Giriş
(2)

Süresi geçen ve iptal olan banka kartı sıkıntısı

the sound and the fury
Ebayden bir alışveriş yaptım. Sanat kitabı aldım alıcı iptal etti. Iptal edilmektedir sonra banka kartimin suresi gecmisti yeni kart aktif oldu. Şimdi sorun şu kart iptal para iadesi olmayacak mı? Iban adresime bağlı kartlar ama eski kart ile alışveriş yapmıştım o iptal oldu yeni kart bilgisi de si
Ebayden bir alışveriş yaptım. Sanat kitabı aldım alıcı iptal etti. Iptal edilmektedir sonra banka kartimin suresi gecmisti yeni kart aktif oldu. Şimdi sorun şu kart iptal para iadesi olmayacak mı? Iban adresime bağlı kartlar ama eski kart ile alışveriş yapmıştım o iptal oldu yeni kart bilgisi de sitede yok ebay eyazmam mi gerekiyor. Ne yapabilmem lazim. 4 gün oldu iade olmadı araya cumartesi pazar girmişti ama
0
the sound and the fury
(02.12.24)
Kartın süresinin geçmesi ya da iptal olması iade işlemini etkilemez normalde, 7-10 gün arası sürebiliyor ne yazık ki bu tür süreçler.
0
salihdt
(02.12.24)
benim bildiğim kadarı ile sizin bankadaki kredi kartı hesabınız sabit, kart değişince sadece hesabı kullanabileceğiniz rakamlar değişmiş oluyor, hesabınız aynı kalıyor. dolayısı ile işlem yeni kartınıza yansır.
0
elorelia
(02.12.24)
(4)

Küskünlerin barışması

sorucu
Birbirlerine fenâ hâlde gücenik, küskün iki kişiyi barıştırmışlığınız var mı? Ya da küs olduğunuz biriyle barışmışlığınız? Barıştırmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?
Birbirlerine fenâ hâlde gücenik, küskün iki kişiyi barıştırmışlığınız var mı? Ya da küs olduğunuz biriyle barışmışlığınız? Barıştırmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?
0
sorucu
(01.12.24)
herkesin anlayacağı bir dil vardır. yeterki anlatmak isteyin.
0
margi13
(01.12.24)
Hiç karışmamalarını tavsiye ederim aslında; "Araya giren, arada kalır" diye bir laf vardır.

Koca koca insanlar birbirleriyle görüşmek isterlerse görüşürler zaten. En fazla bir araya getirip konuşmalarına aracı olabilirsiniz.
0
salihdt
(01.12.24)
Ben bana bozulan biri olduğunda bozukluk belli olacak kadar araya zaman girince "bi kusurumuz mu oldu" tarzı bi yokluyorum. Gönülsüz gak guk edilirse baya daha fazla bir zamandan sonra bozuk kalmak zorunda olmadığımızı görüşebileceğimizi sıkıntı varsa konuşabileceğimizi söylüyorum iyi niyet göstergesi olarak. Daha da dönüş olmazsa kimsenin boğazına çökecek halim yok gitmek isteyen gider diyorum.

(Direkt böyle yazmıyorum tabii yukarıda yazdıklarım gibi saygılı hoş bir üslup ile yazıyorum)
0
hedep
(01.12.24)
barıştırıldığım oldu. hayatımın en kötü kararıydı ve daha husumetli bir şekilde küsmemizle sonuçlandı ve başımı da derde soktu. insanların hayatına karışmayın, bırakın kendi kararlarını versinler etkinizde kalmadan.
0
nolmus yani
(01.12.24)
(1)

Yeni telefon & transfer & guvenilir telefon diye taniyan uygulamalar ?

Zetnikov
Arkadaslar misal banka yada mail cift sogrulama tarzi uygulama vs durumlar oluyor Sistem benim telefonu guvenli tel listesine ekliyorNeyse nasil tanittim hatirlamiyorumYeni telefona gecerken transfer uygulamasiyla herseyi transfer edicem herkes boyle yapiyor ama sanirim sifreler gecmiyor diyorlar uy
Arkadaslar misal banka yada mail cift sogrulama tarzi uygulama vs durumlar oluyor

Sistem benim telefonu guvenli tel listesine ekliyor

Neyse nasil tanittim hatirlamiyorum

Yeni telefona gecerken transfer uygulamasiyla herseyi transfer edicem herkes boyle yapiyor ama sanirim

sifreler gecmiyor diyorlar uygulamalara sifreyi kendim giricem notlarimda kayitli sikinti yok

Parmak izimide transfer edicek mi bilmiyorum ve bazi uygulamalarim parmak iziyle calisiyor o nasil olacak

Kissadan hisse yeni telefonu nasi o kadar seyde guveilir tele eklicem ama sifreyi yada sms olayini yapimca guvenli tel mi olucak
0
Zetnikov
(30.11.24)
Biometrik doğrulama cihazda kaldığı için transfer olmuyor bildiğim kadarıyla. Bu da demek oluyor ki bir çok uygulama için Kullanıcı Adı + Şifre + Tek kullanımlık kod sonrası oturum açıp sonrasında parmak izini aktifleştireceksiniz muhtemelen.
0
salihdt
(30.11.24)
(1)

Turkcell dijital guvenlik servis paketi

hain kostokk
Kullanan var mi bu paketi? Gercekten ise yariyor mu yoksa bu paket para tuzagi mi?Güvende tutuyor mu hesaplarinizi buna inaniyor musunuz?
Kullanan var mi bu paketi? Gercekten ise yariyor mu yoksa bu paket para tuzagi mi?
Güvende tutuyor mu hesaplarinizi buna inaniyor musunuz?
0
hain kostokk
(26.11.24)
Çok pahalı bir servis değilmiş ama çok da bir faydası yok. Zararlı sitelere girerken uyarma işi hemen hemen bütün browserlarda var zaten. Keza çalınan şifrelerin bildirilmesi işini de Google/Chrome yapıyor yanlış hatırlamıyorsam. Her ay 20 lira verecek bir fayda göremedim açıkçası.
0
salihdt
(26.11.24)
(1)

İlgi Alanlarımızdaki Şaheserler

hsktr
İlgi alanlarımızda okuma yapmak her zaman daha çekici ve akıcı oluyor. yapay zeka, ikinci dünya savaşı tarihi, skydiving, video oyunlar, futbol (kültürel ve teknik boyutlar özelinde), dağcılık, ferhan şensoy'un anı kitaplarına benzer anı türü, tiyatro ve sinema tarihi, edebiyat tarihinin devrim nite
İlgi alanlarımızda okuma yapmak her zaman daha çekici ve akıcı oluyor. yapay zeka, ikinci dünya savaşı tarihi, skydiving, video oyunlar, futbol (kültürel ve teknik boyutlar özelinde), dağcılık, ferhan şensoy'un anı kitaplarına benzer anı türü, tiyatro ve sinema tarihi, edebiyat tarihinin devrim niteliğindeki eserlerini ilgi alanlarım olarak tanımlıyorum.

Sizden bu türlerden herhangi birinde okuyup da çok etkilendiğiniz, kafanızda ufuklar ya da ufak da olsa düşünce tünelleri açabilen akıcı eserleri sıralamanızı rica ediyorum. Okuma alışkanlığının oturmasında çok yardımcı olacaklar. Ekstra olarak bu alanların dışında ancak herkesi ilgilendirebilecek eserleri de dahil edebilirsiniz.

Şimdiden teşekkürler.
0
hsktr
(25.11.24)
Doppelganger: A Trip Into the Mirror World

The Gene: An Intimate History

The Making of the Atomic Bomb

The Anarchy: The Relentless Rise of the East India Company

The Age of Surveillance Capitalism: The Fight for a Human Future at the New Frontier of Power

Gödel, Escher, Bach: bir Ebedi Gökçe Belik

A Gentleman in Moscow

In Cold Blood

Thinking, Fast and Slow

Slavery by Another Name: The Re-Enslavement of Black Americans from the Civil War to World War II
0
salihdt
(25.11.24)
(3)

Üniversite ücret iadesi nasıl olmalı?

Eyüp
Merhaba arkadaşlar, Ben bir üniversitede %75 burslu olarak okuyordum. Yaklaşık iki yıl önce okulu bitirdim. Son yılın ücretini iki dönem olarak ödemiştim ama mezuniyet kredilerimi 1. dönemin sonunda tamamlamıştım. Üniversite de mezuniyet kredisine ulaştığım için 1. dönemin sonunda öğrenci işleri kay
Merhaba arkadaşlar,

Ben bir üniversitede %75 burslu olarak okuyordum. Yaklaşık iki yıl önce okulu bitirdim. Son yılın ücretini iki dönem olarak ödemiştim ama mezuniyet kredilerimi 1. dönemin sonunda tamamlamıştım. Üniversite de mezuniyet kredisine ulaştığım için 1. dönemin sonunda öğrenci işleri kaydımı silmiş. Ancak pandemi, iş-güç derken okula bir türlü gidip ilişiğimi kesemedim. Bugün veya yarın okul ile ilişiğimi kesmeye gideceğim.

Öğrenmek istediğim şu;

Okul 2. dönemin ücretini, bana o gün ödediğim ücreti mi iade edecek yoksa bu sene istenen dönem ücreti olarak mı iade etmeli?
0
Eyüp
(25.11.24)
Yönetmelikte geçiyordur, muhtemelen ücretin ödendiği miktarda iadesi yapılır, güncel bedel üzerinden yapılacağını sanmıyorum zira bu tür bir uygulama için bir sebep (Eğer YÖK'ün yasal bir zorunluluğu vb. yoksa) yok.
0
salihdt
(25.11.24)
ücret iadesi olduğu için ödediğin ücret ne ise o.
eğer ödediğin ücret dönemlik öğrenim ücretin olsaydı şuanki güncel dönemlik ücret o zamanki ödediğinden farklı bir tutar olsa dahi ekstra ücret ödemeden öğrenim hakkını sunarlardı. ama öğrencilik bitmiş zaten. şuanki ücretten iade edilmesi imkansız.
0
ezkaza
(25.11.24)
Merhaba, ücret iadesi ile ilgili olarak mutlaka bir prosedürleri vardır. Hatta bunun bir şablon dilekçesi de vardır. Öncelikle Öğrenci İşleri Daire Başkanlığına ulaşıp konuyu anlatın iadeyi isteyin. Devlet üniversiteleri bile öderken vakıfların ödemesi düşünülemez.

Gerçi pandemiden sonra paramız pul oldu ya neyse.
0
buck rogers
(26.11.24)
(6)

cayma bedelinin mantikli bir aciklamasi var mi?

buenosdias
mantikli derken sirket veya sektor acisindan demiyorum. devlet, ulke, vatandas acisindan soruyorum.benim dusuncem gayet basit, bir devletsiniz ve vatandasi korumak icin varsiniz. milyonlarca dolar kazanan sirket gelip senin vatandasina aylik alirsan bu kadar, yillik taahut yaparsan su kadar diye ucr
mantikli derken sirket veya sektor acisindan demiyorum. devlet, ulke, vatandas acisindan soruyorum.

benim dusuncem gayet basit, bir devletsiniz ve vatandasi korumak icin varsiniz.

milyonlarca dolar kazanan sirket gelip senin vatandasina aylik alirsan bu kadar, yillik taahut yaparsan su kadar diye ucret cikariyor. vatandasin yilligi seciyor sonra bi sekilde cikmak zorunda kaliyor. sirket kalkip cayma bedeli kesiyor. devlet buna neden izin veriyor?

ne dusunuyorsunuz? avrupa, amerika'da var mi benzer uygulama?
0
buenosdias
(25.11.24)
Benzer uygulamalar farklı ülkelerde var. Mantığı da basit aslında; düzenli ve tahmin edilebilir bir gelire sahip olmak şirketler için önemli. Özellikle dijital ürünlerde bir sağlayıcıdan diğerine geçmek görece kolay olduğundan aylık abonelikler öngörülebilir bir ciro sunmuyor. Müşteriye "Yıllık taahhüt edersen şu kadar indirim yaparım" diyerek bu "Ben daha ucuzunu buldum, gidiyorum" ihtimalini mümkün olduğunca azaltmış oluyorlar. Cayma bedeli de bu sistemin işlemesi için gerekli yaptırım oluyor.
0
salihdt
(25.11.24)
Var.
Ama en azından Fransa'da Türkiye kadar dandik değil. Normal fiyata taahhütsüz de çok. Türkiye'de taahhüt olmadan düzgün bir şey yok. Buna ek olarak iptal etmek oldukça zorlu bir uğraş.

Türkiye tüketici hakları konusunda rezalet durumda yani. Bu telekomünikasyonda baya kötü.

Türkiye'de en komiklerinden biri misal modem. Modem kiralama ücreti diye sürekli para kesiyorlar, kendi modemini almana izin de vermiyorlar.
0
logisticsmanager
(25.11.24)
cayma bedeli bir ceza olmadığı için mantıksız değil. aylık abonelik x lira, belli bir süre kullanma sözü verirsen ortaya bir anlaşma çıkıyor ve ücret y liraya düşüyor. olur da taahhüt tamamlanmadan vazgeçersen bu anlaşmayı bozuyorsun ve kullandığın ay kadar (x-y) veya kalan ay kadar y liradan hangisi daha düşükse cayma bedeli olarak onu ödüyorsun. kullanılandan farklı bir meblağ ödemesi yok. dünyanın her yerinde, konu ne olursa olsun bir anlaşmayı bozmanın bedeli olur. bizdeki bu tüketiciyi koruyan yasal düzenleme olmasa şirketler çok daha fazla bedel talep ederlerdi.

internet, cep telefonu operatörü vb fiyatlarının uçukluğu ayrı bir konu tabi..
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(25.11.24)
Cayma bedeli ve taahhüt kavramının kendisi sorun değil aslında. Taahhüt yaparken firma size, sizden alacağı düzenli ödemeye karşılık bir indirim sunuyor. Müşteri için aynı hizmeti daha ucuza almak, firma içinse belli bir periyotta ödeme garantisi almak kazançlı bir durum.

Bunu kötü yapan şey kağıt üstünde olduğu gibi işlemiyor olması, müdahale edilmesi gereken şey bu. Firmalar uçuk bir taahhütsüz fiyat belirleyip, normalde taahhütsüz önermesi gereken fiyatı taahhütlü fiyat olarak gösterince vatandaşın faydasına olan indirimli hizmet kullanma durumu ortadan kalkıyor ve insanlar süt sağma makinasına bağlanmış inek konumuna geliyor. Piyasa fiyatı taahhütlü abonelik fiyatından oluşuyorsa ortada bir problem vardır.

Örneğin özellikle telefon aboneliklerinde kimse taahhütsüz fiyatın ne olduğunu bilmez, taahhütsüz fiyat üstünden konuşmaz. Taahhütsüz fiyat sadece kağıt üstünde vardır. Biz ürünün fiyatı hakkında konuşurken taahhütlü fiyattan bahsediyor oluruz. Kimse gsm abonelik fiyatlarıyla ilgili sinirli sinirli konuşurken taahhütsüz abonelik ücretini baz almaz, herkes aslında taahhütlü fiyatlardan bahsediyor. Herkes bunu kanıksamış, böyle devam ediyor. Şaşırtıcı bir durum. Bu çok yanlış bir durum. Müdahale edilmesi gereken şey bu. Taahhüt yapılarak firma ve müşteri arasında karşılıklı tavizler veriliyor olmalı. Oysa güncel durumda müşteri seçtiği için değil mecbur olduğu için taahhütte bulunuyor.
0
akhenaten
(25.11.24)
Avrupa amerikada o ayda 20-30 dolara verilen iphone'ların nasıl verildiğini düşünüyorsunuz? Türkiye'deki bu tür pazarlama ticari şeylerin neredeyse hiçbiri türkiye'den çıkma şeyler değillerdir.

'çıkmak zorunda kalıyor' tanımınızı genişletmeniz gerekiyor, zorunda nasıl kalıyor? Yurtdışına taşınıyorsa hiçbir servis sağlayıcı cayma bedeli almıyor, öldüysen yine almıyorlar, altyapı olmayan bir yere taşınırsan almıyorlar. Yani zorunda kalınan hiçbir durumda üstüne çökmüyorlar ver lan ver diye.

Taahhüt ne sağlıyor ona bakmalı asıl, taahhüt firmayı zengin etmek için var olan bir şeyden çok firmaların gelecek finansal durumlarını öngörmeye yarayan bir şey. Yani emin olun taahütsüz sisteme geçip aynı parayı kazanırlar sadece kullanıcılar ortalama olarak daha fazla öder.
0
atom karincanin torunu
(25.11.24)
Cayma bedeli akla yatkın +1

Baştan adam dürüstçe sana söylüyor aylık ücretini ve indirim miktarını. Hem kabul edip hem de anlamsız bulmak saçma. Anlaşmayı her iki taraf da imzalıyor neticede.

Sırf milyon dolarlık oldukları için şirketleri devlet mağdur edecek olsaydı kimse yatırım yapmazdı.
0
enteg
(26.11.24)
(10)

Mukbang'ın doğuş sebebi ne?

muhayyer divan
SelamMukbang denen şey denk geldi birkaç gündür bakıyorum, çok acaip bir his veriyor, neyse konu bu değil. Özellikle Çin ve Uzak Doğu menşeli videolar görüyorum. Hem çok yiyorlar, hem tıkınarak yiyorlar, hem çok sıcak yiyorlar, hem çok acı yiyorlar, bazen baştan aşağı yalnızca yağ yiyorlar, onlarca
Selam

Mukbang denen şey denk geldi birkaç gündür bakıyorum, çok acaip bir his veriyor, neyse konu bu değil.

Özellikle Çin ve Uzak Doğu menşeli videolar görüyorum. Hem çok yiyorlar, hem tıkınarak yiyorlar, hem çok sıcak yiyorlar, hem çok acı yiyorlar, bazen baştan aşağı yalnızca yağ yiyorlar, onlarca yumurtayı üst üste yiyorlar mesela.

Bu uygulama nereden çıkmış, ne yapmaya çalışıyorlar? Hani bir rivayete göre porno videoların amacı aslında üremeyi tetiklemekti, öyle biliyorum. Bu da onun gibi desem değil sanki yahu.

Beni neden makarna balık ve yağlı et videoları mutlu ediyor onu da anlamış değilim.
0
muhayyer divan
(23.11.24)
Amaçsız bir aktivite. Obeziteyi tetikliyor ayrıca
0
wd40
(23.11.24)
bilgim yok ama fikrim söyle. yemek yerken o videoalari izlemek cok iyi geliyor. sanki hep birlikte gömüyormussun gibi. bence yemek yerken izleniyor. o cok aci, cok büyük kismi da isin challenge i.
0
robert bosch
(23.11.24)
www.instagram.com

Şuna bakın ya allaasen bu normal bişey mi şimdi, ne yaptıklarını düşünüyorlar merak ediyorum. Kilo da almıyorlar.
0
🌸muhayyer divan
(23.11.24)
(bkz: gluttony)
0
Bruce
(23.11.24)
Kilolu insanlar, iştahları için suçluluk duygusu yaşarmış.
Bu tip videolar onlara suç ortağı bulma hazzı yaşatırmış.

Kendi yorumum değil. Bir yerde okumuştum.

Ben sevmiyorum. Özellikle bir haşlanmış yumurtayı tek hamlede gömmeleri iğrenç geliyor.
0
Mirket
(23.11.24)
@Mirket

Ben de epey kilolu bir insanım ama bana suç ortağı bulma değil de kendim yiyormuşum gibi bir haz veriyor. Bırak iştahı, her bir yediğimiz öğün için ayrı ayrı suçluluk duyuyoruz evet. Bazen bana var olmak suçmuş gibi gelir.
0
🌸muhayyer divan
(23.11.24)
Boş versene.
Yemek beni mutlu ediyorsa yerim ki.
Ne suçluluğu.
Bir daha mı geleceğim dünyaya.
0
Mirket
(23.11.24)
Bedeni arzularını abartılı bir şekilde, yoğun bir haz alarak gideren insanları izlemek... Kulağa pornografik geliyor.
0
salihdt
(23.11.24)
Popüler olmasının birçok farklı sebebi var ama doğuş sebebi insanların yalnız olması. Bizim kültür ve aile yapımıza uzak geliyor böyle şeyler ama her öğününü tek başına yiyen insanlar var. Bunlar kendilerine yemek sırasında eşlik edecek birilerini arıyorlar ve mukbang doğuyor.
0
gnosis
(23.11.24)
Bir de hem kaynar halde yiyolar hem çiğnemeden yutuyolar hem de çok yiyolar. Mideleri yamulmuyor mu bunların??

Makarnaya çok fitim yalnız.
0
🌸muhayyer divan
(23.11.24)
(12)

eksisozlugun chp akp ajans ve genclik kollari trollerine goz yummasi?

buenosdias
artik o kadar belli oluyor ki, dikkat cekici bir imamaoglu basligi aciliyor cat ilk 5-10 entry birbirini destekleyen seylerle hemen gundem yapiliyor. ayni naneyi tam tersi chp trolleri de yapiyor. sozluk neden bunlara goz yumuyor sizce? rating aldigi icin mi?
artik o kadar belli oluyor ki, dikkat cekici bir imamaoglu basligi aciliyor cat ilk 5-10 entry birbirini destekleyen seylerle hemen gundem yapiliyor. ayni naneyi tam tersi chp trolleri de yapiyor. sozluk neden bunlara goz yumuyor sizce? rating aldigi icin mi?
0
buenosdias
(22.11.24)
Para.
0
10551037
(22.11.24)
evet.
rating -> daha çok reklam -> daha çok para.
0
WithWorth
(22.11.24)
1-Etkileşime açık kapı bırakılıyor.
2-Cevheri Güven TC iletişim başkanlığında ekşisözlük ofisi kurulduğunu söylemişti. Yönetim sözlüğün kapatılmaması için bu duruma göz yumdu.
0
HellKeePer
(22.11.24)
Sence sözlük akp çalışanlarının hesabını silebilir mi?
0
osssy
(23.11.24)
korku > baskı > para.
sözlük artık bir anı defteri bile değil...
0
her giriste sifresini unutan adam
(23.11.24)
Benim kafa mesela nasıl çalışıyor biliyor musun..

"Chp ve akp trolleri ne göz yummasi.." diye acmissin duyuruyu.

Hani akp yapıyor tamam ok, ama chp de yapıyor ya vallahi billahi..

Sonra duyuruyu açan senin diğer Duyurularına bakıyorum

"İstanbul Metrosu les gibi.."

"Rte bir gecede İsrail'e girse.. "

Sonra emin oluyorum, "evet akp yapıyor ama bakın chp de yapıyor chp trolleri de var" algılı minik başarısız çalışma.

Valla kusura bakma benim kafam böyle çalışıyor.

Manyak ettiniz artık bizi :)
0
makbur
(23.11.24)
Şeytanın avukatlığını yapayım; işin biraz da moderasyonun zorluğu boyutu var bence. "Aha bu Troll içerik, aha bu kullanıcı troll" demek her zaman o kadar kolay değil. Evet bazı durumlarda çok bariz gibi geliyor ama bunların üzerine moderasyon uygulamaya başladığınızda "Kesin Troll" ile "Normal kullanıcı" arasında çok ciddi bir gri alan kalacak. Bu noktada da moderasyonun sürekli tartışılan kararlar alması gerekecek. Bir yanda belki çoğunluğun troll olduğunu düşündüğü insanlar atılmazken arada troll olmadığı halde atılanlar olacak...

Tabi bir de işin taraf olma boyutu var; sözlük moderasyonu Türkiye hakkında hiçbir fikri olmayan tam anlamıyla bağımsız uzaylılardan bile seçilse her kararlarından sonra tarfgir olmakla suçlanacaklar; AKP, CHP, HDP, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Galatasaraylı, vb. bir sürü grup tarafından itilip kakılacaklar.

Eh yukarıdaki dediklerimin hepsi, moderasyon görece hiçbir şey yapmadan da oluyor zaten; neden sorumluluk alsınlar? Sözlük gibi bir mecrada total kontrol çok zor, maliyeti yüksek, işe yarayıp yaramayacağı tartışılır...

Bu arada benzer dinamikler hemen her sosyal ağda var; yani Twitter, Facebook, Tiktok vb. de trolleniyor.
0
salihdt
(23.11.24)
para degil de acik kalmasinin yolu bu. muhtemelen iktidara sozler verildi sizin propagandanizi yapanlari yasaklamayacagiz, cok seslilik saglayacagiz vs diye.
0
antikadimag
(23.11.24)
@makbur, basit bir duyurudan hareketle diğer duyurularıma bakıp analiz etmen ya iflah olmaz bir işssiz yada fanatik derecede bir parti trollü olduğunu gösterir. ama biraz daha işssizlik emaresi gösterseydin diğer sayfalarda da anti akpli duyurular görürdün.
0
🌸buenosdias
(23.11.24)
@makbur internette her 100 AKP'li troll'e karşılık 10 CHP, 5 Memleket, 3 Zafer, 0,2 Perinçek troll'ü var. @buenosdias da AKP troll'ü olabilir ama bu CHP trollü varlığını değiştirmiyor.

Soruya cevap vereceksek. Evet, etkileşim üzerinden gelen para için göz yumuyor. Adamın adı duyuluyor, reklamını veriyor. Parası cebine akıyor. Arada 85 hesaplı kişiler ve Ekşi Sözlük'ün kapanmasına yol açacak şeyler dışında bir konuya müdahale etmiyor.

Mesela ben bir arap terörist ile ilgili yazdığım 3 entry'den dolayı başlık açma cezası aldım. Şikaye üzerine gge ile silindiler. Öte yanda ne Atatürk'ümüz kalıyor, ne Türklüğümüz ne başka bir şey ama silmiyor. Çünkü onlara müdahale ederse sözlüğe müdahale gelecek, onlar da parasından olacak. Türkiye'deki en kalitesiz ortamlardan biri Ekşi Sözlük. Birçok başlığa girmiyorum o yüzden.

Bu arada bence asıl sorun troll başlıkları değil, o başlıklara cevap yazanlar.
0
nawar
(23.11.24)
@nawar

Haklısın, ki en dandirik partilerin hatta kişilerin bile trolleri mevcut.

