Giriş
(2)

Online Ders Verme - Preply

conta
Merhabayın,Bir arkadaşım ekolü (gerçekten) preply'da ders veriyor. Kazandığı ücreti vergi vermesi gerekir mi, muafiyet oluyor mu, nasıldır?Teşekkürler
Merhabayın,

Bir arkadaşım ekolü (gerçekten) preply'da ders veriyor. Kazandığı ücreti vergi vermesi gerekir mi, muafiyet oluyor mu, nasıldır?

Teşekkürler
0
conta
(19.03.24)
şahıs şirketi değil, bir şey değil. vergiye falan gerek yok iki üç kuruş için.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.03.24)
Gelir varsa vergisi de vardır tabi ki. Yurtdışında yerleşik kişilere verilen hizmetlerde çeşitli oranlarda istisnalar mevcut sanırım, incelemek lazım. Eğer arkadaşınız bu işi düzenli yapıp bedelini banka hesabına alıyorsa bir noktada denetime takılabilir, o yüzden en azından bir muhasebeciye danışmakta fayda var.
0
salihdt
(20.03.24)
(6)

Afrikadaki aç çocuklara ramazan yardımı

tekil3.şahıs
Benim şahsi görüşüm bu gibi yardım adı altında toplanan paraların yerini belki bulup büyük ihtimalle bulamadığı yönünde ama internette çok fazla haber yada kaynak göremedim. Yani parayı gönderiyorsunuz ve size video atıyorlar, isminiz soyisminiz yazılı ve toplu halde çocuklar size teşekkür ediyor, v
Benim şahsi görüşüm bu gibi yardım adı altında toplanan paraların yerini belki bulup büyük ihtimalle bulamadığı yönünde ama internette çok fazla haber yada kaynak göremedim.

Yani parayı gönderiyorsunuz ve size video atıyorlar, isminiz soyisminiz yazılı ve toplu halde çocuklar size teşekkür ediyor, vicdan mastürbasyonu.

Paranın kaçta kaçı kimin cebine gidiyor muamma!

Siz ne düşünüyor, konu hakkında neler biliyorsunuz?
0
tekil3.şahıs
(18.03.24)
Aynısını düşünüyorum. Sağlam para kaldırılıyor.

Ağaç dikmek
Su kuyusu açtırmak
Afrikaya yemek yardımı
...

hepsi vurgun.
0
ferenc
(18.03.24)
O işlerle uğraşanlar hayrına yapmıyor zaten, hiç bir şey çalmasalar bile yönetici vs sıfatıyla çok yüklü maaşlar alıyorlar. Toplamda 100 birim bağış alıyorlarsa min %50 sini yönetim masrafı-maaş vs şeklinde kendilerine ayırıyorlar. 50 birim yardım olarak yerine ulaşırsa ne ala, ki nihai olarak ihtiyaç sahiplerine yapılan yardımın 50 birim olduğu bile şüpheli. Eğer yardım yapacaksam çevremde ihtiyacı olduğunu bildiğim kişilere şahsen teslim ederim, onun dışında hepsi yalan. Kurban bayramlarında mesela vurgunun kralı oluyor, ya kurbanı bizzat kestirip etini dağıtacaksın ya da hiç para verip hisse alma işlerine falan girmeyeceksin.
0
zikardo
(19.03.24)
butun bu yurt disi organizasyonlari problemli. sizin adiniza hayir yapiliyor evet o konuda problem yok ama verdiginiz paranin bir kismi da yurt icindeki organizasyonlarina aktariliyor.

en guzeli cevrenizdeki ihtiyac sahiplerini bulup onlara yardim etmek. kimseyi bulamiyorsaniz da herhangi bir muhtarliga gidip sorun. yardimi da bizzat goturun kendiniz teslim edin.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(19.03.24)
Bu hususta genel bir yargı yapmak doğru değil diye düşünüyorum.
Takip ettiğim yerler var.
Reklam diye düşülmemesi için kurumların isimlerini vermiyorum ama yardım yaptıklarına da inanıyorum.
Geniş kapsamlı yardım, yemek ve iftar organizasyonlarının videolarını paylaşıyorlar.
En son izlediğim yardım organizasyonu videosu Çad'daydı.
Suistimal ihtimali her zaman olsa da iyi niyetli olduklarına inanıyorum.

Türk toplumunun tarihinde yardım etmek vardır.İstatistiklere bakılabilir. Pandemiydi, ekonomik krizdi, depremdi derken bile son 3-4 yıldır uluslararası yardımlarda Türkiye'nin üst sıralarda olduğunu biliyorum.

zor durumda kaldığını söyleyen arkadaşın borç istemesi ve ödemeyi geçiktirerek bir zaman sonra yanımızdan yeni değiştirdiği arabayla geçmesi veya
9-10 bin liraya hediye aldığımız aşkımızın(!) bizi aldatarak ondan ayrılmanız sonucu hediyenin taksidini ödemeye devam etme zorunluluğu yanında yapılan bu yardımları ayrıca desteklemek gerektiğini düşünüyorum.

Yine de yardım etme düşüncemiz varsa en azından kendimiz araştırarak yakın çevremizdeki bir fakir aileye destek olmalıyız.
böyle işler de erken davranmak lazım ki şüphe/vesvese yardımı geciktirmeye ayrıca sebep.
0
diyecevaplandı
(19.03.24)
Yurtdışı yardımlar özellikle Afrika gibi bölgeler denetim açısından sıkıntılı fakat kimseyi yargilayamayız,elde delil yok iftiraya girer nihayetinde buradaki vakıflarda emin bildikleri kişilerle çalışıyorlardır daha önce batılı yardım kuruluşlarının Afrika'da yaptığı vurgular ortaya çıkmıştı. Yardım yapıp yapmamak size kalmış mesele vicdan mastürbasyonu, duygu sömürüsü ise bu konu en fazla sokak hayvanları ve işlek yerlerde valilikten onaylı ASMR hastalarına yapılan bağış kampanyaları ile yapılıyor.
0
doharkoman
(19.03.24)
Gerçekten transparan bir yardım kuruluşu direkt olarak bütün finansal tablolarını paylaşmıyorsa bile topladığı yardımların net olarak yüzde kaçının yardıma muhtaçlara harcandığını söyler. Eğer bu bilgiyi paylaşmaya tenezzül etmiyorlarsa ve herhangi bir bağımsız denetimden geçmiyorlarsa kusura bakmasınlar ama paylaştıkları görsellerin pek anlamı yok... Az önce üşenmeden Google'dan "Kuyu açtırma bedeli" vb. gibi şeyler aratıp üç beş hayır kurumunun istelerine baktım, hiçbiri ne sıkça sorulan konular kısmında, ne kurumsal dökümanlar kısmında yapılan yardımların ne kadarının gerçekten ilgili amaçlara uygun harcandığını paylaşmamış. Birisi "Bağımsız denetçi raporu" sayfası koymuş ama raporu paylaşmamış ama hepsi değerleri kısmına "Şeffaflık" eklemiş ama sadece "Kimseye verilemeyecek hesabımız yok" tadında beylik laflarla geçiştirilmiş.

Dolayısıyla iş sizin bir kuruma kişisel güveninize ya da kendinizi şanslı hissedip hissetmemenize kalıyor. Verdiğiniz 1000 liranın 800 lirası da yardıma gidebilir (Gayet iyi bir oran), 200 lirası da, hiç de gitmeyebilir...
0
salihdt
(19.03.24)
(2)

Görseli otomatik olarak vektörize etmek için araç?

harmanyeri
Merhaba.Hazır bir görseli canva üzerinden yüksek kaliteli PNG veya SVG olarak indirdikten sonra otomatik olarak nasıl vektör haline getirebilirim? bazı siteler var ama tavsiyenizi merak ediyorum. İnkspace'de de yapılıyor sanırım ama PC kasıyor..Teşekkür ederim :)
Merhaba.

Hazır bir görseli canva üzerinden yüksek kaliteli PNG veya SVG olarak indirdikten sonra otomatik olarak nasıl vektör haline getirebilirim? bazı siteler var ama tavsiyenizi merak ediyorum. İnkspace'de de yapılıyor sanırım ama PC kasıyor..

Teşekkür ederim :)
0
harmanyeri
(18.03.24)
Vector Magic diye bir uygulama vardı, keza Inkspace'in kendi aracı var ama özellikle görsel görece karmaşıksa kesin bir çözümü yok benim de bildiğim. Genelde Inkscape kasmasın diye grayscale 4-5 tona ayarlayıp sonra çıkan sonucu elle düzeltme yoluna gidiyorum.
0
salihdt
(18.03.24)
vectorizer.ai

ben birkaç görsel yaptım bu sitede, epey başarılı
0
mustafakesekci
(18.03.24)
(4)

amerikan emperyalizmi ve obama

WithWorth
1. afrikanın sömürgeleştirilmesinde herkesin bildiği avrupa devletleri; ingiltere, fransa, ispanya, portekiz, almanya vs. herkes var iken amerika böyle bir sömürgecilik yarışında neden yoktu ?https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/2/24/World_1898_empires_colonies_territory.png2. obama'nın rt
1. afrikanın sömürgeleştirilmesinde herkesin bildiği avrupa devletleri; ingiltere, fransa, ispanya, portekiz, almanya vs. herkes var iken amerika böyle bir sömürgecilik yarışında neden yoktu ?
upload.wikimedia.org

2. obama'nın rte ile görüşmesinde servis edilen beyzbol sopalı fotoğrafı hatırlarsınız.
Wikipedia'da şöyle bir maddeye rastladım üstelik amerika kökenli: tr.wikipedia.org

alenen göndermelerinin altında yatan fikir, kendi tarihlerinden gelen bu madde olabilir mi ? O dönem bu gönderme okunabilmiş midir dersiniz?
0
WithWorth
(17.03.24)
1 - Amerika'nın kendisi sömürge; İngiliz hakimiyetinden kurtulduktan sonra kendi içlerine döndükleri bir dönem var, yanlış hatırlamıyorsam bu siyasi olarak kabaca birinci dünya savaşına kadar da gidiyor. Bir de Amerika zaten devasa bir coğrafya, hele ki o zamanki popülasyon açısından bakılırsa kaynak sınırsız gibi bir şey ve bu süreçte kendi iç meseleleriyle uğraşıyorlar. En büyük sıkıntı insan kaynağı o da zaten özellikle güneyde kölelikle çözülüyor.

2 - Sopa konusu o zaman da gündem olmuştu diye hatırlıyorum. Amerika'yı bir bütün olarak görmek çok mantıklı değil bence. Hemen her dönem Amerika içinde "Bizim ne işimiz var başka ülkelerin işlerine karışıyoruz" diye bir ses var, zira öyle ya da böyle harcanan para Amerikan halkının vergileri, sağda solda ölenler Amerikan gençleri. Bu insanların bir şekilde ikna edilmesi lazım... Zaman zaman "Biz Dünya'nın hamisiyiz" fikri ön plana çıksa da zaman zaman Trump gibi "Hiç işim olmaz, kapatırım ülkeyi, kimseyi sokmam, kimseye de karışmam" kafasında insanlar da başa gelebiliyor.
0
salihdt
(17.03.24)
1.Afrikanın sömürgeleştirilmesi aşamasında Amerikanın kendisi sömürgeydi. 5 kişinin öldürüldüğü müthiş(!) Boston katliamından 1. Dünya savaşının üçüncü yılına kadar Amerika Birleşik Devletleri 'Amerika Amerikalılarındır' politikasını güdüyordu. Daha sonra da zaten Fiziki sömürgeye gerek olmadığı, ekonomik tedbirlerle ve istihbari çalışmalarla da zahmetsiz bir şekilde dünyanın sömürülebileceği keşfedildi ve Wilson prensipleri devreye sokuldu.

2. Zaten yapılan hareket de bizdeki 'Aba altından sopa göstermek.' sözünün ete kemiğe büründürülmüş hali değil mi?
0
Mirket
(17.03.24)
Afrika'nın genel manada sömürgeleştirilmesi süreci geç bir dönem (19.yy) bu sırada ABD artık bir koloni değil.

Ancak ABD'nin kolonilere ihtiyacı yok. Sömürgecilik faaliyetleri şeytani amaçlarla ilişkilendiriliyor ancak bu olayların yaşanma sebebi temelde ufak yüzölçümüne sahip avrupalıların ihtiyaçları olan çoğu şeyi kendi topraklarında bulamıyor olması. Avrupa konumu gereği Çin ve Hindistan gibi ülkelerle de her zaman rahatlıkla ticaret yapamıyor ve bu sırada bilimsel ve teknolojik gelişmeler ilerlemeye sevam ediyor. Sanayii faaliyetleri gelişiyor. Hammade ve kaynak lazım, ama yok. Avrupa ülkelerinin birbirlerine karşı güç yetiremedikleri zaten yüzyıllarca süren savaşlarla defalarca görüldü. Ancak afrika ve başka küçük adalar güçsüz ve kaynakları bol vaziyette orada duruyor.

ABD ise böyle değil, ABD bulunduğu kıtanın büyük bölümüne yayılmış bir devlet ve bu topraklar neredeyse el değmemiş, kaynaklarla dolup taşıyor. Dolayısıyla ABD'nin koloniye ihtiyacı yok. Bunun üstüne ABD hala süper güç olan ABD değil. Kendi bölgesinde uğraştığı birçok problem var.

ABD tarihiyle ilgili Allan Nevins'in ABD tarihi diye bir kitabı var, çevirisini de Halil İnalcık yapıyor. Onu okuyabilirsiniz.
0
akhenaten
(17.03.24)
2- Bahsettiginiz "big stick diplomacy" zaten: sen diplomasini guzelce konusarak yap ama elinde her ihtimale karsi elinde sopan olsun diyor. Ordunu, gucunu goster tehdit unsuru olarak kullan diyor. Yanlis anlasilan ya da yorumlanan bir sey yok ortada. Mirket'in dedigi gibi aba altindan sopa gostermek iste Obama'nin yaptigi.
0
freedonia
(17.03.24)
(3)

tarihi olayların büyüklüğünü anlamak yahut kıyaslamak

WithWorth
mesela "büyük buhran" ne kadar büyük ?yada "haçlı seferleri" gerçekten islama ciddi zarar verdi mi ?yoksa tolere edilebildi mi ?gibi, tarihi olayları gereğinden fazla abartıp abartmadığımızı nasıl anlayabiliriz ?
mesela "büyük buhran" ne kadar büyük ?

yada "haçlı seferleri" gerçekten islama ciddi zarar verdi mi ?
yoksa tolere edilebildi mi ?

gibi, tarihi olayları gereğinden fazla abartıp abartmadığımızı nasıl anlayabiliriz ?
0
WithWorth
(16.03.24)
Etkilerine bakmak önemli bir ölçüt olabilir; bunun için de o olaya sonrasında ne kadar atıf yapılmış, ülkenin politikasını, çevredeki ülkeleri, insanların hayatlarını vb. ne kadar etkilemiş araştırmak işe yarayabilir. Diğer yandan yabancı kaynakları kontrol etmek de kullanışlı olur sanırım. Bir ülkenin çeşitli politik sebeplerle abarttığı bir olay farklı kaynaklarda daha bağımsız ve gerçek ölçeğine uygun işlenmiş olabilir.
0
salihdt
(16.03.24)
Tarihi olayları anlayabilmek için çok değişik kaynaklardan ve çok fazla okumak gerekiyor.

Örneğin 1.Dünya savaşında Medineyi terkedip Kolordusuyla Şam'a katılması emredilen Fahrettin Paşa, bu emre direnmiş ve kutsal toprak Medine'den ayrılmamış, Osmanlı teslim olduğu halde Padişah emrine de karşı gelip, aylarca çekirge ile beslediği birliğiyle Medineyi savunmuş. Maiyeti tarafından derdest edilerek Medine teslim edilmiştir.

Bizim kitaplarda Fahrettin Paşa öve öve bitirilemez. Ancak.

Medine'de Peygamber efendimizin mezarı vardır. Bize göre kutsaldır. Selefiler mezara kutsiyet atfetmezler.

Arabistanlı Lawrence'in anılarını okuduğumuzda da, Medinenin terkedilmemesinin Osmanlı için bir Kolorduluk bir gücün heba edilmesi olarak anlatılır. Medine özellikle düşürülmez ve demiryolu özellikle tahrip edilmez. Şöyle anlatır:

Su içinde hortumla nefes alan bir adam gibiydiler. Osmanlı onlara sürekli lojistik destek yollamak zorundaydı. Biz istediğimiz zaman trenlere baskın veriyorduk. İstediğimde hava borusunu sıkıyor, havasızlıktan öleceklerken gevşetiyorduk.
0
Mirket
(16.03.24)
İki boyutu var dediğiniz şeyin. Birincisi bahsettiğiniz konuları yetkin ve doğru kaynaklardan okuduğunuza emin olmak. Popüler yayınlar tarihi abartmayı seviyor. Ancak eğer zaten bilimsel metodolojiye uygun yazılmış yetkin bir kaynağı doğrulamak istiyorsanız o halde kendiniz paralel bir çalışma yapmalısınız. Ki bu zaten tarihçilik yapmak demek.

Bunun kolay bir yolu yok malesef. Tek cümleyle anlattığınız şey ciddi ve kapsamlı bir çalışma alanı. Ayrıca tek sonuca çıkan bir cevaba da ulaşamayacaksınız.

Bakmak istediğiniz dönem hakkında yeterince bilgi sahibi olmalısınız. O dönemde bakmak istediğiniz bölge hakkında yeterince bilgi sahibi olmalısınız. Bunlar için gerekli kitapları bulup başkayabilirsiniz. Bu açığı kapattıktan sonra yaşanan olayla alakalı birçok okuma yapmanız gerekiyor. Bu okumalar da wikipedi'den vs. olmaz. Jstor, cambridge core gibi ücretli makale veritabanlarında literatür taraması yapıp okumalarınıza başlarsınız. Okudukça yapılan atıflardan, tartışma halindeki konulardan ordan oraya atlayarak genel bir çerçeve çizersiniz. Bunlar size konu hakkında uzmanların ne düşündükleriyle ilgili veri ve derli toplu bir düşünce akışı sağlar.

En nihayetinde son noktayı koymak için döneme ait kayıtları kendiniz incelemelisiniz. Şanslıysanız çeşitli veritabanlarındali el yazmalarında vs bunları bulabilirsiniz ya da daha önce bu konuda çalışmış insanların yazdıklarını okurken oralarda karşınıza çıkmış olur. Ancak neticede o alandaki dili de bilmeniz gerekiyor.

Özetle en başta da dediğim gibi, sizin dediğiniz şey tarihçilik yapmak.
0
akhenaten
(16.03.24)
(6)

seri numarası aynı olan takviye gıdalar?

karpux
trendyol'dan iki kutu vitamin takviyesi aldım. tarım bakanlığından gıda onay numarasını kontrol ettim orijinal duruyorfakatiki kutunun da barkod numarası birebir aynı. hatta satın alanların koyduğu görsellerdeki barkodlar da bendekiyle aynı.kutuda başka şüphe çeken bir durum yok fakat bu durumdan hu
trendyol'dan iki kutu vitamin takviyesi aldım. tarım bakanlığından gıda onay numarasını kontrol ettim orijinal duruyor

fakat

iki kutunun da barkod numarası birebir aynı. hatta satın alanların koyduğu görsellerdeki barkodlar da bendekiyle aynı.

kutuda başka şüphe çeken bir durum yok fakat bu durumdan huylandım. iade edeyim mi?
0
karpux
(16.03.24)
Farklı marka ürünler mi bunlar? Eğer standart EAN barkodlarından (Marketteki ürünlerde de kullanılan) bahsediyorsak aynı ürünlerin tamamının barkodu aynıdır zaten.
0
salihdt
(16.03.24)
barkod ile seri numara farklıdır hocam. aynı ambalajda aynı ürünün barkodu hep aynı olur. oradan orijinal olup olmadığı çıkarılamaz.
0
mustafakesekci
(16.03.24)
sağolun. barkod ve seri no kavramları karışmış bende :)
0
🌸karpux
(16.03.24)
İade edebiliyorsanız edin alakalı sitedeki takviye gıdaların çoğu sahte fiyatlarının piyasanın altında olmasının sebebi de bu zaten bunu profesyonel şekilde yapıyorlar takviye gıdaları eczaneden satın alınız.
0
doharkoman
(16.03.24)
Takviyeler vb. ürünlerde çok sahte var trendyol, hepsiburada.da satılan, asla ayırt edemezsiniz. Barkod ve ambalajı kopyalamak çok kolay, o nedenle sahte ürün çok. Üreticiden temin edildiğine ve orjinal ürün olduğuna ancak eczaneden alırsanız güvenebilirsiniz. Aradaki fiyat farkı sağlığı tehlikeye atmaya değmez zaten.
0
anthemis nobilis
(16.03.24)
karekod ürüne özel olabilir bi tek
0
bir soru sorcam
(16.03.24)
(9)

Ekşi Sözlükte’ki THY başlığı hakkında.

dedeminhirkasi
Şöyle bir başlık okudum. Özetle Thy pasaport kontrolünden geçen yolcuyu uçağa düşük profillisiniz diye almamış. Böyle bir durum olabilir mi? Pasaport kontrolünden geçen bir yolcuyu havayolu şirketi uçağa nasıl almayabiliyor?https://eksisozluk.com/turk-hava-yollari-dusuk-profil-rezaleti--7795224?a=po
Şöyle bir başlık okudum. Özetle Thy pasaport kontrolünden geçen yolcuyu uçağa düşük profillisiniz diye almamış. Böyle bir durum olabilir mi? Pasaport kontrolünden geçen bir yolcuyu havayolu şirketi uçağa nasıl almayabiliyor?

eksisozluk.com
0
dedeminhirkasi
(15.03.24)
İngiltere (ve sanırım Abd Kanada) uçuşlarında uçağa binmeden ekstra Gözen security diye bi şirket hem vize kontrolü yapıyor hem çantaları ekstra tarıyor. (Sabiha'da da Pegasusun elemanı yapmıştı)

Mesela İngiltere bu yıl sonu residence permit kartlarını kaldırıyor online sisteme geçecek, 1 ocak 2025te birçok kişinin böyle bir sorun yaşayacağından korkuyorum ben.
0
nhk ni youkosu
(15.03.24)
yapar evet, gayet olağan bir durum. bu thy ile alakalı bir şey değil, varış ülkesinin böyle bir talebi varsa thy bunu uygulamakla sorumlu.

fakat bilet ücretinin iade edilmemesi ve pnr bahane edilmesi ile 2. biletin satılması vs konuları tamamen rezalet bence de.
0
emfuzi
(15.03.24)
Oluyor, oyle seyler. Tam ucaga binecekken son kez binis karti okutma olayi var, orda makine uyari veriyor bazen, gorevli sonra o kisi icin icerden birilerini ariyor bu okumadi sorun nedir falan diyor, arkadan hayvan gibi sira birikiyor, sonra o kisiyi kenara cekiyorlar, ekstra gorevliler geliyor sorular soruyorlar, hatta o kisiler icin bazen ucak bile rotar yapabiliyor alsak mi almasak mi durumlari oluyor.

Nhk'nin dedigi Gozen security gibi firmalarin insiyatifinde bizim ucaga binip binmememiz. Bir de pasaporttan gectim ama ya nedir ya. Pasaporttan ben de sofya biletiyle geceyim, sonra New york ucagina bineyim gideyim o zaman:) Pasaporttan gecis sadece asamalardan biri
0
freedonia
(15.03.24)
oluyor evet. bu arada eleman da büyük ihtimalle gerçekten kaçmak için gidiyor uçağa. çünkü cebinde son kalan parayla hem bilet alıp, üstüne ertesi gün ısrarla tekrar bilet alıyor :) durum baya net gibi.
0
tchuck
(15.03.24)
Almanyadan japonyaya giderken, üstüm başım çok kötüydü beni ve hintli gibi kahverengi ten rengi olanları çevirip kağıtlarımızı kontrol etmişlerdi. Pasaport kontrolünden falan sonra tam uçağa binerken. Çok gurur kırıcı birşey.

Esenboğada da brezilya pasaportu olan suriyelilere görevliler baya takmıştı, hatta duyduğum kadarıyla birgün sonra uçmuşlar konsolosluğa sorulmuş falan..
0
durgunfoton
(15.03.24)
Ülkelerin farklı süreçleri var, başlık altında da söylenmiş zaten "inadmissible passenger" diye bir şey var. Havayolu şirketi söz konusu ülkenin yolcu kabul uygulamalarını kontrol etmek zorunda. Mesela normalde bunun en barizi vizedir; vize gerektiren bir ülkeye giderken eğer uçağa vizesi kabul edilirseniz bu kişi ilgili ülkeye kabul edilmeyeceği ancak bununla birlikte bir sürü de masraf yaratacağı için havayolu şirketine ceza kesilir. Tabi bir yandan da havayolu şirketi bu kişiyi geri götürmek zorunda kalır vb. O yüzden gidip "Sanane kardeşim Schengen vizem var mı yok mu, o Almanya'nın sorunu, ben biletimi aldıysam sen beni götürmek zorundasın" demiyoruz.

Ancak son THY haberlerinde iki sorun var; kriterlerden bir kısmı muğlak, haliyle "Biz kabul etsek de ilgili ülke kabul etmeyecekti zaten" konusu çok kesin değil. İkincisi de tabi ki bundan kaynaklı olarak yanan biletin maliyetinin müşteriye yüklenmesi. Kriterler muğlaklığa izin vermese ve bilet satışı sırasında müşterilere gösterilse, müşteri de buna rağmen bilet alsa THY haklı olabilirdi.
0
salihdt
(15.03.24)
Esim bi ara konsoloslukta o isi yapiyordu. Vizesi var, bileti var ama bir sebeple (yazarin profil dedigi sey), kisi konsolosluga bildiriliyor. Onlar da arkada check edip ucsun ya da ucmasin diyorlardi.

Kacacak adamin profili direkt belli oluyor zaten, hayatinda yurtdisi gormemis, maasinin 3 kati parayi bilete vermis adam "meksikayi cok merak ediyorum, turistik gidiyorum" falan diyor.
0
brkylmz
(15.03.24)
@brkylmz, konsolosluğa bildiren kişi veya makam neresi? Türk tarafı mı gidilecek ülke yetkilileri mi?
0
🌸dedeminhirkasi
(15.03.24)
Turk tarafi (ulkesine gore degismekle birlikte gozen vs iste)
0
brkylmz
(15.03.24)
(16)

Hediye gelmiş çeyrek altın sahte çıkarsa verene söyler misiniz?

sonhakan
...
...
0
sonhakan
(14.03.24)
Söylemem. Belki o da dolandırıldı sahte altın sattılar. Belki de gerçekten sahte altın aldı yüz göz olmak istemem.
0
rock n roll
(14.03.24)
Söylemem.

