Giriş
(19)

Amerika'da zencilere karşı ırkçılık

vizivozo
Hala gizliden devam ediyor mu, yoksa çoğunlukla bitti mi?
Hala gizliden devam ediyor mu, yoksa çoğunlukla bitti mi?
0
vizivozo
(29.01.23)
Devam ediyor hicbir zaman bitecegini sanmiyorum. Amerika'nin dezavantaji yuzolcum olarak cok buyuk olmasi bunun sonucunda zenci zenci bolgesinde, beyaz kendi bolgesinde yasiyor. Bu yuzden Ingiltere'yi fransa'yi 100 yil geriden takip edecek irkciligi yenme konusunda. Avrupa'ya kiyasla sosyal devlet de olmayinca (!) yoksulluk sarmalindan cikamiyor zenciler, isi zor Amerika'nin.
0
freedonia
(30.01.23)
polisleri sürekli zenci öldürüyor gibi bir algı var bende.
0
ahm1
(30.01.23)
benim gozlemim kalmadi. ama bunu bir zenciye sormak lazim.

yeni nesilde hic kimsenin umrunda degil bu konular. hatta bircok noktada artik pozitif ayrimcilik da var. mesela sirf siyahi oldugun icin diversity recruitment ile guzel sirketlere bir beyaza gore daha kolay giriyorlar.

sehirlerin asiri segrege olmasi, zencilerin dusuk sosyoekonomik seviyede olmasi fakirlik ile ilgili mevzular. onlar cok derin mevzular. ama direkt bir irkcilik falan yok artik. oldugu an carmiha geriyorlar.
0
antikadimag
(30.01.23)
speedy
(30.01.23)
Bro ABD'de zenciler beyazlara ırkçılık yapıyor.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(30.01.23)
Bu kadar belirgin bir ayrım varken bitmesi zor gibime geliyor. Bir siyahi suç işlediğinde, bir beyazın aklına ilk gelen ifade, "pis zenci" oluyordur muhtemelen.
0
🌸vizivozo
(30.01.23)
sırf zenci olduğu için kamu ihalesi, ucuz kredi, en iyi okullarda kontenjan, büyük şirketlerde kontenjan, kamu personeli alımında kontenjan hakları var.

zencilere en ufak kötü söz söylerseniz ırkçı olduğunuz için işten atılıyorsunuz. kiracıysanız evinizden çıkarıyorlar. web siteniz varsa kapatıyorlar. dükkanınız kapatılıyor belediye mühürlüyor ya da zenciler gelip yakıyor ve polis ellemiyor ırkçı olduğunuz için.

zenciler akpliler gibi, sürekli mağdurlar ama ülkenin kaymağını sonuna kadar yiyorlar. nüfusun %13'ü olup cinayet suçlarının %56'sını işliyorlar. yani zenciler olmasa ülkenin cinayet oranı yarıdan aza düşecek. özellikle büyük şehirlerde yani zenci nüfusun yoğun olduğu yerlerde neredeyse hiç cinayet kalmayacak demek bu. yani zenciler sopayı almış sana vuruyor, ırkçılık var bana sopa vuruyorlar diye de bağırıyor bir yandan.
0
sert siyah krom
(30.01.23)
@ sert siyah krom: hocam yazdıklarınız akplilerden ziyade ülkemizde olan bir milleti (ırkı) hatırlattı. Kimler olduğunu söylemeye gerek yok.
0
Erestor
(30.01.23)
Sistematik ve kurumsal ırkçılık azaldı ancak tam anlamıyla bitmedi, bitmesi de oo kadar kolay değil zira ırkçılık kendini çeşitli şekillerde yenileyen bir ideoloji. Burada anlaşılması gereken şey şu sanırım; siz bir ırkı onyıllar boyunca baya eşya olarak kullandıktan, sömürdükten sonra geri dönüp çıkardığınız bir kaç yasa ve üç beş pozitif ayrımcılık uygulamasıyla sorunları çözemiyorsunuz. Kapitalist bir ekonomide bütün sermaye beyazların elinde birikiyor, uzun yıllar süren kölelik ve sonrasındaki ayrımcılık politikaları nedeniyle azınlıkların nitelikli eğitime, ev alacak, iş kuracak krediye, vb. kamu kaynaklarına erişimi engelleniyor, basit suçlar için bile azınlıklar hapisle cezalandırılıyor ve bu nedenle aile kurumu parçalanıyor. En nihayetinde bu sistem kendini yineliyor zira hemen her toplumda suçlular anne babası birlikte olmayan, sağlıklı bir çocukluk dönemi geçirmemiş, iyi eğitim almamış, düşük seviyeli insanlardan çıkar. Dolayısıyla "Çok suç işliyorlar" bir sebep değil sonuç. "Şirketlerde kotalar var" falan demek de "Ne istediler de vermedik" tarzı bir söylem haline geliyor. ve ne yazık ki bu kavramlar doğru dürüst anlaşılamadığı için yeni nesil içinde ırkçılığı körüklüyor.
0
salihdt
(30.01.23)
ABD’deki zencilerde çok fena ama..
benim denk geldiğim iş yerinde yüzüne gayet kibar ama arkasından dalga geçiyorlardı.
0
wishmaythşngs
(30.01.23)
Yani, amerikada ırkçılık bitti diyebilmek için herhangi bir bilgi kaynağına erişimi olmayan, ulaştığında da okuma bilmemek, dinlediğini de anlamamak falan gerekir.
Daha yakın zamanda African American tarihi müfredatı ile ilgili sorunlar çıktı, siyah amerikalıların polis tarafından öldürülme ihtimalinin yaklaşık dört kat daha yüksek olduğunu gösteren data mevcut, bazı istatistiklere göre amerikan hapishanelerindeki 17-18 yasindaki siyah genç sayısı üniversitedekilerin sayısından daha fazla. Charlottesville protestoları daha 4-5 sene önce oldu. Bunlar politik, sistemik, düzensel, sosyal kavramlar, geçtiğini bittiğini bizim ömrümüz görmez herhalde.

Edit: bu alanda master yapiyorum aka data yorumlamayi kimseden ogrenecek degiliz.
0
sopiro
(30.01.23)
@sopiro; data yorumlamak zor bir konu cogu insan eline yuzune bulastiriyor (bkz: correlation not causation)

o saydiginiz datalarin irkciliktan mi yoksa sosyal esitsizlikten, kulturel farkliliktan mi kaynaklandigini nasil biliyorsunuz? bunlar farkli kavramlar. mesela san francisco shoplifting diye aratin youtube'da bakalim shoplifter'lar hakkinda ne farkedeceksiniz?

2023 yilinda amerika'da yasayip da irkcilik var demek zor.
0
antikadimag
(30.01.23)
nüfusun %13'ü olup cinayetlerin %56'sını işlemek ne sosyoekonomik faktörlerle, ne geçmişte yaşananlarla, ne yıllar önce yasal olarak bitmiş ayrımcılıkla hatta pozitif ayrımcılığa dönmüş bir durumla açıklanabilir... bu ayrı bir şey. nüfusa oranla dört kat cinayet işliyorsun, yani silahlı suça dört kat fazla karışıyorsun, e polis de senle dört kat fazla muhattap olur bu matematik... cezaevine de girersin kardeşim. sosyoekonomik hiçbir faktör insanı katil etmez. çekme tetiği? bıçakla doğrama? bu kadar basit. insan kendisi bir sadist ve cani olduğu için, gücü yettiğine zulüm ve işkence edecek bir karakterde olduğu için katil olur...
0
sert siyah krom
(31.01.23)
gelismis ulkelerde bariz irkcilik kalmadi, ama gizli irkcilik suruyor.
Kuzey Amerika'da zenci irkciligi bitmis degil, bunu zaten adamlarla konusunda anliyorsun.

"sen suca bulasirsan tutuklanirsin" eywallah da adamlara uvey evlat muemelesi cekersen boyle oluyor, ortada bir suca tesvik var. Adamlarin yirtmasina izin vermiyorlar kolay kolay.

Bir arkadas bir gece kulubunde sabahlari temizlik yapiyordu bir yandan okurken, mekan sehir merkezinde. Sabah zenci bir eleman kapiya tikliyor, birsey soracam diye. Buda aciyor kapiyi, acar acmaz agzina silahi sokuyorlar. Bunu tuvalette borulardan birine ters kelepce bagliyorlar, agzina da ban cekiyorlar. Bir tanesi merak etme sana birsey olmayacak kasalari patlatip kacacaz, is bulamiyoruz aciz falan demis. Sonra mekanin sahibi geliyor, onu da aliyorlar. Kasayi patlatip, icerideki kumar makinalarini falan bosaltip uzuyorlar.
0
cooperr
(31.01.23)
cinayetlerin yüzde 50 bilmemnesi tekerlemesini 10 kere söyleyince ne kadar etkili oluyor di mi
tam bir cherry picking. tam bir art niyet. tam bir yönlendirme. kötücüllük. hem ölümleri aklamaya çalışıyor. hem de -onlar aşağı ırk ben ise yırttım kafası'nı temize çekmeye çalışıyor. yırtamamışsın ki sen, senin niyetin bozuk.

peki gerçek rakam ne?
nüfusun yüzde 13ü ve toplam suçların yüzde 26sı zenciler kaynaklı.

biri de çıkıp o beyazlar ırakta 30 senedir ciddi ciddi 2 milyon insanı katletti deyince cepteki argümanları suya düşecek

cinayette değil fakat başka suçlarda dezavantajlı olmak, internet trolleri nezdinde olmasa da mahkemelerde suçu hafifletici kararlar aldırıyor. bu türkiyede de böyle.

insanlığın yerleşik hukuk usulünün bu kafalardan azade olması, bu kafa dünyada yeşermeden evvel hukukun temellerinin yerleşmiş olması büyük talih.

bu işte okulda kayırmalar demokratların eğlencesi.

kimse -doğal olarak- gidip zencilerle aynı mahallede yaşamayacak, evlenmeyecek, örtük olarak onlar ve biz kafası devam edecek. bu da tümden yadırganacak bir şey değil. kaçınılmaz bir şey. insan için varsa yoksa gözüne değen şey önemli. hayvani bir dürtü bu.
0
comp
(31.01.23)
Gizli ırkçılık mı? George Floyd'un ölümünün üstünden 5 yıl bile geçmedi. Aynı şey bir beyaza yapılabilir miydi? Irkçılık bitmiş değil.
0
dissendium
(31.01.23)
ben cinayet diyorum, tüm suçlar diyor. cinayet önemsiz mi? tekerleme değil bilimsel somut gerçek. bu rakamların hepsi bilimsel veri toplayan kuruluşların elinde var ve kolayca ulaşılabiliyor. eğer bilime inanıyorsan sayısal veriye bakarsın. yok bilim karşıtı, aşı karşıtı, düz dünyacı, üfürükçüysen bilime değil hacı hocaya taparsın.

obama yemenden afganistana en büyük katildi, düğünlere drone'la roket atma olayını başlatan da oydu, ırak'ta en büyük askeri varlık da onun dönemindeydi, obama beyaz da hafif yanık tenli mi?

ayrıca iş bulamayıp aç kalan adam kasa patlatacak aleti, silahı falan nerden buluyor? yalan dolan.
0
sert siyah krom
(31.01.23)
obama amerikaya prangalarla getirilmiş zenci köle mi?
babası afrikalı vurkaç meraklısı bir değişim öğrencisi, anası beyaz amerikalı hristiyan bir kadın.
o halde afgan işgalini yarı beyaz yarı siyah biri yaptı.

hem amerikanın afganistan işgali 2000'de başladı obama ortada yokken.
amerikan hükümeti ve ordusu da harlemli zencilerden ibaret değil. hatta zenciler azınlıktalar.

verdiğim örnek ırak iken, obamanın -olmayan amerikan zenciliğine- vurgu için ırakı görmezden gelmek ve afganistanı konuşmaya başlamak çarpıklığı, esas niyeti açık ediyor.

2 ırak işgalini ve cinayetini de beyaz teksaslı hristiyan baba oğul başlattı. sebepsiz.
o halde beyazlar katildir? mi diyeceksin. dememek için başka örneklere mi atlayacaksın.

üfürükçülük ithamıyla ne taraftar toplayabilirsin ne de kendini haklı çıkarırsın. ancak kendini kandırırsın. redditten buraya her bulduğunuz zırvalığı taşımayın.

bilim kendi namınıza ve diskurunuza çalışan bir şey değil çocuklar. komik olmayın.
sana bilimi göstereyim. meseleye ne kadar bilimsel yaklaştığını ortaya koyayım.

rakamlara bakıp -hah işte zenciler katil tıynetli olur diyorsun,
ben aksi yönde, insanları kitlesel olarak imha eden beyaz güruhtan söz edince de,
chewbacca defansına geçiyorsun, obama afganistan bilmem ne gibi verdiğim örneği yanlışlayamayan şeyler sıralamaya başlıyorsun.

ırkla cinayet motivasyonunu ilintilendirmek için istatistiğe sarılamazsın.
yaparsan kitlesel cinayet işleyen beyazlar örneğinde duvara toslarsın. bu bilim değil psödö-bilimdir. bu dolandırıcılıktır. falcılıktan farkı yoktur. yani üfürükçünün ta kendisi olursun bu durumda.

rakamlar sadece rakamdır. sebepleri söylemez. genetik bile kromozom bozuklukları hariç şu kimseler katil mizaçlıdır demez.

ırkla üstünlük kurma muhabbeti 1850lerden 1920lere avrupada başlayıp bitmişti.
köhnemiş modaları balçıktan çıkarıp tezgaha koymayın. gerçi sen değilsin koyan, bunlar siyasi havaya göre avrupada türetiliyor, yerli fedailer türkçeye çeviriyor, sen de kendi fikrin olarak sahiplenip ilan ediyorsun sağda solda.

insanları tek bir değişkene(ırk) bağlı robotlar yazılımlar gibi görmek de büyük bir cehalet. insan böyle bir şey değil.
bu yüzden rakamları ideolojiniz ve duruşunuz için mesnet etmeyin. mide bulandırıyor.
0
comp
(31.01.23)
color of crime kitabının 2005 yılından verileri paylaşacağım. kitabın 2016'de üçüncü baskısı çıktı orada da benzerdi tablo. tüm veriler de resmi verilerden geliyor: twitter.com

görebilirsiniz ki şiddet içeren suç oranlarını en iyi tahmin eden istatistiksel değişken ne fakirlik, ne eğitim, ne işsizlik.

yani rakamlar ortada. bilimsel veri ortada. açık açık söylüyor gerçekleri. aşı karşıtı düz dünyacı üfürükçüler, bilim karşıtları, bilimden ve istatistikten anlamayan hacamatçılar bir yanda, biz bir yanda.

bu arada rica ederim, kimse bir şey çevirmiyor, bunları her dilde zaten ben yazıp yayınlıyorum - kişi kendinden bilir işi tabi.
0
sert siyah krom
(31.01.23)
(2)

Yüz yogası (YouTube)

uzletguzin
Yüz yogası konusunda (antrenörü) bilinçli bir YouTube kanalı var mı bildiğiniz?
Yüz yogası konusunda (antrenörü) bilinçli bir YouTube kanalı var mı bildiğiniz?
0
uzletguzin
(29.01.23)
zeynep şensoy.
0
blatta hiberna
(29.01.23)
Melis Koçal
www.youtube.com
0
salihdt
(30.01.23)
(3)

s22 yada s22+ kullananlar cihazların kronik sorunu var mı?

baldan kaymak
Isınma vs yada herhangi bişi. Memnun musunuz?
Isınma vs yada herhangi bişi. Memnun musunuz?
0
baldan kaymak
(29.01.23)
İkisi de alınmaz. Haftaya S23 ailesi çıkıyor.

S22'nin şarj sorunu var. Günde 2-3 kere şarj edersin.

S23ler gelecek diye stok yok. 30bin S22 plus'a verilmez.
0
Cesario
(29.01.23)
S22 şarj problemi var.. Yoksa çiçek gibi cihaz
0
vhs kaseti
(29.01.23)
S22+ kullanıyorum, herhangi bir sorunu yok. Şarjı normal, genelde 1.5 2 günde bir şarj ediyorum. Oyun oynamadığım için o konuları bilmiyorum ama standart kullanım için performansı gayet tatmin edici, ısındığını, yavaşladığını ya da herhangi bir sorun çıkarttığını hatırlamıyorum. Kamera performansından da çok memnunum; gerçekten güzel fotoğraf ve video çekiyor. Parmak izi okuyucusu bazen ikinci, üçüncü seferde okuyor, onun dışında aklıma gelen herhangi bir sıkıntı yok.
0
salihdt
(30.01.23)
(3)

teknolojiyi yakalamak?

bass solo take one
selamlar,doğru mu ifade ettim başlıkta bilmiyorum ama derdim şu. atıyorum geçen bir iş arkadaşımla konuşurken "telegramdan atılan fotoğraflar kalitesini kaybetmiyor telefonda da depolanmıyor, yer kaplamıyor sen indirmedikçe orada saklanıyor" dedi. önceden bulut, hdd, mail vs atıp kalitesini bozmadan
selamlar,

doğru mu ifade ettim başlıkta bilmiyorum ama derdim şu. atıyorum geçen bir iş arkadaşımla konuşurken "telegramdan atılan fotoğraflar kalitesini kaybetmiyor telefonda da depolanmıyor, yer kaplamıyor sen indirmedikçe orada saklanıyor" dedi. önceden bulut, hdd, mail vs atıp kalitesini bozmadan aktarmaya çalışıyordum daha pratik geldi bu yöntem. ne kadar doğru bilmiyorum araştırmadım o kısmını. bir başka örnek de google home gibisinden bi uygulama varmış yeni öğrendim bunu da. buna evindeki bütün cihazları bağlayıp kontrol edebiliyorsun vs. ihtiyacım olmadı şimdiye kadar ama kullanışlı olduğunu gördüm. bunun gibi uygulama olsun teknoloji ürünü olsun vs bunları geç olmadan nereden takip edebilirim böyle hayatı kolaylaştıracak şeyleri.

teknoloji kanalları vs işime yaramayacak çok fazla içerik paylaşıyor. bir süre sonra soğuyorum.
0
bass solo take one
(29.01.23)
genel olarak "şu olsa ne güzel olurdu" dediğin şeyleri google'a yaz

illaki bir benzeri vardır
0
duyurukullanıcısı
(29.01.23)
Başlıkla içerik garip olmuş. İçerikteki telegram olayı ise daha da saçma. Ben neden cloud servisleri varken telegram ile cebelleşeyim ? galeriyle entegre cloud servisi arkada yedekliyor zaten. Pratik değil de beleş yöntem arıyorsanız kendi elinizle Rus serverlere gönderin tabi fotoğraflarınızı. Teknoloji varsa o sizi bulur siz bir şey yapmayın.
0
melancholia
(29.01.23)
Siz genel olarak ilgili olduğunuz şeylere dair içerik tüketirseniz; mesela Youtube videosu izler, Google'da aratır, Tweetler okursanız vb. bir süre sonra bu platformlar üzerinize benzer içerik etmeye başlıyor, siz de haliyle ıvır zıvır ne varsa öğrenmiş oluyorsunuz. Yoksa öyle tek bir kaynak yok benim bildiğim.
0
salihdt
(30.01.23)
(10)

Para Biriktirme

halboyle
**az önce duyuru olarak açınca cevap yazılamamış, yeni gördüğüm için düzeltemedim. Valla telefonda da düzeltmeyi beceremeyip baştan yazıyorum. özür dilerim.’Başlığı ‘para biriktirme’ olarak açtım. Cevapları merak ediyorum cidden; Her ay kenara yaklaşık 10-12bin tl ayırabilseniz nasıl değerlendirird
**az önce duyuru olarak açınca cevap yazılamamış, yeni gördüğüm için düzeltemedim. Valla telefonda da düzeltmeyi beceremeyip baştan yazıyorum. özür dilerim.’

Başlığı ‘para biriktirme’ olarak açtım. Cevapları merak ediyorum cidden;
Her ay kenara yaklaşık 10-12bin tl ayırabilseniz nasıl değerlendirirdiniz?
0
halboyle
(28.01.23)
fon alırdım. Türü size kalmış hisse senedi fonları, emtia fonları, direkt altın fonu vs. çeşitli şeyler yapılabilir. Benim bu yıl biriktirdiğim emtia fonu zararda ama hisse senedi fonu %100 üzerinde getiri elde etti. Tek tek hisse seçemem diyenler için güzel şeyler bence. Karışık sepet yapınca da (bende 3 çeşit var sadece o bile) biri kaybetse öbürü kazandırıyor, yarın emtialar artmaya başlasa hisseler düşse yine ortalamada artıda olurum sanırım.

Kimi bes'e yatırıp altın fonu falan seçiyor o durumda devlet katkısı devam ediyorsa beelki avantajlı olabilir. (ama kafana göre çekemiyorsun çeksen o avantajı hemen alamıyorsun vs. araştırmak lazım)
0
nhk ni youkosu
(28.01.23)
Söylediğin miktardan hareket ederek:

Her ay bir çeyrek altın alır bir köşeye koyarım.
Her iki ayda bir bir adet Eurobond alırım.
Kalanı ile Temettü 20 endeksinden o yıl temettü verimi en yüksek hisseden alırdım düzenli olarak.

Ve Eurobondun 6 ayda bir vereceği kuponu tekrar Eurobond'a hissenin vereceği temettüleri yine aynı hisseye yatırırdım.
0
Mirket
(28.01.23)
aylık 10-12 bin ödeyebileceğim taksitli nakit avans veya ihtiyaç ihtiyaç kredisi çekip altın alırdım topluca.
0
nuisance
(28.01.23)
altın, dolar, euro, yatırım fonu tarzı bir sepetle ilerlemek en temizi.
0
roket adam
(28.01.23)
Hisse alırım
0
gabe h coud
(29.01.23)
Ben düz adamım, fakir büyüdüğüm için risk almaktan korkuyorum, o yüzden %60 altın, %40 dolar diyorum.
0
h1a9t6a7y
(29.01.23)
turkiyede degilim o yuzden ulasim seceneklerini bilmiyorum ama ben maasimdan arttirdiklarimla abd borsasina yatirim yapiyorum.
0
hot potato
(29.01.23)
%75 coin alirim, %25 altin
0
cooperr
(29.01.23)
Uzun vadeli yatırımsa dolar bazlı ETFlere ya da sağlam şirketlerine hisselerine yatırım yaparım.
0
salihdt
(29.01.23)
Hisse alırım. Cok az kismiyla da altin.
0
stavro
(29.01.23)
(9)

şifremiz çalındığında bankaların sorumluluğu

kibritsuyu
benim şifrem bir şekilde ele geçirilip hesabım boşaltıldığında bankanın bu şifreyi koruma konusunda sorumluluğu nedir? yani ben 123456 veya qwerty diye şifre belirlediğim için hırkız benim hesabına girip para çektiğinde ben bankaya çemkirip "bana doğru düzgün şifre belirletmedi, banka yüzünden angut
benim şifrem bir şekilde ele geçirilip hesabım boşaltıldığında bankanın bu şifreyi koruma konusunda sorumluluğu nedir?

yani ben 123456 veya qwerty diye şifre belirlediğim için hırkız benim hesabına girip para çektiğinde ben bankaya çemkirip "bana doğru düzgün şifre belirletmedi, banka yüzünden angut gibi kolay şifre belirledim, beni hiç uyarmadı, sorumluluk bankanındır" diyebiliyor muyum?

nedir yani bankanın benim şifrem üzerindeki sorumluluğu? niye bankalar benim şifremi korumam hususunda götlerini yırtıyor ve bana gerizekalı muamelesi yapıp "sen salak olduğun için şifre belirlemeyi beceremezsin, benim dediğim gibi yap" diyor?

ulan anlamlı bir kelime olmayan ve kesinlikle tahmin edilemeyecek, camdan dışarı bağırarak söylesem bile ilk defa duyanın polat alemdar veya melik safi duyar falan değilse aklında tutamayacağı mis gibi şifremi niye zırt zırt değiştirtiyorlar, her seferinde büyük harf, küçük harf, özel karakter olacak diye diretiyorlar? xvlueyreaht3 şeklindeki ezberlediğim şeyi değiştirip, zorla kendi göt kriterlerinde şifre belirletip kağıda, word dosyasına falan yazmak zorunda kalıyorum unutmamak için. ardışık iki sayı olmaz, doğum tarihine benzeyemez, büyük harf küçük harf sayı ve işaret olacak, son 10 şifrenle de aynı olamaz, her sefer 10 ayrı şifre uydurup kağıda yaz ki daha iyi çalınsın. bunun nesi güvenlik lan hangi sivri zekalının fikri bu?
0
kibritsuyu
(26.01.23)
banka yüzünden angut gibi kolay şifre belirlemedin kral. kendin angut gibi kolay şifre belirledin. şifrede büyük küçük özel karakter olması şifrenin güvenliğini inanılmaz artırıyor. doğum tarihin olamaz çünkü doğum tarihi çok kolay bulunuyor adam da tckn + doğum tarihi kombosuyla pat diye girip boşaltır sonra bankaya çemkirirsin.
0
sert siyah krom
(26.01.23)
işte ben de onu diyorum zaten kral. yazılanı okumuyor musunuz? banka yüzünden angut gibi şifre belirlemedim. kendim angut gibi şifre belirledim ve hırsız geldi hesabıma girip bütün parayı çaldı. ben bankayı suçlayabilir miyim "banka bana doğum tarihinden şifre olmaz demedi, 123456 yapamazsın demedi, banka beni uyarmadığı için angut gibi kolay şifre belirledim, o yüzden banka suçludur" diyebiliyor muyum? banka benim gerzek gibi şifre belirlememe engel olmadığı için hırsızlıktan sorumlu mu oluyor? bu yüzden mi sürekli elli tane kural koyarak ZORLA şifremi değiştirtip duruyorlar?
0
🌸kibritsuyu
(26.01.23)
yasal olarak zorunda oldukları için zorla şifreni elli tane kuralla değiştirtip duruyorlar.

BANKALARDA BİLGİ SİSTEMLERİ YÖNETİMİNDE ESAS ALINACAK İLKELERE İLİŞKİN TEBLİĞ, madde 27/6.
0
sert siyah krom
(26.01.23)
Bankalarda sadece şifre ile eft/havale yapılamıyor bildiğim kadarıyla. SMS'e gelen kod veya mobil uygulama üzerinden işlem yapman gerekiyor. Dolayısıyla telefonunu da ele geçirmeden bir şey çalmaları zor.

Telefondan şifreyi veya onayı siz verirseniz de bir hak iddia edemiyorsunuz.


.
0
kartallar yuksek ucar
(26.01.23)
Bankaların sözleşmelerine bakarsanız şöyle bir madde görürsünüz, örnek Denizbank'tan: "Bir ödeme aracına bağlı ödeme işlemlerinde ödeme hizmeti kullanıcısının ödeme aracını güvenli olarak muhafaza etmesi esastır. Bu amaçla kendisine verilen kullanıcı adı, şifre, teyit soru ve cevabı, kod, sms teyit bilgisi gibi bilgileri gizli tutmak ve korumakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilememesi nedeniyle ödeme aracının kaybolması, çalınması veya haksız kullanımı durumunda Banka'nın derhal bilgilendirilmesi gerekir. Buna rağmen Müşteri'nin meydana gelebilecek kayıp ve zararlarından özel mevzuatlarındaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla Müşteri sorumlu olur."

Yani özetle şifre çok basit de olsa, çok karmaşık da olsa sorumluluk müşteride. Hatta teknik olarak bu bilgiler tek yönlü encrypt edildikleri için banka sizin şifrenizin çok basit olduğunu bilemez. Sadece şifre belirleme aşamasında belli basit algoritmalarla çok çok basit şifreler seçmenizi engelleyebilir.

Bankaların sorumlulukları yönetmeliklerden geliyor ve şifre değiştirme konusunda haklısınız belli ölçüde. Sanırım buradaki mantık banka şifresi sürekli yeni olsun ki başka yerlerde kullanılmışsa ve oralar hacklenirse banka hesapları hacklenemesin. Bu belli ölçüde mantıkllı ama bence insanları daha basit ve tahmin edilmesi kolay şifreler seçmeye zorlaması nedeniyle çözmeye çalıştığından daha büyük sorun yaratıyor. Her hesabında farklı bir şifre kullanan bir insan olarak 2+3.5s4dW32&& gibi bir şifre kullanılacağına "Garanti5" falan gibi şifreler kullanmak zorunda kalınıyor.
0
salihdt
(27.01.23)
evet işte onu diyorum, bankaların zorlaması (bankaları da yönetmeliklerin zorlaması) sebebiyle 2+3.5s4dW32& şeklinde belirleyip ezberlediğim şifremi değiştirip her sefer yeni şifre belirlemek zorunda kalıyorum. bu yüzden ya belirlediğim yeni şifreyi bir yere yazmak zorunda kalıyorum, ya da hem büyük hem küçük harf, hem rakam, hem de özel karakter içersin diye Garanti.1 diye şifre belirleyip her sefer Garanti.2 Garanti.3 diye sayıyı arttırarak değiştirmek zorunda kalıyorum.

ne o? kurallara uygun üç ayda bir değişen ve son 10 şifreden farklı şifre belirledik, ama güvenli oldu mu acaba? yani kimsede de her üç ayda bir birbirinden farklı 2+3.5s4dW32& şeklinde şifre belirleyip ezberleyecek, kafa olduğunu sanmıyorum. ya bir yere yazacak, ya kurallara uygun ama angut gibi kolay şifre belirleyecek.

yani hangi sivri zekanın aklına geliyor bunlar bunu anlamıyorum.
0
🌸kibritsuyu
(27.01.23)
bu arada büyük küçük sayı işaret çok güvenli bir şey. "liverpool" ya da "parola" falan yapma diye şifreni. bunun nesi güvenlik, bunun busu güvenlik işte. liverpool ile liverpool63_ arasında çok fark var.
0
sert siyah krom
(28.01.23)
uzuuuun uzun yazıyorum, tek cümlesini okuyup cevap veriyorsun. dediğimi anlamak bu kadar zor olmamalı. liverpool ile Liverpool_01 çok farklı evet, bunu yukarıda 450 kere falan ben de söyledim. ama maalesef bahsettiğim o değil kral.

2+3.5s4dW32& şeklinde şifre belirleyip, bunu da ezberleyip 85 yıl boyunca değiştirmeden kullanmak mı,

üç ayda bir 2+3.5s4dW32& tarzı şifre belirleyip unutmamak için kağıda, ajandaya, telefona, word dosyasına yazıp saklamak mı,

unutmamak için her seferinde Liverpool.1 Liverpool.2 Liverpool.3 diye bütün istenen şartlara uyan bir şifrenin sadece sondaki sayısını değiştirerek kullanmak mı?

bunların hangisi daha güvenli?

her ayrı site için üç ayda bir farklı farklı 2+3.5s4dW32& şeklinde şifre belirleyip her sefer hepsini ezberleyebilen cinyıslar ayrılsın, onlar konumuz değil.

bana 2+3.5s4dW32& şeklinde şifre belirleyip ezberleyerek 85 yıl boyunca aynı şifreyi kullanmak daha güvenli gibi geliyor. zira kafama silah dayayıp şifremi sorsalar, söylediğim şifreyi bile doğru yazmaları zor.
0
🌸kibritsuyu
(28.01.23)
Du bi XKCD karikatürü paylaşayım da, belki tartışma biter: (git: xkcd.com)
0
salihdt
(28.01.23)
(2)

çizim yeteneği olmadan illüstrasyon

pikap
toparlayamadım başlığı. merak ettiğim şey şu, illüstrasyon çok hoşuma gidiyor fakat bende çizim yeteneği sıfır. böyle yetenek gerektirmeden hobi olarak uğraşabileceğim benzer ne olabilir? tabii ki yeteneksizlikten kastım sıfır çaba değil. bu bi eğitim sertifika önerisi de olabilir, ücretli ücretsiz
toparlayamadım başlığı. merak ettiğim şey şu, illüstrasyon çok hoşuma gidiyor fakat bende çizim yeteneği sıfır. böyle yetenek gerektirmeden hobi olarak uğraşabileceğim benzer ne olabilir? tabii ki yeteneksizlikten kastım sıfır çaba değil. bu bi eğitim sertifika önerisi de olabilir, ücretli ücretsiz bir uygulama vs olabilir. mesela fotoğrafçılığa ilgim var. uğraşmayı edit yapmayı çok seviyorum. henüz photoshop öğrenemedim ama şimdilik efectler basit düzenlemeler yapıyorum. fotoğrafçılık da görsele hitap ettiği için fotoğrafçılık üzerinden de tavsiye alabilirim. eğlenceli aynı zamanda üzerine düşüp öğrenme amaçlı bir uğraş arıyorum.
0
pikap
(24.01.23)
Bende de sıfır yetenek olmasına karşın başlarda çok çalışarak gayet konvansiyonel, her yola gelip herkesle çalabilmeyi becerebilen bir davulcu oldum 6-7 senede. İnanılmaz sıkıcı oluyor bazı egzersizler ama ekmeğini yiyorsun sonradan. Bir de bende davula ilgi de yoktu :D Hep gitar çalmak istemiştim ve gitaristlere özenmiştim ama özentilik olmasın diye alakam olmayan bir enstrümana başladım yani mal gibi. Sonra da devam ettirdim, ettirdikçe ufkum açıldı bayağı. Siz de yapabilirsiniz.

