Spesifik olarak 5. nesil ipad için geçerli mi bilmiyorum fakat

ipad air 1 den sonra başlayan (yani 2 ile) ekranı tamamen cama yapıştırma digitizer ile bir etme durumu var ve bu cihazlarda ekran değil yalnızca digitizer hasar gördüğünde bile yekün ekran değişimi ya da dediğiniz gibi refurbished ürünle değişim yapılıyor.

Değişim fiyatlarından bihaber olarak söylüyorum tamiri olmaz x fiyata refurbished verelim mevzusu adam yeme değil olan bir şey.

Servisin söylediğine göre Apple'ın talimatı böyleymiş. Bunu çok mantıksız bulduğum için sormak istedim.

Apple'ın sayfasında şöyle bir şey gördüm sanırım servisin söylediği bu.

"iPad ekranınız kazara kırılırsa iPad'inizi garanti kapsamı dışında servis ücretini (yukarıda gösterilmiştir) ödeyerek değiştirme seçeneğiniz vardır."

Ücret olarak da 2049 TL görünüyor.

Yetkili serviste yaptirmak zorunda degilsin, yetkili servis genellikle tamir yapmaz, degisim yapar, degisim yaptigi cihazlarda refurbished cihazlar oldugu icin cokta mantikli degildir o kadar para vermek, onun yerine guvenilir bir Apple urunlerini tamir eden bir teknik servis dukkaninda yaptirabilirsiniz, cok fazla var zaten.

İsterseniz arkasında yazan model numarasını söyleyin (a2152 gibi) size fiyat vereyim.

Son 3 yılda 1080 gün olursa 300 gün alıyorsun.

Son 3 yıl full olacak,raporlu gün bile olsa 8 aya düşüyor maaş,kendimden biliyorum.

aileyi sen açtıysan adresi sonradan değiştiremiyorsun. görüntüleyemiyorsun da. kasıtlı yaptıkları bir çakallık, baya bir aile telef oldu geçen aylarda adres uyuşmazlığı yüzünden.

yok ben arkadaşın aile hesabına giriş yapacağım ama adres giremiyorum şu anda yada süreç nasıl ilerliyor onu da bilmiyor olabilirim önce o davet mi gönderecek sonra mı adres onaylayacağız ?

arkadaşın senin mail adresine bir davet gönderecek, o davetteki linke tıkladığında uygulama seni yönlendirecek, adresi o zaman gireceksin.

sırf şu saçmalık yüzünden apple music'e geçtim.

Son www.ayyapim.com

Masum
20 Dakika

Masum
20 dakika
Bıçak sırtı

işler güçler
kardeş payı
leyla ile mecnun

yok izlediklerimin tadında olsun diyorsan şiddetle "içerde" diyorum.

edit: unutmadan kuzey güney

Tabi ki; suskunlar
Kayıp.
Ikisi de bomba gibi.

SON.

46 yok olan

Suskunlar
Poyraz Karayel
Çemberimde Gül Oya

Bu söylenenin ve muhtemelen sizin söyledikleriniz suç olabileceğini unutmayın. ceza vereceğim derken bir de üzerine suçlu duruma düşmeyin. Gidin derdiniz ne ise şikayetinizi yapın, verin mahkemeye.

Bölge çalışma müdürlüğüne gideceksin, senin derdinin adresi orası.
Çalıştığın yer ticari ünvanı olan bir yer mi, bi şahsın yanında gayrı resmi olarak mı çalıştın?
Sigorta girişin yapıldı mı?
Orada çalıştığına dair belge/şahit var mı?

Öfkeyle kalkan zararla oturur diye bi laf var. Hakkını aramaya bak, öç almanın sana bi faydası olmaz.
ayrıca cursor+1

ben bana boyle bir sey yapan elemanin adina internet sitesi acmis ve "x'in bana ne yaptigini ve gercek yuzunu bu sitede anlatacagim" yazmistim. hemen aradi yalvardi. paramin tamamini olmasa da buyuk bir kismini aldim. lanet olsun dedim.

benim bunu yaptigim kisi beyaz yakali bir kadindi (calisma arkadasimdi bir zamanlar) ve param seninki kadar buyuk degildi. ama ben bunu yapana kadar haftalarca ve aylarca rica ettim parami vermesini. sabrin son noktasinda yaptim.

sizin bahsettiginiz kisi nasil bilemem. siz yine de bu yontemi denemeyin.

arkadaşlar tabi ki fatura kesmediğim bir iş. şirketim yok. home ofis çalışıyorum. yani resmi yollar kapalı. kapalı olmasa bile 5 bin lira için dava açılır mı? avkulat ücret o kadar zaten

vergi mükellefi değilsen fatura kesemessin ama karşı taraf vergi mükellefi ise sana gider pusulası kesmeliydi. Sırf belge yok diye resmi yollar kapalı olmaz. Karşı tarafa iş yaptığını ispatlarsan hem paranı alır hem de avukat ücretini ödetirsin. Ama yok ispatlayamayacaksan başka. @tabudeviren gibi yap bence. Yani böyle böyle yapacağım şeklinde blöf yap. Yerse iyi ama yemezse üzerine su içersin. Bir dahakine de belgesiz iş yapmazsın.

Şu an için de kutsal bilgi kaynağı, yani spesifik olarak bir şey arayıp da bulamama ihtimalin yok, o zaman sorun da yok.

2002 - 2006 arasi superdi. gelisme donemindeydi
2006 - 2008 eh iste yine de okunur durumdaydi.

2008 den sonra 2012 ye kadar bocaladi.

2012 den sonra afedersiniz ama sicti.

Ben author lagrima ve dengizik için okuyordum

o kadar uzun süredir kullanıyorum ki sözlüğü hangi zaman diliminde kutsal bilgi kaynağıydı söyleyemem.

Teknik terminoloji, bilim, tarih ve aklına gelebilecek her alanda türkçe olarak efsane bir kaynaktır sözlük.

Son birkaç seneyi saymazsak cidden önemli entryler vardır.

Hala açar bakarım bir isim veya kişi ya da kent için ve ta 2002 de yazılan entry işimi görür 15 sene olmuş.

Ekşi Sözlük'ü farklı kılan şey ansikopedik bilgi kaynağı olmasından ziyade olaylara farklı yerlerden bakan, toplum ortalamasının çok üstünde gözlem yeteneği olan, aykırı fikirler/hipotezler öne sürebilen insanların sözlükteki varlığı idi. Bu insanlar zamanla kaybolunca şu anki ortalamaya hitap eden sözlük ortaya çıktı.

ben yl tezi yazarken konumla uzaktan alakalı olmakla birlikte aşina olmam gereken sanal gerçekliğin teori ve pratiği üzerine bi çok şey hakkında kısa yoldan fikir sahibi olmamamı (edit: olmamı) sağlamıştı mesela.

çöp başlıklar tonla ama diğer bi çok şey gibi sözlük de nasıl kullandığınızla alakalı nihayetinde.

Olmuştur, hala oluyordur.

Sosyal medya bu kadar patlamadan önce, İnstagram o şu bundan önce orası vardı.

Hava cıva veya boş içerik girmeye çalışıp prim yapılacak tabiki. Şimdiki devir ve sosyal medyalar zaten böyle.

İnternet değişiyor orası da değişiyor

Eskiden; 140 karakter sınırından, storylerden, fotoğraf paylaşımlı sitelerden, liste sitelerinden önce, güzel zamanlarda, internet başka bir yerdi. Hem ona ulaşabilen kitlenin demografik özelliklerinden dolayı, hem o yeni teknoloji ile eski insanın tanışma, alışma sürecinden dolayı. Biçok şey daha değerli, daha samimiydi.

Bilgi kaynaklığı da o minvalde konu hakkında bilgili bi abiyle oturup iki dakika muhabbet etmek şeklinde oluyordu. Bazı temel isimler, kavramlar, bazı ilginç detaylar, temel tartışmalar. Tartışmalar önemli, kafa açıyordu, çünkü tartışmayı kısmen bilen bir kitleydi. İlgini çekerse yazara ulaşır, devamını sorarsın, yazdıklarından yola çıkarak okumaya başlarsın vs.

Yılını falan hatırlamıyorum, artık söylemesi bile komik geliyor zaten. Yine de verimli kullanmak isteyen kullanır heralde. Birini blokla, ötekini favorile falan. Ben uğraşamıyorum.

O isimlerin üzerinden kaç dönem geçti. Hala arkaplanda Cem Karaca çalıyordu benim. Bu konular çok subjektif ama bkz. Lindy Effect ve yine belki fularsizentellik.com

birçok şeye hala vikipedi yerine ekşiye bakarım ama ilk entryler arka sayfalara bulaşmam

ekşi sözlük hiç bi zaman öyle efsane elit bi ortam olmadı. böyle bi amacı da yoktu. zaten öyle bi site popüler olamazdı. olan şey şu:önceden internete erişimi olan kesimle şuan internete erişimi olan kesim arasında fark var. internet erişimi geneli kapsayınca ekşi sözlük de tabi ki türkiyenin aynası oldu.

fengari +1, sözlüğün alemeti farikasını oluşturan kesim ne zaman çoğunluk olmaktan çıktı o zaman sözlük o kutsiyetini(bence kutsal değildi hiçbir zaman ama bağlam dahilinde kullanayım) kaybetti bence. çünkü sadece sol frame'de rastgele gezinerek bile bir şeyler öğrenebiliyordun bir zamanlar; şimdi ise önce başlığı arayıp bulman, sonra onca yazılanın içinden nitelikli olanı tek tek okuyarak seçmen lazım. eh, bunu yapana kadar makale okurum daha iyi diyor insan bir yerden sonra, aptal saptal şeyler okuyup sinirini de bozmamış oluyorsun.

sözlüğün amacı bilgiyi sistematik bir biçimde yaymak olmadığı için her aradığın şeyle ilgili nitelikli bilgi bulamayabiliyorsun, geçmişte de böyleydi ama bu durum " ekşi sözlük" teması içinde değildi zaten; onun için normal sözlükler var zaten.

ekşi sözlük bozdu derken burada ifade edilen geyik kısmıdır. Yoksa ekşi sözlük hâlâ bilgi kaynağı. Hangi başlıklarla değerlendirdiğinize bağlı. Sol frame'e bakarsanız laçka bir ortam. Merak ettiğiniz konularda bakarsanız yine en güzel bilgiler mevcuttur. Ben bir konuyu merak ettiğimde daima ilk olarak sözlüğe bakarım. Benim için bilgi kaynağı özelliğini koruyor.

Ah anılarım canlandı gece gece. Sözlük para kazanmaya başlamadan çok önce, ssg ile kler beraberlerken, develer tellal iken, kanzuk henüz piyasada yokken, arama sonuçlarında "ve clairvoyant ssg'yi seviyor" çıkardı, o kadar samimi ve küçük bir topluluktu sözlük. Hey gidi.

Bu mantikla Michael Jordan bok gibi bir basketbolcu. Senin kafana yatiyorsa bu daha fazla parmaklarimizi yormaya gerek yok.

Sözlükle ikl zamanlarında tanıştım. Yazmaktan çok okuyucuyum, 471 badim varmış geçende android uygulaması indirince gördüm.

17 yılsonra bugun hâlâ ekşiyi okuyorum. Sürekli takılıp her yazılanı okumak değil benimki. Merak ettiğim, ilgimi çeken veya günlük yaşamımla ilgili bilgilenmek istediğim konuları değişik görüşlerin, tecrübelerin olduğu mecrada okumak, kısa yoldan geniş yelpazeye ulaşmak. Sözlük benim için budur. Kutsallığı başlık altındaki derinlikten ziyade çeşitlilikten gelir.

Yazarları defalarca kırdı, küstürdü, önemli derecede değer kaybetti. Yine de yazmaya devam eden, deneyimlerini paylaşan değerli yazarlar az değil. Evet internet ulaşımı yaygınlaşınca yazar profili değişti ivme aşağı kaydı katılıyorum. Yalnız internetin geneline bakarsanız durum o kadar da kötü görünmüyor, sözlük hala okunabilirliği olan, alanında alternatifi olmayan (uludağ yakınsıyor) bir mecra.

