Giriş
(7)

bu şartlarda ev veya arazi almak veya yurtdışına gitmek

mrctrk
Merhaba herkese, Değerli yorum ve tavsiyelerinizi almak isterim, Mevcut durumda kirada kalıyorum, ancak bu fırsatçı ev sahipleri yüzünden yani yıl dolmadan kiraya zam isteme, hiper enflasyon vs.can sıkıcı işler kiracılığı çekilmez yapıyor. Diğer taraftan kredi oranların yüksekliği , ev fiyatlarının
Merhaba herkese,

Değerli yorum ve tavsiyelerinizi almak isterim,


Mevcut durumda kirada kalıyorum, ancak bu fırsatçı ev sahipleri yüzünden yani yıl dolmadan kiraya zam isteme, hiper enflasyon vs.can sıkıcı işler kiracılığı çekilmez yapıyor.

Diğer taraftan kredi oranların yüksekliği , ev fiyatlarının yüksek oluşu , deprem ve jeopolitik risklerin yüksek olması ve geleceği ait belirsizlikler o kadar borcun altına girme konusunda tereddüte sokuyor.

Bir karavan alıp, içerisinde yaşamak fikride geçmiyor değil aklımdan ,ancak evli olduğum için uzun süre karavanda yaşamak pek mantıklı gelmiyor. Veya bir tarla alıp konteynerde yaşamak ta bir seçenek gibi.


Eşim ve ben Uzaktan çalıştığımız için köy evlerine bile baktım ancak, her köyde yaşanmayacağınıda biliyorum.

Biraz yoğunlaşırsam , yurtdışıda iş bulup gibi gitme gibi bir imkanım da var, elimde bir miktar birikmiş param ve arabam var, bu şartlarda siz olsanız nasıl bir yol izlerdiniz.

Şimdiden herkese tek tek çok teşekkür ederim.


edit :

Eşim yabancı ve ingilizce öğretmeni ve dediğim gibi online çalışıyor , haliyle ingilize konuşulan ülkelerde benimde kendisininde dil sorunu yok. Bu arada yaşımız 40 lara geldi.

Hali hazırda antalyada denize yakın bir köyde yaşıyoruz , doğayı ve toprağı sevdiğimiz ve de basit yaşadığımız için köy hayatından bu anlamda memnunuz ama işte bu şartlarda kirada olmak insanın canını sıkıyor.

Prefabrik konusuna bile olumsuz bakmıyor, sinema vs gibi sosyal aktivitelere olmaması önemli değil bizim için, önemli olan denize mesefesinin çok fazla olmaması ve haliyle havasının temiz olması yeterli bizim için.
0
mrctrk
(18.02.23)
hangi şehirde yaşıyorsun ya da yaşamak zorundasın?
0
b1020
(18.02.23)
hayattan beklentileriniz ne fikrim oluşmadı. Ben konser için kalkıp İstanbul'a gidiyorum. Bulunduğum şehirde tiyatro etkinlik vesaire ilgimi çekiyor. Bunlar yoksa "büyük şehirde" olmanın çok bir anlam yok. Bir hastane işin olsa gider iyi de bir otelde kalır yine halledersin. Çok güzel şehirlerde yaşanabilir. Uzaktan çalışan mecburi hizmeti (doktor, belediye işçisi vs.) büyük şehirlerden kurtulması, büyük şehirlerin de bu insanlardan kurtulması lazım.
Eşinizle gidebiliyorsanız yurtdışı hep iyi bir seçenek bence. Benim de inadım kırıldı kırılacak. (İnş 14 Mayıs'ta kırılmaz kırılacaksa da)
Mutluluklar dilerim.
0
sparkle kiddle
(18.02.23)
yaş kaç bilmiyorum da hem ilerlemiş bir yaş hem de bir kaç defa yurt dışında yaşama tecrübeniz olmamışsa bir yerden sonra gidip adapte olmak, düzen kurmaya çabalamak çok yoruyor ve bıktırıyor. yerinizde olsam arsa alır yavaştan temel attırarak bir ev yapmaya çalışırdım. tabi maddi duruma göre değişen bir şey ev yaptırmak ama arsa hariç ev maliyeti en son 1.sınıf için m2 fiyatı 4,5k tl idi (lüks değil 1.sınıf).

yine durumunuzu belirtmemişsiniz ama kredi çekerek 1,2-1,3 milyona falan 150m2 bir ev yapılabiliyordu en son bunu denemeye bakardım açıkçası. son olarak gidip bir köye yerleşmek en saçma sapan işlerden biri. egede merkeze çok yakın villalı güzel köyler falan var insanının kaliteli olduğu yerler ama onun harici köyde ev bakmak falan mantıklı değil doğrusu. herkes elektrik su gaz hattı olan yerlerde arsa bakıyor şu an mesela
0
avatar is back
(18.02.23)
Evliysen bir de çocuk varsa ev alman daha mantıklı olabilir. Gidilmeye değer yerlere gitmek zor. Ayrıca ülke değiştirmenin masrafı da var. Aile bireyi sayısı arttıkça masraf ve zorluk artar.
0
OrangeYellow
(18.02.23)
esinle konusmalisin eger konusmadiysan ilk olarak bu secenekleri. ben karavanda veya tarlada konteyner icine yasamayi kabul etmezdim.

ev fiyatlari turkiye'de yuksek degil, ozellikle yurtdisinda is bulup gidebilecegin ulkelere kiyasla cok ucuz. ev almama bahanelerin cok gecerli degil. deprem evet berbat bir sey de neticede surekli olmuyor.
0
hot potato
(18.02.23)
dostum bu tarlada yaşama, karavan falan ya 20 yaşında ya da 50 yaşında kurulacak hayaller. yurtdışında yaşama klişesi de ayrı, yurtdışı dediğin yer neresi 200 ülke var, yabancı dilin var mı eşinin var mı vs. şu an neredesin nasıl yaşıyorsun. bunları bilmeden bir şey denemez.
0
roket adam
(19.02.23)
Hocam şuanki düzeniniz çok güzel. Bu halinizi bırakıp yurt dışına taşınacaksanız mutlu olamazsınız. Şuan en azından birinizin bildiği bir kültürün içindesiniz. Tekrardan yeni bir kültüre adaptasyon çok zor.
Ve evet türkiyenin coğrafyası cennetten bir köşe gibi, hele denize de yakın yaşıyormuşsunuz. Bence sizi mutlu etmez avrupa. Her gün istanbuldaki yozlaşmaya, kültürsüzlüğe, çileye maruz kalıyor olsanız o zaman avrupa çok iyi gelebilirdi.
Ama insanlar avrupadan antalyanın köyüne taşınıyor.
Ben sizin yerinizde olsam akdeniz ege dolaylarında bir arsa vs bulurum tekrar. Başta bi konteynır koyarım senelerce yaşarım. Sonrasında bakarsınız duruma göre.
0
zimbirik
(19.02.23)
(3)

yuvarlak köseli bina, dayaniklilik acisindan bir sey söyler mi?

chihirovekohaku
https://www.sahibinden.com/ilan/emlak-konut-satilik-konakci-dan-ismet-inonu-2-blv-yani-asansorlu-genis-3-plus1-1069469520/detay/Arkadaslar, Bina yeni, normalde almayi düsünüyoruz. Ancak depremden sonra daha fazla sorgulamaya basladik. Insaat mühendisi ya da mimar arkadaslara sormak istedim. Ilandaki
www.sahibinden.com

Arkadaslar,

Bina yeni, normalde almayi düsünüyoruz. Ancak depremden sonra daha fazla sorgulamaya basladik. Insaat mühendisi ya da mimar arkadaslara sormak istedim. Ilandaki binanin sekli, dayaniklilik acisindan bize bir sey söyleyebilir mi?

Simdiden cok tesekkür ederim.
0
chihirovekohaku
(18.02.23)
tabiki söyler, ama hiç bir geçerliliği yok, statik açıdan çok sağlam gözüken 1 katlı bir bina bile betonu yeterli kalitede değilse çökme tehlikesi vardır. bu açıdan evin autocad ve statik planlarını bulmaya çalışın, kontrol firmayı bulun, müteahhitle bir alakası var mı öğrenin artık dedektif gibi araştırmak gerekiyor her şeyi. paranoyak ettiler insanı.
0
sipsiyah
(18.02.23)
Binanın statigi açısından bir etkisi olmaz. Fakat odaların böyle yamuk yumuk olması iç mimari olarak eşya dizayni açısından oldukça elverişsiz.
0
limonlu eksi
(18.02.23)
yuvarlak bir evde yaşıyorum ve limonlu ekşi çok haklı.
0
roket adam
(19.02.23)
(17)

Fast food için hiç şunu düşündünüz mü

dissendium
Merhaba arkadaşlar. Derdimi şey edebilirsiniz ama aklıma hep şu geliyor. Bir fast food menüsüne 100 150 TL vermektense 100 TL'ye marketten fena olmayan bir sucuk alıp sucuk ekmek yiyebilirim. Ya da ne bileyim, kıyma alıp bayağı doyacağın kadar evde ızgara köfte yapabilirsin. Aile babası olma yaşım m
Merhaba arkadaşlar. Derdimi şey edebilirsiniz ama aklıma hep şu geliyor. Bir fast food menüsüne 100 150 TL vermektense 100 TL'ye marketten fena olmayan bir sucuk alıp sucuk ekmek yiyebilirim. Ya da ne bileyim, kıyma alıp bayağı doyacağın kadar evde ızgara köfte yapabilirsin. Aile babası olma yaşım mı geldi acaba. Siz böyle şeyler yapıyor musunuz?
0
dissendium
(18.02.23)
Yok abi ne aile babalığı gayet mantıklı bi davranış. Keşke kimse bulaşmasa şu restoranlara. iyice suyunu çıkardılar her siparişimde 20-30 ekliyorlar üzerine.

Instagram'da vb acayip kolay güzel tarifler oluyor al malzemeyi kendin takıl. Kimse evde de pahalı oluyor ama demesin arada muazzam fark var.
0
msb
(18.02.23)
Aile babalığı değil bro dışarıda böyle şeyler yemek kerizlik gibi artık. Gerçi ben dışarıda yapılan yemeklerden tiksinme seviyesinde nefret ediyorum benim durumum farklı ama günümüzün ekonomik şartlarında senin yaptığın doğru.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(18.02.23)
evet bunu düşünüyorum, onun yerine şunu yaparım diye
0
freebird5406_2
(18.02.23)
Düşünmedim çünkü bazen o kadar yorgun oluyorum ki fast food değil de ev yemeğini dışarıdan söylüyorum. Atıyorum çorba + sulu yemek 150 gibi bir şey oluyor. Kendi kendime 150₺’ye yorgunluğumu ve zamanımı satın aldım diyorum. Evet maliyetler yüksek ama yemek yapmak da motivasyon işi haftada en fazla iki defa mutfağa girip birkaç günlük yemek çıkarabiliyorum. Bu da haftada sadece beş günü kapsıyor, yetmiyor.
0
ruhen hastayim ben
(18.02.23)
mesele fiyat degil, bir seyler hazirlayacak takatin olmamasi.
0
nibba
(18.02.23)
Yani mantıksız bence. Canım fast food çektiyse alırım. Bunlar alternatif değil de aç karnı doyurmaksa kıyma alıp köfte yapmak tabii ki fast food yemekten iyi.
0
nawar
(18.02.23)
Fast food son dönemde artık rahatsız edecek şekilde pahalandı. 100-150 TL arasına tavuk dürüm yemediğiniz sürece ancak doyuyorsunuz.

Ama merket ve kasaplar da artık çok ucuz değil. Fena olmayan kasap sucuk olmuş 350-400 tl
250 gr (yarım kangal falan) 100 tl + 5 tl ekmek doyurur.

Dana kıyma 240 TL kilosu. Yarım kilo alsan içine giren malzemelerle 5-6 porsiyon çıkar.

sucuk arada bir kendini şımartmak adına güzel olur. ama köfte ekmek kesinlikle daha ekonomik duruyor.
0
janavarorion
(18.02.23)
100 gram döner ~80 lira (gerçi bunun da %30u yağ)
175 gram kıyma ~43 lira (pişince 100 gram kalır, bunda da %15 yağ olsun)

o kıymayı pişirmesi, yağı, bulaşığı, yanında ekmeği, salatası, baharatı harcadığın zaman
aşırı ekonomik olmuyor tek kişi için
yemek indirim kuponları da denk geliyor genelde
0
bir soru sorcam
(18.02.23)
Mesele hazırlayacak enerji ve adam saatin kurtarmaması
0
basond
(18.02.23)
vaktinin daha değerli olup olmadığıyla ilgili. o dediğin köfteyi yapmak(alışverişi, hazırlığı, pişirmesi ve etrafı toplaması) en az 1 saat sürecek mi? büyük ihtimalle daha fazla.

ne kadar kar ettin 70 lira mı? 1.5 saatin 70 lira etmiyorsa evet öyle yapacaksın.
0
another satisfied lover
(18.02.23)
Tembelim ben, konforuma da düşkünüm. Bu hesaplara girmiyorum o yüzden, enerjim yoksa söylüyorum dışardan.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(18.02.23)
dışarda yemeğin tadı başka da ama evde de dışardaki kadar lezzetli şeyler yapıyorsun. uygun alet edevat olduktan sonra. birtek lahmacunu evde yapamadım. hamurun inceliğini ayarlaymıyorum. onun dışında, pizza, kuşbaşılı pide, hamburger, makarna dünyası çeşitleri, tavuk dürüm, kokoreç.. gayet güzel oluyor.
0
sanemz
(18.02.23)
yok. canım fastfood yemek istiyorsa gider/sipariş eder yerim. girmem öyle hesaplara.
0
invictae
(18.02.23)
eskiden tek derdim temiz midir acabaydi. ama giderdim fast food veya baska tur yemek restoranlarina. sik da giderdim. severim disarida yemegi. ve hep fiyat olarak ort ustu yerlere giderdim daha temizdir belki diye.

simdi fiyat yuzunden gitmiyorum. kaziklandigimi hissediyorum cunku. oyle fiyatlar ki aklim almiyor. gecen subesi bile olmayan ama dizayni yeri iyi bi yere gittim. et durum soyledim. 200 kusur liraydi ve icinde 10 tane falan minnacik et parcasi m&ms drajeleri dusunebilirsin boyut olarak gerisi full biberdi.
disaridan kaziklanmamak icin yemiyorum mecbur kalmadikca yani. dedigin sey artik olmasi gereken. evde yari fiyatina alasini yaparim. biraz musteri kaybetsinler isletmeler de.
0
Kittie
(18.02.23)
Haklı düşünce. Ben de öyle yaparım.
Aile babası olmayla ilgisi yok aslında.

Tam da denk geldi:
eksisozluk.com
0
diyecevaplandı
(18.02.23)
ben tek yaşıyorum ve evde en son ne zaman yemek pişirdiğimi unuttum. zaten 7'de evde oluyorum ve bir şeyleri hazırlamak içimden bile gelmiyor, hazırlığı yemesi sonra bulaşığı falan derken uğraşmak fazla yorucu, bi de bazı günler spora gittiğim için hiç vakit olmuyor. bunun alternatifi olarak dışarıdan da söylemiyorum ama, ingiltere'de ( maalesef türkiye'de gıdaların kalitesine ve denetimine zerre güvenmiyorum ) market ürünleri gerçekten üst kalitede - biliyorum yine de ev yemeği kadar sağlıklı olamaz ama en azından kafam daha rahat yiyorum - alıyorum konserve bi yemek tavuk, kırmızı et, kımymalı yemek bişeyler vs tek kullanımlık 350-400 gr, atıyorum mikrodalgaya 3-4 dakikada hazır. yine yanında microwave için basmati pilavlarından falan atıyorum yanında da ayran vs o şekilde değirmeni döndürmeye çalışıyorum. arada canım isterse dışardan yiyorum. birisinin bana maliyeti £3 iken dışardan yemenin iyimser olarak £10-12.

biraz konu dışına da çıktım ama, senin dediğini yapmak için sanki ciddi zaman lazım. mesele zaman ve konfor sanki.
0
hayati cozemeyen adam
(19.02.23)
öyle yapıyoruz zaten. fast food dediğin yiyebileceğin en kötü ve endüstriyel yemek.yemek pişirmek öyle saatler istemiyor 100 liraya kalın dilim antrikot alıp 15 dkya yiyebilirsin. üşengeçlik ayrı tabii.

dandik bir airfryer veya bir fırın ile bile hiç uğraştırmasan 10 çeşit yemek yapılır. insanımız biraz tembel maalesef.
0
roket adam
(19.02.23)
(4)

amazon prime kargo

invictae
prime üyelerine yurtdışı ürünleri de kargo ücretsiz oluyor mu? biraz hayal gibi biliyorum ama... :)
prime üyelerine yurtdışı ürünleri de kargo ücretsiz oluyor mu? biraz hayal gibi biliyorum ama... :)
0
invictae
(18.02.23)
www.amazon.com.tr

Bakın örneğin yolladığım üründe kargo ücretsiz, ama +98,90 lira ithalat ücreti alınıyor. Kargonun ücretli olduğu ürünler de var. Neticede öyle ya da böyle bir ek ücret olacak.
0
akhenaten
(18.02.23)
ithalat ücreti her türlüü ödenecek hocam, onda sorun yok.

kargo ücretini merak ediyorum prime olunca yurtdışı için de kargo ücretsiz seçeneği çıkıyor mu?
0
🌸invictae
(18.02.23)
ürün gönderim bölgesine göre değişiyor, 3 üründen 2si için almammıştı
0
bir soru sorcam
(18.02.23)
ürüne göre değişiyor evet. prime olduğum halde kargo ödediğimi hatırlıyorum
0
roket adam
(18.02.23)
(8)

sıfır araç alırken takas hakkında?

ikiicidisibirkisi
selamlar,piyasa değeri 470 bin lira olan mevcut araca takas için bayii 420 bin lira eklif veriyor.alınacak sıfır aracın liste fiyatı ise 650 bin.arada kalan 230 bin lira için ise kredi kullanılacak.şimdi mevcut araç 50 bin ucuza verilecek fakat alınacak sıfır araç ta piyasadan tam 100 bin lira daha
selamlar,

piyasa değeri 470 bin lira olan mevcut araca takas için bayii 420 bin lira eklif veriyor.

alınacak sıfır aracın liste fiyatı ise 650 bin.

arada kalan 230 bin lira için ise kredi kullanılacak.

şimdi mevcut araç 50 bin ucuza verilecek fakat alınacak sıfır araç ta piyasadan tam 100 bin lira daha ucuza alınacak.

bu mantıklı bir alışveriş mi sizce?
0
ikiicidisibirkisi
(18.02.23)
"şimdi mevcut araç 50 bin ucuza verilecek fakat alınacak sıfır araç ta piyasadan tam 100 bin lira daha ucuza alınacak"

böyleyse tabi mantıklı, ama piyasadan daha ucuza, hele ki 100 bin ucuza araba olacağını sanmam. Emin misiniz?
0
John Bloor
(18.02.23)
mantıklı bizim aracı 30 bin düşüğe aldılar cumaya zamlanacak dediler. 30 bin zamlandı ve fitledi. aracın piyasası da sonra 100bin arttı. bayiler böyle kazanıyor. size boya koruma seramik kaplama sigortayı zorunlu kılıp asıl parayı bu artılardan kazanıyorlar.
0
mikahakkinen
(18.02.23)
@John

ne yazık ki mümkün. aynı aracı 2.el 6000 km de 750 bin liraya satıyorlar.
0
🌸ikiicidisibirkisi
(18.02.23)
@mika

peki kredi faizi konusunda düşünceleriniz nedir?

bayii kredisi 90 bin lira faiz ödetirken, dışarıdan alınan kredi 60 bin lira faiz ödetiyor.

bu uçurum neden?
0
🌸ikiicidisibirkisi
(18.02.23)
üstat mantıklı tabii ki. şu an aracımı piyasadan 50 bin ucuza alacağız deseler anında veririm. %15 civarı komisyon vermiş oluyorsun
0
roket adam
(18.02.23)
tabii ki mantıklı, hayırlı olsun. kredi oranlarında fark varsa ve bayi sorun yapmıyorsa dışarıdan kredi kullan. Aylardır öyle bir durumdayız ki araç konusunda üçe beşe bakanı pişman ediyorlar hemen.
0
giovanne
(18.02.23)
Ben de aynı durumdayım. Faizin yüksek olması bayi finansmanıyla alakalı. Skoda’dan falan mı alıyodun
0
izmitcan
(18.02.23)
Markaya göre finansman değişiyor. Mesela skoda 1.98 hyundai 1.39. Firmaların banka anlaşmalarına bağlı. Dışardan kredi çekmekte çok zor. Bir sürü prosedür var. Yani şu an en karlı alışveriş sıfır araç bulup alabilmek.
0
mikahakkinen
(19.02.23)
(4)

Hangi kimlik doğrulama uygulamasını kullanıyorsunuz?

leo1905
Herkese merhaba, iyi hafta sonları dilerim.Bildiğiniz üzere Twitter, kısa mesajla kimlik doğrulama seçeneğini Mart'tan itibaren paralı (Twitter Blue kullanıcılarına) yapacak. Kimlik doğrulama uygulamaları varmış. Siz hangisini kullanıyorsunuz? (Seçeneklerden Googlelınki uygun gelmişti bana)
Herkese merhaba, iyi hafta sonları dilerim.

Bildiğiniz üzere Twitter, kısa mesajla kimlik doğrulama seçeneğini Mart'tan itibaren paralı (Twitter Blue kullanıcılarına) yapacak. Kimlik doğrulama uygulamaları varmış. Siz hangisini kullanıyorsunuz? (Seçeneklerden Googlelınki uygun gelmişti bana)
0
leo1905
(18.02.23)
Ücretli mi oldu ya o da ne kadar saçma, ben Google kullanıyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(18.02.23)
Authy var, 2FA ise bahsettiğiniz.
0
montakristokondu
(18.02.23)
google auth kullanıyorum
0
roket adam
(18.02.23)
Aegis
0
hububrad
(18.02.23)
(2)

Ikea pax dolap kullananlar

aynenbencede
Ürünün enini ben istedigim gibi yaptırabiliyor muyum yoksa belli m’lik seçenekler arasından mı seçmem gerekiyor?(Örn; yerim 2.34 cm ve ben tam O ölçüde bi dolap yaptırabiliyor muyum?)
Ürünün enini ben istedigim gibi yaptırabiliyor muyum yoksa belli m’lik seçenekler arasından mı seçmem gerekiyor?
(Örn; yerim 2.34 cm ve ben tam O ölçüde bi dolap yaptırabiliyor muyum?)
0
aynenbencede
(18.02.23)
Hayır yaptıramıyorsun. 50lik ve 25lik kapak var. Bu durumda dolabın 2.25 ya da 2 olacak
0
Omelas'ı Terk Eden Köylü
(18.02.23)
evet omelasın dediği gibi sanırım iki seçenek içinden seçmen gerekiyor genişliği.
0
roket adam
(18.02.23)
(3)

buharlı temizleyici duşakabin altındaki lekeleri temizler mi

roket adam
soru başlıkta. mutfakta tezgah ve mutfak duvarında oluşan yağ izleri için ve duşakabinin alt - içinde oluşan izleri temizlemek için almayı düşündüm. işe yarayan bir alet midir?
soru başlıkta.
mutfakta tezgah ve mutfak duvarında oluşan yağ izleri için ve duşakabinin alt - içinde oluşan izleri temizlemek için almayı düşündüm. işe yarayan bir alet midir?
0
roket adam
(17.02.23)
Karcher'in bir modelini, yaklaşık 30 yıllık bir mutfağın duvarında ve tabanında denedim efsane sonuç verdi. Bir süre buhar tutup temiz bezle üzerinden geçiyorsunuz.
0
lancelot du lac
(17.02.23)
Duşakabinin alt içindeki izler kireçli su sebebiyle kireç izi. O alet buna etkili mi diye inceleyin.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(17.02.23)
yok kireç izi değil sanırım, beyaz yüzeyde sarı izler. pasa benziyor
0
🌸roket adam
(18.02.23)
(5)

Fotoğraf çıktısı almak için yazıcı

optimistbakunin
Selam. Farklı boyutlarda fotoğraf çıktıları alıyorum. Mesela telefonumdaki fotograflari vs. Kimisi polaroid olarak avuç içi buyuklugunde kimisi de daha çerçevelik büyük boyutta oluyor. Yani böyle kapsamlı bir şekilde boyut bakımından ozellikle satın almalık ekonomik urunler nelerdir? Konuya hakimiye
Selam. Farklı boyutlarda fotoğraf çıktıları alıyorum. Mesela telefonumdaki fotograflari vs. Kimisi polaroid olarak avuç içi buyuklugunde kimisi de daha çerçevelik büyük boyutta oluyor. Yani böyle kapsamlı bir şekilde boyut bakımından ozellikle satın almalık ekonomik urunler nelerdir? Konuya hakimiyetim 0
0
optimistbakunin
(17.02.23)
Canon Selphy CP1300 kullanıyorum ben, standart foto boyutuna kadar gayet güzel basıyor, ufak da bir cihaz. Kartuş vs derdi de yok, kağıtla beraber kartuşu da geliyor içinde.
0
roket adam
(17.02.23)
@roket simdi baktim 10x15 max. Bana ekstra 20x30 gibi a4 civarina ciksa iyi olur
0
🌸optimistbakunin
(17.02.23)
20x30 dedin mi inkjet yani mürekkep püskürtmeli yazıcılardan alman gerekiyor. onlar da sayfa başına maliyet olarak çok yükseğe gelebilir, kartuş kuruması vs bir sürü derdi var. yerinde olsam 10x15'ler için termal selphy alıp daha büyüklerini dışarıdan bastırtırım.
0
roket adam
(17.02.23)
mürekkebi ayrı dert kağıdı ayrı dert, bir süre sonra kenarda kullanılmadan duran bir alete dönüşüyorlar. en iyisi fotoğrafları biriktirip baskı yerlerinde döktürmek. hala sirkeci-eminönü taraflarında uygun fiyata toplu baskı alınabilecek yerler var.
0
astronom bey
(17.02.23)
Epsonun tanklı modellerinden bakabilirsiniz. Ben fotoğraf için almadım, çok da kullanmıyorum haftada 1-2 fotoğraf çıkartıyorum yazıcı boş kalmasın diye. 100e yakın fotoğraf çıkartmışımdır 10*15 boyutlarında. Tank içerisindeki mürekkebin %8ini kullanmış henüz. Kullandığım model L3250
0
roookie
(17.02.23)
(3)

Satın aldıktan sonra satış fiyatı DÜŞEN ürün

anaphylacticshock
Arkadaşlar merhaba, 9 şubat tarihinde Mediamarkt onlinedan Samsung Galaxy A13 telefon aldım. Ben aldığımda telefon 5700 liraydı. Az önce baktım 5300 lira olmuş satış fiyatı. Arada 400 lira fark var, az değil. Telefonu alalı 8 gün olmuş. Bu aradaki tutarın iadesini yasal olarak talep edebilir miyim?
Arkadaşlar merhaba, 9 şubat tarihinde Mediamarkt onlinedan Samsung Galaxy A13 telefon aldım.

Ben aldığımda telefon 5700 liraydı. Az önce baktım 5300 lira olmuş satış fiyatı. Arada 400 lira fark var, az değil.

Telefonu alalı 8 gün olmuş. Bu aradaki tutarın iadesini yasal olarak talep edebilir miyim? Yani yasal olarak böyle bir hakkım var mı acaba?

NOT: Böyle durumlarda yani bir ürün satın alındıktan kısa süre sonra satış fiyatı düşerse Amazon kendiliğinden iade ediyor aradaki farkı. Ya da hediye çeki tanımlıyor. Hem de talep bile etmeden.

Bu durumda ne yapabilirim? Bu durumun bildiğiniz yasal bir çözümü var mı? Ona göre mail atıcam siteye.

(KUSURA BAKMAYIN, ŞU ZAMANDA ÇOK UYGUN BİR POST DEĞİL BU BİLİYORUM. AMA BÜYÜK İHTİMALLE YASAL OLARAK BELLİ BİR SÜRE SINIRI VAR. O YÜZDEN SORMAK ZORUNDAYDIM.)
0
anaphylacticshock
(17.02.23)
yasal olarak böyle bir hak yok. satıcı inisiyatifinde bir şey.
telefonu iade etmeyi deneyebilirsin anca.
0
jelly bear
(17.02.23)
yoo, amazon da iade etmiyor artık aradaki farkı. sadece kampanya dönemlerinde 2-3 günlüğüne yapıyorlar ama epeydir yapmadılar.

iade edip yenisini almak dışında yapabileceğin bir şey yok. ama iaden kabul edilmezse 2 tane telefonun olur.
0
roket adam
(17.02.23)
Ben pijamadan kazık yedim. Araştırdım bu zamanlar. Fatura varsa, indirimin ekran görüntüsüyle beraber tüketici hakem heyetine şikayet edin.
0
Kahvedesu
(17.02.23)
(4)

ithalat ve gümrük işleri

anten
Selamlar,Türkiye'deki toptancılardan tedarik ettiğim birkaç ürün var.Bu ürünleri alibaba'daki güvenilir tedarikçilerden neredeyse 20'de 1 fiyatına görüyorum. Zaten bu adamlar da onlardan alıyor ürünleri.Bu konuda çok araştırdım, çok soruşturdum ama inanılmaz bir karmaşa var herkes başka bir şey anla
Selamlar,

Türkiye'deki toptancılardan tedarik ettiğim birkaç ürün var.

Bu ürünleri alibaba'daki güvenilir tedarikçilerden neredeyse 20'de 1 fiyatına görüyorum. Zaten bu adamlar da onlardan alıyor ürünleri.

Bu konuda çok araştırdım, çok soruşturdum ama inanılmaz bir karmaşa var herkes başka bir şey anlatıyor. ABD ya da AB'ye ithalatla ilgili her detayı bulabilirken türkiye'de bulamamak çok acayip.

Çok küçük miktarlardan bahsedeceğim ama
adet fiyatı 0,01 $ olan bir üründen 10000 adet getirmek istedim diyelim.

Bunun bana gümrük vs nakliye vs maliyeti ne olur nasıl öğrenebilirim. Bilgisi olan varsa en azından tahmini bir aralık söyleyebilirse de çok mutlu olurum.

Miktarın azlığının falan farkındayım sadece tahmini bir oran çıkarmaya çalışıyorum.
0
anten
(17.02.23)
Ürünü vs bilmeden tahmini bir oran çıkarman yanıltıcı olur. Gümrük vergileri, mevzuatı, prosedürleri çok karmaşık, getirteceğin şeye göre çok değişiyor. Ürünü seçip, bir gümrük müşavirlik firmasından danışmanlık alman lazım.
0
roket adam
(17.02.23)
Ürüne göre bir sürü test ücreti çıkabilir(özellikle tekstil ürünlerinde), tse ücreti çıkabilir(elektronik ürünlerde), ekstra vergi çıkabilir (örneğin ayakkabı, kozmetik vs). Ürünün tr'de distribütörü vardır ve arkası sağlamdır, size bir sürü zorluk çıkartabilirler. Ürünün gtip'ini gümrük müşavirine verirseniz yardımcı olurlar.
0
kimlanbu
(17.02.23)
Ürünün Gtip kodunu alıp bir gümrük firmasına gidiyorsun, onlar sana her şeyi söylüyor.
0
etna
(17.02.23)
Türkiye'deki gümrük mevzuati o kadar tuzluya patliyor ki, sen 20'de bir fiyatina alsan bile bu kadar maliyetten sonra sen de piyasa fiyatina satarsin ve dolayisiyla piyasanin sekline uyum saglamis olursun. Degisen bir sey olmaz.
0
Avoiding The Puddle
(17.02.23)
(3)

esenler'den kartal'a evrak göndermek istiyorum

tekkisilikbirordu
arkadaşlar bildiğiniz kurye hizmeti veren kimse var mı?yarın sabah bi evrak göndermem gerekiyor ücreti mukabilinde.
arkadaşlar bildiğiniz kurye hizmeti veren kimse var mı?
yarın sabah bi evrak göndermem gerekiyor ücreti mukabilinde.
0
tekkisilikbirordu
(16.02.23)
banabikurye üzerinden çağırıp gönderebilirsin, bir kere denedim gayet iyi çalışıyor.
0
roket adam
(16.02.23)
Uber de kurye hizmeti veriyor.
0
PhoenixRising
(16.02.23)
banabikuryeden evrak teslimi yapmıştım, aynı gün ulaştı. hemen hemen aynı mesafeydi. memnun kaldım.
0
candide
(16.02.23)
(18)

Deprem riskini umursamayan var mı

dissendium
Merhaba arkadaşlar. Umarım iyisinizdir.Deprem korkusu olan arkadaşları anlayışla karşılıyorum. Sorumdan rahatsız olmalarını ve beni yanlış anlamalarını istemem. Ben 1999 depremini yaşamış biri olarak depremden korkmamaya başladım. Depremden korkan kişiler aslında ölmekten korkuyorlar gördüğüm kadarı
Merhaba arkadaşlar. Umarım iyisinizdir.

Deprem korkusu olan arkadaşları anlayışla karşılıyorum. Sorumdan rahatsız olmalarını ve beni yanlış anlamalarını istemem. Ben 1999 depremini yaşamış biri olarak depremden korkmamaya başladım. Depremden korkan kişiler aslında ölmekten korkuyorlar gördüğüm kadarıyla. İnancıma göre nasıl öleceğimizi Allah bilir. Sadece depreme odaklanmayı mantıksız buluyorum. İkincisi ne yaparsak yapalım öleceksek ölürüz. Deprem çantası hazırlasak da ölürüz. Üçüncüsü öldürmeyen Allah öldürmez. Depremden bir hafta sonra neredeyse 80 yaşında insan da enkazdan çıkabiliyor. Ölmeyeceksek ölmeyiz. Deprem gerçekten çok yıkıcı. Toz gibi olan evler her şeyi anlatıyor zaten. Söylenecek söz yok. Ama bir noktada yapabileceğimiz bir şey yok bir canlı olarak. Ülke olarak deprem korkusu biraz aşırı mı sanki? Depremi umursamayan var mı? Neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ben de yatağımın yanına bir şişe su koyuyorum, deprem çantasını da yüzde 100 destekliyorum ama hayat öyle bir şey ki enkazda sıkışıp 10 cm ilerideki çantaya ulaşamama ihtimali bile var.
0
dissendium
(15.02.23)
buyuklerimiz hep olumun de hayirlisi derler ya biraz o yuzden. kim enkazda sikisip kor karanlikta yavas yavas olmek ister. bi de zenginlerin hayatta kalacak olmasi da rahatsiz ediyor. kimisinin nasil zengin oldugu bile mechul. dunya cok adaletsiz. yeni binaya kiraya cikamiyor artik dunun orta gelir beyaz yakasi cunku su an kendisi fakir. bu adaletsizlikleri dusundukce daha da takiyorum kafaya. pisi pisine olmek....
0
Kittie
(15.02.23)
öncelikle belirtmeliyim ki, hiç büyük bir deprem yaşamadığım için olsa gerek deprem konusunda gamsız değilim ama bir anksiyetem yok.

şimdi bence depremden korkan kişiler aslında ölmekten korkuyorlar doğru gibi duran ama çok da eksikleri olan bir tespit. insanın her canlı gibi hayatta kalma refleksi var, dolayısıyla depremde ölmekten korkuyor, normal. lakin özellikle ülkemizde insanların aşırı hassas olmalarının tek sebebi bu değil. çünkü deneyimler ve izlenenler çok tramvatik.

1. deprem oldu, enkazda kaldın ne olduğunu anlamadan şak öldün, sıkıntı yok.

ama diğer ihtimaller de çok korkunç

2. deprem oldu, enkazda karanlıkta kaldın, öyle ki zemin-mekan algını kaybettin. tam olarak evin hangi noktasında neyin altında veya neyin üstündesin ayırt edemiyorsun. saatlerce bekliyorsun. tabi çektiğin fiziksel acı da üstüne cila.

3. deprem oldu, enkazda kaldın ama hadi görece iyi bir konumdasın, yaşam üçgeni falan. ama evdeki diğer bireylerin acı acı çığlıklarını duyuyorsun hiçbir şey yapamıyorsun. veya aksine evdeki herkesin öldüğünün farkındasın sesleri, solukları çıkmıyor. öyle sotede bekliyorsun kurtarılmayı.

4. deprem oldu, enkazda kaldın, görece 3.maddeye göre daha iyi durumdasın. amiyane tabirle, elleriyle iki eşeleseler çıkacaksın ama saatler, günler geçiyor, gelmesini beklediğin yardım ekipleri gelmediği için veya geldikleri halde, onlara sesini duyuramadığın için öyle bekleye bekleye ölüp gidiyorsun.

5. deprem oldu, binadan can havliyle sağ sağlim çıktın ama ailen içeride kaldı. yukarıdaki maddeler sebebiyle kurtaramadın. elinden de bir şey gelmedi.

6. deprem oldu, o veya bu şekilde çıktın ama sakat kaldın, elin koptu, bacağın gitti, böbreğin cortladı ömür boyu diyalizlik oldun vs vs vs.

7. deprem oldu, işin gücün, evin barkın birikimlerin hayallerin geri dönmemek üzere yitti, gitti.