Bir de satranç öneririm, çok seri ve kıvrak düşünebilmeyi sağlıyor gerçekten üstüne düşerseniz. Çalışırsanız ciddi ilerleme kat edebiliyorsunuz bu pür rekabet ortamında.
0
vedatchilipeppers
(24.01.23)
Zerre çizim yeteneğim yok ama ben de meraklıydım, inscape kurdum (Ücretsiz) sonra Youtube'da (git: www.youtube.com) kanalını vb. içerikleri izledim, şimdi aklıma gelen basit fikirleri gerçekleştirecek kadar bir illüstrasyon tecrübem oldu. İşin çok önemli bir kısmı pratik ve kullandığınız uygulamayı bilmek. Açıkçası çizim yeteneği diye bir şey var mı o da tartışılır çünkü karikatüristlere falan da bakarsanız onlar da mesleğe başlama hikayelerini hep "Küçüklükten beri çizdim, pratik yaptım, yıllar içinde çizgim oturdu" vb. şeklinde anlatıyorlar. Yani üşenmeyip ve yılmayıp yeterince uğraşırsanız olur.
0
salihdt
(25.01.23)
(8)

bozuldugunuz ve gorusmeyi keseceginiz arkadasiniza uzun mesaj yazar misiniz

antikadimag
hani butun dusuncelerinizi ozetleyen bir mesaj. iliski bitiminde yazilan uzun mesaj gibi. yoksa bu mesaj sadece iliski bitiminde mi yaziliyor. cok bozuldum birine ve bunu da bilsin istiyorum. acik acik yazsam mi dusuncelerimi yoksa birak bosver mi dersiniz?5 ay once tanistik, ayda 1-2 gorustugum bir
hani butun dusuncelerinizi ozetleyen bir mesaj. iliski bitiminde yazilan uzun mesaj gibi. yoksa bu mesaj sadece iliski bitiminde mi yaziliyor.

cok bozuldum birine ve bunu da bilsin istiyorum. acik acik yazsam mi dusuncelerimi yoksa birak bosver mi dersiniz?

5 ay once tanistik, ayda 1-2 gorustugum biri. ben yazmak istiyordum normalde ama o tamamen sessiz sedasiz silmeye ok gibi. buna da biraz daha bozuldum. ne alingan insanim be.

edit: ek bilgi, yurtdisinda 2 turk'uz. tikler gelecek.
0
antikadimag
(21.01.23)
Hiç gerek yok.
0
OrangeYellow
(21.01.23)
Yazmak rahatlatir, yaz gitsin.
0
Avoiding The Puddle
(21.01.23)
Gerek var mı o dramaya? Görüşmeyin gitsin işte.
0
salihdt
(21.01.23)
Yakın zamanda yaşadım;

karakterinden kaynaklı bir sorun yaşadığımız ve dolasiyiyla çözümü mümkün olmadigi için dramasiz sessizce çekildim. O bir tık açıklama çabasına girdi ama gerek olmadığını belirttim. İletisimi kesme kararim kesinse uzatmaya gerek yok i think

Mis gibi kafam rahatladi
0
abuzer
(21.01.23)
sırf rahatlamak için bile yazmaya değer. en azından sizin için closure olur. öteki türlü karşı taraf durduk yere bana küstü diyip mağduru oynuyor çevreye etrafa.
0
kurbanlik koyun
(21.01.23)
hic ugrasmam, hatta tam tersi mesajlarina kestirme veya kisa cevaplar veririm. azalarak biterim yani. umursamadigim ve artik hayatimda olmayacak biri icin parmagimi oynatmaya bile ugrasmam.
0
in vino veritas
(21.01.23)
"Yok artik, bir de bayil istersen feriha sdghc"

+ :)

karşı cins ise yazma
hem cins ise bir aktivitiye davet et ses çıkmaz ise kırıldığını ifade et yeter
0
bir soru sorcam
(21.01.23)
feriha yorumundan sonra kesin kararimi verdim. hahaha.
0
🌸antikadimag
(21.01.23)
(13)

E-Sim kart olayı

nickimin hakkini veremedim
Selamlar,Şirket e sim kart kullanımına geçeceğini duyurdu.Yani şirket hattını sanal bir sim kart ile bizim telefona tanımlayacaklarmış, e ben bunu istemiyorum pintilik bu. Soran bile yok telefonunu kullanabilir miyiz diye herkes de doğal bi şey gibi karşılıyor. Çıkıntılık yapmak da istemiyorum ama k
Selamlar,

Şirket e sim kart kullanımına geçeceğini duyurdu.

Yani şirket hattını sanal bir sim kart ile bizim telefona tanımlayacaklarmış, e ben bunu istemiyorum pintilik bu. Soran bile yok telefonunu kullanabilir miyiz diye herkes de doğal bi şey gibi karşılıyor. Çıkıntılık yapmak da istemiyorum ama kartlar çıkınca haa ben istemiyorum ki böyle telefonumda özel şeyler var belki virüs var şirketin gizli bilgilerini riske atamam diyeceğim.

Siz olsanız kabul eder miydiniz böyle bi şeyi ben mi abartıyorum?

Bir de telefonum bu e sim kart şeyini destekler mi nerden kontrol edebilirim? Desteklemiyor eski falan diye geçiştirdim sonra IT aradı modeli sordu....
0
nickimin hakkini veremedim
(17.01.23)
abartıyorsun. telefon desteklemiyorsa orası ayrı. şirket çözüm bulur. Google'dan telefon modelinizi girerek e sim destekleyip desteklemediğini öğrenebilirsiniz.
0
Leonardo~Da~Vinci
(17.01.23)
iphone 14 ler amerikada fiziksel sim kartsız satılmaya başladı, bir iki seneye fiziksel sim kartı oldukça azalacak zaten relax
0
sipsiyah
(17.01.23)
Sim kartın sanal olması problem ettiğim kısım değil. Şirket bana ait bir eşyayı(telefonum) kendisine de tahsis ediyor.

Yarın otomobiliniz günde 50km mesafeyi destekliyor e hadi şirkete kendiniz gelin de diyebilir.

Ben her yurtdışına çıktığımda roaming kendi hattımdan mı şirket hattından mı gerginliği yaşayacağım tadilde, gecenin köründe şahsi telefonum yine açık olduğu için ulaşılabilir olacağım gibi gibi...
0
🌸nickimin hakkini veremedim
(17.01.23)
haklısın da bizim millet köle ruhlu olduğu için anlamakta zorlanıyor.
authenticator kurulması lazımdı bizde de neredeyse hiçbir yabancı çalışana kurduramadık. benim cihazım çok istiyorsanız cihaz alın ya da başka yol bulun dedi elemanlar. bizimkilere authenticator kuracaksınız üstüne de aylık maaş kesintisi olacak desek onu da kabul edecekler neredeyse. ben işe akılsız telefonla gidiyordum. wp falan için şirket telefon aldı. onu da mesaiden sonra sessizde tutuyorum sadece belli kişilerden çağrı/mesaj gelirse çalıyor o da acil durum listesi gibi bir şey.
0
Whily
(17.01.23)
normal sim'den hiçbir farkı yok

normalde hattı ayrı bir telefonla brlikte vermeleri lazım
ama bu şekil çift telefon taşımaktan iyidir
stres yapma bence
0
bir soru sorcam
(17.01.23)
bence de cikintilik yapmak olmus ama iki telefon tasimaktan iyidir.
e-simi kapatabiliyorsunuz bu arada. hangisi hangisi diye karistirmazsiniz.
0
supergirl
(17.01.23)
Burada sizin sıkıntınız konforsa ikinci telefon taşımak daha sorunlu bence. Eğer toptan "Ben şirket telefonu da, hattı da istemiyoprum, mesai saatlerinde masamdaki telefondan ulaşsınlar, mesai dışında da ulaşmasınlar" diyemiyorsanız E-Sim daha mantıklı bir çözüm.
0
salihdt
(18.01.23)
cevap veren arkadaslar biraz yanlis anliyor adamin sorunu e-sim yada konfor degil, sirketin bedel bile ödemeden adamin telefonunu kiralamasi gibi bir durum var ve bu kisiyi rahatsiz ediyor.


e-simden cok anlamiyorum benim saatte var sadece ama o da kapatilip acilabiliyor sanirim isten sonra kapatabilirsiniz sanirim yada sessize alabilirsiniz ama tabi her sabah aksam bunlari yapmalisiniz ve sinir bozucu olabilir.
0
c1b2k3
(18.01.23)
Abartmıyorsun, şirket pinti.

Normalde sana telefon ve hattı birlikte verir, ondan sonra sen "2 telefon taşımak istemiyorum" dersen e-sim'i kendi telefonuna tanımlayıp şirketin telefonunu iade edersin, olur biter.

Benim de çalıştığım bi yer bana böyle şirket hattı vermişti ama telefon vermedi. Kullanmadım ben de :) Telefon vermedikleri için bişey diyemediler. Sizinkiler uyanıklık yapıyor işte.
0
plutongezegendegilmi
(18.01.23)
yapmayın arkadaşlar işyeriniz sizin şirket hattı kullanmanızı istiyorsa öpe öpe telefon da tedarik edecek, bunun usulü budur. "sende nassı olsa telefon var yeaaa, ona tanımlarız" o ne öyle ya çapsızlığa bak.
işin telefonların teknik olarak yeterli olup olmadığı kısmına hiç girmiyorum bile. mesela bir de bu sizin telefonunuzu ekstra eskitecek, sizin bu zararınızı tazmin etmek üzere bir planı var mı şirketin? bir süre sonra telefonunuzda bundan dolayı sorun yaşarsanız telefonunuzu yaptırmak/yenilemek de sizin sorumluluğunuzda mı olacak?
kesinlikle karşı çıkılması gereken bir durum, ne köle ruhlu olmuşuz. teknolojinin kolaylıklarını da hep sadece bizim şahsi faydamıza gibi düşünüyoruz.
0
gkhncnzdgn
(18.01.23)
Konunun buraya nasıl geldiği önemli.
Ek yan hak olarak telefon faturanızı biz ödeyelim diyorlarsa sıkıntı yok, ama iş icabı şirket telefonuna ihtiyacınız var, al sana hat, kendi telefonunu kullanırsın diyorsa pintilik. Bunu kabul etme zorunluluğunuz olmamalı.
0
burfak
(18.01.23)
Şu an normal sim ve telefon var sende şirket telefonu geri alacak Senin şahsi telefonuna çöküyorsa haklısın
Şirket e-sim ile telefon vermeli
0
basond
(18.01.23)
Şirket telefon vermiyor mevcut telefonlar çok yavaş diye şikayet oluyormuş, samsung a35 falan vermişler sanırım üçüncü senesi insanlar da kullanılmaz hale geldi demiş. Ben şirkette yeniyim bana hiç vermediler. Çözüm olarak da şahsi telefona e sim olayını düşünmüşler telefon dağıtmak istemedikleri için.
0
🌸nickimin hakkini veremedim
(18.01.23)
(4)

Kediler sahiplerinden bir süre ayrı kaldıklarında çok uzuluyorlar mi sizce?

fraise
Kedimiz 5.5 yaşında ve ilk defa bizden üç hafta kadar ayrı kalacak; bu kadar uzun süre evde tek kalmasın diye (1 haftalık tatillerde evde tek kaldığında bile ki ara ara gelip bakan birileri vardı, hep sıkıldığını düşünüyoruz) annemizin evinde kalacak, bu gece bıraktık. Evde bir kedi daha var, aynı z
Kedimiz 5.5 yaşında ve ilk defa bizden üç hafta kadar ayrı kalacak; bu kadar uzun süre evde tek kalmasın diye (1 haftalık tatillerde evde tek kaldığında bile ki ara ara gelip bakan birileri vardı, hep sıkıldığını düşünüyoruz) annemizin evinde kalacak, bu gece bıraktık. Evde bir kedi daha var, aynı zamanda bizim kedimizin babası. Gerçi aynı ortamda bırakmamaya çalışiyorlar.

Kumunu, mamasını, kaplarını oyuncaklarını, tuvaletini, sevdiği ıslak mamayı, battaniyesini vs götürdük ama aklım hep onda. Evdeki kişileri tanıyor aslında da yine de bizden ayrı çok üzülür mü diye içim içimi yiyor. Eşim ilk bıraktığında yatağın altına girip çıkmamış, 15 dakika kadar. Sonradan çıkmış ama yine de bilemiyorum. Başka seçeneğimiz olmadığı için mecburen bıraktık.

Bu biraz iç rahatlatma duyurusu oldu gibi, tecrübeli kedi sahiplerinden yorum alayım istedim; sizce çok travmatik olur mu onun için? Teşekkür ederim şimdiden herkese.
0
fraise
(16.01.23)
Bence üzülmüyorlar, rutinleri değişiyor diye sinir oluyorlar daha çok.
0
salihdt
(16.01.23)
sinirlendiklerini düşünüyorum ben de.
bir kere biz de bir hafta on gün kadar ayrı kaldık kediden.
geldiğimizde yüzümüze bakmadı bir kaç gün. sevmeye çalıştığımızda kaçtı veya patiledi.
mesela yanımıza da geldi kıvrıldı ama biz sevmeye kalkınca patilemeye başladı.
0
teritori
(16.01.23)
Bebekken aldıysanız ve sizi ebeveyni olarak görüyorsa özler. Kediler sevgi dolu hayvanlar, insana alışkın olan insan özlüyor. Dönünce bol bol sever, masaj yapar telafi edersiniz
0
hasmetizm 2046
(16.01.23)
15 dakika sonra çıktıysa iyi, insanları da tanıyormuş zaten, evi yadırgasa da idare eder. Üç hafta yalnız kalmasından iyidir, gelip bakan biri olsa bile yanında saatlerce oturup oynayamaz sonuçta.
0
kobuzchu kiz
(16.01.23)
(5)

Aktarmali ucuslarda bir ucusa binmemek

henry gale
Selamlar,Arkarmali olan ucuslarda (thy yurdisi) ilk ya da ikinci ucusa binmemek sorun olur mu?Ilginc bir sekilde direkt istanbul yerine istanbul aktarmali baska bir sehire bilet almak cok daha ucuza geliyor. Gelirken istanbul'da inip ikinciye binmemek tamam ama donuste ilk ucusu atlayip ikinci ucus
Selamlar,

Arkarmali olan ucuslarda (thy yurdisi) ilk ya da ikinci ucusa binmemek sorun olur mu?
Ilginc bir sekilde direkt istanbul yerine istanbul aktarmali baska bir sehire bilet almak cok daha ucuza geliyor. Gelirken istanbul'da inip ikinciye binmemek tamam ama donuste ilk ucusu atlayip ikinci ucus olan istanbul'dan binmek olmuyor bildigim kadariyla ancak birisi "thy'ye sordum, bileti bizden aldiysaniz ucuslardan birini iptal ederiz, binebilirsiniz." demis.

Bu konuda bilgisi ya da tecrubesi olan var mi?
0
henry gale
(14.01.23)
ilk ucusu yapman gerekiyor diyorlar sorunca.

teknik olarak ikinci ucusa binmemene kimse bir sey diyemez de ilk ucusa binmedigini gorup aktarmasina almayabilirler. o yuzden riske girmemistim ben.
0
antikadimag
(14.01.23)
hangi uçuşa binmezsen o ve ondan sonraki tüm uçuşlar yanar. ona göre hesapla işte.
0
mr.goodcat
(14.01.23)
gidisteki aktarmalardan birine binilmezse donus ucusu iptal oluyor diye biliyorum.
0
in vino veritas
(14.01.23)
(bkz: No show)

Normalde rezervasyon tek bir no (Sanırım PNR deniyor buna) ile yapıldıysa, yukarıda da söylendiği gibi binmediğiniz uçuş sonrası tüm uçuşlar iptal olur (Bağlantı uçuşu ya da dönüş uçuşları vb.) tabi ki binmediğiniz uçuş en son uçuşsa sizi etkileyen bir durum olmaz. Teoride bileti düzenleyen havayolu şirketi tabi ki gidiş - dönüş biletlerini ve bunların aktarmalarını bölebilir, dolayısıyla da herhangi birini kullanmamayı diğerlerini etkilemeyecek hale getirebilir ama bunu durup dururken sırf siz maddi açıdan kara geçeceksiniz diye yapmazlar sanırım.
0
salihdt
(14.01.23)
sadece ilkine binip ikincisine binmeme şeklinde yaparsın. denildiği gibi devam uçuşları iptal olur. dönüş dahil
0
paintov
(14.01.23)
(8)

Bir tc vatandaşı abd de doğurursa çocuk abd vat mi olur?

Trafalgar
Tatil veya başka bir şey için abd ye gittiniz ve hanım da hamile yanınızda. Orada doğurdu. Çocuk abd vatandaşı olabiliyor mu?
Tatil veya başka bir şey için abd ye gittiniz ve hanım da hamile yanınızda. Orada doğurdu. Çocuk abd vatandaşı olabiliyor mu?
0
Trafalgar
(09.01.23)
Bunun önden bir prosedürü var mı, bilmiyorum ama bu şekilde ABD'de doğum yapıp çocuğu vatandaş olan en az 4-5 tanıdığım var. Hatta bu olay ticarete dönmüş durumda oralarda, şirketleri filan varmış.
0
fraise
(09.01.23)
evet abd de doğan her çocuk abd vatandaşı oluyor. ailesinin yasal statüsü olmasa bile.
trump bir ara bunu engellemeye çalıştı ama tam olarak engelleyemedi.
mevcut vize varsa sorun olamaz fakat ağzı burnunda vize başvurusu yapılsa sırf doğum için gittiği kanaati oluşursa vize vermeye bilirler.
0
astronom bey
(09.01.23)
ABD'yi boşverin kanada da doğum yapsın
0
hoot
(09.01.23)
agzi burnunda adami kolay kolay ucaga bindirmezler, kurallari var.
amerika bu isin turizmini yapan bir ulke, 6 aylikken gelip kaliyorlar, hastane doktor falan ayarlaniyor. $40-50k harcayip, dogurup donuyorlar.

abd/kanada arasinda kanada'yi tercih etmek net vakit ve para kaybi olur :)
0
cooperr
(09.01.23)
Orada doğan abd vatandaşı oluyor. Göçmenlikten kalmış, Amerikada kanunlar çok zor değişiyor, hatta pek değişmiyor.
Bizdeki gibi ver yetkiyi, gör etkiyi olamıyor.
0
vizivozo
(09.01.23)
Evet olabiliyor.
Elbette çok avantajlı bir iş ABD vatandaşı olmak ama belli bir seviyenin üzerinde para kazanan vatandaşlarından, bu paraya dünyanın neresinde kazanıyorsa kazansın vergisini alıyor ABD.

Bir de diğer arkadaş da yazmış, hamileliğin son birkaç ayında zaten uçağa binemiyorsunuz. Binmek için doktor raporu gerekiyor vs.
Pek tesadüfen olacak bir iş değil orada doğum yapmak.
0
michael_knight
(09.01.23)
Kızım abd’de doğdu. Abd topraklarında doğan herkes abd vatandaşı oluyor. Kuruluş anayasasında var. Yani trump falan hikaye, bunu değiştiremez. Anca vize vermezler hamilelere. Başka bir şey yapamazlar.
Biz turist vizesiyle gittik. Çok masraflı da olmadı. Sorusu olan varsa özelden yazabilir.
0
artci sarsinti
(10.01.23)
(bkz: Jus soli)
0
salihdt
(10.01.23)
(8)

Gürültü engelleyici kulaklık

aligan
Bu gürültü engelleme teknolojiye sahip kullaklıklar kaç desibele kadar sessiz yapıyor? Böyle takıp hiç bir ses duymak istemiyorum. İlla müzik dinlemem lazım mı?
Bu gürültü engelleme teknolojiye sahip kullaklıklar kaç desibele kadar sessiz yapıyor?

Böyle takıp hiç bir ses duymak istemiyorum. İlla müzik dinlemem lazım mı?
0
aligan
(28.11.22)
airpods pro için konuşuyorum, hiç duymayacak kadar olmuyor maalesef. diyaloglar falan yine kulağa geliyor, ama makina gürültüsü, kalabalık uğultusu gibi sürekli sesleri epey kesiyor.
0
roket adam
(28.11.22)
Kulak üstü kulaklık olarak önerisi olan var mı acaba ?
0
🌸aligan
(28.11.22)
Bose Quietcomfort serisi gayet güzel. Yukarıda da bahsedildiği gibi tüm sesleri kesmiyor ama ritmik seslerde oldukça başarılı. Diğer yandan da gayet rahat ve uzun süre kullanımda da herhangi bir rahatsızlık yaratmıyor.
0
salihdt
(28.11.22)
Kulak içi kulaklık ile bunu yapamazsın. Samsung Galaxy Buds 2 var bende. Fabrika vb. alanlarda denetlemeye gittiğimde ANC'yi devreye alıyorum ben. Oradaki silikon/pamuk kulak içi kulaklıklardan çok daha iyi sönümleme yapıyor. Müzik dinlemeye gerek yok. Pasif haldeyken de kulak içi kulaklık olduğu için bir kısmını bastırıyor ama kayda değer bir şey değil. Karışık veriler buldum onunla ilgili 30 db civarı sanırım aktif hali ile ama.

Tamamen dışarıyı kesmek istiyorsan kulak üstü kulaklığa ihtiyacın var. Hatta kulak içi ve kulak üstünü birlikte kullanırsan tersane ya da havaalanı dışında rahatsız olacağın hiçbir gürültü kalmaz herhalde.
0
nawar
(28.11.22)
Ben eski bir model olan Beats Studio 2 kullanıyorum. Uçakta, trende, otobüste o hayvan gibi olan motor uğultusunu ve çevredeki insan seslerini umursanmayacak seviyelere indiriyor. Müzik açmasanız da çok rahat kafayı koyup yatabilirsiniz.

Bose ve sennheiser'da daha başarılı modeller varmış ama henüz denemedim.

airpods'lardaki ANC özelliği kulak üstü kulaklıklara göre çöp diyebilirim, olmasa bir şey farketmezsiniz.

Son olarak gürültü engellemeye bir kere alıştıktan sonra onsuz uzun yolculuk yapmak düşünülemez, gerçekten çok başarılı.

Sıfır ses gibi bir teknoloji henüz yok bildiğim kadarıyla, beklentinizi o kadar yüksek tutmazsanız anc özellikli kulaküstü kulaklıklar sizi memnun eder rahatlıkla.
0
kimlanbu
(28.11.22)
(bkz: kulak tıkacı)

sesi tamamen kesen bir teknoloji değil ANC, katlanılabilecek seviyelere düşürüyor daha çok. müzik dinlemeyecekseniz kulak tıkacı son derece ucuz ve makul bir alternatif olabilir.
0
elvan abeyiylegezse
(28.11.22)
Airpods pro'yu kime denetsem ne dedigimi duyamaz seviyeye geldi ama bana o kadar olmuyor maalesef cunku bana tam oturmuyor (kulak tikaci cok taktigim icin kulaj seklim farkli sanirim). yani yine cok memnunum ama ben her konusulani rahatlikla duyuyorum.

kafaustu olandan da var gerci, Sony XM4, kesinlikle tamamen kesmiyor, verdigi bas agrisi da cabasi. benim tercihim Airpods Pro. Sony'yi simdiki aklim olsa almazdim.

yani bence Airpods pro'yu deneyin. muzik dinlemenize gerek yok.
0
supergirl
(28.11.22)
Bose QuietComfort 45 baya iyi, hem rahatlik hem de ses kesme olarak en iyilerden. muzik dinlemesen bile disardaki sesi acma kapama var. ucak sesini bile minimuma indiriyor.
0
ermanen
(28.11.22)
(9)

Epub vs fiziki kitap ?

sassot
Epub maddi açıdan daha iyi gibi ama fiziki kitap okuyunca konsantrasyonumun arttığını farkettim siz ne diyorsunuz ?
Epub maddi açıdan daha iyi gibi ama fiziki kitap okuyunca konsantrasyonumun arttığını farkettim siz ne diyorsunuz ?
0
sassot
(27.11.22)
aynen katiliyorum
0
hewit
(27.11.22)
Epub da etkili ama fiziki kitap en etkili en iyisi ve zaten en sağlıklısı
0
muhayyer divan
(27.11.22)
Kindle aldım. Son 3-4 senedir körelen kitap okuma alışkanlığım geri geldi. Çok büyük kolaylık.
0
nawar
(27.11.22)
Epub'i PC veya telefonda okuyorsanız konsantrasyon sağlamak zor olur. Okuma kalitesi de düşük olur. E-reader ise mevzu değişir.
0
opethian
(27.11.22)
Grafik içeriği yoğun kitaplar hariç e-kitap bence her halukarda daha iyi, tabi bir e kitap okuyucu kullandığınızı varsayıyorum. Fiziki kitap tam tersi benim konsantrasyonumu bozuyor çünkü kitabın boyutlarına göre tutması vb. daha zor, üztelik ışığa göre konum almak lazım. Arkadan aydınlatmalı bir e-kitap okuyucu tam bir nimet.
0
salihdt
(27.11.22)
Kitap okuma alışkanlığını tam edinememiş insanlarda fiziki kitap daha iyi. Nerede kaldığını, ne kadarını okuduğunu, bir oturuşta ne kadar ilerlediğini görmek, kütüphane oluşturmak, okuduklarım, okuyacaklarım bölmeleri yapmak onları motive ediyor.

Ama kitap okuma alışkanlığı zaten olan insanlar için büyük kolaylık. metroda iki durak arasında, ayaktayken bile, tek elle, cepten çıkarıp iki sayfa okuyor olabilmek büyük bir imkan.Fiziki kitapla yapamazsın onu.
0
Mirket
(27.11.22)
her iki şekilde de kitap okuyan birisi olarak gönlüm her zaman fiziki kitaptan yana olmuştur. evet, e-kitap okuyucu büyük rahatlık; çantanda onlarca kitap taşıyorsun, canının istediği an telefonda vakit geçirmek yerine e-kitap okuyucunu çıkarıp okuyorsun, fiziksel ağırlığı yok vs. ama ben şu ana kadar dikkat ettim de e-kitap olarak okuduğum kitaplardan hiçbir zaman tam verimi alamadım kitap okuma tatmini açısından. sanki öylesine, geçiştirmek için okumuş gibiyim o eserleri. fiziki olunca canlı kanlı elimde tuttuğum, hissettiğim ve o an sadece o dünyaya sahip olduğum için daha zevkli ve verimli geliyor bana. hatta biraz saçma olacak belki ama zamanında e-kitap olarak okuduğum kitapların basılı halini alıp rafıma yerleştiriyorum.
0
m e b
(27.11.22)
Kitap okumak için spesifik bir cihaz varsa e ink bir e reader konsantrasyon problemi olmuyor. Bilgisayardan olacak iş değil kitap/çizgiroman okumak mutlaka elde tutmak istiyor insan.
0
hedep
(27.11.22)
ben ekran dışı bir aktivite yapmak istediğim için fiziki kitap alıyorum. ayrıca kitaplığımın dolup taşması bana haz veriyor.
0
roket adam
(27.11.22)
(16)

Irkçılık Sorusu

parcaliham
Selamlar,Geçen gün arkadaş ortamında konuşulduğu için kafam karıştı, burada sormak istedim.Bir insanın, 'ben siyahi erkeklerle/kadınlarla birlikte olmak istemem' cümlesi kurması ırkçılık mıdır? Yoksa kişisel bir tercihe mi girer?Bir insanın 'ben uzakdoğulu bir erkek/kadınla birlikte olmak isterim' d
Selamlar,

Geçen gün arkadaş ortamında konuşulduğu için kafam karıştı, burada sormak istedim.

Bir insanın, 'ben siyahi erkeklerle/kadınlarla birlikte olmak istemem' cümlesi kurması ırkçılık mıdır? Yoksa kişisel bir tercihe mi girer?

Bir insanın 'ben uzakdoğulu bir erkek/kadınla birlikte olmak isterim' demesi de aynı minvalde düşünülebilir mi?

Son soru... bir insanın 'ben trans biriyle birlikte olmak istemem' demesi ayrımcılığa girer mi?

Bu konuları tam olarak kafamda oturtamadım. Sizlerin düşüncesini ve toplumsal düşünceyi merak ettim.

Teşekkür ederim.
0
parcaliham
(27.11.22)
Kişisel tercihtir. Sebeplerine göre değerlendirilmesi lazım ama. Derse ki "siyahi/uzakdoğulu/trans kişi insan değil" veya işte kibir göstergesi sözler ederse o ırkçılık, ayrımcılık olur. Ama siyahi kişiyle birlikte olmak istememe sebebi mesela ten rengine bir türlü alışamamaksa, karanlıktan korkmak gibi bir korkum var diyorsa, yakın hissedemiyorum diyorsa bu tamamen kişisel bir durumdur, ırkçılık ya da ayrımcılık olarak değerlendirilemez.

Kaldı ki konu gönül işleri, duygular meselesi. Kişi sevdaya tutulduğunda uzağı yakını siyahı beyazı görmez.
0
muhayyer divan
(27.11.22)
Bunların hepsi kişisel tercih.
0
dissendium
(27.11.22)
Bana kalırsa bunlar ırkçı ifadeler.

“Türk biriyle birlikte olmak istemem” i ele alalım mesela.
Basit bir örnek:
-X ile birlikte olmak istemiyorum
+Neden?
-Çünkü Türk

Örnekten ayrı olarak Türklerle birlikte olmak istemem dediğinde Türk kümesine dahil olan bütün bireylerle birlikte olmak istemediğini söylüyorsun. Yani bir tercih yapıyorsun esasında yukarıda söylendiği gibi fakat bu tercihinin referans noktası “ırk”. Yani bir insana -ya da Türk kümesine dahil olan bütün insanlara- karşı diğer bütün özelliklerine bakmaksızın, tanımaksızın, yalnızca Türk olmasından ötürü yani etnik kimliğinden ötürü bir tutum belirliyorsun, ve bu eylemin tek referans noktası, belirleyici unsuru etnik kimlik ya da ırk.

Irkçılık kişisel tercihler için bir motivasyon olabilir. Verdiğiniz örnekler ırkçılığa dahildir bana kalırsa.

Irkçılık bir ırkı başka bir ırktan üstün/alçak görme olarak sınırlandırılamaz. Zaten öyle olsa bile “Türklerle birlikte olmak istemem” gibi tercih ifadelerinin altında yatan sebep de Türkleri -bir ırk olarak- kültürel, fiziksel ya da başka bir özellik açısından eksik görme durumu vardır diye düşünüyorum.

Oxford’un tanımı: Irkçılık, farklı bir ırk veya etnik kökene sahip oldukları için diğer insanlara yönelik önyargı, ayrımcılık veya düşmanlıktır.

Bu tanıma göre Türk oldukları için insanlarla birlikte olmak istememe ön yargısına varmak ırkçılık kapsamına girer zannımca.
0
but that was just a dream
(27.11.22)
but that was just a dream+1

irkci degilim ama melezler eklesin
0
ala09
(27.11.22)
bahsettiklerinizin hepsi irkcilik ayrimcilik ornekleri, aslinda suriyelilerden sonra turkiye'de halk irkciligin ne oldugunu ogrenmis ve ben irkciyim deyip tutarli bir tavir gosteriyordu yer yer, ancak gelen ilk 3 cevap gosteriyor ki durum hala cok karisik...


muhtemeldir ki kimse irkcilik ve ayrimciliktan tamamen azade degildir, bu soylemlerin nerede nasil hangi sartlar altinda kim tarafindan soylendigi, irkcilik ve ayrimcilik olup olmadigi noktasinda onemlidir, ben birinin cikip taksim meydaninda bosluga dogru bagirdigini varsayiyorum. yoksa baltimore'da bir siyahi ben siyahi insanlarla birlikte olmak istemiyorum diyorsa bu tercih, bunu oradaki beyaz diyorsa bu ayrimciliktir. Bu neden boyledir, neden bir cifte standart* vardir bununla ilgili milyon tane bilgi uluslararasi kaynaklardan edinilebilir.

*cifte standart kavramini olumsuz bir kavram olarak degil notr bir kavram olarak kullaniyorum
0
hewit
(27.11.22)
@but that was just a dream -1 :) Türk biriyle birlikte olmak istemem dersem ırkçılık olur. çünkü sarışın, kızıl tenli, yeşil, mavi, siyah gözlü çok farklı fiziksel özelliklerimiz mevcut. ancak tıpkı -örnek, sallıyorum- "siyah kıvırcık saçlı kadınlarla beraber olmak istemem" bunda veya aynı mantıkla siyahilerden -beraberlik anlamında- hoşlanmamam ırkçılık olmaz bence. tercihtir.
0
unabomber
(27.11.22)
ırkçılık değil.

cinsel ilişkide insanlar karşıdaki kişinin pasaportuna değil, fiziksel özelliklerine bakar. eğer bahsedilen konu fiziksel özellikse tercihtir.
0
lesmiserables
(27.11.22)
Kimse kimseyi biriyle birlikte olmaya zorlayamaz tabi ki ancak arkada yatan neden önemli. Mesela "Ben bir asyalıyla birlikte olmam çünkü genel olarak çekici bulmuyorum" anlaşılabilir bir durum... Kişi sırf kendisini daha iyi tanımak için bunun nedenlerini anlamaya çalışabilir tabi... Ancak örneğin "Asyalılarla birlikte olmam çünkü saçma sapan şeyler yiyorlar" baya baya anlamsız bir önyargı olurdu. Bu arada ayrımcılık her zaman negatif olmak zorunda değil tabi ki, mesela Asyalıların matematikte çok iyi olması gibi bir klişe önyargı var, pozitif gibi gözükse de bu da bir genelleme ve o gruptan insanlar için rahatsız edici olabilir.
0
salihdt
(27.11.22)
Irkçılık ve ayrımcılıktır, ama aynı zamanda kişisel bir tercihtir de. Bunlar illa birbirini dışlayan şeyler olmak zorunda değil.

