu sevmiyorum, ya beceremiyorum ya da her sistem denediğimde bol sürprizli hafta oluyor. bugüne kadar ne kazandıysam sistemsiz direkt kombo veya tek maçlardan kazandım. lakin bokunu çıkartmamak lazım, fazla güvenmemek lazım, cumartesi 89'da pazzini penaltı kaçırmasa köşeydim. birkaç hafta önce sevilla maçına maç sonucum vardı, son dakika jesus navas süper pozisyonda gitti kalecinin ayağına abandı, saç baş yoldum, vs vs.. halbuki bu verdiğim iki örnekten de neredeyse "emindim".. demek istediğim şu ki, ister düşük oran ister yüksek oran ister sistem olsun, yine sakat iş; o yüzden bir süre küçük miktarlarla deneyerek, kazandığını/kaybettiğini not alarak hangisinde daha iyi olduğunu, hangisine daha iyi maç yazdığını daha çok verim aldığını bulup o yönde gitmekte fayda var. kendi tecrübelerimden yola çıkarak, oranın azına çoğuna bakmadan, maça güveni artırarak, yüksek miktar girmek daha iyi diyorum. bir maça bakıp "ulan bu maç üstün kralı" diyorsan, 2,5 üst değil 1,5 üst girip az olsun öz olsun mantığıyla azar azar katlanabilir. diye düşünüyorum.
0
thejester
(05.12.11)
thejester süper açıklamış. en sevmedıgım kelıme oldugu halde "aynen" diyorum saygılar sunuyorum.
0
yasakani
(05.12.11)
(32)

ne yapmalıyım-evlilikle ilgili

hoburdak
uzun yazdım ama okuyanlara şimdiden teşekkürler. 3yıldır evliyim. kadınım. eşimde ben de üni. mezunuyuz. önce bunlar biline. çocuk yok.çok saçma problemler yaşıyoruz. eşim çok sinirli bir insan ve kavga ederken çok ağır küfürler ediyor. bazen şiddet kullanmaya yelteniyor ama tehdit ediyorum boşanırı
uzun yazdım ama okuyanlara şimdiden teşekkürler. 3yıldır evliyim. kadınım. eşimde ben de üni. mezunuyuz. önce bunlar biline. çocuk yok.

çok saçma problemler yaşıyoruz. eşim çok sinirli bir insan ve kavga ederken çok ağır küfürler ediyor. bazen şiddet kullanmaya yelteniyor ama tehdit ediyorum boşanırım diye elini indiriyor. bir kez ayrılık noktasına geldik onda da ağladı yalvardı gitmedim evden. zaten evden gittiğim gün biter. bir daha asla dönmem. ama evliliğimi bitirmek de istemiyorum. başarısız olmak vs. çok tuhaf bir duygu.

evli kaldıkça da çok mutsuz ve huzursuzum. şöyle söyleyeyim. bir gün kavga ediyoruz. 2 gün iyiyiz, 3.gün tekrar kavga edip 4 gün küs kalıyoruz. bu hep böyle bir döngü. maddi sorunumuz yok. kavga sebepleri çok saçma. yani kendi hayatlarımızda birilerine sinirlenip kavga çıkarabiliyoruz. sürekli konuşup anlatıyorum kendisine sakin olmasını istiyorum ok diyor ama sinirlenince gözü bir şey görmüyor.

sorunlarımızı aileme ya da arkadaşlarıma da anlatamıyorum. eşimi kınasınlar, küçük görsünler ya da ondan nefret etsinler istemiyorum. ama böyle de olmuyor.

ayrıca çocuk istiyorum ama boşanırım diye de yapamıyorum. bir de bir daha evlenmezsem ve çocuğum olmazsa ne olacak diyorum. çocuk yapıp ayrılayım diyorum.

yani öyle böyle değil çok karışık kafam çok. ne yapmalıyım?
hepinize teşekkürler.
0
hoburdak
(05.12.11)
öncelikle oturup sakin kafayla eşine olan duygularını gözden geçir. ardından çok ciddi bir konuşma yap onunla. aklındaki her şeyi anlat. tüm acabalarını. onun tepkisine göre oturup tekrar düşün neyi nasıl yapacağını. zira ufak tefek ama sürekli tartışmalar zannediyorum ki ilişkiye çok zarar verir.

not: 18 yaşındayım evliliğe dair tecrübem yok ama yorumum bu yönde. kaale almayabilirsin o yüzden.
0
pelinn.
(05.12.11)
ayrıl.
0
surdan burdan
(05.12.11)
dışarıdan konuşması kolay elbette ama o evlilikte çok şey tüketilmiş gibi geldi bana. bir ömür geçmez ki böyle. en azından birinin aklında boşanmak varsa çok yürümez diye tahmin ediyorum ben. yürüse de ağır aksak yürür. hayat bir kere yaşanıyor ve onu da böyle heba etmemek gerekli sanki.
0
devilred
(05.12.11)
neden sinirli bir insan eşin?başına istemeyeceği şeyler mi gelmiş,şekeri mi var ani sinir yapıyor ya da yetersiz mi?insan trafikte birine sinirlenip ananı sikim diyebilir yada inip kafa atabilir ama sevdiği insana 2 günde bir kafa atmaya çalışmaz.çalışıyorsa bu işte sorun vardır.sonunda o kafayı atacaktır.bence kafayı yemeden bu sorunu cozmeye çalışın,çozulmuyorsa uğraşmayın.buyuk ihtimal 30 yaş sınırındasınız.henuz gec değil çoluk cocuk icin sonra cocuga yavrum baban psikopattı demek zorunda kalmayın.
0
duptıs
(05.12.11)
ben senin çocuk yapmak için evlenesi olan versiyonunum ama aklımı yitirmedikçe yapmayacağım öyle bişey. çocuk isteme durumunu çok iyi anlıyorum. çocuk yapsan boşanmak birkaç kat kez çok zor gelecek onu yalnız büyümeye mahkum etmiş hissedeceksin vs. güçlü müsün bu kadar?
kimseye anlatmamakla zaten doğrusunu yapmışsın
ortada sorun olacak bişey yokken bu kadar kavga etmeyi nasıl başarıyorsunuz ki? bunun altında bişey olması mümkün mü?
0
niye ama
(05.12.11)
Kendi kendinizi dinlediğinizde ağır basan ne ise ona karar verin? Kafanızın karışık olduğunuzu yazmışsınız tamam ama mutlaka derinlerde bir yerlerde bir ses size doğruyu söylüyordur.

Bana göre sizin ilişkiniz bitmiş ne yazık ki,ayrılmanız sizin adınıza iyi olur gibi ama bu benim düşüncem. İçinde değilim,hiç evlenmedim ve ne yaşadığınızı,kafanızın içindekileri bilemiyorum.

Belki profesyonel destek alsanız,karar vermekdaha kolay olabilir sizin için.

edit: Boşanacaksanız çocuk yapmayın. O çocuğa en büyük haksızlığı yapmış olursunuz.
0
skywalkeremre
(05.12.11)
böyle konularda tavsiye vermek ne haddime ama okurken bir iki şeye takıldım.

-boşanmayı başarısız olmak olarak görmek başlı başına bir yanlış. evet topluma hakim görüş bu olabilir fakat boşanmak da evlilik kadar tabii bir haktır, gerektiğinde kullanılabilir. toplum dünyanın dönmediğine inanıyor diye dünya dönmekten vazgeçecek değildir. doğru bildiğinizi yapın, boşandınız diye başarısız olacak değilsiniz.

-"çocuk yapıp da ayrılayım" demenizi hiç anlayamadım. ayrılmayı düşündüğünüz bir insanı çocuğunuzun babası yapacaksınız. bu işte bir terslik var. ayrıca genler önemlidir yahu, yabana atmayın.
0
dave87
(05.12.11)
Evlilik konusunda fikir verecek yetkinlikte ve yaşta değilim ama sizi bir ablam yerine koyarak cevaplayayım.

Bir kere insanlar arasında her türlü geçimsizlik olabilir ama işin içine küfür girdi mi o çok kötü. Bir erkek olarak diyebilirim ki bir erkeği en aşağı düşüren şey küfretmesi ve bir kadına el kaldırmasıdır. Ha, bu konularda kararı siz kendi kriterlerinize göre verin. Ama benim söyleyeceğim; her ne olursa olsun çocuk konusunu erteleyin. Hele ki çocuk yapıp ayrılmayı falan düşünmeyin, çünkü gerçekten kötü bir karar olur sizin için. Çocuk yapıp ayrılırsanız çocuğa ve kendinize yazık edersiniz, hamilelik sürecinde işler iyi gider ve boşanmazsanız ama sorunlar ileride devam ederse yine çocuk ve sizin için bu sefer çok daha kötü olur.

Allah yardımcınız olsun.
0
johan sebastian
(05.12.11)
@pelinn @surdanburdan @devilred @duptıs teşekkürler.
@devilred kesinlikle ömür geçmez, geçmiyor. peki çocuk yapma fikrim konusunda ne düşünüyorsunuz? 29 yaşındayım. ya boşanır ve tekrar evlenmezsem. çünkü gerçekten midem kaldırmaz tekrar. hiç çocuğum olmazsa.
@duptıs ben eşimden fazla kazanıyorum. belki bunu takıyordur diye düşünüyorum. normal hayatında da çok sinirli zaten trafik örneği falan cuk oturuyor. 29 yaşındayım evet.

yani gerçekten çaresiz kalıyorum. bu konuyu insanlara anlatmak konusunda ketum davranmamın sebebini anlayabildiğinizi sanıyorum. gerçekten anlatmak çok zor. defalarca konuştum. hep pişman olduğunu bir daha tekrarlamayacağını söylüyor ama sonuç yine aynı.
0
🌸hoburdak
(05.12.11)
çocuk yapıp ayrılma düşüncesinden vazgeçin siz anne olarak her ne kadar yetebileceğinizi düşünseniz de o çocuk çok sıkıntı yaşayacaktır bunu hafife almayın
0
cdiyez
(05.12.11)
annelik isteğini anlarım, bende de var ama bir anne önce çocuğuna mutluluk vermelidir. sırf bu isteği bastırmak için bencilce çocuk yapıp da boşanmak çocuğu mutlu etmez. öyle süren bir evlilikte de mutlu olmaz çocuk.
0
devilred
(05.12.11)
niye ama skywalkeremre dave87 johan sebastian çok teşekkürler.

tamam çocuk fikrinin saçma olduğunu kabul ediyorum. aklın yolu birdir..
sorun olabilecek birkaç şey var. ben büyük bir şehirde yetiştim. o küçük bir ilçede yetişmiş. doğal olarak çok ciddi bir kültür farkımız var. ben yöneticilik yapıyorum. o halen olamadı. para farkını da yazdım zaten. bilemiyorum kişilik sorunu sanırım. hep ezilmiş hissettiğini sanıyorum benim yanımda. çok yakışıklıdır. normal olduğu zamanlarda çok neşeli komik bir insandır. ama gelin görün ki en ufak şey sorun olabiliyor. hep herkesin yanında övüyorum onu gururu okşansın diye çabalıyorum. ama olmuyor. ayrılık tek çare gibi... psikoloğa falan gitmeye de yanaşmıyor zaten.
0
🌸hoburdak
(05.12.11)
evliliğiniz için bir şey diyemem tecrübem yok ama boşanma aklınızda olduğu halde bencilce davranıp siz istediğiniz için bir çocuk dünyaya getirirseniz doğmamış birinin hayatıyla oynamış olursunuz. bunun yükünü çocuk büyüdükçe kaldıramaz hale gelirsiniz. ve o çocuk sizden nefret edebilir. hem çocuğunuz olmazsa tekrar evlenmeniz daha az sıkıntılı ve kolay olur, yaşınız da geçmiş değil.
0
rayde
(05.12.11)
bencede çocuk yapıp ayrılma fikrini kafanızdan atın hiç mantıklı değil öle bi durumda çocugunuzu babasından ayırmış olursunuz çok çocuk istiyorsanız evliliğiniz bittikten sonra (eger biterse) gidip bi sperm bankasından sperm alabilirsiniz hiç olmadı buyrun ben petride veririm size sperm ama boşanmadan önce çocuk olayindan kaçının aklinizda boşanma varsa
0
berginyonbaenre
(05.12.11)
belki de sorun eşinizin ezilmiş hissettiğini düşünmenizdir? siz onun gururunu okşadıkça aslında bu düşüncenizden dolayı yaptığınızı düşünüyordur? anlatabilmişimdir umarım düşüncelerimi.
0
rayde
(05.12.11)
böyle kompleksleri olan, kendini sizin yanınızda aşağılık hisseden biriyle baştan nasıl evlenebildiniz, işler nasıl buraya kadar gelebildi, çok ilginç... ama çocuk konusunda devilred ile aynı fikirdeyim, bencillik etmemelisiniz.
0
megalomaniac
(05.12.11)
herkese sonsuz teşekkürler.

son olarak;

boşanmak sanıldığı kadar korkunç mu? insanlar-hayat vb. beni zorlar mı?
0
🌸hoburdak
(05.12.11)
@rayde olabilir mi? bilemiyorum. ama onun için iyi bir şey yaptığımı düşünerek yapıyorum bunu.