8. ki bu 8.madde henüz konuşmayacak kadar küçük bir kız çocuğu babası olarak beni en çok korkutan şey. deprem oldu, sen ve eşin öldünüz. çocuk kurtuldu. bizi anlatamadı. refakatsiz çocuk olarak kaldı. en iyi ihtimalle yuvaya verildi. gerçek ismini dahi bilmeden dünyada yapayalnız kaldı, bok gibi bir hayatı oldu. daha da kötüsü diyelim ki herkes sağ ama çocuk başka bir yere götürüldü, ama kaçırılsın, ama devlet sahip çıksın. çocuğu bir daha bulamadı aile.

bir çırpıda aklıma gelenler bunlar, daha da uzar düşünülünce.
0
wilhelmwasmuss
(15.02.23)
Son depremleri Niğde'den hissettim. Herhangi bir yıkım olmamasına rağmen Niğde'den çok fazla ve çok uzun sallandık.
Memleketim Bursa. Evimiz ovada bir sitede. Fore kazık ile yapılmış bir ev o yüzden güvende hissediyorum. Bu noktada aile olarak tedbiri almışız, olur da yıkılırsa enkaz altında ölürsek de yapacak bir şey yok. Ayrıca evde depreme yakalanacağız diye bir şey de yok, bir kereliğine gittiğim herhangi bir yerde yakalanıp da enkaz altında kalabilirim. Keza Ankara'da deprem tehlikesi çok daha az olmasına rağmen orada da depreme dayanıklı bir evde oturuyorum ama orasının zemini hakkında bilgim yok.

Ölümün de hayırlısı, acısızı en güzeli ama bu şekilde öleceksek de yapacak bir şey yok. Bir de ölüme yakın bir tecrübe yaşamış biri olarak korkmuyorum herhalde, bilmiyorum. Hayatın her an deprem olur mu diye yaşanmayacak kadar da güzel olduğunu düşünüyorum. Deprem felaketi yeni yaşandığı için herkeste bu tarz şeylerin uyanması çok normal. Hayat normale dönüp yeni bir felaket yaşayıncaya kadar aklımızdan silinir zaten bunlar.
0
black holes in the sky
(15.02.23)
Ben umursamiyorum. Öleceğimiz varsa ölürüz.
0
Kahvedesu
(15.02.23)
ben inançlı biri değilim de. bu din size elinizden geleni yapın, hazırlığınızı yapın ondan sonra elinizden bişey gelmiyosa tevekküle bırakın demiyo mu? hiç bişey yapmadan veren allah alır canı mantığı biraz dindarlıktan ziyade kadercilik sanki.
0
b1020
(15.02.23)
Umursasak da çoğumuzun yapabileceği bir şey yok. Güya deprem yönetmeliği falan var ama binalara izin veren de o yönetmeliği oluşturan da güvenilirlik hissi vermiyor.
0
encokbenisevinnolur
(15.02.23)
ben de önceden deprem yaşadım. çok farklı bir psikoloji. doğrusu güncel olarak yaşamadığın için böyle düşündüğün kanaatindeyim. üzerinden çok zaman geçtiği için senin için çok önemli bir problem değil. japonya şili vs ne yapıyorsa biz de onu yapabiliriz. onların böyle korku ve kaygıları yok muhtemelen.
0
paintov
(15.02.23)
"Ama bir noktada yapabileceğimiz bir şey yok bir canlı olarak. Ülke olarak deprem korkusu biraz aşırı mı sanki?"
Emin misin, yok mu gerçekten?
O kadar ölen insan varken neden aşırı olsun? 10 ilde deprem oldu. Hisseden başka iller de var. Artçılar devam ediyor.
Yüzde 1 bile olsa önlem almak önemlidir. Yazdıklarını hiç mantıklı bulamadım.
0
sevilen progressive türkücü
(16.02.23)
yazdığın üç madde de tamamen kadercilik. dini iyi biliyorsan "(bir durum karşısında) ne yaparsak yapalım öleceksek ölürüz" gibi bir anlayış olmadığını, ölmemek için elinden gelen tüm önlemleri alman gerektiğini, ancak tüm önlemleri aldıktan sonra gerisine kader diyebileceğini de biliyor olman lazım. şimdi herkes işte kendine bu soruyu soruyor, ben önlem aldım mı, ne önlem aldım, ne alabilirim. bundan da daha doğal bir şey yok.

yapabileceğin şeyler, sağlam olduğunu düşündüğün mümkün olduğunca yeni bir binada yaşamak, ona göre bir zemin, bir şehir seçmek, bir de acil durumda ne yapacağını bilmek. bunları yaptıktan sonra kader de tabii. ama yatağımın yanına su koydum gerisine ölürsek de kaderdir anlayışı bence dine de gayet uymuyor.
0
roket adam
(16.02.23)
Kuraklık beni daha çok korkutuyor. Depreme karşı bireysel önlem alınır ama öbürü bir yere kadar.

Ne yapmam gerekiyor diyorsan binana güvenmiyorsan şehir değiştir, apartmandakileri güçlendirme yaptırmaya ikna et, bina betonu güçlendirme ile bile adam olmayacak kadar kötü durumdaysa daire sahiplerini kentsel dönüşüme ikna et.
0
trixi
(16.02.23)
Umursamiyorum, cunku yapabilecegim bir sey yok. Ne ev alabilirim ne saglam binaya tasinabilirim ne istanbul'u terk edebilirim. Dilegim enkaz altinda kalmadan olmek, zira kapali alandan korkuyorum, bu korkuyu yasamak istemiyorum acliktan olene dek.
0
unidentified floating object
(16.02.23)
Yazdiklariniza katilmayi cok isterdim. Ben 98 dogumluyum ve hayatimda hic buyuk deprem gormedim, Istanbul'da yasiyoruz ailecek. @wilhelmwasmuss'un tum yazdiklarina harfi harfine katiliyorum. Onun yazdiklari disinda mimarlik fakultesi cikisli biri olarak nasil evlerde yasamak gerektigini de biliyorum. Ama asil mesele "para" ve olmayisinin getirdigi caresizlik ne yazik ki... Ben issizim, aylardir is ariyorum. Ailemden calisanların isi gucu ve emlak piyasasi geregi yasadigimiz evden cikamiyoruz. Depremden degil, kurtulabilmenin yolunu biliyorken ölebilecek olmanin getirdigi caresizlik mahvediyor beni. İstanbul'un duzelemeyecegini ve gercekten insanlarin olu bedenler olmaktan cikip sadece sayilara donusecegini tahmin ediyorduk, artik net olarak gorebiliyoruz da... Ben cok caresiz, yalniz ve ofkeli hissediyorum, cevremdeki herkes de sanki bir ruyadan uyanmis gibi.
0
evanesco
(16.02.23)
ben pek umursamıyorum. ev de yazlık da deprem bölgesi dışında, ikisinin de tarihinde büyük deprem yok. neden umursayayım ki?
0
babilfish
(16.02.23)
Şu an için en ufak bir korkum yok. Yaşadığım evde izolatör var. Bir şey olsa bile en üst kattayız, yaşam üçgeni de yaparım. Binadan merdivenlerden inişim 30 sn sürmez. Çalıştığım bina ise çok eski ama bir gökdelen. İşyerindeyken bile deprem olsa 1 dk içinde binadan çıkarım diye düşünüyorum. Tüm bunlara rağmen beton altında kalıp ölürsem, vicdanım rahat. kimseye ne maddi ne manevi hiç bir borcum yok, kimse arkamdan kötü bir zamanı aklına getirmez. sevenim çoktur, üzülen çok olur ama o da geçiyor. hayat devam eder bir şekilde. beni hatırlayın, dünyada iz bırakmalıyım gibi bir düşüncem de yok. mepetlerimi satmayın diye cebime kağıt koyayım bari en azından askasldjkas
0
gabe h coud
(16.02.23)
çocuğum olduktan sonra her şeyden daha çok endişe eder ve korkar oldum. kendi adıma bir korkum yok. ancak evladıma bir şey olursa korkusu mevcut. bana ne olacaksa olabilir ancak evladıma zarar gelsin istemiyorum. tek korkum bu.
0
mikahakkinen
(16.02.23)
Tabi ne zaman nerede hangi şekilde öleceğini bilemezsin ama ne kadar tedbir alırsan ve riski ne kadar minimize edersen o kadar kardır hem senin hem de sevdiklerin için ama şu konuda haklısın anksiyetelerle ve korkularla yaşanmaz. En iyisini umup en kötü senaryoya karşı hazırlıklı olmamız lazım.
0
iwasbornonamountainside
(16.02.23)
korku başka, tedbirsizlik başka. amaan zaten öleceğim diye doktora gitmemekle farkı yok. kadercilik de bu değil zaten. kul önce tedbir alacak.
0
faberkastelli
(16.02.23)
Bu son depreme kadar ben de hic umursamayanlardim. Bundan once de defalarca deprem oldu, 99 deoremini de yasadim, baska illerdeki depremleri de gördük ama son depreme kadar hala deprem korkum falan yoktu.

Korkmamamin ve umursamamamin sebebi tamamen matematikseldi. Yani olasilik hesabi yaptigimda depremden (ki depremden korkamimizon sebebi dedigin gibi ölüm) korkmanin anlamsiz oldugu sonucuna vardigim icin zerre deprem kaygim yoktu. Soyle bir dusundugumde depremden olme olasiligom cok düşük, depreme gelene kadar binbir turlu sebepten olebilirim, 80kusur milyonluk ulkede kac kisi depremden kac kisi diğer tum sebeplerden oldugune baktigimda zaten matematiksel olarak cok büyük ihitmalle deprem disi sebepten olecegim sonucuna vardigim icin deprem korkum yoktu.

Artik depremi umursuyor olmamin sebebi ise son yillarda cok fazla deprem olmasi, depremlerin gittikce siddettinin artmasi ve siklasmasi dolasiyisiyla artik Türkiye'de surekli deprem oluyor ve her an deprem bolgelerinin hentagi birinde saglam bir deprem olabilir konusunda yeterince ikna olmam.

Aslında bakarsan yukarida bahsettigim matematik hala gecerli, hala depremde olme ihitmalim çok düşük ama gun gectikce bu olasilik degisiyor gordugum kadariyla. Cunku son yıllarda surekli deprem oluyor. İstanbul'da da son yillarda eskiye nazaran daha guclu depremler olmaya basladi, bildiğin geliyorum diyor artik. İzmirde de boyle olmustu, sik sik bariz hissedilir seviyede depremler olmaya baslamisti ve en son yıkıcı siddete vurdu.

Dolasiyla bayagi her an saglam bir deprem vurabilir, yer altında olan biten nedir bilmiyorum ama ulke toprakları Japonya'dan beter oldu, depremle yatip kalkar olduk. 99 depreminden sonra duzce olduktan sonra uzun süre saglam deprem olmamisti, ama artik oyle değil. İzmir, elazig, van, şimdi de Türkiye tarihinin en buyuk depremi, Erzincan depremini birincilikten eden bu büyük deprem. Artik ekisi gibi degil, kisa zamamda cok sayida ve cok büyük siddette deprem oluyor. Hiçbir an guvende değiliz.

Bir de depremde olmek kadar hatta ondan daha fazla beni korkutan sey enkaz altında dar alanda sikisip kalmak. Dusuncesi aklımdan gecerken bile afakanlar basiyor soguk terler akitiyorum fena oluyorum. O yüzden ne pahasına olursa olsun deprem aninda dışarı kaçma niyetindeyim zaten. Enkaz altinda ya bina çökmesiyle ezilerek, ya da bir yerde sikisip yavas yavas olecegim. Bina icinde kurtuluş yok. Binlerce insanin icindeki birkacyuz kisilik sansli azinliktan olabilecegime bel baglamak mantiksiz geliyor. Cikisa nispeten yakın oldugum icin şu günlerde deprem aninda kacisimin planını yapiyorum sürekli. Hiçbir sekilde iceride cokup kapanma senaryom yok, tum planım disari kacis uzerine.


Ama sonuc olarak sureklo bu korkuyla yasamaya da gerek yok. Deprem olmazsa baska yerden birgun mutlaka olecegiz. Ayrıca depreme yakalanmamak da çok rahat bir sekilde olecegimiz anlamina gelmiyor, kim bilir belki cok daha feci sekilde olecegiz.
0
stavro
(16.02.23)
(19)

Kolonları boydan boya kesilmiş bina

whatdreamsnevercome
annemlerin evinin altındaki cafe (10 katlı bina) bütün kolonları boydan boya kesmiş. boydan boya. apartmanı tutacak kolon yok kenarlar dışında. göbekteki bütün kolonlar yok olmuş.belediyeye şiakyet etmek istedik, tapumuz yok diye şikayet edemiyoruz. kiracıyken şikayet edebilecğimiz hiçbir yer yok.bi
annemlerin evinin altındaki cafe (10 katlı bina) bütün kolonları boydan boya kesmiş. boydan boya. apartmanı tutacak kolon yok kenarlar dışında. göbekteki bütün kolonlar yok olmuş.

belediyeye şiakyet etmek istedik, tapumuz yok diye şikayet edemiyoruz. kiracıyken şikayet edebilecğimiz hiçbir yer yok.

biz ne yapmalıyız? annemler şuan o apartmanda kalmıyor. ama ne yapıcaz yani kulağımızın üstüne mi yatıcaz? gelip burayı denetleyecek kimse yok mu?
0
whatdreamsnevercome
(15.02.23)
eksisozluk.com

öncelikle orada kalmamaları iyi ama taşınmadılar geçici olarak başkasında kalıyorlar gibi mi anlamalıyız bunu? Eğer öyleyse bir an önce yeni ev bulup taşınmaya çalışsınlar. Önce canınızı kurtarın, şikayetleri de yapabiliyorsanız yapın kiracı olarak pek olmuyorsa diğer daireleri uyarın, yöneticiye söyleyin ve apartman girişine not vs. asıp gidin. Bazıları çok umursamaz olabiliyor, o da onların problemi.
0
nhk ni youkosu
(15.02.23)
Afişe edin hocam. Sosyal medya postu olur, ekşisözlük'te başlık olur, şu anda insanlar bu konularda hassas zaten... Bu binanın müstakbel bir enkaz olduğunu bilsin herkes. Birilerinin ticari hırsı yüzünden canı yanmasın artık kimsenin.

Yeryüzü böyle bir cehalet görmedi.
0
msb
(15.02.23)
Gidip cafe'de bir çay içip durumu fotoğraflayın mümkünse. Halk olarak biz el atıcaz bu işe o belli oldu.
0
msb
(15.02.23)
@nhk, evet geçici kalıyorlar çünkü 2 gün önce farkettik durumu. alt katında işyeri olan tüm binaların yıkıldığını görünce, inip cafeye bakalım dedik. yayla gibi cafe. 4-5 metrede bir kolon olması gereken cafenin (dairelerdeki ve otoparktaki kolonlara göre) bi ucundan dieğrni görüyorsunuz.
0
🌸whatdreamsnevercome
(15.02.23)
@msb,

ya afişe etme olayı bile çok şey geliyor, bilmiyorum. daha önce hiç sosyal medyayı bu konularda kullanmadığım için. apartmanda 60 daire var, onlar bile kendi arasında organize olamıyor bu konuda. bilmiyorum, biraz beynim de çalışmıyor sıkıntıdan.

tüm kirlar 2 katına değil, 5 katına çıkmış durumda. alterantif daire de bulamıyoruz bir tülrü. burası nasıl bir ülke. nasıl bir mezarlık.
0
🌸whatdreamsnevercome
(15.02.23)
istanbuldaki eski binaların çok büyük bir kısmında zaten bu dediğiniz durum var. eğer bu durum yoksa da zaten binalar eski olduğundan depremde patlayıp gidecek. siz kendinizi bir an önce kurtarmaya bakın, gerisini oturan düşünsün. afişe etmekle, şikayetle falan uğraşırsanız önce daire sakinleri sonra daire sahipleri sizi linç etmeye çalışır, durduk yere uğraşırsınız. gerek var mı? haber olmadan kendinizi kurtarın yani o binadan.
0
roket adam
(15.02.23)
Bu depremden önce hukuk yoluyla uğraşıp da uzun süre sonuç alamayan birisi vardı, belki görmüşsünüzdür. Aynı şekilde kolonların kesilmesiyle ilgili. Birkaç yıldır dava uzadıkça uzuyordu da depremde yıkılmış zaten bina.

Bence 10 katlı binanın girişine "alt kattaki kafe kolonları kesmiş, helallik almadan evinize girmeyin" gibi bir yazı asarsanız şu sıra gündem de deprem olduğu için çözülür hızlıca.

Bu arada kolonların kesik olduğunu bilip de apartmanda yaşayan diğer insanlara söylemezseniz ve bir şey yaşanırsa vicdan azabı da yaşarsınız, o sebeple de yazı asın derim.
0
michael_knight
(15.02.23)
@roket adma,

üzücü olan da bu. binamız 11 yıllık. baya da düzgün bir bina. büyük ihtimalle her şeyi düzgünce yapılmış. perde betondan tutun 120lik kolonlara kadar hre boku var.

ama cafe amaçlı biri alıp mimar yönetimiyle içinden geçmiş.
0
🌸whatdreamsnevercome
(15.02.23)
barodan destek isteyin
0
idexo
(15.02.23)
kafe yayla gibi boş mu
tavan o yükü tutamaz
0
mantık
(15.02.23)
yaw bu kolon kesme isi de biraz sehir efsanesi.

10 katli bina, kolon acikligi iki tarafa dogru 6 metre olsa icerdeki kolonlar 36m2 alan tasiyor demek.
doseme kalinligi 20cm desek.
02x24 = 4.8kPa
0.5kPa da ivir zivir desek etti 5.3kPa.
5.3 x 36 x 10 = 1908kN
Kolonlar 100cmx50cm desek, 3m kat yuksekligi, 1.5m3 x 10 = 15m3 x 24 = 360kN da kolon agirligi.
1908 + 360kN = 2268kN = 227 ton.

Hepsini kesmisler dedigin kolonlarin herbirinde 227 ton agirlik var en basit hesapla. Kim neyi nasil kesecek, hayal kurmayin.

Transfer slab diye birsey var, oyle bir doseme tasarlarsin ki zemin kattaki kolonlarin hicbiri yukardaki kolonlarla denk gelmez.

Bakiniz --> rb.gy

Duzgun tasarim yapilirsa birsey olmaz..
0
cooperr
(15.02.23)
tavanı kubbeli yaparsın yine gerek kalmaz da üstünde kat var diyor
bir de garaj olsa daha anlaşılır ama bir cafede kolon ne kadar sorun olabilir ki
0
bir soru sorcam
(15.02.23)
belediyeye gidin ve binanın imar planını görmek isteyin. o planda zaten açıkça görebilirsiniz kolon kesilmiş mi yoksa öyle mi normali diye.
0
hlt1985
(15.02.23)
söylendiği gibi, cephedeki kolonlar dışında hepsini kesip de binayı ayakta tutma gibi bir şansları yok. giriş katı ticari kullanım için planlanmış ve buna göre bir döşeme kullanılmış olabilir.

belediyeden binanızın planlarını talep etmeniz ilk yapacağınız şey olmalı.
0
knight of cydonia
(15.02.23)
binayı teste tutmak için tapuya ihtiyacınız var ama şikayet etmek için yok diye biliyorum. bırak kolon kesmeyi tadilat projesi olmadan balkonu içeri alan birinin bile belediyenin fen işlerine şikayet edilmesi sonrası binanın mühürlendiğini gördüm.
0
b1020
(15.02.23)
Fotoğraf çekebiliyorsanız çekin gönderin, adres vs yazın, bir rt grubumuz var çok hızlı yayılıyor. Ama +1 kolonların hepsini kesmiş olamazlar sadece dış kolonlar ayakta tutamaz. Tam emin misiniz kesildiğine?
0
sipsiyah
(16.02.23)
@cooperr: 2268kN=227 ton

Ayrıca doğru. Kolonlar sonradan boydan boya kesilse üst döşeme en azından sehim yapar. O yükün diğer kolonlarca karşılanması namümkün.
0
trixi
(16.02.23)
@trixi

eyw, ben de 20ton az cikti diyorum, kacirmisim. ;)
0
cooperr
(16.02.23)
Belediyeden planları isteyin +1

Buna kiracı olsanız da hakkınız var, hatta binayla alakanız olmasa bile var. Oradan ortaya çıkar her şey.
0
gmzo
(16.02.23)
(12)

inanç/ruhsal durum konuları

firemanjonny
dün gece kayınpederleri umreye yolladık, mübarek olsun, ben küçük yaşlardan itibaren ailesinde din eğitimi verilmiş 5-6 sene öncesine kadar da 5 vakit namaz kılan biriydim, 35 yaşında erkek bireyim. bi 5-6 senedir fikirlerimde çok değişimler oldu, en son enkazdan çıkarılan bir yavrucak varken biri t
dün gece kayınpederleri umreye yolladık, mübarek olsun, ben küçük yaşlardan itibaren ailesinde din eğitimi verilmiş 5-6 sene öncesine kadar da 5 vakit namaz kılan biriydim, 35 yaşında erkek bireyim. bi 5-6 senedir fikirlerimde çok değişimler oldu, en son enkazdan çıkarılan bir yavrucak varken biri tekbir getirmeye çalıştı orda olsam ağzına vururdum çok sinirim kalktı o anda, sonra acayip bir farkındalık geldi "ne oldum lan ben böyle" dedim, ama şimdi de olsa aynı şekilde gıcık olurdum. bir yanda umreye insan uğurladık, otobüs önünde ağlaşanlar (niyeyse), diğer yanda benim ailem burda seslerini duydum kimse gelmedi artık ses yok diye ağlaşanlar, içimden fuck the system diyip dağ başına yerleşesim geliyor, umre bildiğin turistik ziyaret farz değil bi bok değil, yani şuan bahamalara gidip dönüp götünün fotosunu instagrama atan kızlardan farkın yok orada ihram içinde sırıtp poz vermenin, ver o parayı yardım olarak bitsin gitsin, inancın içinde yine sevap kazan hatta daha çok sevap kazan, umre sevabı bile yazılır ek olarak hayır yapma sevabın bonusun olur, ki bunu yapan da gördüm sosyal medyada çok takdir ettim. tabi bunu kendilerine demedim, lüzum da yok, bişi de değişmez. insanı ateist yapacaksa bu iktidar kadar başarılı başka kuruluş olamazdı. işin garip yanı on sene önce çok daha mutluydum, nispeten konulara cevabım vardı kendimce, şimdi zerre mutlu değilim, farkındalık-sorgulama arttıkça girdap etkisi yapan bir belirsizlik doğuyor. sıkılıyorum daralıyorum çıkamıyorum. dil öğrenmeye olan ilgim aşağı düştü, hiçbir iddialı çıkış yapmaz oldum/faydası yok, konuşmaya bile eriniyorum, hayat kalitem yerlerde, geleceğe olan ümidim/beklentim sıfır. kendi gerçekliğimi yaratıp yalandan mutlu mu olmaya çalışayım, inanç konularını sümen altı mı edeyim, insanların cehaletine gülüp geçeyim mi ne bok yiyim. psikoloğun faydası olur mu, aynı durumda olan, önerisi olan başımın üstünde, akıllı bişeyler işitmeye çok ihtiyacım var.

cevaplar için çok sağolun, bi noktayı yanlış ifade etmiş olabilirim, kişilerden dolayı dinden uzaklaşmıyorum, din kişilere her türden kabahatin saklanabileceği kılıflar bahşediyor, insan beyni de seçici-geçirgen olduğundan kaza/fıtrat/mukadderat/takdir-i ilahi deyip dini anlamda işin içinden çıkıveriyor, garibime giden din denen nesnenin burdan çekince çine kadar uzaması.
0
firemanjonny
(15.02.23)
“Dini olanın vicdanı olmaz” diye bir söz var. Zamanında arama kurtarmaya giden ekipler namaz molası verdiğinde duymuştum ilk defa bunu.

İçinde bulunduğunuz buhranı anlıyorum. Vicdanlı bir insansınız demek ki. Bu düzeni siz değiştiremeyeceksiniz. O yüzden kendinizi bu konularla yıpratmak yerine elinizden gelen yardımı yapabilirsiniz. Herkes kendi yaşadığını biliyor sonuçta.
0
ruhen hastayim ben
(15.02.23)
Müslümanlara kızıp İslam'a küsmeniz mantıklı değil, siz ve biz eğer imanlıysak İslamiyeti daha güzel yaşayalım, yeni nesile daha güzel örnek olalım. Kötü yöneticiler, vicdansız bazı insanlar da müslüman diye biz neden kendi imanımızdan şüphe edelim?

Umreye gitmeyip parasını bağışlasaydı daha mı iyi olurdu? Daha mı iyi olurdu bilmeyiz ama çok güzel olacağı aşikar, peki ama ya bağış da yaptıysa? Ya da çok önceden parasını ödediği için gittiyse?

Ben hiç umre'ye gitmedim, hiç hacca gitmedim. Ama ne zaman buraya giden insanları eleştirip "arap'lara para yedireceğine fakire fukaraya ver" tarzı bir eleştiri görsem şu cevabı veririm;

"siz bu sene tatile gitmeyip o parayı fakir verecek misiniz?"

Gavura kızıp oruç bozulmaz, siz yine de kötü örnekleri baz almayın kendinize.
0
john bloor
(15.02.23)
Benzer durumlardayız hocam. Etrafımda da senin/benim gibi çok insan var konuşuyoruz dertleşiyoruz benzer endişeleri/fikirleri paylaşıyoruz.

Maalesef ben de beş vakit değilse de namaz kılar, kuran okur, cumaları camiye giderdim ancak özellikle 15 temmuz sonrası dinin içine siyaset iyice karışınca hocalardan da vaazlarından da iyice tiksindim. Dedemin cenazesinde hazır kalabalıkken yeni yapılan camisi için para dilenen hocanın orada boğazını sıkmak istedim. Bir tek elimde belli belirsiz inancım ve alışkanlıktan mıdır bilmiyorum tuttuğum orucum kaldı.

Hele son zamanlarda din kisvesi adı altında yapılan kötülükleri, şarlatanlıkları gördükçe iyice uzaklaşıyorum. Dinin bir suçu yok gerçi ama içimden gelmiyor yani.
0
chicha_v2
(15.02.23)
Ateistim ama "akp dinden soguttu" "siyasete din karistiranlar soğuttu" soylemleri bana çok garip geliyor.

Müslüman olmak şu demek değil mi; Allah diye bir şey var, tüm evreni o yarattı, hz muhammed i peygamber olarak gönderdi vs. Benim bu bilgiye inanip inanmamami Akp etkileyemez ya xd çok saçma xd evrim fln okuyup kafanız karismiyo, başkası x davranışı yaptı diye bu bilgiye olan inanciniz sarsılıyor. Bu sebep sonuç ilişkisi çok saçma geliyor bana.

Tamamen dinden uzaklastiginizda kafanız rahatlayacak bence :) Bende öyle olmuştu. Çünkü önceden hep bir yerlerden bir şeyler bekliyordum, dua ediyordum, umuyordum. Gerceklesebilme ihtimali var mı yok mu bakmiyordum. Bedava nasılsa, ümit et :) Dolayisiyla gerçekleşmeyince hayal kırıklığı... Bir de sürekli bir sorumluluğu yerine getirmenin/getirmemenin huzursuzluğu.. yok namazı kaçırdım, çok orucu bozdum

Şimdi gercekciyim. Biliyorum ihtimalleri. Uzun yıllardır mutlu yaşıyorum.
0
abuzer
(15.02.23)
Ben de benzer bir süreçten geçerek dinden uzaklaşmıştım. Kendini "biz müslümanlar" olarak tanımlayan kapalı gruplar var. Bunların ne karakterleri, ne savundukları; kesinlikle hiçbir şeyleri benim inandığım değerlerle örtüşmüyordu. Bu durum tamamen iradem dışında beni buz gibi soğuttu açıkçası. Ben öylece sanki kendime dışardan bakıyormuşum gibi bu uzaklaşma sürecini izledim. Hiçbir aktif rolüm olmadı bu konuda.

Artık son geldiğim noktada eğer gerçekten bir sınav falan varsa bu sınav ancak bu acayipliğin içinde bulunmamakla geçilir heralde noktasındaydım. Şimdiyse çoktandır sadece hiç umursamıyorum bu konuları.
0
akhenaten
(15.02.23)
olur tabi psikoloğun yardımı, olmaz olur mu!
ancak, tecrübelerime dayanarak söyleye bilirim ki bu tür depresif ruh hallerinde ilaç tedavisi çok iyi ve hızlı sonuç veriyor.
doğru ilaç çok önemli olduğundan, doğru psikiyatrist'le görüşmek çok önemli. bunun için de kesenin ağzını biraz açmak lazım; zira özel psikiyatrist ücretleri çok yüksek. yine de uzun vadeli mental sağlık ve mutluluk düşünülecek olursa, iyi bir psikiyatriste görünmek iyi bir yatırım olarak görülebilir.
0
pangea
(15.02.23)
@abuzer'in ilk 2 paragrafı +1

Yani kötü örnekler var diye niye inancınızdan soğuyorsunuz ben de anlamıyorum. Ben inançlı biriyim ama bugüne kadarki sorgulamalarım inananların "inancıma göre" ters eylemlerinden olmadı. Niye onları referans alayım ki? Referans alabileceğim daha nitelikli kaynaklar varken bana ne alkol alan türbanlıdan, sevap yapmak varken umreye gidenden.

Bir de yanlışım varsa düzeltsin biri umre genelde hac kurası çıkmayan, hacca parası yetmeyen ya da hacca gidip geldikten sonra maddi durumu el verdiği için tekrar oraya gitmek isteyenlerce tercih ediliyor. Annem babam da yıllardır kura çıkmasını bekliyor ve kura çıkmazsa en azında umreye gidip oraları görmek istiyorlar yine inançları gereği. Yani adam ya da kadın ister inancına göre umreye gider ister sevap yapar. Bu bana ne ya da bize ne? Herkes de gidip ihramda poz vermiyor. Poz verip paylaşandan bir inançlı olarak da yine bana ne diyorum. Ünlü düşünürün dediği gibi herkesin hayatına kimse karışamaz.

Daha iyi hissettirecekse psikolojik destek alın ama inanç bence kişinin kendi içinde çözebileceği bir şey. Belki psikolog bu süreçte bunu aydınlatmaya eşlik eder.
0
Amaranta ursula
(15.02.23)
dini yanlış uygulayanlar yüzünden dinden soğumayı ben de anlamıyorum. bir insan dinden, din konseptini saçma bulduğu, dinin doğruluğunu sorgulamaya başladığı için uzaklaşır. ya da uzaklaşmalı. yani ülke gerçekten süper vicdanlı dindarlar tarafından yürütülüyor olsaydı dindar kalmaya devam mı edecektin? dini sorgulamak böyle bir şey değil, üzgünüm. dini sorgulamak, dinlerin varlığından şüphe etmeye başlamak, insanın ilk çağlardan itibaren batıla duyduğu ihtiyaç ile örgütlü dinlerin ortaya çıkışı arasındaki ilişkiyi kurabilmek demek. çok daha büyük ve teorik bir düşünme süreci. üç beş salak insanın yaptığıyla dini inancının dengesi bozuluyorsa ya sağlam bir inanca sahip değilsin, ya da bu konuları daha önce hiç düşünmemiş olmanın toyluğunu yaşıyorsun. gerçekten sorgulamaya başladıysan biraz araştır, oku, akepeliler gibi minicik bir bağlamın içinde değil, üzerine gerçekten kafa yorarak düşün. sonunda en azından omuzlarında yük olan gereksiz bir dertten kurtulmuş olursun.
0
sir gawain
(15.02.23)
ben de dindar sayılabilecek bir ailede büyüdüm, özellikle son 7-8 senedir fikir olarak dinden uzaklaştım. uzaklaşma sebebini iyi düşünmek lazım.

dini iyi uygulamayanlar yüzünden soğumak ayrı (bence saçma)
dini kötüye kullananlar yüzünden soğumak ayrı (bence bu da saçma, onların yaptığı onları bağlar)
dinin bazı kısımlarını sorguladığın ve aklına yatmadığı için soğumak, işte bu en çok yaşadığım şey. evet sorguluyorum, bir yaratıcının olması değil, ancak hikayenin geri kalanında benim hiç aklıma yatmayan şeyler hala var. bu yüzden dinden uzaklaşıyorum ama bundan mutsuz değilim, allah akıl vermiş aklı da sorgulamak için vermiş diyorum kısaca.

onun dışında dil öğrenmen, hayat motivasyonun düşmesi, konuşmak istememen, bunların dinle alakası yok sadece kendini kandırıyorsun. seninle alakası var. senin kendi sorununu çözmen lazım.
0
roket adam
(15.02.23)
ben tasavvuf ve felsefeyle de ilgilenen bir imamdan şu cümleyi duymuştum:

"İnsanlar beklentileri için inanıyor. İşi rast gitsin, talihi açık olsun, sağlığı yerinde olsun diye. Ama inanmak bunları sağlamaz. İnanmak hayatını kolaylaştırmaz. Ama zor zamanlarını daha sabırla atlatmanı sağlar.

Basit görünen ama aslında bugün şikayet edilen konular tam da bununla alakalı. Çünkü herkes bir çıkar uğruna inanıyor. Çevre edinmek, kabul görmek...

Bence dindar görünen insanların hataları yüzünden kendinizi yıpratmayın. Herkes kendinden sorumlu bu dünyada.


Bu problemin yanında bir problem daha var. İnsanlar kendileriyle değil, başkalarıyla ilgilendikleri için de bu noktaya geliniyor. İster inançlı olun, ister inançsız, kafanız başkalarıyla meşgul olduğu sürece mutsuz olursunuz. Kendi hayatınızla ilgilenin sadece. Başkalarının inançları sizin meseleniz olduğu sürece işin içinden çıkamazsınız. Bu ateistler için de böyle, dindarlar için de... Herkes kendi düşüncesini dayatma derdinde.

Bundan din eğitiminin sadece şeklen verilmesinin etkisi büyük.

Ben okumayı çok seven bir insanım. O yüzden birçok dinle ilgili araştırma yaparım, tarihe meraklıyım. Dini bir otorite değilim elbet ama kendi fikrimi paylaşayım.

Benim okuduğum islamiyet aslında oldukça rasyonel bir din. birçok inançla kıyaslanınca. Aslında bugünkü protestan hristiyanlığa çok yakın bir çizgide. Çünkü birçok inanç insanı maddiyattan uzaklaşmaya teşvik ederken islam çok dengeli bir noktada duruyor.

Şimdi şöyle bir noktadan bakalım. İslamın altın çağı denen dönemde, matematikten tıp bilimine inanılmaz bir ivmelenme yaşanıyor. Düşünün platon eflatun adıyla bu bölgede kabul görüyor.

Sonra bugün tartışığımız noktaya geliyoruz. Burada işte bakış açısı değişimi söz konusu.

En basit haliyle ibadetleri ele alalım. Mesela hac... Hac bugün uçağa atla, görevleri yerine getir 5 yıldızlı otelde konakla, turistik alışverişini yap ve eve dön şeklinde yorumlanıyor.

Oysa şöyle de düşünebilirsiniz. Bu aslında bir yolculuk. İnsanın kendi içsel dünyasına da yaptığı bir yolculuk. Eski çağlarda insanlar binlerce kilometre kat ediyor, belki köyünden ilk defa bu sebeple çıkıyor. Başka kültürleri görüyor, yolda hac yolunda gidenlerle arkadaşlık ediyor, yemeğini paylaşıyor. Başka köylerde şehirlerde misafir oluyor. Onlarca farklı ırktan, milletten insanla tanışıyor. Dünyanın aslında hem çok büyük hem çok küçük olduğunu öğreniyor. Uzaktan tanımayıp düşmanlık ettiği insanların aslında kendi gibi dertleri olduğunu görüyor. Kaynaşıyor... Belki bugün atladığımız şey budur.

Bugün baktığımızda belli bir yaşa gelince insanlar borç harç gitmek zorunda hissediyor. Oysa paran yoksa, imkanın yoksa gitmemelisin denmiş bu ibadet için. Sadece para da değil konu, mesela başkasının hakkına girmemen gerekiyor giderken. Nedir o? Diyelim ki sen hacca giderken kullandığın para yüzünden çocukların o ay daha az yemek yiyecek.

ya da baban hasta. Sen yokken annene ve kardeşine daha çok iş düşüyor. Onların işleri aksıyor o zaman da senin yaptığın ibadet sıkıntılı. Hacca / umreye gidiyorsan geride sen yokken hayatın sen varmış gibi akması lazım yani.

Ya da çok tartışılan kurban... Kurbanın olayı gidip şov yapmak değil. Eskiden marketten et alamıyosun. Hayvanın varsa kesip yiyorsun. Yoksa yok... O yüzden kendi hayvanından birini ayır, yılda bir kere onu ihtiyacı olana paylaş. Ama bizde kurban = elde ekmek ve piknik tüple kavurma beklemek.

gibi gibi...

Anlatmaya çalıştığım usüllerle kafayı bozmuş herkes. Oruç nasıl tutulmalı, namaz nasıl kılınmalı, iftarda ne yenilir falan...

Ama bunları niye yaptığını düşünmeyi öğrenmemiş kimse.
0
anten
(15.02.23)
bu kadar zor durumda insan varken, tatil/umre benim de çelişkim
ama kimseyi kınamamak gerek
sizin verdiğiniz örnek özelinde değil ama
bazı insanlar ömür boyu kendilerinden kısar, çocuğuna verir başkasına verir
sonra olmadık zamanda kendini hatırlar, kendi için bir şey yapmak ister

burada denge önemli ne bütün birikimi bağışlamak ne de kendine harcamak
2isini de aynı anca yetecek para varsa ne mutlu
0
mantık
(15.02.23)
Ben ney sesi bende gıcık olma hissi yarattığı için Itri dinlemekte zorlanıyorum. Ve bu durum bende bir nefret uyandırıyor şu açıdan: kendi kulturumun en büyük bestekarini zevk alarak dinleyemiyorum ve bunda benim payım yok.

Biraz şey gibi bir durum o kadar sistematik olmasa da, otomatik portakalda alexe Beethoven dinletirken şiddet görüntüleri gösteriyorlar ya, sonra Beethoven duyunca midesi bulanıyor. Tam olarak böyle.


