Giriş
(1)

remarkable 2 vs boox go 10.3

bass solo take one
hangisi alınır? neden? araştırma aşamasındayım bir de size sorayım dedim.(yurtdışından getirtilecek)
hangisi alınır? neden? araştırma aşamasındayım bir de size sorayım dedim.
(yurtdışından getirtilecek)
0
bass solo take one
(17.10.24)
Boox'u bilmiyorum ama remarkable 2'yi bir mağazada deneme şansım oldu, tepki süresi mükemmeldi.
0
salihdt
(17.10.24)
(5)

amerikada olsanız ne yaparsınız ?

taha1907
selamlar, 31 yaşında erkek olup yaklaşık 1.5 yıldır burda yaşayan, her şeyi legal olan biri olsanız kendinize nasıl yol çizerdiniz ? bugünlerde biraz boşlukta kaldım ve fikirlerinize açığım. - türkiyede gerçekten iyi bir üniversitede işletme mezunu olduktan sonra 2-3 yıl satış departmanlarında çalış
selamlar, 31 yaşında erkek olup yaklaşık 1.5 yıldır burda yaşayan, her şeyi legal olan biri olsanız kendinize nasıl yol çizerdiniz ? bugünlerde biraz boşlukta kaldım ve fikirlerinize açığım.

- türkiyede gerçekten iyi bir üniversitede işletme mezunu olduktan sonra 2-3 yıl satış departmanlarında çalıştım.
- ingilizcem uber seviyede iyi değil ama iletişim konusunda sıkıntı çekmiyorum
- bahsettiğim gibi burda legalim.
- sermayem yok
- şu an kendi adıma geçici işler yapıyorum ve ayda yaklaşık 1.5-2k dolar kenara atabiliyorum
- amazon konusunda bilgili arkadaşım mevcut ve fena olmayan paralar kazanıyor
- ekonomik olarak daralmanın burda da olduğunu gözlemleyebiliyorum

benim hakkımda bilgiler bu şekilde, biraz beyin fırtınasına ihtiyacım var, siz olsanız böyle bir durumda kendinize nasıl bir yol çizerdiniz ?
0
taha1907
(16.10.24)
Doğuştan beyaz yakalı, genlerinde zerre girişimcilik olmayan bir insan olarak eğer yapabiliyorsam kendi alanımda, corporate bir iş bulmaya çalışırdım. Direkt yapamıyorsam upskill imkanlarını zorlardım ilgili ve yetenekli olduğum alanlara göre; bir eğitim programı, sertifika vb. gibi şeyler üzerinden.

Günübirlik işlere bel bağlamak beni gererdi; Uber sürmek, paket teslimatı yapmak vb. gelirinden bağımsız orta vadede yapılacak şeyler değil. Bunlar yerine muhtemelen az da olsa bir meslek öğrenebileceğim, belli bir network yapabileceğim işler kovalardım.
0
salihdt
(16.10.24)
1,5 yıldır orada yaşayıp ingilizceyi über seviyede bilmiyor olmak büyük ayıp, yapacağın ilk iş o olsun. Gerçekten iyi bir üniversite bitirip bilmiyor olmak tuhafken bir de yerine gidip öğrenememek nasıl iş ben anlamadım. Kalıcı, kurumsal bir iş için bunu halletmen lazım.
0
Bruce
(16.10.24)
ben cok maceraci ve ticaretci/girisimci biri degilim, kisisel olarak universite okurdum sanirim. ya hepten yeni lisans veya yuksek lisans. bulundugum eyalette harci uygun devlet universitelerine bakardim. legalsen ogrenim kredisi cikacaktir sanirim (?) detaylarini bilmiyorum elbette.

bu 1.5 senelik uzun sure icinde hic beyaz yaka islere basvurdun mu mevcuk kalifikasyonlarinla? bu konuda bilgi yok.

ayda kenara 1.5K atmak 18 yasinda work and travel yapan ogrenciysen tatmin eder bence, yoksa gec onu.
0
hot potato
(16.10.24)
Ticaret abi.
Tezek bile alıp satabilirsin. Amerika bu konuda hakikaten fırsatlar ülkesi. Türkiye'den bir sürü adam var oraya ihracat yapan, amcaoğlum bile mobilya ihraç etmeye karar vermiş Amerika'ya.
Hem maaşlı değil kendi işin olur hem de maddi olarak seni çok yüceltir.
E-ticaret bile olur. Türkiye'den kuru gıda getirtip satsan da olur.
0
etna
(16.10.24)
amerika'dayim ayni yaslardayiz. beyaz yaka bir ise girip calisirdim. zaten oyle yapiyorum.

oyle ivir zivir islerde surunmeye gerek yok. iyi bir kariyere baslasan 50 yasinda emekli olabilirsin. en basit ama garanti yol.
0
antikadimag
(16.10.24)
(18)

İneklerin de insanlarla kedi köpekler gibi iletişimi var mı?

mrvln
Soru çok saçma oldu ama nasıl anlatayım bilemedim. Kedim var, köpekleri zaten biliyoruz. İnekler falan da böyleler mi? Yani sevgiyi falan anlıyorlar mı? Ne bileyim sahipleriyle iletişim kurabiliyorlar mı? Ailem de yemek yemekten keyif alıyor ben de. Kırmızı eti de çok seviyorum. Bayılıyorum hatta. D
Soru çok saçma oldu ama nasıl anlatayım bilemedim. Kedim var, köpekleri zaten biliyoruz. İnekler falan da böyleler mi? Yani sevgiyi falan anlıyorlar mı? Ne bileyim sahipleriyle iletişim kurabiliyorlar mı?
Ailem de yemek yemekten keyif alıyor ben de. Kırmızı eti de çok seviyorum. Bayılıyorum hatta. Daha dün karşıda bir yerde yemek yedim ve o kadar iyiydi ki şoktayım şu an. Bi kamyon insanı götüreceğim oraya.
Ama instagramda bi video gördüm. Köpek gibi kelebeklerle oynayıp kendini falan sevdiriyor bi tane inek ya da dana artık cinsini bilmiyorum.
Ne yapıcam ben? Evcil hayvan gibi bir şeyse bu arkadaşlar çok üzüleceğim. Yediklerim için üzüleceğim, yemeyeceklerim için üzüleceğim. Uyuşturucudan 10 sene önce falan gitmediysem yemek sayesindedir bu. Yemek beni mutlu eden bir şey. Nolcak şimdi?
Nasıl hayvanlar bunlar? Anlıyorlar mı bizi kedi köpek gibi?
0
mrvln
(14.10.24)
Bunları ezelden beri yediğimiz için yenmeye evrildiler, o yüzden konuşmayı bıraktılar. İneklik bi durum yok, gömmeye devam afiyet olsun...
0
Bruce
(14.10.24)
Size afiyet olsun ama bana olamıyor şu an :(
Kendini sevdiren canlıyı nasıl gömeyim ben.
0
🌸mrvln
(14.10.24)
O zaman buradan devam
youtu.be
0
Bruce
(14.10.24)
Az biraz köyde zaman geçiren herkes bilir ki bu hayvanlar da gayet evcil ve etkileşime giren hayvanlar. Koyun, kuzu, dana, oğlak, kaz, ördek, tavuk... Et yemekten keyif almanızın tek sebebi bunların bir kedi - köpek kadar evcil olmadığını sanmanızsa, geçmiş olsun.
0
salihdt
(14.10.24)
Peter Singer'ın "All Animals are Equal" makalesini öneririm.

"Gömmeye devam"cılar ile ilgili olarak: Genel olarak düşünmüyoruz ve bize öğretilen, hoşumuza giden neyse sorgulamadan onu yapmaya devam ediyoruz. Yapıyoruz çünkü haz alıyoruz ama haz aldığımız her şey iyi değil.

Ha zaten biraz daha meseleyi kurcalarsanız vejateryen beslenmeyi düşünürsünüz ki burada da antroposentriklerin argümanı genelde "ama sağlıklı beslenme için ete ihtiyacımız var" oluyor. El cevap: hayır, yok. Proteini bitkisel kaynaklardan da oldukça verimli biçimde alabiliyorsun, hem de sıfır kolesterol. Bunun üstüne durur mu antroposentrik, "ama omega 3" diyor. Zibilyon tane araştırma omega 3'ün de ham halde bitkiden alındığını, hayvanların daha uzun zincirli omega 3'e sahip olduğunu ama zaten tüm hayvanların bu uzun zincirli omega 3'ü vücutlarında sentezlediklerini, dolayısıyla hayvanda sentezlenmiş omega 3 almakla bitkisel kaynaklardan ham halde omega 3 almak ve kendimiz sentezlemek arasında fark olmadığını, hatta bitkisel kaynaklı olanın daha faydalı olduğunu gösteriyor. Kaynak da koyayım: www.pcrm.org

İneklerin bilissel kapasitelerine gelince: "cows display the ability to rapidly learn different tasks, display long-term memory, extrapolate the location of a hidden moving object, discriminate complex stimuli, and discriminate humans from one another." Yani oldukça yüksek ve sahibiyle duygusal ilişki kurabilecek biçimde gelişkinler. Peki neden değilmiş gibi? Çünkü yiyeceğin şeyle duygusal bağ kurmak istemezsin. O yüzden kendini yabancılaştırırsın. Orta asya'da atalarımız (eğer gerçekten atalarımızsa) göçebe yaşıyordu. Göçebe yaşamda tarım yok. Besin kaynağı hayvanlar. Dolayısıyla öldüreceğin insanla duygusal bağ kurmaktan kaçındığın gibi beslenmek için kullanacağın hayvanı da zamanla araç olarak görüp duygusal bağ kurmaktan kaçınarak bir savunma mekanizması geliştiriyorsun. Ama artık şehirlerde yaşayan büyük oranda tarım toplumlarıyız ve hayvan öldürmek zorunda değiliz. Nitekim öldürmeye ve bağ kurmamaya eğilimimiz gelenekselleşmiş. Tam unutacak gibi olsan da her kurban bayramı toplu katliam yapıyorsun ve egemen pratik kendini yeniden üretiyor. Tarım bitse ve inekler olmasa aynısını kedi köpeğe, hatta insana da yapacaksın aslında. Neyseki üretici güçler gelişti ve artık çıplak hayatta kalma koşullarının dayattığı zorunluluklara tabii degiliz ve tercih yapma şansımız var. Bu tercihler büyük oranda da ahkaki tercihler.
0
prole
(14.10.24)
Evet köpekler gibi bilişsel yetenekleri, kendi sürüsü ve insanlarla bağı tanışıklığı var
0
grimavi
(14.10.24)
Hayvanlar da aynı insanlar gibi üzülür, mutlu olur, sinirlenir ve acıyı hisseder ve bağ kurarlar. İnsanlarla iletişim kurarlar. Et yemeyin ve hayvanlardan elde edilmiş hiç bir ürünü kullanmayın. Vegan olun.
0
rock n roll
(14.10.24)
youtu.be

Seni anlatiyo
0
halk
(14.10.24)
inek baya akıllı bi hayvan. kırlarda top oynuyo veya elektrikli çitin kapısını çarpılmadan açmayı sadece izleyerek öğrenmiş inekler var. çağrıldığında ismine tepki vererek gelmesi vs. çok sıradan olaylar. kediden-köpekten daha akıllı bile olabilir.
0
orpheus
(14.10.24)
Balık?
Tavuğa daha hazır değilim.
0
🌸mrvln
(14.10.24)
@mrvln

Balık da, tavuk da. Bütün hayvanlar hissediyor ve duyguları var. Hazır olup olmama meselesi değil. Yememelisin.
0
rock n roll
(14.10.24)
Evcil hayvan gibi bir şey değil ama sağlıklı olan BÜTÜN canlılar belirli bir düzeyde iletişim kuruyorlar, bilişsel ve çevresel farkındalığa sahipler. Sadece hayvanlar değil. Evet, bitkiler de. İnsanla düzenli iletişim halinde olan canlılar insan davranışlarını anlamaya ve ona göre tepki vermeye daha yatkınlar. O yüzden biz onları (bilimsel değil, genel bakışta) diğerlerinden farklı görüyoruz.
0
nawar
(14.10.24)
@mrvln sadece balık yiyenlere pesketaryen deniyor ve genellikle vejateryenlik içinde kategorize ediliyor. Ben de pesketaryen olarak başladım, 6 ay sonra balığı da bıraktım ama omega-3 ikame ederek yaptım tabi. Oldukça sağlıklıyım şu an ve vicdanım rahat :D Pesketaryen olarak başlayıp gidişata bakabilirsin. Muhtemelen balığı da bırakırsın bir süre sonra isteyerek.
0
prole
(14.10.24)
şunu düşün. dünya dediğimiz bu fanus içinde sıkışıp kalmışız. doğa dediğimiz habitatda da hayvanlar ya bitki yiyerek ya da birbirlerini yiyerek hayatta kalıyor. burası acımasız bir yer. biz de karnımızı doyurmak için bu besin zincirine dahil olabiliriz. çok vicdan kasmaya gerek yok
0
xrated
(14.10.24)
Bu arada "davuk çok leziz" falan diye düşünüyorsan bir sır vereyim, ağız tadı toplumsal olarak kuruludur. Yani tamamen alışkanlık. Mesela buradan bir orta asya'ya ya da afrika'ya git, tiksindiğin, çirkin tatlı yiyeceklerin orada acayip haz veren yiyecekler olduğunu göreceksin. Mesela iskandinavya'da havyar hem statü göstergesi, hem besleyici, hem de lezzetli bir gıda iken sen ben yesek tükürürüz. Beslenme alışkanlığın ağız tadını şekillendirecek zamanla ve zaten canın et çekmeyecek. Bunun için tabi güzel yiyeceklere, tariflere de bakman lazım. Airfryer da iyi oluyor bu arada.
0
prole
(14.10.24)
Bu arada xrated'in söylediği "naturalistic fallacy" ve entelektüel tembellik.
0
prole
(14.10.24)
sen asıl evde tavuk besleyenleri gör instağğramda. bildiğin kedi gibiler
0
titanyum22
(14.10.24)
inekler bayağı zeki, öğrenebilen hayvanlar, köylerde akşam sürüler köy girişinde serbest bırakılır inekler de işten geliyormuş gibi kendi evlerini kendi bulur, insanlarla da etkileşime girebilirler bence zaman geçirmek ile alakalı.
0
gezegen olan pluton
(14.10.24)
(11)

Hükümete kızmamaya başladım

ananiyimioguz
Yani neden kızıyoruz ki? Onların kendi başlarına bir şeyleri düşündüğünü, planladığını, kurguladığını falan düşünürseniz, evet odağınız onlar olabilir ama bu adamlar bakkal bile yönetemeyecek adamlar. Birileri tarafından getirildiler, birileri tarafından yönlendiriliyorlar.En son baktım mesela günde
Yani neden kızıyoruz ki? Onların kendi başlarına bir şeyleri düşündüğünü, planladığını, kurguladığını falan düşünürseniz, evet odağınız onlar olabilir ama bu adamlar bakkal bile yönetemeyecek adamlar. Birileri tarafından getirildiler, birileri tarafından yönlendiriliyorlar.

En son baktım mesela gündeme, anayasayı değiştireceklermiş. Tam sövecektim dedim ki zaten plan bu değil miydi. Atatürk'ün engellediği gidişatı tekrar yaratmak. Sanki başkası gelse, ona yaptıramayacaklar mı? Türkiye için çizilmiş bir yol var, buna kim engel olabilir mevcut düzende?

Zaten yıllardır baş kaldıranlar öldürüldü, ordu zayıflatıldı, adalet kalmadı, eğitim bitirildi, demagojik yapı değiştirildi araplar ülkeye getirildi, cumhurbaşkanına tüm yetkiler verildi... Bu adamlar bunları tek başlarına düşünüp de sistematik bir şekilde bu kadar "kötülük" yapamazlar. Yakında anayasa da değişir, şeriat da gelir, suriyeliler parti de kurar, kürtler özerk olur.....

Halka da kızamıyorum cahildi cahil gidiyorlar, hak ediyorlar.

O yüzden kızamıyorum artık bir şeylere, ne yapmak lazım onu da bilmiyorum kaderimize boyun eğeceğiz herhalde?
0
ananiyimioguz
(13.10.24)
Halka bal gibi kızılır çünkü onlarınki cehalet değil kötülük. Cahil halk seviyesini geçeli 9 sene falan oldu. Bu millet şark kafalı, kendinden olmayanın yok olmasını isteyen, küçük hesaplar peşinde koşan, çıkarcı ve ahlaki değerleri olmayan bir halk.
Bu halkın seçtiği bir hükmet de bundan daha fazlası olamaz.
0
Bruce
(13.10.24)
Hâlâ halktan ne kadar korkulduğunun farkında değilsin demek ki. Korku dağları bekler demişler, halbuki cesaret korkmamak demek değildir, korkuyu yenmek ve gerekeni yapmak demektir.

Bu ülkeyi ve bu halkı da o cesarete sahip insanlar korudular zaten. Korkularına sarılanlar değil.

Ayrıca hükümete kızamamak hükümeti haklı veya doğru kılmıyor hatırlatırım. Doğru nerede, kim haklı, olması gerekenle olan arasındaki mesafe ne... Bunları görmezden mi geliyorsun? Herkes gibi?? Kızamamak aslında sürüye uymaktan kaynaklanıyor bence.

Ucunda ölüm mü var, evet ölüm var. Şu veya bu şekilde ölüm var evet. Ama İsviçre şartlarında yaşasak da ölüm var ki. Her türlü ölmeyecek miydik en son, hayata ne zaman kazık çaktık?

Nesilleriniz yoksa evet kimseyi ciddiye almazsınız rahatlıkla bana ne dersiniz, benden sonrası tufan dersiniz. Nesilleri olanlar ne yapacak? Çok severim çok güvenirim dediğiniz arkadaşlarınızın ortaklarınızın nesilleri ne yapacak? Demek sevmiyormuşsunuz. Hangisi??

Bi tutarlı olmakta fayda var. Artık hükümete kızamıyorum demek omurgamı kaybettim demektir. Bunu ilan etmek de hiç iyi bir şey değil bana göre.
0
muhayyer divan
(13.10.24)
Ben bu "üst akıl", "CIA planları", "Büyük Ortadğu Projesi" teorilerini çok gerçekçi bulamıyorum. Bunun da bir iki nedeni var.

Birincisi bunlar çok büyük ölçekli planlar; Amerika da dahil olmak üzere dünyadaki herhangi bir ülkenin kendi iç işleri için bile bu kadar büyük planları bu kadar uzun süre yönlendirebilecek kabiliyeti yok. Sebebi de basit; işin içinde bir sürü değişken var. Bu demek değil ki ülkelerin farklı ülkelerle ilgili beklentileri ya da planları olamaz, birbirlerini etkilemeye çalışmazlar vb. Bunu Türkiye de çevresindeki ülkelerle ilgili sürekli yapıyor zaten. Ancak bu normal "Kendi çıkarlarına göre uluslararası ilişkileri yöentmeye çalışma" sürecini bir çeşit mistik boyuta taşımak anlamsız. Zaten Amerika, Avrupa, Çin, Rusya, İsrail... Dünya'da büyük güç diye adlandıracağınız ülkelerin yaptıklarına bakınca da bunların öyle bir nevi kukla oynatıcı gibi diğer tüm ülkeleri parmağında oynatan büyük güçler olmadıklarını görebiliyorsunuz.

Diğeri de kendimizi fazla abartmamız. Türkiye bölge açısından önemli bir güç olabilir ancak bundan ibaret işte. Sanki bütün dünyanın 100 yıldır hiçbir işi yokmuş da sürekli Türkiye üzerine ince ince planlar yapılıyormuş anlatısı saçma.

Bunların sebebi ne, neden böyle oluyor vb. konusuna gelince de aslında şuna bakmak lazım; Dünya'da demokrasisi sorunsuz (Ya da en azından az sorunlu), "medeni" diyebileceğimiz, insan haklarını, ifade özgürlüğünü, hukukun üstünlüğü vb. konuları çözmüş kaç ülke var ki zaten? Yani bir "Norveç" olmak istisna ne yazık ki, başka bir kültür ve geçmişle yoğurulmuş bir insan kitlesi, onu da daim kılacak ekonomik bir düzen ve tabi ki bir miktar da bu kurumları kurarken ve sürdürürken büyük kırılmalar yaşanmaması konusunda şans gerektiriyor. Ama görece tersi; yani çeşitli şekillerde popülizmin kucağına düşüp belli bir lider ya da güç odağı etrafında şekillenen varyasyonları ise çok daha kolay.
0
salihdt
(13.10.24)
dun biri entry olarak yazmisti, 100 bin limitli kredi kartlarindan savunma sanayiinde kullanilmasi icin toplanacak paranin yuzde 20'sini dusmana harac olarak versek zaten bize saldirmazlar. oyle iste.
0
baldur2
(13.10.24)
e yani. akp bu durumun bir sebebi değil, sonucu. adamlara cumhuriyet verildi, gene gittiler kul olacak padişah buldular kendilerine. ama "cahil" söylemine katılmıyorum ben de. ortada örgütlü kötülük ve kullanışlı aptallar var.

bugün 120 yıl öncesinden anadolulu bir osmanlı vatandaşı çıkagelse, abdülhamite tapıldığını görse kıçıyla gülerdi.
0
titanyum22
(13.10.24)
@Mehmettheslim hatalısın. hukukta "kanunun ruhu" diye özetleyebileceğimiz bir mevzu var. muhtemelen hayatında bile duymadın. 4. madde, özü bakımından tamamen ilgili maddeleri korumaya yönelik bir tavır takınır ve bu tavır, maddenin kendisi için de ruhu bakımından geçerlidir.

ilk 3 madde sırasıyla; devletin şeklini, ikinci madde tanımını ve yönetsel bakımdan hangi temellere dayanacağını, üçüncü madde ise bayrağı, milli marşı, başkenti, dili ve bütünlüğü tanımlar.

dördüncü madde ise tam olarak şu şekilde;
madde 4 – anayasanın 1. maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

sözün özü, kanun, anayasa, hukuk gibi kavramlar sadece ama sadece yazı ile, ne yazdığıyla sınırlı kalacak şekilde değerlendirilemez. "öz" ve "ruh" da hukuki bağlamda önemlidir.
0
thedepressed
(13.10.24)
@salihdt, Neden ütopik olsun, afganistan, suriye, venezuela yı falan görmüyor musunuz, şu anki haline durduk yere kendi kendine mi geldiler?

Ayrıca akp kurulduktan sonra paraları nereden buldu açıklar mısınız?

@Mehmettheslim, hocam hem milli egitimde hem askeriyede atatürkçü insan kalmadı ne alakası var şimdi darbe ile
0
🌸ananiyimioguz
(13.10.24)
Saydığınız ülkelerin tarihlerine baktınız mı mesela? Ya da en azından "Dış güçler olmasaydı Afganistan Ortadoğu'da adeta bir İsviçre, hadi en azından bir Romanya olurdu" diyebiliyor musunuz? Bazı kavramlar çok karışıyor bence; bu ülkelerin iç işlerine birileri karışmaya çalışmıştır, mesela Afganistan Rusya ile Amerika arasında kalmıştır, üstüne İran'ın da etkisine girmiştir ancak sanki bunlar Afganistan'a özgüymüş gibi davranmak ve bunları komplo teorisi boyutuna taşımak anlamsız. Ona bakacak olursak Rusya da Amerikan seçimlerini etkilemeye çalışıyor ya da Çin sürekli Amerika'da nüfuz arttırıyor; kim kuklacı, kim kukla?
İlkel kabilelerden beri topluluklar birbirleriyle bu tür etkileşimlere giriyor ve güçleri yettiğince bir şeyleri kendi çıkarlarına kullanmaya çalışıyorlar ancak kilit nokta "Güçleri yettiğince" işte ve güççleri de Türkiye gibi bir ülke için 100 yıllık planlar yapıp bunu işletecek boyutta değil, zira ülkelerin tamamı; Amerika da dahil sağa sola savruluyor zaten.

Ak Parti yurtdışındaki ülkelerce desteklendi ancak bunu da komplo teorisine bağlamanın anlamı yok. O dönemki siyasi iklimde mevcut aktörlerin hiçbir kredisi kalmamıştı, Ak Parti ılımlı bir muhafazakarlık çerçevesinde batıyla iyi ilişkiler ve stabilite vaadetti ve ülkeye de bu stabilite sayesinde, uluslararası para piyasasındaki dinamiklerin neticesinde parasal genişleme yaşanıyor olmasının da etkisiyle bol bol para geldi. Ancak o para iktidarda kim olursa olsun gelirdi zaten; zira genç nüfusu olan, işçilik ücreti düşük, ithal tüketime aç bir ülkeydik, AB için devasa bir pazardık mesela.

Hayır bir de failed state durumuna düşmüş; mesela iç savaşla uğraşan ya da kanlı bir devrim yaşamış ve şerri yönetime geçmiş, milyonlarca vatandaşı Avrupa kapılarına mülteci olarak dayanmış bir Türkiye tam olarak hangi şekilde kimin işine yarıyor ki sürekli dış güçlerin bunu istediğini varsayıyoruz?
0
salihdt
(13.10.24)
turkiye'de her ne kadar cok skandallar donse de bir devlet gelenegi vardir. hukumet sinirlari zorladi son 20 yilda ama bir seviyeyi asamaz. 2013 yilinda halk buranin oyle cetvelle siniri cizilen ulkeler gibi olmadigini gosterdi herkese.

yani biz oyle ya da boyle 1000 yildir bu cografyadayiz ve bu halkin bazi refleksleri var ki daha bence yarisina bile sahit olmadik uc bir durumda neler olabilecegine dair. suriye falan gibi ulkelerle karistirmamak lazim.
0
bohr atom modeli
(13.10.24)
ben dünyada da bir değişimin eşiğinde olduğumuza ikna oldum. Dünyadaki 100 küsur yıllık milli devletler de, demokrasi de son zamanlarını yaşıyor olabilir sanki. Ben bir noktada nüfus yapısından dolayı demokrasinin tartışmaya açılacağına emin gibiyim. (oylara katsayı falan getirilebilir, ki mantıklı da olur) Ayrıca 4-5 yılda bir seçilen insanların uzun vadeli plan yapacak güdüsü yok.

Mesela tarih derslerinde Kavimler Göçü diye okutulurdu, belki 100 yıl ileriden baksak bizim yaşadığımız yıllara da aynısı denecek. İçinde yaşarken bazı şeylere isim koyamıyoruz. Tabii dünya uzun soluklu bişey, mesela bu halihazırdaki devletler çökecek desek, bizim ömrümüze denk gelmeyebilir 70 yıl sonra da olabilir bu.

Halktaki refleks de gidişatta ses çıkarmayıp son anda ucundan kurtarmak gibi. Mesela bu göç meselesini halk başta (oylarla) çözmeyip en son patlarsa elimizde şiddet vakaları, tehcir vs. bulabiliriz. Bu kadar global bir dünyada bunu mantıklı gösterecek adamlarımız da yok. İçimize (atıyorum) 8 milyon insan alıp, son anda kovmak için bir hamle yapıp zararlı çıkıp, üstüne ambargo yediğimizle kalırız. Hani akıl nerede?
0
nhk ni youkosu
(13.10.24)
Makyavelli'nin çok güzel bir lafı vardır. "Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin şerefsizliğini, alçaklığını, hırsızlığını, yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını yitirir."

Yapacak birşey yok bu millet kendi düştü.
0
komando kani var bende
(13.10.24)
(22)

Her insan çocuk sahibi olmak ister mi sizce ?

pembediken
Geçen arkadaşım insanoğlu çocuk ister illaki kadın olsun erkek olsun demesi tuhaf geldi. Childfree (bilerek çocuk istemeyen) gruplarında biyolojik saat nedeniyle isteyeler olabiliyor. Biyolojik saat diye bir şey var mı? Bence çocuk istememek gayet normal peki siz ne düşünüyorsunuz?
Geçen arkadaşım insanoğlu çocuk ister illaki kadın olsun erkek olsun demesi tuhaf geldi. Childfree (bilerek çocuk istemeyen) gruplarında biyolojik saat nedeniyle isteyeler olabiliyor. Biyolojik saat diye bir şey var mı? Bence çocuk istememek gayet normal peki siz ne düşünüyorsunuz?
0
pembediken
(12.10.24)
Herkes ister diye bir şey yok, ben istemiyorum.

Benim 3 tane kedi çocuğum var <3
0
rock n roll
(12.10.24)
biyolojik saatler geçeli çok oldu hala istemiyoruz biz :)) herkes ister demek saçma bir genelleme olmuş.
0
soft
(12.10.24)
biyolojik saat diye bir sey yok bence. ebeveynlik bir sosyal inşa. cocuk sahibi olmamak bir eksiklik degil.
0
deckard
(12.10.24)
İstemek de istememek de aynı derecede normal, herkes istediği gibi yaşasın diye düşünüyorum
0
kullanicadi
(12.10.24)
istemiyorum. Önceden buna ilerde çok param olsun o zaman yaparım diye kılıf buluyordum sonra düşündüm ki bu bir bahane, ne kadar zengin olsam da konu para değil ben düz çocuk istemiyorum deyip kendimle yüzleştim.