@megalomaniac tanıştıktan 4 ay sonra evlendik belki de sorun bu. bir de evlendiğimiz sıralar da benim işimde bu kadar hızlı yükseleceğimi düşünmemiş olabilir. şartlar çok eşitti.çok iyi tanımıyorduk. zaten ilişkilerde insanlar hep farklı yüzleriyle varlar. hepimiz ayrıldıktan sonra görmüyor muyuz bunları?
0
🌸hoburdak
(05.12.11)
trafik örneğine katılamıyorum çünkü en sakin insani bile çileden çıkarıyor bazen diğer sürücüler, ama o eli size kaldırıp tehditle indiriyorsa elbet bigün size de vurur. aslında kendi sorunu kısmen cevaplamışsın 4 ay evlilik için hiç yeterli bi süre degil çok genç olsan bi anlık heyecana kapıldın evlendin derdim. sanırım çok kısa sürede evlenmen en büyük hatan olmuş
0
berginyonbaenre
(05.12.11)
@berginyonbaenre evet kesinlikle çok tanıyamadan oldu. bunu evlendikten çok kısa süre sonra da anlamıştım zaten.
bu gerçekten çok zor bir durum. insan ağlamadan duramıyor. ama her zaman şunu söylerim. bir hata yapınca bu hatanın ömür boyu acısını çekmek mi gerekiyor. insan o hatayı yapmaktan vazgeçebilir. değil mi...
tşkler.
0
🌸hoburdak
(05.12.11)
eşinizi psikoloğa götürmeyi denediniz mi? evet belki psikolog deyince daha fazla sinirlenecek ama tatlı bir dille "aslında sinirin tedavi edilir birşey olduğunu" anlatırsanız bence gidebilir. sonra birlikte gidersiniz psikoloğa. belkide sinir problemi çözülmüş olur eşinizin. umarım herşey düzelir. sevgiler....
0
yokumbenburda
(05.12.11)
@yokumbenburda teklif ettim ama reddetti. kabul etse de uygulamıyor zaten. ben böyleyim diyor. değiştiremiyorum diyor vs vs. teşekkür ederim.

@jugador zaten en çok korktuğum şey bana vurması, bana vurursa asla toparlanamam. ve evet kesinlikle herşey tükendi...

çok teşekkür ederim.
0
🌸hoburdak
(05.12.11)
sinirlilik, sık kavga falan eyvallah, düzelir ya da alışılır belki de; ağır küfür etmek ve şiddet girişimi feci şeyler. bunları bile bile çocuk yapmak daha da büyük bir hata olur diye düşünüyorum. bence acilen eşinizi (onun da rızası ile) psikolojik tedavi için bir doktora götürün, olmazsa da buraya kadarmış demek lazım. diyelim ki sineye çektiniz, ya da biraz düzelir gibi oldu, çocuk yaptınız, sonra tekrar küfür/şiddet teşebbüsü başladı. hadi siz tamam diyelim, çocuk için ne kadar kötü bir şey olacağını hayal edebiliyor musunuz? alkolik ve karısını yıllarca dövmüş bir babaya sahip bir kız arkadaşım vardı, detayı anlat anlat bitmez, özetle çok sıkıntılı bir çocukluk geçirmiş ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala etkisini atamamıştı, en basitinden sokakta bağırışan bir çift gördüğümüzde hemen uzaklaşıyorduk çünkü allak bullak oluyordu. çocuk sahibi olmak istemeniz güzel bir şey ama böyle bir ihtimal varken bu insanla mı olmak zorunda onu çok iyi düşünmeniz lazım diye düşünüyorum.
0
thejester
(05.12.11)
boşanmak kesinlikle korkunç bir şey değil. hele çalışan kadın için çok daha az sancılı. ama çocuklu halde boşanmak yarım boşanmak gibi bir şey. çocuk yüzünden asla tam olarak bağlar koparılamıyor. ayrıca çocuksuzsan tekrar evlenebilmek çocukluya nazaran daha kolay. yakın çevremden bildiğim iki örnek var. biri çocuklu halde boşanıp yeni biriyle evlendi ve huzura erdi. diğeri boşanamayıp başkasıyla yatıp kalkmaya başladı, arabada, iş yerinde sabahlar hale geldi. çocukların psikolojileri evdeki huzursuzluktan berbat halde.

boşanmaktan kesinlikle korkma. dediğim gibi hele çalışan kadın için işler daha kolay. bi dünya insan boşanıyor, tekrar evleniyor.
0
hyu
(05.12.11)
Bir saniye bir saniye.. Evlilik dediğimiz şey, iki kişiden birinin diğerine eziyet çektirdiği, tehdit ettiği ya da hayatında yaşadığı eziklikleri telafi etmek için ego gösterisi yapmaya çalıştığı bir süreç değildir. Bir kişinin; sırf diğeri onu seviyor diye diğerine şiddet uygulayabileceğini, onun dertlerini yok sayabileceğini ve ona karşı kötü davranabileceğini düşünebileceği bir birliktelik de değildir.

Belki ütopik olduğunu düşüneceksiniz ama evlilik bir hayat birlikteliğidir; hayata dair tüm dertlerin kapıda bırakılıp içerisine girilen evdir, evlilik "bu benim hayatımdaki nihai insan" diyerek karşıdaki insana sarılmanın verdiği huzurdur. evlilik gerçek anlamda iki kişinin artık tek bir kişi imiş gibi düşünmesidir. bir "eve" karşı aidiyet hissetmektir, bir sıcaklıktır..

Kusura bakmayın ama, eşine eşine şiddet uygulamaya yeltenen, uygulayan ya da bunu düşünen her erkek öküz yaradılışlıdır ve bu adamların yalnız kalması, üreyememesi, yavrulayamaması, genetik havuzda boşuna yer işgal etmemesi gerekir.

Siz kimsenin kölesi değilsiniz sonuçta; kimsenin hayatındaki bütün komplekslerini, kaprislerini, eziyetlerini sırf onu sevdiğiniz için çekmek zorunda değilsiniz.

Bir şans daha verin; herkes son bir şansı hak eder. Bunu da ona belirtin ve bundan sonra en ufak bir şiddet girişiminde, saniye bile beklemeden -dakika değil saniye- ayrılın. Ayrılın ve ardınıza bile bakmadan uzaklaşın.. Tahminen ayrıldıktan sonra 1 yıl kadar sizi rahatsız eder, sonra başka bir kurban bulup onun hayatını zindan eder.

Çocuk falan demişsiniz; bir daha evlenememe ihtimali falan demişsiniz.. Kusura bakmayın ama "saçmalamayın" derim, şu an için en önemli olan şey kendi ruhsal ve fiziksel sağlığınız. O evlilik bana göre daha ilk şiddet aşamasında bitmiş. (şu "bir şans daha verin" kısmını, çok sert olan üslubümu biraz yumuşatmak için kullandım, muhtemelen zaten kullanamayacak..) Potansiyel çocuğunuzu, kesinlikle böyle bir duruma alet etmeyin, çocuk işleri düzeltmez, aksine onun da hayatı zehir olur.

29 yaş, yeni bir hayata başlamak için (gerçi 1 yıllık "rahatsız edilme süreci" ni düşününce 30 olur) çok geç değil. Ben 28 yaşındayım ve evlenmedim; çünkü öküz yaradılışlı insanların ayırdına varamayan ve gerçek anlamda evliliğin değerini bilebilecek nitelikte bir karşı cinsle tanışmadım henüz. sampling yaptığım grubun eleman sayısı 30 a yaklaşmasına rağmen.. Yine de umudumu yitirmiyorum. Siz de yitirmeyin. En önemli olan şey iç huzurunuz ve sağlığınızdır.
0
pozzecco
(05.12.11)
boşanmaktan korkma ve şunu bil ki çocuk yoksa bu boşanmak değil de sevgiliden ayrılmak gibi olur. sakın çocuk yapma, boşandığın, tekrar görmek istemeyeceğin bir insanla ömür boyu görüşmek zorunda kalırsın. çocuksuz boşananlar çok rahat atlatıyor ve yeni bir hayata çok kolay adapte oluyorlar, unutma.
0
kadifepanter
(05.12.11)
özet geç piç mode on:

1. bu evliliğinde çocuk yapma (bu babayla çocuk büyütülmez, babasız çocuk büyütme haksızlığını da çocuğuna yapma)
2. boşanmaktan korkma. sadece biraz cesaret.
3. bu soruyu silsen bile, cevaplarla birlikte bir kopyasını sakla.
4. on beş sene sonra bu cevabımı oku, bu dediklerimi yapmışsan mutlu olmuş olacaksın ve bana hak vereceksin, dediklerimi yapmamışsan, çok pişman olacaksın.
0
compadrito
(05.12.11)
boşanmayı en son çözüm olarak değerlendir.

