Evet

En yakın arkadaşım Elif olduğu ve ailesi de muhafazakarın tam tersi olduğu için hiç aklıma gelmiyor öyle olması. Elif bu yeni nesil muhafazakar isimler çıkmadan çok önce de vardı, ondan herhalde.

ben elif ismini cok severim, arap alfabesinin ilk harfi oldugunu biliyorum fakat bana hic dini cagrisim yapmiyor. uzun ince kiz gibi baska anlamlari da var zaten. tanidigim eliflerin cogunun ailesi muhafazakar aileler degiller.

herhangi bir isme bakarak bir yargıda bulunmadığım için elif ismi için de şöyle geliyor diyemeyeceğim. yani isim bu. ayrıca arapça yazılmış bir kitap var ortada. bir sürü başka kelime de geçiyor orada. böyle bakmak bana hatalı geliyor.

bir isme sahip diye birine, bu kesin böyledir gibi bir yaklaşımda bulunmuyorum. çocuk kendi seçmiyor bu ismi sonuçta. ayrıca ailesine de böyle bir yaklaşımda bulunmuyorum. isim değil yani önemli olan. bu yaklaşımı da çok sığ buldum açıkçası.

Ben Elif'i dini isim kategorisinde kabul ediyorum.

Tanıdığım bir Elif (muhafazakâr olmayan bir ailenin kızı) bile "ne kadar mübarek bir ismim var" diye geyik yapıyor.
He kuranda isim olarak geçmiyor sanırım ama "bir" anlamına geldiği, Arap alfabesinin ilk harfi olduğu vs için yine önemli (yani sembolik bir değeri var falan) ve bence de Arap kökenli isim=muhafazakâr isim.

elif ismi dini bir isimdir demek aslında pek doğru değil.

kuranı kerim orijinali arapça olduğu için arapçada geçen bir harf sadece.

çağrışımı konusunda haklısınız ama kübra büşra kadar da oooo muhafazakar değil.

eskiden dini isim değildi ama artık dini isim.

@sta neden öyle dedin?

evet dini bir isim. elif, zeynep, merve bunlar hep arapça'dan geçmiş islami kökenleri olan isimler. muhafazakar olmayan 1 elif varsa 10 tane muhafazar elif var. ama baktığında islami kökenden gelmeyen isim az zaten.

bu saydığın isimlerin hepsi muhafazakar olmayan aileler tarafından da kızlarına koyulan isimler ama dini isim olduğu gerçeğini değiştirmiyor, dini isim koymak istemiyosan koymamalısın yani. ailesi dincidir diye düşünmem direk ama öyle dini hayatına hiç karıştırmayan bi aile olmadığını islamın az da olsa sözünün geçtiği bi aile olduğunu anlarım ki zaten ülkedeki ailelerin büyük bölümü bu kategoride. sümeyye, rümeysa gibi sadece muhafazakar ailelerin koyduğu dini isimler var bi de onlar ayrı direk yobaz yaftası oluşuyor kafamda.

Evet ama Kübra, Büşra kadar değil sanki.

Elif baya bi türk ismi yalnız. Yani arapça olabilir ama, ayşe esra falan gibi arapların kullandığı bir isim değil.

Elif bana zeynep ayşe Esra gibi isimler kategorisinde klasik bir isim. Bu isimler de Arapça kökenli ama zeynep Esra ayşe diyince dini isim geliyor mu, pek değil. 10u muhafazakar 1i modern olduğunu da düşünmüyorum hatta tam tersi
Dini değil klasik isim

Ben o isimlilerle arkadas bile olmuyorum diyordum. Birgun is yerine Ismail diye biri geldi. Solcu, gay, Alevi falan cok sasirdim. Adami sevdim.

ben algılamıyorum.

hatta kübra, büşra, merve gibi isimlere sahip olanları da muhafazakar diye nitelendirmiyorum hemen. gayet de zıttı olabiliyor. muhtelif sebepleri olabilir bu isimlerin koyulmasının. yine de, bu önyargının haklı olduğunu iddia etmek için yeteri kadar örnek sunulabilir.

arapça'dan gelen her ismin islami bir kaygı yaşadığının düşünülmesi doğru değil. islamiyet'ten önce de arapça isimler vardı. kuran'dan önce de arapça kullanılıyordu.

mesela zeynep sözcüğü değerli bir taş anlamına gelir.

arapça kökenli isim =/= islami isim.

Elif eskiden dini isim çağrışımı yapmazdı, Ayşe Fatma'ya göre daha modern isim olarak algılanırdı. Şimdi dinci ismi olarak algılanabilir.

Elif arap alfabesinin ilk harfinin adı olmanın dışında islamla bağı olan bi isim değil bildiğim kadarıyla.
Yabancı olmayan, tanıdık, dost anlamında olan ülfet kelimesinden türeyen bir isim. Bu anlamların "daha bi" "en" olma ifadesidir esasen Elif.
Mecazen de ince ve uzun anlamında kullanılır.

Demezsem olmaz editi: Bir de vakti zamanında Karacaoğlan'a o güzel dizeleri yazdırmış bir hatunun adıdır tabii.
www.youtube.com

ilk harf yahu. kübra ve büşadan daha dini bi isim.

Harika bir isim. Dini çağrışım bende yapmıyor

ailesi illa dincidir demiyorum ama orta derece muhafazakar olmayan ailelerden dahi elif ismi çıkmıyor. büyük çoğunluğu da muhafazakar hatta.

subscene.com

@diffarentiationation altyazısı derken türkçe altyazısı demek istemiştim :(, subscene, podnapisi, opensubtittle baktım yoksa

tr için yapacaksan işin içinde muhakkak sosyal bir yön bulunmalı. seviyeyi yüksek tutayım dersen site kaliteli olur da popülaritesi az olur. sosyalleşme konusuna döneceksek kullancılar arası iletişim olmazsa olmaz. birileri birilerine üstünlük taslayacak, başkaları siyasi/dini/fikri görüşleri ile kendini ortaya koyacak, yürüme dersen illa ki olmalı yoksa kim ne yapsın orada...