Aile travmam çocukluk travmam yok, iyi bir çocukluk geçirdim, annem ve babamla aram iyi, istemiyorum işte :)
0
grimavi
(12.10.24)
Ben istemiyorum, ömrüm boyunca bir kez düşünmedim bile.
İte köpeğe çocuğum diyenlerde tedavi olmalı bu arada.
0
pavlis
(12.10.24)
Sağlık konusu hariç, özgür iradeleriyle çocuk sahibi olmayanların bir gün gelip bu duruma çoook pişman olacaklarını düşünüyorum.
0
Mirket
(12.10.24)
böyle bir yerinden argümanlar üretelenlere çok sinir oluyorum.

ben kesinlikle çocuk sahibi olmak istemeyen biriyim. bana da "çocuk sahibi olmak isteyenler" garip geliyor mesela.
0
sorularimicinfeykhesap
(12.10.24)
Parazitler cunku.
0
lapaz
(12.10.24)
%1 in isine gelecek hic bi seyi yapmam
0
lapaz
(12.10.24)
Fevkalade mantıklı argümanlarımla birlikte çocuk sahip olmayı hiç düşünmedim.

Potansiyel partner çocuk ister mi diye korkuyorum yaşlar da geçti gidiyor :D
0
hedep
(12.10.24)
Ben istemiyorum zira çocuk sevmiyorum, belki kendi çocuğumu severdim ama sevsem bile benden iyi bir baba olacağını hiç sanmıyorum o sorumluluk duygum hiç yok, yani annemin babamın bana yaptığını ben yapamazdım gibime geliyor, yani en fazla madem dünyaya getirdik ayıp olmasın diye babalık yapmaya çalışırdım ama çok da isteyerek yapmazdım üstünkörü yapardım, gerçi üstünkörü babalık yaparken belki hoşuma gider farklı bir macera olur iyi ki yapmışım lan seni deyip kendimle gurur bile duyardım ne bileyim bench press yaparken bazen spotter lazım oluyor orada kullanırdım, işlevsel olabilirdi, böyle düşününce mantıklı gibi geldi şimdi çocuk yapmak.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.10.24)
biyolojik saat dedikleri sey bir cesit dürtü. durtusel davranmak da iradesizliktir. bi sey hosuna gitmeyince siddete basvurmak gibi. cocuk istememek son derece bilincli bi hareket cunku toplumsal odevlerine ters

cocuk istemeyen insan olmamasi icin dunyada kimsenin kurtaj, dogum kontrol gibi seyler yapmamasi lazim simdi sen soyle cocuk istemeyen insan olabilir mi?
0
ala09
(13.10.24)
Ben istemiyorum, istemediğim için de evliliğe (sadakate, benimsenmeye, değer verilmeye, sevgiye, kendisi için sorumluluk almaya vs vs) layık görülmüyorum. Halbuki benden iyi bir anne olmaz ve annelik sadece kendi çocuğuna bakmak değildir, o çocuğun babasının çocuğunu büyütmektir de. Birileri saçmalamış.
0
muhayyer divan
(13.10.24)
Dikkatli bakan sorumluluk sahibi icin cocuk yapmak delilik asil. Insanlar hayatlarindan vazgecmek istemiyorlar. Bircok yönden haklilar da…

Ben istiyorum ve şartlar olusunca yapacagim. Ileride bayramlarda birlikte yemek yiyecegim torunlarimin ve cocuklarimin olmasi bana güzel geliyor.

Ama yalan yok, su an doktor cikip senin cocugun olamaz dese de karar verme kismi benim elimden alindigi icin de bir rahatlama gelir cünkü cok da büyük bir sorumluluk ve fedakarlık gerektiren bir olay.
0
robert bosch
(13.10.24)
icten ice ister bence.

@titanyum aga sen rahatsiz misin alakali alakasiz her duyuruda millete hakaretler yagdiriyorsun. git tedavi ol amk.
0
baldur2
(13.10.24)
Bunu bir nevi "siyah" - "beyaz" gibi düşünmek anlamsız. Yıllar önce "Herhalde bir gün evlenir sonra da çocuk sahibi olurum" diye düşündüğüm zamanlar oldu ancak sonrasında zaman geçtikçe baba olmak istemediğimi farkettim. Sanırım çocuk sahibi olmak istemeyen bir çok insanın yaşadığı süreç de buna yakındır zira çocuk sahibi olmak norm kabul edilen, toplumun içinde küçük yaşlardan itibaren de herkese "Bak sen de bir gün anne/baba olacaksın" şeklinde empoze edilen bir şey. Diğer yandan da tabi ki cinselliğin biyolojik gerekçesi üreme, eminim ondan kaynaklanan dürtüsel ve hormonal bir yatkınlık da vardır.

Ancak biz bunların tamamına "Anlıyorum ama istemiyorum" diyebildiğimiz ve sırf içgüdülerimizle hareket etmediğimiz için insanız biraz da.
0
salihdt
(13.10.24)
@titanyum22 un rahatlamaya ihtiyacı var, incel incel diye kafayı yiyeyecek.
0
nuisance2
(13.10.24)
yerli yabancı bir sürü insan var evli ama çocuk isteyen

arkadaşınız biraz saf galiba
0
duyurukullanıcısı
(13.10.24)
@mirket pişman olacaklar olabilir ama hepsinin olacağını sanmıyorum. @baldur bence bizim toplumumda çocuk yapmak insanın kendini ispatlamasi. "Bakın ben üretebiliyorum" gibi. Içten içe isteme sebebi belki.

Demek ki insanın bulunduğu ortamdaki insanlara göre değişiyor bu durum. Ben istemiyorum ama benim ortam full tersi düşünenler.
0
🌸pembediken
(13.10.24)
hayır.
0
janderzel zartanyan
(13.10.24)
Bu tür genellemeler doğru değil.
Doğurduktan sonra bile herkes aynı şekilde yaşamaz anneliğini etrafımız anne olduğuna pişman olan ama bunu söylemekten korkan insanlarla dolu maalesef.

Ben istemiyorum, sanırım hiç istemedim geleceğe dair düşüncelerde her zaman yalnızdım.
Çocuklardan hoşlanmamamdan bağımsız kendimde bu sorumluluğu alabilecek irade göremiyorum.
0
mutekebbir
(13.10.24)
(1)

Dubai'den Türkiye'ye para transferi

Chips
Selamlar, Dubai'de banka hesabım yok. Western union dışında transfer etme yöntemi var mı uygun ücretli ve güvenilir ?
Selamlar, Dubai'de banka hesabım yok. Western union dışında transfer etme yöntemi var mı uygun ücretli ve güvenilir ?
0
Chips
(12.10.24)
Döviz bürolarının kendi sundukları para transferi yöntemleri var. Mesela UAE Exchange'in Türkiye'de de şubesi/anlaşmalı olduğu yerler vardı ve bunun üzerinden para transferi yapılabiliyordu diye hatırlıyorum. Websitelerine bir bakın bence.
0
salihdt
(13.10.24)
(17)

Köfteci Yusuf olayı

makbur
Hanımlar beyler nedir bu olayın aslı astarı sizce?Önce domuz eti çıktı dendi, sonra 2021'de adamların mekanına çökmeye çalışılmış vs vs.Çok derinlemesine takip edemedim ve merak da ediyorum..Yani komplo teorisine olmaz diyemiyorsun ama diğer taraftan Türk insanının inanılmaz bir yüzsüzlüğü ve arsızl
Hanımlar beyler nedir bu olayın aslı astarı sizce?

Önce domuz eti çıktı dendi, sonra 2021'de adamların mekanına çökmeye çalışılmış vs vs.

Çok derinlemesine takip edemedim ve merak da ediyorum..

Yani komplo teorisine olmaz diyemiyorsun ama diğer taraftan Türk insanının inanılmaz bir yüzsüzlüğü ve arsızlığı da mevcut, hani yedikleri bütün pislikleri haltları "yeğenim bunlar komplo montaj" şeklinde geçiştirmeleri..
0
makbur
(12.10.24)
ağa ne çıkarsa çıksın umurumda değil. o an seçeneklerime bakarım, mantıklı olan köfte yusufsa yerim.
0
pavlis
(12.10.24)
Tum linçlere rağmen coca cola satmaya devam ettiği icin kalemi kırıldı.
0
duster
(12.10.24)
2021deki çökme olayları yeni değil, o yıllarda olmuştu. Çok haber olmadı galiba o günlerde o haberleri okuduğumu hatırlıyorum.

O sebeple domuz eti meselesini hiç inandırıcı bulmadım ben.

Yeğenim bunlar komplodan ziyade yönetimde koltuk sahibi olup da neler neler ne yalanlar söyledi kimileri. O gücü çökmeye çalıştığı firmanın bedelini düşürmek için de kullanabilirler pekala
0
biseysorcaktim
(12.10.24)
ilk fırsatta köfteci yusufa gidip antrikot yiyeceğim. fiyatı çok uygunmuş. ben de yeni inceledim. sadece köfte yemiştim önceden artık antrikot ve pirzola yiyeceğim
0
abelardo
(12.10.24)
Alıp oyalanmamız için her hafta önümüze bir konu konuyor.

Nu haftanın konusu bu idi.
0
Mirket
(12.10.24)
youtube videosunu izledim. adamin temiz oldugu 10 km oteden belli oluyor. turkiye mafya cumhuriyetinde adamin kurdugu deger yaratan isletmeye salca olmaya calismislar. milyonlar yeniyor boyle ve sadece haydutlukla krallar gibi yasayan haramzadeler var bu ulkede. hatta son 10 yildir sadece onlarin borusu otuyor.
0
antikadimag
(12.10.24)
Şu olay bile ülkenin ne hale geldiğini göstermek açısından ibretlik. Adalet söz konusu olduğu zaman her olay "Schrodinger'in Kedisi" durumuna geliyor; suçlu da olabilir ama haklı da olabilir bizzat şahit olmadığımız sürece bilemeyiz.
0
salihdt
(12.10.24)
domuz olmasa da başka bir hile hurda olduğu zaten belliydi...

adam sıfırdan gelerek burger king, mcdonalds gücüne erişti. bunu yapmak bir destek olmadan çok çok zor. çakmış domuzu olay bu. adam temiz falan değil
0
ferenc
(12.10.24)
koskoca köfteci zincirinin domuzdan elde edeceği kazanç ne olacak, ne kadar olacak ki böyle bir riske girsin? mahalle köftecisi yapar, 10.000 olan cirosunu 15.000 yapsa faydadır. katmayı bırak, köfteleri komple %100 domuz etinden yapsa kazancı ne kadar artacak, adamın buna ihtiyacı mı var?

var bir iş, bana da komplo gibi geliyor.
0
kibritsuyu
(12.10.24)
Valla benim bu tür işletmelere güvenim çok düşük o yüzden birisi bana baya büyük ölçekli bir firmanın domuz eti kullanarak nasıl kar ettiğini anlatırsa inanacak durumdayım :D

Küçük bir yer olsa anlarım işletme köydeki avcıdan bir domuz alsa belki bir iki günlük ucuz et demek bu. Ancak yusuf gibi büyük bir işletmede bundan kar etmek için cidden büyük miktarda domuz eklemek gerekir sanırım. Denetime yakalanıp ciddi iş döndüren işletmeyi batırma riskini almak da bu kar beklentisini daha da yükseltiyor olmalı. Bu kadar büyük ölçekli bir şeyi de saklayamazsınız, nasıl saklanabilir ki? Yani, işçilerin birçok fabrikada çıplak ayaklarıyla bir şeylerin üstüne basarken tiktoka videolar attıklarını falan gördük. İş devlet denetimine gelene kadar bir yerden patlardı bu olay.
0
akhenaten
(12.10.24)
Bu adamın tipi bakışları tişörtü tişörtünden çıkan meme uçları bana hiç domuz eti kullanacak bir insan izlenimi vermiyor: pbs.twimg.com
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.10.24)
Çok net çökecekler
0
jackyr
(12.10.24)
Pişmiş ette çıkmış. Çiğ örnek almamışlar. Pişmiş ette benim bile DNA'm çıkabilir istersen. Çökme olayı konusu geçti. Siyasal islamcı kanadı yok kokakola, yok domuz, yok bilmemne diye laf ediyor. Köfteci Yusuf'un sonucunda ise vatan, millet, ezan, dış mihrak falan geçmiyor. Açıkçası ben ikna oldum.
0
nawar
(12.10.24)
Hic kofteci yusuftan alisveris yapmadim ama bilseydim domuz eti katmislar siparis verirdim. Cunku cok lezzetli oluyor.
0
Zetnikov
(12.10.24)
Neden at eşek daha ucuzken değil de domuz? Dini bütün arkadaşlara oynamak için yapılmış gibi geliyor bence de çökmek için.
0
mirty
(12.10.24)
fetöynen aynı. lahanayı yerken, olmadık yerlere çöküp her şehre en az bir şube açarken kıtır kıtır, bize attığın sakalı artır denince meeeğğ. tamamen çıkar çatışması. sömürgeci yusufun eline verilmesi.

akp Türkiye'sinde 1200 şube açmış adama temiz demezsin ya :)))))))

edit: ayrıca yeni öğrendiğim bir şey var. bu dayı meb ile anlaşma yapmış. meslek lisesinde yemek bölümlerinde okuyan öğrenciler yusufta saat doldurmadan mezun olamıyorlarmış. öğrenci başka yerde staj yapmak istese olmuyormuş. illa yusufta üç kuruşa, onun karar verdiği saatlerde çalışıyormuş küçücük çocuklar. asgari ücretin çok çok altına bir paraya. elemanları akp bağlantısı sayesinde beleşe getirmiş tosuncuk. sorarlarsa "garip kuşum" dersin.
0
titanyum22
(12.10.24)
belkide hiç işletme ve yöneticilik tecrübesi olmayan kişiler bile kalkıp yorum yapıyor, bir kere bu kadar şubenin operasyonlarını yönetmek kolay bir şey değil, kaldı ki bu gıda raporu siyası bağlantıları olan birilerinin yusuf a kumpas yapmadığını kim iddia edebilir. Biliyoruz ki başta tuik olmak üzere devlet kurumlarının şeffaflığı konusunda türlü şüpheler mevcut.

Diyelim ki adamlar içerisine domuz eti koyuyor, bu şekilde mi büyüttüler şubelerini, madem bu eti kullanıyorlardı şimdiye kadar neden bir rapor yayınlanmadı. ?

Diyeceğim o ki bu ülkede , her türlü olumlu ve olumsuz haberlerin peşin hüküm vermeden sorgulanması gerekir.

Şansen benim için değişen bir şey yok, gider köftemi de yer çayımıda içerim. Hatta ben gitmeden bile online sipariş verip, siparişin ihtiyaç sahibi birisine teslim edilmesi notunu yazdım.

Ha olurda içime kurt düşerse, küçük bir parça alıp gıda tarım müdürlüğüne bir numune göndermeye bakar.
0
Rao
(12.10.24)
(4)

dubai

mysql34
arkadaslar selam,ilk defa dubai'ye gidicem şehir içi ulaşımda neyi tercih etmek gerek araba kiralamak mantıklı mı? dubai ile ilgili tavsiyelerinizi dinlemek isterim
arkadaslar selam,

ilk defa dubai'ye gidicem şehir içi ulaşımda neyi tercih etmek gerek araba kiralamak mantıklı mı? dubai ile ilgili tavsiyelerinizi dinlemek isterim
0
mysql34
(11.10.24)
Araba kiralamak çok daha kolay olacaktır ama kurallara dikkat edin; her taraf kamera dolu, çatır çutur ceza kesiyorlar. Dubai'de toplu taşıma turistik amaçlı kullanılası bir şey değil.
0
salihdt
(12.10.24)
Araba kiralayabilirsiniz ama dedikleri gibi şerit değiştirirken bile ceza yediğin oluyor. Arabayla gidilecek pek bir şey de yok aslında. 1-2 outlet var (alışveriş yapacaksanız mutlaka dubai outlete gidin) sadece.
Burj Khalifa - Dubai Mall aynı metro durağında
Emirates mall (devasa bir avm)
JBR Marina bölgesi (alkollü mekanlar burada)
Burj Arab bölgesinde bir şey yok gitmeyin :) denize de girecekseniz JBR Beach marina bölgesinde girin
bir de Gold Souq Spice Souq denilen bizdeki mısır çarşısı gibi yerler old dubai bölgesinde buraya metro ile giderken biraz kalabalık olabilir çünkü düşük gelirliler asıl metro kullanan kısım buralarda yaşıyor.

Metronun asıl hattı tek bir line sonra 2 line daha var ancak dediğim gibi onlar uzak taraflarına gidiyor pek turistik bölgeler değil.
İş saatleri dışında metro genelde boş oluyor, iş saatlerinde müthiş bir trafik oluyor o yüzden uber kullanırken dikkat edin.

bunun dışında palm da birkaç yer var aqua park vs gibi şeyler.
Çöl safarisi keyifli olur 80 dolar civarı bir şey önce atv ve develerin binildiği bir yere götürüyorlar burası opsiyonel. Sonra 4x4 araç ile çölde geziniyorsun bazı noktalarda duruyor. Sonra da çölün ortasında yemek yiyorsun burada mutlaka sınırsız olarak anlaşılan 2 menü var çünkü fiyat farkı çok az.

yapacak bir sürü etkinlik var ama hepsi işte turistik olaylar. Paraşüt, sky diving vs gibi şeyler.
getyourguide indirip bakabilirsin

5 günden daha fazla kalacaksanız abu dhabi'yi de görmenizi tavsiye ederim. 1 saat uzaklıkta yas marine falan var
0
croswell
(12.10.24)
ehliyet varsa araba kiralamamak salaklık bence. mantıklıyı geçtim.
0
zeleno
(12.10.24)
Eğer araba kiralayıp kullanacaksan kesinlikle Waze navigasyon programını kullan, hız kameraları +20km'de aktif oluyor. Yani yol limiti 80km/s ise 100km/s hızı geçmemen gerek.

Şehir içinde taksi yaygın. Careem uygulamasından taksi çağırıp fiyatları görebilirsin.
0
Northern Mariner
(15.10.24)
(4)

Madrid Konaklama

eugenol
Her yurtdışına çıkışta bir panikle bookingten yerimi ayırtıyorum. Bu sefer Madrid için yer ayırtmadan gitmeyi, Gran Via veya Sol vb bir yere gidip favoriye attığım hostellere gidip kalmayı düşünüyorum. Bu şekilde sorun yaşar mıyım acaba? Bookingte gözüme kestirdiğim bazı hosteller dolu gözüküyor ama
Her yurtdışına çıkışta bir panikle bookingten yerimi ayırtıyorum. Bu sefer Madrid için yer ayırtmadan gitmeyi, Gran Via veya Sol vb bir yere gidip favoriye attığım hostellere gidip kalmayı düşünüyorum. Bu şekilde sorun yaşar mıyım acaba? Bookingte gözüme kestirdiğim bazı hosteller dolu gözüküyor ama benim gibi gelen müşteriler için illaki boş yer ayırıyorlardır diye düşünüyorum, yanlış mı düşünüyorum sizce?
0
eugenol
(11.10.24)
Öyle direkt giderseniz oda bulamayabilir, bulsanız bile daha yüksek ücret ödeyebilirsiniz.
0
salihdt
(12.10.24)
illa boş yer olur oda olmaz ama yatak mutlaka olur. Hostel mantığı bu zaten. Yüksek ücret ödeme gibi bir durum olmaz genelde hostellerde yatak ve oda ücreti olarak yazarlar girişte hatta indirim bile yaparlar.

Madrid'de kaldığım yeri hatırlayamadım ama Barcelona'da Sant Jordi'yi çok severim onların sitesine baktım Way hostel diye bir yeri öneriyorlar 2060hostelandmarket.com
0
croswell
(12.10.24)
Generator diye bir hostel zinciri var Avurpa'nin çeşitli şehirlerinde. Oraya da bakabilirseniz. Kalmadım şahsen ama Amsterdam ve Barselona'da otel ararken denk gelmiştim.
0
put it in your appropriate place
(12.10.24)
Güncelleme: Şehir merkezine gidip (Sol) gözüme kestirdiğim 3 hostelde yer bulamadım. 4. de bir gecelik bulup, diğer gece için bookingten başka bir hostel için rezervasyon yapmak zorunda kaldım. Madrid epey turistik bir şehir olduğu için yanlış bir strateji uygulamış oldum. (Bu arada bookingten ya da değil odalar için fiyat farkı olmuyor)
0
🌸eugenol
(18.11.24)
(2)

referans sorusu

owaki
yeni mezunum.2022de iki yerde staj yaptım, 2024te mezun olup birkaç yeni mezun programına başvuru yaptım. İki programda da bayağı ilerledim ve ikisi de ikişer referans araması istedi. 2022deki staj yöneticilerimin bilgilerini ilettim, sağolsunlar konuştular. Şuan o programlardan biri kapsamında bi y
yeni mezunum.
2022de iki yerde staj yaptım, 2024te mezun olup birkaç yeni mezun programına başvuru yaptım. İki programda da bayağı ilerledim ve ikisi de ikişer referans araması istedi. 2022deki staj yöneticilerimin bilgilerini ilettim, sağolsunlar konuştular.

Şuan o programlardan biri kapsamında bi yerde çalışmaya başladım, işimden memnunum ama emekli olana kadar kazık çakmak gibi bir niyetim yok, yani belki emekli olana kadar burada çalışırım belli olmaz bu işler ama başka bi yere geçebilecek olma düşüncesi daha stressiz hissettiriyor, bu yüzden ilerleyen yıllarda veya belki yakın gelecekte başka bi işe başvurabilirim en azından teoride.

X şirketine başvursam, yine ref isteyecekler.

Birkaç yıl önce staj yaptım diye üçüncü dördüncü kez şu ikcı ile konuşur musun demeye utanırım staj zamanından kalma yöneticilerime. onlar da bıkmış olabilir, veya x şirketi staj yöneticin olmaz artık diyebilir.

Mevcut şirketimdeki yöneticime, ben x şirketine başvuracağım referans olarak seni yazsam olur mu da diyemem. Mevcut işi sallamadığımı vs düşünür ağzımızın tadı kaçmasın.

Nedir bu işin oluru?
Akademik ref olabilecek bir kişi var ama çalıştığın yerlerden diye belirtiyorlar
0
owaki
(09.10.24)
Genelde referans yakın zamanda çalıştığın birinden ya da senin alanında prestijli birinden alınır. Mesela 3 yıl sonra hala staj tecrübesinden referans vermek garip kaçar. Genelde mevcut şirkette birilikte çalıştığın ama diğer yandan çıkarların çatışmayacak biri olabilir ya da yöneticin olup başka bir şirkete giden biri olabilir. Dediğin gibi mevcut yöneticinden referans istemek belli istisnai durumlar haricinde saçma.
0
salihdt
(09.10.24)
mevcut şirketinizde yönetici referans vermek imkansıza yakın. ya ayrılan bir yöneticinizden ya da bir iş ortağınızdan rica edebilirsiniz. ya da mevcut şirkette güvendiğiniz peerlarınızdan birini verebilirsiniz. ikcılar ilk iş yeriniz olduğunu bilirse ve güzelce açıklarsanız bir problem yapmazlar genelde.
0
awlmi
(09.10.24)
(5)

yatirim - orta vade

baldur2
3-5 sene sonrasi icin nominal olarak 2 katina ne cikabilir?yatirim fonu?etf?bitcoin?altin? ne tavsiye ederdiniz. 100k var diyelim. bu nasil 200k olur 4 veya 5 sene sonra? garanti yontem istemiyorum ama ne en mantikli onu merak ettim.
3-5 sene sonrasi icin nominal olarak 2 katina ne cikabilir?
yatirim fonu?
etf?
bitcoin?
altin?

ne tavsiye ederdiniz. 100k var diyelim. bu nasil 200k olur 4 veya 5 sene sonra? garanti yontem istemiyorum ama ne en mantikli onu merak ettim.
0
baldur2
(08.10.24)
Yıllık %15 civarı net kazanca denk geliyor sanırım. Açıkçası bunu bilsem çoluğu çocuğu satar parayı ona koyarım...

Ama şahsen tematik bir fon ya da ETF derim. Gerçi Nvidia falan zaten değerlendi ama yine de AI da, Bitcoin de mikroçiplere abanıyor; ya o alanlara bakardım ya da mRNA aşıları çok iyi bir gelecek vaadediyor; belki bir miktar da o tarafa bakardım.
0
salihdt
(08.10.24)
Nominal değil reel'i kastediyorsun sanırım. Şu an %50'den faize koyduğun 100 TL nominal olarak 150 TL oluyor bir senede zaten.

4 sene sonra reel olarak 2 katına çıkmak demek senede basit getiri ile (bileşiği hesaplamaya üşendim) reel olarak %25 getiri sağlamak demektir. Bu da her dönem enflasyonun %25 üstü kadar getiri sağlamak demektir. Bu olasılık finanstan anladığım kadarıyla çok karlı iş kurmak, harika hisseler yakalamak, coin'lerin çıkış trendini yakalamak son olarak mesaini buna ayırarak bunların günlük trade'ini yapmaktan geçiyor.
0
twelfth
(08.10.24)
Sorunun da cevaplarin da şaka olduğunu farzediyorum.

Hisse yoğun fon.
0
deer hunter
(08.10.24)
100k dolar olacak arkadaslar. Keske en basta oyle sorsaydim.. nominalden kastim da 100k'nin 3 sene sonra 200k olmasi. Yani 3 sene sonraki alim gucundeki degisimi isin icine katmadim daha basit bir cevap almak icin.
0
🌸baldur2
(08.10.24)
Hindistan ETF'ini al.Muhtemelen 5 senede dolar bazinda 2 katina cikacaktir.
Plase Paypal hisse senedi
0
turkuaz
(08.10.24)
(8)

Yılda 4.5 milyon TL kazanan

deer hunter
yıllık cirosu 10 milyon tl, bütün giderleri ve ürün maliyetleri çıkarıldığında net 4.5 milyon tl kar bırakan, devamlı müşterisi olan ve içinde toptan maliyetinden 2.5 milyon tl satış rakamı üstünden 7 milyon tl ürün ve 500 bin tl değerinde demirbaşı bulunan bir isyerini ceket alıp çıkarak kaç liraya
yıllık cirosu 10 milyon tl, bütün giderleri ve ürün maliyetleri çıkarıldığında net 4.5 milyon tl kar bırakan, devamlı müşterisi olan ve içinde toptan maliyetinden 2.5 milyon tl satış rakamı üstünden 7 milyon tl ürün ve 500 bin tl değerinde demirbaşı bulunan bir isyerini ceket alıp çıkarak kaç liraya devretmek iki taraf açısından da adil olur? tecrübeli kişilerin fikirlerini bekliyorum.
0
deer hunter
(06.10.24)
Sektörüne göre kar çarpı ay sayısı değişir derler ama genel kanı benim gördüklerime göre 24 ay üzerinden. Şirketimi satma düşüncesi hasıl olduğunda bu hesaptan gidiyorum.

375*24=9 milyon yapıyor. İçerideki malzemeler de 2.5m ediyor. 11.5m oldu. 500 bin de demirbaş ile 12m yaptı. Bence bu fiyat adil. Ama önemli olan alacağın parayla ne yapacağın? Bir planın yoksa parayı istemeden eritebilirsin, harcayabilirsin vs.
0
Shepard
(06.10.24)
merakımı mazur görün işletme ne üzerine acaba?
0
saaman
(06.10.24)
Bijuteri.
0
🌸deer hunter
(06.10.24)
Profesyonel destek almalısın.

Cevap 24 aylık kar toplamın + aktiflerin kesinlikle değil.
0
gabe h coud
(06.10.24)
Bence de değil. Ben 5 istiyorum işi kafamda bitirdiğim için. Talip olan arkadaş dukkanim mazisini potansiyelini yıllık kazancını yok sayıp icerdeki ürün kadar yani 2.5 milyon TL teklif ediyor. Demirbasa da bedelinin yarısi olan 250 bin teklif ediyor.
0
🌸deer hunter
(06.10.24)
Bence de bir mali müşavirle konuşmak en iyisi ama 2.5 tabi ki saçma hatta 5 milyon da az, zira 5 milyon karşılığı alınan mal, marka ve demirbaş ile bu kişi kabaca 8-9 ayda 7 milyon ciro yapıp bunun üzerinden 3 milyon TL net kar ederek yatırımını önemli ölcüde geri almış olacak. Faiz oranlarının düşme eğiliminde olduğu düşünülürse bence tutarın daha yüksek olması kesinlikle lazım. Marka değeri, lokasyon, kur riski, ekonpmik belirsizlikle vb. gibi etkenlerden sonra yatırımın geri dönüşünün 2.5 - 3 yıl olması Türkiye şartlarında mantıklı olabilir.
0
salihdt
(07.10.24)
yilda 4.5 milyon tl birakan bir isletmenin degerinin cok daha fazla olmasi lazim.
2.5 milyon veren adama cevap bile vermem. sen 5 diyorsun ama bence asiri comertsin.
profesyonel yardim alman lazim, benim tahminim 25-30milyon arasi bir rakam olur, icerdeki urunleri demirbasi vs ekleyince.
0
cooperr
(07.10.24)
Ben potansiyel alıcı olarak yazayım. Demirbaşa 1/2'si ile mala maliyeti uygun. Bunları ben de ilk olarak bu şekilde düşündüm. Demirbaşa hadi ayıp olmasın diye, mala da o işi yapacağım için bunları veririm. Kurulu iş düzeninin ne kadar edeceği şartlara göre çok değişken. Örneğin mevcut sözleşmelerin durumu, kendi işletmemle girip giremeyeceğim, işin benden ne kadar süre isteyeceği, know-how'un ne kadarını aktaracağın vs. Ceketini alıp çıkmak demek, kurulu düzen belki sıfır olmasa da sıfıra yakınsayabilir demek. Örnek olarak en basitinden kiralayan ben onu bilirim, sen hadi güle güle git dese kurulu düzenin bitiyor. O açıdan daha detaylı inceleme gerekir.
0
osssy
(07.10.24)
(5)

Schengen Otel Rez Hakkında

Take it away honey
Dostlar saçma gelebilecek bir sorum var ama tam cevabı bulamadım. Birden fazla şehirde kalınan durumda başvuru formuna her oteli tek tek yazmak mı gerekir yoksa en fazla kalınan oteli mi? Dilekçeye seyahat planı yazacağım da o nedenle her gittiğim şehirdeki otelleri yazmam gerekliymiş gibi hissettim
Dostlar saçma gelebilecek bir sorum var ama tam cevabı bulamadım. Birden fazla şehirde kalınan durumda başvuru formuna her oteli tek tek yazmak mı gerekir yoksa en fazla kalınan oteli mi? Dilekçeye seyahat planı yazacağım da o nedenle her gittiğim şehirdeki otelleri yazmam gerekliymiş gibi hissettim.