bir evlilik terapistiyle görüşebilirsin. www.evlilikenstitusu.com
0
hepiniz oleceksiniz
(05.12.11)
dışarıdan gayet güzel anlaşan, hiç bir derdi sorunu olmayan güllük gülistanlık gibi görünen bir çiftiz. asabi biriyim, trafikte olsun evde olsun ufak bir şeyden sinirlenebiliyorum, başkalarına küfür ediyorum, en ufak bir şeyden kumandayı kırabiliyorum, yada küçük eşyaları o anki hıncımla sıkıp ezebiiyorum yada onlarıda kırabiliyorum, hatta bir keresinde evin kapısını bile kırdım, (sonra beraber tamir ettik :) ama hiç bir zaman eşime zarar vermedim, vermek aklımdan geçmez bile, beni çok sinirlendirdiği zamanlarda oluyor, o da biliyor bunu ama düşününce o dünyaya farklı bir yerden bakıyor, ben farklı bir yerden bakıyorum bunun farkına varıyorum ve kabullenmeye çalışıyorum, kabulleniyorum da, o da beni kabulleniyor. bir birimize bir şeyler öğretiyoruz, farklı alışkanlıklar kazandırıyoruz. buz dolabına neden su koyulmuyor diye kaç kere söylendikten sonra bir gün bunun için kavga ettik, sonra barıştık ertesi gün 12 şişe su alıp buz dolabının yanına koyunca ikimizde gülme krizine girdik, ondan sonra anladım ki benim de öğreneceğim şeyler var, o suyu benim de koymam gerekiyor. sorunlarımızı sürekli konuşuyoruz, kavga ettikten bir süre sonra neden kavga ettiğimiz hakkında kritikler yapıyoruz mesela. karı koca arasında hiç bir şeyin gizli kalmaması gerektiğini düşünüyoruz ikimiz de, aman bunu söylersem üzülür yada alınır söylemeyeyim demiyoruz. kırıcı da olsa içimizde ne varsa çok açık yüreklilikle konuşuyoruz
çok yakın bir arkadaşım var, sırdaşım (umarım senin de güvenebileceğin birisi vardır) onunla konuşurum mesela ona da ufak tefek şeyleri anlatırım, bu rahatlatır ve bazen de çıkış yol bulmak için sana ışık tutar, kendimce her zaman haklıydım ama başka birisi(güvendiğim) bana anlattığım konuda haksız olduğumu söylediğinde, yüzüm kızarıyor o zaman çeki düzen vermem gerektiğini anlıyorum. biz de beraber büyüyoruz. biraz dağınık oldu kusura bakmayın, içinden kendinize lazım olan kısımı alırsınız.
0
vincenzo
(05.12.11)
merhaba,
eğer evli olmasaydın ayrılırdın di mi? evli olunca adı boşanmak oluyor diye korkutuyor. yine de bekar birinin bu konuda ahkam kesmesi çok kolay. o yüzden boşanmakla ilgili bir şey söylememeye çalışacağım. çocuk olmadığı için çok şanslısın bunun farkında ol. ve büyük şehirde yetiştiğin için ve kariyerli olduğun için de. önce nelere sahip olduğunu bil, bu sana cesaret katar.
hangi şehirdesin acaba? eğer eşini ikna edemiyorsan sen git bir psikoloğa. mutlaka git. çünkü etrafınla konuşamadığını söylemişsin. öncelikle bunları yüksek sesle konuşabilmek sana iyi gelecektir. buna ek olarak, sen olanları anlatırken, ne düşündüğünü ve ne hissettiğini daha iyi anlayabilirsin. bu yüzden cevaplar kendiliğinden sana gelebilir. tabi bu konularda yetkin biriyle görüşürsen daha da iyi olur. senin yardım alman eşine evliliğine en önce kendine fayda sağlayacaktır. her şey güzel olur umarım!
0
poisson
(05.12.11)
@thejester söylediklerinize tamamen katılıyorum. maalesef psikoloğa gitmeye yanaşmıyor.
@hyu evet iki taraf içinde zor ve sancılı bir süreç. ama çocuklar için çok daha zor.

@want2die biz de sizin gibi kavga edip hiçbirşey olmamış gibi devam ediyoruz. ama bu yormuyor mu sizi? yani ben o kadar çok korkuyorum ki küfür edip bağırmaya başladığı anda. ya birgün çok sinirlenip beni dövmeye kalkarsa, yaralarsa mesela. sonuçta o an gözü hiçbirşey görmüyor ki...

@pozzecco evet çok doğru. ben zaten en büyük son kavgamızdan sonra ona son şans verdiğimi bir daha bana bağırıp küfür etmemesini, dayakla tehdit etmemesini istedim. ama o tekrar yaptı. hem de bu 4 oldu o gunden sonra. şimdi ben onu hep affettim diye hep affedeceğimi biliyor. gidemediğimi sanıyor sanırım.

@pisekar v2 zaten değişmiyor. benim de artık değişeceğine inancım gün geçtikçe tükeniyor.

@kadifepanter çocuk fikrini sildim evet kesinlikle haklısınız.

@compadrito boşanmaktan korkmanın yanı sıra kocaman bir alışkanlığı değiştirmek var ya işin ucunda insanı zorlayan o sanırım. cevapları saklayacağım.

@hepiniz oleceksiniz eşimin bu huylarını değiştirebilirler mi? pek inanamıyorum.

@vicenzo eşim tuvalet ve banya kapılarını kırdı sinirli bir anında. bir keresinde elinde şu sırt kaşıyıcıları var ya onu kırdı eline girdi sonra kırık yeri. ne kadar sert vurduysa parmağı çatladı. bunun eşinizi ne kadar çok korkuttuğunu bir düşünün derim. en azından beni korkutuyor bu kadar sinir. bizim de gizlimiz saklımız yok emin olun. ne kadar süredir evlisiniz bilemiyorum ama ben 3 senenin sonunda bu noktadayım. sürekli kavga olur mu bir evde? normal mi? anne-babalarımız böyle miydi? bilmiyorum...

@poisson evli olmasaydım...herşey daha kolay olurdu tabi ki.. psikolojik destek almayı ben de çok istiyorum. ama sanırım bu evlilikten sonra alacağım bunu. çünkü kurtarabileceğime dair neredeyse hiç umudum yok.

herkese çok teşekkürler destek ve alaka için.
0
🌸hoburdak
(05.12.11)
anne babalarımızın ilk yılları böylemiydi ben de bilemiyorum ama şu an öyle olmadıkları kesin.
biz de yeni sayılırız çok eski değiliz.
kapıyı kırmanın sizi ne kadar korkuttuğu konusuna katılıyorum. ben evin dış kapısını kırmıştım eşimin ne kadar korktuğunu anlamamıştım, yada evdeki ufak tefek şeyi kırdığımda eşimin korktuğunu anlamadım. sonradan sonraya fark ediyorum eşimin benim vandallığımdan korktuğunu. idrak edemememin, o hissi anlamayışımın sebebi ise 'benim asla ona zarar vermeyeceğim' di. evet ona dokunmak aklımın ucundan bile geçmiyordu, evdeki her şeyi yıksam bile onun kılına dokunmazdım, benimkisi sadece sinir di, ona zarar gelmesine tahammül edemezdim. bunu onun da bildiğini biliyordum. ama ahmak kafam, böyle düşündüğüm için onun ben kafama göre takılırken onun korkmayacağını, korkmasını gerektirecek bir şey olmadığını sanıyordum.
0
vincenzo
(05.12.11)
(2)

Toefl Sonuç Belgesi

dave87
Yahu bunu sormuştum ama kafama takıldı iyice. Durum şudur ki; Toefl'a gireli oluyor 1 ay kadar fakat sonuç belgem hakkında bir gelişme yok. Sonradan 17 dolar karşılığında bir örneğini de bir kuruma yollattım. Ondan da haber alamıyorum. ETS'e bugün mail attım, cevap bekliyorum. O sırada soracaklarım
Yahu bunu sormuştum ama kafama takıldı iyice.

Durum şudur ki; Toefl'a gireli oluyor 1 ay kadar fakat sonuç belgem hakkında bir gelişme yok. Sonradan 17 dolar karşılığında bir örneğini de bir kuruma yollattım. Ondan da haber alamıyorum. ETS'e bugün mail attım, cevap bekliyorum. O sırada soracaklarım var.

-Belge yollandığında bir mail falan atmıyorlar mı?
-Belgenin takibini yapamıyor muyuz yahu? Kargoya verilmiş mi vs
-store.ets.org şuradan arattığımda ikisi için de "no orders were found" yazıyor. Niye ki?
-Ola ki geldiler ve evde bulamadılar. Nasıl gidip de alıyorum ben o belgeyi?
-Bu işler neden bu kadar zor? Altı üstü bir belgenin teslimatı, daha kolay takip edilememeli mi? (Bu sorudan çok sitem oldu tabii)
0
dave87
(29.11.11)
belge için mail atmıyorlar, takibi yok çünkü galiba bildiğin normal posta(ptt) ile yolluyorlar. eve gelip bulma gibi bir durum yok zaten direkt olarak posta kutusuna bırakıyorlar.
0
guro1907
(29.11.11)
benim hem evime gelmesi gereken hem de kuruma gönderttiğim belgeden ses seda yoktu. aylarca bekledim, ets'ye defalarca mail attım, nafile. aylar sonra evime bir belge daha istedim parasını da ödeyip, sonra üstüne "ulan geçen sefer yaktınız belgelerimi bu sefer adam akıllı yollayın adamı hasta etmeyin" mealinde. "ya keşke belge gelmeyince daha önce haber verseydiniz bişeyler yapardık" tadında bir cevap attılar. siktirin dedim. yapacak bir şey yok, mevzu toefl'sa el mahkum, son derece sinir bozucu ama el mahkum. takip falan da hak getire.
0
thejester
(29.11.11)
(6)

erasmus hibe

bana bir masal anlat baba
şu an polonyada erasmustayım. gençler burda hayat bir harika. lakin gelin görün ki ufak bir maruzatım var. böyle gidersem (ki gazımı aldım duramıyorum) 0 kredi ile vatana döncem. acaba bu durumda hibemi geri isterler mi? daha önce böyle birşey yaşayan duyan gören oldu mu?
şu an polonyada erasmustayım. gençler burda hayat bir harika. lakin gelin görün ki ufak bir maruzatım var. böyle gidersem (ki gazımı aldım duramıyorum) 0 kredi ile vatana döncem. acaba bu durumda hibemi geri isterler mi? daha önce böyle birşey yaşayan duyan gören oldu mu?
0
bana bir masal anlat baba
(28.11.11)
birkısmını alıyorlar diye biliyorum ama yamuluyor olabilirim. erasmus koordinatörüne sorsan o daha iyi bilir ya da erasmus biriminin el kitabı filan vardır orda yazabilir.
0
in vino veritas
(28.11.11)
Yok öyle bir şey.

İmza: Bizzat Erasmusçu. Gerçi ben derslerimi vermiştim. Yok ama öyle bir şey.
0
terelelli
(28.11.11)
değişir, misal bizim okulda hibenin %80'ini yatırıyorlar, dönüşünde derslerine göre kalan %20'yi veriyorlar. geri isteme diye bir şey duymadım görmedim.
0
thejester
(28.11.11)
bizde de %80 yatırıyorlar muhtemelen %20 yi vermezler umarım. geri almasınlar lan çok para. yedim ben onu bi de :D
0
🌸bana bir masal anlat baba
(28.11.11)
edit: şimdi bizim okulun sitesinden erasmus sunumunu buldum. aldığın derslerin 2/3ten geçmen bekleniyormuş. devamsızlık yüzünden derslerden kalırsan da %20lik kısım ödenmezmiş. ayrıca hibe geri alınacak diye sürekli söylenir ama hiç gerçekte böyle bir şey yapıldığını duymadım. çok da fazla kafaya takmamak gerek.

son olarak en azından sınavlara girmeye çalış. sonuçta ne kadarını geçersen geç kardır. bir de hocalarla konuş, erasmusum filan de sana proje verirler, belki bir sunum yaptırırlar, yardımcı olurlar.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(29.11.11)
bizim okulda da (koü) en az bi kredi geçmen gerekiyor bursu kurtarabilmen için, yoksa geri istiyolar bursu.
0
roket adam
(29.11.11)
(5)

deri ceket meselesi

allahinadiylaoku
merhaba arkadaşlar deri ceket almak istiyorum fakat bütçe kısıtlı en fazla 200 tl ve motorcu tip olması gerekiyor. var mı bildiğiniz gördüğünüz şu mağazada var dediğiniz yer ?http://galeri.uludagsozluk.com/r/deri-ceket-89558/şurdaki gibi kısmen...hemen 200 liraya deri ceket olmaz diyenler olacaktır.
merhaba arkadaşlar deri ceket almak istiyorum fakat bütçe kısıtlı en fazla 200 tl ve motorcu tip olması gerekiyor. var mı bildiğiniz gördüğünüz şu mağazada var dediğiniz yer ?