Burada benim itiraz ettiğim; bütün medyayı ana akım medya yapmış, twitter eksi facebook hatta en dandik forumlarda bile çok ciddi bir organizasyonu olan devlet (!) destekli aktroll organizasyonunu chp ya da herhangi bir partiyle denk gösterme çabasına benim itirazım. ki, bu da aktrollerin sinsi bir organize çalışması (bak mesela beni de parti troll'u olarak etiketlemiş :))

Amaç: hükümeti eleştiren sen ben gibi sıradan insanları chp parti Troll u olarak yaftalamak ki alın işte kanıtı :)

Birazdan buraya yazılacaklari da yazayim; "akp yi normal insan destekleyip savunamaz mi kardeşim.." ve "işte bu yüzden hep kaybediyorsunuz daha da kaybetmeye devam edeceksiniz" (tabi aralarda "bakın rte'ye ben de eleştiriyorum" sosları ile :))
0
makbur
(23.11.24)
makbur, devlet destekli medya konusudaki yazdıklarına katılıyorum ama sonraki bakış açın mağduriyetten ahlaksızlığı hak görmek gibi bişey. akp katbekatını yapıyor diye chp'ye laf söyleyecek miyiz? benim derdim ne akp ne chp, bu leş ortamı eleştiriyorum ama sen chp koruma güdüsüyle gelip konuyu akp chp savaşına indirgiyorsun. ayrıca bana troll iması yapıp aynı şekilde karşılık görünce bakın bana troll dedi diye manipülasyon yapman basitlik.
0
🌸buenosdias
(24.11.24)
(5)

şu saat nasıl sizce?

birmilyonunvarmi
sbhttps://www.amazon.com.tr/Seiko-Paslanmaz-%C3%A7elik-kay%C4%B1%C5%9Fl%C4%B1-kuvars/dp/B07X31LLTX/ref=sr_1_2?dib=eyJ2IjoiMSJ9.gsCycqy7rTkUfX8ClmknyrQh_VSxBXNWphE95ft7Q30zhsRXYFT3JulXyx57Hd1mgfgxtL-1WOo6lIkD2EIs7qoEqU8mLlHjXD4FHydc5U_E77IgXt17Wbb-71Zc2EfwU2irSnt2i3oHqNEcsyYJ6KOcOjqI5vWv7EWtSLcllUMvV
0
birmilyonunvarmi
(21.11.24)
güzelmiş ama kasası çok hoşuma gitmez benim böyle dışa doğru eğimli ve geniş olunca. camla birlikte biten, çok az görünen kasaları seviyorum ince olacak.
bana alırsanız diye detay vereyim istedim :)
0
erty_ksk
(21.11.24)
Ben bu tarzı seviyorum, solar saatler bazen iyi çalışamayabiliyorlar fakat camı da safirmiş güzel

Saatin modelini yutuba yazarsan kolda duruşunu gösteren inceleme videoları çıkıyor, fotoğraftan bakmak yanıltıcı olabiliyor

youtu.be
youtu.be
youtu.be
0
grimavi
(21.11.24)
Siyah kadranlı saatleri pek sevmiyorum o yüzden şahsen tercih etmezdim ama onun dışında güzel bir saat. Kordonunu deri ya da Nato kayışlarla değiştirip farklı tarzlar da yakalanabilir.
0
salihdt
(21.11.24)
Saatten anlamamakla birlikte önceki attığınızdan daha düzgün duruyor. Ben görsem güzel saatmiş derim.

Bundan bir sonra Tissot falan atacaksınız sanırım ufak ufak yükseliyor :D
0
hedep
(21.11.24)
Dede saati. Illa alicaksan mavilisini al bari
0
freedonia
(21.11.24)
(7)

dinleniyor muyuz

WithWorth
dün gece 3-4 gibi uyanıp aforizma kasarken "x, y'dir" gibi bir cümle kurdum bir kaç kez. sabahın 9'unda(!) aylardır bana yazmayan(!) babam whatsapp'tan bir video atmış, ai görsellerle ve ai sesle hazırlanmış bir nasihat videosu.videonun daha ikinci cümlesi net olarak "x, y'dir" ve açıklamaları üzeri
dün gece 3-4 gibi uyanıp aforizma kasarken "x, y'dir" gibi bir cümle kurdum bir kaç kez.

sabahın 9'unda(!) aylardır bana yazmayan(!) babam whatsapp'tan bir video atmış, ai görsellerle ve ai sesle hazırlanmış bir nasihat videosu.

videonun daha ikinci cümlesi net olarak "x, y'dir" ve açıklamaları üzerine.

bence; ai beni dinledi, sonra önerilen videolarda babama video önerdi, babam "nasihat edeyim" duyguları ile videoyu bana attı. ve ben kurduğum cümleme kavuştum. ve ai skor hanesine +1 ekledi.
her şeyin tesadüfi olarak cereyan ettiğini düşünemiyorum.
siz ne diyorsunuz ?
0
WithWorth
(20.11.24)
İlla birine yazmam ya da telefonda konuşurken söylemem gerekmiyor, herhangi bir şeyden bahsedince o gün ya da sonraki gün bir şekilde o ürün benim önüme geliyor reklam olarak.
Bu bir yandan çok korkutucu geliyor bir yandan da tesadüftür ya o kadar da değil diyorum.
O kadar çok insan var yani hangi birini dinleyeceksin de filtreleyeceksin de bunları yapacaksın çok zor gibi geliyor ama bilmiyorum.
Bu konuda kafam çok karışık.
0
mutekebbir
(20.11.24)
Var hocam böyle bir şey ismi de Skynet.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(20.11.24)
salihdt
(20.11.24)
dinleniyoruz dinlenmesine ama normalde de olan durumlar bunlar. geçen gün rüyamda iki arkadaşımla balık yediğimi gördüm. arkadaşlar antalya'da ben başka şehirdeyim. birkaç gün sonra birden bire antalya'ya kayınvalidelere gitme durumum oldu, yemekte balık vardı mesela. 1 gün sonra da o arkadaşlardan biriyle epey vakit geçirdik. hatta arabada oltamız da varmış konyaaltı'nda salladık biraz :) yıllardır oluyor bunun gibi şeyler. çok takılmıyorum artık. zira yıllarca kafa yorsam da çözemedim.

sizin olaya gelirsek babadan ayrı bir yerdeyseniz sizi dinleyip başkasına video önerme olasılığı düşüyor ama aynı wi-fi ağını kullanıyorsanız olabilir ya da eskilerin dediği gibi kalp kalbe karşıymış da diyebiliriz.
0
Improbable
(20.11.24)
bu gerçekten de cevabını bilemeyeceğimiz, bilsek bile tartışmaya devam edeceğimiz bi konu.

cep telefonunun sürekli sizi ve ortamdaki sesleri dinliyor olması, bu sesleri metne ya d benzeri bi dataya çevirmesi, bu dataların güvenilirliğini sorgulamadan sunucuya göndermesi pek az ihtimal.

bi kere sürekli dinleme için çok güce ihtiyaç duyar telefon. bunların işlem maliyetleri çok yüksek.

öte yandan "hey siri, hey google" dediğimizde çalışan bi telefon varsa, pardon zaten sürekli dinliyor demek değil mi bu?

hey google, hey siri komutlarını duyup ayrıştırabiliyorsa, "traş kolonyası" sözcüğünü de yakalayabilir, "pandalar ayakta uyur" cümlesiyle de tetiklenebilir.

bahsettiğiniz duruma benzer çok şey yaşadım ben de.
rastlantı olmaktan uzak diye düşünüyorum bi yandan, bi yandan da hala mümkün gelmiyor. dediğim gibi sizi dinleyip duysa bile her duyduğu üzerinden işlem yapamaz ki. kirli bi veri kümesi olur.
0
biseysorcaktim
(20.11.24)
konusmanı dınlıyor telefon mıkrofonlar ve reklam atıyorlar bu yuzde yuz dogru ama dıger konuya emın degılım o kadar varmı dıye
0
Zetnikov
(20.11.24)
cep telefonunda google'ın bu özelliğini kapatabiliyorsunuz. dinleniyoruz evet.

ayrıca bir de yeterince enerji alanınız temiz ise ve bunlar sıklıkla tekrar ediyorsa aydınlanıyorsunuz skaejrhe
0
janderzel zartanyan
(21.11.24)
(3)

Check-in bagajında co2 tüpü / sodastream

aguen
Merhaba,Sodastream makinesi aldım bir gaza gelip. Yanındaki basınçlı co2 tüpünü hiçbir şekilde getiremez miyim uçakta :( deneyen oldu mu?Türkiye'de co2 tüpü nereden bulabilirim ya da benzer makineler kullanan var mı?
Merhaba,

Sodastream makinesi aldım bir gaza gelip. Yanındaki basınçlı co2 tüpünü hiçbir şekilde getiremez miyim uçakta :( deneyen oldu mu?

Türkiye'de co2 tüpü nereden bulabilirim ya da benzer makineler kullanan var mı?
0
aguen
(20.11.24)
Sanırım ülkeye ve şirkete bağlı. Amerika için TSA "Sadece boşsa taşıyabilirsiniz" demiş ama Avustralya için Qantas şirketten izin alıp 4 taneye kadar kabin bagajında ya da valizde taşınabilir demiş. Bence havayolu şirketinin sayfasına bir bakın ya da arayıp görüşün.


Co2 and non-flammable gas cartridges (QANTAS)

What gas cartridges you can carry and requirements of how to pack:
Airline approval required Yes
Carry-on baggage Yes,permitted
Checked baggage Yes,permitted
CO2 non flammable gas cartridges requirements

Requirements

up to four cartridges is permitted per passenger
up to 28g or 50ml per cartridge
0
salihdt
(20.11.24)
eğer uyarsa biracıların fıçılama için kullandığı kartuşlardan alabilirsiniz trde. örnek: www.butikbira.com
0
inheritance
(20.11.24)
Lanet olsun dedim iade ettim her şeyi:( teşekkürler cevaplar için
0
🌸aguen
(20.11.24)
(6)

Geri dönüştürülmüş materyal, çevreye saygı

michael_knight
Çoğu yabancı firma (mesela Apple gibi) ürünlerinin geri dönüşüme uygun olduğu, çevreye saygılı olduğuyla ilgili çeşitli kanıtlar sunuyor.Bu gibi bilgiler satın alma kararınızda bir etkide bulunuyor mu?Size herhangi bir etkisi oluyor mu bu bilgilerin?Yurt dışında insanlar bu konuda Türkiye'den çok da
Çoğu yabancı firma (mesela Apple gibi) ürünlerinin geri dönüşüme uygun olduğu, çevreye saygılı olduğuyla ilgili çeşitli kanıtlar sunuyor.
Bu gibi bilgiler satın alma kararınızda bir etkide bulunuyor mu?
Size herhangi bir etkisi oluyor mu bu bilgilerin?

Yurt dışında insanlar bu konuda Türkiye'den çok daha mı hassas?
0
michael_knight
(19.11.24)
1. Hayır
2. Türkiye'de hayır
3. Evet

tr.euronews.com
0
Mirket
(20.11.24)
geri dönüştürülmüş malzemeden yapılan ürünü, diğerleri ile aynı fiyata sattıkları için şu an hiçbir etkisi yok. fakat 20 sene sonra, bu altyapıyı kuran firmalar, yeni malzemeye bağlı kalmışlardan daha ucuza ürün satmaya başlayabilirler, o zaman satın alan tercihlerini etkiler. bu da özellikle tekstilde hissedilir şekilde olacaktır, teknolojide çok başka etkenler de var.
0
malheiros
(20.11.24)
Batıda daha hassaslar evet. Ben İngiltere'deyim ve bi satış işi yapıyoruz, ürünün paketlemesini plastik içermeyen şeylerle yapıyoruz kağıt-karton ve kağıt bant vs.

Eco-friendly olduğu anda milletin ilgisi artıyor. Fakat bu biraz içlerini rahatlatma olayı. Mesela çöpleri güzel ayrıştırsalar bile o gerçekten geri dönüşüyor mu yoksa Türkiye'ye gönderilip yakılıyor mu takip etmiyorlar :)

bak mesela @malheiros ucuzluk demiş, ekonomik durumumuza göre evet ucuzluk bizi etkiler ama ekonomik durumu düzgün batılının kafasında "biraz daha pahalı olup çevreye zararlı olmayacaksa onu alayım" gibi fikirler de olabilir. Sonuç olarak organik olunca daha çok para veriyorsun, çevreye daha az zararı olunca da çok verebilirsin. Ama son zamanlarda her yerde ekonomi ve enflasyon kötü, işler kötüye gittikçe bu her an "çevreye koyayım ürün bana ucuza gelsin"e dönebilir.

Fakat şu fikrimi ekleyeyim, Apple gibi her yıl belki milyar ürün üretip satan şirketler gerçekten çevreye saygılı işler yaparsa bu büyük bi kazanç. Sen ben iki kağıt pipet kullandık diye dünya iyiye gitmeyecek ama fabrikalarda yıllık %1-2 fark ettiren şey bile olumlu etki yapacak.
0
nhk ni youkosu
(20.11.24)
1. Markalar çevrecilik maskesi altında tüketimi körükleyen hareketler yaptıkları ve çevre zerrede umurlarında olmadığı için kendini çevreci ilan eden markalara zerre itibar etmiyorum.
2. Bu bilgiler bende negatif etki yapıyor çünkü markalar iki yüzlü davranıyor.
3. Avrupa'da sözde yeşil dalga bize göre daha etkili olduğu ve Avrupalılar bu konularda oldukça cahil oldukları için bu zırvalara tüketici tarafında değer veriyor.
0
10551037
(20.11.24)
(bkz: Greenwashing)

Bu sözde hassasiyetin neredeyse tüm örnekleri en nihayetinde pazarlama faaliyeti. Ürünlerinin geri dönüşüme uygun olduğunu iddia eden Apple, diğer yandan ürünler tamir edilemesin ve haliyle de yenisi alınsın diye elinden geleni yapıyor mesela.

Ve tabi ki her pazarlama faaliyeti gibi belli ölçüde işe yarıyor. Burada bir analiz var mesela: www.mckinsey.com
0
salihdt
(20.11.24)
"doğaya saygılıyız" lafı, keten kenevir bitkisinin en az plastikler kadar ucuz ve sağlam malzeme üretilecek şekilde kullanılabileceğini öğrendiğimden beri bana saçma ve yalan geliyor.

Gerçekten doğaya saygılı olsalardı plastik ve benzeri materyallerden uzak dururlardı, doğal çözümleri aslında mevcut bulunduğu halde uzak falan durmuyorlar. Ucuzluk sorunu dahi olmadığı halde.

Onun için benim alışverişimi "doğaya saygılıyız"lar, plastik ve benzeri malzemeler konusunda etkilemiyor.
0
muhayyer divan
(20.11.24)
(4)

İs yerinde geri bildirim alınca moral bozulması

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar, Her ne kadar geri bildirimleri kişisel almamam gerektiğini bilsem de o gün bazen o hafta moralim bok gibi oluyor. İşin kötü tarafı bunu geri bildirimi veren kişi de fark ediyor. Her fırsatta kendime bunların kariyerdeki ilerlemeler için önemli noktalar olduğunu normal olduğunu ha
Merhaba arkadaşlar,

Her ne kadar geri bildirimleri kişisel almamam gerektiğini bilsem de o gün bazen o hafta moralim bok gibi oluyor. İşin kötü tarafı bunu geri bildirimi veren kişi de fark ediyor. Her fırsatta kendime bunların kariyerdeki ilerlemeler için önemli noktalar olduğunu normal olduğunu hatırlatıyorum ama nafile. Altta yatan seyi anlamaya çalışıyorum hata yapmis olmayi yedirememek mi? Kusursuz is yapma arzusu mu? Tam kestiremedim. Siz bunu nasıl başarıyorsunuz?
Ben nasıl bunu aşmayı öğreneceğim?

Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.
0
Amaranta ursula
(19.11.24)
Abi geri bildirim bir ders değil mi? Kötü bir şey değil ki. Ne zaman dersleri bitirirsen yani ne zaman geri bildirim almazsan sınavı geçmiş olursun işte. Tam olarak "olmuş" olursun.
0
etna
(19.11.24)
Egoya ters bir şey tabii ama sonunda daha rahat çalışmaya başlıyorsun, yaptığın işten daha büyük tatmin alıyorsun.

Bende de var bu. Bu hafta içinde mesela okulun müdürü beni yanına çağırıp sınıfın birinde dirlik,. düzeni sağlayamadığımı söyleyecek, yol yordam gösterecek. Keşke göstermese :p Ama bu haberi aldığımdan beri derslerdeki sınıf hakimiyetim arttı. Kusursuz değiliz de işte kusursuz görünmek istiyoruz. Gelişimin önündeki en büyük engel. Canın başta acıyacak, acısın. Gerisi ferahlık.
0
sekizdokuzon
(19.11.24)
Bence moral bozulması normal ve insani bir tepki. Bunun ardından gelen "Ben bunu hak etmedim" gibi ya da "Peki X kişisnin yaptıkları, Y kişisinin performansı" gibi düşünceler de normal. Ancak bunları aşıp ertesi gün geri bildirimi metodolojik bir şekilde mantık süzgecinden geçirmek moral bozukluğuna iyi gelebilir.

Örneğin:
Geri bildirim haklı mı?
Hayırsa: Neden hak etmediğim bir geri bildirimle karşılaşıyorum? Bu geri bildirimi veren kişinin bir yanlış anlaşılmasından ya da benimle kişisel bir sorunundan mı kaynaklanıyor? Bunları nasıl çözebilirim?

Evetse: Bu geri bildirime yol açan süreç neydi; neyi, neden beklendiği gibi yapamadım. Bu sebepler o ana özgü sebepler mi (Ne yapmam gerektiğini biliyordum ve bunu yapabilecek güce sahiptim) yoksa gerçekten bir şeyler (Bilgi, deneyim, irade, motivasyon) eksik olduğu için mi bu geri bildirimi alıyorum.

vb.

Tabi bir de yapıcı bir şekilde geri bildirim almanın faydasına inanmak lazım. İnsan kendi yaptığı şeyleri, sırf kendi yaptığı için doğru kabul etme eğiliminde. Geri bildirime olumsuz tepki vermek uzun vadede bizim zararımıza zira kendimizi gelişmeye kapatmış oluyoruz. Yaşlı insanların genel olarak yeni şeyler öğrenememelerinin önündeki en büyük engel çoğunlukla zihinsel/fiziksel kapasitelerinin eksikliği değil yıllardır yaptıkları şeylerin daha iyi ya da daha farklı yapılabileceğine dair fikirleri dikkate almamalarıdır mesela.
0
salihdt
(20.11.24)
OKBB ve/ya mükemmelliyetçilik, kişiselleştirme. Ben terapiyle 'değişmeye' çalışıyorum. Şimdilik en azından farkındalık kazandım. Olumsuz eleştiriye zerre tahammülüm yok; dünya başıma yıkılıyor ve günlerce başka hiçbir şey düşünemiyorum.
0
auroraaurora
(20.11.24)
(5)

irlanda sorunsali

alice in potatoland
Bence halkin refahi ve veriler birbiriyle örtüsmüyor. OECD ülkeleri icinde en yüksek GDP aciklayan, en yüksek productivity aciklayan ülke Irlanda ama bu esnada issizlik %5 ve gelir hacminin tarim: 5%'iniendüstri: sadece 11%'ini olusturuyor. Konut krizi Dublin'de falan korkunc düzeyde ama belediyele
Bence halkin refahi ve veriler birbiriyle örtüsmüyor.
OECD ülkeleri icinde en yüksek GDP aciklayan, en yüksek productivity aciklayan ülke Irlanda ama bu esnada issizlik %5 ve gelir hacminin tarim: 5%'ini
endüstri: sadece 11%'ini olusturuyor. Konut krizi Dublin'de falan korkunc düzeyde ama belediyeler ve devler konut projesi yapamiyorlar yüksek maliyetten ötürü? E bu ne perhiz bu ne lahana tursusu? Bu gerceklere bakinca ve sonra aciklanan degerleri görünce bi hahahahasssk diyesim geliyor Irlanda'ya.

Bilen birileri bu nasil oluyor aciklayabilir mi?
Bu arada en yüksek derken öyle ufak farklarla en yüksek degerleri aciklamiyorlar, hayvani farklar atmis görünüyorlar.
Su grafige bakin: qery.no
0
alice in potatoland
(19.11.24)
1. Türkiye'de (gerçek) işsiz insan rakamının %20 civarında.
2. Diğer ülkelerde de durum benzeri, hatta daha kötü. Konut fiyatları tüm dünyada dramatik arttı. ABD'de beyaz yakalar arabada yaşıyor.

Yani dünya kötü durumda, İrlanda göreceli olarak iyi durumda. Keyfinize bakın :)
0
alfired
(19.11.24)
Tüm dünyada alt ve orta gelirliler için görece uzun bir süredir işler pek iyi gitmiyor. Gelir dağılımı çok bozuk; nüfus hareketleri nedeniyle özellikle şehirlerde gayrimenkul fiyatları ve kiralar abartılı seviyelere ulaştı, faiz oranları yükselince insanların mortgage ödemeleri arttı, enflasyon nedeniyle reel ücretler artmıyor, sosyal devlet de Avrupa dahil olmak üzere erozyona uğruyor. Sağcılığın hemen her yerde yükselişte olmasının arkasında biraz da bu var.

Bunların ötesinde İrlanda özelinde verilerin bu şekilde çıkmasında muhtemelen görece büyük şirketlerin vergiden kaçınman için açtıkları ofislerin yarattığı etki vardır. Zaten onlar çıkınca İrlanda'da da başka ne kalıyor bilmiyorum açıkçası.
Nick de çok manidar olmuş bu arada.
0
salihdt
(19.11.24)
Irlanda ve luxembourg diğer avrupa ülkeleri ile farklı. Bu ülkelerin genel olayi tax. Bizim sirket amerikan sirketi ama merkezi irlanda, bu da vergiden kaçmak için. Noluyor? Milyarlarca dolar oradan dönüyor ama halkına ne sağlıyor? Bizim şirketin orada bir tane ofisi var o kadar. Misal Fransa'da 5-6 fabrikasi, bir sürü ofisi var.

Neyse yani İrlanda spesifik, sırf gdp vs bakarsan net aciklamaz. Çok ciddi de barinma sorunu var ve bu diğer ülkeler ile kiyas almaz halde. Çünkü ufak bir yer ve oraya dışarıdan gelenlerin çoğu yüksek yönetici, sirketler de genelde evlerin sahibi. Haliyle ya ev az oluyor, ya kiralar ya da fiyatlar yüksek oluyor. Aynısı Luxembourg'da da var.

Bu arada her ülkede barınma ayni zorlukta değil. Ben misal Fransa'da hiç sorun yaşamadım ama irlanda'da olsam kesin yaşarım .
www.globalpropertyguide.com

Buradan da bakabilirsiniz. Misal Fransa'da yüzde 23 artmis son 10 yılda, irlan'dada yüzde 100.

Neyse yani irlanda spesifik örneklerden.
0
logisticsmanager
(19.11.24)
irlanda piigs ülkelerinden biri, yani ekonomisi kırılgan ülkelerden. bu ülkeler endüstriye dayalı ekonomileri olmadığı için ekonomik krizlerden örneğin polonya gibi GDP’si düşük ama endüstriye dayalı ülkelerden daha kolay etkileniyor.

www.investopedia.com
0
phoarbix
(19.11.24)
Irlanda'dan bildiriyorum, o GDP per Capita hesaplamalarinda yorumlama yanlis oldugu icin burada refah cok yuksek zannediliyor.

"Gross domestic product (GDP) is the total monetary or market value of all the finished goods and services produced within a country’s borders in a specific time period."

Irlanda'da GDP'nin cok yuksek cikma sebebi dunyanin en degerli sirketlerinin operasyonlarini burada yurutmesi. Google, Apple, META, LinkedIn, Microsoft, Pfizer vb sirketler on milyarlarca dolarlik "monetary value" olusturuyor. Bunu da nufusa bolunce GDP per Capita cok yuksek cikiyor. Halbuki o cilgin yuksek monetary value'nun ulkeye tek faydasi devlete vergi geliri olmasi, halkin genel refah seviyesine katkisi pek yok (o sirketlerde calisanlar halkin geneline gore daha sansli bir konumdalar).

Daha dogru bir yaklasim olarak GDP hesaplamasi yerine GNI hesaplamasinin kullanilmasi gerekiyor.