Esas bozan internet oldu eski halinden eser kalmadı. O kadar güzeldi ki eskiden. Kalite vardı, herkes bi hevesle bildiği ne varsa ortaya koymuştu. Sonra hoax, trolleme, manipule, yalan, yanlış.. aldı başını gitti.

aramaz. genelde istenen ödememesidir. ödemesin ki ben faizle bunun ocağına incir ağacı dikeyim der. garanti bonus ve yk World var ikisinde de öyle bir şey ile karşılaşmadım.

asgari zaten en az demek. hiçbir banka asgari tutarı ödeyen müşterisini aramaz.

www.hepsiburada.com

ya da bu

www.hepsiburada.com

bu ısını gorur. pahalıya kacmana gerek yok. aynısını kullanıyorum.

Dark rangemax serisini tavsiye ederim. Yıllardır üzmedi.

www.teknobiyotik.com

bayır da çıkmamız gerekecek derken ne demek istedin? yokuş çıkmaktan mı bahsediyoruz, zemini toprak ya da daha zorlu olan bir yoldan mı?

baktığınız bisiklet dağ bisikleti, altus ve deore falan dediğiniz grup setler de dağ bisikleti grup setleri. üzülerek söylüyorum ki eğer gideceğiniz yol tamamıyla asfaltsa 2 haftadır yanlış hedeflenmiş olarak gözlerini kanatıyor olabilirsin.

Yokuş evet ama asfalt bir yokuş. Toprak zemin neredeyse yok diyebilirim.

Bu bisiklet şehir/trekking olarak geçiyor tüm satıcılarda. Gittiğimiz bisikletçi de bu bisikleti önermişti. Lastikleri gösterdi dağ ile yol bisikleti arasındaydı.

amatör olduğun için limit 2000 mi belirlediniz? ben 5 sene 300 liralık bisikletle okula gidip geldim hala da kullanırım, yeni mezun oldum. limiti fazla belirlemiş olabilirsiniz.

herkesin bütçesi farklı tabi. Neticede 10.000 - 20.000 TL'ye de bisiklet olduğuna göre 2000 TL bisiklet için çok yüksek değil diye düşünüyorum.

alanı büyük olan decathlon'lardan birine gidebiliyorsanız bir gidin. oradaki yol bisikletlerinden birini deneyin. ince teker, duruş şekli gibi şeyler sizi eğer aşırı rahatsız etmiyorsa -belli bir seviyede kesinlikle rahatsız edecek, ilk kez tecrübe edene zor gelir çünkü- yol bisikleti seçenekleri konusunda yardımcı olmaya çalışırım.

Kron Tx450 hibrite bakabilirsiniz, amortisorlu sehir bisikleti. Arazide, tas toprak yolda, elbette bir dag bisikleti kadar olmasa da sürüs keyifli. Su an hem sehir icinde hem de toprak yollarda kullaniliyorum; memnunum. Eger sadece beton ise, yollar düzgün ise amortisorsuz modellere bakin,daha hafif oluyorlar.

Yalniz lütfen Kron`dan bisiklet aliyorsaniz ilk günden gidip güzel bir sele alin kendinize. Seleleri korkunc, sadece rahatsiz olmasi degil; her sele belli bir yoldan sonra kicinizi agritir; ama deriyi inanilmaz tahris ediyor.

Onun disinda Merida´nin sehir bisikletlerine de bakabilirsiniz ayni fiyat bandindan.

İşsizlik sigortasından yararlanabilmek için;

§ Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak,

§ Hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak,

§ Son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,

§ Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvurmak,

gerekmektedir.


Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde;

§ 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,

§ 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,

§ 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün,

süre ile işsizlik ödeneği (kanunda yer alan diğer şartları taşınması kaydıyla) verilmektedir.

Bir de ben ayrıca işssizlik sigortası primi vs ödemedim maaştan kesilen paranın içinde otomatik olmuyor mu onlar?

işsizlik sigortası sgk primi ile beraber firma tarafından ödeniyor. Raporlu günler sorun değil ancak ücretsiz izinler gün sayımında geçerli değil.

edit: şimdi baktım ücretsiz izini de kabul ediyorlarmış, sorun yok.

Farzedelim ki işyerim kapanacağını açıkladı 1.5 yıl sonra. Bu durumda işsizlik sigortası yaptırsam ödeme yaparlar mı

işsizlik sigortasına tabi olmak için hizmet akdine tabi çalışmak gerekiyor. Yani bir yerde bir kaç gün çalışıp kalan süreler için isteğe bağlı sigorta ile beraber işsizlik primi ödeyebilirsiniz. Ya da özel işsizlik sigortası yaptıracaksınız bankalardan.

i7 al.

o kadar param yok

i7 almana gerek yok. işlemciyi yeni nesil alman iyi. 7500 ile zaten overclock yapmayacaksın. o nedenle stok soğutucu yeterli. ileride minimal ekleme yapacağın için işlemciyi zaten değiştirmeyeceksin. farklı parçalar (işlemci ve anakart) ile overclock açılabilir ama belki max %10 fazla verim alırsın. bu sistem ile 1080p sıkıntı değil, çoğu oyunu yine akıcı 2k çözünürlükte oynarsın.

Kasada Corsair'den şaşma bence çok kaliteli iş yapıyorlar.
Anakart için Zserisi daha revaçta ileriyi de düşünerek ben Z270 yetmiyorsa 170 öneriyorum.
İşlemcide eğer i7-6700K alacak durumun yoksa i5-6600K tercih et liste başları bunlar. 7500 ilk 5 de bile yer bulamıyor incelemelerde.
SSD yi Adata alarak biraz tasarruf yapabilirsin f/p açısından gayet olumlu yorumları var.
Ramde hyperx fury, ballistix sport daha güzel olurdu bütçe el veriyorsa.

amazon'dan almayı düşündün mü daha ucuza geliyor.

RAM'de 3000 Mhz'den daha ucuz 2400 Mhz varsa onu al. Araştırmadım var mı diye.

geribildirimlere göre biraz değiştirdim sistemi, neredeyse aynı bütçeye oldu

hizliresim.com

overclock yapmayacaksan yeni nesil olan işlemciyi almanı tavsiye ederdim ben. pek bir performans farkı yok ama daha yeni nesil her zaman daha iyidir.

ram leri amazondan alırsan ortalama 200 lira karda olursun.

amazonu bekleyememe durumum var biraz :/

@ proletarier, @ yüzyıllık yalnızlık

1 hafta-10 gün arasında gelme ihtimali yüzde 90 üzerinde(kendi verdiğim siparişlerden yola çıkarak söylemem gerekirse)

bu sistem için 600 watt güç kaynağına gerek yok bence. 450 500 fazlasıyla yeterli olur. Ayrıca arşiv vs yapmayacaksan hdd'ye de boşa para verme. 240 gb ssd yeterli. Hdd yerine bir üst model ekran kartı al.

P2 Xiaomi ve Mi5 kısmını okurken ben gibi düşünen biri daha var dedim. Ama Note4 kısmını okurken anladım ki aslında sen bensin. Note 4 bulursan lütfen bana da haber ver. Soruna cevap ise Huawei P9 ve lite diyorum. Önce sen seç ben çok kararsızım :(

ahaha eğer farklı bir fikir gelmezse bu akşam lenovo siparişi veririm gibi. huawei'lere ve meizu'lara hiç bakmadım. onlara da bir göz atayım bari.

xiaomi'den devam edin bence. ben de bi çılgınlık yapar xiaomi alırım herhalde falan diyordum. kardeşim s6edge+ ekranını kırdı, servis binlira istiyor. baya bildiğin 1 milyar. 800 falan da ben tamamlamıyorum. yaptırmadık öyle kullanıyoruz. s7edgelerde de durum aynıymış duyuyorum etraftan. xiaominin ekranları ise 20 dolar internette. artık neredeyse eminim xiaomiden. alıp kafam rahat şekilde kullanmak istiyorum. telefonu kundaklayıp(kılıf cam filmi) korka korka kullanmaktansa.

p2ye gelince lenovo telefonlarda kamera kalitesi hariç bi problem yok. büyük ihtimal p2de bunu da geliştirmişlerdir. ama internette p2 kamera testlerine yine de bi göz atın.

özet: o çok güvendiğin garanti de ekranı kırdığın zaman el olur. xiaomi al.

P2 de P1 deki kapasitif tuşların kaldırılıp ekrana koyulması başta ben olmak üzere teknoloji severlerden büyük tepki aldı.
Xiaomi ler ise yüksek sar değerleri ile vatandaşı kara kara düşündürüyor. Büyük üreticilerin yüksek fiyat politikası ortasınıfı alternatif arayışına itti.

Raskolnikov Sen Petersburg'dan bildirdi.

ya tabi kullanıcı hatası olduktan sonra garantinin bir önemi yok ama servis de önemli ya. lenovo telefonlara kvk bakıyor sanırım. dün kvk'ya verdiğim tableti yaptırıp bugün teslim aldım. Xiaomi bozulsa nereye gideceğim? Tamir süreci nasıl olacak? Bu xiaomi garantörü delta servis hiç güvenilir gelmiyor bana..

Bir haftadır telefonsuzum; Nexus 5 sizlere ömür geçen hafta ki, kendisini üç buçuk yıl kulladım hunharca, dayanamadı artık. Telefon arayışları had safhada: iPhone, Lenovo Moto, P2, Huawei, Xiaomi derken allak bullak oldum.

Dün arkadaşlarımla işyerinin bahçesinde otururken birinin iPhone 6s plus diğerinin de Xiaomi Mi 5 kullandıklarını fark ettim: iPhone kullanan zaten yazılım mühendisi ve müdür birf firmada, şirket vermiyorsa ve ekosisteme bağımlı değilsen alma, paraya yazık, çok para dedi. Xiaomi kullanan ise ucuz yollu olduğu için aldım dedi...

Xiaomi Mi 5 kurcalamaya başladım, alet güzel, yağ gibi fena ısınıyor ve bunu çok net hissediyorsunuz, bir de arka yüzeyi çok kaygan, düz zeminde bile en ufak fiskede eksen değiştiriyor.

Vedalaştık, millet dağıldı ben işe başladım, Xiaomi kullanan arkadaş aradı: Nazar değdirdin telefona, düştü ekran mekran, arka kapak dağıldı. Sonuç bu beyler.

Lenovo aldım iyi ki de aldım.

Ben çocuğa turkcell t tablet almıştım. Fiyat/performans olarak çok iyi bir ürün.

m.turkcell.com.tr

2 haftalık ihbar süreniz var. ya sizi işten çıkardığını size bildirip, sonra 2 hafta daha çalışmanıza izin verecek ya da 2 haftalık maaşınız kadar ihbar tazminatı ödeyecek size.

bunun dışında henüz ödenmeyen ücret fazla çalışma gibi haklarınızı da talep edin elbette.

çalışmanız 6 ayı geçmediği için, iş güvenceniz bulunmuyor. yani ihbar tazminatınızı ödeyerek sizi işten çıkarabilirler.

arkadaşlar iki aylık sürede ihbar süresi olmaz, ihbar için üç ayı doldurman gerekli.

1 günlük çalışanda bile ihbar süresi 2 haftadır. iş sözleşmesinde yazılı olarak deneme süresi belirlenmiş ise bu durum istisnadır. ki o da en fazla 2 aylık olabilir. onun haricinde 1 günlük çalışanın bile ihbar süresi 2 haftadır.

yav bu 3 ayı nerden çıkarıyor millet. o kadar da emin yani 3 aydan aşağı ihbar olmadığından.

ihbar önellerinin yazdığı kanun maddesinde "6 aydan az çalışanlar için iki hafta" der ilk satırda.

yani alt sınırı yok. 6 aydan az ise, ister 1 gün olsun, ister 2 ay olsun, 2 hafta ihbar süreniz var. 3 aydan az ise olmaz diye bir şey yok. kandırmış sizi işverenleriniz.

Müdürle kamerasız bir odada 5 dakka yalnız kal sonra bağırış çağırış çık odadan sinirli şekilde. Tacizden şikayet ederim kovarsan de

öneri olarak iftirra at mı diyorsunuz ne ayıp
istern kendini dövsün fight cluptaki gibi

Aynen odada kendini de dövebilir, hatta daha inandırıcı olur

oyun bilgisayarı istiyorsan bunları unut. msi'ın, monster'ın gaming laptop'ları var, 5000'lere çıkmadan "steam'deki her şeyi kaldırsın" rüya.

www.teknosa.com

her oyunu kaldırır mı bilmiyorum, ama beni tekletmedi henüz. film için de 1080p çözünürlüğü var. çok hoş bir bilgisayar, ben çok memnunum.