bence ciddi bir açık var. kızlarsoruyor gibi saçma sapan bir site bile ciddi hit alıyorsa, daha düzgün bir kitleye hitap edecek bir site iş yapar. düzgün çalışan mobil uygulamayla yürür gider(bence).

ekşi duyuruyu baz alarak söyleyeyim.

küfür istemem.
sadece ise yarayan cevapların tiklendigi bir yer olmalı.
sorulara, soru sahibinden geri bildirim olmali (x yaptim ise yaradi-yaramadi)

mobil uyumlu olmalı

kategori seçeneği olmalı

özel mesaj seçeneği iyi bir sistem

ekşideki bağış karşılığı üyelik bence harika. gerçekten burada olmak isteyenleri görüyoruz. ya da davetli vb. bir referans sistemi olmalı

ilk aklima gelenler...

bi defa puanlamadır, artı/eksi oydur... bunlar kesinlikle olmalıdır. hatta kimin artıladığı da görülmelidir. belki de hiç eksileme olmamalıdır, türk insanı duygusaldır, tavır mavır alır.

mesela discourse bazı yönleriyle rol model olarak ele alınabilir. ha istersen direkt onu da kullanabilirsin ama türk insanı için kullanışlı olur mu bilemedim. biraz da forum gibi aslında, istediğine uygun olmayabilir ama mesela oylama kısmı ideal. pratikteki halini inceleyebilirsin: llllllll.co (forum içeriği biraz farklı bir konu olduğu için daha genel bir başlıktan örnek verdim. bu arada okuyun da o başlığı, demokrasi üzerine çok iyi fikirler, paylaşımlar var.)

profil kısmı olmalıdır. kişinin alanları nedir, onları yazmalı, giren bunu görmeli. ama herkesin de illa ki spesifik bi uzmanlık alanının olması şart değil tabii. sadece ekstra önem verilebilir bazı konularda bu insanların yorumları. suistimal edilebilir mi bu? hani yalan beyan olur mu? olur tabii ama yazılan içerikten bu kolaylıkla anlaşılabilir ve yeterli şikayet olursa (profili şikayet etme kısmı da olmalı) profil kapatılabilir.

mobil, kategori falan söylemeye gerek duymuyorum.

düşük seviyeyi boşver, o tür iş zaten var. sosyalleşmek isteyen için seçenek fazlasıyla mevcut ancak bilgi paylaşımı yok. daha doğrusu bilgi de internette dolu artık, fakat buna ulaşmanın pratik yolunu bulmak emek ister oldu. bu pratik yolu sen sunmalısın. mesela birisi bilmem ne tarihiyle alakalı aklına gelen bi soruyu sormak için senin siteni kullansın ve bilsin ki ona verilecek olan cevap da tarih üzerine hakikaten emek vererek çalışmalar yapmış biri tarafından yazılsın. "bence" ile başlayan cevaplardan bahsetmiyorum, (tabii ki sorunun içeriğine bağlı bu dediğim) net olarak kaynaklı maynaklı cevap alabilsin insanlar. bu birikime sahip çok sayıda insan var türkiye'de, yok değil. onları da sitene çekmek için çaba sarf etmelisin tabii, o da bir iş. dolayısıyla içeriğe ek olarak tasarım da önemli rol oynayacak burada. mümkün olduğunca basit, sade ve minimal bi tasarım olmalı.

şimdilik aklıma gelenler bunlar.

ekşi neyine yetmiyorluk bi durum yok çünkü sözlükte de burda da her isteyen yazar olamıyor, bu kötü bi şey değil ama q&a sitesi için yetersiz kalmasına sebep oluyor. ki zaten duyurunun da aktif kullanıcısı sözlüğe göre çok az. bu sebeplerle kesinlikle her isteyenin üye olup soru yazıp cevaplayabileceği bi site güzel fikir.

1- ayrıntılı bir kategarizasyon önemli bence. mesela burda soruların büyük çoğunluğu soru başlığında soruluyor çünkü az alt kategori var. soruların hepsini okumak bütün gün burda takılmazsan mümkün değil, insanların yararlı olabileceği konuya girip oradan soru cevaplayabilmesi için daha çok alt başlığa ihtiyaç var belki yardımcı olabileceğimiz bi sürü soru kaçırıyoruz böyle. tabiki mesajlaşma, cevapları oylama, cevapları yorumlayabilme, soru sahibinin istediği cevapları en yukarıya sabitleyebilmesi (işe yarayan cevapları aramayla uğraşmamak için) güzel ek özellikler olur.

2- direk küfür yasaklamak fazla resmiyet katar hani esprili küfürler falan olabilir ama direk kullanıcıya küfür olursa şikayet et butonuyla şikayet edip küfredenin uyarı alması veya direk atılması iyi bi önlem olur sanki. e tabi kullanıcı engelleme de lazım, engellenen kişi sorularına cevap, cevaplarına yorum yazamansın ve mesaj atamasın.

nasıl bir cevap bekliyordun? sana tecrübesini anlatmış adam. fikir vermiş. araba zaten kendi kendine öğrenilir temel konular öğrenildikten sonra.

6 dersten, günde 2 saatten araba hala araç sürerken karar veremiyorsan zaten trafiğe çıkma. bu sinir ve öfkeyle kazadan başka bir şeye yol açmazsın.

acemi yorgunluğu bu. dert edip motivasyonunu düşürme sakın. erkekler türlü denyoluklarla öğreniyorlar bu işi. herkes her şeyi kitabına uygun ve hiç hata yapmadan öğrenemez. kadını da erkeği de aynı şekilde. sıkma canını. pratik yaptıkça her şey güzel olacak. bol şans.

bende de oluyordu. gayet normal.

Kendini kasıyorsundur, stres yapıyorsun muhtemelen. Sürüşün doğal, içten gelen bir hale (yani üstünde çok düşünmeden) gelince belki rahatlamak için araç sürersin.

zamanla geçer, imkânın ve zamanın varsa rahat bi hocayla ek sürüş dersi al. teknik konuların sürüşle pek bi alakası yok, yalnızca motor refleks edinene kadar çok düşünerek kullandığın için yoruluyosundur.

efsane yoruluyodum ya sanki 10 saat otobüste gitmiş gibi oluyodum yani normal kasmaktan oluyo sanırım.

zencilerle çok işli dışlı dizileri sevmiyorsanız the sopranos izleyebilirsiniz. the wire'la aynı kulvardadır ve 6 sezon boyunca gözüken zenci sayısı 2 elin parmaklarını geçmez sanıyorum.