Cevaplar için şimdiden teşekkürler.
0
Take it away honey
(06.10.24)
Dilekçeye sadece gideceğim şehirleri yazıp o şehirlere dair rezervasyon dökümanlarını evraklara ekledim. Otel adı yazmak gereksiz bence.
0
Amaranta ursula
(06.10.24)
Şöyle başvuru formunda kalınacak otelin adresi adı ve numarasını eklemek zorundayım. O nedenle sordum aslında soruyu. Yani dilekçeye otel ismi eklemeyeceğim.
0
🌸Take it away honey
(06.10.24)
otel rezervasyonu feyk oluyor zaten. ben sadece bir şehirde otel seçip o oteli yazıyorum.
0
jelly bear
(06.10.24)
Ben hep bütün otelleri tek tek ekledim zaten her güne dair rezervasyonları da istiyorlar. Zaten o formu doldurmanın en sıkıcı yanı da ilgili alanın küçücük olması.
0
salihdt
(06.10.24)
4 otel olacak bende nasıl sığdıracağımı bilemediğim için bilmediğim bir durum olabilir mi diye sordum soruyu. O zaman puntoyu küçülteceğiz mecbur
0
🌸Take it away honey
(06.10.24)
(19)

çocuk sevmeyenlere sorum - neden?

mark greg sputnik
BAHSETTİĞİM ŞEY ÇOCUK SAHİBİ OLMAK DEĞİL.bazı insanlar çocukları hiç sevmez. etraflarında bulunmasını istemezler. şimdi ebeveynler zaten aşırı zor olsa bile muhtemelen kendi çocuklarından bıkmıyorlardır, yani en azından "keşke olmasa!" diyemiyorlardır. amca, teyze, dayı, hala vs. desen zaten premium
BAHSETTİĞİM ŞEY ÇOCUK SAHİBİ OLMAK DEĞİL.

bazı insanlar çocukları hiç sevmez. etraflarında bulunmasını istemezler. şimdi ebeveynler zaten aşırı zor olsa bile muhtemelen kendi çocuklarından bıkmıyorlardır, yani en azından "keşke olmasa!" diyemiyorlardır. amca, teyze, dayı, hala vs. desen zaten premium üye, çocukla keyifli vakit geçirip sıkılınca anasına babasına verebiliyorlar.

ama genel olarak hani mesela işte arkadaşıyla buluşurken onun bebeğini de getirmesine bile kızan, bebeklerle, çocuklarla aynı ortamda bulunmayı hiç sevmeyen insanları merak ediyorum.

ben her zaman çok sevmişimdir mesela, yaş çok fark etmez, ergenliğe kadar hepsini aşırı sevimli buluyorum. bi yandan çok saflar, diğer taraftan bizim asla aklımıza gelmeyecek düşünceleri olabiliyor. bebek zaten sevimli ve saftirik, biraz daha büyükleri "anaa harbi lan!" dedirtecek bissürü enteresan fikir üretebiliyor vs...

bir çocuğun devamlı sorumluluğunu almak dünyanın muhtemelen en zor işidir, ona itirazım yok ama neblim hani çocuk deyince yüzü düşen insanlar var. onu merak ediyorum. niye sevmiyosunuz? ağladığı için mi? makul bi şekilde iletişim kurulamadığı için mi?
0
mark greg sputnik
(05.10.24)
Çocuk bence çok büyük sorumluluk. ekonomik açıdan ve ilgilenme açısından bana yük geliyor.
0
ferenc
(05.10.24)
Ben çocuk sesinden nefret ediyorum bağran çağıran zırlayan bi çocuk hayattan soğutuyor beni.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.10.24)
e arkadasinla oturup iki muhabbet edeceksin ya cocuk orda ses yapacak ya ilgilenilmesi gereken bi seyler olacak. laf bolmek zaten hepsinin yaptigi bi sey sonuc olarak rahat degil. hele is yerine getirmek, daha fazla yorum yok
0
ala09
(05.10.24)
Çok çocuklu ailede büyümüş (birisi 3 diğeri 4 kardeş) iki arkadaşım da çocuk istemiyor. Kardeşlerine anne babalık yapmak durumunda kalmışlar ve bıkmışlar öyle söylüyorlar
0
kullanicadi
(05.10.24)
Sürekli bitmeyen bir ses... Ve o ses kulaklarini tirmalayacak seviyede olmadığında bile ilgini çekecek herhangi bir şey anlatmiyor
0
abuzer
(05.10.24)
Ben o yüzü düşen kişiyim. Çünkü doğası gereği hareketli, meraklı ve gürültülü oluyor. Sınır kavramları da yok. Duygusal bağımın olmadığı çocuklar sevimli gelmiyor o yüzden. Bir çocuğa sevgi besleyip tahammül edebilmem için ya öğrencim ya da kan bağımın olması gerekiyor. Diğer türlü uzaktan seviyorum yetiyor.
0
ruhen hastayim ben
(05.10.24)
Çocukları değil ebeveynlerini sevmemek aslında konu. Tek vasfı hamile kalmak-hamile bırakmak olan kişiler anne-baba olunca şımarık, sürekli ağlayan, bağıran, etrafı dağıtan, olay çıkaran insanların 2 saat dinlenmek için gittikleri yerin içine sıçan veletler ile hayvanlara ve kendilerinden daha küçüklere işkence eden p*çler doğuyor. Yoksa insan evladı gibi çocuklar ile ilgili sorunum yok. Baldan tatlı çocukları olan arkadaşlarım var.
0
nawar
(05.10.24)
@nawar, güzel nokta hocam. buna kesinlikle katılıyorum. bebek istediği kadar saçmalasın neticede birkaç senelik insan evladıdır, laf anlatsan da anlamaz ama çocuk yaptığı için kendini takdire layık gören sorumsuz ve dangalak ebeveynler gerçekten çekilmiyor.
0
🌸mark greg sputnik
(05.10.24)
Kaleci sacli +1
Nawar +1
0
mor oje
(05.10.24)
Çocukları "sevmeyen" biri değilim, onlarla iletişimi beceremeyen, kısa süre sonra elinde olmadan bunalan, darlanan, zaman zaman (çocuğun şımarıklığına, ailesinin ona yaklaşımına göre) sinirlenen biriyim. Hiçbir zaman hiçbir çocuğa hiçbir şekilde zarar gelmesini şstemem ve zarar vermem. Fakat çocuklarla bir arada olmak beni fena halde darlar, bunalırım, bazen sinirlenebilirim. Uzaklaşırım, elimden geldiği kadar da sorumluluk almam,bir arada durmam.

Dediğin örneği de cevaplayayım,

Arkadaşımla buluşmaya gelirken bebeğini getirmesi beni çok bozmaz, ama 2 yaştan itibaren o bir bebek değildir çocuktur ve çocuk sürekli anne ilgisini üzerinde ister, ben ise annesini ondan çalıyormuş gibi hissederim ve bu histen nefret ediyorum. Ayrıca bir çocuk hiçbir zaman büyüklerin kendi aralarındaki sohbetleri dinlememeli, duymamalıdır. Çünkü bilinçaltı bunlaro kaydeder ve kendi hayatımda yaşadığım gibi hayata dair bazı şeylerden nefret yahut korku geliştirebilirler. Bunu çok şiddetli yaşıyorum, onun için arkadaşımla görüşürken yanımda çocuk istemem.

Çocukları severim, çocukluğun o hesapsız ve korkusuz coşkusuna çok imrenirim ama bir arada duramam, bunalırım. Belki ben baskı altında (kime göre neye göre baskı) büyüdüğüm içindir, bilmiyorum.
0
muhayyer divan
(05.10.24)
Bebeklere agucuk gugucuk yapmak hoşuma gitmiyor. Yani bebekler sevimli gelmiyor bana, bi de kontrol edilemeyen, iletişime geçilemeyen canlılar olması da rahatsız ediyor. Gürültü de zaten söylenmiş.

Şöyle 7-8 yaşından itibaren en azından sohbet edilebilir seviyedeki çocuklarla bir sorunum yok. Hele böyle spesifik bir ilgi alanı olan, meraklı ve hafif büyümüş de küçülmüş çocuklarla sohbet etmekten keyif de alırım. Ama ne bileyim gel boyama yapalım, evcilik oynayalım tarzı işlerde de yokum :D

Ben genelin aksine ergenler konusunda daha pozitifim. Tabii ki bu salak kanzi tip ya da zevzek ergenler değil de biraz okuyan eden ergenlerle sohbet etmek keyifli oluyor.

Benim kardeşimle aramda 11 yaş var, bebekken doğru düzgün zaman geçirmişliğim yoktu neredeyse. Büyüdükçe, bir şeyler paylaşabildikçe yakınlaştık ve şimdi 17 yaşında bir ergen olarak kendisini çok seviyorum. Kendi öz kardeşimi bebekken pek sevmiyodum yani, elin veledi de kusuruma bakmasın :D
0
nundu
(05.10.24)
Neyi neden sevip neden sevmediğimizi pek bilmeyiz aslında. Çok daha derinden gelen şeyler bunlar en fazla justify edebiliriz bi bahane açıklama uydururuz hemen aslında şundan dolayı diye.

Yani seven anlaşan bi şekilde seviyor, sevmeyen de sevmiyor dünyanın en bayağı dandik yanıtı gibi dursa da mevzu böyle cidden.

Ben sevmeyen taraftayım niye sevmiyorum diye düşündüğümde ne yapacağı belli olmayan kontrolsüz, ayarsız, salyalı yüksek sesli inanılmaz dikkat edilmesi gereken bi yaratık sonuçta diyorum. Tanımadığım çocuklarla ilgili sıkıntım var sanırım. (bunu beni tanımadan okuyunca vay g*t herif deniyor çok doğal olarak da öyle değil durum yani dediğim gibi mantıklı bi sebep aradığımda aklıma bunlar geliyor)

Ha çocuk görünce goblin görmüşüm gibi kaçmıyorum çok iyi anlaştığım çocuklar da oldu, yeğenlerimle gayet güzel vakit geçirdim ufaklıklarında çok da seviyordum. Ama 20 yaş altı olmayan bi yere gönder beni ay çocuk seveyim göreyim demek aklıma 20 sene gelmez sanıyorum.
0
hedep
(05.10.24)
sevgi dolu ortamda buyumemistir, genel olarak iletisim sorunu da vardir muhtelemen.
cok kalabalik ortamda buyumustur nefret etmistr
bir suru sebep olabilir
0
kurcalamabozarsin
(05.10.24)
Ben de pek sevmem ya çocukları çünkü anlaşamam ve onu anlamaya çalışacsk sabrı gösteremem.

*geçen gün havuza gittim, çalışanlardan birinin çocuğu da gelmişti. Suya atlayıp bağrınıp çığrınıp duruyodu. Sabahın 8inde 2 kulaç atıcam, yarım saat 1 saat yüzüp gidicem, çocuk huzur bırakmadı.

*metroya biniyorum, bebek arabasıyla terör estiren biri biniyor, zaten sıkıl tepiş gidiyoz, bi de arabadaki çocuk zırıl zırıl ağlıyor, moral filan kalmıyor.

*bayram günü akraba evine gidiyorum, kahvaltımı yapıp kahvemi içip milletle sohbet edicem sanıyorum, çocuk eğlemekten başka bi şey yapmadan dönüyoruz eve. Acıkıyolar oyun istiyolar.

*bi ara amcamın evine gidemiyorduk çünkü kızı 4-5 yaşındaydı, gittiğimiz andan çıkana kadar barbi bebeklerle oynama simülasyonuna giriyoduk, oynamazsak mızmızlanıp ağlıyodu. Korkunç bi dönemdi.

Bu gibi şeyler yani. Ben de sevmiyorum. Zaten şöyle bi söz duymuştum çocuklar osuruk gibidir kimse kendisininkinden başkasına katlanamaz fjfkfkgk

Bi gün kendi çocuğum olursa bu bana yük gelmez muhtemelen içgüdüler sayesinde ama şu an başkasının çocuğunu pek de sevecek bi psikolojide değilim fmgkgkf
0
turuncu tonlarda
(05.10.24)
çok yeni bir şey söylemeyeceğim görünüşe bakılırsa:

çocuklarla çalışmayı seviyorum ama arkadaşlarımın çocuklarıyla ilgili toplumsal zorunlulukları yerine getirmek (örneğin, ilgilenmek, sevgi gösterisinde bulunmak, beğeni ifade etmek, hediye almak) istemiyorum. içimden gelirse bunları zaten yapıyorum, ama çok zaman söz konusu çocuk, benimle arkadaşımın arasındakı kopuşun "sorumlusu" oluyor. çünkü birlikte geçirilen zamanlarda çocuk bir şekilde odakta oluyor, veya çocuksuz bir insan olarak çocuklu akranlarınla geçirdiğin zamanlarda görünmez kalıyorsun senin bir hayatın yokmuş gibi. bezin kaç para olduğu da ilgimi çekmiyor, 3 yaşındaki çocuklarını kreşe vermek için milyor milyar gerekmesi de.

genelde de çocuktan çok, sorumsuz veya umursamaz ebeveynlerine kızıyorum. çocuğa yapacak bir şey yok, çok günahı veya sorumluluğu yok davranışlarında (mizaç olarak kiminin yamyam olduğunu kabul etmek gerek. ayrıca hepsinin öyle çok saf olduğunu da hiç düşünmüyorum).

arkadaşlarımın çocukları bir yana, hiç alakam olmayan insanların çocukları söz konusu olduğunda tahammülüm kendilerine ve ebeveynlerine çok çok daha düşük.
0
harfitarif
(06.10.24)
Açıkçası benim şahsen en zorlandığım şey çocuklu bir arkadaşla buluşup sohbet edebilmek. Sohbetin "Tamam yavrum, efendim canım, yapma evladım" gibi bir şeyle bölünmeden 10 saniye devam edebilmesi mümkün değil. Haliyle insan konuştuğundan da buluştuğundan da bir şey anlamıyor. Ha bir de tabi çocukla gelen kısıtlar var; oraya gidemeyiz, o saatte ayakta olamayız, onu yapamayız; o da zaman zaman zorlayıcı oluyor.
0
salihdt
(06.10.24)
güzel noktalara değinilmiş aslında insanların sevmediği eğitimsiz şımarık çocuklar, ailesi biraz kaliteli ilgi alaka gösterip doğru şekilde ahlak kurallarını verirse insanları rahatsız etmeyen oyun oynayıp başkalarını üzmeyen çocuklar ortaya çıkabiliyor.

ha bazı çocuklar o yaşta o eğitimi reddediyor bazısı reddetmiyor olay çok değişkenli.

ben küçükken düzgün aile eğitimi almış çocukları seviyorum ama her bir halta ağlayan zırlayan mızmızlanan şımarık çocukları sevemiyorum. deniyorum oynamayı iletişimi vs baktım olmuyor hadi yoluna diyorum yok güzelce anlaşırsak tüm gün oynuyoruz.
0
basond
(06.10.24)
Ben anneyim ve kendi çocuğumu çok seviyorum ama başka çocukları hiç sevmiyorum maalesef. Doğurmadan önce de sevmezdim çocukları.

Çünkü çok gürültü yapıyorlar, kontrol etmek zor, strese giriyorum, sürekli korumak gerekiyor, ilgi istiyor. Sevmiyorum arkadaş buluşmasında çocuk.
Ama kendi çocuğumda bunları kontrol edebildiğim için çok seviyorum.
0
kaptan maydanoz
(06.10.24)
çocukları sevmeyenler bence sevenlerden fazla. çoğu insan seviyormuş gibi rol yapıyor.

çocuklar sevilmez çünkü ağlarlar, zırlarlar, inatçıdırlar, şımarırlar
sürekli oyun oynamak isterler, yorarlar.
agucuk gugucuk yapmayı sevmiyorum. yapmadığım zaman ay ne soğuk diyorlar. bizim çocugu sevmedi, bizi de sevmiyor diyip gönül koyuyorlar.
agucuk yapıp çocuğu eğlendirince şımarıyor, bu sefer yapışıyor hep istiyor. ciddi olman gereken yerde de yapışıyor. hatta geçen başıma geldi, ciddi bir şey konusuluyor çocuk yapıstı konusup duruyor 4 yaşında falan. bir sus da diyemiyorsun anlamıyor.
ayrıca çocuklar her şeyi hemen söyler. adamı ipe götürür valla. anne bu bana böyle dediii diye hemen ispiyonlar. olay yanlış anlaşılır saçma sapan yerlere gider. bu sefer annesi ile aran kötü olur.
çocukların çoğu çirkindir. kirpi yavrusunu pamugun diye severmiş. herkese kendi çocugu yegeni güzel geliyor ama çogunlugu çirkin. foto gösteriyorlar bak ne kadar güzel diye, halbuki güzel falan değil.
geçen gün şöyle dedi diye anlatır dururlar halbuki her çocugun söyleyeceği normal şeyleri söylemiştir. ama annesi teyzesi öyle bir anlatır ki çocuk süper zeka sanki.
olur olmadık şeylere ağladıklarını söylemişmiydim
0
abelardo
(06.10.24)
(1)

Kredi kartına usd iadesi gelmesi ama usd harcaması olmaması

regina phalange
Tax freeden usd iade aldım ama ay içndeki harcamalarım euro ve tl. E bu usd iade bana nasıl fayda sağlayacak?
Tax freeden usd iade aldım ama ay içndeki harcamalarım euro ve tl. E bu usd iade bana nasıl fayda sağlayacak?
0
regina phalange
(05.10.24)
Bankaya sormak lazım. Ya direkt olarak TL 'ye çevirirler ve kartta +bakiye olarak gözükür, bunu sonra hesabınıza aktartırsınız (Ya da TL ekstre borcu varsa onu öder)
Ya da ekstreleriniz USD olarak da kesiliyorsa kartta USD fazlası olarak da gözükebilir, aynı şekilde USD hesabınıza aktartırsınız.
0
salihdt
(05.10.24)
(5)

Takım liderinin bu davranışından nasıl bir anlam çıkarayım?

psmstc
Müdür A, Takım Lideri B olsun. B Size bir toplantıda kendisi düğüne gideceği için olmayacağını söyleyip bir sunum yapmanızı rica ediyor. Daha önceden size mail ile yolladığı sunumu mu yapayım diyorsunuz evet diyor. A (Müdür) de sizden sunumu şirkete uygun tasarlayıp önceden kendine yollamanızı istiy
Müdür A, Takım Lideri B olsun. B Size bir toplantıda kendisi düğüne gideceği için olmayacağını söyleyip bir sunum yapmanızı rica ediyor.
Daha önceden size mail ile yolladığı sunumu mu yapayım diyorsunuz evet diyor. A (Müdür) de sizden sunumu şirkete uygun tasarlayıp önceden kendine yollamanızı istiyor. Siz takım lideri B’yi de CCye ekleyip A’ya maille bahsi geçen daha önce size attığı sunumu forward ederek atıyorsunuz.

Sonra takım lideri “hem müdürü, hem bir üst müdürü CC’ye etiketleyip” bambaşka farklı bir sunumu size atıyor. Örnek olması için sizlere iletmek istedim diye sizin ilettiğiniz mesajdan sonra sizi refüze eder gibi yeni bir mail iletiyor.

Fakat bunu geçtim CCye müdürü ve onun üstü müdürü de eklemesi nedir? Sizce buradan nasıl bir anlam çıkar?

Dip not: Ve siz arayıp hangi sunumu yapayım diye takım liderinize soruyorsunuz? Çünkü diğer kişilerin sunumuyla sadece birisi birleşecek. O da hangisi sizi daha rahat hissettiriyorsa onu yapabilirsiniz diyor.
0
psmstc
(04.10.24)
Size gönderdiği sunumun formatının şirketin kullandığı şablona uygun olmadığını farketmiştir belki. Ondan dolayı araya girme ihtiyacı hissetmiştir. Ama neden müdürünün yöneticisini maile ekleme ihtiyacı hissettiğini bilemedim. Bu tür durumların bazen çok basit ya da alakasız nedenleri olabiliyor, örneğin müdürüyle bir derdi vardır ve onu müdürünün yöneticisine belli etmeye çalışıyordur vb.
Bence, kimi neden eklediğini olmasa da, neden o maili attığını kendisine sorabilirsiniz.
0
salihdt
(04.10.24)
çok başka dinamikler de olabilir tabii ama buradan bakınca, kendi aralarında konuşulmuş ve kendisine gelen geri bildirimler doğrultusunda "o değil de bu kullanılsın" diyor hem, hem de onu kendinin hazırladığını çaktırmıyor gibi okumluyorum buradan.

çok az veri var bence uzaktan akıl yürütmek için, ama şeffaf ve iyi niyetli olmayan bir şeyler var gibi bu anlatıma göre okuyunca.
0
harfitarif
(04.10.24)
Ben okuyunca @salihdt gibi anladım. İlk sunum için şirket formatına uygun hale getirilsin denmiş. İkinci gelen sunum formatla ilgili yol gösterici olabilir mi? Zaten örnek olması için demiş, yine baz alınacak olan ilk sunum gibi anladım ben. Dolayısı ile sizi sabote ediyor gibi anlamadım ben ama tabi elimizdeki verilere göre yorumladım:)
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(04.10.24)
Müdürüyle derdi var. Müdürün bazı düzeltmeler adı altında saçmalayabileceğini düşündüğünden ön almak istemiş.
Size de hafiften bozulmuş, müdürü işe karıştırdınız diye. Müdürün talebini yerine getirmeden önce B'ye danışmalıydınız. Müdür sunumu istedi, göndereceğim, haberiniz olsun diye.

Ya da müdürün, müdürüne 'B işi bana yıkıp gitti.' deme ihtimaline karşılık ön alıyor.

Ya da müdüre, 'sen benim elemanımla muhatap olursan ben de senin müdürünle muhatap olurum' mesajı veriyor.
0
Mirket
(04.10.24)
beyin yakan, yüksek incelikli mail göndermeleri...
tahmin edecek olsaudım Mirket +1 derim.
0
WithWorth
(04.10.24)
(3)

uçuş soruları

semaforo de medianoche
13 saatlik bir yurt dışı uçuşum olacak bu akşam. 2 sorum var. online check-in yaptım ama gene de thy'nin tavsiye ettiği gibi 3 saat önce orada olmama gerek var mı yoksa 2 saat yeter mi? bir de uzun uçuş için genel tavsiyeler varsa onları dinlemek isterim yatmadan uyuyabilen biri değilim o yüzden 13
13 saatlik bir yurt dışı uçuşum olacak bu akşam. 2 sorum var. online check-in yaptım ama gene de thy'nin tavsiye ettiği gibi 3 saat önce orada olmama gerek var mı yoksa 2 saat yeter mi? bir de uzun uçuş için genel tavsiyeler varsa onları dinlemek isterim yatmadan uyuyabilen biri değilim o yüzden 13 saat ayık olacağım diye düşünüyorum yanına mutlaka şunu al, şunu yap gibi bir tavsiye varsa diye sorayım dedim.
0
semaforo de medianoche
(04.10.24)
kulak tıkacı ve soundcanelling kulaklık. göz bandı. şarj bitmesin diye powerbank (hoş artık koltuklarda usb şarj oluyor ama alın yine de). uçak soğuk olursa diye bir parça kalın üst. terlik veriliyor mu bilmiyorum, verilmiyorsa terlik veya kalın çorap, 13 saat ayakkabı sıkar. kıyafetler de rahat eşofmanımsı olsun. bi de yanınıza ıslak mendil alın.

uyumak için ise ben binmeden önce bi kaç kadeh atıp, bir de uçaktaki yemekle yuvarlayıp uyumaya çalışıyorum. ama herkese göre değil, rahatsız da edebilir tuvalet ve su ihtiyacı açısından. bir de kitap okuyabilirsiniz uyutabilir.
0
awlmi
(04.10.24)
Bagaj teslim edecekseniz iki saat yeter normalde.

Bu tür yolculuklarda zerre uyuyamadığım için yaptıklarım şunlar
1 - Rahat şeyler giy; yastık ve battaniye vb. veriyorlar zaten, o çok sıkıntı olmaz ama belki bi sweatshirt olsa iyi olur
2 - Telefon, tablet, kindle ne varsa içerikle doldur ve döne döne bunlara takıl
3 - Saate ve ne kadar kaldığına mümkünse bakma
4 - Uçağın durumuna göre ortadaki dörtlü sıranın koridor yanı bir yeri seç ki hem mümkün olduğunca az yol vermek zorunda kal, hem de istediğin zaman ayağa kalkıp dolanabil.


Uyuyabiliyorsanız en iyisi uyumak tabi. Açıkçası ben pek alkol kullanmıyorum; hem tuvalet durumunu etkiliyor hem de sanırım basıncın etkisiyle baş ağrısı yapabiliyor.
0
salihdt
(04.10.24)
@eileengray: deodorant kutusu 150 ml o yüzden çantama alamıyorum sanırım kayıtlı bagaja vermem gerekecek. boyun yastığı uçakta alınamıyor mu?
0
🌸semaforo de medianoche
(04.10.24)
(13)

fazlaca cinsel cagrisim

make a wish
bir sure once arkadas grubunda biriyle tanistim, birlikte gecirdigimiz kisa surede icinde dikkatimi cekecek derecede cinsel icerikli espriler yaptigini fark ettim. bana siradan gelen cogu sey ona cinsel cagrisim yapiyor gibiydi. en son bir soyledigime "that's what she said" diyip kahkaha atinca daya
bir sure once arkadas grubunda biriyle tanistim, birlikte gecirdigimiz kisa surede icinde dikkatimi cekecek derecede cinsel icerikli espriler yaptigini fark ettim. bana siradan gelen cogu sey ona cinsel cagrisim yapiyor gibiydi. en son bir soyledigime "that's what she said" diyip kahkaha atinca dayanamadim sakayla karisik "bu espriyi yapabilmek icin pusuda boyle bir cumle kurmami mi bekliyordun" dedim. "yoo bir anda aklima geldi" dedi. sonra grup icinde bu konu hakkinda tartismaya basladik. bu arkadas ozetle "hemen hemen herkesin siklikla seks dusundugunu, cogu kisinin bunun farkinda bile olmadigini, kendisi ise bu cagrisimlarin farkina vardigi icin espri malzemesi olarak kullandigini" soyledi. kendisine soylemedim ama bana zihni cinsellikle cok mesgul biri gibi gorundu, yanlis mi dusunuyorum acaba. yorumunuz nedir?
0
make a wish
(03.10.24)
Neyi ararsan onu görürsün, arkadasinki de bunu içeriyor gibi geldi.
0
encokbenisevinnolur
(03.10.24)
Arkadaşın özetle söylediği şey çok doğru olduğu için ve bunu sorgulamanıza çok agresif, içerleyen ya da antitez sunup duran bir perspektifle yaklaşmadığı için, ben ortada bir sorun göremiyorum. Arkadaşın kafasında cinselliğin normalden çok daha fazla ya da sağlıksız yer işgal ettiği çıkarımını yapabileceğim bir malzeme yok şahsen.

Ha sorun olabilecek şey şu olur, bu şakaları yaptığı ortam o muhabbeti kaldırabilecek ortam değildir (mesela sizin ortam kaldıramıyor ya da siz kaldıramıyorsunuz pek), o zaman sizin yanınızda bunu yapmaması ya da azaltması gerek, ya da bunlarsız yapamayacaksa da diğer arkadaş ortamlarında daha fazla takılması gerek.