galeri.uludagsozluk.com

şurdaki gibi kısmen...

hemen 200 liraya deri ceket olmaz diyenler olacaktır. illaki deri olması gerekmiyor deri gibi görünse de olur.

sağolun efem
0
allahinadiylaoku
(22.11.11)
pull and bear'da gördüm geçen akşam.179 liraydı yanlış hatırlamıyorsam. bir bak derim.
0
pelinn.
(22.11.11)
deri gibi görünenler çokça üretilmiş bu sene. her markanın var neredeyse. çıkıp dolaşın, görün, deneyin. üstelik fiyatları da 100 lira civarı çoğu yerde.
0
henry gale
(22.11.11)
gittigidiyor da satan mağazalar var.. yorumları falan değerlendir ürün fiyatlarını takip et %30 falan indirim yaptıkları oluyor..
0
istenmeyen_adam
(22.11.11)
ankara-itfaiye.
0
thejester
(22.11.11)
lcw'de 99 lira. her lcw ürünü gibi biraz ince ama gayet güzel. sıcak tutuyor.
0
atakan pasa hazretleri
(22.11.11)
(7)

Saat 11:11:11 / Tarih 11.11.11

c0sh_kun
Böyle çeşitli tarihlerin, zamanların sizin içinde anlamı var mı? 09/10/1111/11/11vs..Hiç bişi yapmıyor olsanız bile böyle bi anda düşündüğünüz kişilerin ya da yaptığınız eylemlerin önemi var mı? Yoksa monoton günden monoton bir an mı sadece?
Böyle çeşitli tarihlerin, zamanların sizin içinde anlamı var mı?

09/10/11
11/11/11
vs..

Hiç bişi yapmıyor olsanız bile böyle bi anda düşündüğünüz kişilerin ya da yaptığınız eylemlerin önemi var mı? Yoksa monoton günden monoton bir an mı sadece?
0
c0sh_kun
(11.11.11)
sen söylemesen 11.11 'in farkında değilim.
0
sormaya geldim
(11.11.11)
sadece eğlenceli. ufak tefek şeyler yapmak lazım. www.flickr.com bunun gibi :)
0
ben smyrna
(11.11.11)
zerre yok.
0
thejester
(11.11.11)
eğlenceli olur. hani 10 gün içinde evlenmek zorunda olsam bu günü seçerdim biraz. lakin bir takıntı bir heves yok.
0
Pukay
(11.11.11)
dilek tutarım ben.
0
kibritsuyu
(11.11.11)
uyuyodum lan, o kadar umrumda yani.
0
fakyoras
(11.11.11)
pofur pofur uyuyodum ben de.
0
xenophobe
(11.11.11)
(9)

Yaptığım Şey Ayıp mı?

can emre
Şimdi canlar ben bilgisayar mühendisliği okudum.Ardından da bir sürü eğitime falan katıldım, çok sevdim bu işi. Programcılığı, hemen sonra grafik işleriyle uğraşmayı, donanım hariç bilgisayara - grafiğe dair her işe bulaşmayı sevdim yani, çok haz aldım bundan.Sonra aile geleneği olan; dedemin yaptığ
Şimdi canlar ben bilgisayar mühendisliği okudum.
Ardından da bir sürü eğitime falan katıldım, çok sevdim bu işi. Programcılığı, hemen sonra grafik işleriyle uğraşmayı, donanım hariç bilgisayara - grafiğe dair her işe bulaşmayı sevdim yani, çok haz aldım bundan.

Sonra aile geleneği olan; dedemin yaptığı işin aynısını yapan babamla çalışmaya başladım, yapamadım bu sevdiğim işi. Hazır iş / kolay para çekici de geldi tabii.

Neyse, soru şu.

Şimdi ben boş kaldığım zamanlar böyle forumları falan dolaşıyorum, r10.net mesela. Az önce burada da denk geldim böyle bir olaya, onu görünce yazayım dedim.

Birisi bir program yazdırmak istiyor mesela ya da ne bileyim ufak bir web sitesi, küçük bir grafik işi falan. Bunu da belli bir ücret karşılığında yaptırmak istiyor.

Fakat ben sevdiğim bu işi unutmamak için, pratik yapabilmek için, hem de bu işlerle uğraşmaktan keyif aldığım için bu tarz işlere sazan gibi atlayıp "para falan da istemez." diyorum.

Bu işi parayla yapan profesyonel adamlar kadar iyi olmam mümkün değil tabii ama cidden iyiyimdir yani. Neyse konu o değil, ben bedava olduğum için karşıdaki adam ne kadar iyi olsa da beni seçiyor bu işi yaptırmak isteyen adam.

Hemen aşağıda bir duyuru var mesela. Adam ücret karşılığında bir kaç fotoğrafın düzeltilmesini istemiş. Elim ayağım titriyor "ne parası hacı ya, gönder fotoğrafları" dememek için.

E başkalarının kazanacağı paraya engel olmuş oluyorum bu sayede ama pratik yapmak istiyorum lan ben, unutmak istemiyorum bildiklerimi bu çok alakasız iş alanıyla uğraşırken.

"E sen de parasıyla yap" diyecek arkadaşlara ise; parayla bu işi yapacak adamlar kadar iyi olmayabilirim demem doğru olur sanırım.

Soru da şu; sizce başkalarının kazanacağı paraya sırf bildiklerini unutmamak - sevdiği işle vakit geçirmek için mani olan ben şerefsiz miyim?

Uzun oldu değil mi?
Evet.
Çok teşekkürler.
0
can emre
(01.11.11)
bir baba senin yüzünden çocuğuna çikolata alamıyor olabilir ama diğer baba da senin sayende çocuğuna bir çikolata fazla alacak olabilir. türk filmi tadında bir örnekle karşınızdan ayrılıyorum.
0
bgraydin
(01.11.11)
serbest piyasa sonuçta isteyen bedava yapar, isteyen servet ister. internet işlerinde birinin başkasının işine, kazancına engel olması pratikte mümkün değil.
0
emrag
(01.11.11)
ingilizcen varsa yabancıların ekmeğine kan doğra :)

freelance diye arat google amcaya bir sürü şey bulursun
0
lazpalle
(01.11.11)
o zaman şöyle bir şey önereyim. yerli ya da yabancı forumlarda bu işi para ile yapanlara derdini anlat ne yapabileceğini ne kadar zaman ayırabileceğini falan söyle. ücretli ya da ücretsiz onlarla çalışmayı dene
0
lazpalle
(01.11.11)
hocam senin yine yaptığın başka bir iş var imiş. benim kendi işim grafik tasarımcılık, hala müşteri ile konuşurken konu paraya gelince "fark etmez" abi diyorum. istersem de çok ufak bir rakam istiyorum, bugüne kadar ne kadar zarar ettim allah bilir. biraz daha cesur davranmak lazım bu işlerde. adamı kazıklamadığını biliyor isen, vicdanın rahatsa istediğin fiyatı vermek lazım. gerekirse pazarlıkla düşürürsün, çünkü karşı taraf senin kadar iyi niyetli olmuyo, çok düşük bile söylesen rakamı yine pazarlık yapmaya kalkıyor.
0
ruhibirbanyo
(01.11.11)
abi bu yaptığın, iş ahlakına aykırı değil. çünkü sen emek, zaman ve uzmanlığını koyuyorsun ortaya ki bu bir değer, karşılığında da bir değer alıyorsun ki o da daha fazla uzmanlık, daha fazla tecrübe. ortada bir kazan/kazan durumu var. adamın biri senden öyle bi şey isteyebilir ki, onu yaparken ot yolarsın ve hiç başka şekilde edinemeyeceğin bi tecrübe edinebilirsin sonunda. bize ne abi? bu işi parayla yapan da senin kadar akıllı ve basiretli davransaydı. öte yandan sen piyasada götü kalkmış şekilde fiyat isteyebilecek adamlar varsa, onları da hizaya getiriyosundur.
0
compadrito
(01.11.11)
Evet üzgünüm bizim işimize engel oluyorsunuz :) Evet senin hali hazırda düzenli bir gelirin olabilir ama bizim gelirimiz tamamen bu iş üzerinden yürüyor. Ve ekşiduyuru üzerinden de pek çok iş alıyoruz ve buradan para kazanıyoruz.
0
alkolik imam
(01.11.11)
ayıp değil.
0
desdinova
(01.11.11)
bence kesinlikle şerefsizlik değil, fakat kahvehanenin karşısına semaveri kurup beleş çay vermek gibi (örneğe gel). yasak mı? değil. ayıp mı? değil. fakat doğru mu, bence o da değil. neden para istemediğini de anlamıyorum açıkçası. "o kadar" iyi olmayabilirsin, fiyatını da ona göre belirlersin, işin ehli 100'e, ortalama biri 50'ye yapıyorsa sen 30-40'a yap, hem tecrübe kazan hem para kazan. tamam bedavaya göre çok daha az iş gelecektir ama hak ettiğini alırsın sonuçta.
0
thejester
(01.11.11)
(11)