Konu hakkındaki kafa karışıklığı, ırkçılık hakkında (konunun Hitler'e falan bağlanıp) aşırı negatif bir önyargının olması.

Çünkü herkes -çeşitli derecelerde- ırkçıdır. Hatta bu genetik temelleri olan bi durum, toplu halinde yaşayan canlılarda, topluluğa uyumlulukla alakalı genlere göre seçilim olur, uyumlu olmayanlar belli derecelerde dışlanır (ama tamamen dışlanmaz, çünkü varyasyon da lazım) vs. Toplumun selameti için gerekli bir mekanizma bu.

O yüzden asıl önemli nokta bu mekanizmanın nasıl işlediği.

Mesela ABD'de son zamanlarda çok tartışılan bi konu, üniversiteye kabul işini IQ bazlı ölçüm yapan testlerle yapıyorsan bu ırkçı bir tercih, çünkü IQ genetik bi olay ve bazı ırkların IQ'ları diğerlerine göre düşük. Ama sen toplum olarak sınırlı kaynaklarını en verimli şekilde harcamak istiyorsun, o yüzden bu "kötü" bir tercih değil. Aksini yapıyor olsan toplumun selametini tehlikeye atıyor olurdun.

Aynı şekilde beraber olduğun kişinin sana etkisi negatif olacaksa burada ırk bazlı bir ayrım yapmanda sıkıntı yok. Fakat genelde çok büyük bir etkisi olmadığı için çok karşılaşmıyoruz. Misal yine ABD'de insanların %50'si başka ırktan biriyle birlikte olmuş. Ama iş evliliğe geldiğinde negatif etkisinin daha yüksek olabileceğini düşündükleri için farklı ırktan biriyle evlilik oranı daha düşük, %15 civarında.

Özetle ırkçılıktır ama her ırkçılık "kötü" değildir. Kötü olup olmadığına karar vermek için faydasına zararına bakmak lazım.
0
plutongezegendegilmi
(27.11.22)
Değildir, bir süre önce Twitter’da böyle transfobi tartışması çıkmıştı. Yani istemiyorsa sadece istemiyordur insan. Fobi mobi alakası yok.
0
Hallegadola
(27.11.22)
Irkçılık, ayrımcılık olsa da umrumda değil. Kişisel hayatımda alıp bir ömür boyu benimle yaşayacak kararlarım politik doğruculuk ekseninde veremem. X ırktan biriyle birlikte olmak istememek vs. herkesin kendi tercihidir.
0
black holes in the sky
(27.11.22)
Irkçılık vb. değil.

Bir insanın Türklerle evlenmek istememesi Türklerin kültürünü veya insanların fiziksel görüntüsünü beğenmedigi içindir. Bir insan Türkler evrimleşmememiş, insanın alt sınıfında yer alıyor, bu yüzden evlenmem deyorsa bu ırkçılıktır.

Tabii ki genelleme istisna içerir. Türklerle evlenmem deyen bir insan kafasına uygun bir Türkle evlenebilir; fakat isimlendirme, genelleştirme, sınıflandırma bu kusurları içererek hayatı kolaylaştırır;, ön yargılar hayatı kolaylaştırır. Ön yargılar olmadan yani sınıflandırmadan yaşayamayız. Peşinen bazı şeylerden kaçınmalıyız veya yakınlaşmalıyız.

Not: Türküm. Örneğin Bir Hintliyle evlenmem. Bir Hintliyle evlenmem için ön yargımı kırmalı. Türkle evlenmek istemeyen bir kâinat güzeli olursa ön yargısını kırmaya çalışırım.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(27.11.22)
Bu konu aklıma geçen hafta iki latin arkadaşımla yaptığım konuşmayı getirdi. İkisi de 25-30 yaş arası güzel kadınlar ve Türk erkekleriyle ilişkileri olmuş. Konu bu duruma gelince tekrar bir Türk erkeğiyle birlikte olur musunuz diye sormuştum. Aşağıdaki cevapları vermişlerdi. Hangisi ırkçı, hangisi değiş sana bırakıyorum.

Cevap 1) hayır tekrar bir Türk erkeğiyle birlikte olmak istemem. Ben evlenip, kendi ailemi Kolombiya’da kurmak istiyorum ve bir Türk erkeğinin Kolombiya’da yaşaması, benim geleneklerime alışması ve ayak uydurması zor. Bir erkekten beklediğim şeyler var, latin erkekleri bunu karşılayabilir ancak Türk erkekleri ilişkilerdeki bu beklentimi karşılayamaz.

Cevap 2) Türk erkeklerini fiziksel olarak çekici bulmuyorum, daha sarışın erkekleri tercih ediyorum.

1. Cevapta aslında kişi aslında karşısındakini Türk olduğundan değil, Türk olmanın kültürünü kendi kültürüyle uyuşturamayacağı için söylüyor. İkincisinde ise sorun Türk olması direk. Karşısına sarışın, yakışıklı bir Türk erkeği de çıksa sadece Türk olduğu için reddedecek. Umarım bu durumu tam anlatabilmişimdir.
0
you are my lethe
(27.11.22)
ırkçılık olsa ne olur?
0
sert siyah krom
(27.11.22)
bunu ne amaçla söylediğine bağlı. salt renginden dolayıysa ırkçılık. konsept önemli. cinsel yönelim ayrı bir şey ama. ne yapsın adam heteroysa homoseksüel biriyle de birlikte olurum mu demek zorunda kalsın. o ayrımcılık değil.

bu biraz algı meselesi. kız çocuk istemem dersen yobaz olursun, erkek çocuk istemem dersen modern bir baba. genel görüş neyi savunuyorsa buna o karar veriyor. tek bir norm yok maalesef.
0
bohr atom modeli
(27.11.22)
eskiden olsaydı ırkçılık olduğunu düşünürdüm. ama artık öyle olduğunu düşünmüyorum. belki de buna en büyük etken artık en ufak bir topluluğa olumsuz bir eleştiri dahi olsun yapamamamızdır. bir diğer ve galiba en önemli sebebi de tarihsel açıdan yarası olan topluluğa mensup olanların hassasiyetlerinin hala devam etmesindendir.

çeşitli sebeplerden ötürü bir insan bir kültürü benimsemeyebilir, hayatına dahil etmek istemeyebilir, ilişkisini en az seviyede tutmak isteyebilir.
ben bir karadenizliyim ve doğu kültürüyle hamuru yoğrulmuş birinin "karadenizli biriyle olmak istemem" cümlesi beni yıkmaz, saygı da duyarım ama aynı şekilde kürt ya da doğulu birinden sırf kültürü sebebiyle hoşlanmama veya onun yaşam standartlarını/değerlerini kabul etmeme özgürlüğü bana da ait olmalı. ben kürt biriyle içli dışmak olmak istemezsem (varsayım olarak), bu "bu ülkede kürtlere hiçbir zaman ayrımcılık bitmedi" cümlesini kurdurtmamalı.

azınlığın, çoğunluğun kültürünü tabii olarak sevmemesi doğalsa aynı şekilde çoğunluğun da azınlığın kültüründen kaynaklı onlardan hoşlanmaması aynı derecede doğaldır.

kısacası ben etnik/dini/siyasi/maddi veya manevi açıdan insanları sevme hakkımızın olduğu kadar sevmeme hakkımızın da olduğunu düşünüyor ve savunuyorum. neden japonları çalışkanlıkları için sevdiğimizi düşünüyoruz ve kimse itiraz etmiyor da "ben x'leri şu yüzden sevmiyorum ve hayatımda istemiyorum." dediğimiz zaman ayrımcılıkla suçlanıyoruz? (bakın, burada aynı sebepten suçlanmamak için x yerine gerçekten de sevmediğim toplulukları yazamadım bile.)
0
m e b
(27.11.22)
(12)

Erkekler arasında kıskanma var mı sizce ?

sassot
Ben bugüne kadar kimseyi kıskanmadım ama az önce bir yazı okudum eleman yakışıklı diye arkadaşları buna kinlenmiş, bana garip geldi.Fiziki özellikleri kıskanmaktan bahsediyorum. Para, mevki, araba falan değil.yani bir erkek mesela başka birini sırf uzun boylu yakışıklı diye ya da güçlü kalıplı diye
Ben bugüne kadar kimseyi kıskanmadım ama az önce bir yazı okudum eleman yakışıklı diye arkadaşları buna kinlenmiş, bana garip geldi.

Fiziki özellikleri kıskanmaktan bahsediyorum. Para, mevki, araba falan değil.yani bir erkek mesela başka birini sırf uzun boylu yakışıklı diye ya da güçlü kalıplı diye kıskanır mı sizce ?
0
sassot
(26.11.22)
Ne gördüm ne duydum
0
birmilyonunvarmi
(26.11.22)
Hiç kıskanmadım
0
grabbing hands
(27.11.22)
cinsiyetle ne alakasi var. cok gordum yerli yersiz elestirilerle arkasindan salladiklarini lakap takarak falan yermeye calismak:/ fiziki ozellikse soz konusu diger olumsuz yonleri belirterek "allah boy vermis gerisini koyvermis" minvali. yav dusununce ne kadar berbat ortamlarda kotu seylere maruz kalmisim he bi ton sey canlandi gozumde

belki bunu erkekler arasinda yapmiyor olabilirler orayi bilmiyorhm
0
ala09
(27.11.22)
bende yok. etrafımdakilerde de yok. söz konusu arkadaş farklı kusurlarına yönelik eleştirileri (yavşağa bak vs.) buna bağlamaya çalışıyor olabilir.
0
zgrydn
(27.11.22)
hiç sanmıyorum.sevdiği kızla beraber olan erkeği bile yakışıklı diye kıskanan erkek görmedim.sanırım ülkede erkeklerin para , şan , şöhret sebebiyle tercih edilmesinden ötürü tipten çok diğer hususlar kıskanılıyor.
0
kendicoplugundeotenhoroz
(27.11.22)
Sanırım erkekler üzerinde bu konuda kadınlar üzerindeki gibi bir baskı yok, haliyle biraz daha rahatız. Ortalama erkekİ alanı oldukça geniş, haliyle çok büyük çoğunluk bunun içinde dolayısıyla da bu ortalamanın altında kalmadığımız sürece çevredeki başka bir ortalama erkeğe bakıp "Ulan ne adamlar var bea" demek aklımıza gelmiyor.
0
salihdt
(27.11.22)
Var var. Burada bir erkek duyurucuya beğendiğim kişiyi attım. Adamı yerden yere vurdu.

Sen de bi yakışıklı fotosu ve gör yorumları.
0
Kahvedesu
(27.11.22)
Sayısız kere şahit oldum. Bir ortama eli yüzü bariz düzgün bir tip girdiyse çoğu erkek ya artistliğinden, ya kendini bir şey sanmasından, ya bakışındaki bir şeyden falan bahsediyor hemen.

Genelde ortalama altı tipler öyle olmasalar da çok efendi, çok harika, müthiş insan diye yüceltiliyor. Ama ciddi anlamda yakışıklı birinin çok efendi, çok harika bir insan falan diye yüceltildiğini nadiren görürsünüz.
0
akhenaten
(27.11.22)
Ne duydum ne şahit oldum. Olsa olsa max 5dk'dır. Genel olarak umursanmaz.
0
optimistbakunin
(27.11.22)
Vücut geliştirmiş erkeği kıskanıyorlar.
İş arkadaşları, iş başarısını kıskanıyorlar.

Onun dışında ne gördüm, ne de duydum.

Vücut geliştirmiş kişi arkadaş çevresindense onunla gurur duyuyorlar. Yabancıysa bir kıskanma durumu var.
Bir de erkeklerin sahiplendikleri bir ortam oluyor. O ortam sakinlerinde bir sorun yok ama dışarıdan o ortama katılan kişi yakışıklıysa ortam üyesi olana kadar geçen zamanda bir kıskanma oluyor. Ortam üyesi olunca yine sorun yok.
0
Mirket
(27.11.22)
kesinlikle var. hatta rekabet erkeklerin doğasında doğmuş bir şey. alfa kişilikli erkeklerin çok olduğu bir ortamda bunu daha rahat gözlemlersin, gibi’deki ekip gibi herkesin loser olduğu ortamlarda bu çok belli olmaz.
0
roket adam
(27.11.22)
Bizim grupta epey yakışıklı biri var. Bir tane de kaslı var. Ben de uzun boylu olanım. Üçümüzü toplasan taş gibi erkek yapıyor yani aşlsfkaşlskf neyse. Bu ve diğer özellikler de dahil olmak üzere fiziksel özelliği kıskanıp sorun çıkaran hiç olmadı. Arkadaş grubunda bu şekilde kıskanmayı hatta ilk defa duyuyorum.

@roket adam 'a şu noktada katılmıyorum, grubun loser ya da komple winner olmasına gerek yok. Arkadaş ortamında pek olmaz öyle şeyler. Öte yandan arkadaş ortamı dışında olup da başka erkeği kıskanan vardır ama tabii.

@Kahvedesu 'nun verdiği örnek için şöyle bir detay var. Arada kadınlar gerçekten çirkin erkeklerle ilgili yakışıklı diye methiyeler düzüyorlar. Onları gömdüğümüzde bunu zevksizlikler üzerinden eleştirerek yapıyoruz, kıskanma değil. Gerçi bahsettiği olayda fotoğrafını gönderdiği kişi ünlü değil yakışıklı biridir gerçekten, karşıdaki de kıskanmıştır. Bilemem.
0
nawar
(27.11.22)
(5)

Bazı şeyler bize neden komik gelir?Mizahın temeli nedir?

kiriko
Bizler insan olarak devamlı gülme eğlenme amacındayız.Gülmek mizah bize çok eğlenceli gelir.Peki insanı güldüren şey nedir? Mesela insanların eksikleriyle çok dalga geçeriz.Bazen de bize absürt gelen şeylere güleriz.Tanrı bizi nasıl programlamıştır?Neye güleceğimiz belli midir?
Bizler insan olarak devamlı gülme eğlenme amacındayız.Gülmek mizah bize çok eğlenceli gelir.Peki insanı güldüren şey nedir? Mesela insanların eksikleriyle çok dalga geçeriz.Bazen de bize absürt gelen şeylere güleriz.Tanrı bizi nasıl programlamıştır?Neye güleceğimiz belli midir?
0
kiriko
(26.11.22)
Makale bırakayım: www.researchgate.net
0
salihdt
(26.11.22)
kültürümüzün doğal hayat akışının içindeki süreksizliklere uyumsuzluklara ya da bunlara işaret eden düşüncelere güleriz
0
freebird5406_2
(26.11.22)
Tanrının programladığını sanmıyorum ama mesela Cem Yılmaz’a bende mimik dahi oynamıyor, millet yerlere yatıyor gülmekten. Gülmenin bilimsel olarak açıklanması da bir savunma mekanizması oluşudur. Yani bir şeye gülmek o şeyin kendi başınıza gelmesini istememek demek
0
dakota
(26.11.22)
nörobilime göre, mizahın beyindeki fizyolojisi soyle aciklanmis:

"Mizah, uyumsuzluğun (beklenen ve sunulan uyaranlar arasındaki uyumsuzluk) tespit edilmesi ve çözülmesine dahil olan temporo-oksipito-parietal alanlar da dahil olmak üzere kortikal ve subkortikal yapılardan oluşan bir çekirdek ağı devreye sokuyor gibi görünüyor; ve mezokortikolimbik dopaminerjik sistem ve amigdala, ödül ve belirginlik işleme için anahtar yapılar."
www.nature.com

ama tabi isin psikolojisi, sosyolojisi vs. var. kesin bir formulu yok yani.
0
ermanen
(26.11.22)
Mesela: youtube.com
0
hlot
(27.11.22)
(4)

Bankaların hata yapma ihtimali?

pavlis
Nedir?Chip para ile ödedigim bir harcama var fakat kullanılabilir limite etkisini hissedemedim. Çünkü önceki limite bakmadan yaptım :(Hata yapma ihtimalleri var mı, üzerine gitmeli miyim?
Nedir?
Chip para ile ödedigim bir harcama var fakat kullanılabilir limite etkisini hissedemedim. Çünkü önceki limite bakmadan yaptım :(
Hata yapma ihtimalleri var mı, üzerine gitmeli miyim?
0
pavlis
(26.11.22)
Bankaların hata yapma ihtimali elbet var. Chip para nedir? Bunus gibi bir şeyse zaten limite etki etmemesi lazım.
0
salihdt
(26.11.22)
Chip para ile kredi kartı limitiyle ödedigim harcamayı ödemiş oldum.
0
🌸pavlis
(26.11.22)
Bır ara Flexi kartlarda da vardı bu özellik. Sonuçta ekstre tutarını etkileyen bir işlem olduğu için dönem içi işlemlerinize bakarsanız ödemeyi görebilmeniz lazım. Tolplam kalan borcunuzla kalan limitiniz toplam limitinizi vermiyorsa hata olmuştur.
0
salihdt
(26.11.22)
6 aylık axess kullanıcısı olarak, benim de fark ettiğim kadarıyla chip para ödemeyle limit açılmıyor. Çünkü siz limitiniz dahilinde harcama yapmışsınız. Chip para ödemeyle borcunuz düşüyor yalnız. 1000 lira limitli kartta, 1000 liralık harcama yapmışsanız ve 500ünü chip parayla öderseniz, tamam 500 daha harca demiyor yani. Ekstre kesildiğinde 500 ödüyorsunuz 1000 yerine, o kadar.
0
senolll
(26.11.22)
(15)

Türkiye'deki sokak hayvanına sizce çözüm nedir?

logisticsmanager
Ben kendi fikrimi söyleyeyim;Hayko, heyco, hakko, horco vs bütün dernekler kapatılacak. Yüzde 90'i para yiyen, bagisinin hesabini soramayan dernekler. Isini iyi yapanlara da golge dusuruyorlar.Bunların hepsi tek bir çatıda toplanacak, bu dernek defterleri vs çok ciddi denetlenecek. Devletten ciddi d
Ben kendi fikrimi söyleyeyim;
Hayko, heyco, hakko, horco vs bütün dernekler kapatılacak. Yüzde 90'i para yiyen, bagisinin hesabini soramayan dernekler. Isini iyi yapanlara da golge dusuruyorlar.

Bunların hepsi tek bir çatıda toplanacak, bu dernek defterleri vs çok ciddi denetlenecek. Devletten ciddi destek alacak aynı şekilde bagislarla devam edecek. Ileride başka dernekler de olabilir ama dediğim gibi iyi denetlenecekler. Her bağış makbuz ile ya da online olacak, takip edilecek.

Tek dernek ülkenin her şehrine barinak/lar kuracak devlet+bagis desteği ile.

Köpekler/kediler ilk 7-10 gün normal devlet barınağı, sonra bu yari özel barinaga yollanacak.

Sokaktaki köpekler sirayla toplanacak; karakter problemi olanlar (agresif, reaktif vs), ciddi hastaligi olanlar vs bulunulan durum sebebiyle uyutulacak. Uyutulmasina karşı olan varsa alıp kendi evinde bakabilecek.

Geri kalanlar sahiplendirilmeye çalışılacak ama bir noktada onlarda da yaşlı olanlar vs zamanla uyutulacak.

Barınaktan çıkan her köpek kisirlastirilacak, ciplenecek.
Cipli köpeklerini bırakıp sonra geri almayan kişilerin gelecek 10 sene köpek alması yasak olacak (para cezasi verirsek köpekleri öldürme ihtimalleri var)

Barınaklar ciddi denetlenecek, icindeki insanlarin kalifiye olmasina dikkat edilecek.

Saldırgan ya da tür olarak sıkıntılı olanlar agizliksiz gezmesi yasak olacak ve uygulanmayan para cezalari artık uygulanacak.

Ütopya tabi benim dediklerim. Olacaklar toplu zehirleme ile hayvanlar itlaf edilecek, barinaklarda birbirini kemirecek. Ya da sokaklar hayvan dolu olacak, köpeği olan rahatca gezemeyecek, köpekten korkan sokaga zor çıkacak, arada saldirilan vs insanlar olacak.
0
logisticsmanager
(26.11.22)
Evcil hayvan beslemek, satın almak, satışını yapmak, ve üretmek ... ruhsatlı olmalı. Ruhsat sahibi, kanunlar ile net sorumluluk ve ceza görmeli.

(1) Ruhsat: Ruhsatsız koyun beslemek yasak. Almak satmak da yasak vs. Ama köpek beslemek, almak, satmak serbest.

(2) Döğüş köpekleri: Unutmayalım, köpek döğüştürmek de serbest aslında. Agresif köpek yetiştirip, karşısındakini öldürmek üzere eğitim verip, sonra da sokağa atan çok insan var. Normal bir köpek insanı/çocuğu istese de öldürmez. Döğüşçü özel bir köpek ise öldürür. Köpek döğüşü yapanlar, maçı kaybeden köpeği sokağa atarlar. O köpek de ürer, ve herkese saldıran köpekler ortaya çıkar. Döğüş köpeği besleyen insanlar için kanunlar caydırıcı olmalı.
0
alfired
(26.11.22)
Maddi gücünü hayvanseverlerden alan, hayvanseverlerin gönüllülük esasıyla çalıştığı modern barınaklar yapılmasına Belediyeler önayak olmalı.

Ve bütün sokak hayvanları sokaklardan düzgün bir şekilde, hayvanseverlerin nezaretinde Belediye ekiplerince toplanmalı diye düşünüyorum.

Çöplüklerden yiyecek arar durumdaki sokak hayvanları modern Türkiye'ye hiç yakışmıyor.
0
Mirket
(26.11.22)
Zor vrutopik bir şey doğru. İş işten geçmeden doğru şekilde hareket edilmeliydi.
Soylenbir entry var, bunun doğruluğu yanlışlığı üzerine konuşulabilir

eksisozluk.com
0
kisa
(26.11.22)
İnsanların dernek kurmaları bir hak, hem de anayasal bir hak (bkz. Madde 33)

Bunları denetlenmesi doğru, ancak kafanıza göre dernek kapatıp birleştirmeye kalkarsanız bu sadece hayvansever derneklerini değil her konudaki, her politik çizgideki, her türlü dernek faaliyetini etkiler ve anayasal hak ve özgürlüklerin yeniden düzenlenmesini gerektirir. Bunlar basit konular değil.

Sokak hayvanları konusunda popülist değil bilimsel mücadele yöntemlerinin izlenmesi yeterli zaten. Ancak böyle olmuyor, içinde bulunulan zamanda kimin sesi yüksek çıkıyorsa onlar memnun edilmeye çalışılıyor. Haliyle uygulanan şeyler sürdürülebilir değil, "nerde patlarsa orda değiştiririz" düsturuyla ilerliyor. Devlet her konuşanın lafına göre hareket eden, yönlendirilmeye açık, gazla iş yapan insan tipine benzememeli. Bilirkişi heyetleri ve bilim kurulları toplanıp alanında yetkin danışman grupların önerilerine dayalı uzun vadeli bir politika üretilmeli ve sürdürülmeli.
0
akhenaten
(26.11.22)
Açıkçası bir çok yapıcı çözüm önerisi getirilebilir, bazıları da burada bahsedilmiş zaten... Ancak hemen her gerçek çözüm halkın ve devletin bugüne kadar hiç gösteremediği bir organizasyonel kararlılık gerektiriyor. Yani barınakların iyileştirilmesi, sokak hayvanlarının topluca kısırlaştırılması, hayvan satışının ve sokağa terkedilmesinin engellenmesi... Bunlar bu ülkede yapılabiliyor olsa zaten İsviçre falan olurduk, bırakın sokak hayvanlarını ülkede dişe dokunur sosyal ya da ekonomik dert kalmazdı.
0
salihdt
(26.11.22)
Hayvan besleme ruhsatindan emin değilim çünkü o tam tersi hayvan sahibi olmayi zorlastirir. Bugünkü durumda misal Fransa'da konuşuluyor da ama orada bile dediğim gibi insanlarin hayvan edinmesini azaltacagi riski söylenirken Türkiye'de daha var o noktaya.

Devlet mama uretmesine katılmıyorum. Çünkü mama uretmek bu kadar kolay bir is değil aslinda. Ama bu noktada çok basit şekilde bu barinaklari birlestirince toplu alim gücü olacağından daha ucuza alınır. Ki düzgün olması lazim, her hayvan yiyemez. Misal benim köpeğimde çok hassas mide var, bu sebepten veteriner onayiyla alinan mama veriyoruz artık, o da bilmem kaç tane klinik çalışmalı sirketlerden geliyor. Devlet bunu yapamaz.

Sokakta hayvan kesinlikle olmamali. Ben birkaç kere Türkiye'deki barınaklarin videolarina baktım ama icler acisi durum. Barinakta bu halde olan hayvanlar sokakta ac, susuz, soğuk. Ya benim oğlan iki gün gaz sancisi cekti de kafalari yedim, sokaktakilere neler oluyor kim bilir.

Bu arada köpek yetiştirmek kesinlikle denetlenmeli. Öyle her önüne gelen yapamamali, yasak olmalı. Bir de barinaktan gelen hayvan kısırlastirilsa da satin alinan hayvan kisirlastirilamamali, kisi belki de yavrusunu istiyor vs. Buna karisamayiz.
0
🌸logisticsmanager
(26.11.22)
Valla ben acikcasi oyle tum hayvanlari barinaklara alalim, orda dursunlar olayina katilmiyorum. Sayi oldukca fazla oldugu icin tamamina bakim olayi da masrafli olacaktir.

Benim dusuncem, tum sokak kopekleri populasyonu belli bir esik degerinin altina gelene kadar hayvanlarin yakalanip uyutulmasi yonunde. Sayi idare edilebilir bir degere ulastiginda ise barinaklar devreye girebilir. Tabii bu cozumler zaten hep vardi sikinti ise @akhen in belirttigi gibi bu cozumleri kararlilikla uygulayacak bir sistemin olmamasi.
0
j r r tolkien hayrani
(26.11.22)
@tolkien; yok ben de zaten bu sebepten belli kisminin uyutulmasini soyledim.
Misal zamanında epilepsi husky buldum sokakta, veterinere götürdüm. Epilepsi var, sahibi tahminen atti hayvani sokaga dedi. Malesef barinaga da gitse uyutulur kimse ilgilenmez dedi. Bu noktada uyutulmasi mantıklı ki böyle bir sürü hayvan var.

Yani zaten çözümün kolay olmayacagi çok açık. Bu noktada sahiplenilecegi düşünülen köpekler tutulup sahiplendirilmeye calisilir. Yani yalan olmasin ama tipik türk sokak köpeğini kimse evine almaz, anca önüne bir kap mama koyar geçer çoğu kişi. Bu noktada bu karma irka dönmüş sokak köpeği türünün uyutulmasi en mantıklısı olacak. Dediğim gibi o noktada isteyen olursa da sahiplenebilecek.
0
🌸logisticsmanager
(26.11.22)
ben zamanında peta başkanının mı ne bir röportajını okumuştum. yanlış hatırlamıyorsam kısırlaştırma ve bir kısmının direkt uyutulması dışında bir çözüm yok demişti. vahşi belki ama cidden başka nasıl olabilir bilmiyorum özellikle köpekler gibi aç kalınca vahşileşebilen hayvanlar için.
0
roket adam
(26.11.22)
sahipli olanlar hariç, ben hepsinin uyutulmasından yanayım. sokaklarda hayvan olmaz. olmamalı. bunlar çeteleşip insanların can ve mal güvenliğine tehdit oluşturuyor. insanları öldürüyor veya sakat kalmalarına sebep oluyorlar. komşunun tavuklarını ve kazlarını yediklerini gördüm. telef olan bu kanatlı hayvanların hakkını niye kimse görmüyor?

ben türcüyüm ve kendi türümden yanayım. şu an yaşayabiliyorsam bu, insanlar sayesindedir, köpekler veya kediler sayesinde değil. hastalanında beni bir insan tedavi ediyor, bir köpek değil.

dileyen kedi köpek sahiplenebilir. pitbull vs. hariç. bu tehlikeli türler için caydırıcı cezalar getirilmeli.
insanlar hayvanları üstüne zimmet edip bakabilir. bunda sakınca yok. karşı olamam. ancak sokak köpeği kavramı oldukça yanlış bir şey ve toplumun işleyişine zarar veriyor.

belediyelerin barına ve mama için bütçe ayırması israftan ibaret. o köpekleri niçin besleyeceksiniz? inek beslersiniz anlarım, zira yanlış olduğunu bilsem de; insanlar inekleri yiyor. bir sonuç var burada. köpekleri besle besle nereye kadar? o bütçeyi daha verimli kullanabilirsiniz.

bazı insanların duygu tatmini için vergilerin harcanması durumuna katılmıyorum. uyutulmasının doğru olduğunu düşünenlerdenim.
0
Leonardo~Da~Vinci
(26.11.22)
Başıboş köpek diye bir sey kesinlikle olmamali. Hayvanlara da kesinlikle eziyet edilmemelidir. Ideal olani modern ve temiz barinaklar kurulmasi ve tum hayvanlarin ciplenerek sahiplerine terk etmeleri durumunda caydirici cezalar verilmesidir. sahipsiz hayvanlar bu barinaklarda belirli bir sure bakilarak sahiplendirilmeli, aksi halde de uyutulmalidir. Bununla birlikte su an milyonlarca basibos kopek var. Bunlarin barinaklara alinip sahiplenmesi ici beklenilmesi uygulanabilir degil. Sayi cok fazla. Kopek basina 5m2 alan dusunulse 5 milyon metrekare alana ihtiyac var bunu kim sağlayabilir? 1 milyon köpeği beslemek için (ki 10 milyonu astigini soyleyenler de var) ne kadar kaynak ayirilmali? Bence mevcut durumda hayvanlari aci cektirmeden uyutarak devaminda bu problemin olusmamasi icin ilk basta soyledigim modern barinak cipleme ve caydirici cezalar uygulanmalidir.
0
kolaygelsin
(26.11.22)
ülkenin genel işleyişi düzelmeden hiçbir konuda kurulacak sistem işlemez. bu da genel ahlak ve düşünce yapısıyla alakalı.
0
orpheus
(26.11.22)
Ben yukarıda barınakların giderleri hayvanseverler tarafından karşılansın dedim. Bu düşüncemi biraz daha açmak için şöyle bir örnek vereyim.

İsmail saymazın şu twitinde bir şehit babasının evinin fotoğrafı var.
Bu baba, gerek Belediye'ye ve gerekse Devlete, çevre ve temizlik vergisi, KDV vs diye dünya kadar vergi ödüyordur. Ben bu babanın ödediği vergilerin modern barınak gideri olarak kullanılmasını kabul edemiyorum.

twitter.com

Sokaklara, kaldırımlara dökülen, yağmurda çamurda heba olan, gelen geçence çiğnenen yemlerin parası bu işe yeter diye düşünüyorum.
0
Mirket
(26.11.22)
Çözümün iki parçası var:

1- Sokaktaki mevcut hayvan popülasyonunun azaltılması
2- Sokaktaki hayvan sayısını artıran aktivitelerin azaltılması

Birinci için yapılacak belli. Yani yakala, sahiplendir, kalanı uyut. Bunu özel şirketlere ihale edersin, koşulların insancıl olması için denetleme yaparsın, mis gibi ilerler. Belediyelerin yeterince efektif olabileceğini sanmıyorum bu konuda. Özellikle oy kaygısı, imaj vs. gibi bir sürü çözümsüz sorunları var onların, hiç bu işe bulaştırmaya gerek yok.

İkincisi hiçbir zaman %100 çözüm bulunamayacak bi sorun. Çiplendirme, köpek sahiplerine ek vergi getirme, zorunlu kısırlaştırma, hayvan satışı / sahiplendirme işini sadece devletin yapması vs. gibi bir sürü yöntem var. Ama burada 2 büyük sorun var:

1- Devletin bireyin hayatına müdahale alanının genişlemesi
2- Kaş yaparken göz çıkarılması. Misal, çipi / kısırlaştırmayı zorunlu yaptın, adam para vermemek için köpeği öldürdü / sokağa saldı. E daha kötü. Yakalaması da zor bunu.

Onun yerine sokakta besleme yapanlara ceza verilmesi, aşı karnesi denetimi yapılması, aşı karnesi olmayan köpeklere el konulması, büyük ırk köpek sahiplerine düzenli denetim vs. gibi önlemler daha iyi.