Ayrıca "thats what she said" pusuya yatıldığında içe sinmiyor, komik olmuyor. Gerçek cinsel şaka gurmeleri bunu çok iyi bilir:) emin olun ki doğaçlama gelişmiştir.
0
@stubborn inferno
(03.10.24)
Erkekse kalkmıo...
0
ırene adler
(03.10.24)
Cinsel performansı berbat olan erkeklerde sık görülen bir davranış türü bu, hiç şaşmaz.
0
duygusalatasi
(03.10.24)
erkekse kalkmıyo +1 cialis götür garibana doğum gününde hehhehe

eskiler der, dilinde olanın belinde olmaz. şaka bir yana iğrenç ayrıca. gayet haklısın.
0
titanyum22
(03.10.24)
"that's what she said" tipik white trash esprisi yaw. surekli tekrarlaniyorsa ve eger bunlar sizi rahatsiz ediyorsa cevrenizi gozden gecirin derim.

onun disinda yok kalkmiyo, yok bamya, yok yamuk, dandik bir espriden bu sonuclara nasil ulasiliyor anlamis degilim.
0
cooperr
(03.10.24)
Cinsel performansı berbat+1

Belki de hiç cinselliği yaşamadı ve bunalıma girdi. Bir de kendince tespitler yapmış. Hemen hemen herkes sıklıkla seks düşünüyormuş ama farkında bile olmuyormuş.

Geçen bir sokak röportajı izledim. Muhabir kadın, bir adama bir kelime söyledi, kelimeyi şu an hatırlamıyorum. Bu kelimenin kendisine ne cagristirdigini sordu. Adamın cevabı erotizm. Hatta başka bir şey çağrıştırmiyormuş. Kelimeyi hatırlamıyorum şu an ama o zaman ne alaka demiştim. Çok alakasız yani erotizmle.

@cooper

Espri üzerinden değil, adam iki tane cümle kuruyorsa, bu iki cümlenin üç tanesi cinsellik. Diline vurmuş mutsuzluğu.
0
rock n roll
(03.10.24)
Konuyu cinsel performansa bağlayan arkadaşları ben de pek anlayamadım, çok dolaylı bir genelleme olmuş.

Cinsel geçmişimde performans kategorisinde birinci sırada olan beyefendi de cinsel içerikli şakalar yapmayı ve bunu sıkça yapmayı şiar edinmiş biriydi ve komikti de, gülüp geçilecek şeyler sonuçta. Performansı az ya da mutsuz çıkarımları nasıl bu kadar soru işaretsiz yapılabilir pek emin olamadım:/
0
@stubborn inferno
(03.10.24)
gerçekten ulaşabilen insanın dilinde olmaz +1. bakınız hacı hoca tayfaya, sadece dillerinde. akılları fikirleri cinsellik, kadın vs. neden? çünkü yok. ulaşamıyor.

aktif bir cinsel yaşamı olan yahut aktif olmasa bile bunu artık içselleştirmiş insanın dilinde olmuyor. dilinde olanın cinsellikle ilgili problemleri vardır ve bu hiç sekmez.
0
ilgeru
(04.10.24)
@ırene adler +1

Bir daha yaparsa eline peçete verip "Git, rahatla gel" deyip yollayın. Hatta mümkünse üstüne kahkaha atın.

Arada ve tam fırsat gelince yapılan cinsel içerikli espriden rahatsız olanla da her fırsatta ve çoğunlukla cinsellik temalı espri yapandan da olmaz.
0
nawar
(04.10.24)
Herkes seks düşünüyor diye bunu dile getirmek, naaptın bugün kaç kere osurdun diye sormak gibi bişi. Düşünüyoruz diye bunu dile getirmek zorunda değiliz, bi açık yakalamış gibi ukalalık yapmak ergence.

Zihni seksle çalışmaktam öte ilgi çekmeye çalışan biri geldi bana.
0
Bruce
(04.10.24)
İşin "cinsel açlık" kısmını geçersek bu tür şakaların bir iki fonksiyonu var bence. Birincisi cinsellik gibi görece tabu bir konu üzerinden şaka yapmak bir nevi "Bak ben aslında ne kadar rahat biriyim" demek, diğer yandan da karşı tarafı bir anlamda yoklayıp ilişkinin samimiyetini o frekansa taşımak. Bu illa ki karşı tarafa dair cinsel bir dürtüyle alakalı olmak zorunda değil, erkekler kendi aralarında da bu tür espriler yapıyor. Öte yandan konu illa cinsellikle alakalı olmak zorunda da değil; din, etnisite, siyaset, vb. gibi konular üzerinden dönen şakalar da aynı amaca hizmet eder genelde.
0
salihdt
(04.10.24)
oral ve anal dönemi sıkıntılı geçmiştir.
0
mikahakkinen
(04.10.24)
(8)

Hammadde bitince ne olacak

the sound and the fury
Son petrol son cam plastik vb hammadde bitince ne olacak? Daha kötüsü ilerde susuzluk olacak o zaman tasarruf da yetmez insan sayısı artıyor. Türkiye nüfusu 200 milyon olacak diyenler düşünüyor mu bunu? Nijeryaya mesela ne olacak merak ediyorum kaynaklar yetiyor mu nüfusu yok eşit dağıtım olmadığı i
Son petrol son cam plastik vb hammadde bitince ne olacak? Daha kötüsü ilerde susuzluk olacak o zaman tasarruf da yetmez insan sayısı artıyor. Türkiye nüfusu 200 milyon olacak diyenler düşünüyor mu bunu? Nijeryaya mesela ne olacak merak ediyorum kaynaklar yetiyor mu nüfusu yok eşit dağıtım olmadığı için kaynaklar tükenmiyor mu
0
the sound and the fury
(03.10.24)
Ya simdi derler ki ama iste ek kaynaklar bulundu, sondaj teknolojisi gelisti falan filan. Butun bunlar olabilir ama sirf propagandasi yapiliyor diye islerin o yonde ilerleyeceginin garantisi yok. Zaten tamamen hakli da olsalar, kaynaklarin yeniden kullanimiyla ilgili cesitli calismalar var. Petrol ihtiyaci da elektrikli araclarla azaltilacak, yani oyle olacagi iddia ediliyor.

Bu arada ilk cumlemi suna istinaden yazmistim; 90'larda okullarda soylenen seylere gore petrolun coktan bitmis olmasi falan gerekiyordu.
0
mbond
(03.10.24)
su dışında diğer kaynaklar için endişe edilecek durum çok uzakta bence.
teknoloji geliştikçe yeni materyaller de üretiliyor. yeni teknikler ile madenlerden daha fazla verim alınıyor ya da yeni cevherler keşfediliyor.

90'lardaki petrol bitecek geyiği bildiğim kadarıyla yalan değildi. o zamanın teknolojisi ve finansal imkanları ile elverişli olan kaynaklar azdı ve muhtemelen onlar tükendi. ancak yeni yöntemler, yeni kaynaklar bulundu ya da çıkarma maliyetleri düştü. şimdiki kaynaklar da belki 50 yıl sonra bitecek ancak o zamana dek yeni kaynaklar bulunabilir.

su'ya girmiyorum. o ciddi ciddi endişe etmemiz gereken bir şey. para olmadan su içilmiyor ülkemizde ve ciddi bir para ayırmaya başladık gün be gün.
0
biseysorcaktim
(03.10.24)
Eskiden kocaman tarlada az miktarda domates üretilebiliyordu. Şimdi küçücük serada çok fazla domates üretiliyor.
Eskiden petrol herşeydi. Şimdi yenilenebilir enerji kaynakları teknolojisi hızla gelişiyor.
Deniz suyunu arıtıp kullanan ülkeler var.

Yani teknolojideki ilerleme sorunu çözecek.

Ancak şöyle olacak. Dünya aşırı hızla çölleşecek. İnsanların çok büyük bölümü şu an Afrika'da örneği görüldüğü üzere hızla sefalete ve açlığa kurban gidecek.
Diğer insanlardan zenginlikle ayrışmış mutlu azınlıklar mutlu mesut yaşamaya devam edecek.
0
Mirket
(03.10.24)
@mirket sadece insanlar değil hayvan nesilleri de risk altında. Çoğunun nesli tükenecek o halde.
0
🌸the sound and the fury
(03.10.24)
Dünyanın %70'i su onun da %97'si tuzlu su, tuzlu suyun filtrelemesini pratik hale getirip su sıkıntısını aşabilirler, bu süreçte tabii deniz hayatı biraz sekteye uğrar dünyadaki oksijenin büyük bir kısmını üreten Algler ufak ufak ölür ama o zamana kadar zaten insanlık onun da çözümünü bulacak kadar ilerler bilimsel anlamda. Enerji için de nükleer enerji gibi olabilecek en temiz ve neredeyse "yoktan" enerji üreten enerji kaynağı var, nükleer enerjide stabil üretimi olan Fransa gibi ülkeler enerjinin kralı olur, gerçi önceden petrolde Araplara muhtaçtı dünya ama nükleer enerji üretimi çok daha basit ama coğrafya olarak böyle santraller kurması riskli olan Türkiye gibi Japonya gibi ülkeler ne yapar bilemem yine birilerine muhtaç kalırız ya da santral kurup çalıştırmayı beceremeyip patlatarak dünyanın içinden geçeriz :)
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.10.24)
Sürekli olarak yokluk, kıtlık haberlerinin ardındaki ana kaynağa bakmak gerekiyor.
İleride yapılması küresel planlar için arada bir çıkan haberler sadece.
Dünyanın sanılandan daha zengin kaynaklara sahip olduğunu düşünüyorum.
Afrika bile hala fakirse batının yıllar yılı sömürmesiyle fakir. Oysa toprağı ve yeraltı kaynakları oldukça zengin bir yer.

2025te de uzayda bir şeylerin olması söz konusu. Belki de uzaylılar gelecek (!) Plan bu yönde.
Küresel bir vicdan, ortak bir farkındalık, ortak savunma gücü için böyle haberler gerekli.
Singularity kavramını iyi anlamak lazım.

Hammadde bitmeyecek. Sadece yapay krizler yapay kıtlıklar oluşturulacak.
Covid döneminde olanları unutmamak lazım .
0
diyecevaplandı
(03.10.24)
Adapte olunabilecek noktaya kadar adapte olunacak; bu tabi ki ölümlerin artması vb. demek. Ancak adapte olamayacağımız bir nokta gelirse de kökümüz kuruyacak işte. İnsanlık tarihinde buna benzer dönemler ve yok olmanın eşiğinden döndüğümüz zamanlar var. Bir kaynak direkt olarak tükenmese de ona erişimin zor ya da imkansız hale gelmesi (Mesela iklim değişimi nedeniyle güneşten yeterince faydalanamamaız bu arada da her yerin buzullarla kaplanması) bu bağlamda düşünülebilir.
0
salihdt
(04.10.24)
kesfedilmeyen hammadde, kesfedilen hammededen cok daha fazla oldugu icin oyna dewamke. 30 sene once araplarin petrolu 30 sene icerisinde bitecek deniyordu, adamlar her zamankinden daha zengin su anda:D
0
baldur2
(04.10.24)
(3)

İşyerinde patronu kafalamış “toksik” tiplere karşı nasıl konum alınmalı?

psmstc
Adına X diyelim. X şirket içinde Narsist, toksik fakat patronu birşekilde kafalamış. Patron kendisine güveniyor. Patron X’i Gayri resmi patron yardımcısı gibi kullanıyor. X sürekli sizin de kendi özel iş alanınıza tecavüz ediyor. Müşteri gözünde sizden rol çalıyor. Sizi refüze ediyor. X sizden 5-6 y
Adına X diyelim. X şirket içinde Narsist, toksik fakat patronu birşekilde kafalamış. Patron kendisine güveniyor. Patron X’i Gayri resmi patron yardımcısı gibi kullanıyor.

X sürekli sizin de kendi özel iş alanınıza tecavüz ediyor. Müşteri gözünde sizden rol çalıyor. Sizi refüze ediyor. X sizden 5-6 yıl az kıdemli fakat her fırsatta size iş öğretme gibi hareketleri var.

Patronun bir altındaki takım lideriniz ise X’le problemli. Kendisine asla güvenmiyor.

Siz de işinde gücünde doğru dürüst işe gidip gelen birisiniz.

Soru şu: İş yerinde böyle ahlak etik nezaket yoksunu saygısızlıktan çekinmeyen yeniyetme fakat dominant ve patronu da karşı cinsi olarak baskı altına almış, kafalamış narsist X tarzı tiplere karşı nasıl konum alırsınız? Şimdiden çok teşekkürler.

Dipnot: Takım lideriniz yıl sonunda şirketten bu X’i göndermek istemiş fakat iki patron da X’e sahip çıkmış. Biri X’e güveniyor. Diğer patronun da piyasadaki bir tanıdığından referanslı gelen birisi.
0
psmstc
(02.10.24)
X'e karsi gunluk hayatta mesafeli olmak lazim, ayrica isle alakali da acik vermemek lazim. Bariz bir haksizlik yapiliyorsa, gerekirse dis gostermek lazim, tabii ne kadar risk alabileceginize bagli bu biraz. Dis gostermek gerekirse terslemek de olabilir, sikayet etmek de olabilir.
0
mbond
(02.10.24)
Ne yazık ki kendinizden ödün vermeden herhangi bir konum alamazsınız. Hayatınızı zehretmiyorsa katlanmak, olmuyorsa da yeni bir iş bakmak en basit çözüm olur.
0
salihdt
(02.10.24)
Nasıl üstesinden gelinir konusunda kısıtlı bilgiyle ve kişiyi tanımadan bir tavsiye vermeye çekinirim.

Olası bir mobbing/haksızlık gibi durumlar için mutlaka ses kaydı, video kaydı gibi kanıtlar almaya hazırlıklı olun. X'ten rahatsız olan diğer iş arkadaşlarınızla ağız birliği yapın ki herkes birbirinin şahidi olsun. Olur da bir gün işten çıkmak durumunda kalırsanız mobbing davalarında kanıt + şahit sayesinde iyi tazminatlar alırsınız ve bu da işten çıkarken yaşayacağınız kaybı amorti etmenizi sağlar.
0
yazamajor
(02.10.24)
(3)

Blablacar neden kartlı / para tutmalı sistemi getirmiyor?

ananiyimioguz
Yurt dışında otobüs/otel ayırtır gibi ayırtıyorsunuz, ona göre yolculuk başlıyor. Tamamlanırsa para diğer tarafa geçiyor. Sorun çıkarsa da tekrar size geliyor. Tabi sistem bir miktar da komisyonunu alıyor.Tr de bu şekilde bir sistem yok. Elden dönüyor her şey. Uygulama nasıl kazanıyor onu da anlamıy
Yurt dışında otobüs/otel ayırtır gibi ayırtıyorsunuz, ona göre yolculuk başlıyor. Tamamlanırsa para diğer tarafa geçiyor. Sorun çıkarsa da tekrar size geliyor. Tabi sistem bir miktar da komisyonunu alıyor.

Tr de bu şekilde bir sistem yok. Elden dönüyor her şey. Uygulama nasıl kazanıyor onu da anlamıyorum. Sanki adamların sosyal sorumluluk projesiyiz.

Hal böyle olunca arac sahibi gidicem diyor gitmiyor. yolcu, gelicem diyor gelmiyor. Sen de mal gibi ortada kalıyorsun sürücü de olsan yolcu da olsan.

Önden para istesen, hayırdır kardeşim sen dolandırıcı mısın derler.

Mesela bir ara haftasonu ankaraya gitmem gerekiyor ama acelem yok. Normalde otobüs/uçak kullanıcam ama yolcu çıkarsa yakıtı çıkarırım en azından kendi aracımla giderim diyorum.

Adam arıyor 3 kişi gelebilir miyiz diyor, kesin gelecek misiniz bakın ayırıcam yeri diyorum, evet diyor. Günün sabahı yola çıkıcaz, akşamdan mesaj atıyor gelemiyorum işim çıktı diye.

Ulan pez***** ben sana göre kendimi ayarlamışım plan yapmışım boş gideceksem ne anladım.

Veya yolcuyum, adanaya gitmem lazım. başka yerden bilet almıyorum blablacar buldum diye. adamla anlaşıyoruz. tam o gün geliyor ben gidemiycem diyor tüm yolcular mal gibi ortada kalıyor.

Bunun için bir taktik/çözüm öneriniz var mı?
0
ananiyimioguz
(02.10.24)
Öyle olursa Uber oluyor, o da hala yasak sanıyorum.
0
salihdt
(02.10.24)
@ salihdt, ama ben bunu 10 yıldır kullanıyorum, bir yasak geldiğini de hatırlamıyorum uygulama hala aktif. şehirler arasını pek takmıyor olabilirler mi?

böyle uzun süredir varlığını sürdüren, elden de olsa kullanılmaya devam eden başka bir uygulama yok diye biliyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(02.10.24)
Üstteki yazarın bahsettiği gibi, Blablacar ödeme almaya başlarsa servis sağlayıcı olur. Bu servis de "Şehirler arası ulaşım" olacağı için de lisans alması, ona göre yönetmeliklere tabi olması ve bir sürü sorumluluk alması demek. Halbuki Uber ya da diğer tüm aracı kurumların savaşını verdikleri model "Ben hizmet sağlamıyorum, belli bir hizmete ihtiyaç duyan insanlarla o hizmeti sağlamak isteyenleri buluşturup komisyon alıyorum" modeli. O da bizde yok. O konuda şehir içi, şehir dışı konusunda çok fark olacağını sanmıyorum.
0
salihdt
(02.10.24)
(7)

üst kuşaklar kötü ebeveynler miydi?

brakgn
30'lu yaşlardayım. ailem 60lı yaşlarda.Baba olduktan sonra kaçınılmaz şekilde bazı karşılaştırmalar yapmaya başladım. Kendi neslimin ebeveynlik anlayışını, bir önceki nesille kıyaslayınca, gerçekten şans eseri büyümüş gibi hissediyorum. Önceki nesillerde yapılan ciddi ebeveynlik hataları, adeta bile
30'lu yaşlardayım. ailem 60lı yaşlarda.

Baba olduktan sonra kaçınılmaz şekilde bazı karşılaştırmalar yapmaya başladım. Kendi neslimin ebeveynlik anlayışını, bir önceki nesille kıyaslayınca, gerçekten şans eseri büyümüş gibi hissediyorum. Önceki nesillerde yapılan ciddi ebeveynlik hataları, adeta bilerek ve sürekli tekrarlanmış gibi görünüyor. Bu travmatik yaklaşımlar, sanki yetiştirme sürecinin ayrılmaz bir parçasıymış gibi uygulanmış.

siz de böyle hissediyor musunuz?
0
brakgn
(01.10.24)
kötü ebeveyni iyi tanımlamak lazım. Bazen de bilmemek, çağın getirdiği farklılıklar imkanlar vs. etken.

İnternetin olmadığı bir dünyada ne kadar bir şeyleri bilebilirsiniz? Nesilden nesile geçerek. Bir önceki neslin hataları sizle devam eder.

Çok basit örneklerle yenidoğanı karın üstü yatırmak, battaniye vs. örtmek. Hem literatür değişti benim bebekliğimden yani yatak olan battaniyenin ters yatırmanın ana ani bebek ölümü sebeplerinden biri olduğu ortaya çıktı, hem de benim buna erişimim inanılmaz kolaylaştı.

Yani annem annesinden gördüğü şekilde yatırdı beni. Kitap okusa da o anki liteartür zaten öyleydi. Ama bugün ben anında görebiliyorum ne yapmam gerektiğini. Yarın çocuklar emeklemesin dese Who anında haberimiz olur. hayat farklı.

Psikolojik olarak da benzer süreçler var. Yani bir bireyin nasıl yetiştirmeniz gerektiğini bugün hemen bulabilirsiniz ama onda da tabii tek bir yöntem olmaması sebebiyle kafa karışıklığı oluşması da belki daha büyük problem.
0
wallcan
(01.10.24)
bir de bir üst jenerasyonun nasıl yetiştiğini düşünün. hepsi 5-6 çocuk olarak genelde hiç önemsenmeden ve ekseriyetle otoriter figürler tarafından büyütülmüş insanlar. maddi ve sosyal imkansızlıklarla, bilgisiz bir toplum içinde ilerlemiş süreç. bu açıdan bakınca her ne kadar bu güne göre kötü olsa da kendi çocukluklarına göre genelde daha iyi yaklaşımlarla büyüttüklerini görüyor ve kızgınlığımın çoğunu törpülüyorum.
0
awlmi
(01.10.24)
yeni yeni bilincleniyoruz...
bir de egitimli insanlar gec cocuk sahibi oluyor dolayisiyla tecrübelerin verdigi bilgi birikimi ve farkindalikla daha ilimli yaklasabiliyorlar.

bizden önceki jenerasyon gözünü acmadan evlenmis, calismaya baslamis ve cocuk sahibi olmus.
0
robert bosch
(01.10.24)
cocuklarini taciz tecavuz edenleri, sistematik siddet uygulayanlari vs. ayri tutuyorum, zira burada ebeveynlik degil baska bir durum soz konusu ancak anlattiginiz anlamda anne babalarimiz kotu ebeveynler degildi, bilincsizlerdi ve bilinclenebilecek imkanlari da pek yoktu, aslinda olay bundan ibaret. o anki sartlarla ve erisebildikleri bilgilerle ya da kendilerine aktarilan bilgi ile, ellerinden gelenin en iyisini yaptilar bu kadar. bu demek degil ki, herhangi bir travma yasadiysaniz bu onemsiz ya da uzerine dusunmeyin. bu travmanin nereden kaynaklandigini bilip yasaminiza iliskin baska secimler yapmak farkli, surekli 'ebeveynlerim bana bunlari bunlari'yaptilar diyip kurban modunda yasamak baska bir sey.

kaldi ki, gunumuzde de herkes, siz de dahil, halen elinden gelenin en iyisini yapmaya calisiyor. mukemmel ebeveynlik ve mutlak dogru diye bir sey yok, illa ki siz de yanlislar yapacaksiniz. bunu gercekci bir sekilde kabullenip, kendinizi gelistirerek farkindalikla ilerlemek dogrusu diye dusunuyorum.
0
kassiopeia
(01.10.24)
Her dönemi kendi içinde değerlendirmek mantıklı ama bence ortada bilinçli bir kötülük yok. Kaldı ki bugünkü davranışların da ne kadar doğru oldukları da tartışılır. Mesela çocuğu aktif olsun, öğrensin, kendini geliştirsin diye aktiviteden aktiviteye koşturmak uzaktan bakınca harika bir ebeveynlik örneği gibi gözükürken yakından çocuğu kendi uzantısı gibi görüp onun hayatı üzerinden kendini gerçekleştirmeye çalışan, bu süreçte de çocuğun benliğini ezip geçen bir deneyim olabilir. Diğer yandan ergen depresyonunun zirve yaptığı, genç intiharlarının her sene yükseldiği, bir çok çocuğun kendine zarar verdiği vb. düşünülürse bence bu neslin ebeveynlik anlayışını yargılamak için erken diye düşünüyorum.

Bu arada toplumun ortalama eğitim süresinin artışıyla çocukların maruz kaldıkları basit şiddet ve psikolojik baskı azalmıştır tabi ki bundan şüphem yok. Ancak "Eskisi çok kötüydü, şimdiki çok iyi" gibi bir sonuç çıkacağını sanmıyorum.
0
salihdt
(01.10.24)
Zamanin ruhu..

Şimdiki çocuklar da ileride ebeveynlerine hic tahmin edemeyeceginiz donelerle sallayacaklar.
0
makbur
(02.10.24)
Iyi seyler de yapildi tatsiz seyler de yasadik, kotulerdi diyemem, iyi niyetle yaptiklari bazi seyler hasar birakti, ayri mesele.
Ben yasadigim iki hatayi yapmamaya calisiyorum:

1 - dovmuyorum, bizim dayaksiz haftamiz gecmezdi. Evde sakin bir hafta gecirsek sagolsunlar okulda dayak yerdik. Simdi zaten okulda dayak yok, evde de siddet uygulamiyoruz.

2 - onunla ilgili bircok karari, ona sormadan almiyorum. Mesela kursa mi gonderecem, secenekler sunlar diye siraliyorum o seciyor. Bize soran olmadi..
0
cooperr
(02.10.24)
(11)

gelen bildirime onay vermek

kibritsuyu
tahta kafam basmıyor.telefondaki banka uygulamasıyla bankaya giriş yapacağım. müşteri numaramı ve şifremi giriyorum, hatta çoğu zaman müşteri numaramı da bilmiyorum, telefon hatırlıyor.sonra telefonuma bildirim (sms kodu değil, bildirim) geliyor. bildirime onay verince hesaba giriyor.güvenlik bunun
tahta kafam basmıyor.

telefondaki banka uygulamasıyla bankaya giriş yapacağım. müşteri numaramı ve şifremi giriyorum, hatta çoğu zaman müşteri numaramı da bilmiyorum, telefon hatırlıyor.

sonra telefonuma bildirim (sms kodu değil, bildirim) geliyor. bildirime onay verince hesaba giriyor.

güvenlik bunun neresinde? telefon zaten elimde. elimeki telefona şifreyi girdikten sonra yine elimdeki telefona bildirim göndermenin nesi güvenli? sms kodu için bile çıkıp sms'teki kodu okuyup elle yazıp girmen gerekirken, yukarıdan inen pencereye tıklamanın nesi iki aşamalı oluyor?

bildirim başka telefona gelse anlarım. bilgisayardan girerken telefonla doğrulamasını anlarım. telefonla girdiğim şeyi aynı telefonla doğrulamanın, hele sadece bildirime tıklayarak doğrulamanın anlamı nedir?

hesabımı koruyan şey sadece 6 haneli bir kod? müşteriyi htırlıyor, bildirim iaynı telefona atıyor. telefonu eline geçirip kodu da hasbelkader görmüş olan biri istediğini yapabilir?

para gönderirken yine aynı telefona ya bildirim ya sms geliyor. aman ne kadar güvenli.
0
kibritsuyu
(01.10.24)
Cihazı da kaydediyoruz diye hatırlıyorum ben. Başka telefondan giriş yapmaya çalışırsan SMS ile kod geliyor.
0
auroraaurora
(01.10.24)
işte onu diyorum. kayıtlı cihaz elinde olduktan sonra şifreyi de aynı cihaza gir, bildirimi de aynı cihaza yolla.

e hiç bildirim yollama o vakit, kayıtlı telefon elimde zaten elimde. istediğin bildirimi yoll,a tıklayıp onayladıktan sonra neyine bildirim yolluyon?

gelen bildirime parmak iziyle falan onay vermedikten sonra ne anladım o bildirimin güvenliğinden? şifreyi yazıp doğrudan girmekle, şifreyi yazdıktan sonra gelen bildirime tıklayıp girmek arasındaki güvenlik farkı ne yav, biri bana bunu açıklasın.
0
🌸kibritsuyu
(01.10.24)
Adam hem sifreni hem de elinde senin telefonuna sahipse (telefonun sifresini de bilmesi gerek)

Birakta artik hacklen hocam
Bildirim falan olayinantakilman garip geldi
0
Zetnikov
(01.10.24)
evet yapabilir, ben telefon kaybetmeyi cüzdan kaybetmekle bir tutuyorum.

telefon çalındığı/kaybedildiği anda banka applerinin o telefon ile olan ilişkisini kesmek gerekiyor. nasıl cüzdan çalındığında kredi kartlarını vs hemen iptal ediyoruz aynı mevzu.

tabi elimizde telefonumuz olmadığı için şubeye gitmek gerekir muhtemelen, internet bankacılığına giriş bile yapamayacağız çünkü. hayli sıkıntılı telefonun çalınması bence.

bu çok aşamalı güvenlikler bizi bilgi hırsızlığı kısmından koruyor. ama fiziki hırsızlıktan korumuyor.
0
nwnd
(01.10.24)
Haklisiniz. Luzumsuz bir step.
iscep te dediginiz sekilde. Yani telefon kayitliysa (numara degil, telefon) sadece kendi sifrenizi giriyorsunuz, ayrica bir kod onay vs. yok.
Laptop vs. ile girerseniz telefondan onay vermek gerekiyor.
0
wallcan
(01.10.24)
hiç bu açıdan düşünmemiştim ya valla aydınlandım. aşırı mantıksız gerçekten de.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(01.10.24)
bazi seyler standardlara uymak zorunda. uymazsan lisans vermezler. muhtemelen iso bilmem kac bin guvenlik standardinda soyle bir madde vardir.

-internet bankaciliginda farkli cihazdan ekstra onay alinmali.

normalde mobil passkey'ler var. o cihazlari herkese aldiramayacagin icin telefona gonderiyorlar o bildirimi.

senin sorguladigin mantik didininin didisi gibi bisey. kendi icinde mantikli ama baska problemleri cozdugu icin bu ufak mantiksizligi gormezden gelinme durumu var bence.

eyyorlamam bu kadar.
0
buenosdias
(01.10.24)
Bu güvenlik işlerinde kabaca üç kavram var
Something you know - Bildiğin bir şey: Parola, şifre, PIN kodu vb.
Something you have - Sahip olduğun bir şey: Telefon (Buna gelen notification, SMS, bununla ürettiğin tek kullanımlık şifre), kod üretme cihazı vb.
Something you are - Direkt kendin: Parmak izi doğrulaması, göz tanıma, yüz tanıma vb.

Two factor authentication (İki adımlı doğrulama) bunların genelde ilk ikisini kullanıyor. Önce şifreni girip bilinmesi gereken şeyi bildiğini kanıtlıyorsun, sonra da telefonuna gelen SMS ya da notification ile sahip olman gereken şeye sahip olduğunu kanıtlıyorsun. Ama bahsettiğin sorunu anlıyorum zira bu iki faktörü doğrulayan cihazın aynı olması kafaları karıştırıyor.
0
salihdt
(01.10.24)
Haklısınız. Yavaş yavaş değişecek zaten.