Farkında olmadan yaptığını düşünüyorsam konuyu unuturdum.
Bilerek getirmiştir sahte çeyreği diyorsam da saklarım çeyreği onun önemli gününde geri götürüm.
0
nuevo
(14.03.24)
söylerim, "bu ne iş?" derim
0
noxie
(14.03.24)
Söylerim, eğer dolandırıldılarsa gidip hesap sorarlar.
0
salihdt
(14.03.24)
tabii ki söylerim. sonuçta dolandırılmışlar.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(14.03.24)
söylerim.
0
jelly bear
(14.03.24)
Söylemem.
Bilerek de yaptılarsa dolandırılarak da yaptılarsa o dramayı, o "çok özür dileriz, telafi edeceğiz, nasıl olur, inanamıyorum, hayatımda hiç başıma gelmedi, hesap soracağım" gibi sözleri hareketleri dinlemek bana çeyrek altından daha ağır gelir.
Büyük ihtimalle de zaten gerçek altınla değiştirmezler onu.

Bir de üstüne "neden bize iftira atıyorsun?" diye hesap sorma ihtimalleri de var.

Bu konuya hiç girmezdim.
0
michael_knight
(14.03.24)
aileme, çok yakın çevreme söylerim. onun dışında söylemem.
0
elorelia
(14.03.24)
tabi ki söylerim ya öyle saçma şey mi olur. ayrıca altını veren kişi de farkında olmadan mağdur olur söylemezseniz.
0
neira
(14.03.24)
tabii ki soylerim. en azindan onu aldiklari yerden bir daha almasinlar.
0
hot potato
(14.03.24)
çoğu aile stoklarında ki altınları yakınlarına dağıtıyor. yani eskiden gelen bir altın olabilir. boşu boşuna keyifsizlik. değmez.
0
jamswety
(14.03.24)
söylerim dolandırılmışsın derim.
0
mikahakkinen
(14.03.24)
söylemek lazım .
belki bir kaç tane daha almışlardır kendilerine. Aydınlatmak gerek
0
diyecevaplandı
(14.03.24)
söylemem.

kendisi yaptıysa zaten terbiyesizlik. o durumun içine girmek beni daha çok rahatsız eder. kendisi yapmadıysa da mahçup olur bu sefer. suçlu olmadığı halde zan altında kalır. gerek yok.
0
paintov
(14.03.24)
söylemem. muhtemelen bilmeden o da dolandırılmış olabilir. ben de yakın zamanda bir kaç düğün için kuyumcudan gram vs aldım. ama sahte mi gerçek mi sorgulamadım ve gidip taktım. sahteyse ve bana söylenirse çok üzülürüm.
0
exlibris
(14.03.24)
Tabii ki söylerim. Kendileri dolandırıcı değillerse, dolandırılmışlar demektir. Hediye olduğu için ben zarar görmedim diye neden dolandırıcıların rahat gezmesine ya da bana altın hediye eden birinin dolandırılmış olmasına göz yumayım?

www.eksiduyuru.com

Şu duyuru ile birlikte görünce bir "acaba?" dedim tabii :P
0
nawar
(14.03.24)
(5)

slogan

piyade binbasi er
selam arkadaşlarfocus bright sunshine"parlak güneş ışığına odaklan" olarak çevrilebilir mi, saçma ve komik olur mu?
selam arkadaşlar

focus bright sunshine

"parlak güneş ışığına odaklan" olarak çevrilebilir mi, saçma ve komik olur mu?
0
piyade binbasi er
(14.03.24)
araya bir "on" lazım. to focus on something.
0
cinsi kisi
(14.03.24)
@cinsi kisi

focus on bright sunshine

böyle mi hocam
0
🌸piyade binbasi er
(14.03.24)
"focus bright sunshine" olarak kullanirsan farkli anlama geliyor.

"parlak güneş ışığını odakla (bir noktada topla)" gibi, yani güneş ışığını mercek ile bir noktada toplamak gibi

focus sunlight with a magnifying glass = güneş ışığını büyüteç ile bir noktada topla

"sunshine" yerine "sunlight" daha çok kullanılıyor bu durumda.

----

focus on bright sunshine = parlak güneş ışığına odaklan
0
ermanen
(14.03.24)
@ermanen

teşekkür ederim.
0
🌸piyade binbasi er
(14.03.24)
Bir de "Bright" gereksiz bence. Sunshine zaten "Shine" itibariyle parlayan bir şey.
0
salihdt
(14.03.24)
(13)

Vücut yapip, t-shirt'le gezenler.

Yourcousinmarvinberry
Bu arkadaslar neyin kafasini yasiyor ?Gögüs ve kol kasi yaptigi için her ortamda(disarida hava soguk bile olsa) sadece kisa kollu shirt giymekten vazgeçmiyorlar. Motivasyonlari ne ? Sokakta yürürken bir kadinin onlari durdurup, ceplerine numaralarini tutusturmalarini mi bekliyorlar ?
Bu arkadaslar neyin kafasini yasiyor ?

Gögüs ve kol kasi yaptigi için her ortamda(disarida hava soguk bile olsa) sadece kisa kollu shirt giymekten vazgeçmiyorlar. Motivasyonlari ne ? Sokakta yürürken bir kadinin onlari durdurup, ceplerine numaralarini tutusturmalarini mi bekliyorlar ?
0
Yourcousinmarvinberry
(07.03.24)
vücut sıcak. üşümüyoruz :P
0
gabe h coud
(07.03.24)
Maslow'un ihtiyaçlar piramidinde dördüncü sırada beğenilmek var.

Bende böyle bir ihtiyaç yok deme. Bu bilimsel bir gerçeklik.

Konuya gelirsek, adam beğeniliyor ve beğeni bakışları alıyor ki öyle yapıyor. Telefon numarası tutuşturma konusuna gelirsek, oluyor gerçekten, oldu.

Ama ben gelişmiş bir vücudun, iyi bir meslek, saygın bir yaşam tarzı, düzgün kılık ve kıyafet, düzgün bir çevre ve entelektüel bir yapı eşliğinde anlamlı olduğunu düşünüyorum.
0
Mirket
(07.03.24)
Günlük hayatta insanların yapıp da statü aracı olmayan bir şey var mı?

Kahve içtiğimiz yer, giydiğimiz markalar, izlediğimiz filmler, okuduğumuz kitaplar, siyasi görüşümüz, gittiğimiz yerler, bildiğimiz şeyler, tanıdığımız insanlar, kullandığımız telefon, hobilerimiz, arabamız, evimiz... Hepsi öyle ya da böyle kimliğimizin bir parçası, içinde olduğumuz sosyal gruplardaki yerimizin belirleyicisi, karşı cinsle iletişimimizde birer imleç olmuyor mu?
0
salihdt
(07.03.24)
İzmir'de hava 12 derece şuan t-shirt ile geziyorum iş yerinde. Hafif serinliği severim. Geniş sırtım ve seksi kaslarım ile mutluyum. Kadınlardan bir beklentim yok ama bakışları okumayı bildiğim için hoşuma da gidiyor aldığım Vibe. Kafa yaşamak istersem bir şeyler içiyorum, farklı şeyler yapıyorum t-shirt kafası kesmez beni.
0
hasmetizm 2046
(07.03.24)
Onlardan biri benim abim. Tek motivasyonu: "Kadınlar bakıyor." Kendini salmayıp vücut çalıştığı dönemlerde iki haftada bir sevgili değiştiriyor. Abimle bu süreçte takılanlar da üniversiteli ya da yeni iş hayatına atılan kızlar. Ciddi bir ilişki arayışında değil zaten.
0
gnosis
(07.03.24)
diri memeleri olup meme dekoltesi giyen, uzun sekilli bacaklari olup mini short ve etek giyen kadin neyi yasiyorsa onu yasiyorlar. erkegin genel olarak cok estetik bir vucudu yok, artik antik yunan doneminde de yasamadigimiz icin ortalama bir erkegin armut gibi vucudu var. bunun uzerinde olanlar da bunu gostermek istiyor.
0
bay b
(07.03.24)
Kendimizi iyi hissediyoruz
0
mirty
(07.03.24)
beğenilme beklentisi her insanda mevcut. bazı insanlar güçlü olabileceği yöne yöneliyor. vücut yapıp t-shirtle gezip beğenilme beklentisiyle gezen arkadaşın beklentisiyle ona numara verenin beklentisi aynıdır zaten.
0
mikahakkinen
(07.03.24)
ben de kışın şirkete full tshirt ile giderim. sağ kol full sleeve dövme ama amacım bu değil. bana sıcak basıyor, ben gömlek de giyemiyorum hatta patronla papaz oluyoruz sürekli :)

şu cebe numara koyma mevzusu da doğru. benim başıma gelmedi ama kuzenimde harley vardı. ışıklarda durdurup ahlaksız teklif etme teklifinde bile bulundular bi tur karşılığı:)
0
KidLazer
(07.03.24)
@Kid, bence onlar Harley'e vurulmus(:
0
🌸Yourcousinmarvinberry
(07.03.24)
kardesim gorup gorebilecegiz hot boy sayisi belli sen neye mani olmaya calisiyorsun ki? ayrica istedigini giyer teshircilik degil bu. gorsem gercekten sicakladigini dusunurum btw bunlar kolay kolay bot ve mont da giyemezler veya cok kalin degildir montlari. saglikli beslenince usume olmuyor sanirim. ben yedi kat yorganin altinda yatarken donla gezebiliyolar. ustune bir de bizi isitabiliyorlar. pekmez ye senin de olsun
0
ala09
(07.03.24)
Başarılı olmuş ve göstermek istiyor. Kolay değil kan, ter, gözyaşı.
0
rock n roll
(07.03.24)
@your
ufak bir farkla, kuzende de 6pack vücut var :)
0
KidLazer
(07.03.24)
(6)

you are my oldest friend cümlesi

in vino veritas
"sen benim en eski arkadaşımsın.""sen benim en yaşlı arkadaşımsın."hangisi? niye?
"sen benim en eski arkadaşımsın."
"sen benim en yaşlı arkadaşımsın."

hangisi? niye?
0
in vino veritas
(03.03.24)
Ikisi de olur, bu haliyle bilemeyiz.
0
freedonia
(03.03.24)
Context(bağlam)'e bağlı.
0
put it in your appropriate place
(03.03.24)
ikisi de olabilir.
0
king lizard
(03.03.24)
İkisi de olur, bundan kaçınmak için eğer "En yaşlı" denecekse eldest kullanmak daha mantıklı olur.
0
salihdt
(03.03.24)
bence ikisi de olmaz. yani old kelimesini hem yaşlı, hem eski anlamında kullanılabilecek bir cümlede kullanıyorsanız oradaki anlam "eski" olur.

yani you are my oldest friend = benim en eski arkadaşımsın.

bence. yaşlı demek isteyen eldest friend der.
0
kibritsuyu
(03.03.24)
en yaşlı arkadaşımsın için "you are the oldest of my friends" denilebilir.
0
mustafakesekci
(04.03.24)
(4)

spor salonuna ne kadar sürede gidiyorsunuz?

datnet
sb. bu işin üst limiti nedir? 30 dk fazla mı?
sb. bu işin üst limiti nedir? 30 dk fazla mı?
0
datnet
(02.03.24)
1 dk. site içinde.

üst limit bana göre 15 dk.
0
gabe h coud
(03.03.24)
30 dakika bence fazla. Zaten günlük yaşam temposu içinde bir bahane bulup sporu önce aksatmak, sonra da bırakmak görece kolay. "Bi saat git gel kim uğraşacak" tek başına çok büyük bir bahane olur bence.
0
salihdt
(03.03.24)
- 12-13 dakika sürüyordu yaya olarak.
- Dönmesi 20-25 dakikayı buluyordu hem yokuştan hem yorgunluktan dolayı.
- 30 dakika bence fazla +1
0
put it in your appropriate place
(03.03.24)
ben kardio kısmını dışarıda halediyorum.
40-45 dk kalıyorum.
0
mhm
(03.03.24)
(14)

Kötü niyet bu mudur?

skr1292
Bir arkadaşla aramızda geçen diyalogları birebir yazıyorum;Ben : Bugün öğlene kadar uyudumO : depresyonda mısın---Ben : aklımda şöyle şöyle bir iş fikri varO: Yapamazsın deneme bile---Ben: Abi işsizlik psikolojisi çok kötü insanın hayat enerjisi bitiyorO: Doğru ama sen niye bu kadar mutlusun onu anl
Bir arkadaşla aramızda geçen diyalogları birebir yazıyorum;

Ben : Bugün öğlene kadar uyudum
O : depresyonda mısın

---

Ben : aklımda şöyle şöyle bir iş fikri var
O: Yapamazsın deneme bile

---

Ben: Abi işsizlik psikolojisi çok kötü insanın hayat enerjisi bitiyor
O: Doğru ama sen niye bu kadar mutlusun onu anlamadım

---

Ben: Bugün ehliyet sınavım var
O: bu yağmurda işin çok zor

---

Ben: İngilizce için kitap aldım
O: 2-3 gün sonra çalışmayı bırakırsın iade et bence

---

Bütün bu diyaloglar bir yana yaşadığım şu olay bitirdi beni ;

bu arkadaşla normal bir şekilde sohbet ederken telefonum çaldı iş görüşmesine çağırdılar. Telefonu kapattım, arkadaşa söyledim iş görüşmesi için aradılar yarın görüşmeye gidicem diye. Abi yüzü bir düştü sanki çekip vurmuşlar gibi. İnanılmaz morali bozuldu. Bir anda durgunlaştı sessizleşti. Ben keyfini yerine getirmek için kıvrandım.
0
skr1292
(25.02.24)
(bkz: Dalyarak)

Belli ki kendi hayatı çok iyi gitmiyor, etrafındaki kimsenin de iyi gitmesin istiyor. Bilerek isteyerek zarar vermese bile iyiliğinizi istemiyor işte.
0
salihdt
(25.02.24)
“Ben keyfini yerine getirmek için kıvrandım.” Neden? Kesinlikle salihdt +1. Art niyetini rahatlıkla dışavurmaktan çekinmeyecek kadar kötü.
0
odiyus
(25.02.24)
heves baltalayan balta diye bi karikatür serisi vardı. onun baş karakterine benziyor.
son olay bambaşkaymış. bu kimse arkadaşın olmayı haketmiyo olabilir. yaptığından emin ol ve yol ver
0
lambırcek
(25.02.24)
saflığından faydalanıyor.
o senin keyfini yerine getirecek
hiç bir şey yapmamış oysa.
Araya mesafeni koy.

Bazı insanlar beden olarak büyüyor ama empati veya diğergamlılık olarak yerlerinde sayabiliyorlar.

Arada bazı oyunlar hazırla onun için.
Mesela kargodan gelmiş gibi kendine bir paket hazırla içine de güzel bir kaç eşya koy. bunları seni seven bir arkadaşın göndermiş gibi hareketler çiz.
yine bir arkadaşına, sen onun yanındayken aramasını söyle.
Seni akşam eve davet ettiğini söylesin o da duysun konuştuklarınızı.
Ona oldukça uygun indirimlerden aldığın eşyaları da göstermeyi ihmal etme.
senden yardım benzeri bir şey talep ettiğinde beklentisinin altında tavır sergile.
mesela borç olarak 500 mü istedi? 150 TL var ama markette bana lazım de.
psikolojik savaş neymiş görsün.

neyse, konunun mizahla kurgu edilmiş hali burada:
m.youtube.com
0
diyecevaplandı
(25.02.24)
Kıskanıyor enerjinizi emiyor hiçbir şey demeden engelleyin arkadaşlığınızı bitirin
0
Hallegadola
(25.02.24)
Ya iyidir kötüdür bilemem. Ama hayatını negatif yaşadığı belli. Sadece negatifleri görüp negatife odaklanıyor ve negatif duygularını paylaşıyor. Zihninde pozitif bir şey döndüğünü hiç sanmıyorum ben. Yani pozitif ve mutlu bir yanı olsa ve sana göstermese kötü niyetli derdim. Ama kendi negatif duygularını o kadar büyütmüş ki içinde pozitif bir şey kalmamış.

Ben olsam mesafe koyarım. Bu durumlar bulaşıcı. Bir şeyi 40 kere söylersen olur. Nasıl duygulara maruz kalırsan ona dönüşürsün. Görüşmeyı bırak bu insanla.
0
zimbirik
(25.02.24)
ben size daha iyi bi arkadaş olurum. buradan anlayabilirsiniz ne niyeti varmış.
0
baldan kaymak
(25.02.24)
Sizi kıskanıyor da olabilir, kötü niyetli de, eğer o da işsizse dümdüz mutsuz da. Tanımadığım için bir şey diyemem. Tek bildiğim arkadaştan uzaklaşmanız gerektiği. Kendi başını yesin :)
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(25.02.24)
Ben de de var bu tarz valla artık yaşım gereği sanırım iyice sıkıldım yük gibi taşımaktan beni beğenmez ama yaptıklarımın da aynısını yapar. Öncelikle storylerimi görmesini engelledim, görüşmelere de gitmiyorum, wapptan cevap yazında da gruplardan cevap atmıyorum. Kendi mutsuz olduğundan sizin hayatınızın akışında gitmesini istemiyor, iyiliğinizi istemiyor kısaca.
0
esinikaybetmiscorap.
(25.02.24)
Kesin kıskanıyor bırak kudursun
0
turuncu tonlarda
(25.02.24)
cosmicstring +1

Sorunuzu okurken ben de aynı şeyi düşündüm. Neden hala arkadaşsınız anlamış değilim.
0
pispinti
(25.02.24)
o arkadasın bu mu?
www.eksiduyuru.com
0
benarrivo
(25.02.24)
@benarrivo

hayır hocam farklı kişiler.
0
🌸skr1292
(25.02.24)
Kendi içindekileri size yansıtmış gibi. Depresyondadır ve mutsuz hissediyordur. Acıyı paylaşmaya odaklanmış bakış açısı, sizin mutluluğunuz onu mutsuz etmiş daha çok. Arkadaşlığın gidişatı sizin yaklaşımınız ile belirlenecektir şimdi. Destek mi olacaksanız yoksa yalnız mı bırakacaksınız? Ne derdi var diye sorun, ne olsa derdi biter hayatı güzelleşir diye sorun, neye ihtiyacı varmış öğrenin merak ediyorsanız ve yardımcı olmak isterseniz.
0
hasmetizm 2046
(26.02.24)
(25)

Siz bir insanı uyarır mısınız? Yoksa fişini çeker misiniz?

tchuck
Soruyu doğru bir şekilde soramadım ama bir örnek üzerindenanlatmam gerekirse;eve yarım günlük temizlikçi çağırıyoruz. kadın ilk 2-3 gelişnde işini düzgün yaptı.sonra bi anda öğlen 12de gelip, 2de çıkmaya başladı. 1de geliyor 3te çıkıyor 3.30da çıkıyor.ben de bu kadına hiçbir şey demedim "2de çıkamaz
Soruyu doğru bir şekilde soramadım ama bir örnek üzerindenanlatmam gerekirse;

eve yarım günlük temizlikçi çağırıyoruz. kadın ilk 2-3 gelişnde işini düzgün yaptı.
sonra bi anda öğlen 12de gelip, 2de çıkmaya başladı. 1de geliyor 3te çıkıyor 3.30da çıkıyor.

ben de bu kadına hiçbir şey demedim "2de çıkamazsın, yarım gün anlaştıysak en az 4 saat durman gerekir. buralarda tozlar duruyor, şurayı silmemişsin, burayı bilmem napmamışsın" gibi uyarılarda bulunmadım.

direkt yol verdim.

bu ilk kişi de değil, tüm herkese bunu yapıyorum.

iş veya günlük hayatımda da aynıyım. birinden bir şey istemem, bir şeyi düzeltmesini istemem, uyarmam etmem. direkt o kişiyle çalışmyı vs. bırakırım.

çünkü bana "uyarılmadığı sürece" işini hakkıyla yapmayan insanlar "ahlaksız" geliyor. yani bn bu kadını uyarıp ne yapacağım? bütün gün başınad durup onu mu denetleyeceğim? avizeyi silmesi gerektiğini her sferinde ben mi söyleyeceğim? yani bu kadına supervisorluk falan mı yapacağım gerçekten?

veya işyerimde altımdaki kişiye "bir sürü iş varken youtube mu izliyorsun?" demeliyim? yani bunu benim söylemem gerekiyor mu gerçekten?

ben bu insanları uyardığım için düzeldikleri sürece, yarın bir gün uyaramayacağım bir pozisyonda kalırsam, işlerini doğru yapmayacaklar öyleyse?

veya yanlış mı düşünüyorum?
sizin tavrınız noluyor genelde?
0
tchuck
(12.02.24)
ben de genelde uyarmam. çünkü nasıl teoki vereceğini bilmiyorum uğraşamam. kimse vazgeçilmez değil. ha değer verdiğin biridir. ya da uyarınca değişeceğine inancın varsa uyarırsın.
0
jelly bear
(12.02.24)
sizin bizim ne yaptigimiz onemli degil. dogrusu ve yanlisi ne ona bakmak lazim. hayatta binbir turlu olay, durum, istisna vs dinamik var. herkese ibmde calisiyormus gibi davranamazsiniz. davranirsaniz cevrenizde pek hos bir intiba birakmazsiniz.
0
buenosdias
(12.02.24)
insanlara onlardan ne beklediğimi söylerim

eve temizlikçi hizmeti alırken, iş yerinde task dağıtırken

daha esnek davranıyorum, insan yönetmek ve verim almak böyle bir şey bence
0
grimavi
(12.02.24)
buenosdias+1

Size göre doğruyla olması gereken şey her zaman genel geçer doğru olmayabileceği gibi, insanların hata ve davranışlarının çeşitli geçerli sebepleri olabilir. O yüzden insanlarla konuşup onları anlamaya çalışmaktan zarar gelmez diye düşünüyorum.
0
salihdt
(12.02.24)
Ben önce uyarırım ona rağmen olmuyorsa çalışmam o kişiyle. Ama bu arada kendime de bakarım, acaba yaptığımız anlaşmaya ben de tam anlamıyla uydum mu? Ya da karşımdaki insandan kapasitesinin üzerinde beklentide bulunuyor muyum? Mesela az para verip çok iş mi bekliyorum? Sigorta yaptım mı? Çünkü bazen insanlar çok zor durumda kaldığında mecburen bazı şeyleri kabul ediyorlar ama nihayetinde insan. Ego devreye giriyor vs. Her zaman önce uyarıdan yanayım.
0
rock n roll
(12.02.24)
uyarırsın pişman olursun, bozulur,
uyarmazsın pişman olursun, düzelmeye meyilli birisidir, toparlar kendini, sebepleri varmıştır vs.

arkadaşların dediği gibi durumu iyi analiz etmek ve ona uygun davranmak olabilir.
0
WithWorth
(12.02.24)
Sıkıntı yaşadığı bir çalışanı uyarmak, düzeltmek, verimli hale getirmek yerine her seferinde göndermeyi seçen kişi pek başarılı bir yönetici değildir.
Çok aşırı örnekleri dışında tutarsak gönderdiğiniz kişi ile yerine gelecek kişi arasında dağlar kadar fark olmayacaktır. Sürekli işe birilerini alıp gönderip yenisini almak uzun vadede baktığımızda çok zararlı olabilir.

Kendi evinizin temizliği konusunda bu şekilde davranınca eviniz temizlenmemiş oluyor ve bununla baş edebiliyorsunuz ama çalıştığınız şirkette işler bu kadar sık aksadığı zaman suçlu o verimsiz çalışan değil o departmanı yönetemeyen, o çalışanlardan verim alamayan yönetici olacaktır.
0
michael_knight
(12.02.24)
en iyisini yapmışsınız. bu saatten sonra millete yol yordam mı öğreteceksin.
ahlaki kurallar, etik davranışlar her yerde aynıdır.

4 saat kalmaması ayrı bir sorun işini yapmaması daha büyük sorun.
eli çabuk olsa tamam dersin o da yok.

bu insanlar insanların iyi niyetlerini sömüren tipler.
0
OgutucuRecep
(12.02.24)
Uyarı işin doğasında olan bir şey. En iyi çalışan bile işi savsaklayabilir. Bence hiç uyarı yapmadan her şeyi harfiyen kitabına uygun yapan ve bu motivasyonunu sürekli devam ettiren birini bulma olasılığına sarılmak sadece sizi yorar. İşleri kendiniz için zorlaştırmış olursunuz. Bu kişi ideal bir çalışan olurdu, ancak gerçek hayatta ideal tanımlar çoğunlukla hayal ürünü olarak kalır.

İş bağlamında düşününce işi savsaklayan çalışan = kötü çalışan demek değil. Eğer normal şartlarda işini düzgün yapan biriyse ve sonradan işin bozulduğunu görüyorsanız uyarı yaparsınız ve eğer iş düzelirse bundan hem kendisi hem de düzgün iş yapan birini elinde tutan kişi olarak siz fayda sağlarsınız.