4. bölüme kadar sabredersen güzelleşiyor hareketleniyor. Ama genelde zenciler ve polisler ilgili bir dizi. Sevilmesinin sebebi oyunculuklar çok iyi. Karakterler çok benimseniyor. Samimi bir dizi yapmacık değil. Hee ayrıca her sezonu farklı bir hikaye anlatıyor, 1. sezondaki başrolü, ikinci sezonda 4.plana atıldığını falan görebiliyorsun. 1. 2. sezondaki başroller 3. sezonda hiç beklenmeyen anlarda pat diye ölebiliyor.

5. bölüme kadar sabret, sarmazsa bırakırsın.

the wire bir karakter dizisi. yani öyle acayip hikayeler etrafında dönmekten ziyade acayip karakterler etrafında dönüyor. onların gelişimleri, birbirleriyle etkileşimleri vs.bunların sizi sarması için biraz zaman vermelisiniz en az 3 bölüm en fazla 1 sezon. ama amerikan zenci kültürü sizi çok itiyosa sevmeniz zor az itiyosa bile bence biraz şans verin. bu arada beni (itiyor fakat) az itiyor o kültür, ona rağmen efsane dizilerimden değildir ama sevdiğim bi dizidir, 8/10 veririm.

Baltimore gibi %65'i zenci olan bir yerle ilgili dizi the wire. zencilerin olduğu dizileri sevmiyorsanız niye başladınız ki zaten?

wire uzun soluklu bir dizi. gün geçtikçe karakterleri tanıyorsunuz. bazılarına kanınız ısınıyor sonradan. 1. sezon sonuna doğru sevmiştim ben...

Wire'a 2 3 kere başladım bıraktım. Daha sonra 5 6 bölüm birden izleyince sardı ve şuanda favori dizim. Dizi popülist kaygılar taşımayan gerçekçi bir dizi. Olayı kavramanız için gereksiz diyaloglar türetmez Bu sebepten diziye alışmak vakit alsa da pişman olmazsınız.
Zenciler ise dizinin en güzel yanıdır. Başlangıçta kim kimdi tanımazken 1. sezonun sonunda hepsinin farklı bir yönünü seviyor oluyorsunuz. Bence 1 sezon izleyin şans verin, o kadar insan sevdiğine göre denemeye değecektir.

240 liraya daha iyi alternatifler bulabileceğini düşünmekle beraber çantayı iyi, hoş buldum.

1.55 minyon bir kadına bu çanta kaba durur bence. bu fiyata daha iyisini bulursunuz +1. çanta fena değil orası ayrı tabi.

Bulamıyorum daha iyisini :'( bulduklarım ya çok süslü ya da estetik değil.

sıradan

eastpak'in klasik çantaları daha iyi, benim zevkime uymadı bu model. ben de yakın zaman önce aldım herschel'de güzel modeller var.

Bu çanta, senin boyuna çok büyük.

Yanında zaten ufak şeyler taşıyacaksın, daha küçük boyutlarda bir çantaya yönelmelisin bence.

bence de eastpak'in klasik modelleri daha güzel, düz mavisi veya hoş bi desenlisi güzel olur ya da alabilirseniz kanken minyonlara güzel olur. ama bu 2 çanta sizin istediğiniz genişliğe sahip mi onu bilemiyorum. bunun da kaba duracağını sanmıyorum sadece dediklerim daha çok yakışır bence.

Tam aradigin "Day and Knight"

The Nice Guys ya da The Man from UNCLE

bu bahsettiğin türün en iyi filmi kiss kiss bang bang bence

O modemler 2,4 Ghz ve 5 Ghz yayını aynı anda yapıyor. Kablosuz ağlar listesinde 2 adet ağ ismiyle çıkar. İkisinden de bağlanabilirsin. 2,4 Ghz olanı uzak mesafeler için daha etkilidir. Sonu G ile biten 2,4 Ghz dır.

range extender'lar var, internet operatörleri anlaşmalı verebiliyor bedelini taksitle faturanıza ekleyerek veya kendiniz de alabilirsiniz. onlar iş görür büyük ihtimal. tp-link marka veriyor mesela superonline.

kablosuz modemim var diyorsun.

kablosuz modemi repeater olarak kullanmak diye arat, çözümü oldukça basit.

çok idealist bi gişe memuruna denk gelmezsen 15 yaşındaki biri yanında +18 birisi olmasa bile +18 filme girebilir, takmana gerek yok

Defalarca r rated filmler için öğrenci bileti rezervasyonu yaptırdım, kuzenimi de (16) en son yine +18 Deadpool filmine ben götürmüştüm. Hiçbir sıkıntı çıkmadı, sormadılar bile.

teşekkürler cevaplar için, biletleri önsatışla almayı planlıyordum. gidip orada sorun çıksın istemedim.

Abi 3 segmentten araba soylemissin nasil bir sey istiyorsunuz ona gore oneri yapalim. Cevap vermemis de olmayayim 2008 surdum, ici dar baya kotu araba.

@brad pitt evet biraz karışık gelmiş olabilir segment belirtmemek ama net bi segment tercihimiz yok işte, saydığım şeyler daha önemli. yukardaki şartlara uysun spor olmasın dolmuş, pikap vs olmasın kafi :) peugot 2008 gibi jipe kayan şeyler de istemiyorum ben ama babam ona da bakmış sen yine de o tarzı boşver.

volvo v40 t3
inscription donanıma ek olarak elite paket şu an 120küsür kampanya var.

Superb guzel araba. 1.4 benzinli manuel 117k. Sunu izleyin fikir vercektir.