1. www.politico.eu
2. www.reddit.com
3. www.thejournal.ie
0
sertac akin
(19.11.24)
(4)

Koşu sorusu

1837837
Yeni başladım. Nabzımı zone 2 o bölgesinde tutmaya çalışıyorum ama epey yavaş koşuyorum. Hızlanınca bu sefer nabız yükseliyor ( allah allah). Zone 2’den devam mı? Haftada 3 kere 1 saat koşuyorum. Zone 2’de kalarak koşmaya devam etsem ne oluyor? Zone 3 30 dakika koşsam daha mı iyi?
Yeni başladım. Nabzımı zone 2 o bölgesinde tutmaya çalışıyorum ama epey yavaş koşuyorum. Hızlanınca bu sefer nabız yükseliyor ( allah allah). Zone 2’den devam mı? Haftada 3 kere 1 saat koşuyorum. Zone 2’de kalarak koşmaya devam etsem ne oluyor? Zone 3 30 dakika koşsam daha mı iyi?
0
1837837
(19.11.24)
Kondisyon içinse

Zone 2 de devam.
Haftalar geçtikçe hızının arttığını göreceksin.
0
Mirket
(19.11.24)
Benim de neredeyse denk geldiğim bütün kaynaklarda bu öneriliyor. Gerekirse yer yer hızlı yürümeye dönmek zorunda kalsanız da Zone 2'de kalın, zamanla kondüsyon yapacaksınız deniyor.
0
salihdt
(19.11.24)
Ben HIIT yapıyorum. Eskiden tutturduğunuz bir performansınız varsa oraya daha hızlı geliyorsunuz. Recovery de önemli.
0
gabe h coud
(19.11.24)
Her bünye her spor dalına uygun değildir. 3 yıllık koşu serüvenim burşit oluşumu sebebiyle son buldu. Daha farklı bir rahatsızlık oluşabilirdi. Kalp veya farklı bir doktor branşından onay alıp hareket etmenizi tavsiye ederim.
0
HellKeePer
(19.11.24)
(4)

yurtdışı banka kredi

yol
selamlar duyuru, ilginç bir sorum var. Eğitim amaçlı bir süre kaldığım bir EU ülkesinde banka hesabım var. Bir süre çalıştığım için olacak kredi tanımlamışlar, bildiğiniz ihtiyaç kredisi. Malum ülkede faizler malum, ufak bir miktar olsa da kullanmak geçiyor aklımdan. (3-5K Euro). Oturum iznim bitti.
selamlar duyuru, ilginç bir sorum var. Eğitim amaçlı bir süre kaldığım bir EU ülkesinde banka hesabım var. Bir süre çalıştığım için olacak kredi tanımlamışlar, bildiğiniz ihtiyaç kredisi. Malum ülkede faizler malum, ufak bir miktar olsa da kullanmak geçiyor aklımdan. (3-5K Euro). Oturum iznim bitti. Sizce yasal mevzuat açısından çekmem ve TR'deki bir ATM'den kartım vasıtasıyla parayı almam bir sorun yaratır mı?
0
yol
(18.11.24)
Turkiye'de faizler yuksek degil ki paranin surekli deger kaybettigini dusununce. Sen faizle doviz borclanmaktan bahsediyorsun burada. Atiyorum yillik %7 faizle USD borclanmaktansa yillik %30 faizle (veya ne kadarsa artik) TL borclanmak daha mantikli olabilir.
0
hot potato
(18.11.24)
faiz oranı önemli. euro borçlanmak riskli bence.
0
jelly bear
(18.11.24)
döviz endeksli bazı yatırımlarda değerlendirecek para, TL'de durmayacak :)
0
🌸yol
(18.11.24)
Yasal mevzuat açısından bir sorun olacağını sanmıyorum; sonuçta adınıza tanımlı bir kredi varsa kullanılır. Tabi burada krediden kasıt "Kredili Mevduat Hesabı" gibi bir kredi ise faizi normal bir ihtiyaç kredisine oranla yüksek olabilir, bu da parayı yatırım amaçlı kullanmanın cazibesini ortadan kaldırır ya da riskini yükseltir. Yani Euro faizli kredi çekip o paradan Euro bazında faiz oranının üstünde getirisi olacak hisse ve crypto gibi görece riskli yatırımlar dışında pek bir şey yok sanıyorum.
0
salihdt
(19.11.24)
(5)

Hotels.com güvenilir mi?

dedeminhirkasi
Merhaba rezerve yapacağım otelin booking ile hotels.com arasında booking 24 eu daha fazla. Hotels.com dan yapmayı düşünüyorum ama hiç daha önce rezervasyon yapmadim. Güvenli bir site mi güvenip plan yapılır mı?
Merhaba rezerve yapacağım otelin booking ile hotels.com arasında booking 24 eu daha fazla. Hotels.com dan yapmayı düşünüyorum ama hiç daha önce rezervasyon yapmadim. Güvenli bir site mi güvenip plan yapılır mı?
0
dedeminhirkasi
(17.11.24)
Defalarca kullandim, Booking ne kadar guvenilirse o kadar guvenilir. Booking Hollanda firmasi, Hotels Amerikan firmasi.
0
sertac akin
(17.11.24)
hatta en güvenlisi bile olabilir?
0
jamswety
(17.11.24)
güvenilir. agoda'dan da baktınız mı? ben genelde en ucuz agoda'da buluyorum.
0
ezkaza
(17.11.24)
Güvenilir, bazen otelin çektiği fiyatın 3'te 1 fiyatına otel ayarlanabiliyor.
0
kimlanbu
(18.11.24)
Hotels.com, Expedia Group'un sahip olduğu; Trivago, Orbitz, Wotif'le aynı çatı altında, alabildiğine güvenilir bir aracı kurum.
0
salihdt
(18.11.24)
(6)

Watsapp, Instagram ve Nezaket

don’t panic
Arkadaşlar yaşadığım 3 örneği anlatmak istiyorum, biriyle ilgili çok önceden bir duyuru açmıştım ama hızımı alamadım :D 1- Geçenlerde bir arkadaş beni arayıp evliliğiyle ilgili sıkıntılarını anlatmıştı. Bu konu üzerine yaklaşık 1 saat konuştuk. 3-4 gün sonra watsapp’tan yazdım “ne durumdasın abi, ne
Arkadaşlar yaşadığım 3 örneği anlatmak istiyorum, biriyle ilgili çok önceden bir duyuru açmıştım ama hızımı alamadım :D

1- Geçenlerde bir arkadaş beni arayıp evliliğiyle ilgili sıkıntılarını anlatmıştı. Bu konu üzerine yaklaşık 1 saat konuştuk. 3-4 gün sonra watsapp’tan yazdım “ne durumdasın abi, ne var ne yok?” diye. Cevap yazmadı. 2 gün sonra alakasız bir Twitter linki yolladı bana futbollu, komikli…

2- Şimdilerde çok samimi olmadığım liseden sınıf arkadaşım Dubai’den foto paylaşmış. Fotoğrafta ayağı alçıdaydı, “geçmiş olsun” yazdım. Cevap vermedi. Storyler son hız devam etti sonrasında…

3- Başka bir arkadaşın doğum günüydü, doğum günüyle alakalı hoş bir resim koymuş, benim de içimden geldi, normalde pek adetim değildir ama o anda da mutluydum herhalde; güzel bir mesajla kutladım doğum gününü. Sadece beğendi, cevap yazma zahmetine girmedi.

Şimdi düşünüyorum da bana bir arkadaşım, hele ki çok samimi olmadığım bir arkadaşım halimi hatrımı soracak, geçmiş olsun diyecek, doğum günümü kutlayacak… yaw ona minnet duyup çok hakettiği güzel bir cevap yazabilmek için özen gösteririm. İnsanlar artık herhangi bir şeyi sadece kendi istediği zamanda yapıyor. Canı istemezse nezaketen de olsa zahmet etmiyor hiçbir şeye, mesaj yazmaya dahi. Bu tür şeyler yaşayınca da etrafımda olan en yakın dostlarım bana yeter diyorum ve onlara daha sıkı sarılıyorum.

Siz ne düşünüyorsunuz? Yani tam soru gibi de olmadı :D galiba, içimi dökmüş oldum.
0
don’t panic
(17.11.24)
Ben de genel olarak mesajlara görece vakitli bir şekilde cevap verilmesi taraftarıyım ama diğer yandan da karşı taraf bu şekilde davranmayınca da takılmamayı öğrendim. Anlık mesajlaşma, email, sosyal medya vb. derken sürekli bildirim bombardımanı altındayız, keza bunlarla birlikte daha bir sürü uygulama daha dikkatimizi çekmek için bildirim gönderip duruyor. Herkesin whatsapp grupları vb. var, oradan da mesajlar yağıyor... Sanırım bu nedenle insanlarda karşılıklı iletişimin tanımı da farklılaştı ve daha açık uçlu bir şeye dönüştü. Sizin verdiğiniz örneklerdeki gibi bir mesajı görüp uzunca bir süre cevap yazmamak, bazen tamamen kayıtsız kalmak, ya da birkaç mesajla sohbet etmek yerine bir emojiyle geçiştirmek de iletişimin normal parçaları olarak görülüyor.
0
salihdt
(17.11.24)
ben eskiden cok takilirdim, artik hic takilmiyorum.

zira ben de bazen cok cok gec cevap veriyorum bazi mesajlara. bazen da iyice fazla sure gecti diye artik yazmaya cekiniyorum, hic cevap yazmiyorum.

ya da 1. ornekteki gibi yapabiliyorum ben de.
onemli bir soru degilse o anda cevap vermiyorum, kaliyor. 3 gun sonra cevap vermek de sacma olabiliyor bazen, sohbetimiz komple kesilmesin diye komikli bi sey atabiliyorum karsiya son mesajina cevap vermeden.

ama tabii ki bunlar hep samimiyet derecesine gore degisen konular.

yakin arkadaslarima daha hayvan gibi davraniyorum galiba. daha az yakin tanidiklara nezaketen de olsa kisa cevaplar atmaya calisiyorum.
0
fevzi123
(17.11.24)
"- Şimdilerde çok samimi olmadığım liseden sınıf arkadaşım Dubai’den foto paylaşmış..."

Butun her seyi özetleyen tek cevap.
0
feastofthedamned
(17.11.24)
1 ve 2 ile Bir daha kendi işim düşmedikçe konuşmazdım.

3 like etmiş işte daha ne olsun. En azından bir tepki vermiş.
0
eloharp
(17.11.24)
Sana neden cevap vermeliler adamlarin cikari yok anladin mi

Mesaj atmayip yedek kulubesine aliyorlar lazim olunca kardesim nerdeydin testislerin opem die yazarlar sana ihtiyac olunca

Hayat boyle kabule gec
0
Zetnikov
(17.11.24)
İnsanlara değer verme anlayışın çok güzel. Verdiğin değeri onlara yaşatmayı önemsiyorsun. Onlar bu konuda epey sorunlular, uzak durmalısın, sadece işin düştüğünde iletişime geçmelisin. Çünkü hak ettikleri tarz bu.
0
muhayyer divan
(17.11.24)
(4)

Sizce bu tür bi vatandaşlik ilerde sikinti olur mu sizce?

Zetnikov
Youtube da nijeryali bi adam dunyanin kotu pasaportlarindan birine sahip oldugunu soyleyip dunyayi gezme hayalini gerceklestiremediginden bahsediyorFazla bilinmeyen ama cok fazla ulkeye vizesiz gidilebilen bir ada ulkesinin vatandaslik verdigini ogreniyor almanya ingiltere fransa dahil zor gidilebil
Youtube da nijeryali bi adam dunyanin kotu pasaportlarindan birine sahip oldugunu soyleyip dunyayi gezme hayalini gerceklestiremediginden bahsediyor

Fazla bilinmeyen ama cok fazla ulkeye vizesiz gidilebilen bir ada ulkesinin vatandaslik verdigini ogreniyor almanya ingiltere fransa dahil zor gidilebilen ulkeler dahil neyse 200 kusur bin dolar parayla vatandaslik alip bunun videosunu yapmis

İnsanlara baya reklamini yapmis ulkenin sizde alip umutsuzluga kapilmayin hatta yeni ulkem diye ziyaret ediyor falan


Bu durum hakkinda ne dusunuyorsunuz bu ada ulkesine vatandas olmasi sonradan bi sikinti olusturur mu bazi insanlar yorum yapmis para verdik vatandas olamadik paramizi geri alamadik muhattap bulamiyoruz gibisinden.

Sizce bu ada ulkesine para lazim bi sikinti olmaz mi diyorsunuz genel gorusleriniz nedir hic duydunuzmu boyle birsey
0
Zetnikov
(12.11.24)
“para verdik vatandaş olamadık” diyorlarsa sıkıntı o ülkede değil vatandaşlık işlerini halledeceğiz diyen aracı kurumdadır, dolandırıcı odur yani. bu eleman da onun reklamını yapıp komisyonunu alıyordur.

öte yandan 200bin dolar amerika için bile az bir para değilken nijeryali birisi nereden bulmuş da gitmiş ada ülkesinden vatandaşlık almış? o parayla ingiltere’de iş kurup yatirimci vizesi de alabilir, vatandaşlık yolunda büyük bir adım atabilirdi örneğin.

scam gibi kokuyor. şöyle umut tacirliği yapan, “nasıl zengin oldum” ve benzeri temalı şeyleri izlemeyin bence.
0
orient blue
(12.11.24)
Ben o adaya vatandaşlik başvurusu yapmak üzereyim ve çok heyecanlıyım. Oldukça cazip geliyor bana. Aracılar dolandırmıstir vatandaş olamayanlari. İlerde olabilecek sıkıntı belki vizesiz seyahat edilen ülke sayısı azalabilir. O adada rahmi koç gibi bisuru işadamının vatandaşlığı var. Arıza çıkması çok kolay değil. İngiliz Milletler Topluluğu üyesi ve İngiltere yasaları gecerli
0
deer hunter
(12.11.24)
Pratikte bir sıkıntı çıkmaz muhtemelen çünkü bu "Para karşılığı vatandaşlık" bu ülkeler için bir nevi gelir kapısı. Ancak diğer yandan teoride vatandaşlık belli yükümlülükleri olan bir şey. Yarın bir gün şartlar değişirse "Sen bu ülkenin vatandaşısın, buraya vergi ödeyeceksin" de diyebilirler, "Gel askerlik yap" da. Ha o durumda "Gelmiyorum, ödemiyorum kardeşim" der vatandaşlıktan çıkarsın herhalde.
0
salihdt
(12.11.24)
200k dolar harcayacagima vize alip gecerim gerektiginde temiz temiz. en azindan muhattap oldugum kurumlar tanidik bilindik dolandiricilar sgdjs
0
taurina
(12.11.24)
(8)

İngilizce geliştirmek için okuma kitabı önerisi

substituent
Merhabalar, ne önerirdiniz? Harry Potter’a başlamıştım, ama hiç ilgimi çekmedi. Ama gayet anlaşılabilirdi benim için. Dostoyevski’nin kitaplarını denedim, biraz ağır geldi bana. Klasik kitapları tercih ediyorum. Şöyle dili biraz hafif kitap önerileriniz var mıdır?
Merhabalar, ne önerirdiniz? Harry Potter’a başlamıştım, ama hiç ilgimi çekmedi. Ama gayet anlaşılabilirdi benim için. Dostoyevski’nin kitaplarını denedim, biraz ağır geldi bana.

Klasik kitapları tercih ediyorum. Şöyle dili biraz hafif kitap önerileriniz var mıdır?
0
substituent
(11.11.24)
Ogrenmeye yonelik olan kitaplar bana daha makul geliyor. Oxford bookworms serisi var, dil kullanimi baya güzel. Fiyatları genelde yüksek, ama malum yollardan da edinilebiliyor.
0
mbond
(11.11.24)
edebiyat kitaplari agir derecede metafor, kelime oyunu, kapali iletisim, karisik olay örgüsü vs icerir. ingiliz edebiyati falan okumuyorsan ya da ingilizcenin dibini siyirma amacin yoksa dil ögrenmek icin dogru bir yöntem degil bana göre.

ya teenage alacakaranlik gibi romanlar okuyacaksin. ki bunlar cok iyidir cünkü dialoglar yüzeysel, hep anakarakterin gözünden gördügün icin cümleleri "ben" olarak cekimlemek vs hep avantaj.

ya da non-fiction okuyacaksin. dili agir olmayan ve benim okuduklarim arasindan örneker

factfulness
atomic habits
psychology of money
successful aging
authentic happiness
the undercover economist
The Invisible Hook: The Hidden Economics of Pirates
wolf of wall street
trump'in art of the deal( harika bir kitap, trump'i tanimak icin de iyi)
My Life in Advertising and Scientific Advertising
0
robert bosch
(11.11.24)
İngilizce geliştirmek için Rus klasiği okuma çabanıza şapka çıkarıyorum :)

Klasikleri hiç önermem. Young adult denen türden, ağır olmayan, keyifli kitaplar ya da tatil kitabı dediğimiz çıtır çerez kitaplar daha iyi gider. Fantastik ilginiz varsa çok güzel fantastik young adult seriler var.

Bu cevap burada dursun, yarın hem kurgu hem kurgu dışı kitaplar önermek için ek yapacağım.
0
kobuzchu kiz
(11.11.24)
@kobuzcu kiz +1

Çeviri kitap okumanız çok anlamsız olur, klasikler için de katılıyorum. Yaşı babaannenizden büyük kitapları boşverin, edebiyat bölümü öğrencilerinin akademik ilgiyle inceledikleri kitaplar artık bunlar. Artık var olmayan bir dünyada geçiyorlar.

Eğer Harry Potter'ı anlıyorsanız birçok kitabı da anlayabilirsiniz. Sadece amerikan yazarların ergenlere yönelik yazdıkları aşırı derecede slang içeren kitapları zorlayabilir.

Bence goodreads'i indirip oradaki popüler listeleri inceleyin. İlla ki istediğiniz tarzda bir şeyler bulursunuz. Güzel listeler var.
0
akhenaten
(12.11.24)
Yerinizde olsam The Atlantic, New Yorker, Newsweek vb. gibi dergilerle başlardım. Okuması daha pratik olur. Özellikle New Yorker ilgi çekici konularda bir sürü makale içeriyor.
0
salihdt
(12.11.24)
Harry potterda bir suru karsiligi olmayan terimler var bunlari sallamadan okudunuz heralde

Ben biyografi okuyorum hem normal ingilizce oluyor hemde gercek hayat olunca okumasi pek keyifli
0
Zetnikov
(12.11.24)
Şu listelerden ilginizi çeken şeyler bulursunuz bence:
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
www.goodreads.com
0
kobuzchu kiz
(12.11.24)
Project Gutenberg'de telif hakkı geçmiş eserlere bedava ulaşabilirsiniz. Mesela Sherlock Holmes hikayeleri ilginizi çekebilir. Hem de para harcamaya gerek olmadan çeşitli kitapları deneyebilirsiniz.

www.gutenberg.org
0
peki madem
(12.11.24)
(6)

Freedos yüklü bilgisayar yerine neden linux yüklenmiyor

hoot
sb.freedos yerine yerine, KDE ya da cinnamon yüklü daha kolay adapte olunan bir os, içinde chrome, libreoffice gibi yazılımların olduğu şekilde neden satılmıyor?fabrika çıkışlı os yüklemenin maliyeti ne kadar olabilir?
sb.
freedos yerine yerine, KDE ya da cinnamon yüklü daha kolay adapte olunan bir os, içinde chrome, libreoffice gibi yazılımların olduğu şekilde neden satılmıyor?

fabrika çıkışlı os yüklemenin maliyeti ne kadar olabilir?
0
hoot
(11.11.24)
Microsoft'un bir baskısı olabilir.
Tekelciliği bırakmak kolay değil .
Zamanında HP ile bir gerilim yaşamışlar bu hususta diye biliyorum
0
diyecevaplandı
(11.11.24)
her donanım windows'ta olduğu gibi hazır ve problemsiz şekilde çalışmıyor. bilgisayarı alan kişinin linux tecrübesi yok ise, kısa sürede bilgisayar şunu bunu çalıştırmıyor diye iade talebi yapar, teknik servisleri meşgul eder vb.
0
malheiros
(11.11.24)
malheiros+1

Freedos'un tüm olayı laptopun Windows lisans masrafı olmadığından biraz daha ucuza satılması sanıyorum. Haliyle üretici muhtemelen kullanıcının cihaza her halukarda ya Windows ya da kendi istediği distroyu yükleyeceğini bildiği için belli bir distroyu seçip onu desteklemeyle uğraşmak istemiyordur.
0
salihdt
(11.11.24)
fabrika çıkışlı bilgisayara os yüklemenin maliyeti olmaz zaten o disklere toplu şekilde bi imaj atılıyor o yerine başka bi imaj atılmış olur.

Linux ile gelen bilgisayar sayısında artış var aslında gözlemlediğim kadarıyla eskiden hiç yok gibi bişeydi. Az oldukları doğru ama salihdt'nin dediği gibi ben arch kullanacaksam bilgisayar mint ile geldiyse yine değişen bir şey çok çok fazla distro var. Genel insanların üreticilerin alışkanlıkları var.

Değişmez değil aslında ama pek bi adım yok o yönde. Babam ofiste linux kullanmayı denedi çok da memnundu ama kullandığı spesifik donanımın driver eksikliği, e fatura'nın (sanıyorum) linux ile kullanılamıyor olmasından dolayı dönüldü windows'a.
0
hedep
(11.11.24)
linux yüklerse yüklediği sürümden sorumlu olur, yani o sürümde sorunsuz olmasını garanti etmek zorunda, freedos yaparak sadece donanımların sorumluluğunu alıyor. Bir de binlerce linux dağıtımı var hangisini yüklesin, neye göre karar verecek.
0
gezegen olan pluton
(11.11.24)
Yukarda yasal ve teknik açılardan bakılmış ancak onun dışında son kullanıcıya satılmak için üretilen laptopa niçin linux yükleyesiniz ki?

Linux temelli sistemler kullanıcı dostu olmakla övülmüyorlar hiçbir yerde sonuçta. Kaos çıkar :D Linux'un pazar payının düşük olmasının sebebi sadece "ön kesme" değil. Açık kaynak kodlu yazılım dünyasının en büyük problemi görsel tasarım ve erişilebilirlik sıkıntıları bence.
0
akhenaten
(11.11.24)
(8)

Laf kalabalığı yapan manipülatif kimselerle nasıl başa çıkıyorsunuz?

psmstc
Yüksek sesle konuşan, sürekli laf kalabalığı yapan manipülatif kimselerle nasıl başa çıkıyorsunuz? Bu kişi yakın aile üyesi maalesef bir de.. Şimdiden çok teşekkürler…
Yüksek sesle konuşan, sürekli laf kalabalığı yapan manipülatif kimselerle nasıl başa çıkıyorsunuz?

Bu kişi yakın aile üyesi maalesef bir de.. Şimdiden çok teşekkürler…
0
psmstc
(09.11.24)
Çıkamıyoruz kaybettiğimizi kabul edelim. Dünya çok sesi çıkan bomboş heriflerin elinde kalmış. En aptalca şeyini büyük bir özgüvenle söyle adam haklı diyen bir kitle bulursun.
0
anon1m
(10.11.24)
taştaş geçiyorum. hele akraba roast etmeyi çok severim.
çocukken annemle az uğraşmadılar, kendilerinden öğrendim.
tabii bunun için biraz kaşarlanmış olmak gerek. işiteceğin lafın altında kalmayacaksın
0
titanyum22
(10.11.24)
Genelde sessiz bir yapım var ama bunun kötü yanı ani patlamalar yapmam. Bizim ailede de var bir tane. Tavır ve konuşmaları sıkmaya baslayinca yüzüme bu bıkkınlık yansıyor. Ardından olacakları bir kac kez tecrübe ettiği için ortamda sıkıntı olmasın diye biraz normalleşiyor hemen alttan almaya başlıyor. Yani baş etmek değil de böyle bir şey geliştirdik aramızda
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(10.11.24)
Bu tiplerle konuşarak anlaşmak mümkan değil en iyisi uzak durmak. Benim etrauımda var böyle biri, onun olduğu ortama girmiyorum. Yakın aile üyesi de olsa uzak durmakten sayka çare yok. Ya da bir gün çok aşırı bir tepki gösterip küsmesini sağlayacaksın. Bu tipler kendisinin maçmalıklarını dinlemeyeceğini anlatığı kişileri bir yerden sonra salıyor.
0
bhhs
(10.11.24)
özel hayatimda sevmedigim insanlari bulundurmayarak.
0
robert bosch
(10.11.24)
robert bosch +1

Hayat bu insanlara bir şey anlatmaya çabalamak ya da onlara üstün gelmeye uğraşmak için çok kısa.
0
salihdt
(10.11.24)
Uzak durup gorusmicen
Yolda gorursen yolunu degis firsat verme senle muhattap olmasi icin
0
Zetnikov
(10.11.24)
Daha geçen iş yerinde böyle biri yüzünden patladım.
Bazı insanlar uzun uzadıya boş konuşup insanların başını ağrıtabiliyor. Dönem dönem birini seçip onun üzerine oynayıp rahatlıyorlar bence. Hiçbir şekilde kendisini ilgilendirmeyen konularda uzun uzadıya asıp kesmeler, boş yorumlar yapmalar vs. ben keyif aldıklarını düşünüyorum. Mesafe koymaktan başka bir çare yok, ki mesafeden de anlamazlar gerçi. Denk gelmemeye, konuşmamaya ya da duymazdan gelmekten başka bir çare olmadığını düşünüyorum.
0
tulumba
(10.11.24)
(5)

Bilmediğim soruyu ne işaretlemeliyim

dakota
Merhaba 24 kasımda ÖSYM’nin düzenleyeceği 50 soruluk bi sınava gireceğim. Çoktan seçmeli 5 şık olacak. YANLIŞ DOĞRUYU GÖTÜRMÜYOR. Bu nedenle tüm soruları işaretlemem gerek. Eğer hiç bilmediğim ve tahmin yürüyemediğim 5 soru olursa mesela, bunların hepsini aynı şık mı işaretlesem daha mantıklı olur?
Merhaba 24 kasımda ÖSYM’nin düzenleyeceği 50 soruluk bi sınava gireceğim. Çoktan seçmeli 5 şık olacak. YANLIŞ DOĞRUYU GÖTÜRMÜYOR. Bu nedenle tüm soruları işaretlemem gerek. Eğer hiç bilmediğim ve tahmin yürüyemediğim 5 soru olursa mesela, bunların hepsini aynı şık mı işaretlesem daha mantıklı olur?
YÖK-Dil gibi düşünün.
0
dakota
(09.11.24)
en az hangi şık çıktıysa o olabilir ama bu mantık tabi tüm şıklar eşit çıkıyor ise işe yarar.
0
high hopes of the sozluk
(09.11.24)
high hopes of the sozluk+1 en iyi taktik bu; tam eşit olmasa da muhtemelen şıkların doğru seçenek olma oranları birbirine yakın olacaktır.
0
salihdt
(09.11.24)
üst üste 3-4 soru aynı şık olmaz genelde.
mümkünse bilmediğiniz sorularda, "bu kesinlikle olmaz" şeklinde tahmin yürütün. şansınız artar.
0
co2s2
(09.11.24)
Ben prensip olarak bilmediğim tüm soruları C işaretlerim.
0
10551037
(09.11.24)
en az cikan siklari secmek mantikli gibi tabii ama ben olsam bilmedigime D der gecerdim. D iyidir.
0
fevzi123
(10.11.24)
(8)

Daha otoriter bir yönetici olmak

jacque
2 sene birlikte çalıştığım 4 kişilik bir ekip içerisinden müdür yardımcısı olarak terfi aldım ve 1 senemi doldurdum. Koordinasyon, iş yaptırma vs. konularda hiçbir sorun yaşamıyorum aksine ekibim sürekli övüldüğü ve örnek gösterildiği için diğer birimler rahatsızlıklarını bile söylediler açık açık.E
2 sene birlikte çalıştığım 4 kişilik bir ekip içerisinden müdür yardımcısı olarak terfi aldım ve 1 senemi doldurdum. Koordinasyon, iş yaptırma vs. konularda hiçbir sorun yaşamıyorum aksine ekibim sürekli övüldüğü ve örnek gösterildiği için diğer birimler rahatsızlıklarını bile söylediler açık açık.