ucak kabininde gitar

irukandji syndrome
Daha once de sorulmus ve cevaplanmis bu keyfi uygulama, fakat havayollari surekli kurallarini degistirdigi icin ben bir baslik daha acip sorayim dedim. izmir - istanbul pegasus ile ic hat, ardindan thy ile ist - londra, onun da ardindan thy nin operate ettigi united (?bu da ne demekse?) ucusum var.
Daha once de sorulmus ve cevaplanmis bu keyfi uygulama, fakat havayollari surekli kurallarini degistirdigi icin ben bir baslik daha acip sorayim dedim. izmir - istanbul pegasus ile ic hat, ardindan thy ile ist - londra, onun da ardindan thy nin operate ettigi united (?bu da ne demekse?) ucusum var. thy de kabinde problem olmaz diye dusunuyorum hard case ile gitar goturmenin fakat pegasus hakkinda fikri olan var mi?
0
irukandji syndrome
(24.10.11)
(git: 215793)
0
compadrito
(24.10.11)
atlas jetin yeni bir uygulaması var, ucakların icinde ozel enstruman kutuları koymuslar. gorevliye teslim edip, gorevliden teslim alıyorsunuz, bagaja gitmiyor. sorunuza cevap degil ama aklınızda olsun.
0
sopiro
(24.10.11)
@compadrito, o duyuruyu okumustum, 9 ayda belki birseyler degismistir diye tekrar sorayim dedim. ek koltuk alinacaksa durum cok vahim. hatta rezalet. yarin ucus var bakalim ne olacak.
@sopiro, keske onceden bilseydim atlasjet'in uygulamasini. gayet iyiymis.
0
🌸irukandji syndrome
(24.10.11)
kesinlikle önceden telefon edip bilgi alın+gerekiyorsa rezervasyon yapın. problem olmaz diye düşünmeyin. bazı uygulamalar günlük haftalık bile değişebileceği gibi sizin söylediğiniz üzere "operated by" türü uçuşlarda diğer şirketin "de" kuralları dikkate alınarak normalde thy'nin yaptığı bir uygulama YAPILMIYOR olabilir. en iyisi uçuş bilgilerinizle birlikte thy'yi aramak. gitar elinzde kalırsınız valla.
0
ben smyrna
(24.10.11)
ben de çok tedirgindim bu mevzu hakkında, fakat uçuş öncesi thy'nin bir ofisine gittim sordum, onlar da ilgili makamlarına telefon edip öğrendiler, sorun olmaz dediler. ankara - istanbul, istanbul - malaga uçuşuydu. ankara - istanbul'da uçağa girer girmez hostese sordum "valla bilmiyorum yer vardır inşallah" diyince bir hassiktir çekmedim değil. ancak sağolsunlar uçağın arkasındaki dikey bir bölmeye bir şekilde yer açıp koydular. malaga uçuşunda da zaten uçağın yarısı boştu, boarding'deki görevli al senin koltuğu yanı boş bir koltukla değiştireyim rahat rahat git dedi. onu da sorunsuz atlattım yani. tecrübemden özetle, sorun olmuyor, hatta ilk binenlerden olursanız tepedeki bölmelerden bazıları büyük oluyor, oraya koyabiliyorsunuz, veya hostesler yardımcı oluyor. united'ı da bir arayıp sormakta fayda var ne olur ne olmaz, en azından arıza çıkarsa "ulan ben aradıydım olur dediydiniz!!" diye çemkirme şansı olur.
0
thejester
(24.10.11)
dünya markası olarak lanse edilen thy mizde kimin ne yaptıgı belli olmaz. kurallar o an orda kim daha yetkiliyse o kisinin anlık ruhsal yapısına bağlıdır. hiç birşey demeden alırda. azınla kuş tutsan almazda. bilginize. bu sektörde ki geçmişe dayanarak yazdım...
0
removebeforeflight
(24.10.11)
attıkları mailde bir we linki var ek bagaj için falan, orda müzik/spor aleti taşıma tadında bişey de olması lazım
0
yuto
(24.10.11)
hepinize tek tek tesekkur ederim. en sorunlu gordugum pegasus'u arayip agzimin payini aldim. bileti aldigim zaman gitar icin ayri koltuk almam gerekiyormus. o yuzden sevgili gitarim benimle gelemiyor. thy'yi aramadim pegasus hezimetinden sonra. ayrica pegasus biletimi yakip atlasjet ile gideyim dedim. onlar da gitar icin ayri koltuk yeri almam gerektigini soyledi. havayollarindan thy lufthansa o bu diye ayirmaksizin haz etmiyorum. simdi bir aile bireyinin beni ziyaretini bekleyecegim.
0
🌸irukandji syndrome
(24.10.11)
THY için söylüyorum, İstanbul-JFK-İstanbul hattında kabinde hardcase klasik gitarla gitmişliğim var. Hatta uçaktan inerken, kaptan pilot, kabin görevlilerine "Oooo, uçakta müzisyen de varmış, niye söylemediniz uçuş sırasında?" gibi bi espri de yapmıştı.
0
compadrito
(24.10.11)
hacım pegasustan emin misin? bazen bu firmalar kendini bilmezlik yapabiliyor. mail ile attıkları sayfaya bir bak zira ben oradan bavul için ekstra şey eklettirmiştim.
0
yuto
(25.10.11)
@yuto; evet, pegasus'a telefon ettim, ozellikle hard case icinde elektro gitar oldugunu soyledim ve bagaja vermek istemedigimi belirttim. Onlar da bilet alindiginda gitar icin -kabinde tasinmak isteniyorsa- ek koltuk alinmasi gerektigini soylediler. check-inde ya da kabinde keyfen farkli bir uygulama olduysa daha once, ona guvenemem, cunku benim karsilastigim gorevlilerin 80%'i hep ariza cikariyor derdini ne kadar duzgun anlatsan da...
0
🌸irukandji syndrome
(25.10.11)
(4)

sigara sarma makinasi ve tütün

horoznuri
agalar malum sigaraya zam geldi. tütüne başlayayım diyorum ama tezgahlarda satılan açık tütünü almak içimden gelmiyor. bildiğiniz içimi güzel markalar var mı. ayrıca çarşafta lazım sarmak için. ankarada bunları temin edebileceğim bir dükkan veya yer. şimdiden teşekkürler.
agalar malum sigaraya zam geldi. tütüne başlayayım diyorum ama tezgahlarda satılan açık tütünü almak içimden gelmiyor. bildiğiniz içimi güzel markalar var mı. ayrıca çarşafta lazım sarmak için. ankarada bunları temin edebileceğim bir dükkan veya yer. şimdiden teşekkürler.
0
horoznuri
(18.10.11)
izmir 2 caddesinde amerikan pasajında tütün bulabilirsin. ben 'drum' öneririm. mavi bir pakette. çarşafı filtresini falan da orada bulursun. sarması en başta biraz zor gelebilir ama youtube'da falan anlatıyorlar nasıl sarılır edilir.
0
james dean
(18.10.11)
en çok golden virginia'yı severim. drumd a iyidir ama golden bence daha iyi. bazıları da drum ı tercih ediyor. samson dan uzak dur.
bence sarma makinesi kasma. kendin otur kas sar. hem daha az içersin... filtre çok öncemli değil de (sanırım türkiyede genlede zigzag satılıyor ya da alcan mı bişey vardı. bulabilirsen swan al çok daha güzel : )) ) kağıt ise türkiyede satılan mavi ocb ler var. onlar tat oalrak güzeldi, ama bazılarında yapışma problemi vardı. onun dışında rızla güzeldir. yurt dışıdna genelde rızla kullanılıyor mesela.

istanbulda da bir çok yerde satılıyor bu tütünler.
0
cedric tweedledee
(18.10.11)
amerikan pasajına ek olarak limon, circop, dünya bazaar gibi yerlerde bol bol bulabilirsin. bir paket filtre 1,5-2 lira, arap 50 kuruş, OCB-Rızla vb. 1 lira, 1 paket tütün (50 gr, golden virginia ve sarı old holborn tavsiye edilir) 10 liraydı en son. Ben bir paket tütünden 6 paket(20'den hesaplarsak) sigara falan çıkartıyorum aşağı yukarı. Makineye gerek duymuyorum, alıştıktan sonra en fazla 15-20 saniyede sarıyorsun, ama illa ki alacağım dersen çeşidine göre 5-20 lira arası değişir.
0
thejester
(18.10.11)
george karelias diye bir tütün var, bulabilirsen ondan al. baya güzel.
0
karçocuk
(18.10.11)
(6)

taksimde raki balik icin mekan

bluewhale
daha once bir yerde sitesine raslamistim taksimde terasi olan manzarali bayada genis bi yerdi..suan ismini hatirlayamadim. yardimci olabilir misiniz?(lebi derya falan degil)
daha once bir yerde sitesine raslamistim taksimde terasi olan manzarali bayada genis bi yerdi..suan ismini hatirlayamadim. yardimci olabilir misiniz?(lebi derya falan degil)
0
bluewhale
(15.10.11)
teraslı, manzaralı deyince, 360 istanbul mu acaba?
0
royal
(15.10.11)
yok ustad naaptin raki balik formati diyom..
0
🌸bluewhale
(15.10.11)
karaköy köprünün sağtarafıı
0
ramizdede
(15.10.11)
www.istanbulrestaurants.com bu olabilir mi? ben gitmiştim 2-3 sene önce, tarifinize uyuyor.
0
thejester
(15.10.11)
thejester tam olarak nerde peki yani altinda falan ne var?
0
🌸bluewhale
(15.10.11)
7 KAT TERAS
Beyoğlu Balık Pazarı Sahne Sok. No:14 Kat:7
İSTANBUL / BEYOĞLU
0-212-2445441 / 0-212-2445142
[email protected]
www.7katteras.net
0
pyro clustic flow
(16.10.11)
(1)

armoni kitapları

jools leno
Konu şu: Şuan elimde Bora Ulusoy'un Diziler ve Arpejler kitabıyla Nurhan Cangal'ın Armoni kitabı var.Ve işime de yarıyorlar.Fakat internette gördüğüm kadarıyla Nail Yavuzoğlu'nun Caz Müziğinde Akor Dizileri kitabı da öneriliyor.Okuduğum kadarıyla Nail Yavuzoğlu'nun kitabı diğer iki kitapla da çokça
Konu şu: Şuan elimde Bora Ulusoy'un Diziler ve Arpejler kitabıyla Nurhan Cangal'ın Armoni kitabı var.Ve işime de yarıyorlar.Fakat internette gördüğüm kadarıyla Nail Yavuzoğlu'nun Caz Müziğinde Akor Dizileri kitabı da öneriliyor.Okuduğum kadarıyla Nail Yavuzoğlu'nun kitabı diğer iki kitapla da çokça benzerlik gösteriyor.Yamuluyor muyum acaba?Yamuluyorsam farklı olan nedir?Almalı mıyım bu kitabı da?
0
jools leno
(01.10.11)
bende nurhan cangal'ın ve nail yavuzoğlu'nun kitabı var ve caz müziğinde akor dizileri bence çok daha faydalı. tarz olarak benzerlik göstermiyorlar, evet nurhan cangal'ın kitabı daha kapsamlı ve armoniyi her yönüyle anlatıyor fakat nail yavuzoğlu'nun kitabı her şeyi çok kısa ve net bir biçimde anlatıyor, oldukça faydalı ve çalışması eğlenceli bir kitap, kesinlikle al derim.
0
thejester
(01.10.11)
(4)

ehliyetsiz araç kullanmak caiz mi?

tolga asp
trafiğe kapalı, semt pazarının kurulduğu bir alanda araba kullanmayı öğrenirken polis gelip ceza kesebilir mi yoksa mahalle içinde olduğu için pek takmaz mı?ayrıca bir sonraki levelde sakin bir mahallenin sokak aralarında gezerken trafik polisine yakalanma ihtimali nedir?
trafiğe kapalı, semt pazarının kurulduğu bir alanda araba kullanmayı öğrenirken polis gelip ceza kesebilir mi yoksa mahalle içinde olduğu için pek takmaz mı?

ayrıca bir sonraki levelde sakin bir mahallenin sokak aralarında gezerken trafik polisine yakalanma ihtimali nedir?
0
tolga asp
(29.09.11)
Ehliyetsiz otopark kullanmak caiz değil. Ehliyetini al öyle yap alıştırmanı. Polise yakalanma ihtimalin olduğu gibi dur kalk yapan arabaları şahsen benim ihbar etmişliğim var "bu çocuk galiba bi el atın" diye. Sokaktan fırlayacak bir çocuğun vebalini alma.
0
roket adam
(29.09.11)
ehliyet almak için bir kursa başvurduğunda yazılı sınavı geçmenin akabinde direksiyon dersleri başlar.bu dersleri alabileceğin yerler bellidir.sınav güzergahı ya da trafik parkları olabilir bu yerler.sana ayrılan süre içerisinde bahsettiğim yerler haricinde nerede ve ne şekilde araç kullanırsan kullan suçtur.yani polis ceza kesebilir.