-ortalama bir bilgisayarla maksimum 4-5 yıl oynayabilirsiniz yeni çıkan oyunları, ağır oyunlar sıkıntı çıkaracaktır. bu 6 bin ve üzeri fiyata sahip laptoplara çıkmazsanız her zaman böyledir. zaten ekran kartı sektörü çok çabuk gelişen sektör. 4k'lar vesaireler havada uçuşuyor, o yüzden pek mantıklı değil o kadar para dökmek.
-mutlaka 17.3 inch laptop tavsiye ederim.
-eğer bütçeniz müsaitse şu bilgisayarla ortalama 4 sene boyunca çıkan oyunların %80'ini problemsiz ve ortalama üstü kalitede oynayabilirsiniz.
www.monsternotebook.com.tr

laptop ile pc arasındaki fark zaten fiyat/performans'a dayalı. Yani 3000 TL'lik bir bilgisayarın vereceği performansı laptop'tan almak istersen 5000 TL vermen gerekiyor.

Ayrıca yatarak oyun oynanmaz :)

yaparsın. benim var hatta şu an. bak umutundeneyimleri.com yaz sonra shop.umutundeneyimleri.com 2 farklı wordpress teması var. arat istiyorsan wpthemedetectordan :)

hosting paketinin özelliklerine göre subdomain limitleri var, bir hostingte iki tane ornek1.com ornek2.com acamayabilirsin. ama 2.ornek1.com diye ayrı bir siteye istediğin indexi koyarsin

hosting paketlerine göre değişir. Evet yapabilirsin.

hosting pakedinde kaç domain olabileceği paket özelliklerinde mevcuttur. Olayın teknik bir yönü yok aslında.

www.ihs.com.tr

Mesela yukarıdaki paketlerden profesyonel olanda 3 domain ve 30 subdomain kullanabiliyorsun. Klasörleri mecburen ayrı olacak zaten.

Benim daha önce çalıştığım bir yer ilk işim olduğu için 6 ay sigortasız çalıştırdı. Bu durumu vergi denetçileri de elbette biliyor ama denetime gelince gizli bir odada çay içip giderlerdi. Burası Türkiye, hukuk her zaman işlemez.

@acemi evet işte ben de onu diyorum, ama durum da diğer taraftan o kadar basit değil. ben aslında uzun zamandır bırak, 'kadro işlerimi halletiğiniz zaman' gelirim de diyorum. ama en başta çağırdılar işte haftaya başla diye açık açık, sonra da rest çekmekten korktu, bu sefer kadro olunca burnumdan getirirler diye.

ben tüm olayı biraz tecrübesizliğine bağlıyorum ama, vakıf üniversitelerinde bile asistanlık artık kolay ulaşılabilen bir şey değil, bir kez olunca da kaybetmek istemedi çocuk. ama enerjisini emdiler 4 aydır, dünyanın emeği. en son hocalardan biri 'yazın çalışılmıyor diye eylül'ü mü bekliyorlar acaba kadro için' demiş de canına tak etmiş.

olayın vergi denetçileri ile çok alakası yok. kişi eğer sigortasız çalıştırılıyorsa şikayet eder gereken yapılır. iş kazası olursa işçinin beyanına bakılır. öyle firma gelme diyorum geliyor diyemez. yani gelme diyorum geliyor ben de çalıştırıyorum diye bir şey yok. gelme deyip geliyorsa ve sen çalıştırıyorsan sigortasız olduğu için suçtur. ayrıca yine kişinin çalıştığına başka çalışanlar şahitlik edebilir.

sigortasız çalışırken iş kazası geçirirse o işyerini öttürürler. sigortasız işçi çalıştırırken yakalanmaktan bin beter olur iş kazası durumunda.

orada çalışan iki tane şahit "evet burada çalışırken kolunu kırdı" derse o işyeri tersten görür.

benim en son güncelleme üzerinden 1 2 yıl geçmiştir. amd'de düzgün çalışan sürücü buldun mu daha güncellemeyeceksin. Benim tecrübem bu yönde. Son çalışan sürücüyü yükle ya da sistem geri yükleme çözüm olur.

Hiç te açık değil. Söylediği laf terbiyesizlik. Savunulacak yanı yok

:)) %90'u %91 yapıyorum.

Bu kadar ağır aptalın olduğu bir ülke dünyada yoktur.

Elinde medya gücü olmayan adamı buldunuz, yardırın bakalım.

iyi de niye terbiyesizlik olsun ki, 'önüne yatmak' eyleminin kötü bir şey olmadığını hep beraber öğretmediler mi bize. mesela bakara-makara muhabbeti yapıp mukaddes kitabı makaraya almak da terbiyesizce bir davranış değil.
ama bunları alıp şap diye bu yavuşakların yüzüne vurmak terbiyesizlik he mi.
(bkz: ya lan ben neyse bir şey demiyorum)

Güya aklınca laf dokunduruyor ama siyaseti getirdikleri noktadan, kullandıkları dilden ben utanıyorum. Ülkem adına üzülüyorum.

Sadece Kılıçdaroğlu değil, hepsi öyle...

'Kadın midir, kız midir bilmem, milletin .... koyacağız, bakara, makara' vs vs o kadar çok örnek var kı karşı taraftan duyulan ve kimsenin sesini cikarmadigi ( söyledikleri yalanları saymıyorum bile başörtülü bacilarina saldırdılar ya hani, onun gibi). Bunun ustune kalkıp da 'bir kereden bir şey olmaz' diyen bakana gerekli karşılığı veren (ki ben de sizin anladığınizi anliyorum) bir adamı linç etmelerini ben ikiyuzluluk olarak değerlendiriyorum.

Bizim hakkımızdan mantıklı davranışlar beklemiyorum zaten artık.

Kilicdaroglu'nu begenmiyorsunuz degil mi? Cunku terbiyeli namuslu insanlari degil himayesine gireceginiz teba olacaginiz maco tipleri seviyorsunuz.

net bir şekilde akpli gibi takılmış bu sefer. onların dilinden konuşayım demiş. bence doğru değil yaptığı, terbiyesini koruması lazımdı.

önüne yatmak korumak manasına gelse de insanların %99'unda ilk manada başka bir anlam uyandırıyor hatta dediğin gibi %90 önüne yatmayı altına yatmak olarak tanımlıyor. elbet kemal kılıçdaroğlu salak değil, bu söylediği lafın altına yatmak olarak anlanacağını biliyordu. dolayısıyla üslubu yanlış. yakışmadı.

ya onca çocuğun tecavüze uğrması bu kadar konuşulmadı ona yanıyorum.

neden konu kılıçdaroğlu olduğunda hep en iyi anlamına bakılıyor sözcüklerin, "aslında böyle dedikleri çok açık, mal kitle anlamıyor.s.s.s."a dönüyor iş?

bunu hükümetten biri yaptığında cımbızlama örneği ile "bakın işte kadına bu kadar değer veriliyor!!!", "kendini bilmezlik, başka bir şey değil bu!!!" diye paralayanlar neden bu sefer aynısını demiyor?

%90'ın içinde işte bütün partililerden adam var, katılıyorum.

birilerinin önüne yatıyo demesi aslında bi gönderme. rezanın önüne yatan bakanlara yani. olayı idrak edemediğin için bence sen pek yorum yapmamalısın siyaset hakkında:)

yav akp direkt kadın diyor. biri kadın olarak sus diyor. diğeri kadından alacak dersimiz yok diyor. cımbızlama nerde? kılıçdaroğlu bakan diyor. yani bakan erkek olsa hiç lafı edilmeyecekti. Sırf kadın diye hemen aklınız başka yere gidiyor. Bu da zaten kadına bakış açısının bir tezahürü.

senide ekliyorum biglord %92 biraz ŞEY

turkcede onune yatmak cinsel hakaret olarak kullanilmiyor. o dedikleri altina yatmak. daha deyimlerden bihaber mallara bu durumu anlatamazsin tabii.

değil. küçükken gittiğim düğün ortamlarını hatırlattığı için sevemiyorum şu aletin sesini. eleman sağlam pratik yapmış ama

ASJGNFDBJASD muhteşem. aynı yüz ifadelerini ben de izlerken yaptım

giphy.com

şarkıyı söylemeye geri döndüğünde sanki 1 saniye önce ortalığı birbirine katan o sihirli parmaklar onun değilmiş, kendisinin olayla hiç alakası yokmuş gibi davranması beni etkiledi.

biraz daha kasarsa yazicidan cikti alacak havasi var.

gerçek yetenek bu değil.

Super tam bir yetenek.

Yeteneğin dibi hem de, büyük üstat. Bi de ercan var o da fena değil tavsiye ederim, ercan: www.youtube.com

Şaka yaptığını varsayıyorum. Bu tip şeyler enstrümanda tamamen pratikle alakalı. 2.5 senedir keman çalıyorum ve benim de parmaklarım yaklaşık bu hızda. Tabii çok fazla çalışmanın sonucu bu. Hatırlatmadan geçmeyim; enstrümanda mesele çalmak ya da hızlı çalmak değil, yorum önemlidir. örnek vermek gerekirse; (bkz: itzhak perlman) 'ın itzhak perlman olma sebebi mükemmel yorumudur.

Ayrıca David Garrett'in kemanı hızlı çalma konusunda guinness rekoru vardır. Fakat kendisi İtzhak Perlman'ın öğrencisidir :)

www.youtube.com

yetenek abi...

kaç yıllık videolar.. harika çalıyorlar... :D

benim favorim bu ama ya..

www.youtube.com ( son kısımda kopuyor.. )

değil.

şimdi bu arkadaş org, dolayısıyla piano çalabiliyor değil mi? klasik bi eser versek çalar mı? bence çalamaz. demek ki sanat değil zanaat yaptığı şey.

ayrıca ben de piano eğitimi aldım zamanında. tuşlara öyle basılmaz aga yok öyle bi teknik.

TDK'ya bakınca yetenek:

1. Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği.
2. Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite.

Bu tanımlara bakarsak yetenek denilebilir. Ayrıca klasik eser versek çalamayacağını bilemeyiz. Klasik eser yetenek ölçmede bir kıstas mıdır? En yetenekli ses sanatçısı da kimi eserleri söyleyemeyebilir mesela. Bu onun yeteneksiz olduğunu göstermez.

www.youtube.com

:(((

komşusu olmak istemezdim :D

düzenli şınav, mekik ve barfiks yaparsan bir şeyler olur.

üstteki yağ tabakasını atmak için diyet ve koşu/bisiklet şart. kaslanma ondan sonra ortaya çıkar.

Ön kol için dumbel ve barfiks, arka kol için şınav. Göğüs için de şınav. Yanlız şınavın 15 çeşidi falan var, incelemen lazım. En az 5-6 çeşidini yapman gerekecek.

Karın için de bin tane hareket var, ne kadar çok yaparsan o kadar iyi.

dambıl ile hemen hemen her bölgeyi çalıştıran hareketler var. salon olmayacaksa ben dambıl derim.

A.s
paran varsa bi bench sehpası al sonra düz bar ve ağırlık plakaları. Abartılı goruntu pek kolay olmuyo zaten. Yemek icin de yumurta ve lor peyniri en ucuzu

Madbarz.

Gelecek kaygısını bloke etmek ama yok saymamaktır.

Ne Olacağım diye değil ne olmalıyım sorusunu kendine sorup verilen cevaba göre yaşamaktır.

Başkalarının cevaplarını kendinde soru kılmamaktır kendi sorularına başkalarında cevap aramamaktır.

Gençliğime dair özlediğim en büyük şey hata yapmaktan korkmuyor Oluşum galiba.

Dil öğrenmek

Delicesine ogrenmek ve olabildigince gezmek. Gezme imkani bulamayabilirsin ama ogrenmek istersen ogrenirsin. Ogrenebildigin kadar cok sey ogrenmek ve gezmektir gencken yapilacak en iyi sey. Hicbir gunu yeni bir sey ogrenmeden kapatmayacaksin.