Uyarıyı dikkate almak da bir meziyet ve iyi bir çalışanın bir göstergesi. Bana sorarsanız sizin tavrınız uzun vadede size kaybettirir.
0
akhenaten
(12.02.24)
ben daha cok zor konusmalardan kacan ve kendine de zaman zaman kirilgan ve zayif olma izni vermedigi icin karsi tarafla da bunu iletesemeyen ve buna izin vermeyen bir insan goruyorum acikcasi. sizi bilemem ama insanlar makine degil, herkesin iyi gunu, kotu gunu, zor gunu var, bu bazen bir gun degil belli bir zaman suruyor. bunu benle konusmadan bana yol veren bir liderim olsa, dusunecegim son sey 'bana soylemeden benim yapmam gerekirdi' olurdu herhalde. kimin ne yasadigi, neden ne yaptigi konusunda hicbir fikriniz yok, fikrimiz yok aslinda, yasamin ozu bu. kendi varsayimlarinizla yasiyorsunuz anladigim kadariyla. mutevazi olmak onemli. hayat sizin dogrularinizdan, ne nasil olmali'larinizdan ibaret degil.
0
kassiopeia
(12.02.24)
Uyarmadan yol vermek bana yanlış geliyor. Kimse benim zihnimi okumak veya benimle birebir aynı önceliklere sahip değil. Elbette iş etiği ve sorumluluk denen kavramlar çok önemli (yani uyarmadan işini düzgün yapan kişi tabi ki uyarı aldıktan sonra düzgün yapandan daha önde bu anlamda), ama herkesin geçmiş deneyimleri, çalıştıkları ortamlar ve kişiler de farklı. İki kişinin aynı noktada buluşması için konuşmak gerekir. Ha, konuşma üzerine hala bildiğini okuyordur, o zaman elbette yollarımızı ayırırız.
0
fotrsapka
(12.02.24)
Bu gibi hizmet alimlarinda tutumunuz ise yarayabilir ancak is yasaminda da bu sekilde davranirsaniz yoneticlilik kariyerinizde hayal ettiginiz yere gelmeniz zor olur.
0
turkuaz
(12.02.24)
Bu tarz durumlarda herseyi en bastan konusup firsat vermemek lazim
0
Zetnikov
(12.02.24)
Iste sure veriyorum, o surede bitmezse maille uyari, art niyetli birsey varsa uyarmakla yorulmam.
Bir de 100% hakli olup en kibar sekilde uyardiginda bile insanlar tavir aliyor, triplere giriyor. o yuzden hic ugrasamam.
0
spherical
(12.02.24)
Birde her insan herseyi dusunebilecek kapasitede olmayabiliyor.
0
Zetnikov
(12.02.24)
uyarmam, uyarmakla insan değiştiğini hiç görmedin. temizlik gibi basit bir konuda yol vermek en doğrusu.
0
orpheus
(12.02.24)
Belirli başlı durumlar için elbette ki öncelikle uyarmak gerekiyor. Onun dışında yazdığın her şeyde haklısın. Yani çalışma stili değişikliği ile çalışmama farklı şeyler. Çalışmayanı uyarmaya gerek yok. Uyardıkça çalışıyorsa, uyaran olmayınca kaytarıyordur. Beyaz yakalı işçilerin ve memurların %80'i de böyle.
0
nawar
(12.02.24)
fişi çekmek deniyor muydu bu duruma? bir çırpıda silmek diye biliyordum ben.

cevap: bence uyarmak denenmeli. hepimiz insanız. hata yapabiliriz. hayatımızda sağlığımızda vs. kötü giden durumlar olabilir.
0
ermanen
(12.02.24)
uyarmam. hatalarını düşünemeyecek insanla önce muhabbeti indirger, sonra da keserim.
0
tolgan
(12.02.24)
Değişkenlere tavırlara bağlı
Sizi haksız bulmadım
0
basond
(12.02.24)
kötü niyetli insanları silmek daha mantıklı
düzeltmeye çalışmak yıpratıcı olur

herkes hata yapar kimse mükemmel değildir
bu gibi durumlarda ben hata yaptığımda silseler nasıl olur empatisi yaparım

parasını az verebilirdiniz temizlikçinin ya da ne derdi varmış diye sormak
bir de hiç kimse başkasının evine özenmek ne kadar iş ahlakı deseniz de
ev temizliği için başkasını çağırmak güvenmek evi emanet etmek büyük risk

"bir sürü iş varken youtube mu izliyorsun?"
iş zamanında yetişmez ise sizin üstünüz sizden hesap sorar
ve projeler genelde zamanında yetişmez, iyi bir yönetici en başta bundan daha dramatik durumlar için hata payı bırakır, zamanından önce işi bitirerek prim yapar

haksızsınız demiyorum ama sildiğiniz insan yerine daha iyisini bulmaya çalışmak da yorucu
0
mantık
(12.02.24)
"Şayet Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerin üstünde tek bir canlı bırakmazdı; ...." bir de bu ayet gelir aklıma
0
mantık
(12.02.24)
bir çeşit pasif agresyon. iletişim eksikliği. tabii türkiye gibi eleştiriye kapalı insanların olduğu bir ülkede bunun olması normal ama doğru değil. düzgün bir üslupla rahatsızlığını dile getirmeyi öğrenmelisin. belki olumsuz bir geri dönüşten de kaçabiliyor olabilirsin bununla yüzleşmeyi de öğrenmelisin belki. en başta sana zararı olur.

burada kilit nokta da şu aslında. bir durumdan rahatsız olabilirsin. bu çok normal ve en doğal hakkın. bunu karşıdakini de kırmadan, kırılmadan dile getirmelisin. karşıdaki de kırılmamalı. ama türkiye'de insanlar eleştiriye açık olmadığı için hatta görevleri hatırlatıldığı zaman düşmanlaştığı için böyle bir pasif agresyon gelişiyor. ben de yumjuşak bir şekilde söyleyemem rahatsızlığımı. ya hiç bir şey demem senin gibi ilişiğimi keserim ya da kavga ederim. o yüzden aslında doğru iletişim kurmayı öğrenip rahatsız olduğumuz konuyu kavga da etmeden dile getirmemiz lazım. kimisi de laf cambazıdır, kendini çok iyi ifade eder o kadına rahatsızlığını söyler ama ipleri de koparmaz, bir gerginlik yaşamaz. bu önemli bir yetenek ve geliştirmek gerek.
0
blackkmamba
(12.02.24)
insandan insana değişir. böyle yapınca çevrende insan kalmaz. iş yaptıracak insan bulamazsın. sonuç odaklı olmak lazım. en baştan konuş, beklentilerini anlat. olmuyorsa ok ama kendi kendine çözsün, ben demezsem işini yapmıyor bakış açısı doğru değil. ülkede çalışan beyaz yakalının çoğunluğu gizli işsiz. internette takılmak üzerine, mail döndürmek üzerine maaş alıyor. hepsini kovalım o zaman.
0
gabe h coud
(12.02.24)
Zaten uyarmanızla, kendini düzeltecek karakterde biri, baştan bunu yapmaz. En güzelini yapmışsınız.

Uyarsaydınız, ya "bana iş mi yok" diye gidecekti, ya da kalıp baştan savma iş yapacaktı.


.
0
kartallar yuksek ucar
(13.02.24)
(7)

İşte kendimi yetersiz hissediyorum

cambalkon
1,5 ay önce mezun oldum. 10 gündür çalışıyorum. İş konusunda çok yetersiz hissediyorum. Verilen tüm görevleri yapıp teslim edebildim. Ama yine de hiçbir şey bilmeden yapıyormuşum hissi var. Ben işimde iyiyim hissine nasıl erişeceğim?
1,5 ay önce mezun oldum. 10 gündür çalışıyorum. İş konusunda çok yetersiz hissediyorum. Verilen tüm görevleri yapıp teslim edebildim. Ama yine de hiçbir şey bilmeden yapıyormuşum hissi var. Ben işimde iyiyim hissine nasıl erişeceğim?
0
cambalkon
(12.02.24)
Bunun adı tecrübe. Daha çok erken, biraz sabır (ve elbette gayret, öğrenme hevesi, kendini geliştirmeye devam etme) lazım.
0
orient blue
(12.02.24)
Acele etme. 10 gün çok kısa.
Bu arada işini iyi yapan birinden kopyalar da çek, sorular da sor ve yine işle ilgili notlar al ara sıra.

İşten birinin ayrılması, rahatsızlığı sebebiyle yaptığın işe en yakın birime/departmana verilme olasılığın da mümkün olduğundan oralardan da zamanla bir şeyler almalısın.

Farklı bir iş yerine geçmiştim geçen zamanda.
Başlama zamanından yaklaşık 16 ay sonra iş konusunda üsttekilerden olumlu bildirim geldi.
Bu gibi geri bildirimlerle avunmaktan çok işe odaklanmak önemli tabi.

biraz daha iyi hissetmek için 5-6 ay kadar süre ver kendine.
0
diyecevaplandı
(12.02.24)
(bkz: imposter sendromu)

Bu muhtemelen uzun süre yakanızı bırakmayacak bir şey. Tecrübe kazandıkça geçer ama mesela iş değiştirince ya da terfi edince geri gelir. Her şeyi bildiğini, mükemmel iş çıkardığını sanmaktan iyidir, sizi sürekli öğrenmeye teşvik eder.
0
salihdt
(12.02.24)
Sektörde 4. yılım, yeni yeni geciyor o duygu.

Ama yine de baska yapilan projeleri gorunce ohoo daha cok fırın ekmek yemem lazım diyorum.
0
ananiyimioguz
(12.02.24)
Sakin ol genç adam. 10 gün nedir ya :) ben 10.günümde çay ocağını bulamıyordum haha. Bir kaç ay sonra halledersin
0
avatar is back
(12.02.24)
Selamlar, 15 yıldan fazla tecrübem var. hala yaşıyorum o duyguyu, şirkette yıldız gibiyim, bir sorun olunca bana ulaşırlar, benle aynı işi yapan dış ekipler sorun yaşayınca bana sorarlar, hep en iyi performans puanını ben alırım ama yine de ara ara kendimi yetersiz hissediyorum. bu aslında biraz sırtımdaki kırbaç gibi. muhtemelen bu duygu olmasa kendimi hiç geliştiremem. buna çok fazla takılmayıp alanında kendini geliştirmeye devam.
0
amour fou
(12.02.24)
ben ilk on gun tuvaletin yerini soramamistim :D
0
foster
(12.02.24)
(7)

Irkçı ve faşist ilan edilmek

mrvln
Son yaşadığım tartışmadan sonra canımı sıkmaya başladı. Şöyle ki artık siyaset ya da güncel konularla ilgili fikrimi belirtmiyorum. Daha az haber izliyorum daha az okuyorum ama artık daha az yeni yerlere gidip daha kapalı yaşamaya başladığım için pek mutlu değilim. Evde de evin dışında da her geçen
Son yaşadığım tartışmadan sonra canımı sıkmaya başladı.
Şöyle ki artık siyaset ya da güncel konularla ilgili fikrimi belirtmiyorum. Daha az haber izliyorum daha az okuyorum ama artık daha az yeni yerlere gidip daha kapalı yaşamaya başladığım için pek mutlu değilim. Evde de evin dışında da her geçen gün daha da tedirgin hissederek yaşıyorum. Sokağım, marketim, eğlenmeye gittiğim yer, ilçem her geçen gün daha da tehlikeli oluyor. Uzun uzun anlatabilirim ama beni anlayanlar zaten anladı, sorum da onlara.
Bu tür suçlamalara karşı kendinizi nasıl koruyorsunuz? En son yılın 6 ayını farklı ülkelerde tatillere giden biri tarafından suçlandım ama nasıl bir suçlama anlatamam. Vicdansızlar, ırkçılar, beyaz türk çakmaları(buna biraz gülünce ortam daha da karıştı) neler neler. Terör benim gibiler yüzünden varmış, kültürlere saygı duymuyormuşum, ülke babamın malı değilmiş, çocuklar ve kadınları düşünmüyormuşum, benim gibiler yok olduğunda dünya daha güzel bir yer olacakmışla bitirdik geceyi.
Açıkçası sen olmayınca dünya daha güzel bir yer olacak diyene kadar he he dedim ama buna çok kırıldım ya. Çimlere basmayan insanım ben. Kırdı yani beni.
Böyle bir durumda ne yapıyorsunuz? Tüm bu yaşananlardan sonra ve içinde bulunduğumuz durumda bile bu şekilde düşünen insanlarla konuşmamaya çalışıyorum zaten de, gece vakti sigara almak için yan sokağa arabayla giden biri olarak yoruldum artık. Kendini güvende hissetmeyen ve sürekli korku halinde kendini korumak zorunda hisseden benim. Benden istenen şey nedir? Ne diyeyim ben şimdi?
0
mrvln
(10.02.24)
Böyle bir durumda ne yapılacağı olaya ve kişiye göre değişir.

Uzun zamandır gözlemlediğim kadarıyla biz ABD'den politika ithal ediyoruz. Sağcısı da solcusu da bunu yapıyor. Irkçılık konusu buna bir örnek, ancak düz dünyacılardan tutun silah serbestisine kadar tartıştığımız çoğu konu aslında bizim kendi iç dinamiklerimizden doğan konular değil. Geçen ABD seçimlerinden beri düzenli olarak ABD haber kanallarını izleyip gündemi takip ediyorum. Ne zaman orada bir tartışma patlak verse birkaç ay sonra aynı konu burada patlıyor. Bunu sorunun kaynağı olarak gördüğümden söylemiyorum, o klasik "ABD karşıtı" tiplerden değilim. Her sorunun kaynağı da ABD değil, bunların hiçbirini ima etmiyorum. Sorun insanlarda, X yerdeki dinamiklerle Y yerdeki dinamikler birbirinden farklı olabilir ancak insanlar gerçekten düşünmeden, sadece ezberden duyduklarını tekrar ettikleri için X yerdeki olayı alıp aynen Y yerdeki olaya uyarlıyorlar.

Bir yerde yaşayan insan topluluğunun da kendi hakları vardır. Kültür de kendi içinde bir ekosistemdir. Bakın geçenlerde define aramak için bir buzul gölü boşaltılmıştı, sonra suyu tekrar doldurup sorun çözüldü gibi davranıldı ancak o göl buzul çağından beri süregelen bir ekosisteme sahipti ve bu yok oldu. Suyu tekrar doldurduğunuzda gölü kurtarmış olmuyorsunuz, o gölü o göl yapan orada su bulunması değildi, o göl bir organizmaydı. Aynı şekilde insan toplumu da böyle bir organizma, ülke sınırları siyasi olabilir ancak yol açtığı etkiler sadece siyasi değil. Burada yaşayan insanların da kendi doğrularıyla yaşamaya hakları var. Siz oransal olarak buradaki nüfusa doğrudan etkisi olacak kadar yabancı unsuru kısa sürede içeriye alırsanız o ülkedeki ekosistemde depremler yaratmış olursunuz ve o kültür de bu duruma tepki gösterir. Bu tamamen beklenen bir tepki, p ise q durumu.

Sizi tanımıyorum, belki ırkçısınızdır belki de değilsinizdir. Ben sadece kabataslak bir gündemden yaptığım çıkarım üzerine konuşuyorum burada. Ancak karşınızdaki insan sizin aktardığınız kadarıyla tamamen irrasyonel davranmış. Olayları doğru tahlil ettiğini sanmıyorum. Karşınızdaki insan bir fikri bilerek savunmayıp, sadece o fikri üretenlerin davranışlarını taklit ediyorsa onunla konuşarak baş edemezsiniz. Çünkü söylediği şeylerin altyapısını bilmediği için onları masaya yatırıp tartışacak kabiliyete de sahip olamaz. Yapabileceğiniz tek şey "elin delisi geldi beni buldu" deyip hayatınıza devam etmek.
0
akhenaten
(10.02.24)
bu konular tam aktarılamaz size nasıl davranıldı bilemem fakat "ırkçı" davranan sürekli yabancılardan şikayet eden insanların sorunu şu, sorunları bireysel insanların üzerine yıkma kolaycılığında bulunuyorlar, ülkeyi denetleyen düzenleyen yapılara sesleri çıkmıyor

örnek vermek gerekirse, mahallede hırsızlık arttı, bunun birincil sorumlusu devlet, güvenliğiyle, adaletiyle vs

ama buna ses çıkarmak zor geliyor, bu öfke basınç kişilere yöneliyor
0
grimavi
(10.02.24)
Irkçılığa uğrayan biri olarak ırkçılığın sistemli bir kötülük olduğunu öğrendim, sürekli önüne engel çıkarıyorlar vs. Biz de ırkçılık biraz lafta kalıyor.

Ben Tr’deki surilerden, afganlardan nefret ediyorum, ettiğimi de söylüyorum. bazı arkadaşlar laf atıyor ama gel Mersin’de bizim evde tatil yap diyince gelip giden yok. Babam iş vermiş mesela bahçede birine hem onun fakirliğine üzülüyorum, yardımcı oluyorum hem de babama seni öldürürse, bulmak için Müge anlı’ya mı çıkacağız diye kızıyorum.
Fil çimen ilişkisi.

Yurtdışında tanıştığım araplar da surilerden nefret ediyor özellikle İstanbul’a gelmiş olanlar kendileri bahsediyor, onlarda mı ırkçı.
Birinin ırkından dolayı nefret etmek ayrı, istilasından dolayı nefret etmek ayrı.
marmaristeki ingilizlerden de nefret ediyorum.
Popülist davranmış, bana bu kişinin ya seninle ilgili problemi var gibi geldi ya da ortamlarda hava atmaya mı çalışmış anlamadım.
0
durgunfoton
(10.02.24)
Yurtdışında problem yaşamıştır belki pasaport polisiyle problemi olmuştur. Hıncını sana yansıtmış.
Akademik çalışmanız mı var? Stk’lar da çalıştın? falan diye sorunca birşey diyemiyorlar, neyi savunduklarını bilmiyorlar bile.
Terör senin gibiler yüzünden var dediğinde İzmit’teki kıza tecavüz edenlerde seni gibiler yüzünden var diye ağzının payını verecektin.
0
spherical
(10.02.24)
Ben de çevremden genelde aynı suçlamaları duyarım, bazen biraz vicdansız ve aşırıya kaçtığım söylenir. Ama en azından bunu diyenler pembe gtlü olmadığımı biliyorum. Çok sallamıyorum ben bu denyoları. Şu an okuyunca bile sinirlendim aslında sallıyormuşum biraz.
0
pianeta
(10.02.24)
Benimle bir sorunu olduğunu düşünmüyorum. Genel olarak kimseyle sorunu olan biri değil anladığım kadarıyla. Benim burada ne işim var havasındaydı. Haftaya okyanusun ortasındaki adını anlamadığım bir adaya gidecek mesela. Farklı bir dünyası var.
@grimavi bu arada bununla da suçlandım :)
Yazmayı unutmuşum, teşekkür ederim. Oyumu kullanarak, yasalara uyarak, içinde bulunduğumuz durumun sorumlularından, sorumlulara destek olanlara kadar kimseyle maddi manevi ilişki kurmayarak elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Yeri geldiğinde kimseye lafımı esirgemedim. Bir vatandaş olarak daha fazla ne yapabilirim?
Ayrıca suç bireysel değil miydi? Neden biri suç işlediğinde onu sorumlu tutmayayım ki? 11 yaşındaki çocukla evlenmek isteyen birini suçlarım. 11 yaşındaki çocukla evlenmeyi normal bulan “kültürü” de suçlarım. Kim ya da ne bana ve varlığıma zarar verecek şey yaparsa onu suçlarım. Sadece bir şeyi suçlama hakkım yok ki benim.
Bambaşka ülkelerdeki bambaşka insanların hakkında yorum yapmıyorum. Bambaşka şeyleri yargılamıyorum. Ben artık yan sokağıma yürüyerek gitmiyorum diyorum size. Yaşadığım mahallede son bir ayda üç dört silahlı çatışma yaşandı. Bilmem kaç bıçaklı yaralama oldu. Canımın güvenliğinden endişeliyim diyorum size. Böyle bir durumda kafama göre birilerinin üzerine bir şeyler yıkabilecek durumda mıyım sizce? Emeği geçen herkese(bu arada havada uçan kuş da dahil) sinirliyim. Daha ne kadar net anlatabilirim.
Bunların hepsini konuştuk. Tartışma da eve dönme meselesinden çıktı zaten. Alkollüyken araba kullanmak istemedim. Taksiye de 600 lira vermek canımı sıktı çünkü toplu taşımayla kapının önünden binip, indiğim yerden 2 dakika içinde evimde olabiliyorum. Sinirle söylendim ve konu buralara geldi. Buna da hakkım yokmuş demek ki.
Bu suçlamaları kabul etmek istemiyorum. Tartışmak da istemiyorum. Kısacık bir açıklamayla konuyu kapatmak istiyorum.
0
🌸mrvln
(10.02.24)
Mevcut göçmen ve mülteci politikasından rahatsız olmak demek ırkçı olmak değildir ancak ırkçıların tamamı da ideolojileri gereği bundan rahatsız olur. Kategorik olarak belli bir ırka mensup insanlardan nefret etmiyor ve/veya kendi ırkınızı kıymeti kendinden menkul sebeplerden dolayı diğerlerinden üstün görmüyorsanız kafanıza takmayın. Bir insanın mülteci olması onun hırsız/tacizci/terörist olduğunu ya da olmadığını göstermez.
0
salihdt
(10.02.24)
(16)

Nazar hakkında ne düşünüyorsunuz?

UriahHeep
Ben nazara inanmamaya çalışan ama kurtulamayan biriyim. Hayatımda benim kadar nazar değen bir insan görmedim iyi giden her işim ya da cisim başkasının öğrenmesiyle veya kendimce iyi gidiyor dememle bozuluyor. Çaresini bulamadım çok zor durumdayım.Bir de üstüne üstlük çok haz etmediğim ama görüşmek z
Ben nazara inanmamaya çalışan ama kurtulamayan biriyim. Hayatımda benim kadar nazar değen bir insan görmedim iyi giden her işim ya da cisim başkasının öğrenmesiyle veya kendimce iyi gidiyor dememle bozuluyor. Çaresini bulamadım çok zor durumdayım.

Bir de üstüne üstlük çok haz etmediğim ama görüşmek zorunda olduğum biri benim bu hassasiyetimi öğrenip benden bir şeyler gizlemeye çalışması beni iyice nefret ettirdi. Birisi neden böyle bir şey yapar ki?

Akraba sayılırız yaptığı şu:
/eee araba al artık böyle kiralamayla uğraşma. (Tamamen iyi niyet)
\yaa bakacağız kuzenle bir galerilere filan. (Deyip ertesi gün sıfır araba aldı)

Bir insan sıfır araba almaya bir günde karar verir mi çok zengin değilse? Böyle şeyler işte.

Aynı kişi bir işte çalışıyor ve memnun olduğunu iyi kazandığını biliyoruz. Ya ben adamı görünce insanım iletişim kurmalıyım değil mi? Ne soracağım?
Nasılsın işler nasıl gidiyor vs. //// Bu adam her zaman işini kötüler ve her sorduğunuzda iş arıyordur. Ancak asla öyle major bir durum yoktur ortada.

Ben ne yapayım ben bunlar gibi yapamam.

Nazara inanmayan ya da saçma bulan ayrıca korkan da yazsın lütfen.
0
UriahHeep
(09.02.24)
Ben de sıfır araba almaya bir günde karar verdim valla. Bir de şöylr bir surum var araba almaya gidicem yarın dersin istesiğin model olmaz istediğin fiyata ğnmez alamaz geri sönersin sonra çevrene şöyle oldu böyle oldu diye ağlar durursun, onu yaşamak istememiştir.

Öte yandan İşi gücü iyi gidip de haybeye yakınan s*kiklerden ben de hazzetmem ama bu iki kişiyi biye bu kadar ciddiye aldınız. Öyle çok önemli insanlar gibi de değil belli ki. Bu arada size nazar değiyor diye karşınızdaki kişi alım satım işlerini niye tamamen açıklamak zorunda olsun ki.
0
herp
(09.02.24)
İnanmiyorum tabii ki nazara falan.
0
ahm1
(09.02.24)
Verdiğiniz örneklerin nazarla ne alakası var hiç anlamadım. Anlattıklarınızdan karşıdaki kişinin ketum biri olduğu dışında bir sonuca ulaşamadım ben.
Araba alacakmış, söylememiş. 1 günde araba almaya karar vermeyeceğine göre size söylemek istememiş, belki de kimseye söylememiş. Sizle konuştuğu ertesi gün de belki beklediği, haber saldığı vs bir yerden haber gelmiştir, gitmiş almıştır.
İşini sorunca da iyi gidiyor memnunum dememiş, kötü gidiyor demiş. En fazla yalan söylemiş deriz burda da.
Nazar nerde cidden samimi olarak soruyorum? Bu hikayede nazar kime değmiş tam olarak?


Ayrıca nazarın tabi ki de inanılacak bir tarafı yok. Bana biraz kendini fazla önemsemek gibi geliyor.
0
pianeta
(09.02.24)
Nazar var.
Ayrıca verdiğin örnekler konuyla ilgisiz.
0
diyecevaplandı
(09.02.24)
Nazara inanmıyorum. Nazar iki alakasız şeyin alakalıYMIŞ gibi yorumlanmasından ibaret. Yani temelde iki alakasız zaman çizgisi var, sizinki ve diğer kişininki. Nazara inananlar sırf bu iki zaman çizgisi bir yerde kesişti diye yoktan anlam var ediyor.

Birine "yarın iş görüşmem var" demeniz ile o iş görüşmesinde çuvallamanız arasındaki hiçbir ilişki yok. İşi alamamanız sizin o pozisyon için yetersiz olmanız, İK'cının aradığı niteliklerin farklı olması, sizden bir önce mülakata giren kişinin daha iyi bir aday olması, başkasının araya torpil sokması vb. gibi nedenlerdendir. Ama size çuvallamanızın nedeninin bunlardan hangisi olduğu açıklanmadığı için, siz açıklayabildiğiniz (çünkü bizzat yaşadığınız) bir şeye atfetmeye çalışıyorsunuz, bu da bir gün önce rastgele bir insana bu mülakatten bahsetmiş olmanız.
0
fotrsapka
(09.02.24)
Nazar kesinlikle var. Yeri geliyor insanın kendine bile nazarı değiyor.

Nefesine güvendiğiniz, sevdiğiniz bir büyüğünüz arada bir okusun üflesin sizi.

Rahmetli ninemin nefesi çok iyi gelirdi bana.
0
anaphylacticshock
(09.02.24)
Algıda seçiciliği bir kenara bırakıyorum. İnsanların gözünden çıkan sihirli ışınların diğer insanlara kötü şans getirme ihtimali, insan psikolojisinin zannettiğimizden daha karmaşık olması ve bilinçli olarak fark etmediğimiz onca detaydan etkilenerek eylemlerimizi buna göre belirlememiz ihtimalinden çok daha düşük.
0
aloha snackbar 3
(09.02.24)
@jjj 3 +1

Nazar yok.
0
nawar
(09.02.24)
Verdiğim iki örnek nazarla şu şekilde alakalı. İşine nazar değmesinden korktuğu için her zaman kötülüyor. Sıfır araba almaya gidecek ama bunu söylemiyor çünkü nazar değecek ve aşamayacağını düşünüyor. Araba konusunda kendini öyle bir gösteriyor ki örneğin 94 lada Samara alacak sanıyorsun. Ama 2024 orta segment bir araba alıyor.
0
🌸UriahHeep
(09.02.24)
Hocam insanlar yaşayıp anlam veremedikleri durumları anlamlandırmaya çalışırlar. Eğer konu hakkında yetkin bilginiz varsa, ya da dünyadaki ortalama eğitim seviyesi olan şeyleri anlamdırmaya yetiyorsa olan şeylerin ne olduğunu bilirsiniz.