şahsi görüşüme gelince;olay ehliyetinin olması ya da olmaması değil bence.ehliyetini al öyle yap alıştırmanı demek yerine,ehliyetin olmasa da kendine ve çevrene zarar vermeyeceğine emin olduğun yer ve zamanlarda yap alıştırmanı derim ben.kaza sonucunda hesap verebilmeyi düşünmek yerine kaza ihtimalini ortadan kaldırmayı düşünmek daha mantıklı olacaktır.
git insanlardan uzak boş bir alan bul ve dikkatli bir şekilde çalış hacı.ehliyet kursunun yarım yamalak verdiği direksiyon dersleriyle trafiğe çıkanlardan olma.yeterli seviyeye gelene kadar da asla trafiğe çıkma.
0
p a t r i o t
(29.09.11)
hocam bu ülkede motor ehliyet sınavına insanlar kendi motorlarıyla gidiyor. kanunen suç mudur bilemem. bence sokağa çıkma, nolur nolmaz, çocuğun teki fırlar önüne, şu olur bu olur bok yolu olmasın. ama bul bir boş otopark (boş derken gerçekten boş, çocukların girip oynadığı vb. tehlike yaratabilecek durumların olmadığı bir yer), git çalış yanında bilen biriyle.
0
thejester
(29.09.11)
Evet patriot haklı bence de. Gideceksen de sokak aralarında değil de otoparklarda falan yap derim. Hatta daha bugün biri öyle bir soru sormuştu cevaplamıştık.
0
roket adam
(29.09.11)
(2)

Ankara Kızılay'da satranç oynanacak mekan ?

crayze horse
evet, bi arkaaaşla kahvemizi içip satranç oynayabileceğimiz şöyle nezih, sessiz, sakin, hafiften müzik de çalınan, akıllı uslu bi mekan/cafe vardır herhalde Kızılay'da.neresi orası ? tarif de ederseniz pek makbule geçer. gracias.
evet, bi arkaaaşla kahvemizi içip satranç oynayabileceğimiz şöyle nezih, sessiz, sakin, hafiften müzik de çalınan, akıllı uslu bi mekan/cafe vardır herhalde Kızılay'da.

neresi orası ?

tarif de ederseniz pek makbule geçer.

gracias.
0
crayze horse
(28.09.11)
orta dünya, kocatepe tarafında.
0
thejester
(28.09.11)
nazım hikmet kültür merkezi.
0
leadzeppelin
(28.09.11)
(2)

yavaş internet

thejester
selamlar, öncelikle sorun türk telekom değil, yurtdışındayım, baştan belirteyim. sorun internet sağlayıcısından da değil büyük ihtimalle. mevzu şu ki; speedtestte 3 mbps olarak gözüken bağlantıda özellikle downloadlar çok yavaş. misal rapidshare'den bir dosya indirmeye başlıyorum, ilk 30 40 saniye j
selamlar, öncelikle sorun türk telekom değil, yurtdışındayım, baştan belirteyim. sorun internet sağlayıcısından da değil büyük ihtimalle. mevzu şu ki; speedtestte 3 mbps olarak gözüken bağlantıda özellikle downloadlar çok yavaş. misal rapidshare'den bir dosya indirmeye başlıyorum, ilk 30 40 saniye jet gibi, 500-600 kb/s ile indiriyor, sonra düşmeye başlıyor ve bu sırada dosyanın boyutu neredeyse artmıyor. hız sabitlendiğinde 10 kb/s civarında kalıyor. torrent zaten hak getire, 2-3 kb/s'yi aşmıyor (bittorrent portlarda sorun yok diyor). modem clear zte ix380. tcp optimizer kurdum çalıştırdım fayda etmedi. fikri olan?
0
thejester
(23.09.11)
evet, ev arkadaşımın bilgisayarında da aynı problem var.
0
🌸thejester
(23.09.11)
download hız sınırı getirmişlerdir internete yurttaysan vs. bi yerlerdeysen.
0
altini ser incisi ker
(23.09.11)
(15)

Hangi Lensi Kullanıyorsunuz ?

laplace in hicbir sey bilmeyen oglu
Öncelikler merhabalar. Ben 3-4 yıldır kontak lens(miyop) kullanıyorum. Bunca süre zarfında sadece Clear58 diye bir markayı kullanıyordum ve oldukça memnundum. Geçenlerde yeniden almaya gittiğimde artık bu firmanın lens üretmediğini vs söylediler. Dolayısıyla yeni bir marka bulmam lazım.Kısaca intern
Öncelikler merhabalar. Ben 3-4 yıldır kontak lens(miyop) kullanıyorum. Bunca süre zarfında sadece Clear58 diye bir markayı kullanıyordum ve oldukça memnundum. Geçenlerde yeniden almaya gittiğimde artık bu firmanın lens üretmediğini vs söylediler. Dolayısıyla yeni bir marka bulmam lazım.

Kısaca internete bakınca 2 marka dikkatimi çekti. Birisi "Focus Night & Day" bir diğeri ise "Bausch & Lomb markasının Purevision 2 HD" model lensi.

Bu ikisini ya da herhangi birini kullanan veya başka marka lens kullanan, kullanmış olan varsa bu konuda tavsiyelerinizi bekliyorum. Teşekkürler.

Not: Astigmat yok.

EDIT: şimdi baktım da acuvue 2'nin tüm özellikleri (içerdiği su, lens materyali, BC, DIA) hepsi eskiden kullandığım Clear58 ile aynı. Acaba onu almak daha mı mantıklı olur?
0
laplace in hicbir sey bilmeyen oglu
(18.09.11)
acuvue oasys. johnson & jonhson'ın.
0
sanal uyku
(18.09.11)
Bausch & Lomb markasının Purevision 2 HD kullanıyorum, memnunum. Ondan önce Zeiss kullanıyordum ve sorun yaşamadım.
0
plastik turambar
(18.09.11)
Cibavision Air Optix Aqua > Frequency 55 > Baush & Lomp > Carl Zeiss
Bu dört markayı kullanmış biri olarak nacizhane tavsiyem. Sıralamada rahatlığı göz önüne aldım.
0
AdamFawer
(18.09.11)
ben de bausch & lomb kullanıyorum, son derece memnunum, kesinlikle tavsiye ederim. önceki dandik markamdan sonra ilaç gibi geldi.
0
thejester
(18.09.11)
bausch&lomb kullandım. denemek nasp olmadı ama alırsam bausch&lomb purevision 2 hd alırım
0
neysene
(18.09.11)
focus visitint
0
baldur
(18.09.11)
oasys'i göz doktorum tavsiye etmişti ama benim kullanım sürem biraz uzun olduğu için (sabah 7'den akşam eve gelene kadar gözümde oluyorlar) bulanıklık yaşadım ve kullandığım bir ay boyunca gözümde bir lensin varlığını hissettim.
o yüzden ben de bir sonrakine b&l deneyeceğim.
0
kayranin kedisi
(18.09.11)
acuvue oasys. +1
0
garven
(18.09.11)
Acuvue Advance.
0
sesee
(18.09.11)
BL Purevision. Biraz kalın bir lens ama alışınca ondan başka kullanılmıyor açıkçası.
0
roket adam
(19.09.11)
purevision kullandım, hala kullanıyorum, elimdekiler bitince 2 ye geçicem. alerjik ve hassas gözlerim olmasına rağmen hiçbir sorunla karşılaşmadım.
0
goldentitan
(19.09.11)
uzun yıllardır johnson & jonhson kullanıyorum

son çıkan acuvue oasys'i çıktığı günden beri kullanıyorum. memnunum.

fakat Night & Day daha iyiymiş öyle söylüyorlar...
0
thebitterend
(19.09.11)
bende aynı lensi kullanıyorum(clear58).ben bütün lensleri denedim ama aynı rahatlığı bulamadım. aldıgım yerde kampanya vardı çok ucuza aldım. istersen sana yardımcı olabilirim. karanfil sokakda dost kitapevinin üstünde lens centerdan alıyorum.
0
navigators
(21.09.11)
acuve oasy hydre bilmemne.. diye devam ediyor :)

edite edit: acuve 2 benim ilk lensim di başlarda iyiydi, sonra sonra kötü gelmeye başladı, dediğim model baya ince ve oksijen geçirgenlik oranı filan iyi, misal şuan kesinlikle acuve 2 kullanamam.
0
nedensizce
(21.09.11)
@navigators:

Biraz nette baktıktan sonra o dediğin Lens Center'ı gördüm. Geçen gün oraya gittim ve clear58 vardı. Hiç maceraya girmedim ve bildiğim lensi aldım. :)
0
🌸laplace in hicbir sey bilmeyen oglu
(23.09.11)
(4)

camel philippines?

thejester
yakın zamanda duty free'den bir şeyler alma fırsatım olacak. şunu gördüm internette:http://www.dutyfreedepot.com/ProductDetails.aspx?ProductID=1527&ProductName=CamelFilterPhilippinesSoftBoxCigarettesbu nedir, bildiğimiz camel'dan farkı nedir? o kadar aradım da bir türlü bulamadım.
yakın zamanda duty free'den bir şeyler alma fırsatım olacak. şunu gördüm internette:

www.dutyfreedepot.com

bu nedir, bildiğimiz camel'dan farkı nedir? o kadar aradım da bir türlü bulamadım.
0
thejester
(07.09.11)
eski camel işte

(bkz: camel'ın camel olduğu zaman)
0
lancelot du lac
(07.09.11)
10 sene olmadı mı o dönem geçeli ya? amerika'dan gelen bir arkadaşın getirdiği camel vardı, pakedi buna benziyordu ve tadı efsaneydi. eskilerden mi acaba diye düşünmüştüm. eğer onlardansa bu da ve bulursam affetmem ulan!
0
🌸thejester
(07.09.11)
elim ayağım titredi heyecandan :D
hangi kapıdan çıkıcaksın? her duty freede var mı?
0
hephaistos
(07.09.11)
164usd olduğuna göre her duty-free'de yoktur.


bi de boşa heyecanlandırmak istemem, zira filipinler'de üretilmiş. sokakta satılan rus marlboro'su gibi olabilir yani. fiyat da paketlerin hatrınadır.
0
lancelot du lac
(07.09.11)
(3)

As Good As It Gets İngilizce alt yazı

brainstorming
Aşağıdaki versiyonunun Türkçe alt yazısı planet'te var ama İngilizcesi yok. Nasıl bulabilirim? As.Good.As.It.Gets.1997.HDTVRip.Xvid.AC3.PRoDJiLütfen bulabilen arkadaş varsa nasıl bulacağımı da söylesin.
Aşağıdaki versiyonunun Türkçe alt yazısı planet'te var ama İngilizcesi yok. Nasıl bulabilirim?

As.Good.As.It.Gets.1997.HDTVRip.Xvid.AC3.PRoDJi

Lütfen bulabilen arkadaş varsa nasıl bulacağımı da söylesin.
0
brainstorming
(04.09.11)
"as good as it gets hearing impaired subtitles" diye aratırsan envai çeşit çıkar. istersen versiyonu da ekle.
0
thejester
(04.09.11)
Planette gayet de var ama ?


As Good as It Gets
SubRip - İngilizce 2 25 DVD-Rip 63 9CANLI
Sub ID:#144693 E.T.: 27 Ekim 2009 Salı 07:10
As.Good.As.It.Gets.1997.HDTVRip.Xvid.AC3.PRoDJi.Split

Sadece Split diyo 2 ye bölmüşler heralde
0
hayyam ara
(04.09.11)
Evet split yazıyor. Normal şekilde bulamadım bir türlü. Ayrıca as good as it gets english subtitles vs. yazınca bir türlü bulamıyorum. Hep farklı versiyonlar var. Mutlaka bu versiyonun İngilizce altyazısı olmalı bir yerde. Nasıl bulabileceğimi merak ediyorum.
0
🌸brainstorming
(04.09.11)
(7)

ispanya ispanyolcası mı? yoksa latin amerika mı ?

nucleon
evet, öğrenmek için hangisini tercih etmeliyim? bilen bir arkadaşım ispanya ispanyolcasını öğren dedi, daha genel diyor ve latinler zaten onu anlıyor diyor...bilenler ne diyor ?
evet, öğrenmek için hangisini tercih etmeliyim? bilen bir arkadaşım ispanya ispanyolcasını öğren dedi, daha genel diyor ve latinler zaten onu anlıyor diyor...

bilenler ne diyor ?
0
nucleon
(04.09.11)
ispanyol ingilizcesi bildiğim kadarıyla arapça karısık ve aksanda ona kayıyor. guney amerika oyle bır duurm yok.

portekızın brezılya portekızcesını resmı dıl yapmasına degınmıyorum bıle.
0
hayvan gibi yazar
(04.09.11)
yani zaten aman aman bir fark yok. tabi ki başta aksan olmak üzere çok değişen şey var ama "ispanya ispanyolcası öğrendim latin amerika'da kesin anlamazlar" gibi bir durum kesin yok. normal bir şekilde ispanyolca öğrenin. bir yandan da ufak ufak latin amerika'da farklı şeyler üzerinde durun. misal "coger" fiilini ispanya'da taksiye binmekle alakalı kullanabilirsiniz fakat latin amerika'da coger afedersiniz sikmek anlamına gelir. bu tarz nüansları araştırın. ha bir de "vos" çekimi var ayrı olarak, özellikle arjantin'de geçerli, onu da bir yandan öğrenin. vs vs.
0
thejester
(04.09.11)
Bir fark yok demeyin. Cok da fark olabiliyor.