Evet gezmektir. Öyle insanların parayla yaptığı turla gezmek gibi değil ama.
bavulu alıp 3 ay eve dönmemesicesine gezmek.

İstediğin şeyi kaygı duymadan yapmaktır. Sonradan keşke yapsaydım dememek için enerji ve fırsat varken yapılmalı.

Gezmek demiş herkes ama bana göre gezmek değildir. Çünkü hayatının herhangi bir döneminde istediğin kadar gezebilirsin.

adrenaline dayanabilen bir kalbe güvenerek ekstrem şeyler yapmak. dalga sörfü, kaykay. paraşüt. hiçbirisini öğrenemedim. hep filmcağızlarda kaldı. point break izleye izleye yetiştik biz. bi paten yaptım onda da öyle merdiven trabzanları üstünde falan kayamadım yani.

daha da gençken bilim öğrenmek ve en az bir dili çok iyi bilecek şekilde dil öğrenmek.

son

bu etkileyici ve açıklayıcı cevap için teşekkürler.

Değil

oha nasıl düşünemedik? bir sğper yorum daha...

İnancına göre değişir.
Bence son olsaydı, düzen hiç adil olmazdı.
Halbuki doğa adalet ve uyum üzerine işliyor.
Dengenin sağlanması için ölümden sonraki hayat şart.

mekolamanyak azını opicem.

hiç birimiz ölümü tecrübe etmedik. süslü cümlelerle son yada değil dememizle tek kelimeyle son yada değil dememiz arasında aslında hiç bi fark yok. biri laf kalabalığı sadece. ama evet, son.

Doğa adalet ve uyum üzerine falan işlemiyor. Kimse eşit değil, güçlü güçsüzü eziyor. Ölümden sonra da yok olacağız, doğumdan önceki gibi.

bilincin için belki evet, ama üzücü olur öyle olması. bedenin ise döngüye giriyor, seni yiyen mikroorganizmalar gübreye dönüştürüyor, bitkilere can veriyorsun v.s v.s

--- spoiler ---

(bkz: 42)

--- spoiler ---

doğumdan önce neysek, nasıl hissediyorsak ölümden sonrası da o olacak. denge/doğa kanunu denmiş ama bu doğa kanunu sadece insana mı işliyor? üstelik ironik bir şekilde doğanın anasını bellerken? böceklere bitkilere yeni yaşam kapıları nerde hani? bence bu durum çok yanlış anlaşılmış. ha din gereği inanırsın ona bir şey demem. ama mantıklı bir şeymiş gibi burada açıklanınca kendime engel olamıyorum.

neyse, yok öyle bir kapı.

edit: @i was made for you +1 desem de olurmuş. ben bazı cevapları okumadan cevaplamıştım, meğer o benden önce yazmış.

Bir başlangıç...

Demek istediğim şey, burada olanlar burada olduğu gibi kalırsa adaletsizlik olur.

İnsansız dünyanın mükemmel bir uyum içinde işlemediğini söyleyecek var mı? Bence yoktur.

İşte insan burayı dilediğince kullanıp yakıp yıkmasının hesabını biyerde vermelidir.

dogmadan onceki halimize donecegimiz bir son. hiclik. uykumuzda nasil uyuyup uyanmamiz arasindaki 8 saati algilayamiyorsak, oldugumuzde de aynisi olacak.

www.turkcealtyazi.org

sondan söz edebilmek için başlangıçtan söz edebilmek lazım. başı olmayan şeyin sonu da olmaz. yani son değil. ne olduğunu da tam çözemedim, ölünce görücez artık acelesi yok.

Son olmasaydı ölmek bu kadar kolay olmazdı.
Doğumdan öncesi olmadığı gibi ölümden sonrası da yok +1

''son'' kelimesine yüklediğin anlama bağlı. öteki dünya bağlamında bence son. onun dışında çürüyüp toprak oluyorsun ve ekolojik sistem devam ediyor, sende bunun bir halkası olmaya devam ediyorsun.

Ölümden sonra yok olacağımıza inanıyorum ama katrilyonda bir de olsa aynı hücrelerin (yani atomların vs.) bir araya gelip tekrar aynı bilinci oluşturma ihtimalini düşünüyorum. hani bu öldükten hemen sonra olmaz da 4238 senesinde olur. O da olumlu.

"nasıl doğmadan önce yok isek, öldükten sonra da yok olacağız." montaigne-denemeler.

şahsi fikrime gelirsek, bizi biz yapan genetiğimiz ve anılarımız olduğu için, bu ikisini bir yapay zekaya aktarabilirsek bizden bir adet daha yaratmış olabiliriz. ama bu yarattığımız şey biz mi oluruz yoksa bizim bir kopyamız mı olur o ayrı bir tartışma konusu. insanın kolaya kaçıp "bizi biz yapan beden değil ruhumuz, ruh ölümsüzdür" diyesi geliyor.

bence son değil.

Değil!

"şüphesiz biz Allah'tan geldik ve O'na döneceğiz."


''İnnâ lillâh ve İnnâ ileyhi Râciûn''

youtu.be

ölmeden nerden bilelim mk

Mahşer sansürsüz versiyonunu tavsiye ederim.

"O"

Firestarter.

şeffaf

Medyum (The Shining)

Göz (Carrie)

Sadist

Hayvan Mezarlığı

bunlar olabilir.

Sadist derim ben de.

Bu karara uymuyorum, saygı duymuyorum diyebilirsin.

Şaka şaka. Detay vermemişsin ki. Neden ödemiyoruz diyorlar? Telif ihlali falan yaparak kazandığın bir para tespit edilmiştir belki.

Sayın Kullanıcımız,
Bu e-posta, AdSense hesabınızın, AdSense program politikalarımızla uyumlu olmadığının saptandığını ve sonuç olarak AdSense hesabınızın devre dışı bırakıldığını bildirmek için gönderilmiştir.

Mevcut hesap durumu:: Devre dışı

Gerekli işlem: Yok



Neden hesabımda bu işlem gerçekleştirildi:

Yayıncıların, kullanıcıları Google reklamlarını tıklamaya teşvik etmesine hiçbir şekilde izin verilmez. Bu, aşağıdakiler gibi, yanlışlıkla tıklama yapılmasına neden olabilecek her türlü uygulamayı içerir:

Reklamları flash oyunlar, site bağlantıları veya gezinti çubukları gibi tıklanabilir içeriğe yakın yerleştirmek
Reklamları başka site içeriği zannedilebilecek şekilde uygulamak
Açılır veya genişletilebilir içerikle örtüşebilen reklam uygulaması
Hesabımı güvende tutmak için hangi kaynakları kullanabilirim:

Program yönergeleri
Hesabınızı güvende tutmak için politika bilgilerinizi tazeleyin sayfası


Ödeme
Hesabınız kesin olarak devre dışı bırakıldığından, hesap bakiyeniz size ödenmeyecektir. AdSense Şartlar ve Koşulları'nda (www.google.com) belirtildiği gibi, Google, program sözleşmesinin ihlali durumunda yayıncılara ödeme yapmama hakkını saklı tutar. Bu adımın, AdSense programının kalitesini sürdürmek ve AdWords reklamverenlerimizin çıkarlarını korumak amacıyla uygulamaya koyulduğunu bilmenizi isteriz. Hesabınızdaki kazançlar, bu durumdan etkilenen reklamverenlere iade edilecektir.



Siteler Devre Dışı Bırakıldı
Hesabınızın program politikalarımızı ihlal ettiği tespit edildiğinden, para kazandığınız tüm sitelerin reklam sunma özelliği devre dışı bırakıldı ve bu siteler artık AdSense programına katılmak için uygun değil.



Başka hesap açılamaz
Hesapları devre dışı bırakılan yayıncıların, AdSense programına katılmaya devam etmesine izin verilmediğini bilmenizi isteriz. Devre dışı bırakılan hesaplarla ilgili daha fazla bilgi için Yardım Merkezimizdeki SSS'yi inceleyebilirsiniz: support.google.com

dediklerine benzer bir aktiviteniz olduysa malesef.. terms and conditions'da buna ok demişsiniz zamanında.

içerisinde iyi bi miktar para olduğuna göre adamların yapmayın dediklerini yapmışsın. Geçmiş olsun ben daha adsense hesabını kurtaran birini görmedim.

Ödemeyi bankaya yatıracaklar. İmzaladığın evraktaki rakamlardan farklı tutar yatıramazlar. Yatırsalar bile senin gelen parayı reddetme seçeneğin var.

@ozlioz
fiyat yazmıyordu ki ibranamede , linkteki gibi yazdım ;
www.pelikanmalimusavirlik.com

Bunun yanında bordro ve hesap pusulası da imzalatmaları gerekir. Onlarda rakam yazıyordur ama bu ibraname geçerli değil.

Usul genelde böyle oluyor. Girma güvenilmez mi ki?

Ben çıktığım yerlerde bu şekilde yaptım ve paramı tam aldım

ben r9 380 2 gb kullanıyorum ve memnunum. ikisi arasında kalmıştım ama araştırdığımda gtx 960'ı tercih edecek pek bir şey bulamamıştım. yalnız biraz pahalı geldi linkteki, www.vatanbilgisayar.com şu daha iyi olabilir f/p açısından.

www.donanimhaber.com şu video'yu izle bence.

Sapphire tavsiyesi için teşekkür ederim. Msi ya da Asus arasındaydım ancak incelediğimde Sapphire'in daha düşük fiyat seviyesinde bir miktar daha iyi sonuç verdiği gördüm. Ayrıca güç tüketimi de bir miktar daha düşük.

www.hardwareluxx.com

oldum olası amdden uzak dururum. stabilite konusunda her seferinde beni yüz üstü bırakıyor.

sapphire r9 380 nitro var bende memnunum almadan önce de bir sürü video izlemiştim benchmark testi baktım. alalı 2 ay oldu. ne kadar fark yaratır bilmem ama gtx 960ın 128 bit oluşu da biraz soğuttu beni.

gtx 960 acayip gurultu yapar. bisey whining diyolardi adina. gerci yapani değiştiriyorlar ama...

öyle kağıt üzerindeki bilgileri boşver önce. bir sürü kıyaslama inceleme videosu var.

www.youtube.com

gördüğün gibi pek bir fark yok, oyundan oyuna değişiyor birkaç fps sadece. fiyatları da aynıysa veya gtx 960 üç beş pahalıysa bile gtx 960 al.

aralarından r9 380 daha iyi ama sen karar ver. üstteki arkadaşın dediği gibi KULLANICILARIN yaptığı incelemeleri izle. ama inceleme yaptığın adamların işlemci ve raminede dikkat et. i7 ile i3de aynı ekran kartları farklı performans verir.

Ne alıyorum ben şimdi? :)

1080p için iki kartın pek farkı yok anlaşılan. O halde sürücü desteği, güç tüketimi gibi faktörlere kalıyor iş. İki kart arasında 40-50 TL fark var.

@beyteper gtx 960 daha sessiz değil mi? Coil Whine problemini daha üst serilerde okumuştum sanki.

yaniliyor olabilirim kanka ozur dilerim. ama gtx980'e kadar pislik cikabiliyor diye biliyorum. 980'den sikayet eden gormedim duymadim. ben isim geregi mecbur ust serilerden kullaniyorum o yuzden senin siylediklerinle ilgili seyleri karistiriyor olabilirim. gpuboss.com a bi bakmani tabsiye ederim.

birz daha paraya kıyıp msi gtx 970 aldım. coil whine çıkmadı.

1100 tl diye ne Brüt ne net ücret ödeyemez. asgari ücretin altında kalır. tamamen gayri resmi bir işlem.

devamlılık primi iş kanunu ile belirlenmiş bir şey değil, o yüzden işveren bunu kaldırabilir. bu tabii işveren lehine ve işçi aleyhine bir karar. 1.100 TL + AGİ diye bir şey yok. Asgari ücret net 1.300 TL olmak zorunda. AGİ de bunun üzerine gelen bir şey. Yani yaklaşık 1395 TL civarı bir para etmesi lazım. İmzalasanız bile iş mahkemesinde bir geçerliliği olmaz bu tarz belgelerin. İşçi/işveren hakları iş kanunu ile belirlenmiştir. İş kanununda belirtilen maddelerin aksine bir şeye imza atmanız iş kanununun geçersiz olacağı anlamına gelmez.