Ekibin içinden çıktığım için arkadaş gibi olmayı sürdürdüm ve başarımızı da aslında bu iletişime bağlıyordum. Fakat gelin görün ki saygı duyulmadığımı başından beri hissediyorum. Benimle konuşma şekilleri, cevap verme biçimleri vs. Egolu bir insan olmadığımdan buna başlarda takılmadım, kendimi bu yönde motive etmeye çalıştım. Fakat benden daha çok SGK gün sayısına sahip olduğu için yönetici pozisyonunu hak ettiğini düşünen ekip içinden bir arkadaş ile baş edemiyorum. Arkamdan konuşuyor, iş çeviriyor, üst yöneticilerle arama giriyor vs. İşin daha kötü yanı ona azıcık sert yapsam bana kahveler getirmeler, çantamı taşımaya kalkmalar falan iğrenç yalakalıklar yapmaya başlıyor.

Başta bu kız olmak üzere ekip üzerindeki hakimiyetimi arttırmak için ne yapabilirim? Somut önerilerde bulunursanız çok mutlu olurum çıkmazda hissediyorum artık..

(Ekipteki diğer bir kız da bana aşkım falan diyor ki ona başkası üzerinden haber gönderdim böyle konuşmaması için. Ben de kadınım bu arada)
0
jacque
(09.11.24)
Size nasıl davranmaları gerektiğini, onlara aynı şekilde davranarak göstermeye başlayabilirsiniz. Daha nötr bir dil benimseyebilir, özellikle mesai içindeki boş vakitlerde; mesela öğle arası, molalar vb. onlarla daha az vakit geçirebilirsiniz. Onlara özel hayatınızdan bahsetmeyi bırakabilirsiniz. Bir şey bileceklerse de bunu yüzeysel bilsinler.

Bence üçüncü kişiler üzerinden mesaj vermek çok sağlıklı bir yöntem değil. Birebir iletişim kurmaktan, hele de bu bir rahatsızlık bildirmek içinse, çekinmeyin. Tabi ki insanların ilk tepkileri "Bu da yönetici oldu, kendini bir şey sanmaya başladı" olacaktır ancak bu yöneticiliğin doğasında var; bırakın arkanızdan konuşsunlar. Yönetici çalışanlar için bir nevi günah keçisidir; insanlar şirketle ilgili hoşnutsuzluklarını bu tür şeylerle dışa vurup rahatlarlar, kişisel almayın, kafanıza takmayın.


Siz işinizi iyi yapıp adil bir yönetici olur, ekibinizi şirket içi politik tartışmalarda savunursanız bir süre sonra bunlar dengelenir, insanlar size arkadaşça değil profesyonel bir saygı duyarlar. Zaten yönetici performans değerlendirmesi yapan, insanları yeri geldiğinde ödüllendirip, yeri geldiğinde onlara yaptırım uygulayan, hatta insanları kovan kişidir ve arkadaşlık bu aktivitelerle aynı düzlemde yürüyecek bir şey değil, o yüzden arkadaşlık konusunu unutun bence.
0
salihdt
(09.11.24)
Ekibinizle birebirler yapın. Her hafta, iki haftada bir ya da her ay. sıklığı ve süresi size kalmış. Ama birebirler yaparak ekipten ve sizden ne beklendiğini, sizin ekipten ve konuştuğunuz kişiden ne beklediğinizi açık olarak ifade edin. Bu birebirler, yargılayıcı bir tonda sürekli onlardan isteklerinizi aktaracağınız görüşmeler değil, üst yönetimin taleplerini onlara ekibin bir parçası olarak aktaracağınız, onların taleplerini dinleyeceğiniz, sizin de onlardan beklentilerinizi aktarıp yanlış gittiğini düşündüğünüz şeylerin de kök sebeplerini konuşacağınız toplantılar olmalı.

Bu tarz görüşmeler hem ilişkilerin konumlandırılması için iyidir hem de yanış anlaşımaların, pasif agresif durumların da önüne geçer.
0
thracia
(09.11.24)
Ne yapacağı belli olmayan yönetici profiline geçip ekibi biraz tedirgin etmen gerekiyor.
İbreti alemle başlaman lazım, en çok sorun çıkaran kıdemli olana üst üste çok hızlı ama kısa negatif geri bildirim vermen lazım. Aynı konu tekrar ettiğinde sözlü uyarı verdir.

Mesela başka bir üst yönetici ile arana giriyormuş ya, bunu öğrendiğin an hemen çağırıp böyle bir şey duydum hayırdır? Bundan sonra benimle ilgili başka yöneticilerden bir şey duymak istemiyorum, başkası söylerse de senden bileceğim vb.
2 saat sonra hiçbir şey olmamış gibi normal iletişim. Sonra ilk açıkta yine çok sert geri bildirim. Ortam içinde birden ciddileşip boz, diğerlerinin yanında.

Kısacası biraz dengesiz, histerik olman lazım ki ne yapacağı belli olmayan bir imaj çizebilesin. Tedirgin olsunlar bi önce, yani seninle ilgili mevcut hisleri düzensiz hale gelsin; sonra sen yeniden sağlıklı ama otoriter bir süreç işletirsin.
0
Bruce
(09.11.24)
Esasında sorunun kaynağı tamamen ne o iş arkadaşların ne de sensin. Bence sorunun yarısı birlikte çalıştığın iş arkadaşlarinin olduğu ortama müdür yardımcısı olarak çalışmaya başlaman. Yani buna kim nasıl izin verdiyse bence yanlış. Örneğin 4 sene birlikte çalıştığın insanlarla yani çalışma arkadaşlarinla aynı pozisyonda herhangi bir sorun yokken canım cicim demek sorun olusturmazken bir anda müdür yardımcısı olunca bana canım demeyine getirmek hayatın akışına aykırı. Olmaz yani. "Canımdan" örnek verdim ama bu diğer bahsettiğin sorunlu davranışların da sebebi. Bence senin orada müdür yardımcısı olarak çalışman yanlış. Otorite olmaz. Ya elemanlar değişecek ya sen ya da aran bozulacak. Bunun başka yolu yok. Seni oraya bu pozisyonda aynı birimde çalıştıran kişi bence bu işten anlamıyor.
0
dedeminhirkasi
(09.11.24)
Machievelli’nin PRENS adlı eserini okursanız tüm cevapları orda bulursunuz. Kısa bi eser zaten. Bi saatte biter.
0
dakota
(09.11.24)
Hata yaptılar mı tutanak tut ve savunmalarını iste.İşi zamanında bitirmediler mi savunmalarını alacağını söyle.
0
komando kani var bende
(09.11.24)
çalışanların tamamı benden yaşlıyken ve hepsinin iş tecrübesi benden fazlayken, genel müdür oldum. sizi çok iyi anlıyorum.

1- gerekirse teke tek, gerekirse toplu bir konuşma yapın. mesela o kişiye, onun da yöneticiliği en az sizin kadar hak ettiğin, ancak üst yönetimin böyle bir tercih yaptığını, buna herkesin saygı duyması gerektiğini, eğer bu durum ile bir problemi varsa, doğrudan sizinle konuşmasını, tüm problemlerin çözümü için en açık ve samimi şekilde birlikte çalışmaya hazır olduğunuzu belirtin.

2- herkesin fikrine saygı gösterin, "benim dediğim doğrudur" demeyin.

3- çok az da olsa, kendinizi az geri çekin. "bu da kendini bir şey sanıyor" dedirtmeyin ama yönetici olduğunuz biraz belli olsun. bunun ayarı çok zor. birden tek başınıza kalırsınız.

4- nasıl olsa artık yöneticiyim, işlerimin bir kısmını onlar yapsın diye düşünmeyin. dün yaptığınız işlere yenileri eklendi. artık daha fazla çalışmanız gerekiyor. diğer herkesten daha çok çalışmanız gerekiyor.

5- bu kişiler sizin altınızda çalışmıyor, yanınızda çalışıyor.

6- yine ayarı çok zor olan bir şey: istediğiniz düzende çalışma olmuyorsa, ortada bir problem olduğuna eminseniz ve problemin sizden kaynaklanmadığına eminseniz, sesinizi yükseltin. bağırın çağırın anlamında demiyorum. kesin kararlı bir şekilde ifade edin kendiniz.

7- tüm çabalarınıza karşın biriyle problem yaşıyorsanız, üst yönetime "ben bunları bunları yaptım, ama böyle böyle oluyor. bu kişinin şirkete yararı değil, zararı var" şeklinde bir bilgilendirme yapın. ANCAK söz konusu kişi işten ayrıldığında o kişinin tüm işini sizin yapmanız gerektiğini unutmayın.

8- bir de bu işleri bir zamana bırakın.
0
co2s2
(09.11.24)
cok basit bir kural vardir. turkiye gibi enseye saplak toplumlarda kopek ceken adama saygi duyulur. ciddi olacaksin, insan gibi davranmayacaksin, mum gibi olurlar sana. net.
0
antikadimag
(09.11.24)
(7)

İş yerinde insan ilişkileri yönetimi (flört, mobbing etc…)

Mirabel
İş yerinde birbirleriyle flörtleşen bazıları evli bazıları bekar insanlar var. Ne yaptıklarıyla ilgilenmiyorum, bilmek istemiyorum. Çoğunun eşlerini de tanıyorum. Bu kişiler beni paravan olarak kullanmaya başladılar kız erkek dengesi için. Biblo gibi duruyorum yanlarında+muhabbetlerinden de keyif al
İş yerinde birbirleriyle flörtleşen bazıları evli bazıları bekar insanlar var. Ne yaptıklarıyla ilgilenmiyorum, bilmek istemiyorum. Çoğunun eşlerini de tanıyorum. Bu kişiler beni paravan olarak kullanmaya başladılar kız erkek dengesi için. Biblo gibi duruyorum yanlarında+muhabbetlerinden de keyif almıyorum. Watsap grubunda bile bi soru soruyorum kimse cevaplamıyor ama kendi geyikleri saatlerce uzuyor. Liseli tarzı birbirini şakcıktan kıskanmalar falan. Bayık.

Bir süre işim gücüm var diye atlatmaya baktım, buluşmalara katılmadım. Daha sonra beni arkadaşlığın kıymetini bilmemekle suçladılar, sorunlu ve uyumsuz insan olarak ilan ettiler. Hepsi suç ortağı olduğundan birbirini goygoyluyor. Onlara flört işini söylemedim ama aşırı darladıkları için siz kendi grubunuzu kurmuşsunuz abi ben fazlalık yapmayayım gibisinden konuşma yaptım en sonunda.

Şimdi yerime paravan başka bi kız buldular ve bana aşırı kötü davranmaya başladılar. Bazıları konuşmuyor ve selam sabahı kesti. İçlerinden ikisi iş yerinin mobbingci şer başı olduğu için de tedirginim haliyle. Aslında değilim de benden uzak olsunlar istiyorum. Nelere dikkat edeyim? Bunların flörtlerine tanık olsam ayrı dert, olmasam ayrı dert. İnsanlar görmemeleri gereken şeyler gördükleri için yok ediliyorlar. Müge anlıyı sevgiyle anıyorum.
0
Mirabel
(08.11.24)
dikkat edecegin sey insanlari cok takmamak ve atarli giderli cikislar yapmamak. aksi takdirde dislanan olursun. müge anlilik bir durum görünmüyor yazdiklarindan.

iletisimin yanlis. bunu düzeltmeye calis derim.
0
robert bosch
(08.11.24)
guruptan çıkışı çok yavaş yapabilirsiniz.
eğer bunun için çok geç kalmadı iseniz.
ayda 4 kez buluşuyorlarsa, bir süre 3'üne gidersiniz. 4.'ye mazeret.
bir süre sonra 2...
Whatsapp'ta gene yaz. ama azar azar ayrıl.
0
WithWorth
(08.11.24)
Sizinkisi bir iş ortamından çok dandik reality show gibi duruyor. Ben olsam kimseyle yüz göz olmayacağım başka bir iş bakardım.
0
salihdt
(08.11.24)
başkaları yüzünden başka iş arayışını doğru bulmuyorum. wp grubunda ölü taklidi yaparak sessizce uzaklaşmak en iyi yöntem olurdu ama biraz aceleci davranıp fevri davrandınız sanırım.

bir tanesini kenara çekip anladığı dilden konuşmayı deneyebilirsiniz.
0
gilbeys
(08.11.24)
ben bir cinnet her şeyi hallederciyim artık. bir esip gürlesen, yediğiniz haltları karı kocanıza duyurmamı istemiyorsanız insan olun diye çıldırırdım. o yüzden artık evden çalışıyorum, sen uyma bana

en güzeli bunların eşlerine haber uçurup keyiflerini bozmak. onu da yapamıyorsan her türlü mobbingi kayıt altına almaya bak. kayıt edecek durum yoksa bir deftere her yapılanı yaz, günlük tutar gibi. bunun da delil sayılabileceğini dinlemiştim birinden.
0
titanyum22
(08.11.24)
Sana mobbing, zorbalık yapmaya yeltendiklerinde lafı evliliklerine getir, "Eşiniz nasıl?" diye sor. Bu tip çakallar havayı çok iyi koklar, mesajı çok net alırlar.
0
sekizdokuzon
(08.11.24)
@sekizdokuzon +1: mantık şu olsun, somut olarak bakıldığında tehdit olmayan ama tehdit hissi yani "benle ugrasirsan ebeni görürsün" alt metinli cümleler ise yarar.

Derler ya aba altından sopa o hesap.
0
encokbenisevinnolur
(08.11.24)
(5)

İngilizce'nin Türklere Verdiği Güven/İngilizce Konuşarak Numarasını Al

hsktr
Şu videoyu izledim ve görüşlerinizi merak ettim. Bu nasıl bir çifte standart???: https://www.youtube.com/watch?v=lEfvEfB8ZEs&t=4sCiddi ciddi adam ''bak bu renk yeşil, bak şu geçen köpek, bu da yol, numaran ne?'' dedi ve kız verdi. İngilizce neden Türklerde hipnoz etkisi yapıyor? Hayatın doğal akışın
Şu videoyu izledim ve görüşlerinizi merak ettim. Bu nasıl bir çifte standart???: www.youtube.com

Ciddi ciddi adam ''bak bu renk yeşil, bak şu geçen köpek, bu da yol, numaran ne?'' dedi ve kız verdi. İngilizce neden Türklerde hipnoz etkisi yapıyor? Hayatın doğal akışında bir yabancıyla karşılaşma oranları az olduğu için mi? İngilizce pratik yapma şansından dolayı mı? Aşağılık kompleksi mi? Misafire hoşgörü mü? Nedir bu? Yorumlarınızı çok merak ediyorum.
0
hsktr
(08.11.24)
Kaç kişiyle konuşup numarasını istediğini ve alamadığını bilmiyoruz
Videonun kurgu olup olmadığından emin olamıyoruz

Haliyle "İngilizce duydukları gibi numaralarını veriyorlar" bence direkt kabul edilebilecek bir varsayım değil.
0
salihdt
(08.11.24)
www.youtube.com Türkçe Numarasını Al videosu da bu. Yani tabii ki, hatta üniversitelerde çektikleri için de ayrı bir güven olsa gerek. Bilimsel yöntemlere göre inceleyemeyiz belki bu sosyal durumu ama enteresan geldi bana ya
0
🌸hsktr
(08.11.24)
Türkler, birbirlerinden çekiniyor gibi geldi bana. Fakat yine de çok da olumsuz değildi davranişları, sadece numara vermek konusunda isteksiz oldular.

Bir de İngilizce konuşarak kadınların numaralarını hepsinin olmasa da alabildikleri oldu hatta kahve içmeye de ikna etti videodaki kişi ama Türkçe konuşarak bunu başaramadı. Bunda da Türk erkeklerinin maalesef imajının kötü olması sebep, bütün Türk erkekleri üzerine alınmasın tabi. Yarattıkları sonuca bakmaları lazım. Dikkat ettiysen muhabbet başlatma şekilleri bile kötüydü.
0
rock n roll
(08.11.24)
Ekşi sözlükte girilen başlıklara bak en basiti.

Türk kadınının çirkin olması

Türk kadınlarının yüzde 98' inin bakımsız olması

Türk kadınının spor yapmaması

Türk kadınına kıyafetlerin yakışmaması

Türk kadınının şişman olması

Türk kadınının kendini prenses sanması

Böyle olunca şaşırılmaması lazım bu videolara.
0
rock n roll
(08.11.24)
Yorumlara iyi guldum ya. Bu adamlar zamaninin en buyuk fenomenlerindendi zaten, bunlari tanimayan yoktur o kampuste, hic olmadi whyshy ekibi bizim kampuse gelmis, cekim yapiyorlar diye yayilmistir butun kampuse o yuzden tespit, cikarim yapilacak bir video degil bu
0
freedonia
(08.11.24)
(6)

Karbon Salımı

margi13
Çevreyle ilgili bir çalışma yapıyorum. Karbon salımı hakkındaki görüşleri anlamam gerekiyor. Karbon salımını azaltmanın olumlu sonuçları hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizi bu yönde teşvik eden, ya da örnek aldığınız birileri var mı? Ya da tersi de olabilir, yani çevre yanlısı davranmak istiyorsunuz fa
Çevreyle ilgili bir çalışma yapıyorum. Karbon salımı hakkındaki görüşleri anlamam gerekiyor. Karbon salımını azaltmanın olumlu sonuçları hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizi bu yönde teşvik eden, ya da örnek aldığınız birileri var mı? Ya da tersi de olabilir, yani çevre yanlısı davranmak istiyorsunuz fakat bazı faktörler engelliyor gibi?
0
margi13
(08.11.24)
Karbon salınımını azaltmanın önemli olduğunu düşünüyorum ancak bunun bireylerin çabasıyla olabilecek bir şey olduğuna da pek inanmıyorum. Bu tür "Herkes doğru olanı yaparsa aslında hiç sorun kalmaz" temalı çözümler gerçekçi değil. Ozon tabakasına zarar veren aerosoller insanlar "Oh ama bu dünyamıza zarar veriyor" dedikleri için değil, o gazlar yasaklandığı için ortadan kalktı. Keza benzindeki kurşun için de aynı şey geçerli yanlış bilmiyorsam.

Bu noktada devletler ve şirketler de üzerilerine düşeni yapmak yerine bunu ya ticari ya da siyasi bir araç olarak kullanıyorlar... Mesela bir tarafta "Oh siz karbon salıp dünyanın anasını ağlatmak pahasına gelişirken iyi ama biz gelişmek istediğimizde 'Gelecek kuşaklar, çevremiz, dünyamız' diye kendince haklı bir yerden yaklaşan az gelişmiş ülkeler" diğer tarafta bir garip birey olarak ben

Bir tarafta canı çikolatalı dondurma çekince özel jetine atlayan ve bir senede benim 1800 yılda yaratacağım karbon yükünü yaratan ünlüler

Kamyonla para kazanırken diğer yandan hala utanmadan "Üstüne bi 100 lira daha atıp karbon emisyonunu sıfırlamak ister misin cicim?" diye soran şirketler

Paris anlaşmasından çıkan Amerika

Karbon emisyonumuzu azaltıyoruz diye ayı gibi reklam kampanyaları yaparken deli gibi karbon salınımına neden olan kurum ve kuruluşlar...
0
salihdt
(08.11.24)
salihdt +1

kişiler için beyhude çaba. dikkate alınacak hiçbir yanı yok. bataklığı kurutnak yerine sinekleri öldürmek gibi bir şey.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(08.11.24)
Bu konuda ATMlerde 'Fiş ister misiniz?' sorusunu kesilen ağaç görüntüsü eşliğinde sunan banka samimiyetsizliği var ortada.
0
Mirket
(08.11.24)
Karbon salımını tabiri caizse -siksok- şeylerle azaltmak mümkün değil. İnsan nedenli bir karbon salımı durumu tabii ki var. Çevreyi kirletiyoruz. Ancak dünyanın salınımları ile alakalı oluşan iklimsel durumlar da var. Karbon kapsamı adı altında ülkeleri boyunduruk altına almak isteyen bir akıl da komplo teorisi değil bence. Korkut ve ne istersen yaptır taktiği de var. Dünyadaki kapital model izin vermediği sürece karbon salımını azaltmak imkansız. Elektrikli otomobil ve yapay zeka ile bu daha da artacak.
0
calmdown
(08.11.24)
kendi karbon salımımı biraz düşünmek beni bu dünya için iki önceki nesilden onlarca kat daha zararlı olduğumuza ikna ediyor. gezegenini seven biri olarak üzülüyorum, benden çok daha büyük ve çok daha küçük karbon ayakizi sahipleri de var ama gerçekten iyi örnek yok gibi bir şey. yoksulluk - yoksunluk veya depresyondan kaçmak için köye dönüş vb gibi zorunluluktan değil, bilinçli olarak karbon ayak izini düşüren örneklerden bahsediyorum. o yüzden genel olarak kötümserim.

şirketler evil olabilir, bu her zaman böyleydi ama iklim skoru düşük şirketlere yatırım yapmayarak burada pozisyon alabiliyoruz. benim iyimser olmamı engelleyen en büyük faktör ukrayna'da devam eden savaş. full scale savaşı geçtim herhangi bir konvansiyonel çatışmanın doğaya verdiği zarar bile inanılmaz boyutta. enerji krizi, populist liderler derken bir arpa boyu yol alamadık. iklim krizi gibi herkesi ilgilendiren global bir meselede bile bunca yılda gelebildiğimiz nokta akıl almaz derecede kötü.
0
engelbert humperdinck
(08.11.24)
Dünyayı kurtarmak,
Sürdürülebilirlik,
Yeşil enerji,
İklime dair uygulamalar,
Nakitin kalkması ve dijital paraya geçiş,
İnekler gaz salması :)
Doğaya saygı,
Fosil yakıt kullanımının azaltılması
ve ardından elektrikli araç kullanımının artması
karbon vergisi,
Dünya nüfusunu azaltmak,
Farklı şehir konseptleri ve yaşam alanları,
Et yemenin ortadan kaldırılması,
Marketlerden her an istenen şeylerin alınmamasına yönelik planlar..
Bunlar küreselcilerin arkasında olduğu uygulamalardır.

Beni doğrudan teşvik eden yok ama medya ve basında çıkan bazı haberler çeşitli dernek veya sivil toplum kuruluşları bu gibi uygulamaları destekler nitelikte çalışıyorlar.
Artık haşlanmış yumurtanın ve etin zararı (!) üzerine haberler bile çıkıyor.
Araştırmayı yapan yine bilmem Avrupa'nın nerdesinden bilmem hangi üniversitenin ekibi veya kime bağlı olduğunu bilmediğimiz bir prof.

Gerçekte ideoloji veya inanç olan uygulamalar bilim adı altında insanlara sunuluyor. Çoğumjz farkında değiliz bunun.

Yıllarca kadınlar için yüz saç beden bakımı güzelliği diye sayısız kozmetik ürünü ilaç vs şampuan reklamları haberler yapıldı, yapılıyor
Kırışıklıkları gidermek saçları parlak ve dümdüz göstermek, kilo vermek, 90,60,90 vs derken artan bireyselleşmeyle "normal olan" hamileliği bile istemez oldu insanlar.
Dijital hayatla birlikte her an, her hareketin sisteme bağlanması ve talip edilmesi söz konusu

Çevreyi kirletmeyelim tamam.
ama bu yönde önümüze sürülen her uygulamaya da hemen atlamayalım.
0
diyecevaplandı
(08.11.24)
(14)

tek yasamak mi ev arkadasi mi

nickie
avrupa'da buyuk bi sehirde bir suredir beyaz yaka olarak calisiyorsunuz diyelim. 32 yasindasiniz ve bekarsiniz. Sehirde birkac arkadasiniz var ancak herkes is guc derdinde oldugu icin genelde is sonrasi yalniz takiliyorsunuz. Sehir merkezine toplu tasimayla 30-40 dk'lik mesafede ici guzel ve kirasi
avrupa'da buyuk bi sehirde bir suredir beyaz yaka olarak calisiyorsunuz diyelim. 32 yasindasiniz ve bekarsiniz. Sehirde birkac arkadasiniz var ancak herkes is guc derdinde oldugu icin genelde is sonrasi yalniz takiliyorsunuz. Sehir merkezine toplu tasimayla 30-40 dk'lik mesafede ici guzel ve kirasi bi tik daha uygun yerde tek yasamak mi yoksa ayni parayi sehir merkezinde bi odaya vererek cogu yere yuruyerek ve bisikletle giderek canli bir sosyal hayata sahip olmak mi? 32 yasinda ev arkadasi cekilir mi? (maas cok yuksek degil, orta seviye diyelim, o yuzden sehir merkezinde tek eve cikmak mumkun degil)

derdini s... demeyin lutfen. ya da diyin..
0
nickie
(06.11.24)
Kendi tercihim tek yaşamak. Çünkü şehir merkezinde de yaşasam yapabileceklerin de bir noktaya kadar, çevre de bir noktaya kadar. Eğer yorgunum, o yolu her gün her gün çekemem diyorsam şehir merkezi tabii. Ama ev yalnızlığı her evdedir. Ev arkadaşın olsa da olmasa da yalnızlık yalnızlıktır, barışmak gerekir onunla.
0
muhayyer divan
(06.11.24)
Ben o yaşta ev arkadaşı ve onun getireceği belirsizlik, gerginlik, rahatsızlıklarla uğraşmak istemezdim mecbur değilsem açıkçası.
0
salihdt
(06.11.24)
sehirden uzak ve tek.

gelen gidenin olur zaten merak etme. 32 yasinda fulltime calisan birinin ev arkadasiyla yasamasi cok iyi durmaz bence
0
robert bosch
(06.11.24)
karakterine bağlı. ben evlenene dek hep yalnız yaşadım. düzenli ve temiz bir adamım, evde vakit geçirmeyi ve evde kontrolün bende olmasını seviyorum, o yüzden ev arkadaşı çekemem. ki temiz titiz biriysen avrupa'da düzgün ev arkadaşı bulmak da sıkıntı. genelde bizden daha dağınık ve umursamaz oluyorlar.
0
sir gawain
(06.11.24)
Şehir merkezindeki muhit önemli çevresi nasıl. Mesela ben bir süre Dublin’de yaşadım ve şehir merkezinde kesseler oturmazdım nispeten dediğin mesafe kadaruzakta yaşadım. Normal şartlarda git şehir merkezinde ev paylaş derdim. Kaç yaşına gelmişsin ev mi paylaşıyorsun muhabbeti Türkiye’de olur, orada bunu pek takmazlar. Takmıyorlar da çünkü zaten yaşıtımız çoğu insan böyle yaşıyor. Hareketliliğe etkinliklere yakınlık gerçekten önemli. Uzaktaysan bir çok etkenin bir araya gelmesi gerekiyor bu etkinlikleri katılmak için ya da gidip bir iki şey içip kafa dağıtmak için. Ama şehir merkezindeysen daha rahat bir şekilde hadi çıkayım bir hava alayım şuraya buraya gideyim sarmazsa dönerim diyebilirsin. Benzer yaşlardayız bir şeyler yapmak için dediğin mesafenin gözümüzde büyümesi çok kolay ama yakın oldun mu o kadar da zor olmuyor.
0
air
(06.11.24)
tek yaşamaktan vazgeçmek için çok büyük sebepler gerekir. yaşadığınız yerde sosyal ortam sıfır değilse hiç gerek yok merkez + ev arkadaşına. %90 pişmanlık.
0
tukenmez adam
(06.11.24)
Sosyal ortam bekliyor, biraz da ortamlara akmak istiyorsaniz ev arkadasiyla sehir merkezi. Yok ben arada cikarim ama bi sekilde zamanla ortam ve arkadaslar zamanla oturur, evimde keyfime bakayim derseniz tek.
Bu, yasam biciminize ve insanlarla yakinlik seviyenize gore degisecek bir cevap
0
mor oje
(06.11.24)
Ben 36 yasimda ev arkadaslarimla yasamaya basladim. Kotu bi duyguydu. Su an tek kaliyorum, cok da masrafli ama ev arkadaşı istemiyorum ya.
0
Kahvedesu
(06.11.24)
Şu anda yalnız mı yaşıyorsunuz? Bence yalnız yaşıyorduysanız sonradan ev arkadaşına adapte olmak zor olur. Halihazırda ev arkadaşı var ise bir sene daha şehir merkezi deneyebilirsiniz baktınız olmadı ayrı çıkarsınız. Ama kendinizi siz tanıyorsunuz. O 30-40 dklık yol sizin gözünüzde büyüyüp iyice evcimen de olabilirsiniz, o çabayı harcamak size bağlı.
0
peki madem
(06.11.24)
tek yaşamak her türlü ağır basar bende.
0
kumandanim
(06.11.24)
ev arkadaşlığının üniversite öğrenciliğinden sonra tahammül edilebilir olduğunu düşünmüyorum.