Bahsettiğim sahne şu:
youtu.be
0
encokbenisevinnolur
(15.02.23)
(5)

binayı yıkım kararı çıkmadan inceletmek?

matilda
bizim bina 1987 yapımı, evlerde de binanın kendisinde de tek bir çatlak yok ama malum durumlardan ötürü, pek çok binada olduğu gibi bizim binada da inceleme yaptırmak istiyorlar. karot yöntemi binaya zarar verdiği için onu düşünmüyoruz. bir de bu bina sağlam değil dediklerinde apar topar yeni ev ara
bizim bina 1987 yapımı, evlerde de binanın kendisinde de tek bir çatlak yok ama malum durumlardan ötürü, pek çok binada olduğu gibi bizim binada da inceleme yaptırmak istiyorlar. karot yöntemi binaya zarar verdiği için onu düşünmüyoruz. bir de bu bina sağlam değil dediklerinde apar topar yeni ev aramak zorunda kalmayalım diye, yıkım kararına sebep olmayacak birilerine kontrol ettirmek istiyoruz. bu işi bu şekilde, düzgünce kime yaptırabiliriz?
0
matilda
(15.02.23)
twitter.com

hocam şu zinciri bir okuyun, önce bina riskli çıkarsa bina tahliye edilir yıkılır dendi şimdi de yetkin biri binanız yıkılmaz diyor, bu konuyu ben de araştırıyorum, yeni bilgi bulursam paylaşırım
0
freebird5406_2
(15.02.23)
karot testiyle twitterdaki "hızlı tespit" denilen şey aynı değil
0
sert siyah krom
(15.02.23)
Riskli olarak tespit edilen binada tahliye ve yıkım süreci başlıyor.

csb.gov.tr

Riskli olarak tespit edilen bina yıkım kararına itiraz ile eğer uygulanabilir durumdaysa ve yeterli çoğunluk sağlandığında güçlendirme yoluna gidebiliyor.

csb.gov.tr

Karot, yılda bir aldırmayacaksanız binaya düşündüğünüz kadar zarar vermiyor.

Bir de merak ediyorum binanız "sağlam değil, oturmak için tehlikeli" dediklerinde "olsun biz şansımızı deneyip oturmak istiyoruz" diyecekseniz neden test yaptırıyorsunuz? Yani siz "ev ararız bir ara" dediğiniz sürede yıkılacak belki eviniz. Siz şimdi ev aramak istemediğiniz için sonucu önemsemeyecekseniz bir anlamı kalmıyor testin. Ben mi anlamadım?
0
nawar
(15.02.23)
Bu arada bu süreç eninde sonunda olacak, size gelip test yapılacak zaten. Bu testin sonunda da çok yüksek ihtimalle binanız zayıf çıkacak ve o süreçlerle uğraşacaksınız. Ben olsam hiç testle falan uğraşmadan bir an önce kendimi kurtarırım. 87 teknolojisindeki bir binanın istanbul depreminden kurtulma şansı çok çok düşük deniliyor zira. Duvarlarda çatlama olmaması, ustaların binanın çimentosunu el arabasında karıştırdığı, deniz kabuklarıyla dolu deniz kumu kullandığı, nervürlü değil 3-5 tane düz demir kullandığı gerçeğini değiştirmiyor. O zaman yok çünkü öyle bir teknoloji.
0
roket adam
(15.02.23)
87 yapımı bina mühendislik hizmeti almamıştır. düşük bir ihtimal alsa bile denetimden geçmemiştir. beton ve demir standartlar çok yükseldi. yıkımdan öte bir çözüm yok.
0
paintov
(15.02.23)
(5)

istanbul'da yaşayanlar home office konusunda ne durumdasınız?

stationary traveller
selamlar, aslında kasım ayındaki düzce depreminden (fena sallamıştı) beri düşünüyordum ama artık son depremle beraber kararımı verdim. çalıştığım starup'ta home office devam edip, memleketime dönmek istiyorum. şu an istanbulda yaşadığım bina 20 yaşından küçük değildir. bu olayı nasıl çözeceğiz? ist
selamlar, aslında kasım ayındaki düzce depreminden (fena sallamıştı) beri düşünüyordum ama artık son depremle beraber kararımı verdim. çalıştığım starup'ta home office devam edip, memleketime dönmek istiyorum. şu an istanbulda yaşadığım bina 20 yaşından küçük değildir. bu olayı nasıl çözeceğiz? istanbul'da eski binalarda yaşayıp memleketinde daha güvende olacak ve home office çalışabilecek kişiler olarak birlik olunması lazım diye düşünüyorum. pandemi bir fırsattı ama dar görüşlü işverenler bunu değerlendiremedi. linkedin'de iyiden iyiye dillendirilmeye başlandı bu olay. siz ne durumdasınız? çalıştığınız yerde dillendirilmeye başladı mı?
0
stationary traveller
(15.02.23)
çoğunlukla home office çalışan bilişim sektörü çalışanıyım.

bu olayı nasıl çözeceğiz?
ya herkes patronuna gidip, yeni bir binada yaşayabilecek gerçek maaşları talep edecek.
ya da herkes yine patronuna gidip, şehir dışında çalışabilmek için gerekli izinleri alacak.
bu şirketle ve kendi politikasıyla alakalı bir şey. şirket bazında birlik olunabilir ama sektörel olarak bir şey yapılabileceğini düşünmüyorum.
0
roket adam
(15.02.23)
@roket adam
konu sadece güvenli bina değil. istanbul (aslında marmara bölgesi depremi) depremi sonrası çevre iller ile beraber 30 milyon insan etkilenecek. marmara bölgesine kara yollarından ulaşım kalmayacak muhtemelen. depremde enkaz altında kalmasak bile sonraki süreçte salgın hastalık, donma, susuz-besinsiz kalma, yağmacılık vs. gibi sorunlar var. güvenli ev olayı çözüm değil bu yüzden
0
🌸stationary traveller
(15.02.23)
home office çalışıyorum 6-9 ay içerisinde doğru planlama ile şehir dışına taşınacağım.

konya'yı düşünüyorum. sırf bu sebepten iş görüşme süreçlerimi askıya aldım.
home office olmayan tüm görüşmelerimi iptal ettim.
bence ses yükseltmedikçe yapılar buna dönüşmeyecektir.
özellikle beyaz yaka çalışanlar bunu yapabilmeli.
ibb başkanı'na da yazdım, geri dönerse şehrin kademeleri olarak depremsiz illerle anlaşılarak aktarılması görüşümü paylaşacağım.
daha önce istanbul adalar'daki at arabaları için özel kalem danışmanıyla konuşmuştum.
umarım faydası dokunur.
0
baldan kaymak
(15.02.23)
Proje bazlı ve ekibe göre değişebiliyor ama hemen hemen tüm projelerimiz uzaktan çalışma yöntemiyle ilerliyor.

İzmir, Ankara, Diyarbakır, Gaziantep, Balıkesir vb. birçok şehirden çalışanlarımız var. Deprem özelinde farklı bir konu olmadı şirketin %80'i uzaktan devam.

Birlik olunması konusuna katılıyorum. X firması Linkedin üzerinden yazıyor, haftada 3 zorunlu ofis çalışması diyor. Ofise gidiyorsun, tüm toplantıların çevrimiçi, işin telefonla, Teams ile, Outlook ile. O zaman neden haftada 3 gün zorunlu ofis? Bu şekilde talepte bulunan firmalar ile görüşmediğimi belirtip başından kesip atıyorum. Yılda 2-3 defa iş seyahati şeklinde İstanbul'a gidip gelinse yeterli bence.
0
Lethe
(15.02.23)
benim gördüğüm yerler home office de olsa aynı şehirde olup istendiğinde ofiste olmanı istiyor. Bir çoğu 2-3 gün ofis istiyor. Önceden planlı olunabilse ve haftaya pazartesi toplantı var gelin deseler hızlı tren rotasında olan insanlar gelip gidebilir bence. Eskişehir, Ankara, Konya vb. bu açıdan mantıklı.

Talep edildikçe şirketler şekil alacaktır bence ve esas herkes "düzgün binanın kirası 20 bin, ben 20+x maaş istiyorum" derse ve bütçelerine göre işçi bulamazlarsa o noktada orta yol bulunur. Tabii o zaman İstanbul'da alınan maaşı vermezler büyük ihtimalle, burada 30 alan anadolu şehrinde 20-25 alarak aynı şirkete çalışmaya devam eder böyle şirket de olayı kendi kafasında mantıklılaştırmış olur vs. vs.

Bence devlet de İstanbul'u Anadolunun geri kalanından ayrı düşünmeli artık. İstanbul için farklı bir asgari ücret, farklı vergi (Anadolu'da daha az vergi) gibi şeylerle göç herkes için cazipleştirilmeli, İstanbul da zorlaştırılmalı.
0
nhk ni youkosu
(15.02.23)
(4)

Arkadaşlar Ben İyi Değilim!

tcyx
Arkadaşlar ben iyi değilim.Depremden kötü etkilendim. Biliyorum benim gibi pek çok kişi var. Direk tanıdığım bir depremzede arkadaşım, akrabam vs yok. Sağdan soldan duyduklarım dışında neredeyse hiç deprem yayını izlemedim. Sosyal medya hesaplarım da provakosyandan, trajediden, dezenformasyondan e
Arkadaşlar ben iyi değilim.


Depremden kötü etkilendim. Biliyorum benim gibi pek çok kişi var. Direk tanıdığım bir depremzede arkadaşım, akrabam vs yok. Sağdan soldan duyduklarım dışında neredeyse hiç deprem yayını izlemedim. Sosyal medya hesaplarım da provakosyandan, trajediden, dezenformasyondan epey uzak aslında. Dolayısıyla sıkıntım, endişem, korkum çoğunlukla içsel.

Bugüne kadar ölümden hiç korkmadım. Hala da korkmuyorum, Ahiret inancım var, Tanrıyı düşünürüm ve korkum yoktur. Huzur veren, rahatlatan, sakinleştiren tamamen bireysel bir inancım var.

Ölümden hala korkmuyorum ama depremden, daha doğrusu ne zaman olacağı bilinmez bir deprem ihtimalinden çok korkuyorum. Ölüm fena bir şey değil ama her an depremi bekleyerek yaşamak eskiden beri zor gelirdi. Son depremden beri, çok korkmaya başladım. Gece yattığımda kalbimin üzerindeki sıkıntıyı fiziksel olarak da hissediyorum. Tuvalete banyoya girmekten uzun kalmaktan korkuyorum.

Deprem aklıma gelince tek düşündüğüm ailem kızlarım, özellikle de küçük kızım. Dünyaya mutlu olmak için gelmiş sürekli gülümseyen, hiçbir olumsuz durumdan etkilenmeyen, değişen durumlara kendini hemen adapte edip kırk yaş büyük bana nasıl mutlu olunacağını, nasıl düşünülmesi gerektiğini öğreten küçücük bir kız çocuğu. Onun yaşaması gerekiyor, o yaşamayı çevremde tanıdığım hemen herkesten daha çok hakediyor gibi geliyor. Sadece o değil tabi, çekirdek ailem için çok endişeleniyorum.

Deprem korkumdan daha çok olarak hissetiğim şey aslında depreme ayrı ayrı yakalanmak. Ayrı odalarda yatıyor olmak bile beni endişelendiriyor. Depreme nerede yakalanacağımı bilmemek beni endişelendiriyor. İmkanım olsa tüm ailemi cebime koyup işe getirmek, yedi gün yirmidört saat birlikte olmak isterdim.

Oturduğumuz ev son derece güvensiz. Depreme bile gerek kalmadan yıkılması çok olası. Yatak baş ucumdaki kolon çatlak ve içi çıplak gözle görülebiliyor. Kırkbeş yıllık bir bina. Fatih'te. Eskiden kendimi teselli edecek şeyler bulurdum. En üst kattayım, bina yıkılsa bile bir şekilde çıkabilirim. Beton, tavan o kadar yıpranış ve eskimiş ki, kafama tavan bile düşse, tavan kırılır kafama bir şey olmaz diyordum ama artık zaten boş olduğunu bildiğim bu teselliler de işe yaramıyor.

Bir kaç gündür, farklı semtlerden kiralık evlere bakmaya başladım. Fiyat konusuna girmeyeceğim ama hangi semtin güvenli olduğu, yeni binaların beni depremden koruyup koruyamacağı, depreme nerede yakalanacağımın asıl önemlisi ailemin geri kalanının o an yanımda olup olamayacağını bile bilmiyorum.

EYT ile emekli olup İstanbul'dan gitmek de seçeneklerden biri ancak en azından bir iki yıl içinde zor görünüyor. İstanbul'dan gitmek de bir çözüm gibi görünmüyor zaten. Ülkenin neredeyse tamamı deprem bölgesi, deprem bölgesi olmayan yerlerde de muhtemelen binalar çok kötü.

Kendimi sıkışmış hissediyorum. Bu ülkeye, herhangi bir şehre, bir eve sığamıyorum. Bu berbat durumdan kaçış yok gibi görünüyor. Kendimi ve ailemi korumak için yapabileceğim hiçbir şey yokmuş gibi geliyor. Bu ülkenin vatandaşı olduğum için hiçbir yerde, hiçbir zaman kurtuluş yada rahat bir yaşam süremeyeceğimi düşünüyorum.

Bir çıkış yolu bulup hemen harekete geçmek istiyorum. Ancak o çıkış yolunu bir türlü bulamıyorum. Ekonomik olarak tam bir özgürlüğe sahip olmadığımızdan, karadeniz kıyılarında güvenlikli villalar da yaşamadıkça, çocukları seneliği yüzbin+ TL olan okullara gönderemedikçe deprem yada başka bir felakette çok kötü bir şekilde yara alacağımızın neredeyse garanti olduğunu düşünüyorum.

Çok üzgünüm sözlük, günlerdir tek başıma düşünüyordum, paylaşmak istedim. Buraya kadar okuyup, sdağlıklı ruh halini kötü etkilediğim biri varsa çok çok özür diliyorum. Benim gibi düşünenler varsa onların da okuması en az benim yazmam kadar iyi gelir diye umuyorum.

Sevgiler.
0
tcyx
(15.02.23)
Aynı durumdayım
Delirsem kurtulur muyum
0
photo85
(15.02.23)
Aynı durumdayım. Çocuğum yada eşim yok ama korkularınızı herkes taşıyor. Umarım İstanbul'dan ayrılabiliriz.
0
baldan kaymak
(15.02.23)
Psikoloji eğitimi almadım ancak depremden bizzat veya dolaylı olarak etkilenen herkesin psikolojik destek alması kanaatindeyim. Büyük olasılıkla yaygın anksiyete bozukluğuyla ya da travma sonrası stres bozukluğuyla mücadele etmektesiniz. İkisinin de tedavisi bulunmaktadır.

Çok geçmiş olsun.
0
simderun
(15.02.23)
selamlar tcyx, sıkışmış hissetmek normal bir psikoloji ama her zaman bir çare vardır. benzer bir süreçten biz de 99 depreminden sonra geçtik. eyüpte anneannemin, dayımın, bizim bir katında beraber yaşadığımız 5 katlı apartmanda test yaptırdık. sonuçlar çok kötü çıktı, evi kentsel dönüşüme sokamadık, komşularla kavgalı olduk. en sonunda bir şekilde daha kötü bir semte, ama sağlam sayılabilecek binalara taşındık. o zaman o ekonomik imkanımız çok zorlansak da vardı, eğer olmasaydı da başka şehre giderdik. yani muhtemelen alacağınız en kötü karar bile, 40-50 yaşında bir binada yaşamaktan daha doğru bir karar olacaktır. ev bakıp bir an önce daha yeni bir yere geçmeniz alınabilecek en doğru önlem. doğal afet riski bizim yeni değil yani, asıl sormanız gereken soru 1999'da yaşanan afete rağmen ben nasıl böyle bir hayat düzeni kurdum olmalıydı bu da işin özeleştiri kısmı olsun.

ha diyeceksin ki yeni ev çok mu sağlam? bunu bilemiyoruz. zeminin durumu da malum. daha da garanti olmak zorunda dersek o zaman iç anadolunun fay hattı geçmeyen konya, kayseri gibi şehirleşmenin düzgün olduğu şehirlerine göçmek lazım. yapılır mı yapılır, kişinin kendi risk iştahına bağlı bir konu. ama "deprem bölgesi olmayan yerlerde binalar çok kötü" gibi altı boş genellemeler yaparsanız, durum psikolojik olarak içinden çıkılmaz bir hal alır zira bilimsellikten uzaklaştıkça bu duruma bir açıklama bulmak zorlaşıyor.

kendinizi çaresiz, yapacak hiç bir şey yok psikolojisine sokarsanız, sadece psikolojinizi bozmakla kalacaksınız sayın hocam. aile babası olarak böyle bir lüksünüz yok. bir çıkış yolu mutlaka var, ne olacağına siz karar vereceksiniz.
0
roket adam
(15.02.23)
(2)

kkm tüm bankalar yüzde 12 mi veriyor?

adivar
faiz sınırı kalktı dediler. neredeyse bir ay oldu. yüzde 12 enparada hala. bu arada enparada dolar dışında euro/sterlin üzerinden açmaya izin vermiyor enteresan bir şekilde. diğer bankalarda da durum aynı mı?
faiz sınırı kalktı dediler. neredeyse bir ay oldu.

yüzde 12 enparada hala. bu arada enparada dolar dışında euro/sterlin üzerinden açmaya izin vermiyor enteresan bir şekilde.

diğer bankalarda da durum aynı mı?
0
adivar
(15.02.23)
hergün kontrol ediyorum cidden saçma bir durum var hala %12. eğer özel bankacılık müşterisi veya maaş müşterisiyseniz özel teklifler sunuyorlar bunun yanında.
0
montreal
(15.02.23)
Özel teklifler dışında %12. Bana HSBC arayıp %17 teklif etti, müşteri temsilcin ve statünle alakalı.
0
roket adam
(15.02.23)
(16)

türklerin yahudilerin derdi nedir?

roket adam
theodor herzl'in `yahudi devleti` kitabını okuyorum. kitabın ön kısmında yahudilerin osmanlıdaki durumundan ve abdulhamit'in yahudi devletinin kurulması adına yaptığı yardımlardan bahsediyor. öyle bir noktaya gelmiş ki abdulhamit benim halkım müslümanlar ve yahudilerdir, diğerlerini bizden saymıyoru
theodor herzl'in yahudi devleti kitabını okuyorum. kitabın ön kısmında yahudilerin osmanlıdaki durumundan ve abdulhamit'in yahudi devletinin kurulması adına yaptığı yardımlardan bahsediyor. öyle bir noktaya gelmiş ki abdulhamit benim halkım müslümanlar ve yahudilerdir, diğerlerini bizden saymıyorum falan demiş bizimkiler zamanında.

bizim tarihimizde yahudilerle hiç bir sıkıntımız yoksa, bu bizdeki genel anti-semitizm nereden geliyor? ya da tarihimizde yahudilerle sürtüştüğümüz bir dönem olmuş mudur? ya da durum bu kadar barışçıl değil de, kitabın çevirmeni önsözde biraz şov yapmış olabilir mi?
0
roket adam
(14.02.23)
türklerin yahudiler ile bir problemi yok zaten. anti semitizm siyasal islam tayfasının romantizmi.
0
tantunisultansuleyman
(14.02.23)
Türklerin de Müslümanların da bi sıkıntısı yok aslında, Kuran okumadım ama sanırım Kuran'da da Yahudilerden bahsederken hem değerli hem de sıkıntılı taraflarından eşit olarak bahsetmiş ama Hristiyan dünyasının tabii bunlar İsa'yı çarmıha gerip öldürdü tadında bir yaklaşımları olduğu için sevmiyorlar ve düşmanlık besleyebiliyorlar. Bizim kültürümüzde böyle bir durum yok, sonradan Filistin meselesi falan derken oradan bi düşmanlık çıkmış olabilir Müslüman Türkler arasında. Tamam Kuran'da da İsa'nın öldürülmesi meselesi nedeniyle Yahudilere karşı bi tatsızlık var ama o daha çok abi yolda görseniz merhaba-merhabadan öte muhabbetiniz olmazsa iyi olur tadında bir olay, açık açık bunlarla düşman olun susuz kalsalar su vermeyin gibi bir olayı yok sanırım Müslümanların düşmanlığı kendi kendilerine gelin güvey olma düzeyinde.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(14.02.23)
Filistin meselesi ve ulusal kanalların yaptığı propagandanın da payı büyük bence.

Şu an açıp tekrar bakmıyorum ama hatırladığım kadarıyla kuranda da yahudilerden “aşağılık maymunlar” şeklinde bahsediliyordu. Hatta şaka mı bu diye dönüp dönüp bakmıştım bayağı adamlar böyle çevirmişler :d Yahudilerin en başında “herkesten üstün” yaratıldığı da bizzat kuranda yazar. Sebt gününde çalıştıkları için yaratıcı tarafından cezalandırılıyorlar sonra.
0
ruhen hastayim ben
(14.02.23)
Bu soru çalıştığım yerden geldi :)

Kuranda İsra suresinde Yahudilerin kötülük yaptığı veya yapacağı anlatılıyor. Geçmiş zamandan mı gelecek zamandan mı bahsedildiği konusunda görüş ayrılığı var.

Konu hakkında bir de hadis var. Yahudilerin taşların, ağaçların arkalarına saklanacağı, taşların ve ağaçların dile gelerek arkalarındaki Yahudileri ifşa edeceği, Sadece Gargat ağacı'nın arkasındaki Yahudiyi gizleyeceği, bu yüzden Gargat ağacının kötü olduğu minvalinde bir hadis. Ne kadar sahih olduğunu bilemem.

Osmanlı tarihinde Yahudiler hiçbir zaman sorun olmamış, hep iyi vatandaş olmuşlardır. (Sabetayistlerin durumu istisna ve biraz karışık.)
Hatta İspanyadan Yahudiler kovulduğunda Osmanlı bütün İspanya Yahudilerine kucak açmıştır.

Birinci Dünya savaşında saf değiştiren Yahudiler olmuş, yanılmıyorsam bir bölük kadar Yahudi birliği Çanakkale'de bize karşı saf tutmuştur.

Yanılmıyorsam daha önceki yıllarda Filistin bölgesinde Yahudilerin mülk edinmesi yasak iken Abdülhamit zamanında bu yasak kalkmış mülk edinmeye başlamıştır.

İsrail devletinde Filistin halkı ezilen bir millettir. Geçmişte Sovyetler Birliği ve Türk solu tarafından sahip çıkılan Filistin (Deniz Gezmiş'in Filistin'de gerilla eğitimi aldığı söylenir), bugün Türkiye'de İslami kesim tarafından sahiplenilmektedir.

Yahudi inanışında düşünceler muhteliftir. Dinini idrak edebilmek için daima kovulmuş ve diasporada yaşamak gerektiğine inanan, bu yüzden de İsrail devletine karşı olan Yahudiler bile vardır.

Bu karışık düşünceler içinde kendilerince kutsal kabul edilen Kenan arazisini ele geçirmek gerektiğini düşünenler de vardır.

Kenan arazisinin sınırları da kafa karıştırıcıdır. Kimileri sadece şu anki Filistin, İsrail devletini işaret ederken, kimileri sınırı Nil'den Fırat'a kadar uzatır ki bu düşüncenin ucu Türkiye Cumhuriyetine kadar uzanır.

Sözde Kürdistan devletinin bu amaca hizmet için kurulmaya çalışıldığına dair ve bir düşünce vardır.

Bugüne kadar okuduklarımdan aklımda kalanlar bunlar. Yanlış hatırladıklarım olabilir.
0
Mirket
(14.02.23)
Bu arada Yahudiler arasında mesela İsrail'i devlet olarak kabul etmeyen Ortodoks Yahudiler de var, bunlar Mesih gelene kadar herhangi bir İsrail devletinin kurulamayacağını düşünen İsrail'de Filistin bayrağı taşıyıp İsrail bayrağı yakan insanalar, kendi aralarında bile çatışmalılar yani fikir olarak.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(14.02.23)
O zaman yazdıklarınızı yanlış yorumlamıyorsam, "türkler" ile yahudiler arasında bir sorun yok, genel olarak müslümanlık ile yahudilik arasında bir sorun var. Doğru mu anlıyorum?

Çanakkale savaşındaki yahudilerin bize karşı olma durumu da sanırım katır birliğinden kaynaklanıyor, bu da istisnai denilebilecek kadar küçük bir bölük değil mi zaten www.salom.com.tr

Biz kendi topraklarını parayla satan araplar yüzünden, koca bir milletle düşman olmaya çalışıyor olabilir miyiz, sorguladığım şey bu aslında. Filistin ve kudüs meselesi trajik bir mesele evet, ama bizim gücümüz korumaya yetmemiş, yerel halk da o toprakları satmış gitmiş. Bunun kinini tutmak bana anlamsız geliyor. Filistin'i, Kudüs'ü biz sonsuza kadar nasıl koruyabilirdik.
0
🌸roket adam
(14.02.23)
islamcıların gazlama , kutuplaştırma ve motive etme aparatı filistin.
Sanırım içlerindeki arap hayranlığının da önemi büyük.
Saf yurdum insanının beynini yıkıyorlar bu propaganda ile.
Mesele eziyet ise eziyetin kralını Çin, müslüman uygur Türklerine yapıyor.
Ama bunu dert edinen islamcı görmedim.
Bu arada filistinliler de sanırım osmanlı yüzünden bizi pek sevmezler.
0
vizivozo
(14.02.23)
Abi Müslümanlarla olan durum son dönemde gerçekleşen bir olay, teknik olarak Müslümanlarla da bir sorun yok aslında, öyle olsa (kendi söylemlerine göre) Allah'ın yeryüzündeki gölgesi olan Osmanlı padişahı neden İspanya'dan sürülen Yahudileri kabul etsin ki kendi topraklarına. Türk siyaseti çatışmalardan beslenen bi siyaset, Yahudi düşmanlığı da bunun ürünlerinden.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(14.02.23)
ortada bir filistin gercegi var, bu yuzden dunyanin ciddi bir kesminde israil devleti kotuleniyor, guner amerika'dan avrupa'ya toplumlarin kayda deger bir kismi devlete ve filistin politikalarina mesafeli... cok ciddi bir lobileri olmasa bu kadar olumsuz karsi goruse karsi perisan olmuslardi...
0
hewit
(14.02.23)
Bu arada @vizivozo'nın son cümlesine bir ek yapayım. Filistin bayrağı 3 renkten oluşmaktadır ve kırmızı rengiz ne için oraya konduğu her yerde yazar.
0
Mirket
(14.02.23)
Devlet iliskileri acisindan ele aliyorsan bir derdi yok, fazlasiyla ic ice. Son zamanlarda Israil'in dis politikasina bagli olarak ara hafifce acilmis olabilir. Halklar arasindaki iliskiler acisindan ele aliyorsan, Turkiye icinde yine kimsenin bir derdi yok, Turkiye'de herkes buyuk cogunlukla ic ice baris ve yardim icerisinde yasayagelmis. Fakat Yahudi halklari kendi iclerine cok kapanik ve genel olarak diger tum halklarla tarihsel akista problemleri olmus bir halk. Turkce'de de kendilerine karsi birtakim asagilayici ifadeler dil icerisine yerlesmis. Sadece din acisindan ele aliyorsan bir karsitliktan bahsedilebilir ki bunun da en buyuk sebebi Filistin olmali. Bunun disinda muslumanlar ile yahudiler, hiristiyanlara kiyasla birbirleri ile yine iyi anlasirlar. Nihayetinde ikisi de ayni kokenlere sahip benzer bir din. Ben iki din arasinda sorun var demezdim.
0
dunal
(14.02.23)
Türklerin ya da Müslümanların Yahudilerle bir derdi yok.

Son derece güçlü siyasi ve ekonomik otoriteye sahip, kendini siyonist olarak tanımlayan, nicelik olarak azınlık hükmündeki Yahudilerin Büyük İsrail'i kurma planı adı altında bütün dünyayı kan gölüne çevirmekten imtina etmemesi ve bölge ülkelerindeki tüm savaşları ve yıkımı finanse etmesiyle derdi var.

Tüm dünyada büyük bir mülteci sorunu çıkaran, PKK'yı, IŞİD'i ve bilimum terör örgütlerini paravan ve kukla şekilde İsveç çakısı misali kullanıp onlara silah, para ve lojistik sağlayan Yahudi görünümlü kafirlerle derdi var.
0
duchess jessamine
(14.02.23)
Arkadaşlar Kur'an çeşitli ayetlerin çeşitli surelerinde Yahudilerin nasıl lanetli olduğundan söz ederken Müslüman ile Yahudi arasında sıkıntı olmadığını söylemek aşırı iddialı değil mi? Ayetler var, ayetler:

kuran.diyanet.gov.tr

kuran.diyanet.gov.tr

kuran.diyanet.gov.tr

kuran.diyanet.gov.tr

kuran.diyanet.gov.tr

kuran.diyanet.gov.tr

Türklerin, Yahudiler ile doğrudan sorunları yok. Ümmetçiler, Müslümanlar, Siyasal İslamcılar ve Arapperestler Yahudileri sevmezler. Türkiye'de de yaklaşık 70 yıldır bu akım yaygın olduğu ve son 20 yılda da tavan yaptığı için aksi bir algı varmış gibi görünüyor. Yoksa Türk-Yahudi ilişkileri çok eski zamanlara kadar gerek ticari, gerek askeri olarak devam eder. Osmanlı'da Yahudi ilişkileri bile başlı başına buna kanıttır. Diğerleri yazılmış ama Napolyon'un Filistin üzerindeki seferinde Akka kuşatmasında Yahudi devleti sözü verdiği halde bölgedeki Yahudiler bu kuşatmada Fransa safında ya da desteğinde konumlandırmadılar kendilerini. Hatta bu kuşatmada Napolyon'a karşı Akka'yı savunan Cezzar Ahmet Paşa'nın sağ kolu da Yahudi Haim Farhi de kuşatmada etkin rol oynamıştır.

Bu arada İsrail, Yahudilerin inançlarına göre tanrı tarafından vadedilmiş olduğu için Mısır'dan kaçtıklarından sonra (bulmaları yıllar sürmüş) gelip yerleştikleri bölgede 1948'de kurulmuştur. Gerek inançları sebebiyle sahip oldukları "yurtsuzluk" bakışıyla, gerek de bölgede yeterli kuvvete sahip olamadıklarından ya da durumdan şikayetçi olmadıklarından olsa gerek böyle devam etmiş. Roma, Mısır, Arap, Eyyübi, Osmanlı vs. döneminde de yaşamışlar orada. Kuruldukları günden itibaren de çevredeki ülkeler tarafından yok edilmekle tehdit edilmişler. Bu tehditlerin sözde kalmaması ve Holokost'un taze olmasını birlikte incelersek çevredeki kaç ülkeye karşı tek başına mücadele eden küçük ülkenin öfkesini ve bu durumdaki sertliğini anlayabiliyorsunuz. (Sahil bombalayıp çocukların ölmesi gibi örnekler verenin kalbini kırarım. Onları kastetmediğim belli olmalı).

İsrail'in zamanında ve şu an soğuk ve sıcak çatışma halinde olduğu ülkeler ve toplumların neredeyse hepsi Arap Baharı'nda Osmanlı'ya isyan etmiş. Osmanlı askerlerinin midesini deşerek "kaçırılan altınları bulmaya çalışmış", demiryollarını bombalayıp su kanallarını zehirleyerek 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı karşısında yer almış ülkeler ve toplumlar. Halifeci ümmetçiler bu gerçeği kabullenmezler pek. Kaldı ki Filistin-İsrail'in yaşadığı durumun temelinde de İsrail'e evlerini sata sata Filistinlilerin yaşadığı mahalleleri İsrail mahallelerine çeviren Filistinliler ve onların Yahudi düşmanlığı da yatmaktadır. Türk-Filistin-İsrail ilişkilerinde ise Türkiye'nin Filistin ile yakın durmasının temel sebebi ümmetçi kafadır. Asala ve PKK'nın teröristleri ilk yıllarında gerilla eğitimini Filistin Kurtuluş Örgütü'nde aldılar. Ermeni sorununda da Filistin Türkiye karşısında yer aldı.

Türkiye'nin coğrafyadaki doğal müttefiki olması gereken İsrail böyle ümmetçi-Siyasal İslamcı bakış ile eğreti kuruluyor ve Filistin'e göz kırpan şekilde yer alıyor. Neyse konu böyle devam eder.
0
nawar
(14.02.23)
islamcıların karşılıksız filistin aşkından kaynaklanan israil düşmanlığı var.fakat.
amerika'nın fetö ve akp eliyle yürüttüğü ülkemizi yıkma projesi gerçeği de var.
amerikada kararların yahudi lobisi onayı ve desteği olmadan alınamayacağını biliyoruz.
tarihi bir satışa getirilmiş olabiliriz yahudiler tarafından.
0
vizivozo
(14.02.23)
turklerin yahudilerle derdi yok, arap muslumanlarin var. biz de son 20 senede vahabiligin dumen suyuna girdigimiz icin yahudi dusmani pozisyonu aldik. Bir nevi gecici eksen kaymasi yasiyoruz.

muslumanlardaki genel nefretin nedeni bence kiskanclik. Ufak tefek insanlar, araplarla ayni cografyadan cikmislar ama kafalari zehir gibi calisiyor. Teker teker sabun yapilmislar, binbir iskenceye maruz kalip dunyanin dort bir yanina dagilmislar ama hala gucluler, yasamaya devam ediyorlar.

fistik kadar akli olan yahudilere yakin durur, birseyler ogrenmeye calisir.
0
cooperr
(14.02.23)
Yahudilerle sorunu olsa yıllarca birlikte yaşamazlardı.

İsrail'i sevmeyiz.Bunun nedenini herkes biliyor her yerde de yazıyor.
Müslümanların israil devletini istememesinin nedeni İslam dinin güçlüye değil haklıya taraf olunmasını emretmesidir.

Dejenerasyona uğramış, öz güvenini yitirmiş olanları korkudan ve kendini onlardan aşağı gördüğünden onlara yakın durup birşeyler öğrenme hevesine kapılırlar.

Biz onlardan değiliz onlar arap, diyerek sıyırmaya çalışırlar.

Fanatik İsraillilere göre bu tür yanaşmalara yüz vermemek gerekir.Yoksa böcek gibi çoğalacaklarından bahsedilir.
0
hebanon
(15.02.23)
(6)

Doları şu anda nasıl tutuyorlar?

sanguine
Depreme kadar hadi Amerikan başkanı dahil her şeyi devreye sokup tutuyorlardı, şimdi artık imkansız. Ülkenin 6da 1i felç oldu. Daha eyt yapılandırma vs çıkmamış halı bu bir de. AKP'nin rakamlarınin zaten hiçbir anlamı yok muhtemelen 100 bini geçecek vefat eden sayısı. 99 depreminin doğu versiyonunu
Depreme kadar hadi Amerikan başkanı dahil her şeyi devreye sokup tutuyorlardı, şimdi artık imkansız. Ülkenin 6da 1i felç oldu. Daha eyt yapılandırma vs çıkmamış halı bu bir de. AKP'nin rakamlarınin zaten hiçbir anlamı yok muhtemelen 100 bini geçecek vefat eden sayısı. 99 depreminin doğu versiyonunu yaşıyoruz ustelik on kat daha kötü bir hükümet ile.

Şu anda dolar nasıl kuruş oynamiyor çok merak ediyorum, daha denemedikleri neyi denemiş olabilirler?
0
sanguine
(14.02.23)
aşağıdaki analizimi tamamen hesap olması için yazıyorum, yaşanan trajediyi küçük göstermek için değil kesinlikle, ama:

hatay'ın tamamının merkezi bütçeye katkısı %1,23. tamamı haritadan silinmiş olsa devletin uğrayacağı gelir kaybı yıllık bütçede %1.23 olacak yani ki öyle bir durum yok. yeniden inşaası için bir ton yardım vs toplandı ve bu da ekonomiye ekstra bir hareket bile getirecek. yani tahmin ettiğin kadar bütçeyi etkileyen bir durum değil bu. nufüs olarak ülkenin altıda biri olması demek ülkenin altıda biri demek değil. vergiyedair.com

eyt konusunda haklısın, muhtemelen eyt'i kurtarmak için ek vergi getirecekler diye bekliyorum ben çünkü öyle böyle bir para değil bu, ama zaten eytnin ne durumda olduğu da belli değil henüz. ertelenir ya da iptal edilirse şaşırmam (hatta çok sevinirim aşırı saçma bir dava) daha maaş ödemesi yapılmadığı için bütçeye yansımıyor. onun dışında kkm müthiş bir çözüm oldu ve şimdi faiz sınırı da kalktı, parayı kkmde tutmak epeydir risksiz ve temiz kazandırma yöntemi. yani mevcut ekonomik çözüm hala iş görüyor gibi görünüyor.

gölcük depreminde ülkenin alt üst olmasının sebebi istanbul ve kocaeli'nin ülke bütçesinin tam olarak yarısına tekabül etmesiydi. yani ekonomi hesabı yapacaksanız, insan sayısı üzerinden değil getirdiği para üzerinden yapmanız lazım.
0
roket adam
(14.02.23)
1 İstanbul 80 ile bakar ama 80 il birleşip 1 İstanbul’a bakamaz diye bir söz söyledi Celal Şengör sanırım. Roket haklı yani hesap öyle nüfusu böl çarp yapılmıyor. Bir de merkez bankasında şu an zaten seçime kadar izlenecek yol belliydi, değişen bir şey yok. Etkiyi borsada falan gözlemleyebilirsiniz.
0
sibertenik
(14.02.23)
depremden etkilenen illerin toplam nufüs hesabı çok saçma, neymiş 13 milyon insan etkilenmiş.
depremden etkilenen illerden dıyarbakır, adana ve gaziantep sayılıyor fakat adanada çok kücük bir kısım etkilendi, gaziantepte 2 uzak ilçesi etkilendi, dıyarbakır nispi etkilendi.

depremden asıl etkilenen şehirler şunlar; hatay, kahramanmaraş, adıyaman
0
nuisance
(14.02.23)
dolar cikabilecegi zirveye erken bile cikti. ayrica piyasada dolari 25-30’dan hesapliyorlar.
0
alperz
(14.02.23)
Ek olarak, Putin de doğalgaz alacağını öteledi. Yani acil döviz ihtiyacı ötelenmiş oldu.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(14.02.23)
dolar 1 sene içinde 55-60'ı geçecek.
deprem bölgesine para yağdırıyor şuan devlet, orada yıkılmış evleri yapmak için de para basılacak, eylül ayından itibaren ödenecek 2 yıllık doğalgaz için de, piyasada sürekli ötelenen dolar borcu için de, ithalar için de, cari açık için de.

doları 30-35te tutmanın bile hiçbir yolu yöntemi kalmadı.
13 milyon insnaın ekonomiye etkisi "0" bile olsa, hepsi etkilenmemiş dahi olsa; en az 3-4 milyon insanın evi, eğitimi, desteği gibi konuların ekonomide açacağı deliği kimse tutamaz.
0
tchuck
(15.02.23)
(14)

Dolar sorusu

dissendium
Dolar alım satımı konusunda bilgim yok. Dolar almak istiyorum.Akbank alış 19.09 satış 18.75Ben anladığım kadarıyla 19.09 olarak alacağım, 18.75 olarak satacağım. Doğru mu?Doğruysa zarara girmiş olmuyor muyum?19.09 olarak aldıktan sonra kâr etmem için doların bu değeri geçmesi gerekmiyor mu?Sağ olun.
Dolar alım satımı konusunda bilgim yok. Dolar almak istiyorum.