Ama sahsi onerim bi tik araba alarak belki, otomatik almaniz. Dizeli bir aile arabasi arayip cok kullanmayacaginizi varsayarak es geciyorum.

youtu.be

20-30 arası. Kitaptan kitaba değişiyor evet ama hızlı bir okuyucu olduğum söylenemez. Bir kere bir roman okurken şu yalnızca gözle okuma olayını denemiştim, hızlıca satırlara bakıyordum, bayağı da hızlı okudum cidden ama bir daha da yapmadım. İstemsizce nefesimi tutuyorum yapmaya çalışırken, rahatsızlık verici. İçimden seslendirerek yavaş yavaş okuyorum şimdi.

okuduğun şeyin içeriğine göre değerlendirmek lazım. mesleki kuramsal vs bir şey okuduysan belki normal, roman okuduysan evet yavaş. dikkat dağınıklığın olaibilir. çok fazla telefon pc ile vakit geçirmekten de kaynaklanıyor.

@j r r tolkien hayrani: roman ama çok zor bi kitap değil ama öyle aşırı akıcı romanlardan da değil modern klasiklerden. bilenler için kolera günlerinde aşk.

j r r tokien hayrani arkadasa katilmakla beraber, senin durumunun sebeplerinden biri bence sosyal medya - internet kullanimi. en azindan kendi adima da cikardigim sonuc bu. internette hap gibi kisa kisa seyleri okumaya alistigimizdan (bu aslinda cok uzun bir konu. ilgi araligi, konsantrasyon vs vs) belli bir konu, kurgu iceren yazili urunu okurken sikiliyoruz veya dikkatimiz dagiliyor. bana da cokca oluyor. cozumu okumayi ihmal etmemek. en yogun gununde bile en azindan 5 sayfa okumaya calis. oyle oyle isinir gidersin. bir de uslubu akici yazarlardan basla isinmaya. tavsiyem yasar kemal :))

@dougsampson kitap okumaya yeni başlamadım ama az okurum senede 3-4 falan. sosyal medyada çok zaman geçiriyorum etkili olmuş olabilir evet. ggm'nin yüzyıllık yalnızlık'ını elimden bırakamamıştım o yüzden bunu aldım aslında sevdim de kitabı ama öyle elimden bırakamama gibi bi durum olmadı hiç, agatha christie'ye başlamayı düşünüyorum bundan sonra yaşar kemal'e de bakıcam teşekkürler tavsiye için.

sosyal medyada çok zaman geçiriyorum 6 yıldır, bi saatte 40 sayfa okuyabilirim. sevmediğim, zorla okuduğum bi şeyse sağa sola bakar, sayfa aralarında düşüncelere dalar o zaman belki yarısını ancak okuyabilirim.

Kitap pek sarmadığında oluyor bu bana. Bazı kitaplar kendini bir oturuşta yüz küsür sayfa okutturuyor, bazıları ise ıkına sıkıla ilerliyor. Bilhassa kitabın içinde kendimi görebilirsem, en az bir katakteri kendim ya da sevdiğim biri ile özdeşleştirebilirsem kaptırıp gidiyorum. Aksi takdirden çok yavaş ilerliyorum maalesef.

Kitabın imlası hatalıysa ve çok hata varsa o da dikkat dağıtır. Sen de fazla imla kullanmıyorsun, anlama yavaşlıyor, anlamak için geçirilen vakit artıyor.

1 saatte 40 sayfa falan okurdum herhalde birkaç ay öncesine kadar ama çalışmaya başladığımdan beri doğru düzgün kitap okumadım ben de. Eskiden 4-5 günde bitirdiğim kitaplar şimdi haftalarca sürünüyor elimde ve okuma hızım da çok düştü.

Bence kitap okumaya ara vermekle çok ilgisi var. Eskiden her gün okurdum ve hem daha hızlıydım hem de bütün dikkatimi kitaba verebilirdim okurken. Bir kere okuma düzenini kaybedince kolay kolay odaklanamıyor insan uzun süre okuduklarına.

ben rahat 100ü devirir 150yi görürüm, fakat kitap sarmadıysa okuma hızım yarı yarıya düşer, dikkatim dağılır. okumam gerekli diye okumayın, merak ettiğiniz için okuyun, 16 sayfa hakikatten az çünkü.

@semaforo 100-150yi kıstas olarak almayın, moraliniz bozulmasın. ben hakikatten çok hızlı okuyorum. atıyo bu kesin demesinler diye az yazdım, öyle söyliyim jdsfjjsh.

belki kitap okurken şunu deneyebilirsiniz, okumanızın bölünmeyeceği kendinizi soyutladığınız bir ortam hazırlarsınız. telefonunuzu sessize alırsınız, ışığı başucunuzda bulundurursunuz, ne bileyim suyunuz yanınızda bulunur falan. kalkmak için bahaneniz olmaz, odaklanırsınız, okuma yaptıkça da hızlanırsınız. ben metroda metrobüste manyak gibi okuyorum misal kapayıp kendimi, siz de bu benim okuma aram diye düşünüp öyle deneyebilirsiniz.

kafan başka yerlere gidiyorsa, önceliklerine bakman lazım. gerçekçi ol. şu yazacağıma kendini inandır;

"önümde daha çok uzun zaman var ve kitap okumak bu zamanın çok küçük bir bölümünü alıyor. kafamı kurcalayan ya da istediğim şeyleri yapmak için daha çok zamanım varken, bunu kitap okurken düşünmem çok gereksiz. bu tuzağa düşmeyeceğim. kitap okumanın keyfini biliyorum ve bu keyfi yaşayacağım."

benim 32-34 bandında. ara sıra oluyor. kafam dağınıksa 6 bile fazla gelebiliyor dolayısıyla önemseme

70-80 sayfa okuyorum. ekstra bir durum yoksa ve siz başka şeyler düşünüyorsanız her kitabı elinize aldığınızda, o kitap size göre değildir benim fikrimce.

3- masraf olarak karsilayabilirseniz ikinci kedi cok iyi bir fikir. Gecinip giderler guzelce.

1- şimdilik bir şey sürmeyin ve mantar testi yaptırın, mantarsa ne olduğunu bilsinler ona göre tedavi etsinler. başka veterinere götürün yani.
2- yavru kediler biraz dengesiz oluyor bu konuda, yolculuktan yorulmuş olabilir. bir dahaki sefere arkadaşınız sizde kalarak kompanse etsin bence.
3- yavruyken sahiplenirseniz çok hızlı alışırlar, bende dört tane yavru var birini verebilirim :D

1- çalışanı dinle bence bi veterinere ulaşabilene kadar.