30'lu yaşlarda ev arkadaşı çekeceğime kuru ekmek kemiririm.
0
wilhelmwasmuss
(06.11.24)
ev arkadaşı + merkezi konumda ikamet
0
benibulmanlazim
(06.11.24)
Çok kişisel bir soru, ne imkan olursa olsun ben de tek yaşamak derim. Her şeyi mükemmel olsa bile hiç ikinci bir ses / nefesi çekecek, tuvalet sırası bekleyecek isteğim yok.
0
charbiel
(06.11.24)
Tek yaşamak elbette. Yine merkezi ama biraz daha küçük bir daire bakardım senin yerinde olsaydım.
0
iwasbornonamountainside
(06.11.24)
(7)

Yurtdışında otellerde kalanlara soru

titanyum22
Selamlar. Şimdi ben sağlık turizminde çalışıyorum ve gelen hastalara konaklama sağladığımız bir otel var. Eğer hasta yanında birini getirirse, otel ek ücret çıkarıyor. Kahvaltı dahil buna. Bazı klinikler refakatçi ücretini karşılıyor ama biz karşılamıyoruz. Hepsi olmasa da bazı hastalar bunu çok büy
Selamlar. Şimdi ben sağlık turizminde çalışıyorum ve gelen hastalara konaklama sağladığımız bir otel var. Eğer hasta yanında birini getirirse, otel ek ücret çıkarıyor. Kahvaltı dahil buna. Bazı klinikler refakatçi ücretini karşılıyor ama biz karşılamıyoruz. Hepsi olmasa da bazı hastalar bunu çok büyük sorun ediyor.

Şimdi ben Türkiye'de hangi otele gittiysem bu uygulama var. Yani oda kahvaltı değil sadece oda tutsam bile, ikinci veya üçüncü kişi için ek ücret isteniyor. Ben bunu normal buluyorum. Çünkü bir kişinin kaldığı odanın harcayacağı su elektrikle iki kişininki aynı değil. Keza o odanın temizliği öyle.

Fakat bazı hastalar bu konuda resmen bizimle kavga ediyor, aynı odada kalan ikinci kişiden neden ücret alıyorsunuz diye. Benim merak ettiğim, bu olay sadece Türkiye'de mi var? Yani diğer ülkelerde bir odada 2 veya 3 kişi kalsan da ekstra ücret alınmıyor mu? Yoksa bu yaygın bir uygulama da hasta beni ikna etmek için mi öyle diyor merak ediyorum. Teşekkür ederim

edit: hastalar yurtdışından geliyor bunu yazmayı unutmuşum
edit2: refakatçi ile fiyat 2 katına çıkmıyor, günlük 30 Euro ekstra alınıyor. Normalde gecesi 150 Euro. kahvaltı dahil.
0
titanyum22
(05.11.24)
cogu yerde ucret aliniyor.

nadir olarak bazi yerlerde 'oda' kiralaniyor, 1-2-3 kisi de kalsan ayni parayi veriyorsun ama cok az denk geldim boyle yerlere
0
fakyoras
(05.11.24)
tek kişi için fiyat 1 birimse iki kişi için 2 olmuyor ki. sembolik oluyor tek kişi kalsanız bile iki kişilik odada.

bence tam tersi. genelde oda kiralanıyor. her şey dahil vs konseptler değilse. bookingden bakın çoğu yerde çift kişilik odada tek de kalsanız iki kişi de kalsanız fiyat aynı. en azından bana böyle denk geldi. ama tek gitsem ne olur çift gitsem ne olur diye de incelemedim.

turizimciler daha iyi açıklar. ama iki kişilik odada tek kişi kalcam derseniz 2 kişinin kaldığının neden yarı fiyatına versin ki size. odayı işgal ediyorsunuz. en fazla duş ve 2 sifon kadar su farkeder.

ama ben de hasta olsam refakatçimin ücretinin karşılanmasını isterdim ne olursa olsun.
0
jülsezar
(05.11.24)
İtalya'ya arkadaşımı ziyarete gitmiştim. Roma ve Floransa'da sadece kendim adına oda tuttum. Ama arkadaşım iki yerde de benimle kaldı. Roma'daki otel sadece arkadaşımın da turist vergisini vermesi gerektiğini söyledi (sonra onu da almadı gerçi). Floransa'daki otel biz iki kişi gelince ek bir ücret ve yine vergi aldı. Veri olarak yazayım dedim.
0
peki madem
(05.11.24)
oda tek kişilik, iki kişilik diye düşünme, yatak ile ilgili odanın kaç kişilik olduğu. oda boyutları çok değişmese bile yatak boyutu değişiyor, yatakların biçimleri değişiyor, bazalar değişiyor.
0
selam
(05.11.24)
yoo yurtdışında da ek ücret alınır. çift kişilik fiyatla tek kişilik farklıdır. ama genelde ufak fark olur. atıyorum tek kişiliğe 1.5 ödediyseniz iki kişilik 2 olur gibi.
0
jelly bear
(05.11.24)
Kendilerince haklılar çünkü odalar genelde iki kişilik. O yüzden de fiyatlarda tek kişi ile iki kişi arasında fiyat farkı ya yok ya da çok az (Hatta şimdi Booking'ten birkaç yere baktım, neredeyse hiçbirinde fiyat farkı olmadı)

Kahvaltı gibi bir şeye ek ücret istenmesi normal ancak konaklama için otelde normalde bir kişi tek başına otele gitse ne kadar ücret alacaklarsa o kadar para istiyorlarsa aslında şirket olarak siz de kazıklanıyorsunuz, çünkü otel tek oda satıp iki oda parası alıyor; biri sizden biri de müşteriden.
0
salihdt
(05.11.24)
hatrı sayılır ülkede konakladım, oda fiyatı verdim hep. bulduğum otele 2 kişi gideceksem arama kısmında kişi sayısını 2 yapınca eğer oda tipi değişmiyorsa (family room vs) fiyat değişmez (yüzde 90).

her şey dahil otellerde genelde kişi sayısı değişince fiyat farkı çıkıyor. bir de bazı otellerde tek kişilik odalar var. gerçekten tek kişilik (oda küçük ve küçük bir yatak var). o tarz otellerde de kişi sayısı artınca oda upgrade olduğu için fiyat değişiyor.

sağlık turizmi için kaldığım otelde 2. kişi için fark çıkarsalar ben de ödemek istemem. ya baştan ağzını arayıp 2 kişilerse baştan yüksek söyleyin fiyatı (sonrada tek kişi gelicem derse, size indirim yaptık dersin) ya da otelleri zorlayın bence.

(bu arada türkiye'de çok fazla otel deneyimim yok, genelde avrupa,asya,amerika)
0
brkylmz
(05.11.24)
(7)

Serdar Ortaç'ın nesi var?

dejame
Uzun zamandır dağıtmış, bitkin, yorgun ve sürekli borcu var. Magazin konularını pek bilmediğimden soruyorum. Bir hastalığı, kumar bağımlılığı mı var? En son evini satışa çıkarmış. Ne oluyor bu beyefendiye?
Uzun zamandır dağıtmış, bitkin, yorgun ve sürekli borcu var. Magazin konularını pek bilmediğimden soruyorum. Bir hastalığı, kumar bağımlılığı mı var? En son evini satışa çıkarmış. Ne oluyor bu beyefendiye?
0
dejame
(05.11.24)
hasta&kumarbaz
0
yazar yazmaz yazan yazar
(05.11.24)
Hastalık + alkol + kumar + terkedilme + yaşlılık
0
parka
(05.11.24)
multipl skleroz sanırım
0
salihdt
(05.11.24)
MS + kumar
+ kardesi yogun bakimda kaldi aylarca sonra vefat etti
+ cocugu yasinda karisi tarafindan birkac sene önce terk edildi
+ alkol cok aliyormus

kizin mücevherlerini calip satmis falan kumar oynamak icin.
böyle bir illet bu.
0
robert bosch
(05.11.24)
adamın son sattığı ev bile 340 milyon tl. biz kendi derdimize yanalım:)
0
nothing in my way
(05.11.24)
MS hastalığı var ve bacakları tam tutmuyor. yorgun, bitkin görüntüsü bu yüzdendir.

borcu da aslen kumar kaynaklı bence ama son zamanlarda ne insan gibi albüm çıkarttı, ne insan gibi konser verdi. hastalığı nedeniyle istediği kadar konser veremediğini düşünüyorum. serdar ortaç gibi birisinin yazın her hafta en az bir konser vermesini, kışları da istanbul'da üst seviye bir mekanda sürekli program yapmasını beklersin.
0
co2s2
(05.11.24)
Haberi yalanlamış.

x.com
0
Cesario
(05.11.24)
(1)

aynı modem farklı pcden oyuna girme

pstm
bu durumda ip aynı mı görünür boş yere oyunda silik yemeyelim
bu durumda ip aynı mı görünür boş yere oyunda silik yemeyelim
0
pstm
(02.11.24)
Aynı modemden internete çıkan cihazlar aynı IP'yi kullanır. VPN kullanılarak karşı tarafın farklı IP görmesi sağlanabilir ama oyun konusunda ping vb. sorun olabilir.
0
salihdt
(02.11.24)
(1)

vodafone avrupa hattında türkiye'yi arama

dali dili havali korna
ispanya'da kullandığım vodafone paketinde türkiye'ye ve pakistan'a ayda 200 dakikalık arama hakkı da tanımlı, aşağıda linkini de bıraktım paketin. türkiye'den birini aradığımda onun faturasını yansıması olur mu yapacağım aramanın? https://www.vodafone.es/c/particulares/es/productos-y-servicios/movil
ispanya'da kullandığım vodafone paketinde türkiye'ye ve pakistan'a ayda 200 dakikalık arama hakkı da tanımlı, aşağıda linkini de bıraktım paketin. türkiye'den birini aradığımda onun faturasını yansıması olur mu yapacağım aramanın?

www.vodafone.es
0
dali dili havali korna
(02.11.24)
Yanlış anlamadıysam "Ben yurtdışından arıyorum diye yurtiçindeki insana ödeme çıkar mı" diye soruyorsunuz. Eğer doğru anladıysam cevap "hayır olmaz"
0
salihdt
(02.11.24)
(18)

Köylüler

don’t panic
Küçükken aşırı sevdiğim, bayramlarda 3-4 gün önceden gittiğim köyümden son 5-10 yıldır tiksinmeye başladım. Büyüyüp gözüm açılmaya başladı galiba. Şehirde yaşıyoruz, yılın 2 ayı falan köyde yaşıyor anne babam. Ben de günlük veya haftalık kısa süreliğine gidiyorum. Son yaşadığımız birkaç olayı özet g
Küçükken aşırı sevdiğim, bayramlarda 3-4 gün önceden gittiğim köyümden son 5-10 yıldır tiksinmeye başladım. Büyüyüp gözüm açılmaya başladı galiba. Şehirde yaşıyoruz, yılın 2 ayı falan köyde yaşıyor anne babam. Ben de günlük veya haftalık kısa süreliğine gidiyorum. Son yaşadığımız birkaç olayı özet geçmek istiyorum: Bizim arsanın kenarına diktiğimiz dut ağacını kurutmuş yan komşu, gelecekte kendi evinin önüne sarkar da güneşini keser diye. Arsanın diğer tarafına da zeytin dikmiştik. Ordaki komşu da millete laf ediyormuş bunlar da geldiler bizim evin dibine diktiler diye. Bu noktalarda sizce suçlu muyuz? 850 metrekare arsa ve içinde küçük bir köy evimiz var. Arsamız dahilinde evin bahçesini, önünü falan güzelleştirmeye çalışıyoruz. Bu iki olay dışında şu an anlatamayacağım ve tartışmaya kapalı çok sayıda pislik gördüm, görmeye devam ediyorum.

Tüm baba tarafım köyün mezarlığında ve bu köy benim için bir mabeddi. Annem babam bu dünyadan gidince o evle başbaşa kalacağız ve çevredeki herkesten, tüm akrabalarımdan nefret ediyor, tiksiniyorum. Geleceği düşündüğümde orayı satmayı da yediremiyorum kendime, babama ihanet edermişim gibi hissediyorum. Öte yandan köyün içinde tarla bahçe falan da var. Konuyla ilgili bana söylemek istediklerinizi dinlemek istiyorum arkadaşlar. Gelecekle ilgili, durumla ilgili ne gibi tavsiyeleriniz olur? Teşekkürler…
0
don’t panic
(01.11.24)
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(01.11.24)
dut agacini sinira degil de kendi alaniniza niye dikmediniz anlayamadim. "kurutmus" dediginiz olay nedir bir de. siz sulamiyor musunuz zaten karsi taraf nasil kurutmus.
0
robert bosch
(01.11.24)
Anlattıklarınız içimi sıktı. Şimdiden köydeki herkesle aranızı bozun. Herkes sizi aksi ve kavgacı biri olarak bilsin. Anladığım kadarı ile ancak bundan anlarlar. İyi niyetinizi anlatabileceginiz ya da anlayabilecek birilerine benzemiyorlar. Bu komşular yaşlı insanlar mı yoksa yasitiniz insanlar mı? Yaşlı iseler çok dert değil. Ya da siz en iyisi daha oldun ve soğukkanlı bir kullanıcının tavsiyesini dinleyin. Yazdıklarımı okuyunca ben de beğenmedim ama bir bakış açısı işte. Böyle hissettim.
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(01.11.24)
sanki bizim köyü tarif ediyorsun. çocukluğumda tarla yüzünden insanların birbirine balta ile giriştiğini hatırlıyorum. bu hiç değişmeyecek galiba.
0
izole
(01.11.24)
@robert bosch

Kendi alanımıza diktik her iki ağacı da ama büyüyünce yukardan dalları kendi evlerinin güneşini keser diye kimyasal bir işlem uygulayıp kurutmuşlar dutu. Özeleştiri yapıp acaba daha içeri mi dikseydik falan diyorum ama ona da kesin bir şey bulurlardı sonucuna ulaşıyorum, bilemedim.
0
🌸don’t panic
(01.11.24)
@aslagülümseyenbirkediyegüvenme

Yaşlı insanlar ve onların köyde büyüyen 30’lu yaşlardaki çocukları…
0
🌸don’t panic
(01.11.24)
size danismadan böyle bir sey yapmalari harbiden cok ayica olmus o zaman.
sizinle konusmamislar, bu dut ileride büyür bize gelir mi vs

yuh diyorum. böyle bir cevrede yasanmaz. degerlenir ki mi orasi? degerlenmeyecek gibiyse satin gitsin.
0
robert bosch
(01.11.24)
oncelikle diger tarafi da dinlemek lazim. ama anlattiginiz sekildeyse diktiginiz agac onlarin gunesini engelliyorsa veya manzarisini bozuyorsa veya bahcelerini kirletiyorsa haksiz olan sizsiniz bence. koylu insanin kotu tarafi hak yer. iyi tarafi da hakkini yedirtmez.
0
roylemonia
(01.11.24)
Kırsal kesimlerde böyle cahillikler yoğundur. Kimse kimsenin hakkında pek olumlu da konuşmaz.
Onun bunun malı, kazancı, yeni yaptırdığı evi,yeni doğan çocuğu, aldığı inek, aldığı araba vs. orada yaşayan cahillerin derdi tasası, hased sebebi olur.
Yıllarca bölünemeyen neredeyse artık 100'den fazla kişinin varis olduğu tarla gibi miras meseleleri,sürekli devletten beklenen desteklemeler, olabildiğince her tür yardımdan faydalanma arzusu, bunun yanında hayvan alış verişi ve mahsül satışından devletin kazancının ne olduğu belirsizdir.

Şurası kesin ki küçük yaşanan yer küçük ölçekli olduğundan zihindeki hayaller, dünya algısı da gerçekte küçük oluyor.
Ama o hayali kuran için bunlar büyük şeyler.
Kişinin dünya algısı sadece kaldığı yer ile sınırlı.
Dışarı başka şehirlerde bulunmayan, ortam görmemiş bir kesmin bunu anlaması da belli bir yaştan sonra imkansız.
Bunu en iyi anlatan örnek,
muhtarlık seçimleri ve sonrasında olanlar..

Tavsiye olarak ne diyeyim bilemedim.
Bir yeri satmak zorunda olmanız tabi ki babanıza ihanet olmaz.
Ama yeri satacağınız kimsenin vasıflarını iyi düşünün. Biraz dişli olsun.
0
diyecevaplandı
(01.11.24)
Sadece köy için değil her yerde böyle aslında. Sebebiyle ilgili benim bir gözlemim var kendi çapımda. Artık sayıca çok azalan saygın bir yaşlı kesim vardı. Bunlar kibar ve yol yordam bilen insanlardı. En kötüsü dahi sırf zorunda hissettiği için usulünce davranırdı. Bu insanlar bilgiye de saygı duyardı, "ben cahil kaldım evladım" demekten çekinmez, bunun farkında olarak yaşarlar, nerde durmaları gerektiğini de bilirlerdi. Elbette aralarında kötü olanlar da vardı ama ağırlıklı genel bir karakterden bahsediyorum. Bu insanlar her nedense çocuklarını kendileri gibi yetiştiremediler. Şimdinin yaşlılarını oluşturan kesim benim çocukluğumda yine böyle rezil insanlardı. Kendi anne babalarının hatrına belli bir çizgide kalırlardı. Bunlar sürekli anlatırlar zaten biz anne babamızdan çok çektik diye. Bunun sebebi belli bence :D

Sizin hatırladığınız köyünüz bu makul insanların söz sahibi olduğu, diğerlerini bir çizgide tuttuğu yerdi. Tabi siz de daha az sorumluluk taşıyordunuz, bunun da etkisi var kuşkusuz.

Şimdi kendini tanrı sanan ve boş boş konuşmaktan inanılmaz keyif alan aynı zamanda sosyal medyada gördüğü bütün komplo teorilerine inanarak beynini kullanılmaz duruma getirmiş halde bulunan, hiçbir adap bilmeyen, hiçbir sınırı olmayan, cahillikle gurur duyan bir kitle yaşlı kesimi oluşturuyor. Özellikle küçük yerleşimlerde bu yaşlı insanlar her şeyi yöneten görünmez bir el gibi işlev görüyor. Genç ve yetişkin kesim bu kitleyi kendilerine ahlaki dayanak görerek seviyeyi iyice düşürüyor. Haliyle bu yerlerde inanılmaz bir kokuşmuşluk hakim. Aynı zamanda siz de yetişkinsiniz, artık sorunlarla daha çok muhatapsınız. Olayı derinden hissediyorsunuz.

Bence evi satmayın, ama yapacak bir şey de yok.
0
akhenaten
(01.11.24)
Konu hakkında bir yorumum yok.

Ancak ağaç konusundan anlayan biri olarak ağaç kurutmak için kimyasal işlem konusu bana mantıklı gelmedi. Doğal sebeplerden kurumuş olma ihtimalini değerlendirin bence.

Ayrıca bana ait alana gelecekte gölge yapacak şekilde ağaç dikilmesi benim de kabul edeceğim bir şey değil.
0
Mirket
(01.11.24)
şehir merkezinden uzak yeşillik bir yerde yaşıyorum, buranın yerlilerinin de aynı seninkiler gibi ağaç düşmanlığı var çözemediğim. biri güneş keser diye keser, biri "hava gelmiyor(???) diye keser. diğeri bilmem neresi hoşuna gitmez keser. kestiği de çamdır eriktir, kıymetli ağaçtır. kalanları görsen için acır. fino kuyruğu gibi, upuzun ağaçlar tepesinde üç tane yaprakla kalmış. cahil desen, kestirenler arasında emekli öğretmenler de var. kafayı yersin.

bir tanesi geçen arabulucuya 20 bin ödemiş sosyal medyada chplilere hakaret ettiği için. mesele ne yaşlılık ne köylülük. hepsinin ortak noktası ahlaksızlık partisini tutmaları.

tavsiyem şikayet edebildiğin her yere et bunları.
0
titanyum22
(01.11.24)
Mafya babalarının meksikadaki evleri gibi etrafı üç insan boyunda duvarlarla öreceksiniz.
Ben bunların bir de şehir görmüşleriyle uğraşacağım diye kafayı yiyordum. Hatta birazını yedim. Yanlarında biraz daha kalsaydım hitler benzeri bir nefretle dolup taşacaktım. Şu an sadece insan olarak görmüyorum.
Tarlanız, eviniz, bağınız bahçeniz… Değerli ya da değersiz hiç önemli değil. Böyle kocaman sağlar duvar öreceksiniz evinize. Tarlanızın etrafını saracak üstüne de dikkat elektrik çarpar yazacaksınız.
Sevgi, saygı, komşuluk bilmem ne. Tam böyle ağaçlarla derdi olan bi bilmem ne amcam bana istanbulun ortasında bir daire kaybettirdi. Yamyamdır bunlar. Bildiğin yamyam. Diri diri yemeye çalışırlar insanı.
Malınızı mülkünü koruyup çevip çevreleyin. Bu tiplerin başka işi gücü de yoktur. Kafaları sadece başkasının malına mülküne çalışır. Düşünü düşünür düşünürler. Adam öldürmekten de korkmazlar. O yüzden kredi çekin altınınızı bozdurun biraz zorlayın o ay kendinizi yaptırın o duvarı. Ama böyle tatlı tatlı yazlık evi duvarı değil. Senin ben yedi sülaleni duvarından.
Şimdi komşularla iyi anlaşmak lazımcılar da gelebilir. Anlaşılacak insan var anlaşılmayacak insan var. Ama artık anlaşılacaklar çok az.
0
mrvln
(02.11.24)
Benim bakış açımda da benzer bir dönüşüm olmuştu. Küçükken köy şehrin tam tersine herkesin iyi olduğu, ilginç bir yerdi. Ancak yavaş yavaş büyüyünce gördüm ki köy bir nevi cehennem. Özel hayat diye bir şey yok, herkes herkesin bütün hayatını biliyor. Ancak bu bir sürü rezillik yaşanmasını da engellemiyor; yine kimse yapacağından geri kalmıyor. Kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir ortam. Üstüne de hiç bitmeyen mal mülk kavgası, genelde de olabilecek en adi şekliyle; senin koyunun neden benim çitime sürttü, ağacının yaprağı neden bahçeme düştü, ineğinin tezeğine gelen sinek canımı sıktı gibi şeyler üzerinden başlayıp yıllarca devam eden düşmanlıklar. Hayvanlara yapılan eziyetleri saymıyorum bile... Şehir hayatı çok mu matah bir şey o da tartışılır tabi de, en azından belli ölçüde yaşayacağın sosyal çevreyi seçip, "özel hayat" diye bir şeye ucundan da olsa sahip olabiliyorsun.
0
salihdt
(02.11.24)
tipik köylü kafasi. anlattiklarinda yeni hicbir sey yok. türkiye'nin hicbir köyünde kendimi güvende hissetmem. sat gitsin evi arsayi.
0
alice in potatoland
(02.11.24)
Duvar dikmek mantıklı görünüyor. İşi olmayıp başkalarına saran tiplere benziyor bunlar. Bunlarla minimum iletişim iyidir
0
pembediken
(02.11.24)
Kusura bakmayın ama haksızsınız. Önce siz onlara düşman gibi davranmışsınız. Köylülerin bu yaptıklarınızdan hoşlanmamak için mantıklı sebepleri var.
Sınıra dikilen ağacın dalı, gölgesi diğer komşuya taşar. Adam oraya bir şey ekemez. Ekse de yetişmez çünkü. Pisliği de cabası. Üstelik dut ağacının dökülen meyve-yaprak pisliği ve bunlara gelen sinek çok olur. Aynı şekilde ağaç toprak altından da komşunun arazisine taşar. Ağaç kökleri çok derine inmez toprağın 30cm altında ağ gibi metrelerce yayılırlar. Dalı kesse, güneş bahçesine düşmese de yine o alana ektiğinden verim alamaz yani. Aynı şekilde ağaç eve çok yakın dikilmez çünkü kökler temele zarar verir.
0
gnosis
(02.11.24)
Dut ağacından döküntü çok olur. Tam sınıra diktiyseniz yan komşunun bundan rahatsız olması çok normal.
Sizin komşuluk hakkını gözeterek ağaç dikmeden bir danışmanız gerekirdi. Onların da size olası sorunu dile getirip bunun yerini değiştirin demesi gerekirdi. Siz farkında olmadan bir hata yapmışsınız ama onlar bile isteye bir hata yapmışlar. Gerçi kuruttular demişsiniz ama nasıl oldu bu? Bakım yapmasını istediniz de yapmadılar mı veya ağacın köküne sizin orada olmadığınız zaman zararlı maddeler falan mı döktüler?