Akbank alış 19.09 satış 18.75

Ben anladığım kadarıyla 19.09 olarak alacağım, 18.75 olarak satacağım. Doğru mu?

Doğruysa zarara girmiş olmuyor muyum?

19.09 olarak aldıktan sonra kâr etmem için doların bu değeri geçmesi gerekmiyor mu?

Sağ olun.
0
dissendium
(14.02.23)
evet
evet
evet
0
erty_ksk
(14.02.23)
erty_ksk, o zaman neden dolar almak tavsiye ediliyor? Ne anladım bu işten...
0
🌸dissendium
(14.02.23)
Dolar kuru 3 civarındayken de alış 3, satış 2,90 idi çünkü (örnek).
0
orient blue
(14.02.23)
Uzun dönem için tavsiye ediyorlardır, Bugün alıp yarın satacaksan zaten tavsiye etmezler
0
bnmzz
(14.02.23)
bununla da kalmayacak, dolar aldığınız için devlete haraç pardon vergi ödemeniz gerekecek.
0
bos dusunce balonu
(14.02.23)
Öncelikle soruda verilen alış-satış bilgileri hatalı.

Akbank alış 19.09 satış 18.75 olamaz. tam tersidir.

ALIŞ fiyatı bankanın dolar getirdiğinizde doları aldığı fiyattır. Doları 19 dan bozuyorum diyor.

SATIŞ fiyatı bankanın siz TL verdiğinizde size doları satacağı fiyat. Doları 18.75 ten satıyorum diyor.

Dolayısıyla bu ikisini ters yazmış olmalısınız.

Bankanın satış fiyatı alış fiyatından yüksektir. Gerçek dolar kuru iki rakamın arasındadır. Alırken de satarken de banka kâr eder, bu aradaki makas ne kadar büyük olursa sizin adınıza o kadar negatiftir.

Yazdığınız alış satış doğru olsa dolar alır satar alır satar kâr edersiniz sürekli.

Özetle İnsanlara ilk başta ters geliyor alış dediği senin alış fiyatın değil, bankanın alış fiyatı. TL verip dolar alacaksan satış fiyatına bakman gerek. Elindeki doları bozacaksan alış fiyatına bakman gerek.

Alış satışı ters yazıp, alış satışı da ters anladığınız için şu cümle totalde doğru: "Ben anladığım kadarıyla 19.09 olarak alacağım (gerçekte bu satış fiyatı), 18.75 olarak satacağım (bankanın alış fiyatı). Doğru mu?"
0
wct3 org
(14.02.23)
döviz büroları 15-20 kuruş avantajlı satıyor
1000 dolar bozdursan 1 öğün yemek parası

bankalar daha iyi oran veriyor sanırdım
vaktin varsa yedirme o parayı
0
bir soru sorcam
(14.02.23)
wct3 org, sitede ne yazıyorsa onu yazdım. Kafam daha çok karıştı.

100 TL'ye dolar almak istiyorum. Alış ne olacak, satış ne olacak?

18.75 olarak alıp 19.09 olarak satarsam kâr ederim. Niye böyle bir şey olsun?
0
🌸dissendium
(14.02.23)
Satis = banka alis olarak da ifade edilebilir. Sorun ya da karisiklik yok aslinda.
0
ghilleinthemist
(14.02.23)
Edilebilir derken, bazi bankalar oyle yaziyor ya da ikisini de yaziyor. Anlami budur degil.
0
ghilleinthemist
(14.02.23)
dolar alarak kar etmiyorsun zaten. paranın dolar karşısında tl olarak değer kaybını koruyorsun.
kar etmek istiyorsan hisse senedi ya da ticaret, emlak vs gibi bir ortamda paranı değerlendirmen lazım.
dolar alarak para kazanmış olmazsın.
bu hesapta ek olarak kambiyo satış vergisi de var onu da hesaba kat. döviz alırken belli bir oranda devlete vergi ödüyorsun her seferinde. yani dolar 19.09 olunca da zarar ediyor olacaksın. daha da üstüne çıkması lazım.
0
roket adam
(14.02.23)
Soru kısmında "Akbank alış 19.09 satış 18.75" yazılmış, bu ters.
Ters olduğu için kafanız karışmış. Doğrusuna akbank.com a girip bakabilirsiniz:
Alış 18,75 Satış 19,09. Buna göre okursanız sorun kalmıyor.

Banka doları 19.09 dan satıyor: 100 TL ile 5.2 dolar alabilirsiniz.
Aldığınız gibi hemen satmak isterseniz geriye 98 TL alırsınız. Alım satımda da BSMV vs ödersiniz.

Doları 19 dan alıp 20 ye satarsanız o zaman TL bazında elinize daha çok para geçer.
0
wct3 org
(14.02.23)
Gelen cevaplar benim bile kafamı karıştırdı:)

Dolar alış satış ifadeleri bankalarda farklı farklı yazılıyor, bilmen gereken yüksek olan fiyattan alır düşük olandan bozdurursun.

Zarara uğramamak ya da kâr etmen için gereken şey sen alırken örneğin 20 liradan aldın sonra dolar yülseldi 23 liraya çıktı, dolayısıyla bozdurma oranı da yükselmiş oluyor ve 20 liraya aldığını 21 liradan bozdurabiliyorsun.

Tersi de mümkün 20’ye aldın ama dolar düştü bozdururken 18 oldu gibi.

Döviz alıp kenara attığında aslında para değer kaybetmesin diye yapmış oluyorsun. Bu iniş çıkışlarda bazen tl değerleniyor bazen dolar. Sen düşük kurdan alıp ilerleyen zamanda yüksek kurdan satma imkanı bulursan zarar etmemiş ya da o anli piyasaya göre bir miktar kâr etmiş oluyorsun. Ama epeydir döviz kâr unsuru taşımıyor en azından kenarda dursun diye almak mantıklı olabilir. Zaten vergi de gelince tadı kaçtı

Roketin dediği de doğru tek başına dolar yatırım unsuru değil ama tlnin değer kaybettiği zamanlarda belki zararını önlemiş olursun.
0
epitaf
(15.02.23)
O zaman son olarak şunu sorayım. Faiz mantıklı mı?
0
🌸dissendium
(15.02.23)
(13)

Şehir değiştirenlere soruyorum: en çok zorlayan ne oldu ve ne kadar sürdü?

baldan kaymak
Kıssadan hisse: Istanbul'u terk-i diyar etmeyi düşünüyorum. Detaylar aşağıda. Özellikle yaşamış olanlar bunu notlarsa memnun olurum. Şimdiden teşekkürler.Konya Selçuklu için düşünüyorum. Istanbul'dan kısmetse. Uzaktan çalışıyorum. Düşünebildiklerimi notlayayım, eleştirilere açığım.Ulaşım:- Antalya 3
Kıssadan hisse: Istanbul'u terk-i diyar etmeyi düşünüyorum. Detaylar aşağıda. Özellikle yaşamış olanlar bunu notlarsa memnun olurum. Şimdiden teşekkürler.

Konya Selçuklu için düşünüyorum. Istanbul'dan kısmetse. Uzaktan çalışıyorum. Düşünebildiklerimi notlayayım, eleştirilere açığım.

Ulaşım:
- Antalya 3 saat,
- Istanbul uçakla 50 dk,
- Istanbul Hızlı Tren ile 6 saat,
- Ankara 3 saat,
- Muğla 5 saat.

Sosyallik:
- Selçukluda avm bulunuyor.
- Konyaspor var, ben Ultraslan'ım ve en azından 2 maç GS izlerim diye düşündüm. Kesmez ise Galatasaray kombinesi alır gelirim. Nalçacılar varmış arkadaş olurum sıfır sıkıntı.
- Istanbul uçak bileti git gel toplam 800 TL şu tarihlerde. Bana uygun geldi.
- Şehirde Caffe Nero vs yok ama Starbucks var.
- Trafik için ve barınma yapısı olarak düzenli bir yapıya sahip olduğu yazılmış-çizilmiş. Zaten deprem açısından güvenli haritalarda.
- Yatay bir şehir yani ova olduğundan hafta sonu hiç planım olmasa Decathlondan bisiklet alıp gezebilirim. Zaten göbekliyiz - some beyaz yaka problems.
- Internet istanbuldaki hızıyla aynı burada 35 lik fiber vdsl var.
- Yazları ağırlıkla motosikletimle kamplarda, kışları da xbox karşısında geçireceğim.
- Kapalı yüzme havuzu da bulunuyor pek çok yerde.

Dışında pek birşey gelmedi aklıma.

İstanbul'da;
- deniz havası arayanlardanım.
- Metro kullananlardanım.
- cafe denemeyi sevenlerdenim.
- Cafe neyse deniz konusunuda Antalya, Muğla üzerinde çözerim gibime geliyor tabi tek sıkıntı kış zamanları.

Düşünmeyip atladığım ne var sizce?

Not: bu yaz test için yaşamaya gideceğim ama akıl akıldan üstündür diye sormak istedim. Fikir belirtenlere çok teşekkürler, tick'ler hazır bekliyorum!

Not 2: deprem sebepli en güvenli ve büyükşehir il'di. Ev satın almak için de iyiydi.

Not 3: depremsiz yaşam alanı diye konya'yı seçtim. Aydın vs önerilmiş. Ege deprem bölgesi.

Not 4: konya'daki obruklar konusunda haklılar. Ama selçuklu yani şehir içinde birşeye rastlamadım. Yine de iyi hatırlatma teşekkürler.
0
baldan kaymak
(13.02.23)
Neden Konya anlatsana biraz ss?
Şaka bir yana tabii hocam ama yaşanabilecek daha sakin, güzel yerler varken Konya biraz ilginç olmuş. Tavsiyem taşınmadan önce bir süre yaşamanız yönünde olur tabii imkan varsa. Öyle 2-3 gün değil de 2-3 hafta/ 1 ay kadar kalmak iyi bir fikir olabilir.
0
Amaranta ursula
(13.02.23)
ben gidip geldim uc bes kere ama yasamadim. elbette ki son derece muhafazakar bir yer. sen cok sosyal degilmissin o yuzden ilk asamada rahatsiz etmeyebilir ama neticede aile apartmanina dusersen bekar erkek (varsayiyorum) olmak bile taciz sebebi olabilir uzun vadede. dolayisiyla oturacagin yeri (mahalle, sokak, apartman) dogru secmek onemli. oyle yerde kiradan kisamazsin.
0
hot potato
(13.02.23)
Çok şehir gezmiş biri olarak cevap vereyim.

Yeni bir yere gidince, atlarım arabaya, şuraya giderim, buraya giderim, deniyor. İlk sene gerçekten gidiliyor. Sonra gittikçe seyrekleşiyor. Gidilmiyor.

Ayrıca bir şehri test etmek istiyorsan yazın değil, kışın test etmelisin. Günler kısa, hava ayaz, yollar buz.
Kış uykusunu severim diyorsan o ayrı tabi :)

Ek: Gitmeye karar verirsen öğrenci popülasyonunun olduğu muhit ve apartman seç kendine. Anadolu insanının kalıbı vardır. Ya o kalıba sokar seni, ya da orada barındırmaz.
0
Mirket
(13.02.23)
just do it... Bence olabilecek hicbir dezavantaj, kafanı yastiga rahat koyamamaktan kötü değildir. Kervan yolda duzulur, sorun yasarsan o zaman bakariz

Bu tercihi ben yapsaydım, denizi ozlerdim sadece
0
abuzer
(13.02.23)
deniz olmayan şehirde yaşanmaz
0
astronom bey
(13.02.23)
Bence neden olmasın diyorum :)

Konya'da yaşamış, üniversite okumuş birisiyim. Şunu söyleyeyim, o muhafazakar korkularınız olmasın, çünkü öyle anlatıldığı gibi değil az çok muhitinize dikkat ederseniz.
Hele ki Selçuklu ve üniversitenin olduğu Bosna mahallesi falan, efsane güzeldir, kafana göre de sosyalliğini yaşarsın, kimse de sana bir şey demez.

Şehirleşme vs. inanılmaz düzgün zaten hiç girmiyorum.

Bir tek evet deniz unsuru seviyorsanız eksi olabilir. Metroya Konya'da ihtiyaç yok çünkü alan ve planlama çok iyi. Tramvay nostaljik ve güzel.

Ama uzaktan çalıştığınız ve taşınma şansınız olduğu için bunların hiç birini kafaya takmayın bence, denemek mi istediniz, o zaman deneyin. Olmadı mı taşınırsınız. Hatta ben sizin yerinizde olsam il il gezerdim.
0
va
(14.02.23)
Konya zor. 3 sene İstanbul'dan Marmaris'e göçüp yaşadım. Mugla'da denize ulaşman için iyi denize sakar yokuşunu inmen çıkman lazım totalde 5 kere max sonra tövbe edersin. Zaten belirli bir süre sonra tembelleşiyorsun İstanbul'lu olmayı bırakıyorsun. Muğla'da vakit geçirmek istersen orada min 10 gün kalman lazım hadi 1 hafta, otel fiyatları çok tuzlu her yer rus oldu. Bisikletimi rusa sattım çıkarken evi rusa devrettim 2.5 katına. Konya sıkıntı olabilir ama İstanbul'dan göçmen için 1 dk düşünmene gerek yok kesinlikle en doğrusu.
0
abi bi dizi buldum on numara
(14.02.23)
Tek doğal afet deprem değil. Konya'da obruk oluşuyor hep. Kurak bir yer. Deprem korkusunu anlıyorum ama böyle şehir değiştirilmez.
0
dissendium
(14.02.23)
şeriat seviyorsanız neden olmasın ki.

ben olsam eskişehir, görükle, çanakkale gibi üniversiteli opşınları öne alırdım imkan varsa.
0
fatihkkk
(14.02.23)
Büyük şehirleri bir kenara koyarsak, çanakkaleyi de gördüm sevdim yakın İstanbula ama ulaşım bile başlı başına masraf. Muğla ya çok kafayı takmıştım. O kadar yağmur beni bayar. Antalya derdim ama bir sebepten vazgeçtim. Birde aydın şehrine bir göz atın derim.
0
hunharca ben
(14.02.23)
Depremini bilmiyorum ama böyle düşünenlere benim ilk önerim Kuşadası oluyor.

Havaalanına yakın. İzmir'e yakın. Bodrum, Muğla yakın. Selçuk, Efes yakın(ziyarete gelenlere gezdirmelik yer aramazsin). Aydın merkeze yakın. Deniz de dibinde. Starbucks da var sanırım.

Konya hayatimda yaşamak isteyeceğim en son yerlerden biri. Çünkü insanı, siyasi görüşü, dini baskısı çok sıkıntılı. Kendini özgür hissedemeyeceksin. O azıcık medeniyet bile her sabah daha az küfür etmeni sağlıyor bence.
0
westblack
(14.02.23)
çoğu kişi Konya'yı gömmüş ama özellikle Meram tarafı çok güzel. bir sürü cafe var, insan profili çok muhafazakar baskıcı falan da değil. ulaşım açısından aslında güzel bir yer seçmişsiniz. denize çok düşkün değilseniz bence iyi bir tercih.
ben de 15 sene istanbul hayatından sonra küçük bir iç anadolu şehri olan memleketime döndüm. kafam çok rahat, vaktim çok bollaştı. bence düşünmeyin bile.
0
faberkastelli
(14.02.23)
erkeksiniz sanırım, anlattığınız kadarıyla yaşam tarzınızda da muhafazakarlıkla ilgili bir sıkıntı yok. bence yaşanabilir gibi geliyor. konya - kayseri yapılaşması çok düzgün şehirler. 1-2 sene denenir, sıkılırsanız kaçarsınız. altınızda arabanız varsa her yere gidersiniz zaten.
0
roket adam
(14.02.23)
(6)

Kitap masrafınız

dissendium
Merhabalar. Aylık, yıllık kitap masrafınız ne kadar? Nerelerden satın alıyorsunuz? PDF olarak okumaya alışmıştım ama basılı kitap almak istiyorum. Sağ olun cevaplar için.
Merhabalar. Aylık, yıllık kitap masrafınız ne kadar? Nerelerden satın alıyorsunuz? PDF olarak okumaya alışmıştım ama basılı kitap almak istiyorum. Sağ olun cevaplar için.
0
dissendium
(13.02.23)
İyi bir epub arşivim var.

Basılı kitap okumak istediğim zaman soluğu İş Bankası Kültür yayınları mağazasında alıyorum. Yıllık şu kadar diye bir sayı söylemek zor. Çok değişken.
0
Mirket
(13.02.23)
Açıkçası uzun zamandır sahaflardan kitap alışverişi yapıyorum. Kitaplar çok pahalı bu durum beni çok mutsuz ediyor.
Ben de bir fiyat veremeyeceğim ama sıfır kitap almayalı çok çok uzun zaman oldu bunu söyleyebilirim.
0
mutekebbir
(14.02.23)
kitaplar çok pahalı +1. yakın zamanda yüzüklerin efendisi tek cilt aldım hala okuyorum. her ay kitap almıyorum. en uygun kitaplar benim bildiğim kadarıyla amazon'da.
0
nothing in my way
(14.02.23)
ben aylik almiyorum, mesela bir yazar kesfediyoyrum 3-4 kitabi var hepsini aliyorum 300 lira falan tutuyor. cok kitapta okumuyorum, yillik 1000-1300 falandir.
0
Coma
(14.02.23)
dolap ve zebramo da ikinci el kitaplar çok uygun fiyata var
0
yirmibesonbes
(14.02.23)
amazon.com.tr'den alıyorum, aylık değil de hevesime göre ne zaman eserse alıyorum. ama kesin olarak ayda 1-2 kitap okumaya çalışıyorum. 80 liradan desek 160 tl diyelim.
0
roket adam
(14.02.23)
(4)

Yeni pasaport Turkey ibaresi

dakota
Merhaba. 2022 Aralık ortası gibi çıkarılan pasaportta Republic Of Turkey mi Türkiye mi yazar? Hani artık Türkiye ifadesi kullanılacak demişti ya?
Merhaba. 2022 Aralık ortası gibi çıkarılan pasaportta Republic Of Turkey mi Türkiye mi yazar? Hani artık Türkiye ifadesi kullanılacak demişti ya?
0
dakota
(13.02.23)
Benim Kasım'da çıkarttığım pasaportta "Turkey" yazıyor hala maalesef.

(Düzelttim)
0
roket adam
(13.02.23)
tam o tarihte çıkarttım pasaportumu ve Türkiye yazıyor. Eski pasaportumda Turkey yazıyor. Kardeşim ve arkadaşım da yeni çıkardı onlarda da Türkiye yazıyor.
0
pardus
(13.02.23)
neresini soruyorsunuz? kasımda başvurduğumuz pasaprtun kimlik bilgileri sayfasının üstünde TÜRKİYE CUMHURİYETİ/REPUBLIC OF TÜRKİYE yazıyor.
0
elorelia
(13.02.23)
yenilerde türkiye yazıyor.
0
candide
(13.02.23)
(26)

Türklerin Yunanları Sevmemesi

Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
Yani ülkenin geneli için söylemiyorum tabii ben seviyorum mesela, ben herkesi seviyorum zaten benim için sorun yok, yani genellemeden konuşmak istiyorum ama bir yandan da genelliyorum tabii. Sorum şu: Abi biz Yunanları neden sevmiyoruz? Misal Yunanların Türkleri sevmemesini anlıyorum, yani İstanbul'
Yani ülkenin geneli için söylemiyorum tabii ben seviyorum mesela, ben herkesi seviyorum zaten benim için sorun yok, yani genellemeden konuşmak istiyorum ama bir yandan da genelliyorum tabii. Sorum şu: Abi biz Yunanları neden sevmiyoruz? Misal Yunanların Türkleri sevmemesini anlıyorum, yani İstanbul'un alınması falan geçiyorum ama gidip 15. yüzyılda Atina'ya girmişiz 19. yüzyılda çıkmışız, yüzlerce yıl adamların ülkesinde kalmışız, bu insanlar asimile de edilmemiş mesela Osmanlı'nın öyle bir politikası da yok, kendi kimliklerini korumuşlar. Bu şartlar altında ben Yunanların Türklere düşman olmasını anlayabiliyorum hak da veriyorum, bi ülke gelip benim ülkemi işgal etse ve 400 sene kalsa ben de düşman olurdum ama biz neden düşman olmuşuz, yani Kurtuluş Savaşı'nda olanlar eşit bir neden yaratıyormuş gibi de gelmiyor bana açıkçası, sanki onlar bizi sevmiyor diye biz de sevmiyormuşuz gibi olmuşuz. Böyle mi oldu acaba yoksa ben başka bir şeyi mi atladım? Teşekkür ederim.

Edit: Sorum genellemeye açık olduğu için sıkıntı yaratıyor olabilir, o nedenle şöyle düzenlemek istedim: Elimizde 10 Yunan ve 10 Türk var, bunlar birbirlerini sevmiyorlar, ben 10 Yunan neden sevmiyor anlayabiliyorum yukarıda saydım ama 10 Türk neden sevmiyor onu çözemiyor. Neden?
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.02.23)
iki millet de birbirini gayet seviyor; Yunanistan'da Türk olduğumu duyan herkes acayip yardımcı oldu bana. Türkiye'de de durum az çok böyle.

Ha iki milletin de ırkçısı aşırı milliyetçisi yok mu? Elbette var. Onlar her millette o kadar var, olur öyle.
0
babilfish
(13.02.23)
Tamam bro işte benim sorduğum da bu zaten. Türkleri sevmeyen Yunanları anlayabiliyorum, bizim bahanemiz ne? Misal Türkiye'de 10 kişi Yunanları sevmiyor diyelim, bu insanlar neden sevmiyor olabilir gibi bir şey benim merak ettiğim.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.02.23)
o esnada yunan sevmeyenler: çünkü onlar bizim baklavamızı dönerimizi cacığımızı çaldılar. :(
0
theseachange
(13.02.23)
hocam biz batıyı komple sevmiyoruz zaten. israil'i düşmanımız olarak gören milyonlar vardır. sanki biz filistinliyiz:)
0
nothing in my way
(13.02.23)
yunanistana gittiğimde gayet iyi davrandılar ama tarihe bakarsak belli sıkıntılar olmuş. tripoliçe katliamı ve 1. dünya savaşındaki sıkıntılar bu tarz şeyler var. bunları savaş zamanına göre düşünmek lazım.
tarihe şu açıdan hiç bakılmıyor, devşirme denip geçiliyor. adamı anasından babasından ayırıp kendi yanına alıyorsun yıllarca büyütüyorsun. adamlar içten içe kuruluyor sonuç olarak ayaklanma vs oldu. tarihsel böyle bir bakış var.

ama dünya insanı olarak ben iyi insan olduktan sonra herkesi seviyorum. din dil ırk vs. çok da önemli değil.
0
mikahakkinen
(13.02.23)
orta yaşlılarımız doksanlardaki kardak krizini hatırlar. şu anda nasıl dış mihraklar gibi yapay bir düşman algısı oluşturulduysa, o yıllarda da düşman algısı yunanistan üzerinden kuruluyordu. osmanlı, kurtuluş savaşı ve 6-7 eylül olaylarına rağmen (yani eğitimsiz basit halk için birçok gerekçe varken) halk nezdinde böyle bir düşmanlık olmadı hiç. siyasetçilerin goygoyuydu onların hepsi.
0
sir gawain
(13.02.23)
Şimdi buraya Mora katliamı, kurtuluş savaşında yapılan katliamlar, İzmir yangını gibi şeyler yazılabilir, yazanlar da olur. Tabii ki hiçbir katliamı desteklemiyorum ve İzmirli biri olarak İzmir yangınını lanetle anıyorum (hala kimin yaptığı şaibeli aslında dümdüz o kargaşada fırından çıktı diyen de var ama tartışmaya girmiyorum, Yunanlar kaçarken yaktı diye kabul edelim).

Ama bence asıl neden sizin de dediğiniz gibi 400 yıl yönettiğimiz ve "yüce" Osmanlı'nın yanında ufak sayılabilecek bir milletin bağımsız olması ve Osmanlı'nın bunu engelleyememesi. Büyüklük kompleksimize vurulan en önemli darbelerden.

400 yıl yönettiğimiz dönemde işte şöyle hoşgörülüydük böyle karışmadık diye anlatıyoruz ama hoşgörülü olmakla eş vatandaş kabul etmek farklı şeyler. Ha yine Yeni Çağ Avrupasına göre Osmanlı'nın hoşgörü politikası çok daha iyi, o dönem standardında da takdir edilebilecek bir şey insan hakları açısından ama işte klasik Fransız İhtilali sonrası dönemde, Osmanlı da yavaş yavaş çözülme sürecine girerken bu milletlerin bağımsız olma isteğine hak vermek gerekir 2023 yılından baktığımızda. O dönemde hiçbir bağımsızlık mücadelesi de kansız bitmiyordu şimdiki gibi Birleşmiş Milletler gibi uluslarüstü kurumların da olmadığı ortamda sivil katliamları da olmuştur maalesef. Ama bence bu sebepler dediğiniz gibi terazi kefelerini eşit doldurmuyor. 400 yıl boyunca adamların en büyük erkek çocuklarını alıp zorla müslüman yapıp savaştırmış. Hadi çok şanslı bi azınlıktaysa mülki idarede çalışıp sadrazam bile olabilmişler ama Muhteşem Yüzyıl'da da gördüğümüz gibi hala köle gibi bi şeyler. Kapıkulu yani adları padişahın kapısındaki kul. Bu çok büyük bir toplumsal travma. Şimdi bazı tarihçiler(!) "Balkanlardaki aileler çocuklarının alınmasını istiyordu daha iyi şartlarda yaşasınlar diye" diyor ama bu bana çok gerçekçi gelmiyor açıkçası bilmiyorum.

Ha ama Yunanların Anadolu işgali hayali de kendi haklılıklarına çok büyük darbe vuran bir şey. Gerçi İzmir'e çıktıklarında İzmir halkı (sadece Rumlar da değil) çok da üzülmemiş diyenler de var. İzmir Osmanlı döneminde de Gavur İzmir denip devletten hiç destek almayan bir şehirmiş. Ama tabii ki İngiltere'nin gazıyla biz burdan Ankara'ya kadar gideriz mevzusu yanlış ve gereksiz bir hamle. Bunun Anadolu halkında yarattığı travmayı da anlayabiliyorum.

Neyse bence haklısın. Ama senin de dediğin gibi iki tarafta da sevenler daha fazla sevmeyenlerden. Son yüzyılda yaşanan onlarca soruna rağmen (kurtuluş savaşı, nüfus mübadelesi, 6-7 eylül olayları, kıbrıs sorunu, kardak kayalıkları, kıta sahanlığı, adalar vs vs) yine bir sıkıntıda ilk gelen devlet oluyoruz karşılıklı. Halkın da birbirine olan sevgisi pek değişmiyor gördüğüm kadarıyla.
0
nundu
(13.02.23)
Nundu ben de böyle düşünüyorum tamı tamamına, benim ne anlatmak istediğimi sen daha net açıklamışsın.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.02.23)
Yunanlılar Kurtuluş Savaşı'nın Batı Cephesi'ndeki düşmanımız. Başarılı olsalardı bugün Türkiye olmayacaktı. Bunun dışında Kıbrıs için terör faaliyeti söz konusuydu. Yunanca şarkıları severim. Hep gitmek istediğim bir yer. Anadolu'ya, dünyaya olan kültürel katkılarını severim. Ama günümüzde dikkat edilmesi gereken bir ülke. Düşman uyumaz.
0
dissendium
(13.02.23)
hala devam eden siyasi problemler var. bunlar ülkelerin bağımsızlığını ilgilendiren şeyler. kıbrısı var, adaları var, kıta sahanlığı meselesi var.

bunlar sadece devlet sorunu değil halkların da sorunu maalesef. iki taraf da doğal olarak geri adım atmak istemiyor. yunan halkı ile türk halkı tabii ki dost olabilir. bir ateist de bir muhafazakarla dost olabilir. o muhafazakarın bulunduğu cemaat "camilerin yanında meyhane istemiyoruz" diyebilir. senin bulunduğun cemaat ise "ezan okunurken hoparlör kullanılmasın" diyebilir. bu bazı ateistlerde ve mütedeyyinlerde sana olan etkisinden farklı bir şekilde tezahür edip düşmanlığa yol açabilir.

olay geniş açıdan bakınca biraz kompleksleşiyor. beraber rakı içelim meze yiyelim dostça yaşayalım değil sadece. yoksa tabii herkes birbirini seviyor. israil'de de filistinlilere karşı öyle bir düşmanlık yok gayet yaşıyorlar orada. hatta meclislerinde milletvekilleri var yanılmıyorsam. fakat öyle ya da böyle halkın bir kısmı bu gelişmelerden etkilenip düşmanlık yapıyor. bu çok doğal.
0
bohr atom modeli
(13.02.23)
Biz onların topraklarını işgal etmemişiz. Onu düzeltelim. Biz aldığımızı Doğu Roma İmparatorluğundan almışız. Yunanistandan değil.

Google'a 'Yunanistan milli marşının Türkçe sözler yazıp' o marşı bir okumakta fayda var.

Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş savaşında olanlar, bizim açımızdan yeterince nefret kaynağı teşkil eder ama okumak lazım.

Son olarak da geçmişi geçmişte bırakıp tüm insanların birbirini kardeş olarak gördüğü bir Dünya'ya evriliyoruz. Ama gerek emperyalizm ve gerekse 'Dış düşman'lıklardan beslenen siyasi iktidarlar buna müsaade etmiyor.
0
Mirket
(13.02.23)
Benim anne tarafı 1960’ta türk vatandaşlığı almışlar. Öncesinde İskeçe’de yaşıyorlarmış. Dedem, anneannem, dayım Yunanları pek sevmezler. Özellikle dedem hiç hoşlanmazdı. Bulabildiği ilk fırsatta da Türkiye’ye göç etmiş bu yüzden. Yunanlardan çok çektik, ayrımcılık vardı diye bir sürü hikayesi vardı, dinlerdik. Bir diğer nedeni de tabii ki Atatürk’ün ülkesinde yaşamak istemesi, bu ayrı konu.

Fakat yine de benim olduğum kuşakta böyle bir nefret yok. Aksine Yunanları çok seviyorum onlarla aynı milletmişiz gibi geliyor. Öğrencilerime milli mücadeleyi anlatırken de hep üstüne basa basa artık bu ülkelerle ilgili bir problemimiz yok hepimiz dünya vatandaşıyız diyorum.

Dedem dışında da Yunanları sevmeyen görmedim açıkcası. O da anılarından dolayı sevmiyor, belki de kendince haklıdır. Hiçbir fikri/anısı olmadan direkt düşmanlık besleyenler muhtemelen ilkel milliyetçilik duygularıyla hareket ediyordur.
0
ruhen hastayim ben
(13.02.23)
Mirket hocam biz Doğu Roma'yı alınca Yunanistan 2,5 litrelik kolaya bantlanmış 1 litrelik Fanta gibi promosyon olarak geldi o nedenle işgal sayılmaz bu mu demek istiyorsun yani :)
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.02.23)
Doğu Roma İmparatorluğu Japon devleti miydi yav basbaya Yunan devleti işte. İsminde Roma geçiyor diye Roma devleti diyosak Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nu ne yapalım :)

Doğu Roma İmparatorluğu'nun (ya da kısaca Bizans işte) halkı, yöneticileri, dini, kültürü her şeyi Yunan. Ayrıca Bizans'tan aldık diye Yunanistan toprağını işgal ettik sayılmıyor mu ne alaka :d adamların bin yıllardır yaşadığı topraklar orası yani.
0
nundu
(13.02.23)
su an yunanistan’da yasayanlar daha ziyade arnavut kokenliler. yani o iddia ettikleri helenleri kesmis tayfa. ayrica mesela mora katliami diye bir hadise var.
0
alperz
(13.02.23)
tamamen resmi tarihten kaynaklı.

bize ilkokulda, ortaokulda, lisede tekrar tekrar anlatılan yunanların kurtuluş savaşı döneminde katliam yaptıkları, kadınların meme uçlarını kestikleri, sırf zevkine hamile kadınların karınlarını deşip çocuğun cinsiyeti üzerine iddiaya tutuştukları, köyleri-şehirleri ateşe verdikleri, vb.

bu hikayelerle büyüyen bir çocuğun bırak yunanlardan nefret etmesini, kendini canlı bomba yapıp atina'da havaya uçurmasını beklersin.
0
nickini degistiren yazar
(13.02.23)
İçlerinde samimi olanları olsa da bu biraz da taktiksel bir davranış. Osmanlı döneminde de böyle yakınlaşmalar olmuş. Padişahlardan yunan kadınla evlilik yapanlar var. Bireysel tavırlarla milli menfaatler çok farklı şeyler. Bir bakmışsın vatanın elden gitmiş..
0
scholar
(13.02.23)
Abi yanlış anlamayın ama bence herkes kendi götünün derdinde ya, kimse kimseye çökmeye çalışacak güçte değil değil gibi. Yunanların 10 milyon nüfusu var AB'den şurdan burdan aldığı yardımlarla onların karnını doyuramıyor bizi alıp ne yapacaklar. Yani 100 sene önce bi kere İngilizlerin gazıyla savaş açtılar ama o dönem herkes herkese savaş açıyordu zaten bitti gitti. Biz de "bir gece ansızın Atina" diyorduk ama daha depremde kendi şehirlerimize giremedik bir gecede.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.02.23)
çok yakın tarihte yaşanmış bir kıbrıs faciası var. o dönem gerçekten ciddi saldırılar yapılmış sivil türklere karşı. devamında onları korumak durumunda kaldığımız için savaşa girmek ve yıllarca bir ton yükle uğraşmak zorunda kalmışız hala da uğraşıyoruz. bu konunun gideri 50 yıl bile değil. sırf bu bile çok doğal olarak bir düşmanlık ve nefret sebebidir. bunun dışında çözülememiş çok ciddi bir kıta sahanlığı konusu var ki bu da taşıdığımız risklerden bir tanesi. yani evet kültürlerimiz benziyor ama adamlarla çok uzun zamandır sürekli savaşıyoruz, böyle bir nefret olması çok normal.

@kaleci son yorumuna istinaden de şöyle diyeyim, zaten yunanistan'ın bize bir savaş açmayacağı bariz. ama biraz batı güdümünden çıkan türkiye'nin terbiye edileceği ilk nokta egedeki bu yukarıda bahsettiğim zaafiyet olacaktır. artık ülkeler birbirine saldırmıyor, başına bela olsun diye önden destekli küçük çocuk yolluyorlar, öyle bir durum olur da rusyanın durumuna düşersek ne yapacağız? bence gayet aktif bir tehdit bu.

edit: bu arada benim yunanlarla bir derdim yok, sadece algısal açıdan incelemeye çalıştım.
0
roket adam
(13.02.23)
Kurtuluş savaşı ve kıbrıs sorunu kaynaklı. Ayrıca başlık öyle bir açılmış ki yunanlar bize topyekûn bayılıyor gibi bir durum var sanki. "Türklerin ve Yunanların birbirini sevmemesi" sevme - sevmeme durumu karşılıklı bir durum
0
yazdonumu
(13.02.23)
Doğu Roma İmparatorluğu'na Yunan devleti diyen arkadaş eminim Kölemenlere de Mısır Devleti diyordur.
0
Mirket
(13.02.23)
Memlükler, Mısır ve Levant coğrafyasında olan, yönetici takımının ilk 200 yıl Türk, sonraki 200 yıl Çerkes ama halkının çoğunlukla Arap olduğu bir devlet. Yani Memlüklere Mısır devleti de, Türk/Çerkes devleti de ya da Arap devleti de diyebilirsin çünkü hepsini kapsıyor. Mısırlı diye millet yok yav zaten o dönemde, merkezi Mısır'da olan bir devlete niye Mısır devleti denemesin ki.

Bizans için böyle bir durum yok. Halkı da yöneticisi de Yunan (Bizansın zirve döneminden bahsetmiyorum, Osmanlı ile mücadele ettikleri son dönemleri). Sonuç olarak Bizans bir Yunan devletiydi. Burda tartıştığımız konunun ne olduğunu anlamadım :)

Bizans'a Doğu Roma İmparatorluğu diyince durum değişmiyor. Roma ile alakaları, Fatih'in kendini Roma'nın sultanı ilan etmesiyle benzer. Bir mirası devam ettirme çabası. Ruslar bile kendilerine Roma'nın mirasçısı dedi tarihte. Roma'nın mirasçısı olmak istemekle Romalı olmak farklı şeyler.