2- kediden kediye değişiyo bu tip durumlar ama düzen değişiklikleri biraz psikolojilerini etkiliyor, hep öyle oladabilir alışadabilir bunu tecrübeyle görebilirsiniz sadece.

3- alman iyi olabilir ama evde olduğun bi dönemde sahiplen çünkü ilk başlarda çok kavga edebiliyolar, eskisi hayata küsebiliyo vs. bazen hiç yabancılamadıkları da oluyo ama o ilk 1 hafta falan çoğunlukla gözetimin altında olursa çok daha iyi olur.

O film DC'nin sinematik evreninde olmayacak, öyle olunca istedikleri gibi kurgulayabilirler Batman'in olması şart değil.

@angelus dc'nin sinematik evreninde olmayacağını biliyorum ama çizgi romanı temel alıyor bütün filmlerin hikayeleri daha hiç senaristlerin kendi kafasına göre hikaye ürettiği yok diye biliyorum, joker'in olup batman'in olmadığı bir hikaye var mı diye sormak istedim. eğer yoksa ve böyle yeni bi hikaye üreticeklerse baştan saçma olur proje zaten batman'i ölü mü göstericekler emekli mi ya da joker gotham dışına çıkıcak batman da sallamıycak mı öyle olunca, nasıl olabilir batmansiz joker?

Joker'in Batman'den bağımsız 30 yıllık bir geçmişi var, Joker yetmişli yıllarda Batman'in başdüşmanı oldu, onun öncesinde kendi ayrı hikayeleri var.

zaten filmin origin hikayesi olacağı söyleniyor. yani ortada daha batman falan olmayacak. nasıl joker olduğunu gösterecekler.

origin hikayesini biliyorum ama onun da tek başına işlenmesi sinema için zayıf kalır diye düşünmüştüm killing joke'taki gibi flashback şeklinde işlenebilir diye düşündüm öyle açıklama varsa biraz daha detaylı yapıcaklar demektir o zaman teşekkürler cevaplar için

Gülen Adam diye bir one shot hikaye var dc evreninde. Hafiften bir Joker Begins vari bir roman. Onu incelemenizi tavsiye ederim, aradığınız sorulara cevap olacaktır.

ben size katılıyorum joker ile batman bir madeni paranın iki ayrı yüzü. biri olmazsa diğeri olmaz. nasıl tek bir film yapacaklar bilmiyorum. ancak filmin arkasındaki isimler scorsese olunca merak ettim. bekliyrumm.

çok düşük...

MKE dir. Yani rip li video dosyasıdır. Muhtemelen sesten bir şeyler eksilmistir ama taş gibi izlenebilir. Bence sıkıntı yok.

mkv olacak

düşük. kaliteyi belirleyen bitrate'dir. bitrate starved diye bi kavram var. boyutu düşürmek için bitrate'in mına koyulmuştur bu da çamur gibi görüntü olur. 720p yazmasının bir önemi yok çözünürlüğü o sadece. sen gidip 1080p çözünürlüğe çok az bitrate verirsen sırf çözünürlüğü 1080p diye kaliteli bir görüntü olmaz. mkv olmasının da videonun kalitesi ile hiçbir ilgisi yok mkv denen şey konteynır yani sadece bir taşıyıcıdır codec değildir, videonun kalitesine hiçbir etkisi tesiri alakası bulunmaz veriyi taşır sadece.

X265 ise fena değil. Diğer türlü çöp.

yukarda bi arkadaş da açıklamış, bitrate yüzündendir o. rarbg de media infoya bakarsan görürsün kaç olduğunu. 2-3k kbpsden başlar iyileşmeye, baktığım human planet belgeselinde 30 mbps :)

rotten head'in cevabı en doğru, ilerletiyorum:

* uzantının hiç bir önemi, anlamı yok. aynı filmi MKV ile 100 mb veya mp4 ile 8gb olarak da oluşturabilirsin.

* MKV bir format değil container'dır, içinde farklı türlerde dosyalar tutulur, (video, ses, altyazı, chapter bilgisi, vs.). kalite için doğrudan fikir vermez, MKV'nin içindeki videonun codec'i ve bitrate'i önemli

* büyük riplerde 5.1, 7.1 ses olur, ki bu AC3, DTS gibi baba ses codec'leri demektir, düzgün ses bitrate'i ile sadece ses bile 1-2 GB olabilir.

popüler torrent ortamarında dosya boyutu çoğu insan için daha önemli olduğu için düşük bitrate, kolay codec, stereo mp3 ses, küçük dosya.

çamur falan diyenleri çok takma eğer görüntü mevzusuyla çok ilgili ve bilgili bi şahıs değilsen gördüğün görüntü kalitesi hoşuna gidecek kadar olur o dosyada da. tabi 8 gb 720p versiyonla yan yana kıyaslarsan o zaman arada net bi fark olduğunu görürsün o ayrı bi şey çamur, çöp abartılı yorumlar. ancak ses konusunda herkesin farkedebileceği boyutta bi sıkıntı oluyor ama o da nerden ne şekilde izleyeceğine bağlı. vlc'den misal sesi epey arttırabiliyosun ya da kulaklıkla izliyceksen zaten sıkıntı olmaz, tvdense tvsine göre değişir vs. son olarak x265 (hevc) teknolojisiyle riplenmişse seste de sıkıntı yaşamayabilirsin o zaman 550 mb çok da düşük sayılmaz çünkü normal düşük falan olur. x264'te ortalama 1-1.5 gb arası oluyor o uzunlukta filmlerin düşük boyutlu ripleri, x264'te o aralıklarda olan film x265'te 550 mb'a gelebilir.

izleyeli epey zaman oldu tam dediğin gibi olmayabilir ama yazdıkların bana bunu hatırlattı bu mu? www.imdb.com

Resolution (2012)
www.imdb.com

Sharp

nokia, alcatel, motorola, philips de eski imajından uzakta bence

Ericsson, national, panasonic.

schaub lorenz, grundig

sagem cep telefonlari vardi bi ara.