Zorundaysanız İmzalamış gibi yapın ama kendi imzanını atmayın. İleride doğacak sorunlar için benim imzam değil diyebilirsiniz.

Kaldıki 1100 tl diye imzatılan birşeyin hiç bir kanuni geçerliliği olmaz zaten.

1300 + agi demek doğru değil. 1300'e agi ile ulaşacaklar muhtemelen.

Dolar yüksek, fiyat normal sayılır. Domain fiyatları 8-10$'dan aşağı değil zaten. Başka yerden yenileyemezsin ama başka bir yere transfer edebilirsin. Transfer ücretleri de yenileme kadar olur, süresini de 1 yıl uzatır firmalar. Yani her türlü 30 liradan fazla tutar. Bazen firmalar transfer kampanyaları yapıyor, daha uygun oluyor, ama şu anda bildiğim çok ucuz bir yer yok.

Godaddy ilk alımda baya kampanya yapar, yenilemelerde hiç acımaz maalesef.

Bir de şuradan uzantılara göre ilk alım, uzatma, transfer ücretlerine göre uygun bir yer bakabilirsin:

www.domcomp.com

Yenileme için normal sayılır. Ayrıca 2 yıllık yenileme seçerseniz yıllık 24 TL gibi bir fiyat vermesi lazım Godaddy'nin. Onu deneyin daha karlı oluyor.

isimtescil de 25 tl

Transfer koduyla başka firmaya transfer et. Hem süresini uzatmış olursun.

Godaddy pahalı. Benden de ".net" için 52 TL istedi, yarı fiyatına ihs'ye taşıdım. Hatta hazır taşıyorken tüm domainlerimi taşıdım.

Godaddy politikası bu. ilk sene 0.99 $, ikincide ilkinin parasını da çıkarıyor. Transfer edenler çok olsa da etmeyenlerden kazanıyor :)

www.technopat.net

Teknikekip +1

Tavsiyelerini cok begeniyorum bu adamlarin.

1-2 hafta once su kasayi topladim 2190 liraya:

Amd fx 6300
Asus m5a97 r2.0
Sapphire r9 380 2gb
Corsair vengeance 2x4gb 1600ghz
Kingston v300 120gb ssd
Western digital 1tb blue 7200rpm
Xigmatek asgard 600w 80+ psu'lu kasa.

Senin butce daha yuksek oldugu icin islemciyi fx 8300 ya da 8350 filan alabilirsin. Ekran kartini da 4gb alabilirsin. Monitor vardi bende almadim o yuzden, monitorle beraber 2700'e filan gelir tahminimce. Bu arada oyun icin topladim, oyun oynamayacaksan ekran kartina o kadar para vermeye gerek yok.

i5 3570k işlemci
sapphire hd 7850 2 gb o.c ekran kartı
msi z77a-g43 anakart
4 gb kendinden soğutmalı kington tek modül ram
500 gb toshiba hdd
asus vs228h full hd hdmi monitör

2013 haziranda 1900 tl ye topladım oyun için. çok memnunum. gta 5 i denemedim daha.

şöyle bir şey yaptım ben ama. bundan biraz daha kısıp monitör falan mı eklesek ne dersiniz.

(git: imgur.com)

uplasam nasıl olur ?

abi yazmıştım ama sildim. sanırım en iyi tavsiye şu olur kendi adıma:

www.cpubenchmark.net

ben ekran kartını ve işlemciyi buraya bakarak almıştım.

pcpartpicker.com

10.000 TL'lik donanım da kursan iyi bir monitör olmadıktan sonra anlamı yok.

leyla ile mecnun tadında hiç bir şey yok ama mecnun'un hayal kurmaları scrubs'tan esinlenilmiş gibi. bir sans ver jd'ye.

O çok bize özgü ama. Onun yabancısını bulmak pek mümkün değil bence.

O tarz absürd, yeri geldi mi 5 dk önce güldürürken ağlatan bi scrubs bi de the office var.

güldürük dersen the office. us yapımı olan ama.
biraz stereotype şakalarına alışkın olmak gerekiyor.

the office !!!

Leyla ile Mecnun'da nasıl bize özgü espriler varsa yabancı dizide de oraya özgü espriler olacaktır mutlaka o yüzden yanından bile geçemez ama The Office olabilir.

ana
kaygısızlar
tatlı kaçıklar

yerli oldu ama olsun

anket tadında ilerlemiş madem, scrubs diyenler için bi +1 de benden gelsin.

malcolm in the middle
adventures of pete & pete

bunlar da absürd komediler.

spaced
hatta ana karakter bile direkt mecnunun yabancı vrrsiyonu

Leyla ile Mecnun'da Community'den arak 1-2 espri görmüştüm. Absürd komedi olarak benziyorlar.

31. bölümden sonrası, halka yaranma çabalarıyla dolu ama devam et. hiç olmadı fonda çalar sen kendi işlerinle ilgilenirsin. kenanla ezel sahneleri ve bazı kenanla dayı sahneleri güzel. onlara değer. hiç olmadı, youtube'da ki seçilmiş sahneleri izle. bende bile kendi oluşturduğum bir playlist var. dilersen paylaşırım.

aa bu arada aklıma geldi, spoiler gibi birşey bu ama

spoiler gibi birşey olan kısmı

kenan birkan'ın ölümü çok saçma olmuş ancak. ölümden sonra ki sahne var, ramiz dayı görünüyor. işte o sahne efsane.

spoiler gibi birşey olan kısmı bitti.

devam devam, son bölümlere doğru çıldırıyor iyice.

evet sosyal mühendis haklı son bölümleri çok efsane. 2. sezon ezelden daha çok dayının hikayesi olarak geçiyor. ama sonunda yine ezelin hikayesine dönüyor. sırf oraları izlemek için izlenir 2. sezon

affetme! izle gitsin.

1.sezon çok efsane ama ikinci sezon sonlara doğru çılgın atıyor,ilk 15 dakikası sıkıcı geçip 3.5 üstü biten maç gibi o sezon.

dizilerin dizisi hastasıyız hala.

Orda burda "ilk sezonu efsaneydi, 2. sezonda sicti" diyenlere aldirid etme. Devam et izlemeye. Daha ne efsane bolumler, diyaloglar izleyeceksin.

çok kötü bence izleme hiç güzel değil.

İkinci sezon da ilk sezon kadar güzel. Hatta ikinci sezonun içerisinde başlı başına bir dizi var. İkinci sezon olmasa ilk sezon çok havada kalırdı.

internette olmasa kız bulamayız sanki biraz dış hayatta ben konuşamam düşüncesi özgüven eksikliği

internette daha kolay olabilir düşüncesi yüzyüze değilsin görsel var sadece ve konuşuyorsun sanırım böyle birşey.

Facebookta gruplarda
Instagramlarda likelaşmakla
Ask.fm de açık profil sorularla
Connected2me de açık profil sohbetle
Sözlükte mesajlaşma/fotoğraflaşmayla

google'a kız ara yaz. hepsi listeleniyor zaten.

Tinder

yakışıklıysan bulursun .Çok zor değil.Ama ortalama biriyse çok uğrasma vakit kaybı.

İnternet te hayatın içine giriyor yavastan ne demek ya hangi dunyada yasıyosun, bu yazdıgın duyuru da internet değilmi bana asıl sen sahte geldin

Soruna cvb sa instagram dan tutta twıtter facebok heryerden olur o iş

bence internete hiç bulaşma, kız bulma adı altında internet alemine dalarsan çok abaza ile karşılaşırsın.

hobi kursları falan gidip sosyalleşmek daha faydalı.

Kablosuz ağları aratiyorsun. Ağ ismi Ceren, burcu, merve falan olanlar bi modem aralığı kadar uzakta. zillerden hangi dairede oturduğunu öğrenip aşure getirdim bahanesiyle tanışıyorsun. Olay bu, bu kadar

"yavaştan internet hayatın içine giriyor" cümlesi bana da çok ilginç geldi. 10-15 sene önce şaşırılıyordu böyle şeylere..

Çöpçatanlık sitelerinden ayrı olarak konuşmak gerekirse genellikle bir grubun içinde gelişiyor. Başka türlü de mümkün değil zaten. Ekşi sözlük, ekşi duyuru gibi mesela.. Eskiden forumlar vardı ve zaman geçtikçe forumun daimi yazarları arkadaş oluyordu. Onlar arasında birbirinden hoşlananlar oluyordu vs..

can sıkıntısı. hayatımda en çok 6 aylık askerlik döneminde sigara içtim. o da abartı değil günde en fazla 3,4 tane. bırakmada da sorun yaşamıyorum. aylarca içmem aramam hiç. ama bazen canım sıkldığında stresli olduğum zamanlarda bir iki tane içebiliyorum. nikotin denen şey rahatlama veriyor biraz

Ozenti daha cok ilk baslarda. Sonrasinda cok keyif veriyor. Akabinde bagimlilik. İcme istegi. Yoksa sogukta ayazda sicakta mal gibi disarilarda bosuna izdirap cekmiyor millet.

sigara içmeyenler otobüs beklerken falan ne yapıyor bende onu merak ediyorum mesela. Ya da bi arkadaş ortamında birayı ne ile tamamlıyor. Garip ya.

Sevmeyenlerin suratina uflemek icin iciyorum.

aptal olduklarından içiyorlar. kendimden biliyorum. iradeyle falan alakası yok. nikotin bağımlılığının farkındayım ama 2-3 gün içmedikten sonra tamamen ortadan kayboluyor. 12 yıldan sonra 4 ay sigara içmedim ve can sıkıntısından (aptallıktan) "amaan kahveyle içiveririm hafta 1 kez nolcak" deyip yine eski alışkanlıklarıma dönüp günde 2 paket içmeye başladım. şimdi sporu yüzmeyi falan bahane edip yine bırakıcam ama eminim ki bi noktada yine başlıycam. hiç bulaşmaya gerek yok. sigara içmezken emin ol çok daha mutlusun.

sorunun cevabını tekrar vurgulamak istiyorum: aptallıktan.

bi kere cok güzel bir social facilitator. sigara icen kesimle muhabbete girmek falan inanilmaz kolaylasiyor. ikincisi oral dönemle ilgili olsa gerek agzimizda bisey olsun istiyoruz (xD) kimyasal olarak da bagimlilik yapiyor tabi, ama icine cekmen gerekiyor öyle agiza alinca hissetmezsin tabi, icine cekmeyi de hemen beceremezsin.

Sigara normalde olmayan bir boşluk yaratıyor. Sonra da o boşluğu doldurmak için sigara içme ihtiyacı hissediliyor. Sigara içmeyen insan biranın yanında sigara aramıyor çünkü vücudun halihazırda öyle bir ihtiyacı olmuyor.

içine çektiğinde ilk başlarda hafif kafa yapıyor, sarhoşluk gibi ama tam olarak öyle değil. bildiğimiz sigaralarda 88 tane kimyasal var herhalde, bir süre sonra bağımlılık yaptığı gibi yediğin içtiğin şeyleri "tamamladığına" inanıyorsun. oysa ki böyle bir şey yok. otobüs beklerken ya da biranın yanında sigara arama dürtüsü, sigarayı bıraktıktan bir süre sonra kaybolmaya başlıyor ve kendi kendine "ne kadar malmışım" diyorsun. otobüs beklerken etrafına bakınmaya, telefonla oynamaya falan başlıyorsun. biranın da tadını alıyorsun. ille bir şey yemek istersen fıstık yiyorsun, patates kemiriyorsun.

Normalde beyinde doğal yollarla salgılan dopamin endorfin serotonin gibi hormonlar sigara içenlerde salgılanmayı durduruyor, reseptörler sadece sigara gibi uyarıcılarla harekete geçmeye başlıyor. İnsanlar bu nedenle bırakamıyorlar ama bu bahane değil tabii hepsinin amk, leş gibi kokuyor ibneler.

Ağzımdan duman çıktı diyorsan sen sigara içmemiş sigarayı ağzının içinde gezdirip dışarı üflemişsin. Bu sigara içmek olmuyor. Sigarayı ciğerine çekeceksin. Ha başlanacak bir şey değil tabi. Yani aklı olan düşünmez bile.