Yani Osmanlı ne kadar Romaysa, 1100 sonrası Bizans da o kadar Roma'dır. O yüzden son dönem Bizans'ı bir Yunan devletidir.
0
nundu
(13.02.23)
yazıldı mı bilmiyorum yanıtları okumadım ama din temelli işte. müslüman olsalardı çok sever, kardeş şehir derdik ve avrupa'ya karşı hep yunanistan'ın yanında olurduk.
0
deartheodosia
(13.02.23)
Egeli olarak hem severim hem sevmem. Çünkü Yunan gavurudur :). Buraları yakıp yıkmıştır. Duyduklarımıza göre çocukları kuyulara saklayarak kurtarmıştır dedelerimiz falan.
Ama ortak kültür var. Onlarda çok rahat yaşayan bir halk değil.
Zamanında İngilizlere uymaları yani tam siyahta değiller.
Ama Türkleri sevenine de sevmeyenine de rastladım, sevmeyeni çok fena, dikkat etmek lazım
0
Coma
(13.02.23)
benim tek sebebim yemek muhabbeti bi de abuk subuk deniz sınırları çizmeye çalışmaları. bi derdim yok onun dışında. halkla zaten hiçbi derdim yok
0
Ranchoddas
(13.02.23)
Konuştuğum az sayıdaki Yunandan aldığım izlenime göre Türklere öyle ayılıp bayılma durumu yok tabi ama sevmedikleri milletler içinde birinci sırada değiliz ona eminim. Arnavutları hiç sevmiyor adamlar. Hepsi sayıp sövüyor Arnavutlara ilginçtir. Bizde de Yunan sevmeyen taraf Arap sevici islamcı tipler.
0
uvcray
(14.02.23)
(16)

Hatay ve Hataylılar neden bu kadar çok seviliyor?

anais
Türkiye’de başka bir şehir ve sakinleri için bu kadar sevgi gösterildiğine şahit olmadım. Hatay sevgisinin nedeni ne? İkinci sorum Hatay’daki gayrimüslim nüfusun diğer Anadolu şehirlerine göre yoğun olmasının sebebi nedir?
Türkiye’de başka bir şehir ve sakinleri için bu kadar sevgi gösterildiğine şahit olmadım. Hatay sevgisinin nedeni ne?

İkinci sorum Hatay’daki gayrimüslim nüfusun diğer Anadolu şehirlerine göre yoğun olmasının sebebi nedir?
0
anais
(13.02.23)
uzun uzun yazamayacagım su anda ama "hatay(antakya) insanı kalender olur" algısı var mesela bende. bi ıslanmış da kurumuş, bi yanmış da sönmüş insanlar gibi.
0
fatihkkk
(13.02.23)
çünkü künefe ile bize pozitif duygular yaşatıp pavlov deneyi gibi koşulluyorlar büyük oyunu görelim.
0
anon1m
(13.02.23)
ben antep"İ de seviyorum. yemek kültüründen olabilir. hatay"lı arkadaşım hayatımda tatmadığım lezzette portakal getirirdi. ben bu yüzden seviyorum diğerlerini bilmem. birde kurtuluş savaşında düşmana ilk kurşun oralarda sıkılmış.
0
sanemz
(13.02.23)
6 sene yaşadım orada.
Toprağının verimliliği ve limanıyla tarih boyunca cazibe merkezi olmuş, değişik dinden insanlar gelip geçmiş, bir kısmı da yaşamaya devam etmiş. Her dinden ve değişik mezheplerden insanın olması birbirlerine saygıyı, birbirinin yaşam tarzına müdahale etmemeyi öğretmiş. Bu hoşgörü herkesin dinini özgürce yaşamasını sağlıyor.

Kadınlar da bu özgürlükten nasibini almış. Kaçma göçme yok. Kadın görünürlüğü fazla.

İnsanlarında garip bir insan sevgisi var. 'Abi sen inme, senin yükün ağır, Herkes inince ben seni gideceğin yere bırakayım' diye dolmuş şöförlerine falan rastlıyorsun.

Kendi acısını bir kenara bırakıp kurtarma ekibine yemek yapmaya kalkan depremzedeler varsa hiç şaşmam.

Esnafı kazık atmayı bilmiyor. Şöyle insanlar yaşıyor orada.
twitter.com

Yemekleri çok güzel <3
0
Mirket
(13.02.23)
Hatay ayrı bir devlet olarak yaşamını devam ettirme şansı varken kendi isteğiyle Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmış Atatürk'ün de Hatay'ı Türkiye Cumhuriyet'ine katmak için özel olarak çaba gösterdiği bir şehir, bunun da bir etkisi vardır muhakkak.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.02.23)
Valla güzel bi tespit yapmışsın, benim de çok pozitif bakış açım var hataylılara karşı. Tanıdığım hataylılar hem kral insanlar, hem de biraz daha toplumun çağdaş kesiminden oldukları için sanırım.
0
roket adam
(13.02.23)
denizi, doğası, yemeği, tarihi, müzesi, kendine haslığıyla sevilecek tüm şeylere sahip.

son sorunun cevabı ulus devlet türkiye'ye 1939'da katılmasıyla alakalı. hepsini küstürdü ve avrupaya falan göç ettirdi türkiye ama burada 1 tık daha az. her 2 senede bir yarılanıyor nüfusları. depremde benim tanıdığım birçoğu da hayatını kaybetti ve kalanlar yine göç edecek.
0
patronaj1
(13.02.23)
şahsen hataylı biriyle tanışmadım ama bende bile hatay sempatisi vardı hep, görmek istediğim bir yerdi. hatayspor süper lig'e çıktığında gözlerim dolmuştu, maçı izleme şansım olmadığı halde son dakikalarını takip etmiş ve hatta videosunu çekmiştim.

türkler için zaten atatürk'ün sözleri ve ülkeye dahil oluşu itibariyle yeri ayrı. o cepte. onun üstüne kültürel olarak, lokasyonu gereği çok renkli bir şehir intibası vardı bende. ben türküm, ülkemi de severim ama açık konuşayım genel olarak cahil/tırt insanlar olduğumuzu düşünüyorum kolektif olarak. fazla duygusal, yapıcılıktan uzak, riyakar bir milletiz ama bu şerefsizliğimizden değil de eğitimsizliğimizden ve uzun süredir kah darbesiyle kah şusuyla busuyla memleketin içinin boşaltılmış olmasından ileri geliyor. hatay için ise tam tersi bir görüntü var kafamda: bölge insanının her biri sokrates değil elbet ama hiç değilse farklı inançlara, ortalama bir türkün tahammül edemediği renklere rağmen sevimli sevimli yaşıyorlardı.

şimdi ben tarihimiz, içinde bulunduğumuz durum ve konum itibariyle türkiye'nin çok uluslu bir yapıda sağlam kalabileceğini düşünmüyorum açıkçası. o yüzden dediğim yanlış anlaşılmasın, ülkede 30 bin farklı din ve 36 esnik vörsun olsa uzay çağındaydık demiyorum ama hatay'ın o güzel güzel geçinen renkli yapısını seviyor, özel buluyordum.

belki uyuz bir hataylı tanıyor olsam sırf o yüzden hatay'a karşı negatif duygular da besleyebilirdim elbette, sonuçta benimkisi çok sağlam ve temelli bir izlenim değil ama yine de şahsi görüşüm bu şekilde. kız kardeşime bile osmaniye'ye gittiğinde "yauuuu orada ne işiniz var iskenderun'a filan yerleşin bari oralara gitmişken" demiştim hep, şimdi ne yazık ki iyi ki yapmamışlar diyorum olanları görünce :(
0
mark greg sputnik
(13.02.23)
10 il var degil mi. Kilis, Osmaniye ufak zaten cikaralim 8 il. Hatay'i one cikaran gruptaki diger iller. Nacizane sehirli biri olarak diger illerden cok sikintili tiplerle karsilastim oyle boyle degil. Hatay'dan 2 kisi tanidim sadece, ikisi de iyi insanlardi. Herkesin hayat tecrubesi kendine.
0
freedonia
(13.02.23)
X insanı güzellemeleri fostur ama Hataylılar merhametli ve hoşgörülü olurlar. Tanıdığım tüm Hataylılar insandı.
0
ruhen hastayim ben
(13.02.23)
Bu arada Hatay şehir değil, il. Hatay içinde iki tane şehir var Antakya ve İskenderun. Onun dışında Samandağ, Dörtyol vs büyük ilçeler de var. Hataylı değilim ama bu ayrım önemli bence ki hiçbir Antakyalı Hataylıyım demez.

Sorunun kendi adıma cevabı olarak, fakültede çok arkadaşım vardı Antakyalı, Samandağlı, İskenderunlu vs. Hepsi de çok iyi insanlardı. Bi de hep denir ya Antakyalılar koca bir aile gibidir diye. Bizde de Antakyalı arkadaşlar 6 sene boyunca hep beraber gezdiler, aralarından kimseyi dışlamadılar. Üniversitenin ilk haftası kurulan arkadaşlıklar genelde ikinci yıl dolmadan biter ama Antakyalı arkadaşlar gerçekten hep beraberdi.

Ayrıca Antakya gezip görmeyi en çok istediğim şehirlerdendi maalesef yapamadım. Tabii ki hayatını kaybeden, yakınını kaybeden, büyük travma yaşayan insanlar için inanılmaz üzgünüm ama aynı zamanda Türkiye'nin en kendine has şehirlerinden biri olan Antakya'nın tüm tarihi dokusunu, camiilerini, kiliselerini, sinagoglarını, müzelerini, tarihi çarşısını, Hatay cumhuriyeti meclis binasını vs kaybettiği için de çok mutsuzum. Şehir kültürü insan hayatını aşan bir şey ki Antakya gerçekten dünya çapında tarihi olan bir şehirdi. Umarım TOKİlerle doldurup geçmek yerine uzun vadede düzgün planlanarak olabildiğince eski şehir dokusunu koruyarak yeniden restore edilebilir.
0
nundu
(13.02.23)
Hatay çeşitliliği zenginlik kabul edip, bir arada efendi efendi yaşayan insanların bulunduğu bir yer.
Her telden insan var ve aynı ortamda güzel güzel yaşıyorlar. İnsanlar en başta.
Gidip gördüğüm için, bizzat şahit olduğum için şanslı hissediyorum kendimi.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(13.02.23)
Son göçleri saymazsak Hatay insanı çok yardımseverdir annem 30 sene önce görev yaptığı zamanları anlatır, alevi bir mahallede konaklamış, ailemden farksızlardı derdi şöyle iyiler böyle iyiler, çarşıda bir şey sorarsın insanlar işini gücünü bırakır önce senin derdini çözer vs. diye de abarttığını düşünürdüm.

2-3 sene önce Hatay'ı gezmeye gittiğimizde ben de insanlarla sohbet edince fark ettim cidden sıcak kanlı, sohbeti seven insanlar. Birine yol sorduk farklı yöne gitmesine rağmen bizimle geldi tarif etti sonra geri döndü adam garip gerçekten.
0
ananiyimioguz
(13.02.23)
hatay hıristiyanı müslümanı arabı türkü bir arada yaşadığı için, halkı son derece açık fikirli oluyor. bu yüzden de insanı seviliyor.

kapalı toplumların (iç anadolu) halkı genelde dış dünyaya kapalı olur ve bu da onları sevimsiz yapar.
hatay ise tam tersi.
0
tchuck
(13.02.23)
Alevilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerden. Yobazlık az. İklimi güzel. Yemekleri güzel.
0
scholar
(13.02.23)
En önemliyi en üste yazıyorum: Şehirde o kadar farklı kültür, o kadar başka yaşam tarzı bir arada yaşıyordu ki; kimse kimsenin hangi din/mezhep/kültürden olduğuyla ilgilenmezdi. Orada etnik açıdan gruplaşma, ayrışma olamazdı. Çünkü çoğunluk olan nusayri halkı, bu gücü daima diğer kültürden insanlara konfor sağlamak için kullandılar.
Ülkedeki diğer vilayetlerin aksine, şehirde hiçkimse çakallık bilmiyor. Özellikle Antakya ve İskenderun'dan bahsediyorum. Defne de dahil. (Defne, Antakya'nın bölünmesiyle oluşmuş bir ilçe, aralarında mesafe yoktur)
Etraftaki sayısız tarihi mekanı ve tabiatı görmenizi yürekten isteyen esnaf, sohbetin üçüncü dakikasında size motosikletini ödünç vermeyi teklif eder. Sokaklar hava kararsa dahhi çocukların oynayabildiği güvenliktedir. Herkes herkesi tanır. Öylesine default olarak tanırlar ki, tamamen başka bir şehirden oraya giden kişiye de yine yerlisiymiş gibi samimi davranılır. Yabancılar bu beklemediği seviyede hoşgörü karşısında daima şaşırır.
Buranın insanı dışarı çıktığında kimseyi ayırmaz, ayıranlardan başka. hatay insanı ayrımcılıkla karşılaşana kadar, diğer memleketelerin insanına kıyasla gözle görülür seviyede daha hoşgörülü, daha samimidir ve bu her zaman dikkat çeker. Yurtta, okulda, ofiste, hastanede, sporda daima bunu gördüm. Tatillerde, yolculuklarda, konaklama alanlarında daima Hataylıları ayırt edebilen işletmeciler gördüm.
0
Etanglement
(13.02.23)
(7)

İmar Barışı ve Depremin Sonucu

Mistyimage
Muhalefetin söylemlerinden ve sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla depremin kötü sonuçları imar barışına da bağlanıyor. Benim bildiğim kadarıyla bir bina imar barışından yararlansa bile çürük ise kentsel dönüşüm yasasına dayanarak bir kişi bile istese yıktırılabiliyor. İkincisi imar barışından yararla
Muhalefetin söylemlerinden ve sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla depremin kötü sonuçları imar barışına da bağlanıyor. Benim bildiğim kadarıyla bir bina imar barışından yararlansa bile çürük ise kentsel dönüşüm yasasına dayanarak bir kişi bile istese yıktırılabiliyor. İkincisi imar barışından yararlanmasa bile iskansız binalara belediyeler sadece ceza kesiyor ve re'sen yıkmıyor. Benim bilmediğim bir şey mi var?
0
Mistyimage
(13.02.23)
kentsel dönüşümü zorlaştırıyor en basitinden eksisozluk.com
0
roket adam
(13.02.23)
@roket adam . Garo Paylan iyi sallamış.

Yapı kayıt belgesinin geçerlilik süresi

MADDE 9 – (1) Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır.
0
🌸Mistyimage
(13.02.23)
kentsel dönüşüm her yerde zorla olmuyor biliyorsun. adam mis gibi tapum var, evlerim kirada neden yıktırayım da kendimi zora sokayım 10 derse ne diyeceksin, diyor anladığım kadarıyla.

zoraki insanların evlerinden atıldığı kentsel dönüşümde zaten alternatif yok ama onu her yerde yapamıyorsun biliyorsundur. ayrıca bu tarz aflar kaçak yapılaşmayı teşvik ediyor. devletin arsasına ev yapan adam hırsızdır senin benim malımı çalandan farksızdır ve af yaptığımızda herkesi buna teşvik etmiş oluyoruz. keza devlet arsası olmasa bile imarsız ev yapmanın zararlarından bahsetmeye gerek yok.
0
roket adam
(13.02.23)
@roket adam imar barışına anlattığın nedenlerle ben de karşıyım. Ancak deprem neticeleri özelinde sordum. İmar barışı olmasaydı da o adamın evi yıkılmayacaktı. Apartman ise zaten maliklerden biri çürük ise imar barışından yararlanmış olsa dahi yıktırabilir.
0
🌸Mistyimage
(13.02.23)
pbs.twimg.com

Devlet sanki kuralsız bina yapımını meşrulaştırıyor. Kırık cam teorisi vardır, bir cam kırıksa öbürünü kırmak kötü gelmez ama kuralların harfi harfine yerine getirildiği yerlerde bunu yapmak daha zordur. Tam da bu yüzden Türkiye'de işler pek yolunda gitmezken AB ülkeleri tarzı yerlerde yolunda gidiyor.

Devlet zaten vergisini vermeyeni, yapmaması gereken yere bina yapanı, şartnamelere uymadan bina yapanı, suç işleyenleri bir noktada affediyor, bu da böyle "oluversin" canım. Genel bakış açısı bu.
0
nhk ni youkosu
(13.02.23)
Bu binalara veya yapılan eklere, en başında izin verilmemeliydi veya yıkılmalıydı.

Dediğiniz gibi bu mevcut yapılara bir şey yapmıyor olabilir ama imar barışı çıktıkça, 1 kişi yapacaksa 100 kişi yapıyor. Ertesi barışta 10 bin kişi oluyor vs. Kaçak yapılaşmayı teşvik ediyor ve çok çok çoğaltıyor bu işler.

Deprem olmasaydı seçimden önce bir daha düşünülüyordu sanırım.


.
0
kartallar yuksek ucar
(13.02.23)
imar barışı depreme dayanıklı bina yapmayı imkansız hale getiriyor.

şimdi imarsız bir yer var, hatta arsa da hazine arazisi. ben buraya kafama göre bina yapıyorum; çarpık, depreme dayanıksız, beton var mı yok mu belli değil, yapı denetim yok filan. sonra bu evleri çatır çatır kiralayıp güzelce hayatımı bunlarla geçiriyorum. imar affı çıkıyor, tamamen yasal hale geliyor binalar.

ama bunu yıkıp yerine düzgün bir bina yapmak istersem, imar yok deniliyor. @Mistyimage mevzuatı gayet güzel koymuş oraya.

üstelik o dandik binayı yıkıp tekrar yapmak istersem, proje çizdireceğim, yapı denetim olacak, beton testi olacak, falan filan. aynı rantı veren binayı tekrar yapmak için eşşek yüküyle para ödeyeceğim. bütün masraflar cebimden çıkacak, aldığım kira da zerre artmayacak. brüt metrekarede harcamam gereken para 15 bin lira. Devlet o dandik yapıyı yıkmama garantisini vermiş, neden cebimden eşek yüküyle para çıkarayım?

benim o saatten sonra yapacağım belli; devletin gelip düzgün bina yapmasını beklemek ve bu süreçte sesi çıkan kiracıları çatır çatır evden atmak. deprem olup insanlar ölünce "aaa şerefsiz usta dandik yapmış" diyip geçme şansım da cepte; şantiye şefi yok, yapı denetim firması yok, izin veren bürokrat yok, çalışan inşaat mühendisi yok. Sorumlu HÜseyin ustaydı, o da geçen sene rahmetli oldu der geçerim, kimse de bir halt edemez.

ölen de öldüğü ile kalır, haluk levent sağ kalanlara prefabrik ev için bağış toplar. ölenler şehit, kalanlar depremzede, ben de "aaa binam yıkıldı a dostlar" der toki moki deprem desteği filan tekrar yapar geçerim o binayı.

17 Ağustos depreminde yıkılan kaçak binaların yerine aynı kaçak binayı nasıl diktiler, aynen öyle işte.

döngü bu, bu döngü içinde sürekli onbinler depremde ölüyor. yüzbinler evsiz kalıyor, bir avuç insan birey de bu döngünün sefasını sürüyor.
0
babilfish
(13.02.23)
(22)

Depremde cok kapan yasam ucgeni vs iceride kalmak size mantikli geliyor mu?

stavro
Oncelikle sunu soyleyeyim, yuksek kattaysan zaten yapacak bir sey yok mantikli olsa da olmasa da çıkamazsin disari onu ayri tutuyorum.Ama eger cikma ihtimali varsa cikisa nispeten yakinsan bana cok-kapan yasam alani oluştur vs evin icinde kalip iceride onlem alma isi bana hicbir surette hiçbir şekil
Oncelikle sunu soyleyeyim, yuksek kattaysan zaten yapacak bir sey yok mantikli olsa da olmasa da çıkamazsin disari onu ayri tutuyorum.


Ama eger cikma ihtimali varsa cikisa nispeten yakinsan bana cok-kapan yasam alani oluştur vs evin icinde kalip iceride onlem alma isi bana hicbir surette hiçbir şekilde asla mantikli gelmiyor.
Hep böyle düşünüyordum ve bu depremden sonra daha guclendi bu fikrim.

1- Simdi düşünüyorum, coken koca bir binanin icindesin bir sefer. Bir bina sonsuz farkli sekilde cokebilir. Hicbir bina tam olarak birbirinin ayni sekilde cokmuyor nihayetinde. Dolasiyla nereye ne dusecek, tavan ne kadar kasagi inecek, nerede bosluk kalacak asla bilemezsin, kumar.
Televizyonlarda enkazsan sag cikarilan sansli insanlari görüyoruz hep, binlerce kisi ezilerek parcalanarak oldu, bir yasam ucgeni icerisinde falan kalmadi ve korkunc şekilde öldüler, ama haliyle Tv'de bu parcalanmis cesetleri gormuyoruz, sansli olanları goruyoruz. Su ana dek 24.671 kisi oldu en son okudugum rakam. Bunlari sadece rakam olarak görüyoruz ama kurtulanlari kanli canli görüyoruz Tv'de. O mucizeci kurtuluş yaşayanlar kadar şanslı olacak miyiz bakalim?
Bazi binalar var ozellikle alt katlar bildiğin yok, sifir. Yok yatagin yanina cok, yok kolon kirisin yanına cok flaan hikaye, kat bildiğin yok! Nereye siginacaksin o katin içerisinde?


2- Oldu da bina oyle bir şekilde coktu ki sen cokup kapandığın kısımda boslukta kaldın diyelim. Kafana gozune bir parca falan da dusmemesi lazim, o boslukta sana bir blok parçası bir tugla falan kafana dusmemesi seni tamamen korunakli bir alanda birakmasi lazım, kafaya 30*30cm bir parça çarpsa zatrn oldun.

3- buraya kadar saydigim tum iyi ihtimaller gerçeklesti,bolsukta yasam ucgeninde kaldin, kafaya goze sirtina falan bir yerine parca da dusmedi sag salim boşlukta kaldin sag durundasin diyelim. Yikici bir deprem oldu ve sen enkaz altindasin, sana yardim ne zaman gelecek? Binlerce binanın yikildigi bir ortamda senin altında kaldığın binaya yardim gelecek ve seni kurtaracaklar. Sen de o yardım gelene kadar ac susuz kalip olmeyeckesin hayatta kalacaksın. Bir de kis mevsimi ise donmadan kalman gerekecek bir de.
Bunun İstanbul'da oldugunu dusunsenize. İstanbulda semtlerin uydu goruntulerine bir bakın, binalar ic ice dip dibe. Oyle bir yerde size siz hayattayken bir yardim ulasabilecegini düşünüyor musunuz mesela, ben hic sanmıyorum.
Kotumser oldugumu düşünebilirsiniz ama bana sorsarsaniz istnabulda size yardımın zamaninda ulasmasi imkansiz, sahsi fikrim bu yonde.
He yukarisa saydigim tum iyi ihitmaller gerceklesecek hayatta kalacaksınız, yardim da bir sekilde siz hayattayken bolgeye ulasacak ama grlip sesinizi de duymalari lazim bir de o var. Enkazin icinde nerdeysesiniz artik o noktadan sesinizi birileri duyacak. Veya tam techizatli termal kameralı veya kalp atisi dedektorlu ekip falan gelecek.
Tv'de sadece kurtarılanlari görüyoruz ve dolasiyla kurtarılma umidi besliyoruz böyle bir senaryoda. Ama kac kisinin deprem sonrasinda enkazda sag kalip da takip eden surecte yardim gelene kadar iceride oldugunden haberimiz yok, tv hiçbirini gosteremiyor. Birkaç gun sonra kurtarilan 3-5 kisi asiri istisnai ve mucizevi olaylar. Buzdağının alti gorunmuyor. Binlerce kişi öldü nihayetinde.

Simdi yukarıda siraladigim sizi kurtarabilecek iyi ihitmalleri gayet de olagan ihitmaller olarak düşünebilirsiniz (ki ben oyle düşünmüyorum ama neyse) ama bu ihtimllarin hepsini carpinca cikan olasiligi dusunmek lazim. Yani bu ihtimallerin hepsi birden gerceklesmesi lazım evin icinde kalip da kurtulmamiz icin. Yani isvec peyniri olayi, butun deliklerin denk gelmesi lazım. Ama olumsuz ihitmallerin bir tanesi olmeye yetiyor.

Disari cikmaya calismanin da bir suru kotu ihtimali var evet, cikmaya calisirken bina ustune cokebilir en basitinden, cunku zamam hariciyoesun. Vrya çıktığında bina ustune dusebilir sokakta caddede neredeysen. Ama simdi yukarıda saydıklarımla karşılastirinca bana disariya cikmsya calismak (eger cikisa yakin yerdeysen, 5-6katta zaten sans yok onu soykedim yukarida) cok dsha mantikli ve kurtulma sansi cok daha yuksek bir senaryo geliyor. Yani sen disari cik da bina ustune dusese zaten yapacak bir sey yok, iceride kalsan zaten oldugu gibi ustune cokuyor o kesin. Kaldi ki gordugum kadarıyla cogu bina oldugu yere çöküyor istif gibi katlariyla. Yola ya da saga sola yatanlarin sayisi daha az gibi.
İceride sag kalsan bile kurtulusun halen zor ama dışarıya kendini atabilir kurtardiysan en azından isinma, yiyecek icecek bulma sansin var.


Ozet olarak bana iceride kalmak olum fermanını imzalamak geliyor neresen bakarsam bakayim. Deprem aninda planim kesinlikle olabildigince hizli bir sekilde disariya kacmak, hiçbir surete hiçbir sekilde iceride kalma yoluna gitmemek. Bina coktuyse öldün diye bakıyorum ben olaya.
Sizde durum nasıl?
0
stavro
(12.02.23)
Depremi yaşayanlar deprem olurken yerinden hareket etmenin çok zor olduğunu söylüyorlar. Herkes bulunduğu yere çöküyor genelde. Bu durumda dışarı nasıl kaçılacak? Biz ailecek depremi çok yakın illerde çok hissettik. Ben kaçmaya çalışırken dengemi kaybedip düştüm. Yani dediğiniz pratikte olmaz.
Hadi diyelim evden çıktın, bu sefer kapı eşikleri ve merdiven altları daha da tehlikeli. Her türlü bu tür büyük depremde yapılacak en uygun hareketi öneriyorlar.
5-10 sn içinde depremi algılayıp kaçabileceğiniz ortam varsa zaten dışarı çıkarsınız.
0
sevilen progressive türkücü
(12.02.23)
abi valla sıkıntılı durum ya. şu an annemin oturduğu yerde deprem olsa ben kapıdan fırlarım mesela. çünkü bina yıkılana kadar kendimi sokağa atma şansım var - etraftaki binalar da fazla yüksek olmadığı için kafama gözüme düşmeyebilirler. camdan, balkondan vs. 10-15 saniye içinde fırlayıp gidebilirim, duruma göre daha kısa sürede.

yalnız bir apartmanın ikinci katında ya da daha üstünde yaşıyorsan merdivenlerdeyken (ki bildiğim kadarıyla yapıların en zayıf elemanlarından) pat diye aşağı düşüp ciddi yara almak veya ölmek ihtimal dahilinde. ben o yüzden yaşam üçgeni yapardım eğer 10 saniye içinde sokağa veya en azından apartmanın girişine kadar ilerleme şansım yoksa.

her deprem bu kadar felaket olmuyor. istanbul'daki depremde evet enkaz altında kaldıysan (hatta sokağa çıktıysan bile) öldün demektir ama atıyorum tek şehri etkileyen, 50-60 binanın yıkıldığı bir depremde enkazda sağ kalmak önemli kurtuluş şansı.

bir deprem çantasının yanına hayat üçgeniyle çöktüğünde bence şansın az değil. kafana kepçe filan vurmazlarsa çıkarırlar 3-4 gün içinde, hatta belki daha kısa sürede. fay hatlarının üstünde yaşamayı çok seven bir sülalenin bireyi olarak bir sürü deprem yaşadım, hepsinde öncelikli tercihim evin içinde güvenliği sağlamak oldu kaçmak yerine. ha ev yıkılsa yaşar mıydım orasını bilmiyorum.
0
mark greg sputnik
(12.02.23)
Abi "deprem cantasinin yaninda yasam ucgeninfe kalmak" diyorsun mesela. Didisinin didisi yani.

"Çıkarsin 3-4 gune" bu depremde gorduk abi bunu, bayagi günlerce kimsenin gitmedigi yerler oldu. Yani durum " bir sekilde çıkarız yav" gibi basit
değil aslinda. Dedim ya biliyor muyuz kac kisi basta sag kaldı da iceride beklerken öldü.

Bir de ev başına yikildiginda disarida nasil bir sey yasandi bilemezsin zaten 50-60 bina mi yikildi yoksa sehir dumduz mu oldu. Umutsuzca bekleyeceksin. İstanbul'da deprem bekleniyor, İstanbul icin konsuiyirum zaten istnabulda nasil bir ortam olacagini tahmin edebilirsiniz.


Bir de bu zamana kadar izledigim deprem görüntülerinde gördüğüm genel olarak deprem önce hafif bir sarsintiyla başlayıp birkac saniye sonra hizlaniyor. Yani o ilk saniyelerde depremi hissedersem ben kosarak cikma yoluna giderdim.
İceride kalıp yukarıda sayidigim tum olumlu senaryoların gerceklesmesine bel baglayamam abi, kosarken cikabilirsem çıkarım cikamazsam kaçarken ölürüm diye düşünüyorum.
0
🌸stavro
(12.02.23)
tamam da dışarı kaçabilmek için girişe yakın yerlerde olmak gerekiyor.

girişe yakın değilseniz de tek seçenek merdivenlerden inip dışarı çıkmak. depremde ise ilk çöken yerler merdivenler oluyor.

sonuç olarak evde sağlam bir şeyin yanına uzanıp kendinizi küçültmekten başka seçenek kalmıyor.

pencereden/balkondan atlamayı da düşünmeyin. ya ölür ya yaralanırsınız. bacağınız, ayağınız vs. kırılırsa da öyle binadan uzaklaşamazsınız. bu sefer bina direkt üstünüze devrilir ki, bu içerde enkaz altında kalmaktan daha feci bi ölüm şekli.
0
candide
(12.02.23)
@candide
"tamam da dışarı kaçabilmek için girişe yakın yerlerde olmak gerekiyor."

Abi yazdigimi okumuyor musunuz:)
Bunu ben de soyledim ve bunu soyleyeceginizi bildiğim icin zaten en basta yazdim sonra konuya girdim ama yine ise yaramamış:)
0
🌸stavro
(12.02.23)
Stavro+1 kere +1 ayrıca Antakya'da çöküp kapanan yakınım hayatını kaybetti, binadan dışarı kaçanlar kurtuldu
0
primetime
(12.02.23)
@primetime dediğiniz kişi hariç binadan herkes kaçabildi mi? Kaç katlı binaydı? Kaçanlar kaçıncı kattalardı?
0
sevilen progressive türkücü
(12.02.23)
Giriş kattaysanız ve kapı kilitli değilse, tabii kiilk sarsıntıyı hissettiğiniz an hemen dışarı çıkın. Depremde ilk sarsıntı nispeten hafif oluyor, o an kaçmak mümkün. Ama sarsıntı hızlanınca, hareket etmek asla mümkün değil. İnsanın dizleri titriyor. Asla dengede durulmuyor. Ben 99 depremini İstanbul'da yaşamış biri olarak bunu söylüyorum. Yani ilk 5 sn'de kaçabilecekseniz kaçın, diğer türlü hareket etmek imkansız.
0
PhoenixRising
(12.02.23)
ben giriş katındayım ama gece kapıları kilitleyip yatıyorum. O bir sıkıntı olabilir ayrıca 7 üstü depremlerde hareket etmek zor diyorlar.

Ben 6 civarı deprem yaşadım onda hareket edebilmiştik ama çıkmak için depremin durmasını beklemiştik. Aslında o an binaya/kadere vs. güvenip durmak, bitince koşmak lazım ki sonuçta da böyle olacak bence. Bazı binalar deprem bittikten sonra, bazıları ikinci depremde, bazıları da deprem anında çökmüş. O anında çöken binaları tespit edip kullandırmamak lazım ama bunun için gereken yapılacak mı dersek, sanmıyorum.

Bu arada, çöken binalarda kurtarılanlar hep en üst kat falandır tahminimce. Giriş katındaki biri olarak bana kötü hissettirdi bu. Kendi avantajım hızlıca dışarı çıkabilmek, madem bunu yapabilirsem yapmalıyım.
0
nhk ni youkosu
(12.02.23)
Saniyeler içinde çıkabilecek durumdaysan çıkılabilir. Onun için zemin veya 1. katta olman lazım. Onun dışında kendini daha çok riske atmış olursun. Merdivenler ilk çöken yerler, çok zayıf yapılıyorlar genelde.

Eğer enkaz altında kaldıysan kurtulman zaten mucize, yüz binde bir gibi düşün. O yüzden enkaz altında kalma ihtimaline yatırım yapmak ve kafa yormak yerine, enkaz altında kalmayacağın bir yaşamın peşinde koşmak daha doğru. Benim tüm planlarım deprem olduğu ve bina çökmediği ihtimalleri kapsıyor, bina çöktüğünde zaten kurtulma ihtimalim minimum. Çök kapan falan bunlara kafa yormuyorum, depreme dayanıklı bina nereden bulurum onu düşünüyorum.
0
roket adam
(12.02.23)
İstediğin cevap bu değil biliyorum ama kesin çözüm bence; yikilmayacak binaya geçiş yapmali. Bir şekilde... İmkansızlıklari ve bahaneleri siralamadan... O binaları belirlemek için de elimizden geleni yapmalıyız. Test yaptırmak, az katlı, sağlam zeminli ev aramak vsvs.

Belli ki bizim binalar ve depremlerin şiddeti ne çökmeye kapanmaya, ne dışarı çıkmaya izin verecek.
0
abuzer
(12.02.23)
Gaziantep te 2. Katta yakalandım depreme uyanıktım. Ve ilk titremeye hanımla fırlayıp çocuğu alıp daire kapısına geldik kilidi açtım kapıyı açtım ve artık sallanma aşırı hızlandı ayakta kalma şansı kalmadı mecburen olduğumuz yere çöktük. Tutunduğum kapı eşiği ve elimin altından gidip gidip geldi. Eğer giriş katında olsaydım dediğin gibi kesinlikle dışarı kaçmış olurdum. Bina yıkılsaydı enkazdan değil dışarıda bi yerlerde olurdum. Ama tam uzaklaşabilir miydim bilmiyorum. Çünkü 10 katlı bina dolu etrafım.
0
rodeocu
(12.02.23)
yaşam üçgeninden kasıt zaten ezilmeyecek şeylerin yanında bi üçgen oluşturmak. kat komple ezilirse, kafana bişey düşerse vs. şans yok zaten. kafana yastık falan koy imkanın varsa diyolar. ses vermek için düdük ve suyu komidine koymayı tavsiye ediyolar. deprem çantası bina yıkılmazsa dışarı çıkarken yanına alman lazım. ben balıkesir'de yaşıyorum. izmir, bursa, istanbul varken buraya sıra geleceğini düşünmüyorum. dışarı çıkarsan da yüksek katlı yapıların dar sokakların olduğu yerde yol kalmaz. çıksan da risk yüksek deprem anında. nerenin yıkılacağını bilemezsin. dışarı kaçmama sebebi merdivenlerin sağlam olmaması. düzayak yerdeysen bi yere kapanana kadar çıkabilirim diyosan çık zaten.
0
b1020
(12.02.23)
www.eksiduyuru.com

şurada da belirtildi. 4-5 saniye içerisinde çıkamıyorsan çıkmayı deneme. çıkamazsın zaten. merdivenlere koştuğunda merdivenler çöktüğü için ya da o sallantıda savrulduğun için ölme ihtimalin, çök-kapan-tutun yaptığında ölme ihtimalinden ÇOK daha yüksek.

Bu arada bir yanlış anlaşılma var. Çök-Kapan-Tutun sizi çöken binadan kurtarmak için verilen tavsiye değil. Şimdi bu da yanlış anlaşılmasın. Hedef küçültmek tabii ki yaşam şansınızı artırır. Fakat normal şartlarda binaların, ekranlarda gördüğümüz gibi yıkılmaması lazım. O yıkıldığında zaten yatak, masa, dolap vs. kenarında olmanız muazzam bir fark yaratmıyor. Yani çöken bina olarak düşünecekseniz zaten sabitlediğiniz dolaplar da anlamsız kalmıyor mu?

Tekrar ediyorum. Normal şartlarda binalar tam ya da görece ayakta kalırlar. Çök-Kapan-Tutunlar ve eşyaları duvara sabitlemeler işte bunun için anlatılır. Çünkü bütün bina çökmez ama duvarlar, eşyalar belki tavandan parçalar vs. düşebilir. İşte bu ön çalışmalar ve çök-kapan-tutun sizi buna karşı korur.

Zemin uygun hale getirilmiş ve bina ona göre yapılmışsa o bina belki yıkılıp tekrar inşa edilmeden içine girilemeyecek hale gelebilir ama ayakta kalır. İşte bu yüzden deprem öldürmez, ihmal/hırsızlık/beceriksizlik/kaçak/rüşvet vs. ile yapılan bina öldürür diyoruz.
0
nawar
(12.02.23)
Millet yıkılmayacak binada oturmayı konuşur biz yıkılınca nasıl hayatta kalırız diye konuşuyoruz. Bina yıkılırsa yüksek ihtimalle ölüyoruz, düşük bir şans ile kurtulabiliyoruz.
Uçak duşerse kanat hizasındaki koltuklarda hayatta kalma ihtimali daha yüksek diyor kimileri. Atıyorum, düşen 100 uçakta toplam 3 kişi hayatta kalmış, ikisi kanat hizasındaki koltuklardaymış... Bu kadar az veri ile istatistik çıkarılmaz.



Deprem anında yaşam üçgeni, kaçış beşgeni düşünemiyor insan. Zemin katta bile kırılan camlardan dolayı dışarı kaçış zorlaşıyor.
İzmit 'te kitap gazete yığınları sayesinde hayatta kalan birkaç kişiden dolayı insanlar yataklarının etrafına kağıt döşemişti, ama aylar sonra bile artçı sarsıntı sonrası barakalara çadırlara döndük.

Bina yıkılırsa ezilmemek tamamen şans işi. Sanırım yatakta yakalanırsam kendimi yatağın yanına yere atar başımı kollarımın arasına alırım. Ama yan yatan binada yatakla yan yana kalma ihtimalim tamamen şans yine.