Mesela TR'de şey çok yaygın, adamın dükkanı var ya da inşaatçı, şantiyesi var vs. Adam getirip dükkana koyuyor köpeği ki gece hırsız gelirse hayvan korusun. Sonra taşınıp gidiyor ya da inşaat bitiyor vs hayvan kalıyor orada başıboş. Bu olmaz yani, böyle bişey görürse "nerede kardeşim bunun aşı karnesi" diyip sormalı, cevap alamazsa da köpeğe el koymalı. Köpek isteyen bunun sorumluluğunu alıyor olmalı.
0
plutongezegendegilmi
(26.11.22)
aşılama, çipleme zorunluluğu ve kısırlaştırma. agresif köpek varsa ayrıca bunun bir protokolü olmalı.
0
yuto
(26.11.22)
(2)

kart güvenliği

dali dili havali korna
teb'in internet şubesinden doğalgaz faturası ödemesi yapacaktım. sanal kart oluşturup onunla ödeyebilirim diye düşünüyordum ama ya hesaptan ya da kredi kartından ödeme seçeneği çıkıyor. merak ettiğim nokta şu. normalde internet alışverişinde vb işlemlerde tamamen sanal kart kullanıyorum, cvv kodu vs
teb'in internet şubesinden doğalgaz faturası ödemesi yapacaktım. sanal kart oluşturup onunla ödeyebilirim diye düşünüyordum ama ya hesaptan ya da kredi kartından ödeme seçeneği çıkıyor.

merak ettiğim nokta şu. normalde internet alışverişinde vb işlemlerde tamamen sanal kart kullanıyorum, cvv kodu vs paylaşmak gerektiği için. peki banka internet şubesi üzerinden kredi kartı ile ödeme yapıldığında da bu bilgiler karşı tarafla paylaşılmış oluyor mu? yani kart güvenliği açısından risk taşıyor mu bu tip işlemler?
0
dali dili havali korna
(22.11.22)
Bankanın sağladığı forma giriyorsunuz bilgileri, dolayısıyla risk çok düşük. Muhtemelen TEB kendi sistemini kullandığı için kart bilgileri bir yere gitmiyor ya da kaydedilmiyor. Canınızı sıkmaya gerek yok.
0
salihdt
(22.11.22)
bankanın internet şubesinden faturayı kart ile ödemeyi seçerseniz, banka kredi kartınızdan nakit avans oluşturup ödemeyi öyle yapıyor. yani son çare o şekilde yapın. eğer kurumun kendi sitesinden kart ile ödeme seçeneği varsa öyle ödeyin.
0
malheiros
(22.11.22)
(12)

bu işyeri bir tek benim mi sinirlerimi alt-üst ediyor ?

kablelvuku
4 yıldır bir firmada yönetici pozisyonunda çalışıyorum. 5 beyaz yaka ve 3 farklı birim bağlı şu anda bana. 2021 benim için şirkette kırılma noktasıdır. Bu seneden sonra hiçbir şey eskisi kadar güzel ve huzurlu olmadı benim için.Süreç öncelikle yeni bir fabrikaya taşınmak ve yeni bir organizasyonel y
4 yıldır bir firmada yönetici pozisyonunda çalışıyorum. 5 beyaz yaka ve 3 farklı birim bağlı şu anda bana. 2021 benim için şirkette kırılma noktasıdır. Bu seneden sonra hiçbir şey eskisi kadar güzel ve huzurlu olmadı benim için.

Süreç öncelikle yeni bir fabrikaya taşınmak ve yeni bir organizasyonel yapılanma ile başladı. Şirkete yeni alınan IK ve bir anda yaratılan saçma "şef" ünvanı benim için zorlayıcı olmaya başladı.

Öncelikle şef konusuna açıklık getireyim, ilk iş yeri olup sadece 2 yıllık deneyimli mühendislere bir anda şeflikler verildi, daha sonra bu şefler biz müdürler kadar saygı görmediğini belirtip isimlerinin "müdür" olarak değiştirilmesini istediler. Bu da yapıldı, fakat ben ilk büyük hatanın bu olduğunu düşünürüm. Bu konu tamamen şirkete karşı ilk soğukluğumun nasıl başladığı ile ilgili.

Daha sonraki IK konusu için ise şöyle bir giriş yapmam lazım, 4 yıldır maalesef benim birimim hep göze batan birim oldu. Komple birim baştan aşağı değişmiş olsa bile, yeni kişiler gelse eskiler gitse bile bu algı hiç değişmedi. Sebepleri sayıyorum; çok gülüyor olmaları, sigara molalarına çıkmaları, çıkış saatinden 7 dakika önce bilgisayarlarını kapatmaları, odada bir şeye küfür ederken bir gün çaycı abla tarafından bu küfürün duyulması. Vsvsvsvs.

Ik bu yukarıda bahsettiğim her konu için beni çağırdı ve personelime çeki düzen vermem gerektiğini söyledi. Ben de açıkçası böyle eften püften sebeplerle kimsenin canını sıkmayacağımı benim için işlerini zamanında ve doğru yaptıkları sürece problem olmayacağını belirttim her seferinde. Fakat tabii IK 1 yıldır var bu 1 yılda 3 kere falan toplu bir görüşme yaptım personelimle. Ki çok da etkili oldu kendilerine çeki düzen verdiler.

Her neyse son iki olay; Müşterilerin ziyareti sırasında ikram için alınan kurabiyeyi benim personelimden biri odada kimse yokken canı çektiği için tabaktan iki adet almış. Bir şekilde bu IK tarafından duyuluyor. IK ertesi gün yemeyip içmeyip genel müdüre bunu aktarıyor (saat sabah 08:00) genel müdür konuyu bana aktarmasını ve bunun için bir önlem almam gerektiğini söylüyor. IK gelip aynı bu şekilde aktarınca artık patlama noktamı yaşıyorum ve hiçbir şey yapmayacağımı onların annesi babası olmadığımı bildiriyorum. Daha sonra IK 3 hafta bana bu tavrımdan dolayı küs kalıyor. Bu arada bizim şirketimiz şirket kültürü, iletişim vb konularda dışarıdan danışmanlık alıyor.

İkinci konu ise bugün mevzu olan; normalde avanslar ayın 20'sinde yatar fakat şirkette para sıkıntısı yaşanmış ve dün avanslar yatmamış. Personelimden biri IK'ya "X hanım avans ile ilgili bir gelişme var mı, borç gırtlağı geçti" yazmış. Kimse şirketin para mevzusundan falan haberdar değil sadece çıkış saati geldiği ve avans yatmadığı için tedirgin herkes. IK'da bunun ekran görüntüsünü alıp önce genel müdüre daha sonra danışmanlık yaptığımız şirkete şimdi ben napayım diye sormuş. Her ikisi de " kesinlikle yöneticisi ile beraber bu personeli üslup konusunda uyarmalısın" demişler.

Bende bunlar gibi defalarca örnek var. İki aydır iş arıyorum ve istifa etmek istiyorum bu tarz nedenlerden. Fakat bugün IK yarın sabah personelinle görüşelim nasıl yol alacağımıza bakalım dedi. Yarın sabah istifamı verip çıkıp gitmek istiyorum buradan. Fakat bu fevri hareketi yapamayacak kadar da özel hayatımda sorumluluklarım var.

Artık bu tarz problemlerle savaşacak enerjim yok çünkü ben raporlama yapan bir yönetici değil aksine operasyonel bir yöneticiyim yani tüm gün işin içindeyim ve harıl harıl çalışıyorum. Oturayım bugün hangi personel ne iş yapmış, kaç case bitirmiş hmm bunun gelişimi yavaş vs. Tüm iş yükümün arasında personel yönetmek artık bir külfet gibi geliyor bana. Hem de böyle sudan sebeplerle.

Bir akıl mı istiyorum ne istiyorum bilmiyorum ama, en azından biri çıkıp desin ben abartmıyorum sadece bunlar kurumsal olmaya çalışan şirketin saçma dertleri diye.
0
kablelvuku
(22.11.22)
Hepsini okudum, sorun sende. Personellerin disiplinsiz. Sigara, küfür, gülme deyince meslek lisesi canlandı gözümde. Hepsini uyarman gerekiyor. Defalarca demişler ama uyarmamışsın. Bilgisayarı 5 dakika önce kapatmalarına takılmaları abartılı sadece.
0
dissendium
(22.11.22)
hepsini okudum büyük ihtimalle mühendis yada teknik kökenlisiniz ik ile anlaşamamanız normal.

her şirkette maalesef bu tarz aylak bakallar olacak bunlarla geçinmeyi öğrenmek lazım.

ilk ik uyardığında "aa nasıl olur hemen sizin desteğinizle uslüp eğitim yapmalıyız" diye eften püften bir toplantı organize etseydin İk'nın istediğini (boş görünmemek için yalandan iş uydur) onlara vermiş olacaktınız.
0
alp9900
(22.11.22)
tum metin nasil zaman israf edilir metni, sinir bozucu. ayrilmak istemenizi anliyorum, yarin alp9900'in dedigi gibi yalandan onlarin hosuna gidecek seyler soyleyin zira gercek anlamda ugrasmaya degmez, zamanla is bulunca cikarsiniz...
0
hewit
(22.11.22)
Belli ki şirketiniz daha kurumsal bir yer olmaya çalışıyor ve siz de dahil çalışanlarınız buna ayak uyduramıyorsunuz. İnsan Kaynakları'na karşı belli konularda çalışanlarınızı korumanız normal ve hatta beklenen bir şey ancak şirket kurumsallaşmaya çalışıyorsa belli bir düzen istenmesi de şaşırtıcı değil. İnsan kaynaklarından zerre hazzetmem ama şeytanın avukatlığını yapmam gerekirse; şirketler belli büyüklüklere ya da seviyelere ulaştıktan sonra çeşitli düzenlemelere ihtiyaç duyuyorlar. Bir çalışanın sizi ezip İK'ya maaş maili atması, personelin gidip çocuk gibi başka bir birime ait kurabiyeleri falan yemesi çok absürd şeyler.
0
salihdt
(22.11.22)
İşin çıktısına değil de insanların gülmelerine, sigara molalarına takılan şirketlere kıl oluyorum.

Ama bununla birlikte İK'ya "Borç gırtlağı geçti" diye mail atılmayacağını da bilmesi lazım bir çalışanın.

Her şirkette benzer sorunlar var, o nedenle başka yere geçsen aynı b*kun laciverti olacak. Eğer ekonomik anlamda bir derdin yoksa, İK ile geçin. Tamam uyarıyorum, aa dikkat etmemiştim vs. Kolpala geç. Alp9900+1 diyorum. Ekibin de İK ile iletişime geçeceği zaman bi zahmet önden haber versin sana, üsluba bakıp mail atılsın.

Bu arada yönetici olmanın zor kısmı insan yönetmek. Yoksa operasyonu herkes yapar. O nedenle İK ile şirket arasında dengeyi korumak kıymetli. Ekibini kollamazsan da sorun, kollayıp İK'ya karşı ortaya koyarsan da. Dengeyi bulmak da kolpalarla kolaylaşır gider. %100 dürüst ve net olmak faydalı olmuyo bu zamanlarda.
0
lcha
(22.11.22)
Ben de arkadaşlara katılıyorum. Siz günlük yoğunluğunuza odaklanıp, işinizin "iş yönetme" kısmına takılmışsınız ama sizin title'ınız "ekip yönetme"yi de içeriyor. Eski çalıştığım iş yerlerinde koca koca genel müdürler, koca gmy'lere nasıl resmi mail atacaklarını bile öğrettiler teker teker. 45 yaşında mailin sonuna Saygılarımla yazmayı öğrendi adam. Ekibin annesi babası değilim kısmı yanlış, oradaki tüm davranışlar bence de sizi de ilgilendiriyor. Siz tam olarak da ekibinizin babasısınız yani :)

Bu tarz çekişmeler her yerde olacaktır, istifa etmek de kolaya kaçmanızın bir sebebi bence. Bir yönetici baskı altında çalışabilmeli ve yaşadığınız şey baskı bile değil, iki tane ıvır zıvır olay. Şirket kültürü ve kurum kültürü adına danışmanlık alan bir şirketin, uslüba takılması, kurum kültürü oluşturmaya çalışması çok normal. Buna uyum sağlamak zorundasınız.
0
roket adam
(22.11.22)
Bunlar veya benzerleri kurumsal olan, olmayan, olmaya çalışan, olmak üzere olan her şirkette var.
Burada sıkıntı sizin yönetici olmak istemeyişiniz.
Bazen şirketler işini iyi yapan çalışanları yöneticilik vasıflarına, isteyip istemediklerine bakmadan yönetici yapıyorlar. Genellikle çalışanın maaşını artırmak için mecbur kaldıkları bir yöntem bu.

Başka bir şirkette yöneticilik yapsanız konular bunlar olmayacak belki ama farklı şeyler olacak.
Bu arada ofiste küfürlü konuşulması da, gürültülü çalışılması ve kahkahalar atılması da diğer pek çok şey de normal değil. Bunlardan sadece biri olsa belki dikkat çekmeyecekti ama ekibin yöneticisi olan siz de bu konuyu umursamayınca İK da ne çözüm bulacağını şaşırmış olmalı.

Ya yönetici olmaya karar verin ya da ekip yönetmeniz gerekmeyecek bir kariyer yoluna girin derim.
0
michael_knight
(22.11.22)
esnek, arkadasvari bir yonetici olmaya calisiyorsun guzel ama yaptigin sey aslinda bu degil. gulmeler, kufurler, cocuk cocuk mesajlar, alt tarafi bi kurabiye ama cocuk gibi gidip yemeler ve senin de bu durumu e cani cekmis diye yumusatman. senin elinde su an disiplin sifir, ergen bir kitle var. tabii ki anasi babasi degilsin ama bastan su tavrini degistir demeliydin. bir iki konusmussun ama bence kendini bilmez ve seni umursamaz bi ekibin var. borc girtlagi asti diye ikya mi yazilir yahu. disaridan danismanlik falan alan sirketmis bir de. tabii ki senin ekip goz onunde olur. bence sirketin olusturmaya calistigi kulture uygun bulunmuyor ekibin. bu kadar goz yumduguna gore sen de pek farkli degil misin ekibinden? oyleyse bu da sorun.
herkesin mudur olmasi falan da sacmalik. ben de o ortamda sinirlenirdim ama ben once bu ne bicim ekip diye sinirlenirdim. sen yanlis seye sinirleniyorsun gibi. once ekiple ciddi bi sekilde konus derim. kurabiye canavariyla, girtlak maili sahibiyle ayrica konus. ikya git suslu sozler soyle. sonra ugrasma daha ve is arayisina odaklan
0
Kittie
(22.11.22)
Verilen cevaplara genel olarak katılıyorum. Teknik işler yapan biri olarak bu taraz şeylerle uğraşmamak için yöneticilikten kaçtım hep ama rolünüzün gereği olarak bu durumları yönetebiliyor olmanız gerekiyor. Ben bir de şunu eklemek için cevap yazmak istedim: Eğer bir sürü yöneticilik tecrübesi olmayan kişi müdür olduysa ve şirket kurumsallaşma için danışmanlık alıyorsa müdür üstü yöneticilik pozisyonları da açılacak ve oralara geçmek için de çokça fırsat olacak demektir. İşin operasyonel yönünü zaten bilip yapıyormuşsunuz, bence hem zaman hem de motivasyon olarak tamamen yöneticilik tarafına odaklanın. Operasyonel yetkinliklerin yanında bu soft skills vs boş işler veya faydasız işler gibi geliyor olabilir ama belli ölçeğin üstü için mutlaka gerekiyor. Ekibinizi daha iyi yönetmeyi; İK, diğer departmanlar, C level, third party danışmanlık tarafları vs ile daha iyi ilişkiler kurmayı başarmaya çalışın. Bu şekilde direktör vs olabilirsiniz.

Eğer ben istifa edeceğim, böyle şeyler yapmak istemiyorum diyorsanız müdür olarak gittiğiniz çoğu yerde uğraşacaksınız bu konularla. Daha teknik bir rol bulmanız gerekir.
0
perferil
(22.11.22)
Gulmek hadi neyse bazen olur ama kufur cok cirkin. Buna musade etmen daha da cirkin oraso meslek lisesi degil.

Ekibine karsi disiplinsizsin maalesef ik hakli. Benim ekibim ik ya oyle mail atsa yerin dibine gecerim. Resmi bir birimden resmi olarak bildirim istemeyi bilmeyen cocuklar resmen calisiyor.
0
kuzey li
(22.11.22)
Eger Insan Kaymaklari (IK) departmaniniz 2 adet biskuvi, 7dk once logoff olmak gibi seylere takmissa cozum basit.

IK cilar oturup kural/prosedur kitabi yazsin, herkes de kendisinden ne istendigini bilsin.ortada yazili kural yoksa yarin da elemanlariniz biskuit icin sizden izin istemeye kalkar.

Danisman sirket de sanirim benzer sey onerecektir siz bu vakalari anlatinca.

Disiplinsiz bir ekip oldugunuzu dusunmuyorum. Tekil olaylar gibi ilk 've ikinci ornek. Ama yine de IK ile aralarinda kalan siz olacagiz icin "elciye zeval olmaz" taktigini uygulayin
0
parcxerox
(22.11.22)
İk'nız danışmanlık alıyormuş. Bu çok güzel bişey. Size gıcıklarından, kendi egolarından vb. bu şekilde davranmıyorlar, objektif olmaya çalışıyorlar. zaten İK'cı da danışmanlık firmasına sormuş.
Şİrketinizde bir dönüşüm var ve herkes kendini geliştirmeye çalışıyor bir şekilde. Ama doğru, ama yanlış.
Siz kendinizi bu şekilde geliştirmek istemiyor olabilirsiniz, ancak bu durumda sürekli kurumsal olmayan küçük ölçekli firmalarda çalışabilirsiniz. Kariyeriniz bir noktada tıkanacaktır.
Kendinizin bu konuda bir eğitiminizin olmadığını, sizin de desteğe ihtiyacınız olduğunu açıkça belirtin ve eğitim almaya bakın.
Personelinizi sizin gözünüzden dinlediğimizde bile (yumuşatarak anlatmışsınız epey) açıkça haksızlar. Bir de kimbilir dışarıdan nasıl görünüyorlardır.
0
kenarortay
(23.11.22)
(10)

Okuduğunuz En İyi Bilim Kurgu Serisi

oradaydik ve simdi buradayiz
Bilim Kurgu okumak istiyorum bu aralar ne önerirsiniz? Şu seri, şu kitap en iyisidir diyebileceğiniz ne var? Şöyle en azından bilimsel bir altyapısı olan eserler ilgimi çekiyor. Çok uçuk kaçık şeyler öneri dışı olsun
Bilim Kurgu okumak istiyorum bu aralar ne önerirsiniz? Şu seri, şu kitap en iyisidir diyebileceğiniz ne var? Şöyle en azından bilimsel bir altyapısı olan eserler ilgimi çekiyor. Çok uçuk kaçık şeyler öneri dışı olsun
0
oradaydik ve simdi buradayiz
(22.11.22)
ilk anda aklıma gelenler dune ve bir otostopçunun galaksi rehberi, okumadıysanız eğer.
0
orient blue
(22.11.22)
Asimov Vakıf Serisi (7 kitap, Star Wars gibi aslında kronolojik giden , ama herhangi bir kitabı tek başına da okuyabilirsiniz).

Asimov iRobot.

Asimov Bilimler ve Buluşlar tarihi (kitabın tam ismi bu olmayabilir, ama bulursunuz).
0
alfired
(22.11.22)
İngilizce olabilirse

Peter Watts - Blindsight
Hatta yazarın sitesinde bedava olarak mevcut: www.rifters.com

Adrian Tchaikovsky - Children of Time serisi. Hatta 3. kitabı birkaç gün sonra çıkacak.

Bilimsel altyapısı olsun dediğiniz için ilk aklıma gelenler bunlardı.

Büdüt: Bir de Arkadi ve Boris Strugatski - Uzayda Piknik. Bilimsel altyapı olarak değil de çok sevdiğim bir kitap olduğu için.
0
peki madem
(22.11.22)
the stars my destination, namı diğer tiger, tiger!

seri değil, tek kitap.
0
sir gawain
(22.11.22)
Vakıf +1
Rama serisi
0
kobuzchu kiz
(22.11.22)
Sırasıyla Isaac Asimov Robot Serisi, sonra Vakıf Serisi.
RAMA serisi.
Dune zaten cepte.

Asimov'u Robot ve Vakıf sıralamasıyla okursanız çok daha büyük keyif alırsınız. Aslında birbirlerinden bağımsız ama ufak ufak birbirlerine göndermeler olan seriler.
0
gallienus
(22.11.22)
Seri degil ama The Martian ve Project Hail Mary cok guzel kitaplardi.
0
salihdt
(22.11.22)
Dune
Vakıf
Sandman
Enderin Oyunları
0
kablelvuku
(22.11.22)
tılsım - stephen king
0
olutaklidi
(22.11.22)
otostopcunun galaksi rehberi +1
0
in vino veritas
(22.11.22)
(6)

Vasıflı iş Türkiye vs Vasıfsız iş Amerika , hangisi ?

sassot
Hangisini tercih edersiniz. Bir tarafta saygın duyulacak bir mesleğiniz var ama çalışma şartları kötü maaş kötü zor geçiniyorsunuz. Diğer tarafta vasıf gerektirmeyen fiziki güç harcadığınız bir iş ama iyi hayat şartları.Açıkçası bu soruyu sormamın amacı ; etrafımda Türkiye'de tutunamayan, beceriksiz
Hangisini tercih edersiniz. Bir tarafta saygın duyulacak bir mesleğiniz var ama çalışma şartları kötü maaş kötü zor geçiniyorsunuz. Diğer tarafta vasıf gerektirmeyen fiziki güç harcadığınız bir iş ama iyi hayat şartları.

Açıkçası bu soruyu sormamın amacı ; etrafımda Türkiye'de tutunamayan, beceriksiz, tembel ne kadar adam varsa yurtdışına özellikle Amerika'ya gitmek istiyor. Ben kendime vasıfsız işleri yakıştıramıyorum, kendimi geliştirip mesleğimle ilgili bir iş bulursam giderim anca.
0
sassot
(05.11.22)
ABD deki iş ve imkanları ile ilgili veriler bilgiye mi dayalı yoksa varsayım mı? Yani oradaki şartları kesin olarak biliyor musunuz. Dil bariyeriniz var mı?
Bence de eğitiminizin ve deneyiminizin gerisinde bir işe girmek olacak iş değil zorluk yaşarsınız.
0
anon1m
(05.11.22)
türkiye'de vasıflı iş.
0
Erestor
(06.11.22)
Vasıflı işçi Avrupa'nın en çok aradığı insan. Bir işçinin vasfı burada ortaya çıkmaz mı? Biri mesleğini yurt dışında, özellikle Avrupa canhıraş ararken yapamıyorsa ve Türkiye'de it gibi çalıştırılıyorsa o adam vasıflı mıdır, vasıfsız mıdır?

Tıp doktorları ve savunma sanayiinde çalışan mühendisler dışındaki işçilerin (özellikle mühendislerin) vasıflı iş yaptigini sanmıyorum. Çoğu iş takibi yapıyor veya satış mühendisliği adı altında tacirlik. Mühendislik sektöründe şunu çok rahat söyleyebilirim, lise diplomasının yeterli olduğu işleri yapıyoruz.

Bence vasıflı bir iş yapmıyorsun. ABD'ye git.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(06.11.22)
Vasıfsız işten kasıt garsonluk, kuryecilik gibi işlerse bunlara her yerde hayır. Fiziksel güce dayalı işleri yapan zaten Türkiye'de de iyi kazanır. Sanayideki araba tamircisi mühendisten fazla kazanıyor. Kaç kişi sanayiye girmek ister..
0
seaman
(06.11.22)
vasıfsız abd 1 yıl, vasıflı olan işini orada yapmanın yolunu bulma
0
abi bi dizi buldum on numara
(06.11.22)
Yurtdışında sıfırdan başlamak, hele de düzgün bir işiniz yoksa kolay değil. O etrafınızdaki insanlar muhtemelen hiçbir zaman ABD'ye gitmeyecekler, sadece öyle bir alternatifleri varmış gibi yapıp kendilerini rahatlatıyorlar. Vasıfsız bir işte çalışmak, eğer orta vadede bir şekilde vasıflı işe dönmeyecekse bir anlamı yok bence, özellikle de ABD gibi sosyal devletin de olmadığı bir yerde.
0
salihdt
(06.11.22)
(2)

Mov uzantılı dosya kurtarma

bartholomew87
Daha önce denemiş olan var mı dosya boyutu normal görünüyor ancak açılmıyor. İnternetten ücretsiz bir kurtarıcı göremedim.
Daha önce denemiş olan var mı dosya boyutu normal görünüyor ancak açılmıyor. İnternetten ücretsiz bir kurtarıcı göremedim.
0
bartholomew87
(05.11.22)
Dosya silindi mi? Recuva vb. silinen dosyaları kurtarma uygulamaları bunları bulabiliyor ama video dosyalarını kurtarmak, hele de boyutu büyüksek pek mümkün olmuyor, en azından benim şahsi tecrübem bu yönde. Kurtarıcılar genelde ücretli ama demo sürümü ile en azından kurtarılıp kurtarılamadığını görürsünüz.
0
salihdt
(06.11.22)
Silinmedi dosya bozuk diyip açmıyor. Kamera kayıttayken uygun olmayan bir şekilde kayıt kapatıldı veya sd kart çekildi
0
🌸bartholomew87
(07.11.22)
(4)

Milli piyango ardışık sayılar

dakota
Arkadaşlar merhaba. Daha önce de milli piyango ile ilgili sorum olmuştu. Loto türlerinin hepsinin önceki çekiliş sonuçlarına baktığımda %80 oranında ardışık sayı çıktığını gördüm. Bu matematiksel olarak mümkün değil. Kandırılıyor muyuz nedir anlamadım.
Arkadaşlar merhaba. Daha önce de milli piyango ile ilgili sorum olmuştu. Loto türlerinin hepsinin önceki çekiliş sonuçlarına baktığımda %80 oranında ardışık sayı çıktığını gördüm. Bu matematiksel olarak mümkün değil. Kandırılıyor muyuz nedir anlamadım.
0
dakota
(02.11.22)
matematiksel olarak mümkün, hayatın akışına aykırı.

bir maymun klavye başına otursa rastgele tuşlara basarak dostoyevski'nin romanlarından birinin aynısını yazması teorik olarak mümkün ama pratikte bir karşılığı yok.

ben beş senedir ne loto ne piyango bileti oynamayı/almayı bıraktım. bazı tesadüfler çok sık yaşanıyor midem bulanıyor.
0
coldegezenkutupayisi
(02.11.22)
zooooort :D
e günaydın.

milli piyango satılalı çok oluyor, özel bir kurum artık.
yakın geçmişteki diğer şaibeli sonuçlara bakabilirsin.
0
jimjim
(02.11.22)
Satıldığını ben de biliyorum ama kandırıldığımız apaçık ortada. Yani neredeyse 10 çekilişten 9’unda kesinlikle ardışık sayı var. Bi zevkimiz vardı onun da içine ettiler her şey gibi.
0
🌸dakota
(02.11.22)
Değil, tüm sayılar aynı küreden çekiliyor. Her çekilen sayı, uçtakiler hariç iki tane ardışık sayıya sahip. Numaraların sırayla çekildiğini varsayarsak, her çekilen numaranın daha önce sayıların ardışığı olma ihimali yükseliyor, zira çekilen numara sayısı (Pay) artarken kürede kalan numara sayısı (Payda) azalıyor.

Örneğin diyelim ki 49 adet sayımız var, varsayalım ilk sayı 10, ikinci sayının 9 ya da 11 olma ihtimali 2/48 yani 1/24... İkinci sayıyı çektik, 20 çıktı, üçüncü sayının 9,11,19,21 olma ihtimali 4/47, üçüncü sayıyı çektik 35 çıktı, dördüncü sayının 9,11,19,21,34,36 olma ihtimali 6/46... Lise olasılık bilgim beni yanıltmıyorsa "Herhangi iki sayının yan yana gelme olasılığını" aradığımız için bunları topluyoruz... Uçtaki numaraların birer ardışığı var vb. gibi durumları hesaba katsanız bile "Herhangi iki ardışık sayı çıkma ihtimali" oldukça yüksek (Kabaca %60 küsür sanırım bu örnek için, kesin hesap yapacak olasılık bilgim yok)
0
salihdt
(02.11.22)
(29)

kaç adet kol saatiniz var ?

bugisme
marka ve cinsiyet belirtirseniz sevinirim.
marka ve cinsiyet belirtirseniz sevinirim.
0
bugisme
(28.10.22)
1 iwatch kadin.

Daha once de smart band kullanirdim klasik saat kullanmayi sevmiyorum.
0
kuzey li
(28.10.22)
1. Swatch. 20 yaşında. Başka saat beğenemiyorum.

K
0
ruhen hastayim ben
(28.10.22)
galaxy watch 4 classic ve miband 6 var. yani bir buçuk denilebilir
0
guzel gunler gorecegiz
(28.10.22)
0 key
0
summer timetable
(28.10.22)
6. 5i birbirinin bi incesi bi kalini biri daha vintage falan ama birini takiyorum sadece. alistim yapisti koluma arada smart watch takiyorum tansiyon problemi yasadigimda. yoksa celik swatch eski kafa devam
kadin
0
ala09
(28.10.22)
8 sanırım. Çoğu eski Seiko modelleri. En sevdiğim Seiko presage, geçen yıl aldım ama en çok taktigim boccia diye bir şey.
Erkek.
0
kisa
(28.10.22)
1 iwatch
2 klasik

E
0
Mirket
(28.10.22)
1, blancpain, e
0
nibba
(28.10.22)
1, seiko 5, e
0
unalub
(28.10.22)
0
0
Erestor
(28.10.22)
2. Bir quartz bir Casio.
1 Casio daha almayı düşünüyorum.
Kadın.
0
Amaranta ursula
(28.10.22)
6
0
2027
(28.10.22)
Aklimda kaldigi kadariyla 19 tane, erkek. Marka olarak malum pahali markalardan butik markalara genis bir yelpaze.

Sadece dijital saatim yok.
0
sertac akin
(28.10.22)
Bir mi band 4 var uzun zamandır kullanmıyorum.

Bir otomatik iskelet tarzı skagen var eşimin hediyesi çok severek kullanıyorum. Spor giyime ve günlük kullanıma uygun olduğu için en çok onu kullanıyorum.

Bir tane de nişanda takılan tissot var biraz daha klasik kalıyor gömlek falan giydiğimde de onu takıyorum.
0
chicha_v2
(28.10.22)
2, skagen ve fitbit. kadin.
0
taurina
(28.10.22)
Erkek, 4 saatim var.
0
gazozailacatmauzmani
(28.10.22)
Miband
Galaxy active
Welder
Seiko
Erkek
0
mirty
(28.10.22)
erkeğim.
1 tissot
1 apple watch 6
1 guess

hiç birini kullanmıyorum. saat takmayı sevmiyorum. hiç almadım da. hepsi hediye geldi.
0
ezkaza
(28.10.22)
Hepsi hediye olmak üzere 7 saat. DKNY, Guess, Fossil falan. Nadiren aklıma gelirse aksesuar olarak kullanıyorum. K.
0
kobuzchu kiz
(28.10.22)
6-7 tane
seiko, citizen, orient.

saatlere acayip ilgim var, zor tutuyorum kendimi onlarca saat almamak icin.
0
baldur2
(28.10.22)
2 adet. bir apple watch, bir seiko
0
roket adam
(29.10.22)
Erkek kişisi

2. Biri Tissot, öbürü Quartz

İkisi de dededen kalma.
0
put it in your appropriate place
(29.10.22)
lorus var bi tane 20 senelik.
bir de casio, dandik.
ikiside hediye, ikisini de uzundur takmadim.
artik bir tane saglam omurluk saat almam sart.

irkek
0
cooperr
(29.10.22)
sadece 1 tane garmin. bunu alana kadar sifir vardi. baska almayi dusunmuyorum kesinlikle.
0
hot potato
(29.10.22)
E 1 Apple Watch

Evde hiç kullanmadığım 1 polar 1 garmin 1 de klasik saat var. Apple Watch aldıktan sonra diğerlerini kullanmadım. Satsam iyi olur aslında.
0
gabe h coud
(29.10.22)
k, 3 klasik saat
0
black holes in the sky
(29.10.22)
9 adet.
5 adet skagen
1 adet longines
1 adet guess
1 adet lacoste
1 adet marka hatırlamıyorum (peder bey uzun yıllar önce hollandadan getirmişti).
0
piotr
(29.10.22)
10+ - Erkek
Tissot
Seiko
Omega
Mido
Helm
Seven Friday
Stührling
Spinnaker
Orient
0
salihdt
(29.10.22)
Erkek

2 tane seiko 5
1 cartier ballon bleu
1 montblanc timewalker
1 tissot seastar
1 seiko sx quartz
1 omega seastar
0
inktone
(29.10.22)
(8)

Koşulsuz iade hakkı (mağazadan)

not sure if serious
Geçen gün x mağazadan tabak aldık ve vazgeçip iade etmek istedik ancak iade kabul etmediklerini söylüyorlar. Müşteri hizmetlerini aradım 6502 sayılı kanun gereği görerek alınan ürünlerin iadesi olmadığını koşulsuz iade internet alışverişleri için olduğunu ve hediye çeki yazabileceklerini söylüyorlar
Geçen gün x mağazadan tabak aldık ve vazgeçip iade etmek istedik ancak iade kabul etmediklerini söylüyorlar. Müşteri hizmetlerini aradım 6502 sayılı kanun gereği görerek alınan ürünlerin iadesi olmadığını koşulsuz iade internet alışverişleri için olduğunu ve hediye çeki yazabileceklerini söylüyorlar.

İlgili kanunun hiçbir yerinde dediklerini göremedim. Aradım tekrar öyle bir şey yok benim 7 gün koşulsuz iade hakkım var diyorum kabul etmiyorlar şu kanun gereği iade almıyoruz diyorlar. Diyorum ilgili maddesini söyleyin, söyleyemiyorlar mail atın diyorlar. Mail attık yine aynı cevaplar.

Hani kanunda dediklerini göremedim ama bu kadar ısrarcı oldukları için de şüpheye düştüm.

Gerçekten var mı böyle bir şey?
0
not sure if serious
(27.10.22)
Eğer mal ayıplı değilse görerek aldığınız ürünü iade edemezsiniz. Yani mağazanın söylediği doğru.