Ispanya'da konusulan Ispanyolca en dogru Ispanyolca diye bir kural yoktur. Bunu Ispanyollar da soyler zaten. Ispanya'da yasiyorum, Silili ev arkadasim var ve ilk geldiginde uyum saglamakta zorlandigini, kendi ispanyolcasini bile onlar anlasin diye modifiye etmek zorunda kaldigini soyler hep. Hala da pek cok seye "bunu niye boyle soyluyorlar? cok sacma" diye tepki verir. Yani tabirler, gunluk kullanimlar bayagi fark ediyor. Kelime farkliliklari da cok fazla.

Aksan da baska bir dunya. Arjantin'de Ispanyolca ogrenip gelen arkadasim Ispany'ya gelince herkese "yavas konusun, anlamiyorum" diye diye gezdi.

Bir de Latin Amerika ispanyolcasi diyorsunuz ama hangi latin amerika ulkesi? Venezuelalilisi farkli konusur, Arjantinlisi farkli, Bolivyalisi farkli. Boyle bir genelleme yok. Sonucta kurslar standart ispanyolca verseler de hangi ulkede ogrenirseniz oranin ispanyolcasini ogretirler size. Turkiye'de standart Ispanyolca ogrenirsiniz.

Ben Turkiye'de kisa zamanda iyi Ispanyolca ogrendigimi zannedip Ispanya'ya tasindigimda afallayanlardanim. Yasayarak ogreniyorsunuz, her gun yeni bir sey ogreniyorum 3 yilin sonunda bile.

Latinler Ispanya'nin Ispanyolcasini anlamaya calisiyorlarsa Ispanyollar da latinlerin Ispanyolcasini anliyor sonucta. "Aaa vos dedi, bu ne demek ki?" diyen olmaz. Latin Amerika'ya gitmeden de Latin Amerika ispanyolcasi ogreten kurs bulamazsiniz, cunku dedigim gibi latin amerika ispanyolcasi diye genel bir sey yok. Ha ordan bir ogretmen bulursaniz o hangi ulkedense onu ogrenirsiniz. Bu yani...
0
luin 41
(04.09.11)
soyle bir animi anlatayim,
0
inancsiz deve
(04.09.11)
sonradan aklima geldi yaziyorum yine, Venezuela'da arabaya carro denirken Sili'de auto denir mesela. Ya da yine Venezuela'da que chevere "aaa ne guzel" demekken Ispanyolcasi "que guay"dir ve "que chevere"yi de kimse anlamaz.

Ustelik Ispanya'nin bile kendi icinde farkliliklari vardir. Valencia bolgesinde "Che que bo" biraz once bahsettigim "que guay"a denk gelir. Yani boyleyken boyle... :)

Ayrica Ispanyolca'ya karisan arapca kelimeler yuzlerce yil once karistigindan bunlarin Latin Amerika'da kullanilmiyor olmasi gibi bir sey yoktur. Ojala mesela Arapca'dan Ispanyolca'ya gecmistir, Latin Amerika'da da gayet kullanilir. Latin Amerika'da da cok fazla ingilizce kelime kullanilir.

Ispanya'da aksan Arapca'ya da kaymaz. Sadece J harfi daha girtlaktan okunur. O kadar. Karisiksa hepsi karisiktir.
0
luin 41
(04.09.11)
yani şimdi ispanya ispanyolcası öğren diyorsunuz bana değil mi ?
0
🌸nucleon
(04.09.11)
Valla Turkiye'de kursa gidecekseniz, hocanız Latin Amerikalı bile olsa büyük ihtimalle onu ögreniceksiniz.
0
luin 41
(04.09.11)
(7)

eryaman / beytepe

ismimuzundiyenickimkisaolsun
arkadaşlar kızılay'da bulunan öğrenci evimizi eryaman'a taşımayı düşünüyoruz. fakat eryaman hakkında hiç bilgimiz yok.şimdi beytepe'ye gitmek için hangi etaptan ev tutmak daha mantıklı?çevre nasıldır, kız öğrenci evi için uygun mudur?kızılay'dan sonra ot gibi gelir diye düşünüyoruz ama daha önce ery
arkadaşlar kızılay'da bulunan öğrenci evimizi eryaman'a taşımayı düşünüyoruz. fakat eryaman hakkında hiç bilgimiz yok.

şimdi beytepe'ye gitmek için hangi etaptan ev tutmak daha mantıklı?

çevre nasıldır, kız öğrenci evi için uygun mudur?

kızılay'dan sonra ot gibi gelir diye düşünüyoruz ama daha önce eryaman'a hiç gitmedik. tecrübelerinize ihtiyacımız var.

bi fikir verirseniz, şöyle şöyle yapın, şuradan tutun, bu çevre güzeldir, hatta size bi güzellik bizim bi arkadaşın evi var gelin bakın derseniz çok memnun oluruz.
0
ismimuzundiyenickimkisaolsun
(02.09.11)
eryaman sakin emekli mekanı. 11 buçuk 12'den sonra açık tekel bile bulamazsınız. çok öğrenci var ama buralarda dışarda takılınmaz. evde kös kös oturmak için birebir. çevre genel olarak güzel sakin yeşillikli falan. çok fazla olay olmuyor buralarda güvenli sayılır. sebeplerinizi bilemeyeceğim ama ben olsam eryaman'ı tercih etmezdim.

beytepe otobüslerinin güzergahına yakın yerlerden ev bakın. güzergahını tam olarak bilmediğim için yorum yapamıyorum ama 3-4. etapların arasından geçiyor onu biliyorum.
0
cro magnon
(02.09.11)
kız ogrenci evi için uygun . 1. etap 2 .etap yakındır . 541 ego ve paralı otobusu ( numaraları aynı) hacettepeye giden otobüsler . kızılaydan sonra ot gibi gelecegi dogru :D sakin yer ama sonuçta . 11buçuk 12den sonra tekel bulmak zor demiş cro magnon fakat bulmanız mümkün :)
0
squeeze
(02.09.11)
eryaman - beytepe arası sabah gidiş akşamüstü dönüş olmak üzere 1'er otobüs var. onun dışında eskişehir yolundan geçen her otobüs sizi beytepe köprüsüne atar.

merkeze uzak kalırsınız, okula da yakın sayılmaz, yani ucuzluğu ve sakinliği dışında bir öğrencinin seçmesi için bir sebep yok bence. son otobüs mevzusu da cabası. eğer sıkıntı para ise, eryaman kadar olmasa da nispeten ucuz yerler bulabilirsiniz (kurtuluş vb.). eğer ümitköy tarafından tutarsanız okula çok rahat gider gelirsiniz, geneli pahalı sayılır ancak ucuz siteler var. ancak hem okula tek vasıta gitmek, hem merkeze yakın olmak, hem de kızılay'daki kiralara yakın kiralara sahip olmak açısından benim tavsiyem anıttepe tarafı.
0
thejester
(02.09.11)
saat 11-12 den sonra hayat biter diyenlerin dz club dan haberi yok :)

gelin istediğiniz gibi yaşayın sıkıntı olmaz ;)
0
reflex
(03.09.11)
nere bu dz club? tarif edin de öğrenelim bari.
0
cro magnon
(03.09.11)
2.etap eryaman lisesi var ya , oradan göksuya dogru giderken .tansaş var ya orada
0
squeeze
(03.09.11)
Eryaman'ı, Eryaman'da yaşayanlara sorun derim. Yaşamayana sorarsanız, haliyle yaşamamış insan gibi cevap verirler.

Bir de; Kızılay'da gübre mi var demeden geçemeyeceğim... Bar mı görmediniz, yoksa kafe mi? Gümbet'e gidin, bir daha ihtiyaç hissetmezsiniz. Kızılay'ın 3-5 bardan, kafeden başka bir numarası yok, ondan soruyorum :)

Neyse, dileyen olursa gelsin, çayımızı içsin. Eryaman'ı falan konuşuruz.
0
ahmetcan44
(20.09.11)
(14)

ankaralılar, bu park neresi, adı ne?

girl in a coma
caps sağda.
caps sağda.
0
girl in a coma
(21.08.11)
bahçeli/tandoğan tarafında, milli kütüphaneye gelmeden bir tane ufak park var. ona benziyor sanki.
0
thejester
(21.08.11)
Muhtemelen thejester'ın dediği yer. Anıt Park ile 7. caddenin arasında kalıyor. Adını unuttum. :/

Düzenleme: Eğer bahsettiğimiz yerse adı Eser Parkı imiş. (bkz: google maps) koordinatlar: 39.919052,32.83114
0
gzg
(21.08.11)
mrtksn'ın dediği yere de benziyor. Bizim evin burası. Önemliyse gidip bakalım? :)
0
gzg
(21.08.11)
mrtksn niye sildin yazdığını yahu?!?
0
🌸girl in a coma
(21.08.11)
bana anıttepe'deki gibi geldi. adres falan bilmiyorum da muhtarlığın da içinde bulunduğu park. ptt var karşısında. malltepe'nin karşısından girince. :)
saçma bi tarif oldu ama o park işte anlayın.
0
nickini vermek istemeyen uye
(21.08.11)
eser parkı değil. oradan anıtkabir görünmez zaten. hem alçakta kalıyor hem de arada bir sürü bina var.
0
lancelot du lac
(21.08.11)
bence demirtepe tarafında, yerleri çok iyi bilmiyorum ama açı olarak anıtkabirin arkasından maltepe doğru yürürken sağda kalan bir yer..

adı gençlik filanda olabilir :)
0
allahinadiylaoku
(21.08.11)
yok yok. ben şuan emin oldum. kesinlikle orası. google'da "ördekli parkı" olarak yazmışlar. parkın taksi durağından sonraki kısmı. dikkat ederseniz eğim de belli oluyor. aşağıda da top sahası falan vardı resimde görünmese de.
0
nickini vermek istemeyen uye
(21.08.11)
kanıtlarla geldim. :) fotolar benim dediğim parkın alt tarafında çekildi.
Anıtkabir'in açısını görelim diye koyuyorum.
a1108.hizliresim.com
a1108.hizliresim.com
0
nickini vermek istemeyen uye
(21.08.11)
evet bina o. bankların olduğu yere göre işaretledim. burdan çekilmiş olabilir:
b1108.hizliresim.com

ama parktan eminiz dğl mi?
0
nickini vermek istemeyen uye
(21.08.11)
paint terk :) yok yok parktan eminim ben.