Diğer ağaç konusu da aynı bence. Bir ağaç dikecekseniz ve bu komşuyu etkileyecekse rızasını almanız lazımdı.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(02.11.24)
(9)

baba borcu soru iki

logisticsmanager
Bankalara gitsem bana son iki senelik hesap dökümü vs desem çıkarabilirler mi?Işin içinden çıkamadım. Son 1 senede 560 bin lira kredi çekmiş, ayda 21 bin lira geliri var 50 bin lira ödemesi var (önceden olanlarla beraber ayda 65 bin lira ödeme çıkıyor).Şu an resmen ödeme dışında cevap arıyorum. Bir
Bankalara gitsem bana son iki senelik hesap dökümü vs desem çıkarabilirler mi?
Işin içinden çıkamadım. Son 1 senede 560 bin lira kredi çekmiş, ayda 21 bin lira geliri var 50 bin lira ödemesi var (önceden olanlarla beraber ayda 65 bin lira ödeme çıkıyor).

Şu an resmen ödeme dışında cevap arıyorum. Bir banka bana desin ki "babanız at yarışı oynamış" tamam diyeceğim. 1 senelik hesap giriş çıkışlarına baktım bulamıyorum net bir cevap. Telefon aldık 11 bin lira telefona pahalı dedi adam, Hepsiburada/amazon/trendyol vs baktım yok bir harcama. Root cause arıyorum yani resmen.

Excel vs olarak verebiliyorlar mi bunu? Öyle çabucak filtre vs yaparım dedim yoksa kağıt ile zor olur.

Bir de bu kredi almak zor değil mi? Bu 4 banka mal mı (hadi benim baba akılsız) 21 bin lira gelire 560 bin lira kredi çıkarmışlar?
0
logisticsmanager
(01.11.24)
Verirler tabi neden vermesinler. Bazılarının internet şubelerinde de hesap hareketlerini farklı formatlarda almak mümkün oluyor ama belki son bir yılla sınırlı olabilir. Şube ya da iletişi merkezi ile görüşürseniz (Daha doğrusu babanız görüşürse) hesap hareketlerini iletirler. CSV kullanan banka biliyorum ama bankadan bankaya değişir herhalde, format konusunda emin değilim.
0
salihdt
(01.11.24)
Farklı formatlar var elbette ama size vermezler. Kimsenin hesap hareketi başkasına verilmez. Babanız olması da fark etmez diye düşünüyorum. Ama şansınızı deneyin tabi
0
dre mithatoğlu
(01.11.24)
veraset ilamı ve mirascılık belgeleri ile bankadan talep edin, hesap dökümü istemedik ama bu bilgilerle hesabı var mı diye sormuştuk bankalara. verirler diye düşünüyorum
0
eja
(01.11.24)
Ayni kisiyseniz eger, tum cekilen paralar finalde kredi kartina yatiyor demistiniz.

Muhtemel senaryo;

Kredi kartini odeyemedigi icin kredi cekip karta yatirdi. Sonraki ay cektigi kredinin odeme gunu gelince parasi kalmadigi icin baska bir kredi daha cekip hem ilk cektigi kredinin taksidini hem de o ayki kredi kartini odedi. Boylece kredi sarmalina girdi.

Giderek kredileri buyutup ayni seyi tekrar etti durdu.

Siz paranin gittigi bir yer ariyorsunuz ama tum para bankalar arasinda borc kapatmak icin gezdi durdu bence.

Topragi bol olsun.
0
brkylmz
(01.11.24)
Başınız sağolsun, normalde ölüm belgesi ile gitseniz verirler heralde. Onun dışında önceki cevaplarda da belirtildiği gibi internet şubelerine girebiliyorsanız ordan da döküm alabilirsiniz.
0
kumandanim
(01.11.24)
Profesyonel bir şekilde aynı gün içinde daha kredibilite güncellenmeden ihtiyaç kredisini alabiliyorlar diye duymuştum.
0
enteg
(01.11.24)
veraset ilamı ile gidince sadece bankada ne kadar varlığı olduğunu bildiren yazı veriyorlar. hesap dökümü ve hesap üzerine işlem yapabilmek için veraset intikal beyannamesini verip, vergi dairesinden borcu yoktur yazısını alıp, bankaya götürüp devir yaptırman gerekiyor. onun dışında vefat eden babanın tek mirasçısı bile olsan hiçbir şey vermiyorlar.
0
kibritsuyu
(01.11.24)
Findeks raporu çektim; 1 milyon lira kredi limiti varmış, notu 1572. 2021den beri sürekli kredi çekip kredi ödemiş. Böyle kartopu olmuş.
Ana bankasinin hesap hareketlerine baktım; uzun süredir gelirinden fazla harcamış her ay.

Yani brkylmz gibi işte. Zamanında bir söylese versem 2bin euro cozulseydi olay. Şimdi kartopu olmuş işte.

22 bin lira geliri olan adamın 1 milyon lira kredi limiti olması da aklım almayan bir olay. Qnb şimdi mesaj atiyor ek hesap limiti isteginiz onaylandi 50 bin diye. Hangi bankaya girsem "firsatli kredi için şuna tiklayin" diyor. Uyuşturucu bağımlısına sürekli kokain önerir gibi...
0
🌸logisticsmanager
(01.11.24)
turkiye'de zaten herkes boyle dondurmuyor mu, kredi kartina taksit yapan baska bir ulke gordun mu? sasilacak bisey yok bence. 500bin oyle astronomik bir rakam da degil ayrica gunumuzde, 1980 model toros icin 200bin istiyorlar. 5 milyon deseydin baskaydi.

bence fazla kafaya takacak bisey yok..
0
cooperr
(01.11.24)
(16)

İş yerinin 28 Ekim’i tüm gün tatil ilan etmesi ve olayların gelişmesi..

Caremio
Sevgili işçi ve iş veren kardeşlerim. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz Pazartesi günü yarım gün resmi tatildi. İş yerim yarım günü çalıştırmak yerine tatil ilan etti. Ben bu şirkette yeniyim, o yüzden usüllerini bilemedim. Ücretli izin verilmesi gerekirdi diye düşündüm. Çarşamba iş başı yaptık dediler ki
Sevgili işçi ve iş veren kardeşlerim. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz Pazartesi günü yarım gün resmi tatildi. İş yerim yarım günü çalıştırmak yerine tatil ilan etti. Ben bu şirkette yeniyim, o yüzden usüllerini bilemedim. Ücretli izin verilmesi gerekirdi diye düşündüm. Çarşamba iş başı yaptık dediler ki yıllık izin formu ya da mazeret izni formu doldur. Dedim ki ne alaka.
Pandemi ya da ilaçlama vs gibi bir sebep olsa ortada şirketi tatil etmek için tamam. Ama kendi inisiyatifiyle yarım gün iş yeri tatil ilan etmiş ama ben talep etmişim gibi gelmemeyi ya maaşımdan kestirecekmişim ya da yıllık izne saydıracakmışım. Üçüncü bir seçenek sunulmuyor. İK müdürü açıklama yapamadı, bizde böyle dedi geçti. Bilgisi de yok üstelik sesini yükseltti bir de. 100 yıllık bir özel şirket burası ama müdürleri zır cahil.
Ben kafasına göre işverenlerin iş kanununu eğip bükmesini sevmiyorum. Hem maliyetten kaç hem işçiyinin hakkını veya parasını gasp et. İyiymiş.
Neyse, sıtkımız sıyrıldı böyle şeylere sinirlenmekten.

Ben ne yapayım şimdi?? Hangisi daha az mağdur eder? Maaştan kestireyim diyorum. Yıllık izin gerektiğinde geriye dönük bu konuyu açmak istemem diye sanırım. Siz olsanız ne yaparsınız?
0
Caremio
(31.10.24)
bizim şirket de bazen böyle tatilleri birleştirip izinleri düşüyor.

işveren ne zaman izin kullanacağına karar verebilir.
0
jelly bear
(31.10.24)
haklı da olsam kovulmamak için mesele yapmam mevzuyu
mazeret izni varsa onu kullan
0
bir soru sorcam
(31.10.24)
Cok enteresanmis, benim en son calistigim sirket 28 Ekim'i birak 27 Ekim Pazartesi'ne denk gelse onu bile tatil ilan edip, hic bir yerden dusmuyorlardi.

Yapmaniz gereken basit, baska acilardan asiri iyi bir is degilse, kendinizi fazla hirpalamadan normal calismaniza devam edebilirsiniz. Bu sirada piyasa sartlarini okuyup daha duzgun bir yerde is arayabilirsiniz. Tabii baska buyuk sorunlar yoksa acele etmeden de yapilabilir. Turkiye'deki durumu bilmiyorum ama uluslararasi ortamlarda beklentiler kuculme, issizlik vs karamsar mod hakim. Malumunuz dunyadaki olaylar er yada gec ulkemize de yansir.
0
mbond
(31.10.24)
bildiğim en az 5 büyük kurumsal şirket de bağladığında yarısını izinden düşüyor. baya tr'nin ilk 30 kuruluşunun içinde olan şirketler. para kesmezler, kullanmayacaksan şirkete gelebilirsin yönetici onayı ile. genelde böyle yürütülüyor.

mazeret izni girin, en temizi.
0
awlmi
(31.10.24)
@mbond
Her neredeyseniz Cvmi ileteyim mi? Hatta yok kimliğimi ileteyim de o şirket beni nüfusuna alsın lütfen :))
0
🌸Caremio
(31.10.24)
Dediğin şey köprü tatil adında uygulanılıyor. Hafta tatili ile bayram vs. sebepli tatil olduğunda çalışma bu şekilde durdurulup şirket bünyesinde köprü tatil ilan ediliyor. Bunun için telafi çalışması ya da ücretli izin şeklinde dönüş yaptırılabiliyor. Yaygın bir kullanım. Biraz şirket kültürüne biraz da şuna dayıyorlar:

İŞ KANUNU
...
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İşin Düzenlenmesi
...
Telafi çalışması
Madde 64 - Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce
veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren dört ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. (Ek cümle:25/3/2020-7226/43 md.) Cumhurbaşkanı bu süreyi iki katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz.

Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.
0
nawar
(31.10.24)
Bu yılın başında insan kaynaklarından böyle bol gülücüklü bir mail geldi, başlığı "sevdiklerinizle daha fazla vakit geçirebilin diye :)"

Maili okumaya başlayınca 2024 yılının dini ve resmi bayram takvimi paylaşılmmış ve ara günler tatil ilan edilmiş ve sevdiklerimizle daha çok vakit geçirelim diye böyle güzellik yapmışlar gibi.

devamında ise anlaşılıyor ki o günlerde yıllık izin kullanabilirmişiz.

Kanunlarda belirtilen izin hakkımızı kullanabileceğimizi bize yan hak gibi anlatmışlar.

Şirket Bist30'da ve sektöründe Türkiye'de birinci Avrupa'da ilk üçte bu arada.
0
materyalist imam
(31.10.24)
@Caremio Şirket Ingenico, yeni adı artık Worldline sanırım, ITU Teknokent ARI-3'deler. 1,5 güne kadar dini/milli bayramları bağlıyorlardı, hala öyledir sanırım. Yasal sınırdan 3 gün fazla yıllık izni de vardı, ayrıca 3 gün de mazeret izni yıllık, bunlar iyi tabii ama günün sonunda Euro'nun kısa sürede 18 TL'ye çıktığı günlerde maddi olarak çalışanları çok uzun süre ezdiler. Ben başka sebeplerden dolayı çıktım herkese %80'leri dayadılar. Ben yeni yılda 2,5 aylık mesaim olmasına rağmen sembolik bir fark bile alamadım.
0
mbond
(01.11.24)
ya ne güzel bütün şirket izne çıkıyorsunuz, kafa rahat hsonu ile birleştirip 4 gün izin yapılıyor. herkes çalıştığı için arama, mail v.s. taciz edilmiyorsunuz.

bu olumsuz değil tam tersine çalışan için iyi bir şey.

hadi siz olumsuz algıladınız fakat bunun için de önemli bir sorunmuş gibi dert etmeniz, şirket içinde tartışmanız v.s. çok çok gereksiz.
ayrıca şirket içinde uyumsuz davranış göze batar, yapmayın.
0
nuisance2
(01.11.24)
nuisance2'ye katılıyorum bir ölçüde ve bu uygulama yeni değil yurtiçinde de yurtdışında da var. Özellikle birçok kişinin izin aldığı, iznini bağladığı durumlarda şirketlerde işi yürütecek kadar adam kalmayabiliyor çünkü herkesin amzereti "Aaa X yok izinde, Y yok tatilde, bunları sonra halledelim oluyor" haklı olarak. Haliyle de bazı şirketler bu arada derede kalan günleri kapatıp çalışanların yıllık izninden düşüyor.

Burada ciddi bir sorun var tabi; TR'de genel olarak yıllık izin gününün az oluşu.
0
salihdt
(01.11.24)
Kurumsal firmaların çoğunun yaptığı ve yasal bir durum. Yukarda anlattıkları gibi yani.
0
enteg
(01.11.24)
@nuisance2
Göze batmamak gibi bir derdim yok. Ortada bir yanlış varsa her ortamda söylerim. En fazla ne olabilir, işten atarlar yani :) kafa rahatizne çıkılmıyor ayrıca siz farklı hayal ediyorsunuz durumu. 80 ülkeye İhtacat yapan şirkette müşteri temsilcisiyim ben. Telefon gece gündüz asla susmaz ve ofise gelmeyince o günün işleri birikir. Burda problem ben sana iyilik yapıyorum kisvesiyle hak gaspı yapılması.Basit sorulara da yetkin olması gereken yöneticilerin cevap vermemesi. Konu üst yöneticilere de gitti. Kimse beni ciddiye alıp cevap bile vermiyor. Sormaya hakkım var usulen izin işlemlerini nasıl yaptıklarını. Köle gibi davranılmaktan gerçekten sıkıldmı. İş kontratı altında emeğimi kiralıyorum ve konu bundan ibaret. Ben ne dersem ona tamamdiyeceksin ve sorgulamayacaksın yoksa işten atarım kafası da sıktı artık ya. İnsan muamelesi görsek yetecek. Konu bu
0
🌸Caremio
(01.11.24)
@mbond
Hayallerimin yıkılması bu kadar kısa sürecekti, biliyordum :)
0
🌸Caremio
(01.11.24)
anormal bir durum değil. bizim şirket ne yıllık izinden düşüyor ne de ücret kesiyor. hatta bayramları 9 güne tamamlanan tatillerde de aynı şeyi yapıyor. eşimin şirketi yıllık izinden düşüyormuş, duyduğumda ben de şaşırmıştım. ama olabiliyormuş.
yıllık izin mi maaş mı derseniz sizin özel durumunuz neyi rahat kaldıracaksa onu yapın. bir günlük ücretiniz yüksek ise izin düşün, izniniz çok azsa maaştan vazgeçin.
0
elorelia
(01.11.24)
Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde belirtildiği üzere yıllık izin kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamındadır. Bu sebeple işveren bu tatilleri köprü tatili yapıp şirketi kapatabilir ve bu izinleri de işçinin yıllık izninden düşebilir.
0
wendyangelamoiradarling
(01.11.24)
@wendy
Aynı yönetmelikte işveren tarafından yıl içinde verilmiş diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez de yazıyor.
Ayrıca iş kanunu 56/4 de zaten bunu belirtiyor.
Bu köprü izni meselesi telafi çalışması yaptırırım ama tatil ederim yarım gün diyor. Ben buna tamam derim zaten. Ama benim durumumda şirket bunu önermiyor. Ya ücretsiz izin yazıcam sana yarım günü ya da yıllık iznine mahsup edeceğim diyor.
Ayrıca bilmeyenler için, mazeret izni de ücret kesintisiyle oluyor
0
🌸Caremio
(01.11.24)
(5)

Youtube da gördüğüm çok ilginç insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Zetnikov
en cok garibime gidenleri söyleyeceğim fikirlerinizi gercekten cok merak ediyorum1-) Nasıl milyoner oldum sizde nasıl olabilirsiniz videosu cekip vitaminsiz gezenlersorun bendemi bilmiyorum ben milyoner olsam gidip insanlar nasıl milyoner oldugumu anlatmazdım siz anlatır mıydınız? herkes biliyorki
en cok garibime gidenleri söyleyeceğim fikirlerinizi gercekten cok merak ediyorum

1-) Nasıl milyoner oldum sizde nasıl olabilirsiniz videosu cekip vitaminsiz gezenler

sorun bendemi bilmiyorum ben milyoner olsam gidip insanlar nasıl milyoner oldugumu anlatmazdım siz anlatır mıydınız? herkes biliyorki birşeyden ne kadar cok olursa degerı o kadar dusuyor altın elmas gıbı az bulunan seyler daha degerlıdır daima. sen mılyon tane rakip ister misin bi iş yaparken. o zaman sen mılyoner kalamazsın ki.

herneyse adamın kanalını ıncelıyorum kendısı mılyoner degıl mesela normal birisi ama mılyoner nasıl olunacagını anlatıyor bu cok garip degil mi? neden kendısı once mılyoner olmuyor baskalarına nasıl olunur anlatıyor youtube da takılıyor neyın kafası bu? bilenler yesıllendırsın.

2-) E ticaret sitelerinden nasıl mılyonlar kazanılır videosu cekenler

adamlar resmen detaylı nasıl uye olunurdan hangı urun satılır herseyın asırı detaylı vıdeolarını cekmısler ve tek platformda da degıl tum platformlarda tek tek aşırı detaylı hani kimsenin bilemeyecegı seylerı paylasmıs.
ama inceliyorum adam milyonerlikle kendisinin alakası yok mühendislik okumus bir vatandas. sunu anlamadım kendılerı anlattıkları seylerı yapsalar hakkatende mılyoner olurlar neden boyle bı kanal acmıslar onu anlamadım ısın ıcınden cıkamadım.
0
Zetnikov
(31.10.24)
adamın ilgi çekecek bir başlık atması lazım. bir yerde de hayal satması lazım. şöyle başlıklar atsalar kim izleyecek videolarını:

- ben beceremedim ama e-ticaret için şunların yapılması gerektiğini düşünüyorum.
- ben değilim ama şunları yaparsanız milyoner olma ihtimaliniz var bence.

aynı şey, sağda solda borsa-ekonomi yorumu yapanlarla, yine sağda solda futbol, at yarışı vs bahis tahmini yapanlarda da geçerli. eğer bunların yazdıkları şeyler doğru olsaydı, kendileri zengin olurdu.
0
co2s2
(31.10.24)
Klasik "Altına hücum" hikayesi. Birileri gerçekten altını buluyor, kalanların hepsi hücum ediyor; kimisi üç beş kazanıyor, kimisi elindeki avcundakinden oluyor ama o arada asıl parayı kürek satanlar kazanıyor.

Yukarda senin dediklerin de bir nevi "suyunun, suyunun, suyu" artık; bir umut kendilerine izlenme, reklam geliri, affiliate link üzerinden komisyon falan devşirmeye çalışıyorlar işte.
0
salihdt
(31.10.24)
cogu yurtdisindaki icerikleri taklit ediyor. Orada ne izleniyorsa, cevirip kopyalayip yapiyorlar. ilk basta niye izleniyor sorusuna da, hayallerde yasayan tembeller yuzunden. kafasi calismayan, ekrana bakip hayaller kurmayi seven insanlar tikladikca, videoyu yapanlar az biraz para kazaniyor.

O videolari izleyip gercekten bi seyler ogrenip uygulamaya koyanlar da illa ki vardir ama %99.9u bos bos izleyenler iste. Bu gun onu izler, yarin luks arabalari izler, obur gun piramitin altindaki altinlari izler falan.
0
icim urperiyor
(31.10.24)
sosyal medyada insanlara cogu cakal. kotu tarafi bunlar daha iyi gunlerimiz. yapay zekayi kullanarak sosyal medya'da kendini kanaat onderi gibi gosterebilirsin.
0
buenosdias
(31.10.24)
alayi oltaci tabiiki.

kimse altin yumurtlayan tavugu kaptirmaz.
0
cooperr
(31.10.24)
(3)

İngilizce kalıp

Unde bach canim
Bu niye böyle yazılmış, anlamlandıramadım.Bu metin Soru şıklarından biri bu arada:Comply with the speed limit on the road the driver is joining.
Bu niye böyle yazılmış, anlamlandıramadım.
Bu metin Soru şıklarından biri bu arada:
Comply with the speed limit on the road the driver is joining.
0
Unde bach canim
(31.10.24)
Tam olarak soru neydi?
0
but that was just a dream
(31.10.24)
Cümle kalıbını anlamlandıramadım, yalın hali nasıl olur?
0
🌸Unde bach canim
(31.10.24)
Bu "imperative" bir cümle, genelde yol tabelalarında vb. kullanılıyor.
0
salihdt
(31.10.24)
(12)

murat bardakçı / hakikaten neden bu kadar duygulanıp ağlıyoruz?

estranged
(git: https://youtu.be/De5FktySPMM?si=qGvyZzKu7AdyYWJp&t=3065)51.05 dakikadan itibarenmurat bardakçı'nın söylediği şeyi ele alacak olursak:1- diğer ülkelerde her yıl uğruna ağlanan bir lider var mı?2- bu kadar duygusal olmak kültürel bir mevzu mu?3- bu duygusallık çocukluktan beri öğretilen bir şey
(git: youtu.be

51.05 dakikadan itibaren

murat bardakçı'nın söylediği şeyi ele alacak olursak:

1- diğer ülkelerde her yıl uğruna ağlanan bir lider var mı?
2- bu kadar duygusal olmak kültürel bir mevzu mu?
3- bu duygusallık çocukluktan beri öğretilen bir şey mi?
4- bu duygusallık rasyonel mi?
5- örneğin kerbela olayını anma törenlerinde de her sene insanlar ağlıyor. ikisi arasında bir fark var mı?
0
estranged
(29.10.24)
Selanik'ten bir yetimin gelip çürümeye yüz tutmuş bir hanedanlığı silip geçtikten sonra onca zorluğun imkansızlığın içinde içerideki ve dışarıdaki düşmanlara rağmen sıfırdan pırıl pırıl bir ülke yarattığı için duygulanıp ağlıyoruz işte çok da sorgulamanın gereği yok Murat Bardakçı saçma sapan bir insan.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.10.24)
kaleci +1 ve bu adamın her kararının ne kadar doğru olduğunu, nelerle savaştığını 100 yıl sonra bize 4k izleten bir diktatöre maruz kalıyor oluşumuz bunun sebebi. 2000lerin ortalarında daha kurbağanın kıçı yanmaya başlamamışken ağlayan eden yoktu.
0
titanyum22
(29.10.24)
Bardakçıya ziyadesi ile katılıyorum.
Bazı şeyleri abarttığımızı düşünüyorum halk olarak. Sen bize gülmeyi öğrettin diye her yeri donatan bir Bursa bb görüyorum son zamanlarda sosyal medyada. Ne alaka abi? E her iyi şeyi Atatürk e bağlarsak ağlarız.
0
benaslindayohum
(29.10.24)
Suanki yönetim ve yaşananlar yüzünden değerini daha iyi anladığımız icin
0
abuzer
(30.10.24)
"Ulus" dediğimiz şey inşa edilen bir şeydir. Hamurunda da vatan, bayrak, marş, ortak bir tarih, çeşitli kahramanlıklar, efsaneler vb. vardır. Türkiye Cumhuriyeti için bu hamurun mayası da Atatürk. Bu noktada Atatürk bir kişi olmaktan çıkıp bir kavram haline geliyor.

1- diğer ülkelerde her yıl uğruna ağlanan bir lider var mı?
Çok anlamlı bir soru değil; farklı ülkelerin kuruluş hikayeleri farklı şekilleniyor, haliyle bu ülkelerin varlıklarını üzerine şekillendirdikleri kavramlar da değişik. Yani Napolyon Fransa için neyse, Atatürk Türkiye için odur diyebiliyor muyuz, ya da Fransız aydınlanması Türk aydınlanmasıyla aynı mı gelişmiştir ki "Ama Fransızlar Napolyon'a ağlamıyor" diye çıkarım yapalım?

2- bu kadar duygusal olmak kültürel bir mevzu mu?
Bu halkın genetiğinde taşıdığı duygusallıkla alakalı bir şey değil bence. Yukarda da bahsettiğim gibi her ulusun özünü teşkil eden çeşitli şeyler vardır ve o ulusu oluşturan bireyler, hele de kişisel ya da bir ulus olarak zor geçen dönemlerde bu öze daha sıkı sarılırlar. Haliyle de ona karşı hassas davranmaları normaldir.

3- bu duygusallık çocukluktan beri öğretilen bir şey mi?
Ulus inşası önemli ölçüde okullarda olur. Adı üstünde "milli" eğitim sistemi. Bizim eğitim sistemimiz de belli dönemlerde Atatürk'ü yoğun bir şekilde kullanmıştır ve bu siyasi bir tercihtir. Her tercih gibi fayda ve zararları olur. En büyük zararı tabi ki o kişi, kavram ya da nesnenin anlamının kayması, statüsünün değişmesi vardır. Bu süreç neticesinde de o şey kimi zaman arkasına sığınıp istediğiniz şeyi yapabileceğiniz bir zırh, kimi zaman da birilerine yöneltip onları elimine edebileceğiniz bir silah olur.

4- bu duygusallık rasyonel mi?
Kendi içinde rasyonel; Türkiye Cumhuriyeti özelinde insanların Atatürk'e yoğun bir sevgi duyması hem ülkenin tarihi, hem Atatürk'ün kişiliği ve yaptıkları, hem de ülkenin mevcut durumu düşünüldüğünde mantıklı. Atatürk hikayelerle, efsanelerle, bir tane kahramanlığın abartılmasıyla "Atatürk" haline gelen bir kişi değil ya da daha kabaca "Müritleri tarafından uçurulan bir şeyh" değil. Gerçekten de bir çok açıdan istisnai becerileri olan büyük bir lider.