Aiwa
Kodak
Goldstar

Telefunken, grundig, saba.

Eskiden cok eskiden Nordmende vardi.

ankara'da hem ucuz hem de elit ambiyanslı bi yer bulabilirsen bana da söyle, ayvalık gibi yerlerde belki olur ama ankara'da henüz görmedim maalesef. ama ucuzluk yerine kazık olmayanı standart olarak alırsak kesinlikle 1 numara zula. kızılay'da kocatepe'nin oralardaki jolly joker'in karşısı. çok güzel bi ambiansı, kitlesi, müzikleri var. fiyatlar kazık değil ucuz da değil, alkol ve yemek menüsü de ortalama bi türk pubı gibi işte. en önemsediğim şey ambians olduğu için açık ara 1 numaralı yerim burası.

güzel müzik yok onu bir kere kafadan unut. gerçi güzel müzik anlayışın nedir onu da tam bilmiyorum ama geçenlerde bahçelievler'de last penny diye bi yere gittik ve çok güzeldi. fiyatlar da ortam da zula'dan iyi ayrıca.

edit: last penny sigara içilebilen ve bira fiyatlarının 1 tele daha ucuz olduğu bir yer. ikisine de bu hafta içinde gittim.

Butik bira konusunda tavsiyem varuna olur, ama zula candır, gerisi heyecan.

@proletarier last peny daracık, sigara içemediğin bir yer, ambiyans güzel ama bi bira içilip kalkılır ancak, ayrıca fiyatlar zuladan yüksek.

bilkent otel'deki north shield's. pahalıdır biraz ama ambiente 10 numara.

annie hall

gone girl sayılır mı?
sert derken ne demek istediniz anlamadım.

blue valentine

The Living'i izlediğimde "Ne yani, beni terk mi edeceksin?" cümlesinin ilişkilere dair karşılaştığım en "sert" tepkilerden biri olduğunu düşünmüştüm. Kadın-erkek, aile ve kişinin kendi ile ilgili çatışmalarına dair çok yormayan ama şaşırtıcı olduğunu düşündüğüm noktaları da olan bir filmdi.

Dizi olsa big little lies

Izlememis olma ihtimalin cok dusuk ama:
Duvara karşı

(bkz: Raw)

@kayranın kedisi
sayılır tabı de ızledım onu saol yıne de

Agir roman.
Masumiyet ve kader i izledin varsayiyorum.

önerilerden blue valentine ve gone girl'e (izlemişsin gerçi) +1, ama izlemediyseniz istediğin tarz filmlerin şahı revolutionary road'dır tam aradığın şey olabilir

Masumiyet ve kader +1

Yerli ve sert!

Yönetmen olarak; Jane Champion

My King/Mon roi(2015)

Bence Nymphomaniac En sert mesajlardan birini veriyor film sonunda, ama film genel olarak erotizmden ziyade pornografik olduğu için ne derece hoşuna gider bilemem.

Revolutionary Road
Play Misty for Me
Kærlighed på Film
Bad Timing
Ve aralarında benim için en iyisi olan Blue Valentine

Bad Timing ve
My King/Mon roi(2015)+1

diğer soruna cevaben yazdığımı buraya da ekliyorum. ama soft olanları çıkardım.

The One I Love
www.imdb.com

Body and Soul
www.imdb.com

A Ghost Story
www.imdb.com

Forever (dizi. comedy demiş ama dram ve comedy bence, çok iyi irdeliyor)
www.imdb.com

Trust
www.imdb.com

filmlerin çoğunu festivallerde izledim. bence hepsi birbirinden sert. tek tek incelemeni öneririm.

ayrıca rüzgarda salınan nilüfer benim de aklıma geldi ama o filmin asıl derdinin kadın-erkek ilişkisi olduğunu düşünmüyorum.

ben ricky yi çok sevmiştim. başroldeki bebek de inanılmaz sevimli idi.

ben bu adamı duyardım hep ama şimdi filmlerinin imdb puanlarına bakınca 6 civarında seyrediyor, 7 üstü 1-2 filmi varmış, şaşırdım açıkçası.

8 femmes.

sitcom idare eder. balon bir yönetmen.

5x2

dans la maison'ı aşırı seviyorum, 8 femmes de güzeldi ama onun dışındaki filmlerini sevmedim swimming pool belki 7/10 o kadar frantz'ı da mesela pek sevmedim sen sevdiysen zevkimiz uyuşmuyor olabilir

@semaforo, sp'u yıllar önce izlemişim, sonradan farkettim. Frantz'ı sevdim ben. Time to leave'e başladım ama sarmadı. Bugün için senin önerdiğin filme niyetliydim, onu izliyeyim, sağol.

ben de dans la maison'u önerecektim.

(bkz: it's always sunny in philadelphia)

the big bang theory
2 broke girls
raising hope

en yakini friends ve the big bang theory

arrested development.

community

friends ve coupling en yakın 2 dizi himym'ye tarz olarak.

iasip baslayip izleyemediklerimden
himym hemen akmisti su gibi

seinfeld.

no man's land

johny got his gun.

judgment at nuremberg

www.quora.com

peki bu ser ünvanı her savaşçıya verilen bi şey mi yoksa belli bi kahramanlık sonrası mı kazanmış bunu jorah mormont? biraz araştırdım da bulamadım belki doğru kelimeleri kullanamadım.

her savaşçıya verildiğini düşünmüyorum, yanlış hatırlamıyorsam filmde 3 tane ser gözüktü şimdiye kadar

sir jamie lannister
sir barristan selmy
sir jorah mormont

Şövalyelere verilen ünvan ya da hitap şekli. Bir sürü "ser" var. Yeni tanrılara (7) inanıyor olman lazım şövalye olman için. Kuzeyde yok o yüzden. Çok nadir istisnalar var. Jorah da onlardan biri. Greyjoy isyanindaki cesareti ve desteği için (yanılmıyorsam) Robert tarafından şövalye ilan ediliyor savaşta.