@mrtksn
o sokağın aşağısından (kızılay tarafı) çekilmiş olabilir.
0
nickini vermek istemeyen uye
(21.08.11)
bencede googledeki ördekli park ama ordan şuan anıtkabir falan böyle gözükmüyor... eski kız arkadaşımda bana burasıda kuğulu park demişti:) demek ördekliymiş :)
0
allahinadiylaoku
(21.08.11)
O değil de, herkesle aynı yerde mi oturuyoruz nedir?

Ördekli Park'ın alt taraflarında buna benzer oturakları olan bir yer var. Çıkmaz bir sokak var hatta orda. Bu arada Ördekli Park'ın yukarı taraflarında da böyle bir yer var. Muhtarlığın az yukarısında. Açı doğru gibi duruyor ama köpeğimizle sürekli orda takıldığımızdan mütevellit yan taraflarının çim olması gerektiğini de biliyorum. Bu fotoğraf biraz eski olabilir mi? Hayır aklıma takıldı, birkaç saat sonra da şehirdışına çıkacağım. Gitmeden şu parklara bir göz atasım geldi bak.
0
gzg
(22.08.11)
@nickini vermek istemeyen üye, hangi ortadaki bina? O binalardan hiçbiri fotoğraftaki gibi görünmüyor.
0
gzg
(22.08.11)
(2)

Nasıl kupon?

alihoca
Bremen-Freiburg 1Arsenal-Liverpool 2 (beraberlikte iade)Chelsea 1Bayern 1Dortmund 1Peterbrough- Ipswich üst10 vereyyo
Bremen-Freiburg 1
Arsenal-Liverpool 2 (beraberlikte iade)
Chelsea 1
Bayern 1
Dortmund 1
Peterbrough- Ipswich üst

10 vereyyo
0
alihoca
(20.08.11)
bu kadar maç gereksiz bence. illa birinden yatar. misal dortmund'un, chelsea'nin, bayern'in oranı 1.15 değil mi neden hepsini birden koydun? iddaa dışından oynuyor olsan bile çok da bir şey farkettirmez. 6-7 oran veren 3-4 maçlık kuponu 10 oran veren 6 maça tercih ederim şahsen.
0
thejester
(20.08.11)
beyin ameliyatı yapmıosun oyna gitsin.
0
calimdor
(20.08.11)
(10)

beyin gerçeği nasıl anlıyor?

hayati yasayan adam
soruyu şöyle açıklayayım: çok çok iyi, aşırı gerçekçi bir render olsa dahi, resme baktığımızda beynimiz gerçek olup olmadığını algılıyabiliyor. film stüdyoları devasa render farmları kurup hiper kalitede renderlar yapsalar dahi gözümüz - dolayısıyla beynimiz - asla yanılmıyor. fotoğrafın gerçek olup
soruyu şöyle açıklayayım: çok çok iyi, aşırı gerçekçi bir render olsa dahi, resme baktığımızda beynimiz gerçek olup olmadığını algılıyabiliyor. film stüdyoları devasa render farmları kurup hiper kalitede renderlar yapsalar dahi gözümüz - dolayısıyla beynimiz - asla yanılmıyor. fotoğrafın gerçek olup olmadığını her zaman kestirebiliyor.

Bu nasıl oluyor? Neden zihnimizi yanıltamıyoruz? Henüz o kalitede renderlar elde edemedik mi yoksa başka bir bilimsel açıklaması var mı?
0
hayati yasayan adam
(17.08.11)
kalite bazinda gerceginden ayirt edilemez olursa beyinde ayirt edemez.

sey gibi orjinalinden farki olmayan sahte para orjinaldir :)

edit:
kaynak: tümevarim:)
0
serabetan
(17.08.11)
bence bunun sebebi gözümüzün görme kapasitesi yüzlerce megapiksellik kameralardan bile daha üstte olduğu içndir. mesela 240i kalitesindeki bir şeyi montajladın, dandik bir televizyonda bunu izlersen anlayamazsın. ama hd kalitede 1080i bir ekranda izlersen bütün detayları sonuna kadar görebileceğinden tüm hatları algılayıp bütün pislikleri anlayabilirsin.

not: kişisel yorumumdur, kaynak ise biliyorsunuz.
0
zanzeita
(17.08.11)
demek ki teknoloji yeterli değil?
0
sarper361
(17.08.11)
bilindiği üzere şu an bilim adamları beyni tam olarak keşfedememiş durumda, isviçreli bilim adamları beyni iyice çözdüktem sonra bunun da bir yolunu bulurlar muhtemelen. ya da video teknolojilerinin biraz daha gelişmesini bekleyeceğiz.

bi de şöyle bi şey de var, bu farketme durumu kişiden kişiye değişiyor. bi kaç arkadaş film izlerken özel efekt ve animasyon kısımları farkedememişken benim dikkatimi çekmişti. inatlaşmıştık falan, sonra araştırdığımzda özel efekt olduğu ortaya çıkmıştı..
0
toshiro
(17.08.11)
Ama hiper realist ressamların eserlerini ayırmak çok çok çok zordur.

www.mymodernmet.com
0
jesterdvine
(17.08.11)
busuta
(17.08.11)
hiçbir bilimsel bilgi & kanıt olmadan yürüttüğüm düşünceme göre; bahsettiğiniz şeyin mükemmel olması lazım. tamamen kusursuz. 2 saniyelik bir görüntü ise o 2 saniyeyi oluşturan tüm karelerin tamamen gerçekçi olması lazım. çünkü beyin evet kandırılabiliyor fakat gerçeğe kıyasla en ufak bir fire, hata, gariplik gördüğü anda bütün "ilizyon" bozuluyor. bunu en net denis peterson'da görebilirsiniz bence (jesterdvine'ın veridği linkte bir iki işi mevcut). bazı resimlerinde çok detaylı bakmadığınız, dakikalarca incelemediğiniz takdirde fark edemiyorsunuz ve evet kandırılabiliyorsunuz. fakat bazı resimlerinde (tahminimce bilerek, "tamam lan hiperrealistiz de fotoğrafçı değiliz" mesajı vermek için olabilir) daha resimsel bir tatta, gerçekten biraz uzak yerler bırakıyor. mesela bir su şişesinin içindeki su. o parçayı görene kadar tüm resme kanan ve gerçek sanan beyin ise o suyu gördükten sonra bütün yanılsamayı iptal ediyor ve diğer yerler de o kadar gerçek gelmemeye başlıyor. bilemiyorum bilimsel açıklaması tam olarak nedir, ama durum böyle. o yüzden bu iş videoda daha zor. çünkü bir saniyeyi bir sürü kare oluşturuyor ve hepsinde &100 kusursuzluğa ulaşmak bence en azından şimdilik imkansız.
0
thejester
(17.08.11)
agaudi.wordpress.com algılamıyo aga yok öle bişi :D
0
busuta
(18.08.11)
Beyin yapay olduğunu düşünüyorsa, eser yeteri kadar "mükemmel" bir replika değildir demek oluyor bu, yoksa beyin kesinlikle bu konuda kandırılabiliyor şahsi fikrimce.
0
roket adam
(18.08.11)
eğer beyin hala gerçek ile insan elinden çıkma olanın farkını algılıyorsa, o render yeterince detaylı olmamış demektir. yani yansımalar, minicik objeler, ışığın kırılmaları vs her ne kadar çok iyi de olsa, gerçekle birebir örtüşmüyor demektir. ayrıca eğer ikisi aynı olsaydı beyin zaten ayırt edemezdi bunları.
0
s e
(18.08.11)
(8)

Evet bu akşam ki Barça-Real maçı için iddaa tahminleriniz?

karrdanadam
nelerdir panpalar...
nelerdir panpalar...
0
karrdanadam
(17.08.11)
3-3 biter penaltılarda real alır:)
0
mayeskuel
(17.08.11)
ccc real madrid ccc

(çok gol beklemeyin)
0
spesifikasyon
(17.08.11)
ilk yarı 1'e evini, arabanı yatır.
0
tugaydogan
(17.08.11)
2-1 viva la barcelona
0
in vino veritas
(17.08.11)
üst, handikaplı beraberlik
0
thejester
(17.08.11)
barça rahat alır 3-0 yada 3-1 diyorum
0
korg
(17.08.11)
barça alır, realliler sevinir :D
0
nucleon
(17.08.11)
gol olmaz barça mal gibi top çevirir. madrid bala göte bir tane atıp üstüne yatar ancak. kısacası alt biter ya da 0-2.
0
smhylmzr
(17.08.11)
(13)

akşam is coming...

rtyu
yine akşam geliyor ve ben yine ne yiyeceğimi bilmiyorum. Öğrenci evinde tek başımayım evde de pek bir şey yok, dışarıdan yiyecek para yok. zaten öyle çok teferruatlı bir şeye de gerek yok...böyle hafif, pratik, doyurucu ne önerirsiniz?
yine akşam geliyor ve ben yine ne yiyeceğimi bilmiyorum. Öğrenci evinde tek başımayım evde de pek bir şey yok, dışarıdan yiyecek para yok. zaten öyle çok teferruatlı bir şeye de gerek yok...

böyle hafif, pratik, doyurucu ne önerirsiniz?
0
rtyu
(16.08.11)
tost, makarna, yumurta/menemen/kaşarlı veya salçalı omlet

tabi hepsini birden yeme.
0
in vino veritas
(16.08.11)
yoğurt-soğan-ekmek

hepsi birden tabi.

ha bir de eğer mini fırın/fırın tarzı bir şey varsa, tepsiye patates ve soğanları koy, güzelce pişsinler, al yanına ekmeğini çayını hüplet. ucuz kolay hafif.
0
thejester
(16.08.11)
@in vino veritas

tost için malzeme yok, makarna daha dün değil ondan önceki gün yedim, yumurta/omlet sabah yedim menemen de hiç pratik değil zaten yada ben pratik şekilde yapmayı beceremiyorum. =) Teşekkürler yine de.

@thejester

maalesef fırın yok. yoğurt-soğan-ekmek nasıl beraber yenir ya?
0
🌸rtyu
(16.08.11)
sahanda salcali yumurta - ekmek - yogurt
edit: sizin cevabi gormeden yazmistim. malzeme ne var evde?
0
thunder thunder thunder thundercats
(16.08.11)
evdeki malzemeleri söylesen daha kolay olur fikir vermek.
0
in vino veritas
(16.08.11)
patates kizartip yogurtlayin.
0
thunder thunder thunder thundercats
(16.08.11)
ekmeği yoğurda banıcan yanına da soğanı tuza bana bana yiycen.

kaynaklara bağlı olarak alternatif çoğaltılır.
0
thejester
(16.08.11)
@thunder thunder thunder thundercats

tarifin de var mı? =)

@in vino veritas

evde doğru düzgün malzeme yok işte yapacağım şeye göre alacağım ama çok masraf çıkarmaması gerek.
0
🌸rtyu
(16.08.11)
@thunder thunder

kızartma hafif mi? =) zaten o salçalı şeyde karar kıldım küçükken kovboy yemeği diye yerdim ben onu. =) ama tarifini de verseydin süper olacak.
0
🌸rtyu
(16.08.11)
tarifi yagda salcayi biraz kizdirip sonra yumurta(lar)i kirip yaristiriyorsunuz. yaninda yogurt ve ekmekle. afiyet olsun.
0
thunder thunder thunder thundercats
(16.08.11)
ekmek arası tonbalığı
0
cokta cokoprens
(16.08.11)
Bunun için bi site vardı neydi acaba evdeki malzemeleri giriyosun , yapabilicegin tüm yiceklerin tarfilerini veriyodu
0
utkucbkc
(16.08.11)
duyuruyu silmezsen iyi olur zira favoriledim
0
uykusuz her gece
(16.08.11)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.