5- örneğin kerbela olayını anma törenlerinde de her sene insanlar ağlıyor. ikisi arasında bir fark var mı?
İkisi arasında çok büyük bir paralellik görmüyorum
0
salihdt
(30.10.24)
1. Yaptıklarının ve yapmak istediklerinin değerinin anlaşılamalışının hüznü,
2. Duygusal olmamız,
3. Başımızdakilerin (doğal olarak toplum ortalamamızın) cumhuriyeti murdar etme merakı ve az buçuk bilinçlilerin bu duruma karşı çaresiz hissetmesi
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(30.10.24)
kenbdimizi paralayalım yerlere vuralım, zincirle dövelim demiyorum ama; taşlanmadan, recm edilmeden rahatça hayatını yaşadığı halde, döndürülmek istendiğimiz ortaçağ karanlığından rahatsız OLMAYANLAR Atatürk'e duygulanmaktan daha garip bence
0
abuzer
(30.10.24)
Murat Bardakçı gibi egolarının esiri olmuş ilgi budalası bir saray yanaşmasının yaptığı manipülasyonlar yine hedefi bulmuş gibi gözüküyor.

Bardakçı'nın Napolyon gibi emperyalist ve tek derdi imparator olmak olan biriyle, bir milletin sadece var olma değil bir benlik sahibi olma mücadelesinin önderini kıyaslaması bilgisizliğinden ya da analiz fukaralığından kaynaklanmıyor. Yanaşmalığını yaptığı siyasi gücün hoşuna gidecek zurna nağmelerini öttürüyor her zaman olduğu gibi. Depremde millet enkaz altında can çekişirken "bugün deprem bölgesinde koordinasyon sorunu falan kalmadı, hepsi çözüldü" derken de, ipini koparıp gelen afganları güzellerken de, haması kuvayi milliyeye benzetirken de aynı zurnayı çalıyordu kendisi.

Kendisi her devrin adamından başka bir şey değildir. Hadi onun ajandası farklı, peki napolyon ve atatürk kıyasının saçmalığının farkına varamayan tüm bu insanlara ne demeli?
0
thracia
(30.10.24)
dandik bir tv dizisine bile ağlanıyor. tamamen yaşanmış gerçek olayların akıllara gelip duygulanılması kadar doğal bir şey yok. Bununla problemi olanın muhtemelen "tamamen yaşanmış gerçek" olaylarla problemi vardır, sonuçtan memnun olmadığı için anlamayabilir.
0
ilgeru
(30.10.24)
Bence duygusallık konusu tartışılırken örneğin diyerek Atatürk gösterilmemeli. Başka bir benzeri bence dünyada yok çünkü. Başka bir kişi için böyle ağlamıyor ki. En yakınindakiler tarafından bile yeterince anlaşılamamış fikren hep yalnız kalmış bir adam. O kadar kısa zamanda ülkede yapılan devrimler, zamanın ilerisindeki bir bakış açısı. Bulunmaz bir adam ve aslında çok genç yaşta bir ölüm. Her zaman bir doyamamislik hissi var. Bir yirmi yıl daha var olsaydı toplumsal olarak nerelere varirdik düşüncesi mevcut. Milletin babası gibi. Her zorlukta bir öksüzlük hissi var. Şimdi hayatta olsaydı keşke duygusu var.Bu halkına sevgiden başka ne olabilir ki millete tüm hayatını adamış . Sevildiğini bildiği için halk tarafından Ona hep bir özlem var. Hangi devlet adamı böyle özleniyor ki. Duygusallık konusu ele alınırken bu ornek üzerinden konusulmamali. Hiç aynı değil...
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(30.10.24)
1-bilmiyorum ve beni ilgilendirmiyor olmak zorunda da degil.
2-hayir, insani bir mevzu
3-hayir
4-evet
5-var
0
bay b
(30.10.24)
bardakçı saçmalamış. napolyon ve atatürk alakasız
tek ortak noktaları napolyon bazı devrimleri yapmış. o kadar
napolyon konsül olduktan sonra imparator oldu, atatürk olmadı.
napolyon sürekli savaştı, atatürk yurtta barış dünyada barış dedi
napolyon yayılmacıydı. atatürk değildi.
napolyon ülkeyi kurmadı. atatürk kurdu.

bir yerde de washington ile kıyaslıyor. o da alakasız. washington komutandı. ülkeyi kuranlar ise kurucu babalardı.
atatürk ise hem komutan hem kurucudur. cumhuriyeti yapayalnız kurdu. bu büyük inkılap onsuz olmazdı.

duygulanma işini abartanlar var evet. ama atatürk yukarıdaki isimlerle kıyaslanamaz.
ayrıca son yıllarda atatürkün önemini daha çok anladık. duygulanmamız bu yüzden
0
abelardo
(30.10.24)
(3)

kindle vs kobo & kitaplara ulaşım

brakgn
bir e kitap okuyucu almak istiyorum. biraz araştırdım işin içinden çıkamadım. ön not bırakayım, sadece türkçe kitaplara erişmek istiyorum.anladığım kadarıyla amazonun kütüphanesinde türkçe kitap sayısı çok az. kobo'nunkinde durum nispeten daha iyi ama hala yetersiz.bu kütüphanelere bağlı kalmadan al
bir e kitap okuyucu almak istiyorum. biraz araştırdım işin içinden çıkamadım.

ön not bırakayım, sadece türkçe kitaplara erişmek istiyorum.

anladığım kadarıyla amazonun kütüphanesinde türkçe kitap sayısı çok az. kobo'nunkinde durum nispeten daha iyi ama hala yetersiz.

bu kütüphanelere bağlı kalmadan alternatif yollarla da bazı kaynaklara ulaşılabiliyor sanırım ancak buralardan indirilen formatları ilgili cihazlarda çalıştırmak için kırk takla mı atmalı?

hangi cihazla hayatım daha kolaylaşır?

mümkünse en yeterli modeli de önerirseniz çok sevineceğim. tek beklentim kitap okumak.

konu hakkında bilgisi olanları sahneye ya da dm'ye rica ediyorum.
teşekkür ederim.
0
brakgn
(28.10.24)
Kobo'yu tam olarak bilmiyorum ancak Kindle için söylediklerinize yakın bir durum var. Ne yazık ki Türkçe kitapların birçoğunun E-kitabı çıkmıyor (Bu arada bu kitapları illegal olarak da bulmak mümkün değil, bazı kitaplar PDF olarak denk gelebilir ancak o da bir e-kitap formatı olmadığı için bir anlamı olmuyor).

Bu arada en azından Kindle için D&R ya da Kobo'dan aldığınız kitapların DRM kilidini açıp Kindle üzerinde okumanız da mümkün. Bu görece teknik bir işlem ama çok zor değil. Eminim internette bir yerlerde birileri anlatmıştır. Bu cihazlara sahip olan hemen herkes e-kitaplarını yönetmek ve dönüştürmek için "Calibre" PC uygulamasını kullanıyor ve onun üzerinden bu tür işlemlerin tamamı halledilebiliyor.

Model konusunda Kindle Basic eğer bütçeniz kısıtlıysa gayet yeterli olur. Ancak biraz daha para ayırabilirseniz Kindle Paperwhite ideal modeldir.
0
salihdt
(28.10.24)
evde ikisinden de var. kindle'a calibreden kitap atarak 10 yıldır kullanıyoruz.

kobo clara colouru yeni aldık. epub dosyalarını direkt actığı için usb'e dosya atmak gibi kolay. İnternette ekitap verimli olarak bulacağınız dosya tipi de bu zaten.

ihtiyaclarınıza kobo clara bw yeterli gelir.
0
unalub
(28.10.24)
Türkçe özellikle güncel kitaplar için ikisi de yetersiz
0
grimavi
(28.10.24)
(7)

Neden son cikan bazi telefonlarda hafiza karti destegi olmuyor

Zetnikov
Dikkat ettim de telefon iyi guzel herseyi fullAma hafiza karti destegi yok diyordipnot : Hafizasi isterse 512 olsun bana lazim oluyor bu meret bazen
Dikkat ettim de telefon iyi guzel herseyi full
Ama hafiza karti destegi yok diyor

dipnot : Hafizasi isterse 512 olsun bana lazim oluyor bu meret bazen
0
Zetnikov
(26.10.24)
Ticari bir karar. 256 GB hafızayla satılan telefonla 512 GB hafızayla satılan telefon arasında o hafıza çipinin maliyetinden çok daha fazla satış fiyatı farkı var. Haliyle üreticiler eğer en düşük hafızalı versiyon 256 GB ise "Bu telefon sadece 999 lira" diyor ama sonra satın alma aşamasında "Ama bak bi iki yüz lira daha verirsen iki katı hafızalısını alabilirsin" diyerek sana daha fazla harcama yaptırıyor.
(bkz: Upsell)
0
salihdt
(26.10.24)
çoğunluğa lazım olmuyor çünkü artık, her şey bulutta, bağlantılar hızlı. telefonu olabildiğince yekpare yapıp su/toz geçirmezlik sağlamak açısından da üreticiler tercih etmiyor herhalde. devri geçti yani kısaca.

ben 10 yıldır falan ihtiyaç duyduğumu hatırlamıyorum.
0
orient blue
(26.10.24)
Hız ve güvenlik için
0
grimavi
(26.10.24)
hem ek maliyet hem yer kaplıyor hem çirkin ve cihaz bütünlüğünü bozan bişey hem de cloud satmak için
0
avatar is back
(26.10.24)
orient blue +1

Su geçirmezlik için vazgeçtiler. Ayrıca gereksiz bir şey artık. Telefona 50 bin lira verip, 2 tb bulut alanına yılda 500 lira vermemek mantıksız bir hareket (google drive güncel fiyat 450 lira civarı yıllık 2 tb için).
0
nundu
(26.10.24)
Bulut tabanlı veri depolama merkezlerine ücretsiz kölelik yapmamız için..
Bu şekilde her ne kadar farklı servisler de kullanılsa zamanla senkronizasyon ve servislerin satın alınmalarıyla "big data" oluşumu sağlanıyor.

Başkası gelip bize para verse ona fotoğraf belgelerimizi asla vermeyiz ama hiç bir yetkilisinin yüzünü dahi görmediğimiz free depolama servislerine her şeyimizi verir olduk.
CD/DVD ye kayıt imkanı da yeni nesil notebooklarda yok. Bir zaman sonra usb belleklere kayıt imkanı kalkar mı o da muğlak. windows 11 bile,
hadi her şeyini buluta yedekle.. diye uyarı verip duruyor.

(Verinin adeta kan gibi değerli olduğu bir yerde kan hastalıklarında olduğu gibi internette de bir sanal pandemi muhakkak yaşanacaktır. Devletlerarası gerilimde her zaman asker ve silahlar değil, hackerlar öne çıkacaktır)
0
diyecevaplandı
(26.10.24)
Cloud kiralamak ve su geçirmezliğe ek olarak hafıza hızı da bir faktör.

Millet gidip ucuz micro SD alıp takıyor, artık çok yüksek çözünürlükte foto video çekilen bir dönemdeyiz onu anında kaydedecek hızda depolama lazım. Uygulama ve oyunları hızla açacak hafıza lazım. Telefonun en zayıf kısmı milletin bimden alıp taktığı hafıza olursa "bilmemne telefon aldık kasıyor ve yavaş yea" diyen tipler çıkıyor. Bu da bir sebep.

Mesela v10 v20 v30 diye standart çıkarmışlardı kartın minimum yazma hızı 30mb/s, okuma hızı 80mb/s falan. Bunlar artık telefonların kendi içindeki hafızalara göre çok yavaş.
0
nhk ni youkosu
(26.10.24)
(9)

temettüleri napiyorsunuz

robert bosch
a) harciyorumb) ayni hisseden temettü kadarini hemen geri aliyorumc) ayni hisseyi zamana bölerek aldigim temettünün parasiyla geri aliyorumd) hangi hisse senedini/tahvili almaya karar verdiysem öyle devam ediyorum. ha temettü parasiyla almisim ha ben kendim para koyup almisim fark etmiyor.
a) harciyorum
b) ayni hisseden temettü kadarini hemen geri aliyorum
c) ayni hisseyi zamana bölerek aldigim temettünün parasiyla geri aliyorum
d) hangi hisse senedini/tahvili almaya karar verdiysem öyle devam ediyorum. ha temettü parasiyla almisim ha ben kendim para koyup almisim fark etmiyor.
0
robert bosch
(25.10.24)
d - sırf temettüden geldiği için cebimdeki diğer nakitten bir farkı, bir artısı olmuyor. bir illiyet bağı kurmam.

Sadece Eurobond yatırımında gelen faiz geliriyle Eurobond alırım. Çünkü satıp TL'ye dönsem makastan zarar ederim. Eurobond'ı sattığımda ya da vadesinde geri aldığımda bankadan USD çekerim.
0
gabe h coud
(25.10.24)
b-c-d arasindan o anda uygun oldugunu dusundugum birini seciyorum ama harcamiyorum.
0
inspired by a true story
(25.10.24)
Biriktirdigim hisseler icin b,

Bir de bir kisim hisse var su donem icin elimde diyelim onlar tutulan surec icinde temettu verirse d., a da olabilir bu ihtiyaca gore.

Aslinda hepsi d, dusununce biriktirdigim hisse zaten almaya karar verdigim hisse. ayni sey yani.
0
wallcan
(25.10.24)
b
0
salihdt
(25.10.24)
O aldığım 3 kuruş temettülerle geçiniyorum. artanı eşe dosta dağıtıyorum, avrupa seyahatine çıkıp kuzey ışıklarını görmeye gideceğim. Sonra da bir tekne alırım herhalde.

Arkadaşlar lütfen şu temettü şeysini bırakın. Olmaz o. Eurobond iyidir ama. Cidden tavsiye ederim.
0
Mirket
(25.10.24)
genelde b ama paraya çok ihtiyacım olduğu birkaç durumda harcamıştım
0
oekuklu
(25.10.24)
Merhaba

b-c-d

Temettü gelirim yatırım hesabımda duruyor. Elde ettiğim gelirler ile tekrar alım yapıyorum.
0
burka
(25.10.24)
B şıkkı haricinde bi' şey yapmadım.
0
kumandanim
(25.10.24)
amac portfoyu buyutmekse d sıkkını kullanıyorum. Cunku portfoydeki ağırlıklarına da bakıyorum sirketlerin ve onumuzdeki 12 aylık beklentilerine. Onlara gore secip ilerliyorum. Temettüden ziyade buyume hikayesi daha onemli geliyor bana bu kadar yüksek bir faiz ortamında.
0
solenkol
(25.10.24)
(3)

Yurtdışında kalıcı yaşayabilmek için en iyi yöntem nedir?

dnzy 1
Üniversitemi %100 İngilizce okudum, psikoloji mezunuyum. Şu an C2 seviyesinde bir dil kursunda eğitim alıyorum, eksiklerimi tamamlayıp Ielts ve Toefl sınavlarına gireceğim en geç 2025 Ocak'ta.İngilizce'nin konuşulduğu, resmi dil olduğu bir ülke düşünüyorum.Birikimim 30.000 Usd. Tek atımlık kurşun gi
Üniversitemi %100 İngilizce okudum, psikoloji mezunuyum. Şu an C2 seviyesinde bir dil kursunda eğitim alıyorum, eksiklerimi tamamlayıp Ielts ve Toefl sınavlarına gireceğim en geç 2025 Ocak'ta.
İngilizce'nin konuşulduğu, resmi dil olduğu bir ülke düşünüyorum.
Birikimim 30.000 Usd. Tek atımlık kurşun gibi düşünün bunu. Bu birikimi de çar çur edemem, düzenimi oturtana kadar geçimi vs sağlamak için ayırmıştım.
Eğer ucunda vatandaşlık yoksa, yüksek lisans bana mantıklı gelmiyor, onun yerine bu parayı aileme bıraksam daha iyi olacak. Eğer yüksek lisans olacaksa da eğitim hayatım boyunca ayıracağım birikimi geçmemesi lazım, tabii o süreçte işim de olur diye düşünüyorum.
Düşündüğüm ülkeler; ABD, İrlanda, Avustralya, İngiltere.
Peki benim için yurtdışında hangi ülke mantıklı? Bu parayı nasıl değerlendirmeliyim? Ne önerirsiniz? Ne şekilde gidebilir ve kalma ihtimalimi arttırırım?
0
dnzy 1
(25.10.24)
Amerika belli: Green Card çekilişi, tamamen şans. Eğer çıkarsa gider orada işinizi yapmaya çalışabilirsiniz. Akreditasyon, denklik vb. konusunu ayrıca araştırmak lazım.

Avustralya için nitelikli göçmenlik vizelerini düşünebilirsiniz. Sanırım klinik psikoloji aranan meslekler listesinde ancak detaylarına bakmak lazım. İlgili kurumun sitesinden denklik koşullarını, Avustralya'nın göçmenlik sitesinden de vize detaylarını görebilirsiniz.
psychology.org.au

immi.homeaffairs.gov.au

Kanada için de benzer bir göçmenlik süreci var; nitelikli göçmenliği araştırmak ve denklik şartlarını karşılayı karşılayamayacağınızı öğrenmeniz lazım
cpa.ca

İrlanda ve İngiltere için bir bilgim yok. En azından İrlanda için bir göçmenlik programından haberdar değilim. Normal şartlarda hemen her ülke için bir "Çalışma vizesi" var, Avrupa'ya giden bir çok mühendis bu tür vizelerle gidiyorlar ancak orada önemli olan konu
a) Onlara bu çalışma vizesi için sponsor olmak isteyen bir şirket oluyor
b) Yapılan iş için ilgili ülkedeki bir kurumun ayrıca onayı (Denklik) gerekmiyor.
0
salihdt
(25.10.24)
avustralya'da kagit uzerinde kalici olmak cok zor bi sey. gidip 10 yil kalirsin kalmasina ama kalici oturum alamama ihtimalin cok yuksek.

ingiltere ve irlanda ankara anlasmasina tabi. buralarda belli bir yil calisarak kalici oturum alabilirsin. abd ile ilgili cok bilgim yok.

ben yuksek lisans sonra da is oneririm direkt is bulma sansi yoksa. yas geckinse is tecrubesinden dolayi bi sey cikmadigi surece biraz surunebilirsin.

malta falan da bi secenek olabilir de malta gibi bi ulkede yasamak ister misin bilmiyorum.
0
bohr atom modeli
(25.10.24)
o ulkede yuksek lisans yapinca oturma izni veren, belli bir sure calisinca da kalici oturum veya vatandasliga cevirme imkani sunan ulkeler var. ulkelerin bu sekilde calisma izni ve gocmenlik prosedurlerini teker teker arastir.

"Eğer yüksek lisans olacaksa da eğitim hayatım boyunca ayıracağım birikimi geçmemesi lazım" ne demek istedigini anlamadim acikcasi.

genel olarak tavsiyem bir once baslat bu sureci. gocmenlik olayi her gecen yil daha da cetinlesiyor. ama tabii ki ulkeyi ve okulu dikkatli sec dedigim gibi.
0
hot potato
(25.10.24)
(7)

İnsan kusan şehir

gang leader of wasseypur
Her sabah mesai ve okul saatlerinde İstanbul'un her köşesinde binlerce insan duraklarda tost olmuş bekliyor. Bir mahalle durağında bile doluluktan geçen 3 otobüse 2 minibüse binemiyorum. Gelen araç insan alamadan gidiyor. Metrobusler metrolar insan kusuyor adim atilamiyor durulan yerde. Bu işe bir ç
Her sabah mesai ve okul saatlerinde İstanbul'un her köşesinde binlerce insan duraklarda tost olmuş bekliyor. Bir mahalle durağında bile doluluktan geçen 3 otobüse 2 minibüse binemiyorum. Gelen araç insan alamadan gidiyor. Metrobusler metrolar insan kusuyor adim atilamiyor durulan yerde. Bu işe bir çözüm lazım kimsenin umrunda değil mi ya bu delilik? Bok gibi yaşıyoruz resmen yasadigimiz bu rezalet ne ara normallesti?
Belli saat aralığında acil durumlar icin kullanilmayan (hastane vs) özel araçlara trafiğin bazı bölgelerini kapatip otobus seferlerini x3 arttirsalar - Boyle bir şey çok mu ütopik olurdu?
0
gang leader of wasseypur
(22.10.24)
imkanı olan kaçsın, kaçmak isteyen imkan yaratsın. Sorun bunlar değil sorun temelde. Şehirleşme yanlış. Her gün insanları beylikdüzü'nden levent bölgesine taşırsan böyle oluyor işte. her yere metro yapma imkanı yok olsa bile herkes marmaray'da mertorbüstte üst üste
0
croswell
(22.10.24)
Fi tarihinde "Tek plaka - Çift plaka" gibi yöntemler tartışılmıştı ama sonra bir şey çıkmadı. O tür yöntemlerin işleyebilmesi için şehrin toplu taşıma sisteminin gelişmiş ve entegre olması lazım, yoksa bir yandan trafiği azaltmaya çalışırken diğer yandan insanları ciddi sıkıntılara sokarsın.
0
salihdt
(22.10.24)
Orada kalan için diyeceğim: ne yapıp edip taşınması lazım.
Devletimizin bunun için planlayacağı ilk şey kırsal yerlerde yaşamayı teşvik etmek bunun için de başta tarım hayvancılık olmak üzere iş sahalarına yatırım sağlanmalı.
Artık insanlara değil arabalara bile yer yok İstanbul'da.
Türlü yollar yapmakta çözüm değil.
Çünkü bir zaman sonra tekrardan ulaşımda yoğunluk oluşuyor.

Gelmek isteyen için de İstanbul gibi yerlere taşınmak zorlaştırılmalı. Gerekli şartları taşımayan veya isteyen herkes gelmemeli.
Şehir için özel bir kota şekli konması lazım.

Yıllar öncesinde orada görmüştüm, trafikte yaşlanmanın ne demek olduğunu.
İnsanlarımız geçim için adeta bir tost makinesi içinde sıkışıp kalmamalı.
Artık stresse giren, karadenizli bir arkadaşım da durumu düzelttikten sonra köyünde tavuk yetiştirme ve yumurta pazarlamayı düşünüyordu.
0
diyecevaplandı
(22.10.24)
otobüsler yetmiyor, otobüs şoförleri kasıtlı olarak seferleri geciktiriyor ve bazı seferleri otobüs arızalı yalanı ile yapmıyor. bu sebeple duraklarda insanlar biriktikçe birikiyor. sariyer'de yıllardır olan bir sorun bu.

ilkokul sonrası okullar sabah 10'dan sonra başlamalı bence istanbul'da.
0
ayseee
(22.10.24)
Trafik yoğunluğu, toplu taşıma vs bunlar kural koyucu ve uygulayıcıların umurunda olan şeyler değil. Bu gerçekle ne kadar hızlı bir şekilde yüzleşip geleceğinize dair planları ona göre şekillendirirseniz o kadar iyi.

20 milyon nüfuslu bir şehirde hala cayır cayır toplu konut yapılıyor mu? yapılıyor, her yere imar izinleri verilip yeni imar sahaları açılıyor mu? açılıyor. Bunların yapılması demek şehre yeni nüfusun eklenmesine alan açmak demek. Görüldüğü gibi öncelikler sizin refahınız, trafik sorunu falan değil. Avrupada neden 3 milyondan çok nüfusa sahip şehir yok ya da neden avrupanın büyük metropollerinde emlak fiyatları yüksek sanıyorsunuz? adamlar bilmiyor mu toprakları imara açıp yeni konuta izin vermeyi?

Hayat kalitenizin artmasını istiyorsanız kısa vadede bu şehirden taşınmak dışında bir seçenek maalesef gözükmüyor. Elbette iş olanakları bu durumu sınırlayan en büyük etken ama maalesef bu ülkede hemen her alanda yaşadığımız sıkışmışlığı burada da yaşıyoruz.
0
thracia
(22.10.24)
ibb istanbul'dan gidene ucretsiz nakliye destegi veriyor. kimse bisi yapmiyor mu sorusuna cevap.
0
buenosdias
(22.10.24)
Thracia +1

Bütün sirketleri, finans merkezini, her şeyi rant için İstanbul'a topladilar. Kimsenin sizi ipledigi yok, hükümet insanlar diğer sehirlere gitsin istemiyor, bütün Türkiye koskoca bir istanbul olacak bu gidişle böyle büyütmeye devam ederlerse.

Bu düzelmez. Imkanı yok bu kadar insanla. Ve insanlari da anliyorum; is yok. Türkiye'de olsam ancak İstanbul'da yasardim heralde (belki ankara) çünkü yok yani başka yerde düzgün iş. Napicam küçükbaş hayvancilik mi yapicam Türkiye'ye gelirsem?

Kısacası hukumetlerin iğrenç yönetimlerinin sonucu bu. Çözümü de sizin sehirden gitmeniz. Cozulmeyecek, imkanı yok.
0
logisticsmanager
(22.10.24)
(8)

Biri cirkinsiniz diye 1000 lira verse kabul eder misiniz

lapaz
?
?
0
lapaz
(21.10.24)
Hindiler de kuşlar gibi uçmak ister miydi?
Evet.

Bu gerçekten inanılmaz.

images.app.goo.gl
0
gabe h coud
(21.10.24)
"Bedava ve ekstra bir gıda" der, alırım.

(bkz: Umut Sarıkaya)
0
salihdt
(21.10.24)
bi 1.000 tl de benim adıma verseniz olmaz mı derdim.

hayat kısa, birds flying.
0
baldan kaymak
(21.10.24)
"mahalle berberinde bi saç sakal tıraşı olmuş 500 lira, 3-5 bişey daha at da adam gibi bakıma gideyim bari, 1000 lira nedir oç" derim.
0
kibritsuyu
(21.10.24)
çirkin diye oynatılan bi sürü aktör var tonla para kazanıyorlar. benim neyim eksik deyip geri çeviririm. e:bu paraya çirkinliğim tescillenecekse parayı az buldum.
0
engelbert humperdinck
(21.10.24)
Biz sana 1000 lira versek de artık soru sormasan.
0
potasyum bebek
(21.10.24)
Çok çirkinim. 1000 TL vermek isteyen varsa fotoğrafımı gondericem:D
0
ırene adler
(21.10.24)
Tabi ki. çirkinim ama aptal değilim.
(redditten)
0
sttc
(21.10.24)
(3)

gss prim borcundan dolayı haciz?

karpux
şu an çalışmıyorum ve geçmişten biriken yüklü prim borcu sebebiyle eve tebligat kağıdı geldi.1. gss borcundan ötürü eve haciz gelme durumu olur mu, yoksa sadece bankaya mı bloke koyuyorlar?2. şimdilik ödeme durumum yok fakat bir yerlerden para bulup ne yapıp edip ödeyeyim mi, bu yaptırım işi çok cid
şu an çalışmıyorum ve geçmişten biriken yüklü prim borcu sebebiyle eve tebligat kağıdı geldi.