Bundan birkaç yüzyıl önce insanlar nelere inanıyordu, şimdi gülüp geçiyoruz.

Nazar da böyle bir şey. Eğer siz insanlar tarafından kolayca manipüle edilebilen, ya da özgüvenini kolayca kaybedebilen bir yapıdaysanız ve insanlarla etkileşiminiz sizde bunlara sebep oluyorsa ya özgüveninizi geliştirmeye yönelik bir uğraş içine girersiniz ya da bu sorunla yüzleşip üstesinden gelmek yerine nazara sığınıp bu olayları bastırıp insanlarla daha az paylaşıma girme yolunu seçersiniz.

Ortada doğaüstü bir güç yok, siz ve etrafınızdaki insanlarla olan etkileşiminiz varsınız.

Tabi bu tip şeylere inaancınız varsa bir de işin içine self-sabotaj olayı giriyor. Eğer siz bir şey gerçekleştiğinde sonuçta kötü bir olay geleceğine yeterince inanırsanız o kötğ olayın gerçekten olmasını sağlarsınız.

Bence nazarı bir kenera bırakıp kendinize odaklanın.
0
akhenaten
(09.02.24)
ben nazara inaniyorum ama, mesela unluler, sporcular vs gayet iyi, degse onlara deger. kotu enerji seklinde falan algilyorum ben ya da birsey diyip moralimi falan bozuyorlar anlaminda.
nazar disinda genelde insanlar kazancini gizliyor, bunu bana maasini soylesin diye demiyorum. cevremde ozellikle de durumu iyi olup, bir is karistaranlar hep ac, yoksul ve muhtac. borc istemesinler diye yapiyor da olabilirler ama hem oyle bir durum soz konusu degil hem de konuyu kendileri aciyor.
o yuzden ben de bana anlatmayana anlatmiyorum. sen de alisirsin.
0
durgunfoton
(09.02.24)
Nazara inaniyorum. Ayrica verdigin ornekleri anladim ilk okudugumda. Sakliyorlar iste. Demek onlar da inaniyor. Burada sinir olacak bir sey yok. O da inaniyor ve araba alacagini soylemiyor."hassasiyetimi ogrendi ve boyle davraniyor" ne alaka onu anlamadim sadece.

Sen de onlar gibi yap. Niye yapamiyorsun. Sir kupu olma ama dikkat et. Ben evlilige giden iliskim nazar yuzunden bitti. Kime soylesem inanmiyor ama ortada bir sey yokken ne oldugunu anlamadan ayrildik. Herkesin gozu bizdeydi. Hangi isten memnun olsam ve bunu birine belirtsem ki bu kisi hep ayni kisi oluyor, hep bir anda isten soguyup ayrildim. O kisiye hicbir sey soylemiyorum. Gecen bulustuk ilk kez bi seyden bahsetti. O da bozuldu birkac hafta sonra. Dehsete dusuyorum. Gozu goz degil derler ya oyle.
0
Kittie
(09.02.24)
Bazı insanlar kendi maddi durumları hakkında konuşulmasını sevmezken bazı insanlar bu konularda çok soru soruyorlar. Bazı insanlar da hem kendi maddi durumları hakkında konuşulmasını sevmiyor hem de bu konularda çok soru soruyorlar. Bunu böyle kabul edip bu üçüncü tip kişi olmamaya devam etmelisiniz. başka konular konuşun, insanların maddi durumlarıyla alıp sattıklarıyla ilgilenmeyin. o kadar ilgilenmeyin ki anlatmak istediklerinde konuyu değiştirin, en güzeli bu bence.

Nazara gelince, bir süre inandım, bu sebeple şu anda inananları tenzih ediyorum ama ben şahsen artık nazara götümle gülüyorum. başıma gelen iyi şeyleri bazen anlatır bazen anlatmam, aynı koşullarda anlatıp anlatmamamla o işlerin bozulma olasılıkları arasında hiç bir ilişki bulunamaz. entropi gereği mutluluğumuzu paylaşırken de paylaşmazken de bir takım işler bozuluyor, başımıza kötü şeyler geliyor, artık yaşımız bilmem kaç oldu bunlara alışmamız lazım.
0
engelbert humperdinck
(09.02.24)
nazar kesinlikle var yaw, o yuzden eve mutlaka nazar boncugu asarim. Yeni aldigim seyleri (ornek: arac) insanlarla, 1. derece akraba haric, mumkun oldugu kadar biraz eskitene kadar paylasmam cunku kesinlikle bir bokluk oluyor.
0
cooperr
(09.02.24)
nazara inanıyorum , nazar boncuğu gibi şeylere inanmıyorum.
0
ercu cozer
(10.02.24)
Nazar dediğimiz şey çoğunlukla seçici algı. Bir olayın olmasına neden olan bir sürü şey vardır; genelde söz konusu şeyin gerçekleşmesine sebep olan olaylar zinciri bahsi geçen "Nazarın" yaşanmasından çok önce başlar. Eğer bu tür şeylere inanmaya teşne biriyseniz hoşunuza gitmeyen şeyler yaşandığında "Aaa nazar" dersiniz; zira neredeyse her olay birilerinin bilgisi dahilinde gerçekleşir. Herhangi bir sorun yaşanmayan olaylar için ise, bu olaylar da birilerinin bilgisi dahilinde, gözleri önünde gerçekleşse de "Aa neden nazar değmedi acaba" diye düşünmezsiniz.

Gerçi şimdi düşündüm de belki de Nazar gerçektir ve çift yarık deneylerindeki gözlemci etkisi nazardır. Bilemedim
0
salihdt
(10.02.24)
(4)

fal tarot ve benzeri şeyler baktıran var mı?

tabudeviren
bu gibi şeylere baktırdığınızda hiç bildikleri oldu mu?"yakında güzel bir haber alacaksın" gibi muallak şeyler değil, şu şu şu olacak gibisinden şeyler...baktıracağımdan değil merakımdan soruyorum..
bu gibi şeylere baktırdığınızda hiç bildikleri oldu mu?
"yakında güzel bir haber alacaksın" gibi muallak şeyler değil, şu şu şu olacak gibisinden şeyler...

baktıracağımdan değil merakımdan soruyorum..
0
tabudeviren
(23.01.24)
ben tarot baktırmıştım, theta healing de yapıyordu. doğum haritamla birlikte evlerimi gözden geçirip üzerine konuşmuştuk, çok garipti. anlatamıyorum bile. hala söylediği birkaç şey aklımda ama geleceğe yönelik şu şu olacak tarzı şeyler söylemedi. desteklendiğim alanlarla ilgili "bunlara yönelirsen böyle güzel şeylere yol açabilir" gibi cümleler kurmuştu.
0
penceredengorunenmorbina
(23.01.24)
Onlar işini bilir: (bkz: barnum etkisi)
0
salihdt
(24.01.24)
ben baktırmadım ama binnaz com dan baktım bisüre :) inanılmaz sallıyordum ona rağmen insanlar hastaydı bana çok iyi bakıyor falan diye yorumlar geilyodu. yani evet bilirler biliriz :)
0
hobarey
(24.01.24)
Baktırdım, bildikleri oldu çünkü zaten genelde bu insanlar sizi görür görmez karakteriniz hakkında çıkarımlarda bulunabiliyor. Bunun için metafizik bir yeteneğe ihtiyacınız yok.

Bence faydalı bir şey. Falcılar sizin karakteriniz ve dışardan nasıl göründüğünüzle ilgili fikrinizi genişletir. İnsanlar size gelip durduk yere çok safsın, o kadar pasif bir karakterin var ki birçok kişi tarafından kandırılma potansiyelin var hatta kesin çok defa kandırılmışsındır gibi şeyler söylemezler. Psikologlar da bu tip şeyler söylemez.

Ancak falcılar söyler :D Sadece bunu doğrudan sizin karakterinizi yorumluyor gibi yapmazlar, ancak siz mesajı bu şekilde almak üzerine dinlerseniz baya bir faydası olur.

"Ben geleceğimi göreceğim" amacıyla değil de "acaba dışardan ilk bakışta nasıl görünüyorum" gibi bir düşünceyle gittiğinizde falcıların ufkunuzu baya açabildiğini fark ettim :D
0
akhenaten
(24.01.24)
(4)

Swatch almalı mı? Alternatifler?

robokot
Swatch dizaynlarını beğeniyorum ama kafamda şu soru işareti var: normal plastik kayışlı bir saatin kayışını 2-3 yılda bir değiştirmem gerekiyor kullanılmaz hale geldiği / koptuğu için. Casio masio saatlerin kayışları her yerde bulunuyor. Bakıyorum bu swatchların kayışları ne garanti kapsamında (ki 2
Swatch dizaynlarını beğeniyorum ama kafamda şu soru işareti var: normal plastik kayışlı bir saatin kayışını 2-3 yılda bir değiştirmem gerekiyor kullanılmaz hale geldiği / koptuğu için. Casio masio saatlerin kayışları her yerde bulunuyor. Bakıyorum bu swatchların kayışları ne garanti kapsamında (ki 2 yıldan sonra ne olacak garanti olsa da) ne de ayrı olarak satılıyor(muş?). E bunların dizaynları kayışlarıyla bütün olduğu için gidip rastgele bir kayış da alamayız. Swatch saatin kayışını değiştirmeyi reddettiği zaman çöp mü oluyor bu saatler?

Swatch sever birinin beğenebileceği benzer fiyat bandında iyi saat markaları nelerdir bir de?
0
robokot
(11.12.23)
Çok sesli çalışıyor. Sadece bu yüzden alınmaz.
0
ferenc
(11.12.23)
Casio Gshock'un güzel serileri var. Ben şahsen Seiko severim, Swatch kadar renkli olmasa da çok güzel saatleri vardır.
0
salihdt
(11.12.23)
Swatch alırsan içinin açılmadığını, arıza halinde çöp olduğunu bil. Sadece pil değişimine izin veriyor. Yerinde olsam Casio tercih ederdim.
0
halitkin
(11.12.23)
Casio'nun saatlerinin de içi açılmıyor ama solar teknolojisi olan bir saat alırsan pil değişimine gerek yok. Zaten casio'nun pek arıza yaptığı görülmemiştir. f91 gibi en ucuz saati pil değiştirmeden 10 sene dayanıyor
0
ferenc
(11.12.23)
(5)

okunabilir e kitap

daglien
e kitap okuyucu aldık. lakin belli sıkıntılar var. misal e kitap okuyucuların hepsi yavaş çalışıyormuş.bilgisayarda yıllardır bekleyen pdf'leri attık lakin gözleri bozacak derecede kötü yazılar. yani kitaptan fotoğraf çekilerek e kitap haline getirilmiş şeyler.şöyle güzel, okunabilir bi e kitap arşi
e kitap okuyucu aldık. lakin belli sıkıntılar var. misal e kitap okuyucuların hepsi yavaş çalışıyormuş.

bilgisayarda yıllardır bekleyen pdf'leri attık lakin gözleri bozacak derecede kötü yazılar. yani kitaptan fotoğraf çekilerek e kitap haline getirilmiş şeyler.

şöyle güzel, okunabilir bi e kitap arşivine nasıl ulaşılır?
0
daglien
(10.12.23)
zaman ilac degil insanlar unutkan
(11.12.23)
E kitap okuyucular PDF konusunda çok başarılı değiller. Daha doğrusu PDF bir e-kitap formatı değil. Sizin epub bulmanız lazım. Ekşi sözlükteki "sömürülesi e-kitap siteleri" başlığına bakabilirsiniz. Yanlış görmediysem yukarıdaki arkadaşın paylaştığı linktekiler de çoğunlukla PDF.
0
salihdt
(11.12.23)
salihdt +1

epub formatında e-kitap bulmanız lazım. epub olursa font değiştirebilir, büyüklüğünü ayarlayabilir ve okumayı kolaylaştıracak bir çok özellikten faydalabilirsiniz.
0
kaptan memo
(11.12.23)
düzgün e-pub formatli türkce kitaplar icin hattusa var. her gün 10 kitap indirme hakki veriyor sanirim. daha fazla üyelik acarak daha fazla kitap indirebilirsiniz.

onun disinda yukarida yazanlara katiliyorum. pdf bir e-kitap formati degildir. bu okuyucular e-kitap formatlari icin gelistirilmistir, pdf okumak icin degil. pdf'i ayip olmasin diye aciyorlar.
0
sir gawain
(11.12.23)
telegramda ebook kanalları var ordan istediğiniz kitabı bulabilirsiniz.
0
sta
(11.12.23)
(4)

Kaliteli gozluk markasi

turkuaz
Selamlar,Yillar sonra numarali gozlugumu degistirecegim.Genelde cercevesiz gozlukler kullandim ancak bu sefer kaliteli cerceveli bir gozluk de olabilir. Duyuruda uzun sure once numarali gozluk konusunda fiyati yuksek ancak kalitesi referans olan bir markadan bahsedildigini hatirliyorum ancak ilgili
Selamlar,
Yillar sonra numarali gozlugumu degistirecegim.Genelde cercevesiz gozlukler kullandim ancak bu sefer kaliteli cerceveli bir gozluk de olabilir. Duyuruda uzun sure once numarali gozluk konusunda fiyati yuksek ancak kalitesi referans olan bir markadan bahsedildigini hatirliyorum ancak ilgili mesajlari bulamadim.Bu marka hangisi olabilir? 8-10 yil arasi kullanmayi dusundugum icin maliyetine bir yere kadar katlanabilirim
0
turkuaz
(10.12.23)
ben persol kullanıyorum. güneş gözlüğü ile hiç bu kadar rahat etmemişti. numaralı gözlükleri de aynıdır diye yorumda bulunuyorum.
0
tolgan
(10.12.23)
Gözlük çerçevesi eğer titanium vb. bir malzeme değil de asetat alacaksanız çok basit bir şey. 100 liralık çerçeve ile 1000 liralık arasındaki fark kalite değil. Yüzünüze oturan, adı sanı duyulmamış bir şey de işinizi görür.
0
salihdt
(11.12.23)
Silhouette var bende, oldukca memnunum. Hem cok hafif ve rahat, hem de vidasiz bir sistemi var, kolay bozulacak gibi durmuyor.
0
lemmiwinks
(11.12.23)
persol + 1
0
cooperr
(11.12.23)
(3)

Garanti Bonuslar nasıl korunabilir

Mehmet Ersoz
Bonus kart'ta biriken bonuslar kullanılmazsa 15gün sonra karttan geri çekiyorlar. Bonusları kullanabileceğimiz online site sayısı da çok az. Ben bu bonusların heba olmasını nasıl engelleyebilirim? (Gereksiz alışveriş de yapmak istemiyorum sırf bonusu kullanmak için)
Bonus kart'ta biriken bonuslar kullanılmazsa 15gün sonra karttan geri çekiyorlar. Bonusları kullanabileceğimiz online site sayısı da çok az. Ben bu bonusların heba olmasını nasıl engelleyebilirim? (Gereksiz alışveriş de yapmak istemiyorum sırf bonusu kullanmak için)
0
Mehmet Ersoz
(25.11.23)
Bim a101 lerde geçiyor zaten, günlük alışverişinizi yaparken kullansanız yeter, heba olmazlar.
0
efruz
(25.11.23)
Araban varsa akaryakıt al. En iyisi o
Tabi bonus pos cihazı olması lazım istasyonda
0
etna
(25.11.23)
"Gereksiz alışveriş de yapmak istemiyorum sırf bonusu kullanmak için" demişsiniz ama kampanya bonuslarının kısa sürede silinecek şekilde yüklenmesinin tam olarak sebebi o... Eğer yakın zamanda değişmediyse bonusların ilgili bankanın POS cihazı olan her üye işyerinde kullanılabiliyor olması lazım; belki birkaç istisnası vardır.
0
salihdt
(26.11.23)
(9)

Yurtdışı Danışmanlık Şirketi

heritage
Merhaba,Yurtdışında iş bulup göndereceğini vadeden bir şirket var. Tabii bir ücret karşılığı yapıyorlar. Kazıklanmadan önce bunların sahtekar olup olmadığını nasıl anlarım? Şirket mevzubahis ülkede ilgili faaliyet alanlarıyla kayıtlı. Adamın ismi de gözüküyor. Yardımcı olabilecek kişilere teşekkürle
Merhaba,
Yurtdışında iş bulup göndereceğini vadeden bir şirket var. Tabii bir ücret karşılığı yapıyorlar. Kazıklanmadan önce bunların sahtekar olup olmadığını nasıl anlarım? Şirket mevzubahis ülkede ilgili faaliyet alanlarıyla kayıtlı. Adamın ismi de gözüküyor. Yardımcı olabilecek kişilere teşekkürler.
0
heritage
(15.11.23)
Daha önce bu şirket ile gidip iş bulabilmiş var mı ona bakmak lazım.
0
durbidakka
(15.11.23)
İş bulup gönderiyor derken? Bu tür aracılar genelde işverenlerden komisyon alırlar doldurdukları pozisyonlar için, iş arayanlardan değil. Eğer siz bir tutar ödeyecekseniz bile iş bulduktan sonra ödeme yapılacak şekilde bir anlaşma/sözleşme işine girin. Diğer türlü ne için para ödeyeceksiniz ki tam olarak?
0
salihdt
(15.11.23)
@salihdt
Danışmanlık hizmeti altında bilgilerimizin kuruma iletilmesi ve sürecin yönetilmesi için isteniyor para. Ücretin yarısı 1 taksit olarak önden, kalanı da vize işlemleri başlarken isteniyor.
0
🌸heritage
(15.11.23)
İşverenin seni almadığı durumda ucret iadesi yapıyor mu? Genelde salihdt'nin dediği şekilde işler bu süreçler.
0
mirty
(15.11.23)
Açıkçası amerikadaki work and travel olaylarında mağdur olan bayağı kişi vardı. Gerçek bir iş bulur bulmaz ayrı bir de maaşınızı öderler mi ya da anlaştığınız fiyattan öderler mi vs.

Bunu anlamanın yolu maalesef firmadan hizmet alan kişilerin deneyimleri, başka bir şey değil. Onu da anca şikayetvar da falan görürsünüz belki de. Linkedinde adam “bu firma beni çalışma vizesiyle şuraya gönderdi” diye yazmaz, üstüne bunu saklamaya çalışır. E haliyle nicknamei olan bir kullanıcı yorumu dışında böyle birileri bulunabilir mi bilmiyorum. Yani dil okulu falan olsa millet yazar eder ama prosedür gereği biraz sıkıntılı konu. Firmadan referans isteseniz onlar zaten kötüleyecek adamla size kontak sağlamaz, belki de çalışanını referans diye kakalar.

Yani firma yorumlarına güvenmekten başka seçenek kalmıyor gibi
0
filipis
(15.11.23)
@mirty
Evet, olmazsa para iadesi yapıyoruz diyorlar.
0
🌸heritage
(15.11.23)
Selam. Böyle bir şey mümkün değil. Her ülkenin göçmelik koşulları farklı. Hiçbir şirket size yurtdışında iş bulamaz. Kimseye tek kuruş vermeyin.

"Yurtdışında" o ülkelerin vatandaşlarının bile iş garantisi yok. Yurtdışında herkes zengin değil. Yurtdışında mükkemmel sosyallik ve sonsuz welcoming bir ortam yok. Genel prensip şu; Türkiye'de gelirin iyi ve saygınsan aynısı devam eder. Türkiye'de dikiş tutturamamışsan yurtdışında sokakta kalırsın. Türkiye'deki en dipte olan insan belki bir ev falan alır. Yurtdışında kebapçılarda kaçak takılan ağrı gibi şehirlerden çıkma insanların tek oda kiralamaktan başka bir gelecek belkentisi yok.

Umarım yeterince net olmuştur.
0
ferenc
(15.11.23)
reddit bunlarla dolu, Hintlileri falan sahte şirket mektupları ile kandırıyorlar.

"senden para alan şirket dolandırıcıdır veya hayal satıyordur" bu kadar açık. Çünkü normalde şirket seni aldığında şirketten alırlar o parayı.

Çoğu şirket sponsor olmak istemiyor zaten. Senin başvurularını yöneticez diye para alıyorlarsa, "eee sen işe giremedin şirketler kabul etmedi, para bizde kalacak" diyebilirler ki bu en masum senaryo. Umut tacirliği yapıp paranı kapmış olurlar bir dolandırıcılık yok demektir bunda.

Bir scam de kendi kurdukları şirketle bir şekilde referans olup o ülkeye gerçekten getirtmeleri. Bu tür şeylerde gerçekten vize alıyorlar ama gittiğinde işin olmuyor :) BBC'de haber görmüştüm Nijerya'dan insanları böyle getiriyorlarmış ama geldiklerinde fulltime iş yerine diyelim haftada 4 saat veriyorlar, azıcık parayla da aç kalıyor insanlar.
0
nhk ni youkosu
(16.11.23)
%99.9 dolandirici..
son zamanlarda herkes uzamak istedigi icin boyle firmalarin sayisi asiri artti..
0
cooperr
(16.11.23)
(2)

Neden çok fazla ödeme sistemi var

biseysorcaktim
vodafone pay, turkcell pay, migros pay, papara, ininal, bkm express, colendi, sipay... her bankanın ya da büyük kurumun dijital cüzdan uygulaması var.son bi kaç yılda böyle çok fazla hizmet ortaya çıktı.kullanıcı parasını cüzdana atıyor, firma bu paraları değerlendiriyor ve oradan gelir mi elde ediy
vodafone pay, turkcell pay, migros pay, papara, ininal, bkm express, colendi, sipay... her bankanın ya da büyük kurumun dijital cüzdan uygulaması var.

son bi kaç yılda böyle çok fazla hizmet ortaya çıktı.

kullanıcı parasını cüzdana atıyor, firma bu paraları değerlendiriyor ve oradan gelir mi elde ediyor? bunu yapıyordur da tek olayı bu değildir, sebebi ne bunca yatırımın?
0
biseysorcaktim
(19.10.23)
dijital bankacilik olmasa sen benden aldigin 100 TL ile baska bir yere olan borcunu öderdin, o kisi baska bir yere borcunu öderdi vs. Sonuc olarak o 100 tl hep piyasada dönecekti.

Dijital bankacilik ile kesilen komisyonlardan dolayi o para belli sayida el degistirme sonrasinda sifirlaniyor. Yeni cikan servislerin hepside bir sekilde bu pastadan pay kapma derdindeler.
0
VIPCH
(19.10.23)
O uyguamalardan birinde çalışmış biri olarak cevap vereyim. Çünkü olabildiğinden dolayı... Bunlardan bazıları para kazanıyor. Mesela ininal, Papara... Bazıları da (Özellikle bazı GSM şirketi ve bankaların sunduğu ürünler) başkaları yaptığı için para kazanmamasına hatta kaybetmesine rağmen yapıyor. Bunlar kağıt üstünde "Efendim bizim X milyon müşterimiz var zaten, bunların %Y'si kullansa, onlardan da Z lira komisyon alsak... Zaten bakın onlar da yapıyor, biz yapmazsak ve gelecekte bu alan patlarsa onlar aya giderken biz yaya kalırız" falan diye üst yönetime pazarlanan, sonra sağda solda sektörel ödüller alıp, reklamların gazıyla belli sayıda kullanıcıya ulaşan ancak hiçbir zaman gerçek anlamda kara geçmeyen işler. Bunlara harcanan yazılım, bakım, reklam vb. gideri düşünüldüğünde bunların tamamının kar etmesi imkansız zaten. Zira Türk insanının finansal hizmete para ödeme alışkanlığı sınırlı. Haliyle sürekli kampanyaydı, bedave işlemdi falan diye sübvanse edilmeleri lazım.
0
salihdt
(19.10.23)
(6)

Yurtdisi Pasaport Yenileme

guguklusaat
Selamlar, yurtdisinda ikamet eden biri pasaportunu hem konsolosluk hem de Turkiyede muracaat ederek yenileyebiliyor mu? Bir de bu iki sekilde alinan pasaportlar arasinda havalimanlarinda kolay gecis arasinda kullanabilme farkliligi oldugunu duydum birinden, boyle bir fark var mi? Normalde ikisinin a
Selamlar, yurtdisinda ikamet eden biri pasaportunu hem konsolosluk hem de Turkiyede muracaat ederek yenileyebiliyor mu? Bir de bu iki sekilde alinan pasaportlar arasinda havalimanlarinda kolay gecis arasinda kullanabilme farkliligi oldugunu duydum birinden, boyle bir fark var mi? Normalde ikisinin ayni olmasini beklerim.
0
guguklusaat
(21.09.23)
Bildiğim kadarıyla yurtdışında ikamet ediyorsanız hem ikamet ettiğiniz yerdeki konsolosluktan hem de Türkiye'de iseniz normal bir şekilde başvuruda bulunabiliyorsunuz. Teknik açıdan fark olacağını sanmıyorum çünkü yurtdışında başvurduğunuz pasaport da yine Türkiye'de hazırlanıp yurtdışına aktarılıyor diye hatırlıyorum.
0
salihdt
(21.09.23)
Iki sekilde de yeniledim, bir fark gormedim.
0
sertac akin
(21.09.23)
Turkiye'de yenilerseniz ornek veriyorum, verildigi yer Istanbul, yurtdisinda yenilerseniz verildigi yer X Konsoloslugu yaziyordur muhtemelen. Hangi havalimaninda kolay gecisten bahsediyorsunuz bilmiyorum ama yurtdisinda bir yere giderken kimse pasaportun nerede verildigine bakarak almak/almamazlik yapmaz, oturum izninize, vizenize bakar. Turkiye'ye giris cikista ztn bir sorun olmaz.
0
kassiopeia
(21.09.23)
gecen sene hizli gecisten gecememistim, pasaportu yurtdisindan almissiniz ondandir demeisti oradaki memur. sacma?

ancak bu sene hizli gecisten sorunsuz bicimde gecebildim.
0
kimi raikkonen
(21.09.23)
Şuan kullandığım bir pasaportum yurtiçinden diğeri konsolosluktan alınma hiç bir farkları yok. Giriş çıkışta da bir değişiklik görmedim.
Belki tek farkları geçtiğimiz senelerde pasaportların tasarımında yapılan değişiklikler.
0
yeninesiltupcu
(21.09.23)
ben Yunanistan'da aldim, enteresan bir sekilde, Turkiye'de basilip gonderilmesine ragmen bir miktar daha ucuzdu. (gonderim ucreti oluyor 3-5)

uzerinde Atina-Pire baskonsoloslugu yaziyor evet.
hizli geciste hicbir problem yasamadim. ama hizli geciste polislerin etraftakilere farkli bahaneler soyledigine sahit oldum (bir tanidigima sizin parmak izi yok dedi)

tek dusuneceginiz sey su olabilir. bulundugunuz ulkenin ambargolu oldugu bir ulkeye gidecek olursaniz sorun yasayabilirsiniz.

ornegin Israil'de yasiyorsaniz, Iran'a normalde TC pasaportuyla girmenizde bir problem olmamasina ragmen Israil konsoloslugu ismini gormeleri hoslarina gitmeyebilir.

kardesimin pasaportu Kuzey Kibris'ta yenilendi, Yunan'a onunla giremiyor mesela.
0
supergirl
(23.09.23)
(9)

Aylık birikim yapabiliyor olsanız neye yönelirdiniz?

whatdreamsnevercome
her ay hesabınıza 4500-5000 dolar arası fazla para yatıyor olsa (ve bu hep dolar olarak yatıyor olacaksa) bu parayı nasıl değerlendirirdiniz?sepet yapmak gerekiyordur büyük ihtimalle, ama en mantıklısı nedir?yani çok fazla opsiyon olduğu için, bilemiyorum.bir kısmıyla fon, bi kısmıyla hisse, altın a
her ay hesabınıza 4500-5000 dolar arası fazla para yatıyor olsa (ve bu hep dolar olarak yatıyor olacaksa) bu parayı nasıl değerlendirirdiniz?

sepet yapmak gerekiyordur büyük ihtimalle, ama en mantıklısı nedir?

yani çok fazla opsiyon olduğu için, bilemiyorum.
bir kısmıyla fon, bi kısmıyla hisse, altın al, birazını BES'e at. (veya da allianz'ın hayat sigortası diye sunduğu hem yıllık dolar bazlı faiz verdiği hem kar payı verdiği falan 10 yıllık planlar vardı yanılmıyorsam. üstelik bunları vergiden de düşebiliyorduk brüt çalışanlar).

yani nedir yapılması gereken?
0
whatdreamsnevercome
(14.09.23)
10 yıla kadar vaden varsa hisse senedi fonlarından alırsan her ay, 10 yıl sonunda milyarder olursun. hayal bile edemeyeceğin para birikir.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(14.09.23)
bist 30 hissesi al ve unut.
0
tabudeviren
(14.09.23)
her şeyden önce ekonomi ve ekonomi politikalarını çok iyi öğrenmek gerekiyor.
Bundan sonra zaten siz , yatırım yapmanın bir bebek büyükmek gibi olduğunu öğrenceksiniz zaten.
Yani bebeğinizi sürekli beslemeniz bundan daha önemlisi enflasyon gibi canavarlardan korumanız gerekecek.