Alışkanlıktan. Özentilikle başlanıyor genelde - lise çağında kendini yetişkin gibi hissetmek için başlıyorsun salak gibi, bağımlılık yaratıyor bırakmakta zorlanıyorsun. Üniversite dönemine kadar sigara içmeden gelen kadınlar sonradan başlamaz genelde, erkekler bazen askerlikte de başlayabiliyor "sigara muhabbeti/molası"na katılmak için. O kısmı da sigarasız atlatabilirse sonradan başlayanlar çok az.

Sigaranın en kötü alışkanlığı nikotin değil de el alışkanlığı. Uzun zaman sigara içenler bırakınca onun yerine yapacak şey bulamıyor. Allen Carr'ın sigarayı bırakmak için bir kitabı var, o kitapta bundan da epey bahsediyor, baş etmek için yollar öneriyor. Sigara içen herkese öneririm. www.dr.com.tr

çöp'te yok mu?

haha varmış ya sağol :))

benim icin tek dezavantaji; yeni akrabalar.

kendi akrabalarimdan haz etmiyorken bir de esinin akrabalari cikiyor, hic cekilmiyor.

valla avantajları birlikte olduğunuz kişiye göre değişir. genel dezavantajlara gelince;

nawres'e sonuna kadar katılıyorum. hatta öyle böyle değil yani o kadar çok katılıyorum.

sonraa, sorumluluk ikiye katlanıyor. eğer evde tek kişi çalışıyorsa aynı şey masraflar için de geçerli. en basitinden dışarıda bir yemek yeseniz 20 lira verseniz "aa bişey değil ki" diyebilirsiniz, 40 lira olunca "çokmuş ya" oluyor.

hayatınızdaki kararları daha önce siz ve aileniz alıyorduysanız, şimdi siz, o, aileniz ve onun ailesi şeklinde gelişiyor. nawres'e katılıyorum demiş miydim?

sevgiliyken herkesin kendi düzeni oluyor, evlenince evde ortak yaşamla ilgili sıkıntılar çıkabiliyor. hele de bir taraf aşırı dağınıksa -bizde öyle- diğer taraf ara sıra çıldırmanın eşiğine gelebiliyor.

yalnız yaşamanın konforu bana göre tartışılmaz. avrupada falan olaydım asla evlenmezdim ki eşimi de gayet seviyorum yani. sevgili sevgili takılırdık sonra ooh ben kendi evime o kendi evine. miis. "sabah kalkınca ilk onu görmek" filan romantizmindeyseniz onu bilemem tabi, sabahları uyandığında iki nemrut mümkün olsa ilk 3 saat hiç karşılaşmasak daha iyi olurdu. size nasıl olur, biraz kişisel bir durum.

inanç ve kültürler konusunda umarım yakınsınızdır. ben egenin en dibindenim, eşim iç anadolunun bağrından. bizim evde dinin d si konuşulmazken, onlar oruçlarını tutarlar, kurbanlarını keserler. ramazan filan sıkıntı değil ama kurban bayramı benim için işkence gibi geçiyor mesela. yemekleri bizimkiler gibi değil, alışkanlıkları, aile yapıları... bizimki iyi onlar kötü demiyorum yanlış anlama, farklı işte, ister istemez yabancılanıyor.

nawres çok haklı bu arada, demiş miydim?

% 90 evlendiğin kişiyle olan uyumuna bağlı. En büyük dezavantaj bireysel özgürlüğün kısıtlanmasıdır.

Bir tavsiye; ev içi işlerin hiç birine ailelerin karışmasına izin vermeyin. En baştan bunu engellerseniz daha sonra rahat edersiniz.

evlen evlen evlilik çok güzel bişey :) daha ilk yılını yeni doldurmuş biri olarak diyebilirim ki kişilik olarak çok farklı iki insan değilseniz, birlikteyken eğlenebiliyosanız zaten en yakın arkadaşınızla eve çıkmış havasında oluyosunuz. akrabalarla çok sıkı ilişkilerimiz olmadığı için o hususta bi sıkıntı yaşamıyoruz ve kesinlikle tavsiye ederim hiç gerek yok sürekli akrabalarla görüşmeye. bayramdan bayrama yeter işte.

bizim çok uzun bi flört dönemimiz olmuştu, evlenirken en çok artık dışarda görüşüp deli paralar harcamıycaz diye sevinmiştik. evcimen insanlarız ikimiz de. aile yapılarınız yakınsa, kişisel düzeniniz birbirinize uyuyosa güzel filmler, patlamış mısır ikilisiyle güzel vakit geçirebildiğin insanla ömür de rahat geçiyomuş şahsen deneyimledim keşke daha önce evlenseymişimden başka keşkem olmadı henüz.

yol yakinken vazgec bence...
bir dost

youtube :D

spotifyi devalarca yukledim sildim.gittim ucretli surume gectim sonra yine iptal ettim. her iyi yorumda lan ben de mi sikinti dur tekrar kurcalayim dedim ama hicbir zaman youtube dan aldigim zevki alamadim.

8tracks olabilir.

youtube +10000

youtube diyenler iyi hoş da youtube telefonda arka planda çalmıyor.

youtube + 4K downloader

ben şimdilik deezer kullanıyorum, güzel gibi. yeni üye olduğum için bir süre premium olarak kullanıcam ama ondan sonra ne kadar kısıtlarlar allah kerim.

grooveshark ile herhangi bir online müzik platformu kıyaslanamaz :)

Lakin grooveshark'da müzikleri kullanıcılar da yüklüyordu. Bir de yasal değildi tabi.

ssd harddisktir.
yeni teknoloji olduğu için eskilere göre daha hızlı ve sağlam.
yeni olduğu için pahalı.
girer.
bişey değil.

ssd solid state drivedır. hdd değildir.
hdd'den daha hızlıdır. bilgisayar hızlı açılır, programlar hızlı açılır.
hdd'de motor vb. mekanik parçalar var. bunlar disk üzerindeki veriye erişimi geciktiriyor. ssd'de ise bunlar olmadığından veriye erişim daha hızlı.
yeni çıktığı için pahalı.pek yeni de değil ama teknolojileri hddye göre daha karmaşık sanırım
her bilgisayara girebilir.

o değil de m2 pcie ssd çıkmış. saniyede 1gb yazma okuma.

yahu solid state drive yazsan o ne diyecek insanlar. bildiğin harddisk yerine kullanılıyor işte.

ne yenisi dayı 2,5 senedir kullanıyorum
her bilgisayara girer sadece 25" 3,5" farkı var hdd deki gibi
pahalı değil

SSD, katı depolama birimi.
RAM'ler ile aynı mantıkta çalışır.
HDD'lerden kat ve kat daha fazla okuma/yazma performansı sunar.
Ancak asıl olay bu değildir. Asıl olay çok iyi bir "rastgele erişim" performansı sunar.
HDD'lerde oynar başlık, disk üzerinde rastgele verilere erişmekte sınırlayıcı faktör olur.
SSD'lerde hareketli parça olmadığı için hız kısıtlaması olamaz.
HDD'lerde 300-400 rastgele erişim değerine "iyi" derken, ekonomik SSD'lerde bile 80.000 ila 90.000 değerine ulaşmak mümkün.

Peki bu neye yarar?
Programlar, oyunlar, hatta Windows'un kendisi tek parça dosyalarla çalışmaz. İrili ufaklı ve rastgele yerlerde pek çok parça ile çalışır. HDD burada kısıtlanır. Hele bir de ram alanı için swap yapılırsa o diskten hayır gelmez. Siz ise donmuş ya da "yanıt vermiyor" yazan PC karşısında sinirden kafayı yersiniz. SSD için bunlar sorun değildir. Depolama birimi üzerindeki her hücreye anında erişebilir.

Ayrıca sessizdir. Hareketli parça içermez.
HDD gibi düşünce hasar almaz. Hatta kolay kolay hasar almaz. Uçakların kara kutularında uzun yıllardır SSD kulanılır öyle söyleyeyim.
Windows'unuz anında açılır, oyun yükleme ekranları anında dolar. SSD'ye geçtiğimden beri depolama biriminin darboğaz yapıp bir programın donduğunu görmedim.

Niye pahalı? Çünkü içlerindeki NAND flash yongaların üretimi kolay değil. Ayrıca HDD'ye göre pek çok artısı var. Son olarak akıllı telefon ve tabletlerin depolama birimlerine çok talep olmasına rağmen PC pazarında henüz o kadar talep yok. Hâlâ HDD alınıyor. O yüzden üretim kapasitesinin az bir kısmı ayrılıyor SSD'ye.

Her bilgisayara girer mi? Güzel soru. Pek çok çeşit bilgisayar var. Bir SSD her bilgisayara girmez ama her bilgisayara giren bir SSD bulunur. Avuç içi bilgisayarlara HDD bile takılmaz hatta direkt SSD. Bilgisayarınızdaki depolama giriş portuna göre SSD bulabilirsiniz. Muhtemelen SATA 3'tür bu.

Son olarak, Amazon'dan alın. Ülkemizdeki aynı fiyata satılan aynı SSD'nin neredeyse 2 katı kapasitede olanını alabiliyorsunuz aynı paraya.

Ssdlere artık yeni demek doğru değil. Ben de 3 sene önce kullanmaya başladım. O zamanlar yeniydi ama artık pc alırken ssd olmazsa olmazdır.

neredeyse 2 senedir kullanıyorum, gayet memnunum artıları istediğin şarkıları tek tıkla bütün eşitlediğin cihazlara indiriyor uğraşmıyorsun tek tek, shazam'dan şarkı tagladın sonra hemen spotify çalma listene ekleyebiliyorsun, türkçe arşivinde eksik var biraz çok türkçe dinliyorsan sıkıntı yaratabilir. yeni özellik çıkardı mesela running diye sen koşarken senin tempona göre şarkı açıyor falan.

milyon tane listeden liste seçip telefona kaydedebiliyor ve istediğin zaman dinleyebiliyorsun.

Spotify'ı çok severim. Yoğun şekilde kullandığım için parayı basıp premium olmuştum. Sonra, geçenlerde bi baktım 6-7 aydır spotify kullanmıyorum, iptal ettirdim. Yani tamamen ne derece kullandığınla ilgili bence. Şu an premiumsuz hiç bir eksikliğini hissetmiyorum.

Artılarına gelince; listeleri çevrimdışı oynatabiliyorsun falan, artıları burası yerine spotify'a sorsan daha iyi edersin.

lmgtfy.com

Ayrıca ilk bir ay premiumu ücretsiz deneyebiliyordun sanırım.

telefondan çok dinliyorsan evet sadece bilgisayarda takılıyorsan hayır.

gereksiz bence. spotify neyse de apple ve google in da birseyler yapmaya calismasi falan komik geldi.

Telefondan kullanıyorsan al kesinlikle. Bilgisayardan kullanıyorsan da al gerçi, akk yemeye gerek yok durduk yere.

glamdr1ng +1

glamdr1ng +1

Ayda 10 TL böyle bir hizmet için para bile değil. Hatta enpara ile 5 TL'ye geliyor.

haziran dökümü temmuz sonuna doğru çıkar diye bir bilgim var ama emin değilim.

sgk olayları işe girdiğin ilk gün başlar. başlaması lazım.

henüz siteye yansımamıştır. temmuz sonunda yansır

Siteye yansıması bir sonraki ayın ortalarını buluyor 15 20 temmuz arasında yansır

Bana da 1 ay sonra yansır dediler(hakikaten de öyle), o yüzden adamlara sigortamı yaptınız mı diye de sormadım. Meğer 1 ay sigortasız çalıştırmış oçlar beni.

O yüzden çalıştığın firmaya bir sor bence.

Şimdi kendi dökümüme baktım,en son mayıs gözüküyor,1-2 hafta içinde haziran dökümleri yansır.

Hizmet dökümünün sisteme yansıması için muhasebecinin aylık prim ve hizmet belgesini vermesi gerekiyor. Bunun da son günü Haziran ayı için 27 temmuzdur. (normalde 23'dür ama mali tatil olduğu için bu ay 27). Bekleyeceksiniz. Ben (smmm) genellikle ayın 15'inden sonra veririm APHB'yi.

Skyrim he skyrim. Yok aslında global offensive'e daha çok benziyor.