1. gss borcundan ötürü eve haciz gelme durumu olur mu, yoksa sadece bankaya mı bloke koyuyorlar?
2. şimdilik ödeme durumum yok fakat bir yerlerden para bulup ne yapıp edip ödeyeyim mi, bu yaptırım işi çok ciddiye biner mi, yoksa zamanla af/yapılandırma imkanı gelir mi?
3. başka tavsiyeleriniz, tecrübeniz varsa alırım.

teşekkürler
0
karpux
(20.10.24)
Tecrübem yok ama mezun olduktan sonra işsiz kaldığım 8 aylık süre + askerden geldikten sonra yine çalışmadığım 3 aylık süre için GSS yazıp faiz bindirdiler epey.

ödemeyeceğim, kullanmadığım hizmet için haraç kesilmesini kabul etmiyorum, e-haciz vs olursa da üşenmeyip mahkemelik olurum.

şimdiye kadar borç işleyen hiçbir tanıdğıma da haicz gelmiş değil ama Mehmet Şimşek'in ne yapacağı belli olmaz
0
materyalist imam
(20.10.24)
Bende de var bu borçtan, kaç para olduğuna açıp bakmadım bile. Arada bir gündeme getiriyorlar ki birileri korkup ödesin, hazineye 3-5 para aksın. Ama açıkçası 9-10 milyon insana haciz gönderecek kadar gerçeklikten koptuklarını düşünmüyorum zira o paranın tamamını kılçıksız tahsil etseler de bir derde deva olacak bir yekün tutmuyor. Bir noktada bu GSS uygulaması biter, borçlar da ya sembolik bir tutarda ödenir ya da tamamen silinir.
0
salihdt
(21.10.24)
Benim de var borcum. Bir süredir ödemiyorum. Çok sıkışarsam öderim ama hiç sanmıyorum gerek olacağını. Çok dert etmeyin şimdilik. Bana da blöf gibi geliyor.
0
biseysorcaktim
(21.10.24)
(15)

Yapılanın bir şekilde karşılık bulması

tuborg yesili
ilahi adalet mi deniyor doğrudan emin değilim ama yapılan başkalarının hayatını doğrudan etkileyen ahlaksız, art niyetli vb davranışların yapana bir şekilde geri döneceğini düşünüyor musunuz yoksa bu sadece bir insan avuntusundan ibaret mi?Ülkenin gündemi malum, benim de çevremde bu hafta birinin ha
ilahi adalet mi deniyor doğrudan emin değilim ama yapılan başkalarının hayatını doğrudan etkileyen ahlaksız, art niyetli vb davranışların yapana bir şekilde geri döneceğini düşünüyor musunuz yoksa bu sadece bir insan avuntusundan ibaret mi?

Ülkenin gündemi malum, benim de çevremde bu hafta birinin hakkı yendi açık bir şekilde ama yiyen kişinin umrunda değil ve bence yanına kar kalacak ama hakkı yenen öyle olmayacağına inanıp mutlaka bir şekilde evren allah artık ne ise bir şekilde geri dönüşünü olacağına inanıyor ya da inanmak istiyor.

Sizin düşüncelerinizi merak ettim.

Keyifli pazarlar.
0
tuborg yesili
(20.10.24)
Yapana geri dönebilir de dönmeyebilir de. Kesinlikle döner ya da dönmez denilemez bence
0
rock n roll
(20.10.24)
İlahi adalet diye bişi yok ama düzenli "kötülük" yapan insanlar bir süre sonra karşılık görürler. Şu bebek meselesini daha önceden bilen, tahmin eden sağlık çalışanları varmış. O zaman durumu bilen bi insan muhtemelen ilahi adalet varsa bu insanlar belalarını bulacaklardır demiş olabilir.
Örgüt aynı şeye devam etti, bitane savcıya denk geldi oyun bozuldu. Bu şimdi ilahi adalet mi yoksa birilerinin bir şeylere dur demesi mi?

İlahi adalet, şükür, karma bunlar dönüp dolaşıp bir şeyleri değiştirmeye muktedir olmayan insanların vicdanlarını rahatlatma yöntemlerinden biri. İlahtan adalet beklemeden yapabileceğin bişi varsa yapacaksın, yapacak bir şeyin yoksa ya da yapmak istemiyorsan da bununla yüzleşeceksin.
0
Bruce
(20.10.24)
yani bazen avuntu olmadığı düşünüyorum. Mesela canımı yakmış ya da bir kötülüğünü gördüğüm bir insanın hiç iletişimde olmasam dahi bir şekilde saçma bir durumda olduğu ile ilgili bilgi önüme düşüyor, karşıma çıkıyor. alakasız birinden duyup haberdar oluyorum. yanına kalmamış olduğu karşıma çıkıyor. Bunu bazen garipsiyorum. ama benim de başıma üzücü bir şey gelince bu sefer birine kötülük mü ettim niye bunu yaşadım diye de sorguluyorum. buna inanmakla baş etmek çok zor.

Çoğunlukla diyorum ki avuntu. Herkesin büyük büyük kötülükler gayet de yanına kar kalıyor. bkz ülkemiz.
0
a perfect lie
(20.10.24)
Dünyaya en büyük kötülükleri yapan insanlar en güzel hayatları yaşıyorlar. Yok tabi ki öyle bir karma ya da ilahi adalet.
0
salihdt
(20.10.24)
Yapanın yanına kâr kalmaz gibi zamana ya da öbür dünyaya tahvil eden düşünceden vazgeçip herkesin biraz daha büyümesini diliyorum :(
0
grimavi
(20.10.24)
Salihdt +1
Yüz kötü varsa yanına kar kalmayan 30 tane falandir.
avuntu kısacası. Bir diğeri de her şeye şükür etmek ki bu sayede fakirler oturduğu yerde otursun.
0
logisticsmanager
(20.10.24)
Bence Allah'ın bir nizamı var Kendi koyduğu kuralları bozmuyor bu yüzden de dünyanın en zalim insanları bile en büyük kötülük yaptığı halde eğer bu kuralları çözmüşlerse bilerek ya da bilmeyerek bu dünyada oldukça iyi şartlarda ve hiç kaybetmeden devam edebiliyorlar. Bilgisayar oyunundaki kısayol ya da hile gibi düşünüyorum. Bugünkü kişisel gelişimcilerin ya da pozitif düşünme meraklılarinin içsel gücü aktive eden uygulamaları bu nizamın küçük bir tezahürü. Yani kuralları uyguladığın zaman Dünya üzerinde ödüllendiriyorsun inancının olması çok önemli değil. Ama alınan nefesin bile bir hesabı olduğuna inanıyorum illa bu dünyada değil ama mutlaka bir karşılığının olduğuna inanıyorum. Sadece kendi düşüncem.
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(20.10.24)
Keşke hepimiz ektiğimizi biçsek, hayat ne güzel olurdu. Karma ya da ilahi adalet denilen şeye inanmıyorum.
0
asteriks
(20.10.24)
Yok+1
0
parka
(20.10.24)
İlahi adaletin olduğuna inanırım.
Sadece biz kendi adımıza hızlıca sorunlarımıza bir çözüm gelmesini istiyoruz.
Bu doğru değil. Sabırla beklemek gerek.

Kendimiz bir kötülük yaptığında o adalet pek aklımıza gelmiyor sadece
0
diyecevaplandı
(20.10.24)
30 yaşına kadar inanmıyordum karma tarzı seylere ama 30 dan sonra cok sahıt oldum ınanıyorum artık.

"ne ekersen onu bıcersın"
0
Zetnikov
(20.10.24)
İnanmıyorum çünkü dünya böyle işlemiyor yani yaşam bu tür kuralları olan bir oyun değil. Bir temenni elbette, kendimizi avutuyoruz işte. Buyrun şuna bir göz atın:

eksiseyler.com
0
burka
(20.10.24)
dünyada yok öyle bir şey. hesap kitap öte tarafa kalıyor diye düşünüyorum
0
titanyum22
(20.10.24)
Yok, kendini kandırmaya bahane
0
mirty
(20.10.24)
(13)

İdam propagandası

makbur
Sosyal medyada inanılmaz gaza basmış durumdalar.İdam karşıtı açılan başlıkların da yine bu propagandanin bir ürünü olduğunu düşünüyorum: idamı tartışarak gündemde kalmasını sağlıyorlar, daha da mühimi insanların kafasına "idamın tartisilabilir bir şey oldugu fikri"ni eşik altı eşik üstü vs yerleştir
Sosyal medyada inanılmaz gaza basmış durumdalar.

İdam karşıtı açılan başlıkların da yine bu propagandanin bir ürünü olduğunu düşünüyorum: idamı tartışarak gündemde kalmasını sağlıyorlar, daha da mühimi insanların kafasına "idamın tartisilabilir bir şey oldugu fikri"ni eşik altı eşik üstü vs yerleştirmeye çalışıyorlar.

Ya da bu aktroller vs beni iyice paranoyaklastirdilar mı?

Peki ya aktroll olmayan insanların da bunlara tuzlukla kosmasi?
0
makbur
(20.10.24)
Bunu başka şeylerle bir torbaya koyup referandum yapalım bile diyebilir. Mültecileri tuttuğu sürece batıya uyumlanma derdi yok. Halk ajite ve her zaman olduğu gibi rasyonel düşünemiyor.
0
anon1m
(20.10.24)
Gündemi bulandırma çabaları.
0
sibertenik
(20.10.24)
İdam demek Şeriat propagandası demektir, idamı bu halka benimseterek şeriatı dayayacaklar bizim halk da tıpış tıpış seyredecek her şeyi seyrettiği gibi, izleyin görün…
0
olaylar olaylar
(20.10.24)
İki boyutu olabilir; birincisi klasik hedef şaşırtma; insanlar "İdam gelmeli mi gelmemeli mi" diye tartışırken asıl sorunun suç işleyene verilecek ceza değil o suçlulara alan açan ve onları yaratan sistemin olduğunu unutsun. İkincisi de tabi ki "Yeni Anayasa" konusu. İktidar yeni bir Kürt açılımı, İsrail saldırdı saldıracak iddaları vb. de dahil yeni anayasa üzerinden RTE'ye tekrar seçilme ortamı yaratmak için her tuşa basıyor; bu idam konusu da onu beslemek için kullanılabilir.

Ancak açıkçası ben birinci kısmın daha ön planda olduğunu düşünüyorum. Sosyal medya çağındayız, devlet bu tür konuların bir nevi demir perde dönemindekine benzer bir şekilde konuşulmasını engelleyip kapatılamayacağının farkında. O yüzden de hemen her konuyu bastırmak yerine bir sürü farklı açıdan köpürtmeyi tercih ediyor. Böylece görece basit adli konular bile komplo teorilerine gark olup uzunca bir süre insanların gündemini meşgul ederken yüksek enflasyon ve yüksek vergilerle birkaç hafta daha geçiştirilmiş oluyor.
0
salihdt
(20.10.24)
Tamamen dikkatleri ekonomiden uzaklastirma çabası. Halkta zaten odaklanamama sorunu var. Alım değil Arif olmak lazım. Hükümet İmralı'daki haini asabilir mi? Onun için kalkmıştı zaten vardı ülkede idam. Cumhurbaşkanınin geçen gün yaptığı kapımız mültecilere açık açıklaması gibi bir şey. Şu gündemi sen belirleme biraz da ekonomi konuşalım diyen yok. İllüzyonistler de bu yöntemi izler. Başka bir yerde dikkati toplarken numaralarını yaparlar. Öyle üzülüyorum ki şu anda hayalimdeki hayatı yaşayan farklı coğrafyalar var ve ben Türkiye similasyonudayım. Ben diğer ülkelerin refahını değil kanunları sıkı bir şekilde uygulayan ve buna uyan, maliyetin üzerine çıkan küçücük bir zamda bile örgütlenip o malı boykot eden vatandaşının bilincini istiyorum. Ulkemiz Ortadoğu kafasında. Yolsuzluk bitmesin ki bir gün başa geçersek bize de yarasın düşüncesi ile idamı on yıl sonra bile önümüze getirirler lazım oldukça.
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(20.10.24)
15 Temmuz sonrası siyasetçiler dw idam deyip halkın gazını aldılar. İdam gelmez ama millet kendini böyle şeylerle oyalıyor. Normal yasalar adamlara uygulanmazken idam mı uygulanacak.
0
cemallamec
(20.10.24)
O kadar uc noktalarda yaşanıyorki idam konusunda bile farklı düşünülüyor. Bunun hükümetle, partiyle troll olmayla bir ilgisi yok diye düşünüyorum.

Dünya yıkılsa ve yeniden kurulsa insan nesli de geçmiş tarih hiç yaşanmamamış gibi dünya üstünde yeniden var olsa toplumsal hayatı düzenlemek için bazı suçlarda idamın yine olması gerekir.

Yakın zamandaki yaşanan suç örneklerini burada sıralamaya gerek yok.
Daha kestirmeden gidecek olursak, bu cezayı gerektiren şuçu işleyen biri sebebiyle müşteki olduğumuz ana kadar idam karşıtlıkları sürecek gibi.

AKP'nin girdiği ilk seçimi kazanması ve sahip olduğu milletvekili sayısı ile anayasayı değiştirecek gücü vardı. O dönem basında çıkan haberleri hatırlıyorum.
Şeriat gelecek mi? türünde yazılan sürüyle konu başlıkları vardı medyada
Çeyrek asra varan sürede bir şey de olmadı. Üstelik idam cezası da kalktı.

İdamın, hiç değilse kesin kanaat oluşturan hiç şüpheye yer bırakmayan cinayetlerde gelmesi gerek.
İdam cezası olmadığı için bebeklerimiz bile (hem de bazı hastanelerde) şu an maktül olmuş durumda ve failleri hala yaşıyor.
Bunlar aklın aldığı, boş felsefik hümanist fikirlerin kasılacağı ve kanunen affedilecek hususlar değildir.

Bir olay olduğundan fail için sosyal medyada "hapishane de onu benzetirler" türünden sürüden yorumlar yazılıyor.
Gelmesini istediğimiz adaleti bile hapishanedeki mahkumlarda arar olduk. Adalet, tam manasıyla sağlandıktan sonra mahkumun da suçluya şiddet göstermesine gerek yok.
Ceza için mahkumlardan medet ummayla ve sürekli hapishane inşa etmeyle nereye kadar?
Hapise konmaktan maksat, kişinin dışarıdaki özgürlüğün kıymetinin farkında olmasını sağlamak ve onu bu şekilde ıslah etmek demek değil mi?
Ama yok.. suç kaydında sürekli level atlayan için hapishane adeta bir tür "durak" olmuş durumda.

Hep söylenilen;
- hükümlüye insanca muamele, hapiste bir süre yattıktan sonra topluma kazandırma vs.
Bu sözlerinde samimi olan evinde neden (katili hadi geçtim) bir tecavüzcüye, gaspçıya yer vermiyor, neden her şey devletten bekleniyor?

Onlarca sabıkası olanlar, suçlarıyla övünebiliyor. Bu suçlarını başka kötü işlerinde korkutma amaçlı adeta silah olarak kullanabiliyorlar.

Ayrıca insanlar bir suçtan dolayı zarar görmüş olsalar bile bazen dava açmaya bile çekinir oldular.
Neden ?
0
diyecevaplandı
(20.10.24)
Peki ya aktroll olmayan insanların da bunlara tuzlukla kosmasi?

Bu niye şaşırttı ki seni?
Politik açıdan ülkede memnun olmadığı şeyleri değiştirmek adına kılını dahi kıpırdatmayan bu uyuşuk kitle klavye delikanlığı harici bir şey yapamadığı için, içinde bulunduğu sıkışmışlık yüzünden kendinden o kadar nefret ediyor ki tamamen ilkel bir dürtüsellikle, mağara insanı gibi, toplumsal infiallerde öldür yok et hörörörö demekten başka bir tepki veremiyor. Çenesini tutup, azıcık izan gösterse çanak tutmamış, kullanılmamış olacak ama onu bile yapamıyor. Varlığının safi zarar olduğunun farkında değil ki işe yarar be şey yapmak zorunda olduğunun, aksi takdirde daha da boka batacağının farkında olsun.
0
Bruce
(20.10.24)
Türkiye'de idam gelse bile kimseye bunun uygulanamayacağını bilmeyen insanların cehaleti biraz, bir de toplumsal olayların gazına gelip böyle çıkışlar yapan seküler tayfa var, en son Giray Altınok'un aptalca bir açıklaması vardı okurken ben utandım. Bunların dışında Abdullah Öcalan yakalanıp Türkiye'ye getirildiğinde uygulanmıyordu ama idam cezası bizde hala vardı, yanlış hatırlamıyorsam MHP de koalisyon ortağıydı.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(20.10.24)
ya idam kimin ne isine yarayacak halki gazlamak icin populist siyasetci soylemleri iste. bunun tartismasi zaten hep vardi. 96'ya kadar idam vardi bu ulkede zaten teorik olarak.

avrupa ile baglari koparmaya degecek bir sey degil hicbir hukumet icin.
0
bohr atom modeli
(20.10.24)
@diyecevaplandi

Kusura bakma ama senin nickini çok net hatırlıyorum. Bir kaç başlıkta daha "acaba aktroll mu bu yahu" diye şüpheye düştüğüm, bu şekilde her şüpheye düştüğüm insanda önce kendime kizdigim, ama ne hikmetse dönüp dolaşıp yine haklı çıktığım başka bir vaka...


1- öncelikle akp-rte girdiği ilk seçimde şeriat havaları falan esmiyordu. Aksine, Erbakan'dan ayrılan çok daha modern ve liberal goygoyu yapılıyordu nerdeyse bütün medyada. Hatta o dönemki penguen'lerde falan Rte'nin kanatlı aydın doğan üzerinde uctugu karikatürler vardı. Bırak şeriatı vs inanılmaz bir medya desteği vardı AKP'nin. Tüm bunlara arti Rte'nin ilk kadrosunda eski CHP'li vs kalburustu adamlar da vardı.

2-"kesin kanaat oluşturan şüpheye yer bırakmayan cinayetler.."

Yahu bu ülkede bu ülkenin en onurlu şerefli askerlerine ne kumaşlar kuruldu bu itler tarafından çabuk unutmus(!)sunuz.

CNC tezgahları ile ıslak imza attirdilar, evlerinin bahçelerinde kendi oluşturdukları delilleri gomduler, kanıt diye mahkemeye çıkardılar.

Neyin kesin kanıtından suphesinden bahsediyorsunuz yahu??

Daha yazacaktım ama şimdi de düşündüm normal bir insana mi yazıyorum ki bu emeği çabayı veriyorum :)
0
🌸makbur
(20.10.24)
Çünkü idam tartışılabilir bir konu. Ben idamın çözüm olduğuna da inanıyorum. Yaşamın kutsallığı palavrasını çoluk çocuğa anlatırsınız. Belirli suçları işleyen kişinin yaşamının hiçbir değeri ya da kutsallığı yoktur. Ayrıca rehabilitasyonun başarılı bir şey olduğuna inananın da hiçbir şekilde yolu hiçbir cezaevine ya da suçluya denk gelmemiştir.

Peki Türkiye'de idam ister miyim? Özellikle şu durumdayken asla. İdam geldiğinde belirli bir zekaya sahip olan herkesin kabul edeceği suçlular değil, çarpık adalet sisteminde birilerinin işine gelen/gelmeyen kişiler idam edilecek. O yüzden bazı görüşlerin yaptığının aksine "gerçek x o değil" gibi kıvırmıyorum. İdamın gerekliliğine inanıyorum ama uygulanabilir bir düzende olduğumuzu sanmıyorum. Bir de bizimki gibi çarpık olmayan ve çatır çatır işleyen adalet sistemlerinde bile suçsuz yere cezası infaz edilenler oluyorken tartışmaya gerek olmayan konu.

Bizde neden şu an konuşuluyor? Çünkü gündem bulandırma ve gaz alma amaçlı. "İdam demek Şeriat propagandası demektir" cümlesi -1500 çünkü alakası yok. Bu, sadece orta-doğudaki müslüman yoğun topraklar için böyle. ABD'de ya da Japonya'da şeriat için idam etmiyorlar. Öte yandan " idamı bu halka benimseterek şeriatı dayayacaklar" ise +1500 çünkü arada bunun yolunu yapıyorlar.
0
nawar
(20.10.24)
@makbur
Kusura bakma her bir yazdığın ayrı açıklama gerektiriyor.

konu çok uzamasın.

Sadece "1." yazdığın için diyeceğim, gerekli görüldüğü anda o ilk başlardaki iç ve dış siyaset zamanla değişir ve değişti.
Ortam eskisi gibi de değil.

Partiler geçer gider önemli olan devlettir. Parti hastasi başımlısı biri değilim
0
diyecevaplandı
(20.10.24)
(3)

İmplant mı kaplama mı

havadakarada
Ön dişinizin biri kırılıp düşse hangisini tercih ederdiniz? :)
Ön dişinizin biri kırılıp düşse hangisini tercih ederdiniz? :)
0
havadakarada
(19.10.24)
dişin komple kırılıp düştü değil mi? o zaman kaplama için yandaki dişleri kesip köprü yapması gerekecek, durduk yere sağlam dişleri traşlatacaksın. implant pahalı ama olması gereken olduğunu düşünüyorum.
0
titanyum22
(19.10.24)
titanyum22+1

Eğer diş düşmediyse, kökü duruyorsa onun köklerine post(?) koyarak yapılan cinste bir kaplamaysa implanttan daha ucuz ve kolay olur muhtemelen. Ama kaplamadan kastettiğiniz köprü ise ben de olsam onun yerine implantı tercih ederim. Ama ön diş olduğu için doktorla hangisinin en doğal duracağını konuşmakta da fayda var tabi.
0
salihdt
(19.10.24)
implantda bir kaplama içeriyor.

orjinal diş duruyorsa önce kaplama. ama köprü gibi kaplama ise yok, implant. yaş da önemli tabi.
0
baldan kaymak
(19.10.24)
(10)

Uzun vade borsa

aslagülümseyenbirkediyegüvenme
Böyle bir soru sormak çok doğru olmayabilir ama elinizde 400k kadar bir para olmuş olsaydı ve bu paraya 4 yıl ya da 5 yıl ihtiyacınız olmasaydı, enflasyona karşı değerini kaybetmesin diye hangi hisse senetlerini alarak bu 5 yıl boyunca orada tutardınız?
Böyle bir soru sormak çok doğru olmayabilir ama elinizde 400k kadar bir para olmuş olsaydı ve bu paraya 4 yıl ya da 5 yıl ihtiyacınız olmasaydı, enflasyona karşı değerini kaybetmesin diye hangi hisse senetlerini alarak bu 5 yıl boyunca orada tutardınız?
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(17.10.24)
Ben holdinglere bankalara gömerdim ama ben 5 sene boyunca Türkiye gibi oynak bir ekonomide Orta Doğu'da biri osursa etkilenen bir borsada parayı yatırıp sonra 4-5 sene ona dokunmayacak çelik gibi iradesi olan biri var mı emin olamıyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(17.10.24)
verilen metrik icinde hisse senedi degil ancak bir yatirim fon sepetinde tutardim.
Ornekleri googlela bulursunuz.
0
wallcan
(17.10.24)
Maksat enflasyona karşı değer korumasıysa 4-5 yıl sonra vadesi dolan bir eurobonda yatırırdım parayı.

Riski seven biriysem ABD borsa fonları ile altın ve gümüş arasında pay ederdim.

Asla da BIST e yatırmazdım.

Ek: ABD borsa yatırım fonu dedim de ABD ETF i olarak anlaşılmasın. 450 000 lira için oETF lerin vergi işleriyle uğraşılmaz.
Ben ABD borsalarına yatırım yapan Tefas fonlarını kastettim. Örnek: TMG, AFA, AFT
0
Mirket
(17.10.24)
Amerikan ETF'leri.

VTI, QQQM, SPY, VXUS vs... artık neye ağırlık vermek istiyorsan.

Borsa İstanbul 1999'da bulunduğu seviyelerde hala. Buraya uzun vadeli yatırım falan yapılmaz. Kısa-Orta vadeli vur kaç olur.
0
synesthesia
(17.10.24)
Amerikan ETF'i +1 (Ya da yurtdışı hisselere yatırım yapan Türk yatırım fonu da olabilir, sanırım böyle TEFAS fonları var)
0
salihdt
(17.10.24)
@mirket

Hocam bu vergi işi biraz abartılmıyor mu? Amerika'da yaşayıp ordaki aracı kurumu kullansan da vergiyi yine kendin beyan ediyorsun mesela. Dünyada herkes böyle yapıyor. Türkiye'de insanlar vergi formu doldurmaya alışkın olmadığı için sanki zormuş gibi geliyor herkese. İki dk oturup araştırsalar nasıl beyan edileceği kolayca bulunabiliyor internetten.
0
synesthesia
(17.10.24)
Haklısın da meblağ küçük. Uğraşılır mı?

Soru soran arkadaş, Amerikan ETF i konusuna girerse beyanname falan vereceğini bilsin de kararı kendisi versin.
0
Mirket
(17.10.24)
Conse
Akcns
Golts
Tuprs
0
gabe h coud
(17.10.24)
içeriğini uzmanların yönettiği yatırım fonları. bir sürü fon var. son 3-4 yıllık getiri verilerine bakarak daha iyi yönetilen fonlara yatırım yapmak daha mantıklı.
0
yemrem
(17.10.24)
50 yaşında ve kısa vadeli al satlar için stres katsayısı fazla olan biri olarak bir sepet yapıp unutmak ve parayı kaybettiğimi peşin olarak kabul edip yıllarca hiç bakmamayi kendim icjn daha sağlıklı buluyorum. Öneriler için teşekkür ediyorum:)
0
🌸aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(17.10.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.