Neredeyse 25 yıl olmuş, hala başucumda bir buçuk litrelik su şişesi bulundururum. Tabi yıkılma durumunda hayatta kalırsak o şişe sırtımıza dayalı şekilde kollarımızı oynatamadığımız için içememe ihtimalimiz yüksek. En iyisi, sosyal olanaklar, ulaşım bakmadan sağlam zeminli, fay hatlarından makul uzaklıkta bir yerlere yerleşmek.

99'un izmit'inde olan kaos, 2023 Istanbul, izmir'inin yanında çok küçük kalır. O da başka bir konu
0
nop
(13.02.23)
Dışarı kaçma imkanın varsa, kaç. Giriş katta filansan camdan atla. Yapacak başka hiçbir şey kalmadıysa çök tutun kapan.

Zemin katta kapının dibindeysen zaten kaç!
0
babilfish
(13.02.23)
Yukarıda yazılanlarin hepsini okudum ve hala fikrim değişmedi açıkçası.

@nawar
Abi merdiven faktoru vs evet bunlsri anlıyorum, disari kacmaya calisirken cok da sansin olmamasini da anlıyorum da (ki giris katindaysam kesinlikle ve kesinlikle her surette kacma yoluna giderim yine de) yukarida saydigim tüm ihitmalleri asip kurtulabilme ihitmalini bu kadar olasi görüyor musunuz gercekten? Yani bu kadar sansli olabileceginizi düşünüyor musunz, bu ihtimalleri dusunup basit temel bir olasilik hesabi yapin.

Evet disari kacmak giris katinda değilsen cok zor bunu anlıyorum, ama cokup kapanıp hayatta kalma ihitmalinin COK daha yuksek olacagini düşünmek cok fazla iyimser kalıyor.

Disari kacmak veya cokup kapanmak, her iki durumda da kurtulma sansin yok dersin bunu anlarim da (giris katsan zaten her turlu kacmak avantajlı, onu saymıyorum) çöküp kapanarak hayatta kalma ihitmalinin cok daha yuksek olması bana hiç gercekci gelmiyor. Fazla iyimser bakıyorsunuz, kurtulma hikayelerine odaklaniyorsunuz. Coken bir binanin içinde ölürsün. Ölmezsen de artçılarda ölürsün, 3-5 gun sonra gelecek olan yardimi beklerken ölürsün, soguktan ölürsün açlıktan ölürsün, ölürsün kere ölürsün.

Kaç kisi ilk anda sag kurtulup artçılarda içerde sıkışarak öldü kim bilir. 99 depreminde eniştem böyle ölmüştü. Cocuklsri başında beklerken sabaha karsi bir artci daha oldu ve ezilerek öldü. Enkaz altindasin yahu, sayisiz riskin altindasin.

Tekrar ediyorum, enkaz altinda sag kaldigini varsayarak söylüyorum bu ihitmalleri, didisinin didisi yani daha baştan zaten sag kalma ihitmalinin cok cok cok az. Uzerine bina çöküyor. İlk anda sag kalma ihitmalinin üzerine saydığım ihitmalleri ekleyin.


Sunu netleşelim;
Bana sorarsaniz binanın yıkıldığı bir deprem senaryosunda kactin, kostun, oturdun, kalktin, yattin, uzandin, balkondan atladin, her halükarda her senaryoda cok yüksek ihtimalle öldün demektir.
Bina yikilirsa ölürsün diyorum ben ozetle.

Yani dışarı kaçma senaryosunda da buyuk ihtimalle olecegim, giris katta olsam bile oyle cok yuksek sans görmüyorum.
Ama su var, disariya kacarak da hayatta kalma ihtimalim cok düşük ama iceride hayatta kalma ihitmalim kat be kat daha dusuk matematiksel olarak zaten.
Eger disari kacamayscaksam son duami eder sevdiklerimi son kez bi düşünür, yaptığım yanlışlardan son pişmanlığımi yasar veda ederim.
0
🌸stavro
(13.02.23)
Bence de kacabilecek durumdayken kacmak en iyisi. bakis aciniza tamamen katiliyorum.

Bize sadece kurtulanlari gosterip buyuk basarisiziliklara ve ihmallere ragmen umut satmayi tercih ediyorlar. boylece dikkatler sorumlulara degil kahramanlara, kahramanlik hikayelerine yoneliyor. Bunu bilincli yapiyorlar cunku her seye ragmen toplumun sukunetini korumasi gerekiyor, bir nevi morfinliyorlar halki. 10 binlerce insan olecek, kurtulan onlarca insan icin hepimizin ici umut dolacak, elimizden geldigince yardim edecez ve rahatlayacaz. bu is bu kadar kolay olmamali.

Deprem, savas gibi konular bir kisinin kisiel onlemleri ile yasam sansini ancak ve ancak belki de binde 1 ihtimalle arttirabilecegi seyler. hepimiz yasam sansimizi binde 1 arttirmak icin kazanma sansimizin cok dusuk oldugu bir kumar oynuyoruz. en iyisi bu kumara hic girmemek.

bu kumara girmemenin 1. ve kazanma ihtimalimizi arttiracak yolu bu toplumu bu kumara sokmayacak insanlari yonetici olarak secmek, bunun icin cevremizi bilinclendirmek.

2. ve yine buyuk ihtimal kazanma itimalimizi arttiracak yolu felaket gelmeden bilincli tercihlerde bulunmak. ornegin daha az katli binalari tercih etmek. kimse saglamlik raporu, deprem yonetmeligi demesin, goruyoruz o saglamlik raporlarininin gercekligini, ve onay verenlerin guvenirligini. hepsi yalan dolan.

televizyonlarin bas bas bagirdigi, aslinda dikkatleri asil noktadan uzaklasitirip sirf bize binde 1 oraninda ihtimalle umut sattigi, deprem cantasi, duduk, fener, yok soyle yatin boyle durun dedigi durumlari gecin. diger hersey makul olur, bu detaylara odaklaniriz ama coken binada kurtulma sansimiz cok az. o nedenle bu olasilikta diger hersey detay kaliyor.

reflekslerin kacmani soyluyorsa kacacaksin baska secenek yok.
0
emrahday
(13.02.23)
şöyle biraz düşününce felaket tellallığı yapıyor gibi olacak ama istanbulda olacak şiddetli bi depremden sonra canlı kurtulmak bi işe yarar mı ondan da emin olamıyor insan. ekonomi ne durumda olacak mesela, ülkenin her şeyi istanbul'da nerdeyse. dışarıda ekmek dışında bişey bulabilecek misin? ülke tekrar inşa edilebilir durumda olacak mı?
0
b1020
(13.02.23)
@emrahday
Aslinda buradaki kullanicilar enkazlar kaldirilirken fiilen bulunmus ve görmüş olsalardı demek istedigim anlaşılacaktı. İlk gun bile enkazlardan çıkan sey sadece ceset!
1-2canlinin çiktigi enkazdan onlarca ceset cikiyor onlarca ceset. Bircok enkazda da o 1-2 kisi de yok sadece ceset. Ezilmis, parçalanmis, boynu kırılmıs, uzuvları kopmuş, aklina gelen ve gelmeyen her sekilde. İc karartici konuşuyorum ama gercek bu.

30binin uzerinde sayı ekrandan sadece rakam olarak gözüküyor ama bunlarin hepsi binalarin icinden cikan ceset, hepsi senin benim gibi insan.

Binanin icinde yasam yok, mucize beklemenin alemi yok. Cokup kapanıp hayatta kalma ihtimalini nasıl düşünebiliyorsunuz anlamıyorum abi.

Ekranlarda kurtulan insanlarla roportaj yapiyorlar ama kurtlamayanjn hicbiri hikayesini anlatamiyor size. Ve onlar binlerce kisi.


@b1020
Valla bina kafama cokecegi durumda en son düşüneceğim şeyler bunlar olur, tek gayem hayatta kalmak olur. Disarida kalayım da ekmek peşine duseyim.
0
🌸stavro
(13.02.23)
Hayatında 1 kere depreme şahit olmuş olsaydın depremde koşarak çıkma hayalinin ne kadar gerçek dışı olduğunu görebilirdin. Yani anlamadığın kısmı anlayabilsem yardımcı olurum. Kafana çökecek olan binadan giriş katta değilsen kaçamazsın. Kaçabiliyorsan muhtemelen o bina yıkılmayacak zaten. Yıkıldıysa da deprem çok uzun sürdüğünden ya da artçı depremlerden birinde yıkılır eğer yıkılırsa. Depremde koşabileceğine olan inancını anlayamıyorum zaten.

Bu arada depremde hayatta kalan herkes ama herkes o yaşam üçgenlerinden biri oluştuğu için hayatta kalıyor. O yaşam üçgeninde de en az yer kaplamanın yolu hedef küçültme zaten. Dediğim gibi normal şartlarda o bina yıkılmamalı. 7.5'te de yıkılmamalı, 7.8'de de yıkılmamalı. Yıkılmayan binada üzerine düşecek şeylerden, devrilen eşyalardan belki de tavanın bir kısmından kopan parçalardan kurtulmak için ÇÖKÜP hedef küçültüyor, KAPANIP hayati organlarını koruyor TUTUNUP o sallantıda savrulmuyorsun.

Haliyle bu ilk depremde yıkılıp dümdüz olan evlerle ilgili bakacaksak 3. katta koşarak kaçmaya çalışan birinin cesedini koridor ya da merdivenlerde bulma ihtimalleri, güvenli bir yere sığınabilmiş birini canlı olarak çıkarmalarından ÇOK daha yüksek. Bir önceki cevapta da söyledim.

"Evet disari kacmak giris katinda değilsen cok zor bunu anlıyorum, ama cokup kapanıp hayatta kalma ihitmalinin COK daha yuksek olacagini düşünmek cok fazla iyimser kalıyor."

Birincisi zaten "çok zor" değil, "neredeyse (%99,9) imkansız" olacak o. İkincisi ise çökecek binada ikisinde hayatta kalma ihtimaline bakacaksak kaçarken %0,1 ise (çok güçlü malzemeler arasında net bir yaşam üçgeni imkanı olmayan bir yerde) çök-kapan-tutun ile kurtulma ihtimalin %3 falandır. Dediğim gibi binalar fay hattı üzerine kurulmadıkça çökmemelidirler zaten.
0
nawar
(14.02.23)
@nawar
hayatımda 1 değil 1den fazla deprem yasadim (17 agustos dahil) ve yukarida da yazdim bunu daha once yaptığımı. Bildigin kactim. Kacabilecegime olan inancim buradan geliyor. Lambur lumbir her taraf salllanirken bildiğin kaçtım abi nesini anlamadin ki? Kurana el mi basayim ne yapayım yani:) Neye inanmak isteyecdgine karar verecek kisi sensin nihayetinde, ben sadece bunu bizzat yaptığımı soyleyebilirim en fazla. Kamera kaydım falan yok ne yazik ki.

"Normak sartlarda bina cokmemeli"
İyi de hocam normal sartlara gore konuşmuyoruz ki zaten binanin coktugu senaryosnuna gore konusuyoruz. Bu depremde binlercesi nasil coktuyse oyle coktugu senaryosuna gore konusuyoruz. Bahsettigin normal sartlar realitede yok, normal sartlar icerisinde olsak kacip kacmama konusunun neyini tartisalim zaten cok sacma değil mi? Oturur bir kosede depremin geçmesini beklerim ben de boyle bir soru aklıma gelmezdi.


3. Kat 5. Kat giris kat cikis kat bu muhabbete yukarida 250 kere cevap verdim onu uzatmiyirum artik.
Son kez sunu soyleyeyim, bahsetigim dışarı kactigim olayda giris kattaydim, ksctim. Yine olsa yine kacarim ayni durumda. 1. Kattaysam balkondan falan atlarım, 1.kat atlsyabilecrgim bir yukseklik. 2. Kattaysam zaten öldüm, mucize icin dua ederim.

Ki iceride hayatta kaldiktan sonraki ihitmallerden de sadece birkaçını yukarida siraladim. Hala bana bu kadar elekten gecip hayatta kalabilecegin ihtimaline bel bağlamak mantiksiz geliyor bana. Hatta tum bu eleklerden geçip kurtulup sonrasinda hastanede haystini kaybedenler de var uzun sure hareketsiz kalmaktan dolayı olan su an adini hatirlamadigin sendromdan dolayı.
0
🌸stavro
(16.02.23)
(4)

Maltepedeki bir evin durumu

horizon
Şuan oturduğum evin durumu zamanında hangi beton malzeme kullanildigina dair bilgi alabilirmiyim ( tabi belgeler doğru ise ) Binayı test yaptırmaya ikna edemiyorum şuan ki hayat şartlarında ne Yenisini alabiliyoruz nede satabiliyoruz
Şuan oturduğum evin durumu zamanında hangi beton malzeme kullanildigina dair bilgi alabilirmiyim ( tabi belgeler doğru ise )
Binayı test yaptırmaya ikna edemiyorum şuan ki hayat şartlarında ne Yenisini alabiliyoruz nede satabiliyoruz
0
horizon
(12.02.23)
Dostum test yaptırmakla uğraşmayın bir sürü prosedürü var. Bina 2000 öncesi yapılmış bir bina ise bir şekilde kurtulmaya bakın. E5 altı Maltepe tarafı zaten rezalet. Gülsuyu - Esenkent'te dedemin kentsel dönüşüme giren 80 yapımı evi vardı, demirleri elde ufalanıyordu artık.
0
roket adam
(12.02.23)
2000 den sonra yapılan bir bina aslında 23 yıllık ama sonuçta buralar biraz sıkıntılı yerler çok fazla yapılaşma var dip dibe
Kurtulmaya çalışıyoruz ama yeni evler kiralar o kadar pahalıki çözüm bulamıyorum
0
🌸horizon
(12.02.23)
bina çok eski değilse bulunduğun belediyede plan projesi vardır. statik proje varsa beton sınıfı orada yazar. yapı denetimli yapıldıysa yapı denetimde beton raporları vardır ama buna çok güvenmeyebilirsin.
0
b1020
(12.02.23)
Yani, çok etik bir düşünce değil ama şöyle diyeyim, test yaptırırsan ve bina mühürlenecek kadar çürük çıkarsa elinde satabileceğin bir evin de kalmayacak. Bu korkudan ötürü apartman sakinleri genelde test yaptırtmak istemiyor.
0
roket adam
(12.02.23)
(29)

Hatay’daki Suriyelilere nefret söylemleri

damba
Arkadaşlar direkt orada olan sivil ve STK çalışanı arkadaşlarım var Hatay’da. Buradaki Suriyelilerle yağmacı muamelesi yaptıkları için, Suriyeli vatandaşlar da zor durumda kalmışlar. Çadır alamayanlar, kimsesi olmadığı için sessiz sedasız ölenler varmış ki bazı Suriyeli vatandaşların enkazlara yardı
Arkadaşlar direkt orada olan sivil ve STK çalışanı arkadaşlarım var Hatay’da. Buradaki Suriyelilerle yağmacı muamelesi yaptıkları için, Suriyeli vatandaşlar da zor durumda kalmışlar. Çadır alamayanlar, kimsesi olmadığı için sessiz sedasız ölenler varmış ki bazı Suriyeli vatandaşların enkazlara yardım ettiği de söyleniyor.

Oradaki Suriyelilerlerin yağmacı olduğuna dair entryler ve ekşi sözlük’te bu anlamda girilen bir sürü şey var. Bu nefretin yayılmaması için bir şeyler yapamaz mıyız?

Sonuçta bu insanlar da isteyerek mülteci olan, memleketlerini terk eden insanlar değiller.

Bir arkadaşımın gönderisini dosyaya ekleyemedim
0
damba
(12.02.23)
@damba

Sözlerim bir nefret söylemi falan değil, yanlış anlaşılmasın. Yağma kısmıyla ilgili bir şey söylemiyorum.
Bir yanlışı düzeltmek istiyorum.
Onlar 'mülteci' değil. 'Geçici sığınmacı' veya 'kaçak göçmen'

Bir de bildiğim kadarıyla ülkelerindeki savaş ya da her ne ise o bitti.
0
Mirket
(12.02.23)
Bir ülkenin kaynakları bellidir ve sınırlıdır. Şu an kalmaları için hiçbir sebep yok. Ülke 10 milyondan fazla kişiye kaynak harcıyor durmadan. Tepki görmeleri çok normal.
0
scholar
(12.02.23)
Ben bitane bile video ya da güvenilir kaynaktan bilgi görmedim yardım ettiklerine dair. Koyu akp li arkadaşım bile şikayetçi sırf bu yüzden oy vermeyeceğini söylüyor.

Kendi fikrimse bir an önce gitmeliler. 10-20 sene sonra en hümanistimiz bile istemeyecek ama çok geç olacak. Sayıları az değil çünkü.
0
andy kaufman
(12.02.23)
suriyeliler gider gitmez konu bu değil hükümet şu an gündemi değiştiştirecek dikkatleri dağıtacak konu arıyor, yağmacılık konusu suriyeliler buna fırsat olmasın

evet böyle afetlerde bunun gibi asayiş sorunları olur, 99 depreminde sokaklarda enkazların başında askerler nöbet tutuyordu

güvenlik zaafiyeti varsa linç örgütleyerek çözülmez, o durumda yağmacı olup olmadığını bilmediğiniz bir çok insan zarar görür

güvenlik ihtiyacını doğru kişilerden talep etmek gerek
0
freebird5406_2
(12.02.23)
bu nefretin yayılmaması için yapılacak en iyi şey ülkelerine göndermek olur. burada kaldıkları müddetçe nefreti üzerine çekmeye devam edecekler.
0
abelardo
(12.02.23)
suriyeliler GECICI siginmaci. artik gitmeleri gerekiyor. savas bitti.
0
alperz
(12.02.23)
Ben de çok üzgünüm. Antep'teki arkadaşim deprem nedeniyle konaklama merkezlerinde kalan Türkiyeli ve Suriyeliler içindeki Suriyelilere 2 gün içinde orayı terk etmeleri gerektiğini söylediklerini aktarmıştı. Orada kalanlarca da teyit ettik. UNHCR'a haber verildi haber bekliyoruz.
Suriye'nin geri dönüş için güvenli olmadığına dair raporlar var:
archive.md
teyit.org
0
Amaranta ursula
(12.02.23)
kurunun yanında yaş da yanar. normal.
0
candide
(12.02.23)
Ben deprem bölgesindeyim. İlk günlerde ihtiyacı olmayan suriyeliler gelerek ihtiyacı olan türkleri yardım tırlarından kovdular. gelen yardım tırlarını yağmaladılar. yağmacıların yüzde 80'i suriyeli.
0
komando kani var bende
(12.02.23)
türkiye'de göçmen olmak istemezdim. ülkenin refah seviyesi de yüksek olsa hiç değilse.
0
deartheodosia
(12.02.23)
Göçmenlere karşı biriken ciddi bir nefret ve öfke var ve bu bir gün patlayacak. Ülkede hem ekonomilk, hem de diğer konularda yaşam sıkıntıları da had safhada olduğundan bu tarz olayların yaşanması çok normal. Suriyelileri seviyorsanız yapabileceğiniz en iyi şey bir şekilde buradan kurtulmalarını sağlamak olacaktır. Trde bu konuda bir bilinçlendirme sağlamaya çalışmak nafile, çünkü pasta çok küçüldü ekmek aslanın ağzında, insanlar geçrek manada aç ve paylaşacak ekmekleri de artık yok. 2010'lardaki TR değil burası artık.
0
roket adam
(12.02.23)
yapamayiz. siz belli ki zenginsiniz bu kadar humanist davranabildiginiz icin. milletin sabri tasti artik tasti.
ayrica multeci degil, gecici siginmaci!! ve madem kotu hissediyorlar gitsinler bir zahmet. biz kendimize yetemiyoruz. amerika degil burasi. kaynaklarimiz kit bizim. siz de nolur tr vatandasi olarak bir de kendi vatandasiniz gozuyle bakin olaylara.
0
Kittie
(12.02.23)
Arkadaşlar hepinize cevaplarınız için teşekkür ederim.

Tamam belki mülteci değil geçici sığınmacı, belki o, belki şu. Biraz eksik yazmışım, orada bir sürü Arap vatandaş da vardı, onlar Suriyeli değil burada senelerce yaşayan insanlar. Hatay farklı milletlerden insanların olduğu bir şehirdi. Bu durumda Suriyelilerin suçlarını orada yaşayan Araplara mı yükleyeceğiz?

Bazı arkadaşlar sabırlarının azaldığını söylüyorlar, burada da anlamaya çalışıyorum, çok şey yaşadık, haksızlıklar var, adaletsizlikler var vs. Suriyelilerle alakalı yapılanlar o “insanların” değil, Avrupa’dan oradan buradan yüklü miktar para alıp onların burada yaşamasına müsaade edenler, ister para için, ister politika için ister insanlık için olsun ama bu insanların gidecek yerlerinin olmaması ve kaçak olması her zaman onların problemi mi? Tüm irade onlara mı bağlıydı sizce?

Diyelim ki yetişkinlerin iradeleri vardı ve bilerek burada kaldılar. Bu durumda diğer Arapları da mı yok sayacağız? Ya da o insanların çocuklarını da mı yok sayacağız?

Nerede onlara “insan” olarak davranmak gerektiğini, onların enkaz altından çıkarılmamasına yardım etmemek gerektiğini, nerelerde temel ihtiyaçlarını yok sayacağımızı bilmiyorum, siz biliyor musunuz? Eğer eminseniz sorun yok.
0
🌸damba
(12.02.23)
@kittie zengin değilim, gelirim asgari ücretin altında :) sosyoloji ve psikoloji mezunuyum, dezavantajlı grupla bol bol temas eden bir insanım, belki bu yüzden durup düşünmek gerektiğini savunuyorum.

Lakin ben de oralarda olsam, gözümün önünde temel ihtiyaçlarımı Suriyeliler alsa (yağmalasa) yine de bunu savunur muydum bilmiyorum, düşününce savunurdum, ama duygularımla, zihnimle, orada olarak yaşamadım da bu deneyimi bi yandan.
0
🌸damba
(12.02.23)
6 yıl orada yaşadım. Orada yaşayan Araplar var demişsin. Öyle bir şey yok. Oranın insanı Hataylıya Hataylı der. Kimse kimsenin kökenine bakmaz. Ve oranın yerlisi kökenine bakılmaksızın müstesnadır, özeldir. Bunu düzelteyim.

Bir de gidecek yerler yok demişsin diğerleri için. Geçmiş bayramlarda gördük, gidecek yerlerinin olup olmadığını. Bu sene de göreceğiz var mı yok mu.
0
Mirket
(12.02.23)
arkadaşlar tahammülsüz oluşunuza, Suriyelilerin gitmesini istemenize, burada kaynaklarımıza ortak olmalarını istememenize diyecek bir sözüm yok, yeri ve zamanı değil.

demek istediğim deprem ortamında, neredeyse SAVAŞA EŞ DEĞER BİR ORTAMDA, bu insanları dışlayacak mıyız? insanlara yardım edebilecekken etmeyecek miyiz? Onlardan hoşlanmıyorsak dile getirecek ve gitmelerini istememizin söylem zamanı bugün mü? Deprem olmuşken, insanlar çaresizken mi bunu yapacağız?

Ben bu dışlanmayı bugün yapmasak, onlar geri durmasa sırf Suriyeli oldukları için yardım vs durumlarına, olmaz mı diye soruyorum.
0
🌸damba
(12.02.23)
+40 yazar eskisi geldi, açılın.

1999'da Sakarya'da Suriyeli yoktu. Diğer şehirlerden kamyonlara doluşup yağmaya geldiler. Şimdilerde Suriyelileri, Arapları dilinden düşürmeyen muhalif kesim komşularım (hiçbirinin evi hasarlı değildi) Danimarka'dan gelen kıyafet paketlerini yağmalamak için okul basmakla meşgullerdi. İstifçilik kısmına girmeyeyim, yapanın partisine, eğitimine, kökenine bakılmaksızın öyle çok örneğini gördük ki.

Kimse çıkıp ben ırkçıyım demez. Bugünlerde Suriyelilere saydıran biri 10 sene önce yerli etnik kökenden bir grup için "x şehirde çok arttılar, belediye neden toplamıyor bunları" diyordu mesela. Sığ fikirli, empati yeteneği gelişmemiş kişiler için dillerine dolayacakları toplumsal sorun her zaman bulunur.

Ekşi sözlüğün son 10 yıldaki değişimi tam bir hayal kırıklığı. Farklı kültürlerden zehir gibi insanları keşfettiğim, bin çeşit bilgiye ulaştığım bir yerdi. Giderek siyasileşen, siyaseten tek tipleşen, yobazlaşan bir mecra oldu zamanla. Twitter'ın dünya çapında böyle bir etkisi oldu sanırım. Ekşi de bundan nasibini aldı. Naif sorunuza gelecek cevapların yoğunluğunu tahmin ettiğimden, sırf farklı bir ses çıksın diye üşenmedim yazdım. Silinmezse okursunuz.
0
zihua
(12.02.23)
daha bebekli vs Türkler aileler cadir bulamadi, bu hassasiyeti anlamiyorum. Onlar da bu nefret yayilmasin diye birsey yapsin millet durdugu yerde kinlenmiyor.
0
wishmaythşngs
(12.02.23)
@damba
1)göçmenler hakkında, benim ülkeme sonradan gelip bana zarar veren ve ülkede benden çok hak elde etmiş kişilerin başına gelen şeylere üzülemeyeceğim kusura bakma.
2)Arap kökenli vatandaşlar üzerinden suriyeli göçmenleri savunmuşsunuz. Bu kişiler göçmen sanıldığına göre türkçe bilmiyorlar. İnsan istediği dilde okur, konuşur buna kimse karışamaz. Ama sen bunun yanında vatandaşı olduğun ülkenin resmi dilini anlamak ve konuşmak zorundasın. bunu yapmıyorsan buraya ait değilsin. Mesela bu kişiler oy kullanacak, neye göre kullanacak?
3)Birisi yazmış. Benim yurtta kalan yeğenimin de eşyalarını çöp poşetine koyup gelin alın demişler. Okul tatil olduğu için memleketteydi, apar topar eşyalarını almaya istanbula gidiyor çocuk.
0
vizivozo
(12.02.23)
tekrar edeyim kurumların güvenlik sağlaması gerekli fakat lince varabilecek söylemler düşündüğünüz gibi yerel halkın türklerin oraya yardıma giden gönüllülerin de hayatını zorlaştırıyor

örnek: twitter.com

twitter.com
0
freebird5406_2
(12.02.23)
geçici sığınmacı suriyeliler arasında elbette yağmacılar vardır. biz türkler arasında yok mu? var. bu yüzden birkaç kişinin eylemini tüm bir millete yüklemek zekadan uzak bir harekettir. suçun şahsiliği ilkesi vardır.

ülkelerine geri gönderilme süreçleri depremden ayrı tutulmalı.
0
Leonardo~Da~Vinci
(12.02.23)
Suriyelilerin bir kısmı yardımcı oluyordur. Ben öyle bir örnek duymadım ama kesin vardır. İnsanlığı ve insanları komple kategori edemiyoruz tabii ki. Yardımcı olandan fazla hiçbir şey yapmayan nargilesini alıp KYK yurdunda takılan ya da başka yere giden de vardır. Yardımcı olan kadar da yağmalayan vardır. Benim de bölgedeki yardım amaçlı giden arkadaşlarımdan yağma haberleri geliyor. Hatta Hatay'dakiler polisten ve askerden destek istiyordu. Güvenlik sorunu olduğu için merkeze dönenler ve Hatay'dan ayrılanlar oldu.

Yalnız nefret söylemleri(!) genelde ateş-duman ilişkisiyle ortaya çıkar. Ateş olmayan yerden duman gelmez şeklinde. Bunlar bazen örnekleri aslında genelleyemeyecek seviyede olmasına rağmen algı oyunu ile abartılır. İşte buna nefret söylemi diyebiliriz. Diğerlerinde ise örnek sayısı o kadar fazladır ki artık inkar edemeyiz. O zaman yaptığın artık aynı kategoride incelenmemeli.
0
nawar
(12.02.23)
Ülkecek bir üzülmedigimiz cadir bulamayan suriyeliler kalmisti sanki herkes bir yerlere yerlestirilmis gibi duyar kasmaniz komik.
öneri olarak, o yardima giden 'bazi' suriyeli arkadaslar cadir bulmada vs. yardimci olabilir.
Herkes caninin derdinde ben orada hic kimsenin suriyeli Türk depremzede ayrimi yaptigini düsünmüyorum, bunu elinde kanit olmadan dile getirenler, duyuru acanlar, sözlükte twitterda yazanlar neyi amacliyor, Türk halkina karsi nefret söylemi olmuyor mu? sonucta bu halkta isteyerek veya istemeyerk yillardir milyonlarca suriyeliye evsahipligi yapiyor.
0
Coma
(12.02.23)
@Coma bahsettiğim bu ortamda, enkaz altında ırkçılık yapılmaması, uzun vadeli durumu ya da geleceği tartışmıyorum

www.instagram.com
0
🌸damba
(13.02.23)
enkaz altinda irkcilik yapildigina dair kanitiniz varsa savciliga gidebilirsiniz, yoksa yillardir isteyerek veya istemeyerek milyonlarca suriyeliye ev sahipligi yapan halka ve devlete -enkaz altinda irkcilik- hassasiyetiniz ayni sekilde nefret söylemi.

Hamit kardeşimizi yeni gördüm, kendisi gibi dürüst ve yardımcı birine suriyede daha çok ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
0
Coma
(14.02.23)
@Coma ben savcılığa gitmeyi akıl etseydim, buraya yazmazdım. Buradaki insanlara “bir şey yapamaz mıyız” diye sorduğum için buradayım. Yazdıklarım X, ama sizler Y’den bahsediyor gibisiniz.

Yine de teşekkür ederim.
0
🌸damba
(14.02.23)
Suriyelilerin içinde azgın bir grup var. Ben oranlarının çok yüksek olduğunu düşünmüyorum. Ancak bu kişiler göze battıkları için, hükümet bu kişileri şımartıp, bir şey demediği için, iş kötü noktalara doğru gidiyor.

Siz orada yakınlarını toprağa vermiş insanların malını yağmalarsanız, adam bir tane yardımı almaya çekinirken, çekirge gibi üşüsüp 15 defa aynı yardımı alırsanız vs. vs. tepki olması normal.

Aslında hükümet askeri sokarak, bu durumu çok kolay engelleyebilirdi. Ancak vatandaş çokta umurlarında değil...


.
0
kartallar yuksek ucar
(14.02.23)
Sizin cümleleriniz ile size cevap verdim, başka birşeyden bahsetmedim.
Olmayan durum için ne yapabilirsiniz? Eğer varsa kanıtlarsınız, insanları örgütleyebilir, hem depremzedelere yardımcı olabilir hem de yasal yollara başvurabilirsiniz. Kanıtnız yoksa başka birşey peşinde olduğunuzu düşünüyorum.
0
Coma
(14.02.23)
Kurumumuzda Suriyeli bir tercümanımız vardı. Bize gelen Türkçe bilmeyen öğrenci velilerine tercümanlık yapardı. İlk işe girdiğinde sevincinden tatlı dağıtmıştı.
Ağzı var dili yok denir ya öyle bir kadındı.
Bugün oğlunun acı haberini aldık. Karı koca oğullarının cansız bedeniyle baş başa kaldılar. Acısı büyük ama o yine aynı, ağzı var dili yok.

Onun da acısı aynı, Türk'ün de nusayrinin de. Bu ortamda Irkçılık yapanlara söyleyebilecek bir sözüm yok, sinirden ellerim titreyerek olan biteni takip ediyor ve lanet okuyorum.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(14.02.23)
(22)

Sözlükteki Netflix ve Starbucks boykot ile linçi

put it in your appropriate place
Şahsen sözlükte gündeme gelene kadar ne Netflix ne de Starbucks aklıma gelmemişti. Ne bileyim, başsağlığı duyurusu ve yardım bağışı yapıp yapmadıkları hiç aklıma gelmedi. Gelse bile bakmaya tenezzül etmiştim sanırım.Starbucks'a gitmeye ve Netflix üyeliğine devam edecek misiniz? Nedir düşüncesiniz?
Şahsen sözlükte gündeme gelene kadar ne Netflix ne de Starbucks aklıma gelmemişti. Ne bileyim, başsağlığı duyurusu ve yardım bağışı yapıp yapmadıkları hiç aklıma gelmedi. Gelse bile bakmaya tenezzül etmiştim sanırım.

Starbucks'a gitmeye ve Netflix üyeliğine devam edecek misiniz? Nedir düşüncesiniz?
0
put it in your appropriate place
(12.02.23)
Marka ve ünlülerden hesap sormak yerine olayın muhataplarına yönelmeli. Netflix zaten çöp. Starbucksa da gideceğim evet. Çünkü onlarlık bir mevzu değil. Kapısına dayanmamız gereken asıl sorumlular başka.

Edit: Ha bu arada yardımlar konusunda kendi açımdan vicdanım çok rahat. Fakat bir tane bile gönderi/story/mesaj paylaşmadım çünkü bunların somut bir katkısı yok kimseye. Elimiz iş görsün. Ağzımız laf yapmasın.
0
ruhen hastayim ben
(12.02.23)
Bu tür bir tepkiyi genel olarak saçma buluyorum. Şirketlerin mesaj yayınlaması, destek olması, bağış yağpması vb. güzel şeyler tabi ancak bir şirket destek mesajı yayınlamadı diye buna tepki göstermek anlamsız geliyor. Depremin sonuçlarının suçlusu belli, tepkilerimizi onlara göstermek daha mantıklı... Şahsen bir boykot vb. olacağını, olsa da bunun bu şirketleri herhangi bir şekilde etkileyecek boyuta ulaşacağını da düşünmüyorum.
0
salihdt
(12.02.23)
başıma bir şey gelmeyecekse hiç bir şirketin bağış yapmak zorunda olmadığını düşünüyorum. vergi veriyorsa, suç işlemiyorsa benim için yeterlidir.
baskı yaparak bağış yaptırmayı vandalca buluyorum.
dolayısıyla hiç bir şirketi boykot etmeyeceğim.
sorumluluklarını yapmayan şehir planlamacıları, müteahhitleri, siyasileri, bürokrotları boykot etmek lazım.
0
abelardo
(12.02.23)
bir kere fazlaca "kötü şey yapan" kişi ve kurumlarla muhattap olduğumuz bir dönemde "yeterince iyi şeyler yapmadı" diye gösterilen aşırı tepkiler inanılmaz saçma. bir temel gıda şirketi veya tekstil şirketi olsalar duyarsızlıklarından ötürü bu tarz tepkiler gösterenlerin mantığını anlayabilirim ama netflix ve starbucks gibi tamamen alakasız 2 şirkete bu tepkilerin gösterilmesi garip. tabi böyle küresel çapta bilinen markaların küresel çapta farkındalığın artmasına sağlayacak yardım kampanyaları vs. yapması güzel olurdu ama dediğim gibi bu en fazla yeterince iyi şeyler yapmamaktır. bunun için boykot vs. çok abartılı tepkiler.

öte yandan bu boyutta olup hem de türkiye'de ofisleri olan şirketlerin hiçbir yardım yapmamış olmasının da imkansız olduğunu düşünüyorum. benim şirketim en büyüklerden olmasa da gene de ilgilisinin adını sanını bildiği bir holding. onlar da mesela bağışlarını ve kampanyalarını duyurmamışlardı başta, sadece şirket içi maillerde duyurulmuştu sosyal medyada değil. yani bu şirketlerin de türkiye merkez ofisleri 3-5 kişiden oluşmuyorsa az veya çok bir şeyler yapmışlardır mutlaka.
0
semaforo de medianoche
(12.02.23)
Platforma üyeliğim yok. Türkçe içerikler de üretilen bir platform. Çok fazla üyesi de var.
Duyarlı olmak kötü değildir, her firma yapmalı diye düşünüyorum. Tepki göstermeyi de anlamsız bulmuyorum.
0
sevilen progressive türkücü
(12.02.23)
Yardım yapabilecek şirketlerin yapması çok iyi oluyor. Örneğin Arçelik-Beko grubunun baya iş görecek aletleri gönderdiğini biliyorum ki bu çok güzel.

Netflix'in öyle bir ürünü yok (ama dizi yaptırıyor sektör bağlantılarını kullanıp o bölgeye ışık ve jeneratör yığabilirdi mesela) fakat yakın arkadaşım şunu söyledi ve mantıklı geldi, bu yabancı şirketler "biz de sizdeniz" diye kültüre adapte olmaya çalışıyor sürekli reklamlar yapıyorlar madem öyle kötü durumda da yanımızda olsunlar. Ayrıca para bağışlamasına bile gerek yok, Netflix'in erişimi çok yüksek, sitede ve sosyal medyada bir duyuruyla veya birkaç ünlü oyuncunun paylaşımıyla çok büyük yardımlar toplanabilir*, uluslararası kitlelerin ilgisi çekilebilir. Şunun için ceplerinden para bile çıkmaz. Bu açıdan bakınca çok mantıklı. Tabii global şirketler de "dünyanın her yerinde sürekli büyük şeyler oluyor hangi birine bunu yapacağız" gibi düşünüyor sanırım.

*örneğin ABD kitlesi olan Hasanabi diye bir twitch yayıncısı 1m dolar topladı. Yuh yani böyle bir adam bile milyon dolar toplayabiliyorsa daha büyük erişimi olanlar neler yapar onu düşünemiyorum. Tabii bu bağışların kitlelere düzgün aktarımı ayrı bir organizasyon. O iyi yapılabilecek mi bilmiyorum.
0
nhk ni youkosu
(12.02.23)
@nhk, netflix jeneratör, starbucks kahve vs her şeyi sağladı aslında. reklam yapmadıkları için duyulmuyor ve linç yiyorlar.
0
neira
(12.02.23)
Yardım yapmaları ayrı şey ancak ben bir üzgünüz mesajı yayınlamaları gerektiğini düşünüyorum.