Bir çok firma müşteri memnuniyeti nedeni ile görerek alınan ürünleri de iade alıyor. Ama yapmak zorunda değiller
0
zimbirik
(27.10.22)
Tüketici, yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve
cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir.

(2) Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya
sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda
tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür.

(3) Satıcı cayma süresi içinde malı tüketiciye teslim etmişse tüketici, malı ancak
olağan bir gözden geçirmenin gerektirdiği ölçüde kullanabilir; aksi takdirde tüketici cayma
hakkını kullanamaz. Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile hizmetin
ifasına başlanan hizmet sözleşmelerinde de tüketici cayma hakkını kullanamaz.

Nedense taksitli satışlar kısmında geçmiş, peşin satış için böyle bir şey yok. Başka bir sitede de şöyle denmiş: Ancak tüketici tarafından mağazadan görerek, tercih edilerek peşin satışla alınan ürünlerle ilgili herhangi bir "cayma hakkı" düzenlemesi Kanunda yer almamıştır.

Bu nedenle şehir efsanesi olarak tüketiciler arasında yayılan "Kanuna göre “7 gün” veya “14 gün” gibi sürelerde satın alınan ürünü iade etme hakkı bulunmaktadır." gibi sözler gerçeği yansıtmamaktadır.
0
salihdt
(27.10.22)
Biz de taksitle aldık zaten. Yani kredi kartına böldürdüm, bu da taksit sayılır mı?
0
🌸not sure if serious
(27.10.22)
Evet adamlar mağazadan satın aldığın ürünü iade almak zorunda değil. Mağaza haklı.

İnternetten alsaydın iade edebilirdin.
0
roket adam
(27.10.22)
Sitede taksitten kastın banka kartı ile yapılan değil bizzat satıcı tarafından yapılan taksit olduğundan bahsedilmiş. Ancak neden taksitin niteliğine ya da taksitli satışla peşin satış arasında böyle bir hak farkı olduğunu anlamadım açıkçası. Düşününce, sanki kanun koyucu bizzat mağazanın taksitli satış yapıyor olmasını cayma nedeni olacak gibi görmüş. Tamamen varsayımda bulunuyorum ama bu belli bir sektördeki taksitli satışlara istinaden hazırlanmış bi madde gibi duruyor. Sizin durumunuzda iade yapamıyorsunuz anladığım kadarıyla
0
salihdt
(27.10.22)
Mağaza "kanun gereği iade almıyoruz" diyerek aslında kendini yanlış ifade etmiş. Kanun, hangi durumlarda iade hakkınız olduğunu söylüyor. Diğer tüm durumlar, yani mağazadan peşin satışlar doğal olarak iade kapsamı dışında kalıyor. Aslında demek istedikleri, size bu koşullarda iade hakkı veren bir yasal düzenlemenin mevcut olmadığı.
0
mikro patlama
(27.10.22)
Taksitle satış sözleşmesinin yapılması ve ürünün teslim alınıp kullanılması iki farklı işlem olabilir.

Siz taksitle satış sözleşmesi yapıp, ürünü bir ay sonra da teslim alacak olabilirsiniz.
Bu arada 7 gün içerisinde sözleşmeden cayabilirsiniz.

Ancak kullanmaya başlamak bir sonraki paragrafta bahsediliyor, o ayrıca geçiyor.
0
burfak
(27.10.22)
Mağazanın iade alma gibi bir yükümlülüğü yok. Ayıplı ürün olmadığı için. Dolayısıyla mağaza kanunen haklı. İşin etik boyutu farklı tabi ki.
0
drako
(27.10.22)
(6)

Roma vs. Milano

vosvos
arkadaşlarla yapacağımız küçük bir yaz tatili için Milano'ya gidip çevre şehirleri gezmeyi mi yoksa roma'ya gitmeyi mi tavsiye edersiniz?bilgisi olan biri yeşillendirebilirse çok sevinirim.
arkadaşlarla yapacağımız küçük bir yaz tatili için Milano'ya gidip çevre şehirleri gezmeyi mi yoksa roma'ya gitmeyi mi tavsiye edersiniz?
bilgisi olan biri yeşillendirebilirse çok sevinirim.
0
vosvos
(24.10.22)
alışveriş değilse amacınız kesinlikle Roma ve çevresi. tarihi açıdan Milano'da pek bir şey yok. savaşlar sırasında bombalandığı için şehir diğerlerine göre bir miktar daha yeni. tabii ısrarla duomo'yu göreceğim derseniz sizin tercihiniz.
0
susannah delgado
(24.10.22)
Daha önce gitmediyseniz Roma daha etkileyici ve güzel bir şehir.
0
salihdt
(24.10.22)
Kesinlikle Roma.
0
pispinti
(24.10.22)
Roma'da çok daha fazla yapılacak, görülecek yerler var, ilk defa gidilecekse Roma mutlaka görülmeli,

Milano'da ise şehir olarak benim için pek görülecek birşey yoktu, Como gölü ve çevresi mutlaka görülmeli.
Venedik de trenle Milano'ya yakın sayılır, bu tarafa geçiliyorsa iki günde Venedik'e zaman ayrılabilir.

Ayrıca Nisan&Mayıs aylarında plan yapın derim, yaz sıcaklarında uzun süren yürüyüş, geziler insanı ekstra yoruyor.
0
sealth
(24.10.22)
Bu yaz bayram tatilinde İtalya'ya gittim, Milano'ya uğramadım. Kimse önermiyor. Zaten Milano gezi videoları izlerseniz pek bir şey yok.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(24.10.22)
Roma+1
0
basond
(24.10.22)
(15)

İlahi adalete inanıyor musunuz?

sassot
Size karşı kötülük yapan birini Allah'a mı havale ediyorsunuz (ya da evrene, ya da karma'ya) yoksa intikamınızı kendiniz mi alıyorsunuz.Bir olay anlatayım etkisi bende çok büyük oldu. Eskiden çalıştığım bir iş yerinde, güvendiğim sırlarımı anlattığım biri vardı. Onun insanlara yayması yüzünden işyer
Size karşı kötülük yapan birini Allah'a mı havale ediyorsunuz (ya da evrene, ya da karma'ya) yoksa intikamınızı kendiniz mi alıyorsunuz.

Bir olay anlatayım etkisi bende çok büyük oldu. Eskiden çalıştığım bir iş yerinde, güvendiğim sırlarımı anlattığım biri vardı. Onun insanlara yayması yüzünden işyerindeki herkese bir kız mevzusundan dolayı rezil oldum. O güvendiğim kişiye karşı hiçbir şey yapmadım, hiçbir şey demedim o da bir şey demedi. 1-2 sene kadar sonra onu zor bir durumdan kurtardım, eğer bir şey yapmasaydım hayatı kararacaktı, sıkıntılı tehlikeli biri vardı onu tercih edecekken benim sayemde öteki yolu başka birini tercih etti.

Sonra ben işten ayrıldım ve aradan biraz zaman geçti öğrendim ki o seçtiği tarafta aynı benim rezil olmam gibi tıpatıp bir olay yaşamış rezil rüsva olmuş, aylarca evden çıkmamış. Duyunca şok oldum. Ve bu olaydan sonra ilahi adalete inanmaya başladım.
0
sassot
(23.10.22)
hayır. keşke olsaydı.
0
anon1m
(23.10.22)
Kesinlikle inanıyorum. Hatta insanın dar ve sınırlı ufkunun çok ötesinde bir tutarlılık ve şiirsellikle gerçekleştiğine de defaatle şahit oldum.

İlahi adalet kısa vadede “Sırlar Dünyası”varî oldubittilerle işlemez. Haksızlığı yapan o haksızlığın kaymağını bir güzel yiyebilir pekâla; ama görünüşte. O yaptığı haksızlığa eşdeğer bir puanı yüklenir. O bedeli maddi, manevi, ailesel, hayatla ilgili farklı bir kulvarda mutlaka öder.

Çok kitlesel bir kul hakkı yiyen varlıklı birini tanımıştım. Başka insanların hakkını yerken takındığı kayıtsızlık ve pervasızlık inanılmazdı. Ama birkaç sene içinde hem Türkiye’nin bir bölgesinin tamamında faal olan şirketi iflas etti. Hem 3 yıllık evliliğe giden ilişkisinde aldatıldığını çok trajik bir şekilde öğrendi. 3 defa çok ciddi trafik kazası geçirdi çok kısa süre içerisinde. Birinde kafatası kırıldı. O haksızlıkla elde ettiği kazancı da kendini mağlup ve gülünç duruma düşürerek kaybetti.

Tabii ilahi adalete inanan biri olarak bu konunun gerçek anlamda nihayete kavuşacağı yerin ahiret olduğuna da inanıyorum. Bu dünya herkesin kendi iradesiyle seçimlerini yapmakta özgür olduğu bir sahne. Dileyen dilediğini yapar. Ama bedelini er ya da geç ödeyecektir.
0
levent bilgen
(23.10.22)
ilahi adalete inanmiyorum.

inandigim sey "kotu" insanlarin uyumsuz ve aptal olduklari icin aslinda uzun vadede kendi kuyularini kazip icine dustukleri. bu tiplerden uzak durursunuz ve kendi baslarina bela acarlar. bir nevi dogal secilim.
0
idexo
(23.10.22)
inanmiyorum. baya herkesin her sey yanina kar kaliyor.
0
Kittie
(23.10.22)
kittie+1 keske olsaydi ama ben gormedim.
0
in vino veritas
(23.10.22)
İnanmıyorum
0
euteamo
(23.10.22)
Kendin intikam almaktan sanki çok kolay bir şeymiş gibi bahsetmişsin. İlahi adalete ister inan ister inanma, keyfin bilir, ama kendin intikam almaya kalktığın anda yüksek ihtimal cezaevine girersin. En basitinden bırak intikam almayı sinirlenip hakaret etsen bile tck'da hakaret suç, nereye kendin alıyorsun intikamını?
0
ekinuzbay
(23.10.22)
İlahi adalete inanmıyorum. "İlahi adalet" öyküleri de aslında genelde "Su testisi su yolunda kırılır" öyküleri oluyor. Saçma sapan davranan, birilerine kötülük eden, vb. insanlar bir noktada ya karşılarında kendileri gibi birini buluyorlar ya da aynı riski tekrar tekrar aldıkları için eşyanın tabiatı gereği kaybediyorlar.
0
salihdt
(23.10.22)
ben intikamciyim, firsatini bulursam alirim.
ama birsey yapamayacagim durumlarda bana kötülük yapanin ayagina dolandigini vs. gördüm.
bunun yaninda ac gözlü tipler vs, uyaniklik yaptiklarini saniyorlar ama kendilerinden daha fenasi da var, su testisi +1
0
durgunfoton
(23.10.22)
Kesinlikle inanmıyorum hatta buna inanildigi için dünyada bir sürü kötü, dandik insanın rahatça dolaştığını düşünüyorum.
0
logisticsmanager
(23.10.22)
ilahi adalete inanmıyorum. ama abuk subuk işlere bulaşan kişilerin bir zaman sonra bir şekilde başlarını belaya sokacaklarına inanıyorum. bunu çok güzel anlatan atasözlerimiz var ama aklıma gelmiyor şu an.

yazarken bir üstteki salihin yazdıklarını okudum ve demek istediklerimi ve hatırlayamadıgım atasözünü yazmış. +1 diyorum
0
abelardo
(23.10.22)
İlahi adalet diye bir şey yok.

İntikama falan da hiç gerek yok.

Olaya süngerini çeker, yeni güne salim kafayla uyanırsın. Doğrusu bu.
0
Mirket
(23.10.22)
muslumanim, inanmiyorum
0
nibba
(23.10.22)
dünyada kötü insanlar dolaşıyorsa sebebi insani adaletin beceriksizliği
insanların büyük çoğunluğu, -dur burada kesmeyelim bunun cezasını, demiyor, burada kesilmeyince ilahi adalete havale ediyor

dün burada, ölüm tehditleri saçan ev sahibi duyurusunda kabahatli olan, olaya umursamaz yaklaşacağına inanılan savcı mı, devlet mi? yoksa adliyeden eli boş dönecek ve belki ilahi adalete havale edecek olan kiracı mı

sapla samanı karıştırmadan konuşmak lazım
hırsızın hiç mi suçu yok, derler
0
comp
(23.10.22)
İnaniyorum ama gec gelen adalet tam bir adalet olmuyor acikcasi.birisi canimi yakarsa onun canini yakarim.
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(24.10.22)
(6)

Yurtdışından gelen biri alışverişi hangi ödeme aracıyla yapmalı

bakur basur rojava rojhilat
Merhaba, arkadaşım yabancı ve maaş bankası yurtdışında. Türkiye'ye geldiğinde bankamatik ile mi yoksa getirdiği euro'ları TL'ye çevirerek mi alışveriş yapması daha mantıklı veya bildiğiniz başka bir yöntem var mı? :) Kesintiler açısından soruyorum. Teşekkürler
Merhaba, arkadaşım yabancı ve maaş bankası yurtdışında. Türkiye'ye geldiğinde bankamatik ile mi yoksa getirdiği euro'ları TL'ye çevirerek mi alışveriş yapması daha mantıklı veya bildiğiniz başka bir yöntem var mı? :) Kesintiler açısından soruyorum. Teşekkürler
0
bakur basur rojava rojhilat
(20.10.22)
Ben bankamatik kullandım hep. Alış satış arasında biraz fark oluyor tabi ama minimum fark, bikaç cent oynuyor küçük harcamalarda.
0
mirafiori
(21.10.22)
wise ile parayi tr'deki bir hesaba tl gönderebilir veya wise kredi kartı alıp onun üstünden tl yapabilir.
0
elvan abeyiylegezse
(21.10.22)
eurolari tl ye cevirsin, nakit gibisi yok.
0
taurina
(21.10.22)
Bankasına göre değişir. Bazı ülkelerde yurtdışı harcamalardan ciddi fark alıyor bankalar. Eğer öyle bir durum varsa nakit bulundurmak daha mantıklı olabilir.
0
salihdt
(21.10.22)
Birinci seçenekte bankanın insafına kalmış, kurdan fena geçirebilirler, bir başka sıkıntı ise (özellikle ABD kartlarında çok gördüm bunu) TL ile çekilen miktarı önce USD olarak algılayıp çekmesi, sonradan provizyonu TL'ye çevirmesi. Dolayısıyla Türkiye'den 100bin liralık bir alışveriş yapmak için hesabında 5 bin dolar olması yetecekken 100 bin dolar olması gerekir saçma şekilde. Çok uzattım özet geçmek gerekirse nakit parayla gelmek daha sağlıklı olacaktir.
0
uvcray
(21.10.22)
Bankamatik degil, komisyonsuz bir kredi karti ve nakit
0
kuehles blondes
(21.10.22)
(8)

Türkiye'nin başarısından rahatsız olmak, sevinmemek

darkwizard
Arkadaşlar bende 10 senedir benim için kırılma noktası gezi direnişi sonrası. bu durum var 5 senedir aşırı oluyor. Futbol, Voleybol, Hentbol ya da Atletizm ya da bir Müzik yarışması ya da ülkede yapılacak organizasyon falan hep kötü olsun sonuç istiyorum. Ülkenin zor durumda olması beni mutlu ediyor
Arkadaşlar bende 10 senedir benim için kırılma noktası gezi direnişi sonrası. bu durum var 5 senedir aşırı oluyor. Futbol, Voleybol, Hentbol ya da Atletizm ya da bir Müzik yarışması ya da ülkede yapılacak organizasyon falan hep kötü olsun sonuç istiyorum. Ülkenin zor durumda olması beni mutlu ediyor bunun etkeni elbette parti devletine dönüşmemiz. Yani Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti için savaşırım sanatımı konuştururum ama şu anki AKP hükümeti ve AKP cumhurbaşkanı için olumlu hiçbir şey yapmak istenşyorum. Siz ne düşünürsünğz bu konuda. İyi né varsa bitirmeleri konusunda
0
darkwizard
(17.10.22)
erdoğan düşmanlığının Türk düşmanlığına dönüşmesi. bütün muhalefetin içinde bulunduğu durum bu.
0
astronom bey
(17.10.22)
Ne düşünürüm? Senin ve senin gibi düşünenlerin olgunlaşmamış bireyler olduğunu, öfke atfetme konusunda başarısız olduğunu düşünürüm.

Ek: 25 yaş altı bir insan bunu düşünüyorsa normal karşılarım çünkü yetiştiği çevre buna ortam hazırladı.
0
Gradient_tabanlı_mor
(17.10.22)
Sanırım son yirmi yıl birçok insana o kadar da iyi insanlar olmadığımızı gösterdi. Doksanlarda çocuk olmuş biri olarak, iktidardan da bağımsız, bütün anlatımız Türk milletinin ne kadar iyi yürekli, yardımsever, mert vb. olduğu üzerine kuruluydu. İster iktidarın etkisiyle olsun, isterse gelişen teknoloji sayesinde hem ülkenin hem de dünyanın küçülmesi olsun; bize hiç de öyle olmadığımızı gösterdi. Sizinkisi abartılı olsa da milli başarıları içselleştirememeyi anlıyorum.
0
salihdt
(17.10.22)
Bana göre bunun sebebi kişinin hayatında mutsuz olması, mutsuz olmasının sebebi olarak malum üç harflileri görmesi (ki olabilir. Büyük bir kesimin hayatını sevdiler) haliyle bunlar mutlu olmasin demesi.

Bu normal değil demiyorum da böyle yasanmaz diyorum. Bu insanlar dışında bu ülkede hala basaran eden insanlar var.

Bu arada Atatürk'un kurduğu ülke değişeli çok oldu. Akp ile sadece dibe gitti ama çok önceden başlayan bir olay.
0
logisticsmanager
(17.10.22)
Kısmen katılıyorum. Spor alanında elde edilen başarılarla yaşadığımız sefilliğin unutturulmasından hoşlanmıyorum.
@salihdt ye katılmıyorum. Milletimiz özünde kötü değil ama cahil, fakir ve kutuplaştırılmış. malum iktidar da, işine geldiği icin bunun artması yönünde elindeki her tür gücü kullanıyor.
0
vizivozo
(17.10.22)
sizi anlamakla beraber bu durumu normal olarak görmemenizi öneririm. kendi hayatınıza daha çok odaklanıp farklı meşgaleler edinmek faydalı olabilir. hayat geçiyor. negatif şeylere değil pozitif şeylere odaklanırsanız size gelen şeylerin de daha pozitif olduğunu görürsünüz.
0
vaveylababa
(17.10.22)
ülken işgal edilmiş ve işgalcilerle birlik olmuş ülke insanlarının sanat ya da sportif başarasını sevinmiyor, hatta öfke duyuyorsun. bundan daha doğal hiç bir şey olamaz.
0
frostpunk
(17.10.22)
Malum parti her türlü başarıyı en ufak payı olmamasına rağmen sahiplenmeye çalıştığı için onların bu yalan propagandalarına maruz kalıp midenin bulanmasını istemediğin için böyle bir şey düşünüyor olabilirsin. Adamlar hiç ama hiç ama hiç hem de hiç utanmadan Mete Gazoz'un başarısını Bilal Erdoğan'a bağlamaya çalıştılar. Bir de kabul edelim. Malum parti kazandı. Belirli başlı konularda tekrar bir araya gelse de birbirinden nefret eden toplum oluşturdular.
0
nawar
(17.10.22)
(1)

olacak o kadar skeci

gman
90'ların sonunda bir ara tavernalarda tabak kırmak, garson ceketi yakmak gibi absürt eğlenceler moda olmuştu. bununla dalga geçen bir olacak o kadar skeci vardı. aklımda kalan sahnesi org çalan elemana masalardan birinden meyveli bomba tabağı ya da onun gibi bir şey ısmarlıyorlar. garson getirip önü
90'ların sonunda bir ara tavernalarda tabak kırmak, garson ceketi yakmak gibi absürt eğlenceler moda olmuştu. bununla dalga geçen bir olacak o kadar skeci vardı. aklımda kalan sahnesi org çalan elemana masalardan birinden meyveli bomba tabağı ya da onun gibi bir şey ısmarlıyorlar. garson getirip önüne bırakıyor, o da gönderen masaya bakarak elini göğsüne götürerek eyvallah der gibi yapıp org çalmaya devam ediyor. sonra bomba patlıyor, adam yüzü gözü simsiyah çalmaya devam ediyor. skeçten aklımda kalan en net sahne bu.

doğru anahtar kelimeleri tutturamadım herhalde ki google aramalarından bulamadım. ama muhtemelen yüklenmiştir bir yerlere. belki bilen bulan olur.
0
gman
(11.10.22)
salihdt
(11.10.22)
(17)

Türkiye'nin övülen sağlık sisteminde benim kaçırdığım ne?

logisticsmanager
Şimdi sürekli bunu duyarım "Türkiye'nin sağlık sistemi Avrupa'dan iyi".Son zamanlarda Fransa'nın sistemi ile haşır neşir olmak zorundz kalınca ben bu "Türkiye'nin iyi olmasını" çözemedim.Kişi başına düşen doktor sayısında rezil haldeyiz;https://data.worldbank.org/indicator/SH.MED.PHYS.ZS?most_recent
Şimdi sürekli bunu duyarım "Türkiye'nin sağlık sistemi Avrupa'dan iyi".

Son zamanlarda Fransa'nın sistemi ile haşır neşir olmak zorundz kalınca ben bu "Türkiye'nin iyi olmasını" çözemedim.

Kişi başına düşen doktor sayısında rezil haldeyiz;
data.worldbank.org

Ülkenin dünyanın en iyi hastaneleri arasına giren bir tane bile hastanesi yok. Internette aratınca anca memorial Şişli çıkıyor duyulmuş o da memorial gruptan.

Ne devlet ne tamamlayıcı sigorta gözlük, lens, diş ödemiyor.
Tamamlayıcı sigorta önceden olan hastalık ödemiyor.
issizsen para vermen lazım.
Özele gidip para bayılmadığın sürece aylarca randevu bulmakta zorlanılan bölümler Türkiye'de de var. Harbiden bu konuda avrupa ile ne farkı var hala çözemedim.
Her ilacin ucuzunu oduyorlar, diğerine katkı payı var. Tamamlayıcı sigorta ilaca da karışmıyor.

Benim anladığım sağlık iyi denmesinin tek tarafı parayı bastırınca hizmet alabilme ihtimali. Yani bugün bunu ortadan kaldırsak kimse sağlığı övmez gibi.

Benim görmediğim başka bir şey var mi yoksa harbiden tek olay ülkedeki sağlık sektörünün hizmet degil endüstri hale gelmesinden ötürü parası olana hizmet verebilme ihtimali mi övülen?
Hayır özel Hastanesi olan sağlık bakanı olunca normal geliyor.
0
logisticsmanager
(10.10.22)
Türkiye'nin sağlık sistemi görece iyiydi çünkü bizde sağlık hizmeti siyaseten en güzel malzemelerden biri. Yani nasıl ki "Yol yaptılar" varsa "Hastane açtılar" da var. Haliyle bir sürü hastanemiz vardı. Gelişmiş ülkelerde, özellikle de bir eğitim ve araştırma hastanesinde uzman doktorla muhattap olmak kolay bir şey değildir. Bizde insanlar ellerini kollarını sallayarak uzman doktorlara gidip MR falan çektirebiliyordu. Doktorlarımız da kaliteliydi. Ancak tıp pahalı bir alan; ekonominin sallanmasıyla hem bu sallantıya girdi, hem de doktorluk mesleği ayaklar altına alındığı için bu nitelikli iş gücünden olduk... Dolayısıyla karşılaştırmanın tarafları önemli; ABD ile Türkiye karşılaştırılırsa düşük gelirlilerin sağlık hizmetlerine ulaşması konusunda Türkiye muhtemelen hala avantajlıdır ancak sosyal devletin güçlü olduğu bir Avrupa ülkesi ile karşılaştırılacak bir tarafı kaldığını sanmıyorum.
0
salihdt
(10.10.22)
zamaninda iyi yatirim yapilmis. mesela kisi basina dusen yogun bakim unitesinde zirvedeydik corona basladiginda.

sistem cok pratik ve hizli isliyor turkiye'de. bir doktor haftada catir catir yuzlerce hastaya bakabiliyor. bu doktorlar icin yogun ve somurucu bir sistem olsa da iyi yetismelerini sagliyor cunku cok vaka goruyorlar. semptoma bakip sak diye cozum uretebiliyorlar cogu durumda. hasta da hizlica tedaviye ulasabiliyor. amerika'da bir acil doktorunun basit olmayan bir durumda seni dogru yere yonlendirme sansi dusuk. bir sey bulamadik diyip cikiyorlar isin icinden eger hayatin tehlikede degilse.

devlet hastanelerine ulasim da gayet kolaydi ben turkiyedeyken. gidip uzman doktordan randevu alip bedava gorunebiliyordum bir sonraki hafta. amerika'da aynisini yapmaya kalksam daha once gordugum tanidik doktor degilse 1-2 aydan onceye randevu veremiyorlar.
0
antikadimag
(10.10.22)
hiç bir zaman iyi olmadı medya pompalaması

sadece 2005-2015 arası 10yıllık dönemde hastahaneler bilgisayarlı sisteme geçti. yani eskiden röntgen,tahliller fiziksel olarak doktorun odasına gitmesi bekleniyordu şimdi bilgisayardan okunuyor

bu doğal olarak işleri hızlandırdı, bizimkilerde

wow, waw, wühüüüü sağlık sistemi nasıl iyi oldu falan demeye başladı

sağlık sistemi iyi olsa hastahaneler, pastahane kadar olur zaten

küçük ve butik olur.
0
duyurukullanıcısı
(10.10.22)
Yazdıklarınız doğru
Sağlık sistemimiz maalesef kötü durumda, aşırı yoğunluk ve kötü çalışma şartları nedeniyle sistem gerçek hastaları rezil ediyor. Top gibi sekip duruyorlar. Gerçekten hasta olmayıp tırt sebeplerle hastaneye gelenleri ise memnun eden bir sistem maalesef, kolaylıkla uzman doktora görünüyorlar (muayene oluyorlar diyemiyorum) e bir de eski hastanelere göre yeni hastaneler çok daha konforlu olunca görece sağlık sistemimiz gelişti algısı mevcut.

Halbuki makyajlı bı gelisme bu, nitelikte gerileme mevcut, içini boşalttılar
0
mey17
(10.10.22)
bence de iyi değil. bu goygoyun bence 2 sebebi var.

1- doktorların sürekli kendilerini yüksekten satması. sorsan dünyadaki en iyi sistem, en iyi doktorlar burada.

2- yine hükümet yanlılarının algı operasyonu. bir de abd ile çok karşılaştırılır. "bak orada pansumana kaç bin dolar ödüyorsun burada bedava" gibisinden saçma kıyaslar yapıyorlar. halbuki orası liberal bir ülke, burası sosyal devlet.

temelinde hep aynı şey var. insanlar yaptıkları işleri daha iyi göstermek için algı kasıyor. ülkenin büyük bir kısmı da yurtdışını bilmediği için inanıyor.
0
blackkmamba
(10.10.22)
çoğu ülkede türkiye'den çok daha efektif çalışan bir sevk zinciri ve birinci basamak sağlık hizmetleri var. pek çok ülkenin aile hekimleri veya general practitioner'ları, türkiye'de hasta bakan bir akademisyen hekimin pek çok gördüğü hastayı rahatlıkla tedavi edebiliyor. daha spesifikleşmiş hekimler de daha uzmanlık gerektirecek, daha nadir hastalıkları görüyor - tedavi ediyorlar.

türkiye'nin sağlık sisteminin iyi olarak algılanmasının önemli bir sebebi, insanların, hastalığının niteliği hakkında bilgi sahibi olmaksızın, istediği akademik titre sahip birine görece yakın sürelerde ulaşabiliyor olmasıyla alakalı diye düşünüyorum. söz gelimi kanada'da bir profesör görüşmesi bazen 1-2 yıl sürebiliyor. türkiye'de böyle bir şey olduğunu düşünebiliyor musunuz? isyan çıkar valla.

ikinci bir sebebi de hekimlerin çoğunlukla iyi yetişmiş olmasıyla alakalı diye düşünüyorum. türkiye'nin çoğunda tıp eğitimi nitelikli idi, özellikle tus'ta iyi bir derece yapabilen pek çok ülkede -dil bariyeri hariç- gerekli kalifikasyonları sağlayabilerek çalışabilir. örneğin amerika başta olmak üzere pek çok ülkedeki değerlendirme sınavı olan usmle, tus'tan daha zor değil. bunun üzerine, hekimler, ortalama bir batılı meslektaşından kat kat daha fazla hasta görüyor. verilen hizmetin kalitesini azaltmakla birlikte hekimin tecrübesini ciddi artıran bir durum bu.

bu dediklerimin tümü son senelerde değişmekte. göçmen politikası nedeniyle hekimlerin önemli bir mesaisi doğru dürüst anlaşmayı bile sağlayamadığı hastalarla geçmeye başladı. batılı meslektaşlarından kat kat daha fazla iş ve stres yüküne sahip olup dolar bazında çok daha düşük kazanıyor olmak pek çok hekimin ayrılarak yurt dışına gitmesine yol açtı, bu da randevu bulma zorluğunu daha da artırdı. son yıllarda bir sürü niteliksiz tıp fakültesi açıldı ve herhangi bir akreditasyon, kalifikasyon vs. aranmaksızın piyasaya sadece sayı artsın diye doktor sürülmeye başlandı. ben tus'a çalışırken başka bir şehirde yaşayan ve hastanelerinde pediatri uzmanı olmadığı için pediatri stajını görememiş bir hekim vardı. çocuk hasta göremeden hekim olan doktorlar var yani bu ülkede.

özetle, insanların sağlık sisteminin iyi olduğunu düşünmelerinin en büyük sebebi nitelikten ziyade nicelikti sizin dediğiniz gibi. önümüzdeki senelerde bu algının değişeceğini düşünüyorum.
0
gibicibicis
(10.10.22)
"Depresyonunu çözemedik, o zaman seni öldürelim" diyen doktorlarımız yok:

www.wionews.com

Yaşlıları "zaten öleceksiniz siz" diye evlerine göndermek yerine tedavi etmeye çalışıyorlar:

www.aljazeera.com

"Parayı bastırıp hizmet alabilme" opsiyonu çok önemli ve iyi bir şey aslında, yoksa bu haberlerdeki doktorların eline kalma ihtimalin var. Kaldı ki TR'de hastane işleri cidden ucuz, öyle olmasa her yıl yarım milyon Avrupalı sağlık hizmeti için TR'ye gelmezdi, kendi ülkesinde tedavi olurdu.

Kaldı ki "parayı bastırmadan" sağlık hizmeti alabilme dünyanın hiçbir yerinde yok, her ay maaşının yarısını hasta olmasan bile bastırıyorsun zaten :)
0
plutongezegendegilmi
(10.10.22)
@pluton; Türkiye'ye gelen Avrupalıları tanıyorum çünkü bu işi yapan arkadaşım var. Gelenler estetik (saç, dis, estetik, mide küçültme, penis buyutme vs) geliyor.

Belçika'daki kişi kendi istemis, kendisini öldürmeyi de denemis. Size göre yanlış olabilir, o sizin kendi dusunceniz.

Doğrudur kendi fikirleriniz. Ben genel halka göre bakıyorum, zengin kişi dünyasından değil.
Bu arada ben de zaten diğer ülkelerde bedava demiyorum. Ama zengin insana özel hizmet yok diyorum. Türkiye'de zengin ile fakir farklı hastahanelelerde artık çünkü parayı bastirabilen istediği hizmeti alıyor. Size göre iyi olabilir, benim dünya görüşüme göre değil.
0
🌸logisticsmanager
(10.10.22)
türk milletinin sağlık sisteminden anladığı randevu alabilmek sanırım. açıkçası neden böyle bir algı oluşturuldu anlamadım.
0
nothing in my way
(10.10.22)
Özel hastaneler. Bazı ülkelerde özel hastane açılması yasak sanırım, sigortayla/paranla gidememek kötü bence de. Devlette yer bulamasam ucuzca bir özel hastanede bu akşamüstüne yer bulabilirim bunu biliyorum.

Ayrıca İstanbul gibi 18m kişilik şehirde bile acil ve gerekli radyoloji işlemleri çok hızlı ilerliyor.(devlette de) Tabii bu doktorların acayip hızlı ve çok saatler çalışması sebebiyle oluyor sanırım yani insan gibi çalışsalar bizde de olmaz.
0
nhk ni youkosu
(10.10.22)
Gözlüğü geçtim önce bir göz muayenesi olabiliyor musun devlet hastanesinde ona bakmak lazım.
0
OrangeYellow
(10.10.22)
@orangeyellow; cok okuyor ve duyuyorum. Çok ciddi sikinti varmis harbiden çoğu alanda.
Garip şekilde Türkiye'nin dalga geçtiği ne varsa oluyor. Millet 3-4 kişi aynı yerde yasiyor denilirdi, aynısı şu an oluyor. Millet aylarca randevu bekler denilirdi, gene aynısı oluyor.
0
🌸logisticsmanager
(10.10.22)
Ücretsiz sağlık sistemi yüzünden canı sıkılan hastaneye gidiyor. Bir şey bedava olursa kalite kalmaz onda.

Eğitim bedava diye herkes diploma aldı. Piyasa diplomalı işsiz dolu.
Sağlık bedava diye canı sıkılan doktora gider oldu. Gerçek hastalar gidemiyor. Ayrıca doktora şiddet falan hepsi bedava sağlık sisteminin ürünüdür. Bu masraflar ülkeye ciddi bir yük.