Bu anlamda da dönemsellik konusunu iyi bilmeniz ucuz olan varlıkları toplayıp pahalı iken satıp, sonra
ucuz kalan diğer varlıklara geçmeniz olacaktır. Ayrıca ucuz kredileri kaçırmayıp, rüzgarıda arkanıza almalısınız.

Örneğin şu ortamda ucuz kalan , altın , dolar, varsa ucuz kalmış tarla arazı alabilirsiniz, bunları pik yaptığında
elden çıkarıp , sonrasında duruma göre diğer varlıklara geçeceksiniz.

Borsada ülkemizde dalgalı bu yüzden borsada real bir kar olup, olmadığını dolar bazlı artı doların kendi enflasyonunuda dikkate alarak bakmanız gerekiyor, yoksa yanlış algı içerisinde olursunuz.

Ayrıca bir kısım paranızıda bes olarak da değerlendirebilirsiniz.
0
Rao
(14.09.23)
anladım, bir de bu 4500-5000 dolar bana 1 yıl da gelebilir, 10 yıl da. onu da tam kestiremiyorum yani, ama bir hastalık veya özel bi fırsat vs. olmadığı sürece buraya attığım paraya 10-15 yıl arası dokunmak istemiyorum
0
🌸whatdreamsnevercome
(14.09.23)
Ben olsam bir kısmını ABD borsası temelli, düşük yönetim ücreti olan görece stabil bir ETF'e yatırırdım; Vanguard'ın S&P 500'ü mesela.

Bir kısmını daha tematik ve potansiyeli olduğuna inandığım bir sektör ETF'inde değerlendirirdim; mesela çeşitli firmaların (Ör: iShares) "Elektrikli Araç", "Siber Güvenlik", "Batarya Teknolojisi", "Ödeme Sistemleri" vb. ETFleri var. Artık sizin ilgi alanınıza göre bunlardan biri ya da bir kaçı düşünülebilir.

Bir kısmını da Eurobond, Tahvil vb. gibi sabit getirili bir araca yatırırdım.
0
salihdt
(14.09.23)
hocam hiç fark etmez, kendin de bakabilirsin istediğin bir tarihten seç 10 bile değil 5 yıl aralığı seç. dolarmış, eurobondmuş bilmem neymiş hepsini siler atar yatırım fonları.

vaden uzunsa borsayı (hisse yatırım fonlarını) hiçbir şey geçemez. bu dünya döndükçe borsa nihayetinde yukarı gitmek zorundadır.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(14.09.23)
Sepetin bir kısmında eurobond, bir kısmında borsa istanbul bir kısmında da amerikan borsası değerlendirmesi yapardım. Borsayı da uzun vadeli ve kısa vadeli olarak iki ayrı mekanizmada çalışırdım. Bunun için bluechip şirketler vs pek çok seçeneğiniz var. Fonlar da keza değerlendirilebilir.
0
gergedan
(15.09.23)
Öncelikle yaklaşık 5 senedir gelirimin %50'lik kısmını yatırıma ayırıyorum.

Öncelikle kafamı sokacak bir ev çocuk sonrası bir araba aldım.

Son 5 yıldır nakit kalan parayıda borsa, döviz, kıymetli maden gibi noktalarda değerlendirmeye çalışıyorum.

Borsa; bu kısım aslında oldukça karışık ama basit düşünerek işlem yapıyorum. Türkiye'de olgunlaşmış ve iş alanını büyüten ya da hedefi olan hisseleri seçmeye gayret ettim. Her aldığım/sattığım hisseyi not ettim, sonrasında kur ile de kontrol edip dolar bazında karlımıyım gibi analizlere kadar indim. Şu ana kadar tüm yatırımlar arasında en çok kazandığım yer burası. Özellikle son 2-3 yıldır (pandemide dipten aldığım yüklü alımlarla ciddi anlamda paramı 5-6 civarında katladığım hisse senetleri oldu.)

Hisse senedi bulmak tamamen kişinin kendi becerisi ama ben baya bilindik firmaların hisselerini aylık olarak topluyorum, sürekli takip ettiğinizde bir yerden sonra hangi kağıdın neye tepki verdiğini nerede bir yükseliş düşüş olacağını bilebiliyorsunuz. Yükselişin olduğu zamanlarda parayı TL ya da döviz tutup hisse senedi düştüğünde parayı toplu olarak hisse senedine geçtiğim zamanlar oluyor ama şu ana kadar büyük hisse senetlerini hiç satmadım hep alıcılı taraftayım.

Döviz; elimde para kaldıkça küsüratlı olarak alım yaptım 1-2 sene sonra baya bir dolar birikmişti elimde, CDSlerin coştuğu acaba batıyormuyuz dediğimiz 2 senelik süreçte 24 farklı eurobonda yatırım yaptım, 2030-2043 vadeli, her ay 2 tanesinden ödeme alıyorum. çok birşey gibi gözükmesede ayda 120-150 usd arası havadan para geliyor. Ayrıca toplamda 20bin $ 'dan az ödediğim ana parayı vade vade sonunda 24bin $ olarak geri alacağım.

Döviz 2 ; hayat sigortası aylık olarak 250$ hayat sigortası 10 yıllık. vefat durumunda 32K$ direkt ödeme yapıyor vefat olmazsa 10 yıl sonunda bu parayı nakit olarak alabileceğim. Aylık 250$ ödemeyi vergiden düşüyorum. 800-3000 arası ek nakit geliyor, bunuda ayrıca dolar yapıyorum ve ZP6 fonunda günlük faizde biriktiriyorum.

Altın, aklıma gelirse 1-2 gr alıyorum, henüz bunu değerlendirme şansım olmadı, uygun bir fon bakıyorum ya da burayı bes'e kaydırıp +%30 devlet katkısını alıp bes'te altın fonunda değerlendirme fikrim var.

Tabi tüm bu senaryom hayatın yolunda ülkenin normal şartlarda gittiği durumda işe yarar. Büyük bir deprem sonrası büyük ihtimalle fiziksel altın dışındaki hiçbir şeyim bir işe yaramayacak.
0
prezarlatif
(15.09.23)
ya bir tık bu başlığı hortlatmak istiyorum.

direkt paranın yarısını bist 30 fonuna,
%25'ini altına
%25'ini de bist 100 dışı fonuna mı aktarsam? yoksa saçma bir karar mı olur
0
🌸whatdreamsnevercome
(23.09.23)
(7)

Aracımın alıcısı var mı?

bir ileti paylastim
Selam 2017 model mercedes gla var evimizde. Değiştirmek istiyorum. İlanlara baktığım kadarıyla 1.6 milyon civarı fiyatı var. Şu an bu fiyatlara araç baksam ben gla almazdım herhalde. Eskiden olsa 5-6 yıllık mercedes her türlü sıfır reno,pejo,nissan vb ne göre tercih ederdim. Şimdi sanki teknolojik f
Selam
2017 model mercedes gla var evimizde. Değiştirmek istiyorum. İlanlara baktığım kadarıyla 1.6 milyon civarı fiyatı var.

Şu an bu fiyatlara araç baksam ben gla almazdım herhalde. Eskiden olsa 5-6 yıllık mercedes her türlü sıfır reno,pejo,nissan vb ne göre tercih ederdim. Şimdi sanki teknolojik farklar beni kandırıyor. Yani yeni araçlardaki ekrandı, tasarımdı vs daha cazip geliyor bana.

Ben de genel fikri merak ettim. Böyle allanmış pullanmış yeni araba mı, yoksa yine de sonuçta mercedes diyerek gla mı alırdınız?

Teşekkür.
0
bir ileti paylastim
(13.09.23)
Açıkçası o araçtaki donanımı bilmiyorum ancak kameralar, sensörler, uyarılar gerçekten çok kullanışlı. Dolayısıyla arabayı kullanmak, rahat etmek vb. isteyen biri bunlara yönelir. Ancak bir kişinin Mercedes GLA ile Nissan arasında öyle bir ayrımda kalacağını sanmıyorum, zira arada donanım farkından çok statü farkı var. İkisinin alıcısı (Mercedesin statüsü - Teknolojik yeniliğin güven ve konforu) çoğunlukla farklı olur, ikisini birden isteyen de parayı basıp son model Mercedes alır diye düşünüyorum.
0
salihdt
(13.09.23)
gla çok piyasası olan bir araç değil. aracın ederi 1.6 olabilir ancak piyasa durgun. subjektif olarak ben her zaman preminyum araçtan yanayım. reno fiattan biraz iyi pejo suvlar çok sert nissan eşittir reno vb.
0
mikahakkinen
(13.09.23)
@salihdt, güvenlik için çarpışma sensörleri, geri görüş kamerası, dikkat uyarı sistemi vb var tabii arabada.

Şimdi 1.6 milyonluk citroen de, koltuk soğutma, masaj falan var da, onları kıyas etmek istedim.

Ben de gla satıp reno almam bu arada, eqa ya da eqb ye yükseğim, kovalıyorum.

@mikahakkinen Satmakta geç kaldım gibi geliyor bana da ama hayırlısı :)
2 sene önceki aklımdaki dolar değerinden hala yüksek piyasası, ondan biraz rahatım.
0
🌸bir ileti paylastim
(13.09.23)
Sizin gibi düşünüyorum. Eskiden (10 sene önce falan yani) olsa dediğiniz gibi en kötü Mercedes en iyi premium olmayan markadan iyidir derdim belki ama artık saydığınız markaların modelleri de premiumların giriş seviyesi modellerine yaklaştı (konfor, performans, donanım gibi birçok konuda), belki birçok konuda önde bile olabilir. Elbette e serisi Mercedes’i, ne bileyim 5 serisi bmw’yi ve üstünü hariç tutuyorum. Giriş seviyesi premiumlardan bahsediyorum.

Hatta işin içine bakım maliyetleri, sigorta gibi kalemleri ekleyince örneğin bmw 1 ya da Mercedes a serisi almak anlamsızlaştı bence. Üstelik diğer markalarda standart sunulan birçok özellik premiumlarda hala bilmem ne paketi adıyla satılıyor, üst üste ekleyince de liste fiyatının çok üstüne çıkıyor. Söz gelimi opsiyonları eklenmiş ve 2 milyonu geçmiş bir bmw 1 yerine ondan 500 bin lira daha ucuz 308 alırım ya da aynı fiyata 408 alırım. Peugeot’u örnek olarak verdim.

mikahakkinen’in dediği gibi birçok marka aynı çatı altında artık. Pejo, Citroen, Opel, Fiat = stellantis. Reno = Nissan gibi. Yani premiumlar dışında kalan markaların hemen hepsi birbirinin altyapı anlamında kopyası. Bu da düşük satın alma ve işletme maliyeti demek. Bol donanımlı orta sınıf bir araç bence boş ve giriş seviyesi premiumdan daha iyi.
0
orient blue
(13.09.23)
Her malin alicisi vardir, satamazsan fiyat kirarsin, olmadi takasa sokarsin. Sonucta EQA/EQB dusunen adama 50-60k kayip komaz.

almanin sikintisi uzun sureli kullanimdan sonra diger markalarin pek tatmin etmemesi, yani evet fransiz, italyan, japon, kore mali araclar daha teknolojik olabilir ama surus zevki, aracin icinde dokundugun yerlerin kalitesi tatmin etmiyor.
0
cooperr
(13.09.23)
Merhabalar, tabi ki aracınızın alıcısı olacaktır. Çünkü 10 yaşında fakir mercedesi dedikleri a180 de bile otomatik park özelliği var. Çarpışma uyarı sistemi var. O yaştaki neredeyse çoğu arabada bulunmayan idare eder bir infotainment ekranı var, benim çok beğendiğim bir ambiyans aydınlatması var. Bugün nimetmiş gibi sundukları zımbırtıların hepsini mercedes 10 yıl öncesinde aracına koymuş. Bunun yanındaki premium hissini veriyor olması ayrı bir tatmin. Millet neden mercedes hastası oluyormuş ben anladım.

Örneğin yeni nesil zımbırtılar ile dolu arabaların guruplarına girin saçma sapan kronik boya problemleri, yok ekranı bezle silince kayması gibi problemler bulunuyor.

Benim gla almak istememem için tek sebep kasanın değişmesi olurdu. Başkada her türlü GLA> sıradan çinko karbon piller.
0
kraldan cok kralci
(13.09.23)
birebir aynı durumu yaşıyoruz. anneme 2017 model GLA almıştım, araç 6 yaşında ve 15bin km'de. sıfır gibi. satmayı düşünüyoruz ve birebir aynı çekincelere sahiptim. ancak yaptığım piyasa araştırmasında gördüm ki, azımsanmayacak sayıda insan sadece merc-bmw-audi 3lüsünden araç almak için kendini şartlıyor. yani bana sorarsanız bence de aynı fiyata sıfır bir citroen bu araçlardan bir nesil önde teknolojiye sahip ancak mercedes bakan birisi onu asla citroenle veya honda'yla vs. karşılaştırmıyor.
0
kent sakini
(13.09.23)
(3)

Bir vize sorusu

roe
Bir Türk vatandaşı Türkiye dışında başka bir ülkeden vize başvurusu yaptığında vize alma ihtimali yükselir mi?
Bir Türk vatandaşı Türkiye dışında başka bir ülkeden vize başvurusu yaptığında vize alma ihtimali yükselir mi?
0
roe
(13.09.23)
Öncelikle Türkiye dışında başka bir ülkden Schengen başvurusu yapabilmeniz için o ülkede yerleşik olmanız lazım diye biliyorum. Dolayısıyla Oriend Blue'nun mesajına belli ölçüde katılıyorum; yani en çok vize reddine sebep olan kriter "Geri döner mi emin olamadık" ise, tabi ki vizeye örneğin Amerika'dan başvuran bir Green Card sahibi için bu kriter çok bir anlam ifade etmemeye başlıyor. Tabi bir de önyargı konusu olabilir; Türkiye'deki başvuruları değerlendiren personelin doğal olarak başvuru yapanlara dair kafalarında bir profil oluşmuş olabilir. Haliyle yurtdışından başvurunca bu önyargı da ortadan kalkıyor olabilir (Ya da tam tersi daha kötü bir önyargı da işin içine girebilir tabi, bilinmesi pek mümkün değil)
0
salihdt
(13.09.23)
Valla bazı ülkeler ve bazı durumlarda başvuru bile yapamayabilirsiniz. Mesela Amerika çoğunlukla eğer randevu alabilirseniz başka bir ülkedeki elçiliğinden başvuru yapmanıza izin veriyor. Ama çoğu ülke sadece oturumunuzun/ikametinizin olduğu ülkelerden başvuru yapmanızı şart kılıyor.

Hatta bir ara ülke içinde bile bölünmüş durumdaydı. Misalen, eğer bir ülkenin Türkiye'de birden fazla temsilciliği var ise, ülkenin şehirlerini görev alanlarına bölüyorlardı. Mesela ikametin Bursa'da ise sadece İstanbul'daki Baş konsolosluğa başvuru yapabiliyordun. Belki hala aynıdır ama artık aracı kurumlar üzerinden başvuru gittiği için biz arkadaki görev dağılımı ve süreçle ile birebir karşılaşmıyoruz.
0
yeninesiltupcu
(13.09.23)
Baska ulkeden schengene basvurmak icin oturum kartiniz olmasi gerekiyor. Oturum karti olmadan islem yapamiyorsunuz.

Irlanda schengen bolgesinde olmadigi icin avrupaya gitmek vize almak gerekiyordu. Hic zorlanmadan 2 - 3 is gununde vize alinabiliyordu. Cunku elinde oturum karti var ve goc etmek icin sebep yok zaten avrupa birligi ulkesindesin kafasindalar.
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(13.09.23)
(6)

sanat tarihi kitabı önerileri

denizzz
sanat tarihi hakkında okumalar yapmak istiyorum. aslında esas olarak ilgimi resim tarihi çekiyor. var mı önerileriniz? benim için başlangıç olacağından okunması kolay kitaplar tavsiye edebilirseniz daha iyi olur.
sanat tarihi hakkında okumalar yapmak istiyorum. aslında esas olarak ilgimi resim tarihi çekiyor. var mı önerileriniz? benim için başlangıç olacağından okunması kolay kitaplar tavsiye edebilirseniz daha iyi olur.
0
denizzz
(11.09.23)
Aradığınız şey Türkçe kaynaklar için çok zor aslında biliyor musunuz :D Bloglar vesaire dışında derli toplu resim sanatının gelişimini konu alan çok kitap yok. Başlangıç kitapları genel olarak her şeyi kapsar; mimari, resim, yerli, yabancı vs... Diğer kitaplarsa genelde belirli bir periyot için yazılmış (örn. 15.yy) sizi sıkacak kitaplardır.

Türkçe güzel bir kaynak var mı bu şekilde bilmiyorum ama aradığınız tarzda bir yapısı olan What Paintings Say: 100 Masterpieces in Detail diye bir kitap var. Seçilmiş 100 adet eseri inceliyor.

Kitabın içeriği şöyle, videosu varmış; www.youtube.com
Bu da d&r linki, ama stokta yok diyor; www.dr.com.tr

Kitap daha çok resim nasıl yorumlanır temalı.

Bu arada sadece resim değil, ancak başlangıç kitabı olarak sıklıkla önerilen bir kitap da Gombrich'in Story of Art'ı. Bunun Türkçe çevirisi var, sanatın öyküsü olarak bakabilirsiniz.
0
akhenaten
(11.09.23)
Ntv yayınlarının sanat isimli harika bir kitabı var. Agırlık görsel sanatlar üzerine. Bence kesinlikle edinmelisiniz
0
limonlu eksi
(11.09.23)
Twitter’da the cultural tutor bu konularda cok guzel floodlar yapiyor tavsiye ederim.
0
gibicibicis
(11.09.23)
(bkz: Sözden İmgeye Batı Sanatında İkonografi) güzel bir kitaptı, işinize yarayabilir.
0
salihdt
(11.09.23)
Gombrich - Story of Art +1
0
gergedan
(11.09.23)
500 sanatçının 500 eserinin yorumu için bunu düşünebilirsiniz :

static.nadirkitap.com
0
diyecevaplandı
(11.09.23)
(6)

Taraftarı olunan takımın değiştirilememesi

Bir ben var benden şurada
Tamam münferit de olsa değiştiren vardır ama sorum onlarla ilgili değil daha genel, bir insan neden mensubu olduğu dinden eşinden ya da ne bileyim ülkesinden çoluğundan çocuğundan gerekli şartlar oluşursa vazgeçebiliyor da taraftarı olduğu takımdan vazgeçemiyor, bunun altında yatan sebep ne olabili
Tamam münferit de olsa değiştiren vardır ama sorum onlarla ilgili değil daha genel, bir insan neden mensubu olduğu dinden eşinden ya da ne bileyim ülkesinden çoluğundan çocuğundan gerekli şartlar oluşursa vazgeçebiliyor da taraftarı olduğu takımdan vazgeçemiyor, bunun altında yatan sebep ne olabilir?
0
Bir ben var benden şurada
(10.09.23)
çevresi tarafından alaya/linçe uğramamak için olabilir ancak bahsettiğin diğer değerleri değiştirmek bence takım değiştirmeye göre daha zor ve dikkat çekici.
0
makarnavodka
(10.09.23)
niye değiştirsin ki. değiştirdiği takımın tutuğu takımdan ne farkı var ki? ha ancak belki çok sevdiği bir oyuncu gelir onun etkisiyle bir sempatisi olabilir.
verilen örneklerde çok doğru gelmedi bana. insan zamanla eşiyle sorunlar yaşaya bilir veya din konusunda okuyarak doğru yolu bulabilir(din değiştirmekte aynı mantıkla gereksiz dinlerin birbirlerinden farkı yok) ama taraftarlıkta bir mantık yok ki.
0
my fault
(10.09.23)
Bence güzel soru düşündürdü. Küçüklükten kurduğumuz bağ ile ilgili sanırım. Kadınım, fenerbahçenin hiçbir maçını izlemem taraftar falan değilim ama takıma hep sempatim var. Fanatik baba kardeşler göre göre, hmm bu önemli bir şey duygusu küçüklükten yerleşmiş olabilir. Çünkü takım tutmayan eski erkek arkadaşımın babasının da futbola ilgisi yoktu mesela. Din insanın yaşam amacını belirleyen önemli unsurlardan biri, hayatını buna göre şekillendiriyorsun ya da din sebebiyle hayatın ciddi şekilde etkilenebiliyor günümüzde olduğu gibi. O sebepten onunla kurulan bağ zamanla zayıfladı.

Bu arada evrimsel bi açıklaması da olabilir. Erkekler grup halinde avlanırlar ve grup halinde yapılan aktiviteler hala olduğu gibi onlara keyif verir. Rekabet doğasında var erkeklerin. Evrimsel baktığında takımını bırakıp karşıya geçmen takıma zarar vereceğinden sosyal baskıya neden olacak bir durum. Zaten takım mevzusunun öldürmeye varacak kadar abartılmasının sebebi evrimsel bence.
0
personaa
(10.09.23)
evet, bu lafı biri demişti yıllar önce. "din değiştirirsin, cinsiyet değiştirirsin saygıyla karşılanır ama takım değiştirirsen dalga geçilir" vs. diye.

diğerlerini değiştirirken bir argümanın var çünkü. "okudum, düşündüm, ettim, artık dinler mantıklı gelmiyor" dersin değiştirirsin. "milliyetçilik de saçma. nüfus cüzdanımda türkiye vatandaşı yazsa ne olacak, brezilya vatandaşı yazsa ne olacak" dersin değiştirirsin.

ama takım değiştirirsen "lan adamlar iki güzel transfer yaptı diye takım mı değiştiriyorsun. her sene transferlere göre takım mı değiştiricen" falan denir. çıkar amaçlı bir ilişki hissi verir.

başka istisnai bir sebebin varsa değiştirebilirsin. atıyorum kulübün, taraftarların yıllardır ciddi bir duruşu vardır, o zaman değiştirsen fazla bir insanın bir şey diyeceğini sanmıyorum. ama sağlam bir duruş olmalı bu. iki politik slogan attı diye takım değiştirirsen dalga geçilir. o sloganları atanlar da iki ay sonra ne slogan attıklarını bile unutur çünkü.
0
ahm1
(10.09.23)
Tamamen kıçımdan sallıyorum: Taraftarlık zaten sonradan edinilen, kendi inşa ettiğin zamanla da irrasyonelleşen bir olgu. İlk başta, çocukken değiştirilebiliyor zira taraftarlığa duygusal yatırım yapılmamış; sebep de çoğunlukla ya doğal (Trabzonluyuz), ya dışsal (Babam da Beşiktaşlı) ya yüzeysel (Geçen sene Galatasaray şampiyon oldu), ya da mantıksal (En güçlü takım Fenerbahçe)

Ama yıllar geçince taraftarlık derinleşiyor; hem maddi, hem manevi yatırım yapılıyor, uğruna zaman ve para harcanıyor... Bu süreçte de taraftarlığın o ilk sebebi yeniden yorumlanıp sanki o takımın taraftarı olmak kişinin özünde olan bir şeymiş de, ilk sebep sadece vesile olmuş gibi bir hikaye oluşuyor. Yani bir nevi gerçeklikten kopuş söz konusu. Tabi bu sırada kişi o taraftar grubunun bir parçası da oluyor. Yani o noktada taraftarlık bir yandan kişinin benliğinin, diğer yandan da toplumsal kimliğinin parçası... Bu noktada bunu oturup düşünerek değiştirmek mümkün değil zira kişi ile tuttuğu takım arasındaki bağ rasyonel değil, duygusal bir bağ. Kişi inancını sorgulayıp, dinini değiştirebiliyor çünkü onun özünde hala "Denileni yap, cezadan kaç, ödülünü al" gibi temel bir mantık var.