Telefonlarda yapabileceğimiz şeyler artıyor ama yönetmeliklerin bunları yakalaması mümkün değil. Sizin örneğinizde aslında sim kart ve telefon da ayrı ayrı sizinle ile eşleştiriliyor. O iki adımı geçtiğiniz için sms'in bir anlamı kalmıyor. Yani telefon değiştirdiğinde de sim kart değiştirdiğinde de süreç değişiyor. Hepsinin ortadan kaldırmaya çalıştığı farklı bir güvenlik riski var

Bu arada biyometrik veriler kullanılmaya ve resmiyet kazanmaya başladı. Yani telefon yüzünüzü doğruladıysa o işlemi sizin yaptığınız kesinleşecek. Telefon çiplerini de kullanarak yapılan doğrulama ve şifrelemeler yaygınlaşıyor.

Ama burada eski teknolojiyi de bir noktaya kadar kapsaması gerekiyor. Yani "yüz tanıma yapmayan uygulamaya giremesin" gibi keskin bir kural koyamıyorlar. "Mümkün olmadığı durumlarda" şeklinde farklı durumlar da belirtiliyor. En sonunda da "sms atsın yeter'e dönüyor.

Bankalar da yasal şeyleri minimumda gerçekleştirecek şekilde ilerliyor. Çünkü yazılım, zaman ve maddi anlamda maliyetli.

Anne kızlık soyisminin 2. ve 5. harfinden buralara geldik. O yüzden çok da mantık aramamak lazım. :)
0
nickini vermek istemeyen uye
(01.10.24)
hepsi senin tercihlerin bu arada. "genelde" banka uygulamaları şifre hatırlamaz, girişte şifre ile giriş bile senin tercihin olur, istersen her seferinde tckn/şifre kombinasyonu ile girişe zorlar. bildirimden, doğrudan işlem yapma tercihi de senin, sms'ile gelen kodu otomatik tamamlayabilme de senin tercihin.

yani istersen bunların tümünü kapatıp daha "güvenli" bankcılık uygulaması haline getirebilirsin.

her bankacılık uygulaması bu seviyede sağlamayabilir ama belirli regülasyonlar var, minimumda bunları sağlamak zorunda.
0
altinci nesil caylak
(01.10.24)
@nwnd'a cevap vereyim.
Telefonu kaybettiğin ya da çaldırdığın zaman, başka herhangi bir telefondan müşteri hizmetlerini arayıp hesabını online işlemlere kapatabiliyorsun. Şubeye gitmene gerek yok. Ayrıca müşteri hizmetlerini aradığın zaman 'kayıp, çalıntı veya şüpheli işlem bildirimi için dediği numarayı tıklarsan, beklemeden, anında bir müşteri temsilcisine bağlanıyorsun.

Soruya cevap vereyim.
Mobil hesabın hacklenmiş ve başka bir telefona kopyalanmış olabilir. Memlekette biri telefon açıp da şimdi telefonunuza gelecek şifreyi söyleyin dendiğinde pat diye söyleyecek salaklıkta insan popülasyonu sanılanın çok üzerinde olduğu için,
Banka sadece imei numarası kendinde kayıtlı telefonla mobil bankacılığa ulaşılabilsin istiyor.
0
Mirket
(01.10.24)
(2)

Airbnb ile Schengen

Take it away honey
Dostlar İtalya Schengen başvurusunda Airbnb ile başvurabilir miyiz? Birlikte seyahat edeceklerin adı da isteniyor ama airbnb'de yok sanırım o detay. Daha önce deneyimleyen oldu mu?Yoksa booking'den yapıp sonra iptal mi etsem?4 kişi gideceğiz 1 kişi yeşil pasaportlu 3 kişi bordo çok kişi kalacağımız
Dostlar İtalya Schengen başvurusunda Airbnb ile başvurabilir miyiz? Birlikte seyahat edeceklerin adı da isteniyor ama airbnb'de yok sanırım o detay. Daha önce deneyimleyen oldu mu?

Yoksa booking'den yapıp sonra iptal mi etsem?

4 kişi gideceğiz 1 kişi yeşil pasaportlu 3 kişi bordo çok kişi kalacağımız için airbnb mantıklı olacak. Önerilerinizi bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.
0
Take it away honey
(30.09.24)
Daha önce AirBnb ile Schengen başvurusunda bulundum, bir sorun olmamıştı. Guest isimlerini de belirtebileceğim bir yer hatırlıyorum ama uzun zaman oldu, yanlış yönlendirmek istemem.
0
salihdt
(30.09.24)
salihdt +1

guest isimlerini girebiliyorsunuz.
0
brakgn
(30.09.24)
(1)

Varoluş sancıları çeken bir insana kitap önerileri

komando kani var bende
Felsefe kitaplarıda olabilir. insan yaşamı hayatın anlamı gidi şeylerde olabilir ne önerirsiniz?
Felsefe kitaplarıda olabilir. insan yaşamı hayatın anlamı gidi şeylerde olabilir ne önerirsiniz?
0
komando kani var bende
(29.09.24)
Zorba

Bulut Atlası

The Status Game: On Human Life and How to Play It: On Social Position and How We Use it

Status Anxiety
0
salihdt
(30.09.24)
(5)

Bütün mafyatiklerin gayrimenkul-inşaat sektörüne girmesi

duygusalatasi
Aynı şey eskinin dergileri süsleyen meşhur kadın mankenleri, 3. sınıf oyuncuları, hatta popüler televizyon eskortları için de geçerli. Pek bilgim olmadığı için soruyorum. Özel bir sebebi var mı hepsinin aynı sektörde buluşmasının? İyi para dönüyor herhalde. Bir anda en azından danışman olup ofisler
Aynı şey eskinin dergileri süsleyen meşhur kadın mankenleri, 3. sınıf oyuncuları, hatta popüler televizyon eskortları için de geçerli.

Pek bilgim olmadığı için soruyorum. Özel bir sebebi var mı hepsinin aynı sektörde buluşmasının? İyi para dönüyor herhalde. Bir anda en azından danışman olup ofisler açmak bu kadar kolaysa biz de girelim bari bu işe.
0
duygusalatasi
(29.09.24)
Sermayen varsa gir, konutta kâr marjı her zaman yüksek ve inşaat işleri çok fazla yetkinlik gerektirmiyor kolay iş

Tek sorun konutların satılması zaman alırsa senin başka inşaatları sürdürebilecek sermayen var mı? Ev yapayım onu sattıkça parasıyla yeni projeye sermaye olur dersen batabilirsin
0
grimavi
(29.09.24)
Ne yapacaklar mikroçip işine girecek halleri yok. Toprak, emlak üzerinden para kazanmak medeniyet öncesinden beri çok revaçta.
0
salihdt
(29.09.24)
Girin. Bir engel yok diye biliyorum girmenize
0
deer hunter
(29.09.24)
@salihdt +1

Sermaye gerekli. Ben de aynı işi yapıyorum.
0
yurtsuz john
(29.09.24)
müteahhitler en az %6000 karla çalışır, kimse de hesap sormaz. bu yüzden.

girmeye engel yok demişler de gayet var arkadaşlar. ülkedeki inşaat sektörü ana 3 şirketin elinde. onlarla bağlantısı olmayan iş yapamaz kafasına göre. engel çıkarırlar. özellikle istanbulda imkansız
0
titanyum22
(29.09.24)
(4)

Corporate olunca sürekli linkedin mi kasmak gerekiyor?

logisticsmanager
Kariyer basamaklarını çıkıyoruz ama üst tarafa çıktıkça sürekli LinkedIn paylaşan, 3 ay babalik izni sonrası neler öğrendiğini ve teşekkürlerini paylasan, iste sirket kültürü öven vs görüyorum.Ben buna hic giremedim. Şirketin önemli şeylerini share yaparım ama o kadar.Ne diyonuz kaçış yok mu illa li
Kariyer basamaklarını çıkıyoruz ama üst tarafa çıktıkça sürekli LinkedIn paylaşan, 3 ay babalik izni sonrası neler öğrendiğini ve teşekkürlerini paylasan, iste sirket kültürü öven vs görüyorum.

Ben buna hic giremedim. Şirketin önemli şeylerini share yaparım ama o kadar.
Ne diyonuz kaçış yok mu illa linkedin tayfanin "one of us" cagrilarina kendimizi birakmak mi lazim?
0
logisticsmanager
(29.09.24)
Bana pek gerekli gibi gelmiyor. Uzun zaman sonra yakin zamanlarda birkac kez baktim. Sanki butun paylasimlari ve paylasimlardaki yorumlari ChatGPT yapiyormus gibi bir his yasiyorum. Cidden mide bulandiriyor. Counter'da iki tarafinda botlar oldugu bir oyun gibi, ozellikle ingilizce paylasimlar hep boyle denk geliyor bana.
0
mbond
(29.09.24)
Gerekmiyor. Kendi sirketimin onemli seylerini bile paylasmiyorum. Ama bu isin bir dogrusu yok, surekli bir seyler paylasan tanidiklarim da var.
0
sertac akin
(29.09.24)
LinkedIn işleri eğer kariyer koçu, şirketin PR departmanı çalışanı, şirketlere seminer kasmaya çalışan eğitim gurusu falan değilsen o kadar abartılacak şeyler değil. Belli sektörlerde insanlar birbirlerini etkinliklerle, toplantılarla falan tanıyor zaten. Kimse linkedinde 3-5 salak içerik paylaştı diye CEO olmuyor yani.
0
salihdt
(29.09.24)
LinkedIn = beyaz yakali Facebook'u = bos isler + zaman kaybi
0
parcxerox
(29.09.24)
(7)

dolandırıcılık sorusu

soguk sularla sulanan aksamustleri
kredi kartından 180 bin lira 3-4 parça alışveriş yapıldı. ne onay kodu ne kart çalındı fiziken ne başka bir şey. harcama itirazında bulunduk, savcılığa suç duyurusunda bulunduk. pos sahibi aradı, bilmem kaç yıllık esnafım benim de posum hacklenmiş falan dedi. Posumu iptal edecekler, iban gönderirsen
kredi kartından 180 bin lira 3-4 parça alışveriş yapıldı. ne onay kodu ne kart çalındı fiziken ne başka bir şey. harcama itirazında bulunduk, savcılığa suç duyurusunda bulunduk. pos sahibi aradı, bilmem kaç yıllık esnafım benim de posum hacklenmiş falan dedi. Posumu iptal edecekler, iban gönderirseniz pazartesi salı paranızı göndereyim dedi.

şimdi ben emin olamadım durumdan. posu hacklendi ise neden parayı ödesin ki? kendisi de mağdur. veya iban verip paramızı alıp şikayetimizi geri çekersek aldığımız parayı karta yatırırsak bunda ne gibi bir dolandırıcılık olabilir, aleyhimize ne olabilir? Bu konuda bilgisi olan arkadaşların fikrini öğrenmek isterim. şimdiden teşekkür ederim.
0
soguk sularla sulanan aksamustleri
(28.09.24)
Adam o kadarcık para için mahkemelere düşmek istemiyordur.
veya ticari itibarının zarar göreceğini düşünüp korumaya çalışıyordur.

Doğrudan suçludur' ihtimali de var tabi.

EFT açıklamasına ....savcılık numaralı şikayetin geri çekilmesi için davacı zararının tazmin maksadıyla diye bir ibare yazdırılırsa problem kalmaz, ilerde baş ağrısı olmaz diye düşünüyorum.

EK: Diğer cevap veren arkadaşlar haklı. Harcama itirazında bulunmuşsun. Nasıl olsa paranı bankadan geri alacaksın. Adamla hiç muhatap olma bence.
0
Mirket
(28.09.24)
İşlemlerin online bir POS'tan yapıldığını varsayarsak bir üye işyerinin böyle demesi mantıklı değil çünkü işlemleri iptal edebilir zaten. Kaldı ki işlemler 3D Secure ile yapılmadıysa harcama itirazı sizin lehinize sonuçlanacak ve paranızı bankadan alacaksınız. Üye işyerinin parayı EFT olarak size iade etmesinin anlamı yok, hatta eğer ederse aynı parayı iki kere ödeme riski var. Ben de arakaali +1 diyorum.
0
salihdt
(28.09.24)
çocuğu falan yapmış olabilir üstünü örtmeye çalışıyordur.
0
enteg
(28.09.24)
genellikle bu suçları işleyen kişiler borca batık durumda oluyor. Paranızı geri ödeyecekse ne ala. IBAN verebilirsiniz herhangi bir sakıncası yok. Ancak size geri odeme yaptığında dekont açıklamasına dikkat edin. "Borç olarak verilmiştir" falan yazmasın. dolandırıcılık suçu şikayete tabi bir suç değil. Yani şikayeti çekseniz bile soruşturma devam eder ve ceza alır. Zararı gidermek burada cezayı azaltan bir unsur olur sadece.
0
Gaip
(28.09.24)
Zaten konu bankadan ilgili satıcıya gider. Satıcı da iade edilecekse, bankaya bilgi verir, iade olur zaten. Kk çekimini havale ile iade ediyorsa niyet kötü bence
0
kondansator
(28.09.24)
Şikayetinizi geri çekmeyin tabi. Zarariniz karsilandiginda geri çekersiniz. Pazartesi salı zaten yakın. Nedense bende odemeyecekmis hissi var. Genelde POS cihazları gören kameralar olur işletmelerde. İçimden bir ses işlemi yapıldığı tarih ve saatte pos cihazının başında bir çalışan olduğunu söylüyor. Parayı gönderip göndermeyecegi konusunda sonucunu merak ediyorum.
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(28.09.24)
herkese verilen bilgi için teşekkür ederim. sonucu buraya yazacağım.
0
🌸soguk sularla sulanan aksamustleri
(29.09.24)
(15)

Bir film bulamadım delirecem - Ölümsüz veya yüzlerce yıl yaşayan adam

ermanen
öncelikle "the man from earth" değil. bütün keyword aramalarında bu çıkıyor. daha az bilindik bir film.adam ya ölümsüzdü ya da çok uzun yıllar yaşıyordu. farklı zaman dilimlerinde görüyorduk. dünya savaşı'na veya başka bir savaşa katılıyordu sanırım. bir dönem karısı oluyordu, o ölüyordu. karısı sen
öncelikle "the man from earth" değil. bütün keyword aramalarında bu çıkıyor. daha az bilindik bir film.

adam ya ölümsüzdü ya da çok uzun yıllar yaşıyordu. farklı zaman dilimlerinde görüyorduk. dünya savaşı'na veya başka bir savaşa katılıyordu sanırım. bir dönem karısı oluyordu, o ölüyordu. karısı sen hiç yaşlanmıyorsun tarzı bir şey demişti heralde.

kimliğini zaman zaman değiştiriyordu sanırım. bir de senede bir kere bir adamla bir yerde mi görüşüyordu ne. böyle uzun yaşadığını öğrenen biri oluyordu heralde.

bi ihtimal zaman yolculuğu içeriyor olabilir. karıştırdığım yerler olabilir. çok film izlediğim için bu aklıma gelemedi bir türlü.

şunlar değil:
the man from earth (tekrar yazdım çünkü en çok tahmin edilebilecek olan bu)
the age of adaline (bunda yaşlanmayan karakter kadın ve tam uymuyor)
the curious case of benjamin button (bunda yaşlı doğup geriye doğru yaşıyor)

bütün ölümsüzlük film listelerine baktım bulamadım. aklım bana oyun mu oynuyor nedir.

"Movies and TV shows with immortality / Where the main character is immortal" başlıklı şu IMDB listesine de baktım hiç biri uymuyor:
www.imdb.com
0
ermanen
(25.09.24)
The Sandman'de vardı sizin dediğinize benzer bir hikaye ama, film değildi tabi.
0
salihdt
(25.09.24)
highlander olabilir mi?
0
Phoebe
(25.09.24)
' Zaman Yolcusunun Karısı ' kitabını hatırlattı; filmi de varmış izlemedim ancak bir hayli örtüşüyor.
0
lüzumsuz adam
(25.09.24)
@salihdt

güzel tahmin. ama film olması lazım ya. The Sandman dizisini izledim evet, barda görüşme sahnelerini bu Sandman'daki görüşmelerle karıştırmış olabilirim.

edit: bi dakka o bölümü bi daha izleyim. bu olabilir. aklım çok karmançorman.

@Phoebe

highlander değil. bu kadar eski değildi

@lüzumsuz adam

time traveler's wife değil. bunda kadın ölmüyordu heralde. benim aradığım filmde komedi unsuru yoktu. daha çok dram
0
🌸ermanen
(25.09.24)
the old guard
0
brakgn
(25.09.24)
Forever diye bir dizi vardı ama çok kısa sürdü o. Yine de tanımınıza uyuyor.
0
bu ne bilimsizlik
(25.09.24)
Mr nobody?
0
wild honey suckle
(25.09.24)
hasmetizm 2046
(25.09.24)
Forever dizisi de olabilir. Forever ve The Sandman veya başka şeyleri de aklım karıştırıp harmanlamış olabilir.
0
🌸ermanen
(25.09.24)
Cloud atlas ?
0
grimavi
(25.09.24)
The Sandman, Doctor Who ve Highlander geldi okur okumaz benim de aklıma. İlişki katmasan işin içine bir adamla buluşma deyince Good Omens de geldi aklıma.

Böyle yaşlanmamalı/ölümsüz bir ton film geldi aklıma. Underworld, X-Men Origins, Eternals. Ben yazayım da bunları elerken aklına başka sahne gelir belki :)
0
nawar
(25.09.24)
Forever ile sandman karmasi bir şey olmus galiba.
0
logisticsmanager
(25.09.24)
(bkz: The Fountain)
0
jepa
(26.09.24)
Benim de aklıma Cloud Atlas geldi
0
atom karincanin torunu
(26.09.24)
Outlander dizisi olabilir mi?
0
Amaranta ursula
(26.09.24)
(28)

Deniz Göktaş vs Baturay Özdemir vs Özgür Turhan

Bruce
Farklı mizah tarzları, farklı karakterler...Kime daha çok gülüyorsunuz, neden?Bence bu üçü mevcut Türk stand up sektörünün baş aktörleri. Sizce bunlardan daha iyi dediğiniz birileri var mı?
Farklı mizah tarzları, farklı karakterler...
Kime daha çok gülüyorsunuz, neden?
Bence bu üçü mevcut Türk stand up sektörünün baş aktörleri. Sizce bunlardan daha iyi dediğiniz birileri var mı?
0
Bruce
(24.09.24)
Hayatımda canlı gittiğim tek standup Deniz Göktaş'ın şovu. Selam Selam'ı YouTube'da izledikten sonra yeni gösterisine gitmiştim. Gerçekten muazzamdı. Baturay ve Özgür Turhan'ın full gösterilerini izlemedim. Kesitlerden Özgür Turhan daha komik geliyor. Bi de kamusal mizahı da izlerdim eskiden.
0
nundu
(24.09.24)
Deniz Göktaş'ı canlı izledim ve inanılmaz beğendim. Ama Özgür Turhan komik olmak için doğmuş gibi. Ayrı bir seviye.
0
duguit
(24.09.24)
Stand Up olarak üçü de tırt geliyor ama Özgür Turhan'ın Kamusal Mizah'ına gülüyorum ara ara açıp tekrar izliyorum eski işlerini, Stand Up olarak da son zamanlardaki favorim Özkan Çelik.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.09.24)
@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet, özkan çelik espri başına kahkaha olarak birim mizahta diğerlerini döver. ama stand up'ı bir anlatı olarak gördüğüm için aynı kefeye koyamıyorum. Beton etkisi esprisi mesela, 150 kez izleyip gülmüşümdür. Gülerken çok haklı amk diyip tatmin oluyorum. Ama aynı tempo, peş peşe aynı tarz şakalar, bağlam neredeyse hiç yok; o yüzden listeye eklemedim.
0
🌸Bruce
(24.09.24)
üçünü de canlı izledim.

özgür>deniz>baturay

ben salih tıraş ve nevzat can ünsal'a da baya güldüm. baturay'dan çok. özgür'den daha iyisini görmedim. normalde komik olmayan şeyleri özgür söyleyince bile gülünüyor.
0
jelly bear
(24.09.24)
Abi ben onun tarzını klasik ABD tipi komedi kulüp stand up'çılarına benzetiyorum, bizde mesela belli bir olay örgüsü içinde birbirine bağlantılı geçişlerin olduğu stand up yapılıyor ama bu eleman komedi kulüp stand up'çılarının yaptığı gibi birbiriyle bağlantısı olmayan şakalar yapıyor, ben sanki öyle olunca daha çok gülüyorum çok daha keskin ofansif şakaları var dümdüz gidiyor, ima edeyim de anlasınlar gibi bir derdi yok, bir de 50-60 tane :) psikolojik hastalığı var sanırım istese de hikaye anlatır gibi anlatamıyor kağıttan okuya okuya şaka yapıyor :)
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.09.24)
Ali congun şu sıralar bence en iyisi
0
olaylar olaylar
(24.09.24)
Bu üçüne komik diyecek kadar düşmedim henüz. Kim bunlar ya? Zorlama espriler yapan tipler hepsi
0
Cezcez
(24.09.24)
@Cezcez, kime komik dediğini söyle de mizahtan ne seviyede anlamadığın hakkında fikir sahibi olalım.
0
🌸Bruce
(24.09.24)
Cem Yılmaz a yaklaşabilecek birisi olmadı. Kötüye komik deyip kendimi kandırmam senin gibi.
0
Cezcez
(24.09.24)
🌸Bruce
(24.09.24)
3 u de iyidir. Denizin iq su en yuksek ama o bariz
0
lapaz
(25.09.24)
özgürün evli milf eşiyle videolarını çok severdim ama stand up için big no ikinci yarıda çıktım sahne hakimiyetlerini beğenmediğim için deniz zaten çocuk uyutuyordu o yüzden geç çıktı. ali congun eğlendirdi, hakimiyeti iyi bence ama daha gitmeye gerek yok. baturay gitmedim ama başarılı bence. deniz favori ama nataly aukar olayı çok başka yerlere taşımış onun sonrasında stand up için biraz düşünmem lazım 1.5 saat soluksuz tam bir sahne insanı aşiri iyi. türk belirtmişsin fakat türkiyede sahne aldığı için ekledim ya da hala etkisindeyim diyedir tıstıs

kaan sekbanla ayşe balıbeyin "gömercin kuşları" severek takipteyim
0
ala09
(25.09.24)
bence en zayıfı özgür. Baturay ve Deniz’in tarzı da birbirinden çok farklı. İkisini de iyi buluyorum, keyifle izlerim.
0
awlmi
(25.09.24)
@ala09, 3 gün üst üste sold out yaptı kadın, hakkın var.
0
🌸Bruce
(25.09.24)
Ali Congun'un youtubedaki gösterisine bakayım demiştim ama tam bir ekşici p*ç edasıyla yarısında çıktım ya hiç sarmadı. Köylü kurnazı bir havası var yani bilmiyorum beğenmedim hiç.
0
nundu
(25.09.24)
@nundu, hitap ettiği kitleyi doğru tespit.
0
🌸Bruce
(25.09.24)
Üçünün de Youtube'ta yayınladıkları gösterilerini izledim, en çok Baturay Özdemir'i beğendim, özellikle de ilk gösterisi neşeliydi. Deniz Göktaş da iyiydi; tarzı daha farklı, izlemeye alışık olduğum yabancı standupçılara göre çok daha sakin ama eğlenceliydi. Özgür Turhan'ı da normalde sevmeme rağmen standup gösterisini çok kopuk ve yer yer zorlama buldum.
0
salihdt
(25.09.24)
cem yılmaz yaşadığı sürece stand up işinde parlayabilecek adam yoktur. elit komedyen olmak zor.
0
mikahakkinen
(25.09.24)
deniz göktaş'ın tespitleri ve sakin anlatım tarzı hoşuma gidiyor, canlı izlediğimde de baya gülmüştüm.

özgür turhan doğal komik, adam hiçbir şey anlatmasın sadece gülsün sahnede, ben de gülerim sanırım. tepkileri çok komik.

baturay aralarında canlı izlemediğim tek kişi, youtubedaki standup videolarını eğlenceli buluyorum ama diğer ikisi kadar sarmadı beni.

yani burun farkıyla özgür'ü deniz'in önüne koyarım, baturay üçüncü olur.
0
sabenburak
(25.09.24)
deniz ve özgür'ü canlı da izledim. bence deniz>özgür>baturay
0
brakgn
(25.09.24)
Valla sıralayamadım hepsini seviyorum.

Deniz in zeka sağlam gerçekten, daha başlarda böyleyse ileride daha iyi olabilir. Gerçi insanın üretkenliği her dönem aynı olmuyor ama hayırlısı bakalım. Bir de uzun süre maruz kalınca bayabiliyor.

Özgür Turhan'ı kamusal mizahtan beri takip ediyorum. Kısa videolarını daha başarılı buluyorum. stand-up olarak eğer kendisini seviyorsanız gayet eğlenceli, bazı tespitleri de güzel ancak dışarıdan biri pek sevmeyebilir aşırı tepkileri, hareketleri ve çok güldüğü için.

Baturay ı ben tepkiler, mimikler ve anlatış olarak daha başarılı buluyorum. Bence tepede cem yılmaz var ise ona en yakın baturay olabilir diyebilirim başıma bir şey gelmeyecekse.

O yüzden stand-up için zoraki bir sıralama yapacaksam;

Baturay > Deniz > Özgür derim.

Ama samimiyet, yakınlık hissetmek olarak

Özgür > Deniz > Baturay benim için.
0
ananiyimioguz
(25.09.24)
bu üçlü benim için deniz göktaş>özgür turhan>baturay özdemir. ama farklı tarzları olduğu için de çok da karşılaştırılabilir gelmiyor, benim mizah anlayışımla ne kadar örtüştüklerinin sırası gibi bu.

ali congun'un sürekli kendi şakalarına gülmesini aşırı itici buluyorum. ya bi dur arkadaş, bi sal bizi de biz gülelim gerekirse.

özkan çelik'in 9 dakikalık bir youtube videosunu izledim, birim süre başı amk konusunda abartmış, benim için şakalarını gölgeliyor fazla fazla.

cem yılmaz'ı sevenler için de dün bir cem yılmaz yavrusuna denk geldim: zülfikar sönmez. cem yılmaz'ı zaten çoktan zamanın gerisinde kalmış ve onunla da bağlantılı olarak bugün aşırı cringe buluyorum (2000'lerin başında bayılırdım), bu adam da onun iyi denebilir kötü denebilir ama sonuçta bir taklidi.
0
harfitarif
(25.09.24)
cem yilmaz efsane komik. onu kimse tartisamaz. ama simdi bu adamlarin yaptigi mizah turu ile cem yilmaz'inkiler biraz farkli. bu adamlar biraz daha batimsi, netflix tarzi mizah anlayislari var. o yuzden iki ayri kulvari kiyaslamak hakkaniyetli olmasa bile ben gulmeme bakarim aga diyorsaniz cem yilmaz hepsini tokatlar.
0
baldur2
(25.09.24)
Cem yılmazcılar son gösterisini izledi mi? Üzülerek izledim bittiğini, yaşlandığımı hissettim izlerken. Bir tat bir dokunun cd'lerini saklayan biri olarak söylüyorum, devri bitti adamın, sonraki trene bindik artık.
0
🌸Bruce
(25.09.24)
Cem Yılmaz, Fundamentals'tan sonra düşüşe geçti bence. Yani önceki stand up gösterileri Fundamentalstan kötü demiyorum ama Fundamentals'ta hâlâ işin zirvesindeydi. Elite diamond o seviyeyi yakalayamadı. Ha ama bence de Cem Yılmaz Türkiye'de bu işin üstadıdır. Kendi döneminde ona yakın kimse yoktu. Ata Demirer, Yılmaz Erdoğan ve hele hele Tolga Çevik gibi isimler asla o seviyeye yaklaşamadılar. Tolga Çevik bu isimlerle kıyaslanmayı bile hak etmiyor bence hatta.