Artık bu bedavacı anlayış bitmeli. Makarna, para yardımı gibi sosyal yardımlar bitmeli. Bunlar çalışanın cebinden çıkıyor.
0
OrangeYellow
(10.10.22)
benim cikarimim nufus yogunlugu sebebiyle isvec vs. gibi kucuk nufuslu ulkelerde bir doktorun belki 1 ayda gordugu hastayi bizim doktor 1 gunde goruyor. bi de bizim halk seviyor sıkılınca doktora gitmeyi. oyle olunca hem pratiklesiyor hem de pisiyor. doktoru da somuren bir sistemimiz var yani ama randevu alma suresi kisaliyor bekleme suresi azaliyor boyle olunca. isvec'te yasarken yillarca mide problemiyle ugrasip gitmedigi doktor kalmayan bir arkadasimdan turkiye'ye geldiginde gittigi hastanede bunca zaman hicbir doktorun aklina bile gelmeyen bir tahlil isteniyor ve alakasiz bir problemi oldugu kesfediliyor. sonra hizlica tedavi vs. derken mide problemini cozebildi mesela.

nufusu bize yakin avrupa ulkelerinde ise doktorlar insani sartlarda calistiklarindan (bu sefer de kalabaliktan herhalde) insanlar randevu bulamiyor.

yani doktoru somurmek uzerine kurulu sistem doktorlarin ozverisiyle ayakta durabiliyordu. artik "giden gitsin yerinizi doldururuz" diyen bi agiz var, biyikli. bizim doktorlar patir patir yurt disina gocuyorlar. bu gidisle doktorlarla anlasmak icin bizim arapca ogrenmemiz gerekecek sanirim.
0
in vino veritas
(10.10.22)
Sağlık sistemi bir zamanlar iyiydi. Şu an iyi değil. Randevu alabilmek mümkün değil. Ben üniversitedeyken diş için randevu alabiliyordum. Sadece temizlik için bu arada. Diş ağrısı falan değil. Özelde temizlik için yüzlerce TL ödüyorsun. Devlet sana bu lüksü veriyordu. Çok eskiye gidersek çok kötüleşiyor. Ben gözlük alabilmek için 5'te uyandığımı biliyorum. Salgın, göç öncesi normal Türkiye söz konusuyken bir 10 yıllık iyi bir dönem var. Başka yok. Ama yine de iyi diyebilirim. Çünkü bizim hastanelerimiz gerçekten modern. Ünlü bir şarkıcı Romanya'da bir hastane paylaşmıştı. O hastane Türkiye'nin 40 yıl önceki hâlinden bile kötüydü. Dünyanın en iyi hastaneleri kriteri doğru değil. O hastaneler yurt dışından doktor getirip çalıştırabiliyor. Ona bakarsan yurt dışından bir sürü insan diş tedavisi için buraya geliyor.
0
dissendium
(10.10.22)
Milyonlarca göçmenin ülkeye doldurulması ve şehir icindeki hastanelerin kapatılması sistemi çökertti. normalde bilgisayarın icadı ve doktorlarımızın köle gibi çalışması nedeniyle sağlık sistemi iyi sayılırdı.
0
vizivozo
(10.10.22)
Bence temelde şu çarpık algidan kaynaklanıyor: "sağlık hizmetleri bedava" böyle bir şey yok. Devlet ben nasıl bir statüde çalışırsam çalışayım gelirimden/maaşımdan bir miktari bana sormadan alıyor, ve onun karşılığında bana ayrıca ödeme gerektiren durumlar dışında bilhassa ödeme yapmadan bazı sağlık hizmetlerini alabileceğimi söylüyor. Durum bu. Ama bu "bedava lan" olarak algılandığı için o da bir aşamada "iyiymiş ya süper"e dönüşüyor.

Halbuki bedava bir şey yok ortada. Belki sübvanse ediliyordur bazı şeyler ama onu da bana sormuyorlar.

Bunun dışında iyi dememiz için o iyinin bazı kıstasları olması gerekir. Bunu sadece Türkiye için de demiyorum. O "iyi"yi birileri belirleyip bazı endeksler oluşturuyorlar ama pekala ben sağlık hizmeti alırken bundan memnun kalmayabilirim ya da işin ehlinin de "iyi olarak şu durum da kıstas olmalı ama yer verilmemis" diyeceği şeyler illa ki vardır.
0
encokbenisevinnolur
(10.10.22)
(3)

amerika vize ve seyahat sorusi

buenosdias
merhaba, ocakta istanbulda vize gorusmem var. bu rezervasyonu taaa 1.5 yil sonrasina verdikleri için seyahat plani nasil olacak? yani 1.5 yil geçti. siz bana vizeyi verin ben ona göre ucak bileti otel falan ayarliyin dicem. olur mu?bi de acikcasi 13 saatlik ucak yolculugi kabus gibi benim için. liz
merhaba, ocakta istanbulda vize gorusmem var. bu rezervasyonu taaa 1.5 yil sonrasina verdikleri için seyahat plani nasil olacak? yani 1.5 yil geçti. siz bana vizeyi verin ben ona göre ucak bileti otel falan ayarliyin dicem. olur mu?

bi de acikcasi 13 saatlik ucak yolculugi kabus gibi benim için. lizbonda arkadas var orda konaklayabilirim. Acaba maddi ve fiziki olarak lizbonaa gidip 2,3 gün orda kalip lizbondan newyorka gitmek mantikli mi? aynisi donus için de gecerli. ne dersiniz mantıklı mi!
0
buenosdias
(09.10.22)
Amerika seyahat planı istemez, hatta bilet, otel ayarlamayın derler. Rahat olabilirsiniz o açıdan. 13 saat de bir şekilde geçiyor, konaklarsanız bence daha yorucu olur, zaten Lizbon’a kadar olan süre toplam sürenin yanında çok kısa.
0
orient blue
(09.10.22)
Bence uçuşu tek seferde halletmek çok daha mantıklı. Havaalanından ayrıl, bavulu aç kapat, tekrar check-in havaalanı vb... Çok daha çileli. Orient Blue'nun dediği gibi çok bir kazancınız da olmuyor. Hangi şirketle uçuyorsunuz bilmiyorum ama entertainment sistemleri gayet güzel, bir iki film izleseniz; yemek, çay, falan filan derken geçiyor bir şekilde. Tavsiyem "Şu anda neredeyiz" ya da "Ne kadar kalmış" diyerek sürekli uçak içi bildirimlere ya da saate bakmayın, uyuyabiliyorsanız da uyumaya çalışın.
0
salihdt
(10.10.22)
aktarmalı uçuş beni 5 kat daha fazla yoruyor. maddi olarak sıkıntı olmayacaksa kesinlikle direkt uçuş al derim.
0
roket adam
(10.10.22)
(4)

Satılan telefondan veri kurtarılır mı

dakota
Merhaba. Kullanmadığım bir Apple cihazım var ve satmak istiyorum. Telefonda eski oturumum kapatıldı ve başka bir oturum mevcut. Bu halde cihazı satarsam özel fotoğraf, video, şifre, numaralar gibi şeyleri alan kişi dur bi bakayım neler varmış eskiden diyip merak edip geri getirmeye çalışsa bu mümkün
Merhaba. Kullanmadığım bir Apple cihazım var ve satmak istiyorum. Telefonda eski oturumum kapatıldı ve başka bir oturum mevcut. Bu halde cihazı satarsam özel fotoğraf, video, şifre, numaralar gibi şeyleri alan kişi dur bi bakayım neler varmış eskiden diyip merak edip geri getirmeye çalışsa bu mümkün olur mu? YouTube’da birkaç video izledim kafam karıştı.
0
dakota
(06.10.22)
hayır olmaz. format atıp verdiysen
0
jelly bear
(06.10.22)
Çok düşük ihtimal. Siyasetçi veya ünlü sanatçı olsaydınız belki uğraşırlardı.

Ama içiniz rahat olsun istiyorsanız tüm hafızayı dolduracak önemsiz şeyler yükleyin telefona.
Atıyorum 10 tane film yükleyin. Telefonun hafızası dolana kadar.

Ben de uzmanı değilim ama bana anlatıldığı şekliyle anlatayım;
Dosyalar diske "39ru2j09fınwe0ıjr3202eojwlkmdlkajdaojpo" gibi yazılıyor. Sonra bunu sil dediğimizde tek yaptığı şey en başına "0" eklemek. Böyle olunca o dosya yokmuş oluyor. Eski dosyaları geri kurtarma programları bu sıfırları silerek neler olduğuna bakıyorlar.
Ama siz tüm diske yeni dosyalar koyarsanız eski dosyaların olduğu yerlere "klfshaşoıehdpoiq3u930jfweıh093u903" şeklinde bilgiler gelmiş olacak ve eski bilgileriniz sonsuza dek ulaşılmaz olacak.
0
michael_knight
(06.10.22)
Yanlış hatırlamıyorsam Apple verileri encrypt bir şekilde tutuyor ve cihaz sıfırlandığında size ait anahtar kalıcı bir şekilde silindiği için eski verileri kurtarmak mümkün olmuyorç Yani michael_knight'ın dediği doğru olsa bile ulaşılacak tek şey çözülmesi mümkün olmayan şifreli veri yığını olacak.
0
salihdt
(06.10.22)
Format attığında uygulamalar sıfırlanacağı için telefonun işe yararlığı kalkıyor. Yani alabildiği son güncellemeler için format iyi bir yöntem değil.
0
epitaf
(06.10.22)
(16)

200k ev kredisi çekmek mi, alamancı akrabadan euro ile borç almak mı?

ananiyimioguz
Şimdi bana yaklaşık 200k nakit lazım. 250 de elde var, ev alacağız.Bu 200k yı bankadan çekip 4 yılda ödemek istersem 270k olarak ödemem gerekiyor. Hadi belki dosya masrafıydı sigortasıydı falan 300k diyelim. Yani paranın %50si kadar bir masrafım olacak.Fakat hiç faiz ödemeden, direkt bir akrabamızda
Şimdi bana yaklaşık 200k nakit lazım. 250 de elde var, ev alacağız.

Bu 200k yı bankadan çekip 4 yılda ödemek istersem 270k olarak ödemem gerekiyor. Hadi belki dosya masrafıydı sigortasıydı falan 300k diyelim. Yani paranın %50si kadar bir masrafım olacak.

Fakat hiç faiz ödemeden, direkt bir akrabamızdan 13bin euro alsak ona da ödeme yapabiliriz.

Yalnız sıkıntı şu, euro sabit kalsa kesinlikle akrabadan almak çok mantıklı ama şu an 15 olan euro'nun 4 sene sonra 30-40 olmayacağının bir garantisi yok çünkü borcunu euro olarak isteyecek.

%50 masraftan kaçarken %100-200 masrafa girmek var.

Gerçi ödedikçe de biraz borcumuz azalacak ama.. belki en iyi ihtimalle aynı hesaba gelir banka kredisi ile.

Siz olsanız hangini tercih ederdiniz, tl ile borçlanmayı mı?
0
ananiyimioguz
(30.01.22)
Şu süreçte dövizle borçlanmak aşırı derecede korkutucu geliyor bana.
0
msb
(30.01.22)
Akrabadan niye euro olarak borç alıyorsunuz ki? Direkt 200 bin lira borç alın. TL'ye dönüştürüp size versin. Siz de TL olarak ödeyin.
0
dissendium
(30.01.22)
kredi çek tabii ki, kazancın euro değilse kesinlikle döviz borca girme zaten.
0
roket adam
(30.01.22)
tl ile bankaya borçlanmak en mantıklısı. yüzde 50 gözünüzü korkutmasın, zaten enflasyonla yılda en az %30 eriyecek borcunuz.
0
golgi aygıtı
(30.01.22)
Tabii ki kredi, şu ortamda dövizin stabil kalma ihtimalini bırakın stabil olarak artma imkanı var mı?
0
gmzo
(30.01.22)
asla ama asla dövizle borca girme bu dönemde.
0
a darkness coming
(30.01.22)
kredi+1

akrabanizin TL olarak borc vermek isteyecegini hic sanmam. ben olsam ben de vermem kardesim olmadigi surece.
0
supergirl
(30.01.22)
Doviz borclanan insanda deli cesareti olmali. Birak döviz borclanmayi, bunun aklindan gecirmek bile normal değil şaşırdım doğrusu.
0
stavro
(30.01.22)
Kredi +1
0
Lucidream
(30.01.22)
sabit faizli tl kredi kullanmak bu enflasyonist ortamda bedava para gibi bir şey. euro borçla karşılaştırmak bile hata.
0
nuisance
(30.01.22)
Akraba ile kötü olmak için ideal senaryo. Uzun vadeli kredi çekerseniz taksitler enflasyona göre eriyecek (Sizin gelirinizin en az enflasyon oranında artacağını varsayıyoruz tabi)

Ama Euro borçlanırsanız Euro en az enflasyon oranında artacaktır, bu durumda en iyi ihtimalle aldığınız Euro'nun 4 ödeme anındaki TL değerini ödersiniz ve geliriniz de aynı oranda arttıysa bir kaybınız olmaz (Ki bence bu da kredinin toplam maliyetine yaklaşır). Ama Euro patlarsa sizin hesaplar da şaşar.
0
salihdt
(31.01.22)
kredi +1
ev/araba alirken kendi yaginda kavrulacaksin, akrabaya falan bulasmamak lazim.
bana turk lirasi borc verse ve tekrar turk lirasi bile istese, %0 faiz yeterki isin gorulsun bile dese tesekkurler kalsin derim.
0
cooperr
(31.01.22)
Cooperr +1

Birisinin kredi alabildiği durumlarda şahıslardan borç alması doğru değil artık. Birilerinden borç alma dönemi geçti artık.

Bankadan borç aldığında kimseye mahçup da olmuyorsun hem.
0
mezarkabul
(31.01.22)
daha geçen gün bddk bankalara stres testlerini yapabilmeleri için senaryolar gönderdi. "aşırı olumsuz" senaryoya göre 2024 sonu USD kuru 31 görünüyordu. "normal" senaryoda ise 17.5 USD kuru. yani en normal senaryoda dahi 30% artış bekleniyor 2024 sonu için. sizin kredi 2025 sonuna kadar. bunu da geçtim, siz USD değil EUR borç alacaksınız. buradan da maliyetiniz artar bir miktar.

ben olsam düşünmeden kredi çekerdim 1 yıldan uzun vadeli her şey için.
0
posthuman
(31.01.22)
değil akraba, babamdan bile euro borç almazdım bu süreçte.
banka pahalı görünebilir ama en azından öngörülebilir olduğu için aslında ucuz bile.

bir süredir dolar 14,5 bandında. volatil olmasına alışmıştık şuan sabit kalması bile bir garip. bir süre sonra ne olacağı belli değil.
0
dahinnotha
(31.01.22)
Tamamdır, dediğiniz gibi TL bile olsa, 0 faizsiz bile verse akrabadan borçlanmamak daha iyi gibi ne olur ne olmaz.

4 sene de değil 10 sene çekeyim ben hatta aya çok düşmesin, zaman geçtikçe koymaz zaten. TL borçlanmak kadar karlı bir şey yok gibi.

İlk defa bu tarz bir borca gireceğim de tecrübem yok ondan sordum yoksa belki düşünmek bile hata diğer ihtimalleri. Ben taksit bile yapmayan bir insandım, ahmaklıkmış onu anlıyorum :(
0
🌸ananiyimioguz
(31.01.22)
(5)

Schengen var nereye gidelim

the real brad pitt
4-5 günlüğüne. Aileyle. Prag budapeşte viyana yapmıştık çok güzeldi. Aklıma gelenler;Roma-venedikBrugge-köln. Siz ne dersiniz. Doğal güzellik, gezme, yürüme, yemek tatlar falan mühim. Uçalım kaçalım değil pek. Yorum yazarak fikrinizi söylerseniz çok sevinirim. Teşekkür ederim.
4-5 günlüğüne. Aileyle. Prag budapeşte viyana yapmıştık çok güzeldi.

Aklıma gelenler;

Roma-venedik

Brugge-köln.

Siz ne dersiniz. Doğal güzellik, gezme, yürüme, yemek tatlar falan mühim. Uçalım kaçalım değil pek. Yorum yazarak fikrinizi söylerseniz çok sevinirim.

Teşekkür ederim.
0
the real brad pitt
(30.01.22)
seçeneklerde roma varsa benim elim başkasına gitmez:) köln'de katedral ve belki köprü dışında ailenizin ilgisini çekecek bir şey olduğunu sanmıyorum. brugge güzel ama öncelikli değil bence.

roma açık hava müzesi, çoğu yeri keyif veriyor. tatlar konusunda da sizi üzmez. venedik'e özel bir merakları yoksa roma'yı floransa'ya bağlardım ben. hızlı trenle arası iki saat diye aklımda kalmış. venedik de gezilesi ama tarih ve lezzet bakımından floransa'nın daha önde olduğunu düşünüyorum.
0
asteriks
(30.01.22)
tercihler bunlardan ibaretse kesinlikle roma. genel olarak italya zaten yürüyüşe, yeme ,çmeyle geçecek bir seyahete çok uygun. çok da memnun kalırsınız.
0
dedim ben sana
(30.01.22)
asteriks +1

Brugge'de hiç bulunmadım ama imkanım olsa Roma, Venedik + Floransa'ya tekrar giderim.
0
reactionic
(30.01.22)
Tek Roma daha rahat olur, şahsen ben koşturmacalı seyahat sevmiyorum. 2 gün orada 3 gün burada gibi yapmaya çalışınce hem bir şeyler eksik kalıyor hem de bavul aç, topla, trene yetiş, check-in, check-out vb. yorucu oluyor.

Roma gibi bir şehre 4-5 gün ayırırsanız, şansınıza havalar da güzel olursa, çok keyif alır, sakin sakin gezersiniz.
0
salihdt
(31.01.22)
Brugge-köln 4-5 günde yapılır. Ama Roma venedik yerine 4-5 günde ya sadece roma ya da floransa-milano yapardım.

Bir de burada da sık olarak karıştırıldığını gördüğüm için küçük bir hatırlatma yapayım. Vizenizin hala geçerlilik süresi olabilir ama toplam kalış günü sınırına ve multi mi yoksa tek giriş mi olduğuna dikkat edin. Ne olur ne olmaz.
0
yeninesiltupcu
(31.01.22)
(7)

oturmuş büyük bir firmadan startupa geçiş için % kaç artış isterdiniz

roket adam
soru başlıktamevcut firmada bi sıkıntı yok, uluslararası büyük bilinen bi firmabende 10+ yıl tecrübe yeni firmanın bana az ama benim firmaya çok katkım olacaktır startup dediğim de late stage 600m + yatırım almış bi firma bir de şu anda istanbul odaklı bir görevdeyken yeni görev biraz seyahat da içe
soru başlıkta
mevcut firmada bi sıkıntı yok, uluslararası büyük bilinen bi firma
bende 10+ yıl tecrübe
yeni firmanın bana az ama benim firmaya çok katkım olacaktır
startup dediğim de late stage 600m + yatırım almış bi firma
bir de şu anda istanbul odaklı bir görevdeyken yeni görev biraz seyahat da içerecek

sadece bu kadarlık bilgiyle aylık + yüzde kaç isterdiniz?
0
roket adam
(28.01.22)
%50
0
Bruce
(28.01.22)
+%50 veremezler. aynısını bile zor verirler. start up firma oturmuş büyük firmadan nasıl daha fazla ücret versin. ha diyelim ki isteyenin bir yüzü kara, iş değiştirmek için 2022 zamlı maaşına +%20 iste. terfi de varsa daha fazla olabilir.

bir arkadaşım örnek bir start up firmadan departman müdürlüğü için 38 bin brüt teklif aldı, kurumsal bir başka firma aynı pozisyon için 53 teklif etti.
0
gabe h coud
(28.01.22)
100.
0
dreamnesiac
(28.01.22)
TR'de çok olan şeyler değil ama başka bir yan hak (Hisse vb.) veremiyorlarsa, bir Startup çalışma ortamının her halukarda oturmuş firmadan kaotik ve stresli olacağını düşünerek %25 civarı fark isterdim.
0
salihdt
(28.01.22)
eğer şirkete, poziyona ve onun gerekliliklerine tamamsanız sadece maaş ise konu bence min %25 civarı bir artış olmalı.
0
axl
(28.01.22)
% 25 zaten kurumsal bir firmadan başka kurumsala geçerken isteyeceğiniz para
startup için 40 olması lazım
0
seyyar satıcı
(28.01.22)
600m+ diyorsun o artık startup değil unicorn olma yolunda gidiyor. firmaya gerçektende bu kadar büyük katkın olacağını düşünüyorsan maaştan çok ufak oranda bile olsa hisse opsiyonu istemelisin.
0
orpheus
(28.01.22)
(13)

Superman gerçek olsaydı

Zaman Tamircisi
Kendisine "bu bizim tanrımız galiba" deyip tapar mıydık sizce? Teşekkür ederim.
Kendisine "bu bizim tanrımız galiba" deyip tapar mıydık sizce? Teşekkür ederim.
0
Zaman Tamircisi
(18.01.22)
Tapmazdık.Rica ederim.
0
8832ch78
(18.01.22)
Cinsel yonelimini tartisirdik birkac yuz sene en az
0
floydian
(18.01.22)
Eski çağlarda çok rahat olurdu; zaten yönetenin tanrıdan yetki aldığı ya da direkt tanrı sayıldığı vb. bir sürü kültür var. Bu çağda olsaydı ve tanrı olduğunu iddia etseydi de yine kendisine tapan bir kitle olurdu ama bir kesim de "Bu bir çeşit yabancı yaşam formu" deyip kabul etmezdi.
0
salihdt
(18.01.22)
tapmazdik ama saygi duyardik. adamsin falan derdik. ama reis buna da atar yapardi bence
0
exlibris
(18.01.22)
Superman, anlatıldığı gibi insan duygularına, hislerine sahip bir süpergüç sahibi olsaydı bırak tanrı manrı diye tapmayı, adamı depresyona sokar aklını alırdık. İnsan duyguları boru değil, öyle gözden ışın çıkarmakla başa çıkamazsın depresyonla, sevgi, onaylanma ihtiyacıyla falan. Kolay mı öyle tüm dünya seni tanıyacak ama sen duygu durumunu sağlıklı sürdürebileceksin. Adamı yerler burda.

Amazon Prime'daki The Boys dizisini tavsiye ederim. Bu soruya gerçekçi yanıtlar vermiş.
0
thracia
(18.01.22)
Ben aslında Superman tarafından bakmıyorum olaya Superman "hadi gelin bana tapın" der de biz de tapar mıyız diye sormuyorum aslında, Superman'den bağımsız olarak biz onun güçleri karşısında kendimizi zayıf görüp ona tapar mıydık diye merak ettim. Misal ben ateistim ama böyle güçlere sahip birini bizzat görsem bi kafam karışırdı mesela. Yani bakıyorsa 100 metre yukarıda havada asılı kalıp sana bakan biri var, enteresan yani.
0
🌸Zaman Tamircisi
(18.01.22)
Tapan olurdu belki milyar tane kisi toplardi istemese bile.

Ben astrolojiyle dalga gecen entry giriyorum bana mesaj atiyorlar para gondermek icin.
Dogum haritasina bakmami istiyor.
insanlar degisik.
0
divit
(18.01.22)
Aynen bana da öyle geliyor. Superman "gidin olm deli misiniz nesiniz" dese bile Dünya nüfusunun en az yarısı tapardı bence.
0
🌸Zaman Tamircisi
(18.01.22)
tapardık abi.
0
sizofren06
(18.01.22)
dünya'daki egemen güçler olarak savaş açardık ve kaybederdik, kesin.

bazı insanlar tanrı sayar ve tapardı. orası da kesin.
0
gabe h coud
(18.01.22)
Zaafı olan (Kriptonit) adama tapılır mı? Rica ederim
0
etna
(18.01.22)
Abi sorun sadece kriptonitse öyle bir problemi yok diyelim :)
0
🌸Zaman Tamircisi
(18.01.22)
bir süre sonra homelander olurdu, tapmasaydık da kendisine taptırırdı.
0
inheritance
(18.01.22)
(5)

bir alışkanlığın bağımlılık olup olmadığını nasıl denetliyorsunuz?

duyurukullanıcısı
dizi izlemek, çok konuşmak, çok çay içmek, alışveriş vbyani alışkanlık mı? bağımlılık mı? değiştirilmeli mi? azaltılmalı mı? yoksa aynı mı kalmalı?bu sınırı belirlemenin yolu nedir?
dizi izlemek, çok konuşmak, çok çay içmek, alışveriş vb

yani alışkanlık mı? bağımlılık mı? değiştirilmeli mi? azaltılmalı mı? yoksa aynı mı kalmalı?

bu sınırı belirlemenin yolu nedir?
0
duyurukullanıcısı
(14.01.22)
yapman gereken bir şeye engel oluyorsa/çok vaktini alıyorsa/sana veya başkasına zararlıysa vs. azaltılması ya da bırakılması gereken bir şeydir.
0
rose parks
(14.01.22)
zaten sorun orada

onlara yol açtığının farkında değilsin
0
🌸duyurukullanıcısı
(14.01.22)
Cok basit, istediğin an durabiliyorsan aliskanlik. Durduramiyor önünü alamiyor engel olamiyorsan bagimlilik.

Sigara neden bagimlilik mesela? Birakmak istiyor bırakamıyor adam. Bu bagimlilik. Sigara çok pahalandi ekonimimi etkiliyor birakayim diyor ama yapamıyor.

Bağımlılık ile aliskanligi ayiran sey bu. Aliskanligini kontrol edemiyorsun o seni kontrol ediyorsa bagimliliga donusmus oluyor.
0
stavro
(14.01.22)
Bir tanımı vardı, aklımda şöyle kalmış.
"Hayatını olumsuz yönde etkilediğini düşünmene, durdurmak istemene rağmen durduramadığın hareket"
0
michael_knight
(15.01.22)
Bağımlılığın beyin kimyası farklı ve belli koşulların yerine gelmesi gerekli diye hatırlıyorum. Yani, örneğin fırsat buldukça her akşam oturup bir kaç bölüm dizi izliyorsunuzdur. Bir gün elektrik kesilir, izleyemezseniz canınız sıkılır ya da bir akşam arkadaşlarınızla buluşursunuz, aklınıza belki dizi izleyemediğiniz gelir, belki gelmez... Bu normal. Alışkanlık diyebiliriz sanırım.

Ama

1 - Dizi izleyemeyeceğim korkusuyla hard disklerinize dizi stokluyor, elektrik kesintisine karşı güç kaynağı alma planları yapıyor vb. iseniz
2 - Dizi izlemek sosyal ilişkilerinizi etkiliyor; sırf dizi izlemek için insanlara yalan söylüyorsanız, onları ihmal ediyorsanız
3 - Dizi izlemek öz bakımınızı olumsuz etkiliyorsa; dizi izlerken aç kalıyorsanız, tuvalete gitmemek için kendinizi sıkıyorsanız vb.
4 - Sabah uyandığınızda ilk aklınıza gelen şey dizi izlemekse. Dizi izleme saatiniz yaklaştıkça vücudunuz garip tepkiler veriyorsa; hep daha erken, daha çok dizi izlemek istiyorsanız,
5 - Dizi izleyememek size neredeyse fiziksel acı veriyorsa

Bunların hepsi birebir olmak zorunda değil, sonuçta bağımlılığın da seviyelerivar ama herhangi bir aktivite ya da madde için bunların bir kısmı, belli ölçülerde varsa bağımlılıktan söz edebiliriz sanırım.
0
salihdt
(15.01.22)
(4)

warez-bb tarzi

baldur2
torrent degil de eskiler bilir, warez-bb tarzi siteler ne var simdi? 1 tane programin pro versiyonunu bulmam gerekiyor da? lutfen silmeyin, ozellikle bir program sormuyorum, genel olarak warez siteleri kaldi mi diye soruyorum.
torrent degil de eskiler bilir, warez-bb tarzi siteler ne var simdi? 1 tane programin pro versiyonunu bulmam gerekiyor da?

lutfen silmeyin, ozellikle bir program sormuyorum, genel olarak warez siteleri kaldi mi diye soruyorum.
0
baldur2
(12.01.22)
www.warez-v3.org
sanet.st
0
salihdt
(12.01.22)
sonu "ddl" ile biten sitelere göz atılabilir
0
Erva
(12.01.22)
oneindir com veya fullprogramlarindir net iş görmüyor mu? sondaki paylaştıkları linkler genelde cloud linki oluyor hızlıca çekebiliyorsunuz.

fakat ben artık bütün bu sitelerin pro veya full sürümlerinde, pc için açık kapı bırakabilecek yazılımlar olduğunu düşünüyorum.
0
ananiyimioguz
(12.01.22)
programin pro versiyonu o sitelerde varsa torrenti kesin vardir. torrenti yoksa o sitelerde de yoktur.
0
robokot
(12.01.22)
(7)

işletme stratejisini değiştiren ürünler

holydreamer
apple'ın i serisini çıkarttıktan sonra stratejisinin değişmesi gibi aklınıza gelen başka örnekler var mı? yani bir firma bir ürün çıkartıyor iyi ya da kötü anlamda bu ürün işletmenin bütün stratejisini ve yönünü değiştiriyor.teşekkürler.
apple'ın i serisini çıkarttıktan sonra stratejisinin değişmesi gibi aklınıza gelen başka örnekler var mı? yani bir firma bir ürün çıkartıyor iyi ya da kötü anlamda bu ürün işletmenin bütün stratejisini ve yönünü değiştiriyor.

teşekkürler.
0
holydreamer
(11.01.22)
- Microsoft'un Office için abonelik sistemine geçmesi.
- Nokia'nın zamanında Symbian işletim sistemini kullanıp telefon piyasasına hükmetmesi.
- Amazon. Vaktinde sadece kitap alınıp satılan bir siteyken şimdi dünyanın en büyük alışveriş platformu.
- IBM'in bilgisayar satmaktan vazgeçmesi.
- Gittigidiyor. Eskiden açık artırma ile ürün satılan bir platformdu. e-bay'in satın alması ile bugünkü haline geldi.
- Trendyol. Eskiden ünlü markaların ucuzluğa girdiği yarı outlet gibi bir siteydi. Sonradan her şeyin satıldığı bir hale geldi. Aliexpress'in almasıyla yemeksepeti, getir gibi servislere de başladı.
- Yemeksepeti Banabi. Getir'e rakip çıktı.
- Getir. Eskiden kendi depoları yoktu. Marketten alıp getiriyorlardı. Şimdi kendi depoları var.
- Hepsiburada. Eskiden sadece kendi ürün satardı. N11 ve Gittigidiyor gibi pazar yeri haline geldi.

Bunlara ilaveten var olan üründe değişiklik yapıp strateji değiştirenler var. Örneğin Camel (sigara) eskiden Marlboro kaliteesi ve fiyatındaydı. Satışlarını artırmak için hedef pazar değişikiği yaptı. Kaliteyi ve fiyatı aşağı çekti. Bunun gibi birçok sektörden pek çok ünlü marka sayılabilir.
0
himmet dayi
(11.01.22)
Beşiktaş'ta B Blok eskiden normal yemek satıyordu, cheesecakeleri çok tutunca tüm stratejiyi cheesecake satmak üzerine değiştirdiler.

Bu bilgi senin işine büyük olasılıkla yaramayacak ama yolun düşerse gidip yersin.
0
archmage mahmut
(11.01.22)
akaryakıt istasyonlarındaki tuvaletler. adamlarda bir dönem akaryakıt 2. plandaydı, tuvalet hizmetinin yanında akaryakıt alıyordun. şimdi o da yok.
0
gabe h coud
(11.01.22)
Netflix'in dvd kiralama sirketinden streaming'e hatta icerik produksyonuna donmesi.
0
hot potato
(11.01.22)
roket adam
(12.01.22)
bunun kralını samsung yapmış zamanında. önceleri kuru balık ve çeşitli sebze satışı yaparken sonraları teknoloji şirketi olmuşlar :)
0
pardus
(12.01.22)
Amazon örneği alışveriş üzerinden verilmiş ama bence oradaki daha güzel örnek Amazon'un kendisi kullanmak için geliştirdiği servis arabirimi ve cloud altyapısının başlı başına bir ürün haline getirip AWS olarak diğer şirketlere satması, hatta AWS'in Amazon'u neredeyse gölgede bırakması...
0
salihdt
(12.01.22)
(4)

Yazılımın temeli nasıl öğrenilir?

marlonbranda
Selam. Bir yazılım dili öğrenmeye başlamak istiyorum eskiden kalan HTML bilgim dışında yazılım bilgim yok. Şu an aklımda Javascript var, bir yerden başlamak istiyorum fakat ezbere iş yapmak istemiyorum işin temelini öğrenip sonra uygulamaya geçmek istiyorum. işin temeli derken kastettiğim mantık ve
Selam. Bir yazılım dili öğrenmeye başlamak istiyorum eskiden kalan HTML bilgim dışında yazılım bilgim yok. Şu an aklımda Javascript var, bir yerden başlamak istiyorum fakat ezbere iş yapmak istemiyorum işin temelini öğrenip sonra uygulamaya geçmek istiyorum. işin temeli derken kastettiğim mantık ve algoritma öğren daha sonra başla gibi.. bu tip bir temel, işin zihinsel olarak temel kısmı.

tabi bana faydası olmayan bir şeye vakit harcamak istemem o yüzden fikirlerinizi istiyorum.