Özetle bir yalan inşa edip ona inanıyorsun, aynı yalana inanmış inanlarla bir aradasın. Yetişkin halinle daha önce yarattığın yalanı inkar edip yeni bir yalana inanman pek mümkün değil, zira bu hem kendini reddetmek, hem de ait olduğun gruptan başka bir yalan inşa etmeye çalışmak için (Yani özünde herhangi bir fayda sağlamadan) ayrılmak demek.
0
salihdt
(11.09.23)
Ben de cevaplarla paralel bir şey diyecektim, çünkü takım "takım tutulur gibi tutuluyor"

Takım değiştirmek temelde hayata bakış açınızı değiştiren bir şey değil. A takımını ya da B takımını tutuyor olmak sizin hakkınızda sosyal bir çıkarım yapmaya sebep olmuyor. Dahası bir takımı desteklerken onun başarılı ya da başarısız gitmesinin sizin hayatınıza yansıyan bir yönü yok.

Örneğin insanlar bu futbol takımlarının hisse senetlerinden hangisine yatırım yapacakları konusundaki fikirleri gayet de değişiyor :D

Konu basit aslında. Takım değiştirmek için bir sebep yok, kendinize sebep bulursanız değiştirirsiniz.
0
akhenaten
(11.09.23)
(19)

3.823 tl (132 euro) luk bir urun gumrukte gecerken sorun olur mu

Zetnikov
Sınır 150 euroymus max
Sınır 150 euroymus max
0
Zetnikov
(09.09.23)
20 veya 22 euro sinir.
0
floydian
(09.09.23)
@floydian

Internette 150 euro yaziyor???
0
🌸Zetnikov
(09.09.23)
Internette dunya duz de yaziyor
0
floydian
(09.09.23)
@floydian

Youtube videolarina baktim 5 ay oncesi??? Emin misin
0
🌸Zetnikov
(09.09.23)
Bakanligi aradim gorevli 150 euro dedi 20 degilmis
0
🌸Zetnikov
(09.09.23)
Pardon abi evet haklisin ben bir malim. Yapistir.
0
floydian
(09.09.23)
Floydian +1

www.sikayetvar.com
Bir sürü adam var sıkıntı çeken.

Al abi sen sonra geçerse duyuruya yazarsin, gecemezse de şikayet başlığı açarsın.

Yani Türkiye'ye yurtdışından ürün getirmek yazı turadir.
0
logisticsmanager
(09.09.23)
@Floydian hicam saka mi yapiosun ciddi misin anlamadim
0
🌸Zetnikov
(09.09.23)
@floydian diyor ki “dedim inanmadın, dert anlatmaya çalışacağıma he deyip geçerim. Sıkıntı yaşadığında görürsün.

Bu arada o 150 euro sınırı teeee maliye bakanı damat iken değişti diye hatırlıyorum. Burada ekşide millet kendini parçalıyordu bundan sebep
0
Unde bach canim
(09.09.23)
@unde bach canim

Hocam bakanligi aradim diyorum arayip sizde sorun isterseniz

4448482
0
🌸Zetnikov
(09.09.23)
sınır işi şöyle; 20 euro’yu aşınca gümrük vergisi ekleniyor. bunun üst limiti de 150 euro. çin ya da ab ülkesi, amerika falan olmasına göre değişiyor vergi. 150 euro üstüne çıkarsanız iş değişiyor, 20 milyon euro’luk ithalat yapmışsınız gibi gümrükçü tutmak, seksen tane masraf ödemek falan gerekiyor.

kısacası 150 euro’ya kadar olan ve ithali yasak olmayan ürünleri ufak bir vergi ile alabilirsiniz gümrükçü tutmadan. amazon almanya’dan 150 euro altı bir ürünü alıyormuş gibi yapıp vergiye bakabilirsiniz.
0
orient blue
(09.09.23)
@orient blue

Tesekkurler aradigim yorum
0
🌸Zetnikov
(09.09.23)
(git: ticaret.gov.tr)

Buna göre muafiyet sadece kitap ve benzeri basılı yayında var. Diğer ürünlerde muafiyet yok, her halukarda vergi ödeniyor.

1.Soru: Posta/hızlı kargo eşyası için muafiyetin kapsamı nedir?
Cevap:. Türkiye Gümrük Bölgesindeki bir kişiye posta ya da hızlı kargo taşımacılığı yoluyla gelen, bedeli gönderi başına toplam 150 Avro’yu geçmeyen kişisel kullanıma mahsus kitap veya benzeri basılı yayına muafiyet tanınmaktadır.

2.Soru: Vergileri ödenmek suretiyle posta ya da hızlı kargo taşımacılığı yoluyla serbest dolaşıma sokulacak eşya nedir?
Cevap: Her bir sevkiyat için kıymeti 150 Avro'yu aşmayan eşyaya geldiği ülkeye göre tek ve maktu vergi oranı uygulanacaktır. Söz konusu vergi oranları, eşyanın
Avrupa Birliği ülkelerinden doğrudan gelmesi durumunda %18,

Diğer ülkelerden gelmesi durumunda %30,
Kitap veya benzeri basılı yayın için %0,
6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (IV) sayılı listede yer alan eşya olması durumunda yukarıdaki oranlara ilave %20
0
salihdt
(09.09.23)
Birde vergisini sitede odetti
0
🌸Zetnikov
(09.09.23)
20-23 euro olayı da çok eskidendi, o muafiyet olayı düştü düştü sonra 1 dolarlık bişey bile alsan %18-30 arası vergi çıkmaya başladı ülkesine göre.

150€ altı "vergisini vererek" alabiliyorsun, azıcık geçse ticaret yapıyorsun diyip bir sürü belge istiyorlar.

Fakat normalde kargo hariç 150 altı olması lazım ama ben kargo dahil öyleymiş gibi düşünürdüm.(aliexpress ve yabancı amazonlardan öyle alıyorum) Gümrükteki kişi neyi nasıl hesaplıyor bilemiyoruz ve itiraz etmek zor.
0
nhk ni youkosu
(09.09.23)
150 euro ama bir sürü detay var. mesela bazen alirxpressten gümrüğü ödenmiş olarak alıyorsun ve geçebiliyor. ya da amazon da böyle satabiliyor.

bazı memur bu ücrete kargoyu dahil ediyor bazısı etmiyor. hayat süprizlerle dolu.
0
orpheus
(09.09.23)
ben 150 euro + kargo ücreti olarak 2 3 ay önce çok defa ürün aldım yurtdışından. ptt kargo ile geldi ve gümrük bedelini gümrük işlemleri tamamlandıktan sonra ptt nin kargo takip sitesi üzerinde gördüm. bir ayda 5 adet getirme hakkın var. aynı üründen 2 tane getirirsen aralarında muhakkak 2 hafta süre olması gerekiyormuş çünkü aynı ürün olduğu için iki ayrı kargo da olsa bir olarak işlem görüyomuş ben 2 adet hoparlör getirtmiştim ikisi birleşince gümrük sınırını geçti diye geri göndermek zorunda kaldım kaldı ki tek tek satılan ürünlerdi.

yaşadığım tek sorun ptt kargonun adrese teslim etmeme sıkıntısıydı. ha normalde getirmeleri lazım da bekle babam bekle bir türlü dağıtıma çıkmayınca ben gidip almıştım.

tabi alacğın ürünü gönderecek firmanın da işi bilmesi lazım atıyorum basılı ve detaylı fatura koyması lazım ki kalkıp seni gümrüğe bu ne, kaç para diye sormak için çağırmasınlar.
0
Fodera
(09.09.23)
(git:www.eksiduyuru.com)

geçen aralıktan benzer bir durum
0
fakat
(09.09.23)
@fakat

Sen nasil bir kralsin ya
0
🌸Zetnikov
(10.09.23)
(5)

1.000.000 tl hedefi için

mrctrk
Önümüzde 6 ay içersinde 1.000.000 tl ilk bir birikim hedefim var, eğer siz olsaydınız bu hedefe ulaşmak için hangi yatırım araçlarını kullanırdınız ve neden ? Not Aylık olarak eklenebilecek max tutar 50.000 tl Teşekkürler.
Önümüzde 6 ay içersinde 1.000.000 tl ilk bir birikim hedefim var, eğer siz olsaydınız bu hedefe ulaşmak için hangi yatırım araçlarını kullanırdınız ve neden ?

Not Aylık olarak eklenebilecek max tutar 50.000 tl


Teşekkürler.
0
mrctrk
(09.09.23)
Valla 5 ay boyunca 250 bin Tl’yi temiz temiz biriktirirdim. Altıncı ay gelen 50bin tl ile Kıbrıs’a uçup 2 kez kırmızıya basıp parayı dörde katlardım. Neden? çünkü diğer yatırım yöntemlerinde deniz’e girip tatil yapmamış oluyorsunuz.
0
archmage mahmut
(09.09.23)
Sıfırdan başlayıp her ay 50 bin TL yatırım yaparak 6 ayın ardından 1 milyon TL'ye erişmenin garanti yolunu bilen insanın burada ne işi var? Gider temiz temiz sosyal medyada yeni nesil peygamber olur.
0
salihdt
(09.09.23)
Kısa vade için borsa diyorlar (dı) halka arz popüler oldu son birkaç haftadır, nereye evrilir bilinmez...
Borsa + diğer yatırım araçları 6 ayda çok büyük risk almadan mümkün olmaz bence...tabii aylık kenara atacağınızı tl olarak atacağınızı belirttiğiniz için, hedefinize ulaşmanız ülke gündemi ve ekonomisiyle de ilgili.

Malum gündemler çok hızlı değişiyor, bir gecede milyoner olacağınız gibi, çöküşün çöküşünü de yaşayabilirsiniz.

Cevap: ne kadar risk alabilirsiniz??...
0
gadlemler
(09.09.23)
En başta yatırım dediğimiz şey, kendimizden başlıyor. Dışarıya gezmeye yemeye içmeye çıkmadan ve bize diğer harcama yaptıracak çoğu alışkanlıklarımızdan uzak bir 6 ay içinde, 1 milyon hedefi tutturulmasa bile bu şekilde bir kemer sıkmayla iyi bir birikim elde edilebilir.

Gelir arttıkça keyfi ve zaruri olmayan harcamaların arttığı da bir gerçek.
Diğer yandan yatırım için kendim araya borsa banka vs gibi koymadan bu imkanla sadece fiziki altın alırdım .
0
diyecevaplandı
(09.09.23)
Ben olsam yerel seçim öncesi böyle bir hedef belirlemezdim.
0
useless
(09.09.23)
(3)

Pin giriş ekranında klavye harf tuşları çalismiyor

horizon
Hp15s model yeni bir pc var ama Pin giriş ekranında harf tuşları çalışmıyor bunu nasıl cozebiliriz
Hp15s model yeni bir pc var ama Pin giriş ekranında harf tuşları çalışmıyor bunu nasıl cozebiliriz
0
horizon
(08.09.23)
Şifre belirlerken sadece rakamları kabul etmiyor hardde istiyor
0
🌸horizon
(08.09.23)
Bitlocker dan kitli diyor
0
🌸horizon
(08.09.23)
Bitlocker sadece rakamlarla çalışıyor sanki. Bende de var, her açılışta giriyorum, sadece rakam kabul ediyor
0
salihdt
(09.09.23)
(5)

Gerçek ekonomi kitabı veya kaynak

mrctrk
Merhaba, ekonomi=algı yönetimi olduğunu hepimiz biliyoruz bu anlamda, ekonominin gerçeklerini anlamak için yerli ve yabancı kitap veya kaynak tavsiyeleriniz var mıdır?Teşekkürler
Merhaba, ekonomi=algı yönetimi olduğunu hepimiz biliyoruz bu anlamda, ekonominin gerçeklerini anlamak için yerli ve yabancı kitap veya kaynak tavsiyeleriniz var mıdır?

Teşekkürler
0
mrctrk
(05.09.23)
Mahfi Eğilmez'in kitaplarına bakar mısın? Aradığın gibi bir şey olabilir.
0
Mirket
(05.09.23)
Yani ben "ekonomi = algı yönetimi" demezdim. "Burjuva iktisadı = algı yönetimi" derdim. Ekonominin gerçekleri ise "burjuva (politik) iktisadının eleştirisi olan politik iktisat"tır. Bu anlamda önerebileceğim eserler

Marx - Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı

David Harvey - Marx'ın Kapital'i için Kılavuz

Ernest Mandel - Geç Kapitalizm

E.M. Wood - Sermaye İmparatorluğu

Ursula Huws - Küresel Dijital Ekonomide Emek

E.M. Wood - Kapitalizmin Kökeni

Aklıma ilk gelenler bunlar ama basit bir biçimde kapsamlı çerçeve sunacaklarını düşünüyorum.
0
prole
(05.09.23)
+ Aaron Benanav - Otomasyon ve İşin Geleceği. Kitabın son bölümünde yer alan politik projeksiyonun sorunlarını dışarıda bıraktığınızda bu kitap 2. Dünya Savaşı sonrası küresel ekonominin işleyişini güzel açıklıyor ama bu kitabı verimli bir biçimde kavramak için daha önce yazdığım kitaplarda yer alan temel çerçeveye hakim olmak gerekecektir. Aksi halde kitabın yaklaşımı toplumsalın olmadığı bir "teknik izah" olaral kavranabilir.
0
prole
(05.09.23)
The Ascent of Money: A Financial History of the World
Capital and Ideology
The Precariat: The New Dangerous Class
Behavioral Economics: Moving Forward
Platform Capitalism
0
salihdt
(05.09.23)
Greenspan'in (efsane fed başkanı) kendi yazdığı kitabını okuyun.

Algı yönetimi değil aslında, detayları kitapta.
0
alfired
(05.09.23)
(9)

İş yerleri böyle samimiyetsiz mi ?

skr1292
Yeni bir işe başladım. saçma sapan şeyler. İnsan ben niye böyle şeylerle uğraşıyorum diyor. Ekip lideri yazmış mesela hedefimiz şu, şunu yapmaya çalışıyoruz diye. Samimiyetsiz bir ortam. Her iş yeri böyle mi. İşim masabaşı yazılım desteği falan veriyorum.
Yeni bir işe başladım. saçma sapan şeyler. İnsan ben niye böyle şeylerle uğraşıyorum diyor. Ekip lideri yazmış mesela hedefimiz şu, şunu yapmaya çalışıyoruz diye. Samimiyetsiz bir ortam. Her iş yeri böyle mi.

İşim masabaşı yazılım desteği falan veriyorum.
0
skr1292
(04.09.23)
hedefini söylemesi mi samimiyetsiz anlamadım?
ama evet çok samimi ortamlar değiller. dıştan öyle gözüküyor ama.
0
jelly bear
(04.09.23)
her iş yerinde, ya da belli bir amaç doğrultusunda bir araya gelmiş gruplarda hedef koyulur evet.

tam olarak neyin samimiyetsiz geldiğini yazarsan belki daha yardımcı olabiliriz.
0
king lizard
(04.09.23)
Neyin samimiyetsiz olduğu belirsiz +1
0
logisticsmanager
(04.09.23)
çalışma hayatına hoşgeldin. muhtemelen ilk işin ve kurumsal dil sana garip geliyordur. bir zaman sonra alışırsın.
0
sir gawain
(04.09.23)
İş ortamı samimiyet beklemek için yanlış yer aslında, önemli olan şey kibar ve herkesin işine gücüne baktığı bir ortam olması. Samimiyet bunun üstüne yalnızca bir artı olabilir.

İnsanlar işe alınırken kişisel özelliklerinden ziyade yapılacak işteki yeteneklerine bakılıyor, aksi ayrımcılık olurdu, kime göre samimi mesela? Kimin geçinmeye hakkı olduğuna bu tarz özelliklere göre karar veremezsiniz. Haliyle birbirine çok zıt kutuplardaki insanlar ister istemez aynı işi yapmak için bir araya geliyor, burada önemli olan hırgür olmadan herkesin birbirinin alanına saygılı olarak işleri yürütmesi. Bunu yapmak için de arada bir mesafe bulunmalı, bu da size samimiyetsiz geliyor olabilir.
0
akhenaten
(04.09.23)
Evet samimiyetsiz. İş yerlerinde, hele de satış yapılan yerlerde; "Wow arkadaşlar süperiz, mükemmeliz, şöyle sattık, böyle hedefleri tutturduk" muhabbeti hiç bitmez. Az satanlarla çok satanlar birbirlerine kırdırılır, zira şirket satış yapanlara prim falan vermek istemediği için insanları birbirlerine düşürüp onları at gibi yarıştırma derdindedir.
0
salihdt
(04.09.23)
herhangi bir hedefim olmadan calismak istemezdim sanirim, ozellikle de bir ekip isi ise yaptigim. kendi isinizi yaparken de bir hedefiniz olur, su kadar para yapayim, su kadar musteriye ulasayim, su isi su zamanda bitireyim gibi gibi. ayrica is yerinden nasil bir samimiyet beklediginize gore degisir, insanlarin birbirine kibar ve saygili davrandigi, kole muamelesi gormediginiz, gercekci beklentiler icinde olan bir ekiple calismak, yaptiginiz isin deger gormesi vs. yeterli. is yeri sonucta bu, isimizi yapip cikacagiz.
0
kassiopeia
(04.09.23)
İşin samimi olmasına da gerek yok. Ama şirket amaçları ile kendi amaçlarını hiç ama hiç denk düşüremiyorsan o zaman o sektör sana göre olmayabilir.

Mesela bankacılık sektöründe müşteriden yapılacak kesintileri tıkır tıkır alırken, hala burada daha fazla kesinti yapmak in proje yaparken kendini insanlığa ihanet ediyor gibi hissediyorsan, yöneticinin koyduğu hedefler sana çok komik hatta adice gelir.

Ama bir telekominikasyon alt yapısı yapıyorsan ya da araç geliştiriyorsan falan o zaman insanlığa ihanet ediyor gi i düşünmüyorsun. araç geliştirirken yaptığın testlerin ileride insan hayatını korumak üzere olduğunu biliyorsun, sana koyulan hedefler o kadar da batmıyor.

Tabi ki tüm şirketlerin ilk amacı para kazanmak, kar etmek. Koyulan tüm hedeflerin de amacı daha çok para kazanmaya çıkıyor. Ama 2. Amaç müşteriyi soymak mı, onlara teknoloji mi taşımak, araçlarını güvenli hale mi getirmek? Bu 2. Amaç işte senin ortamı samimi bulup bulmamanı etkiliyor.
Eğer kar etme amacı dışında, sana daha anlamlı gelen bir sektör varsa, o zaman orada san göre daha anlamlı ve samimi bir ortam bulabilirsin
0
zimbirik
(04.09.23)
iş hayatına hoş geldin. ticari işletmeler için durum çoğunlukla böyledir.
0
ezkaza
(04.09.23)
(9)

Vocabulary “öğrenme” üzerine

guitarissimo
Merhaba duyuru,Girdiğim testlerde upper intermediate çıkan bir seviyem var ama intermediate olduğunu daha bir gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. 3 sene kadar da hep yabancı ev arkadaşlarım, normal arkadaşlarım oldu. Ama son 3 senede pandemi vs. evimi kapattım kimseyle görüşmedim açıkçası pek bir şe
Merhaba duyuru,
Girdiğim testlerde upper intermediate çıkan bir seviyem var ama intermediate olduğunu daha bir gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. 3 sene kadar da hep yabancı ev arkadaşlarım, normal arkadaşlarım oldu. Ama son 3 senede pandemi vs. evimi kapattım kimseyle görüşmedim açıkçası pek bir şey de okumadım İngilizce. Semih Saygıner’ in her gün 1 kelime yılda 365 kelime yapar. mottosuyla önce bir kelime öğrenirim sonra ikiye çıkartırım gibi bir düşüncem vardı. Hatırlatması olan her gün bir kelime öneren bir app kurdum ancak bana öyle kelimeler öneriyor ki mümkün değil kalmıyor. Önce anlamına bakıyorum, zihnimde bir anıyla eşliyorum, cümleler kuruyorum. Youglish den cümleler dinliyorum. Yeld.io da dizi film sahnelerine bakıyorum. Lyric sitelerinden kullanılan şarkılara bakıyorum ama bana mısın demiyor. Her gün tekrar ediyorum öncekileri de.

Kelimeler de şunlar: taciturn, veracity, abstruse, desultory…etc.

Ben nasıl ezberleyeceğim var mı bir önerisi olan?
0
guitarissimo
(28.08.23)
Bence vocabulary konusunda en iyisi ilgili olduğunuz konularda normal okuma yapmak. Özellikle de iyi kaynaklardan makale vb. okurken anlamadığınız kelimenin anlamına bakıp geçerseniz, aynı kelime birkaç kez denk gelince baya güzel akılda kalıyor. Tabi bu durumda istediğiniz kelimeleri öğrenme şansınız azalıyor ama yine de kelime hazneniz genişliyor.
0
salihdt
(28.08.23)
örnek verdiğiniz kelimelerin hiçbirini bilmediğimi fark ettim :D

bu kelimeleri kullanarak hayali bir hikaye yazın. saçma vs. önemli değil. zihninizde eşleştirdiğiniz anıyı yazıya dökün mesela. yeni kelime öğrendikçe hikayeyi devam ettirin + yazdıklarınızı ara ara okuyun.
0
axl
(28.08.23)
İlgili olduğunuz konularda normal okuma +1
Ya da mesela bir roman ya da öykü kitabı seçip günde 2-3 sayfa okuyun, bilmediğiniz kelimeleri işaretleyin ve okumanız bittikten sonra dönüp sözlüğe bakın. (Okurken anlamı kontekstten çıkarabilirsiniz, o yüzden sonradan bakın, kelimeyi sözlüğe bakmadan öğrenirseniz daha kalıcı olur.) Bunlarla kendinize kelime kartları çıkarın, bunun için de uygulamalar var sanırım.
0
kobuzchu kiz
(28.08.23)
verdigin kelimeleri kanada'da yoldan 10 kisi cevirsem 9'u bilmez.
ise yarar kelimelere yonelin, vakit kaybetmeyin.

taciturn yerine reserved, veracity yerine accuracy gibi kelimeleri kovalamak lazim.
0
cooperr
(28.08.23)
vocabulary bu bahsettigin kelimeler degil. bunlari tabi ogrenemezsin cunku o app disinda bu kelimelere non-fiction kitap okumuyorsan rastlamazsin ve akilda kalmaz. bu kelimelere gerek yok.

metin oku. metinde kullanilan kelimelerden bilmediklerini not al. bazilari surekli karsina cikacak ve ulan buna gecen bakmistim bak yine karsima cikti demek ki onemli kelime diyeceksin. onlari ogren.

desultory hayatimda duymadim. is yerinde kullansam herkes yuzume bakar. yazdigin butun kelimelerin cok yakin anlami veren yaygin karsiliklari var. hangi app ise o app'i birak derim.
0
antikadimag
(28.08.23)
normal okuma +1
0
put it in your appropriate place
(28.08.23)
@mansur ark hocam zaten vocabulary bilgim fena değil yani şu an için 7 kelime biliyor değilim. Bu app bana sınav yaptı ve en son seviyeyi uygun gördü.

Tavsiye ettiğiniz gibi okuma mantıklı yalnız o ayrı bir özveri ve mesai gerektiriyor ve ben çok yoğun çalışıyorum.
0
🌸guitarissimo
(28.08.23)
@guitarisimo

Günde 10-15 dakikanızı ayırıp ilgili olduğunuz konuda bir iki sayfa okuyup ya da radio talkları dinlerseniz belki günde bir kelime öğrenmezsiniz ama ayda otuzdan daha fazla kelime öğrenmeniz kesin olur sanırım.

Yukarda yazdığınız kelimeler cidden çok gereksiz, uygulama size test yapmış ama testin sonucuna ve uygulamanın kalitesine bu kadar bel bağlamayın bence.

Örneğin çalışırken, bir yere gidip gelirken, uzanırken açın bloomberg radioyu dinleyin. Emin olun bilmediğiniz birçok sözcük, akronim ve phrasal verb öğreneceksinizdir. Ayrıca güncel ekonomiyi takip etmeniz de cabası.

Bir de sözcüklere çok takılmayın bence upper intermediate seviyesinde phrasal verb dağarcığınızı geliştirmek de bir o kadar önemli ve bunları kağıttan sırayla ezberleyip akılda tutmak mümkün değil, ancak duyarak oturuyor.
0
akhenaten
(28.08.23)
bunlar gibi nicesini gre'ye çalışırken ezberlemiştim. magoosh'un gre verbal kelimeleri için ücretsiz flashcard sitesi var, algoritmasını beğenmiştim, tavsiye ederim. çalışırken ayrıca kelimenin etimolojisine ve mnemonic'lerine bakıyordum. ikisinden biri illa ki akılda kalacak şekilde oluyor. tabi bu tür kelimelerin günlük hayattan çok literatürde ve basında kullanılan kelimeler olduğunun altını çizeyim.
0
inveniam viam
(28.08.23)
(8)

Kediler mobilya canavarı mıdır?

Lubb
İhtiyaç sahibi bir kedi arkadaş sahiplenerek kedi ev arkadaşı edinme niyetim var. Win-win bir durum olacak yani aramızdaki ilişki.Lakin tecrübesizim. Araştrıyor öğreniyorum önce.Mobilyalarım da yeni açıkçası. Alırken sormadım valla kumaşını falan uygun mu kedili eve diye.Kedilerin mobilyaları tırmal
İhtiyaç sahibi bir kedi arkadaş sahiplenerek kedi ev arkadaşı edinme niyetim var. Win-win bir durum olacak yani aramızdaki ilişki.Lakin tecrübesizim. Araştrıyor öğreniyorum önce.

Mobilyalarım da yeni açıkçası. Alırken sormadım valla kumaşını falan uygun mu kedili eve diye.

Kedilerin mobilyaları tırmalama durumlarına dair bir sürü şey duyuyorum. Yok "bizde bir koltuğu haşat etti ona verdik.", yok "hiç sorun olmaz öğrertirsin aparatlar var alırsın" vs vs.

Tecbüreizliğimden kaynaklı soru işaretlerimi biraz olsun aydınlatacak var mı?