Cem Yılmaz'ın sinema/dizi sektöründeki işleri de çok iyi. Bence o alanda devam etmesi çok daha hayırlı kendisi için. Hâlâ çok sevdiğim biri yani ama stand up performansı olarak yeni nesil komedyenler daha etkileyici. Gerçi adam da 3 saat gösteri yaparak gelmiş buralara, şimdikiler 1 saati aşınca oo uzun bir gösterisi var diyoruz
0
nundu
(25.09.24)
deniz göktaş çok iyi
baturay özdemir güldürüyor, biraz eyyamcı
özgür turhan hiç komik değil, bir sıfat kullanırdım ama neyse :)
0
abelardo
(25.09.24)
kadıköy bebesi veya ekşici değilsen Baturay en iyisi. Ben şahsen youtubedan bedavaya izlemenin verdiği keyifle baya baya güldüm. özgürün internete son yüklediği video eh işteydi. karısı ile yaptığı esprileri çok uzattı, hep aynı renkte şakalar. para verip bir dünya yol gidip o gösteriyi canlı izleseydim üzülürdüm. deniz bana hiç hitap etmiyor, bıyıklı gay sevmem.
0
plastic_angel
(25.09.24)
(6)

Stand-up tavsiyesi?

coder85
Netflixte bir çok stand up gösterisi var. Favorileriniz hangisi hangilerini tavsiye edersiniz? Netflix harrici de olabilir
Netflixte bir çok stand up gösterisi var. Favorileriniz hangisi hangilerini tavsiye edersiniz? Netflix harrici de olabilir
0
coder85
(24.09.24)
Ricky Gervais gosterileri kesinlikle
0
mor oje
(24.09.24)
Dave Chapelle ve Louis c.k ama Louis c.k'in gösterlerini Netflix me too olaylarından sonra kaldırdı sanırım.
0
fobfilm
(24.09.24)
Hala duruyorsa comedians in car getting coffee
0
duster
(25.09.24)
Kimse Bill Burr dememiş, ben de onu diyeyim. Sinirli sinirli konuşarak şaka yapması baya eğlenceli.
0
salihdt
(25.09.24)
shane gillis - beautiful dogs

son donemin yukselen komedyeni
0
antikadimag
(25.09.24)
Louis C.K

Bu işin piri bu adam. Bizde Cem Yılmaz neyse Amerika'da o. Özellikle Hilarious gösterisi mükemmel. Netflix'de var gösterileri. Şu adamı ana dilimde sahnede izlemeyi çok isterdim.
0
messor
(25.09.24)
(2)

Antik Kuntik'te Ucuza Satılan İmzalı Objeler Gerçek mi?

halitkin
Örneğin MADONNA ve MİCHAEL JACKSON İMZALI FOTOĞRAF 10 bin lira: https://www.instagram.com/p/DAQg5zuKmBP/?img_index=1ARJANTİN MİLLİ TAKIMI İMZALI FORMA 50 bin lira: https://www.instagram.com/p/DAHAt1Dq8vE/?img_index=1AL PACINO İMZALI 8500 TL: https://www.instagram.com/p/DAGS7WeMNii/?img_index=1MİCHAE
Örneğin MADONNA ve MİCHAEL JACKSON İMZALI FOTOĞRAF 10 bin lira: www.instagram.com

ARJANTİN MİLLİ TAKIMI İMZALI FORMA 50 bin lira: www.instagram.com

AL PACINO İMZALI 8500 TL: www.instagram.com

MİCHAEL SCHUMACHER İMZALI FOTOĞRAF 9500 TL: www.instagram.com

Örnekler çoğaltılabilir. Bunların nesi ucuz diyeceksiniz de dolar hesabı yapıldığında gerçekten ucuz ve bu işleri yurtdışında az buçuk takip etmiş biri olarak ederlerinin altında satıldığını söyleyebilirim.

Sadece imzalı obje satmıyorlar tabi maşallah yok yok. Bu da web siteleri: www.antikkuntik.com.tr

Öncelikle bu kadar envanteri nereden ne ara toplamışlar, ben ellerinde olduğundan bile şüpheliyim ama belki aramızda alışveriş eden, deneyimleyen biri vardır diye sormak istedim.
0
halitkin
(24.09.24)
sence? :)

içinde bulunduğumuz ortamda herhangi bir şeyin türkiye fiyatı yurt dışından ucuzsa ya dolandırılıyorsundur ya da dolandırılıyorsundur.
0
zeleno
(24.09.24)
Küçük bir kurcalama sonucu: Burada sertifikalı falan bir C. Ronaldo forması satmışlar: www.instagram.com

Ancak nasıl oluyorsa aynı sertifika farklı bir forma için Etsy'de de satışta: www.etsy.com

Ha bu %100 sahte demek değil tabi... Belki Etsy'deki satıcı bu arkadaşların sertifikasını kopyalamıştır.
0
salihdt
(25.09.24)
(2)

HCBS musterisi olmak

dogredsector
iyi gunler. hcbc'de hesap acmak istiyorum ancak subesi olmayan bir ilde yasiyorum. subeye gitmeden uygulama uzerinden musteri hizmetlerine baglanarak hesap acilabiliniyor ancak sonrasinda subeye gitme ihtiyaci olabilir mi sizce manikli mi? bazi avantajlarindan dolayi musterisi olmak istiyorum
iyi gunler. hcbc'de hesap acmak istiyorum ancak subesi olmayan bir ilde yasiyorum. subeye gitmeden uygulama uzerinden musteri hizmetlerine baglanarak hesap acilabiliniyor ancak sonrasinda subeye gitme ihtiyaci olabilir mi sizce manikli mi? bazi avantajlarindan dolayi musterisi olmak istiyorum
0
dogredsector
(17.09.24)
Onaylı belge almak, yüklü miktarda nakit işlemi yapmak, bloke olan kullanıcı adı ve şifresi için bloke kaldırmak gibi sebeplerle şubeye gidiliyor sanırım. Normal şartlarda nadiren gerekecek durumlar ama gerektiği zaman da çile olabilecek şeyler.
0
salihdt
(17.09.24)
HSBC şu anda parasız yeni müşteri kabul ediyor mu onu kontrol edin, bildiğim kadarıyla iyi miktarda varlık bulundurmayan müşterilerin kredi kartları bile yenilenmiyor şu anda.
milyon üstü varlık tutacaksanız olun tabi
0
atom karincanin torunu
(17.09.24)
(7)

Kondisyon Bisikleti Sorusu (Linc Etmeyin Lutfen)

aguen
Merhaba duyuru, biliyorum camasir asacaksin falan diyeceksiniz. Yillardir bu yuzden ben de almiyordum.Ama durum su ki, muzik dinlemek falan cok uzun sureler sarmadigi icin spor salonunda sıkılıyorum, gitmiyorum.Ortalama bi kondisyon bisikleti alsam tv izlerim, oyun oynarim hatta evden calistigim ici
Merhaba duyuru, biliyorum camasir asacaksin falan diyeceksiniz. Yillardir bu yuzden ben de almiyordum.

Ama durum su ki, muzik dinlemek falan cok uzun sureler sarmadigi icin spor salonunda sıkılıyorum, gitmiyorum.

Ortalama bi kondisyon bisikleti alsam tv izlerim, oyun oynarim hatta evden calistigim icin toplantilara bile katilirim diye dusunuyorum.

Bayagi bir arastirdim ama marka olayi olmadigi icin kafam cok karisti. 193cm / 105kg ama gobekli biri icin ne onerirsiniz.
0
aguen
(16.09.24)
:) kullanmayacaksınnnnn :D
marka model bilemem ama sahibinden, yakında olan konumlardan ikinci el bakmanı tavsiye ederim. ikinci el alırsan bir de ufak yağlaman gerekir bant kısmını.
0
kisa
(16.09.24)
kısa + 1

Bu tür şeyleri 2. el çok temiz ve çok uygun fiyata sizin de bahsettiğiniz sebepten dolayı bulmak mümkün. Alın, deneyin, yapamazsanız aldığınız fiyata yakın bir şeye elden çıkartır çok zarar etmemiş olursunuz.
0
salihdt
(16.09.24)
C2 Concept Bikerg.

Bugun bir cardio aleti alacak olsam bunu alirim. Ama fiyati can yakabilir.
0
wallcan
(16.09.24)
Yani gidip direkt çamaşır askısı almak daha iyi ama

Ben olsam şunu alırdım.

kochler.com.tr
0
Mirket
(16.09.24)
Linç edicem, dayanamadim.
Kullanmayacaksin, çamaşır asacaksin, paran yanacaaaaaaaak, utanarak geleceksiiin "ikinci el az kullanilmis bisiklet" diye ilan acarak. =d

Neyse walking pad diye bir olay var bak, araştır bir. Yukselebilir masa ile kombine kullananlar var.
0
logisticsmanager
(16.09.24)
Bro bu tür ürünleri kullanmak senin meşrebinle alakalı bir durum, ben kardiyodan nefret ettiğim halde bu yaşıma kadar 2 koşu bandı bir tane de kondisyon bisikletini perte çıkardım çünkü ben eskiden köpekbalığı gibiydim spor yapmazsam ölürüm zannediyordum ve her fırsatta kullanıyordum ama sen böyle değilsen, ki spor salonunda sıkılıyorum dediğine göre böyle biri değilsin, bence de uzun süreli kullanamazsın, o nedenle bu hevesini ne kadar ucuza dindirirsen o kadar iyidir, 2. el satıcılarına bak ürün özellikleriyle kendi özelliklerini karşılaştırıp birini al derim naçizane.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(16.09.24)
Cok guzel bir ikinci el bulmustum 5000e ama kizkardesim bullyledi. Isyeri gym'ine mesai saatleri icerisinde 2x30dk kacarsam mesai oldugu icin spor askimin olacagina karar verdim. Zaten haftada iki gun gidiyorum diger gunlerde de just dance ve vr falan deneyecegim biraz daha.
0
🌸aguen
(16.09.24)
(4)

kredi puanı hakkında

depresif çocuk
irili ufaklı 7-8 tane kredisi olan ama hepsini maaşının son kuruşu ile geciktirmeden ödeyen biri için bankalar ne düşünür?1. Helal olsun, krediye fısıldayan adam.2. İflas etmiş, bir daha kredi vermeyelim buna.Bu bağlamda, kredi puanı nasıl etkilenir?
irili ufaklı 7-8 tane kredisi olan ama hepsini maaşının son kuruşu ile geciktirmeden ödeyen biri için bankalar ne düşünür?

1. Helal olsun, krediye fısıldayan adam.
2. İflas etmiş, bir daha kredi vermeyelim buna.

Bu bağlamda, kredi puanı nasıl etkilenir?
0
depresif çocuk
(16.09.24)
Ödemelerin düzenli olması kredi skorunu olumlu etkiler ancak skorun yüksek olması bir kredi daha almak için yeterli değil. Algoritmasının detaylarını bilmiyorum ancak kredi skoru kredi borcunun gelire oranını dikkate almıyor olabilir, haliyle kredi skorunuz yüksekse bile bir bankaya gidip kredi çekmek istediğinizde onlar bu hesabı yapıp başvurunuzu reddedebilirler.
0
salihdt
(16.09.24)
Benim kişisel tecrübeme dayanarak bildiklerim şu şekilde doğrusu yanlışı olabilir %100 eminim diyemem. Ancak kredi puanıma önem veriyorum işim gereği o yüzden bildiklerim şu şekilde:

Öncelikle kredi puanının gelirle alakası yok. Birden fazla parametre var puan hesaplanırken
* en önemlisi kredi borcunun zamanında ödenmesi
* çok fazla kredili ürün başvurusu yapmak olumsuz etkiler.
* kredi kartı limitinizin tamamını kullanıyor olmanız olumsuz etkiler. Yarısını kullanıp yarısını boşta bırakın mümkün olduğunca
* hiç kredili ürün kullanmamak veya az kullanmak da olumsuz etkiler. Tabi sizin durumunuz bu değil gibi görünüyor.
* bir kredi kartını uzun süre kullanmak olumlu etkiler. devamlı yeni kredi kartı çıkarıyorsanız olumsuz etkiler.

Yani mantıken ihtiyacı olduğunda kredi çeken ve borcunu zamanında ödeyen adamın kredi puanı çok yüksek olur.

Eğer bu kadar fazla kredi kullnıyorsanız ve diğer herşeyiniz yerli yerindeyse benim tahminim sizin kredi puanınız iyi seviyesinde kalır çok iyi seviyesine çıkamayabilir.
0
nuevo
(16.09.24)
önceki cevapta belirtildiği gibi, düzenli ödüyor olmanız avantajsa da toplam limitin kaçta kaçını kullandığınız da çok etkili.

kredi kartları ve nakit avans (esnek hesap) gibi ürünlerdeki limiti de kullanıyorsanız puanınız düşer ve tekrar verilmeyebilir.

yeni bi kredi alacaksanız, türüne göre verilebilir. hatta bunları kapatacak tek bi kredi bile teklif edilebilir ya da düşünebilirsiniz.
0
biseysorcaktim
(16.09.24)
Kredi başvurusu yaptıkça ve kullandığın kredi tutarı arttıkça kredi skoru düşer. Zamanında ödeme yaptıkça kredi skorun yükselir.

Bankalar ne düşünürden kastın yeniden kredi başvurusu yaparsan olumlu sonuçlanması mı? Kredi sayısından çok aylık taksit ödemeleri/aylık gelir önemlidir. 1 kredin vardır aylık ödemesi gelirine göre çok yüksektir, ikinci krediyi çekemezsin. 5 kredin vardır aylık toplam taksit tutarı gelirine göre düşük kalıyordur; 6,7. krediyi çekersin. Bu kişiden kişiye göre çok değişkenlik gösterir.

Bankalar her zaman ürün satabildiği ve ödemelerini zamanında yapan müşterisini kaybetmemeye çalışır. Bankalar için "iflas etmiş" şeklinde bir kategori yok ama buna en yakın olan 90 günden fazla yapmamış ve kanuni takibe düşmüş müşteriler olabilir. Yani kredi sayısı çok diye müşteri iflas etmiş diye düşünülmez. 30-60-90 günlük gecikme periyotlarına göre müşteriler izleme/yakın izleme/yasal takip sınıflarına alınır. Yasal takiple alacaklar tahsil edilemezse varlık yönetim şirketlerine kredi portföyleri satılır.

Sonuç olarak kredi risklerin arttıkça skorun düşer, düzenli ödeme yaptıkça toparlanır. Kredi sayısından çok aylık taksitlerin aylık gelire oranı önemlidir. Kredi sayısı fazla diye müşteri iflas etti şeklinde düşünülmez.
0
Lethe
(16.09.24)
(15)

Almancılar neden Avrupa ve ALmanya'yı övmüyor

the sound and the fury
Almancılar biz onlardan bir şey istemeyelim ve Avrupaya göç etmeyelim diye mi orayı yeriyor veya övmüyorlar. Sadece nadiren oranın refah ve kaliteli bir devlet olduğunu söyleyen nankörlük yapmayan kişiye denk geliyorum.
Almancılar biz onlardan bir şey istemeyelim ve Avrupaya göç etmeyelim diye mi orayı yeriyor veya övmüyorlar. Sadece nadiren oranın refah ve kaliteli bir devlet olduğunu söyleyen nankörlük yapmayan kişiye denk geliyorum.
0
the sound and the fury
(15.09.24)
Oralara adapte olamamanın ezikliği ve memleket hasreti bir araya gelince burayı daha bir toz pembe görüyorlar.

Çok kazanıyoruz ama neler çektiğimizi bilmiyorsunuz tribindelere.

İnsan hakları vs gibi üstdüzey konuları algılayacak ufuk sahibi değiller.

Euro ile kazanıp TL ile harcamanın yarattığı zenginliği algılayacak kapasite yok. TL ile kazananın durumunu ayırt edemiyorlar.
0
Mirket
(15.09.24)
Dün arkadaş ile konuşuyorduk; birçok arkadaşım gitti ama ruhen orada rahat olan bir sen varsın diyordu. Harbiden fransa'yı özlüyorum Türkiye'de tatildeyken. Fransız havalimanında kendimi daha rahat hissediyorum.

Birçok gurbetçide bu yok. Onlar 20 sene de geçse Almanya'da yaşayan Türk olarak takılıyor. Çocukları da bir benzeri. Ondan ne kendilerini fransa almanya ovecek sevecek kadar orali görüyorlar ne de Türkiye'ye dönecek kadar kafasiz (napacak adam Türkiye'ye gelip, onlar da biliyor da bunu diyemiyorlar). Fransa'da da böyle, al bunlari izmir buca gediz'e koy, hiçbir farkları olmaz. Burada da ülkü ocağı, kuran kursu, ülkücü konserleri takılıyorlar. Ha ayrı konu Kürt kısmı da aynı şekilde takılıyor çok komik yani ülkenin kürdü de türkü de Avrupa'da asimile olamadan takılıyor.

Iclerinde cahil adam çok tabiki ama genel olarak kendini yasadiklari ülkeye ait hissedememe ama oranın hayat sartlarini bırakacak kadar da salak olmamak bu sebepten binlerce euro ile Türkiye'de 1 ay gecirince buranin cennet olduğunu düşünme olaylari var.
Avrupa'da Türk ile muhatap olmadan iki kere düşünmek lazım. En son markette izmir'e Melih Gökçek lazim diyen bir abi ile muhatap olmuştum.
0
logisticsmanager
(15.09.24)
Almanya'dan bildiriyorum:

Milletçe insanımız hayatındaki eksi yönleri ön plana çıkarıp konuşmayı sever, ama hayatı ile ilgili kararları artıları ve eksileri birlikte değerlendirerek verir. Almancıların çoğunluğu Türkiye'de olsa işsiz güçsüz olacak meteliğe kurşun atacakken, Almanya devletinin ekonomik olarak gelişmişliğinden ve iş bolluğundan dolayı iş güç sahibi ve insanı hayat standartlarına sahip. Ama bunun yanında Almanya'da ikinci sınıf olarak görülüyor ve toplum tarafından itiliyor. Bu da kendi içlerinde bir fanus oluşturmalarına neden oluyor. Türk marketinden alışveriş yapan, Türk restoranlarına giden, Türk berberine tıraş olan ama evinde Almanca konuşan bir nesil oluşmuş durumda. Sorarsan aynı standartlarda Türkiye'de birinci sınıf insan olarak yaşamak istediği için "Almanya'da ırkçılık var, burası kötü" diye özetliyorlar. Ama gelin o zaman diyince de "kurulu düzen" muhabbeti başlıyor. Kurulu düzen dediği insanca yaşam standartlarına sahip olmak. Bunu Türkiye sağlarsa çoğu almancı vatana döner. İkinci sınıf olmak ve işsiz güçsüz olmak arasından seçimi ikinci sınıf olmaktan yana kullanıyorlar ama çok da mutlu değiller.

Karakan'ın şarkısında dediği gibi: "Elimdeki pasaportta ay yıldız var ya, ikinci sınıf insan diyorlar bana. Pasaportumda Alman bayrağı da olsa, Alman olamam çünkü saçlarım kara."
0
cek
(15.09.24)
çünkü "almancı" dediğimiz 50'lerde, 60'larda çocukken oraya götürülmüş, ya da orda almancı bir aileye doğmuş insanların çoğunluğu "Almanya'ya göre" gerçekten de çok iyi şartlarda yaşamıyorlar. (türkiye'ye göre yine de iyi ama bundan haberleri yok)

hangi yılın istatistiği bu bilmiyorum ama bulduğum bir istatistiğe göre almanların %34'ü gymnasium'a giderken, türk kökenlilerin sadece %8.6'sı gymnasium'a gidebilmiş. (gymnasium: akademik hayata hazırlayan, üniversiteye giriş için ideal olan en prestijli lise türü) bunun sebebi entegre olamama, dil yetersizlikleri, cahillik, eğitime önem vermeme, ırkçılık vs. olabilir.

bunun sonucunda bu insanların çoğu asgari ücret çevresinde maaş alıp, fiziksel olarak daha zorlu işlerde çalışıyorlar almanlara göre.

nesilden nesile düzeliyor diye düşünüyorum ve umuyorum ama belirli bir yaşın üzerindeki almancılarda durum böyle.

son 5-10 yılda almanyaya göçmüş, görece iyi işlerde çalışan türklerin instagram paylaşımlarına bakın. mesela bir kız ne kadar maaş aldığını paylaşıyor, ki bir ofis çalışanına göre oldukça ortalama bir giriş maaşı. yine de altı almancıların "yalan söylüyorsun", "almanya'da o parayı kim bulmuş", "o parayı kazanman imkansız" yorumlarıyla dolu.

edit: yukardaki bir yoruma katılmadan edemeyeceğim. adam asgari ücretle çalışıyor ama yine de bütün alışverişini türk esnaftan türkiye'den ithal edilen pahalı ürünler alarak yapıyor entegre olamadığı için. burda türk marketlerinin fiyatları, türkiye'de macrocenter neyse o, hatta daha da fark var. geçen biri market arabasını ve alışveriş fişini paylaşmış, bir alışverişim 300 euro tuttu diye. bütün sepeti ithal türk ürünleriyle doldurmuş, aynı alışverişi alman marketinden yapsa gerçekten 150 euro tutacak maksimum. bu yüzden de alım gücü yerlerde tabii ki.

son yıllarda göç edenlerle konuşursanız büyük ihtimalle %80'i hayatından oldukça memnundur ve almanya'nın iyi yanlarını övmekten çekinmezler pek. (ha kötü yanları da var tabii ki)
0
king lizard
(15.09.24)
He he sizinle paylasamadiklari için ovmuyor :))) ovseler hemen ikna olup gelip yerleseceksiniz sanki :D

Adam orada doğup büyümüş. Alışık olduğu, normal kabul ettiği ülkeyi ve düzenini neden durmadan ovsun durup dururken?

Ovse, sürekli ballandıra ballandıra anlatsa, bu sefer de neden sürekli anlatıyor diyeceksiniz.

Nedir bu Gurbetçilere olan nefret?
0
ismo
(15.09.24)
almanya ve fransa'yi karsilastirmamak lazim cünkü fransa'daki dislanan kesim faslilar, cezayirliler vs fransiz kolonilerinden gelmis kesim. ayrica cok seküler bir ülke. atatürk'ün de yaptigi seküler devrimden haberleri var okumus kesimin. yani oradaki algi almanya'dakinden farkli. ayrica fransizlar türkler renk olarak benziyorlar. almanlar genellikle cok sarisin. bir tip farki da var yani.

almanya icin sunlari söyleyebilirim.

almanlar genelde türklere nazaran cok daha soguk, biriyle yakin iliski kurabilmek icin daha fazla zamana ihtiyac duyan, hali hazirda kresten beri tanidir arkadaslariyla görüstügü icin yeni insan da aramayan tipler. bu durumda almanlar da birbirleriyle hemen isinamiyorlar. ama türk biri bunu kisisel algilayabilir.

almanlarin utangac yapisini azaltan, sempatik davranmasina yol acan sey alkol. eger müslüman biriysen bunlardan uzaksin. sadece gündüzleri is yerinde almanlarin is odakli calismalarini, az muhabbet etmelerini görüyorsun. halbuki aksamina onla icmeye gitsen dünyanin en sicakkanli insanina dönüse de bilir.

bu kültürel bir olay ama bunun disinda almanya'da irkcilik var. türkiye'de kürt ben kürdüm derse hayir sen türksün derler. almanya'da dogup büyümüs türk kökenli biri ben almanim dese hayir sen türksün derler.
almancilarin cocukluktan beri burada olanlari bu ayrima maruz kalmalari duygusal düsünmelerine ve almanya'nin iyi taraflarini görmelerine, kabul etmelerine engel oluyor olabilir.

ayrica almanya'da dogup büyümüs biri türkiye'de ya da baska ülkelerde calismadiysa calisma saatleri, haklar vs bakimindan ne kadar iyi sartlar altinda yasadigini fark etmeyebilir. sosyal yardimlar da burada yasayan insanlara göre devletin görevi. bir ayricalik degil. kafalari böyle calisiyor yani.

alman medyasi da cok karamsardir bu arada. sürekli almanya'nin ne kadar kötüye gittigine dair haberler cikiyor. bunlar hep objektif bakis acisina zarar veren etmenler bence.
0
robert bosch
(15.09.24)
@robert bosch; dediğinde haklisin. Ben misal Fransa'ya ne kadar asimile olduysam almanya'ya olamazdım. Hayatımda hiçbir şekilde uyusamadigim millet. 20 milletten adamin olduğu ortamda herkesle goygoy yaparken Almanlarla olamıyor.

Akdenize kiyi olması önemli galiba bir Türk'ün yaşamasi için. Ondan ben insanlara fransa'yı Almanya'dan çok öneriyorum hem havası hem insani.

Bu arada Avrupa'daki Türk marketlerinin kol gibi geçirmesi+1 normal pirinç kilosu 2.59. baldo pirinç 4.59. allahtan normal marketler bu işe girdi, Carrefour'dan yoğurt/ayran/yufka/sucuk falan buluyoruz da bu kol gibi fiyat azaldi.
0
logisticsmanager
(15.09.24)
Çünkü insan kendi yaşadığı ortamın pozitif yanlarını standardı olarak görüp birisi sorunca sadece kendini rahatsız eden olumsuz şeyleri söylüyor. Uzunca bir süre yurtdışında yaşayan ve Türkiye'yi sadece tatillerde ziyaret eden bir insan için de belli bir ölçüye kadar samimi bir şekilde "Türkiye ne kadar güzel lan bak biz Berlin'de öküz gibi kira ödüyoruz, işimizi halletmek için postayla uğraşıyoruz" vb. gibi iki ülke arasındaki ciddi seviye farkı yerine kendi sübjektif deneyimine odaklanması normal.
0
salihdt
(15.09.24)
Nankorler, ikiyuzluler. Buyur :


youtube.com
0
summerof69
(15.09.24)
Alım güçleri Tükiye'den iyi. Sosyal yaşam, toplumda kabul görme açısından Avrupa ülkeleri sorunlu. Almanların kendi aralarında bile diyalogu yok. Yalnızlık ve dışlanmışlık hissiyatı yaşıyorlar.

Diğer bir etmen de göç etme yaşı. Yaş 25 üstüne ne kadar çıkarsa o kadar zor veya sorunlu olur.

Genel olarak Avrupa ülkeleri göçmen ülkesi değil. Daima öteki durumunda oluyorsun. Ülkenin çıkarına hizmet etmek için oradasın..halkın yapmadığı işi yapıyorsun
0
ferenc
(15.09.24)
sonradan gidenler övüyor. orada doğan gurbetçi çocukları sadece şikayet ediyor. çünkü karşılaştırma yapacak durumları yok, türkiye'de yaşamanın ne demek olduğunu bilmiyorlar. almanya'da yaşamak onların standardı zaten.

ha bu arada almanya mükemmel mi, tabii ki değil. ama dünyada artık mükemmel denecek bir yer de kalmadı.
0
sir gawain
(15.09.24)
3 yıldır Hollanda'da yaşıyorum. İstanbul'dan geldim.

Öncelikle şunu belirtmeden edemeyeceğim, batı avrupadaki hayatın finansal boyutlarıyla ilgili Türkiye'de çok yanlış bir algı var. Burada şu an tek maaşla geçiniyoruz, maaşım çok yüksek değil ama ortalamanın bariz üzerinde. Videodaki amcanın anlattığı gibi öyle rahat rahat tatil falan yapamıyorum. Okul döneminde tatil döneminde Türkiye'ye gelmek istesem korkunç uçak bileti fiyatları var. Yani bir evin kira ödendikten sonra kalan parası 3000 euro ve altıysa, bu aile bildiğin fakir. Daha az paraya geçinen aileler var ama harcamalarına aşırı dikkat ediyorlar.

Burada olay biraz meslekle alakalı, Türkiye'den beyaz yaka olarak gelmek, %30 kuralından dolayı biraz kurtarıyor ama esasında finansal motivasyonla gelinmez. Zaten Türkiye'de 100 bin ve üzeri alacak adam burada 4-5 bin euro alsa aynı hesaba bile zor geliyor. Ancak burada mesleğe, ve iş yapma şekline göre büyük fark var. Freelance çalışanlar nerdeyse her alanda aşırı iyi paralar kazanıyor. Bunun yanında mesela Türkiye'de hiç değeri olmayan terziler deli paralar kazanıyor, üstelik bunların bir kısmı vergisiz. Eski topraklar da zaten az harcıyor, bir de üstüne eşi bir iki temizliğe gidiyordur, kendisi hafta sonu ek iş yapıyordur, kaçak veya resmi.

Burayla ilgili geçen bu süredeki hissiyatım, buradan gitmeliyim yönünde, sevdiğim yönleri var, ben de İstanbul'dan geri dönüş yolunda bir rahatlama hissediyorum. Ancak gene de insan burada yaşayınca gurbetçilerin saçma gibi gelen şeylerini iyi anlıyor. Tam tarif edemiyorum ama hayat yok, hapis gibi hissediyorum, yapacak bir şey yok, sosyallik olarak zaten kötü, bu saydıklarım bana da çok saçma geliyordu.

Özetle soruya cevap vermek gerekirse, böyle hisseden bir çok kişi vardır, belki spesifik durumlara göre kendilerinden bir şey talep edilmesin diye bokluyorlardır. Ya da kibirli görünmemek, hava atıyor gibi görünmemek için böyle konuşma gereği hissediyorlardır. Ancak gene de olay sosyal medyadaki market fişlerinde anlatıldığından çok farklı, market alışverişi zaten nispeten küçük bir kalem. Asıl olay, vergiler, harçlar, sigortalar ve benzeri alanlarda kendini gösteriyor.
0
mbond
(15.09.24)
@mbond, dostum avrupanin ekmegini cocugu olanlar yiyor biraz da zaten.
cocugun yoksa burda kalmana o kadar da gerek yok ama tr'de millet sadece devlet olmasin diye bir ton para bayiliyor cocuklarin aldigi egitim de soru isareti yani.

burda cocuk yaptiginda düsünmen gereken tek sey barinma ve tatil masrafi. tr'de egitim ve saglik biniyor üstüne.
0
robert bosch
(15.09.24)
Çocuk var aslında, çocuk parası da tabii olumlu faydası olan bir girdi, tabii çocuğun masraflarını tamamen karşılayacak bir rakam değil. Çocuk olunca başka paradoxal durumlar da var, bizde hanım bakıyor çocuğa gündüz ama çalışan kadınlardan day-care fiyatlarıyla ilgili farklı bilgiler aldım, özetle o da epey yüksek genelde. İki kişinin çalıştığı evlerde genelde birinin maaşı böyle sabit şeylerle buhar oluyor.