Burada iş yapıyorsun. Deprem olmuş. Senin müşterilerin veya yakınlarının canı yanmış. Bir "üzgünüz", "geçmiş olsun" mesajı koymaları gerekirdi. Yardım yaparmış, gizli yaparmış, hiç yapmazmış kendi bilecekleri iş. Biz, bize yeteriz.


.
0
kartallar yuksek ucar
(12.02.23)
Starbucks'a kırk yılda bir giderdim, Netflix desen aboneliğim yok. İkisi için de; bulundukları alanlarda hizmet almayı düşünürsem son tercihim olur. Böyle büyük firmaların doğal afet gibi durumlarda hızlı ve makul reaksiyonlar gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece kendileri değil, iş ortakları aracılığı ile de zor şeyleri hızlı bir şekilde çözebilirler.

Sapla samanı karıştırmamak adına: bu şirketlere sitem etmek ile sorumlulardan hesap sormak bağımsız iki olay.
0
giovanne
(12.02.23)
Netflix ve Starbucks günah keçisi oldular ama benim için hiç sıkıntı değiller, ben bu ülkede milyonlarca lira kazanan ama Twitter kesilince çıkıp tek kelime etmeyen dizicilere şarkıcılara falan daha çok ayarım, para yardımını zaten herkes yapıyor bu işler parayla alakalı konular değil, bu ülkenin Twitter kesilince "ya birader bak bu Twitter'la hayat kurtarıyor insanlar kesmeyin şunu" diye çıkıp 2 çift laf edecek insana daha çok ihtiyacı var.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.02.23)
Valla yardim etmek bir zorunluluk değil nihayetinde evet ama lgbt derneğine bagis yapip duyarli gozukmeye calisan bir firma bu durumda bagis yapmiyorsa samimiyetsizdir ikiyuzludur. Onlar insan da bunlar ne?
Hic bir bsgista bulunmamamis olsalardi markaya antipati duymayacaktim ama boyle duyarli gecinip de boyle felaketi gormezden gelmek...
0
stavro
(12.02.23)
Starbucks gerçekten samimiyetsiz bir firma, bunu da burada al-shaya grup tarafından temsil edilmelerine bağladım ben. Globalde bu tarz yardım kampanyalarını daha önceden yapmışlar çünkü. Ama sonrasında tepkiler üzerine güzel kampanya başlattılar buna sevindim. Yine de sbux'a gitmemeye çalışıyorum fiyatlarından ötürü.

Netflix üyesi değilim, torrentçiyim :) Ailemde nflix üyeleri var, onlara da bir şey demem.

Bu bütün markalar için bir case study oldu. Trde iş yapacaksanız bu üllenin yardıma ihtiyacı olduğunda hemen aktif olduğunuzu göstereceksiniz gibi bir mesaj almış olması lazım tüm yabancı firmaların. Öyle parayı alıp gideyim yok artık. Kamuoyu çok aktif, bizi tebrik ediyorum bu konuda. Seve seve bağış yaptırdık adamlara.
0
roket adam
(12.02.23)
zorunlu değiller ama yardım yapmalılardı. eleştirilen konu yardım yapmamalarından önce sosyal medyada ilk 2 gün içinde geçmiş olsun mesajı bile paylaşmamaları değil mi, ben mi yanlış biliyorum? marka kimlikleri herhalde felaketlerde sessiz kalmak ama twitter'dan salak salak esprili içerik paylaşmak? bu firmaların takibini yapıp sosyal medyada paylaşan kişiye teşekkürümü edeyim buradan. starbucks zaten alshaya isimli arap bir gruba ait.

bir de turkcell'in borçlarınızı 1 hafta erteleyeceğiz açıklaması var. düşük zekalı insanlara mı karar verme ve açıklama yapma yetkisi veriyorlar, bilmiyorum?
0
deartheodosia
(12.02.23)
7/24 tweet atan sosyal medyacılar ve şirketler için taziye mesajı yayınlamak zor değil. bağış çok sonradan da yapılır. önemli olan hızlı biçimde aksiyon alabilmek mesaj konusunda.

netflix'i ablamın üzerinden kullanıyordum hatta you'nun son sezonunu izleyecektim vazgeçtim, açmadım bile.
starbucks'a çok nadir giderdim evde kahve yapıyorum zaten. artık gitmem.
0
false pretension
(12.02.23)
ben de ilk kez böyle bir boykota katıldım.

bu felaket normal bir felaket değil çünkü. 20-25 bin öl üyazdıklarına bakmayın. en iyi senaryoda 200-250binden fazla cenaze var. büyük ihtimalle 300-400bin arası. atom bombası atıldığında bile bu kadar insan ölmedi.

bir ülkede iş yapıyorsan böyle bir şeyi görmezden gelemezsin. geliyorsan, 5sn'lik bir metin yayılnayamıyorsan bunun altında kasıt ve kötü niyet vardır.
0
tchuck
(12.02.23)
kapısına dayanmamız gerekenler başka, ama starbucks'a da gitmeyeceğim, netflix'i de iptal edeceğim tabii ki.
0
damba
(12.02.23)
netflixi zaten önceden birakmistim.
en sevdigim marka starbucks, ben bile lincleyecegim. Bir sehre gittigimde oranin starbucks neredeymis vs diye bakar giderim, Seattledakini bile gördüm. ama artik düz kafelerde garson mobbingini cekecegim.

soru gayet net, netflix ve starbucks özelinde sorulmus, kimse bunlari boykot edip digerlerinden hesap sormayacagiz da demiyor.
0
wishmaythşngs
(12.02.23)
şahsen boykot taraftarı değilim. boykot yapanlara asla niye boykot yapıyorsunuz demem ancak söylendiği gibi bu tarz firmalardan çook önce hesap sorulması gereken başkaları var. vakti zamanında bu yapılar düzgün yapılsaydı bu boyutta bir felaketi yaşamayacaktık.

benim şu vaziyette hangi şirket yardım yapmış, hangi şirket taziye mesajı yollamış, bunları araştırıp soruşturacak enerjim yok. umurumda da değil açıkçası. bölgenin ihtiyaçları sağlandığı sürece bunu kim sağlamış mühim değil. tüm enerjimi bu günleri yaşamamıza neden olan siyasilerden, müteahhitlerden ve başkalarından hesap sormaya ayırma niyetindeyim.
0
knight of cydonia
(12.02.23)
Netflix hesabım var. Kullanmaya devam edeceğim. Starbucks'a ayda 1-2 kere gidiyorum belki. Bundan etkilenmeyecek. Bizim milletimiz böyle. Hesap sorması gerekenlere gücü yetmez, gücü yettiğinden çıkarır öfkesini. Devlete dair saçma bir kutsal bakışları var. Bu arada devletçiyim ben, buna rağmen söylüyorum. Twitter ve linç kültürünün böyle saçma sonuçları var. Rüzgar nereden esiyorsa ona göre konum alanlar var bir de.

Yani tabii ki insanlar kullandığı firmaların bu gibi konularda hassasiyet gösterip konuyla ilgili bir açıklama yapmasını ya da el atmasını isteyebilir. Bunu yapmayanları protesto da edebilir. Fakat şu an durum bundan çok farklı yerlere geldi.
0
nawar
(12.02.23)
linci doğru bulmuyorum ancak verilen tepkiyi anlıyorum. en azından tekiye almadan önce bir başsağlığı mesajı yayınlayabilirlerdi. insani bir jest bu.
Starbucks zaten pahalı bulduğumdan gitmiyordum. netflix'i kullanmaya devam edeceğim.
0
Leonardo~Da~Vinci
(12.02.23)
Turkiye'de starbucks'a gitmeyi dusunmuyorum. Netflix'i de herhalde sifre paylasma iptal oldugunda iptal ettiririm. İkisi de gozumde cok buyuk eksi puan aldi. Farkedilen baska bu tarz sirketler varsa ilerde onlari da alirim listeye.

Bu arada sunlar da shaya(starbucks'in turkiyedeki sahibi) grubuna aitmis turkiye'de:
The Body Shop, Debenhams, Topshop/Topman, Miss Selfridge, Dorothy Perkins, Evans, Claire's, Le Pain Quotidien, Starbucks Coffee, Shake Shack, Bath&Body Works, Victoria's Secret, Coast, Warehouse ve Pinkberry,
0
fakyoras
(13.02.23)
Benim bildigim kadariyla bagistan ziyade olayi tanimamis olmalarina tepkili insanlar. Yani sey gibi, ananiz babaniz oluyor, ertesi gun ise gidiyorsunuz ofiste kimse basin sagolsun demiyor, gibi. Demek zorundalar mi? Hayir. Deseler bir sey degisir mi? Hayir. Ama sosyal, duygusal, ve iliskisel kodlar bunun taninmasini gerektirir mi? Evet.

Mesela Caffe Nero "deprem felaketi sebebiyle gecmis olsun diliyoruz. Kurumsal bagsi yaptik. Yemek de yolluyoruz." gibi bir post yayinlamisti hesaplarinda.
0
sopiro
(13.02.23)
(9)

Turknet kopma sorunu?

westblack
Birkaç gündür sürekli internetim kopuyor. Turknetten aradılar. Modeminiz kendi kendini resetliyor bağlantımız sorunsuz dediler. Fakat bence modem sorunsuz, Dışarıdaki direkten eve gelen(müstakil ev) bağlantı kablosu sorunlu. Böyle bir sorun olabilir mi? Yani modemden kaynaklanan sürekli yeni ip alma
Birkaç gündür sürekli internetim kopuyor. Turknetten aradılar. Modeminiz kendi kendini resetliyor bağlantımız sorunsuz dediler. Fakat bence modem sorunsuz, Dışarıdaki direkten eve gelen(müstakil ev) bağlantı kablosu sorunlu. Böyle bir sorun olabilir mi? Yani modemden kaynaklanan sürekli yeni ip almasına sebep olan bir reset durumu mümkün mü?
0
westblack
(12.02.23)
%99 modemden değil. turk.net'e telekom ekiplerine "iş emri" açmalarını söyleyin. açsınlar. ekip gelip incelesin.
0
mr.goodcat
(12.02.23)
turknet'in söylediklerinin %99'u kesin yalan, %1'i de şüphelidir. yine de imkan varsa başka bir modem ile deneyin. Turknet yüzünden bende çift modem var. Kesinti olunca söküp diğeriyle kontrol ediyordum zira aylarca internetsiz kaldım, birinde bile turknet "bizden ötürü" demedi hep suçu bana attı "yok bina altyapısı, yok modem, yok o, yok bu" ancak sonunda bir kez bile sorun benim tarafımda çıkmadı. yok yere internetsiz kaldım.
Geç de olsa kendilerinden kurtuldum.
0
late viper
(12.02.23)
Eski modemimin adaptörü arızalandığı için sürekli bu tarz bir problem yaşadım ben de. Belli bir süre çalışıp sonra kapanıp açılıyordu, öyle bir şey olabilir. Elektriksel sıkıntılarda oluyor.

Farklı bir modemle dene, olmazsa saha ekibi iste. 1-2 güne geliyorlar zaten.
0
roket adam
(12.02.23)
Modem kapanıp açılmıyor hocam. DSL ışığı gidiyor. Sonra tekrar geliyor ip alıyor cihaz.
0
🌸westblack
(12.02.23)
Modemin kapanıp açıldığı uptime’dan belli olur zaten. Eğer reset söz konusu değilse modem bağlantı değerlerine bakmak gerekir. Snr attenuation gibi değerleri internette aratıp, sizinkinin iyi olup olmadığına bakabilirsiniz. Benim tahminim turknet bu değerlerde sorun görmedi ki suçu size atmaya çalışıyor. Yine de emin olmak için bir bakın derim.
0
ned flanders
(12.02.23)
Baktım hocam şimdi dediğinize


Snr akış aşağı: 10.8
Snr akış yukarı: 31.0
0
🌸westblack
(13.02.23)
🌸westblack
(13.02.23)
Diğer değerlere de bir bakmak lazım ama snr tarafı düşük gibi duruyor. Aldığınız hız da bu sonucu yaratıyor olabilir. Örnek olarak max 35mbps alınacak bir mesafe ve kalite ile 50 mbps'leri zorlarsanız bu durum olabilir.

Edit:Şimdi screenshot'ı gördüm. Mesafeniz iyi ama SNR'dan dolayı kopma yaşanıyor olabilir. Sanki 100mbps'den daha düşük bir hız profili varsa bir denemeye değebilir. 85mbps gibi.

Signal-to-noise ratio (SNR)

It's a value measured in dB and it describes the relation between the signal strength to your house versus the noise, which affects your copper line. The noise is normally magnetic disturbance from high voltage cables etc. The higher the dB value is, the better your line will be, as the signal strength outperforms the noise.

Typical values are:

10dB and lower is bad
11db – 20dB is OK
20dB – 28dB is excellent
29dB and above is outstanding
Line attenuation

Basically it's the distance between you and the ISP and the quality of the copper to your house. It's also measured in dBs and you can check the number on your ADSL statistics page. The closer you are to the ISP, typically the better speeds you can get. It also depends on the amount of users, who connect through the same copper. In short, the lower this number is, the better:

20dB and below is outstanding
20dB – 30dB is excellent
30dB – 40dB is very good
40dB – 50db is OK
50dB and above is bad
0
ned flanders
(13.02.23)
Çok teşekkürler. Bugün hiç kopmadı mesela sabah dışında. Muhtemelen kardan kaynaklı bir sorun. Su almış olabilir direğin tepesindeki kutu.
0
🌸westblack
(13.02.23)
(7)

Dolap kapilarina ne yapilabilir? (Deprem sorusu)

ahm1
Kimsenin basina gelmesin ama olasi bir yikimda odamdaki dolaplarin kapilari acilip icindekiler ustume yagmasin diye ne yapilabilir?Aklima gelen ilk dusunce su: iki ucu yapiskanli halat gibi bir seyi dolabin iki kapisina da yapistirmak, sonra her dolabi actigimda bu yapiskanlardan birini de cikarmam
Kimsenin basina gelmesin ama olasi bir yikimda odamdaki dolaplarin kapilari acilip icindekiler ustume yagmasin diye ne yapilabilir?

Aklima gelen ilk dusunce su: iki ucu yapiskanli halat gibi bir seyi dolabin iki kapisina da yapistirmak, sonra her dolabi actigimda bu yapiskanlardan birini de cikarmam gerekecek, bunu yaparim sikinti yok ama bu kadar acma kapamaya dayanacak yapiskan turu, boyle bir urun var mi? Ya da yapiskanli seyler yerine baska ne gibi bir cozum bulunabilir?
0
ahm1
(11.02.23)
sürdürülebilir olmayan çözüm hiçbir işe yaramaz. japonlar mesela riskli şeyleri yaşam alanlarına yakın yerlere koymuyorlar eğer güvenli hale getiremiyorlarsa.

dolabın içinde ağır ne var mesela?
0
another satisfied lover
(11.02.23)
Benim gardolapta 2 senedir var onlar ebebeklerde satılıyor gevşeme de olmadı. Çocuk olmasa kesin üşenirdim.
0
cilekli pasta
(11.02.23)
@cilekli pasta: ismi ne diye geciyor acaba?

@another: agir bir sey yok ama soyle ki, odamda kapanabilecegim tek yer yatagimin kenari. Ama oraya dolaplarin icinden bir suru kitap yagabilir. Acaba o kadar kitap da ustume yagsa sorun olmaz mi? Hani soyle bir senaryo gozumun onune geldi: icindekiler ustume dokulmese sadece dolap yatagin ustune duser, arada bir boslugum olur (o yonde cokecegini varsayarsak tabii) ama icindekiler ustume dokulurse bir suru kitap sirtima vurup nefesimi kesebilir.
0
🌸ahm1
(11.02.23)
Şunun güzelini bulup yaparsanız olur:

www.google.com
0
msb
(11.02.23)
Çok amaçlı kilit olarak geçiyor bendeki model
www.e-bebek.com
0
cilekli pasta
(12.02.23)
muhtemelen düşünmüşsündür bunu ama yine yazayım, dolapların duvara sabitlenmiş durumda mı? içindekilerden ziyade dolap devrilirse daha büyük sıkıntı olur.
0
roket adam
(12.02.23)
@roket adam: evet o aklımda zaten.
0
🌸ahm1
(12.02.23)
(9)

enseye ve sırta iğne batırma şakası

deartheodosia
biriyle yolculuk yapıyorsunuz. arkanızdaki koltukta oturuyor. yolculuk boyunca sırtınıza ve ensenize iğne batırıp duruyor. siz anlamıyorsunuz, kaşınıyorum/uyuştu sanıyorsunuz (bazen iğne batar gibi olur ya), elinizle ovalıyorsunuz falan. yolculuk ilerliyor, bir saat kadar sonra arkadaki kişi kahkaha
biriyle yolculuk yapıyorsunuz. arkanızdaki koltukta oturuyor. yolculuk boyunca sırtınıza ve ensenize iğne batırıp duruyor. siz anlamıyorsunuz, kaşınıyorum/uyuştu sanıyorsunuz (bazen iğne batar gibi olur ya), elinizle ovalıyorsunuz falan. yolculuk ilerliyor, bir saat kadar sonra arkadaki kişi kahkahalarla gülüp şaka yaptığını, hiçbir şey anlamadığınızı (sanki salakmışsınız gibi) söylüyor.

sizce bu kişi "sağlıklı" bir insan mı? şaka olarak görüp gülüp geçer misiniz? direkt bi insanın alanına yapılan bir saygısızlık değil mi?
0
deartheodosia
(11.02.23)
İlişkimi keserim
0
anon1m
(11.02.23)
Düşük iq şakası. Katlanmam.
0
armagan abanuz
(11.02.23)
Zekâ geriliği. Kendime kızarım böyle biriyle iletişim kurduğum için.
0
dissendium
(11.02.23)
Sana düşmanlık besliyor. Zeka geriliği +1
0
anais
(11.02.23)
İğneyle şaka mı olurmuş? Komik olmadığını, yaptığının hem seni hasta edebileceğini hem de daha kötü bir şey olabileceğini söyler o insanla ilişkimi azaltırım.
0
sevilen progressive türkücü
(11.02.23)
ruh hastası sanırım bu arkadaş derim. öyle birini hayatta tutmam etrafımda
0
roket adam
(11.02.23)
ilkokul çocuğu şakası.
0
scholar
(11.02.23)
İğne değil tüy ile yapsa da aynı şeyi sert tepki verirdim.
0
hedep
(11.02.23)
akraba falansa kenara çekip üç yaşında çocuk gibi sevecen bir tavırla anlatırım. o an anlamazsa tekrar yaptığında o iğneyi ... söylerim.
0
alperz
(12.02.23)
(5)

Yabancıya konut satışı

adwokat
Durdurulsa çözüm olacak mı? Bu sefer de kiralar artar. Doğru mudur?
Durdurulsa çözüm olacak mı? Bu sefer de kiralar artar. Doğru mudur?
0
adwokat
(11.02.23)
Oradaki amac sehirleri kaybetmemek. Deprem nedeniyle Turk nufusu azaldi, disariya da goc verecekler. Azinlik durumuna dusup yabanci belediye baskani vs sececek duruma gelebilirler, yarin obur gun de ozerklik, bagimsizlik zaten sinir bolgesi. AK Parti boyle bir sey yapmaz tabiiki, Turkiye'nin yararina olan bir sey AKPnin zararinadir, AKPnin yarari Turkiye'nin zararidir.
0
freedonia
(11.02.23)
Konut satışına engel olunca bu insanlar oraya yerleşmeyecek mi? Surilerin emlak alımı zaten kanunen yasak.
0
🌸adwokat
(11.02.23)
diyelim ki 10milyon mülteci ülkelerine döndü
konut fiyatları ve kiralar ani düşecek mi

basit olarak arz fazlası olacak diyebiliriz ama burası türkiye
0
bir soru sorcam
(11.02.23)
@adwokat Suriyelilerin emlak alimi icin bir suru yol var: www.indyturk.com Sinir sehirlere bu yasak konmaz ise o sehirler elden cikmis demektir
0
freedonia
(11.02.23)
depremin olduğu bölge, özelllikle hatay demografik açıdan çok sıkıntılı bir bölge. zaten zamanında referandum ile türkiye’ye katılmış bir şehir. hem arap hem türk ve farklı mezheplerden bir sürü insan var. deprem sonrası mağdurlar alelacele ellerindeki son mal mülkleri de üç kuruşa nakite çevirme eğiliminde olabilirler. böyle bir durumda biraz organize olan herhangi bir grup o bölgenin demografisini sonsuza dek değiştirebilir. o yüzden en azından depremden etkilenen bölgelerde satış yasağı acilen gelmeli.

yandaş medya ama güzel bir makale, okumanızı öneririm www.gzt.com
0
roket adam
(11.02.23)
(3)

Yazlık lastikle Şanlıurfa'dan Antalya'ya gitmek

komando kani var bende
Gençler deprem bölgesindeyim. Arabada yazlık lastik var. Konya yolu sıkıntılı gibi kar ve buzlanmadan dolayı. MErsin yolu iyi gibi. Gidilir mi?
Gençler deprem bölgesindeyim. Arabada yazlık lastik var. Konya yolu sıkıntılı gibi kar ve buzlanmadan dolayı. MErsin yolu iyi gibi. Gidilir mi?
0
komando kani var bende
(10.02.23)
çok zor gidersin. hatta gidemezsin.
0
etna
(10.02.23)
Yazlık lastiğinin yeniliğine ve markasına da bağlı. Eğer yeni bi michelin varsa, onun kauçuk oranı dandik oranlara göre daha yüksek. O yüzden tutuşu vs daha iyi.
Böyle bi lastikle direk yağış yoksa gidersin. ama dikkatli gitmen gerekir, daha düşük hızla, daha fazla takip mesafesiyle gidersin.
0
zimbirik
(10.02.23)
Kötü ihtimalde ne yapacaksın? Issızlığın ortasında kalırsanız b planınız var mı?
0
roket adam
(10.02.23)
(5)

Kolonların Kesildiği Bina

tchuck
deprem sonrası annemlerin apartmanındaki marketin kolon kestiğini öğrendik.annemleri o apartmandan taşıyorum ama acilen belediyeye şiakyet etmek istiyorum. 11 katlı binada böyle bir şey nasıl yapılabilir?nereye şikayet edebiliriz? en hızl ıbir şekilde bu binadaki kolon kesiminin tespiti ve binanın t
deprem sonrası annemlerin apartmanındaki marketin kolon kestiğini öğrendik.
annemleri o apartmandan taşıyorum ama acilen belediyeye şiakyet etmek istiyorum. 11 katlı binada böyle bir şey nasıl yapılabilir?

nereye şikayet edebiliriz? en hızl ıbir şekilde bu binadaki kolon kesiminin tespiti ve binanın tahliyesini sağlayacak hangi kuruma şikayet etmeliyiz?
0
tchuck
(10.02.23)
yani bizim özel bir kuruluş veya başka bir yerle hemen yarın gidip tespit yaptırma ihtimalimiz var mı?
0
🌸tchuck
(10.02.23)
Belediyeye dilekçe verirseniz, bina taşıyıcısında bahsettiğiniz gibi uygunsuz bir imalat yapılmışsa belediye bunu araştırır, size cevap yazısını da yazar. Kayıtlara geçer. Binanın tahliyesi falan sizi ilgilendirmez, bazı kat malikleri de taşınmak istemeyebilir, siz annenizi çıkartın, şikayetinizi yapın o kadar.
0
malheiros
(10.02.23)
ailemin lokantası var, üst komşulardan biri babamı bu şekilde şikayet etti, mahkemeye vermişti. Sonra bilir kişi geldi. Öyle bi şey olmadığını belirledi. Sonrasında 2. Duruşmada hakim bilir kişi raporunu yanlış okuyup babamın kestiği kolonu düzeltmesi yönünde karar verdi. Yani tahliye falan söz konusu olmadı bizim 50 yıllık apartmanda.

Sonra biz kolon kesilmediğini kanıtladık o karar da düştü o yüzden. Ama hakim kolon kesildiğini düşünürken tahliye etmesi apartmanı.
0
zimbirik
(10.02.23)
malheiros +1. ailenizi kurtarın, işin prosedürsel kısmını sonra çözersiniz. öyle belediye gelip 2 günde yıkım kararı falan çıkartamaz, çok çok zor.
0
roket adam
(10.02.23)
zincir market ise bu, isim verin, bilelim kim olduğunu deşifre olsun
0
fakat
(10.02.23)
(14)

deprem bakış açınızı değiştirdi mi?

la mort heureuse
ben kocaelide 99 depremini geçirmiş ve hala travması olan biriydim. ama istanbulda yeni evde ve düzgün bir bölgede oturursam güvende olurum mantığındaydım. bunun bomboş bir şey olduğunu fark ettim. kendimize güvenli alanlar yarattığımızı sanyormuşuz sadece. korkunç bir anskiyete başladı. kendinizi k
ben kocaelide 99 depremini geçirmiş ve hala travması olan biriydim. ama istanbulda yeni evde ve düzgün bir bölgede oturursam güvende olurum mantığındaydım. bunun bomboş bir şey olduğunu fark ettim. kendimize güvenli alanlar yarattığımızı sanyormuşuz sadece. korkunç bir anskiyete başladı. kendinizi kaçıp kurtarsanız aileniz, sevdikleriniz, tanıdıklarınız buralarda. neler hissediyorsunuz?
0
la mort heureuse
(10.02.23)
evet. ilk firsatta annemleri, kentsel donusume basvurmaya ikna edecegim. paralari yoksa da destek cikmayi taahut edicem. onlari enkaz altinda cikarmak istemiyorum.
0
buenosdias
(10.02.23)
deprem bi şeyi değiştirmedi.

zaten siyasal islamcı yamyamlarla bir arada yaşamak her gün her an hayatı sorgulatıyor.

deprem öldürmez, tayyip öldürür. ki gayet öyle oldu bu depremde.
0
fatihkkk
(10.02.23)
Değiştirmedi. Canlıyız. Bir gün öleceğiz. Bunun nasıl olacağını bilemeyiz.
0
dissendium
(10.02.23)
değiştirmedi. kentsel dönüşümmüş falan hikaye. sabah bir video izledim arabalar yerinden sıçrıyor o nasıl bir depremmiş ya? böyle bir deprem istanbul'da olsa 8 milyon kişi ölür. avrupa yakası diye bir şey kalmaz.

bu videodan sonra kaderime razı duruma geldim resmen. bu depremde ayakta kalan binaların yapımcılarına devlet nişanı verilmesi lazım.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(10.02.23)
Yalan yok her fırsatta anadolu çomarı diye aşağıladığımız insanların, aslında özlerinde kötü olmadığı, baştakilerin cahil bıraktırma, fakirleştirme ve kutuplaştırma politikalarının sonucu bu durumda oldukları gerçeğini farkettim.
0
vizivozo
(10.02.23)
Malatya'da yakalandım depreme. Üçüncü gün güç bela bilet bulabilip çıktım şehirden, aile evine geldim.

Gerçekten atlatılamayacak bir travma, her şey boş. Artık ecelimle öleceğime inanmıyorum mesela. Dört gün önce şanslıydım, yarın belki şanslı olamayacağım.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(10.02.23)
Bende değiştirdi. Eskiden kendi apartman dairem için bir şeyler yapardım. Şimdi ne kadar saçma sapan bir şey yaptıgımı anladım. Üst üste kibrit kutusu gibi yıgılmış kat kat apartmanlarda kalmak kadar salak saçma bir şey yokmuş.
En iyisi müstakil tek katlı saglam bir evde huzur içinde yaşamak.
0
limonlu eksi
(10.02.23)
4-5 yıllık ve düzgün yapılmış yeni bina için bu düşünce yanlış. maraşta bile fay hattı şehrin içinden geçmesine rağmen yıkılmayan binalar var. istanbulda fay hattı adaların arkasında şehire 15-20km. yani anadolu yakası ve düzgün bina depremde büyük zarar görmeyecektirç

avrupa yakası için durum daha farklı tabi.
0
orpheus
(10.02.23)
İstanbul'da oturan biri olarak İstanbul depreminde ölmenin daha iyi bir durum olduğunu düşünüyordum içten içe. Bu konudaki fikrim değişmedi maalesef. Çocuğum yok, çocuğum olsa nasıl düşünürdüm bilmiyorum.
0
perferil
(10.02.23)
bunu 2000'li yıllarda yaşadığım için aşırı derecede değiştirmedi.
0
roket adam
(10.02.23)
Apartman, deprem çantası olarak değiştirmedi ama bazı konularda değiştirdi.

- Kaçak yapıların yapılmasına doğrudan imkan verenler (yapanlar, izin ve onay veren) azap çekmeleri için sadece cehennemde gitmeleri yeterli mi olacak şimdi? Onlarla aynı cennette mi bulunacağız cehennemden sonra?

- Bazı imkanlarım ve fırsatlarım var. Bu imkan ve fırsatlara rağmen oturup üfff çok üşendim ya demenin vebaı çok büyük cidden.
0
put it in your appropriate place
(10.02.23)
Türkiye'nin hiçbir yerinde güvende olmadigimiza ikna oldum.

İstanbul'dan deprem bolgesi diye taşınmayı falan düşünmüyordum, hala dusunmuyorum. Türkiye'yi terketmek lazım komple, yoksa istnabuldan cikmanin alemi yok. İzmirin adi gecmezdi eskiden mesela, deprem olacak diye İstanbul'u terk edip izmire yerlsenler orada da depremi yaşadı evler yikildi İzmir'de.

Onun dışında olur da enkaz altinda kalirsam kurtulma ihtimalim olmadigini anladim. Hiçbir operasyon duzgun yürütülmüiyor ulkede, enkaz altonda sag kalsam birileri gelip enkazo kaldirana kadar 25 kere ölürüm.
Tv'de enkazdan sag cikarilanlari goruyoruz sadece, bunlar asiri istisnai durumlar. 3-5 kisi bilmemkac saat sonra sag cikariliyor onu görüyoruz ama binlercesi, bayagi binlercesi enkaz altinda bekleyerek yavas yavas can verdi. Kurtalilanlar istisnai 3-5 kisi, alayi kurtarilmayi bekleyerek öldü.

Enkazlari gorunce bircogunun tuz buz olup bosluk bırakmayacak sekilde yikildigini farkettim. Yani yasam ucgeni, cok kapan vs bunlar hikaye bunu bir kez daha anladım. Tabii ki sansini az da olsa arttirmak adina mantikli ama cok cok yüksek ihtimalle ise yaramaycak ve bina yikildiysa oldun demektir diyorum gerisi hikaye. Yani bina oyle bir cokecek ki sen boslukta kalacaksin, üstüne sen orada can vermeden once birileri gelip seni kurtaracak falan mucize lazim.



Bir de İstanbul'da en son gece yarısı bir deprem olmustu kisa zaman once, o zaman da anladığım sey bir deprem oldugunda ev yikilmadan once disari cikma planimin hikaye oldugunu, asla zamanjnda dışarı çıkamayacagimi anladim.
0
stavro
(10.02.23)
bitanisanseversin
(10.02.23)
Eviniz yıkılmasa bile (ki bazen beklenmedik binalar da yıkılıyor) şehirde yollar köprüler viyadükler her şey yıkılacak. İş çıkışı trafiği bile cehennem gibi olan şehirde gidecek yer bulunmaması olası…
Ben çok korkuyorum açıkçası her İstanbul’a gidişimde korkuyorum. 99un travması ama haksız da değilim bence
0
bitanisanseversin
(10.02.23)
(2)

Türk Telekom, paket dışı fahiş internet fiyatları

vizivozo
4 megabyte'a 15.6 lira kesmişler.Bunu 5 kere yapmışım,20 mb'ye 80 liraya yakın para kesmişler.20 mb yahu! Ne yapmak lazım, hep tokatlanıyorum arada.
4 megabyte'a 15.6 lira kesmişler.
Bunu 5 kere yapmışım,
20 mb'ye 80 liraya yakın para kesmişler.
20 mb yahu!
Ne yapmak lazım, hep tokatlanıyorum arada.
0
vizivozo
(10.02.23)
paketin bitince durduracak bir servis alacaksın veya paket bitmeye yakın gb gb ek paketler ekleyeceksin. yoksa böyle geçirmeye devam ediyorlar.
0
roket adam
(10.02.23)
1 GByte'ı 3,990 liraya geliyor. Bu dolandırıcılık değil mi?
vay arkadaş
0
🌸vizivozo
(10.02.23)
(5)

İş yerinde haksızlık

dissendium
İş yerinde haksızlıkla karşılaşınca ne yapıyorsunuz? Kendini bilmez bir görevli nedeniyle bir müdürle tartışma yaşadım. Beni şikâyet eder tarzda konuşmuş. Başka iş bulup çıkmak istiyorum ama bir yanım intikam istiyor. O kişiye kesinlikle yardımcı olmak istemiyorum. Nasıl bir yol izlemek mantıklı olu
İş yerinde haksızlıkla karşılaşınca ne yapıyorsunuz? Kendini bilmez bir görevli nedeniyle bir müdürle tartışma yaşadım. Beni şikâyet eder tarzda konuşmuş. Başka iş bulup çıkmak istiyorum ama bir yanım intikam istiyor. O kişiye kesinlikle yardımcı olmak istemiyorum. Nasıl bir yol izlemek mantıklı olur? Teşekkür ederim cevaplar için.
0
dissendium
(09.02.23)
Insanin intikam alasi geliyor evet ama bir yandan da bununla ugrasmaya deger mi diyorsun. Netiecede onunla ugrasirken harcayacagin zaman ve emegin sana bir faydasi yok. Daha iyi bir is bulabiliyorsan cik tabi intikam alana kadar orada bekleyecek halin yok. Bulamiyorsan da kendini savun ve kendi iliskilerini/cikar gruplarini olustur.
0
hot potato
(10.02.23)
en basit haksızlıkta hemen pes edip işten çıkmak biraz korkakça bence. intikam da keza aynı şekilde zayıf insanların davranışı. neden bu duruma düştüğünü anlayıp bir daha bu duruma düşmemek için çalışmak en iyisi.
0
roket adam
(10.02.23)
Dun odada o, ben ve ekipten en yakin arkadasim varken mudurle aramda su diyalog gecti:

...
m: yapacak bi sey yok
b: yapacak sey var ama oraya gelmesini istemiyorum
m: ne yapacaksin?
b: (el sallar)

sonrasinda oyle bi panik yapti ki anlatamam. zaten performans degerlendirmemde de "her seyde cok iyisin tek sorunun herkesi esit goruyor olman" demislerd, "magna carta bitches" demistim.

isinizi iyi yapiyorsaniz bi sey yapamazlar genelde. sizin ornege benzer bir sey yasadigimda karsimdaki kisiye o kadar profesyonel davrandim ki anlatamam (anlatirim) normalde herkese gerekli gereksiz yardima kosan ben, bu kisinin isteklerinde benden beklenen sekilde, tamamen kuralina uygun olarak burokrasinin tum adimlarini islettim.
0
aguen
(10.02.23)
ufak teefek sikintilarda gulip geciyorum.

major bir sikintida en son bastim istifayi ciktim. comez birini basimiza mudur yaptilar, herkes delirdi, once ben istifa ettim, sonra arkamdan 2-3 kisi daha cikti.
0
cooperr
(10.02.23)
Haksızlığın ölçeğine bağlı. Çok büyük bir problemse başka iş aranır, evet fakat önce mümkünse hakkını aramak da lazım. İntikam alacağım diye enerjimi harcamam açıkçası, bu tür insanlar en çok kendi işine odaklanmış, eyvallahı olmayan, başka şeylerle uğraşmayan, kendinden emin insanlara tahammül edemiyor. O yüzden iş yerinde böyle bir insan olmaya çalışıyorum artık.
0
gmzo
(10.02.23)
(14)

Deprem sonrası otoparka inmek

nhk ni youkosu
Bir olası senaryo da benden:Deprem bitti bina yıkılmadı, direkt dışarı çıkabiliriz veya en alttaki otoparka gidip arabayı alıp çıkabiliriz (ama ya bina üstüne çökerse veya merdivenler sıkıntılıysa? otopark kapısı açılacak mı o da bir sıkıntı)Fakat arabayı almak uyumak, başka yere gitmek vb. için iyi
Bir olası senaryo da benden:

Deprem bitti bina yıkılmadı, direkt dışarı çıkabiliriz veya en alttaki otoparka gidip arabayı alıp çıkabiliriz (ama ya bina üstüne çökerse veya merdivenler sıkıntılıysa? otopark kapısı açılacak mı o da bir sıkıntı)

Fakat arabayı almak uyumak, başka yere gitmek vb. için iyi olacak.

ne yaparsınız?
0
nhk ni youkosu
(09.02.23)
Ilk depremde yikilma, catlak olusmadiysa artcida yikilma sansi daha dusuktur
diye
hic bir bilimsel yani olmayan, sadece kendimi rahatlatacagim bir dusunceyle, iner arabayi alir hemen disari cikarim.

bilimsel degil, tamamen kendi uydurmam, kimseye ornek teskil etmesin.
0
Corc
(09.02.23)
Otoparka asansörle inme konusu sıkıntılı bence ama artçıları beklemektense kesinlikle merdivenlerden uçarak aşağı iner arabayı alır kaçardım.
0
vedatchilipeppers
(09.02.23)
aslında doğru olan depremden dışarı çıkabiliyorsan çıkman. bir sürü hiç eve girmemen.
2. artçı ile çok yıkılan ev oldu.

ki bazı evler artçı olmasa da yıkıldı. çünkü gücünün %99unu kaybetmişti. videolarda gördük.

ben olsam heralde panik halde arabayı alır açık bi alana geçerdim.
0
jelly bear
(09.02.23)
Böyle bir durumda sizin gibi otoparka telaşla inecek bir sürü insan olacak.

Öncelikle elektriklerin kesik olacağını unutmayın. Yani kapalı otoparksa zifiri karanlık olacak. Telaşla kontrolsüz hareket eden çok olacaktır. Herkes aynı anda çıkışa gidecek.

