En önemliyi en üste yazıyorum: Şehirde o kadar farklı kültür, o kadar başka yaşam tarzı bir arada yaşıyordu ki; kimse kimsenin hangi din/mezhep/kültürden olduğuyla ilgilenmezdi. Orada etnik açıdan gruplaşma, ayrışma olamazdı. Çünkü çoğunluk olan nusayri halkı, bu gücü daima diğer kültürden insanlara konfor sağlamak için kullandılar.
Ülkedeki diğer vilayetlerin aksine, şehirde hiçkimse çakallık bilmiyor. Özellikle Antakya ve İskenderun'dan bahsediyorum. Defne de dahil. (Defne, Antakya'nın bölünmesiyle oluşmuş bir ilçe, aralarında mesafe yoktur)
Etraftaki sayısız tarihi mekanı ve tabiatı görmenizi yürekten isteyen esnaf, sohbetin üçüncü dakikasında size motosikletini ödünç vermeyi teklif eder. Sokaklar hava kararsa dahhi çocukların oynayabildiği güvenliktedir. Herkes herkesi tanır. Öylesine default olarak tanırlar ki, tamamen başka bir şehirden oraya giden kişiye de yine yerlisiymiş gibi samimi davranılır. Yabancılar bu beklemediği seviyede hoşgörü karşısında daima şaşırır.
Buranın insanı dışarı çıktığında kimseyi ayırmaz, ayıranlardan başka. hatay insanı ayrımcılıkla karşılaşana kadar, diğer memleketelerin insanına kıyasla gözle görülür seviyede daha hoşgörülü, daha samimidir ve bu her zaman dikkat çeker. Yurtta, okulda, ofiste, hastanede, sporda daima bunu gördüm. Tatillerde, yolculuklarda, konaklama alanlarında daima Hataylıları ayırt edebilen işletmeciler gördüm.
0