withworth güzel sorular sormuş, tam hayat hikayesibi bilmeden bir şeyler söylemek zor ama benim de ilk aklıma gelen narsisizm oldu.
narsisizm çok karışık bir şey.
benim de anlattığınıza benzer bir tanıdığım vardı. biraz köylü kurnazlığı, biraz da hani denir ya, yere düşse bir avuç toprak ile kalkar diye, biraz da öyle bir kafa yapısı. ve tabii ki olmazsa olmaz haklılık şeması.
benim tanıdığım da aynı sizinki gibi dışarıda mekanlarda pek bir şey sipariş etmez, öylece oturur, yapabiliyorsa yancılık yapar veya kendine ısmarlatır, yapamıyorsa da menüdeki en ucuz şeyi sipariş ederdi. aynı zamanda mekandan da sürekli bir şey isterdi. normalde ücretli olan şeyleri ikram olarak istemek gibi. işte sosu biraz bol olsun, biraz daha bilmemne koyar mısınız gibi. garsonlar efendim onlar ekstraya giriyor, menümüz de de görebilirsiniz diye cevap verince de ücretsiz koydurana kadar uğraşır, dil döker, laf salatası yapar, koydurmazsa sinirlenir ve trip atardı.
bunu yapmasının altında sanırım normalde hakkı olmayan bir şeye erişmenin verdiği haz. yani herhalde içten içe diyor ki, normalde bu hakkım değil ama ben bunu elde ettim, bana bunu sağladılar. burada iki his ihtiyacı var, biri kendini önemli hissetme ihtiyacı, diğeri de yakınlarını kontrol edebildiğini hissetme ihtiyacı. böylelikle birileri ona hesap ödetmeyince, garson ona ikramda bulununca arkadaşları veya garson üzerinden narsisizmi besleniyor.
sizin örnekte para harcadığı şeyler de hep statü sembolleri. onlara o paraları harcayarak yine narsisizmini besliyor.
0