Teşekkürler.
0
Lubb
(26.08.23)
Malınız size bu kadar kıymetli geliyorsa kedi sahiplenmeyin derim. Sonuçta insan aklı olmayan bir hayvancağız bu; perde de çizer, mobilya da çizer, yeri gelir sağa sola tuvalet ihtiyacını da giderir.
0
koskoca kirpi
(26.08.23)
Mobilyaları düşünüyorsan kedi işine hiç girme, tamamen şans.
0
mirty
(26.08.23)
Canavarı demeyelim de eğer kumaşı hoşuna gidere, pençeleri geçirip sivriltebilirse baya yıpratır koltuğu. Diğer türlü çok bir zarar vermiyorlar mobilyalara. Ama tabi buna takılıyorsanız yukarıdaki yorumlara katılıyorum; bence de gerek yok, sahiplenmeyin.
0
salihdt
(26.08.23)
yorumları ofansif olarak algılamayın kedilerle ilgili gerçekler bunlar yeri geliyor evde 5 yaşında çocuk beslemekten daha fazla dikkat etmeniz, evin veya eşyaların durumunu kedilere göre değiştirmeniz gerekiyor bazen öyle akıl almaz yerlerden sahibine maddi zarar yada kendilerine sağlık sorunları açıyorlar.

örneğin elektrik süpürgesinin toz torbasını yırtmışlar fark etmeden kullandığım için elektrik süpürgesinin motoru yandı, yeni torbasız süpürge aldım onun filtre süngerini parçaladılar.

bir tanesi buzdolabın üstünde yatarken görmedim buzluğu açmamla kedi hemen yandaki bulaşık makinasının açık kapağındaki bıçak ve çatalların üstüne düştü hafif sıyrıkla atlattı

evde bilgisayar toplarken anakartın cpu yuvasına basıp pinleri yamultu.

kısaca baya masraflı hayvanlar.
0
Sir Anthony Hopkins
(26.08.23)
Kedisine göre değişir kimi kedi gerçekten tazmanya canavarı gibi fırtına estirirken kimisi biblo gibi duruyor.

Koltuğa gelince kumaşına çok bağlı, eğer böyle tırmalanacak cinsten bir kumaşsa evet efendi olanlar bile bi taktırır tırnağı. Engellemek mümkün mü meh başka opsiyonlar sunarak azaltılabilinir ama siz uyurken kedi kafasına göre takılıyor gece sonuçta o da var.
0
hedep
(26.08.23)
Bizim kedi yüzünden evde perdeden halıya, koltuktan kanepeye her şeyi değiştirdik. Hoşlarına gideni direk gebertiyorlar.
0
en bi orijinal
(26.08.23)
Ustekki arkadaşın yaşadığı talihsiz serüvenleri yaşamadım

Benim kedi kanepenin kolcagini mahvetmisti, diğer bazali kanepenin ise kumaşını yırtıp içine giriyordu. Dolaşırken saksıları devirirdi, büyük saksıların içinde uyurdu, çişini yapardı. Halıyı da çok tırmalardi. Perdeye bir şey yapmadı galiba hiç.

Sonra başka bir eve taşındım, kolcaksiz bir koltuk aldım, altı boş bir kanepe aldım. Onları hiç tirmalamadi, evde çiçek yok. Halıyı tirmalamiyor arada gerinirken yaptığı zaman da kızıyorum. Bunun yanında eve 3-4 tane tirmalama tahtası, aracı gereci koydum, gidip onları düzenli tirmaliyor. Kendim de tırnaklarını kesiyorum. Yani kedi hep geldiği gibi gitmiyor davranışları değişiyor zamanla. Şimdi mesela saksı almayi düşünüyorum.
0
sanguine
(26.08.23)
Editleyemiyorum şunu da söyleyeyim, isterse her şeyi mahvetsin, odanın ortasına sicsin, yine de ondan vazgeçmem. Ne yaparsa yapsın. Ben onu gerektiği zaman sözlü olarak uyarıyorum, anliyor da valla. Hayvanın yaşayacağı şurada kaç yıl, onun konforu için her şeyi yaparım, yapıyorum. Mobilyayı tirmalayacak diye asla ondan vazgeçmem. Benim başıma gelen en güzel seylerden birisi kedim.

Ayrıca ev arkadaşım, yani zamanla gerçekten uyum sağlıyor, neye kızıyorum neyi sevmiyorum biliyor. Adıni söylemem yetiyor. Bı de Kediler genel olarak 3-4 yaşından sonra sakinliyor. 15 saat uyuyor zaten hayvan, ben evdeyken de kudurmak istiyor haklı olarak.
0
sanguine
(26.08.23)
(3)

Flu TV'nin Kaderi Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

french lover
Kaderi derken, geleceğinden bahsetmiyorum.Mesela alanında çok saygın olmayan ama fena da olmayan, hiç tanınmamış birisi gelip bir program yapıyor ve sonra ünleniyor. Ünlendikçe egosu şişiyor. Farklı mecralarda kendini göstermeye başlıyor. Belki de Flu TV'den daha fazla beklenti içerisine giriyorlar.
Kaderi derken, geleceğinden bahsetmiyorum.

Mesela alanında çok saygın olmayan ama fena da olmayan, hiç tanınmamış birisi gelip bir program yapıyor ve sonra ünleniyor. Ünlendikçe egosu şişiyor. Farklı mecralarda kendini göstermeye başlıyor. Belki de Flu TV'den daha fazla beklenti içerisine giriyorlar. Derken, bildiğiniz gibi çoğu uzman ile bir noktadan sonra yollarını ayırıyorlar.

Bu uzmanlara baktığınızda normalde bu kadar fazla kitleye kendi başlarına ulaşmalarının imkanı yok.Bu noktada İlker Canikligil perspektifinden baktığınızda olayı olgunlukla karşılar mıydınız merak ettim? Win-win durumu mu var sizce yoksa başka bir şey mi?
0
french lover
(20.08.23)
e zaten ilker gelen kişilerin çok da ünlü olup kanalın önüne geçmesini de istemiyor, değişim iyi bu bakımdan
youtu.be

5.35de bahsediyor hatta 5.20 den başlayabilirsin
0
freebird5406_2
(20.08.23)
Flu TV olabildiğince farklı telden içeriği bir araya getirerek bir açıdan kendisi için en iyisini yapıyor; böylece Emrah Safa Gürkan örneğinde olduğu gibi popüler serilerden birini üreten kişi ayrıldığında kanalın çok ciddi bir kayıp yaşaması engelleniyor ancak bence bu bir açıdan da handikap. Zira her ne kadar İlker Canikligil showrunner olarak hemen her videoda yer alsa da videoların konularının birbirinden çok farklı olması, kanalın belli bir odağı da olmaması anlamına geliyor. Oldukça uzun bir süredir piyasada oldukları düşünülürse hala 800 bin abonelerinin olması da bunu doğruluyor bence. Kağıt üstünde "Hemen herkesin kendine uygun içerik bulabileceği bir kanal" gibi gözükmesi abone sayısına yansır diye düşünülebilirdi ama sanki tam tersi bir etki oluyor; her şeyden biraaz var ama herhalde o konunun ilgilisi insanları tatmin edecek kadar da yok ki hem abone, hem de izlenme sayıları görece düşük kalıyor. Bu açıdan İlker Canikligil'in eli bence çok kuvvetli değil. Belli bir popülaritesi var ama bu "Seninle 1 yıl, 24 bölüm için anlaşalım, bu süre içinde başka kanala çıkma" diyebilecek bir bütçesi/izlenme sayısı vb. yok. Ha kendisi de bunu istemiyor olabilir, sonuçta kanalının adının Flu TV olmasının sebeplerinden biri de bu olabilir.
0
salihdt
(20.08.23)
alaninda gayet saygin kisiler fakat dediginiz gibi ulastigi kitle az normal sartlarda.

flu tv'nin hitap ettigi kitle bana gore kulturlenmek isteyen kultursuzler oldugundan, emrah safa hoca ya da diger kisiler salliyorum erkcan hoca kanalda belli grup tutuyor fakat bu grup kulturun tadini alinca daha cok istiyor. burada soyle bir sorun cikiyor tadini cok begenmelerine ragmen konu derinlestikce sadece tadi degil sindirmesi de gerekecek. bu kitle de zaten sindiremediginden kultursuz, bilgisiz kaliyor bir yerde.

bu nedenle canikligil'in yaptigi dogru. devam etse hem hocanin kredisi dolacak insanlar yeter bu kadar doydum bana yuzeysel bilgi yeter kulturlendim hissini aldim seklinde, sikilacaklar hem de diger programlara goz atma orani dusecek. canikligil ise yuzeysel bilginin verdigi tatminle insanlari enerjik tutarak diger iceriklere de goz attirip ayni sekilde devam etmelerini sagliyor. bu sekilde populer kalabiliyor, kitlesini iyi okuyor kisaca.
0
gule gule
(20.08.23)
(10)

Evlenip yurtdisina yerlesmek

fightorflight
Merhaba sizin yardiminiza ihtiyacim var cunku kafam kararsizliktan patlamak üzere :( 30uma yaklasiyorum kamuda öğretmenim. Biraz gitgelli de olsa dört bes yildir bi ilişkim var, erkek arkadasim muhendis is bulmak amaciyla Almanya’ya gitti ve bi süredir orda. Simdi is buldu ve yeni bir eve cikmaya ca
Merhaba sizin yardiminiza ihtiyacim var cunku kafam kararsizliktan patlamak üzere :(
30uma yaklasiyorum kamuda öğretmenim. Biraz gitgelli de olsa dört bes yildir bi ilişkim var, erkek arkadasim muhendis is bulmak amaciyla Almanya’ya gitti ve bi süredir orda. Simdi is buldu ve yeni bir eve cikmaya calisiyor. Eğer orada evlenirsek ben de elde ettiği çalisma izni, oturum haklara tabi olabiliyorum sanirim.
Benim burda ülkenin ekonomik sartlarinin zorluğunu cok da hissetmediğim bi yasantim var, dogudayim su an cogu sey erişilebilir formatta benim icin. İş harici yapabildiğim faaliyetler, arkadas çevresi, hobiler hatta zaman zaman ek gelir saglayan bazi islerim oluyor. Kisacasi aslinda keyfim yerinde ama illa bi sonu olacak ve gelecekte ne yapacagima dair karar vermem gerek. Biz uzun süredir uzak mesafeli ilişkimiz artik bi arada olmak istiyoruz ancak o haliyle Almanya’da hayatını devam ettirmek istiyor ve benim de oraya gelmem icap ediyor. Bazen cok hevesleniyorum bazen de asla gitmek istemiyorum. Burada bi süre almanca kursuna da gittim çok çok az Almanca biliyorum, İngilizce zaten var. Dil öğremeyi severim aslında ama Almanca bana bi ıztırap gibi geliyor. Her ne kadar Almanya’yı gezip beğenmiş olsam da.
En büyük derdim oraya gidince her şeye sifirdan başlamak, herhangi bir geçerli mesleğimin olmaması ki branşım da rehberlik. Evlenip sıfırdan birinin peşinden gitme düşüncesini de kendime yediremiyorum bi yandan. En kötü biraz yaşam deneyimi elde edip dönerim desem evlilik kurumunun baglayiciligi olacak kaldi ki kamuya tekrar dönmek de zor biliyorsunuz. Tüm bunların yaninda kardeşim haric ailemin bu iliskiden haberi dahi yok ve yurtdisi mevzusu da destekledikleri bir durum degil. Her sey bi yana ülkeye dair kötü gidişat, cocuk sahibi olmayı istemek gibi durumlar da bi an önce gitme kararını vermek gerektiriyormuş gibi hissettiriyor.
Bilemiyorum benzer bi durum yaşayan varsa ya da fikir belirtmek isteyen varsa konusmayi cok isterim.. sevgiler..
0
fightorflight
(19.08.23)
Bence ilişkinden emin olsan koşarak giderdin. İlişkine güvenmediğin için sana zor geliyor şu an.
0
elorelia
(19.08.23)
bakış açınızı birinin peşinden gitmek yerine "ortak bir yaşam için adım atmak" olarak değiştirebilirseniz bir tık daha kolay olabilir.
mevcut konfor alanından çıkmak elbette ki zor ama buna değer olup olmadığına da karar verecek olan sizsiniz. almanya'nın bireysel olarak size katacaklarına da odaklanabilirsiniz. kağıt üstünde artı eksi listesi yapmak durumu somutlaştıracaktır.
0
penceredengorunenmorbina
(19.08.23)
“Ortak bir yaşama adım atmak”

Bunu yaparken siz mesleğinizi, kazancınızı yani kendi kendinize yetiyor olma halinizi arkanızda bırakacaksınız. Bu birçok şeyden daha önemlidir. Ortak yaşama adım böyle atılmaz. Bu olsa olsa bir tarafın bencilliği olur.
0
ruhen hastayim ben
(19.08.23)
Elorelia+1
Yani siz zaten kişiden emin olsaniz ama niger'e gidilecek olsa hadi emin değilim denir de almanya.
Siz kisiden ve evlenmekten emin degilsiniz. Bundan emin olmadan yapmayın.
0
logisticsmanager
(19.08.23)
Bence konuyu "Gerçekten güvensen, sevsen giderdin" konusuna getirmeye gerek yok. Kaygılarınız erkek arkadaşınızı ne kadar sevdiğinizden bağımsız çok gerçekçi. Yurtdışına gitmek oraya gidip yapabileceğiniz geçerli bir işiniz olsa da bir çok sebeğten kolay değilken bir anda sahip olduğunuz mesleği, dolayısıyla da sosyal statünüzü ve kendinize yetebilme halini kaybetmek bu durumda çok mantıklı kaygılar.

Kaldı ki her insanın çevresiyle, ailesiyle ve içinde büyüdüğü kültürle ilişkisi farklı. Almanya'ya gitmek erkek arkadaşınız için görece kolayken (Ki bu da deneyimlenmeden çok bilinecek bir şey değil), sizin için çok daha sancılı olabilir. Bu ayıplanacak bir şey değil.

En nihayetinde bence bu konuları oturup bütün açıklığıyla konuşarak bir karara varmak en doğrusu.
0
salihdt
(19.08.23)
Tamamen toplumdan izole kalacaksınız. Kendi milletinden biriyle evli olup da yurtdışında yaşamak bence kötü. Ülkede sadece sen ve eşin olmak gibi düşün. Evde Türk, sokakta yabancı olma ikilemi. Gerçekten kötü.
0
owen
(19.08.23)
cok zor bir durum. benzer durumdayiz sadece erkek arkadasim henuz gocmedi. hala ikimiz de dusunuyoruz ama karsi taraf biraz daha "bilincli" bir sekilde hevesli olsaydi meylederdim. oyle bir durum olsa isi gucu birakmak yerine yaz tatilinde kesinlikle 3 ay zaman gecirirdim gittigi yerde. sonra donunce isten ayrilmalari vs. yapardim. muhtemelen giderseniz seveceksiniz. tek onun maasiyla ortalama bi hayati idame ettirebilirseniz bir sure parasizlik yasamazsaniz is arama sureciniz de kolay olabilir. dil icin polyglotlarin videolarindan, kullandiklari applerden vs faydalanabilirsiniz. zaten gocmenlere zorunlu dil egitimi veren ulkeler var (ben isvicreyi biliyorum belli kismi devlet karsiliyor) gittikten sonra o sorunu khalledersiniz. dedigim gibi bi sure adapte olana kadar issizlikten yakinmaniza gerek kalmayacak durumdaysaniz gidin.

not: 1 saattir grupta bu duyuru uzerine konusup gitmenin ne kadar zor oldugu dusuncelerimi aktardim. ama enine boyuna dusunurken hayata bir kere gelmemizin, tecrubelerin bazen yaralayacaginin ve guzelliklerin bazen zorluklarla gelmesi uzerine emin olarak biraz motivasyonla bu is olur diyorum :)
0
mess
(19.08.23)
Memurlukta ücretsiz izin hakkı yok mu? Varsa deneme süresi gibi onu kullanabilirsiniz. Hangi eyalet bilmiyorum ama berlin gibi yerlerde sadece ingilizce sosyalleşmek ve bazı part time işler için yeterli olabilir. Diplomanızın denkliği var mı,onu da kontrol edin. Sosyal hizmetler gibi yerlerde çalışabilirsiniz belki. Araştırmak lazım ama önce istemek lazım:) kolay bir karar değil tabii ama seçeneklerinizi bilmek rahatlatabilir.
0
asteriks
(19.08.23)
ogretmenlikte ydisina atamalar da oluyordu 5 yilinizi tamamlayinca. insanlar almanyaya artik o kadar gitmek istemiyordu cunku maasi cok yetersiz kaliyor
0
mess
(19.08.23)
@asteriks var ama 5 yılını doldurmuş olman gerekiyor. eğer olursa biz de zaten Berlin’de yasayacagiz. Evet alternatifleri bilmek bi nebze rahatlatıyor ama en önemli sorunlardan biri de kendi mesleğime uygun bir alternatife rastlayamadım, cocuklar ile calisabilecegim herhangi bir alan sadece lisans diploması ile karsima cikmiyor.. varsa da biz bilmiyoruz bunu :(
0
🌸fightorflight
(19.08.23)
(4)

bu bir ırkçı söylemidir?

karoyedili
bence evet ama merak ediyorum görüşlerinizi. bahsettiği Çin milli takımı https://youtu.be/NtIJTgctr2U?t=332
bence evet ama merak ediyorum görüşlerinizi. bahsettiği Çin milli takımı youtu.be
0
karoyedili
(18.08.23)
Dumduz evet tabii ki
0
aguen
(18.08.23)
bir aşağılama yok ama görünüşe göre stereotip oluşturma var. Bu ırkçılık dersek siyahi demek de ırkçılık olabilir aslında çünkü ten rengine göre bi ayrım yapmış oluyorsun. Cümle içinde olumsuz anlamda kullansa ırkçılık olurdu bence.

Mesela geçenlerde sıra beklemeyen birine "typical turk" dendiğini duydum. Burada bu iki sözcük ırkçı oluyor çünkü kötü bir özelliği tüm millete genelliyor.
0
nhk ni youkosu
(18.08.23)
Çekikler demek çok da biyolojik özellik belirtmek için kullanılmıyor aslında. Bu daha çok "ufaklar, sırıklar, şişkolar, yarmalar, çırpılar" gibi marjinalize eden bir sözcük, zaten söyleyen de esprili bir dil kullanmak amacıyla söylüyor bunu, yani çekikler demekteki niyet de bu aslında, böyle söyleyince daha komik oluyor. Bu da bu konu özelinde kötü niyet barındırmasa bile uygunsuz bir kullanım.

Ama bu tip tartışmalar bana fazla uzak geliyor ya. Yani günde iki paket sigara içen birinin sağlık hassasiyetiyle şekerden uzak kalmak için çok kasması gibi bir şey.
0
akhenaten
(18.08.23)
Irkçı belki ağır bir ifade olsa da ayrımcı. Bağlam itibariyle o insanları ifade eden gayet nötr bir ifade var zaten; "Çin alır" demek yerine "Çekikler alır" dediğinizde ister istemez kendinizi o nötr çizgisinin ötesine atıyorsunuz. Haliyle "Kötü bir şey demedim, fiziksel özelliklerine atıfta bulundum" iddiası biraz boşa düşüyor. Yukarıdaki "Siyahi" yorumuna bu anlamda katılmıyorum, zira bağlam önemli; farklı ten rengine sahip insanlar arasında birini anlatmak için "Siyahi" ya da "Çekik gözlü olan" (Ki aslında bu bile tepski çekebilir, muhtemelen "Asyalı" demek en kabul gören ifade olur) demekle "Çinliler" yerine "Çekikler" demek arasında fark var.
0
salihdt
(18.08.23)
(5)

Sulu skoç

ahm1
Bukowski okuyordum da adam hep sulu skoç iciyor. Baktim, sertligi azaltmak icin sadece birkac damla eklenebiliyormus. E bu kadar mi yani? Birkac damla o kadar buyuk fark yaratiyor mu? Daha fazla koysak ayiplanir miyiz? :) Ben de zihnimde en azindan viskinin ceyregi kadar falan koyuyordur diye dusunu
Bukowski okuyordum da adam hep sulu skoç iciyor. Baktim, sertligi azaltmak icin sadece birkac damla eklenebiliyormus. E bu kadar mi yani? Birkac damla o kadar buyuk fark yaratiyor mu? Daha fazla koysak ayiplanir miyiz? :) Ben de zihnimde en azindan viskinin ceyregi kadar falan koyuyordur diye dusunuyordum.

Bir de ayni romanda bazi yerlerde skoç, bazi yerlerde viski yaziyor ama viskiyi su ile icmiyor. İskoc olmayan viskilere su katmiyim mi yani ne yapayim? Fark eder mi?
0
ahm1
(14.08.23)
bukowski nasıl içiyor bilmiyorum da ben normal buz bile koymuyorum tadını bozmasın diye. soğutmak istiyorsan da onun taşları var mesela buz şeklinde buzlukta bekletebileceğin, o taşları atabiliyorsun vs.

istersen iki şekilde de test et hangisi hoşuna gidiyorsa öyle iç tabii. susuz, çok az suyla, çeyreği kadar suyla vs.

ben çok az su katanlardanım, belki 5-10%?
0
king lizard
(14.08.23)
Genelde "meleklerin goz yasi damlasi kadar" su damlatiliyor, o da sertligi azaltmaktan ziyade kokusunun daha iyi hissedilmesi icin olmasi lazim.

Viskinin sulanmasi genelde istenen bir sey degil, o yuzden buz yerine viski tasi konuyor mesela. Ha cask strength bir viski iciliyordur, belki o zaman biraz sulandirilir eger sert geliyorsa.
0
sertac akin
(14.08.23)
Single Malt viskilere birkaç damla su ekleniyor aromasını arttırması için. Skoç derken kastettiği Single Malt Scotch viskilerdir. Diğer tüm viski çeşitlerineyse viski deyip geçiyordur.
Single Maltların yoğun bir tadı ve içinde birbirinden farklı aromaları oluyor, diğer viskilerdeyse bu zenginlik genelde daha az. O yüzden diğerlerine bir şey eklemek gerekmiyor.
Yani diğerlerine su katmayın, single maltlara birkaç damla katın. Buz zaten çok haram. Hatta viski taşı ile soğutmak bile tadını azaltıyor gibi geliyor bana, onuu da kullanmak zorunda değilsiniz.

Nasıl keyif alıyorsanız öyle için. Elbette tavsiyeleri dinleyin, deneyimleyin ama keyfinizi istediğiniz şekilde yaşayın.
0
michael_knight
(14.08.23)
Bu kültürden kültüre değişiyor. Daha çok su ekleyenler de var. Sanırım Güney Amerika'da mesela su ve buz eklenerek kokteyl gibi içildiği ülkeler vardı. Bukowski'nin de A Man adlı şiirinde aşağıdaki ifade geçiyor. Kendisi de böyle bol sulu içiyor olabilir.

George opened the fifth, got two glasses, filled each a third with whiskey, two thirds
with water.
0
salihdt
(14.08.23)
@salihdt: o da cok suluymus ya, ciddi mi yazmis acaba, siirden anlamam :)
0
🌸ahm1
(14.08.23)
(2)

Yurtdışına çıkarken seyahat sigortası yaptırma hakkında?

Cesario
İstanbul-Amsterdam gidişli dönüşlü uçuşum var 11 gün.Bileti satın alırken 525 TL karşılığında seyahat sigortası yaptırdım thy sitesinden. Tıbbi, diş, kayıp bagaj, rötar vs birçok şeyi kapsıyor.Benim ektradan bir sigorta daha yapmama gerek var mı sigorta şirketinden anlamadım.
İstanbul-Amsterdam gidişli dönüşlü uçuşum var 11 gün.

Bileti satın alırken 525 TL karşılığında seyahat sigortası yaptırdım thy sitesinden. Tıbbi, diş, kayıp bagaj, rötar vs birçok şeyi kapsıyor.

Benim ektradan bir sigorta daha yapmama gerek var mı sigorta şirketinden anlamadım.
0
Cesario
(10.08.23)
Genelde seyahat sağlık sigortası yaptırılıyor zaten; eğer dediğiniz gibi sağlık harcamalarını da karşılıyorsa ayrıca bir sigortaya ihtiyacınız yok bence.
0
salihdt
(10.08.23)
sigortayi kendi icimiz rahat olsun basimiza bi olay gelirse bilmedigimiz yerlerde bir saglik sorunu olursa kosturmak zorunda kalmayalim diye yaptiriyoruz zaten (vize basvurusunda da isteniyor bazen). eger thy ile yaptirdiginizin yeterli oldugunu dusunuyorsaniz baska bir sey yapmaniza gerek yok (ben yaptirmazdim) ama icinize sinmediyse yaptirdiginizin sartlarini okuyup eksik gordugunuz kisim olursa onun icin bir seyler daha yaptirmayi dusunebilirsibniz.
0
kedi olmus gidiyorsun
(10.08.23)
(2)

Basit bi uygulama yapıyorum test edecek kişileri nerden bulabilirim

northern eagle
Google play de yayınlandı ama amatör işi oldu gene de test edip öneri verecek olan kişileri bulmak istiyorun.
Google play de yayınlandı ama amatör işi oldu gene de test edip öneri verecek olan kişileri bulmak istiyorun.
0
northern eagle
(10.08.23)
Bütçen varsa ve uluslararası kullanıcılara açıksa "Usertesting" ya da "Amazon Mechanical Turk" gibi siteleri kullanabilirsin. Yok bedava olsun diyorsan burada paylaşıp şansını deneyibilirsin.
0
salihdt
(10.08.23)
Othersapp'ten task açabilirsin
0
Ranchoddas
(10.08.23)
(7)

afrika'daki bu ülkeler hk söylenen bu sözler doğru mu

biseysorcaktim
https://pbs.twimg.com/media/F2h-JPtXcAArjJx?format=jpg&name=largebu ülkelerin tarihini bilmediğim için merak ediyorum. çünkü bu caps'te yer alan ifadelere benzer ifadeler çok kez duydum. afrika'yı sömüren, onları köleleştiren bi çok ülke var. ama hiç sömürü olmasaydı da acaba yine benzer durumda ola
pbs.twimg.com

bu ülkelerin tarihini bilmediğim için merak ediyorum. çünkü bu caps'te yer alan ifadelere benzer ifadeler çok kez duydum.

afrika'yı sömüren, onları köleleştiren bi çok ülke var. ama hiç sömürü olmasaydı da acaba yine benzer durumda olacak mıydı?

caps'teki ülkelerde hala beyaz adam etkisi var mı?