@newer evet düşününce loras tyrell, davos da ser. şövalye oluş nedenini bulamamıştım ama teşekkür ederim bilgi için

sorun yüksek ihtimal bağırsaklarında. ev yapımı sirke ev yapımı yoğurt ve probiyorik kullan. en azından bir dene. www.botanikecza.com

Ketoral medikal şampuanı haftada 2 kullanımı geçmeyecek şekilde kullanmanızı öneriyorum. Rengi pembe ama idare edin ; )

cildiye doktorları gerçekten inanılmaz ilgisizler, bu konuda çok gıcık oluyorum hepsine.
en son gittiğim doktor saçını seyrek yıka dedi. cevaba bakar mısın?! yoldan kimi çevirsem bu cevabı verir zaten gerizekalı, senin doktor olarak yorumun bu mu yani. (çok sinirliyim cidden)
ben de aynı dertten muzdaribim, çözüm bulamadım henüz. her sabah duş alıp çıkıyorum. saç derim acımaya başladı artık.
perma etkili oluyor, 7-8 sene önce yaptırmıştım ve saç yıkama sıklığım 4 günde 1e inmişti. ama o da çok çözüm sayılmıyor.
başlığı takip edeyim, belki ben de nasiplenirim.
kusura bakma soruna cevap veremedim de aynı derde sahip birini görünce atladım hemen :D

@kobuzchu kiz gerçekten saçı az yıkamak mümkün değil yani katlanılıcak bir yağlanma seviyesi değil anlatamam, görmeniz lazım, 24 saat yıkamıyım al alnımdan bıçakla yağı ekmeğe sür o derece saçımı sıksak da sıvı yağ doldururuz biraz da (iğrenç oldu biraz ama sorry:() perma yaptırıcak kadar saçım kalmadı maalesef bu rahatsızlıklardan ötürü :( ama sirkeyi tavsiyenizi deniycem bi teşekkür ederim.

@vayezikhan @from brain to fingers dediklerinizi araştırıcam çok teşekkürler

@sedat pekerin yegeni zaten bu cildiye mevzularında doktorlardan ziyade eski hastalar daha faydalı oluyor, umarım faydalı şeyler öğreniriz :) bende hiç acışma falan gibi şeyler olmadı ya yıllardır her gün yıkamama rağmen, dermatit kaynaklı yaralar oluyor, kafa derimde sivilceler çıkıyor bi de ara ara saç kestirirken berberim söylüyor bazen.

bana head and shoulders clinical strenght şampuanını önermişlerdi yine burda. kullandım yağlanma ve kepek azaldı. kepeği bitirdi hatta.

@sanguine mcqae benim şu anki şampuanım da o zaten, egzamamı kontrol altında tutabilen tek şampuan o oldu şu ana kadar ama yağ sorunuma bi katkısı olmuyor maalesef

Yukaridaki önerilerin tekrarı olabilir hepsini okuyamadıma :

Davies in yağlı saçlar için olan sampuanını kullanabilirsin. Biraz pahalıdır ama uzun süre kullanabilirsin. Bunun yanı sıra ebru şallının çıkardigi bir şampuan var yağlı saçlar için olanı da var. Gratiste satılıyor. Ben memnun kaldım. Onu da kullanabilirsin

Duştan sonra organik -ev yapımı sirke li suyla saçı durulayabilirsin Bu hemen sonuç vermez ama düzenli yapıldığında sonuç veriyor.

Saçı ılık su ile yıkamak

Beslenme. Saç yağlı ise genelde ciltte yağlı oluyor. Protein ağırlıkli beslenme bunu biraz düzeltebilir.

Karbonat kullanabilirsin. Sampuanina karbonat karıştırıp iyice çalka. Hem saçı kurutuyor hem de daha dolgun hale getiriyor.

Saçın uzunluğuna bağlı tabi ama saçın uygunsa zaman zaman örülü kulamak

vichy dercos yeşil olan.

fringe sevdiysen x-files sevme ihtimalin de var.

1993 diyor başlangıç tarihi. kopuk olmasın biraz ? belli bir sezondan itibaren izlesem eksik kalır mı konu?
Teşekkürler:)

hannibal bu insan yiyen adamsa filmlerini sevmiştim onu izleyebilirim.
the wire başladım da ilk bölümde kapattım sonra izlerim diye kaldı öyle. bi ara izleyeceğim aldım onu listeye.
teşekkürler:)

Six feet under eğer biraz yaşın varsa tavsiye ederim.

26 bitmek üzere. yeterli mi?

the wire ve hannibalı tepeye koyarsın izledikten sonra.

Person of interest senin tarzın.

The Strain

Da Vinci's Demons'ı bırakabilirsiniz doğruca. Üçüncü sezon sonunda iptal oldu zaten, devamı yok, bir yere de bağlanmadı.

the wire
oz
the leftovers

dizi tarzını az çok anladığımı düşünüyorum önerileri yorumlamak isterim biraz. six feet under kesinlikle sevmezsin, the wire & hannibal sevebilirsin ama muhtemelen max 8'lik seversin büyük ihtimal 7 falan verirsin ama. oz da bir karakter dizisi aslında hikayeden ziyade karakterler önde yani. the wire'ı seven oz'u da sever ya da tam tersi merak edersen ikisinden birini izle seversen kesinlikle diğerini de izle ama tam emin olamadım sever misin sevmez misin. twin peaks öneren olursa bence ona da bakma senin tarzın gibi durmuyo pek. buradaki diziler tüm izlediğin dizilerse lost'u izlemedin yani, fringe 9.5 diyosan lost'a da en az o puanı verirsin. big little lies, unsere mutter unsere vater, and then there were none (bu üçü kısa dizi), bron broen seversin bence. komedi de pek ilgini çekmiyor anladığım kadarıyla önermiyorum o yüzden. bi de ingiliz tarihi ilgini çekerse the crown'a da en az 8 verirsin ama pek çekmiyorsa çok da sarmaz en fazla 8 verirsin o türlü de. dilerim doğru anlamışımdır zevkini.