özet: bir yazılım dili öncesi yazılım temeli oluşturmak için ne çalışmalıyım? farazi örnek; mantık, algoritma vs.. gibi işin doğrusu gerekeni ne ise artık.

yazılım öğrenme amacım; JS ile web dapp'leri geliştirmek ihtiyaca göre üzerine koyarak devam etmek.
0
marlonbranda
(11.01.22)
Ya uzun bi cevap yazıp sildim. Özet geçmek gerekirse: uygulama geliştirmeye başla, ihtiyacın oldukça öğren.

Ama konuların temelini bilmeden nerede neye ihtiyacın olduğunu nasıl anlayacaksın? Bir şeye ihtiyacın olduğunu nasıl farkedeceksin yani? Bu sorunun cevabı yok. Sanırım üniversite bu işe yarıyor, bilen birileri mentörlük ediyor bi bakıma. Ama oturup "üniversite oku" demek saçma bi cevap olacağı için bu soruya mantıklı bir cevap bulamıyorum.

Algoritma olayının sonu yok çünkü. Çok özet bir cevap vermek gerekirse:

1- Computation temellerini öğren (opsiyonel)

2- Temel veri yapıları ve algoritmaları oku, sonra da implement et
temel veri yapıları: array, linked list, tree, graph
temel algoritmalar: search, sorting, tree balancing, graph traversal

3- Algoritma karmaşıklığı nedir, nasıl hesaplanır, big-o notasyonu nedir bunlara bak

4- JS'in temellerini öğren. Piyasada herkes kod yazıyor ama "this" tam olarak ne işe yarıyor, event loop nedir, değişkenler ram'de tam olarak nasıl tutuluyor falan bilen az.

5- Bolca pratik :)
0
plutongezegendegilmi
(11.01.22)
plutongezegendegilmi gayet güzel özetlemiş. Bence de önemli husus veri yapıları ve algoritmalar üzerinden hangi dil olduğundan bağımsız bir yazılım nasıl çalışır onu anlayabilir hale gelmek. Sonrasında gidip basit açık kaynaklı uygulamaların kodlarına bakıp ne döndüğünü anlamaya çalışarak da o veri yapılarının nasıl kullanıldığını, algoritmaların nasıl uygulandığını görürsünüz. Bundan bir adım sonrası da Object Oriented Programming özelinde class nedir, object nedir vb. gibi temel şeyler olabilir.
0
salihdt
(12.01.22)
roadmap.sh bu site sorunun tamamını karşılayacak şekilde yapılmış bence.
0
mimetorg
(12.01.22)
learntocodewith.me bu konuda gördüğüm en başarılı içeriklerin olduğu site.

Bir bakın derim, kendi başına sıfırdan öğrenmiş biri hazırlıyor siteyi.
0
anten
(12.01.22)
(26)

Bu insanlar çıldırmış mı? #2

deveyidiken
Önceki duyurum silindiği için yine paylaşıyorum. Belli bir grubu küçük düşürücü ifadeler kullanmışım :(Şu an kazandığım maaş 3700 TL. Önümüzdeki ay da 4500 civarı falan olacak. (Asgarinin altına düştüğü için mevcut maaşım, sağolsun şirketim müthiş bir artış yaptı) İstanbul’da ailemle birlikte kalıyo
Önceki duyurum silindiği için yine paylaşıyorum. Belli bir grubu küçük düşürücü ifadeler kullanmışım :(

Şu an kazandığım maaş 3700 TL. Önümüzdeki ay da 4500 civarı falan olacak. (Asgarinin altına düştüğü için mevcut maaşım, sağolsun şirketim müthiş bir artış yaptı)

İstanbul’da ailemle birlikte kalıyorum. 28 yaşına çok az kalmışken ayrı bir eve çıkıp düzen kurmayı çok istesem de bu para ile anca kiramı ödeyebilirim.

Kazandığım para itibariyle bir düzene sahip olmak imkansızken, çevremdeki insanlar bana sanki keyfiyetten düzen kurmuyormuşum gözüyle bakıyor. Bu insanlar mı normal düşünüyor, yoksa ben mi çok farklı bir bakış açısına sahibim?

Yani 4000-5000 lira ile İstanbul’da hayatta kalmak bana olanaksız geliyor. Bunu ben açık açık görebiliyorken, bu insanlar neden böyle davranıyor?
0
deveyidiken
(11.01.22)
Hayatta kalmasına kalırsın da her gün makarna yediğin hayat ne kadar hayat olur onu sen düşün. Eve taşınma masrafı bile binlerce lira tutuyor. Kimsenin aklına uyma. Gerçekçi düşünmüyor o kişiler.
0
dissendium
(11.01.22)
Zamanında rahat rahat ev, araba sahibi olabildikleri için. Bir de yaşlanınca gerçekten zekada bir gerileme oluyor, artık bundan emin olmaya başladım ben.
0
ruhen hastayim ben
(11.01.22)
Uyulacak bir akıl yok maalesef ortada. Ne ev kiralayacak ne de araba alacak durumu göremiyorum kendimde. Yemeyip içmeyip iki senedir birikim yapıyorum ama o bile yeterli değil. Bu ortamda yeterli param olsa da hareket edemem.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
Yani insan belli bir yastan sonra kendi evine cikmasi makbuldur eyvallah da bunun basit bir matematigi var, ac kalacagini bile bile de bunu yapmanin alemi yok. Su anki piyasada bir asgari ucretliye bedava ev verseler sadece aile evinden cikip o eve yerlesmenin masrafini 2 senede odeyemez. Akil var mantık var.
0
stavro
(11.01.22)
ya mis gibi duzenin olsa da insanlar elestirecek bir seyler bulur hic farketmiyor yani, bizde genelde baskalarinin hayatini nasil da yanlis yasadigini gostermek gibi bir takinti var. "ben senin yerinde olsam ne yapardim biliyor musun?" -yapamazdin abicim

elestiri aileden geliyorsa uzun vade cozumunu merak ediyor olabilirler. barinma + yemek parasi olmadiktan sonra (aileyle yasaniyorsa, tabii onlara para veriyor musun bilmiyorum) o maas direk egitime harcanabilir. sonucta kendini gelistirmiyorsan maasin zamlansa bile alim gucun asagi yukari hep ayni kalacaktir. omur boyu bu sartlarda yasamak istemedigin varsayimiyla, "tamam simdi 4500 maas aliyorsun, sirada ne var? bu durumdan nasil cikacaksin?" diye merak ediyor olabilirler.
0
robokot
(11.01.22)
"Bunu ben açık açık görebiliyorken, bu insanlar neden böyle davranıyor?"
0
invictae
(11.01.22)
"Bunu ben açık açık görebiliyorken, bu insanlar neden böyle davranıyor?" Çünkü boş konuşmaya bayılırlar.
0
invictae
(11.01.22)
İş değiştirme imkanınız yok mu?

Şu an vasıfsız işçiler bile 4.250 lira alıyor. 4.500 liranın çok üstünü hak ediyorsunuzdur eminim. benim gibi düşünen işverenler de vardır. bu şartlarda çalışmak zorunda değilseniz mutlaka yeni bir iş bakın.
0
himmet dayi
(11.01.22)
Schengen vizesine başvurdum, o çıkar çıkmaz işimi bırakacağım. Şu an Tik Tok’un işlerini yapan bir firmada çalışıyprum. Yani işim kabaca tik tok’ta içerikleri silmek. Çok havalı geliyor kulağa ama asla değil. İstifa etme sebebim de psikolojimin bozulması. İş bulabilir miyim, umutsuzum açıkçası bu konuda. Başvurduğum yerlerden dönüş alamıyorum. Yurt dışından çok daha iyi dönüşler var ama onda da çalışma izni sorun.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
insanlari bosver, duzen kurmak istiyorsan once istanbul'dan tasinman lazim..
ayakta kalabileceginiz paranizin yettigi sehirde yasayin. Metropolde yasamanin bir maaliyeti var, ve bu giderek artmaya devam edecek. Ilerde gelirini duzeltirsen donersin.
0
cooperr
(11.01.22)
@robokot +1 Özellikle ya mis gibi duzenin olsa da insanlar elestirecek bir seyler bulur hic farketmiyor +5


@invictae948 +1 Çünkü boş konuşmaya bayılırlar. +5
0
put it in your appropriate place
(11.01.22)
maalesef ülkemizde hava atmak, üstünlük taslamak, başkalarını aşağılayarak, ezerek, kötü hissettirerek iyi hisseden çok insan var. bu dediklerimi hobi gibi yapıyorlar, nefes almak gibi bir şey onlar için. kendilerini başka türlü önemli ve iyi hissedemiyorlar.

ülkemizde privacy denilen kavramın olmaması, herkesin birbirinin hayatına dan diye burnunu sokma cürretinde olması işleri daha da kızıştırıyor.

ek olarak hosftede kültür boyutlarından güç mesafesini inceleyebilirsiniz. ülkemizde ciddi bir ye kürküm ye durumu var. insanlar kendilerini ve diğerlerini güç, makam, mevki, mal, mülk üzerinden değerlendiriyor sadece.
0
la lykia
(11.01.22)
insanlar hakikaten cok ilginc. turk insani hayati su planda kuruyor: oku > askerligi yap > ise gir > evlen. ben cocuklugumdan beri bu anlayisi hicbir zaman hazmedemedim. mesela ben evlenmem diyen bir arkadasim bile gecen gun bana dedi ki, isin gucun var keyfin yerinde niye evlenmiyorsun? dedim, niye evleneyim??? neden yani ne icin? duzen olur hayatina ortak olur falan diyor. sana bunlara ihtiyacim oldugunu kim soyledi birader :D ben ciddiye almiyorum valla allah nasip etsin falan diyorlar yok etmesin diyorum geciyorum. insanlarla ugrasmak cok zor, ya dalga gec ya da gormezden gel bosver
0
nibba
(11.01.22)
öncelikle sakin olun ve insanları da yargılamayın.
kaç senedir çalışansınız bu da önemli.
yalnız olay sizin şu anki ekonomik ve sosyal durumu normalleştirmemenizde yatıyor. napalım ülke böyle, süreç böyle diyip dur bakalım bekleyelim dememek lazım. neyi bekleyeceksiniz bişey gelmeyecek, eee ne güzel işte yerinde sayan bir fakir yani sürekliliğe sahip bir "mahrum" olursunuz ve asla değişmez.

insanlar bu kabullenişe sitem ediyor bira da.
ev arkadaşıyla çıkmayı düşündünüz mü? iş değiştirmeyi, ek gelir sağlayacak bir iş yapmayı düşündünüz mü? aileden bir destek alabilir misiniz örneğin? ev kredisi gibi bir şeye girseniz? bu kadar para getiren bir mesleğe sahipseniz ve bu -sosyal ve ekonomik statü açısından- pek değişmeyecekse neden istanbulda yaşıyıyorsunuz? küçük bir şehre gitme imkanınız var mı? yurt dışına göç etme imkanınız var mı?

4+1 bir eve çıkmak değil olay; kendi kendinize yetecek, birey olabilecek düzen kurmak önemli.
0
rewlack
(11.01.22)
Sana öyle diyenlerin bir yerden desteği vardır. İstanbul'daki çoğu kişi ailesinden destek alıyor. Başkasının ne dediğini boşver. Zaten Türk insanının aklı ortada, gösteriş için yaşıyor millet.

Bir de beyaz Türk tayfası var. Kadıköy, Beşiktaş'ta evinde yoga yaparak ailesinin kira gelirleriyle falan yaşıyor. Bunları hiç dikkate bile alma.
0
OrangeYellow
(11.01.22)
ruhsen +1. zamaninda ucuza ev almis grup guncel gelir gider matematigini yapamiyor, zihinleri almiyor. takma.
0
hot potato
(11.01.22)
Ayrıca şu an Türkiye'de iş bulsam da alacağım maaş 3700'den 10 bin seviyelerine fırlamayacak bence. Bu olsa bile bu pahalılıkta hayat kurmaya yine yetmeyecek gibi geliyor bana.

Bu ortamda yurt dışını zorlamak daha makul geliyor.

Önümde iki seçenek var; ya Polonya gibi ülkelere master için gideceğim ya da İsviçre'de evlilik kovalayacağım.

"Neden İsviçre?" derseniz, 2006'da oradan döndük ailecek. Ben orada doğdum. C -kalıcı- oturumumuz vardı ama ailem bu oturumu iptal edip Türkiye'ye döndü. Akrabalar hala orada ama kimseye faydaları yok

Bir şekilde evlilik yolunu zorlayıp dönmek bir seçenek olabilir ama kısmet bulmak zor. :( -Ayrıca konsolosluğundan tutun, ülkeye girerken muhatap olduğum pasaport polisi bile evlilik yolunu en sağlıklısı olarak görüyor, bu yolu işaret ediyorlar-

Bundan üç sene önce konsolosluğa gittiğimde benimle ilgilenen kadın "Akrabalarına söyleyeceksin, onlar sana kız bulacak. Öyle gideceksin" demişti.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
Sorun şu ki, o kadar maaş verirler mi bilemiyorum. Onu da geçtim, ben şu anki işime benzer bir işin yakınından bile geçmek istemiyorum artık. Milletin rezilliklerini izlemek gerçekten sinir bozucu çünkü. Her allahın günü intihar eden insanları görmek hoş olmuyor.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
Çevrendeki insanlardan kastın eş, dost, yaşlı akraba ise onların varsayılan davranışı o, değiştirmek mümkün değil. Yani içinde bulunduğun maddi durum, sosyal statü, ruh hali vb. ne olursa olsun hayatında bulunduğun aşamaya göre evlenmeni, ev ya da araba almanı, +1 çocuk sahibi olmanı falan istiyorlar. İnanılmaz garip bir kafa yapısı. Bazen bot olduklarını falan düşünüyorum bazı akrabalarımın. Gerçi bot için bile fazlasıyla basit kaçıyorlar, olsa olsa oyunlardaki tek repliği olup, sürekli onu tekrarlayan NPC gibiler.
0
salihdt
(12.01.22)
Ayrı eve çıkma konusu, "tek başına hayatımı ve düzenimi kurdum" tavrı Türkiye'ye öğretilmiş bir davranış. 80'lerin sonundan itibaren türkiye'de bireyciliğin şişirilmesiyle bu yaşam tarzının itelenmesiyle ivme kazandı 2000'lerden itibaren. O yüzden sanki tek seçenek buymuş gibi kendini zorlama takılma:)

Sanılanın aksine Avrupa'da özellikle akdeniz ülkelerinde, yunanistan, italya, ispanya vb ve doğu Avrupa'da ailelerin bir arada yaşama alışkanlığı çok yaygın.
İş için bu konuda bir araştırma görmüştüm oradan biliyorum. "Tek başına yaşama" anglosakson ve kuzey avrupa kültüründe daha yaygın. Bir de bizim gibi onlara özenen ülkelerde. O yüzden üstünde böyle bir baskı hissetme stres olma.

Neyse bu kısmı geçiyorum. Önemli olan ekonomi zaten. Bizde insanlar gücü yetmese de zorluyor sırf etrafa kendini kanıtlamak için. ama istanbul'da bir evin maliyeti zaten 4000 lira, kirası, faturası, mutfak gideri vs.... O yüzden boşver kardeşim milletin ne dediğini. Herkes bol keseden atıyor. Emin ol "bak biz hayatımızı kurduk" diyenlerin çoğu 35-40 yaşında bile hala borç içinde yüzüyor oluyor. Ne hayat kurması?

Mesleğiniyazmışsın ama iş bulsan bile 4500 TL'den 8-9 bine çıkartabilecek misin maaşını?

eğitim durumunu bilmiyorum deidğim gibi. Ailenin maddi durumunu da.
Ama senin yerinde olsam şunları denerdim.

1-Eğer şansım varsa (aileyle yaşadığına göre kira, fatura vb giderlerin daha azdır diye düşünüyorum) maaşımdam mümkün olduğunca yatırım için ayırırım. Ama böyle NFT, Metaverse fantezi yatırımlar değil. Bir bankaya gider görüşürüm elimdeki nakiti ufak da olsa değerlendirmek istiyorum diye. Aile yanında olmanın en büyük avantajı bu.

2-Eğitimini bilmiyorum ama bana daha fazla maaş getirecek bir meslek için eğitim alırım. Beyaz yaka, mavi yaka fark etmez. İstersen bilişim üstüne teknik eğitim veren yerlerle görüş, istersen mutfak çalışanı yetiştiren eğitim kurumlarına falan git. ilgim alakam el yatkınlığım neye uyuyorsa ona giderdim.

3-Bir meslek edinmeye yoğunlaşırım. Yani büyük bir firmada çalışıyorsun ama bir uzmanlığın yok gibi duruyor. O yüzden yasal geçerliliği olan bir meslek sertifikası edinmeye çalışırım. Uluslararası olması daha iyi tabii. O yüzden elin yatkınsa mutfak çalışanı olmak bir seçenek çünkü uluslararası sertifikalar veren okullar var Türkiye'de.

4-Kulağımı etrafa tıkar, kendi hayatımı yaşarım.
0
anten
(12.01.22)
Ben de aynı şeyi düşünüyorum. 4000'den 8-9'lara fırlamak pek mümkün gelmiyor bana şu ortamda.

Halkla ilişkiler mezunuyum ve bu alandaki işlerin maaşları maalesef bir yazılımcı vs kadar olamıyor bu ülkede. Artık alanımla ilgili pek konuşmak da istemiyorum, çünkü insanlar sanki herkes yazılımcı olmak zorundaymış gibi birbirini yermeye fırsat kolluyor. Bu ülkenin insanını zaten artık anlayamıyorum, neyse.

Bugün istifamı verip sonrasına bakacağım. Bir süre kendimi çekip çevirecek param var. Sonrasına bakıp bir yol bulacağım artık.
0
🌸deveyidiken
(12.01.22)
yaptigin is cok yipratici bir is. yipratici oldugu bilinen bir is (turkiye'de biliniyor mu bilmiyorum ama yabancilar uyandi buna coktan). bir suru kisi profesyonel yardim almak zorunda kaliyor sonradan. kesinlikle degecek bir is degil yani, aile yaninda kaliyorsan istifa etmekle cok iyi yapmissin.
0
robokot
(12.01.22)
Son cevabına göre istifa etme derim. İnanılmaz mantıksız bir hareket olur. Hareket alanın kısıtlanır. İş bulmadan istifa etme kesinlikle. Yıl başı olduğu için biraz durgunluk var. 4500>0. Ayrıca işe gitmeyince ailenle daha çok zaman geçireceksin.
0
dissendium
(12.01.22)
Git Sultanbeyli'de bir giriş katında 1+1'de otur. Orada da A101 ve Bim'den kredi kartı ile borç içinde yaşayarak aldıklarınla beslen diyorlar. Çünkü onlar için o hayat ile Kadıköy'de, Beşiktaş'ta falan oturmak arasında fark yok. Sadece Etiler'de ve Bebek'te oturmak lüks diye biliyorlar, onların da masrafı kesin pahalı marka ve içki onlara göre o kadar. Geri kalan hepsi aynı onlara göre.

Kafa yok.
0
nawar
(12.01.22)
Türkiye'de insanlar bilmiyor bu işin ne kadar yıpratıcı olduğunu. Arkadaş çevremde falan bu işi yapıyorum deyince "Ooo ne güzel, evden video izleyip para kazanıyorsun" diyorlar. Ama o iş öyle olmuyor maalesef. Şirketim de bu işin ne kadar yıpratıcı olduğunu biliyor ki, geçen ay bize sözleşme imzalattılar "Psikolojiniz bozulursa bizi dava edemezsiniz" diye. Ki şirket psikolojik destek de sağlamıyor.

Geçen sene Dublin ofisine QA olarak başvurdum, sponsor da oluyorlardı ama şirkette daha 5 aylıktım o zaman. Deneyimden çuvalladım zannediyorum. Maaşı da 3000 euro civarıydı. Kısmet değilmiş.
0
🌸deveyidiken
(12.01.22)
@ dissendium

İstifa etmezsem kanser olacağım. Çok bunaldım çünkü. Vücudumda çıkmadık yara kalmadı.
0
🌸deveyidiken
(12.01.22)
(17)

harry potter'ın setini şimdi alsam sarar mı sizce? yaş 27

der meister
okumanın yaşı yok tabii ama kitapyurdu "çocuk ve gençlik kitapları" arasında listelediği için biraz bozuldum hehe.ben 11-12 yaşındayken filan bunu ta ortasından okumaya başlamıştım, melez prens'ti galiba yeşil olan. büyük keyif alıyordum okurken. yine çocuk yaşta kuzenle bir filmini de izlemiştik, h
okumanın yaşı yok tabii ama kitapyurdu "çocuk ve gençlik kitapları" arasında listelediği için biraz bozuldum hehe.

ben 11-12 yaşındayken filan bunu ta ortasından okumaya başlamıştım, melez prens'ti galiba yeşil olan. büyük keyif alıyordum okurken. yine çocuk yaşta kuzenle bir filmini de izlemiştik, hoşuma gitmişti. okuduğum kitabı da yengem almıştı bana, annem paramız yok diye almak istememişti, o yüzden aslında içimde uktedir baştan sona okuyabilmek ama bu yaştan sonra kurgusu sarar mı emin olamadım ya, az para da değil yani indirimde 230 küsür lira şu an.

tavsiye eder misiniz, almaya değer mi? en kötü ilerde 13-14 yaşında birilerine veririm diye düşündüm, baktılar ki hoşlarına gitti bir çocuğu/ergeni okumaya teşvik etmiş oluruz en azından.

bunun dışında farklı evrende geçen, kurgusu sağlam bu tarz seri önerebilir misiniz? george martin şüşkosunu okumak istiyordum da bunun bitireceği yok, yarım kalacak bir 5 bin sayfalık hikaye okumak istemiyorum açıkçası. asoiaf gibi var mı başka mesela öyle bi şeyler?
0
der meister
(11.01.22)
Hem de nasıl sarar, bak şimdi çok özledim:)
Harry Potter ile büyümüş şanslı kuşaktanım. İki sene önce (yaş 27'ken) açtım yeniden bitirdim mesela yedi kitabı, yine aynı heyecan ve keyifle okudum.

Eminim şu an açsam yine yedi kitabı arka arkaya okuyabilirim.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(11.01.22)
Ben sarmayacağını düşünüyorum. Yaşım 30 şimdi açsam ben de okurum tekrar ama hiç okumamış olsam bu yaşımda okumazdım.

Set olarak değil de sadece ilk kitabı alıp okumak daha mantıklı olabilir.
0
nickimin hakkini veremedim
(11.01.22)
Ben kitap karakterleri ile aynı yaşta iken okuyordum ve adeta onlarla birlikte büyüyorduk. Çok keyifliydi ve bizi adeta girdap gibi içine çekiyordu. Aynı dönemde pek çok yetişkin de zevkle okuyordu Harry Potter kitaplarını.

Ben şimdi okusam aynı keyfi alır mıyım bilemem ama ilk defa okuyan kişi bence hoşlanabilir. Ayrıca; ilk kitaplar daha çocuksu seyrederken 3-4 ile birlikte daha karanlık ve grift bir yapıya bürünüyor. Hızlı okunur zaten.

Satın alma kısmını bilemeyeceğim. Kütüphanelerden ödünç alma imkanınız varsa öyle okuyun derim.
0
burka
(11.01.22)
28 yaşındayım. Daha geçen Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın resimli kitabını okudum. Her canım istediğinde açıp okurum. Teyzemin çocuğuna da Harry Potter sevgisi aşıladım. Harry Potter koleksiyonu yapmaya başlamış. İnsanın elinin altında sevdiği birkaç kitap olması güzel bir şey. O yüzden seviyorsan tavsiye ederim ama hepsini almak zorunda değilsin. Benim okumayı en sevdiğim kitap Ölüm Yadigârları. En çok onu okudum, okuyorum. Sen de sevdiğin kitabı alabilirsin sadece. Sonra istersen zaten diğerlerini de alırsın. Ben şu an gidip de set almam çünkü koyacak yer yok. İndirimi kaçırmayayım diyorsan al ama yeni kapak tasarımlarını ben beğenmedim.
0
dissendium
(11.01.22)
Valla ilk kitaplar pek sarmayabilir belki anca sonradan oldukça sarar bence. İlk kitaplarda falan cidden atmosfer daha çok sanki masalsı ve çocuksu gibi. Sonraki kitaplarda kademe kademe atmosfer değişip daha bir rayına oturuyor ve o çocuksuluk gidiyor.

Başka seri için de herkese şiddetle tavsiye ettiğim fırtınaışığı arşivi serisine bak derim. Her kitap tuğla gibi olmasına rağmen herif resmen roman yazma makinesi gibi pat pat çıkarıyor kitapları.
0
j r r tolkien hayrani
(11.01.22)
Nerede indirimde ya, yeni kutulu sette benim de gözüm var, link atsana. :)

37 yaşındayım, bir buçuk yıldır sesli kitaplarını dinliyorum çünkü resmen özledim kitapları. Al tabii, çok keyifli seri.
0
kobuzchu kiz
(11.01.22)
@kobuzchu, kitapyurdu'nda indirimde görünüyor, eğer gerçek fiyatına bindirip geri indirdiyseler onu bilmiyorum tabii: www.kitapyurdu.com&filter_name=harry+potter
0
🌸der meister
(11.01.22)
Sarmama ihtimali var. İlk 2 kitap direkt çocuk kitabı. 3'te biraz olay ciddileşse de 4'ten öncesi zor. Ben (33) resmen Harry Potter ile büyümüş oldum. O yüzden şimdi gidip aynı hevesle ilk filmi de izleyebiliyorum ilk kitabı da okuyabiliyorum ama ilk kitabı okurken yorumum hala çocuk kitabı olduğu yönünde.

ASOIAF için %100 haklısın. 124214 yıldır ortada kaldık bekliyoruz ve bu can sıkıcı. Dune, Zaman Çarkı, Unutulmuş Diyarlar, Ejderha Mızrağı ve bunlara bağlı başka seriler var. Yüzüklerin Efendisi'ni okuyabilirsin bütün diğer kitapları ile.
0
nawar
(11.01.22)
Meh, Kitapyurdu'nu boykot ediyorum ben fakat YKY'nin kendi sitesinde de 236 lira, haberin olsun :)

(Mobilden edit yapamadım.)

Azmettim edit yapmaya. Eganba'da daha ucuz. www.eganba.com
0
kobuzchu kiz
(11.01.22)
Degmez. Bence alisveris yapasin gelmis. Bana da oluyor arada. Ortaokul/lisede okunacak kitaplar, yetiskin olarak para vermeye degmez. Bende kitaplarin bazilari var (4/5/6 sanirim), 30 sene bos kalsam tekrar acip okumam.
0
hot potato
(11.01.22)
Gecen sene sesli kitap ile ilk 3 kitabi tekrar bitirdim
Potter ile buyumedim 26 27 yaslarimda okumistum ilk, cokta keyif almistim.
0
eja
(11.01.22)
Abi filmleri izle gec vaktine yazik
0
floydian
(11.01.22)
Harry Potter o yaşta gayet de sarar eğer genel olarak ilgiliyseniz o türe. Filmleri de güzeldir ama kitapların yerini tutmaz.
0
salihdt
(12.01.22)
Ilk 25 yas civari okumustum ben de, gayet de sardi ama ilk iki uc kitap ve filmin cocuksu olduguna katiliyorum ben de. Onlari asarsaniz arkasi gelir yani.

Zaman Carki'ni deneyebilirsiniz, dizisi de var artik.

Edit: burada falan bir sorsaniz belki elden cikarmak isteyen veya odunc verebilecek kisiler vardir seriyi ya da bazi kitaplari.
0
sopiro
(12.01.22)
Ben de yeni okudum sayılır ve okuduğumda yaşım 39'du. Tüm kitapları çok kısa bir süre içinde yutar gibi okumuştum. Kitaplar da, Harry Potter büyüdükçe onunla birlikte büyüyor ve dili, anlatımı olgunlaşıyor.

Bazı kitaplar bazı mevsimlerle çok iyi eşleşiyor. Bence içinde bulunduğumuz aylar Harry Potter okumak için mükemmel seçim olurdu.
0
thracia
(12.01.22)
30 yaşındayım ve bu sene tüm serisini aldım ve okuyorum. gayet de sarıyor.
0
drako
(12.01.22)
Harry Potter her yaşta okunur. Her zaman sarar. Bence hiç geç değil. İlk 3 kitabın çocuksu olmasının sebebi bence Harry'den kaynaklı. O büyüdükçe kitaplar karanlık bir hal alıyor. Dili de sürükleyici. Güzel..
Yüzüklerin Efendisi olabilir başka. Dili Harry Potter kadar sürükleyici değil ama.
0
matilda
(12.01.22)
(21)

her konunun yurtdışına bağlanması sizi de çok bunaltmıyor mu?

der meister
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit ge
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.

yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit geçirmek çok lüzumsuz ama insan ucundan kıyısından da olsa baksa görüyor bunları hep.

ya atıyorum bir maç var. başlığına giriyorum ekşi'de. "tribünde herkes birasını içiyor, ne güzel, biz burda fakiriz, bok gibi ülkede yaşıyoruz" temalı entry'ler hemen... her allahın günü bugün olduğu gibi "doktorluğu bırakıp isviçre'de kebapçı olan adam" tarzı hikayeler...

abi bu kafayla nasıl manyak olmuyor bu insanlar? b*k gibi yaşıyoruz eyvallah hiç itirazım yok da imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışıyorum bazen. daha iyisini istiyor, bunun için mücadele ediyor ama bir yandan bugünümde de kendimi iyi hissedebilmek istiyorum şahsen.

bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir ya bir değil iki değil herkes aynı şeyi yazıp duruyor sürekli. hal böyleyken insan şu durumda mutlu olabileceği varsa bile yine olamıyor arkadaş, bir saniye aklımızdan çıkartmıyorlar dandik yaşadığımız gerçeğini.

bu durum sizi de etkiliyor mu mental olarak ya da kızıyor musunuz, üzülüyor musunuz? yauv arkadaş bak akşam oturmuşsun, maç izliyorsun, ne güzel. iki saat kafanı dinle, keyifli vakit geçir... yok. konu bi şekilde türkiye'ye bağlanıyor. lan böyle hayat mı yaşanır? ben mi abartıyorum, sizin görüşleriniz nedir?

hayır bu duruma ses çıkarsak ne olacak abi, sokağa çıksak hapisteyiz zaten. ben mesela, beni az çok tanıyorsunuzdur çoğunuz, allah aşkına ben mücadele edip kendimi geliştirsem ne olur? yılbaşı videosundaki dayı gibi, "şu adamın tipine bak allah aşkna bu nasıl yeni yıla girecek" hesabı, yani neyi kovalıyoruz bu kadar gerçekten anlamıyorum. neden hepimiz sanki €3000 maaş varmış da bize verilmiyormuş zihniyetiyle yaşayıp sinir hastası oluyoruz ki?
0
der meister
(08.01.22)
Evet, ben bu olaydan coktan biktim. Her gun "burada durulmaz ya" tipleri goruyorum. Ben muthis bir yer burasi demiyorum ama hepimiz bu ulkedeyiz, hepimiz bu ulkenin durumunu goruyoruz, biliyoruz, birebir yasiyoruz zaten. Daha neyi kime bininci defa anlatiyorsun? Herkes her seyin farkinda. Bildigimiz seyleri bininci defa duyunca mutlu olmuyoruz, anlayin artik. Hep sikayet, hep sikayet.
0
hlot
(08.01.22)
gören bilen insan ister istemez kıyaslıyor aslında üzüldüğünden ama o an için toksiklik oluyor biraz evet.

ama pek bilmeyen sallamayan insanlar zaten bunu yapmıyor. trde mutlu onlar. "başka ülkede yaşayamam" kafası.

emin ol onlarla da sen anlaşamazsın.

bilmenin laneti.
0
AlsterWasser
(08.01.22)
şöyle söyleyeyim. otuzlu yaşlarında işinde iyi yerlerde olan çiftiz. yaşıtlarımızın avrupa'daki yaşam standartlarını biliyoruz. her birimizin maaşı 1000 usd etmiyor şu an. hangi ülkede iyi üniversite mezunu, alanında iyi eğitim almış kalifiye gençler 1000 usd altında para alıyor? benim 2 dilim var, ikimiz de ingilizce biliyoruz. şu an avrupa'da hizmet sektöründe part time çalışan adamın maaşını alıyoruz. araba alamıyoruz, tatile çıkarken kırk kere düşünüyoruz. bu şartlar altında nasıl kıyaslama yapmayabiliriz ki?

daha yeni arkadaşımız almanya'ya gitti çalışmaya. burada karı koca it gibi çalışarak kazandıklarının iki katını sadece bir kişi çalışarak kazanıyorlar. bu reva mı bu gençliğe?
0
wild honey suckle
(08.01.22)
Güzel başlık olmuş. Gidebilen ya da gitmeyi tercih eden gidiyor zaten.