(cevapları yarın okuyacağım, teşekkürler)
0
biseysorcaktim
(10.08.23)
tarihlerini bilmem ama bu durum tavuk yumurta ilişkisini hatırlatıyor bana.

sömürüldükleri için mi geriler yoksa zaten geri oldukları için mi gelen direkt sömürebildi/sömürebiliyor? bence ikisi de birbirini besliyordur.
0
nhk ni youkosu
(10.08.23)
Dünyada hiçbir devlet diğerlerinin refahı için uğraşmıyor bence en önemli nokta bu. Birlikte hareket eden devletler dahi kendi grupları içerisinde öne çıkmak için politik münakaşalara giriyor.

Yani refaha ulaşan devletler bunu hiçbir zaman başka devletlerin yardımlarıyla değil, aksine kendilerini bastırmak istemelerine rağmen yapıyor.

Bu açıdan bence evet, bu kadar yine böyle olurlardı.

Toplumların da kişiler gibi belli öncelikleri olur. Eğer toplum eğitim, gelişim, strateji gibi konuları önceliklendirmek yerine daha farklı arayışlara girer ve bu süreçte de diğer devletler tarafından dokunulmamak isterse bu gerçekçi bir beklenti olmaz. Dünya böyle işlemiyor, hiçbir zaman böyle işlemedi, hiçbir zaman da böyle işlemeyecek sanırım.

Bakın devletler içerisinde, o devletin karakterine göre o ülkenin vatandaşları görece eşit haklara ve fırsatlara sahip olabilir ancak ülke sınırlarından çıkıp ülkeler arası ilişkilere gelindiğinde tamamen orman kuralları hakim.

Ülkeleri birer kişi gibi düşünüp yaptıklarını kafanızda canlandırınca bu daha iyi görülüyor.

Keşke böyle olmasa, ama bunun böyle olmaması için ya dünyadaki bütün ülkelerin masayı devirmeden bir uzlaşı içine girmesi gerekiyor ya da dünyanın tek bir elden yönetilmesi. İkisi de çok mümkün değil.
0
akhenaten
(10.08.23)
Tanzanyada bulundum. halkta inanılmaz bir ingiliz hayranlığı var. bize medeniyet getirdi para getirdi turizm getirdi diyolar. kimse bizi sömürdü demiyo. çünkü sömürülmeden önce daha kötü durumdalarmış.
0
hobarey
(10.08.23)
Bu son zamanlarda sağcılar tarafından popülerleştirilen "Ya sömürdük, köleleştirdik de sanki yapmasak farklı olacaktı" söylemi. Ülkelerin gelişmişliği, medeniyet seviyesi vb. tartışılır ancak bu durum Afrika'nın neredeyse tüm yakın tarih boyunca sömürüldüğü ve ülkelerin şu anki hallerinin kökenlerinde de bunların etkisi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Batılı ülkeler her fırsatta doğal kaynaklarını sömürmüş, insan kaynağını köleleştirmiş, daha kolay nüfuz edebilmek için farklı kabile ya da ülkeleri birbirine düşürmüş, işlerine gelmeyen biri iktidara geldiğinde darbe yaptırmış... Bunların hepsi yıllar boyu, tekrar tekrar yaşandıktan sonra "Yea zaten onlar olmasa da farketmezdi" demek bir nevi "Bu ırkların kendisinde bir problem var; beyazlar kadar ahlaklı/akıllı/çalışkan/kontrollü değiller" demek.
0
salihdt
(10.08.23)
Corumlu Amir diye bir youtube kanali var, adam çad'li, supermarket videosunda, somurgenin modern bir sekilde devam ettigini soyluyordu. Tipki ingiltere-hindistan'da oldugu gibi, hammadde satin alip islenmis urunu cok daha pahaliya satiyorsun, marketini domine ediyorsun. Yoksa illa boynuna tasma takilmiyor.

"Tufek mikrop celik" diye bir kitabi oneriyorlar ben de okuma firsati bulamadim.

Bir de kimse somurmese dahi, adamlarin topraklari corak, yagmur yok, hava asiri sicak bunlar da etken. Kitap buna da deginiyordu herhalde.

Benim arkadasin arkadasi da fasli. O da seviyor fransayi, "somurulmek harika bir sey" demiyor tabi. Somurulme olarak gormuyor. Yapabilecegin bir sey de yok sonucta.
Cok sukur tarih boyunca bagimsiz olmusuz. O duygulari anlamamiz biraz zor bence bu nedenle.
0
WithWorth
(10.08.23)
Bu herseyin sorumlusu Amariga ve İsrail diyenlerin uydurduğu temelsiz bos masal.

Modern devletlerin sekillendigi ve sanayilesmenin de costugu 19.20. Yüzyıllarda bu afrika devletleri gevşek feodal/kabile düzeninde yaşıyorlardı. Haliyle teknoloji yok onu geç artı ürün yok. Kabile savaşları var. Üstüne coğrafya çoğu yerde modern bir devletin devamlılığını sağlayacak kaynaklardan yoksun.

Haliyle sömürüye işgale ilhaka çok açıklar.

Avrupa devletleri kaynakları ve insan gücünü sömürdü lakin somurebilmek için bile bir teknolojik altyapı hizmeti sağladılar. Yani tamamen kendi hallerinde bırakılsalardi bugünkünden daha beter olacaklardı.

Yani somurulmeselerdi mutlu mesut yaşayamayacaklardi. Ezbere konuşmalar hep.
0
wilhelmwasmuss
(10.08.23)
doğru biraz ya. ulusların düşüşü diye bir kitap var burada detaylı anlatıyor. bu biraz sarmal gibi bir şey. bundan kurtulmak mümkün değil pek. bu bazen halkların elinde olmayan nedenlerden oluyor. ülkenin içinden geçen nehir bile etkili olabiliyor bu tarz şeylerde.

merkeziyetçilik veya feodalite gibi orta çağ sistemleri bile bugünün medeniyetlerinde mimari, sanat, ekonomi gibi olguları etkiliyor.

keza bizim bugünkü durumumuz binlerce yıllık geleneğin bir sonucu. insanlar böyle. atatürk uğraşmış ama olmuyor tam olarak hiçbir zaman.
0
bohr atom modeli
(11.08.23)
(11)

35'ten sonra yazılımcı olmak

saaman
Selamlar. 35 yaşında bir bireyin bu yaştan sonra front end developer olması ve bu yönde kendini geliştirerek bir kariyer değişikliğine gitmesine yorumunuz nedir? Html ve c# kendim öğrenip javadan itibaren iyi kurslara gidip bu alana yönelmek istiyorum. Şu anda yıllardır bir bankada çalışıyorum. Kadr
Selamlar. 35 yaşında bir bireyin bu yaştan sonra front end developer olması ve bu yönde kendini geliştirerek bir kariyer değişikliğine gitmesine yorumunuz nedir? Html ve c# kendim öğrenip javadan itibaren iyi kurslara gidip bu alana yönelmek istiyorum. Şu anda yıllardır bir bankada çalışıyorum. Kadro vs yok denilerek ne terfi alabiliyorum ne de bir şekilde ilerleyebiliyorum. Daha fazla körelmeden bırakmak niyetindeyim.
0
saaman
(24.07.23)
Dostum bence ne istediğini bilmiyorsun
0
Yavuşuhlu
(24.07.23)
@Yavuşuhlu nedenini biraz açar mısın?
0
🌸saaman
(24.07.23)
Mümkün. Ama daha net ilerlemek lazım. Örneğin react öğrenip ordan kasabilirsin veya angular veya vue.
0
garaser
(24.07.23)
@saaman
“Html ve c# kendim öğrenip javadan itibaren iyi kurslara gidip bu alana yönelmek istiyorum“

Bu doğru bir patika değil, patika bile değil
0
Yavuşuhlu
(24.07.23)
belli bir yaştan sonra mevcut yazılımcılar bile öğrenme uygulama döngüsünde zorlanıyor.

üstüne chatgpt ve yapayzeka gerçekten beginner işleri yapabiliyor, yani uzun atlama yapmanız gerekiyor. öğrendiniz ettiniz 36-37 olacaksınız, kim sizi jr dev olarak o yaşta alacak?

ayrıca tecrübe sadece yazılım değil. organizasyon, bussiness, mimari, hatta iş ortamı tecrübesi.
0
nuisance
(24.07.23)
@Yahuşuhlu
Ne tavsiye edersiniz?
0
🌸saaman
(24.07.23)
@nuisance
Amaç sosyal medyada karşımıza çıkan reklamlar gibi 3 ayda olayı kapmak değil ki hiç bir zaman bu kafada olmadım. Sizin tavsiyeiz ve ya yol haritanız ne olurdu?
0
🌸saaman
(24.07.23)
Önce amacın netleşmiş olmalı bence.Ne yazmak istiyorsun, önyüz mü, backend mi? Web mi mobil mi ?mobilse native mi hybrid mi?
Seni ne yapmak mutlu eder? Bunun için de okumalısın sanırım. Teknik bilgiye ihtiyacın yok şimdilik, bir web sitesi yapmak için hangi teknolojiler kullanılıyor, mobil için neler kullanılıyor. Google a yaz ve araştır, yol haritanı buna göre çiz.
Ben bu işin mühendisliğini okudum, alaylı biri nasıl başlar bilmiyorum ama şunu çok net söyleyebilirim ki tanıdığım alaylı ve iyi yazılımcılar istisnasız bu işe zaten gönül vermiş, üretmeyi seven bundan haz alan , gece gündüz kod yazabilen insanlar.
mesleğinden mutsuz olan, maaşını beğenmeyip video izleyerek meşhur tabirle “yazılımcı” olmak isteyen biri html öğrenirim sonra c# oradan da java yazarım gibi bir cümle kurabilir. Eğer bu işe girişmeyi gerçekten istiyorsan yol haritanı çizmekle başla.
0
Yavuşuhlu
(24.07.23)
@Yavuşuhlu
Bilgiler için teşekkür ederim. Iki sorum daha olacak.
Birincisi bu yaştaki insanın junior olarak sektöre girip iş bulabilmesi hakkında ne düşünüyorsun?
İkincisi ise bilge adam gibi 6 ila 8 aylik kurs ile iş garantili eğitim kurumları var. Yol haritasını hazırladıkları sonra bu yerlerin sıfırdan faydası olur mu ve ya çevrende bu yerleri deneyen oldu mu?
0
🌸saaman
(25.07.23)
Bankada çalışıyorsanız, özellikle bir alanda (Krediler, yatırım ürünleri, vb.) spesifik tecrübeniz varsa IT kısmına iş analisti, proje yöneticisigibi rollerde geçmeye çalışmak üzere eğitim almanız daha gerçekçi olabilir bence.
0
salihdt
(25.07.23)
@saaman
outsource kaynak desteği sağlayan firmalar bazen bahsi geçen firmadan aday yönlendirebiliyor. Yani piyasada varlar evet. Ben sıcak bakmıyorum ama bakmama gerekçem daha altyapısal,mimari işler çıkarmamız ve hatalarımızın dönüşünün maliyetli olması. Genel düşünmeye çalışıyorum, kalite ön planda değilse copy paste kodlarla iş yürüyorsa sektörde yer alınabilir belki.
Yine şahsi konuşuyorum 35 yaşında bir junior işe almam ben.
Üstteki arkadaşın dediği de mantıklı. Bir ekleme genel müdürlüğe iş birimi olarak da geçilebilir.
0
Yavuşuhlu
(25.07.23)
(7)

Filmlerde görsel efekt/dublör kullanılmaması

nundu
Bu niye yönetmen/oyuncu için övülen bir durum?Mesela Nolan, Oppenheimer'da hiç görsel efekt kullanmamış diye övülüyor şu sıralar. Henüz izlemedim ama bu övülmesi gereken bir şey mi ya? Özellikle patlama sahnesi için kullansa daha etkileyici olmaz mıydı? Bu konuda eleştiriler de okudum patlama anı ye
Bu niye yönetmen/oyuncu için övülen bir durum?

Mesela Nolan, Oppenheimer'da hiç görsel efekt kullanmamış diye övülüyor şu sıralar. Henüz izlemedim ama bu övülmesi gereken bir şey mi ya? Özellikle patlama sahnesi için kullansa daha etkileyici olmaz mıydı? Bu konuda eleştiriler de okudum patlama anı yeterince heybetli olmamış diye.

Ya da Tom Cruise için hep denir işte dublör kullanmıyor, tüm aksiyon sahnelerini, uçak uçurma sahnelerini kendi çekiyor diye. Yani kullansın bana ne diyesim geliyor burada da. Dublör kullanmamasının sinematik olarak bir faydası oluyor mu ki filme? Uçağı profesyonel pilot kullansa filmden ne eksilecek mesela?

Filmin bütçesi açısından faydası vardır elbette ama bütçesini umursamayan bir izleyici olarak bana ne faydası var bu durumların? Yıllardır merak ediyorum bunu da Oppenheimer ile tekrar gündem olunca sorayım dedim.
0
nundu
(24.07.23)
Bence bir iki farklı şey var;

1 - Görsel efekt iyi yapılmadığında baya bir kötü duruyor, üstüne de efektin türüne göre oyuncular orada olmayan nesnelere göre rol yaptıklarından onların performansı da düşebiliyor. Haliyle efektsiz yapabilmek bu açılardan daha iyi.

2 - Dublör kullanıldığında oyuncunun yüzünü gösteremiyorsun; dolayısıyla sahnelerin buna uygun kesilmesi falan lazım. Ama mesela Tom Cruise kendi koştuğunda, atladığında, hopladığında dublörü aradan çıkarttığı için daha etkileyici sekanslar çıkabiliyor.

3 - "Efekt kullanmadık" ya da "Dublör kullanılmadı" kendi içinde biraz reklam. Nolan'ın ne kadar takıntılı ve usta olduğunu ya da Tom Cruise'un ne kadar işine bağlı ve cesur olduğunu gösteriyor. Mesela Tom Cruise'un uçaktan atlaması, Burj Khalifa'ya tırmanması vb. defalarca haberleştirilip filmin bedava reklamının yapılmasını sağlıyor.
0
salihdt
(24.07.23)
Hem dublör hem de bilgisayar efektleri izleyiciyi kandıran eklemeler.
Bir filmin bunlara mecbur kalınmadan çekilmiş olmasının takdir edilmesi de gayet normal geliyor bana.
0
michael_knight
(24.07.23)
"Filmin bütçesi açısından faydası vardır"
aslında tam tersine, dublör zaten dövüşmeyi, düşmeyi vs. biliyor getir çek. Ama Tom Cruise'u, Keanu Reeves'i eğitmek ve çekimde güvenliğini sağlamak daha pahalıdır.

Cruise'un yaptığıyla Nolan'ınki çok farklı bence. Mesela Top Gun Maverick'te uçakları gerçekten kullanıp o G-kuvvetini yaşamaya çalıştılar ve ekrana yansıdı. Stüdyoda çektiğin filmde o çok yapay oluyor. Mission Impossible'da her sahneye bu kadar gerekli diyemem ama yine de oyuncu onu hissederek oynuyor, ayrıca reklam olarak acayip kullanıyorlar filme yarıyor yani.

Nolan'ınki biraz inat. Henüz izlemedim ama bu filmi 65mm çekmesinin anlamı var mı çok emin değilim ben. "en iyisi" ile çekmek olarak okey, Nolan'a özel film üretilmesi falan da egosunu besleyen bişey. Eminim "heyt be Kubrick gibi adam oldum" diyordur içinden :D ama ABD'nin atom bombasını hazırlama hikayesi ve bol yakın plandan oluşan bir dramaymış... ek olarak dediğin gibi patlama kısmı gerçek atom bombasının yakınından geçmiyor diyorlar. Filmi izleyenler beğeniyordur ama vfx ile esas atom bombasına yakın bir görsel izleyebilirdik. Bak Inception'da stüdyoda dönen oda yaptırmıştı, o Cruise'un yaptığına yakın bişey. Düz çekmektense oyuncuları gerçekten o zor durumlara sokup oyunculuklarını iyi hale getirdi o işe yarar bişey. Ama Oppenheimer'dakileri gidip görmek lazım ama bana reklam ve biraz boş iş gibi geliyor.
0
nhk ni youkosu
(24.07.23)
@salihdt

Bu kadar bütçeli filmlerde kötü vfx kullanılması çok düşük ihtimal ya. Yüz konusunda da günümüz teknolojileriyle çok zor değil diye biliyorum oyuncunun yüzünü dublöre aktarmak.

@michael_knight

hocam film izlemenin tüm olayı kandırılmak zaten. Cilian Murphy'yi Oppenheimer olarak ya da Tom Cruise'u casus ya da pilot ya da ne rolde oynuyorsa o olarak izlerken zaten kandırılmak için izliyoruz. Sinemanın tiyatroya göre en büyük avantajı da bu kandırılma hissini tamamen sağlıyor oluşu zaten. Ben kandırılmak istediğim için izliyorum yoksa niye izleyeyim filmi :D
0
🌸nundu
(24.07.23)
bu arada aklıma geldi ekleyeyim dedim, insan psikolojisi ters olanı seviyor. 1980-90'larda filmler "müthiş görsel efekt" diye pazarlanıyordu, The Matrix'te neyi nasıl yapmışlar, LOTR'da nasıl güzel ordu çoğaltmışlar Jurassic Park vs. 2000'lerde vfx'le dolu filmler gelince bu sefer analog değere bindi.

Dijital fotoğraf makineleri büyük kolaylık olarak piyasaya girdi, tertemiz foto çeken bu makinelerden sonra 35mm filmle çekmek tekrar popüler oldu.(onun bi hazzı var gerçi:)

Aynı şey müzikte de var. Geçen yıllarda plak satış rekoru kırmıştı :D Halbuki eskiden kayıpsız düzgün ses diye CD ne güzeldi. Ama bir noktada zıtlık ve nostalji devreye giriyor.
0
nhk ni youkosu
(24.07.23)
abi alayı görsel efektten oluşan filmin çizgi filmden animasyondan bir farkı kalmıyor ki. stüdyoda yeşil perdenin önünde yarım metre yükseklikte düşme numarası yap, arkana uçurum eklesinler. e onu da yapma anasını satayım, seni de ekleyelim yapay zekayla. onun da adı film olsun.

beriki karavanında viskisini içerken atlamalı patlamalı sahneyi başka adam oynasın, ben de tom kuruyz diye izleyeyim. bu seyirciyi kandırmak değil de nedir?

arabayı patlatmaya kıyamayıp üstüne efekt yapmakla, patlayıcı koyup gerçekten patlatmak aynı şey mi yani? gider çizgi film izlerim daha iyi.

ulan sitindirik arka sokaklar dizisinde bile sırf patlatabilmek için hurdacıdan dandik araba alıp gerçekten patlatıyorlardı. dizinin geneline baktığında beklenmeyecek bir emekti.
0
kibritsuyu
(24.07.23)
Bizim için çok şey fark etmese de dünya genelinde 30 sinemada 70mm imax'de seyredenler için çok şey fark eder, görsel efektler çok yüksek çözünürlüklü filmlerde sırıtabilir çünkü mükemmel bir gerçeklik kazandırmak oldukça zordur bazen sahnelerde epeyce bir sırıtır hele hele bir de 18K bir çözünürlükte o görsel efekti sahneye yerleştirirsen efektin de mükemmel olması gerekir.

Oysa gerçek bir patlama arka planla mükemmel şekilde bütünleşir yüksek çözünürlükte dahi atmosferdeki havayı itişini yüksek çözünürlükte izleyebilmek ayrı bir haz verir.

Dublör olayına gelince, bildiğim kadarıyla zaten Oppenheimer'da öyle dublör gerejtirecek, uçmalı, kaçmalı sahneler yok, o yüzden doblör'e hiç ihtiyaç duymamışlardır, sinema severler açısından tamamen bir fantezi nesnesi tabi bu, yoksa dublör olmuş, olmamış pek önemi yok.
0
solo
(24.07.23)
(4)

"yaşamak çok büyük bir lütuf değil; ölmek çok büyük bir felaket değil"

mezzosprite
çelişkili gibi duruyor ama yaşamaya devam etmek için başlıktaki gibi düşünebilmeye ihtiyaç duyduğum bir dönemdeyim. böyle düşünmeme yardımcı olabilecek film, kitap, blog, dizi, her türlü medya, kaynak vs. önerinize ihtiyacım var. teşekkürler
çelişkili gibi duruyor ama yaşamaya devam etmek için başlıktaki gibi düşünebilmeye ihtiyaç duyduğum bir dönemdeyim. böyle düşünmeme yardımcı olabilecek film, kitap, blog, dizi, her türlü medya, kaynak vs. önerinize ihtiyacım var. teşekkürler
0
mezzosprite
(23.07.23)
mimikikili
(23.07.23)
Bende bu etkiyi direkt yaşamın tarihi ile ilgili kitaplar yapıyor, onları okudukça rahatlıyorum.

Milyarlarca yıl önce başlayan hayat bir şekilde evrile evrile bugünlere ulaştı. Bildiğimiz kadarıyla en az beş defa dünya üzerindeki hayat neredeyse tamamen sona erdi. Bütün yaşamış canlı türlerinin kabaca %99.9'u yeryüzünden silinmiş durumda. Ve tekrar olacak; biz doğayı ne kadar korusak, verdiğimiz hasarı geri alacak bir teknoloji bulsak da dünya kendi doğal döngüsü içinde yaşanamaz bir hale gelecek... Ha bu arada bunların hepsi de evrende salınan sonsuz sayıda gezegenden birinde olup bitiyor.

www.goodreads.com
www.goodreads.com
0
salihdt
(23.07.23)
yasını tutabildin mi? terapi almayı denedin mi?
0
anna sun
(23.07.23)
@anna sun, hala yas tutuyorum, terapi alıyorum
0
🌸mezzosprite
(23.07.23)
(6)

Akrabalar

a man alone
Bir yakınımı gördüğünde: x bana böyle yaptı, o bana şunu, ben ona dargınım, bu niye böyle yaptı" . vs diyor. Sorun yaşadığı diğer akrabayı ben de tanıyorum.herkes birinden şikayetçi, kimi görsem 3. kişi eleştiriyor. artık dinlemekten sıkıldım. git onunla konuş dediğimde "söyledim zaten" ya da "yok a
Bir yakınımı gördüğünde: x bana böyle yaptı, o bana şunu, ben ona dargınım, bu niye böyle yaptı" . vs diyor. Sorun yaşadığı diğer akrabayı ben de tanıyorum.

herkes birinden şikayetçi, kimi görsem 3. kişi eleştiriyor. artık dinlemekten sıkıldım. git onunla konuş dediğimde "söyledim zaten" ya da "yok abi ya ne konuşacağım" Vs diyor.

o, onu yapmış, bu bunu yapmış, o buna küsmüş, bu buna kızmış, niye yapmış, darılmış vs vs

sizin de akrabalarınız böyle mi?
0
a man alone
(22.07.23)
Akrabalar genel olarak öyledir. Hepimizin belli statü oyunlarına ihtiyacı var. Geniş aile birçoğumuz için bu statü oyunlarının ilk ve bazen tek oynandığı yer. Haliyle aile içinde kim ne almış, kime ne demiş, neden onu giymiş, kime nasıl davranmış hepsi öenmli, hepsi ucundan kıyısından birilerinin öne geçmesi, bizim statümüze halel gelmesi falan demek.
0
salihdt
(22.07.23)
Çok fenaymış. Benimkiler böyle değil çok şükür, herkes kendi işine bakıyor. Çok ender eski nesillerle ilgili eleştiri dönüyor ama hızlıca kapanıyor konu.
0
fotrsapka
(22.07.23)
Birebir ayni
0
allah yazdiysa bozsun
(22.07.23)
Homo sapiens kitabında dedikodu teorisinden bahsediyordu. Taşralilar bu dedikodularla, arkadan atıp tutmalarla kendi varlığına varıyorlar.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(22.07.23)
Böyle o yüzden çoğu ile görüşmüyorum bu konular açılınca kapatıyorum ve kalkıyorum oradan
0
basond
(22.07.23)
ufak yeğenlerim var. 5-12 yaş arasındalar. ben yanlarına gittiğimde sürekli birbirlerini şikayet ediyorlar. o şöyle yaptı, şu şunu dedi vs. ben de bana şikayet ile gelmeyin deyince konuşacak bir şeyleri kalmıyor ve susuyorlar.

bence biz insanlar bu alışkanlığı çocukken alıyoruz. doğru değil ama hiç gözlemleyip bunu sorgulamıyoruz, neden yaptığımızı ve niye o kalıpta konuştuğumuzu.
çocuk gibiyiz.
0
Leonardo~Da~Vinci
(22.07.23)
(1)

lie to me benzeri beden dilini konu alan dizi

bonjourrr
onerir misinizmentalistin konusu buna benzer mi
onerir misiniz

mentalistin konusu buna benzer mi
0
bonjourrr
(16.07.23)
Evet, Mentalis'in konusu Lie to Me'ye oldukça yakın. Hatta muhtemelen benzerleri arasında en yakını. Criminal Minds dizisi de yine Lie to Me ile paralel.
0
salihdt
(16.07.23)
(3)

Martı Amerikan Borsasında Tutar mı?

deadwampir
Sb
Sb
0
deadwampir
(06.07.23)
bunu bilecek insan (aşağı ya da yukarı yönlü) parayı gözü kapalı basardı muhtemelen.
0
synesthesia
(07.07.23)
ben bu olayi anlamiyorum, marti kar yapiyor mu ki borsaya aciliyor ?
0
foster
(07.07.23)
Yatırım olarak bana da saçma geliyor. Paylaşımlı bisiklet, scooter vb. iş fikirleri Amerikan Borsası için yeni değil. Bir çok ülkede de yürümedi; bir sürü alet çöpe gitti...

Tamamen ezberden konuşuyorum;
1 - Başka ülkelere açılmaya uğraşacaklardır; yurtdışından yatırım kovalamak için bu işe giriyorlardır
2 - Prestij olsun, ülke içinde taksici lobisine ve belediyelere karşı elimiz güçlensin "Ama sayın bakanım bakın biz de Amerikan borsasında işlem gören bir şirketiz, bi kolaylık sağlasanız" diyebilelim demişlerdir.
0
salihdt
(07.07.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.