Hepinize çok teşekkür ederim. mutlaka bakacağım dediklerinize:)

semaforo de medianoche size ayrıca teşekkür ederim üşenmemişsizni:)

piratebay tüm aradıklarına sonuç verecektir muhtemelen

zooqle

yılın en popüler 10 torrent sitesi: torrentfreak.com ben en çok 1 ve 6 numarayı kullanıyorum ama diğerleri de alternatif olarak lazım olabilir

popcorn time

thepirate bayda arattirdim o bayağıdır var bende fakat animasyon çizgi filmin adını türkçe arattım diye mi yoksa olmadıgından mı anlamadım ama önerileriniz için saolun teşekkür ederim hepinize

cloud atlas olabilir mi? google'da keyword araması bunu gösteriyor genelde

the beach olabilir mi? www.imdb.com

kong: skull island'da vardı buna benzer bişiler de king kong filmi hatırlanır herhalde

Skull İsland kesinlikle.

internet çuuğuna aka.ms/win10tr yapıştır, gir aracı şimdi indirden windows 10 setup'ını indirebilirsin ama win10 lisansın yok diye aktif edilmezse bilmiyorum tabi

Teşekkür ederim. Şu an indiriyorum %3 oldu. Daha önce aynı bilgisayara win10 kurmuştum. Dolayısıyla bu da bir win10 lisansım var anlamına gelmiyor mu?

mantık olarak gelmesi lazım ama tekrar win7'ye geçmesi enteresan olmuş, emin olamadım nasıl görür sistem senin durumunu

Fifa nba takılacaksan ps4 yeterli. Pro bir çok oyunu 4kda 30 fps 1080pde 60 fps oynatacaktır. Tvnizde hdr varsa çok tatlı olur bu kombo.

1- fps takıntın yoksa pro lüks kalıyor, bütçen uygunsa proyu al tabi ama mahrum kalıcağın bi şey yok ps4 slim alırsan da.

2- gittigidiyor'dan bak sony garantili mi ithalatçı firma garantili mi ona dikkat et hangisini istiyosan (başarılı satıcı vs. rozetli mağazalardan olsun tabi) al.

Benim 1 numaram Schindler's List.

kesinlikle schindler'in listesi.

benim en sevdiğim das boot. fazla gerçekçi ve güzeldi. SCHNELLEEEEER!!1!1! SCHNELLEEEEER!!1!1

Book Thief belki. Ben hiç sevmem gerçi.

Enemy at the Gates

schindler's list demeye gelmistim +1 diyim bari.

bi de the pianist var ve la vita è bella'yi da unutmamali

direk savaş görmek istiyosan önerimi dikkate alma ama 2. dünya savaşı'yla ilgili beni en etkileyen filmlerin başına judgment at nuremberg'i koyarım

Mini seri unsere mutter under vater

Das boot

Belki kimilerine sıkıcı gelebilir ama bence de kesinlikle Das Boot.

das boot +1

harika bir film. çok gerçekçi.

dunkirk

benim youtube çalıştı, canlı yayın bile izledim
ama mesela duyuru sitesi sürekli yükleniyor bir türlü tamamen yüklenmiyor.
edit: yutup da çalışmıyor şimdi.

rezalet. (ttnet - ankara) akk sıkıntısı falan da yok.

telefonların usb bağlantı mod'ları oluyor onları bir denemek belki? i.hizliresim.com

fluence'de nasıl birr hi-fi var bilmiyorum ama bu zamanda "bluetooth ses kalitesini düşürüyor" artık biraz tarih öncesi kaldı.

aux için de düzgün bir kabloyla hissedilir bir fark olacağını düşünmüyorum, şarj konusunda da en ekonomiği aux.

@celeron 300a valla flash bellekle takıp dinlenen müzikle bluetoothla dinlediğim arasında bariz fark var arabada, çok kötü değil ama o güzel müzik ambiansının oluşmasına mani olucak kadar bi kalite düşüklüğü var. tel de medya bağlantısında yazıyodu diye hatırlıyorum ama biraz daha kurcalayım o işleri teli arabaya takınca, olursa yarın tiklerim cevabı. hazır kablom varken aux'a sırf bu iş için para vermek, uğraşmak istemiyorum kalitenin yanında biraz o da etken son çarem birinden ödünç aux alıp beğenirsem satın almak bakalım.

maalesef takınca direk priz gibi görüyor usb ayar menüsü açılmıyor bile o yüzden, neden normal usb olarak görmüyor bilen olur mu acaba?

win 10 güncelleştirmesini yaptın mı hocam? Genelde güncelleştirmeden sonra düzeliyor.

windows müşteri hizmetleriyle görüştükten sonra halledebildim anca yaşayan varsa benim kadar uğraşmasın diye buraya da yazayım. bu başlattaki yardım al'dan arattım kendimi adam bi kaç şey dedi onlar da olmadı en son bilgisayarıma kurduğum windows'un hatalı olduğunu aka.ms/win10tr adresinden aracı şimdi indirin diyerek windows'u indirip öyle kurmam gerektiği söyledi ben de öyle tekrar formatladıktan sonra halloldu. uygulamaları falan tekrar silmeye gerek yok sakla diyebilirsiniz 2 saat falan sürüyor işlem tek çözüm bu.

@mcgonagalls cat izledim maalesef.

bu filmlerin babası için (bkz: przypadek)

sliding doors

the butterfly effect

the groundhog day
the time traveler's wife

frequency de var

source code
edge of tomorrow

önerilerden izlemediğim 2 tane vardı onları da izledim başka önerileriniz varsa bekliyorum.

click olabilir

it's kind of a funny story belki az çok cevap olabilir ilk etapta aklıma gelen.

The hours geldi benim de aklima.

We need to talk about kevin

ilk 3 öneri için teşekkürler ama hepsini izledim :(

The perks of being a wallflower
The machinist

500 days of summer

Haneke filmleri.
Özellikle der siebte Kontinent.

the beaver

Taste of cherry
Revolutionary road
Offret

he was a quiet man

seul contre tous geldi aklıma: www.imdb.com

haneke, der siebente kontinent +1 diyorum.

2:37 denilebilir

ustune tanımam : deux jours, une nuit

eger depresyon gectiyse basından, kendini bulabilirsin