Eğitim ve sağlık harcamasının özel durumlar hariç pek olmaması olumlu. Eğitimin kalitesi konusu da enteresan, kağıt üstünde baksan, çok da sıkı değil, öğretmenlik eğitimi hiç olmayanlar bile belli oranda öğretmenlik yapabiliyor. Okuluna göre memnun olanlar/olmayanlar var. Zaten Türkiye'de de kafamda hayal ettiğim zaman çoğu sorun öğretmenden değil, içinde bulunulan ortamdan geliyor.
0
mbond
(15.09.24)
o gelmeyin diye soyleyenlerde var ama benim gorusum, TR'den bakinca almanya'nin iyi yanlari gorunuyor ama almanya'da yasamaya baslayinca referans sistemin degisiyor.
almanya, fransa, abd de arastirma merkezlerinde deneyimim oldu, yani okumus insanlariyla muhatap oldum, en adi insanlari almanya'da gordum. Oyle bir almanya-alman algisi olusmus ki, TR'de arkadaslarima anlatinca hicbiri bana inanmiyor. Almancilarin benden daha cok deneyimi oldugundan, alim gucu haric normal yani ovmemeleri.
Bir de Turkiye'ye tatile geliyorlar, gecirdikleri zaman cok guzel, alisveris, iklim, deniz, hizmet sektorunun olmasi, vs vs, almanya'da yasayamayacaklari bir hayat. bizi bunlara kolay ulasiyor saniyorlar.
0
durgunfoton
(16.09.24)
(7)

eksisozlugun vahsi reklam politikası

buenosdias
ufak tefek banneeleri anlarım da tüm ekranı kaplayan yada tema rengini göz yakan saçma renklerle değiştirince gerçekten insanların o ürünleri alacağını mı düşünüyorlar. sizin yorumunuz nedir.
ufak tefek banneeleri anlarım da tüm ekranı kaplayan yada tema rengini göz yakan saçma renklerle değiştirince gerçekten insanların o ürünleri alacağını mı düşünüyorlar. sizin yorumunuz nedir.
0
buenosdias
(15.09.24)
adblock plus kullan çıkmıyor hiçbir reklam.

asıl soruna cevap vermemişim.
reklamın amacı karşına pop up çıkınca hemen alışveriş yapman değil, bilinçaltına kazınması.
0
neira
(15.09.24)
Reklam "vay canına bu yumuşatıcı en iyisiymiş bundan alayım" dedirtmek için değil de yumuşatıcı almanız gerektiğinde o 5 ürün arasında önceden görüp tanıdık olduğunuzu almak için.

Ha örneğin benim gerçekten umrumda değil marketin ucuzluk ürünü ne yumuşatıcı varsa (çok rezil değilse) ondan alıyorum genellikle ama kafamın üzerinden yumoş perwoll falan sayabiliyorum (37 yaşında erkeğim reklamın hedefi de değilim aslında)

Bazen de "ulan bu iyidir ha" diyerek ara sıra markalıyı da aldığım oluyor.

Eheh ne güzel serbest saçmaladım :D Mevzu görülürlük yani.

Safari'den girdiğimde ben de oha bu ne be siteden çok reklam var diyorum ama, bence de olacak iş değil. Kullanmaya çalıştığımız şeyin rünün önüne geçmemesi lazım reklamın.
0
hedep
(15.09.24)
Reklamın kötüsü olmaz derler.
Bazı reklamlar gıcık ederek de olsa akılda kalmayı hedefliyor.
Ve ekşi yönetimin de gözünü para hırsı bürümüş durumda.
0
parka
(15.09.24)
salihdt
(15.09.24)
Cepte Firefox ublock, webde adblock plus.
0
fistikthecat
(15.09.24)
ben adblock plus kullanıyorum. eksisozluk ve eksiduyuruda sürekli tam sayfa reklam çıkıyor karşıma
0
abelardo
(15.09.24)
ben uBlock origin kullanıyorum, ne ekşi'de ne duyuruda reklam çıkıyor.
deneyin derim.
0
thedepressed
(15.09.24)
(3)

Bu iphone neden bu kadar çok seviliyor?

komando kani var bende
Gündemden dolayı aklıma geldi. bu iphone telefonlar neden bu kadar çok seviliyor. ne özelliği var bu telefonların? iphone'u olanlara farklı bir gözle mi bakılıyor? Hiç iphone marka telefonum olmadı.
Gündemden dolayı aklıma geldi. bu iphone telefonlar neden bu kadar çok seviliyor. ne özelliği var bu telefonların? iphone'u olanlara farklı bir gözle mi bakılıyor? Hiç iphone marka telefonum olmadı.
0
komando kani var bende
(14.09.24)
Birkaç bacağı var bence. Öncelikle Apple bir çok konuda ince düşünüyor. Kapalı sistemler de ürettiği için yazılım ve donanım arasındaki uyum da, bir Apple cihazın diğerleriyle uyumu da çok başarılı.

Bir de işin pazarlama boyutu var; Apple en nihayetinde piyasadakilere teknik anlamda benzer tekonolojik ürünler satmasına ve aslında aynı seviyedeki cihazlardan pahalı olmamasına (Samsung ile iPhone arasında LCW - Prada gibi bir fiyat farkı yok) rağmen ürünleri lüks, bunları kullananlar da gusto sahibi insanlar gibi algılanıyor. Özellikle bizimkisi gibi pazarlarda ürünlerin gerçekten pahalı olması bu etkiyi daha da güçlendiriyor.

Çok başarılı şirket gerçekten, hakkını vermek lazım.
0
salihdt
(14.09.24)
1 ilk çıktığında gerçekten çok iyiydi. Birinci model kapasitif dokunmatik ekran kullanan ilk cihazlardandı (ipod touch da aynı şekilde)

Uzun süre de rakipleri dokunmatik slab telefon akımına uysa da kapasitif yerine rezistif ekran (ekran değil aslında digitizer katmanı) kullandığı için uzun süre de iphone bariz bir şekilde daha ileride kaldı. 4, 4s, 5, 5s ve 6 dönemi epey iyiydi rakiplerine göre. Elbette bi süre sonra android telefonlar da kalite olarak yaklaştı, geçti vs yorumlamaya açık ama ilk dönemde net bi şekilde fark vardı.

Kapalı sistem olduğu için ve donanımı da yazılımı da (işlemcisine kadar) kendileri ürettiği için bahsedilen optimizasyon durumunu da iyi yaptılar. Ve genellikle şıkırdaklı etkileyici (görece) arayüzleri vardı.

Rikardo Allah var kullanıcı deneyimi de iyi heriflerin (seven var sevmeyen var) Örneğin apple'a tepkili 2 kişi 3 gün meraktan hackintosh kullanıp lanet olsun deyip 1 hafta içinde birimiz mac mini diğerimiz de imac aldı :D 2010 yılıydı sanırım bu olay yaşandığında hala da bilgisayar tablet apple kullanıyorum. Benzer şekilde "ay iphone mainstream istemem" diyen birine "abla 1 hafta kullan sevmezsen tamam geri alcam başka vercem" deyip haklı çıkan telefoncu vakası da gördüm.

Buraya kadar mantıklı argümanlardı, buradan sonra mantıksız argümanlar.

Bir kısım insan moda olduğu için, statü göstergesi olarak algıladığı için tuttu. Toplumsal kabul nesnesi haline geldi, apple deyince yalnızca iphone algılayan garip bir kitle oluştu. Bunun sebebi de biraz rahmetlinin pazarlama dehası biraz da ios'un özellikle ilk zamanlarda kullanıcının elinden çok tutması durumu. Eskiden symbian cihazlarda bana ay uygulama bilmem ne ne uğraşıyosun telefonda yapçan diye eleştiren teknolojik merakı olmayan herkes akıllı telefonlanıp kullanmaya başladılar bu durumda da kullanması en "basit" telefon tutmuş olabilir.

Tıpkı herkesin telefonunda hangouts/imessage zaten bir mesaj uygulaması varken mail kullanmayı bilmeyen sığır çoğunluk yüzünden telefon numarası ile aktivasyon yaptıran whatsapp'ın tutması gibi.
0
hedep
(14.09.24)
kamerasi cidden iyi.
ayrica androdidlerde olan donma problemi yok. telefon hic kasmiyor.
0
robert bosch
(14.09.24)
(2)

kredi kartına yüklenen bakiyenin geri iadesi?

kent sakini
merhabalar, limit üstü bir alışverişi tamamlamak için kredi kartıma + bakiye yüklemek istiyordum. ancak maalesef bunu yaparken hiç kullanmadığım yanlış bir kredi kartıma ek bakiye yükledim. bu bakiyeyi geri iade almam mümkün mü? başına böyle bir şey gelen var mı?cumartesi günü bankalar da kapalı, ba
merhabalar, limit üstü bir alışverişi tamamlamak için kredi kartıma + bakiye yüklemek istiyordum. ancak maalesef bunu yaparken hiç kullanmadığım yanlış bir kredi kartıma ek bakiye yükledim. bu bakiyeyi geri iade almam mümkün mü? başına böyle bir şey gelen var mı?

cumartesi günü bankalar da kapalı, bankaya telefonla ulaştığımda beni şubeye yönlendirdiler.

teşekkürler.
0
kent sakini
(14.09.24)
Operasyonel ek bir süreçti benim bildiğim bir bankada. Yani mümkündü ama anında gerçekleşecek bir şey değildi. Şubeden direkt olarak yapacakları bir ekran vb. yoksa bir iki gün sürer muhtemelen
0
salihdt
(14.09.24)
Şubede müşteri temsilcisi kesin yapar. Haftasonu AVMlerdeki şubeler açıktır.

Büyük ihtimalle çağrı merkezini ararsanız onlar da yapar.
0
alfired
(14.09.24)
(13)

Trendyol'da ayda 1.2m lira kazanmak

Yourcousinmarvinberry
Bu nasil oluyor ki ?Sözlükte bir kiz tüm masraflar da dahil bu kazanca eristigini söyleyip bir de görsel paylasmis.https://eksisozluk.com/entry/168299325Bir yil önce bin lira sermaye ile baslayan kisi ne satiyor da aylik bir milyon küsür kazanabiliyor. "Ticari zeka, herkes yapabilir" vs demis de kom
Bu nasil oluyor ki ?

Sözlükte bir kiz tüm masraflar da dahil bu kazanca eristigini söyleyip bir de görsel paylasmis.

eksisozluk.com

Bir yil önce bin lira sermaye ile baslayan kisi ne satiyor da aylik bir milyon küsür kazanabiliyor. "Ticari zeka, herkes yapabilir" vs demis de komik yani. Yeni bir Dilan Polat vakasi gibi geldi.

Bu iste bi terslik yok mudur ?
0
Yourcousinmarvinberry
(14.09.24)
Görüntünün fake olduğuna o kadar eminim ki.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(14.09.24)
Bence bir sıkıntı var neden; bu işe çok net paralarla giren, isi ticaret olan arkadaşlarım var. Onlar bile böyle para kazanmadi ve hayatimda da 1000 lira sermaye ile reklam da almadım sırf egitim aldım hop şimdi 1 sene sonra ayda 1.2 milyon lira kazanıyorum diyen birine pek denk gelmedim.
Misal 1 sene sonra ayda 50-60 kazaniyorum dese tamam ama ayda 420 bin lira karim var demiş. Başka bir yerde 27 yaşında olduğunu yazmış falan. Arka plani bence bu kadar basit değildir.
0
logisticsmanager
(14.09.24)
Yazarin Pp paranin asıl kaynagini söylüyo
0
abuzer
(14.09.24)
@abuzer

O efsane zaten ;D

Ayni yazarin bir entry'sinde de sey vardi, 6 ay sonrasina gün verilen bir muayene için kendisine torpil geçilip ayni güne yazilmismis falan...o kadar parasi olanin devlet hastanesinde isi ne.
0
🌸Yourcousinmarvinberry
(14.09.24)
sayfada sağ tıkla, inceleye tıkla, sayıları değiştir.
0
bravoteam
(14.09.24)
Kız eğer uzun süredir bunu kurgu olarak entry lerinde yazmiyorsa, bal gibi de bu parayı kazanmış olabilir? Nihayetinde zor olan o niche ürünü bulabilmektir. Sizin ticaret ile ugrasan arkadaşlarınız bulamamış olabilir.
0
summerof69
(14.09.24)
yabancı böyle bir adam vardı, insanlara kurslar falan veriyordu belki ismini hatırlayan olur, sonra tüm kazançlarının sahte olduğu falan anlaşılmıştı. gerçekten kazandıysa aferin ama ben inanmıyorum. sırf flört imkanı oluşturmak için bile kendini çok varlıklı lanse eden erkekler ve kadınlar var.
0
deartheodosia
(14.09.24)
Su ekran goruntusu sahte olmasa bile herhangi bi yerden alir koyarsin bir suru insan paylasiyor boyle ekran goruntuleri.
0
floydian
(14.09.24)
Açıkçası gerçeklik konusuna takılmıyorum ancak niche ürün konusunu öne sürenlerin atladığı konu satılan şey her neyse onun niche olarak kalmaması. Mesela güzel bir çanta tasarladınız, Amazon'da satmaya başladınız; belli bir hacim yakaladığınızda birileri direkt olarak sizin ürününüzü uzakdoğuda yaptırıp size rakip çıkıyor. Üstelik sizin ürününüz niche ve mesela maliyetli bir şeyse sizin ürününüzden daha dandiğini yaptırdığı için sizden daha ucuza da satıyor... Onu geçtim Amazon bile Amazon Basics adı altında aynı şeyi yapıyor. O yüzden e-ticarette niche ürünle (mesela el yapımı ürünler) az satış yapıp iyi ciro yapmak mümkün ama çok ciddi hacimler yakalandığında o alanın niche kalması için ortada ya patent falan olacak ya da öyle bir şey satacaksınız ki, siz binlerce ürettirip satıyor olmanıza rağmen bunu bir sebepten dolayı başkaları ürettiremiyor vb. olacak.
0
salihdt
(14.09.24)
ne hikmetse bu ablaların hepsi de pek paylaşımcı oluyor ve deli paralar kazandıkları halde çok merhametli oldukları için cüzi miktarlara eğitim satarak amme hizmeti yapıyorlar. canlarım ya. bu arada elimde köprü var isteyen olursa.
0
titanyum22
(14.09.24)
bu kıza açıktan bir teklifim var.

madem 1000 lirayla olabiliyor böyle şeyler, kendisinden birkaç yıl süreyle danışmanlık almak, daha sonrasında da danışmanlık karşılığında bir anlaşma imzalamak isterim.

başlangıç için sermayem de 250.000 türk lirası.

anlaşmamın şartları;
-ilk yıl kardan %60 pay,
-ikinci yılın başından başlayıp 4. yılın başına kadar (2 yıl toplam) kardan %30 pay + %30 hisse vereceğim.

bana bi' ulaşsın.

not: satılık köprü varsa talibim. bir arkadaşım boğaz köprüsüne hissedar olmuş, çok memnunmuş.
0
thedepressed
(14.09.24)
1.2 milyon satis yapmis %35 karlilikla ayda 400 bin kazanmis olmasi cok surpriz degil. olabilir yani ne sattigina gore. bu paralari kazananlar vardir.

ancak bu paralari kazanan insanlar genelde bunu afise etmezler. yani milyonlar kazanan insanlar sozluge gelip milyon kazandim ahaha demezler.

keriz silkeliyorlar. yani profil fotosuna gogus resmi atan bir insana cok da guvenmemek lazim.
0
antikadimag
(14.09.24)
saçma sapan şeyler satıp iyi kazanan tanıdıklarım var, tek ürünle etsy veya amazonda satış yaparak günlük piyasayı takip edip aynı ürünü avantalı satarak eğitimler alarak dropshipping yaparak sadece bu işe odaklandırlar iyi kazanıyorlar. eğitimle başlamak lazım.
0
eja
(14.09.24)
(7)

devlet bilgilerimizi nasıl çaldırıyor

anon1m
Bu bilgiler şifrelenmiş halde saklanamıyor mu yoksa onu da mı kaptırıyorlar.
Bu bilgiler şifrelenmiş halde saklanamıyor mu yoksa onu da mı kaptırıyorlar.
0
anon1m
(13.09.24)
Hackerlar.

Sen bizim devletin data-base'inin CIA filmlerindeki gibi saklandigini filan mi saniyordun.
0
Yourcousinmarvinberry
(14.09.24)
Koruma gibi gözüken muhtemelen ihalesi tanidiklara satılmış sistemler kullanılıyor demek ki diye düşünüyorum demek ki.
0
encokbenisevinnolur
(14.09.24)
Konuya hakim değilim de bu verileri şifreli tutmak bir külfet mi.
İkincisi bütün veritabanı indirilirken terabytlarca veri sonuçta hiç mi bir uyarı bir şey olmuyor dibini sıyırmış adamlar :#
0
🌸anon1m
(14.09.24)
Valla bu ikinci sorunuzun cevabını ben de merak ettim. Cimere falan sormak lazım herhalde.
0
encokbenisevinnolur
(14.09.24)
Verileri şifreli tutmak bu tür bir sistem için önemli bir külfet değil. Verinin kritik olmasına istinaden de bu bilgilerin veritabanında şifreli tutulması ve veritabanına her erişenin bu bilgileri görememesi mantıklı olan.

Ancak ne yazık ki bu da kesin bir çözüm değil. Sonuçta bu verilerin kullanılabilmesi için ilgili anahtarla şifreli verilerin bir noktada decrypt edilmesi gerekli, eğer bu uygulamalardan birine erişiminiz varsa da veri sızdırmanız mümkün olabilir (Gerçi bu noktada en azından bütün veritabanını kopyalayamamanız lazım).

Sistem güvenliğini bir bütün olarak ele almak ve o sistemin güvenliğini tasarlarken sistemi bir devlet dairesinde kullanacak yeni memurdan, veritabanının yedeklerini bir odadan diğerine fiziksel olarak taşıyacak teknik elemana kadar her şeyi hesaba katmak lazım; belli ki bizde bu tür bir özen yok.
0
salihdt
(14.09.24)
Sisteme erişimi olan memurun giriş bilgilerini çalıp onlar vasıtası ile topluyorlarmış verileri.

X memur şu saatte ya da saniyede 10bin kişiyi sorguladı bunda bi gariplik var diyen olmuyor demek ki. Halbuki gelen istekleri bu şekilde engelleyebilirler.

Ama bundan ziyade, içeriden ya da tüm veritabanına bir şekilde erişimi olanlar veriyor ya da göz yumuyorlar bence.

Teknik bi yetersizlikten ziyade işin beşeri taraflarında eksikler var sanırım.
0
biseysorcaktim
(14.09.24)
Calmaktan ziyade surekli icerdeler bence. Olsa olsa "ellerindeki bilgileri update etmisler" diyebiliriz.

(Hatirladigim 3. Ya da 4. calinma vakasi bu cunku)
0
brkylmz
(14.09.24)
(3)

Temu'da ürünü iade etmeden para iadesi

morca
Gerçekten gönderiliyor mu belirtilen ücret? Karta gönderildi deniyor ama sorgusuz para iadesi bana biraz imkansız geldi. Çeşitli bahanelerle tamamı için talepte bulunup tüm ücreti geri alanlar varmış. Doğru mu? Gerçekten iade ediliyor ku?
Gerçekten gönderiliyor mu belirtilen ücret? Karta gönderildi deniyor ama sorgusuz para iadesi bana biraz imkansız geldi. Çeşitli bahanelerle tamamı için talepte bulunup tüm ücreti geri alanlar varmış. Doğru mu? Gerçekten iade ediliyor ku?
0
morca
(13.09.24)
bozuk bir elektronik ürün gelmişti video filan istediler gönderdim karta iadesi geldi. ürünü istemediler.
0
belkider
(13.09.24)
Aliexpress yıllardır yapıyor, hatta paypal varken paypal'dan atayım parayı dispute açma puan düşmesin diyorlardı öyle de yapmışlığım var. Site üzerinden yapmışlığım da var.

Arkadaşımın başına iade için ürünü geri yolla da dendi ama, tabii çine ürün yollamak deli bi para olduğundan kalmıştı o da.
0
hedep
(13.09.24)
Benim de bozuk gelip iade istediğim ürünler oldu, fotoğraf falan istediler ama herhangi bir değerlendirme olmadan anında parayı iade ettiler ürünü geri istemeden. Ancak muhtemelen belli bir risk değerlendirme sistemleri vardır, bir şekilde tutar belli bir limitin üstündeyse ya da iade tutarı müşterinin toplam alışveriş tutarının belli bir yüzdesini geçiyorsa vb. zorluk çıkartmaya başlarlar.

Ama tabi şunu unutmamak lazım; Temu aşırı ucuz ürünler satıyor ve e-ticarette iade çoğu zaman ürünün maliyetini geçiyor (İadeyi işle, kontrol et, yeniden paketle vb.). Büyük markalar arasında bile özellikle tekstil için iadeleri kontrol etmeden direkt geri dönüşüme gönderen çok şirket var.
0
salihdt
(14.09.24)
(11)

Eşlerden birinin istemediği bebek

ovungec zeus
Planlanmamis bir hamilelikte eşlerden biri bebeği istemiyorken diğer taraf dini nedenlerle kürtaja karşı çıkıp bebeği doğurmak istiyorsa ne yapmak gerekir?
Planlanmamis bir hamilelikte eşlerden biri bebeği istemiyorken diğer taraf dini nedenlerle kürtaja karşı çıkıp bebeği doğurmak istiyorsa ne yapmak gerekir?
0
ovungec zeus
(12.09.24)
Kadının dediği olur
1. Onun bedeni hakkında tasarruf sahibi kendisi
2. Hamile bırakan erkek. Eylemlerin sorumluluğunu alması gerekir.
0
kisa
(12.09.24)
@kisa'ya Off offffffff :( Bu mantiga gore o zaman velayet davalarinda hamile birakan erkek denilip cocuk babaya verilsin. Neyse.
0
panda yuva yapmis sogut dalina
(12.09.24)
Erkeğin hamilelik sırasında "ben bu çocuğu istemiyorum" deyip kürtaj talep etme ya da doğum sonrası sorumluluklarından kaçınma şansı yok. Hamileliğin sonlandırılması kararı kadın istemeden alınamıyor.

Haliyle yukarıdaki durum için eğer kadının dini kaygılarını giderecek bir cevap bulunamıyorsa yapılacak bir şey yok. Kadının çocuğu doğurma kararı kendisine ait.
0
salihdt
(12.09.24)
kadının bedeni kendi kararı ancak erkek istemiyorsa da kadın yalnız büyütmeye hazır olmalı. yasal gereklilikler (nafaka/maddi destek) ile beraber.

en üstteki cevaba da şaşırdım. sanki tek başına yaptı o işi erkek.
0
inheritance
(12.09.24)
planlanmamış gebelik yoktur, korunmayı bilmeyen iki yetişkinin seksi sonucu hamile kalmak vardır. sorumluluk da iki tarafa aittir. yüzde doksan dokuz oranında koruyan yöntemler varken muhtemelen onların hepsinden kaçınıp hamile kalınmasına sebep olabilecek köy usülü yöntemler kullanan yetişkinler de bi zahmet doğacak çocuğun sorumluluklarını eşit olacak paylaşsınlar.
0
elorelia
(12.09.24)
Arkadaşlar orada iki satır yazdım ve sabaha kadar da tartışsanız Geleceğiniz nokta o iki satır
Elbette çocuğu kadın tek başına yapmadı ama burada çocuğu yaptırmama şansını asıl sahip olan taraf erkek yani istenmeyen bir gebelikte bunun tedbirini kaynağından alırsın bu tedbir kısmı da erkeğe düşüyor kadın burada bir şekilde kandırdı mı?
Ve bu bir kazaysa da dediğim gibi yine bu kadının bedeni kadının kararı Bu kazanın sorumluluğunda ve kadın bedeni üstünde erkeğin bir hükmü yok
0
kisa
(12.09.24)
Velayet davalarındaki konu bambaşka bir şey orada kadının gerçekten ayrıcalıklı bir hali var ve çocuğunu isteyen babalar için çok büyük problem oluyor bu konuda katılıyorum ama burada ki sorun bu örnekle uyuşmuyor velayet davasında bir konu çocuk için en iyi olan seçeneği belirlenmesi buradaki sorun kadının bedeni üzerindeki kimin söz sahibi olduğunun belirlenmesi farklı konular
0
kisa
(12.09.24)
100% kadinin karari.

Ama erkek de bu sürecte ne kadar rol alacak net bir sekilde söylemesi lazim ki kadin fa ona göre bir pozisyon alsin.
0
robert bosch
(12.09.24)
@panda +1
Şahsen dikkatsizlik sebepli kürtaj hususunu çok yanlış buluyorum, ama problematik olmadığını varsayalım.
Son karar verici kadın olmalı, erkeğin ise bu karara saygı duymakla birlikte her türlü sorumluluk/yükümlülükten muaf kalma tercihi olmalı.

Gerçekçi olacaksak, mevcut yasalar ve hukuki şartları gözönünde bulundurursak, çocuğun doğacağı bir şekilde kesin ise, erkek tüm bunları yutup çocuğa babalık yapmalı. Öbür türlü babalık hissiyatını yaşamadan kölelik yaşayacak.
0
redlinetheturk
(12.09.24)
Dînî kaygılar için bir çözüm önerisi:

Bebeğe 120. Günde ruh üfleniyor, yani anne karnındaki bebeğin beyni 120. Günden itibaren kendi bedenini çalıştırmaya ve yönetmeye başlıyor. Onun için bebeğe ruh üfleninceye kadar bebeğin alınması cinayet değildir.

Fakat yine de bir bebeğin anne rahminde oluşup tutunabilmesi muhteşem bir mucizedir ve bu mucizeyi asla yaşayamayanlar gittikçe çoğalıyor. O mucize çok kıymetli geliyor bana, babanın bebeğe ikna olması önemli diye düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(12.09.24)
Bu arada bebeği babasının reddetme ve terk etme hakkı yok. Doğduğu takdirde o bebeğin babasız büyüme gibi bir mecburiyeti olamaz, babası ölmedikçe. Korunmasız ilişkiye girmemek gerekirdi, dikkatsizlik özensizlik ani heyecanlar vs asla bir insanın babasız büyümesine bahane olamaz, olamamalı.

Erkek öyle ya da böyle her seferinde yalnızca sevişme sonucu bebek sahibi oluyor, kadın gibi bedeninde büyütmüyor, bilmem ne kadar sıkıntı çekmiyor, bedenen ve ruhen alt üst olmuyor. İster planlı ister plansız olsun, her türlü böyle bu. Yani plansız gebelik olunca babalık sorumluluğu iptal olmuyor. Hele o bebeğin babasız büyümesini hiç normalleştirmiyor.
0
muhayyer divan
(12.09.24)
(1)

Yabancı bülten - günlük e-posta

dave87
Bizdeki aposto ya da oksijen e-posta aboneliği gibi, İngilizce ve güvenilir bülten önerileriniz nelerdir?
Bizdeki aposto ya da oksijen e-posta aboneliği gibi, İngilizce ve güvenilir bülten önerileriniz nelerdir?
0
dave87
(10.09.24)
www.morningbrew.com güzel; Amerika ağırlıklı, global haberler gönderiyorlar. Farklı konulara odaklanan günlük bültenleri de var, mesela marketing brew pazarlamayla alakalı içerik gönderiyor.
0
salihdt
(11.09.24)
(16)

Kimseye bir şey yazasım gelmez oldu

don’t panic
Eski işyerimde üstüm olan abi bir foto paylaşmış. Cevap yazdım “aaa abi, x bey en son şuradaydı, upgrade olmuş ne güzel” diye. Bana verdiği cevap: “orda değildi, akıllı adamsın biraz güncelle kendini” Bunun üzerine cevap yazdım; “y abi söylemişti orda olduğunu, o yüzden dedim abi” diye. Bu defa da;
Eski işyerimde üstüm olan abi bir foto paylaşmış. Cevap yazdım “aaa abi, x bey en son şuradaydı, upgrade olmuş ne güzel” diye. Bana verdiği cevap: “orda değildi, akıllı adamsın biraz güncelle kendini”

Bunun üzerine cevap yazdım; “y abi söylemişti orda olduğunu, o yüzden dedim abi” diye. Bu defa da; “y’ye mi inanıyorsun? :D” diye cevap yazdı. “Y’ye inanmamam için ne gibi bir sebep var ki, geçen gün nikahta denk geldik, ayak üstü konuşurken söylemişti” dedim.

Kendi bu defa alakasız bir konudan devam etti; “bu şirkette çok alakasız kişileri müdür yapıyorlar” diye. Ben de “şu anki müdür kim bilmiyorum abi” diye cevapladım. Bu defa da bana; “y’ye sor” yazdı.

Benzer şekilde değişik diyaloglara çok denk gelir oldum. Yazışmalarda jest mimikler görünmüyor diye asla öznesiz konuşmuyorum soğuk bir görüntü vermemek adına. Karşıdakinden benzer şeyler beklerken daha da fecaat şeylerle karşılaşıyor olmak yordu beni. Bu diyalogda bir gariplik var mı? Ben mi alınganlık falan yapıyorum sizce?

Teşekkürler…
0
don’t panic
(10.09.24)
"Akıllı adamsın biraz güncelle kendini" ne alaka mesela? Birinin terfisini haber almamış olmakla zekanın ne alakası var?