Yav üzerine milyon eser yazılmış çekilmiş kılıçlı kalkanlı büyülü fantastikolu ortaçağ settingi işte. Biraz lotr biraz witcher biraz elder scrolls biraz kara murat biraz keloğlan biraz sinbad. Bu dizide yeni hiçbir halt göremedim. Sıkıcı olmayan tek şey sean bean'in oyunculuğu.

game of thrones'u beğenmediyseniz size senaryosu daha zekice hazırlanmış, aşırı iyi ve kötü karakterlerin bulunmadığı, klişe diyalogların olmadığı, sizin zevkinize hitap edebilecek arka sokaklar isimli diziyi tavsiye edebilirim. rıza başkomiser diye bir karakter yaratmışlar, efsane bir adam.

ilk sezon en güzeliydi bence :(

benim izlediğim belki de ilk fantastik yapımdır GoT, diğerleri nasıl bilmiyorum o yüzden karşılaştıramam ama "kılıçlı kalkanlı büyülü ortaçağ settingi" biraz acımasız olmuş abi ya. bundan daha detaylı, karmaşık ve derin bir uyarlama bence. bi' de "aşırı iyiler ve aşırı kötüler" demişsin, tam tersi bana kalırsa. kesin olarak iyi veya kötü diyebileceğin karakter sayısı çok sınırlıdır.

çok fazla karakter ve hikaye var, dolayısıyla olacakları kestirmek belli başlı durumlar dışında zor. ilk sezonda ne olduğunu tahmin edersin, hatta belki diğerlerinde de edersin ama o sonuca götüren şeylerde "vay amk" diyebiliyorsun. kurgu falan iyi, güzel.

ben sevdim bu diziyi ama sana katıldığım yönler de yok değil. böyle efsane olacak nesi var onu anlayabilmiş değilim. kaliteli, güzel bi dizi yani daha fazlası değil. ben beşinci sezonu izlemeye daha dün başladım mesela bütün spoiler'ları yedim afiyetle. içimden gelmedi çünkü dördüncü sezon bittikten sonra devam etmek. bi bok olduğu yok. dekor şahane, izlerken sıkılmıyosun eyvallah ama bi sonraki bölümü iple de çekmiyodum açıkçası. bi yerden sonra beni sıktı, yarıda kalmasın diye izliyorum öyle.

velhasıl geym of tronz bence güzel dizi, kaliteli dizi ama abartıldığı ve öyle efsanevi bi şey olmadığı da gerçek. ben bu ortaçağlı şeyleri çok seviyorum o yüzden her türlü ilgimi çekiyor.

'ortalama zekalı izleyiciye göre yazılmış klişe diyaloglar'

aga tüm dünya süperzeka da bizim mi haberimiz yok? tabi ortalama olacak ne bekliyon ki sen?

Lannisterlar al sana çok kötüler işte. Kız kardeşini düdüklüyor aklı fikri itlikte hergelelikte. Herif sanki doğuştan kötü. Stark da ahlak timsali iyi niyet elçisi yiğitliğin sesi. Bir hikaye için gereken en klişe şeyler. Bir yerde bu ikisinin birbirinin boğazına yapışacağını ilk saniyeden tahmin edebiliyorsun. Sonradan ilki hacca gidiyor öbürü dark side a geçiyorsa bilemiyorum. Ya da salak büyük prensesin istisnasız hep salakça davranması. Yani bir insan istese bile arka arkaya bu kadar salakça davranamaz. Bi de arada ilginç şeyler söyleyip sempati toplasın diye cüce koymuşlar zannedersin deli yürekteki kuşçu.

Ortalama zekaya hitap ederken arada öyle kafa karıştırıcı, şüphede bırakıcı şeyler söylersin ki izleyen 10 kişide sadece bir sürü detayı aklında tutmuş, puzzle gibi birleştirecek üç beş kişi anlar. Senaryo metninin de kendi içinde göndermeleri vardır. Tabi günümüz dünyasına edebiyata popüler kültüre vs gönderme yapamayacak bir dünyada geçen bir yapımın diyaloglarını sığ bulmak normal. Tolkien ondan dolayı binbir türlü detayı dilleri olan devasa bir dünya yaratmış olsa gerek.

sevmek zorunda mısın? beğenmediysen geç. ne çok büyütüyorsunuz şu olayları anasını satayım.

mesela kitap okumayı denedin mi hiç? kitapları var, A Song of Ice and Fire diye. onlar da kılıçlı kalkanlı büyülü filan ama pek bi güzeller.

beğenmediysen izleme. zorla izlettirecek değil ya kimse

Ya abicim tahmin edilebilirlikten ötürü eleştirilmez bir şey. Ki dizide o kadar çok tahmin edilemeyen olay oldu ki hangisini saysam bilemedim.

Hayır onu bunu biliyorsun tahmin edebiliyorsun diyorsun da skyrim'de de alduin'i keseceğiz belli ama oynuyoruz.

Ya da misal prison break'de de hapisten kaçacakları belli ama heyecanla izledik.

Mesele zaten bunların işleyişi. Tamam dünyanın en sürükleyici dizisi değil de böyle sığ eleştiriler de içimi geriyor.

Beğenmedim demek yetmiyor mu. Aslında kötü dizi niye millet beğeniyor demek saçma geliyor bana.

yalnız değilsin. ben de acayip overrated buluyorum.

tamam seyir zevki fena değil, ara ara boş vakit bulduğunda izlenecek bir yapım ama nesini bu kadar efsaneleştirdiler ben de anlamadım.

ben de ilk 3 bölümü izleyip devam etmemiştim. Bu tür dizilerin ayrı bi kitlesi var, zevkler değişiyor işte. Ben Spartacus'ü de sevmemiştim, Walking Dead'i de...GoT seven bunları da seviyor, bunları sevmeyen onları da sevmiyor genelde. Falan filan.

Ben şerefsiz evladıyım, sana kızmamak için kendimi zor tutuyorum!

Bücür cadı dizisini önerelim sana? böyle aşklı, büyülü fantastik bir dizi.

Evet edebilirsin artik eger 2 saatten az oynadiysan. Yukardaki helpe tiklayip a purchase ve refund seceneklerine tikla.

Şu an 6 ay geçmişe kadar iade edilebiliyor. Ben 2 oyun iade ettim onaylandı.

post revisions açıksa yazıyı düzenleme ekranında eski sürümlerin olması lazım.

ilgili yazi duzenlemek icin admin kisminda acin, sag tarafta Surumler: 5 adet gibi bir secenek goreceksiniz. Surumlere tikladiginizda eski surumler ve yazilari vb. degisiklikleri gorebilirsiniz.

www.babil.com

Ay boyunca yapılan alışverişlere ait indirimler toplu olarak bir sonraki ayın en geç 5. iş gününe kadar, alışverişin yapıldığı Encard’ın bağlı olduğu Enpara.com Vadesiz TL hesabına yatırılır.

yalnız her ay içerisinde bir defa 100 tl'na kadar olması lazım. 101 tl olunca kampanya dışı.
100 liraya kadar olanın da diğer ayın en geç 5. iş gününe kadar iade. kampanyadan da 3 defa yararlanabiliyorsun.

Edecek. 101 tl kampanya dışı değil. 100 TL'ye kadar olan kısımdan sonrası kampanya dışı yani bu durumda 1 TL.

"Ay içinde toplamda 100 TL’nin üzerinde harcama yapılması durumunda, 100 TL’nin üzerindeki tutar için indirim yapılmaz."

bu şekilde alırsanız temmuz'un ilk 5 işgününde enpara hesabınıza 50 lira iade olacak.

Yanlış bilgi vermeyin, kendiniz anlamadıysanız başkasını da yanıltmayın.

50 lirası iade edilecek ama banka ne zaman iade edeceğini belirttiyse o zaman. 150 liralık alışveriş de yapsan 50 lira iade edecekti. Yani en fazla 100 liralık alışverişin %50'sini iade ediyor.

edit: Aşağı bir mesaj daha yazmayacağım. sakabilmemneyi nickli arkadaş ''101 tl olunca kampanya dışı'' yazarak gayet yanıltıcı bir açıklama yapmış. Biz de düzelttik. Kabul etsin veya etmesin bu yazdığını okuyan çoğu kişi ''sepet tutarı 100 lirayı geçtiğinde hiç iade alamazsınız'' olarak anlayacaktır.

ulen yanlış bir şey mi söylüyorum?
100 liraya kadar olanın iadesi var yarı yarıya işte. 101 tl olunca kampanya dışı dememin sebebi 101'in yarısını iade etmiyor 150 200 de olduğu gibi.

"100 liraya kadar olanın da diğer ayın en geç 5. iş gününe kadar iade." yazmışız işte.
okuduğunu anlamayan adam gelip de laf atmıyor mu?

sakabilmemneyi olayı anlamış ve doğru aktarmış. anlamamışsınız diye kafa karıştırmaya gerek yok. alacak arkadaş çelişkiye düşmesin diye şuna dikkat etsin: paylaştığınız bu sepete enpara ile ödeme yapın, 50 lira iadenizi temmuzun ilk 5 işgününde alacaksınız.

kampayanın da mantığı şu: tek seferde ilk alışverişine 100 liranın üzerinde yaptığınız her alışveriş tutarına maksimum 50 lira iade alabilirsiniz; 100 liranın altındaki ödediğiniz her miktarın yarısı kadar para geri alabilirsiniz (ör.80 liralık sepete 40 lira iade olur.) iadeler sonraki ayın ilk 5 işgününde yapılıyor.

"100 TL'na kadar olması lazım 101 TL olunca kampanya dışı" demek 100 TL'den fazla harcarsanız yararlanamazsınız demektir.

Düzgün anlatamadın.

kampanya nedir?
100 liraya kadar olanın yarısı iade diğer ayın 5. iş gününde. 101 de olsa 150 de olsa kampanyadan yararlanamazsın evet. yani yarısını vermezler, 100 liraya kadar olanın yarısı verirler.

ben okuduğumda ve kampanyanın sayfasını açınca yazdıklarımı anlıyorum.

"yalnız her ay içerisinde bir defa 100 tl'na kadar olması lazım. 101 tl olunca kampanya dışı."

şunu yazmışım üstelik.

arkadaşın sorusu zaten "50 TL'sini iade mi edecek" idi. Evet iade edecek demen gerekirdi. Halbuki sen 101 TL olunca kampanya dışı yazdın. Bilmeyen için kafa karışıklığı yaratacak bir cümle.

etmem.

söylemek kolay, yapmak zor. o anı yaşamadan bilemeyiz.

hiçbir şey için büyük konuşmam konuşanı da sevmem. o anki olaya/duruma/kişiye/psikolojiye bağlı olarak değişecek bişeydir bu. ki belki onu düşünmene bile fırsat kalmadan yapacağın şeydir.

ederim

hayır.

düşünmeden canını vermek salaklıktır akıllı adam önce bir oturur illa ölmem mi lazım ben ölmeden olmuyor mu diye sorgular.

ederim

hayır.

fakat bu insanlığın yararına olacaksa, olabilir. mesela mars'a gidecek ve ne olacağı şüpheli bir seyahat.

küçükken ejder mızrağı serisinde ' est sularus oth mithas '' diyen sturm brightblade i hiç anlamlandıramış , kürdandan hallice kılıcı ile sırf onurunu korumak için kitiara ve kara ejderinin önüne çıkmasını idiotça bulmuştum.

canlı için kendini feda etmek.. durumdan duruma fark var. sevgilisinden ayrıldığı için canını feda edenler embesildir benim gözümde. lakin fukushima da patlayan nükleer reaktörün sorumluluğunu üstlenip kanser ve radyasyon kaynaklı ölüm % 100 garanti iken santrale girip hasarı indirgemeye çalışanlar kahramandır .

fikir için canımı feda edersem o fikri geliştirme ( en önemlisi bu bence ), savunup yayma fırsatımı da kaybederim , fikrindeyim. galileo gibi "Eppur si muove" (Ama dünya yine de dönüyor) diyebilmek için kimi zaman fikirlerden vazgeçmiş gibi görünmek gerekebilir.

kendim için düşünüyorum da ;
ancak bütün dünyevi zevklerin tadını alıp sıkıldıktan sonra tarih kitaplarında ansiklopedilerde anılmak için hayatımı feda edebilirim.

Canlı ve onur için evet. fikir ya da ideoloji için sikseler etmem.

hayır ben bir şey uğrına yaşamayı daha onurlu buluyorum, ölüm anlık, bir nevi kurtuluş ama onun uğruna yaşamak daha büyük sorumluluk.

"yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde."

demiş nazım hikmet. +1'imle katılıyorum bu görüşe.

fikirler için hayır, canlılar için evet.

Ölümden sonra yaşama inanmıyorum dolayısıyla ölünce yaşamdan daha iyi bir şeyle karşılaşmayacağım. Bu durumda etmem gibi geliyor. Ancak öte taraftan hayatın absürt olduğuna inanıyorum ve yaşamıma/yaşama pek önem vermiyorum. Bundan vazgeçebilirim. Neyin uğruna verebileceğim konusunda da sanırım çok temel bir insan hakkı ihlalini engellemek tek muhtemel senaryo. Yani düşünmek için çok zamanımın olmadığı bir durumda doğru olanı yapma şeklinde bir görev bilinciyle zaten yaşamamın pek de bir anlamı yok diyip yapabilirim sanırım.

fikir, onur vs. için etmem. Yani bugün etmem. Yarın ne durumda olacağımız meçhul.

Bugün için canımı feda edebileceğim tek canlı oğlum.

etmem sanırım. bir fikir, ideoloji veya kişi uğruna ölünecek kadar değerliyse, bu benim yüzümden olmuştur. yani ben bir X kavramı veya kişisi için ölebiliyorsam, onu "uğruna ölünecek" kılan benim demektir. ortadan kalktığım zaman, ona atfettiğim değer de yok olacaktır. o yüzden, ben öleceğime o ölsün amk neden ben ölüyorum? değeri veren, onu kutsallaştıran benim. o değil ki. o ölsün o zaman. kutsal olmak kolay değil öyle.

bir de tabii şey var, bazı durumlarda siz uğruna ölmeseniz de karşıdakine zarar gelmiyor. hani vatanı savunmak için ölmeyip de "bana ne amk" diye kaçarsanız, adamlar gelir orayı alır. ama bir ideoloji için ölmekten vazgeçerseniz, o ideoloji ölmez. daha güzel. heç işim olmaz. kimse ya da hiçbir şey benden değerli değil. i <3 der meister

valla akpye sıkı sıkıya bağlı yüzde 40lık kitle, cehape zihniyetinden nefret ediyor. camileri ahır yapan, başörtüsüne zulüm eden, 2002den önce koalisyonla memleketi berbat hale getiren, solcu ateist topluluk onların gözünde chp.
böyle bir koalisyon bana kalırsa chpden çok akp ye zarar verir.

iki taraf da seçmenini ikna edebilir mi bilemiyorum.

benim istemem sebebim bu koalisyonla bakanlar yargılanmaz.
birde önümüzdeki ekonomik krizin suçu chp'ye atılır. oy oranı düşer. koalisyon pimi çekilmiş bir bomba gibi kim girerse onun elinde patlayacak bomba.

Chp, akplilere gore karsi taraftaki dusman, ocu. Akpnin tum politikasi bunun uzerine cunku. "Karsi taraf yarat, bu karsi tarafa tum kotulukleri addet, otomatikman tum iyilikler sen ol." Chp de akpden sonraki en genis tabanli parti oldugu icin konumu geregi bu "kotu dusman" oluyor. Abartisiz soyluyorum; chp akplilere gore dinsiz, yahudi, amerikanci, alevi, komunist, onlar, din dusmani, bunlar, beceriksiz, vizyonsuz, vatan haini vs.
Bu sekilde kendi tabanina yillar boyu propaganda yapip onlari inandirdiktan sonra beraber koalisyon kurmasi akp nin tum imajini bir anda bozar, tum secmenin kafasi bir anda karisir. Bu sebeple akp yonetimi bu koalisyona birakin yanasmayi soylentisine bile tahammul etmez, her zaman oldugu gibi dusman edebiyatina devam eder.

Akpliler chplilere gore hirsiz, yolsuz, baskici, cahil, cikarci, ahlaksiz, irticaci, din somurucusu. Dolayisiyla partilerinin oyle bir partiyle birlikte koalisyon kurmasini istemez. Yani tabandan bir tepki soz konusu olur. Chp de bu sebeple boyle bir koalisyonu kabul etmez.

Ozetle hem cok ayri tabanlar var, hem bu tabanlarin saflari yillardan beri kasten sikilastirilmis durumda.

bu koalisyon her iki partinin de sonu olur. o yüzden istenmiyor.

öğrenci genç bir arkadaşım var, ev arkadaşı alacak. hemen yapıştırdım öğütü; dikkat et, evini bir hırsızla paylaşma sakın.

çünkü eğer akp liler yargılanmayacaklarsa.
bi daha chp-mhp-hdp ye oy yok.

sandığa gitmem erken seçimde.

Ben bir akp li olarak sadece mhp li koalisyona sıcak bakarım, mecburiyetten. hdp ile koalisyon yaparlarsa, arkalarından söverim akp nin ama chp ile koalisyon yapacak olursa eğer akp bir daha benim oyumu alamaz. Bence akp nin tabanının büyük çoğunluğu benim ile aynı fikirde.

1.Erdoğan

2.Yolsuzluklar

Bu ikisi de akp ile yapılamaz. Bu ikisi diğer partilerle anlaşıp kabul görürse chp azınlık hükümeti de kurar. Öyle ekonomi elimde patlar falan diye korkmaz.

kablolardan birinde sorun vardır bence. kendin tespit edemiyorsan servisine götür, şakaya gelmez patlar bile. bundan 10 sene önce benimki patladı kendi içinde oradan biliyorum.

sabah çocuk oynarken baktım yine gitmiş ses.

şu mu:

www.youtube.com

garantisi yok mu?

psuyu açıp bir bakmak gerekir bence ama önce garanti varsa garanti veya üretici firma ile iletişime geçmek daha mantıklı. zaten fan dışında oynar bir parça yok. fan yüzünden olabilir

aynen bu ses evet. garantisi geçti ya. 2.5 sene önce almıştım. tekrar olursa açıp bir temizleyeyim içini.

Şuradan anladığım kadarıyla arızalı kondansatör sebep veriyor.

forums.vr-zone.com

valla elektronikten pek anlamadığım için oraya girmedim. şimdi hatırladım, en son bu sesi çıkaran bir psu elimde kaldıydı. allahtan gümlemedi, sisteme güç veremedi sadece. firmadan olumlu sonuç çıkabilir, denemekte yarar var o yüzden. ya da dolar insani seviyeye gelince yeni psu düşünülebilir çünkü psu ölünce diğer parçaları öldürme ihtimali de var. en saçma zamanlarda yarı yolda bırakmasını saymıyorum bile

Merak eden olursa psu hala sorunsuz çalışıyor.

zamanında benzer bir durumun sonunda power patlayıp bilgisayarımın amına koymuştu. değişim dışında nasıl bir çözüm olabilir bilemiyorum ama tedbirli olmanı öneriyorum.

Daha da ilginç bir şey oldu. Ofiste kullandığım psu'yu evdekine takıp bu psu'yu bürodakine taktım. Pc'yi evde açınca yine aynı sesleri verdi. Büroda tık etmedi hâla.

Zannedersem yıllar önce aldığım akım korumalı çoklu prizde bir sıkıntı var.

edit: büroda da başladı. priz sağlammış

:) cidden güldüm. hayaldi gerçek oldu (hayali seçmenler olabilir mi ? )

Bu soru 2007 civarı çok sorulurdu, şimdilerde epey azaldı.

1950'lerden beri sorulur bu tur sorular. O zamanlar "sessiz cogunluk" denirmis.

kırsal kesimde bulundun mu hiç? şöyle köy kasaba ova plato dolaşıp sorsan çoğu akp diyecek. adamlar televizyondan izlediği kadarıyla tanıyor akp'yi, televizyonlar da zaten bunların olduğu için mükemmel bir hükümet izlenimi var.adam çıkıp "kardeşlerim o silahlar türkmen kardeşlerimize gidiyordu ama bunlar bize iftira atıyor" dedikten sonra herkes hülooğğ inanıyor. tabi hayali seçmenlerin de katkısı çok büyük.

yani en ummayacağın yerde bile üç tane biliyorum ben. beş de olabilir.

şimdi aklıma geldi.bu son yerel seçimlerden bir gün sonra nette birisi yazmıştı :
sokağa çıkmıyoruz diye bizleri yok mu sandınız ? bu soru aynı zamanda cevabı da içeriyor bana kalırsa .

Annem, anne tarafım komple veriyor.

Okumamış insanlarda değiller, ideolejileri gereği başka partilere veremiyorlar ve gerçekten de çok seviyorlar.

Hele ki dedemi ikna etmek imkansız. ölürümde başka partiye vermem diyor adam.

Geçmişte dp, ap, anap'a oy veren insanlar şimdi akp'ye veriyor oyunu. Sağ oy bir gelenek meselesi baktığımız zaman.

nasıl izole bir çevrede yaşıyorsun bence bunu bir sorgula derim. çevreni değiştirmen gerekiyor kesinlikle.

Eski merkez sağ seçmen, aman ağzımızın tadı kaçmasın diyen istikrarcılar, din vs hassasiyeti olanlar. Türkiye geneline en uzak sosyal platform da bence ekşisözlük. Sözlükteki yorumlara, görüşlere vs bakıp da heveslenenler genelde balkon konuşması izlerken buluyor kendini seçim akşamları.

Cihangir'den bildiriyorum Hdp yüzde 95, kesin bilgi yayalım. Çevreni değiştir.

Bir de şu var tabi. Beyaz Türklerin yoğun olduğu yerde AKP liyim demek zor. Hakaretinden tacizine her şey var onlarda çünkü...

2008-2009'a kadar kimse akp'ye oy veriyorum demiyordu. Biz de soruyorduk yahu hiç kimse oy vermiyor da nasıl bu kadar oy alıyor diye. Ne zaman ki AKP yönetimi daha kötü hale geldi, RTE peygamberliğini ilan etti, esip savurmaya başladı, ondan sonra kimse Akp'ye verdiğini inkar etmedi.

Ben sadece bu mantığı anlamıyorum. Akp'nin görece iyi olduğu zamanlarda herkes oy verdiğini inkar ederken bugün ülkenin ve partinin en kötü, en ayrıştırıcı olduğu dönemde oy verenler göğsünü gere gere akpliyim diyor.

benim çevremde de 1 kişi bile yok. akrabalar, iş, arkadaş, ne gördüm ne duydum. mhp'ye oy verecek kişi sayısı da 1-2. ama türkiye bizim çevremizden oluşmuyor. istanbul dışına çıkmaya da gerek yok, bir esenyurt falan gezsen yeterli kim veriyor sorusunun cevabı için.

yalnız anlamadığım bir şey var. neden çevresini değiştiriyormuş? çevresinde hiç şerefsiz yok diye neden değiştirmeliymiş yani buradaki mantık nedir? değiştirme güzel kardeşim çevreni, sen de türkiye gerçeklerden uzak yaşayıver. bir şey kaybetmez, aksine kazanırsın.

babam.
eniştem.
dayım.
...

dün şehre indim, berberim veriyormuş. bulunduğum yerdeki veriyor bir de. ama onlar da çekine çekine veriyor. bana maaşlar az diye gelince "1500 ister misin" diyorum koşarak uzaklaşıyor. başka da tanımıyorum

kendileri. (anladin sen)

Büyük çoğunluğunu taktığı başörtüsünden dolayı eğitim hakları elinden alınmış, inancı gereği hor görülmüş insanlar ve yakınlarının oluşturduğunu düşünüyorum. Katsayı adaletsizliği nedeniyle istediği okulda okuyamayan, askerdeki oğlunun yemin törenini bile izleyemeyen anneler ve niceleri.

Derinlemesine düşünülecek bir durum yok aslında. Akp'nin başarısından ziyade akp öncesinin inanılmaz başarısızlığının ve zulmünün tezahürü oylara yansımaya devam ediyor. Tabi aradan 13 sene geçti, zamanın çocukları oy verecek yaşa geldi ve doğal olarak bu sessiz çoğunluğun kaynağı hatırlanamıyor.

Aradan geçen zaman içerisinde akp içerisine çeşitli kesimlerden katılımlar olsa da çekirdek o dönem canı yananlardan oluşuyor diye düşünüyorum.