Arabayı çıkarmaya çalışırken sağa sola çarpanlar, karanlıkta otoparkta yürüyenleri koşturanları fark etmeyip çarpanlar vb. bunlar çok olası senaryolar.
Özellikle residence tarzı yüzlerce dairenin olduğu binaların otoparkları.

Bir de aynı anda bir sürü araç çıkışa yönelecek, orada yığılma olacak. Hele bariyerli, otomatik kapılı vs bir otoparksa arabayla çıkış konusu epey uzun sürebilir. Kapıda kuyruk da oluşabilir.

Böyle bir durumda öncelik her zaman can güvenliği olmalı.

Dışarı çıkmayı başardınız. Bina sağlam duruyor. Komşularınızla koordineli bir şekilde araçları çıkarmayı konuşabilirsiniz. Ya da varsa açık otopark alanı orayı tercih edin.

Benim oturduğum sitede 1000'in üstünde daire var. Otoparkta en boş halinde bile 100'ün üstünde araç oluyor. Düşünsenize aynı anda 100 arabanın son sürat çıkmaya çalıştığını

İşte bu yüzden büyük sitelerde özellikle deprem tatbikatları, toplanma alanları çok önemli. İnsanlara ilk olarak bu noktaya ulaşmaları tembihlenmeli. ama eminim buna rağmen birçok insan hemen arabasına koşacaktır.
0
anten
(09.02.23)
Deprem sırasında merdivenler ya da asansörler kullanılmaz. Depremden sonra merdivenleri kullanabilirsiniz ama asansör yine kullanılmaz. @Corc'un dediği, kendisinin de ifade ettiği üzere bilimsel yanı olmayan ve yanlış bir bilgi.

Geri kalan her şey için @anten +yıldızlı 1
0
nawar
(09.02.23)
Şart değilse arabayı almam. Şart ise önce yakınları dışarı çıkarırım, garaj kapısı ve rampası sağlam mı kontrol ederim, sonra hızla merdivenle inip arabayı çıkarmayı denerim. Anten'e katılıyorum bu noktada. Bizim sitede 41 katlı 3 bloktan 1000 daire var ve tek şeritli fakir bir mahalleye çıkıyor. O yoldan çıkmak imkansız olacaktır.
0
roket adam
(09.02.23)
deprem anında binanın en riskli-kurtulması en zor hatta imkansız alanı olan bodruma inmezdim.

önce ilk fırsatta dışarı çıkarım. binayı ve çevre binaları dışarıdan gözle kontrol ederek hasar tespiti yaparım. artçıların ne zaman geleceği belli değil bu yüzden binada risk görüyorsam uzaklaşırım. ayrıca denildiği gibi ortalıktaki kaos geçmeden kabalık otoparktan araç çıkarmak imkansız gibi.
0
orpheus
(09.02.23)
deprem sarsılması bittikten sonra ilk fırsatta dışarı çıkmalısınız. deprem durumunda asansör kullanılmaz. merdivenler de binaların en zayıf yerleridir. buralarda vakit kaybetmeyin. bir kısım vatandaşımız eşya almak için evine girdiği sırada 2. depreme yakalanarak vefat etti, yani hasar tespit yapılmadan eve girmek de pek mantıklı durmuyor. deprem çantasıyla en yakın toplanma alanına gitmek lazım.
0
b1020
(09.02.23)
yanlis biliyor olabilirim ama kapali garajlar ayni anda siginak olarak üretilmiyor mu? mesela bizim istanbuldaki binanin kapali garaji(8 kat 8 daire ve 8 araclik otopark) ayni anda siginak olarak insaa edildi ve öyle kayitli. oraya güvenirim yani.(2015 yapim)

önce ailemle disari cikar,etrafin durumana göre tek basima gidip arabayi cikartirdim. garaj kapilari manuel olarak da aciliyor iceriden zincir ile
0
c1b2k3
(09.02.23)
Önce canımı düşünürüm. Dışarı çıkarım. Dışarıda ne olup bittiğini, depremin ayrıntılarını öğrenirim. Sonra otoparkın durumunu kolaçan ederim, çıkış ve yoğunluk var mı şeklinde. Arabayı illa alacaksam bunlardan sonra alırım
0
mellifica
(09.02.23)
o zaman temel olarak, kapalı değil açık otopark daha mantıklı çıkarımı yapıyorum şu an. Eskiden hep kapalı otoparklı bina bakardık sanırım artık deprem bölgesinde tersi daha mantıklı.

Çünkü İskenderun'daki arkadaşlarım arabalarıyla akrabalarının olduğu köye gittiler ve o sayede bir şekilde yemek-su-ateş vs. buluyorlar. Başlangıçta toplanma alanı, ısınma, yemek, tuvalet falan olmuyor ki İstanbul'daki durumda çok daha uzun sürecektir. Tabii arabayla şehri terk edecek yol da kalmaz sanırım veya aşırı trafik olur. Ama yine de o depremde sağ kalmak ve şehri terk etmemek de çok riskli olacak gibi geliyor bana.

edit: benimki de tek apartman 20 araba falan var. Büyük rezidanslar siteler güvenli tasarlanmıştır diye umuyorum ama onlarda da insan kalabalığı çok dediğiniz gibi.
0
🌸nhk ni youkosu
(09.02.23)
ilk çöken merdivenler,asansör boşlukları ve balkonlar olmaktadır. bilin de.
0
deepex
(09.02.23)
99 depremini izmitte yaşadım.
tabi depreme zihnen hazırlanmak, bina sallandığında deprem çantasını alrıım, merdivenden kaçarım, şunu yaparım diye planlamak hiç yapmamaktan iyidir.

ama deprem olduğunda bu planların hiçbirisi aklınıza gelmeyecek. o an panikle saçmada olsa aklınıza ilk gelen şeyi yapacaksınız. bir amaca yönelik hareket etmeyi deneseniz bile çok büyük ihtimalel yapamayacaksınız.

depremin sizi odanın içinde savurma gücünü yaşamadan tahmin edemezsiniz.
99 depreminde 1 dakikaya yakın salladı.

amcam yıkılmayan evde, deprem süresince yatak odasının kapısına ulaşıp yan odaya çocukların yanına geçememiş. bildiğin yerde emekleyerek kapıya ulaşamamış.
aynı amcam kendisinde kalan yeğenini unutup onsuz bahçeye inmişler. dakilar sonra aileden birisinin aklına gelmişte eve dönüp yeğeni indirmişler.

başka örnek annem yatakta kitlenip kalmış, rahmetli babamın omzuna boynuna tırnaklarını öyle bir geçirmişki babam annemden kurtulup yatakdan çıkamamış.

kendimden örnek vereyim. çatı katında deprem esnasında hemen uyandım, kendimi üstü açık terasa attım. deprem sürecinde değil binadan çıkmak, ayağa kalkamadım.
2 ayağımın üstüne kalkmayı her becerdiğimde sarsıntı beni yeniden yere yapıştırdı. ulan bu böyle olmayacak deyip kedi gibi sürüneyim bari dedim, onu bile beceremedim zaten sarsıntı bitti.


ayrıca filmlerde hani yüzlerce binlerce at toplu halde koşar, çok güçlü bir nal sesi gelir. işte ben şahsen o sesin 100 kat güçlüsünün topraktan geldiğini duydum. ancak bu kadar tarif edebiliyorum. sadece o ses bile insanın donup kalmasına yeter.

deprem oldu koştum merdivenden dışarı attım kendimi diyenler, deprem değilde depremcik oldu desinler.

depreme depremden önce hazırlanılır.
deprem olunca şunu bunu yaparım demek, ancak deprem teğet geçerse uygulanabilir.
0
aslindasorunumpsikolojik
(10.02.23)
önce kendimi kurtarırdım. 10 15 dk sonra bina yıkılmadıysa arabayı alırdım alabilirsem
0
gizemli dede
(10.02.23)
(1)

Depremle ilgili şu soruların cevabını bilen var mı?

Mirket
-Kaç çadır kent kuruldu?-Toplam kaç çadır kuruldu ve kaç kişi barındırılıyor,-Kaç sahra hastanesi kaç seyyar ilk yardım istasyonu kuruldu ve bunlarda kaç sağlıkçı görev yapıyor,-Kaç seyyar fırın kuruldu, günlük ekmek üretimleri nedir?-Kaç sahra mutfağı kuruldu, Kaç kişiye 3 öğün sıcak yemek veriliyo
-Kaç çadır kent kuruldu?
-Toplam kaç çadır kuruldu ve kaç kişi barındırılıyor,
-Kaç sahra hastanesi kaç seyyar ilk yardım istasyonu kuruldu ve bunlarda kaç sağlıkçı görev yapıyor,
-Kaç seyyar fırın kuruldu, günlük ekmek üretimleri nedir?
-Kaç sahra mutfağı kuruldu, Kaç kişiye 3 öğün sıcak yemek veriliyor,
-Yardımların tasnif ve dağıtım istasyonları kaç tane ve hangi yerleşim yerlerinde
-Ulaşılamamış kaç köy var
-Köyler dahil tüm yerleşim yerlerinde yağmaya karşı güvenlik sokak sokak sağlanmış durumda mı?
Kaç mezar yeri tesis edilip şimdiye kadar kaç cenazenin kimliği belirlenip defin işlemi yapıldı?

Bunların sayı vererek anlatıldığı, yandaş ya da karşıt saçma sapan muhabbetlerin dönmediği, tamamen enkazdan o an çıkarılan bir tek kişiye yoğunlaşılmadığı bir haber kanalı var mı?

Yardım kolisi falan görmek değil, devlet ne yaptı, sayı sayı onu görmek istiyorum.
0
Mirket
(09.02.23)
afad'ın sitesindeki basın açıklamasında bu bilgilerin "bir kısmı" paylaşılıyor gün gün.
0
roket adam
(09.02.23)
(10)

peki bundan sonra ne yapmalıyız? İstanbul hasarlı binalarla ilgili

hopp
Kaç gündür şunu düşünüyorum.Teyzemin oturduğu bina 99 da aşırı hasar görmüştü, zaten fakir bir semt kimse taşınmadı, ama muhtemelen yıkılacak en ufak depremde. Bunun gibi orada 10 tane bina biliyorum.Ne yapılacak bu gibi binalar için? Devletten ümidim yok, 1. sorum; ücretle bir ekip getirsem mesela
Kaç gündür şunu düşünüyorum.
Teyzemin oturduğu bina 99 da aşırı hasar görmüştü, zaten fakir bir semt kimse taşınmadı, ama muhtemelen yıkılacak en ufak depremde.

Bunun gibi orada 10 tane bina biliyorum.

Ne yapılacak bu gibi binalar için? Devletten ümidim yok,
1. sorum; ücretle bir ekip getirsem mesela ben karşılasam ne kadar tutar bilen var mı bina etüdü?
2. sorum; diyelim oturulmaz belgesi aldım, o insanlar nerede oturacak vs. buna çözüm getirilir mi sizce?

sizce hızlı İstanbul çözümleri alınır mı?
0
hopp
(08.02.23)
Bir iki aya kadar unutucaz maalesef, hadi 5-6 ay olsun. Umursamazlık genlerimizde var sanırım.

Planlanan raporlarda 500 bin hasar alması beklenen bina var İstanbul'da, bunların 50 bin tanesi yıkıma uğrayacak yazıyor.

Deprem bir doğa olayı, mutlaka olacak, ama dua edelim de yazın olsun, 7 şiddetini geçmesin, gündüz olsun.

Allah korusun, Allah böyle bir acıyı ülkemize tekrar yaşatmasın.

1. En az 10 bin lira tutar, en son 5 bine yaptırmıştım sene 2019.

2. Oturulamaz belgesi alınıp, tapuya şerh düşülüp, hala içinde yaşanan bir sürü bina var.

Devlet ya da belediye size bir olanak sunmuyor, "binanız çürük yıkıp tekrar yaptırın" diyor.

Hiç bir olanak sunmuyor derken, inşaat ve yıkım için gerekli harçları vergileri vs almıyor.
0
John Bloor
(08.02.23)
Para toplayarak veya aidatlara gore bir uzman getirilerek kontrol ettirilebilir. Binada bilen veya tanidigi olan da olabilir. Toplanti yapilip hemen konusulabilir hemen. Bina da onemli, zemin yapisi da. Ikisi de arastirilabilir. Ayrintili sorularina tam cevap veremiyorum maalesef.

Devletten umidim yok demissin ama su link yararli:
www.csb.gov.tr

not: tabii ben bir vatandasin ne yapabilecegini soyledim. tabii ki de, genel anlamda, sehir/devlet neyse sehri/ulkeyi depreme gore yapilandirmali, denetlemeli, kurul olusturmali vs.

not2: simdi konu hasarli bina oldugu icin yazmamistim ama roket adam da yazmis zaten en mantiklisini. en iyi/hizli cozum guvenli bir binaya veya sehre tasinmak. tabii herkes icin de o kadar kolay degil. mustakil ev de dusunulebilir.
0
ermanen
(08.02.23)
Öncelikle, bence, bütün şehri yeniden inşa edip mesela Tokyo kadar depreme dayanıklı hale getirilmediği sürece ülkenin işi çok zor. Yani mesela siz olası bir depreme, dayanıklı bir binada yakalanıp herhangi bir hasar almadan kurtulabilirsiniz. Ancak İstanbul'un mevcut yapısı ve ölçeği düşünüldüğünde, devletin buraya herhangi bir kaynak yettirebilmesi mümkün değil. Bakın nüfusu görece küçük olan şehirlerde bile bu kadar büyük organizasyon sorunları ve insan kaynağı eksikleri varken, bizzat o kaynakların bulunduğu şehirde deprem yaşandığında, dolayısıyla belki o kaynaklarının bir çoğunun kullanılamaz hale geldiği bir ortamda kim nasıl temel ihtiyaçlara ulaşacak, organize olacak, tedaviye erişecek...

Öyle semtler var ki yukardan baktığınızda bir tane boş alan göremiyorsunuz. Yani evi yıkılmayıp da kurtulan insanların kaçabileceği bir boşluk yok.
0
salihdt
(08.02.23)
haklısınız fakat durumlar böyle diye oturup ölmeyi mi bekleyelim?

10 bin lira ciddi bir para umarım bu işi uyguna yapanlar türer bu durumdan sonra, en azından oturulmaz belgesi alınırsa herkes bunu bilerek oturacak bundan fazla bir şey yapamam zaten, maneviyi geçtim öyle bir maddi gücüm yok yani. o insanlarda zar zor geçinirken bu masraflarla kirada baska bir yerde oturmaya adım atamaz.
0
🌸hopp
(08.02.23)
o belgeyi alınca ev sahipleri "120m2 evimi 80m2'lik yeni evle değişmem, hem o arada kaç yıl nerede kalacağım" kavgasına tutuşuyor bildiğim kadarıyla.

2002-2010 arası ekonomi tıkırında giderken yapılmayan şey bu ekonomiyle hiç yapılamaz. Ek olarak Türk insanı çok kaderci, herkes kulağının üstüne yatıp bekleyecek bence. Sadece sen ben yeni yapılmış evlere çıkabilirsek çıkacağız (ben geçen yıl 7 yıllık bi binaya geçtim İstanbul'da yaşadığım en yeni bina bu şu an)
0
nhk ni youkosu
(08.02.23)
Devletten, ülkeden bir şey beklemeyin zaten. İstanbul gibi bir yerde milyonlarca konutun yenilenmesi imkansız.

Binaya test falan da yaptırmakla uğraşmayın, test yaptırsan çürük çıksa bile evdeki herkesin bir şekilde ikna olması gerekiyor kentsel dönüşüm için. (bkz: #115038124)

Ev sahibiyseniz hızlıca satıp, depreme dayanıklı olduğu düşünülen bir konuta taşının. Kiracıysanız zaten taşının. Onun dışında yapılabilecek hiç bir şey yok.Kafa yormayın, o evlerden bir an önce kurtulun yapabileceğiniz en iyi ve mantıklı şey bu.
0
roket adam
(08.02.23)
sorun şu, teyzemin oturdugu binaya o getirdi herkesi, ona güvenerek oturdular eski komşusu müteahhiti oldugu için. adam ortada yok zaten ama teyzeme de bir tepki olusuyor haliyle. eğer çözümü olan olursa ben de yardımcı olmak istiyorum elimden geldiğince
0
🌸hopp
(08.02.23)
Üstad sen kendini, teyzeni kurtar, gerisi kendi düşünsün. Müteahhitin bile sorumluluk almadığı yerde sizin kitlesel bir hareket beklentiniz olmamalı zaten. Boşu boşuna gerginlik yaratırsınız kendinize.

Şimdi kendi cebinden karot testi yaptırtsan, çat diye bina çürük çıksa başınıza neler gelir düşünebiliyor musunuz? Yolladığım entry'i okumanı ve ibret almanı tavsiye ederim :)
0
roket adam
(08.02.23)
apartmanlarda fikir birliği sağlanamıyor, insanlar evlerini boşaltıp kiraya çıkacak maddi gelire sahip olamıyor, yenilendiğinde evlerinden daha küçük eve sahip olmak istemiyorlar vs vs.

ayrıca yeni yapılacak evin olası depremi atlatacağı konusu kesin mi? yeni yapılan binalar da bakıyorsun sanki kumdan yapılmış gibi çöküyor.
0
deartheodosia
(08.02.23)
İstanbul'un birinci derece deprem bölgesinde muhtemelen ilk depremde yıkılmasına kesin olarak bakılan bir evde kiracayım.
Bunu bile bile burada oturmamın nedeni tamamen ekonomik sebepler, yöneticiye dedim ''bu evler biliyorsunuz sıkıntılı kentsel dönüşüm vs neden yapmıyorsunuz, evi yıkçaklar, üstüne cepten para vericez, onun da üstüne kiraya çıkıp bir de tonla kira parası vericez, o kadar param olsa sence burda oturur muyum?'' dedi.

1. Soruna cevabım yok
2. Soruna, cevabım oturulmaz belgesi alınsa bile devlet bi yardımda bulunmadığı için oturmaya devam edecekler.
0
ebeş
(08.02.23)
(8)

Trafikte biri size küfrederse naparsınız?

burakdonmez95
Trafikte malumunuz küfür kıyamet olabiliyor. Böyle durumlarda aşırı öfkeleniyorum. Beyzbol sopasıyla paramparça etmek istiyorum karşı tarafı.Ne yapmak gerek sizce böyle bir durumda?
Trafikte malumunuz küfür kıyamet olabiliyor. Böyle durumlarda aşırı öfkeleniyorum. Beyzbol sopasıyla paramparça etmek istiyorum karşı tarafı.

Ne yapmak gerek sizce böyle bir durumda?
0
burakdonmez95
(08.02.23)
öncelikle trafikte yol isteyen herkese yol veriyorum, adam önüme burnunu soktuğu anda frene basıyorum.
burnunu sokmasa sadece sinyal verse yine frene basıyorum geçsin önüme diye.
kimsenin önüne kırmıyorum, şerit değiştirceksem çok geniş boşluk varsa değiştiriyorum.
ve bunları dişimi sıkarak değil relax şekilde yapıyorum.
böyle davranınca zaten biriyle küfürleşme ihtimaliniz epey azalıyor.
buna rağmen yinede muhatap olmak zorunda kalırsam %100 haklı olsamda özür diliyorum hata bende diyorum.
herkese 5 yaşında salak çocuk muamelesi yapıyorum. (genelde öyleler çünkü)
0
aslindasorunumpsikolojik
(08.02.23)
Yaklaşık 10 senedir aktif araç sürücüsü olarak ben de @aslindasorunumpsikolojik 'a genel olarak katılıyorum.

Trafikte kimsenin aklına ve "bunu yapıyorsa şunu düşünmüştür/kontrol etmiştir" diye düşündüğüne güvenmiyorum. Bu sebeple genelde "kendimi koruma" bakışıyla araç kullanırım.

Birinin küfrettiği olmuştur mutlaka bana da. Araç kullanmayı öğrenirken babam beni birkaç kere trafik ışıklarında durdurdu, yeşil olmasına rağmen arabayı hareket ettirmeme izin vermedi. Tabii ki arkada kornalar, bağırış çağırışlar, yanımdan geçerken el kaldırmalar vs. Babam "bunlara alış, bunlar normal şeyler, çok yaşayacaksın. Panik olma, bırak korna çalsınlar, sen kendini güvene al yeter" demişti. Çok faydasını gördüm.

Bırak küfür etsinler veya korna çalsınlar. Sen kendini güvene al, yeter.
0
silverleaf
(08.02.23)
@aslinda... +1
Siz beyzbol sopası çıkarırken, adam 7,65'lik Smith Wesson ile alnımızda o biçim bir delik açabilir.
Arkanızdan da çok delikanlı adamdı derler.
0
allah yazdiysa bozsun
(08.02.23)
şerit değiştirir, arama epey bir mesafe koyarım.
0
gabe h coud
(08.02.23)
İşe aracımla gidip geliyorum. Olabildiğince relax olmaya çalışıyorum. İsteyen herkese yol veriyorum; kibarca ara yoldan çıkmak için bekleyene de ayı gibi üstüme çıkmaya çalışana da.

Ama yine de küfür, el kol, sıkıştırma her şey oluyor.
Öyle bi durumda da Ne yalan söyliyim “topukluyorum”
Korktuğum için değil ama medeniyetsiz bi ayı yüzünden de ölmekistemiyorum. Veya takip edilip ailemin de başını derde sokmak istemiyorum.
0
invictae
(08.02.23)
şahinci bir şerefsiz bıçak çekmişti.
@aslindasorunumpsikolojik'in davranışı doğru olan.
0
neymis
(08.02.23)
Küfür edilecek hareketler yapmıyorsan genelde sana bulaşmazlar, sonuçta herkes evine gitmeye çalışıyor bir şekilde. Agresif kullanıyorsanız, sürekli sol şeritteyseniz, makas atıyorsanız, yol vermiyorsanız, selektör yapıyorsanız, insanları kışkırtıyorsanız vs bu tarz problemleri yaşamanız daha olası.

%1 ihtimalle bazen sebepsiz yere küfür eden de oluyor, o zaman da uzamak en temizi. Yol vermek dünyanın en temiz şeyi.
0
roket adam
(08.02.23)
İnsanların küfür etmesinin size bir zararı, sizden götürdüğü bir şey yok ki. Eğer egonuz size küfür edildiğinde zedeleniyorsa o zaman egonuzun bu kadar kırılgan olmasının nedenlerini düşünün.

Çok fazla küfürle karşılaşmam ben, saygılıyımdır trafikte. Arada bir karşılaşınca da duymazdan gelip kendi yoluma devam ediyorum.
0
zimbirik
(08.02.23)
(10)

çimento firmalarının hisselerinin artmasına neden küfrediliyor?

'''
twitter'da falan dolaşıyor hani çimento firmalarının hisselerinin arttığını gösteren ekran görüntüsü paylaşıp allah belanızı versin falan diye tweet atıyorlar. altında da küfürler müfürler gırla.çimento firmalarının hisselerinin artması neden küfredilecek bir şey?
twitter'da falan dolaşıyor hani çimento firmalarının hisselerinin arttığını gösteren ekran görüntüsü paylaşıp allah belanızı versin falan diye tweet atıyorlar. altında da küfürler müfürler gırla.

çimento firmalarının hisselerinin artması neden küfredilecek bir şey?
0
'''
(08.02.23)
Çünkü birileri "Ooo baya bina yıkıldı, burada bir sürü inşaat falliyeti olacak, demek ki çimento firmaları güzel para kazanacak" diye düşünüp hisselere abanmış. İnsanlar da "Bu zamanda aklınıza gelen bu mu oldu" diye kızıyorlar. Bir nevi "Mahalle yanarken orospu saçını tararmış" durumu işte.
0
salihdt
(08.02.23)
Borsadan çok anlamam ama insanlar genel olarak bu kadar büyük felaket varken borsanın açılmasına da kızmış. Göçük altında kalan kişiler hisselerini nakte çeviremeyeceği için ellerindeki birikimi de kaybediyorlar diye. Mantıklı bir argüman gibi ama olaya hakim değilim pek
0
nundu
(08.02.23)
abi boyle bir felaketten sonra alim firsati diye dusunebiliyorsan, senin beynin ve ahlakin bana gore degil, net. bu aklina geliyorsa bile problem bak. bir de gidip hisse aliyor adam. allah boyle insanlarla karsilastirmasin. cunku bu yamyamlar icin hayat kendi sahsi kazanclarindan ibarettir.
0
antikadimag
(08.02.23)
Tam olarak @salihdt'nin acikladigi sebepten.
0
ahm1
(08.02.23)
ben de bunu anlamış değilim. deprem bölgesinde yeniden yapılaşma olacak ve çimento hisseleri artacak. 2 kere 2 eşittir dört.

o zaman çimento firmaları komple kapatılsın madem. nasıl böyle şey düşünürsünüz ne demek yeniden bina yapılacak?! diye.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(08.02.23)
arkadaşlar güzel yazmışlar ancak ben de şöyle diyeyim, türk borsacısı kaybetmeyi sevmiyor. kazanırken sonsuza kadar artsın, düşerken de devlet hemen müdahale etsin istiyor. bence borsanın kapatılmaması doğru karardı, bugün belki yatırımı hissede olan, ve o paraya acil hemen ihtiyacı olan, düşüğe de satsa anında nakite dönme ihtiyacı olan insanlar vardı. bu insanların satışı ile borsa düşer evet, ama en azından işleri görülmüş oldu. millet 3 kuruş kar edecek diye borsayı kapatalım, her şeyi durduralım kafasına girilmesini anlayamıyorum. sokakta kaldığım bir gün borsada hissem olmasının hiç bir önemi yok benim için.

warren buffett mi ne demişti, "sokaklarda kan yoksa "al" zamanı gelmemiş demektir" tarzı bir açıklaması vardı çok eskiden. piyasa böyle bir şey. deprem olur ülkenin yarısı ölse bile hayat kalanlarla devam edecek. devlet müdahale ettikçe ortamı mahvetmeye devam ediyor.
0
roket adam
(08.02.23)
türk borsası zaten kumarhane hatta dolandırıcı kumarhane.
kumarhanenin bile bir işletme adabı vardır, toplamda kasa kazansada şanslıysanız kısa vadede şansınız %48 falan vardır.
mantıklı hiçbir gerekçesi olmasada manipülasyon amaçlı şişiriyor olabilerler.
çimentodan borsadan anlamam ama 11 eylülde abd gibi kapitalizmin merkezi ülkede borsalar 1 hafta kapalı kaldı. bizim felaket 11 eylüle 11 basar aq.
0
aslindasorunumpsikolojik
(08.02.23)
borsayı kapattılar az önce.
0
gabe h coud
(08.02.23)
acil paraya ihtiyacı olanlar dışında bu zamanda neden al-sat'la uğraşılıyor

hiç kimse işlem yapmasa borsa açıldığı gibi kapanır
ne kar ne zarar
ama bunun için ahlak lazım
0
bir soru sorcam
(08.02.23)
Hisse alanlari savunanlar olmus. Bu nasil bir savunma anlamadim. Cimento sirketleri niye kapatilsin, ne alaka? He ama su anda sirketin yoneticisi "ooh ohh her yer yikildi" diye gobek atiyorsa onu gidip ya hapishaneye ya timarhaneye tikmak gerekir. Cimento uretimi baska sey, felaket olunca akbabalik yapmak baska sey.
0
ahm1
(08.02.23)
(2)

.app uzantılı domain alınır mı?

harmanyeri
Örneğin tekstil sektöründe iş yapıyorsunuz, falantekstil.com diye siteniz de var. bu sektörde kullanılabilecek bir uygulama yazdırıyorsunuz. evvela website üzerinde web uygulaması olarak çalışacak ama ileride mobil app de olabilir. bunun için ayrı bir domain olarak "tekstil.app" şeklinde bir domain
Örneğin tekstil sektöründe iş yapıyorsunuz, falantekstil.com diye siteniz de var.
bu sektörde kullanılabilecek bir uygulama yazdırıyorsunuz. evvela website üzerinde web uygulaması olarak çalışacak ama ileride mobil app de olabilir. bunun için ayrı bir domain olarak "tekstil.app" şeklinde bir domain almak nasıl olur? Teşekkürler
0
harmanyeri
(07.02.23)
ayrı domain almak yerine subdomain olarak aynı domainden devam etmeniz daha masrafsız ve temiz olur. ayrı domainlerin yönetimi biriktikçe zamanla daha da zorlaşıyor ve özel suffixlerde ilk maliyet ucuz olsa bile yenilemeler pahalı olabiliyor.

tavsiyem: app.falantekstil.com
0
roket adam
(07.02.23)
.com olarak pek alternatifin yoksa alınır bence, en kötü uygulama apilerini host edersin.
0
ravenudon
(07.02.23)
(5)

Türk tv kanallarını chrome cast ile izleme yöntemi

quaker
Herkese selamlar,Buralara taşındık taşınalı, netflix senin youtube benim alışkanlığımız değiştirmeden yaşıyorduk. Taa ki aile büyükleri ziyarete gelmeye başlayalı. Yok Halk TV isterük, yok Kanal D'de dizim var. Gittim 2 yıl evvel TV+ aboneliği aldım. Çok güzel kullanıyorduk ki 4 ay evvel sistem dire
Herkese selamlar,

Buralara taşındık taşınalı, netflix senin youtube benim alışkanlığımız değiştirmeden yaşıyorduk. Taa ki aile büyükleri ziyarete gelmeye başlayalı. Yok Halk TV isterük, yok Kanal D'de dizim var. Gittim 2 yıl evvel TV+ aboneliği aldım. Çok güzel kullanıyorduk ki 4 ay evvel sistem direk kullanıcı adımı bile kabul etmemeye başladı. Sonradan öğrendik ki TV+ yurtdışında engellenmiş.

Neyse, kısaca, Türk kanallarını izleyebileceğimiz bir uygulamaya ihtiyacımız var. Ücret mukabilinde de olabilir, ancak parayı kime neye verdiğimi bilmek memnun eder. IP TV olaylarını hep duydum ama hiç kullanmadım. Fikirlere açığım.
0
quaker
(07.02.23)
Blu TV'de türk kanalları var canlı olarak. Bir uygulamayı indirip deneyebilirsiniz kısa bir süre. IP TV'den daha güvenilir ve ucuz olacağı kesin.
0
roket adam
(07.02.23)
TV+ kapatti malesef :(
ben kanallarin uygulamasini indirdim oradan devam ediyorum ama her kanalin da uygulamasi yok.
0
65 derece
(07.02.23)
@roket: Blu TV'nin canlı tv verdiğini bilmiyordum. Hemen bakıyorum.
@65 derece: Evet sormayın, kapattılar üstelik 1 yıllık parasını benden peşin alıp kapattılar. Şimdi paramın peşine düştüm bir de..
0
🌸quaker
(07.02.23)
blutv'de avrupa kanallarini izleyebiliyorsunuz, program akislari biraz farkli olabiliyor, reklamlar tamamen farkli (arsa ev reklamlari falan).

ben vpn aldim, o sekilde tv+'tan devam ediyorum. vpn olunca blutv'de de normal turkiye kanallari izlenebiliyor.

vpn dedirekt uygulama uzerinden google play ile tl olarak aldim, cok daha ucuza geldi kendi sitesindeki fiyattan. nord vpn kullaniyorum, prime video haricindeki uygulamalari turkiye'de gibi kullanabiliyorum. bir de google play'de turkiye hediye cekini yukleyemiyorum. netflix, disney plus, turkcell tv+, blutv turkiye ve diger ulke iceriklerine erisebiliyorum.

edit: tv+'in android tv uygulamasi guncellendi, o zamandan beri kanal degistiremiyorum ben, ana menuye donup ordan baska kanal acmam gerekiyor. o da aklinizda olsun.
0
lemmiwinks
(07.02.23)
@lemmiwinks: Avrupa kanalları varsa işe yaramaz doğru. Chromecast ile nordvpn işine bir bakayım. NEdense VPN meselesine hiç ısınamadım şifreli bilgileri başka bir networkten iletme fikri yüzünden, ama denenebilir sanırım çare yoksa.
0
🌸quaker
(07.02.23)
(9)

Reçetesiz sakinleştirici

love my way
Bu gündemde kendimle ilgili duyuru açmak istemezdim ama zaten hem deprem fobisi hem anksiyetesi olan bir insanım, son iki gündür anksiyetemin panik atağa çevirdiğini düşünüyorum. ara ara (bir-iki saatte bir) ağlama krizleri ve hyperventilation denen olayı yaşıyorum, yer yer neredeyse bayılacak kadar
Bu gündemde kendimle ilgili duyuru açmak istemezdim ama zaten hem deprem fobisi hem anksiyetesi olan bir insanım, son iki gündür anksiyetemin panik atağa çevirdiğini düşünüyorum. ara ara (bir-iki saatte bir) ağlama krizleri ve hyperventilation denen olayı yaşıyorum, yer yer neredeyse bayılacak kadar kötüleşiyor. Şu kötü günler geçtiğinde elbette ki psikiyatristle bunu konuşacağım ama o zamana kadar beni biraz olsun sakinleştirecek reçetesiz ilaç bilen var mıdır? iki gündür eşya bağışı toplama gönüllülüğü yapıyorum ve mental olarak tükendim ama bırakmak da istemiyorum.
0
love my way
(07.02.23)
Öncelikle geçmişolsun.

Kötü günlerin geçmesini beklemenize gerek yok. Tıbbi yardım almanızda şu an için bir engel yok. Gönüllü olarak daha fazla katkı sağlayabilmek için sizin sağlığınız çok önemli. Kendinizi ihmal etmeyin.

Passiflora şurup kullanabilirsiniz. Bir nebze işe yarar. :nternetten ve eczanelerden temin edebilirsiniz.

www.memorial.com.tr
0
Mirket
(07.02.23)
kendinize iyi bakmazsanız kimseye iyi bakamazsınız. ilk yardımda bile önce ilk yardımcı kendi güvenliği için gerekeni yapar sonra işe koyulur. bir iki gün dinlenin, kendinize gelmeye çalışın.
0
sert siyah krom
(07.02.23)
lustral diye biliyorum. geçmiş olsun.
0
elorelia
(07.02.23)
atarax çok iyi geliyor bu tarz durumlarda. ancak deprem fobisi ve anksiyetesi olan bir insan olarak neden gidip gönüllü oldunuz? sizin durumunuzda biri katkıda bulunmak bir yana oradaki kişilere daha çok zorluk bile çıkarabilir o tarz bir ortamda krize girerse. her şeyi bırakıp kendinizi iyileştirmeye odaklanmanız herkes için en iyisi olur diye düşünüyorum sevgili dostum yoksa cidden daha kötüye gidebilir durumunuz.

kötü günler geçmeyecek, dünyanın her yerinde her saniye bir sürü kötü olay oluyor. trde de olmaya devam edecek. kendinize odaklanın yoksa ciddi sıkıntı yaşayacaksınız.
0
roket adam
(07.02.23)
Teşekkürler arkadaşlar. Maalesef hepiniz haklısınız ama 99 depremini dört yaşında yaşamış biri olarak çok ciddi bir travmam var. Şu an insanların orada göçük altında olduğunu düşündükçe evde otursam da dinlenemiyorum. Biraz gücüm kuvvetim olsa direkt bölgede gönüllü olacaktım, onu yapamıyor olmak da ayrı canımı sıkıyor. Öyle yani ne diyeyim.
0
🌸love my way
(07.02.23)
Passiflora, 5 htp, st johns wort, insidon.

Bu şekilde ilaç önermek pek doğru olmasa da, ilk kullanımda yan etkiler de olabilir.
0
hair freak
(07.02.23)
Hani uçaklarda derler ya

'Önce kendi maskenizi takın, sonra bebeğinizinkini.' diye.

Niye bebeği sonraya bıraktıklarını bir düşün bence.
0
Mirket
(07.02.23)
pasiflora şurup. çok etkili değildir ama rahatlatır. en azından alkolden iyidir.
0
false pretension
(07.02.23)
gecmis olsun oncelikle doktora gitmelisin bu sekilde cozum bulamazsin. buradaki insanlarda uzman degiller zaten bi dusun derim.
0
Slynmaster
(07.02.23)
(6)

trendyoldan iphone alınır mı?

sylow
satıcısı trendyol(apple tr garantili) olan bir iphone normal apple sitesine göre şuan 900tl civarı daha ucuz. Acaba risk almış olunur mu? herhangi kutu açılmasından sonra farkedilecek bir kusurda 15 gün içinde iade ederken bir sorun çıkıyor mu?
satıcısı trendyol(apple tr garantili) olan bir iphone normal apple sitesine göre şuan 900tl civarı daha ucuz. Acaba risk almış olunur mu? herhangi kutu açılmasından sonra farkedilecek bir kusurda 15 gün içinde iade ederken bir sorun çıkıyor mu?
0
sylow
(07.02.23)
15 gün iade sadece Apple yetkili satıcılarında var (hatta bazıları ayak bild diretiyor). Satıcı kurumsal br yer değilse başın ağrıyabilir. Mesela cihazda kozmetik bit sorun olsa Trendyol “kargo tutanağı” istiyor. Alıcı başka bir şey istiyor falan.
0
giovanne
(07.02.23)
asla almam.
0
deartheodosia
(07.02.23)
daha önce 2 defa iphone 11 aldım bir sorun çıkmadı.
0
al basmadan donu var
(07.02.23)
Ben alıyorum bu şekilde sorun yaşamadım hiç. Kutuyu açtığınızda iade şansınız biter yalnız. Kutuyu açmadan önce kutu üzerindeki IMEI numaralarından sorgu yapabilirsiniz. Orijinal görünüyorsa kutu açılışını da video çekerek yapabilirsiniz herhangi bir soruna karşı.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(07.02.23)
Ben iphone 12 aldım 1.5 yıl önce, gayet sıkıntısız. Yalnız kafana göre iade olayı kalktı telefonda bildiğim kadarıyla, onu apple.com.tr dışında yapan sanırım yok şu anda. Garantiye gönderirsin bir sıkıntı olursa. Bunun için ekstra 900 tl verilir mi, verilmez.
0
roket adam
(07.02.23)
farklı sitelere bak.
0
nuisance
(07.02.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.