Hödük bir arkadaş sanırım konuştuğunuz insan, manasız diyaloglar yaşatmış. Çok kafaya takmaya gerek yok bence.
0
salihdt
(10.09.24)
Eski işyerinden biriymiş verssne ağzının payını, papağan gibi ne abi abi abi

Hanzonun teki

Şirket gerçekten tuhaf bir yer. alakasız kişileri müdür yapıyorlar, hanzolara da yetki veriyorlar
0
respect
(10.09.24)
çok abi abi çekme. "uzakta olduğum bir yeri nasıl bilebilirim akıllılıkla ne alakası var?" diye yazıp bozacaksın. boş ego şişirmişler abiye.
0
xrated
(10.09.24)
Bende karsimdakine hocam tarzi degilde abi deme aliskanligi vardi
Eskiden. Garsonlarada abicim bakar misin falan diyordum. Cakal bi arkadasim vardi beni uyardi dedi sen bu insanlara abi cekersen seni ezmeye calisirlar kimseye abi deme bu yastan sonra. Hakkatende dogru soyledigine kanaat getirdim. Yasin kac bilmiyorum ama komseye abi dememeye calis.
0
Zetnikov
(10.09.24)
çok yavşak bir herifmiş tanımadan tiksindim. o diyaloğu okuyan aklı başında herkes tiksinmiştir. artık bu dallamayla aynı iş yerinde çalışmadığın için kendini şanslı sayabilirsin. yerinde olsam adamı engellerim. istediğini konuşsun arkamdan.
0
titanyum22
(10.09.24)
sürekli abi abi deyip durmuşsun böyle konusmak cok itici. sadece ilk seferde abi diyebilirdin. hele seninle böyle ters konusan birine inatla abi abi demen şaşırtıcı.
0
sizofren06
(10.09.24)
İnsanların sana verdikleri tepkiler kendileriyle alakalı. Bu arkadaşın nasıl bir derdi varsa artık, o gün ne yaşadıysa, kendisiyle alakalı nasıl bir ezikliği varsa sana patlamış. Muhatap bile olmazdım ben olsam. Güya seni ezerek kendisini önemli hissedecek
0
kullanicadi
(10.09.24)
kullanicadi +1
bu tür insanlar genelde "topraklama" için diğer insanları kullanıyorlar. yaptığın yanlış değil, kendini bozmadan efendice yazışmışsın. kafaya takmaya değmez, onun hanzoluğu.
0
MtKrt
(10.09.24)
x'i çekemememiş, senin üzerinden egosunu şişirmiş. bi daha muhattap olma bence böyle toksik bi insanla. kendisinden giden hiçbir şey yok ama senden insanlara yazma hevesini almış.
0
nolmus yani
(10.09.24)
malin biriyle konusmussun sadece, abartmaya gerek yok.
0
bay b
(10.09.24)
hödük +1.

bu diyalogta senle ilgili bi problem yok.

illa bulacaksan, öyle tiplere karşı sert olmak lazım. nereden bileyim abi :( dememek lazım.

bi de yine böyle tiplere soru anlamına gelecek şeyler yazarken de dikkat etmek lazım. "x kim bilmiyorum, y'ye inanmamak için ne sebebim var" falan filan gibi şeyler sağlıklı diyaloglarda anlam kazanır.
0
biseysorcaktim
(10.09.24)
Ben olsam daha ilk cevaptan sonra ya devamini getirmezdim akilli adamsa hoduklugunu anlardi yada karsiyi bozacak bir cevap verirdim.Aklimi ise yarar yerlerde kullanmayi tercih ederim vb.

Yapmayacagim tek sey boyle hodukce cevap veren birine abi cekmek olurdu
0
turkuaz
(10.09.24)
Sizin hatanız, bu kişi abuk konuştukça iyi niyetli davranmak olmuş. Muhabbetinizi bilmeden yorum yapmak doğru olmaz ama adam açıkca size veya bahsettiğiniz kişiye bilenmiş. Bunu anladığınız anda muhabbeti kesmeniz veya beni ilgilendirmez demeniz lazımdı.

Bu kişiyle muhabbeti minimumda tutun, mümkünse görüşmeyin.

Toptancı tepkiler vermek doğru değil. Kurunun yanında yaşları da yakmayın! Ancak size karşı, yazdıklarınıza karşı bu şekil davranan kişilere yazmayın. Yazmak zorunda kalırsanız da resmi tutun, az yazın.


.
0
kartallar yuksek ucar
(10.09.24)
upgrade olmak iş hayatında ne demek bilmiyorum ama bence x'i kıskanıyor bu lavuk.
hatta y'den de hoşlanmıyor.
bu gibi sebeplerden dolayı kendini pek iyi hissetmiyor sana üstünlük kurmaya çalışarak egosunu beslemek istemiş.
ilk cevabından sonra ya haddini bildirecektin, ya da cevapsız bırakacaktın.
0
abelardo
(10.09.24)
söv geç
0
NowWeAreFree
(10.09.24)
Fazlasıyla küstah ve dikkate almaya değmeyen bir profil gibi duruyor
0
kondansator
(10.09.24)
(2)

200k kredi mi yoksa kmh mı?

jackyr
200k nakit lazım. 12 ay ihtiyaç kredisi mi çekeyim? Yoksa ek hesaptan mı çekeyim? Finansal okur yazarlığım çok düşük. Çok basic şekilde anlatabilir misiniz?
200k nakit lazım. 12 ay ihtiyaç kredisi mi çekeyim? Yoksa ek hesaptan mı çekeyim? Finansal okur yazarlığım çok düşük. Çok basic şekilde anlatabilir misiniz?
0
jackyr
(08.09.24)
Faiz oranına bağlı.
Kmh için %5 faiz var, hangisi düşükse o
0
pavlis
(08.09.24)
Genelde KMH ya da kredi kartı taksitli nakit avans vb. gibi hazır ve banka için riski görece daha yüksek ürünlerin faiz oranları ihtiyaç kredisine göre daha yüksek olur. Faiz oranlarına ve kredinin toplam masrafına (Dosya masrafı, sağlık sigortası vb. olabilir) bakıp ona göre karar vermek lazım.
0
salihdt
(08.09.24)
(10)

Altınları nerede saklıyorsunuz

hunharca ben
Yüklü altın var diyelim ama gram ama bilezik. Peki bunları nerede hangi koşullarda saklıyorsunuz/saklamalıyız?
Yüklü altın var diyelim ama gram ama bilezik. Peki bunları nerede hangi koşullarda saklıyorsunuz/saklamalıyız?
0
hunharca ben
(07.09.24)
Banka kasasında saklamalısıniz.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(07.09.24)
Gram altına dönüştürüp hesapta saklamak istemediğinizi varsayarsak, 100% garantisi olmasa da banka kasası.
0
salihdt
(07.09.24)
Var olanlar için bir şey diyemem de yeni alımlar için şu yol denenebilir.

www.iarplatform.com
0
Mirket
(07.09.24)
İki evde ayrı kasalarda.
0
gabe h coud
(07.09.24)
Altınları bölün ayrı yerlerde siz saklayın.
Bankalar kazanacaklarını her türlü kazanıyorlar. Çevremiz, bazıları sizde ne miktar altın var bilmiyorsa bankalarda bilmesin.
0
diyecevaplandı
(07.09.24)
Kasayi cekicle cok rahat aciypsun o yuzden banka disinda mantikli bi secenek yok
0
lapaz
(07.09.24)
Keske boyle dertlerim olsa. En mantikli secenek sanirim banka kasasi. Ama bizim cok yakin kuyumcu bi tanidigimiz var, anne babaminkiler onun dukkandaki kasada duruyor ;) varsa rica edebilirsiniz belki,
0
a perfect lie
(07.09.24)
evde altın saklayacak olsam teknolojik bir cihazı söker içinde saklarım. modem, pc kasası, playstation, amfi vs
0
floydian
(07.09.24)
öncelikle şu zamanda evde altın saklamak büyük risk, polis bir tanıdığım evde kamera, çelik kapı oymasına rağmen ben evde tutmuyorum demişti. Kısacası ev dışında banka hesabında , iarplatform gibi dijital ortamlarda veya banka kasasında muhafaza edilmeli.
0
Rao
(08.09.24)
Evlendikten sonra banka kasası ayarladık ama ayarlamaya çalıştığımız bir ay diken üstündeydim.
Banka kasası bence güvenilir. Ancak çok zor kasa bulduk Ankara’da.
0
Hallegadola
(08.09.24)
(4)

90ların türk filmleri vs 70ler - görüntü kalitesi

biseysorcaktim
görüntü ve ses kalitesi noktasında hepimizin bildiği eski türk filmleri ve az bilinen 90lar filmleri arasında ciddi bir fark var. bunun sebebi nedir?sanki eski filmler analog makinelere çekilmiş, 90larda ise dijital çekim yöntemleri ortaya çıkmış da vcd'ye kaydedilmiş gibi.örneği 90lardan bir film:h
görüntü ve ses kalitesi noktasında hepimizin bildiği eski türk filmleri ve az bilinen 90lar filmleri arasında ciddi bir fark var. bunun sebebi nedir?

sanki eski filmler analog makinelere çekilmiş, 90larda ise dijital çekim yöntemleri ortaya çıkmış da vcd'ye kaydedilmiş gibi.

örneği 90lardan bir film:
www.youtube.com

bu da 75 yılı:
www.youtube.com

ikisi de restore edilmemiş durumda.
0
biseysorcaktim
(05.09.24)
Boynu Bükük Küheylan her ne kadar 1990'da yapılmış gibi gözükse de 1988 yılında çekilmiş bir film, seksenli yıllarda çekilmiş ve benzer görüntü kalitesine sahip tüm filmler gibi o da video için çekilmiş sanırım, normalde yetmişli ve doksanlı yıllar birbirine benzer "sıcak" saman sarısı görüntüye neden olan bir çekim tekniği kullansa da seksenli yıllar komple video çekimi olduğu için böyle "soğuk" bir görüntüye sahip oluyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.09.24)
Yok hocam sinema için değil direkt videoya çekim filmler, yani şu an film sinema için çekilip orada yayınlanıyor ya o dönem filmler videoya çekilip VHS olarak yayınlanıyordu.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.09.24)
Yanlış biliyorsam biri düzeltir ancak "Film" analog bir format, kare kare fotoğraflardan ibaret olduğu için de kalitesi aslında oldukça yüksek, haliyle bugün yüksek çözünürlükte izlerken sırıtmıyor çünkü orijinal analog formattan görece kaliteli bir şekilde dijitale, o anki teknolojinin elverdiğince aktarılıp izlenebiliyor. Direkt televizyonda gösterim için çekilen dizi ve filmler ise dijital olarak kaydedildikleri için o dönemin dijital teknolojisiyle sınırlılar, haliyle şimdi çamur gibi gözüküyor.
0
salihdt
(05.09.24)
Aktarımla da ilgili olabilir fakat 90larda digital betacam ile çekilen bir sürü film var, o sebeple olabilir. Yine de bu kadar kötü olmaması lazım. 2000lerin başında bile digital betacam ile çekilip sinemada vizyona giren film vardı diye hatırlıyorum. Bunlar gerçekten vcd veya VHS vs kopyasından yüklenmiş olabilir.

35mm > hepsi tabii. Fiziksel bir ortam olduğu için hala yüz yıl önce çekilen film 4k aranıp temizlenebiliyor mesela. Ama o film hep çok pahalıydı, sonrasındaki banyo kurgu masrafları da yüksek. 60larda film bulamıyorlar çoğu planı birkaç shotta çekmek zorunda kalıyorlar mesela. Aynı şekilde o dönem çekilen 2001 space oddysey ile Lütfi akad filminin çok farklı görünme sebebi laboratuvar sıkıntıları ve tabii bütçe vs
0
nhk ni youkosu
(05.09.24)
(14)

Güç Yüzükleri hakkında

nawar
İzleyenler var mı? Beğeniyor musunuz? İzleyenleri 2 gruba ayıracak olursak.Tolkien Legendarium'unu sevenler: Diziden memnun musunuz?Diğer izleyiciler ya da sadece LotR ve Hobbit filmlerini izlemiş olanlar: Aklınızda bir şey oluşuyor mu? Senaryo bir yere oturmuş ve bir şeyleri açıklayan şekilde tutar
İzleyenler var mı? Beğeniyor musunuz? İzleyenleri 2 gruba ayıracak olursak.

Tolkien Legendarium'unu sevenler: Diziden memnun musunuz?

Diğer izleyiciler ya da sadece LotR ve Hobbit filmlerini izlemiş olanlar: Aklınızda bir şey oluşuyor mu? Senaryo bir yere oturmuş ve bir şeyleri açıklayan şekilde tutarlı olarak geliyor mu?


Hani Harty Potter filmlerini izleyip kitaplarını okumayanlar için kaçan bir dünya detay var ama sadece filmleri izleyince de bir hikayeyi anlıyorsunuz ya işte ben Hobbit'i, Yüzüklerin Efendisi'ni ve Silmarillion'u okumuş, Bitmemiş Öyküler ve Orta Dünya Tarihi'ni ise kısmen okumuş, oku(ya)madığı kısımlar için de yerli ve yabancı birkaç kanalda o kısımlarda ilgili şeyleri izlemiş biri olarak farklı beklentiler ve bakışla yaklaşıyorum sonuçta. Böyle olmayanların da fikrini sözlük ya da Reddit gibi oy kaygısı olmadan açıkça belirtmek isteyenleri duyuruya beklerim :)
0
nawar
(02.09.24)
***spoiler******spoiler******spoiler******spoiler***
***spoiler******spoiler******spoiler******spoiler***

2.sezonda rezalet başladı bence, orklara balkon konuşması, koca sauron'un orklar tarafından öldürülmesi. gandalf'ın 8-9 bölümde konuşmayı sökerken, dağ trolünün ingilizce konuşabilmesi. ortadünyanın en önemli haberi olan sauron'un kim olduğunu celebrimbor'a aynı yolda giden 2 elçi ile bildirmek sonra da takip etmemek falan.

senaryo olarak o kadar çok loop var ki inanılmaz yani.

2bölüm seyrettim 3.bölüme bakmadım daha. bakasım da gelmiyor.

***spoiler******spoiler******spoiler******spoiler***
***spoiler******spoiler******spoiler******spoiler***
0
duyurukullanıcısı
(02.09.24)
Silmarillion okumuş, lotr'la biraz olsun ilgilenmiş kimsenin bu diziyi beğeneceğini sanmıyorum çünkü içinden geçilmiş durumda külliyatın.
İşin felsefesi kavranamamış bir kere. Sözlükte yazılmıştı oradan gördüm, celebrimbor vaktimiz yok diyor yüzükler dövülürken(elflerin bile vakti yoksa artık kimin var), sauron'u orklar tinerci gibi bıçaklayarak öldürüyor, galadriel denen saçmalığa girmiyorum bile. Ayrıca dizi olarak, kurgu olarak da inanılmaz saçma. Ya eregrion'a elçi gönderiyorsun sonra acaba bu elçiler ulaştı mı, konu çok mühim bir tane daha elçi gönderelim diyen çıkmıyor. Elfler komple gerizekalı gibiler, bir ağacın altında mal mal diyaloglar. Yani o kadar uzar ki konu yazdıkça. Dalga geçmek için bile izlenemeyecek seviyede.
Tolkien eksiksiz süper bir şey yazmış işte uyarla onu, sen kimsin kendi yorumunu katıyorsun bi de adına yüzüklerin efendisi diyorsun ya
0
uzaydan kumanda
(02.09.24)
İşin lore kısmını geçiyorum, dizi her şeyden önce bence kendi içinde iyi bir dünya kuramıyor, düzgün bir şekilde hikaye anlatamıyor.

***spoiler***

Halbrand'ın geri dönüp kendini elflere yamamaya çalıştığı sahneler mesela... Celebrimbor'un yardımcısının sürekli "Ay yaralıydı galiba yavrucek", "Oh yağmur da başladı üşümese bari" şeklinde romantik komedilerden fırlama tripleri, diğer yandan Celebrimbor'un direkt gaza gelmesi, Annatar'ı hiç sorgulamadan kabul etmesi, kendi kendine kibirlenip Elf kralına mektupla yalan söylemesi. Bunlar mevcut haliyle kötü işlenmiş de, diğer yandan bu hikayeye konu olan canlıların elf oldukları, binlerce yıllık bilgi ve hayat deneyimi ile yaşam sürdükleri ve bundan da bağımsız normal bir insanın güdülerine sahip olmadıkları düşünülünce iş daha da saçmalaşıyor. Üçlemedeki Gimli'nin Galadriel'le olan diyaloğunu anlatmasını düşünün mesela... Bir tarafta alelade bir canlı diğer tarafta ise neredeyse bir tanrıça var. Haliyle Celebrimbor'un ya da onun yardımcısının Halbrand ile öyle bir diyaloğa girmesi falan absürt.

Tabi bir yandan da zaman yönetimi sıkıntısı var; yani Sauron geri dönüyor, Celebrimbor ile kaynaşıyor, Cücelerden mithril isteniyor, bu geliyor... Bunların hepsi 20 dakkaya sıkıştırıldı ama diğer yandan ergen Theo'nun İsildur ile at kurtarma operasyonu da aşağı yukarı aynı miktarda işleniyor.
0
salihdt
(02.09.24)
Çitir çerez gibi dizi lotr seven düz adam icin yapilmis lor degilde genel hatlari ile bilen filmleei izlemis biri gorselligini begenip aldanabilir.
Lor'u super bilmiyorum ama lotr kanallari takip ederim dizi cok kotu ya netflix sjw si gibi zenci elfmi olur awk bakiş acisindayim bende. kitaplarin ve filmi mantigini bozuyor dizi.
Sauronu döven orkmu olur, az biraz lotr bilen adam begenmemeli

Salih ++1
0
eja
(02.09.24)
Sjw zenci elf bilmem neden bağımsız kötü bir yapım, senaryo çok fail. LOTR bilmeyen biri için çıtır çerez olması lazım desek, eş zamanlı çok hikaye anlatmaya çalıştığı için o açıdan keyifli olamıyor. Dram-komedi öğeleri çok yavan. Ben konuyu bildiğim için objektif bakamıyorum ama hayatında hiç fikri olmayan bir arkadaş da anlamamış kim nedir napıyor.

LOTR seven insanları zaten geri dönülemez şekilde kaybettiler, çok temel konularda saçmalayarak. Ki aslında dizinin hedef kitlesinin bunlar(biz) olduğunu sanmıyorum. Yeni nesle lore'u anlatma sevdasıyla çıktıkları bu yolda elbet zenci elf, gay ork koyacaklar. Sağlam hikaye, akıcı olay örgüsü, kaliteli diyaloglar olsa da bunlara takılsak. Ama yok.

Kemik lore'culara takılmamak lazım, onlar üçlemeye de bok attılar uzun yıllar. Bu genişlikte bakan biri olmama rağmen, lore'dan bağımsız kötü.

Epik hikaye çekiyorsun, 11-12 saatlik yayından akılda kalan 1 replik bile olmaz mı?
0
Bruce
(02.09.24)
sadece hobbit ve lotr bilen biri olarak güç yüzüklerini izlerken aşırı sıkıldım hiçbir şey anlamadım ama orta dünya diye izledim
0
neira
(02.09.24)
Bence genel olarak Orta Dünya hakkında pek bir fikirleri yok. Son 5-6 senedir yaşanan "ben kendi vasat fikirlerim ile bir yapım yapsam ilgi çekmez, bari bir ismin haklarını alayım da onunla ilgili bir yapım kılığında kendi saçma fikirlerimi dayatayım" akımının bir parçası olarak önümüze atılmış.

Kitapları okuyanlar için zaten zırva ama okumayanlar için nasıl acaba diye merak ediyorum. Çünkü sosyal medyadan başını kaldırmayan, sorgulamayan, çıtır çerezlik şeyler arayan gruba yönelik yapılmış gibi bir yandan da. Öte yandan LotR sevenleri üçlemeyi izleyenlerden ibaret sandıkları için bir de sürekli "bak bak filmdeki gibi" diye dürtmeler var. Rahatsız edici.

Hani hiçbir şey ifade etmiyor. Kendi içinde de sürekli çelişiyor. Yine de orta-dünya işte, diye izlerken bile rahatsız ediyor. Bir de Türkiye'de insanlar "Orta Dünya - Legendarium Türkiye" ve "Yüzüklerin Efendisi - Orta Dünya" kanallarını suçluyor kötü ön yargı için. Ben bölümlerden sonra onların yorumlarına bakıyorum. Genelde benim beğenmediğim yerlerde beğendikleri kısımlar ya da beğenmeme sebep olacak şekilde kaçırdığım noktalara açıklamalar getiriyorlar. Bir de bir kanal daha var. Amazon Prime'dan davet alan. Sezon sonunda o da dayanamadı ama sezon boyunca onun yaptığı güzellemelerin Polyannacılığı beni yoruyor.
0
🌸nawar
(02.09.24)
legenderiumu kötüleyende yani ne bileyim, zafer abi çok net açık anlatıyor farkları, cem kurgunun ve olay örgüsünün neden saçma ve dizinin akışının olmadığını çok güzel örneklerle anlatıyor zaten adamın işi senaryo yazmak, herkes kendi alanında dozunda eleştiriyor, amazon sponsorlu kanalı izledim 10 dk dayanamadım güzelleyecek diye saçma sapan konuşuyor.
0
eja
(02.09.24)
@eja kanal resmen Tolkien Legendarium'unun Caner Taslaman ve Ömer Çelakılı birleşimi gibi bir şey. İşine gelince kaynaktan alıntı, işine gelmeyince kaynakta olmasına gerek yok, işine başka şekilde gelince de kaynaktaki bir olayı değişik yorumlayıp alakasız bir konuyla ilişkilendirip makul önerme gibi sunma. Bu safsatanın bir ismi vardı ama hatırlayamadım.

İşin en kötü kısmı, Tolkien ile alakası yok, sadece isimler tutuyor desen de olmuyor. Çünkü dizi kendi içinde tutarsız ve mantıksız. Zaman ve mekan tamamen kopmuş halde.
0
🌸nawar
(02.09.24)
ilk sezondan daha güzel fakat genel olarak beğenmiyorum
0
edaddy
(03.09.24)
@hacirotti ben lore'dan ümidi kestim ama onlar lore nefretlerini kesmemişler bence. Cirdan'ı tıraş etmeleri de sırf bu yüzden. Lore ile ilgili ne varsa parçalamak istiyorlar bence. Zaten Tolkien düşmanı bir ekip ve "düzeltmek" istiyorlar.

Lore olmadan izleyeyim diyorum. I ıh. O da yok. Yani kendi içinde de çöpten bir senaryosu ve kurgusu var. Bana, yarattığı evrende bütün ejderhaların ters uçup altın yumurtladığını söyleyen biri olsa "öyle şey mi olur?" demem yeter ki anlattığı hikayede belirlediği kurallara kendi uysun. Bunlar ona da uymuyor. Nasıl bakarsan bak rezalet.

Resmen küfür ede ede evrenden bir şeyler görmüş olmak için izliyoruz. Ben 4. bölüme göre bırakmayı düşünüyorum gerçi. Bir ara bakarım sonra.
0
🌸nawar
(04.09.24)
filmin tek iyi yanı görsel olarak tatmin edici.

hikaye, zaten bilinen anlatıdan çok uzakta.
dendiği gibi, hadi tolkien'in dünyasından çıkalım ve bu hikayeyi kendi başına değerlendirelim desek yine elde kalıyor. çok tutarsız ve tatmin edici olmaktan uzakta.

oyunculuk iyi değil. beklentim düşük olduğu için rahatsız edici düzeyde değil, ama kesinlikle basit bi film oyunculuğu gibi.

az bütçe ile yapılmış tv filmi ayarında.

ikinci sezona umutluydum ama pek mutlu olmadım ilk iki bölümde. henüz devamını izlemedim.

bu diziye dair, özellikle ikinci sezona dair en büyük hayal kırıklığım kurgunun kalitesinin düşük olması bence. sahne geçişleri kesik kesik. sanki 60 dakikalık bi yapımmış da iftar öncesinde 45dk boşluğa sığdırmak için sağdan soldan kesilmiş gibi bi havası var.

çok bekledim ben bu diziyi. o yüzden hala kredisi yüksek ve izlerken keyif almaya çalışıyorum, yine de pek zorlanıyorum.
0
biseysorcaktim
(04.09.24)
Telif hakkının tamamını iyi ki alamamışlar çünkü aldıkları ile yaptıkları ortada. En azından belki bir gün şu ESG zırvası bitince liyakat temelli bir sistemde düzgün bir şey yapmak isteyen çıkar. O zaman Spider-Man ve X-Men'in yaşadığı dertleri yaşamamış olur yeni yapımcılar.

Nefret tam karşılığı değil ama kendi hikayelerini anlattıp kendi keyiflerine göre değiştirmek istiyorlar. Prodüksiyonda yer alan müzikler ve görseller dışındaki her departman ve her kişi vasat olduğu için ortaya böyle tutarsız bir şey çıktığından onu da yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar. Prodüksiyon ekibinden birkaç kişinin de Tolkien'in evreni ve onun çağ dışılığı ile ilgili röportajlarını izlemiştim. Bunu da ekleyince doğrudan "nefret ediyor olmaları gerek, başka şekilde açıklanamaz" anlamında "nefret" ifadesini kullandım, kullanıyorum.

Tıpkı Witcher ekibinin Witcher, Acolyte ekibinin Star Wars evrenleri/lore'undan "nefret etmesi" gibi. Şunda çok haklısın, inanılmaz Amerikanlaştırılmış. Günün 1/3'ünü sosyal medyada geçiren ortalama altı zeka seviyesindeki Amerikan izleyiciyi hedef alarak yapılmış. Morgoth, Sauron gibi hakaretlerin karakterler tarafından kullanılması da aynı "kafaları karışır" endişesi bence hatta. Kalan senin benim gibi evreni seven normal insanlara da "seve seve bunu izleyeceksin" diyorlar sanırım.
0
🌸nawar
(05.09.24)
zenci elf nedir ya.

san francisco'da geciyormus gibi dizi cekiyorlar.
0
baldur2
(05.09.24)
(14)

goodreads kullanıyor musunuz?

mizore
merhaba, merakımdan soruyorum, goodreads kullanıyor musunuz? yeni başladım ve kindle'la bağlantı kurunca hangi sayfada olduğunuzu bile gösteriyor.
merhaba, merakımdan soruyorum, goodreads kullanıyor musunuz? yeni başladım ve kindle'la bağlantı kurunca hangi sayfada olduğunuzu bile gösteriyor.
0
mizore
(02.09.24)
Kullanıyorum evet, okuyacak yeni kitap bulmada da, okunacak kitabın yeterince iyi olup olmadığı konusunda da faydalı oluyor.
0
salihdt
(02.09.24)
Evet okuma listesi olarak tutuyorum, daha çok okumak istediğim ya da bir yerde duyup bu kitaba sonra bir bakayım dediğim kitapları unutmamak için
0
grimavi
(02.09.24)
Birkaç kere denedim ama devamlılık sağlayamadım. Hesap öyle duruyor.
0
Amaranta ursula
(02.09.24)
@grimavi +1
0
peki madem
(02.09.24)
Kullaniyorum. Okudugum kitaplari oraya kaydediyorum.
Kindle kullanmiyorum sayfa sayisi yok o yüzden ama kitabi bitirdigim tarihi not ediyorum.
Yil sonuc yeni yil icin challange koyuyorum :)
0
robert bosch
(02.09.24)
kullanıyordum.
ne yazık ki uzundur kitap okumaz oldum.
0
biseysorcaktim
(02.09.24)
kullanıyorum.
0
unalub
(02.09.24)
hayır, kullanmıyorum.
ama yanılmıyorsam hesabım vardı orada.
onun yerine 1000kitap uygulamasını kullanıyorum. oradaki okuyucu profili genel olarak nasıl bilmiyorum ama 1000kitap'taki gibiyse hiç gerek yok. zira bizdekiler kitapta olmayan cümleleri bile ilgili kitabın alıntılar sekmesine yazıyor. yetmiyor, filmi çekilmiş bir kitapsa, alıntılar kısmına yine kitaptan ziyade filmde geçen replikleri yazıyorlar. sayfa numaraları, yayınevi ismi desen hak getire.
0
m e b
(02.09.24)
Kullaniyorum uzun suredir ozellikle chick lit kitaplari icin kitap hakkinda gorus bildirdigim kisimlara donup bakiyorum yazarin dili akicimi kitap asiri boş mu fln diye ve ne zaman re read yaptigimi gormek icin cok ise yariyor
0
eja
(02.09.24)
kullanıyorum
0
juliette
(02.09.24)
goodreads'te motivasyon için, kitap yorumlama/öneri için bir grup oluşturabiliriz, isteyenler olursa yazın bana oluşturalım <3 ben de okumaya uzun süre ara vermiştim, tekrar başladım ve çokkk iyi geldi. eminim bırakanlar bir sayfa bile okumaya başlayınca ne kadar özlediklerini fark edecekler
0
🌸mizore
(02.09.24)
2015'ten beri kullaniyorum. Memnunum. 1000kitap Küçük Ceylan ise Goodreads Freddie Mercury falandir. Kullanici kitlesini böyle canlandirabilirsiniz gözünüzde.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.09.24)
Evet kullanıyorum.
0
put it in your appropriate place
(02.09.24)
kullanıyorum.

kindle da kullanıyorum. güzel bir sinerji var evet.
0
AlsterWasser
(02.09.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.