Bazı konularda "benchmark" gibi belirleyip kıyaslamak doğru olabilir gösterge açısından, atıyorum ülkelerin insani gelişmişlik endeksleri ya da gayri safi yurtiçi hasılalarını bu yeri gelen bir konuda genel fikir vermesi açısından kullanılabilir. Bazı konuların bizi zorladığı, hayat kalitemizin de düştüğü doğru çeşitli nedenlerle. Ama bunu sürekli "yurtdışı da şöyle süper, insanlar şöyle geziyor, şöyle partiliyor, şu kadar euro kazanıyor, herkes hep musmutlu, hayat da tozpembe" gibi argümanlarla savunmak bana da yüzeysel, amiyane tabirle de "goygoy" geliyor.
0
dreamnesiac
(08.01.22)
valla ben de biktim,
bizim sorunlarimiz var ama bunu cok dile getiren cevremdeki tipler, almanya'da falan sosyal yardim parasiyla gecinmeyi hayal ediyorlarmis gibi.

ya da bir doktorun burada durulmaz demesini anliyorum, hak veriyorum ama benim mal kuzenim almanya'ya gidecem ben de diyor, daha uyduruk özel üniversitesini bitirememis, kendine faydasi yok.
0
Coma
(08.01.22)
etkilemiyor. gençliğin verdiği çiğlikle konuştuklarını düşünüyorum.

23-24 yaşlarında ben de ülkede her şeyin berbat olduğunu düşünüyordum. türkiye'de asla mutlu olunamaz havalarındaydım. ya siyah ya beyazdı her şey. rigid karakter de diyormuş buna psikiyatrlar, olumsuz manada tabii. yaşlandıkça o sivri köşeler yumuşuyor.

türkiye gayet sorunlu bir ülke ama güneşli bir güne uyanmak ülkelerin sınırlarından bağımsız güzel. ya da dediğiniz gibi bira eşliğinde maç keyfi. ufak tefek anların kıymetini bilmek de yaş almakla gelişebilen bir özellik galiba.
0
adse
(08.01.22)
arkadaşlar bazılarınız beni yanlış anlıyorsunuz. kıyaslamayalım, iyisini istemeyelim demiyorum. inanın bu konuda en çok üzülen, bunu en çok kafasına takan insanlardan biri benimdir. sevgilim yabancıydı, en yakın arkadaşım yabancı, yani sürekli görüyorum bunları; üstelik türkiye'de de durumum iyi filan değil, belki mental olarak bundan en çok etkilenen gençlerden biriyimdir.

benim bahsettiğim şey bunun SÜREKLİ ön planda tutulması. oturup çay içerken bile konunun yabancı ülkeye gelmesi. benim anlamadığım kısım burası. la insan su içerken bile "isviçre dağlarından gelen suyu içiyor olabilirdik" der mi mesela? 7/24 buna maruz kalmak zorunda mıyız? ben bundan bahsediyorum. yoksa türkiye'de yaşayıp durumuna üzülmeyen gencin aklına şaşarım, orası ayrı mesele.
0
🌸der meister
(08.01.22)
Valla beni bunaltmiyor cunku haklilar. Hani mesele surekli bir kiyaslama meselesi degil sadece, ister istemez kafa ona gidebiliyor bazen.

'bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir '

Demissin mesela. Ben soyleyeyim, ulkede surekli olarak biraya/alkole zam geliyor. Bir kutu bira bile artik oldukca luks kategorisine girmis gibi. Hal boyle olunca yani neredeyse devamli alkole zam haberlerini duyunca ister istemez algida secicilik devreye girebiliyor bazen. Adam belki o kareye kadar mutlu mutlu maci izliyordu ancak o kareyi gordukten sonra istemsizce akli yine biraya, fiyatlara, vergilere, zamlara gidip en son o cumleyi kurar hale gelmistir.

Bir de o tur mesaji yazanlarin 7/24 sanki sikayetcilermis de hic zevk almiyorlarmis gibi yasadiklari sonucuna nasil vardin onu da anlamadim. Dedigim gibi adam da her seye ragmen oturup keyif almak icin maci izlemeye baslayip en son ister istemez o mesaji yazmis olabilir. Sirf o mesaji yazdi diye hemen sanki surekli ayni tutumu takiniyorlar gibi dusunmen yuzunden bence abartiyorsun.

Hatta sende de algida secicilik yine devreye girmis gibi. Sen de surekli olumsuz yorumlara odaklaniyor gibisin.
0
j r r tolkien hayrani
(08.01.22)
kesinlikle aynı fikirdeyim.

gavur okulu diye tabir edilen liselerden birinden mezunum.
yani "bilmeyen"lerden değilim kesinlikle.
birçok arkadaşım ülke bu hale gelmeden eğitim için yurt dışında okudu, bazısı kaldı, bazısı döndü.

"türkiye bir mühendis kaybetti, abd bir pizza delivery guy kazandı" temalı şeyleri gördükçe içime fenalık geliyor artık.
gitmek isteyen elbette gider ama her giden de bilmem kaç bin dolar maaşla, x şirketinde iş bularak gitmiyor.
diğer yandan, herkes gidip x bir ülkede servis şoförü ya da delivery guy olmak istemeyebilir, bunun bilmemekle alakası yok.

esg biraz eğitimli, ekonomik olarak orta ama sosyal-kültürel anlamda orta-üst sınıfta olan insanların yurt dışına akademisyen olarak bile gitse göçmen olduğunu ve bunun da çok tercih edilesi bir şey olmadığını söylediğinde linç yemişti, ki kendisini bazen antipatik buluyorum ama bu konuda haklı bence de.

belki yaşım gereği bazı şeyleri daha sakin karşılıyor da olabilirim ama hayat boyu bir ülkede göçmen olarak yaşamak o kadar da "muhteşem" bir şey değil.

lüzumsuz bir karşılaştırma trendi ve "yurt dışına gitmek lazım abi yea" havası var.

çocuğunun adını bile yurt dışına yollamak üzere türkçe karakterli koymamak falan...
sanki dünya şimdiye kadar türk adı görmemiş, kimse yurt dışıyla veya yurt dışında iş yapmamış gibi.

hayatımızın sonuna kadar bu şekilde yaşayacağız ve buna mahkumuz diye düşünmek genelde bu dönemde doğmuş ve/veya büyümüş insanlarda var.

afganistan gibi aşırı örnekler dışında, elbet her dönem geçer, yerine yenisi gelir.
ki afganistan için bile bu bir dönem, elbet bazı şeyler onlar için bile değişecektir.

biraz da soğukkanlı olabilmek lazım.
bunların anlamı yok, bunlar kendileriyle birlikte insanları aşağı çekmekten başka bir işe yaramıyor.

haklılar mı, evet?
ben de araba istiyorum, alamıyorum.
ama bu ülkede her ekonomik kriz çıktığında yurt dışına gitmeye kalksak, benim bu üçüncü olacaktı mesela.
bu sene alamazsın, iki yıl sonra alırsın.
bu durumu düzeltmek için toplum olarak doğru seçimler yapmak, sağlam durup psikolojiyi çok yıpratmadan sabırlı olmak dışında yapılacak bir şey yok şu anda.
çünkü bu işlerin toparlandığı bir dönem de gelecek, o zaman ne olacak?
"yaşasın, canım ülkem!" mi olacak?
bugünden şikâyet etmek güzel de, biraz da yarını düşünerek konuşmak lazım bence.
yani ülke yönetimiyle ülkenin kendisini karıştırmamak gerekiyor.
0
blatta hiberna
(08.01.22)
Haklı oldukları için onlara sonuna kadar katılıyorum. Sadece fakirlik de değil ülkenin sorunu. En kılcal damarına kadar kötülükle, insanların mutluluğuna karşı bi zihniyetle dolmuş durumda.

Ya en basiti, kaldırımda yürüyorsunuz biri gelip bıçaklayabilir. Ya da bir partinin gençlik kolları başkan yardımcısının arkadaşı size arabayla çarpar, ölürsünüz kendisi hiçbir sorun yaşamaz. Böyle boktan bir ülkede kim neden yaşamak istesin allah aşkına doğru değil mi bunlar?

Yurtdışına gitmemiş olmamın tek sebebi zaten haber falan izlemesem süper imkanlarımın olması ve şimdiki işimde kendimi geliştirme özgürlüğümün yüksek olması. Şimdi gitsem alacağım €60000 falan, seneye bir üst pozisyonda gidip çok daha fazla alırım diye bekliyorum.
0
aguen
(08.01.22)
Psikokulturel olarak asiri ice donuk, kendi toplumunu dunyanin merkezinde gorme egiliminde bir toplum olarak, iyi veya kotu her seyin sadece Turkiye'de oldugu sanrisi var. Surekli soyle seyler okuyorum:
- Ev fiyatlari cok yuksek. Bir ev almak icin 10 yil kredi altina girmen gerekiyor. Turkiye iste ah...
- Yurtdisinda doktorlar hic kaba degil, bir tek bizim doktorlarimiz boyle.
- Ulkenin esnafi sahtekar. Duzgun black friday indirimi yok. Once fiyarlari arttirip sonra dusuruyorlar, aslinda indirim falan degil.
- [Bunu direkt kopyaladim] bizim ticaret kültüründe gerekirse çöpe atılır mal. ama son kullanma tarihinden önce sikseler indirim yapmayı düşünmezler.
- [bu da direkt alinti] arkadaslar turkiye'de cevreniz kadar adamsiniz malesef

Dedigim gibi cok ice donuklukten ve/veya dunyanin geri kalanina asina olmamaktan olsa gerek her seyin en iyisi (ornek: yemekler. yemek kulturu bir tek Turkiye'de var) ve en kotusu Turkiye'de. halbuki ne alakasi var, yukarida yazdigim her sey tum ulkelerde yasanan seyler, ki bazilarinda Turkiye dunya ortalamasindan iyi bile olabilir. Yukaridaki cevaplarin bazilarinda da gene ahlaksizlik, sahtekarlik, yozlasmislik sanki bir tek turkiyedeymis gibi konusulmus.
0
hot potato
(08.01.22)
bunaltıyor da kendim gidemediğim için ve gitmek için daha çok çaba harcamam gerektiğini hatırlattığı için bunaltıyor. bir de sosyal medyada şöyle bir durum var, olumlu şeyler daha az yazılıyor bence. insanlar çevresindekilere sürekli şikayet edemeyeceğinden sosyal medyada yazıp rahatlıyorlar. benim hesabım öyle günlük hayatta sürekli bunu konuşmadığım halde. kısaca, onlar da haklı sen de haklısın.
0
curious mind
(08.01.22)
Bunaltıyor. Genelde bunları yazanlar Z kuşağı. Her şeyi kendilerinin bildiklerini sanıyorlar. Bilgiye tamamen kapalılar. En çok da doktorların yurtdışı muhabbetinden bıktım diyebilirim. Sanki dünyada ülke kalmadı da Almanya Türkiye'den gelmek isteyen bütün doktorları alacak. Başka Avrupa ülkelerinden tut Çin ve Hindistan'a kadar herkes en iyiyi istiyor.

Bir de gidebilen kişi zaten gider. Konuşmuş olmak için konuştuklarından bunaltıyorlar açıkçası.
0
garylineker
(08.01.22)
bunaltıyor. ek olarak ''x ülkesi yeni bir su ürünleri mühendisi kazandı'' muhabbeti de çok bunaltıyor.

15 sene kadar önce bir arkadaş grubuyla birlikte yurtdışına taşındık, aramızdan ara sıra türkiye'ye geri dönenler oldu ama memnun olmalarına rağmen resmen peer pressure yüzünden yurtdışına geri döndüler.''yurtdışından taşındım'' dediğinde bahsettiğin ülkeye 2 gün kahve içmeye gelmiş insanlar sana hayatının hatasını yapmışsın gibi davranıyorlar çünkü.

ve bu yorumlar insanları kötü etkiliyor, sadece türkiye'de yaşadıkları için mesleklerinde asla başarılı olamayacağını düşünen insanlar görüyorum. aynı şey herhangi bir uğraş, hobi, hayata dair bir hedef için geçerli.

son olarak bu tarz siyah-beyaz ayrım yapan insanların kafasında yurtdışı neresi onu da anlayamıyorum. sydney ve cagliari'deki hayatı aynı görecek kadar yüzeysel bakmak maalesef bu şehirlerden de zevk alamamakla sonuçlanır diye düşünüyorum.
0
william morris
(08.01.22)
Kesinlikle katılıyorum ben aşırı sıkıldım ve böyle düşündüğüm için kendimi tuhaf hissediyordum. Ancak burada aynı fikirde olanları görünce bir nebze rahatladım.

Genelde her konuyu yurtdışına bağlayan kişilerin yurtdışında uzun süreli hiç yaşamamış insanlar olduğunu farkettim. Yurtdışında ekonomik refah, düşünce özgürlüğü vs muhakkak daha fazla. Yurtdışında yaşamak kötü demeyeceğim gurbetçiler gibi. Ancak uzun süreli yaşamayan insanlar home sick olmanın, başka bir ülkede ne kadar oralı gibi olursan ol yabancı olmanın ne demek olduğunu tatmamışlar. Bu yüzdendir ki gözlerinde çok büyütüyorlar.

Bir de sürekli Avrupa'dan bahsedip kendini o standarda çekememiş insanlar var ki benim en ciddiye alamadığım kesim. Tribünde bira içmek istiyor fakat çöpünü muhtemelen yere atacak. Turist olarak gittiği yerde bile kendini belli ediyor ancak yurtdışında yaşamak istiyor. Önce burada faydalı olamamış ki yurtdışında olsun.
0
mysticriver
(08.01.22)
bazısının sıkıntıları var. konusu bile açılmadan, sana öfkelenerek, zaten ülkeden gideceğim diyenler var muayenehanede.

bazısı çoluk çocuk

ateşi ilk yakanlar da gazeteci/siyasetçi yanında çalışan çömezler heralde.
nihayetinde 3 kenar internet gazetesi aynı konuyu manşete çekti mi, o konu gündem de yer ediyor. bu yol su yemek olarak geri dönüyor muhakkak.
0
comp
(09.01.22)
dostum kesinlikle haklısın, bence bunun sebebi şu: eskiden insanlar yurtdışına çok daha kolay gidebiliyordu. yurtdışına öğrenci olarak, turist olarak vs gitmek çok daha kolaydı. giden insanlar, orada da insanların bir takım sıkıntılar çektiğini, oranın da kendine göre zorlukları olduğunu görüyor, tecrübe ediyordu, dolayısıyla evet burası zor ama orası da beni altın kaşıkla beklemiyor, orada da farklı bir zorluk var şeklinde bir tecrübe ediniyordu. şu anda insanlar gidemiyor, turist olarak bile tecrübe edemiyorlar. instagram'dan, youtube'dan edinilmiş bir yurtdışı tecrübesi var, içerik üreticileri de, paylaşım yapanlar da takipçi kasmak için her şeyin inanılmaz güzel olduğu bir hayali satıyor. yurtdışının zorlukları, kötü yanlarını gösteren bir video, genel narrative'a aykırı olduğu için izlenmiyor bile, arada kaybolup gidiyor. bir de yurtdışını gidip de bu ülkeden nefret eden insanlardan öğreniyorlar, ya adam gitmiş, burayla derdi bitmiyor. sal abi şu ülkeyi. evet burası bok gibi bir yer, sen de müthiş bir hayat yaşıyorsun. allah daha iyi etsin de sal kardeş şurayı.

tabii ki kıyaslanacak, tabii ki daha iyisi istenecek. tabii ki ülke olarak geliştirmek zorunda olduğumuz çok şey var. ama şu kuru kuruya "gidicem lan ben de gidecem, aslında siktir olup gitmek lazım abi" muhabbetinden ben de sıkıldım. burada akademisyen olacağıma orada dönerci olurum. ol kardeşim. ya ol ya da muhabbetini etme artık, yeter bıktık yani. bunlar kişisel tercihler, ülkem için giden tecrübe kazanan da iyi, gitmeyen kalan da iyi. ama bu kadar çok anlam yüklemek gerçekten bıktırdı.

bak mesela bir örnek vereyim; arkadaşlarla konuşuyoruz abi senin araba burada 500 bin tl orada 20 bin euro. evet kardeşim doğru. burada 3 sene kredi ödüyorsun aracının değeri döviz bazında bile benzer rakamlarda kalabiliyor. almanya'da 20 bin euroluk araç 3 sene sonra 5 bin euroya düşüyor. bu aracı sürmek için yılda 5 bin euro çöpe atar mısın? cevap, aa öyle miymiş. e işte diyorum ya, kolay olana inanmak dışında bir olayımız yok tc millleti olarak.

almanyaya göç etmeyi hayal ediyor adam. tamam çok güzel. yahu iki kelime almanca öğrenmemiş. lan internetten aç okursun, iki adım atarsın hayalin için di mi. yok abi. hasbelkader giderse de yerel halktan bağımsız bi getto kurmaya çalışıyor kendince. gittiğinde bile gittiği ülkeden izole kalmayı başabilen bir milletten ne bekliyorsun?

neyse yani insanlar özetle mutsuz. mutsuz olmakta haklı sebepleri var. bu sebeplerin bir kısmı ülke ve ülkenin yönetimiyle alakalı bu da %100 doğru. ancak bir kısmı da kişinin kendisiyle alakalı. insanların çoğu da suçu karşı tarafa atıp kendileri bir şeyleri iyiye götürmek için bir çaba göstermiyor. 20 ülkeden fazla gezmişimdir, mesela ben sokakta rastgele biri tarafından bıçaklanabileceğimi gerçekten kafaya taksam, anında psikoloğa giderim. bunun burası ile alakası yok, kendinde bir psikolojik problem var bunu çözmen lazım. ya da maddi olanaklar evet kısıtlı, daha çok kazanmak için ne yapabilirim? yabancı dilin var mı? yaptığın işin önü açık mı? kariyerin daha nereye gidebilir? bunları konuşmaktansa abi dönerci olacaksın var ya mustang'e bineceksin geyiği yapmak daha kolay oluyor, acı ama gerçek.
0
roket adam
(09.01.22)
Bu sinir bozucu olsa da normal bir davranış. Bugün 20'li hatta 30'lu yaşlarında olan insanlar kendilerinden önceki jenerasyonlardan farklılar. Türkiye'nin 2000'ler öncesi yaşadıkları ekonomik ve siyasi çalkantılarda, o dönemin gençleri şimdiki kadar imkana sahip değildiler, dertlerini çekerken Almanya'da, Amerika'da vb. nasıl hayatlar yaşandığını, akranlarının nasıl fırsatlara sahip olduğunu an be an görme imkanları yoktu.

Bugün ise haberlerle, sosyal medyayla, arkadaşları vasıtasıyla vb. dünyadan haberdar olmayan 35 yaş altı kimse kalmadı. Üstelik bu insanların tamamı 10-15 yıllık ekonomik büyüme dönemini, görece stabil döviz kuru zamanlarını yaşamış; bu sayede belki sosyal seviye atlamış, kariyer yapmış, yurtdışı görmüş hiçbiri olmasa yine evinde, cebinde interneti olan insanlar. Bir ekonomik ya da siyasi kriz yaşandığında kendi bilgileri dahilinde yurtdışındaki insanlara bakmaları, onlara öykünmeleri normal. Burada tabi ki bazı çıkarımlar çok yüzeysel ve "Yurtdışı" hiçbir sorunu olmayan, her şeyin mükemmel olduğu adeta mitolojik bir noktaya da çıkartılıyor ama insanların "Demek ki kaderimiz bu" demektense "Ulan millet ne güzel yaşıyor, bizim neyimiz eksik" demesi daha iyi, belki hemen olmasa da orta-uzun vadede bir şeyleri değiştirir.

Tabi diğer bir etken de insanların yorgunluğu. Bugün sokak röportajlarına bakarsanız 8 yaşında çocuklar bile dolar kurundan, faiz oranından falan bahsediyor. Bu gündem çok yorucu ve insanların olmayan umutlarını daha da tüketiyor. Bu noktada insanlara suç bulamıyorum çünkü bu yönetimsel bir tercih. Bugün güdülen siyaset partilerin kitlelerinin politize olması üzerine. İktidar istiyor ki tüm seçmen kitlesi konsolide olsun, her an her politikasını savunsun. Ha keza muhalefet de insanların tepkilerinin canlı kalmasını istiyor... Bu durumda her konunun siyasete çıkması, o tartışmaların da bir noktada "Ulan yurtdışına bak adamların kafası ne kadar rahat" seviyesine gelmesi bence normal. Ülke sadece ekonomik ve siyasi değil, mental açıdan da zor zamanlardan geçiyor.
0
salihdt
(09.01.22)
Ben de gitmeyi düşünüyorum ama başka çarem olmadığı için. Yazılımcı olmuş olsam, doktor olmuş olsam gitmeyi düşünmezdim. Uzman doktorun maaşına yakın bir para kazanabilmem mümkün değil mesela.

Dil bilmeyip falan gideceğim diyen tipler de var. Bunlarla muhabbet insanın modunu düşürüyor açıkçası. Evlenmiş, çocuk yapmış buna rağmen kafasında gitme hayalleri falan. Yapılmaz değil yapılır ama çok zor iş gerçekten.

Anadolu'da okumuş hiçbir dersi ingilizce almamış bir doktorun gittiği ülkenin dilini ana dili gibi konuşabilmesi lazım. Ayrıca gidilecek ülkede en azından bir diploma almış olmak çok önemli. Bu işleri araştırmış biri olarak söylüyorum bunları.
0
antropolog
(09.01.22)
Ben de imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışırım hep ama sorun şurada imkanlar günden güne daralıyor, kendimizi birazcık iyi hissetmek için yapacağımız şeyler yine ülkenin durumu kaynaklı bir yerlere tosluyor.

Ben kendi adıma yurtdışında hiç yaşamadım, 1-2 haftalık tatiller dışında herhangi bir ülkeyi tecrübe etme şansım olmadı ama ben de ister istemez şöyle bir kıyaslama yapıyorum, 10 sene önce 20 sene önce son derece rahat yapabildiğim şeylere bugün ulaşamıyorum, sadece maddi anlamda da değil, zihniyet değişti, çevre değişti ve günden güne kendimi bu yeni insanların bulunduğu yere ait hissetmez oldum, sürekli bu durumla yüzleşmemek için hayatımı daraltmak durumunda kaldım, bu tutumun da bir maliyeti oluyor ve insan bunalıyor, bunalınca da içinden atmak istiyosun.

O nedenle bu tarz yazılara denk geldiğimde çok da bunalmıyorum ve anlıyorum yazan kişinin duygularını, zaman zaman olumsuzluk duymaktan sıkılsam da, ortada hiç sorun yokmuş gibi yaşayanlar, bir nevi mış gibi yapanlar beni daha çok bunaltıyor, ha gerçekten aşmış olanlara bir dediğim yok onlara ancak imrenirim ama ‘hep olumlu olmalıyız’ durumu da beni boğuyor.
0
(09.01.22)
Yani insanlar tükendiği ve inanılmaz mutsuz olduğu için anlayışla karşılıyorum, ama kendimi uzak tutmaya da çalışıyorum bu sohbetlerden.
Beni daha çok sinir eden şey bilmedikleri konularda yurtdışı guzellemeleri yapmaları insanların. “Ya zaten avrupada herkes X” “devlet Y yapıyor” falan gibi olmayan artık nerden de duyuldugu belli olmayan garip idealler yaratıyorlar. Bu memleketlerde taciz, tecavüz, ırkçılık, dolandırıcılık, suç, saçma politikacılar, cinsiyetçilik yokmuş gibi. Ha bizdekinden iyidir kötüdür bakın bununla ilgili bir şey demiyorum. Kastettiğim buraların masalsı harikalar diyarı olarak yansıtılması. Yani Amerikadan guzellikler diyarı diye bahseden birine “hmm, tabii orda da ırkçılık var” falan deseniz “ya bırakıcaksın ırkçılığı” diyorlar mesela. E bu nasıl bir arguman? Ne demek ki bu?

Konuyu değiştirmek gibi olmasın ama ben bu spektrumun diğer ucundayım. İki sene kadar önce Turkiyeden tasındım. Ustumdeki tek baskı “hayatın tadını cıkarma” konusunda. Herkes surekli “sen neyse ki kurtardın kendini” diyorlar, hep bir refah ve mutluluk baskısı. Türkiyedeki insanlarla olan iletisim dönüp dolaşıp “bizi de aldırsana ehuıehueh” şakalarına geliyor. “Bizim çocuk da biraz buyusun yanına gonderelim” gibi garip soylemler. Erkek arkadasım da bazen “beni de kurtar burdan ya” falan diyor yarı ciddi. Yahu evlenmeden oturma izni olmuyor yaşadıgım ülkede, insanların karısına kocasına bile vize çıkmadı iki senedir, e hadi getirdim buraya ne iş yapılacak? Vs derken birden kendinizi sırf yurtdışına gittiğiniz için hazır değilken evlenip çok da tanımadığınız iki çocuğun sorumluluğunu alma ihtimalini düşünürken buluyorsunuz. Olacak iş değil de, bahsettiğiniz sohbetin diğer yönünü anlatmak için soyledim. Kimse de fikrimi sormamıştı gerçi, sorry.
0
sopiro
(09.01.22)
(2)

Yatırım tavsiyesi lazim

seyyar satıcı
Sizce hangisi mantikliKredi çekip bir yerden arsa ev almak miYoksa maaş yattikca bir miktari ile Nike Apple Starbucks gibi şirketlerden ameriakda hisse almak mı mantıklı bunlar temettü veriyor.Temmettunun alternatifi Erdemir isdemirden hisse almak düzenliAma tl ile yatırım korkutuyorSizin yorumunuz
Sizce hangisi mantikli

Kredi çekip bir yerden arsa ev almak mi

Yoksa maaş yattikca bir miktari ile Nike Apple Starbucks gibi şirketlerden ameriakda hisse almak mı mantıklı bunlar temettü veriyor.
Temmettunun alternatifi Erdemir isdemirden hisse almak düzenli

Ama tl ile yatırım korkutuyor

Sizin yorumunuz nedir
0
seyyar satıcı
(08.01.22)
Kendi yatırım algımdan bahsedeyim, belki faydası olur: Öncelikle TL bazlı yatırım çok mantıklı gelmiyor, zira hisselerin fiyatları TL bazında yükselse de dolar bazında ya düşüyor ya da en iyi ihtimalle aynı kalıyor. Burada tabi ki yatırımın süresi önemli ama döviz bazlı hisse yatırımı bence daha mantıklı. Gayrimenkul yatırımına hiç girmem; eğer içinde yaşayacaksam ve bana hayat güvencesi olacağını düşünüyorsam ev alırım ama zaten bu sorunum yoksa yine TL bazlı gayrimenkul yatırımı yapmam, zira bu da aynı kur derdinden muzdarip, üstelik likit değil, bir de üstüne eskiyor, kira alıyorsanız gerçek enflasyon oranında artıramıyorsunuz, haliyle geliri de TL bazında enflasyonun altına düşüyor, üstüne bir de bakımı vb. var...

Amerikan hisseleri olabilir; incelediğim, bildiğim hisse varsa alırım, yoksa ya da riski dağıtmak istiyorsam ETF alırım.
0
salihdt
(09.01.22)
1. Kredi cekip hisse senedi almak risklerinden genel olarak tavsiye edilmez. Yani bu ABD'deki genel yatirim yaklasimi ki faizlerin sifira yakin oldugu bir ortamdan soz ediyoruz.
2. Arsayi nerede ve neden aldiginiz onemli. Herkesin bilmedigi bir seyi biliyorsaniz ve degerleneceginizden eminseniz baska.
3. Amac temmettu ise Apple dise dokunur bir temettu vermiyor. Apple'in ozelligi stock buy back falan yapmasi ve anaparanin coskulu bir artis trendinde olmasi (son 1 senede %33). Temettu arayisindaysaniz (ki anlamsiz bence) baska sirketler var mesela ExxonMobil, Philip Morris, Unilever vs.
4. YTD :p
0
hot potato
(09.01.22)
(5)

Yurtdışı borsalarinda islem

seyyar satıcı
Yapmak için hangi uygulamayı kullanmak lazımHangisinin komisyonu daha düşüktürHangisini tavsiye edersiniz
Yapmak için hangi uygulamayı kullanmak lazım
Hangisinin komisyonu daha düşüktür
Hangisini tavsiye edersiniz
0
seyyar satıcı
(07.01.22)
interactive brokers ve saxo bank uluslararası bireysel yatırımcılar tarafından sıklıkla kullanılıyorlar diye biliyorum.
0
salihdt
(07.01.22)
Interactive Brokers kullanıyorum, Türkiye'de banka hesapları var. EFT ile para transferi yapabiliyorsunuz. İşlem başına 1$ ödüyorum, oldukça memnunum. Hesap açılışı da kolaydı, 2-3 gün içinde açtım ben. Interactive Brokers'tan açmayı düşünüyorsanız mesaj atabilirsiniz.
0
burka
(07.01.22)
Midas'a da bakabilirsin.
0
chicha_v2
(07.01.22)
@interactive brockers açtım TL mi gonderiyorsunuz dolar mı hangisi mantikli
0
🌸seyyar satıcı
(08.01.22)
Bildiğim kadarıyla Türkiye'de sadece TL hesapları var ama döviz makası çok düşük diye biliyorum. Döviz büroları ve bankalardan çok daha iyi oranlarda dönüşüm yapıyorlar, neredeyse paranın tam karşılığı olan USD miktarı Interactive Brokers hesabınıza geçiyor.

Türkiye USD hesapları var mı kontrol edeceğim, benim bildiğim yoktu çünkü.
0
burka
(08.01.22)
(4)

Bunun adı işini önemsememek mi? | schengen vizesi

deveyidiken
Schengen vizesine başvuracağım için çalıştığım şirketten birkaç evrak talebim oldu. İK'nın bana gönderdiği ilk izin yazısında yetkili kişinin TC kimlik numaramı yanlış yazdığını fark ettim. Dedim olabilir, insanlık halidir. Hatayı fark edince ikinci kez evrak talebinde bulundum ve bu sefer de doğum
Schengen vizesine başvuracağım için çalıştığım şirketten birkaç evrak talebim oldu. İK'nın bana gönderdiği ilk izin yazısında yetkili kişinin TC kimlik numaramı yanlış yazdığını fark ettim. Dedim olabilir, insanlık halidir. Hatayı fark edince ikinci kez evrak talebinde bulundum ve bu sefer de doğum tarihimin yanlış yazıldığını fark ettim.

İlgili belgeye hemen erişebilsem yine bir talepte bulunacağım fakat şirketin İstanbul ofisinin imza yetkisi olmadığından belgeler yurt dışındaki merkeze gidiyor ve oradan imzalanıp tarafıma iletiliyor. Pazartesi günü de vize randevum olduğundan ve yeni belgenin de yetişmeyeceğini göz önüne alarak elimdeki belgeyle vizeye başvursam bir problem olur mu acaba? (İsviçre için başvuru yapacağım)

Ayrıca bu tip sorunlara çalıştığım şirkette çok sık denk geliyorum. Bu insanlar neden yaptığı işi önemsemiyorlar? Sizin böyle bir durumda tavrınız ne olurdu?
0
deveyidiken
(06.01.22)
Bilgisayarda kendin düzelt cikti al ver. Zaten orijinal vermeyeksin cikti vereceksin hic bisey olmaz. Paintte bile yaparsin.
0
c1b2k3
(06.01.22)
Bunun adı işini önemsememek, elinin ucuyla yapmak. Ben olsam hatayı yapan kişiye bunu söylerdim. Eğer belli değilse, bu işlemleri halleden grubun bir mail adresi vb. üzerinden yürüyorsa oraya mail atardım.
0
salihdt
(07.01.22)
kendin duzelt, ciktisini al gotur +1

Bunun adı işini önemsememek mi sorusuna gelince, soyle diyelim, IKcilar ile emlakcilar benim gozumde ayni seviyede. Fazla performans beklemek utopik olur, salla gitsin.
0
cooperr
(07.01.22)
Vize merkezini aradım, böyle bir hata olduğunu belirttim ve bunun için düzeltme niteliğinde basit bir dilekçe yazmanın yeterli olacağından söz ettiler.
0
🌸deveyidiken
(07.01.22)
(2)

360 derece yorum

karaca2
Merhaba. Sirketin 360 derece formunda kendinizle ilgili degerlendirmede nasil bir uslupla yaziyorsunuz? Bu isi ilk kez yapiyorum diyebilirim. Cunku onceki sirketimde sadece puan veriyordum yorum yazmiyordum. Simdi kendime beklenen ustu versem bile nasil bir uslup takinmam gerekiyor. Bu yorumlari dir
Merhaba. Sirketin 360 derece formunda kendinizle ilgili degerlendirmede nasil bir uslupla yaziyorsunuz? Bu isi ilk kez yapiyorum diyebilirim. Cunku onceki sirketimde sadece puan veriyordum yorum yazmiyordum. Simdi kendime beklenen ustu versem bile nasil bir uslup takinmam gerekiyor. Bu yorumlari direktor okuyacagi icin komik mi yaziyorum emin olamadim. Ornegin musterimiz onceligimizde kendimi iyi not vermek istiyorum ama nasil bir yazi olmali ki bu cringe olmasin?
0
karaca2
(03.01.22)
Bence normal bir dille o performans dönemi içerisinde aldığınız sorumlulukları,iyi performans sergilediğinizi düşündüğünüz noktaları ve gelecek dönemde geliştirmeyi planladığınız yönlerinizi yazın; kendinizi gereksiz övmeye de yermeye de gerek yok. Hangi seviyede olduğunuzu düşünüyorsanız kendinize o notu verin, mesela sırf tevazu olsun diye düşük göstermeyin.
0
salihdt
(04.01.22)
Güçlü olduğunuzu düşündüğünüz yönlerinizi anlatırken de gelişime açık yönlerinizi anlatırken de kaleminiz keskin ve net olsun. Açıklık ve kendini bilmek yöneticinizin gözünde değerinizi arttıracak unsurlardır her zaman.

İş hayatında yumurtluyorsanız gıdaklamanız gerekir.
0
pispinti
(04.01.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.